MUSİAD USA, Mustafa Tuncer ile yoluna devam edecek Türkiye’nin en büyük iş adamları derneklerinden biri olan MÜSİAD (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) isimli kuruluşun Amerika şubesi MÜSİAD USA’nın yeni başkanı Mustafa Tuncer oldu.
MÜSİAD USA’nın Washington’daki merkezinde düzenlenen devir teslim töreninde Türkiye’den gelen MÜSİAD yetkilileri de hazır bulundu.
Ayrıntılı haber
4.
sayfada
Turkish American Newspaper
KAÇAK GÖÇMENLERE ÇALIŞMA İZNİ MÜJDESİ Year 11
Issue 170
December 03, 2014
Monthly
$ 1.00
Göçmenlik Avukatı Öğmen:
“Üç yıllık çalışma izni”
Amerika’da yaşayan kaçak göçmenlere beklenen müjde geldi. Yasadan 5 milyon kaçak göçmen yararlanabilecek. Başkan Obama’nın başkanlık yetkisini kullandığı karara göre; Amerikan vatandaşı ya da Yeşil Kart’ı olan çocukların ebeveynleri sınır dışı edilmeyecek ve geçici oturma hakkına sahip olacak.
Bu karar ile şartlara uyan göçmenler, çalışma hakkına kavuşabilecek. Göçmenlik avukatları, açıklanan karara uyan göçmenlere şimdiden bazı belgeleri hazırlamaya başlamaları önerisinde bulundular. Dilek Eski Bezirkan’ın özel haberi
26.
Haberin devamı
27.
sayfada
Detaylı haber
10.
sayfada
Ahıskalı Türkler'den, Beyaz Saray önünde protesto
sayfalarda
Ortadoğu kurgulanırken, Türkiye her kademeye dâhil olmalı Haberi
“Bu karar, Green Card vermiyor. Uzun süre Amerika’da yaşama hakkı da vermiyor. Bu bir genel af değil. Üç yıllık çalışma izni veriyor. Bu üç yılın sonunda da yenilenme haklarının olabileceğini düşünüyoruz.”
22.
sayfada
Q QL 路 H\ V HU 1HZ 酶L QL L .O XN dRF Q 0RGHU (Q
Amerika Haberleri
MUSİAD USA, Mustafa Tuncer ile yoluna devam edecek Türkiye’nin en büyük iş adamları derneklerinden biri olan MÜSİAD (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) isimli kuruluşun Amerika şubesi MÜSİAD USA’in yeni başkanı Mustafa Tuncer oldu.
MÜSİAD USA’nın Washington’daki merkezinde düzenlenen devir teslim töreninde Türkiye’den gelen MÜSİAD yetkilileri de hazır bulundu.
Washington (ANA) - Amerika’da, 2014 yılı başında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve bazı Amerikalı siyasetçilerin de katılımı ile resmi açılışı yapılan MÜSİAD USA’nın kurucu başkanı Murat Güzel’in yoğun iş hayatı nedeniyle başkanlık görevinden ayrılma kararı alması üzerine, derneğin kurucu üyesi ve başkan yardımcılarından iş adamı Mustafa Tuncer başkanlık görevini Murat Güzel’den devraldı. MÜSİAD USA’nın Washington’daki merkezinde düzenlenen devir teslim töreninde Türkiye’den gelen MÜSİAD yetkilileri de hazır bulunurken, kurumun yeni başkanı seçilen başarılı iş adamı Mustafa Tuncer, Murat Güzel’e bugüne kadar yaptığı katkılardan dolayı teşekkürlerini ifade eden bir plaket takdim etti. Plaketi kabul eden Murat Güzel, yeni başkan Tuncer’e başarılar dilerken, bu işin bir bayrak yarışı olduğunu, kendisinin hem iş hayatında yoğun tem
podan hem de Demokrat Parti’deki sorumlulukları yüzünden MÜSİAD USA’ ya gerektiğince zaman ayıramadığını belirtti. Güzel, ‘’Mustafa Tuncer gibi ticari hayatta başarısını ispatlamış bir iş adamının daha yolun başında olan MÜSİAD USA’yı hak ettiği pozisyona taşıma yolunda iyi bir lider olacaktır diye düşünüyorum’’ dedi. MÜSİAD USA bayrağını eski başkandan devralan Mustafa Tuncer ise, Murat Güzel’e kuruluş aşamasındaki birleştirici çabasından dolayı teşekkür ederken bundan sonraki dönemde kurumun faaliyetlerine hız vermeden devam edeceğini ve New York bölgesi başta olmak üzere, en kısa zamanda Amerika’daki oluşumlarını tamamlayacaklarını belirtti. Devir teslim töreninde Türkiye MÜSİAD yönetiminden Genel Sekreter Oğuz Özcan, Yurtdışı Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı Tarık Argit, Yönetim Kurulu Üyesi Alper Esen ile MÜSİAD USA İcra Direktörü İbrahim Uyar da hazır bulundu.
Mustafa Tuncer kimdir ?
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu olan Mustafa Tuncer, 90’lı yılların sonunda ABD’ye gelerek ticari hayata atıldı. Çeşitli iş kollarında başarılı girişimleri bulunan Tuncer, özellikle doğal taş sektöründe faaliyet gösteren Troy Granite isimli şirketi ile adından söz ettirdi. Bu alanda, 2012 yılında Delaware eyaletinin en hızlı büyüyen ikinci, Amerika genelinde ise 656’ıncı şirketi seçildi.
Toplumsal faaliyetlerde de faal olarak yer alan iş adamı Tuncer, aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Mezunları Amerika Şubesi Başkanlığı başta olmak üzere çeşitli milli ve manevi faaliyetlerin düzenlendiği platformlara yaptığı destekleri ile bilinmektedir.
Amerika Haberleri
5
New Jersey’de Türk Rüzgârı New Jersey Kongre Üyelerinden Donald Payne önderliğinde Rutgers Üniversitesinde 35 ülkenin katıldığı Uluslarası Festival gerçekleşti. Programa NY Başkonsolosu Ertan Yalçın Başkonsolos Yardımcısı Reyhan Ömür, Türk Amerikan Toplumu Temsilcilerinden Ali Çınar, Azerbaycan Amerika Cemiyeti Başkanı Tomris Azeri olmak üzere birçok vatandaş ve soydaş grupta katıldı.
Festivalde, açılış konuşmasını yapan Kongre üyesi Payne, ilişkilerinin iyi düzeyde olduğunu belirterek, Türk toplumu“Katılan Ülkelere tsk ediyorum. Amerika bir göçmenler ülkesi nun bu tür etkinliklere katılmasından dolayı mutluluk ve benim bölgemde sizle herzaman çalışmaya hazırım” dedi. duyduğunu ve her zaman desteğe devam edeceklerini söyledi. New York Başkonsolosu Ertan Yalçın da Türk-Amerikan ANA- American News Agency
50 bankanın varlığı 187 ülkeye bedel
İSTANBUL (AA) - ZEYNEP DUYAR - İstihdam, bilanço ve ölçek değerleriyle, küresel piyasalardaki ağırlıklarıyla sistemi domine eden 50 büyük bankanın toplam varlıkları ülke ekonomileriyle yarışırken, bir dev bankanın varlıklarını yaratmak için 129 ülkenin toplam nüfusunun bir yıl boyunca çalışması gerekiyor.
AA muhabirinin, dünya bankalarının mercek altına alındığı "www.relbanks.com" sitesinden derlediği bilgilere göre, 2014 yılı rakamlarıyla dünyanın en büyük 50 bankasının toplam varlığı 70 trilyon 499 milyar 236 milyon dolar seviyesinde bulunurken, 187 ülkenin GSYH toplamının, 76,8 trilyon dolar seviyesinde gerçekleşeceği öngörülüyor. Çin'in 10, ABD'nin 6, İngiltere, Fransa ve Japonya'nın 5'er, Avustralya'nın 4, Almanya ve Kanada'nın 3'er, İspanya, İtalya, İsviçre ve Hollanda'nın 2'şer, İsveç'in ise 1 bankasının yer aldığı listede, hiç Türk bankası bulunmuyor.
Çin'in Industrial & Commercial Bank of China (ICBC) bankasının 3 trilyon 181 milyar 884 milyon dolar toplam varlığıyla ilk sırada yer aldığı listede, ICBC'yi 2 trilyon 758 milyar 447 milyon dolar ile İngiliz HSBC Holdings, 2 trilyon 602 milyar 536 milyon dolarla yine Çinli China Construction Bank Corporation, 2 trilyon 589 milyar 191 milyon dolar ile Fransız BNP Paribas ve 2 trilyon 508 milyar 839 milyon dolarla Japon Mitsubishi UFJ Financial Group takip etti.
Listenin sonunda ise 675 milyar 410 milyon dolarlık toplam varlığa sahip Avustralyalı Westpac Banking Corp, 674 milyar 380 milyon dolar ile İngiliz Standard Chartered Plc, 641 milyar 952 milyon dolarla Çinli China CITIC Bank Corp, 638 milyar 99 milyon dolarla Alman KfW Group ve 50'nci sırada ise 611 milyar 581 milyon dolar ile Çinli Industrial Bank Co. Ltd yer aldı.
170. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ
Tuba Büyüküstün
İ
Y E
D Y
A
A Ş K I N N U R Y E N G İ
V O L İ S A A T
U M M İ F A A N
A H A O L A E L A F F A A K İ M G K İ U Z Ş K A U K A T R
T U B A B Ü Y Ü K Ü S T Ü N A N A N E
ŞİFRE: MÜSTEMLEKE
S İ T Ü R K A T N Y M A İ D E N İ T E D A L M E A
P A N O R A M İ A K
Ahu Türkpençe
Z
E
İ İ T İ A L A M N A A V E B E L E A L İ T İ T İ
S E R İ N
N İ Z A M D İ E R A E T K E T O İ K N A
A N Ç E A S D A R A M A N A R Ç L J A L E M E T Z N İ M A Z A Z K S U N İ L
Aşkın Nur Yengi
Amerika Haberleri
Diyanet Vakfı’na bağlı cami dernekleri buluştu Amerika Birleşik Devletleri bünyesinde Diyanet İşleri Başkanlığı ile koordineli çalışan cami dernekleri yöneticileri bir araya geldi. Washington Sosyal Hizmetler ve Din Hizmetleri Müşaviri Dr. Yaşar Çolak’ın çağrısı üzerine, New Jersey’de yapılan toplantıya 15 cami derneği katılırken toplantıda cami derneklerinin birlikte ve koordineli hareket etmesinin önemine vurgu yapıldı. Washington Sosyal Hizmetler ve Din Hizmetleri Müşavirliği ABD’deki cami derneklerini bir araya getirdi. Müşavir Yaşar Çolak: ‘‘ABD’deki camilerimiz Diyanet ailesinin birer ferdi gibidir’’ dedi.
New Jersey (ANA) - Westhamston'da gerçekleşen toplantıda, cami derneklerinin sorunları ve faaliyetleri masaya yatırılırken aynı zamanda bir kültür merkezi şeklinde hizmet veren camilerin işlevinin nasıl artırılacağı konusunda fikir alışverişi yapıldı. Amerika’da Kasım 2014 itibariyle ilki düzenlenen istişare toplantısının bundan sonra belirli aralıklarla yapılması kararlaşatırıldı.
toplantısında gönüllülük, birliktelik, insan kaynağı ve yeni hizmet alanlarının kazanılması gibi konular ön plana çıktı. Cami dernekleşmelerinde gönüllülüğün esas olduğu ve yapılan hizmetlerin kalitesinin artması ve sayılarının çoğalması adına bu işler için özveride bulunacak ne kadar çok gönüllü vatandaşa ulaşılırsa başarıya o kadar yakın olunacağı konusu üzerinde duruldu.
Bu yıl birincisi gerçekleşen istişare
Cami derneklerine üye kazandırma ve yönetim kurullarının en doğru biçimde belirlenmesi konusunda da aynı düşünce ile hareket
"Gönüllülük en büyük esas"
edilmesi gereğine vurgu yapılırken bu şekilde derneklerin maddi ihtiyaçlar ve insan kaynağı anlamında kendi ayağı üzerine durabilen yapılara dönüştürülmesinin teşvik edilebileceğinine değinildi. Toplantıda hazır bulunan New York Din Hizmetleri Ataşesi Hasan Mollaoğlu da istişarenin önemine değinerek, "Bu tarz birliktelikler bir akıl aşılaması yoluyla bize, dilde, fikirde ve eylemde birliktelik kazandırır ve ortaya çıkan ortak tecrübe ile yeni hizmet alanlarını daha hızlı inşa edebiliriz’’ şeklinde ifadelerde bulundu.
ABD'de evsiz çocukların sayısında büyük artış NEW YORK (AA) - ABD'de evsiz çocukların sayısının 2,5 milyona ulaştığı bildirildi.
ABD'de yayımlanan ''Amerika'nın En Genç Kimsesizleri'' adlı araştırmada, ülkedeki evsiz çocuk sayısının bugüne kadarki en yüksek seviyeye çıktığı belirtildi. Araştırmada, evsiz çocukların sayısının 2,5 milyon olduğu kaydedildi.
Aile Evsizliği Ulusal Merkezinin yayımladığı, her eyaletteki evsiz çocuk sayısına yer verilen araştırmada, ülke genelinde her 30 çocuktan birinin evsiz olduğu ifade edildi.
Araştırmada ayrıca, ABD'nin ''büyük durgunluk'' döneminin etkilerinin devam ettiği ileri sürülerek, uygun fiyatlı konut eksikliğinin, ırksal eşitsizliklerin, tek ebeveynliğin ve aile içi şiddet gibi trav-
matik deneyimlerin evsiz çocukların sayısındaki artışın nedeni olduğu belirtildi. Evsizliğin azaltılması konusunda çözüm önerilerinin de yer aldığı araştırmada, güvenli evliliğin şart olduğu, eğitimin, mesleki eğitimin, ulaşımın ve çocuk bakımıyla birlikte uygun konut imkanının sağlanmasının gerektiği görüşüne yer verildi.
Muhabir: Selçuk Acar Yayınlayan: H. İbrahim Uyar
Kültür ve Sanat Haberleri
7
Osmanlı müziğinin nağmeleri New York'ta hayat buldu
Osmanlı döneminin çok kültürlü yaşam ortamından doğan ve icra edilen tarihi Türk müziği, Makam New York adlı müzik grubunun sanatçıları tarafından New York müzikseverleri ile buluştu.
Makam New York ekibi, Mevlana Celaleddin Rumi’nin “Denizin dibindeki inciler” sözünden alıntı yaptıkları “Pearl Beneath the Sea’’ isimli çalışmaları ile Osmanlı ezgilerine ait eserlerden oluşan konserini 19 Kasım akşamı Kaufman Music Center, Merkin Concert Hall’da gerçekleştirdi.
Konsere birçok Amerikalı ve Türk müzisyen ilgi gösterirken, Makam New York sanatçılarının oluşturduğu kozmopolit profil dikkat çekti. Klasik Türk Müziği’nin New York’taki önemli temsilcilerinden Ahmet Erdoğdular, vokalin yanı sıra tanbur, Amerikalı sanatçı Ara Dinkjian ud ve Ali Osman Erdoğdular ney ile müzik dinletisi sundu.
Khadija Radin’in canlı sema gösterisi ve Eda Özbek Kangay’ın ebru çalışmasının projeksiyon aracılığı ile sahne gerisine yansıtılması da sanatsal bir görsellik kattı. İki bölümden oluşan konserin ilk bölümünde İsmail Dede Efendi, Bimen Sen, Nikogos Aga, Kemani Tayos Ekserciyan, Mahmut Celaleddin Paşa eserleri Sultanıyegah ve Hicaz makamı ile icra edilirken, konserin ikinci bölümünde “Ağladıkça’’, ’’Bu akşam gün batarken’’ ve ‘’Karşıdan yar güle güle’’ gibi eserlere yer verildi. Amerikalı dinleyicilerden soru yağmuru Konser bitiminden sonra yapılan soru-cevap bölümünde, Amerikalı dinleyiciler, icra edilen müzik ve enstrümanlar hakkında birçok soru sorarken, sanatçılar, Türk-Osmanlı kültürü, müzik, dans, ud, tanbur ve ney gibi enstrümanların özellikleri, sufilik, dervişlik ve sema gibi birçok konuda merak edilen soruları yanıtladı.
İşitsel, görsel ve aynı zamanda kavramsal bir içeriğe sahip olan konseri, Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosu Ertan Yalçın eşiyle birlikte izlerken, konsere Amerikalıların ve Amerika’da yaşayan Türklerin ilgisinin de oldukça yoğun olduğu görüldü. Dinkinjian: ‘’Ud çalmayı Harputlu babamdan öğrendim’’. Başarılı çalışmaları ile ünlenen, udi ve besteci Amerikalı Ermeni Sanatçı Ara Dinkjian, konser sonunda gerçekleştirilen soru-cevap bölümünde kendisine ''Ud çalmayı nasıl öğrendiniz ve neden bu enstrümana ilgi duydunuz'' şeklindeki soru üzerine, ''Ud, Ortadoğu başta olmak üzere bütün dünyada ilgi gören bir enstrüman. Ben de ud çalmayı Harput'tan Amerika'ya göç eden babamdan öğrendim'' dedi. Dinkinjan, Makam New York sanatçıları olarak yaptıkları müziğin Anadolu'nun ortak zenginliğini yansıttığını belirtti. Erdoğdular: “Avustralya'dan Amerika'ya Türk müziğini öğrenmek için geliyorlar’’
Makam New York adlı müzik grubunun kurucusu olan Ahmet Erdoğdular, misyonlarının Amerika'da Osmanlı Türk müziği ve sanatının tanıtılması ve yaşatılması olduğunu belirtirken, kısa bir süre önce kurulmalarına rağmen, yaptıkları müzik çalışmalarına dünyanın dört bir tarafından katılım olduğunu söyledi. Erdoğdular, “Columbia ve New York Şehir Üniversitesi (CUNY) bünyesinde tarihsel Osmanlı Türk müziği konusunda dersler veriyorum, Makam New York olarak bu sene üçüncüsünü yaptığımız performans günlerimize Brezilya'dan hatta Avustralya'dan gelerek New York'ta yaptığımız Türk müziği seminerlerimize katılıyorlar. Osmanlı'dan miras kalan tarihi Türk müziğinin gördüğü bu ilgiden çok memnunuz'' dedi. Forum USA’nın da medya sponsoru olarak yer aldığı geceye, Türk Amerikan Kültür Topluluğu (TACS) ve MÜSİAD USA da bilet sponsorluğu yaparak destek verdi. Haber: ANA New York
Amerika Haberleri
Mücevher tasarımcısı Bıçakçı'ya New York'ta muhteşem tanıtım gecesi Tanınmış mücevher tarihçisi Vivienne Becker'in yazdığı Türk mücevher tasarımcısı ' Sevan Bıkçakçı'nın hayatını ve eserlerini anlatan kitabın tanıtımı New York'ta yapıldı. NEW YORK (AA) - Ödüllü tasarımcı Sevan Bıçakçı'nın küçük yaşlarda Kapalıçarşı'da başlayan tasarım hayatını aktaran ve Türk kültürünü yansıtan kitap için yayınevi Assouline'in öncülüğünde Sotheby's Müzayede Evi'nin New York'taki ofisinde bir imza ve tanıtım gecesi düzenlendi. Gecede verilen davet eşliğinde Bıçakçı'nın tasarımlarının yer aldığı özel bir sergi yapıldı.
nan Assouline Türkiye Marka Sahibi İrem Kınay, 2010'dan beri Assouline'nin Türkiye'deki ortağı olarak bugüne kadar beş kitap çıkardıklarını ve beşinci kitaplarının Sevan Bıçakçı'yı konu aldığını bildirdi. Kınay, ilk defa Türkiye'de yayınladıkları kitaplardan birinin tanıtımını yurt dışında yaptıklarını söyledi.
Kitabın yazarı mücevher tarihçisi Vivienne Becker ve ödüllü tasarımcı Bıçakçı'nın kitabı imzaladığı özel geceye New York Başkonsolosu Ertan Yalçın, Amerikalı sinema oyuncusu Brooke Shields ve Robert De Niro'nun eşi oyuncu Grace Hightower ile Türk ve Amerikalı sanatseverler katıldı.
Türkiye'ye altı defa en iyi mücevher tasarımcısı ödülü kazandıran Bıçakçı'nın hayranları arasında Brooke Shields, Rihanna, Lady Gaga, Julia Roberts ve Elton John gibi birçok ünlü yıldız bulunuyor. Kariyerine 12 yaşında Kapalıçarşı’da bir mücevher ustasının yanında çırak olarak başlayan Bıçakçı, tasarımlarında Bizans ile Osmanlı tarihini ve görselliğini buluşturuyor.
AA muhabirine açıklamada bulu-
Muhabir: Selçuk Acar
Yer çekimsiz ortamda yaklaşık 7 dakika geçirmek için Türkiye'den de 8 kişinin başvurdu
Uzay yolcuları 2015'te yola çıkacak
SCX şirketinin X-Cor Lynx Uzay Roketi'nin Türkiye temsilciliğini üstlenen VIP Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Ceylan Pirinçcioğlu, yıl önce planlanan uzay yolculuğunun ilk uçuşunun bu yılın sonunda yapılmasının öngörüldüğünü ancak bazı eksiklikler nedeniyle 2015'in ilk yarısına ertelendiğini söyledi.
İSTANBUL (AA) - FİKRİYE SUSAM UYAR - Uzaya gönderilecek roketin çok farklı bir teknolojiye sahip olduğunu belirten Pirinçcioğlu, "Yerden roket olarak kalkıyor ve kendisi iniyor. Bu, uzay turizminin birinci adımı" dedi.
Uzaya gideceklerin yaklaşık 7 dakika yer çekimsiz ortamda kalacağını aktaran Pirinçcioğlu, "Yerküreden hareket, dönüş toplam bir saatlik heyecan. Çok ilgi duyuluyor. Uzay turizmi için şu anda dünyada bin kişi bunu talep etmiş ve parasını vermiş. Uzaya yolculuk yapmak isteyen on binlerce kişi daha var. Türkiye'den de gitmek isteyenler var. Parasını yatıran 8 kişi bulunuyor. Bir seyahatin bedeli 100 bin dolar" dedi. Uzay programının toplam bir saatlik adrenalin dolu uçuşu kapsadığını, roketin kalkıştan 4 dakika sonra saniyede 3 bin 564 kilometre hıza ulaştığını anlatan Pirinçcioğlu, şöyle konuştu: "58'inci kilometrede motorlarını kapatıyor ve itme gücü ile 100 kilometre yükseğe tırmanmaya devam ediyor. 100 kilometre yüksekliği aştığınız anda da resmi olarak astronot kabul ediliyorsunuz. Yer çekimsiz ortamda yaklaşık 7 dakika kalınıyor. Daha sonra düşüş
başlıyor ve tam bu sırada 4G kuvveti ile adrenalin seviyeniz maksimuma çıkıyor. Lynx, bunların hepsini bir yardımcı pilot olarak deneyimleme şansının yanı sıra uluslararası bilimsel araştırmalarda yer alma imkanı sunuyor. Lynx Uzay Roketi'nin kalkış ve inişi için Karayipler'in Curacao Adası'na özel olarak inşa edilen bir liman kullanılacak." Uzay yolculuğu yapmak için başvuran Ahu Aysal Kerimoğlu da yolculuğun 2015'te gerçekleşeceğini, hazırlık çalışmalarının devam ettiğini belirterek, ilk tarihin 2014 sonu olarak verildiğini ancak sürecin biraz uzadığını anlattı. Kerimoğlu, "Bu yolculuk, uzaya yapılacak ilk ticari yolculuk olacağından özel bir mekik hazırlanıyor. Bu mekik, yapım aşaması bittikten sonra testlere tabi tutuluyor. Herhangi bir aksama fark edildiğinde tarihi en az 6-7 ay ileri atabiliyor" dedi.
Çocukluğundan beri uzaya gitme hayali kurduğunu söyleyen Kerimoğlu, "Bunu gerçekleştirebiliyor olmaktan çok mutluyum. Kızlarım ve dostlarım bu kararımı destekledi ve bu da beni bir o kadar daha fazla motive etti. Gezinin maliyeti eğitimler, simülatör, sıfır yer çekimi uçuşu vs. hariç 100 bin dolar civarında" şeklinde konuştu.
Merhaba atılmıştır. Amerika’da yaşayan diğer azınlıklarla karşılaştırıldığında, Türk Amerikan toplumunun yayın adedi bakımından bir hayli geride kaldığı söylenebilir.
FORUM.. 11 yıldır Türk Amerikan toplumunun hizmetinde.. Türkler, 1890’lı yıllarda başlayarak 3 ayrı dalga halinde Amerika’ya göçetmiştir. Bu göçler sonucu Amerika’nın geniş coğrafyasına dağılan Türk göçmenler, ülkenin çeşitli bölgelerinde Türk koloniler meydana getirmiştir.
Türk Amerikan toplumunun geleceği açısından bakıldığında bu tablonun değişmesi gerektiği açık bir gerçek olarak ortada durmaktadır. Yabancı ülke topraklarında azınlık durumunda yaşayan toplumların, kendi hak ve hukuklarını koruyabilmeleri, yerel ve ülke siyasetinde et-kili olabilmeleri için güçlü basın ve yayın organlarına ihtiyacı vardır. Bir toplum için bir gazetenin yayın hayatına başlaması o toplumun geleceğine yönelik ümit verecektir ama bunun aksi olarak bir gazetenin yayın hayatına son vermesi de o toplumun geleceğine dair umutları yokedecektir.
New Jersey ve New York eyaletlerine yerleşen Türkler, Amerika’daki en büyük Türk kolonisini oluşturmaktadır. Daha ilk geldikleri sıralardan itibaren, Amerika’da yaşayan diğer azınlıklar gibi Türkler de kendi sorunlarını dile getirecek, kendi toplumları içinde yapılan etkinlikleri duyuracak ve en önemlisi de anavatan Türkiye’den haberler verecek kendilerine ait, Türkçe bir medya organına sahip olmanın mücadelesini vermeye başlamışlardır.
Aynı konuya medya organları penceresinden bakıldığında şöyle bir tablo ortaya çıkmaktadır:
“Musavver Şikago Sergisi” adlı ilk Türkçe gazetenin yayınlandığı 1893 tarihinden bu tarafa 11 adet gazete, 18 adet dergi ve 9 adet de radyo-TV kanalı yayın hayatına
Gerek gazete ve dergi ve gerekse radyo ve televizyon kanalllarıyla topluma medya hizmeti sunan kişi ve kuruluşlar, bu hizmeti sadece kendi kişisel kaynaklarıyla yürüt-
Toplum önderleri, dernek ve kendini sivil toplum hareketi olarak niteleyen kuruluşların yöneticileri bu konuyu tartışmalıdır.
www. forumgazetem.com
Forum Gazetesi
www.Travidition.c om İngilizce gezi dergisi
FORUM The Turkish-American Community Newspaper
Publisher Murat Yeşil, Ph.D. Editor-in-Chief İsmail Yeşil Editor Arzu Kulak
Economy News Editor Dilek Eski Bezirkan Marketing Director Necmi Bahçe
Advertising Manager
Mehmet Kachar
mehmetkachar@forumgazetem.com
973- 5- 552
New York Advertising Director
Olgu Durmuş
646 - 779 - 4550 Representatives
Yıldız Gündoğmuş - Ankara Hayrettin Turan - İstanbul Feramiz Gökdemir - İstanbul
9 meye çalışmaktadır. Tek gelir kaynakları reklamdır. Ancak, ekonomik açıdan Amerika’daki Türk yerel medya organlarını reklamlarıyla destekleyebilecek güçte olan Türk şirketlerinin önemli bir bölümü, reklam vermekten kaçınmaktadır. Bu nedenle, yerel medya organlarının yayınlarını devam ettirmeleri güçleşmektedir. Türk Amerikan toplumunun daha güçlü, daha etkili olabilmesi için yerel medyanın da güçlü olmasına bağlıdır. Medya bir toplumun ortak sesidir. Medya susarsa toplum sesini duyuramaz. Sesi duyulmayan bir toplumun da ne gücü kalır ne bir etkisi.. Bu olumsuzluklara rağmen, 121 yıllık Türk- Amerikan medya tarihinde yayın hayatına atılan 11 gazete içinde, 11 yıldır yayını kesintisiz sürdürebilen tek gazete olan FORUM Gazetesi, ilk sayısında açıkladığı gibi hiç bir siyasi yönü olmayan, toplumun bütün bireylerini kucaklayan tarafsız, herkesin görüşüne saygı duyan bir doğrultuda Türk Amerikan toplumunun yerel haberler gazetesi olarak hizmete devam etmektedir. Inşallah bu hizmet aynı doğrultuda devam edecektir. Ancak biz istiyoruz ki, onca emek ve masrafla çıkarılan tüm yerel yayınlar da varlığını sürdürebilsin. Toplum ne kadar çok medya organına sahip olursa o kadar çok güçlü olur. Bütün samimiyetimiz ile buna inanıyoruz. Bir sonraki sayımızda görüşebilmek dileğiyle.
FORUM GAZETESİ REKLAM & İLAN SERVİSİ
Office: 201- 654 - 3978 Toll Free: (844) 519 0075 Reklamlarınız için: 646 -779 - 4550 info@forumgazetem.com ilan@forumgazetem.com
1 Bridge Plaza N, Suite# 275 Fort Lee, NJ 07024 FORUM - The Turkish-American Newspaper is published monthly (12 issues each year) by FORUM Newspaper LLC at 1 Bridge Plaza N, Suite# 275, Fort Lee, NJ 07024 Tel: (844) 519 0075 Forum, The Turkish American Newspaper does not in way, shape or endorse, condone, or is responsible for any opinions, advertisements, misprints, typos and/or publication errors.
10
Amerika Haberleri
Ahıskalı Türkler'den, Beyaz Saray önünde protesto
Protesto organizatörlerinden Ahıska Türk Amerikan Toplum Merkezi Başkanı İslam Şahbandarov, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tam 70 sene önce bugün Stalin tarafından alınan bir kararla, çocuk, yaşlı, kadın demeden 100 bin civarında Ahıska Türkü’nün Orta Asya çöllerine sürülerek, bile bile ölüme yollandığını belirtti. Şahbandarov, bugünkü gösteri ve bundan sonra da devam ettirecekleri benzer etkinliklerle insanların bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmasını sağlamayı amaçladıklarını kaydetti.
WASHINGTON (AA) – ABD’de yaşayan Ahıskalılar, Ahıskalı Türkler’in sürgününün 70’inci yıl dönümü nedeniyle Beyaz Saray önünde protesto düzenledi. ABD’nin farklı yerlerinden gelerek önce Gürcistan’ın Washington Büyükelçiliği, sonra da Beyaz Saray önünde toplanan Ahıskalılar, 70 yıl önce dönemin Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin tarafından uğradıkları sürgünün uluslararası camiada unutulmamasını isteyerek, çok özledikleri vatanlarına geri dönebilmeleri için Gürcistan’a “üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi” çağrısında bulundu. Protesto organizatörlerinden Ahıska Türk Amerikan Toplum Merkezi Başkanı İslam Şahbandarov, Gürcistan’ın Ahıska Türklerinin vatanlarına geri dönebilmesi için gereken şartları oluşturmadığını ve sorumluluklarını yerine getirmediğini savunarak, ABD’nin, azınlık hakları ve özellikle Ahıskalıların geri dönüşüyle ilgili problemleri Gürcistan yönetimi nezdinde dile getirmesi ve gereken baskıyı oluşturmasını arzuladıklarını söyledi. New York’ta faaliyet gösteren Herşey Türkiye İçin Platformu Başkanı Murat Berk de protestoya destek verenler arasındaydı. Berk, “Ahıskalı kardeşlerimizi desteklemeye geldik. Biz her şekilde Ahıskalı kardeşlerimizin vatanlarına dönmelerini istiyoruz çünkü 70 yılda iki kez sürgün yaşayan, herhalde başka bir topluluk yoktur. İlk önce Ahıska’dan Sibirya’ya, Kazakistan’a,
Özbekistan’a sürgün, daha sonra oradan Rusya’nın içlerine yapılan sürgün. Bunun bir an önce son bulmasını istiyoruz ve buradan Gürcü yetkililere çağrımız uluslararası hukuktan doğan bu hakkın bir an önce Ahıskalı kardeşlerimize verilmesi” diye konuştu. Sürgünde yaşamını yitirenler anıldı Ahıska Türkleri’nin Gürcistan’dan sürgün edilmesinin 70. senesi 21 Kasım’da Amerika Birleşik Devletlerinin Ohio eyaletinde bulunan Dayton kentinde anıldı. Ahıska Türk Derneği tarafından düzenlenen anma töreninde Ahıska Türk Derneği Başkanı İslam Sahbandarov ve Dr. Adil Baguirov birer konuşma yaptı. Sürgün sırasında şehit düşenler anılırken Ahıska Türk toplumu içerisinde halen hayatta ve sürgünü yaşamış olan iki Ahıskalıya, Dayton Türk toplumuna yaptıkları hizmetlerden dolayı plaket verildi. Anma etkinligine Ohio Eyalet Yönetimini temsilen Senatör Bill Beagle, Eyalet Temsilcisi Fred Strahorn, ve Dayton kentini temsilen Belediye Başkanı Timothy Rirordan, Eyalet Komiseri Matt Joseph, İl Komiseri Dan Foley ve İl Şerifi Phil Plummer katıldı. Anma töreni, Ahıska Türklerinin bir gün tekrar tüm haklarının iade edilmesi şartı ile anavatanlarına dönebilme hakkını elde etme temennisi ile sona erdi. Muhabir: Mehmet Ö. Toroğlu Yayınlayan: Eyüphan Kılıç
Anma etkinligine Ohio Eyalet Yönetimini temsilen Senatör Bill Beagle, Eyalet Temsilcisi Fred Strahorn, ve Dayton kentini temsilen Belediye Başkanı Timothy Rirordan, Eyalet Komiseri Matt Joseph, İl Komiseri Dan Foley ve İl Şerifi Phil Plummer katıldı.
Türkiye Haberleri
Yabancılara konut satışında Antalya zirvede
11
Yabancılara konut satışı bu yılın ocakekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 66 artarak 15 bini geçti ve ortalama aylık konut satışı bin 500'ü aştı. Yabancılara konut satışında bu yılın 10 ayında Antalya 5 bin 486 adetle yine ilk sırada yer alırken, geçen yılın ocak-ekim dönemine göre satışlar yüzde 25 arttı. Antalya'yı 4 bin 546 konutla İstanbul, bin 18 konutla Aydın, 903 konutla Muğla ve 641 konutla Mersin izledi.
Türk otomotivci, dünyada ayak basmadık yer bırakmadı
Türkiye ihracatının lokomotifi konumundaki otomotiv sektörü, yılın 10 ayında, uzak yakın, zengin fakir ayrımı gözetmeden ihracat yaptığı ülke sayısını 180'e ulaştırdı. Toplam ihracatının yüzde 73,83'ünü AB ülkelerinden elde eden sektör, Uganda'dan Tanzanya'ya Mozambik'tan Papua Yeni Gine'ye, daha çok çatışmalar, açlık ve doğal afetlerle dünya gündemine gelen, birçok insanın haritadaki yerini dahi bilmediği ülkelere de ürünlerini sattı. SATILIK TÜRK RESTAURANTI "Lake Hiawatha, Parsippany, de çok işlek bir yerde, çalışır vaziyette ve geliri çok iyi olan bir Türk Restaurantı satılıktır. İlgilenenler daha çok bilgi için 973-445-6552 ‘yi arayabilirler.
KİRALIK DAİRE Bloomfield NJ de bir Türk ailesinin 2 ailelik evinde kiralik daire. Aylik kira $1100. Daha fazla bilgi için Mehmet Kachar'ı arayın. 973-445-6552 BURSA (AA) - HALUK YÜKSEL - Türk otomotiv sektörü, ocak-ekim döneminde gelişmiş batı ülkeleri başta olmak üzere 5 kıtada 180 ülke ve özerk bölgeyle 14 serbest bölgeye dış satım gerçekleştirdi.
Sektör bu dönemde, 18 milyar 642 milyon 982 bin dolarlık otomotiv ihracatının 13 milyar 764 milyon 341 bin dolarlık (yüzde 73,83) bölümünü, Türkiye'nin geleneksel olarak en büyük ticari partnerleri konumundaki AB ülkelerine gerçekleştirdi. Gelişmiş batı ülkelerinde önemli ihracat başarılarına
imza atan sektör, Türkiye'de fazla bilinmeyen coğrafyalarda da yeni pazarlar keşfetme konusunda Sektör, 10 aylık dönemde Tanzanya'ya 14 milyon 968 bin, Angola'ya 11 milyon 746 bin, Gana'ya 10 milyon dikkat çekici başarılar sağladı. 566 bin, Afganistan'a 10 milyon 265 bin, Burkina FaOtomotiv sektörü, gelişmiş batı ülkeleri ve gelişen so'ya 6 milyon 162 bin, Cibuti'ye 5 milyon 349 bin, pazarların yanı sıra Afganistan'dan Uganda'ya, Soma- Kamerun'a 4 milyon 542 bin, Fildişi Sahili'ne 4 mili'den Tanzanya, Bolivya ve Etiyopya'ya kadar, daha lyon 27 bin, Etiyopya'ya 3 milyon 377 bin, Somali'ye çok açlık, iç savaş ya da doğal felaketlerle gündeme 2 milyon 495 bin, Togo'ya 2 milyon 65 bin, Ruanda'ya 1 milyon 651 bin, Moritanya'ya 1 milyon 590 bin, gelen ülkelere de ihracat yaptı. Mauritius'a 1 milyon 274 bin, Trinidad ve Tobago'ya Beş kıtada neredeyse çalmadık kapı, ayak basmadık 1 milyon 425 bin, Kongo'ya 1 milyon 265 bin, Nijer'e yer bırakmayan sektör, ocak-ekim döneminde bu 1 milyon 198 bin, Bolivya'ya 1 milyon 122 bin, Ugankapsamda değerlendirilen ülkelere milyon dolar ve da'ya 1 milyon 62 bin ve Paraguay'a 1 milyon 50 bin dolar ihracat gerçekleştirdi. üzerinde ihracat gelirleri elde etti.
12
Siyahi genci öldüren polis memuru Darren Wilson istifa etti FERGUSON/NEW YORK (AA) - ABD'nin Missouri Eyaleti'nde silahsız siyahi genç Michael Brown'ı öldüren polis memuru Darren Wilson görevinden istifa etti. Wilson'ın avukatı Neil Bruntrager, olayın meydana geldiği 9 Ağustos'tan bugüne kadar idari izinde olan müvekkilinin Ferguson Polis Merkezi'ndeki görevinden ayrıldığını duyurdu. St. Louis Post-Dispatch gazetesine açıklama yapan Wilson da görevden kendi isteğiyle ayrılmadığını, kendisi için yapılan tehditler ve Ferguson polisindeki diğer meslektaşlarının hayatlarını tehlikeye atmamak için bu kararı almak durumunda kaldığını bildirdi. Öte yandan jürinin Darren Wilson'ın yargılanmasına gerek görmemesine ilişkin protestolar devam ediyor. Ferguson polis merkezi önünde toplanan göstericiler, adalet talep eden sloganlar atarak yürüyüş yaptı. Oturma eylemi yaparak bir süre caddeyi trafiğe kapatan göstericilerle polis arasında zaman zaman gerginlik yaşandı. Yolu boşaltmaya çalışan polis, direnen bazı göstericileri gözaltına aldı. Kaldırımda protestolarını sürdüren gruptaki bir kişi yanında getirdiği ABD bayrağını yaktı. Jürinin, Darren Wilson'ın 9 Ağustos'ta 18 yaşındaki silahsız siyahi genç Michael Brown'ı tabancayla öldürmesine ilişkin takipsizlik kararı vermesinin ardından ülke genelinde protestolar gerçekleştirilmiş ve Wilson'ın yargılanması talepleri dile getirilmişti. - Annesi tepki gösterdi Öte yandan öldürülen Michael Brown'ın ailesi NBC televizyonuna çıkarak jürinin kararına ve polis memuru Darren Wilson'ın açıklamalarına tepki gösterdi. Brown'ın annesi Lesley McSpadden, Wilson'ın "hayatımın tehlikede olduğunu düşündüğüm için ateş ettim" ve "silahımı almaya çalıştı" sözlerine itiraz eden Lesley McSpadden: "Onun sözlerinin birine bile inanmıyorum. Ben oğlumu iyi tanıyorum. Daha önce hiç suça bulaşmamıştı" dedi. Muhabir: Mustafa Keleş, Cem Özdel, Mintaha Neslihan Eroğlu
Amerika Haberleri
ABD'de ikinci el konut satışları son 13 ayın en yükseğinde ABD'de ikinci el konut satışları ekimde yüzde 0,4 düşüş beklentisinin aksine yüzde 1,5 artarak son 13 ayın en yüksek seviyesine çıktı. İkinci el konut satışları ekimde 5,26 milyon adetle beklentilerin üzerine çıkarak, Eylül 2013'ten bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. WASHINGTON (AA) - Ortalama konut fiyatları da ekimde bir yıl öncesine kıyasla yüzde 5,5 artarak 208 bin 300 dolara yükseldi. Uzmanlar, ikinci el konut satışlarının ekimde düşüş beklentisinin aksine son 13 ayın en yüksek seviyesine ulaşmasını,
konut sektöründeki iyileşmenin istikrar kazandığı şeklinde yorumluyor. Öte yandan güne düşüşle başlayan New York borsasında endeksler beklentilerin oldukça üstünde gelen verinin ardından karışık bir seyir izliyor. Muhabir: Gülbin Yıldırım Yayınlayan: Zekeriya Gülün
Yabancı öğrencilerden ABD ekonomisine 27 milyar dolar katkı
Dünyanın en çok yabancı öğrenci çeken ülkesi ABD'de verilen üniversite eğitimi, geçen yıl ülke ekonomisine sağladığı 27 milyar dolarla hizmet sektöründeki en önemli gelir kaynaklarından biri olarak görülüyor. ABD'ye en çok Çinli ve Hintli öğrenciler okumaya gelirken, Türkiye bir önceki yıla göre bir basamak gerileyerek ABD'ye en fazla öğrenci gönderen 11'inci ülke oldu. WASHINGTON (AA) - ERKAN AVCI - 2008 küresel ekonomik krizinin ardından geçmiş yıllara göre daha az yabancı öğrenci çeken ABD, buna rağmen uluslararası öğrencilerin tercihleriyle hala dünyada en fazla yabancı öğrencinin okuduğu ülke konumunda bulunuyor.
ABD'deki Uluslararası Eğitim Enstitüsü'nün Uluslararası Eğitim Haftası’nın 15’inci yıl dönümü kapsamında açıkladığı yeni raporuna göre, 1999-2000 eğitim-öğretim yılında ABD'de 514 bin 723 olan yabancı öğrenci sayısı yüzde 72 artışla 2013-2014 döneminde 886 bin 52’ye ulaştı. ABD'ye gelen yabancı öğrenci sayısı 2013-2014 döneminde de bir yıl öncesine göre yüzde 8,1’lik artış gösterdi.
ABD'nin yabancı öğrenci çekme konusundaki liderliğini İngiltere takip ediyor. İngiltere'de yaklaşık 450 bin yabancı öğrenci eğitim alıyor.
ABD'deki yabancı öğrencilerin gelirlerinin yüzde 70'i yurt dışından geliyor. Okul masraflarının yanı sıra konaklama, ulaşım, yiyecek ve sağlık gibi birçok alandaki harcamalar da düşünüldüğünde uluslararası öğrencilerin ekonomiye katkısı milyar dolarlarla ifade ediliyor.
Uluslararası Eğitim Enstitüsü'nün raporuna göre, ABD'ye en çok Çin'den öğrenci geliyor. Çinli öğrenci sayısı bu yıl 1999'a göre 5 kat daha fazla. Bu sayı bir yıl öncesine göre de yüzde 16 artış gösterdi. ABD'de bu yıl 274 bin 439 Çinli öğrenci üniversite eğitimi alıyor. Bu rakam toplam yabancı öğrenci sayısının yüzde 31'ine karşılık geliyor. Önceki yıllarda ABD’ye en fazla öğrenci gönderen 10'uncu ülke konumunda bulunan Türkiye, 2013-2014 döneminde bir basamak geriledi. Türkiye'den ABD'ye giden öğrenci sayısı bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 4,1 oranında azaldı ve 10 bin 821’e geriledi.
"Efsane aşkları" buluşturan müzeye ziyaretçi akını Amasya Belediyesi tarafından yaptırılan, Anadolu'da ve dünyada "efsane" olarak nitelendirilen aşkların maket, heykel ve rölyef gibi materyallerle özel dekor ve efektler eşliğinde anlatıldığı Ferhat ile Şirin Aşıklar Müzesi'ni, şubat ayından bu yana 70 bin kişi ziyaret etti.
AMASYA (AA) - MÜMİN ALTAŞ Ferhat ile Şirin efsanesindeki kanal olduğu belirtilen ve kentte "Ferhat Su Kanalı" olarak bilinen mevkide yer alan müzede, Romeo ve Juliet'ten Leyla ile Mecnun'a, Kerem ile Aslı'dan Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli ve Yunus Emre'nin "ilahi aşk"ına kadar birçok konu yansıtılıyor.
Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Amasya Belediyesi olarak şubat ayında özel müzeler arasına Ferhat ile Şirin Aşıklar Müzesi'ni de eklediklerini belirtti.
Ayrıca müze içinde yer alan nikah salonu da nikahını efsane aşkların şahitliğinde kıydırmak isteyen çiftlerin bu güzel günlerine ev sahipliği yapıyor. Amasya Belediye Başkanı Cafer
Gelen insanlarımızın orada kendilerinden, geçmişlerinden bir parça bulmaları, hayatlarındaki bazı olayların müzede işlenen konularla benzerlik arz etmesi ve maziye dalmaları bizim için önemliydi."
Müzedeki bölümlerde, her aşk hikayesini üç ve iki boyutlu anlatan silikon maket ve heykeller, rölyefler, efsanelerin yaşandığı varsayılan döneme özgü dekorlar ve özel efektler, ışık ve müzik eşliğinde ziyaretçilere sunuluyor.
Müzenin, yapılan araştırmalar sonucu Türkiye'de ve dünyada bir benzerinin olmadığını ifade eden Özdemir, şöyle konuştu: "Efsaneleşmiş aşklar ve ilahi aşkların işlendiği, onların hayat hikayelerinin anlatıldığı müzeye açıldığı günden bu yana yerli ve yabancı turistler yoğun ilgi gösteriyor. Şubat ayından bu yana müzeyi 70 bin kişi ziyaret etti.
Tarihi Osmanlı evleri cazibe merkezi olacak
Bilecik-Osmaneli Belediyesi, 15, 16 ve 17. yüzyılın sivil mimarisi olarak adlandırılan Osmanlı evlerini, yerli ve yabancı turistlerin konaklayacağı mekanlar haline getirecek.
BİLECİK (AA) - SAİM TURAN - Osmanlı ve Rum döneminden izler taşıyan ve zengin tarihi dokusu ile dikkati çeken Osmaneli ilçesinde, eski evler, aslına uygun restore edilerek, turizme kazandırılacak. Doğal yapısını bugüne kadar korumayı başaran ilçede, iç içe geçen tarihi evlerden oluşan sokaklar, belediye tarafından gerçekleştirilen projeyle, turistlerin gözde mekanları arasında yer alacak.
konak vardı. Şu anda 15-16 satın aldığımız konak var, bunlardan 5'inde restorasyon çalışmaları devam ediyor. Bunlardan 3 veya 4 'ü butik otel şeklinde olacak. Osmaneli'nin yatak kapasitesini en kısa zamanda 150'ye çıkartmak ve bu sayıya ulaştığımızda günü birlik turizmler yapılabilir. Böylece turizme dönmüş oluyoruz. Diğer taraftan da tarihi ve kültürel değerlerimizi, varlıklarımızı ön plana çıkartıyoruz.
Osmaneli Belediye Başkanı Münür Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmaneli evlerinin geneline bakıldığında Rumlar ve Türklerin birlikte yaşadığının ve evlerde her iki kültüründe özelliklerinin görülebileceğini belirterek, şöyle konuştu:
Osmaneli tarihini araştırmaya devam ediyoruz. Osmaneli'nin MÖ 5 binli yıllara uzanan tarihi var. Birçok medeniyete yerleşim yeri olmuş. Bu anlamda da yakın bir gelecekte Osmaneli'yi Safranbolu ve Beypazarı gibi tarihi bir kent yapmak. Ulaşımdaki avantajlarımızı, doğa güzellikleriyle gerçekleştireceğimize inanıyoruz. Bilecik Şeyh Edebali, İstanbul, İstanbul Ticaret ve Süleyman Demirel üniversiteler'yle iş birliği içerisindeyiz. Bu iş birliğiyle hem tarihi dokuyu çıkartmada hem de yaşam kalitesini arttırmada hedeflere çok rahat varacağımıza inanıyoruz."
"Özellikle Rumlardan kalan büyük çaplı evler 4 veya 5 katlı, günümüzde dahi şu an kendi imar planımızda 5 katlı binalara ruhsat vermiyoruz. Ama o dönemde kerpiç ve ahşap kullanılmak suretiyle yapılmış. Yine yüksek katlı olmasının nedeni, ipek böcekçiliğinin revaçta olmasıdır. Büyük yüksek olmasının tek sebebi, ipek böcekçiliğinden ipek böceği elde etmektir. Evlerde doğal olarak bu yapıya uygun yapılmış."
-"Osmaneli'nin MÖ 5 binli yıllara uzanan tarihi var"
Kent olarak turizmde öne çıkmayı ve tarihi dokuyu ayağa kaldırmayı istediklerini, hedeflerine ulaşmak için de üç öncelik belirlediklerini anlatan Şahin, şöyle devam etti: "Bizim hedefimiz sanayileşerek büyümek, turizmde öne çıkmak ve yaşam kalitesini arttırmak. Artık hem halkımız hem de çalışanlarımız bunu benimsemiş durumda. Projemizi üç aşamayla birlikte götürüyoruz. Osmaneli'nde sadece bir kiralık
-İlçe 150 tarihi eve sahip
Osmaneli evlerinin sokağa hakim olma özelliğini de taşıdığını belirten Şahin, "Osmanlılara ve Rumlara ait olan evler, farklı ve yüksek yapıda. Osmaneli evlerini, Safranbolu veya Beypazarı evlerinden ayıran temel özellik, küçük camları ve penceresi. Bununla da her iki sokağa da hakim olmayı sağlamış durumda. Köşe camlarının bir esprisi de evin daha fazla ışık alması ve ısınması anlamında ayrı bir özelliği var" diye konuştu. Şahin, ilçede 150 tarihi ev bulunduğunu sözlerine ekledi.
ABD'nin en yüksek binası basına tanıtıldı 20
Amerika Haberleri
New York'ta 11 Eylül 2001'deki terör saldırısı ile yıkılan "İkiz Kuleler"i içine alan Dünya Ticaret Merkezi'nin yerine inşa edilen kompleksin bir numaralı binası, basın mensuplarına tanıtıldı. ABD’nin en yüksek binası olarak tasarlanan One World Trade Center (Dünya Ticaret Merkezi-1), 541.3 metre. 104 katlı gökdelenin 61'inci katına çıkarılan basın mensupları, New York manzarasını görüntüleme fırsatı buldu.
NEW YORK (AA) - Binanın inşaatını üstlenen Port Authority of New York & New Jersey işletmesinin yöneticisi Patrick J. Foye, yaptığı açıklamada, 3 Kasım'da resmi açılış töreni yapılan binaya kiracıların yerleşmeye başladığını söyledi. "Dünya Ticaret Merkezi-1", 541.3 metre yüksekliğinde
Foye, "İkiz Kuleler"den farklı olarak bu binada çoğunlukla özel sektörden kiracıların bulunacağını dile getirdi.
Dev binanın New York için sembolik önemine değinen Foye,
sözlerini şöyle sürdürdü: "İkiz Kuleler, New York kentinin siluetinin çok önemli bir parçasıydı. 11 Eylül'den beri bu parça eksikti. Yeni binayla siluet tamamlanmış oldu. Bina ayrıca, bir çeşit yenilenmeyi, şehrin ve ülkenin 11 Eylül'e verdiği yanıtı simgeliyor." Dünya Ticaret Merkezi-1, Amerikalı mimar David Childs tarafından tasarlandı. Muhabir: Mustafa Çağlayan Yayınlayan: M. Göksel Sözer
Amerika Haberleri
21
Washington Ulusal Katedral’de ilk cuma namazı kılındı ABD’nin başkenti Washington’daki tarihi Washington Ulusal Katedrali’nde ilk kez cuma namazı kılındı.
Bazı Amerikan başkanlarının göreve geldiğinde yemin törenlerinin gerçekleştirildiği ve yine ABD başkanları ve diğer önemli devlet görevlilerinin cenaze merasimlerinin yapıldığı tarihi Washington Ulusal Katedrali’ndeki ilk cuma namazına sınırlı sayıda Müslüman davet edildi.
"Savaş bölgesinde insanların ‘Allahu ekber’ demesi birçok kişiyi korkutuyor. Ancak tekbirin anlamı ‘Allah büyüktür”.
Namaz öncesi Müslümanları katedralde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduklarını anlatan Rahibe Gina Gilland Campbell, daha önce Budist, Yahudi, Müslüman ve Ortodoks Hristiyanlar ile birçok inanca mensup kişilerle aynı çatı altında ortaklaşa etkinlik düzenlediklerini kaydetti.
New Jersey İslam Toplumu yöneticisi Muhammed Shebli, "İlahımız bir, mesajımız bir, dünyamız bir" WASHINGTON (AA) – Amerikan İslam İlişkileri (CAIR) Yönetim Kurulu Başkanı Rulla Allouch, AA muhabirine, katedralde cuma namazını ilk kez kılmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti.
Bugünün Müslümanlarla Hristiyanların bir arada barış ortamında olabildiklerinin göstergelerinden olduğunu anlatan Allouch, “Şüphesiz bu etkinlik dini toplumlar arasında da bir köprü oluşturuyor.
Daha önce biz de diğer dinlere mensup insanlarla ortaklaşa faaliyetler yaptık ve bu da bizlere yan yana durma, birlikte hareket etme, güçlü toplum oluşturma imkanı sunuyor” ifadelerini kullandı.
ADAMS Mütevelli Heyeti Başkanı Rizwan Jaka da namazın dinlerarası diyalog açısından önemli olduğunu dile getirdi. Jaka, şunları söyledi:
“Amerika’da Müslümanlar memnuniyetle karşılanıyor, kiliselerde, sinagoglarda ve tapınaklarda hoşgörüyle ağırlandık. Washington Ulusal Katedrali de Amerikan halkı için büyük bir öneme sahip ve bugün buraya misafir olarak davet edildik. Daha önce dinlerarası hizmetler için burada bulunmuştuk, 2008’de ramazanda burada birlikte iftar yaptık. Ancak burada ilk kez cuma namazını kılacağız. Bizler dini özgürlükleri, çoğulculuğu ve harmoniyi savunuyoruz ve bu noktada ABD’ye saygı duyulmasını istiyoruz. Bu etkinlikle de dünyaya dini özgürlüklere sahip çıkmaları çağrısında bulunuyoruz. Müslümanlarla Hristiyanlar, Yahudiler ve diğer dinlere inananlara saygı duyulması gerektiğini ifade ediyoruz.” Muhabir: Erkan Avci Yayınlayan: Hüseyin Doğru
22
Amerika Haberleri
Doç. Dr. Kireççi, Columbia Üniversitesi'ndeki konferansta konuştu:
“Ortadoğu kurgulanırken, Türkiye her kademeye dâhil olmalı”
"Birinci Dünya Savaşı'nın 100'üncü yılını yaşadığımız bugünlerde Ortadoğu yeniden kurgulanmak isteniyor".
"Bizim bu süreçlere her kesimde, her kademede, politik, kültürel ve ekonomik anlamda angaje olmamız hem tarihi yeniden anlamamız ve yeniden okumamız, hem de tarihteki tecrübeleri, hataları, doğruları yeni nesillere taşımamız için çok önemli". NEW YORK (AA) - Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Kireççi, Birinci Dünya Savaşı'nın başlangıcının üzerinden 100 yıl geçtikten sonra Ortadoğu'nun yeniden kurgulanmak istendiğini ve Türkiye'nin bu sürece her kademede dahil olması gerektiğini söyledi. ABD'nin köklü okullarından Columbia Üniversitesi'nde Türk Amerikan Kültür Topluluğu'nun (TACS) organizasyonuyla "Birinci Dünya Savaşı'nın 100. Yılında Türkiye ve Ortadoğu'daki Yeni Gelişmeler" başlıklı konferans düzenlendi.
Üniversitenin New York'taki merkez kampüsünde bulunan tarihi Hamilton Hall binasında düzenlenen konferansta konuşan Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kireççi, 19. yüzyıldan itibaren Avrupa'da yaşanan paradigma kaymalarının sebep olduğu Birinci Dünya Savaşı'nın bugünü anlayabilmek için büyük önem taşıdığını belirtti.
"Birinci Dünya Savaşı sadece ve sadece Almanlara pastadan pay vermemek için çıkmış bir savaştır" diyen Kireççi, dönemin aydınlarının ilk yıllarında bu savaşı "tüm savaşları sona erdirecek bir savaş" olarak gördüklerini fakat ortaya çıkan sonucun bunun tam tersi olduğunu ifade etti.
Birinci Dünya Savaşı sonrası güç kaybeden devletlerin bugün yeniden dirilmeye başladığını dile getiren Kireççi, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyada ise kan döküldüğünü hatırlattı.
Konferans sonrasında AA muhabirine açıklamalarda bulunan Kireççi, savaşın 100. yılında Ortadoğu'nun yeniden kurgulanmak istendiğini söyledi. Kireççi, "Bizim bu süreçlere her kesimde, her kademede, politik, kültürel ve ekonomik anlamda angaje olmamız hem tarihi yeniden anlamamız ve yeniden okumamız, hem de tarihteki tecrübeleri, hataları, doğruları yeni nesillere taşımamız için çok önemli" dedi.
Kireççi, savaşın sonucuna ilişkin tarihçi David Fromkin'in kitabının başlığına atıfta bulunarak, "barışa son veren barış" tanımlamasını kullandı ve 100'üncü yılında bu savaşı daha iyi anlamak için Türkiye'nin her düzeyde daha çok şey yapması gerektiğini savundu. Irak ve Suriye'de son dönemde çıkan krizlerin coğrafyanın tekrar sarsıldığını gösterdiğini belirten Kireççi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün beklentiler, bizim arzumuz değildir ama yeni sınırların, yeni devletlerin doğabileceği yönünde, Suriye ve Irak'tan. Etnik çatışmalar, mezhep bazlı çatışmalar bölgeyi şu anda kavuruyor.
Türkiye'nin yaklaşımı bölgedeki yapıların korunması, ayrışmaların durdurulması yönünde. İnsan odaklı bakıyor Türkiye bu coğrafyaya. Bu süreçleri geri döndürmek bu bölgede yaşayan insanların elinde. Dışarıdan ne kadar müdahale olursa olsun bölge insanları kendi coğrafyalarına, kendi kültürlerine, kendi koşularına farklı bile olsa sahip çıkarlarsa bu süreçler olumsuz anlamda her zaman işlemez."
Bu arada, Türkiye'nin 1915 olayları ile ilgili tezini ABD'de akademik ve siyasi çevrelerde duyurmak için çalışma başlatan TACS yetkilileri, bu konuda iki aşamalı bir çalışma yürüttüklerini belirtti.
Gelecek yılın 24 Nisan günü son bulacak birinci aşamada hem Türk-Amerikan toplumuna, hem de Amerikan kamuoyuna yönelik faaliyetlerde
bulunacaklarını belirten dernek yetkilileri, 100 yıllık sorunun yıl dönümünde ABD Senatosu ve uluslararası hukuk çevrelerinde oluşacak her türlü ihtimale karşı da daha uzun soluklu projelerin temelini attıklarını vurguladı.
TACS yetkilileri, bu anlamda Türkiye'nin Amerika'daki resmi temsilcilikleri ile de yakın bir bilgi alışverişi ve istişare mekanizması kurduklarını dile getirdi.
1915 olaylarının 100. yılında Türkiye'nin karşı karşıya kalabileceği problemlere de değinen Kireççi, Türkiye'nin bu konuda hem politik hem de bireysel anlamda savunma mekanizmaları geliştiremediğini belirtti. Bunun sebebinin 1915'te neler yaşandığının çok iyi bilinmemesi olduğunu ifade eden Kireççi, Türkiye'nin bu konudaki hazırlıklarının yeterli olmadığını söyledi. Kireççi, "Bundan ne çıkar, önümüzdeki yıl karşımıza ne gelir, politik ve hukuki olarak ne tür meydan okumalarla karşılaşırız, bunlarla ilgili hazırlıklar yapmak lazım. O konuda da eksiklerimizin olduğu açık" diye konuştu.
Muhabir: Mustafa Çağlayan / Yayınlayan: Tuğrul Çam
Amerika Haberleri
Milli Eğitim Bakanlığı ABD'de yeni eğitim ataşelikleri açacak
23
Milli Eğitim Bakanlığı, ABD'nin Şikago, Houston, Boston ve Los Angeles şehirlerinde yeni eğitim ataşelikleri açacak.
Bakanlık yetkilileri, ABD'de okuyan burslu öğrencilerle New York'ta buluştu ve sorunlarını dinledi.
NEW YORK (AA) - Milli Eğitim Bakanlığı, ABD'nin Şikago, Houston, Boston ve Los Angeles şehirlerinde yeni eğitim ataşelikleri açarak, öğrencilerin sorunlarını yerinde ve daha hızlı çözmeyi hedefliyor.
-''Yükselen bir değer olarak sizlere ihtiyacımız var''-
Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Yediyıldız, yaptığı konuşmada, Türkiye'de bulunan 176 üniversiteden 104'ünün devlet üniversitesi olduğunu belirterek, ''Üniversiteler içini doldurmadığımız sürece, üniversite olmaz. Bunun için sizlere, yetişmiş kadrolara ihtiyacımız var'' dedi.
Türkiye'nin burslu olarak ABD'ye çok öğrenci gönderdiğini anlatan Yediyıldız, ''Ülke uzmanlarına ihtiyacımız var. Dünya artık ABD ile sınırlı değil. ABD ve İngiltere ağırlıklı olmak üzere öğrencilerimizi diğer ülkelere de kaydırmak istiyoruz. Türkiye'nin yükselen bir değer olarak buna çok ihtiyacı var'' diye konuştu. ABD'de yeni eğitim ataşeliklerinin açılacağının müjdesini veren Yediyıldız, şunları kaydetti: ''Boston, Şikago, Houston ve Los Angeles'ta eğitim ataşelikleri açmak suretiyle, o bölgelerdeki öğrencilerimizin işlerini kolaylaştıracağız. Yerinde daha kısa sürede işlemler yapılacak. Dosyalarınız bulunduğunuz bölgedeki yeni açılacak ataşeliklere gönderilecek.'' Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürü Semih Aktekin ise 1929 yılından beri öğrencilerin yurt dışına eğitim amacıyla gönderildiğini anlatarak, 22 ülkede 2 bin 600 öğrencinin burslu eğitim gördüğünü söyledi. Aktekin, her yıl burs verme stratejisini Türkiye'nin ihtiyacına göre belirlediklerini kaydetti. Öğrencilere birçok konuda tavsiyede bulunan Aktekin, ''Tez konularını Türkiye yerine bulunduğunuz ülkeyle ilgili konularda yaparsınız Türkiye'ye daha faydalı olursunuz. Türkiye'ye bilgi transferi açısından faydalı olur. Fırsat elinizdeyken bulunduğunuz yerle ilgili yapın'' dedi. Aktekin, ''Siyasal elit değişti, ekonomik elit değişiyor. Kültürel elit de değişiyor. Devlet bürokraside artık her üniversiteye eşit şartlarda fırsat veriyor. Eskiden siyasal mezunları devlet kadrolarında kayırılarak kendilerine yer bulurdu. Şimdi öyle değil. Diğer üniversitelerden de öğrenciler aynı şartlarda aynı kadroyu alabiliyor'' diye konuştu.
''Hak edilmemiş burs haram para yemektir''
Aktekin, eğitimin rekabete açık ticari bir alan olduğunu belirterek, öğrencilere, bulundukları okullarda haklarını aramalarını, yardım istendiği sürece gerekirse okul yönetimlerini kendilerinin arayarak, ödedikleri paranın boşa gitmemesini sağlayabileceklerini hatırlattı. Zamanında eğitimlerini tamamlamaları ve izinsiz okullarına ara verip Türkiye'ye gitmemeleri konusunda öğrencilere tavsiyelerde bulunan Aktekin, ''Hak edilmemiş burs haram para yemektir'' dedi. New York Başkonsolosu Ertan Yalçın ve Eğitim Ataşesi İlhan Çoban'ın da ev sahibi olarak katıldığı toplantının benzerinin 22 Kasım'da Teksas'ın Houston kentinde de gerçekleştirileceği ifade edildi. Muhabir: Selçuk Acar / Yayınlayan: Tarkan Demir
DÖNER VE KEBAP USTASI ARANIYOR
Manhattan’da bir restoranda öğleden sonraları çalışacak döner ve kebap ustası aranıyor.
Daha fazla bilgi için lütfen 347.386.9555 no’lu telefondan Vicki’yi arayın
Ankara'dan ABD'ye gelen Milli Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Yusuf Ziya Yediyıldız, Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürü Semih Aktekin, Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Harun Karcı'dan oluşan heyet, çoğunluğu ABD'nin kuzeydoğu bölgesinden bakanlık bursuyla yüksek lisans ve doktora eğitimi alan Türk öğrencilerle New York'ta buluştu. Öğrenci işlemlerinin otomasyonu için geliştirilen Resmi Burslu Öğrenci Sistemi'nin (REBUS) tanıtımının ardından heyet, öğrencilerin sorunlarını dinledi, tavsiyelerde bulundu.
Yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanı ile kamu kurum ve kuruluşlarının, yetişmiş insan kaynağı ihtiyacını karşılamak amacıyla yurt dışına lisansüstü eğitim amacıyla öğrenci gönderilmesiyle ilgili düzenlemeleri içeren 1 1 sayılı kanun çerçevesinde verilen burslardan, başlangıcından bugüne kadar 13 bin 53 kişinin yararlandığı bildirildi.
2
FORUM 170. BULMACA
Ortadaki resim
Üstteki resim Babanın kız kardeşi
Bir besin Atama
Tok olmayan Bilgisiz, cahil
Ilık ile soğuk arası Genel görünümlü
İnandırma, kandırma
Gizler, sırlar
2
Bayındır Hadise
Alttaki resim Kırıtma, naz, cilve
Argoda vurgun, kazanç, kâr
Zor olmayan Sene
Anlamlı, manalı Göz (eski dil)
Anıt Yabancı Merkeziyetçi Gereksiz, önemsiz söz
Akıl Acıklı olay
1 Bir meyve Düzene uygun olan Mikroskop camı
Lobi Etken, etmen, sebep, faktör
Duman rengi Bir nota
Akümülatö r (kısa) Zaman ölçen alet
Gaye
Uygun bulma, tasvip Bir göz rengi
5
7
Anlaşmazlık, ara bozuculuk Genişlik
Bağırma, haykırma Mal, ticaret malı
Duman lekesi
Lezzetli Yok etme, giderme Kısırlık, verimsizlik
Kazanma, iktisap
3
Tepkili uçak
Aşağı derece
Akla uygun, akıllıca
Cilve
6
Sır Hayret sözü Olgun, kâmil
Sonbahar İşkil, şüphe
Verme, ödeme Eki olan
8 İşe yatkın, becerikli, mahir Okyanus
Kucak (eski)
Karşılık verme, karşılama Bir nota
Üye Bir hayvan
Bir karara karşı çıkma Kısa zaman
Bir nota Temel içecek
10 Afrika’da bir nehir El sıkışma
Bir renk Seçkin Bir bağlaç Baryumun sembolü
9
Olanak Yapma, yerine getirme
Valide, anne Gelir getiren mülk
Belirti, iz, nişan Gelenek
Dolaylı olarak anlatma
Bir besin Tarihte bir uygarlık Mağara
Çözümlemeli
Başlangıç yemeği
4
Özen
ŞİFRE:
1
2
3
4
5
6
7
8
Hazırlayan: Güven Söztutan guvensoztutan@forumgazetem.com
9
10
Amerika Haberleri
“Amerika'da kış” çetin başladı
25
Kar kalınlığının 45 santimetreye ulaştığı Massachusetts eyaleti ve çevresinde kutup soğukları ve sert rüzgârların da etkili olduğu rüzgar şiddetinin saatte 80 kilometreye ulaştığı görüldü. New York eyaletinde olağanüstü hal ilan edildi. Okullar kapatılıp, uçak seferleri iptal edildi.
Yılın ilk büyük karı ABD'nin Kuzeybatı bölgesini etkisi altına aldı. Kar fırtınasında 7 kişi hayatını kaybetti. Yılın ilk büyük karı ABD'nin Kuzeybatı bölgesini etkisi altına aldı. Kar fırtınasında 7 kişi hayatını kaybetti.
Kar kalınlığının 45 santimetreye ulaştığı Massachusetts eyaleti ve çevresinde kutup soğukları ve sert rüzgârların da etkili olduğu rüzgar şiddetinin saatte 80 kilometreye ulaştığı görüldü. New York eyaletinde olağanüstü hal ilan edildi. Okullar kapatılıp, uçak seferleri iptal edildi.
Buffalo çevresinde başlayıp etkisini sert gösteren kar ve rüzgârın Washington, Boston, Philadelphia, New Jersey ve Hudson Valley ve New York'ta da etkisini devam ettireceği belirtildi.
10 santime kadar çıkması beklenen karın yanı sıra kuvvetli rüzgarların da esmesi şehir hayatını olumsuz etkileyecek. Yetkililer, elektrik kesintisi, otoyollar ve toplu ulaşım koşulları için ek önlemler alarak uyarıda bulundu.
Çalıkuşu, New York’ta sahnelendi
Reşat Nuri Güntekin'in ünlü romanı Çalıkuşu tiyatro oyunu olarak New York'ta sahnelendi. ABD'deki New York Türk Amerikan Sanat Topluluğu (TAASNY) tarafından Türkçe sahnelenen oyun, İngilizce üst yazı ile oynandı.
İpek Kadılar'ın oyunlaştırdığı, İbrahim Yazıcı'nın yönettiği oyunda Feride'yi (Çalıkuşu) Dilek Aba, Kamran rolünü ise Özgen Çalışır canlandırdı. İlk kez 15 Mart 2014’te sahnelenen oyun ikinci kez New York’ta seyirci ile buluştu. Manhattan'daki Kraine Tiyatrosu'nda sahnelenen oyun sanatseverlerden yoğun ilgi gördü. Tiyatro salonunu dolduran seyircilerin bir bölümü yoğunluk nedeniyle oyunu koridora oturarak izledi. Amerika’ da yaşayan gönüllü amatör ve profesyonel Türk oyunculardan kurulu topluluk, Türk Amerikan Sanat Topluluğu (TAASNY), İbrahim Yazıcı’nın yönetiminde Hisseli Harikalar Kumpanyası, Sen Olmasaydın, Ali Baba ve Kırk Haramiler, Keşanlı Ali Destanı ve Kanlı Nigar gibi birçok oyunu da seyirci ile buluşturmuştu.
2
KAÇAK GÖÇMENLERE ÇALIŞMA İZNİ MÜJDESİ Amerika Haberleri
Amerika’da yaşayan kaçak göçmenlere beklenen müjde geldi. Yasadan 5 milyon kaçak göçmen yararlanabilecek.
Başkan Obama’nın başkanlık yetkisini kullandığı karara göre; Amerikan vatandaşı ya da Yeşil Kart’ı olan çocukların ebeveynleri sınır dışı edilmeyecek ve geçici oturma hakkına sahip olacak. Bu karar ile şartlara uyan göçmenler, çalışma hakkına kavuşabilecek.
Kaçak göçmenlerin hayali gerçek oluyor. Çıkarılması yılan hikayesine dönen Göçmenlik Reformu hayata geçirilemeyince Başkan Obama, yetkisini kullanarak sayıları 11 milyonu bulan kaçak göçmenin tamamının olmasa da 5 milyona yakının rahat nefes almasını sağlayacak kararları açıkladı.
vurguladı. Suça karışmış tüm kaçak yabancıların sınır dışı edileceğini açıklayan Obama, Amerika’ya kaçak girmeyi planlayan herkesin yakalanma ve sınır dışı edilme şansının yüksek olduğunu hatırlattı. Konuşmasında yürütme kararının tamamen yasal olduğunu savunan Obama, son 50 yılda tüm başkanların kanun hükmünde kararname çıkardıklarını söyledi.
Buna göre ana hatları ile; 5 yıldır Amerika’da yaşayan, Amerikan vatandaşı ya da Yeşil Kart sahibi olan çocukların ebeveynleri çalışabilecek ve sınır dışı Başkan Obama, kendisini Konedilmeyecekler. gre’yi devre dışı bırakmakla suçlayan Cumhuriyetçi Obama: “Sınır dışı yok” siyasetçilere de önlerine gelen yasayı oylamaları çağrısında Başkan Barack Obama, tele- bulundu. Obama aynı zavizyonda Amerikan göçmenlik manda Amerika’ya kısa bir sistemine köklü değişiklikler süre önce kaçak giriş yapan ya getiren kararları açıkladı. da gelecekte kaçak girme girişiminde bulunacak Planın toplu bir af ya da toplu yabancıların kesinlikle bu sınır dışı içermediğini vurgu- plana dâhil edilmeyeceğini layan Obama, bundan böyle vurguladı. Amerika’ya kaçak girip en az beş yıl yaşayan ve vatandaş ya Öte yandan Başkan Obama, da yasal oturma hakkına sahip 2012 yılında da, anne ve çocukları olan yabancıların babaları tarafından yıllar önce sınır dışı edilme korkusu ol- Amerika'ya kaçak olarak getirmadan geçici oturma hakkına ilen ve kayıt altına alınmayan sahip olacağını açıkladı. yaklaşık 270 bin yabancıya Obama, bu kişilerin sabıka oturma izni veren bir karara kaydı olmaması ve vergi öde- imza atmıştı. meye razı olması gerekliliğini
Düzenlenmeden yararlanma şartları nelerdir? - Amerika’da en az 5 yıldır yaşıyor olmak. - Amerikan vatandaşı ya da Yeşil Kart sahibi çocuklarının olması. - Hiçbir suça karışmamış olmak.
Başkanlık yetkisi ne anlama geliyor? Amerika’da normal koşullarda bir yasanın yürürlüğe girmesi için, Kongre’nin iki kanadı olan Temsilciler Meclisi ve Senato tarafından onaylanması, ardından da Başkan tarafından imzalanması gerekiyor. Ancak Amerikan Anayasası, Başkan’a uygun görmesi durumunda yürütme kararı alma ya da Türkiye’de daha çok bilinen adıyla “kanun hükmünde kararname” çıkarma yetkisi tanıyor. Başkan Barack Obama da göçmenlik reformuyla ilgili tasarı üzerinde Kongre’nin iki kanadının uzlaşmaya varmamasının ardından bu yetkisini kullanmaya karar verdi. Amerikan başkanları, geçmişte değişik konularla ilgili olarak yürütme kararı aldı, ancak bunların çok azı bu denli tartışma konusu oldu. Obama geçen temmuz ayından bu yana on tane yürütme kararı açıkladı. Bunlar; Afrika’daki Amerikan şirketleriyle ilgili bir danışma konseyi kurulması, bulaşıcı hastalıklar listesinin gözden geçirilmesi ya da Alkol, Tütün ve Ateşli Silahlar Kontrol Dairesi’ne alınacak elemanlarla ilgili yapılan değişiklikleri içeriyordu. Obama göçmenlik reformuyla ilgili yürütme kararı yetkisini kullanacağı yönünde işaretleri çok önceden vermişti. Ayrıca başkanların aldığı belli kararlar daima “son noktayı koyduğu” anlamına gelmiyor. Kongre’nin de aksi yönde bir oylamaya giderek, başkanların aldığı yürütme kararını önleme yetkisi var, ancak bu girişimlerin de yürürlüğe girmesi için anayasa gereği “Başkan’ın imzasına” ihtiyacı var. Muhabir: Dilek Eski Bezirkan- ANA- American News Agency
Düzenleme ile hangi haklar elde edilecek? - Sınır dışı edilemeyecekler. -Geçici oturma hakkına sahip olacaklar. - Çalışma iznine sahip olabilecekler. - Ehliyet alabilecekler.
Ne tür belgeler hazırlanabilir? Düzenlemeye ilişkin ayrıntıların belirlenme süreci devam ederken avukatlar şartlara uyan kişilerin; evlilik cüzdanı, pasaport, çocukların doğum sertifikaları ya da Amerikan vatandaşı ve Yeşil Kart’larına ilişkin belge, varsa boşanma belgeleri, herhangi bir suça karışmadıklarını gösteren belge, bugüne kadar herhangi bir olay ya da olaya karışmışlarsa buna ilişkin mahkeme kararları, Amerika’ya ilk yasal giriş yaptıklarını gösteren belge gibi belgeleri hazırlayabilecekler.
Amerika Haberleri
Göçmenlik Avukatı Öğmen:
27
“Üç yıllık çalışma izni” “Bu karar, Green Card vermiyor. Uzun süre Amerika’da yaşama hakkı da vermiyor. Bu bir genel af değil. Üç yıllık çalışma izni veriyor. Bu üç yılın sonunda da yenilenme haklarının olabileceğini düşünüyoruz.” Ayrıntıların önümüzdeki süreçte netleşmesi beklenen Obama’nın başkanlık yetkisi kararlarını gazeteniz Forum’a değerlendiren göçmenlik avukatları, kararın genel bir af olmadığını vurgularken şartlara uyan göçmenlerin bazı belgeleri şimdiden hazırlamaları ve avukatlarla görüşmeleri uyarısında bulundular. Başkan Obama’nın Kongre’ye Göçmenlik Reformu’nun çıkması yönünde son iki-üç yıldır büyük baskı yaptığını kaydeden göçmenlik avukatlarından Ayhan Öğmen, ancak bu baskıya rağmen milyonlarca insanı ilgilendiren gömenlik sorunu ile ilgili olarak herhangi bir adım atılmadığını anlattı. Çözüm üretilmemesi üzerine Başkan Obama’nın bu planı açıkladığını kaydeden Öğmen, planın kapsamına ilişkin şu bilgileri verdi: “Obama, başkan seçilmeden önce göçmenlik sorununu çözeceğine ilişkin söz vermişti. Açıkladığı bu plan ile sorunu çözme konusunda izin vermediklerini ve başkanlık seçiminde verdiği sözü yerine getirdiğini ifade etmiş oldu. Aynı zamanda Obama, göçmenlik sorununun politik bir sorun olmadığını ifade ederken bu soruna insani olarak baktığını ve politikanın dışında tuttuğunu gösterdi. Bu karar, Green Card vermiyor. Uzun süre Amerika’da yaşama hakkı da vermiyor. Bu bir genel af değil. Üç yıllık çalışma izni veriyor. Bu üç yılın sonunda da yenilenme haklarının olabileceğini düşünüyoruz. Bu süreçte; hak elde etmiş kişiler sınır dışı edilemeyecek, çalışma izni hakkı edinebilecek, sosyal güvenlik numarası alma ve ehliyet alma gibi haklara sahip olacaklar. Ayrıca bu reformla insanlar, yasal statüye geçme hakkı elde etmiyorlar. Şu an seyahat izni de görünmüyor. Oy kullanamayacaklar, federal haklardan yararlanamayacaklar, burs alamayacaklar, sağlık yardımı alamayacaklar.” “Kapsam genişliyor”
Var olan kararnamenin üç önemli noktada kendini gösterdiğini kaydeden Öğmen, bunları şöyle sıraladı: “Suç işleyen göçmenlerin sınır dışı edilmesi düşünülüyor. İki yıl önce gençler için yapılan düzenlemenin kapsamı genişletiliyor. Bir tanesi, söz konusu haktan yararlanmak için gerekli olan 31 yaş sınırı, yeni düzenleme ile 16 yaş sınırına çekildi. Buna göre 16 yaşından önce Amerika’ya gelmiş olmaları gerekiyor. İkinci olarak daha önce 2007’den beri Amerika’da yaşamış olma şartı aranırken bu yeni düzenleme ile 1 Ocak 2010’dan beri bu ülkede yaşıyor olmaları yeterli görülecek. Bu karar ile ikinci olarak erteleme statüsü anne ve babalara da uygulanacak. Buna göre anne ve babaların, 5 yıldır bu ülkede yaşıyor olmaları, Amerikan vatandaşı ya da Green Card sahibi çocuklarının olması, bugüne kadar herhangi bir suça karışmamış olmaları gerekirken geçmişe dönük vergi borçlarının da çözülmesi istenecek. Üçüncü önemli nokta, yasal olan göçmenlerin bazı sorunlarına çözüm getirilmesi konusunda. Bu düzenleme ile işverenler, yabancı yatırımcılar, bazı öğrenciler kapsam içerisinde olacak. Örneğin H1 vizesi olan insanların eşleri çalışamıyor, bu düzenleme ile çalışma hakkına sahip olabilecekler. Diğer bir örnek şöyle verilebilir. Bir yatırımcı çalışanı için Green Card başvurusunda bu-
lunuyor. Bu insanlar kotaya takılıyor. Bu düzenleme ile işverenler Green Card başvurusunda bulunduğu çalışanları için Green Card alana kadar çalışma ve seyahat izni alabilecek. Bu da, çok kişiyi etkileyecek bir düzenleme.” “Hakların kaybedilme riski var”
Bu düzenleme kapsamında edinilen hakların daha sonra kaybedilme riski olduğunu ifade eden Öğmen, idari karar ile hak elde eden kişilerin bir suç işlemeleri halinde bu haklarını kaybedeceklerinin altını çizdi. Öğmen, “Birinci olarak başvuru sırasında kişiler hakkında nasıl suç sorgulaması yapılıyorsa bu hakkı elde ettikten sonra da suç işlenmesi halinde, edinilen hakkı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya bırakılıyor” dedi. Öğmen, hakların kaybedebilmesine ilişkin diğer hususları şöyle sıraladı:
New York Barosu avukatlarından Cahit Akbulut, söz konusu düzenlemenin kesinlikle genel bir af anlamına gelmediğini vurgulayarak, asıl amacın Cumhuriyetçiler’in karşı çıktığı Göçmenlik Reformu’nun önünün açılmasını sağlamak olduğunu belirtti. Düzenlemenin aynı zamanda kişilere Yeşil Kart yolunu açmadığını da yineleyen Akbulut, şunları söyledi: “Bu kişiler verilen imkânla sosyal güvenlik numarası alabilecek ve çalışma hakkına sahip olabilecekler.
“İkincisi, Kongre çoğunluk kararı ile bu düzenlemeyi kaldırabilir. Bunu uzun süredir yapamıyor, bu ihtimalin düşük olduğunu düşünüyoruz. Bu düzenleme ile üç yıl sınır dışı edilmeme ve çalışma izni veriliyor. Bu üç yılın sonunda yenilenebilecek. Ancak üç yılın sonunda başka bir Amerika başkanının ya da Cumhuriyetçi bir başkanın gelmesi halinde ve programı yenilememe inisiyatifini kulanması halinde hakların kaybedilme riski doğabilir.” Kulen; “Obama Başarılı”
Göçmenlik avukatlarından Remzi Güvenç Kulen, Başkan Obama’nın asıl yapmak istediğinin geniş kapsamlı bir yasa çıkartarak böyle dar kapsamlı uygulamalara gerek bırakılmaması olduğunu söyledi. Bundan sonraki süreçte ayrıntıların netleşeceği düzenlemeye ilişkin tartışmaların da yaşanabileceğini ifade eden Kulen, şunları söyledi: “Cumhuriyetçiler yasal olarak öyle belirtilmemiş olmasına rağmen yasa ile ilgili af kelimesini kullanıyorlar. Obama, televizyonda yaptığı konuşmasında çok güzel konuştu. Amerika’nın nasıl bir toplum olduğunu ve insanlara ikinci bir şans verdiğini belirtti. Üç jenerasyon geriye gittiğinizde göçmenlerin var olduğunu ve 15 milyon kişiyi sınır dışı etmenin Amerikan Anayasasına ve Amerika’nın anlayışına uygun olmadığını, bu insanlara ikinci bir şans verilmesi gerektiğini söyledi. 15-20 yıldır Amerika başkanlarının göçmenlere yönelik yaptığı en iyi konuşmalardan biriydi. Hedefe kilitli ve sorunu çözmeye çalışan bir konuşmaydı. Umarım herkes için en güzeli olur.” Bundan sonraki süreçte Cumhuriyetçiler’in Anayasa Mahkemesi’ne başvurabileceklerini ifade eden Kulen, “Ancak ben bunun olabileceğini düşünmüyorum. Çünkü Başkan Obama’nın ekibi bu konuyla ilgili bilgi sahibi. Asıl sorun meclisin her iki kanadında da Cumhuriyetçiler’in ağırlığının olması. Cumhuriyetçiler ortaya çıkıp bu karararın tamamen karşısındayız, biz bunun aksi için bir kanun çıkarıyoruz derlerse eğer, o zaman bu kararı etkileyebilir. Ancak bu hayata geçirilebilir mi bilmiyorum” dedi.
Akbulut: “Amaç Yasa”
Obama’nın asıl amacı Cumhuriyetçiler’in engellemesine takılan Göçmenlik Reformu’nun önünün açılmasını sağlamak. Aynı zamanda, geçen ara seçimlerde Demokratlar’ın oy kaybına uğraması da Obama’yı böyle bir karar almaya zorladı. Af olarak değerlendirmemek gerekir. Başvuru ayrıntıları için üç-dört ay kadar bir süreye ihtiyacımız olduğuna inanıyorum. Obama, göçmenlik sorununun, en azından insani bir yanını ele alarak kaçak göçmenlere yönelik böyle bir karar aldı. Amerika’da 11 milyon kaçak göçmen var, son yapılan düzenleme 5 milyon kaçak göçmeni kapsıyor. Ülkede 11-12 milyon kaçak göçmen olduğu düşünülürse 7 milyonu hala karanlıkta. Ancak Obama bunlar için de harekete geçilmesini istedi.”
Muhabir: Dilek Eski Bezirkan ANA- American News Agency
2
Amerika Haberleri
"ABD'de Milli Değerler Konferans Zinciri" Türk Amerikan toplumunun milli değerlerin izinde Amerika’daki yaşam koşullarına uyum sağlamasını kolaylaştıracak bir dizi konferans düzenlendi. Amerika’daki Türk toplumunun bilgilendirilmesine yönelik konferans ve söyleşilerde geçmişten günümüze Müslüman ve gayrimüslim toplumların bir arada yaşama tecrübelerinden örnekler verildi.
TARF (Türk Amerikan Diyanet Vakfı) ve TACS’ın ( Türk Amerikan Kültür Topluluğu) ortak düzenlediği buluşmalarda Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Dr. Halil İbrahim Erbay konuşmacı olarak sunum yaptı. Osmanlı’dan günümüze çok kültürlü yaşam geleneğinin izlerini örneklerle aktaran akademisyenler, günümüzde de farklı toplumlarla bir arada yaşama kabiliyetinin dünya barışına büyük katkısı olacağının altını çizdi.
Kasım ayının son haftasına yayılan konferans zinciri New York, New Jersey, Washington DC, Deleware ve Marylaynd eyaletlerinde gerçekleşti. “Osmanlı’da gayrimüslim, Amerika’da Müslüman olmak”, “Müslüman mahallesinde meşk yapmak”, “ Toplumlarda çok kültürlülük”, “ Göçmen vatandaşların milli ve manevi değerlerini koruması” gibi başlıklar, konferanslarda ele alınan konular oldu. “Amerika’ya, asimile olmadan uyum sağlayabiliriz’’
“Bize, biz gibi yaşama hakkı veren ülkeye saygı duyalım” diyen Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Amerika’da, Türk ve Müslüman kalarak uyum sağlanabileceğini belirtti. Tarihçi, Profesör Kızıltoprak, farklı etnik grupların ve kültürlerin birlikte barış içinde yaşamasına en güzel örneğin Osmanlı Devleti olduğunu dile getirdi. Osmanlı Devleti’nin fethettiği yerlerin insanlarına sağladığı kolaylıklardan, inatçı ve baskıcı uygulamalar yerine farklı yaşama özgürlüğünü vergi uygulamaları ile düzenlediğini, ticaret, ziraat ve sanat ile uğraşan mevcut halkı da muhafaza etmeye hatta teşvik ederek yaşam alanlarını korumaya yönelik tedbirler aldığını belirten Prof. Dr. Kızıltoprak bu gibi örneklerin unutulmaması gerektiği vurgusunu yaptı. Süleyman Kızıltoprak, Amerika’da yaşayan Türk toplumunun, dini inanışından dolayı bazı ithamlar ile karşı karşıya kalabileceğini, buna verilecek en güzel cevabın ise kişisel değerlerin ve tarihteki güzel örneklerin muhatabına aktarılması olacağını ifade etti. Bu doğrultuda ABD’deki, Türk sivil toplum örgütlerine büyük görev düştüğünü belirten Kızıltoprak, Türk Amerikan toplumunun da bu tür kuruluşlara destek vermesinin ve yapılan faaliyetlere katılım göstermesinin önemine değindi. Aynı zamanda TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı) isimli kuruluşun Libya temsilciliğini de yürüten Kızıltoprak, kurum olarak bulundukları ülkelerde, ayrım gözetmeden her türlü ihtiyaç sahibine yönelik hizmetlerde bulunduklarını belirtti. Özellikle Afrika’da hastane, köprü, yol, su kuyusu gibi günlük ihtiyaçlara yönelik temel hizmetler sunduklarını söyledi. TİKA’nın bu ülkelerde bulunan Osmanlı eserlerini de restore ettiğini belirten Tarih Profesörü, kurumlarının bu hizmet kültürünü Osmanlı’nın hami devlet
anlayışından miras aldıklarını da sözlerine ekledi. “Müslüman mahallesinde meşk yapmak”
Milli değerler konferans zincirindeki diğer konuşmacı Dr. Halil İbrahim Erbay ise Osmanlı’da bir arada yaşama kültürünün örneklerini “Müslüman mahallesinde meşk yapmak ” konuşma başlığıyla katılımcılarla paylaştı. Karşılaştırmalı olarak tarihi örnekleri ele alan Dr. Erbay, Osmanlılar döneminde Ermeni, Rum ve Yahudi cemaatlerin bir arada yaşama örneklerini sanat açısından değerlendirdi. Aynı zamanda Türkiye Müzecilik ve Tanıtım Başkan Yardımcısı olan Dr. Erbay konuşmasında, tarihi ve kültürel zenginliklerin önemli isimlerinden olan Sarkis Zeki, Hilmi İstepan, Diyamandi Keçeoğlu gibi şairlerin yanı sıra 18. yüzyıl Türk musiki klasiklerini sekiz defter halinde notaya döken böylece çok sayıda bestenin kaybolmasını önleyen Hamparsun Limoncuyan, III. Selim’e tambur öğreten Tamburi İsak, Oskiyan Efendi, Haham Ağa, Nikogos Ağa gibi Osmanlı sanatsal zenginliğine katkı sağlayan bestekârlara da değindi. Dr. Erbay, tarihi örnekleri aktardıktan sonra Amerika’da da çok kültürlü yaşamın Türk toplumuna zenginlik katacağına, yıllarca bir arada yaşayan Türk, Ermeni, Yahudi, Rum ve Hıristiyan toplumlarını ortak paydada buluşturacak birçok değerin varlığına dikkat çekti. Müslüman ve gayrimüslim ilişkisinin tasavvuf kanalıyla ve özellikle Mevlevilik tarikatı etrafında gerçekleştirilmiş olmasının yanı sıra müzik ve edebiyatta da ortak zevklere sahip olunduğunun altını çizdi. Bu gibi ortak paydalarla Amerika’da toplumlar arası ilişkilerin devam ettirilmesinin sivil toplum örgütleri tarafından gerçekleştirilebileceğini belirtti. Udi Gökhan Seyrek tarafından Osmanlı döneminde yaşamış; Tatyos Efendi, Kemani Sarkis ve Nikogos Ağa gibi bestekârların eserlerinin konferansta icra edilmesi de örnek teşkil eden bir uygulama olarak görüldü. Konferanslar, Diyanet Vakfı’na ait New Jersey’deki Ulu Camii ve Bergen Camii’nde ve New York’taki Eyüp Sultan Camii ve Mevlana Camii kültür merkezlerinde gerçekleşti. TACS ve TARF yetkilileri bu gibi konferansların ilerleyen dönemlerde de devam edeceğini bildirdi.
SATILIK HAMUR AÇMA MAKİNASI Türkiye'den SM 30 marka ve ABD elektrik sistemine uygun 2 adet HAMUR AÇMA MAKİNASI satılıktır. Geniş bilgi ve fiyat için 973-445-6552 nolu telefonu arayın.
THY'nin gökyüzündeki öğretmenleri
Eğitim kurumlarında bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra Türk Hava Yolları (THY) bünyesinde çalışmaya başlayan kabin amirleri Çiğdem Öztürk ile Handan Atay, eski mesleklerinden elde ettikleri tecrübeleri uçak içine yansıtarak, yolculara hizmet veriyor. İSTANBUL (AA) - İZZET TAŞKIRAN - THY'de farklı dönemlerde kabin memuru olarak göreve başlayan Öztürk ile Atay, şimdilerde edindikleri tecrübeleri kabin amiri olarak iş arkadaşlarıyla paylaşıyor.
Çiğdem Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversiteden mezun olduktan sonra 4 yıl çeşitli eğitim kurumlarında rehber öğretmenlik yaptığını, daha sonra da Anadolu lisesinde psikoloji ve sosyoloji dersleri verdiğini belirtti.
Öğretmenlik ile kabin memurluğunda birbirine benzeyen birçok yönünün olduğunu ifade eden Öztürk,"İki mesleğin manevi tatmin yönü var. Öğretmenlikte karşı tarafa bir dokunuşta bulunuyorsunuz. İnsanlara hizmet ediyorsunuz. Kabin memurluğunda nasıl biz birebir yolcu hizmeti veriyorsak öğretmenlikte de öyle bir çalışma şekli söz konusu" diye konuştu. Kabin amiri Handan Atay ise 6 yıldan bu yana THY ailesi içinde görev yaptığını anlattı. Atay, bir dönem bir eğitim kurumunda İngilizce öğretmenliği yaptığını belirterek,
"Benim için öğretmenlik bir sevgiyse havacılık aşk ve tutkudur. Havacılığa başladığımda bana 'bırakamazsın' demişlerdi. Nitekim de öyle oldu" dedi. Atay, "Havacılık da öğretmenlik gibi insanla uğraşan, insan odaklı, sabır gerektiren bir meslek. Havacılıkta bu çok önemli. Ortak yönler olarak ben bunları görüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Osmanlı müziğinin nağmeleri New York'ta hayat buldu Osmanlı döneminin çok kültürlü yaşam ortamından doğan ve icra edilen tarihi Türk müziği, Makam New York adlı müzik grubunun sanatçıları tarafından New York müzikseverleri ile buluştu.
Makam New York ekibi, Mevlana Celaleddin Rumi’nin “Denizin dibindeki inciler” sözünden alıntı yaptıkları “Pearl Beneath the Sea’’ isimli çalışmaları ile Osmanlı ezgilerine ait eserlerden oluşan konserini 19 Kasım akşamı Kaufman Music Center, Merkin Concert Hall’da gerçekleştirdi.
“Amerika'da kış” çetin başladı
Geniş haber
7.
sayfada
Çalıkuşu, New York’ta sahnelendi
Reşat Nuri Güntekin'in ünlü romanı Çalıkuşu tiyatro oyunu olarak New York'ta sahnelendi. ABD'deki New York Türk Amerikan Sanat Topluluğu (TAASNY) tarafından Türkçe sahnelenen oyun, İngilizce üst yazı ile oynandı.
İpek Kadılar'ın oyunlaştırdığı, İbrahim Yazıcı'nın yönettiği oyunda Feride'yi (Çalıkuşu) Dilek Aba, Kamran rolünü ise Özgen Çalışır canlandırdı. İlk kez 15 Mart 2014’te sahnelenen oyun ikinci kez New York’ta seyirci ile buluştu.
Yılın ilk büyük karı ABD'nin Kuzeybatı bölgesini etkisi altına aldı. Kar fırtınasında 7 kişi hayatını kaybetti.
Kar kalınlığının 45 santimetreye ulaştığı Massachusetts eyaleti ve çevresinde kutup soğukları ve sert rüzgârların da etkili olduğu rüzgar şiddetinin saatte 80 kilometreye ulaştığı görüldü. New York eyaletinde olağanüstü hal ilan edildi. Okullar kapatılıp, uçak seferleri iptal edildi. Ayrıntılı haber
25.
sayfada
Haberin devamı
25.
sayfada