Gurur - Pride

Page 1

Dönüşüm Serisi

Pride (Gurur)


BÖLÜM 1 ‘’ Bayan Sanders bize erkek arkadaşınızı neden öldürdüğünüzü anlatın.’’ Yeni bir iğrenme duygusu göğsüme yanma acısı gibi oturdu. Migrenin ilk belirtileri sağ gözüme vurdu. Güney cephenin penceresinden görünen manzarada gözümü ayırıp önümdeki uzun masada oturan adama doğru döndüm. Calvin Malorn Appalachian bölgesinin Alfasıydı. Ben ona bakarken düzenli sakalını örten ağzının kenarı oynamaya başladı. Piç herif benim butonlarıma basmayı seviyordu. Daha demin Dikkatli Kullanınız butonunu bile görmüştü , yine de basmadan edemiyordu. ‘’ Eski erkek arkadaşım.’’ dedi dişlerimin arasında , ellerimi siyah pantolonuma geçirmiştim. ‘’ Ve bu bir nefsi müdafaaydı. Ki aynı soruyu daha önce sorduğunuz en son seferde aynı cevabı verdiğim için bunu zaten biliyorsunuz. ‘’ Michael yanımdaki sandalyedeydi ve yüksek sesle boğazını temizledi. Havaya kalkan koyu kahverengi kaşları bana iyi davranmanı hatırlatıyordu. Büyük ağabeyim yerine , rehberim olarak davrandığı için – kediadamların vekil avukatına verdikleri addı – bu nasihatini kavga etmeden kabul ettim.Büyük olasılıkla hayatımda ilk kez oluyordu. İç çekerek dikkatimi mahkemeye verdim. ‘’Kısa çubuk’’ metodunun saygın bir yöntemiyle beni yargılamak için seçilmiş yüksek üç alfaya baktım. Resmi olarak benim iki ölümcül ceza konusunda suçlu mu yoksa masum mu olduğuma kanaat getireceklerdi. Ama aslında Malone bana bu iki suçu işlemden önce kin tutuyordu. Söylentilere göre. Ama bu da doğru bir şey değildi. İnsan dünyasının tersine kediadamların dünyasında aksi ispatlanıncaya kadar kişi suçludur. Ve ispatı bulmak da sanık – yani benim – sorumluluğumdaydı. Andrew Wallace’e hastalık bulaştırmak suçuyla yargılanıyordum ki bu bulaştırma işi tamamen kazayla olmuştu. Ayrıca bu hatamı örtbas etmek için onu öldürmekle de suçlanıyordum ki bu da şiddetle karşı çıktığım bir suçtu. Onu kendimi korumak için öldürmüştüm , bu konuda ise hissettiğim suçluluk duygusunu hiçbir mahkeme sağlayamazdı. Ama başka şansım yoktu. Ya o beni öldürecekti yada ben onu öldürecektim ve benim kendimi koruma içgüdülerim ağır basmıştı. Eğer suçlu bulunursam büyük olasılıkla çok ama çok uzun bir süre kafeste kalacaktım. Bir tür fiziksel ceza ile daha yüzleşiyordum. Pençelerimi kaybedebilirdim. İşte bu yüzden kendime hakim olmak konusunda bu kadar direnç gösteriyordum. ‘’ Onu ısırdığını itiraf ediyor musun?’’ Malone kışkırtıcı bir şekilde gerilen ağzını saklamak için önündeki kağıtlara gömüldü. ‘’ Evet.’’ dedim , çenem kasılmaya başlamıştı , kendimi sandalyede tutmak için caba harcayarak. ‘’ Onu ısırdım ama bulaşma kazaylaydı. Dişlerimin değiştiğini bilmiyordum. ‘’


‘’ Hala böyle bir şeyi denediğin konusunda ısrarcı mısın?’’ Malone durakladı ve notlarına baktı. ‘’ Kısmi değişim mi?’’ Kışkırtıcı gülümsemesi yüzünden midem kasıldı ve çok ama çok iyi olmak için kendimi zorladım. ‘’ Evet.’’ Malone inanmazlık ile nefesini verdi ve odaya göz gezdirip , kimse onun şüpheciliğini paylaşıyor mu diye bakındı. Yanında Paul Blackwell ellerini masanın üzerinde birleştirdi. Karanlık gözlerini çevreleyen gri kaşlarını kaldırmıştı. ‘’ O zaman neden şu ‘’ kısmı değişimi’’ bize göstermiyorsun?’’ Çünkü genelde öldürecek kadar kızmaya pek hazır hissetmiyorum kendimi. Neyse ki aklımdan ilk geçeni söylemeyecek kadar iyiydim. Çoğu zaman o kadar iyi olamıyordum. ‘’ Emir verince yapamıyorum. En azından şimdilik. Yapabilmem için belli bir mod da olmalıyım. Heyecanlanmak yada başka bir güçlü duygu ile olacaktır. ‘’ ‘’ Yani , şimdi durum elverişli değil mi?’’ dedi Malone komplo kurduğunu belli eden bir bakışla. ‘’ Tam tersi aslında. ‘’ dedim ve Michael masanın altından beni tekmeledi. Malone’un çenesi kenetlendi ve önündeki notlara baktı. Tam bir şey söylemek için ağzını açacaktı ki hemen sağındaki Alfa boğazını temizleyerek bütün gözlerin kendisine cevrilmesini sağladı. ‘’ Calvin , eminim ki Faythe için daha uygun soruların vardır. Var mı?’’ Bir mucize ile amcam – kuzenim Abby’nin babası – davam için oluşturulan juri üyelerinden biri olmuştu. Her zaman babama bağlı ve ailem ile yakın ilişkileri vardı. Eğer o olmasaydı , çoktan duruşma bitmiş , dava sonuçlanmış , cezamı bekliyor olurdum. ‘’ Elbette.’’ Dedi Malone uyuz bir bakış amcama atarak. Sonra profesyonel pozunu aldı ve bana bakarken gözlerindeki garip parıltıyı gördüm. ‘’ ‘’ O zaman … siz Bay Wallance ile onu ısırdığınızda heyecanlı bir posizyonda mıydınız?’’ Kendimi tutamadan yüzümde bir sırıtma oldu. Sonra hemen kendime geldim. Bunun için babamın bana masum görüneyim diye seçtiği beyaz tişörtten kolumu çimdiklemek zorunda kaldım. ‘’ Öyle diyebilirsiniz. Okuldaydık ve öğle arası verilmişti. İkimizinde birkaç saat dersi yoktu ve onun apartmanına gittik. ‘’ ‘’ Yatağı mı?’’ Paul Blackwell masaya doğru eğildi. Aynı şekilde Malone da. Blackwell mahkemenin ve Bölgesel Konsey’in kıdemli bir üyesiydi. Uzun zamandır Alfa olan Blackwell’in ailesinde Alfalığını damadına devretmesi konusunda hafif bir baskı vardı. Ama o katır kadar inatçı , lafını sakınmayan , umutsuz bir şekilde eski kafalı olan birisiydi. Kadının dünyadaki yeri ve evlilik öncesi seks konusunda modası geçmiş fikirleri vardı. Hatta benim ‘kazayla’ olan Andrew ile ilgili ilişkim onun gerçekten bilerek öldürüp , hastalık bulaştığıma inandırmış gibiydi.


Ama baba göre Blackwell aynı zamanda hem dürüst hem de sözünde duran bir adamdı. Diğerlerin politika yanlı oylarına rağmen o vicdanı için oy verecekti. İşte bu yüzden bana düşen kısımda onun vicdanın benim masum olduğumu düşünmesiydi. Çoğu zaman öyleyimdir. Ve bilerek yapmadığım bir şey için özür dilemeyecek kadar kendime saygım vardı. Utanmadan , onun gözleriyle buluştum. ‘’ Evet yataktaydık. Seks yapıyorduk ve ben sadece … kulak memesini biraz fazla ısırmışım. ‘’ ‘’ Ve yeminli ifadene göre hiç bu … aksiyon sırasında değişmedin? ‘’ Malone sordu. Binlerce kes sorduğu soruyu bir kere daha yineleyerek. Başımı salladım ve hep aynı acıda duran boynumun tutulmasını önlemek için başını biraz yana kaydırdım. ‘’ Sadece dişlerim değişti , en son sorduğunuzda söylediğim. Ve ondan önceki zaman sorduğunuz ve ondan önceki zaman sorduğunuz gibi. ‘’ ‘’Faythe…’’ dedi Michael , hemen arkamda babamın oturduğu tahta sandalye oynadı. Her ne kaar konseyin başı da olsa babamın benimle olan ilişkisi yüzünden konsey onun duruşmada yer almasını istememişti. Ama o orada olmak için ısrar edince engelleyemediler , yinede konuşmaya izni yoktu. Micheal’ın tam arkasındaki tahta sandalyede son üç satir oturuyordu. Kollarını toplamış , bir dizini diğer dizinin üzerine atmıştı. Tamamen kendinden emin ve rahat görünüyordu. Ama ağzındaki çizgiden bu durumdan benim kadar iğrendiğini anlayabiliyordum. Ve ne kadar gergin olduğunu ki bu bende acaba bana söylemediği bir şeyler mi oluyor diye merak etmeme yol acıyordu. Kaş çatarak kollarımı göğsümde birleştirdim ve diğer soruyu beklemek üzere arkama yaslandım. Ki zaten cevap verdiğim bir soru olacağına kuşku yoktu. Malone bana doğru baktı. ‘’ Bay Wallace dişlerinizin değiştiğini fark etti mi?’’ ‘’ Hayır , ben bile fark etmedim.’’ Malone’in başı şaşırmış bir şekilde biraz daha yukarı kalktı. Onu şaşırtacak bir cevap vermiştim. ‘’ Eğer sende bilmiyorsan , nasıl ona bulaştırdığına emin olabiliyorsun?’’ Lanet olsun. Sandalyeme tamamen kendime güvenen biriymiş gibi geri yaslandım. ‘’ Çünkü tek resmi açıklaması bu. Andrew’a bir şekilde bulaştırdım’’ – üzerindeki kokuma bakınca neredeyse emindik – ‘’ Ve onun önünde hiç şekil değiştirmediğime göre. Geriye sadece kazayla bulaştırdığım kalıyor. Onu ısırdığım o gün , onu gördüğüm son gündü. Öldüğü zamanı saymazsak. O zaman olmuş olmalı. ‘’ Blackwell şüpheli bir şekilde geriye yaslandı. ‘’ Konusu açılmışken Bay Wallance’ın öldüğü günü konuşalım. ‘’ dedi kağıtları karıştırarak. Başım geriye doğru düştü. Şakaklarıma masaj yaptım. Suçlama ne olursa olsun sanki cezaya biraz daha çekiliyor gibiydim ve korkunç bir baş ağrısı başlamıştı. ‘’ Zaten her şeyi söyledim. ‘’ ‘’ Bir daha söyle.’’ Dedi Malone kağıtlardan başını cevirmeyerek.


Sadece kısa aralar vererek neredeyse altı saattir , Andrew’un ölümü hakkında her acıdan bakıyorduk. Tekrar bunu anlatmamın benim acımda bir sorunu yoktu ama onların üstünde duracağı bir şey olmalıydı. Bana tuzak kurmaya çalışıyorlardı. Yalanımı yakalamaya. Ama inansalar da inanmasalar da doğruyu söylüyordum , bu yüzden beni tuza çekemeyeceklerdi. Gözlerimi kapattım ve anı beni ele geçirdi. Her hatırladığımda daha korkunç oluyordu. Andrew’un yüzü kafamın önünde belirdi. Kendimi engelleyemedim. Onu ölürken seyretmek yaptığım en zor şeylerden biriydi. Ve buna sebep olmak duyduğum nadir pişmanlıklardan biriydi. ‘’ Ne bilmek istiyorsunuz?’’ Sesimdeki tınıyı engelleyemedim ve kendimi onların gözlerine bakmaya zorladım.Orada suçluluktan çok yas tutuğumu görmelerini istiyordum. Malone notlarına baktı. ‘’ Uzun çiviyi nereden buldun?’’ Bir demiryolu çivisi. Andrew’un boynunun kenarına sağlanmış ve hayatının kaynağı kanını fışkırtıyordu. ‘’ Yerde bir sürü vardı… ‘’ Kafamda beliren korkunç görüntüyü atmaya çalıştım. ‘’ Neden onu uzun çiviyle bıçakladın?’’ Ellerim masanın kenarını sıkıca kavradı , bu kez herkes bunu fark etmişti. ‘’ Onu üzerimden atmaya çalışıyordum. Kafamı ezmeye çalışıyordu. ‘’ Malone geriye yaslandı ve bana baktı. ‘’ Beklide herkese senin yaptığını söylemek için seni tehdit ediyordu. Ona hastalık bulaştırdığını . Bu onu öldürmen için yeterli bir sebep. ‘’ Derin bir nefes aldım. ‘’ Bakın , onu öldürmeye niyetim yoktu ki bunu örtbas edeyim. O olmadan önce beş kişi daha bizimleydi ve zaten onlara Andrew’a bulaştırdığımı söylemiştim. Eminim istediğiniz kişi size bu konuda yemin edebilir. Üzerinde benim kokumu alabiliyorlardı ve her tarafı kanım ile kaplıydı. Bu bir nefsi müdafaaydı. ‘’ Malone tartışmak için ağzını açtı ama Amcam Rick sözünü kesti.’’ Bunu daha önce duymuştuk. ‘’ dedi ona doğru bakarak. ‘’ Devam edelim.’’ ‘’ İyi.’’ Dedi Malone ve önündeki kağıtları aradığı şeyi bulana kadar karıştırdı. Sonra gözleri bana döndü. ‘’ Bu son altı yılda bir çok evlilik teklifini geri çevirdiğin doğru mu?’’ Ne? Kızgınlık yüzüme yansıdı. ‘’ Bu da ne alaka anasını - ?‘’ Küfür etmeden kendimi durdurdum. Bir dizi alfanın önünde küfür etmek çok ama çok kötü olurdu. ‘’ Konumusun bununla ne ilgisi var ? Andrew hiç bana evlenme teklif etmemişti. ‘’ ‘’ Soruya cevap verin Bayan Sanders. ‘’ dedi Blackwell temiz bir sesle. Micheal’da soru için pek mutlu görünmüyordu ama başıyla onayladı. ‘’ Evet. ‘’ ‘’ Tam olarak kaç evlilik teklifini geri cevirdiğiniz?’’ diye devam etti Malone


Düşünmeden , cevap vermeden önce gözlerimi kapattım. Daha doğrusu ağzıma gelen sözler mezarımı kazmasın diye kendimi kontrol etmeye çalışıyordum. ‘’ Ölçmesi biraz zor.’’dedim sonunda gözlerimi açıp Malone’un suratına bakarak. ‘’ Neden?’’ ‘’ Çünkü gelen evlenme teklifleri hep aynı kişidendi ve geri ceviriyordum.’’ Marc’dı elbette ki . ‘’ Anlıyorum.’’ Dedi sanki anlıyormuş gibi. Büyük olasılıklada anlıyordu çünkü dedikoduya göre karısının arkasından yıllarca koşmuştu. Özel düşünceme göre ise onu korumasız yakalayanca evlendikleriydi. Tabii bunu yüzüne karşı söylenmeyeceğini biliyordum. ‘’ Kaç tom , sana evlenme teklif etti o zamam? Eminim bu ölçemeyeceğin bir şey değildir.’’ Dedi sanki önündeki notları okuyormuş gibi. İç çektim. ‘’Dört.’’ ‘’ Ve hiç bu tekliflerden biri sana çekici gelmedi?’’ Aniden bir anlama benliğimi sardı. Ama kızgın olmak yerin daha çok hevesliydim. Son birkaç yıldır iki yeni tomdan daha evleme teklifi almıştım. Birisi zar zor tanıdığım Brett Malone idi. Clavin Malone’un ilk doğan erkek evladı. Piç herif oğlunun teklifini geri çevirdiğim için kızgındı. Bunu söylemedim tabii ama ağzımın kenarında beliren gülümseme belli ediyor olmalıydı. ‘’ Elbette çekici gelen vardı. ‘’ Gözlerimi devirmemek için kendimi kontrol etmeye çalıştım.’’ Ama geri cevirmek için yeterli sebeplerim vardı. ‘’ ‘’ Neymiş o sebep -?’’ ‘’ Calvin , bence cevabını aldın.’’ Amcam Rick tekrar Malone’un sözünü kesti anlaşılan benim gibi o da rahatsız olmuştu. ‘’ İyi.’’ Dedi Malone , notlarına baktı. ‘’ Anladığıma göre şuan kimseyle bir çeşit romantik ilişki içersinde değilsin. ‘’ Sinirli bir şekilde Micheal’a baktım. Cevap vermem için başını oynattı.’’ Evet.’’ ‘’ Ayrıca ilerde de evlenmek ve çocuk yapmak için hiçbir isteyin yokmuş’’ Kızgınlık damalarımda akıp bedenimi ele geçirdi. Micheal’ın başını sallamasına uymayarak , ona doğru eğildim. ‘’ Niye böyle boktan sorular soruyorlar? Bunun Andrew ile hiçbir ilgisi yok . Senin bunu itiraz etmem filan gerekmiyor mu? ‘’


‘’ Bu mahkeme salonu değil Faythe. ‘’ diye hatırlattı Micheal belki bininci kez. ‘’ İstedikleri her şeyi sorabilirler. Kendine yardım etmenin en iyi yolu şimdi soruya cevap vermen. ‘’

Onokumalar.Com Buket Kayhan


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.