‘’ Mutlu Yıllar , çocuklar. ‘’ dedi Bobby Singer. Sam Winchester şarap dolu viski bardağını havaya kaldırarak karşılık verdi. ‘’ Mutlu Yıllar , Bobby ‘’ Büyük erkek kardeşi , Dean Winchester’da kadehini kaldırdı. Şampanyaya uygun olmayan kadehlere bakan Sam ‘’ Seni asla bir şampanya adamı olarak düşünmemiştim , Bobby. ‘’ dedi. Bobby sakalının altından gülümseyerek cevap verdi. ‘’ Evet , genelde bira ve shot içerim ama bu gün yeni yıl çocuklar. Benim büyüdüğüm yerde maç izlerken yeni yılda hep şampanya içilirdi. Hala önümüzdeki yıl için bir şampanyam olduğuna eminimdir. ‘’ Sma küçük televizyona baktı. Televizyonda Times Meydanındaki kalabalığı gösteriyorlardı. Pek çok insan kırmızılar giymiş, şapkalar takmış 2008 yazan büyük lambalara doğru bakıyorlardı. Dean’de ekrana bakıyordu ve hemen kanalı değiştirdi. ‘’ Hangi zeki Dick Clark yerine ekrana Ryan Seacrest’i çıkarmanın iyi bir fikir olduğunu düşünmüş ? ‘’ Kadehindeki son damlaları yutan Bobby konuştu. ‘’ Adama inme gelmişti , Dean. ‘’ ‘’ Onu anlıyorum ama neden bu herifle. Yani Dick Clark Amerika’da açık hava konseri veren ilk kişiydi. Bu herifin yaptığı tek şey ise gay olduğunu inkar etmek. ‘’ ‘’ Şey , adam eskiden Amerika Yıldızını Arıyor’un Yıldızıydı. ‘’ dedi Sam. Dean için küçük kardeşinin popüler kültüre olan bağlılığını onarmaya çalışmak artık neredeyse anlamsız geliyordu . Ona anlamsız bakışlar attı ki Sam bunu pek önemsemiyordu. ‘’ Dostum , gerçekten de ezik Star arama programını kazanmış bir ezik herif ile Amerika’nın açık hava konserini vermiş bir adamı mı karşılaştırıyorsun ? ‘’ Sam , Dean’nın bu sorusuna cevap vermedi. ‘’ Aslında bir teorim var. ‘’ Dean kaşlarını kaldırdı. ‘’ Ah , işte bu güzel bir şey olmalı. ‘’ ‘’ Plan şu Dick Clark’ın beyinin bedeninden ayrılıp Ryan’nın kafasına girdiğini düşün. ‘’ dedi Sam. ‘’ O zaman senin için iş görür. ‘’ Sam gülmemek için ifadesini normal tutmaya çalıştı. Bobby pek bir ciddi sesle konuştu. ‘’ Biliyor musun ? Sanırım bunu yapabileceğimiz bir büyü biliyorum. ‘’ Herkes gülmeye başladı. Dean’de sonunda kahkaha atmaya başladı. ‘’ Eh şimdi tam sırasıydı. ‘’ dedi Sam ‘’ Burada bir şey kutlamaya çalışıyoruz sense Kasvetli Gus gibi davranıyorsun. ‘’
‘’ Kasvetli Gus mı ? ‘’ dedi Dean başını sallayarak .’’ Bunun için teşekkürler Parlak Pyle , ben sadece düşünüyordum. ‘’ ‘’ Ki bu her zaman tehlikeli bir şeydir. ‘’ dedi Sam ‘’ Isır beni. ‘’ dedi Dean. Bobby ciddi bir sesle sordu. ‘’ Ne hakkında , Dean ? ‘’ ‘’ 2008 hakkında , tabi ki .’’ Bunun ötesinde Dean ayrıntı vermedi. Sam de daha fazlasını söylemeyeceğini biliyordu. Bu yıl Dean’nın dünya üzerindeki son yıllı olabilirdi . Tabii eğer Sam bunu durdurmazsa. Dean Samın hayatına karşılık kesişen yollar şeytanına gidip kendi hayatını değiş tokuş etmişti. Ona verilen zamandan geriye sadece bir yıllı kalmıştı. Jade Sam’i bıcaklamıştı. Jade de Sam gibi sarı gözlü şeytan tarafından güç verilen çocuklardan biriydi.Sarı gözlü şeytanın asıl adı Azazeldi. Sam’e güçler veren Azazel. Sam ve Jade gibi çocukları bir tür hapis’e bırakmış ve en güçlü kimse onun hayata kalmasını izemeye başlamıştı. Sonuçta sona sadece Sam ve Jade kalmıştı . Azazel son kalan çocuğu dünyayı yok edecek ordunun lideri yapmayı planlıyordu. Dean’nın anlaşması sağolsun Sam geri gelmiş Colt’u almış – lanetli yaratıkları öldürebilecek olan silah - Jade’i öldürmüştü. Colt’u alan Dean’de onunla Azazel’i vurmuştu. Bütün bunlar Dean’nın bir yıllık ömrü kalmasını sağlamıştı. Sam bu anlaşmayı bozalmanın bir yolunu arıyordu. Dean’nın anlaşma yaptığı şeytanı bulmuş ve onu öldürmüştü. Ruby – iyiliğin yanında olduğunu düşündüğü şeytan – ona yardım edecekti. Ruby garip bir şekilde Dean’nın ve Samın hayatnı binlerce kez kurtarmıştı. Sonuçta Dean’nın anlaşması bir tür yüksek mevkideki şeytanın elindeydi. Sam onu bulacaktı. Buna kafatı takmıştı. Dean ise son yıllarını geçirdiğinden emindi. O hala öleceğine ve güneşin batışını cehennemde yaşayacağına inanıyordu. Sam yanlış gidecek bazı şeyleri düşünmemek için çok çabalıyordu ama işte şimdi oturma odasında olduğu gibi melonkoli tekrar oynuyordu. ‘’ Bunun için teşekkürler , Bobby . ‘’ dedi Sam. ‘’ Siz çocuklar her zaman burada hoş karşılanacaksınız. ‘’ dedi Booby. ‘’ Gecen ki iki tanrıyı öldürdüğümüzden beridir çok sakin bir hafta geçirdik. ‘’ dedi Sam ‘’ Bir daha söyle. ‘’ dedi Dean ‘’ Neyi ? ‘’
‘’ Dostum kaç kişi iki tanrı öldürdüğünü söyleyebilir. Bu bile beni mutlu etmeye yetiyor. Yani bir değil tam iki tanrı. ‘’dedi Dean. ‘’ Aslında eğer eski ve güçsüz olmasalardı onları biraz zor öldürürdünüz. İnsanlar artık onlara tapmadıkları için bu kadar güçsüzdüler . Karanlık bir sokakata Zeus’la karşılaşsanız beki şimdi pek bir şey yapamaz ama eskiden olsa sizi kızarmış domates’e dönüştürebilirdi. ‘’ dedi Bobby. ‘’ Dostum , bütün keyfimin içine ettin. ‘’ dedi Dean. ‘’ Ama kızarmış domates olmak istemezsin. ‘’ dedi gülerek Sam. ‘’ İşte bunda haklısın , Sammy. ‘’ dedi Dan ‘’ Sessiz güzel bir hafta geçirdik. Yani bir yerlerde hayaletler donları bir yerler sıkıştırıyor olabiliriler. ‘’ ‘’ Aslında takvime. ‘’ dedi Sam. ‘’ İnsanların uydurduğu bir şeydir donları sıkıştırdığı . Hayaletler daha çok dogal şeylere yönelirler. ‘’ ‘’ Her neyse , ben şarabımı alacağım ve Ryan’ın ne kadar sıkıcı olabileceğini izleyeceğim. ‘’ dedi Dean. ‘’ Doldur. ‘’ dedi Sam. Son şarabın damlası da düşünce şarabın bittiğini anladılar. Dean Bobby’e döndü. ‘’ Bence artık daha sert bir şeyler içmenin sırası geldi. ‘’ Bobby gülümsedi ve ayağa kalktı. ‘’ Ellen’nın getirdiği bir şişe Jonnhy Walker Black vardı. ‘’ Bobby şişeri sakladığı yere yönelirken bir telefon sesi duyuldu. Kardeşler otomatik olarak kendi telefonlarını kontrol etiler. Çalan müzik ne Sam’in ne de Dean’nın meladisiydi. Bobby’nin sesi duyuldu. ‘’ Hay Allah. ‘’ dedi ‘’ Bu babanızın telefonu. ‘’ John Winchester 2006’da öldüğü zaman Dean babasının telefonunu almış ve ona gelen davalara bakmaya başlamıştı. Kim babasının yardımını istese Dean bakıyordu. Geçen ay bu şekilde iki , üç dava almışlardı .Sonra telefonu Bobby’nın evine bırakmışlardı. Artık Bobby telefona bakıyor ve mesajı onlara iletiyordu. Booby telefonu açtı , bir dakika sonra Dean’e döndü. ‘’ Sanaymış. ‘’ dedi. Dean telefonu alıp konuşmaya başladı. ‘’ Alo ? ‘’ bir saniye sonra. ‘’ Yaphet , sen misin dostum. Neler yapıyorsun ? ‘’ Sam Booby’e baktı. ‘’ Yaphet ? ‘’ diye sordu. ‘’ Bir deli. ‘’ dedi Bobby.
‘’ Gerçekten mi ? ‘’ dedi Dean. ‘’ Tamam ben ve kardeşim bir bakarız. Evet ,bir kardeşim var. Sammy. Tanıyınca sende çok seveceksin. Tamam , görüşürüz. Kendine bak. ‘’ Bobby ona dikkatlice baktı. ‘’ O hippi bozmasıyla mı konuşuyorsun ? ‘’ ‘’ Neden konuşmayayım ki ? ‘’ dedi Dean ‘’ Hippi bozması demenin neresini anlamadın acaba ? ‘’ dedi Bobby. ‘’ Hadi , Bobby. Tamam adamın biraz deli olduğunu biliyorum ama bazı şeyleri bilen birisidir. ‘’ dedi Dean. ‘’ O herif kendi eşyalarının yerini bile hatırlamaz, ne bilmesinden bahsediyorsun ? ‘’ Sam elini yukarıya kaldırır. ‘’ Merhaba?! Birisi banada bu adamı anlatsın. ‘’’ Booby konuşur. ‘’ Sen üniversiteye giderken babanla Key West’de tanıştığımız bir adamdı. ‘’