Adrian Style Parti

Page 1

Kanbağı 3 : İndigo Spell ADRİAN STİL PARTİ ... Adrian ve Sydney Üniversite Partisindeler ‘ Ne ziyan ama. Bu bütün üniversite hayalimi yıkıyor. ‘’ diye bağırdım Adrian’a. ‘ Burada sarhoş olmak ya da aptal gibi davranmak dışında yapabileceğimiz bir şey var mı?’ Etrafı gözleriyle taradı. ‘ Şurası iyi gözüküyor.’ Dedi ve elimi yakaladı ‘’ Hadi gidelim.’ Şaşırtıcı derece de iyi ve görkemli görünen bir mutfakta bir kaç kız yere oturmuş tişört boyuyorlardı. Fakat yaptıkları acemi işi yüzünden boyalar her yere bulaşmıştı. Bir kızın birası hemen boya kabının yanında durmaktaydı. Umarım onları karıştırmaya kalkmazdı. ‘’ Ne yapıyorsunuz?’ dedim. Kızlardan biri başını kaldırdı ve gülümsedi. ‘’ Kış karnavalı için tişört yapıyoruz. Yardım etmek ister misiniz?’ Ben tam hayır diyecektim ki Adrian çoktan yere oturup , kızlara katılmıştı. ‘ Ne demek.’ Dedi bir beyaz tişörtü kapıp , mavi boyayı yanına çekerek. ’ Ne çiziyoruz? ‘ ’ İsimlerimizi’ dedi kızlardan biri ‘ Kışı andıran şeyler.’ dedi diğeri. Bu cevaplar Adrian için yeterliydi. Tişörte bir kar tanesi çizmeye başladı. Kendime engel olamadım ve hemen yanına oturup , daha iyi acıdan bakmaya başladım. Bu aslında onun suçuydu. Adrian inanılmaz bir ressamdı. Bir kaç boyayı karıştırdı ve kar tanesine kristal bir renk verdi. Resimi yaparken sigarasını yakmak için biraz duraksadı. Kızlardan birinin çakmağını kullandı. Bu onun sevmediğim bir huyuydu ama neyseki evin geri kalanındaki sigara kokusu onunkini engellemekteydi. Tişörtü bitirdi ve altına bir isim karaladı. Diğer kızların da durup , onu izlediklerini fark ettim. ‘’ Bu muhteşem.’ dedi kızlardan biri , gözleri kocaman açılmıştı. ‘’ Benim olabilir mi?’’ ‘ Bende istiyorum.’ Dedi bir başkası. ‘ Hepiniz için bir tane yaparım. ‘ dedi Adrian. Kızların bunun üzerine ona bakış şekli, bana Adrian’ın diğer kadınlarla olan ilişkilerini hatırlattı. Kızlar yanlış fkre kapılmasınlar diye Adrian’a biraz daha yakınlaştım.


Beyaz tişörtü ilk kıza uzattı ve başka bir mavisini aldı. Söz verdiği gibi kızlara boyalı tişörtlerini verirken , kendine erkek boyutunda bir siyah tişört çıkardı. ‘’ Benim üniversitedeki cemiyetimin tişörtünü yapma zamanı geldi. ‘’ ‘ Tabii.’ Dedim inanmadığımı belli eden bir tonla. ‘’ Şu , Alfa Yam Ergo. ‘’ Adrian başını ciddi bir şekilde salladı. ‘’ Çok eski ve önemli bir cemiyettir. ‘’ ‘ Adlarını hiç duymamıştım.’ Dedi kızlardan ilk tişörtü kapan. ‘ Herkesi kabul etmiyorlar da ondan.’ Beyaz boya ile sahte cemiyet adının kısaltılmışını yazdı : AYE* ‘ Bu gemi kaptanlarının dediği şey değil mi?’ dedi diğer kız. ‘’ Eh , Alfa Yam Ergo’ların kökleri baya geriye dayanıyor. ‘’ diye açıklayıp, ilk çizmine başladı. Ne çizdiğine inanamadım ; bir iskelet , hemde motorsiklet üzerinde bir iskelet. ‘’ Ah , hayır.’’ Dedim. ‘’ Yine mi o dövme.’’ ‘’ Bu bizim logomuz.’ Dedi. Adrianla bir dövmeciyi araştırırken , Adrian gidip adama bu hayali dövmeyi yaptırmak istediğini söyleişti. Aynı çizdiği gibi , korsan şapkalı , papağanı olan motorsiklet üzerindeki bir iskelet. Onun böyle dövme istediğini söyleyince numara yaptğını düşünüyordum. ‘ Kötü çocuk style değil mi ama? ‘’ ‘ Kötü çocuk style ‘ diye tanımlamazdım ama her şeyden öte saçma bir fikir olmasına rağmen , Adrian muhteşem çiziyordu. Dizlerimi kendime doğru çektim ve duvara yaslandım. Çok geçmeden Adrian kendini işine kaptırıp , iskeletin omuzundaki papağını çizmeye koyuldu. O odaklanmışken bende yan gözle onu izlemekteydi. Resim yapmaktan ne kadar zevk aldığı gözlerine yansımıştı. Sanat onu kendine getiren içindeki karanlıktan uzaklatıran yeğane şeylerden biriyidi. Yakışıklı figürü resim yaparken adeta parlıyordu. Bütün o şakaların altında yatan hayat dolu , tutkulu , parlak adama göz atmak çok nadir olduğu için , her anı değerliydi. Genelde resimler onu açığa çıkarıyordu. Bazen de beni öptüğü zaman. Adrian birden bana doğru baktı. Gözlerimiz kenetledi ve ben sanki aklımı okumuş gibi hssettim. Ne kadar sık , o öpücüğü düşünüyordu? Eğer gerçekten benim için deli oluyorsa , öpüşmekten daha fazlasını hayal etmiş miydi? Benim hayali mi kurmuş muydu? Ne gibi hayaller kurmuştu peki? Dudaklarını , boynumda mı , ellerini bacaklarım da mı hayal etmişti ? Ve o bacakların , çıplak olduğunu mu... ? Gözlerimin bana ihanet etmesine izin vermeden hemen başka tarafa baktım. Umutsuzca havayı değiştirecek gereksiz bir kaç yorum düşünmeye başladım. ‘ Ninja yıldızlarını unutma.’ ‘’Elbette.’’ Adrianın gözlerini hala üzerimde hissedebiliyordum. Bakışlarının sıcaklığını hissedebiliyordum. Adrian başka yere bakana dek ona tekrar bakmadım. Bir kaç yıldız ekledi ve geri çekildi. ‘’ Fena olmadı , değil mi?’’ ‘’ Fena değil.’’ Dedim. Doğruydu , aslında harika görünüyordu. ‘ Sende bir tane ister misin?’’ Gülümsemesi yine aşağıda bir yerlerimi ısıttı. Kendime engel olamadım ve geri gülümsedim. ‘’ O kadar vaktimiz yok.’ Dedim. ‘’ Geri dönüp , Lynne’e bakmalıyız.’’ ‘’ Hızlı bir tane yaparım.’’ ‘’ Korsan olmasın ama.’’ Diye uyardım. Küçük mor bir tişörtü çekti. ‘’ Mor mu?’’ ‘’ Senin rengin.’ Diye ısrar etti. Bir heyecan dalgası içimi sardı. Adrian auraları görebiliyordu. Bana benimkinin sarı olduğunu söylemişti ama içinde mor tonları da barındırıyordum. Cesaret ve tutkunun rengini. Ben böyle niteliklere sahip olduğumu düşünmüyordum. Bazen keşke sahip olsaydım dediğim zamanlar vardı. Heyecanla onun gümüş bir kalp çizmesini izledim , köşesinden alevler çıkan bir kalpti bu. Bütün dizayn Celtic stilindeydi. Ve çok güzeldi.


‘’ Bunu nereden buldun?’ dedim şaşırarak. Onun neredeyse bütün eserlerini görmüştüm ama bu yeniydi. Kalbi gözlerinde ışıldıyordu adeta ve işine odaklanmıştı. ‘ Uzun zamandır aklımda olan bir şeydi. Bana sana hatırlatıyor. Ateşli ve aynı zamanda tatlı. Karanlıkta yolumu aydınlatan bir ışık. Sesi... Sözleri... Bu anın onu deliye çeviren ruh anlarından biri olduğunu fark ettim. Ama aynı zamanda bu farklı bir ruh haliydi. Sözleri , konuşması nefesimi kesiyordu. Karanlıktaki kıvılcım. Gümüş fırçayı siyaha batırdı. Onu durduramadan kalbin üzerine AYE yazdı. Altına ise küçük harflerle ONUR ÜYEMİZ ekledi. ‘’ Ne yapıyorsun?’ diye ağladım. Büyü bozulmuştu. ‘’ Mahvettin!’’ Adrian kaşlarını kaldırdı. ‘’ Onur üyesi olmaktan dolayı gurur duyacağını sanıyordum. ‘’ ’’ Bende istiyorum. Nasıl olabilirim?’’ dedi kızlardan biri. Kızgınlıkla bana uzattığı tişörtü aldım. Dikkatlice , boyayı bozmamaya dikkat eder tutum. Üzerindeki saçma yazıya rağmen Ateşli Kalp (  Dikkat: 4. kitabın adı ) hala çok güzeldi. Kendimi hayran hayran bakmaktan alamadım. Nasıl böyle alaycı adamın teki , böyle muhteşem bir şey yaratabiliyordu? Nihayet başımı kaldırdığımda , Adiran’ın beni izlediğini gördüm. Yine o tanıdık heyecan içimi sardı. Yerimde donup kaldım. ’’ Sen hiç bir şey boyamadın.’’ Dedi yumuşak bir sesle. ‘ Çünkü bende sıfır yaratıcılık var.’’ Dedim. ‘’ Herkesin birazda olsa yaratıcılığı vardır.’ Diye ısrar etti ve fırçayı elime tutuşturdu. Bacaklarımız ve kollarımız birbirine dokundu. Kendi AYE tişörtünü bana verdi. ‘’ Durma , ekle bir şeyler. Herhangi bir şey. ‘’ Kafamı salladım ve fırçayı geri vermeye çalıştım. ‘ Çizemem ya da boyayamam. Zarar veririm. ‘’ ‘’ Sydney’’ fırçayı tekrar elime verdi. ‘’ Bu sadece İskelet Korsan , Mona Lisa değil. ‘’ Ne ekleyebilirim diye biraz düşündüm. Aslında bir sürü şey ekleyebilirdim ama bu benim ligim değidli. Özellikle onun yeteneğinin yanında. Bir süre düşündükten sonra aklıma bir şey geldi. İskeletin boynuna bir kravat ekleyebilmek için bütün yeteneğimi kullandım. Adrian kaşlarını çattı. ‘’ O bir halat mı?’’ ‘’ Kravat. ‘’ diye bağırdım , alınmamak için çabalayarak. Başını geri atıp , güldü. ‘’ Benim hatam.’’ ‘’ Artık Cemiyet toplatılarına katılabilir.’ Dedim çizmimi korumaya çalışarak. ‘’ Artık uygun kıyafeti var.’’ Adrian bunu daha fazla sevmiş gibiydi. ‘’ Elbette. Artık hem uygun hem de tehlikeli. ‘’ Gülümsemesi biraz soldu ama gözleri bana odaklanmıştı. ‘’ Tıpkı senin gibi. ‘’ Ona resim konusunda rezil olmamaya odaklanmışken ne kadar yakın olduğumuzu fark etmemiştim. ’’ Ben tehlikeli değilim. ‘’ dedim nefessiz kalmış gibi. Yüzünü bana daha da yaklaştırdı. ‘’ Benim için öylesin.’’ Ve bir şekilde , bütün nedenlere rağmen , öpüşmeye başladık. Gözlerimi kapatım ve dünyanın etrafımda kaybolmasına izin verdim. Gürültü , sigara kokuları ... herşey kayboldu.


ONOKUMALAR.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.