Eksik YErdEn İtİbarEn Mutfağa doğru ilerlerken Lissa’nın ve annemin olduğu tarafa bir göz attı. ‘’ Aileden kaçmalıyım. ‘’ dedi sesini yükselterek ‘’ Hatta belki ona o şeyler konusunda yardım etmeliyim. ‘’ ‘’ Yasal olmayan sigaraları tutma konusunda mı ? ‘’ ‘’ Hayır , kızına çıkma teklif etmek konusunda‘’ Az kalsın elimdeki tabağı kırıyordum. ‘’ Bana yüz kere filan çıkma teklif ettin. !’’ ‘’ Pek sayılmaz . Çoğu kez sana uygunsuz sorular sordum . Çıplaklık konusunu açtım Ama asla gerçek bir çıkma teklifi etmedim. Hafızanı zorlarsan , senden gerçek bir yanıt beklemeden önce bana güvenmemek konusunda ki hislerini boşaltmana izin veriyorum.‘’ ‘’ Ben hiçbir şey boşaltmıyorum. ‘’ dedim kızgınlıkla . Ama orada durup , ona bakarken eğer Dimitri’yi arayışımızdan sağ çıkarsak Adrian’a bir şans vereceğimden bahsetmiş olduğumu hatırladım. Parayı ihtiyaçım olduğu için o an isteyeceği her şeyi söyleyebilirdim. Şimdi Adrian’ın gözlerine bakarken geçen düşünceleri görebiliyordum. Onlu evlenmek konusunda hiçbir hayal kurmamıştım. Hatta onu tam erkek arkadaş kategorisinde bile görmüyordum. Ben bile erkek arkadaş isteyip istemediğimi bilmiyorum . Herkes bunun bir kaos olacağını düşünürken o benim için iyi bir arkadaş olmuştu. İyiydi , nazikti ve çalışıyordu ki bunu ben bile inkar edemem …
Gözlerindeki siyahlığa rağmen olağanüstü yakışıklıydı.Lissa’nın ona delicesine aşık sinyalleri verirken Avery’in iç güdüsel olarak uyarması bile önemli olmamıştı. Adrian ondan hoşlanmıştı ama aralarında romantik bir ilişki yaşanmamıştı. Lissa’nın gücü ise garip bir şekilde daha fazlasını hissetmişti. Yada öyle iddia ediyordu. Eğer ben erkek olsaydım ve bana öyle bir şey olsaydı . Her halde bende büyünün altında olduğumu söylerdim. Yine şuan bana bakışı . Her şeye rağmen gecen ay birisinin benim yerimi onun için aldığına inanmakta zorluk çekiyordum. ‘’ Bir şey önereyim. ‘’ dedim sonunda. ‘’ Bana adım adım neden benim için iyi bir talip olduğunu yazıp ver. ‘’ Kahkaha atmaya başlamıştı ki yüzümdeki ifadeyi gördü. ‘’Gerçekten mi ? Bu sanki ev ödevi gibi oldu. İşte bu yüzden koleje gitmiyorum. ‘’ Parmaklarımı şıklattım. ‘’ Yaz getir Ivashkov. Senin nasıl iyi ödev yaptığını görmek istiyorum. Ondan bir şaka yada yüz kızartıcı bir söz bekliyordum. Ama bunun yerine ‘’ Tamam ‘’ dedi ‘’ Tamam ? ‘’ Annemin ben onunla hemen anlaştığımda neler hissettiğini şimdi iyi anlıyordum. ‘’Evet , şimdi odama gidiyorum ve görevimi yapıyorum ‘’ Ona kuşkuyla bakmaya başladım . O ‘da paltosuna uzandı . Adrian’ı herhangi bir iş için bu kadar hevesli görmemiştim. Ah harika kendime iş mi diyordum şimdi ? Aniden durdu ve paltonsun cebine uzandı. ‘’ Ah as kalsın unutuyordum. Zaten önceden bir deneme yapmıştım. ‘’ Elinde klasör kağıttını havada salladı. Kendi telefonuna kendin bakmalısın . Ben artık senin sekreterin değilim. ‘’ Bu da ne demek? ‘’ ‘’ Yabancı adamın biri bugün erkenden beni aradı …. Benim numaramın onun telefonunda kayıtlı olduğunu söyledi. ‘’ Adrian tekrar annem ve Lissa’nın olduğu yere baktı. Onlar hala derin bir konuşmanın içindelerdi. ‘’ Sana bir mesajı olduğunu ve başka kimseye söylememem gerektiğini söyledi. Bana zorla yazdırdı ve sonra tekrar ettirdi. Bunu sadece senin için yaparım, biliyorsun değil mi ? Sanırım sana çıkma teklif etme nedenlerimi yazarken bundan bahsedeceğim.. ‘’
‘’Şunu sadece versen olmaz mı ? ‘’ Bana göz kıparak kağıttı uzattı , anneme ve Lissa’ya hoşçakalın dedi ve çıktı. Onun gerçekten bana neden uygun talip olduğunu yazıp yazmayacağını merak ettim. Bütün ilgimi kağıtta verdim. Kimin beni aradığından hiç kuşkum yoktu. Abe’nin telefonunu kullanıyordum ki Abe bana bu yolculuğumun sponsorunun Adrian olduğunu hatırlattı. Benim babam – iyy – bu düşünce hala gerçekte değil gibi geliyor . Anlaşılan Adrian’nı güvenilir bulmuştu. Annemin neden mesajları kullanmadığını hala merak ediyordum. Nota ki yazıyı yani Adrian’ın yazısını çözmek birkaç dakikamı aldı. Eğer bana çıkma nedenlerini yazacaksa umarım okunaklı bir yazı kullanırdı. Notta Robert’ın erkek kardeşine ub mesajı ilet yazıyordu. Robert’ın yerni açığa çıkartması için ona hiçbir şey öneremeyeceğimi söylemişti. Ve inanın bana ona çok şey önermiştim. Orayı bulmak için çok uğraştığını ve bu sırrın onunlar birlikte öleceğini söylemişti. Düşünmesi ve bilmesi güzel. Adrian’nın bunu denemesi bile zordu. Mesaj biraz gizliydi ama Abe Adrian’ın içindekileri anlamasını istemiyordu .Bence anlaması kolaydı.Robet’ın erkek kardeşi Victor Dashkov . Abe bir şekilde korkunç bir yerde hapiste olan Victor’a mesajı iletmişti. (Bir şekilde söz konusu Abe olunca bu benim şaşırtmadı. ) Abe Victor’a istediği bir şey karşılığında Robert’ın yerini söylemesi istediğine kuşkum yoktu. Ama Victor onu reddetmişti. Buna da şaşırmamıştım. Victor dünyadaki yardımseverlerden biri değildi ve ben tamamen onu bunun için suçlayamazdım. ‘’ O ‘’ yerde hayatı boyunca kilitliydi. Ne gibi bir şey onun gibi bir hayata sahip olan birisine bir şey ifade edebilirdi ki ? İç çektim ve notu bıraktım. Birisi onu elle geçirse bile Abe benim için yazdığı için nasılsa bir şey anlamazdı. Ve yine aynı tartışma kafamda patlak verdi. Eğer Victor bile Robert’in yerini söylemiyorsa , ne fark edecekti. Kalkıp Rusya’ya gitsem bile bir şekilde Strigoi daha orijinal formuna dönebilirdi. Sadece gerçek ölüm onları serbest bırakır. Sadece ölüm... Kafamda daha korkunç bir sahne belirmeden annemin sesi beni kendime getirdi. Bana gitmesi gerektiğini ama sonra tekrar konuşacağımıza söz verdiğini söyledi. O gittikten kısa bir süre sonra Lissa ve ben salon da her şeyin yerle yerinde olduğuna karar verip odadan çıktık. Lissa ve benim hala konuşacak çok şeyimiz vardı. Yukarıya çıktığımda misafir evinin taşınıp taşınmadığını merak ettim ve yurda geri döndüm. Büyük olasılıkla Aberta kırımızı bandı bitirmişti. Eski hayatıma döndüğümü kabul etmek imkansız görünüyordu. Özelikle de geçen ay olanlardan sonra. ‘’ Adrian sana aşk notunu verdi mi ? ‘’ dedi Lissa . Bana takılıyordu ama sesindeki Dimitri için yas tutup tutmadığımı merak eden üzgün tonu sezebiliyordum. ‘’ Daha değil .’’ dedim. ‘’ Sonra açıklarım. ‘’ Kapımın dışında bir hizmetli duruyordu . Tam kapıyı çalacaktı ki beni gördü. Kaplı zarfı bana uzattı.’’ Şimdi sana getirmiştim . Bugünkü mektuplarla birlikte geldi. ‘’
‘’ Teşekkürler . ‘’ dedim ve elinden alıp baktım. Adım ve St Vladmir adressi kenarında yazıyordu. Üzerinde geri dönüş adressi yazmıyordu ama Rusya’nın pullu vardı ve uluslar arası posta ile gönderilmişti. ‘’ Kimden olduğunu biliyor musun ? ‘’dedi Lissa kadın gittikten sonra. ‘’Bilmiyorum . Rusya da pek çok kişiyle tanıştım. ‘’ Olena , Mark yada Sdney’den olabilirdi … Yine de … Bir den hislerim alarma geçti. Kağıttı yırtım ve içene ulaştım. Ellerimi soğuk ve metalik bir şey kapladı. Daha görmeden gümüş kazık olduğunu anlamıştım. ‘’ Tanrım ‘’ dedim . Ellerimi harika geometrisinden geçirip , parmaklarımda yuvarladım. Şüphesiz bu onlardandı.Galina’nın evinde aldığım kazıktı. ‘’ Neden biri sana kazık göndersin ki ? ‘’dedi Lissa. Cevap vermedim , onun yerine zarftaki diğer maddeyi çektim. Bir nottu. Çok iyi bildiğim bir yazı ile yazılmıştı. ‘’Bir diğer ders Asla düşmanın ölmeden ona arkanı dönme. Görünüşe göre bu dersi seni bir daha gördüğüm zaman tekrar etmeliyiz. Ki çok yakında görüşeceğiz. Sevgiler D ‘’ dedim az kalsın kağıttı düşürüyordum. ‘’ Bu hiç iyi değil.’’ Dünya bir müddet durdu sanki , gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Belki yüz keredir hep ub andan kaçıyordum hep onu kazıklarken ki yüzü gözümün önüne geliyordu. Vücudunun karanlık sulara düşüşünü hatırlıyordum. Şimdi aklım bu detaylarla mücadele ediyordu. Bir an kazığı çok zor olacağını düşünmüştü , ta ki ana erişinceye kadar . İlk kararımın doğru olduğuydu ama her şey o kadar hızlı gelişmişti ki . O düşmüştü…. Ondan sonra ne ? Kazık o aşağıya düşerken yok mu olacaktı ? Kendi çekebilecek miydi ? Nehirin etkisiyle çıkmış mıydı ? Hepsi aptalca ve imkansızdı. ‘’ Dimitriyi nasıl kazıkladığıma dahil o anı tekrar yaşıyorum. ‘’ ‘’ Rose. ‘’ dedi Lissa. Anlaşılan ismimi tekrarlayıp duruyordu ‘’ Neler oluyor ? ‘’ Kendi hayatımı kazıklamak dışında …. Her şeyi mahvetmiştim. Şimdi ne olacaktı ? Anlaşılan o dersi onu görünce tekrar alacaktım ki bu kısa bir sürede olacaktı. Ne hissetmem gerekiyordu bilmiyorum. Dimitri’nin ruhunu geri getirecek ve ona gizli bir vaatte mi bulunacaktım ? Sevdiğim adamı öldürdüğüm için rahatlamalı mıydım ? Ve hep ama hep aynı soru . Eğer biraz bekleseydim beni sevdiğini mi söylerdi ? Hala bir cevabım yoktu. Duygularım delirmiş gibiydi ve onları bir kenara bırakıp ne bildiğimi analiz etmeliydim.
İlki : iki yada daha fazla ay. Anneme iki yada daha fazla ay sözü vermiştim. Ondan sonra başka hareket olmayacaktı. Bu arada Dimirti bir yerlerde hala Strigoi idi. Ve o yok olana kadar bana rahat yoktu. Karta tekrar baktım . fark ettim ki onu görmezden gelsem bile bana rahat yoktu. Mesajı anlamıştım. Dimitri benim için geliyordu. Ve birisi bana Strigoi’e dönme şansımı çoktan yitirdiğimi söylemişti. Bana ne demişlerdi . İkimizde bu dünyada aynı anda var olmazdık. Belki yapabilirdik … Ben cevap vermeyince Lissa daha da endişelendi. ‘’ Yüz ifaden beni korkutmaya başladı. Ne düşünüyorsun ? ‘’ . Yüzüne baktım , eğer ona söyleseydim bile Mark bunu onaylamazdı. ‘’ Ne … Ne tür bir peri masalı ? Şu güya hayatını mahvedecek türde olanı. ‘’ ‘’ Anlamadım. ‘’ dedi. ‘’ Hem de hiç anlamadım. Bana neler olduğunu anlat . Neler yapabileceğimi? ‘’ İki yada daha fazla ay. İki yada daha fazla ay burada kalmak zorundayım. Sanki sonsuzluk gibi geliyor. Ama bunu yapacağıma anneme söz vermiştim. Bir daha acele etmeyecektim ve kazık şu an acele etmenin alası gibiydi. Sözler . Sözler için de boğuluyorum. Hatta Lissaya bile bir şey için söz vermiştim. ‘’ Daha önce ki konuda ciddi miydin ? Bir daha ki deli testte benimle gitmek konusun da ? Ne olursa olsun ? ‘’ ‘’ Evet. ‘’ dedi ve o kadar emindi ki gözlerinde bile en ufak tereddüt yoktu. Tabii ki bizim ne yapacağımız öğrendiği zamanda bu kadar hevesli görünecek miydi merak ediyordum . Ebediyen mahkum olmuş birisinin hayatını ne değiştirirdi ? Bunu daha önce de düşünmüştüm. Ne gibi bir şey Victor Dashkov’u konuştururdu ? Victor Abe’ye onun önerebileceği hiçbir şeyin ağabeyinin sözde Strigoi kabiliyetlerini tutuğu yerin neresi olduğunu söyletemeyeceğinden bahsetmişti. Victor hayatı boyunca hapisti ve hiçbir rüşvet onun için bir anlam ifade etmiyordu. Fark ettim ki biri dışında hiç biri onun için anlam ifade etmiyordu. Özgürlük. Ve bunu ona sunmanın tek yollu vardı. Victor Dashkov’u hapishaneden kaçırmaya gidiyorduk. Daha bundan Lissaya bahsetmemeye karar verdim. Henüz. Tek bildiğim şey kısa sürelide olsa Dimitri’yi kurtarma şansım olduğuydu. Mark bunun bir peri masalı olduğunu söylüyordu ama ben denemek zorundaydım. Asıl soru şuydu : Dimitri’yi öldürme planına sıra gelmemesi ne kadar süreyi alacaktı ? Ne zaman imkansızı yapmaya aslında imkan olduğunu öğrenecektim ? İşte bu gerçek bir sorundu. Çünkü eğer ben ejderhayı bulamadan – ki bu durumda ejderha Victor – Dimitri ile karşılaşırsam işler çok çirkinleşebilirdi. Belki de bu bütün Robert olayı büyük bir yalandı ama değilse … Eh, saat ilerliyordu. Eğer Dimitri ben Robert ve Victor’u bulamadan bana ulaşırsa onunla dövüşmek
zorunda kalırdım. Soru sormada. Büyülü bir iyileşmeyi bekleyemezdim. Bu sefer Dimitri’yi gerçekten öldürmeliydim ve prensimi geri getirme şanslarını da kaybetmiş olurdum. Kahretsin. Bu kadar baskı altında iyi iş çıkarmak zorundayım.
ÇEviri OnrEad.wOrdprEss.cOm tarafından Yapılmıştır