Kiss Of Crimson

Page 1

Tess bir irkilme ile uyandı. Kahretsin. Ne zamandır pinekliyordu ? Ofisinde , Shiva dosyası masanın üzerinde açıktı ve yanağını ona dayamış bir şekilde uyuya kalmıştı. En son hatırladığı şey malnutrisyonlu kaplan besliyor olduğu idi. Saatine baktı , iki yada bir bucuk saatir uyukluyor olmalıydı. Şimdi ise saat sabah’ın üçünü geçiyor. Saat yedide klinikte olması gerekiyordu. Tess esneyerek etrafına baktı. Kollarında büyük çizgi şeklinde çizikler vardı. İyi şey Nora gelip onu şikayet etmeden önce uyanmış olmasıydı ama onu hiç duymamış …. Klinik’in oradan büyük bir gürültü geldi. Lanet olsun bu da neydi ? Birkaç dakika önce de böyle bir gürültü yüzünden uyanmıştı. Ah , Tanrım ,tabii ki . Ben kliniğin ışıklarının açık olduğunu görüp gelmiş olmalıydı. Gece buraya gelip ona bakması bir ilk olmazdı. Kızımız bağımsızlık ve inatçılık hakkındaki ilk konferansını dinlemeyecekti nasılsa. Gürültü , metalle vurulma sesiyle tekrar geldi. Hareket ediyordu.Yani birisi depolama kısmındaydı. Tess tereddüt ederek ayaga kalktı ve kapıya doğru birkaç adım attı. Dikkatlice etrafı dinliyordu. Resepsiyon alanı boştu. Kediler ve köpeklerin bakıldığı yer de boştu. Ama hayvanlar huzursuzdu . Köpekler kısık sesle inliyorlardı. ‘’ Merhaba? ‘ diye bağırdı Tess boş bir sesle. ‘’ Orada kim var ? Ben sen misin ? Nora ? ‘’ Kimse cevap vermedi. Birkaç dakika önce duyduğu sesle şimdi yoktu. Etraf sessizdi. Harika diye düşündü . Davetsiz misafirimiz Tess’in onu duymasını istiyordu. Harika sadece harika diye düşündü hoşnutsuz bir şekilde. Kendisini ikna etmek için mantıklı bir sebep düşünmeye çalıştı.Belki de sokak aralarında kendine kalacak bir yer bulmaya çalışan bir evsiz olabilirdi. Davetsiz bir misafir değildir. Hiç tehlikeli olmayan birisidir. Evet ? Peki neden ensesindeki tüyler korkudan dikilmişti ? Tess ellerini laboratuar önlüğünün cebine soktu ve bir den kendini çok savunmasız hissetti. Tükenmez kalemi parmaklarının arasından geçirdi. Orada başka bir şey vardı. Bu kesindi. Derken 400 kiloluk hayvanları yatıştırmak için kullandıkları iğneler aklına geldi. ‘’ Orada birisi var mı ? ‘’ diye bağırdı. Sesini olabildiğince sabit ve korkusuz tutmaya çalışıyordu. Resepsiyona gitti ve telefonu kaptı. Lanet telefon şarjlıydı , zaten onu ucuzluktan almıştı. Gergin bir şekilde 911’i aradı ve telefonu kulağına götürdü. ‘’ Şimdi ortaya çıksan iyi olur çünkü polis’i arıyorum. ‘’


‘’ Hayır … Lütfen … Korkma … ‘’ Tess sesi duyduğunda ürktü çünkü sessi duymamıştı. Hayır , birisi onunla konuşmuştu ama sözcükler kafasının içindeydi. Kafasının arkasından birisi konuşmuştu. Ses ağır içten ve ölüm ile yaşam arasındaymış gibiydi. Birisi yüksek sesle öksürdü. Bu sefer ses dışarıdan geliyordu Birisi çok kötü öksürüyor ve adeta kan kusuyor gibiydi. Gerçek ölüm kalım meselesiydi. ‘’ Lanet olsun.’’ Tess telefon daha bağlanmadan hattı kapattı ve nefesini tutup yavaş adımlar ile ssein geldiği yöne doğru yürüdü. Onu bulmak için kliniğin arka tarafına doğru yürüdü. ‘’ Merhaba. Burada ne arıyorsun ? Yaralı mısın ? ‘’ İçeriye emin adımlar ile girdi. Kesik kesik nefes alışlarını duyuyordu. Ve kan kokusu aldı. Bolca kan kokuyordu. Tess Işığı atçınca irkildi. Adam yere yığılmış kan içindeydi. Ağır yaralı gibi görünüyordu. Siyah ceket , siyah botlar , siyah gömlek kısaca adamın her şeyi siyahtı. Bir tür Goth kabusu gibiydi. Saçları bile simsiyahtı. Kan etrafında nehir gibi saçılmıştı. İçeriye girerken adeta kendini zorlardı. Hasta hayvan olsaydı onun dayak yediğini yada araba çarptığını düşünürdü ama hayvan hasta değildi. Yine de belirtiler bu gibi olaylara benziyordu. Ama bu bir adamdı ve hastadaki yaralanmalar Tess’in midesini ağzına getirmişti. Kafasının içinde çığlık atıyor , alarma geçiyordu ama klinikte sakindi. Sakin ve ilgili olmalıydı. ‘’ Sana ne oldu böyle ? ‘’ Adam başını sanki söyleyecekmiş ama söyleyemiyormuş gibi oynattı. ‘’ Bir sürü yara ve yanıklar ile dolusun. Belki binlerce yanık izi olmalı. Tanrım , ne biçim bir kaza bu ? ‘’ Yaralar ve yanıklar her yerindeydi. Boynunda çoğu vardı ama elleri de en az boynu kadar kötüydü. Keşke yaralar sadece elleri ve boynunda olsaydı ama her yerdeydiler. ‘’ Sana ambulans lazım . ‘’ dedi ama adamın moralini bozmak istemiyordu. ‘’ Burada bekle hemen 911’i arayacağım. ‘’ ‘’ Hayır.’’ dedi adam zorlukla. ‘’ Hastane olmaz …. Oraya gidemem …. Bana yardım edemezler.’’ Umutsuz protestosuna rağmen Tess telefona doğru koştu. Sonra aklına odaların birinde duran çalıntı kaplan geldi. Polis’e onu açıklaması çok zor olacaktı.Silah mağazası zaten büyük olasılıkla yarın polis’i arayacaktı. Geriye birkaç saat dilimi kalmıştı. ‘’Lütfen ‘’ dedi adam umutsuzca. ‘’ Doktor olmaz.’’


Tess durdu . Adamın hemen doktora ihtiyacı vardı. Tabii o da onun yaralarını sarabilirdi. Denemeye karar verdi ama bunu pek adam için yaptığı söylenemezdi. ‘’ Tamam . ‘’ dedi . ‘’ Ambulans yok . Dinle bende biraz doktor sayılırım. Bir veterinerim ve bu klinik de benim , eğer izin verirsen yaralarına bakabilir miyim ? ‘’ Adam başını oynatınca Tess bunu evet olarak algıladı Odası geçip onun yanına oturdu . İşte o zaman fark etikti adam aslında yakışıklıydı ve erkeksi bir kemik yapısına sahipti. Vücudu kaslıydı Bir nevi koruma mıydı acaba ? Yada şu kalın kfalı maço erkeklerden birisi miydi ? Hani salonlara gidip sadece kas çalışanlardan . Ama bir şey tam olarak ona uymuyordu. Sanki bir şeyi atlıyor gibiydi. Tess elini yüzüne doğru koyup travma izi aramaya başladı. Şokta olabilirdi ve bu genelde iyi bir şey değildi. ‘’ Gözlerine bakmam lazım tamam mı ? ‘’ Parmaklarıyla göz kapağını kaldırdı. Aman tanrım. Bu da ne ? Büyük gözlerinde amber sarısı bir renk vardı. Bu Tess’i korkutmuştu. Kontak lens olmalıydı. İçinden kendi kendine çıkar onları dedi. Adam sanki Cadılar Bayramından kalan kontak lensleri takıyordu. Kokutucuydu. Acaba böyle korkunç ve kaslı olmasının nedeni bir çeteye bağlı olması mıydı ? Eğer öyleyse Tess’in başı belada demekti. Adam sanki ateşin içinde çıkmış gibi kokuyordu ‘’ Kollarını ve bacaklarını oynatabilir misin ? ‘’ diye sordu Tess.’’ Bir kırığın olduğunu hissediyor musun ? ‘’ Adam kendini zorlayarak konuştu. ‘’ Benim kana ….ihtiyacım ….. var. Şimdi.’’ ‘’ Üzgünüm kan nakli için hastaneye gitmeliyiz. Burada bunu yapamam . Sadece yaralarını sarıp , seni odaya götürebilirim. Orada daha detaylı inceleyebilirim. ‘’ Tess ellerini adamın omzuna koydu. Adam gözlerini açıp ona baktı . Gözleri bir tür hayvansı bakışa sahipti. Derken dudaklarını kaldırdı , dişlerini gösterdi. Dişleri garipti. Vay … Bu şey değil miydi ? Sivri köpek dişleri. Adamın vampir dişleri vardı. Adamın gözleri giderek kararıp , farklılaştı Tess bunun kontak lens olmadığını o zaman anladı. Bu adam garipti ve Tess korkmaya başlıyordu. Adam tess’i yakalıp kendine doru çekti. ‘’ Ah , Tanrım. Hayır. ‘’ dedi Tess. ‘’ Sus…. Sana .. zarar …vermeyeceğim. Söz.’’ dedi adam Tess sözcükleri duydu ama onlara inanmadı. Derken adam dişlerini Tess’in etine geçirdi.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.