City Of Lost Souls Alıntı Kirli Seksi Klüp Sahnesi ‘’Neler oluyor?’’ dedi Jace dansçıların arasından yolunu bularak. Parlayan küçük , gümüş ışıltılar sarı saçından aşağıya doğru düşüyordu.’’ Clary?’’ ‘’Üzgünüm ‘’ dedi ayakları üzerinde yükselerek. ‘’Kalabalıkta yolumu kaybettim.’’ ‘’Fark ettim. ‘’ dedi. ‘’ Bir saniye önce seninle dans ediyordum , sonra bir baktım bir kurtkadın paltolumun içine girmeye çalışıyordu. ‘’ Clary’in elini aldı ve bileğini okşamaya başladı. ‘’ Eve gitmek mi istersin? Yoksa biraz daha dans edelim mi? ‘’ ‘’ Biraz daha dans’’ dedi Clary nefesiz kalarak.’’ Senin için sorun olmaz mı?’’ ‘’ Hadi dans edin.’’ dedi Sebestian arkasına yaslanıp , ellerini kenara koyarak. Etrafı avcı bakışlarıyla süzüyorlardı. ‘’ İzlemek beni sıkmaz.’’ Parmak izi gibi bir anı Clary’in gözleri önüne geldi. Ve geldiği gibi kayboldu. Clary öylece baktı. Kötü şeyler düşünmenin zamanı değildi. Bunun için gece çok güzeldi. Jace’in onu götürmesine izin vermeden önce ağabeysine bir bakış attı. Kalabalık , sıcak vücutların arasına , gölgelere girdiler. Disko topu başlarında ışıldıyordu , gümüş renkler saçıyordu. Clary başını kaldırdığı zaman diliyle tuzlu bir ıslaklık yakaladı.
Jace durdu ve onu kendine doğru çekti. Gümüş bir ıslaklığın yüzünden sanki göz yaşıymış gibi aktığını hissetti. Jace onu kendine daha çok çekti ve onu öptü. İşte o zaman göz yaşları yok oldu . Sadece Jace’in sıcak dudakları vardı. Onu titreten dudakları. Clary ona erişti ve fermuarını çekiştirerek ceketini aşağıya düşürdü , ellerini içeriye doğru sokarak biraz daha yakına çekti. Jace onu durdurdu ve ensesini tutarak kulağına bir şey fısıldamak için ona doğru eğildi. İkisi de dans etmiyordu artık. Etkileyici müzik etraflarındaydı ama Clary onu duymuyordu bile. Bir çift yanlarından gülerek geçtiler ve Çerkezce bir yorum yaptılar ki Clary ne dediklerini anlamadı. Ama onların bir oda bulmalarını söylediğini sanıyordu. Jace sabırsız bir ses çıkardı ve onu çekiştirerek kalabalığın az olduğu karanlık bir duvara götürdü. Bulundukları yerin merkezin de ayakta duran bir melek bulunuyordu. Bazalttan yapılmıştı ama gözleri camdı , tıpkı bebeklerinki gibi.Kanatları gümüştendi. Bulunduğu zemin ıslak ve kaygandı. Jace onu duvara yasladı ve onu öpmeye başladı. Sert ve aç gibi öpüyordu. Jace’in tuzlu bir tadı vardı , dudaklarını yalayıp onun tadına baktı. Clary’in eli artık omuzlarına gelen altın saçlardan geçti. Ceketini çekti ve onu omuzlarından aşağıya bıraktı , ellerini tişörtün altındaki sert kaslardan geçirdi. Köşe o kadar karanlıktı ki Jace altın ve karanlıktan ibadetti. Jace daha sert öptü , üst dudağını ısırarak Clary’e hem zevk hem acı arsı eşsiz bir tutku gönderdi. Clart onu daha yakınına çekti ve ağzından kendi kanının tuzlu tadını aldı. İkisininde nefes alabilmek için birbirlerini ihtiyaçları var diye düşündü Clary , içlerinde olmaya ihtiyaçları vardı sanki. Clary tırnaklarının altında kan olduğunu hissedebiliyordu. Jace onu duvar ve vücudunun arasına sıkıştırarak bastırdı. Döndükleri zaman Jace melek heykelini görebildi. Heykel yere devrilmiş , mermer tozuna bulanmış bir şekilde parçalara ayrılmıştı. Jace kahkaha atı ve hemen dizleri üzerine düşerek Clary’in botlarını çıkarmaya başladı. Sonra elbisesini sıyırmaya , çıplak bacaklarını ortaya çıkarmaya başladı. Clary’in nefesi kesildi. Jace’in elleri bacakları ve baldırlarını okşarken sanki suya değiyormuş gibi hafifti. Clary aşağıya doğru baktı ‘’ Ne yapıyorsun Jace?’’dedi Clary fısıldayarak. ‘’ Jace?’’ Jace’in gözleri klüpten gelen ışık ile farklı renklerde oynaşıyordu. Arsız bir şekilde gülümsedi. ‘’İstediğin zaman bana dur diyebilirdin.’’ dedi. ‘’ Ama denedin.’’ Jace’in elleri elbisenin içine daldı. Eğilip botlarının bittiği yerden çıplak ayak bileğini öptü. Clary’in içi titredi. ( Kim bileklerin bu kadar hassas olabileceğini bilebilirdi ki?) Ve bakılınca kimse onu böyle öpmemişti. Öpücükleri ilerlerken hafifti ve Clary ona daha fazlasına ihtiyacı olmak istediğini söylemek istedi ama söylemedi. Çünkü o neye ihtiyacı olduğunu bilmiyordu ama şansına Jace onun ihtiyacını biliyor gibiydi.Gözlerini kapatıp kafasını duvara yasladı.. Dudakları yarı aralık , kalbi kulaklarında gibiydi. Daha hızlı , daha hızlı atıyordu. COLS Alıntı 2 ‘’ İblis Efendisi’ dedi. ‘’ Kim olduğunu biliyorum.’’ Magnus kaşlarını kaldırdı.’’ Ve kimmişim?’’ ‘’ Sen Magnus Bane. Baddas’da iblisleri öldüren piç ku…’’ ‘’ Şimdi.’’ Dedi Magnus ‘’ Bu tür şeylere hiç gerek yok.’’ ‘’ Ama var.’’ Dedi iblis makul bir sesle. ‘’ Eğer babanın senin cehennem gibi varlığını böyle çağırmasını istemiyorsan?’’
COLS Alıntı 3 Clary yerde parlayan bıçağın ışığına doğru kendini savurdu. Yerden iblise doğru uzandı. Tek eli Clarye doğru savurdu , yakıcı siyah zehir Clary’in tenine doğru değdi. İblis kırmızı gözlerle Clarye baktı ‘’ Dur.’’ dedi ‘’ Ne istersen veririm…’’ ‘’ İstediğin her şeye sahibim.’’dedi Clary bıcağı derine saplarken.
ÖN OKUMALAR .COM Ceviri ve Düzenleme Buket Kayhan