BOLUM 1 Cape Cod’un nemli ve bu kadar sıcak olmaması gerekiyordu. Cassie burayı tanıtım broşüründe görmüştü. Burası mükemmel olmalıydı tıpkı Camelot gibi .Tek farkı tanıtım broşürüne görülen huzur dolu denizin , zehirli sarmaşıklar ve yosunlar ile dolu olduğunu eklememiş olmalarıydı. Gerçi broşürde bu yer ile ilgili birkaç uyarıda yer almıyor değildi. Atlantik okyanusuna bakarken Cassie o an bunları düşünüyordu. Cassie hayatı boyunca hiç bu kadar perişan olmamıştı. ‘’ … ve erkek kardeşim. MIT Takımında olan tabii . Şu İskoçya da Dünya turnuvasına katılmıştı hani…’’ dedi Portia Bir an için Cassie’ye baktıktan sonra tekrar okyanusa bakmaya devam etti. Porita’nın iki kardeşi de MIt’e gitmişlerdi ve bu onun için biraz korkutucuydu çünkü ikisi sadece zevki oldukları için değil , atletsizimde iyi oldukları içinde oradaydılar. Portia bu konudan korkuyordu , üstelik daha lisede ilk yıllı olmasına rağmen. Cassie gibi . Portia gecen bütün ayı Cassie’ye bundan bahsederek geçirmişti. ‘’ … ve gecen ellinci Şampiyonluğu kazanmamızdan sonra erkek arkadaşım bana ‘’ Elbette , gideceksin.’’ Dedi…’’ Sadece bir hafta daha dedi Cassie kendi kendine. Sadece bir hafta daha sonra eve döneceğim. Bu düşünce o kadar hoştu ki gözlerini doldurdu. Eve , dostlarının olduğu yere. Yabancı birisi gibi yada kendini aptal gibi hissetmediği yere gidecekti. Eve vardığı zaman bu harika tatili konusunda gülebilecekti. ‘’ … sonra babam dedi ki ‘’ Neden ben senin yerine almıyorum?’’ Sonra bende dedim ki ‘’ Ah , iyi … ’’
Cassie dönüp denizi seyretmeye başladı. Cape Cod’un güzel olmadığından değildi. İnci gibi bir sahili çok güzel korları vardı. Manzarası kart postallardaki manzaralara gibi göz alıcıydı. Evleri yeşillikler içindeydi Cassie kendini bambaşka bir dünyada hissediyordu. Ama her gün Portia ile uğraştığından bu tatil onun istediği gibi gitmiyordu. Hatta akşamlara Portia’nın nihayet sustuğunu sandığı zamanlarda bile tekrar başlıyordu. Zaten Portia’nın yaptığı hiçbir şey Cassie’yi oraya aitmiş gibi hissettirmiyordu. Burada yabancı olmak onun için başka bir elementmiş gibi geliyordu. California bile Cassie’ye cennet gibi gelmeye başlamıştı. Sadece bir hafta daha diye düşündü. Bir hafta daha. Sonra annesi vardı. Son zamanlarda beti benzi atmış yorgun. Bir tedirginlik Cassie’i sardı. Hemen aklındaki düşünceyi attı. Annem iyi dedi kendine. Büyük olasılıkla o da buralarda perişandır. Aynı senin gibi . Üstelik o senden daha naziktir. Büyük olasılıkla gideceğimiz günleri sayıyordur. Tabii ki bu yüzden annesi bu kadar mutsuz görünüyordu gitmek için zaman kolluyordu ve sıla hasretti çekiyordu. Belki de Cassie’yi buraya sürüklediği için suçluluk bile duyuyordur. Her şey yoluna girecekti , hele bir eve varsınlar. İkisi de iyi olacaklardı. ‘’ Cassie! Beni diniliyor musun yoksa yine gündüz rüya mı görüyorsun?’’ ‘’ Ah , dinliyorum.’’ Dedi çabucak Cassie. ‘’ Az önce ne dedim o zaman.’’ Cassie hemen düşünmeye başladı. Erkekler , kolej , üniversite … Bazen insanlar onu uykucu olarak çağırırlardı ama son zamanlarda bu artmıştı. ‘’ Diyordum ki insanları böyle sahillerde gezmelerine izin vermemeleri lazım. ‘’ dedi Portia. ‘’ Özellikle köpekli olanları. Yani biliyorum burası ünlü sahillerden değil ama en azından temiz. Ve şimdi bir bak.’’ Cassie Portia’nın baktığı yöne baktı. Bir adamın sahilde gezdiğini gördü. Sonra tekrar Portia’ya döndü. ‘’ O balıkçı teknesinde çalışıyor.’’ Dedi Portia sanki kötü bir koku almış gibi yüzünü buruşturdu. ‘’ Sabahları onu balıkçıların orada görüyorum , işleri yapıyor. Kıyafetlerini bile değiştirdiğini sanmıyorum. ‘’ Cassie onun pasaklı olduğunu düşünmemişti. Uzun boylu , kızıl saçlı yakışıklı bir çocuktu. Üstelik aradaki mesafeye rağmen Cassie onun gülümsediğini görebiliyordu. Ayaklarının dibinde bir köpek vardı. ‘’ Balıkçı teknelerinde çalışan çocuklarla asla konuşmayız. ‘’ dedi Portia .’’ Onlara bakmayız bile.’’ Ve Cassie bunun doğru olduğunu gördü. Plajda birkaç kız daha vardı ve erkekler. Erkekler az olmasına rağmen çocuğa bakmadılar. Kızlar onu görünce başlarını cevirdiler. Üstelik bir çocuğa bakıp kafasını cevirip gülümser tarzda bir hareket değildi yaptıkları. Çocuk onlara doğru yaklaştıkça Cassie gülüşünün , sırıtmaya döndüğünü görebiliyordu.
Cassie ve Portia’ya ya en yakın olan kız şimdi resmen yere bakıyordu. Cassie çocuğun omuz silktiğini gördü sanki başka onlardan da farklı bir hareket beklemezdim der gibiydi. Cassie hala onda iğrenecek bir şey göremiyordu. Belki giydiği t-şört eskiydi ama o kadarda eski değildi. Arkasındaki köpeği kuyruk sallayarak onu takip ediyordu ve çok sevecendi. Cassie çocuğun yüzüne baktı sanki başka bir şey görmeyi bekliyordu. ‘’ Başını eğ.’’ Dedi Portia. Çocuk tam önlerinden geçiyordu. Cassie otomatik olarak aşağıya baktı ama bunu yaparken aşağılamış gibi hissediyordu. Bu çok zalimce bir şeydi.Ve Portia’nın söylediğini yaptığı için kendinden nefret etti. Başladı kuma şekiller çizmeye. Kum gün ışığında parlıyordu. Kız kumdaki renklere bakarken. Adil değil diye düşündü çocuğun onu duymayacağını bile bile Üzgünüm diye de ekledi. Üzgünüm keşke yapabileceğim bir şey olsaydı. Ama yapamam. Islak bir burun onun yanağına değince şaşırdı. Cassie güldü ve dönüp köpeği okşamaya başladı. Köpek Alman shepherd cinsiydi. Çocuk köpeğini yanına çekti ve köpek sahibine uydu. Bu adil değil diye düşündü Cassie. Çocuk Cassie’nin gözlerin içine bakarak. ‘’ Hayat adil değildir.’’ Dedi. Şok , Cassie resmen şok geçirdi.
CEV İRİ ONREAD WORDPRESS