SAYI: 127
MAKINE İHRACATÇILARI BIRLIĞI AYLIK DERGISI
222 ÜLKE TÜRK MAKİNESİ KULLANIYOR MAKİNE SANAYİSİ MÜHENDİS KADINLARI FABRİKAYA BEKLİYOR
ENDÜSTRİNİN KALP KAPAKÇIKLARI
VANA VE ARMATÜRLER
Vidalı hava kompresörlerinde 5 yıl garanti dönemi başladı!
TÜRK
İYE’D E İLK
* Tüm yağ enjekteli vidalı seri kompresörlerimizde standart periyodik bakımların orijinal yedek parçalarla yetkili servisler tarafından yapılması koşuluyla geçerlidir.
ww
w.d
alg
akir an.c om
İÇİNDEKİLER GÜNDEM
SYF 8
TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, BAUMA CHINA FUARINDA YERİNİ ALDI
GÜNDEM
SYF 12
6 GÜNDEM 222 ÜLKE TÜRK MAKİNESİ KULLANIYOR 8
TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, BAUMA CHINA FUARINDA YERİNİ ALDI
12
TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ VTG FUARI İÇİN VİETNAM’DAYDI
16
MAKFED ÜYE DERNEKLERİ MAKİNE 2019 VİZYONUNA KATKI SAĞLIYOR
17
MAİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI KUTLU KARAVELİOĞLU: “İZMİRLİ MAKİNECİLER 1 MİLYAR DOLARI HEDEFLİYOR”
18
MAKİNE SANAYİSİ MÜHENDİS KADINLARI FABRİKAYA BEKLİYOR
20
ORTA KARADENİZLİ MAKİNECİLER KATMA DEĞERLİ ÜRETİME ODAKLANIYOR
21
SMART FUTURE EXPO MAKFED VE ENOSAD DESTEĞİ İLE YAPILDI
23
MAİB YÖNETİM KURULU ÜYESİ ZEYNEP ERKUNT ARMAĞAN ASYA-PASİFİK BÖLGESİNİN EN BAŞARILI KADIN GİRİŞİMCİSİ
24
AMBALAJ VE GIDA SEKTÖRÜ İSTANBUL’DA BULUŞTU
26
BURSA ENDÜSTRİ ZİRVESİ 500 MİLYON TL’LİK İŞ HACMİ OLUŞTURDU
28
60 BİN SEKTÖR PROFESYONELİ PLAST EURASIA’DA BULUŞTU
29
İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜ BIM ÇALIŞTAYI İÇİN TOPLANDI
31
ASANSÖRÜN TASARIM VE TEKNOLOJİSİ İZMİR’DE TARTIŞILDI
32
TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ VTG FUARI İÇİN VİETNAM’DAYDI
GÜNDEM
SYF 18
YATIRIM İNOVATİF GELİŞME VE KATMA DEĞERLİ ÜRETİME BÜYÜK DESTEK
33
COŞKUNÖZ MA, ROMANYA’DA ÜRETİME BAŞLAYACAK
34
TİM’DEN DESIGN WEEK TURKEY 2018’İ ÜÇ GÜNDE 52 BİN 300 KİŞİ ZİYARET ETTİ
36
OAİB’DEN ADDMİB, KENYA VE KANADA’DA TÜRKİYE’Yİ TEMSİL ETTİ
37
TÜRK SAVUNMA SANAYİSİNİN, ASYA ATAĞI
39
SERAMİK VE CAM SEKTÖRÜ DUBAI TASARIM HAFTASINDAYDI
39
İSİB, VALVE WORLD 2018 FUARINA KATILDI
40 KAPAK ENDÜSTRİNİN KALP KAPAKÇIKLARI VANA VE ARMATÜRLER 52 KAPAK / MSSP FOCUS POMPA VE VANA SANAYİCİLERİ AR-GE İLE BÜYÜYECEK 56 ÜLKELERDEN ORTA AVRUPA’DAKİ YATIRIM ÜSSÜ: MACARİSTAN 68 ADVERTORIAL KATMA DEĞERLİ TEKNOLOJİ ÜRETEREK BÜYÜYECEĞİZ
MAKİNE SANAYİSİ MÜHENDİS KADINLARI FABRİKAYA BEKLİYOR
72 AR-GE MERKEZİ “HEDEFLERİMİZE ULAŞMADA AR-GE MERKEZİMİZDEN GÜÇ ALACAĞIZ” 76 AKADEMİK İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİNİN ODAĞINDA GELİŞEN TEKNOLOJİYE AYAK UYDURMAK VAR 82 MAKALE MAKİNE ZEKÂSI
KAPAK
SYF 40
84 BİR KONU & BİR KONUK FIKRI MÜLKIYET HAKLARI EKOSISTEMINDE REFERANS NOKTASI OLMA YOLUNDA: AIPPI TÜRKİYE 86 ANALİZ TEKNOLOJİSİZ NEREYE KADAR BÜYÜYEBİLİRİZ? 92 FUAR ROTASI MAKİNE İHRACATÇILARI DÜNYA FUARLARINA KATILMAYA DEVAM EDİYOR 96 KİTAP DOĞRU KARAR ALMANIN TÜYOLARI 97 GÖSTERGELER TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI KASIM AYI SONUNDA 15,6 MİLYAR DOLAR OLDU
ENDÜSTRİNİN KALP KAPAKÇIKLARI VANA VE ARMATÜRLER
114 FUARLAR 116 ADRESLER 117
MOMENT in ENGLISH 3 • ARALIK 2018
EDİTÖRDEN Değerli okurlarımız,
TUGAY SOYKAN
Türk makine sektörü bir yılı daha geride bırakıyor. Sektörün 2018 yılı için hedeflediği 18 milyar dolarlık ihracat büyük oranda gerçekleştirilmiş durumda. Ocak-Kasım döneminde 15,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Türk makine imalatçıları, yılın ikinci yarısında yaşanan kur dalgalanmalarına rağmen önemli bir başarı gerçekleştirdi ve yıl sonu için hedeflenen 18 milyar dolara çok büyük oranda ulaşmayı başardı. Bu başarıyı taçlandıran bir diğer önemli gelişme ise ihraç edilen makinelerin kilogram başına ortalama değerinin 6,1 dolara yükselmesiydi. Türk makinelerinin kilogram başına ortalama değeri, sektörün birinci pazarı olan Almanya’da 8,7 doları geçerken, Ocak-Kasım döneminde inşaat ve madencilik makinelerindeki artışın yüzde 33,2, tarım ve ormancılık makinelerindeki artışın yüzde 26,2 olarak gerçekleşmesi de dikkat çekici gelişmeler olarak kaydedildi. Diğer yandan, Türk makine imalat sektörleri, Türkiye ekonomisinde dış ticaret açığının daha da azalması yönünde önemli bir güç olmaya devam etti. Dünyanın neredeyse tüm ülke ve bölgelerinde tercih edilen Türk makineleri, sahip olduğu teknolojik yeterlilikleriyle küresel rekabetçiliğini de sürekli ve güçlü şekilde yükseltmeyi sürdürüyor. Bununla birlikte sektörün, 10 milyar dolara ulaşan dış ticaret açığı, Türkiye’nin Makinecileri’nin ana gündem maddesi olmaya devam ediyor. Rakamlar, 2018’de, büro makinelerinden 2,6 milyar dolar, motorlardan 2,5 milyar dolar, pompa ve kompresörlerden 1,3 milyar dolar, iş makinelerinden 1,1 milyar dolar, takım tezgâhları ile tekstil ve konfeksiyon makinelerinden de 1’er milyar dolar cari açık verildiğini ortaya koyarken, bu alt sektörlerin tamamında çok nitelikli ürünler üretebiliyor olmamız, ithal marka düşkünlüğü sorununun ciddiyetini daha da güçlendiriyor. Moment Expo olarak, 11 yıldır sektörün nabzını tutmaya ve bir anlamda sektör hafızasını oluşturmaya gayret ediyoruz. Bu maratonun 127’nci adımında, yine aynı kararlılıkla içerikler oluşturmaya çalıştık. “Gündem” sayfalarımızda VTG Vietnam ve BAUMA China fuarlarına yönelik izlenimlerin yanı sıra yurt içinde düzenlenen sektörel fuarlara ve etkinliklere de odaklandık. “Kapak” sayfalarında ise bu kez vana sektörüne yer verdik. İnsanoğlunun yerleşik hayata geçişiyle birlikte özellikle suya yön verme çabasının sonucu olan vana sistemleri, günümüzde küresel ölçekte 130 milyar doları aşan bir ekonomik hacim yaratıyor. Türkiye’deki sektör ise küresel ihracat listesinde Ocak-Eylül döneminde 428 milyon dolarlık ihracatla 26’ncı sırada bulunuyor. Endüstrinin kalp kapakçıkları olarak gördüğümüz vana ve armatür sektörünün sorun başlıkları ve çözüm önerileri ile gelecek beklentilerini “Kapak” konumuz içerisinde ayrıntılı olarak aktarmaya çalıştık. Elbette, Moment Expo’nun önemli gördüğümüz diğer başlıklarındaki “sektörün sesi olma” misyonumuza da devam ediyoruz. Bu kapsamda, “Ar-Ge Merkezi” sayfalarımızda ELKON Beton Santralleri Ar-Ge Merkezi’ni tanıtırken, “Akademik” sayfalarımızda ise İzmir Ekonomi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakkı Eskicioğlu’nu ağırlayarak yeni mühendis adaylarının nasıl yetiştirildiğini dinledik. Türkiye’nin Makinecileri Almanya Danışması Ahmet Yılmaz, makalesinde makine zekâsına odaklanırken, MAİB Danışmanlarından Alper Karakurt ise “Teknolojisiz nereye kadar büyüyebiliriz?” sorusuna yanıt arıyor ve ilginç sonuçlara ulaşıyor. Keyifli okumalar
MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ADINA SAHİBİ Özkan AYDIN
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Tugay SOYKAN (tugaysoykan@origamimedya.com)
YAYIN KURULU BAŞKANI Kutlu KARAVELİOĞLU
EDİTÖR Tolga ÇATAL (tolga@origamimedya.com)
YAYIN ADRESİ Mecidiyeköy Mah. Atakan Sok. No: 6/7 Şişli / İstanbul T: +90 212 252 87 76 - 77 F: +90 212 211 40 70
YAYIN KURULU Sevda Kayhan YILMAZ, Mehmet AĞRİKLİ, Ahmet ÖZKAYAN, Ali EREN, Halil İbrahim GÖKÇÜOĞLU, Hüseyin DURMAZ, Metin KAR, Mustafa ŞEKERCİ, Önder BÜLBÜLOĞLU, Zeynep Erkunt ARMAĞAN, Özkan AYDIN, Esra ARPINAR, Mehtap ÖNAL
MUHABİR Volkan ÜKÜNÇ (volkan@origamimedya.com)
YAYIN TÜRÜ Süreli, Yerel Dergi
YAYINA HAZIRLAYANLAR Origami Medya
REKLAM KOORDİNATÖRÜ Mustafa AK (mustafa@origamimedya.com) GÖRSEL YÖNETMEN Murat CERİT (murat@origamimedya.com)
MAİB GENEL SEKRETERLİĞİ Ceyhun Atuf Kansu Cad. No: 120 Balgat - Çankaya / Ankara Tel: 0312 447 27 40 Faks: 0312 446 96 05
BASKI VE CİLT KARAKIŞ BASIM MATBAA AMB. VE REK. SAN. TİC.LTD. ŞTİ. Maltepe Mah. Blv Cad. Litros Yolu Sok. 2. Matbaacılar Sitesi 1BF1 Zeytinburnu / İstanbul Tel: +90 212 544 58 20 karakisbasim@gmail.com MOMENT EXPO Dergisi, Origami Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. “Moment Expo Dergisi” ibaresi kullanılarak alıntı yapılması izne bağlıdır. Moment Expo Dergisi Makine İhracatçıları Birliği’nin 7.500 adet basılan ücretsiz süreli yayınıdır.
5 • ARALIK 2018
GÜNDEM
222 ÜLKE TÜRK MAKİNESİ KULLANIYOR OCAK-KASIM DÖNEMİNDE İHRACATINI 15,7 MİLYAR DOLARA TAŞIYAN MAKİNE SEKTÖRÜNDE, GEÇTİĞİMİZ YILIN AYNI DÖNEMİNE GÖRE YÜZDE 16,8 İHRACAT ARTIŞI GERÇEKLEŞTİ. TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜNÜN BU YIL DIŞ PAZARDA ÖNÜNE ÇIKAN İŞ FIRSATLARINI ÇOK İYİ DEĞERLENDİRDİĞİNE DİKKAT ÇEKEN MAİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI KUTLU KARAVELİOĞLU, “KALİTESİNİ, SANAYİSİ GELİŞMİŞ ÜLKELERDE DE KABUL ETTİREN, DIŞ TİCARETTE İSTİKRARLI BİR YÜKSELİŞİ OLAN GÜÇLÜ BİR SEKTÖRÜZ. TÜRKİYE’NİN DIŞ TİCARET AÇIĞININ SON 17 YILIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNE GERİLEDİĞİ BU DÖNEMDE, YURT İÇİNDEKİ İLERİ TEKNOLOJİLİ MAKİNE TALEBİNE YANIT VEREBİLECEK GÜÇTEYİZ” DİYOR.
T
ürkiye’nin toplam ihracatının yüzde 10’undan fazlasını gerçekleştiren makine sektörünün, OcakKasım döneminde ihracata katkısı 15,7 milyar dolar oldu. Türkiye’nin Makinecileri, sektör ihracatının yüzde 16,8 arttığı bu dönemde, ihraç edilen makinelerin kilogram başına ortalama değerini 6,1 dolara taşıdı. Türk makinelerinin kilogram başına ortalama değeri, sektörün birinci pazarı olan Almanya’da 8,7 doları geçerken, Ocak-Kasım döneminde inşaat ve madencilik makinelerindeki artışın yüzde 33,2, tarım ve ormancılık makinelerindeki artışın yüzde 26,2 olarak gerçekleşmesi de dikkat çekiyor. Makine sektörünün Türkiye ekonomisinde, dış ticaret açığının daha da azalması yönünde önemli fırsatlar barındırdığına dikkat çeken MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, makine ihracatında sağlanan istikrarlı ve hızlı artışın, Türk ürünlerinde teknolojik ilerleme sağlandığını da göstergesi olduğunu vurgularken, “Yaptığımız çalışmalarla ihracatın ithalatı karşılama oranını daha da yükseltmek, cari fazlaya daha çok katkı vermek istiyoruz. •6
Ancak makine dış ticaretinde hiç hak etmediğimiz 10 milyar dolarlık açığı kapatmak, sadece ihracatçımızın değil her kesimden üreticinin önceliği olmalı. Serbest bölgeler dâhil 222 ülkeye ihracat yapan sektörümüzün yurt dışındaki başarısını, artan yerli makine kullanımıyla birlikte yurtiçinde de kalıcı kılmayı amaçlıyoruz” değerlendirmesinde bulunuyor.
Bu kapsamda, Türkiye’nin 2018 yılında 28 milyar dolar makine ithalatı gerçekleştirmesinin, ekonomiye büyük bir ağırlık getirdiğini kaydeden Karavelioğlu, “Yıllık bazda bakıldığında, büro makinelerinden 2,6 milyar dolar, motorlardan 2,5 milyar dolar, pompa ve kompresörlerden 1,3 milyar dolar cari açık veriyoruz. Aynı şekilde iş makinelerinden 1,1
milyar dolar, takım tezgâhları ile tekstil ve konfeksiyon makinelerinden de 1’er milyar dolar açık oluşuyor. Oysa biz bu alt sektörlerin tamamında, çok nitelikli ürünler üretebiliyoruz” diyerek, kamunun yerli üretimi kararlı biçimde desteklemesiyle kapanmaya başlayan makas açısından, yatırım teşviklerinin doğru konumlandırılmasının önemine işaret ediyor. Karavelioğlu
222 ÜLKE TÜRK MAKİNESİ KULLANIYOR
ayrıca, ithal marka düşkünlüğü olan sanayicilerin, tüm dünyanın takdirini kazanmış Türk makinelerini kullanmaya başlamasıyla kaynakların dışarıya değil yerli teknolojiye akacağının altını çiziyor ve “Söz aldığımız her platformda bu mesajı vermeye büyük gayret gösteriyoruz” diyor. “ULUSLARARASI FUARLAR ALT SEKTÖRLERİN GÜCÜNÜ GÖSTERİYOR” Türk makinelerinin bilinirliliğini güçlendirmek üzere uluslararası tanıtım ve pazarlama faaliyetlerini sürdürdüklerini de belirten Kutlu Karavelioğlu, “İhracat artışında kalite kadar önemli bir unsur da etkin pazarlama ve tanıtımdır. Bu amaçla sektörümüzün en büyük fuarlarında ülkemizi temsil ediyoruz, Türk makine sanayisinin güçlü sesi olmaya devam ediyoruz. Kasım ayında kendi alanlarının en büyük etkinliği olan üç fuara katıldık. Bologna’da tarım makinelerimizi sergilediğimiz EIMA Fuarı’nda ve inşaat makineleri sektörünün en önemli buluşma noktası BAUMA China’da kapsamlı
çalışmalar yürüttük. Aynı tarihlerde Vietnam’da düzenlenen VTG Fuarı’nda da tekstil makineleri sektörümüzü tanıttık. Uluslararası ölçekteki çalışmalarımızla tüm alt sektörlerimizin rekabet gücünü yansıttığımıza inanıyoruz” değerlendirmesinde bulunuyor. İKİ ALT SEKTÖRDE İKİ MİLYAR DOLAR AŞILDI Diğer yandan, Ocak-Kasım
döneminde, sektör genelinde en fazla ihraç edilen makine mal grupları klimalar ve soğutma makineleri ile motorlar ve aksamları alt sektörlerinde gerçekleşen ihracat 2 milyar doları aşmış durumda. Bu sektörleri 1 milyar doları aşan ihracatlarıyla yıkama ve kurutma makineleri ile inşaat ve madencilik makineleri takip ediyor. Aynı dönemde ülkeler bazında en dikkat çekici ihracat artışları
ise yüzde 61,1 ile Hollanda ve yüzde 55,6 ile Özbekistan’a olurken, Kasım ayı sonu itibarıyla ihracatın ilk sıralarında yer alan ABD’ye yüzde 25 ve İngiltere’ye yüzde 22,2; İtalya, Fransa ve Romanya’ya yüzde 20 ihracat artışı gerçekleşmiş olması da Türk makinesinin küresel rekabet gücünün yükseliyor olduğunun önemli bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
7 • ARALIK 2018
GÜNDEM
TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, BAUMA CHINA FUARINDA YERİNİ ALDI TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ 27-30 KASIM TARİHLERİNDE ÇİN’İN ŞANHAY KENTİNDE DÜZENLENEN 9. İŞ, İNŞAAT VE MADENCİLİK MAKİNELERİ FUARI BAUMA CHINA’YA KATILARAK, ZİYARETÇİLERE TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜNÜN ÜRETİM GÜCÜ HAKKINDA BİLGİ VERDİ.
T
ürkiye’nin Makinecileri, Çin’in Şanhay kentinde gerçekleştirilen Bauma China Fuarına, İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından düzenlenen •8
milli katılım organizasyonu çerçevesinde katıldı. “Asya Endüstrisinin Geleceği: Akıllı, Dijital ve Daha Sürdürülebilir” temasıyla kapılarını açan ve Türkiye’den toplam 22 katılımcının yer aldığı fuarda iş
ve inşaat makineleri sektörü ürünleri sergilendi. İki yılda bir gerçekleştirilen ve bu yıl bir öncekine göre daha canlı geçen fuara Türkiye’nin Makinecileri’ni temsilen Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Sevda Kayhan Yılmaz, Makine Şube Müdürü Mehtap Önal ve Makine Şubesi Uzmanı Aydan Işıl Aydın katıldı. MAKFED üyesi derneklerden İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları
TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, BAUMA CHINA FUARI’NDA YERİNİ ALDI
Derneği (İSDER) temsilcisi de Türkiye’nin Makinecileri’nin standında ziyaretçilere Türk makine sektörü ve dernek üyeleri hakkında bilgi verdi. Ayrıca MAKFED üyesi derneklerden Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) de fuara kendi standıyla katılarak, yerli ve yabancı ziyaretçileri dernek çalışmaları hakkında bilgilendirdi. SEKTÖR PAYDAŞLARIYLA TEMASLARDA BULUNULDU Türkiye’nin Şanhay Başkonsolosu Sabri Tunç Angılı’nın da ziyaret ettiği Türkiye’nin Makinecileri’nin standında, fuar süresince, Çin İnşaat Makineleri Derneği (CCMA), İtalyan İş Makineleri Derneği (UNACEA), iş makineleri sektöründeki araştırmalarıyla sektörün öncü kurumları
arasında yer alan OffHighway Research, Avrupa İş Makinaları Federasyonu (CECE) ile Uluslararası Platform Federasyonu (IPAF) yetkilileriyle de
görüş alışverişinde bulunuldu ve işbirliği olanakları değerlendirildi. Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Bauma China Fuarına 38 ülkeden 3 bin 350 firma
katıldı. Dört gün boyunca 212 bin 500 kişinin ziyaret ettiği fuar kapsamında Türkiye’nin Makinecileri’nin standında, sektör üyeleri ve faaliyetleri hakkında bilgi verildi.
9 • ARALIK 2018
GÜNDEM “BST Betonstar olarak Bauma China fuarına ilk kez katıldık. İmal ettiğimiz beton pompası yedek parçalarını dünyanın 70’ten fazla ülkesine ihraç ediyoruz. Çin, dünya beton üretiminde lider konumda ve bu yüzden firma olarak Çin pazarından daha fazla pay almak istiyoruz. Bu amaçla katıldığımız fuar çok verimli geçti.”
UZAK DOĞU VE ÇİN PAZARINA GİRİŞ KAPISI BAUMA CHINA FUARINA KATILAN TÜRK FİRMALARI, BU YIL ZİYARETÇİ SAYISINDAN OLDUKÇA MEMNUN KALIRKEN, DÜNYANIN EN GÜÇLÜ EKONOMİLERİNDEN OLAN ÇİN PAZARINDA YER ALMANIN KÜRESEL REKABETÇİLİKLERİNİ DE ARTIRACAĞINI VURGULUYOR.
OĞUZ YUSUF YİĞİT İMDER GENEL SEKRETERİ
• 10
“Bauma China fuarı bu yıl artan katılımcı ve ziyaretçi sayısıyla oldukça yoğun geçti. Dijitalleşmenin ve akıllı teknolojilerin, iş makineleri sektörüne de yansıdığını Bauma China fuarı sırasında sıkça görmüş olduk. İş makineleri alanında dünyanın en büyük pazarları arasında sayılan Çin’in sunabileceği fırsatları öğrenme şansı veren Bauma China’da Türk firmaları da yer alarak, olası iş birliklerini değerlendirdi. İş makinesi sektörüne yön veren bu önemli organizasyona katılan Türk firmaları, oluşturulan Türkiye ülke standında ülkemizi başarıyla temsil etti. Biz de İMDER olarak 2019 yılı planlamamız dâhilinde yapacağımız organizasyonlar ve iş birlikleri için uluslararası partnerlerimiz ve kardeş derneklerimizle fuar sırasında bir araya geldik ve bilgi alışverişinde bulunduk. Türkiye’nin Makinecileri’nin Bauma China fuarında yer alan reklamı da ilgi gördü. Türkiye’nin Makinecileri standı da pek çok ziyaretçinin ilgi odağı oldu. Katıldığı fuarlar ve yürüttüğü tanıtım faaliyetleriyle makine sektörü için farkındalık yaratan ve hem Türk makine sektörünün hem de derneklerimizin yurt dışında binlerce sektör temsilcisine adının duyurulmasına katkıda bulunan Türkiye’nin Makinecileri’nin faaliyetlerini her zaman destekliyor ve başarılarının artarak devamını diliyoruz.”
AHMET ABALI
BST BETONSTAR GENEL MÜDÜRÜ
“Daha önce 2016 yılında katıldığımız fuardan oldukça memnun ayrılmıştık. Bu yılki organizasyon da ziyaretçi sayısı ve kalitesi anlamında oldukça verimli geçti. Standımızda iş makinelerine ait şanzıman ve tork konvertör yedek parçalarını potansiyel müşterilerimizin beğenisine sunduk.”
AYKUT TASLI
MATEKS MAKİNA SATIŞ DİREKTÖRÜ
“Güzel, verimli ve kalabalık bir fuar geçirdik. Çin, büyüyen ve çok güçlü bir pazar ve bu pazar firmalara da büyük fırsatlar sunuyor. Bu yıl özellikle bölge ülkeleri ve Güney Amerika’dan katılım yoğundu. Bauma China fuarında biz de standımızda kendi imalatımız olan yakıt pompalarını sergiledik.”
FİGEN GÜLEN AYTUN FDR FİRMA YETKİLİSİ
TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, BAUMA CHINA FUARI’NDA YERİNİ ALDI
HACI YILMAZ
KOMOT FİRMA YETKİLİSİ
HALUK NARGİLECİOĞLU ÖNDER İHRACAT TEMSİLCİSİ
ZEYNEP AYDIN
SRP İHRACAT MÜDÜRÜ
“Fuar firmamız için gayet başarılı geçti. Önceki yıllara göre daha iyi bir çalışma yapıldığını gözlemledik. Özellikle bölge ülkelerinden ziyaretçi katılımı memnun edici düzeydeydi. Türkiye standına da oldukça yoğun bir ilgi gösterilmesinden memnun olduk. Firmamız dünyaca tanınan iş makinesi markalarının yedek parçalarını üretip 70’ten fazla ülkeye ihraç ediyor. Orijinal ürünlerin yanı sıra Komot markasıyla imal ettiğimiz ürünleri de standımızda sergiledik.”
UYGAR KÖSEOĞLU
ARMOR ULUSLARARASI SATIŞ MÜDÜRÜ
“Fuar, tatminkâr bir hedef kitlesine ulaşmamızı sağladı. Yeni iş bağlantıları açısından da oldukça verimli olduğunu düşünüyoruz. Bauma China’ya ilk kez katıldık. İlerleyen yıllarda da yer almayı düşünüyoruz. Metal işleme alanında proje bazlı çalıştığımız için standımızda nihai ürün sergileme şansımız olmadı. Fakat mevcut ve yeni müşterilerle görüşerek yeni bağlantılar kurma şansı yakaladık.”
“Bauma China’ya dördüncü katılımımızdı. Bauma China fuarı, önemsediğimiz ve firmamız açısından çok verimli geçen etkinliklerden biri ve bu yıl da hem yeni müşterilerle tanışmak hem de mevcut müşterilerimizle bir araya gelmek amacıyla fuarda yerimizi aldık. Automechanika fuarı ile aynı tarihlerde düzenlenmesi, bizce Bauma China’nın tek olumsuz yanıydı. Fuar kapsamında standımızda, imal ettiğimiz İsveç menşeli ağır iş makinelerinin yedek parçalarını sergiledik.”
YUSUF ATALAN E-BERK MAKİNA FİRMA YETKİLİSİ
“Fuar, ziyaretçi sayısı ve çeşitliliği açısından geçmiş yıllarda katıldığımız Bauma China organizasyonlarına kıyasla çok daha yoğun geçti. Özellikle Güney Amerika ve Rusya’dan gelen ziyaretçi sayısında artış olduğunu söyleyebilirim. Geçmişte bir hafta aradan sonra yapılan Automechanika fuarının bu yıl Bauma China ile aynı tarihlerde yapılmış olmasının da katılımcı sayısına pozitif etkisi olduğunu düşünüyorum. İş ve madencilik makinelerinin soğutucularını üretiyoruz ve fuarda tamamı kendi imalatımız olan radyatörlerimizi sergiledik.”
“Özellikle Doğu Asya ve Uzak Doğu pazarı için tanıtım ve yeni iş fırsatlarını geliştirmek için fuara katıldık. Bauma China’nın sektörümüzün en büyük iki pazarından biri olan Çin piyasasına ve firmalarına ulaşmak ve stratejik hedefler geliştirmek doğrultusunda oldukça faydalı olduğunu söyleyebiliriz. Firmamız tünel açma makineleri ve yedek parçalarını ürettiği için ürünlerimizi fiziksel olarak sergileme şansımız çok mümkün değil. Bu nedenle fuarda fiziki olarak herhangi bir ürün sergilemedik. Fuara, dünyada bir ilki gerçekleştirerek sanal gerçeklikle hazırlanan tünel açma makinesi simülasyonunu ve artırılmış gerçeklik teknolojisiyle hazırlanan kesici disk ve ürünler kataloğumuzla katıldık.”
11 • ARALIK 2018
GÜNDEM
TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ VTG FUARI İÇİN VİETNAM’DAYDI TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, 21-24 KASIM TARİHLERİNDE HO CHI MINH’DE GERÇEKLEŞTİRİLEN TEKSTİL VE KONFEKSİYON TEKNOLOJİLERİ FUARI VTG VİETNAM’A KATILARAK, TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜNÜN ÜRETİM GÜCÜNÜN ALTINI ÇİZDİ.
T
ürkiye’nin Makinecileri, tekstil ve konfeksiyon teknolojileri alanında bu yıl da Vietnam’ın Ho Chi Minh kentinde düzenlenen VTG Vietnam Fuarına katılarak, Türk makine sektörünün üretim gücünü Güneydoğu Asya’da bir kez daha sergiledi. Tekstil makine-aksesuarları, ağartma-yıkama makineleri, boya ve kimyasallar, kumaş imalat makine-aksesuarları, nakış işleme ekipmanları, keçe, iplik ekipmanları, dokuma tezgâhları, örme
• 12
makineleri ile lif, iplik ve dokuma gibi başlıklarını temsil eden 10 ülkeden 500 firmanın yer aldığı fuara, Türkiye’den de beş firma katılarak ürünlerini sergiledi. Fuara, Türkiye’nin Makinecileri’ni temsilen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Ağrikli ile Makine Şubesi Uzmanları Aybüke Tuğçe Karabörk ve Bahar Özcan Kaynak katılarak, ziyaretçilere Türk makine sektörü ve üyeleri hakkında bilgi verdi. Fuar süresince ayrıca, Vietnam Sanayi ve Ticaret Bakanı’nın
yanı sıra Hanoi Ticaret Müşaviri Volkan Şentürk de Türkiye’nin Makinecileri’nin
standını ziyaret etti ve Mehmet Ağrikli ile temaslarda bulundu.
TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ VTG FUARI İÇİN VİETNAM’DAYDI
TÜRK FİRMALARI VİETNAM PAZARININ DİNAMİKLERİNİ GÖZLEMLEDİ VTG VİETNAM FUARINA KATILAN TÜRK FİRMALARI, FUARIN ZİYARETÇİ YOĞUNLUĞUNDAN MEMNUN OLMADIKLARINI SÖYLESELER DE VİETNAM PAZARINI YAKINDAN TANIMA VE MEVCUT PAZARIN DİNAMİKLERİNİ YERİNDE GÖZLEMLEME AÇISINDAN FUARDAN ÖNEMLİ BİLGİLERLE AYRILDIKLARINI VURGULUYOR.
CEVAT KARAGÖREN
“VTG Vietnam Fuarı, faaliyet gösterdiğimiz alandan farklı bir müşteri portföyüne hitap ediyor. Bu açıdan pazarı gözlemleyip tanıma haricinde firmamıza olumlu bir katkısı olmadı. Vietnam, tekstil üretimi alanında dev yatırımların olduğu büyük potansiyel barındıran bir ülke ve gerekli donanımı edinip doğru bağlantılarla gelecekte faydalı sonuçlar alınabilir.”
SERTEKS TEKSTİL MAKİNALARI FİRMA YETKİLİSİ
KEREM ARITÜRK AĞTEKS SATIŞ MÜDÜRÜ
BÜLENT SELEK ARGES FİRMA YETKİLİSİ
“Vietnam bizim için hızla gelişen hedef pazarlardan biri. Bu fuarı da pazara giriş için bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Çevreci, ekolojik ve yüksek teknolojili bir üretim sistemini tanıtıyoruz. Büyüyen bir pazar olması dolayısıyla Vietnam’da her geçen gün yeni tesis ve fabrikalar kuruluyor. Bu yönüyle ürünlerimizi doğru alıcılarla buluşturabilmek amacıyla fuara katıldık. Önümüzdeki yıllarda da fuarda yer almayı planlıyoruz.”
“Fuar, firmamız açısından verimli geçmedi. Çünkü faaliyet gösterdiğimiz alana yönelik alıcı ve ziyaretçilerin ilgi gösterdiği bir yapıda değildi. Burada bulunmamız, Vietnam pazarının yapısı, avantajları-dezavantajları ve olanakları hakkında fikir sahibi olmamızı sağladı.”
HÜSEYİN BİRBEN BENEKS FİRMA YETKİLİSİ
“VTG Vietnam Fuarına ilk kez katılıyoruz. Fuarda yer alma amacımız da distribütör bulmaktı. Fuarın çok durgun geçtiğini söyleyebilirim; müşteri profilini daha çok Güney Kore, Çin ve Japonya’dan gelen ziyaretçiler oluşturuyor. Avrupa ülkeleri ve ABD’den ise ziyaretçi yok denecek kadar azdı. Bu yönüyle fuar, bizim açımızdan memnun edici geçmedi fakat Vietnam pazarının dinamiklerini ve yapısını öğrenmiş olduk.”
SERDAR UZUN
“Diğer ülkelerde katıldığımız fuarlarla karşılaştırıldığında, VTG Vietnam Fuarının çok iyi geçmediğini söyleyebilirim. Fuar daha çok konfeksiyon ve kumaş ticareti yönüyle öne çıkıyor. Burada bulunma amacımızı ise geleceğe yönelik bir yatırım olarak tanımlayabiliriz. Önümüzdeki yıllarda marka bilinirliği avantajını da kullanarak daha çok sayıda makine satma amacındayız.”
SULFET İHRACAT MÜDÜRÜ
13 • ARALIK 2018
TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ VTG FUARI İÇİN VİETNAM’DAYDI
15 • ARALIK 2018
GÜNDEM
MAKFED ÜYE DERNEKLERİ MAKİNE 2019 VİZYONUNA KATKI SAĞLIYOR İSTANBUL TİCARET ODASI MAKİNE MESLEK KOMİTELERİ TARAFINDAN 8 ARALIK’TA GERÇEKLEŞTİRİLEN TOPLANTIYA KATILAN MAKFED ÜYESİ 20 DERNEĞİN YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE YÖNETİCİLERİ, MAKİNE İMALAT SEKTÖRÜNÜN 2019 VİZYONUNA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİNİ PAYLAŞTI.
İ
stanbul Ticaret Odası (İTO) Makina ve Ekipmanları Meslek Komitesi ile Takım Tezgahları ve Otomasyon Meslek Komitesi’nin düzenlediği “Türkiye Makine Sanayi 2019 Vizyonu Sektörel Toplantısı”nda, makine imalat sanayisinin 2019 yılı beklentileri açıklandı. Sektör temsilcilerinin 2019 vizyonunda ana tema “Burada kullandığımızı burada üretelim” şeklinde özetlenirken, vizyon toplantısına katılan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede de yerli makine alımlarında yüzde 25 fiyat avantajı uygulanacağı müjdesini verdi. MAKFED üyesi 20 derneğin yönetim kurulu başkanı ve yöneticilerinin sektöre dair görüş ve önerilerini paylaştığı toplantıya MAKFED’i temsilen katılan MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu da katıldı. Karavelioğlu, kısa konuşmasında 20 üye derneğin MAKFED çatısı altında yürüttükleri projeler hakkında bilgi verdi ve makine ithalatında verilen cari açığın azaltılması için yerlileştirmenin önemine değinerek, “İthal teknoloji ile rekabetçi olabileceğimiz tek yer ülkemiz, iç pazarımızdır. Rakiplerimizin Ar-Ge çalışmalarına kaynak aktararak aradaki farkı kapatmak mümkün olmaz. Döviz kurlarının istikrarsızlığı ithal makine • 16
için teşvik belgesi almış yatırımcıları duraklattı. İmalat yatırımlarında yerli makine kullanımının özendirilmesi, marka düşkünlüğünün önüne geçebilecek bir tasarruf olur” değerlendirmesinde bulundu. İstanbul Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Ümit Ünal’ın da yer aldığı toplantının açılış konuşmasını, İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dursun Topçu yaptı. Topçu, konuşmasında, “Makine sektörü en özet deyişle ekonominin kuvvet göstergesidir. Makine sektörü, diğer birçok sektöre yönelik üretim sağlaması sebebiyle, başta imalat sanayi olmak üzere ekonomik büyümenin motorudur” dedi. GÜÇ BİRLİĞİ OLUŞTURULMALI Sektördeki firmaların daha çok KOBİ’lerden oluştuğunu hatırlatan Topçu, KOBİ
ölçeğindeki makinecilerin operasyonel anlamda esnekliğe sahip olmakla birlikte finansmana erişim, Ar-Ge bütçelerinin kısıtlılığı ve yetişmiş personel istihdamı konusunda sorunlar yaşadıklarının altını çizdi ve “KOBİ’lerimiz birçok sıkıntı yaşıyor. Ülkemizde makine sanayisi açısından olayın can alıcı noktası budur. Sektöre yönelik tanıtım ve finansman teşviklerinin çoğalması, 2019’da sektörü ileri taşıyacak imkânları güçlendirecektir” dedi. Toplantıda MAİB Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel de bir sunum yaparak sanayinin güncel durumunu ortaya koyarken, “2019, işleri kontrollü yürüteceğimiz bir yıl olacak. Bununla birlikte önümüzdeki yıl firmalarımızda teknolojik inovasyona daha fazla zaman ayırabiliriz” yorumunda bulundu.
YERLİ MAKİNE TEŞVİK EDİLECEK Sektör temsilcilerinin taleplerini dinleyen Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ise konuşmasında kalitesiz ürünlerin iç piyasaya girişi ve gerekli yeterliliğe sahip olmayan firmaların makine üretimine girişmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Özellikle takım tezgâhları üretimini yeniden canlandırmak istediklerini ifade eden Büyükdede, “Yerli üretimi desteklemek önceliğimiz. Yerli makine alımlarında yüzde 25 fiyat avantajı uygulamayı planlıyoruz. Yabancı makinede yüzde 10, yerli makinede yüzde 25 sistemini sunduk. Arada yüzde 15’lik bir alan oluşturuldu. Bu teklif şu anda Cumhurbaşkanımızın önünde; inşallah yeni yıl ile birlikte bunu oturtmuş olacağız” dedi.
GÜNDEM
MAİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI KUTLU KARAVELİOĞLU:
“İZMİRLİ MAKİNECİLER 1 MİLYAR DOLARI HEDEFLİYOR” YAKLAŞIK 1.700 MAKİNE İHRACATÇISI FİRMANIN FAALİYET GÖSTERDİĞİ İZMİR’DE OCAK-EKİM DÖNEMİ İTİBARIYLA TOPLAM MAKİNE İHRACATI YÜZDE 21 ARTIŞLA 750 MİLYON DOLARA ULAŞTI. EGE BÖLGESİ GENELİNDE EKONOMİYE EN FAZLA KATKI SAĞLAYAN SEKTÖRLERDEN BİRİNİN MAKİNE İMALAT SANAYİSİ OLDUĞUNU BELİRTEN MAİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI KUTLU KARAVELİOĞLU, “TEKNİK BİLGİ VE BECERİSİ YÜKSEK PERSONELİN İSTİHDAMINI ARTIRMAYA YÖNELİK HER TÜRLÜ YATIRIM, HEM SEKTÖRÜMÜZE HEM DE İZMİR’E DEĞER KATACAKTIR” DEDİ.
O
cak-Ekim döneminde toplam ihracatı 14 milyar dolara ulaşan makine imalat sektörü, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,1 ihracat artışı sağladı. Ege Bölgesi’nde toplam makine ihracatı 2,2 milyar dolar olurken, bölge genelinde faaliyet gösteren makine ihracatçısı firma sayısı ise 2 bin 317’ye yükseldi. Sektörün 2018 yılı ihracat performansını ve bölgenin sektöre sağladığı olanaklar ile sektörün bölge ekonomisi açısından sunduğu fırsatları değerlendirmek üzere İzmir’de buluşan Türkiye’nin Makinecileri, basın mensuplarıyla bir araya geldi; MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu ile Yönetim Kurulu Üyeleri Zeynep Erkunt Armağan ve Halil İbrahim Gökçüoğlu sektörle ilgili değerlendirmelerini paylaştı. Ege Bölgesi’nin tarım ve ticaretten gelen ekonomik alt yapısını; sanayiden eğitim ve sağlığa, kültürden turizme kadar geniş bir yelpazeye yaydığına dikkat çeken Kutlu Karavelioğlu, konuşmasında, yaklaşık bin 700 makine ihracatçısı firmanın faaliyet gösterdiği İzmir’de OcakEkim dönemi itibarıyla toplam makine ihracatının 750
milyon dolara ulaştığı bilgisini paylaşırken, İzmir’in makine ihracatındaki başarılı performansını daha da ileri taşıyarak yılı 1 milyar dolar ihracatla kapatabileceklerini söyledi. Türkiye’deki makinecilerin yüzde 12’sini barındıran İzmir’in, toplam makine ihracatının yüzde 6’sını yapıyor olmasının önemine de dikkat çeken Karavelioğlu, “Bu, çok önemli bir potansiyele işaret ediyor. İzmirli makine imalatçılarının bölgelerindeki rekabet üstünlüklerini yurt dışına taşımanın yollarını bulmalıyız” değerlendirmesinde bulundu. Konuşmasında, ileri teknoloji ve Ar-Ge odaklı bir sektör olarak makine sanayisinde en temel unsurlardan birinin nitelikli insan kaynağına olan ihtiyaç olduğunun altını çizen
Karavelioğlu, “İleri teknolojili makine üretmenin ön şartının nitelikli iş gücü olduğu düşünüldüğünde; teknik becerisi yüksek personelin lojistik, sosyal ve kültürel imkânları yüksek illerimizden İzmir’deki mevcut istihdamı yükseltmeye yönelik her türlü yatırımın, hem sektörümüze hem de kente katacağı değer daha iyi anlaşılacaktır” dedi. EGELİLER KÜRESEL REKABETTE DAHA GÜÇLÜ OLACAK Makine sanayisinin İzmir’deki gelişimi konusunda bir başka önemli noktanın da tarım konusunda yaşanan köklü dönüşüm olduğuna dikkat çeken Karavelioğlu şunları belirtti: “Korumacı politikalar dünya genelinde endüstriyel imalatta olduğu gibi tarımı da
yerelleştirip yerlileştirirken, ülkelerin tarımsal yatırımlarının çoğalmasına sebep oluyor. Hızlı bir biçimde dünya gündemine giren ve ‘ticaret savaşları’ adı altında aslında teknoloji rekabetini tanımlayan bu durum, tarım makinelerinin üretimi ve ihracatını da hiç olmadığı oranlarda yükseltti. Dış ticaret fazlası veren bu alt sektörün Ege’de gelişmiş olması, bölgenin tarımdaki yeriyle doğrudan ilintilidir. İzmir, Türkiye’nin tarımsal ürün ihracatının yüzde 13’ünü karşılıyor. Üreticilerimiz iyi, organik veya akıllı tarım gibi yeni trendlere uygun adımlar atarak, bereketli toprakları ve tecrübeli makine imalatçılarıyla hem kendi ekonomilerine hem de ülke ekonomisine büyük katkılarda bulunabilir. Türkiye’nin Makinecileri, yılın ilk 10 ayında tarım ve ormancılıkta kullanılan makine ihracatını yüzde 23,6 artışla 672 milyon dolara taşıdı; yılın sonunda bu rakamı 800 milyon dolara ulaştırmayı hedefliyoruz. Egeli çiftçilerimizin dış rekabetteki en büyük destekçileri, traktörden sulamaya, araç üstü ekipmandan iklimlendirmeye, depolamadan paketlemeye kadar bütün alt sektörleriyle Türkiye’nin Makinecileri olacaktır.” 17 • ARALIK 2018
GÜNDEM
ARDA TÜRKMEN KADIN MAKİNECİLERLE İŞİN MUTFAĞINDA BULUŞTU
MAKİNE SANAYİSİ MÜHENDİS KADINLARI FABRİKAYA BEKLİYOR TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ CİNSİYETE DAYALI İŞ BÖLÜMÜNE KARŞI MAKİNE SEKTÖRÜNDE KADIN İSTİHDAMINI YÜKSELTMEK İÇİN “KADIN MAKİNECİLERLE VAR GÜCÜMÜZLE” PROJESİ KAPSAMINDA GENÇLERLE BULUŞMAYA DEVAM EDİYOR. ŞEF ARDA TÜRKMEN’İN MODERATÖRLÜĞÜNDEKİ ETKİNLİK “KADIN MAKİNECİLER İŞİN MUTFAĞINDA” VURGUSUYLA ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİNDE DÜZENLENDİ.
M
akine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu ile Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Erkunt Armağan ve KSG Makina Kalite Müdürü Şule Karalı’nın konuşmacı olarak katıldığı ve
• 18
moderatörlüğünü Şef Arda Türkmen’in yaptığı etkinlik, 11 Aralık’ta Çukurova Üniversitesi Yerleşkesinde düzenlendi. “MÜHENDİSLİK İHTİYACININ ULUSAL SINIRI YOKTUR” Etkinlikte, Türkiye’nin
Makinecileri’nin 2018’in OcakKasım döneminde 15,7 milyar dolar ihracatla ülke ekonomisine değer kattığını vurgulayan MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, 18 trilyon dolara ulaşan küresel ticaret içinde makinelerin 2,4 trilyon dolar pay aldığının
altını çizerek, “Makine sektörü 22 alt dalıyla birlikte çok büyük bir çalışma alanı sunuyor. Ar-Ge ve tasarım, üretim ve test, satın alma ve satış, bakım ve onarım, işletme ve bertarafa kadar mühendisliğin her alanında bilgi ve uzmanlığa ihtiyaç var. Gelişmekte olan
MAKİNE SANAYİSİ MÜHENDİS KADINLARI FABRİKAYA BEKLİYOR
ve makine sektörünün, genç kadın mühendislerin zekâsı ve yeteneğine ihtiyacı olduğunu bir kez daha tekrarlıyoruz” diyerek, sanayide kadının önemini anlatmaya, “Kadın Makinecilerle Var Gücümüzle” projesiyle sektördeki kadın rol modelleri genç mühendis adaylarıyla bir araya getirmeye devam edeceklerini söyledi.
bir ekonomide iyi yetişmiş bir makine mühendisi nadiren ve geçici olarak işsiz kalabilir. Mühendislik ihtiyacının ulusal sınırı yoktur, bu alanda sıkı çalışan arkadaşlar yurtdışında da iş bulabilir” dedi. “MÜHENDİSLİK KADINLAR İÇİN BİÇİLMİŞ KAFTAN” Üniversite sanayi iş birliğini güçlendirerek, daha fazla genç kadını makine sektörüne kazandırmanın mümkün olduğuna da dikkat çeken Karavelioğlu, “Sanat ve bilim gibi düşünsel alanlarda kadın ve erkeğin üretim farkını kabul etmiyoruz. Cinsiyete dayalı toplumsal rolleri, insanlık tarihinin kötü bir mirası olarak görüyoruz. Sadece erkekler şair olursa, yazılabilecek şiirlerin sadece yarısını okuyabiliriz. Makinelerin ardında pırıl pırıl, genç beyinlere ihtiyacımız var. Tüm yaratıcılıklarıyla birlikte, mühendisliği kadınlar için biçilmiş kaftan olarak görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Erkunt Armağan ise konuşmasında yeni mezun mühendislerin satın alma, satış ve finans gibi sektörlere yöneldiklerini gözlemlediklerini vurguladı ve “Özellikle kadın mühendislerin sanayiye ya da başka deyişle üretimin içinde olmaya karşı bir ön yargısı oluyor, çünkü böyle şartlanmış oluyorlar. Okudukları okullar bile bunu değiştiremiyor. Amacımız, sanayinin bir erkek dünyası olmadığını kadın mühendis adaylarına anlatmak. Kadın mühendis adaylarımız üretime girmekten ve fabrikada çalışmaktan çekinmemeli. Üretmek yaratmaktır, yaratmak iz bırakmaktır. Üretimin keyfini bir kere alan bu alandan
kolay kopamıyor ama önce gençlerimizin bu ön yargıdan kurtulmak için bizi dinlemelerini rica ediyorum” dedi. “MUTFAK ROBOTU ARDA’YA, ROBOT MAKİNELER KADINLARA EMANET” “Arda Türkmen mutfakta ne kadar başarılıysa, kadınlar da makine sektöründe o kadar başarılı olabilir” diyerek devam eden Armağan, zihinlerdeki kalıplaşmış düşüncelerin yıkılması gerektiğini de ifade ettiği konuşmasında, “Bunun için bugün, Arda Türkmen’le birlikte, cinsiyet rollerini yıkmak için gençlerimizle buluştuk. ‘Mutfak robotu Arda’ya, robot makineler kadınlara emanet’ diyor
“MÜHENDİSLİK BİR GÖREV DEĞİL, BİR HEYECAN” Kendisinin de Çukurova Üniversitesinde makine mühendisliği eğitimi aldığını ve mezun olduğu okuldaki öğrencilerle bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu belirten KSG Makina Kalite Müdürü Şule Karalı ise konuşmasında “Bir mühendis olarak işinize gönülden bağlı çalıştığınızda, hayattaki öncelikleriniz sevkiyat, üretim ve kalite gibi konular oluyor. Bunlar bir görev değil, yeni heyecanlar. Hiçbir mesleğin cinsiyeti yoktur. İşine yenilik katacak bir vizyonla çalışan kadın ve erkek herkesin hayatta başarılı olacağına inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu. Etkinliğin ardından kadın mühendislik öğrencileri Adana Organize Sanayi Bölgesindeki makine fabrikalarını gezip sektörü ve çalışma şartlarını yakından inceleme fırsatı buldu.
“SANAYİ ERKEK DÜNYASI DEĞİLDİR” Daha fazla kadın mühendise ulaşmak ve onlara ilham vererek cesaretlendirmek için çalıştıklarını belirten MAİB Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep 19 • ARALIK 2018
GÜNDEM
ORTA KARADENİZLİ MAKİNECİLER KATMA DEĞERLİ ÜRETİME ODAKLANIYOR ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI (OKA) KOORDİNASYONUNDA VE ÇORUM YATIRIM DESTEK OFİSİ EV SAHİPLİĞİNDE “TR 83 BÖLGESİ MAKİNE SEKTÖRÜ VE İLGİLİ ÜRETİCİLER TANIŞMA VE İŞBİRLİĞİ FIRSATLARINI DEĞERLENDİRME BULUŞMASI” 11 ARALIK’TA DÜZENLENİRKEN, ETKİNLİĞE AMASYA, ÇORUM, SAMSUN VE TOKAT’TA MAKİNE SEKTÖRÜ VE İLGİLİ ALANLARDA FAALİYET GÖSTEREN İŞLETME TEMSİLCİLERİ YOĞUN İLGİ GÖSTERDİ.
M
akine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Zühtü Bakır’ın sunum yaparak makine imalat sektörünün genel durumu, sektördeki gelişmeler ve iş birliği fırsatlarını paylaştığı toplantının açılış konuşması OKA Planlama, Programlama ve Koordinasyon Birim Başkanı Ethem Şahin tarafından yapıldı. TR83 bölgesinde faaliyet gösteren makine imalat sektör temsilcilerinin yoğun ilgi gösterdiği toplantı bölgedeki kamu kurumlarının temsilcilerince de takip edildi.
• 20
Organize sanayi bölgesi veya teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyet göstermek, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı belgeli Ar-Ge merkezine sahip olmak, belge olmaksızın hâlihazırda Ar-Ge faaliyetleri yürütmek veya Ar-Ge merkezi kurma potansiyeli bulunmak, orta veya yüksek katma değerli imalat gerçekleştirmek şartlarından en az birini sağlayan işletmeleri bir araya getirmeyi ve birbirleriyle tanıştırmayı amaçlayan toplantıda, bölgedeki makine üreticileri gruplandırarak hangi alt alanlarda iş birliği geliştirebilecekleri ve uzmanlaşabilecekleri de
değerlendirildi. İlerleyen tarihlerde farklı konu başlıkları kapsamında benzer etkinliklerin programlanmasının da kararlaştırıldığı bu ilk etkinlikte, sektörün
gelişimi ve iş birliği fırsatları için yol haritası belirlenirken, firma temsilcilerinin görüş ve değerlendirmeleri de ilgili kamu temsilcileriyle paylaşıldı.
GÜNDEM
SMART FUTURE EXPO MAKFED VE ENOSAD DESTEĞİ İLE YAPILDI MAKFED VE ÜYESİ ENOSAD DESTEĞİYLE GERÇEKLEŞTİRİLEN “GELECEĞİN AKILLI TEKNOLOJİLERİ” TEMALI “SMART FUTURE EXPO: AKILLI TEKNOLOJİLER ZİRVE VE SERGİSİ” 14-15 KASIM TARİHLERİNDE İSTANBUL KONGRE MERKEZİNDE GERÇEKLEŞTİ.
S
anayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın açılışını yaptığı etkinlikte, MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran da “Sanayinin Geleceği” başlıklı konuşmasında makine imalat sektörünün teknolojik yetkinliği ve gelecek beklentileri üzerine görüş ve değerlendirmelerini paylaştı. MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır başkanlığındaki “Sanayi’de Yerli Milli Üretim” başlıklı panelde Vestel Iot, Bulut ve Otomotiv Başkan Vekili Yaşar Burak Savak ile Volkan İtfaiye Yönetim Kurulu Başkanı İsa Tecim konuşmacı olarak yer alırken, özel bölüm olarak oluşturulan “Akıllı Üretimde OSB’lerin ve KOBİ’lerin Dönüşümü; Sanayinin Dönüşümünde Yerli Çözümlerin Önemi” başlıklı panelde de ENOSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Halıcı başkanlığında Doruk Otomasyon Genel Müdürü Aylin Özden, PILZ Genel Müdürü ve ENOSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yavuz Çopur ile ROBO Otomasyon Genel Müdürü Haluk Özcan panelist olarak görüşlerini paylaştı. “TEKNOLOJİK DEVRİM, YENİ FIRSATLAR SUNUYOR” Teknoloji profesyonellerinin yoğun ilgi gösterdiği
etkinlikte, gelişen ve değişen sanayi ile teknoloji alanındaki gelişmeler konuşulurken, aynı zamanda sergi alanında da bu gelişmelerin örnekleri izleyicilerle paylaşıldı. Bilişim, yazılım, akıllı şehirler, yapay zekâ, büyük veri gibi konuların işlendiği Türkiye’nin ilk ve en kapsamlı akıllı teknolojiler etkinliği olan Smart Future Expo: Akıllı Teknolojiler Zirve ve Sergisinin açılışındaki
konuşmasında, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Hedefimiz, ‘Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi’ vurgusuyla yüksek katma değerli alanları ve bunların alt bileşenlerini milli ve özgün olarak geliştirmek olacak” dedi. Bakan Varank, küresel ekonomide yeni bir dönemden geçtiğimizi belirttiği konuşmasında, “Uluslararası ticaret
savaşları gündemi meşgul ederken, teknolojik değişim ve dönüşüm hız kaybetmeksizin hayatımızı yönlendiriyor. Ticarete konan engeller küresel büyümeyi aşağı çekerken, teknolojik devrim ülkelere yeni fırsatlar ve büyüme imkânları sunuyor. Nesnelerin İnterneti, yapay zekâ, bulut bilişim, büyük veri ve robotik gibi uygulamalar ekonomilerle birlikte toplumları da çok ciddi bir biçimde dönüştürme gücüne sahip. Rekabet koşullarının yeniden şekillendiği bu süreci en iyi şekilde değerlendirmek mecburiyetindeyiz. Rekabet gücümüzü ve katma değeri artıracak politikalarla, üretimde yapısal dönüşümü gerçekleştireceğiz. Sanayinin dijital dönüşümü de bu amaca hizmet eden politikalardan biri. Küresel piyasaları yönlendiren dijital dönüşüm araçlarını sadece kopyalamak yerine, kendi imkân ve kabiliyetlerimiz doğrultusunda ilerleyeceğiz. Bu süreçte imalat sanayimizin ihtiyaç duyacağı niteliklere sahip iş gücünün yetiştirilmesi için çalışacağız. Bir yandan dijitalleşecek işletmeleri destekleyecek, diğer yandan gerekli teknolojileri sunacak yerli tedarikçileri güçlendireceğiz. Yerli teknoloji üreten işletmelerin envanterini çıkarıp, buradan çıkan yetkinlik seviyelerine göre öncelik alanlarını belirleyeceğiz” dedi. 21 • ARALIK 2018
GÜNDEM
MAİB YÖNETİM KURULU ÜYESİ ZEYNEP ERKUNT ARMAĞAN
ASYA-PASİFİK BÖLGESİNİN EN BAŞARILI KADIN GİRİŞİMCİSİ
“DÜNYADA TRAKTÖR ÜRETEN İLK KADIN” GİRİŞİMCİ OLAN ZEYNEP ERKUNT ARMAĞAN, ASYA PASİFİK TİCARET VE SANAYİ ODALARI KONFEDERASYONU (CACCI) KADIN GİRİŞİMCİ KONSEYİNİN PROJESİ OLAN ASYA PASİFİK KADIN GİRİŞİMCİ ÖDÜLÜNÜN SAHİBİ OLDU.
B
ugüne kadar onlarca uluslararası ödülün sahibi olan Erkunt Traktör Yönetim Kurulu Başkanı ve MAİB Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Erkunt Armağan, 23 Kasım tarihinde İstanbul’da gerçekleşen 32’nci CACCI Konferansında “Asya Pasifik Kadın Girişimci” ödülüne layık görüldü. CACCI Kadın Girişimci Konseyinin (CWEC) bir projesi olan Asya Pasifik Kadın Girişimci Ödülü, Asya-Pasifik bölgelerinde mükemmel kadın girişimcileri tanımayı ve tanıtmayı amaçlıyor. Sadece kendi işlerinde başarılı olmakla kalmayıp, aynı zamanda kendi ülkelerinin iyiliği için kurumsal sosyal sorumluluğu da ön plana taşıyan ödül, CACCI tarafından her iki yılda bir CACCI Konferansı ile birlikte veriliyor ve CACCI Birincil Üyesi tarafından aday gösterilen tüm kadın girişimcilere açık şekilde düzenleniyor. Bu kapsamda, 23-24 Kasım tarihleri arasında 32’ncisi düzenlenen CACCI Konferansı ve Asya Pasifik Zirvesinde TOBB tarafından ödüle aday gösterilen Erkunt Armağan, 30 ülkenin kadın girişimcileri arasında öne çıkarak bu anlamlı ödülün sahibi oldu. İş dünyasındaki başarısı, kadınların iş ve sosyal
hayatlarını güçlendirmeye yönelik yaptığı çalışmaları, birçok STK’da üstlendiği görevleriyle hem sektörün hem de genç girişimcilerin ilham kaynağı oluşu, sosyal sorumluluk projeleri ve eğitime verdiği destekler nedeniyle “Asya Pasifik Kadın Girişimci” ödülüne layık görülen Erkunt Armağan, halen MAİB Yönetim Kurulu Üyeliğinin yanı sıra TOBB Makine Sektör Meclisi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı, TOBB Otomotiv Sektör Meclisi Üyeliği ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu İcra Kurulu Üyeliği görevlerini de eş zamanlı olarak sürdürüyor.
37 yıllık iş hayatında birçok ödüle aday gösterilen Erkunt Armağan, ödülü teslim alırken yaşadığı heyecanı ve düşüncelerini ise şu sözlerle ifade ediyor: “İyi bir yönetici/ girişimci olmak tek başına yeterli olmaz. Bildiklerimizi ve gördüklerimizi aktarmalı ve kadınlarımıza, gençlerimize, girişimcilerimize ve öğrencilerimize yürüyecekleri yeni yollar açmalıyız. Pes etmemeleri, çok ama çok çalışmaları gerektiğini anlatmalıyız. Girişimci kadınlarımız, karşılarına çıkan engelleri bir bir aşarken, geri dönüp baktığında yalnız kendisine değil ailesine, şirketine, sektörüne ve milletine faydalı
bir insan olabildiğini görmeli. Tüm çalışmalarımda bu noktaya dikkat ettim ve ilham olduğum herkese, inandıklarının arkasından gitmelerini tavsiye ettim. Bu ödülü sadece kendi adıma değil, şirketimde ve katkıda bulunmaya çalıştığım tüm organizasyonlarda benimle birlikte çalışan takım arkadaşlarım ve dünyada başarılı çalışmalarıyla örnek yaratan tüm kadın girişimciler adına alıyor; başta TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu olmak üzere beni bu ödüle aday gösteren ve ödüle layık bulan uluslararası CACCI jürisine teşekkürlerimi sunuyorum.” 23 • ARALIK 2018
GÜNDEM
AMBALAJ VE GIDA SEKTÖRÜ İSTANBUL’DA BULUŞTU 100’ÜN ÜZERİNDE ÜLKEDEN 60 BİN SEKTÖR PROFESYONELİNİ BULUŞTURAN AVRASYA AMBALAJ FUARI İLE FOOD TECH EURASIA FUARI, 31 EKİM-3 KASIM TARİHLERİ ARASINDA İSTANBUL’DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ. DIŞ TİCARET FAZLASI VEREN ENDER SEKTÖRLERDEN OLAN AMBALAJ SEKTÖRÜNÜN KÜRESEL BULUŞMALARINDAN BİRİ OLAN AVRASYA AMBALAJ FUARI KAPSAMINDAKİ ALIM HEYETİ PROGRAMINA KATILAN 42 ÜLKEDEN BİNİ AŞKIN İŞ İNSANI TÜRK FİRMALARIYLA YOĞUN İKİLİ İŞ GÖRÜŞMELERİ GERÇEKLEŞTİRDİ.
M
akine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) üyelerinden Ambalaj Makinecileri Derneğinin (AMD) de desteklediği, REED TÜYAP Fuarcılık ile Ambalaj Sanayicileri Derneğinin (ASD) iş birliğinde düzenlenen İstanbul Uluslararası Ambalaj Endüstrisi Fuarı, 31 Ekim-3 • 24
Kasım tarihleri arasında gerçekleştirildi. Avrasya Ambalaj kısa adı ile bu yıl 24’üncü kez kapılarını açan ve ambalaj sektörünün küresel buluşmalarından biri olarak gösterilen fuar, Esnek Ambalaj Sanayicileri Derneği (FASD), Etiket Sanayicileri Derneği (ESD), Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği (KASAD), Metal Ambalaj Sanayicileri Derneği (MASD),
Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) ve Sert Plastik Ambalaj Sanayicileri Derneğinin (SEPA) destekleriyle yine geniş katılıma sahne oldu. 115 ülkeden 58 bin 518 sektör profesyonelini ağırlayan fuara, aralarından Fransa, Almanya, İngiltere, İspanya, İtalya, Hollanda, Avusturya, Belçika, Romanya, Ukrayna, ABD, Katar, Japonya ve Çin’in de olduğu
44 ülkeden 1.217 firma ve firma temsilciliği katılırken, fuarı takip eden yabancı ziyaretçi sayısı da 8 bini aştı. Yiyecek ve içecek üreticilerinin markalarına ve ürünlerine değer katacak yenilikçi, güvenilir, yüksek kalitede çözümler bulabildiği Food Tech Eurasia Fuarı ise Avrasya Ambalaj Fuarı ile eş zamanlı olarak düzenlenirken, çikolata, şekerleme ve
AMBALAJ VE GIDA SEKTÖRÜ İSTANBUL’DA BULUŞTU
pastacılık ekipmanlarından et ve süt ürünleri teknolojilerine, soğuk zincir teknolojilerinden gıda güvenliğine, işleme ve dolumdan ambalaj üretimine kadar geniş bir yelpazede tüm çözümleri bir araya getirdi. 42 ÜLKEDEN BİN KİŞİLİK ALIM HEYETİ Türkiye ambalaj ve gıda sektörlerinin yeni ihracat pazarlarına açılmasına fırsat sunan Avrasya Ambalaj Fuarı ile Food Tech Eurasia Fuarı, her yıl olduğu gibi bu yılki buluşmalarında da küresel pazarlarda güçlenmek ve yeni ülkelere açılmak isteyen ambalaj ürün ve makine, ambalaj baskı, gıda işleme ve içecek dolum başta olmak üzere gıda ve gıda dışı tüm sektörlere hizmet veren tüm firmaları, hedef kitleleriyle buluşturdu. Fuarlarda; bu yıl ziyaretçi odak ülke olan Tunus’la birlikte Almanya, Bangladeş, Cezayir, Fas, Irak, İngiltere, İran, İsrail, İtalya, Kamerun, Kanada,
Katar, Makedonya, Nijerya, Özbekistan, Polonya, Rusya, Sırbistan, Singapur’un da içinde bulunduğu 42 ülkeden 1000’in üzerinde alım heyeti de ağırlandı. Fuarları, yurt içindeki 77 ilden gelen Matbaa Odaları, Ticaret ve Sanayi Odalarından heyetler ve sektörel alıcılar da ziyaret etti. Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı, geçtiğimiz yıl başlattığı ve ambalaj tasarımcılarına özel “Tasarım Sokağı” bölümünde bu yıl da yaratıcı ambalaj tasarımcıları ve ürünlerine yer vermeye devam etti. YATIRIMLARA ÖZEL ÇÖZÜMLER TEK ÇATI ALTINDA Avrasya Ambalaj Fuarında bu yıl Almanya, Güney Kore ve Katar ülke standları yer alırken, 44 ülkeden gelen binin üzerinde firma ve firma temsilciliği de ürün ve makinelerini 60 bine yakın profesyonele tanıttı; aynı zamanda ikili iş görüşmeleriyle yeni ihracat pazarlarına
adım atma fırsatı yakaladı. Öte yandan fuarın en dikkat çekici alanı, Ambalaj Baskı Teknolojileri Özel Bölümü “Printpack” oldu. Baskının ambalajdaki öneminin yükselmesi ve fark yaratan yatırımların tüketicilere daha çok hitap etmesi için oluşturulan Printpack bölümü, fuar kapsamında katılımcı ve ziyaretçileri bir araya getiren en önemli platform olmaya devam etti. Ambalaj ürünleri, makine ve ekipmanları, tamamlayıcı ambalaj ürünleri, ambalaj baskı teknolojileri, oluklu mukavva-kağıt-karton ambalaj üretim teknolojileri, içecek ve sıvı gıda teknolojileri, ambalaj tasarım hizmetleri, gıda işleme makine ve ekipmanları (çikolata, şekerleme, bisküvi, kuruyemiş ve pastacılık teknolojileri, süt ve süt ürünleri teknolojileri, soğutma ve lojistik teknolojileri, gıda güvenliği ve hijyen teknolojileri) ile tüm ürün gruplarını kapsayan iki fuar, üretimden nihai tüketiciye ulaşacak
her adımda tüm ihtiyaçları karşılayabilen çözümleri tek çatı altında buluşturmaya 2019’da da devam edecek. 23-26 Ekim 2019 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezinde düzenlenecek fuar, etkin bir ticaret platformu olarak hizmet vermek için hazırlıklarına şimdiden başlamış durumda.
AVRASYA AMBALAJ FUARI 2018 İSTATİSTİKLERİ 44 ÜLKEDEN 1.217 FİRMA 115 ÜLKEDEN 58.518 ZİYARETÇİ 50.417 YURT İÇİ ZİYARETÇİ SAYISI 8.101 YURT DIŞI ZİYARETÇİ SAYISI
25 • ARALIK 2018
GÜNDEM
BURSA ENDÜSTRİ ZİRVESİ 500 MİLYON TL’LİK İŞ HACMİ OLUŞTURDU METAL İŞLEME TEKNOLOJİLERİ, SAC İŞLEME TEKNOLOJİLERİ, KAYNAK TEKNOLOJİLERİ VE OTOMASYON FUARLARINI 29 KASIM-2 ARALIK TARİHLERİNDE TEK ÇATI ALTINDA TOPLAYAN BURSA ENDÜSTRİ ZİRVESİ, 68 ÜLKEDEN GELEN 42 BİN 116 ZİYARETÇİ İLE YOĞUN İLGİ GÖRDÜ. YEDİ AYRI SALONDAKİ 40 BİN METREKARE KAPALI ALANDA, 20 ÜLKEDEN 346 FİRMA VE TEMSİLCİLİĞİNİN KATILIMIYLA DÜZENLENEN ZİRVE 500 MİLYON TL’LİK İŞ HACMİ OLUŞTURDU.
M
akine yapan makinelerin fuarı temasıyla düzenlenen ve makine sektörünün Avrasya coğrafyasındaki en büyük buluşma noktalarından biri olan değerlendirilen Bursa Endüstri Zirvesi, bu yıl 29 Kasım-2 Aralık tarihlerinde TÜYAP Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Makina İmalatçıları Birliği (MİB) ve
• 26
Takım Tezgâhları Sanayici ve İş Adamları Derneği iş birliğinde makine imalat sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiren zirve, bu yıl da 20 ülkeden 346 firma ve firma temsilciliğini, yedi ayrı salondan oluşan 40 bin metrekare kapalı alanda buluşturdu. Zirve ayrıca, sanayinin gelişimine yön veren sektörleri aynı çatı altında bir araya getirerek son teknolojinin ziyaretçilerle buluştuğu son nokta olmasıyla da dikkat çekti.
Bursa Metal İşleme Teknolojileri Fuarı, Bursa Sac İşleme Teknolojileri Fuarı, Kaynak Teknolojileri Fuarı ve Otomasyon Fuarının eş zamanlı düzenlenmesiyle gerçekleşen Bursa Endüstri Zirvesinde; yurt içinden 40’tan fazla sanayi şehrinden ve yurt dışından 68 ülkeden gelen toplamda 42 bin 116 ziyaretçi ağırlandı. MAKİNE SEKTÖRÜNÜN NABZI BURSA’DA ATTI Bursa Endüstri Zirvesinde;
CNC tezgâhlarından takım tezgâhlarına, sac işleme makinelerinden ölçü kontrol sistemlerine, insanlarla çalışan robotlardan yeni nesil yazılımlara ve otomasyonlara kadar geniş ürün grubu yer alırken, Zirve kapsamında dünyanın farklı yerlerinden birçok ziyaretçi ve firma temsilcileriyle bir araya gelen Türk makinecileri, kurdukları önemli iş bağlantılarıyla ülke ekonomisine önemli katkı sağlamaya da devam etti. Katılımcı sayısı, ticari
BURSA ENDÜSTRİ ZİRVESİ 500 MİLYON TL’LİK İŞ HACMİ OLUŞTURDU
olduğunu vurguladı ve “Gelişmiş ülkelerde kişi başı 10 bin doların yüzde 40’ı sanayiden gelirken, bizde bu oran yüzde 16 seviyesinde. Makine ihracatının yüzde 40’ı AB ülkeleri ABD, Kanada ve Rusya gibi gelişmiş ülkelere yapılıyor. İhracatın bu yapısı, makine imalat sektörünün dünya piyasalarında rekabet bakımından oldukça iyi bir konumda olduğunu da gösteriyor” dedi.
RAKAMLARLA BURSA ENDÜSTRİ ZİRVESİ faaliyetler ve ziyaretçi sayısıyla makine sektörünün marka fuarlarından biri olmaya devam eden Bursa Endüstri Zirvesinde 68 ülkeden binin üzerindeki iş insanının katıldığı alım heyeti programları da gerçekleşirken, oluşan ticaret hacmi ise yaklaşık 500 milyon TL olarak açıklanıyor. “MAKİNE SEKTÖRÜNE VERİLEN DESTEK YATIRIMA DÖNÜŞÜR” Fuarın açılışında bir konuşma yapan MİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özkayan, stratejik sektör ilan edilen yerli ve milli makine imalat sanayisine verilen desteklerin üretime, yani geri dönüşü olan yatırımlara dönüşeceğini söyledi. Makine ihracatında birim ağırlık değerinin Türkiye ortalamasının çok üzerinde olduğuna dikkat çeken Ahmet Özkayan, Türkiye’nin orta gelir tuzağından çıkabilmesi için yüksek katma değerli ürünler üretmesi gerektiğini, bu noktada sektöre verilen desteklerin önem taşıdığını anlattı. “Verilecek destekler, üretime yani geri dönüşü olan yatırımlara dönüşecek ve makine üreticilerimiz Ar-Ge, tasarım,
üretim ve yüksek teknolojiye geçişte ilkleri gerçekleştirmek suretiyle, nitelikli iş gücü, teknik donanımı ve alt yapısıyla ülkemizdeki en stratejik unsurlardan biri olmaya devam edecektir” diyen Özkayan, makine ihracatında birim ağırlık değerinin bu yılın Ocak-Kasım döneminde 6,2 dolar/kilogram olduğunu, bu rakamın Türkiye ortalamasının ise 1,5 dolar/kilogram olarak gerçekleştiğini söyledi. Bu rakamın üzerinde önemle
durulması gerektiğinin altını çizen Özkayan, “Katma değeri yüksek ürünler üretmediğimiz sürece orta gelir tuzağından çıkmak mümkün olmayacaktır” değerlendirmesinde bulundu. Ahmet Özkayan, konuşmasında ayrıca, 2 trilyon dolarlık dünya makine ticaretinden Türkiye’nin aldığı payın aslında çok düşük olduğu ve sektörün desteklendiğinde ciddi bir döviz girdisi gerçekleştirme potansiyelinin
20 ÜLKEDEN 346 FİRMA VE FİRMA TEMSİLCİSİ KATILDI 68 ÜLKEDEN 42 BİN 116 ZİYARETÇİ İZLEDİ 1000 KİŞİLİK ALIM HEYETİ PROGRAMINDA, 500 MİLYON TL’LİK TİCARET HACMİ OLUŞTURULDU
27 • ARALIK 2018
GÜNDEM
60 BİN SEKTÖR PROFESYONELİ
PLAST EURASIA’DA BULUŞTU DÜNYANIN İKİNCİ, AVRASYA’NIN EN BÜYÜK PLASTİK İHTİSAS FUARI OLAN PLAST EURASIA İSTANBUL, 44 ÜLKEDEN 1094 FİRMA VE FİRMA TEMSİLCİLİĞİNİ 60 BİNİ AŞKIN SEKTÖR PROFESYONELİ İLE BİR ARAYA GETİRDİ.
N
üfus artışına paralel olarak insan yaşamının iyileştirilmesi, doğal kaynakların korunması ve gelecek nesiller için çevrenin muhafaza edilmesine yardımcı olan plastik endüstrisinin tüm süreçleri ile tanıtıldığı Plast Eurasia İstanbul 28. Uluslararası İstanbul Plastik Endüstrisi Fuarı, 5-8 Aralık tarihlerinde TÜYAP İstanbul Fuar ve Kongre Merkezinde düzenlendi. PAGEV (Türk Plastik Sanayicileri, Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı) iş birliğinde gerçekleştirilen ve 2017 yılındaki Plast Eurasia Fuarına göre yüzde 6,9 büyüyerek 10 salonda devam eden etkinlikte plastik makineleri, kimyasallar, ham maddeler, makine yan ve ara sanayi, ısı ve kontrol cihazları, kalıp, hidrolik ve pnömatik, geri dönüşüm alanlarında en • 28
son teknolojiler ve yenilikler sergilendi. Fuarda 44 ülkeden 1094 firma ve firma temsilciliği yer alırken, Çin, Hindistan, İran ve Tayvan milli katılım gerçekleştirdi. Dört gün boyunca 100’den fazla ülkeden gelerek Plast Eurasia’yı takip eden 60 bini aşkın sektör profesyoneli plastik işleyiciler ve ürün imalatçılarının trend odaklı son kullanıcı ihtiyaçlarına yönelik geniş kapsamlı çözümlerini inceleme fırsatı bulurken, bu çözümler üretimde daha yüksek verimlilik ve sürdürülebilirliği temel alan avantajlara odaklanıyordu. “SEKTÖRÜN GELİŞİMİNE KATKI SAĞLAYAN FUAR” Plast Eurasia Fuarının açılışında konuşan TOBB Plastik Kauçuk Kompozit Sanayi Meclisi ve PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, Türk plastik
sektörünün hem Avrupa hem de kendi bölgesinde önemli bir güç haline geldiğini belirtirken, “Bugün dünyanın altıncı Avrupa’nın ise ikinci en büyük plastik üreticisiyiz. Bu büyük bir başarı, ancak yeterli değil; liderliği hedefliyoruz. Hedeflerimize giden yolda tam 28 yıldır hayata geçirdiğimiz Plast Eurasia Fuarının özel bir yeri bulunuyor. Her geçen yıl daha fazla firmanın katıldığı, ziyaretçi sayısının yükseldiği Plast Eurasia Fuarı, sektörün gelişim çizgisinde önemli bir yer tutuyor” değerlendirmesinde bulundu. Fuarın açılışına Avrupa Plastik Üreticileri Derneği (EuPC) Yönetim Kurulu Başkanı Renato Zelcher, Avrupa Hammadde Üreticileri Derneği (PlasticsEurope) İcra Direktörü Karl Foerster, ABD Kimya Konseyi (ACC) Genel Müdürü Keith A.
Christman, Yunanistan Plastik Sanayicileri Derneği (AHPI) Yönetim Kurulu Başkanı Dimitrios Syrmos ile Plastics Europe Akdeniz Bölge Direktörü Giuseppe Riva gibi küresel plastik sektörünün üst düzey temsilcilerinin de katılması, Türkiye ekonomisi ve Türk plastik sanayisine duyulan güvenin bir göstergesi olarak değerlendirildi. Diğer yandan, fuar kapsamında gerçekleşen alım heyeti programına Azerbaycan, Belarus, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Fas, Filistin, Güney Kore, Gürcistan, Hindistan, Irak, İran, İsrail, İtalya, Kanada, Kosova, Libya, Lübnan, Makedonya, Mısır, Moldova, Özbekistan, Polonya, Romanya, Rusya, Sırbistan, Suudi Arabistan, Tacikistan, Tunus, Ukrayna, Ürdün ve Yunanistan’dan iş insanları katıldı.
GÜNDEM
İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜ BIM ÇALIŞTAYI İÇİN TOPLANDI İSKİD, MTMD VE TTMD ÜYELERİNİ BİR ARAYA GETİREN İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜ BIM ÇALIŞTAYI (BUILDING INFORMATION MODELING-YAPI BİLGİ MODELLEMESİ) 100’ÜN ÜZERİNDE KATILIMCIYLA 7-8 ARALIK TARİHLERİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ. İKİ GÜN SÜREN ÇALIŞTAY PROGRAMININ İLK GÜNÜNDE KONUYA İLİŞKİN TÜM BİLGİLER AKTARILIRKEN, İKİNCİ GÜNÜNDE BU BİLGİLER IŞIĞINDA İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜ BIM’E GEÇİŞ YOL HARİTASINI ÇİZDİ.
M
akine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) üyelerinden İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneğinin (İSKİD) organizasyonuyla çalışmalarını yürüten Mekanik Tesisat Müteahhitleri Derneği (MTMD), Türk Tesisat Mühendisleri Derneği (TTMD) ve İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliğinin (İSİB) de içinde yer aldığı BIM Çalışma Grubu (Building Information Modeling-Yapı Bilgi Modellemesi), BIM Çalıştayı ile hedeflediği misyon ve vizyonunu tamamladı. Çalıştay ile 2016 yılında “BIM sürecinin artan önemi doğrultusunda iklimlendirme sektörünün eylem planının oluşturulması ve hayata geçirilmesi için koordinasyonun sağlanması” misyonu ve “İklimlendirme sektörü paydaşlarının, rekabet gücünü yükseltmek ve ulusal kaynakların etkin ve verimli kullanılması amacıyla dünyada bina tasarım, yapım ve işletmesinde gelişen trendler doğrultusunda BIM sürecine geçmesi” vizyonuyla başlatılan çalışmalar tamamlamış oldu. İki yılı aşan bir süredir devam eden çalışmalarda Türkiye’de BIM bilinci oluşturularak somut adımlar atılması sağlanırken, gerçekleştirilen örnek uygulamaların da
gelecekte sektörün BIM’e geçiş sürecinde rehberlik etmesi öngörülüyor. BIM KONUSUNDAKİ EN KAPSAMLI ETKİNLİK Bu kapsamda çalıştay, BIM bileşenlerini bir seminerde buluşturarak konuya ilginin ve bilincin oluşturulması, farkındalık yaratılması, konunun tartışılması ve harekete geçilmesi için aksiyon alınması planıyla kurgulanırken, iki gün süren çalıştay programının ilk gününde konuya ilişkin tüm bilgiler aktarıldı, ikinci gün ise bu bilgiler ışığında iklimlendirme sektörünün
BIM’e geçiş yol haritası çizildi. Çalıştayda BIM’in Türkiye için önemi, ülkemizdeki durum ve BIM Raporuna ilişkin sunumlarla birlikte, sektörel derneklerin çalışmaları, sektörel yaklaşımlar, dünyadaki gelişmeler çerçevesinde BIM sürecine geniş mercekten bakış sağlanırken, BIM ile elde edilecek fırsatlar ve dijital pazarlama ile BIM sürecine geçiş uygulama örnekleri ve tecrübeleri paylaşıldı. BIM Çalışma Grubu Üyesi Zeki Özen ise sektörün BIM sürecine geçişte ISKAV’da oluşturulacak BIM Danışma Merkezi ve BIM Kütüphanesinin müjdesini verdi.
Sektörde BIM konusunda yapılan en geniş kapsamlı ve yoğun katılımcı ile gerçekleşen etkinliğin ikinci gününde de tasarımcılar, üreticiler ve uygulamacılar ayrı çalışma grupları içinde meslek gruplarının strateji ve eylem planlarını belirleyerek sektörün yol haritasını çizdi. Diğer yandan, BIM’e geçiş sürecinde ortak ve eşgüdümlü hareket etme kararı alan sektör temsilcileri ile ISKAV bünyesinde yapılması planlanan BIM Danışmanlık hizmetleri ve BIM Kütüphanesi için sektörün tam desteği alındı. 29 • ARALIK 2018
Kuzey Ren-Vestfalya’da Yeni Yatırım Fırsatları Avrupa’daki Yatırım Merkeziniz Bir bölgeyi güçlü bir yatırım merkezi yapan en önemli şey; ekonomik güç, altyapı ve kültürel yaşam gibi faktörlerin mükemmel etkileşimidir. Bu bakımdan Kuzey Ren-Vestfalya birçok açıdan eşsizdir. Almanya’nın bu en kalabalık nüfusa sahip olan eyaletinin size sunduğu sayısız imkân ve koşullardan faydalanın. Hangi sektör veya proje için olursa olsun, yeni fırsatlar için ideal yatırım ortamını burada bulacaksınız. Yaklaşık 20.000 yabancı şirket tercihini metropol bölge Kuzey Ren-Vestfalya lehine kullandı. Bizimle iletişime geçin ve sizi de memnuniyetle bilgilendirelim. Bir One-Stop-Acentesi olarak yatırım projelerinizde size destek veriyoruz: www.nrwinvest.com
GÜNDEM
ASANSÖRÜN TASARIM VE TEKNOLOJİSİ İZMİR’DE TARTIŞILDI AYSAD’IN DA DESTEKLEDİĞİ, TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI (EMO) VE TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI (MMO) TARAFINDAN DÜZENLENEN ASANSÖR SEMPOZYUMU, “TASARIM VE TEKNOLOJİ” ANA TEMASIYLA 18-20 EKİM TARİHLERİ ARASINDA İZMİR’DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ. SEMPOZYUMU, 543’Ü KAYITLI DELEGE OLMAK ÜZERE YAKLAŞIK 1.450 KİŞİ İZLEDİ.
M
akine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) üyelerinden Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneğinin (AYSAD) de desteklediği, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) ve TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) tarafından düzenlenen 9’uncu Asansör Sempozyumu ve Sergisi, geçtiğimiz Ekim ayında İzmir’de gerçekleştirildi. Bilimsel ve teknik bildiri oturumlarının yanı sıra “Asansör Periyodik Kontrol Yönetmeliği” paneli ve “Onaylanmış Kuruluşların Uygunluk Değerlendirme
Süreci” çalıştayının da gerçekleştirildiği etkinlikte, güvenlik eğitimleri de ilgiyle takip edildi. 13 kurum ve kuruluş tarafından desteklenen sempozyum boyunca 10 oturumda 29 bildiri sunumu, ilköğretim çağındaki çocukların bilinçlendirilmesi amacıyla “Asansör ve Yürüyen Merdiven/Bantların Güvenli Kullanımı” konusunda eğitim çalışması, “Asansörlerde Artık Akım Anahtarı Kullanımı” ve “Asansörlerde Kaynaklı İmalat Yöntemleri” konularında iki eğitimin yanı sıra “Asansör Sektöründe Yerli İmalat ve Yerli İmalatın Desteklenmesi” konulu bir sabah toplantısı ve asansör periyodik kontrolleri
konusunda “Periyodik Kontrol Bina Yöneticisi Bilgilendirme Toplantısı” gerçekleştirildi. Sempozyuma paralel olarak düzenlenen sergiye ise 24 kurum ve kuruluş katıldı ve izleyiciler yeni ürün ve teknolojileri görme olanağı buldu. GÖZETİM VE DENETİMDE ETKİN KOORDİNASYON ÖNEMLİ Sempozyum kapsamında düzenlenen “Onaylanmış Kuruluşların Uygunluk Değerlendirme Süreci” konulu çalıştay ve “Asansör Periyodik Kontrol Yönetmeliği” başlıklı panele; Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı, Türk Akreditasyon Kurumu, Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği, Asansör Sanayicileri Federasyonu, Ege Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği, Türk Standartları Enstitüsü, Elektrik Mühendisleri Odası ile Makina Mühendisleri Odası temsilcileri katılırken, konular ayrıntılı olarak tartışıldı; görüş ve öneriler üretilerek, asansör yönetmelikleri ve standartlara uygun üretim, bakım, piyasa gözetim ve denetimi ile periyodik kontrol uygulamalarında yaşanan sorunların çözümlerine ilişkin hazırlanan kapsamlı sonuç raporu paydaşlar ve kamu kurumlarıyla paylaşıldı. 31 • ARALIK 2018
YATIRIM
İNOVATİF GELİŞME VE KATMA DEĞERLİ ÜRETİME BÜYÜK DESTEK MAKİNA İMALATÇILARI BİRLİĞİ (MİB), KOBİ’LERİN İHTİYAÇLARINA UYGUN ÖZEL ÜRÜN VE HİZMETLER GELİŞTİREN TÜRK EKONOMİ BANKASI (TEB) İLE İMZALADIĞI İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜYLE, MAKİNE İMALAT SEKTÖRÜNÜN SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMESİNE KATKI SAĞLAYACAK ÖNEMLİ BİR ADIM ATTI.
M
akine imalatçılarının teknoloji, girişimcilik ve üretim alanlarında ortak proje geliştirme, proje uygulama ve mentorluk programlarının yanı sıra MİB üyelerinin ihtiyaçlarına özel olarak TEB tarafından finansal hizmet ve ürünler sağlanmasını öngören iş birliği protokolü, 27 Kasım’da, MİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özkayan ile TEB KOBİ Bankacılığı Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Müdür Vekili Turgut Boz’un katılımıyla gerçekleşen imza töreninde resmileştirildi. Buna göre, TEB’in MİB üyelerine olan desteği sadece finansmanla sınırlı kalmayacak; TEB, MİB üyelerinin rekabette güçlenmeleri ve iş hacimlerini daha da büyütmeleri için sektörel stratejik planlarının oluşturulmasına da destek olacak. Yine, makine sektörü üreticileri ve üretici paydaşlarına yönelik strateji alternatiflerinin ortaya konacağı “Türkiye Makina Sektörü Gelecek Stratejileri Konferası”na da katkıda bulunacak olan TEB; aynı zamanda hem Türkiye ekonomisine hem de MİB üyelerinin ihracatına katkı sağlamak amacıyla üretim ve ihracata yönelik büyüme ve gelişim programlarının koordinasyonlarını üstlenecek. • 32
GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİNİN KAPILARI MİB ÜYELERİNE AÇILIYOR Diğer yandan, yapılan iş birliği kapsamında, Türkiye’de makine sektörünün önde gelen temsilcilerinden ve Türkiye makine ihracatının yaklaşık yüzde 60’ını gerçekleştiren MİB üyeleri ve tedarikçilerinin teknoloji ihtiyaçlarının karşılanması için TEB’in girişimcilik ekosisteminde bulunan teknogirişimcilerle etkinlikler düzenlenecekken, Teknoday ve Network Day gibi birçok etkinlikte, MİB üyeleriyle TEB’in girişimcilik ekosisteminde bulunan kuruluşlar ortak bir değer oluşturmak için bir araya gelecek. İş birliği protokolüne yönelik
bir değerlendirmede bulunan MİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özkayan, TEB ile yapılan iş birliğinin ülke ekonomisi ve üretime çok ciddi faydalar sağlayacağını söylerken, “Yaptığımız ortaklığın sürdürülebilir büyümenin yanında her zaman vurguladığımız inovatif gelişme ve katma değerli üretimin önünü açacak çok ciddi bir iş birliği olduğunu düşünüyorum” dedi. İmzalanan protokol ile MİB üyelerinin TEB’in girişimcilik ekosisteminde bulunan 700’e yakın startup firmasıyla bir araya gelerek iş birliği yapmasının önünün açıldığını da sözlerine ekleyen Özkayan, “Firmalar arası ortaklık ve iş birliği kültürünün yaygınlaşmasının, sanayimizin gelişmesi, sürdürülebilir
büyüme ve rekabetçilik bakımından son derece önemli olduğunu düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu. TEB KOBİ Bankacılığı Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Müdür Vekili Turgut Boz ise iş birliği protokolü ile MİB üyelerine büyük avantajlar sağlayacaklarını vurguladı ve “Banka olarak özellikle ülkemiz ihracatının yükseltilmesinde finans ve reel sektör iş birliklerinin önemine inanıyoruz. MİB ile yaptığımız bu iş birliğiyle de Türkiye ekonomisine önemli katkılarda bulunan üreticilerimize destek olma yolunda önemli bir adım daha atıyoruz. MİB ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği sadece finansal değil, finansal olmayan birçok hizmetimizi de kapsıyor” dedi.
YATIRIM
COŞKUNÖZ MA, ROMANYA’DA ÜRETİME BAŞLAYACAK COŞKUNÖZ METAL FORM İLE İTALYAN MAGNETTO ORTAKLIĞINDA KURULAN COŞKUNÖZ MA, KÜRESEL YATIRIMLARINA DEVAM EDİYOR. ROMANYA’DA 20 MİLYON EUROLUK YATIRIMLA KURULACAK OLAN YENİ ÜRETİM TESİSİNDE GÖVDE GRUBU PRESLİ VE ROLLFORM SAC PARÇALARI ÜRETİLECEK.
D
ünya otomotiv devi Renault’un piyasaya süreceği DACIA 52SQR modeli için parça üretimi yapmak amacıyla Romanya’nın Dragasani kentinde yaklaşık 13 bin metrekarelik kapalı alanda devreye alınacak üretim tesisinde, transfer ve progresif presler, robotik punta, gazaltı kaynak ve rollform prosesleriyle üretim gerçekleştirilecek. Tesiste 37 milyon euro başlangıç cirosu hedefleniyor. 2019 yılında üretim bandının deneme amaçlı aktif olacağı tesis, 2020 yılında seri üretime geçtiğinde ilk fazda yıllık 27 bin ton çelik işleme kapasitesine ulaşacak. Coşkunöz Metal Form’un yetkinlikleri ve mühendislik becerisi ile Magnetto Automotive’in küresel gücünü bir araya getiren Coşkunöz MA, Romanya tesisinde son teknolojiyle üretim yaparken, geniş tesis alanı ile ileriye dönük anlaşmalarda da kapasite ve üretim bandı yeterliliği garanti ediliyor.
ERDEM ACAY
COŞKUNÖZ HOLDİNG CEO’SU
Magnetto Automotive markasıyla bir araya getirdik. 2002 yılında Coşkunöz MA’yı otomotiv yan sanayisinin ihtiyacını karşılamak üzere kurduk. Bugün Coşkunöz MA tesisleri yılda 20 bin ton sac
işleme kapasitesine sahip bulunuyor” derken, küresel pazardaki güçlerini yükseltmek için yurt dışı yatırım projelerini hızlandırdıklarını, Romanya’ya da bu kapsamda 20 milyon euroluk yatırım gerçekleştireceklerini söylüyor. “Romanya’daki tesisimizde Renault ile 2020’de başlamak üzere sekiz yıllık üretim anlaşmasına vardık. 1968’de başlayan sektör maceramızı küresel üretim atağı ile örnek bir başarı hikayesine çevirdik” diyerek devam eden Saner, ihracat kapasitelerini genişletmek için Coşkunöz Metal Form’un yerel ve küresel endüstri pazarındaki yatırımlarına devam edeceğinin de altını çiziyor. Coşkunöz Holdingin yurt
dışı yatırımlarında piyasayı ve ticaretin rotasını doğru analiz ettiklerini vurgulayan Coşkunöz Holding CEO’su A. Erdem Acay ise “Coşkunöz Alabuga ile Rusya’da 2014’te önemli bir yatırım projesi gerçekleştirmiştik. Burada çelik üretiminin önemli firmalarından MMK Metalurji ile iş birliğine gittik ve MMK-Coşkunöz-Alabuga’yı kurduk. Dünya otomotiv devlerine üretim yapan Rusya’daki bu tesisimizde edindiğimiz tecrübeyle Coşkunöz MA’yı da bir adım öteye taşımak istedik” diyor ve Coşkunöz Alabuga ile Rusya’da yakaladıkları başarılı çizgiyi, Coşkunöz MA ile Romanya’da devam ettireceklerine inandıklarını vurguluyor.
RENAULT İLE SEKİZ YILLIK ANLAŞMA SAĞLANDI Coşkunöz Metal Form Genel Müdürü Aptullah Saner, yeni tesisin kuruluş protokolüne yönelik açıklamasında, “Coşkunöz Metal Form’un yetkinliklerini, başarılı mühendislik geçmişimizi ve sektör deneyimimizi İtalyan 33 • ARALIK 2018
TİM’DEN
DESIGN WEEK TURKEY 2018’İ ÜÇ GÜNDE 52 BİN 300 KİŞİ ZİYARET ETTİ TİCARET BAKANLIĞININ KOORDİNASYONUNDA TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ (TİM) TARAFINDAN DÜZENLENEN DESIGN WEEK TURKEY 2018; TASARIMCILAR, SANAYİCİLER, İHRACATÇILAR VE ÖĞRENCİLERİN YOĞUN İLGİSİ İLE KARŞILANDI. 27 PANEL VE KONFERANSTA 80’DEN FAZLA KONUŞMACININ YER ALDIĞI, 26 SERGİ VE ENSTALASYON İLE 16 ATÖLYE ÇALIŞMASINDA 100’ÜN ÜZERİNDE TASARIMCIYI BULUŞTURAN ETKİNLİK ÜÇ GÜNDE 52 BİN 300 ZİYARETÇİYİ AĞIRLADI.
T
ürkiye’nin en geniş kapsamlı tasarım etkinliği Design Week Turkey, bu yıl üçüncü kez, 16-18 Kasım tarihlerinde yaratıcı endüstrileri, yurt içinden ve yurt dışından binlerce ziyaretçiyle bir araya getirdi. Türkiye’nin tasarım kimliğinin ve bu kapsamda gelişebilecek olan ekonomik başarının, tasarım ve endüstri entegrasyonuyla sağlanabileceği bilincini oluşturmayı hedefleyen etkinlik, endüstri temsilcileriyle • 34
tasarımcıları bir araya getirerek, katma değerli ürünler üretebilmek adına bir buluşma zemini oluşturuyor. Yaratıcı ekonomileri güçlendirmeyi, girişimciliği teşvik etmeyi, endüstriler arası iş birlikçi multidisipliner projeler ve titiz tasarım araştırmalarını odağa alan DWT’18 programı, ulusal ve uluslararası paydaşlar tarafından kapsamlı bir planlama ağı ile oluşturulurken, bu yılki programda 27 panel ve konferansta 80’den fazla konuşmacı yer aldı. DWT’18’in
sergi bölümünde ise 26 sergi ve enstalasyon ile 16 atölye çalışmasında 100’ün üzerinde tasarımcı ve eserleri izleyicilerin beğenisine sunuldu. İSTANBUL’UN DÖRT YANINDA DWT’18 RÜZGÂRI ESTİ Bu yıl, “Tasarım Ekosistemi” temasıyla ziyaretçilerini karşılayan DWT’18, tasarım ekosisteminin tüm oyuncularının bir araya getirerek tasarımın ekonomideki rolünün önemine odaklanırken, endüstriyel
tasarımdan modaya, mimariden görsel iletişim tasarımına kadar birçok tasarım disiplini de geniş bir yelpazede ele alındı. Üç gün süren ve 52 bin 300 ziyaretçinin takip ettiği etkinlik Ticaret Bakanlığının koordinasyonunda TİM tarafından düzenlenirken, DWT’18’de bu yıl United Colors of Benetton, Esprit, Valentino ve Chanel gibi dev markaların yaratılmasında önemli katkıları olan iletişimci ve reklam fotoğrafçısı Oliviero Toscani
DESIGN WEEK TURKEY 2018’İ ÜÇ GÜNDE 52 BİN 300 KİŞİ ZİYARET ETTİ
ve kullanıcı odaklı tasarımlarıyla yeni nesil teknolojileri harmanlayan ödüllü İngiliz tasarımcı Benjamin Hubert gibi ünlü isimler de yer aldı. DWT’18’in diğer ana konuşmacıları ise çalışmalarını endüstriyel tasarım ve mekanik mühendisliği disiplinleriyle bir arada geliştiren yaratıcı ürün tasarım şirketi LUMIUM’un CEO’su Srini Srinivasan, iF International Forum Design CEO’su Ralph Wiegmann, dünya modasının yeni Türk süperstarı olarak bilinen Moda Tasarımcısı Dilara Fındıkoğlu, yeni dönemin genç tasarımcılarından dünyaca ünlü Raisa&Vanessa kardeşler oldu. Ünlü Moda Tasarımcısı Hakan Akkaya “Dünya Starlarının Yeni Modası: Türk Tasarımı” isimli panelde Türk tasarımının Türkiye ve dünyadaki yolculuğuna ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, Vision Talk kapsamında Ouchhh’un Yönetmen ve Yeni Medya Sanatçısı Ferdi Alıcı “Yeni Medyada Yapay Zekânın Şiirsel Yolculuğu” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Diğer yandan, DWT’18 sadece Haliç Kongre Merkezi ile
sınırlı kalmayarak şehrin farklı noktalarına da yayıldı. Tomtom Mahallesi, Sütlüce, Fener-Balat ve Levent gibi İstanbul’un farklı noktalarında Tomtom Design Walks, HomeArt Brunch, HomeArt Design Walks ve Design Talks by Hipicon etkinlikleri gerçekleştirildi. ENDÜSTRİYEL TASARIM ÖDÜLLERİ YEDİNCİ KEZ SAHİPLERİNİ BULDU Ekinlikte ayrıca, Ticaret Bakanlığı, TİM ve Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu (ETMK) iş birliğiyle TURQUALITY® Programı kapsamında gerçekleştirilen Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri de gerçekleştirildi. Yedinci kez düzenlenen ve tasarımcısı, marka sahibi ya da üreticisi Türk olan ürünler için 2 bin 500’ün üzerinde başvuru yapılan yarışmada, ambalajdan ev eşyasına kadar 13 ayrı sektörden son üç yıl içerisinde üretilmiş tasarımlar, 30 uluslararası jüri üyesi tarafından değerlendirildi. Yarışma ile kullanıcının ihtiyaçlarını gözeten, ihracatta ve ulusal pazarda ürüne katma değer ve rekabetçi üstünlük
kazandıran üstün ve iyi tasarımlar ödüllendirildi. Aynı zamanda gençlerin ve yeni tasarımcıların katıldığı henüz ürün haline gelmemiş, taze
fikirler de “Kavramsal Tasarım Ödülleri” kategorisinde değerlendirildi. Törende, 13 ayrı kategoriden toplam 92 ürüne ve tasarımcılarına ödül verildi.
27 26 16 80 100 52
PANEL KONFERANS SERGİ VE ENSTALASYON
ATÖLYE ÇALIŞMASI KONUŞMACI TASARIMCI
BİN 300 ZİYARETÇİ
35 • ARALIK 2018
OAİB’DEN
ADDMİB, KENYA VE KANADA’DA TÜRKİYE’Yİ TEMSİL ETTİ 7-9 KASIM TARİHLERİNDE, AFRİKA’NIN ÖNDE GELEN YAPI VE İNŞAAT ETKİNLİKLERİNDEN BİRİ OLAN VE KENYA’NIN BAŞKENTİ NAİROBİ’DE DÜZENLENEN THE BIG 5 DOĞU AFRİKA YAPI FUARI’NA KATILAN ANKARA DEMİR VE DEMİR DIŞI METALLER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ, 28-30 KASIM TARİHLERİ ARASINDA İSE KANADA’NIN TORONTO KENTİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN KANADA YAPI İNŞAAT FUARI’NDA TÜRK YAPI SEKTÖRÜNÜ TEMSİL ETTİ.
A
nkara Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliğinin (ADDMİB), Türkiye milli katılım organizasyonunda ve 28 Türk firmasıyla birlikte katıldığı The Big 5 Doğu Afrika Yapı Fuarında, yapı ve yapı malzemeleri, HVAC-R, beton ve yapı hizmet sektörlerindeki son gelişmeler sergilendi. Afrika’nın önde gelen yapı ve inşaat etkinliklerinden biri olan fuarda ADDMİB’i Yönetim Kurulu Üyeleri Ahmet Şuyun ve Zafer Korkmaz ile Genel • 36
Sekreterlik personeli temsil etti. Fuarın ilk gününde Türkiye ülke standında Nairobi Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Murat Can Kılınç’ı ağırlayan ADDMİB heyeti, ikinci gün Kenya Büyükelçisi Ahmet Cemil Miroğlu ile Kenya Ulusal Yapı Kurumu Başkanı Maurice Akech’i Türk yapı sektörü hakkında bilgilendirdi ve iki ülke arasındaki ticari ilişkileri güçlendirmeye yönelik görüşmelerde bulunuldu. ADDMİB’in Kasım ayındaki ikinci durağı ise 28-30 Kasım tarihleri arasında
Kanada’nın Toronto kentinde düzenlenen Kanada Yapı İnşaat Fuarı oldu. Fuara üçüncü kez katılan ADDMİB heyetinde Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Ceceli, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erkan Astarcı ile Genel Sekreterlik personelleri yer aldı. Fuarın ilk gününde ADDMİB standını Toronto Başkonsolosu Erdeniz Şen, Toronto Ticaret Müşaviri Mehmet Ekizoğlu ile DEİK Kanada-Türkiye İş Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Mike Ward ziyaret etti. Diğer yandan ADDMİB
heyeti, fuar kapsamında yaptığı sektörel
görüşmelerde Ontario Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Rocco Rossi ile Toronto’nun sanayi bölgelerinden Vaughan Bölgesi Ticaret Odası Ekonomi Direktörleri ve üst düzey yöneticileriyle bir araya geldi. İki ülke arasındaki ticari ilişkileri güçlendirmeye yönelik yapılan ziyaret ve görüşmelerde, ADDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Ceceli Türk yapı sektörünün yetkinlikleri hakkında sunumlar gerçekleştirdi.
OAİB’DEN
TÜRK SAVUNMA SANAYİSİNİN, ASYA ATAĞI 7-10 KASIM TARİHLERİNDE ENDONEZYA’NIN BAŞKENTİ CAKARTA’DA GERÇEKLEŞTİRİLEN INDO DEFENCE İLE 27-30 KASIM TARİHLERİNDE PAKİSTAN’IN KARAÇİ ŞEHRİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN IDEAS 2018 FUARLARINA KATILAN SAVUNMA VE HAVACILIK SANAYİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ, TÜRK SAVUNMA VE HAVACILIK SANAYİSİNİN SON TEKNOLOJİ ÜRÜN VE HİZMETLERİNİ SERGİLEDİ.
S
avunma Sanayii Başkanlığı (SSB) iş birliğinde ve 17 Türk firmasının katılımıyla INDO Defence Fuarına katılan Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği (SSI), bu yıl sekizincisi gerçekleştirilen ve savunma sanayisinde Güneydoğu Asya için çok önemli bir yere sahip olan fuarda, savunma endüstrisinin lider firmalarıyla bir araya geldi. Dünyanın her yerinden birçok katılımcıya ev sahipliği yapan fuara bu yıl ABD, Rusya, İngiltere, Almanya, Kanada, İtalya ve Brezilya başta olmak üzere 44 ülkeden katılan firmalar, son teknoloji ürün ve hizmetlerini sergiledi. Türkiye’nin milli katılım organizasyonuyla yer aldığı fuarda gerçekleştirilen ikili ticari görüşmeler sonucunda Endonezya, savunma sektöründe Türkiye ihracatı için potansiyel bir ülke konumuna gelirken, Türkiye ile Endonezya arasında sürdürülen iş birliğiyle geliştirilen ve kalifikasyon testleri Ağustos ayında başarıyla tamamlanan Kaplan MT tankı da sergilendi. SSI, 27-30 Kasım tarihlerinde ise Pakistan’ın Karaçi şehrinde gerçekleştirilen IDEAS 2018 Pakistan Uluslararası Savunma Fuarı ve Seminerine, SSB ve 25 Türk firmasıyla birlikte katıldı. Türkiye,
gerçekleştirdiği milli katılım organizasyonu ile fuardaki en güçlü yabancı ülke katılımını
gerçekleştirirken, Türkiye ülke standı Pakistan Hava, Kara ve Deniz Komutanlığının üst
düzey yetkilileri ile çeşitli ülke delegasyonlarınca da ziyaret edildi. 37 • ARALIK 2018
WIN EURASIA 2019
360 Derece İmalat Sanayii
14 - 17 Mart 2019
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul
Online ! İçinom t ı y a K urasia.c
win-eurasia.com #wineurasia
win-e
Destekleyen Dernekler
C
A
Resmi Havayolu
I
Tİ
Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş. Tel. 0212 334 69 00 Faks 0212 334 69 34 info@hf-turkey.com www.hfturkey.com
Destekleyenler
RE
IĞ
Organizatör
T BAKAN
L
TÜRKİYE CUMHURİYETİ TİCARET BAKANLIĞI
AKDER
AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞİ
‘’ Türk Endüstrisinin İtici Gücü ’’
BU FUARLAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.
Resmi Seyahat Acentesi
OAİB’DEN
SERAMİK VE CAM SEKTÖRÜ DUBAI TASARIM HAFTASINDAYDI
Ç
imento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği, 12-17 Kasım tarihlerinde Dubai’de düzenlenen “Dubai Design Week” kapsamında Türk seramik ve cam sektörünün hedef gruplarını bir araya getirdi. Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği ile Tabanlıoğlu Mimarlık’ın iş birliğinde gerçekleşen davete Dubai’deki başlıca
mimarlık, proje ve müşavirlik firmaları ile distribütörler katılırken, Dubai Başkonsolosu İlker Kılıç, Dubai Ticaret Müşaviri Hasan Önal, Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tansu Kumru’nun da yer aldığı etkinlikte, katılımcılara, Türk seramik ve cam sektörü ile yapılabilecek iş birlikleri anlatıldı.
İSİB, VALVE WORLD 2018 FUARINA KATILDI
A
lmanya’nın Düsseldorf kentinde 27-29 Kasım tarihleri arasında düzenlenen Valve World Fuarına katılan İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği, fuar ziyaretçilerine, Türk iklimlendirme sanayisinin ulaştığı son teknolojik yenilik ve yetkinlikleri aktardı. Fuarda İSİB standını, Düsseldorf Ticaret Ataşesi Anıl Gürtuna Kaya da ziyaret ederken, İSİB Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Özen, fuara katılan Türk firmalarının görüş ve taleplerini Düsseldorf Ticaret Ataşesi ile paylaştı. 39 • ARALIK 2018
KAPAK
ENDÜSTRİNİN KALP KAPAKÇIKLARI
VANA VE ARMATÜRLER • 40
VANA VE ARMATÜRLER
UYGAR İNSANLIĞIN ORTAYA ÇIKIŞINDA TARIMSAL ÜRETİME GEÇİŞ EN ÖNEMLİ ETKEN OLARAK GÖSTERİLİYOR. MÖ 2500’LÜ YILLARDA FIRAT VE DİCLE’NİN TAŞKIN SULARINI İLKEL VANA SİSTEMLERİYLE EHLİLEŞTİREN SÜMERLER, İLK VANA KULLANICILARI OLARAK TARİHE ÖNEMLİ BİR İZ BIRAKIRKEN, SUYA YÖN VERME GAYESİ İLE GELİŞTİRİLEN VANALAR, BUGÜN UZAY MEKİKLERİNDEN NÜKLEER REAKTÖRLERE KADAR EN ÜST TEKNOLOJİNİN UYGULANDIĞI SİSTEMLERİN KALP KAPAKÇIKLARI OLARAK YAŞAMSAL BİR ÖNEM ARZ EDİYOR. BM İSTATİSTİK BÖLÜMÜ VERİLERİNE GÖRE BU YILIN OCAK-EYLÜL DÖNEMİNDE 133 MİLYAR DOLARA YAKLAŞAN BİR TİCARET HACMİNE ULAŞAN SEKTÖR, GEÇTİĞİMİZ YILA GÖRE YÜZDE 10,4 ORANINDA ARTIŞ YAKALARKEN, BU DÖNEMDE TÜRKİYE DE YÜZDE 17,4 ARTIŞLA 428 MİLYON DOLARLIK İHRACAT DEĞERİNE ULAŞTI VE KÜRESEL LİGDE 26’NCI SIRADA YER ALDI.
41 • ARALIK 2018
KAPAK
V
analar (valfler) ve armatürler, makine ailesinin çok önemi üyeleridir; borularla aktarılmakta olan sıvı veya gazların akışını durdurmaya ya da serbest bırakmaya yarayan aygıtlar olarak tanımlayabileceğimiz vana ve armatürler, bu yetkinliklerinin ötesinde akışkanlara yol veren, onları durduran, karıştıran veya akışkanın yönünü ve/veya miktarını, basınç veya sıcaklığını değiştirebilen cihazlardır. Modern yaşamın nizami bir biçimde işlemesini sağlayan, yer altı ve yer üstünde yüzlerce çeşidi ile 7/24 çalışan vana ve armatürler; dünya ve Türkiye ticaretinde de gizli bir kahraman gibidir. Bu yılın Ocak-Ekim döneminde 1 milyar 344 milyon dolarlık bir ticaret hacmi oluşturan vana ve armatür sektöründe yüzde 18,2 ihracat artışı gerçekleşirken, ithalat ise yüzde 12 oranında daraldı. Ancak sektör ithalatındaki • 42
daralmaya rağmen vanalar ve armatürler ihracatının ithalatı karşılama oranı halen yüzde 55,7 seviyesinde ilerliyor. Günümüzde vanalar, akış kontrolü anlamında akış hızını, hacmini, basıncı ve akış yönünü kontrol ederken, büyüklükleri de kullanım amacına göre değişebiliyor. Vana çapı 10 metreye kadar çıkabilirken, üretim metotları ve teknoloji açısından çeşitleriyse yerel marketlerde kolaylıkla bulunabilen basit pirinç vanadan, nükleer reaktörlerde kullanılan ve hassas alaşımlardan üretilen çok karmaşık soğutma sistemi vanalarına kadar değişkenlik gösterebiliyor. Gazların, yüksek aşındırıcılığa sahip kimyasalların, kızgın buharın, çamur benzeri karışımların ve radyoaktif materyallerin akış kontrolü de vanalarla yapılıyor. Bununla birlikte, yaşam kalitemizin seviyesinde önemli bir rol oynamasına
rağmen birçoğumuz, günlük aktivitelerimizde vanaların ve üstlendikleri önemli süreçlerin farkına bile varmıyoruz. Aslında, lavabolarda kullanılan basit bir su musluğunu açıp kapattığımızda veya aracımızı hızlandırmak için gaz pedalına bastığımızda bir vanadan yararlanıyoruz. Dahası, modern vana sistemleri olmadan evimizin vazgeçilmezleri arasında sayılan sıhhi tesisat ve ısıtma sistemlerinin çalışamayacağını, vanaların eksikliğinde ağaç ve kömürden başka hiçbir enerji kaynağını kullanamayacağımızı ve hatta yaşamın her alanındaki plastiklerin hayatımıza hiç girmemiş olacağını söylememiz de mümkün. SUYA YÖN VEREN VANALAR UYGAR İNSANLIĞI DOĞURDU Özetle, vanaların, günümüz modern teknolojik toplumunun en temel ve vazgeçilmez
bileşenlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Tüm üretim süreçleri, enerji üretimi ve temini için gerekli olan vanaların genel anlamda ilk kullanımı ise neredeyse medeniyet tarihinin ilk dönemlerine kadar uzanıyor. Tekerleğin icadı kadar önemli ama o denli meşhur olmayan vana ve armatürlerin doğuşu, insanoğlunun suya yön verme çabalarına dayanıyor. Antik çağlarda insanoğlunun en temel meselesi, suyu biriktirmek ve ona yön vermekti. Mezopotamya’nın çorak topraklarından verimli tarım arazileri yaratan Sümerlerin, MÖ 2500’lü yıllardan itibaren Fırat ve Dicle nehirlerindeki taşkınları yönlendirdikleri kanallarla geniş arazilerde sulu tarım yapabildiklerini biliyoruz. Dolayısıyla Sümerlerin, su akımının yönünü değiştirmek için basit aparatlar kullandıklarını ve bağlı olarak ilk vana sistemlerini geliştirdiklerini de düşünebiliriz.
VANA VE ARMATÜRLER
Devam eden binyıllarda Mısırlı ve Yunanların suyu kamusal alanda yaygın bir biçimde kullanması, uzun mesafelerden şehirlere su taşımaları vana ve armatür sistemlerinin gelişmesini sağladı. Özellikle Roma su sistemlerinde kullanılan çeyrek dönüşlü plug vanalar ve geri akışı önleyici çek vanaların kullanımı oldukça erken tarihlere dek izlenebiliyor. Yine, günümüzde de yaygın vana ve armatür malzemesi olan bronzun, nispeten düşük sıcaklıklarda ergitilebilmesi ve hijyenik üstünlüklerine bağlı olarak ilk kez Romalılar tarafından kullanıldığını tarihi kayıtlardan takip edebiliyoruz. Rönesans döneminde de mucit ve sanatçı Leonardo da Vinci tarımsal sulama için kanallar ve diğer hidrolik sistemler tasarlamış ve bu projelerde vanalardan da yararlanmıştı. Vanaların modern tarihi ise 1705 yılında Thomas
Newcomen’in endüstriyel buhar türbinini icadıyla başlar. Buharın oluşturduğu basıncın korunması ve regüle edilmesi ihtiyacı, vanaların önem kazanmasında büyük rol oynamış; James Watt ve diğer mucitlerin buhar türbinini geliştirmesiyle, tasarımcılar ve üreticiler de modern vana sistemlerinin ilk adımlarını atmaya başlamıştır. Günümüzde artık vana ve armatür sistemlerinin olmadığı bir hayatı düşünmek imkânsız ancak bu gelişimin, pompa ve kompresörlerdeki gelişime paralel sağlandığı da unutulmamalı. Sonuçta akışkana enerjiyi yani basıncı veren pompalar, bunu kontrol eden de vanalardır ve bu iki ürün, endüstriyel tarih boyunca her zaman iç içe olmuştur. EN ÇILGIN TEKNOLOJİLER VANALARIN KONTROLÜNDE Bilim ve teknolojideki gelişme, tarihteki yolculuğuna
OCAK-EYLÜL DÖNEMİ İTİBARIYLA DÜNYA VANA VE ARMATÜR TİCARETİNİN GELİŞİMİ (MİLYON DOLAR)
İHRACAT
2016
2017
2018*
DEĞİŞİM (17/18, %)
58.757,2
61.749,4
67.877,1
9,9
İTHALAT
56.794,8
58.454,3
64.871,8
11,0
HACİM
115.552,0
120.203,7
132.748,9
10,4
Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri
*Tahmini
OCAK-EYLÜL DÖNEMİ İTİBARIYLA DÜNYA VANA VE ARMATÜR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR) SIRA NO
ÜLKE
2016
2017
2018*
DEĞİŞİM (17/18, %)
1
ÇİN
9.969,3
10.642,4
11.257,1
5,8
2
ALMANYA
8.490,4
9.470,2
10.860,1
14,7
3
ABD
8.401,6
8.642,0
9.400,4
8,8
4
İTALYA
5.443,6
5.538,7
6.192,1
11,8
5
JAPONYA
3.058,4
3.404,8
3.733,4
9,7
6
İNGİLTERE
2.359,2
2.228,4
2.221,2
-0,3
7
FRANSA
1.996,3
1.940,7
2.021,0
4,1
8
MEKSİKA
1.799,6
1.821,7
2.016,4
10,7
9
GÜNEY KORE
1.503,3
1.430,6
1.567,9
9,6
10
İSVİÇRE
1.120,6
1.365,1
1.441,7
5,6
26
TÜRKİYE
325,6
364,4
427,9
17,4
DİĞER
14.289,2
14.900,4
16.737,8
12,3
TOPLAM
58.757,2
61.749,4
67.877,1
9,9
Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri
*Tahmini
OCAK-EYLÜL DÖNEMİ İTİBARIYLA DÜNYA VANA VE ARMATÜR İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR) SIRA NO
ÜLKE
2016
2017
2018*
DEĞİŞİM (17/18, %)
1
ABD
10.382,5
11.096,2
12.457,0
12,3
2
ÇİN
5.091,3
5.616,8
5.990,2
6,6
3
ALMANYA
4.289,5
4.668,3
5.359,6
14,8
4
KANADA
2.338,7
2.386,6
2.745,7
15,0
5
MEKSİKA
2.295,5
2.377,4
2.645,7
11,3
6
FRANSA
2.281,7
2.312,4
2.518,2
8,9
7
İNGİLTERE
2.294,5
2.092,6
2.309,2
10,3
8
JAPONYA
1.682,6
1.746,5
1.890,7
8,3
9
GÜNEY KORE
1.752,5
1.871,6
1.816,1
-3,0
10
İTALYA
1.478,2
1.485,9
1.691,3
13,8
24
TÜRKİYE
845,1
880,4
786,1
-10,7
DİĞER
22.062,8
21.919,6
24.662,0
12,5
TOPLAM
56.794,8
58.454,3
64.871,8
11,0
Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri
*Tahmini 43 • ARALIK 2018
KAPAK OCAK-EKİM DÖNEMİ İTİBARIYLA TÜRKİYE VANA VE ARMATÜR TİCARETİNİN GELİŞİMİ (MİLYON DOLAR) DEĞİŞİM (17/18, %)
2016
2017
2018
İHRACAT
364,2
407,2
481,1
18,2
İTHALAT
942,2
979,9
863,1
-11,9
HACİM
1.306,4
1.387,1
1.344,2
-3,1
DENGE
-578,0
-572,7
-382,0
-33,3
Kaynak: TÜİK
OCAK-EKİM DÖNEMİ İTİBARIYLA TÜRKİYE’NİN VANA VE ARMATÜR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR) SIRA NO
DEĞİŞİM (17/18, %)
ÜLKE
2016
2017
2018
1
ALMANYA
50,6
68,2
76,7
12,5
2
IRAK
22,2
25,5
34,3
34,5
3
MISIR
22,9
22,4
24,2
7,9
4
ABD
12,1
17,6
18,9
7,6
5
FRANSA
9,7
12,0
18,5
54,2
6
İNGİLTERE
8,5
11,1
14,9
33,7
7
ÇİN
5,7
8,3
12,6
52,1
8
İRAN
13,4
13,0
12,4
-4,6
9
AZERBAYCAN
7,1
8,0
11,8
47,5
10
İTALYA
7,4
9,7
11,7
20,1
DİĞER
204,5
211,3
245,0
16,0
TOPLAM
364,2
407,2
481,1
18,2
Kaynak: TÜİK
OCAK-EKİM DÖNEMİ İTİBARIYLA TÜRKİYE’NİN VANA VE ARMATÜR İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR) SIRA NO
ÜLKE
2016
2017
2018
DEĞİŞİM (17/18, %)
1
İTALYA
199,5
218,8
159,9
-26,9
2
ÇİN
221,4
197,8
154,3
-22,0
3
ALMANYA
142,8
158,0
150,9
-4,5
4
ABD
63,4
74,4
79,9
7,3
5
ÇEKYA
23,0
32,0
33,5
4,8
6
POLONYA
23,6
29,1
33,2
14,1
7
FRANSA
28,5
30,4
32,8
7,9
8
İSPANYA
31,6
35,3
31,2
-11,5
9
İNGİLTERE
20,2
22,3
24,4
9,1
10
JAPONYA
22,5
28,0
20,3
-27,5
DİĞER
165,6
153,9
142,7
-7,3
TOPLAM
942,2
979,9
863,1
-11,9
Kaynak: TÜİK • 44
kanallardaki suyu yönetmekte kullanılan levhalar veya kapların tahliye deliklerindeki tıkaç veya basit musluklarla başlayan vanaları, günümüzde endüstriyel ve güncel yaşamımızın çok önemli birer unsuru haline getirmiş durumda. Üstelik bu alandaki icatlar, makinelerin kabiliyet ve kullanım sahalarını da olağanüstü genişletmeye devam ediyor. Vana dediğimizde, artık, sıvılar ve gazlar dışındaki malzemeleri de; beton, çamur, hamur gibi çok viskoz karışımları, hidrolik veya pnömatik olarak aktarılan kül, tahıl, kum, ilaç gibi taneli katıları da yönetebilen şeyleri anlıyoruz. Vanalar açma-kapama, regülasyon, oransal kontrol etme ve hat
izolasyonu yapabilir; her türlü çapta, her türlü malzemeden olabilmekle beraber çok karmaşık soğutma sitemlerini kontrol eden veya bir nükleer santralde kullanılan sıra dışı bir alaşımdan yapılmış olabilirler. Günümüzde bir uzay mekiğinde, bir uyduda, hava taşıtlarında, savunma sistemlerinde yani ulaştığımız teknolojinin en üst yansımalarında sayıları ve çeşitleri yüzlerle ifade edilebilen, çok kritik vanalar kullanılıyor. Zehirli gazlar, radyoaktif malzemeler hep vanalar ve pompalara emanetken, yine vanalar çok düşük kriyojenik sıcaklıklardan ergimiş metal sıcaklarına, mutlak vakumdan yüzlerce barlık yüksek basınç şartlarına kadar en sıra dışı
VANA VE ARMATÜRLER
KUTLU KARAVELİOĞLU: “BUGÜN, DİĞER BİRÇOK MAKİNEDEN DAHA YÜKSEK TEKNOLOJİYE KAVUŞMUŞ BULUNAN VANALARIN, TAŞLAR, DALLAR, TOMRUKLARLA BAŞLAYAN YOLCULUĞU ARTIK YAPAY KALP KAPAKÇIKLARINA KADAR ULAŞMIŞ DURUMDA.” koşullarda güvenle hizmet etmeye devam ediyor. VANA PAZARINDA EKOLOJİK ÜRÜNLER YÜKSELİŞTE Vana sektörü esas itibarıyla; kesme vanaları, ayar vanaları ve emniyet vanaları olmak üzere üç ana grupta incelenebilir. Bir başka gruplama ise sıhhi tesisat vanaları, bina içinde kullanılan vanalar ve endüstriyel vanalar şeklindedir. Ancak genel olarak vanaların iki kalite göstergesi vardır: Kaçakları ne derecede engelledikleri ile hangi verimlilikte oldukları. Bu iki kalite göstergesinin hakkını vermek içinse gelişmiş ülke olmak şart değil ki burada asıl önemli olan gelişmeye azmetmektir. Küresel ölçekte bakıldığında, su temininde, arıtmada ve genel endüstride dünya pazarının yarıdan fazlası gelişmiş ülkelerde yer alıyor. Ayrıca yine gelişmiş ülkelerde vana birim fiyatları, diğer ülkelerin 1,5 katı seviyesinde ilerliyor. Peki, altyapı yatırımlarını yıllar önce tamamlamış gelişmiş ülkeler neden daha pahalı vanaları tercih ediyor? Çünkü artık
endüstriyi yönlendiren önemli güdülerden biri de enerji verimliliği ve tüketimi azaltmak, yeni enerji kaynağı bulmaktan daha kolay ve ekolojik bir çözüm olarak görülüyor. Bu kapsamda, sadece üretirken değil, üretilenleri işletir ve hatta bertaraf ederken yer küreye en az zararı vermek için küresel ölçekte topyekûn bir mevzuat dönüşümü de gerçekleşiyor. Bunun neticesinde ise düşük verimli sayılabilecek ürünler pazardan kaldırılırken, yüksek verimli ürünlerin pazarı giderek yükseliyor. Türkiye’de de yapılan araştırmalar gösteriyor ki bina sektöründe yüzde 30, sanayide yüzde 20 ve ulaşımda yüzde 15 olmak üzere önemli düzeyde enerji tasarruf potansiyeli bulunuyor. Enerjide verim artırıcı uygulamaların gerçekleştirileceği alanlar ise fırın ve azan sistemleri, buhar ve kurutma sistemleri, ısıtma, soğutma, havalandırma ve iklimlendirme sistemleri, basınçlı hava sistemleri, pompa sistemleri, elektrik sistemleri, motor sistemleri ve aydınlatma sistemleri olarak sıralanıyor. Dikkat edileceği üzere, vanaların olmadığı bir sistem
yok gibi ve bu nedenle vana teknolojilerinde atılacak adımlar ve yaratılacak katma değer sadece yurt dışı ihracat rakamlarının yükselmesini değil, ülke ekonomisindeki önemli tasarruflarla değeri ölçülemeyecek bir kazanıma da işaret ediyor. Bu bağlamda, vana ve armatür sektörü uzmanları Türkiye’deki en önemli sorun başlığının ölçek olduğunu dile getirirken, firmaların büyümesi, güçlenmesi ve fon yaratır hale gelmelerinin
SEKTÖRÜN GÜÇ BİRLİĞİ: POMSAD Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD) 1996 yılından bu yana faaliyetlerini sürdürüyor. POMSAD, Türkiye’de pompa ve vana sanayisini temsil kabiliyetine sahip bir yapılanma altında sektöre emek verenleri bir araya getirerek, bilgi ve fikir alışverişi yapacakları ortamlar hazırlarken, eğitim ve kaliteyi yükseltici faaliyetler yürüten, müşterek projeler için imkân yaratan, müşterek problemleri çeşitli platformlarda dile getiren; sektörün tanıtılması, rekabet kabiliyetinin güçlendirilmesi ve uluslararası organizasyonlarda söz sahibi olunmasını sağlayan POMSAD’ın, sektörün önemli iki Avrupa örgütlenmesi olan Avrupa Pompa İmalatçıları Derneği ve Avrupa Vana ve Armatür Sanayicileri Derneğine de tam üyelikleri bulunuyor.
45 • ARALIK 2018
KAPAK “TÜRKİYE’NİN EN ÇOK İTHALAT YAPTIĞI İLK 10 ÜLKE LİSTESİNİN İLK ÜÇ SIRASINDAKİ TOPLAM İTHALAT TUTARININ NEREDEYSE TÜRKİYE’NİN SEKTÖR İHRACAT TOPLAMINA EŞ DEĞERDE OLMASI, TÜRKİYE’DEKİ İTHAL BAĞIMLILIĞINI BİR KEZ DAHA ORTAYA KOYUYOR.”
üretim miktarlarıyla yakından ilgili olduğunun altını çiziyor. Dolayısıyla, rekabetçi olabilmek için tedarik maliyetleri ve genel giderlerin azaltılması, işçilik veriminin yükseltilmesi, Ar-Ge ve tanıtıma kaynak ayrılabilmesi, firmaların küçük-orta işletmelerden orta-büyük işletmeler haline gelebilmelerinin şart olduğunu vurgulayan uzmanlar, bunun ise ancak piyasa kurallarının doğru işlediği, rekabetin serbest olduğu bir yatırım ortamında olabileceğini söylüyor. Bu da tüm sektörlerde olduğu gibi kayıt dışı istihdam ve satışın ortadan kaldırılması, piyasa gözetim
ve denetiminin etkinliği, fikri mülkiyet hakkı ihlallerinin en sert şekilde cezalandırılmasıyla mümkün olabilir. TÜRKİYE’DE SEKTÖRÜN KALBİ İSTANBUL’DA ATIYOR Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Sanayi Veritabanı 2017 yılı sonuçları içerisinde, NACE Revize 2 sınıflaması ve 28.14 kodlu musluk ve vana imalatı verilerine göre Türkiye’de kayıtlı 392 imalatçı bulunurken, bu firmalarda bin 118’i mühendis, 781’i teknisyen, bin 159’u usta, 13 bin 99’u işçi ve 2 bin 279’u idari personel olmak üzere toplam 18 bin
612 kişi istihdam ediliyor. Yine aynı çalışmaya göre, firmaların çok büyük bir bölümü, 224 firma ile yüzde 75’i İstanbul’da kuruluyken, Konya’da 37, Kocaeli’de 25, İzmir’de 24, Ankara’da ise 23 firma faaliyet gösteriyor. Bununla birlikte, Türkiye’de vana sanayinde ilk endüstriyel üretimlerin 1950’li yıllarda başladığını söyleyebiliriz. 1980’li yıllarda sulu tarım ve suya kolay/ekonomik erişimin önem kazanmasıyla birlikte vana talebi de yükseldi. Devlet Su İşleri’nin sondaj ve sulama yatırımları bu dönemde talebi güçlendirirken, 1960’lı yıllarda başlayan
OCAK-EKİM DÖNEMİ İTİBARIYLA TÜRKİYE’NİN VANA VE ARMATÜR İHRACATI (MİLYON DOLAR) GTİP
GTİP TANIMI
Kaynak: TÜİK DEĞİŞİM (17/18, %)
2016
2017
2018
248,9
258,5
287,0
11,0
848180
DİĞER MUSLUKÇU EŞYASI
848190
MUSLUKLAR, VALFLER GİBİ CİHAZLARIN AKSAM VE PARÇALARI
58,3
61,1
82,2
34,6
848120
YAĞLI HİDROLİK/PNÖMATİK TRANSMİSYON VALFLERİ
18,0
38,7
55,2
42,6
848110
BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ VALFLER
20,7
26,7
31,7
18,6
848140
EMNİYET/BIRAKMA VALFLERİ
10,4
10,8
12,7
16,8
848130
ÇEK VALFLER (KLAPELER, SUBAPLAR)
7,9
11,2
12,3
9,5
364,2
407,2
481,1
18,2
TOPLAM
• 46
VANA VE ARMATÜRLER
planlı kalkınma hamleleri içindeki enerji yatırımları da vanalar için ikincil bir ihtiyaç ve talep dalgası yaratmaya devam etti. Yine bu dönemde, Türkiye’de demir çelik sanayisinin gelişimiyle yurt içinden tedarikin yükselmesinin de vana sanayisinin gelişimine ek bir katkı sağladığı söylenebilir. Vana imalatında 1970’li yıllar sanayi üretiminin çeşitlendiği, 1980’li yıllar dışa açılma ile
ihracatın başladığı, 1990’lı yıllar ise yabancı sermaye yatırımlarının yapıldığı dönemler olarak özetlenebilirken, 2000’li yıllar da uluslararası standartlarda ve kalitede, teknoloji temelli ve yüksek katma değerli ürünlerin üretimine geçildiği ve ihracatın önemli sıçrama gösterdiği yıllar olarak önem taşıyor. Bu gelişme sürecinin ardından vana sanayisi Avrupa üretiminde de büyük sıçrama
kaydederken, vana imalatında fiyat ve kalite ekseninde rekabet edecek kurumsallaşmış ve ağırlıklı olarak ihracat yapan yerli firmaların yanı sıra küçük ölçekli ve atölye boyutunda firmaların sayısı da hızla artmaya başladı. KATMA DEĞERLİ ÜRETİME GEÇİŞ YAVAŞ İLERLİYOR Türkiye’de, vana imalatında üretim çeşitlemesi ve yüksek katma değerli ürünlerin
üretimine geçiş eğilimine karşın sanayide halen daha çok standart, orta teknolojili ve düşük katma değerli ürünlerin üretilmeye devam edildiğini de söylemeliyiz. İç pazarda daha çok fiyat rekabeti öne çıkarken, bu anlamda, yüksek katma değerli üretim çabaları da iç pazarda yeterince karşılık göremiyor. Diğer yandan, sanayi ürünlerinin ihracatında önemli bir artış olmasına karşın önemli
OCAK-EKİM DÖNEMİ İTİBARIYLA TÜRKİYE’NİN VANA VE ARMATÜR İTHALATI (MİLYON DOLAR) GTİP
GTİP TANIMI
Kaynak: TÜİK
2016
2017
2018
DEĞİŞİM (17/18, %)
848180
DİĞER MUSLUKÇU EŞYASI
612,4
629,9
491,2
-22,0
848120
YAĞLI HİDROLİK/PNÖMATİK TRANSMİSYON VALFLERİ
107,9
123,4
132,7
7,6
848190
MUSLUKLAR, VALFLER GİBİ CİHAZLARIN AKSAM VE PARÇALARI
86,8
95,6
111,2
16,3
848140
EMNİYET/BIRAKMA VALFLERİ
47,6
56,1
59,1
5,3
848110
BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ VALFLER
55,5
49,7
44,5
-10,3
848130
ÇEK VALFLER (KLAPELER, SUBAPLAR)
32,0
25,2
24,2
-3,7
942,2
979,9
863,1
-11,9
TOPLAM
47 • ARALIK 2018
KAPAK
“BM İSTATİSTİK BÖLÜMÜ VERİLERİNE GÖRE VANA VE ARMATÜR SEKTÖRÜNÜN KÜRESEL ÖLÇEKTE YARATTIĞI EKONOMİK HACİM, BU YILIN OCAK-EYLÜL DÖNEMİNDE 133 MİLYAR DOLARA YAKLAŞTI.”
• 48
ölçüde ithalat yapıldığı da görülüyor. Bu büyük ölçekli ithalat içerisinde yüksek teknolojili veya Türkiye’de üretilmeyen ürünlerin ithalatı kadar Uzak Doğu menşeli ve görece ucuz ve düşük standartlı ürünler de önemli bir hacim barındırıyor. İthalatta denetim ve gözetimin yetersiz kalması ile yeterli standart ve sertifikasyon olmaması ise ithalat süreçlerini kolaylaştırıcı iki önemli başlık olarak öne çıkıyor. SEKTÖRÜN KÜRESEL HACMİ OCAK-EYLÜL DÖNEMİNDE 133 MİLYAR DOLARA YAKLAŞTI BM İstatistik Bölümü verilerine göre vana ve armatür sektörünün küresel ölçekte yarattığı ekonomik hacim, bu yılın Ocak-Eylül döneminde 133 milyar dolara yaklaşırken, geçtiğimiz yıla göre yüzde 10,4 oranında artış yakalayan sektörün küresel ihracatında
da yüzde 10’a ulaşan bir yükseliş izleniyor. 2016 yılının aynı döneminde 58,7 milyar dolar olan sektörün küresel ihracatı 2017’nin aynı döneminde 61,7 milyar dolar olarak gerçekleşirken, bu yıl ise 67,9 milyar dolara ulaştı. Benzer şekilde, sektörün küresel ithalatında da yüzde 11’lik bir iyileşme yaşanıyor. 2016 yılının Ocak-Eylül döneminde 56,8 milyar dolar olan sektörün küresel ithalat hacmi, 2017’nin aynı döneminde 58,4 milyar dolara yükselirken, bu yıl ise 64,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Vana ve armatür sektörünün ülkeler bazında küresel ihracatı incelendiğinde ise Çin’in liderliği göze çarpıyor. BM İstatistik Bölümü verilerine göre, bu yılın OcakEylül döneminde 11,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Çin, geçen yıla göre ihracatını yüzde 5,8 yükseltirken, Çin’i, geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 14,7’lik artış ve 10,9 milyar dolarlık ihracatıyla Almanya izliyor. Sektörün küresel ihracat listesinde üçüncü sırada ise 9,4 milyar dolarlık ihracat rakamıyla ABD yer alıyor. ABD’nin bu dönemdeki ihracat artışı ise yüzde 8,8 olarak açıklanmış durumda. Sektörün küresel ihracatında ilk 10 ülke içerisinde yer alan diğer ülkeler ise İtalya, Japonya, İngiltere, Fransa, Meksika, Güney Kore ve İsviçre olarak sıralanırken, ilk 10 ülke listesinde İngiltere hariç tüm ülkelerin 2017’nin aynı dönemine göre ihracatlarını yüzde 4 ila yüzde 15 aralığında yükseltmiş olması ise dikkat çekici bir veri olarak öne çıkıyor. Benzer şekilde, Türkiye de 2017’nin aynı dönemine göre sektör ihracatını yüzde 17,4 yükseltirken, Türk vana ve armatür sektörünün 2018 yılı OcakEylül dönemindeki ihracatı
VANA VE ARMATÜRLER
ise BM İstatistik Bölümü verilerine göre 428 milyon dolar olarak ölçülüyor. Bu rakamla Türkiye, halen dünya sıralamasında 26’ncı sırada yer alıyor. KÜRESEL İTHALATTA ABD AÇIK ARA LİDER Vana ve armatür sektörünün ülkeler bazında küresel ithalatında ilk 10 ülke verileri incelendiğinde ise ABD’nin açık ara lider olduğu görülüyor. BM İstatistik Bölümü verilerine göre, bu yılın Ocak-Eylül döneminde 12,5 milyar dolara yaklaşan ithalat gerçekleştiren ABD, geçen yıla göre ithalatını yüzde 12,3 yükseltirken, ABD’yi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,6’lık artış ve 6 milyar dolara yaklaşan ithalatıyla Çin izliyor. Sektörün küresel ithalat listesinde üçüncü sırada ise yüzde 14,8’lik artış ve 5,4 milyar dolarlık ithalat rakamıyla Almanya yer alıyor. Sektörün küresel ithalatını
içeren ilk 10 ülke içerisinde yer alan diğer ülkeler ise Kanada, Meksika, Fransa, İngiltere, Japonya, Güney Kore ve İtalya olarak sıralanırken, tıpkı küresel ihracatı içeren ilk 10 ülke listesinde olduğu gibi burada da Güney Kore hariç tüm ülkelerin 2017’nin aynı dönemine göre ithalatlarını yüzde 8 ila yüzde 15 aralığında yükseltmiş olması dikkat çekiyor. Bununla birlikte, küresel ithalat sıralamasında 24’üncü sırada bulunan Türkiye ise bu dönemde ithalatını yüzde 10,7 daraltmasına rağmen, Türk alıcılar 786,1 milyon dolarlık alımlarıyla neredeyse ihracatın iki katı oranında ithalat gerçekleştirmiş durumda. TÜRKİYE’NİN SEKTÖR İHRACATI YÜZDE 18,2 YÜKSELDİ Türkiye özelinde detaylı ihracat ve ithalat rakamları incelendiğinde ise en çok Almanya’ya ihracat yaparken,
en yüksek ithalatı ise İtalya’dan gerçekleştirdiğimizi söyleyebiliriz. Türkiye’nin sektör ihracatı ülkelere göre incelendiğinde, TÜİK verilerine göre, Türkiye, bu yılın Ocak-Ekim döneminde yüzde 18,2 artışla 481,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken, en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ilk 10 ülke listesinin birinci sırasında yüzde 12,5 artışla 76,7 milyon dolarlık ürün ihraç ettiğimiz Almanya yer alıyor. Bu ülkeyi, yüzde 34,5’lik artış ve 34,3 milyon dolarlık ihracatla Irak izlerken, listenin üçüncü sırasında yer alan Mısır’a ise yüzde 7,9’luk yükselişle 24,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilmiş durumda. Türkiye’nin sektör ihracatında ilk 10 ülke içerisinde yer alan diğer ülkeler ABD, Fransa, İngiltere, Çin, İran, Azerbaycan ve İtalya olarak sıralanırken, Fransa ve Çin’e yüzde 50’nin üzerinde, İngiltere’ye ise yüzde 34’e ulaşan oranlarda
ihracat artışı yaşanmış olması dikkat çekiyor. Yine TÜİK’in açıkladığı verilere göre, bu yılın Ocak-Ekim döneminde Türk vana ve armatür imalatçıları, en çok 848180 GTİP numaralı “Diğer muslukçu eşyası” ürün grubunda ihracat gerçekleştirmiş durumda. Bu ürün grubunda, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 11’lik bir değer artışı yaşanırken, sektör ihracatı da 287 milyon dolar oldu. Listenin ikinci sırasında yer alan 848190 GTİP numaralı “Musluklar, valfler gibi cihazların aksam ve parçaları” ürün grubunda yüzde 34,6’lık bir artış görülürken, sektör ihracatı 82,2 milyon dolar oldu. Üçüncü sıradaki 848120 GTİP numaralı “Yağlı hidrolik/pnömatik transmisyon valfleri” ürün grubunda ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 42,6’lık artış yaşandı ve 55,2 milyon dolarlık ihracat değerine ulaşıldı.
49 • ARALIK 2018
VANA VE ARMATÜRLER
İTHAL BAĞIMLILIĞI DEVAM EDİYOR Bununla birlikte, TÜİK’in açıkladığı verilere göre, bu yılın Ocak-Ekim döneminde Türkiye’nin sektör ithalatı da yüzde 12’ye ulaşan değerde daralma yaşıyor. Ancak Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı ilk 10 ülke listesinin ilk üç sırasındaki toplam ithalat tutarının neredeyse Türkiye’nin sektör ihracat toplamına eş değerde olması, Türkiye’deki ithal bağımlılığını bir kez daha ortaya koyuyor. Bu kapsamda, Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında yer alan İtalya’dan yüzde 27 düşüşle 160 milyon dolarlık ithalat yapılırken, ikinci sıradaki Çin’den yüzde 22 düşüşle 154,3 milyon dolar ve üçüncü
sıradaki Almanya’dan da yüzde 4,5 düşüşle 151 milyon dolarlık ithalat yapıldığını söyleyebiliriz. Bu dönemde Türkiye’nin gerçekleştirdiği vana ve armatür ithalat toplamı ise TÜİK verilerine göre 863,1 milyon dolar olarak ölçülüyor. Ürün bazında ithalat rakamlarını detaylı incelediğimizde ise TÜİK verilerine göre bu yılın Ocak-Ekim döneminde en çok 848180 GTİP numaralı “Diğer muslukçu eşyası” ürün grubunda ithalat gerçekleştirildiğini görüyoruz. Bu ürün grubunda, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 22’lik daralmayla 491,2 milyon dolar değerinde ürün ithal edilirken, bu tutarın sektörün toplam ihracat tutarından yüksek olması dikkat
çekiyor. Listenin ikinci sırasında yer alan 848120 GTİP numaralı “Yağlı hidrolik/pnömatik transmisyon valfleri” ürün grubunda ise yüzde 7,6’lık artışla 132,7 milyon dolar değerinde ürün ithal edilirken, üçüncü sıradaki 848190
GTİP numaralı “Musluklar, valfler gibi cihazların aksam ve parçaları” ürün grubunda da geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 16,3’lük artışla 111,2 milyon dolarlık ithalat değerine ulaşıldığı söylenebilir.
NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ, ÖNEMLİ BİR SORUN İmalat sanayilerindeki her sektörde olduğu gibi vana ve armatür imalatında da nitelikli iş gücü, en önemli kaynak olduğu gibi en güçlü sorun başlığını da oluşturuyor. Özellikle vana tasarımında yetişmiş çalışan eksikliği hisseden sektöre yönelik bir makine havzası kurulamamış olması da insan kaynaklarının dağılımında olumsuzluklar yaşanmasına neden oluyor. İmalatın büyük şehirlere, özellikle de İstanbul’a sıkışmış olması, Anadolu’da güçlenebilecek özellikli havzaların oluşmasını güçleştirirken, yine Anadolu’daki yetişmiş insan kaynağı eksikliğinin de ana nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.
51 • ARALIK 2018
KAPAK / MSSP FOCUS
POMSAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI NURDAN YÜCEL:
POMPA VE VANA SANAYİCİLERİ AR-GE İLE BÜYÜYECEK “AR-GE ÇALIŞMALARI YAPILMADAN BÜYÜME SAĞLANABİLECEĞİNE İNANMIYORUM” DİYEN POMSAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI NURDAN YÜCEL, HANGİ ÇALIŞMALARIN AR-GE KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLECEĞİNİN ÖNEMLİ OLDUĞUNA DA DEĞİNİYOR VE “PEK ÇOK GÜZEL İYİLEŞTİRME FAALİYETLERİ YAPILIYOR AMA BUNLAR AR-GE FAALİYETİ OLARAK ADLANDIRILABİLİR Mİ? BU KONULARDA BİLİNCİN YÜKSELTİLMESİ GEREKLİ. BU DOĞRULTUDA BİZ, KÜÇÜK ÖLÇEKLİ VE ANADOLU’NUN DAHA UZAK YERLERİNDEKİ ÜRETİCİLERİMİZE YÖNELİK AR-GE BİLİNCİNİN YÜKSELTİLMESİ HEDEFLEYEN ÇALIŞMALARA ODAKLANACAĞIZ” DİYOR.
U
ygar insanlığın ilk mücadele alanlarından biri suyu kontrol etmek olmuştu. Tarım arazilerini sulamak, taşkınlardan korunmak, ticaret için su yollarını kullanmak amaçlarıyla suyu yönlendirmeye, su akışını kontrol etmeye ihtiyaç duyan insanoğlu böylece ilk pompa ve vana sistemlerini geliştirirken, artan ihtiyaçlarla birlikte bu sistemleri sürekli olarak yenilemeye de devam etti. Günümüzde 200 milyar dolarlık bir ticaret hacmi yaratan pompa ve vana sektörü, imalat sanayilerindeki hemen her sektörle olan yakın ilişkisi nedeniyle vazgeçilmez bir sektör olarak değerlendiriliyor ve sektördeki üretim ve satış hacimleri durgunluk dönemlerinde bile önemli bir ekonomik hareketlilik yaratmaya devam ediyor. Türkiye’de, 1996’da kurulan Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği tarafından temsil edilen pompa, vana ve armatür üreticileri, bir yandan rekabetçiliklerini yükseltecek ileri teknoloji ürünü yatırımlara ve üretim süreçlerine odaklanırken, diğer yandan da sektördeki yoğun rekabet içerisinde iç • 52
pazardaki yabancı ürün bağımlılığıyla mücadele ediyor. Geçtiğimiz Eylül ayı sonunda düzenlenen POMSAD Genel Kurulunda, 11’inci dönem Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilen Nurdan Yücel ile hem pompa ve vana sektörünün güncel pozisyonunu hem de POMSAD’ın aksiyonları ve gelecek stratejilerini konuştuk.
Geçtiğimiz Eylül ayındaki POMSAD Genel Kurulu’nda Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilmiştiniz. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından olan; pompa, vana, düktil demir boru ve fittings imalatı yapan Samsun Makina Sanayi AŞ’de yaklaşık 22 yıldır çalışıyorum ve şirketin Yönetim Kurulu
Üyesiyim. Son 10 yıldır da POMSAD’da aktif olarak yer alıyorum. Dernek Yönetim Kurulu’nda sırasıyla dernek saymanı ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevlerinden sonra kıymetli yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızın takdiri ile 20182020 döneminde Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlendim. Bununla birlikte,
TÜRK POMPA VE VANA SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
“YERLİ ÜRÜN ALIMINA, KULLANIMINA VERİLEN DESTEKLERİN DEVAM ETMESİ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM. BU DESTEKLER HEM KULLANICILARA YERLİ ÜRÜNLERİN TANITILMASINA FIRSAT VERİRKEN HEM DE DAHA FAZLA İŞ BİRLİKLERİ OLUŞTURULMASINI SAĞLIYOR.” POMSAD’ın bağlı olduğu üst kuruluş olan Avrupa Vana ve Armatür Sanayicileri Derneğinde (CEIR) Yönetim Kurulu Üyeliği ve İkinci Başkan Yardımcılığı görevlerimi de eş zamanlı olarak sürdürüyorum. Geride kalan yıl sektörünüz ve POMSAD için nasıl geçti? 2019’a ilişkin üretim, iç satış ve ihracat beklentileriniz nedir? 2018 yılı pompa ve vana pazarında bir önceki yıla oranla iç piyasada daralma olsa da üreticilerimizin dış piyasalara yönlenmesiyle ihracatta artış yaşadığımız bir yıl oldu. Üreticilerimiz, önceki yıllarda iç piyasaya yaptıkları yatırımlar ile yerli ve milli ürünlere verilen destekler sebebiyle daha çok iç piyasaya kilitlenmişken, ihracat birimlerini daha az aktif tutuyordu. Her sıkıntının bir fırsat doğuracağı inancıyla, iç piyasadaki daralma sonrasında POMSAD üyeleri de daha güçlü şekilde yurt dışı pazarlama faaliyetlerine odaklandı. Ocak-Kasım döneminde pompa ihracatımız yüzde 15,2 artarken, vana ve armatür ihracatı da yüzde
13,1 artış gösterdi. 2019 yılında, açıklanan Yeni Ekonomi Programı ile elbette büyüme beklentimiz devam ediyor. Ben, her zaman olumsuzu kendimizden uzak tutarak, iyimser yaklaşımın benimsenmesi taraftarıyım. Euro ve dolarda istikrar, enflasyon ve faizlerde de beklenen düşüşle birlikte TL’nin istikrara oturması sağlanırsa, üreticilerimize, özellikle de ihracat yapan firmalara yapılacak desteklerle 2019’u da sektörümüz özelinde sıkıntısız geçirebilir, belki büyüme rakamlarımız beklenenin altında gerçekleşe de rekabetçiliğimizi koruyabiliriz. Ve eğer tekrar röportaj yapma imkânımız olursa, bir sonraki yılı sektörümüzde yatırımlar ve büyüme yılı olarak burada tanımlayabiliriz diye düşünüyorum. POMSAD’ın Türk makine imalat sektörleri açısından önemini sizin cümlelerinizle dinleyebilir miyiz? Derneklerin amacı, ulusal ve uluslararası platformlarda üreticilerin ortak sesi olmaktır. 22 yılı geride bırakan derneğimiz, makine imalat sektörüyle ilgili
hemen bütün örgütlenmelerde, birlik, dernek, komite, meclis gibi sektöre yön veren ve düzenleyen hemen tüm platformlarda temsilcileriyle aktif olarak yer alıyor. Çeyrek asra doğru giderken, POMSAD, Avrupa’daki muadili üst dernekler Avrupa Pompa İmalatçıları Derneği (Europump) ve CEIR’in yönetim kurullarında aldığı üst düzey pozisyonlarla aktif olarak hem ülkemiz makine sektörünün tanıtılması hem de yönetmelik ve standartlarda alınacak kararlarda etkin rol almasını sağlayan güçlü bir kuruluş olmuştur. Ben, Türk makine sektörü için her zaman çok umutluyum. Türkiye’nin pozisyonunu hep dünyanın merkezi olarak görüyorum. Hatta Avrupa’daki bir genel kurulumuzda “Biz Avrupa’nın merkeziyiz” diyen Avrupalı bir dostumuza, “Siz Avrupa’nın merkezi olabilirsiniz ama biz de dünyanın merkezindeyiz” diyerek konumumuzun önemini vurgulamıştım. Bu sebeple, her zaman “+1” fırsat olduğuna inanıyorum. Ancak, makine sektörü için olmazsa olmazlardan ilki, iyi
TÜRK POMPA VE VANA SANAYİCİLERİ DERNEĞİ (POMSAD)
Kuruluş: 1996 Dönem: 11’inci dönem Üye Sayısı: 44 Faaliyet Alanı: Pompa ve vana imalat sanayisi Faaliyet Yeri: Çankaya Mah. Göreme Sok. No: 7/2, Çankaya, Ankara İnternet Adresi: www.pomsad.org.tr 53 • ARALIK 2018
KAPAK / MSSP FOCUS
2018-2020 DÖNEMİ POMSAD YÖNETİM KURULU Yönetim Kurulu Başkanı Nurdan Yücel Yönetim Kurulu Üyeleri Bülent Hacıraifoğlu Ercan Çelebi İbrahim Akdemir İsmail Gökhan Çıtak Murat Çopur Sinan Özgür Vahdettin Yırtmaç Ziya Şeftalioğlu Önceki Başkan Kutlu Karavelioğlu
“ÇEYREK ASRA DOĞRU GİDEN POMSAD, EUROPUMP VE CEIR’İN YÖNETİM KURULLARINDA ALDIĞI ÜST DÜZEY POZİSYONLARLA AKTİF OLARAK HEM TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TANITILMASINA HEM DE YÖNETMELİK VE STANDARTLARDA ALINACAK KARARLARDA ETKİN ROL ALMASINI SAĞLAYAN GÜÇLÜ BİR KURULUŞ OLDU.” • 54
yetmişmiş insan kaynağı ve teknolojik dönüşümdür: Bu konuları doğru planlamalı ve desteklemeliyiz. Son yıllarda makine sektöründe yaşanan dijital dönüşüm hareketleri, nitelikli insan yetiştirmek için yapılan düzenlemeler (özellikle personel sertifikasyonuna yönelik çalışmalar), üniversiteler ile sanayinin ihtiyaçlar doğrultusunda yapacakları daha fazla iş birlikleri ve tanıtımlarımız için yapılacak desteklerle çok daha ileriye gideceğimize inanıyorum. Sektörünüzün Ar-Ge yetkinliği ve kapasitesi için görüşünüz nedir? Ar-Ge çalışmaları yapılmadan büyüme sağlanabileceğine inanmıyorum. Üye firmalarımızda yaşanan büyümeleri gördüğümüze göre elbette “Çok güzel Ar-Ge çalışmaları yapılıyor” diyebiliriz. Ancak bu konudaki en büyük sıkıntımız, üyelerimizin yaptıkları Ar-Ge çalışmalarını pazarlayamamaları veya belki de bilinçli olarak göstermemeleri. Yapılan hangi çalışmalar Ar-Ge kapsamında değerlendirilir, bunu iyi belirlemek lazım. Bu konuda bilincin yükseltilmesi gerektiğine inanıyorum. Pek çok güzel iyileştirme faaliyetleri yapılıyor ama bunlar Ar-Ge faaliyeti olarak adlandırılabilir mi, bu konularda bilincin yükseltilmesi gerekli. Bu doğrultuda biz, her fırsatta söylediğimiz gibi, küçük ölçekli ve Anadolu’nun daha uzak yerlerinde olan üreticilerimize yönelik düzenleyeceğimiz “Ar-Ge nedir, bu faaliyetler neleri kapsar” seminerleriyle Ar-Ge bilincinin yükseltilmesini hedefliyoruz. Dernek olarak, periyodik düzenlediğimiz pompa ve vana kongreleri de üreticilerimize bu faaliyetlere yönlenme ve yaptıklarını gösterebilme imkânı sunuyor.
Peki, sektörün kalite yönetimi yaklaşımı için neler söyleyebilirsiniz? Sektör temsilcilerinin yerel ve küresel rekabetteki pozisyonlarında “kalite”nin önemi nedir? İhtiyaç sahibinin taleplerini en üst seviyede karşılayabilen ürünler kaliteli üründür ancak artık kalite sadece ürünle değil, ham madde satın alma faaliyetinden başlayıp satış sonrasında sunulan hizmetlere kadar giden bütün süreçlerin kalitesinden oluşuyor. Özellikle satış sonrası hem ürünün sorumluluğunu taşıma hem de servis hizmetlerini yerine getirme anlamında sektörümüzde bilinç seviyesinin oldukça yüksek olduğunu söyleyebilirim. Pompalar gibi satış sonrası montaj, bakım gibi servis hizmetlerinin önemli olduğu ürünleri sunan firmalarımız, idarelerin de konularında bilinçli olmasıyla çok gelişti. Her şey tamamen karşılıklı: Satın alan taraf ne kadar bilinçli olursa, üretici de o kadar gelişir ve kaliteli hizmet sunar. POMSAD Yönetim Kurulu olarak odaklanacağınız önemli başlıklar neler olacak? Halen devam eden ve projelendirilecek çalışmalarınız hakkında bizi bilgilendirebilir misiniz? Önümüzde, en çok önemsediğim, sektörümüzün gelişmesinin esas kaynağı olduğunu düşündüğüm ve üniversitelerle iş birliği içerisinde yaptığımız “10. Pompa ve Vana Kongresi” var. 2020 yılının ilk çeyreğinde yapılacak olan kongrenin ana temasını da son yönetim kurulu toplantımızda belirledik: Dijital Dönüşüm ve Türkiye. Alt oturum başlıklarını ise bilim kurulumuzun başında olan İTÜ Makina Fakültesinden Prof. Dr. Erkan Ayder ile belirlemeye başladık; yeni yıl ile birlikte tüm üye firma, kurum ve üniversitelere duyurusunu
yapmaya da başlayacağız. Bu, her zaman bizi çok heyecanlandıran bir çalışma oluyor ancak bunun dışında 2-5 Ekim 2019 tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezinde yapılacak olan ve derneğimizin de paydaşı olduğu ISK-SODEX Furarını da çok önemsiyoruz. Bu önemli sektör fuarının kamuoyuna duyurulması için hemen her platformda çalışmalar yürütüyoruz. Yine, pazarlama ve teknik komisyonlarında aktif olarak yer aldığımız Avrupa derneklerinin çalışmalarına da özellikle üniversitelerden aldığımız desteklerle devam edeceğiz. Daha katılımcı ruhun gelişmesi için yönetim kurulu toplantılarımızı da üyelerimizin merkezlerinde, yerinde ziyaretlerle gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Sektörünüzün insan kaynakları için neler söyleyebilirsiniz? Başta da belirttiğim gibi kalitenin olmazsa olmazı nitelikli personeldir. Özellikle üniversitelerimizdeki akademisyenlerle yapılan ortak çalışmalar, sektörün ihtiyaçları doğrultusunda hem lisansüstü seviyede personel yetişmesini sağlıyor hem de sektörün gelişmesinde katkı yapıyor. Diğer yandan, Türkiye’de pek çok yeni açılan üniversite olmasına rağmen bu konuda hala üniversitelerden yeterli katılım sağlanamıyor. Sürekli aynı üniversitelerle çalışmalar yapılıyor. Hâlbuki yurdun dört bir tarafından dernek üyelerimiz var ve diğer üniversitelerde de katılımcı bilincin yükseltilmesi ve yetişmiş personelin tüm yurt çapında yaygınlaştırılması gerekli. Bu madalyonun bir yüzüydü, diğer yüzde ise ara kademe personel var ve bu personelin niteliği de çok önemli. Maalesef, meslek lisesi devamı olarak iki yıllık yüksek okullara yeterince
TÜRK POMPA VE VANA SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
NURDAN YÜCEL KİMDİR? • ODTÜ Kimya Bölümünde lisans eğitimini tamamlayan Nurdan Yücel, Nottingham Üniversitesi Üretim Mühendisliği Bölümündeki yüksek lisans eğitiminin ardından 1996’da Türkiye’ye döndü, • 1997’de Samsun Makina Sanayi AŞ Kalite Kontrol ve Yönetim Bölümünde çalışmaya başlayan Yücel,
ilgi gösterilmiyor. Bu boşluğu biraz da olsa MAKFED MEYEM gibi yapılarla ara kademe personelin niteliklerini yükselterek doldurmaya çalışıyoruz. Ayrıca, bilinçli müşterilerle birlikte kaynak, boya gibi süreçlerde sertifikalandırılmış personel zorunluluğu sektördeki ara kademe çalışan niteliğini de çoğaltıyor. Daha çok yolumuz olsa da hiçbir şey yerinde
saymıyor, hep daha bilinçli insan kaynağı ile sektörümüzde çalışmaya devam ediyoruz. Türk sanayicilerinin sivil toplum kuruluşlarına yaklaşımı ve bu yapılar içinde görev alma kabiliyetleri/istekleri için neler söyleyebilirsiniz? Büyük ölçekli de olsa, küçük ölçekli de olsa pek çok ortak problemimiz var. Önemli olan
YERLİ ÜRÜN HER ZAMAN DESTEKLENMELİ “Vazgeçilmez olan bir şey var ki, hem ürün hem de hizmet olarak kaliteden ödün vermemek, ‘Bu hizmeti kendime alır mıydım?’ diyebilmek önemli. Yerli ürün alımına, kullanımına verilen desteklerin devam etmesi gerektiğine inanıyorum. Bu destekler hem kullanıcılara yerli ürünlerin tanıtılmasına fırsat verirken hem de daha fazla iş birlikleri oluşturulmasını sağlıyor. POMSAD olarak, tüm platformlarda yerli ürünlerimiz ve hizmet kalitemizi anlatmaya, özellikle tanıtım ve eğitim faaliyetlerine yönelik desteklerin artırılmasına çalışıyoruz. Eğitim gibi tüm nitelik artırıcı platformlarda hem ekipman hem de eğitici insan kaynağı olarak POMSAD’ın destekleri mutlaka devam edecektir.”
derneklerin işlevsel olduğunu sanayicilere inandırabilmek; bunun bir balo örgütü değil, bir çözüm örgütü olduğuna inandırmaktır. Bizler, pompa ve vana sanayicilerinin “bilgi ve fikir alışverişi yapacakları ortamlar hazırlamak, eğitim ve kaliteyi yükseltici faaliyetler yürütmek, müşterek projeler için imkân yaratmak, müşterek problemleri çeşitli platformlarda dile getirmek ve çözümü için çaba sarf etmek; sektörün tanıtılması, rekabet kabiliyetinin yükseltilmesi ve uluslararası organizasyonlarda söz sahibi olması” için bir araya gelmiş bir grup insanız. Üyelerimizi de daima arkamızda hissettik. Sadece bizim sektörümüz için değil, katıldığımız diğer ortak organizasyonlarda da gördüğümüz kadarıyla, Türkiye’de sanayiciler sivil toplum örgütlerinde daha fazla yer alıyor, daha çok bu platformlarda birlikte hareket ediyorlar.
• Çalışma hayatının 15’inci yılında ODTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Arkeometri Anabilim Dalında özel öğrenci olarak dersler almaya başladı ve doktora programını ODTÜ Mimarlık Fakültesi Malzeme Koruma Laboratuvarında “Osmanlı Dönemi Yapılarında Kullanılan Demirlerin Üretim Teknolojisi ve Korozyon Başarım Performansı” üzerine tamamladı. • Samsun Makina Sanayi AŞ’de 22 yıllık bir kariyere sahip olan ve halen Kalite Yönetim Müdürlüğü görevini sürdüren Yücel, son 10 yıldır POMSAD bünyesinde de aktif olarak görevler üstleniyor. • Geçtiğimiz Eylül ayı sonunda düzenlenen POMSAD Genel Kurulunda Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilen Yücel, aynı zamanda CEIR Yönetim Kurulu Üyesi ve İkinci Başkan Yardımcısıdır.
55 • ARALIK 2018
ÜLKELERDEN MACARİSTAN
YÜZÖLÇÜMÜ 93.028 km2
NÜFUS 9,8 milyon (2017 yılı tahmini)
ÖNEMLİ ŞEHİRLER Budapeşte, Debrecen, Szeged, Miskolc, Pecs, Györ, Kecskemet
ETNİK GRUPLAR %95,6 Macar %3,2 Roman %1,0 Alman %0,2 diğer etnik gruplar
DİL Macarca (Resmi Dil), ayrıca ülkede İngilizce, Almanca, Fransızca ve Romence de konuşuluyor
DİN %98 Hristiyan, ayrıca küçük topluluklar halinde Musevi ve Müslümanlar da bulunuyor
PARA BİRİMİ Macar Forinti (HUF) 1 Dolar: 285,65 HUF (12 Aralık 2018 itibarıyla)
CIA The World Factbook ve T.C. Dışişleri Bakanlığı Macaristan Cumhuriyeti Künyesi
BUDAPEŞTE
• 56
MACARİSTAN
2004 YILINDA AB’YE TAM ÜYE OLAN MACARİSTAN, BU SÜRECİ TAKİBEN DOĞRUDAN SERMAYE YATIRIMLARI VE LİKİDİTE GİRİŞLERİYLE BÖLGE ÜLKELERİNE GÖRE DAHA HIZLI BİR EKONOMİK BAŞARI YAKALADI. BU ÇERÇEVEDE İHRACAT VE YABANCI YATIRIM ODAKLI BÜYÜME POLİTİKALARINI BENİMSEYEN MACARİSTAN İÇİN ÜLKEYE DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARININ ÇEKİLMESİ HALEN BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR.
ORTA AVRUPA’DAKİ YATIRIM ÜSSÜ: MACARİSTAN 57 • ARALIK 2018
ÜLKELERDEN
T
una ve Tizsa Nehirleri ile üç eşit parçaya bölünen Macaristan topraklarının büyük bölümü verimlidir. Toprakların yüzde 63’ü tarımsal üretime elverişliyken, bu oran balıkçılık ve ormancılık da dâhil edildiğinde yüzde 83’e yükselir. Üç ana coğrafi bölgeden biri olan Transdanubia, Tuna Nehri’nin batısında kalan nispeten yüksek alandır. Bu bölgede bağcılık ve besicilik başta olmak üzere tarım yapılıyor. Nagyafold ise Tuna Nehri’nin doğusunda kalan, ülke topraklarının yaklaşık yarısını oluşturan; bereketli toprakları, kumlu ve sulak alanları barındıran bir bölge. Bölgede sel baskınlarına karşı drenaj projeleri 19’uncu yüzyıldan bugüne ediyor. Üçüncü coğrafi bölge olan Kuzey Tepeleri ise Budapeşte’nin kuzeydoğusundan başlayıp Slovakya sınırına kadar uzanıyor. Ülkenin sınırlı maden kaynaklarının çoğunu barındıran bölgede, sosyalist dönemde büyük oranda ağır sanayi
tesisleri yer alıyordu. Ülkeden geçen iki büyük nehirden biri olan Tuna, 2 bin 850 metre uzunluğuyla Volga’dan sonra Avrupa’nın en uzun nehridir. Macaristan’ı baştan başa ikiye bölen Tuna Nehri, Karadeniz’e dökülmeden önce sekiz ülkeden geçiyor. Macaristan, Tuna Nehri sayesinde önemli doğal zenginliklere de sahiptir. Başkent Budapeşte, Tuna’nın iki yakasında kuruludur. İkinci büyük nehir Tisza ise 968 kilometre uzunluğundadır. Karpatlardan doğan nehir, eski Yugoslavya’daki Karlofça yakınlarında Tuna ile birleşiyor. Macaristan’ın güneyinde ise kuzeydoğudan güneybatıya 90 kilometre uzunluğunda ve 10-15 kilometre genişliğe sahip Orta Avrupa’nın en büyük gölü Balaton (Macar Denizi) yer alıyor. Gölün çevresindeki tepeler önemli bir bağcılık ve turizm merkeziyken, ülkede, Avusturya sınırında derinliği az olsa da 200 kilometrekare yüz ölçümüne sahip olan Neusiedle Gölü bulunuyor.
Ülkede orta düzeyde yükseltiler mevcut olmakla beraber sadece yüzde 2’lik kısmı 400 metrenin üzerinde yüksekliğe sahip. En yüksek nokta 1.015 metrelik yüksekliği ile Kekes’tir. Macaristan’da devlet gücünün en yüksek organları, parlamento ve başkanlık konseyidir. Tek meclisli parlamentonun 349 üyesi, başkanlık konseyinin ise 21 üyesi vardır. Başkanlık konseyi üyeleri parlamentodan seçilir ve parlamentoya karşı sorumludur. En üst idari merci bakanlar kurulu olup, üyeleri hükümet yönetim kurulunun tavsiyesi üzerine parlamento tarafından seçilir ve azledilir. Başkanlık konseyinin başkanı Macaristan’ın devlet başkanıdır. Bakanlar kurulu başkanı ise başbakan gibi görev yapar. Ülkede mahalli, ekonomik, sosyal ve kültürel faaliyetler, bir üst seviyedeki bölge otoritesine karşı sorumlu olan konseyler hiyerarşisiyle yönetiliyor. Macaristan, 19’u komita ve beşi komita
statüsünde olmak üzere 24 idari üniteye bölünmüştür. Bunların konseyleri doğrudan doğruya bakanlar kuruluna karşı sorumludur. Macaristan’ın toplam nüfusu 9,7 milyondur. Nüfusun yüzde 66’sı şehirlerde ve yüzde 17’si de başkent Budapeşte’de yaşıyor. Macaristan, etnik açıdan bölgedeki birçok ülkeyle karşılaştırıldığında homojen sayılabilir. Azınlıklar nüfusun yaklaşık yüzde 4’ünü oluştururken, ülkedeki en büyük etnik grup Roman azınlıktır. Diğer yandan, Macaristan’a komşu ülkelerde de 2,4 milyon Macar asıllı nüfusun yaşadığını söylemeliyiz. Ülkede yaşayan yabancıların çoğunluğu ise Macar kökenliler de dâhil olmak üzere Romanya, Ukrayna ve eski Yugoslavya Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Macaristan ham madde ve enerji kaynakları bakımından fakirdir. Madenlerinin en önemlisi Vertes Dağları’ndan çıkarılan boksittir ve ülke boksit üretiminde Avrupa’da ikinci sırada yer alır. Ayrıca, Romanya sınırında önemli
BOKOD GÖLÜ
• 58
MACARİSTAN
ESZTERGOM
ölçüde doğal gaz, Balaton Gölü’nün batısında ise petrol çıkarılmaya devam ediliyor. Diğer yandan, ülkede nispeten az miktarda manganez ve uranyum yatakları da vardır. Bununla birlikte, Macaristan sıcak su kaynakları bakımından oldukça zengindir ve bunlardan bir kısmı tıbbi değer taşımaktadır. Özellikle Budapeşte ve Budin, dünyanın en güzel kaplıcalarına sahiptir. ORTA AVRUPA’NIN GÜÇLÜ EKONOMİSİ 1989’da Doğu Bloku’ndan ayrılarak parlamenter demokrasi rejimine geçen Macaristan, bu tarihten sonra merkezi planlamaya dayalı ekonomiden serbest piyasa ekonomisine uyum sağlamak amacıyla kapsamlı bir ekonomik dönüşüm süreci başlattı. 1994 yılında tam üye olmak üzere Avrupa Birliği’ne başvuran Macaristan’ın üyelik süreci de Macaristan ekonomisine
göreceli bir dinamizm kazandırdı. Bu süreçte liberalleşme, özelleştirme ve istikrarın sağlanması temel öncelikleri oluşturdu. 1990’lı yılların başında dış ticaretle ilgili idari engelleri kaldıran Macaristan, doğrudan yabancı dış yatırımlar için uygun ortam yaratırken, Macar para birimi forint, 1996’da çevrilgen hale getirildi ve dövizle işlemlerin liberalleştirilmesi süreci 2001’de tamamlandı. 2004 yılında AB’ye tam üye olan Macaristan, bu süreci takiben, doğrudan sermaye yatırımları ve likidite girişleriyle bölge ülkelerine göre daha hızlı bir ekonomik başarı yakaladı. Macaristan, 2009 yılındaki küresel ekonomik krizden en fazla etkilenen Avrupa ülkesi olurken, yüksek bütçe açıkları nedeniyle ekonomi yavaşladı ve büyüme hızı azaldı. Macar ekonomisi son yıllarda ise finansal sürdürülebilirlikle ekonomik istikrarın temini
güçlendirmeye yönelik bankacılık düzenlemelerinin çerçevesi oluşturuluyor. Bu kapsamda, Macar ekonomisi 2015 yılında yüzde 3, 2016 yılında yüzde 2,2 ve 2017 yılında yüzde 3,9 büyürken, 2018-2023 yılları arasında
yönünde önemli gelişmeler kaydetmeye devam ediyor. Bu çerçevede, bir taraftan kamu harcamaları azaltılarak şeffaf bir hale getirilirken diğer yandan da finansal sektörde bankacılık faaliyetleri takibe alınarak piyasaları
MACARİSTAN’IN MAKİNE İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR-84. FASIL) SIRA NO 1
ÜLKE ALMANYA
2
ÇİN
3
İTALYA
4
ABD
2016
2017
DEĞİŞİM (%)
5.803,7
6.225,6
7,3
996,2
1.187,9
19,2
1.042,8
1.081,8
3,7
921,8
961,3
4,3
5
HOLLANDA
855,8
870,0
1,7
6
ÇEKYA
621,2
695,5
12,0
7
POLONYA
681,7
665,0
-2,5
8
AVUSTURYA
638,0
593,1
-7,0
9
FRANSA
537,3
546,0
1,6
10
JAPONYA
483,1
498,5
3,2
20
TÜRKİYE
145,8
135,3
-7,2
DİĞER TOPLAM
3.525,4
3.754,7
6,5
16.252,7
17.214,5
5,9
Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri 59 • ARALIK 2018
MACARİSTAN
BUDAPEŞTE
yıllık ortalama büyümenin yüzde 2,5 olacağı tahmin ediliyor. Macaristan, nispeten küçük bir iç pazara sahip olsa da ülke ekonomisi büyüklük bakımından halen bölge ülkeleri arasında Polonya ve Çekya’dan sonra üçüncü sırada yer alıyor. Avrupa’ya ticaret ve yabancı yatırım yoluyla
sıkı şekilde bağlı olan ülke, önemli sektörleriyle bölgedeki en açık ekonomiye sahip ülke olarak gösterilirken, AB ülkelerinin güçlü talebi ülke ekonomisi üzerinde de net etkiye sahiptir. Bu durum, batılı üreticilerin üretim faaliyetlerini Macaristan’a konuşlandırmaları sayesinde AB’nin büyüme hızının düştüğü ve
göstereceği performansın, bu noktada belirleyici olacağı düşünülüyor.
ülke parası forintin değerlendiği dönemlerde bile devam ederken, Macaristan ekonomisinin nasıl bir seyir izleyeceği de büyük ölçüde bağımlı olduğu AB ekonomilerinin göstereceği performans ve iç talepteki artışın büyüklüğüyle yakından ilgilidir. İhracata yönelik üretim yapan imalat sektörünün
MACARİSTAN’IN MAKİNE İTHALATINDA BAŞLICA KALEMLER (MİLYON DOLAR-84. FASIL)
YABANCI SERMAYENİN YÜZDE 79’U AB KAYNAKLI İhracat ve yabancı yatırım odaklı büyüme politikalarını benimseyen Macaristan için ülkeye doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri
GTİP
GTİP TANIMI
2016
2017
8409
İÇTEN YANMALI, PİSTONLU MOTORLARIN AKSAM VE PARÇALARI
2.333,1
2.339,8
0,3
8471
OTOMATİK BİLGİ İŞLEM MAKİNELERİ, ÜNİTELERİ
1.598,6
1.852,3
15,9
8473
YAZI, HESAP, MUHASEBE, BİLGİ İŞLEM, BÜRO İÇİN DİĞER MAKİNE VE CİHAZLARIN AKSAMI
1.090,4
1.173,8
7,6
8414
HAVA-VAKUM POMPASI, HAVA/GAZ KOMPRESÖRÜ, VANTİLATÖR, ASPİRATÖR
1.119,2
1.142,3
2,1
8483
TRANSMİSYON MİLLERİ, KRANKLAR, YATAK KOVANLARI, DİŞLİLER, ÇARKLAR
1.029,5
1.053,7
2,4
8411
TURBOJETLER, TURBOPROPELLER, DİĞER GAZ TÜRBİNLERİ
953,8
939,3
-1,5
8413
SIVILAR İÇİN POMPALAR, SIVI ELEVATÖRLERİ
861,6
869,7
0,9
8481
MUSLUKÇU, BORUCU EŞYASI-BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ, TERMOSTATİK VALF DÂHİL
532,0
615,2
15,6
8407
ALTERNATİF-ROTATİF KIVILCIM ATEŞLEMELİ, İÇTEN YANMALI MOTORLAR
565,5
613,7
8,5
8479
KENDİNE ÖZGÜ FONKSİYONLU MAKİNE VE CİHAZLAR DİĞER TOPLAM
DEĞİŞİM (%)
441,3
601,3
36,3
5.727,8
6.013,4
5,0
16.252,7
17.214,5
5,9
61 • ARALIK 2018
ÜLKELERDEN “MACARİSTAN, 2009 YILINDAKİ KÜRESEL EKONOMİK KRİZDEN EN FAZLA ETKİLENEN AVRUPA ÜLKESİ OLURKEN, YÜKSEK BÜTÇE AÇIKLARI NEDENİYLE EKONOMİ YAVAŞLADI VE BÜYÜME HIZI AZALDI. MACAR EKONOMİSİ SON YILLARDA İSE FİNANSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKLE EKONOMİK İSTİKRARIN TEMİNİ YÖNÜNDE ÖNEMLİ GELİŞMELER KAYDETMEYE DEVAM EDİYOR.”
BUDAPEŞTE
çekilmesi büyük önem taşıyor. Macaristan, AB üyesi olduktan sonra yatırım teşviklerini AB normlarına uygun hale getirmek zorunda kaldı. Bu kapsamda birçok doğrudan destek, vergi ve off-shore destekleri yürürlükten kaldırılırken, AB müktesebatına uygun yeni teşvik yöntemleri uygulamaya alındı ve ülkeye sermaye akışının devamlılığı sağlanmaya çalışıldı. Bu kapsamda, 2004 yılı itibarıyla kurumlar vergisi oranının yüzde 18’den 16’ya çekilmesi, eğitim ve Ar-Ge maliyetlerinin azaltılması, kalkınmaya yönelik
ülkelere göre dağılımına ilişkin verilere bakıldığında, yabancı sermayenin yaklaşık yüzde 79’luk kısmının AB kaynaklı olduğu görülüyor. Diğer yandan, doğrudan yatırımların en yoğun olduğu sektörlerin başında ise imalat sanayileri geliyor. Bu kapsamda dünyadaki en büyük 30 otomotiv üreticisinin 15’i üretimini Macaristan’da gerçekleştirirken, bu alanda faaliyet gösteren toplam yabancı sermayeli firma sayısı 121’e ulaşmış durumda. Ayrıca, elektronik ve optik donanımla ilgili ülkede birçok yabancı firma mevcutken,
daha avantajlı uygulamaların hayata geçirilmesi ve AB fonlarından da kaynak aktarımının gerçekleşmesi sayesinde Macaristan’a, AB üyeliği ertesinde de doğrudan yabancı sermaye girişi devam etti. Macaristan’da görece ucuz olan nitelikli iş gücünün; yabancı firmaların telekomünikasyon merkezleri, teknoloji merkezleri ve Ar-Ge alanlarında bu ülkede yatırım yapma kararlarında önemli bir itici güç olmaya devam edeceği de tahmin ediliyor. Macaristan’a giriş yapan doğrudan yabancı sermayenin
MACARİSTAN’IN TÜRKİYE’DEN MAKİNE İTHALATI (MİLYON DOLAR-84. FASIL)
Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri
GTİP
GTİP TANIMI
2016
2017
DEĞİŞİM (%)
8413
SIVILAR İÇİN POMPALAR, SIVI ELEVATÖRLERİ
18,2
20,1
10,2
8483
TRANSMİSYON MİLLERİ, KRANKLAR, YATAK KOVANLARI, DİŞLİLER, ÇARKLAR
18,1
17,6
-2,5
8418
BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR, SOĞUTUCULAR, ISI POMPALARI
14,9
13,2
-11,0
8409
İÇTEN YANMALI, PİSTONLU MOTORLARIN AKSAM VE PARÇALARI
11,0
11,7
7,0
8481
MUSLUKÇU, BORUCU EŞYASI-BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ, TERMOSTATİK VALF DÂHİL
5,9
8,5
42,8
8415
KLİMA CİHAZLARI-VANTİLATÖRLÜ, ISI, NEM DEĞİŞTİRME TERTİBATLI
13,4
8,1
-39,4
8462
METALLERİ DÖVME, İŞLEME, KESME, SATAFLAMA PRESLERİ, MAKİNELERİ
6,0
6,9
14,7
8403
BUHAR KAZANLARI DIŞINDA KALAN MERKEZİ ISITMA KAZANLARI
6,6
6,0
-9,2
8450
ÇAMAŞIR YIKAMA MAKİNELERİ
5,0
5,6
11,3
8414
HAVA-VAKUM POMPASI, HAVA/GAZ KOMPRESÖRÜ, VANTİLATÖR, ASPİRATÖR
2,0
3,8
83,4
44,7
33,8
-24,4
145,8
135,3
-7,2
DİĞER TOPLAM
• 62
MACARİSTAN
bu sektörde istihdam edilen çalışan sayısı ise 100 binin üzerinde; sektörün toplam GSYİH içindeki payı da yüzde 8 düzeyindedir. Türkiye ile Macaristan arasında 1997 yılında imzalanan serbest ticaret anlaşması ve 2004 yılında iki ülke arasında tesis edilen Gümrük Birliği, ticaret hacminin artmasına olumlu katkı sağlamış durumda. Ancak Türkiye ile Macaristan arasında ikili ticaret hacmi hızla artarken, ilk başlarda dengeli bir seyir izleyen ticaret özellikle 2004 yılından sonra ülkemiz aleyhine her yıl artan oranlarda açık verir hale geliyor. Genel olarak bakıldığında, Macaristan’a yönelik ihracatımızın yüzde 97,5’ini sanayi ürünleri, yüzde 2,5’ini ise tarım ürünleri oluştururken, ihracatımızda olduğu gibi Macaristan’dan yapılan ithalatta da sanayi ürünlerinin payı yüksek seyrediyor.
MACARİSTAN’IN MAKİNE İHRACATI 2017’DE 20,7 MİLYAR DOLARDI BM İstatistik Bölümü verilerine göre Macaristan’ın makine ihracatı 2017 yılında 20,7 milyar dolar olarak kayda geçti. 2016 yılında bu rakam 19,5 milyar dolar seviyesindeydi. Macaristan’ın, makine ihracatı 2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 6 yükselirken, ülke 2017 yılında yüzde 7 yükseliş ve 7 milyar dolar değerle en fazla Almanya’ya makine ihraç etti. 2016 yılında bu rakam 6,6 milyar dolardı. Macaristan’ın 2017 yılında en fazla makine ihraç ettiği ikinci ülke 1,2 milyon dolarla Hollanda oldu. Söz konusu ülkeye 2016 yılında 1,1 milyar dolar değerinde makine ihraç edilmişti. Bu dönemde Hollanda’ya yönelik ihracat yüzde 15,5 yükselmiş oldu. Üçüncü sırada bulunan Fransa’ya 2016 yılında 917,9 milyon dolarlık makine ihraç edilirken, 2017 yılında bu
rakam yüzde 15,7 yükselişle 1 milyar dolar seviyesine ulaştı. Türkiye, Macaristan’ın 2017 yılında 235,6 milyon dolarla en fazla makine ihraç ettiği 17’inci ülke oldu. Macaristan 2016 yılında Türkiye’ye 288,2 milyon dolar değerinde makine göndermişti. Bu rakamla, 2017 yılında Macaristan’ın Türkiye’ye ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 18,3 azalmış oldu. Diğer yandan, Macaristan 2017 yılında 84. fasıl itibarıyla en fazla alternatif-rotatif kıvılcım ateşlemeli, içten yanmalı motorlar kaleminde ihracat gerçekleştirdi. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda 3,5 milyar dolarlık ürün ihraç edilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 6,5 yükselişle 3,7 milyar dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında ise otomatik bilgi işlem makineleri, üniteleri bulunuyor. Söz konusu kalemde 2016 yılında gerçekleştirilen
“DOĞRUDAN YATIRIMLARIN EN YOĞUN OLDUĞU SEKTÖRLERİN BAŞINDA İMALAT SANAYİLERİ GELİYOR. BU KAPSAMDA DÜNYADAKİ EN BÜYÜK 30 OTOMOTİV ÜRETİCİSİNİN 15’İ ÜRETİMİNİ MACARİSTAN’DA GERÇEKLEŞTİRİRKEN, BU ALANDA FAALİYET GÖSTEREN TOPLAM YABANCI SERMAYELİ FİRMA SAYISI 121’E ULAŞMIŞ DURUMDA.” BUDAPEŞTE
63 • ARALIK 2018
MACARİSTAN
VISEGRAD
ihracatın değeri 2,5 milyar dolarken, 2017 yılında bu rakam yüzde 23,3 yükselişle 3,1 milyar dolar seviyesinde kayda geçti. Listenin üçüncü sırasında bulunan dizel, yarı dizel motorlar (hava basıncı ile ateşlenen, pistonlu) kaleminde 2016 yılında 2,8 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 12,5 azalarak 2,4 milyar dolar oldu. ALMANYA İTHALAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA BULUNUYOR BM İstatistik Bölümü verilerine göre Macaristan’ın makine ithalatı 2017 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 5,9 artarak 17,2 milyar dolar olarak kaydedildi. Macaristan 2016 yılında 16,2 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmişti. 2017 yılı rakamlarına göre Macaristan’ın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 6,2 milyar dolarla Almanya yer alıyor.
Söz konusu ülkeden 2016 yılında ithal edilen makinelerin değeri 5,8 milyon dolardı. Böylece Macaristan’ın 2017 yılında Almanya’dan gerçekleştirdiği ithalat yüzde 7,3 yükselmiş oldu. Macaristan, 2016 yılında listenin ikinci sırasında bulunan Çin’den 996,2 milyon dolar değerinde makine ithal ederken, 2017 yılında bu rakam yüzde 19,2 yükselişle 1,2 milyar dolar seviyesine yaklaştı. Listesinin üçüncü sırasındaki İtalya’dan 2016 yılında 1 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 3,7 artarak 1 milyar 81 milyon dolar oldu. Türkiye, Macaristan’ın 2017 yılında en fazla makine ithal ettiği ülkeler listesinde halen 20’nci sırada bulunuyor. Macaristan 2016 yılında Türkiye’den 145,8 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 7,2 azalarak 135,3 milyon dolar olarak kaydedildi.
Diğer yandan, Macaristan 2017 yılında 84. fasıl itibarıyla en fazla içten yanmalı, pistonlu motorların aksam ve parçalarını ithal etti. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda 2,3 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 0,3 yükseliş gösterdi. Listenin ikinci sırasında otomatik bilgi işlem makineleri, üniteleri bulunuyor. Macaristan, 2016 yılında söz konusu kalemde 1,6 milyar dolar değerinde makine ithal ederken, 2017 yılında bu rakam yüzde 15,9 yükselişle 1,8 milyar dolar oldu. Macaristan’ın en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem ise yazı, hesap, muhasebe, bilgi işlem, büro için diğer makine ve cihazların aksamı oldu. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda 1 milyar dolar seviyesinde ithalat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 7,6 artarak 1,2 milyar dolar seviyesine yaklaştı.
“MACARİSTAN’IN İMALAT SEKTÖRÜ GEÇİŞ SÜRECİNDE BÜYÜK DEĞİŞİKLİĞE UĞRADI. SEKTÖR GEÇMİŞTE UCUZ ENERJİ İTHALATI VE REKABETE KARŞI KORUNAKLI, BÜYÜK ÖLÇEKLİ AĞIR SANAYİ TESİSLERİ AĞIRLIKLIYKEN, GÜNÜMÜZDE ÜLKEYE ERKEN GİREN YABANCI SERMAYE SAYESİNDE ETKİN VE MODERN BİR YAPIYA KAVUŞTU.”
65 • ARALIK 2018
PRO 100 HİDROLİK PROFİL BÜKME MAKİNESİ HYDRAULIC PROFILE BENDING MACHINE
CY4RHHS 4 TOPLU HİDROLİK SİLİNDİR MAKİNASI 4 ROLLS HYDRAULIC PLATE BENDING MACHINE
HCB KOLON BOM SİSTEMİ COLUMN BOOM SYSTEM
MACARİSTAN
MACARİSTAN EKONOMİSİNİN ANA SEKTÖRLERİ TARIM
BUDAPEŞTE
MACARİSTAN 2017’DE TÜRKİYE’DEN 135,3 MİLYON DOLARLIK MAKİNE ALDI BM İstatistik Bölümü verilerine göre Macaristan’ın Türkiye’den 84. fasılda gerçekleştirdiği makine ithalatı ise 2017 yılında 135,3 milyon dolar olarak kaydedildi. 2016 yılında bu rakam 145,8 milyon dolar seviyesindeydi. 2017 yılında Macaristan’ın Türkiye’den makine ithalatı yüzde 7,2 azalırken, ithalat listesinin ilk sırasında 20,1 milyon dolarla sıvılar için pompalar, sıvı elevatörleri yer alıyor. Söz konusu kalemde 2016 yılında gerçekleştirilen ithalatın değeri 18,2 milyon dolardı. Böylece, sıvılar için pompalar, sıvı elevatörleri kaleminde gerçekleşen ithalat yüzde 10,2 yükselmiş oldu. Listenin ikinci sırasında bulunan transmisyon milleri, BUDAPEŞTE
kranklar, yatak kovanları, dişliler, çarklar ürün grubunda 2016 yılında 18,1 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 2,5 azalarak 17,6 milyon dolar seviyesine geriledi. Macaristan’ın Türkiye’den makine ithalatında ilk 10 ürün listesinin üçüncü sırasında ise buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları bulunuyor. 2016 yılında söz konusu kalemde 14,9 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 11 azalarak 13,2 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Aynı dönemde, hava-vakum pompası, hava/gaz kompresörü, vantilatör, aspiratör ürün grubundaki yüzde 83,4 ve muslukçu, borucu eşyası-basınç düşürücü, termostatik valf dâhil ürün grubundaki yüzde 42,8’lik yükselişler de dikkat çekiyor.
Tarım ve bağcılık, uygun iklim ve bereketli topraklara sahip olan Macaristan’ın ekonomisinde geleneksel olarak önemli bir yer tutuyor. Ülke pek çok tarımsal üründe kendi kendine yeterliyken, tarım ürünleri ihracatında düzenli ve sağlam artış eğilimi de sürüyor ve bu ürünlerin ticaretinde fazla veriliyor. Temel tarım ürünleri buğday, mısır, arpa, ayçiçeği tohumu, şeker pancarı ve çeşitli meyve ve sebzelerken, hayvancılık ve süt ürünleri üretimi de ekonomide önemli bir yere sahip bulunuyor. Bu kapsamda; teşviklerin azaltılması, eski Doğu Bloku ülkeleri pazarlarının daralması, yetersiz sermaye ve eğitime karşı çiftçilerin modern tarım uygulamaları için artan ihtiyaçları Macaristan’ın ekonomik dönüşümünde tarım sektörünün katkısını sınırlıyor. Toprak satın alma konusunda yabancıları dışarıda tutmak üzere tasarlanan ve geçiş dönemi boyunca uygulanan kısıtlayıcı yasalar, Macar çiftçilerinin ölçek ekonomilerinden faydalanabilecek ve gerekli makineler için kredi alımında teminat olarak kullanılabilecek büyüklükte toprak sahibi olmasını da sınırladı. Tarımsal yatırımlar için finansman olanağı ancak ülkenin 2000 yılında yürürlüğe giren ve 2004 yılında AB’ye tam üyelikle hız kazanan özel hükümet programlarıyla sağlanabildi.
SANAYİ Macaristan’ın imalat sektörü geçiş sürecinde büyük değişikliğe uğradı. Sektör geçmişte ucuz enerji ithalatı ve rekabete karşı korunaklı, büyük ölçekli ağır sanayi tesisleri ağırlıklıyken, günümüzde ülkeye erken giren yabancı sermaye sayesinde etkin ve modern bir yapıya kavuştu. Elektrikli ve optik cihazlar üretimi toplam üretimde yüzde 30’luk payla en önemli yere sahipken, istikrarlı büyümesini de sürdürüyor. Bu durumun temel sebebi, telekomünikasyon ve diğer ileri teknoloji ekipmanı gibi yeni alanlarda yatırım yapan yabancı yatırımcıların ülkeyi belirli sektörler için bir merkez haline getirmesi. Ülkede halen ulaşım ekipmanı üretimi, otomotiv endüstrisi öncülüğünde yüzde 15 oranındaki payla ikinci önemli sektör olmaya devam ediyor.
TURİZM Macaristan’ın turizm gelirlerinin GSYİH’ye oranı yüzde 2,7 iken ev ya da oda kiralama şeklindeki resmi olmayan faaliyetler ve sektörün dolaylı etkileriyle bu rakam yüzde 10’a kadar yükseliyor. Ayrıca hükümet, yüksek gelir seviyesine sahip turistleri ülkeye çekerek turizm gelirlerini artırmak için Macaristan’ın Batı Avrupa’ya göre daha ucuz bir alternatif olma imajını değiştirmeye çalışıyor. Modern otelleri, gelişmiş konferans salonları ve uygun fiyatlarıyla Budapeşte uluslararası konferans merkezi konumuna sahipken, turizm tesislerini geliştirmek, spa turizmi gibi alternatif alanlara uzmanların dikkatini çekmek de hükümetin temel politikaları arasında bulunmaya devam ediyor. Ülkede Budapeşte ve çevresi ile Balaton Gölü, Macaristan’ın en önemli turizm merkezleri olarak gösteriliyor.
67 • ARALIK 2018
ADVERTORIAL
DİRİNLER MAKİNA GENEL MÜDÜRÜ CANAN FİDAN:
KATMA DEĞERLİ TEKNOLOJİ ÜRETEREK BÜYÜYECEĞİZ İŞ DÜNYASININ EN ÖNEMLİ GÜNDEM MADDESİ OLMAYA DEVAM EDEN ENDÜSTRİ 4.0’A ENTEGRASYONDA ÖNEMLİ MESAFE KAT ETTİKLERİNİ SÖYLEYEN DİRİNLER MAKİNA GENEL MÜDÜRÜ CANAN FİDAN, “ADET VE CİRO YÜKSELTEREK DEĞİL, KATMA DEĞERLİ TEKNOLOJİ VE OTOMASYON SİSTEMLERİ ÜRETEREK BÜYÜYECEĞİZ” DİYOR.
B
ünyesinde makine ve ürün imalatının yapıldığı dört fabrika ile birlikte bir pazarlama firması ve şirketler grubunun ihracat ve ithalat süreçlerini organize eden bir dış ticaret firması bulunan Dirinler Şirketler Grubu, 1952 yılından bugüne sanayi ve ticari faaliyetlerini sürdürüyor. Dirinler Makina ise grubun kurucusu Cemal Dirin’in, kullanılmış preslerin tamir ve bakımını yapmak amacıyla İzmir’de bir atölye açmasıyla başladığı üretim yolculuğunda, bugün Dirinler Şirketler Grubunun lokomotif markası olarak konumlanmış durumda. Eksantrik pres, hidrolik pres, servo pres ve Türkiye’de bir ilk olarak üretilen kemik eklemli form pres üretiminde uzmanlaşan Dirinler Makina’nın geliştirdiği ürünler dövme, kesme, bükme, yüzeysel ve derin çekme, formlama ve delme işlemleriyle Türk imalat sanayisinin ihtiyacını karşılarken, dünyanın pek çok ülkesine de yıllardır ihraç ediliyor. Dirinler Makina Genel Müdürü Canan Fidan, Dirinler Makina’nın gelecek hedefini “Adet ve ciro yükselterek değil, katma değerli teknoloji ve otomasyon üniteleri üreterek büyümek” olarak açıklarken, iş dünyasının bugünlerdeki en önemli gündem maddesi olan Endüstri • 68
4.0 konusunda ise “Endüstri 4.0’ın bizim için iki yönü var: Ürünlerimizi Endüstri 4.0’a uygun tasarlamak ve üretimimize Endüstri 4.0’ı uygulamak. Endüstri 4.0’ın getirdiği süreçleri ürünlerimize uygulamak konusunda ilk projemiz olan DrinSmart 4.0’ı tamamladık. Bu çözümümüzü standart preslerimize
uygulanabilir hale getirmek için de çalışmaya devam ediyoruz. Sistem entegrasyonu tamamlandığında, Dirinler presleri gittiği her fabrikada kurulan sisteme uyum sağlayarak kendi makine ve üretim bilgilerini fabrikanın sistemine gönderebilecek durumda olacak” değerlendirmesinde bulunuyor.
Canan Fidan ile Dirinler Makina’nın bugünü ve gelecek stratejilerini, Moment Expo okurları için konuştuk. Öncelikle sizi ve Dirinler Makina’yı tanıyabilir miyiz? Dirinler Makina, kurucumuz Cemal Dirin’in 1952’de kullanılmış preslerin tamir ve bakımını yapmak amacıyla ilk
DİRİNLER MAKİNA
“YÜKSEK TEKNOLOJİYE SAHİP BİR MAKİNE SEKTÖRÜ, TÜRKİYE İÇİN KAÇINILMAZDIR. KALİTE BİLİNCİ, GELİŞMİŞ YAN SANAYİ, MÜHENDİSLİK BECERİLERİ VE YENİLİKLERE ÇABUK UYUM SAĞLAYABİLEN GENÇ İŞ GÜCÜ İLE TÜRKİYE, MAKİNE İMALAT SEKTÖRÜNDE BENCE OLDUKÇA AVANTAJLI DURUMDA BULUNUYOR.” atölyesini açmasıyla kuruldu. 1967’de eksantrik pres üretimine başlayan Dirinler Makina, 1970’te Çamdibi’nde kurulan 750 metrekarelik üretim tesisine taşındı ve 20 ton olarak üretime başlanan preslerin çeşitleri giderek çoğaldı ve 150 ton kapasiteye kadar çeşitli presler üretilmeye başlandı. 1990’da Atatürk Organize Sanayi Bölgesindeki 10 bin metrekarelik alana taşınan Dirinler Makina, kısa sürede üretim alanını 60 bin metrekareye yükseltti. Bu alanda yerleşik olan Dirinler Grup Şirketleri, dört kapalı alanda mekanik ve hidrolik presler, CNC makineleri, pistonlu ve hava kompresörleri ile 15 ton kapasiteli tek parça pik ve sfero döküm imalatı çalışmalarını, başarısını hep yükselterek sürdürdü. Cemal Dirin’in 2001 yılında vefatından sonra Dirinler Şirketler Grubunun başına oğulları geçti. Dirinler grup şirketlerinden Dirinler Makina, bugün 18 bin metrekaresi kapalı ve 24 bin metrekaresi açık alan üzerinde 2.000 tona kadar mekanik ve hidrolik pres üretim kapasitesi olan; 60’tan fazla ülkeye ihracat yapan, sürekli büyüyen, gelişen, üreten Türkiye’nin yüzde 100
Türk sermayeli özgün şirketlerinden biridir. Ben ise 2018 yılında Dirinler Makina ile çalışmaya başladım ancak aileye ve şirkete yabancı değilim; 1982-1983 yıllarında üniversite stajımı Dirinler bünyesinde yapmıştım. Endüstri mühendisliği eğitimi aldım ve İzmir ile Manisa’da yerleşik birçok kurumsal firmada satın alma, satış bölümlerinde yöneticilik yaptım. Ciddi sayıda yurt içi ve yurt dışı eğitimler alarak, 1990’lı yıllardan itibaren değişik imalat sektörlerinde genel müdür ve yönetim kurulu üyeliğinde bulundum. Özellikle bütçe ve bütçe hedeflerinin takibi, hedeflerle yönetim, kurumsallaşma, maliyet düşürme teknikleri, finansal analizler ve Y kuşağı yönetimi konularında uzmanlaştım. Evliyim ve ailemde dördüncü kuşak mühendis olan iki çocuğum var. Türk makine imalat sektörünün geçmişi ve bugünkü durumunu nasıl değerlendirirsiniz? Makine imalat sektörü, imalat sanayisi içerisindeki tüm sektörlere yatırım ve ara malı girdisi veren ve sanayinin gelişmesinde teknolojiyi
beraberinde getiren, üretimin lokomotifi olan bir sektördür. Aynı zamanda makine, üretimi taleple oluşan ama teknoloji ve tecrübe birikimiyle gelişen bir yatırım malıdır. Satın alma kararlarında yerli üreticilere şans tanındığı sürece, bu teknoloji ve tecrübe birikimi artacak; yerli üretimin kalite ve performansı iyileşecektir. Birçok sektörün makineleri orta ve küçük ölçekli firmalarda rahatlıkla satın alınıp kullanılırken, büyük ölçekli firmalarda yerli imalata öncelik verilmesinde biraz tereddüt yaşanıyor. Bence, yerli makine kullanımına öncelik verilmesi konusunda farkındalık yaratılması, servis ve bakım konusunda elde edilecek avantajları dikkate alarak karar verilmesi konusunda alıcı firmalara doğru bilgilerin verilmesi gerekiyor. Peki, makine imalat sektörünün küresel görünümü için neler söyleyebilirsiniz? Sizce küresel rekabette Türkiye’nin pozisyonu/artı ve eksileri nelerdir? Dünya toplamda 18 trilyon dolar ticaret hacmine ulaştı. Nitelikli ürün, nitelikli insan
kaynağı, katma değerli ürün, ham madde ve zamanın verimli kullanımıyla Türkiye makine imalat sektörü Endüstri 4.0’a uyum sağladıkça, en büyük pazarı olan Avrupa ve beraberindeki gelişmiş ülkelerdeki pazar payı da yükselecektir. 2025 yılında dünya nüfusunun 8 milyardan fazla olacağı göz önünde bulundurulacak olursa, son teknolojik altyapılarla Türkiye, artan talep ve beklentileri karşılamada ve pazarın büyük bir bölümüne hâkim olma yolunda ilerliyor. Endüstri 4.0’ın üretime entegre edilmeye başlanmasıyla makine imalat sektöründe verimliliğin daha da ivme kazanacağına inanıyorum. Türk makine imalat sektörünün diğer yan sektörlerle beraber ilerlemesi, makine sanayisiyle ilgili küresel politika ve uygulamaların oluşturulması açısından oldukça önemli. Makine imalat sektörünün en önemli sorunlarından biri, bence, markalaşmadır. Türkiye’de üretilen teknolojinin markalaşması için çok ciddi çalışma yapılması gerekiyor. Türkiye’den alım yapmak isteyenler fiyata odaklanıyor ve üreticilere Ar-Ge ve inovasyon için yatırım yapacak kâr marjlarına imkân vermeyecek seviyelerde alım yapmak istiyor. Türkiye’de üretilen makinelerin teknoloji ve kalite olarak konumlandırılmasını yukarı çekmek için tüm üreticilerin çaba göstermesi gerekli. Sizce sektör, yeterli hacim ve kapsamda Ar-Ge desteklerine sahip mi? Ar-Ge ve inovasyonla firmalar arası rekabetçilik yaratıp ülke ekonomisine artı değer sağlamak, beraberinde uluslararası pazarlarda rekabet gücünde artışı da getirecektir. Ancak bunun için sistemin doğru şekilde kurulması ve firmalara gerekli iş modellerinin entegre 69 • ARALIK 2018
ADVERTORIAL “YAKIN BİR ZAMANDA DİRİNLER PRESLERİ GİTTİĞİ HER FABRİKADA KURULAN SİSTEME UYUM SAĞLAYARAK KENDİ MAKİNE VE ÜRETİM BİLGİLERİNİ FABRİKANIN SİSTEMİNE GÖNDEREBİLECEK DURUMDA OLACAK. KULLANICI UYGUN BULDUĞU TAKDİRDE, BİZ DE BAKIM ONARIM İÇİN BİLGİLERİ ALIP MAKİNENİN EN İYİ ŞARTTA ÇALIŞMASI İÇİN BU VERİLERİ KULLANABİLECEK DURUMDA OLACAĞIZ.” edilmesi gerekiyor. Biz, Ar-Ge konusuna önem veren bir firmayız ve kendi bünyemizde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı bir Ar-Ge merkezimiz de bulunuyor. KOSGEB ve Ticaret Bakanlığının dönemsel olarak açtığı destekleri de takip ederek hem kendi firmamız hem de müşterilerimizle paylaşıyoruz. Sektöre verilen Ar-Ge desteklerinden mümkün olduğunca yararlanıyoruz. Ancak daha fazla Ar-Ge merkezi açılması ve sanayi-üniversite çalıştaylarının çoğalması gerektiğini düşünüyorum. Diğer yandan, firmamızda Ar-Ge konusunda yapılan en büyük yatırım, Ar-Ge merkezi kapsamında özellikle yeni mezun genç mühendislere istihdam imkânı tanınmasıdır. Firma genelinde bütün birimlerde, işe yeni başlayan adaylara süreçlere adapte olmaları, fabrikayı tanımaları ve kendilerini iş stresine girmeden rahatça geliştirebilmeleri adına bir uyum fırsatı sunuyoruz. En az iki ay olan bu süre bölüme ve tecrübeye göre değişirken, Ar-Ge bölümünde başlayan mühendisler için ortalama altı • 70
aya kadar uzayabiliyor. Bu süreçte kişiler tüm bölümlerde görev alıp işleyişin parçası olma imkânı bulurken, gerekli eğitimleri de görüyor ve süreç sonunda görev aldıkları her birim hakkında hazırladıkları sunumları o bölümün yöneticileriyle paylaşıp, yetkin bir şekilde süreçlerini tamamlıyor. Bu kapsamda, firmamızda önem verilen en hassas konuların eğitim ve inovasyon olduğunu söyleyebilirim. Ar-Ge merkezimizde mevcut ürünlerimizin sürekli iyileştirmesi çalışmalarının yanı sıra müşterilerin özel talepleri doğrultusunda yeni pres tasarımları, yeni teknolojilerin ürünlerimize uygulanması konularında da yoğun şekilde çalışıyoruz. Ayrıca üretimin her aşamasında kalite iyileştirmesi ve ölçülebilmesi için test ekipmanları ve simülasyon programları üzerinde de projeler üretiyoruz. Dirinler Makina’nın teknolojik yetkinlikleri için neler söyleyebilirsiniz? Yeni yatırım planlarınız var mı? Ürün gamımıza son yıllarda eklediğimiz büyük
kapasiteli yeni teknolojiler içeren preslerimizin üretiminde kullanmak amacıyla son üç yılda beş adet Bohrwerk ağır işleme makinesi, üç adet Çavuş dişli açma makinesi satın aldık. Bununla birlikte en son 25 modül 3mt. çapında dişli açan makine yatırımı yaptık ve bu makineyi devreye alma çalışmalarını başlattık. Makinelerimizin bütün parçalarını kendimiz üretmek istediğimiz için makine yatırımlarımız yeni projelere göre değişkenlik gösteriyor. Pres boyutları büyüdükçe buna uygun yatırım yapmaya devam ediyoruz. Dirinler Makina’nın Endüstri 4.0 yaklaşımını nasıl yorumlarsınız? Üretimini gerçekleştirdiğiniz Endüstri 4.0 uyumlu ürünler sektörü nasıl dönüştürecek? Endüstri 4.0 üretimin en yüksek verimle gerçekleşmesi adına ihtiyaç duyulan tüm verilerin üretim ortamında toplanmasını ve analiz edilmesini amaçlayan, Nesnelerin İnterneti adı verilen Dördüncü Sanayi Devrimi’dir. Bu devrimin
amacı, fiziksel dünyanın sanal bir kopyasını oluşturarak, her şeyin bir merkeze bağlı olmaksızın bu sanal ortamdan yürütülebildiği akıllı fabrikalar oluşturmaktır. Böylece verimlilik ve üretimde esneklik artarken, sistemin izlenebilirliği sayesinde hata oranı ve maliyetler de azaltılabilecek. Endüstri 4.0’ın bizim için iki yönü var: Ürünlerimizi Endüstri 4.0’a uygun tasarlamak ve üretimimize Endüstri 4.0’ı uygulamak. Endüstri 4.0’ın getirdiği süreçleri ürünlerimize uygulamak konusunda ilk projemiz olan DrinSmart 4.0’ı tamamladık. Bu çözümümüzü standart preslerimize uygulanabilir hale getirmek için de çalışmaya devam ediyoruz. Sistem entegrasyonu tamamlandığında, Dirinler presleri gittiği her fabrikada kurulan sisteme uyum sağlayarak kendi makine ve üretim bilgilerini fabrikanın sistemine gönderebilecek durumda olacak. Kullanıcı uygun bulduğu takdirde biz de bakım onarım için bilgileri alıp makinenin en iyi şartta çalışması için
DİRİNLER MAKİNA
bu verileri kullanabilecek durumda olacağız. Üretimde bu devrim için henüz bu sürecin geçiş aşamasındayız. Bu yıl faaliyete geçen etiket ve barkod okuyucu sistemimizle üretim (talaşlı imalat) hattında malzeme ve parça izlenebilirliği, tezgâh doluluk oranları, duruşlar ve arızalar gibi üretim parametrelerinin takibini yapabiliyoruz. Üretim hattındaki her bölüme yerleştirilen bilgisayarlar ve hattın her yerinden görülebilen ekranlarla tüm çalışanlar anlık durum takibi yapabiliyor. Amacımız, basamak basamak bunu ilerletip tüm verileri en kolay şekilde toplayan ve raporlayan bir sistemin kurulması. Dirinler Makina’nın marka stratejisinden de söz edebilir miyiz? Sizce Türk üreticileri markalaşmaya gereken önemi veriyor mu? Dirinler markasını hem yerel pazarda hem de hedef pazarlarda yaygınlaştırarak marka imajını yükseltmek ve müşteri zihnindeki marka bilinirliğini satın almaya dönüştürerek “Küresel Marka” olmayı hedefliyoruz. Amacımız; kaynakları verimli kullanarak, sürekli iyileştirme kültürüyle fırsatları yakından takip eden, zayıflıkları süratli bir şekilde gideren, müşterilerle “kazan-kazan” ilkeli, yüksek memnuniyete dayalı, etik ticaret ve dostluklarla desteklenen iş ilişkileri geliştirmektir. Markalaşma, firmanın piyasadaki değerini yükselmesi için önemlidir. Bir marka, ancak yenilikçi ve müşteri odaklı bir yaklaşımla kendi ürünlerini diğer ürünlerden ayırabilir. Türk firmaları markalaşmaya gerekli önemi veremiyor çünkü bunun için bir bütçe ayıramıyorlar. Dirinler Makina olarak öncelikle rakibe göre kaliteli ürün, uygunsuzlukların giderilmesi ve problem çözümünde hızlı
davranmamız; rekabet gücümüzün yüksek olması, tedarik ve teslim ağımızı iyi yönetiyor olmamız ve satış sonrası hizmetlerimizle müşterilerimize yüzde 100 memnuniyet sağlamayı hedefliyoruz. Almanya ofisimizle de yurt dışında marka bilinirliğimizin artmasını ve Avrupa’da Dirinler Grup Şirketleri algısını yaratmayı amaçlıyoruz. Grubunuzun yurt dışı yatırımı olan Dirinler GmbH’den biraz daha bahsedebilir miyiz? Dirinler GmbH, Dirinler Şirketler Grubu’na nasıl bir katma değer sağlayacak? 66 yıllık tecrübemizi, kurmuş olduğumuz Dirinler GmbH Almanya ofisi ile bir adım daha öteye taşıyarak, “Avrupa’da biz de varız” dedik. Almanya ofisimizle Avrupa’daki müşterilerimize daha yakın satışın yanı sıra servis ve bakım hizmetleri vermeyi, Ar-Ge projelerimizi Alman mühendisliğiyle buluşturmayı amaçlıyoruz. Almanya’daki üniversite ve Ar-Ge merkezleriyle ortak çalışmalar yaparak teknolojik birikimlerimize hız kazandırmayı, CE Avrupa ve DIN standartlarına uygun üretim ve kalite anlayışı olan Dirinler Makina’nın teknik ve ticari deneyimlerini Alman teknolojisiyle entegre ederek daha sürdürülebilir bir büyüme gerçekleştirmesini hedefliyoruz. Uzun yıllardır yurt dışına makine ihraç eden bir üretici olarak, yurt dışında Türk makinelerine olan yaklaşımı nasıl değerlendirirsiniz? Eksikliklerimiz var ise bunları nasıl giderebiliriz? İnovasyon, kalite, mühendislik kültürü gelişmiş ülkeler ve pazarlar, sektörümüzün hedef pazarlarıdır. Makine imalat sektörü, Türkiye’nin ihracatında en büyük ikinci
sektördür. Türk makineleri, 222 ülkeye ihraç ediliyor. Türkiye, Avrupa’nın en büyük altıncı makine imalatçısıdır ve makine imalatında Ar-Ge çalışmalarıyla Endüstri 4.0 süreçlerine de hızla uyum sağlıyoruz. Sektör olarak daha kaliteli, CE standartlarına uygun üretim yapabilir, servis ve bakım hizmetlerimizle ön plana çıkabilirsek, yurt dışında Türk markalarını daha çok görebiliriz. Yüksek teknolojiye sahip bir makine sektörü, Türkiye için kaçınılmazdır. Kalite bilinci, gelişmiş yan sanayi, mühendislik becerileri ve yeniliklere çabuk uyum sağlayabilen genç iş gücü ile Türkiye, makine imalat sektöründe bence oldukça avantajlı durumda bulunuyor. Son olarak, Dirinler Makina’nın orta ve uzun vadeli gelecek stratejileri nedir? Yerel ve küreselde Dirinler Makina için hedeflerinizi öğrenebilir miyiz? Dirinler Makina bir aile şirketi olarak kurulmuş ancak yıllar içinde kurumsallaşma yolunda ilerleyen, profesyonel idari kadrosuyla kendisini uzun yıllar devam ettirecek bir firmadır. Yalın üretimi entegre ederek, en az maliyetle kaliteli ve hızlı üretim yapmak için çalışmalarımız devam ediyor. Gelecek için hedefimiz, adet ve ciro yükselterek büyümek değil, katma değerli teknoloji ve otomasyon üniteleri üreterek büyümektir. Bizce üretim, ekonomilerin bel kemiğidir ve makine de üretimi destekleyen sanayi olduğu için ülkelerin teşvik etmek için özel politikalar geliştirdiği sektör olmalıdır. Ekonomide katma değeri çoğaltmak ve dışa bağımlılığı azaltmak için yerli teknolojiler ve makinelerin desteklenmesi gerektiğine inanıyorum.
CANAN FİDAN KİMDİR? • Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünden mezun olan Canan Fidan, • Uzun yıllar İzmir ve Manisa’da yerleşik birçok kurumsal firmada satın alma, satış bölümlerinde yöneticilik yaptı, • 1990’lı yıllardan itibaren değişik imalat sektörlerinde genel müdür ve yönetim kurulu üyeliklerinde bulunan Fidan, özellikle bütçe ve bütçe hedeflerinin takibi, hedeflerle yönetim, kurumsallaşma, maliyet düşürme teknikleri, finansal analizler ve Y kuşağı yönetimi konularında uzmanlaştı, • Evli ve iki çocuk annesi olan Fidan, halen Dirinler Makina Genel Müdürü olarak görevine devam ediyor.
“MARKALAŞMA, FİRMANIN PİYASADAKİ DEĞERİNİ YÜKSELMESİ İÇİN ÖNEMLİDİR. BİR MARKA, ANCAK YENİLİKÇİ VE MÜŞTERİ ODAKLI BİR YAKLAŞIMLA KENDİ ÜRÜNLERİNİ DİĞER ÜRÜNLERDEN AYIRABİLİR. TÜRK FİRMALARI MARKALAŞMAYA GEREKLİ ÖNEMİ VEREMİYOR ÇÜNKÜ BUNUN İÇİN BİR BÜTÇE AYIRAMIYORLAR.” 71 • ARALIK 2018
AR-GE MERKEZİ
ELKON BETON SANTRALLERİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA ALPAGUT:
“HEDEFLERİMİZE ULAŞMADA AR-GE MERKEZİMİZDEN GÜÇ ALACAĞIZ” SEKTÖRÜNDE ULUSLARARASI ALANDA LİDER OLMA HEDEFİYLE ÇALIŞIRKEN, İNOVASYONU VE ÜRETİMDE EN İLERİ TEKNOLOJİLERİN KULLANIMINI AMAÇLAYARAK VE ULUSLARARASI REKABETİN GEREĞİ OLARAK, AR-GE ÇALIŞMALARINA DA BÜYÜK ÖNEM VERDİKLERİNİ SÖYLEYEN ELKON BETON SANTRALLERİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA ALPAGUT, “ENDÜSTRİ 4.0 UYGULAMALARI, YAPAY ZEKÂ VE ARTTIRILMIŞ GERÇEKLİK KONULARINI İÇEREN PROJELERİMİZİN YANI SIRA MALİYET DÜŞÜREN, VERİMLİLİĞİ VE KALİTEYİ YÜKSELTEN, TEKNİK VE TEKNOLOJİK OLARAK ÜSTÜNLÜKLERİ VE AVANTAJLARI OLAN, İNOVATİF ÖZELLİKTE YENİ MAKİNELER VE ÜRETİM TEKNİKLERİNİN TASARLANMASI VE GELİŞTİRİLMESİ KONUSUNDA ÇALIŞMALAR SÜRDÜRÜYORUZ” DİYOR.
İ
novasyonu ve üretimde en ileri teknolojilerin kullanımını amaçlayan ELKON, farklı coğrafyalardaki müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamak için mobil, kompakt, sabit ve şantiye tipi beton santrallerinin yanı sıra çekilebilir beton pompaları, beton geri dönüşüm sistemleri, çimento siloları ve çimento besleme sistemleriyle geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. Ayrıca beton blok, kilitli parke taşı, boru,
• 72
boşluklu beton, kolon, kiriş gibi prekast ürünler üreten işletmelerin ihtiyaç duyduğu; özel olarak tasarlanan beton santralleri, havai beton taşıma kovaları ve yer kovaları da üreten ELKON, 1975 yılında bugüne gerçekleştirdiği üretimle, köklü bir geçmişe ve deneyime sahip. 40 yılı aşan tecrübesiyle ELKON Beton Santralleri, yalnızca Türkiye’nin değil aynı zamanda yıllık üretim ve satış rakamlarıyla Avrupa’nın
da en büyük beton santrali üreticilerinden biri konumunda. Ürünlerini Avustralya’dan Kanada’ya, Almanya’dan Güney Afrika’ya kadar altı kıtadaki 110 ülkeye ihraç eden ELKON, geçtiğimiz Mart ayında Bilim ve Teknoloji Bakanlığı tarafından akredite edilen Ar-Ge merkezi ile uluslararası alanda lider olma hedefine bir adım daha yaklaşmış oldu. ELKON Beton Santralleri Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa Alpagut ile Ar-Ge merkezinin yapısı, işleyişi, sürdürdükleri projeler ve stratejik hedeflerini konuştuk. ELKON Ar-Ge Merkezi ne zaman kuruldu? ELKON Ar-Ge Merkezi, bu yılın Mart ayında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 839’uncu Ar-Ge merkezi olarak tescil edildi. ELKON, sektöründe uluslararası alanda lider olma hedefiyle çalışırken, inovasyonu ve üretimde
ELKON BETON SANTRALLERİ
en ileri teknolojilerin kullanımını amaçlayarak ve uluslararası rekabetin gereği olarak, Ar-Ge çalışmalarına da büyük önem veriyor. Ar-Ge kültürünün pekiştirilmesi, etkileşimin ve iş birliklerinin güçlendirilmesi; Ar-Ge projesi sayısı ve niteliğinin yükseltilmesi, inovasyon çalışmalarının kurumsal yapıda tek çatı altında daha sistematik, planlı ve süratli bir şekilde hayata geçirilmesi gibi ihtiyaçlarımız doğrultusunda Ar-Ge merkezi kurmaya karar verdik. Merkezin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Üretime yönelik geliştirilen projeleriniz var mı? Çalışmalarınız ağırlıklı olarak hangi alana yönelik? Ar-Ge merkezimiz, makine imalat sanayisi alanında beton santralleri tasarımı, üretimi ve Ar-Ge inovasyon çalışmaları konusunda faaliyet gösteriyor. Toplam 900 metrekare alana kurulu Ar-Ge merkezinde 32 personelimiz çalışıyor. Ar-Ge merkezimizde tasarım çalışmalarının yapıldığı ofis bölümünün yanı sıra malzeme araştırma ve testlerinin yapılacağı bir laboratuarımız da var. Ar-Ge merkezimizde temel olarak, maliyet düşüren, verimliliği ve kaliteyi yükselten, teknik ve teknolojik olarak üstünlükleri ve avantajları olan, inovatif özellikte yeni makinelerin ve üretim tekniklerinin tasarlanması ve geliştirilmesi konusunda çalışmalar sürdürüyoruz. Ar-Ge çalışmalarında, tasarım ve mühendislik ekibimiz bilgisayar destekli tasarım yöntemini temel olarak kullanırken, bu kapsamda yeni ürünlerin geliştirilmesi, ürünlerin mühendislik analiz ve tasarımları, deneme süreçleri, test ve deneme çalışmaları ile üretim süreci uygulamaları da sürekli ve sistemli bir şekilde
doküman ve dijital hafıza olarak saklanıyor. Diğer yandan firmamız, bilgisayar destekli tasarım ve analizlerle yenilikçi makineler geliştirirken, önemli bir mühendislik tecrübe ve birikimi de kazanıyor. Bu kazançlar doğrultusunda 11 adet devlet destekli proje geliştirdik ve sekiz adet patent çalışmasını başarıyla tescilledik. Devam eden projelerimiz arasında, müşteri memnuniyetine yönelik servis hizmetlerimizi hızlandırmak ve nitelik olarak iyileştirmek amacıyla Endüstri 4.0 uygulamaları, yapay zekâ ve arttırılmış gerçeklik konularını içeren projelerimiz mevcut. Üretime yönelik geliştirmeler ve seri imalata geçilerek ana ihracat kalemleri arasında yer alan pek çok ürünümüz de bulunuyor. Bu ürünlerle ülkemize her yıl milyonlarca dolar döviz girdisi sağlıyor olmaktan gurur duyuyoruz. Merkeziniz ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeyde? Kamunun sağladığı Ar-Ge destekleri için neler söyleyebilirsiniz? İlgili devlet kurumları ile koordinasyonumuz oldukça iyi durumda. Gelişmeleri
yakından takip ediyoruz. Önceki yıllarda devlet destekli çok sayıda projeyi başarıyla tamamladığımız gibi halen devam eden dört TÜBİTAK destekli projemiz bulunuyor. Ayrıca firmamız, üstlenmiş olduğu misyon ve vizyonla Ar-Ge çalışmalarında üniversite-sanayi iş birliğini de etkin şekilde kullanıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi gibi çeşitli üniversitelerin akademisyenleriyle ortak proje çalışmaları yapıyor, projeler kapsamında ihtiyaç duyulan deneysel uygulamaları birlikte gerçekleştiriyor, Ar-Ge proje danışmanlığı desteklerini almaya devam ediyoruz. Her yıl oluşturduğumuz Ar-Ge faaliyet planına göre öz kaynaklı projelerimizin yanı sıra devlet destekli programlara da proje başvurularımız oluyor. Ben, Ar-Ge merkezlerinin, ülkemizin ve firmalarımızın gelişimi ve geleceği için en önemli yatırım olarak değerlendiriyorum. Gelişen teknoloji ve her geçen gün artan rekabetçi koşullara uyum sürecindeki rolü açısından Ar-Ge merkezleri faaliyetlerini planlı ve hızlı
“PAZARA SUNULAN ÜRÜNLERİN KATMA DEĞERİNİ YÜKSELTMEK İÇİN AR-GE FAALİYETLERİYLE FARK YARATILMASI GEREKİYOR. HEDEFLERİMİZE ULAŞABİLMEK İÇİN PAZARDAKİ İHTİYACI DOĞRU TESPİT EDEREK GELENEKSEL ÜRETİM YÖNTEMLERİNDEN KURTULMALI, SON KULLANICININ BEKLENTİLERİNİ KARŞILAYACAK KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNLERİ SUNMAYA BAŞLAMALIYIZ. KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNLERİ ORTAYA ÇIKARMANIN YOLU İSE AR-GE’DEN GEÇİYOR.” 73 • ARALIK 2018
AR-GE MERKEZİ şekilde yerine getirmeliyiz. Bu aşamada öz kaynakların yanı sıra Ar-Ge merkezlerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi de faydanın artması ve sürdürülebilir olmasını sağlayan önemli bir etkendir. Teşviklerin artarak devam etmesini ve çok daha güçlü Ar-Ge çalışmalarını ortaya çıkarmasını temenni ediyorum. Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış gözlenmesini bekliyor musunuz? Kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir? Beton santralleri tasarımı ve üretimi alanlarında faaliyet gösteren firmamızda hızla gelişen teknolojiyle paralel olarak patent sayımızda artış olmasını elbette bekliyoruz. Hâlihazırda tamamladığımız sekiz tescilli patentimiz var. Başvuru süreci devam eden dört patentimiz daha olduğunu söyleyebilirim. Önümüzdeki yıl içerisinde ise 10 patent çalışması hedefliyoruz. ELKON’un kısa vadeli hedefleri arasında ilk sırada, beton santralleri alanında tüm dünyada rekabetçi, piyasayı takip etmek yerine radikal, yenilikçi düşük maliyetlerle inovatif çalışmalar gerçekleştiren bir yapıya kavuşmak yer alıyor. Ulusal pazarın ihtiyaçlarını karşılayacak
• 74
yeni ürünler geliştirirken, savunmacı yenilik stratejisiyle beton santralleri alanında teknik gelişmeleri yakından izleyerek mevcut teknolojilerde iyileştirme çalışmalarına da devam edeceğiz. Özellikle mevcut lokomotif ürünler dışında farklı ülke pazarlarının iklim, coğrafya, gelir seviyesi gibi ihtiyaçlarına özel, ihracata dönük özel ürünler geliştirmek de kısa
vadeli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Diğer yandan, fırsatları izleme stratejisiyle beton santralleri alanında rakiplerin zayıf yönlerinde üstünlük sağlamaya, pazarın keşfedilmemiş boşluklarının değerlendirilmesine yönelik yeni ürün geliştirme çalışmalarımız da devam ediyoruz. Özellikle mevcut ürünlerin performansının geliştirilmesi, geliştirilmiş veya ek
özelliklerle kullanıcılara fayda ve kolaylık sağlamaya yönelik yenilik çalışmaları ve faydalı model niteliğinde yeni ürünler geliştirmeyi amaçladığımızı söyleyebilirim. Benzer şekilde, üründe kalite artışı ve üretimde maliyet düşüşü etkisi yaratan, üretimdeki yöntemlerde iyileştirme içeren süreç geliştirmeleri gerçekleştirmek; üniversite-sanayi iş birliğini güçlendirerek üniversiteler ve araştırma merkezleriyle ortak projeler yürütmek; patent ve faydalı model alabilecek nitelikte ürünler geliştirerek tescil sayımızı çoğaltmak da hedeflerimiz arasında yer alıyor. Yine, makine teknolojileri yanında farklı mühendislik ve bilimsel alanlardan yararlanılarak disiplinler arası yapıda Ar-Ge çalışmaları gerçekleştirmeyi, ürün ve üretim süreçlerinde bulut sistemler ve Endüstri 4.0 uygulamalarına geçişi de kısa
ELKON BETON SANTRALLERİ
vadeli hedeflerimiz arasında gösterebiliriz. Peki, uzun vadeli hedefleriniz neler? Ar-Ge merkeziniz bu hedefler ulaşmada nasıl bir rol üstlenecek? Diğer tüm stratejilere ek oarak saldırgan yenilik stratejisiyle beton santralleri alanında ve diğer inşaat makineleri alanlarında yüksek yenilik seviyesine sahip, uluslararası pazarda ilk olma özelliği taşıyan yenilikçi ürünlerin ve süreçlerin geliştirilmesi, uzun vadeli hedeflerimizin ilkidir. Çevresel etki anlamında daha az atık çıkarma ve kaynak kullanımını azaltmayı sağlayan çevreye duyarlı ürün ve yöntem tasarımları ise bir başka uzun vadeli hedefimiz. Yine, robot teknolojileri konusunda yerli ve milli ürünler geliştirmek ve ürettiğimiz makineler için yapay zekâ konusunda Ar-Ge çalışmaları gerçekleştirmek de temel hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bu hedefler ulaşma yolunda elbette Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarında güç ve destek alacağımızı söyleyebilirim. Firmamız, Ar-Ge harcamalarına ayırdığı bütçeyi de bu nedenle her yıl daha
güçlü artışlarla desteklemeye devam edecek. Önümüzdeki yıl için planladığımız artışın yüzde 5 seviyesinde ve öz kaynaklarımızdan gerçekleşeceğini söyleyebilirim. Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalıdır? Pazara sunulan ürünlerin katma değerini yükseltmek için Ar-Ge faaliyetleriyle fark yaratılması gerekiyor. Hedeflerimize ulaşabilmek için pazardaki ihtiyacı doğru tespit ederek geleneksel üretim yöntemlerinden kurtulmalı, son kullanıcının beklentilerini karşılayacak katma değeri yüksek ürünleri sunmaya başlamalıyız. Katma değeri yüksek ürünleri ortaya çıkarmanın yolu ise Ar-Ge’den geçiyor. Bunun için Ar-Ge kültürünün oluşturulması, proje yönetiminin kurumsal yapıda sistematik ve planlı hale getirilmesi gerekli. Bu yapıyı sağlayacak en önemli etkenler Ar-Ge alt yapısını oluşturan makine, teçhizat, donanım, yazılım, sistem ve nitelikli personellerdir. Bu unsurları oluşturmadan, Ar-Ge çalışmalarını
gerçekleştirmeden, sürdürülebilir hale getirmeden mevcut ürün, üretim yöntemleri ve pazarlama stratejilerini değiştirmek, geliştirmek, farklı ve yenilikçi bakış açısı oluşturmak, katma değer yaratmak mümkün olamaz. Her geçen yıl zorlaşan dünya ticaretindeki ekonomik şartlar, artan rekabet koşulları karşısında firmaların hayatta kalabilmeleri, gelecek planları oluşturabilmelerinde Ar-Ge çalışmaları bu nedenle büyük önem arz ediyor. Türkiye’deki üreticilerin bu bilinci algılaması, rekabet koşullarına hazır hale gelebilmeleri için yenilikçi olmanın gerekleri ve şartları konusunda doğru ve zamanında bilgilendirilmesi önem taşırken, Ar-Ge çalışmalarının özendirici hale getirilmesi de önemli bir başlık olarak değerlendirilebilir. Destek ve teşvik sistemleri geliştirilerek daha ulaşılabilir, uygulanabilir ve kolay şekle dönüştürülmeli. Özellikle nitelikli Ar-Ge personel sayısının yükseltilmesi konusunda üniversite-sanayi iş birliğinde çalışmalar yapılmalı ve bu konuya özel projeler geliştirilmeli diye düşünüyorum.
MUSTAFA ALPAGUT
ELKON BETON SANTRALLERİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“AR-GE MERKEZİMİZDEKİ 32 PERSONELİMİZLE, MALİYET DÜŞÜREN, VERİMLİLİĞİ VE KALİTEYİ YÜKSELTEN, TEKNİK VE TEKNOLOJİK OLARAK ÜSTÜNLÜKLERİ VE AVANTAJLARI OLAN, İNOVATİF ÖZELLİKTE YENİ MAKİNELERİN VE ÜRETİM TEKNİKLERİNİN TASARLANMASI VE GELİŞTİRİLMESİ KONUSUNDA ÇALIŞMALAR SÜRDÜRÜYORUZ.” 75 • ARALIK 2018
AKADEMİK
ÜNİVERİSTELER TEKNOLOJİYE UYUM SAĞLAYABİLİYOR MU?
İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİNİN ODAĞINDA GELİŞEN TEKNOLOJİYE AYAK UYDURMAK VAR TEMEL AKADEMİK ÇALIŞMALARIN YANI SIRA İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜNDE EĞİTİM GÖREN ÖĞRENCİLERİN KENDİLERİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞUNU SÖYLEYEN BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. HAKKI ESKİCİOĞLU, “ÜNİVERSİTEMİZE KAYIT OLAN ÖĞRENCİLERİMİZE, ARZU ETTİKLERİ GELECEĞİ SAĞLAMA YOLUNDA DESTEK OLMAYI ETİK AÇIDAN DAİMA ÖN PLANDA TUTUYORUZ” DİYOR. DİĞER YANDAN, HENÜZ ÜÇ YILLIK GEÇMİŞİ OLAN BÖLÜMÜN LABORATUVAR OLANAKLARININ GELİŞTİRİLMESİNE DE ARALIKSIZ DEVAM ETTİKLERİNİ SÖYLEYEN PROF. DR. ESKİCİOĞLU, MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜNÜ TERCİH EDECEK ÖĞRENCİLERİN PİŞMAN OLMAYACAĞINI VURGULUYOR.
İ
zmir Ekonomi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü, 2015 yılında Mühendislik Fakültesi bünyesinde kuruldu. Misyonlarının; öğrencileri kendi kendilerine öğrenme, grup ve disiplinler arası çalışmaları başarılı bir biçimde gerçekleştirebilme, tasarım, üretim, yönetim ve araştırma gibi çeşitli alanlarda sorumluluk alabilme yetenekleri kazanacak biçimde yetiştirerek profesyonel hayata hazırlamak olduğunu aktaran İzmir Ekonomi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakkı Eskicioğlu, “Bu misyon doğrultusunda vizyonumuz; çağdaş ve evrensel düzeyde eğitim veren, teknolojik gelişmelere açık, çok iyi bir temel makine mühendisliği eğitiminin üzerine öğrencilerinin seçimlerine göre klasik veya yeni bilimsel alanlarda seçmeli dersler ve programlar aracılığıyla yetişmelerini sağlayacak bir • 76
bölüm olmak” diyor. Prof. Dr. Eskicioğlu, makine mühendisliği mesleği ve eğitiminin kendine özgü karakteristik yapısı çerçevesinde, bölümlerinin, dört yıllık eğitimi sağlam bir temele oturtmak, yüksek lisans ve doktora programları açmak, hızla gelişen ve değişen dünyada ve Türkiye’de farklı bir imaj oluşturarak diğer
makine mühendisliği bölümlerinden ayrışabilmek için gelişen teknolojilere ağırlık vermek ve sanayi ile güçlü iş birliği kurmak üzere dört temel hedefi olduğunu da sözlerine ekliyor. Kuruluşundan bugüne bölümünüzde ne gibi değişimler yaşandı? İlk hedefimiz dört yıllık
eğitimi sağlam bir temele oturtmak. Bu konuda, benim de uzun yıllar görev yaptığım ODTÜ Makine Mühendisliği ve ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu Makine Mühendisliği programlarını esas aldık. Bir profesör ve iki doktor öğretim üyesi ile akademik yaşama başlayan bölümümüzde bugün ikisi profesör, ikisi doktor öğretim görevlisi olmak üzere
İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ
dört öğretim üyesi bulunuyor. Kuruluşundan bugüne geçen sürede de bölümümüzde ayrıca iki profesör ve bir doktoralı öğretim görevlisi kısmı statüde görev yaptı. Mevcut kadromuzu hızlı bir şekilde çoğaltmak istiyoruz, ancak makine mühendisliği dalında yeterli sayıda öğretim üyesi bulunamamasının yanı sıra öğretim üyesi kabulünde seçici olmamız nedeniyle de istediğimiz ivmeye henüz ulaşamadık. Laboratuvar kurma çalışmalarımız ise gayet olumlu ilerliyor. Halen bölümümüzde büyük bir CNC torna tezgâhının bulunduğu takım tezgâhları ve imalat atölyemiz, malzeme, termodinamik, ısı transferi ve bir de inşaat mühendisliği bölümüyle paylaştığımız akışkanlar laboratuvarımız bulunuyor. Bu yıl, YÖK’e, tezli ve tezsiz yüksek lisans başvurusu yapacağız. Bunun için hazırlıklarımızı tamamlayarak üniversite içinde başvurumuzu yaptık. Kadromuz genişledikçe doktora programı için de başvuru çalışmalarına başlayacağız.
Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz? Öğretim üyelerimizin uzmanlık alanlarını takım tezgâhları ve üretim, malzeme, nano teknoloji, sistem dinamiği ve kontrol, ısı transferi ve akışkanlar mekaniği oluşturuyor. Öğretim üyesi sayımızı yükseltebildiğimiz ölçüde bu uzmanlık alanlarını da genişletmeyi hedefliyoruz. Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate alıyor musunuz? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz? Eğitim programımızı, deneyimli ve kendini kanıtlamış bölümleri örnek alarak hazırladık. Ancak, henüz mezun vermedik. İlk öğrencilerimizi, sayıları az da olsa bu akademik yıl içinde mezun edeceğiz. Mezunlarımızın sayısı çoğalıp endüstride çalışmaya başladıklarında, onlardan ve onları çalıştıran kuruluşlardan gelecek öneriler doğrultusunda programlarımızın güncellenmesi de gerekecek.
Yaşamda değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir. Derslerimizde, konularına göre teorik eğitimin yanı sıra laboratuvar çalışmalarına da önem veriyoruz. İmalat dersinde öğrencilerimiz atölyemizde bir teknik resimden yola çıkarak parça üretiyor; malzeme, termodinamik, ısı transferi, akışkanlar mekaniği ve benzeri derslerde de laboratuvarlarda deneyler yaparak teorik bilgilerini pekiştiriyorlar. Her yıl üniversite olanakları çerçevesinde yeni laboratuvarlar kurmayı hedefliyoruz. Ancak öncelikle, eğitime yönelik laboratuvarlarımızı eksiksiz hale getirmeyi planlıyoruz. Öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusunda neler söyleyebilirsiniz? Ders dışı etkinlikler çerçevesinde öğrencilerimizi daima proje gerçekleştirmeleri konusunda teşvik ederek, bölüm ve üniversite olanaklarını olabildiği ölçüde kendilerinin kullanımlarına açıyoruz. Bireysel veya grup olarak projelerini hayata
PROF. DR. HAKKI ESKİCİOĞLU
İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI
“İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ, ÖĞRENCİLERİNİN EVRENSEL BİLGİ DEĞİŞİMİ VE PAYLAŞIMI İÇİNDE YER ALMASI AMACIYLA YURT DIŞINDAKİ ÇEŞİTLİ ÜNİVERSİTELERLE YAKIN İLİŞKİ İÇİNDE VE 39 ÜNİVERSİTE İLE ÖĞRENCİ VE ÖĞRETİM ELEMANI DEĞİŞİMİ, ORTAK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA YAPILMASINA YÖNELİK AKADEMİK İŞ BİRLİĞİNİ SÜRDÜRÜYOR.” 77 • ARALIK 2018
AKADEMİK “SON TEKNOLOJİ İLE KURULAN LABORATUARLARIN SAYILARI VE OLANAKLARI DA SÜREKLİ MALİ KAYNAK SAĞLANARAK YÜKSELTİLİYOR.”
“GELİŞMİŞ, REFAH DÜZEYİ YÜKSEK BİR ÜLKE OLMAK İSTİYORSAK, ÜRETİMİMİZİ ÇOĞALTMALIYIZ. ÜNİVERSİTESANAYİ İŞ BİRLİĞİNE DE BU AÇIDAN BAKILMALI. ÜRETİMİMİZİ YÜKSELTMEK, ÇAĞDAŞ TEKNOLOJİLERİ UYGULAMAK VE EVRENSEL ANLAMDA BİLİME VE TEKNOLOJİ GELİŞTİRMEYE KATKIDA BULUNMAK GİBİ BİR HEDEFİMİZ OLMAYINCA, ÜNİVERSİTESANAYİ İLİŞKİSİ DE ASGARİ DÜZEYDE SEYREDİYOR.” • 78
geçirmeleri için atölyemiz ve laboratuvarlarımız öğrencilere daima açıktır ve teknisyen arkadaşlarımız da sürekli olarak yardıma hazırdır. Ayrıca, son sınıftaki bitirme projemizde de öğrencilerimizden edindikleri temel bilgileri kullanarak bir ürün imal etmelerini bekliyoruz. Bu dönemki projemiz, 2 kW’lik bir rüzgâr türbini tasarımı ve imalatıdır. Bu projede, atölyemizin yanı sıra fakültemizdeki tüm olanaklar da öğrencilerimizin kullanımına açık olacak. Aynı uygulama, fakültemiz içerisindeki diğer bölümler için de geçerlidir. Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin İzmir Ekonomi Üniversitesi’ni seçmesindeki temel nedenler nelerdir? Üniversitemizin en temel özelliklerinden biri çok iyi bir akademik kadroya sahip olmasıdır. Sadece bilimsel açıdan değil, diğer insani değerler bakımından da kadromuzun oldukça nitelikli olduğunu düşünüyorum. Temel akademik çalışmaların
yanı sıra öğrencilerimiz bizim için çok önemli; üniversitemize kayıt olan öğrencilerimize, arzu ettikleri geleceği sağlama yolunda destek olmayı etik açıdan daima ön planda tutuyoruz. Kapılarımız sadece çalışma saatlerinde değil her zaman öğrencilerimize açıktır. Ders programımız başarılı üniversitelerin uyguladığı programlar örnek alınarak hazırlandı. Kullandığımız ders kitapları da söz konusu okullardakilerle eştir. Genç öğretim üyelerimiz, deneyimli öğretim üyelerimizi örnek alarak öğrencilerimize en iyi eğitimi vermeyi hedefliyor. Öte yandan, üniversitemizde zorunlu ikinci yabancı dil eğitimi de veriliyor. Özellikle mühendislikte İngilizcenin yanında ikinci bir yabancı dil, mezunlarımızın ufkunu genişleterek iş olanaklarını yükseltecektir. Henüz üç yıllık geçmişi olan bölümümüzün laboratuvar olanakları da yeterli. Laboratuvarlarımız son teknolojiyle kuruldu ve sürekli mali kaynak sağlanarak sayıları ve olanakları
geliştiriliyor. Dolayısıyla, İzmir Ekonomi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünü tercih edecek öğrencilerin pişman olmayacağını söyleyebilirim. Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkânlar sunuyorsunuz? İzmir Ekonomi Üniversitesi, öğrencilerinin evrensel bilgi değişimi ve paylaşımı içinde yer alması amacıyla yurt dışındaki çeşitli üniversitelerle yakın ilişki içindedir. Üniversitemiz, 39 üniversite ile öğrenci ve öğretim elemanı değişimi, ortak araştırma ve uygulama yapılmasına yönelik akademik iş birliğini sürdürüyor. Bu kapsamda öğrencilerimizin en az bir dönem bu üniversitelerde öğrenim görebilmeleri için olanak sunuyoruz. Uluslararası akademik ilişkilerdeki hızlı gelişme ve yoğunlaşmaya cevap vermek üzere, üniversitemizde Uluslararası İlişkiler Ofisi Müdürlüğü de (UİOM) kuruludur ve bu ofis, üniversitemizin stratejik planında yer alan uzun dönem hedeflerinin
İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ
gerçekleştirme çabalarını koordine etmek üzere organize edilmiştir. Makine mühendisliği öğrencileri sanayi ile koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Makine mühendisliği programında iki yaz stajımız mevcut. Bunlardan ilki atölye ağırlıklı bir staj ve öğrencilerimiz talaşlı imalat ağırlıklı olmak üzere çeşitli üretim yöntemlerinin olduğu bir fabrikada dört hafta boyunca çalışıyor; bulundukları kuruluşun organizasyon yapıları, kalite kontrol yöntemleri, çevreyle ilgili sorunları ve benzeri konularda da gözlem yaparak bir rapor halinde bize sunuyor. İkinci yaz stajında ise öğrencilerin mezuniyet sonrası çalışabilecekleri iş yerlerini tanımalarını, öğrenimleri sırasında kazandıkları teorik mühendislik bilgilerinin pratikteki uygulamalarını görmeleri amaç ediniliyor. Buna ek olarak, iş yerindeki mühendislik birimleri dışındaki birimlerin işleyişi ve mühendislik birimleriyle ilişkilerini tanımaları ve incelemeleri de amaçlanıyor. Bu staj için çalışma alanları; üretim yerleri (fabrikalar ve
enerji tesisleri), mühendislik tasarım ve Ar-Ge birimleridir. Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumlarsınız? Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz? Ülkemizin en önemli sorunlarından biri “üretememek” ya da belki daha doğru bir deyişle “yeteri kadar üretememektir.” Gelişmiş, refah düzeyi yüksek bir ülke olmak istiyorsak, üretimimizi çoğaltmalıyız. Üniversite-sanayi iş birliğine
de bu açıdan bakılmalı. Üretimimizi yükseltmek, çağdaş teknolojileri uygulamak ve evrensel anlamda bilime ve teknoloji geliştirmeye katkıda bulunmak gibi bir hedefimiz olmayınca, üniversite-sanayi ilişkisi de asgari düzeyde seyrediyor. Üretim, hükümet politikalarının üzerinde bir devlet politikası olarak teşvik edilmeli, her kesimden sanayiciye üretimi yükseltme yolunda gerekli finansal destek sağlanmalıdır. Belirli sektörlerde kuralları konularak ve çerçevesi belirlenerek
yabancı yatırımcıya de destek sağlanması gerektiğine inanıyorum. Bir diğer devlet politikası olarak da sanayide Ar-Ge destekleri ciddi ölçüde çoğaltılmalı. Sanayiciye sağlanacak ek Ar-Ge destekleri, üniversite-sanayi iş birliğinin önünü kaçınılmaz olarak açacaktır. OECD’nin 2015 yılında yayımladığı ve 2002-2013 yılları arası dikkate alınarak hazırlanan bir istatistikte, Türkiye, toplam Ar-Ge harcamalarının GSYİH’ye oranı dikkate alındığında 0,94 ile 33’üncü sıradaydı. Bu rapordaki OECD ortalaması ise 2,36 olarak ölçülmüştü. Bu oranın ciddi ölçüde yükseltilmeye ihtiyacı var ve bunun için de sanayi ve üniversitelere Ar-Ge için çok daha fazla kaynak ayrılmalı. Bu konuda sonuç olarak şunu söyleyebilirim: Üniversite-sanayi ilişkileri iyi niyetle geliştirilemez, bunun için somut nedenlerin olması gerekir. Ar-Ge çalışmalarında sanayi, üniversitenin desteğine ihtiyaç duymalıdır. Tabii bu arada üniversitelerimize de önemli görevler düşüyor: Üniversitelerimizin de bilim ve teknoloji açısından sanayinin taleplerini yerine getirebilecek düzeyde olması gerekli. 79 • ARALIK 2018
KAMPÜS
İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ
“EĞİTİM DİLİNİN İNGİLİZCE OLMASI BİZİM İÇİN BİR AVANTAJ” İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ; BÖLÜMLERİNİN, HENÜZ YENİ KURULMASINA RAĞMEN KISA BİR SÜRE İÇERİNDE EKSİKLERİNİ TAMAMLAYARAK DÜNYA STANDARTLARINDA BİR MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ VERMEYE BAŞLADIĞINI SÖYLERKEN, EĞİTİM DİLİNİN TAMAMEN İNGİLİZCE OLMASININ DA KENDİLERİNE ÖNEMLİ BİR AVANTAJ SAĞLAYACAĞINI VURGULUYOR.
U
zmanlık alanları arasında takım tezgâhları ve üretim, sistem dinamiği ve kontrol, ısı transferi-akışkanlar mekaniği ile malzeme ve nano teknolojinin yer aldığı yetkin bir akademik kadroya sahip olduklarının altını çizen İzmir Ekonomi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri; bölümün kurulduğu günden bugüne büyük bir dinamizmle ilerlediğini ve eksiklerini hızlıca kapatarak dünya kalitesinde bir eğitim ortamına ulaşıldığına dikkat çekiyor.
ATAKAN SEVERGE
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ
“BÖLÜMÜMÜZ HER GEÇEN GÜN GELİŞMEYE DEVAM EDİYOR” “Bölümde eğitim dilinin İngilizce olarak belirlenmesi, akademisyenlerimizin yüksek niteliği, öğrenci sayısının az • 80
olması nedeniyle akademik kadromuzun öğrencilerle birebir iletişim kurabileceğine inanmam, tercihimi İzmir Ekonomi Üniversitesinden yana kullanmamı sağladı. Bölümümüz henüz çok genç, 2015 yılında kuruldu ve kurulduğu günden bugüne büyük bir dinamizmle ilerliyor. Öğretim programımızı geliştirmeye, ders içeriklerimizi daha da zenginleştirmeye ve genişletmeye çabalıyoruz. Öğrenci temsilcisi olarak ilettiğim talepler ve hocalarımızın bilgi ve rehberliğiyle geçen üç yılda harika bir noktaya geldik ve bölümümüz her geçen gün gelişmeye devam ediyor. Bizler ilk öğrenciler olduğumuz için tabii ki bir takım yoksunluklar yaşadık. Seçmeli ders sayısının az olması bunlardan biriydi. Fakat bugün itibarıyla bölümümüzün akademik kadrosuna katılan yeni akademisyenlerle birlikte bu sorunun azaldığını görüyorum. Havacılık ve uzay mühendisliği programıyla birlikte çift ana dal eğitimi alıyorum. Hava ve uzay araçları üzerine uzmanlaşmayı düşünüyorum. Bu çerçevede hem kendimi
hem de alanı keşfetmek adına ilgili konularda çalışıyorum. Mezuniyetimin sonrasında, yurt dışında ilgilendiğim alanda yetkin bir üniversitede yüksek lisans yapmayı planlıyorum. Türk makine sektörünü istatistikler doğrultusunda değerlendirdiğimizde pozitif artışlar görüyoruz. Fakat sektör hâlâ ithalatı karşılama noktasında değil, dışa bağımlılık oldukça fazla. Başarılı olduğumuz alanlar ve konular olsa da dünya devi değiliz.”
CANSIN DAĞLI
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ
“KONSTRÜKSİYON VE İMALAT ALANINDA UZMANLAŞMAK İSTİYORUM” “Yaratıcı düşünme ve çözüm üretebilme yeteneklerimi insanlığın yararına kullanabileceğime inandığım için makine mühendisliği bölümünü, eğitim dili
İngilizce olduğu için de İzmir Ekonomi Üniversitesini tercih ettim. Kırk kişilik öğrenci kontenjanıyla İzmir Ekonomi Üniversitesinin benim için en iyi tercih olduğuna inanıyorum. Her zaman daha fazla bilgiye ve etkinliğe aç olan bir öğrenci olarak beklentilerimin yüzde 100 karşılandığını söylersem dürüst davranmış olmam. Ancak, bu okulu seçmemdeki nedenlerin ne kadar önemli olduğunu artık daha iyi anlıyor ve genç yaşta verdiğim bu doğru karar için kendimi şanslı hissediyorum. Konstrüksiyon ve imalat alanında uzmanlaşarak tasarım konusunda kendimi geliştirmek istiyorum. Avrupa’da yüksek lisansımı yaparken, işe başlamayı ve eğitimimi tamamladıktan sonra bulunduğum şirkette Ar-Ge müdürü olmayı planlıyorum. Türk makine sektörünün sergilediği gelişime rağmen dünya sıralamasında yukarılarda yer alamamasının önüne geçmek için gelişim hızını yükseltmesi ve kaynakların en verimli şekilde kullanılabilmesi için yan sanayinin de büyümesi gerektiğine inanıyorum.”
İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ
MELİH ZEYBEK
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ
“YAPAY ZEKÂ ALANINDA ÇALIŞMAK İSTİYORUM” “Tamamen İngilizce eğitim veren İzmir Ticaret Odasına bağlı bir vakıf üniversitesi olması nedeniyle İzmir Ekonomi Üniversitesini tercih ettim. Bölümüm bazı konularda beklentilerimi karşıladı, ancak henüz çok genç bir bölüm olması nedeniyle akademik kadrosunda ciddi eksiklikler olduğunu düşünüyorum. Bölümümüzde çok iyi laboratuvar imkânlarına sahibiz. 2016 yılında TÜBİTAK Efficiency Challenge organizasyonu için benimle birlikte bir arkadaşımın öncülük ettiği Ecowheels Takımı olarak bölümümüzün laboratuvarında elektrikli araç ürettik. Gelecekte çok fazla ihtiyaç duyulacağını gördüğüm iki konu mevcut: Kontrol
ve yapay zekâ ileride hızla gelişip her alanda hayatımızın parçası olacak. Bu nedenle kontrol alanında uzmanlaşıp sonrasından yapay zekâ alanında çalışmak istiyorum. Mezuniyetimden sonra kontrol üzerine yüksek lisansımı yaparken, aynı zamanda otomotiv veya savunma sanayisi alanında görev üstlenmek istiyorum. Türk makine sektörünün çok yönlü uzmanlaşarak ve faaliyet gösterilen alanları çeşitlendirerek dünya çapında başarılı olacağına inanıyorum.”
SENEM BIDIK
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ
“ÜNİVERSİTEMİZ İŞ DÜNYASININ MERKEZİNDE YER ALIYOR” “İzmir Ekonomi Üniversitesini tercih etmemdeki en büyük faktörlerden birisi İzmir Ticaret Odası ile olan bağı nedeniyle iş dünyasının
merkezinde olmasıydı. Ayrıca sağladığı akademik olanaklar ve yurt dışındaki eğitim kurumlarıyla güçlü ilişkileri de makine mühendisliğini seçmemdeki etkenlerden biri oldu. Bölümümüz, üniversitemizin yeni bölümlerinden birisi olduğu için ilk yıllarda çeşitli eksiklikler mevcuttu. Fakat bölümümüz eksiklerini hızlıca kapatarak öğrencilerine dünya kalitesinde bir eğitim ortamı hazırladı ve bu başarılı eğitim ortamını geliştirmeye de devam ediyor. Mezun olduktan sonra proje yönetimi alanında öğrenimime devam etmek istiyorum. Özellikle üretim ve kalite kontrol süreçlerinin verimliliğinin yükseltilmesiyle ilgili projelerde uzmanlaşmayı planlıyorum. Türk makine sektörünün enerjisi ve potansiyelinin çok güçlü olduğunu görüyorum. Hızla değişen teknolojik gelişmelere uyum sağlayıp kendini sürekli yeniliyor. İnovatif yeniliklere açık ve motivasyonu yüksek yeni nesil mühendislerin de katkısıyla, sektörün yaşadığı sorunları aşıp dünya genelinde hak ettiği yere ulaşacağına inanıyorum.”
“İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ, TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜNÜN ENERJİSİ VE POTANSİYELİNİN ÇOK YÜKSEK OLDUĞUNU VE BU YÖNÜYLE HIZLA DEĞİŞEN TEKNOLOJİK GELİŞMELERE UYUM SAĞLAYIP KENDİNİ SÜREKLİ YENİLEDİĞİNİ SÖYLÜYOR.”
81 • ARALIK 2018
MAKALE
MAKİNE ZEKÂSI GEÇMİŞTE YAPAY ZEKÂ ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARINDAN BAHSEDİLDİĞİNDE SADECE BİR NEVİ UÇUK-KAÇIK LABORATUVAR ÇALIŞMALARI AKLA GELİRDİ. GÜNÜMÜZDE İSE HER ŞEYİ AKILLI HALE DÖNÜŞTÜREN UYGULAMALARA YAPAY ZEKÂ DENİYOR. ARTIK GEÇMİŞ DÖNEMDE ORTAYA ÇIKMIŞ TÜM KAVRAMLARIN ÖNÜNE “AKILLI” SIFATI EKLEYEN BU UYGULAMALAR NETİCESİNDE SOSYAL, TOPLUMSAL VE İŞ YAŞAMIMIZA AKILLI OBJELER, AKILLI SİSTEMLER, AKILLI FABRİKALAR, AKILLI DEVLET, AKILLI ŞEHİRLER DÂHİL OLDU.
B
irçok ülkenin dijital stratejisinin belki de en önemli bileşeni, hatta bel kemiği yapay zekâ uygulamalarıdır. Son yıllarda yapay zeka uygulamaları artık baz teknoloji olarak görülüp ele alınıyor ve buna uygun stratejiler oluşturuluyor. • 82
Diğer taraftan günümüzde en tartışmalı teknoloji konularının başında da yine yapay zekâ uygulamaları geliyor. Tartışmalar ağırlıklı olarak bu uygulamaların etik sınırları ve hâlihazırda olmayan hukuksal zemini üzerine şekilleniyor. Genel olarak yapay zekâ,
insan beynini örnek model şeklinde ele alarak bunu anlamaya ve buradan da “yeni icatlar”, yeni uygulamalar bulmayı hedefliyor. Bu genel tanımlamayı bazı kavramlarla sınırlandırmak mümkün. Hatta makine sektörü açısından daha anlayışlı hale getirmek
için bu alanla ilgili algoritma, makine öğrenmesi ve derin öğrenme olmak üzere üç anahtar kavrama yakından bakmak gerekiyor. ALGORİTMA “AKILLI” DEĞİLDİR Yapay zekâ, algoritmanın
MAKİNE ZEKÂSI
özel bir uygulama yöntemi ve bilgisayar yardımıyla sıralı sorun çözme yöntemidir. Algoritmanın kendisi “akıllı” değildir. 1996 yılında dünya satranç şampiyonu Kasparov’u yenen Deep Blue programının çalışma şartları, nasıl olduğu kesin bilinen ve de değişmez şartlardan oluşmuş bir sistemdi. Dolayısıyla mükemmel bir sistem olmasına rağmen akıllı değildi. Akıllı algoritma denildiğinde kendi kendine öğrenen sistemlerden bahsediyoruz ve bunun da ilk uygulaması makine öğrenmesidir. MAKİNE ÖĞRENMESİ NEDİR? Bu sistemde veriler, belli bilgiler eşliğinde oluşturulan meta verilerin bilgisayara aktarılmasıyla oluşuyor. Klasik bir örnekten hareketle anlatmak gerekirse, bilgisayara 100 köpek resmi girişi yapılır ve bunun yanında da bu resimlerin köpek gösterdiği bilgisi (meta veri) eklenir. Bilgisayar programı değişken fonksiyon durumuna göre istatiksel olasılık üzerinden kendisine gösterilen resimlerden bir örnek ve düzen oluşturmaya çalışır. Gösterilen resmin köpek olup olmadığına dair bir tespitte bulunur. Hâlihazırda yazı ve ses kullanımıyla gerçekleşen otomatik tercüme ve otonom sürüş gibi sistemler makine öğrenmesine iyi birer örnektir. Bu tür sistemlere de yapay zekâ uygulamaları denilmesine rağmen aslında bu örneklerde bilgisayarlar sahip olduğu verileri değerlendirip yüksek olasılık tespiti üzerinden bir sonuca ulaşır veya bir öngörüde bulunur. Yapay zekâ tanımına daha uygun olan uygulama ise derin öğrenmedir. DERİN ÖĞRENMENİN TEMELİNDE İNSAN BEYNİ VAR Makine öğrenmesi
sisteminin en karışık ve karmaşık hale dönüşmüş sistemlerinden birine derin öğrenme (deep learning) deniliyor. Sistemin ana teması, insan beyni örnek alınarak oluşturulmuş bir tür yapay nöronal ağlar sistemidir. Bu sisteme büyük veri denilen oldukça kapsamlı ve büyük bir veri girişi yapılır. Bu büyük veri dizayn edilmiş bir veri değildir (makine öğrenmesinde daha fazla dizayn edilmiş veriler mevcuttur) ve değişik düzlemlerde ihtiyacı olan bilgileri yine farklı bir düzleme aktararak işlem geliştirir. Bu noktada, çok amaçlı ve çok yönlü bir detay analiz yeteneğinden bahsediyoruz. Bu yetenek sayesinde ve kendiliğinden gelişen işlemlerin sonucunda insanı şaşırtan sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu sistem oldukça yeni, başlangıç aşamasında olsa da insan zekâsının yeteneğine, esnekliğine ve çok yönlülüğüne karşın az gelişmiş bir sistem olarak adlandırılabilir. Halen en gelişmiş derin öğrenme sisteminde 100 bin nöronal ağ inşa edilebiliyor ve yakın tarihte bu sayının 10 milyonun üzerinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor. 10 milyon nöronal ağ sistemlerinden oluşacak uygulamalar muhtemelen biz insanları daha da fazla şaşırtacak ama insan beyninde tahmin edilen nöronal ağların yaklaşık 85 milyar seviyesinde olduğu düşünülürse, yapay zekânın hala emekleme döneminde olduğu söylenebilir. YAPAY ZEKÂ VE “MADE IN GERMANY” Almanya’da 1988 yılında kurulan bir yapay zekâ araştırma kurumu bulunuyor. Bu kurum üye şirketler tarafından yürütülüyor. Bunun dışında Fraunhofer Enstitülerinin bazı birimleri ve üniversiteler de bu konuya eğilmiş olmakla
birlikte, dünyada yapay zekâ uygulamaları konusundaki liderlik başta ABD olmak üzere Çin’e ait. Almanya, dünyada yapay zekâ uygulamalarında daha geri pozisyona düşmemek, rekabet gücünü korumak ve geliştirmek için yeni bir strateji oluşturdu. “Yapay Zeka-Made in Germany” teması altında Federal hükümet 3 milyar euroluk bir destek programı açıkladı ve bir o kadar yatırımı da özel sektörden bekliyor. 2019 yılından itibaren geçerli olacak bu programa göre; • Üniversitelerde sadece bu alan için 100 yeni profesörlük kontenjan oluşturulması ve yurt dışından bilim, araştırma insanlarının Almanya’ya çekilmesi için bir destek-motivasyon programı, • İşletmelerin bu alana yönelik yatırımlarının vergiden muaf tutulması, • Eyaletler veya bölgesel bazda yapay zekâ iş bilirlik merkezlerinin kurulması, • Yapay zekâ uygulamalarının test edilebileceği reel laboratuarlar kurulması öngörülüyor. Alman yapay zekâ stratejisinin merkezinde makine öğrenmesi, derin öğrenme, makine-insan etkileşimi ve kendi kendine öğrenen sistemler dikkat çekiyor. Türkiye’nin dijitalleşme stratejisinde de sektörlere hatta alt sektör gruplarına göre planlama yapılmalı. Özellikle ihraç ürünleri için bu çalışma derhal başlatılmalı. Bu planlamada, bahsettiğim üç kavram içeriği beraber ele alınmak ve birlikte yürütülmek zorunda. Bu, nasıl gerçekleşir diye düşünmemize de gerek yok, önümüzde sayısız deney uygulamaları mevcut. Bunları iyi analiz etmemiz ve bir an önce bu konuda hızlı adımlar atmaya başlamamız gerekiyor.
AHMET YILMAZ
TÜRKIYE’NIN MAKINECILERI ALMANYA DANIŞMANI
MAKINE ÖĞRENMESI SISTEMININ EN KARIŞIK VE KARMAŞIK HALE DÖNÜŞMÜŞ SISTEMLERINDEN BIRINE DERIN ÖĞRENME (DEEP LEARNING) DENILIYOR. SISTEMIN ANA TEMASI, INSAN BEYNI ÖRNEK ALINARAK OLUŞTURULMUŞ BIR TÜR YAPAY NÖRONAL AĞLAR SISTEMIDIR. 83 • ARALIK 2018
BİR KONU & BİR KONUK
FIKRI MÜLKIYET HAKLARI EKOSISTEMINDE REFERANS NOKTASI OLMA YOLUNDA:
AIPPI TÜRKİYE AIPPI TÜRKİYE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI KORUMA DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI RIZA FERHAN ÇAĞIRGAN “FIKRI MÜLKIYET HAKLARI, INOVASYONU DESTEKLEYEN, ÜRETIMLE YARATILAN KATMA DEĞERI ÖNCELEYEN, GIRIŞIMCI VE SAĞLIKLI BÜYÜME HEDEFLI EKONOMILER IÇIN ÖNEMLI BIR ARAÇ. BU ARACIN, HAK SAHIBI, KULLANICI, UYGULAYICI, YASA KOYUCU, HUKUKI ÇERÇEVESINI GELIŞTIRENLER TARAFINDAN TOPLUMU BILINÇLENDIRME VE REFAHI ARTIRMA GAYRETIYLE KULLANIMI IÇIN AIPPI TÜRKIYE OLARAK ÇALIŞIYORUZ.” DİYOR.
S
ınai mülkiyet hakkı, yeni bir buluşu, tasarımı, daha önce yapılmamış özgün bir çalışmayı ya da bir üretim tekniğini ilk bulan kişi ve kurumun bu • 84
faaliyetler üzerindeki ticari hakları olarak tanımlanıyor. Buluşlar ve yenilikler, elbette ticari kazanç ve çıkarları da beraberinde getiriyor. Bu anlamda da sınai hak sahipliği, ilgili ürünün ya da
hizmetin belirli bir süreliğine üretme ve satma hakkını buluşu yapan tarafa vermesi açısından iş dünyasında özel bir önem arz ediyor. Bu tür bir hak korumasının olmadığı durumda, her isteyen bu yeni
fikri kullanarak ticari kazanç sağlayabilir ve buluşu yapan taraf mağdur edilebilir; ek olarak özellik teşkil eden bir ürünün herkes tarafından üretilmesi ürünün tüm özelliğinin kaybolmasına
AIPPI TÜRKİYE
neden olabilir ya da tüketiciyi yanıltabilir. Dünyada sınai mülkiyet hakkına ilişkin ilk çalışmalar, Sanayi Devrimi ile paralel olarak 1800’lü yılların ilk yarısında başlamış ve 20 Mart 1883’te imzalanan Paris Sözleşmesi ile sınai hakların kapsamı belirlenerek, sözleşmeye taraf olan ülkelerde koruyucu bir Birlik oluşturulmuştur. 1887’de kurulan Uluslararası Fikri Mülkiyet Haklarını Koruma Derneği de (Association Internationale pour la Protection de la Propriété Intellectuelle-AIPPI) bu çalışmaların sivil toplumda yansıması olarak önemini yüz yıldan uzun süredir korumaya devam ediyor. Türkiye’de, 1 Mayıs 2007 tarihinde, AIPPI’nin önerisi ve davetiyle gerçekleştirilen bir toplantıyla temelleri atılan AIPPI Türkiye Ulusal Grubu ise halen, resmi olarak AIPPI Türkiye Fikri Mülkiyet Hakları Koruma Derneği ismi ile 26 Eylül 2008’den bugüne, fikri mülkiyet haklarının ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde en geniş anlamda korunması, gelişmesi, desteklenmesi ve yaygınlaştırılmasıyla bu hakların korunmasının bir ihtiyaç olduğu bilincinin yerleştirilmesine hizmet edecek çalışmaları sürdürmeye devam ediyor. AIPPI Türkiye Fikri Mülkiyet Hakları Koruma Derneğinin Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Ferhan Çağırgan ile derneğin amaç ve hedeflerinin yanı sıra makine imalat ve ihracatçılarının AIPPI Türkiye ile nasıl iş birliği geliştirebilecekleri, derneğin faaliyetlerinden nasıl yarar sağlayabilecekleri üzerine konuştuk. AIPPI’nin uluslararası alandaki kuruluş hikâyesini bizimle paylaşır mısınız? AIPPI’nin geçmişi sınai hakların korunmasına ilişkin Paris Sözleşmesinin imzalanmasını takiben, 1897 yılına dayanıyor.
Dönemin önde gelen hukuk bilimci ve vekillerinin başlattığı girişimler sonucunda, 8 Mayıs 1897 tarihinde Brüksel’de yapılan ilk kurucular toplantısını yapan AIPPI, Ekim 1897’de Viyana’da ilk Kongresini gerçekleştirdi. Başlangıçta kongreler yılda bir defa gerçekleştirilmişse de ilerleyen zamanlarda sıklaştırılarak devam etmiştir. Dernek çalışmaları, 1914’te başlayan Birinci Dünya Savaşı sebebiyle sekteye uğrasa da AIPPI’nin yeniden dirilişi 1925’te İsviçreli Patent Vekili Eugen Blum’un önderliğinde gerçekleşmiştir. Bu gelişmeyi takiben derneğin ana merkezi İsviçre’ye taşınmış, ileriki yıllarda, bu kez İkinci Dünya Savaşı nedeniyle derneğin aktiviteleri 1938-1946 yılları arasında ikinci kez sekteye uğramıştır. Ancak savaşın ardından yeniden çalışmalarını sürdürmeye başlayan AIPPI’nin kuruluşundan bugüne kadarki gelişimi daimi bir devamlılık göstermiştir. İlk yıllarında dernek, Batı Avrupa ağırlıklı olarak işlev göstermişse de ilerleyen yıllarda Kuzey ve Güney Amerika, Doğu Avrupa, Asya, Avustralya ve Afrika kıtalarına da yayılarak gerçek anlamda bugünkü uluslararası yapısına ulaşmıştır. Böylelikle AIPPI, 1997 yılında Viyana ve Budapeşte’de 100’üncü yılını da kutlamıştır. AIPPI Türkiye’nin kuruluşu ne zaman gerçekleşti? 11 Mayıs 2007 tarihinde, uluslararası derneğin önerisi ve davetiyle Türkiye ulusal grubunun kurulmasına yönelik, İstanbul Ticaret Odasının ev sahipliğinde bir toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantıya uluslararası derneğin hâlihazırda bireysel olarak üyesi olan vekiller de davet edilmişti. Uluslararası derneğe bireysel üyeliği bulunan tüm üyelerin onayıyla AIPPI
Türkiye Ulusal Grubunun kurulmasına yönelik çalışmalar, işte bu toplantıda başlatıldı. Daha sonra uluslararası derneğin 6-9 Ekim 2007 tarihleri arasında Singapur’da düzenlenen toplantısının son günü olan 9 Ekim 2007 tarihinde Türkiye Ulusal Grubunun kuruluşu onaylanarak kabul edildi. 26 Eylül 2008 tarihi itibarıyla tüzel kişilik kazanan ve Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulu bağımsız bir dernek olarak yeni iç mevzuatıyla daha kurumsal bir yapıya kavuşan Fikri Mülkiyet Hakları Koruma Derneği, uluslararası dernekle iş birliği içerisinde, AIPPI Türkiye Ulusal Grubu misyonunu da üstlenmiş bulunuyor. AIPPI Türkiye Ulusal Grubunun ismi, üye sayısı olarak hızla büyümemiz ve gerek ulusal gerekse uluslararası alanda aktif çalışmalarımız nedeniyle bir başarı hikâyesi olarak uluslararası kongrelerde de duyurulmaya devam ediliyor. Derneğin amaçları, hedeflerinden de söz edebilir miyiz? Derneğin en temel amacı, toplumsal gelişmeye katkı sağlayacak biçimde fikri mülkiyet haklarının ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde en geniş anlamda korunması, gelişmesi, desteklenmesi ve yaygınlaştırılmasıyla bu hakların korunmasının bir ihtiyaç olduğu bilincinin yerleştirilmesine hizmet etmek ve bu alanın gerek akademik gerekse de profesyonel anlamda gelişmesine kakı sağlamaktır. Bu amaca yönelik olarak dernek; her türlü ulusal ve uluslararası düzenlemelerin incelenmesi, geliştirilmesi, genişletilmesi ve uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi için gerekli çalışmaları sürdürüyor. Dernek, gücünü, çalışmalarının ve konular itibarıyla ortaya çıkardığı görüş
ve yönergelerinin hem içerik itibarıyla akademik nitelikte olmasından hem de uygulamaya yönelik farklı paydaşların katkısından alırken, çalışmalarını hak sahipleri ve kamu arasında çıkar dengesini gözeterek şeffaf ve kapsayıcı bir anlayışla yapılandırıyor. AIPPI Türkiye’nin sunduğu hizmetleri detaylandırabilir misiniz? AIPPI Türkiye olarak bugüne kadar yapmış olduğumuz faaliyetler sadece fikir aşamasında kalmayan ve Türkiye’de Fikri Mülkiyet Hukuku’nun yol haritasını belirleyen sürekli çalışmalar olmuştur. AIPPI Türkiye Ulusal Grubu, kurulduğu günden bugüne beş büyük uluslararası konferans gerçekleştirdi. Bu konferanslara Türkiye ve dünyadan hâkimler, savcılar, avukatlar, patent ve marka vekilleri ile öğretim üyeleri ve hak sahipleri katılarak, fikri mülkiyet dünyasının gündemdeki konularını, yaşanılan sorunları ve ilgili çözüm önerilerini uluslararası uygulamalar, öğretiler ve yasal düzenlemeler ışığında tartıştı. AIPPI Türkiye Ulusal Grubu üyeleri aynı zamanda düzenli olarak “Masabaşı Toplantıları/ Kahvaltılı Toplantılar” formatlarında bir araya gelerek, konu odaklı çalışmalar da yapıyor. Bu toplantılarda Türkiye ve dünyadaki fikri mülkiyet konusundaki gündem maddeleri tüm üyelerin görüşlerine açılıyor ve sonuçta AIPPI Türkiye Ulusal Grubunun pozisyonunu belirten nihai bir rapor oluşturuluyor. AIPPI Türkiye’nin sürekli faaliyetlerinden bir diğeri ise “Fikri Gündem” adındaki üç aylık dönemlerde yayımlanan e-Bültenidir. Dernek üyeleri tarafından gönüllülük esasına dayanılarak hazırlanan e-Bültende Türkiye ve dünyadaki en güncel fikri 85 • ARALIK 2018
KENDI SEKTÖRÜNÜZDEN ALMAN MÜŞTERILERLE BULUŞUN! VEREINIGTE FACHVERLAGE çeşitli sektörel dergiler ile branşınızı temsil eder ve hedeflediğiniz müşteri grubuna doğrudan ulaşmanızı sağlar.
HEDEF GRUP: Tasarım, geliştirme ve üretim alanlarındaki karar alıcılar; kullanıcı odaklı tahrik teknolojileri pazarındaki uzmanlar ve yöneticiler
www.antriebstechnik.de
HEDEF GRUP: Sanayideki üretim ve şirket yetkilileri ve teknik yönetim kadroları.
www.DerBetriebsleiter.de
FLUIDT E CHNIK HEDEF GRUP: Planlama, projelendirme, konstrüksiyon, üretim ve bakım alanlarındaki mühendisler ve teknisyenler
www.oelhydraulik-und-pneumatik.de
HEDEF GRUP: Sistem mühendisliği alanındaki tasarımcılar, üretim sanayisindeki üretim yetkilileri ve çevre sorumluları, resmi çevre koruma kurumları, mühendislik ve danışmanlık firmaları.
www.wasser-luft-und-boden.de
HEDEF GRUP: Kimya ve petrokimya endüstrisi ile yiyecek-içecek sanayisindeki proses mühendisleri, yöneticiler ve genel müdürler.
www.verfahrenstechnik.de
HEDEF GRUP: Otomasyon çevrelerindeki (Orijinal Ürün Üreticileri OEM'ler) ürün geliştirme uzmanları ve tasarımcılar; makine ve elektrik mühendisliği sanayisindeki sistem entegratörleri ve üretim sorumluları.
HEDEF GRUP: Mobil iş makinelerinin tasarım kademeleri
www.industrielle-automation.net
www.mobile-maschinen.info
HEDEF GRUP: Tüm endüstri branşlarındaki tasarım kademeleri. EOM işletmelerindeki tanınmış tasarım ve AR&GE uzmanları ve yöneticileri.
www.DerKonstrukteur.de
FÖRDERTECHNIK MATERIALFLUSS LOGISTIK
HEDEF GRUP: Sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde, gerek üretim, gerekse diğer şirketlerde lojistik ile ilgili karar alıcılar ve karar alma sürecinde yer alan diğer kişiler. www.foerdern-und-heben.de
HEDEF GRUP: Dünya çapındaki en önemli tüm ekonomik pazarlar ve bölgelerde konstrüksiyon, AR&GE ve imalat kademelerindeki yöneticiler ve karar alıcılar. www.world-of-industries.de
Daha fazla bilgi için benimle irtibata geçiniz! (İngilizce ve Almanca)
Carmen Nawrath Head of Marketing & Corporate Services phone: 0049/6131/992-245 c.nawrath@vfmz.de
AIPPI TÜRKİYE
mülkiyet haberleri, akademik çalışmalar, vaka değerlendirmeleri ve röportajlar yer alıyor. Derneğimizin bir diğer sürekli faaliyeti de AIPPI IP Academy şapkası altında buluş sahiplerinden buluşu ticari değere dönüştürmek konusunda çalışmalar yapan uzmanlara, mühendislerden avukatlara ve fikri sınai mülkiyet konularına ilgi duyan öğrencilere kadar ulaşabildiği pek çok gruba farklı düzeyler ve temalarda fikri ve sınai mülkiyet eğitimleri vermesidir. Söz konusu eğitimlerin hem farkındalığın artmasında hem de teknik ve hukuki bilginin sağlıklı şekilde yaygınlaştırılmasında büyük önem taşıdığını gözlemliyoruz. Makine imalat ve ihracatçıları derneğinizden nasıl faydalanabilir? Derneğimiz, fikri ve sınai haklar alanındaki tüm güncel gelişmeleri takip ederek üyelerine bu konularda seminerler, paneller, eğitimler vermesinin yanı sıra fikri ve sınai haklar alanındaki gelişmelerin Türkiye’de de
bilinmesi için resmi kuruluş ve bakanlıklarla sürekli iletişimini koruyor. Ulusal kanun ve her türlü mevzuat çalışmaları esnasında, gerektiğinde resmi kurum ve kuruluşlarla iş birlikleri yapıyoruz. Bu bakımdan da üyelerimize, faaliyet alanları itibarıyla ilgili konularda gerçekleşecek değişiklikler ve tasarılar konusunda resmi kuruluşlar nezdinde temsil edilme imkânı sağlıyoruz. AIPPI üyeleri, tüm bu çalışmalara aktif olarak katılarak hem sektör hem de şirketleri için katma değer yaratma imkânına sahip olabiliyor. Makine imalat ve ihracatının marka, patent, tasarım gibi sınai haklarla iç içe olan bir sektör olduğu ise açıktır. Derneğimize üye olunmasıyla birlikte, makine imalat ve ihracatçıları, tüm fikri ve sınai haklar alanında güncel sektörel bilgilere ulaşma, bu anlamda kahvaltılı toplantılara, yuvarlak masa toplantılarına, hâkim, savcı, avukat, patent ve marka vekili, öğretim üyelerinin katılımlarıyla gerçekleşen seminer
ve konferanslara ücretsiz katılım ve diğer AIPPI etkinlikleri ve hizmetlerinden yararlanma imkanı bulacaktır. Tüm bunların yanında, derneğimiz, iş birliği yaptığı çeşitli kurum ve kuruluşlardan AIPPI üyelerine özel sağlanan imkânlardan yararlanmayı da sağlamakta ve üyelerinin sektör paydaşları arasında bilinirlik kazanmalarına da aracılık etmektedir. Farklı örgütler ve/veya platformlarla iş birlikleriniz nelerdir? AIPPI Türkiye olarak Türkiye’de fikri ve sınai mülkiyet alanında hizmet veren gerçek ve tüzel kişilerce en çok üyeye sahip derneğiz. Aynı zamanda bizim gibi yine bu alanda farklı konularda aktif olan Patent ve Marka Vekilleri Derneği (PEM), Fikri Mülkiyet Vekilleri Derneği (FICPI Türkiye), Teknoloji ve Lisans Yöneticileri Derneği (LES Türkiye), TÜSİAD Fikri Haklar Çalışma Grubu, TOBB gibi birçok ulusal ve uluslararası dernek ve kuruluşla da devamlı ve etkin iş birliği içindeyiz.
RIZA FERHAN ÇAĞIRGAN KİMDİR? • Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olan Rıza Ferhan Çağırgan, halen fikri ve sınai haklar alanında uzmanlaşmış bir avukat ve marka ve patent vekilidir. • Yerli ve yabancı pek çok ulusal ve uluslararası sivil toplum örgütü ve bu kuruluşların her kademesinde çeşitli komitelerinin aktif üyesi olan Çağırgan, • AIPPI Türkiye Fikri Mülkiyet Hakları Koruma Derneğinin de Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütüyor. • Rıza Ferhan Çağırgan, evli ve bir çocuk babasıdır.
87 • ARALIK 2018
ANALİZ
TEKNOLOJİSİZ NEREYE KADAR BÜYÜYEBİLİRİZ? ALPER KARAKURT
MAKINE İHRACATÇILARI BIRLIĞI DANIŞMANI
SANAYİ DEVRİMİNDEN İTİBAREN İKTİSAT TARTIŞMALARINDA YER ALMAYA BAŞLAYAN TEKNOLOJİ VE BÜYÜME İLİŞKİSİ HALEN İŞ DÜNYASINA EN ÇOK KONUŞULAN BAŞLIKLARDAN BİRİ OLMAYA DEVAM EDİYOR. “TÜRKİYE’NİN YENİ BİR BÜYÜME HİKÂYESİNE İHTİYACI VAR” DEDİĞİMİZDE DE ASLINDA BASİT BİR ŞEKİLDE, TÜRKİYE’NİN YENİ BÜYÜME HİKÂYESİNİN TEMELİNDE YER ALMASI GEREKEN UNSURLARIN VERİMLİLİK, TEKNOLOJİ VE AR-GE OLMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLÜYORUZ.
I
ktisadi büyüme, özellikle Sanayi Devrimini izleyen süreçte, iktisat tartışmalarının merkezinde yer almaya başladı. Bu süreçte klasik iktisatçılar, büyümeyi emek ve uzmanlaşma odaklı ele alırken, 1780’li yıllardan itibaren “içsel teknolojik • 88
gelişme” ve “Ar-Ge” ile ilişkili teoriler ortaya çıkmaya başladı. 1776’da iş bölümüne dikkat çeken Adam Smith, makine kullanımının verimliliği artırdığı görüşündeydi; 1817’de ise David Ricardo makineye teknik bilgi boyutuyla bakıyordu. 1848 devrimlerinin
başarısız olması sonucunda Londra’ya taşınan Karl Marx da 1850’li yıllarda British Museum’da önemli gözlem ve araştırmalar gerçekleştirmiş, burada okuduğu kitapların etkisiyle Kapital’in ilk baskısında “teknoloji” kavramını üretkenliği çoğaltıcı bir unsur
olarak ele almıştı. Ancak sonraki baskılarda, bunun yerine, Almanca karşılığı olan “technik” kavramını kullandı. Yine, 1920’de bir Avusturya bankasında müdürlük de yapan Joseph Alois Schumpeter, inovasyonu toplumsal, kurumsal ve ekonomik yapıların
TEKNOLOJİSİZ NEREYE KADAR BÜYÜYEBİLİRİZ?
sürekli dönüşümünü sağlayan dinamik bir kuvvet olarak resmediyordu. Aslında sosyoloji ve antropoloji mezunu olan Nobel İktisat Ödülü sahibi Robert Solow ise iktisada, eşinin önerisi ile yönelmişti. “Ekonomideki bir teknolojik değişim, üretimde neredeyse bir patlamaya neden olacak biçimde büyümeye sebebiyet verecektir” diyen Solow’a göre az gelişmiş ülkeler, zengin ülkeleri daha hızlı büyüyerek yakalayacaktır. Ancak uzun vadede büyümek için teknolojiye ihtiyaç vardır. Ne var ki Solow teorisinde, bu teknolojinin nereden geleceği belli değildir. 1990’larda ABD’li iktisatçı Paul Romer de teknolojiyi “içsel” yani ekonominin içinde üretilen bir şey olarak ele GRAFİK 1 - 2010 İLE 2017 YILLARINDA TÜRKİYE’DEKİ AR-GE HARCAMALARININ PAYLARI (YÜZDE)
TÜRKİYE 2010 %1
%11
YURT DIŞI KAYNAKLI
KAMU
%88
ÖZEL KESİM
TÜRKİYE 2017 %5 %9 YURT DIŞI
KAMU
KAYNAKLI
%86
ÖZEL KESİM Kaynak: TÜİK
alan yeni bir büyüme teorisi dalgasına öncülük etmiştir. TEKNOLOJİNİN KAYNAĞI OLARAK AR-GE Bugün içsel olduğunu bildiğimiz teknolojinin en önemli kaynağı Ar-Ge olarak karşımıza çıkıyor. Kabaca, bilgi stokunun yükselmesi ve bunun yeni uygulamalar tasarlamak üzere kullanılmasına ilişkin sistematik ve yaratıcı çalışmalar bütünü olarak tanımlanan Ar-Ge’nin etkilerine ilişkin son dönemde yapılan çalışmalarda aşağıdaki sonuçlara ulaşılıyor: • Ar-Ge harcamalarının verimlilik üzerine etkilerini inceleyen çalışmalarda, özel Ar-Ge harcamalarının sosyal getiri oranının, fiziki yatırımlarınkinden fazla olması, • Özel kesim Ar-Ge faaliyetlerinin sosyal getiri oranının, kamu kesimine oranla yüksek olması, • Kamu Ar-Ge stokunun verimlilik elastikiyetinin, üniversiteler ve özel kesim Ar-Ge yoğunluğunun fazla olduğu ülkelerde daha yüksek gerçekleşmesi, • Ekonomi geneli için hesaplanan Ar-Ge getirilerinin, yalnızca imalat sanayisindekine göre çok daha yüksek olması. • Gelişmekte olan ülkelerde düşük Ar-Ge yatırımlarına karşılık kayda değer verimlilik artışlarının gerçekleşmesi; dış ticaret yoluyla ortaya çıkan uluslararası bilgi yayılmalarının etkisinin bu durumun gerekçesi olarak öne sürülmesi, • İleri teknolojili üretimin yapıldığı sektörlerde yürütülen Ar-Ge faaliyetlerinin, kişi başına GSYİH’nin uzun dönemli büyüme oranında ek bir yükselişe yol açmamasına rağmen yüksek teknolojili sektörlerdeki özel Ar-ge harcamalarının büyüme üzerinde
TABLO 1 - TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜNÜN AR-GE PERFORMANS GÖSTERGELERİ (YÜZDE) 2010
2017
AR-GE HARCAMASI
4,35
4,33
AR-GE İNSAN GÜCÜ (TAM ZAMAN EŞDEĞER)
6,92
5,79
Kaynak: TÜİK
GRAFİK 2 - 2009-2017 DÖNEMİNDE MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TOPLAM AR-GE HARCAMASINDAN ALDIĞI PAY (YÜZDE) 6
5
4,9
5,1
4,8
4,5
4
4,3
2016
2017
4,3 3,9
3 2009
4,2
2010
2011
2012
2013
2014
3,8 2015
Kaynak: TÜİK
yayılmalar yoluyla ek bir pozitif etki doğurması, • Ar-Ge harcamalarının verimlilik üzerindeki etkilerinin, geçmişe göre günümüze yaklaştıkça çoğalması, • Yurt içi Ar-Ge yoğunluğundaki artışın, ülkeler arasındaki Ar-Ge iş birliklerini hızlandırıyor olması. Uzun dönemli ve farklı ülkelerin verileriyle yapılan bu analiz sonuçları, Ar-Ge harcamalarının yalnızca milli gelire oranı üzerinden rakamsal bir ifadeden ibaret bakış açısıyla ele alınmasının yeterli olmayacağı; bileşenleri, kaynakları, finansmanı başta olmak üzere Ar-Ge’nin ekonomi üzerindeki çok yönlü etkilerini ortaya çıkaran tüm unsurlarla birlikte ele alınması gerektiği şeklinde yorumlanabilir. TÜRKİYE’DE “BÜYÜME” Her zaman söylediğim gibi, “Türkiye’nin yeni bir büyüme hikâyesine ihtiyacı var” denildiğinde, aslında bambaşka şeylerden
bahsetmiyoruz; çok basit bir şekilde, Türkiye’nin yeni büyüme hikâyesinin temelinde yer alması gereken unsurların verimlilik, teknoloji ve Ar-Ge olması gerektiğini söylüyoruz. Bu ay içerisinde açıklanan 2017 yılı Ar-Ge verilerine göre, Türkiye’deki Ar-Ge harcamalarının GSYİH’ye oranı yüzde 0,96 seviyesinde gerçekleşmiş. Grafik 1’den de görüleceği üzere, krizden sonraki yıl olan 2010 ile 2017 yılları karşılaştırıldığında, Ar-Ge harcamalarının deseninde bir farklılaşma olduğu görülebilir. 2017’de kamu ve özel kesimin Ar-Ge’nin finansmanındaki payları azalırken, yurt dışı kaynaklı finansman yüzde 5 paya sahip olmuş. Önemli bir diğer bakış açısı ise makine sektörünün (28-Başka yerde Sınıflandırılmamış Makine ve Ekipman) Ar-Ge performansıdır. Tablo 1’de, makine sektörünün 2010 ve 2017 yılları için Ar-Ge performans göstergelerini görebiliyoruz. 89 • ARALIK 2018
TEKNOLOJİSİZ NEREYE KADAR BÜYÜYEBİLİRİZ?
TABLO 2 - 2015 YILI GELİŞEN ÜLKELERİN MAKİNE SEKTÖRLERİNİN AR-GE HARCAMASINDAN ALDIĞI PAYLAR (YÜZDE) ÜLKE
PAY
ÇİN
11,0
SLOVAKYA
9,8
ÇEKYA
8,1
MACARİSTAN
4,6
TÜRKİYE
3,8
SLOVENYA
3,4
ROMANYA
1,0
Kaynak: OECD
TABLO 3 - 2015 YILI GELİŞMİŞ ÜLKELERİN MAKİNE SEKTÖRLERİNİN AR-GE HARCAMASINDAN ALDIĞI PAYLAR (YÜZDE) ÜLKE
PAY
İTALYA
11,7
ALMANYA
9,0
JAPONYA
9,5
GÜNEY KORE
5,6
TÜRKİYE
3,8
Kaynak: OECD
Görüleceği üzere, 2010 yılında makine sektörünün Türkiye toplam Ar-Ge harcamasından aldığı pay yüzde 4,35 iken, 2017’de bu oran yüzde 4,33 olarak gerçekleşmiş. Aynı dönemler Ar-Ge yapan insan gücü olarak (personel sayısı, tam zamana çevrildiğinde) incelendiğinde ise 2010 yılında yüzde 6,92 olan payın 2017’de yüzde 5,79’a gerilemesi dikkat çekiyor. Yani, aradan geçen sekiz yılda makine sektörünün Ar-Ge harcamalarından aldığı göreli pay değişmezken, Ar-Ge personeli sayısında göreli bir gerileme söz konusu. Diğer bir deyişle, sektör aynı orandaki Ar-Ge harcamasını görece düşük insan kaynağıyla gerçekleştirmiş de diyebiliriz. Makine sektöründe ortaya çıkan bu gerileme, özellikle yetişmiş personel ve insan kalitesi açısından
düşünüldüğünde bir soru işareti doğuruyor. Grafik 2 ise makine sektörünün 2009-2017 yılları arasında ekonomi genelindeki Ar-Ge harcamalarından aldığı payları ortaya koyuyor. Kriz sonrası dönemde yüzde 5,1’e kadar yükselen pay, 2015’te ise yüzde 3,8’e kadar gerilemiş, sonrasında yeniden ivme kazanarak 2017’de yüzde 4,3 olmuş. Tablo 2 ve Tablo 3’te ise Türkiye ile diğer seçilmiş ülkelerin makine sektörlerinin, ülkenin Ar-Ge harcamasından aldığı paylar gösteriliyor. Tablo 2’de gelişme yolundaki ülkeler, Tablo 3’te de gelişmiş ülkelere ait karşılaştırma izlenebilir. Her iki tabloda yer verilen oranlar OECD’nin iş girişimleri veri setinden alınarak hesaplanmış ve söz konusu veri setinde ülkelerin karşılaştırılabilir en son
verileri 2015 yılına ait, bu yüzden de hem Türkiye’nin hem de seçilmiş ülkelerin 2015 yılı verileri üzerinden hesaplama yapıldığını söylemeliyiz. Tablo 2’den de görüleceği üzere Slovenya ve Romanya dışındaki ülkelerin makine sektörlerinin Ar-Ge harcamasından aldığı pay Türkiye’nin üzerindeyken, gelişmiş ülkelerle olan karşılaştırmada incelenen ülkelerin tamamındaki makine sektörlerinin Ar-Ge harcaması toplamından aldığı payın Türkiye’den daha yüksek olduğu görülüyor. Bu analizler ışığında; Türkiye’deki makine sektörünün Ar-Ge performansında istenilen seviyede olmadığını söyleyebiliriz. Verimlilik, ekonomik büyümede özellikle önem arz eden bir başlıktır. Verimlilik, uzun vadede ekonomik büyümenin ve refah artışının
temelini oluşturur. Bu nedenle tüm üretim faktörlerindeki verimlilik artışının, bir ekonomik gelişme göstergesi olarak dikkatle takip edilmesi gerekir. Verimlilik artışlarından elde edilecek küçük de olsa kazanımlar, uzun dönemde ülkenin kalkınmasında çok önemli bir etki doğurur. ABD ekonomisine ilişkin yapılan bir çalışmada, 100 yıllık ortalamada ABD’nin büyüme hızının yüzde 1,5 olduğu tespit edilmiş; uzun dönemde yaşanacak 1 puanlık düşük büyümenin ise ABD’nin mevcut ekonomik gücünden çok uzakta, Meksika ile Polonya arasında bir ekonomik büyüklüğe sahip olacağını ortaya koymuştu. Bu örnek, bize uzun dönemde verimlilik artışlarından elde edilecek küçük de olsa kazanımların neden önemli olduğunu net bir şekilde gösteriyor. 91 • ARALIK 2018
FUAR ROTASI
MAKİNE İHRACATÇILARI DÜNYA FUARLARINA KATILMAYA DEVAM EDİYOR MAKİNE İMALAT SEKTÖRLERİNİN YOĞUN FUAR DÖNEMİ DEVAM EDERKEN, HEDEF PAZARLARA YÖNELİK TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’NİN DÜZENLEDİĞİ FAALİYETLERİN YANI SIRA TÜRK MAKİNE İHRACATÇILARI, SEKTÖRLERİNE ÖZEL ÖNEMLİ YURT DIŞI BULUŞMALARA KATILMAYI SÜRDÜRÜYOR. BU KAPSAMDA, 2-5 NİSAN 2019 TARİHLERİNDE PLAST EXPO UA (UKRAYNA) FUARI İÇİN UKRAYNA’NIN BAŞKENTİ KİEV’E GİDECEK OLAN TÜRK MAKİNE İHRACATÇILARI, 8-14 NİSAN 2019 TARİHLERİNDE İSE ALMANYA’NIN MÜNİH KENTİNDE DÜZENLENECEK BAUMA MÜNİH FUARINA TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ İLE BİRLİKTE KATILACAK. BU İKİ ÜLKE VE ŞEHRİN TARİHSEL DOKUSU, ETNİK TATLARI VE ALIŞVERİŞ DURAKLARINI, MAKİNE SEKTÖR TEMSİLCİLERİ İÇİN ARAŞTIRDIK. MÜNİH
• 92
KİEV & MÜNİH
KİEV
U
krayna’nın başkenti ve en kozmopolit kenti olan Kiev, Goethe’nin Kiev için söylediği “İçinde parklar olan şehirler gördüm ama parkın içinde şehri ilk kez görüyorum” sözlerine yakışır şekilde halen yeşil alan yoğunluğunu koruyan bir şehir. Avrupa’nın en hareketli gece hayatına sahip şehirlerinden biri olarak da gösterilen Kiev, tarihi mirası, zengin kültürü ve yeşil doğasıyla Ukrayna’nın en güzel şehri olmaya devam ediyor. Kiev adı, beşinci yüzyıl Orta Çağ efsanelerine kadar uzansa da tarihi belgelerdeki en eski Kiev yazımına MS 1000 tarihlerinde rastlamaya başlıyoruz. Şehir,
mitolojiye göre üç erkek kardeş tarafından kurulmuş: Kyi, Shchek ve Khoryv. Bunlardan Kyi, Kiev’e ismini veren kardeş olarak kabul edilirken, Kiev’in en eski yerleşim bölgelerinden biri de Khoryv olarak anılıyor. Bununla birlikte, Ukrayna’nın içinde bulunduğu topraklardaki medeniyetler tarihi ise 7 bin yıllık bir birikime sahip. Hunlar, Gotlar, Romalılar, Slavlar ve Kazaklara yurtluk yapan Ukrayna, Rus İmparatorluğu’nun da doğduğu topraklar olarak biliniyor. Kiev, halen Sovyetler Birliği döneminin etkilerini taşıyan, doğal güzellikleriyle turistleri ve gezginleri adeta büyüleyen bir şehir olmayı
sürdürüyor. Kiev’e gitmek için en uygun zaman ise tüm botanik bahçelerinin çiçek açtığı ilkbahar ve yaz ayları olarak tavsiye ediliyor. Almanya’nın tüm güneydoğusunu kapsayan en büyük eyaleti Bavyera’nın başkenti olan Münih’in ismi, eski Almancada kullanılan “keşişler tarafından” anlamına gelen Munichen kavramından geliyor. Nüfus açısından Almanya’nın en büyük üçüncü şehri olan Münih, yaklaşık 1,5 milyonluk bir nüfusa sahip. Kültürel zenginliği ile ünlü olan Münih, bu bağlamda Berlin’den sonra ikinci sırada yer alıyor. İkinci Dünya Savaşı’nda ciddi zarar gören şehir, savaştan sonra tekrar inşa edilmiş
ve yapılan yeni mimaride 1800’lü yılları anımsatan bir dokunun oluşturulmasına önem verilmiş. Bavyera dükü III. Heinrich’in tuz ticaretine yeni bir yol açmak için kurduğu kent Bavyera krallarının hâkimiyetinde Avrupa’nın en önemli şehirlerinden biri olurken, günümüzde de sanat, kültür, eğitim, ileri teknoloji, inovasyon, turizm ve endüstride önde gelen şehirler arasında gösteriliyor. Önemli dünya markaları BMW, Siemens, MAN, Allianz Sigorta gibi birçok markanın ev sahipliğini yapan kent, ayrıca yazılım, servis hizmetleri, biyoteknoloji alanlarında da Almanya’nın önde gelen merkezlerinden biri olarak gösteriliyor. 93 • ARALIK 2018
FUAR ROTASI
KİEV NEREDE GEZİLİR? ÖZGÜRLÜK MEYDANI Maidan Nezalezhnosti yani Özgürlük Meydanı, başkent Kiev’in merkez meydanıdır. Khreshchatyk Caddesi üzerinde yer alan meydan, 19’uncu yüzyılın başlarına kadar Keçi Bataklığı (Kozyne Boloto) olarak bilinen boş bir arazi iken 1830’lu yıllardan itibaren yerleşime açılmış. Ünlü Ukraynalı yazar Taras Şevçenko’nun da yaşadığı bölge, Rus Sanayi Devrimi’yle birlikte Kiev’in ticaret merkezi haline gelmiş. 1876’da Kiev Şehri Duma Binası’nın yapılmasıyla Duma Meydanı olarak anılan meydan, Ukrayna’daki toplumsal olaylarda bir buluşma noktası olması sebebiyle, günümüzde de adından sıkça söz ettiriyor. AZİZ SOFYA KATEDRALİ 11’inci yüzyılda inşa edilen ve Kiev’in sembol yapılarından olan Aziz Sofya Katedrali, 1990 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne de kabul edilmiş; Ukrayna’nın yedi harikasından biri olarak gösterilen mimari bir şaheserdir. 2011’de
1000’inci yaşını kutlayan ve günümüzde müze olarak kullanılan katedralde korunan 11’inci yüzyıldan kalma mozaik ve freskler ise dünyanın o devirden kalan en büyük fresk ve mozaik koleksiyonu olarak gösteriliyor. MARIYINSKY SARAYI VE PARKI Dinyeper Nehri’nin engebeli kıyısında bulunan saray, 1744’te Rus İmparatoriçesi Elizaveta Petrovna tarafından inşa edilmiş ve günümüzde Ukrayna Cumhurbaşkanı’nın Kiev’deki resmi tören evi olarak kullanılıyor. Mariyinsky Sarayı, aynı zamanda Kiev’deki en büyük parklardan birine ev sahipliği yapması ve halkın hafta sonlarında bu parkı yoğun olarak kullanıyor olmasıyla da Kiev’in en hareketli bölgelerinden biri olarak dikkat çekiyor. RODINAMAT (ANAVATAN) ANITI Anavatan Anıtı, 102 metre yüksekliği ile Kiev’in her yerinden görülebiliyor ve New York’taki Özgürlük RODINAMAT (ANAVATAN) ANITI
ÖZGÜRLÜK MEYDANI
Heykeli’nden yüksek olduğu söyleniyor. Ukrayna’nın İkinci Dünya Savaşı’nda çektiği acıları simgeleyen anıtın altında ise yine bu döneme ait çok sayıda eserin yer aldığı bir savaş müzesi yer alıyor. Çelikten inşa edilen anıtın sağ elindeki kılıcın ucu ise Ortodoks dinin önemli hac merkezlerinden biri kabul edilen Pechersk Lavra’nın haçından daha yüksekte olduğu için kesilmiş. ALIŞVERİŞ Kiev’de çok sayıda büyük alışveriş merkezleri ve süpermarket zincirlerinin yanı sıra halk pazarları ve el işi ürünlerin sergilendiği küçük dükkânları da bulabilirsiniz. Shevchenka Bulvarı, Khreshchatyk Caddesi ve Krasnoarmeyskaya Caddesi’nde popüler markaların çok sayıda mağazası yer alırken, Andrevsky Yokuşu ise el işi ve sanatsal ürünlerin merkezi konumunda bulunuyor. NEREDE KALINIR? Kiev’de hesaplı ve konforlu konaklama konusunda çok fazla seçenek bulabilirsiniz. Bu nedenle seyahat rotanıza uygun bölgelere ve özellikle metro istasyonlarına yakınlığı gözeterek konaklama tercihinizi yapmanız daha uygun olabilir. Şehirde, dünyaca ünlü zincir otellerden
• 94
apart dairelere ve butik otellere varan oldukça fazla sayıda konaklama tercihiniz bulunuyor. ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Kiev’in ulaşım sisteminde en zorlayıcı konu, trafik ve yön levhalarının sıklıkla Kiril alfabesinde yazılmış olması. Bu nedenle bir sözlük ya da mobil çeviri uygulamaları oldukça işinize yarayabilir. Bununla birlikte şehirde otobüsler, troleybüsler ve taksinin yanı sıra ucuz ve kapsamlı bir metro ağı da bulunuyor. Şehirde ulaşımın bir hayli ucuz olduğunu da söylemeliyiz. Bu nedenle popüler taksi uygulamalarıyla da hızlı ve konforlu yolculuk yapılabilir. DAMAK TADI Genel olarak, Avrupa standartlarına göre ucuz bir kent olan Kiev’de yemek konusunda da göreli bir ucuzluktan söz edilebilir. Turistik mekanlar dışında şehirde sağda solda harika ve ucuz yiyecekler bulabilirsiniz. Borscht çorbası, chebureki, Kiev tavuğu ve mlyntzi Kiev’in yöresel lezzetleri olarak öne çıkarken, fırıncılık ürünleri de son derece aromatik ve lezzetli hazırlanıyor. Ancak Kiril alfabesi ile yazılan menüleri çözmek için yine mobil uygulamalardan faydalanmanız gerekebilir.
KİEV & MÜNİH
MÜNİH NEREDE GEZİLİR? MARIENPLATZ Her şehrin bir kalbi vardır ve Marienplatz da Münih’in kalbi olarak gösteriliyor. 1158 yılından bu yana önemli bir meydan olan Marienplatz geçmişte suçluların idam edildiği noktalardan biriymiş. Adını, 30 Yıl Savaşları boyunca devam eden İsveç işgalinin sona ermesini kutlamak amacıyla 1658’de yapılan Bakire Meryem Heykeli’nden alan meydan, Neues Rathaus (Yeni Belediye Sarayı) ile Altes Rathaus’a (Eski Belediye Sarayı-günümüzde Mühih Oyuncak Müzesi olarak hizmet veriyor), Münih Katedrali adıyla da anılan Frauen Kirche’ye, 11’inci yüzyıl yapısı olan Aziz Peter Kilisesi’ne, 1979’da Münih’in çağdaş sanat alanı olarak ortaya çıkan ve sekiz metre yüksekliğindeki bir cam kubbenin altındaki 650 metrekarelik beş koridorlu sanat galerisini oluşturan Rathausgalerie’ye ve elbette onlarca mağaza, kafe ve restorana da ev sahipliği yapıyor. İNGİLİZ BAHÇESİ Avrupa’nın en büyük kent parkları arasında sayılan İngiliz Bahçesi (Englischer Garten), 1789’da Karl Teodor’un Isar Nehri kıyısına halkın kullanabileceği bir yeşil alan oluşturulması yönündeki emri doğrultusunda kurulmuş. Günümüzde konuklarına sunduğu keyifli olanaklar nedeniyle gezginlerin Münih gezilecek yerler listelerinin vazgeçilmezlerinden biri olan park, 3,7 kilometrekarelik alanı kaplıyor. Parkta o kadar fazla sosyal aktivite imkânı var ki, isterseniz nehir sörfü bile yapabilirsiniz.
MARIENPLATZ
NYMPHENBURG SARAYI Eski Şehir’in çok yakınındaki Nymphenburg Sarayı’nın yapımı 1664-1758 yılları arasında 64 yıl sürmüş. Tarihi yapı, 1918 Devrimi’ne kadar Wittelsbach Ailesi’ne aitmiş ancak bu olay sonrasında Barok stildeki yapının mülkiyeti kamuya geçmiş ve eskiden sahibi olan aileye sınırlı oturma hakkı tanınmış. Saray, günümüzde görkemli bahçeleri ve bünyesinde barındırdığı müzelerle Münih’in en önemli cazibe noktaları arasında gösteriliyor. Özellikle İnsan ve Doğa Müzesi, Taş Salon, Güzel Kadınlar Galerisi ve At Arabaları Koleksiyonu mutlaka görülmeli. DEUTSCHES MUSEUM Bilim ve teknoloji alanında dünyanın en büyüğü olan Deutsches Museum, 1903 yılında Oscar von Miller öncülüğünde Alman Mühendisler Odası tarafından kurulmuş. Isar Nehri üzerindeki bir adaya 1772 yılında askeri amaçla inşa edilen bir yapıda faaliyetlerini sürdüren müzenin, her yaş grubundan bireye hitap eden geniş koleksiyonu 100 binden fazla objeden oluşuyor.
dünyaca ünlü tasarımcıların açtıkları butikler, zincir moda mağazaları, Alman menşeli elektronik ürünleri barındıran mağazalar ve Rokoko tarzı Nymphenburg porselenleri satan dükkânlar bulunuyor. NEREDE KALINIR? Münih’te değişik fiyat aralığında olmasına rağmen kalite düzeyi aynı olan çok sayıda otel bulunuyor. Öğrenci kenti olması, kültür turizminin yanı sıra ticaret açısından da öneminin bulunması Münih’te fiyat çeşitliliğini ve sayı fazlalığını sağlayan nedenler olarak öne çıkıyor. Zamandan tasarruf sağlamak isteyen gezginler için Altstadt (Eski Şehir) ve Marienplatz konaklama için daja uygun olabilir çünkü bu bölgeler fiyat açısından yüksek gibi görünse de toplu ulaşıma gerek bırakmadan gezilecek yerlere ulaşmak, yolda zaman harcamamak gibi avantajlar da sağlıyor.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Münih toplu ulaşım sistemi metro (U-Bahn), banliyö treni (S-Bahn), tramvay ve otobüslerden oluşuyor. Metro en hızlı ulaşımı sağlarken, banliyö treni dış mahallelerden kent merkezine ulaşımı kolaylaştırıyor. U-Bahn ve S-Bahn kadar sık olmasa da tramvaylar 24 saat kesintisiz seyahat için ideal çözüm sunarken, otobüsler ise metro ve tren seferlerini yapılmadığı yerler için uygun taşıtlar. DAMAK TADI Münih’in de içinde bulunduğu Bavyera Bölgesi’nde ana yemekler genellikle et yemeklerinden oluşuyor ve bu yemeklerde av hayvanlarının etleri de kullanılıyor. Blau olarak bilinen alabalık da Münih’te sıkça tüketiliyor. Şehirde hemen hemen her yemeğin yanında patates ya da ekmekten yapılmış “knödel” servis edilirken, Almanya’da çok sayıda ve farklı lezzetlerde sosisler de sıkça tüketiliyor. Münih’te en sevilen diğer Alman lezzetleri ise bir tür tuzlu çörek olan “pretzel”, pastırma ve dana etinden yapılan aperatif “leberkas”, patatesli krep “obatza”, bir tür güveç olan “auflauf”, kızartılmış sosis “bratwurst” ve mantar soslu pirzola “jagerschnitzel” şeklinde sıralanabilir. İNGİLİZ BAHÇESİ
ALIŞVERİŞ Almanya’nın moda başkenti olarak anılan Münih, alışveriş tutkunlarını tatmin edecek kadar fazla seçeneği barındırıyor. Bu seçenekler arasında 95 • ARALIK 2018
KİTAP
DOĞRU KARAR ALMANIN TÜYOLARI WHARTON İŞLETME OKULU SİYASET BİLİMİ KÜRSÜSÜ SAHİBİ PHILIP E. TETLOCK İLE GAZETECİ YAZAR DAN GARDNER’İN BİRLİKTE KALEME ALDIKLARI SÜPERTAHMİN, İŞ YAŞAMINDA, ÜRÜN LANSMANINDA, GÜNLÜK HAYATTA, SİYASETTE VE HEMEN HER ALANDA NELER OLABİLECEĞİNİ ÖNCEDEN DÜŞÜNÜP DOĞRU BİLMEYE YÖNLENDİREN İLGİNÇ BİR KİTAP.
E
fsaneye göre MÖ 550’li yıllarda, Lidya Kralı Krezüs (Kârun), dünyanın en erken tahmin yarışmalarından birini düzenler. Yedi kâhine temsilciler göndererek, onlardan kendisinin o gün ne yapacağını tahmin etmelerini ister. Delfi Kâhini Pythia, doğru cevap vermiştir: Kral kuzu ve kaplumbağa yahnisi pişirecektir. Krezüs, bu yarışmayı sadece meraktan dolayı düzenlememiştir; kralın vermesi gereken bir karar vardır. Güvenilir bir kâhin bulduğundan emin olan Kral, Pythia’ya Perslere saldırıp saldırmaması gerektiğini sorar. Kâhin de, eğer saldırırsa büyük bir imparatorluğu yok edeceğini söyler. Krezüs saldırır, fakat yenilir. Sorun, kehanetin yorumlanmasındadır: Pythia hangi büyük imparatorluğun yıkılacağını söylememiştir. Bu hikâye, gerçek ya da uydurma olabilir; fakat Krezüs’ün yenilgisi bazı
SÜPERTAHMİN: İSABETLİ TAHMİN VE İYİ YARGININ BİLİM VE SANATI Yayınevi: Optimist Yayın Grubu Yazar: Philip E. Tetlock, Dan Gardner Çeviri: Ümit Şensoy, Nadir Özata, Taner Gezer Tür: Yönetim, İş Geliştirme Basım Yılı: 2018 Sayfa Sayısı: 344 • 96
gerçekleri ortaya koyuyor: Tahmin etmek zordur ve uzmanlar öngörüleri doğru çıkmadığı zaman, genellikle tam tersi, onların çıktığını iddia eder. Yine de, yanlışsız tahminler, hayatın her alanında sağlam karar vermek için esas teşkil eder. Wharton İşletme Okulu siyaset bilimi kürsüsü sahibi Philip E. Tetlock ile gazeteci yazar Dan Gardner’le birlikte kaleme aldıkları Süpertahmin (Superforecasting) isimli kitap, süper tahmincilerden neler öğrenebileceğimizi anlatıyor. Doğru tahminde bulunmanın güçlü bilgisayarlar ve gizemli yöntemler gerektirmediğini, farklı kaynaklardan kanıt toplamakla, olasılığa dayalı düşünmekle, ekipler halinde çalışmakla, işaretlere dikkat etmekle ve en önemlisi de hatayı kabul edip izlenen yolu değiştirmekle mümkün olacağını gösteriyor. SÜPER TAHMİNCİLER KİMLERDİR? Peki, daha iyi tahminde bulunmanın sırrı nedir? “Hepimiz tahmin yapıyoruz. İş değiştirirken, evlenirken, ev alırken, yatırım yaparken, yeni bir ürün çıkartırken ya da emekli olurken. Hepimiz, kararlarımızı, geleceğin ne ortaya koyacağına yönelik beklentilerimiz üzerine inşa ediyoruz” diyen Philip E. Tetlock, 2011’de ABD hükümeti tarafından desteklenen İyi Muhakeme Projesi (The Good Judgement Project) kapsamında aralarında dansçılar, film yapımcıları,
çiftçiler, emekli boru hattı döşeme uzmanları gibi çok farklı konularda bilgi sahibi on binlerce kişiye küresel olaylarla ilgili tahmin yaptırdı. Her biri gönüllü olan bu kişilerden bazıları, muazzam bilgiye sahip kuruluşlar ve analistleri aşan bir tahmin performansı göstermişti ve bu “süper tahminciler” grubunun çoğu, profesyonel analist olmamakla birlikte, zekâ ve açık görüşlülük testlerinde yüksek puan alan insanlardan oluşuyordu. TAHMİNLER DE GÜNCELLENEBİLİR Ancak “süper tahminciler” elbette geniş veri setlerinden
detaylı istatistiki modeller inşa etmiyor. Kitapta nasıl tahminleme yapıldığına ve nelerin kritik olduğuna odaklanan yazarlar, bazı önemli noktalara dikkat çekiyor. Örneğin, süper tahmincilerin sürekli olarak tahminlerinde güncelleme yapmaları gibi: Yeni bir bilgi geldiği anda süper tahminciler güncelleme yapmaktan hiç çekinmiyor ve yeni bilgilerin ışığında tahminlerini gerekiyorsa tam zıttı şekilde değiştirebiliyor. Tetlock, durum değiştiği ve yeni bir bilgiye sahip olunduğunda bu bilginin ne kadar önemsendiğinin de araştırılması gerektiğinin altını çiziyor.
GÖSTERGELER KASIM 2018
97 • ARALIK 2018
GÖSTERGELER
TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI KASIM AYI SONUNDA 15,6 MİLYAR DOLAR OLDU TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI 2018 YILININ OCAK-KASIM DÖNEMİNDE YÜZDE 16,8 ARTARAK, 15,6 MİLYAR DOLAR OLARAK KAYDEDİLDİ. 2017 YILININ AYNI DÖNEMİNDE BU RAKAM 13,4 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNDEYDİ.
M
akine sektöründe 2018 yılının Ocak-Kasım döneminde en fazla ihracat gerçekleştiren alt sektör klimalar ve soğutma makineleri oldu. 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde söz konusu ürün grubunda gerçekleştirilen ihracatın değeri 1,8 milyar dolar seviyesindeyken, 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 15,2 artarak 2,1 milyar dolar oldu. Listenin ikinci sırasında yer alan motorlar kaleminde 2018 yılının Ocak-Kasım
• 98
döneminde gerçekleştirilen ihracatın değeri 2 milyar dolar oldu. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 1,9 milyar dolardı. Motorlar mal grubundaki ihracat artışı yüzde 4,7 seviyesinde kaydedildi. En fazla ihracat gerçekleştiren üçüncü kalem ise yıkama ve kurutma makineleri oldu. Söz konusu kalemde 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 1,3 milyar dolar seviyesinde ihracat gerçekleştirilirken, 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 14,1 artışla 1,5 milyar dolara yükseldi.
ALMANYA, İHRACAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDAKİ YERİNİ KORUYOR 2018 yılının Ocak-Kasım döneminde makine sektöründe en fazla ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında Almanya liderliğini korumaya devam ediyor. Almanya’ya 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 2,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 7,0 artışla 2,3 milyar dolar seviyesine yaklaştı.
İkinci sıradaki ABD’ye 2018 yılının Ocak-Kasım döneminde yüzde 25 artışla 1,1 milyar dolar seviyesinde makine ihraç edildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 923 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk 10 ülke listesinin üçüncü sırasındaki İngiltere’ye ise 2017 yılının Ocak-Kasım döneminde 741 milyon dolarlık makine gönderilirken, 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 22,2 artışla 906 milyon dolar seviyesine yükseldi.
KASIM 2018
MAKİNE SEKTÖR TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT KAYIT RAKAMLARI (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI MAL GRUBU ADI
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ
449
1.835
4,1
466
2.114
4,5
3,7
15,2
MOTORLAR
134
1.983
14,8
139
2.077
15,0
3,6
4,7
YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ
470
1.317
2,8
511
1.503
2,9
8,9
14,1
İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER
245
833
3,4
319
1.109
3,5
30,5
33,2
POMPALAR VE KOMPRESÖRLER
99
733
7,4
114
886
7,8
15,2
20,9
TAKIM TEZGÂHLARI
92
633
6,9
105
770
7,4
14,1
21,7
TARIM VE ORMANCILIKTA KULLANILAN MAKİNELER
132
599
4,5
161
756
4,7
22,2
26,2
TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ
96
542
5,7
113
649
5,7
18,0
19,9
TÜRBİN, TURBOJET, TURBOPROPELLER, HİDROLİK SİLİNDİRLER
15
566
38,3
16
640
39,9
8,7
13,1
SİLAH VE MÜHİMMAT
20
393
19,6
23
549
23,7
15,2
39,7
REAKTÖRLER VE KAZANLAR
59
471
8,0
59
532
9,1
-0,5
13,0
VANALAR
49
451
9,3
55
527
9,6
13,1
16,8
GIDA SANAYİSİ MAKİNELERİ
82
441
5,4
86
493
5,8
5,1
11,9
ISITICILAR VE FIRINLAR
40
286
7,2
51
345
6,8
28,8
20,5
HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ, KALIPLAR
38
308
8,1
45
344
7,6
18,8
11,6
YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEMEYE MAHSUS MAKİNELER
60
253
4,2
76
334
4,4
27,0
31,7
KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME VE İMALATINA AİT MAKİNELER
14
148
10,8
18
194
10,7
31,6
30,8
AMBALAJ MAKİNELERİ
8
154
19,5
10
180
18,4
24,0
16,9
BÜRO MAKİNELERİ
4
138
37,8
4
133
37,2
-2,1
-3,6
RULMANLAR
11
121
11,2
12
129
11,1
7,6
6,2
KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER
12
78
6,6
12
90
7,4
1,7
14,5
DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ
2
13
5,4
2
10
5,9
-33,2
-27,2
167
1.124
6,7
190
1.314
6,9
13,8
16,9
2.294
13.420
5,8
2.585
15.674
6,1
12,7
16,8
DİĞER MAKİNELER TOPLAM
99 • ARALIK 2018
GÖSTERGELER
AMBALAJ MAKİNELERİ AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
2018 YILI $/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
CEZAYİR
0,6
13,3
23,0
0,8
16,1
20,0
39,2
20,9
İRAN
0,4
13,1
34,1
0,4
14,5
36,2
4,2
10,8
IRAK
0,7
11,4
16,5
0,9
11,6
13,3
25,2
1,3
İTALYA
0,3
5,4
20,5
0,4
8,7
19,9
66,2
61,1
ALMANYA
0,5
6,8
13,9
0,7
8,0
12,0
37,4
17,8
MISIR
0,1
3,1
21,2
0,3
6,4
22,5
92,7
104,7
BAE
0,1
2,4
17,1
0,3
5,9
19,0
119,8
144,2
RUSYA
0,1
3,0
25,0
0,2
4,9
29,2
41,7
65,4
ÖZBEKİSTAN
0,2
3,2
18,5
0,2
4,9
20,9
37,4
55,4
FAS
0,0
0,7
16,2
0,1
4,2
29,3
231,8
500,4
MAL GRUBU TOPLAMI
7,9
153,8
19,5
9,8
179,8
18,4
24,0
16,9
BÜRO MAKİNELERİ BÜRO MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
2018 YILI $/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
HOLLANDA
0,3
20,7
77,5
0,2
20,1
122,9
-38,5
-2,5
KKTC
0,3
14,3
45,5
0,3
12,2
45,4
-14,6
-14,8
ABD
0,0
7,6
960,0
0,0
10,7
780,7
72,3
40,1
AVUSTURYA
0,1
6,3
79,8
0,1
9,7
90,8
34,3
52,9
ALMANYA
0,2
8,3
36,3
0,3
8,6
33,5
12,0
3,4
UMMAN
0,0
0,0
53,7
0,0
6,6
1.047,1
945,0
MACARİSTAN
0,0
4,8
119,8
0,0
4,7
192,9
-38,5
-1,0
BAE
0,0
2,9
66,3
0,0
4,4
163,4
-38,4
51,9
İRAN
1,1
6,2
5,5
1,3
3,9
3,1
12,1
-36,4
IRAK
0,2
4,2
17,1
0,2
3,0
18,0
-32,1
-28,2
MAL GRUBU TOPLAMI
3,7
137,8
37,8
3,6
132,8
37,2
-2,1
-3,6
• 100
20.282,7
KASIM 2018
GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE CEZAYİR
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
12,5
54,1
4,3
9,0
53,4
5,9
-27,8
-1,3
ÖZBEKİSTAN
7,3
32,1
4,4
6,3
34,8
5,6
-14,8
8,6
IRAK
3,3
14,1
4,2
6,4
23,7
3,7
93,4
68,6
SUDAN
0,9
6,3
6,7
3,0
22,9
7,7
214,5
263,2
KAZAKİSTAN
9,4
32,4
3,4
4,7
22,3
4,7
-49,5
-30,9
AZERBAYCAN
2,6
14,2
5,4
4,4
20,5
4,7
66,9
44,8
MISIR
3,7
15,3
4,2
3,6
15,7
4,4
-3,1
2,6
İRAN
5,5
20,2
3,7
3,8
15,6
4,2
-31,8
-22,7
RUSYA
1,8
13,4
7,4
2,3
14,2
6,2
25,8
6,0
İSRAİL
0,5
4,7
9,1
1,5
10,9
7,3
188,0
133,5
81,6
440,8
5,4
85,7
493,1
5,8
5,1
11,9
MAL GRUBU TOPLAMI
101 • ARALIK 2018
GÖSTERGELER
DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
İTALYA
0,2
RUSYA
DEĞER (MİLYON $)
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
1,2
6,5
0,2
1,1
5,7
6,8
-5,8
0,1
1,1
7,7
0,1
1,0
9,2
-21,6
-5,8
ETİYOPYA
0,0
0,1
10,7
0,0
0,7
50,3
11,6
424,7
ÖZBEKİSTAN
0,0
0,3
6,8
0,1
0,6
7,3
106,1
122,7
BEYAZ RUSYA
0,1
0,7
11,0
0,0
0,6
19,7
-54,0
-17,8
ÇİN
0,3
2,3
8,4
0,0
0,5
13,3
-86,2
-78,2
PORTEKİZ
0,0
0,3
9,3
0,0
0,5
13,2
6,6
51,1
CEZAYİR
0,0
0,2
6,6
0,1
0,4
7,2
143,8
167,2
MISIR
0,2
0,4
2,5
0,2
0,4
1,9
11,9
-13,6
AZERBAYCAN
0,2
0,4
1,6
0,1
0,4
3,0
-44,2
1,9
MAL GRUBU TOPLAMI
2,4
13,1
5,4
1,6
9,5
5,9
-33,2
-27,2
MİKTAR
DEĞER
HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
5,5
44,7
8,1
5,3
41,7
7,9
-4,8
-6,6
CEZAYİR
1,4
13,5
9,6
3,4
30,7
8,9
142,9
126,5
RUSYA
1,6
24,1
15,6
2,6
29,1
11,0
70,8
20,7
İTALYA
3,3
19,6
6,0
4,4
27,8
6,2
36,1
41,7
İRAN
2,5
19,7
7,8
2,2
16,2
7,5
-13,8
-17,5
MACARİSTAN
0,4
5,3
12,6
0,7
11,9
16,1
77,2
126,4
BULGARİSTAN
0,6
15,7
28,5
0,8
11,5
14,5
43,8
-27,0
MISIR
1,4
6,3
4,5
2,1
10,5
5,1
46,9
65,9
ROMANYA
1,3
10,8
8,5
1,5
10,3
6,7
21,5
-4,5
ABD
1,7
6,8
4,1
2,1
9,8
4,6
25,5
42,9
37,9
308,3
8,1
45,1
343,9
7,6
18,8
11,6
MAL GRUBU TOPLAMI
• 102
KASIM 2018
ISITICILAR VE FIRINLAR ISITICILAR VE FIRINLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
4,2
25,0
5,9
5,5
33,9
6,2
30,0
35,6
İTALYA
2,4
14,8
6,2
2,5
18,7
7,4
5,4
25,9
RUSYA
1,7
10,7
6,5
2,0
16,3
8,2
21,2
52,4
FRANSA
1,9
11,0
5,9
2,9
16,1
5,6
54,0
46,7
AZERBAYCAN
0,7
6,5
8,8
3,0
12,0
4,0
299,8
83,1
İSPANYA
1,0
5,0
5,1
1,6
11,0
7,1
59,9
121,1
CEZAYİR
1,0
8,9
9,2
1,1
10,7
10,0
10,6
20,1
ÇİN
1,5
15,9
10,9
0,9
10,5
11,1
-35,7
-34,4
SUUDİ ARABİSTAN
1,0
9,0
9,0
0,9
10,2
11,2
-8,1
13,6
ABD
0,9
9,3
10,2
0,7
8,5
11,5
-18,7
-8,7
39,5
286,2
7,2
50,9
344,7
6,8
28,8
20,5
MAL GRUBU TOPLAMI
İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM) 2017 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
13,5
57,2
4,2
22,8
100,0
4,4
69,2
74,7
HOLLANDA
11,2
23,9
2,1
26,2
83,7
3,2
134,5
249,9
CEZAYİR
13,0
51,1
3,9
14,5
57,9
4,0
11,2
13,5
İNGİLTERE
17,2
36,0
2,1
17,1
44,4
2,6
-0,7
23,3
FRANSA
4,6
18,4
4,0
8,4
35,7
4,3
82,9
94,2
RUSYA
4,4
23,9
5,4
6,3
33,0
5,2
42,7
37,8
ABD
8,6
27,2
3,2
8,8
30,1
3,4
2,7
10,5
AVUSTURYA
5,1
24,2
4,7
6,3
29,0
4,6
22,6
19,7
EGE SERBEST BÖLGESİ
13,7
34,3
2,5
9,8
26,4
2,7
-28,6
-23,2
MISIR
11,2
20,1
1,8
18,2
24,6
1,4
62,2
22,4
244,7
832,5
3,4
319,4
1.108,5
3,5
30,5
33,2
MAL GRUBU TOPLAMI
103 • ARALIK 2018
GÖSTERGELER
KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM) 2017 YILI ÜLKE
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2018 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
ALMANYA
1,8
8,5
4,8
1,9
İTALYA
1,0
5,1
4,9
İRAN
1,8
4,9
RUSYA
0,3
AZERBAYCAN
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
12,6
6,5
10,3
48,8
1,0
5,9
6,2
-8,0
16,6
2,7
0,7
4,0
5,7
-61,3
-19,3
3,8
12,6
0,5
3,9
7,8
67,6
4,0
0,2
1,3
5,2
0,5
3,4
6,4
118,0
166,1
FRANSA
0,2
2,7
13,1
0,2
3,3
18,4
-12,3
23,1
NİJERYA
0,1
1,0
17,6
0,2
3,1
14,9
278,2
219,4
ÖZBEKİSTAN
0,1
2,4
16,7
0,2
2,6
13,2
41,2
11,3
ROMANYA
0,2
2,4
13,0
0,1
2,6
18,6
-21,4
11,9
İNGİLTERE
0,1
1,7
14,3
0,2
2,4
13,0
59,3
45,1
11,9
78,5
6,6
12,1
89,8
7,4
1,7
14,5
MAL GRUBU TOPLAMI
KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM) 2017 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
RUSYA
0,8
CEZAYİR
DEĞER (MİLYON $)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2018 YILI
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
10,5
13,2
1,2
0,9
8,8
9,6
ROMANYA
0,7
5,5
ALMANYA
0,4
İRAN
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
18,7
15,3
53,7
78,4
1,0
11,8
12,0
6,3
33,4
8,3
1,1
10,0
8,9
70,7
82,4
6,1
13,9
0,8
8,8
10,8
84,9
43,7
0,9
8,9
9,6
0,8
8,1
9,8
-10,7
-9,0
HİNDİSTAN
0,2
1,5
8,7
0,7
6,8
9,1
342,3
360,7
IRAK
0,7
4,5
6,2
0,8
6,5
8,5
5,2
43,6
ÖZBEKİSTAN
0,5
4,5
9,3
0,5
6,3
12,1
8,2
40,9
UKRAYNA
0,4
3,4
8,6
0,5
5,9
11,3
32,7
75,3
BULGARİSTAN
0,6
5,9
9,6
0,6
5,5
9,9
-10,0
-7,3
13,7
147,9
10,8
18,1
193,5
10,7
31,6
30,8
MAL GRUBU TOPLAMI
• 104
KASIM 2018
KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
48,7
198,1
4,1
48,4
213,2
4,4
-0,7
7,6
İNGİLTERE
54,4
186,6
3,4
57,8
209,7
3,6
6,4
12,3
İTALYA
37,5
141,8
3,8
36,1
174,4
4,8
-3,8
23,0
ABD
12,7
112,6
8,9
15,5
164,7
10,6
22,5
46,3
FRANSA
30,5
99,3
3,3
36,4
132,2
3,6
19,6
33,1
İSPANYA
25,5
83,5
3,3
23,4
84,5
3,6
-8,5
1,1
POLONYA
12,0
49,8
4,2
15,3
66,1
4,3
28,0
32,7
ROMANYA
13,0
46,2
3,6
14,2
63,0
4,4
8,9
36,4
İSRAİL
17,1
66,1
3,9
13,7
58,2
4,3
-19,8
-12,0
8,1
37,7
4,6
9,8
52,4
5,4
20,0
39,2
449,2
1.835,3
4,1
466,0
2.114,3
4,5
3,7
15,2
HOLLANDA MAL GRUBU TOPLAMI
105 • ARALIK 2018
GÖSTERGELER
MOTORLAR MOTORLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI
ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
29,4
950,3
32,4
27,0
886,9
32,8
-8,0
-6,7
ROMANYA
15,7
218,8
13,9
20,0
283,5
14,2
27,4
29,6
5,6
71,0
12,7
8,8
117,2
13,4
56,4
65,0
12,2
70,1
5,8
18,8
98,0
5,2
54,4
39,9
İTALYA
2,8
72,8
26,4
2,9
73,6
25,1
6,3
1,1
CEZAYİR
2,8
30,8
10,9
5,5
66,6
12,2
94,5
116,4
ABD
2,2
43,4
19,4
2,8
65,9
23,4
26,3
51,9
İRAN
19,3
150,0
7,8
6,3
50,4
8,0
-67,3
-66,4
FRANSA
2,6
41,1
16,1
3,4
47,9
14,2
31,9
16,7
POLONYA
2,1
34,6
16,7
2,4
38,6
16,0
16,8
11,8
133,8
1.983,1
14,8
138,7
2.076,5
15,0
3,6
4,7
FAS İNGİLTERE
MAL GRUBU TOPLAMI
POMPA VE KOMPRESÖRLER POMPA VE KOMPRESÖR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
ALMANYA
DEĞER (MİLYON $)
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
20,8
158,2
7,6
24,2
200,7
8,3
16,3
26,9
ABD
6,3
48,4
7,7
7,5
63,3
8,4
19,5
30,9
İTALYA
3,7
24,1
6,5
5,4
34,1
6,4
45,0
41,4
RUSYA
2,5
19,7
8,0
3,5
29,4
8,3
43,9
49,2
POLONYA
2,7
20,5
7,7
3,5
25,3
7,3
30,0
23,3
İNGİLTERE
3,7
24,1
6,5
3,4
25,0
7,2
-6,8
3,6
IRAK
2,9
19,0
6,6
3,3
20,9
6,3
15,1
10,1
EGE SERBEST BÖLGESİ
2,6
15,7
6,1
3,2
20,3
6,3
24,8
29,4
FRANSA
2,7
15,7
5,9
3,3
20,3
6,1
25,6
29,1
İRAN
3,2
28,9
9,0
2,0
17,5
8,7
-36,8
-39,3
98,9
732,7
7,4
114,0
885,9
7,8
15,2
20,9
MAL GRUBU TOPLAMI
• 106
KASIM 2018
REAKTÖR VE KAZANLAR REAKTÖR VE KAZANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
6,3
90,0
14,2
5,1
94,5
18,5
-19,2
5,1
İNGİLTERE
4,5
43,2
9,5
4,8
52,8
10,9
6,6
22,0
ÇİN
2,8
32,2
11,5
4,4
49,0
11,2
56,5
52,2
İTALYA
2,5
29,5
11,9
3,8
41,8
11,1
51,3
41,6
POLONYA
1,8
21,1
11,8
3,1
34,0
10,9
74,9
61,4
ROMANYA
5,7
33,9
5,9
4,4
33,8
7,7
-23,7
0,0
İSPANYA
2,1
28,5
13,6
2,4
32,9
13,9
13,4
15,4
RUSYA
3,4
24,7
7,4
3,6
28,8
8,0
7,2
16,8
BELÇİKA
1,4
16,3
12,1
1,3
15,7
11,8
-1,9
-3,7
ÖZBEKİSTAN
1,5
7,7
5,1
2,5
14,2
5,6
67,3
84,5
58,9
470,8
8,0
58,6
532,0
9,1
-0,5
13,0
MAL GRUBU TOPLAMI
RULMANLAR RULMANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI
ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
2018 YILI $/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
2,1
38,0
18,2
2,1
38,1
17,7
2,8
0,2
FRANSA
1,8
17,5
9,7
1,7
17,8
10,2
-2,7
2,1
ABD
0,9
11,4
12,0
1,0
12,6
12,6
4,8
10,3
İNGİLTERE
0,9
5,3
5,8
1,1
6,2
5,5
21,5
16,2
POLONYA
0,8
3,6
4,5
1,0
4,8
4,9
23,7
34,5
ÇİN
0,6
5,7
9,1
0,5
4,5
8,5
-15,6
-20,8
KANADA
0,2
7,5
31,5
0,1
4,4
29,8
-38,6
-42,1
İTALYA
0,4
4,0
9,4
0,4
4,1
10,6
-9,6
1,5
CEZAYİR
0,1
1,7
16,3
0,2
4,0
17,8
123,3
144,0
ÇEKYA
0,5
2,6
5,5
0,7
4,0
6,1
36,8
51,1
10,8
121,4
11,2
11,7
129,0
11,1
7,6
6,2
MAL GRUBU TOPLAMI
107 • ARALIK 2018
GÖSTERGELER
TAKIM TEZGÂHLARI TAKIM TEZGÂHLARI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
7,5
56,6
7,5
7,7
59,0
7,7
2,1
4,3
RUSYA
4,8
28,9
6,0
6,2
43,2
7,0
28,2
49,8
POLONYA
4,5
26,0
5,8
5,3
33,3
6,3
17,5
28,2
ABD
5,0
34,0
6,8
4,8
32,2
6,8
-4,2
-5,2
CEZAYİR
2,5
20,3
8,2
3,2
31,1
9,7
29,5
52,9
İSPANYA
2,1
17,1
8,1
3,1
25,6
8,3
46,7
49,9
BULGARİSTAN
1,7
14,3
8,2
2,7
20,7
7,8
52,6
44,7
İTALYA
3,0
18,5
6,3
3,0
20,0
6,6
2,3
8,1
ROMANYA
1,8
14,3
7,9
2,5
19,3
7,6
39,3
34,7
FRANSA
2,6
15,3
6,0
2,5
17,9
7,1
-2,1
16,5
91,6
632,6
6,9
104,5
769,6
7,4
14,1
21,7
MAL GRUBU TOPLAMI
TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
16,1
68,2
4,2
18,3
82,0
4,5
13,7
20,2
ÖZBEKİSTAN
3,4
30,1
8,9
6,0
46,4
7,8
77,6
54,4
ALMANYA
7,5
41,9
5,6
7,7
44,4
5,8
1,6
5,9
İTALYA
4,6
28,9
6,3
7,4
42,1
5,7
60,6
45,8
BANGLADEŞ
3,7
34,9
9,4
3,7
40,8
11,1
-0,8
17,1
FRANSA
7,0
32,9
4,7
8,5
39,7
4,7
20,6
20,8
HİNDİSTAN
5,2
19,7
3,8
8,0
23,7
3,0
53,4
20,0
GÜNEY KORE
0,6
4,0
6,7
3,8
19,8
5,2
538,1
398,0
MISIR
4,4
23,9
5,5
3,2
17,8
5,6
-27,6
-25,7
PAKİSTAN
3,1
16,4
5,2
2,7
16,4
6,1
-14,1
-0,1
95,8
541,6
5,7
113,0
649,1
5,7
18,0
19,9
İNGİLTERE
MAL GRUBU TOPLAMI
• 108
MİKTAR (BİN TON)
DEĞİŞİM (%)
KASIM 2018
TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI
2018 YILI
ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
ABD
19,2
145,3
7,6
9,8
57,1
13,2
IRAK
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
21,3
171,4
8,1
11,0
17,9
5,8
15,6
100,5
6,4
58,7
76,0
55,3
4,2
10,1
42,0
4,1
-23,5
-24,1
8,3
23,1
2,8
12,0
37,4
3,1
44,9
62,0
ÖZBEKİSTAN
3,3
20,6
6,1
7,2
35,9
5,0
115,5
74,6
SUDAN
4,8
16,1
3,3
5,7
18,5
3,3
17,7
14,9
BULGARİSTAN
3,5
11,9
3,4
4,8
16,9
3,5
36,6
41,3
FRANSA
4,3
12,6
3,0
5,1
15,3
3,0
20,4
20,9
AVUSTRALYA
2,4
10,6
4,4
3,0
14,9
5,0
25,5
39,8
FAS
3,1
12,1
3,8
3,8
14,6
3,8
21,6
20,7
132,1
599,3
4,5
161,5
756,1
4,7
22,2
26,2
İTALYA AZERBAYCAN
MAL GRUBU TOPLAMI
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞİŞİM (%)
109 • ARALIK 2018
GÖSTERGELER
TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
ABD
0,6
HİNDİSTAN
DEĞER (MİLYON $)
2018 YILI $/KG
MİKTAR (BİN TON)
267,7
454,5
1,0
0,1
83,6
582,0
ALMANYA
3,9
36,0
POLONYA
0,1
BELÇİKA
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
349,4
343,9
72,5
30,5
0,2
72,1
422,8
18,8
-13,7
9,2
4,8
60,2
12,6
23,2
67,3
56,4
434,0
0,1
26,7
190,5
8,0
-52,6
0,1
13,2
92,8
0,3
18,5
67,6
92,7
40,5
İSPANYA
0,0
8,2
375,8
0,0
15,2
318,6
120,0
86,5
FRANSA
0,5
11,0
20,8
0,7
12,7
18,4
31,1
16,3
İSVİÇRE
0,1
0,5
9,4
0,2
10,3
65,7
213,2
2.089,9
İNGİLTERE
0,1
7,0
100,0
0,1
10,2
81,7
78,8
46,0
AVUSTURYA
0,9
4,0
4,5
1,0
5,5
5,7
9,0
37,4
14,8
565,8
38,3
16,0
639,7
39,9
8,7
13,1
MAL GRUBU TOPLAMI
VANALAR VANALAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI
ÜLKE
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
ALMANYA
8,5
76,0
9,0
9,5
84,2
8,9
11,8
10,9
IRAK
3,4
28,7
8,4
4,0
37,4
9,4
16,4
30,1
MISIR
2,5
25,4
10,3
2,8
27,4
9,8
13,7
7,8
FRANSA
1,4
13,4
9,9
1,8
20,7
11,8
30,1
54,6
ABD
1,0
19,3
19,2
1,0
19,1
19,4
-2,3
-1,2
İNGİLTERE
1,0
12,3
12,5
1,1
16,7
14,7
15,4
36,1
ÇİN
0,3
9,8
30,4
0,3
13,9
41,0
6,0
42,8
İRAN
1,7
15,0
9,1
1,4
13,8
9,7
-14,2
-8,4
AZERBAYCAN
1,2
9,5
8,2
1,6
12,8
7,8
40,6
34,2
İTALYA
1,2
10,4
8,5
1,5
12,7
8,5
21,1
21,2
48,6
451,4
9,3
55,0
527,3
9,6
13,1
16,8
MAL GRUBU TOPLAMI
• 110
KASIM 2018
YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM) 2017 YILI ÜLKE
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2018 YILI
DEĞİŞİM (%)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR
DEĞER
CEZAYİR
4,9
19,0
3,8
5,5
26,1
4,8
10,8
37,4
ALMANYA
3,2
11,0
3,5
6,7
18,6
2,8
112,0
68,9
ABD
2,4
15,6
6,4
3,0
17,7
5,9
23,0
13,2
RUSYA
2,3
8,6
3,8
3,7
16,4
4,4
61,7
91,0
ROMANYA
1,0
4,8
4,7
2,1
15,9
7,6
106,4
232,6
HOLLANDA
2,3
4,3
1,9
2,6
13,6
5,2
14,2
215,3
İSRAİL
1,7
6,5
3,9
2,8
11,3
4,0
67,8
73,9
FRANSA
1,0
5,0
4,9
1,7
9,8
5,9
61,4
94,9
SUUDİ ARABİSTAN
2,2
9,6
4,4
2,5
9,7
3,8
15,9
0,3
AZERBAYCAN
1,7
7,0
4,1
2,6
9,6
3,6
53,8
36,3
60,0
253,3
4,2
76,2
333,6
4,4
27,0
31,7
MAL GRUBU TOPLAMI
111 • ARALIK 2018
GÖSTERGELER
YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
İNGİLTERE
81,4
210,7
2,6
94,7
269,8
2,9
16,2
28,1
FRANSA
53,7
140,7
2,6
54,0
153,0
2,8
0,6
8,8
ALMANYA
40,8
119,7
2,9
45,8
142,5
3,1
12,5
19,0
İSPANYA
44,3
116,7
2,6
48,5
139,2
2,9
9,5
19,3
İTALYA
43,8
105,1
2,4
42,1
110,0
2,6
-3,9
4,7
POLONYA
16,7
49,2
2,9
16,9
54,4
3,2
1,1
10,7
İSVEÇ
13,6
42,1
3,1
15,8
52,7
3,3
16,1
25,1
ROMANYA
13,9
34,6
2,5
13,6
35,3
2,6
-2,0
2,0
AVUSTRALYA
9,3
31,8
3,4
8,5
32,1
3,8
-8,3
0,9
İSRAİL
8,6
22,4
2,6
7,6
21,9
2,9
-11,0
-2,4
469,5
1.317,1
2,8
511,4
1.502,6
2,9
8,9
14,1
MAL GRUBU TOPLAMI
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
DİĞER MAKİNELER DİĞER MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2017 YILI ÜLKE
2018 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
$/KG
MİKTAR (BİN TON)
ALMANYA
26,6
160,3
6,0
28,7
İTALYA
16,7
74,0
4,4
FRANSA
6,4
47,9
ABD
4,0
ÖZBEKİSTAN
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
181,1
6,3
7,7
13,0
19,0
77,6
4,1
13,6
4,8
7,5
10,4
72,6
7,0
61,4
51,5
47,1
11,8
4,9
59,3
12,1
22,2
25,8
2,6
19,8
7,6
4,8
39,6
8,3
82,5
100,5
RUSYA
3,3
25,9
7,8
4,1
38,9
9,5
23,1
50,4
İRAN
5,9
58,0
9,9
3,1
37,6
12,2
-47,3
-35,2
İSPANYA
3,5
25,3
7,3
4,7
37,0
7,8
37,0
46,4
ROMANYA
7,4
27,8
3,7
8,8
35,1
4,0
18,1
26,3
İNGİLTERE
3,9
27,5
7,1
3,9
33,5
8,6
1,2
21,6
166,7
1.123,6
6,7
189,8
1.314,0
6,9
13,8
16,9
MAL GRUBU TOPLAMI
• 112
KASIM 2018
MAKİNE SEKTÖR TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİLEN İLK 20 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM) 2017 YILI ÜLKE ALMANYA
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları
2018 YILI $/KG
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
DEĞİŞİM (%) $/KG
MİKTAR
DEĞER
234
2.112
9,0
258
2.260
8,7
10,5
7,0
73
923
12,6
82
1.154
14,1
11,5
25,0
İNGİLTERE
203
741
3,7
228
906
4,0
12,7
22,2
İTALYA
144
665
4,6
156
798
5,1
7,7
20,0
FRANSA
125
514
4,1
146
643
4,4
16,6
25,1
ROMANYA
70
443
6,3
80
572
7,2
14,0
29,1
İSPANYA
96
395
4,1
101
453
4,5
4,7
14,7
CEZAYİR
61
327
5,4
68
436
6,5
11,0
33,5
RUSYA
41
273
6,6
56
378
6,8
35,8
38,6
POLONYA
51
336
6,6
61
375
6,2
19,7
11,5
IRAK
56
260
4,7
68
297
4,4
21,9
13,9
İRAN
81
498
6,1
46
285
6,3
-43,7
-42,8
ÖZBEKİSTAN
28
181
6,5
42
282
6,7
52,4
55,6
FAS
37
204
5,5
44
280
6,4
17,0
37,4
HOLLANDA
36
173
4,8
56
279
5,0
53,9
61,1
HİNDİSTAN
25
213
8,7
36
255
7,1
47,3
20,2
MISIR
44
193
4,3
59
235
4,0
33,1
21,8
AZERBAYCAN
37
232
6,3
56
233
4,2
50,6
0,3
BELÇİKA
32
171
5,4
37
202
5,5
16,3
17,8
ABD
İSRAİL
40
174
4,3
40
192
4,8
-0,6
10,0
DİĞER
780
4.390
5,6
867
5.160
6,0
11,2
17,5
2.294
13.420
5,8
2.585
15.674
6,1
12,7
16,8
TOPLAM
TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE GENEL İHRACATI (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 KASIM)
Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI
ÜLKE
2018 YILI
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
MİKTAR (BİN TON)
DEĞER (MİLYON $)
ALMANYA
3.169
13.567
3.484
14.645
İNGİLTERE
2.841
8.510
3.241
10.163
İTALYA
5.617
7.543
6.530
8.733
ABD
6.802
7.441
7.321
7.543
İSPANYA
4.689
5.721
6.044
7.180
IRAK
7.441
7.413
7.440
6.721
FRANSA
1.612
5.928
1.891
6.693
HOLLANDA
1.797
3.450
2.265
4.278
ROMANYA
1.975
2.893
2.481
3.608
BELÇİKA
1.453
2.753
2.209
3.562
İSRAİL
3.772
3.051
4.370
3.513
RUSYA
2.098
2.398
2.372
3.149
912
2.838
1.037
3.098
MISIR
POLONYA
2.351
2.103
2.621
2.769
ÇİN
7.225
2.670
6.586
2.710
BULGARİSTAN
2.179
2.488
2.441
2.435
SUUDİ ARABİSTAN
1.563
2.462
1.548
2.323
İRAN
1.475
2.829
1.346
2.200
YUNANİSTAN
2.050
1.438
2.499
1.914
CEZAYİR DİĞER TOPLAM
915
1.542
867
1.844
43.320
44.605
46.820
50.958
105.259
133.644
115.413
150.040 113 • ARALIK 2018
FUARLAR ALMANYA INTEC 2019 İmalat, Metal İşleme ve Otomasyon 5-8 Şubat 2019 @Leipzig LOGIMAT 2019 İntralojistik ve İşleme, Taşıma, Yükleme ve Vinçler 19-21 Şubat 2019 @Stuttgart ISH FRANKFURT Su ve Enerji 11-15 Mart 2019 @Frankfurt HANNOVER MESSE Sanayi 1-5 Nisan 2019 @Hannover BAUMA 2019 İş ve İnşaat Makineleri 8-14 Nisan 2019 @Münih LIGNA 2019 Ağaç İşleme Makineleri 27-31 Mayıs 2019 @Hannover
ABD
THERMO PROCESS TECHNOLOGY Isıl İşlemler Teknolojileri 25-29 Haziran 2019 @Düseldorf
FABTECH Metal İşleme Makineleri 11-14 Kasım 2019 @Şikago
INTERLIFT 2019 Asansör ve Ekipmanları 15-18 Ekim 2019 @Augsburg
ŞİLİ
K FUARI 2019 Plastik ve Kauçuk Makineleri 16-23 Ekim 2019 @Düsseldorf
CONEXPO LATİN AMERİKA İnşaat Teknolojisi ve Ekipmanları 2-5 Ekim 2019 @Santiago
BLECHEXPO Metal İşleme 5-8 Kasım 2019 @Stuttgart AGRITECHNICA Tarım Makineleri 10-16 Kasım 2019 @Hannover HOLLANDA AQUATECH AMSTERDAM İçme Suyu, Proses Suyu, Atık Su, Su Teknolojileri 5-8 Kasım 2019 @Amsterdam İSPANYA ITMA 2019 Tekstil ve Konfeksiyon Makineleri 20-26 Haziran 2019 @Barselona
• 114
ROMANYA
POLONYA
RUSYA
ROMTHERM Isıtma-Pompa 14-17 Mart 2019 @Bükreş
PLASTPOL Plastik Makine ve Ham Madde 28-31 Mayıs 2019 @Kielce
CLIMATE WORLD Isıtma ve Soğutma Teknolojileri 4-7 Mart 2019 @Moskova METALLOOBROBOTKA Metal İşleme Makineleri 27-31 Mayıs 2019 @Moskova INNOPROM Sanayi 8-11 Temmuz 2019 @Ekaterinburg WOODEX Ağaç İşleme Makineleri ve Yan Sanayisi 3-6 Aralık 2019 @Moskova ÇİN BICES İnşaat ve Madencilik Makineleri 4-7 Eylül 2019 @Pekin CEMAT ASIA Malzeme Taşıma, Otomasyon Teknolojisi 23-26 Kasım 2019 @Şangay
BAE INTERSEC Üstyapı Endüstrisi 20-22 Ocak 2019 @Dubai
ENDONEZYA
WETEX Su, Enerji, Çevre Teknolojileri 21-23 Ekim 2019 @Dubai
PLASTICS & RUBBER INDONESIA Plastik Makine ve Kauçuk İşleme 14-17 Kasım 2019 @Cakarta
UMMAN
BANGLADEŞ
OFSEC Üstyapı Endüstrisi 21-23 Ekim 2019 @Muskat
DTG 2019 Tekstil Makine ve Aksesuarları 9-12 Ocak 2019 @Dakka
115 • ARALIK 2018
ADRESLER Makine İhracatçıları Birliği (MAİB)................................................................................................... 0312 447 27 40............................................................. www.makinebirlik.com Türkiye’nin Makinecileri.......................................................................................................................... 0312 447 27 40........................................... www.turkiyeninmakinecileri.org Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED)............................................... 0312 426 40 50.........................................................................www.makfed.org Makine Sanayi Sektör Platformu (MSSP)...................................................................................... 0312 447 27 40..................................................www.turkmakinesanayi.com TURQUM®........................................................................................................................................................ 0312 447 27 40.......................................................................www.turqum.com
RESMİ KURUMLAR Ekonomi Bakanlığı...................................................................................................................................... 0312 204 75 00..................................................................www.ekonomi.gov.tr Maliye Bakanlığı.......................................................................................................................................... 0312 415 29 00......................................................................www.maliye.gov.tr Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı................................................................................................. 0312 201 50 00......................................................................www.sanayi.gov.tr Gümrük ve Ticaret Bakanlığı................................................................................................................. 0312 449 10 00............................................................................ www.gtb.gov.tr Kalkınma Bakanlığı.................................................................................................................................... 0312 294 50 00.................................................................www.kalkinma.gov.tr Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği....................................................................................................... 0312 218 20 00.......................................................................... www.tobb.org.tr Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu................................................................................................................ 0212 339 50 00............................................................................www.deik.org.tr Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı....................................................................... 0312 939 70 00............................................................................www.tika.gov.tr Türkiye İstatistik Kurumu....................................................................................................................... 0312 410 04 10............................................................................www.tuik.gov.tr Hazine Müsteşarlığı................................................................................................................................... 0312 204 60 00......................................................................www.hazine.gov.tr Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)........................................... 0312 468 53 00.....................................................................www.tubitak.gov.tr
SEKTÖREL ÖRGÜTLER Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD).......................... 0216 511 56 12......................................................................... www.aimsad.org Akışkan Gücü Derneği (AKDER)........................................................................................................... 0212 210 34 23.............................................................................www.akder.org Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD).............................................................................................. 0216 545 49 48...........................................................................www.amd.org.tr Anadolu Asansörcüler Derneği (ANASDER).................................................................................. 0312 232 06 40................................................................... www.anasder.org.tr Anadolu Un Sanayicileri Derneği (AUSD)...................................................................................... 0312 281 04 68.......................................................................... www.ausd.org.tr Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Makinaları Üreticileri Birliği Derneği (ARÜSDER).... 0312 440 18 43.........................................................................www.arusder.org Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD)............................................. 0216 326 49 51........................................................................www.aysad.org.tr Bağlantı Elemanları Sanayici ve İş Adamları Derneği (BESİAD)...................................... 0212 609 06 35............................................................www.besiadturkey.com Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği (TEVİD)................................................................. 0530 147 87 09.............................................................................. www.tevid.org Endüstriyel Fırın Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (EFSİAD)....................................... 0216 906 00 22....................................................................... www.efsiad.org.tr Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD)...................................................... 0216 469 46 96.....................................................................www.enosad.org.tr İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD).......................................... 0216 469 44 96...........................................................................www.iskid.org.tr İstanbul Madeni Eşya Sanatkârları (İMES) Sanayi Sitesi.................................................... 0 216 364 33 47.............................................................................www.imes.org İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER)..................................... 0216 467 09 46.......................................................................... www.isder.org.tr İş ve İnşaat Makineleri Kümelenmesi (İŞİM).............................................................................. 0312 385 50 90............................................................................www.isim.org.tr İş Makinaları Mühendisleri Birliği (İMMB)................................................................................... 0312 385 78 94........................................................... www.ismakinalari.org.tr Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB)..................................................................... 0532 689 25 73...........................................................................www.kbsb.org.tr Makina İmalatçıları Birliği (MİB)....................................................................................................... 0312 468 37 49............................................................................ www.mib.org.tr OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM)..................................................................................... 0312 385 50 90........................................................................ www.ostim.org.tr Öncü Sanayici ve İşadamları Derneği (ÖNCÜDER).................................................................. 0312 395 73 90......................................................................www.oncuder.com Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER)............................................................................................ 0212 444 20 85..........................................................................www.pagder.org Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER)............................................... 0312 433 77 88.........................................................................www.sader.org.tr Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi (S2OSB)............................................................................... 0264 654 58 33........................................................................ www.s2osb.org.tr Sakarya Makina İmalatçıları Birliği (SAMİB).............................................................................. 0264 241 05 57........................................................................www.samib.org.tr Tekstil Makine ve Aksesuarları Sanayicileri Derneği (TEMSAD)....................................... 0212 552 76 60.......................................................................www.temsad.com Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF)................... 0312 468 69 84.........................................................................www.tumdef.org Tüm Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği (TASİAD)....................................................... 0216 324 94 36....................................................................... www.tasiad.org.tr TOBB Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi.................................................................... 0312 218 20 00.......................................................................... www.tobb.org.tr Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB).................................................................. 0850 495 0 666.....................................................................www.tmmob.org.tr Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD)............................................................ 0312 255 10 73................................................................... www.pomsad.org.tr Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD).................................................................. 0212 267 13 92.................................................................www.tudoksad.org.tr Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER)............................ 0216 477 70 77........................................................................ www.imder.org.tr Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği (TÜMMER)......................... 0312 440 83 63....................................................................www.tummer.org.tr Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR).................................... 0312 419 37 94.................................................................... www.tarmakbir.org Unlu Mamul Makine Üreticiler Birliği (TUMMAB).................................................................... 0224 360 62 91...................................................................... www.tummab.org • 116
11 127 7.500 yıl sayı aylık tiraj SAYI: 127
MAKINE IHRACATÇILARI BIRLIĞI AYLIK DERGISI
MAKINE IHRACATÇILARI BIRLIĞI
SAYI: 125 MAKINE IHRACATÇILARI BIRLIĞI
AYLIK DERGISI
AYLIK DERGISI
SAYI: 126
222 ÜLKE TÜRK MAKİNESİ KULLANIYOR MAKİNE SANAYİSİ MÜHENDİS KADINLARI FABRİKAYA BEKLİYOR
EUROBLECH’İN HER HOLÜNE TÜRKİYE İMZASI ATTIK MAKTEK AVRASYA YÜZLERİ GÜLDÜRDÜ
TÜRK MAKİNESİ EIMA’DA GÖVDE GÖSTERİSİ YAPTI TÜRKİYE GELECEĞİN ÜRETİMİNE HAZIR MI?
ARAÇ ÜSTÜ EKİPMANLARDA
DÜNYA İLE REKABET EDİYORUZ
ÜRETİM, DEPOLAMA VE DAĞITIMIN
ENDÜSTRİNİN KALP KAPAKÇIKLARI
OLMAZSA OLMAZ MAKİNELERİ
VANA VE ARMATÜRLER
Moment Expo, aylık 7.500 tirajıyla Türk makine sektöründe üretim ve ihracat yapan tüm firmaların buluşma noktası. Firmanızı yalnız kendi sektörünüze değil; makine sektöründeki tüm alıcılara, tedarikçilere, karar vericilere ve ilgili kurumlara ulaştırmak için;
Moment Expo’ya reklam verin! İrtibat:
Tel: 0212 252 87 76-77
Cep: 0535 494 56 59