BOLUM 1 Mencheres deponun kapısı kırılmadan önce havada kan kokusunu yakalamıştı. Büyük bir gürültüyle kırılan kapıdan içeriye giren gülyabaniler hiçbir korku belirtisi göstermiyorlardı. İkisi üzerlerinde vampir kanının kokusunu taşıyorlardı. Diğer dördü ise vampir kanı kokmasalar da Mencheres’e baktıklarında gözlerinde o avcı bakışları vardı. ‘’ Son günlerde bir genç vampir bu bölgede kayboldu. ‘’ dedi Mencheres daha çok onları karşılıyormuş gibi bir sesle. Gülyabaniler etrafında çember oluşturmaya başlamışlardı ama Mencheres onlara aldırmıyordu. Mencheres gülyabanilere göre genç görünüyor olmalıydı. Güç seviyesini indirmiş , en az birkaç yıllık bir vampirin düzeyine getirmişti. ‘’ Kısa sarı saçlı , kolunda dövmesi var. Kaşında ise gümüş piercing . Trick adıyla biliniyor. Onu gördünüz mü ? ‘’ ‘’ Şafakta buralarda olmak pek akıllıca değil.’’ Dedi kan kokusunun en yoğun geldiği ağır bir gülyabani. Bütün dişlerini göstererek Mencheres’in sorusuna yanıt veriyordu. Mencheres korkmak yerine kendini yorulmuş hissetti. Gülyabaniler şafağa bu kadar yakınken bir avantajları olduğunu sanıyorlardı. Halbuki güneş sadece yeni vampirlerin güçlerini azaltırdı. Güç seviyesi bir yeni vampirmiş izlemini verse de , eğer gülyabaniler yeterince olgun olsaydılar Mencheres’in neden korkmadığını merak ederek biraz çekinirlerdi . Ve tekrar , eğer olgun olsalardı Trick’i ev olarak kullandıkları bölgede öldürmezlerdi. Onları bulmak Mencheres’e sadece bir saatine mahal olmuştu. O kadar aptalca bir davranıştı ki . Bu davranış hem vampir hem de gülyabani yasasınca cezalandırmayı gerektirmekteydi. Üstelik iki ırkında sırlarına ihanet etmiş sayılırlardı. Mencheres gözünü bile kırpmadan bütün düşlerini göstererek sırıtan gülyabaniyi öldürüp geri kalanını toplu cezalandırmaya götürebilirdi ama yapmadı. Her şeyden önce Mencheres onların Trick’i öldürdükleri yönünde bir itiraf alamamıştı. Sadece üstlerindeki vampir kanı onları elle veriyordu. Gülyabaniler bu gün şanslıydılar çünkü Mencheres Trick’in cinayetinin intikamını aramıyordu. Belki de Mencheres’in gelecek görüşünün yitirmesi iyi bir şeydi. Yoksa burada bu işi bitirmek yerine eski düşmanı Radjedef ile kapışmayı sonuna kadar götürmeyi deneyebilirdi. Tabii eğer gelecek görüşünü kaybetmeseydi bunların hiç biri gerekli olmazdı. Kızgınlık Mencheres’i elle geçirdi. 4 bin yıldır geleceği görebilirken birden bütün görüşünün sadece karanlık olması onu kızdırıyordu. Uzun süredir sığındığı bu gücü şimdi gitmişti ve diğer güçlerinin aksine artık kendisine ait olanları koruyamıyordu. Bir dostu Mencheres’in aklında durmadan sözcüklerin sahibi , onu bununla suçluyordu
‘’ Neden sana en çok ihtiyacım olduğu zaman , işime yaramıyorsun?’’ Radjedef neredeyse bir milenyumdur onun düşmanı olan kişi bile , o görüşlere sahipken ona saldırmamak konusunda dikkatliydi. Ve şimdi gelecek görüşleri gitti ve Radjedef bu şansı sonuna kadar kullanacak kadar akıllı. İkisi de biliyordu ki , Radjedef Kanun Gardiyanlarındaki gücünü kullanıp Mencheres’i hiç yapmadığı bir uçtan ötürü öldürmeyi planlayacaktır. Radjedef böyle oyunlar oynamak konusunda hiç de yabancı değildi. Daha öncede kanunları kendi amaclarına göre çarpıtmıştı. O zamanlar konsülün önemli bir üyesi bile değildi. Onun eski düşmanı Mencheres’in arkasında gelecek ve onun zaferi arasında kim varsa temizleyecekti. Mencheres daha başlamadan bu savaşı sonlandırmaya niyetliydi. Radjedef’in uzun zamandır beklediği zaferine ulaşamayacak olması Mencheres’i memnun ediyordu. Bu yüzden 6 gülyabani gümüş bıcaklarını çıkarıp , ona zalim gülümsemeleriyle baktığı zaman Mencheres sadece orada durdu. Bu olay kanlı bitecek görünüyordu ama Mencheres kana alışıktı ve acıya da. Gülyabanilerin hayal edemeyeceği kadar uzun zamandır ikisini de tadıyordu. Aydınlanmakta olan gökyüzüne baktı. Çok yakında Gülyabanilerin mi yoksa Mencheres’in mi bu olayı sonlandıracağını öğreneceklerdi. Kira kendi sokağına iki sokak kala hala yürüyordu. Evine gelmesine az kalmıştı. Aniden esen rüzgar uzun saçlarını dağıttı. Boşuna Chicago’ya Rüzgarlar şehri demiyorlardı. Çalışma çantasını omzuna attı. Baya ağırdı. İşi dolayısıyla bu çalışma çantasını taşıyordu. Yine de patronu iş için şirketin arabasını kullanmasına izin verdiğinden şanslıydı. Çoğu insanın kendi arabası bile yoktu. Fakat coğu insan profesyonel kameralar taşımak zorunda da kalmazdı yada elektronik dinleme cihazları. Hiç değilse verimli bir akşam olmuştu. Kira müşterisinin aldatan karısı fotograflar karşılığında daha çok para ödemişti. Kirada onları ofisine bırakmış ve geri dönüyordu. İstediği kadar uyuyabilirdi artık , patronu ona bir şey söylemeyecekti. Özel dedektif olmak böyle kurallar ile cevrili olmaktı ve Kirada artık buna alışmıştı. Yine de Kira’nın dikkati son dönüşteydi. Geçen her gölgeye dikkatle bakıyor , tehlikeye hazırlıklı olmaya çalışıyordu. Gündüzleri bu mahalleden yürümek güveliydi ama geceleri aynı şeyi söyleyemezdiniz. Boş depolar , yeni yükselecek binalar gece yürüyüşleri için ideal değildi.Yan kesiciler bu bölgenin vazgeçirmezlerindendi. Kira o zalim kahkahayı duyduğunda neredeyse evine gelmişti. Boş deponun içinden gelmişti ve komik bir şeye gülmekten çok çirkin bir gülüştü. Devam et Kira dedi kendi kendine çalışma çantasındaki silahına ulaşmıştı bile. Neredeyse evdesin. O zalim kahkaha tekrar kulağında cınladı bu sefer öncekinden daha korkuncu ve onu bir vurma sesi izledi. Kira durdu ve daha dikkatli dinlemeye başladı. Eğer gecenin ilerleyen saatlerinde olmasaydı , araba sesleri yüzünden bu kahkahayı duymayabilirdi ama herkes uyurken , her yer sessizken daha net duyulabiliyordu. Deponun içinden geliyordu. Bir küçük acı ses duydu. Birisini inciltiyorlardı. Acı çeken bir insanın sesiydi
bu. Onu izleyen kahkahalar Kirayı harekette geçirdi. Hemen cep telefonunu çekip çıkardı. ‘’ 911 , acil durum nedir?’’ dedi bir kadın sesi. ‘’ Kod 37’i durumu bildirmek istiyorum. ‘’ ‘’ Bir daha söyleyin.’’ Dedi kadın. ‘’ Saldırı .’’ dedi Kira kadının polis kodunu bilmemesine şaşırarak. Adresi verdi ve ‘’ Sesler bodrumdan geliyor gibi’’ diye ekledi. ‘’ Lütfen sizi ilgili merkeze bağlarken hatta kalınız.’’ Bir dakika sonra başka bir ses geldi. ‘’ Bir saldırı olduğunu bildirmek istiyorum.’’dedi Kira , kodu belirtmeyerek. Adresi ve durumu tekrar bildirirken dişlerini sıkıyordu. ‘’ Yani tam olarak saldırı görmediniz?’’ dedi kadın ‘’ Hayır içeriye girmedim.’’ Dedi Kira , endişeli bir şekilde. ‘’ Tamam.’’ Dedi kadın inanmadığını sesine yansıtarak. ‘’ Adın neydi?’’ ‘’ İsimsiz ihbar olarak anılmayı tercih ederim.’’ Dedi Kira. Polis ile hoş olmayan bir geçmişi vardı. ‘’ Peki , bir araba gönderirim. ‘’ ‘’ Teşekkürler.’’ Dedi Kira ve kapattı. Kira yapabileceği her şeyi yapmıştı ve birilerin oraya gelmesini ummaktan başka bir şey yapamazdı. Ama evine doğru gitmeye başladığı sıra içinden bir his geri dönüp depoya bakmasını söylüyordu. ‘’ Asla kahraman olmaya çalışma ufaklık. Bırak öyle kalsın. ‘’ derdi patronu. Ama bu ses Kira’yı daha sinirlendirirdi. Ama eğer birileri onu da eski eşinden kurtarmaya çalışmasaydı , o da asla polis sınavına giremeyecek ve sertifika alamayacaktı. Macks’in sesi kulağında yankılandı. Bir hayatı kurtar. Eğer Macks onu kurtarmamış olsaydı , basıp gitseydi Kira şimdi bir ölü olurdu. Şimdi yardıma muhtaç birine yardım etmeden yürüyüp gitmek onu rahatsız ediyordu. Macks asla durup düşünmezdi , yardıma giderdi. Kira Macks gibiydi , çıkarcı patronu Frank gibi değil. Bunları düşünen Kira , yönünü çığlığın geldiği yöne doğru cevirdi.
CEVİRİ : ONREAD.WORDPRESS’E AİTTİR – BUQET