otomobilnews Türkiye’nin otomobil e-dergisi
Corvette
Şubat 2013 Yıl:1 Sayı:1
Stingray
İsmet Karaman Sorularınızı Yanıtlıyor
Test Sürüşü Toyota GT86
The Beetle
Detroit Fuarı perdelerini açtı
Yeni Renault Symbol Yollarda
BMW Gran Coupe Hamann
1.2 TSI 105 Hp Tiptronik DSG
Monte Carlo Rallisi: Sebastien Loeb kaldığı yerden
Volkswagen Amarok
2.0 BiTDI 4 Motion 180 Hp Highline Otomatik
Ve daha birçok ilginizi çekecek konu ile sizlerleyiz...
Seni Unutmadık Berk ERTÜKEL 1975-2012
Künye Otomobil News sadece internet üzerinden yayınlanan, aylık otomobil kültürü dergisidir. İmtiyaz Sahibi ve Yayınlar Koordinatörü Mehmet Erel Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Said Özen asaozen@erelmedya.com
Lorem ipsum dolor sit
Görsel Tasarım amet, consectetuer sudesign sudesign.co adipiscing elit, Reklam Rezervasyon Cenk Yılmaz cenk.yilmaz@erelmedya.com Redaktör Serap Durmaz Fotoğraflar Mete Özhersek meteozhersek@gmail.com Mert Kocabaş Kerim Ozan
EKİP SAĞLAM...
Mehmet Erel aradı ve şunu söyledi: “Ekibi topluyorum.”. Evet, ajan filmi gibi. Birden ekipte kimler olabilir diye düşündüm; ama ben bile bu kadarını beklemiyordum. Mehmet Taşanyürek, İsmet Karaman, Murat Öztürk, Osman Yavuz, Kanat Kale, Sinan Akad bunlar bir çırpıda saydıklarıydı. Dedim: “Tamam ekip sağlam da ben ne yapacağım?”. Dedi: “Sen Genel Yayın Yönetmeni olacaksın.”. İçimden dedim, bu adama bir haller oldu; ama düşündüm zaten ne zamandır otomobille ilgili bir şeyler yapmıyordum. Sonra dedim, neden olmasın; kadro da sağlam. Sonra Adil Küçüksarı, Aydın Dikim, Eren Tekin, Ertuğrul Ersin, Alptekin Işıkalp ve Yavuz Yılmaz ’ın da bizimle olduğunu söyledi. İkna olmuştum. Böyle bir kadroyla e-dergi yapılırdı. Diyeceksiniz ki herkes e-dergi yapıyor, farkınız ne? Farkımız ağırlıklı olarak yukarıda isimleri geçen kişilerin tecrübesi ve hepsinin farklı bir tarzının oluşu. Yani 1-2 kişi değil, birçok kişinin farklı konuları inceliyor olması bu dergiyi farklı kılacak. Otomobil News’un ilk sayısı. Umarım uzun soluklu olur. Ben ümitliyim; çünkü günümüzde artık e-dergi furyası varken, hayatta kalmak normal dergilere oranla daha kolayken uzun soluklu oluruz tabi. Birçok dergi yaptım. En heyecanlandığım an doğum anıydı, yani derginin matbaadan çıkış anı. Evet, şimdi doğumlar daha kısa olacak. Matbaa makinesi sesi olmayacak hayatımda ve mürekkep kokusu; ama aynı heyecan olacak tabi ki. Böyle bir dergiyi bu kadar kalabalık bir ekiple hazırlamak keyifli. Tabi ki ismini yazamadığım ve emeği geçen çok arkadaşımız var. Hepimizin amacı size iyi bir dergi yapabilmek. Yaptığımız iş umarım amacına ulaşmıştır. Daha önce editör yazılarımda şunu söylerdim; “Umarım verdiğiniz paranın karşılığını dergimizden almışsınızdır.”. Şimdi ise umarım harcadığınız megabayta değmiştir demek lazım sanırım.
editör
Teknik Danışman İsmet Karaman ikaraman@otomobilnews.com Katkıda bulunanlar Murat Öztürk Ertuğrul Ersin Adil Küçüksarı Kanat Kale Yavuz Yılmaz Aydın Dikim Osman Yavuz Alptekin Işıkalp Eren Tekin Sinan Akad Erel Dijital Medya ve Yayıncılık Hizmetleri Altıntepe Mah. İstasyon Yolu Sok. No:3 Maltepe – İstanbul T: 0216.518 95 95 F: 0216.578 30 20 www.erelmedya.com
Buradayız... otomobilnews.com otomobilnews otomobilnews
Ahmet Said Özen otomobilnews asaozen@erelmedya.com
İçindekiler Kim Kimdir?
Otomobil news ailesi
008 - 015
Haberler
Otomobil dünyasından
016 - 051
Detroit Fuarı
Detroit’de ilk gösterim
052 - 059
Fuar 052 s Lorem ipsumS.dolor
Corvette Stingray
Stingray’in dönüşü
060 - 069
Detroit’de ilk gösterim
Toyota Auris
Hatchback’in yerini Auris aldı
070 - 077
Ertuğrul Ersin
2012 hızlı kapandı
078 - 079
Renault Symbol
Yeni Symbol yollarda
080 - 085
Murat Öztürk
Daralan yollarda geçiş
086 - 087
Toyota GT86
Yeni bir efsane doğuyor
088 - 095
Osman Yavuz
Eksen kayması ve öngörü becerisi
096 - 097
Volkswagen The Beetle
Daha böcek
098 - 105
Mehmet Taşanyürek
Fiat 131 Abarth
106 - 109
Renault Fluence Z.E.
Günlük kullanıma ne kadar uygun
110 - 119
Alptekin Işıkalp
Trafikte hayat
120 - 121
Peugeot Partner
Tepee iş ve ev arkadaşı
122 - 127
İsmet Karaman
Sorularınızı yanıtlıyor
128 - 131
Volkswagen Amarok
Hem otomatik hem 180 Hp
132 - 137
LIFESTYLE S. 152
By Crow
Türkiye Rallisi’nin efsanesi
138 - 139
Küre dağları
Ford Focus SW 1.6 TDCi
Rekabetçi SW
140 - 147
Tuning
BMW Gran Coupe Hamann
148 - 151
Lifestyle Zor yollar
Küre dağları
152 - 159
Motorsporları
Motorsporları dünyasından
160 - 171
Lifestyle Yat
Mangusta92
172 - 177
LANSMAN S. 080 Yeni Symbol yollarda
TEST S. 088 Yeni bir efsane doğuyor
TUNNING
S. 148
BMW GRAN COUPE
LIFE STYLE
otomobilnews Dergi ailesini tanıyalım… Ahmet Said Özen kimdir? 1972 yılında İstanbul’da doğdu. Birçok otomobil dergisinde motor sporları haberleri yazdı ve muhabirlik yaptı. Otomobil üzerine çeşitli gazetelere yazılar yazdı ve radyo programları yaptı. Oto Moto Spor, Auto Motor&Spor, Otohaber ve Auto Show dergilerinde test pilotluğu yaptı. Tuning Türkiye’nin Yayın Yönetmenlik görevini üstlendi. Daha sonra TR TUNING, TRAUTO ve MODIFY dergilerini kurdu. Drift Academy İstanbul’u açarak drift eğitimlerini başlattı. TV sektörüne Fors TV ile adım attı ve ardından Mobilty Channel’da yapımcılık yaptı. Şu anda Erel Medya bünyesinde çıkan Otomobil News ve Emlak Habercim dergilerinin Genel Yayın Yönetmenliği’ni yapmakta.
Sinan Akad kimdir? 1976 yılında İstanbul’da doğan Sinan Akad, Yeditepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyasi Bilimler Bölümü’nü bitirdi. TV sektöründe uzun dönem yapımcılık yapan Sinan Akad, Mobility Channel’la otomobil medyasına giriş yaptı. Kanalda İç Yapımlar ve Yapımlar görevi dışında Editör görevini de üstlendi. Sinan Akad, halen İstanbul gazetesinde Otomobil Editörlüğü görevini üstlenmekte.
otomobilnews / 008
Murat Öztürk kimdir? 1971 yılında İstanbul’da doğdu. Özel Işık Lisesi ve Uludağ Üniversitesi Turizm Bölümü’nü bitirdikten sonra kısa bir süre turizm ile uğraştı. Televizyonculuk hayatına Atv’nin kuruluşu ile başladı. Star, Kanal 6 gibi kanallarda muhabir, editör, yapımcı, sunucu ve spiker olarak çalıştıktan sonra, 1999 yılında kuruluşundan bu yana Tv8’de çeşitli pozisyonlarda görev aldı. Son olarak Spor Müdürlüğü yapan ve 14 senedir aynı kanalda ekranların en uzun soluklu otomotiv ve motor sporları programını hazırlayan Öztürk, 600 programı geçerek kendi alanında kırılması güç bir rekora imza attı. İşinin gereklerini daha iyi anlamak adına 2001 yılında Ford takımında bir sezon ralli yaptı. 2005 yılında ise pist yarışlarında yarıştı. Bunun yanı sıra birçok eğitim alarak konusunda uzmanlaştı. Bugüne kadar zaman zaman internet siteleri, gazeteler ve dergilerde yazıları yayınlandı. Firmalara eğitim ve seminerler vermesinin yanında MC olarak da kariyerini genişleten Murat Öztürk evli ve bir kız babası.
Osman Yavuz kimdir? Ardında bıraktığı 10 yılı aşkın sürelik dergicilik deneyimine birçok yayın ve görev sığdırdı Osman Yavuz. Otohaber, Auto Guide, Auto motor&sport ve Ototrend gibi dergilerde muhabirlikten genel yayın yönetmenliğine kadar uzanan çeşitli pozisyonlarda görev yaptıktan sonra sahip olduğu bilgi birikimideneyimle Halkla İlişkiler sektörüne geçiş yapan Osman Yavuz, halen Encore İletişim’de Medya İlişkileri görevini yürütmekte.
009 / otomobilnews
LIFE STYLE
otomobilnews Aydın Dikim kimdir? 30 Yıllık yayıncı, 1985 yılında ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ BASIN YAYIN YÜKSEK OKULU RADYO TELEVİZYON BÖLÜMÜ’nden mezun oldu. 1983 yılında stajla başladığı TRT’de 30 yıldır yapımcı ve yönetmen olarak binin çok üstünde program üretti. 1994 yılında başladığı trafik programları, onu motor sporları ve otomobil dünyasının içine çekti. 250 bölüm OTO GÜNDEM, 150 bölüm DİKKAT TRAFİK, 140 bölüm ZOR YOLLAR adı altında program yaptı. Son olarak da TRT’nin uluslar arası haber kanalı TRT TÜRK’te 5 yıldır haftalık olarak devam eden ZOR YOLLAR programının yapımcı, yönetmen, sunucu, şoför, aşçı gibi bilumum işlerini yapıyor. Hayatından son derece memnun. 30 yıldır evli ve iki kızı var.
Eren Tekin kimdir? Lisans öğrenimini Girne Amerikan Üniversitesi’nde gördüğü sırada, günümüzde Facebook’ta 570.000’ den fazla takipçiye ulaşan Otomobil Dünyam’ı kurdu. Yüksek lisans öğrenimine de Marmara Üniversitesi’nde devam eden Tekin, sosyal ağlarda izlenme rekorları kıran Otomobil Dünyam’ dan otomobilleri video ve yazı ile anlatmanın yanı sıra, yayının editörlüğünü de yürütmeye devam ediyor.
otomobilnews / 010
Mehmet Taşanyürek kimdir? 1960 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Mehmet Taşanyürek, 1980 yılından bu yana profesyonel grafik çizimleri ve moda tasarımları yapmakta. Lopez atölyesinde, anatomik tasarımı konusunda Lorenzo Banffi ve B. Belli’dan dersler aldı. Türkiye’de ve yurt dışında Tasarım Direktörü olarak birçok şirket için çalıştı Onun eserleri çeşitli dergi, gazete, Türkiye’de ve yurt dışında TV programlarında yayınlanmaktadır. Taşanyürek, özel sipariş otomobil ve tekne tasarımları yapmakta. Ayrıca otomobil anatomik tasarımları, süs ve moda illüstrasyon resimleri çizen Taşanyürek, yaptığı çizimlerde airbrush, suluboya, akrilik, puasch, farklı mürekkepler ve kök kendi uygulama yöntemlerini kullanır. Mehmet Taşanyürek’i özel kılan, bir alanda klasik yarış otomobillerin politeknik çizimlerini yapmasıdır. Tasarım dışında klasik otomobillere olan merakı Taşanyürek’in hayatında büyük rol oynamaktadır. Tam bir otomobil tutkunu olan Mehmet Taşanyürek, halen özel projeler için çizimler yapmakta ve Otomobil News dergisine yazılar yazmakta.
Yavuz Yılmaz kimdir? 1972 Duisburg doğumlu. İstanbul’da yaşıyor. Motor sporlarıyla çocukluk yaşlarından beri ilgileniyor. Son yıllarda kendi model koleksiyonundan oluşan sergiler açıyor. Eski yarışlarla ilgili dökümantasyon ve malzeme arşivi oluşturuyor. Bu arşiv ile gelecek yıllarda yeni sergiler açmayı hedefliyor. Ülkemizin ve dünyanın değerli pilotlarıyla, ayrıca konusunda uzman kişilerle söyleşiler yaparak bellek kaydı yapmaya devam ediyor. Kayıt altına aldığı anıları, kendi modellediği koleksiyonuna katarak görsel olarak destekliyor.
011 / otomobilnews
LIFE STYLE
otomobilnews İsmet Karaman kimdir? 1968 yılında o zamanki adıyla İzmir Motor Meslek Lisesi’nde teknik eğitime başlayan İsmet Karaman, Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu’ndan 1971 yılında Motor Öğretmeni olarak mezun oldu. Ülkemizde çeşitli şehirlerde motor öğretmeni, atölye şefi ve teknik müdür yardımcılığı görevlerinde bulundu. 1996 yılında emekli olan İsmet Karaman, özel sektörde Peugeot, Hyundai, Renault ve Seat yetkili servislerinde Servis Müdürü olarak görevine devam etti. Bu aktif görevini 2009 yılı başında sonlandıran İsmet Karaman; halen İzmir Adliyesi Sulh Hukuk ve Asliye Hukuk Mahkemeleriyle, Tüketici Mahkemeleri’nde; trafik kazalarında hasar tespiti, kusur belirleme, araçların hatalı onarımları, üretimden kaynaklanan “ayıplı araç” hususundaki davalarda “adli yeminli bilirkişilik” görevinin yanında, kasko ve trafik sigortası kapsamında hasar onarımları yapılan araçların sigortalıların beyanlarında belirttiği şekilde kaza yapıp-yapmadıklarına dair çeşitli sigorta şirketlerine danışmanlık yapmakta. Ayrıca Otohaber dergisinde sigorta konusunda bir köşesi bulunmaktadır.
Ertuğrul Ersin kimdir? Ali Ertuğrul Ersin 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Saint Joseph Lisesi ve Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nü bitirdi. 1989-2010 yılları arasında reklam sektörünün büyük ajanslarında çalıştı. RPM/Radar’da Toyota, Bridgestone, Pirelli, Lancia, Ogilvy’de Ford, Castrol, Yorum Publicis’de Renault ekiplerini yönetti. Onlarca reklam kampanyasında görev aldı. 2005 yılında Prokart Karting Dayanıklılık Şampiyonası’nı başlattı. 2010 yılında kurucusu olduğu İstanbul Karting ve Otomobil Kulübü’nün (İKOK) başkanı oldu. Halen İKOK Başkanlığı ve İKOK İktisadi İşletmesi müdürlüğünü sürdürmekte ve Prokart’ta aktif sporcu olarak yarışmaya devam etmekte.
otomobilnews / 012
Adil Küçüksarı kimdir? 1984 İstanbul Doğumlu. Yeditepe Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü mezunu. 2005 yılında başladığı motor sporları kariyeri dikkat çekici başarılarla süslü. Bunlardan en önemlisi 2007 Türkiye Ralli Şampiyonası Genç Sürücüler Şampiyonluğu. Yarıştığı başlıca otomobiller Fiat Palio Kitcar, Renault Clio Ragnotti, Ford Fiesta ST, Ford Focus WRC, Mitsubishi EVO VIII ve Fiat Palio S1600. Aktif yarış hayatına devam ederken 2010 yılında kurduğu yarış otomobili hazırlama ve servis hizmeti veren Neo Motorspor yarış garajını idare ediyor. Adil gibi Neo Motorspor Garajının da geçmişi kupalar ve başarılarla dolu. Bunun yanı sıra 225 Dünya Offshore Şampiyonası’nda bazı yarışlarda mücadele etmiş ve 3 kez podyum başarısı sağlamıştır.
Kanat Kale kimdir? 1968 yılında Eskişehir’de doğdu. 1991’de ODTÜ Kamu Yönetimi Bölümü’ nden mezun oldu. 1997-2001 yılları arasında Honda Türkiye Bölge Müdürü olarak görev yaptı. Hemen ardından 2001-2008 yılları arasında Daihatsu Pazarlama Müdürü pozisyonunda bulundu. Halen eşi ile birlikte sahip oldukları organizasyon şirketinde faaliyet gösteriyor.
013 / otomobilnews
LIFE STYLE
otomobilnews Alptekin Işıkalp kimdir? 1973 Kırklareli doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi Turizm Yüksek Okulu ve Avusturya International Tourism Managment mezunu. 1992 yılında ehliyetini aldıktan 1 hafta sonra yarışmaya başladı. Aktif olarak halen yarışmakta. Pist yarışlarında olduğu süre zarfında 3 kez markalar şampiyonu ve aynı zamanda rallilerde sınıflarında çok sayıda birincilikler kazandı. Yazılı basında ve medyada otomobil testleri ve güvenli sürüş ile ilgili yazılar yazıyor ve programlar yapıyor. Eğitim kariyerine 2003 yılında Volkan Işık ile Ralliye İlk Adım Seminerleri’nde başladı. Ardından 2006-2009 yıllarında Demir Bükey Akademi Eğitim Koordinatörlüğü yaptı. Yurt dışında kendini geliştirmek amacıyla ileri sürüş teknikleri eğitimleri aldı.
Mehmet Erel kimdir? 1994 yılında Marlboro İstanbul Rallisi ile yarış hayatına merhaba dedi. 1995 yılında Oto Motor Spor Magazin dergisinde yazmaya başladı. Magazin Otomobil ve Otohaber dergilerinde muhabirlik yaptı. 1997-2001 yılları arasında yetkili bir otomobil bayisinde Satış Danışmanı olarak çalıştı. Ardından Otomax Dergi’ de Yayın Yönetmenliği ve Dünya gazetesi’ nde Otomotiv Editörlüğü görevlerinde bulundu. Türkiye’nin sadece internet üzerinden yayın yapan, 24 saat kesintisiz canlı akışa sahip ilk televizyonu Fors TV’nin kurucusu ve Genel Müdürü pozisyonunun ardından Erel Dijital Medya’yı kurdu ve Otomobilnews ile Emlakhabercim yayınlarını hayata geçirdi.
otomobilnews / 014
https://itunes.apple.com/tr/app/dmags/id434986550?mt=8 http://apps.microsoft.com/windows/tr-tr/app/dmags/f9d0b1a4-f716-497c-b674-c4d1f02619bb
YENİLİKLER
Audi’nin en dinamik özellikleri RS 7 Sportback’te buluştu! BASIN FOTOĞRAFLARI
otomobilnews / 016
Audi, RS model serisini genişletiyor: Detroit’te düzenlenen 2013 Uluslararası Kuzey Amerika Otomobil Fuarı’nda tanıtılan olan RS 7 Sportback, en dinamik özellikleri bir araya getirmesiyle öne çıkıyor. Beş kapılı Coupe’nin 4.0 TFSI motoru 560 hp güç üretiyor. Aracın 0’dan 100 km/s hıza ulaşması sadece 3.9 saniye sürüyor. Audi RS 7 Sportback bu üstün performansına rağmen 100 km’de yalnızca ortalama 9,8 litre yakıt tüketiyor. Audi, yeni modeli RS 7 Sportback ile estetik tasarım, ilerici teknoloji ve etkileyici sportifliği bir araya getirdi. Birçok etkileyici özelliğin buluştuğu geniş beş kapılı coupe RS
7 Sportback, büyüleyici bir yapıya sahip. Twin-turbo V8 motor, 5700-6700 d/d aralığında 560 HP gibi olağanüstü bir güç üretimi sunuyor. Aynı motor, 17505500 d/d aralığında 700
Nm sabit tork üretiyor. RS 7 Sportback 0’dan 100 km/s hıza sadece 3.9 saniyede ulaşabiliyor. Audi, standart konfigürasyonunda, maksimum hızı 250 km/s ile sınırlandırıyor. Bu performansa rağmen, serisinin bu en yeni modeli, 100 km’de yalnızca ortalama 9,8 litre yakıt tüketiyor. Bu rakam, inovatif ısı yönetim sistemi gibi teknolojiler sayesinde gerçekleşiyor. Standart olarak sunulan sekiz ileri tiptonic şanzıman, özel olarak Audi RS 7 Sportback’in sportif karakterine göre tasarlandı. Standart olarak quattro sürekli dört çeker ile birlikte sunulması, RS 7 S p o r t b a c k ’e çekiş gücü ve sürüş güvenliği konusunda iki çeker sistemli rakiplerine karşı mutlak bir üstünlük sağlıyor. Dinamik tork kontrolüne sahip quattro, viraj alma limitinde tekerleklere uygulanan fren kuvvetini minimuma indirerek ve tekerleklerin
üzerindeki yükü azaltarak diferansiyelin çalışmasını destekliyor. Audi aynı zamanda arka aks için isteğe bağlı olarak bir sportif diferansiyel sunuyor. quattro spor diferansiyel, tekerleklere gücü aktif bir şekilde dağıtmak için iki süperpozisyon dişlisini aynı anda kullanıyor. RS 7 Sportback hem sportif hem de konforlu bir otomobil olarak öne çıkıyor. RS’nin adaptif havalı süspansiyonu sayesinde gövde 20 milimetre alçaltıldı. Sunulan özelliklerden biri de adaptif süspansiyon sistemi. Sistem, süspansiyonun vereceği tepkiyi yolun durumuna, sürücünün sürüş tarzına ve Audi Drive Select sürüş seçimi sisteminde tercih edilen sürüş moduna göre ayarlayabiliyor. Audi RS 7 Sportback geniş bir standart ekipman listesine sahip. Bunlar arasında yukarıda belirtilen sistemlere ek olarak, Xenon plus farlar, Audi pre sense front sistemi ile birlikte sunulan adaptive cruise kontrol sistemi, Audi Lane Assist, gece görüş asistanı gibi sistemler bulunuyor. Bang & Olufsen Gelişmiş Ses Sistemi, ses modül serisinin en gelişmiş sistemi olarak sunuluyor.
017 / otomobilnews
YENİLİKLER
Audi A3 kalitesi, ‘Gelber Engel-Sarı Melek’ ödülüyle belgelendi!
BASIN FOTOĞRAFLARI
Alman Otomobil Kulübü ADAC tarafından gerçekleştirilen ve Almanya’nın en prestijli otomotiv ödüllerinden biri olan ‘Gelber Engel – Sarı Melek’ ödülü, ‘Kalite’ kategorisinde Audi A3’e verildi.
1996’da premium kompakt sınıfı otomobil segmentinin oluşmasını sağlayarak bir ilki gerçekleştiren ve o tarihten bu yana kalite ve güvenilirlik konusunda standartları belirlemeye devam eden A3’ün üçün-
cü nesliyle kalite seviyesi bir adım daha da ileri gitti. Ve ADAC, 28 markanın 52 modeli arasında Audi A3’ü ‘Kalite’ kategorisinde 2013 ‘Gelber Engel’ ödülüne layık gördü. Bu yıl dokuzuncusu dü-
zenlenen ve otomotiv sektörünün en çok ilgi gören ödülleri arasında yer alan ‘Gelber Engel’ ödülleri, Kalite, Otomobil, İnovasyon ve Çevre, Gelecek ve Kişilik olmak üzere beş farklı kategoride veriliyor.
Volkswagen Crafter Mazda CX-5 Ürün Gamı Genişledi ile ödüllere devam Mazda CX-5 piyasadaki ilk yılının sonuna yaklaşırken, insanların bu modele gösterdiği ilgi bitmek bilmiyor. Mazda’nın kompakt crossover SUV modelinin kazandığı ödüller, beklentileri aşan satış rakamlarında olduğu gibi, aracın yeteneklerini gösteriyor. Avrupa’da ve dünyada düzenlenen ödül törenlerine katılan CX-5; tasarım, güvenlik, yakıt ekonomisi ve daha fazlasına dair sıra dışı performansı ve yenilikçi teknolojisi sayesinde çeşitli ödüller kazandı.
Volkswagen Crafter model gamı, yeni 19+1, 22+1 ve sınıfında ilk kez ve sadece Crafter’da sunulan 15+1 kapasiteli versiyonlarıyla daha da genişledi. Volkswagen Ticari Araç müşteri talepleri doğrultusunda, her sektörden farklı ihtiyaçlara uygun, 19 ayrı koltuk konfigürasyon seçeneği sunan modelleriyle bu sınıftaki iddiasını güçlendiriyor.
otomobilnews / 018
Yeni Roadster 2015’Te Yollarda
Fiat Group Automobiles S.p.A. (Fiat Grubu) ve Mazda Motor Corporation (Mazda) arasında Mazda’nın yeni nesil MX-5 arkadan çekişli modelini baz alınarak geliştirilecek yeni bir roadster üretmek amacıyla nihai anlaşmayı imzaladı. Alfa Romeo markası için Mazda’nın MX-5 arkadan çekişli modeli baz alınarak geliştirilecek olan yeni roadster 2015 yılından itibaren Japonya’nın Hiroşima kentinde bulunan Mazda fabrikasında üretilecek. Fiat Group Automobiles S.p.A. (Fiat Grubu) ve Mazda Motor Corporation (Mazda) arasında Mazda’nın yeni nesil MX-5 arkadan çekişli modelini baz alınarak geliştirilecek yeni bir roadster üretmek amacıyla imzalanan mutabakat anlaşması nihai karara bağlandı. Fiat Grubu ve Mazda, Mayıs 2012 tarihinde işbirliği için bir Mutabakat Anlaşması imzalamışlardı. Alfa Romeo markası için Mazda’nın MX-5 arkadan çekişli modeli baz alınarak geliştirilecek olan yeni roadster 2015 yılından itibaren Japonya’nın Hiroşima kentinde bulunan Mazda fabrikasında üretilecek. Alfa Romeo için, Mazda MX-5’in yapısını temel alacak olan ve global pazar için geliştirilecek yeni roadster, özgün, ikonik ve arkadan çekişli olarak tasarlanacak. Anlaşma paralelinde Alfa Romeo ve Mazda’nın model versiyonlarının her birinde markalara özel motorlar kullanılacak.
BASIN FOTOĞRAFLARI
019 / otomobilnews
YENİLİKLER
Hyundai, yeni premium konsepti “HCD-14 genesis”i Detroit’te görücüye çıkardı 2009 yılından itibaren tasarım çizgilerini değiştirerek global anlamda önemli bir ilerleme kaydeden Hyundai, 2013 yılına hızlı bir giriş yaparak tüm dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Son olarak “HCD-14 Genesis” konseptiyle dünyanın en önemli fuarlarından birisi olarak gösterilen NAIAS 2013 Kuzey Amerika Uluslararası Otomobil Fuarı’nda gelecek hakkında ipuçları sunan Hyundai, modern premium felsefesine bir kez daha ağırlık verdi. Hyundai’nin yeni nesil teknolojili çevre dostu elektrikli otomobiller kuşağına dahil olan “HCD-14” konsepti, aynı zamada global anlamda lüks segmente hızlı bir yanıt olarak dikkat çekiyor. Kendi lüks bakış açısını Amerika gibi ciddi bir pazarda gözler önüne seren Hyundai, aynı zamanda diğer pazarlarda da etkili olacak modeller için iyi bir zemin hazırlamış oldu. Detroit Cobo’da gerçekleştirilen dünya prömiyerinde konsept modelin dışında, Amerika, Çin ve Orta Doğu pazarlarında etkili olan Genesis ve Equus gibi lüks segmentin diğer oyuncuları da başroldeydiler. Hyundai Motor Company Uluslararası Operasyonlar Bölüm Başkanı ve COO’su Tak Uk Im, “ Hyundai Genesis ve Equus modelleri artık global lüks pazarın ciddi yarışmacıları olarak kabul ediliyor. “HCD-14 Genesis” adlı yeni konsept aracımız ise bugün
otomobilnews / 020
Hyundai’nin premium marka imajını yükseltmek için hazırladığımız en önemli yeniliklerden birisi. Hyundai markası olarak daima yeniliklere ve üst düzey kaliteye odaklanmak niyetindeyiz” dedi. 2012 yılında Kore dışın-
daki pazarlarda Genesis ve Equus gibi üst düzey modellerle önceki yıla göre yüzde 24 artış sağlayan Hyundai, özellikle Orta Doğu’da her iki modelle birlikte bu satışları 4.132 adetle yüzde 45 oranında artırdı. Amerika da Hyundai’nin
Kore’den sonraki en büyük lüks pazarı durumunda yer alıyor. İstikrarlı büyümesini hızla sürdüren Hyundai, pazar payını aynı doğrultuda genişleterek stratejik vizyon değerleri bakımından ünlü Alman rakiplerini de geride bırakmış oldu. Hyundai Motor America Başkanı ve CEO’su John Krafcik ise “Premium ürünler, pazarlama, satış ve servis yaklaşımları gibi birçok dalda organize olarak iyi işler çıkardık ve ayrıca Genesis ve Equus
gibi modellerimizle artık premium segmentte ciddi olarak yer alıyoruz. Bu iki modelimiz yüzde 9 pazar payı alarak iyi bir ivme yakaladı ve bir çok önemli rakibini geride bıraktı. Arkadan itişli premium ürünler, bu önemli başarıyı yeni nesil modellerimizle paylaşmaya hazırlanıyor. “HCD-14 Genesis” ise tasarım yönü ve dinamikleri açısından geleceğimizi simgeliyor. Aynı zamanda teknolojik görüntüsü de odak noktamız hakkında bir ipucu veriyor” dedi.
BASIN FOTOĞRAFLARI
021 / otomobilnews
YENİLİKLER
Hyundai’nin tasarımları Peter Schreyer’dan sorulacak Tüm dünyada dikkatleri üzerine çekerek önemli bir hamle yapan Hyundai, maksimum sinerjiyle yeni nesil tasarımlara imzasını atacak. Kariyerinde önemli markalara tasarımcı olarak hizmet eden Alman tasarımcı, birçok dikkat çeken modelin ortaya çıkmasını sağladı. 2013 yılından itibaren Hyundai Otomotiv Grubu’nun güçlü tasarım ekibinin patronu olarak görev yapacak olan Schreyer, markanın son dönemlerde akıcı tasarım felsefesiyle oluşturduğu etkileyici vizyonunu perçinleyerek zirveye taşıyacak. Kalite odaklı büyümeyle birlikte rekabeti güçlendirmek isteyen Hyundai, aynı zamanda etkileyici ve büyüleyici tasarımlarıyla da gelişimini ileriye taşıyacak. Hyundai Motor Company Ar-Ge Merkezi Başkan Yardımcısı Woong Chul Yang bu önemli gelişmeyle ilgili olarak, “Uzun vadeli rekabet gücünü güvenceye almak şarttır ve özellikle tasarım alanında temelimizin güçlü olması gerekiyor. Tasarım sadece araçlarımızın görünen kısmı değildir, aynı zamanda müşterilerimizin modellerimizle güçlü bir bağ kurmasını sağlayan en önemli etkendir.
yakında e-dergi olarak bilgisayarınızda
http://www.ddtcmag.com/ otomobilnews / 022
Yeni anlayışın ilk üyesi Q50, ABD’de görücüye çıktı Premium otomobil markası INFINITI, yeni sportif sedan modelinin gelişini benzersiz özellikleri standart hale getirerek kutluyor. INFINITI, genişleyen model gamı için belirlediği stratejisinin ilk ürünü olan Q50’yi Detroit’te düzenlenen Kuzey Amerika Uluslararası Otomobil Fuarı’nda tanıttı. INFINITI’nin “Q” ön ismini taşıyan ilk modeli olan Q50 ilk olarak 2013 yaz dönemi itibariyle Kuzey Amerika pazarında satışa sunulacak. Sportif sedanlar konusunda sınırların ötesine geçen ve Infiniti markasını yeni
ufuklara yönlendirecek olan yepyeni Infiniti Q50, yılın ilerleyen dönemlerinde markanın dünya çapındaki diğer pazarlarında müşterileriyle buluşacak. Infiniti Q50’nin 2013 yılının son çeyreğinde 4
silindirli benzinli ve dizel motor seçenekleri ile Türkiye’de satışa çıkması planlanıyor. Q50, 328 HP gücündeki 3.7 litrelik V6 ve akıllı çift kavrama özelliğine sahip 3.5 litrelik Hibrid 360 HP motor seçenekleriyle sunuluyor. Küresel pazar lansmanları kapsamında farklı motor seçenekleri ile model yelpazesini genişletecek olan Infiniti
markayı yepyeni bir çizgiye taşıyor. “Üç Boyutluluk” hissi sunan güçlü ve enerjik tasarım Infiniti Q50, markanın sportif sedan modellerinin sahip olduğu sıra dışı oranlara sahip. Aracın gövdesi boyunca sahip olduğu akıcı hat arka uçta mükemmel bir bütünleşmeye imza atarak dinamik ve atletik duruşunu gözler önüne seriyor.
BASIN FOTOĞRAFLARI
023 / otomobilnews
YENİLİKLER
Kia’dan Cenevre’de Kışkırtıcı Modeller Kia’nın şimdiye kadar üretilmiş en performanslı iki modeli pro_cee’d GT ve cee’d GT’nin dünya tanıtımları, Mart ayında 83.sü düzenlenecek olan Uluslararası Cenevre Otomobil Fuarı’nda gerçekleşecek. Kia fuarda, bu iki yeni modelinin yanısıra, yeni konsept otomobilini de ilk kez sergileyecek. Kia Başkanı ve Tasarımın başındaki isim Peter Schreyer ve ekibi tarafından tasarlanan pro_cee’d GT ve cee’d GT modelleri, 1.6 lt. GDI benzinli motor ile donatılmış. 204 beygir gücündeki bu güçlü motor, ürettiği 265 Nm torkuyla 0-100 km hızlanmasını 7.9 saniye’de gerçekleştiriyor. cee’d ailesinin en son üye-
otomobilnews / 024
lerinin üretimine Kia’nın Slovakya’daki Zilina Fabrikası’nda Mayıs ayında başlanması planlanıyor. Her iki yeni model de Haziran ayından itibaren Avrupa’da satışa sunulacak. Kia’nın Cenevre Uluslarrası Otomobil Fuarı’nda ilk kez sergileyeceği bir diğer modeli ise provokatif ve kışkırtıcı yeni konsept otomobili olacak. Kia ürün gamının artık simgesi haline gelen “tiger nose” ızgarasına, sıradışı bir far haznesine ve belirgin yan hatlara sahip olan Kia’nın bu en son konsept otomobili, hızı ve yüksek enerjiyi temsil ediyor. Kia’nın konsept otomobilinin fuarda büyük ilgi çekmesi bekleniyor.
BASIN FOTOĞRAFLARI
025 / otomobilnews
YENİLİKLER
Castrol, Motorlardaki Çamurlaşmaya Castrol GTX ile Dur Diyor! Castrol Türkiye Çalışanları Stüdyoya Girdi, Castrol GTX Radyo Spotunu Birlikte Seslendirdi! 1899 yılından bu yana madeni yağ sektöründe dünya çapında haklı bir başarıya imza atan, araştırmaya ve teknolojiye yaptığı yatırımların yanı sıra motorsporlarına olan desteğiyle ön plana çıkan Castrol, yüksek kilometreli araç sahipleri için geliştirdiği Castrol GTX madeni yağıyla dikkat çekiyor. Günlük motor korumasını sağlamak için tasarlanan Castrol GTX motor yağı, özellikle motor tortularının zararlı artışını önlemesiyle farkını ortaya koyuyor. Araçların kalbi olan motorlardaki çamurlaşmaya yani bir diğer anlamda kandaki kolesterol etkisine karşı % 25’a varan oranda daha iyi koruma sağlayan Castrol GTX, içeriğindeki özel katıklar ve yarı sentetik formülasyonuyla özellikle yüksek kilometreli araç ve taksi sürücülerinin
tercihi olarak ön plana çıkıyor. Castrol Binek Araç Yağları Pazarlama Müdürü Emre Ilgaz, Şubat ayının başından itibaren özellikle Anadolu’da yüksek kilometreli araç parkına sahip illerdeki yerel radyo kanallarında yayınlanmaya başlayacak olan yeni radyo reklamlarıyla Castrol GTX’in yüksek bilinirlik oranını daha da artırmayı planladıklarını dile getirdi. Castrol GTX’in performansına olan inançlarından dolayı tüketicilere birebir seslenmeyi tercih ettiklerini de belirten Emre Ilgaz, markanın ayrılmaz değerlerinden biri olan “tek ekip ruhunu” yaşatabilmek amacıyla yeni radyo spotlarının Castrol Türkiye’nin farklı departmanlarında görev yapan çalışanlar tarafından seslendirildiğini de vurguladı.
Yılın en iyi filo yöneticisi aranıyor! Ekonomist dergisi tarafından ve LeasePlan ana sponsorluğunda, “2012’nin En İyi Filo Yöneticisi” aranıyor. Yarışmaya 10 veya daha fazla hafif ticari veya binek
otomobilnews / 026
araca sahip şirketlerin filo 4 Ödül Kategorisi bulunuyor yöneticileri başvurabiliyor. Başvurular 17 Şubat’a ka- “LeasePlan KOBİ Yılın Filo Yöneticisi Ödülü” dar filoodulleri.com’dan alı- “Ekonomist Yılın Filo Yöneticisi Ödülü” “Peugeot Yeşil Filo Ödülü” nacak “Michelin Güvenli Filo Ödülü”
Continental için Rekor Yıl! Dünyanın en büyük lastik üreticilerinden Continental,2012 mali yılı sonuçlarını açıkladı. Avrupa çapında genel satışlarını 32,7 milyar Euro’ya yükselten Continental, önümüzdeki yıl için satışlarını yüzde 5 oranında arttırmayı hedefliyor. Kış lastiği kategorisinde ise Avrupa çapında 20 milyonun üzerinde satış gerçekleştiren Continental, bir önceki yıl açıkladığı hedeflerini aşarak rekor bir rakama imza attı.
TOYOTA ve BMW İşbirliğinde Yeni Bir Dev
Dünyanın en değerli iki otomobil markası Toyota ile BMW Grup, Aralık 2011’den bu yana sürdürdükleri mevcut stratejik işbirliğini daha da genişletme yönünde bağlayıcı bir anlaşmaya imza attılar. Bu anlaşma uyarınca; hidrojen yakıt hücreli araç sistemlerinin
ve altyapılarının ortak geliştirilme çalışması, yeni spor otomobillerin tasarımı ve komponentlerinin geliştirilmesi, araç gövdeleri için hafif ağırlık teknolojilerinin geliştirilmesi yönünde ortak Ar-Ge çalışmaları ve lityum hava pillerini geliştiren post-lityum pil çözüm-
leri ile yoğun enerji temini konularında uzun dönemde yoğun stratejik işbirliğine gidilecek. Bu anlaşma ile gelecek nesil lityum iyon pillerin ikinci aşaması ile ilgili çalışmalar da başlatılmış oldu. Uzun vadeli stratejik işbirliği anlaşmasına göre; Toyota ve BMW, 0
emisyon hedefiyle hidrojen yakıt hücreli sistemleri hayata geçirmek amacında. Bu yönde teknoloji paylaşımı ile Toyota ve BMW, hidrojen tankı, motor ve pil de dahil olmak üzere temel bir yakıt hücreli araç sistemini 2020 yılına kadar kullanıma sunmak istiyor.
027 / otomobilnews
YENİLİKLER
Renault’dan Hedef Filo’ya “Türkiye, Otomobilde 3 Adet Fluence Z.E. Avrupa’nın Renault Fluence Z.E. kamu Yatırım Üssü Olacak” kuruluşlarının ardından geniş kitlelere ulaşmaya hazırlanıyor. Bu çerçevede Renault, daha temiz bir dünyaya katkı sağlamayı amaçlayan Hedef Filo’ya 3 adet elektrik motorlu Fluence Z.E. teslim etti.
Renault, operasyonel filo kiralama sektörünün öncü markalarından Hedef Filo’ya 3 adet Fluence Z.E. teslim etti. Teslimat töreni, 29 Ocak 2013 Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar ve Ticari Genel Müdür Yardımcısı Guillaume Sicard ile Hedef Filo Yönetici Direktörleri Önder Erdem ve Ersan Öztürk’ün katılımlarıyla Renault’nun İstinye Şubesi’nde gerçekleştirildi. Teslimat töreni ile
otomobilnews /028
Hedef Filo, filosunda ilk Fluence Z.E. kullanan filo kiralama şirketi oldu. Fluence Z.E. kamu kuruluşlarının ardından geniş kitlelere ulaşmaya hazırlanıyor. Başbakanlık, T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kayseri Melikgazi Belediyesi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi elektrik motorlu araç kullanan kamu kuruluşları arasında yer alıyor.
Türkiye’nin artık otomotiv üreten coğrafyalardan birisi haline geldiğini vurgulayan Jantsa Genel Müdürü Ercan Çerçioğlu, “Tahminim önümüzdeki on yıllar içerisinde Avrupa Birliği’nin ihtiyaç duyduğu otomobil Türkiye’de ve Rusya’da üretilecek. Avrupa’nın otomobil üssü Türkiye olacak. Amerika’daki ihtiyaç Meksika ve Brezilya’dan, Uzak Doğu’nun ki de Hindistan, Çin, Kore ve Japonya’dan karşılanacak” dedi
2013 Yılı 2012’den İyi Olacak… OSD tarafından hazırlanan ‘Yıllık Değerlendirme Raporu’na göre, otomotiv sanayii 2012 yılında pazar, ihracat ve üretim açısından 2011 yılına göre durgun bir yıl geçirdi. AB’de derinleşerek devam eden kriz nedeni ile Türk Otomotiv Sanayi’nde ihracat geriledi, iç pazarda talep ve buna bağlı olarak da üretim azaldı. 2013 yılına ilişkin görüşlerini dile getiren OSD Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen “2011 yılı rekor taleple karşılaştığımız, 2012 yılı ise küresel ekonomik koşullara rağmen pazarın 2010 yılı düzeyinde seyrederek normalleştiği bir yıl oldu. 2013 yılı ise otomotiv sanayimiz için bir normalleşme ve 2012 yılından daha iyi bir yıl olacak” dedi.
Doğuş Otomotiv’e Kurumsal Yönetim Ödülü Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği tarafından verilen “Kurumsal Yönetim Ödülleri” sahiplerini buldu. Doğuş Otomotiv, İMKB Kurumsal Yönetim Endeksi’ne göre “ Notunu En Çok Artıran Kurum” Ödülü’nü aldı. Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) tarafından İMKB Kurumsal Yönetim Endeksi’nde bulunan 44 şirket arasından yapılan değerlendirme sonucunda verilen “Kurumsal Yönetim Ödülleri”, VI. Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi kapsamında düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Değerlendirmede Doğuş Otomotiv, 2012 yılında Kurumsal Yönetim Endeksi’ne göre notunu en çok artıran kurum olarak ödüle layık görüldü. Doğuş Otomotiv geçen yıl 7,80 olan kredi derecelendirme notunu bu yıl 8,63’e yükseltti. Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, ödülü Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’un elinden teslim aldı. TKYD tarafından bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen ödüller, kurumsal yönetim ile ilgili bilinilirlik yaratmayı ve iyi uygulamaları tanıtmayı amaçlıyor.
OPET, Akbaş Şehitliği’ni Yeniliyor OPET, 2006 yılında Gelibolu Yarımadası’nı çağdaş bir görünüme kavuşturmak için başlattığı Tarihe Saygı Projesi kapsamındaki çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Gelibolu Yarımadası’nda sekiz köyü ve 57. Alay Şehitliği’ni rehabilite eden OPET, şimdi de Akbaş Şehitliği’ni yeniliyor. OPET, Çanakkale Valiliği ile yapılan protokol imza töreni ile şehitliği tarihimize yakışan bir görünüme kavuşturmak için çalışmalara başlıyor.
(soldan sağa) OPET Genel Müdürü Cüneyt AĞCA, Çanakkale Valisi Güngör Azim TUNA, OPET Yönetim Kurulu Üyesi Nurten ÖZTÜRK, OPET Hukuk ve Resmi İşler Direktörü Ekrem EKMENCİ 029 / otomobilnews
YENİLİKLER
2012 Aveo Sedan Satışlarında Türkiye Avrupa Birincisi Oldu
BASIN FOTOĞRAFLARI
Euro NCAP tarafından kendi segmentinde “Sınıfının En Güvenli Otomobili” seçilen Yeni Chevrolet Aveo, 2012 yılında Türkiye’yi toplamda 9 bin 857 adetlik satış rakamıyla Avrupa’nın 1 numarası yaptı. Bu başarılı satış rakamı Türkiye’yi glo-
bal pazarda 140 ülke arasından 9. sıraya yükseltti. Chevrolet Aveo 54 bin 850 adetlik satış rakamına ulaşarak Avrupa’da en çok satılan Chevrolet modeli oldu. Aveo dünyada en çok satışı Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleştir-
di. 81 bin 247 adetlik satış ile ABD satışlarının lokomotifi konumuna geldi. Chevrolet Türkiye, Batı ve Orta Avrupa’daki Pazar payını yüzde 1,28 artırarak Avrupa dördüncülüğünü elde etti. Ayrıca Chevrolet, en etkin olduğu ilk on pa-
zardan yedisinde de pazar payını artırdı. Chevrolet’nin Batı ve Orta Avrupa’da en fazla satılan modeli, 54.850 adet ile Chevrolet Aveo oldu. Aveo Amerika’daki başarısından sonra Türkiye’de de büyük ilgi gördü.
Hyundai’de Hedef Zirve Tüm dünyadaki pazarlarda olduğu gibi Türkiye’de de hızla gelişimini sürdürerek zirveye doğru koşar adımlarla ilerleyen Hyundai, geçtiğimiz günlerde bu yıl ki geleneksel bayi
otomobilnews / 030
toplantısını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde düzenledi. Hyundai’nin tüm dünyada stratejik olarak belirlediği “2013 Yılında Müşteri Memnuniyeti’nde Liderlik” hedefinin payla-
şıldığı bu toplantıya tüm Türkiye’deki Hyundai Yetkili Satıcıları katıldı. Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, Hyundai Assan Başkanı ve CEO’su Won Shin Chang ve Hyun-
dai Assan Genel Müdürü Ümit Karaarslan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen bayi toplantısında Hyundai’nin diğer üst düzey yöneticileri de katılımcılar arasındaki yerini aldılar.
Nissan, Daralan Pazarın Yükselen Yıldızı Oldu
2012 yılında toplam otomotiv pazarında yüzde 10 daralma yaşanırken Nissan, binek otomobildeki pazar payını yüzde 3,4’e yükselterek en çok satan 9’uncu marka oldu. Binek ve hafif ticari araç pazarının toplamında yüzde 2,6’lık bir pazar payı elde eden Nissan Türkiye, 2012 yılında 20 bin 120 adet satış gerçekleştirdi Türkiye otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2012 yılında gerileme sürecini yaşarken, daralan pazarda Nissan, pazar payını binekte yüzde 3.4’e çıkarttı. Pazarın yüzde 10.9 azalarak 777 bin 761 adet olarak gerçekleştiği 2012 yılında, satışlarını bir önceki yılla aynı seviyelerde gerçekleştiren Nissan toplam pazardaki 20 bin 120 adetlik satışıyla Türk otomotiv sektöründeki yerini sağlamlaştırdı ve iki yıl üstüste 20 bin adetlik satış gerçekleştirmiş oldu. Ürün gamı ile toplam pazarın yüzde 23’üne hitap eden Nissan, Qashqai ile öncüsü olduğu ve sıra dışı tasarımı ile dikkatleri üzerinde toplayan Juke modeli ile Crossover segmentindeki satışın üçte birini gerçekleştirdi. Müşteri memnuniyeti rekabet basketinde ise 1’inci sırada yer alan Nissan Türkiye, marka değerini de son üç yılda 4.5 katına çıkarttı.
Otomotiv sektörü penceresinden 2012 yılının ekonomik gelişmelerini değerlendiren Nissan Türkiye Genel Müdür Yardımcısı İlkim Sancaktaroğlu, küresel ekonomik krizde dördüncü yılın geride kalmasına rağmen gelişmiş ülkelerin çok büyük ilerlemeler kaydedemediğini belirtti. Sancaktaroğlu, krize ortak akıl ile çare arayan, ancak her biri farklı mali içyapılara ve sistemlere, farklı iç dinamiklere sahip AB ülkeleri başta olmak üzere gelişmiş ekonomiler çözüm yönünde aşama sağlayamadıklarını da sözlerine ekleyerek “Ülkemizde ise bu süreç olabildiğince iyi yönetildi. Türkiye önceki yıllara oranla daha düşük bir büyüme gösterse de, dünya ortalamasının üzerinde bir büyüme kaydetti ve bunu markamıza da yansıttı. Türkiye’yi Nissan’ın Avrupa’da en çok araç sattığı 4’üncü pazarı yaptı.” dedi.
BASIN FOTOĞRAFLARI
031 / otomobilnews
YENİLİKLER
BASIN FOTOĞRAFLARI
“Markanın Kalbi” olarak nitelendirilen yeni SKODA Octavia, üçüncü nesliyle yollara çıkmaya hazırlanıyor. Octavia, yolcularına sunduğu geniş iç hacmi, bagaj kapasitesiyle yine benzersiz olacak. Orta sınıf otomobil kalitesini kompakt otomobil fiyatlarında sunacak yeni Octavia, rafine tasarımı, eksiksiz güvenlik donanımları, markanın sloganıyla uyumlu olarak “tek kelimeyle akıllıca” dedirtecek pratik özellikleri, yenilikçi konfor ve eğlence sistemleri, güçlü ancak tutumlu motor seçenekleriyle dikkatleri üzerine çekecek. Üçüncü nesliyle yollara çıkmaya hazırlanırken kompakt sınıfa getirdiği yeni standartlar ile de farkını ortaya koyuyor. Yeni Octavia, sınıfındaki eşsiz konumunu daha da sağlamlaştırırken, rakipsiz iç mekan genişliği, markanın yeni kimliğine uygun tasarımı, yüksek fonksiyonelliği, yenilikçi otomobilnews / 032
güvenliği ve konfor sistemleri, düşük yakıt tüketimi ile “Simply Clever” şeklinde nitelendirilebilecek pratik çözümler yelpazesi ve Skoda’nın karakteristiği olan yüksek kalite unsurlarıyla dikkat çekiyor. “Skoda markasının kalbi” olduğunu ve markanın genlerini en iyi şekilde temsil ettiğini söyleyen Skoda CEO’su Vahland, “Müşterilerimizin beklentileri büyüyor. Hedefimiz bu otomobili üçüncü neslinde daha da iyi yapmaktı. Ve bu hedef, yeni Octavia’nın karakterine yansıdı. Ve bu otomobilimiz ile birlikte kendi başına bir sınıf yaratıldı” diyor. Skoda’nın Teknik Geliştirmelerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Frank Welsch de, “Yeni Octavia bize Skoda’nın kararlı ilerleyişini gösteriyor. Yeni değerler sunan, modern bir Octavia bekleyen müşterilerimiz için ideal bir otomobil oldu.” ifadesini kullanıyor.
Yeni SKODA Octavia “Markanın kalbi”
Yeni Hyundai Santa Fe Sınıfının En Güvenlisi Seçi
TÜRK PIRELLI’de Çevre Yönetimi Sürdürebilirlik ve yeşil performans alanında yaptığı çalışmalar ile adından söz ettiren Pirelli, çevre yönetimi kapsamında İzmit fabrikasına son dört yıl içerisinde yaklaşık 6 milyon € yatırım yaptı.
Hyundai, tüm dünyadaki satışlarını hızla artırırken aynı zamanda güvenlik açısından da kendini geliştirmeye ve kullanıcılarına dayanıklı otomobiller üretmeye devam ediyor. Akıcı tasarım felsefesiyle çizgisini modern premium seviyesine taşıyan Hyundai, son olarak 2012 yılında yenilediği Santa Fe modeliyle Euro NCAP’ten en yüksek not olan beş yıldızı alarak sınıfının en güvenli SUV’u seçildi. Tüm test kategorilerindeki birinciliği Alman ve İngiliz rakiplerinden alarak 2012’nin en iyisi seçilen Hyundai Santa Fe, böylece “Büyük Off-Road 4x4” segmentinde, bağımsız araç değerlendirme organizasyonu Euro NCAP’in favorisi oldu. 2012 yılında yapılan çarpışma testine toplam 36 farklı araç katılırken EuroNCAP, kendi segmentinin en iyi sekiz otomobilini de belirlemiş oldu. Santa Fe, yan
bariyer çarpışma testindeki “Yetişkin Yolcu” güvenliğinde yüzde 96 koruma oranıyla en yüksek puanı elde etti. “Çocuk Yolcu” kategorisindeyse D-SUV segmentinde yüzde 89’u elde etmeyi başardı. Elektronik Stabilite Kontrolü (ESP) ve benzeri gibi teknolojik aktif güvenlik özelliklerin değerlendirildiği “Asist Güvenlik” kategorisinde de yüzde 86’lık bir skora imzasını atmış oldu.
Sürdürebilirlik stratejisi dahilinde sosyal sorumluluk projelerine verdiği önemle bilinen Pirelli, fabrikasına yaptığı yatırımlarla çevreye olan sorumluluklarını yerine getiriyor. Pirelli, İzmit fabrikasında arıtma tesisi yapımı, mevcut arıtma tesislerinin gelişen arıtma teknolojilerine paralel olarak modernize edilmesi, tesis sahasına düşen yağmur sularının toplanarak arıtıldıktan sonra deşarj edilmesi, emisyonların uy-
gun yöntemlerle toplanıp kontrollü olarak deşarj edilmesi, deşarj noktalarında gerekli ölçümler yapılarak uygun tedbirlerin alınması, emisyon noktalarında koku nötralizasyon sisteminin kurulması ve bunlarla birlikte iç ortam havalandırma şartlarının iyileştirilmesi, atıkların kaynağında ayrıştırılması ve yeni geçici atık depolama alanı yapımı konularında son 4 yılda 6 milyon € yatırım gerçekleştirdi.
033 / otomobilnews
YENİLİKLER
Heyecanla beklenen geleneksel organizasyonda yoğun rekabet yaşandı
Odd Satış ve İletişim Ödülleri, 2012 Gladyatörleri Sahiplerini buldu
Türk otomotiv sektörünün 49 markasını çatısı altında bulunduran Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin (ODD) markaların satış ve iletişim başarılarını ödüllendirmek için üçüncü kez düzenlediği “ODD Satış ve İletişim Ödülleri, 2012 Gladyatörleri” görkemli ve heyecanlı bir finale sahne oldu. 7 Ocak Pazartesi gecesi Le Méridien Otel’de gerçekleşen gecede “Satış” ve “İletişim” kategorilerinde toplam 18 dalda ödül verildi. Gecede aynı zamanda 2012 yılının otomotiv sektörü satış sonuçları da açıklandı. ODD’nin sektörel büyümeye ivme katmak ve marka algısına pozitif katkıda bulunmak amacıyla üçünü kez düzenlediği, otomotiv sektörünün prestijli organizasyonu “ODD Satış ve İletişim Ödülleri, 2012 Gladyatörleri” heyecan-
otomobilnews / 034
lı ve görkemli bir finalle sona erdi. Le Méridien Otel’de düzenlenen törene, ODD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar, otomotiv dünyasının saygın temsilcileri, basın mensupları ve davetliler katıldı. “Satış” ve “İletişim”
kategorilerinde toplam 18 dalda Yılın Gladyatörleri’nin belirlendiği gecede rekabet ve heyecan doruktaydı. Satış Ödülleri, ODD veri tabanındaki markaların yıllık satış sonuçlarına göre belirlenirken, iletişim ödüllerinde halka
açık kategorilerde yer alan adaylar arasından www.oddgladyator.com sitesi üzerinden halkoyu ile 5 seçildi. Halk oylamasıyla finale kalan 5 çalışma arasından en iyiler ve halk oylamasına katılmayan kategorilerdeki en iyiler, jürinin ödül
gecesinde keypad’le canlı olarak gerçekleştirdiği oylamayla seçildi. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da “Yılın Basın Lansmanı” ödülü, otomotiv basınının oylarıyla belirlendi. Otomotiv sektöründe uzmanlaşan basın
mensupları, kendilerine verilen şifre ve kullanıcı adıyla 2012 yılı içerisinde en beğendikleri lansmanı belirlediler. ODD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar törende yaptığı konuşmada, “Türkiye’de faaliyet gösteren oto-
motiv sektörünün 49 markasını çatısı altında barındıran derneğimiz sektörümüzün büyümesini ve bilinirliğinin artmasını sağlamak amacıyla birçok faaliyet yürütüyor. En dikkat çekici faaliyetlerinden biri de ODD Satış ve İletişim
Ödülleri. Sektörümüzün önemli motivasyon kaynakları arasında yer alan geleneksel organizasyonda, bu yıl çok yoğun bir rekabet yaşandı. 55 bin halkoyuyla belirlenen ilk 5 proje jüri üyelerimizin karşısına çıktı” dedi.
2012 Yılının Ödül Alan Gladyatörleri SATIŞ ÖDÜLLERİ 1. En Hızlı Büyüyen Hafif Ticari Araç Markası: Toyota 2. En Çok Satılan Hafif Ticari Araç Modeli: Fiat Doblo 3. En Çok Satılan Hafif Ticari Araç Markası: Ford 4. En Hızlı Büyüyen Otomobil Markası: Bentley 5. En Çok Satılan Otomobil Modeli: Fiat Linea 6. En Çok Satılan Otomobil Markası: Renault 7. En Çok Satılan Marka (Otomobil ve Hafif Ticari Araç Toplamı): Ford İLETİŞİM ÖDÜLLERİ 1. Yılın TV Uygulaması: Ford “Tourneo Custom” 2. Yılın Gazete Uygulaması: Dacia “Babalar Günü” 3. Yılın Radyo Uygulaması: Fiat “Kamyonet Ailesi” 4. Yılın Dergi Uygulaması: Volkswagen “Amarok” 5. Yılın Fuar Standı Uygulaması: KIA 6. Yılın PR/Etkinlik Uygulaması: Peugeot 301 7. Yılın Dijital Uygulaması: Renault “Hedef Megane” 8. Yılın Outdoor Uygulaması: Toyota “GT86” 9. Yılın Sosyal Sorumluluk Projesi: Doğuş Otomotiv “Trafik Hayattır” 10. Yılın Entegre İletişim Kampanyası: BMW 11. Yılın Basın Lansmanı: Peugeot 208 12. Turkcell Teknoloji Ödülü: Renault Mais 13. Yılın Jüri Özel Ödülü: Peugeot 301
BASIN FOTOĞRAFLARI
035 / otomobilnews
YENİLİKLER
Yeni Maserati Quattroporte En Güçlü ve En Hızlı Olmakla Kalmıyor Aynı Zamanda 4 Çekiyor! Maserati’nin şimdiye kadar ürettiği en hızlı ve en güçlü sedan modeli olma unvanını taşıyan Yeni nesil Quattroporte, 4 tekerlekten çekiş sağlayan AWD (All Wheel Drive) teknolojisiyle de farkını ortaya koyuyor. Maserati’nin şimdiye kadar ürettiği en güçlü ve hızlı sedan modeli olan Yeni Quattroporte, 530 HP güç üretirken 710 Nm’lik tork değerine sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Gücünü yola 8 ileri ZF otomatik şanzımanla aktaran Yeni Maserati Quattroporte, çift turbolu V8 motoruyla 0-100 km/s hızlanmasını 4.7 saniyede tamamlarken, 307 km/ s’lik son hıza ulaşıyor. Yeni Maserati Quattroporte’ nin 3.0 litrelik 410 HP gücün-
otomobilnews / 036
deki çift turbolu V6 motora sahip versiyonu ise 4 tekerlekten çekiş sağlayan gelişmiş AWD sistemi sayesinde her türlü yol koşulunda maksimum performans sunmasıyla öne çıkıyor. Maserati’nin lüks sportif sedan segmentinin öncüsü olarak tarihe geçen Quattroporte modelinin 6’ncı nesli Uluslararası Detroit Otomobil Fuarı’nda tüm dünya tanıtıldı. Maserati’nin şimdiye kadar ürettiği en hızlı ve en güçlü sedan modeli olma unvanını taşıyan Yeni nesil Quattroporte, dünya prömiyerinde 4 tekerlekten çekiş sağlayan AWD teknolojisiyle de dikkatler çekti. Yeni Maserati Quattroporte ’nin kalbinde Maserati mü-
hendisleri tarafından tasarlanan ve Marenello’da bulunan Ferrari fabrikasında üretilen son teknoloji ürünü 8 silindirli 3.8 litrelik motor yer alıyor. Maserati patentli bu yeni benzinli motor, daha küçük hacimli olmasına rağmen önceki nesilde kullanılan 4.7 litrelik motordan yüzde 18 daha fazla güç üretirken yüzde 39 daha fazla tork değerine ulaşıyor. Gücünü yola 8 ileri ZF otomatik şanzımanla aktaran Yeni Maserati Quattroporte, 530 HP güç üretirken 710 Nm tork değerine sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Yeni Maserati Quattroporte, çift turbolu V8 motoruyla 0-100 km/s hızlanmasını 4.7 saniyede tamamlarken, 307 km/s’lik son hıza ulaşıyor.
BASIN FOTOĞRAFLARI
037 / otomobilnews
YENİLİKLER
Goodyear, “FleetOnlineSolutions” Sistemi ile Müşterilerine Maliyetlerini Azaltmada Destek Oluyor Goodyear, internet üzerinden hazırlanan anlık rapor gönderimi sağlayan (FOS) sistemi ile müşterilerine destek oluyor. Dünyanın en büyük lastik üreticilerinden olan Goodyear, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesindeki iş makinesi lastiği kullanıcıları için “FleetOnlineSolutions” (Mobil Teknik Değerlendirme) (FOS) uygulamasını başlatıyor. İnternet tabanlı bu lastik yönetim programı, iş makinası lastik denetim raporlarının çevrimiçi olarak anında doldurulmasına ve her bir lastiğin performansı hakkında hızlı bir şekilde önemli bilgiler verilmesine olanak tanıyor. Goodyear
otomobilnews / 038
Türkiye Ticari Lastikler Direktörü Mahmut Sarıoğlu, “Türkiye’de Çeliktaş ve Kumsan, FOS sisteminden faydalanan ilk müşteriler arasında yerini alıyor. Bu iki firma da, raporları ne denli çabuk alabildiklerini görmekten etkilendiklerini söylüyorlar. Fakat onları en çok etkileyen “risk altındaki tutar” raporu oldu. Endüstride benzeri olmadığına inanılan bu rapor, müşterilerin, yanlış lastik basıncı nedeniyle altına girdikleri mali riski anlamalarına yardımcı olmakta” dedi.
Karsan Üretimi Hyundai Truck’lar Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Tercihi Olmaya Devam Türkiye çapında katı atık toplama görevi yapacak 70 adet Hyundai Truck daha Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilen törenle belediyelere teslim edildi. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından il ve ilçe belediyelerin katı atıklarının modern araçlarla toplanması amacıyla Mart 2010’da başlatılan proje kapsamında bakanlık tarafından temin edilen araçlar il ve ilçe belediyelerine hibe ediliyor.
Pirelli 1200’Den Fazla Orijinal Ekipman Üreticisi İşaretin 2015 stratejisi çerçevesinde premium segmentte dünya lideri olmayı hedefleyen Pirelli, dünyanın en iyi otomobillerinin tercihi olmaya devam ediyor. Son olarak PZero ile BMW X5 ve X6’da orijinal ekipman olarak seçilen Pirelli, toplamda 1200’den fazla prestijli otomobilde orijinal ekipman olarak homologe edilerek premium segment liderliği yolunda emin adımlarla ilerlediğini gözler önüne seriyor.
Skoda 2012 Satışlarında Büyüme Rekoru Kırdı Skoda, 2012 yılında Türkiye otomobil pazarında yüzde 6’lık daralma yaşanırken, satışlarını yüzde 33’ü aşan rekor bir oranda artırmayı başardı. Pazar payını da yüzde 1.82’ye çıkaran Skoda, yeni model atağıyla bu başarısını daha da yukarılara taşımayı hedefliyor. 2012 yılını yüzde 6.22’lik bir daralmayla kapatan Türkiye otomobil pazarında, Skoda satışları yüzde 33.32’lik rekor artışla 10 bin 118 adet olarak gerçekleşti. Bu rekor büyümeyle hedeflerine ulaştıklarını kaydeden Skoda Yüce Auto Genel Müdürü Mahmut Kadirbeyoğlu, “Yeni model atağımızla birlikte bu yıl daha da iddialı olacağız. 2015 yılı hedefimiz olan yüzde 3’ün üzerinde pazar payına emin adımlarla yürüyoruz” dedi. Geçtiğimiz yıl içerisinde satışlarını istikrarlı bir şekilde artırmayı başaran Skoda, 2012 yılını da aynı tempoyla kapattı. Türkiye otomobil pazarında yüzde 6.22’lik daralmanın yaşandığı dönemde satışlarını yüzde 33.32 oranında artıran Skoda, böylelikle büyüme rekoruna imza attı.
Tolga Özgül TOKKDER Genel Sekreterliğine Atandı Saint Joseph Fransız Lisesi ve Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Tolga Özgül, iş hayatına Ford Otomotiv A.Ş.de Satış Planlama Uzmanı olarak başladı. Yaklaşık 9 yıl çalıştığı kurumda sırasıyla, Filo İş Geliştirme Uzmanlığı, Filo İş Geliştirme Müdürlüğü ve son olarak da, Çokuluslu Şirketler ve Araç Kiralama Şirketlerinden sorumlu Filo Satış Müdürlüğü görevlerini üstlendi. 2004-2012 yılları arasında General Motors Türkiye’de Filo Satış Müdürü olarak çalışan Özgül, 2013 yılının Ocak ayı itibarı ile TOKKDER ( Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği ) Genel Sekreterliği görevine atandı.
Total’in Büyük Çekiliş Kampanyasi’nda 1 Yıllık Bedava Yakıt Kazanan 2. Dönem Talihlileri Belli Oldu Dünya akaryakıt devi Total, Club Total kart ile kazandırmaya devam ediyor. 20 Aralık 2012’de başlayan ve 02 Şubat 2013 tarihine kadar 45 gün boyunca devam edecek olan kampanya süresince toplam 45 kişi 1 yıllık bedava yakıt kazanırken 45.000 kişiyi de 5, 10 ve 15 TL değerinde yakıt sürprizleri bekliyor. Kampanyanın ikinci dönem talihlileri Club Total kart sahipleri arasında 22 Ocak 2013 tarihinde yapılan çekiliş ile belirlenirken çekilişte Milli Piyango İdaresi Yetkilisi ve Noter de hazır bulundu.
039 / otomobilnews
YENİLİKLER
Volvo’dan Hayalleri Gerçekleştiren Kampanya
Yeni yıla iyi bir başlangıç yapmak için Volvo İş Makinaları’ndan “hayalleri gerçekleştiren” kampanya. 2012 model Volvo ekskavatörler 24 ay vade seçeneği, yüzde 0 faiz ve Volvo Finansal Kiralama’nın desteğiyle satışa sunuluyor. 2013’ün en kârlı fırsatını Volvo sunuyor. Türkiye’de ASC Türk’ün satış ve satış sonrası hizmetleri garantisi altında olan Volvo İş Makinaları 2013’ün en kârlı fırsatını sunuyor. 2012 model Volvo ekskavatörler yüzde 0 faiz ve 24 ay vade seçeneğiyle satışa sunuluyor. 31 Mart’a kadar sürecek olan kampanyadan faydalanmak isteyenler aynı zamanda Volvo Finansal Kiralama’nın da desteğini alıyor. Volvo ekskavatörler bu kampanya ile hem işletme sahiplerinin yüzünü güldürecek hem de maliyetleri düşürecek.
otomobilnews / 040
Volvo Ekskavatörlerin Üstün Özellikleri Volvo, şantiyede harcanan her saniyenin değerini bilir ve yüksek verim beklentilerini karşılamak için çalışır. Bu üstün kalite anlayışı çerçevesinde tasarlanan ekskavatörler, kullanılan yakıtın her damlasının hakkını veren ve hidrolik sistemle tam bir uyum içinde çalışan Volvo Motor Teknolojisiyle yüklüdür. Volvo Motor Teknolojisi operatöre en hassas operasyonlarda bile tam randımanlı, rahat çalışma imkânı sağlamak üzere geliştirilmiştir.
Starpet’in Yatırımları Hız Kesmeden Devam Ediyor
Starpet, Elazığ’daki yeni istasyonunu hizmete açtı. Elazığ’daki 11’inci, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki ise 124’üncü Starpet istasyonu olan İlker Otomasyon, Starpet’in öz sermayesiyle hizmete açıldı. Açılış günü gerçekleştirilen alışverişlerde Starpet müşterileri, yüzde 20’ye varan oranlarda indirim fırsatlarından yararlandı.
Akaryakıt sektörünün güçlü markalarından Starpet, Elazığ’daki yeni istasyonunu hizmete açtı. Şimdiye kadar şube-bayilik usulü ile istasyon ağını genişleten Starpet, Elazığ’daki yeni istasyonu olan İlker Otomasyon’un kuruluşunu tamamen öz sermayesiyle gerçekleştirerek şehir için önemli bir yatırımı hayata geçirdi. Starpet, yaptığı yatırımlarla bölgesel kalkınmaya katkıda bulunuyor Açılışı gerçekleştirilen İlker Otomasyon İstasyonu, Starpet’in Elazığ’da açtığı 11’inci, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki ise 124’üncü istasyonu oldu. Starpet bu geniş istasyon ağıyla, Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi arasında yer alıyor.
YENİLİKLER
Honda’dan Rekor Üretim ve Satış
Dünya genelinde gerçekleştirdiği tüm zamanların en yüksek üretim ve satış rakamları ile Honda 2012 yılında yeni bir rekora imza attı Otomobil alanındaki tüm zamanların en yüksek üretim, satış ve ihracat rakamlarını açıklayan Honda, Japonya ve diğer ülkelerdeki üretiminin 4 milyonu geçtiğini ve bunun da bir rekor olduğunu belirtti. Bu rakamla Honda’nın dünya genelindeki üretimi 2011 yılı ile karşılaştırıldığında yüzde 41.3 artmış oldu. Japonya dışındaki üretim ise yine 2011 yılı ile karşılaştırıldığında %40.2 oranında yükselirken, Japonya’daki toplam satışlar %48 artış gösterdi. Dünya genelinde üretim rakamları 2012 Adet 2011 ile karşılaştırma
Diğer ülkelerdeki üretim rakamları 2012 Adet 2011 ile karşılaştırma
Ocak – Aralık
Ocak – Aralık
Japonya Diğer ülkeler Dünya geneli
1.029.313 %44 (+) 3.081.544 %40.2 (+) 4.110.857 %41.3 (+)
Kuzey Amerika 1.691.088 Avrupa 165.606 Asya 1.058.614 Diğer 166.236 Toplam 3.081.544
%53.3 (+) %69.9 (+) %17.3 (+) %73.7 (+) %40.2 (+)
LAMBORGHINI GT3 PROGRAMINI REİTER ENGİNEERİNG İLE SÜRDÜRECEK… Almanya merkezli Reiter Engineering 2000 yılından beri kendi Lamborghini otomobillerini başarıyla geliştiriyor ve 2007’den beri GT şampiyonalarında 199 birincilik kazanıp, 350 defa podyumda yer aldı. Bu sene ise ilk defa Automobili Lamborghini’nin otomobilnews / 042
Ar-Ge motor sporları departmanıyla ile doğrudan işbirliği içinde iddialı bir GT3’ü ortaklaşa geliştiriyor: Lamborghini Gallardo GT3 FL2. Yeni Gallardo MY13’e dayanan GT3 FL2’nin odak noktalarından biri uzun mesafe performansı. Bu
da ‘24-saat’ frenler, motor soğutmada sağlanan gelişmeler ve yakıt tüketiminin azaltılması gibi alanları içeriyor. Super Trofeo için geliştirilen özelliklere dayanan; yüksek verim sağlayan aerodinamik kit, yeni ön splitter, arka karbon difüzör yer alıyor.
Automobili Lamborghini Başkanı ve CEO’su Stephan Winkelmann, “Lamborghini GT3 otomobilleri için geliştirme ve tedarik partnerimiz olarak Reiter Engineering ile en az beş yıllık anlaşma imzaladığımızı açıklamadan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.
“Son Model Takas”la Skoda Citigo sahibini buldu Skoda’nın kasım ayında başlattığı “Son Model Takas” kampanyasısonuçlandı. Sosyal medya sitesi Facebook’ta başlatılan kampanyada Erdoğan Gözcü, noter huzurunda yapılan çekiliş ile mobil iletişim aracını Skoda Citigo ile değiştiren talihli oldu. Skoda yenilikleriyle otomobil severleri mutlu etmeye ve şaşırtmaya devam ediyor. “Son Model Takas” sloganıyla sosyal medya sitesi Facebook’ta başlatılan kampanyada talihli Erdoğan Gözcü, Skoda Citigo’suna kavuştu. Yoğun talep gören kampanya kapsamında www.facebook. com/SkodaTurkiye sayfasında bulunan Son Model Takas uygulamasıyla Skoda severlere ulaşan markanın talihlisi Erdoğan Gözcü, sürekli olarak Skoda’yı takip ettiğini belirterek, “Hem bayileri, hem basında çıkan yenilikleri ve yeni modellerini takip ederim. Facebook üzerinde kampanyayı gördüm ve çekilişe katıldım. Bana çıkacağını hiç tahmin etmedim. Hayatımda bir ilk oldu benim için de. Her ne kadar küçük otomobil sınıfında olsa da, bu çok büyük bir ödül’’ dedi.
Heyecanla beklenen Art Vespa Tasarım Yarışması’nın sonuçları açıklandı!
VESPA LX 150’yi “Kiss” tasarımı aldı Bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen özgün tasarım yarışması Art Vespa’nın kazananları belli oldu. Hayallerindeki Vespa’ları yaratan yarışmacılardan Cüneyt Özalp tasarımıyla birinci olurken, yine birbirinden ilgi çekici tasarımlarla Vespalara can veren Züleyha Bozkurt ikinci, Ergin Doğanay ise üçüncü oldu. Yarışmaya destek veren Radyo Eksen’e özel kategoriyi ise radyonun logosunu kurukafalı özel tasarımıyla birleştiren Seher Kış kazandı. Tüm dünyada bir tasarım ikonu olan ve ‘Avrupa’nın En Çok Satan 2 Tekerleklisi’ olarak kendisinden söz ettiren VESPA’nın yaratıcı tasarım yarışması Art Vespa’nın kazananları belli oldu. İlki 2009 yılında gerçekleştirilen Art Vespa tasarım yarışmasında Türkiye’nin duayen reklamcılarının jüri üyeliği eşliğinde Ferco Motor ve Radyo Eksen işbirliğiyle yola çıkan yarışmada, birinci olan Cüneyt Özalp, “Kiss” isimli tasarımıyla Vespa LX 150 motosiklet ve Vespa Academy’i eğitimi kazandı. Bir başka özgün tasarımcı ve yarışmanın ikincisi olan Züleyha Bozkurt, A-STYLE kask ile Vespa Academy eğitimi kazandı. Art Vespa üçüncüsü olan Ergin Doğanay ise Vespa Academy eğitim ödülünün sahibi oldu. Bu yıl yarışmaya yeni eklenen Radyo Eksen kategorisinde de Seher Kış, kurukafalı özgün bir tasarımıyla birinci oldu ve iPad Mini 16gb wi-fi siyah ödülünün kazandı.
043 / otomobilnews
YENİLİKLER / ÇEVRE
Elektrikli otomobil sektörüne yeni oyuncu Son zamanlarda elektrik motorlu otomobiller popüler olmaya başladı! Haberleri görüyorsunuz. Ve bu alanda önemli bir yatırımda Derindere Motorlu Araçlar’dan geldi. Kendi mühendisleri tarafından geliştirilen yazılım ve elektronik beyin üniteleri ile piyasa hızlı bir giriş yapmak istiyorlar. Önemli bir yatırım ile elektrikli otomobil üretimine giren DMA, asıl yatırımı bu işin Ar-Ge’sine harcamış ve faydasını da görmüş. Diğer taraftan ise Türkiye’nin “ilk ve tek” Tip Onay Belgesi’ne sahip firması olmuş. Ancak bir konuyu açıklamak lazım; DMA sadece elektrikli motorları geliştirip hazır bir otomobile sistemi adapte ediyor. İlk model ise Toyota Corolla olmuş. Ancak siz kendi aracınızı götürüp değişim yaptıramıyorsunuz. Otomobili hazır almanız gerekiyor. Yani DMA 0 km Corolla’yı alıyor, içindeki motoru ve bağlı aksamları söküp yerine elektrikli motoru, pilleri ve şanzımanı yerleştirip satışa hazır hale getiriyor. Ve iddialı oldukları alana pas atalım; menzil. Bu konuda
otomobilnews / 044
sözü DMA kurucu ortağı Önder Yol’a bırakalım: “Bu araçlar yaklaşık 13 aylık bir test ve izin sürecinden sonra satışa sunuluyor. Üretilen ilk araçlar, gerçek yol koşullarında yaklaşık 500 bin kilometrenin üzerinde test edildi. 40kWs Lityum bazlı bataryaları ve 62 kW sürekli (84 kW maksimum) güç üretme kapasiteli elektrik motoruyla 225 Nm-325 Nm tork değer aralığında yüksek bir performans sunan DMA teknolojisini; 3 yıl, 100 bin kilometre DMA garantisi ile kullanıma sunuyoruz.” Resmi menzil açıklaması ise enteresan: 280 km. Bir depo ise elektriğin en pahalı olduğu saate bile 6.TL gibi bir fiyata doluyor. Yani bir şarj ile 280 km yol yapabiliyorsunuz. Oldukça iddialı. Bu sayımızda bula-
cağınız Fluence Z.E testine göz atmanızı tavsiye ederim. Şehir elektriği ile 8 saate yani bildiğimiz 220 V. Aceleniz var ise İstanbul’da ki bazı noktalarda sunulan hızlı şarj istasyonlarında 3 saate şarj edilebiliyor. İsteyen evine veya iş yerine DMA Hızlı Şarj Ünitesi alabiliyor. DMS ise başka bir yenilik. Orta konsola yerleştirilmiş multi medya bilgi ekranı, aracın, şarj, hız ve kullanım durumuna ilişkin birçok veriyi anlık olarak aktarıyor. İsteyenler ise cep telefonlarına indirecekleri bir uygulama sayende diledikleri zaman, diledikleri yerden kolaylıkla erişebilecek; anlık
olarak araçları ile ilgili şarj durumu, menzil, kalan şarj süresi gibi birçok veriyi online takip edebilecekler. Yıllık kapasite ise şimdilik yeterli: 1200 adet. Ancak ilerleyen günlerde belki başka marka ya da model görebiliriz. Gelelim işin para kısmına: bu otomobile sahip olmak için 2 seçenek var: ilki 120 bin TL ödeyip satın almak ya da aylık 900.€’ya kiralamak. 0 emisyon güzel, ucuz yakıt maliyeti güzel ancak satın alırken ödenen yüksek bedel halen bu işin emekleme aşamasında olduğunun en büyük göstergesi. Menzil için en doğru yorum test yaptığımızda anlayacağız.
045 / otomobilnews
YENİLİKLER / ÇEVRE
Hybrid Air Yenilikçi bir benzinli full hibrit çözümü 2020 yılına kadar 2 litre / 100 km tüketim değerine sahip otomobillerin geliştirilmesi yönünde dönüm noktası Full hibritler dünyasında teknolojik bir devrim Sera etkili gazların ve kirleticilerin (NOx ve parçacıklar) dünya ölçeğinde azaltılması alanında git gide daha iddialı adımlar atılmakta (CAFE Europe 2020 95 g; Çin 117 g). 2020 yılında, her ne kadar otomobillerin çekiş ünitelerinin büyük çoğunluğunu içten yanmalı termik motorlar oluşturacaksa da, CAFE’nin hedeflerine ulaşılması için, full hibrit motorlardan yararlanılması gerekecek. Büyük ölçüde Uzak Doğulu üreticilerin hakim olduğu Full hibrit motorlar, Avrupa pazarının %15’ini oluşturabilecekler. PSA Grubu, bu alandaki tecrübesine güvenerek, karbonsuz ulaşım alanında çevre konusunda sahip olduğu lider konumunu güçlendirmeyi ve maliyet ve
hizmetler konusunda müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerine cevap vermeyi amaçlıyor. Hybrid Air, yeni türde bir full hibrit motor. Benzin ile sıkıştırılmış havayı akü söz konusu olmaksızın bir araya getiriyor ve böylece elektrikli hibridasyona bir alternatif teşkil ediyor. Hybrid Air, PSA Grubu’na, fiyat bakımından erişilebilir, daha düşük tüketimli ve kolay kullanımlı, orta gam müşterilerine hitap eden bir ürünle, dünya teknoloji liderliği konumuna yerleşme imkanı veriyor. Bu teknoloji, hali hazırdaki teknolojilerin şimdiye kadar ulaşamadığı bir CO2 / Maliyet dengesi düzeyinde yer alıyor ve bu yüzden gerçek bir devrim niteliğinde. Hybrid Air teknolojisi, müşteri için birçok avantaj sağlıyor Her bütçeye uygun: Bu inovasyon, Avrupa ve Avrupa dışındaki binek otomobilleri ve hafif ticari araçlar segmentlerinin tümünü büyük ölçüde kapsayan, cazip bir hibrit gamı sunma imkanı verecek. B segmentine (82 bg benzinli motor), C segmentine (110 bg benzinli motor) ve hafif ticari araçlara yönelik olacak. - Düşük tüketimli ve çevreye etkisi son derece azaltılmış motor: Bu performans, şehir içi tüketimde %45 oranında bir kazanım sağlanması sayesinde mümkün oluyor. Tüketimdeki bu
otomobilnews / 046
kazanımla, aynı güce sahip geleneksel bir motora göre %90 oranında daha fazla menzil elde ediliyor. Onaylanan edilen tüketim, Peugeot 208 ve Citroën C3 tipinde geleneksel bir pazar gövde tipinde, karma çevrimde 2,9 l / 100 km; yani 69g CO2/km civarında. Manüel vitesli 3 silindirli PSA Grubu benzinli motorun aynı modellerde 104g CO2/ km emisyon değerine sahip olduğunu hatırlatalım. Hybrid Air teknolojisi, aynı zamanda, frenleme fazında enerji geri kazanımı veriminin optimum düzeyde olması sayesinde, şehir içi
kullanım süresinin %60 ile %80’inde (trafik yoğunluğuna bağlı olarak) Hava Modunda (sıfır CO2) gerçekleşmesine imkan vermektedir. Öte yandan, Hybrid Air teknolojisini oluşturan malzemeler bol bulunan malzemelerdir ve kolayca geri dönüşüme sokulabilen niteliktedir. Dolayısıyla, çevre üzerindeki etkileri de daha düşük olacaktır. Kabin rahatlığı korumuştur; Bagaj hacmine de dokunulmadan, iç mekanda iyi bir modülerlik muhafaza edilmiştir. Konfor ve sürüş keyfinden ödün verilmemiştir: Dinamizm (boost etkisi) ve tork kesintisi olmadan otomatik olarak gerçekleşen aktarma sayesinde kullanıcıya üst sınıf sürüş keyfi ve yepyeni yeni bir sürüş deneyimi sunulacaktır.
- Dünya ölçeğinde bir teknoloji: Hybrid Air teknolojisi her türlü iklimde ve tüm bakım ve servis ağlarıyla uyumlu, enerji bakımından tasarruflu araçlar sunmamızı sağlayan, bütün ülkelere uygun bir teknolojidir, Ayrıca, yüksek bir büyüme hızı sergileyen çok sayıda uluslararası pazarda üretilip pazarlanacak niteliktedir. Geçerliliği kanıtlanmış teknolojiler yenilikçi bir şekilde bir araya getirildi Hybrid Air, geçerliliği kanıtlanmış teknolojilerin yenilikçi bir şekilde bir araya getirilmesinden oluşmaktadır: Sistemi oluşturan ana birimler benzinli motor, sıkıştırılmış hava şeklinde enerji stoklayıcı, hidrolik motor-pompa grubu ve otomatik şanzıman. Akıllı elektronik pilotaj sistemi, işleyiş modunu kullanıcı-
nın sürüşüne göre ayarlar ve enerji verimini maksimize eder. Hidrolik bileşenler (motor ve pompa grubu) ise; En yüksek randımanında işleyen termik motorun ürettiği, ya da Fren yapıldığında veya hız kesildiğinde meydana gelen kinetik enerjiyi enerjiyi geri kazanır ve stok ederler. Spesifik kesintisiz transmisyon, farklı enerji türlerinin, 3 çalışma moduna bağlı olarak seyir şartlarına göre optimum şekilde kullanılmasını sağlar. Söz konusu işleyiş modları şunlardır: - Benzinli içten yanmalı mod: Sadece içten yanmalı termik motor enerjiyi tekerleklere aktarır AIR modu: Sadece hidrolik motor stok edilmiş enerjiyi aküler vasıtasıyla tekerleklere taşır.
Benzin/sıkıştırılmış hava karma modu: Termik ve hidrolik motorlar birlikte çalışarak gerekli enerjiyi tekerleklere aktarırlar. PSA Grubu bu teknolojiyle ilgili olarak bütün dünyada 80’den fazla patent almıştır. Araştırma & Geliştirme safhası yenilikçi bir modele göre yürütülüyor Hybrid Air, PSA Grubu’in, iddialı bir projenin ihtiyaçlarına uygun, yeni bir inovasyon yönetimini hayata geçirmesini sağladı. Bu inovasyon yönetim şekli 7 kademede somutlaştı: - Çok yüksek bir gizlilik düzeyine sahip girişimcilik modunda yer ve eylem birliğine dayalı olarak geliştirilmiş bir proje: Araç entegrasyonu, çekiş ünitesi geliştirme, pazarlama, ürün vizyonu ve stratejik yetkinlikleri bir araya getiren 047 / otomobilnews
YENİLİKLER / ÇEVRE
200 kişilik çok disiplinli tek bir platform. Bu oluşum, kendini organize etmek ve yenilikçi bir düşünceyi otomobil dünyasının gereklerine uyarlamak konusunda tam bir özgürlüğe sahip oldu. 2 yılda, 4 prototip araç nesli geliştirildi, test edildi ve optimumlaştırıldı. Alışılagelmiş çalışma biçimlerinden ve bunlara bağlı zihinsel kalıplardan (kurallar, alışkanlıklar, kazanımların yeniden üretilmesi, yönetim kadrolarının katılığı) çıkmayı gerektiren,
son derece devrimci nitelikte bu teknoloji konusunda hızlı hareket kabiliyeti ve başarıyı bir araya getirmek üzere “koruma” altında özel bir ekip kuruldu Yalınlaştırılmış onay aşamalarına ve hafifletilmiş süreçlere ve aynı zamanda Proje Müdürüne büyük bir özerklik tanınmasına dayanan, hızlandırılmış bir geliştirme şeması oluşturuldu Projenin doğrudan doğruya bir yönetim kurulu üyesinin himayesinde olduğu ve
HYBRID AIR Hakkında
otomobilnews / 048
karar zincirinin kısa ve etkili olduğu, üst düzey bir yönetim şekli hayata geçirildi Projenin daha en başlarında başlatılan olgunlaştırma safhası, çekiş ünitesinin “pazar” konumunu – müşterilerin beklentileri, değerlendirme ve yaygınlaştırma tanımlama imkanı verdi. Daha ilk prototip nesillerinden itibaren klinik testler uygulanarak müşterilerin ihtiyaçları ve son derece devrimci bu teknoloji karşısındaki tepkileri hakkındaki bilgiler derin-
leştirildi. Projenin en başından beri stratejik tedarikçileri ile açıkça tanımlanmış ve herkesçe paylaşılan hedeflerle, değer yaratımı, operasyonların net bir şekilde yönetilmesi, şeffaf ve simetrik bir ilişki ve oturmuş, tarihli ve takipli müşterek bir karar şeması üzerine kurulu bir “ortaklık” ilişkisi tanımlandı : “Tek Ekip, Tek Proje” Geleceğin Yatırımları Programı ile finansal entegrasyon halinde geliştirilmiş bir teknoloji.
PSA Grubu çevreye saygılı bir araç yaratma sınavına girmeye karar verdi. Bunun için Grup, Hybrid Air adı verilen, benzin ve sıkıştırılmış havalı, daha önce benzeri görülmemiş bir hibrid teknolojisi geliştiriyor. Bu, 2 litre / 100 km otomobil hedefine doğru kilit niteliğinde bir aşama teşkil ediyor. Bu teknolojideki yenilikçi unsur, motorun her kişinin sürüşüne göre uyarlanabilmesi. Motor, özerk bir şekilde mevcut üç sürüş modundan birine ayarlanıyor: sıfır salım, içten yanmalı benzin veya karma. Bu teknoloji, 2016 yılından itibaren Grubun B segmenti araçlarında tüketicilere sunulacak. Neden böyle bir yenilik ? Sera etkili gazların ve kirleticilerin dünya ölçeğinde azaltılması yönündeki gerekleri yerine getirmek Müşterilere, hem fiyat hem de hizmetler bakımından geniş kitlelere hitap eder nitelikte, hibrit teknolojisine sahip araçlar sunmak Full hibrit benzin şeklinde
yenilikçi bir çözüm. 2020 yılına kadar 2 litre / 100 km otomobil hedefinin gerçekleştirilmesi yönünde anahtar niteliğinde bir etap. Söz konusu olan nedir? Yeni bir full hibrit çekiş zinciri türü: benzin ve sıkıştırılmış hava Geçerliliği kanıtlanmış teknolojilerin yenilikçi bir şekilde bir araya getirilmesi: benzin motoru, sıkıştırılmış hava şeklinde enerji stoklayıcı, hidrolik motor pompa grubu, episikloid çekişli vites kutusu vasıtasıyla otomatik transmisyon İşleyiş modunu sürücünün isteklerine uyarlayan ve 3 mod halinde bir işleyişe göre enerji verimini optimumlaştıran akıllı pilotaj sistemi. Söz konusu olan işleyiş modları: hava modu (sıfır yayım), benzin modu ve birleşik mod • C ve D segmentinin büyük güçlerine hasredilmiş olan Hybrid4 hibrit elektrik teknolojisini tamamlayıcı nitelikte bir ürün • Daha rekabetçi bir Toplam
Sahip Olma Maliyeti (Total Cost of Ownership) (kalıntı değer, kullanım maliyeti) Az enerji tüketen otomobiller geliştirmeye yönelik küresel bir çözüm: bütün iklim, yol ve bakım şebekesi yoğunluğu şartlarına uygun bir teknoloji Kullanıcılara ne gibi avantajlar sağlıyor ? Tüketim Citroën C3 veya Peugeot 208 türü geleneksel bir pazar silueti ile (özel bir adaptasyon gerekmeksizin) homologasyonda 69g CO2/km; başka deyişle 2,9 l/100 km (BVM içten yanma referansı 104 g CO2/km). Şehir içi şartlarda kullanımda %45 kazanım; bu kazanım, geleneksel bir motora göre %90 daha fazla otonomi sağlar. Sürüş zevki ve konforu Şehir içi kullanımda %60 ila 80 oranında ZEV işleyiş (trafiğin yoğunluğuna bağlı olarak) Bu otomatik transmisyon sayesinde birinci sınıf bir es-
neklik ve sürüş zevki Ödün vermeden Aracın kabin rahatlığı aynen korunur (bagaj, kabin, modülerlik) Güvenilirlik & sağlamlık: esas olarak mekanik bir sistem olması sayesinde bakım kolaydır ve daha ekonomiktir Çevre üzerindeki etki düşüktür: kolayca geri dönüşüme sokulabilen malzemeler Bütün müşterilere yönelik bir teknoloji Erişilebilir fiyatlı Dünya çapında uyumlu ve çok sayıda ülkede sanayileştirilebilir nitelikte VP & VUL segmentlerinin tümüne uygulanabilir ve B (82 bg içten yanmalı motor), C (110 bg termik motor) ve VUL segmentlerine yönelik Patentler & Ortaklar PSA Grubu adına alınmış 80 patent Geleceğin Yatırımları Programı ile mali ortaklık halinde geliştirilmiş bir teknolojidir. Bu teknoloji konusundaki stratejik ortaklar: Bosch ve Faurecia
*BVM : Mekanik Vites Kutusu **VP & VUL : Binek aracı & Hafif ticari araç 049 / otomobilnews
YENİLİKLER / ÇEVRE
Atos’tan İlk “Elektrikli” Araç Filosu Dünyanın lider IT hizmetleri şirketlerinden Atos, Bolleré Group ile birlikte güneş panelleri ile çalışan ilk elektrikli araç filosunu tanıttı. Bu çevreci araçlar, Atos’un seyahat masraflarını ve karbon ayak izini azaltacak. Çevreye duyarlı ve ekolojik teknolojilerin öncüsü Atos, bu konudaki en büyük atılımlarından birini gerçekleştirdi. Fransız şirketi Bolloré Group ile işbirliği yapan firma, güneş panelleriyle çalışan elektrikli araç filosunu çalışanlarının kullanımına sundu. 10 adet Atos markalı araçtan oluşuyor. Çalışanların iş seyahatlerini daha sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirmelerini sağlayacak “MyCar” konsepti, aynı zamanda seyahat planlama, taksi kullanımı ve kat edilen kilometre ve park ücretlerinin masraf talepleri için harcanan zamanları da en aza indirgiyor. Çalışanlar elektrikli araçları Intranet üzerinden kiralayıp, istasyonlarından teslim alıp yola çıkabilecekler. Bu eşsiz proje, Atos’un 2015 yılına kadar karbon
ayak izini %50 oranında azaltmayı hedeflediği “Sıfır karbon” girişimini de destekliyor. Paris’te yer alan Atos genel merkezine yerleştirilen güneş pilli paneller ile çalışan araçlar, Atos’un çevreci vizyonunun da en önemli adımlarından biri. Atos’un iş ile özel hayat arasındaki dengeyi en doğru şekilde sağlamayı hedefleyen “Wellbeing@ Work” stratejisinin de bir parçası olan MyCar, Atos ve Bolloré arasındaki uluslararası ortaklığın ilk adımı. Projenin Atos’un dünya çapındaki diğer ofisleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi hedefleniyor. Gelecek dönemde, MyCar konseptinin Atos’un AOS Studley işbirliğiyle hazırladığı ve müşterilerine sunduğu “Smart Campus” projesine de entegre edilmesi planlanıyor.
ATOS ARAÇLARI PARİS SOKAKLARINDA Atos Genel Başkanı ve CEO’su Thierry Breton, elektrikli araç filosuyla ilgili olarak, “İş seyahatlerimizi kolaylaştıracak bu yenilikçi hizmet, 2010 yılında Atos’u “en çok çalışılmak istenen işyeri” haline getirmek için başlattığımız Wellbeing@Work projesinin önemli bir parçası. MyCar, seyahat masraflarımızı ve karbon ayak izi oranımızı azaltırken, aynı zamanda Atos markasının Paris caddelerinde görünürlüğünü artıracak” dedi. Bolloré Group CEO’su Vincent Bollore ise, “MyCar, Atos’un mükemmel bir girişimi. Bu konuda Bolloré’yi ortak olarak seçtikleri için çok mutluyuz. Hep birlikte, Atos çalışanlarına daha konforlu, az masraflı ve sürdürülebilir iş seyahatleri sağlayacağız” açıklamasını yaptı.
Sabancı Üniversitesi ve Eşarj işbirliğiyle daha çevreci kişisel ulaşım Sabancı Üniversitesi, Eşarj işbirliğiyle Türkiye’nin elektrikli araç şarj istasyonuna sahip ilk üniversitesi oldu Dünyanın en çevreci üniversitelerinin sıralandığı “UI Green Metric Ranking”de yer alan Sabancı Üniversitesi, çevre
otomobilnews / 050
duyarlılığı konusundaki çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Elektrikli taşıt şarj istasyonu kurulumu alanında hizmet veren Eşarj ile işbirliği ile Türkiye’de ilk defa bir üniversite kampüsüne elektrikli araç şarj istasyonunu kuruldu.
https://itunes.apple.com/tr/app/dmags/id434986550?mt=8 http://apps.microsoft.com/windows/tr-tr/app/dmags/f9d0b1a4-f716-497c-b674-c4d1f02619bb
LIFE STYLE / Detroit Fuarı
Detroit’te ilk gösterim Detroit’te düzenlenen Kuzey Amerika Uluslar Arası Otomobil Fuarı, ocak ayında yapıldı. Yılın ilk fuarı olması sebebiyle markalar yoğun ilgi gösterdi. Kuzey Amerika markaları kadar, fuara Avrupa ve Uzakdoğu markaları da yoğun ilgi gösterdi. Birçok marka Detroit’te yeni modellerini sergileyerek yılın ilk otomobil fuarında 2013 yeniliklerini tanıttı. Amerika pazarı, başta Alman üreticiler olmak üzere Avrupalılar’ın iştahını kabartıyor. Bu yüzden Mercedez ve
otomobilnews / 052
Kuzey Amerika markaları kadar, fuara Avrupa ve Uzakdoğu markaları da yoğun ilgi gösterdi.
BMW, yeni ve lüks modelleri ile fuarda yerlerini aldılar. Diğer Avrupalı otomobil üreticileri de fuarla birlikte yeni modellerini tanıttılar. En çok beklenen modellerin başında Mercese CLA vardı. Bu otomobile ilginin büyük oluşu ise A Sınıfı’nın sedanı oluşu ve
A Sınıfı’nın tüm dünyada fazlaca beğenilmesinden kaynaklanıyor. Uzakdoğulu markalar da fuara yoğun ilgi gösterdi. Japon üretici Toyota, Corolla konsepti ile yoğun ilgi gördü. Corolla Furia markanın lokomotif modellerinden olacağa benziyor.
053 / otomobilnews
LIFE STYLE / Detroit Fuar覺
otomobilnews / 054
055 / otomobilnews
LIFE STYLE / Detroit Fuar覺
otomobilnews / 056
057 / otomobilnews
LIFE STYLE / Detroit Fuar覺
otomobilnews / 058
059 / otomobilnews
GÜNCEL / Corvette Stingray / F: Chevrolet Medya
‘05 ‘97 ‘83 ‘13 ‘04 ‘96
Stingray’in Dönüşü:
otomobilnews / 060
‘68 ‘63 ‘53 ‘82 ‘67 ‘62
2014 061 / otomobilnews
GÜNCEL / Corvette Stingray / F: Chevrolet Medya
‘Efsane geri dönüyor’ tabiri bu otomobil için az bile. Corvette Stingray, için 2014’ü beklemek Amarikan tutkunları için zor olacağı kesin. Sert hatları ve 450 HP’lik motoru ile Stingray, yollara çıkacak.
Chevrolet, tanıtımını yaptığı yeni Corvette Stingray ile modern performansı yeniden tanımlıyor. İkonik Stingray; ancak teknoloji, tasarım ve performansı mükemmel bir dengeyle bir araya getiren bir Corvette’in en çok göze çarpan modeli olarak yıllardır tüm dikkatleri üzerinde topluyor. otomobilnews / 062
2014 Chevrolet Corvette Stingray gelmiş geçmiş en güçlü standart model olarak öne çıkıyor. Yeni Nesil modelin, 450 beygir gücünde (335 kW) ve 610 Nm tork üretecek. Ayrıca 2014 Chevrolet Corvette Stingray 0’dan 100km’ye dört saniyeden kısa sürede ulaşmasıyla
şimdiye kadarki en yüksek kapasiteli standart model. Öte yandan modelin şimdiye kadarki en yüksek yakıt verimliliğine sahip Corvette olması ve EPA tarafından yapılan hesaplamaya göre tüketimi 26 mil/ galon olan mevcut modelden daha az yakıt tüketmesi bekleniyor.
General Motors Kuzey Amerika Başkanı Mark Reuss şunları söyledi: “Tıpkı ’63 Sting Ray’ gibi, en iyi Chevrolet Corvette model otomobiller lider performansları, çığır açan teknolojileri, nefes kesen tasarımları ve büyüleyici 063 / otomobilnews
GÜNCEL / Corvette Stingray / F: Chevrolet Medya
Yan kısımdaki hava ızgarası ne anlatıyor? Tabi ki performasın işaretçisi en başta. 6.2 litre yeni nesil Chevrolet motoru Stingray’in kaputunun altında görev yapıyor. V8 motor’un 450 HP’lik gücü ve 610 Nm’lik torku dikkat çekici. Motorun ısısını dışarı atmak bu ızgaralarla mümkün oluyor.
sürüş deneyimleriyle öne çıktılar. Yeni Corvette günümüz tasarımı, teknolojisi ve mühendisliğindeki gelişmeler sayesinde bunun da ötesine geçiyor.” Yeni Chevrolet Corvette Stingray’in yalnızca iki parçası önceki nesil Corvette ile aynı. Yeni Corvette yeni otomobilnews / 064
bir çerçeveye, şasiye, yeni aktarma organlarına ve destekleyici teknolojilere ve tamamen yeni bir dış ve iç tasarıma sahip. Öne çıkan özellikler arasında şunlar yer alıyor: İç kısımda gerçek karbon fiber, alüminyum ve el yapımı deri malzemeler kullanılıyor. Koltuklar iki yeni
seçenekle sunuluyor. İç kısımda ayrıca bir adet çift taraflı ayarlanabilir sürücü/ bilgi eğlence sistemi ekranı bulunuyor. Gelişmiş sürücü destek teknolojileri arasında beş seçenekle sunulan Sürüş Modu Seçicisi (Drive Mode Selector) yer alıyor. Sistem, sürüş ortamına göre
Gerçek fiber, alüminyum malzemeler ve gerçek deri. Bunların tümü ve teknolojik yapı Stingray’in iç makanında buluşuyor.
aracın 12 özelliğine müdahale edebiliyor. Diğer bir özellik ise yeni yedi ileri manuel şanzımanla sunulan Aktif Devir Eşleştirme Sistemi (Active Rev Matching). Bu sistem ise, aracın hızına göre uygun vitesi önceden belirleyerek motor hızını vitese göre ayarlıyor ve mükemmel bir vites geçişi sağlıyor. Yeni 6.2L LT1 V-8 motor gelişmiş teknolojileri bir araya getiriyor. Bu tek065 / otomobilnews
GÜNCEL / Corvette Stingray / F: Chevrolet Medya
nolojiler arasında direkt enjeksiyon, Aktif Yakıt Yönetim Sistemi, sürekli değişken subap zamanlaması sistemi ve daha az yakıt tüketerek daha çok enerji sağlayan bir gelişmiş yanma sistemi yer alıyor. Araçta karbon fiber kabut ve çıkarılabilir tavan paneli de dâhil olmak üzere haotomobilnews / 066
fif malzemeler kullanıldı; Kompozit çamurluklar, kapılar ve arka çamurluklar ile karbon-nano kompozit gövde altı panelleri ve yeni bir alüminyum çerçeve ağırlık dengesinin arkaya doğru kaymasını sağlıyor. Böylelikle 50/50 gibi optimum bir ağırlık dengesi elde ediliyor ve bu da bi-
rinci sınıf bir güç-ağırlık oranını destekliyor. Özenle şekillendirilmiş dış kısım, gelişmiş yüksek yoğunluklu boşalmalı ve LED ışıkları ve yarış otomobillerinde kendini kanıtlamış aerodinamiğiyle öne çıkıyor. Gelişmiş performans bileşenleri sayesinde stabiliteyi ve pist
performansını artıran bu aerodinamik, Corvette’nin savrulmasını dengeleyerek verimliliği artırıyor. Pist kullanımına yönelik Z51 performans paketinde şunlar yer alıyor: Elektronik bir sınırlı kaymalı diferansiyel, kuru karterli yağlama sistemi, fren desteği, diferansiyel ve
Kullanılan teknolojilerin iç mekana yansıması oldukça başarılı. Amerikan otomobillerinin kabalığı yerini daha kibar malzemelere bırakmış.
şanzıman soğutucu ve yüksek hızda stabiliteyi daha da artıran benzersiz aero paket. General Motors’un glo067 / otomobilnews
GÜNCEL / Corvette Stingray / F: Chevrolet Medya
Karbon fiber malzemelerle hafifletilen otomobilin tasarımında sportiflik hakim. Alüminyum karoser imalatı için yaklaşık 52 milyon dolarlık bir yatırım yapılmış. Corvette Stingray’in geliştirilmesi için 131 milyonn dolara yakın bir yatırıma gidilimiş.
2014 1953
bal tasarım başkan yardımcısı Ed Welburn şunları söyledi: “Stingray otomotiv tarihinin en önemli modellerinden biridir. Yeni Stingray modelin bu geleneğe uygun olduğundan emin olmadan bu ismi kullanmamamız gerektiğini biliyorduk. Sonuç olarak bir yönüyle bu geleneğin ötesine geçen, ancak diğer yönüyle de dünyanın her otomobilnews / 068
yerinde bir Corvette olduğu anında fark edilebilecek yeni bir Chevrolet Corvette Stingray ortaya çıktı.”
kez şirket tarafından üretilen alüminyum çerçevenin imalatı için kurulan yeni bir karoseri atölyesine ayrıldı.
Geliştirilmesi için 131 milyon dolarlık harcama yapılan Yeni Chevrolet Corvette Stingray General Motors’un Kentucky Bowling Green’deki tesisinde üretilecek.Bu harcamanın yaklaşık 52 milyon doları, ilk
Corvette’in baş mühendisi Tadge Juechter şunları söyledi: “Corvette’in modern performanslı otomobillerin geleceğini temsil ettiğine inanıyoruz. Çünkü bu araç daha güçlü, sürücüye daha fazla heyecan veriyor ve
Corvette Stingray, sert bir oyuncu olduğunu her hali ile belli ediyor. Otomobilde her detay dikkat çekici. Efsane kaldığı yerden devam edecek
daha yüksek yakıt verimliliği sunuyor. Sonuç olarak her açıdan daha yüksek bir performans ortaya çıkıyor. 2014 Chevrolet Corvette en yüksek ivmelenmeye, en iyi viraj kavramasına ve en iyi pist ve frenleme performansına sahip. Ayrıca bunun standart Corvette’ler arasında en yüksek yakıt verimliliği sağlayan model olacağını düşünüyoruz.” 2014 Chevrolet Corvette Stingray Coupe 2013’ün üçüncü çeyreğinde satışa sunulacak.
1963
2014 069 / otomobilnews
LANSMAN / Toyota Auris
Toyota Corolla Hatchback’in yerini alan Auris yenilenerek güncel Toyota modellerinin tasarım anlayışına büründü. “Keen Look” yani keskin bakış tasarım felsefesi Auris’ta ilk bakışta kendini belli ediyor. Bu bakışların en büyük nedeni ise keskin hatlı farları ve ön kısımda sert ifadeyi destekleyem panjur ve tampondaki ızgaraların yapısı.
Fluence Z.E.
Auris
Toyota
otomobilnews / 070
GT86’nın ardından markanın Avrupa’ya dönük 2013 yılındaki yenilenme atağının ilk ürünü olan 2. nesil Auris’i denemek için Antalya’ya doğru yola koyulduk. Havalimanında yeni Auris’lerimiz bizi bekliyordu. Corolla Hatchback’in yerine üretilmeye başlanan, önceki nesli ile kıyaslandığında devrim niteliğinde çizgilere sahip olan yeni model, daha ilk karşılaşmada pek çoğumuzun gönlünü kazanmayı başardı. “Keen Look-Keskin Bakış” farlarıyla birlikte gündüz LED farları yeni Auris’in görsel zenginliğini ortaya koyuyor. “Under Priority – Öncelikli” ön ızgara ile birlikte Toyota’nın yeni tasarım anlayışı tam olarak yeni Auris’te hayat bulurken, bu özellikler otomobilin agresif, cesur ve çekici kimliğini gözler önüne seriyor. Bir önceki nesile göre 30 mm. artırılarak uzunluğu 4275 mm.’ ye ulaşan ve yüksekliği 55 mm. düşürülerek 1460 mm.’ ye indirilen yeni Auris, zemine hâkim, güvenli ve sağlam bir görüntü kazandı.
Yeni Auris’e entegre edilen arka spoiler, hava akımına şekil veren tavan tasarımı, aracın altından hava akımını kolaylaştıran alt tasarım detayları ve “sakana” isimli kanatlar da aerodinamik başarıyı sağlayan detaylardan sadece birkaçı. Ağırlığı 50 kg. azaltılan yeni Auris’in gövdesinin üst tarafında kullanılan çelik sayesinde de gövde mukavemeti yüzde 10 oranında arttı. Daha hafif olmasına rağmen daha güçlü materyallerin kullanıldığı üst gövde yapısı ve sürüş pozisyonunun 40 mm. daha düşürülmesi, yüksek hızda sürüş konforunu tamamlayan etkenler arasında yer alıyor. Ağırlık merkezinin düşürülmesinin yanı sıra, yeni Auris’te daha konforlu, çevik ve yüksek kontrollü sürüş sağlamak üzere 1,6 lt. benzinli modellerde çift salıncaklı süspansiyon sistemi kullanıldı. Benzinli versiyona CVT Şanzıman Benzinli ve dizel modellerinde Life, Active, Advance ve Premium olmak üzere 4 farklı donanım seviyesinin sunulduğu yeni Auris’teki dış tasarım, mükemmel aerodina-
071 / otomobilnews
LANSMAN / Toyota Auris
mik performans özelliklerini yansıtmanın yanı sıra düşük yakıt tüketimine de katkıda bulunuyor. Geliştirilmiş aerodinamik özellikleri ile yeni Auris’in 1,33 lt. benzinli versiyonunda ortalama yakıt tüketimi 5,5 lt.’ ye, manuel şanzımana sahip 1,6 lt.’ de 5.9 lt.’ ye düşürüldü. Yeni Auris’in 1,6 lt. benzinli versiyonunda ilk defa sunulan CVT şanzıman teknolojisi, direksiyondaki vites kulakçıklarıyla kontrol sunarken 1,6 lt. manuel şanzımandan da daha etkili yakıt verimliliği sağlıyor. CVT şanzımana sahip olan 1,6 lt. benzinli yeni Auris’te yakıt tüketimi 100 km.’ de ortalama yüzde 20 oranında azalarak 5,7 lt.’ ye düşürüldü. 1,4 D-4D manuel şanzıman ile 1,4 D-4D multi mode şanzıman seçeneklerinde de ortalama yakıt tüketimi 4,2 lt.’ ye düşürülerek yaklaşık yüzde 10 oranında iyileştirme sağlandı.
otomobilnews / 072
Güçlü iç mekân Yeni Auris’te sunulan en dikkat çekici yeniliklerden biri de iç mekân tasarımına etkili bir dokunuş yapan “Skyview” cam tavan. “Skyview”, C segmentindeki en büyük panoramik cam tavanlardan biri olarak yeni Auris’in iç mekânında çok daha ferah bir hacim sunmaya olanak tanıyor. Uzun mesafe yolculukları için geliştirilen, yüksekliği ayarlanabilen sürücü ve ön yolcu koltuğu ile yüksekliği ve derinliği ayarlanabilen direksiyon simidi yeni Auris’te daha konforlu bir sürüş pozisyonuna olanak veriyor. Yeni Auris, güvenlik donanımları ile de dikkat çekiyor. Tüm versiyonlarda bulunan standart güvenlik donanımları arasında sürücü diz hava yastığı dâhil olmak üzere 7 hava yastığı, VSC, Yokuş Kalkış Destek Sistemleri gibi özellikler bulunuyor. Yeni Auris’in 6.1 inçlik renkli dokunmatik ekran sistemiyle araç içi multimedya siste-
073 / otomobilnews
LANSMAN / Toyota Auris
Yeni Auris, 1.6 lt benzinli ve 1.4 turbo dizel motor seçenekleri bulunuyor. 39 bin 900 tl’den başlayan fiyatlarla satışa sunulan Auris rekabetçi bir fiyat politikasına sahip.
otomobilnews / 074
mi olan “Toyota Touch”, AM/FM radio, CD/ MP3 çalar, Bluetooth ile cep telefonundan görüşme yapma, cep telefonu adres defteri ile senkronizasyon ve yine cep telefonundan müzik dinleme, yakıt tüketimi grafiğini gösteren yol bilgisayarı, arka görüş kamerası özelliklerini içeriyor. USB ve AUX ile mobil cihazlara bağlantı imkânı da sunuluyor. Yeni Auris’te önümüzdeki günlerde opsiyonel olarak sunulacak “Touch&Go” multimedya sistemi ile navigasyon özelliği sunulacak. Bunun yanı sıra Touch&Go ile Bluetooth ara-
cılığıyla ekran üzerinden SMS alma ve gönderme, USB tabanlı fotoğraf görme özelliği, internete bağlanma imkânı sunuluyor. Ayrıca Auris’in kolay ve akıllı park sistemi olan SIPA (Simple – Intelligent Park Assist) ile ön ve arka yan tamponlar üzerinde bulunan sensörler kullanılarak sürücü çok daha dar alanlara otomatik olarak paralel park edebiliyor. Yeni Toyota Auris, 39 bin 900 TL’den başlayan fiyatlarla Toyota Plazalar’ dan satın alınabiliyor.
075 / otomobilnews
LANSMAN / Toyota Auris
otomobilnews / 076
Auris’un sadece görüntüsü değişmedi. Toyota’nın güncel modellerindeki teknolojik yeniliklerin hepsi Auris’ta kendini gösteriyor. İç mekanda bu yenilikleri ve değişiklikleri görmek mümkün.
077 / otomobilnews
KÖŞE / ERTUĞRUL ERSİN / ertugrul.ersin@ikok.org.tr
2012 HIZLI KAPANDI
Her yıl sonu, otomobil sektörü ve reklamcıları için hareketli geçer. Sene sonu itibariyle hedeflenen satışlara erişmek, bunlar için kampanyalar hazırlamak için zamanla yarışılır. 2012’nin de son ayı beklendiği gibi yine hareketli geçti. Satış kampanyaları dışında birçok imaj kampanyası da televizyonda yayınlandı. Akılda kalanları değerlendirelim. BMW strateji olarak başarılı bir filmle yayına girdi. BMW, televizyonu pek sık kullanmadığından daha da ilgi çekici oldu. Strateji tam yerinde; ancak kreatif fikir briefi geçememiş. Gerçek sürüş keyfi brief olarak güzel ve markayla da özdeşleşiyor; ancak yaratıcı fikir nerede? Filmi müşteri temsilcisi yapsa neredeyse bu kadar olur. Maalesef olmamış. İşte VW’nin farkı burada ortaya çıkıyor. Onlar böyle doğru strateji ve briefleri gerçek yaratıcı fikirlere çevirmeyi başarıyorlar. Bu olmayınca kampanya ve film iz bırakmıyor, çabucak etkisini yitiriyor. Doğru strateji hatırına 2 veriyorum. Reklamcılık akla gelen her fikri yapmak değildir. Hatta müşteriye sunmak da değildir. Marka karakteri diye otomobilnews / 078
‘
birşey vardır ve yapılan her iş aslında uzun vadede ona hizmet eder. Marka karakterini yaratmak uzun sürer, zahmet ister. Fikir çok hoş güzükse de marka karakterine uymuyorsa, başarılı değildir. MINI bu tuzağa düşmüş sanırım. Fikir fena olmasa da, neden o müzik? Arabesk veya fantezi müziğin MINI markasıyla ne alakası var? Dikkat çekmek için mi? Evet, dikkat çekiyor; ama ya marka değerleri? Dikkat çekmek uğruna marka değerleri yerle bir ediliyor. Oysa fikir fena değil. Doğru müzikle çok daha başarılı olurmuş kesin. Demek ki neymiş? Görsel kadar sözel faktörler de önemliymiş. Hele hele müzik seçimi işi vezir de edermiş, rezil de. 5 üstünden 1,5 alıyor benden. Mercedes de A Serisi ile yayına girdi. Otomobil güzel. Film dinamik; fakat biraz karanlık. Mesaj öne çıkmıyor. 5 üstünden 2.5 alıyor. Opel, yılın en önemli hamlesini Astra Sedan lansmanıyla yaptı. Astra’nın son hatchback modeli çok iyi bir otomobil olmuştu. Sedan için de aynısını rahatlıkla söyleyebiliriz; ancak Astra Sedan Insignia’nın bir boy küçüğü durumunda. Fiyat
2012’nin de son ayı beklendiği gibi yine hareketli geçti. Satış kampanyaları dışında birçok imaj kampanyası televizyonda yayınlandı.
stratejisinin çok iyi ayarlanması gerekiyor. Yoksa Astra Sedan Insignia’yı ciddi baltalar. Reklam filmi ise Mokka kadar iyi olmasa da tasarım gibi subjektif bir kavramın iyi işlenmiş olduğunu söyleyebiliriz. Büyük fikir yok; ama işini yapıyor. Araba 5, reklamı 3 alıyor benden. Gelelim sezonun finaline. VW, yeni Golf ile ortalığı karıştırdı. Depeche Mode diye adlandırdığım film, Golf için yeni bir söylem içeriyor. İnsanları iyi tanıyanlar denenmiş bir kavram; ama VW kendi üslubunu katmış. Tipik bir VW filmi olmuş. Filmin rengi, müziği, esprisi her şey “Bu bir VW filmi.” diyor. Özellikle müzik kullanımı çok başarılı. De-
peche Mode üyesinin son sahnede görünmesi hoşluk katıyor. Naif celebrity kullanımı diye adlandırdığım bu yöntemi normal filmlerde de, reklam filmlerinde de çok beğeniyorum. Müzik ve ünlü kullanımı açısından Avrupalı tüketici için daha da anlamlı. 5 üstünden 4 veriyorum. Arabanın kendisi ise yıldızlı 5’i hak ediyor. Biraz da otomobil sporlarından bahsedelim. Otomobil Sporları Federasyonu’nun genel kurulunda bir devir sona erdi. 15 yıl aradan sonra Mümtaz Tahincioğlu devam etmeme kararı alarak seçime girmedi. Desteklediği aday Demir Berberoğlu seçimi farklı kazandı; ancak daha ça-
LANSMAN / Renault Symbol/ Y:Ahmet Said Özen F: Renault Media
Türkiye’de sedan otomobil pazarının hareketliliği her zaman dikkat çekmiştir. Renault Symbol’de bu pazarın en güçlü oyuncusu olmuştur. Symbol komple yenilenerek Renault’un Pazar payını artırmaya katkı sağlayacak.
Yeni Symbol yollarda otomobilnews / 080
Renault’nun Türkiye’deki satışlarını artırmaktaki en büyük rolü oynayan Symbol komple yenilenerek tekrardan satışa başladı. Daha önce Türkiye’de üretilen Renault Symbol artık Romanya’da Dacia fabrikasında üretlicek. Farklı ülkelerde farklı marka ve isimlerde satılacak olan bu model aslına bakarsanız Dacia Logan. Türkiye’de müşteri alışkanlıkları ve Renault markasının güçlü imajından dolayı Renault Symbol olarak adlandırıldı. Dacia Logan ise artık Türkiye’de satılmayacak. Türkiye’nin en çok tercih edilen ilk üç otomobili arasında yerini her zaman koruyan Renault Symbol baştan aşağı yenileniyor. Her bakımdan Renault markasının genlerine sahip Yeni Symbol, Renault’nun yeni tasarım anlayışına uygun olarak tasarlanmış ön yüzü, yeni ve konforlu iç mekanı, çok daha donanımlı yeni versiyonları ve yeni motor seçenekleri ile öne çıkıyor.
Yeni Symbol, Yeni Renault kimliğini yansıtan ön yüzü sayesinde daha dinamik ve daha modern bir tasarıma sahip. Yeni Symbol daha teknolojik! 7 inç dokunmatik ekranlı Navigasyon Multimedya Sistemi Renault R-Nav, elektronik klima ve tüm versiyonlarda standart olarak sunulan USB ve bluetooth müzik ve telefon bağlantısı gibi bir dizi teknolojik yenilikle zenginleştirildi. Yeni Symbol daha konforlu! Hız Ayar ve Sınırlayıcı, Arka Park Sensörü sürüş konforunu arttıran ve bir üst segmentte görmeye alıştığımız yeni konfor ekipmanlarını sunuyor. Yeni Symbol daha güvenli! Tüm versiyonlarda standart olarak bulunan ABS, AFU, ESP, ASR, sürücü ve yolcu hava yastıkları, ISOFIX çocuk koltuğu sabitleyici, emniyet kemeri ikazı gibi donanımlar ile hem aktif hem de pasif güvenlik unsurlarıyla tüm yolcuları için
081 / otomobilnews
LANSMAN / Renault Symbol/ Y:Ahmet Said Özen F: Renault Media
etkin bir koruma sağlanıyor. Yeni benzinli motoru 0.9 Turbo 90 HP, 135 Nm torku ve 5.2 lt/100km karma yakıt tüketimi ile sürüş keyfi ve yakıt tasarrufunu bir arada sunarken çevreye de saygılı. Ayrıca yeni ECO Mode özelliği sayesinde yüzde 10’na varan yakıt tasarrufu imkanı sunuyor. Yeni Renault Symbol’ün güvenilirliği 3 yıl veya 100.000km garanti ile destekleniyor. Yeni Symbol 13 Şubat 2013 tarihinde 27.990TL’den başlayan fiyatlarla Türkiye pazarında iki farklı donanım seviyesi ile satışa sunuluyor. Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar:
otomobilnews / 082
“Renault markasının 14 yıldır süren binek otomobil liderliğinde büyük katkısı olan modeli Symbol, Yeni Clio ile başlayan markanın yeni tasarım anlayışını yansıtıyor. Yepyeni tasarımı ile müşterilerimizin beğenisini toplamaya devam edecek ve pazarda iddiasını sürdürecektir.” Modern tasarım Yeni Symbol, Renault’nun yeni tasarım kimliğine sahip yepyeni bir model. Markanın her yeni modelinde olduğu gibi öndeki Renault logosu artık daha büyük ve gözalıcı. Yeni Symbol’ün iç ambiyansı da hem estetik unsurları, hem artan malzeme kalitesi, hem de yeni bir ergonomi anlayışıyla fark yaratıyor.
Yeni Auris, 1.6 lt benzinli ve 1.4 turbo dizel motor seçenekleri bulunuyor. 39 bin 900 tl’den başlayan fiyatlarla satışa sunulan Auris rekabetçi bir fiyat politikasına sahip.
Bir üst segmentte görülebilecek konfor ve teknoloji Yeni Symbol, 5 yetişkin yolcuya büyük bir konfor sağlamak üzere tasarlandı. Yeni Symbol’ün arka koltukları yolculara çok daha geniş bir hacim sunarken; 510l’lik bagaj hacmi sınıfında fark yaratıyor. Yeni Symbol, Renault’nun uluslararası pazardaki müşterilerinin de taleplerine bağlı olarak daha yüksek bir ekipman seviyesi ile sunuluyor: Konfor ve teknoloji seviyesi ise 7 inç
dokunmatik ekranlı Navigasyon Multimedya Sistemi Renault R-Nav, elektronik klima ve tüm versiyonlarda standart olarak sunulan USB ve bluetooth müzik ve telefon bağlantısı, hız ayar ve sınırlayıcı, arka park sensörü gibi bir dizi yenilikle zenginleştirildi. Yeni Symbol’de güvenlik konusunda da tüm ihtiyaçlarınız düşünüldü. Tüm versiyonlarda standart olarak bulunan ABS, AFU, ESP, ASR, sürücü ve yolcu hava yastıkları, ISOFIX
083 / otomobilnews
LANSMAN / Renault Symbol/ Y:Ahmet Said Özen F: Renault Media
çocuk koltuğu sabitleyici, emniyet kemeri ikazı gibi donanımlar ile hem aktif hem pasif güvenlik unsurlarıyla tüm yolcuları için etkin bir koruma sağlanıyor. Ekonomi ve Performans’ın “Symbol”’ü Yeni Renault Symbol’de Renault markasının kendini kanıtlamış motor teknolojisinin en son örneklerini bulmak mümkün. Benzin-
li motor seçenekleri olarak; Yeni 0.9 lt Turbo 90 HP ve 1.2 16V 75 HP yer alıyor. Dizel olarak ise, Renault’nun yıllardır hem sağlamlığı hem de ekonomik olması ile kendini defalarca kanıtlamış 1.5 dCi 75 HP piyasaya sunuluyor. Bu motorlar, Euro 5 çevre standartlarına uyum gösteriyorlar. Diğer yandan Eco sürüş modu ile yüzde 10’a kadar yakıt tasarrufu sağlanıyor.
Yeni Renault Symbol büyüyen ölçüleri ve artan bagaj hacmi ile dikkat çekiyor. Symbol’de 0.9 lt turbo 90 HP ve 1.2 75 HP benzinli motorlar bulunuyor. 1.5 turbo dizel motorun gücü ise 75 HP.
otomobilnews / 084
Yeni Symbol’ün hem benzinli hem de dizel motor seçenekleri, kullanım maliyetlerinin düşüklüğü ile sınıfının standartlarını yeniden belirliyor. Yeni nesil motor seçenekleri ile hem yüksek performanslı, hem de her zamankinden daha düşük tüketimli ve
çevreye saygılı. Gerek dizel gerekse benzinli versiyonlarında son derece tutumlu: 1.5 dCi 75 HP motorda 100 km’de sadece 3.9 lt (km’de 103 g CO2), 0.9 Turbo 90 HP benzinli motorda ise 100 km’de 5.2 lt (km’de 119 g CO2) tüketim değerleri sunuyor.
085 / otomobilnews
KÖŞE / MURAT ÖZTÜRK / sekizincietap@tv8.com.tr
DARALAN YOLLARDA GEÇİŞ ÜSTÜNLÜĞÜ Ülkemizde maalesef bir türlü anlayamadığım bir olay var. O da; nerede yer buluyorlar yol 3 şerit, 4 şerit oluyor. Yer yoksa daralt gitsin. Yahu bunun bir kuralı, bilimi yok mudur? Kafana göre yap şeritleri sonra bizler de ayıklayalım pirincin taşını hangi şeritten gideceğiz diye. Her gördüğü boşluğa dalan uyanık sürücülerle mi uğraşalım, yoksa daralan yolda hangi şeride girmemiz gerektiğini bulmaya mı uğraşalım. Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim bu uyanık sürücülerden. Yol tıkandı mı hemen kendilerine sözde alternatif yol yaratıp 3-5 araç geçmeyi marifet sayarlar. Oysa hiç düşünmezler ki trafiğin daha çok tıkanmasına sebep olurlar. Öncelikle benim yetkililerden ricam, lütfen ama lütfen şu yollarda şeritleri bir standarta oturtun. Bir yol 3 şerit ise 3 şerit, 2 şerit ise 2 olarak kalsın. Bir daralıp bir genişlemesin. Bu hallolduktan sonra eğer zaruri olarak yolda bir daraltma yapılacak ise, bu işlemin olayın başladığı son metrede değil yavaş yavaş yolu daraltarak araçlara yeni şeritlerine girmeleri için za-
otomobilnews / 086
man ve mesafe tanımak adına belki de kilometrelerce önce başlaması... Diyelim ki 3 şeritli bir yol tek şeride inecek ve bu da en sol şerit olsun. Öncelikle bu yolun 2, daha sonra tek şeride düşürülmesi en doğru uygulamadır. Birden bire tek şeride inen bir yol tıkanıklıktan başka bir şey yaratmaz. Trafik tıkanıklığının da nelere mal olduğunu hepimiz biliyoruz. Zaman kaybı, zaten pahalı olan benzinin gereksiz yere tüketilmesi, sinir harbi ve kazalar… En sol şeride bütün araçların geçebilmesi için çok önceden, yol en sağdan iki şeride indirilir. En sağdaki araçların sorunsuz bir şekilde sola geçmeleri için ise sürücülerin bu dediklerime uymaları gerekir. Yolun daraldığını gören sürücü önce sinyal vererek sola geçme niyetinde olduğunu solundaki sürücülere belirtmeli. Daha sonra bir soldan bir sağdan olmak üzere balık sırtı tabir ettiğimiz sistemle sürücüler orta şeritte belirli bir hızda ilerlemeli. Ani hızlanmalar ve frenler tıkanıklığı arttırıcı unsurlardır. İki şeride inen trafik bir süre böyle devam ettikten sonra aynı sistem tek şeride inerken de uygu-
lanmalı. Böylece ne kimse trafikte gereksiz yere bekleyecek ne “Önce sen geçtin, sonra ben geçtim.”, “Benim yolum, senin yolun.” kavgaları yapacak; ayrıca zaman kaybı olmayacak; ama bütün bunlar herkesin bu kurallara uyması ile mümkün. Kurallara uymayan sözde uyanıklar yüzünden bu sistemin işlemeyeceğini belirtmeden geçemeyeceğim. Böyle bir durumda da iş, trafik polislerine düşmekte.
‘
İşin özeti; daralan veya kesişen yollarda araçların bir sağ bir sol olmak üzere sırayla geçmeleri ve balık sırtı desenini trafikte uygulamaları. Bu hem adil hem de trafiğin akışını hızlandırabilecek bir sistem. Neymiş efendim? Trafiği hızlandıran adil bir sistem. Hep birlikte tekrarlıyoruz; sabit hızda bir sağdan bir soldan. Sabit hızda bir sağdan bir soldan.... Hepiniz sağlıcakla ve trafiksiz günlerle kalın.
Diyelim ki 3 şeritli bir yol tek şeride inecek ve bu da en sol şerit olsun. Öncelikle bun yolun 2, daha sonra tek şeride düşürülmesi en doğru uygulamadır.
https://itunes.apple.com/tr/app/dmags/id434986550?mt=8 http://apps.microsoft.com/windows/tr-tr/app/dmags/f9d0b1a4-f716-497c-b674-c4d1f02619bb
TEST / Toyota GT86 / Y:Adil Küçüksarı F: Yiğit Çırpanlı/ adil@neomotorspor.com
Yeni Bir Efsane Doğuyor!
GT86, Toyota ve Subaru firmalarının ortak yapımı. Bu iki markanın spor otomobil konusundaki tecrübelerinin kısa bir özeti bu otomobile yansıtılmış gibi. GT86, Toyota’nın keskin bakış tasarım anlayışını yansıtıyor. Arkadan itişli olan GT86, bu tür otomobillerde tüketicinin ilk tercihi olan bu konuya yakınlaşmış oluyor.
otomobilnews / 088
089 / otomobilnews
TEST / Toyota GT86 / Y:Adil Küçüksarı F: Yiğit Çırpanlı/ adil@neomotorspor.com
Arkadan itişli bir otomobil kullanmanın keyfine diyecek yok.
Sıradışı bir tasarım ile Toyota, performansseverler için efsane niteliğinde bir otomobil ile tekrar yollarda. Geçmiş dönemlerde üretilen ve Toyota için ciddi ölçüde efsaneleşmiş, isminden de anlaşıldığı gibi GT2000 modelinden esinlenerek tasarlanan ve üretilen GT86, şimdiden tutkulu sürücüleotomobilnews / 090
rin hayallerinde yer buldu. 50 yıllık spor otomobil geçmişine sahip Toyota, umarım bundan sonraki dönemlerde spor otomobil gamını genişletir. Ne de olsa motor sporlarında da geçmişte dünyaya ismini yazdırmış bir markadan söz ediyoruz. 86 logosunu direksiyon dâhil otomobilin birçok ye-
rinde görmemizin haricinde, otomobilde kullanılan Boxer motorun çap ve strok değerleri de 86x86 olarak dizayn edilmiş. Dikkatle bakıldığında ise “T” tasarımı; otomobilin ön panjur, devir saati ve hız göstergelerinde de mevcut. Kısacası Toyota, GT86’ya teknolojinin ve dinamik ta-
sarımın yanında bu otomobile ruh vermiş. Performans ve Frenler 215-45/17 lastik 2.0 litre D4-S Boxer motor, 200 beygir gücün yanında 205 Nm. torku ile biraz zayıf kalıyor. Test otomobilimizde bulunan 6 ileri otomatik şanzıman ise sürücüsünün
86X86 mm piston ölçüsü bu otomobile verilen isimde etkili tabi Toyota’nın daha önceki üretilen spor otomobillerine de gönderme var.
Sert ve keskin tasarım anlayışı ön kısımdan itibaren kendini belli ediyor. Gündüz farları ve sis farları GT86’ya ayrı bir hava katıyor. Sert bakışlar oldukça etkili.
isteklerini her an cevaplıyor ve performanstan ödün vermiyor. Hem de İstanbul trafiği gibi sıkıcı trafikte de sürücüsüne konfor sunuyor. 226 Km./H.’ lik son hızın yanında GT86, sürücüsünü 0’dan 100 Km./H.’ ye 8,2 saniyede ulaştırıyor. 1265 Kg.’ lık ağırlığa sahip test otomobilimiz, yere son derece
Şeffaf stop modası geri dönmeye başladı. Sportif stop grubu ve spoyler otomobilin arka kısmını da sıradışı kılıyor.
yakın tasarlanarak ağırlık dağılımı aşağıda tutulmuş. Böylece sürücüsüne üstün bir yol tutuş performansı sunuyor. Çok canlı olmayan motoru sanki 50 beygir daha güçlendirilirse bambaşka bir otomobil olacakmış izlenimi veriyor; ancak 200 beygir bile birçok kişiyi tatmin edecek düzeyde. 091 / otomobilnews
TEST / Toyota GT86 / Y:Adil Küçüksarı F: Yiğit Çırpanlı/ adil@neomotorspor.com
200 HP’lik güç ve arkafan itiş keyfi GT86’nın kozu.
Arkadan itiş olmasının verdiği keyif ise anlatılamayacak düzeyde. Mutlaka her performans tutkunu sürücülerin yaşaması gereken bir duygu. Test ettiğim süre boyunca gerçekten çok keyif aldığımı söyleyebilirim. İstediğim kadar otomobili yan kullanabilmek ve kolayca kontrol edebilmek, gerçekten GT86’nın ciddi bir uğraş sonucu Toyota mühendisleri tarafından üretildiğini hissettirdi. Yüksek hızlarda bile tatminkâr fren performansı sağlayan otomobilde tek eleştirebileceğim konu, o kadar agresif ve tutkulu dizaynına karşın otomobilin güç bakımından biraz daha vahşi olması gerektiği… Kontrol Edilebilirlik ve Donanım Test yerimizi her zaman olduğu gibi trafiğe kapalı otomobilnews / 092
alanda seçtik ve yarış kariyerimin başlangıcı sayılan Autodrom pistini kullandık. Sevgili Ethem Genim’in izni ile GT86’yı bu pistte deneme imkânı bulduk. Genel yapısı dar ve bol virajlı olan bu pistte otomobilin ne kadar dengeli olduğunu ve söz dinlediğini gördük. Önde konumlandırılmış motor olabildiğince alçak ve arkaya doğru yerleştirilmiş ki ağırlık dağılımı optimize edilerek saf sürüş keyfi çıksın. İstenildiğinde ise Drift otomobili gibi arkasını dilediğince kaydırabiliyorsunuz. Ta ki lastikleriniz bitene kadar. Elektronik çekiş kontrol sistemi, EBD ile desteklenmiş ABS fren sistemi ve fren desteği otomobilde standart donanımda. Arkadan çarpmalarda ekstradan güvenlik sistemi, WIL koltukları ve kafalıkları
Boxer motoru anlatan hoş bir logo çamurluklara konulmuş.
İç mekanda kullanılan ekipmanlar sportifliği destekliyor. Siyah deride kullanılan kırmızı dikiş iplikleri oldukça şık durmuş.
sırt ve boynu korur özellikte. Çerçevesiz dizayn edilen dikiz aynası ise sıradışı bir tasarım. Bunun yanında otomobile biraz küçük gelen 17” alüminyum jantlar da GT86’da standart. Son yılların trendi gündüz led farlar ve bununla desteklenen Xenon farlar, otomobile şıklık kazandırmış. Dokunmatik ekran(Toyota Touch 6.1”) otomobilin içine son derece keyif katıyor.
Ekonomi Ağırlığının ve teknolojinin avantajını kullanmayı bilen Toyota, istenildiğinde performanslı istenildiğinde ise ekonomik olabilen bir otomobil tasarlamışlar. Biz performanslı test sıramızda ortalama 100 km.’de 14 litreleri gördük; ancak otoyol kullanımlarında ortalama bir anda 6,5 litrelere kadar indik. Genel kullanımlarda ise yakıt ortalaması 7,9 litre 093 / otomobilnews
TEST / Toyota GT86 / Y:Adil Küçüksarı F: Yiğit Çırpanlı/ adil@neomotorspor.com
Arka camdaki bu çıkıntılar spoyler görevi görüyor.
Çift çıkışlı egzoz sistemi arka kısımda sportifliğe konulan son nokta olmuş.
civarındaydı. Son derece makul yakıt ekonomisi sunan GT 86, teknolojiyi kendine avantaj olarak döndürmeyi başarmış.
şeyden önemlisi efsane niteliğinde bir otomobile sahip olmak istiyorsanız kampanya fiyatı olan 52.900 Euro’yu gözden çıkarmanız gerekiyor. BiFiyat raz yüksek kalan fiyatı Her şeyin bir bedeli var di- göze çarpan diğer bir unyoruz. Bunca keyif ve her sur.
otomobilnews / 094
TEKNİK ÖZELLİKLER
2.0 litrelik atmosferik motor 7000 d/d’da 200 HP güç ve 205 Nm tork üretiyor. 210 km/s maksimum hız GT86 için yeterli.
Yedek lastik çok hoş görünmüyor. Zaten küçük olan bagaj hacmini kısıtlıyor. 218 lt’lik bagaj hacmi bu sınıf bir otomobil için yeterli demek zor.
Silindir hacmi 1998 cc Silindir adedi 4 Yakıt Türü Benzin Maksimum güç 200 HP / 7000 d/d Maksimum tork 205 Nm / 6400 d/d 0-100 Km 8.2 sn Maksimum hız 210 km/s Şanzıman 6 ileri otomatik Yakıt Tüketimi Şehir içi 9.6 lt/100 km Şehir dışı 5.7 lt/100 km Karma 7.1 lt/100 km Co2 emisyonu 164 g/km Yakıt deposu 50 lt Bagaj hacmi 218 lt Boş ağırlık 1265 kg Anahtar Teslim Fiyatı
52.900 Euro+ 1575 T.L. 095 / otomobilnews
KÖŞE / OSMAN YAVUZ / osman_yavuz_oy@yahoo.de
OTOMOBİLDE EKSEN KAYMASI VE ÖNGÖRÜ BECERİSİ Çok zordur ilk olmak, öncü olmak. Herkese, bu örnek de her üreticiye nasip olmaz; ama bir de nasip oldu mu, yapışır yakasına bırakmaz. Eğer üretici üzerine yapışan bu ilk ve/veya öncü damgasının hakkını vermeyi başarırsa uzun vadeli bir başarı senaryosu da yazılmış olur. Bunu örneklemek hiç de zor değil. Bugün kime sorarsanız sorun kompakt sınıf dediğinizde akla gelen ilk örnek VW Golf olacaktır. Doğru da. Volkswagen, 1974 yılında Golf ile kompakt sınıfın yaratıcısı ve öncüsü oldu, olmakla da kalmadı bugüne kadar bu ünü koruyacak doğru stratejiyi sürdürmeyi de başardı. İlk ve/veya öncü tanımlamasını hak eden çok üretici ve örnek var. Otomobil tarihi yüzlerce, belki binlerce ilk/ öncü örneğiyle dolu. Bunları burada sıralayacak değilim, ancak bunlardan biri var ki mutlaka altı çizilmesi gerekiyor; Nissan. Aslında her şey milenyuma girmeden hemen önce başladı. Binek otomobil konforu ve sürüş özellikleri sunan arazi araçları, namı diğer SUV’lar yaygınlaşmaya başladı. Mercedes ML veya BMW X5 gibi örneklerle başlayan bu süreç, bu araçların büyük ve
otomobilnews / 096
‘
yüksek maliyetli olması nedeniyle sadece belli bir kesime hitap ediyordu; ancak bu yeni segmente ulaşmak geniş kitlelerin de hakkıydı. Böylece daha küçük, hatta bazı örneklerde dört tekerlekten çekiş yerine iki çeker bir sınıf gündeme gelmeye başladı; Crossover. Crossover adı verilen bu yeni segmentle daha geniş kitlelere ulaşmış oldu üreticiler. Bunlardan biri de Qashqai isimli modelle satış listelerini altüst eden Nissan. Nissan, pazardaki boşluğu çok iyi değerlendirerek Qashqai ile büyük bir başarıya imza attı atmasına; ancak bununla da yetinmedi ve muhteşem bir öngörü ile ikinci bir crossover model daha pazara sundu. Qashqai modeline göre daha küçük; ama tasarım olarak daha çekici olan haylaz ço-juke Nissan’ın otomobil endüstrisine hediyesi niteliğinde çok iyi bir örnek. Böylece Nissan ilk/öncü olarak tanımlanabilecek bir modeli geliştirip satışa sunmuş oldu. Juke’un kısa sürede bu denli geniş kitlelere ulaşmasında birçok etken söz konusu; uygun satın alma maliyeti, uçuk-kaçık tasarım, küçük boyutlar nedeniyle rahat kullanım, yüksek omuz çizgisi ve oturma pozisyonunun getirisi olan
Audi Q1. Doğal olarak aynı teknik yapıyla Volkswagen de bir küçük Crossover hediye edecek, adı ise Taigun.
güven duygusu. Ne kadar etkili olduğu tartışmaya açık olsa da, emniyet teşkilatına verilen Juke’lar ile, Nissan Juke’un tüketicinin gözüne batması sağlanmış oldu. Bence son derece etkin bir pazarlama stratejisi. Peki, bu ilk/öncü durumunun rakamsal karşılığı ne? Avrupa genelinde satış listelerini alt-üst eden Qashqai ve Juke modellerinin Türkiye pazarındaki karşılığını mercek altına almak gerekirse; 2012 Türkiye otomobil pazarından %3,4 pay alan Nissan 20.120 adetlik bir satış başarısına imza attı. Dahası 2012’de daralan pazara rağmen Nissan, iki yıl üst üste 20 bin adedi gerçekleştirmeyi başardı. Üstelik sadece sekiz model-
le, ki bunlardan Navara ve Pick-Up aynı, Qashqai ve Qashqai+2 aynı segmentte yer alıyor. Yani model sayısını segment bazında altı olarak görmek gerekiyor. Yine söz konusu sekiz model içinde binek otomobil olarak sadece Micra ve Note yer alırken, asıl konumuz olan Crossover segmentinde Qashqai, türevi Qashqai+2 ve Juke yer alıyor. Nissan Crossover segmentindeki temsilcisi Qashqai’den 11.410 adet ve Juke’dan 4.478 adet satarak 15.888 adet Crossover ile 2012 yılında Türkiye Crossover segmentinin toplam satış adedi olan yaklaşık 47 bin adedin 1/ 3’ünü hanesine yazarak muhteşem bir başarıya imza atmış oldu. Bir başka
Nissan Crossover segmentindeki temsilcisi Qashqai’den 11.410 adet ve Juke’dan 4.478 adet satarak 15.888 adet Crossover ile 2012 yılında Türkiye Crossover segmentinin toplam satış adedi olan yaklaşık 47 bin adedin 1/3’ünü hanesine yazarak muhteşem bir başarıya imza atmış oldu tadan pay kapmak adına daha fazla vakit kaybetmeden kolları sıvadı ve hızlı bir şekilde küçük Crossover segmetine giriş yapmaya başladı. En hızlı davrananlardan biri olarak Mini Countryman öne çıkıyor. Opel de hızlı davranarak Mokka ile pazara girdi, doğal olarak aynı alt yapı ile Chevrolet Trax da yollara çıktı. Genelde işi biraz ağırdan alan, ki Kuga buna iyi bir örnek, Ford ise Eco Sport ile küçük Crossover segmentine giriş yapıyor. Bu kadarla da kalsa iyi. Peugeot küçük Crossover segmentine 2008 ile ve Renault ise Captur isimli modelle hızlı giriyor. Peugeot ben varım diyorsa, Citroen de sessiz kalmayacaktır. Her birinin ortak özelliği ise teknik yapının
‘
ifade ile Nissan iki modeliyle yaklaşık 63 bin adetlik SUV pazarının %25’ini gerçekleştirerek çok önemli bir başarıya imza atmış oldu. Bu başarıda kompakt Crossover Qashqai kadar küçük Crossover Juke’un da payı büyük, hem de görmezden gelinemeyecek kadar büyük. Yukarıdaki rakamlardan da net bir şekilde görüleceği üzere ciddi bir pazar söz konusu. Nissan öngörülü davranarak küçük Crossover segmentini yarattı ve pastayı aldı, evine götürdü. Öte yandan ilk/öncü olmak önemli; ancak pozisyonu korumak da önemli. Adama koca pastayı tek başına yedirmezler, yedirmiyorlar da. Pastanın büyüklüğünü gören diğer üreticiler pas-
Peugeot küçük Crossover segmentine 2008 ile ve Renault ise Captur isimli modelle hızlı giriyor. Peugeot ben varım diyorsa, Citroen de sessiz kalmayacaktır.
küçük sınıftan türetiliyor olması. Yukarıdaki yeni küçük Crossover örneklerine kısa vadede dahası da eklenecek. Bunlardan biri de Audi Q1. Doğal olarak aynı teknik yapıyla Volkswagen de bir küçük Crossover hediye edecek, adı ise Taigun. Görüldüğü üzere küçük Crossover segmentinde işler yakın vadede bir hayli kızışacak. Yukarıda da ifade ettiğim gibi ilk/öncü olmak kadar elde edilen bu ünvanı koruma da önemli. Nissan Juke, henüz yeni bir model, ancak rakipler hızlı bir şekilde pazarı istila etmeye hazırlanıyor. Dolayısıyla Nissan’ın rakiplere boyun bükmemesi ve her daim dimdik ayakta durabilmesi adına Juke için etkin bir çözüm paketinin hazırlıklarına başladığından eminim. Bakalım Volkswagen’in Golf ile otomobil tarihine vurduğu damgayı, muhteşem bir öngörüyle önemli bir başarıya imza atan Nissan, Juke ile vurmayı başaracak mı?
097 / otomobilnews
TEST / The Beetle 1.2 TSI 105 Hp Tiptronik DSG / Y:Kanat Kale F: Mete Özhersek / kanatkale@yahoo.com
Daha böcek
Volkswagen Beetle, yenilendikten sonra daha çekivik bir tasarıma kavuştu. Özelikle ledli gündüz farları araca daha farklı bir hava kattı. Türkiye’de 1.2 lt 105 HP ve 1.4 lt 160 ‘lik benzinli motorlarla satılan Beetle, çok ilgi göreceğe benziyor.
otomobilnews / 098
099 / otomobilnews
TEST / The Beetle 1.2 TSI 105 Hp Tiptronik DSG / Y:Kanat Kale F: Mete Özhersek / kanatkale@yahoo.com
Led gündüz faerları Beetle’ın ön görünümünü şıklaştırıyor.
1938 yılında hayatımıza girdiği andan itibaren en tanınan modellerden biri olan, Hollywood yapımı filmlerde başrol oynayan, 20 milyondan fazla satış yapan Volkswagen Beetle (ya da Türkiye’de bilenen adlarıyla Böcek, Vosvos, Tosbağa, Kaplumbağa), 1997 yılında “Yeni Beetle” adıyla tekrar üretime başla-
otomobilnews / 100
dıktan sonra yeni tasarımı ile yeniden aramızda. Yeni tasarımı bir önceki haline göre 15 cm. daha uzun, 9 cm. daha geniş, diğer yandan daha alçak. Bir önceki modeline göre steroid takviyesi yapılmış ve çok daha kaslı bir görüntüye kavuşmuş. Ön ve arka farlar yakın akrabası
olduğu Porsche’den izler taşıyor. Ön cam daha dik konumlanmış, tavan daha düz ve arka kısmındaki bombe düzleştirilip daha sportif bir hal alırken, orijinal VW Beetle görüntüsüne dönüş çabalarından sonuç alınmış. 18 inçlik jantlar ise harika duruyor. The Beetle 2 farklı motor seçeneği ile sunuluyor: 1.2
lt. TSI (105 HP) ve 1.4 lt. TSI (160 HP). Kullandığımız test otomobili 1.2 TSI Design DSG şanzımanlı versiyonu idi. Volkswagen’in 1.2 lt. motorunu ilk defa kullandım. Açıkçası performansı beklediğimden daha da iyiydi. Düşük devirlerde dahi tatmin edici bir güç sunmakla beraber motor sesi de (turbonun
Sportif kimliğin Beetle’da ön plana çıktığı bir gerçek. Kokpit ve orta konsol klasik ve modern çizgileri bir arada sunmayı başarıyor.
etkisi ile) çok keyif verici. Zaten kendini kanıtlamış DSG şanzıman ise motor ile son derece uyumlu çalışmakta. Bu başarılı şanzımanı ister vites kolundan isterseniz direksiyonun arkasındaki kulakçıklardan manuel olarak da kullanabiliyorsunuz. Testin tamamını şehir içinde yaptık ve 7.9 lt./100 km.
yakıt tüketimi ile karşılaştık. Aracın içinde bulunan 3 kişinin de 100 kg.’ nin üzerinde olduğunu düşünürsek, bu tüketim katalog değerlerine oldukça yakın. Aracın içerisinde üç kişi demişken arka koltuk iri insanlar için çok konforlu olmamakla beraber içeri girme kısmında büyük ön kapı sayesinde çok sıkıntı
101 / otomobilnews
TEST / The Beetle 1.2 TSI 105 Hp Tiptronik DSG / Y:Kanat Kale F: Mete Özhersek / kanatkale@yahoo.com
18 inçlik jantlar modifiye edilmiş otomobillerdeki gibi.
310 litrelik bagaj hacmi asimetrik olarak yatan arka koltuklar sayesinde büyütülüyor. Bagaj kapağının şekli sayesinde yükleme çok kolay yapılıyor. Bagaj kapağındaki VW logosu nostaljik bir gönderme yapıyor. Arka kısımda yeni tip stoplar dikkat çeken başka bir detay.
otomobilnews / 102
Direksiyonon üzerinde bulunan Orta konsolun üst kısmında bulunan gös- butonlar sürüş anında daha iyi tergeler yarış otomobili havasını veriyor. odaklanmayı sağlıyor. Renk kombinasyonu orta konsolu sportif kılıyor.
yaşamıyorsunuz; fakat yine büyük kapı yüzünden emniyet kemerine ulaşmak için bir miktar kıvrılmanız gerekmekte. Tavandaki büyük sunroof, aracın içini daha da ferah bir hale getiriyor. 310 lt.’ lik bagaj hacmi de bu tarz bir otomobil için yeterli. Aracın içine geçtiğinizde standart Volkswagen kalitesini hemen hissediyorsunuz. Önceki versiyondaki “çiçek
vazosu” aracın agresif dış görünüşüne vurgu yaparak kaldırılmış. Buna rağmen ön hoparlörlerin etrafında üç farklı renk seçeneğiyle aydınlatma imkânı tanıyan bir seçenek sunulmuş. Aracın kapı içleri, gösterge paneli ve direksiyon gövde rengine boyalı. Böylece aracı ne renk alacağım diye harcanan vaktinizi boşa harcamamış oluyorsunuz. Aracın içindeyken bile aracın rengini görebiliyorsunuz. Torpido-
VW Beetle’da kullanılan 1197 cc’lik turbo ve benzinli motor 105 HP güce ve 175 Nm torka sahip. 103 / otomobilnews
TEST / The Beetle 1.2 TSI 105 Hp Tiptronik DSG / Y:Kanat Kale F: Mete Özhersek / kanatkale@yahoo.com
Beetle yenilenirken daha sportif bir hale bürünmüş.
nun hemen üstünde yer alan “Beetle gözü” pratikliğin yanı sıra ilk VW Beetle’a gönderme yapıyor.
bağlantı özelliği bu otomobilde mevcut değildi. Park destek sistemi görsel ve işitsel olarak son derece faydalı.
Okunaklı standart göstergelerin yanı sıra, kullandığımız test otomobilinde ortada konumlanmış ek gösterge panelinde yağ sıcaklığı, turbo şarj basınç seviye göstergesi ve çok fonksiyonlu bir kronometre üçlüsü dikkat çekiyor. Müzik sistemi geniş ekranlı dokunmatik ve Türkçe fonksiyonu ile oldukça kullanışlı; fakat bluetooth ile telefona
Volkswagen The Beetle’in fiyatı 22.900 Euro‘ dan başlıyor. Kullandığımız modelin fiyatı 29.400 Euro (artı masraflar). 1.2 litrelik bir otomobil için ucuz sayılmayan bu fiyatı değerlendirken, en yakın rakibinin MINI Cooper olduğunu ve bu aracın bir otomobil değil de 70 senelik bir ikon olduğunu göz önünde bulundurmakta fayda var.
otomobilnews / 104
TEKNİK ÖZELLİKLER
Silindir hacmi 1197 cc Silindir adedi 4 Yakıt Türü Benzin Maksimum güç 105 HP / 5000 d/d Maksimum tork 175 Nm/1550-4100 d/d 0-100 Km 10.9 sn Maksimum hız 180 km/s Şanzıman 7 ileri Tiptronik DSG Yakıt Tüketimi Şehir içi 7.3 lt/100 km Şehir dışı 5.0 lt/100 km Karma 5.9 lt/100 km Co2 emisyonu 137 g/km Yakıt deposu 55 lt Bagaj hacmi 310 lt Boş ağırlık 1297 kg Anahtar Teslim Fiyatı
29.400 Euro+ 738 TL
105 / otomobilnews
KÖŞE / MEHMET TAŞANYÜREK / mtasanyurek@erelmedya.com
FIAT 131
abarth Dünyanın sayılı markaları arasında olan, İtalya’nın otomotiv devlerinden FIAT’ın ürettiği çeşitli boy ve tipteki otomobillerini, yurt içinde ve dışındaki ralli ile pistlerde görmek mümkün. F-1 Ferrari, Punto Kit Cve serisi bunların canlı örnekleri. Tarihe damgasını vuran Lancia serisi ise bugünlerde sesini pek çıkartmıyor. Aramızda 1970’li yılların ortalarını iyi hatırlayabilenler ise, FIAT’ların Markku ALEN, Walter RÖHRL, M.MUTTO, Maurizio VERİNİ’nin kullanımında, tüm rallileri silip süpüren tek bir yıldızı hatırlarlar. FIAT 131 ABARTH. Finlandiya’daki bazı özel toprak etap derecelerinin bugün bile bozulmadığı söylenmekte. Fiat ralli otomobilleriyle, Carlo ABARTH’ın ismi haricinde de çok yakınlığı olmuştur. Avusturyalı göçmen bir ailenin çocuğu olan Carlo, genç yaşta spor otomobillere merak sarmış ve kendi ismini verip küçük bir egzoz atölyesi kurmuştu. Daha sonraları ünü tüm dünyayı saracak olan akrep armalı susturucuları üretmeye ve tüm dünyaya satmaya başlamıştı. Bununla çok iyi bir konuma gelen Carlo ABARTH, bu defa da otomobil imalatına, ken-
otomobilnews / 106
‘
dine özgü yarattığı performans arttırıcı ekipmanların yapımıyla yavaş yavaş girmeye başladı. Otomobillerini, Fiat mekaniği etrafında dizayn etti. Bu dizaynları küçük silindirli tiplerden seçerek tadilat işlemlerini gerçekleştirdi. 1950’li yıllarda, otomobil sporuna meraklı gençler için kolay elde edilecek bir nevî küçük Ferrari’ler üretti. Fiat 600 Topolino’lar 850 cc’ lik birer eşsiz canavara dönüşmüştü. Bu tiplerde kendi yarattığı arka “SPOLIER” parçasıyla da aerodynamic ekipmanlarda bir ilke imza attı. Bunlar arasında en güçlü modeli 1000 cc’ lik “BIALBERO”, başka bir deyişle çift eksantrik ABARTH kapaklarını uyguladı. Hemen ardından da “MILLE ZAGATO” modelini ortaya çıkarttı. 1960’ lı yıllarda FIAT imparatorluğu büyürken , Carlo ABARTH da kalıcı bir şekilde gurubun içinde yer aldı ve Milano’daki şirketinin hisselerini FIAT’a verdi. Artık gurubun yarış ve ralli otomobillerinin hazırlandığı projelerin ve imalatın başındaydı. İlk başarılı ralli araçları Fiat’ın ünlü 124 sport modeli oldu; birçok rallide başarılı oldu ve hemen arkasından da Lancia Stratos modeli geldi. Jano’ nun harika ma-
İlk başarılı ralli araçları Fiat’ın ünlü 124 sport modeli oldu; birçok rallide başarılı oldu ve hemen arkasından da Lancia Stratos modeli geldi
kinesine yaptığı ilaveler, Nicola Materatzi’ nin eşsiz şasi tasarımıyla dünya ralli tarihine damgasını vuran Stratos, Abarth’ın yolunu açtı. Bu başarılı gidişten son derece memnun olan gurup, rallilerde çok iddialı olabilecek bir projeyi gündeme getirdi. Bu kez kullanılacak otomobil ise, uzun yıllar ülkemizde de “MURAT 131” olarak tanınan, “BERTONE” nin tasarladığı “FIAT 131 Miafiori” otomobildi. Bu model üzerine Milano’daki atölyede 1975 yılının mart ayında çalışmalar başladı. Ana Fiat fabrikasındaki teknisyen ve tasarımcılar, Carlo ABARTH organizasyon ve kontrolünde, Bertone tarafından tasarlanan aile tipi Fiat 131’ den çok ayrı bir ralli oto-
mobilini çok çok yoğun çalışmalardan sonra ortaya çıkarttılar. O dönem geçerli olan kurallar çerçevesinde, fabrika üretimi 500 adet olacak, bunların içinden 100 adedi GR.4 olarak homologe edilecekti. Carlo ABARTH , ortaya çıkartılan yeni ralli otomobilinde, iç saç iskeleti aynı şekil ve dizaynda muhafaza etti. Kabin içini, ön ve arka kuleleri, ön şasi parçalarını kendine has bir şekilde matkap ucunun bile giremeyeceği şekilde sağlamlaştırdı. Çamurlukları dışa açılımlı karbon elyaf malzemeden yaptı, motor ve bagaj kapağında da aynı malzemeyi kullandı. Motorun havalanması için kapağın üzerine koyduğu hava girişi halen gündem-
Şanzıman sistemlerinde, başlangıcı da yine Abarth tarafından tasarlanan şanzımanlar yerine ZF, daha sonra da CIMA dog box sistemi kullanıldı. Bu sistem, günümüz yarış otomobillerinde kullanılan sistemin de babası sayılıyor
‘
44 IDF WEBER karbüratörler, daha sonra yerini tek noktadan püskürtmeli normal enjektörlere, daha sonra da kugel fischer, çok noktadan püskürtmeli mekanik enjektörlere bıraktı de… Benzer hava girişlerini de arka çamurluk girişlerine, fren kaliperlerinin soğumasını sağlamak amacıyla uyguladı. Arka tavan üzerine ve bagaj kapağına, kapakla beraber yaptığı spolier ekipmanlar, bundan sonraki otomobil nesillerine hep ilham kaynağı oldu. Tüm aerodynamıc ekipmanların yüzde 100, maksimum işlevsel olması da 131 ABARTH Rally otomobilinin diğer detayıydı. Ön ve arka süspansiyonlarda, özel olarak Bilstein’ da yaptırılan coilover sistem kullanıldı. Fren disk ve kaliperleri, o zaman 600 Mercedes’ ten alınarak adapte edildi. Arka el freni sistemi de, fren maşası, hidrolik haznesi ve kaliper olarak Benelli motorsikletten
alındı ve free manuel olarak uygulandı. M.COLLOTTI’ nin 131 Abarth için özel olarak geliştirdiği yüzde 100 kilitli diferansiyel alınarak, arka ortaya oturtuldu; bunun maksimum performansta olabilmesi ve bağımsız çalışabilmesi için de müstakil olarak kollu ve askılı bir sistem tasarlanarak, şasi ve arka travers arasına oturtturuldu. Şanzımanda ise başlangıçta değişik seçenekler kullanıldı. 124 Rally’ de kullanılan şanzımanla ilk 131 Abarth’ lar tamamlanmaya başlandı. 1978 başından sonra da Dog Box’ ın babası olan CIMA devreye girdi. Lancia Stratos’larınkini andıran uzun süspansiyon kollarına, Canonica, Cromodora ve Abarth’ da üretilen
6, 7, 9, 10 ve 11 inç hafif alaşımlı jantlar ile toprak için 195x50, pist için de 225x45x15 ve 255x45x15 özel üretim P7 lastikler kullanıldı. O zamanlar bu lastiklerin hemen hemen hepsi slick üretimdi. Yol ve hava şartlarına göre manuel olarak üzerine kanal açılmaktaydı. Bu ekipmanlardan hazırda halen var. Motor ise Fiat 132 modelinde kullanılan 2300 cc blok üzerine, Carlo Abarth tarafından geliştirilen 16 sübablı silindir kapağıyla, çift dik Weber karbüratörlü yakıt besleme sistemi kullanıldı. Daha sonra da KUGEL FISHER mekanik enjeksiyon sistemi kullanıldı. 1975’ ten 1982’ ye kadar değişik mekanizma ve elektronikle, 170 HP’den 245 HP’ye kadar 131 Abarth’ ın gücü değişti. İlk seride kullanılan dik 44 IDF WEBER karbüratörler, daha sonra yerini tek noktadan püskürtmeli normal enjektörlere, daha sonra da kugel fischer, çok noktadan püskürtmeli mekanik enjektörlere bıraktı. Yağlama sistemi ise normal kalterden , kısa sürede kuru kaltere geçti. Ateşleme sisteminde ise Magnetti Marelli’ nin sadece özel olarak hazırladığı ateşleme ekipman-
ları, Abarth atölyesindeki mühendisler tarafından bir modül haline getirildi ve uygulandı. Bu modülde distribütör balansının ateşleme sistemi ile senteye getirilmesi ve rotar vermesi, 131 Abarth’ın yüksek devirlerdeki performansını çok etkiledi. Şanzıman sistemlerinde, başlangıcı da yine Abarth tarafından tasarlanan şanzımanlar yerine ZF, daha sonra da CIMA dog box sistemi kullanıldı. Bu sistem, günümüz yarış otomobillerinde kullanılan sistemin de babası sayılıyor. Böylelikle son seri 131 Abarth 245 ps güce ulaştı. Colombo Bariani tarafından üretilen 327 derece eksantrikler, özel dövme pistonlar, biella kollar, kızıl yataklar, hafifletilmiş krank ile 1.000 kg. ağırlık 131 Abarth’ ın tarihe damga vuran bir yarış otomobili olmasını sağladı. Özel üretilen Gr.5 modellerde ise 400 HP güç elde edildi ve bunlar da pistlerde kullanıldı. Diğer 400 adette ise normal ekipmanlar kullanıldı ve 131 Abarth’ın cadde versiyonu olarak satıldı. Bunlarda 140 HP, bağımsız diferansiyel ve 5 ileri Abarth şanzıman ile yarış tipinin toprak etaplarında kullanılan Abarth jantlar takıldı.
107 / otomobilnews
Fiat’ın bu yeni ralli şaheseri, 1976 sezonundan sonra, tüm önemli uluslar arası ve Avrupa şampiyonası rallilerde fırtına gibi esmeye başladı. Fiat’ ın “ALITALIA” renkleriyle yarışan resmi fabrika takımındaki genç yeteneklerden Markku ALEN, İtalya şampiyonu Maurizio VERINI başarıdan başarıya koştular. Fransız Bernard DARNICHE ve yeni yetişmekte olan bayan sürücü Michale MOUTON da aynı ekibin içinde yer aldı. 1976 sezonunun 1000 göller rallisinde birinci olan Markku ALEN, bu modelin gelecek sezon ve yıllarda da neler yapabileceğinin sayfasını açmış oldu. 1977 sezonu takvimindeki tüm rallilerde 131 Abarth’ lar vardı. Portekiz, Yeni Zelanda, San Remo, Quebec ve Korsika turu rallilerinde net zaferler kazanarak 154 puanla Dünya Ralli Şampiyonu oldular. Bu başarı 1978 yılında da elde edildi. Bu defa genç Alman şampiyon Walter RÖHLN de Fiat takımında yerini almıştı. Markku ALEN ile beraber, Ford ve Opel’ in önünde yine Dünya Ralli Markalar Şampiyonluğu’nu 131 ABART ile kazandılar.
otomobilnews / 108
Bu sene ALEN de Sürücüler Şampiyonu oldu. Bu başarılar sayesinde 131 Miafiori satışları çok arttı. Herkes rallideki başarısını, kendi kullandığı 131’ in bir parçası olarak görüyordu. Türkiye’ de de önce 1300, sonra da 166 cc olarak imal edilen 131 Murat’ ların 7 tanesi, o yıllarda Kadıköy Kızıltoprak’ ta bulunan “GÜNERİ TUNING” servisinde, şimdiki Poliset Firması’nın ortaklarından Can NASMAN tarafından, bazıları martini, bazıları da Olio Fiat renkleriyle 131 Abarth rally car tipine dönüştürüldü. O zamanlar bir tanesi de Murat OKÇUOĞLU tarafından rallilerde yarıştı. Şu anda da o yıllardan kalma 1 adet body kit İzmir’ de Best Servis Muzaffer DOĞRULAR’ da duruyor. Ayrıca Temelli Servis ve Onno Usta tarafından yapılan Olio Fiat renklerindeki Abarth da o senelerde çok konuşulmuştu. 131 ABARTH ile ilgili başarılı bir sezon da 1980 yılında yaşandı. Fiat ekibi, yine Dünya Ralli Markalar Şampiyonluğu’nu kazandırken, Walter RÖHRL’de ralliler dizisindeki başarılarının ilkini kazandı; ayrıca
‘
KÖŞE / MEHMET TAŞANYÜREK / mtasanyurek@erelmedya.com
44 IDF WEBER karbüratörler, daha sonra yerini tek noktadan püskürtmeli normal enjektörlere, daha sonra da kugel fischer, çok noktadan püskürtmeli mekanik enjektörlere bıraktı Portekiz, Arjantin ve San Remo’ da da birinci olarak zaferlerini dörtledi. Aynı yıl Markku ALEN de 1000 Göller Rallisi’ni beşinci defa kazanarak rekora gitti. Bu etaplardaki özel etap rekorlarından bazıları halen duruyor. Avrupa Şampiyonluğu ve İtalya rallilerinde, FIAT 131 ABARTH sürücüleri sürekli başarılı olup kürsüdeki yerleri aldılar. 1975’ te Maurizio VERINI, 1981’ de Adartico VUDAFERI 131 ABARTH ile Avrupa Şampiyonu oldular. 131 Abarth’ lar Michele MOUTON’ un da yıldızının parlamasına neden oldu. Bayanlar kupasını 2 defa kazanmasıyla yeteneğini göstermesi, daha sonraki sezonlarda AUDI yarış takımına çağrılmasını sağladı. Ondan sonra aynı performansı Antonella MANDELLI yaptı! 1981 ve 1982 yıllarında birinci olup kupaları topladı. 1981 yılında ilk defa Türkiye’ ye Günaydın Rallisi’ne Bulgaristan’ da gr.4 ABARTH geldi. O zamanları yaşayanlar iyi bilir; daha sonra yine aynı sene Mauro Nocentini’ den
Oğuz GÜRSEL’ e, yıllarca yarıştığı diğer 131 ABARTH satıldı. 1981 sezonundan sonra, Fiat bayrağını 131 ABARTH’ lardan LANCIA 037, LANCIA S-4 ve LANCIA 4WD INTEGRALE devraldı; ancak 131 ABARTH’ ın gösterdiği başarıyı hiçbiri gösteremedi. 131 ABARTH, Dünya Ralli Tarihi’nde, özellikle toprak etaplarda yaptığı derecelerle damgasını vuran marka olarak geçmiştir. Bazen resim ve haberlerini yayınladığım Guy MORENHAUT, 131 Abarth tarafından yarıştırılan son pilottur. Yine haber ve resimlerini yayınladığım Udo SPARWOLD ise, ABARTH atölyesinde çok uzun yılları geçmiş Carlo ABARTH’ dan sonraki isimdir. Guy MORENHAUT’ da şu an 140 adet ABARTH , Udo’ da ise, 2 tane 131 gr.4 Abarth, 4 adet de org.gr.4 STRATOS bulunmaktadır. Ülkemize de sıklıkla gelen Silvano CREMA ve Udo, ABARTH’ ın ayrılmaz ikilisidir.
FIAT 131 ABART ŞEREF TABLOSU
1976 1977
1000 Göller Rallisi ALEN/KWIMAKI ELBA Rallisi, PORTEKİZ Rallisi MONTE CARLO 1000 GÖLLER YENİ ZELLANDA QUBEC RALLİSİ KORSICA RALLİSİ
ALEN/KWIMAKI ANDRUET/PETIT-2 SALONEN/MARKKULA-2 BARCHELLI/ROSETTI SALONEN/MARKULA DARNICHE/MAHE
DÜNYA RALLİ MARKALAR ŞAMPİYONU
1978
PORTEKİZ AKRAPOL 1000 GÖLLER SAN REMO QUEBEC KORSİKA
ALEN/KWIMAKI ROHRL/GEISDORFER ALEN/KWIMAKI VERINI/BERNACCHINI-2 ROHRL/GEISDORFER DARNICHE/MAHE
DÜNYA RALLİ MARKALAR ŞAMPİYONU FIA RALLY KUPASI MARKKU ALEN AVRUPA RALLY ŞAMPİYONU TONY CARELLO AVRUPA BAYANLAR RALLY ŞAMPİYONU M.MOUTON
1979 1980 1981
1000 GÖLLER MONTE CARLO SAFARI SANREMO SWEEDISH WALDEGARD%THORSZELIUS-3 AVRUPA BAYANLAR RALLİ ŞAMPİYONU
ALEN/KWIMAKI ALEN/KWIMAKI ALEN/KWIMAKI ROHRL/GEISDORFER-2 M.MOUTON
MONTECARLO ROHRL/GEISDORFER PORTEKİZ ROHRL/GEISDORFER ACROPOLIS ALEN/KWIMAKI-3 ARJANTİN ROHRL-GEISDORFER 1000 GÖLLER ALEN/KWIMAKI YENİ ZELLANDA ROHRL/GEISDORFER-2 SANREMO ROHRL/GEISDORFER TOUR DA CORSE ROHRL/GEISDORFER-2 DÜNYA RALLİ MARKALAR ŞAMPİYONU DÜNYA RALLİ SÜRÜCÜLER ŞAMPİYONU WALTER RÖHRL PORTEKİZ ALEN/KWIMAKI ACROPOLIS ALEN/KWIMAKI-2 1000 GÖLLER ALEN KWIMAKI AVRUPA RALLİ ŞAMPİYONU ADARTICO VUDUFERI AVRUPA BAYANLAR RALLİ ŞAMPİYONU A.MANDELLI
109 / otomobilnews
TEST / Renault Fluence Z.E. / Y:Sinan Akat F: Kerim Ozan / sinanakad@istanbulgazetesi.com.tr
Fluence Z.E. günlük kullanıma ne kadar uygun?
Renault Z.E. serileri, farklı modellerle yurt dışında satılırken; ülkemizde sadece Fluence Z.E. satılıyor. Türkiye’de üretilen Fluence Z.E., tasarım olarak fosil yakıtlı kardeşlerinden farklı.
otomobilnews / 110
111 / otomobilnews
TEST / Renault Fluence Z.E. / Y:Sinan Akat F: Kerim Ozan / sinanakad@istanbulgazetesi.com.tr
Fluence Z.E. fosil yakıtlı kardeşlerine göre tasarım olarak oldukça farklı. Görünüm olarak yakın olsalar da detaylarda birbirlerinden çok ayrılıyorlar.
Depo kapağı gibi dursa da aslında bu kapak aracı şarj etmek için bağlantı kablosunun girdiği yer. Kapak Hem sağda hem de solda var.
Motor sesinin olmayışı ilk başta şaşkınlık yaratıyor. Alışınca ise keyifli.
Bundan böyle sizlerle her ay farklı motor ve yakıt teknolojilerini içeren otomobillerin testleriyle beraber olacağız; ancak İstanbul Gazetesi’ndeki editörlük görevim tüm hızıyla devam ediyor. İlk testimizin konuğu Oyak Renault Fabrikası’nda 2011 yılından itibaren gururla üretilen otomobilnews / 112
Renault Fluence Z.E. sıfır emisyon sloganıyla yollara çıkan elektrik motorlu modelin tüm detaylarını hazırsanız yazmaya başlıyorum. Önce biraz bilgilendirme yapayım. Fluence Z.E.’nin motor kaputunun altında sadece elektrik gücüyle çalışan bir motor var. İhtiyaç duyduğu elektriği ise
arka koltukların altında ve sırtında bulunan Lityum – Ion aküden alıyor. Peki, ne kadar dayanıyor, nasıl şarj ediliyor kısmı az sonra… Kafalar karıştı farkındayım. “Birader; farlar, iklimlendirme, silecekler, aynalar, camlar nasıl çalışıyor?”. Valla hepsi elektrikle ve aynı aküden besleniyor. “İyi
de o akü hepsine yetiyor mu?”. Az daha sabır, hele bir koltuğuna oturup yola çıkalım yazacağım. Çevreci. 0 emisyon salınımı var. Aslında tam 0 değil. Üretim sürecini hesaba katarsak: Fluence Z.E. : 12 g./ km. / 62 g./km., 85 HP’lik Fluence dCi’ye göre: 136 g./ km. / 137g./km.
İç mekanda sunduğu donanım paketi oldukça cürretkar. Ama insan bunları kullanırken ne kadar elektrik harcayacağını düşünmeden edemiyor. Ama gelecek için büyük bir sınav kağıdına çevirmeyim; adım diyebilirim. ancak çok belirgin değil bu farklılık. Diğer taraftan tek farklılık bu değil elbet: Fluence Teknik Durum Z.E normal Fluence’dan Motorun silindir hacmi yok, daha uzun ve daha ağır; sıkıştırma oranı yok, buji en önemlisi, bagaj hacmi yok, yağ yok, devir aralıdaha ufak. Karşılaştırmalı ğı yok. Tıpkı çocukluğumu tabloyu sayfamızda bulabi- daki uzaktan kumandalı lirsiniz. Burayı matematik arabalar misali. Neredeyse 113 / otomobilnews
TEST / Renault Fluence Z.E. / Y:Sinan Akat F: Kerim Ozan / sinanakad@istanbulgazetesi.com.tr
aynı ses ve hızlanma tepkilerini gösteriyor. Tek yapmanız gereken, otomobili şarj edip yola koyulmak. Tabii bakım aralığı da ona göre, masrafı da. İlk akla gelen sorunun cevabını vereyim; Fluence Z.E; 3000 – 8900 d/d aralığında 70 kW yaklaşık 95 HP’lik güç üretiyor. Asıl güzellik tork değerinde; tamı tamına 226 Nm. ve bu değer 400 d/d ile 2500 d/d arasında otomobilnews / 114
sunuluyor. Güç, ön tekerleklere otomatik şanzıman sayesinde aktarılıyor. Maksimum hız öyle muhteşem değil; ama yeterli 135 km./s. Hızlanma ise çoğu modelden iyi; 0’dan – 100’ye km./s. varış süresi 13.7 saniye. Peki ya akünün ürettiği toplam voltaj; 398 volt. Ben elektrikçi değilim, pek de anlamam; ama sordum iyi bir rakam dediler. Bu gücün sağladığı menzil
Fluence Z.E. iç mekanda da fosil yakıtlı kardeşlerinden farklı.
ise 180 km.; ancak 150 km. normaldir deniyor. Kaç saate şarj oluyor aküler: 3 seçenek var: 1- Şarj istasyonu: 6 – 8 saat arası 2- Evde: 8 – 10 saat arası 3- Serviste: akü değişim süreci 5 dakika (ancak ülkemizde belki ilerde olacak) Tam dolum bedeli ise 5-6. TL civarında. Normal bir Fluence için 60 litre x günlük yakıt fiyatı. Tamam, siz
bir depoyla 900 km. gidiyorsunuz. Hemen kısa hesap, bu süreçte 5 kere şarj ettiğini düşünelim, ortalaması 30 TL. Bu noktaya dikkat, Renault akü bedeli alıyor: 10.000 km. ya da yılda 83.€ Donanım Normal Fluence’da ne varsa elektrikli Fluence’da da onlar var. Yani donanım eksiği yok. Başlıca gözüme
çarpanlar: Otomatik klima, Navigasyonlu Multi Media System, hız sabitleyici, elektrikli camlar ve aynalar, otomatik farlar ve silecekler, ESP, EBD vs… Yani model elektrikli diye Renault elini korkak alıştırmamış. Bazı donanımlar manuel olsa olmaz mıydı? Olurdu pek tabii; ama belki yavan kalırdı. Böylesi iyi olmuş. Yola çıkma zamanı İstikamet Renault’nun
Ümraniye’deki Genel Müdürlük binası. Bu arada hava buz gibi ve hafif hafif yağmur yağıyor. Neyse, otoparktan içeri girdik ve Fluence Z.E’yi şarjda gördük. Demek ki açık havada bir şey olmuyormuş, bu iyi haber. Evrakları imzalayıp otomobilin içine oturdum. Gözüm ilk olarak gösterge gurubuna gitti; ortada kocaman hız göstergesi, solunda akünün şarj durumu 115/ otomobilnews
TEST / Renault Fluence Z.E. / Y:Sinan Akat F: Kerim Ozan / sinanakad@istanbulgazetesi.com.tr
Şarj istasyonları bu şekilde görünüyor.
göstergesi ve sağında ise bilgi ekranı, hemen altında anlık akü tüketimi göstergesi. Orta konsol ve diğer kumanda grubu Fluence’ın aynısı. Ve en heyecanlı an geldi, kontak anahtarını yuvasını sokup çevirdim, o da ne? Melodik bir ses çıktı ve gösterge tablosunda yeşil GO yandı. Hepsi bu. Ne ses, ne titreşim. Vitesi R’ye alıp otomobilnews / 116
manevraya başladım gene ses yok, D’ye taktım ve yola koyuldum. Bu arada çekiniyorum, acaba ne kadarlık menzilim var diye; ama size en doğru bilgileri aktarmak için ne gerekiyorsa yaptım. Hemen iklimlendirmeyi açtım, silecekler çalıştırdım, farları yaktım, radyoyu açtım hatta navigasyonu bile çalıştırdım; ama gözümde akü şarj ibresinde. İlk merak; gaza basın-
İklimlendirme için biraz düşünmekte fayda var. Elektrik tüketimini unutmamak lazım.
ca ne olacak. Olan şu; dııızzzzzzzttt diye bir ses ve kesintisiz hızlanma. Hatta basmayı abartırsanız motorun sesi biraz daha duyulur oluyor dıııııızzzzztttttttttt. Çek ayağını gazdan, hafif bir frenleme devreye giriyor; ancak yüksek süratlerde bu frenleme hissi güçleniyor. Bu frenlemenin bir sebebi var; bu esnada sistem aküyü şarj etmeye başlıyor. Yani
model sadece tüketmiyor, aynı zamanda üretiyor da; ancak bu düz yolda pek mümkün olamıyor. Çünkü yavaşlama devam ettiği için siz gaza basmaya devam ediyorsunuz. Peki, nasıl tasarruf yapılacak. Ne öğrenmiştik, gaza dikkatli bas, sabit süratle git vs.. Fluence Z.E’de tüm bildiklerini unut. Ne kadar sakin gidersen ve elektrik sarf eden kumandaları
kapatırsan o kadar menzil artıyor. Yol bilgisayarı gözü takıldı tam bu esnada, ortalama tüketim, anlık tüketim ve geri kazanım kW cinsinden. Ve şok şok şok … Kalan menzil 75km. Hani 150 km. ile 180 km. arasındaydı. Şarj ibresi akülerin dolu olduğunu gösteriyor; ama menzil 75 km. Hakkımızda hayırlısı diyerek gaza basmaya devam. Hiçbir şeyi de kapamadım ak-
lınıza hinlik getirmeyin hemen. Bu sarj bitme hikâyesini sonraya erteleyip tepkilerine geri dönelim. Sessizlik yolda da devam ediyor. Sadece yüksek süratte yol ve rüzgâr sesi duyuluyor. Ağır ve uzun demiştim ya yazının başında anlaşılmıyor. Mühendisler gayet güzel bir amortisör ayarıyla durumu kurtarmışlar. Hatta diğer Fluence’lardan 117 / otomobilnews
TEST / Renault Fluence Z.E. / Y:Sinan Akat F: Kerim Ozan / sinanakad@istanbulgazetesi.com.tr
daha konforlu desem yeridir. Uzunluk da hiç hissedilmiyor. Gayet güzel oraya buraya giriyor. Ve olumsuzluklar Yolda sessiz bir otomobili 2 bela bekliyor, sese alışık olarak giden yaya ve sürücüler. Bu motosiklet ya da otomobil fark etmiyor. Şöyle düşünün, yanınızda bir otomobil var; ama sesi yok. Hele hele yayalar. Baotomobilnews /118
zıları arkasına bakmadan yola bırakıyor kendini. İster istemez korna çalıyorsunuz ve kalpten gitme ifadesiyle size kafayı çeviriyor. Diğer taraftan 300 litrelik bagaj kime neye yeter derken aklıma; “Yük demek sarfiyat demek.” sözü geliyor. O yüzden yeterli diyelim. Ve menzil. Gezdim tozdum 40 km. yol gittim; ama menzili 80 km.’den bir gıdım yukarı çıkaramadım.
Bagaj hacmi diğer kardeşlerine oranla kısıtlı. Bunun nedeni ise piller.
Yani sizin anlayacağınız Fluence’sı teslim ettiğimde 50 km. civarı yol yapmıştım ibre çeyrek depodaydı. Kalan km. olarak 24 km. veriyordu. Ayrıca 2011 yılında girdiği Euro Ncap güvenlik testinden 4 yıldız aldığını unutmayalım.
olacak çocuğuma, torunuma temiz bir dünya bırakılabileceğimi bilmek mutlu etti beni. E normal bir otomobilden farkı yok denecek kadar az. Bastın mı gidiyor. Uzun yol için son sürati yeterli; ancak akü teknolojisi gelişmeden bu tip bir otomobil almak biraz riskli. Neden? İstanbul gibi mega Bence sonuç şehirde menzili 80 km. ciÇevreci olması iyi hisset- varı olması bir sıkıntı yaramemi sağladı. Yani ilerde tır. Bir kaza olsa, yağmur
yağsa, trafik olsa ne olacağınızı kestiremezsiniz. Şu olabilir mi? Bir sürü şarj istasyonu, gir 10 dakikada şarj et, yola devam et. Neden olmasın; ama o yatırımı kim, ne zaman, nasıl yapacak; ancak Avrupa’da yaşayan, evden işe işten eve giden biri için sıkıntı çıkarmaz düşüncesindeyim. Diğer taraftan, bizler uzun yolu severiz; ama gene Fluence Z.E bu konuda
size uyum sağlayamıyor. Hep karşımıza şarj süresi ve menzil sıkıntısı çıkıyor; ancak işini bilen işletmelerin bu araçları alarak hem ceplerine hem de dünyaya büyük katkı sayılacağı söylemek gerekir. Fiyatı sona sakladım: 64.900 TL + 10.000 km.’de ya da aylık 83 Avro akü kira bedeli bence aldırır. Bazen gelecek için fedakarlık etmek gerekir. 119 / otomobilnews
KÖŞE / Alptekin Işıkalp / isikalp_alptekin@hotmail.com
TRAFiKTE HAYAT
Trafiğin olumsuz etkileri, tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi, ülkemizi diğer ülkelerden daha çok ve daha ciddi bir şekilde etkilemiş, bu etkileşim büyük oranda can ve mal kaybına neden olmuştur. Halen olumsuz etkileri devam etmektedir. Şüphesiz; trafik kazaları, en önemli sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Eldeki istatistik veriler, trafik kazalarının yüzde 98 gibi çok büyük oranda insan kusurlarından kaynaklandığını göstermektedir. Bu kusurlar sonucu meydana gelen trafik kazalarında, çok önemli boyutta ekonomik güç kaybına, daha da kötüsü can kaybına uğramaktayız. Binlerce sorunları olan trafik olaylarını bir sistem içinde toplayıp, bilimi araç olarak kullanmakla sorunlara çözüm kendiliğinden gelecektir; ancak, her sorunu en mükemmel şekilde çözsek yine de trafik güvenliğini yüzde 100 sağlamak mümkün olamaz. Trafik olaylarının hareketliliği özünde, mutlaka bir risk payı vardır. Her şey bu risk payını en aşağılara çekmek için olmalıdır. Motor gücünü bir pedalın ucuna bağlayan insan zekâsı, elbette
otomobilnews / 120
‘
ondan doğacak zararları da en aşağılara çekebilir; çünkü motorlu araçlar trafikte kendi kendilerine gitmezler. En azından günümüzde… Bu nedenle, düzenli ve güvenli bir trafik ortamının oluşması için, alınması zorunlu olan önlemlerin başında gelen; insan faktörünün trafik, yol güvenliği ve taşıt tekniği konusunda yeterli bir düzeyde eğitilmesidir. Sadece yüzeysel tedbirlerle trafik sorunlarını ve özellikle trafik kazalarını önlemek mümkün değildir. Bugün gelişmiş dünya devletleri, bu bilimin geliştirilmesi ve yeni buluşların çalışması içerisindedir. Çağımızda ulusların medeniyetleri, trafik düzeyleriyle orantılıdır. Bir başka deyişle, günümüzde ulusların medeniyetleri, kaldırım taşlarının yüksekliği ile ölçülmektedir. Modern ve medeni bir ülke olma yolundaki çabaları engelleyen sorunların başında trafik olayı gelmektedir. Günümüzde uluslar arası ilişkilerde trafik büyük önem taşımaktadır. Kısacası; üzülerek söylüyorum ki bir ülkenin medeniyet seviyesi o ülkenin trafiğine bakılarak anlaşılabilir.
Eldeki istatistiki veriler, trafik kazalarının yüzde 98 gibi çok büyük bir oranda insan kusurlarından kaynaklandığını göstermektedir.
İnsanların doğuştan var olan “yaşama hakkının” korunması önemlidir. Yarının daha uygar ulusu olabilmek için, çocukluk çağından itibaren verilen eğitimin önemi şüphesiz tartışılamaz. Yeni yetişen
kuşaklara trafik kurallarını öğretmek, onları sadece trafik yasasını değil toplumun tüm yasalarına saygı göstermelerine ve benimsemeye yöneltecektir. Herkese keyifli sürüşler dilerim.
https://itunes.apple.com/tr/app/dmags/id434986550?mt=8 http://apps.microsoft.com/windows/tr-tr/app/dmags/f9d0b1a4-f716-497c-b674-c4d1f02619bb
TEST /Peugeot Partner Tepee 1.6 HDI / Y:Ahmet Said Özen F: Mert Kocabaş
otomobilnews / 122
Makyajı, iş ve ev arkadaşı Peugeot Partner Tepee, yenilendiğinde dikkat çekici tasarımı ile hafif ticari araç pazarında ilgi çekmişti. Partner Tepee, makyajdan geçerek kendini bu sınıfta tekrar hatırlattı.
123 / otomobilnews
TEST / /Peugeot Partner Tepee 1.6 HDI / Y:Ahmet Said Özen F: Mert Kocabaş
Yan kısımda makyajın çok etkili olduğu söylenemez.
Peugeot Partner, komple yenilendiğinde rakipleri arasından sivrilmiş ve dikkat çekmişti. Ardından rakiplerinin yenilenmesi ile Peugeot Partner Tepee’de makyajlandı. Makyajlı Partner Tepee, kendini ilk bakıştan itibaren belli ediyor. Test aracımız Partner Tepee, yeni nesil 114 HP’lik 1.6 litre motora sahip. 5 farklı donanım seviyesi bulunan Partner Tepee, hafif ticari araçların birçoğunda olduğu gibi otomobil konforunu fazlasıyla sunmakta.
felsefesinin yansımasını Partner Tepee’de de görmek mümkün. Ön kısımdaki logonun hemen altındaki Peugeot logosu ve yeni dizayn ön tampon bu felsefeyi iyi şekilde yansıtmakta. Yeni tampon tasarımında gündüz farlarına bağımsız olarak yer verilmiş. Sis farları yine tamponun alt kısmında ve bizim test aracımızın donanım paketindeki sis farları viraj aydınlatmada da kullanılıyor. Önden bakıldığında Partner Tepee’nin biraz daha somurtkan bir yapıTasarım ya döndüğünü söylemek Peugeot’nun yeni tasarım mümkün. Bu durum tamotomobilnews / 124
pondaki hava ızgaralarından kaynaklanıyor. Yan kısımda elektrikli katlanan aynalar, artık bu aracın bir otomobil konforu sunma yolunda ne kadar çok ilerlediğini gösteriyor. Yan sürgülü kapılarda camlar sadece dışa doğru itilerek açılıyor. Rakiplerinde artık elektrikli camların kullanıldığını düşünürsek, bu biraz eski duruyor; ama Partner Tepee’de bagaj kapağı camı bağımsız şekilde açılıyor. Birçok arazi aracında olduğu gibi bagaj kapağını açmadan yükleme imkânı veren bu sistem, rakiplerine göre avantaj su-
nuyor. Arka plakalığın üst kısmında bulunan bagaj kapağını açma butonunun yanında yer alan başka butona basarak cam bağımsız olarak açılıyor. Arka kısım ana hatlarını korusa da makyajdan olumlu şekilde etkilenmiş. Stop gurubu değişimden olumlu yönde nasibini almış. İç mekân Böyle bir aracın içine bindiğinizde ilk aklınıza gelen konfor oluyor. Tabii ki olması da gayet normal. Partner Tepee, bu beklentinin tamamını karşılıyor. Önce ön koltuklardan baş-
Ön kısımdaki değişiklik kendini çok rahat belli ediyor.
Hafif ticari araçta otomobil konforu arıyorsanız Partner Tepee’yi incelemekte fayda var. Aracın içerisindeki irili ufaklı gözler işlevselliğe katkı sağlıyor. layalım. Oturma pozisyonu olarak ön koltuklar oldukça başarılı. Sürücü koltuğu sürüş pozisyonu olarak oldukça başarılı. 3 kollu direksiyon, spor otomobil hissi uyandırsa da iç mekân hacmi birden bu hissi siliyor. Orta konsol oldukça ergonomik. Gösterge paneli de Peugeot’nun yeni
nesil otomobillerini andıran yapıya sahip. Bir mini van havası veren aracın içinde oldukça fonksiyonel gözler mevcut. Torpido gözünün dışında iki koltuğun arasında bulunan kapaklı göz, birçok eşyanızı aracın içinde muhafaza etmenizi sağlıyor. Ön koltukların tavan kısmındaki eşya gözü,
bu tür araç kullananların ihtiyacını karşılayacak türden. Arka koltuğun taban kısmında paspasın altındaki eşya gözleri, özellikle çocuklu aileler için bir ihtiyaç. Buraya çocuğunuzun araç içinde sürekli olarak kullanacağı eşyaları rahatlıkla koyabilirsiniz. Sürgülü kapı camlarında
bulunan perdeler de özellikle çocuklu ailelerin yazın çok işine yarayacak detaylar arasında. Arka koltuklar 3 bağımsız parçadan oluşuyor ve her biri ayrı ayrı katlanabiliyor veya yerinden çıkartılabiliyor. Bu sayede 675 lt. olan yük alanı arka koltuklar söküldüğünde 3000 lt.’ ye kadar çıkıyor. 125 / otomobilnews
TEST /Peugeot Partner Tepee 1.6 HDI / Y:Ahmet Said Özen F: Mert Kocabaş
Tabii bu tabandan tavana kadar olan maksimum değer. Yüklemenin cama kadar olduğunu düşünsek bile koltuklar söküldüğünde oldukça büyük bir bağaj hacmi elde ediliyor. Motor PSA’nın ürettiği bu motor, Peugeot ve Citroen dışında birkaç markada daha karşımıza çıkıyor. Partner Tepee’de 1.6 turbo dizel motorun 90 ve 115 HP’lik 2 farklı güçte versiyonu buotomobilnews / 126
lunuyor. 1560 cc hacmindeki turbo dizel motor 1360 d/d’da 115 HP güç ve 1500 d/d’da 240 Nm tork üretiyor. Tork değeri ‘overbosst’ özelliği devreye girdiğinde, yani kısa süreli hızlanmalarda, örneğin sollamalarda 30 Nm’lik bir tork sağlıyor. Bu kısa süreli tork artışı, aracın turbo sistemi ile direkt alakalı. Aracım maksimum hızı 172 km/s ve bu değer hafif ticari bir araç için oldukça başarılı. 0-100 km/s hızlanma değeri ise
12.3 saniye. Yakıt tüketim değerlerine baktığımızda ise Partner Tepee’nin çok müsrif olmadığını söylememiz mümkün. Şehir içinde 6.3 lt/100 km. tüketen aracın şehir dışı tüketim değeri 5.1 lt/100 km. ve ortalama değeri ise 5.5 lt/100 km. Sürüş özellikleri ve sonuç Partner Tepee, kullanırken ilk aşamada size sunduğu otomobil konforu ve geniş iç mekânla birleştiriyor olması sürüş konforunu artırıyor. Test
aracımız Allure donanım paketine sahip ve bir ticari araçtan beklenmeyecek kadar zengin. Yağmur sensöründen hız sabitleyiciye kadar birçok donanımı barındıran test aracımızın bu özelliği de otomobil aratmıyor. Sürücü konforu için her şey düşünülmüş. Ergonomik orta konsol ve direksiyonun arkasından kontrol edilen müzik sistemi sürüş konforunu artıran detaylar arasında. Görüş konusunda bazı de-
Sürüş komforu konusunda otomobili aratmıyor.
Makyajdan arka camda nasibini almış. Bağımsız olarak açılıyor. TEKNİK ÖZELLİKLER
zavantajları olan Partner Tepee’de park uyarı sistemi bu sorunu biraz olsun çözüyor. Hafta içi iş, hafta sonu ailem diyenler veya hobilerini araçları ile gerçekleştirmek isteyen kişilerin tercih edeceği Partner Tepee, ekonomisi ile artı puan topluyor. Yeni ve modern yüzü ile kendini güncelleyen Partner Tepee, kendinden beklenen her şeyin fazlasını sunuyor.
Silindir hacmi 1560 cc Silindir adedi 4 Yakıt Türü Dizel Maksimum güç 115 HP / 3600 d/d Maksimum tork 240 Nm / 1500 d/d Maksimum hız 172km/s Şanzıman 5 ileri manuel Yakıt Tüketimi Şehir içi 6.3 lt/100 km Şehir dışı 5.1 lt/100 km Karma 5.5 lt/100 km Yakıt deposu 60 lt Boş ağırlık 1453 kg Anahtar Teslim Fiyatı
42.500 TL 127 / otomobilnews
KÖŞE / İSMET KARAMAN / ikaraman@otomobilnews.com
N A M A R A K T E M S İ ı z ı n ı r a l soru . r o y ı l t ı n ya Sayın Karaman, öncelikle bu hizmetinizden dolayı teşekkür ederim. Ben yaklaşık 15 gün önce 2012 model Toyota Corolla 1,3 comfort sedan marka bir araç aldım; ancak araç, daha 200 km.’ yi doldurmadan motor arıza uyarı ışığını yaktı ve ekranda “check engine” uyarısı verdi. Servise götürdük; servis, “Oksijen sensörünüz arızalanmış, değişmesi gerek; ancak eli-
mizde parça yok, sipariş vereceğiz, 15 gün sonra gelir.” dendi. Sorum şu, 1- Öncelikle bu tür bir arıza, oksijen sensöründen kaynaklanabilir mi? Eğer öyleyse, bu kadar az kilometrede bu parçanın arızalanması normal midir? 2- Oksijen sensörü aslında başka bir arızanın habercisi olabilir mi? Bu konuda ne tavsiye edersiniz? Ahmet Bozdemir
Sayın Ahmet Bozdemir; aracınızda karşılaştığınız sorunla ilgili yanıtıma başlamadan önce lamdbda sensörü(oksijen sensörü) hakkında biraz bilgi vereyim. Oksijen sensörleri; motorun egzoz sistemine yerleştirilmiş, aracın model özelliğine göre bir veya iki tane olan, ısıdan etkilenerek çalışan bir elektronik parçadır. Kimi araçlarda katalitik konverter öncesinde (girişinde bir tane), kimi araçlarda katalitik konverterin hem girişinde ve hem de çıkışında olmak üzere iki tane olabilir. Görevi, egzoz gazları içindeki oksijen miktarını belirleyerek elektronik kontrol ünitesine (ECÜ) çok küçük gerilimler göndermektir.
Şekilde de görüldüğü gibi egzoz sistemine monte edilen oksijen sensörünün dış yüzeyi deliklidir ve egzoz gazlarıyla temastadır. İç kısmında özel seramikten yapılmış Zirkonyum Dioksit vardır. Fakir karışımla çalışan motorun egzoz gazlarının sıcaklığı fazla, zengin karışımla çalışan motorun egzoz gazlarının sıcaklığı ise diğerine göre daha düşüktür. Bu özellikten hareketle, egzoz gazlarının sıcaklığına göre sensörde oluşan gerilim, ECÜ gönderilerek ECÜ enjektörlerin açık kalma sürelerini ayarlayarak aracın hava yakıt oranı karışımını düzenler.
otomobilnews / 128
Elbette oksijen sensörlerinin de arıza yapması müm-
‘
aşırı yakıt tüketimi, aracın performansının düşmesi ve katalitik konverterin arızalanmasıyla sonuçlanan olumsuz durumlarla karşılaşmanıza neden olabilir
kündür. İmalat sırasında hatalı üretim olabilir. Böyle bir ihtimal çok az da olsa vardır; fakat başka ünitelerde oluşan arızadan dolayı da oksijen sensörleri arızalanabilir. Örneğin aracınıza LPG uygulaması yaptırdınız mı? Şayet yaptırdıysanız bu uygulamadaki bir arıza, aracın hem gazda hem benzinde çalışmasından dolayı, aşırı zengin karışım ve bir kısım yanmanın da egzoz zamanında devam etmesinden dolayı katalitik konverterin aşırı ısınmasına neden olabilir. Aşırı ısınma, oksijen sensörünün de çalışma ısısını yükselterek arızalanmasına neden olabilir. Oksijen sensörü arızalandı-
ğında; aşırı yakıt tüketimi, aracın performansının düşmesi ve katalitik konverterin arızalanmasıyla sonuçlanan olumsuz durumlarla karşılaşmanıza neden olabilir. Bu nedenle parçanın değişiminden sonra aynı arıza ile karşılaştığınızda garanti kapsamında olan aracınızın detaylı kontrolünün yapılmasını sağlayın. En azından ileride karşılaşacağınız birtakım sorunları önlemiş olursunuz. Stoklarında bu parça bulunmayabilir. 15 gün süre beklemenize bir şey diyemeyeceğim; ama başka bayilerden temini pekâlâ mümkün olabilirdi. Aracınızı oksijen sensörü arızasıyla kullanmayınız.
‘
152.000 km’ lik bir kullanım ömrü, bir turbo için fazla bir kullanım ömrü değildir
Sayın Karaman, Hyundai Starex 140 HP. aracımın 25 gün önce triger zincirini özel serviste değiştirdik. Daha sonra 300 km. yol yaptım, egzozdan beyaz duman çıkmaya başladı. 450 km.’ de yağı kontrol ettim; 3 lt. yağ eksilmiş. Aracımı rölantide 5 dakika çalışır durumda bırakınca ve sonrasında biraz gaza basınca aracımdan beyaz ve siyah karışımda çok duman atıyor. Normal giderken egzozdan gözle görülür derecede beyaz duman atıyor. Tamircimin de-
diğine göre turbodan olabilirmiş. “Turbo sökülerek bakımı yapılacak (850 TL), montajı yapılacak ve 1 hafta sonra dumanda azalma olmazsa motor sökülecek.” dedi. Aracımın 152.000 km.’ de ve öncesinde sadece zincir sorunu vardı. Şimdi yağ yakıyor ve motor ısınınca, stop edince araba çalışmıyor. Yarım saat kadar bekleyince biraz zorlanarak çalışıyor. Bu soruna da pompayla ilgili diyor. Sizden ricam bu konuyla ilgili bana görüşünüzü bildirebilir misiniz? Teşekkür ederim. Arif Sakman
Sayın Arif Sakman; aracınızın supap zincirini değiştirmeniz sonrasında hemen akla gelen, zincirin yanlış takılmasıysa yani diş atlatarak takılmasıysa, buna pek ihtimal vermiyorum; çünkü şikayetlerinizin arasında motorun düzensiz çalışması yok. Bir diş dahi atlatarak supap zincirinin takılması durumunda motorun supaplarının açılıp kapanma zamanları değişeceğinden motorun çalışmasında düzensizlik olur. Hemen belirtmeliyim ki birden fazla dişin atlatılarak takılan supap zincirinde motor mekaniğinde ciddi hasara yol açan durumlar olabilir. Sayın Sakman; tamircinizin söylediklerine pek itibar etmeyin; çünkü daha önceden var olmayan şikâyetleri, supap zincirinin değişme-
sinden sonra yaşamaya başladıysanız son yapılan uygulamada sorun olduğu ihtimali pek uzak bir ihtimal olmasa gerek. Öncelikle bu ihtimalleri göz önünde bulundurarak sorunu burada aramak hem daha mantıklı ve hem de daha ekonomiktir. Şöyle ki; Aracınızın supap zinciri değiştirilirken enjektörler de sökülmektedir. Enjektörler silindir kapağına özel contaları ile sızdırmaz bir şekilde takılır. Enjektörlerin kapağa bastığı yerde bulunan bu contaların değiştirilmesini tavsiye ederim. Şayet bu contalarda herhangi bir bozulma varsa; silindir supap kapağında bulunan yağın yanma odalarına akmasına sebep olur. Emme zamanında oluşan aşısı
emiş kuvveti ile bu emilen yağ, yanma odasında yanarak hem beyaz duman çıkmasına ve hem de motor yağlama yağının eksilmesine neden olur. Zaten yağ eksilmesini de siz ölçmüş bulunmaktasınız. Diğer şikâyetleriniz de bu yağ kaçağına bağlı olan şikâyetlerdir. 152.000 km.’ lik bir kullanım ömrü, bir turbo için fazla bir kullanım ömrü değildir. Tabi bu kilometreyi nasıl ve hangi şartlarda yaptığınız da önemidir. Aracınızı nasıl kullandınız, periyodik bakım kilometrelerine ne kadar uydunuz ve hepsinden de önemlisi hangi motor yağını kullandığınız bakımından. Turbo revizyonunu ben pek tavsiye etmiyorum. 850 TL bir harcama yapıyorsunuz; ama yapılan revizyonun ne
kadar garantisi vardır. Bu garantiyi kim hangi belge ile vermektedir. Oysa belki iki katı kadar bir harcama yaparak garantili bir turboya sahip olabilirsiniz. Yetkili servislerde yapacağınızı bu değişimde size 60.000 km. veya 2 yıl garanti vereceklerdir. İlk çalışmada zorluk şikayetinizde yakıt enjektörlerinin kontrolünü yaptırmanızda fayda vardır. Yetkili servilerde CDS cihazı ile enjektörlerin sadece elektrik devreleri kontrol edilir. Özel Bocsh servislerinde enjektörlerinizin kontrolünü yaptırabilirsiniz. Aracınızın enjektörleri sökülerek özel test cihazına bağlanmak suretiyle mekanik durumları, püskürmeleri kontrol edilmesinde fayda vardır.
129 / otomobilnews
‘
KÖŞE / İSMET KARAMAN / ikaraman@otomobilnews.com
piyasada satılan ürünlerin zenon far değil, sadece beyaz ampul olduğu düşüncesindeyim
İsmet Bey; iyi akşamlar! 2012 model Renault Fluence aracıma sis farları kısmına xenon far taktırmak istiyorum. Bunu tavsiye eder misiniz? Orijinali 4-5 bin
Sayın Cahit Dikmen; Mademki görüşlerim sizin için bu kadar önemli, hemen şunu belirtmeliyim ki; özellikle zenon farlar konusunda ben orijinalliğin bozulmamasından yana olduğumu söylemekle mailinizi yanıtlamaya başlayayım.
satılan ürünlerin zenon far değil, sadece beyaz ampul olduğu düşüncesindeyim. Bu düzenekleri olmayan bir ampul taktırdığınızda aracınızın muayenelerinde ve trafik kontrollerinde sorun yaşayacağınıza eminim.
Nedenlerine gelince, zenon farlar sadece elektrikli bağlantılarla bir araca monte edilmezler. Beraberinde bazı donanımları da vardır. Far yıkama tertibatı ve far seviye motoru gibi; çünkü gazda şarjlı farlar (zenon) direk gözle karşılaşması anında geçici körlük yaratır. Bu nedenle aracınız seyir esnasında, herhangi bir şekilde çukur veya tümsek gibi bir engebeyle karşılaştığında, geçici körlük yaratmaması için farın seviyesi yer düzlemine göre otomatik ayarlanır. Bu husus önemli bir husustur.
Ayrıca diğer bir hususta aracınızın modeline bakacak olursak, daha aracınız üreticinin garanti kapsamındadır. Böyle bir uygulamayı yaptırdığınızda aracınızın elektrik ve elektronik devrelerinin garanti kapsamından çıkacağını da bilmeniz gerek. Ayrıca bir ihtimal sorun yaşayacağınızı da zannediyorum; çünkü servis müdürlüğü yaptığım tarihlerde, dışarıda takılan zenon farlar sonrasında araçta birtakım elektrik sorunları oluyordu. En basiti silecek motorunun arızalanması, daha da büyüğü aracın yanması karşılaştığım durumlar arasındadır.
Bunun haricinde piyasada
Uygulamayı yapan firmanın
otomobilnews / 130
civarında ve pahalı. Önereceğiniz bir marka var mı? Kesinlikle sizin görüşleriniz benim için çok önemli. Yardımcı olursanız sevinirim, teşekkürler. Cahit Dikmen
size, garantilerinin olduğu yönünde ifadeleri olabilir; ancak bu firmanın uygulama sonrasında meydana gelecek zararları karşılayabilecek ekonomik gücünün olup olmadığını da araştırmalısınız. Zenon farların uygulanması sonrasında aracın elbette elektrik ihtiyacı artacaktır. Bu durumda, araya konulacak birtakım röle gibi aksamlarla korunmasının yanında, arıza ikaz ışığının yanmaması için özel test cihazı ile bir kısım ayar ve düzenlemelerin yapılması gerekir. Aksi halde arızalarla karşılaşırsınız. Yukarıda sıraladığım bu hususlardan dolayı, şayet zenon far taktırmak istiyorsanız daima yetkili servislerde orijinal olan uygulamaları tercih etmelisiniz. Donanım özelliklerine de bakılacak olursa size verdikleri fiyatın fazla olduğunu da düşünmüyorum.
https://itunes.apple.com/tr/app/dmags/id434986550?mt=8 http://apps.microsoft.com/windows/tr-tr/app/dmags/f9d0b1a4-f716-497c-b674-c4d1f02619bb
TEST / Volkswagen Amarok 2.0 BiTDI 4 Motion 180 Hp Highline Otomatik / Y:Mehmet Erel F: Mert Kocabaş T
Amarok artık hem otomatik hem de
180 Hp
Volkswagen Amarok, Türkiye’de satışa sunulduktan kısa bir süre sonra Pick-up pazarının önemli bir oyuncusu oldu. Aracın görüntüsü kadar VW markasının Türkiye’deki güçlü imajı satışlarda etkili rol oynadı. Amarok’un otomatik şanzımanlı versiyonunun gelmesi ile Pick-up tüketicilerinin isteklerini tam anlamı ile karşılayan seri tamamlanmış oldu. 180 HP’lik motor ve otomatik şanzıman Amarok’u pazarda daha güçlü hale getirdi.
otomobilnews / 132
133 / otomobilnews
TEST / Volkswagen Amarok 2.0 BiTDI 4 Motion 180 Hp Highline Otomatik / Y:Mehmet Erel F: Mert Kocabaş
Bir arazi aracının konforunu Pick-up’tan bekleyenler için iyi bir seçenek olan Volkswagen Amarok, zorlu yol koşullarında kullanım kolaylığı sunuyor.
18 inç çapındaki alüminyum alaşımlı jantlarda 255-60/18 ebadında lastikler kullanılıyor.
Pick-up segmentine bomba gibi giren Volkswagen Amarok, geçtiğimiz aylarda otomatik vitesli ve 180 Hp’lik yeni versiyonunu satışa sundu. Hem 4x2 hem de 4x4 manuel vites versiyonlarını kullanmış birisi olarak 4 Motion otomatik vitesi otomobilnews / 134
heyecanla bekliyordum. Amarok’u teslim aldığımda beklentilerin oldukça yüksekti.
rılı sistem, konsolun ortasında bulunan ekran üzerindeki bir animasyon ile kullanılıyor. Ön ve arka mesafe görsel ve sesli olarak Amarok’da dikkatimi çe- sürücüye bildiriliyor. ken ilk detay ön ve arka park sensörleri oldu. Bu Adaptasyon süresinin arboyutta bir araç için şehir dından istikameti Kartepe içi kullanımlarda oldukça olarak belirleyip yola koavantaj sağlayan bu başa- yulduk. Test aracını aldığı-
mız tarihlerde İstanbul’da kar yoktu; bu nedenle aracın 4x4 performansını deneyebileceğimiz en yakın ve kaygan yer Kartepe’ydi. VV yetkilileri Amarok’a kış lastiği takmayı ihmal etmemişlerdi. Otobanda 190 km/s hızla bile son derece stabil kalabilen, sürekli
2.52 metre kare taban alamına sahip olan yükleme alanı 1620 mm ene 1555 mm uzunluğa ve 508 mm yükseklğe sahip.
Otomatik şanzıman Pick-up pazarında tercih nedenleri arasında. Geçte olsa Amarok’ta da otomatik şanzıman seçeneği 180 HP’lik çift turbo dizel motorla geldi. dört çeker sistemine sahip Amarok, bir pick-up için yol tutuş başarısı ile bizi büyüledi. Daha önceki versiyonlarda eleştirdiğim 2 nokta vardı. Birisi yüksek motor sesi, diğeri de oldukça kemikli manuel şanzıman. Bu yeni versiyon her iki sorunu da
ortadan kaldırmış. Amarok ses izolasyonu konusunda önemli bir yol kat etmiş. Artık motor sesi içeriye çok az geliyor. Otobanda hafif bir lastik yuvarlanma sesi duyuluyordu; ancak bunu kış lastiklerine bağlıyorum. Normal lastikler ile aracın daha da sessizleşeceğinden eminim. 135 / otomobilnews
TEST / Volkswagen Amarok 2.0 BiTDI 4 Motion 180 Hp Highline Otomatik / Y:Mehmet Erel F: Mert Kocabaş
Volkswagen Amarok’un 4X4 çekiş sistemi oldukça başarılı.
Yeni 8 ileri otomatik vites çok başarılı çalışıyor. Hatta vites geçiş hızı ve performans anlamında DSG’ye çok yaklaşmış. Arzu ederseniz vitesleri manuel olarak da kontrol edebiliyorsunuz.
420 Nm. tork üretebiliyor. Çabuk hızlanan ve sürücüsüne her daim güven veren bu motor, yakıt tüketimi konusunda da bizi şaşırtmayı başardı. Genelde performanslı bir sürüş sergilememize rağmen ortalama yakıt tüketimimiz 8.5 litre Volkswagen Amarok’da civarındaydı. görev yapan yeni çift turbo 2.0 BiTDI motor, 4000 Kartepe’ye ulaştığımızda d/d’da 180 Hp güç verirken, gözümüze çarpan en karlı 1750 d/d’dan itibaren de noktada yoldan çıkıp araotomobilnews / 136
İç mekanda işçilik ve malzeme kalietesi sorunuz.
Kemikli manuel şanzımanın ardından 8 ileri otomatik şanzıman seçeneği başarılı. TEKNİK ÖZELLİKLER
ziye girdik. Kar kalınlığı az olmasına karşın zemin oldukça gevşek ve kaygandı. Amarok, bu zeminde diferansiyel kilidine gerek duymadan (aracımızda mevcuttu) standart 4 Motion moduyla sorunsuz ilerlemeyi başardı. Yer yer buza dönüşmüş olan karlı zeminde defalarca git gel yaptıktan sonra bir de daha ilerideki çamurda deneyelim dedik. Aynı perfor-
mansı burada da gösteren Amarok bizden yüksek not almayı başardı. Sonuç olarak yeni motoru ve yeni 8 ileri otomatik şanzımanına ilaveten; üzerinde ABS, ESP (Viraj Dengeleme Sistemi), ASR (Anti Patinaj Sistemi), EDL (Elektronik Diferansiyel Kilidi), Off-Road ABS sistemi, Otomatik yokuş inişçıkış sistemi gibi teknolojiler barındıran Volkswagen
Amarok Highline; sürücü, yolcu ön ve yan hava yastıkları, çift bölgeli otomatik klima, Cruise Control ve oldukça başarılı 6 hoparlörlü müzik sistemi ile beklentileri yüksek olanlara hitap eden bir araç.
Silindir hacmi 1968 cc Silindir adedi 4 Yakıt Türü Dizel Maksimum güç 180 hp / 4000 d/d Maksimum tork 420 Nm / 1500 d/d Maksimum hız 179 km/s Şanzıman 8 ileri Otomatik Yakıt Tüketimi Şehir içi 10 lt/100 km Şehir dışı 7.2 lt/100 km Karma 8.2 lt/100 km Yakıt deposu 80 lt Boş ağırlık 2128 kg Anahtar Teslim Fiyatı
79.950 TL 137 / otomobilnews
BY CROWE / Yavuz Yılmaz / crow.yavuz@gmail.com
Türkiye Rallisinin Efsanesi Anadol’la Pekin’den Paris’e Yolculuk O bir efsane... Çünkü otomobil dediğimizde Türkiye’deki pek çok ilk onun ismiyle anılıyor. 1966-1984 yılları arasında üretilen Anadol’lar ülkenin siyasi olarak hem karışık, hem de pek çok konuda gelişmeye başladığı bir dönemin tanıklarından. Vehbi Koç tarafından kurulan Otomobil Sanayi A.Ş. tarafından üretilen Anadol, Türkiye’de seri olarak üretilen ilk yerli otomobil. Anadol’un A1, A2, STC-16 gibi modelleri üretildiği yıllarda büyük sükse yapmıştı. Anadol A1 üretiminden iki yıl sonra Türkiye’nin ilk rally otomobili ünvanını alarak, yine ilklerden olan Trakya Rallisi’nde boy gösterdi. Renç Koçibey henüz 26 yaşındayken Türkiye’deki ilk resmi rallisini, ilk ralli takımımız olan Anadol Ralli Takımı’nda kazandı. 1975 yılında üretimine son verilen A1 modelinden toplam 19.724 adet üretilmişti. Anadol A4/STC-16 modeli ise uluslararası rallilerde prestij sağlaması amacıyla modifiye edildi ve büyük ilgi gördü; katıldığı yarışlardan başarıyla döndü. En bilinen STC-16 pilotları arasında Renç Koçibey, Demir Bükey, Romolo Marcopootomobilnews / 138
‘
li, İskender Aruoba,Cihat Gürkan, Ali Furgaç, Şevki Gökerman, Serdar Bostancı, Murat Okçuoğlu, Cüneyd Işıngör, Mehmet Becce, Hızır Gürel, Derya Karaköse ve Osman Arabacı’yı sayabiliriz. Anadol üretimi A9 modeli ile son buldu. 4 kapı ve sedan bir model olan A9 modern bir dizayna sahipti. Anadol markası ile üretim, Otosan’ın Ford Motor Company ile yaptığı yeni üretim anlaşmaları sonucu 1984’de durduruldu. Şimdi gelelim efsane otomobilin bu kez “eğitime destek” için geri dönmesine ve hazırladığım modellere... Efsane, Pekin-Paris rallisiyle geri döndü İlki 1907 yılında gerçekleştirilen, dünyanın en eski klasik otomobil rallisi olan Pekin - Paris rallisiyle efsane A1, 2010 yılında pistlere geri döndü. Yine bir ilke imza aratak 14 bin 360 km’lik parkuru başarıyla tamamladı ve bu yarışta Türkiye’yi temsil eden ilk otomobil oldu. 96 numaralı A1, 36 gün boyunca emin ellerdeydi: Erdal Tokcan ve Ahmet Şefik Öngün... Anadol’un yeniden geri dönmesine vesile olan ve “Eğitime yol ver” slo-
Türkiye ralli tarihini incelediğimizde ise bu efsane otomobil kendi gibi efsane pekçok yarışçının ismini de tarih sayfalarına yazdırdı.
Paris’e ikinci olarak vardıklarında yarış sırasında hasar alarak çatlayan far hala Anadol’un üzerindeydi. Bu farı İstanbul dönüşünde edindim ve bir kaide üzerine yerleştirerek bu tarihi yarışın bir anısı olarak koleksiyonuma kattım.
ganıyla önemli bir projeyi hayata geçiren tecrübeli pilotlar, dünyanın en ilginç klasik araçlarıyla birlikte zorlu yollardan geçerek yarışın 27. günü İstanbul’a ulaştı. Motorsporları taraftarları, Anadol tutkunları, Öngün ve Tokcan’ın hayranları herkes onları karşılamak için saatler öncesinden park alanına gelmişti. Park alanı yavaş yavaş dünyanın farklı ülkelerinden yarışa katılan çok sayıda ilginç otomobilin alana girmesiyle hareketlenmişti. Uzun parkurun tüm izlerini taşıyan tozla kapanmış otomobiller, hasar görmüş parçalar... Tüm zorlu ve yorgun geçen günlere rağmen takım sandıklarını açarak otomobillerine bakım yapmaya başlayan yorgun pilotlar... Hepsi gerçekten görmeye değerdi... Pilotlarla sohbet ettik, fotoğraflar çektik, hata yarışı birinci bitiren 102 kapı numaralı Matthew Bryson / Gerald Crown araçlarını itmelerine yardımcı olduk... Tüm bunlar olurken gözümüz yolda Anadol’un gelmesini bekliyorduk. Bir hareketlenme başladı, efsane A1 alana yaklaşmış-
tı. Tüm ilgi kapıya yöneldi ve bir bayram havasında alkışlar eşliğinde Öngün ve Tokcan Anadol ile içeri girdi. Diğer pilotlar merakla olan biteni izliyordu ve Anadol’a gösterilen büyük ilgi onları oldukça şaşırttı. Pilotlar birer kahraman gibi karşılandı. Anadol modelleri de “Eğitime yol ver” projesi için üretildi Bu proje beni eç çok heyecanlandıranlardan biri oldu. Anadol’un yeniden yollara düşeceğini, bir eğitim kampanyasına destek olacaklarını duyduğumda ve 20 Anadol modeli ile bu tarihi yarışa katkı koymamı istediklerinde işte bir efsane yeniden canlanıyor diye düşündüm. Kısa sürede modelleri hazırladım ve Pekin’den Paris’e giden otomobillerin İstanbul’daki mola alanına yetiştirdim. Bu tarihi yarışa küçük de olsa bir katkım olduğu için mutluyum. Eğitim Gönüllüleri Vakfı için 1/24 ölçekte yaptığım 20 Anadol modeli ile orada olmak ve pilotları karşılamak unutulmazdı. Bu projede yer almama vesile olan herkese teşekkür ederim. 139 / otomobilnews
TEST / Ford Focus SW 1.6 TDCi / Y:Eren Tekin F: Mert Kocabaş / erentekin@live.com
Rekabetçi SW
Ford Focus, sınıfının öncü otomobilleri arasında. Farklı karoser ve motor seçeneği ile birçok tüketiciyi hedef alan Ford Focus’un SW karoser seçeneği HB ve sedan seçeneği kadar ilgi çekici. 115 HP’lik 1.6 litrelik turbo dizel motora sahip olan test aracımız 6 ileri manuel şanzımana sahip.
otomobilnews / 140
141 / otomobilnews
TEST / Ford Focus SW 1.6 TDCi / Y:Eren Tekin F: Mert Kocabaş / erentekin@live.com
2011 yılında yeni haliyle karşımıza çıkan kompakt segmentin başarılı temsilcilerinden Ford Focus, SW versiyonu ile test konuğumuz. SW segmenti, özellikle MPV segmentinin popüler olmasıyla birlikte git gide unutulmaya yüz tutmuştu ; ancak son dönemde SW otomobiller daha dinamik tarzları ile ön plana çıkmaya başladı. Hem aile için hem de bir MPV’ye göre daha dinamik otomobilnews / 142
bir kullanım için otomobil arayanların gözdesi olmaya başladılar. Bu durumun farkında olan birçok üretici de, bu modelleri tasarım olarak biraz daha dinamikleştirmeye başladı. Megane Sport Tourer, Hyundai i30 SW ve test konuğumuz Focus SW son dönemin dikkat çekici modelleri. Focus SW, tasarım olarak kardeşi HB kadar dinamik görünmeyi tercih etmemiş. i30’a göre model biraz daha diri dursa da genel olarak Ford’un bu-
rada çok cesur olmadığını söyleyebiliriz. Model dışarıdan büyük ve heybetli görünüyor. İçeri geçildiğindeyse herkesin verdiği ilk tepki, dışarıdan daha büyük görünüyor şeklinde oluyor. Evet, SW Focus HB’de olduğu gibi içeride çok iddialı bir hacim sunamıyor; ama tasarım genel olarak başarılı. Bolca turkuaz ve beyaz aydınlatmanın yer aldığı test aracımızda gece sürüşlerinde farklı bir
hava yaratılabilmiş. Kalite algısı gayet başarılı; ama bir Golf VII kadar iyi değil. Ergonomik olarak bir sıkıntı yer almıyor ve ideal sürüş poziyonuna da erişim kolay. Buradaki tek sıkıntı, konsola değen diz. Bagaj hacmi de sınıf standartlarının altında kalıyor. SW Focus’un bagajı 476 lt. Test konuğumuzda Ford’un uzunca süredir kullandığı 1.6 lt.’ lik dizel üniteye yer verilmiş. Bu motor 115 HP
Gündüz farları araca sert bir ifade katıyor. Led gündüz farları güvenli sürüşü destekliyor.
Yüksek donanım seviyesi otomobilin dışındaki detaylarla kendini hissetiriyor. Ön camdakii sensörler bunlardan biri.
143 / otomobilnews
TEST / Ford Focus SW 1.6 TDCi / Y:Eren Tekin F: Mert Kocabaş / erentekin@live.com
gücünde ve 270 Nm. tork değerine sahip. Dizelde 95 HPlik daha güçsüz bir seçenek de mevcut. Test konuğumuz, bu motor ile 0’dan 100 km/s’ye 10.9 saniyede çıkıyor ve maksimum hız değeri 193 km/s Onu, i30 ve Megane Sport Tourer karşısında güçsüz kılan en önemli etmenlerden birisi, dizel motorları otomatik şanzıman ile sunamıyor oluşu. Fabrika verilerine göre karma tüketim değeri 4.5 lt, bizim kullanımımızda da model 6.8 lt’lik bir karma tüketim değerine imza attı. Model tutunma anlamında övgüyü hak ediyor ve virajlarda birçok Ford’da olduğu gibi Focus SW da başarılı ve keyifli. ESP kapanamıotomobilnews / 144
yor ve sadece çekiş kontrol sistemi kapanabiliyor. Çok sert ani yön değişimlerinde müdahaleler geliyor ve sistemin müdahale şekli alışıldık tarzdan farklı olarak, otomobili biraz daha fazla kaymanın zıt yönünde itme şeklinde gerçekleşiyor. Peki neden bir C-Max’e bu otomobil tercih edilir? Daha dinamik, biraz daha ekonomik olduğu için. Neden tercih edilmez? Daha geniş, daha ferah olamadığı, kalabalık bir aileyi C-Max kadar iyi ağırlayamayacağı için. Test konuğumuz bu güç ile sadece Titanium donanım seviyesinde geliyor ve 66.000 TL gibi dikkat çekici bir fiyat etiketine sahip. Bu
Arka koltuklar konfor açısında sorunsuz.
Ford Focus SW, sınıfındaki rakiplerinden 476 lt’lik bagaj hacmi ile biraz geride kalıyor. Donanım olaraksa rekabetçi bir yapısı var.
Ergonomik açıdan Ford SW beklentileri karşılıyor.
145 / otomobilnews
TEST / Ford Focus SW 1.6 TDCi / Y:Eren Tekin F: Mert Kocabaş / erentekin@live.com
Mavi ve beyazın uyumlu yapısı kokpite farklıı bir hava katıyor. Sportif yapı gösterge panelinde ön plana çıkıyor.
otomobilnews / 146
donanımda karartılmış arka camlar, anahtarsız çalıştırma koltuk ısıtmaları, ledli xenon aydınlatmalar ve hız sabitleyici gibi dikkat çekici donanımlar mevcut; ancak test aracımızda, ne önde ne de arkada olan park sensörü
beni bir hayli zorladı. Rakipler otomatik şanzıman ve en dolu halinde bile Focus’un fiyatına yaklaşamıyor. Bu durumda modelin otomatik açığından sonra elini zayıf kılan önemli noktalardan birisi.
Ford Focus SW’nin otomatik şanzımanlı seçeneği yüksek fiyatı ile rakiplerinin gerisinde kalıyor. TEKNİK ÖZELLİKLER
Silindir hacmi 1560 cc Silindir adedi 4 Yakıt Türü Dizel Maksimum güç 115 HP/ 3600 d/d Maksimum tork 270 Nm/1750-2000 d/d 0-100 Km 10.9 sn Maksimum hız 193 km/s Şanzıman 6 ileri manuel Yakıt Tüketimi Şehir içi 5.7 lt/100 km Şehir dışı 3.7 lt/100 km Karma 4.5 lt/100 km Co2 emisyonu 137 g/km Yakıt deposu 53 lt Bagaj hacmi 476 lt Boş ağırlık 1367 kg Anahtar Teslim Fiyatı Müzik sistemi, klima gibi ekipmanları sesli olarak kullanabiliyorsunuz.
64.090 T.L. 147 / otomobilnews
TUNING /BMW Gran Coupe Hamann /
Gran Coupé; Güzellik ve Zarafetini BMW’den, Gran Sportif Özgünlüğünü HAMANN‘dan alıyor Coupé otomobilnews / 148
BMW Otomotiv tutkunları için 1986’dan beri ilgi çekici araç modifikasyonları geliştirip üretmekte olan Alman HAMANN’ın, en son eseri BMW 6 Serisi Gran Coupé Penta Oto ile Türkiye’de!
detaylardan sadece bir kaçı… Aerodinamik, HAMANN Gran Coupé ile yeni bir boyut kazanıyor! Gran Coupé için yeni tasarlanmış ön bölüm BMW tasarım lisanının devamı olmasının yanı sıra aracın sportifliğine ekstra bir doz katıyor. Aracın gövde kitinde Hamann tasarımcıları standart komponentler yerine ön ızgaraya entegre iki LED gündüz farı, yeniden yorumlanmış bir ön tampon ile hafifleştirilmiş karbon kaput kullanmayı tercih etmişler. Aracın arka kısmını özelleştirmek için ise alçaltılmış bir spoyler, özel Hamann bagaj kapağı kaplaması ve dörtlü sportif susturuculu egzoz sistemi ile entegre olmuş difüzerli arka tampon kullanılmış. Özel tasarlanmış yan marşpiyeller
ise aracın ön ve arka kısmı arasında bir tasarım harmonisi yaratırken, akslar arasındaki hava akışını da en aza indirmiş. Gran Coupé ile Yere Sağlam Basın! BMW 6 Serisi Gran Coupé için HAMANN’ın Türkiye temsilcisi Penta Oto’nun tavsiye ettiği jant Anniversary Evo Hyper Black ismi ile Hamann’ın ürün gamında bulunan mono blok 21 inch alaşımlı jantlar. Modern üretim yöntemleri kullanılarak üretilen bu zarif jantlarda ultra hafiflik verdiği kadar extra dayanıma sahip özel alüminyum alaşım tercih edilmiş. Bu ayrıcalıklı tasarıma sahip jant için önerilen kombinasyon ise önde 9Jx21inch jant ve 255/30ZR21
HAMANN
Standart BMW 6 serisi Gran Coupé; lüks otomobiller arasında en zarif olanlardandır. Asil çizgileri ve büyüleyici orantıları Gran Coupé‘yi BMW‘nin üretim bantlarından çıkmış en etkileyici araçlardan bir tanesi yapar. Alman modifiye devi HAMANN’nın tasarımcıları Gran Coupé’ye daha fazla sportiflik ve kişiselleştirilebilme özelliği ile yeniden yorumladılar. 25 yıldan fazla bir zamandır lüks araçların modifikasyonunda tecrübe kazanmış ve bir çok başarıya imza atmış Hamann ekibi BMW kullanıcılarının isteklerine karşılık verecek bir tuning paketi ortaya çıkarttı; göz alıcı alaşımlı jantlar, son derece havalı bir aerodinamik profil ve spor egzoz sistemi, bu paketteki iştah kabartan
149/ otomobilnews
TUNING /BMW Gran Coupe Hamann /
lastik ile arkada 11,0Jx21-incj jant ile 295/25ZR21 lastikten oluşmaktadır. Anniversary Evo Hyper Black’in yanı sıra Hamann, kullanıcıların zevkine göre çarpıcı sportif tasarımdan zarif ve şık tasarıma kadar birçok ebatta çok çeşitli jant seçenekleri sunmaktadır. Özel tasarım jantları ile daha sportif görünüm kazanan Gran Coupé için Hamann mühendisleri süspansiyonlara yaptıkları özel dokunuş
otomobilnews / 150
ile güvenliği arttırılmış bir sürüş tecrübesi de sunuyorlar. İleri teknolojiye sahip 4 yay sistemi 30 mm’ye varan oranda alçaltılarak Gran Coupé’nin ağırlık merkezini yere yaklaştırılmış. Bu dokunuş ile Gran Coupé, yere daha sağlam basmasının yanı sıra ileri seviye yol tutuşu özelliği de kazanmış. El işçiliği Gran Coupé’nin tüm iç detaylarında… Hamann Gran Coupé’de sadece aerodinamik ile teker-
Gran Coupé
BMW
lek sistemine dokunmamış, BMW 6 Serisi’nin araç içi tasarımını tamamen kullanıcının zevkine göre yeniden yapılandırılmasını da opsiyon olarak sunmuş. Piano siyahı, egzotik ahşap, deri ya da Alcantara, kalbinizin daha hızlı çarpmasını sağlayacak her şey kullanıcının tercihine bırakılmış. Kişiselleştirilmiş paspaslardan taşla kaplanabilen alüminyum pedallara, tamamen deri iç döşemelerden metal detaylara kadar
HAMANN kullanıcının arzu ettiği her şey tamamıyla elde üretiliyor ve Gran Coupé ile birleşiyor. HAMANN’ın yeni BMW 6 Serisi Gran Coupé için Türkiye’de adres Penta Oto. Gran Coupé için Hamann’ın tasarladığı gündüz LED farlı, ön tampon, özel tasarım yan marşpiyeller, arka spoyler ve susturuculu egzoz sistemi ile entegre difüzerli
arka tampondan oluşan yeni Body Kiti yaptırmak için yaklaşık 6.900Euro’luk bir maliyeti gözden çıkartmanız gerekiyor. BMW 6 Serisi Gran Coupé’nin yanı sıra Hamann’ın; BMW, Porsche, Maserati ve Land Rover için tasarlayıp geliştirdiği tüm modeller için detaylı bilgiye: www.pentaoto.com ‘dan ulaşabilirsiniz.
151 / otomobilnews
LIFE STYLE / Y:Aydın Dikim F:Zor Yollar Ekibi/ aydin.dikim@gmail.com
Zor Yollar Küre Dağları Gezisi
otomobilnews / 152
153 / otomobilnews
LIFE STYLE / Y:Aydın Dikim F: Zor Yollar Ekibi / aydin.dikim@gmail.com
Atak Kanyonu için bilgiler alıyoruz; yol durumu konusunda herkes olumsuz. Kayabaşı Köy’ ü ilk durak olarak belirleniyor ve yola koyuluyoruz. Birkaç rota var. İlk ikisinde başarılı olamıyoruz, üçüncü yol bizi Kayabaşı Köyü’ ne Programı Aydın Dikim, ulaştırıyor. Tufan Çetinkaya, Sevgi Dikim, Ömer Doğanay, Yunus Efe, Mehmet Becce, Ümit Işın ve Emrah Özkök hazırlıyor. Bugüne kadar çekimlerde altı araç eskitildi. Bu turda Vw Amarog kullanılıyor. Araçlar Mehmet Becce ve Aydın Dikim tarafından tercih edildi, TRT tarafından kiralandı. Araç sponsoru yok, böylesi daha iyi. Kimseye karşı borçları olmadığı için araçları tam ve gerçekçi olarak değerlendiriyoruz. Araçlar
Hedef Çatak Kanyonu; ama epey yolumuz var. Her taraf kar; ama taze kar değil üstü donuk bir kar. Epey de yüksek Daday’ın köylerinden geçiyoruz. Her köyde birkaç kişi var.
otomobilnews / 154
Mehmet Becce tarafından ufak çapta modifiye edildi, ön ve arka da vinçler Eurovinç tarafından verildi; Thule, portbagaj verdi; Garmin, navigasyon desteği sağlıyor; Konlas, araçların lastiklerini karşılıyor; Akdeniz Kabin, arka bagaj kapaklarını sağladı; gayet kullanışlı. Outdoor giyime yeni bir isimle giren Uppa, ekibin giysi ihtiyacına destek sağlıyor, bütün destekcilerimize teşekkür ediyoruz. Bu gezimizde rehber ola155 / otomobilnews
LIFE STYLE / Y:Aydın Dikim F: Zor Yollar Ekibi / aydin.dikim@gmail.com
rak Emrah Özkök bize eşlik ediyor. Birinci araç 06 ZOR 81’ i her zaman olduğu gibi Mehmet Becce, ikinci araç 06 YOL 58’ i Tufan Çetinkaya kullanıyor. Ömer Doğanay kamerada bana asistanlık yapıyor, gerçi bizim ekipte herkes her işi yapıyor da Ömer’in adını öyle koyduk. Bu seyahate biraz erken başladık. Ankara’dan İstanbula gittik. Orada araçların eksikleri ile ilgili Becce’nin atölyesinde çalışıp eksikleri bitirdik ve Kastamonu Daday’a doğru pazar günü yola koyulduk. Navigasyona kendimizi teslim edip 580 km.’ lik yolu 8 saate tamamlayıp Daday’a geldik. Emrah’ın ayarladığı oteller genelde bizi pek memnun etmezdi; ama Daday’da bu kural bozuldu. Çok güzel bir tesise yer-
otomobilnews / 156
leştik ve yeni çekim günleri için dinlendik.Pazartesi sabah kalktığımızda her şey donmuş vaziyetteydi. Araçların kapılarını zorlukla açtık, camlar desen desen olmuş, bagajlar ona kezâ... Açmak için epey gayret sarfettik; zor da olsa ZOR YOLLARA koyulduk. Hedef Çatak Kanyonu; ama epey yolumuz var. Her taraf kar; ama taze kar değil üstü donuk bir kar. Epey de yüksek Daday’ın köylerinden geçiyoruz. Her köyde birkaç kişi var. Bizi görünce camlara çıkıyorlar, bize pek akıllı gözüyle bakmadıkları kesin. Hepsinin dediği; ‘’Kar çok gidemezsiniz; ama bir bakın.’’. Biz de ne yapacağımızı pek bilmiyoruz; ama yine de macera ruhu var ya ‘’Bir gidelim de başımıza ne gelecekmiş görelim.’’ diyoruz.
Artık Daday civarındaki gezimizin son günündeyiz Daday’ dan sabah sekizde yola koyuluyoruz. Yine dağlarda başımıza ne geleceği belli olmadığı için yiyecek, içecek ve yakıt tedariğimizi sağlıyoruz. İlk durak Taşçılar Göleti.
157 / otomobilnews
LIFE STYLE / Y:Aydın Dikim F: Zor Yollar Ekibi / aydin.dikim@gmail.com Son köyü geçtiğimizde karın yüksekliği artıyor, döneceğiz de bakalım nerden diyerek devam ediyoruz, epeyce de gidiyoruz. Araçlar ve lastikler gayet başarılı. Becce’nin neşesi yerinde, tabii benim de. Bata çıka birkaç yerde durup çekim yapa yapa devam ederken durduğumuz yerlerde gördüğümüz izler, her an karşımız bir ayının çıkacağı yönünde; heyecanın yanında bir de korku var. Beş yıldır dağlardayız, ciddi bir yaban hayvanı ile karşılaşmadık; ama bugün içimizde değişik bir ürperti var. Öğleye doğru Azdavay Değirmenözü Şelalesi’ne varıyoruz. Pek suyu yok; ama güzel. Suyu da olsa imiş çok daha güzel olacakmış. Bu mevsimde zaten sular donuk olduğundan ve karlar henüz erimediğinden pek fazla su olmuyor. Çekimleri bitirirken bir de bakıyoruz Becce şelalenin yanına kadar arabayla çıkıp gelmiş, geliyor da gitme konusunda o kadar başarılı olamıyor. Şelalenin altında bulunan göletteki kayalara takılıyor; dört teker askıda, kaya korumaya takılmış. Önden vinçle çekip kurtarıyoruz; ama ilk hasar geliyor ve sol arka göçüyor, nazarlığımız oluyor. Çıkışta rehber Emrah ‘’Abi tarihi yoldan çıkıp Ballıdağ’ı aşalım çok güzel şeyler çekeriz.’’ diyor, “İyi.” diyoruz ve Ayılar Deresi yolunu takip ederek Ballıdağ’a doğru devam ediyoruz. Hem kar hem de ağaçlar bizi zorluyor, hele kesimcilerin yol kenarına bıraktıkları kütükler hiç de öyle kolay aşılacak gibi değil. Birini aşmada da epey zorlanıyoruz; vinçle destek otomobilnews / 158
atıp aracı kurtarıyoruz. Kar epey yüksek, küreyerek gidiyoruz, alta birikiyor. İkinci araç bizim açtığımız izden nispeten kolay geliyor; ama biz epey zorlanıyoruz. Alttan kar, üsten ağaçlar; ne zaman takılacağız diye bekliyorum. Bagajı koparırsak nereye koyacağız? Becce, zaten o bagajlardan hiç hoşlanmadığı için pek umrunda değil kopması. İlerleme hızımız gittikçe düşüyor, kar yükseliyor. Bu yol uzunca bir süredir kullanılmamış , her halinden belli. Karların altındaki taşlar, buradan daha araç geçmediğinin göstergesi. Durmamız gerekiyor. Önümüzdeki yolumsu yer iyice belirsizleşti, bir inceleme yapıp karar vermeliyiz. Emrah yolun kaymış olduğunu ve dere yatağının yön değiştirdiğini söylüyor, ben geri dönelim diyorum. Becce bir deneyelim diyor ve dalıyoruz. Biraz sonra ilk kaya bizi altan karşılıyor, vinçlemeye başlıyoruz . Vinçler yeni, halatları da çelik, eldivenlere yapışıyor; soğuğun şiddetini siz düşünün. Vinç açısı için birkaç yer değiştiriyoruz, yavaş yavaş ilerliyoruz. İkinci araç kural gereği engelin başında bekliyor. Ekibin hepsi işin bir ucundan saldırmış durumda. Asıl iş ben, Becce ve Emrah’ta; Tufan ve Ömer daha çok çekimle uğraşıyor. Saat epey ilerledi. Soğuk, açlık derken dere içinde olduğumuz için bir de ıslandık. Şartlar, tam zor yol şartı. Engeli aşmamıza on metre kala tabiat son kozunu kullanıyor ve en baba kayanın üstüne yandan kayıyor ve oturuyoruz. Ön vinci daha ilerde sağlam bir ağaca bez
strapla bağlıyorum, bir yandan çekerken bir yandan da Becce aracın gücünden faydalanmaya çalışıyor. Altan garip sesler gelmeye başlıyor. Kayadan kurtuluyoruz; ama ses fazla ve arkalar çalışmıyor. Eğilip baktığımızda kaya boş durmamış; şaftı tornalamış ikiye bölmüş. Evet, şimdi işler tam berbat. Ortada kaldık. Üst taraf, ne olduğu belirsiz ve iki çekeriz, arka taraf biraz önce iki saatte geçtiğimiz “Kabus Deresi” (asıl adı Ayılar Deresi de Becce Kabus Deresi olarak değiştirdi.)... Ne yapalım diye düşünüp tartışıyoruz, şaftın sökülüp götürülmesine, diğer araca doluşmamıza, telefonun ilk çektiği yerde servisle görüşülmesine karar veriyoruz ve zor yollarda bir ilki gerçekleştirip 06 ZOR 81’ i Ayılar Deresi’nde bırakıp Daday’a dönüyoruz. Servis, parçanın Ankara’da bulunmadığını İstanbul’ dan isteneceğini; onun da iki günde ancak gelebileceğini söylüyor. Kısacası bizden size fayda yok diyorlar. Volkswagen servis puan hanesine kocaman bir eksi kaydettiriyor. Kastamonu’ dan bir şaftçı buluyoruz telefonla. Bir yanda kararan hava, eksi kaçlarda ve tamamen karla kaplı Azdavay -Daday Yolu’ nun Ballıdağ bölümünü geçiyoruz (Açlık bitti; çünkü kurtarmanın son anında Emrah sucuk ekmek yapıp getirdi.). Şaftçı usta “Kastamonu’ya gelin hiç amarok şaftı yapmadım; ama bakarız bir çaresine.” diyor. Biz Daday’ da otele iniyoruz. Becce ile Tufan, Kastamonu’ ya devam ediyor. Ertesi sabah elimizde yapma şaft, Ayı-
lar Deresi’ne doğru sabah 8’ de yola koyuluyoruz. Sıcaklık -9. Yine Ballıdağ’ dan geçip gidelim diyoruz; ama ormancılar aracımızın kaldığı Ayılar Deresi’ ne üstten kestirmeden inebileceğimizi söylüyorlar. Biz de Sarpun üzerinden bir deneyelim diyoruz. Dalıyoruz bir iki yanlış yoldan sonra doğru yola yerleşiyoruz. Elimizde iki adet navigasyon cihazı, iki adet gps li tablet, yol arıyoruz. Kar yine yüksek. Alt sürtmeye, öne küremeye başlıyoruz ve kalıyoruz. Ağırlık azaltıyoruz, bir 500 metre daha gidiyor; ama yok, nafile çabalar. Bu arada civarımızda o kadar çok yaban hayatı izi var ki bir tanesi daha çok çok yeni, neredeyse dumanı üstünde kocaman bir koca oğlan... Fotoğraflıyoruz, programda paylaşacağız . Geri dönelim diyoruz. Tek aracız bunu da buralarda bırakırsak tam olur. Bin bir güçlükle serme zincir takıyoruz; bu araçlara takmatikler olmuyor. Tekerleri kaldırmak zorundayız; ama Hyjak krikomuz diğer araçta. Aracın orjinal krikosu bu karda ne yapar? Yapmak zorunda başka çaresi yok, yapıyor da. Zor da olsa takıyoruz. Dönüp biraz önce yokuş aşağı geldiğimiz yolu çıkmamız gerekiyor; tabii ağırlıksız. Becce, tek başına zincirle tırmanıp çıkıyor, bizler tabanvayla. -9 bize vız geliyor. Arkadan ne olur ne olmaz biraz önce gördüğümüz izin sahibi gelir diye... Ballıdağ Azdavay Yolu’ ndan yolumuza devam ediyoruz. Manzara harika. Her mevsim için çok güzel olacağına inandığım bir bölge, tavsiye ederiz. Bir saatlik bir yolculukla
tekrar Ayılar Deresi’ ne ulaşıyoruz. Şimdi de şaftı takma mücadelesi başlıyor. Şaftın frezesini kontrol ediyoruz bir işaret var mı diye; göremiyoruz herhalde yok diyoruz. Becce, aracın altında, karların üstünde epey bir uğraşıyor; ama şaft galip geliyor, takamıyor. Tufan da desteğe yanına giriyor, şaft yine galip. Mola veriyoruz, vinç desteği alıyoruz. Yok, yine olmuyor. Frezeyi bir daha kontrol ettiğimizde bir işaret görüyoruz ve Becce tekrar takmaya aracın altına dalıyor ve oluyor. Dün bin bir güçlükle aracı geçirdiğimiz dereden bir de geri dönüş var. Soğuk, su, kar, kayalar bize bu işin pek kolay olmayacağını söyler gibi. Dedikleri de oluyor, iki saatlik bir mücadele ve iki kaporta hasarı ile aracı dereden diğer aracın yanına geçiriyoruz. Geçmiş olsun. Daday’a ilk gün buraya gelirken kullandığımız yoldan dönüyoruz. Şükür araçta başka bir problem yok. Oralarda araçtan akan kırmızı yağ bizi korkutmuştu; ama görünürde bir problem yok. Yağın bir gün önce şelalenin göletinde şanzımanın şnorkelinden giren su olduğunu, daha sonra da şanzımanın ısınması ile geri atıldığını düşünüyoruz. Bu arada araçlarla ikinci seyahatimiz ve artık bayağı haşır neşir olduk. Amarok’ ların bu “Zor Yollar” da bizi taşıyamayacağı konusundaki face’ deki gurubumuzun görüşü boşa çıkacak gibi. Biz gayet mutluyuz , bir iki eksik var onlardan söz etmeden geçemeyeceğim. Yan aynalar kapanmıyor. Bu da arazi aracı için büyük olumsuzluk. Hararet saati yok bu da önemli bir eksiklik. Silecekler askıya alınamıyor, bu nedenle cam
temizlemek sorun oluyor. Dileriz bu eksikler firma tarafından dikkate alınır ve gelecek yıllarda ortadan kaldırılır. Artık Daday civarındaki gezimizin son günündeyiz Daday’ dan sabah sekizde yola koyuluyoruz. Yine dağlarda başımıza ne geleceği belli olmadığı için yiyecek, içecek ve yakıt tedariğimizi sağlıyoruz. İlk durak Taşçılar Göleti. Bu soğuk ve siste ne göreceğiz merak ediyorum. Taşçılar Göleti’ ne varıyoruz. Gölet adı üstünde suni bir göl, orman içinde donmuş. Biz pek su göremiyoruz; ama yazın ve baharda güzel bir yer olacağı kesin. Çekimlerimizi ve Emrah’ ın bilgilendirmelerini yapıp Ballıdağ’ ı başka bir yönden aşmaya koyuluyoruz. Kar yükseliyor, biz yükseldikçe o da yükseliyor ve sonuçta yine muhafaza kar küremeye başlıyor, tekerlekler havaya kalkıyor ve kalıyoruz. Dön tekrar Daday’a dön. Daday Azdavay yolundan Ballıdağ’ ın güzel manzarasıyla buluşup Azdavay’ a varıyoruz. Emrah’ ın kaç gündür söyleyip durduğu etli ekmekle buluşuyoruz. Bir de güveçte kuru fasulye söylüyoruz; offff mükemmel. Yolunuz düşerse, düşürün de, Azdavay’da etli ekmek ve güveçte kuru fasulyenin tadına bakmadan geçmeyin derim. Çatak Kanyonu için bilgiler alıyoruz; yol durumu konusunda herkes olumsuz. Kayabaşı Köy’ ü ilk durak olarak belirleniyor ve yola koyuluyoruz. Birkaç rota var. İlk ikisinde başarılı olamıyoruz, üçüncü yol bizi Kayabaşı Köyü’ ne ulaştırıyor. Kanyonu yukardan görüntülüyoruz. Çevremizde yine çok yoğun yaban izi var; ama bizim gürültü-
müzden olsa gerek hiçbiri ile rastlaşamıyoruz. Kayabaşı Köyü’ nde bir avcı köpeği görüyoruz; ama çok ürkek. Bir tam somunu parçalayıp veriyorum, zavallı nasıl açsa soluksuz bitiriyor. Köyde bizim köpekten başka hiçbir canlı yok. Kanyonun içlerine doğru iniyoruz; iniş olduğu için kar fazla zorlamıyor. Nalbantoğlu Mahallesi’ ne varıyoruz. Burası artık kanyonun hemen üstü. Becce ile ben kalıyoruz; Emrah, Ömer ve Tufan daha aşağılara yürüyüp görüntü alıyorlar. Geri döndüklerinde bayağı korktukları belli; çünkü karşılarında her an bir ayı görmeleri gayet normal. TRT’ nin ayı ve insan belgeseli de bu bölgede çekilmişti; yani ayı yoğunluğu en fazla olan bölgemiz, tedirgin olmamız gayet normal . Buradan tekrar yola koyuluyoruz. Hedef Valla Kanyonu’n yanından Pınarbaşı ve Ilıca Şelalesi. Gün epey ilerledi, birkaç takılmaya rağmen Pınarbaşı Ilıca Şelaleleri’ ne varıyoruz. Eski programlarımızda Ümit Işın’ la gelmiştik buraya. Mevsim yazdı, bir de kışın nasılmış görelim dedik ve ulaştık. Becce, yürümeyi pek sevmediği için siz gidin ben arabaları bekleyeyim gibi bahane ile kalıyor. Yirmi dakikalık bir yürüyüşle şelaleye varıyoruz. Bölgeye epey bir yatırım yapılmış. Yürüyüş yolları seyir terası gibi; ama kışın bizden başka ziyaretçisi sadece bölgenin doğal konukları. Yine çok güzel, hele karla birlikte daha da bir güzel Ilıca Şelalesi. Artık buradan Pınarbaşı üzerinden Daday’ a dönme zamanı. Epey de yorulduk. Yarın da Ankara dönüşü… Yeni yolculuklarda, ZOR YOLLAR’ da buluşmak üzere... 159 / otomobilnews
MOTORSPORLARI
SCUDERIA FERRARI FORMULA 1 ARACI F138’İ TANITTI Formula 1 yarışlarında 60 yılı aşkın süredir Shell’le teknik ortaklık yapan Scuderia Ferrari’nin en yeni, tek koltuklu Formula 1 aracı “F138”, İtalya’nın Maranello kentinde tanıtıldı. Fernando Alonso, Scuderia Ferrari ve Shell’in F138 üzerinde gerçekleştirdikleri aylar süren çalışmalar sonucunda üçüncü kez dünya şampiyonu ünvanını kazanmayı umduğunu söyledi. Motorsporları meraklıları tarafından heyecanla beklenen ve 2013 Formula 1 sezonunda Fernando Alonso ve Felipe Massa’nın kullanacağı Scuderia Ferrari’nin yeni aracı “F138” ilk kez uluslararası gazetecilerden oluşan kalabalık bir gruba tanıtıldı. Etkinliğe aralarında Luca di Montezemolo (Ferrari Başkanı), Stefano Domenicali (Scuderia Ferrari Takım Yöneticisi), Fernando Alonso ve Felipe Massa’nın da bulunduğu misafirler katıldı. Geçen sezon Drivers’ Championship’te (Pilotlar Şampiyonası) zaferi kıl payı elinden kaçıran Alonso, bu sezon hem Scuderia Ferotomobilnews / 160
rari hem de Ferrari’nin teknik ortağı Shell’in F138 üzerinde gerçekleştirdikleri aylar süren çalışmalar sonucunda üçüncü kez dünya şampiyonu ünvanını kazanmayı umduğunu söyledi. F138, özel olarak Formula 1 yarışlarında yer almak için üretilen 59’uncu otomobil olma özelliğini taşıyor. Aracın ismi bulunduğumuz yılın ve otomobildeki silindir sayısının bir birleşimi. Üretici, bu şekilde 2013’de sekizinci ve son kez kullanılacak olan V8 motora gönderme yapıyor. Otomobil, geçtiğimiz yıl ile neredeyse aynı olan tüm teknik ve sportif spesifikasyonlarına uygun şekilde üretildi.
Bu nedenle F138, temel tasarım prensibi açısından F2012’nin geliştirilmiş bir versiyonu olarak değerlendirilebilir ancak araçtaki her parça, performansı en üst seviyeye çıkarmak için elden geçirildi. Aracın geçtiğimiz sezon dayanıklılığı ile ön plana çıkan özellikleri ise muhafaza edildi. Shell ve Ferrari ortaklığı, 500 yarışı geride bıraktı İki marka arasındaki ortaklık, Shell’in Enzo Ferrari’ye yakıt ve madeni yağ sağladığı 1929 yılından beri devam ediyor. Shell ve Ferrari 1950’deki ilk Formula1 yarışında da birlikte yer aldı-
lar ve geçtiğimiz sezon teknik ortaklıklarının 500. yarışını kutladılar. Shell ile olan teknik ortaklık; genel performansın artırılması, motorun ömründe iyileştirme ve aynı zamanda yakıt tüketimini azaltmaya yönelik olarak, yakıt ve madeni yağlar alanlarında gelişmeler sağladı. Scuderia Ferrari Takımı Yöneticisi Stefano Domenicali iş birliğine ilişkin olarak, “En başından beri Ferrari’yi destekleyen uzun dönem partnerimiz Shell’e teşekkür ediyorum. Shell bize daha fazla
beygir gücü sundu ve gelecek yıllar için de daha fazlasını istedik” dedi. Shell Global Sponsorluklar Müdürü Richard Bracewell ise yeni araçla ilgili olarak şunları söyledi: “Otomobil şahane gözüküyor ve pistte performansını görmek için sabırsızlanıyoruz. Shell, F138 için yüksek performanslı yakıt ve madeni yağ geliştirme sürecinde Scuderia Ferrari ile her adımda oldukça yakın iş birliği yaptı. Önümüzdeki sezonda takımın neler yapacağı konusunda çok heyecanlıyız.”
161 / otomobilnews
MOTORSPORLARI
İSOFF 2 0 . Y ıl Kutlam aları Kısa adı İSOFF olan İstanbul Off-Road Kulübü 20.Yıl Kutlamaları ve Ödül Gecesi, 17 Ocak 2013 Perşembe gecesi Baltalimanı PORTAXE’de kulüp üyeleri ve davetlilerin katılımıyla gerçekleştirildi. İstanbul Off-Road Kulübü Başkanı Arda Gürayman’ın açılış konuşması ile başlayan, 2012 sezonu boyunca yaşananların anlatıldığı, görüntüler ile devam eden gecede davetliler keyifli anlar yaşadı. İsoff üyeleri ve aileleri, çok sıcak ve eğlenceli geçen organizasyonda
otomobilnews / 162
misafirleriyle beraber güzel bir gece yaşadılar. Yenilen lezzetli yemekler ardından Ödül Programı ve sonrası eğlencelerle devam etti. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu Başkanı Demir Berberoğlu’nun da katıldığı ve bir konuşma yaptığı gecede, 2012 İSOFF Trial Kupası ve 2012 İSOFF Challenge’da dereceye giren ekiplerin kupalarının yanısıra, TOSFED, İstanbul Gözetmen Kurulu ve kulüp sponsorlarına teşekkür plaketleri verildi.
V1 CHALLENGE’DAN
MUHTEŞEM SEZON KAPANIŞI
V1 Challenge’ın altın, gümüş ve bronz kupaları düzenlenen ödül töreni ile sahiplerini buldu. Power Group Media Center’da 17 Ocak Perşembe günü gerçekleşen ödül töreni renkli görüntülere sahne oldu. Gecede V1 Challenge pilotlarının yanı sıra iş hayatından birçok ünlü isim bir araya geldi.
Volkan Işık tarafından tasarlanan Türk yarış otomobili Volkicar ile düzenlenen V1 Challenge, 2012de ikinci sezonunu tamamladı. V1 Challenge organizasyonu ilk senesinde olduğu gibi büyük ilgi gördü ve sezon boyu tecrübeli pilotlarının birbirine denk otomobillerle mücadelesine sahne oldu. 7 ayak üzerinden gerçekleşen ve son yarışı geçtiğimiz ay düzenlenen V1 Challenge’ın ödül töreni de şampiyonaya yakışan güzellikteydi. Power Group Media Center’da düzenlenen gecede açılış konuşmasını Volkan Işık yaparken, gecenin sunucusu geçen sene V1 Challenge’da yarışan ünlü isim Semih Saygı-
ner idi. V1 Challenge şampiyonu Yağız Avcı altın kupasını Volkan Işık’ın elinden alırken, şampiyona ikincisi ve gümüş kupanın sahibi geçen senenin şampiyonu Burak Çukurova idi. Bronz kupa ise İzmir’li pilot Can Tolon’un oldu. Gecede ayrıca dereceye giren kadın pilotlar da kupalarını aldı. Bu sene ilk kez düzenlenen fotoğraf yarışması ve en sadık seyirci ödülleri de sahiplerine verildi. V1 Challenge’ın bu muhteşem ödül töreninde, co-sponsor, araç sponsoru ve destek sponsoru olarak katkı yapan şirketlere Volkan Işık tarafından plaketleri verilerek gece sonlandı.
163 / otomobilnews
MOTORSPORLARI
SKODA, Sepp Wiegand’la WRC-2’ye Monte Carlo Rallisi’nde galibiyetle başladı SKODA, WRC-2 Sezonunun açılış yarışı olan efsane Monte Carlo Ralli’sinde çok değerli bir galbiyet elde etti. SKODA Fabia Super 2000’le yarışmaya yeni başlayan Alman ikili Sepp Wiegand – Frank Christian, bu önemli yarışta çok değerli bir galibiyet alarak SKODA’nın sezona galibiyetle başlamasını sağladılar. SKODA Motorsporları Departman Başkanı Michal Hrabanek; “Sepp ve Frank’ı bu tarihi organi-
otomobilnews / 164
zasyonda SKODA’ya bu önemli galibiyeti kazandırdıkları için tebrik ediyorum. Sonraki yarışlar adına ümit veren bir taktiksel zeka ve yüksek performans ortaya koydular. Bu sene genç sürücülerimize şans vermeyi seçtik ve bunun gelecek adına doğru tercih olduğunu şimdiden görüyoruz.” diyerek genç sürücülere desteğini belirtti. Yarışı lider tamamlayan genç SKODA Fabia Super 2000 sürücüsü Sepp
SKODA’nın yeni ikilisi Sepp Wiegand – Frank Christian ikilisi, WRC-2 sezonuna Monte Carlo’da unutulmaz bir galibiyetle başladı.
Wiegand’da galibiyetten oldukça büyük mutluluk duyduğunu ifade ederken; “Oldukça zor bir yarışta inanılmaz bir galibiyet aldık! Monte’deki ilk yarışımdan önce böyle bir başarıyı hayal bile edemiyordum. Bu çok büyük bir mutluluk” şeklinde konuştu. Bir diğer yeni ikili Esapekka Lappi – Janne Ferm’se yarışa çok başarılı başlamalarına ve ilk etabı lider geçmelerine karşın, 2. etapta ön sol tekerlekte
meydana gelen problemden dolayı yarışı bırakmak zorunda kaldılar. İkinci etapta taşa çarparak sol ön tekerlekte problem yaşayan Lappi; “Bu çok büyük bir hayal kırıklığı, ilk etabı kazanmıştık ve oldukça iyi hissediyorduk. Ancak ikinci etapta yaşadığımız sorun nedeniyle bırakmak zorunda kaldık. Bu, bizim sonraki yarışlar için daha çok çalışarak en iyimizi yapmamız konusunda bizi hırslandıracak.” dedi.
Despres beşinci zaferini kazandı 2013 Dakar Rallisi’nin son gününde motosiklet ve otomobil kategorilerinde iki Fransız birinciliği elde etti. Yarış katılımcıları Santiago’ya ulaşırken Cyril Despres motosikletiyle beşinci kere zafer kazanarak inanılmaz bir başarı yakaladı, otomobil yarışındaysa yine Fransa’dan Stéphane Peterhansel tıpkı Despres gibi beşinci zaferini kazandı. SANTIAGO (Şili) Cyril Despres Güney Amerika’da düzenlenen 2013 Dakar Rallisi’nde hat trick yaptığı galibiyetler serisini motosiklet kategorisinin birinciliğini elde ederek tamamladı. Fransız pilot aynı zamanda KTM’li takım arkadaşı Ruben Faria’yı da Şili başkentindeki bitiş çizgisine kadar başarıyla koruyarak KTM Red Bull Rally Fabrika Takımı’nın yarışı ilk iki sırada bitirip tarihe adını altın harflerle bitirmesini sağladı. Şilili pilot Francisco ‘Chaleco’ López 126 kilometrelik özel etapta yaşadığı motor sorunlarının üstesinden gelip kendi seyircisi önünde etap birincisi olarak podyuma çıktı ve genel klasmanda üçüncülüğü elde etti. Otomobillerde, geçen yılın şampiyonu Stéphane Peterhansel Güney Afrikalı Giniel de Villiers’in önünde liderliğini başarıyla koruyarak 1990’lardaki altı motosiklet galibiyetinden sonra otomobil kategorisinde
de beşinci kere zafere ulaştı. Leonid Novitskiy yarışı üçüncü tamamladı. Dört tekerlekli motosiklet kategorisinde Patronelli çarpıcı bir şekilde yarışa damgasını vurdu. Marcos Patronelli özel kapanış etabında üçüncü gelerek ikinci Dakar zaferini alde etti. Arjantinli sürücü ikinci etaptan itibaren ralliyi önde götürdü ve Şilili Ihnacio Casale’nin 1 saat 50 dakika 35 saniye, Polonyalı Rafal Sonik’in de 3 saat 16 dakika 40 saniye önünde birinci geldi. Son olarak, kamyon kategorisindeki son özel etapta Team Veka-MAN lideri Pieter Versluis ilk Dakar zaferini kazandı. Fakat 2013 Dakar Rallisi’nin en başarılı takımı kesinlikle Team Kamaz’dı. Team Kamaz’ın sürücüleri 35. Dakar Rallisi’nin sonunda ilk üç sırayı elde ettiler. Eduard Nikolaev Ayrat Mardeev’in 37 dakika 10 saniye önünde ilk Dakar zaferini kazanırken Kamaz takım arkadaşı Karginov da üçüncü oldu.
Michelin, Güney Amerika’da düzenlenen 2013 Dakar Rallisi’nde Otomobil ve Motosiklet kategorisinde elde ettiği birincilikle yetinmeyip, Kamyon kategorisinde de 3’te 3 yaptı.
Dakar bitiş çizgisi:
165 / otomobilnews
MOTORSPORLARI
Şampiyon motosikletçi Chris Pfeiffer, Motosiklet Fuarı’na geliyor Motosiklet üzerinde yaptığı akrobasi hareketleriyle görenleri büyüleyen Alman sporcu Chris Pfeiffer, Eurasia Moto Bike Expo Fuarı’nda unutulmaz bir gösteriye imza atacak. Dünya Fuar Yapım tarafından İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan Eurasia Moto Bike 2013, 28 Şubat - 3 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek
Dünyanın ilk Kapalı Alan Serbest Stil Motosiklet Dünya Şampiyonu Chris Pfeiffer, bu yıl beşincisi düzenlenen Eurasia Moto Bike Expo (Motosiklet, Bisiklet ve Aksesuarları) Fuarı’na katılmak için 28 Şubat’ta Türkiye’ye geliyor. Chris Pfeiffer, Dünya Fuar Yapım tarafından 28 Şubat - 3 Mart tarihleri arasında Yeşilköy’de bulunan İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan fuarda nefes kesen gösterilere imza ata-
cak. Akrobasi ustası, 43 yaşındaki Alman sporcu Chris Pfeiffer, motosikletle akrobasi, serbest stil motosiklet, trial ve enduro dallarında uzman. İmkansız gibi görünen dönüş ve atlama hareketlerinden oluşan kombinasyonlarıyla izleyenleri büyüleyen Pfeiffer, fuarda, şimdiye kadar görülmemiş bir şov sergileyecek. 5 yıl aradan sonra Türkiye’de 1997 yılında yerde yan
yana yatan 33 kişinin üzerinden atlayarak, rampasız uzun atlama rekoru kıran kıran Chris Pfeiffer, bu rekorla tarihe geçmişti. Ünlü sporcu Chris Pfeiffer 2000 yılında 30 saniyede 15 defa ön teker havada daire çizme ve 2004’te ise 115 derece açıyla ön teker havada kalma rekorlarının sahibi olmuştu ki bu bir motor üzerinde yapılabilmesi mümkün olduğu düşünü-
lenden 50 derece daha fazlaydı. 5 yıl aradan sonra Eurasia Moto Bike Expo Fuarı için Türkiye’ye gelen Chris Pfeiffer’ın bu yıl da çok farklı bir gösteri sergilemesi bekleniyor.
otomobilnews / 166
https://itunes.apple.com/tr/app/dmags/id434986550?mt=8 http://apps.microsoft.com/windows/tr-tr/app/dmags/f9d0b1a4-f716-497c-b674-c4d1f02619bb
MOTORSPORLARI
Sebastien Loeb kaldığı yerden
2013 WRC’nin ilk yarışı 2 Sebastien’nın kapışmasına tanık oldu Sebastien Loeb, ralliyi ilk sırada bitirirken, Sebastien Ogier, yarışı 2. sırada tamamladı. Bu sezon 2 Fransız’ın yılı olacağa benziyor.
Monte Carlo’da geçen senenin şampiyonu Sebastien Loeb, Citroen DS3’ün koltuğunda ünvanını korumaya çalışacak. Sebastien Ogier ise eski takım arkadaşına ve tüm dünyaya ne kadar hızlı olduğunu gösterecekti. VW Polo’yu geçen yıldan bu yana test eden Ogier, start anı ile ne denli hızlı bir pilot olduğu göster-
mek istedi. Başarılı oldu da. Bu ikili, etaplar ilerledikçe ilk ikiye oynayacaklarını belli etmeye başladılar. Ogier bazı etaplarda en iyi zamanı yaparak adaşına iyi bir rakip olacağını gösterdi. VW Polo’nun da ne denli hızlı bir otomobil olduğu kanıtlanmış oldu. Öbür tarafta Loeb ise DS3’ü ile kaldığı yerden yarış ha-
yatına devam ediyordu. Yine başarılı bir stil ve sonuca emin adımlarla ilerlemek; ama bu sene Loeb’in işi biraz zor gibi. Tüm etaplar koşulduğunda rallinin lideri Sebastien Loeb oldu. Onu Ogier 1 dakika 39 saniye ile takip etti. Citroen’nin diğer sürücüleri Dani Sordo ve Mikko Hirvonen, ralliyi 3 ile 4. sı-
ralarda bitirdiler. Bu ikiyi bir başka Citroen sürücüsü ve ilk WRC mücadelesine çıkan Bryan Bouffier takip etti. VW Polo kullanan Jari Matti Latvala, ilk 5’e girebileceği rallinin son gününde kaza yaparak yarış dışı kaldı. Ford’tan en iyi derece 6. sırada tamamlayan Mad Ostberg tarafından yapılmış oldu.
Monte Carlo Rallisi ilk 10 1. Sebastien Loeb 2. Sebastien Ogier 3. Dani Sordo 4. Mikko Hirvonen 5. Bryan Bouffier otomobilnews / 168
Citroen VW Citroen Citroen PH Citroen
5h18m57.2s + 1m39.9s + 3m49.0s + 5m26.3s + 8m13.1s
6. Mads Ostberg 7. Martin Prokop Czech 8. Sepp Wiegand 9. Olivier Burri 10. Michal Kosciuszko
Qatar M-Sport Ford Ford Skoda Deutschland Offshore Peugeot Italia Mini
+ 12m03.7s + 23m27.3s + 29m34.5s + 35m38.4s + 36m28.0s
Rallye
Monte Carlo 169 / otomobilnews
MOTORSPORLARI
l ü Öd Kısa adı TOSFED olan Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu’nun geleneksel olarak düzenlediği “Şampiyonlar Gecesi Ödül Töreni” büyük bir katılımla gerçekleştirildi. 05-06 Ocak hafta sonu, otomobil sporları camiası için oldukça yoğun geçti. Kasım ayı başında yönetime gelen Demir Berberoğlu başkanlığındaki TOSFED’in yeni yönetim kurulu, iki gün boyunca Grand Cevahir Hotel’de yapılan Kulüpler ve branş toplantılarında, ilk kez kulüp yetkilileri ve otomobilnews / 170
u r u m ğ a y
takımların karşısına çıktı. Sporumuzdaki çözülmesi gereken sorunlar ve yeni çalışma yöntemlerinin aktarıldığı toplantılarda, karşılıklı görüş alış verişinde bulunuldu. Turkiye Ralli Takimlar Birincisi CFTTFarklı toplantılara sahne olan hafta sonu, 2012 Şampiyonlar Gecesi Ödül Töreni ile son buldu. Yaklaşık 800 davetlinin katıldığı gece, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Spor Toto başta olmak üzere Penta Reklam, Toshiba, Rallivideo. com, Bee Danışmanlık ve
Can Ajans’ın destekleriyle gerçekleştirildi. TOSFED Başkanı Demir Berberoğlu’nun açılış konuşmasıyla başlayan törende, öncelik 2012 yılında organizasyon düzenleyen kulüpler, TOSFED’in il temsilcileri, teknik kurul ve gözetmen kurulu başkanları, sporumuza en çok yer veren medya mensupları ve kuruluşları ile sponsorlara birer teşekkür plaketi verildi. Turkiye Ralli Bayan Pilot CopilotlarGece, 2012 Türkiye
Şampiyonaları ve özel kupalarda, sene sonu klasmanlarında ilk üçe giren sporcuların kupalarını almalarıyla devam etti. Sırasıyla karting, klasik otomobil, otokros, tırmanma, off-road, pist, historic rally ve ralli branşlarının yanısıra Ford Fiesta Rally Cup, Vizio GT3 Challenge, Rotax Max Challenge organizasyonlarının en hızlı isimleri ve takımlarının kupalarına kavuştuğu gecede, toplam 199 kupa ve 135 plaket dağıtıldı.
171 / otomobilnews
LIFE STYLE / MANGUSTA 92
otomobilnews / 172
MANGUSTA 92’ Megayat üretiminde dünya lideri olan Overmarine Group’un ünlü markası Mangusta, diğer modellerinde olduğu gibi Mangusta 92’ modeliyle lüksü, hız ve teknoloji ile birleştirerek dünya denizlerine taşıyor.
173/ otomobilnews
LIFE STYLE / MANGUSTA 92
Tüm Mangusta modellerinde olduğu gibi Mangusta 92’ de müşteri yatın ana hatları çıktıktan sonra kendi zevkine göre değişiklikler yapabilmekte. 28 metre boyunda olan Mangusta 92 göze hitap eden bir tasarıma sahip.
Tekne, aynı boydaki open teknelere göre çok daha hacimli ve yüksek iç alanlara sahip. Açık alanlarda ise özel dizaynı sayesinde muadillerine oranla yüzde 30 daha fazla kullanım alanı bulunuyor. otomobilnews / 174
Üretim felsefesini ileri teknoloji ile donatılan performansa dayandıran Overmarine tarafından üretilen Mangusta 92’ modeli, üretimin belli aşamasından sonra müşterinin zevk ve tercihlerine göre şekillendiriliyor. Yat sahibi diğer bütün Mangusta’larda olduğu gibi Mangusta 92’ modelinde de dış dizaynda bazı, iç dizaynda ise neredeyse tüm özellikleri belirleyebilme şansına sahip. 28 metrelik boyuyla ve 24 metrenin üzerinde su hattı
çizgisi uzunluğu ile gerçek bir megayat olan Mangusta 92’nin tasarımcıları, müşterinin beklentileri doğrultusunda o anda yaptıkları çizimlerde istenilen bütün değişiklikleri yapıyorlar ve son halini bilgisayar ortamında 3D olarak aktararak üretim aşamasına hazırlıyorlar. Böylelikle her Mangusta 92’ kendi sahibine özel oluyor. Mangusta 92’ de açık alanlar ve teknenin hacmi aynı boyutlu rakiplerine oranla çok daha geniş ve bü175 / otomobilnews
LIFE STYLE / MANGUSTA 92
Mangusta 92’ modelinde standart olarak Kamewa Jet Motorlar kullanılıyor ve en yüksek performansa ulaşabilmek için, teknelerin gövdelerinin dizayn ve üretimi Overmarine sadece kendi bünyesinde yaptırıyor.
otomobilnews / 176
yük olarak dizayn edilmiş. Tekne, aynı boydaki open teknelere göre çok daha hacimli ve yüksek iç alanlara sahip. Açık alanlarda ise özel dizaynı sayesinde muadillerine oranla yüzde 30 daha fazla kullanım alanı bulunuyor. 28 metrelik boyunun yanı sıra 6,60 metrelik eniyle de benzerlerinden ayrılan Mangusta 92’ modelinde 1 master kabin ve 2 adet misafir kabini bulunuyor. İsteğe göre kabin ka-
tında bulunan ikinci salon da 4’ncü kabin yapılabiliyor. Mangusta 92’ modelinde standart olarak Kamewa Jet Motorlar kullanılıyor ve en yüksek performansa ulaşabilmek için, teknelerin gövdelerinin dizaynı ve üretimini Overmarine sadece kendi bünyesinde yaptırıyor. Mangusta bu gövdelerin üretiminde vinilester kullanıyor, bu da teknenin çok daha dayanıklı olmasını sağlıyor. Bu özel gövdeler
ve jet motorlarla sürtünmeyi neredeyse sıfıra indiriyor ve suyun üzerinden 40 knot süratle kayarak uçuyorlar. Seyir esnasında titreşim veya sesten rahatsız olmadan maksimum konfor ile seyahat etmeniz de Mangusta’ların mükemmel özelliklerinden biri. Tüm Mangusta modellerinde olduğu gibi, Mangusta 92’ modelinde de liste
fiyatı içerisinde diğer tüm markalarda opsiyon diye tanımlanan ve ayrıca fiyatlandırılan tüm ekstralar bulunuyor. Bu da yat sahibi için büyük avantaj sağlıyor. Mangusta’larda opsiyon listesi bulunmuyor. Odalardaki televizyonlardan, SATuydu antenine, özel iç dizayn tasarımları ve hemen hemen tüm ekstralar fiyata dâhil.
Mangusta 92’de 1 master kabin ve 2 adet misafir kabini bulunmakta. İsteğe bağlı olarak ikinci salon ve dördüncü kabinde yapılabilmekte.
Bu sayfanın içeriği Powerboat&Yacht Dergisi tarafından hazırlanmıştır. 177 / otomobilnews