BOLUM 1 Birisi bulunduğum Las Vegas’daki evimin kapısını tekmeliyordu. Gecenin ortasıydı ve duvardaki gölgeler bile daha büyümemişti. Gelen kişiyi tanımıyordum. Zaten artık kendimi bile tanımıyordum. Çok garip simyasal bir deneyim atlatmıştım. Aklım sisli , sinirlerimse gergindi. Daha önce korkulacak bir vampirdim – aslında dünyadaki son vampirdim. Şimdi işte korkuyordum ve bir daha insan olmayayım diye umuyordum. Ben , genç kadın – adım Alisa idi. Dört bin yıllık bir canavardım. Eskiler beni Sita olarak bilirlerdi. Kapı tekmelenmeye devam etti. ‘’ Aç kapıyı. ‘’ dedi bir erkek sesi. ‘’ Benim. ‘’ Ben de kimdi? Kendisini tanımamıştım ama sesi çok tanıdık geliyordu. Yinede emre itaat etmek konusunda şüphelerim vardı. Birkaç arkadaşım Las Vegas’da oturduğumu biliyordu. Seymour Dorsten bunlardan biriydi. Diğer dostlarımsa , şey Nevada çölünde bir patlamadan dolayı ölüydüler. Son yıllarda çok garip şeyler oluyordu. ‘’ Siya. ‘’ dedi ses. ‘’ Orada olduğunu biliyorum. ‘’ Merak. Adam benim eski adımı biliyordu ve sanki beni tanıyormuş gibi konuşuyordu. Ama neden bana kendi adını söylemiyordu ? Son birkaç yüzyıldır hiç hissetmediğim bir his vücudumu sardı. Korku . Ellerime baktım. Korku elbette beni bulacaktı. Sonuçta artık bir isnadım , savunmasız bir varlıktım. Bu yüzden kapıyı açmıyordum. Çünkü ölmek istemiyordum. Daha insanlığımın tadını bile çıkaramadan ölmek istemiyordum. Artık bir anne olmak için şansı vardı. Simyacılar ile bu yüzden anlaşmamışmıydım ? Bir çocuk istiyordum. İşlem yüzde yüz işe yaradı artık bir insanım. Elimi çimdiklediğimde gördüğüm kan da bunun kanıtı. Yara iyileşmiyordu. Artık bir insandım. Lord’um beni kurtar. Kapıdaki gürültü durdu. İnsan kulaklarının bile duyabileceği şekilde hareket eden birisini fark ettim. Adam gidiyordu. Hafif bir kıkırdamayala konuştu. ‘’ Önemli değil Sita. Seni anlıyorum. Geri döneceğim. ‘’ Onun gidişini duydum. O zaman fark ettim ki nefesimi tutuyordum. Karanlıkta kapının yanına , duvara karşı oturdum. Kalbim göğsümden çıkacak gibiydi. Çok heyecanlıydım. Hem heyecanlı hem de korkmuştum.
‘’ İnsanım. ‘’ diye fısıldadım kendime. Tutuğum nefesimi vererek. Gözyaşları yüzümden boşaldı. Dilimin ucuyla onlara dokundum. Tuzlu ve suluydular. Kanlı ve kırmızı değil. İnsan olduğumun bir başka işaretti. Yavaşçayerden kalktım ve yavaş hareketler ile oturma odasına doğru gittim. Koltuğa adeta kendimi bıraktım. Etrafa baktığım zaman bütün eşyaları görebiliyordum. O an fark ettim ki insanların gördüğü şekilde görüyordum. Dışarıda arabasını park edenleri yada çöpünü çıkartanları da duyuyordum ama bu ayrıntılı bir duyma yetisi değildi. Harika , hem sağır hem de kör olmuş gibiydim. ‘’ Ben insanım. ‘’ diye tekrar ettim kendi kendime Gülmeye ve ağlamaya başladım. Artık ne yapacağımı düşünmekten de kendimi alamıyordum. Her zaman vampirdim , o zamanlar istediğimi yapabilirdim ama artık bir insanım ve büyük olasılıkla dışarıya bile çıkmayacaktım. Kumandayı alıp televizyonu açtım. Haberler vardı. Gecen gece çölde patlayan hidrojen bombasını konuşuyorlardı. Gizli askeri bir olay olduğunu sanıyorlardı. Sanki hiç patlamamış gibi semada kaybolmasını da tartışıyorlardı. Benim hakkımda konuşmuyorlardı. Benseşahit olduğum olayı düşünüyordum. Olayın bir kaza olduğuna kanaat getirmeleri uzun sürmedi. Polisleri öldürme olayını bağlamaya çalıştılar ama vampirlere inanmadıkları için bunu yapmaları zordu. Zaten artık inanabilecekleri vampirde kalmamıştı. ‘’ Seni yendim Yaksha. ‘’ dedim yüksek sesle. Benim ölü yaratıcım , bundan dört bin yıl önce kanımı alıp kendi kanıyla değiştirmişti. ‘’ Belki uzun zaman oldu ama seni yendim. Yine sıradan bir yaşamageri dönebilirim. ‘’ Yine de anılar pek sıradan değildi. Ve bir saat önce fark ettim ki bazı şeyleri hatırlamakta zorluk çekiyordum. Acaba kimliğimde bedenimle birlikte değişmiş miydi ? Yine de Krisha ve diğerlerini hatırlıyor gibiydim ama aklım tam olarak bazı şeyleri yakalayamıyordu. O mavi gözleri hatırlıyor ama nasıl mavi olduğunu hatırlamıyordum. Hayatım acı ile yoğrulmuş olabilirdi ama aynı zamanda zevklerde vardı ve ben o anların yitip gitmesini istemiyordum. ‘’ Joe.’’ diye fısıldadım. ‘’Arturo ‘’ Özelikle onları unutamazdım. Joebenim FBI’dan arkadaşımdı . Hayatını kurtarmak için onu vampire cevirmiştim. Nükleer bomba onunda ölümüne sebep olmuştu. Arturo , diğer arkadaşım yetenekli bir simyacı ve aşığımdı. Beni bombayı patlatmaya ikna eden oydu. Kendi ölümüne sebep olsa da bunu yapmamı istemişti. Ona olan aşkım hala taze ve acım yeniydi. Keşke yanımda olup yarattığı mucizeyi görebilseydi. Ama Arturo benim insan bedeni mi de vampir bedenim gibi sever miydi ? Evet , Arturo sana inanıyorum. Beni sevdiğine inanıyorum.
Ve Ray vardı. Rama. Onunla olan anılarım asla yok olmayacak. İnsan beynime söz veriyorum. Benim Ray’e olan aşkım insan yada vampir beynin alabileceği ve anlayabileceğinden de büyüktü. O ölümüne yürümüştü. Bir iblisi öldürmeye kalkarak öülümünü kabullenmişti. İnsan aklım ne derse desin ben bunları hatırlayacaktım. ine şu zaman geçmişe dönmek istemiyordum. İnsan olmak istiyor ve yaşamak istiyordum. Yine kapı çalındı ve sıçradım. ‘’ Sita. ‘’ dedi kapıda ki ses. ‘’ Ben Seymour . İçeriye girebilir miyim ? ‘’ Sesi hemen tanıdım ve sizce kapıya doğru yürümeye başladım. Kapıda durup , zincirleri ve kilitleri açtım. Seymour önümde duruyordu. Baştan aşağıya bana baktı ve inceledi. Aynı kıyafetleri giyiyor ve gözlüğü takıyordu. Bana bakarken yüzünün ifadesi değişti. Teni soldu. Konuşmakta zorluk çekiyor gibiydi. ‘’ İşe yaramış. ‘’ dedi Gülümsedim ve kapıyı açıp onu içeriye davet ettim. ‘’ İşe yaradı. Artık senin gibiyim. Lanetten kurtuldum. ‘’ Seymour içeriye girdi ve hala başını sallıyordu . Kapıyı arkasından kapattığın da bile inanmakta zorluk çektiği yüzünden okunuyordu. Bütün şaşkınlığının altında hüzün gizliydi. Alisa’nın insan olmasına sevinmemiş ,hatta onun yasını tutmaktaydı .