10

Page 1


2

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

İçindekiler

Süprizlere hazırlıklı olun! Misli Kadıoğlu mislikadioglu@hotmail.com

üthiş güzel bir hava ve bu havada yine güzel bir enerji var. Ne yakıcı bir sıcak ne de üşütecek bir soğuk. Baharın son günleri ancak mutlu olmak için çok fazla da neden aramamak gerekiyor...Bu bile yetiyor...Hatta ilk baharın son vedası ise Nisan’ın son günlerindeki Nisan yağmurları Kuzey Kıbrıs’a... Bir taraftan yazımı yazarken sizlere bir taraftan da yağmurun ve toprak kokusunun keyfini çıkarıyorum... Turizm sezonunun açılması ile iyiden iyiye hareketlenen cennet adamızın sosyal yaşamı geleneksel festivallerin de başlamasıyla yazın ve Akdenizin bütün renklerini yansıtır oldu. Kuzey Kıbrıs’ın dört bir yanında düzenlenen etkinliklerle dost insanların misafirperverliği ve geleneksel tatları yakından yaşamak ve dünya çapında tanınmış sanatçıları dinlemek bu yaz günlerine unutulmaz anlar katmaya başlayacak. Bence hiç birini kaçırmayın. Çünkü İskele’den Güzelyurt’a, Mağusa’dan Lapta’ya binbir fark ve keyifi bir arada yaşayacağımıza eminim. Siz de eğer tatil hazırlıklarına başlamışsanız ve bunun için de Kuzey Kıbrıs’ı seçmişseniz, şimdiden heyecanlanmanızı ve planlara başlamanızı öneririm. Deniz ve plaj keyfi yanısıra yapacak o kadar çok şey var ki, özellikle de yeni mekanlarla bu yaz sizi çok büyük süprizler bekliyor onu şimdiden söyleyim. North Cyprus UK olarak her ne kadar sizlere ülkemizin en güzel yerlerini hatırlatmaya çalışsak da inanın ne sözler ne de fotoğraflar gerçeğin yerini tutmuyor. Örneğin bu sayımızda yer verdiğimiz Karmi’yi mutlaka gezin ve orada bir kahve içmeyi ihmal etmeyin, bu ‘gizli cennet’te binbir güzellikle karşılaşacak ve büyüleneceksiniz...Diğer yandan da doğa size süprizler hazırladı, bunun da müjdesini ilk ben vereyim. Kır ve dağ gezilerine çıkarsanız eğer, gizlenmiş göletler, binbir çeşit kuşlar, ördekler de sizleri karşılayacak, anlayacağınız bu yaz Kuzey Kıbrıs’ın keyfi başka olacak.

M

Sahibi: North Cyprus UK Ltd Genel Yayın Yönetmeni: Zorlu Cezaroğlu Editör: Misli Kad›oğlu Dizayner: Onur Mehmet Kapak Foto: Burçin Tuncer

Özel Eğitim Vakfı’na anlamlı gece Haberi: 38-39

Eroğlu KKTC’nin 3. Cumhurbaşkanı seçildi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) halk, yeni cumhurbaşkanını seçmek için 18 Nisan’da sandık başındaydı. Derviş Eroğlu, KKTC’de yapılan seçimlerde yeni Cumhurbaşkanı seçilerek görevi Talat’tan devraldı. Haberi: 10-11

Babutsa yarışa hazır Yanayım Yanayım” adlı şarkıyla büyük bir yükseliş gösteren European Records şirketine bağlı üç Kıbrıslı Türk’ten oluşan Babutsa grubu bir ilki başararak Kral TV müzik ödüllerine dört dalda aday oldu. ürkiye müzik piyasasına hızlı giriş yapan “Babutsa” Kral TV müzik ödüllerine dört dalda aday oldu. London Calling ismini verdikleri albümleriyle hem Türkiye hem de Kıbrıs’ta büyük beğeni toplayan ve “Yanayım Yanayım” adlı şarkıları ile hızlı bir çıkış yapan grup Mayıs ayı içerisinde yapılacak Kral TV Müzik Ödüllerine “En iyi beste”, “En iyi grup”, “En iyi çıkış” ve “En iyi

T

Kıbrıs’ın saklı cenneti: Karmi Haberi: 38-39

parça” dalında aday oldu. Grubun bağlı bulunduğu müzik şirketi European Records’un direktörü Acar Acarbey heyecanla sonuçları beklediklerini söyleyerek, tek başına böylesine güçlü bir organizasyona katılabilmenin büyük bir başarı olduğunu söyledi. Güçlü rakipleri olduğunu ifade eden Acarbey, kendilerini halkın desteklediğini belirterek bu yarışmadan da başarıyla ayrılacaklarına inancını ifade etti.

Babutsa’nın Kıbrıs Konserleri harikaydı! Haberi 28-29

Kuzey Kıbrıs’ı keşfedin Adres:11 Byron Close, Sydenham, SE26 5SF Kıbrıs: +90 533 863 5341 Londra: +44 7958 352 411 Mail: zorlucezaroglu@yahoo.co.uk zorlu@northcyprusuk.com

Ev almanın tam sırası

Haberi: 6

Haberi: 28-29

recycle Gazetemizde yay›nlanan fotoğraf, haber ve reklamlar›n her hakk› mahfuzdur


NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

3


4

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Haber

Büyükkonuk’ta Eko-gün’ü kaçırmayın

Yer alacak aktiviteler arasında; Hellim yapımı, harup pekmezi yapımı, el makarnası pişirilmesi, erişte yapımı ve kesilmesi, süpürge yapımı, kerpiç yapımı ve gösterimi de yer alıyor

üyükkonuk 9 Mayıs Pazar günü düzenlenecek olan EKOGÜN’de Yedikonuk yolu üzerinde, Delcraftkarşısında kurulacak olan köy pazarında; ekmek, tatlı tuzlu hamurişleri, fırın kebabı, el makarnası gibi ev yapımı ürünlerin yanındataze sebzeler, köy yumurtası hatta canlı tavuk, tavşan da satışasunulacak.Eko-turizm ile köy hayatını, kültür ve geleneklerini yaşatma misyonundaki Büyükkonuk Eko-turizm Derneği, KÖY PAZARI`nda alışveriş yaparak köy hayatının desteklenmesi için halkımızın pazar günleri Büyükkonuk’a davet ediyor.Etkinlikle ilgili daha geniş bilgi için aranabilecek numaralar: Kıbrıs köy kültürüne özgü unutulmaya yüz tutmuş birçok aktivite ev sahipliği yapıyor. Büyükkonuk Eko-turizm Derneği tarafından düzenle-

B

nen ve saat 10:00’da başlayacak etkinlikte yerel lezzetlerin satışı da yapılacak. Yer alacak aktiviteler arasında; Hellim yapımı, harup pekmezi yapımı, el makarnası pişirilmesi, erişte yapımı ve kesilmesi, süpürge yapımı, kerpiç yapımı ve gösterimi de yer alıyor. Yine gün boyu sürecek etkinliklerle birlikte halk dansları gösterileri, bisiklet turları, müzik dinletileri ve tiyatro gösterileri de yapılacak. oyu sürecek etkinliklerle birlikte Halk Dansları Gösterileri, Bisiklet Turları, Müzik Dinletisi ve tiyatro gösterisi de yapılacak. oyu sürecek etkinliklerle birlikte Halk Dansları Gösterileri, Bisiklet Turları, Müzik Dinletisi ve tiyatro gösterisi de yapılacak. oyu sürecek etkinliklerle birlikte Halk Dansları Gösterileri, Bisiklet Turları, Müzik Dinletisi ve tiyatro gösterisi de yapılacak.


NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

5


6

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Haber KTHY’nın Özelleştirme ve Özerkleştirme zamanı gelmiştir... evgili okurlar, sizlere bu yazımı 11,500 metre yükseklikten yazıyorum. Uzun süredir ziyaret edemediğim, dünyanın en gizemli ve dünyada eşi olmayan güzelim İstanbul’a iki günlüğüne uğradım. Ercan hava limanından İstanbul’a KTHY ile yolculuk yaptım. Şimdi ise THY ile Londra’ya yolculuk yapıyorum. Sabah 08:15 İstanbul Londra-Heathrow uçağındayım. Uçak Boing 777-300ER ve 312 yolcu kapasiteli. Hosteslere sorduğum zaman uçağın %95 dolu olduğunu söylediler. Uçakta First Class ve Business Class var. Uçağı kalkıp dolaştığım zaman hemen hemen turistler ile dolu olduğun gözlemledim. THY artık gerçekten bir dünya markası oldu. Uçak içerisinde verilen servis taktire şaandı. Serviste verilen kahvaltı lüks resturantlarda sunulan kahvaltılar ile ayni lezzet ve sunumdaydı. THY’nın nereden nerelere geldiğini herkes bilmektedir. Diğer tarafta ise üzülerek kendi ulusal hava yolumuz KTHY’nin neredeyse kapanma durumuna geldiği haberlerini okuyoruz. Böyle haberlerin gazetelerde yazılması gerçekten de çok üzücü bir durum yaratıyor. KTHY 35 yıllık bir süredir Kıbrıs Türk toplumuna hizmet veren ve ambargolara karşı mücadele veren ulasal bir davanın hava yoludur. KKTC’ni tanıtma misyonu üslenmiş bir havayolumuzdur. Türkiye’ye konmanın verdiği dezavantajlara rağmen iyi veya kötü ülkemizi Avrupa ile birleştiren bir havayolumuzdur. Kıbrıs Türk Hava Yolları, Türkiye ve Avrupa semalarında uçarken, şu anda onun rakibi gibi görünen ve de Türkiye de bulunan diğer hava yolları daha hayata geçmemişti bile...Tamam da KTHY’nin rakipleri nerdeyse uçak sayıları çok kısa bir zaman diliminde 20/30 uçaklara çıkarmış iken neden bizim milli hava yolumuz halen daha 5 uçak ile uçmaktadır. KTHY’nin en büyük sorununun devamlı olarak artan işçi sayılarından kaynaklandığı vurgulanıyor. Tabii bunun zarar etmesinde bir etken olduğu açıktır. Fakat sorunun tamamı bu değildir.

S

Dr Muhammet Yaşarata muhammet@ cypruspremier.com

KTHY ülkemize Avrupa’dan ve özellikle de İngiltere’den yolcu taşıdığı zaman cebinden çıkan ‘Türkiye’ye touch-down’ yapmanın yıllık getirdiği direk maliyet 20 milyon dolardır. Eğer KTHY’nin misyonu KKTC’ye yolcu taşımak olmasaydı ve sadece rakipleri gibi Türkiye iç hatlarında ve de Avrupa Türkiye arasında uçan bir hava yolu olsa idi, bugün uçak sayısını rakipleri gibi 20, 30 uçak değil 80 uçağa çıkarmış olabilirdi. Dolayısıyle, KTHY büyük bir özveri göstererek ve de zararı göze alarak, insanları Avrupa’dan ülkemize taşıyan tek hava yolu şirketimizdir. KTHY’na sahip çıkmak KKTC’de yaşayan herkesin boynunun borcudur. Hepimiz KTHY’na eleştiriler yapabiliriz fakat bugün itibarı ile ülkemizin ulusal hava yoluna sahip çıkmamız gerekmektedir. Tabii, bu destek yapılırken de artık KTHY’nin özelleştirme ve idari yapısının değişme zamanı gelmiştir. Özel sektör %51 – Devlet %49 modeli benimsenerek bir an önce çalışmalara başlanması şarttır. KTHY’nı kurtarmamız ve yaşatmamız ancak hava yollarını özerk bir yapıya kavuşturmaktan geçmektedir. Dünyanın her yerinde de milli hava yolları esas sahipleri halka açılmıştır. Bizler de seferber olup ayakta durması için bütün çabalarımızı ortaya koyup gerekli yapının oluşturulmasına katkı yapmamız gerekmektedir. Benim etrafta konuştuğum herkes bu taşın altına ellerini koymaya hazır olduklarını söylediler. Ama ancak KTHY’nin özerk bir yapıya kavuşturulması şartı ile...Siyasilerimiz bir an önce böyle bir özerk yapıyı oluşturma kararını açıklamalıdır. Bu açıklama Milli Hava Yolumuz KTHY’nın kurtuluşu ve yaşatılması anlamına gelecektir. Ülke turizmini Avrupa ile buluşturan milli hava yolumuz KTHY’na bu zor döneminde hepimiz kucak açmalıyız.

Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Soner Yetkili: “Bu dönemden itibaren ev fiyatları yavaş yavaş çıkmaya başlayacak. Bu nedenle Kuzey Kıbrıs’tan ev almanın tam sırasıdır.

Ev almanın tam sırası

Misli Kadıoğlu

uzey Kıbrıs’ta yaşanan ve yıllardır süren mülkiyet sorunu ev sahibi olmak isteyenleri tedirgin etse de, son dönemde gerek Kıbrıs’ın kuzeyindeki iç siyaset gerekse dış siyasette atılan adımlarla bu soruna çözüm yolları geliştirildi. North Cyprus UK, bu yaşamı muhteşem kılan adada ev satın almak isteyenler için son gelişmeleri takip etti.Konuyla ilgili North Cyprus UK’e konuşan Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Soner Yetkili, Güney’de aynı büyüklük ve özellikte bir villanın 400500 bin pound’a satılırken, Kuzey’de 100 bin pound civarında satıldığını belirterek bunun tek nedeni olarak mülkiyet sorununu gösterdi. Bu sorun çözüldüğü anda fiyatların bir gecede ikiye, üçe katlanacağını işaret ederek “Şimdi Kuzey Kıbrıs’tan ev almanın tam sırasıdır” şeklinde konuştu. Yetkili, yaptığı açıklamalarda hem mülkiyet konusundaki son gelişmelere ışık tutarken, diğer yandan da ev almak isteyenler için yapılan kolaylıklardan da bahsetti.

K

AİHM temelleri attı Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Soner Yetkili, en son Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararından sonra mülkiyetin nasıl çözüleceğinin belirlenmiş duruma geldiğini söyledi. Son kararda

Annan Planı’na da atıfta bulunulduğunu belirten Yetkili, bu kararla birlikte, Kuzey’in iç hukukunun tanındığını, bunun yanında 1500-2000 dava için bundan böyle Rumların Kuzey’deki Mal Tazmin Komisyonu’na başvurabileceğini ifade etti. Yetkili, “AİHM mülkiyetin nasıl çözüleceğinin temellerini attı. Bundan sonra Rum veya Kıbrıs vatandaşı kişiler malı için komisyona başvuracak” diyerek, Mal Tazmin Komisyonu’na bugüne kadar 461 başvuru olduğunu 95 tanesinin sonuçlandığını kaydetti. Yetkili, bunlardan bir kısmının takas, bir kısmının tazminat bir kısmının çözümden sonra iade olarak sonuçlandığını hatırlatarak, davalara da Türkiye tarafından 50-60 milyon TL ödendiğinin altını çizdi. Şimdi zamanı Yetkili, Rum tarafında eşdeğeri, yani aynı büyüklük ve özellikte bir villa 400-500 bin pound’a satılırken, Kuzey’de aynı özelliklerde bir villanın 100 bin pound civarında satıldığını ifade

etti. “Bu evlerin 100 bin pound’a satılmasının tek nedeni de mülkiyet sorunudur. Bu çözüldüğü anda fiyatlar ikiye üçe katlanacaktır” diyen Yetkili, hatta bu dönemden itibaren ev fiyatlarının yavaş yavaş çıkmaya başlayacağına işaret etti. Bu nedenle Kuzey Kıbrıs’tan ev almanın tam sırası olduğuna dikkat çekerek, şu anda Kuzey Kıbrıs’ta yaşananın çok çok ciddi bir yatırım imkanı olduğunun da altını çizdi. Yetkili, “Düşünün ki 100 bin pounda aldığınız ev komisyona gitti, ve komisyondan da o evin eski mal sahibiyle de anlaşıldı. O evin bir gecede iki gecede, hatta bir anlaşma ile birlikte değeri ikiye, uzun vadede üçe dörde katlanacaktır” diyerek, fiyatların düşebileceği son noktada olduğunu söyledi. Krediler kolaylık sağlıyor Diğer yandan AİHM’in verdiği kararla birlikte, Kuzey Kıbrıs’taki bankaların da rahatlattığını işaret eden Yetkili, artık bankaların konut kredileri verdiğini ifade ederek, özellikle Kıbrıs vatandaşları için 20 seneye kadar düşük faiz oranlarıyla kredi vermeye başladığına dikkat çekti. Yetkili, bu bankalar arasında İş bankası, Garanti Bankası gibi Türkiye banka-

ları da olduğunu sözlerine ekledi. Yasalar yenilendi Yetkili, öte yandan son dönemde ülke içerisindeki gelişmeler hakkında da bilgiler vererek, önemli ölçüde sorun olarak görülen emirnamelerle ilgili yasaların da son dönemde revize edildiğinin bunun yanında KAT İttifakı ve Mülkiyeti Yasası’nın da iki yıllık bir mücadelenin ardından Bakanlar Kurulu tarafından onaylandığının altını çizdi. Bu yasanın İngiltere ve Tükiye’deki gibi, bir kişinin evinin koçanını daha evi bitmeden alabilmesini sağladığını anlatan Yetkili, bu yasayla hatta, projeyle birlikte taksimat da verileceğini ve proje onaylandığı anda taksimat onaylandığı anda, istenilen kişiye o malın koçan edilebileceğininin de sağlandığını kaydetti. Karardan sonra yeniden artış Yine AİHM’in kararından sonra Kuzey Kıbrıs’ta durma noktasına gelen yatırım faaliyetlerinde yeniden bir artış gözlendiğini de söyleyen Yetkili, şu anda bunun başında yine İngiliz müşteriler, Ruslar ve Londra’daki Kıbrıslı Türkler’in bulunduğunu söyledi.


NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

7


8

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Haber

Emel Erkan fotoğrafları Opel Plaza’da Lefkoşa Opel Plaza’da gerçekleşen Emel Erkan Fotoğraf Sergisi’nin açılışını ünlü yönetmen Derviş Zaim ve Pegasus Hava Yolları Kıbrıs Temsilcisi CYXP Genel Müdürü Zeki Ziya ile birlikte yaptı.

Yönetmen Derviş Zaim, Zeki Ziya ve Emel Erkan, serginin açılışını birlikte yaptı.

irçok uluslararası sergiye katılan ve çok sayıda ödülün sahibi olan fotoğraf sanatçısı Emel Erkan, adamızdaki ikinci sergisini, Opel Plaza’da gerçekleştirdiği açılışla sanatseverlerin beğenisine sundu. Yönetmen Derviş Zaim’in yaptığı açılışta ünlü yönetmenin konuşmasının ardından serginin sponsoru aynı zamanda da Emel Erkan’ın yeğeni olan Zeki Ziya bir

B

konuşma yaptı. Oldukça seçkin davetlilerin katıldığı açılış, kokteyl ve şarap eşliğinde tatlandı. Açılış konuşmasının ardından sergiyi gezen konuklar, fotoğraflar üzerine düşünüp sohbet etmeyi de ihmal etmediler. Lefkoşa’da bulunan Opel Plaza’da gerçekleşen sergide eski KKTC Başbakanı Hakkı Atun’da hazır bulundu.

Mesan Development Direktörü Özalp Nailler sergideydi.

CYXP Satış Müdürü Burcu Koruer arkadaşlarıyla birlikte sergideydi.

Opel Plaza’da gerçekleşen sergiye ilgi büyüktü.


9

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Haber

Hollanda KKTC uçuşları başlıyor! ha - Merkezi turistlere KKTC’yi tanıtma Hollanda’da bulunan gayretimiz devam ediyor. özel havayolu şirketi Umarım güzel bir operasyCorendon Airlines, yaz on olacak. Kıbrıs’a 5 bin sezonunda Kuzey Kıbrıs yolcu taşımayı hedefliyTürk Cumhuriyeti’ne sefer oruz” dedi. yapma kararı aldı. Koltuk kapasitelerinin Alınan karar çerçevesinde yüzde 50’sinin tur operatöryaz aylarında Hollanda’dan leri tarafından getirilen turKKTC’ye toplam 26 istlere ayrıldığını kaydeden seferde 5 bin turist taşınKaraer, “Geriye kalan ması hedefleniyor. koltuk kapasitesi de diğer Corendon’un Genel Müdür tur operatörlerine Yardımcısı Batuğhan pazarlanıyor. Diğer tur operKaraer Lha’ya yaptığı açık- atörleriyle birlikte lamada, “Corendon’un Danimarka, Polonya, yolcu sayısı 300 bin seviye- Romanya, Estonya, Çek sine ulaşınca, 5 yıl önce Cumhuriyeti, İtalya ve Corendon Airlines’ı kurmuş- İspanya gibi birçok ülkeye tuk. Sabiha Gökçen uçuyoruz. Kışın ölü sezonHavaalanı’nı kullanan ilk da ise kullandığımız uçaklar charter havayolu bizdik. Bu dışında kalan uçakları sene 5 olan uçak sayımızı ekibiyle birlikte başka fir7’ye çıkardık. 2009 yılında malara kiralıyoruz. Bu fir5 bin uçuş yaparak 700 bin malar da genel olarak yolcu taşıdık. Bu yıl ise 8 Afrika’da ve Ukrayna’da bin uçuşla 1 milyon yolcu operasyon gerçekleştiriyor” taşımayı hedefliyoruz” şekdiye konuştu. linde konuştu. Hollanda’dan KKTC’ye de uçuş başlataFiloya Boeing 737-800 caklarını dile getiren Karaer, takviyesi Amsterdam’dan KKTC’ye Uçak filosuna ekledikleri 2 26 uçuş planladıklarını uçağın yeni nesil Boeing işaret ederek, “Hollanda 737-800 tipi uçaklar pazarı KKTC’yi bilmiyor. olduğunu kaydeden Karaer, Biz bilinmeyen bir pazara “Belçika ve Hollanda’dan giriş yapıyoruz. Hollandalı Türkiye’nin bazı kentlerine

L

uçuşlar gerçekleştireceğiz. Talepler doğrultusunda İngiltere, Belçika ve Hollanda’dan Türkiye’ye yeni uçuşlar yapacağız. Ayrıca bu ay İngiltereTürkiye, Amsterdam-Elazığ ve Amsterdam-Eskişehir uçuşlarına da başlayacağız. Geçen yıl başlayan BelçikaEskişehir uçuşumuz bu yıl artarak devam edecek” dedi. Geçen yıl havayolu olarak 96 milyon dolar ciro ile 5 milyon dolar faaliyet karı elde ettiklerini kaydeden Karaer, bu yıl ise 130 milyon ciro ile 6.5 milyon dolar faaliyet karlılığına varmayı amaçladıklarını söyledi. Belçika ve Hollanda’dan getirdikleri turistleri Ege ve Akdeniz’de 300’ü aşkın otele yönlendirdiklerini ifade eden Karaer, konaklama sektöründe de yer aldığını hatırlatarak, “Bodrum’da 4 yıldızlı 3 otelin işlet-

meciliğini yapıyoruz. Finike’de 5 yıldızlı ve 300 odalı Presa di Finica otelini de işletiyoruz” şeklinde konuştu. Yatırımları devam ediyor Turizmin “üç saç ayağı” olan tur operatörlüğü, havayolu ve konaklama sektörlerinde yatırımlar

yaptıktan sonra emlak işine de girdiklerine işaret eden Karaer, “Tatile gelen Avrupalıların sadece tatile gelmek istemediklerini, yazlık da almaya başladıklarını fark ettik. Müteahhit bir firmayla ortak bir projeye giriştik. Bodrum’da müteahhit firmanın yaptığı 1+1, 2+1 ve 3+1 gibi çeşitlerin bulunduğu 120 ünitenin 75’inin Hollanda ve Belçika’da satışını yaptık” dedi.

Satış, havayolu destinasyon transferi, otel transferi gibi halkalardan oluşturulan zincirin Corendon bünyesinde tek elden yapıldığını kaydeden Karaer, Hollanda pazarının yüzde 30’una, Belçika pazarının ise yüzde 13’üne hakim olduklarını ve geçen yıl 265 milyon Euro ciro elde ettiklerini söyledi. Karaer, bu yılki hedeflerinin ise 300 milyon Euro ciro olduğunu kaydetti.


10

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Haber

Eroğlu KKTC’nin 3. Cumhurbaşkanı seçildi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) halk, yeni cumhurbaşkanını seçmek için 18 Nisan’da sandık başındaydı. Derviş Eroğlu, KKTC’de yapılan seçimlerde yeni Cumhurbaşkanı seçildi.

KKTC 3. Cumhurbaşkanı Dr Derviş Eroğlu, görevi Talat’tan devraldı.

KTC’de 18 Nisan’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde Başbakan ve Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) cumhurbaşkanı adayı Derviş Eroğlu, 629 sandıktaki oyların yüzde 50.38’ini alarak, KKTC’nin 3. cumhurbaşkanı

K

seçildi. Seçimlerde Eroğlu’nu, Demokrat Parti (DP), Milliyetçi Adalet Partisi (MAP), Halk İçin Siyaset Partisi (HİS) destekledi. UBP cumhurbaşkanı adayı Derviş Eroğlu, seçimi ilk turda kazandı. Bölgelere göre seçime

katılım oranı Lefkoşa’da yüzde 68, Gazimağusa’da yüzde 65, İskele’de yüzde 69, Güzleyurt’ta yüzde 68, Girne’de de yüzde 70 oldu. 6’sı bağımsız 7 adayın yarıştığı seçimde 164 bin 72 kayıtlı seçmen, KKTC genelinde 629 sandıkta oy kullandı.

KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun kızları Resmiye Canaltay, Gencay Eroğlu, Haslet Eroğlu, Aslı Eroğlu, torunları ve yakın aile dostları.

Cumhurbaşkanı Dr Derviş Eroğlu’nun eşi Meral Eroğlu ve Cyprus Paradise Direktöru Muhammet Yaşarata.

Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Kemal Dürüst ile Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun.


11

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Haber Dr Derviş Eroğlu

KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar, Dr Derviş Eroğlu’nun damadı Serdar Canaltay, Kıbrıs Sigorta Genel Müdürü Uğur Kiraz, Ekonomi ve Enerji Bakanlık Müdürü Onur Bozkurt, Özel Kalem Müdürü Koralp Şerifoğlu ve arkadaşları.

Saray’da düzenlenen tebrik kabulunde KKTC’nin tüm bakanları hazır bulundu.

Eroğlu’nun kızı Resmiye Canaltay, Northernland Construction Şirketi’nin sahibi Koral Bozkurt, Satış Direktörü Taruz Güçlüer, Cyprus Ways Rent A Car Şirketi’nin Genel Müdürü Çağrı ile birlikte.

KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Hasan Taçoy, eşi Azra Taçoy ve Universal Claims Direktörü Serdar Sarı.

DP İskele Millletvekili ve Genel Sekreteri Ejder Aslanbaba, İskele Belediye Başkanı Halil Orun ile sohbet etti.

Eroğlu’nun torunu Derviş Canaltay ile damadı Fikri Şener, yakın dostlarıyla birlikteydi.

1938 yılında Mağusa’nın Ergazi köyünde doğdu. İlkokul tahsilini köy ilkokulunda, orta ve lise tahsilini Mağusa Namık Kemal Lisesi’nde tamamladı. 1963 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra 5 yıl Gazimağusa sancağına bağlı hekim olarak çalıştı. Daha sonra Ankara Numune Hastanesi’nde üroloji ihtisası yaptı. 1972-1976 yılları arasında Gazimağusa Devlet Hastanesi’nde üroloji uzmanı olarak çalıştı. 1976 genel seçimlerinde Ulusal Birlik Partisi’nden (UBP) Gazimağusa milletvekili seçildi. 1976-1977’de Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Bakanlığı görevinde bulundu. 1977-1983 yılları arasında UBP Gazimağusa ilçe başkanı oldu. 1972-1982 yılları arasında Gazimağusa Türk Kooperatif Bankası ve 16 yıl boyunca Mağusa Türk Gücü Yönetim Kurulu başkanlıkları yaptı. 1983 yılında oluşturulan Kurucu Meclis’te, kurucu meclis üyesi olarak görev yaptı. 1983 Aralık ayında UBP genel başkanlığına getirildi. 1981, 1985, 1990, 1993, 1998 yıllarında yapı-

lan genel seçimlerde Ulusal Birlik Partisi’nden Gazimağusa milletvekili seçildi. 1985 genel seçimlerinden sonra başbakanlık görevini üstlendi ve 1993 erken genel seçimlerine kadar başbakanlık görevini sürdürdü. 1993 genel seçimlerinden sonra 1 Ocak 1994-16 Ağustos 1996 yılları arasında, ana muhalefet partisi genel başkanı olarak çalışmalarını sürdürdü. 16 Ağustos 1996 tarihinden itibaren UBP-DP koalisyon hükümetinde yeniden başbakan olarak görev aldı. 6 Aralık 1998 genel seçimlerinden sonra, 31 Aralık 1998 tarihinde UBP-TKP koalisyon hükümetinin kurulmasıyla yeniden başbakan olarak görev aldı. Daha sonra oluşturulan UBP-DP koalisyon hükümetinde de başbakan olarak görev aldı. 11 dönem UBP genel başkanlığı yaptıktan sonra 29 Kasım 2008’de bir kez daha UBP genel başkanlığına seçildi. 19 Nisan 2009’daki erken genel seçimlerde 26 milletvekiliyle salt çoğunluğu sağlayarak 8’inci kez hükümet kurdu. Evli, dört çocuk ve 5 torun sahibi olan Eroğlu, İngilizce ve Rumca biliyor.


12

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Haber

Direct Traveller, Britanyalı tatilcileri mahsur bırakmadı! Volkan patlamasının ardından Direct Tarveller’le seyehat eden 180 yolcunun Kıbrıs’ta mahsur kaldıkları süre içerisinde konaklama dahil, tüm ihtiyaçları ilgili firma tarafından karşılandı. zlanda’daki Eyjafjallajokull volkanının patlamasından sonra, Avrupa üzerindeki hava trafiği durma noktasına geldi. Avrupa genelindeki 150 binden fazla Britanyalı, volkanik patlamadan ve patlama sonucu gökyüzüne yayılan kül bulutundan etkilendi. 95 bin uçuş iptal edilirken, bu iptallerin turizm sektörüne faturası 1.1 milyar Pound’a ulaştı. Mahsur kalan tatilcilerin yarattığı kaos, birçok Avrupa ülkesi ile birlikte Kuzey Kıbrıs’ı da etkiledi. Kuzey Kıbrıs’a seyahat eden birçok yolcu, Girne ve Gazimağusa’daki tatil yerlerinde mahsur kaldı. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ta resmi tatil olan 23 Nisan döneminde, birçok yolcu kalacak yer

İ

bulamama sıkıntısıyla yüz yüze kaldı. Tur operatörleri, yurt dışındaki müşterilerinin sorunlarına çare bulmaya çalıştı. Birleşik Krallık’ın Kuzey Kıbrıs’ta faaliyet gösteren en büyük tur operatörlerinden biri olan Direct Traveller’ın 180 yolcusu da, planlanan tarihte evlerine dönemedi. Birleşik Krallık’ta tatillerini geçiren 150 yolcunun da, Kıbrıs’taki Ercan ve Larnaka havaalanlarına seyahat etmesi mümkün olmadı. Yolcuların sorunları çözülemeyince, Direct Traveller müşterilerine olan bağlılığını göstererek onların tüm konaklama masraflarını üstlendi. Hem Kuzey Kıbrıs hem de Birleşik Krallık’ta iki koldan birden faaliyet gösteren

Direct Traveller ekibi, müşterilerinin hızlı bir şekilde merkezi bir otel olan Girne’deki Ship Inn’e yerleşmesini sağladı. Genel Müdür Ramadan Özdemir, “Direct Traveller, öncelikle müşterilerinin rahat ve huzur içinde olmasını hedefledi. Tüm müşterilerimize, koşullar düzelir düzelmez kolayca ülkelerine ulaşmalarını sağlayabileceğimiz merkezi bir otelde konaklama hizmeti sunduk. İhtiyaç duyulduğunda müşterilerine ücretsiz konaklama hizmeti sunan tek tur operatörü olan Direct Traveller’ın ekibi, müşterilerimizin bu sıkıntılı dönemdeki sorunlarını en aza indirmeyi başardı”, dedi. Direct Traveller’ın müşterileri, hava koşullarının düzelmesinin ardından düzenli bir şekilde yeni-

den planlanan uçuşlarıyla Birleşik Krallık’a döndü. Birleşik Krallık’tan Ercan ve Larnaka’ya gidecek yolcular da güvenli bir şekilde evlerine ulaştı. Ancak havaalanlarının açılmasına karşın, EasJet gibi düşük maliyetli şirketler yoğunluk sebebiyle müşterilerine Mayıs ayına kadar alternatif uçuş imkanları sunamıyor. Direct Traveler, azami çabayı göstererek bu gibi formalitelerin etkisini minimize etmeye çalışıyor. Havaalanlarının kapanmasın-

dan dolayı oluşan sorunların Direct Traveller, 2003 yılında Kuzey Kıbrıs’a hizmet veren bir tur operatörü olarak kuruldu. Bu tarihten itibaren Kuzey Kıbrıs’ta büyümesini en güçlü şekilde sürdüren tur operatörü oldu. Kuzey Kıbrıs’ın öncü tur operatörlerinden biri olarak bugüne kadar 11 binden fazla tatilciyi Kuzey

giderilmesinin, Mayıs ayının Kıbrıs’a taşıyan Direct Traveller, Birleşik Krallık’taki 20 havaalanından Girne ve Gazimağusa’da tatil imkanı sunuyor. Detaylı bilgi için 0845 123 5383’ü arayabilir veya www.directtraveller.com internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.


NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

13


14

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Tarih

Ataların kutsal mirası: Hz. Ömer Türbesi Kuzey Kıbrıs’taki önemli ziyaret ve adak yerlerinden bir tanesi Hz. Ömer Türbesi’dir. Girne’nin yaklaşık 4 km doğusundaki Çatalköy’ün kıyı şeridinde bulunan yapı için ilginç efsaneler söylenmektedir. atalköy’den bir kilometre kadar sahile doğru ilerlediğimiz zaman sahilde yüksekçe bir yerde beyaz bir bina görürüz. Hz. Ömer Türbesi yada Tekkesi olarak bilinen bu binada adları bilinmeyen yedi İslam mücahidinin türbesi bulunuyor. Bu türbeye ziyaret için gelenler yıllardan beridir gerek Türk olsun gerekse Rum, adaklar adamakta dualar etmektedirler. Efsanelere, destanlara konu olmuş bu türbenin kutsallığına inanılır. Kutsallığının yanısıra bu türbenin konumu da görülmeye değerdir.

Ç

HZ Ömeri’in naaşı mağaraya gömülmüş Bazı arşiv kaynaklarına göre, M.S. VII. yüzyılda İslam akınları sırasında Muaviye Ordusu’nda bir deniz birliğinin komutanı olan Hz. Ömer, askerleri ile adanın kuzey sahiline hücum etmişti. Askerin karaya ayak bastığı yerde yapılan savaşta Komutan Ömer, altı arkadaşı ile birlikte yerli Bizans askerleri tarafından şehit edilmiş ve naaşları tabutlara konularak buradaki bir mağaraya gömülmüştür. Ada’nın 1571 yılında Türkler tarafından fethinden sonra, bu mezarlar bulunarak, kalıntıları mağaradan çıkartılmış ve şimdi bulundukları yere gömülmüş olup, üzerlerine türbe ve mescid yapılmıştır. Bu türbede naaşı bulunan Hz. Ömer’in, Peygamberimizin sahafelerinden olan Halife Hz. Ömer ile yakın veya uzak herhangi bir ilgisi yoktur. İslami inanca göre şehit, şehit olduğu yere defnedilebilir ve şehidin yattığı yer kutsal toprak sayılır. Korsan efsanesine göre... Hz. Ömeri Türbesi ve mescidinin yapılışı hakkında, arşiv kaynaklarında bulunan bilgilerin yanı sıra, halk arasında dolanan farklı efsanevi hikayeler de bulunmaktadır. Bu hikayelerin birine göre, çok eskiden korsanlar, kıyıları talan edip, kadın ve kız-

ları kaçırırlardı. Bir gün Hacı Hasan adlı çoban oralarda sürüsünü otlatırken, kıyıya yaklaşan çıplak direkli bir gemi görür. Bunların korsan olduğunu anlar ve kayaların arkasına saklanır. Bu arada insanları korsanların elinden kurtarması için Tanrı’ya dua etmeye başlar. Tam o anda al atlara binili sakallı yedi süvari belirir. Süvariler, bir çobana bir de yaklaşan gemiye baktıktan sonra, atlarını nallarından ateş çıkartarak, deniz kıyısındaki kayalıklardan denize sürerler. Deniz üzerinde gemiye doğru yol alıp yanına vardıkları sırada, süvarilerle gemi ortadan kaybolur. Bunu gören Hacı Hasan saklandığı yerden çıkarak, kayaların yanına gider ve üzerlerindeki nal izlerini

görür. Köye dönerek, bu olayı köylülere anlatır. Köylüler Hacı Hasan’a inanmayıp kıyıya gelir ve kayaların üzerindeki nal izlerini gözleriyle görünce çobanın doğru söylediğine kanaat getirirler. O günden sonra da, bu köye bir daha korsanlar gelmeyince köylüler; yedi süvariye olan minnettarlıklarını belirtmek amacıyla aralarında topladıkları parayla nal izlerinin bulunduğu kayalık üzerine türbe ile mescidi yaparlar. Bir efsaneye göre HZ. Ömer mağarada şehit düşer Hz. Ömer ve altı arkadaşının burada şehit edilmesi ile ilgili olarak ise, halk arasında efsaneleşmiş bir hikaye anlatılmaktadır. Hikayeye göre, Arap Ordusu komutanı Ömer,

Kıbrıs’a görevli olarak gelir. Bizanslılardan korunmak için, çıktığı kıyıda altı arkadaşı ile beraber, şimdiki türbenin güney doğusundaki bir mağaraya baskın düzenler. Mağaranın içinde yer alan çatışmada Ömer ile arkadaşları şehit edilir. İki yıl sonra cesetleri hiç bozulmamış olarak bulunan halk tarafından aynı yere gömülür. Hem Türkler hem Rumla adak adıyordu Sözü edilen mağara; 1974 yılına kadar Kıbrıslı Türkler ve Rumlar tarafından kutsal sayılmakta ve adak amaçlarıyla ziyaret edilmekteydi. Türkler mağaranın Hz. Ömer’e, Rumlar ise Aya Fanontes adlı bir azizeye ait olduğuna inanmaktadırlar. Türkler, hem Türbeyi hem

de mağarayı kutsal sayarken, Rumlar yalnızca mağarayı kutsal saymaktadır. Mağaraya mumla yağ yakılmakta, para bırakılmakta, tavandaki sivri taşlara bez bağlanarak, tutulan dilek gerçekleştiğinde bu bezler çözülmekteydi. Türbe, günümüzde sadece ibadet amaçlı kullanılmaktadır. Kısmen gerçek özelliğini yitirmiş Deniz kıyısında, kayalık bir arazi üzerine kurulan Hz. Ömer Türbesi iki katlı olup, alt katta türbenin bulunduğu mekanın güneyinde revak şeklinde bir giriş bölümü mevcuttur. Buradan türbe ve mescide inilmektedir. Girişin sağındaki yedi mezarın bulunduğu türbe kubbeyle, diğer kısımlar

düz tavanla örtülüdür. İkinci katta kemerlerle bölünmüş ziyaretçilere ait odalar vardır. İç mekan ve dış duvarlar, kireçle sıvanmıştır. Yapıda rastgele asılan yazı ve dokuma levhalardan başka süsleme unsuru yoktur. Zaten çarpık bir plan ve mimariye sahip olan yapı, 1963 yılında Rumların tahribi ve 1974 yılında yıldırım çarpması sonucu hasar görmüş, 1978 yılında gerçekleştirilen bilinçsiz bir onarım sonucu da; gerçek özelliğini kısmen de olsa yitirmiş ve mimari değeri olmayan bir yapı haline gelmiştir. Kaynak: -Kuzey Kıbrıs Tarihi ve Tarihi Eserleri -Kıbrıs Türk Ansiklopedisi -Kıbrıs’ta Türk Eserleri



16

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Haber

Mağusa’da dev proje:Alasya Park Northernland Construction, 219 daire, 47 ofis ve 13 dükkanın yer aldığı Alasya Park Projesi ile Mağusa’nın en büyük projelerinden birine imza attı. İki etapta ve iki yıl içerisinde tamamlanması hedeflenen projenin ilk etap dairelerinin % 90’ı satılarak satış rekorları kırıldı. Misli Kadıoğlu nşaat ve emlak üzerine 2003 yılından buyana isim yapmış ve krize rağmen gün geçtikçe büyüyen Northernland Construction Mağusa’nın en büyük projelerinden birine imza attı. İki yıl içerisinde tamamlanması hedeflenen Alasya Park, 11 blok ve 219 daire 47 ofis ve 13 dükkan ile Mağusa’nın yeni merkezi olmaya hazırlanıyor. Türk malı bir arazide Doğu Akdeniz Üniversite’sinin yanıbaşında ve eski Lefkoşa anayolu üzerinde yer alan Alasya Park, modern mimarisi

İ

Taruz Güçlüer, bu dev proje hakkında North Cyprus UK’e konuştu.

“Sorunsuz yerlerde sorunsuz işler yapıyoruz” Northernland Construction Satış Direktörü Taruz Güçlüer, projenin Türk Koçanlı arsa üzerinde olduğuna işaret ederek, şirket olarak sorunsuz yerlerde, sorunsuz işler yaptıklarını belirtti. Müşterilerinin koçan prosedürleriyle ilgili sorun yaşaması gibi bir olasılık olmadığına da değinen Güçlüer, dünyayla yarışmayı hedeflediklerini, bu nedenle de iş bitirmelerinde kaliteyi yakaladıklarını ifade etti. Adada iyi işler yapan başka firmalar da Northernland Constuction olduğuna işaret eden Güçlüer, iddialı konuşarak Satış Direktörü Taruz kendilerinin en iyisi olduGüçlüer: “Kıbrıs’ta stan- ğunu söyledi. “Adada bizim kalitemizde rakibidartların üzerinde bir miz yoktur” dedi.

proje gerçekleştirdik. Şirket olarak amacımız para kazanmak değil bir marka olan Nothernland ismini geliştirmektir. Çünkü ismimiz prestijimizdir.” dedi. ve Kıbrıs standartlarının üzerinde kalitesi ile dikkat çekiyor. Projede yer alan iki ve üç yatak odalı daireler 82 bin TL’den, dükkanlar ise 440 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuldu. İlk etapta 6 bloktan oluşan bölümün 2010 Eylül ayında bitirilmesi hedeflenirken ikinci etaptan oluşan 5 blok ise 2011’in Eylül ayında bitirilecek. Northernland Constuction Satış Direktörü

“İsmimiz prensibimizdir” Güçlüer, Alasya Park’ın içerisinde her türlü çağdaş yaşamın düşünüldüğüne dikkat çekti. Her dairenin kendine ait bir park yeri olduğunu söyleyen Güçlüer, park alanından, merkezi jeneratörlere kadar, asansörden, merkezi internet sistemine birçok çağdaş yaşamın gerektirdiği incelik ve ayrıntıyı düşündüklerini ifade etti. Güçlüer, “Kıbrıs’ta standartların üzerinde bir proje gerçekleştirdik. Gerek malzeme gerekse inşaat kalitesi açısından dünya standartlarını yakaladık. Şirket olarak amacımız para kazanmak değil bir marka olan Notherland ismini geliştirmektir. Çünkü ismimiz prestijimizdir.” dedi.

Northernland Constuction Satış Direktörü Taruz Güçlüer, bu dev proje hakkında North Cyprus UK’e bilgi verdi.

İlk etabın %90’ı satıldı Fiyatlar konusunda da bilgi veren Taruz Güçlüer, dairelerin 82 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunulduğunu söyleyerek, ön etapta bitirilmesi hedeflenen 6 bloktan oluşan kısımda % 95’lere yakınının satışını gerçekleştirdiklerine işaret etti. Güçlüer, “112 daireden % 90’ını sattık. Projemiz başarılı bir proje ve biz bugün kriz döneminde dahi büyüyen bir grafik çizdik” dedi. Proje kapsamında yer alan dükkanların ise 440 bin TL’den başlayan fiyatlarla satıldığını anlatan Güçlüer, dükkanların kendi potansiyelini kendi üzerinde taşıdığını söyledi. Bu site içerisinde bin civarı kişinin yaşayacağını belirten Güçlüer, müşteri potansiyelini de kendi bünyesinde barındırma avantajına değindi.

İlk etapta 6 bloktan oluşan bölümün 2010 Eylül ayında bitirilmesi hedeflenirken, Alasya Park’ın inşaatı hızla devam ediyor.

İki yıl içerisinde tamamlanması hedeflenen Alasya Park, 11 blok ve 219 daire 47 ofis ve 13 dükkan ile Mağusa’nın yeni merkezi olmaya hazırlanıyor.

Northernland Construction Şirketi’nin merkez binası Lefkoşa – Mağusa üzerinde Mağusa’nın girişinde bulunan çemberin yanında yer alıyor.


NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

17


18

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Söyleşi

Amacım Kıbrıs’ı tanıtmak...

İzolasyonları müzikle kıracağım Türkiye’de yükselişte olan Babutsa, Eylem gibi isimlerin arkasında olan, European Records Müzik Şirketi’nin sahibi, Türkiye müzik piyasasına giren ilk yabancı ünvanı taşıyan Kıbrıslı Türk genç iş adamı Acar Acarbey North Cyprus UK’e başarı öyküsünü anlattı. Misli Kadıoğlu aşarabileceğine inandı, cesur oldu, girişti ve büyük işlere imza attı. 1978 doğumlu, evli ve iki kız çocuğu var... 42 numara ayakkabı giyiyor... En büyük tutkusu önce ülkesi, sonra da müzik...Kıbrıs’ın genç iş adamlarından Acar Acarbey, İngiltere’den ülkesi Kuzey Kıbrıs’a gelerek emlak sektörüne adım attı ve ilk sıralara oturmayı başardı. European Grup çatısı altında büyük başarılarda imzası olan Acarbey, Türkiye’de yükselişte olan Babutsa, Eylem gibi isimlerin arkasında...European Records Müzik Şirketi’nin sahibi, Türkiye müzik piyasasına giren ilk yabancı ünvanı taşıyan Kıbrıslı genç iş adamı Acar Acarbey North Cyprus UK’e başarı öyküsünü anlattı.

B

Emlakta en iyisini yaptık Acar Acarbey ile son girişimlerinden Mağusa’da bulunan European Sinemis Öğrenci Kompleksi’nde görüştük.

European Grup çatısı altında European Casino, European Hotel, European Bet, European Sinemis Öğrenci Kompleksi, European Records, European Estate, European At Çiftliği’nin de sahibi olan Acarbey bizlere önce emlak sektörüne girişini anlattı. 8 yıl önce ülkesine dönüş yaparak emlak sektörüne girdiğini belirten Acarbey şöyle konuştu: “Gördüm ki Kıbrıs içerisinde emlak işine ihtiyaç vardır, İngiliz tarzı bir emlak dükkanı açalım dedim ve işe böyle başladık. Çok yatırımcılar getirdik. İran ve Rusya gibi ülkelerde memleketi çok iyi tanıttık. Şu anda da Bafra Bölgesi’nde en büyük inşaatları biz yapıyoruz. Thalasa, Imperial Park, Mansion Club ve Girne Bölgesi’nde Turtle Bay en büyük projelerimiz arasında. Emlakta senelerdir en iyisini yaptık.” Hayallere doğru atılan adımlar... Yüreğinde ülkesine katkıda bulunmanın isteği ve heyecanını taşıyan Acarbey, küçük yaş-

Başarabileceğine inandı, cesur oldu, girişti ve büyük işlere imza attı. 1978 doğumlu, evli ve iki kız çocuğu var... 42 numara ayakkabı giyiyor... En büyük tutkusu önce ülkesi, sonra da müzik...

lardan itibaren de hep içerisinde olduğu müzik piyasasından hiç kopmadığını söyledi. Londra’da kaldığı süre zarfında orada konserler düzenlediğini anlatan Acarbey kendisinin de

ri doğrultusunda karşılaştığı çakıl taşlarından da söz ederek yaşadığı zorlukları anlattı. Önce Türkiye’de 4 Mart isimli üç ortaklı müzik şirketi kurduklarını söyleyen Acarbey, ardından da anlaşmazlıknedeniyle kendi Türkiye’de bir numara olmayı lar şirketini kurmaya hedefliyorum. Benim isteğim karar verdiğini Kıbrıs’ta çok iyi müzisyenler ifade etti. Genç işadamı, “Türkiye’de vardır, bu kişileri Tükiye’de yabancı olarak çıkarmak ve Kıbrıslı müzisyen- ortaklığı kurduğumda çok zordu. Bir leri orada tanıtmaktır. En öğrenene kadar büyük amacım ise ülkede yıl- işi en yüksek maliyetlardır süren izolasyonları leri ödedik. Türkiye’ye bir iş müzikle kırmak Kıbrıs’ı yapmaya gidersin müzikle tanıtmaktır” seni soyup soğana çevirirler. Yanlışları müzisyen yanından bahsetmeparayla öğrendik” dedi. den geçemedi. Gurur duyduğu- Europian Records’u kurduktan muz sanatçılarımızdan sonra ise altı ay içerisinde 9 Eylem’in de yeğeni olan tane sanatçıları olduğunu işaret Acarbey, Eylem’in İngiltere’de etti. çıkardığı bir şarkının ardından Türkiye’de şanslarını denemek “Babutsa’yı çıkardık istediklerini söyleyerek, bu 1 numara oldu” istekleriyle birlikte aslında “İşin içine girdik Babutsa’yı Türkiye müzik piyasasına giriş- çıkardık. 1 numara oldu.” lerinin de temelini attıklarını diyen Acarbey, müzik şirketinifade etti. Acarbey, “Eylem’in deki son çalışmalardan da kısailk albümünü Erol Köse’de ca söz etti. Türkiye’de Murat çıkardık. İşi tanıdıkça Boz, İzel, Bengü, gibi isimlere Türkiye’ye gide gele yapımcışarkılar veren Fettah Can’ın da lık yapmaya karar verdim.” sanatçıları arasında yer aldığını dedi. ve sanatçının ilk albümünün yakın bir tarihte çıkmak üzere Başarı yolundaki olduğunu anlattı. Göksel çakıl taşları Gonca, Serkan, Emre Şen, Kazandığı başarıların haklı Çağrı gibi sanatçılar ve Ela gururu gözlerinden okunan isimli bir de yeni grubun kendi Acarbey hedefleri ve girişimle- şirketinde olduğunu söyleyen

genç iş adamı, Eylem’in üçüncü albüm çalışmalarının da tüm hızıyla devam ettiğini belirtti. Kutsi, Mustafa Sandal, Fatih Ürek, Hande Yener gibi isimlerin de Kuzey Kıbrıs bayiliklerini yaptığını ifade eden Acarbey, “Kıbrıs ve Türkiye’ye müzik ve eğlence sektöründe yeni bir şeyler getirmeye çalışıyorum” diye konuştu.

izolasyonları müzikle kırmak, Kıbrıs’ı müzikle tanıtmak olduğunu ifade etti. İlkler ve ödüller Ülkeye getirdikleri başarı ve ödüllerden de söz ettiğimiz genç işadamı, Süper FM’den Kıbrıs’a ilk ödülü Babutsa ile getirmeyi başardıklarını söyleyerek, şu anda 17 veya 26 Mayıs’ta yapılması planlanan Kral TV ödüllerine de ilk kez dört dalda aday olduklarını kaydetti. En iyi Beste, En iyi grup, En iyi çıkış ve En iyi parça ile Babutsa’nın bu yarış-

“Amacım ambargoları müzik yoluyla kırmak” Girne’de 5 yıldızlı otel olarak yapılan ve bu yaz 2 milyon Euro’luk dev bir törenle açılması planlanan Cratos Premium’un Girne’de 5 yıldızlı otel olarak açılış töreni için ihaleye girdiğini söyleyapılan ve bu yaz 2 milyon yen Acar Acarbey, Euro’luk dev bir törenle açılması Tom Jones, John planlanan Cratos Premium’un Travolta, Dame Moore, Mike Tyson açılış töreni için ihaleye girdiğini gibi dünyaca ünlü söyleyen Acar Acarbey, Tom kişileri Kuzey Kıbrıs’a getirmeye Jones, John Travolta, Dame çalıştığını söyledi. Moore, Mike Tyson gibi dünyaBirçok dünyaca ca ünlü kişileri Kuzey Kıbrıs’a ünlü isimle irtibata geçtiğini anlatan getirmeye çalışıyor. genç işadamı, bu sanatçıların büyük çoğunluğunun da Kuzey maya aday olduğunun altını Kıbrıs’a gelmeyi kabul ettikleçizdi. Heyecanla sonuçları bekrinin altını çizdi. Diğer yandan lediklerini anlatan Acarbey, bir da Türkiye’de bir numara olma- yandan da tek başına böylesine yı hedefleyen Acarbey, “Benim güçlü bir organizasyona katılaistediğim Kıbrıs’ta çok iyi bilmenin bile büyük bir başarı müzisyenler vardır ve bu kişile- olduğunu hatırlatarak kendileriri Tükiye’de çıkarmak ve ni halkın desteklediğini söyledi. Kıbrıslı Türk müzisyenleri Ve bu yarışmadan da başarıyla tanıtmaktır” diyen Acarbey, ayrılacaklarına inancını ifade amacının ülkede yıllardır süren etti.


NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

19


20

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010


NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

21


22

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Haber

ODTÜ KKK’den muhteşem fırsat Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampusu (ODTÜ KKK) “Sürdürülebilir Çevre ve Enerji Sistemleri” (Sustainable Environment and Energy Systems-SEES) isimli bir yüksek lisans programı başlatıyor. Bu program için Amerikan Intel Şirketi ile bir anlaşma imzalandı. Misli Kadıoğlu

rta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampusu (ODTÜ KKK) “Sürdürülebilir Çevre ve Enerji Sistemleri” (Sustainable Environment and Energy Systems-SEES) isimli bir yüksek lisans programı başlatıyor. ODTÜ KKK ile Amerika merkezli, dünyanın en büyük mikro işlemci üreten şirketi Intel arasında “Sürdürülebilir Çevre ve Enerji Sistemleri” programı çerçevesinde bir de anlaşma imzalandı. Anlaşma çerçevesinde programa katılacak öğrencilere bir yıl boyunca Amerika’daki araştırma merkezinde staj yapma olanağı verilecek ve tüm giderleri karşılanacak. Eylül ayında başlayacak programın süresi iki yıl olarak belirlendi. Programın eğitim dili İngilizce olacak. İnterdisipliner (disiplinler arası) bir yaklaşımla sürdürülecek olan programda çevre, enerji ve su kaynakları konularında eğitim verilecek. Yüksek lisans programına hem fen bilimleri, hem de

O

sosyal bilimler alanlarından öğrenciler başvurabilecek. Program çerçevesindeki araştırma konuları arasında Güzelyurt’ta eko turizmin gelişmesi ve Güzelyurt’taki su tuzlanması problemleri de var. ODTÜ KKK Elektrik Elektronik Mühendisliği Programı öğretim görevlilerinden, “Sürdürülebilir Çevre ve Enerji Sistemleri” programı sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Ali Muhtaroğlu, North Cyprus UK’a konuyla ilgili bilgi verdi. İnterdisipliner bir proğram Yrd. Doç. Dr. Ali Muhtaroğlu “Sürdürülebilir Çevre ve Enerji Sistemleri” (Sustainable Environment and Energy Systems-SEES) bölümünün merkezi odaklanma alanı çevre, enerji ve su kaynakları olduğunu söyledi. Bu konunun seçilmesinde en önemli nedenin ise, dünyada belli başlı sorunlar olmasından kaynaklandığını kaydetti. Bu tür interdisipliner bir programla bu sorunların çözümüne katkıda bulunulmasının amaçlandığını işaret eden Muhtaroğlu,

sosyal bilimler ve fen bilimleri disiplinlerinden de öğrencilerin bu programa alınacağını söyledi. Muhtaroğlu açılacak olan bu bölümün, interdisipliner olması konusunda şöyle konuştu: “Taban olarak geniş tabanlı program, sosyal bilimlerden, uluslararası ilişkilerden, fen bilimlerinden, mühendisliklerden, fizik, kimya gibi farklı alanlardan gelenler de bu programa girebilecek. Örneğin fen bilimlerinden gelen birisi bu problemler arasından kendine farklı bir konsantrasyon alanı seçecek. Bunun üzerinde araştırma yapıp dersler alırken, sosyal ağırlıklı dersler de almasını isteyeceğiz”. Bu tür interdisipliner programların son zamanlarda dünyada önem kazandığını da anlatan Muhtaroğlu, “Dünyada bu tür interdisipliner insanlara ihtiyacı vardır” diyerek, böyle bir programdan geçtikten sonra kişinin uzman olacağına dikkat çekti. Önemli ortaklıklar kuruldu Enerji verimliliği konusunda

Köklü kadro güçlü eğitim Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampusu (ODTÜ KKK)’nde geçtiğimiz yıl öğreci almaya başlayan “Siyaset Bilmi ve Uluslararası İlişkiler” master programı bu yıl da öğrenci alıyor. İnterdisipliner olan bu bölüm yeni uzmanlar yetiştirecek. rta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampusu (ODTÜ KKK)’nde oturmuş bir kadroya sahip bölümlerden bir tanesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler master

O

programı geçtiğimiz yıldan sonra bu yıl da öğrenci alıyor. Program hakkında North Cyprus UK’e bilgi veren akademisyenler Dr. Hayriye Kahveci ve Dr. Cenk Saraçoğlu, interdisipliner olan

bu programa her bölümden öğrencilerin katılabileceğini söyleyerek eğitimin İngilizce olduğunu belirtti. Bu bölümü tercih eden öğrencilerin kazanacağı avantajlardan söz etti. Çalışma olanakları da sunuluyor Akademisyenler Dr. Hayriye Kahveci ve Dr. Cenk Saraçoğlu, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler master programını tercih eden öğrencilere çeşitli projeler de dahil edilerek çalışma olanakları sunduklarını belirterek, verilen burs imkanları yanısıra asistanlıkla da görevlendirilerek çalışma olanakları sunul-

önemli ortaklıklar da kurulduğunu söyleyen Muhtaroğlu, Amerikan Intel Firmasıyla bir araştırma anlaşması imzalandığını, Kuzey Kıbrıs’ın ise Orta Doğu’da bu anlaşmayı imzalayan dördüncü ülke olduğuna dikkat çekti. Bu anlaşmanın hem üniversite hem de ülke için çok önemli olduğuna değinen Muhtaroğlu, bu anlaşmayla diğer uluslararası firmalarla işbirliği imkanlarının zaman içinde artacağını söyledi. Muhtaroğlu, “Bizim dışımızda Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri’nde de bu anlaşma yapıldı. Ankara’daki ODTÜ de bu anlaşma aracılığıyla Intel ile işbirliğine başlamış durumda” dedi. Amerikada staj imkanı Intel firmasıyla imzalanan anlaşma çerçevesinde “elek-

duğunu kaydetti. Akademisyenler, “Öğrencilerin bu bölümü tercih etmesinin en önemli avantajı öğrencilerle eğitim görevlilerinin iç içe olmasıdır. Öğrenciler uzman eğitim görevlileriyle iletişim halindeler. Öğrencilerin master düzeyinde rehberlik alması çok önemlidir” dedi. Uluslararası bir deneyim Hem öğretim görevlilerinin hem de öğrencilerin bir kısmının dünyanın değişik ülkelerinden geldiğine işaret eden akademisyenler, ODTÜ KKK’da uluslararası ilişkiler öğreniminin her yönüyle uluslararası bir deneyim olduğunu ifade etti. İlgilenenlerin öğrenim ücretleri hakkındaki ayrıntılı bilgiyi ODTÜ KKK web sayfasında bulabileceklerine işaret eden akademisyenler, buna ek olarak hem lisans hem lisansüstü düzeydeki öğrenciler için öğrenim ücretlerini karşılaya-

tronik sistemlerde çevresel enerjinin kullanılması” konusunda araştırma yapılacağını ifade eden Muhtaroğlu, güneş, ısı, titreşim enerjisinin kullanılması konusunda direk olarak imzalanan bir anlaşma bulunduğunu anlattı. Intel ile imzalanan anlaşmada firmanın öğrencilere direk olarak destek vereceğini kaydeden Muhtaroğlu, yüksek lisans programına girecek öğrencilere Amerika’da staj yapma olanağı sağlanacağını açıkladı. . Muhtaroğlu, “Stajda amaç endüstrinin günlük, direk olarak uğraştığı, enerji ile ilgili problemleri gözlemlemek, oradaki araştırmaya katkı sağlamak ve öğrencinin geri döndüğünde endüstriden aldığı gerçekçi yaklaşımı devam ettirip, araştırmasını en başarılı şekilde tamamlamasıdır” diye açıkladı.

Araştırma alanları belirleniyor “Sürdürülebilir Çevre ve Enerji Sistemleri” yüksek lisans programı çerçevesinde Intel’den konuşmacıların da kampusa getirileceğini anlatan Muhtaroğlu, programı katılımcı bir şekilde yürütmeye çalışacaklarını, diğer üniversitelerle de işbirliği yapmayı hedeflediklerini vurguladı. Program çerçevesindeki araştırma konuları arasında daha kısa vadeli olanlar bulunduğunu söyleyen Muhtaroğlu, bunlardan birinin Güzelyurt’ta eko turizmin gelişmesi ve Güzelyurt’taki su tuzlanması problemiyle ilgili olduğunu belirtti. Güzelyurt’taki sel felaketiyle ilgili de girişimler yapıldığını anlatan Muhtaroğlu, bölgedeki yönetimle işbirliği yapıldığını, bu alanda araştırma konuları üretilmeye başlandığını vurguladı.

cak çeşitli burs olanakların mevcut olduğunu yineledi.

lemesine ve derinleşmesine katkıda bulunduğunun altını çizdi. Öğretim görevlilerinin dünyanın değişik yerlerinden edindikleri eğitim ve araştırma deneyimlerini üniversiteye yansıttığına da değinen akademisyenler, “Eğitim görevlilerimizin hepsi de doktora derecelerini Avrupa, Kuzey Amerika, Avusturalya, Turkiye gibi yerlerdeki seçkin üniversitelerden almış olup, çeşitli uluslararası araştırma ağlarıyla bağlantılarını halen sürdürmektedirler” dedi.

Güçlü kadro ODTÜ KKK bünyesindeki sürekli kadronun her dönem ODTÜ Ankara kampüsten gelen misafir öğretim görevlileri tarafından desteklendiğini de belirten akademisyenler, buna ek olarak dünyanın değişik yerlerinden üniversitelerini ziyaret eden öğretim görevlileri ve araştırmacıların da ODTÜ KKK’da Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler eğitiminin kapsamının geniş-


23

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Şöyleşi

Bir Peri’nin öyküsü Türkiye müzik piyasasına hızlı bir giriş yapan Londra’da yaşayan üç Kıbrıslı Türk’ten oluşan Babutsa Grubu’nda dikkatleri üzerine çeken grubun tek bayan solisti Peri Aziz, yaşamı, müzik piyasasındaki yükselişi, hayalleri hakkında North Cyprus UK’e konuştu. üçük bir kız çocuğuyken şarkıcı olma hayalleriyle başlayan müzik serüveninde, hem Türkiye, hem Kıbrıs hem de Londra’da büyük bir üne kavuştu. Acar Acarbey’in sahip olduğu European Records Şirketi’nden çıkan albümleri bir anda büyük bir başarı yakaladı ve “Yanayım yanayım” isimli parça ile Türkiye müzik piyasasında hızlı bir yükselişe geçtiler. Babutsa Grubu’nun esmer güzeli olarak gönüllerde taht kuran, kıvrak dansı ve etkileyici sesiyle dikkatleri üzerine toplayan grubun Peri’si North Cyprus UK’nin sorularını yanıtladı. Kuzey Kıbrıs, Türkiye ve Avrupa’da konserler, festivaller ve televizyon programları arasında yoğun bir koşturmaca içerisinde olan Peri Aziz’le, Acarbey’in sahibi olduğu Euro Sinemis Öğrenci Kompleksi’nin kafeteryasında buluştuk, sıcak ve samimi bir söyleşi gerçekleştirdik.

K

Genç, güzel ve başarılı bir anne Sevdiklerini deli gibi kıskanan, hayat dolu, inatçı, ve saf kişiliğiyle dikkat çeken Peri, müzikle iç içe yaşamaktan çok mutlu. O şarkılarını söylemeye başlar baş-

memnun, Babutsa grubunu ve gruptaki arkadaşlarını çok seviyor, ilerideki hayallerinden bir tanesi ise tek başına albüm yapmak...Ancak Babutsa’nın ise hayatının her zaman bir parçası olaca-

Peri, küçük bir kız çocuğu iken annesinin kıyafetlerini ve topuklu ayakkabılarını giyer konserler verirdi. Hayalleri gerçek oldu...Artık o, hem Kuzey Kıbrıs hem de Türkiye’de adından söz ettiren tanınmış bir sanatçı. lamaz, dans etmeye de başlıyor. Dansı birçokları tarafından büyük beğeni topluyor ve örnek alınıyor. Hiç dans kursuna gitmemiş...Kıyafetleriyle de çok konuşulan esmer güzel pahalı kıyafetler giymeyi tercih etmiyor. Kendi modasını kendisi yaratıyor ve ‘kendime yakışanı giyiyorum’ diyor. Kısa sürede yakaladığı başarıdan ise çok

ğını da söylemeden edemiyor. Bir tanesi 12 diğeri ise 8 yaşında iki kız çocuğu annesi olan Peri, ailesine, evine bağlı bir aslan burcu kadını... Belki klasik bir giriş olacak, ancak Peri Aziz kimdir diye sorsak ne dersiniz? İngiltere’de doğdum ve büyüdüm. Ailem savaştan sonra Kuzey Kıbrıs’tan İngiltere’ye gitti. Kuaförlük üzerine eğitim gördüm. İngiltere’de evlendim, boşandım ve iki kızım var. Müzik hayatınıza ne zaman girdi? Şarkı söylemeye küçük yaşlarda başladım. Hafta sonları ailemle birlikte mutfakta oturup sohbetler eder yemek pişirirdik. Ben ve kız kardeşim şarkılar söylerdik. Çocukluğumda annemin 45’likleri vardı ve ben onları dinleyerek büyüdüm. Evlendim. Kendime güvenim yoktu. Yaş ilerledikçe insan daha cesur oluyor. İngiltere’de pop star yarışması yapıldı, daha sonra bu yarışmaya katıldım ve üçüncü geldim. Ancak yarışmanın devamı gelmedi, ben de arkadaşımın Kıbrıs Dörtlüsü adlı grubuyla birlikte düğünlerde şarkı söylemeye başladım. Ardından da Babutsa grubu geldi.

Aileme ve evime çok bağlıyım. Kızlarımı çok özledim. Kızlarım için herşeyi yaparım

Babutsa grubu nasıl kuruldu ve grupta nasıl bir görev dağılımı var? Önce Soner ve Ali bir araya geldiler, albümün hazırlıkları sürerken son olarak gruba ben dahil oldum. Albüm için bir bayan arayışları

vardı elemelerde ben seçildim. Albümün kayıtları İngiltere’de Soner’in stüdyosunda yapıldı. Babutsa olarak bir anda hem Kuzey Kıbrıs’ta hem de Türkiye’de büyük bir başarı yakaladınız. Geçmişte bu noktada olmayı hayal etmişmiydin? Evet hayal ettiklerimi şu anda yaşıyorum. Ben ve kız kardeşim birbirimize konser verirdik. Annemizin kıyafetlerini giyer keşke biz de böyle sanatçı olsak derdik. Hayatında ne yönde değişti? Bize biraz bahseder misin? Hayatım bir anda değişti. Düğünlerde şarkı söylemek farklıydı. İnsanlar yemeklerini yiyor ve söylediğim şarkılara bile dikkat etmiyorlardı. İngiltere’de hiçkimse ismimi bilmezdi. Ancak şimdi hayatım çok değişti. İnsanlardan tepkiler alıyoruz. İmza almaya bizimle tanışmaya geliyorlar. Artık tanınıyoruz. Ben şimdi Kıbrıs’ta daha rahatım İngiltere’ye gidince utangaç oluyorum. Sahnedeki kıyafetlerinle de dikkatleri üzerine çekiyorsun. Özellikle mini kıyafetlerin gözlerden kaçmıyor. Kıyafetlerin için birisinden yardım alıyormusun? Seni kim giydiriyor? Kıyafetlerimi hep kendim seçerim. Kimseye seçmesi için izin vermem. Kendime yakışanı giyerim. Bu durum biraz da o günkü halime bağlı, bir de ortamına uygun kıyafetler olması lazım. Herkes sürekli takip ediyor o yüzden de daha fazla dikkat etmem gerekiyor. Pahalı kıyafetler giymiyorum. Bir de giydiğim kıyafetlerin aynısını başkasında görmek istemem. Huylanırım. Grup arkadaşlarınla aran nasıl? Tek kız olmanın avantajı vardır muhakkak. Hepimiz de olgun olduğumuz için anlaşıyoruz. Onları ailemden daha fazla görüyorum. Artık abi kız kardeş olduk. Onlara çok alıştım. Ali’ye dertlerimi anlatıp onu çok ağlattığım anlar oldu.

Duygusal bir kişiliğin var gibi görünüyor. Burcun nedir? Aslan burcuyum. Özelliklerini taşıyormusun? Açık sözlüyüm, safım. Bir ortamda olduğumda bütün ilgiyi üzerime çekmek isterim. Kendime özen veririm. Dik kafalı ve inatçıyım, ancak başkalarının düşünceleri de kafamda dolanır. Çok duygusalım ve özellikle sevdiklerime karşı kıskancım. Çok genç bir annesin o kesin. Sana nasıl bir annesin diye sorsak? Genç yaşta evlendim. 17 yaşında evlendim ve 18 yaşında ilk kızımı doğurdum. Kendimi olgun sandığım için çocuk yaptım. İlk kızımda annem de yardımcı oldu. Sonra evimin hanımı olacağım dedim ve ayrı eve çıktım. Ancak ikinci kızımda ‘Şimdi ben ne yapacağım’ dedim. Evime çok bağlı bir insanım ve onlardan ayrı kalmak çok zor. Ben yokken babalarıyla kalıyorlar ancak ayrı kalmak zor. Çocuklarım için her şeyi yaparım. Şu anda çocukluğundaki hayallerini yaşıyorsun. Artık ünlüsün ve herkes seni tanıyor. Peki bundan sonrası için ne gibi planların var? İnşallah Babutsa devam

eder. Daha iyi yerlere geliriz. Ben tek başına albüm yapmak da istiyorum. Ancak Babutsa’dan asla vazgeçmem. Babutsa dövme gibi sonsuza kadar gidecek. İngilizce şarkı söylemeyi düşünürmüsün? Ben ingilizce şarkı söyleyemem. Hep türkçe söylemeye alıştım. Türkçe müzik söylerken, hissediyorum. Yaşadığım olayları düşünüyorum. Çocukluktan beri hep türkçe şarkı dinleyerek büyüdüm. Müziksiz yaşayamam. Kızlarım da müziğin içerisinde o nedenle de çok mutluyum. Büyük kızım da şarkı söylemeyi seviyor ancak o daha fazla ingilizce müzik söylüyor. Şu anda yoğun bir trafik içerisindesin. İngiltere Kıbrıs Türkiye arasında gidip geliyorsun. İleride Kıbrıs’a ya da Türkiye’ye yerleşmeyi düşünüyormusun? Ben Londra’da yaşamaya alıştım. Ve ailem, kızlarım orada. O yüzden de şimdilik aklımda böyle birşey yok. Kıbrıs bana çok yavaş geliyor. Bir de burada düzen ve sistem yok. Ancak İngiltere’de herşey düzenli çalışıyor. Bize zaman ayırdığın için teşekkürler. Seni tanımak güzeldi. Ben teşekkür ederim.


24

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

25

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Magazin

Magazin

Babutsa’nın Kıbrıs Konserleri harikaydı! İskele, Mağusa, Omorfo ve Girne bölgesinde düzenlenen UBP mitinglerinde sahneye çıkan Babutsa tüm konserlerinde izleyenlerden tam puan aldı.

Bağlı bulundukları Müzik Yapım Şirketi’nin sahibi olan Acar Acabey ile birlikte Kemal’in Yeri’ne konuk olan Peri, Ali Sönmez ve Soner’e ayni şirketin sanatçıları arasında yer alan Çağrı, Göksel Gonca ve Serkan eşlik etti.

Ali Sönmez, sahne aldığı Savoy Hotel’de hayranlarına coşkulu saatler yaşattı.

Çağrı ve Serkan

Zorlu Cezaroğlu KTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ulusal Birlik Partisi (UBP) ile anlaşan European Records Platunium Şirketi’nin sahibi Acar Acabey, kendisine bağlı olan Babutsa Grubu’nu UBP Cumhurbaşkanı adayı olan ve seçimi kazanarak KKTC’nin 3. Cumhurbaşkanlığını olan Dr Derviş Eroğlu’nun mitinglerinde sahneye çıkardı. İskele, Mağusa, Omorfo ve Girne bölgesinde düzenlenen UBP mitinglerinde sahneye çıkan Babutsa tüm konserlerinde izleyenlerden tam puan aldı. Başarılı sahne performansıyla dikkat çeken Soner, Ali Sönmez ve Peri, düzenlenen tüm konserlerinde kendi albümlerinin yanısıra günümüzün sevilen eserlerini de seslendirdiler.

K

İskele’den sonra Kemal’in yeri Nisan ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı mitinglerinin

Acar Acabey ve Muhammet Yaşarata Savoy’da birlikte şarkı söyledi.

ilk ayağı olan İskele’de sahneye çıkan Babutsa, İskeleliler tarafından büyük bir sevgi gösterisiyle karşılandı. Hem üne kavuştukları “Yanayım yanayım” şarkısının söz yazarı olan Ayhan Başkal’ın yaşadığı yer olan, hemde grup isimlerini aldıkları bölge olan İskele’de başarılı bir sahne performansı sergileyen Babutsa, konserin ardından İskele-Boğaz’da bulunan “Kemal’in Yeri”ne konuk oldu. Bağlı bulundukları Müzik Yapım Şirketi’nin sahibi olan Acar Acabey ile birlikte Kemal’in Yeri’ne konuk olan Peri, Ali Sönmez ve Soner’e ayni şirketin sanatçıları arasında yer alan Çağrı, Göksel Gonca ve Serkan eşlik etti. KKTC Cumhurbaşkanı Dr Derviş Eroğlu’nun kızı Resmiye Eroğlu Canaltay, İngiltere’de faaliyet gösteren Cyprus Paradise Direktörü Muhammet Yaşarata’nın da hazır bulunduğu gecede European Recorders’e bağlı olan tüm sanatçılar ve “Yanayım Yanayım” şar-

Babutsayı hayranlıkla izlediler.

kısının söz yazarı Ayhan Başkal sahne aldı. Sabahın ilk ışıklarına kadar süren gecede herkesin keyfi yerindeydi.

Müzik Yapım Şirketi’nin sahibi Acar Acabey’in ve Cyprus Paradise Direktörü Muhammet Yaşarata’nın sahne alması oldu.

Girne konserinin ardından Savoy Hotel Ulusal Birlik Partisi’nin İskele, Omorfo, Mağusa ve Girne mitinglerinde sahne alarak Kuzey Kıbrıs’ı fetheden Babutsa Grubu, Kıbrıslı Türklerin gönüllerinde taht kurdu. Tüm konserlerinde başarılı bir sahne performansı sergileyen Babutsa, UBP Girne mitinginin ardından Girne’de bulunan Savoy Hotel’de sahne aldı. Savoy Hotel’de düzenlenen özel gecede sahne alan Babutsa Grubu, izleyenlere coşku dolu dakikalar yaşattı. “Güzelim” isimli şarkılarının klibinde oynayan ve danslarıyla göz kamaştıran Ayça’nın da sahne aldığı gecede European Records sanatçıları Çağrı, Göksel Gonca ve Serkan da sahne aldı. Gecenin en büyük sürprizi ise European Records

Babutsa DAÜ Bahar şenliklerinde Kuzey Kıbrıs’ta verdikleri konserlerin ardından Kıbrıs’ı fethe-

den Babutsa Grubu, Mağusa bölgesinde faaliyet gösteren Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ)’nün bahar şenliklerine katılıyor. Bahar şenlikleri çerçevesinde 12 Mayıs 2010 tarihinde sahne alacak olan Babutsa, konserin ardından Kral TV’inin ödül gecesine katılmak üzere İstanbul’a uçacak

Fatoş Berkel UBP’nin İskele mitinginde yer alan Babutsa Konseri’nde idi.


24

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

25

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Magazin

Magazin

Babutsa’nın Kıbrıs Konserleri harikaydı! İskele, Mağusa, Omorfo ve Girne bölgesinde düzenlenen UBP mitinglerinde sahneye çıkan Babutsa tüm konserlerinde izleyenlerden tam puan aldı.

Bağlı bulundukları Müzik Yapım Şirketi’nin sahibi olan Acar Acabey ile birlikte Kemal’in Yeri’ne konuk olan Peri, Ali Sönmez ve Soner’e ayni şirketin sanatçıları arasında yer alan Çağrı, Göksel Gonca ve Serkan eşlik etti.

Ali Sönmez, sahne aldığı Savoy Hotel’de hayranlarına coşkulu saatler yaşattı.

Çağrı ve Serkan

Zorlu Cezaroğlu KTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ulusal Birlik Partisi (UBP) ile anlaşan European Records Platunium Şirketi’nin sahibi Acar Acabey, kendisine bağlı olan Babutsa Grubu’nu UBP Cumhurbaşkanı adayı olan ve seçimi kazanarak KKTC’nin 3. Cumhurbaşkanlığını olan Dr Derviş Eroğlu’nun mitinglerinde sahneye çıkardı. İskele, Mağusa, Omorfo ve Girne bölgesinde düzenlenen UBP mitinglerinde sahneye çıkan Babutsa tüm konserlerinde izleyenlerden tam puan aldı. Başarılı sahne performansıyla dikkat çeken Soner, Ali Sönmez ve Peri, düzenlenen tüm konserlerinde kendi albümlerinin yanısıra günümüzün sevilen eserlerini de seslendirdiler.

K

İskele’den sonra Kemal’in yeri Nisan ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı mitinglerinin

Acar Acabey ve Muhammet Yaşarata Savoy’da birlikte şarkı söyledi.

ilk ayağı olan İskele’de sahneye çıkan Babutsa, İskeleliler tarafından büyük bir sevgi gösterisiyle karşılandı. Hem üne kavuştukları “Yanayım yanayım” şarkısının söz yazarı olan Ayhan Başkal’ın yaşadığı yer olan, hemde grup isimlerini aldıkları bölge olan İskele’de başarılı bir sahne performansı sergileyen Babutsa, konserin ardından İskele-Boğaz’da bulunan “Kemal’in Yeri”ne konuk oldu. Bağlı bulundukları Müzik Yapım Şirketi’nin sahibi olan Acar Acabey ile birlikte Kemal’in Yeri’ne konuk olan Peri, Ali Sönmez ve Soner’e ayni şirketin sanatçıları arasında yer alan Çağrı, Göksel Gonca ve Serkan eşlik etti. KKTC Cumhurbaşkanı Dr Derviş Eroğlu’nun kızı Resmiye Eroğlu Canaltay, İngiltere’de faaliyet gösteren Cyprus Paradise Direktörü Muhammet Yaşarata’nın da hazır bulunduğu gecede European Recorders’e bağlı olan tüm sanatçılar ve “Yanayım Yanayım” şar-

Babutsayı hayranlıkla izlediler.

kısının söz yazarı Ayhan Başkal sahne aldı. Sabahın ilk ışıklarına kadar süren gecede herkesin keyfi yerindeydi.

Müzik Yapım Şirketi’nin sahibi Acar Acabey’in ve Cyprus Paradise Direktörü Muhammet Yaşarata’nın sahne alması oldu.

Girne konserinin ardından Savoy Hotel Ulusal Birlik Partisi’nin İskele, Omorfo, Mağusa ve Girne mitinglerinde sahne alarak Kuzey Kıbrıs’ı fetheden Babutsa Grubu, Kıbrıslı Türklerin gönüllerinde taht kurdu. Tüm konserlerinde başarılı bir sahne performansı sergileyen Babutsa, UBP Girne mitinginin ardından Girne’de bulunan Savoy Hotel’de sahne aldı. Savoy Hotel’de düzenlenen özel gecede sahne alan Babutsa Grubu, izleyenlere coşku dolu dakikalar yaşattı. “Güzelim” isimli şarkılarının klibinde oynayan ve danslarıyla göz kamaştıran Ayça’nın da sahne aldığı gecede European Records sanatçıları Çağrı, Göksel Gonca ve Serkan da sahne aldı. Gecenin en büyük sürprizi ise European Records

Babutsa DAÜ Bahar şenliklerinde Kuzey Kıbrıs’ta verdikleri konserlerin ardından Kıbrıs’ı fethe-

den Babutsa Grubu, Mağusa bölgesinde faaliyet gösteren Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ)’nün bahar şenliklerine katılıyor. Bahar şenlikleri çerçevesinde 12 Mayıs 2010 tarihinde sahne alacak olan Babutsa, konserin ardından Kral TV’inin ödül gecesine katılmak üzere İstanbul’a uçacak

Fatoş Berkel UBP’nin İskele mitinginde yer alan Babutsa Konseri’nde idi.


26

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Tarih

Kıbrıs’ın tarih fışkıran kenti... Mağusa Surları’nın tarihçesi...

1489 yılına dek Mağusa şehrini çevreleyen Lüzinyan surları, çok yüksek olmalarına karşın, ince bir yapıya sahiptiler. Ardından Kıbrıs’ı ele geçiren Venedikliler, özellikle Osmanlılara karşı önlem almak üzere, surları ateşli

silahlara karşı sağlamlaştırmak amacıyla 1550’li yıllarda Venedik’ten uzman getirerek yeniden elden geçirmişlerdir. Özellikle deniz tarafındaki surlar, Martinengo Tabyası ve Kara Kapısı bu dönemde inşa edilmiştir. Ayrıca surun

şehir dışındaki kısmına 46 m genişliğinde hendek açılarak içerisi su ile doldurulmuştur. İri kesme taştan inşa edilen 3 km uzunluğundaki bu surların yüksekliği 18 m, genişliği bazı yerlerde 9 m kadardır. Duvarlarda, burçlar, kapılar,

rampalar, mangallar, cephanelik, depo ve ahırlar bulunmaktadır. Surlardaki kuleler şöyle anılmaktadır: Arsenal (Canbulat) - Mare (Deniz Kapısı Burcu) Castella (Othello Kulesi) Signonia (Halkalı mazgal) Diamete (Karpaz Tabya) -

Mozzo (Şehit Tabya) Martinengo (Tophane) Pulacazaro - Moratto Diocare - Ravelin (Kara Kapısı, Akkule) - Santa Napa (Altın Burcu) Andurizzi (Su Burcu) Campo Santa (Halkalı Tabya) Ayrıca bir iç kale

olarak Othello binası ve orjinal iki giriş kapısı olarak Kara Kapısı (Ravelin) ve Deniz Kapısı (Porta del Mare) yer almaktadır. Mağusa’nın Osmanlılar tarafından fethi sırasında harap olan surlar, fetih sonrası Osmanlılarca alınmıştır.


27

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Magazin Fatih Ürek Salamis’teki konserinin ardından Londra’ya geliyor…

Konser hazırlıkları tamam! Türkiye sahnelerinin ünlü sanatçılarından Fatih Ürek Londra’ya geliyor. Salamis Bay Conti Resort Hotel’de vermiş olduğu konserinin ardından gazetemize bir açıklama yapan Ürek, 15 Mayıs tarihinde Londra’da sahne alacağını söyledi. ürkiye sahnelerinin ünlü sanatçılarından Fatih Ürek bir konser vermek üzere Londra’ya geliyor. 27 Nisan tarihinde Mağusa bölgesinin incisi Salamis Bay Conti Resort Hotel’de sahne alan ünlü sanatçı, Londra konseri hakkında Kıbrıs muhabirimize açıklamalarda bulundu. İstanbul Events organizasyonu ile 15 Mayıs tarihinde Londra’da sahne alacağını kaydeden Ürek, “bu konser için sabırsızlanıyorum”

T

İstanbul Events organizasyon yetkilileri konserin tüm hazırlıklarını tamamladıklarını söylediler. Konserin Tottenham High Road üzerinde bulunan MC Donalds’ın üst katında yapılacağını kaydeden yetkililer, gecenin saat 19:00 itibarıyla başlayıp 02:00’ye kadar süreceğini vurguladılar. Ürek, European Records Müzik Yapım Şirketi’nde Eylem, Babutsa, Fattah Can,

Kendine özgü ve farklı eğlence anlayışıyla gönüllerde taht kuran Fatih Ürek’in yakın bir tarihte European Records Müzik Yapım firmasına katılması bekleniyor. Konuyla ilgili gazetemize bilgi vermekten kaçınan firma patronu Acar Acabey, görüşmelerin sürdüğünü söylemekle yetindi. dedi. Londralı hayranlarıyla bir an önce buluşmanın tatlı heyecanı içerisinde olduğunu kaydeden ünlü sanatçı, bu konserde fırtınalar estireceğini söyledi. Hurkan Sayman&Co ana sponsorluğunda 502-508 High Road, Tottenham N17 9IF adresnde gerçekleşecek olan konserin büyük ilgi görmesi bekleniyor. Konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan

Ela, Göksel Gonca, Serkan, Çağrı gibi sanatçıların bağlı oldukları müzik yapım şirketi European Records’un genç patronu Acar Acabey, Ürek’i sanatçıları arasına katmak için görüşmelerini sürdürüyor. Geçtiğimiz ay Salamis Bay Conti Resort Hotel’de bir konser veren Ürek, kendisini izlemeye gelen ve yakın dostları arasında yer alan European Records patronu Acar

Babutsa Grubu’nun solistlerinden Peri, Fatih Ürek Konseri’ni Nicky Acarbey ile birlikte izledi.

Acar Acabey, Fatih Ürek’le birlikte gece boyunca dans edip eğlendi.

Acabey’in masasını bir an olsun boş bırakmadı. Konserin ardından Acabey ile otel lobisinde biraraya gelen ünlü sanatçı sorularımızı yanıtsız bırakırken, Acabey ise Ürek ile görüşmelerinin sürdüğünü söylemekle yetindi.

Salamis Bay Conti Resort Hotel’de sahne alan Fatih Ürek’in konserine hayranları büyük ilgi gösterdi.


28

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Gezi

Kuzey Kıbrıs’ı keşfedin Kuzey Kıbrıs, birçokları için sadece temiz denizden, güzel plajlardan ve casino’larla renklenen gece hayatından ibaret. Oysa sırtını binlerce yıllık tarihe yaslayan bu zengin coğrafya, deniz, kum ve güneşten fazlasını sunuyor. Caretta Caretta’ları gözlemekten yamaç paraşütüne, gece kulüplerinden tarih turlarına kadar Kuzey Kıbrıs’ta yapabileceğiniz her şey burada... Burçin Tuncer iraz önce pasaport işlemlerinizi tamamlayıp son kontrolden de geçtiniz. Koltuğunuza oturdunuz ve kalkış öncesi son hazırlıklarınızı tamamladınız. Artık arkanıza yaslanabilir ve uçunuşunuzun keyfini çıkarabilirsiniz. Ama uçağınız Akdeniz’in bu cennet adasına doğru süzülürken, bu seyahatten neler beklediğinizi gözden geçirmek istemez misiniz? Kuzey Kıbrıs’a her gün binlerce ziyaretçi geliyor. Kimisi adanın bakir kumsallarının ve her mevsim yukarıdan gülümseyen

B

güneşinin peşinde, kimisi dört bir yanından fışkıran tarihî zenginliklerin. Kimi sadece büyük şehrin gürültüsünden kaçıp başını dinlemek istiyor, kimi çılgınlar gibi eğlenmek. Kimileri için Kuzey Kıbrıs sadece katılacakları kongre demekken, kimileri içinse casinolar, gece kulüpleri. Öğrenimini adada sürdüren binlerce genç için adanın anlamı sıkıcı dersler belki; onları görmek için gelen aileleri içinse çocuklarına kavuşmanın heyecanı... Evet, herkesin bu seyahatten beklentisi farklı. Ama Kıbrıs’ta hem denizin, güneşin ve kumsalların key-

fini çıkarmak, hem de alternatif eğlence olanakları bulmak mümkün. Kuzey Kıbrıs’ta geçirdiğiniz kısa tatilinizde, bir günlüğüne de olsa denizden ve güneşten ayrı kalıp, adanın tarihî zenginliklerini keşfetmek istemez misiniz? Ya da, bir geceliğine casino keyfinizi kısa tutup, caretta caretta’ların yumurtlamalarını izlemek hoşuna gitmez mi? Diyeceğimiz o ki, sebebi ziyaretiniz ne olursa olsun, Kuzey Kıbrıs’ın size sunacakları, sandıklarınızdan çok daha fazla olabilir. Gelin Kuzey Kıbrıs’ı bu kez de farklı bir gözle keşfedin... Caretta Caretta’lara yakından bakın Kıbrıs, sayıları gittikçe azalan Caretta Caretta deniz kaplumbağalarının en önemli yumurtlama yerlerinden biri. Kuzey Kıbrıs sahilleri oldukça temiz ve bakir olduğundan, bu şirin kaplumbağalar binlerce yıldır olduğu gibi bugün de yumurtlamak için burayı tercih ediyor. Caretta Caretta’ların Kuzey Kıbrıs’taki en önemli adresi, koruma altındaki Alagadi ve Altınkum plajları. Girne’deki Alagadi ve Karpaz’daki Altınkum, mayıs ayından itiraberin bu sevimli ziyaretçilerini ağırlamaya başlıyor. Mayısağustos ayları arasında anne kaplumbağaların bıraktığı yumurtalardan, ağustos ve eylül aylarında minik yavrular çıkmaya başlıyor. Dilerseniz siz de doğanın bu mucizevi olayına şahit olabilir, yumurta bırakma işlemini ve yavruların yumurtadan çıkışını, plajlar-

Caretta Caretta’ların Kuzey Kıbrıs’taki en önemli adresi, koruma altındaki Alagadi ve Altınkum plajları. Girne’deki Alagadi ve Karpaz’daki Altınkum, mayıs ayından itiraberin bu sevimli ziyaretçilerini ağırlamaya başlıyor

da bulunan koruma görevlileri eşliğinde gözlemleyebilirsiniz. Beşparmaklar’da yamaç paraşütü Kıbrıs’ta geçirdikleri tatile biraz da adrenalin katmak isteyenler, yamaç paraşütünü mutlaka denemeli. Böylece, Beşparmak Dağları’nın zirvesinden başlayıp yaklaşık 20-30 dadika boyunca Girne üzerinden süzülürken, adayı kimsenin cesaret edemediği noktalardan görebilirsiniz. Girne’de yamaç paraşütü hizmeti veren firmalar, tüm ulaşım, eğitim ve bilgilendirme ihtiyacınızı da karşılıyor. Size de, uzman pilotlar eşliğinde bu heyecanı yaşamak kalıyor. Denize karşı golf Tüm Kıbrıs adasının en iyi ve en yeni golf sahası, Girne’nin Esentepe bölgesinde bulunuyor. Hazır Kıbrıs’a gelmişken, dünya-

nın dört bir yanından golf meraklılarının ilgisini çeken Korineum Golf & Country Club’a uğramak istemez misiniz? Zeytin ağaçlarının arasında golf oynamak ve yemyeşil çimenlerin üzerinde huzurlu bir gün geçirmek... Tümü muhteşem bir deniz ve dağ manzarası sunan 18 delikli profesyonel golf sahasının yanı sıra, restoran, bar, cafe, SPA ve fitness gibi hizmetlerden de yararlanabileceğiniz Korineum, gereken tüm malzemelerinizi kiralayabileceğiniz bir de mağazaya sahip. Mavi koylarda tekne turu Akdeniz’in masmavi sularında, sabahın erken saatlerinde başlayan bir tekne gezintisine hazır mısınız? Zaten Kıbrıs’a gelip de tekne turuna çıkmamak düşünülemez. Girne sahil şeridi boyunca birçok güzel koyda demir atıp yüzebileceğiniz tekne turları saye-

Sarp kayalıklar üzerinde adeta bir kartal yuvası gibi göğe yükselen ve bugünün koşullarında bile ulaşılmaz görünen bu kaleler, hem muhteşem manzaraları, hem de tarihî yapıları dolayısıyla önemli bir cazibe merkezi

sinde Kıbrıs’ı bir de denizden keşfedebilirsiniz. Öğle yemeğinde sunulan leziz meze ve yemekler de cabası... Hatırlatalım, tekne turlar sabah saatlerinde Girne Yat Limanı’ndan hareket ediyor ve akşam üzeri yine aynı yerde sonlanıyor... Kuzey Kıbrıs’a kalelerinden bakın Çağlar boyunca birçok medeniyete evsahipliği yapan Kıbrıs, yüzlerce savaşa sahne olmuş bir ada. Coğrafî konumu sebebiyle askerî bir önem de arzeden ada, birçok defa saldırılara maruz kalmış. Bunlardan en önemlisi olan ve 600’lü yıllarda başlayan Arap akınlarına karşı kendilerini korumak isteyen ada halkı, bir savunma hattı oluşturmak için Beşparmak Dağları boyunca üç büyük kale inşa etmiş. Girne sırtlarındaki St. Hilarion ve Bufavento ile, adanın kuzey doğusunda inşa edilen Kantara kaleleri,


29

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Gezi

Tümü muhteşem bir deniz ve dağ manzarası sunan 18 delikli profesyonel golf sahasının yanı sıra, restoran, bar, cafe, SPA ve fitness gibi hizmetlerden de yararlanabileceğiniz Korineum, gereken tüm malzemelerinizi kiralayabileceğiniz bir de mağazaya sahip.

hakim konumları sebebiyle düşmanlara geçit vermemiş. Sarp kayalıklar üzerinde adeta bir kartal yuvası gibi göğe yükselen ve bugünün koşullarında bile ulaşılmaz görünen bu kaleler, hem muhteşem manzaraları, hem de tarihî yapıları dolayısıyla önemli bir cazibe merkezi. Ortaçağ yaşantısına ışık tutan birer müze konumundaki bu kalelerden özellikle St Hilarion dikkat çekici. Girne’ye kuşbakışı bakan Hilarion Kalesi’nin önemli yapıları ayakta kalarak bugüne kadar ulaşmayı başarmış. Bufavento ve

Kantara kaleleri o kadar şansı olmasa da, özellikle Kantara kalesi inanılmaz manzarası ile Kuzey Kıbrıs gezisinin olmazsa olmaz durakları arasında. Dik yamaçlardaki bu kaleler dışında, Girne Limanı’nın yanıbaşındaki Girne Kalesi ve surlarını Leonardo Da Vinci’nin güçlendirdiği Gazimağusa Kalesi, görülmesi gereken diğer kaleler. Bünyesinde birçok farklı müze barındıran Girne Kalesi’nde, bugüne kadar bulunan en eski gemi batığı da sergileniyor. Kent içinde bir kent olan Gazimağusa

Kuzey Kıbrıs’ta taze balık keyfi yapacabileceğiniz birçok yer var. Gazimağusa’nın 10-15 km kuzeyindeki İskele Boğaz’ı bunlardan ilk akla geleni.

Kalesi ise, Shakespeare’in ünlü oyununa sahne olan Othello Kulesi ve birçok gotik kilisesi ile büyüleyici bir mekân. Ada balığının tadı Mâlum, Kuzey Kıbrıs bir ada ülkesi. Ada demek deniz, deniz demekse balık elbet... Kuzey Kıbrıs’ta Akdeniz’in ve Ege denizinin birçok balık türünü taze taze tadabilir, deniz ürünleriyle donatılmış mükellef bir sofranın lezzetine varabilirsiniz. Kuzey Kıbrıs’ta taze balık keyfi yapacabileceğiniz birçok yer var. Gazimağusa’nın 10-15 km kuzeyindeki İskele Boğaz’ı bunlardan ilk akla geleni. Boğaz’da yan yana sıralanmış restoranlar çeşit çeşit mezeleri ve taze balıkları ile çok rağbet görüyor. Girne Limanı ise hem manzarası, hem de cıvıl cıvıl ortamıyla yaz akşamlarının vazgeçilmezi. Buradaki balık restoranları da sundukları zengin seçeneklerle turistlerin gözdesi durumunda. Ayrıca, Girne’nin uzun sahil şeridi boyunca birçok balık restoranı bulabilir, denize karşı birbirinden leziz mezelerle güzel bir akşam geçirebilirsiniz... Salamis ve Kral Mezarları’nda tarihe tanıklık edin Geçmişi MÖ 560 yılına kadar uzanan Salamis Antik Kenti, Kıbrıs’ın ilk başkenti olma özelliğine sahip. Birçok imparatorluğun ege-

menliğine giren Salamis, tarihe meraklı olanların ilgisini çekecek yapılarıyla ziyaretçilerini bekliyor. Anfi tiyatrosu hâlâ dimdik ayakta duran Salamis’te, yaz ayları boyunca birçok konser ve etkinlik de düzenleniyor... Salamis’in yanıbaşındaki Kral Mezarları ise, kendinizi Indiana Jones filminin setindeymiş gibi hissetmenizi sağlıyor. Burada, ölünün şerefine kurban edilen cenaze arabasını çeken atlara bakıp, yağ, şarap veya bal dolu küpleri incelerken antik dünyaya bir adım daha yaklaşacaksınız.

evsahipliği yapan diskolarıyla ünlü. Denize sıfır konumda bulunan açık hava mekânlarında güneşin batışıyla başlayan eğlence, sabahın ilk ışıklarına kadar sürüyor. Siz de Kıbrıs gecelerinin sunduğu sınırsız eğlencenin tadına bakabilirsiniz. Biraz da huzur Kuzey Kıbrıs, tüm Akdeniz’in en sessiz, en sakin ve en el değmemiş

bölgelerinden birini de barındırıyor. Kıbrıs’ın simgesi olmuş yaban eşekleriyle ünlü Karpaz bölgesi, sükûnetin hüküm sürdüğü bir doğa cenneti. Karpaz’da göz alabildiğine uzanan ıssız kumsallar, masmavi bir deniz ve tam anlamıyla bir sessizlik bekliyor sizi. Sadece birkaç küçük pansiyonun hizmet verdiği Karpaz bölgesi, huzur arayanlar için birebir.

Büyük Han’da kahve molası Lefkoşa’nın tarihî çarşısı içerisinde, Osmanlı kent mimarısının en güzel örneklerinden biri yatıyor. İçerisinde Kıbrıs’a özgü el işlerinin, yiyecek ve içeceklerin, restoran ve kahvelerin barındığı Büyük Han, bir kültür durağı adeta. Bu tarihî atmosferde oturup Kıbrıs mutfağının leziz tadlarına bakarken, Kıbrıs müziğinden örnekler dinleyebilirsiniz. Büyük Han’daki mağazalardan Kıbrıs hatırası hediyelik eşyalar da alabilirsiniz Kıbrıs geceleri sizi bekliyor Yaz geceleri, Akdeniz’de bir başka geçiyor. Sıcak günün sonunda gelen serin akşamlar, Kıbrıs’ta da sınırsız eğlencelere kucak açıyor. Girne ve Mağusa, dünyanın en ünlü DJ’lerine

Mağusa Boğaz’ının gece manzarası bir başka güzelliğe sahip. Balıkçıların günlük olarak denizden çıkardıkları taze balıkları bu bölgede yer alan restoranlarda afiyetle yiyebilirsiniz.


30

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Mutfak

Bir zamanların düğün yemeği: Herse Kıbrıs’a özgü bir pilav çeşidi olan ve tavuk eti ile buğdayın birlikte pişirilmesiyle yapılan ‘Herse’, eski günlere nazaran şimdilerde pek fazla olmasada da düğün, bayram ve davet gibi özel günlerde hazırlanıyordu. Türkiye’de de değişik biçimlerde karşımıza çıkabilen bu pilav çeşidi, Anadolu’da ‘Keşkek’ olarak biliniyor. ıbrıs’ta düğün yemeği olarak bilinen Herse geçmişten günümüze gelen Kıbrıs Mutfağı’nın vazgeçilmez yemeklerinden biridir. Tarihe düşen notlara göre, Kıbrıs’ta köy düğünlerine gidenlerin çoğu herse yemek için giderlerdi. Geleneklerimize göre, düğünün ikinci günü düğün sahibinin maddi gücüne göre değişen miktarda buğday alınır, teknelere konulur

K

ve üzeri beyaz veya kırmızı örtü ile örtülürdü. Daha sonra bu buğday, davul zurna eşliğinde köy değirmenine getirilirdi. Buğday ıslatıldıktan sonra değirmene dökülüp öğütülür daha doğrusu ezilirdi. Daha sonra, bu haldeyken yine teknelere konulan buğday davul zurna ile düğün evine götürülürdü. Orada yaşlı kadınlar tarafından efselenir yani kabuğu buğdaydan

ayrılır, sonra da kazanlara konularak su ilave edilip ocağa vurulurdu. Ayni anda koyun veya keçi ya da tavuk kesilerken, et parçalar halinde doğranıp kazana atılırdı. Düğün yemekçisi denilen kişi ise herşeyi kontrolde tutar, kazanda suyu bittikçe su ilave ederdi. Herse kazanı ateşe ekseriyetle öğleden sonraları konulurdu. Çünkü bu yemeğin pişmesi en az on saat sürerdi. Ancak ertesi gün yenilir veya ikram edilirdi. Şimdilerde bu yemek artık eskisi gibi düğünlerde yapılmasa da günümüze kadar gelen lezzetlerden bir tanesi. İçindekiler =1 orta boy bütün tavuk =1 paket buğday =1 orta boy soğan =1 çorba kaşığı tereyağı =Yarım çay kaşığı limon suyu =Tuz =Aldığı kadar su

Hazırlanışı Buğdayı yumuşaması için önceden yıkayarak suda bekletin. Daha sonra tavuğu yıkayarak limonlayın ve tencerede kaynatın. İyice pişen tavuğun kemikleri ve derilerini ayırın. Ardından tavukları iyice didikleyin. Tencerede kalan tavuk suyu içerisine önceden ince ince doğradığınız soğanları, buğdayları ve tuzu ilave edin. Tavuk suyunun mik-

Gafkarıt’a festival Y

“Belediyeler reformu çerçevesinde Değirmenlik Belediyesi’ne bağlanan Yiğitler köyünde böyle güzel bir etkinliğin düzenlenmesi bizi sevindirmiştir. Kültürümüzü yansıtan birçok şeyin bu festival alanında bir arada görülmesi mümkündür” dedi. Gelecek sene de düzenlenecek Bu yıl ilk kez düzenlenen

festivalin gelecek yıllarda ayni dönemde düzenleneceğini kaydeden Işısal, festivalin düzenlenmesinde öncülük eden Yiğitler Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği’ni ve tüm Yiğitler köyü bayanlarını tebrik etti. Festivalde Değirmenlik Belediyesi Halk Dansları Topluluğu’nun gösterisi, Kıbrıs’a özgü el işi ve yiyecek stantları, Ülgen

tereyağını ilave edin ve uzun bir kaşıkla buğday ile tavuğun iyice karışması için sürekli karıştırın. Hersenin iyice pişmesi için yaklaşık 2. 5 saat pişmesi gerekiyor. Herse pişince yarım çorba kaşığı limon koyarsanız hem daha lezzetli bir sonuç alırsınız hem de herse daha açık bir renk alır. Pişirdiğiniz herseyi sıcak olarak servis yapın.

Gafgarit Hakkında

Yiğitler köyü ilginç bir festivale ev sahipliği yaptı. Yabani enginar türlerinden doğada kendi kendine yetişen bir bitki olan “Gafgarıt”ın tanıtımınını amaçlayan “Gafgarıt Festivali” düzenlendi. iğitler Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği’nin düzenlediği “Gafgarıt Festivali” 4 Nisan’da gerçekleştirildi. Adını doğada kendi kendine yetişen yabani enginar türlerinden olan bir bitkiden alan festivalde Gafgarıt bitkisinin tanıtımı yapıldı. Festival açılışında bir konuşma yapan Değirmenlik Belediye Başkanı Osman Işısal,

tarına göre tencereye su ekleyin ve pişirmeye başlayın. Buğdayın iyice pişmesi için koyduğunuz suyun buğdayların üzerini örtmesi gerekir. Eğer buğdaylar pişmemişse tencereye sıcak su ilave edebilirsiniz. Buğdaylar pişince, içerisine didiklediğiniz tavukları ekleyin ve pilav kıvamına gelinceye dek bekleyin. Son olarak da tencerenin içine belirtilen miktardaki

oğada kendi kendine yetişen yabani enginar türünden bir bitkidir. Kıbrıs’ın birçok bölgesinde yetişen “Gafgarıt” en çok Yiğitler (Arçoz) tepelerinde bulunuyor. “Gafgarıt”a en yakın yabani enginar türlerinden bir tanesi de “Cinara”dır (cynara). Yetişen bitkinin ilk aşamasına hostes denir. Hostes, bitkinin yaprak kısmı temizlenerek sapından elde edilir. Çeşitli haşlama ve yahnili yemeklerde kullanılır. Bitkinin ikinci aşamasında göbeğinden çıkan dallar üzerinde oluşan dikenli yumruya “Gafgarıt” denir. “Gafgarıt” baharın müjdecisidir. Birçok hastalığa iyi geldiğine ve kişiye dinamizm kazandırdığına inanılır. Çok çeşitli yemeklerde kullanılmasının yanı sıra en fazla bilinen “Gafgarıt” yemekleri;

D

Kuyucu ve Mustafa Kuyucu’nun fotoğraf sergisi ile Farkona Tepesi’ne doğa yürüyüşü de yer aldı.

güveçte Gafgarıt, yumurtalı kızartma, haşlama ve etli yahnidir. Ayrıca turşu ve salatası da yapılır. Dikenleriyle kendini bir zırh gibi kaplayan yumru enginardan ve bütün yabani enginar çeşitlerinden daha lezzetli ve tatlıdır. Yapılan araştırmalarda bir yabani enginar türü olan “Gafgarıt”ın ve “Gafgarıt tohumunun” sağlık açısından en çok bilinen faydaları şöyle sıralanıyor: Mideyi kuvvetlendirir, sinirleri güçlendirir, bağırsak solucanlarını düşürür, diş ağrılarını giderir, diş eti iltihaplarını giderir, hazımsızlığı giderir, karaciğerin bütün hastalıklarına, Hepatit AB-C’ye, sedefe, egzama, kolesterole, trigliserite, hemoroite, karaciğer büyümesine, karaciğer yağlanmasına, cilt lekelerine, sivilceye, anemi hastalıklarına iyi geliyor.


NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

31


32

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Haber

Çocukların mutlu günü Mağusa Suriçi Derneği’nin düzenlediği 2. Geleneksel Çocuk Panayırı”nda hem çocuklar hem de aileleri eğlenceli saatler yaşadı. Birbirinden güzel etkinlikler ve oyunlarla mutlu bir gün geçirdiler. ağusa Suriçi Derneği’nin düzenlediği 2. Geleneksel Çocuk Panayırı” 10 Nisan Cumartesi günü coşkuyla gerçekleştirildi. Panayırda, geleneksel Kıbrıs oyunları, tarihi mekan gezileri, Mağusa fotoğraflarının yer

M

aldığı sergi, konserler ve halk dansları ve yüz boyama gibi eylenceli etkinlikler yer alırken çocuklar ve aileleri unutulmaz bir gün yaşadılar. Ayrıca Mağusa Kapısı ile Liman Kapısı arasındaki güzergahta ve Suriçi’nin farklı sokaklarında kurulan

standlarda ilgi gördü. Yiyecek – giyecek, el işi satışları yapıldı, oyunlar ve oyun parkları kuruldu. BİR BİRİNDEN GÜZEL ETKİNLİKLER DÜZENLENDİ Çocuk Panayırı’nda halk

dansları, çocuk koroları, doğaçlama müzikaller, rap konseri, çocuk rehberlerin ve Kıbrıs Türk Rehberler Birliği üyesi lisanslı rehberlerin önderliğinde Mağusa Suriçi tarihi mekan gezileri, geleneksel çocuk oyunları (lingiri – körebe – tek ayak

– milo), hazine avcılığı, el baskısı, yüz boyama, resim yapma, karikatür yapma, satranç oynama, bisiklet kiralama (bisikletle Mağusa Suriçi turu), davul ile ritim yakalama gibi yoğun ve tüm gün sürecen bir program hazırlandı.

HER YIL NİSAN AYINDA YAPILACAK Dernek, Çocuk Panayırı’nın önceki başarısı ve panayıra olan ilgiden dolayı, MASDER Çocuk Festivali’ni her yılın Nisan ayının ilk yarısında organize edeceği geleneksel bir faaliyet haline

Çocuklar, kendi panayırlarına büyük ilgi gösterdi.

Panayıra katılan çocukların en çok ilgi gösterdiği yerlerin başında yüz boyama standlarıydı.

Namık Kemal Meydanı’nın en gözde barlarından biri olarak bilinen Hamam Bar, o gün ziyaretçi akınına uğradı.


33

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Haber

Dünya’da ve Türkiye’nin bir çok noktasında ve son zamanlarda ilgi çeken seyyar çips yapma makinelerini KKTC’ye ithal eden ve seyyar satışlara başlayan Erman Esentuna ve Hasan Alibeoğlu’nun bu girişimi panayıra katılan stanlar arasında en ilgiyi çeken satış noktası oldu.

Namık Kemal Meydanı’nda yapılan gösterilere ilgi büyüktü.

dönüştürdüğünü açıkladı. Basın açıklamasında MASDER; bu yılki panayırın da Amerika Birleşik

Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) tarafından finanse edilen

Teşebbüsler için Ekonomik Kalkınma ve Büyüme (EDGE) projesinin teknik desteği ile bir-

çok okul ve derneklerde görevli çok sayıda kişinin katkıları ve Gazimağusa Belediyesi’nin desteği ile

gerçekleştirildiğini belirtti. Çocuk Panayırı ile ilgili daha fazla bilgi edinmek ve etkinlik programı-

na ulaşmak için Mağusa Suriçi Derneği Web adresini ziyaret edebilirsiniz: www.famagustawalledcity.org


34

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

BOŞANMA

Talep Takriri

CELPNAME

Taraflar karı-koca olup, 13/01/1996 tarihinde Girne – Merkez Evlendirme Memurluğunda nikahlanıp Evlendiler ve karı kocadırlar. Davacının evlenmeden önceki kızlık adı Bilka Saraçeviç idi.

(Form No.1)

Girne Aile Mahkemesinde Dava

Girne Aile Mahkemesinde Dava No:45/2010 Davacı: Erşen Esengöl , Şeh Sok.- Ozanköy,Girne. İle Davalı : Bilka Esengöl n/d Bilka Saraçeviç. Adresi Meçhul. Arasında (a) Yukarıdaki (b) Davalı tarafına (a) Yukarıdaki (d) Davacı tarafından aleyhine ikame edilmiş olan davanın duruşması için 2010 yılı ………………………. ayının

(c) GİRNE da Mahkemede hazır bulunmanız bu Celpname ile tarafınıza emrolunur. Davacının davadaki talebi bu varakanın arkasındaki talep takririnde belirtilmiştir. Davacının tebliğ adresi (e) Namık Kemal Cad. Yetkili İş Merkezi , daire no:8 Girne’dir. Malumunuz olsun ki yukarıda zikredilen günde mahkemede hazır bulunmakta kusur ederseniz gıyabınızda Davacı davayı ileri sürebilir ve Hüküm verilebilir. (f) 2010 senesi Mart ayının 1 ncı günü kaydedilip mühürlenmiştir. Mukayyit __________________________________ Sokağı ve eğer varsa bina numarası dahil olmak üzere tam adresini beyan ediniz. Davalının eğer malum ise meşguliyetini beyan ediniz Duruşmanın yapılacağı kasaba veya köyü yazının Davacının meşguliyetini yazınız. Davacıya tebliğ edilecek olan evrakın bırakılabileceği ve davanın kaydedildiği mukayitliğin kain bulunduğu kasaba veya köyün Belediye hududu dahilinde bulunan bir şahsın tam adını, meşguliyetinive adresini beyan ediniz. Tarih Mukayyit tarafından doldurulacaktır. İHTAR—— Celpname tanziminde talep takrirlerinde cari olan hükme riayet edilmelidir.

Forma No:3 1998 Aile Mahkemeleri Tüzüğü

Davacı: Erşen Esengöl, Şeh Sok., Ozanköy-Girne

Davacı serbest meslek ile iştigal etmekte olup ve Ozanköy -Girne’de ikamet etmektedir. Davalının adresi meçhuldur.

İle

Taraflardan Davalı Boşnak vatandaşı ve müslümandır; Davacı ise KKTC vatandaşı olup, Türk ve Müslümandır.

Davalı: Bilka Esengöl n/d Bilka Saraçeviç, Adresi Meçhul

Davacı 1998 yılında annesinin vefatı üzerine KKTC’den ayrılıp 18.11. 2009 tarihine değin İngiltere’de ikamet etmiştir.Davacı 18.11.2009 tarihinde İngiltere’den KKTC ‘ye kesin dönüş yaparak 18.11.2009 tarihi itibariyle Ozanköy-Girne’de ikamet etmekte olup bu dava Muhterem Mahkemenin kazai yetkisi dahilindedir. Tarafların bu evlilikten çocukları olmamıştır.

……… ncı ……..………………… günü öğleden evvel saat 8:30’da

No: 45/2010

Bu evlilik tarafların ilk evliliğidir. Taraflar arasında daha önce bu evlilikle ilgili dava açılmamıştır. Taraflar evlendikten sonra aile birliğini Ozanköy –Girne’de kurmuşturlar. Tarafların evliliklerine müteakip 4 ay sonra ve/veya Mayıs 1996 ayında ve/veya o tarihlerde Davalı ortada hiçbir haklı neden olmadan Davacıyı terk edip İngiltereye kaçıp yerleşmiştir.Davacı takriben Mayıs 1996 ayından işbu davanın ikame tarihine değin tüm çaba ve araştırmalarına rağmen davalı ile irtbata geçememiştir.Ancak Davacı etrafdan aldığı bilgiler tahtında Davalının başka bir kişi ile birliktelik yaşadığını öğrenmiştir. Davacı ahar surette ve yukarıdaki iddialarına halel gelmeksizin tarafların takriben 14 yıldan beri ayrı yaşadıklarını ve tekrar beraber bir çatı altında yaşamalarının imkansız olduğunu beyan ve iddia eder Davacı evlilik birliği içerisinde kazanılan paylaşıma tabi mal olmadığını beyan eder.

Form No.2 1998 Aile Mahkemeleri Tüzüğü Madde 3 (2) taht›nda paylaş›ma Konu taş›n›r mal varl›ğ› listesi

A r a s ı n d a.

Yukarıda sayı ve ünvanı verilen davada Davacı ve tarafından Avukat Tansel Özustaoğlu hazır olduğu halde 16.02.2010 tarihli tek taraflı istidası ve ona ekli yemin varakası tetkik ve tezekkür edildikten sonra; BU MAHKEME, Celpnamenin kaydedilip mühürlenmesine, kaydedilmiş mühürlenmiş Celpnamenin tasdikli bir suretinin “North Cyprus UK. Gazetesi’nde” bir defa yayınlanmasına ve bunun muadil tebliğ sayılmasına, tebliğden sonra Davalı’nın30 gün içerisinde ısbat-ı vücut dosyalanmasına, verilen süre içerisinde ısbat-ı vücut dosyalamaması halinde Davalıya yapılması talep edilen müteakip tebliğlerin Mahkeme ilan tahtasına 3 gün süre ile asılmak suretiyle tebliğ yapılmasına ve bu şekilde yapılacak tebliğin Davalıya usulüne uygun tebliğ yapılmış addolunmasına EMİR VERİR.

(Bono, hisse senedi, elde veya bankalarda mevcut nakit paralar, işinden kazand›klar›, sosyal güvenlik ve sosyal yard›m kurum ve kuruluşlar›n veya personele yard›m amac› ile kurulan sand›k veya benzerlerinin yapt›ğ› ödemeler, çal›şma gücünün kayb› dolay›s›yle ödenen tazminatlar, kendi kişisel mallar›n›n gelirleri, edinilmiş mal yerine ikame edilen değerler veya diğer gelir v.s) Mevcutlar›n aç›klamas› PAYLAŞIMA TAB‹ TAŞINIR MAL MEVCUT DE⁄‹LD‹R Davac›n›n ‹mzas› ..……………. Erşen Esengöl K.K.T.C K K No: 133243

Davacının Muhterem Mahkemeden Talebi 1/98 Sayılı Aile Yasasının 24(4) maddesi uyarınca terke binaen boşanma Hükmü, 1/98 Sayılı Aile Yasasının 24(8) maddesi uyarınca 3 yıllık fiili ayrılık nedeniyle boşanma Hükmü, Muhterem Mahkemenin uygun göreceği ahar bir çare, İşbu dava masrafları Aslına Uygundur. Mukayyit. İmza) oğlu Davacı tarafından Avukat (a) bizzat dava edilmişse ‘’tarafından Avukat’’ kelimelerini çiziniz.

Tansel S. Y. Özusta-

01/03/2010 tarihinde verilmiştir. 02/03/2010 tarihinde hazırlanmıştır. İMZA: İlker Sertbay Kz.Mhk:Bşk.

6/02/2010 tarihinde dosyalanm›şt›r.

Aslına uygundur

Mukayyit

Mukayyit

Madde 3(2) taht›nda paylaş›ma Konu taş›nmaz mal varl›ğ› listesi Tarih:6/02/2010

Davac›n›n ‹mzas›:................................... Erşen Esengöl K.K.T.C K K No: 133243 Mukayyit.

PAYLAŞIMA TAB‹ TAŞINMAZ MAL MEVCUT DE⁄‹LD‹R.


NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

35


36

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Gezi

Saklı Cennet: Karmi İlk baharın son demlerinde dahi doğanın her rengini kucaklayan Karmi Köyü, Girne’nin yaklaşık 8 km batısında Beşparmak Dağları’nın eteğinde saklı kalmış bir cennet...

Girne’nin batısında, bir dağ yamacında kurulmuş, eşsiz bir manzaraya sahip köye yerleşen sakinler; orjinaline sadık kalarak, restore ettikleri, 150 haneli bir Akdeniz köyü yaratmışlar.

Köydeki dar sokaklar isimlerini, ya köyü çevreleyen ağaçlardan ya da Akdeniz’in otantik güzelliğini yansıtan çiçeklerden almışlardır

ıbrıs’ın, İngiliz sömürgesi altında bulunduğu; 18781960 yılları arasında, adayı ziyaret eden aristokrat İngilizler; hayallerindeki yer olarak tanımladıkları Girne’ye yerleşmeye karar verirler. İngiliz nüfuslu aileler ve sanatçılar: Akdeniz mimarisine uygun, muhteşem köşk ve

K

villalar yaptırırlar. Palmiyelerin de bulunduğu, çiçek bahçeleri, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen birbirinden güzel objeler ile süslenmiş bu saray gibi villalarda; uzun yıllar yaşamışlar. Siyasi gerginliklerin artması üzerine bazıları adayı terk etmiş, bazıları ise kalmak istemişler.

Savaş sonrasında; KKTC Hükümeti, dağınık şekilde yaşayan yabancıları bir araya toplamış. Eski bir Rum köyü olan, bugün Karaman olarak da bilinen köye; evlerin onarılması koşulu ile, yabancıların yerleşmesine izin verilmiş. Orjinali korunuyor Girne’nin batısında, bir

dağ yamacında kurulmuş, eşsiz bir manzaraya sahip köye yerleşen sakinler; orjinaline sadık kalarak, restore ettikleri, 150 haneli bir Akdeniz köyü yaratmışlar. Girne’ye 8 km uzaklıkta olan köyde; birçoğu İngiliz olmakla birlikte; Almanlar, Fransızlar, İtalyanlar, Hollandalılar, İsviçreliler, Amerika ve


37

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Gezi

Girne’ye 8 km uzaklıkta olan köyde; birçoğu İngiliz olmakla birlikte; Almanlar, Fransızlar, İtalyanlar, Hollandalılar, İsviçreliler, Amerika ve Kanadalılardan oluşan, yabancılar; atalarından kalan bohem hayatın izini sürdürüyorlar.

Miş - Muşlar... ina Catselli ‘Kyrenia/Girne’ adlı kitabında, Karmi köyünü, 1800’lerde ‘Rum (Yunan) milliyetçiliğinin merkezi’ olarak tanımlar. Yunanlılar 1821’de Osmanlı İmparatorluğu’na karşı ayaklanma başlattıklarında Kıbrıslı Rumlar arasında en çok heyecanlananlar Karmi köyündeymiş. Catselli’nin köylülerden duyup anlattığı bir olaya göre, o yıllarda bir tek Türkün bile yaşamadığı bu köye gelen bir Türk polisi, köyde evlenmek üzere olan bir gelinle ilk geceyi kendisinin geçireceğini söylemiş (zira o dönemde Osmanlı yönetiminden bir yetkilinin iste-

R

Savaş sonrasında; KKTC Hükümeti, dağınık şekilde yaşayan yabancıları bir araya toplamış. Eski bir Rum köyü olan, bugün Karaman olarak da bilinen köye; evlerin onarılması koşulu ile, yabancıların yerleşmesine izin verilmiş.

Kanadalılardan oluşan, yabancılar; atalarından kalan bohem hayatın izini sürdürüyorlar. Köy çevresinde yapılan arkeolojik kazılarda: Orta Tunç Çağından kalma, oda şeklinde mezarlar bulunur. Mezarlardan birinin koridorunda, en eski insan figürü olarak kabul edilen, bereket tanrıçasına ait

figür ortaya çıkarılır. Ayrıca, ölülere armağan edilen, mavi fayanstan boncuklar ve Girit’ten gelen Minos uygarlığına ait kaplara rastlanılmış. Verilere göre; Lepithos’daki gemilerde çalışan gemicilere ait olduğu düşünülen bu nesneler, Tunç Çağı’nda çevre ülkelere yapılan ticari iliş-

kileri ortaya çıkarmaktadır. Her köşesinde ayrı sürpriz Bugün Karaman adı verilen köyün meydanında 1860 tarihinde inşa edilmiş, beyaz badanalı küçük bir kilise bulunur. Köydeki dar sokaklar isimlerini, ya köyü çevreleyen ağaçlar-

dan ya da Akdeniz’in otantik güzelliğini yansıtan çiçeklerden almışlardır. Köyde bulunan birkaç pub ve restoran da bölgeye ziyaret edenlerin uğrak yeri haline gelirken, bu köye girer girmez huzurun ve Akdeniz’in en güzel adalarından olan Kıbrıs adasında yaşadığınızın farkına varacaksınız.

diği takdirde evlenecek olan gelin adayları ile önce kendisinin beraber olması gibi bir gelenek varmış!) Üzerine gelinliği geçiren genç bir Rum erkek gelin kılığında Türk polisin önüne geldiği gibi polisi öldürmüş. Yazar, bu hikayenin doğru olup olmadığından emin olamasa da Karmi köyünün en koyu Rum milliyetçisi köy olduğundan emindir. Son derece dindar gelenekleri olan köyün 1960’lı yıllarda yaşayan yaşlılarının çok eski Bizans destanlarını bildiğinden ve köydeki Rumların isimlerinin bile Bizans isimlerinden ekler aldığından bahseder Catselli.


38

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Magazin

Özel Eğitim Vakfı’na Londra’dan anlamlı gece Özel eğitime muhtaç çocuklar derneği olan ÖZEV yararına, Diva Organizasyon tarafından düzenlenen balodan elde edilen tüm gelir vakfa bağışlandı. Swiss Cottage’de düzenlenen geceye Babutsa Grubu da sahne alarak destek verdi...

Gazetemiz North Cyprus UK’in de destek verdiği gecede Şadiye Gelinlik Mağazasının kreasyonlarını sergileyen defile büyük ilgi gördü.

urkan & Sayman Co. Sponsorluğunda Swiss Cottage’de ki Marriott Hotel’de yapılan geceye KKTC Londra Temsilcisi Kemal Köprülü, eşi Sevhal Köprülü, vakıf başkanı Ersin Görsay ve

H

yetkililerin yanısıra çok sayıda Türk işadamı ve konuk katıldı. Türkiye ve Kıbrıs’ta ki derneklere yardım geceleri düzenleyen Diva Organizasyon sorumlusu Dilek Ünal ve kızı Ceylan

Ünal’ın hazırladığı geceyi eski Türkiye ve Avrupa güzeli Banu Sağnak sundu. Gecede bir konuşma yapan Özev Başkanı Ersin Görsay, 1999’da kurulan özel eğitime muhtaç çoçuklar derneğinin 2004 yılında farklı

gelişen çocukların güvenli geleceği sloganı ile KKTC Özel Eğitim Vakfı olarak devam etmekte olduğunu söyledi. Görsay ‘Özel Eğitim Vakfı 5 Eylül 2005’de kurduğu ÖZEV Özel Eğitim Okulu ve

Rehabilitasyon Merkezi aracılığıyla 50’nin üzerinde farklı gelişen bireyimize fiilen özel eğitim ve rehabilitasyon hizmeti vermektedir. Bu anlamlı geceyi düzenleyerek ve baloya katılarak bize destek veren herkese

teşekkür ediyoruz’ diye konuştu. Vakıf Başkanı Görsay, konuşmasının ardından geceyi organize eden Dilek Ünal ve balonun sponsorluğunu yapan Enver Kannur’ a KKTC Londra Temsilcisi Kemal


39

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Magazin

Diva Organizasyonun hazırladığı geceyi Eski Türkiye güzellerinden Banu Sağnak ve Diva direktörlerinden Ceylan Ünal birlikte sundu Özel Eğitim Vakfı’nın yararına düzenlenen geceye sponsor olan Hurkan Sayman & Co Direktörlerinden Enver Kannur ve Direct Traveller Direktörü Ramadan Özdemir KKTC Londra Temsilcisi Kemal Köprülü, Diva Organizasyon Direktörü Dilek Ünal ve Ozel Eğitim Vakfı Başkanı Ersin Görsay tarafından birer plaketle ödüllendirildiler.

Özel Eğitim Vakfı yararına düzenlenen gecenin en büyük sürprizi Babutsa Grubu oldu. Gecede sahne alarak vakfın çalışmalarına desyek olan Soner, Peri ve Ali Sönmez, hayranlarının sevgi seliyle karşılaştılar.

Diva Organizasyo’un hazırladığı gecede podyuma çıkan mankenler izleyenleri hayran bıraktı.

Köprülü aracılığıyla plaket verdi. Gecede Shadiye Moda Evi özel bir defile sundu. Gecenin süprprizi Babutsa oldu! KKTC Özel Eğitim Vakfı yararına düzenlenen balonun sürpriz konukları arasında son dönemlerde “Yananyım Yanayım” isimli şarkılarıyla müzik piyasasında hızlı bir yükseliş gösteren Babutsa Grubu da yer aldı. Yardım amaçlı organize edilen gecede hiçbir ücret talep etmeyen ve gecede sahne alan Babutsa Grubu’nun bu davranışı büyük bir takdirle karşılandı. Gecede kısa bir konuşma yapan grup üyesi Soner, böylesi anlamlı bir gecede yer almaktan dolayı duymuş oldukları mutluluğu

dile getirerek, baloyu organize eden Diva Organizasyon ve geceye sponsor olan Hurkan & Sayman yetkililerine teşekkür etti. Gecede düzenlenen defileden sonra sahne alan Babutsa, baloya katılanlara eğlenceli saatler yaşattı. Gece zengin piyango çekilişi ve açık artırmayla son buldu. Geceyi eski Türkiye güzeli Banu Sağnak sundu. Vakıf Başkanı Ersin Görsay, organizasyonu yapan Dilek Ünal ve sponsor Enver Kanvur’a plaket vererek teşekkür etti.Gecede Kıbrıslı Türk Modacı Mustafa Aslantürk, Shadiye Moda Evi’nin defilesini organize etti ve gecenin sunucuları Banu Sağnak ve Ceylan Ünal’ın kıyafetlerini hazırladı.

Sarastro’da Opera dinlediler… ngiltere’ye bir haftalık tatil için gelen KKTC Cumhurbaşkanı Dr Derviş Eroğlu’nun damadı Serdar Canaltay, geçtiğimiz

İ

Pazar günü dünyaca ünlü restoranlarımızdan Sarastro’ya konuk oldu. Cyprus Premier Direktörü Muhammet Yaşarata ve

Lola ile birlikte Sarastro’daki Opera gecesine konuk olan Canaltay’a, Universal Calims Direktörü Serdar

Sarı da eşlik etti. Sarastro’nun büyülü ortamında yakın dostlarıyla birlikte eğlenen Canaltay’ın keyfi yerindeydi.


40

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010


41

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Haber

Kansere karşı yürüdüler Kozanköy’den Karşıyaka’ya kadar 12 kilometrelik yol mesafesini kanser hastaları için yürüdüler. “Orkide Yürüyüşü” için buluşan katılımcılar ellerinde bulunan balonları kanser hastalığından ölenler anısına havaya uçurdular.

anser Araştırma Vakfı’nın düzenlediği 8’inci Orkide Yürüyüşü 11 Nisan’da yapıldı. İlk olarak Şubat ayında yapılması planlanan orkide yürüyüşü, ülkede yaşanan büyük sel felaketi nedeniyle

K

ertelenmişti. Aralarında yabancıların da bulunduğu yürüyüşe 250 kişi ellerinde balonlarla katılarak, Kozanköy’den Karşıyaka’ya kadar yürüdüler. Yürüyüşün ardından Karşıyaka Merkez İlkokulu bahçesinde toplanan

katılımcılar, kanserden dolayı hayatını kaybeden kişiler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunurken, ellerindeki balonları hayatını kaybedenler anısına havaya uçurdular. Doğayla iç içe ve bir arada

olmanın keyfini çıkaran katılımcılar, etkinliği düzenleyen organizatör Dr. Mustafa Camgöz’ün teşekkürlerini sunan konuşmasını dinledi. Ardından, katılımcılar el ele verip birlikte şarkılar söyledi. Fotoğraflar: Ulviye Akın Uysal


42

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Köylerimiz Yazı Dizisi 10

Yedi başbakanımızdan ikisinin köyü; Bunlardan bir tanesi Dr Derviş Eroğlu şimdi KKTC Cumhurbaşkanı oldu.

Ergazi

Ergazi’den Kantara Kalesi’nin bulunduğu Beşparmak Dağları’nın görüntüsü... Bu kale ve çevresi eskiden Ergazi’ye ait topraklardı

rgazi’deyiz... Adım adım Kıbrıs yazı dizimizin yeni durağında... Evet Ergazi... Eski adı Ovgoroz... Kantara Kalesi’nin tam Güney’inde; Beşparmak Dağları’nın Karpaz ile kucaklaştığı biraz tepelik, biraz düzlük arazi üzerindedir Ergazi. Osmanlı dönemi öncesinde de buralarda yerleşim yeri olduğu söyleniyor... Ergazi, 1571’den beri bir Türk köyü... Çok da önemli bir Türk köyü... Eğitime büyük önem vermenin ötesinde; 1974 sonrası Kuzey Kıbrıs’ta “başbakan” olarak görev yapan yedi kişiden ikisi bu köylü... 18 Nisan 2010 seçimlerinin ardından başbakanlıktan KKTC’nin 3. Cumhurbaşkanlığına çıkan Dr Derviş Eroğlu,

E

öteki ise siyasetten çekilmiş durumda... Ergazili bir diğer başbakan ise Hakkı Atun... Ergazi’de öğretmenlik ve imamlık yapan Mulla Rifat Efendi, eski başbakanlarımızdan Hakkı Atun’un dedesidir. Mulla Rifat Efendi’nin oğullarından Mustafa Rifat Atun, Hakkı Atun’un babasıdır.... Eski başbakan Hakkı Atun’un amcası Ali Atun da ülkemizde bakanlık yapmış “Atun”lar arasındadır... Atun ailesine girersek, karşımıza en az üç beş profesör, bir general, bir kaç rektör ve dört de miletvekili çıkar... Hatta eski bakan Ali Atun’un oğlu Profesör Dr. Rıfat Atun, şu anda merkezi İsviçre’de bulunan Birleşmiş Milletler’e bağlı “AIDS, Verem ve Malarya ile Küresel Mücadele

Fonu’nun” (GFATM) direktörüdür. Mulla Rifat Efendi’nin yanı sıra, Atun’ların nenelerinin babası da Kayserili Hacı Hafız’dır... Eski bakanlarımızdan Ali Atun’un anlattığına göre, Kantara Kalesi ve Koronya Bölgesi denen tarihi yerleşim bölgesi, İngiliz dönemine kadar Ergazi’nin tapulu malıydı. Ancak İngilizler, dönemin muhtarı Yusuf dayıyı bir şekilde oyuna getirip bu mülkü ellerinden almış... Sözde kendilerine Kilitkaya köyüne yakın Uzun Orman denilen bölge verilecekmiş ama verilmemiş. Ergazi’de Türkiye’de avukatlıkta ünlenen merhum Nevzat Karagil, babası Hüseyin Kara Halil; Güllü dayılar, Köle

Musafa, Londra’da doktorluk yapan Dr. Tahsin Bilginer, Kıbrıs’ın en ünlü avcılarından Topal Süleyman, ülkemizin en önemli dans okullarından Cyprus Dance Academy’nin sahibi ve baş eğitmeni Gönül İsmail, merhum komutanlarımızdan Fikret Yağcıoğlu, kardeşi eski BRT müdürlerinden Muammer Yağcıoğlu da Ergazili sayabileceğimiz isimler arasındadır... Ergazi’nin günümüzde tam 285 nüfusu var. Oysa 1950’lerde Akıncılar ve Mehmetçik gibi büyük köylerimizden biriymiş. 200 seçmenli köyde çocuklar ilkokul eğitimi için İskele’ye gidiyor. Hayvancılar, özellikle büyük baş hayvanlarının büyük çoğunluğunu sattı. Muhtar Hasan Aykulu’nun anlattığına


43

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Köylerimiz Bu sayfa Boğaz Hotel’in katkılarıyla hazırlanmıştır

Memiş Bozak, “Gençlerimizin en önemli sorunu işsizliktir” diyor,

Ergazi’de eski otantik Kıbrıs evlerinden pek ayakta kalan yok. Yerlerine yenilerinin yapıldığı dikkat çekiyor

83 yaşındaki Orhan Açıkada “1950’lerin başında Akıncılar ve Mehmetçik’ten sonra en büyük köy bizim köyümüzdü” diye konuşuyor

Kuzey Kıbrıs’ta 1974 sonrası kurulan çeşitli hükmetlerde yedi başbakan görev yaptı... Bunlardan ikisi, Dr. Derviş Eroğlu ve Hakkı Atun Ergazili... Eroğlu 18 Nisan 2010 seçimlerinde Cumhurbaşkanı oldu.

74 yaşındaki Zilha Yağcıoğlu’ndan 1974’teki savaş anılarını dinledik

göre, geçtiğimiz yıla kadar müz” diye söze başlıyor ve yeterli değil diye düşünüyo- hayvanını kestirene 500 TL eşiyle ilgili anıları da 6 köyde 500 büyükbaş hayanlatıyor: rum. Gençlerimizin en verecekti. Kimisine verdi, çocuk, 11 torun ve bir de van vardı ancak şimdi 100 “1950’lerin başında önemli sorunu işsizliktir. kimisine vermedi, kestik sat- torun çocuğu sahibi 74 tane kalmadı. Muhtar Akıncılar ve Mehmetçik’ten Hayvancılık neredeyse bititık ve hayvancılığı öldüryaşındaki nur yüzlü teyzeAykulu bu azalıştan dolayı sonra en büyük köy bizim yor. Hayvan sayısı azaldı. dük.” miz Zilha Yağcıoğlu’nun hükümeti suçluyor... köyümüzdü. Çok kalabalık- Yem çok pahalıydı ve Ergazi köyüne 1974 yılında ağzından dinliyoruz... Muhtar Hasan Aykulu’yu tık. Şimdi öyle değil. Çünkü kuraklık vardı, herkes ucuza Rumlar ağır bir saldırı “Eskiden köyümüzde ova işi dinleyelim. Sorunları köylülerimizin büyük bölüsattı hayvanını. Hükümet de düzenledi. Bu saldırılar ve vardı. Orak biçerdik. Tarla O’ndan alalım: mü İngiltere ve sürerdik. Şimdi rahat“Köyümüzden Kiltkaya’ya Avustralya’ya göç lık var. Rahatlık var giden yol aslfalt değil. 40 etmiştir. Çok canlı bir ama eskiden yaşam senedir asfalt olması için köydü geçmişte. Köy sanki daha anlamlı ve uğraşıyoruz. Yapamadık. daha aşağıdaydı (daha güzeldi. Biçerdöverler Suyumuz idare eder durum- Güney’de demek istiinsanların yerini aldı dadır. Su Dairesi bir gün yor). İlk olarak benim artık. 1974’te esir düşarayla tankerle bize su getidedem ve amcam haytük. Köy dışına çıkarrir. Gelmezse idare edemevanları ile şimdiki dılar bizi, sonra geri yik.” köyün olduğu yere taşıgetirdiler. 20 gün Muhtar’a göre köyün kökenınca, tüm köy de onlakadar köyde esir kalni Kayseri bölgesine dayanı- rı zamanla takip etti.” dık. Eşim Fikret yor. Köyde çiftçilik, kahveYağcıoğlu köyde Ve Orhan Açıkada’yı dinlecilik ve hayvancılık komutandı. Köyün yelim şimdi de... Açıkada, yapan Memiş Bozak’ı teşikilat (Türk 1926’da doğdu. 1952’de da dinleyelim: Mkuavemet Teşkilatı) İngiltere’ye göç eden “Köyümüz belediyeye sorumlularındandı. Ergazililier arasındaydı. “O bağlandı. İyi oldu. O’nu esir aldıklarında zaman çok kalabalıktı köyü- Ancak çevre temizliği Ergazi İlkokulu artık kapalı... Çocuklar İskele’de eğitim alıyor Rumlar boru (korna)

çalarak köy içinde gezerlerdi. Türkiyeli komutan da vardı ama O kaçtıydı. Nereye gittiğini kimse bilmiyordu. Eşim de kaçarak Yedikonuk’ta dağa saklanmıştı. Mehmetçik’e gitmişti ama oraya ne yazık ki sokmamışlardı. Bizimkiler sokmamıştı. Çünkü bizden kaçan komutan oradaydı ve eğer eşim giderse, kendisinin kaçtığını anlatacak diye çekiniyordu. Yedikonuk’a dönerken yolda yakalandı. Rumlar köye getirdiler sonra. Bizimle Türkçe konuşmasına izin vermediler. Benimle türkçe konuşamadı, Rumca konuştu. Mecburen. Çok, ama çok dayak yedi. Gözlerinde sigara söndürürlerdi. Kulaklarından kan geliyordu... Savaştan sonra hep izlerini taşıdı bunların... 15 sene önce de öldü...”


44

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

İngiltere Gezi

800 yıllık kampus: Cambridge Millattan sonra 40 yılında bir Roma garnizonu olarak kurulan Cambridge, Oxford’dan sonra İngiltere’nin en büyük kampusu. 1209 yılında kurulan Cambridge Üniversitesi ile birlikte tüm çehresi sonsuza dek değişen bölge, bugün her daim yemyeşil ve huzur veren bir görünüme sahip. Yazı: Aslı Özgen Fotoğraflar: Burçin Tuncer ambridge sokaklarında gezinirken dikkatimi çeken ilk şey, kente alabildiğine bir sükunetin hakim olduğu. Kuşkusuz bunun en önemli sebebi, ziyaretimin sınav haftasına denk gelmesi. Yaklaşan sonbaharı muştulayan yapraklarla süslü kaldırımda sakin adımlarla ilerlerken, gözüme yarı açık bir pencere ilişiyor. İçeride, tüm duvarı kaplayan ve rafları tıka basa dolu bir kitaplık ve sahibini bekleyen bir çalışma masası görünüyor. Bu, zihnimde çektiğim ilk Cambridge fotoğrafı olarak hafızama nakşoluyor. Tıpkı 800 yıl önce olduğu gibi, günümüzde de dünyanın dört bir yanından bu kumpus kente gelen profesörleri ve öğrencileri ağırlıyor Cambridge. Hal böyle olunca kent nüfusunun çok büyük bir kısmı öğretim üyeleri ve öğrencilerden oluşuyor; tabii dolayısıyla kentin her köşesinde öğrenme aşkının saltanat sürdüğünü hissedebiliyorsunuz. Uçsuz bucaksız yeşil alanların ve yüzlerce yıllık ağaçların altında insanların okumaya gömüldüğünü görüyorsunuz. Sınav dönemlerinde derin bir sessizliğe bürünen kentin bu dönemlerin ardından kapıldığı coşkuya tanık olmak ise inanılmaz. Zira öğrencilerin üzerindeki stresi atmak amacıyla kentte birçok festival düzenleniyor.

C

Cambridge: ‘Cam’ üzerindeki köprü Cambridge, MS 40 yılında Cam Nehri üzerindeki yolu kontrol altına almak amacıyla Roma askerleri tarafından bir garnizon olarak kurulmuş. Kent, Latince Doğu Garnizonu anlamına gelen Essex kentini Kuzey’e bağlayan ‘Via Deviana’ isimli Roma yolu üzerinde stratejik olarak önemli bir noktada bulunuyormuş. Kentin adı o yıllarda Duroliponte olarak anılmaya başlamış. Bugün hâlâ Cambridge civarında Roma yollarına ve çeşitli harabelere rastlamak mümkün. MS 400 yılındaki Sakson işgaliyle birlikte, Cambridge ticarî olarak da önem kazanmış. Kent, 300 yıl boyunca Britanya’nın kuzeyiyle doğusu arasındaki en önemli ticarî merkez olmuş. Kent, AngloSaxon tarihine ‘Grantebrycge’ adıyla damgasını vurmuş. Anglo-Saxon tarihi, 875 yılında Vikingler’in Cambridge’e geldiğini yazıyor. Vikingler’in güçlü ticaret gelenekleri, kentin hızla büyümesini sağlamış.

Cambridge’deki ana ulaşım aracı bisiklet. Öğrenciler, hocalar ve gençler, yaşlılar ve neredeyse bütün bir kent halkı ulaşım için bisikleti tercih ediyor.

Viking devrinin kapanmasından sonra, Saksonlar iktidarı yeniden devralmışlar ve bugün Bene’t Caddesi’nde bulunan St Bene’t Kilisesi’ni inşaa etmişler. 1068 yılında, İngiltere’yi fethinden tam iki sene sonra, Normandiyalı William kente

bugün nehrin yukarı kısmı hâlâ Granta olarak anılıyor. Cambridge Üniversitesi Cambridge kentinin, adını kentten alan üniversiteyle tanındığını söylemeye gerek yok. Bunun sebebi, kuşkusuz, kentin varlık nedenini üniver-

Eğer Cambridge’in huzurlu atmosferinin tadını sakin sakin çıkarmak istiyorsanız, kenti sömestr zamanı ziyaret edin. Tatillerde Cambridge, festival ve partilerin bini bir para, coşkulu ve hareketli bir kente dönüşüyor. bir kale ve bir kilise yaptırmış. William’ın yaptırdığı ve bugün The Round Church (Döner Kilise) adıyla anılan bu eşine az rastlanan kilise, İngiltere’deki dinî yapılar arasında rotonda sitilini yansıtan az sayıdaki örnekten biri. Norman döneminde kentin içinden geçen nehrin adı Granta olarak anılırken, kentin adı da Grentabrige, Cantebrigge veya Grantbridge olarak telafuz edilmeye başlanmış. Zamanla şehre adını veren nehrin ismi şekil değiştirip Cam halini alınca, şehrin adı da nihaî şeklini alarak Cambridge olmuş. Ancak

sitesiye borçlu olması. Ama günümüzün sırları, geçmişte gizli... Rivayete göre Cambridge Üniversitesi, Oxfordlular’la yaşanan bir tartışma sonucunda, Oxford Üniversitesi’ni terkeden bir grup âlim tarafından, Universitas Cantabrigiensis adıyla 1209 yılında kurulmuş. İki Oxford’lu öğretmen, bir kadını öldürdükleri gerekçesiyle mahkûm olarak, İngiltere kralının da onayıyla asılarak idam edilir. Bu idamı protesto eden Oxford Üniversitesi ve aralarında Cambridge’in de bulunduğu farklı yerlerde çalışan birçok

âlim, bir süreliğine çalışmalarına ara verir. Bu olayın ardından Cambridge, bir üniversite değil ama bir “okul” olarak anılmaya başlanır. Ancak bazı yönlerden, ülkenin değişik bölgelerinde bulunan okullardan ayrılmaktadır. İlk başlarda Cambridge’de yaşayan bu bilim adamları kentte tuttukları pansiyonlarda kalırlar. Ama zamanla hocalar, öğrencilerini kiraladıkları evlerde ağırlamaya başlar. 1226 yılına gelindiğinde, artık bu hocaların sayıları, kendi başlarına bir topluluk kurabilecek kadar artmıştır. Düzenli olarak ders vermeye başlayan bu hocalar, kendilerini yasal olarak temsil edecek bir başkan seçerler. Ancak köylüler ve öğrenciler arasında bazı anlaşmazlıklar yaşanmaktadır. Yaşları genellikle 14-15 arasında değişen öğrenciler, köy sakinlerine rahatsızlık vermekte; köylülerse öğrencilerden yüksek kira ücretleri alarak onları maddi olarak sömürmektedir. 1231 yılında III. Henry öğrenci ve öğretmenleri himayesi altına alarak köylüler tarafından istismar edilmelerini engeller. Bunun yanısıra, sadece yeterince eğitimli olan hocaların ders verebilmesini sağlayacak düzenlemeler getirir. Böylece Cambridge Üniversitesi’nin temelleri de atılmış olur. Bu tarihten sonra

artık Cambridge büyük bir kampuse dönüşür... Ortaçağ’da bilimsel ortam Ortaçağ’da öğrenci olma fikri beni her zaman büyülemiştir. Umberto Eco’nun ‘Gülün Adı’ kitabını okumuş veya kitaptan uyarlanan filmi izlemişseniz, Ortaçağ’da öğretmen-öğrenci ilişkisinin nasıl bir şey olduğu hakkında bir fikriniz vardır. O devirlerde öğrenciler, dünyayı anlamak için bir rehber olarak gördükleri ustalarının peşine takılır ve onlarla birlikte dere tepe

metri ve astronomi alanlarını içeren temel bir eğitim alıyordu. Eğitim, bu dersleri tamamlamış ve meslektaşları tarafından öğretmeye layık görülmüş kişiler tarafından veriliyordu. Bu kişilere ‘master’, yani üstâd ünvanı veriliyordu ve eğitim veren kişilerin tümünün oluşturduğu topluluk için Latincede ‘universitas’ kelimesi kullanılıyordu. Bugünün üniversitelerinin temelleri de bu yapılanmaya dayanmakta... Bazı üstâdlar ilahiyat, kilise hukuku veya sivil hukuk; nadiren de tıp üzerine uzman-

Cambridge, Isaac Newton, Charles Darwin, Lord Byron, Galler Prensi Charles, Bertrand Russell, Emma Thompson, Vladimir Nabokov, Oliver Cromwell, Ludwig Wittgenstein, Christopher Marlowe, Ted Hughes ve daha nice ünlü ismi ağırlamış. demeden sürekli gezerlerdi. İşte bu ‘üstadları’ belli bir merkezde toplayarak öğrencileri buralara çekme fikri, üniversitelerin kurulmasını sağladı. Ortaçağ’da öğrenciler lisans ve lisansüstü eğitimlerine geçmeden önce gramer, mantık, retorik, aritmetik, müzik, geo-

laşmayı seçerek daha ileri bir eğitime devam ediyorlardı. Benzer bir seviyeyi başarıyla tamamlamış üstâdlar tarafından değerlendirilen bu üstâdlar, artık doktor ünvanını alıyordu. Doktorların ise uzmanlık alanlarına göre belli grupları, yani ‘fakülte’leri vardı. Saray tarafından öğretmenlere


45

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

İngiltere Gezi

Mathematical Bridge, söylenceye göre çivi ve somun kullanılmadan yapılmış. Ancak, köprüyü ayakta tutan gizemi anlamaya çalışan bir grup öğretmen veya öğrenci tarafından söküldükten sonra tekrar orijinal haline döndürülemeyen köprünün yerine, bu sefer çivi ve somun kullanılarak bir köprü yapılmış.

sunulan ayrıcalıkların istismarını engellemek amacıyla, doktor olana kadar geçilen bu eğitim aşamalarının başarıyla tamamlandığına dair belli seremoniler düzenlenmesi kararlaştırıldı. Bu seremoniler bugüne mezuniyet törenleri olarak gelmiştir. Öğretmenlerin uzmanlık ve eğitim seviyeleri cüppe, pelerin ve kep gibi kıyafet öğeleri ile belirleniyordu. Günümüzde hâlâ bu gelenek ve yansımaları devam etmektedir. Okul, Kilise’ye karşı... Ortaçağ’da din, ders programının önemli bir parçasıydı ve öğrencilerin dualarda bir araya gelmesi üniversite yaşamının vazgeçilmezleri arasındaydı. Bu sebeple, Cambridge’deki kolej binaları, bünyelerinde mutlaka küçük bir kilise bulundurur. Bunun da sebebi, Cambridge Üniversitesi’ndeki ilk hocaların büyük bir kısmının din adamı olmasıdır. Öğretim üyeleri ve kurucuları din adamlarından oluşan bir kurum olan üniversite, doğal olarak Kilise’ye ve onun temsilcisi olan yerel otoritelere bağlıydı. 15. Yüzyılın sonlarına gelindiğinde fakülte, paça-

sını psikoposluk kurumundan kurtarmayı başardı ama Papa’ya bağlılığını sürdürdü. Ancak hocaların kent ile olan geçimsizliği sürmekteydi. Sarayın üniversite hocaları ve öğrencilerine ayrıcalıklar tanıyarak onları koruması altına alması, bu kesime bir tür güç verdi. Kentin, bir ticaret merkezi olmaktan çıkıp kocaman bir kampuse dönüşmeye başla-

başka binayla sırt sırta verdiğine şahit olabiliyor, yanıbaşlarında Aydınlanma döneminin geniş ve modern binalarını görebiliyorsunuz. Cambridge Üniversitesi’nin en eski koleji, Ely Psikoposu tarafından 1284 yılında kurulan Peterhouse. Bu ilk koleji takiben, 14. ve 15. Yüzyıllarda başta King’s College, Jesus College ve

Cambridge’de kurulan Pink Floyd’un üyesi Syd Barrett de Cambridge’li. Burada doğan ve yaşayan Barrett’in bir zamanlar müzik yaptığı pub, hala açık... ması da işte bu tarihlere rastlamakta. Cambridge’de, her köşe başında çeşitli dönemlere ait bir kolej binası görmek mümkün. Zira üniversite genişledikçe, bünyesine yeni kolejler katılmış. Mimarî açıdan oldukça zengin olan bu binalar, aynı zamanda inşa edildikleri dönemin karekteristiklerini de yansıtıyor. Yani Cambridge sokaklarında dolaşmak, tarih boyunca bir gezintiye çıkmaya benziyor. Ortaçağ’dan kalma bir binanın, Tudor sitilinde bir

Trinity College olmak üzere birçok kolej kurulmuş. Bu süreç 20. Yüzyıl’a kadar süregelmiş. Öte yandan Sidney Sussex’in 1596 yılında kurulmasından, 1800 yılında kurulan Downing’e kadar geçen 204 yıl içinde yeni bir kolej açılmamış. Bugün Cambridge Üniversitesi’nin en genç koleji ünvanı ise, 1970’lerde kurulan Robinson’a ait. Tudor Hanedanının iştihamı Cambridge’deki en büyüleyici bina, kuşkusuz King’s

College. Üniversite’nin en saygın kolejlerinden biri olan King’s College, kentin tam merkezinde bulunuyor. King’s College, kraliyet ailesinin eğitime olan hamiliğinin muhteşem bir göstergesi olması amacılığıyla, İngiltere Kralı, Tudor Hanedanından VI. Henry tarafından 1441 yılında kurulmuş. Ancak iç savaş sebebiyle kralın koleje ayırdığı fon gittikçe azalmaya başlamış. VI. Henry’nin tahttan indirildiği 1461 yılında, koleje ait şapelin inşaası hâlâ tamamlanamamıştı. İnşaat, Kral VII. Henry dönemi boyunca düzensiz aralıklarla devam etmiş, binanın dış hatları 16. Yüzyıl başlarında tamamlansa da, iç dekorasyon ancak 1544 yılında Kral VIII. Henry’nin işe el koymasıyla tamamlanabilmiş. Tudor Hanedanı’nın şanına yaraşır dekore edilen King’s College Şapeli, her yanda kocaman Tudor gülleri ile nefes kesiyor. Şapelin tavanı ise dünyada bir eşi daha bulunmayan yelpaze tonozlarla ihtişamını sergiliyor. Şapelin sunağını ise bir Rubens tablosu süslüyor. King’s College Şapeli’nin bir de dünyaca ünlü korosu var.

King’s College Choir’ın nefes kesen yorumuyla seslendirdiği ilahiler, on senedir Noel arifesinde BBC’den canlı yayımlanıyor. Şapel’in bir de küçük korosu bulunuyor: King’s Voices. Eğitim dönemi boyunca her pazartesi günü akşam duasını King’s Voices seslendiriyor ve bu performans herkesin katılımına açık. Şapelin büyüleyici atmosferinde yankılanan ilahileri canlı dinlemek ise eşsiz bir tecrübe. Bugünkü Cambridge Cambridge öğrencilerinin yüzyıllardır vazgeçilmez sporu ve Oxford’lu rakiplerine günlerini göstermenin en soylu yolu olan kürek yarışları, kentte bugün en popüler aktivite. Cam Nehri kıyısında bugün birçok kürek klübü bulunuyor. Bu sporla ilgilenenler, düzenli bir aktivite olarak klüplere üye olabiliyor veya nehirde gezinmek isteyenler bu klüplerden günübirlik tekne kiralayabiliyor. Sessiz ve sakin geçen hafta içi günlerin aksine, haftasonları Cambridge’de oldukça hareketli. Uçsuz bucaksız bakımlı çimlerde uzananlar, kafeleri dolduran sohbet meraklıları, pub’larda biralarını yudumlayarak haftanın yorgunluğunu atanlar... Benzer biçimde, sınav dönemleri sonrasında kentte Bira Festivali, Çilek Festivali gibi onlarca etkinlik

düzenleniyor. Ancak ders zamanı da yoğun tempodan bunalanlar için Cambridge’de her daim konserler ve çeşitli aktiviteler bulmak mümkün. Yüzyıllardır bir üniversite kenti olan Cambridge, hocalar ve öğrenciler için çok çeşitli alternatiflere sahip. Dünyanın birçok yerinden buraya gelen öğrenci ve öğretmenler kentte hoşlanabilecekleri yemek, cafe, pub ve restoranların yanısıra boş zaman aktiviteleri de bulabiliyor. Kentten ayrılırken, burada nasıl da her şeyin yüzyıllar boyu süregelen üniversite geleneği doğrultusunda şekillendiğini düşünüyorum... 800 yıllık bir kampus diyebiliriz Cambridge için; dünyanın dört bir yanından gelen, dünyanın belki de en seçkin öğretmenlerinin yüzyıllardır öğrencileriyle buluştuğu nokta tam da burası.

Nasıl gidilir? Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın haftanın yedi günü Londra’ya tarifeli uçuşları bulunuyor. Stansted Havalimanı’na indikten sonra, ortalama bir saat süren tren yolculuğuyla Cambridge’e ulaşmanız mümkün.

Bunları yapmadan dönmeyin

Kentin en eski binalarından biri, 860 yıl önce yapılan Round Church. Bu kilise, aynı zamanda İngiltere topraklarında bulunan rotonda stili yapıların nadir örneklerinden biri.

Geleneksel bir pub’da, İngiliz sosisinin ve ale birasının tadına bakmadan, Pink Floyd’un kurucusu ve beyni Syd Barret’ın ilk kez sahne aldığı pub’a uğramadan, Kente adını veren Cam

nehrinde geleneksel sandallarla kürek çekmeden, King’s College Şapel’inde King’s Voices tarafından okunan akşam duasına katılmadan, Round Church’ü ziyaret etmeden...


46

NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

Sağlık Hazırlayan

Dr Okan Dağlı

‹ç Hastal›klar› Uzman›

dagliokan@gmail.com

Mevsim hastalığı “Alerjik Rinit yada Saman Nezlesi” Alerjik rinit nedir? Alerjik rinit, ortamda (çevrede) bulunmakta olan bir alerjenin nefes alma sırasında buruna alınıp, burnun iç yüzüne yapışması sonucunda bu alerjene karşı hassasiyeti (duyarlılığı) olan çocuğun burnunda mikrobik olmayan bir iltihap neticesi ortaya çıkan şikayetler ve bulgulardır. Yani bir tür mikrobik olmayan nezle durumudur. Dolayısıyla ana bulgular burunda kaşıntı, sulanma, hapşırma, aksırma, damakta kaşınma, öksürük ve boğaz ağrısı, boğazı temizleme isteğidir. en sık buruna yapışabilen alerjenler bahar aylarında ortaya çıkan polenlerdir. Dolayısıyla alerjik rinit en sık bahar aylarında görülür. Alerjik rinit niçin bahar aylarında görülür? Aslında alerjik hastalıklar her mevsimde görülebilir. Örneğin alerjik astımın en sık sebebi evde halı, kilim ve benzeri tüylü eşyalarda üreyen akarların (mite) çıkartılarıdır ve bunlar ev tozuna karışarak solunan havaya katılıp nefes alınca bronşlara gider. Alerjik rinit sebebi olan alerjenler en sık miktarda polenlerdir. Bunun iki sebebi vardır. Birincisi polenler bahar aylarında ot, çicek ve ağaçların çiçeklerinin açması ile atmosfere yayılırlar. Yani hastalar bu mevsimde alerjik oldukları madde ile karşılaşırlar. İkincisi ise neden polenlerin sıklıkla burun ve göz bulgularına neden olduğudur. Burnumuzun en önemli görevi havayı süzmek, ısıtmak ve nemlendirmektir. dolayısıyla polenler burundan geçerken süzülürler ve böylelikle burun duvarlarına yapışırlar. Polene benzer alerjik rinit yapan başka alerjen var mıdır? Küf mantarları da polene benzer bahar aylarında alerjik rinit hatta astıma sebep olurlar. Bunlar ev içi ve ev dışı alerjen olma özelliğine sahiptirler. Sıklıkla ev içerisinde organik eşyaların, yemeklerin, ev dışında ise bitki ve hayvanların üstünde yaşayan mikroplardır. yenilen mantarlarla gelişi güzel bir alakaları yoktur. Kışın düşük dereceli ısıda ve hele karlı ortamda üreyemez ve alerjiye neden olan sporlarını bırakamazlar. Yani üremeleri ve etrafa spor yayabilmeleri hava sıcaklığı, nemi ve diğer iklim şartlarına bağlıdır. Dolayısıyla polen alerjisi ile karışabilen alerjik bulgulara neden olabilirler. Çok ufak yapıya sahip oldukları için hem alerjik nezle hem de alerjik astıma sebep olurlar. Çocuklarda alerjik rinit şikayet ve bulguları nelerdir? Alerjik rinit hapşırma/aksırma, burun tıkanıklığı, burunda su gibi akıntı, burunda ve

yumuşak damakta kaşıntı şikayetlerine yola açar. Bu bulgular sıklıkla yukarıda bahsedilen nedenlerle bahar aylarında olur. Dolayısıyla “bahar alerjisi, bahar nezlesi, saman nezlesi ..” gibi isimler de halk arasında verilmiştir. Bundan başka yine yukarıda bahsedildiği gibi gözlerde yanma, sulanma, kızarma ve kaşıntı belirgindir. Hem göz hem de burun yakınmasının olması tam bir “nezle” tablosuna yol açar zaman zaman bu bulgular sıradan nezle, grip gibi algılanabilir. Hatta çoğu nezle ilacının içinde antialerjik madde olduğu için, bu ilaçların kullanımı ile yakınmalar geçer ve yanlış algılamanın devam etmesine yol açar. Hastalar ellerinde devamlı yanlarında burnu silmek için mendil taşımak zorunda kalır. Burun tıkanıklıklarının devam etmesi nedeniyle gece uyku düzeni bozulur. Gündüz olan sık hapşırma, burun kaşıntısı ve gözlerde yanma, sulanma ciddi konsantrasyon bozukluklarına yol açar. Burunda olan devamlı alerjik reaksiyon ve burun akıntısı bilhassa geceleri olan geniz akıntısı ve gece öksürüklerine sebep olur. Gündüz ise devamlı genizi temizleme sesi çıkarılır. Alerjik rinit yalnızca burun yakınmalarına mı sebep olur? Alerjik rinit yalnızca burunda kaşınma, aksırma vb yakınmalarla giden basit bir hastalık değildir. Çünkü burnumuz hava yollarımız ve bronşlarımızın başlangıcıdır ve tek bir hava yolumuz vardır. Tabiki burnumuzun mukozası dediğimiz iç yüzeyinin bütün özellikleri tıpkı yol üstünde olan ve burundaki hava yolumuzun devamını oluşturan bronşlarımızda da aynıdır. Yani nefes aldığımız hava yolumuz burun ucundan bronşlarımızın sonuna kadar “tek bir hat” tır. Bundan dolayı nu durum alerjik astımın da tetikleyicisidir. Alerjik rinit teşhisi ve sorumlu alerjen teşhisi nasıl konur? Alerjk rinit teşhisi koymak olabildiğince kolaydır. yukarıda bahsedilen olabildiğince tipik bulgulardan sonra alerjik bir zemin var mı araştırmak için kan testleri

yapılabilir.Bburundan alınan bir sürüntü ile alerji hücrelerinin varlığı araştırılır. Ancak asıl alerji tanısını ve alerjenin tipini belirlemek için alerji deri testi yapılır. bu kesin neticesi verir. Tabiki bu arada alerjik rinitteki gibi burun tıkanıklığı, akıntı ve hapşırma gibi bulgulara yol açan diğer hastalıklar ekarte edilmelidir. Alerjik rinit tedavisi nasil yapılır? Alerjik rinit tedavisinde esas yöntem bütün alerjik hastalıklarda olduğu gibi alerjenden korunmaktır. Polen alerjisinde bu pek olay değildir ve tam olarak gerçekleştirilemez. Polenden korunmak için alınacak önlemler; ot ve ağacın yoğun olduğu piknik ve açık alanlarda olası olduğu kadar az bulunmak, olasıysa yüksek yerlerde yaşamak, saat 8 ila 14 arasında dış ortamda bulunmamaya çalışmak, polen mevsiminde olasıysa kapı ve pencereleri kapalı tutmak, klima ile bulunmakta olan mekan ve ulaşım araçlarını havalandırmaktır. Ancak bu tedbirler tam uygulansa bile aktivitesi olabildiğince düşüktür. Ev tozu akarından korunmak için nemli ortamdan uzak durmak, en azından yatak odasında halı, kilim ve benzeri

toz tutucu eşyaları kaldırmak, ıslak zemin temizliği yapmak, temizlik yapılırken o ortamda bulunmamak, akar alerjeni geçirmeyen yatak, yorgan ve yastık kılıfı kullanmak başlıca önlemlerdir. Çevresel alerjenden korunma tedbirleri yalnız olarak yeterli değildir. Dolayısıyla ilaç tedavisi kesinlikle yapılmalıdır. Her hasta için ilaç tedavisi farklıdır ve alerjisinin ağırlığına göre bu değişmektedir. Tedavide burundaki ve gözdeki kaşıntı, hapşırma ve akıntıyı giderecek anti-histaminik denilen antialerjik ilaçlar en sık kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar ağızdan kullanılabileceği gibi, direk buruna ve göze sıkılan damlalar durumunda de kullanılabilir. Ancak burun tıkanıklığını gidermek ve daha ciddi alerjik rinit bulgularına hakim olmak için buruna sıkılan kortizonlu spreyler hekim kontrolünde kullanılmalıdır. Bu ilaçlar hasta için ideal doz ve formulasyonda kullanıldığında yan tesirleri olmayan olabildiğince güvenilir ilaçlardır. Bundan başka hastanın ön plandaki yakınmasına göre burundaki tıkanıklığı gideren, akıntıyı azaltan, gözdeki kızarıklığı azaltan vs ilaçlar da kullanılabilir.


NORTH CYPRUS UK MAYIS 2010

47



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.