TEŞEKKÜRLER Doç.Dr.Şebnem SOYGÜDER Arş.Gör.Tülin SEPETÇİ Elif Hazal ÇÖK Uygar EKEYILMAZ Hakan AĞAR Anıl YILMAZ
MERHABA
Yapmış olduğum bu oyun dergisi Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünün 4. sınıf bitirme projesi dersi kapsamında hazırlanmıştır. Oyun oynamak hayatımızın bir parçası haline geldi .Yeni nesil özellikle bizler ve alt nesillerimiz zamanının çoğunu bilgisayar başında geçiriyoruz ve bu noktada bilinçli bir ‘‘GAMER’’ olmak hayata bir çok alanda bizi ön plana taşıyacaktır.Amacım bilinçli bir oyuncu profili yaratmak ve Bu doğrultuda yazmış olduğum oyunları derinlemesine incelemiş ve elimden geldiğince oyuncuları oynadıkları oyunları ya da oynayacakları oyunlar hakkında kapsamlı bir şekilde bilgilendirme yapmak amacıyla hazırlanmıştır.Özellikle ülkemizde 2o milyon kayıtlı PC oyuncusu göz önünde bulundurulduğunda bilinçli bir oyuncu profili artık gerekli bir ihtiyaç olduğunu düşünmekteyim. Günümüzde bilgisayar oyunları artıık bir zaman geçirme ya da eğlenme aracı olarak görülmemektedir.PC oyunları bir hobi haline gelmiş hatta GAMER diye bir sınıf ortaya çıkmıştır oyun oynayarak para kazanan ve hayatlarını dijital oyunlar üzerine kuran yeni bir nesil bizi karşılamakta.Hayatımızın büyük bir bölümünü kaplayan internetle birlikte oyun piyasası globalleşmiş ve dünya üzerinde bir çok oyuncu etkileşim haline geçmiştir.Oyun yapımcıları ve şirketleri bodrum katlardan ya da ufak tek göz offislerinden çıkıp büyük holdingler haline gelmiş ve milyar dollarlık bir piyasa günümüz de bizlere sunulmuştur. Bu milyar dollarlık piyasada bilinçli bir tüketici olmak her şeyden önemlisi yapıcı ve bu yeni alanda kendinizi bir birey olarak göstermek büyük önem taşımaktadır. Umarım yazdığım yazılardan keyif alırsınız.Bol oyunlu güzel günler dillerim.
09
06
39 11
53
49
37
57
33
BASKETBOL OYUNU DENİLDİĞİ ZAMAN AKLA GELEN TEK İSİM
NBA2K14
İNCELEME 06
NBA OYUNLARI GELİŞİMİ
VE
Spor oyunlarının ilk zamanlarından beri en popüler oyunlar gerçek spor dünyasında olduğu gibi futbol ve basketbol oyunlarıydı. 2 kişinin aynı anda bir platform üzerinden oynayabileceği ve rekabet edebileceği, aynı zamanda bilinen ve oynamakta zorluk çekilmeyecek tek oyunlarda basketbol ve futboldu. Futbol oyunları az çok aynı düzeyde gelişim gösterirken, basketbol oyunları tam bir sıçrama yaptı. NBA Live adı ile ilk ismini duyuram EA Sports basketbolda tüm jenerasyonun eğlence kaynağı olmuştu. Rakipsizliğinden dolayı basketbol oynamak isteyenlerin tek sahip olacağı oyun NBA Live serisiydi. NBA Live serisi 1995 yılında başladı. İlk süreçte sadece
maç yapılabilen, sezon gelişimleri, kendi oyuncum ya da koçluk deneyimleri elbette bu süreçte yoktu. “TİM DUNCAN’LA YÜKSELİŞ”
BAŞLAYAN
NBA Live asıl ününe NBA Live 2000’de Tim Duncan’ın oyunun coverında çıkmasıyla sağlandı. Aynı süreçte PS2’lerin 2000 yılında çıkması oyunların sıçrayış yapmasında büyük etkiler yaptı. 2000’lerin başında daha PC formatında basketbol oyunlarını geçin, Diablo ve Ultima gibi oyunlar dışında oyun üretimi yoktu. Zaten basketbol oyunlarının 3 boyutlu olmadan oynanması da olası değildi. NBA Live 2000’li dönemlerin kahramanı ola dursun, son 5 yılın açık ara en iyi görüntü ve oynanışıyla EA
Sports’u yıkan 2K Sports 99 yılında Allan İverson ile bir çıkış yapmaya çalışmış ancak oyunun çıktığı platform Dreamcast olduğundan popülerlik sağlayamamıştı. NBA 2K 1999 yılından, 2K5 çıkana kadar çıkardıkları her oyunda Allan Iverson’u cover olarak kullandı. İlk iki oyun Dreamcast platformunda yeterli ilgiyi göremeyince 2001 yılında çıkan 2K2 PS2 konsollarında yerini almış oldu. Ancak bu yıllar EA Sports’un hükümdarlığının olduğu dönemlerdi.
“PC’DE 2K EGEMENLİĞİ” Ne zaman işin içine Windows girdi, giriş o giriş 2K Sports büyük patlamasını yapmış oldu. Bu döneme kadar NBA 2K’lar ne kadar PS2,PS3,XBOX gibi platformalarda var olduysa da, asıl patlamasını
PC kullanıcılarıyla yaşadı. Her ne kadar 2005’ten beri PC’de oynanan tek basketbol oyunu EA Sports’un NBA Live olsa da görüntü özellikleri o kadar insanları bunalttı ki herkeste bir arayış mevcuttu. NBA 2K9 oyuncuların bilmediği bir oyundu. Bir önceki sene 2K8’de Chris Paul coverıyla bir çıkış yapan 2K, PC’ye ilk girişinde Kevin Garnett figürüyle turnayı gözünden vurdu. Görüntüler o kadar iyiydi ki, EA Sports’un NBA LİVE 9 oynayan var mı gibi sorular yükselmeye başladı. NBA Live oyunun dünya çapında yüksek ilgi görmesi için oyunun içine Dünya Şampiyonası kısmı da ekleyip milli takımlardan prim yapmaya kalktı, ancak o da rağbet görmedi. Görüntü özellikleri, sahanın derinliği, taraftarların çılgınlıklar, bench oyuncularının basketlerle beraber kalkması, oyunun girişinde oyuncu ritüel-
leri, selamlaşmalar derken kendimizi bir anda 2K’nın oluşturduğu gerçekten harika bir atmosferin içinde bulduk. Daha ilk oynanışında tüm oyuncular 2K’ya aşık olduğundan NBA Live bir atak yapmak zorundaydı. 2K9’da ki büyük eksikliği Michael Jordan olduğu bir gerçekti. Efsane takımlar sekmesinde çok eskilerden Bill Russell’ın kadrosu bile seçilebiliyor ancak tarihin en iyi oyuncusuyla oynanamıyordu. İlk PC oyununda görsellik ve oynanışın akışı öyle etkiledi ki oyuncular ikinci oyuna kadar Michael Jordan ismini telaffüz bile etmedi. Ama 2K Sports bu engeli kaldırmak için çoktan işe girişmişti bile.
“LİVE YİNE KIRIKLIĞI”
HAYAL
2010’da EA Sports savaş ilan etti. Amerika ve Avrupa’da NBA Live’a geri dönüşü sağlanmak için Dwight Howard Amerika coverı olarak seçildi. Avrupa’da ise yine dönemin en önemli oyuncularından İspanyol Pau Gasol ve İngiliz Loul Deng seçildi. Ancak Live sevenler yine büyük hayal kırıklığına uğradı. 2K9’da ki görüntünün güzelliği ve saha çevresindeki etkenleri göze alıp daha güçlü bir oyunla geleceklerini sananlar yanıldı. Live yine bildiğini okuyup oyun motorunu değiştirmeden çıkmaya kalktı. Sonuç yine hüsrandı. NBA Live 10 o kadar büyük bir hezimet yaşadı ki, NBA Live serisi 2014’e kadar beyaz bayrak salladı ve başka bir oyun çıkarmadı. 2K serisi zafer sarhoşluğunu bir kenara bıraktı ve büyük topları oynamaya devam etti.
07
08
“KOBE İLE 2K ALANINDA TEK oynadığı Cleveland ve New York ile beraber büyük serileri oynayıp önemli maçlarHAKİM OLDU” 2K10 coverında tarihin en önemli oyuncularından Kobe Bryant vardı. Oynanışı çoğunlukla aynı kalsa da oyuncuların hareketlerinin değiştiği anlaşılıyordu. Asıl oyuncuların hoşuna giden savunmada ki kaliteli yapay zekaydı. Öyle ki Hall Of Fame seviyesinde oynuyorsanız gerçekten sıkı savunma yapan bir zeka karşınızda buluyordunuz. Belki de görüntü özellikleri dışında 2K’nın NBA Live serisini ezmesinin sebeplerinden biri de buydu. Yapay zeka seviyesi Live serisinde oldukça düşüktü. Ayrıca oyunun zorluğunu arttırınca 2K serisi şut düzeyininde düşmesi gerekliliğini akıl etmiş olacak ki bazen bomboş atışlarda sayı bulamayınca belki çıldırıyoruz, ancak oyuncuların hoşuna gittiği kesin. Michael Jordan’ın bu oyunda da yer almaması oyuncuları artık sinirlendirmeye başlamıştı ki 2K11’de telif hakları sorunu çözüldü ve Michael Jordan cover fotoğrafını oluşturdu. Jordan’ın oyuna girişi yeni modlarda ortaya çıkarttı. Efsane Bulls kadrosunun
da Jordan’ın yaptığı istatistikleri yakalama konusunda kendimizle yarışmak benim gibi tüm oyunculara ilham verdi. Bu modlar oyuncuların öyle hoşuna gitti ki 2K12’de efsaneler Jordan, Larry Bird, Magic Johnson coverı paylaştı. Efsane takımları 1960’lara kadar götüren 2K 90’lar Bulls’u, Kobe Bryant ve Shaq’lı 2000 Lakers’ını, efsane oyuncu Allan Iverson eşliğinde finale çıkan Sixers’ı, 12 şampiyonluk gören Russell’lı Celtics’i, şampiyonluk yaşayamasa da herkesin kalbinde taht kuran efsane ikili Karl Malone ve John Stockton’lı Jazz ve bir çok efsane takım artık oyuncuları mest etmeyi de geçti ve konsollara bağladı. Oyunla beraber modlarda gelişmeye devam etti. My Player(benim oyuncum) kendi oyuncunuzu yaratıp NBA Draft’ına sokarak bu heyecanı hissetmemizi sağlamaya başladı. 2K10’da başlayan bu uygulama Rookie Showcase’te göstereceğimiz performansla gideceğimiz takımın belirlenmesiyle asıl prime timeına ulaşmış oldu. Maçlardan sonra oyuncumuza sorular yöneltilemesi ve verdiğimiz cevaplar
doğrultusunda takımımızın bize tepkileri maç içinde bizi ve koçumuzun bizi oynatma sürelerini etkilemeye başlayınca gerçekliğin dozu öyle yükseldi ki kendimizi bir anda gerçek bir oyuncu olarak bulduk.
“ARTIK BİR FAN’IM VAR” NBA 2K13 ile beraber My Player’ın içine sosyal medya girdi. Oyuncumuzun bir twitter adres var ve buradan takipçilerimiz oynadığımız iyi bir maçla artmaya başlıyor. Hele efsane oyuncular size isminizle “Çok iyi oynadın, bende senin gibi olabilmeyi dilerdim! Artık seni takip edeceğim, beni fanın say!” dediğinde tüylerimiz diken diken olmayı çoktan geçmişti. Karşı takımdan arkadaşlarınız maç öncesi, sonrası twit atarak bizimle belki dalga geçer, belki meydan okur oldu. PC versiyonunda çok sinematik kısımlar olmasa da PS4 dönemiyle beraber sinematik müthiş bir seviyeye yükseldi. 2K14’te Lebron James cover oldu ve aynı dönemde PS4 açıklanınca bunun cabası da sinematikler oldu. Artık oyun-
cumuzla Lebron teke tek konuşuyor, menejerimiz bizimle bire bir muhabbet ediyordu. Kariyerimizin yükselişine göre elbette sinematik sahnelerle Nike, Adidas, Sprite, Coca-cola, Gatorate gibi markalar bizimle anlaşmak için birbiriyle yarışır oldu. Ayrıca My Player 2K14’te PS4 oyuncularına özel multiplayer özelliğiyle de oyuncuları mest etti. Oyuncunuzu kendi single playerınızda oynayıp, geliştirdiğiniz seviyeniz ve aldığınız kıyafetlerle çıkartıp street ball oynatabiliyoruz. Diğer my player oyuncularınında olduğu bu street ball maçları sadece keyfine elbette. Levelımızı yükseltmek istiyorsak Single player devam etmemiz gerekiyor.My Player dışında Assocation, Season, Blacktop gibi özellikler de bulunuyor. İstersek online olarak kadro oluşturup, şampiyonluğa yürüme hakkımızda yok değil. Oyun elbette hergün update ediliyor ve oyuncuların gerçek sezondaki performans ve sakatlıklarına göre yeniden düzenleniyor. All star organizasyonunun içinden smaç yarışması, 3lük yarışması, çaylak maçı ve all-star maçına katılma hakkına da sahibiz. 2K14’ün en büyük farklılıklarından
biri de dünya çapında hayran kitlesini ve oynanış heyecanını arttıran Euroleague takımlarının katılımıydı. Ülkemizden Anadolu Efes ve Fenerbahçe Ülker ile beraber Barcelona, Real Madrid, Olympiacos, Alba Berlin, CSKA Moskova gibi birçok Avrupa takımının olması ilgiyi haylice arttırdı. 2K15’te bu seneki ilginin ardından Avrupa takımlarının daha da artması bekleniyor. Haaaa Live’a ne mi oldu. PS4’ü bir fırsat olarak gören EA Sports bir yeniden doğuş hikayesi oluşturmak istediyse de ne fayda. Cover olarak Cleveland Cavaliers’ın yıldızı Kyrie İrving kullanılması oyunun berbatlığını kapatmaya yetmedi. Oyun hala 2000’lerin başında ki oyun motoru, oynanışı, akışı ve görüntülerinden kesitleri sunarken oyuncularında gözleri döndü. Bu oyun birçok oyunseverin takip ettiği IGN tarafından 4.3 puana layık görülürken, 2K14 8.9 puan alarak oyuncuların neredeyse hepsinin 2K’yı tercih etmesinin sebebini gözler önüne serdi. Hele ki bu oyuna orijinal parası verip alanlar ahlar vahlar içinde paralarına veda etti. Oyun o kadar kötüydü ki, basketbolcuların üzerinde forma kayıyor, gereksiz buglarla oyun
sürekli takılıyor, maçtan önce sanki oyuncular hiç ısınmadan ve selamlaşmadan başlıyorcasına direkt oyun ekranı gelmesi oyunun çok düşük puanlarda kalmasına sebep oldu. EA Sports artık bu işi beceremediği ve elde avuçta sadece FİFA serisinin kaldığını görmek hiçte zor değil. Zaten FİFA serisi de KONAMİ’nin efsane oyunu PES tarafından da sağdan soldan tokadı yiyor ancak hikayemiz bu değil. EA’nin gözü o kadar korkmuştu ki NBA Live 2013 iptal edilmişti. PS4 kısa bir acaba macerası olarak bir oyun çıkarttırdıysa da EA Sports artık NBA oyunu üretmekten tamamen vazgeçti. Görünen o ki hem oynanışıyla hem görüntü kalitesiyle 2K daha çok uzun süre tahtta tek başına olacak. Unutmadan 2K15 coverı bu senenin en değerli oyuncusu Kevin Durant oldu. 2K15’in önümüzdeki yıl en çok satılacak ve oynanacak spor oyunlarından olacağını söylemek hiçte zor değil.
09
İNCELEME
Hayal Edin Yeter; The Sims 3
E
ğer pastel renklerle dolu bir dünyada yaşıyorsanız, konuştuğunuz zaman anlamsız sesler çıkartıyorsanız, başınıza olmadık işler geliyorsa ve rutin olarak evinizde yangın çıkıyor, eşyalar bozuluyor, hırsız giriyor ve uykusuzluktan bayılıyorsanız zaman hızla akıp gidiyorsa ve çocuk yapmak için öpüşmek yetiyorsa bütün bu çılgınlıklar yetmezmiş gibi bir de kafanızın üzerinde kocaman yeşil bir kristal varsa. Tebrikler siz de bir Sim'siniz. Oynamak için yaşayın ve hayal edin… 10
Güzel hayat The Sims hayatımıza ilk girdiğinde takvimler 2000’i göstermekteydi. Fakat Sims fikri bundan çok öncesinde, 1996 senesinde Oakland Yangını sırasında evini ve bütün mal varlığını kaybeden Will Wright’ın acı deneyiminden doğmuştu. Yangından sonra ailesiyle birlikte yeni bir eve taşınarak hayatını baştan kurmaya çalışan Will Wright, yaşadığı bu büyük acının böyle bir fikre sahip olmasında başrol oynadığını söylemişti. Ardından 4 yıllık bir bekleyiş, Electronic Arts ile yapılan anlaşma sonucunda bütün pürüzler ortadan kalkmış ve The Sims piyasaya sürülerek bir yılda 35.000.000 € (Evet yanlış okumadınız 35 milyon Avro) ciro yaparak, 2000 yılının en çok satan oyunu olmuştu. Sims 3 çıktığında daha önce bilgisayar oyunu oynayan oynamayan herkes, bu yapımı satın aldı ve oynadı. Ardından geçen senelerde birçok ek görev paketleriyle desteklenen The Sims, eskiyen grafik motoru yüzünden artık rağbet görmemeye başladığında, Will Wright yeniden devreye girerek serinin ikincisini 2004 yılının Eylül ayında piyasaya sürdü. Muhteşem 3B grafikler ve yeni eklenen Life-Cycle (Hayat döngüsü) teknolojisi
The Sims 2’yi de tüm zamanların en çok satılan oyunları listesine 5 ayda sokmaya yetti. Artık Sim’lerimiz yaşlanıyor ve ölüyorlardı. Hatta çocuk ve torun sahibi olabiliyor, DNA sistemi sayesinde akrabalar birbirlerine benziyor ve karakterleri de benzerlik gösteriyordu. İlk 5ayda 5 milyon kopya ile, ünlenen Sims 3 bugün hala çok oynanalar “The Sims 3’ün grafikleri serinin eski oyunlarına göre daha iyi bir görsellik sunuyor.” Will Wright’ın projeden ayrılmasıyla birlikte, EA Games, serinin üçüncü ve son halkasını 2 Haziran 2009 yılında piyasaya süreceğini açıkladı. Ortaya çıkan Sims 3 oyuncuların beklentisini fazlasıyla karşıladı. Yapıma başladığımızda, klasik yükleme ekranı karşımıza geliyor. Oyun içi sistemleri yükleniyor ve bir menü beklerken bir bakıyoruz ki, bizden mahalle seçmemizi isteyen bir pencere çıkıyor. Mahalle seçiminden de anlayabileceğiniz üzere, artık kendi mahallelerinizi hatta abartıp semt boyutuna ulaştırabileceğiniz yaşam alanları yapabiliyorsunuz. The Sims 3 düşük sistemlerde bile sorunsuz çalışması adına, geniş bir sistem gereksinimi yelpazesine sahip. Ailelerimizi (İlle de aile olmak zorunda değil, tek bir Sim de yaratabilirsiniz) yaratma ekranı özel-
likle serinin ikinci oyunuyla çok büyük benzerlikler gösteriyor olsa da, özellikle grafiklerin oldukça geliştirilmiş olması sebebiyle artık Sim’lerimiz çok daha detaylı. Karakterlerin kolunuzdaki saatten parmağındaki yüzüğe, saç bantlarından gözlüklere ve türlü kıyafetlere, değişik saç şekillerine bu ekrandan erişebiliyoruz.. Sims 3’ün en önemli özelliği karakterlerin sıkışıp kalmaması istediği yere hızlıca gitmeleridir. Oyuncular istediği an bekleme ekranına maruz kalmadan mahalleyi dolaşabilecek kasabalarındaki alanlardan faydalanabilecek. İster kütüphanede kitap okuyun ister okyanus kıyısında biraz dolaşın. Sınırları ortadan kaldırmadı Sims 3’ün en önemli özelliği Simleri kontrol etmeden hareket etmeleri temel ihtiyaçlarını kendiliğinden giderebilmeleri başka bir simden hoşlanabilmeleri oyunun yapay zekasını ortaya çıkarıyor. Diğer bir sim ile sosyalleşirken onun sizin hakkınızda ne düşündüğünü öğrenebilirsiniz. Oyunu istediğiniz zaman kaydedebilmek geri döndüğünüzde bıraktığınız yerden devam edebilmek oyunun bir diğer önemli yeniliği. Zorluk seviyesi seçilemiyor ancak oynadığınız ailenin sayısı ile zorlaşabiliyor. Oyun daha çok kişinin olduğu ailelerin daha rahat oynamasına imkan verecek şekilde ayarlanabilir.
İNCELEME
Meslekler Oyundaki iş kavramı da yenilenmiş mahalledeki kendine özgü işyeri yapıları içinde çalışacaksınız. Ancak bu binalara girince simleri göremeyeceksiniz. İşe girmek için gazete ilanlarına ya da bu binalara gidip başvurmanız yeterli. Sim’lerin işlerinde terfi etmesi yetenek kişişik iş arkadaşlarıyla ilişkisi ile mümkün olacak. Bütün bunlar olurken sim’lerinizin performansını belirleyebileceksiniz. Sim’ler- Create- A-Sim Özellikleri Sim yaratma ekranı create-a sim tamamen yenilenmiş bir şekilde karşımıza çıkıyor. Sim’in tarzını özel tasarımlarla yenileyebileceksiniz. Kilo alıp verme, kaslar, ten rengi, ses tonu, cilt lekeleri, ruh hali, ve yetenekler belirleyebileceğiniz özelliklerden birkaçı. Sims3 ün yeni özelliklerinden biri karakter özelliği belirlemek.
İhtiyaç Sistemi Açlık, tuvalet gibi temel ihtiyaçlar kendiliğinden karşılanabiliyor. Sim’in günde ne kadar uyuyacağına ne yiyeceğine siz karar veriyorsunuz. Yapı ve Eşya Araçları
Eşyalara istediğiniz desenleri uygulayabiliyor, hazır desenlere renk verebiliyorsunuz. Eşyaları 36o derece döndürmek alanınızı daha da işlevselleştiriyor. Oyundaki grid denen kutucuklar da dört kat daha küçük bu demek oluyor ki eşyaları daha yakın koyma şansınız var. Evinizi daha büyük bir alana taşıyabilirsiniz. Evlerin kat limiti 5 olarak belirlenmiş. Arsa boyutu 36X36 olarak belirlenmiş. Özel Mekanlar •Hastane: Sacred Spleen Memorial Hospital •Sağlık kariyeri seçenler burada çalışıyor •İsteyenler doğumlarını hastanede yapabiliyor. Bunun için yanınıza kocanız veya yakınınızı almanız ve taksiye binmeniz yeterli •Mezarlık:Pleasant Rest Graveyard •Sevdiklerinin mezarını ziyaret edebiliyorlar. Mezar kazıcısı olarak part-time iş bulabiliyorlar. Mezarlık göletinde balık tutabiliyorlar. Hayaletler ölüm şekline göre renk alıyor. •Biri ölünce sahip oldukları ailesine kalıyor. •Tiyatro: The Wilsonof Community Theatre •Müzik kariyerindeki simlerin çalışma mekanı. İçini göremiyoruz. •Gitar dersi film izlemeye bina turuna kullanabiliyor. •Lokanta: Hogans Deeğ Fried Diner •Yemek yemek yemek kariyeri ve yemek dersleri almak için kullanılıyor. •Sim’ler bu mekana ortak olabiliyor. Yaklaşık (7000$) Sarın almak için ise yaklaşık 20000$ yeterli. •Paranız olduğu sürece tüm işyerini satın alabilirsiniz. •Bu mekanlara ortak olmak onları Open For Business gibi detaylı idare edebileceğimiz anlamına gelmiyor. Diğer Özellikler •Günün evreleri, Gün doğumu, dün batımı gece… Ayrıca güneş ve ayın hareketlerini görebiliriz. •Cep telefonu ile fotoğraf çekip duvara asabilir veya çerçeveletip çalışma masanıza koyabilirsiniz. •Parti planlama aracı ile yeri zamanı ve kıyafetinizi seçebilirsiniz. •4 hız seviyesi mevcut •Sim’lerin yaşına ve sayısına göre evlerin farklı zorluk seviyeleri oluyor. •Kapılar kilitlenemiyor. •Bazı dernek ve kurumlara bağış yapmak karakterinizin ruh halini olumlu etkiliyor. •Rüzgarda yaprak kımıldaması dışında bir doğa olayı yok. •Simleriniz araba veya bisiklet sahibi olabiliyor.
Sims 3 Ek Paketleri World Adventures (2009) Ambitions (2010) Late Night (2010) Generations (2011) Pets (2011) Show Time (2012) Supernatural (2012) Seasons (2012) University Life (2013) Island Paradise (2013) Into the Future (2013)
The Sims 3 : Supernatural Bu paket ile oyuncular, büyücü, cadı, kurt adam, vampir, peri gibi doğaüstü güç ve özellikleri olan sim’leri yönetebilecekleri bir oyun. Ayrıca karakterleri ile kasabalarını dolunayda gezerek, gizemlerini keşfedebilecek, büyü malzemeleri toplayıp iksir yapabilecek ve hayatlarını kolaylaştırabilecek, ya da zombi salgını ile bütün kasaba zombiye dönüştüğünde onları iyileştirebilecekler. Sihirli ayna, uçan süpürge dahil olmak üzere bir çok yeni eşyanın da dahil olacağı eklenti paketinde, gotik stil ön plana çıkacak.
11
YAZI DİZİSİ
12
Strateji oyunlarına gerçeklik ve farklı bir bakış açısı sunan total war serisinin ilk oyunu olan Shogun total war’un tanıtımıyla başlamadan önce total war nedir ne değildir bir tanıyalım.
S
trateji oyunlarına yep yeni bir soluk getiren seri yıllar geçtikçe yelpazesini daha da genişletmete tarihle bire bir giden ve bir çok gerçekliği bize sunan oyunun aslında anlatılacak çok fazla özelliği var.Çok kapsamlı bir satranç oyunu gibi düşünün yönetmekte olduğunuz ülkenin ekonomisinden siyasetine dini inancına kadar her şeyini yönetebiliyor ister zalim bir yönetici isterseniz bağışlayıcı bir kral olabiliyorsunuz oyunda.
Oyun 3 boyutlu bir fiziki harita üzarinde başlanıyor şehirleriniz ve ordularınızda temsili olarak resimdeki gibi gözükmekte.Savaş ise bambaşka bir boyut işte total war serisini bu kadar cazip kılanda gerçeğe neredeyse birebir uyan savaş yönetimi ve sahneleridir.Savaş düzenine geçerken fiziki haritamızdan çıkıyoruz ve savaşı yaptığımız alana iniyoruz savaş yaptığımız alan coğrafyasıdan tarihi gerçekliğine kadar birebir işlenmeye çalışılmış özen gösterilmiştir.Keza birliklerimizde aynı titizlikle dizayn edilmiştir her birliğin güçlü olduğu bir birlik ve zayıf olduğu bir birlik mevcut oyunda birlikler olarak dengel çok güzel kurulmuş durumda işte burada farkınızı ortaya koyacağınız şey savaş stratejiniz oluyor. İyi bir staratejistseniz sayınız az olsada düşmanınızı malup edebilme imkanınız var.Savaş alanındaki coğragfi koşullar ordunuzu olumlu ve olumsuz şekilde etkileyebilmekte gerçekçiliğe çok yakın askerlerinizi çok fazla koşturup çok efor sarf ettirirseniz yorulup savaşamaz duruma gelebiliyorlar ya da kışın savaşıyorsanız donup ölebilme ihtimalleri de mevcut oyunun içerisinde.Bu yüzdende savaşa girmeden önce ya da bir yeri fetih etmeden önce o bölgeyi tanımalı ve ona göre stratejiler geliştirmek oyunda önemli bir yer tutuyor ayrıca
düşmanınızı ne kadar iyi tanırsanız o kadar başarılı taktiklerde uygulamanız mümkündür sayıca üstün olsanız bile düzenli ve disiplinli bir şekilde yönetmezseniz ordunuzu malup olmanız kaçılmaz olabilir.Total war serisinin bize çok güzel bir strateji ve aslına bakarsanız yönetim similasyonu sunduğunu söylemek çok imkansız değildir creativ assambly her çıkardıkları oyunda daha da kapsamlı bir oynanış sunuyor oyunculara. Oyunun tanıtımına geçmeden önce sıra tabanlı strateji oyunu ve gerçek tabanlı strateji oyununu tanıtayım.
SIRA TABANLI STRATEJİ OYUNU Sıra tabanlı strateji oyunları temel olarak sıra ile oynanan strateji oyunları (genelde savaş oyunları) olarak tanımlanabilir. Bu tür oyunlarda oyuncular hamlelerini sıra ile yaparlar. Hamle sırası kendisinde olan oyuncu hamlesini yaparken diğer oyuncular oyuna müdahale edemezler. Bir oyuncu başka bir oyuncu ile etkileşime giren hamle ya da hamleler yaparsa (saldırı, diplomasi, vb.) bu hamlelerinin sonucunu hamleyi yaptığı oyuncunun sırası gelene kadar göremeyebilir.
GERÇEK TABANLI STRATEJİ OYUNLARI Gerçek zamanlı strateji oyunları (İngilizce: real-time strategy [RTS]), oyuncuların birbirlerinin sırasını beklemeden devamlı olarak karşılıklı oynamaya devam ettikleri bilgisayar oyunları. Bunun aksi olarak sıra tabanlı strateji oyunları vardır. Sıra tabanlı oyunlarda oyuncular hamle yapabilmek için karşı tarafın hamlesini beklemek zorundadırlar.
YAZI DİZİSİ
2000 yılında creativ assambly ve elektronik artsın ortaklığıyla pishogun total war camping map görseli yasaya sürülmüş bir RTS(real time strategy)oyunudur.Oyunun 2.si yaklaşık 11 sene sonra piyasaya shogune total war 2 olarak sürüldü ve shougen total war’un başına 1 imgesi getirildi.Oyunun hikayesi Japon İmparatoru olan shogunen ölmesiyle birlikte japanyoda olan klanların shogunlık içi bir birleyle mücadelesini konu almaktadır. Oyunda 8 klan vardır oyuna ilk başladığımız zaman 7sini seçebilmekteyiz.Her klanın kendine has özellikleri vardır ve oyunun gidişatını ve stratejiyide etkileyen özelliklerdir.Başlıca klanları şöyledir: Klan UESUGİ:Bu klan haritada en geniş sınarlara sahip olan klanlardan biridir.Okçu birliklerini ucuza yapabiliyoruz.Özellik olarata koku parası(kumar parası) olarak bilinen bir geliri vardır.
14
KLAN HOJO: Hojo Klanının avantajı kaleleri 150 Koku(oyun parası) daha ucuza yapmaları. Yıllık 2360 Koku (oyun parası) en cok koku kazanan ulkedir ama az sayıda askerle başlaması gelen kokuyu askeri yatırıma vermeniz gerekiyor asker yapana kadar klanınız savunmasız kalacaktır. Klan TAKEDA: Tekada Kılanın avantajı ise Atlı birlikleri ucuza yapması ve oyunda atlı birlikler oyunda önemli olması bu klanı savaş sahnesinde güçlü hale getiriyor . Bu klanın geliri 1527 yıllık Koku (oyun parası) diğer klanlar arasında ekonomik acıda kötü diyebiliriz ama klan sınırlarına çok dikkat etmesi gerekiyor. Klan IMAGAWA:Imagawa klanınında avantajı casusları ucuza üretmesi bu klanın sinsi işler üzerine kurulu olduğu görünmektedir. Klanın bölgeleri haritanın iki alakasız yerinde olması diğer klanların her an tehdit edebilir. Geliri de 1947’lik Koku olması ekonomisinin iyi olduğu görülüyor. Klan ODA: Oda klanının avantajı en ucuz olması ve basit askerleri ucuza yapması ama oyunda avantaj sağlamıyor. Geliri ve bence tek avantajı 2020’lik Koku geliri olmasıdır. Klan MORI: Mori Klanının avantajı askerleri oldukça güçlü olması avantaj saglıyor ama yıllık geliri 1163 olması klanın ekonomisinin cok kötü olması demek bu yüzden baslar başlamaz savaş yapmalısınız gelirinizi artırmanız gerek yoksa klanlar sizi küçük bir lokma yapar. Klan SHIMAZU: Shimazu klanının avantaji ise oyunda çok önemli olan No Dachi Samurai’ler ucuz olması ama 1194 yıllık koku geliri var bu yüzden oyuna baslar baslamaz kaynakları araması gerekiyor.
YAZI DİZİSİ
SHOGUN TOTAL WAR 2 (2011) Japonya’nın en karanlık döneminde,bitmek bilmeyen bir savaş ülkeyi parçalara ayırmış durumda. Komplolar ve çatışmalar tüm imparatorluğu sararken,on efsanevi savaş lordu hakimiyet uğruna mücadele veriyor. İçlerinden yanlızca birisi yeni Shogun olarak ülkenin kalbini kazanacak. Diğerleri ise ölümü onun kılıcıyla tadacak
İ
lk oyunundan tam 11 sene sonra total war yapımcıları sega ile birlikte ilk oyunları olan shogune’nun ikincisini çıkararak total war oyuncularını büyük heyecana sürüklemiş ve beklentilerin çok ama çok üstünde bir oyun sunmuştur.Yeni shogune total war’da ilkine nazaran çok daha iyi grafikler daha kapsamlı bir harita bulunmaktadır. Özellikle Japan kültür ve geleneklerine daha uygun ve o zamanının japonyasını çok güzel bir şekilde biz oyuncuların önüne sunmuş çokta güzel yapmıştır. Bu oyunun bir diğer özelliğide çoklu oyuncu(multiplayer) özelliğinin bulunmasıdır.incelememizi shogune total war 2 de daha da genişletebilir ve daha anlamlı bir çerçevede shogune serisini gözler önüne serebiliriz.Ayrıca oyunumuzun çok geniş bir ansiklopediside vardır.O dönemin Japonyası hakkında
15
merak edilen her şey ve bütün olaylar bulunmaktadır.Klnalar hakkında bilgi soy ağaçları birliklerin özellikleri gibi bir çok bilgiye ansiklopedisi sayesinde ulaşabilmekteyiz. Oyun şu sözlerle başlar’’uyum ve güzellik tek bir lordun elinde ancak bu son bulmalıdır.Eski shogun düzeni bitmiştir’’. Aslında bu sözler bütün bir oyunun özeti diyebiliriz.Oyun 16.y.y Japonyasında geçmektedir.Japonya’nın Muramachi periyodunun son dönemlerine denk gelen ve 10 yıl süren Onin savaşından sonra başlar oyunumuz. Hala hükümdarlığını sürdüren Ashikaga klanına karşı diğer kalnların savaş hazırlıkları yapmasıyla devam edecek ve sonunda Ashikaga shoguneytinin yıkılıp yerine Tokugava clanının geçmesiyle biten bir dönemdir tarih sahnesinde.
İşte bütün bunların geçtiği bir dönemde başlıyor oyunumuz.İlk shogunda olduğu gibi bu oyunda da klanların beli başlı özellikleri bunmaktadır.Bu oyunumuzda 10 klan ile başlayabiliyoruz.Oyunumuzun şöyle bir yarıntısıda var ek paketlerini aldıkça diğer klanlarıda seçme imkanımız oluyor yani farklı senaryolar ve olasılıklar önümüze sunuluyor oyunda.Ek paketleri almadan seçebildiğimiz klanlar şöyle:
Chosokabe:Tosa
merkezli klan. Tarımdan daha çok verim almakta; ve daha üstün okçu birliği üretmektedir.
Date:Iwate merkezli klan. Daha üstün no-dachi samurayı üretmektedir. Ayrıca bütün birliklerinin hücumdaki bonus gücü, diğer klanların birliklerin bonuslarından daha fazladır.
Hojo:Saagami merkezli klan. İnşaat
ve kuşatma ustalarıdır. Daha ucuza bina kurabilmekte; ve kuşatma silahlı birlikleri üretmektedir.
Oda:Owari merkezli klan. Daha üstün ashigaru birlikleri üretmektedirler.
YAZI DİZİSİ
Nanban Tershanesi
Sengoku Jidai Unit Paketi
Shimazu:Satsuma merkezli klan. Daha üstün katanalı samuray birliği üretmektedir. Ayrıca generallerin klana olan sadakati daha fazla.
Takeda:Kai merkezli klan. Daha üstün süvari birlikleri üretmektedir.
Tokugawa:Mikawa merkezli klan. Diplomatik ilişkilerde daha iyilerdir. Ayrıca daha iyi metsuke üretmektedir.
Uesugi:Echigo
merkezli klan. Budizm'de uzmanlaşmışlardır. Daha üstün warrior monk (savaşçı keşiş) üretmektedirler.
16
Mori:Aki merkezli klan. Daha üstün
donanma üretmektedirler. Hattori: Iga merkezli klan. Daha iyi ninja üretmektedirler.
Eklenti klanlar
paketi
gerektiren
10 yeni seçkin asker birliği: Bulletproof Samurai, Marathon Monks, Hand Mortars, Heavy Gunner, Wako Raiders, Mounted Gunners, Bandits, Long Yari Ashigaru, Fire Cavalry, Yumi/Daikyu Samurai Çeşitli hata düzeltimi ve oyun içi iyileştirme
Saints and Heros Unit Paketi 9 yeni kahraman asker birliği: Kiyomasa’s Katana Cavalry, Yoritomo’s Yabusame Cavalry, The Spears of Shizugatake, Benkei’s Blades, Gozen’s Hime Heroines, Tokitaka’s Tanegashima, Seigen’s Swordmasters, Tadakatsu’s Tetsubo Warriors, Hanzo's Shadows Çeşitli hata düzeltimi ve oyun içi iyileştirme Kan Efekti Paketi Daha gerçekçi efekte sahip savaşlar Bubların dışında 2 daha kapsamlı ek paketi daha vardır shogune total war 2’nin.ilki ‘’Rise of the samurai’’ ikincisi ise ‘’Fall of the samurai’’
Ikko-Ikki: Echizen merkezli klan. Buzdimin farklı bir mezhebine inanmaktadırlar. Kendilerine has warrior monk'ları vardır. Otomo: Kyushu merkezli klan. Katolik'tirler. Daha üstün tüfekli birlik üretmektedirler.
Eklenti paketleri Ikko-Ikki Klanı Kendilerine has yetenek ağacı Kendilerine has 8 birlik Avatar Modu (tüm klanlar için)
Otomo Klanı Kendilerine has biraz değiştirilmiş araştırma ağacı Daha "Batılı" birlikler Avrupa Topu Avrupa Kalyonu Imported Matchlock Ashigaru'nun daha erken üretimi Portekizli Tercio askeri Hristiyan keşişler Daha ucuz isyan çıkarabilme Daha hızlı din değiştirme
Rise of the Samurai Senaryosu Shogun 2'den 400 yıl öncesini konu almaktadır. Taira, Minamoto ve Fujiwara adlı ailelere bağlı 6 tane klanın Genpei Savaşı'nı gerçekleştirmelerini; ve ilk Şogunluk olanKamakura Şogunluğu'nun kuruluşunu anlatmaktadır. Oyunun geçtiği tarihe bağlı olarak, oyunda yeni askerî birlikler, donanma birlikleri ve ajanlar (keşiş, metsuke vs.) eklenmiştir.
Fall of the Samurai Senaryosu Meiji Restorasyonu( Japonya'nın siyasî ve toplumsal yapısında büyük
değişikliklere yol veren bir olaylar dizisidir. 19. yüzyılın ikinci yarısında yer alarak Edo döneminin sonunu ve Meiji döneminin başlangıcını kapsar. Bu olayların çoğu 1866'dan 1869'a kadar yer aldı. Meiji Restorasyonu'ndan sonra Japonya, çok hızlı bir şekilde gelişmeye başladı ve özellikle sanayisi çabucak gelişti. 1905'e kadar Japonya bir askerî gücü oldu). zamanındaki Japonya'yı anlatmaktadır. 23 Mart 2012'de yayınlandı. Bu eklenti paketinin yüklenmesi için, Shogun 2 oyununa sahip olmak gerekmemektedir. Diğer Total War oyunlarına göre, daha geç bir zaman diliminde gerçekleşmektedir. Bu eklenti paketinde, klanlar ikiye bölünmüştür: Şogun Yanlıları ve İmparatorluk Yanlıları. Ayrıca, Shogun 2 ve Shogun 2: Rise of the Samurai'da bulunmayan Ezo Adası oyuna dahil edildi. Fall of the samurai’nin tarihsel süreci Tam olarak boşin savaşını anlatmakta aslında oyunumuz Boşin savaşı moder japonyanında ilk temel taşlarından birini oluşturmaktadır.Boşin savaşı: 1868
YAZI DİZİSİ
yılından 1869 yılına kadar Japonya’da iktidarda bulunan Tokugawa Şogunluğu ile iktidarın imparatorluk hanedanına dönmesini isteyenler arasında yaşanan iç savaş. Savaşın temelleri Japonya’nın dış dünyaya açılmasıyla beraber şogunluğun dış ilişkilerdeki tutumundan rahatsızlık duyan çok sayıda asilzade ve samuraydır. Çoğşuğ ve Satsuma bölgelerinde özellikle güçlü olan bu akım genç Meiji İmparatorunu da etkilemeyi başarır. Durumunun kritikliğini anlayan iktidardaki şogun Tokugawa Yoşinobu
imparator lehine iktidardan çekilir. Yoshinobu, bu şekilde davrnarak ileride kurulacak olan yönetimde hem kendisine pay verileceğini, hem de egemenlik alanına dokunulmayacağını düşünür. Ancak imparatorluk güçlerinin askeri harekatları, Edo (günümüzdeki Tokyo) ve Çoğşuğ ile Satsuma yönetimlerinin baskısı sonucu Tokugawa egemenliğine son veren imparatorluk kararı sonucu savaşı başlatacak olan ilk çatışmalar çıkar. Yoshinobu, varlığının sallantıda olduğunu anlayarak Kyoto’da bulunan imparatorluk sarayını alabilmek için saldırır. Askerî muharebeler hızla küçük
ama disiplinli ve modern imparatorluk ordusunun lehine sonuçlanır. Bir dizi muharebe sonucunda Edo düştü ve Yoshinobu kişisel olarak teslim oldu. Tokugawa tarafında savaşanlar önce Honşu’nun kuzeyine daha sonra da Hokkaidō’ya geçerek Ezo Cumhuriyetini kurdular. Hakodate Savaşı'ndaki mağlubiyet sonrasında bu son kale de düştü ve tüm Japonya’da imparatorluk egemen oldu. Bu süreç Meiji Restorasyonu olarak da adlandırılmaktadır. İç savaşta yaklaşık 120 bin asker silah altına alınacak ve bunlardan 3500 tanesi hayatını kaybedecektir. Savaştan zaferle çıkan imparatorluk taraftarları Japonya’nın modernizasyon sürecini devam ettireceklerdir. Kazanan tarata yer alan Saigō Takamori'nin ısrarları üzerine Tokugawa yandaşları affedildi ve yeni kurulan iktidarda önemli sorumluluklar aldılar. Bosihn Savaşı Japonya’nın batıya açıldığı kısa süre olan ondört yılda ne kadar değiştiğinin de göstergesidir. Batılı ülkeler, özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa ülke iç siyasetinde çok aktiftirler. Meiji Restorasyonu dönemi popüler kültürde birçok eseri etkilemiştir.
17
MEDİEVAL TOTAL WAR
YAZI DİZİSİ
Medieval Total War ile orta çağın karanlık atmosferinde ülkenizi yönetin.İster Hristiyan bir lord olup kutsal topraklara hükmedin isterseniz Hristiyan Avrupaya korku salın.Mediaval Total War ile Kral ve ya Sultan olmaK sizin elinizde. 2002 yılında çıkan MEdieval: Total War ‘ın dolaylı devam oyunu ve Creative Assembly’nin Total War dizisindeki dördüncü oyunudur. Oyun 2006 yılında tamamlanmış ve satışa sunulmuştur. Oyun 1080 ve 1530 yılları arasında geçmektedir. Oyun orta çağ savaşlarına, dinlere ve Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğudaki siyasete odaklanır. Total War dizisinin önceki oyunlarından ayrı olarak, Medieval II: Total War’da keşif ağacı bulunmaktadır ve bu ağaç oyunun sonunda barut bulunmasıyla tamamlanır. Oyunun süre çizelgesi ortaçağda Yeni Dünya’nın keşfi döneminden, Amerika’nın keşfi ve ele geçirilmesi dönemine kadar genişler. Medieval II, Rome: Total War oyununun ana yazılım dizgesi üzerinden yazılmıştır. ilk oyun olan Rome Total War'dan bu yana çıkan DLC paketlerinde ve diğer oyunlarda çeşitli oyun mekanikleri eklendi.Bunlardan bazıları oyunun gerçekçiliğini arttırırken bazıları da beklenen atmosferi başarıyla
yansıtamadı.Fakat biz bu mekanik incelemesinde oyuna genel bir bakış atarak tanımaya çalışacağız.Tabi ki incelemeye başlamadan önce genel olarak Medieval 2 Total War'u tanımamız gerekiyor. Bu yüzden de ilk olarak genel bakış bölümünden oyunumuzu şöylesine bir inceleyelim bakalım.
OYNANIŞ Medieval II: Total War sıra tabanlı strateji oyunları kapsamına girer. Temel olarak oyuncu seçtiği devleti en iyi şekilde yönetmek,yapılan savaşları kazanmaya çalışmak ve bilgisayar tarafından verilen görevleri yerine getirmeye çalışmak ile yükümlüdür. Oyuncu
kendi sırası geldiğinde, oyun haritası üzerinde yapacağı ve yapmak istediği yenilikleri yapar veya bu yenilikler için zemin hazırlar. Oyuncu yapacağı hamleleri bitirdikten sonra turunu bitirerek bilgisayarın diğer ülkeleri ve asileri yönetmesi için izin verir. Bilgisayar turunu tamamladıktan sonra sıra tekrar oyuncuya gelir. Oyunda orta çağın havası en iyi şekilde yansıtılmaya çalışılmıştır; oyundaki ülke yönetimi ve yapılan taktiksel savaşlar orta çağ temasıyla şekillenmektedir. Oyunda,dinin etkinliği ön plandadır. Bilgisayar zaman zaman oyuncuya çeşitli görevler (Dini yaymak,bir bina inşa etmek veya diplomasi kurmak) verebilmektedir. Orta çağa yön veren haçlı seferleri ise oyuncuya farklı bir tecrübe yaşatmak için oyuna en iyi şekilde yansıtılmaya çalışılmıştır. Oyunda zaman zaman oyuncuyu ara videolar karşılar.Bu videolar haçlı seferleri,evlenme,sabotaj girişiminde bulunma videoları olarak sıralanır. Oyunda gerçek tarih ile bağlantılı olarak doğa olayları, Moğol ve Timur İmaratorluğu’nun akınları da oyuncuya yansıtılmıştır. .Bir de ilk başta sadece birkaç devlet açıkken daha bunlardan herhangi biriyle oyunu bitirdiğiniz takdirde diğer oynanabilir devletler de açıklmaktadır. Şunu da söylemem gerekiyor ki Medieval 2 Total War ilk oyun olan Rome’a nazaran daha gelişmiş grafiklere sahip ve tabi ki de bu görsel sunumdaki
19
YAZI DİZİSİ başarıdan dolayı ilk bakışta oyuncunun gönlünde taht kurabiliyor.Fakat ne yazık ki elbette önceki serilerde olup da oyunumuzda tam olarak yansıtılamamış çeşitli öğeler bulunmaktadır.Bu öğelere bir örnek olarak yapay zekayı örnek gösterebilirim.Rome Total War’da yapay zeka alnımızdan terler döktürürken maalesef ki bu başarılı uygulama Medieval’a yansıtılamamış.Her ne kadar gerçekçi olarak bizi etkileyebilse de yapay zeka olarak hayal kırıklığına uğratıyor birçok oyuncuyu.Ayrıca bunlara ek olarak bir de animasyonlar konusunda sıkıntı da çekebilme ihtimalimiz var.
20
Daha doğrusu ilk oyunda olup da şimdiki oyunda olmayan bazı animasyonlar ve olması gerekip de olmayan animasyonlar mevcut.Bu animasyonlara örnek olarak normal oyunda bayrak tutan askerlerin olmaması,çarpışma anında askerlerin havaya sıçrayarak çılgınlar gibi bağıramaması gibi eksik öğeler mevcut.Fakat daha sonraki çıkan yamalar ile bayrakların dalgalanması ve ok yaylarının gerilmesi gibi çeşitli animasyonlarda mevcut ama normal oyundan uzak olduğu için ben bu animasyonlara elbette örnek veremeyeceğim.Ama hemen öyle üzülmeyin tabi.Oyunumuzu güzelleştiren daha sürülerce öğeler mevcut.Ayrıca eklenmiş bazı yeni özellikler de var.Bir de Orta Çağ'ı konu alan en iyi oyunlar arasında gösterilebilir Medieval 2 Total War.Özellikle çağının ilerisindeki oyunları da geride bırakabilecek bir potansiyele mevcut.Ki zaten bu da oyun incelemelerinde
yapılan karşılaştırmalardan da rahatlıkla anlaşılabiliyor. Oyunumuz 1080-1530 yılları arasında geçmektedir normal olarak.Oyunumuz içerisinde birçok küçük senaryolar da mevcut.Bu senaryolara örnek olarak Amerika'nın keşfi,Haçlı Seferleri ve Moğol-Timur İstilaları'nı örnek olarak gösterebilmem mümkündür.Aynı zamanda da oyunumuz aslında Doğu ile Batı arasındaki Orta Çağ çekişmesini konu alıyor.Yani daha çok yapımcılar bu olaylar üzerine yoğunlaşmış.Bir de oyunumuzun elbette Kingdoms paketleri de mevcut.Amerika,Töton,Haçlı Seferleri ve Britanya adında 4 ayrı oyun paketimiz bizlere sunulan seçenekler arasında yer alıyor.Bu paketlerde az önce bahsettiğim tarihi olaylar üzerine yoğunlaşılmış. Örnek olarak Amerika paketi ana oyundaki Amerika-Avrupa Savaşı'nı tümüyle konu alıyor.Azteklerden Apaçilere kadar devletler eklenmiş bu pakette.Yani bu verdiğim örnekler giderek arttırılabilir. Bu verdiğim örneklerin yanı sıra oyunun senaryoları dışında da mevcut başka özellikler elbette mevcut.Mesela tarihi kişilikler var oyunumuzda.Doğu Roma İmparatoru Aleksius Kommenos'tan tutun da Kılıç Arslan'a hatta oradan da Papa Gregory'e kadar sürülerce tarihi insanlar Medieval 2 Total War'a başarılı bir şekilde aktarılmış.Ayrıca aile kanına bağlı olarak devam ederseniz çıkacak olan bu tarihi insanların sayısı git gide artabiliyor.Bu yüzden de oyunumuz bana kalırsa en iyi şekilde yansıtmış içinde barındırdığı dönemleri.Ha tarihe uygun olarak pek fazla kişiliğe de yer vermemişler.Yani sürekli olarak sınırlı bir yelpazede ilerliyor oyunumuz.Bir örnek isterseniz buna. Sultan Süleyman veya XI.Konstantinos Palailogos gibi insanlar oyunumuzda yer almıyor.Ama yine de gerçekçilikten ödün vermediğini söylememde fayda var. Bir de senaryo iletileri de var tabi.Bu iletilerde dönemine göre çeşitli olaylar gerçekleşiyor ama bu gerçekleşen olayları siz ne yazık ki göremiyorsunuz. Bazı özel olayları görebilmeniz mümkün fakat oyunun seyrine etki etmeyen olayları siz göremiyorsunuz demek istiyorum.Mesela futbolun İngiltere içerisinde bulunuşuna değinmek istiyorum.Dediğim gibi futbolun icat edildiği haberi sizlere geliyor ve elbette buna bağlı olarak da iletide bilgilendirici bir yazı be-
liriyor.Tabi sadece bu anlattığım ile sınırlı kalmamanızda fayda var.Hemen hemen 3-4 turda bir bu tür güzel iletiler ile karşılaşıp farklı bir hava yakalayabiliyorsunuz.En azından bir nebze olsun sıkıcı bina ve birim bildirimlerinin yanında bunları da okumak bir nebze olsun bizi oyunumuza bağlayabiliyor.Tabi sizin görmediklerinizin yanında bir de oyunun akışına çok büyük oranda etki eden senaryosal olaylar bulunuyor.Moğol-Timur İstilaları bunun için gerçekten çok güzel bir örnektir.Belirli bir tarihten sonra Moğol istilasının oyununuzun geçtiği kıtaya da sıçradığı beliriyor ve birkaç tur sonra da Moğol birlikleri veya Timur birlikleri haritanın diğer ucunda yavaştan yavaştan görünmeye başlıyor.Siz de buna bağlı olarak önleminizi alıyorsunuz tabi ki de.Yoksa devletiniz yıkılmaya kadar gidebilir bu önlemsizliker yüzünden. Oyunumuzda bir de ticari kaynaklar bulunuyor tabi ki de.Bu kaynaklar üzerine tüccarlarınızı göndererek belirli sayılarda hazinenize katkı yapabiliyorsunuz.Tabi buna bağlı olarak da özellikleri de yükseliyor.Özellikleri yükselince haliyle kaynaklardan elde ettikleri gelir daha fazla oluyor ve bu da gayet gözle görülür bir biçimde devlet hazinenize yansıyor. Genel olarak oyunumuz hakkında söyleyeceklerim bu kadar.Bunlardan sonrası mekanikler kısmına girdiği için daha fazla ileri gitmeyeceğim ve oyun
YAZI DİZİSİ da mevcut.Barut çıktıktan sonra topçuların üretildiği binaların da aynı zamanda ortaya çıkmasını örnek olarak verebilirim ki kuşatma araçları da zaten mancınık ve toplar olmak üzere iki sınıfa ayrıyor. Daha sonra da kendi içlerinde ayrılıyorlar tabi.Okçuluk sistemi ile kuşatma sistemi de aynı zamanda hemen hemen özellik olarak birbirlerine benziyor.
mekanikleri kısmından devam edeceğim. Lafı daha fazla uzatmadan yüksek müsaadelerinizle oyun mekanikleri bölümüne geçiyorum. Oyun mekanikleri olarak daha çok savaş alanında yer alan mekaniklere değinmek istiyorum.Oyunda savaş alanındaki duruma bağı olarak işinize yarayabilecek bir sürü güzel özellik mevcuttur.Bazı durumlarda tek bir tanesini bile kullanmadığınız bu mekanikler bazen de hayatınızı kurtarır nitelik taşıyor.Örnek olarak okçuların yerlere çaktıkları kazıkları gösterebilirim.Süvariler size karşı hızla gelirken bu kazıklar sayesinde birim içinde bulunan çoğu askerinizin hayatını kurtarabiliyorsunuz.Tabi buna bağlı olarak da karşı ordunun hayat damarlarından birisi kopabiliyor.Bu verdiğim örnekleri sürekli olarak çeşitlendirebilme imkanımız bulunuyor elbette. Kuşatma mekaniklerinden de burada biraz bahsetmek istemekteyim.Her birime göre kullanılan özel mekanikler kullanıldığı alandan alana savaşın seyrine etki edebiliyor.Mesela mancınık ile savaş alanına çıktığınızı ele alalım.Ateşli gülleler ile pek çok düşmanınızı yok edebilirken aynı etkiyi ne yazık ki kale ve şehir kuşatmalarında yaratamıyorsunuz.Daha çok alevli olmayan sade gülleler işinize yaramakta.Tabi çeşitli sınıflara ayrılan mancınık ve diğer türlü kuşatma araçları
Kuşatma mekaniklerini de incelediğimize göre diziliş şekillerine de artık geçebiliriz.Kendi seçtiğiniz birimleri -en az 2 birim olmak şartıyla- gruplandırarak daha iyi kontrol sağlama imkanınız bulunuyor.Tabi siz onları gruplandırınca diziliş şekilleri de ortaya çıkıyor ki bunlar çoğu zaman çizeceğiniz taktiğe bağlı olarak hissedilebilir oranda işinize yarıyor. Fakat tabi ki de nasıl bir diziliş şekli izleyeceğiniz oyunun durumundan çok size bağlı bir şekilde seyrediyor.İlla ki askerlerinizi dizmek için gruplandırma yapmak zorunda da değilsiniz elbette. Kendi istediğiniz şekilde birden fazla birimi veya tek bir birimi dilediğinizce hizaya sokabilme gibi bir avantaj da sizlerin eline bırakılmıştır ki gruplandırma yönteminden çok birimleri kendi elleriniz ile dizmeyi tercih edeceksinizdir. Buradan sonra oyun mekanikleri hakkında da size yetebilecek kadar bilgi verdiğimize göre bir de tarihsel gerçekçilikten ve buna bağlı olarak da birim çeşitliliğinden de bahsetmek istemekteyim izninizle.Şunu söylemem gerekiyor ki oyunda her devlete özel olarak elit birimler olduğu gibi ortak askerler de bulunacaktır tabi ki.Mesela Avrupa devletlerinin hemen hemen hepsinde bu şövalye birimi var.Daha doğrusu Avrupa devletleri değil de Katolik devletler diyelim biz.Bunun nedeni ise aslında o tarihlerde her devlette şövalyelerin olmasıydı.Yani şunu şöyle dile getirmek istiyorum.Aslında birçok oyuncu ortak birimler olduğu için Medieval 2 Total War'u eleştiriyor.Ama bana kalırsa bu tamamen yanlış bir tepkidir.Çünkü o tarihlerde hemen hemen her devlette bu şövalyelerden zaten var.Ki zaten o zamanlarda da şövalyeler birbirleriyle aynıydı.Yani görünüş itibariyle İngiltere'de var olan bir şövalyenin
zırhının aynısını Fransa'da da görebilirdiniz.Bu gibi bir durumda da yapımcı firma ayrı ayrı şövalye birimi yapamazdı zaten.Çünkü zaten şövalye zırhları belirli bir şekli olan zırhlardı.Öte yandan şövalyeler de kendileri arasında elbette ayrılıyor.Mesela genelde 1200'den sonra çıkan şövalyeler sonraki birimlere göre daha eski kalıyor.Bu da çağın getirdiği modadan kaynaklanıyor ki yapımcı firma olan Creative Assembly de böyle düşünmüş olacak ki tek bir şövalye modellemesi eklemek yerine türlü türlü şövalye modellemelerini oyuna aktarmış. Tabi sadece bunlar takılıp kalmamak gerekiyor.Erken ve geç dönemlerde devletlerin kendilerine has çeşitli elit birlikleri de bulunuyor.Mesela Venedik Cumhuriyeti'ne ait olan ağır piyadeler başka hiçbir yerde bulunmuyor ve buna bağlı olarak da olması gerektiği gibi o devlete özel olduğu için elit sınıflar arasına girmeyi başarıyor.Bu örnekler sürekli olarak arttırabilir.Hemen hemen her devletin kendisine özel birkaç tane askeri birimi bulunuyor ve bu da oyuna genel anlamda devletleri birbirinden ayırıcı unsurların arasında baş sıralarda geliyor.Oyunun mekaniklerinden ve diğer özelliklerinden bahsettiğime göre artık devletleri de incelemek istiyorum.Bu sefer de Medieval 2 Total bünyesinde yer alan devletleri inceleyerek sizlere kendilerine has özelliklerini aktaracağım.
21
YAZI DİZİSİ
ROME TOTAL WAR Kılıçlar kınlarından çıktı,okçular hazır savaş zafer için savaş,ROMA için savaş!
R
ome: Total War ya da kısaca RTW, MÖ 270 ve MS 14 yılları arasında Roma Cumhuriyeti ve erken Roma İmparatorluğu döneminde geçen bir strateji oyunudur. Creative Assembly tarafından geliştirilmiş ve Activision tarafından 22 Eylül 2004’te piyasaya sürülmüştür. Binlerce askerden oluşan antik ordularla muazzam savaşların cereyan edebildiği oyunda yeni bir 3 boyutlu grafik motoru kullanılmıştır. Bu yeni grafik motoru sayesinde savaş meydanında 30.000 kişilik ordular bulunabilmektedir. Orduların strateji ekranında birbirlerine kılıç çektikleri bölgenin, strateji haritasındaki coğrafi koşullarının aynısıyla savaş meydanına aktarılması oyunun göze çarpan özelliklerindendir. Örneğin genel haritada Konstantinopolis’te karşılaşan ordular, savaş ekranında da kurgusal bir arazide değil, Konstantinopolis’in oyuna birebir aktarılmış halinde savaşmaktadırlar. Oyun ayrıca Hannibal Barca, Vercingetorix, Jül Sezar gibi tarihe mal olmuş kişiliklerin yerine geçme, üç Romalı aile Julii, Brutii, Scipii ile dünya hakimiyeti için mücadele etme; Yunan şehir devletleri,Kartaca, Britanya, Selevkoslar ve Mısırlılar ile tarihi baştan yazma şansını oyunculara sunmaktadır. (Bu ülkeler ile oynayabilmek için oyunda ilerleyip Roma ailelerinden biriyle biraz önce anılan ülkeleri işgal etmeniz gerekmektedir.) Şehir savaşlarına ve kale kuşatmalarına eklenen birkaç yeni özellikle beraber oynayış, oyunun önceki serileri olan Shogun: Total Warve Medieval: Total War ile benzerlikler göstermektedir. Piyasa sürülmeden önce onlarca övgü alan oyunun grafik ve simulasyonları oyunun piyasaya sürülmesi ile beraber History Channel veBBC’deki programlarda tarihi savaşların yeniden canlandırılmasında kullanılmıştır. Oyun motorunun gelişmişliği sayesinde tarihî savaşlar, bu programlarda su götürmez bir mükemmellikte yeniden canlandırılabilmiştir. 27 Ekim 2005 tarihinde oyun için Barbarian Invasion (Barbar İstilası) adıyla yeni bir genişleme paketi piyasaya sürülmüştür. Söz konusu ek paket MS 363
ve MS 476 yılları arasında geçmektedir. oynanış Dünyaya hakim olma felsefesi etrafında geçen oyunda oyuncuların güçlü ordular kurarak en yakın şehirleri en hızlı şekilde şekilde işgal etmeleri gerekmektedir. Bunu yapabilmek içinse teknolojide ileri gidebilmeli, en gelişmiş şehirleri kurarak en modern askerleri üretebilmeli, büyük limanlar, tarım alanları, ticaret yerleri ve geniş ticaret yolları kurarak ya da maden işleyerek gelirin arttırılması gerekmektedir. Bunun yanında da eğlence binaları inşa ederek ve vergi sistemini adaletli bir şekilde ayarlayarak halkın gönlü hoş tutulmalı. Hatta savaş gemileri ile düşman ülke limanları abluka altına alınarak, onların ticaretlerine dolayısıyla da gelirlerine darbe vurulmalı. Oyunu bitirebilmek için belli sayıda şehri ele geçirmek ya da Senato’ya ve dolayısıyla cumhuriyete son verip Roma’da imparatorluğun ilan edilmesi gerekmektedir.
Romalılar Oyunda üç Romalı hane bulunmaktadır. Bunlar Julii Hanesi, Brutii Hanesi ve Scipii Hanesi’dir.a Bunlara ek olarak bir de S.P.Q.R. yani Senato bulunmaktadır. Bu üç hane ve S.P.Q.R. birbirleri ile müttefik olarak oyuna başlamaktadır. Aralarında savaşamayan bu gruplar isterse birbirine yardım edebilir, isterlerse rüşvet ile diğer grup ordu ve generallerini kendi saflarına çekebilirler. S.P.Q.R. bu üç haneye de farklı görevler vermektedir. Bu görevler isteğe bağlı olarak yapılabilir ya da yapılmayabilirler. Yapıldıkları taktirde S.P.Q.R. tarafından hane ödüllendirilir ve S.P.Q.R.’da ki nüfuzları artar. Yapılmadığı taktirde de S.P.Q.R. tavır alır, gerekirse de maddi ceza verir.
Ek olarak S.P.Q.R.’un gözleri özellikle popüler olan hanenin her daim üzerindedir. Fetihler artıkça hanenin popülerliği de paralel olarak artar. Ve bir hane lideri S.P.Q.R.’dan daha fazla güçlendiğini taktirde S.P.Q.R. o haneyi kendisine tehdit olarak görür. Bu aşamadan sonra S.P.Q.R. o hane liderine intihar etmesini emreder. Eğer lider görevi yerine getirir ve intihar ederse yerine varisi geçer, kabul edilmediği taktirde Roma için iç savaş kaçınılmazdır. Ve bir hane yeterli popülerliği elde ederse diğer Roma hanelerine saldırabilir. Bu popülerliği elde etmek içinse 35 bölgenin işgal edilmesi gerekmektedir.Ayrıca halk popülaritesi tam seviye olduğunda da saldırı yapılabilir. Oyuna başlarken Roma ordusu diğer ülke ordularına göre, daha iyi eğitilmiş ve daha iyi teçhizatlandırılmış askerleri ile üstün bir konumdadır. Nispeten biraz daha zayıf olan Romasüvarileri ordunun aksayan tek yanı olarak kabul edilebilir. Oyuna Gaius Marius reformları da eklenmiştir. MÖ 220 ile MÖ 180 yılları arasında gerçekleşen reform ile Roma ordusu geleneksel hastati, principes, triarii yapılanması yerine, meşhur lejyoner yapılanmasına geçmiştir ve daha iyi atlı birlikler yetiştirebilmektedir.Ordunun teçhizatları ise paralel olarak gelişmiştir.
Tarihi gerçekler Oyundaki üç Romalı hane Jül Sezar, Mar cus Junius Brutus ve Afrikalı Scipio’dan esinlenilerek Julii, Brutii, Scipii olarak adlandırılmıştır. Gerçekte Scipii ve Brutii haneleri yoktu. Marcus Junius Brutus Junii, Afrikalı Scipio ise Cornelli hanesine mensuptular. Oyundaki üç haneli Roma sistemi de tarihî gerçeklere uymamaktadır. Roma Cum-
23
YAZI DİZİSİ huriyeti S.P.Q.R. tarafından yönetilirdi. Aileler sadece küçük bölgeleri idare edebilir, işgal edilen bölgelere ise S.P.Q.R. tarafından yeni bir yönetici atanır, işgal edilen şehir ve topraklar işgal eden genarale ve aileye bırakılmazdı. Zaten genaraller dahi S.P.Q.R. ve yöneticiler tarafından atanır, oyundakinin aksine generaller şehir yönetiminde söz sahibi olamazlardı. Oyundaki birkaç askerî birlikte tarihi gerçekleri yansıtmamaktadır. Şehir Kohortlarıb adlı birlik oyunda Roma’nın en nüfuzlu askerleri olarak gösterilir fakat bu birlikler gerçekte yangın kalelerinde ve gece gözlemlerinde kullanılmıştır.
24
Oyunda barbarlar bazı özel avantajlara ve dezavantajlara sahiptirler. Örneğin barbarlar taştan kalelerc, ticaret gelirini arttıran ve stratejik yararlar sağlayan otobanları yapamazlar. Daha önemlisi barbarların teknoloji ağaçları üç şehir seviyesi ile sınırlanmıştır. Diğer ülkeler ise şehirlerini 5. seviyeye kadar geliştirebilmektedirler. Bununla birlikte barbarlarda nüfus artışı daha hızlı olmakta, şehirler daha çabuk seviye atlayabilmekte ve böylelikle yetkin askerleri hızlıca yetiştirebilmektedirler. Barbar orduları doğal olarak organize olmamış ordulardır fakat barbar savaşçıları son derece iyi savaşabilen askerlerdir. Barbar kültürü
Galya Bugünkü Fransa ve Kuzey İtalya’da yer alan Galyalılar geniş topraklara sahip olarak oyuna başlamaktadırlar. Bu ise ticaret alanının genişlemesine ve tarımdan gelecek gelirlerin artmasını sağlamaktadır. Orduları ise piyadeler, okçular ve kısıtlı süvari birliğinden oluşmaktadır. Ordunun ön saflarında Warband adındaki birlik bulunur.Roma senatosunun ilk hedeflerinden biridir. Roma hanelerinden biriyle bu ülke fethedilirse kilit açılır ve oyuncu bu ülkeyle de oynayabilme imkanı kazanır.
Britanya Bugünkü Britanya ve Belçika’da yer alan Britanyalılar geniş topraklara sahip olarak oyuna başlamaktadırlar. Hem Britanya hem de Avrupa topraklarında kurulduğundan dolayı güçlü bir donanmaları vardır ve bu da deniz ticareti gelirlerini artırmaktadır. Orduları ise piyadeler ve warbandlerden oluşmaktadır. Bu birimlerin giderlerinin az olması
nedeniyle ordu da kalabalık olur.Ayrıca atlı savaş arabaları da üretilebilir. Roma hanelerinden biriyle bu ülke fethedilirse kilit açılır ve oyuncu bu ülkeyle de oynayabilme imkanı kazanır.
Cermenler Bugünkü Almanya ve Hollanda’da yer alan Cermenler verimsiz topraklarda oyuna başlamaktadırlar. Topraklarının verimsiz olması ve ticaret gelirlerinin olmaması mecburi olarak fetih yapılmasını gerektirir. Yunanistan, Makedonya ve Traklar’dan sonra falanks uygulayan tek ülke olan ve zırh delici baltalı berserkerlere sahip olan Cermenler etraflarındaki ülkelerden çok kolay toprak alırken savunma konusunda bu kadar iyi değillerdir. Roma hanelerinden biriyle bu ülke fethedilirse kilit açılır ve oyuncu bu ülkeyle de oynayabilme imkanı kazanır.
İspanya Bugünkü İspanya’da yer alan İspanyollar Galya ve Kartacalılar ile savaş halinde oyuna başlamaktadırlar. Güçlü piyadelerinin yanında son derece iyi mızraklı birliklere sahiplerdir. Roma hanelerinden biriyle bu ülke fethedilse dahi oyunda yönetilemez.
Daçyah
olarak oyuna başlamaktadırlar. Bir deniz devletleri birliği görünümünde olan Yunan Şehirleri güçlü donanmaları sayesinde ticaret ilişkilerini sıkı tutmaktadır. Hoplitler sayesinde ok ve mızraklı birliklere karşı nispeten korunmalı bir durumda bulunan Yunan ordusu atlı birliklere karşı başarılı saldırılar yapabilmektedir. Ayrıca cretean archers adındaki iyi eğitimli kısa mesafe okçularına sahiplerdir. Sparta Hoplitleri ise sıkışmadıkları ya da pusuya düşmedikleri sürece pes etmeden savaşan azimli savaşçılardır. Falanks modundan çıkarıldıktan sonra herhangi bir birliğe kılıçlarını çekerek büyük bir hızla saldırırlar ve birliğin içinde yarık açarlar. Sparta Hoplitleri oyundaki en iyi savunma birliklerinden biridirler.Ancak bu başarıyı atlı birliklerde gösteremezler. Roma hanelerinden biriyle bu ülke fethedilirse kilit açılır ve oyuncu bu ülkeyle de oynayabilme imkanı kazanır.
Bugünkü Romanya’da yer alan Daçyalılar güçlü komşular ile oyuna başlamaktadırlar. Yunanistan, Makedonya gibi güçlü askerî birliklere sahip ülkelere karşı ayakta durmaya çalışan Daçya ordusu ağır piyadelere ve falx-wielding birliklere sahiptir. Roma hanelerinden biriyle bu ülke fethedilse dahi oyunda yönetilemez.
Trakya
İskitler
Makedonya
Bugünkü Rusya ve Ukrayna’da yer alan İskitler akıncı atlılara ve ağır süvarilere sahiptir. Oyundaki tek Türk kavmi olan İskit ordusunun büyük bölümü atlı okçulardan oluşur. Roma hanelerinden biriyle bu ülke fethedilse dahi oyunda yönetilemez.
Yunan kültürü
Bugünkü Yunanistan’da yer alan Makedonlar Büyük İskender’in güçlü ordularına sahiptir. Makedon Falanksları ordunun bel kemiğidir. Uzun mızrakları ve yakından dövüşe dayanıklı zırhları olmasına karşın okçulara karşı dezavantajları vardır.Atlı birlikleri Yunanlılar kadar kötüdür. Roma hanelerinden biriyle bu ülke fethedilse dahi oyunda yönetilemez.
Yunan Şehirleri
Selevkos İmparatorluğum
Bugünkü Yunanistan ve Türkiye’de yer alan Yunanlar çok önemli kolonilere sahip
Bugünkü Irak ve Kuveyt’in hakimiyetindeki Mezapotamya’da yer alan Selevkoslar verimli topraklardan dolayı tarımda
Bugünkü Romanya, Bulgaristan ve Türkiye’de yer alan Traklar da tıpkı Yunanlar gibi güçlü donanmaya sahiptir. Yarı çıplak güçlü piyadelere sahiplerdir. Falanks birlikleri de vardır. Roma hanelerinden biriyle bu ülke fethedilse dahi oyunda yönetilemez.
YAZI DİZİSİ gelişmişlerdir. Ayrıca Akdeniz’e kıyısı olması nedeniyle deniz ticaretinden de gelir elde etmektedirler. Makedonlar ile benzer ordu yapısına sahip olan Selevkos ordusu aynı zamanda Pers kültürünü de içerisinde barındırır. Makedon Falanksları, hoplit, tırpanlı atlı arabalar, fil birlikleri, cataphract ve lejyoneri de içerisinde bulunduran Selevkos ordusu oyundaki en alternatifli birliklere sahip ordudur.Ama genelde bu orduları onları ayakta tutamaz.Oyun içerisinde 100-150 sene içerisinde yıkılmış olurlar.Ayrıca 4 devletle hep savaş halindedir. Roma hanelerinden biriyle bu ülke fethedilirse kilit açılır ve oyuncu bu ülkeyle de oynayabilme imkanı kazanır.
Kartaca kültürü Kartacan Bugünkü Tunus’da yer alan Kartacalılar İspanya, Sicilya ve Sardunya’da da kolonilere sahip olarak oyuna başlamaktadırlar.Ticaret gelirleri oldukça yüksektir. Yetkin piyadeleri, güçlü atlıları ve filleri, nispeten zayıf okçu birlikleri ile çeşitlilik gösteren Kartaca ordusunun en önemli gücü fillerdir. Roma hanelerinden biriyle bu ülke fethedilirse kilit açılır ve oyuncu bu ülkeyle de oynayabilme imkanı kazanır.
Numidya Bugünkü Cezayir’de yer alan Numidyalılar küçük bir Batı Afrika krallığıdır.Topraklarının çoğu çöllerle kaplı olduğundan tarım yok denecek kadar azdır. Mızraklı süvarileriyle dikkat çeken bir orduya sahip olan Numidya hafif mızraklı piyadeleri de ordusunda bol miktarda bulundurur.Oyunun ileri zamanlarında deve sürücülerine de sahip olurlar. Roma hanelerinden biriyle bu ülke fethedilse dahi oyunda yönetilemez. Mısır kültürü
Mısır Bugünkü Mısır’da yer alan Mısırlılar bulundukları iklim gereği hafif zırhlı askerlere sahip olarak oyuna başlamaktadırlar. Yunan ordusu benzeri piyade birliklerine sahip olan Mısır ordusu sıradan okçu birlikleri ve chariotlara sahiptir. Diplomatik anlaşmalara genellikle sadık kalmaz ve ihanet ederler. Roma hanelerinden biriyle bu ülke fethedilirse kilit açılır ve oyuncu bu ülkeyle de oynayabilme imkanı kazanır.
Oyuncu eleştirileri
Asiler Asilerr oyunun özel bir parçalarıdırlar ve üç grupta toplanırlar. Bu iç grup Haydut ve Korsanlar, Kaçaklar ve Özgür Köleler, Özgür Krallıklar ve İsyancı Şehirler şeklindedir. Amaçları toprak fethetmek değil, orduların yolları üzerinde pusu kurarak ganimet elde etmektir.
Haydut ve Korsanlars Bu asiler birçok metot kullanarak para çalmanın yollarını ararlar. Yol keser, ticarete ket vurur, ordulara pusu kurar, deniz ticaretini baltalayıp limanların ticaret yapmasını engellerler. Tedbir alınmadığı taktirde büyür ve tehdit oluşturmaya başlar.
Kaçaklar ve Özgür Kölelert Bu asiler genellikle işgal edilen topraklarda varlık gösterirler. Özgür Köleler organize olamamış özgürlük isteyen insanlardan oluşur. Kaçaklar ise daha düzenli ve güçlü ordulara sahip olup tehlike arz ederler. Özellikle bir general etrafında birlik olduklarında şehirlerde isyan çıkarıp işgalci ülkeyi şehirden kovabilirler.
Özgür Krallıklar Şehirleri
ve
İsyancı
Bu asiler özgürdürler. Fakat bir ülke gibi organize olmuş şekilde değil şehir devleti halinde yaşarlar. Güçlü ordular kurduklarında asi şehirleri işgal etmek oyunculara zor anlar yaşatabilir.
Tarihî savaşlar Rome: Total War oyunculara tarihî savaşları yaşama ve yeniden senaryo yazma imkanı tanır. Oyuncu genellikle rakibe oranla sayıca az olan ordunun kontrolü eline alır. Oyunda mevcut olan tarihî savaşlar şunlardır: •Trasimene Gölü Muharebesi •Raphia Muharebesi •Telamon Muharebesi •Gergovia Muharebesi •Trebia Muharebesi •Asculum Muharebesi •Carrhae Savaşı •Cynoscephalae Muharebesi •Varus Savaşı •Sparta Kuşatması
Oyun oyuncular tarafından tarihî gerçekliğe uymamakla, oyunun yapımcısı Creative Assembly ise tarihi gerçekleri kurban etmekle suçlanmaktadır. Roma Cumhuriyeti’nin askerî ve politik dört ayrı kısımdan oluşması, Mısır birlikleri ve binalarından müteşekkil yeni bir krallığın olması, barbar kabilelerinin ve Yunan şehir devletlerinin tek bir güç olarak birleştirilmesi oyundaki tarihî yanlışlıklar olarak örneklendirilmektedir. Roma Cumhuriyeti’nin Yunan şehir devletlerine ve Galya’ya nazaran daha merkeziyetçi ve birlik içinde olması gerektiği de savunulmaktadır. Bu eleştiriler sonrasında oyunu eleştiriler dikkate alınarak daha gerçekçi ve tarihî gerçeklere sadık olan, oyundaki hataları gideren Rome: Total Realism ve Europa Barbarorumadıyla üç paket yayınlanmıştır. Bu paketlerde oyunun tarihinden devletlere, oyundaki binalardan şehirlere, birliklerden komutanlara kadar birçok şey elden geçirilmiş ve oyun daha gerçekçi bir zemine oturtulmaya çalışılmıştır.
Profesyonel eleştiriler Rome: Total War oyun siteleri ve dergilerinden yüksek puanlar alan, sayısız ödül kazanan ve profesyonel eleştirmenler tarafından 2004’ün en iyi strateji oyunlarından biri olarak nitelendirilen bir oyun olmuştur.
25
YAZI DİZİSİ
Stratejinin her unsurunu sevenlerin yüzünü yıllardır güldüren, ekran başında onlara keyifli saatler hatta günler geçirten, zamanla normal hayattan kopmalarına yol açan ve kendilerini gerçekten bir imparator ya da padişahmış gibi hissetmelerini sağlayan Empire Total War oyuncuların beklentisini fazlasıyla karşılıyor. Empire: Total War 4 Mart 2009’da piyasaya çıkmış olan Gerçek zamanlı strateji ve Sıra tabanlı strateji oyunu.Creative Assembly tarafından geliştirilmiş ve Sega tarafından yayınlanmıştır. Seride en son Orta Çağ’da kalınmıştı. Şimdi ise oynayanlar 1700’lü yılların çalkantılı politik yapısının içinde, ülkemize Dünya’da saygın bir yer edindirmeye çalışacak. Empire: Total War, serinin kendinden önceki üyelerine göre oldukça komplike bir yapım. Öyle ki, önceki oyunları oynamış olsanız bile ana haritanın karşısında bir süre duraksayabilirsiniz. Harita oldukça detaylı ve üzerinde sadece şehirler ve ordular yerine birçok yeni oluşum görebilirsiniz. Bunların arasında sınır kaleleri, küçük kasabalar, limanlar, madenler ve buna benzer birçok bina bulunuyor. Bunları askeri ya da ekonomik yönde geliştirmek oyuncuların tercihine
Strateji sevenlerin göz bebegi; Empire Total War 27 kalmış. Sadece şehirleri değil stratejik değere sahip bu noktaları da elinizde tutmak sizi zafere taşıyacak olan ufak ayrıntılar arasında. Şehir yönetimi konusunda, yeni yapımda çok büyük yenilikler bulunmuyor. Şehirlerle ilgili yapılan en önemli ayarlama olan vergi konusunda ise bir kolaylık getirilmiş. İsterseniz tüm şehirlerinizin vergi seviyesini bir anda ayarlayabiliyorsunuz. Bunun dışında, şehirlerinizde yaşayan insanların sınıflarına göre vergilendirme yapabiliyorsunuz. Yani zengin sınıfa ayrı, işçi sınıfına ayrı vergiler koyabiliyorsunuz. Tabi bunun farklı etkileri oluyor. Gelir kaynağınız sadece vergiler değil elbette. Düzgün bir gelir elde edebilmenin yolu komşularınızla ticaret anlaşmaları yapmaktan geçiyor. Tabii ticaret rotalarını düzenlemek, yollar ve limanlar yapmak zorundasınız. Bunları geliştirdiğinizde elde ettiğiniz gelir de otomatik olarak artıyor. “Empire: Total War, grafik anlamda gerçekten harika bir yapım olmuş. Savaş alanında hiçbir detay atlanmamış. Askerlerin modellemeleri ve savaş animasyonları çok başarılı.” 1700’lü yıllara gelindiğinde dünyada,
milliyetçilik akımı ve demokrasi gibi kavramlar artık yüksek sesle dile getirilmeye başlamış, bunların etkisi olarak, çok büyük isyanlar çıkmış büyük imparatorluklar yıkılmanın eşiğine gelmişti. Yönetim şekli olarak da insanlar artık monarşi dışındaki alternatifleri de değerlendirmek istiyorlardı. İşte tam böyle bir dönemde geçen oyun bunları da iyi bir şekilde yansıtıyor. Ülkenizin yönetim şekli başta monarşi olsa bile, ileride halkınızın çıkaracağı isyanlar ile bu yönetim şekli meşrutiyet ve hatta demokrasi haline bile gelebiliyor. Hangi yönetim şekli ile yönetilirse yönetilsin, her ülkenin bir kabinesi bulunuyor. Burada bulunan kişilerin belli özellikleri var ve bunlar zamanla gelişebiliyor. Ayrıca beğenmediğiniz kabine üyelerini de değiştirebilmek mümkün. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde belli sayıda Turn’den sonra seçimler yapılıyor.
Padişahım çok yaşama! Medieval 2’de din konusu çok büyük önem taşıyordu. Empire’da ise bunun önemi biraz azaltılmış. Ülkenizin dinine göre sahip olduğunuz din adamları ile
YAZI DİZİSİ 4-United Provinces (Birleşik Hollanda) 5-Sweden (İsveç) 6-Austria (Avusturya) 7-Russia (Rusya) 8-Poland - Lithuania (Polonya - Litvanya) 9-United States (Amerika Birleşik Devletleri) 10-Great Britain (İngiltere) 11-Maratha Confederacy (Maratha Konfederasyonu) 12-Mughal Empire (Babür İmparatorluğu)
Küçük Devletler
28
dini yayabilmeniz mümkün. Böylece yeni ele geçirdiğiniz yerlerde size karşı isyan çıkması olasılığını azaltmış oluyorsunuz. Önceki yapımlarda gizli ajan ve suikastçının yaptıklarını artık tek bir adam yapabiliyor. Yani suikast ve sabotaj görevleri yapacak adamlar ayrı değil. Bunun dışında diğer ülkelerle diplomatik ilişkiler kurabilmek için artık diplomatlara ihtiyacınız yok. Bunun yerine istediğiniz zaman istediğiniz ülke ile anlaşmalar yapabiliyorsunuz. Bu durum oynanışa büyük bir kolaylık getirmiş. Diplomasi konusunda oyunun yapay zekasının çok çok iyi olduğunu söylemek zor. Bazen çok makul bir teklif yaptığınızda bile sebepsiz yere reddedilebiliyorsunuz. Bazen de kabul edilmesini hiç beklemediğiniz bir teklifin kabul edildiğini görmeniz mümkün.
Savaş Haritası Mücadele haritası Avrupa, Amerika, Kafkaslar ( Doğu Anadolu ) ve Hindistan’ın bir çevresini ve ortadoğu ile kurulabilecek yolu kapsamaktadır. Oyundaki en büyük yeniliklerden biri, diplomasinin ön planda olması ve diplomatik görüşmeler için diplomatlara ihtiyaç duyulmamasıdır. Oyundaki bir diğer yenilik ise deniz savaşlarının oyuncu tarafından yapılabilmesidir. Geliştirilmiş otomatik yönetim siste-
mi ile birlikte tavsiye sistemi de yer almaktadır, ve oyun kendi içerdiği geliştirilmiş öğreticileri ile öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır. Oyunda eyaletlerdeki hoşnutsuzluk ise, önceki Total War oyunlarına nazaran çeşit kazanmıştır(dini hoşnutsuzluk, vergiler, bağımsızlık isteği, reform isteği )Oyundaki ordular ve filolar generaller ve amiraller tarafından kurulabilmektedir. Yetiştirilen birimler oyuncunun istediği en yakın mesafede oluşturulabilmekte, ve birimleri oluşturan generalin birimlerine katılabilmektedir. Oyunda yıllar ilerledikçe teknolojik gelişmelere bağlı olarak demokrasi ve özgürlük düşünceleri artmaktadır. Oyuncu, oyunda ilerledikçe Amerika Birleşik Devletlerinin bağımsızlığına bizzat şahit olabilmektedir. Halk var olan rejimden memnun değilse, ayaklanıp var olan rejimi değiştirebilmektedir.
Devletler Oyunda 60 adet devlet bulunmaktadır. Fakat bu devletler içerisinden 12 tanesi oyuncu tarafından kullanılabilmektedir. Oyundaki devletler şu şekilde sıralanır :
Büyük Devletler
1-Ottoman Empire İmparatorluğu) 2-France (Fransa) 3-Prussia (Prusya)
(Osmanlı
13-Barbary States (Berberi Devletler) 14-Bavaria (Bavyera) 15-Cherokee Nations (Cherokee Devleti) 16-Courland (Kurlandiya) 17-Crimean Khanate (Kırım Hanlığı) 18-Dagestan (Dağıstan) 19-Denmark (Danimarka) 20-Genoa (Ceneviz) 21-Georgia (Gürcistan) 22-Hannover 23-Huron Confederacy (Huron Konfederasyonu) 24-Inuit Nations (Eskimo Devleti) 25-Iroquois Confederacy (İrokua Konfederasyonu) 26-Italian States (İtalyan Krallıkları) 27-Knights of St. John (Hospitalier Şövalyeleri) 28-Louisiana 29-Morocco (Fas) 30-Mysore 31-New Spain (Yeni İspanya) 32-Persia (Azerbaycan, İran, Afşar Hanedanı) 33-Plains Nations 34-Portugal (Portekiz Krallığı) 35-Pueblo Nations (Pueblo Devletleri) 36-Savoy (Savoya) 37-Saxony (Saksonya) 38-Thirteen Colonies (On Üç Koloni) 39-Venice (Venedik Cumhuriyeti) 40-Westphalia 41-Württemberg
YAZI DİZİSİ
N
NAPOLEON TOTAL WAR
apoleon: Total War Creative Assembly tarafından geliştirilen ve Sega tarafından yayınlanan Gerçek zamanlı strateji ve Sıra tabanlı strateji oyunu.N:TW Kuzey Amerika’da 23 Şubat’ta Avrupa’da ise 26 Şubat’ta yayımlandı.Oyun Total War serisinin altıncı ana oyunudur,siyaset ve büyük askeri seferlerle 19.yüzyılın başına odaklanır.OyuncularNapolyon Bonapart’ın veya onun rakiplerinin rolünü üstlenerek sıra tabanlı savaş haritasında gerçek zamanlı olarak takip eden savaşlara girerler.Selefi Empire: Total War’ın özel bir Birleşik Devletler hikâyesi içermesi gibi,Napoleon ‘da da generalin erken kariyeri ayrı bir kampanya özelliği izlemektedir. Napoleon Total War’ın birçok sürümü piyasaya çıkmıştır.Bunlar: Standard Edition, Limited Edition, Imperial Edition ve Emperor’s Edition’dır. Bütün kutulu sürümler 5 ilave birlikten oluşan “Elit Alay” içerirken, Limited, Imperial (aynı zamanda poster içerir), ve Emperor’s sürümleri “Heroes of the Napoleonic Wars” paketinin özelliği sayesinde ek bir on birime sahip olur. TheEmperor’s Edition sadece Avustralya ve Yeni Zellanda’da piyasaya sürüldü, ve sadece farklı olarak generalin 200 mm boyunda heykelciği ve savaş alanı anı defteri eklendi.Steam içerik dağıtım sistemi üzerinden yapılan ön siparişe başka bir özel birim Royal Scots Greys de dahildir. Fransız aktör Stephane Cornicard oyunun orijinal İngilizce sürümlerinin yanı sıra
O, dünyaca ünlü askeri deha ve politik güç simgelerinden biri. Günümüze kadar sayısız şehre, sokağa hatta çizgi film karakterlerine bile ismi verilen biri. Yüzlerce filmde, binlerce kitapta kendisinden bahsedildi. Fransa imparatoru Napolyon’dan bahsediyoruz. 19. yüzyıl Avrupa’sının politik yapısını şekillendiren bu isim, şimdi de Total War serisinin yeni odak noktası durumunda. Almanca,Fransızca ve İspanyolca sürümlerde Napoleon Bonaparte’ı seslendirmektedir.
Genel Bakış N:TW 4 sefer içerir,ikisi Napolyon’un askeri kariyerinin erken dönemlerini izler.Kariyerinin ilk karşılaşması 1796 yılındaki İtalya Seferi,ikincisi ise 1798 yılındaki Mısır Seferi’dir.Her ikisinde de isteğe bağlı görevler hikâyenin sürmesine yardımcı olur.Büyük Fransız Kampanyası Avrupa’nın Hakimi olma açısından önceki Total War oyunlarının bütünsel modlarına benzemektedir.Diğer taraftan oyuncular Koalisyon Seferleri’nde Büyük Britanya,Rusya,Prusya veya Avusturya İmparatorluğu’nu yöneterek aynı harita üzerinde Napolyon Fransası’nı yenmeye çalışırlar.Her büyük kampanya oyuncuların belli sayıda bölge elde etmelerini gerektirmesine rağmen,ikincisinde Fransızların mağlup edilmeleri gerekmektedir.Napolyon’unAusterlitz, Trafalgar ve Waterloo gibi büyük savaşlarının çoğunun kampanyadan ayrı tarihsel bir senaryosu vardır.
Gerçek zamanlı savaşlar için yeni bir fizik sistemi uygulamaya konmuştur,örneğin savaş topları yere çarptığı zaman kraterler açmaktadır.The Creative Assembly’den Mike Simpson savaş taktiklerini etkileyen bir dizi çevresel faktörün olduğunu bildirmiştir. Yağmur yağdığında barutun geri tepmesi, ve bulunulan yerin yükseklğinin cephanenin menzilini etkilemesi gibi... Artık genel olarak serinin önceki oyunlarına göre bir birim içinde birbirinden çok daha farklı bireylere rastlanabilmektedir.Sefer Haritası dar odaklı ancak, Empire: Total War ‘dan daha detaylı.Napoleon: Total War ‘da turlar sadece 2 hafta sürerken,önceki oyunlarda ise 6 ay sürüyordu.Ayrıca oyunun yapay zeka sistemi modifiye edildi. Ek olarak, Napoleon: Total War birkaç yeni çoklu oyuncu özelliği içeriyor, üniforma editörü ve Steam üzerinden diğer oyuncularla konuşmayı sağlayan ses komutu gibi. Önceki Total Waroyunlarından farklı olarak,artık bir “drop-in” için çoklu oyuncu kampanya modu mevcut: bilgisayara karşı bir kampanya oynarken başka bir kullanıcının lobi aracılığıyla kontrol edilerek katılımına izin verilmektedir.
30
YAZI DİZİSİ
Tarihi gerçeklikler Aslına bakarsanız bir çok tarihi gerçeklik var ancak hepsini incelemek uzun oalbileceği için tarih derslerimizden çok iyi bildiğimiz mısır seferini ve Waterloo ele alıcam.
31
Mısır Seferi, 1798-1801 yılları arasında Fransa’nın Mısır ve doğu ticaret yolları üzerinde üstünlük elde etme amacıyla sürdürdüğü askeri sefer. Mısır Seferi, dönemin Fransa hükümetinin girişimiyle gündeme gelmiştir. Sefer, bu dönemde Fransa ve Büyük Britanya arasındaki mücadele bağlamı çerçevesinde değerlendirilebilir. 1796-1797 arasında İtalya’da Fransa lehine başarılı bir askeri sefer yürütmüş olan General Napolyon Bonapart, 1797’de Fransa’ya dönmüştü. Şubat 1798’de dönemin Fransa hükümeti, Büyük Britanya’nın Fransa tarafından işgal edilmesi yönündeki planını General Bonapart’a iletti. Bonapart, yaptığı stratejik değerlendirmeler sonrasında bu planın gerçekçi olmadığı sonucuna vardı ve dışişleri bakanı Charles Maurice de Talleyrand-Périgord’un da önerisiyle, hükümete Mısır’ın işgalini önerdi. Bu şekilde,Osmanlı İmparatorluğu’nin bir vilayeti olan Mısır’ın ele geçirilmesiyle Büyük Britanya’nın Mısır ve doğu ticaret yolları üzerindeki etkisinin ortadan kaldırılması ve Uzakdoğu erişiminin engellenmesi amaçlanıyordu. Ayrıca seferin Fransa’nın Akdeniz ticaretinin Büyük Britanya rekabeti karşısında güvenceye alınmasına da hizmet etmesi amaçlanmıştı. Mevcut yönetim, bir bakıma İtalya Seferi sonrasında kamuoyunca çok takdir edilen Napolyon Bonapart’ı Fransa’dan uzaklaştırmak için öneriye ilgi göstermişti.
Mısır Seferi’nde Fransa Mısır’ı ele geçirmiş, ancak onu elde tutmayı başaramamıştır. Mısır Seferi her ne kadar Fransa açısından başarısızlıkla sonuçlanan bir sefer de olsa, çok daha ciddi bir sonuca işaret etmektedir. Büyük Britanya’nın denizlerdeki hakimiyeti, Fransa’yı Kıta Avrupası’nda kalmak durumunda bırakmıştır. Fransa’nın denizaşırı seferlere girişmek konusunda yeterli olamayan bir donanmaya sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Fransa’nın Kuzey Amerika’daki Louisiana kolonisini 1803 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne satması da bu dönemde Fransa’nın dış politikasının denizaşırı perspektiften vazgeçmesinin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Waterloo savaşı Waterloo savaşı Napolyon için çok önemli bir savaş olmuştur çünkü yenilmez durdurulamaz gözüken Napolyon Waterloo’da kaybetmiştir. Waterloo Muharebesi 18 Haziran 1815 tarihinde, Fransa İmparatoru Napolyon’un son savaşıdır. Savaş İngiltere-Prusya ittifak güçleriyle Fransa arasında geçmiştir. Savaşta İngilizlere Dük Wellington, Prusyalılara ise Gebhard von Blücher komuta etmiştir. Müttefikler, Fransa’nın kuzeydoğusuna doğru saldırmayı düşünürken Napolyon onlara Belçika’da bir engelleyici saldırıda bulunmuş, sonrasında bu Waterloo Savaşı’na dönüşmüştür. Öncelikle İngiliz ordusuyla karşılaşan Napolyon, üstün görünürken süvari birliklerinin yanlış bir manevrayla hemen hemen savaşı İngilizlerin lehine çevirmiş, daha sonra Prusyalıların yetişmesi Fransızların yenilgisini boz-
guna dönüştürmüş ve savaş hemen hemen tüm Fransız ordusunun imhası ya da esaretiyle sonuçlanmıştır. Savaş, Belçika’nın Brüksel şehrinin 12 km ve Waterloo kasabasının 2 km uzağında gerçekleşti.Fransa monarşisinin yeniden kurulduğu bu muharebe sonrasında, Napolyon 1821 yılında öleceği Saint Helena Adasına sürgüne gönderilir. Strateji kurmak isteyenler için Napoleon: Total War’u üst düzey bir PC’niz olmasa da oynayabilirsiniz. Tabii ki görsellik olarak ödün vermek şartıyla. “Benim PC sistemim çok güçlü” diyorsanız, ben de size “o zaman görsel şölene hazır olun” diyebilirim! Tarihin önemli askeri ikonlarından biri olan Napolyon’un hikâyesini oynama tecrübesi bile bu oyunu almanızda büyük etken olacaktır.
Eleştiriler Napoleon: Total War çıktıktan sonra olumlu eleştiriler almıştır.Şu anda Metacrtic’in verdiği 84 metascore’a sahip bulunmaktadır.Oyun ve The Creative Assembly grafiklerdeki ve yapay zekadaki iyileştrmeler ile yeni kampanya özellikleri ve çoklu oyuncu modlarından dolayı övülmüştür. IGN taktik savaşlarının şimdiye kadar hiçbir oyunda görmedikleri kadar şaşırtıcı olduğu yorumunu yapmıştır.” Eurogamer’a göre yapay zeka bazen kötü karar vermesine rağmen oyunculara meydan okuyarak zorluk sağlamaktadır.” Diğer eleştiriler biraz oyunun doğrusal hikâye modu kampanyalarına, denizdeki nişan süresine ve oyunun netcode istikrarına odaklanmıştır.
C
reative Assembly ve Sega tarafından yapılan Total War serisinin yeni oyunu Total War: Rome II, serinin kullandığı mevcut warscape oyun motorunun geliştirilmiş haliyle karşımıza çıkacak
l war 2 Rome Tota Al ekibinden geliştirici rularımızı bicham so yanıtladı.
oyun, Türkçe dil desteği içermektedir. Rome 2 ilk Türkçe dil desteği bulunan Total War oyunu olma özelliğine sahiptir. Rome II, milattan önce 272 ile milattan sonra 14 arasında geçmektedir. Gelişmiş oyun motorunun avantajları ve günümüz oyunlarının görsel açıdan aşırı geliştiğini göz önüne alırsak savaşların ve grafikler-
in en iyi Total War oyunu olacağının kanıtıdır. Rome 2’yi tanıtan videolarda da görüldüğü gibi gerçekte yaşanılanlar oyuncuya sunulacaktır. Devletlerin yönetim şekillerinin tarihi gerçekçiliği ön planda olan Rome 2’de beklenen en büyük gelişmedir.
Oyun Haritası Oyunun haritası ilk oyundan daha büyük olacağını ayrıca kuzey ormanlarında Barbar Kavimler, çöllerde Doğulu Krallar ve tabi ki de Roma’nın kendisi olacak. Afrika bölgelerine de yer verilmiştir, böylece
HABER-RÖPORTAJ birbirine kılıçlarını sallarken yüz ifadelerine kadar her şeyiyle birlikte gösterilen scriptlerden örnekler verebiliriz.
– bu herkesin tanıdık bir duyguya kapıldığı muazzam ve anıları canlandıran bir zaman. Bireylerin kendi hayatlarında tarihin akışını değiştirdiği bir zaman-
Şehirlerin Rome 2’de daha büyük olacağını söyleyen James Russell, surların alınmasıyla savaşın bitmeyeceğini, askerlerin şehirlerde dar sokakların yerini geniş sokaklara bırakmasıyla birlikte daha kanlı savaşların şehrin her yerinde karşımıza çıkacağını söylemiştir. Oyuna eklenen diğer bir yenilik ise savaş sırasında birden bire savaşın durabileceği, duyulan bir sesle bu asker nidası da olabilir savaşın bütün hızıyla devam edeceği de öğrenilmiştir. Sefer haritasında bilindiği gibi ordunun tek olarak gözükmesi, miktarının da bayraktan anlaşılması tamamen değiştirilmiştir. James Russell bunun değiştiğini artık tek bir askerin değiştiğini söylemiştir. Anlaşılan o ki artık sefer haritasında o klasik ordu modeli daha gerçekçi hale getirilmiş. Temsilciler Her Total War oyununda olduğu gibi Rome 2’de de ajan vardır. Fakat Tüccar ve Diplomatın yerini Şampiyon ve Mümessil almıştır. Tanıtım videosunda da suikast yapan kadın olduğunu görüyoruz. Böylece oyunda bulunan suikastçilere yenisi de eklenmiştir. Diplomatları her Total War oyununda olduğu oyuncunun ve yapay zekanın diplomasiyi yürütmek için kullanırlar. Yapay zekası bu açıdan da geliştiren Rome 2 oyuncuya karşısında gerçek oyuncu varmış gibi hissiyat vererek gerçekçiliği kazandırmayı başarmıştır. Savaşlar
Roma ve Scipii devletlerinin gerçekçiliği ön plana çıkmaktadır. Aynı zamanda oyuncu, Roma’nın gelişimiyle bir imparatorluk kurmaya ya da imparatorluğu çöküşten kurtarmaya çalışacak. Görsel açıdan da oyuna yeni bir sistem eklendiğini, bu şekilde sahnelerin çok daha detaylı olacağını söylemiştir.
diplomasinin ve savaşlarında bu sayede gerçekçiliğini daha da arttıracağını belirtmiştir. Sefer haritasında bulunan bölgelerde tek bir bölgede bile birden çok işgal altına alınabilecek noktalar olacaktır Buna ek olarak her bölgede bir şehrin olmayacağı da yapılan röportajlarda öğrenilmiştir.
Büyük seferde Roma sadece tek devlet olacaktır. Yani Roma ailelerin hepsi büyük seferde olmayacak. Buna ek olarak oyuna DLC ekleyeceklerinin ipucunu veren Jack Lusted, oyunda yapay zekanın insan zekasına benzeyeceğini, böylece
Her Total War oyununda olduğu gibi Rome 2’de de scriptler olacak. Scriptler önceki oyunlara göre Shogun 2’ye benzeyecek, tabi daha geliştirilmiş ve döneme uygun hale getirilmiş şekliyle. Sur üstünde savaşan iki düşman askerin
Rome 2 ekibinin baş tasarımcısı James Russell oyunda savaşların gerçekçiliğin üst düzeyde olacağını, savaşların gerçek zaman dilimindeki gibi savaşların 15 saat sürebileceki ve molaların verilecek. Animasyonların daha gelişeceği Rome 2 oyununda savaş sırasında yanındaki askere ok isabet eden diğer asker tepki verecek, yapılan savaşlarda yenilgi veya galibiyet esnalarında askerler tepki verecek, böylece savaşlarda yeni bir güzellik daha olacak. Roma ordusunun gerçek zaman dilimindeki gücünü, diğer devletler ile yaptığı savaşta ezici üstünlüğünü göstermek istediği belirten James Russell, şehirlerde birden çok epik noktanın olmasıyla gerçekçilik daha da üstün olacak. Savaşlarda geliştirilen diğer bir özellik ise toplu savaşlar olacak. Yani askerler sandallardan atlayıp savaşa katılacak, gemilerde
34
HABER-RÖPORTAJ ise surları yıkabilecek top ve mancınık olabileceği belirtilmiştir.
Kamera Savaş meydanında klasik Total War kameralarına ek olarak birçok kamera sistemi daha eklenmiştir. Böylece oyuncu savaş sahnelerini en ince ayrıntısına kadar takip edebilecek. Kamera açısını yakınlaştırdığınızda inanılmaz bir detayla karşılacağız. Deniz ve kara savaşlarının da birlikte olabileceği oyuncuya adeta gerçek bir savaşı iliklerine kadar işletebilecek bir şekilde karşısına koyacaktır. Bir diğer yenilik ise oyunun tasarımcılarından Jamie Ferguson’un o sözleridir. Surlara doğru ilerleme emri alındığında bunu sizler de yaşayacaksınız... Ve emri en iyi şekilde yerine getirmek üzere surlara doğru çılgınca koşan askerlerden biri de, siz olacaksınız. Anlaşılan o ki bu ve bunun gibi birçok özellik savaş meydanında karşımıza çıkacak. Böylece gerçek savaş atmosferini yakalayabileceğiz. Bu ufak tanıtımdan sonra söyleşimize geçelim.
Bu yeni oyunu yeni bir grafik motoru ile hazırladığınızı söylüyorsunuz, burada tamamen yeni bir motordan mı bahsediyoruz yoksa eskisinin gelişmiş halinden mi?
oyun için de kullanılabilir tutmak.
Bu değişime devrimselden çok evrimsel bir değişim diyebiliriz, lakin Warscape motoru üzerinde bazı büyük grafiksel güçlendirmeler de söz konusu. Örneğin yeni bir parçacık sistemi ve ışıklandırma modelini motora yerleştirdik. Bu şekilde sahneleri eskisinden çok daha detaylı renderlayabiliyoruz.
Birçok yeni büyük geliştirme söz konusu. Örneğin diplomaside hedefimiz yapay zekanın amacını daha transparan yapıp bu şekilde isteklerinin daha az gelişi güzel olmasını sağlamak. Karar verme mekanizması sırasında gerçek bir insan gibi düşünmesine imkan kılmak. Oyuncuların, yapay zekanın güdüsünü anlamasını mümkün kılmak. Diyelim ki yapay zeka size karşı saldırgan bir tutum sergiledi ve ticaret anlaşmasını kabul etmedi. Size karşı sergilediği bu tavrın altında yatan sebepleri görebilmeniz, yapay zekayı daha insana yakın, daha doğal hissettirir.
Bunu sormak için henüz erken biliyorum ama Rome 2’nin ter türlü donanımda çalışabileceği şekilde ölçeklendirdiğinizi söylüyorsunuz fakat bunun bir sınırı olmalı. Mesela oyunda XP desteği olacak mı? Veya oyunu HD 5000 serisinde çalıştırabilecek miyiz? Şu an için donanımsal özellikler hakkında bu kadar erken yorum yapamam, nitekim geliştirmenin ileriki evrelerine kadar bu bilgileri sağlamlaştıramayız ancak bizim büyük hedeflerimizden bir tanesi de mevcut en düşük sistem gereksinimleri bu
Peki yeni oyunda ekonomi, diplomasi ve savaş sistemi dışındaki diğer öğelerde ne gibi gelişmeler olacak?
Biliyoruz ki oyunlarınızı genel olarak hayranlarınızdan aldığınız geri bildirimler eşliğinde geliştiriyorsunuz. Peki Rome 2 için en çok istenen şey neydi? Basitçe şuydu: Rome 2’yi yapmamız! Total War serisinde en çok istenen bir sonraki adım buydu, dolayısı ile
hayranlarımıza istedikleri şeyi vermek bizim için çok heyecan verici. Ve bu sürece de bayılıyoruz – bu herkesin tanıdık bir duyguya kapıldığı muazzam ve anıları canlandıran bir zaman. Bireylerin kendi hayatlarında tarihin akışını değiştirdiği bir zaman. Diğer Total War oyunlarına nazaran bu oyunda savaş meydanına daha fazla duygu hakim olacak dediniz. Bunu biraz daha açabilir misiniz? Bir de bölge yönetim sistemini daha belirgince anlatabilir misiniz? Savaş meydanına yeni birim kameraları ile geliyoruz. Bu şekilde oyuncular kamerayı sadece bir birime kilitleyip onların yaptıklarını yakından izleyebilecekler. Bu sistem aynı zamanda daha detaylandırılmış yüz animasyonları ve diyaloglarla da desteklenecek. Askerler etraflarında gelişen olaylara daha fazla tepki verebilecekler. Öte yandan bir sürü insan animasyonları olacak bu şekilde yaşanan olaya daha insansı bir bakış açısı ile yaklaşabileceksiniz ve o adamların neler yaşadığını hissedeceksiniz. Bölge yönetim sistemine gelince, bu-
nun arkasındaki konsept mikro yönetim yükünü olabildiğince azaltmak. Rome II haritası büyük olacak – ilk Rome: Total War’dan daha büyük bir alana sahip olacak. Tek bir bölge (province) bile, işgal edilebilir birçok alana (region) hükmedecek, dolayısı ile her bir alanda (territory) tek tek kontrol edeceğiniz başkentler olmayacak. Her ne kadar etkili bölge yönetimi başarılı olmanın kilit noktalarından biri olsa da, sınırları büyürken oyuncuları sürekli tekrar eden yoğun bir bölge yönetim sistemi içinde boğmak istemiyoruz. İnsanlar Rome oyununu Shogun’dan daha fazla seviyorlar ancak siz yeni Rome oyununu Shogun 2’yi yaptıktan sonra hazırlama kararı aldınız. O halde şunu diyebilir miyiz; “Shogun 2 yeni nesil Total War serisi için bir denemeydi ve bunu büyük başarı ile tamamladığınıza göre artık Rome 2’ye hazırsınız?” Sanırım o konuda şunu söylemek en doğrusu olur: Dar bir kültür ve coğrafi ölçeği olduğu için Shogun 2, senaryo ve savaş sistemini geliştirip cilalamaya daha çok odaklanmamızı sağladı. Şu anda bu sistemi kullanmak adına çok iyi bir noktada olduğumuzu düşünüyoruz, ölçeğimizi
HABER-RÖPORTAJ genişletmeye ve bir sürü bölgeden, kültürden ve savaş stilinden oluşan oyunlar yapmaya yeniden hazırız. Ancak bu, yeni oyun mekaniksel açıdan Shogun 2’nin tıpatıp aynısı olacak demek değil. Rome 2’yi birçok alanda geliştirip ona yeni şeyler katmaya çalışıyoruz. Yeni oyun için DLC planınız var mı? Bu kadar detay için henüz erken ama bizi bilirsiniz oyunlarımız için olabildiğince içerik üretmeyi severiz. Günümüzde pek çok PC oyunu mobil cihazlar için ölçeklendiriliyor. Bu cihazlar için sizin bir planınız var mı? Kısa zaman önce iOS için Total War Battles: Shogun’u yayınladık ve yakın zamanda Android için de çıkartacağız. Burada önemli olan şey şu; her ne kadar o oyunların içinde PC’deki Total War’dan DNA’lar kalmış olsa da iOS oyunu özel olarak o platform için üretildi, basit bir port etme işlemi olmadı. Şu anda diğer platformları da araştırıyoruz ve Total War’ın uyum sağlayabileceklerini seçmeye çalışıyoruz. bu güzel söyleşiden sonra Al Bickham’a teşekürlerimizi sunuyoruz.Rome total war 2 için sistem gereksinimlerine bir göz atalım.
Sistem Gereksinimleri En Düşük İS: XP/Vista/Windows 7/Windows 8 İşlemci: 2 GHz Intel Dual Core işlemci/2.6 GHz Intel Single Core işlemci Bellek: 2 GB RAM Ekran Kartı: 512 MB DirectX 9.0 uyumlu kart (Shader Model 3 ve vertex texture fetch destekli) DirectX: 11 Sabit Sürücü: 19 GB boş alan Ekran Çözünürlüğü: 1024x768
Tavsiye edilen İS: Windows 7/Windows 8 İşlemci: İkinci nesil Intel Core i5 işlemci Bellek: 4 GB Ram Ekran Kartı: 1024 MB DirectX 11 uyumlu kart DirectX: 11 Sabit Sürücü: 35 GB boş alan Ekran Çözünürlüğü: 1920x1080
36
İNCELEME
STARCRAFT HEART OF THE SWARM
2
“Ben Sürü’yüm. Ordular yok olacak, dünyalar yanacak. Sonunda, bu gezegende, intikam benim olacak çünkü ben Kılıçların Kraliçesiyim.”
S
tarCraft... İlk olarak 1998 yılında görücüye çıkan efsane strateji oyunu, her türlü oyun severin tanıdığı, adını duyduğu anda irkildiği isimlerden bir tanesidir. Öyle bir oyundu ki ilk SC, ikincisini çıkması tam tamına 12 yıl aldı. Neden mi? İlk olarak zaten mükemmel bir oyuna, yapılacak ikinci bir devam serisine ihtiyaç yoktu. İkinci olarak ise yapılabilecek en ufak bir hata, bu mükemmelliği yok edebilirdi. Belki abartılı gibi gelebilir yazılanlar ama SC öyle bir yapımdı ki Amerika’da an itibariyle oyun için yazılan kodlar, üç farklı üniversitede ders olarak verilmekte. Tüm bu mükemmelliğin ardında yatansa aslında tek bir şey: Denge!
37
SC’nin yıllardır tahtından indirilememesinin yegane sebebidir denge. Oyunda bulunan üç ırkın da kendisine göre özel bir gücü bulunmaktadır ve her ırkın diğerine göre zayıflıkları da mevcuttur. Fakat konu bu kadar basite indirgenemez zira her ünitenin de birbirine karşı avantajı ve dezavantajı bulunmaktadır. İşte tüm bu hesap kitaba biz “macro - micro” diyoruz. SC ilk oyununda olduğu gibi, ikinci oyununda da benzeri bir yapı ile çıktı karşımıza. Wings of Libery (WoL) olarak adlandırılan yeni oyunun, eskiye göre en büyük farkı, tek yerine üç oyun olarak piyasaya sürülecek olmasıydı. WoL isimli oyunda sadece Terran senaryosu üzerine yoğunlaşılıyor, senaryo ise öyle bir yerde bitiyordu ki ikinci oyunun çıkacağını bilmiyor olsak bile beklemeye devam ederdik. Pek tabii Starcraft 2, beraberinde getirdiği ırka özel senaryo mantığı ile oyun tasarımında da birçok değişikliğe gitti ki bu durum Starcraft 2: Heart of the Swarm (SC2: HotS) ile de devam etmekte. Şimdiye kadar video oyunları tarihinin en güçlü kadın karakterlerini sayarsak elimizde çok uzun bir liste olmaz fakat Sarah Kerrigan şüphesiz bu listenin başında gelir. Oyun sektörünün hitap ettiği kitle genellikle erkek oyuncular olduğu için şimdiye kadar hep erkek karakterleri hikaye eksenlerinde gördük, bu
yazının Kadınlar Gününe denk gelmesi ise güzel bir tesadüf oldu. StarCraft II: Heart of The Swarm’un ana karakteri olan Sarah Kerrigan, oyun dünyasının büyük trajedilerinden birisi. Orijinal olarak Terran’ların tarafında savaşan Kerrigan, Zerg’ler tarafından yakalanıp insan/Zerg hibridine dönüştürülerek, Overmind’ın kontrolüne girmiş ve bir zamanlar omuz omuza savaştığı ırka düşman olmuştur. Overmind’ın yok edilmesi ile Zerg’lerin başına geçen Kerrigan, bir daha asla dönemeyeceği bir yola girmiştir. Şüphesiz Blizzard ekibi bu tarz “kahramanlıktan anti-kahramanlığa” geçiş hikayeleri yazmayı çok seviyor. Bunu Illidan, Arthas gibi örneklerde daha rahat görebiliyoruz. İşin ilginç yani, bu karakterler her ne kadar göreceli “kötüler” olsalar bile, insanlar onları sevmeye devam ediyor. StarCraft II’nin ikinci ek paketi Heart of The Swarm Kerrigan’ın Arcturus Mengsk’e karşı verdiği intikam hikayesini konu alıyor. Yeni birimler, yeni mekanikler ve 20 görevlik yepyeni bir hikaye içerecek oyun, 12 Mart’ta raflarda olacak. Wings of Liberty’de yani ilk oyunda olayları Jim Raynor’ın perspektifinden yaşamış, Raynor’ın Sarah’yı kurtarmasına şahit olmuştuk. StarCraft’ın hikayesini takip edenler rahat bir nefes alacak eski Kerrigan geri gelecek derken, derin karanlıkların hemen dağılmayacağına şaşmamak lazım çünkü Kerrigan intikamını almadan rahat etmeyecek gibi görünüyor. Heart of The Swarm tam olarak bunu konu alıyor; Kerrigan’ın intikamını. Blizzard oldukça güzel bir sinematikle bize hikaye hakkında bolca ipucu verdi zaten, Kerrigan’ın kaderini öğrenmemize ise oldukça az bir zaman kaldı. Peki ama Kerrigan Wings of Liberty’nin sonunda nasıl insan olmuştu? Char’da Xel’Naga’nın gücünden faydalanarak Koprulu sektörünü Zerg sürüsünden kurtarmaya çalışan Jim Raynor, bunun sonu-
cunda Kerrigan’ı insan formuna çevirmiş ve Sürü ile bağlantısını kesmişti. Kılıçlar Kraliçesi’nin yokluğu Sürü’yü dağıtmış ve galaksi kurtulmuştu fakat bu ne kadar sürecekti? Peki ama insan olmasına rağmen Kerrigan neden intikamının peşinden gitmeyi tercih edip geri kalan Zerg’leri arıyor işte bu Heart of The Swarm’un cevaplayacağı sorulardan. Ek paket aslında apayrı bir oyun gibi geliyor. Özellikle ben StarCraft II’nin bu yapısını çok sevdim. İlk etapta oyunun üç ayrı paket halinde geleceği söylendiğinde Blizzard oldukça geniş bir tepki ile karşılaşmıştı fakat artık bunun iyi bir karar olduğunu görüyoruz. Özellikle böyle ayrı ayrı çıkması StarCraft II’nin senaryo yapısını oldukça derinleştirirken her yeni ek pakette yeni oyun mekanikleri denenmesine fırsat yaratıyor. Wings of Liberty hissiyat ve atmosfer olarak daha aydınlık bir oyundu belki fakat Heart of The Swarm öyle değil. Kerrigan’ın hikaye boyunca yapacağı fedakarlıklar ve ana karakterlerin Zerg olması gibi sebeplerden dolayı oldukça karanlık ve tatmin edici bir hikaye ile karşılaşacağımızı söyleyen Blizzard, HoTS sayesinde Zerg etik kodlarını ve yaşam felsefelerinin daha anlaşılır olacağını açıklamıştı zaten. Bunun yanında Kerrigan’ın Sürü ile yaşadıkları, yabancılaşma, kimlik ve sorumluluk gibi
İNCELEME
temalar HoTS’da yoğun bir şekilde incelenecek. Multiplayer anlamında Heart of The Swarm bir oyun dinamiğini en çok değiştiren şeyi getiriyor; yeni birimler. Eski birimlerin çoğu üzerinde çalışan ve bazı özelliklerini değiştiren Blizzard, yeni birimler konusunda bazı sürprizler hazırlamış durumda. Özellikle yeni dönüştürülebilir Terran Hellbat oldukça can yakarken Battlecruiser’ları yeniden elden geçmiş durumda ve gerçekten online maçlarda oyunu değiştiriyorlar. Heart of The Swarm Zerg odaklı bir ek paket olduğu için Beta’da bariz bir şekilde Zerg ırkı daha güçlüydü. Tabii bunlar oyun çıktığında düzelmiş olacak diye düşünüyorum. Zerg tarafında HoTS’da Viper ve Swarm Host gibi yeni birimler eklenmişken bazı Zerg birimlerinin sayısal değerlerinde farklılıklar var. Oyunun en çok can yakan birimleri ise Protoss’ta. Özellikle yeni eklenen Tempest, altılı yedili gruplar halinde kesinlikle amatör eğlendirmezken, Protoss’lar hava birimlerinin güçlülüğü ile kendini gösteriyor. HoTS’un en güçlü yanlarından biri sadece Multiplayer değil tabii. Hikaye modu Kerrigan’ın yavaşça güçlenip Zerg’lere tekrar eskisi gibi hükmetmesini konu
alacakken, singleplayer mekanikleri buna yansıtılmış durumda. Kerrigan kazandığı mutasyonlarla kendisini geliştirilebilecek. Wings of Liberty’de denenen fakat tam olarak uygulanamayan RPG öğeleri, Heart of The Swarm’da mevcut olacak. Yapımcılar görevlerin Wings of Liberty’den daha farklı bir yapıda olacağını söylüyor. Özellikle Zerg doğası gereği oldukça saldırgan olacağız ve görev yapısı bunu yansıtacak. Blizzard oyunun hikaye moduna 20 saat diyor, bu gerçekten modern oyunlar için oldukça yüksek bir sayı ve mutlu edici bir durum. 20 Görev, 20 saat, yani her görev yaklaşık 1 saat gibi bir şey. Kerrigan’ın evrim mekanikleri gerçekten heyecan verici görünüyor. Oyunda bir birim olarak her savaşta yer alacak Kılıçlar Kraliçesi, başta silah kullanan, eski halinden daha zayıf bir durumdayken, yeni mutasyonlarla güçlenerek eski gücüne kavuşabilecek. Bu bana Frozen Throne’un sonunda Arthas’ın her bölümde bir seviye kaybetmesini hatırlattı, Blizzard’ın bu tarz oyun mekaniklerini geri çevirip kullanması gerçekten akıllıca. HoTS’un en can alıcı noktalarından birisi Zerg birimlerinin evrim sistemi. Farklı gezegenlerden bulabileceğiniz DNA’lar ile birimlerinizi evrimleştirecek ve daha farklı birimler edinebileceksiniz. Mesela
Zergling’ler Raptor’lara, Baneling’ler Splitterling’lere dönüşebilecek. Destruction of Worlds, HoTS ile gelen başka bir mekanik. Hikaye modunda karşımıza çıkacak bu fonksiyon, çeşitli gezegenleri yok ederek bu gezegenlerden gelen bazı özellikleri Sürü’ye eklememizi sağlayacak. Her yeni gezegen yepyeni evrimlere kapı açacak ve Sürü güçlendikçe güçlenebilecek. Tüm bu özellikler sanki Heart of The Swarm’u yepyeni bir oyun haline getiriyor gibi geliyor değil mi? Blizzard’a göre HoTS multiplayer açısından bir ek paket. Wings of Liberty ve Heart of The Swarm ayrı bir merdiven ile değerlendirilecekken Wings of Liberty’nin eSpor desteği Heart of The Swarm için devam edecek. Heart of The Swarm Multiplayer Leveling özelliğini es geçmiyor. Oynadığınız maçlara göre oyun içi seviyeniz, tecrübeniz ile paralel bir şekilde artacak ve böylece kendi seviyenizde insanlarla maç yapabileceksiniz. Bunun için seviye sınırı 60 olarak belirlenmiş. Dünyalar yanacak, şehirler düşecek! Ordular kırılacak!
Çünkü “Sürü” geliyor.
38
HABER-ROPÖRTAJ
WORLD OF WARCRAFT ONLINE OYUN DÜNYASINDA YENI BIR SOLUK Şimdiye kadar oynadığınız bütün oyunları unutun farklı bir dünya farklı bir evrende kendinizi bulacaksınız karşınızda WORLD OF WARCRAFT.
W
orld of Warcraft (WoW) oyununa başlamadan evvel, türün temellerini iyi anlamak gerek. MMORPG, yani Massive Multiplayer Online Role Playing Game; dünya üzerinde sayısız oyuncunun bir araya geldiği, kendilerine özgü ırkları, sınıfları ve kabiliyetleri ile beraberce görevler yaptıkları, kendilerine belirli meslekler seçip zanaatkârlık yaptıkları, kısacası bilgisayar üzerinde yaratılmış alternatif bir dünyada yaşadıkları bir oyun türüdür.
39
Bahsini ettiğim bu oyun türüne örneklerin çıkması pek sanıldığı kadar kolay değil. Çünkü sayısız oyuncunun bir araya geldiği bu ortamların ayakta kalabilmesi için, güçlü oyun sunucularının var olması ve bunların bakımlarının da düzenli olarak yapılması gerekmektedir. Sözünü ettiğimiz bu durum herkesin başından kalkamayacağı bir zorunluluk olduğundan pek çok yapımcı bu tip bir maceraya girmekten çekinir. MMORPG oyun yapımcıları kullanıcılarından belirli aralıklarla para talep eder ve üyelik sistemi ile çalışırlar. Tabii insanlar düzenli olarak para verecekleri bu oyuna, daha doğrusu yapımcıya güvenmeli, hem oyunun uzun süre oynanabilir yapıda olduğunu düşünmeli, hem de problem yaşamayacağından emin olmalıdırlar. 2001 senesinde duyurulduğundan beri merakla ve sabırsızlıkla beklenen WoW, yapımcısının Blizzard olmasından dolayı pek çok insan tarafından gözü kapalı alınmaya hazır bir yapımdı. “Blizzard’dan babam çıksa yerim!” atasözünü dillere dolayan, yaptıkları her oyun ile dünya’yı sarsan, Diablo, Starcraft ve Warcraft’ı oyun dünyamıza kazandıran bu saygı duyulacak yapımcı şirket kendine öyle ün, şan ve şeref kazandırdı ki; ek paket bile yayınlasalar satış rekorları kırmaktan ve ödüllere boğulmaktan kendilerini alamadılar. Daha evvel hiçbir deneyimleri olmadığı MMORPG dalına girmeye aday olduklarını açıkladıklarında, herkes Blizzard’a şüphe ile baktı. Aslında bu şüphe Blizzard’ın işin altından
kalkamaması değil, tıpkı Diablo’da olduğu gibi RPG sistemini en aza indirip karşına çıkanı öldür mantığını fazlasıyla benimseyerek MMORPG’nin asıl mantığı olan rol yapma kısmını göz ardı edebileceği konusundaydı. Sonuç ise tam beklenildiği gibi oldu. Blizzard yine yapacağını yapmış, vadettiklerini aynen hayata geçirmiş, diğer tüm MMORPG’lerde olduğu gibi insanları gerçek hayattan soyutlayacak bir oyunu piyasaya sürmüştü. WoW fırtınası öncelikle Amerika’yı vurdu ve pek çok insan Azeroth topraklarını arşınlamaya başladı. Şimdi ise sıra bizde… Wow(World of Warcraft) Blizzard Entertainment firması tarafından geliştirilen bir MMORPG, yani devasa çok oyunculu çevrimiçi rol yapma oyunudur. İlk olarak 1994 yılında çıkarılan Warcraft:Orcs & Humans oyunu ile tanıtılan Warcraft serisinin 4. oyunudur, ancak bu oyundan önceki oyunlar gerçek zamanlı strateji (RTS) türündedir. Warcraft III: The Frozen Throne oyunundan sonra kaldığı yerden devam eden oyunun konusu, yine önceki oyunlar gibi Azeroth adı verilen sanal gezegende devam etmektedir. World of Warcraft ilk olarak Blizzard Entertainment tarafından 2 Eylül 2001’de duyuruldu ve Warcraft serisinin 10. yılında 23 Kasım 2004’de satışa sunuldu. Oyunun ilk genişleme paketi olan The Burning Crusade, 16 Ocak 2007’de yayınlandı. Bu genişleme paketi ile Outland oyun dünyasına katılmış oldu. İkinci genişleme paketi Wrath of the Lich King ise 13 Kasım 2008’de yayınlandı. BlizzCon 2009 konferansında ise oyunun üçüncü genişleme paketi Cataclysm duyuruldu Yeni eklenti paketi 7 Aralık 2010’da piyasaya sürülmüştür. Bu eklenti paketiyle oyunun çıkış zamanında tanıtılan eski Azeroth kıtaları Eastern Kingdoms ve Kalimdor’da yıkım sonucu birçok kalıcı değişiklik olmuştur. 30 Haziran
2011’den itibaren World of Warcraft’ın klasik sürümü, The Burning Crusade genişletme paketi içeriğini de kapsayacak şekilde güncellenmiştir. 21 Ekim 2011’de BlizzCon2011 konferansında oyunun dördüncü genişleme paketi Mists of Pandaria duyurulmuştur. Dünya genelinde 12 milyonu aşkın kullanıcısı ile, World of Warcraft, “en popüler MMORPG oyunu” olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş bulunmaktadır.Nisan 2008 tarihi itibariyle, World of Warcraft devasa çevrimiçi oyunlar pazarının yüzde 62’sini elinde bulundurmaktadır.
Oynanış World of Warcraft oyununda MMORPG türündeki diğer oyunlar gibi, oyuncular bir karakter oluşturup, oyun dünyasındaki görevleri tamamlayarak, canavarları öldürerek ya da diğer oyuncularla savaşarak deneyim kazanmak suretiyle seviyelerini artırabilirler. Oyun özel bir üyelik gerektirmektedir ve diğer MMOPRG türündeki birçok oyun gibi World of Warcraft’ı oynamak için kullanıcı aylık bir
HABER-ROPÖRTAJ
ödeme yapmalı ya da ön ödemeli kartları (pre-paid card) kullanmalıdır. Oyunu denemek isteyen herkes, ücretsiz olarak World of Warcraft’ın sınırlandırılmış Başlangıç Sürümü’nü deneyebilir. Oyunun oynanabilmesi için aktif bir internet bağlantısı şarttır.
Karakter oluşturmak Çok fazla kullanıcı olması nedeniyle World of Warcraft, ABD’de, Avrupa Birliği’nde ve Kore’de bulunan farklı oyun sunucuları üzerinde çalışmaktadır. Oyuncunun en başta “realm” adı verilen bu oyun sunucularından birisini seçmesi istenmektedir. Genellikle oyunu oynayan diğer arkadaşların bulunduğu sunucunun seçilmesi tercih edilmektedir. Oyun sunucuları dört kategoriye ayrılmıştır: “PvP” (player versus player) tipi sunucularda karşı birlik oyuncuları başlangıç bölgeleri dışında her an birbirlerine saldırabilir iken, “PvE” (player versus environment) tipi sunucularda ise oyuncular daha çok canavar öldürmeye ve görev yapmaya odaklanmıştır ve oyuncuların birbirlerine saldırabilecekleri alanlar
daha azdır. Bu iki tip sunucuların “RP” yani rol yapma sürümleri de mevcuttur. Ayrıca oyun sunucuları dillere göre de sınıflandırılmıştır, kullanıcı oyunun ilk açılışında dilini seçmelidir. Belli bir ücret karşılığında sunucular arasında karakter transferleri ile karakterlerin birliklerinin ve ırklarının değişimi de mümkündür. Oyun bünyesinde birbirine düşman olan iki birlik bulunmaktadır: Alliance (İttifak) ve Horde (Güruh). Yeni bir karakter oluştururken kullanıcıdan bir birliği seçmesi istenmektedir. Oyuncu bu iki birlikten dilediğinin altındaki bir ırkı seçer (örneğin Alliance için Dwarf ırkı ya da Horde için Troll ırkı). Her bir ırk altında avcı (hunter), rahip (priest) ya da savaşçı (warrior) gibi sınıflar bulunmaktadır ancak bazı ırklar için sınıf kısıtlaması olabilir.Oyuncu seçtiği birlikteki diğer oyuncularla konuşabilir, posta alışverişi yapabilir, grup görevleri yapabilir ve lonca (guild) oluşturabilirler. Karşı birlik oyuncuları ise birbirleriyle yalnızca özel komutlarla iletişime geçebilir ve özel bölgelerden ticaret yapabilirler. Örneğin Horde birliğindeki bir kullanıcı sohbet metni
yazdığında Alliance birliğindeki oyuncu bunu şifreli bir şekilde görür. Oyunda karakter oluşturmadan önce nasıl bir oyun oynamak istediğinize karar vermelisiniz bu size karakter oluşturmada yardımcı olacaktır. Ne tarz oyun oynayacağınıza karar verdikten sonra Sıra ırk ve class seçimine geliyor. Classınızı seçmeden önce internetten araştırma yapmalı ve class’ın oynanışı hakkında bilgi edinmelisiniz.
Oyun süreci Oyun, üç boyutlu bir oyundur ve Warcraft serisine özgü bir grafik stilinde oluşmaktadır. Oyun, Azeroth gezegeninin üç büyük kıtasınıThe Burning Crusade eklentisi ile oyun dünyasına katılan Outland kıtası ve ek olarak Mists of Pandaria sürümü ile gelen Pandaria Kıtasını içermekteir. Oyuncular karakterlerini görev tamamlayarak ya da çeşitli aktivitelerle geliştirirler ve belli miktarda deneyim kazanırlar. Deneyim puanları ise karakter seviyesinin artmasını sağlar. Oyuncular yeni bölgeleri keşfettikçe bölgeler arası ulaşım yolları çeşitlenmektedir.
HABER-ROPÖRTAJ Ayrıca oyunda ırklara özgü şehirler de bulunmaktadır. Bunun yanında karşı birlik oyuncularının birbirlerine saldıramayacakları tarafsız şehirler de mevcuttur. Karakterler geliştikçe seviyeleri artmakta ve yeni yetenekler kazanmaktadır. Yetenek puanı sistemiyle oyuncu karakterinin özelliklerini istediği şekilde yönlendirebilir. Ayrıca oyun içerisinde madencilik, terzilik, dericilik ya da ilk yardım gibi meslekler de bulunmaktadır ve oyuncu bunlardan dilediğini seçerek geliştirebilir. Oyun bünyesinde yine kullanıcılar tarafından oluşturulabilen ya da dahil olunabilen loncalar(guild) bulunmaktadır. Lonca bünyesindeki oyuncular birbirleriyle özel yolla iletişime geçebilirler ve ortak takım bankasını kullanabilirler.
41
Oyun genellikle görev yapma yapısı üstüne kuruludur. Oyuncudan belli bir görevi tamamlaması istenmektedir. Görev tamamlandığında ise karakter deneyim puanı kazanmaktadır, bunun yanında çoğunlukla özel giysiler ve/veya oyun içi para ödülleri de alınabilmektedir. Görevler alındığında genellikle tanıtıcı bir metin sunulur ve oyun içi hikâyenin anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. Birçok görevler ise birbirini takip eden “zincir görevler” dir, yani bir görev bitirildiğinde devam görevi alınır. Görevler genellikle belli miktarda canavar öldürmeyi ya da eşya toplamayı, oyun içi yerleri keşfetmeyi ya da özel yerlere gitmeyi, diğer oyun içi oynanamayan karakterlerle (NPC) konuşmayı içerir. Bazı görevler ise bir oyuncunun tek başına tamamlayamayacağı türde olabilmektedir. Bu durumda birden fazla oyuncu grup oluşturarak bu görevleri tamamlarlar, böylece her bir sınıf belli bir amaçta hizmet eder (örneğin, savaşçı (warrior) sınıfı canavarın dikkatini üzerine çekerken, rahip (priest) sınıfı ise iyileştirme görevi yapar). Genellikle bu görevler oyun terminolojisinde “dungeon” (zindan) adı verilen mekânlarda geçer. Oyunun 3.3 sürüm yaması ile beraber karşılaştırma metodu yardımıyla sunucular arası grup oluşturulabilecek yeni bir zindan sistemi geliştirilmiştir. Karakter öldüğünde en yakın mezarlıkta “hayalet” moduna geçer (Night Elf ırkı için wisp). Ölü karakterler yeteneği olan diğer oyuncular tarafından, oyuncunun karakterin öldüğü yerdeki cesedinin yanına gitmesiyle ya da mezarlıktaki “spirit healer”
yardımıyla belli bir ceza uygulanmak koşuluyla diriltilebilir. Oyunda karakterlerin ulaşabileceği maksimum bir seviye bulunmaktadır ve genellikle her bir genişleme paketi ile bu seviye yükseltilmiştir. Maksimum seviyedeki oyuncular ise oyunda tek başına gidilmesi imkânsız olan bölgelere “raid” (baskın) adı verilen gruplarla toplu bir şekilde giderek “boss” (patron) adı verilen yüksek seviyeli canavarları öldürebilirler ve eşsiz eşyaların sahibi olabilirler. Oyunda birçok PVP mekanizması da bulunmaktadır. PVP tipindeki sunucularda karşı birlik oyuncuları bazı alanlar dışında her bölgede birbirlerine saldırabilirler. PVE tipi sunucularda ise oyuncu istediği takdirde PVP modunu açabilir. Oyuncular birbirlerini öldürerek deneyim puanına benzer bir şekilde onur puanı kazanır ve bu puanları çok özel eşyaları satın almakta kullanabilirler. Ayrıca “dungeon” bölgelerine benzer şekilde “battleground” adı verilen özel bölgelerde de oyuncular birbirleriyle savaşabilirler. “Arena” adı verilen bölgelerde ise oyuncular 2’şerli, 3’erli ya da 5’erli 10’arlı 25’erli 40’arlı takım şeklinde karşı birlik takımlarıyla savaşarak arena puanları kazanabilirler.
Ekonomi Oyun içerisinde özel bir para sistemi
bulunmaktadır. Herhangi bir karakter ilk oluşturulduğunda görevler yardımıyla bakır kazanır ve gittikçe zenginleşir. Ayrıca 100 bakır = 1 gümüş ve 100 gümüş = 1 altın sistemi bulunmaktadır. Oyuncular sahip oldukları parayı karakterlerini geliştirmek için daha iyi giysiler ve silahlara harcayabilir. Ayrıca oyun içerisinde oyuncuların birbirleriyle ticaret yapabilecekleri bir sistem de bulunmaktadır. Herhangi bir oyuncu satmak istediği nesneyi açık artırma evleri (auction houses) yoluyla satabilir. Buralardan nesne satın almak isteyen oyuncu ise kapalı usul açık artırmaya katılabilir ya da doğrudan son satış fiyatına işlemi tamamlayabilir.
Nesneler Oyun içerisinde zırhlardan yiyeceklere kadar birçok tipte nesne (item) bulunmaktadır ve bunlar kalitelerine göre renklendirilmiştir. Birçok nesne yapılan görevlerin ödülü olarak, öldürülen canavarlardan ya da yüksek seviyeli oyuncuların topladıkları özel nesneler ve puanlar karşılığında elde edilebilmektedir. Oyun içerisindeki nesnelerin resmi veri tabanına WoWArmory adresinden ulaşılabilir. •Poor (Trash) - Düşük Kaliteli Nesne. •Common (Beyaz) - Sıradan Nesne.
HABER-ROPÖRTAJ •Uncommon - Yaygın Olmayan Nesne. •Rare - Nadir Bulunan Nesne. •Epic - Destansı Nesne. •Legendary - Efsanevi Nesne. •Artifact - Tarihi Eser Nesne. (Cataclysm ile birlikte bulunması kolaylaşacak.Arkeoloji-) •Heirloom - Miras,Yadigâr Nesne. (Wrath of the Lich King ile beraber) Heirloom nesneleri oyuncunun ana karakterinin yanında başka karakterlerle oynarken, o karakterin daha hızlı ve kolay şekilde gelişmesini sağlamak üzere tasarlanmıştır. Karakterin seviyesine göre özellikleri değişir ve hesaba bağlıdır. Hesap İçinde karakterlere Heirloom itemlar taşınabilir. Birçok nesnenin minimum seviye sınırı bulunmaktadır. Karakter seviyesi nesnenin minimum seviyesinden düşük olduğunda o nesne kullanılamaz. Ayrıca birçok zırh nesnelerinin dayanıklılığı (durability) bulunmaktadır. Bu özellikler nesnenin kullanılmasıyla (örneğin, savaştıkça) düşer. Dayanıklılığı kalmayan nesne ile işe yaramaz hale gelir ancak özel NPC’ler tarafından tamir edildiğinde tekrar kullanılabilir. Ayrıca PvP haricindeki ölümlerde giyiliyor olan zırh nesnelerinin dayanıklılığı %10 oranında düşer.
Oyun içerisindeki nesnelerin aşırı ticaretini önlemek için bir sahiplik sistemi (binding) de mevcuttur. Yaygın olmayan ve daha iyi kalitedeki nesnelerin hemen hemen hepsi bu sisteme dahildir. Nesnelerin özelliklerinde hangi türden olduğu da belirtilmektedir. Karaktere bağlanan nesneler Soulbound olarak etiketlenir. Herhangi bir sahiplik ibaresi taşımayan nesnelerin ticareti ve posta yoluyla gönderimi yapılabilir. •Binds when equipped: Karakter tarafından giyilmediği sürece sahipliği yoktur, ticareti yapılabilir ya da diğer oyunculara posta yoluyla gönderilebilir. •Binds on use: Kullanıldığında karaktere bağlanır ve o andan sonra ticareti yapılamaz ve posta yoluyla gönderilemez. •Binds when picked up: Genellikle görev ödülleri ya da yüksek seviyeli raid ve dungeon bölgelerinden elde edilen zırh nesneleri bu tiptedir. Alındığı andan itibaren karaktere bağlanır ve ticareti yapılamaz ve posta yoluyla gönderilemez. Sadece aynı gruptaki kişiye 2 saat içinde atılması lazım. •Binds on account: Heirloom tipindeki nesneler bu kategoridedir. Oyuncunun ana karakteri yanında aynı sunucuda ve aynı birlikte başka karakterleri (genellikle alt
karakter olarak adlandırılır) de varsa bu nesneler yardımıyla daha kolay ve daha hızlı gelişme sağlayabilir. Bu eşyaların ticareti yapılamaz ancak alt karakterler arasında posta yoluyla takası yapılabilir. •Quest Item: Görevlerin gerektirdiği eşyalardır. Hiçbir şekilde ticareti yapılamaz.
Meslekler Oyun içerisinde oyuncuların birbirleriyle sosyal etkileşime girebildikleri yararlı meslekler de bulunmaktadır. Bir karakter, birincil tipte olan mesleklerden en fazla iki tanesine sahip olabilirken, ikincil mesleklerde böyle bir sınır yoktur. Üretime dayalı birçok meslek, toplayıcı mesleklerden elde edilen malzemelerle desteklenir, ayrıca birçok noktada mesleklerin birbirleriyle etkileşimleri mevcuttur.
Birincil Meslekler Üretim Meslekleri •Alchemy (Simyacılık): Her oyuncunun kullanabileceği iksirleri hazırlar. Malzemeleri temin etmek için Herbalism (Otacılık) mesleği ile birlikte alınmalıdır.
42
HABER-ROPÖRTAJ
43
•Blacksmithing (Demircilik): Plate/Mail tipi zırh giyen ve yakın dövüş yapan sınıfların kullandığı bir meslektir. Malzemeleri temin etmek için Mining (Madencilik) mesleği ile birlikte alınmalıdır. •Enchanting (Efsunculuk): Birçok zırh nesnesini ve bazı madenleri büyüleyerek özelliklerini artırmakta kullanılır. Malzemelerin çoğu çok bulunmayan ya da daha yüksek kalitedeki eşyaların kırılmasıyla (disenchanting - bu meslekle beraber gelir) elde edilen sihirli tozlardan sağlanır. Kendinizin ve diğer oyuncuların zırhlarını büyülemektir. •Engineering (Mühendislik): Ürettiği cihazların çok büyük bir bölümü sadece kendi karakterinizin kullanabileceği bir meslektir. Diğer mesleklere nazaran eğlenceli ve karakterinize esneklik kazandıran bir meslektir. Malzemeleri temin etmek için Mining (Madencilik) mesleği ile birlikte alınmalıdır. •Leatherworking (Dericilik): Deri (Leather) giyen sınıflara giysi üreten bir meslektir.
Malzemeleri temin etmek için Skinning (Deri Yüzme) mesleği ile birlikte alınmalıdır. •Tailoring (Terzilik): Kumaş (Cloth) zırh giyen sınıflara zırh sağlayan bir meslektir. Malzemelerin büyük bir kısmı öldürülen yaratıklardan elde edilen kumaş parçalarından sağlanır. •Jewelcrafting (Kuyumculuk): (The Burning Crusade ile beraber) Madenlerden çeşitli değerli taş ve mücevherler üretebileceğiniz bir meslektir. Üretilen taşlar soketli zırh nesnelerine takılabilirler. Malzemeleri temin etmek için Mining (Madencilik) mesleği ile birlikte alınmalıdır. •Inscription (Muskacılık): (Wrath of the Lich King ile beraber) Her sınıfın belli başlı büyülerini/özelliklerini daha güçlü yapmaya yarayan bir meslektir. Malzemeleri temin etmek için Herbalism (Otacılık) mesleği ile birlikte alınmalıdır.
Toplayıcı Meslekler •Mining (Madencilik): Madenleri toplayıp değerlendirilmesini sağlayan meslek grubudur. •Herbalism (Otacılık): Doğada yetişen bitkileri toplayabilmeniz için gereklidir. •Skinning (Deri Yüzme): Öldürdüğünüz hayvanların derilerini yüzmenizi sağlayan bir meslektir.
HABER-ROPÖRTAJ İkincil Meslekler •Cooking (Aşçılık): Yiyecek/içecek üretmenizi sağlayan meslektir. Malzemelerinin çoğu Fishing (Balıkçılık) mesleğinden elde edilir. •First Aid (İlk Yardım): Kumaş parçalarından yarabantları ve zehirlerden panzehir elde edilmesini sağlar. •Riding (Binicilik): Binek hayvanlarının kullanılabilmesi için alınması zorunlu bir meslektir. •Fishing (Balıkçılık) Aşçılıkta kullanılan ve toplanması gereken malzemeler için kullanılan meslektir •Archeology (Arkeoloji): (Cataclysm ile beraber) Oyun dünyasındaki kaybolmuş tarihi eserleri ve hazineleri bulmayı sağlayan meslektir.
Irklar Oyunda bahsi geçen birçok ırk bulunmaktadır. Ancak bu ırklardan 13 tanesi oynanabilir durumdadır.
Alliance Death Knight:: Scourge ırkından gelen Death Knightlar(Ölüm Şövalyeleri) bir kısma kadar Lich King’in askerleridir. Lich King’in hükmü durumundayken amaçları Alliance’ın masum köylerindeki insanları öldürmektir (Havenshire vb.).Belli bir süre sonrasında Lich Kinge ayaklanma başlatırlar ve Allianceye katılırlar.Bu ırk Wrath of the Lich King güncellemesiyle birlikte gelmiştir. Human: Birinci Savaş’ta Orc istilasına karşı koyan insanlar, İkinci Savaş esnasında da Azeroth’u yeniden kurtarmak için dost ırklarla beraber Alliance birliğini oluşturmuştur. Scourge saldırısından sonra yıkılan Lordaeron krallığından sonra Stormwind şehrini yeniden kuran insanlar, Eastern Kingdoms kıtasının güneyinde hakimiyetlerini sürdürmektedir ve Kutsal Işığın yardımıyla Horde ve Scoruge ‘le savaşlarına devam etmektedir. Night Elf: Azeroth’un ilk ırklarından olan Night Elfler (kendi dillerinde Kal’dorei yani Yıldızların Çocukları), Üçüncü Savaşta Burning Legion’a karşı büyük bir savaş vermişlerdir ancak bunun bedeli olarak vatanlarından olmuşlardır.
Uzun yıllar boyunca Hyjal Dağları’nda inzivaya çekilmiş ırk yeniden uyanmıştır ve Alliance tarafında Azeroth’a barış getirmek için uğraşmaktadır. Night Elflerin karanlık derileri ve uzun kulakları tipik özellikleridir. Doğa ile ilgilenmektedirler ve Druidizm ile uğraşmışlardır. Ayrıca öldüklerinde wisp olarak daha hızlı hareket edebilen tek ırktır. Dwarf:Titanların çocukları olarak taştan yaratılan cüceler, uzun yıllar boyunca yeryüzüne çıkmadan Azeroth’u şekillendirmeye uğraşmıştır. Ancak Birinci Savaş sırasında Sonsuzluk Kuyusu’nun yıkılması onları da derinden etkilemiş ve artık yavaş yavaş özelliklerini kaybetmeye ve taştan olan derileri yumuşamaya başlamıştır. Şu an ise Khaz Modan ve Ironforge’da hüküm süren cüceler, insanların yanında Alliance birliğine dahildir. Tarihi eser eşyaları ve hazineleri bulmada gelişmişlerdir. Gnome:Azeroth’ta bilinen en kısa boylu ırk olan gnomelar buna rağmen mühendislik zekasıyla çok güçlü haldedir. Yakın akrabaları cücelerle sıkı ilişkiler içerisindedirler bu nedenle Alliance birliğinde yer alırlar. Her ne var ki İkinci Savaş esnasında Alliance’a gerekli yardımı yapamamışlardır çünkü onların teknokentleri Gnomeregan derinliklerden gelen yaratıklarla istila edilmiştir ırkın büyük bir kısmı yokolmuş, geriye kalan küçük bir kısmı ise şu an cücelerle aynı kenti paylaşmaktadır. Draenei: The Burning Crusade genişleme paketi ile tanıtılan bu ırk, Büyük Yıkım ile parçalanmış Draenor gezegeninin
yerlilerinden başkası değillerdir. Kuzey Kalimdor’da bir gün büyük bir patlama olmuştur. Burning Legion istilasından kaçan Exodar gemisi, Azuremyst adalarına çakılmıştır. Alliance birliğinin gücünden etkilenen Draeneilar kendi geleceklerini oluşturmaktadır. Worgen: Cataclysm genişleme paketi ile gelen bu yeni ırk, kurtadam görüntüsü ile öne çıkmaktadır. İlk olarak Üçüncü Savaşta ortaya çıkan Kurt adamlar, Scourge’u yenmek için uğraşmışlardır ancak nasılsa onların laneti Gilneas şehri insanlarının üzerine çökmüştür. Bunun üzerine Gilneas, Scourge yaygınından kurtulmak için kapılarını kapatmış ve saklanmışlardır. Uzun yıllar kapalı kapılar ardında kalan Kurt adamlar, Alliance tarafından yeniden ortaya çıkmışlardır.
Horde Orc:Aslen Draenor gezegeninde yaşamaktaydılar. Burning Legion saldırısına sebep olan Kara Geçitin açılmasıyla Azeroth’a gelerek insanlarlara kıyasıya savaşmışlardır. Ancak bir kısmı Burning Legion saldırılarına karşı çıkarak kendi geleceklerini oluşturmuşlardır. Şu anda Vol’jin tarafından yönetilen Orclar, Doğu Kalimdor’da hayatlarını sürdürmektedir. Tauren:Azeroth’un ilk ırklarından olan Taurenler, doğanın dengesini korumak için uzun yıllar uğraşmışlardır. Kuvvetli yapılarına rağmen barış içinde yaşayan ırk, Üçüncü Savaş sırasında Orclarla beraber Burning Legion’a karşı
44
HABER-ROPÖRTAJ
45
saldırmışlardır. Ayrıca Night Elfler ile de ilişki içerisinde olan ırktır. DarkspearTroll:Oyun dünyasında birçok Troll kabilesi bulunmaktadır ancak oynanabilir olan Darkspear Trolleri, Murloc istilalarından kaçarak, Thrall tarafından kurtarılmıştır. Şu an Orclarla aynı şehri, Orgrimmar’ı paylaşan Troller, Horde tarafında hayatlarını sürdürmektedir. Undead: Lich King’in esaretinden kurtulan bu ırk, şu an eski bir elf olan Sylvanas Windrunner liderliğinde Forsaken birliğini kurmuşlardır ve hem yaşayanlara hem de Scourge’a karşı meydan okumaktadırlar. Şu an Lordaeron’un yıkılmış şehrinin altında yaşayan Un-
deadler, Horde tarafında Lich King ile savaşmaktadır ancak bu birliğe de bağlılıkları yoktur. BloodElf:The Burning Crusade genişleme paketi ile tanıtılan bu ırk, ölüm şövalyesi Arthas ve onun ordusu Scourge tarafından istila edilmiş olan anavatanları Quel’Thalas’ı koruyarak Scourge’u yenmiş ırktır. Önceden “yüksek elfler” olarak bilinmelerine rağmen, sonradan istila sırasında kaybettiklerinin anısına adlarını “blood elf” olarak değiştirmişlerdir. (Kendi dillerinde Sin’dorei, yani kanın çocukları) Büyüde yetenekli olan bu ırk, Horde tarafından Scourge ile savaşına devam etmektedir. Goblin: Cataclysm genişleme paketi ile gelen bu ırk, oyuncular tarafından yapılan
büyük istekler üzerine oluşturulmuştur. Madencilikle uğraşan Kezan Trolleri, çıkardığı bazı madenleri ayinlerinde kullanıyorlardı. Ancak ansızın bazı troller daha kısa boylu ve kimyagerlikte usta olan Goblinlere dönüşmeye başladılar. Zamanla Goblinler çoğaldı ve Kezan’ı ele geçirerek anavatanları yaptılar. Son zamanlarda Alliance tarafından saldırıya uğrayan goblinler, eski dostları Horde tarafından koruma altına alınmıştır.
Sonradan taraf seçen sınıflar Pandaren Mists of Pandaria genişleme paketi ile tanıtılan bu yeni ırk, genişletme paketi ile sunulan Pandaria kıtasının yerlileridir. Yeni oluşturulan Pandaren
HABER-ROPÖRTAJ gibi hibrid bir sınıftır. Özellikle silah kullanmadan tekme ve tokat taktiği ile hasar verme yönünden gelişmişlerdir. Paladin: Kutsal savaşçılardır ve druidler gibi hibrid bir sınıftır. Özellikle gruplarda ön plana çıkarlar çünkü diğer grup üyelerine yaptığı etkiler çok gelişmiştir. Priest: (Rahip) İyileştirici özellikle çok gelişmiş olan bir sınıftır. Aynı anda birçok karakteri iyileştirebilirler. Ayrıca gölge formuna girerek güçlü bir savaşçı da olabilirler. Rogue:(Hırsız) Özellikle PvP savaşlarında etkin olan bu sınıflar yakın dövüşte gelişmişlerdir. Gizlenebilirler ve silahlarına zehir sürebilirler. Shaman: (Kam, Şaman) Oyundaki en hibrid sınıftır. Savaşçıdan iyileştiriciye kadar her rolü üstlenebilir. Grup üyelerine yardımcı olmak için totemleri kullanırlar. Warlock: Şeytani güçleri kullanan warlocklar, kendilerine yardımcı olarak şeytani yaratıkları da çıkartabilirler. Uzun süreli zararlarda gelişmişlerdir. Diğer grup üyelerini çağırma gibi birçok yetenekleri mevcuttur. Warrior: (Savaşçı) Yakın dövüş konusunda gelişmişlerdir ve genellikle dikkat çekmede başarılıdırlar. Güçlerinin bir çoğu giydiği zırha bağlıdır.
karakterleri başlangıç bölgesindeki tüm görevleri bitirdikten sonra Horde veya Alliance’tan birini seçmek zorundadırlar.
Sınıflar Oyunda birisi kahraman olmak üzere 11 adet sınıf bulunmaktadır. Oyuncu kendi beğenisine göre dilediği sınıfta bir karakter oluşturabilir. Oyunun hikâyesine bağlı olarak, tüm ırklar altında bu sınıfların hepsinin oynanması mümkün değildir. Druid: Şekil değişikliğini temel alan bu sınıf, birçok amaca hizmet eder yani hibriddir. Örneğin ayı biçimine girerek, dayanıklı olabilir ya da ağaç şekline girerek iyileştirme görevini yapabilirler.
Hunter: (Avcı) Uzak mesafeli silahları (yaylar, tüfekler, vb.) etkin bir şekilde kullanabilen avcılar, yakın mesafe dövüşlerinde yeteneksizdirler. Ayrıca bazı hayvanları evcilleştirebilir ve savaş hayvanı olarak kullanabilirler. İzcilikte gelişmişlerdir. Mage: (Büyücü) Uzak mesafeden büyü yaparak öldürücü etkiye sahiptirler ve alan efektlerinde de gelişmişlerdir, ancak zayıf bir koruma ve cana sahiptirler. Işınlanma ve geçit açma, yiyecek ve su oluşturabilme gibi yetenekleri ön plandadır. Monk: (Keşiş) Mists of Pandaria eklenti paketi ile gelen bu sınıf Paladin ve Druid
Death Knight: (Ölüm Şövalyesi) Wrath of the Lich King eklenti paketi ile tanıtılan bu sınıf, oyunun ilk kahramansal sınıfıdır. Hesabını Wrath of the Lich King’e yükselten oyuncular seviye 55’ten başlayan yeni Death Knight karakterlerini oluşturabilmektedir. Diğer yeni açılan karakterlere göre daha güçlü olan Death Knight karakterleri, ihtiyaç duydukları yetenek puanları, ekipman ve parayı seviye 58’e kadar “Eastern Plaguelands: The Scarlet Enclave” adı verilen özel bir bölgedeki görevleri yaptıktan sonra elde edebilmektedirler. Hem Alliance hem de Horde altındaki tüm ırklarda Death Knight sınıfı karakter açılabilir. Paladin sınıfı gibi yakın dövüşte gelişmiş olan Death Knightlar, mana, energy, rage gibi savaş kaynak sistemleri yerine “rune” adı verilen özel bir sistem kullanmaktadır. Bunun yanında rune kullanıldıkça sahip olunan “runic power” etkisi belirli yeteneklerde harcanmak üzere kullanılabilmektedir.
46
ÖVÜL ÖZLÜK 23 YAŞINDA ÖĞRENCİ
1.World of warcraft’a ki karakterinizin ismi nedir? Thejinx 2.wow’a hangi oyunuyla başladınız? İlk oyunuyla başladım 2005 yılında. O günden bugüne ufak aralıklarla (1-2 aylık) oynuyorum. 3.Wow ile kim ve ya ne aracılığı ile tanıştınız.(arkadaşımın önerisi ile,araştırma yaptım da oynadım :D vb.) Zamanın Level dergisi ile haberim olmuştu. Lise arkadaşlarımızla oynamaya başlamıştık. Kredi kartı bulamadığımızdan aylık ücretini ödemek için baya sıkıntı çekiyorduk :D 4.günde kaç saatinizi wow’a ayırıyorsunuz? Vize Final zamanı 0-2, normal vakitte 2-5 saat
47
5.Wow oynamanızda ki temel neden nedir? Çok oyunculu (mmorpg) olması, yabancı ve türk arkadaşlarımla sohbet ederek pvp yapmak, kısaca dijital bir sosyal eğlence ürünü olması en büyük sebeptir. Aynı zamanda oyun oynamanın en büyük hobim olması ve wow’un da en sevdiğim oyun olması durumu dahada rahat açıklıyor. 6.Wow’da karakter seçiminizde ya da oluşturmanızda hangi unsurları göz önünde bulundurdunuz Warlock oynuyorum. Karakterin karanlık, güçlü ve uzmanlık gerektirmesi oldukça önemli sebepler. 7.oluşturduğunuz karakterde kendinizden bir özellik olmasına dikkat ediyormusnuz? Hayır etmiyorum. Daha çok o evrende olmak istediğim karakteri oynadığımı söyleyebilirim. 8.wow’da ki karakterinizin ırkı nedir?neden bu karakteri seçtiniz? Undead Warlock. Undead oynamamın sebebi ırksal özellikleri yüksek zeka(intellect), ve Will of the Forsaken yani korku gibi efektleri kaldırabilmek.
9.wow’da ki karakteriniz kadın mı erkek mi? Errrrrrrkek :D 10.oyun esnasında oyun içerisindeki oyuncularla ne tür etkileşim olmakt adır(alışveriş,işbirliği,vb.) Beraber meslek yapma, sohbet etme, ticaret yapma, zindan temizleme, şehir baskınları, roleplay, PvP. Online oyun olduğundan doğal olarak tamamı koordinasyon ve ileitşim becerisi gerektirmekte. 11.Oyunun içerisnde bir gruba ya da clan’a katıldınız mı? The Big Bang isimli bir PvP guildinin en yüksek kademesindeyim. Her Çarşamba maçlarımız oluyor. 12.Eğer katıldıysanız hiyerarşik bir yapılanma varmı ve bu yapılanma neye göre oluşuyor?Eğer böyle bir yapılanma varsa olumlu ve ya olumsuz yanları nelerdir? Var rank sistemi var. Guild master > officer > rank 1 > rank 2 > rank 3 gibi bir sistem var. Olumlu yanları var tabiki, herzaman bir üst ranke çıkıp daha iyi oıyuncularla oynamak istiyorsunuz. Kötü yanlarıda var, kendinizi guild’te göstermeniz zaman alabiliyor. 13.siz bu hiyerarşik yapılanmamnın içerisindemisiniz? Evet. 14.oyun içerisinde birtakım stereotipler dikkatinizi çekiyor mu, oyun bunları barındırıyor mu? (örneğin cinsiyet ayrımı, küfür, orantısız şiddet, abartı şiddet, teşhir, cinsel içerikler vs.) Eğer bu tür ayrıntılar oyunda varsa bunlar sizi herhangi bir şekilde rahatsız ediyor mu ya da oynarken fark ediyor musunuz? Her çokoyunculu oyunda olduğu kadar küfür hakaret var ( fuck you you fucking fucktard gibi muhabbetlerde dönüyoda sil burayı oytun :D :D ). Abartılı şiddet, cinsel suistimal, orantısız şiddet oyunun doğası gereği yok. WoW’un bir futbol maçından daha fazla şiddet barındırdığını söylemek oldukça güç. 15.Oyun içerisinde tanıştığınız
arkadaşlarınız var mı?Bu arkadaşlarınızla dışarıda ya da oyun dışında başka bir ortamda görüşüyormusunuz? WoW sayesidbe tanıştıgım ve şuandada görüştüğüm türk arkadaşlarım var. Yurtdışında olan arkadaşlarım ile görüşme imkanı bulamamış olsakta skype üzerinden sohbet ediyoruz. Aynı zamanda bana gold satmaya çalışan bir çinliylede önce tartışmış sonra arkadaş olmuştuk. Üniversite mezunu olduğunu, ancak bunun işe girmek için yetmediğini daha sonrada wow gold’u farmlama ekibine girip ordan para kzanmaya başladığını anlatmıştı. Enteresan bir hikayeydi ve oğlan pek te mutlu gözükmüyordu. 16.Oyunun sizce eksik tarafları var mı?Varsa nelerdir? Zaman yönetimini iyi yapamayanları kendine bağlaması eksi sayılabilir ancak aynı etkinin bir çok farklı kültürel aktivitenin yapabileceği düşünülürse (sinema, dizi , anime vs) çok önemli bir eksi sayılmaz. 17. Oynadığınız oyunun sosyal ya da özel ilişkilerinize olan etkisi nasıl? Oyun bunları nasıl etkiliyor? Etkilemiyorsa oyun zamanlarını neye göre ve nasıl ayarlıyorsunuz? Oyunun sosyal yeteneklerime olumlu etkisi olduğunu düşünüyorum. Öyleki haftada en az 4-5 saat ingilizce 10 kişilik takımı yönetiyorum. Maçlar sonrası keyifli muhabbetlerde başka bir artısı. Özel ilişkilerimide pek etkilediği söylenemez çünkü zaman kontrolümü, sosyal hayatımı iyi ayarlayabildiğimi düşünüyorum. 18. oyunun size herhangi bir mali külfeti var mı? Aylık 13 euro. 19.Son olarak sizce World of Warcraft neyi ifade ediyor? World of Warcaft benim bugüne kadar oynadığım en iyi ve eğlenceli oyun. Tıpkı spor gibi edebiyat gibi arkadaşlarla vakit geçirmek gibi eğlenceli bir aktivite. WoW 2 ye kadar en iyisi WoW :D
DİLAN ÖZBİLEN 23 YAŞINDA ÖĞRENCİ
1.World of warcraft’a ki karakterinizin ismi nedir? Littlewyz. 2.wow’a hangi oyunuyla başladınız? Wrath of the Lich King. 3.Wow ile kim ve ya ne aracılığı ile tanıştınız.(arkadaşımın önerisi ile,araştırma yaptım da oynadım :D vb.) Daha önceden aynı türde başka oyunlar oynamış olmama ve WoW hakkında çok şey duymuş olmama rağmen, world of warcraftla ciddi anlamda tanışıp oyuna başlama sürecim erkek arkadaşım aracılığıyla başladı. 4.günde kaç saatinizi wow’a ayırıyorsunuz? Günlük belirli bir saat ayırmıyorum, çünkü bazı günler hiç oynamadığım oluyorken bazı günlerde ise (genellikle rated battleground yaptığım günler) 3-5 saat oynayabiliyorum. 5.Wow oynamanızda ki temel neden nedir? En büyük etken sanırım warcraft evreninin büyük hayranı olmam. Daha önceden çeşitli kitaplarını okuduğum bu güzel evrende görevler yapabilmek, diğer oyuncularla iletişim kurarak maçlar yapabilmek wow oynamamdaki en büyük etkenlerden. 6.Wow’da karakter seçiminizde ya da oluşturmanızda hangi unsurları göz önünde bulundurdunuz Önceden oynadığım karakter magedi, ancak şuan Restoration Shaman oynuyorum. Shaman seçmemin en büyük sebebi healer bir karaktare sahip olmak istemem ve daha çok PvP oynadığım için değişik takımlara girme şansımın şuanki karakterimle daha kolay olması. 7.oluşturduğunuz karakterde kendinizden bir özellik olmasına dikkat ediyormusnuz? Hayır.Hatta karakterimde kendimden bir özellik olması en az dikkat ettiğim şey bile olabilir. 8.wow’da ki karakterinizin ırkı nedir?neden bu karakteri seçtiniz? Goblin :D Shaman oynamak istediğim için zaten sadece üç tane seçimim vardı ve bunların içinden ırksal özellikleri ve görünüşünü dikkate alarak goblini seçtim. Şuan tekrar düşündüğümde belki Orc seçsem daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum. 9.wow’da ki karakteriniz kadın mı erkek
mi? Kadın :D 10.oyun esnasında oyun içerisindeki oyuncularla ne tür etkileşim olmaktadır( alışveriş,işbirliği,vb.) WoW çokoyunculu bir oyun olduğu için yapılan birçok etkinlik diğer oyuncularla beraber yapılabiliyor. Görev, ticaret, PvP, PvE vb birçok oyuniçi etkinlikleri aynı zamanda oyuncularla yazışarak ( yada isteğe bağlı olarak başka programlardan konuşarak) yapabiliyorsunuz. 11.Oyunun içerisnde bir gruba ya da clan’a katıldınız mı? Evet. Bir PvP guildine mensubum. Guilddeki arkadaşlarımla beraber haftanın bazı günlerinde düzenli olarak PvP etkinliklerine katılıyorum ( rated battleground, arena). 12.Eğer katıldıysanız hiyerarşik bir yapılanma varmı ve bu yapılanma neye göre oluşuyor?Eğer böyle bir yapılanma varsa olumlu ve ya olumsuz yanları nelerdir? Evet böyle bir yapılanma var. En yetkili kişi guild kurucusu (guild master), daha sonra onun yardımcıları (officer) ve takiben çeşitli etkenlere bağlı olarak ( deneyim, pvp ratingi, aktiflik, guild etkinliklerine katılım vs.) diğer rankleri guild lideri kendisi belirleyebiliyor. Olumlu yanları çok fazla var. .Birkaç örnek vermek gerekirse, guildimizin ortak bir bankası bulunuyor ve rank sistemine göre herkes bankadan yararlanabiliyor. Guild kapsamında birçok etkinlik düzenleniyor ve bunlara katılıp diğer oyuncularla beraber güzel vakit geçirebiliyorsunuz. Diğer yandan guildimizin kendi Teamspeak serverı bulunmakta ve guild üyeleri aralarında iletişim için bunu kullanabiliyorlar. 13.siz bu hiyerarşik yapılanmamnın içerisindemisiniz? Evet. Guildimin adı The Big Bang, Stormscale-EU serverındayım. 14.oyun içerisinde birtakım stereotipler dikkatinizi çekiyor mu, oyun bunları barındırıyor mu? (örneğin cinsiyet ayrımı, küfür, orantısız şiddet, abartı şiddet, teşhir, cinsel içerikler vs.) Eğer bu tür ayrıntılar oyunda varsa bunlar sizi herhangi bir şekilde rahatsız ediyor mu ya da oynarken fark ediyor musunuz? Küfür dışında diğerleriyle pek karşılaştığımı söyleyemem. Ayrıca diğer oyuncuların davranışları sizi çok rahatsız ettiğinde ise şikayet etme, engelleme vs
gibi seçenekleriniz de mevcut. 15.Oyun içerisinde tanıştığınız arkadaşlarınız var mı?Bu arkadaşlarınızla dışarıda ya da oyun dışında başka bir ortamda görüşüyormusunuz? Evet çok fazla var ancak çoğu yurtdışında olduğundan dolayı oyun dışında hiç görüşmedik. Ama Teamspeak, Ventrillo, Skype vs kullanarak hem oyun oynarken hem de oyun dışında muhabbet ediyoruz. 16.Oyunun sizce eksik tarafları var mı?Varsa nelerdir? Benim açımdan eksik bir tarafı yok. 17. Oynadığınız oyunun sosyal ya da özel ilişkilerinize olan etkisi nasıl? Oyun bunları nasıl etkiliyor? Etkilemiyorsa oyun zamanlarını neye göre ve nasıl ayarlıyorsunuz? Olumsuz hiçbir etkisi bulunmuyor. Hatta sosyal ilişkiler ve yabancı dil konusunda çok da olumlu etkileri olduğunu söyleyebilirim. Yaptığım diğer etkinliklerden çok da farklı bir şey olmadığından WoW’u final zamanımda bile oynadığımı hatırlıyorum. Önemli olan herşeyin öncelik sırasını kişinin kendisinin belirlemesi ve zamanını ona göre ayarlaması bence. 18. oyunun size herhangi bir mali külfeti var mı? Evet. Aylık 13 Euro gibi bir ücreti bulunuyor. 19. sizce World of Warcraft neyi ifade ediyor? World of Warcraft benim en büyük hobilerimden birini ifade ediyor. Sadece oyun olarak da değil, daha önce söylediğim gibi warcraft evreni çok ilgimi çekiyor. 20.Son olarak kadın oyuncu olarak yaşadığınız her hangi bi zorluk varmı ve ya size yardımı dokunuyorumu?kısacası Wow da kadın oyuncu olmak nasıl bi duygu neler yaşıyorsun:D? Bir kadın oyuncu olarak zorluk yaşamadım. Yardımcı olduğu birçok olaya tanıklık ettim. Sadece kadın olduğum için oyun içinde altın verenler, görevlerde yardımcı olanlar vs gibi birçok oyuncuyla karşılaştım :D Ayrıca toplu konuşmalarımızın içerisinde ben olduğum için çok kibar davranan arkadaşlarım da oldu, bazen ilk konuştuğumda çocuk sananlar da olmadı değil tabi sesimin inceliğinden dolayı :D Genel olarak gayet seviyeli bir ortam var ve belkide aksi olsaydı oyunu bu kadar süredir oynuyor olmazdım.
48
MAKALE
OYUN DERGİLERİNİN EKONOMİ POLİTİĞİ
LEVEL DERGİSİ ÖRNEĞİ değerlendirmek gerekmektedir (Yaylagül ve Korkmaz, 2006: 266). Bu yaklaşımı sağlayan ve kitle iletişim araçlarından biri olan dergilerin, tekelleşme ve küreselleşme ile bağlantılarını ortaya koyan en doğru kuramsal çerçeve eleştirel ekonomi politiktir. Çünkü video oyun dergileri, ekonomik, siyasal, kültürel, ideolojik, teknolojik ve tüketim odaklı olmak üzere çok boyutlu bir yapı serilemektedir (Yaylagül, 2009b: 150). Dolayısıyla bu çalışmada kuramsal çerçeve olarak eleştirel ekonomi politik yaklaşım benimsenmiştir.
aRs.gÖR.Tülin SEPETÇI
V 49
ideo ve bilgisayar oyunlarına olan ilgi özellikle son yirmi yılda önemli ölçüde artmıştır. Bu nedenle sinema sektöründe olduğu gibi oyunların içeriği ve eleştirisine dayanan video ve bilgisayar oyunu dergileri de tüketicilerin ilgisini çekmeye başlamıştır. Dergi, belli bir hedef kitleye yönelik olarak belli zaman periyotlarıyla yayımlanan bir kitle iletişim aracıdır. Oyun dergileri de özellikle genç tüketicilere yönelik olarak hazırlanmaktadır. Bu dergilerde video ve bilgisayar oyunlarının tanıtımının yanı sıra, oyunları oynayabilmek için gerekli konsollar ve aparatların tanıtımları da bulunmaktadır. Ayrıca son yıllarda özellikle cep telefonlarının fonksiyonlarının da daha komplike oyunları oynamaya imkan vermesi nedeniyle, oyun destekli cep telefonlarının da tanıtımı bu tür dergilerde sıklıkla yer almaktadır. Bu nedenle dergilerin içeriği zaten halihazırda var olan reklam sayfalarıyla birlikte adeta bir dergiden çok, başlı başına bir tüketim nesnesine dönüşmüştür. Bu nedenle iletişim bilimleri açısından video oyunu dergileri önemli bir inceleme konusudur. Bu çalışmada tarihsel materyalist bir yaklaşım izlenmiştir. Bu yaklaşıma göre tarihin gelişiminde insanların maddi ihtiyaçlarını karşılamak için giriştikleri örgütlü üretim faaliyetlerinin sürdürülmesine hizmet eden iletişim etkinliklerinin de onları şartlandıran maddi üretim tarzından hareketle incelenmesi gerekmektedir. İletişim etkinliklerinin içinde bulunduğu küreselleşme sürecini kapitalist üretim ve bölüşüm ilişkilerinden hareket ederek ve bütüncül bir bakış açısıyla
Medyanın Ekonomi Politiği Medya sektörü kapitalist örgütlenme biçimi mantığına göre işlemektedir. Medyanın mülkiyeti kapitalizmin tekelleşmeye eğilimli doğası nedeniyle belli şirketlerde yoğunlaşmıştır. Bireylerin rasyonel bir biçimde kendi çıkarlarının peşinde koştuğunu ve çoğulculuk anlayışının doğruluğunu savunan liberal medya ve toplum kuramları küresel medyanın örgütleniş biçimini açıklayamaz hale gelmiştir. Medya çalışmalarında eleştirel ekonomi politik yaklaşım ise toplumda hakim olan üretim ilişkilerinin kültürel üretim sürecine etkileri üzerinde durmaktadır (Yaylagül, 2009a: 242). Bu nedenle ekonomik yapıya belirleyicilik atfetmektedir. Dolayısıyla eleştirel ekonomi politik medyadaki birleşme, ticarileşme, uluslararasılaşma süreçlerini ve medyanın pratikleri ve içeriği üzerinde kar amaçlı olarak nasıl reklamverenlerin etkisi olduğunun anlaşılması açısından doğru bir kuramsal çerçeve sağlamaktadır. Çünkü ekonomi politik, medyanın büyümesi, tekelleşmesi, emtia formunda içerikler üretmesi ve siyasal kanadın değişen rolüne dayanarak yapısal bir analiz yapmaya imkan vermektedir (Barret, 2006: 1, 3). Kitle iletişim araçları arasında belki de en spesifik kitleye hitap eden dergiler, gelirlerinin çok büyük bir bölümünü reklamlar aracılığıyla elde etmektedir. Dergilerde özellikle, derginin içeriğiyle uygun olarak, derginin hitap ettiği kitleye yönelik ürün ve hizmet reklamları yer almaktadır. Bununla birlikte son yıllarda popülerliği giderek artan video ve bilgisayar oyunu dergilerinin en dikkati çeken özelliği, doğrudan reklam
sayfaları dışında derginin içeriğinde adeta “erimiş” olan ürün tanıtımlarıdır. Bu tanıtımlar derginin içeriğinden ayırt edilemeyecek formattadır. Genellikle oyun, oyun aparatları, oyun oynamak için gerekli yazılım, donanım ve sürücülerin tanıtımının yapıldığı bu dergilerde ayrıca mutlaka o ay vizyona giren birkaç film, derginin hedef kitlesiyle uyumlu müzik albümü ve kitaplar da tanıtılmaktadır. Çünkü farklı medya sektörleri, tekel bir şirket aracılığıyla zaten birbirlerine bağlıdırlar. Esasen bu durum iletişim sürecinin içinde bulunduğu küreselleşme, tekelleşme ve emperyalizm ile uyumlu bir görünüm sergilemektedir. Zira bu dergilerin lisansları çoğunlukla merkez kapitalist ülkelerden alınmadır. İçeriklerin yanı sıra, tanıtılan neredeyse her ürünün küresel bir şirketle bağlantısı bulunmaktadır. Bu kapitalist işbölümünün nedenini (Smith ve Evans, 2009: 183) Schiller (2006: 249), küresel şirketlerin satışları arttırmak için iç pazarın ötesinde büyümeye ihtiyaç duymalarıyla açıklamaktadır. Amaç tüm dünyayı homojen, tek bir pazar haline dönüştürmektir (Gezgin, 2005: 10). Bu doğrultuda tüketim alışkanlıkları benzer kitleler yaratmada en etkin aktör medyadır. Çünkü “makroekonomik ihtiyaçlarla medya içeriği arasında birebir ilişki vardır”. Bu nedenle insanların zamanlarının çoğu yönlendirilmiş ihtiyaçlarla reklamverenlere satılır (Barret, 2006: 6). Okuyucu dergiyi aktif bir şekilde tükettiğini düşünürken, aslında kendisi pasif bir şekilde reklamverenlere pazarlanır. Bununla birlikte eleştirel ekonomi politik sadece üretim, dağıtım ya da reklam kısmını değil, bu tür dergilerde sunulan yaşam tarzlarını, tanıtılan oyun içeriklerinin egemen ideolojiyi yeniden üreten işlevini de açıklamaktadır. Küresel boyutta medya sektöründe bir kartelin tüm karakteristiklerini taşıyarak işletilen, gazetelerin, dergilerin, yayın firmalarının, film stüdyolarının, radyo ve televizyon istasyonlarının çoğunun sahibi olan ve tekel konumda bulunan belli başlı şirketler vardır. Her birinin sahibinin kendi şirketinin mitini yeniden üretmek için tercih ettiği bir “hikayesi” ve dünyanın her yerinde kullanabildikleri programları vardır ve medya çıktıları da bunları yansıtır. Dünya genelinde çoğulculuk yanılsamasıyla, giderek farklı seslerin dile getirildiği söylenen medya kanalları esasen bu şirketlerin
elinde toplanmış bulunmaktadır. Medya sektöründe iş dünyası kaynaklı tekelleşme temelde düşünce ve anlatımda çoğulculuk yanılsaması yaratan, aslında çoğulculuğa karşı bir oluşumdur. Değişik eğilimlerde ve özel ilgi alanlarına yönelik yayın yapılması gibi ayrıntılar, o medya kuruluşunun gerçek yayın politikasını ya da eğilimini değiştiremez (Topuz, 2011: 347). Yerel düzeyde ise küçük şirketler ya zaman içinde bu şirketlerle başa çıkamayarak iflas etmekte ya da büyük şirketlerle anlaşma yoluna gitmektedir. Bu büyük şirketler doğrudan medya çıktılarını olmasa bile, bazen dağıtımını, bazen yapım aşamasında gerekli olan çeşitli donanımları sağlamaktadır. Bu şirketler başta dünyanın en büyük medya şirketi olan Time Warner olmak üzere, The Walt Disney Company; Rupert Murdoch’un News Corporation’u, Bill Gates’in Microsoft’u, Japonya kökenli Sony, Almanya kökenli Viacom ve Bertelsmann’dır. Tüm bu şirketler yalnızca tek bir alanda değil, medyanın her alanındaki en büyük holdinglerde baskın olabilme yönünde strateji uygulamaktadırlar. Bu şirketler ve liderleri tarihte hiçbir diktatör ya da despot rejimin ulaşamayacağı kadar güçlü bir iletişim ağına sahiptirler ve güçlerini daha da geliştirmek için gerektiğinde birlikte çalışabilmektedirler. Yeni bir şirket sektöre dahil olmak istediğindeyse genellikle bu mümkün olmamaktadır. Çünkü küresel anlamda bir medya hakimiyeti, yerel düzeyde hükümet ve politikacılarla da bağlantıları gerektirmektedir. Bu siyasal bağlantılar yalnızca şirketlerin kar oranlarını arttırmakla kalmaz; sosyal ve politik dünyayı da üretir (Bagdikian, 2004: 3-7). İnsanların medya çıktıları aracılığıyla gündelik yaşantılarını, sosyalleşme kalıplarını da etkiler. Çünkü insanlar çok sayıdaki medya çıktılarından kendi istediklerini seçtiklerini zannederken, aslında aynı içeriğin farklı bir versiyonunu ve iktidarı yeniden üreten bir anlayışın çıktılarını seçebildikleri için, bu onların gündemlerini, yaşam tarzlarını, biliş, beğeni ve davranış kalıplarını da etkiler. Siyasal rejimin ne olduğu fark etmeksizin iktidar sınıf, doğrudan ya da dolaylı biçimde medyaya müdahale eder (Toussaint Desmoulins, 1995: 23). Medyadaki tekelleşme eğilimini engelleme amaçlı yapılan çalışmalar ve kanuni düzenlemelerin amacı medya sektörünü ellerinde bulunduran şirketlerin, bu güçlerine dayanarak taahhüt işlerine girişmelerini önlemektir. Bugün başta Avrupa ül-
keleri ve ABD’de olmak üzere dünyanın pek çok bölgesinde tekelleşmeyi ve bu şirketlerden iletişim sektörüne gelecek baskıları önlemek amacıyla birtakım yasal önlemler alınmaya çalışılmaktadır. Bununla birlikte şirketleşmiş medya yine de sirayet ettiği her ülkede yasaları delmeye ya da değiştirmeye uğraşmaktadır. Nitekim hükümet görevlilerinin de medya patronlarının bu girişimlerini kolaylaştırıcı yönde düzenlemeleri kabul ettikleri çeşitli örnek olaylarda görülmüştür. Örneğin Türkiye’de Doğan Yayın Holding’in uluslararası bağlantıları ve bunların diğer sektörler ve siyasal yapılarla bağlantısını ortaya koyan kritik gelişmelerden birisi, Aydın Doğan’ın 1991 yılında Milliyet gazetesiyle birlikte başlattığı sendikasızlaştırma baskılarıdır. Aydın Doğan’ın başlattığı bu eylem, medya sektöründe tekelleşmenin yoğunlaşmasıyla birlikte bütün medya alanına yayılmıştır (Topuz, 2011:328347). Bunun sonucu ise medya sektöünde çalışan işçilerin, herhangi bir güvence olmadan, asgari ücret karşılığı çalışmaları ve her an işten çıkarılma korkusu ile yaşamaları olmuştur. Hükümetlerin ise medya sahiplerinden gelen bu tür baskıları göz ardı edememelerinin sebebi, medyanın toplum üzerindeki kamuoyu oluşturma, bilinçaltına yönelik mesjları kodlama ve verilmek istenen mesajların daha kolay aktarımı gibi işlevleridir. Çünkü iktidar sahipleri topluma dair uygulamak istedikleri stratejileri en rahat medya üzerinden topluma anlatma olanağına sahip olduklarının bilincindedirler. Medya patronları da her türlü çıkar çatışması olasılığına karşılık iktidarla ilgili “gizli dosyaları çekmecelerinde tutarlar”. Karşılıklı “kazan-kazan” ilişkisi her iki tarafın da varlığını sürdürebilmesi için zorunludur. Çünkü holdinglerin iktidarla ilişkilerini kendi çıkarları doğrultusunda sürdürebilmeleri için iktidara, iktidarın da belli bir azınlığın çıkarını çoğunluğun çıkarıymış gibi gösterebilmek için medyaya ihtiyacı vardır (Mavioğlu, 2012: 136). Bununla birlikte bazı medya patronları, kendi şirketlerini kamuoyu yerine koydukları için hükümetten daha güçlü hale gelip, zamanla paralel bir iktidar mekanizması oluşturmaktadırlar. Fakat “arkalarındaki kamuoyu değil, holdingin gücüdür” ve holding için önemli olan medyanın hükümet üzerindeki baskısıyla farklı sektörlerden elde edeceği kazançlar, özelleştirme olanakları ve kamu isteklerini elde etme fırsatlarıdır (Topuz, 2011:348). Türkiye’de de 1970’li yıllardan itibaren
MAKALE
iletişim sektöründe yoğunlaşmaların başladığı görülmektedir. 1980 sonrasında ise medya, ekonomik ve politik belli bir iktidar sınıfının elinde toplanma sürecine girmiş, başlarda işadamlarının medya sahipliğine soyunması noktasında kalan bu durum, sonrasındaysa Türk medya sektöründe holdingleşme ve küresel şirketlerle işbirliğine doğru yol almıştır. Sektöre hakim bu grupların sahipleri çoğunlukla iş dünyası kökenli ekonomik seçkinler sınıfının mensubudurlar. Bu sınıf ayrıca hakim iktidar gruplarıyla bütünleşmiş durumdadır. Çünkü medya sahipleri devletin, devlete hakim politik ve bürokratik seçkinlerin yönetimindeki ekonomik sektörlerde iş yapmakta, yatırım ve destek aramaktadır. Medya patronları ise politik seçkinlerin yönetimindeki ekonomik kaynakları kullanmak, medya ve diğer sektörlerdeki yatırımlarını etkileyecek karar mekanizmalarını yönlendirmek için hükümetler üzerinde pek çok yoldan, gerektiğinde medya kanalıyla etkide bulunurken, aynı şekilde hükümetler de bu ekonomik ve politik mekanizmalar dolayımıyla medya grupları üzerinde etkide bulunmaktadır. Bu nedenle kapitalist toplumlarda ekonomik gücü elinde bulunduranlara vurgu yaparken, aynı zamanda siyasal müdehaleyi de dikkate almak gerekmektedir (Fung, 2006: 48). Örneğin Türkiye’deki oyun sektörüne yönelik yasal düzenlemeler Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü ve Telekomünikasyon Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın işbirliğiyle sunulan rapor sonucu düzenlenen 5651 sayılı kanun ve mevzuat çerçevesinde yapılmıştır. Bu düzenlemeler oyunların denetlenmesi, sınıflandırılması, çocuklar ve aileleri için güvenli hale getirilmesi, dijital oyunların farklı alanlarda kullanımının ortaya koyduğu faydalardan yararlanılması ve Türkiye’deki oyun ve yerel oyun yazılım sektörünün geliştirilmesine yöneliktir (Gürcan vd., 2008). Görüldüğü gibi video oyunlarıyla ilgili yasal düzenlemeler ancak endişeli ebeveynlerin yatıştırılması, oyunların aktif bir şekilde tüketildiği yanılsamasından yola çıkılarak oyunlardan bir fayda beklentisi içine girilmesi ve yerel piyasanın küresel şirketler karşısında korunmasına yöneliktir. Fakat tam tersi Türkiye’de oyun sektörü, bağımsız ya da küçük oyun şirketlerinin küresel ölçekli firmalarla işbirliğinin son hızla ilerlediği bir döneme girmiş bulunmaktadır (www. trgamer.com). Üstelik bu yerel firmalar Sanayi Bakanlığı’nın “Tekno Girişim Sermayesi”nden de destek görmektedir. Çünkü Toussaint Desmoulins
50
MAKALE
(1995: 86)’e göre bir ülkedeki iktidar gruplarının bir medya kuruluşunun yaşamasını sağlamakta mutlaka bir çıkarı bulunmaktadır.
Doğan Yayın Holding Türkiye’de medya sektöründe ilk büyük holdingleşmeyi Aydın Doğan gerçekleştirmiştir. 1980’li yıllarda farklı sektörlerdeki işlere girişerek kurulan Doğan Şirketler Grubu “Milliyet gazetesinin gölgesinde gelişmiştir”. 1994 yılında ise Erol Simavi’nin sahibi olduğu holdingin tüm hisselerini satın alarak Hürriyet ve holding bünyesindeki diğer bütün şirketlere de sahip olan Doğan Şirketler Grubu daha da büyümüştür (Sağnak, 1996: 9). Holding bünyesinde farklı sektörlerden 89 şirket bulunmaktadır. Şirket ayrıca yayıncılık alanında en büyük pazar payına sahiptir (Sönmez, 2004: 108).
51
Doğan Yayın Holding, gazete, dergi ve kitap yayıncılığı, televizyon, radyo yayıncılığı ve yapımcılığı, internet, dijital dünya, basım, dağıtım ve yeni medya alanlarında çalışmaktadır. Holding iletişim sektöründeki, içerik üreticiler, gazeteler, dergiler, kitap yayıncıları, televizyon kanalları, radyo istasyonları ve bir müzik şirketinden oluşmaktadır. Servis sağlayıcılar ise dağıtım, perakendecilik, prodüksiyon, dijital platform, haber ajansı, internet ve basım şirketlerinin yanı sıra bir de faktoring şirketini bünyesinde bulundurmaktadır. 1960 ve 1980 yılları arasında dağıtım işlerinin büyük bölümünü üstlenen Gameda Dağıtım Şirketi, Yay-Sat’a dönüşmüş ve Doğan yayın Holding’in medya alanındaki kuruluşları arasındaki yerini almıştır (Topuz, 2011: 339; Sağnak, 1996: 105). Doğan Yayın Holding; Hürriyet, Radikal, Posta, Fanatik ve Hürriyet Daily News
olmak üzere beş günlük gazete, 27 periyodik dergi, çocuk ve gençlik dergileri yayımlamaktadır. Ayrıca, altısı yurtiçi ve biri Almanya’da olmak üzere yedi basım tesisi, Doğan Ofset ve Doğan Printing Center ile basım alanında faaliyet göstermekte; Doğan Dağıtım A.Ş. ile de Türkiye’deki gazetelerin %63’ünün, dergilerin ise %66’sının dağıtımını yapmaktadır (http://www.doganholding. com.tr). Doğan Yayın Holding’in tematik kanallar segmentinde yer alan CNN Türk ve CNN Türk Radyo AOL Time Warner’ın ortak girişimiyle yayın yaparken, Doğan Music Company de dünyanın en büyük medya şirketleri arasında yer alan Bertelsmann AG’nin bir yan kuruluşu olan Bertelsmann Music International Service GmbH ile bir lisans sözleşmesi imzalamıştır (Sönmez, 2008: 70; http://www.doganmedia.de/c/dmg.asp). Doğan Yayın Holding dergi yayıncılığında da pazarda en büyük paya sahip olma konumunu sürdürmektedir. Reklam alınan dergiler pazarı içinde %33 paya sahip olan Doğan Burda, toplam dört haftalık, 20 aylık, 2 adet özel periyod ve 27 çeşit dönemsel yayınıyla 2010 yılında 6,79 milyon satış adedine ulaşmıştır.
Level Dergisi Level dergisi, her ay yayınlanan ve “Türkiye’nin en çok satan oyun dergisi” sloganıyla satışa sunulan bir dergidir. Level dergisi, Türkiye Doğan Grubu’nun Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve A.Ş. tarafından Vogel Burda Holding GmBH lisansıyla yayımlanmaktadır (http://www. dbr.com.tr). Vogel Burda Holding GmBH ise Avrupa ve Asya’daki iletişim ve enformasyon teknolojileri sektörüne hitap eden bir şirkettir. Çek Cumhuriyeti, Türkiye, Ukrayna, Çin, Hindistan, Romanya, Rusya, Macaristan, Yunanistan, İtalya, Hollanda, Almanya, Polonya, Endonezya, Singapur/Malezya ve Tayland gibi ülkelerde faaliyet gösteren holding Almanya kökenlidir (http://www.dbr.com.tr). Derginin içeriğine bakıldığında ilk bölümde okurlardan gelen postaların yanıtlandığı “Posta” adlı bölüm bulunmaktadır. Dergi okuyucularının soruları çoğunlukla hangi konsol ya da oyunu tercih etmeleri gerektiği ya da hangi oyun için hangi aparatlara ihtiyaç duyulduğu ile ilgilidir. “Split Screen” adlı bölümde ise yakın bir zamanda çıkacak olan oyunların ekran görüntüleri yer almaktadır. “Level Ligi” ise dergi çalışanlarının kendi aralarında düzen-
ledikleri, spor oyunlarından oluşan bir ligin o ayki sonuçlarının yer aldığı bir bölümdür. Yakında çıkacak oyunların duyurulması dışında ekran kartı, işlemciler vb. gibi aparatların, bilişim ve oyun fuarlarının yer aldığı haber bölümünün ardından, o ay için “Dosya Konusu” olarak seçilen bir oyunun dergi çalışanlarının da yorumlarıyla sunulan tanıtımı vardır. “İlk Bakış” adlı bölümde ise oyun dünyasından röportajlar, yakında gelecek oyunlardan haberler ve tanıtımlar bulunmaktadır. Derginin “Doktorlar” adlı bölümü mizah ağırlıklı olup, dergi çalışanlarının okurlardan gelen sorulara verikleri güldürü içerikli yanıtlardan oluşmaktadır. “Rocko@Psikiyatr”, “Role Playing Günlükleri” ve “Kare” adlı bölümlerde dergi yazarlarının köşeleri mevcuttur. “Donanım” adlı bölümde ise yapımcı bilgilerine ve ürün özelliklerine detaylı bir şekilde yer verilerek ürün tanıtımları, teknik servis soruları, satın alma önerileri bulunmaktadır. O ay için seçilen bir oyunun oynanılışına yönelik ipuçlarının yer aldığı “Rehber” adlı bölümün dışında son olarak o ay için en çok satın alınan ve beğenilen oyunların sıralandığı “Top 10” sıralaması bulunmaktadır. Bu çalışmada derginin “İnceleme” isimli bölümü ele alınmıştır. Dergi içinde ağırlıklı olarak cep telefonu, alkollü içki, oyun, tekno market, aksesuar, bilgisayar, banka, magazin ya da bilgisayar dergileri ve televizyon reklamları yer almaktadır. Esasen dergi içindeki tekelci kapitalist reklamverenlerin reklamları da, derginin geri kalanında amaçlanan ürünlere yönelik talep yaratma çabasıyla uyumludur. Genel olarak reklamlara ayrılan alanın, dergi genelinde işgal ettiği alanın ekonomi politik ile bağlantısı çok yerinde bir sorunsal teşkil etse de bu bir başka çalışmada ele alınabilir. Çünkü bu çalışma temel olarak derginin içeriğine yedirilmiş olan ürün tanıtımları ve onların küresel ve yerel bağlantılarına odaklanmaktadır.
Sonuç
Oyun dergileri, kitle iletişim araçlarından biri olarak egemen sınıfın çıkarları doğrultusunda işlediği için, hem ekonomik hem de ideolojik işleve sahiptir. Derginin içeriğinde genç tüketicilere yönelik yaşam tarzları sunulmakta, bunun yanında okuyucular küresel ölçekli şirketlerin ürünlerini satın alma yönünde teşvik edilmekte-
dir. Bu doğrultuda oyun dergileri de kapitalist toplumsal formasyonun düşünsel ifadelerinin taşıyıcısı durumuna gelmekte, ayrıca kapitalizmi meşrulaştırma, pekiştirme ve yeniden üretme fonksiyonunu da yerine getirmektedir (Çeliker ve Yaman, 2011). Oyun dergilerinin de üretimi, dağıtımı ve içeriği de kapitalizmin temel mantığından ve bu yapıdan bağımsız değildir. Oyun dergileri de tıpkı diğer kitle iletişim araçları gibi izleyici (bu örnekte okuyucu ya da oyuncu) emtiası üretir. Emtialar olarak dergi içinde tanıtılan ürünlerin sahibi olan firmalara ve reklamverenlere satılırlar (Smythe, 2006: 133). Level dergisinin 13 sayısına yönelik olarak yapılan bu çalışmanın sonuçlarının da gösterdiği gibi oyun dergileri, Türkiye’de medyanın tekelleşmesinin ve medya sektöründeki yatay ve dikey bütünleşmenin öncüsü sayılan Doğan Medya Grubu’nun sahipliğinde olduğu gibi, kapitalist sınıfın karı maksimize
MAKALE
etmeye yönelik bir aracı işlevine sahiptir. Çünkü derginin dağıtımı yine Doğan Medya Grubu’nun yan kuruluşlarından biri aracılığıyla yapılırken, aynı zamanda dergi de uluslararası bir medya şirketinin alt kuruluşlarından biri konumundadır. Üstelik derginin içerisinde yer alan ürün tanıtımlarının ve içeriği hakkında bilgi verilen oyunların hepsi mutlaka dünya genelinde faaliyet gösteren emperyalist şirketler ile ilişkilidir. Oyunların yapımcısı konumunda olan küçük ya da bağımsız firmalar bile, oyunların dağıtımı ya da tüketilmesi aşamasında bu şirketlere ihtiyaç duymaktadır. Dolayısıyla küresel tekelleşme sürecinin yerel ayağı olan Türk medyasının aktörleri de, büyük balığın küçük balığı yuttuğu vahşi kapitalizm rekabetinde ayakta kalma adına, kapitalist üretim ve tüketim biçimine uygun bir şekilde kendi yayıncılık anlayışlarını sürdürmektedir.
53
İNCELEME
A
ssassin’s Creed;yani tükçesi:’’Suikastçi’nin İtikadı’’ Ubisoft tarafından geliştirilmiş tarihle iç içe, gizlilik ağırlıklı, üçüncü şahıs aksiyonmacera tarzı bir Microsoft Windows, PlayStation 3 ve Xbox 360oyunudur. Oyun ilk kez Microsoft tarafından Project Assassin adı altında X ’05 sergisinde takdim edilmiştir. Oyunun hikayesi Üçüncü Haçlı Seferi döneminde, Haşhaşinler adıyla bilinen, Hasan Sabbah önderliğindeki tarihsel örgüt ile Tapınak Şövalyeleri arasındaki mücadele üzerine kurgulanmıştır. Oyunu oynayan kişi aslında 21. yüzyılda yaşayan, bağlandığı “Animus” adlı makine sayesinde genetik kodlarını taşıdığı geçmişindeki atalarının yaşadıklarına şahit olan Desmond Miles’ı yönetmektedir. Makine sayesinde anılarını izlediğimiz suikastçi ise Altaïr Ibn-La’Ahad’dır. Bu makine sayesinde hikaye ilerledikçe, Tapınak Şövalyeleri ve Haşhaşinler arasında geçen ve “Cennetin Parçası” adıyla bilinen bir objeyi elde etmek için yaşanan mücadele ortaya çıkar. Olaylar 1191’de Kutsal Topraklar’daki Üçüncü Haçlı Seferi döneminde gerçekleşir. Oyun çoğunlukla olumlu yorumlar almış ve 2006 yılında E3’de birden fazla ödül kazanmıştır. Başka bir suikastçiyi konu alanAssassin’s Creed 2, Kasım 2009’da yayınlanmıştır. Assassin’s Creed 2’nin devamı niteliğinde olan Assassin’s Creed: Brotherhood ise Kasım 2010’da, ardından 15 Aralık 2011’de Assassin’s Creed: Revelations piyasaya sürülmüştür. Serinin 5. oyunu Assassin’s Creed III’de Ekim
2012’de satışa çıkarılmıştır. 10 Kasım 2013 tarihinde Assassin’s Creed IV: Black Flag piyasaya sürülmüştür.Oyunumuzu incelemeden önce 2 temel noktasını inceleyelim Haşhaşiler ve tapınak şovalyeleri nedir kimdir onlara bir göz atalım. Haşhaşi kelime kökeni ve anlamı;19.yy’a kadar Batı dünyasında tartışma konusu olmuştur. 19 Mayıs 1809 tarihinde Silvestre de Sacy’nin İnstute de France’da yayınladığı bildiride kelimenin etimolojisine getirdiği açıklama kabul görmüştür. Sacy’e göre Batı dillerinde “suikastçi, kiralık katil” gibi anlamlara gelen ve en erken Haçlı Seferleri kayıtlarında rastlanan “assasini, assissini, heyssisini” gibi kelimelerin kökeni Arapça’daki “haşhaş” kelimesidir. Bu kelimenin çoğulu ise “haşhaşiyün, haşhaşin” gibi kelimelerdir. “Haşhaş” kelimesi Arapça’da “ot” daha doğrusu “kuru ot” ve “hayvan yemi” anlamına gelir. Sonraları kelimenin anlamı uyuşturucu etkisiyle bilinen hint keneviri ile özdeşleştirilmiştir. Silvestre de Sacy, Haşhaşinlere bu adın haşhaş kullanma alışkanlıkları yüzünden verildiği kanısını benimsememekle beraber bu adın, Şeyhin fedailerine vaat ettiği cenneti tattırabilmek için onlara gizlice haşhaş içirmesiyle ilgili olabileceğini düşünmüştür.
Hasan Sabbah ve Haşhaşiler Haşhaşi örgütlenmesinin kurucusu olarak Hasan Sabbah göster-
ASSASSİN’S CREED BİR SUİKASTÇİNİN ANILARI
Şimdiye kadar oynadığınız ya da gördüğünüz bütün üçüncü-şahıs macera oyunlarını bir kenara bırakın.12. yuzyılın Kudüsünden istanbula hatta karaiplere kadar uzanan maceranın bir parçası olmak sizin elinizde gelin hep birlikte Assassin’s Creed’e bir göz atalım.
54 ilir.Hasan Sabbah, İran’da Kum kentinde dünyaya gelmiştir. (Bazı tarihçilere göre buraya Kûfe’den göç etmiştir.) Zamanın önde gelen okullarında okuma şansı bulmuştur. Ailesiyle birlikte Rey şehrine gittiğinde burada Şii inancının önderleriyle temas etmiş ve Şiiliği benimsemiştir. Dini çalışmalarını geliştirmek için Fatimiler’in hakim olduğu Kahire’ye gitmiştir. Haşhaşinlerin tarihi Alamut Kalesi’nin alınmasıyla başlar. Hasan Sabbah uzun süren misyonerlik ve insan kazanma faaliyetleri sırasında Selçuklularla mücadele etmek için rahat edebileceği ulaşılmaz bir yer aramış, Deylem’de yaptığı faaliyetler sırasında Alamut Kalesi’nde karar kılmıştır. Büyük ve yüksek bir kayalık tepe üzerine inşa edilmiş olan bu kaleye sadece dar bir patikadan ulaşılmaktaydı. Hasan Sabbah’ın buraya vardığı sırada kale onu Selçuklu sultanından almış olan Alevi Mehdi adındaki bir hükümdarın elindeydi. Önce bölgeye dailerini yollayan Hasan, bölge halkını ve Alamut’ta yaşayanları kendi tarafına çekmiştir. Hasan Sabbah bu olayları şöyle anlatmaktadır:”Ve sonra Kazvin’den Alamut’a bir dai gönderdim. Alamut insanlarından bazıları dainin telkinlerine uyup mezhep değiştirdiler ve Alevileri de buna teşvik ettiler. Dai yenilgiye uğramış gibi göründü, ancak bir yolunu bulup dönmelerin tümünü kale dışına çıkardı ve bütün kapıları kapatarak kalenin sultanın malı olduğunu ilan etti. Uzun münakaşalardan sonra onları yeniden içeri aldı ve insanlar da daha kötüsüyle karşılaşmamak için onun himayesi
altına girdiler.” Bundan sonra 4 Eylül 1090 günü gizlice kaleye alınmış, kalenin önceki sahibi elinden bir şey gelmediği için kaleyi terk etmiştir. İranlı tarihçilere göre Hasan Sabbah, Mehdi’ye üç bin altın dinar değerinde bir senet vermiştir. Böylece Hasan Sabbah ve Haşhaşinler örgütlerini resmen kurmuş ve faaliyetlerine başlamışlardır. Haşhaşiler Orta Çağ İslam dünyasında çok önemli rol oynamışlardır. Büyük Selçuklu Devleti’nin en parlak döneminde düşüşe geçmesine ve Sencer, Berkyaruk, Muhammed Tapar arasındaki taht kavgalarına önemli etkide bulunmuşlardır. Bu süreçte bazı Selçuklu sultanlarıyla müttefik olan Haşhaşiler çoğuyla da mücadele içinde olmuşlardır. Selçukluların dağılmasından sonra da etkisini sürdüren İran Haşhaşileri Moğolların İran’ı ve Bağdat’ı ele geçirmesine kadar ayakta kalmış, sonrasında ise son liderleri Rükneddin’in Hülagü’nün isteklerine uymasıyla tüm kaleler boşaltılmış (1256 Alamut, 1258 Lemeser, 1270 Girdkuh) ve Moğollar başta Alamut olmak üzere tüm kaleleri yakıp yıkmışlardır. Suriye Haşhaşileri Haçlı Seferleri sırasında siyasal olaylarda önemli bir rol oynamışlardır. Râşidüddin Sinan el-İsmâili döneminde siyasal ve öğretisel olarak en parlak dönemlerini yaşamışlardır. 1273 yılında ise kalelerini Baybars’a teslim etmişlerdir. Bu noktada Haşhaşilerin oyunun içerisindeki karşıtı olan tapınak şovalyelerini incelemeliyiz.
İNCELEME Tapınak Şovalyeleri ve oluşumları Tapınak Şövalyeleri veya Mabed Şövalyeleri, Tapınak Tarikatı tanınmış Hıristiyan askerî tarikatlarından biridir. Resmî olarak iki yüzyıl boyunca faaliyette bulunmuşlardır.
55
Fransız Soylusu Hugues de Payen tarafından 1119 Civarında Kudüs’te Hıristiyan hacıları korumak için 9 şövalyeden oluşan bir grup kurdu. Katolik Kilisesi tarafından resmî olarak 1129 yılında tanınan tarikat kısa zamanda güçlenmiştir. En güçlü zamanlarında askerî varlıkları 20.000’i bulmuştur, fakat bunların sadece % 10’u tarikata bağlı şövalyelerdir. Tarikatın ömrü neredeyse Haçlı Seferleri’yle eş olmuştur. Beyaz renkteki eşyaları üzerindeki kırmızı haçlarıyla Tapınak Şövalyeleri zamanlarının en korkulan savaşçılarından olmuşlardır.] Tarikatın askerî kanadı savaşlarda ün kazanırken tarikata bağlı diğer gruplar Avrupa genelinde ve Kutsal Topraklar’da geniş ölçekte yapılanmışlardır. Kutsal Topraklar’da ve Avrupa’da birçok mevzi inşa eden tarikat bankacılık ve para transferinin ilkel bir formunu bularak Hıristiyan hacılara büyük kolaylıklar sağlamıştır. Haçlı Savaşları’nın ardından tarikata büyük borçları olan Fransa Kralı IV. Philippe’in kâfirlik (“Katolik olmayan” anlamında) ve eşcinsellik gibi suçlamalarla, Tapınak Şövalyeleri’nin ortadan kaldırılması için Papa V. Clemens’e yaptığı baskıların neticesinde 1312’de tarikat ortadan kaldırılıp tüm mal varlığına el koyulmuş ve Tapınakçılar cadı avında olduğu gibi yakılarak öldürülmüşlerdir. Son olarak 19 Mart 1314’te Jacques de Molay ve beraberindeki tarikat üyeleri kazığa bağlanarak yakılmak sûretiyle idam edilmişlerdir. Üçüncü Haçlı Seferinin ardından Doğulu Latinler’in pek çoğunun yaptığı gibi Tapınakçılar da 1180’lerin sonundaki felaketlerin ardından elde kalanları yeniden inşa etmeye giriştiler. Her ne kadar Hıristiyan hacıların Kudüs’e girmesine izin verilmiş olsa da onlar kendileri gitmediler ve Acre’de yeni bir merkez kurdular. Acre, sonraki 100 yıl boyunca Latin Doğunun en önemli şehri ve Tapınakçılar’ın üssü haline geldi. Tarikat kentteki varlığını on yıllar boyunca sürdürdü. İlk oyunumuzun hikayesi konuyu daha iyi anlamamız konusunda bizi yönlendirecek ve 6 oyun boyunca değişmeyecek karakterleri bize tanıtımı konusunda yardımcı olacağına inanıyorum. Bir barmen olan Desmond Miles, Abstergo Şirketi tarafından kaçırılır. Orada Animus adlı, kullanıcısının atalarının genetik hafızasını tekrar canlandırabilen bir makineye zorla bağlanır. İlk oyunumuz böyle başlar ilk oyunumuzun karakteri olan Desmond milesin ilk süikastçi atası olan Üçüncü Haçlı Seferi döneminde yaşamış Altaïr Ibn-La’Ahad’dır.Deasmond sayesinde Abstergo şirketi atası Altaïr Ibn-La’Ahad hakkında bilgi
almak üzere çalışmaya başlarlar. Animus’un içinde, Altaïr’in anılarını ortaya çıkartır ki, kendisi bir tapınaktan önemli bir artefaktı almak isteyen Robert de Sable’i durdurmak istemektedir. Ancak bu sırada Suikastçı Kardeşliği’nin üç yeminini de bozar. Kardeşliğin lideri, Al Mualim, Altaïr’in rütbesini çıraklığa düşürür ve eski saygınlığını kazanması için dokuz kişiye suikast düzenlemesini ister. Altaïr suikastları tamamladıkça her birinin , Robert de Sable’ın da kaçırmaya çalıştığı objeye benzer, “Cennetin Parçaları” adlı objeleri arayan birer Tapınak Şövalyesi olduğunu öğrenir. Altaïr nihayetindeKral Richard’ın önünde Robert ile karşılaşır ve Robert’i ihanetle suçlar. Robert, Altaïr’in ona iftira attığını ileri sürse de Kral Richard ona inanmaz ve adil bir düello yapmalarını ister. Ardından Altaïr, Robert ve yandaşlarıyla savaşarak hepsini öldürür. Robert, Altaïr’e ölmeden önceki son nefesinde onuncu tapınak şövalyesinin varlığından bahseder: Al Mualim. Kafası karışık bir şekilde kardeşliğe geri dönen Altaïr, Al Mualim’in insanların bilinçlerini kontrol etmeye yarayan Cennetin Parçası’nı kullanarak Masyaf’ın halkını hipnotize ettiğini görür. Masumlarla savaşıp yolunu açarak Al Mualim’e ulaşır ve onunla kozlarını paylaşır. Nihayetinde Altaïr, Al Mualim’in Parçayı kullanarak yarattığı illüzyonlardan kurtulup onu öldürür. Al Mualim ölünce elinden düşüp yuvarlanan objeye yaklaşınca teknolojik aygıt aktive olur ve Dünya’nın üzerindeki diğer Cennet Parçaları’nı gösteren bir projeksiyon çalışır. O sırada, görevini tamamladığı için Desmond Animus’tan uyandırılır. Farkına varır ki Abstergo günümüzün Tapınak Şövalyeleri organizasyonudur. Abstergo şimdi Altaïr’in haritasında görünen noktalarda yer alan diğer Cennetin Parçaları’nı arayacaktır. Bu sayede 2012’de olabileceği varsayılan dünyanın sonu durumunun gerçekleşmemesi için tüm insanları kontrol altında tutabileceklerdir. Desmond’un hayatı, Abstergo’nun bir çalışanı sanılan ancak aslında bir suikastçi olan Lucy Stillman tarafından kurtarılır. Kilitli odasında kalan Desmond, atası Altaïr olarak zaman geçirmiş olduğundan “kartal görüşü” yeteneği kazanmış ve kendisinden önce üzerinde çalışılan Denek 16 tarafından duvarlara yazılmış “kan izleri”ni görmüştür. Tüm Haşhaşilerin sahip olduğu bu yetenekle gördüğü izler kendisinden önceki Denek 16 tarafından kanla duvarlara ve yerlere yazılmış olan, dünyanın sonunun geleceğine dair kehanetlerde bulunan çeşitli mesajlardır.İlk oyunumuzun sonu bu şekilde biter. Kafanızda daha iyi yer etmesi için karakterleri sıralıyayım size karakterleri sıralarken 2 başlıkta sıraladım ms 1191 ve ms 2012 bu ana başlıklarıon altında ara başlıklarla karakterleri daha ayrıntılı tanıyabileceğiz.Olumlu tepkiler alan şirket daha sonrasında 5 oyun daha çıkartmıştır.
CALL OF DUTY GHOST’S FPS oyunlarını bambaşka bir boyuta taşındı “Başka bir zaman, başka bir savaştı beş yüz kadar düşman askerine karşı sadece altmış kişilerdi. Görevleri düşmanları sivillerin bulunduğu hastahaneden uzak tutup, insanların güvenliğini sağlamaktı. Üç gün boyunca savaştık fakat düşman çok kalabalıkt. Altmış, onbeş oldu, bir gece daha dayanamazlardı ve düşman bunu biliyordu. Gece çöktüğünde, aralarından birini gönderdiler ve geri kalanlarla birlikte ölen kardeşlerinin cesetlerinin üzerinde pozisyon aldılar. Beklerlerken, arkadaşlarının kanları ve rüzgarla gelen kum, derilerini kefen gibi kapladı, onları değiştirdi. Düşman geldiğinde, geri kalan onbeş asker kumların üzerinde bir avcı gibi yükseldi, kurşunları bittiğinde bıçaklarıyla, bıçakları köreldiğinde elleriyle. Savaş bittiğinde sadece bir düşman ayakta kalmıştı. Onu daha sonra çölde tek başına gezerken buldular. Adam bu hikayeyi diğerlerine anlattı, karşılaştıkları gücün, gerçek olmadığını, doğaüstü olduğunu söyledi. Ona göre, karşılaştıkları, hayaletlerdi…”
57
İNCELEME
C
all of Duty denildiği zaman sizin aklınıza ne geliyor bilmiyoruz ama bizim gözümüzde ilk canlanan sahne, Normandiya sahilinde, sadece birkaç yıl önce izlediğimiz Er Rayn’ı Kurtarmak filmindeki olayları birebir yaşadığımız koşuşturmadan başkası değil... Tabii bu çok geçmişe uzanan bir hikaye ama sonuçta bir ismin belleklerde ettiği yer, günümüzdeki kullanıcı kesimi için büyük önem arz eder. İlk oyunu ile tek kişilik senaryo bazlı İkinci Dünya Savaşı yapımları arasında resmen zirveye oturan efsane yapım, ikinci oyunu ile daha çok multiplayer odaklı bir hal almıştı. Zaten döneminde üretilen Battlefield ve benzeri birçok oyun, özellikle HalfLife ve Counter Strike’ın etkisiyle, daha çok multiplayer özellikler üzerinde çalışmaktaydı. Gel zaman git zaman, Call of Duty serisinin onuncu ana oyununa gelmiş bulunuyoruz; Call of Duty: Ghosts. Yine Infinity Ward tarafından
geliştirilen oyunun dağıtımcılığını Activision üsteniyor. Ghosts da tıpkı birçok oyun gibi PS3, Xbox 360, PC, PS4, Xbox One ve Wii U platformlarının tümünde boy gösteriyor. Son yıllarda Battlefield ile olan rekabet ortamıysa, bu yıl da tüm hızıyla devam etmekte. Bizler de Chip Online ekibi olarak bu rekabet ortamının içerisine attık kendimizi ve her iki oyunu da deneyim ettik. Lafı daha da uzatmadan sizleri yazının devamına alalım şöyle...
Tek kişilik senaryoya geri dönüş Malumunuz CoD: Ghosts da bir FPS, zaten aksi düşünülemezdi. Hal böyle olunca yıllardır tartışması yapılan tek kişilik ve multiplayer mod kavgasına birazcık değinmek lazım. Özellikle kopya oyun endüstrisinin önü kesilemez şekilde büyümesinin ardından hem CoD hem de Battlefield oyunlarını olabildiğince online ortamlara taşımayı uygun gördüler. Hal böyle olunca da tek kişilik senaryolar giderek kısalmaya, neredeyse yok
olma halini aldı. Oysaki her iki yapımın da tek kişilik senaryosunu takip etmek isteyen büyük ölçüde oyun sever bulunuyordu. İşte CoD: Ghosts bizden ilk artısını tek kişilik senaryoya yaptığı yatırımı ile almayı başarmış durumda. Logan Walker’ı kontrol ettiğimiz senaryo boyunca Logan’nın babası olan Elias Walker ve astronot Baker ile bolca etkileşim halinde bulunuyoruz. Senaryo gereği Amerika Birleşik Devletlerinin tamamen yok olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Oyunun başlarında tam olarak adlandıramadığımız bir güç tarafından düzenli olarak yok edilen ülkede biz de Ghost isimli özel bir ekibe üyeyiz. Özetle oyun boyunca Ghost ekibinin başından geçenleri deneyim ediyor ve onlar gibi yaşıyoruz. Tüm olaylar içerisindeyse Rorke isimli bir şahıs büyük önem arz ediyor. Spoiler vererek oyunun genel yapısını ortaya çıkarmak istemiyoruz ama bu ismi iyi takip etmenizi önermeden de geçemeyeceğiz.
Yenilikleri ile dikkat çekmeyi kombinasyon yapmamız işten bile değil. thal kısmındaysa genelden fırlatılabilir Listemizde 10 adet seçilebilecek asker silahlar bulunuyor; misal el bombası ya başaran bir oyun CoD: Ghosts’un en önemli özelliklerinden ve an itibariyle birçok FPS oyunun yarış halinde olduğu konu tabii ki multiplayer. CoD: Ghosts da tüm hazırlık süresi boyunca yeni fikirler üretmekten geri kalmamış ve karşımıza envai çeşit yenilik ile çıkmış. Bunların en başında custom karakter yaratma yer alıyor. Yani alıştığımız gibi direkt olarak bir sınıf seçme durumu söz konusu değil. Onun yerine “Create A Soldier” sistemi getirilmiş ve bu sayede tamamen bize özel, her bir özelliği ile diğerlerinden ayrılan bir karakter yaratmamız mümkün kılınmış. Karakter yaratma menüsüne geldiğinizde uzunca bir süre harcayacağınızın garantisini verebiliriz zira karakterin kafasından gövdesine, vücudundan kullanabileceği farklı silahlara kadar yüzlerce değişik
bulunuyor. Başlangıçta bunlardan sadece ilkini seçebiliyoruz. Kalan dokuz adet asker için Squad Point harcamamız gerekmekte. Loadout kısmına geldiğimizdeyse başlangıçta açık olan üç adet loadout görüyoruz ve yine biz ilerledikçe kazandığımız squad point’lerimizle üç tane daha satın alabiliyoruz. Her bir loadout altı farklı bölmeye ayrılmış durumda... Farklı silahlar, farklı yetenekler ve daha nicesi! İlki Primary olarak karşımıza çıkıyor. İsminden de anlayacağınız üzere, en çok kullanacağımız silah grubunu burası oluşturuyor. Toplamda sekiz adet primary silah kategorisi bulunmakta ve her primary silah kendi içerisinde üç adet eklentiye olanak sunuyor. Secondary kısmındaysa daha ziyade tabanca ya da roket gibi, farklı silah kategorileri yer alıyor. İşin iyi tarafı, eğer secondary silah seçmezsek, fazladan bir adet perk slotuna sahip olmamız. Le-
da bıçak gibi. Tactical bölümünde daha ziyade göz yaşartıcı bomba, gaz bombası gibi rakibi şaşırtacak cihaz türevlerinin yanı sıra, Motion Sensor ve oyuna yeni eklenen 9-bang de mevcut. Anlayacağınız loadout’un fazla olması, bizlerin daha farklı şekillerde asker yaratmasına ön ayak oluyor. Gelelim az önce adından bahsettiğimiz Perk kısmına. CoD: Ghosts içerisinde toplamda 35 adet Perk bulunuyor ve bize göre hepsini adam akıllı deneyim etmeden, hangilerini, ne şekilde kullanılabileceğini öğrenmenin hiçbir yolu yok. Yani açıklamada yazanla, pratikte deneyim büyük farklılıklar içeriyor. Her Perk’in bir ile beş arası değeri bulunmakta. Bizim kullanabileceğimiz maksimum toplam değerse sekiz. Yani bu hesapta ya sekiz farklı perk’e bir puan ya dört tanesine ikişer puan ya da iki tanesine dörder puan vererek yolumuza
58
59
İNCELEME devam ediyor. Her birisinin oyuna etkisi büyük olduğu gibi genel denge yapısını da hiçbir şekilde bozmadıklarını gözlemedik. Özellikle önceki oyunda yaşanan bazı denge sorunlarının CoD: Ghosts’ta aşıldığını net bir şekilde dile getirebiliriz.
Her yönüyle yenilenmiş multiplayer desteği Multiplayer denildiği zaman tabii ki akıllara ilk gelen oyun modları oluyor ve merak etmeyin, CoD: Ghosts ekibi konu hakkında hummalı bir çalışma yaparak hem eski modları oyuna davet etmiş, hem de yeni modlar eklemiş. Bildiğimiz Team Deathmatch, Free for all, Team Tactical gibi modların yanına yepyeni ve özel modlar da eklenmiş durumda. Bizim en çok dikkatimizi çekenler arasındaysa, Cranked ve Blitz bulunuyor. Cranked esasen standart bir Team Deathmatch moduna benziyor fakat ölen her oyuncu, yeniden doğduğunda daha hızlı hareket etme, daha hızlı şarjör değiştirme gibi farklı bonuslar kazanıyor. Yeni özelliklerimizle doğduktan sonra öldürdüğümüz ilk düşman biriminin ardından 30 saniye geri sayıyor. Burada zaman sıfırlanmadan başka düşman birimleri öldürmek zorundayız aksi halde biz patlayarak can veriyoruz. Hem düşmanlara, hem de zamana karşı farklı bir yarış olmuş. Blitz moduysa Capture the Flag mantığında çalışıyor. Düşman bölgelerinde belirli görev noktaları bulunuyor, bir defa bunlara
dokunduğumuzda geriye sayım periyodu başlıyor ve ta ki düşman kendi noktasına geri dokununcaya kadar ya da biz ölünceye kadar devam ediyor. Amaç, geri sayım bitene kadar bölgeyi kontrol altında tutmak... Oyunda toplamda 14 adet farklı multiplayer harita boy göstermekte ve bu rakam firmanın açıkladığı üzere gelecekte kendisini gösterecek dört farklı indirilebilir içerik ile daha da kalabalık hale gelecek. Ve işte karşınızda Extincion mod! Gelelim herkesin merakla beklediği ve birçoklarının bir süredir keyifle deneyim ettiği Extinction moduna. Bu mod ilk defa CoD: Ghosts karşımıza çıkmış, özel bir yapım. Daha önceki CoD oyunlarında bulunan Zombie temasının bir varyasyonu olan Extinction, bizleri sonu gelmez uzaylı istilasının ortasına atıyor. Normal multiplayer oyun modundan tamamen farklı şekilde çalışan Extinciton, mod boyunca karakterlerimizi farklı özelliklerle geliştirmemizi ve bu sayede üzerimize çullanan uzaylılara karşı koymamıza imkan sunuyor. Extincion mod oyunu ilk defa açtığımız zaman kapalı olarak gözüküyor ama merak etmeyin, onu açmak hiç de zor değil.Dileyenler CoD: Ghosts senaryosunun ilk bölümünü tamamlayarak ya da multiplayer mod içerisinde en az rank beş olarak kendisini açabilirler. Bu arada ufak bir ipucu, tek kişilik senaryonun
ilk bölümü en fazla 15 dakika sürüyor, multiplayer’da rank beş yapmaktan çok ama çok daha hızlı. Extincion modu içerisinde kazandığımız yetenek puanları ile sahip olduğumuz loadout’umuzu geliştirebiliyoruz. Fakat her geliştirme o oyuna ait. Haritalar bittikten sonra yaptığımız her şey sıfırlanıyor. Bahsi geçen yetenek puanlarının alakalı silahı muazzam derecede güçlendirdiğini sizler de oyunu deneyim edince göreceksiniz. Birbirinden farklı görevlerle karşımıza çıkan Extinction modu esnasında düşman tarafı oluşturan uzaylı birimlerle baş etmekse başlarda bir hayli zorlayıcı. Hem tek sefer de çok fazla zarar verebiliyorlar, hem de hareket kabiliyetleri çok fazla. Bir CoD oyununu daha böylece geride bırakmış oluyoruz sevgili okur. Aslında geride bırakmak yanlış olacak, onu daha uzunca bir süre oynayacağımıza eminiz ama son yıllardaki CoD ve Battlefield oyun üretimini baz aldığımız zaman, yeni oyunun bir sonrakinin seneye çıkmayacağına bizler de emin olamıyoruz. Özellikle yeni jenerasyon konsollardaki grafik optimizasyonları, tek kişilik senaryo ve senaryo atmosferi, multiplayer oyun deneyimi, yeni haritaları ve daha birçok farklılığıyla CoD: Ghosts yine hayranlarını yüz üstü bırakmamış, yine mükemmel bir oyun ile kendisini göstermiş durumda.
17 MAYISTA SOMADA HAYATINI KAYBEDEB BÜTÜN İŞÇİLERİMİZİ SAYGI VE RAHMETLE ANIYORUZ SOMA İHMAL VE AÇ GÖZLÜLÜĞÜN SONUCUDUR İŞÇİ ÖLÜMLERİNE SON