Milling
Pulses & Rice
Feed
Pasta & Biscuit
Supplier Industry
Industry 7th International Flour, Semolina, Corn, Bulghur, 29,7 cm Milling Machinery Exhibition Supplier 7th International Feed Milling Machinery Exhibition 7th International Pulses and Rice Technologies Exhibition 7th International Pasta and Biscuit Technologies Exhibition 7th International Storage, Packaging, Laboratory, Additives and Sub-Industry Expo
04-07 May 2017 İstanbul Expo Center
YEŞİLKÖY / TURKEY
SUPPORTING ORGANISATIONS Union of Bulgarian Millers
Ethiopian Millers’ Association
The Romanian Employers’ League Of The Milling, Bakery And Flour Based Products Industry
Agency for State Material Reserves of Tajikistan
Millers Association of Ukraine
Pakistan Flour Mills Association
Turkish Grain Suppliers Association
Palestine Food Industry Union
Libya Flour Millings and Feed National Company
Iraq Al Diwaniyah's Chamber for Commerce
The Department of Food Agriculture and Farm Products of Ghana
Businessmen Association of Congo
Chamber of Commerce and Industry of Ivory Coast
National Federation of Bakers of Senegal
National Milling Federation of Morocco
Portugal Compound Feed Association
Anatolia Flour Industrialists’ Association (Turkey)
Association of Turkish Pasta Manufacturers
Association of Pulse and Grain Processing Technologies, Packaging and Analysis Systems
Southeast Flour Industrialists’ Association (Turkey)
Parantez Intarnational Fair
www.idma.com.tr
Burada olmak için 1’ den çok nedeniniz var...
Milling
Feed
7. Uluslararası Un, İrmik, Mısır, Bulgur Değirmen Makineleri Fuarı
7. Uluslararası Yem
Değirmen Makineleri Fuarı
Pulses & Rice
7. Uluslararası Bakliyat
Pasta & Biscuit
7. Uluslararası Makarna
Supplier Industry
ve Pirinç Teknolojileri Fuarı
ve Bisküvi Teknolojileri Fuarı
7. Uluslararası Depolama,
Paketleme, Laboratuvar, Katkı Maddeleri ve Yan Sanayi Fuarı
BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.
Tel: +90 212 347 31 64 E-Mail: info@idma.com.tr
Parantez Intarnational Fair
EDITOR EDİTÖR
With the wish of a peaceful world...
Huzurlu ve barış dolu bir dünya dileğiyle…
Dear Readers,
Değerli Okurlar,
We present you the July issue of Miller Magazine. Unfortunately, we are in a deep sorrow due to the terrorist attack happened in Istanbul, heart of Turkey on 28 June 2016. We wish god’s mercy for those who lost their lives in this malicious attack which made us all grieve. We also wish patience for the victims’ relatives and all those feeling this tragedy in their hearts. Our only wish is that these terrorist attacks around the world would stop as soon as possible and innocent people would live a safe and peaceful life.
Değirmenci Dergisi’nin Temmuz sayısıyla karşınızdayız. Ne yazık ki 28 Haziran 2016 tarihinde, Türkiye’nin kalbi İstanbul’da gerçekleşen terör saldırısının derin üzüntüsü içindeyiz. Hepimizi yasa boğan bu çirkin saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyor, geride kalan yakınlarına ve bu trajediyi yüreğinde hisseden herkese sabır diliyoruz. Tek dileğimiz, tüm dünyayı sarsan bu terör olaylarının bir an önce son bulması, masum insanların can güvenliği ve huzur içinde yaşaması…
As we all know, United Nations declared 2016 as “Year of Pulses”. With this development, pulses become more and more known and discussed. Especially after the experts discussed how important pulses were for human nutrition, pulses have become one of the most discussed issues. All of these developments, efforts of Global Pulses Confederation (GPC), various events organized by them and their being the originator of 2016 Year of Pulses is worthy of commendation. By looking at pulses’ importance, as Miller Magazine we decided to prepare a special pulses story in this issue. Global Pulses Conference which was organized by Global Pulses Confederation (GPC) in Çeşme, İzmir on 19-22 May is our starting point.
Hepimizin bildiği gibi Birleşmiş Milletler 2016 yılını “Dünya Bakliyat Yılı” ilan etti. Bu gelişmeyle birlikte bakliyat daha fazla konuşulur ve tartışılır oldu. Özellikle bakliyatın insan beslenmesi üzerindeki etkileri uzmanlar tarafından dile getirildikçe bakliyat da gıda sektörünün en çok konuşulan konularından biri haline geldi. Tüm bu gelişmelerde elbette Dünya Bakliyat Konfederasyonu’nun (GPC) gösterdiği çabalar, organize ettiği çeşitli etkinlikler ve hatta 2016 Bakliyat Yılı’nın fikir babası olması takdir uyandırıyor. Bakliyatın kazandığı önemden yola çıkarak Değirmenci Dergisi olarak biz de bu sayımızda Bakliyat Özel dosyası hazırlamayı uygun bulduk. 19-22 Mayıs tarihlerinde İzmir Çeşme’de Dünya Bakliyat Konfederasyonu (GPC) tarafından düzenlenen Dünya Bakliyat Konferansı da çıkış noktamız oldu.
In Special Pulses Story, you will find our interview with Hüseyin Arslan, President of Global Pulses Confederation. Hüseyin Arslan gave us information about Global Pulses Confederation, global pulses consumption and awareness about pulses, their global activities as a confederation. Also, you will be able to find a story about the symposium of Bühler, leading pulses processor, organized in Global Pulses Confederation. You will also see “Contribution to Global Forum: How to Increase Pulse Consumption”, the article of Randy Duckworth, Managing Director of Global Pulses Confederation, which he prepared to discuss how to expand the awareness about pulses around the world and increase the consumption amount. In Special Pulses Story, AKY Technology, one of the leading technology producers in Turkey, gave us information about its Turbo Technology for processing of pulses, grain, dried nuts, seeds and oil seeds.
Bakliyat Özel dosyamızda, Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı bulacaksınız. Hüseyin Arslan, dergimize Dünya Bakliyat Konfederasyonu’ndan, dünya bakliyat tüketimi ve farkındalığından, bir konfederasyon olarak dünya genelinde yaptıkları çalışmalardan bahsetti. Bunun yanı sıra, bakliyat işlemede dünyanın önde gelen firması Bühler’in Dünya Bakliyat Konferansı’nda düzenlediği sempozyuma dair kesitleri de bulabileceksiniz. Aynı şekilde bakliyata olan farkındalığı yaymak ve tüketim miktarını artırmak amacıyla Dünya Bakliyat Konfederasyonu Yönetici Müdürü Randy Duckworth’ün “Küresel Foruma Katkı: Bakliyat Tüketimini Nasıl Arttırırız?” başlıklı yazısı da sizleri bekliyor. Bakliyat Özel dosyamız içerisinde, Türkiye’nin önde gelen teknoloji firmalarından AKY Technology ise bakliyat, hububat, kuruyemiş, tohum ve yağlı tohum çeşitlerinin işlenmesinde kullanılabilecek Turbo Teknolojisini sizler için anlattı.
I wish a peaceful world…
Huzurlu ve barış dolu bir dünya dileğiyle…
10
June • Haziran 2016
MILLER MAGAZINE
Zübeyde KAVRAZ
LEADING ARTICLE BAŞYAZI WHO IS THE REAL TARGET OF TERROR!
Terörün gerçek hedefi kim! Dear Friends,
Değerli dostlar,
Dear readers, we have left behind Ramadan, a very valuable month for Muslims. By this means, first of all, I wish all Islam world a happy Ramadan.
Değerli okurlar, Müslüman dünyası için çok değerli bir ay olan Ramazan’ı geride bıraktık. Bu vesileyle öncelikle tüm Müslüman aleminin geçmiş Ramazan Bayramı’nı kutluyorum.
While our magazine was being prepared for publishing, Turkey has lost 41 people due to a malicious attack. The terrorist attack in Atatürk Airport grieved both our country and the countries exposed to similar attacks in the past. We condemn this attack which caused 41 people to lose their lives and 239 people to be injured. We think this is inacceptable.
Dergimizin baskıya hazırlandığı günlerde Türkiye, hain bir terör saldırısı nedeniyle 41 insanını kaybetti. Atatürk Havalimanı’na düzenlenen terör saldırısı, hem ülkemizi hem de benzer saldırılara maruz kalan ülkeleri bir kez daha yasa boğdu. 41 insanımızın hayatını kaybetmesine, 239 insanımızın yaralanmasına yol açan bu saldırıyı kınıyor ve kabul edilemez buluyoruz.
We are aware of the fact that there is no word to relieve the relatives of those who lost their lives in the attack; however we want them to know we share their pain. We send condolences to all the families and relatives of those who lost their lives due to similar terrorist attacks not just in Turkey, but wherever they happen. We also wish quick recovery for injured people.
Saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınlarının yaralarını sarabilecek herhangi bir cümle olmadığının farkındayız ancak acılarını paylaştığımızı bilmelerini isteriz. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın neresinde olursa olsun, benzer terör eylemleri yüzünden hayatını kaybeden tüm kurbanların ailelerine ve yakınlarına sabır ve baş sağlığı; yararlananlara ise acil şifalar diliyoruz.
Never ending war environment and increasing terrorism makes all of us more depressed about our future. However, both supportive messages we received from our friends around the world and increasing reaction of people in the whole world against terrorism give us hope after the latest terrorist attack.
Bir türlü bitmek bilmeyen savaş ortamı ve bununla birlikte giderek artan terör olayları, zaman zaman hepimizi geleceğimizle ilgili karamsarlığa sürüklüyor. Ancak yaşadığımız son terör saldırısı sonrası gerek dünyanın birçok ülkesindeki dostlarımızdan gelen destek mesajları, gerekse tüm dünyada insanları terör olaylarına giderek artan tepkisi, bizlere umut veriyor.
We wish these attacks to stop and that not a single innocent person would lose his or her life in such a terrorist attack. However, we know that these attacks are not just for Turkey and do not happen in Turkey. We know very well that these attacks happen in other countries too. The target of terror is not a country or a group of people. The target of terror is good and peaceful people in the world.
Dileriz ki; bu tür saldırılar atık son bulur ve bir tek masum insan dahi böyle bir terör saldırısında hayatını kaybetmez. Ancak bu terör saldırılarının sadece Türkiye’ye yönelik olmadığını ya da sadece Türkiye’de yaşanmadığını, diğer ülkelerde de yaşandığını iyi biliyoruz. Terörün hedefi bir ülke ya da bir insanlar grubu değildir. Terörün hedefi, bütün dünyadaki iyi ve barışçıl insanlardır.
That’s why we need to keep our hope in order to overcome terrorism; we need to continue living together and by respecting each other.
Bu yüzden, teröre yenilmemek için umudumuzu korumaya, inadına birlikte ve birbirimize saygı içinde yaşamaya ve yaşatmaya devam etmemiz gerekiyor.
Hope to meet in the following issue…
Bir sonraki sayıda buluşmak dileğiyle… Regards...
12
June • Haziran 2016
Saygılarımla…
MILLER MAGAZINE
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
June • Haziran 2016
13
Contents
İçindekiler
64
42
100
CHANGING OF WHEAT QUALITY PARAMETERS DURING STORAGE
WORLD PULSES MARKET
GRAIN AND FLOUR MARKET IN POLAND AND THE CZECH REPUBLIC
DEPOLAMADA BUĞDAY KALİTE PARAMETRELERİNİN DEĞİŞMESİ
DÜNYA BAKLİYAT PAZARI VE SON GELİŞMELER
POLONYA VE ÇEK CUMHURİYETİ'NDE TAHIL VE UN PAZARI
Great Project from Milleral: 17 Another TEKBAŞ FLOUR FACILITY Milleral’den Bir Büyük Proje Daha: TEKBAŞ UN TESİSLERİ opens new facilities 18 ADM in Minnesota ADM, Minnesota’da yeni tesislerini açıyor
Products 40 Bakery Workshop was held in EBSO Unlu Mamuller Çalıştayı EBSO'da gerçekleştirildi marked 46 Bühler on Global Pulses Conference Dünya Bakliyat Kongresi’ne Bühler damgası
Advertisement Index Reklam İndeksi ALAPALA MAKİNA SAN. VE TİC. A.Ş............................................ Ö.K. ENTİL ENDÜSTRİ YATIRIMLARI VE TİC A.Ş. ................................Ö.K.İ. SELİS MAKİNA END. TİC. LTD. ŞTİ.................................................... 1 YENAR DÖKÜM SANAYİ VE TİCARET A.Ş......................................... 2 CIMBRIA............................................................................................ 3 ALTUNTAŞ HAVALANDIRMA VE HAYVANCILIK.................................. 4 MEKO MİKRO BİLGİSAYAR ELEKTRONİK KONTROL........................ 5 ALTINBİLEK MAKİNA SAN. TİC. LTD. ŞTİ...................................6-7-25 İDMA EXHIBITION ........................................................................8-9 TAPCO..............................................................................................11 OCRIM..............................................................................................13 ABP GIDA SAN. ÖLÇÜ KONT. SİS. İTH. PAZ. TİC. LTD. ŞTİ............. 19 STERN INGREDIENTS TURKEY GIDA SAN. VE TİC. A.Ş ................23 AYBAKAR DIŞ TİCARET ................................................................. 27 GENÇ DEĞİRMEN............................................................................ 29 FRIGORTEC..................................................................................... 31 MILLING TRADE .............................................................................. 33
PERTEN........................................................................................... 35 WAM EURASIA MAKİNE SANAYİ..................................................... 39 ERKAYA UN VE EKMEK KATKI MADDELERİ MAK.İTH.İHR............... 45 BÜHLER GROUP........................................................................ 48-49 5S MAKİNA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. ................................................. 58-59 POLAT GROUP................................................................................ 61 METÇAĞ MAKİNE İMALAT İNŞ. TAAHHÜT SAN. TİC. LTD ŞTİ......... 63 MY SİLO TAHIL DEPOLAMA SİSTEMLERİ................................... 64-65 THERMAL REMEDIATION.......................................................... 69 WAM EURASIA MAKİNE SANAYİ..................................................... 71 YEMSA............................................................................................. 73 FD ZINCIR SAN. TİC. LTD. ŞTİ......................................................... 77 BM BAKER MAGNETİK.................................................................... 81 MERKEZ MOTOR MAKİNE SAN. VE TİC.A.Ş....................................87 MILLPART............................................................................... 109-111 TEKNİK DEĞİRMEN MAKİNALARI.........................................112/A.K.İ. UĞUR MAKİNA SAN. GIDA İNŞ. TAAH. EMD. TİC. LTD. ŞTİ. .........A.K.
50 Hüseyin ARSLAN, GPC: “The pulses continue to advance quickly as a consumable item” “Bakliyat en çabuk büyüyen tüketim maddesi olmaya devam edecek”
54 Contribution to Global Forum: How to Increase Pulse Consumption Küresel Foruma Katkı: Bakliyat Tüketimini Nasıl Arttırırız?
74 Insect eggs no longer an issue Haşere yumurtaları artık bir sorun değil
NEWS • HABER
Al Ghurair announces sustainability plans ..............................................................
Al Ghurair sürdürülebilirlik planlarını açıkladı Commemorating World Environment Day 2016, Al Ghurair announced its environmental and sustainability plan for the next three years during the event held at Al Ghurair Rayhaan Rotana Hotel. 2016 Dünya Çevre Günü’nü kutlayan Al Ghurair, Al Ghurair Rayhaan Rotana otelinde düzenlenen etkinlikte önümüzdeki üç yılla ilgili çevre ve sürdürülebilirlik planlarını duyurdu. The Dubai-based Al Ghurair announced environment and sustainability plans for the next three years. The group’s different activities, best practices and challenges in helping reduce its carbon footprint were discussed during an event held on Commemorating World Environment Day 2016. The new plans are following the National Initiative launched by HH Sheikh Mohammed bin Rashid Al Maktoum, UAE Vice President and Prime Minister and Ruler of Dubai, for building a “green economy for sustainable development”. The Group’s plans will also follow UAE Vision 2021 focusing on improving the quality of air, preserving water resources, increasing the contribution of clean energy and implementing green growth plans. Adil Toubia, Al Ghurair Investment Group CEO commented: “The Group is keen to follow in the footsteps of the UAE leaders and their vision to ensure sustainable development while preserving the environment and reducing carbon footprint. The UAE Government wants to ensure sustainable development while preserving the environment, and to achieve a perfect balance between economic and social development. That is why we are working to ensure that we abide with the guidelines set by our government and leaders to achieve these goals.”
16
July • Temmuz 2016
Dubai kökenli Al Ghurair şirket grubu, önümüzdeki üç yıl için hazırladıkları çevre ve sürdürülebilirlik planlarını açıkladı. 2016 Dünya Çevre Günü kutlamaları sebebiyle düzenlenen etkinlikte, Al Ghurair grubunun karbon ayak izini azaltmaya yönelik farklı faaliyetleri, başardıkları ve yaşanan zorluklar tartışıldı. Bu yeni planlar, BAE Başkan Yardımcısı, Başbakan ve Dubai hükümdarı Şeyh Muhammed bin Raşid El Maktum tarafından “sürdürülebilir bir gelişim için yeşil ekonomi” inşa etmek için başlatılan Milli Girişim’e uygun olarak hazırlandı. Al Ghurair, hava kalitesini iyileştirme, su kaynaklarını koruma, temiz enerji katkısını arttırma ve yeşil büyüme planları uygulama meselelerine yoğunlaşan BAE 2021 Vizyonu’nu da takip etmeyi planlıyor. Al Ghurair Yatırım Grubu CEO’su Adil Toubiaev, şu yorumda bulundu: “Grubumuz, çevreyi korumayı ve karbon ayak izini azaltmayı sürdürürken bir yandan da sürdürülebilir gelişmeyi mümkün kılmak için BAE liderlerinin adımlarını ve vizyonlarını takip etmeye çok kararlıdır. BAE Hükümeti, çevreyi korurken sürdürülebilir gelişmeyi de sağlamak, ekonomik ve toplumsal gelişmeler arasındaki mükemmel dengeyi kurmak istiyor. Biz de bu hedefleri başarabilmek için, hükümetimiz ve ldierlerimiz tarafından belirlenen yol haritasına uymaya çaba gösteriyoruz.”
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
Another Great Project from Milleral: TEKBAŞ FLOUR FACILITY .......................................................
Milleral’den Bir Büyük Proje Daha: TEKBAŞ UN TESİSLERİ Imaş Machinery, the subsidiary of Ittifak Holding, added Tekbaş flour factory to its worldwide successful turn-key projects list. In 1997, Tekbaş Un entered into flour sector with the help of high technology IMAŞ Machinery; and they preferred Milleral brand for the new facility. İttifak Holding’in iştiraki İmaş Makine, Milleral markası ile dünya çapında başarıyla gerçekleştirdiği anahtar teslimi projelere Tekbaş Un Fabrikası’nı ekledi. Un sektörüne, 1997 yılında yüksek teknolojili İMAŞ Makine’den destek alarak giren Tekbaş Un, yeni tesisleri için de Milleral markasını tercih etti. Imaş Machinery, one of the subsidiaries of Ittifak Holding, carries out a turn-key Project for Tekbaş Un facilities with Milleral brand. Konya-based Tekbaş Un, one of the leading companies in flour industry, owns a storage facility of 35000 tonss wheat and has a daily wheat processing capacity of 300 ton. İmaş Machinery General Manager Mustafa Özdemir made a statement about the issue: “In the framework of this project with Tekbaş Un, a new line which is comprised of 21 Milleral MML Multimilla Rolls with a capacity of 450 ton/per day will be put into use by the end of 2016. Later, with the second 450 ton/per day capacity wheat line and 200 ton/ per day capacity whole wheat and yellow flour lines, we will reach out to a total of 1400 ton/per day capacity, and 1100 of this total number will be a result of new investment. In this brand-new turn-key facility, mixed flours containing rye, oat and whole wheat can also be manufactured.” Özdemir considered Tekbaş Un as “one of the unique companies which work at full capacity and higher efficiency and also one of the specialist companies in its sector thanks to high technology laboratory and professional team.” He concludes his statement with these remarks: “We are really proud of being a part of providing high quality flour to our people thanks to Tekbaş un-Milleral solution partnership and moreover we are so happy due to the fact that Milleral product quality and services were chosen in this project.”
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
İttifak Holding’in iştiraklerinden İmaş Makine, Milleral markası ile Tekbaş Un tesislerine anahtar teslim proje gerçekleştiriyor. Un sektörünün önde gelen firmalarından biri olan Konya merkezli Tekbaş Un’un 35.000 ton buğday depolama tesisi ve günlük 300 ton buğday işleme kapasitesi bulunuyor. Konuyla ilgili açıklama yapan İmaş Makine Genel Müdürü Mustafa Özdemir; “Tekbaş Un ile hayata geçireceğimiz proje kapsamında 2016 yılı sonuna kadar 21 adet Milleral MML Multimilla Vals bulunduran 450 ton/gün kapasiteli hat devreye alınacak. Devamında yapılacak ikinci 450 ton/gün kapasiteli buğday hattı ve son olarak da 200 ton/gün kapasiteli tam buğday ve sarı un hatlarıyla birlikte 1,100 tonu yeni yatırım olmak üzere toplam 1,400 ton/ gün kapasiteye ulaşacak. Yeni kurulan bu anahtar teslimi tesiste çavdar, yulaf ve tam buğday unu gibi karışım unlar da üretilebilecek.” dedi. “Tam kapasite ve yüksek verimle çalışan ender firmalardan biri olan Tekbaş Un, yüksek teknoloji cihazlara sahip laboratuvar ve profesyonel ekibi ile sektörünün uzman firmalarından biri…” ifadesinde bulunan Özdemir; “Tekbaş Un-Milleral çözüm ortaklığı ile hem halkımıza yüksek kalite un sunulmasına vesile olmanın gururunu yaşıyor hem de Milleral ürün kalitesi ve hizmetlerinin tercih edilmesinden memnuniyet duyuyoruz.” dedi.
July • Temmuz 2016
17
NEWS • HABER
ADM opens new facilities in Minnesota
..........................................
ADM, Minnesota’da yeni tesislerini açıyor ADM celebrates the opening of its new feed facility in Glencore, Minnesota and expansion and modernization of its food and specialty livestock feed operations in Effingham, Illinois. Both new, state-of-the-art facilities will offer expanded production capacity and ability to meet a wider variety of customer requirements. ADM iki yeni haberi kutluyor. Minnesota, Glencore bölgesindeki yeni yem tesislerini açan ADM, Illinois, Effingham’da bulunan gıda ve özel hayvan yemi işletmelerinin modernizasyonu ile genişletilme operasyonlarını da gerçekleştirdi. Her ikisi de yeni ve yüksek teknolojili bu tesisler, üretim kapasitesini genişletecek ve daha geniş yelpazedeki müşteri beklentilerini karşılamaya yardımcı olacak. Archer Daniels Midland Company (ADM) celebrated the opening of its new, high-tech feed facility in Glencoe, Minnesota. The Glencoe plant features annual capacity approaching 100,000 tons; more than 30,000 square feet of warehouse space to provide products on demand; twenty one separate bulk ingredient bins and 28 finished feed bins allow for fresh finished feed when needed; unique, patented, cold-pelleting system for efficient, consistent pelleted products. The company also announced that it is investing to expand and modernize its pet food and specialty livestock feed operations in Effingham, Illinois. The new facility, which will be located in the Effingham Industrial Park, will use cutting-edge technology to meet customer needs, including: automation within receiving, batching, packaging, and loadout; multiline batching with simultaneous weighing; metal detection and protection from receiving to packaging. ADM Animal Nutrition expects the facility to be fully operational in late 2017 or early 2018.
18
July • Temmuz 2016
Archer Daniels Midland Şirketi (ADM) Minnesota, Glencoe’deki yeni ve yüksek teknolojili tesisini açtı. Glencoe tesisi 100.000 tona yaklaşan yıllık bir kapasiteye sahip. Tesiste, talep edilen ürünleri sağlamak için 30.000 metrekarelik depolama alanı, 21 ayrı yığın malzeme ambarı, gerektiğinde taze hazırlanmış yemleri biriktirmeye yarayacak 28 işlenmiş yem ambarı; paletli ürünlerin etkili ve sabit şekilde kalabilmesi için eşsiz, patentli ve soğuk paletli bir sistem bulunuyor. Şirketin yaptığı açıklamaya göre, yapılacak yeni yatırımlarla birlikte Illinois, Effingham’da bulunan evcil hayvan yemi ve çiftlik hayvanı yemi işletmeleri de genişletilecek ve modernleştirilecek. Effingham Sanayi Bölgesinde yer alacak bu yeni tesis, müşterilerin ihtiyaçlarına yanıt verebilmek için yığınlama, paketleme ve ekipman alanında otomasyon; eş zamanlı tartma ile çok hatlı yığınlama; alımdan paketleme aşamasına kadar metal tespiti ve koruması gibi en yeni ve en yüksek teknolojilerden faydalanacak. ADM Hayvan Besinleri Birimi, bu tesisin 2017 sonları veya 2018 başı gibi tamamen işlevsel olmasını bekliyor.
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
19
NEWS • HABER
FULL SUPPORT to IDMA Fair from 21 associations and unions ............................................................................................................... İDMA Fuarı’na 21 dernek ve birlikten tam destek IDMA, which is the only international technology exhibition in grain and pulses processing industry, will be held in Istanbul Expo Center in Yeşilköy between 04 and 07 May 2017. Growing stronger with its visitors in 2017, IDMA has received full support of 21 associations and unions representing grain and pulses processing industry in 16 countries. Hububat ve bakliyat işleme sektörünün uluslararası nitelikteki tek teknoloji fuarı İDMA, 04-07 Mayıs 2017 tarihleri arasında Yeşilköy’deki İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. 2017’de ziyaretçisiyle daha da iddialı olmaya hazırlanan İDMA, şuana kadar 16 ülkede, hububat ve bakliyat işleme sektörünü temsil eden 21 dernek ve birliğin tam desteğini aldı. Getting ready to gather the grain and pulses processing industry with the vision of specialized areas in 2017, IDMA is also assertive about its visitors. Parantez Fair Organization continues to contact with the leading associations, unions and other non-governmental organizations as part of its promotional activities around the world for 7th IDMA Exhibition which will be held between 04 and 07 May 2017. In regard to the interviews, 21 associations and unions in 16 countries provided written approval to support IDMA 2017.
MOROCCON ASSOCIATION AT IDMA WITH FNM BOOTH National Milling Federation of Morocco (FNM) which is one of the associations supporting IDMA Exhibition is taking part with their own booth at IDMA 2017 for the first time. Abdullatif IZEM, President of FNM, comments about their preparations for IDMA Exhibition as follows: “We had visited IDMA Exhibition through our members or we participated indirectly in previous years. However, as National Milling Federation of Morocco, we are planning to exhibit in 7th IDMA Exhibition which will be held in 2017. IDMA gives us
20
July • Temmuz 2016
Hububat ve bakliyat sektörünü, 2017’de yeni özelleştirilmiş alanlar vizyonuyla buluşturmaya hazırlanan İDMA, ziyaretçi konusunda da iddialı. 04-07 Mayıs 2017 tarihleri arasında 7.’si gerçekleştirilecek İDMA Fuarı için Parantez Fuarcılık, dünya genelindeki tanıtım çalışmaları kapsamında sektörün öncü dernek, birlik ve diğer sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmelerini tüm hızıyla sürdürüyor. Yapılan görüşmeler çerçevesinde 16 ülkedeki 21 dernek ve birlik, İDMA 2017’ye tam destek vereceklerini yazılı olarak onayladılar.
FAS DERNEĞİ FNM STANDIYLA İDMA’DA İDMA Fuarı’na destek veren derneklerden biri olan Fas Ulusal Değirmencilik Federasyonu (FNM), 2017’de ilk kez İDMA’da stant açmaya hazırlanıyor. FNM Başkanı Abdullatif IZEM, İDMA Fuarı’yla ilgili çalışmaları konusunda şunları dile getiriyor: “Önceki yıllarda İDMA Fuarı’na üyelerimiz aracılığıyla ya da dolaylı olarak katılım gerçekleştirmiştik. Ancak Fas Ulusal Değirmencilik Federasyonu olarak, 2017’de 7.si düzenlenecek olan İDMA Fuarı’na standımızla katılmayı planlıyoruz. İDMA, bize değirmencilik sektöründeki son teknoloji ekipman-
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
the opportunity to follow the latest technology equipment and services in milling industry. So far as a Federation, we have made collaborative works with our members in grain and milling industry to promote IDMA Exhibition. Also, we have provided online support via our website. We believe that we will be able to meet the leading companies and visitors in the industry as in the previous exhibition.
PFNM, REGULAR FOLLOWER OF IDMA: “THE BIGGEST FAIR” Pakistan Flour Mills Association (PFNM) has been a regular follower of IDMA Exhibition for years. Stating they will visit IDMA Exhibition once again in 2017, Asim Raza AHMAD, President of PFNM says “IDMA is the biggest fair organization in the world, where flour, rice and feed mills as well as pasta and biscuit machinery and technologies are exhibited; which brings all the companies in this industry together” and adds: “As PFMA, we think that IDMA has made significant contributions to milling industry since 2005 and for this reason we have visited all IDMA Exhibitions. We will be at IDMA again in 2017.”
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
ları ve hizmetleri takip etme fırsatı sunuyor. Federasyon olarak İDMA Fuar’ının tanıtımı için şuana kadar tahıl ve değirmencilik sektöründeki üyelerimizle ortak çalışmalar gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra web sitemiz üzerinden online destek de sağladık. Öncekilerde olduğu gibi bu fuarda da endüstrinin önde gelen firmalarıyla ve ziyaretçileriyle buluşma fırsatı yakalayacağımıza inanıyoruz.”
İDMA’NIN DAİMİ TAKİPÇİSİ PFNM: “EN BÜYÜK FUAR” Pakistan Un Değirmencileri Derneği (PFNM), yıllardır İDMA Fuarı’nın düzenli takipçileri arasında. 2017’de yine İDMA Fuarı’nı ziyaret edeceklerini belirten PFNM Başkanı Asim Raza AHMAD, “İDMA; un, pirinç ve yem değirmenleri ile makarna ve bisküvi makineleri ve teknolojilerinin sergilendiği, bu alanda dünyadaki tüm firmaları tek çatı altında toplayan en büyük fuar organizasyonu” diyor ve ekliyor: “PFMA olarak İDMA’nın 2005’ten bu yana değirmencilik sektörüne ciddi katkıları olduğunu düşünüyoruz ve bu sebeple tüm İDMA Fuar’larına katıldık. 2017’de de yine İDMA’da olacağız.”
July • Temmuz 2016
21
NEWS • HABER
PORTUGESE ASSOCIATION IACA GETTING READY FOR IDMA Portugal Compound Feed Association (IACA) is also one of the associations working to promote IDMA. Jaime PİÇARRA, General Secretary of IACA, states that they have never visited IDMA so far but they are working for 2017 exhibition. Saying “We will support IDMA with our members both for promoting our organization and for increasing recognition of IDMA in Portugal”, Piçarra adds: “We continue to promote and support IDMA via our organization’s magazine “Alimentação Animal”.
PORTEKİZ DERNEĞİ IACA İDMA’YA HAZIRLANIYOR Portekiz Birleşik Yem Derneği (IACA) de İDMA’nın tanıtımı için çalışmalar yürüten derneklerden birisi. IACA Genel Sekreteri Jaime PİÇARRA, İDMA’ya bugüne kadar hiç katılmadıklarını ancak 2017 için bu yönde çalışmalar yaptıklarını belirtiyor. “Hem kuruluşumuzu öne çıkarmak hem de İDMA’nın Portekiz’deki bilinirliğini arttırmak için dernek üyelerimizle İDMA’ya destek olacağız.” diyen Piçarra, şunları ekliyor: “İDMA’yı kuruluşumuzun dergisi olan “Alimentação Animal” üzerinden de tanıtmaya ve destek olmaya devam ediyoruz.”
SENEGAL ASSOCIATION AT IDMA WITH ITS BOOTH
SENEGAL DERNEĞİ DE STANDIYLA İDMA’DA
One of the associations planning to take part with their booth at IDMA 2017 Exhibition is National Federation of Bakers of Senegal (FNBS). Mamadou GAYE, President of FNBS, stated they visited IDMA Exhibition for the first time in 2015 to follow the latest technologies closely and they were very pleased. Saying “I would like to state that I was welcomed by Parantez Group as well as this”, GAYE adds: “Our biggest expectation about IDMA is to provide the latest technologies at the exhibition and to contribute to the development of our country’s businessmen working in this industry and our members throughout Senegal market.”
İDMA 2017 Fuarı’nda stant açmayı planlayan derneklerden biri de Senegal Ulusal Fırıncılık Federasyonu (FNBS). FNBS Başkanı Mamadou GAYE, yeni teknolojileri yakından takip etmek için İDMA Fuarı’nı ilk kez 2015’te ziyaret ettiğini ve çok memnun kaldığını belirtiyor. “Bunun yanı sıra Parantez Grup tarafından da çok iyi karşılandığımı belirtmek isterim.” diyen GAYE, şunları ekliyor: “İDMA’dan en büyük beklentimiz, son teknolojileri en iyi şekilde fuara taşıması ve böylece gerek dernek üyelerimizin gerekse ülkemizde bu sektörde faaliyet gösteren iş adamlarımızın, Senegal pazarında ilerlemesine katkıda bulunması.”
PALESTINE COMMITTEE AT IDMA FOR THE FIRST TIME Palestine Food Industry Union is another nongovernmental organization supporting IDMA 2017. Nasr ATYANI, General Manager of the Union states that they haven’t visited IDMA before however they made a serious decision about visiting IDMA after they contacted Parantez Fair representatives. Saying “We have decided to bring industry professionals with us”, ATYANI continues as follows: “We want industry professionals to benefit from this exhibition, to see the latest technologies especially the machines for grain and milling industry. All in all, Turkey is a developed country in production of these technologies.”
22
July • Temmuz 2016
FİLİSTİN HEYETİ İLK KEZ İDMA’DA OLACAK Filistin Gıda Sanayi Birliği, İDMA 2017’ye destek veren bir diğer sivil toplum kuruluş. Birliğin Genel Müdürü Nasr ATYANİ, daha önce İDMA’yı ziyaret etmediklerini ancak Parantez Fuarcılık temsilcileriyle görüştükten sonra fuarı ziyaret etme konusunda ciddi bir karar aldıklarını belirtiyor. “Yanımızda bu sektörle ilgili iş adamlarını getirmeye karar verdik.” diyen ATYANİ, şöyle devam ediyor: “İş adamlarımızın bu fuardan faydalanmalarını, aynı zamanda en son teknolojileri görmelerini, özellikle de tahıl ve değirmen sektörüne yönelik makineleri görmelerini istiyoruz. Sonuçta Türkiye bu teknolojilerin üretiminde gelişmiş bir ülke.”
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
23
NEWS • HABER
The Ardent Mills closes facility in Nebraska .............................................................................................................................
Ardent Mills, Nebraska’daki tesisini kapatıyor Ardent Mills announced to close its milling facility in Nebraska. The mill will operate as elevatoronly facility. Ardent Mills, Nebraska’da bulunan öğütme tesisini kapatacağını açıkladı. Buradaki değirmen, yalnızca tahıl ambarı olarak faaliyette olacak. Ardent Mills informed its 17 team members at its Fremont, Nebraska community mill that it is closing its Fremont milling facility and will operate as an elevator-only facility. As a result, the Fremont elevator will continue to take wheat deliveries into the foreseeable future. Customers and vendors will be transitioned to other Ardent Mills community mills. Some team members may be able to transition to one of two nearby Ardent Mills’ facilities – Omaha North or Omaha South community mills. The Fremont mill currently produces flour, mill feed and germ. It is said that a decision of this nature is made after much deliberation and with the long-term view of the customers in mind.
Ardent Mills, Fremont, Nebraska’daki 17 çalışanına, Fremont öğütme tesisini kapatacaklarını ve buranın artık yalnızca tahıl asansörü olan bir ambar olarak faaliyette olacağını iletti. Sonuç olarak, öngörülebilir bir gelecekte de Fremont ambarı buğday gönderilerini almaya devam edecek. Müşteriler ve satıcılar ise Ardent Mills değirmenlerine aktarılacak. Bazı ekip üyeleri yakın civardaki Omaha Kuzey veya Omaha Güney değirmenlerine geçiş yapabilecek. Fremont değirmeni şu anda un, fabrika yemi ve tohum üretiyor. Böyle bir kararın uzun süre düşünüp taşındıktan sonra alındığı ve uzun vadede müşterilerin düşünüldüğü belirtildi.
Ulusoy Flour became one of the top 500 companies in exportation ..................................................................................................................
Ulusoy Un, ihracatta ilk 500 şirketten biri oldu Turkish Exporters’ Assembly (TIM) announced the top 1000 giant Turkish companies which exported at highest levels according to 2015 exportation numbers. Ulusoy Flour is placed among the top 1000 companies every year; and the company succeeded to be ranked among the top 500 companies in 2015. In 2014 list by TIM, Ulusoy Flour was ranked as 513rd with its 39 million 460 thousand USD exportation; in 2015, the company increased the export rates by 33 percent and became the 301st with 52 million 824 thousand USD. E. Günhan Ulusoy, the Chairman of the Executive Board of Ulusoy Flour which exports to four corners of the world including Angola, Benin, Guinea, Philippines, Vietnam, Iraq and Israel, commented on this success: “The industrial export increased by 28 percent in 2015. We achieved a similar growth rate in our company too. In this regard, we can say that the industry and our company continue to grow consistently in terms of exportation. As you already know, Turkey is a leader in worldwide flour export. We, as Ulusoy Flour, carry out 6 percent of the Turkish flour export. Every year, we raise our standards. While improving our current markets, we keep finding new ones.”
24
July • Temmuz 2016
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2015 ihracat rakamlarına göre en fazla ihracat yapan Türkiye’nin 1000 dev şirketini açıkladı. Her yıl ilk 1000 şirket arasında yer alan Ulusoy Un, 2015 yılında ilk 500 şirket arasına girdi. TİM’in 2014 yılında açıkladığı listede 39 milyon 460 bin dolarlık ihracat rakamıyla 513. sırada yer alan Ulusoy Un, 2015 yılında ise ihracatını yüzde 33 artırarak 52 milyon 824 bin dolarlık ihracat rakamıyla 301. sıraya yerleşti. Angola, Benin, Gine, Filipinler, Vietnam, Irak, İsrail gibi dünyanın dört bir yanına ihracat yapan Ulusoy Un’un Yönetim Kurulu Başkanı E. Günhan Ulusoy, “Sektör ihracatı 2015 yılında yüzde 28 arttı. Benzer büyüme ivmesini şirketimizde de yakaladık. Bu bağlamda hem sektörümüzün hem de şirketimizin ihracat büyümesi istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Bildiğiniz üzere Türkiye, dünya un ihracatı şampiyonu bir ülke. Ulusoy Un olarak Türkiye un ihracatının yüzde 6’sını gerçekleştiriyoruz. Her yıl, çıtamızı biraz daha yükseltiyoruz. Bir yandan mevcut pazarlarımızı iyileştirirken, bir yandan da yeni pazarlar buluyoruz.” dedi.
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
25
NEWS • HABER
The world’s first Sealed Paper Packaging from Bosch ...........................................................
Bosch’tan dünyanın ilk Mühürlü Kâğıt Ambalajı BillerudKorsnäs and Bosch developed a solution that will change the packaging market for dry food products by using combining sustainable mono-material paper from BillerudKorsnäs with proven VFFS technology from Bosch. BillerudKorsnäs ve Bosch, Bosch’un kanıtlanmış VFFS teknolojisiyle BillerudKorsnäs tarafından üretilen sürdürülebilir tek materyalli kâğıdı bir araya getirerek, kuru gıda ürünlerini paketleme piyasasını değiştirecek bir çözüm geliştirdi. Bosch Packaging Technology and BillerudKorsnäs developed the world´s first Sealed Paper Packaging. Instead of using polymer film, a new solution enables production of dust-tight packaging for dry products such as sugar, grains, flour or powders using sustainable mono-material paper, which contains no additional polymer fractions. As a result, retailers and consumers profit from clean shelves, high product protection and improved product quality. Swedish paper specialist BillerudKorsnäs contributed its expertise to the optimization of the mechanical properties of the paper, while Bosch Packaging Technology proved its competence as a leading provider of packaging technology. The paper packaging is produced on the first vertical form, fill and seal machine (VFFS) with the so-called ZAP-Module. The module allows coating with the sealing agent on a minimal surface area, preserving the paper`s mono-material character. The solution is based on the proven “PME” machine concept from Bosch. The new solution combines this technology with the Axello®ZAP paper from BillerudKorsnäs. “This revolutionary concept would not have been implemented without the collaborative effort of both companies. Together we have developed a solution that will change the packaging market,” said Joachim Dittrich, head of Liquid Food product division at Bosch Packaging Technology.
26
July • Temmuz 2016
Bosch Paketleme Teknolojisi ve BillerudKorsnäs, dünyanın ilk Mühürlü Kâğıt Ambalajını geliştirdi. Polimer film kullanmak yerine, ek polimer parçaları içermeyen tek materyalli sürdürülebilir kâğıt kullanan bu yeni çözüm sayesinde şeker, tahıl, un veya toz gibi kuru ürünler için toz geçirmeyen ambalajlar üretmek mümkün oluyor. Bunun sonucu olarak, perakendeciler ve tüketiciler temiz raflara, yüksek ürün korumasına ve gelişmiş ürün kalitesine sahip olabilecekler. İsveçli kâğıt uzmanı BillerudKorsnäs, kâğıdın mekanik özelliklerinin optimizasyonunda uzmanlığını konuştururken, Bosch Paketleme Teknolojisi de önde gelen bir paketleme teknolojisi sağlayıcısı olarak yeterliliğini ortaya koydu. Bu kâğıt ambalajı, ZAP-Modül denen ilk dikey şekillendirme, dolum yapma, kapatma makinesinde (VFFS) üretilmektedir. Bu modül, kağıdın tek materyalli karakterini koruyarak, minimal yüzey alanındaki mühürleme elemanı ile kaplamaya imkan tanıyor. Bu yeni çözüm, Bosch’un kendini kanıtlamış “PME” makine konseptine dayanıyor ve bu teknolojiyi BillerudKorsnäs’un Axello®ZAP kâğıdıyla bir araya getiriyor. Bosch Paketleme Teknolojisi’ndeki Sulu Gıda ürün biriminin yöneticisi olan Joachim Dittrich konuyla ilgili olarak “İki şirketin bu ortak çabaları olmasaydı, bu yenilikçi konsept hayata geçemezdi. Paketleme piyasasını değiştirecek çözümü birlikte geliştirdik” dedi.
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
27
NEWS • HABER
Mozambique to fortify five foods ................................................. Mozambik, beş gıdayı güçlendirecek Mozambique published legislation on 18 April 2016 to fortify five food vehicles as part of its multi-sector plan to reduce chronic undernutrition. The mandate calls for fortification of wheat flour, corn meal, cooking oil, sugar, and salt. The law gives industries six months to meet the new requirements. When fully implemented, wheat flour and corn meal will be fortified with iron, zinc, folic acid, and vitamin B12. Fortifying flour with vitamin A, thiamine, riboflavin, niacin, and vitamin B6 is optional. The Mozambique legislation is a significant milestone after years of collaborative efforts by fortification advocates.
Mozambik’te 18 Nisan 2016 tarihinde kabul edilen düzenlemeye göre, ülkenin kronik beslenme yetersizliğini azaltmak üzere hazırladığı çok sektörlü planın bir parçası olarak, beş gıda türü güçlendirilecek. Bu talimat, buğday unu, mısır unu, yemeklik yağ, şeker ve tuzun güçlendirilmesini gerekli kılıyor. Yasa, gerekliliklerin karşılanabilmesi için işletmelere altı ay süre tanıdı. Düzenleme tamamen uygulamaya konduğunda, buğday ve mısır unları demir, çinko, folik asit ve B12 vitaminiyle takviye edilecek. Unu A vitamini, tiamin, riboflavin, niacin ve B6 vitaminiyle güçlendirmek ise opsiyonel bir seçenek. Takviye taraftarı olanların yıllardır sürdürdükleri çabanın ardından, Mozambik’teki bu yasa önemli bir mihenk taşı oldu.
G3 opens two more elevators ............................................................................... G3 iki yeni tahıl ambarı açıyor G3 Canada formed by Bunge and a Saudi investment fund to purchase the former Canadian Wheat Board has completed construction of its elevator at Saskatchewan and its terminal at Manitoba. “This is a significant occasion for G3, and these facilities are a great reflection of our overall vision, which is to build a smarter path from farmers’ fields to global markets,” said Brett Malkoske, G3’s Vice-President, Business Development & Communications. Construction of both elevators started in 2014 and was completed by general contractor FWS earlier this year. They both feature 134-car loop tracks and highcapacity drags to unload a full super-B in five minutes or less, without moving. Last week, G3 also received approval from the Vancouver Fraser Port Authority to construct a new export grain terminal in North Vancouver. The company is also building a 50,000 tonne lake terminal in the Port of Hamilton, which is scheduled to open prior to the 2017 harvest.
28
July • Temmuz 2016
Eski Kanada Buğday İdaresi’ni satın almak için Bunge şirketi ve Suudi Arabistan yatırım fonu ortaklığıyla kurulan G3 Kanada, Saskatchewan’daki tahıl ambarının ve Manitoba’daki terminalin inşaatını tamamladı. G3 şirketinin İş Geliştirme & İletişim Sorumlusu olan Başkan Yardımcısı Brett Malkoske, “Bu G3 için çok önemli bir gelişme; bu tesisler, çiftçilerin tarlalarından küresel pazarlara daha akıllı bir yol haritası çizmeyi öngören genel vizyonumuzun mükemmel bir yansımasıdır.” dedi. Her iki tahıl ambarının inşası 2014 yılında başladı ve bu yılın başlarında ana yüklenici olan FWS tarafından tamamlandı. İki ambarda da 134 vagonluk ring hattı ve hareket etmeksizin dolu bir Super-B römorkunu beş dakikadan kısa bir sürede boşaltacak yüksek kapasiteli çekiciler bulunuyor. G3, geçen hafta Vancouver Fraser Liman Otoritesi’nden Kuzey Vancouver bölgesine yeni bir ithalat tahıl terminali inşa etme onayı aldı. Şirket aynı zamanda, 2017 hasat döneminden önce açılması planlanan 50.000 tonluk göl terminali inşaatını ds Hamilton limanında sürdürüyor.
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
29
NEWS • HABER
Oat Research Lab from General Mills .................................................
General Mills’ten Yulaf Araştırma Laboratuarı A state-of-the-art oat variety development laboratory was installed by General Mills and South Dakota State University. The Oats Research Laboratory will focus on advancing the sustainability and quality of oats in the U.S. General Mills ve Güney Dakota Eyalet Üniversitesi tarafından, son teknolojiyle donatılmış yulaf çeşitliliğini geliştirme laboratuarı kuruldu. Bu Yulaf Araştırma Laboratuarı, ABD’deki yulafların kalitesini ve sürdürülebilirliğini iyileştirmeye yoğunlaşacak. General Mills and South Dakota State University (SDSU) announced the opening of a state-of-the-art oat variety development lab on the Brookings campus. The Oats Research Laboratory will focus on advancing the sustainability and quality of oats in the U.S. The new collaborative oat research laboratory, housed in the Young Brothers Seed Technology Building, includes labs, greenhouses and access to field trials. General Mills agronomists and plant breeders will work alongside the university’s plant science department comprised of plant breeders, grain scientists, seed experts, environmental scientists, field station managers and student researchers. Together, their efforts will focus on improving the nutritional qualities of oats; developing better performing oat varieties with higher yields; and helping farmers improve agronomy practices to increase sustainability. “At South Dakota State University, we believe strongly in public/private partnerships and the synergies they bring to research and innovation,” said Dr. Barry H. Dunn, president of the institution. “This relationship combines an international innovator in consumer foods and the leading land-grant institution in the country’s second largest oat-producing state. The new laboratory will be a powerful shared opportunity to enhance agricultural productivity and food production, and help stimulate sustainable economic growth and prosperity.”
30
July • Temmuz 2016
General Mills ve Güney Dakota Eyalet Üniversitesi (SDSU), Brookings yerleşkesinde modern bir yulaf çeşitliliği geliştirme laboratuarı açıldığını duyurdu. Yulaf Araştırma Laboratuarı, ABD’de üretilen yulafların sürdürülebilirliğini ve kalitesini geliştirmeyi hedefliyor. İşbirliğiyle kurulan ve Young Brothers Tohum Teknoloji Binası’nda yer alan bu yulaf araştırma laboratuarında, laboratuarlar, seralar ve saha denemelerine erişim imkânı bulunacak. General Mills’in bilimsel tarım uzmanları ve bitki yetiştiricileri ile üniversitenin bitki yetiştiricileri, tahıl araştırmacıları, tohum uzmanları, çevre araştırmacıları, saha istasyon yöneticileri ve öğrenci araştırmacılarından oluşan bitki bilimi bölümü, birlikte çalışacak. Gösterdikleri çabalar, yulafların besin niteliklerini iyileştirmeye, daha verimli olacak yeni yulaf çeşitlerini geliştirmeye ve sürdürülebilirliğini arttırmak için çiftçilerin bilimsel tarım pratiklerini uygulamasına yardım etmeye yarayacak. Kurumun başkanı Dr. Barry H. Dunn, yaptığı açıklamada “Güney Dakota Üniversitesi olarak, kamu ve özel sektör ortaklıklarına ve bu ortaklıkların araştırma ve yenilik dünyasına getirdiği sinerjiye yürekten inanıyoruz.” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ilişki tüketici gıdalarındaki uluslararası yenilikçilikle, ülkenin ikinci en büyük yulaf üreten eyaletindeki önde gelen kurumu bir araya getiriyor. Bu yeni laboratuar, tarım üretkenliğini ve gıda üretimini geliştirmek için güçlü bir fırsat olacak; ayrıca sürdürülebilir ekonomik büyümeye ve refah sağlamaya da yardım edecek.”
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
Petkus to build seed plant in Romania
................................................................
Petkus, Romanya’da tohum fabrikası kuruyor Petkus is building one of the most technically advanced seed plants in Romania. Petkus, Romanya’nın teknolojik olarak en gelişmiş tohum tesislerinden birini inşa ediyor. In the North-East of Rumania, Petkus Engineering is currently building one of the most technically advanced seed plants in the country on a turnkey basis for Moldova Seminte S.R.L. After an intensive design and permitting phase, both construction and installation of the technology are now in full swing. Operations at this multi-functional plant will begin with the harvest of 2016, processing maize, sunflower and soybean.
Petkus Mühendislik, Romanya’nın kuzeydoğusunda Moldova Seminte S.R.L için anahtar teslim prensibiyle, ülkenin teknoloji yönünden en gelişmiş tohum tesislerinden birini inşa ediyor. Yoğun geçen bir tasarım ve izin sürecinden sonra, şimdilerde inşaat çalışmaları ve teknoloji kurulumu tam kapasiteyle ilerliyor. Bu çok işlevli tesisteki çalışmalar, 2016 yılındaki hasatla birlikte mısır, ayçiçeği ve soya fasulyesi işlemek üzere başlayacak.
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
31
NEWS • HABER
Viterra to open Kindersley Grain Terminal
...........................................................
Viterra, Kindersley Tahıl Terminali’ni açıyor Viterra holds an opening event at its new grain terminal in Saskatchewan. The new facility has 28,000 tonnes of grain storage and 108 railcar loading capacity. Viterra, Saskatchewan’da bulunan yeni tahıl terminalini özel bir etkinlikle açtı. Bu yeni tesisin 28.000 ton tahıl depolama ve 108 vagon yükleme kapasitesi bulunuyor. One of the leading grain and oilseeds marketer and handler in Canada, Viterra Inc. hosted an official grand opening event at its new high throughput grain terminal at Kindersley, Saskatchewan. The new facility has 28,000 tonnes of grain storage and 108 railcar loading capacity. It is the sixth elevator the company has operated in Kindersley since building its first elevator there in 1934. "Our return to Kindersley is a great example of Viterra's commitment to creating and maintaining an industry leading asset network that is modern and efficient," said Kyle Jeworski, Viterra's President and CEO for North America. "In Saskatchewan alone, we've invested millions of dollars at several locations in recent years to support our unwavering focus on operational excellence and superior customer service."
Kanada’nın önde gelen tahıl ve yağlı tohum pazarlamacısı ve işleyicisi olan Viterra Inc., Kindersley, Saskatchewan’da bulunan yüksek iş hacimli yeni tahıl terminalinin açılışı için büyük bir etkinlik düzenledi. Bu yeni tesis, 28.000 ton tahıl depolama ve 108 vagon yükleme kapasitesine sahip. Bu şirketin 1934 yılında açtığı ilk tahıl ambarından bu yana Kindersley’de faaliyete soktuğu altıncı tahıl asansörü tesisi. Viterra’nın Kuzey Amerika’dan sorumlu Başkanı ve CEO’su Kyle Jeworski, “Kindersley’e geri dönüşümüz, Viterra’nın modern ve etkili bir değer ağına sahip endüstri yaratma ve sürdürme isteğinin de mükemmel bir örneği” dedi ve şöyle devam etti: “Yalnızca Saskatchewan’da bile, son birkaç yılda farklı yerlere milyonlarca dolar yatırım yaparak işimizde mükemmelliğe ve üstün müşteri hizmetlerine olan değişmez ilgimizi de güçlendirdik.”
Scoular acquires Manitoba grain elevator ................................................................................................................ Scoular, Manitoba tahıl ambarını satın aldı
The Scoular Company acquired a new grain elevator in Manitoba. The acquisition included multiple processing and receiving facilities in Canada and the United States. Scoular Şirketi, Manitoba’da yeni bir tahıl ambarı satın aldı. Bu satın alma Kanada ve Birleşik Devletler’deki çoklu işleme ve mal kabul tesislerini de içeriyor. The Scoular Company, which owns 93 grain storage facilities with total licensed grain storage capacity, has acquired the Tri-Fields Farms grain elevator in Netley, Manitoba. It is stated that the financial terms of the transaction were not disclosed. The elevator was built
32
July • Temmuz 2016
Toplam ruhsatlı tahıl depolama kapasitesiyle birlikte 93 depolama tesisine sahip olan Scoular şirketi, Netley, Manitoba’da bulunan Tri-Fields Farms’a ait tahıl ambarını da satın aldı. İşlemin mali boyutu ise açıklanmadı. Buradaki tahıl ambarı, Alberta Kooperatifi ile birleşerek Agricore
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
by Manitoba Pool Elevators, which merged with Alberta Pool into Agricore. Scoular has been an active player in the Canadian agricultural marketplace since the late 1990s when it opened its Calgary office. In November 2015, the company substantially expanded its presence in Canada through its purchase of Legumex Walker’s Special Crops Division. The acquisition included the business and people of the division as well as multiple processing and receiving facilities in Canada and the United States. “We operate more than 90 facilities in the U.S. and Canada and source grains, oilseeds, and special crops from growers and commercial companies in North America, South America, and Asia,” said Jeff Vipond, senior marketing manager for Scoular. “Our role is to connect local production to the best market. We give our end-use customers the products they need, when and where they need them, and bring the value of that demand back to growers.”
adını alacak olan Manitoba Birlik Ambarları tarafından yapıldı. Scoular, 1990’ların sonlarında ilk Calgary ofisini açtığı zamandan bu yana, Kanada tarım piyasasındaki aktif oyunculardan biri olmayı sürdürüyor. Şirket, Kasım 2015’te Legumex Walker’in Özel Ekinler Birimini satın alarak Kanada’daki varlığını güçlendirmiş oldu. Bu satın alma, işletme ve birimdeki insanların yanı sıra Kanada ve Birleşik Devletler’de bulunan çoklu işleme ve mal kabul tesislerini de içeriyor. Scoular’ın üst düzey Pazarlama Müdürü olan Jeff Vipond, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ABD ve Kanada’da 90’dan fazla tesiste faaliyet gösteriyoruz ve Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Asya’daki ticari şirketlerden ve yetiştiricilerden tahıllar, yağlı tohumlar ve özel ekinler sağlıyoruz. Bizim rolümüz, yerel üretimi, pazarın en iyi şartlarıyla buluşturmaktır. Nihai kullanıcı olan müşterilerimize, ihtiyaç duydukları ürünleri, ihtiyaç duydukları anda ve yerde temin ediyoruz ve böylece bu talebin değerini de yetiştiricilere taşıyabiliyoruz.”
Milling Parts at Millers Prices Milling Trade can offer quality spare parts at the most competitive prices. Pipes, Bend Segments, Diverter Valves, Sifter Cleaners, Blue Silicone, Laboratory equipment, milling equipment, and much much more Get your next quote from Milling Trade and see how much you can save Milling Trade Limited 15 Lowesmoor Wharf, Worcester England, WR1 2RS +44 (0) 1905 29400 sales@millingtrade.com DEĞİRMENCİ DERGİSİ
www.millingtrade.com July • Temmuz 2016
33
NEWS • HABER
Perten receives NTEP approval
.................................................
Perten, NTEP onayı aldı Perten Instruments’ IM 9500 Whole Grain NIR received approval from National Type Equipment Program (NTEP). Perten Instruments tarafından üretilen IM 9500 Tam Tahıl NIR cihazı, Ulusal Tip Ekipman Programı (NTEP) onayı aldı. Perten Instruments announced that its IM 9500 Whole Grain NIR with Results Plus software received a National Type Equipment Program (NTEP) Certificate of Conformance. NTEP approval means that the IM 9500 and its new software was put through a rigorous set of tests and found to meet or exceed the National Institute of Standards and Technologies (NIST) Handbook 44 requirements for testing devices. The purpose of NTEP is to provide a framework to systematically test devices that will be used “for selling, purchasing, exchanging, custody transfer, or establishing the cost for services or hire on the basis of a measurement” according the NTEP website. The IM 9500 whole grain NIR instrument tests whole grains for constituents such as moisture, protein, and oil in 25 seconds. The instrument is rugged and designed for use in elevator and grain processing environments. With several thousand instruments installed, it has proven reliability and usefulness. Additionally, the IM 9500 is supplied with a synthetic sample to monitor hardware by checking wavelength scale, path length, and test weight quickly and simply. “In addition to the 25 second analysis time, the new Results Plus software provides many useful and productive features” reports Jory Harris – Grain Manager (US) for Perten. “In combination with NetPlus Remote, users can administrate multiple instruments from anywhere in the world. NetPlus Reports allows users to view data from web-enabled devices 24/7 from anywhere in the world. Instruments are fully networkable allowing users to view single or multiple instrument’s results from any net connected device.”
34
July • Temmuz 2016
Perten Instruments, Results Plus yazılımı bulunan IM 9500 Tam Tahıl NIR cihazının Ulusal Tip Ekipman Programı’ndan (NTEP) Uyum Sertifikası aldığını duyurdu. NTEP onayı, IM 9500 cihazının ve bu yeni yazılımın, çok sıkı testlerden geçirildiği ve Ulusal Standart ve Teknoloji Enstitüsü’nün (NIST) kılavuzda belirlediği 44 gerekliliği karşıladığı anlamına geliyor. NTEP’in amacı, web sitesinde belirtildiğine göre, “satış, satın alma, değişim, gümrük transferi, hizmet bedeli belirleme veya bir ölçü temelinde kiralama” için kullanılacak cihazları sistematik olarak test edecek bir çerçeve sağlamak. IM 9500 Tam Tahıl NIR cihazı, 25 saniyede tam tahılları rutubet, protein ve yağ gibi özellikler açısından analiz edebiliyor. Oldukça dayanıklı olan cihaz, tahıl ambaları ve tahıl işleme bölümerinde kullanılmak üzere tasarlanmış. Monteli binlerce göstergeyle birlikte, ürünün güvenilirliği ve kullanışlılığı da kanıtlanıyor. Buna ek olarak, IM 9500’de dalga boyu ölçeğini, yol uzunluğunu ve test ağırlığını hızlıca kontrol ederek donanımı gözlemlemeye yarayan sentetik bir numune de bulunuyor. Perten’in ABD Tahıl Müdürü Jory Harris, “25 saniyelik analiz süresine ek olarak yeni Results Plus yazılımı da, pek çok kullanışlı ve yapıcı özellik sağlıyor” diyor ve şu yorumda bulunuyor: “NetPlus Uzak Kontrol özelliği sayesinde, kullanıcılar dünyanın herhangi bir yerinde pek çok cihazı aynı anda idare edebilir. NetPlus Raporlama ile birlikte, kullanıcılar 7/24 dünyanın dört bir yanından internet aracılığıyla verilere ulaşabilir. Bu cihazlardaki ağ iletişimi, kullanıcılara istedikleri anda bir veya birden fazla cihazdaki sonuçlara ulaşma imkânı sağlar.”
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
35
NEWS • HABER
The very first Bulgur Festival in the World took place in Gaziantep ......................................................................................................................
Dünyanın İlk Bulgur Festivali, Gaziantep’te yapıldı
The first Bulgur Festival in the world and in Turkey was organized in Gaziantep, the city of Gastronomy, thanks to the collaboration of Gaziantep Commodity Exchange, Metropolitan Municipality, the Promotion Group for Pasta, Bulgur, Pulse, Vegetable Oil and Gaziantep University. Dünyanın ve Türkiye’nin ilk Bulgur Festivali, Gaziantep Ticaret Borsası, Büyükşehir Belediyesi, Makarna, Bulgur, Bakliyat, Bitkisel Yağlar Tanıtım Grubu ve Gaziantep Üniversitesi işbirliğiyle Gastronomi kenti Gaziantep’te düzenlendi. The first Bulgur Festival in the world and in Turkey was organized between the dates of May 28-29 in Gaziantep, which was elected as the city of Gastronomy by UNESCO. The organization was held in collaboration with Gaziantep Commodity Exchange, Gaziantep Metropolitan Municipality, Promotion Group for Pasta, Bulgur, Pulse, Vegetable Oil, and Gaziantep University. In the first day of the 1st Bulgur Festival, the dishes which were made of bulgur were introduced to the national and international guests. The role of bulgur in healthy nutrition was explained and then the dishes with bulgur were presented by world-renowned chefs in workshops. In the seminars and panel discussions during the festival, several topics such as “Marketing Bulgur to the World as a Rising Value”, “International Chefs reinterprets Important Dishes of World Cuisine with Bulgur instead of Rice”, “The History and Benefits of Bulgur” were discussed. At the same time, there were different activities for children, concerts and Turkish folk dance shows.
Dünyanın ve Türkiye’nin ilk Bulgur Festivali, 28-29 Mayıs tarihlerinde, Gaziantep Ticaret Borsası, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Makarna, Bulgur, Bakliyat, Bitkisel Yağlar Tanıtım Grubu ve Gaziantep Üniversitesi işbirliğiyle UNESCO tarafından Gastronomi kenti seçilen Gaziantep’te düzenlendi. 1. Geleneksel Bulgur Festivali’nin ilk gününde Türkiye ve yurtdışından gelen konuklara bulgurla yapılan yemekler tanıtıldı. Bulgurun sağlıklı beslenmedeki yeri anlatılırken, dünyaca tanınmış şefler atölye çalışmaları ile bulgurla yapılan yiyecekleri sundu. Festival programı kapsamında seminer ve panellerde ‘Bulgurun Yükselen Bir Değer Olarak Dünyada Pazarlanması’, Uluslararası Şeflerden Dünya Mutfağının Önde Gelen Yemeklerinin Pirinç Yerine Bulgur ile Yorumlanması, Bulgurun Tarihi, faydaları gibi konular işlenirken eş zamanlı olarak da halk oyunları, konserler, müzik dinletileri ve çocuklara yönelik etkinlikler de gerçekleştirildi.
7 MADDELİK SONUÇ BİLDİRGESİ FINAL DECLARATION WITH SEVEN ARTICLES Following the festival, the final declaration of the Bulgur Festival was announced in a meeting with national and internatonal reporters by Ahmet Tiryakioğlu, chairman of Gaziantep Commodity Exchange; Selami Memiş, assembly president of Gaziantep Commodity Exchange; Prof. Dr. Mustafa Bayram, the Dean of Engineering Faculty in Gaziantep University; Fikret Tural, Deputy Secretary General of Gaziantep Metropolitan Municipality. In this final declaration with seven articles, the festival goals are stated as follows:
36
July • Temmuz 2016
Festivalin ardından Gaziantep Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, Gaziantep Ticaret Borsası Meclis Başkanı Selami Memiş, Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, Gaziantep Büyükşehir Belediye Genel Sekreter Yardımcısı Fikret Tural, yerli ve yabancı gazetecilerin katıldığı bir toplantıda Bulgur Festivali’nin 7 maddelik sonuç bildirgesini açıkladılar. Bu 7 maddelik sonuç bildirgesinde, festivalin hedefleriyle ilgili şunlar yer alıyor: 1. Gastronomi turizminin gelişmesi yolunda adımlar atmak, 2. Dünyanın en eski buğdayının bu topraklarda bilinen
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
1. Taking new steps towards improving gastronomy tourism, 2. Rediscovering the known features as well as the hidden and unknown taste of the oldest wheat in the world, 3. Learning and teaching many unknown subjects about bulgur such as bulgur diversity, cooking techniques and health benefits, 4. Introducing this product, which is confined within our borders, to the foreign cultures in our country and abroad, transforming bulgur into a known brand in world market, 5. Understanding the way that tastes and cuisines are affected by each other and how they acquire the mutual feeling with the participation of international chefs, 6. Binding the national and international guest at a mutual joy point, welcoming the new taste insight in the homeland of bulgur 7. Helping the traditional cuisine dishes move to national and international markets.
ama daha da önemlisi bilinmeyen, sır lezzetlerini yeniden keşfettirmek, 3. Bulgur çeşitliliği, pişirme teknikleri, sağlık açısından faydaları gibi bulgur hakkında bilinmeyen birçok konuyu öğrenmek ve öğretmek, 4. Topraklarımızda kalmış bu ürünü, ülkemizde ve ülke dışında yabancı kültürlerle tanıştırmak, dünya pazarında marka haline getirmek, 5. Uluslararası şeflerin katılımlarıyla, tatların ve mutfakların birbirinden nasıl etkilendiğini ve neden ortak duyguyu barındırdıklarını hissettirmek, 6. Yurt içinden ve yurt dışından gelen misafirleri ortak bir keyif noktasında kaynaştırmak, bulgurun ana vatanında lezzetler açılımına ev sahipliği yapmak. 7. Geleneksel yöntemlerle üretilen mutfak ürünlerinin, ulusal ve uluslararası pazarlara taşınmasına katkıda bulunmak.
Beşler Flour shows its difference in ISO 500 ................................................................................................... ISO 500’e Beşler Un damgası
Istanbul Chamber of Industry (ISO) announced the result of “Turkey’s Top 500 Industrial Enterprises in 2015” report. With regard to the survey results, Beşler Flour, the leading company of Beşler Group, advanced to the 140th rank. İstanbul Sanayi Odası (İSO) ‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’ 2015 yılı raporunun sonuçlarını açıkladı. Araştırma sonuçlarına göre Beşler Grup’un lokomotif şirketi olan Beşler Un 140’ıncı sıraya yükseldi. Beşler Makarna Un İrmik Gıda San.Tic. A.Ş. has improved 274 places compared to last year in the list of “Turkey’s Top 500 Industrial Enterprises” by Istanbul Chamber of Industry and became the third company with the most tremendous advance. Beşler Flour, which is ranked 140th in the general ranking of top 500, continues to honour the city of Gaziantep. In the previous days, Beşler Flour was also placed in Turkey’s Top 1000 Importers list by TIM as being a company which greatly improves its import rates. “Beşler Flour Company has kept the success bar high in its every step since the day it was founded. Thanks to the great projects in 2015, Beşler made a significant move in production and import. It succeeded to become one of the most quickly developed industrial enterprises in Turkey. As Beşler Flour, we advanced our production capacity up to 100% in 2015, we raised the number of our employees from 250 to 400, and we broke records in terms of importation. We will continue to improve the company by taking giant steps,” states Mesut Çakmak, Beşler Flour the Chairman of the Board.
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
Beşler Makarna Un İrmik Gıda San. Tic. A.Ş., İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde de bir önceki yıla göre 274 sıra yükselerek, en çok yükseliş kaydeden üçüncü firma oldu. İlk 500’de genel sıralamada 140. sırada yer alan Beşler Un, Gaziantep’in gururu olmayı sürdürdü. Geçtiğimiz günlerde Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin açıkladığı 2015 yılı Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçı şirketi listesinde, 149 Milyon dolarlık ihracat rakamıyla yer alan Beşler Un, bir önceki yıla göre %203’lük bir büyüme gerçekleştirerek Türkiye’de ihracatını en çok artıran firma olmuştu. Beşler Un Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Çakmak, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Kurulduğu günden bu zamana kadar attığı her adımda başarı çıtasını hep en üst noktaya koyan Beşler Un, 2015 yılında gerçekleştirdiği büyük projelerle, üretimde ve ihracatta çok önemli bir atılım gerçekleştirerek, Türkiye’nin En Hızlı Yükselen 3 sanayi kuruluşundan birisi olmayı başarmıştır. Beşler Un olarak 2015 yılında, üretim kapasitemizi %100’lere yükselttik, çalışan sayımızı 250’den 400’lere çıkardık, ihracatta rekorlara imzamızı attık. Dev adımlarla ilerlememizi sürdürüyoruz.” dedi.
July • Temmuz 2016
37
NEWS • HABER
“Superior Taste Award” for Erişler Gıda ................................................
Erişler Gıda’ya “Üstün Lezzet Ödülü” The taste of Eriş Flour and Nudo, the brands of Erişler Gıda, was officially approved in the international arena. Eriş Flour and Nudo were considered worthy for Superior Taste Award by the International Taste & Quality Institute (ITQ) which test food and beverages of exceptional taste and quality. Erişler Gıda’nın markalarından Eriş Un ve Nudo’nun lezzeti, uluslararası arenada da tescilledi. Eriş Un ve Nudo, Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü’nün (ITQ) düzenlediği, mükemmel tat ve kalitedeki yiyecek ve içeceklerin test edildiği Üstün Lezzet Ödülü’ne layık görüldü. Eriş Flour and Nudo were granted Superior Taste Award which is one of the prestigious awards in Europe and organized by International Taste & Quality Institute (ITQ). The 120 jury members are elected by the 15 most prestigious European culinary organizations. The jury grant the superior taste awards by testing the products when they have no packages or markings on a blind evaluation basis; in accordance with the stars the products achieved, the brands earn the right to get taste and quality certificate. Having completed the evaluations based on the first impression, colour, odour check and aftertaste as well as the texture of the products, ITQ considered Eriş Flour and Nudo as a part of tasty products. Erişler Gıda Retail Group General Manager Abdullah Eriş expressed his thoughts about the award: “We always pay attention to have quality and taste at the same time while developing our products. We work in a hard and careful way to bring quality and taste together. Our production perception never compromises on human health and we will continue to be a reliable brand for our consumers. We have already got BRC, Vegan and Halal certificates for Eriş Flour; Nudo brand also has Vegan and Halal certificates; now our taste is approved once more with Superior Taste Award”.
38
July • Temmuz 2016
Eriş Un ve Nudo, Avrupa’nın en prestijli ödüllerinden biri olarak kabul edilen ve Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü (ITQ) tarafından verilen Üstün Lezzet Ödülü’ne layık görüldü. Avrupa’nın en prestijli 15 aşçılık ve içecek derneği tarafından seçilen 120 jüri üyesinin, ürünler üzerinde herhangi bir ambalaj ve işaret olmadan kör tadım bazında değerlendirilmesiyle verilen Üstün Lezzet Ödülü kapsamında, markalar kazandıkları yıldızlarla lezzet ve kalite sertifikası almaya hak kazanıyor. ITQ, ilk izlenim, renk, koku kontrolü ve ardından ağızda bıraktığı tat ve bununla birlikte ürünün dokusu dikkate alınarak yapılan değerlendirmeler sonrası Eriş Un ve Nudo’yu da lezzetli ürünler arasına almış oldu. Ödül ile ilgili düşüncelerini paylaşan Erişler Gıda Perakende Grup Genel Müdürü Abdullah Eriş, “Ürünlerimizi geliştirirken kalite ve lezzeti bir arada yakalamaya her zaman dikkat ettik. Ürünlerimizde hem kalite hem de lezzeti bir arada yakalamak için titizlikle çalışıyoruz. İnsan sağlığından ödün vermeyen üretim anlayışımızla da tüketicimiz için her zaman güvenilir bir marka olmaya devam edeceğiz. Eriş Un olarak daha önce almaya hak kazandığımız BRC, Vegan, Helal; Nudo’da ise Vegan ve Helal sertifikalarımızdan sonra, son olarak “Üstün Lezzet Ödülü” ile lezzetimizi de tescillemiş olduk.” dedi.
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
39
NEWS • HABER
Bakery Products Workshop was held in EBSO .................................................................................................................................
Unlu Mamuller Çalıştayı EBSO'da gerçekleştirildi Haluk Tezcan, the executive board member of Aegean Region Chamber of Industry, gave a speech in the Bakery Products Workshop and underlined that the bakery products sector could not focus on branding due to the deficiency of capital accumulation. “We would like to be the worldwide messenger of the industry. So, we need to join forces. This workshop with all the constituents of the sector shall prepare the basis for such collaboration,” said Tezcan. Unlu Mamuller Çalıştayı’nda konuşan Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Üyesi Haluk Tezcan, unlu mamuller sektörünün sermaye birikimi yetersizliği nedeniyle markalaşmaya odaklanamadığına dikkat çekti. Tezcan, “Biz sektörün dünyada elçiliğini yapmak istiyoruz. Bunun için güç birliğine ihtiyacımız var. Sektörün tüm bileşenlerinin katıldığı çalıştay, bu güçbirliğini oluşturmamıza zemin hazırlayacak.” dedi. Aegean Region Chamber of Industry (EBSO) hosted Bakery Products Workshop in which the problems and solution offers of the bakery products industry were discussed. The workshop attracted great attention of EBSO, Izmir Union of Chamber of Merchants and Craftsmen, Izmir Commodity Exchange and Izmir Chamber of Commerce, as well as industrial representatives. The workshop was moderated by Ismail Ugural, head of the Association of Agricultural Writers and Journalists. Haluk Tezcan, EBSO Executive Board member, stated that the bakery products industry was undergoing a great transformation. “We aim to create awareness by organizing a workshop which brings together all the components of the industry. The industry greatly changes under the name of bakery products. Now we can see a new bakery at every corner. In the past, our grandmothers and mothers baked these products in our homes; now we see that these products are industrialized. The frozen products began to become a part of the market. The quality and quantity of the bakery products are a matter of debate,” said Tezcan. Tezcan indicated that Turkey, which has the biggest capacity in the world in terms of flour and milling, is also a leader in flour exportation. Tezcan commented on this remark: “We achieve this in spite of our deficiency in wheat production. Yet, we have a problem about value-added products. Especially, we cannot accumulate capital due to price and quality competition in the Aegean Region. We cannot be branded as we cannot form capital accumulation.”
40
July • Temmuz 2016
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), unlu mamuller sektörünün sorunları ve çözüm önerilerinin tartışıldığı Unlu Mamuller Çalıştayı’na ev sahipliği yaptı. EBSO, İzmir Esnaf Sanatkar Odaları Birliği, İzmir Ticaret Borsası ve İzmir Ticaret Odası’nın yanı sıra sektör temsilcilerinin de yoğun ilgi gösterdiği çalıştayın moderatörlüğünü Tarım Gıda Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TAGYAD) Başkanı İsmail Uğural gerçekleştirdi. EBSO Yönetim Kurulu Üyesi Haluk Tezcan, yaptığı konuşmada unlu mamuller sektörünün büyük bir değişim içinde olduğunu belirterek, “Sektörün tüm bileşenlerinin yer aldığı bir çalıştay düzenleyerek farkındalık yaratma amacındayız. Zira, sektör unlu mamuller adı altında büyük değişim yaşıyor. Her köşe başında bir unlu mamuller açılıyor. Geçmişte ninelerimizin, annelerimizin evlerde yaptığı ürünlerin sanayiye kaydığını, donmuş ürünlerin her geçen gün pazara dahil olduğu günleri yaşıyoruz. Bu unlu mamullerin niceliği, sıfatı hep beraber tartışma konusu.” dedi. Un ve değirmencilik konusunda dünyanın en büyük kapasitesine sahip Türkiye’nin, un ihracatında da lider olduğunu belirten Tezcan, şöyle devam etti: “Bunu buğday üretimimiz yeterli olmamasına rağmen gerçekleştiriyoruz. Ama katma değerli ürünler konusunda sıkıntımız var. Özellikle Ege Bölgesi’ne baktığımızda fiyat ve kalite rekabeti yapmaktan dolayı sermaye birikimi oluşturamıyoruz. Sermaye birikimi oluşturamadığımız için de markalaşamıyoruz.”
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
TARGET COUNTRIES MUST BE DESIGNATED Tezcan pointed out that they, as bakery products industry representatives, aim to become an industry which present and market Turkish goods to the entire world in the best way possible and export value-added products which are originally patented in every way from its package to its design and content. “The Aegean region in Turkey is the best region for implementing this goal thanks to its tremendous human resources. We would like to be the worldwide messengers of the industry. We need to join forces to be successful. The first step could be to designate a target country. We must evaluate the remittance support of branding and exportation by Ministry of Economy and KOSGEB (Small and Medium Industry Development Organization). This workshop with all the constituents of the industry shall prepare the basis for such collaboration,” stated Tezcan.
HEDEF ÜLKELER BELİRLENMELİ Unlu mamuller sektör temsilcileri olarak, markalı ürünlerle dünyanın dört bir yanına Türk Malı’nı en iyi şekilde tanıtan ve pazarlayan bir sektör olmayı; ambalajından tasarımına ve içeriğine kadar her yönden patenti alınmış, katma değerli ürünler ihraç etmeyi hedeflediklerini ifade eden Tezcan, şunları ekledi: “Bunu Türkiye’de en iyi yapacak bölge ise inanılmaz insan kaynağı mevcudiyeti ile Ege bölgesidir. Biz sektörün dünyada elçiliğini yapmak istiyoruz. Bunun için güç birliğine ihtiyacımız var. Hedef ülke belirleyerek işe başlayabiliriz. Ekonomi Bakanlığı ve KOSGEB’in markalaşma ve ihracatla ilgili hibe desteklerini değerlendirmeliyiz. Sektörün tüm bileşenlerinin katıldığı çalıştay, bu güç birliğini oluşturmamıza zemin hazırlayacaktır.”
Export target of 2,5 billion USD by 2023 ......................................................
Hedef 2023’te 2,5 milyar dolarlık ihracat Turkish Flour Yeast and Ingredients Promotion Group (UTG) for which the Central Anatolian Exporters Union General Secretariat acts as the secretariat aims to raise its 1,5 billion USD sector export to 2,5 billion USD in the framework of 2023 Export Strategy. UTG conducts communication activities for Turkey’s targeted and potential markets and also acts as a public speaker for the sector with its interventions in the fields of branding, advertisement-promotion, and marketing. Following the recent studies, UTG announced that “wheat flour” is a leading product in terms of export size. Moreover, additional strategies are developed for branding yeast and starch which follow wheat flour in exportation. As UTG plans to raise its export rates up to 2,5 billion USD by 2023, the Promotion Group created a new web site in order to fulfil the needs of the sector. The website by UTG under the domain of http://www.tfyi.gov.tr was awarded the Best Public Institution Website at 2016 Golden Spider Web Awards.
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
Orta Anadolu İhracat Birlikleri Genel Sekreterliği’nin sekreteryasını yürüttüğü Un ve Unlu Mamuller Tanıtım Grubu (UTG), yaklaşık 1,5 milyar dolarlık sektör ihracatını 2023 İhracat Stratejisi çerçevesinde 2,5 milyar dolara çıkarmayı amaçlıyor. Türkiye’nin hedef ve potansiyel pazarlarına dönük iletişim faaliyetleri yürüten, markalaşma, reklam-tanıtım, pazarlama ve benzeri alanlardaki girişimleriyle sektörün sözcülüğünü yapan UTG, yürüttüğü çalışmalarda, ihracat büyüklüğü itibariyle ilk öne çıkan ürünün “buğday unu” olduğunu açıkladı. Ancak bunun yanında, ihracatta buğday ununun takipçisi olan maya, nişasta gibi diğer ürün/ürün gruplarının markalaşması için de yan stratejiler geliştiriliyor. 2023’e kadar sektör ihracatını 2,5 milyar dolara çıkarmayı amaçlayan UTG’nin bu çerçevede yaptığı çalışmalardan biri de sektörün ihtiyaçlarını karşılayan bir web sitesi geliştirmek oldu. UTG’nin hayata geçirdiği http://www.tfyi.gov.tr domainli internet sitesi, 2016 Altın Örümcek Web Ödülleri’nde En İyi Kamu Kurumu Web Sitesi ödülünü aldı.
July • Temmuz 2016
41
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
42
July • Temmuz 2016
MILLER MAGAZINE
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
PULSES AND FUTURE BAKLİYAT VE GELECEK Sustainable proteins are needed more than ever today. Pulses are also key for meeting this requirement. Experts who are working both for producing tasteful and nutritional food products and creating a sustainable value chain point out the fact that pulses will be demanded more in the future. Bugün sürdürülebilir proteine her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Bakliyat ise bu ihtiyacın karşılanması için anahtar değerinde. Hem lezzetli ve besleyici gıda ürünleri üretmek hem de sürdürülebilir bir değer zinciri oluşturmak için çalışan uzmanlar bakliyatın gelecekte çok daha fazla talep göreceğine işaret ediyor. United Nations declared 2016 as “International Year of Pulses”. Along with this development, pulses have become more and more discussed. Especially after the experts discussed how important pulses were for human nutrition, pulses have become one of the most discussed issues. By looking at pulses’ importance, as Miller Magazine we decided to prepare a special pulses story in this issue. For this reason, while focusing on our special pulses story, at the same time we are making an introduction to storage issue with Véha Antal’s article “Changing of wheat quality parameters during storage”. We will entirely focus on storage in August issue.
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
Birleşmiş Milletler 2016 yılını “Dünya Bakliyat Yılı” ilan etti. Bu gelişmeyle birlikte bakliyat daha fazla konuşulur ve tartışılır oldu. Özellikle bakliyatın insan beslenmesi üzerindeki etkileri uzmanlar tarafından dile getirildikçe bakliyat da gıda sektörünün en çok konuşulan konularından biri haline geldi. Bakliyatın kazandığı önemden yola çıkarak Değirmenci Dergisi olarak biz de bu sayımızda Bakliyat Özel dosyası hazırlamayı uygun bulduk. Bu sebeple bu ay Bakliyat dosyamıza ağırlık verirken bir yandan da Véha Antal’ın “ Depolama esnasında buğday kalite parametrelerinin değişmesi“ isimli makalesiyle tahılların depolanması konusuna giriş yapıyoruz. Ağustos sayımızda ise bütünüyle depolama konusuna odaklanacağız.
July • Temmuz 2016
43
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
The representatives of global pulses industry came together in Izmir .................................................................................................................................
Dünya bakliyat sektörü temsilcileri İzmir’de buluştu
Global Pulse Convention was held in Izmir, Çeşme between the dates of May 19-22, 2016. Nearly 600 delegates participated in the convention that brought all the parties in pulses industry together. Dünya Bakliyat Konferansı, 19-22 Mayıs 2016 tarihleri arasında İzmir Çeşme’de gerçekleştirildi. Bakliyat sektörünün tüm taraflarını bir araya getiren konferansa yaklaşık 600 delege katıldı. The methods for increasing the production and consumption of the pulses were discussed in the Global Pulse Convention which was organized by Global Pulse Confederation (GPC) in Izmir, Çeşme between the dates of May 19-22, 2016. The organization was held with the emphasis of the “International Year of Pulses” and there were nearly 600 participants from more than 50 countries. Hüseyin Arslan, the president of Global Pulse Confederation, gave the opening speech by saying “The food amount that we need to produce in the next 40 years equals to the food amount that we produced in the last 10 thousand years.” Arslan underlined that food security needs to be one of the important agenda topics. He commented: “I want to draw your attention to food waste and loss. Every year, 1.3 billion tons waste and loss occur in the food sector. There are losses in producing and processing. We should consider these facts. If we can save this loss, it will be a way of salvation for many people in the world.” In the convention, worldwide examples on the strategic value of pulses from pulse labels to sustainable works were presented. Also there were a great number of participants from Africa. The specialists mention that they anticipate for a huge leap from Africa in terms of pulses production in the following years. In the same way, the great support of India to the sector was discussed. One of the most striking moments in the convention is to display 9000 year old pulse productions. The convention participants showed tremendous attention to the 9000 year old lentils, chickpeas and sweet peas as well as the 800 year old fava bean which were found during the archeological excavations in Turkey’s Mersin Yumuktepe region.
44
July • Temmuz 2016
Dünya Bakliyat Konfederasyonu (GPC) tarafından 1922 Mayıs 2016 tarihleri arasında İzmir Çeşme’de düzenlenen Dünya Bakliyat Konferansı’nda, bakliyatların üretim ve tüketimini arttırmanın yolları ele alındı. “Dünya Bakliyat Yılı” vurgusunun öne çıktığı İzmir Çeşme'deki konferans, 50'nin üzerinde ülkeden yaklaşık 600 katılımcı ile gerçekleştirildi. Konferansın açılışında konuşan Dünya Bakliyat Konfederasyonu (GPC) Başkanı Hüseyin Arslan, “Önümüzdeki 40 yılda üretmemiz gereken gıda miktarı, son 10 bin yılda ürettiğimiz gıda miktarına denk geliyor.” dedi. Gıda güvenliğinin en önemli gündem konularından biri olması gerektiğini vurgulayan Arslan, “Gıda atıkları ve kaybına dikkati çekmek istiyorum. Gıdada her yıl 1,3 milyar ton atık ve kayıp söz konusu. Üretimde ve işlemede kayıplar meydana geliyor. Bunu göz önünde bulundurmalıyız. Bu kaybı tasarruf edebilirsek, dünyadaki birçok insana kurtuluş yolu olacak.” değerlendirmesinde bulundu. Kongrede bakliyat etiketlerinden sürdürülebilirlik çalışmalarına kadar bakliyatın stratejik önemine dair dünyadan örnekler de sundu. Diğer taraftan Afrika’dan önemli sayıda katılımcı yer aldı. Uzmanlar da bakliyat üretiminin önümüzdeki yıllarda Afrika’da büyük sıçrama beklediklerini belirtiyorlar. Aynı şekilde, Hindistan’ın sektöre büyük desteğine de dikkat çekildi. Konferansın en dikkat çekici noktalarından biri de 9000 yıllık bakliyat ürünlerinin sergilenmesiydi. Türkiye’nin Mersin Yumuktepe bölgesinde yapılan arkeolojik kazılar sırasında bulunan 9000 yıllık mercimek, nohut ve bezelye ile 800 yıllık fava fasulyesi, konferans katılımcıları tarafından ilgiyle incelendi.
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
45
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
Bühler marked on Global Pulses Conference ......................................................................................................................
Dünya Bakliyat Kongresi’ne Bühler damgası
Hosting a symposium at the 2016 Global Pulse Convention organized in İzmir, Çeşme on 20-22 May 2016, The Bühler Group brought delegates from pulses industry and the media members together. During the reception which attracted a great deal of attention, leading industry experts outlined how advanced technologies are enabling pulses to be processed sustainably and profitably to maximize value from the crop and create new ways for them to be consumed. İzmir Çeşme’de 20-22 Mayıs 2016 tarihleri arasında düzenlenen Dünya Bakliyat Konferansı’nda, bir sempozyum düzenleyen Bühler Group, bakliyat sektörü temsilcilerini ve medya mensuplarını bir araya getirdi. Yoğun ilginin olduğu resepsiyonda, önde gelen endüstri uzmanları üründen alınan değeri maksimum seviyeye çıkarmak ve ürünlerin tüketimi için yeni yöntemler yaratmak amacıyla, bakliyatın sürdürülebilir ve karlı bir şekilde işlenmesinde gelişmiş teknolojilerin rolünü belirlediler. The Bühler Group hosted a reception at the 2016 Global Pulse Convention for delegates and the media on 20 May 2016. Leading industry experts outlined how advanced technologies are enabling pulses to be processed sustainably and profitably to maximize value from the crop and create new ways for them to be consumed. They discussed how the industry could work together to bring a greater variety of pulse products to market, to suit different taste preferences in the growing global population. Speaking at the Bühler reception, Hüseyin Arslan, President of the Global Pulse Confederation, gave his thoughts about the continued rapid growth of the pulses industry, and exclusive insight into how he believes it can continue to expand. “As the global population grows, the demand for protein will increase and there may be a shortage, so we are constantly searching for new sources – and thankfully pulses provide a very credible op-
46
July • Temmuz 2016
Bühler Group, 20 Mayıs tarihinde 2016 Dünya Bakliyat Kongresi’nde temsilciler ve medya için bir resepsiyona ev sahipliği yaptı. Önde gelen endüstri uzmanları, üründen alınan değeri maksimum seviyeye çıkarmak ve ürünlerin tüketimi için yeni yöntemler yaratmak amacıyla, bakliyatın sürdürülebilir ve karlı bir şekilde işlenmesinde gelişmiş teknolojilerin rolünü belirlediler. Ve pazara çok daha fazla miktarda bakliyat taşımak ve artan dünya nüfusunun farklı damak tercihleriyle uyum sağlamak için endüstrinin nasıl birlikte hareket edebileceğini tartıştılar. Bühler’in resepsiyonunda konuşan Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan, bakliyat endüstrisinin devam eden hızlı gelişimi ve bu gelişimin nasıl genişleyeceği konusundaki kişisel düşüncelerini paylaştı. Arslan, şunları aktardı: “Dünya nüfusu arttıkça protein ihtiyacı da artacaktır. Bu durumda kıtlık baş gösterebilir. Bu yüzden devamlı olarak yeni kaynak arayışı içindeyiz.
MILLER MAGAZINE
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
tion. Although consumption has been largely dominated by the Asian population to-date, interest in pulses has grown in the western world in recent years.
PROCESSING TECHNOLOGY HELPS TO DRIVE THE MARKET Said Arslan: “As a result of the demand for a long-term, sustainable protein source and the rising global popularity of pulse-based products, we are likely to see the incorporation of pulses into conventional food products like bread, soups, meats and snacks. To do this, however, the industry will need to pursue more advanced, hygienic processing technologies to meet consumer expectations on the taste, texture and appearance of products, without sacrificing the nutritional value.” Arslan also touched on how advances in processing technology – such as the ones developed by Bühler – have helped to drive the market in partnership with processors, improving efficiency, productivity and hygiene throughout the value chain. He said: “The past 15 to 20 years have seen great advances in pulse processing technology and solutions, with Bühler, of course, leading the way. As with so many areas of industry, process automatization and computerization can yield efficiency in operations, reduce costs and provide overall assistance for producing a better quality product. Where we were up to 30 years ago, to where we are now in the industry, is just incredible and this is reflected in the volumes of pulses being produced, processed and shipped globally,” he said, adding: “However, there are real issues surrounding our ability to efficiently produce enough food for our growing populations, as well as reducing waste. Research into new varieties with higher yields and those that have other characteristics, such as higher protein levels or resistance to certain adverse growing conditions will be key. Universities, governments, national organisations and private companies
Neyse ki bakliyat son derece güvenilir bir seçenek. Her ne kadar tüketimde ağırlıklı olarak Asya popülasyonu baskın olsa da, batıda da bakliyata olan ilgi son yıllarda arttı.”
İŞLEME TEKNOLOJİLERİNİN PAZARIN GELİŞİMİNE KATKISI Arslan, “Sürdürülebilir protein kaynağı ve bakliyat tabanlı ürünlere yönelik uzun vadeli talep ve bu ürünlerin artan küresel popülerliği neticesinde, bakliyatın ekmek, çorba, et ve atıştırmalıklar gibi alışılagelmiş gıda ürünleriyle bir araya geldiğini görebiliriz. Ancak bunu başarabilmek için endüstri de, besinsel değerlerden feragat etmeden, müşterilerin tat, doku ve ürün görünümü ile ilgili beklentilerini karşılamak amacıyla daha gelişmiş ve hijyenik proses teknolojilerine yönelecektir.” İşleme teknolojilerindeki ilerlemelere de değinen Arslan, teknoloji üreticilerinin işleyicilerle ortaklık kurarak - örneğin Bühler’in geliştirdikleri - değer zinciri boyunca verimi, üretkenliği ve hijyeni artırarak pazarın gelişmesine yardımcı olduğunu söyledi. Arslan, “Son 15-20 yılda Bühler’in bakliyat işleme teknolojileri ve çözümlerinde büyük bir gelişim gösterdiğini ve elbette öncü olduğunu gördük. Endüstrinin birçok alanında proses otomasyonu ve bilgisayarlaşma operasyonlarda verim sağlayabilir; maliyeti düşürebilir ve daha iyi ürün kalitesi elde edebilmek için genel bir yardımda bulunabilir. 30 yıl önce bulunduğumuz noktadan bugün endüstrinin bulunduğu yere gelmemiz inanılmaz ve bu da üretilen, işlenen ve tüm dünyaya gönderilen bakliyat miktarına yansıyor” dedi ve ekledi: “Ancak atıkların azaltılmasının yanı sıra, artan popülasyonumuza etkili gıda sağlama hususunda hakiki problemler mevcut. Verimi yüksek yeni türler keşfetmek için yapılan araştırmalar ve bazı yetiştirilme koşullarında yüksek protein seviyesi ya da direnci gibi karakteristikleri olan türler, anahtar çözüm olacak. Üniversiteler, hükümetler, ulusal organizasyonlar ve özel kuruluşlar araştırmalara, bakliyat çeşitlerinin geliştirilmesine, yetiştirme uygulamalarına ve üretimi artıracak yöntemlere fon sağlıyor. Bütün bunlar küresel bakliyat ticaretinin bir adım ileriye taşınmasını ve kısıtlamalar ile düzenlemelerin azaltılmasını kolaylaştırabilir.”
BAKLİYAT KÜRESEL BESLENMEDE ROL OYNUYOR Arslan’ın fikirlerini paylaşan Bühler’in Gıda Bilimcisi ve Teknoloji Uzmanı Beatrice Conde-Petit, bakliyatın küresel beslenmede oynadığı role, endüstrinin karşı karşıya kaldığı zorluklara ve Bühler’in bu zorlukları
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
47
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
Beatrice CONDE-PETIT Food Scientist and Technologist Gıda Bilimcisi ve Teknoloji Uzmanı BÜHLER AG
Aidin MILANI
Business Development İş Geliştirme BÜHLER AG
are funding research and development into pulse varieties, growing practices and ways to boost production that may clear the way for the global pulses trade to move forward and reduce restrictions and regulations.”
PULSES HAVE A ROLE TO PLAY IN GLOBAL NUTRITION Joining Arslan, Beatrice Conde-Petit, food scientist and technologist for Bühler, offered an expert overview on the role pulses can play in global nutrition, the challenges faced by the industry and how Bühler is helping processors to overcome those challenges. She told visitors that pulses were the key to meeting the global population’s need for an alternative, sustainable protein to meat. “Between now and 2050, we need 50% more proteins and far more sustainable value chains than today,” she said, outlining the challenges in developing food products that are convenient, tasty, nutritious, and cost-effective, while meeting modern lifestyle requirements and the growing importance of collaboration along the value chain. “Processors involved in the primary processing of pulses (the stage involving grits, pulse flours and proteinenriched ingredients) need to work together with those applying pulses in baked products, snacks and pasta, for example, to meet the taste, texture and nutritional requirements of modern consumers,” Conde-Petit explained and added: “Research is needed to understand the role of pulse processing and product structure on the nutritional side, such as digestibility, satiety and blood glucose modulation among other areas. The growing interest from the food industry in including pulses in new food formulations is opening up a vast range of processing opportunities for this valuable crop. As consumer awareness of this food group increases, the up-take of pulses within food products will grow rapidly, supported by pioneering processing technology.” She added that Bühler’s experts can work in partnership with processors to offer support alongside providing cutting-edge tech-
48
July • Temmuz 2016
Surojit BASU Global Product Manager Küresel Ürün Müdürü BÜHLER AG
yenmeleri için işleyicilere sunduğu yardımlara uzman görüşüyle değindi. Conde-Petit, etin alternatifi olarak küresel popülasyonun sürdürülebilir protein ihtiyacını karşılamak için ziyaretçilere bakliyatın anahtar çözüm olduğunu söyledi. “Şimdi ve 2050 yılı arasında, %50 daha fazla proteine ve bugünkünden çok daha fazla sürdürülebilir değer zincirine ihtiyacımız var” dedi ve bir yandan modern yaşamın gerekliliklerini karşılayıp, değer zinciri boyunca işbirliğinin artan önemine cevap verirken bir yandan da elverişli, lezzetli, besleyici ve maliyeti düşük gıda ürünleri geliştirmede karşılaşılan zorlukları ana hatlarıyla belirtti. Conde-Petit, “Bakliyatın başlıca işleme aşamalarında yer alan (kırma, bakliyat unu ve proteinle zenginleştirilmiş malzemeler aşaması) işleyicilerin, fırınlanmış ürünlerde, atıştırmalıklarda ve makarnada bakliyatın kullanılması konusunda birlikte çalışmaya ihtiyacı var. Böylece modern tüketicilerin lezzet, doku ve besinsel gereklilikleri de karşılanabilir.” dedi ve ekledi: “Bakliyat işlemenin ve ürün yapısının diğer birçok alanın yanı sıra sindirilme, tokluk ve kan şekeri modülasyonu gibi besinsel konulardaki rolünün anlaşılması için araştırmaya ihtiyaç var. Bakliyat da dahil olmak üzere gıda endüstrisinin giderek artan ilgisi, bu değerli ürün için bir dizi işleme fırsatı yaratıyor. Bu gıda grubunun tüketici farkındalığı arttıkça, öncü işleme teknolojilerinin de desteğiyle bakliyatın gıda ürünleri arasındaki yerinin anlaşılması da hızla artacaktır.” Conde-Petit, Bühler’in uzmanlarının son teknolojinin yanı sıra destek de sunmak için işleyicilerle ortak çalışma yürütebileceğini söyledi. Proseste teknik beceri, gıda güvenliğini, beslenme ve yan ürünlerin kullanım anlayışı da bunlara dahil.
GELİŞMİŞ TEKNOLOJİ KARLI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR PROSES İÇİN ANAHTAR ÇÖZÜM Aynı zamanda resepsiyonda konuşan Bühler Küresel Ürün Müdürü Surojit Basu, tüm farklı bakliyat çeşitlerinde proses gerekliliklerinin nasıl çeşitlendiğini ve karmaşıklaştığını açıkladı. Ancak Bühler besinsel değeri, verimi, estetik görünümü
MILLER MAGAZINE
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
nology, including processing know-how, insight into food safety, nutrition and the utilization of by-products.
ADANVANCED TECHNOLOGY IS THE KEY TO PROFITABLE AND SUSTAINABLE PROCESSING Also speaking at the reception, Surojit Basu, Global Product Manager at Bühler, explained how the processing requirements for all the different pulse varieties were diverse and complex, but Bühler was able to bridge these gaps in the value chain – helping processors around the globe to adopt more hygienic, sustainable and profitable methods of processing – from efficient cleaning, de-hulling, splitting and sorting, to further value added processes such as germination, in order to improve nutritional value, yield, aesthetic appeal and functional properties of pulses and their derived products. One such example is Bühler’s dedicated pulse hulling solution, PULSROLL™, which removes the hull from pulses efficiently, hygienically, and cost effectively. The industry’s only CE and ATEX certified pulse huller that enables processors to operate in today’s increasingly regulated and highly automated industry. Since its launch in October last year, Bühler has already had multiple orders, helping to create a quality benchmark for pulses through process excellence and cutting-edge technology, across the value chain. Highlighting modern practices in industrial pulse processing, Aidin Milani, Business Development for the Bühler Group, talked about the natural next step in the value chain, for the North American Pulse market. He spoke on the growing trend for milling the crop into an edible form and touched on other value added processes for utilising pulses as food ingredients, such as grinding, dry fractionation and thermal processes. Commenting on the final product, he cited processing solutions that are gaining popularity such as roasting pulses, extrusion for pasta, noodles and snacks, as well as the texturing of protein-rich pulse flours into textured vegetable protein (TVP) products. Arslan finally highlighted that in coming years, demand for pulses would be even stronger when he said: “I believe we will see the pulse sector continue to grow and be a big part of the solution to societal problems surrounding the world’s ability to feed it’s growing global population. Higher production levels and more efficient processing technologies, with continued strong demand, are expected to be positives for our industry.”
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
ve bakliyat ile bakliyat kökenli gıdaların fonksiyonel özelliklerini geliştirmek amacıyla değer zincirinde - etkili temizleme, kabuk soyma, ayırma ve ayıklamadan çimlenme gibi daha ileri katma değer proseslerine kadar - bu boşluklar arasında köprü kurabiliyor, işleyicilerin daha hijyenik, sürdürülebilir ve karlı proses metotları kullanmalarına yardımcı oluyor. Buna bir örnekte bakliyatın kabuğunu etkili, hijyenik ve düşük maliyetle soyan Bühler’in bakliyat kabuk soyma çözümü PULSROLL™. Endüstrinin yalnızca CE ve ATEX sertifikalı bakliyat soyucusu işleyicilerin bugünün artan bir şekilde düzenlenen ve ileri düzeyde otomatik endüstrisinde çalışmasını sağlıyor. Bühler, bu ürün geçen yıl ekim ayında piyasaya sürüldüğünden bu yana, değer zinciri boyunca prosesteki mükemmelliği ve yüksek seviye teknolojisi ile bakliyat kalitesinde mihenk taşı oluşturarak çok sayıda sipariş aldı bile. Endüstriyel bakliyat proseslerinde modern uygulamaların altını çizen Bühler Group İş Geliştirme Uzmanı Aidin Milani Kuzey Amerika Bakliyat pazarı değer zincirindeki bir sonraki doğal adım hakkında konuştu. Milani, ürünü yenilebilir bir formda öğüten ve giderek büyüyen değirmencilik trendi hakkında konuştu ve bakliyatın gıda ürünü olarak kullanımında katma değer proseslerine – örneğin öğütme, kuru fraksiyonasyon ve termal prosesler- değindi. Nihai ürün ile ilgili de yorumda bulunan Milani, proteince zengin bakliyat ununun bitkisel proteinlercece zengin ürünlere dönüştürülmesinin yanı sıra bakliyatın kavrulması, makarna, noodle ve atıştırmalıklarda ekstrüzyon gibi popülerlik kazanan proses çözümlerine de göndermede bulundu. Arslan son olarak gelecek yıllarda bakliyata olan talebin çok daha fazla güçlü olacağını belirtti ve şöyle söyledi: “İnanıyorum ki bakliyat sektörünün büyümeye devam ettiğini ve artan dünya nüfusunu beslemede dünyayı çevreleyen toplumsal sorunlara yönelik çözümün bir parçası olduğunu göreceğiz. Daha yüksek üretim seviyeleri ve devam eden güçlü taleple birlikte daha etkili proses teknolojilerinin endüstrimiz için olumlu olması bekleniyor.”
July • Temmuz 2016
49
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
Hüseyin ARSLAN, GPC:
“The pulses continue to advance quickly as a consumable item” ...............................................................................
“Bakliyat en çabuk büyüyen tüketim maddesi olmaya devam edecek”
“Our Confederation achieved a tremendous success by making the United Nations to launch the International Year of Pulses. Now, our goal is to go beyond of this one-year event and ensure the UN to accept the International Day of Pulses. In this way, we would like to keep pulses on the worldwide agenda all the time by ensuring that governments and people understand their significance, as pulses are important items for a nutritional, healthy, environmental and sustainable agriculture without any genetically modified organism and with less allergic feature.”
“Konfederasyonumuz çok zor olan Dünya Bakliyat Yılı ilanının, Birleşmiş Milletler’de kabulünü sağlayarak inanılmaz bir başarı sağladı. Şimdi amacımız bunun bir yıllık bir olay olmasının ötesine geçmek ve Dünya Bakliyat Günü’nün Birleşmiş Milletler’de kabulünü sağlamak. Böylece besleyici, sağlıklı, çevreci, GDO’suz, alerji seviyesi en düşük ve sürdürülebilir tarımın en önemli unsuru bakliyatı hükümetlerin, halkın ve neticede dünyanın gündeminde sürekli olarak tutmak istiyoruz.” After the United Nations declared 2016 as the International Year of Pulses, the pulses became a current issue and took place in current debates. Especially, the struggles by Global Pulse Confederation and the events organized by them had an important role in this achievement. In this regard, as Değirmenci Magazine, we welcomed Hüseyin Arslan, the president of Global Pulse Confederation. Arslan stated that 2016 Global Pulse Convention in Izmir between the dates
50
July • Temmuz 2016
Birleşmiş Milletler’in 2016’yı Dünya Bakliyat Yılı olarak ilan etmesinin ardından bakliyat gerçekten kendi başına bir gündem oluşturmayı ve yeniden gündemin ön sıralarına yerleşmeyi başardı. Özellikle Dünya Bakliyat Konfederasyonu’nun çabaları ve düzenlediği etkinlikler, bu başarıda önemli bir role sahip. Biz de Değirmenci Dergisi olarak bu ay Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan’ı konuk ettik. 19-22 Mayıs 2016 tarihlerin-
MILLER MAGAZINE
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
of May 19-22 attracted great attention with huge participation and the congratulatory addresses for the Confederation reached a record high; and to him, all of this promised hope for the future. Hüseyin Arslan reminded in the interview that the founding father of the International Year of Pulses was the Global Pulse Confederation. ”The founding father of the International Year of Pulses is the Global Pulse Confederation. Thanks to the struggle in the UN for 4 years and the support of Turkish Ministry of Agriculture, the Confederation achieved its aim and 2016 was chosen as the year of pulses. I am proud to say that we succeeded to contribute a lot to the entire humanity and agriculture.” The President of Global Pulse Confederation, Hüseyin Arslan, answered our magazine’s questions on pulse consumption, the role of pulses in our nutrition, 2016 International Year of Pulses and the future of pulse industry. We learn the details from Arslan.
de İzmir’de gerçekleştirilen Dünya Bakliyat Kongresi’ne beklentinin üzerinde katılım gerçekleştiğini ve rekor düzeyde tebrik mesajı aldığını belirten ARSLAN, tüm bunların iyiye işaret olduğunu söyledi. Söyleşimizde Dünya Bakliyat Yılının fikir babasısının Dünya Bakliyat Konfederasyonu olduğunu hatırlatan Hüseyin Arslan, şunları aktarıyor: “Dünya bakliyat yılının fikir babası Dünya Bakliyat Konfederasyonu’dur. Birleşmiş Milletler de 4 yıldır verdiği çaba ve Türkiye Tarım Bakanlığı’nın destekleriyle, 2016 yılının bakliyat yılı ilan edilmesini sağladı. Bununla hem insanlığa hem de tarıma büyük katkımız olduğunu gururla söylemek isterim.” Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan, dergimizin bakliyat tüketimi, bakliyatın beslenmemizdeki önemi, 2016 Uluslararası Bakliyat Yılı ve bakliyat endüstrisinin geleceği hakkındaki sorularımızı yanıtladı. Detayları Arslan’dan alıyoruz.
Dear Mr. Arslan, first of all, could you tell us the foundation purpose of the Global Pulse Confederation? The purpose of our Confederation is to increase the promotion, production and consumption of the pulses; in addition, to provide freedom of pulse trade and remove the obstacles.
Sayın Arslan, öncelikle bize Dünya Bakliyat Konfederasyonunun kuruluş amacını biraz anlatabilir misiniz? Konfederasyonumuzun amacı bakliyatın tanıtımını, üretimini ve tüketimini artırmanın yanı sıra tüm dünyada bakliyat ticareti serbestisi sağlamak ve engelleri kaldırmaktır.
How many members are there in your Confederation and who are these members? Up to which percent that your members represent the worldwide pulse industry? We have nearly 1000 members from 55 countries. Needless to say, when we take the member associations in the countries with own members into account, these numbers become higher. For example, India Pulses and Grain Association is our member and China Chamber of Commerce is also our member with its nearly 2000 members. We are accepted as being the top pulses institution in the world. I assume that 80% of the 100 billion dollar trade is actualized by our members. In terms of foreign trade, we can mention about 100% representation. Could you inform us about the worldwide pulses industry? For example, how many companies process pulses in the world? What could you say about the production capacity, capacity usages and technological levels of these companies? Different capacities apply for different countries. In the developed countries, the capacity is comparatively higher. Yet, in Turkey, the capacity is high and also stateof-the-art technology is used. Talking in number will not provide correct results. For example, the capacity usage in Turkey is lower compared to the other developed countries; yet I could say that we are far more advanced in technology usage compared to them. How the pulses production and consumption have changed in the world in the last 10 years? FAO indicated that the cultivation area, yield and production have
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
Konfederasyonunuzun kaç tane üyesi var ve üyeleriniz kimlerden oluşuyor? Üyeleriniz, dünya bakliyat endüstrisinin ne kadarlık bir kısmını temsil ediyor? 55 ülkeden 1000 kadar üyemiz var. Tabii, üyemiz olan başka ülkelerdeki birlikleri ve bunların üyelerini de hesaba katarsak bu sayı çok yukarılara çıkar. Örneğin, Hindistan Bakliyat Birliği bizim üyemiz ve 2000 kadar üyesiyle Çin Ticaret Odası da üyemiz. Dünyanın en üst bakliyat kurumu olduğumuz tüm sektör tarafından kabul ediliyor. 100 milyar dolarlık ticaretin %80’inin üyelerimiz tarafından yapıldığını sanıyorum. Dış ticaret anlamında ise %100’lük bir temsil söz konusu diyebiliriz. Biraz da dünya bakliyat endüstrisi hakkında bizi bilgilendirir misiniz? Örneğin dünyada bakliyat işleyen kaç firma var? Söz konusu firmaların üretim kapasiteleri, kapasite kullanımları ve teknoloji kullanım düzeyleri ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? Değişik ülkelerde, değişik kapasiteler söz konusu. Gelişmiş ülkelerde kapasiteler elbette yüksek ama Türkiye’de hem kapasite yüksek hem de en son teknoloji kullanılıyor. Sayı anlamında konuşmak çok doğru sonuçlar vermez. Türkiye’nin kapasite kullanımı, diğer gelişmiş ülkelere göre daha gerilerde ama teknoloji kullanımında onlardan daha ileri olduğumuzu söyleyebilirim. Dünyada son 10 yıllık süreçte bakliyat üretiminde ve tüketiminde nasıl bir değişim yaşandı? FAO verileri ekim alanının, verimin ve üretimin arttığına işaret ediyor ancak sizce bu artış yeterli mi? Yani dünya nü-
July • Temmuz 2016
51
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
increased, but is this increase enough for you? When we consider the fact that the world population and nutritional problems increase day by day, is it possible to say that this increase fulfil the expectations? Pulse production was only increased by 54% percent in the last 50 years, yet the increase for soy is by 814% and maize by 306%. In this regard, this increase is definitely not enough. As the population increases in enormous pace and the economical status of the vegetarian population improves, the pulse consumption keeps increasing day by day. When we think that the consumption will increase more as it is a healthy and environment-friendly product, the increase in production must be much higher. Fortunately, the production boost in countries with less pulse consumption such as Canada and Russia prevent this gap from getting bigger. As we all know, the United Nations declared 2016 as International Year of Pulses in order to increase awareness about pulses, and encourage both production and consumption. Well, why the pulses? What are the importance of pulses in terms of healthy nutrition, sustainability and food security? What will we get by increasing pulses production and consumption? The benefits of pulses for human health are widely accepted. These products are high in vegetable protein. Also they are beneficial for diabetics thanks to its complex carbohydrate structure and low glycemic index. Moreover, according the latest researches, it is scientifically approved that the pulses give the feeling of fullness. The clinical trials suggest that the body digests proteins better when the pulses are consumed together with grains (for example, bulgur dish with lentils).Furthermore, pulses are being used as alternation crops due to the fact that they cultivate soil. The pulses give back the nitrogen that is taken by grains from the soil and so decrease the use of fertilizer. In this way, the pulses help the soil to become stronger and indirectly support decreasing carbon emission. In the entire world, it is widely discussed that the only way to avoid hunger is the sustainable agriculture and this is only possible by increasing pulse production and consumption. The founding father of the International Year of Pulses is the Global Pulse Confederation. Thanks to the struggle in the UN for 4 years and the support of Turkish Ministry of Agriculture, the Confederation achieved its aim and 2016 was chosen as the year of pulses. I am proud to say that we succeeded to contribute a lot to the entire humanity and agriculture. Could you tell us about the works actualized by your Confederation and the other institutions in the framework of 2016 International Year of Pulses? Are the organizations held up to this day beneficial for the future? What kind of an improvement has been achieved in the period of first six months? According to our records, there have been approximate-
52
July • Temmuz 2016
fusunun ve yetersiz beslenme sorununun her geçen gün arttığını göz önünde bulundurursak, bu artışın beklentileri karşıladığını söyleyebilir miyiz? Bakliyat üretimi son 50 yılda sadece % 54 artarken soya % 814 mısır % 306 artış göstermiş. Dolayısıyla bu artış elbette yeterli değil. Nüfusun hızla artması ve vejetaryen nüfusun ekonomik durumunun iyileşmesiyle birlikte bakliyat tüketimi de her geçen gün artıyor. Sağlıklı ve çevreci bir ürün olması nedeniyle tüketiminin daha da artacağı düşünülürse, üretimdeki bu artışın çok daha fazla olması gerekir. Zaten şansımıza, bakliyat tüketimi az olan Kanada ve Rusya gibi ülkelerde yaşanan üretim artışları, biraz da olsa açığın büyümesine engel oldu. Hepimizin bildiği gibi Birleşmiş Milletler, bakliyatla ilgili farkındalığı arttırmak, üretimi ve tüketimi teşvik etmek amacıyla 2016’yı Uluslararası Bakliyat Yılı ilan etti. Peki, ama neden bakliyat? Bakliyatın sağlıklı beslenme, sürdürülebilirlik ve gıda güvenliği açısından önemi nedir? Bakliyat üretimini ve tüketimini arttırmak bizlere neler kazandıracak? Bakliyatın insan sağlığına faydaları herkesin kabul ettiği bir şey. Bitkisel proteinin yüksek olduğu ürünler olmalarının yanı sıra kompleks karbonhidrat yapısıyla düşük glisemik indekse sahip olmaları da özellikle şeker hastaları için faydalı. Ayrıca son yapılan araştırmalarda bakliyat ürünlerinin tokluk hissi verdiği de bilimsel olarak kanıtlandı. Yine hububatlarla birlikte tüketildiğinde (mesela mercimekli bulgur pilavı) vücudun proteini daha iyi sindirdiği klinik deneylerle ortaya konmuştur. Bunların yanı sıra toprağı besleme özelliği nedeniyle münavebe bitkisi olarak kullanılmaktadır. Yani hububatın topraktan aldığı azotu toprağa geri verdiği, böylece gübre kullanımını azalttığı için toprağın daha güçlü olmasına ve karbon salınımının azalmasına dolaylı yoldan destek sağlıyor. Şu anda dünyada açlığın önüne ancak sürdürülebilir tarımla geçilebileceği ve bunun da ancak bakliyat üretim ve tüketiminin artırılmasıyla sağlanabileceği yoğun bir şekilde konuşuluyor. Dünya Bakliyat Yılı’nın fikir babası Dünya Bakliyat Konfederasyonu’dur. Birleşmiş Milletler de 4 yıldır verdiği çaba ve Türkiye Tarım Bakanlığı’nın destekleriyle 2016 yılının bakliyat yılı ilan edilmesini sağladı. Bununla hem insanlığa hem de tarıma büyük katkımız olduğunu gururla söylemek isterim. Biraz da 2016 Uluslararası Bakliyat Yılı kapsamında, gerek Konfederasyonunuz gerekse diğer kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan çalışmalardan biraz bahseder misiniz? Şuana kadar yapılan çalışmalar, sizce umut verici değişimlere yol açtı mı? Altı aylık bir süreçte nasıl bir ilerleme sağlandı? Bugüne kadar dünyanın değişik yerlerinde ortalama üç
MILLER MAGAZINE
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
ly three activities in different places in the world up to this day. When we consider the activities that we do not know and held by different institutions and companies independently, we could say that there is no other year that such an intensive work on pulses was carried out. We all know that these numbers will definitely rise. It is an incredibly positive achievement that the government began to focus on the fact that pulses should not be neglected any longer. Also, our meeting in Izmir attracted tremendous participation for the first time. Let’s talk about the successful Global Pulse Convention that your Confederation organized in Izmir in May. Could you give us some information about the objective of the convention, the participation rates, discussed topics and resolutions? Despite the unfortunate events in Turkey, the participation rate was more than expected. The participation on the state level was at its highest rate. This was also the most beneficial convention in terms of moral and material support by our members. Our guests sent so many congratulatory addresses after the Convention that this was a record for our Confederation. Moreover, the business people and scientists who join the meeting had the chance to tell latest developments in the panels. Every kind gog subjects from logistics to lentils were discussed by specialist and the results for clinical trials were put forward. I can wholeheartedly say that this was the best convention ever held. As Global Pulse Confederation, do you plan any kind of events for the following period? What will you do next to increase awareness about pulses? Our Confederation achieved a tremendous success by making the United Nations to launch the International Year of Pulses. Now, our goal is to go beyond of this one-year event and ensure the UN to accept the International Day of Pulses. In this way, we would like to keep pulses on the worldwide agenda all the time by ensuring that governments and people understand their significance, as pulses are important items for a nutritional, healthy, environmental and sustainable agriculture without any genetically modified organism and with less allergic feature. Lastly, what would you like to say about current status and future of pulses industry? The resources allocated for studying pulses fall behind the other leading agricultural products. Supporting these studies is one of our important objectives. Our federation is able to achieve this thanks to its work on the state levels. Moreover, the developed countries began to use pulses as functional products. For example, the different kinds of pasta with pulses, biscuits and breads with pulse bran addition become widespread. The pulses became the most quickly advanced consumable item in North America and this will continue.
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
faaliyet olduğunu kayıtlarımız gösteriyor. Haberimiz olmayan, bağımsız olarak bunu yapan kuruluşlar ve firmaların yaptıkları faaliyetler de bu rakama katılırsa belki de dünyada bu kadar yoğun çalışma yapılan bir yıl olmamıştır ve gittikçe bu rakamların artacağını biliyoruz ve görüyoruz. Ayrıca devletlerinde bakliyatın daha fazla ihmal edilmemesi gerektiğini ön plana çıkarmaya başlamaları ve İzmir’de yapılan toplantıda ilk defa bu kadar yüksek düzeyde katılım olması iyiye işaret. Konfederasyon olarak Mayıs ayında İzmir’de başarıyla gerçekleştirdiğiniz Dünya Bakliyat Konferansı’na dönelim… Bize konferansın hedefi, katılım düzeyi, ele alınan konular ve alınan kararlarla ilgili bilgi verebilir misiniz? Katılım sayısı Türkiye’deki istenmeyen olaylara rağmen beklentilerin üzerine çıktı. Devlet düzeyinde temsil en yüksek orandaydı. Ayrıca üyelerimizin maddi ve manevi katkıları açısından en yüksek toplantı oldu. Misafirlerimiz toplantı sonrası o kadar çok tebrik ve teşekkür mesajı gönderdi ki bu rekor düzeydeydi. Ayrıca toplantıya katılan iş ve bilim insanlarının son gelişmeleri panellerde anlatma fırsatları oldu; lojistikten mercimeğe kadar her konu panellerde uzmanlarca tartışıldı ve klinik deney sonuçları ortaya konuldu. Bugüne kadar düzenlenmiş en iyi konferanstı diyebilirim. Dünya Bakliyat Konfederasyonu olarak önümüzdeki dönemlerde gerçekleştirmeyi planladığınız başka etkinlikler var mı? Bakliyatla ilgili farkındalığı arttırmak amacıyla bundan sonraki süreçte neler yapacaksınız? Konfederasyonumuz çok zor olan Dünya Bakliyat Yılı ilanının Birleşmiş Milletler’de kabulünü sağlayarak inanılmaz bir başarı sağladı. Şimdi amacımız bunun bir yıllık bir olay olmasının ötesine geçmek ve Dünya Bakliyat Günü’nün Birleşmiş Milletler’de kabulünü sağlamak. Böylece besleyici, sağlıklı, çevreci, GDO’suz, alerji seviyesi en düşük ve sürdürülebilir tarımın en önemli unsuru bakliyatı hükümetlerin, halkın ve neticede dünyanın gündeminde sürekli olarak tutmak istiyoruz. Son olarak dünya bakliyat endüstrisinin bugünü ve geleceği ile ilgili neler eklemek istersiniz? Bakiyatla ilgili araştırmalara ayrılan kaynaklar diğer önde gelen tarım ürünlerine göre çok geride kaldı. Bu araştırmaların desteklenmesi en önemli hedeflerimizden biri. Federasyonumuz bunu devletler nezdinde yaptığı çalışmalarla başarabilecek güçte. Ayrıca, bakliyatın gelişmiş ülkelerde fonksiyonel ürün olarak kullanılması hızlanmaya başladı. Örneğin, bakliyatlı makarna, bakliyat kepeği katkılı bisküvi ve ekmek çeşitleri gittikçe arttı. Bakliyat, Kuzey Amerika’da en çabuk büyüyen tüketim maddesi oldu ve bu devam edecek.
July • Temmuz 2016
53
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
Contribution to Global Forum:
How to Increase Pulse Consumption ..................................................................
Küresel Foruma Katkı:
Bakliyat Tüketimini Nasıl Arttırırız? Randy DUCKWORTH Global Pulse Confederation (CICILS/IPTIC) - Dünya Bakliyat Konfederasyonu Executive Director - Yönetici Müdür
“Consumers in developed economies have relatively high incomes, a wide variety of food choices available and do not depend on pulses for sustenance. On order to increase pulse consumption in emerging economies that do not have a tradition of pulse consumption we must first acknowledge the realities of emerging economies. Emerging economies typically have a growing middle class with increasing incomes and typical aspirational consumer behaviors. Pulses already play a key role in many lesser developed countries since they can be used both for self-consumption or as a cash crop.” “Gelişmiş ekonomilerdeki tüketiciler, nispeten daha yüksek gelir düzeyinde olduklarından daha geniş çeşitlilikte yiyeceklere erişebilirler; besleyici değerler açısından bakliyatlara muhtaç değillerdir. Bakliyat tüketim alışkanlığı bulunmayan gelişen ekonomilerdeki tüketimi arttırmak için öncelikle bu ekonomilerle ilgili gerçekleri kavramamız gerekir. Bu tür ekonomilerde gelir düzeyi artan ve gitgide büyüyen bir orta sınıf ile özenme odaklı tipik tüketici davranışları görülür. Hem bireysel tüketim hem de ihracat ürünü olduğu için, bakliyatlar az gelişmiş ülkelerin çoğunda kilit rol oynamaktadır.” How can we increase pulse consumption in communities where pulse crops do not play an important part in traditional cuisine/meals? My response is almost certainy influenced by my background in international agriculture marketing. I suggest the answer to the question differs depending on whether the community in question is part of a developed economy (Europe, Japan, USA, Australia), emerging economy (Brazil, China, India, Indonesia, Mexico), or a lesser developed economy (Bangladesh, Ethiopia, Haiti, Myanmar).
DEVELOPED ECONOMIES Consumer behavior researchers argue that trying to directly change consumer behaviors and/or incorporate new traditions (pulse consumption) in developed econ-
54
July • Temmuz 2016
Geleneksel mutfak alışkanlıklarında, bakliyatın önemli bir role sahip olmadığı toplumlarda bakliyat tüketimini nasıl arttırabiliriz? Bu soruya cevabım uluslararası tarım piyasasındaki deneyimlerimden de etkilenecek pek tabii. Bana göre, aradığımız cevap ilgili toplumun ekonomik durumuna göre değişir: Gelişmiş bir ekonomi mi (Avrupa, Japonya, ABD, Avustralya), gelişmeye devam eden bir ekonomi mi (Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Meksika), yoksa daha az gelişmiş bir ekonomi mi olduğu (Bangladeş, Etiyopya, Haiti, Myanmar) önemlidir.
GELİŞMİŞ EKONOMİLER Tüketici davranışları hakkındaki araştırmalara göre, gelişmiş ekonomiye sahip toplumlardaki tüketici davranışlarını değiştirmeye ve/veya yeni yönelimler (bakliyat
MILLER MAGAZINE
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
omies is difficult and costly. Consumers in developed economies have relatively high incomes, a wide variety of food choices available and do not depend on pulses for sustenance. Having said that, consumers in developed economies have greater freedom to make new choices that meet their needs. In order to meet the needs of consumers in developed economies we must first identify those needs by recognizing the realities and trends that affect their behavior. Consumer behaviors in developed economies are impacted by trends that may differ significantly from those of emerging or lesser developed economies.
tüketimi) benimsetmeye çalışmak oldukça zor ve maliyetlidir. Gelişmiş ekonomilerdeki tüketiciler, nispeten daha yüksek gelir düzeyinde olduklarından daha geniş çeşitlilikte yiyeceklere erişebilirler; besleyici değerler açısından bakliyatlara muhtaç değillerdir. Dediğimiz gibi, gelişmiş ekonomilerdeki tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamak için yeni seçenekler bulma konusunda daha geniş bir özgürlük alanı bulunur. Gelişmiş toplumlardaki tüketici ihtiyaçlarını karşılamak için öncelikle bu davranışları etkileyen eğilimleri ve realiteleri ortaya koyarak ihtiyaçları belirlemeliyiz. Bu ülkelerdeki tüketici davranışlarını biçimlendiren eğilimler, gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerdekilerden oldukça farklıdır.
Simpler, Healthier Foods Trend Developed economy consumers are increasingly looking for foods that are both healthier, simpler and more convenient (Food Technology Magazine Food Trends 2016). These consumers are also pushing for “clean” labels and product formulations that contain safe, simple, natural ingredients. And they are looking for labels with foods that are consistent with their environmental and/or moral consciousness – foods that are environmentally sustainable and non-destructive. Of course, pulses meet these needs.
Daha basit, daha sağlıklı yiyecekler eğilimi Gelişmiş ekonomi tüketicilerinin yeni gözdesi, daha sağlıklı, daha basit ve daha kullanışlı yiyecekler olmuştur (Food Technology Magazine Food Trends 2016). Bu tüketicilerin başka bir arzusu da “temiz” etiketler ve güvenilir, basit, doğal malzemeler içeren ürün formülleridir. Bir yandan da çevresel ve/veya ahlaki yönden kendi vicdanlarına uyacak, çevresel olarak sürdürülebilir ve zararsız gıdalara yönelirler. Elbette, bakliyatlar bu ihtiyaçlara cevap verebilir.
Flexitarians and Environmental Consumerism Increasingly, in more developed economies of the world we are seeing the rise of part-time vegetarians (also known as “flexitarians”) and environmentally conscious consumers that are making informed choices to reduce their meat consumption because of health, sustainability and other concerns. The growing support and awareness of “Meatless Monday” is an example of this trend.
Yarı vejetaryenler ve çevresel tüketicilik Her geçen gün, gelişmiş ekonomilerdeki yarı zamanlı vejetaryenlerin (“flexitarian” olarak da bilinirler) ve çevre bilinci olan tüketicilerin artışına şahit oluyoruz. Bu tüketiciler, sağlık ve sürdürülebilirlik gibi meseleleri göz önünde bulundurarak et tüketimlerini azaltmaya yönelik bilinçli tercihler sergiliyorlar. “Etsiz Pazartesi” hareketine yönelik destek ve farkındalık da bu eğilimin bir örneğidir.
Hidden Vegetables Developed world consumers are constantly being reminded by their governments and health professionals that they should eat more vegetables. But many consumers in developed countries frequently shy away from vegetables due to taste expectations or simply because of preference for less healthy options (with fat, salt and sugar) . One way to increase consumption of vegetables – including pulses - is as “hidden vegetables.” One example of this trend is the pasta aisle where we can now find dozens of new pastas that contain spinach, sun dried tomatoes, pulses, etc. Pulse derivatives such as pea protein and pulse flours are perfect means by which to increase consumption of pulses with non-traditional consumers as “hidden vegetables.”
Saklı sebzeler Hem hükümetler hem de sağlık uzmanları, gelişmiş ülkelerdeki tüketicilere sürekli olarak sebze yemeleri gerektiğini hatırlatmaktadır. Ancak bu ülkelerdeki çoğu tüketici, lezzet beklentileri veya yalnızca daha az sağlıklı seçenekleri yeğlemeleri (yağlı, tuzlu ve şekerli) nedeniyle genelde sebzelerden uzak dururlar. Bakliyatlar da dâhil olmak üzere, sebze tüketimini arttırmanın bir yolu da “saklı sebzeleri” kullanmaktır. Bu yeni eğilimin bir örneği, ıspanak, güneşte kurutulmuş domates ve bakliyatları içeren onlarca yeni çeşit makarnanın üretilmesidir. “Saklı sebze” olarak kullanılacak bezelye proteini ve bakliyat unları gibi bakliyat türevleri, geleneksel olmayan tüketiciler için bakliyat tüketimini arttırmada muhteşem bir yol olabilir.
Gluten Free Gluten free food offerings have had phenomenal growth over the past several years. This has undoubtedly helped create more opportunities for pulse related prod-
Glütensiz Son birkaç yılda glütensiz gıda alanında büyük bir çeşitlilik ortaya çıkmıştır. Bakliyat ve bakliyat türevleri glütensiz oldukları için, bu durum bakliyat temelli ürünler
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
55
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
ucts since pulses and pulse derivatives are gluten free and can be used in a variety of applications where wheat would normally be used such as snack foods, pastas, pastries, and breads.
EMERGING ECONOMIES On order to increase pulse consumption in emerging economies that do not have a tradition of pulse consumption we must first acknowledge the realities of emerging economies. Emerging economies typically have a growing middle class with increasing incomes and typical aspirational consumer behaviors. These aspirational behaviors are not always a positive when it comes to pulse consumption. Aspirational Food Consumption Research is clear that as emerging economies’ middle classes grow consumer behaviors - particularly in relation to food consumption - become less traditional and more aspirational with greater consumption of animal products, and vegetable oils. In fact, some experts argue that aspiration for a more western diet in emerging countries could have a more detrimental affect on global health and hunger than population growth. As Mexican incomes have grown pulse consumption has declined and Mexico now wears the dubious crown of most obese country on earth. Trade Liberalization and Urbanization An argument could also be made that urbanization, trade liberalization and changing trade policies are impacting traditional consumption patterns by expanding consumer choices. Freer, more open trade is changing eating habits by providing an unprecedented level of consumer choices. In other words, consumers that traditionally had a small set of food choices now have many more options. Foods that may have been only available seasonably may now be available year round. And fast food restaurants have grown at an alarming rate in urban areas (Taco Bell reportedly plans to open more than 100 new outlets in Brazil in 2017). For consumers that have not traditionally consumed pulses the increased exposure to new product choices might be a great thing. But for consumers in countries that traditionally consumed pulses, such as Mexico, increased incomes and the availability of more choices is likely to have a negative impact on pulse consumption and consumer health – unless consumers are provided more options that are reflective of the changing consumer landscape. Need for More Choices Having a greater range of consumer choices can certainly be positive if the global pulse industry, food processors and distribution channels are prepared to meet consumers’ aspirational needs by providing more consumer choices. If consumer aspirations are to dine out more then the global pulse industry needs to work with quick
56
July • Temmuz 2016
için de kesinlikle daha fazla fırsat yaratmıştır. Atıştırmalık yiyecekler, makarnalar, hamur işleri ve ekmekler gibi normalde buğdayın kullanıldığı pek çok uygulamada bakliyatlar da kullanılabilmektedir.
GELİŞMEKTE OLAN EKONOMİLER Bakliyat tüketim alışkanlığı bulunmayan gelişen ekonomilerdeki tüketimi arttırmak için öncelikle bu ekonomilerle ilgili gerçekleri kavramamız gerekir. Bu tür ekonomilerde gelir düzeyi artan ve gitgide büyüyen bir orta sınıf ile özenme odaklı tipik tüketici davranışları görülür. Söz konusu bakliyat tüketimi olduğunda, bu özenme odaklı davranışların sonuçları pek de olumlu değildir. Özenme Odaklı Gıda Tüketimi Araştırmalara göre, gelişmekte olan ekonomilerdeki orta sınıfların özellikle de gıda tüketimiyle ilgili tüketici davranışları gittikçe daha az geleneksel ve daha çok özenme odaklı olmaktadır. Bu da hayvan ürünleri ve bitkisel yağ tüketiminin artmasına neden olmuştur. Aslında kimi uzmanlara göre, gelişmekte olan ülkelerde Batı odaklı beslenme şekline özenilmesi, küresel sağlık ve açlık konularında hızlı nüfus artışından bile daha zararlıdır. Meksika’daki gelir oranı arttıkça, bakliyat tüketimi azalmıştır ve şu anda Meksika dünyadaki en obez ülke sıfatına hak kazanmış durumdadır. Ticaret Serbestliği ve Kentleşme Kentleşme, ticaret serbestliği ve değişen ticaret politikalarının tüketici seçeneklerini genişleterek geleneksel tüketim örüntülerini etkilediği de öne sürülebilir. Daha serbest ve daha açık ticaret, tüketicilere eşi benzeri görülmemiş düzeyde seçenek sağlayarak yeme alışkanlıklarını değiştirmektedir. Başka bir deyişle, geleneksel olarak kısıtlı sayıda gıda seçeneği olan tüketicilerin
MILLER MAGAZINE
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
şimdilerde çok daha fazla alternatifi vardır. Sadece belirli mevsimlerde bulunabilen yiyeceklere artık tüm yıl boyunca erişilebiliyor. Kentleşen alanlarda fast-food lokantalarının sayısı da tehlikeli biçimde artmakta (Taco Bell’in 2017 yılında Brezilya’da 100 yeni dükkân daha açması gündemde). Normal şartlar altında bakliyat tüketmeyen tüketiciler için yeni ürün çeşitlerine yönelik bu artan ilgi, iyi bir şey olabilir. Ancak bakliyatları zaten geleneksel olarak tüketen Meksika gibi ülkelerde değişen tüketici doğasını yansıtan seçenekler sağlanmadığı takdirde, artan gelirler ve bu seçenek bolluğu bakliyat tüketimi ve tüketici sağlığı konusunda olumsuz etki yaratabilir.
serve restaurant (QSR) sector to make choices available that include pulses. If more women are part of the workplace in emerging economies such as is the case in Brazil, then the global pulse industry needs to work with food manufacturers to provide more convenient options that include pulses. If consumers have more money available for snacking then the global pulse industry needs to be work with snack food manufacturers to broaden their product line to include pulse based products.
LESSER DEVELOPED COUNTRIES
Daha fazla seçenek ihtiyacı Küresel bakliyat endüstrisi, gıda işleyicileri ve dağıtım kanalları, daha fazla tüketici seçeneği sağlayarak müşterilerin özenme odaklı ihtiyaçlarını karşılamaya hazır olursa, bu çok geniş yelpazedeki tüketici seçenekleri kesinlikle olumlu bir güç olacaktır. Eğer tüketiciler dışarıda yemek yemeye daha istekliyse, o zaman küresel bakliyat endüstrisi de hızlı servis restoranlarıyla işbirliği yapmalı ve bakliyat içeren seçenekler sunmalıdır. Brezilya’da olduğu gibi, gelişmekte olan bu ekonomilerde daha fazla kadın iş hayatının bir parçası olursa, o zaman küresel bakliyat endüstrisi gıda imalatçılarıyla çalışmalı ve bakliyat içeren daha kullanışlı seçenekler sağlamalıdır. Eğer tüketicilerin atıştırmalıklar için ayıracak daha çok parası varsa, o zaman da endüstri atıştırmalık gıda üreticileriyle çalışarak ürün yelpazelerine bakliyat temelli ürünler eklemelerini sağlamalıdır.
AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER
Pulses already play a key role in many lesser developed countries since they can be used both for self-consumption or as a cash crop. In countries with poor soils or arid climates there are a number of pulses that can be grown where cereal crops will not survive (e.g., pigeon peas, cowpeas, bambara beans). Pulse crops provide farmers with an option to sell when times are good or to consume their harvest when times are bad. In countries such as Ethiopia, Haiti, and Madagascar pulses serve as both a major nutritional source and additional income source for producers (pulses are high-value crops, usually getting 2-3 times higher prices than cereals).
Hem bireysel tüketim hem de ihracat ürünü olduğu için, bakliyatlar az gelişmiş ülkelerin çoğunda kilit rol oynamaktadır. Kıraç topraklı ve kurak iklimli ülkelerde, tahıl bitkilerinin yaşayamayacağı yerlerde büyüyen pek çok bakliyat vardır (Örneğin; güvercin bezelye, börülce, bambara fasulyeleri). Bakliyat bitkileri sayesinde, çiftçiler iyi dönemlerde satış yapabilir veya şartlar kötü olduğunda kendi hasatlarını tüketebilirler. Etiyopya, Haiti ve Madagaskar gibi ülkelerde, bakliyatlar hem temel besin kaynağıdır hem de üreticiler için ek gelir kaynağı sağlarlar (bakliyatlar yüksek değerli bitkilerdir, tahıllardan 2-3 kat daha yüksek fiyatlar biçilir).
One of the keys to increasing consumption in lesser developed countries is supporting programs dedicated to improving production and storage, trade enhancement and market linkages, and education (e.g., agricultural extension). The UN World Food Program, USAID and many NGOs have created programs that are focused on providing adequate nutrition to mothers and their young children during the first 1,000 days of life. These programs are designed to reduce the many health and long term development issues that are associated with chronic malnutrition during early childhood.
Az gelişmiş ülkelerde tüketimi arttırmanın temel yollarından biri de, üretimi ve depolamayı, ticari ilerlemeleri, pazar bağlantılarını ve eğitimleri (örneğin, tarımsal genişleme) iyileştirmeye yönelik programları desteklemektir. BM Dünya Gıda Programı, USAID ve pek çok STK, doğumdan sonraki ilk 1000 günde anneler ve bebekler için yeterli besini sağlamayı hedefleyen programlar oluşturmuştur. Bu programlar, erken çocukluk dönemindeki kronik yetersiz beslenmeyle ilişkilenmiş uzun vadeli sağlık ve gelişim sorunlarını azaltmak için tasarlanmıştır. Bu erken çocukluk dönemi beslenme
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
57
INTERVIEW • RÖPORTAJ
58
July • Temmuz 2016
MILLER MAGAZINE
INTERVIEW • RÖPORTAJ
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
59
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
Working to incorporate more pulses into these early childhood nutrition programs is one avenue for increasing longterm consumption of pulses in lesser developed countries. In addition, programs that support the education of females have proven particularly effective in terms of long-term economic gains and household food security.
programlarına bakliyatı daha fazla dâhil etme çabası, az gelişmiş ülkelerde bakliyatların uzun vadeli tüketimini arttırmanın da bir yoludur. Buna ek olarak, kadınların eğitimini destekleyen programların da uzun vadeli ekonomik kazanç ve hanedeki gıda güvenliği üzerindeki etkisi kanıtlanmıştır.
Programs that help establish market linkages and stabilize incomes for domestic producers are very important because pulse consumption is highly income elastic in lesser developed countries. Unlike developed markets, the rate of consumption of pulses is highly dependent on prices. If the domestic price of pulses is too high then consumers may choose to consume more of a less expensive protein source or more grains (e.g., rice, corn) or often they may simply consume less food.
Pazar bağlantıları kurmaya ve yerel imalatçıların gelirlerini sabitlemeye yardım eden programlar da büyük önem taşır; çünkü az gelişmiş ülkelerde bakliyat tüketimi gelir konusunda oldukça elastik yapıdadır. Gelişmiş piyasaların aksine, buralarda bakliyatların tüketimi büyük ölçüde fiyatına bağlıdır. Bakliyatların yerel fiyatları çok yüksekse, tüketiciler daha ucuz olan bir protein kaynağı veya daha fazla tahıl (örneğin, pirinç veya mısır) tüketmeyi tercih edebilirler; bazen de yalnızca daha az gıda tüketmek durumunda kalırlar.
Per capita consumption of pulses in lesser developed countries (and the rest of the world) has dropped in both emerging and lesser developed countries. According to the FAO, this is not just a change in dietary patterns but is the result of a failure of domestic production to keep pace with population growth. In order to increase per capita pulse consumption in lesser developed countries we must encourage increased research and development (R&D) in pulse sector since, despite relatively high rates of return, investment in agriculture generally and pulse sector specifically is often neglected in lesser developed countries. And to the extent that R&D exists it is dominated by the public sector. While public sector investment should be encouraged and enhanced we must also support and encourage more private sector investment in lesser developed countries. Any additional investment will almost certainly pay off in terms of increased pulse productivity, improved incomes and increased per capita pulse consumption.
RESEARCH SHARING AND TECHNOLOGY TRANSFER The ease of sharing information and technology provides an unprecedented opportunity to increase pulse consumption in non-traditional pulse consuming communities – regardless of whether they are developed, emerging or lesser developed economies. For purposes of illustration let’s use Japan as an example. With exception of traditional desserts (anko, sweetened beans) there is no tradition of pulse consumption in Japan. Japanese traditional cuisine (washoku) is based heavily on rice, seasonal ingredients, side dishes, seafood and noodles. Popular Japanese noodles are commonly made from wheat, buckwheat, konjac and rice – but not yet from pulses. Companies in the United States are using pulses in the manufacture of noodles, breads and snack foods. With technology transfer Japanese noodle manufacturers might also use pulse derivatives in their noodle products.
60
July • Temmuz 2016
Bakliyatların az gelişmiş ülkelerde (ve dünyanın geri kalanında) kişi başına düşen tüketim oranı, hem gelişmekte olan hem de az gelişmiş ülkelerde düşmüştür. Gıda ve Tarım Örgütü rakamlarına göre, bu sadece besin alışkanlıklarındaki bir değişiklik değil, aynı zamanda yerel üretimin nüfus artış hızına yetişememesinin de bir sonucudur. Az gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen bakliyat tüketimini arttırmak için, bakliyat sektöründeki Ar-Ge çalışmalarını teşvik etmeliyiz. Zira yüksek oranda geri dönüşlere rağmen, genel olarak tarım sektöründeki, özel olarak da bakliyat sektöründeki yatırımlar genellikle az gelişmiş ülkelerde ihmal edilirler. Ar-Ge çalışmalarında ağırlık kamu sektöründedir. Her ne kadar kamu sektör yatırımları teşvik edilip geliştirilse de, az gelişmiş ülkelerdeki özel sektör yatırımları da desteklenmeli ve teşrik edilmelidir. Yapılacak ek yatırımların karşılığı, artan bakliyat üretkenliği, iyileşen gelir düzeyleri ve artan kişi başı bakliyat tüketimi olacaktır.
ARAŞTIRMA PAYLAŞIMI VE TEKNOLOJİ TRANSFERİ Bilgi ve teknoloji paylaşabilme kolaylığı, geleneksel olmayan şekilde bakliyat tüketen toplumlar için – gelişmiş, gelişmekte olan veya az gelişmiş oluşlarından bağımsız olarak – emsalsiz bir fırsat sağlamaktadır. Durumu daha iyi anlatabilmek için, Japonya’yı örnek olarak ele alalım. Geleneksel tatlıları (anko, tatlandırılmış fasulyeler) haricinde, Japonya’da bakliyat tüketim geleneği yoktur. Geleneksel Japon mutfağı (washoku) ağırlıklı olarak pilav, mevsime özgü yiyecekler, mezeler, deniz ürünleri ve noodle’dan oluşmaktadır. Popüler Japon noodle’ları, bakliyattan değil, genellikle buğday, karabuğday, konjac ve pirinçten yapılır. Birleşik Devletlerdeki şirketler ise bakliyatları noodle, ekmek ve atıştırmalık yapımında kullanırlar. Teknoloji transferi sayesinde, Japonya’daki noodle imalatçıları da noodle ürünlerinde bakliyat türevleri kullanabilirler.
MILLER MAGAZINE
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
CONCLUSIONS Author Patti Dingh said “Change occurs at the edges, without permission.” To me this powerful statement is a recognition that change is not always straight forward but may instead occur on the periphery. To increase pulse consumption in non-traditional consuming countries we must look for these transformative opportunities at the edges. In developed economies we must be mindful of trends that can seriously impact consumption patters (e.g., gluten free trend, flexitarian trend). In emerging economies, we must look for opportunities to create change that recognize the aspirational needs of consumers with more income and food choice options. And in lesser developed economies we must look to improve production systems with more research and development, create market linkages for pulse producers and educate both producers and consumers (particularly females). By doing so we can increase both incomes and per capita pulse consumption. This article was written by Randy Duckworth, GPC Executive Director, for FAO's Global Forum on Food Security and Nutrition.
SONUÇ Yazar Patti Dingh, “Değişim sınırlarda gerçekleşir, kimseden izin almaksızın” demiştir. Bana göre bu güçlü ifade, değişimin öyle ileriye doğru gerçekleşen bir şey olmadığını, çevrede de gerçekleşebileceğini gösterir. Geleneksel olmayan tüketim ülkelerinde bakliyat tüketimini arttırmak için, sınırlardaki bu dönüştürücü fırsatları aramalıyız. Gelişmiş ülkelerde, tüketim alışkanlıklarını ciddi şekilde etkileyen eğilimlerin bilincinde olmalıyız (örneğin, glütensiz eğilim, yarıvejetaryen eğilim). Gelişmekte olan ekonomilerdeyse, daha yüksek geliri ve daha çok gıda seçeneği olan tüketicilerin özenme odaklı ihtiyaçlarını tanıyan değişimler yaratma yolları bulmalıyız. Bunun yanında, az gelişmiş ülkelerde daha fazla araştırma ve geliştirme sağlayarak üretim sistemlerini geliştirmeli, bakliyat üreticileri için pazar bağlantıları yaratmalı ve hem üreticileri hem de tüketicileri (özellikle kadınları) eğitmeliyiz. Böylece hem geliri hem de kişi başına düşen bakliyat tüketimini arttırmak mümkün olur. Bu makale, GPC Yetkili Müdürü Randy Duckworth tarafında, BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün Küresel Gıda Güvenliği ve Beslenme Forumu için hazırlanmıştır.
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
61
SPECIAL STORY • ÖZEL DOSYA
Turbo Technology by Aky Technology .............................................................................................
Aky Technology’den Turbo Teknoloji The sieving and cleaning operations for pulses, grains, dried nuts, germs and oil seeds are carried out with cutting-edge technology of Closed Sieving Machines. Excell Series Closed Sieving Machines which are manufactured by AKY Technology with more than 30 models are sent to different locations both in Turkey and in the world. One of the new models that are improved by the company is Excell Turbo 208. Bakliyat, hububat, kuruyemiş, tohum ve yağlı tohum çeşitlerini eleme ve temizleme işlemi, son teknoloji Kapalı Eleme Makineleri ile gerçekleştiriliyor. AKY Technology tarafından üretilen ve 30’u aşkın modeli barındıran Excell Serisi Kapalı Eleme Makineleri, Türkiye’nin ve Dünya’nın farklı noktalarına gönderiliyor. Kuruluşun geliştirerek imalatını gerçekleştirdiği yeni modellerden biri de Excell Turbo 208. AKY Technology, with its 25 thousand square meters production area in Mersin, manufactures sieving, cleaning, sorting and packaging machinery and equipments for dry food sector. The company which manufactures 400 different types of machinery has the capacity of establishing approximately 150 turn-key facilities in a year. Gökmen Akyürek, the executive president of AKY Technology underlines the fact that they manufacture solution-based machinery by producing innovative ideas for pulses industry. He stated that the newly developed Excell Turbo 208 is able to solely achieve the same work done by two delicate sieving machines. “We manufactured a closed sieving machine which has the strength of two machines. It has the ability to clean almost all kinds of pulses at a nearly perfect level. Excell Turbo controls the air flow and cleans the product several times. Thanks to 8 rows of sieve and bulk cleaning system with the size of 23 m2 sieving area, it does a great job by cleaning the product in the best way possible,” said Gökmen Akyürek, while mentioning about the structure and advantages of Excell Turbo 208. Gökmen Akyürek added that Excell Turbo 208 has low noise levels and works almost vibration-free with its approximate weight of 5 tons. He commented on the success of the machine as follows: “We really have confidence in Turbo that we manufacture with the principle of two machines in one. The cleaning capacity changes according to the product, yet it definitely works at high capacity. For example, it cleans the wheat at a capacity of 10 or 20 ton/hour. The air pressure is completely regulated by smart engines and the machine provides the opportunity of remote control on PLC Panel. It can clean a lot of kinds of products such as wheat, rye, oat, barley, maize, white rice, soy, sweat pea, coffee beans, sunflower, rye grass and clover without harming the product and polluting the facility with dust and waste.”
62
July • Temmuz 2016
AKY Technology, Mersin’de kurulu 25 bin metrekare üretim alanında, kuru gıda sektörüne eleme, temizleme, seçme ve paketleme makineleri ve ekipmanları üretiyor. 400 farklı çeşit makine imalatı gerçekleştiren firma, yılda ortalama 150 adet anahtar teslim tesis kurabilme kapasitesine sahip. Bakliyat sektörüne yönelik, inovatif fikirler üreterek çözüm odaklı makineler imal ettiklerinin altını çizen AKY Technology İcra Kurulu Başkanı Gökmen Akyürek, iki hassas eleme makinesinin yaptığı işi, tek başına yapan Excell Turbo 208’i geliştirdiklerini kaydetti. Excell Turbo 208’in işleyişi ve avantajlarından bahseden Gökmen Akyürek, “İki makine gücünde bir kapalı eleme makinesi ürettik. Bakliyat çeşitlerinin hemen hemen hepsini kusursuza yakın temizleme gücüne sahip olan Excell Turbo, hava akışına hükmederek ürünü defalarca kez temizliyor. 8 sıra elek sayısı ve toplu temizleme sistemi, 23 m2’lik eleme alanı büyüklüğüyle, ürünü en iyi şekilde temizleme özelliğiyle iyi iş çıkarıyor.” dedi. Ortalama 5 Tonluk ağırlığı sahip olan Excell Turbo 208’in gürültü oranının düşük ve neredeyse sarsıntısız çalıştığını sözlerine ekleyen Gökmen Akyürek, “Bir makinede iki makine prensibiyle ürettiğimiz Turbo’ya çok güveniyoruz. Ürüne göre temizleme kapasitesi değişmekle birlikte kesinlikle yüksek kapasiteyle çalışıyor. Mesela, buğday ürününü, 10 ila 20 ton/saat kapasiteyle temizleyebiliyor. Hava basınçları tamamen akıllı motorlarla yönetilen ve kullanıcısına PLC Pano üzerinde uzaktan kumanda etme olanağı sunan gelişmiş bir makine. Buğday, çavdar, arpa, yulaf, mısır, beyaz pirinç, soya, bezelye, kahve, ay çekirdeği, çavdar çimi, yonca, vb. pek çok ürünü zedelemeden, tesisi toz ve atık ile kirletmeden temizlik işlemini tamamlıyor.” dedi.
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
63
COVER STORY • KAPAK DOSYASI
Changing of wheat quality parameters during storage
.............................................
Depolama esnasında buğday kalite parametrelerinin değişmesi Dr.ing. Antal VÉHA, Dr.ing. Ernő GYIMES, Dr.ing. Balázs P. SZABÓ Institute of Food Engineering, Faculty of Engineering, University of Szeged Szeged üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü
“The quality of the wheat is a very important thing; it means the goodness and the excellent of the product. In generally, the quality is answered to the aim, so different consumptions need different quality. The behavior of the quality must be fixed. In the biology system the permanency is a very difficult thing, because the agricultural land, the weather, etc. determine the quality. The storage is another section, because the ambition is to keep the value of the parameters. In other words, we try to keep the quality of the cereals.” “Buğday kalitesi son derece önemli bir konu olup ürünün iyi durumda olması ve mükemmeliyetini ifade eder. Genel olarak, kalite hedefe yöneliktir ve bu yüzden farklı tüketim çeşitlerinin farklı kalitede ürünlere ihtiyacı bulunur. Kalite davranışı sabitlenmelidir. Biyoloji sisteminde, tarım alanları, hava şartları, vb. etkenler kaliteyi etkilediği için süreklilik oldukça zor bir mevzudur. Depolaması ise parametre değerinin muhafaza edilmesi gerekliliğinden ötürü ayrı bir bölümdür. Başka bir deyişle, amacı tahılların kaliteli kalmasını sağlamaktır.” INTRODUCTION The wheat is the most valuable cereal. It is grown in 240-250 m acre all over the world (Pena 1997, Matsuo 1985). Cereal grains and wheat in particular, are among the most important crops globally (Véha 2007).There is a requirement to ensure the organoleptic quality of crops to ensure good commercial returns and safety of the product (Evans et al., 2000). Wheat produces different volatiles with changing storage time. Grain quality maintenance has traditionally been the responsibility of grain storekeepers who rely on measurements of grain or its milled products and on implicit knowledge gained
64
July • Temmuz 2016
GİRİŞ Buğday en değerli tahıldır. Dünya genelinde, 240-250 milyon akrelik (1 acre 4047 m2) alanlarda yetiştirilir (Pena 1997, Matsuo 1985). Tahıl taneleri ve özellikle buğday dünya çapında en önemli mahsuller arasında yer alır (Véha 2007). İyi ticari geri dönüşler elde etmek ve ürünlerin güvenliğinin sağlanabilmesi için mahsullerin organoleptik (duyusal) kalitesinin sağlanması gerekmektedir (Evans ve diğerleri, 2000). Buğday, değişen depolama zamanları ile bir takım dengesizlikler oluşturur. Tahıl kalitesinin idamesi, geleneksel olarak, tahıl veya öğütülmüş ürün ölçümlerine, bilimsel sonuçlarla kazanılmış örtük bilgiye, ortak akıl ve
MILLER MAGAZINE
COVER STORY • KAPAK DOSYASI
through scientific results, common sense and job experience. It has a good adaptability, and it has a lot of variety, and the demand of these varieties is widespread. The consumption of it is huge, the confectionary, the baking, etc use it. The wheat is good fodder also, and the secondary products are valued, the wheat bran contains a lot of protein. The straw is a good litter. (Szentpétery et al. 2005; Győriné et al. 2006) The storage of the cereals is a very complex exercise, because it is an active material, it isn’t in the full ripe state, but the microorganism, the insects and the murine infection it. To maintain grain quality during storage, grain must be protected from the growth and reproduction of insects, mites and fungi (Sun and Woods, 1997a, b). Young larvae of this species frequently feed on the germ of whole kernels and on fine material in the grain (Rilett, 1949). So to the professional storage, we have to know the biology, biochemical and the technology knowledge (Tohver et al. 2000). The capacity of the silo would be bigger in the last time. Lukow and White (1997) studied changes of the milling and baking parameters of US wheat. The wheat was stored during 15 months storage at temperatures in the range of –4°C and 25°C, and air humidity in the range of 28% and 73% (Wilcke et al. 2002). The wheat after the harvest is live; the manifestation of it is the organic content biochemical transformation. It depends of the moisture, the temperature, the health of the wheat, etc. The biochemical transformation causes some end-product. The enzyme activity causes the fermentation, alcohol and organic acid issue. Criterion of wheat quality: • Problem of the storage and processing, depend on the raw material, economic process • The end-product reference specific • The quality of the end-product, the appearance of the product, satisfies the consumer demand (generally and specifically) Hrušková (2002) examined the sort term storage and its effect to the flour quality. The changes in the moisture contents depended on the short time storage conditions and had a different time course in the individual locations. Wet gluten content tended to decrease with time but the differences did not seem significant for the flour quality. The first aim of the storage is to keep the quality of the wheat (Markovics et al. 2008, Jolly et al. 1996). If the storage is safe, the wheat quality will be in a good condition (physical, chemical state, technological behaviors, nutritive, hygiene) (Bettge et al. 1995). The quality of the wheat is the external and the internal component of the kernel (Martinez, 1997). The internal component
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
iş deneyimine güvenen tahıl depolamacılarının sorumluluğundadır. İyi bir uyum yeteneğine sahiptir, birçok çeşidi vardır ve bu çeşitlere olan talep de oldukça yaygındır. Tüketim miktarı muazzam derece olup; şekerleme, fırıncılık gibi sektörlerde kullanılır. Buğday ayrıca iyi bir yem kaynağıdır, yan ürünleri de oldukça değerlidir ve buğday kepeği de büyük miktarda protein içerir. Samanı ise iyi bir hayvan besinidir (Szentpétery ve diğerleri 2005; Győriné ve diğerleri 2006). Tahılın depolanması oldukça karmaşık bir işlemdir çünkü aktif bir maddedir, tam olgunlaşmış halde değildir, fakat mikroorganizma, haşere ve kemirgen enfeksiyona açıktır. Depolama esnasında kalitenin korunması için tahılların, haşerelerin, böceklerin ve mantarların gelişimine karşı korunması gerekir (Sun ve Woods, 1997a, b). Bu türün genç larvaları sıklıkla tam tahıl tanesinde ve tahıldaki ince maddelerde beslenirler (Rilett, 1949). Bu yüzden profesyonel bir depolama için biyoloji, biyokimya ve teknoloji bilgisine sahip olmamız gerekir (Tohver ve arkadaşları, 2000). Silo kapasitesi, son zamanlarda daha geniş olmaktadır. Lukow ve White (1997), ABD’deki tahılların öğütme ve fırınlama parametrelerindeki değişiklikler üzerine çalışmışlardır. Buğday 15 ay boyunca –4°C ile 25°C arasında değişen depolama sıcaklıklarında ve %28 ile %73 arasında değişen nemlilikte depolanmıştır (Wilcke ve diğerleri, 2002). Buğday hasattan sonra canlıdır; bunun göstergesi organik içerikli biyokimyasal dönüşümdür. Bu, nem, sıcaklık ve buğdayın sağlığı gibi faktörlere bağlıdır. Biyokimyasal dönüşüm bazı nihai ürünlere neden olur. Enzim aktivitesi ise fermantasyon, alkol ve organik asit sorununa neden olur. Buğday kalitesinin kriterleri: • Hammaddeye, ekonomik sürece bağlı depolama ve işleme sorunları • Nihai ürün referans özgüllüğü • Nihai ürünün kalitesi, ürünün görünümü, tüketici talebinin karşılanması (genel ve özel olarak), Hrušková (2002) kısa süreli depolama ve bunun unun kalitesi üzerindeki etkisini incelemiştir. Nem içeriğindeki değişimler, kısa süreli depolama koşullarına bağlıdır ve münferit lokasyonlarda farklı bir sürece tabidir. Depolamanın ilk amacı buğdayın kalitesini korumaktır (Markovics ve diğerleri 2008, Jolly ve diğerleri 1996). Depolama işleminin güvenli olması durumunda, buğday kalitesi de iyi olacaktır (fiziksel, kimyasal durum, teknolojik davranışlar, besinsel ve hijyenik açıdan) (Bettge ve diğerleri, 1995). Buğdayın kalitesi, tanenin dış ve iç bileşenlerini ifade eder (Martinez, 1997). İç bileşenler protein, nişasta, yağ, selüloz, minerallerden oluşur.
July • Temmuz 2016
65
COVER STORY • KAPAK DOSYASI
is the protein, starch, lipid, cellulose, minerals, etc. The environmental effects determine the cultural plant quality, although the compound of wheat is a genetic factor.
MATERIALS AND METHODS Materials Eleven samples (registered wheat varieties) of bread with diverse technological qualities were used in this study. We used the varieties of Szegedi Gabonatermesztési Kutató Kht. (Cereal Research NPC, Szeged) as samples: GK Garaboly, GK Békés, GK Kalász, GK Verecke, GK Holló, GK Ati, GK Petur, GK Nap, GK Élet, GK Csongrád, GK Hattyú The samples were harvested in two different times (Bem. 2. and Bem. 3.). The samples were cut in two. The first portions of the samples were storage for 3 months together and they were examined (autumn research). The second portions of the samples were storage for 9 months together and they were examined (spring research). The temperature of the storage was ambient temperature determines the gluten strength of dough. It is measuring the force required to blow and break a bubble of dough. The results include P Value, L Value, P/L Value and W Value. Statistical analysis Statistica 8.0 (StatSoft, Inc. Tulsa, USA) and Microsoft © Office 2003 Excel software for Windows were used to perform statistical analyses. The samples were tested for significance using analysis of variance techniques (ANOVA). Three effects were investigated; varieties, harvesting time and storage effect. A level of significance of p < 0.05 is used throughout the analysis.
Buğdayın bileşiği genetik bir faktör olmasına rağmen, çevresel etkiler de kültüre alınmış bitkilerin kalitesini belirler.
MATERYAL VE YÖNTEMLER Materyaller Kapsamlı teknolojik nitelikleri olan 11 ekmek örneği (kayıtlı buğday çeşitleri) çalışmada kullanılmıştır. GK Garaboly, GK Békés, GK Kalász, GK Verecke, GK Holló, GK Ati, GK Petur, GK Nap, GK Élet, GK Csongrád, GK Hattyú numuneleri ile birlikte Szegedi Gabonatermesztési Kutató Kht. çeşitleri (Tahıl Araştırmaları NPC, Szeged) kullanılmıştır. Numuneler iki farklı zamanda (Bem. 2 ve Bem. 3) hasat edilmiştir. Numuneler iki parça olacak şekilde kesilmiştir. Numunelerin birinci kısımları 3 ay boyunca birlikte depolanmış ve incelenmiştir (sonbahar araştırması). Numunelerin ikinci parçaları da 9 ay boyunca birlikte depolanmış ve incelenmiştir (bahar araştırması). Ortam sıcaklığı olan depolama sıcaklığı, hamurun glüten kuvvetini belirler. Bir hamur kabarcığına hava verilmesi ve patlatılması için gerekli olan gücü ölçmektedir. Sonuçlar, P değerini, L değerini, P/L değerlini ve W değerini içermektedir. İstatistiksel Analiz İstatistiksel analizler için Statistica 8.0 (StatSoft, Inc. Tulsa, USA) ve Windows için Microsoft© Office 2003 Excel yazılımları kullanılmıştır. Numuneler, çeşit teknikleri (ANOVA) analizi kullanılarak değer açısından test edilmiştir. Üç etki araştırılmıştır; çeşitler, hasat zamanı ve depolamanın etkileri. Analiz boyunca p < 0.05’lik bir değer derecesi olarak kullanılmıştır.
Methods Hardness index: The Perten SKCS 4100 (Perten Instruments, Springfield, Illinois, USA) instrument is one of the well know machines, which examine the kernel hardness. This machine reports the average force for crushing 300 kernels, in terms of a hardness index (HI).
Yöntemler Sertlik indeksi: Perten SKCS 4100 (Perten Instruments, Springfield, Illinois, USA) enstrümanı tanenin sertliğinin incelenmesi için kullanılan ve tanınmış makinelerden biridir. Bu makine, sertlik indeksi (HI) açısından 300 tanenin ezilmesi için gerekli olan ortalama gücü rapor eder.
Milling test: Brabender ® Quadrumat ® Senior (Brabender GmbH & Co. KG, Duisburg, Germany) laboratory mill checking the milling properties of different types of grain and determining the flour yield (FL) of the wheat sample.
Öğütme testi: Farklı türlerdeki tahılların özelliklerinin kontrolü ve buğday örneğinin un veriminin belirlenmesi için Brabender ® Quadrumat ® Senior (Brabender GmbH & Co. KG, Duisburg, Almanya) laboratuvarı.
66
July • Temmuz 2016
MILLER MAGAZINE
COVER STORY • KAPAK DOSYASI
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
67
COVER STORY • KAPAK DOSYASI
Kül içeriği: OH63 (Labor-MIM Budapeşte, Macaristan) Kül içeriği, unun mineral içeriğini ifade eder. Buğdayın çeşidi, verimlilik, iklim, vs. gibi birçok etmene bağlıdır.
Ash content: OH63 (Labor-MIM Budapest, Hungary) Ash content refers to the mineral content of flour. It depends on many factors, such as the variety of wheat, the fertilization, the climate, etc.
Glüten indeksi: Glüten indeksi (GI), Glutomatic 2200 (Perten Instruments AB Huddinge, İsveç) tarafından incelenmiştir. Kuru glüten içeriği Glutomatic 2200 (Perten Instruments AB Huddinge, İsveç), otomatik glüten kurutucusu ile kurutulduktan sonra ölçülmüştür.
Gluten index: The gluten index (GI) was examined by Glutomatic 2200 (Perten Instruments AB Huddinge, Sweden) Dry gluten content was measured after drying with Glutork 2020 (Perten Instruments AB Huddinge, Sweden) automatic gluten dryer.
Farinograf testi: Farinograf, hamurun bıçaklı karıştırma işlemine karşı olan direncini ölçerek bir un örneğinin hamur ve glüten özelliklerini belirler. Emilim, farinograf eğrisinin 500-Brabender ünite hattı üzerinde ortalanması için gerekli olan su miktarıdır. Bunun için Brabender® farinografı (Brabender GmbH & Co. KG, Duisburg, Almanya) kullanılmıştır.
Farinograph test: The farinograph determines dough and gluten properties of a flour sample by measuring the resistance of dough against the mixing action of blades. Absorption is the amount of water required to center the farinograph curve on the 500-Brabender unit line. We used the Brabender ® farinograph (Brabender GmbH & Co. KG, Duisburg, Germany).
Alveograf özellikleri: Chopin Alveograph NG (CHOPIN Technologies, Villeneuve-la-Garenne Cedex, Fransa) alveograf testi AB Standartlarına göre belirlenmiştir.
Alveograph characteristics: Chopin Alveograph NG (CHOPIN Technologies, Villeneuve-la-Garenne Cedex, France) the alveograph test were determined according to the EU-Standards.
SONUÇLAR VE TARTIŞMA Şekil 1’de gösterildiği gibi incelenen numunelerin Sertlik İndeksi karıştırılmıştır.
RESULTS AND DISCUSSION The Hardness Index of the examined samples were mixed, the Figure 1 shows it.
SKCS 4100 sonuçları iki gruba ayırmıştır. 50’nin altındaki girişleri Yumuşak Buğdaya ait iken, 50 üzerindeki girişler Sert Buğday kategorisinde ait olarak düşünülmüştür. 5 yumuşak (GK Csongrád, GK Garaboly, GK Hattyú, GK Holló, GK Nap) ve 6 sert buğday çeşidi (GK Ati, GK Békés, GK Élet, GK Kalász, GK Petúr, GK Verecke) belirlenmiştir.
The SKCS 4100 compartmentalize the results in two groups. Under 50, the entries belong to Soft Wheat-, while entries above values 50 considered as Hard Wheat category. We had 5 soft wheat varieties (GK Csongrád, GK Garaboly, GK Hattyú, GK Holló, GK Nap) and we had 6 hard wheat varieties (GK Ati, GK Békés, GK Élet, GK Kalász, GK Petúr, GK Verecke).
68
July • Temmuz 2016
-----------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------
GK GARABOLY
GK HATTYÚ
GK HOLLÓ
GK KALĀSZ
GD NAP
GK PETUR
GK VERECKE
20
-----------------------------------------------------------
30
GK ĖLET
40
-----------------------------------------------------------
50
GK CSONGRĀD
60
-----------------------------------------------------------
Eleven different Hungarian wheat varieties were examined in our study. The physical properties and the flour were analyzed. The physical
70
GK BĖKĖS
CONCLUSIONS
80
-----------------------------------------------------------
The Figure 2 shown that the flour yield is decreased, the statistical behavior show it. The gluten index is a very important behavior of the flour, and it is decreased (4 %).
90
GK ATI
Table 1 shows the results of the flour yield, ash content and other technological traits of the wheat samples.
Tablo 1 buğday numunelerinin un verimini, kül içeriğini ve diğer teknolojik özelliklerini göstermektedir.
Fig. 1. The Hardness Index of the varieties Şek. 1. Çeşitlerin Sertlik İndeksi
Tablo 2’de un verimin düştüğü gösterilmiş olup, bunun istatistiksel karşılığı da belirtilmiştir. Glüten indeksi un için oldukça önemli bir gösterge olup düştüğü gözlemlenmiştir (%4). SONUÇLAR Çalışmada 11 farklı Macar buğday çeşidi incelenmiştir. Bunların fiziksel özellikleri ve unu incelenmiştir. Fiziksel davranışları depolama esnasında değişmemiştir. Sonbahar araştırmasında
MILLER MAGAZINE
COVER STORY • KAPAK DOSYASI
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
69
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
MILLER MAGAZINE
Fig. 5. P value of alveograph confidental interval Şek. 5. Alveografa özel aralığın P değeri Autumn - Sonbahar Spring - İlkbahar Storage - Depolama - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
78
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Spring - İlkbahar
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
July • Temmuz 2016 Autumn - Sonbahar
80 82 84 86 88 90 92 94 96 98
Fig. 3. Gluten index confidential interval Şek. 3. Glüten indeksine özel aralık Autumn - Sonbahar Spring - İlkbahar Storage - Depolama 68 70 72 74 76 78 80 82 84
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
70
Fig. 4. Water absorbent capacity confidential interval Şek. 4. Su emilimi kapasitesine özel aralık Storage - Depolama -
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
63,4 63,6 63,8 64,0 64,2 64,4 64,6 64,8 65,0 65,2 65,4 65,6 65,8
Fig. 2. Flour yield confidential interval Şek. 2. Un verimine özel aralık Autumn - Sonbahar Spring - İlkbahar Storage - Depolama -
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
52 -
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65
COVER STORY • KAPAK DOSYASI
COVER STORY • KAPAK DOSYASI
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
71
COVER STORY • KAPAK DOSYASI
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
330
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bem. 2’nin sertlik indeksi ortalaması 73,18 ve bahar 325 araştırmasında ise 72,49 320 olarak belirlenmiştir. SonThe hardness index aver315 bahar araştırmasında Bem. age was 73,18 of the Bem. 3’ün sertlik indeksi ortala2. in the autumn research, 310 ması 67,19 ve bahar araşand 72,49 in the spring 305 tırmasında ise 67,96 olarak research. The hardness in- 300 belirlenmiştir. Un verimi düşdex average was 67,19 of 295 müştür (%4). Bem. 2.’nin the Bem. 3. in the autumn 290 sonbahar araştırmasındaresearch and 67,96 in the 285 ki verimi %74,04 iken, bu spring research. The flour 280 Autumn - Sonbahar Spring - İlkbahar oran bahar araştırmasında yield is decreased (it is 4 Storage - Depolama %69,76 olarak gerçekleş%). The Bem. 2. had 74,04 miştir. Bem. 3.’deki un verimi % flour yield in the autumn Fig. 6. W value of alveograph confidental interval ise sonbahar araştırmasında research, and 69,76 % in Şek. 6.Alveografa özel aralığın W değeri %76,37, bahar araştırmaspring research. The Bem. sında ise %72,26 olmuştur. Glüten indeksi de bunun ay3. had 76,37 % flour yield in the autumn research, and nısına işaret etmektedir (Örneğin, Bem. 2.’nin sonbahar 72,26 % in spring research. The gluten index shows the araştırmasındaki glüten indeksi %90,5 iken, bu oran basame (For example, the Bem. 2. had 90,5 % gluten index har araştırmasında %80 olarak gerçekleşmiştir). Su emiin the autumn research, and 80 % in spring research). limi kapasitesi bağlantısında kayda değer bir azalma göThere was a significant decrease in connection the water rülmüştür. Alveografın W değerinin önemi büyük miktarda absorbent capacity. The important W value of alveograph artmıştır. W değeri, Bem. 2. için sonbahar araştırmasında was increase significantly. The W value was 348,85 of 348,85; bahar araştırmasında ise 358,35 olmuştur. W dethe Bem. 2. in the autumn research, and 358,35 in spring ğeri, Bem. 3. için sonbahar araştırmasında 268,55; bahar research. The W value was 268,55 of the Bem. 3. in the araştırmasında ise 328,95 olmuştur. autumn research, and 328,95 in spring research. -
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
behavior wasn’t change during the storage.
-
REFERENCES - REFERANSLAR [1] Sun, D.W., Woods, J.L. (1997a.): Deep bed simulation of the cooling of stored grain with ambient air: a test bed for ventilation control strategies. Journal of Stored Products Research 33, p. 299-312. [2] Sun, D.W., Woods, J.L. (1997b.): Simulation of the heat and moisture transfer process during drying in deep grain beds. Drying Technology 15, p. 2479-2508. [3] Lukow O.M., White N.D. (1997): Influence of ambient storage condition on the breadmaking quality of two HRS wheats. J. Stored Prod. Res., 31: 279–289. [4] Evans, P., Persaud, K.C., Mcneish, A.S., Sneath, R.W., Hobson, N., Magana, N., (2000): Evaluation of a radial basis function neural network for the determination of wheat quality from electronic nose data. Sensors and Actuators B 69, p. 348–358. [5] Rilett, R.O., (1949): The biology of Laemophloeus ferrugineus (Steph.). Canadian Journal of Research 27, p. 112–148. [6] Marie Hrušková, Dana Machová (2002): Changes of Wheat Flour Properties during Short Term Storage, Czech J. Food Sci. Vol. 20, No. 4: p. 125–130
72
July • Temmuz 2016
MILLER MAGAZINE
COVER STORY • KAPAK DOSYASI
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
73
TECHNOLOGY PLATFORM • TEKNOLOJİ PLATFORMU
Insect eggs no longer an issue ..................................................................
Haşere yumurtaları artık bir sorun değil
Thomas ZIOLKO Product Manager Industrial Milling - Endüstriyel Değirmencilik Ürün Müdürü Bühler AG
Three Bühler Matador impact machines in use at Haberfellner Mill in Grieskirchen, Upper Austria, assure best possible flour and semolina quality. The modern Matador machine series deactivates potential insects and their eggs in flour and semolina at a success rate of up to about 100 percent. “Yukarı Avusturya, Grieskirchen’deki Haberfellner Değirmeninde kullanımda olan üç Bühler Matador çarpmalı makine mümkün olan en yüksek un ve irmik kalitesini garanti ediyor. Modern Matador makine serisi, un ve irmikteki potansiyel haşere ve haşere yumurtalarını neredeyse yüzde 100’lük bir başarı oranı ile ortadan kaldırıyor.” Insects and their eggs should neither be in flour and semolina nor in the resulting food products. Milling operations have various options for keeping their plants and products free of insects and insect eggs. To destroy insects and their eggs in the product, using an impact machine is imperative.
DEPENDABLE AND RELIABLE Three impact machines of type Matador MJZH by Bühler have been in use at Haberfellner Mill in Grieskirchen, Upper Austria since November 2014. During the development of the new line of impact machines special attention was given to design of the sealing rings ensuring an even longer service life. Joachim Kaar, plant manager for Haberfellner and responsible for production states that their new impact machines have been running continu-
74
July • Temmuz 2016
Unda ya da un mamullerinde haşere ya da haşere yumurtalarının asla bulunmaması gerekir. Öğütme operasyonlarında, tesisleri ve ürünleri haşerelerden ve yumurtalarından arındırmak için çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Bir çarpma makinesinin kullanımı yoluyla ürünlerdeki haşerelerin ve haşere yumurtalarının yok edilmesi mecburidir.
GÜVENİLİR VE EMNİYETLİ Bühler’in Matador MJZH tipi üç çarpma makinesi, Yukarı Avusturya, Grieskirchen’deki Haberfellner Değirmeni’nde 2014 Kasım ayından beri kullanımda. Yeni seri çarpma makinelerinin geliştirilmesi esnasında, daha uzun hizmet ömrü sağlayan conta bileziklerinin tasarımına özellikle dikkat edildi. Haberfellner tesisinin müdürü ve üretim sorumlusu Joachim Kaar yeni çarpma makinelerinin, işletmeye alındıkları andan itibaren herhangi bir sorun ya da arıza yaşa-
MILLER MAGAZINE
TECHNOLOGY PLATFORM • TEKNOLOJİ PLATFORMU
ously, 22 to 24 hours per day from Monday to Saturday, without any problems or breakdowns since they were commissioned. Explaining his satisfaction, Kaar also adds that they are extremely satisfied with Matador. In addition to its high reliability, he particularly likes the improved efficiency and extremely high degree of deactivation. “Since we’ve started using the Bühler machines, the risk of contamination by insect eggs has been virtually eliminated” says Joachim Kaar. Haberfellner’s satisfaction with Bühler has a long tradition. Since the first large new mill was constructed in 1966, the Upper Austrian family business relies almost exclusively on Bühler as a technology partner.
LAST OPTION Insect eggs are characterized by enormously high resistance. They can withstand the entire multi-staged milling process without any damage. The last option for permanently killing the insect eggs is either before storing the flour or semolina or before the bagging or bulk loading. Impact machines can be used at this step in the process. The effectiveness of the impact machines is amazing because insect eggs are deactivated with great efficiency. Compared to other technologies for combating insect eggs, the success rate of the impact machines is very high. In contrast to thermal or chemical methods impact machines can also be used directly for the end product without impairing quality.
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
maksızın Pazartesiden Cumartesiye kadar günde 22 ila 24 saat boyunca aralıksız çalıştıklarını belirtiyor. Bu konudaki memnuniyetini dile getiren Kaan, Matador’dan oldukça memnun olduklarını da sözlerine ekliyor. Yüksek güvenilirliğinin yanı sıra, özellikle geliştirilmiş verim ve haşereleri yüksek oranda ortadan kaldırma özelliklerini beğendiğini vurguluyor. Joachim Kaar sözlerine şunları ekliyor; “Bühler makinelerini kullanmaya başladığımızdan beri, haşere yumurtalarının ortaya çıkması riski neredeyse ortadan kalktı”. Haberfellner’in Bühler’e yönelik memnuniyeti önceden beri var olan bir durum. 1966’da ilk büyük ve yeni değirmenin inşa edilmesinden bu yana, Yukarı Avusturyalı bu ailenin işletmesi, teknoloji ortağı olarak sadece Bühler’e güveniyor.”
SON SEÇENEK Haşere yumurtaları, oldukça yüksek dirençleri ile ön plana çıkar. Çok aşamalı bir öğütme işleminin tamamından herhangi bir hasar almadan kurtulabilirler. Haşere yumurtalarının tamamen yok edilmesi için son nokta un veya irmiğin depolanması, çuvallanması ya da yığın yükleme öncesidir. Çarpma makineleri, işlemin bu aşamasında da kullanılabilir. Haşere yumurtalarının oldukça yüksek bir oranda ortadan kaldırmaları nedeniyle çarpma makinelerinin etkinliği muazzamdır. Haşere yumurtaları ile mücadelede kullanılan diğer teknolojiler ile kıyaslandığında, çarpma makinelerinin başarısı oldukça yüksek seviyelerdedir. Termal ya da kimyasal yöntemlerin aksine, çarpma makineleri kalitelerini herhangi bir şekilde etkilemeden son ürünler için de doğrudan kullanılabilir.
July • Temmuz 2016
75
TECHNOLOGY PLATFORM • TEKNOLOJİ PLATFORMU
WIDE RANGE OF THROUGHPUT CAPACITIES Bühler developed the impact machine Matador MJZH specifically to kill insect eggs and for use before bagging or storing flour and semolina. The impact machine Matador MJZH is available in five finely graded sizes - with throughput capacities from 1 - 45 t/hr. All sizes share high levels of efficiency while achieving mortality rates of more than 99.5 percent, reliable, continuous operation, and low operation and maintenance costs. Process safety is ensured with a sensor system which monitors for optimal operating condition.
GENİŞ YELPAZELİ VERİMLİLİK BECERİSİ Bühler, Matador MJZH çarpma makinesini özellikle haşerelerin öldürülmesi ve un ve irmiğin çuvallanması veya depolanmasından önce kullanılması için geliştirdi. Matador MJZH çarpma makinesi, saatte 1 ila 45 tonluk verimlilik kapasitesi ile birlikte hassas bir şekilde kademelendirilmiş beş seviyede çalışmaktadır. Seviyelerin hepsi de güvenilir bir şekilde aralıksız çalışma, düşük işletim ve bakım masrafları ile yüzde 99,5’lik yok etme başarısı sağlarken aynı zamanda yüksek seviyede verimlilik de sağlarlar. İşlem güvenliği, ideal işletme koşullarını denetleyen bir sensör sistemi ile sağlanır.
THE CROSS-FLOW PRINCIPLE ÇAPRAZ AKIM PRESİBİ
The impact machine MJZH is designed in accordance with the cross-flow principle. This allows high product performance with a low specific energy use and makes the Matador significantly different from the previous impact machines, which were designed following the radial principle. The advantages of the cross-flow principle: unchanged flow conditions even with wider machines, optimal functioning at any installation location, impeller and housing shapes which are conducive to flow, long-lasting function-ability because of its sturdy construction, and the possibility to position it outside of the conveyor plus less energy consumption.
MJZH çarpma makinesi, çarpma akım prensibine uyumlu olarak tasarlanmıştır. Bu, düşük enerji kullanımı ile yüksek ürün performansının elde edilmesine olanak vermekle birlikte Matador’u, radyal prensibine göre tasarlanmış olan önceki çarpma makinelerinden oldukça farklı kılmaktadır. Çapraz akım prensibinin avantajları arasında daha geniş makinelerle bile değişmeyen akım koşulları, kurulum noktalarında ideal işletim, akıma olanak veren pervane ve gövde şekli, sağlam yapısı sayesinde uzun süreli çalışma becerisi ve daha az enerji tüketiminin yanı sıra konveyörün dışına konumlandırılabilme de yer alır.
The most important argument for using the Matador MJZH impact machine is the high mortality rate of more than 99.5%. And, this has been verified by an external institute through an extensive procedure. No other supplier documents and certifies such efficiency through a competent and independent institute.
Matador MJZH çarpma makinesinin kullanılması için en kuvvetli argüman ise %99.5’in üzerindeki yok etme oranıdır. Bu, kapsamlı bir prosedür yoluyla bağımsız bir kurum tarafından doğrulanmıştır. Başka hiçbir tedarikçi, yetkin ve bağımsız bir kurum yoluyla bu tür bir verimliliği belgelememiş ve kanıtlamamıştır.
76
July • Temmuz 2016
MILLER MAGAZINE
TECHNOLOGY PLATFORM • TEKNOLOJİ PLATFORMU
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
77
AUTHOR • YAZAR
Global market fluctuation must be closely followed .........................................................
Küresel piyasalardaki dalgalanma yakından izlenmeli “Worldwide wheat production is expected to be 725.61 million tons. An increase of 5.31 tons is anticipated compared to the previous month. The period-end stock will rise to 232.13 million tons. Briefly, it is expected to increase up to 8.62 million tons.”
ZAFER ERGEZEN Futures and Commodity Market Specialist Vadeli İşlem ve Emtia Piyasaları Uzmanı contact@zaferergezen.com
“Dünya buğday üretiminin ortalama 725,61 milyon ton olması bekleniyor. Önceki aya göre 5,31 tonluk bir artış olacağı öngörülüyor. Dönem sonu stokları ise 232,13 milyon tona yükselecek. Kısaca önceki aya göre 8,62 milyon ton artış olması bekleniyor.”
Wheat has experienced a marvellous month. Wheat prices which are deferred for September experienced a raise in the beginning of June and achieved to surpass 530 cent/bushel level. The increase was more than 10 percent. The following sales wave became far more efficient. Wheat prices regressed to 455 cent/bushel level. It refers to an approximate fall of 14 percent. This fluctuation which took place in a very short time led to the loss of many investors. Weather condition was one of the important reasons for the increase in prices. Due to the rainy weather in Europe, the concern about production was escalated. There were news of a decrease in production especially for France and Germany. Moreover, people worried about the wheat quality due to the rainfall. Yet, Europe was not the sole area affected by weather conditions: South and North America were also affected negatively. The weather was among the most discussed topics in Far East countries. As the monsoon rains were scarce in India, there were rumours about a decrease in wheat production. When we consider these aspects, we conclude that weather condition in all around the world is a variance which affects wheat prices. However, the sales became effective again when the new production estimates were announced. In spite of all the concerns about weather conditions and news about possible decrease in production, the production estimates were increased. Besides, expectation about surplus production in the new season went up due to low demand. The increase of
78
July • Temmuz 2016
Buğday, baş döndürücü bir ayı geride bıraktı. Haziran ayına yükseliş ile başlayan Eylül vadeli buğday fiyatı, 530 cent/bushel seviyesinin üzerine kadar çıktı. Yüzde 10'u aşan bir yükseliş yaşandı. Daha sonra başlayan satış dalgası ise çok daha etkili oldu. Buğday fiyatı 455 cent/ bushel seviyesinin altına kadar geriledi. Yani yaklaşık yüzde 14 kadar düşüş oldu. Çok kısa sürede yaşanan bu dalgalanma, birçok yatırımcının kaybına yol açtı. Fiyatların yükselmesinde hava durumu en önemli etkenlerden biriydi. Avrupa'da etkili olan yağışlı hava nedeniyle üretim endişelerinde artış yaşandı. Özellikle Fransa ve Almanya için üretimin azalabileceği haberleri vardı. Ayrıca yağışlar nedeniyle buğday kalitesine yönelik endişeler de söz konusuydu. Fakat hava durumunun etkilediği tek bölge Avrupa değildi: Kuzey Amerika ve Güney Amerika da olumsuz hava koşullarından etkilendi. Uzakdoğu'da da hava durumu en çok konuşulan konular arasında yer aldı. Hindistan'da muson yağışlarının az olması sebebiyle buğday üretiminde düşüş haberleri vardı. Bu açıdan bakıldığında, dünya genelinde hava durumunun, buğday fiyatını etkileyen değişken olduğunu gördük. Fakat yeni üretim tahminlerinin açıklanmasıyla beraber yeniden satışlar etkili oldu. Hava durumuna yönelik onca endişe ve üretimin azalabileceği haberlerine karşılık, üretim tahminleri artış gösterdi. Bunun yanı sıra talebin de düşük olması, yeni sezonda üretim fazlası beklentilerini artırdı. Üretim fazla-
MILLER MAGAZINE
AUTHOR • YAZAR
the expectation about surplus production reflected in wheat prices as a decrease. Furthermore, Britain held a referendum in June and decided to leave the European Union. This case also affects the process in a negative way. The UK’s decision to leave the EU will definitely increase the cost of goods circulation and timed transactions. This event may affect the demand rates negatively. The reflections can be observed on timed transactions. There is a great demand in Turkey for a long time. Due to this demand, wheat prices also resist against decreasing. Wheat prices survived to stay above definite levels for nearly two years. A price movement is formed as being independent from the concerns about production and quality in global markets. The high production expectations in Turkey did not also cause pressure on the prices this year. According to the estimates by Turkish Grain Board (TMO), it was stated that wheat production in 2015 would increase up to 18% compared to last year and reach to 22.5 million tons. As the prices stay high despite the increase in production, it points out that the demand is not a temporary act, but a permanent fact. The increase in immigrant population could be a reason. This leads to an increase in demand for wheat consumption. When we consider this expect, a decrease in production and demand is not expected in either long or short term. So, the sales pressure on domestic wheat price does not seem probable. As a result, I assume that the prices in Turkey will stay strong irrespective of the situation in international markets in 2016.
AN INCREASE OF 7.58 MILLION TONS IS ESTIMATED IN PRODUCTION According to the report by U.S. Department of Agriculture (USDA) about the next season, the production estimates were increased by 3.84 million tons. So, the expectation about a decrease in production regressed to 3.22 million tons compared to the previous season. Wheat production is anticipated to be 730.83 million tons for the next year. However, there is an important detail which is mostly neglected: production estimates were increased by 7.58 million tons in the last nine months. That is to say, despite the decrease occurred between the last estimation of the previous season and the expectation of the new season, an increase in production is anticipated compared to the result occurred nine months ago. We already witness its reflection on timed transactions. Also the rise in production is still high compared to 2012; and the rise was equal to 70.82 million tons. When we assume that the annual wheat production in Turkey is approximately 20 million tons, we can understand the effect of this rise better. As we analyze the presumptions about the next season, we see that the actual reason behind the rise of production expectations roots in the USA. Moreover, there is an increase in production expectation in Europe. It is understood that the weather in the beginning of the month is not actually
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
sı beklentilerindeki artış ise buğday fiyatına düşüş olarak yansıyor. Haziran ayı içerisinde ayrıca Britanya, referandumda Avrupa Birliği'nden ayrılma yönünde karar aldı. Bu gelişme de piyasayı olumsuz etkileyen bir faktördü. Britanya'nın Avrupa Birliği'nden ayrılacak olması, vadeli işlemler ve malların dolaşımı açısından maliyetleri artıracak bir unsur. Bunun yanı sıra talep üzerinde de olumsuz etkisi olabilir. Bunun yansımaları vadeli işlemlerde izlenebiliyor.
TÜRKİYE’DE BUĞDAY FİYATLARI DÜŞÜŞE DİRENİYOR Türkiye'de uzun zamandan beri devam eden güçlü bir talep var. Bu talep sonucunda buğday fiyatları düşüşe de direniyor. Yaklaşık 2 yıla yaklaşan bir süre boyunca, buğday fiyatları belli bir seviyenin üzerinde kalmayı başardı. Küresel piyasalardaki üretim ve kalite endişelerinden bağımsız bir fiyat hareketi oluşuyor. Türkiye'de bu sene yüksek üretim beklentileri de fiyatlar üzerinde bir baskı oluşturmadı. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), tahminlere göre 2015 yılında buğday üretiminin geçen yıla göre %18 artışla 22,5 milyon tona ulaşabileceğini açıklanmıştı. Üretimdeki artışa rağmen fiyatların yüksek kalması, talebin geçici değil, kalıcı olduğuna işaret ediyor. Bunun nedeni olarak göçmen nüfusunda yaşanan artış gösterilebilir. Bu sayede tüketilen buğday talebi de artıyor. Bu açıdan bakıldığında kısa ve uzun dönemde, üretimde bir azalış ve talep de bir düşüş beklenmiyor. Böylece yerel buğday fiyatının üzerinde de bir satış baskısı oluşması çok olası görünmüyor. Sonuç olarak Türkiye için fiyatların, 2016 içerisinde de uluslararası piyasalardan bağımsız olarak güçlü kalacağını tahmin ediyorum.
ÜRETİM TAHMİNLERİNDEKİ ARTIŞ 7,58 MİLYON TON ABD Tarım Bakanlığı’nın (USDA) gelecek sezona yönelik yayınladığı raporda, üretim tahminleri önceki aya göre 3,84 milyon ton artış gösterdi. Böylece önceki sezona göre üretimdeki düşüş beklentisi de 3,22 milyon tona geriledi. Gelecek sene için buğday üretiminin 730,83 milyon ton olması bekleniyor. Fakat dikkat edilmesi gereken ve başka yerde pek yazılmayan bir ayrıntı var: son 9 aydaki üretim tahminlerindeki artış 7,58 milyon ton oldu. Yani önceki sezonun son tahmini ile yeni sezon tahminleri arasında bir düşüş olsa da dokuz ay öncesine göre üretimde artış yaşanması bekleniyor. Zaten bunun vadeli işlemlere yansımasını da izliyoruz. Ayrıca 2012 yılına göre üretimdeki artış halen yüksek; artış 70,82 milyon ton olarak gerçekleşti. Türkiyenin yıllık buğday üretiminin ortalama 20 milyon ton olduğu varsayıldığında, üretimdeki bu artışın etkisi daha iyi anlaşılabilir. Gelecek sezona yönelik tahminlere baktığımızda, üretim beklentilerindeki artışın asıl sebebinin ABD kaynaklı olduğunu görüyoruz. Ayrıca Avrupa'da da üretim beklentilerinde artış yaşan-
July • Temmuz 2016
79
AUTHOR • YAZAR
efficient. According to the same report, the period-end stock expectations increased to 257.8 million tons by rising nearly 500 thousand. So, the increased amount in wheat stocks became 34.96 million tons in the last eight months. I previously stated that the increase in the stocks would definitely affect the timed markets. Unfortunately, June became the period that my expectation was realized. The increase in wheat stocks fall behind the increase in production. It may seem like a positive event from this aspect. It shows us a recovery in terms of demand. The wheat stocks in China will reach out to 118 million tons in the next season. This number corresponds to 46 percent of the worldwide wheat stocks. North Africa, South-eastern Asia and Middle East will continue to be the biggest wheat importers. European region (including Ukraine and Russia) preserves the title of being the biggest exporter. European region, China and India will nearly actualize the half of the worldwide wheat production.
THE DEMAND FOR THE WHEAT INCREASES IN THE WORLD International Grains Council (IGC) anticipates that the worldwide wheat production in 2016-17 seasons would become 722 million tons. There is an increase of approximately 5 million tons compared to the previous expectations. When we analyze the results of the previous year, we see that the decrease in production regressed to 12 million tons. Namely, IGC advanced its expectations up to 11 million tons following the assumptions about the new season. Such a correction after the first assumptions points out to a serious deviation. Period-end stocks increased 5 million tons compared to last month and became 223 million tons. Despite the production decreased in comparison to last year, the period-end stocks reached out the highest level of the last five years. Briefly, it is observed that there is a serious decrease in demand. The period-end stock in 2012 was 170 million tons and it will reach to 223 million tons in 2017. So, the increase in wheat stock will be approximately 53 million tons. Briefly, the demand for wheat will keep becoming high in worldwide wheat market.
mış. Ayın başlarında konuşulan hava durumunun aslında pek de etkili olmadığı anlaşılıyor. Aynı rapora göre dönem sonu stok tahminleri 500 bin artarak 257,8 milyon tona yükseldi. Böylece son 8 ayda buğday stoklarındaki artış miktarı 34,96 milyon tona ulaşmış oldu. Daha önce stoklardaki bu artışın, mutlaka vadeli piyasalara yansıyacağını belirtmiştim. Malesef Haziran ayı bu beklentimin gerçekleştiği dönem oldu. Buğday stoklarındaki artış, üretimdeki artışın gerisinde kaldı. Aslında bu açıdan bakıldığında olumlu olarak görülebilir. Bize, talep tarafında bir canlanma olduğunu gösteriyor. Çin'deki buğday stokları, gelecek sezon 118 milyon tona ulaşacak. Bu rakam, dünya buğday stoklarının yüzde 46'sına denk geliyor. Kuzey Afrika, Güneydoğu Asya ve Ortadoğu, en büyük buğday ithalatçısı olmayı sürdürecekler. Avrupa Bölgesi (Ukrayna ve Rusya dahil) ise en büyük ihracatçı olma özelliğini koruyor. Avrupa Bölgesi, Çin ve Hindistan, neredeyse dünyadaki buğday üretiminin yarısını gerçekleştirecek.
DÜNYA BUĞDAY ARZI ARTIYOR Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC), 2016-17 sezonunda dünya buğday üretiminin 722 milyon ton olmasını bekliyor. Yani bir önceki tahminlere göre yaklaşık 5 milyon ton artış söz konusu. Önceki yıla göre ise üretimdeki düşüş 12 milyon tona geriledi. Yani yeni sezona yönelik tahminler sonrasında IGC beklentilerini 11 milyon ton yükseltmiş oldu. İlk tahminler sonrasında bu miktarda bir düzeltme ise ciddi bir sapma olduğunu gösteriyor. Dönem sonu stokları, önceki aya göre 5 milyon ton artarak 223 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Üretim önceki yıla göre düşmesine rağmen dönem sonu stoklarının son 5 yılın en yüksek seviyesine çıktığı görülüyor. Kısaca talepte ciddi bir düşüş yaşandığı anlaşılıyor. 2012 yılında 170 milyon ton olan dönem sonu stokları, 2017 yılında 223 milyon tona ulaşacak. Buna göre buğday stoklarındaki artış yaklaşık 53 milyon ton olacak. Kısaca dünya buğday piyasasında buğday arzı yüksek seyredecek.
“DALGALANMANIN BOYUTU ARTIYOR” “THE VOLUME OF FLUCTUATION INCREASES” According to the estimates by Food and Agricultural Organization (FAO) the worldwide wheat production will increase by 7.1 million and become 724 million tons in 2016-17 season. Yet, the most striking fact is about expectations on stocks. As for the estimates by FAO, the end-period stocks will rise to 215.6 million tons. An increase of 20.4 million tons is expected compared to the previous expectations. Going through such a big change on a monthly basis leads to the pressure on the prices and enhances the volume of fluctuation. It is stated that Argentina, European region and Russia is effective in production. It is also indicated that the stocks in the beginning of the period is only 1.8 million tons lower than the highest of level of all the time.
80
July • Temmuz 2016
Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) de 2016-17 sezonuna yönelik tahminlerini açıkladı. FAO’nun tahminlerine göre dünya buğday üretiminin 7,1 milyon artarak 724 milyon ton olması bekleniyor. Fakat FAO tahminlerinde asıl dikkat çekenin stoklara yönelik tahminler olduğu görülüyor. FAO'nun tahminlerine göre dönem sonu stokları 215,6 milyon tona yükselecek. Yani önceki tahminlere göre 20,4 milyon ton artış bekleniyor. Aylık bazda bu kadar yüksek bir değişim yaşanması ise fiyatlar üzerinde baskı oluşturuyor ve dalgalanmanın boyutunu artırıyor. Üretimde Arjantin, Avrupa Bölgesi ve Rusya'nın etkili olduğu belirtilmektedir. Dönem başı stoklarının ise tüm zamanların en yüksek seviyesinden sadece 1,8 milyon ton düşük olduğu belirtiliyor.
MILLER MAGAZINE
AUTHOR • YAZAR
WORLDWIDE WHEAT PRODUCTION IS ANTICIPATED TO BE 725.61 MILLION TONS As a result, when we consider the estimation averages of three institutions which realize global estimations for grain markets, worldwide wheat production is expected to be 725.61 million tons. An increase of 5.31 tons is anticipated compared to the previous month. The period-end stock will rise to 232.13 million tons. Briefly, it is expected to increase up to 8.62 million tons. If the wheat price timed for September by Chicago Commodity Exchange do not come up to 465-470 cent/bushel level, the sales pressure may continue. It is also predicted that reaction sales can occur following the harsh fall in June. However, the rising effects of reaction sales and position closures and whether they are placed in horizontal bands are still questionable matters. In the case that the increase in estimation report continues, we can see that sales pressure is efficient again. Also, the effects of global market fluctuation must be closely followed. Especially following the UK’s decision the leave the EU, we must never forget the possibility that central banks may provide more liquidity for the markets. As the decision for interest rate affects the currencies and liquidity, it has a tremendous effect on commodities. It is significantly important for the investors to closely follow the announcements by the central banks and the new estimations about production.
BUĞDAY ÜRETİMİNDE ORTALAMA BEKLENTİ 725,61 MİLYON TON Sonuç olarak, hububat piyasalarında küresel tahmin gerçekleştiren üç kuruluşun tahmin ortalamaları göz önüne alındığında, dünya buğday üretiminin ortalama 725,61 milyon ton olması bekleniyor. Önceki aya göre 5,31 tonluk bir artış olacağı öngörülüyor. Dönem sonu stokları ise 232,13 milyon tona yükselecek. Kısaca önceki aya göre 8,62 milyon ton artış olması bekleniyor. Şikago Ticaret Borsası'nda Eylül vadeli buğday fiyatı için 465-470 cent/bushel bandının üzerine çıkılamaması durumunda satış baskısının devam etmesi beklenebilir. Haziran ayında yaşanan sert düşüş sonrası tepki alımlarının da gelmesi olasıdır. Fakat tepki alımlarının ve pozisyon kapamaların ne kadar yükselişe yol açabileceği ve yatay bandın içerisine girilip girilemeyeceği ise bir soru işareti olarak duruyor. Tahmin raporlarındaki artışın devam etmesi durumunda ise satış baskısnın yeniden etkili olduğunu görebiliriz. Bunun yanı sıra küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmanın da etkileri yakından izlenmelidir. Özellikle Britanya'nın Avrupa Birliği'nden ayrılık kararı sonrası, merkez bankalarının piyasaya daha fazla likidite verme olasılığı da gözden kaçırılmamalıdır. Faiz kararı, para birimleri ve likiditeyi etkilediğinden, emtialar üzerinde önemli bir etkiye sahip. Bu nedenle merkez bankalarının açıklamaları ve yeni üretim tahminlerinin yakından takip edilmesi, yatırımcılar açısından önem arz ediyor.
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
81
INTERVIEW • RÖPORTAJ
Lynn LAWS, USDA:
“Effects of climate change depend on farm managements” ......................................................................
“İklim değişikliğinin etkileri tarım uygulamalarına bağlı”
“Scientists, farmers, agricultural industry leaders, and consumers of corn products increasingly recognize the need for more sustainable corn-based cropping systems. At the same time, they recognize the need to continue or even increase production in order to respond to the food needs of a growing world population. Reconciliation of agricultural production and ecosystem integrity goals presents a major challenge for science in the 21st century. Increasingly variable climate and extreme weather events add another layer of complexity and uncertainty, while also necessitating the systems to be resilient.”
“Bilim adamları, çiftçiler, tarım endüstrisi liderleri ve mısır ürünleri tüketicileri mısır temelli sürdürülebilir sistemlere her geçen gün daha fazla önem gösteriyor. Aynı zamanda, artan dünya nüfusunun gıda ihtiyacına cevap verebilmek için üretimi sürdürmeye ve hatta artırmaya ihtiyaç duyuyorlar. Tarımsal üretim ve ekosistem bütünlüğüne dair hedeflerin buluşması bilim için 21. yüzyılda ciddi bir mesele teşkil ediyor. Giderek çeşitlenen iklim ve olağanüstü hava olayları bir yandan daha esnek sistemlerin gerekliliğine işaret ederken bir yandan da karmaşıklığa ve belirsizliğe bir katman daha ekliyor.” Miller Magazine features Lynn Laws, Communications Specialist of Sustainable Corn Project this month. The Sustainable Corn Project gathers information from thousands of farmers with the goal of understanding how
82
July • Temmuz 2016
Değirmenci Dergisi bu ay Sürdürülebilir Mısır Projesi (The Sustainable Corn Project) İletişim Uzmanı Lynn LAWS’ı konuk ediyor. Sürdürülebilir Mısır Projesi, belirli tarım yönetimi uygulamalarının ihtiyaç duyulduğunda nasıl esneklik sağla-
MILLER MAGAZINE
INTERVIEW • RÖPORTAJ
certain farm management practices might work together to provide resilience in times of need. Saying that many people are concerned about the potential detrimental effects of climate change to U.S. agriculture and soil and water resources, LAWS also states that scientists, farmers, agricultural industry leaders, and consumers of corn products increasingly recognize the need for more sustainable corn-based cropping systems. Answering our questions about The Sustainable Corn Project, importance of corn, effects of climate change on corn and gains of the project, Lynn Laws reminds us that farmers are problem solvers and with access to sound science they are better able to identify, develop and adopt strategies necessary to build climate resilient cropping systems. We get the details from Laws. Ms. Laws, first of all, could you introduce us The Sustainable Corn Project? What is the story behind your project? What can you say about the participants/ funders of the project? The Sustainable Corn Project is partially funded by a grant from the United States Department of Agriculture. The fiveyear project (2011-2016) is led by Dr. Lois Wright Morton, at Iowa State University, who engaged teams of researchers, educators, extension specialists and staff from 10 landgrant universities and an Agricultural Research Service in the Upper Midwest – the Corn Belt of the United States. The researchers studied farm practices at field sites in 9 states, and gathered information from thousands of Midwestern farmers with the goal of understanding how certain farm management practices might work together to provide resilience in times of drought, reduce soil and nutrient losses under saturated soil conditions, decrease field nitrogen losses, retain carbon in the soil, and ensure crop and soil productivity. The practices studied were extended crop rotations, cover crops, tillage and no-tillage, nitrogen sensing for optimal application rates, and drainage water management. The institutions involved in the project are the University of Illinois, Iowa State University, Lincoln University, Michigan State University, University of Minnesota, University of Missouri, The Ohio State University, Purdue University, South Dakota State University, University of Wisconsin, and the Unites States Department of Agriculture-Agricultural Research Service. As far as we know, the project is focusing on cornbased cropping. Could you explain us the importance of corn for America? Over 400,000 US farms grow corn. This $80 billion commodity makes the United States a world leader in corn
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
yacağını öğrenmek amacıyla binlerce çiftçiden bilgi topluyor. Birçok insanın ABD tarımına, toprak ve su kaynaklarına yönelik iklim değişikliğinin potansiyel zararlarından endişe duyduğunu belirten LAWS, bilim adamlarının, çiftçilerin, tarım endüstrisi liderlerinin ve mısır ürünleri tüketicilerinin mısır temelli sürdürülebilir ürün yetiştirme sistemlerine her geçen gün daha fazla önem verdiğini de sözlerine ekliyor. Sürdürülebilir Mısır Projesi, mısırın önemi, iklim değişikliğinin mısır üzerindeki etkileri ve projenin kazanımları ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Lynn Laws, aynı zamanda çiftçilerin iklime dayanıklı ürün yetiştirme sistemleri için gerekli stratejileri belirleme, geliştirme ve kullanmada daha etkili olduklarını ve onlarının birer problem çözücü olduklarını da hatırlatıyor. Detayları, Laws’dan alıyoruz. Sayın Laws, ilk olarak, Sürdürülebilir Mısır Projesini bize tanıtabilir misiniz? Projenizin arkasındaki hikaye nedir? Projenin katılımcıları/kurucuları hakkında ne söyleyebilirsiniz? Sürdürülebilir Mısır Projesi, kısmi olarak ABD Tarım Bakanlığı tarafından sağlanan bir hibe ile finanse edilmektedir. Beş yıllık proje (2011-2016) lowa Eyalet Üniversitesi’nden Dr. Lois Wright Morton tarafından yürütmektedir. Dr. Wright, araştırmacılar, eğitimciler, uzatma uzmanları ve 10 hibe arazili üniversiteden ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Mısır Bandı olan Upper Midwest'teki bir Tarımsal Araştırma Servisi'nden gelen personeli kapsayan bir ekiple birlikte çalışıyor. 9 eyalette bulunan tarlalarda çalışmalar yürüten araştırmacılar, kuraklık zamanlarında esneklik sağlamak, doymuş toprak koşulları altında toprak ve besin kayıplarını azaltmak, alandaki azot kayıplarını düşürmek, topraktaki karbonu korumak, hasat ve mahsul verimliliğini sağlamak için çiftlik yönetimi uygulamalarının nasıl kullanılacağını anlamak amacıyla Midwest bölgesinde bulunan binlerce çiftçiden bilgi topladılar. Üzerinde çalışılan uygulamalar mahsul rotasyonu, örtü bitkileri, toprağın sürülmesi ve sürülmemesi, optimum uygulama oranları için azot algılama ve drenaj su yönetimidir. Projeye dahil olan kurumlar şunlardır: İllinois Üniversitesi, Iowa Eyalet Üniversitesi, Lincoln Üniversitesi, Michigan Eyalet Üniversitesi, Minnesota Üniversitesi, Missouri Üniversitesi, Ohio Eyalet Üniversitesi, Purdue Üniversitesi, Güney Dakota Eyalet Üniversitesi, Wisconsin Üniversitesi ve Amerika Birleşik Devletleri Tarım Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Servisi. Bildiğimiz kadarıyla proje mısır hasadı üzerinde yoğunlaşıyor. Mısırın Amerika için önemini açıklayabilir misiniz? Amerika'da 400.000 üzerinde çiftlikte mısır yetiştirilir. 80 milyar dolarlık bu ürün, ABD'yi mısır üretiminde dünya lideri konumuna getirmektedir. ABD'de hasat edilen alanların dörtte birinde mısır üretilmektedir, bu mısırların toplam %65-70'i Üst Ortabatı bölgesinde yetiştirilmektedir.
July • Temmuz 2016
83
INTERVIEW • RÖPORTAJ
production. One-fourth of all US harvested crop acres are corn, with 65-70% grown in the Upper Midwest. The U.S. Midwest’s current climate and fertile soil make it one of the most productive agricultural areas in the world. What can you say about the climate change and its effects on crops, especially on corn? It is unclear how global and discrete localized changes will impact crop production. Many people are concerned about the potential detrimental effects of climate change to U.S. agriculture and soil and water resources. Midwestern United States temperatures have been quite different in terms of summer warming patterns compared to the rest of the country. The Southeastern US extending up into the lower Midwest is one of the only land areas on Earth that hasn’t warmed appreciably over the past century. Some call this region a “warming hole.” The biggest change in terms of both the observations and the predictions is the increase in heavy rainfall. This trend of increased heavy rainfall is predicted to continue and to strengthen in the future 30 years. Loss of top soil and nutrients from farmland is already a concern. However, our studies have found that when used as part of a longterm (3+ years) soil conservation strategy, no-till can be implemented without yield penalty compared to more aggressive tillage systems in a corn-soybean rotation, under most Corn Belt environments. And drainage water management and cover crops can help in coping with heavy rainfall, preventing erosion, and controlling nutrient runoff. As part of your project, what has been done so far? What are the accomplishments? Could you give us some information about your activities? We have built a transdisciplinary network of people and research sites across nine Corn Belt states, consisting of 140 researchers, 160 farmers, 20 extension educators and 219 undergraduate and graduate students to develop and share science-based knowledge. Biophysical, climate and sociological data were collected, analyzed, and utilized in models to assess the strengths and weaknesses of the management practices. Scientific findings have been reported in 154 refereed journal articles, 212 extension publications and 995 presentations to farmers and other agricultural stakeholders, resulting in a total audience reach of 89,824 since the project began in 2011. The team’s database and infrastructure are being extended as project investigators develop new partnerships and research teams. The expansive dataset will be made public post-project at the USDA National Agricultural Library.
84
July • Temmuz 2016
ABD'nin Ortabatı bölgesi, iklimi ve bereketli toprakları sayesinde dünyanın en verimli tarım alanlarından biridir. İklim değişikliğinin hasat edilen ürünler, özellikle de mısır üzerindeki etkileri hakkında neler söylemek istersiniz? Küresel veya sınırlı bölgelerdeki değişikliklerin mahsul üretimini nasıl etkileyeceği tam olarak belli değildir. Birçok kişi iklim değişikliğinin ABD'deki tarım, toprak ve su kaynaklarına potansiyel zararları konusunda endişe duymaktadır. ABD’nin Ortabatı bölgesinde sıcaklıklar, yaz sıcaklık desenleri açısından ülkenin diğer bölgeleriyle karşılaştırıldığında büyük farklılık göstermektedir. Alt Ortabatı bölgesine kadar uzanan ABD'nin güneydoğusu, son yüzyıl içinde dünya üzerinde dikkate değer ısı değişikliği yaşamayan tek bölgedir. Bazıları bu durumu "ısınma deliği" olarak tanımlar. Hem gözlemler hem de tahminler şiddetli yağmurların artacağına işaret etmektedir. Şiddetli yağışların artmaya devam edeceği ve önümüzdeki 30 yıl boyunca güçleneceği tahmin edilmektedir. Tarıma uygun arazilerde üst toprak ve besin kaybı, hali hazırda endişe verici bir durumdur. Ancak, araştırmalarımıza göre; uzun dönemli (+3 yıl) toprak koruma stratejisinin bir parçası olarak kullanıldığında, sıfır toprak işleme, verim kaybı olmaksızın uygulanır olabilmektedir. Özellikle de mısırın daha fazla yetiştirildiği bölgelerdeki mısır-soya rotasyonunda, daha agresif toprak sürme sistemleriyle karşılaştırıldığında… Drenaj suyu yönetimi ve örtü bitkileri aşırı yağmurla başa çıkmanın, erozyonu engellemenin ve besin akışını kontrol etmenin yardımcı etkenleri olabilir.
MILLER MAGAZINE
INTERVIEW • RÖPORTAJ
Projede şimdiye kadar neler gerçekleştirildi? Başarılar nelerdir? Faaliyetleriniz hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz? Disiplinler arası bir insan ağı ve dokuz mısır yetiştirme alanı oluşturduk. Bilimsel temelli bilgi oluşturma ve paylaşma amacı güden bu çalışmalarda 140 araştırmacı, 140 çiftçi, 20 genişletme eğitimcisi ve 219 mezun olmuş ve mezun olmamış öğrencinin katkısı bulunmaktadır. Biyofizik, iklimsel ve sosyolojik veriler, toplandı, analiz edildi ve yönetim uygulamalarının güçlü ve zayıf yönlerini değerlendirmek için geliştirilen modellerde kullanıldı. Projenin başladığı 2011 yılından bu yana bilimsel bulgular 154 hakemli dergi makalesinde, 212 genişleme bildirisinde ve 995 sunumda çiftçiler için raporlandı ve toplamda 89.824 kişiye ulaştırıldı. Ekibin veri tabanı ve alt yapısı, proje araştırmacıları yeni ortaklıklar ve araştırma ekipler geliştirdikçe genişletildi. Geniş veri seti, projenin tamamlanmasının ardından USDA Ulusal Tarım Kütüphanesinde halka sunulacaktır. Guidance for incorporating climate change education in university extension programs was developed. The Climate Change and Agricultural Extension report, developed in collaboration with USDA’s Useful to Usable project, includes social science research findings, recommendations and lessons learned when conveying climate science to farmers and other agriculture stakeholders.
Üniversite ek programlarına iklim değişikliği eğitimini dahil etmek için rehberlik geliştirilmiştir. USDA’nın Kullanılabilir Yarar projesiyle işbirliği içinde geliştirilen İklim Değişikliği ve Tarımsal Genişleme Raporu, sosyal bilim araştırma bulgularını, tavsiyeleri ve iklim bilimini çiftçilere ve diğer tarım paydaşlarına iletirken elde edilen dersleri içermektedir.
A legacy of educational publications and videos for farmers and their advisers has been made available via landgrant university extension online stores, Midwest Regional Climate Centers, and the National Council for Science and the Environment’s website for K-12 educators.
Çiftçiler ve onların danışmanları için eğitim yayınlarının ve videoların bir mirası, hibe arazili üniversite uzantılı online mağazalar aracılığıyla kullanılabilir hale getirilmiştir ve Ortabatı Bölgesel İklim Merkezleri ile Ulusal Bilim ve Çevre Konseyi'nin web sitesinde K-12 eğitmenler için sunulmaktadır.
Sustainability and productivity has been more important in the recent years. Could you tell us what the role of sustainability and productivity is in agriculture, especially nowadays? The intensification of corn-based crop production over the years has had unintended environmental consequences. Scientists, farmers, agricultural industry leaders, and consumers of corn products increasingly recognize the need for more sustainable corn-based cropping systems. At the same time, they recognize the need to continue or even increase production in order to respond to the food needs of a growing world population. Reconciliation of agricultural production and ecosystem integrity goals presents a major challenge for science in the 21st century. Increasingly variable climate and extreme weather events add another layer of complexity and uncertainty, while also necessitating the systems to be resilient.
Son yıllarda sürdürülebilirlik ve üretkenlik daha çok önem kazanmaktadır. Tarımda, özellikle günümüz tarımında, sürdürülebilirliğin ve üretkenliğin rolünü bize anlatabilir misiniz? Mısır bazlı mahsul üretiminin yıldan yıla yoğunlaşması, istenmeyen çevresel sonuçlara yol açtı. Bilim insanları, çiftçiler, tarım endüstrisi liderleri ve mısır ürünleri tüketicileri, daha sürdürülebilir özellikte bir mısır temelli mahsul sistemine duyulan ihtiyacın farkına varmıştır. Aynı zamanda, artan dünya nüfusunun gıda ihtiyaçlarını karşılamak için üretime devam etmenin ve hatta üretimi artırmanın da gerekliliğini fark etmişlerdir. Tarımsal üretim ve ekosistem bütünlüğü hedeflerini bir arada yürütmek, 21. yüzyılda bilim için önemli bir meydan okuma sunuyor. Bütün bunlara karşılık olarak dirençli bir sistem gereksinimi artarken iklimin yüksek oranda değişkenliği ve aşırı hava olayları, ekstradan karmaşıklık ve net olmamaya sebebiyet vermektedir.
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
85
INTERVIEW • RÖPORTAJ
What do you think about the future of your country in terms of sustainable corn production and meeting the crop demand? The impacts of climate change on Corn Belt agriculture will, in part, depend on the farm practices used by corn producers in the region. Farmers are problem solvers and with access to sound science they are better able to identify, develop and adopt strategies necessary to build climate resilient cropping systems. Our project and others like it will continue to advance the science needed and share it with decision-makers.
Sürdürülebilir mısır üretimi ve mahsul taleplerinin karşılanması bakımından ülkenizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? İklim değişikliğinin mısır üretimine etkisi, kısmen, bölgedeki mısır üreticilerinin kullanacağı çiftlik pratiklerine bağlıdır. Çiftçiler problem çözücü insanlardır ve bilimin yardımıyla iklime uygun, esnek ürün yetiştirme sistemlerini belirleme, geliştirme ve uygulama konusunda daha fazla olanağa sahiptirler. Projemiz ve projemize benzeyen başka projeler, ihtiyaç duyulan bilimi ilerletmeye ve karar alıcı mercilerle paylaşmaya devam edecektir.
Are you carrying out any training/education works for younger generation of scientists or farmers? I stated earlier that a total of 219 undergraduate and graduate students participated in our project. The 86 graduate students worked hard in their own particular science discipline and learned how to work with collaboratively with others in different disciplines to address complex, societal challenges, like climate change. There is also a publication which explains the research conducted by some of the graduate students on our project. This publication is also available on our website. (www.sustainablecorn.org)
Genç bilim insanları veya genç çiftçiler için eğitim/öğretim çalışmaları gerçekleştiriyor musunuz? Biraz önce, mezun ve eğitimi devam eden olmak üzere toplamda 219 öğrencinin çalışmalarımıza katıldığını söylemiştim. Mezun 86 öğrenci kendi bilimsel disiplinlerinde çok sıkı çalıştılar ve iklim değişikliği gibi karmaşık, toplumsal sorunlara çözüm arayışında farklı disiplinlerden başka insanlarla işbirliği içinde çalışmayı öğrendiler. Projemizde, mezun öğrenciler tarafından yürütülen çalışmayı açıklayan bir yayın bulunuyor. Bu yayına web sayfamızdan erişilebilir (www.sustainablecorn.org).
In addition to the 160 farmers who participated in our project, all of our participating universities are “land-grant universities.” Land-grant universities have a mandate from the U.S. government to invest in all aspects of agricultural research; extend the findings of the research to agricultural stakeholders and help them apply practical solutions; and prepare young people for careers in agriculture and agricultural science. For our project, teams of researchers, students and farmers were formed to accomplish these goals.
Projemize katılan 160 çiftçiye ek olarak, bütün katılımcı üniversitelerimizin tamamı "hibe arazili ünversiteler"dir. Hibe arazili üniversiteler, tarım araştırmalarının bütün yönlerinde yatırım için ABD hükümeti tarafından görevlendirilmiştir; araştırmanın bulguları bütün tarımsal paydaşlara sunulacak ve pratik çözümlerin uygulanmasına yardımcı olacaktır; tarım ve tarımsal bilim alanında kariyer yapmak için gençleri hazırlayacaktır. Araştırma ekipleri, öğrenciler ve çiftçiler bu hedefleri yerine getirmek amacıyla projemiz kapsamında bir araya getirilmiştir.
What would you like to add? Thank you for your interest in our project!
Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Projemize gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederiz!
86
July • Temmuz 2016
MILLER MAGAZINE
INTERVIEW • RÖPORTAJ
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
87
RESEARCH • ARAŞTIRMA
WORLD PULSES MARKET Dünya Bakliyat Pazarı ve Son Gelişmeler
Increase trend in pulses production continued in the following years; and production increased to 77,2 million tons in 2013 and 77,6 million tons in 2014. It is seen that growth in both cultivation areas and efficiency affected this increase; because pulses cultivation area which was 71 million hectares in 2005 exceeded 85 million hectares in 2014. At the same time, efficiency which was 8 thousand 533 hectoliters per hectare reached 9 thousand 65 hectoliters in 2014. Bakliyat üretiminde artış trendi sonraki yıllarda da devam etmiş, 2013 yılında 77,2 milyon tona, 2014 yılında da 77,6 milyon tona çıkmıştır. Bu artışta hem ekim alanlarındaki hem de verimdeki artışın önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Çünkü 2005 yılında 71 milyon hektar civarında olan dünya bakliyat ekim alanı, 2014 yılında 85 milyon hektarı aşmış; aynı şekilde 2005 yılında hektara 8 bin 553 hektolitre olan verim de 2014 yılında 9 bin 65 hektolitreye ulaşmıştır.
88
July • Temmuz 2016
MILLER MAGAZINE
RESEARCH • ARAŞTIRMA
The nutritional value of pulses in terms of nutrition and body health has been recently emphasized frequently by nutritionist in health and food area in many countries around the world. In the same way, agricultural experts point out the importance of pulses in terms of soil health. Despite all of these, global pulses production is not sufficient when compared to demand for pulses. Currently, the world is seeking to increase pulses production.
WORLD PULSES PRODUCTION AND MAIN PRODUCER COUNTRIES As everybody knows, the data for agricultural production, that everybody can reach easily, is updated rapidly. As well as even the updated data of current season, forecasts for the following season are also announced. However, there is no such data for pulses production yet. Today, The United Nations Food and Agriculture Organization (FAO) announce the latest data and the date is 2014.
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
Bakliyat ürünlerinin beslenme ve vücut sağlığı açısından taşıdığı besleyici değer, özellikle son zamanlarda dünyanın birçok ülkesindeki sağlık ve gıda ile ilgili beslenme uzmanları tarafından çok daha yoğun bir şekilde vurgulanıyor. Aynı şekilde tarım uzmanları da, bakliyatın toprak sağlığı açısından değerini öne çıkarıyor. Bütün bunlara rağmen dünya bakliyat üretimi, taleple kıyaslandığında yeterli düzeyde değil. Halihazırda dünya, bakliyat üretiminin arttırılması için önemli bir çaba içerisinde.
DÜNYA BAKLİYAT ÜRETİMİ VE BAŞLICA ÜRETİCİ ÜLKELER Bilindiği üzere tahıl ürünlerinde, herkesin rahatlıkla ulaşabileceği üretime dair veriler hızlı bir şekilde güncellenmektedir. Hatta içerisinde yer aldığımızın sezonun güncel verilerinin yanı sıra bir sonraki sezona dair de tahminler yayınlanmaktadır. Ancak bakliyat ürünlerinin üretimi için bu henüz söz konusu değildir. Bugün itibariyle dünya bakliyat üretimine dair en güncel veriler, Birleşmiş Milletler
July • Temmuz 2016
89
RESEARCH • ARAŞTIRMA
According to Food and Agriculture Organization (FAO) data, the global pulses production which was approximately 61 million tons in 2005, 2006 and 2007 reached 62,7 million tons in 2008, 64,2 million tons in 2009 and 70,6 million tons in 2010. Decreasing to 69,2 million tons in 2011, production amount increased again to 75,1 million tons in 2012. Increase trend in pulses production continued in the following years; and production increased to 77,2 million tons in 2013 and 77,6 million tons in 2014. It is seen that growth in both cultivation areas and efficiency affected this increase; because pulses cultivation area which was 71 million hectares in 2005 exceeded 85 million hectares in 2014. At the same time, efficiency which was 8 thousand 533 hectoliters per hectare reached 9 thousand 65 hectoliters in 2014. When we look at the production of pulses in 2014 on country basis, it is seen that India has the first position in world production. India produced 14 million tons of pulses in 2009 and has raised this amount over 17 million tons in 2010 and 2011. The amount of production in the country dropped to 16.7 million tons in 2012 and it increased again to 18.3 million tons in 2013. It continued to increase in 2014 and reached 19,9 million tons. India is immediately followed by Canada, which increased its annual average pulses production of 5 million tons to 6.1 million tons in 2013. However the production amount decreased again to 5,8 million tons in 2014. The world's third largest producer of pulses is Myanmar, which realized pulses production with an amount of about 5 million tons in 2013 and 2014. In general, pulses are grown all over the world. When observed in a basis of continents, it is evident that the highest pulses production in 2014 was in the continent of Asia with 35,1 million tons. Asia is followed immediately by Africa with 17 million tons. The continent of
90
July • Temmuz 2016
Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) tarafından açıklanmaktadır ve bu veriler de en son 2014 yılını kapsamaktadır. FAO verilerine göre; 2005, 2006 ve 2007 yıllarında ortalama 61 milyon olarak gerçekleşen dünya bakliyat üretimi, 2008 yılında 62,7 milyon tona, 2009 yılında 64,2 milyon tona, 2010 yılında ise 70,6 milyon tona ulaşmıştır. 2011 yılında 69,2 milyon ton seviyelerine gerileyen üretim, 2012 yılında tekrar 75,1 milyon tona yükselmiştir. Bakliyat üretiminde artış trendi sonraki yıllarda da devam etmiş, 2013 yılında 77,2 milyon tona, 2014 yılında da 77,6 milyon tona çıkmıştır. Bu artışta hem ekim alanlarındaki hem de verimdeki artışın önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Çünkü 2005 yılında 71 milyon hektar civarında olan dünya bakliyat ekim alanı, 2014 yılında 85 milyon hektarı aşmış; aynı şekilde 2005 yılında hektara 8 bin 553 hektolitre olan verim de 2014 yılında 9 bin 65 hektolitreye ulaşmıştır. 2014 verileri bazında ülkelerin bakliyat üretimine bakıldığında, Hindistan’ın her zamanki gibi dünya üretiminde ilk sırada olduğu görülmektedir. 2009 yılında 14 milyon ton bakliyat üreten Hindistan, bu miktarı 2010 ve 2011 yıllarında 17 milyon tonun üzerine çıkarmıştır. 2012 yılında ülkenin üretim miktarı 16,7 milyon tona gerilemiş, 2013 yılında ise yeniden artışa geçerek 18,3 milyon tona yükselmiştir. Artış 2014 yılında da devam etmiş, 19,9 milyon tonu bulmuştur. Hindistan’ın hemen ardından gelen Kanada, her yıl ortalama 5 milyon ton olan bakliyat üretimini, 2013 yılında 6,1 milyon tona yükseltmiştir. Ancak 2014 yılında ülkenin üretimi yenide 5,8 milyon ton seviyesine gerilemiştir. Dünyanın üçüncü büyük bakliyat üreticisi Myanmar ise 2013 ve 2014 yıllarında yaklaşık 5 milyon ton bakliyat üretimi gerçekleştirmiştir. Bakliyatlar genel olarak tüm dünyada yetiştirilmektedir. Kıta bazında bakliyat üretimine bakılacak olursa 2014 yılında en yüksek bakliyat üretiminin 35,1 milyon ton ile Asya kıtasında gerçekleştiği görülmektedir. Afrika kıtası ise 17 milyon ton ile
MILLER MAGAZINE
RESEARCH • ARAŞTIRMA
America has the third place with 15.3 tons of production in 2014. 6,9 million tons were produced in Europe, whereas it is around 3,1 million tons in Oceania.
PRODUCT BASED WORLD PULSES PRODUCTION Countries have focused on one or two items of pulse production. In general terms, dry beans are the most pro-
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
Asya kıtasının hemen ardından gelmektedir. Üçüncü sırada yer alan Amerika kıtası, 2014 yılında 15,3 milyon ton üretim gerçekleştirmiştir. Avrupa kıtası 6,9 milyon ton, Okyanusya ise 3,1 milyon ton civarında bakliyat üretmiştir.
ÜRÜN BAZINDA DÜNYA BAKLİYAT ÜRETİMİ Ülkeler, bakliyat üretiminde bir ya da iki ürüne odaklanmışlardır. Genel hatlarıyla, dünya üzerinde en çok üretilen
July • Temmuz 2016
91
RESEARCH • ARAŞTIRMA
duced pulses all over the world. The world production of dry beans was approximately 21 million tons in 2009, increased to 24 million tons in 2010 and decreased by an amount to about 23 million tons in 2011-12-13. In 2014, the production increased again and reached 25 million
92
July • Temmuz 2016
bakliyat kuru fasulyedir. 2009 yılında yaklaşık 21 milyon ton olarak gerçekleşen dünya kuru fasulye üretimi, 2010 yılında 24 milyon tona yükselmiş, 2011-12-13 yıllarında ise bir miktar gerileyerek 23 milyon ton civarında kalmıştır. 2014 yılında ise üretim yeniden artışa geçmiş ve son 6 yılın
MILLER MAGAZINE
RESEARCH • ARAŞTIRMA
tons which is the highest amount of the last 6 years. The Asian continent is the first in world dry bean production. In 2014, 10.6 million tons of dry bean production was carried out in the Asian continent, it is followed by the Americas in the same year by 7,7 million tons and Africa by 5.9 million tons. Chickpeas have the second place after dry beans for pulses production in the world. In 2009, the world chickpea production was 10.4 million tons and it was around 11 million tons in 2010-2011 and 2012. According to FAO data, the world chickpea production reached 13.3 million tons in 2013 and 14,2 million tons in 2014. Asia is dominant in the world chickpea production as well as seen in dry beans. It is even possible to say that, almost the entire chickpea production is realized in the Asian continent. That's because, according to data from 2014, 11,9 million tons of a total of 14.2 million tons of world chickpea production was carried out in Asia. Asia is followed by Oceania with production of 817 thousand tons, Africa with 765 thousand tons of production, America with 478 thousand tons of production and Europe with 174 thousand tons of production. Following dry beans and chickpeas, the third most produced pulses in the world are dry peas. In 2009, 2010, 2011 and 2012 world production of dry peas was around 10-11 million tons, this reached to 11.4 million tons in 2013 and decreased to 11.3 million tons in 2012. According to the 2014 data, the largest share of dry pea production in the world was owned by American continent with 4.4 million tons. In the same year, America is followed by Europe with 3,3 million tons, Asia with 2.5 million tons and Africa with 656 thousand tons.
WORLD PULSES TRADE Approximately 84 percent of the pulses produced in the world is to meet the domestic demand of the countries. The remaining portion of 16 percent is included in the world trade. According to the data of FAO about global pulses trade, Canada is a leading country in world pulses export with its export amount of 5 million tons. After Canada, Australia comes with 1,4 million tons, Myanmar with 1,3 million tons, USA with 1,1 million tons and China with 841 thousand tons. These countries are followed by Russia, France, India, Ethiopia, United Kingdom and Turkey. India ranks first in pulses import. According to 2013 data, 28,4 percent, i.e. 3,8 million, of global pulses import was of India. China with1,1 million tons, Bangladesh with 816 thousand tons, Pakistan and Egypt with 433 thousand tons, United Arab Emirates with 391 thousand
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
en yüksek seviyesi olan 25 milyon tona ulaşmıştır. Dünya kuru fasulye üretiminde, Asya kıtası ilk sırayı almaktadır. 2014 yılında 10,6 milyon ton kuru fasulye üretimi gerçekleştiren Asya kıtasını, aynı yıl 7,7 milyon tonla Amerika kıtası, 5,9 milyon tonla Afrika kıtası takip etmektedir. Nohut, dünya bakliyat üretiminde kuru fasulyenin ardından ikinci sırada yer almaktadır. 2009 yılında 10,4 milyon ton olan dünya nohut üretimi, 2010-2011 ve 2012 yıllarında 11 milyon ton civarında gerçekleşmiştir. FAO verilerine göre dünya nohut üretimi, 2013 yılında 13,3 milyon tona; 2014 yılında da 14,2 milyon tona ulaşmıştır. Dünya nohut üretiminde, kuru fasulyede olduğu Asya kıtası ön plandadır. Hatta nohut üretiminin tamamına yakının Asya kıtasında üretildiğini söylemek mümkündür. Çünkü 2014 yılı verilerine göre 14,2 milyon ton olan dünya nohut üretiminin 11,9 milyon tonu Asya kıtasında gerçekleştirilmiştir. Asya kıtasını 817 bin tonluk üretimle Okyanusya, 765 bin tonluk üretimle Afrika, 478 bin tonluk üretimle Amerika ve 174 bin tonluk üretimle Avrupa takip etmektedir. Kuru fasulye ve nohudun ardından dünyada en fazla üretilen bakliyat çeşidi bezelyedir. 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarında 10 ile 11 milyon ton arasında seyreden dünya bezelye üretimi, 2013 yılında 11,4 milyon tona ulaşmış, 2014 yılında ise bir miktar düşüşle 11,3 milyon tonda kalmıştır. 2014 verilerine göre dünya bezelye üretiminde en büyük pay 4,4 milyon tonla Amerika kıtasına ait. Aynı yıl Amerika’yı 3,3 milyon tonla Avrupa, 2,5 milyon tonla Asya, 656 bin tonla Afrika takip etmektedir.
DÜNYA BAKLİYAT TİCARETİ Dünya genelinde üretilen bakliyatın yaklaşık yüzde 84’ü ülkelerin iç talebini karşılamaya yöneliktir. Geriye kalan yüzde 16’lık kısım ise dünya ticaretine dahil olmaktadır. FAO’nun dünya bakliyat ticaretine yönelik 2013 verilerine göre Kanada, yaklaşık 5 milyon tonluk ihracatıyla dünya bakliyat ihracatında ilk sırada yer almaktadır. Aynı dönemde ihracatta Kanada’yı 1,4 milyon tonla Avusturalya, 1,3 milyon tonla Myanmar, 1,1 milyon tonla ABD ve 841 bin tonla Çin takip etmektedir. Bu ülkeleri Rusya, Fransa, Hindistan, Etiyopya, Birleşik Krallık ve Türkiye takip etmektedir. Bakliyat ithalatında ise Hindistan ilk sırada yer almaktadır. 2013 yılı verilerine göre dünya bakliyat ithalatının yüzde 28,4’ü, yani 3,8 milyon tonu Hindistan tarafından gerçekleştirilmektedir. Hindistan’ı 1,1 milyon tonla Çin, 816 bin tonla Bangladeş, 433 biner tonla Pakistan ve Mısır, 391 bin tonla Birleşik Arap Emirlikleri ve 373 bin tonla Brezilya takip etmektedir. Bakliyatta, miktar bakımından en çok ihraç edilen ürün
July • Temmuz 2016
93
RESEARCH • ARAŞTIRMA
tons and Brazil with 373 thousand tons follow India. Regarding amounts, the most exported pulses product is dry pea. In 2013, the worldwide dry peas export was
94
July • Temmuz 2016
bezelyedir. 2013 yılında dünya genelinde 4,6 milyon ton bezelye ihracatı gerçekleştirilmiştir. Bu ihracat miktarının değer karşılığı ise 2,1 milyon dolardır. Bezelyeden sonra en çok ihraç edilen ürün ise kuru fasulyedir. Miktar bazın-
MILLER MAGAZINE
RESEARCH • ARAŞTIRMA
4.6 million tons. The monetary value of this export amount is $ 2.1 million. Following dry peas, the most exported product is dry beans. While the export of dry beans is less than dry peas export regarding amount, its monetary value
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
da kuru fasulye ihracatı bezelye ihracatından az olmasına rağmen, değer karşılığı daha yüksektir. 2013 yılında ihraç edilen kuru fasulye miktarı 4 milyon ton, bunun değer karşılığı ise 3,8 milyon dolardır. Kuru fasulyenin ardından 2,6
July • Temmuz 2016
95
RESEARCH • ARAŞTIRMA
is higher. The amount of dry beans exported in 2013 was 4 million tons, while its monetary value was $ 3,8 million. Dry beans are followed by lentils with 2.6 million tons and chickpeas with 1.6 million tons. Lentil and chickpea are listed as 3rd and 4th in global export. Americas reach the highest value regarding to export of dry beans, chickpeas, lentils and dry peas. In 2013, the dry peas export in the Americas was 3.3 million tons. This amount corresponds to 71.6 percent of world dry pea exports. Dry peas are immediately followed by lentil among the products exported by the American continent. In 2013, Americas have exported 2 million tons of lentils, 1 million tons of dry beans and 287 thousand tons of chickpeas. Americas are followed by Asia in world exports of pulses. The dominant exported pulses products in Asian continent are dry beans. In 2013, 2,2 million tons of dry beans were exported in Asia, followed by 477 thousand tons of chickpeas, 286 thousand tons of lentils and 65 thousand tons of dry peas. In 2013, the third largest export region is Oceania. In Oceania, the main exported pulses are chickpeas (550 thousand tons). It is indicated that, the export of chickpeas is followed by lentils (316 thousand tons), dry peas (189 thousand tons) and dry beans (63 thousand tons). The fourth largest export region is Europe. In 2013, 873 thousand tons of dry peas were exported in Europe. Dry peas are followed by chickpeas with 200 thousand tons, dry beans with 124 thousand tons and lentils with 35 thousand tons. In the African continent, a total of 851 thousand tons of pulses were exported in 2013. The main exported pulses are dry beans, dry peas, chickpeas and lentils respectively. Asian continent is the first in importing pulses. Accordingly, the Asian continent has imported 3.2 million tons of dry peas, 1.5 million tons of dry beans and 1.7 million tons of lentils in 2013. Asian continent is followed by Europe. In 2013, 613 thousand tons of dry peas were imported by the European continent. In Americas, the most imported product is dry beans. In 2013, 937 thousand tons of dry beans were imported in the continent. Dry beans are the most imported products in Africa and Oceania. In 2013, the dry bean import in Africa was 351 thousand tons, whereas it was 15 thousand tons in Oceania.
milyon ton ile mercimek ve 1,6 milyon ton ile nohut, dünya ihracat sıralamasında 3. ve 4. sıralarda yer almaktadır. Amerika kıtası özellikle bezelye ve mercimek ihracatında üst sıralara yerleşmektedir. 2013 yılında Amerika kıtası 3,3 milyon ton bezelye ihracatı gerçekleştirmiştir. Bu miktar ise dünya bezelye ihracatının yüzde 71,6’sına tekabül etmektedir. Amerika kıtasının ihraç ettiği ürünler arasında bezelyenin hemen ardından mercimek gelmektedir. 2013 yılında 2 milyon ton mercimek ihraç eden Amerika kıtası, 1 milyon ton kuru fasulye ve 287 bin ton nohut ihraç etmiştir. Dünya bakliyat ihracatında Amerika kıtasını Asya kıtası takip etmektedir. Asya kıtasında ağırlıklı olarak ihracatı gerçekleştirilen bakliyat ürünü ise kuru fasulyedir. 2013 yılında 2,2 milyon ton kuru fasulye ihraç eden Asya, kuru fasulyeden sonra sırasıyla 477 bin ton nohut, 286 bin ton mercimek ve 65 bin ton bezelye ihracatı gerçekleştirmiştir. 2013 yılında üçüncü büyük ihracatçı bölge ise Okyanusya’dır. Okyanusya ağırlıklı olarak nohut ihracatı (550 bin ton) gerçekleştirmektedir. Nohudun ardından en çok ihraç edilen ürünlerin mercimek (316 bin ton), bezelye (189 bin ton) ve kuru fasulye (63 bin ton) olduğu belirtilmektedir. Dördüncü sırada yer alan Avrupa’da, 2013 yılında 873 bin ton bezelye ihracatı gerçekleştirilmiştir. Bezelyeyi 200 bin tonla nohut, 124 bin tonla kuru fasulye ve 35 bin tonla mercimek izlemektedir. Afrika kıtası ise 2013 yılında toplam 851 bin ton bakliyat ihracatı gerçekleştirmiştir. Ağırlıklı olarak ihraç edilen ürünler sırasıyla kuru fasulye, bezelye, nohut ve mercimektir. En çok bakliyat ithal eden kıta ise Asya’dır. Buna göre 2013 yılında 3,1 milyon ton bezelye ithal eden Asya kıtası, 1,5 milyon ton kuru fasulye, 1,7 milyon ton mercimek ithal etmiştir. İthalatta Asya kıtasını Avrupa takip etmektedir. Avrupa kıtası tarafından 2013 yılında 613 bin ton bezelye ithal edilmiştir. Amerika kıtasında en çok ithal edilen ürün ise kuru fasulyedir. Kıtada 2013 yılında 937 bin ton kuru fasulye ithal edilmiştir. Kuru fasulye Afrika ve Okyanusya’da da en çok ithal edilen üründür. Afrika’da 2013 yılı kuru fasulye ithalatı 351 bin ton, Okyanusya’da ise 15 bin ton olarak gerçekleşmiştir.
TÜRKİYE’DE BAKLİYAT ÜRETİMİ PULSES PRODUCTION IN TURKEY The acreage of dry pulses in Turkey decreased significantly in the last 10 years. In 2006, the total cultivation area of dry pulses was 11 million decares, whereas in 2012 this dropped to 7.2 million decares. In 2013, it increased by some amount and reached 8 million decares. However, it decreased again to 7.4 million tons in 2014 and 6,9 mil-
96
July • Temmuz 2016
Türkiye’de kuru bakliyatın ekim alanı son 10 yıl içerisinde önemli oranda azalma göstermiştir. 2006 yılında 11 milyon dekar olan toplam kuru baklagiller ekim alanı, 2012 yılında 7,2 milyon dekara kadar gerilemiştir. 2013 yılında ise bir miktar artmış ve 8 milyon dekara ulaşmıştır. Ancak 2014 yılında tekrar gerileyerek 7,4 milyon dekara; 2015 yılında da 6,9 milyon dekara düşmüştür. Buna bağlı
MILLER MAGAZINE
RESEARCH • ARAŞTIRMA
lion decare in 2015. Accordingly, the total pulses production has also decreased about 400 thousand tons in the last 10 years. Despite the narrowing of acreages, the yield increased for many pulses products, but this increase in yield has failed to increase the total pulses production. As a result, the total pulses production was 1.4 million tons in 2006, whereas it decreased to 1 million tons in 2015.
olarak toplam bakliyat üretimi de son 10 yılda yaklaşık 400 bin ton düşmüştür. Ekim alanlarındaki daralmaya karşın verim birçok bakliyat ürününde artış göstermiştir ancak bu verimlilik artışı, toplam bakliyat üretiminin artmasını sağlayamamıştır. Bunun neticesinde 2006 yılında 1,4 milyon ton olan toplam bakliyat üretimi, 2015 yılında 1 milyon tona kadar gerilemiştir.
It was observed that, the highest amount of pulses production is made with chickpeas. According to TÜİK data, the Turkish chickpea production in 2006 was 551 thousand tons, whereas it decreased by approximately 100 thousand tons of the last 10 years and has dropped to 460 thousand tons in 2015. The highest production volume after chickpeas belongs to red lentils. The red lentil production was 580 thousand tons in 2006, whereas it dropped all the way to 106 thousand tons in 2008 and increased by an amount in the following years, reaching 325 thousand tons in 2014. The red lentil production carried out in 2014 was 340 thousand tons and 235 thousand tons in 2015.
Bakliyatlar arasında en yüksek üretim miktarının nohutta olduğu görülmektedir. TÜİK verilerine göre; 2006 yılında 551 bin ton olan Türkiye nohut üretimi, son 10 yılda yaklaşık 100 bin ton gerileyerek 2015 yılında 460 bin tona düşmüştür. Nohuttan sonraki en yüksek üretim miktarı kırmızı mercimeğe aittir. 2006 yılında 580 bin ton olan kırmızı mercimek üretimi 2008’de 106 bin tona kadar düşmüş, sonraki yıllarda bir miktar artarak 2014 yılında 325 bin tona ulaşmıştır. 2015 yılında gerçekleştirilen kırmızı mercimek üretimi ise 340 bin tondur.
The amount of dry bean production, which is another important product, was around 195 thousand tons in 2006, and then gradually declined and decreased to 181 thousand tons in 2009. In 2014, it increased by some amount and reached 215 thousand tons.
Bir diğer önemli ürün olan kuru fasulyede üretim miktarı 2006 yılında 195 bin ton civarında iken, giderek gerilemiş ve 2009 yılında 181 bin tona düşmüştür. 2014 yılından itibaren artış trendi yakalayan Türkiye kuru fasulye üretimi, 2014 yılında 215 bin tona, 2015 yılında da 235 bin tona yükselmiştir.
TÜRKİYE BAKLİYAT TİCARETİ PULSES IMPORT AND EXPORT IN TURKEY The reduction of agricultural land in which legumes are cultivated and consequently, the decrease in the volume of production leads to an increase in Turkey's dry beans importation. The total pulses import of 260 thousand tons in 2012 has increased to 433 thousand tons
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
Baklagillerin ekili olduğu tarım alanlarının azalması ve buna bağlı olarak da üretim miktarının düşmesi Türkiye’nin kuru bakliyat ithalatında da artışa neden olmaktadır. 2012 yılında 260 bin ton olan toplam bakliyat ithalatı, 2014 yılında 433 bin tona, 2015 yılında ise 470 bin tona yükselmiştir.
July • Temmuz 2016
97
RESEARCH • ARAŞTIRMA
in 2014, while it increased to 470 thousand tons in 2015. The most imported product among the pulses group is lentil. In 2013, 199 thousand tons of lentils were imported. This amount increased to 303 thousand tons in 2014, and 313 thousand tons in 2015. According to TÜİK data, the most imported pulses after the lentils are were dry peas in 2015. The dry peas import was 25 thousand tons in 2012, 43 thousand tons in 2013 and 33 thousand tons in 2014. It increased significantly and reached 82 thousand tons. Chickpea is among the most imported products after lentil and peas. However chickpea import is decreasing. Turkey which imports 34 thousand tons of chickpea in 2012 increased this amount in 2013 and imported 53 thousand tons of chickpea. Import amount decreased a little and reached to 41 thousand tons in 2014. It continued to decrease in 2015 and reached 37 thousand tons. Following lentil, dry pea and chickpea, the most imported product was dry bean in 2015, which has a gradually decreasing import volume. In 2011, 33 thousand tons of dry beans were imported, whereas this amount decreased to 30 thousand tons in 2012 and 25 thousand tons in 2013. However, dry beans import which reached a significant level by increasing 54 thousand tons decreased again to 34 thousand tons in 2015. Lentil has the highest share in 2015 in exports as well as imports. In 2011, Turkey has reached the highest amount with 212 thousand tons in lentil exports. In 2012, this decreased by some amount and dropped to 197 thousand tons. The decline continued in 2013 and 2014, and lentil imports were recorded as 178 and 183 thousand tons respectively. However, it increased again in 2015 and reached 219 thousand tons.
98
July • Temmuz 2016
Bakliyat grubunda en çok ithal edilen ürün mercimektir. 2013 yılında 199 bin ton mercimek ithalatı yapılmıştır. Bu miktar 2014 yılında 303 bin tona, 2015 yılında ise 313 bin tona yükselmiştir. TÜİK verilerine göre, 2015 yılında mercimekten sonra en çok ithal edilen bakliyat bezelyedir. 2012 yılında 25 bin ton, 2013 yılında 43 bin ton ve 2014 yılında 33 bin ton olarak gerçekleşen nohut ithalatı, 2015 yılında ciddi oranda artmış ve 82 bin tona ulaşmıştır. Nohut, mercimek ve bezelyeden sonra en çok ithalatı yapılan ürünler arasında üçüncü sıradadır. Ancak nohut ithalatı düşüş eğilimindedir. 2012 yılında 34 bin ton nohut ithalatı yapan Türkiye, 2013 yılında bu miktarı artırmış ve 56 bin ton nohut ithal etmiştir. 2014 yılında ithalat bir miktar düşüp 41 bin tona gerilemiş, 2015 yılında da gerileme eğilimini sürdürerek 37 bin tona kadar düşmüştür. Mercimek, bezelye ve nohuttan sonra 2015 yılında en çok ithal edilen ürün olan kuru fasulyede de ithalat miktarı giderek düşmektedir. 2011 yılında 33 bin ton kuru fasulye ithal edilmişken, bu miktar 2012 yılında 30 bin tona, 2013 yılında 25 bin tona gerilemiştir. Ancak 2014 yılında önemli oranda artarak 54 bin tona ulaşan kuru fasulye ithalatı 2015 yılında yeniden 34 bin ton seviyelerine gerilemiştir. Mercimek, 2015 yılında ithalatta olduğu gibi ihracatta da en yüksek paya sahiptir. 2015 yılına kadar Türkiye, mercimek ihracatında en yüksek miktara 212 bin ton ile 2011 yılında ulaşılmıştır. 2012 yılında bu miktar biraz gerilemiş ve 197 bin tona düşmüştür. 2013 ve 2014 yıllarında ise gerileme devam etmiş ve mercimek ithalatı 178 ve 183 bin ton olarak kaydedilmiştir. Ancak 2015 yılında yeniden artış yaşanmış ve mercimek ihracatı 219 bin tona ulaşılmıştır.
MILLER MAGAZINE
RESEARCH • ARAŞTIRMA
The second most exported pulses product in 2015 was dry pea. Dry pea exports, which amounted to 23 thousand tons in years 2011 and 2012, increased to 31 thousand tons in 2013. It is estimated that, it decreased to 24 thousand tons in 2014, but started to increase in 2015 and reached 62 thousand tons. Chickpea export of Turkey has also increased in 2015 contrary to the last 3 years and reached 22 thousand tons. However it is still far from 28 thousand tons level in 2011.
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
2015 yılında en çok ihraç edilen ikinci bakliyat ürünü ise bezelyedir. Bezelye ihracatı, 2011 ve 2012 yıllarında ortalama 23 bin ton olarak gerçekleşmiş, 2013 yılında artış göstererek 31 bin tona çıkmıştır. 2014 yılında ise 24 bin tona gerilemiş, ancak 2015 yılında yeniden artışa geçerek 62 bin ton seviyesine kadar ulaşmıştır. Türkiye’nin nohut ihracatı ise 2015 yılında, önceki 3 yılın aksine artmış ve 22 bin tona ulaşmıştır. Ancak hala 2011 yılındaki 28 bin ton seviyesini yakalayamamıştır.
July • Temmuz 2016
99
COUNTRY PROFILE • ÜLKE PROFİLİ
100
July • Temmuz 2016
MILLER MAGAZINE
COUNTRY PROFILE • ÜLKE PROFİLİ
GRAIN AND FLOUR MARKET IN POLAND AND THE CZECH REPUBLIC Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nde Tahıl ve Un Pazarı It is known that there are 400-450 flour mills in Poland. The annual total capacity of these mills is above 6 million tons. The number of the mills which can produce more than 100 tons per day is nearly 200. As for the Czech Republic, it is known that there are 44 companies to produce flour. It is estimated that the annual capacity of these mills is 1.8 million tons and the capacity usage is 78 percent. Polonya’da 400-450 un değirmeni olduğu biliniyor. Bu değirmenlerin yıllık toplam kapasiteleri 6 milyon tonun üzerine. Günde 100 tonun üzerinde üretim gerçekleştirebilen değirmenlerin sayısı ise 200 civarında. Çek Cumhuriyeti’nde ise un üreten yaklaşık olarak 44 firma olduğu biliniyor. Bu değirmenlerin yıllık toplam kapasitesinin 1,8 milyon ton olduğu ve kapasite kullanımının ise yüzde 78 olduğu tahmin edilmektedir. Poland, with its area of 312 thousand kilometres, is listed as the 10th biggest city in Europe and 69th biggest city in the world. The country is generally formed by lowlands and the mountains are located on the southern coast. The population of Poland is 38 million. 23.3 million people (61.15%) live in the cities and 14.8 million people (38.9%) live in rural areas. According to the estimates, the country’s per capita income in 2013 equals to 21.100 USD.
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
Polonya, yaklaşık 312 bin kilometrekarelik yüzölçümü ile Avrupa’nın 10., dünyanın 69. büyük ülkesi konumundadır. Ülke genellikle düz ovalardan oluşmakta olup, güney kıyısı boyunca da dağlar sıralanmaktadır. Polonya’nın nüfusu ise 38 milyondur. Bu sayının 23,3 milyonu (% 61,1) şehirlerde, 14,8 milyonu (%38,9) kırsal bölgelerde yaşamaktadır. Ülkede tahmini rakamlara göre 2013 yılında kişi başına düşen milli gelir 21.100 dolardır.
July • Temmuz 2016
101
COUNTRY PROFILE • ÜLKE PROFİLİ
The Czech Republic, with its area of 79 thousand square kilometres in the centre of Europe, is a country surrounded by other territories. On the edge of two mountain ranges, the Czech Republic houses around 10 million people. Most of the population lives in the cities. According to the 2013 data, per capita income in the country is 26.100 USD.
GENERAL ECONOMIC OVERVIEW Poland is a moderate-size country with its significant area, population and economic potential. Thanks to the increase in GDP in the recent years, its status and importance in the world economy improve. With the privatization acts, the country draws most of the direct foreign capital investments among the Central and East Europe countries. The country implemented some steps towards transitioning to free market economy after 1989. As a result of these policies, unemployment and inflation rated were increased first; and then the rates started to decrease in the following years. The conditions got better following 2002. The actual reason of the GDP increase is the successful export performance. The main dynamics of such a fast growth are the facts that the domestic demand got stronger in time and also the private consumption and the fixed investments were increased. Poland becomes the only EU country which experience positive growth in the latest years thanks to the acceleration of the infrastructure investments in the country, uninterrupted continuation of interest on the market by the direct foreign capital and comparatively minor effect of the financial crisis on consumption expenditures. There is a growth of more than 3% in 2015. The Czech Republic is the country which gets the highest amount of foreign capital among the 10 countries that were approved as EU members in 2004. Due to its potential, Poland has more chance to develop than the others. Along with the macroeconomic stability, the reforms on the foreign trade structure of the country and increasing amount of direct foreign investment due to its location in EU geography, qualified workforce and suitable investment environment provide the necessary conditions for its growth. The economy has grown up to 6% in the last three years. The Czech economy started to be downsizing after a long time as a result of the sharp shrinkage in export demands due to global crisis. In 2008, the growth was limited to 3.1%. The Czech economy shrank at the rate of 4.7% in 2009. The economy started to grow back in 2010 and experienced a growth of more than 2%. In 2011, the growth was limited to 2%. The economy shranked in 2012 up to 0.7% and the shrinkage was continued in 2013 at the rate of 0.7%.
102
July • Temmuz 2016
Çek Cumhuriyeti, Avrupa’nın merkezinde, yaklaşık 79 bin kilometrekarelik bir alanda, kara ile kuşatılmış bir ülkedir. İki dağ silsilesinin kenarında yer alan Çek Cumhuriyeti, 10 milyon civarında bir nüfusu barındırmaktadır. Ülkedeki nüfusun büyük çoğunluğu şehirlerde yaşamaktadır. 2013 verilerine göre ülkede kişi başına düşen milli gelir 26.100 dolardır.
GENEL EKONOMİK GÖRÜNÜM Polonya önemli ölçüdeki yüzölçümü, nüfus ve ekonomik potansiyeli ile orta büyüklükte bir Avrupa ülkesidir. GSYİH’da son yıllardaki artış nedeniyle dünya ekonomisindeki önemi ve payı yükselmektedir. Özelleştirme uygulamaları neticesinde, ülke Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri içerisinde en fazla doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına konu olan ülke durumundadır. Ülkede, 1989 yılından sonra serbest piyasa ekonomisine geçiş yönünde ekonomik politikalar izlemiştir. Uygulanan politikalar neticesinde, ilk anda işsizlik ve enflasyon artmış, ancak yıllar itibarıyla düşüş göstermeye başlamıştır. 2002 yılından itibaren hızla iyileşme göstermiştir. GSYİH artışının arkasında özellikle başarılı ihracat performansı yatmaktadır. Zaman içinde iç talebin güçlenmesi, özel tüketim ve sabit yatırımların artması da hızlı büyümenin temel dinamikleri olmuştur. Ülkede alt yapı yatırımlarının hız kazanması, doğrudan yabancı sermayenin pazara olan ilgisinin kesintisiz devam etmesi ve tüketim harcamalarının mali krizden nispeten daha az etkilenmesi gibi nedenlerden ötürü Polonya, son yıllarda pozitif büyüme gösteren yegâne AB üyesi ülke olmuştur. 2015 ise yılında %3’ün üzerinde büyüme gerçekleşmiştir.
MILLER MAGAZINE
COUNTRY PROFILE • ÜLKE PROFİLİ
Çek Cumhuriyeti, 2004 yılında AB'ne üye olan 10 ülke içinde en fazla yabancı sermaye alan ve sahip olduğu potansiyel itibariyle gelişme şansı en yüksek olan ülkelerin başında gelmektedir. Makroekonomik istikrarın yanı sıra ülkenin dış ticaret yapısındaki köklü değişiklik ve AB coğrafyasındaki konumu, vasıflı işgücü ve uygun yatırım ortamı nedeniyle artmakta olan doğrudan yabancı sermaye girişi, büyüme için gerekli şartları sağlamış durumdadır. Ekonomi son üç yılda ortalama % 6'nın üzerinde büyümüştür. Çek ekonomisi, küresel krizle bağlantılı ihracat talebindeki keskin daralmanın da sonucu olarak, uzun bir dönemden sonra ilk defa küçülmeye başlamıştır. 2008 yılında büyüme % 3,1 ile sınırlı kalmıştır. 2009 yılında Çek ekonomisinin % 4,7 oranında daralmıştır. 2010 yılında yeniden büyümeye başlayan Çek ekonomisi ise % 2’nin üzerinde büyüme gerçekleşmiştir. 2011 yılında ise büyüme %2 ile sınırlı kalmış, 2012 yılında % 0,7 oranında daralan ekonomi, 2013 yılında da daralma % 0,7 oranında devam etmiştir. The performance of the Czech economy is based on foreign demands. The recovery in the Euro region in 2014 and the increase in domestic demand affected the Czech economy in a positive way. The economy grew up to 2% in 2014. In 2015, the growth rate reached to 4%.
THE STATUS AND IMPORTANCE OF THE AGRICULTURE In Poland, nearly 3% of the GDP is formed by agricultural sector. However, the social and political weight of the agriculture in the country continues. Nearly 15% of the workforce is employed in agricultural sector. When the share of this industry in the total employment rates is considered, it is concluded that this stated rate is really high.
Çek ekonomisin performansı dış talebe dayanmaktadır. 2014 yılında Euro bölgesinde yaşanan toparlanma ve iç talepteki artış, Çek ekonomisini pozitif yönde etkilemiştir. 2014 yılında Çek ekonomisi % 2 oranında büyümüştür. 2015 yılında ise %4'ün üzerinde büyümüştür.
TARIMIN YERİ VE ÖNEMİ Polonya'da GSYİH’nin yaklaşık % 3’ü kadarı tarım sektörü tarafından oluşturulmaktadır. Ancak, tarım kesiminin ülkedeki sosyal ve politik ağırlığı devam etmektedir. İşgücünün %15’i tarım kesiminde istihdam edilmektedir. Toplam istihdam içerisinde endüstrinin payı dikkate alındığında, söz konusu oranın yüksekliği dikkat çekmektedir.
Poland is the third biggest country in terms of agricultural area size when Russia and Ukraine are excluded. The total agricultural area is 18.4 million hectares and it forms 59% of the country’s acreage. Out of the total agricultural area, 76% is the arable areas (14.1 million hectares), 12.9% is meadows and ranges (4 million hectares) and 0.9% is fruit orchards (0.3 million hectares). When the land ownership is analyzed, it is seen that 17 million hectares, equal to 92.3 of Poland’s agricultural area, are owned by private sector. The other 1.4 million hectares are held by public sector.
Polonya, Rusya ve Ukrayna hariç tutulduğunda tarımsal alan büyüklüğü açısından Avrupa’nın 3. büyük ülkesidir. Toplam tarım arazisi büyüklüğü 18,4 milyon hektar olup, ülke yüzölçümünün %59’unu oluşturmaktadır. Toplam tarım arazisinin %76’sını ekilebilir alanlar (14,1 milyon hektar), %12,9’unu çayır ve meralar (4 milyon hektar) ve % 0,9’unu meyve bahçeleri (0,3 milyon hektar) oluşturmaktadır. Arazi mülkiyeti incelendiğinde ise Polonya’nın tarımsal arazisinin %92,3’üne tekabül eden 17 milyon hektarın, özel sektör mülkiyetinde olduğu görülmektedir. Kalan 1,4 milyon hektar ise kamu sektörünün elinde bulunmaktadır.
For some agricultural products, Poland is the leading producer in Europe and in the world. Poland is the first country in Europe in terms of producing apples; and is ranked as second in the world and in Europe in terms of producing grape, rye and raspberries. Moreover, it is among the first countries in Europe and in the world in producing potato, strawberries, onion, sugar beet, wheat, milk and pork.
Polonya bazı tarımsal ürün üretiminde Avrupa ve dünyada önemli üretici konumundadır. Elma üretiminde Avrupa’da birinci; üzüm, çavdar, ahududu üretiminde Avrupa ve dünyada ikinci sırada yer almaktadır. Diğer taraftan, patates, çilek, soğan, şeker pancarı, buğday, süt, domuz eti üretiminde Avrupa’da ve dünyada ilk ön sıralarda yer almaktadır.
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
103
COUNTRY PROFILE • ÜLKE PROFİLİ
The most fertile soils of the agricultural area are located in the southern and western parts of the country. In these regions, wheat and maize production is more prominent. In the central, northern and eastern regions of the country, rye and potato production is more common. The average agricultural business size is 8.2 hectares. The one-third of the family businesses produces just for their own needs. In spite of the plenty of cheap feed stocks, the livestock industry is not at a satisfactory level. In the Czech Republic, 38.1% of total 7.88 million hectares field is arable areas and 33.6% is the forest lands. 2.4% of the country’s GDP is formed by agricultural sector. In the recent years, the agricultural sector has undergone important structural changes. Following the central planning period, 644.263 people were employed in 1.749 cooperatives and 168.935 people were employed in 257 state farms. In this period, the agricultural production was decreased up to 30% and the employment rate went down up to 40%. Nowadays, the Czech Government implements special support programs for agricultural sector and allocated 4.6% of the budget for this issue. Apart from the budget, there are supports based on “Agricultural Intervention Fund”. Total state support per hectares is at the 15% level of the EU. During the period of the EU membership, price support system became active and in this regard the farmers are supported with the EU funds and direct payment support based on the country’s own budget. Since 2004, approximately 500 million euro agricultural support has been provided by the EU. The annual capacity of the grain production is 5.37 ton/hectare and also in the same year, the capacity of potato production became 25.83 ton/hectare.
GRAIN PRODUCTION IN POLAND Wheat is the leading grain product which is intensively produced in Poland. According to data by the Food and Agriculture Organization of the United Nations (FAO), the wheat production in the country exceeds 10 million tons in the recent years. Poland’s wheat production was 8.7 million tons in 2005/06 season and then reached to 9.2 million tons in 2008/09 season. It stayed at the same levels in the following three seasons. In 2012/13 season, the production regressed to 8.6 million ton and increased to 9.4 million tons in 2013/14. The wheat production gained a tremendous increase in 2014/15 season and became 11.6 million tons. When 2013/14 and 2014/15 seasons in Poland are analyzed, it is concluded that the most produced crop after wheat is the maize. According to FAO data, maize production was among 1.5 – 2 million tons between 2005/06 and 2010/11 seasons and in the following years, it was increased greatly. The maize production reached to 2.3
104
July • Temmuz 2016
Tarım arazisinde en verimli topraklar ülkenin güney ve batı bölümlerinde bulunmaktadır. Bu bölgelerde buğday ve mısır üretimi ağırlıklıdır. Ülkenin orta, kuzey ve doğu bölümlerinde çavdar ve patates üretimi ile hayvancılık yaygındır. Ortalama tarımsal işletme büyüklüğü 8,2 hektardır. Aile işletmelerinin 1/3’ü kendi ihtiyaçları için üretim yapmaktadır. Yüksek miktardaki ucuz yem stoklarına rağmen, hayvancılık üretimi tatmin edici düzeyde bulunmamaktadır. Çek Cumhuriyeti’nde 7,88 milyon hektar arazinin % 38,1’ini ekilebilir alanlar, % 33,6’sını ise orman alanı oluşturmaktadır. Çek Cumhuriyeti’nin GSYİH’nin % 2,4’ü tarım sektörü tarafından oluşturulmaktadır. Son yıllarda önemli yapısal değişiklik geçiren tarım sektöründe, merkezi planlama döneminin hemen sonrasında 1.749 kooperatifte 644.263, 257 devlet çiftliğinde ise 168.935 kişi istihdam edilmekte idi. Bu süreçte, tarımsal üretim yaklaşık % 30 oranında, istihdam ise yaklaşık % 40 oranında azalmıştır. Hâlihazırda, Çek Hükümeti tarım sektörü için özel destek programları uygulamakta ve bütçenin % 4,6’sını bunun için ayırmaktadır. Bütçe dışında da “Tarımsal Müdahale Fonu” kaynaklı destekler yapılmaktadır. Hektar başına toplam devlet desteği AB’nin % 15’i seviyesindedir. AB üyeliği sürecinde fiyat destek sistemi yürürlüğe girmiş ve bu çerçevede çiftçilere AB fonlarından ve bütçe kaynaklı doğrudan ödeme desteği sağlanmıştır. 2004 yılından beri AB tarafından 500 milyon euro civarında tarımsal destek sağlanmıştır. Tahıl üretiminde yıllık verim 5,37 ton/hektar olarak gerçekleşirken, aynı yıl patates üretiminde ise verim 25,83 ton/hektar olmuştur.
POLONYA’DA TAHIL ÜRETİMİ Buğday, Polonya'da yoğun bir şekilde üretimi yapılan başlıca tahıl ürünüdür. BM Tarım ve Gıda Örgütü FAO’nun verilerine göre ülkedeki buğday üretim miktarı son yıllarda 10 milyon tonu aşmıştır. 2005/06 sezonunda 8,7 milyon ton olan Polonya'nın buğday üretimi, 2008/09 sezonunda 9,2 milyon tona ulaşmış, sonraki 3 sezon hemen hemen bu seviyelerde kalmaya devam etmiştir. 2012/13 sezonunda 8,6 milyon tona gerileyen üretim, 2013/14 sezonunda 9,4 milyon tona, 2014/15 sezonunda ise önemli bir artış yakalayarak 11,6 milyon tona ulaşmıştır. 2013/14 ve 2014/15 sezonları bazında değerlendirildiğinde, Polonya'da buğdaydan sonra üretimi en fazla olan tahıl ürünü mısırdır. FAO verilerine göre 2005/06 ile 2010/11 sezonları arasında 1,5 - 2 milyon ton arasında seyreden mısır üretimi, sonraki yıllarda önemli oranda artmıştır. 2011/12 sezonunda 2,3 milyon tona, 2012/13 sezonunda 3,9 milyon tona, 2013/14 sezonunda 4 milyon tona ulaşan ülkenin mısır üretimi, 2014/15 sezonunda ise 4,4 milyon tona ulaşmıştır. Bu da ülkenin mısır üretiminin son 6 sezonda yüzde 100'ün üzerinde arttığını göstermektedir.
MILLER MAGAZINE
COUNTRY PROFILE • ÜLKE PROFİLİ
million tons in 2011/12, 3.9 million tons in 2012/13 season and 4 million tons in 2013/14. In the 2014/15 season, it reached to 4.4 million tons. This indicates that the maize production increased up to 100% in the last 6 seasons. Barley is the third crop with highest production rates following wheat and maize. The country produces nearly 3.5 million tons barley every year. In 2012/13 season, Poland broke the record of the last 10 years with 4.1 million tons. Yet, in the next season, it reached to 2.9 million tons, the lowest production rate in the last 10 years. Poland contributes greatly to the European Union which is the largest rye producer in the world. Nearly 3 million tons of the EU’s total 7 million tons rye production is actualized by Poland. As Poland has an important status in terms worldwide rye production, despite having no stabilized frame in terms of producing rye, the country never falls behind 2.5 million tons. When the last 10 seasons are analyzed, it is seen that the highest rye production happened in 2009/10 season with 3.7 million tons.
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
Arpa, buğday ve mısırdan sonra ülkede üretim miktarı en yüksek olan üçüncü tahıl ürünüdür. Ülke her yıl ortalama 3,5 milyon ton arpa üretimi gerçekleştirmektedir. Arpa üretiminde 2012/13 sezonunda 4,1 milyon tonla son 10 yılın rekorunu kıran Polonya, bir sonraki sezonda ise 2,9 milyon ton ile son 10 yılın en düşük üretimini gerçekleştirmiştir. Dünyanın en büyük çavdar üreticisi olan Avrupa Birliği'ne bu konuda en büyük katkılardan birini Polonya yapmaktadır. AB'nin yaklaşık 7 milyon ton olan çavdar üretiminin yaklaşık 3 milyon tonunu Polonya tarafından üretilmektedir. Yani dünya çavdar üretiminde oldukça önemli bir yere sahip olan Polonya'da, çavdar üretimi istikrarlı bir tablo sergilememekle birlikte 2,5 milyon tonun altına da düşmemektedir. Son 10 sezona bakıldığında en yüksek çavdar üretiminin 3,7 milyon tonla 2009/10 sezonunda gerçekleştirildiği görülmektedir.
ÇEK CUMHURİYETİ’NDE TAHIL ÜRETİMİ Çek Cumhuriyeti'nde önemli miktarda üretimi gerçekleştirilen iki tahıl ürününden biri buğday, diğeri de arpadır.
July • Temmuz 2016
105
COUNTRY PROFILE • ÜLKE PROFİLİ
GRAIN PRODUCTION IN THE CZECH REPUBLIC The two grain products that are produced greatly in the Czech Republic are wheat and barley. When compared to the other largest producers in the world, the production rates of these products may seem lower. Yet, if we consider the acreage of the country and its population, especially the wheat production is at a substantial rate. According to FAO data, wheat production in the Czech Republic was 4.1 million tons in 2005/06 season and in the following two seasons, it slightly regressed to under 4 million tons. It started to rise again in 2008/2009 and became 4.6 million tons. In 2013/14 season, the wheat production reached to 4.7 million tons. The record of the last ten years, 5.4 million tons, was achieved in 2014/15 season. As for barley, there is a production rate of approximately 1.5 million tons. According to FAO data, the barley produc-
106
July • Temmuz 2016
Dünyadaki büyük üreticilerle kıyaslandığında bu ürünlerin üretim miktarları düşük görülse de, ülkenin sahip olduğu yüzölçümü ve nüfus miktarı göz önüne alındığında, özellikle buğday üretimi azımsanmayacak ölçüdedir. BM Tarım ve Gıda Örgütü FAO’nun verilerine göre 2005/06 sezonunda 4,1 milyon ton olan Çek Cumhuriyeti'nin buğday üretimi sonraki 2 sezonda 4 milyon tonun biraz altına gerilemiş, 2008/09 sezonunda ise tekrar artışa geçerek 4,6 milyon tona ulaşmıştır. 2013/14 sezonunda 4,7 milyon tona ulaşan buğday üretimi, 2014/15 sezonunda ise son 10 yılın rekor seviyesi olan 5,4 milyon tona ulaşmıştır. Arpada ise ortalamada 1,5 milyon tonluk bir üretimden bahsetmek mümkündür. FAO verilerin göre 2005/06 sezonunda 2,1 milyon ton ülkenin arpa üretimi, sonraki 2 sezonda buğdayda da olduğu gibi gerilemiş ve 2 milyon
MILLER MAGAZINE
COUNTRY PROFILE • ÜLKE PROFİLİ
tion in 2005/06 was 2.1 million tons. In the following two seasons, it regressed just like the wheat and fell behind 2 million tons. The production increased again in 2008/09 season and became 2.2 million tons. In the next season, it stayed around 2 million tons. The barley production continued to be less than 2 million tons during the next five seasons. For the other grains such as maize, rye and oat, the production figures are around thousand tons.
GRAIN TRADE IN POLAND The foreign trade of grains in Poland is limited. The most important grain product for exportation is wheat, as it is also the leading grain in production. Between 2005 and 2008, Poland exported 300-700 thousand tons wheat. In 2009, Poland reached to highest rate in the last 10 years, 2 million tons of wheat export. Yet, the exportation decreased in the next 2 seasons and became less than 1 million tons. In 2012, Poland reached to 1 million tons wheat exportation and increased this amount to 1.6 million tons in 2013. The country achieved one of the largest grain exportations in 2012 with 1 million tons maize. The country’s maize exportation could not reach to 890 million tons in the years except 2012. The other important export grain is rye. Poland realizes rye export between the amounts of 50 thousand tons and 1 million tons. It draws attention with the 864 thousand tons exportation in 2013.
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
tonun altında kalmıştır. 2008/09 sezonunda yenide yükselerek 2,2 milyon tona ulaşan üretim, bir sonraki sezonda 2 milyon ton civarında kalmıştır. Sonraki 5 sezonda arpa üretimi 2 milyon tonun altında kalmaya devam etmiştir. Mısır, çavdar ve yulaf gibi diğer tahıl ürünlerinde üretim miktarları bin tonlarla ifade edilebilecek oranlardadır.
POLONYA’DA TAHIL TİCARETİ Polonya'da tahıl ürünleri dış ticareti sınırlı miktardadır. İhracatta öne çıkan en önemli tahıl ürünü, üretimde de öne çıkan buğdaydır. 2005-2008 yılları arasında 300 ile 700 bin ton arasında buğday ihraç eden Polonya, 2009 yılında ise son 10 yılın en yüksek miktarı olan 2 milyon tonluk buğday ihracatına ulaşmıştır. Ancak sonraki 2 sezonda ihracat yeniden düşmüş ve 1 milyon tonun altında kalmıştır. 2012 yılında 1 milyon ton buğday ihracatı rakamını yakalayan Polonya, 2013 yılında bu miktarı 1,6 milyon tona çıkarmıştır. Ülke en büyük tahıl ürünü ihracatlarından birini de 2012 yılında 1 milyon tonla mısırda gerçekleştirmiştir. Ülkenin mısır ihracatı, 2012 dışındaki yıllarda 890 milyon tonun üzerine çıkamamıştır. İhracat açısından önemli sayılabilecek bir diğer tahıl ürünü çavdardır. 50 bin ton ile 1 milyon ton arasında değişen miktarlarda çavdar ihracatı gerçekleştiren Polonya, özellikle 2013 yılında gerçekleştirdiği 864 bin tonluk ihracatla dikkat çekiyor.
July • Temmuz 2016
107
COUNTRY PROFILE • ÜLKE PROFİLİ
In terms of importation, the highest rates belong to wheat and maize. In 2007 and 2008 seasons, Poland imported more than 1 million tons wheat. In the other years, it achieved a wheat import of 240-820 thousand tons. The highest importation for maize was happened in 2008 with 781 million tons.
İthalatta ise en yüksek miktar buğday ve mısıra ait. 20072008 sezonlarında 1 milyon tonun üzerinde buğday ithal eden Polonya, bunun dışındaki yıllarda 240 ile 820 bin ton arasında buğday ithalatı gerçekleştirmiştir. Mısırda ise en yüksek ithalat 781 milyon tonla 2008 yılında gerçekleştirilmiştir.
ÇEK CUMHURİYETİ’NDE TAHIL TİCARETİ GRAIN TRADE IN THE CZECH REPUBLIC In contrast to Poland, the Czech Republic has more consistent rates in wheat exportation, broadly in grain trade. When the statistics by FAO are analyzed, it is seen that the Czech Republic has exported more than 1 million tons wheat since 2009. It means that the country exports more than one-third of its total wheat production. The Czech Republic reached to the highest exportation amount of ten years in 2009 with 1.7 million tons. The country also achieves annually 150-550 thousand tons maize and barley exportation. As for importation, there is no grains that reach out more than 100 thousand tons.
FLOUR MILLING IN POLAND AND THE CZECH REPUBLIC According to FAO data, flour exportation in Poland during the seasons of 2005/06 and 2013/14 changes between 20 and 100 thousand tons. In 2011/12, 76 thou-
108
July • Temmuz 2016
Polonya'nın aksine Çek Cumhuriyeti buğday ihracatında, daha da geniş bir ifadeyle tahıl ticaretinde, daha istikrarlı tablo sergilemektedir. BM Tarım ve Gıda Örgütü FAO’nun verileri incelendiğinde; Çek Cumhuriyeti'nin 2009'dan bu yana 1 milyon tonun üzerine buğday ihraç ettiği görülmektedir. Yani ülke toplam buğday üretiminin 1/3'ünden fazlasını ihraç etmektedir. Son 10 yılda en yüksek buğday ihraç miktarına 1,7 milyon tonla 2009 yılında ulaşan Çek Cumhuriyeti, aynı zamanda her yıl 150 ile 550 bin ton arasında mısır ve arpa ihracatı da gerçekleştirmektedir. İthalatta ise 100 bin tonun üzerinde bir miktara ulaşan herhangi bir tahıl ürünü bulunmamaktadır.
POLONYA VE ÇEK CUMHURİYETİ’NDE UN DEĞİRMENCİLİĞİ BM Tarım ve Gıda Örgütü FAO’nun verilerine göre Polonya'nın 2005/06 ve 2013/14 sezonları arasında-
MILLER MAGAZINE
COUNTRY PROFILE • ÜLKE PROFİLİ
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
109
COUNTRY PROFILE • ÜLKE PROFİLİ
sand tons flour was exported and this amount fell back to 75 thousand tons in 2012/13. The exportation in 2013/14 reached to 78 thousand tons. What is interesting about the flour trade statistics is that the country’s flour exportation goes hand in hand with flour importation. Between 2005/06 and 2009/10 seasons, Poland achieved flour exportation less than 60 thousand tons. Beginning from 2010/11 season, this amount reached to more than 65 thousand tons. The recorded importation rate in 2013/14 is 76 thousand tons. It is known that there are 400-450 flour mills in Poland. The annual total capacity of these mills is above 6 million tons. A great majority of them has the capacity of producing more than 30 tons per day. The number of the mills which can produce more than 100 tons per day is nearly 200. According to FAO data, the flour exportation in the Czech Republic fell behind 20 thousand tons between 2006/07 and 2011/12 seasons. The flour exportation reached to 44 thousand tons in 2012/13 season but became 37 thousand tons in 2013/14. The country’s flour importation differs in relation to the years, and generally it is inclined to increase. The recorded flour importation in 2011/12 was around 34 thousand tons; this amount increased to 42 thousand tons in 2012/13 season and 59 thousand tons in 2013/14 season. It is known that there are 44 companies to produce flour in the Czech Republic. It is estimated that the annual capacity of these mills is 1.8 million tons and the capacity usage is 78 percent. In parallel with the historical development in the country, most of the mills are located in the city centres.
110
July • Temmuz 2016
ki un ihracatı 20 ile 100 bin ton arasında değişmektedir. 2011/12 sezonunda 76 bin ton un ihraç edilmiş ve bu miktar 2012/13 sezonunda 75 bin tona gerilemiştir. 2013/14 sezonunda kaydedilen un ihracat miktarı ise 78 bin tondur. Un ticaretiyle ilgili verilerde ilginç olan ise ülkenin un ithalatının da hemen hemen ihracatla paralel seyretmesidir. 2005/06 ve 2009/10 sezonları arasında 60 bin tonun altında un ithalatı gerçekleştiren Polonya, 2010/11 sezonundan itibaren bu miktarı 65 bin tonun üzerine çıkarmıştır. 2013/14 sezonunda kaydedilen ithalat miktarı 76 bin tondur. Polonya’da 400-450 un değirmeni olduğu biliniyor. Bu değirmenlerin yıllık toplam kapasiteleri 6 milyon tonun üzerine. Büyük çoğunluğu günde 30 tondan fazla üretim kapasitesine sahip. Günde 100 tonun üzerinde üretim gerçekleştirebilen değirmenlerin sayısı ise 200 civarında. FAO’nun verilerine göre Çek Cumhuriyeti’nin un ihracatı 2006/07 ve 2011/12 sezonları arasında 20 bin tonun altında gerçekleşmiştir 2012/13 sezonunda 44 bin tona kadar yükselen un ihracatı, 2013/14 sezonunda 37 bin tonda kalmıştır. Ülkenin un ithalatı ise yıllar itibariyle farklılıklar göstermekle birlikte, genel itibariyle artış eğilimindedir. 2011/12 sezonunda 34 bin ton civarında kaydedilen un ithalatı, 2012/13 sezonunda 42 bin tona, 2013/14 sezonunda ise 59 bin tona yükselmiştir. Çek Cumhuriyeti’nde un üreten yaklaşık olarak 44 firma olduğu biliniyor. Bu değirmenlerin yıllık toplam kapasitesinin 1,8 milyon ton olduğu ve kapasite kullanımının ise yüzde 78 olduğu tahmin edilmektedir. Ülkedeki tarihsel gelişimle paralel olarak değirmenlerin çok büyük çoğunluğu şehir merkezlerinde bulunmaktadır.
MILLER MAGAZINE
NEWS • HABER
DEĞİRMENCİ DERGİSİ
July • Temmuz 2016
111
SCIENTIFIC ARTICLE • BİLİMSEL MAKALE
112
July • Temmuz 2016
MILLER MAGAZINE