17. CİLD İBRÂHİM HALEBÎ: Onikinci asır Hânefî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, İbrâhim bin Mustafa bin İbrâhim el-Halebî el-Medârî’dir. Künyesi Ebü’s-Safâ ve lakabı Bürhânüddîn’dir. Onikinci asrın başlarında Haleb’de dünyâya geldi. Doğum târihi kat’î olarak bilinmemektedir. 1190 (m. 1776) senesi Rabî’ul-âhır ayında İstanbul’da vefât etti. Hâlid bin Zeyd Ebâ Eyyüb-i Ensârî hazretlerinin türbesi civârında medfûndur. İbrâhim Halebî, önceleri bir san’atla meşgûl iken bir rü’yâ gördü. Rü’yâsını, Haleb’de bulunan Kâdiriyye büyüklerinden Şeyh Sâlih el-Mevâhibî’ye anlattı. O da, rü’yâyı, ilim okumaya yönelmek şeklinde ta’bir etti. Bunun üzerine Halebî, Kâhire’ye gidip, orada yedi sene kaldı. Aklî ilimleri okudu. Haleb’e döndüğünde, kendisine, ilim okumaktan maksadın, naklî ilimleri öğrenmek olduğunu, insanın esas olarak naklî ilimlere ihtiyâcı olduğunu söylediler. Naklî ilimleri de öğrenmeye azmeden İbrâhim Halebî, Şam yoluyla Hicaz’a gitmeye karar verdi. Dımeşk’a geldi. Ebü’l-Mevâhib bin Abdülbâkî, İlyâs el-Kürdî, Muhammed Habbâl, Şihâbüddîn Ahmed el-Gazzî gibi âlimlerden okudu. Ayrıca tasavvuf yolunda, Abdülganî Nablüsî hazretlerinden feyz aldı. Hac yolculuğuna devam ederek, Mekke-i mükerremeye vardı. Orada; Cemâleddîn Abdullah bin Sâlim el-Basrî el-Mekkî, Ebû Tâhir bin İbrâhim Gürânî, Muhammed Hayât es-Sindî ve Muhammed bin Abdullah el-Magribî gibi âlimlerden okuyarak ilmini ilerletti. Hac farîzasını îfâ ettikten sonra Kâhire’ye döndü. Orada bulunan Hânefî mezhebi âlimlerinin büyüklerinden Seyyid Ali ed-Darîr’in huzûrunda bulunarak, aklî ve naklî ilimlerdeki tahsîlini tamamladı. Aynı zamanda, ders verme husûsunda onun mu’îdi ya’nî yardımcısı, ders vekîli oldu. O büyük âlimden çok istifâde etti. Bundan başka; Şeyh Mûsâ el-Hânefî, Şeyh Süleymân el-Mansûrî, Şeyh Sâlim en-