15

Page 1


2

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

İçindekiler “Ben bu işi seviyorum”

Alasya Park’a görkemli açılış Northern Land, Gazimağusa’da bir ilki gerçekleştirerek 217 daire ve 36 mağazadan oluşan ve Mağusa’nın yeni sembolü haline gelen Alaysa Park projesinin açılışını görkemli bir törenle gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun da katıldığı geceye halk da yoğun ilgi gösterdi.

Haber 18-19 “Bu kentin her köşesinde, her sokağında anılarım var. Mağusa’nın insanlarını çok seviyorum. Onlarla benim eskilere dayanan anılarım dostluklarım ve ilişkilerim var. Bütün bunlar benim için başka bir duygusal bağla oluyor. Birazcık da başarının sırrı sanırım oradan geliyor.”

Vergi şampiyonu Gökhan Noyan oldu

Haber 12-13

Kuzey Kıbrıs turizmde patlama yapabilir...

Gelir ve Vergi Dairesi tarafından Resmi Gazete aracılığıyla yayınlanan vergi listesi açıklandı. Gerçek kişiler listesinde Gökhan Noyan bir milyon 877 bin 746 TL kazanç beyan ederek, 613 bin 26 TL vergi ile 2009 yılının vergi rekortmeni oldu. Kurumsal vergi listesinin başına ise Kıbrıs Mobile geçti.

Haber 4

Gülümseyen tatlı gözler... KKTC Güzellerden geçilmiyor...

Destination Management Group (DMG) Direktörü Dimağ Çağaner, Kuzey Kıbrıs’ın potansiyel olarak her şeye sahip bir ada olduğuna dikkat çekerek, farkındalık, eğitim ve master planlama içerisinde pazarlama ulaşım değerlendirmesi yapıldığı taktirde, Kuzey Kıbrıs’ın Akdeniz Bölgesi’nde patlama yapabileceğini söyledi.

2010 yılı Kuzey Kıbrıs’ta güzeller geçitine sahne oldu. Geleneksel olarak her yıl yapılan 24. Miss Kuzey Kıbrıs Güzellik Yarışması yanı sıra, ülkenin dört bir yanında düzenlenen festivallerde de bir birinden güzel genç kızlar güzellikleri ile yarıştı.

Haber 20 Sahibi: North Cyprus UK Ltd Genel Yayın Yönetmeni: Zorlu Cezaroğlu Editör: Misli Kad›oğlu Dizayner: Onur Mehmet Kapak Fotoğrafı: Burçin Tuncer

Haber 16 Adres: PO BOX 57894, London SE26 9AU Kıbrıs: +90 533 863 5341 Londra: +44 7958 352 411 Mail: zorlucezaroglu@yahoo.co.uk zorlu@northcyprusuk.com

recycle Gazetemizde yay›nlanan fotoğraf, haber ve reklamlar›n her hakk› mahfuzdur

Haber 40-41


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

3


4

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

Editörden Misli Kadıoğlu

Vergi şampiyonu Gökhan Noyan oldu Gelir ve Vergi Dairesi tarafından Resmi Gazete aracılığıyla yayınlanan vergi listesi açıklandı. Gerçek kişiler listesinde Gökhan Noyan bir milyon 877 bin 746 TL kazanç beyan ederek, 613 bin 26 TL vergi ile 2009 yılının vergi rekortmeni oldu. Kurumsal vergi listesinin başına ise Kıbrıs Mobile geçti.

mislikadioglu@hotmail.com

Doğa uyandı! onbaharın ilk yağmurunun sevincini geçtiğimiz günlerde yaşadık...Ben de bir yandan sizler için dolu dolu bir içerikle gazetemizi hazırlamaya çalışırken bir yandan da sıcak ve güneşli bir havada çisil çisil yağan yağmuru seyrettim penceremden. Ve o mis kokan toprak kokusunu doldurdum odama, ruhuma. Eminim bir çokları da denizde tutuldu hafta sonuna rasgelen birkaç saniyelik bu ıslak esintiye. Sanki, tüm ruhların kirliliğini de toprağa akıtacak gibiydi sonbaharın ilk yağmuru. Öylesine sakin yağdı ki, çok da kısa sürdü... Bazılarının hayatları gibi kısa ve zamansız bitti. Tam da özlemimizi giderme hevesindeyken.

S

Bir çok güzellikler yanında kara günler geçirdik yine geçtiğimiz ay. Küçücük ülkemizde, 6 kişiyi trafik kazasında kaybettik. Düşünün siz kaç tane arkada kalan yürek yandı?! Kaç ana ağladı? Kaç sevda kokusuna hayran olduğumuz o toprakta son buldu? Sebep de ya sürat, ya dikkatsizlik, ya alkol...Elbette bu ülkede trafikte alt yapı eksikği göz ardı edilemez. Bu eksiklik acilen giderilmeli ve hatalı yollar düzeltilmeli ancak hiç yoktan sevdiklerimiz için kendi önlemimizi kendimiz almayı da ihmal etmemeliyiz. Yetkilileri uyandırmak için harekete geçmeli, baskı yapmalıyız bu konuda, bir gün ateş bizim yüreğimize düşmeden... Bir yandan da acılara inat hayat devam ediyor. Kimileri uyanan doğanın kucağına atmış kendini, kimileri de yazın son demlerinin keyfini çıkarıyor. Biz de bu sayımızda, kışa hazırlıkları yansıttık biraz da olsa. Ekim ayı zeytin toplama mevsimi ya, vazgeçilmez tadımız çakıstesi hatırladık. Tarhana yaptık. Gazimağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp’ı konuk ettik bu ayki sayımıza. Hepimizin tanıdığı Başkan’ın bilmediğimiz yönlerini öğrendik. Turizmci iş adamlarımızdan Dimağ Çağaner ile Kuzey Kıbrıs turizmini masaya yatırdık. Bir hukukçu daha katıldı bu sayımızda aramıza. Avukat Burçin Sertbay’ da bundan böyle hukuki konularda bizlere ışık tutmaya devam edecek... Ve daha bir çok zengin konu ile biz sizlere yakınlaşmaya, sizi de özlemlerinize doğru bir yolculuğa çıkarmaya çalıştık...

erakla beklenen vergi listesi açıklandı. 2009 yılı vergi rekortmenliğini gerçek kişiler listesinde 613 bin 26 TL vergi ile Gökhan Noyan aldı. Noyanlar Şirketler Grubu direktörlerinden Gökhan Noyan 2009 yılı için bir milyon 877 bin 746 TL kazanç beyan etti. Geçtiğimiz yılın vergi rekortmenleri listesinin üçüncüsü Kıbrıs Mobile ise 2009 yılında 2 milyon 132 bin 605 lira vergi ödeyerek, kurumlar vergisi listesinin başına geçti. 2009 yılı vergi listeleri Resmi Gazete’de yayınlanarak açıklandı.

M

İkincilik Asil Nadir’in Gelir ve Vergi Dairesi tarafından Resmi Gazete aracılığıyla yayınlanan vergi listelerine göre, 2009 yılında kişiler listesinde birinciliği 613 bin 26 TL vergi ile geçtiğimiz yılın onuncusu olan Gökhan Noyan aldı. Gökhan Noyan 2009 yılı için bir milyon 877 bin 746 TL kazanç beyan etti. Gerçek kişilerde 540 bin 208 TL vergi ödeyen Asil Nadir ikinci sırada yer aldı. Nadir, bir milyon 785 bin 781 TL kazanç beyan etti. Vergi rekortmenleri listesinde 492 bin 781 TL vergi ödeyen Canev Denner üçüncü sırada, 267 bin 110 TL vergi ödeyen Mehmet Hatay dördüncü sırada, 265 bin 884 TL vergi ödeyen Engin Yeşilada beşinci sırada yer aldı. Geçtiğimiz yılın birincisi yedinci sırada Geçtiğimiz yıl yedinci sırada olan Işın Ramadan Cemil, bu yıl ödediği 229 bin 705 TL vergi ile altıncı sıraya yerleşti. Geçtiğimiz yılın ikincisi Ertuğ Şevket bu yıl ödediği 217 bin 142 TL vergi ile bu yıl yedinci sırada yer alırken, geçtiğimiz yılın üçüncüsü Orhan Şevket de 216 bin 832 TL ile bu yıl sekizinci oldu. Bu yıl ödediği 216 bin 403 TL vergi ile dokuzuncu sırada yer alan Ergün O. Şevket, geçtiğimiz yıl vergi rekortmenleri listesinde dördüncü sıradaydı. Bu yılın onuncu sırada ise ödediği 206 bin 989 TL vergi ile Tevfik S. Domini var.

Asil Nadir

Noyanlar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Noyan, Mustafa Noyan ve Ahmet Noyan

Kurumlardan Kıbrıs Mobile birinci Kurumlar listesinin başına ise bin 609 kurumun vergi beyan eden Kıbrıs Mobile Telekomünikasyon LTD. geçti. Geçtiğimiz yılın vergi rekortmenleri listesinin üçüncüsü Kıbrıs Mobile, 2009 yılında 2 milyon 132 bin 605 lira vergi ödeyerek, kurumlar vergisi listesinin en başına oturdu. Kurumlar vergi listesinin ikinci sırasını Türkiye İş Bankası, üçüncü sırasını T.C Ziraat Bankası, dördüncü sırayı K.T. KOOP Merkez Bankası, beşinci sırayı ise HSCB Bank Anonim ŞTİ. aldı. Eski rekortmenler geride Geçtiğimiz yıllarda vergi rekortmenleri sıralamasında üst sıralarda yer alan şirketler, 2009 yılında daha gerilerde kaldı. Geçtiğimiz yıl 5 milyon 152 bin 922 TL vergi ödeyerek Birinci olan Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası bu yıl, 1 milyon 429 bin 432 TL vergi ödeyerek dördüncü oldu.

Geçtiğimiz yıl 1 milyon 478 bin 83 TL ile dördüncü olan Çangar Motors, 2009 yılında ödediği 611 bin 28 TL ile on beşinci sırada yer aldı. Adem A. Kaner ve Kardeşleri Ltd. en fazla vergi ödeyen onuncu kurum, Çangar Motors Co Ltd. de on beşinci kurum oldu. Levent Gıda Ltd. listenin on altıncı sırasında, Mustafa Hacı Ali Emlak STI. Ltd. on yedinci, Kıbrıs İnşaat Şirketi Ltd. yirmi üçüncü, Ektam Kıbrıs LTD. otuz birinci sırada yer alıyor. Zarar beyan edenler de var Bin 609 kurumun vergi beyan ettiği 2009 yılında, zarar beyan edenlerin fazlalığı dikkat çekiyor. 2009 Gelir Yılı için, zarar beyan eden bin 939 kurum arasında, yapılan yatırımlar veya bilanço nedeniyle zarar beyanında bulunan kurumlar da var. Zarar beyan eden ilk beş kurum şöyle: Akfen Gayrımenkul Ticari ve İnşaat Anonim. Ş. 70.787. 709 TL, Paramaribo Turizm Limited 34 134.518 TL, Aksa Enerji Üretim A.Ş 31.741.640 TL, Ör Altın

Ör Turizm ŞTİ. LTD. 31.183.311 TL, Voyager Kıbrıs LTD. 31.86.681 TL. Eski rekortmen üzüntülü Öte yandan, 2009 yılı vergi listelerinin Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından, son 3 yıldır vergi şampiyonları arasında yer alan Özyalçın Construction Ltd.’in listede yer almamasına Direktör Oğuz Özyalçın Yenidüzen Gazetesi’ne açıklama getirdi. Özyalçın, her yıl vergi şampiyonları arasında yer almanın mutluluğunu yaşadığını ifade ederek, 2009 yılında da Vergi Dairesi’ne 2 499 259,88-TL (İki Milyon Dört Yüz Doksan Dokuz Bin İki Yüz Elli Dokuz TL Seksen Sekiz Krş) vergi matrahını beyan ettiğini ve devlete 820 bin 484TL vergi verdiğini açıkladı. 2009 yılına ait şahıs ve kurumlara ait vergi kriterlerinin Temmuz ayı itibarıyle alınmış olduğunu belirten Özyalçın, kendi satış hesabımı müteahhitler Birliği ile Vergi Dairesi’nin stopaj vergisi sorununun çözümünü beklediğim için geç verdiğini ve listede yer almadığından dolayı üzüntü duyduğunu ifade etti.


5

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

İspanyol şarkıcı Julio Iglesias heyecanı sardı Dünyanın en popüler ses sanatçılarından Julio İglesias, Starry Night adını taşıyan dünya turnesi kapsamında 16 Ekim Cumartesi akşamı Merit Crystal Cove Hotel & Casino’da sahne alacak. Jennifer Lopez’den sonra bu kez de dünyaca ünlü İspanyol şarkıcının Kuzey’e gelişi Rumların engellemeleriyle karşı karşıya. ünyanın en popüler ses sanatçılarından Julio İglesias, Starry Night adını taşıyan dünya turnesi kapsamında 16 Ekim Cumartesi akşamı Merit Crystal Cove Hotel & Casino’da sahne alacak. Müzik hayatı boyunca başka hiçbir sanatçının elde edemediği başarılara imza atan sanatçı, 300 milyondan fazla albüm sattı. Başarılı müzik kariyeri boyunca 2600’den fazla platin ve altın plak sahibi oldu. 20 yıllık birlikteliğini geçtiğimiz aylarda evlilik ile taçlandıran sanatçı, 42 yıllık meslek hayatında dünyanın her yanında kendisini büyük bir bağlılıkla izleyen hayranlarına olan gönül borcunu ifade eden en güzel şarkılarını 16 Ekim Cumartesi akşamı, Merit Crystal Cove Hotel’in seçkin misafirleri için seslendirecek. Rumlar yine engellemeye çalışıyor

D

Engellemeye çalışıyorlar Rum Simerini gazetesinin habe-

rine göre, Yunanistan’daki LAOS partisinden bazı milletvekilleri, Iglesias’ın konserinin engellenmesi için, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek’ten ‘’müdahale etmeleri’’ talebinde bulundu. LAOS milletvekilleri, yaptıkları açıklamada, KKTC’nin, ‘’Jennifer Lopez ve Julio Iglesias gibi tanınmış sanatçıları cezbetmeye çalıştığını’’ belirtti. Bu kişilerin adaya girişleri sırasında, ‘’yasa dışı’’ olduğunu iddia ettikleri Ercan Havaalanı’nı kullanacaklarını, bunun da ‘’sahte devlet’’ olarak niteledikleri KKTC’nin ‘’bir tür yasallaştırılması anlamı taşıdığı’’ ifadesini kullanan LAOS milletvekilleri, ‘’yasa dışı giriş kapılarını kullanan ve insan haklarını hiçe sayanlara yaptırım uygulanmasını’’ talep etti. Haberde ayrıca, otelin eski ‘’Rum toprağı’’ üzerine inşa edilmiş olduğu da savunuldu.


6

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Magazin İngiltere’den hedef 100,000 turist ir yaz dönemini geride bırakırken, turizm sezonunu değerledirmek için tüm İngiltere’nin tur operatörleri olarak Kıbrıs’ı ziyaret ettik. Burada gelecek yılın önümüzdeki en önemli sorununu Turizm Bakanı, Müsteşarı ve en yüksek düzeyde Sayın Başbakanımız İrsen Küçük’le de görüşerek değerlendirdik. Bu sorunun ne olduğunu hepiniz de tahmin etmişsinizdir.

B

Gelecek yıl ülkemize İngiltere’den gelecek turistleri ülkemize nasıl taşıyacağız? Milli hava yolumuz KTHY artık yok. Atlasjet ise Ekim ayında seferlerini durduracağını açıkladı. Kapasiteleri 100,000 turist taşımaya yönelik Anatolian Sky, Cyprus Paradise, Cyprus Premier, Direct Traveller, Diplomat Travel, Green Island Holidays, Metak Holidays, The Discovery Collection; çok büyük bir belirsizlik içerisine girdi. Bu tur operatörleri gelecek yılın broşürlerini hazırladılar fakat hangi uçaklara göre fiyatlarını belirleyip; ülkemizi pazarlamaya ve turist getirmeye başlayacaklarını bilemiyorlar. İlk kez rakip olmalarına rağmen bir çatı altında toplandılar. Amaçları güzel ülkemizin İngiltere’den gelen turist potansiyelini kaybetmemesini sağlamak. Turizm Bakanlığımız bu sorunu aşmak için çok detaylı turist taşımaya yönelik Charter Seferler Düzenleme projesi hazırladı. Bunları biz tur operatörlerine de detaylı bir şekilde anlattı. Ayrıca, ülkemizin imajını tanıtıcı pazarlama faliyetlerine başlanacağı da vurgulandı. Bu konuda da biz tur operatörleri Turizm Bakanlığımızı kutluyoruz. Bu proje gerçekleştirilirse turizm sektöründe çalışanların da içine bir su serpilmiş olacak. Ülkemizin ulaşımını çözmemiz hepimizin boynunun bir borcudur. Turist tafiğinin

Dr Muhammet Yaşarata

Şimdi gözler bu turnuvada Ünlü pop yıldızı Jennifer Lopez’in gelemediği KKTC’ye ABD’nin ünlü dövüş turnuvasının gelmesi bekleniyor. Port Cratos Oteli ABD’nin tüm dünyada Fighting Championship’in (XFS) 12’nci yıl turnuvasını yapmak için XFS başkanı John Prisco ile 500 bin dolara kontrat imzaladı.

muhammet@ cypruspremier.com

kolaylıkla sağlanacağı bir hava yolunun ivedilikle kurulması zamanı gelmiştir. Bu konuda da Sayın Başbakanımız çok olumlu sonuçlar getirecek atılımların yapıldığını detaylı bir şekilde anlattı. Yakın zamanda, devletimizin özel sektör ağırlıklı bir oluşuma gidileceği müjdesinin bizlere bildirmesinden dolayı da çok mutlu olduk. Bu oluşumun, ülkemizin önündeki politik açılımları düşünecek olursak en önemli adım olduğu açıktır. Ülkemizin adını her zaman dalgalandıracak ve uzun yıllar yaşatacak bir hava yoluna ihtiyacımız vardır. Hava yolu olmayan bir ada ülkesi, Dünya ile bağlantısı olmayan bir ülke gibidir. Böyle bir ada ülkesi olmayı ve burada yaşamayı kim isteyebilir ki? Tüm ekonomik aktivitelerin olduğu adamızın hayat kaynağını kesmenin hiç kimseye faydası olmaz. KTHY büyük bir borç batağı içerisinde idi ve operasyonunun durdurulması artık kaçınılmazdı. Yeni bir oluşumun gerekliliğini herkes görmekteydi. Bu oluşumu da tüm kamu oyunun desteklediği açıktır. İlerleyen günlerde hava yolu kurma konusundaki gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz. Turizm potansiyeli çok büyük olan bir adada yaşıyoruz. Ülkemizin doğası, misafirperverliği ve Euro kullamayan bir ülke olarak Akdeniz çanağında çok avantajı vardır. Bunu çok iyi değerlendirip ülkemize İngiltere’den 100,000 turist getirmemiz gerçekten çok kolaydır. Gelin bu bizim hedefimiz olsun. Gelecek iki yıl içerisinde bu hedefe ulaşmak için tüm gücümüzle çalışalım. Gelecek yıllarda turizmde herşey gönlümüzce olsun..

ennefer Lopez ve Rihanna’nın delemediği ambargoyu ABD’li dövüş ustaları delmeye niyetli. Port Cratos Oteli 6 Ekim’de ABD’nin tüm dünyada Fighting Championship’in (XFS) 12’nci yıl turnuvasını yapmak için XFS başkanı John Prisco ile 500 bin dolara kontrat imzaladı. KKTC’ye uygulanan uluslararası amborgoyu Van Damme ve Tyson ile kırmayı amaçlayan otel yöneticileri, 300 metrekarelik sahneye yerleştirilecek kafesin içinde yapılacak maçların 3 bin biletli seyirci tarafından izleneceğini duyurdu. Van Damme ve Tyson’un 9 Ekim tarihinde XFS tarafından KKTC’ye izleyici olarak getirileceği açıklandı.

J

Rumlar’dan baskıya devam Crotos Otel müdürü Murat Bozoğlu, “Rumlar’ın baskısı nedeniyle bir hafta için sözleşme yapamadık ama sonunda bir günlük etkinlik için 500 bin dolara anlaştık” diye konuştu. XFC Başkanı John Prisco ise “Organizasyonu Kıbrıs’a taşımak bizi çok heyecanlandırıyor. Elimizden gelen en iyi şovu sergilemeye çalışa-

cağız” dedi. Prisco ayrıca KKTC’de başka organizasyonlar düzenlemek istediklerini, hatta bir eğitim merkezi açmayı düşündüklerini belirtti. Ünlülerin 6 Ekim’de adada olacağını söyleyen otelin halkla ilişkiler müdürü İlgen Özen, Tyson ve Van Damme’ın erkenden adada olup birbirleriyle mücadele edecek dövüşçülerle antreman yapacaklarını kaydetti. Van Damme ve Tyson’un basın önünde tartılarak ve dövüş şovu yapacaklarını dile getiren Özen, yarışmanın şimdiden tüm dünyada heyecan uyandırdığını ifade etti. Özen, iki ünlünün toplam 48 kişililik bir ekip tarafından ağırlanacağını da sözlerine ekledi. “Dünyanın büyük yıldızları gelecek” Van Damme ve Tyson’un organizasyona katılmaması için büyük baskı altında kalacağı tahmin ediliyor. ABD’li şarkıcı Lopez, önce otelin açılışında sahne almak için 3 milyon

dolarlık anlaşma imzalamış ancak binlerce kişinin katıldığı bir protesto kampanyasının ardından konseri iptal etmek zorunda kalmıştı. Lopez’in sahne almasına karşı çıkan Facebook grubuna 22 bin kişi, Rihanna’ya karşı çıkan gruba ise 9 bin 300 kişi üye olmuştu. Otel müdürü Bozoğlu, tüm engellemelere rağmen “Bu şov Kıbrıs için büyük bir önem taşıyor çünkü dünyanın en büyük yıldızları sovunu izlemek için Kıbrıs’a gelecek” diye konuştu. İlk kez ABD dışında yapılacak XFS’in Kıbrıs’ta düzenlenen 12’nci turnuvası ilk kez ABD dışında gerçekleşecek. Dövüşler kafes içinde yapıldığı için kafes ABD’den Kıbrıs’a götürülecek. Maçın yapılacağı alan 300 metrekarelik bir sahneye sahip ve 3 bin seyirciyi ağırlayacak. Şov 6 saat sürecek ve dünya çapında canlı olarak yayınlanacak.


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

7


8

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

Bir Doğu Masalı, Dört Mevsim Ünlü Modacı Cemil İpekçi, ‘Bir Doğu Masalı Dört Mevsim’ adlı defilesini Girne’de sergiledi. Adeta görsel bir şova dönüşen sergi Rocks Hotel’de yapıldı. Sunuculuğunu ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil’in yaptığı defilenin ardından Demet Akalın da konser verdi. Cemil İpekçi ‘Bir Doğu Masalı Dört Mevsim’ adlı defilesini birkaç hafta önce de Mardin’de sergilemişti.

Orhan İSMAİLOĞLU oreografisini Türkiye’nin ünlü sanat yönetmeni Yasin Soy’un yaptığı defilede Cemil İpekçi tarafından tasarlanan ve doğuya özgü motifler içeren kıyafetler sergilendi. Kadife, pazen ve tülbent gibi doğuya özgü kumaşların kullanıldığı defilede ünlü mankenler Şenay Akay, Tuğçe Sarıkaya ve Fulya Keskin’in de aralarında bulunduğu 12 kadın, 6 erkek manken podyuma çıktı. 6 aylık yoğun bir çalışmayla hazırlanan defilede özellikle 1950’leri anımsatacak gece ve gündüz kostümleri yer aldı. Davetliler, defile

K

boyunca başarılı ışık ve ses düzenlemeleriyle adeta 4 mevsimi andıran anlar yaşadı. Defile sonunda ünlü manken Şenay Akay üzerinde üç dini temsil eden simgelerin olduğu kıyafetle sahneye çıktı. Elindeki barışı simgeleyen dünya ve güvercin maketi ile podyuma çıkan Şenay Akay, büyük alkış aldı. Ünlü modacı Cemil İpekçi de gecenin sonunda halkı selamlarken alkış yağmuruna tutuldu. Demet Akalın şarkılarıyla büyüledi Defile sonrasında Fashion TV tarafından düzenlenen partide ise Türkiye’nin ünlü sanatçısı Demet

Akalın sahne aldı. Sahneye “Çanta” isimli şarkısı ile çıkan Akalın’ın dansçılarıyla birlikte yaptığı şov herkes tarafından beğenildi. Sanatçının eski eşi, yeni sevgilisi Önder Bekensir ise konseri başından sonunu kadar meraklı bir şekilde izledi. “Henüz 28 yaşındayım” Konser sırasında hayranlarına hitap eden Akalın, “Bende eski manken olarak podyumdayım, biraz kilo alsam bile yine formundayım ve henüz 28 yaşındayım” diye konuşunca bol bol alkış aldı. Sahneye şık bir kıyafetle çıkan Akalın, konserinin finalini de “Çanta” şarkısıyla yaptı…

Kuzey Kıbrıs’ı İngiltere’de tanıtıp pazarlayan tek gazete


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

9


10

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

Çocuk olmak... Mine Çeliker mceliker@gmail.com

Karpaz sonbaharda da, doğa tutkunları için vazgeçilmez oldu. Bölgede yer alan küçük ve şirin yerlerde kalarak, hem ucuz hem de sakin bir tatilin keyfine varabilirsiniz. Bu yerler, köy yaşantısının ve kültürel değerlerin zevkini hissettiriyor...

Karpaz’da çiftlik yaşantısı Karpaz Çiftlik Pansiyon, eski köy evleri ve eski köy yaşantısının samimi ve sıcaklığını yaşatan eşsiz bir ortam sunuyor. Çiftlik evinin terasında oturarak Karpaz’ın doğal yaşantısını önünüze seren manzaraya karşı eşsiz bir kahvaltı yapabilirsiniz...

izin de kabınıza sığmadığınız günler oluyordur… ne yapsanız ne etseniz bir şeyler eksiktir. Hep daha fazlası olsun istersiniz. Bir şey vardır sanki bilinmez ama o olsa her şey tamdır aslında. Yaratmak gelir içinizden, bir şeyler üretmek ama ne yaparsanız yapın tatmin olamazsınız işte. Rüzgarda savrulmak istersiniz, çığlık çığlığa koşmak istersiniz hiçbir yere.

S

Gülümsemek için sebep aradığınız günler oluyordur. Bir şey olsun da kahkahalarla boğulayım dersiniz hani. Her şey vardır “sit com” tadında kahkaha atmak için ama tebessüm etmek bile zor gelir. Sizin de paradokslar yaşadığınız günler oluyordur. Gitmek istersiniz olabildiğince uzağa ama yerinizden kımıldamaya cesaretiniz yoktur. İçsel bir yolculuk yapmak istersiniz ama aynaya bile bakarken tanımazsınız gördüğünüz yüzü. Bağıra çağıra çirkin sesinizle şarkılar söylemek istersiniz ama ne sesiniz çıkar ne kulağınız duyar. Her gün yeni bir ben yaratırken kendinizden, hiçbir şey olmak istersiniz. Sizin de çocuk olmak istediğiniz günler oluyordur. Sadece diziniz kanadığında ağladığınız ve istediğiniz oyuncağı alamadığınız için üzüldüğünüz günleri özlersiniz. Düşünecek bir şey olmadan oyunlar oynamak ve çılgınlar gibi şımarmak gelir içinizden. Ama artık yaşınız da geçti. Ne şımarabilirsiz doyasıya ne de saklambaç oynayabilirsiniz mahalledeki arkadaşlarınızla. Sizden beklenenler farklılaşmıştır artık. Siz olgunsunuz ya artık yaşınıza göre davranmalısınız. Attığınız her adımın belli bir mantıkta olması gerekiyordur. Şımardığınız ve coşkuyla dolduğunuz her an “çocuk musun sen?” sorusuyla söner kalırsınız. Halbuki güzeldir çocuk olmak ve çocuk kalabilmek. Yarının hesabını yapmadan, düşünmeden içinden geldiği gibi yaşamaktır çocuk olmak. Ağlarken hıçkırıklarla kim ne der diye düşünmemektir. Yaratırken çöp adamları, dünyanın en güzel eserini sunduğunuzu bilmektir çocuk olmak. Attığınız her bir adımı ne kadar önemli olduğunu bilmeden atabilmektir... Çocuk olmak, korkmadan içinizden geldiği gibi yaşayabilmek doyasıya ve hayaller kurabilmektir fütursuzca.

Karpaz Çiftlik Pansiyon’da mertek tavandan tutun da eski Kıbrıs kapı ve pencerelerine kadar birçok eşya da Kıbrıs kültürünü yansıtacak şekilde seçildi. Sıcak ve samimi bir havanın yaratıldığı çiftlik evinde klimalı ve temiz bir ortamda keyifli bir tatil imkanı yaratılıdı.

şsiz doğası ve etkileyici ambiyansıyla ziyaretçilerini adeta büyüleyen Karpaz Yarımadası doğa tutkunlarına unutulmaz günler yaşatıyor. Özellikle Eko turizm kapsamı altında eski ve kültürel değerleri korumak adına yapılan küçük ve şirin yerler, hem ucuz hem de sakin bir tatile olanak yaratıyor. Diğer bir yandan tatilcilere köy hayatının verdiği tadın da anımsanmasını sağlıyor. Yeni yatırımlarla eskinin yeniye olan dönüşümünün çok güzel bir şekilde uyarlandığı bölgeye birçok restore ve yeni pansiyonlar, bungalov tarzı binalar eklendi. North Cyprus UK olarak bu sayımızda bunlardan bir tanesi olan Karpaz

E

Çiftlik Pansiyon’na bir ziyaret gerçekleştirdik. Eski zamanlardan kalan ve Rum mimarisinin açık bir şekilde gözlemlendiği Karpaz Çiftlik Pansiyon, eski Kıbrıs köy evlerinin sıcaklığını taşıyor. Doğa manzaralı terasta, harika kahvaltı Geçmişte bölgedeği bir Papaz’ın olan bina, altı ay önce restore edilerek turizm sektörüne kazandırıldı. 5 tane odadan oluşan ve 21 odaya tamamlanması planlanan çiftlik evi, eski köy evi şeklinde tasarlandı. Mertek tavandan tutun da eski Kıbrıs kapı ve pencerelerine kadar birçok eşya da Kıbrıs

kültürünü yansıtacak şekilde seçildi. Sıcak ve samimi bir havanın yaratıldığı çiftlik evinde klimalı ve temiz bir ortamda geçirdiğiniz gecenin ardından, buram buram doğa kokusu içerisinde, terasta oturarak muhteşem bir Kıbrıs kahvaltısının keyfine varabilirsiniz. Üstelik, odalarda kendiniz de yanınızda götürdüğünüz malzemelernizle yemeğinizi pişirebilir, bahçede mangal yakarak kebabıbızı da yapabilirsiniz... Yakında at çiftliği de kuruluyor Karpaz Çiftlik Pansiyon, şehrin gürültülü ve kalabalıklığından

uzakta sakin ve dinginliğin, doğal güzelliklerin arasında daha da perçinlendiği bir yer. Bunun yanında Karpaz Çiflik Pansiyon için önemli projelerin de hazırlığı sürüyor. At severler ve binicilik tutkunları için At Çiftliği projesinin de hayata geçirilmesi amacıyla kollar sıvandı. Çevre düzenlemeleri de son sürat devam ediyor. Hem yaz aylarının hem de bahar ve kış aylarının bambaşka bir keyfle sürdüğü Karpaz sizleri bekliyor... Karpaz Çiftlik Pansiyon’unda haftaiçi (Konaklama + Kahvaltı) fiyatları 1 kişi 17 Euro, haftasonu ise (Konaklama + Kahvaltı) fiyatları 1 kişi 25 Euro.


11

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

İktisatbank iPhone bankacılık hizmetini tanıttı ktisatbank, KKTC’de ilk kez sunulan iPhone internet bankacılığı hizmetini basına tanıttı.

İ

Yeni hizmet sayesinde iPhone sahipleri, İktisatbank’taki hesaplarını görebilecek, hesaplar arası transfer, kredi kartı borç görüntüleme ve borç ödeme, havale ve fatura ödeme işlemlerini gerçekleştirebilecek. iPhone cihazından İktisatbank bankacılık işlemleri için ana menü’den “App Store” seçeneği seçilip açılan arama boşluğuna

İktisatbank yazılmasının yeterli olacağı belirtildi. İktisatbank yeni hizmetini tanıtmak için Lefkoşa’da bulunan Golden Tulip Otel’de bir basın toplantısı düzenledi. Katılımcılara resepsiyon da verilen toplantıda İktisatbank Yönetim Kurulu Başkanı Mete Özmerter ile Genel Müdür Bülent Berkay de katıldı. İktisatbank Yönetim Kurulu Başkanı Mete Özmerter, iPhone bankacılığı hizmeti sayesinde iPhone sahiplerinin bankacılık işlemlerini daha kolay yapabileceğini kaydetti. Özmerter, söz konusu hizmet için kullanılan programın tüm dünyaya sağlanan denenmiş programlar olduğundan güvenlik açısından da kullanımının emniyetli olduğunu ifade etti. Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Karavelioğlu ise, İktisatbank’ın dünyada iPhone bankacılık hizmetini sunan 25’inci banka olmasının, sadece ABD’de 10 bin bankanın bulunduğu göz önünü alındığında bir övünç kaynağı olduğunu kaydetti. Karavelioğlu, “Bu yeni hizmet ile, artmakta olan iPhone sahiplerine özgür bankacılık hizmeti getirdik” dedi


12

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber Hukuk ve Kıbrıs Türk Toplumu evgili North Cyprus UK okuyucuları, sizlere ilk kez seslendiğim bu yazımda sizlerle buluşmak benim için mutluluk kaynağıdır. Kıbrıs’ımızın en güzel deniz sahilleri ile dünyada ün salmış kıyı şehri Gazimağusa’da hayata geldikten sonra hukuğa olan hayranlığım hep istikrarlı şekilde artmıştır. İnsanlık için hukuğun ne kadar olmazsa olmaz bir değer olduğunu olgunlaştıkça ve yıllar geçtikçe çok daha iyi anladım. Sizlere de bu köşeden bir avukat, bir Kıbrıslı Türk ve çoğunuz gibi uzun bir süre İngiltere’de yaşamış bir dost olarak sesleneceğim. North Cyprus Hukuk köşesinde işlenecek konular hukuki ve sosyal açılardan irdelenecektir.

S

Sürekli işittiğiniz ve hayatınızın tüm evrelerinde karşınıza çıkan “hukuğun” ne anlama geldiğini hiç düşündünüz mü? Peki ya “hukuk” denilen kavramın tanımının ne olduğunu? Böyle bir tanımın olup olmadığını? Evet muhakkaktır ki “hukuğun” tanımı mevcuttur ama tahmin edebileceğiniz üzere bu kadar evrensel olan bu kavram çok değişik türlerde izah edilebiliyor veya tanımlanabiliyor. Tüm bu izahların özünde “hukuk” en yalın ifade ile toplum yaşamını düzenlemek için uygulanması devlet tarafından yaptırıma bağlanmış kurallar manzumesidir. Uygar toplumların yaşayış biçimlerinin temelini oluşturan bu kavram bugünlerde toplumların medeni seviyelerini ölçerken baz aldıkları en önemli kriterlerden birini oluşturmaktadır. Bir misal verecek olursak devamlı surette gündemden düşmeyen Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde de hukuk değişik şekillerde Türkiye’nin önüne çıkmaktadır. Bu formatların bir tanesi ki bu ayni zamanda bir toplumun gelişmişliğinin de aynasıdır, “hukuğa olan saygıdır”. Diğer bir deyiş-

Burcu Sertbay Barristerat-Law sertbay@gmail.com

le bir önkoşul olarak görülen “hukuğa olan saygı”, yasaların tozlu ve siyah ciltli kitaplar içinde yazılı durmasıyla değilde doğru bir şekilde uygunlanması ile sağlanabileceğidir. Malumunuzdur ki uygulama doğru olsa dahi yasaların kendileri eğer çağ dışı, yenilenmemiş ve gayrı adil ise mahkemeler istedikleri kadar bu yasaları uygulasınlar netice hep adaletten uzak çıkar. Burada çıkarılması gereken ders şudur; hukuğa saygılı ve medeni bir toplumun en önemli mihenk taşları toplumun hayatını düzenleyen çağdaş yasalar ve onların hakkaniyete uygun yorumlarıdır. Peki ya bu denli hayati bir değer olan “hukuk” Kıbrıs Türk halkı için neyi çağrıştıyor? Hukuk denilince Kıbrıs Türkünün aklına ilk önce nelerin geldiğini hiç düşündünüz mü? Bu soruya yanıt ararken Kıbrıs Türk Basını’nı uzun uzadıya inceleyip, çevremdeki insanlarla bu konuyu konuştum. Yaptığım araştırma ve bana verilen cevapların ezici çoğunluğu Kıbrıs’ta son yıllarda yaşanan kriminal vakkalardaki patlamaya temas ediyordu. Hukuk size ne ifade ediyor sorusuna en azından ilk bakışta böyle bir cevap gelmesi benim açımdan şaşırtıcı oldu. Yukarıda da incelendiği gibi böylesine geniş bir kavramdan ağız birliği yapmışcasına cezai olaylardaki artıştan bahsedilmesi güvenlik açısından oldukça düşündürücüdür. Bu yaklaşımın nedenleri bugünkü yazımın konusu değildir fakat bu serzenişin abartılı mı yoksa yerinde mi olduğunu ilerki yazılarımda bu köşeden takip edebilirsiniz. Günün Sözü: Adalet, evrenin ruhudur. ÖMER HAYYAM

Oktay Kayalp:“Be Kuzey Kıbrıs’ta Oktay Kayalp’ı tanımayan yok. Ülkede başarılı isimlerden ve beş dönemdir Mağusa Belediye Başkanlığı görevini sürdüren Oktay Kayalp’la özel bir söyleşi gerçekleştirdik. Tam bir Mağusa aşığı olan Oktay Kayalp’ın bilinmeyen yönlerini öğrendik. Misli Kadıoğlu uzey Kıbrıs’ta en başarılı yerel yönetimlerin başında olan Mağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp ile özel bir söyleşi gerçekleştirdik. 16 yıldır Belediye Başkanlığı yapan Oktay Kayalp’la başkanlık yapmadan önceki hayatı, başarılı ve yoğun bir tempoyla birlikte sürdürdüğü Belediye Başkanlığı dönemi, özel hayatı hakkında bilmediğimiz yönlerini konuştuk. Baba mesleği gemi acenteciliği ve gümrük komisyonculuğundan başlayarak, şu anda ülkenin kültür başkenti haline getirdiği bir kentin Belediye Başkanlığını üstlenen Kayalp, zor bir görevi yerine getirirken, beş dönem üst üste başkan seçilişi ve başarısındaki sırrı gazetemize anlattı ve sorularımızı yanıtladı.

K

Oktay Kayalp’ı Kuzey Kıbrıs’ta herkes tanıyor. Ancak sizin bilmediğimiz yönlerinizi öğrenmek istiyoruz. Nerelisiniz? Çocukluğunuz, ilk işiniz? 1957 Mağusa doğumluyum. Lise eğitimimin sonuna kadar Mağusa’da yaşadım. Babam Mağusa’da 1974 öncesi tek türk gemi acenteciliği ve gümrük komisyonculuğu yapıyordu. Okulun dışında lise dönemlerinden başlayarak limanlarda çalışmaya başladım. Babamın işine yardım eder, gemilerde talilik (yazıcılık) yapar gümrükleme işlemleri gibi işlere yardımcı olurdum. 1974’te İzmir’de Ege Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Fakültesi’nde Makine Mühendisliği eğitimi gördüm. 1980’de Kıbrıs’a geri geldim ve ardından askere gittim. Evlendim. Babamın lisede yaptığım işini belli bir süre yaptım ve o işi devraldım. 1994 yılına kadar da 12-13 yıl bu işi yürüttüm. 1994 yılı Haziran ayı yerel seçimlerde Mağusa Belediye Başkan adayı olarak Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP)’nden aday oldum, kazandım ve belediyeciliğe başladım. Belediyeciliğe girme fikriniz nereden doğdu? Kendi fikriniz mi yoksa partinin kararı mıydı? Tamamen partinin kararıydı. Ben limanda yaptığım işi çok seviyordum. Ancak sonuçta 1994 yılında parti böyle bir karar aldı ve bunu o dönemin ilçe başkanı bana tebliğ etti. Ben de bu karara parti disiplinim gereğince uydum. Görevimi en iyi biçimde yerine getirmeye çalıştım. Daha sonra 1998, 2002, 2006 ve 2010 yılında tekrar kazandım.

Limanda çalışmayı bıraktığınız için veya bu işe girdiğiniz için zaman zaman pişmanlık duyduğunuz anlar oluyor mu? Hayır. Doğruyu söylemek gerekiyorsa dönem dönem halen limanda çalışmayı özlüyorum. Gidip arada bir orada dolaşıyorum ve denizin kokusunu alıyorum. Ancak, burası da son derece önemli ve düzgün çalıştığınız taktirde keyifli bir iş. Mağusa halkına hizmet etmek güzel ve bir de onurlu bir görev. Dolayısı ile ben en iyi şekilde bana verilen bu görevi ve bu güveni de, işten farklı olarak çünkü bir güven unsuru var, bunu en iyi şekilde sürdürmeye çalışıyorum. Beş dönem üst üste Belediye Başkanı seçildiniz. Sadece CTP döneminde değil. Diğer partilerin iktidarda olduğu dönemlerde de siz belediye başkanı seçildiniz. Her dönemde seçildim. CTP’nin iktidarda, muhalefette olduğu dönemlerde, CTP’nin dördüncü parti olduğu dönemlerde de seçildim. Oktay Kayalp’ın başarısı partililiğinin önüne geçti diyebiliriz sanırım. Bunun sırrı ne? Sizce bu halk neden sizi başkan seçiyor? Doğru tespit. Bana sadece CTP’liler oy vermez. CTP’ye oy vermediği halde bana oy veren Mağusalılar da

de CTP’nin 4 bin civarında oyu var ama ben 8 bin civarında oy topladım. Nerdeyse iki katı.

“Bu kentin her köşesinde, her sokağında anılarım var. Mağusa’nın insanlarını çok seviyorum. Onlarla benim eskilere dayanan anılarım dostluklarım ve ilişkilerim var. Bütün bunlar benim için başka bir duygusal bağla oluyor. Birazcık da başarının sırrı sanırım oradan geliyor.” var. Bunun en önemli sırrı, ki sır değil tabiki, çünkü ben bunu basına da sürekli söyledim, ben CTP’nin adayı olarak seçime girerim, ama kazandıktan bir gün sonra rozetimi cebime koyarım ve o noktadan itibaren de icraatlarım rozetsiz olur. Parti ayrımı, siyasi ayrım veya bölge ayrımı yapmadan insanlara hizmet veriyorum. Bu Mağusa halkı tarafından desteklenen ve benimsenen çalışma biçimidir ki partimin aldığı oyun üzerinde insan bana oy veriyor. Örneğin son dönem-

Bu sizin Belediye Başkanlığında son döneminiz değil mi? Siyasette hiçbir şey belli olmaz. Dünyada yerel yöneticilikte örnek aldığnız yer veya yerler var mı? Dünyada bizden çok daha iyi çalışmalar yapan ülkeler ve kentler var. Bunların değişik çalışmalarını örnek alıyoruz. Bunlardan Türkiye’de de var, vrupa’nın değişik noktalarında da. Önemli olan bire bir kopyalama yerine kendi ülkemizin koşullarına adapte etmek. Bizim de yaptığımız bu.


13

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

n bu işi seviyorum”D Oktay Kayap evinde nasıl? Ev işleriyle aranız nasıl? Örneğin yemek pişiriyor, eşinize ev işlerinde yardımcı oluyor musunuz? Evde olduğum sürece bir sürü işe ortak olmaya çalışıyorum. Üniversite öğrenciliğim döneminde de altı yıl evde kaldım. Dolayısıyla ev işleriyle ilgili önemli bir yeteneğim var. Yemek yapmadan ütü yapmaya, bulaşık yıkamaya kadar elim yatkındır. Evde olduğum sürece ev işlerini eşimle birlikte yapmak için gayret ederim. Tabi ki bu yaşam biçimi beni çok fazla evde tutmaz. Akşam toplantıları ve siyaset çoğu zaman bizi dışarıya iter ama evde olduğum sürece ev işlerine de katkı koymaya çalışıyorum.

“Yaşam kalitesinin sınırı yoktur ve insanların bundan vazgeçmesini beklemek de doğru değil. Sizden daha iyiyi mutlaka talep edecekler, siz de ya daha iyiyi yapacak ya da makul ve mantıklı bir cevap vereceksiniz.

İşinizi nasıl görüyorsunuz? Zor bir iş olsa gerek. Çünkü sürekli insanlara hizmet etmek zorundasınız. Yerel yönetim çalışması ağır bir çalışmadır. Malzemeniz insanlardır. İnsanlarla muhatap olursunuz, görüşürsünüz ve tabi bu da kolay bir iş değil. Yerel yöneticilikte insan talebinin sonu yoktur. Birini yaparsınız bir

ceksiniz. Dolayısı ile ağır bir çalışmadır. Bu çalışmada uzun süre olmayı öngörüyorsanız bu işi sevmeniz gerekir. Ben bu işi çok seviyorum. Mağusa sizin için ne anlam ifade ediyor? Bu kentin her köşesinde, her sokağında anılarım var. Mağusa’nın insanları-

“Evde olduğum sürece ev işlerine ortak olmaya çalışıyorum. Üniversite öğrenciliğim döneminde de altı yıl evde kaldım. Dolayısıyla ev işleriyle ilgili önemli bir yeteneğim var. Yemek yapmaktan ütü yapmaya, bulaşık yıkamaya kadar elim yatkındır. Evde olduğum sürece ev işlerini eşimle birlikte yapmak için gayret ederim.” sonraki gelir. Yaşam kalitesinin sınırı yoktur ve insanların bundan vazgeçmesini beklemek de doğru değil. Sizden daha iyiyi mutlaka talep edecekler, siz de ya daha iyiyi yapacak ya da makul ve mantıklı bir cevap vere-

nı çok seviyorum. Onlarla benim eskilere dayanan anılarım dostluklarım ve ilişkilerim var. Bütün bunlar benim için başka bir duygusal bağla oluyor. Birazcık da başarının sırrı sanırım oradan geliyor.

Mağusa Kültür Sanat Festivali gibi Kuzey Kıbrıs’ı dünya starlarıyla buluşturan ve ülkeyi dünyaya tanıtmakta önemli bir yere sahip bir organizasyon gerçekleştirdiniz? Bu konuda birşeyler söylemek ister misiniz? Yerel yönetimde farklı bir anlayış getirdik. Yerel yönetimde bir kesim anlayış bizimle başladı. Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nu ayrı tutarsak, belediyelerde kültür sanat çalışmaları geçmişte sadece halk dansları ekibinin bulundurulmasıyla ilgiliydi. İnsan nasıl ki güzel bir çevreye ihtiyaç duyar, çağdaş insan kültürel faliyetlere de ihtiyaç duyar. Bu belediyelerin asli görevidir. Biz bunun öncüsüyüz. Bu bakış açısıyla başlattığımız festivali bu bakış açısıyla yürütmeye çalışıyoruz. Ülkemizin dünyada en çok bilinen yönlerinden birisi festivalimizdir ve bu festival hem Mağusa hem de Kuzey Kıbrıs’ı dünyaya tanıtmakta önemli bir araçtır. Şimdi de yapımı devam eden Kongre Merkezi ile 12 ay her dönemde etkinlikler ve daha geniş organizasyonlar yapmayı hedefliyoruz. Bunun dışında başka faaliyetleriniz var mı? Biz aynı zamanda spora da önem verdik. Mağusa Gençlik Merkezi (MAGEM)’i kurduk. Bu da bir ilkti. Bunu desteklemek için bir de spor salonu inşa ettik. Mağusa Belediyesi spora yönelik de bir yatırım kapasiyesine sahiptir. Çünkü insanlar illaki çağdaş olacak diye kültür sanat yapmak zorunda değil, sporu da tercih edebilir. MAGEM gençlerin kötü alışkanlıklardan uzak tutmak için ve kendi arzuladığı alanda etkinlik yapabileceği önemli bir örgütlenmedir. MAGEM’e gelip aktif olarak çalışan gençlerin önemli bir kısmı sigarayı bıraktı. Bu da bu konudaki etkisi açısından önemli bir göstergedir. Bu güzel söyleşi için teşekkür ederiz. Rica ederim.

Bedelli Askerlik 2

eğerli North Cyprus UK gazetesi okuyucuları geçen yayınımızda sizlere ‘Bedelli Askerlik’ ile ilgili özet bilgiler vermeye başlamıştım ve bu yazımda kaldığım yerden devam edeceğim. Öncelikle bu konu ile ilgili yazıma başlarken 01/01/2010 tarihi itibari ile KKTC dışında ve/veya İngiltere’de yaşan anne veya babanın KKTC vatandaşı olması halinde; KKTC’ye giriş yapmayı düşünen ve 1992 doğumlu erkek çocuk sahipleri tüm anne ve babaların ilk firsatta KKTC Polis Genel Müdürlüğü Muhaceret Şübe Müdürlüğü’nden KKTC’ye giriş-çıkışlarını gösteren belgeleri almalarını gerektiğini belirteyim. Bu kişilerin, KKTC Polis Genel Müdürlüğü Muhaceret Şübe Müdürlüğü’nden temin ettikleri belge ile birlikte pasaportlarını da yanına alıp ASAL Şübe diye bilinen Asker Alma Şübesi’ne giderek özel statü kapsamında Bedelli Askerliğe başvurmaları gerekiyor. Anne-babanın dikkat etmesi gereken hususlardan en önemlisi askerlik çağına gelmiş erkek çocuk ve/veya çocuklarının KKTC’ye giriş yaptığı zaman 90 günü geçirmemeleridir. Bu aslında özellikle bu konuyla ilgilenen herkesin bilmesi gereken önemli bir noktadır. Diğer bir değişle bu kişilerin 1 yıl içerisinde KKTC’de 90 günden fazla kalma hakları bulunmamakta, 1 yılda 90 günü geçirmeleri halinde bedelli kapsamından yararlanamamaktadırlar. Şunun da altını çizmekte fayda görüyorum. Daimi olarak yurt dışında ikamet etmeye devam edeceğini beyan edenlerin askerlik yükümlülüğü KKTC’ye kesin dönüş yapacakları tarihe kadar ertelenir. Bu kişiler, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ASAL Şubesine başvurarak bir defaya mahsus olmak üzere alacakları “Kesin Dönüş Yapana Kadar Askerlik Yükümlülüğü Ertelenmiştir” kaydı taşıyan belgeyi KKTC’ye giriş ve çıkış kapılarında ibraz etmek zorundadırlar. Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi özel statüde bedelli askerlik kapsamına giren kişiler, kendi kararları ile, ister 3 bin Stg

Av. Eylem Şerifoğlu (Air Law CAA in U.K.-P.P L.) av_eylemserifoglu@hotmail.com

ödeyerek hiç askerlik yapmazlar, isterlerse bin 500 Stg ödeyerek 1 ay askerlik hizmeti yaparak vatani görevi yapmış sayılırlar. Bir nokta da var ki bu ücretler Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının teklifi, Başbakanlığın önerisi ve Bakanlar Kurulu’nun kararı ile yılda bir kez ve her mali yılın başında yürürlüğe konulmak koşulu ile indirime tabi tutulabilir veya -üç katına kadar artırılabilir. Bana ulaşan değerli North Cyprus UK gazetesi okuyucularının özellikle sorduğu bir soruyu burada da yanıtlamakta fayda görüyorum. İngiltere’den Kıbrıs Cumhuriyeti Larnaka Havaalanı’ndan Kıbrıs’a gelerek, kara geçiş kapılarından KKTC’ye geçiş yapma düşüncesini taşıyanlar var. Hemen belirtmek isterim ki, kara geçiş kapılarından KKTC’ye yapılan geçişler Polis Genel Müdürlüğü’nden alınan giriş-çıkış belgesinde de görülüyor. Anne-baba gözüyle bakıldığında çocuklar hiçbir zaman büyümediği hep çocuk kaldığı tartışmasız bir gerçektir. Ta ki KKTC Ercan Havaalanı Muhaceret’te çalışan Polis Memuru’nun “Asal Şübe’den çıkış kağıdı aldı mı?” sorusu ile karşılaşana kadar! Ancak şuda bir gerçektir ki, askerliğe başlama yaşı 19 veya istekli (gönüllü) olanlar 18 yaşını doldurmamış olmaları halinde yasal vasilerinin muvafakatı ile asgari 17 yaşından gün almak kaydıyla askerlik çağına girmeden önce de askerlik hizmetine başlayabilir. Anne-babaların KKTC dışına çıkışlarında erkek çocuklarının problem yaşamamaları için askerlik ile ilgili konulara önem vermeleri konusunda bir kez de ben uyarayım. Aksi halde bu kişilerin bu sürelere uymaması halinde haklarını da kaybedebilecekleri bir gerçektir. Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır


14

Haber

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010



16

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

Gülümseyen tatlı gözler... arpaz’a giderken, yol kenarındaki torbalar üzerinde anne ve babalarını hayvan yemi torbalarken bekleyen iki kardeşe rastlıyoruz. Yine Karpaz, yine çocuklar ve yine tatlı bir selamlama. Mutlu olmak için pahalı oyuncaklara ihti-

K

yaçları olmayan bu çocukların sıcak ve içten gülümsemesi ve mahsumca salladığı elleri, yüreklerimizi ısıtıyor... Karpaz, yalnızca doğal güzellikleriyle değil, bozulmamış yürekler taşıyan insanlarıyla da da gönlümüzü fethediyor.


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

17


18

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

Alasya Park’a görkemli açılış Northern Land, Gazimağusa’da bir ilki gerçekleştirerek 217 daire ve 36 mağazadan oluşan ve Mağusa’nın yeni sembolü haline gelen Alaysa Park projesinin açılışını görkemli bir törenle gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun da katıldığı geceye halk da yoğun ilgi gösterdi.

Dr Derviş Eroğlu, Meral Eroğlu, Northenland Construction Mimarı Pınar Bozkurt ve kızı Dilem Bozkurt.

Koral Bozkurt, Kızı Dilem Bozkurt, Annesi Ayşe Bozkurt, Babası Hasan Bozkurt ve dayısı Mustafa Ozanlı.

orthern Land, Gazimağusa’da bir ilki gerçekleştirerek 217 daire ve 36 mağazadan oluşan Alaysa Park projesinin ilk etabını görkemli bir törenle açtı. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bakanlar, milletvekilleri, Gazimağusa Belediye Başlanı Oktay Kayalp ve halkın da katılımıyla gerçekleştirilen açılış töreninde Türkiye’nin ünlü sesi Funda Arar da konser verdi. Halkın yoğun ilgi gösterdiği açılış töreninde havayi fişenk gösterileri yapıldı, yiyecek ve içecekler dağıtıldı. Büyük bir organizasyonla gerçekleştirilen törende, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Şirket Direktörü Koral Bozkurt, Gazimağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp, Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun birer konuşma yaparak ardından kurdele kesti.

N

Krize rağmen Northern Land Koral Bozkurt

KKTC Cumhurbaşkanı Dr Derviş Eroğlu, eşi Meral Eroğlu, kızı Resmiye Canaltay ve Northernland Construction Direktörü Koral Bozkurt.

konuşmasında açılışını gerçekleştirdikleri ve aylardır üzerinde büyük bir özveri ile çalıştıkları Alasya Park’ın birinci etabında, her zaman yanında olan ve kendisine büyük destek veren ailesi, iş arkadaşlarına ve Northernland Construction Şirketi’nde emeği geçen herkese ve açılışa katılan konuklara teşekkür etti. Bozkurt, katılan Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Nazım dünyada varolan ekono- Açılışa Çavuşoğlu ve eşi, Koral Bozkurt ile sohbet etti. mik krize rağmen, hep ileri adım atıp, yatırımkadar, inanmayan ve karalayanlar larının devamını getiren olduğuna işaret eden Bozkurt, Northerland Construction bugün Alasya Park’ın açılışıyla ve Şirket’inin, güvenilirliğini, gücünü başarısıyla, bu söylenen olumsuz ve istikrarını, Alasya Park gibi yorumların ne kadar yanıldığını büyük bir proje ile ispatladıklarını gösterdiklerine işaret etti. söyledi. Kendilerinin, bu asılsız konuşmaları duymadan, dinlemeden yolla“Emeğimizin karşılığını aldık” rına devam etmeyi, başarılarına Bu projeye inananlar olduğu başarı katmayı hedeflediklerini ve

alın terleriyle emeklerinin karşılığını aldıklarını vurguladı. Koray Bozkurt, ayrıca konuşmasında Gazimağusa’da yer alan inşaat şirketleri arasında vergi birincisi olmaktan da büyük mutluluk duyduklarını belirterek, gelecekteki hedefleri arasında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin devlet ve mercilerine olan inançları ve güvenleri doğrultusunda, bu topraklara yakışır bir şirket olabilmek adına, Kuzey Kıbrıs genelinde vergi birincisi olmayı hedeflediklerinin altını çizdi. Gurur ve mutluluk bir arada Bozkurt konuşmasına Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde çok

başarılı firmalar olduğuna değinerek, kendi olanakları ile yoktan var edebilen firmaların varlığına işaret ederek, bu firmalardan biri olmanın kendilerini gururlandırdığını söyledi. “Biz bu gece bu muhteşem organizasyon ve siz değerli konuklarımızın eşliğinde, projemizi söz verilen zamanında bitirmiş olmanın haklı gururunu yaşıyor ve koçanlarında teslim ediliyor olmasından büyük mutluluk duyuyoruz” diyen Bozkurt, konuşmasının sonunda Mağusa Tapu Dairesi’ne, Mağusa Belediyesi’ne ve bu projede emeği geçen herkese teşekkür etti. “Mağusa’nın sembolü olabilecek nitelikte” Gazimağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp’ta konuşmasında, Mağusa ile ilgili önemli bir eserin açılışı yapıldığına işaret ederek, “Bazı kentlerde bazı binalar vardır onlar kentin yüzü olurlar. Spor


19

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

asya Park’ın açılıKoral Bozkurt, Al süre sohbet etti. bir rla şına katılanla

Dr Derviş Eroğlu

H&V Manken Ajansı Sahibi Hayriye Vurdu ve mankenleri Alasya Park’ın açılışına apayrı bir güzellik kattılar.

Koral Bozkurt

Oktay Kayalp

Cyprus Way Rent A Car Şirketi’nin Genel Müdürü Çağrı Aktuğ ve şirket çalışanları.

Sunat Atun

salonları, kongre merkezleri, iş merkezleri ve bunun gibi bazı binalar...İşte bu bina da kentimizin sembolü olabilecek nitelikte önemli bir eserdir.” dedi. Kayalp, Mağusa’ya yeni iş alanı, yeni iş merkezi ve çarşı kazandırdığı için Northern Land’a teşekkür ederken, Mağusa’nın her zaman en iyilerine layık olduğunun da altını çizdi. Esnaf ve sanayiciye destek Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’da Alasya Park’ın Mağusa için önemli bir sembol olduğuna işaret ederek, uzun yıllar ‘Mağusa’ denildiğinde insanların aklında kalacak bir yapı olduğunu söyledi. Atun, “Bu eser, ekonomi geliştikçe, rekabet geliştikçe insanların da yaratıcılığının ne kadar ileriye gitttiğinin bir göstergesidir” diyerek, 15 yıl öncesinde böylesine bir binanın inşa edilebilmesinin düşünülemediğini ifade

etti. Atun, binanın yapımı esnasında yerli işçilik, yerli malzeme kullanılarak da Mağusa esnafı ve sanayicisine katkıda bulunduğu için, Mağusalı iş adamı Koral Bozkurt’u kutladı. Eroğlu: Yatırımı ben yapar gibi heyecanlanıyorum Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu bu eseri ortaya çıkaranları kutlayarak, KKTC temellerine sağlam bir harç koyulduğunu ve yatırım yapılan her binanın KKTC toprağına yatırım yapılması anlamına geldiğini ifade etti. Eroğlu, KKTC’nin gelişen bir ülke olduğuna işaret ederek, ülkenin en fazla da yatırımcıya ihtiyacı bulunduğunun belirterek, “Yatırım cesaret ister, aynı zamanda sermaye ile birlikte bilgi ve beceri ister.” dedi. Eroğlu, konuşmasında halkın bu binadan bir pay alabilmesi için ne zorluklarla ödemelerde bulunacağının da hesaba katılması

Ekonomi ve Enerji Bakanlığı, Bakanlık Müdürü Onur Bozkurt ve kızı.

gerektiğini belirterek, karşılıklı güven içerisinde hareket edilmesi gerektiğine de vurgu yaptı. Cumhurbaşkanı Eroğlu, devletin de yatırımcılara her zaman destek olduğunu ifade ederek “Ülkeye yatırım oldukça, yatırımı ben yapar gibi heyecanlanıyorum. Yatırımcı olmadan kalkınma olamaz” dedi. Alasya Park’tan daire alanlara da yeni evlerinin hayırlı olması temennisinde bulundu. 500’den fazla proje Kuzey Kıbrıs’ta 2003 yılından beri esas olarak inşaat ve emlak sektöründe hizmet veren NorthernLand, kurulduğu ilk günden itibaren hep yükselip büyüyerek, kısa sürede adanın sayılı şirketlerinden biri haline geldi. Dünya standartlarında inşa edilmiş seçkin konutları dünyanın çeşitli yerlerinden müşterilerle buluşturan NorthernLand, Girne, Mağusa, Boğaz, İskele ve Karpaz’da bugü-

Mağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp, Koral Bozkurt’u ilk kutlayanlar arasındaydı.

ne kadar yerli ve yabancı piyasaya yönelik 500’den fazla projeye imza attı. Müşterilerine hep daha kaliteli bir yaşam sunmak için konularında uzman ekibiyle, en güvenilir ve çağdaş inşaat tekno-

lojilerini ve malzemelerini kullanarak dünya standartlarını yakalayan NorthernLand, altına imzasını attığı her projede kar amacından önce “NorthernLand” imajını hep daha yukarıya taşımayı amaçladı.

Gecede sahne alan Funda Arar, açılışa katılan konuklarına harika bir gece yaşattı.


20

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

Kuzey Kıbrıs turizmde patlama yapabilir Destination Management Group (DMG) Direktörü Dimağ Çağaner, Kuzey Kıbrıs’ın potansiyel olarak her şeye sahip bir ada olduğuna dikkat çekerek, farkındalık, eğitim ve master planlama içerisinde pazarlama ulaşım değerlendirmesi yapıldığı taktirde, Kuzey Kıbrıs’ın Akdeniz Bölgesi’nde patlama yapabileceğini söyledi. Misli KADIOĞLU aestro DMC, Akgünler, Armada, Tour Plus, Cyprus Premier ve Cyprus Paradise markaları ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ nin en büyük Turizm Grubu olarak faaliyet gösteren Destination Management Group (DMG) Direktörü Dimağ Çağaner, Kuzey Kıbrıs’ın turizm konusunda Akdeniz Bölgesi’nde patlama yapabilecek potansiyelde olduğuna işaret etti. Kuzey Kıbrıs’a yılda 60 bin kişiye yakın turistin ülkeye gelmesinde katkısı olan şirketler grubunun başında bulunan Çağaner, North Cyprus UK ile birlikte Kuzey Kıbrıs turizmini masaya yatırdı. Gittikçe büyüyen bir potansiyele sahip şirketleri, şirket politikaları ve ülkenin turizm alanında da içerisinde bulunduğu durumu tartıştığımız Çağaner, turizmde devlet politikasının önemini anlatarak, devletin turizm politikalarını acilen gözden geçirmesi, ulaşım ve pazarlama politikasına çözüm bulması gerektiğine dikkat çekti. Kuzey Kıbrıs’ın tanınmayan bir ülke olması nedeniyle de şirket olarak birinci anayasa maddesi olarak “destinasyonu pazarlama”yı belirlediklerini belirten Çağaner, tüm sıkıntılara rağmen Eylül ayında ülkenin tarihi bir doluluk yaşadığına işaret etti.

En büyük projemiz ‘devlet politikası’

M

Akdeniz Bölgesi’nde patlama yapabiliriz Kıbrıs turizminin gereken noktada olmadığı aşikar. Güneşli ve temiz havası, deniz, kumsalları, doğası ve insanları ile ada tam

Ülkedeki çoğu iş adamı gibi Çağaner’de devlet politikasından şikayetçi. Çağaner, “En büyük projemiz kendi işimiz değil, devlet politikasıyla alakalıdır. Devletin turizm politikalarını acilen gözden geçirmesi, ulaşım ve pazarlama politikasına çözüm bulması gerekmektedir. O yüzden biz vaktimizin çoğunu kendi işimize ayırmak yerine devletin kendi politikalarını oluşturabilmesi için toplantılarda harcıyoruz.” diye konuştu. Çağaner, bu proje tamamlanmadan da yeni turizm yatırımları ve bunları planlamanın anlamı olmadığını kaydetti. “Kuzey Kıbrıs’ta yatırım yapan iş adamlarının vücüdunun tümü taşın altındadır. Taş bizi sürekli olarak bastırıyor. Dolayısıyla önce taşı kaldırmak lazım. Bu taş rekabet değildir. Karanlık mentalitedir. Karantılk mentalite devlet de olabilir, iş adamı da olabilir. Bunu değiştirmek de zordur” diyerek, eğitimin içerisine turizmi koymanın önemine değindi. olan Güney Kıbrıs arasında kıyaslama yapan Çağaner, “Tercih etmem gerekse, tur operatörü olarak çok açık bir şekilde yine Kuzey Kıbrıs’ta çalışırdım. Büyük avantajlar var. Bu destinasyondaki plajlar, doğa yapısı, insan yapısı, servis mentalitesinde önemli farklar vardır. Türkiye ile olan sıkı diyaloglarımız Türkiye pazarlamacılığı ve işletmeciliği turizm konusunda bizlere avantajdır. Türkiye’den gelen bilginin üzerine kendi Kıbrıslı

“Doğru yolda gidiyoruz. Yavaş gidiyoruz ama geriye doğru gitmiyoruz diye görüyorum. Ümitsiz durumda değilim, tam tersine gelecekte turizmle ilgili olarak iyi şeyler olacağını düşünüyorum.” bir turizm adası. Genç iş adamı Çağaner’de bu konuda hemfikir. Konuşmasında Kuzey Kıbrıs’ın potansiyel olarak her şeye sahip bir ada olduğuna dikkat çeken Çağaner, Kuzey Kıbrıs’ın farkındalık ve eğitimle, master planlama içerisinde pazarlama ulaşım değerlendirmesi yapıldığı taktirde, Akdeniz Bölgesi’nde patlama yapabileceğini bir yer olduğuna dikkat çekti. Kuzey Kıbrıs ve şu anda turizm alanında bizden çok daha ileride

Türk kimliğimizi katabilirsek, serviste mükemmel bir oluşum yaratabiliriz” diye konuştu. Doğru ama yavaş ilerliyoruz Servis kalitesinde dünyada en önde gelen ülkelerden bir tanesinin Türkiye olduğun belirten Çağaner, bu konuda da Kuzey Kıbrıs’ın aynı mentalitede olmasının avantajlarından söz etti. Çağaner, konuşmasına pazarlama ve ulaşım alanlarına da deği-

nerek devam etti. Pazarlamaya uygun ulaşım şekillerinin konulması gerektiğini söyleyen Çağaner, “Doğru yolda gidiyoruz. Yavaş gidiyoruz ama geriye doğru gitmiyoruz diye görüyorum. Ümitsiz durumda değilim, tam tersine gelecekte turizmle ilgili olarak iyi şeyler olacağını düşünüyorum.” dedi. Kongre turizminin değeri bilinmesi lazım Çağaner, Kongre Turizmi’nde de önemli adımlar atan bir işadamı olarak gazetemize açıklamalarda bulundu. Yıllık olarak 15 binlik kongre cirosu yarattıklarını ifade eden Çağaner, ulaşımla ilgili devletin bazı sıkıntıları çözmesi gerektiğine işaret etti. Otellerin gerekli altyapıyı sağlaması konusunda ise atılan adımların en hızlı gerçekleşen durum olduğunu ifade eden Çağaner, Acapulco ile başlayan, Merit Otel, Kaya Artemis, Salamis Conti Otel

gibi otellerin kongre turizmi konusunda yatırımlar yaptığını anlattı. Çağaner, konuşmasına şöyle devam etti: “Kongre turizmi

Eylül ayında turizmde tarih yazıldı Bunun yanında, ülkede inanıl-

“En büyük projemiz kendi işimiz değil, devlet politikasıyla alakalıdır. Devletin turizm politikalarını acilen gözden geçirmesi, ulaşım ve pazarlama politikasına çözüm bulması gerekmektedir. tam Kıbrıs’a uygun, niş ve yüksek gelir bırakan bir piyasadır. Bir avantajı şudur: Gelen insanların çoğu, profesör, doçent, doktor oldukları için, gelir seviyeleri yüksektir ve yaz aylarında da aileleriyle birlikte burayı tatil için seçebilirler. Kongre turizminin değerinin bilinmesi lazım.”

“Kıbrıs Türk Hava Yolları (KTHY) batmış olmasına rağmen, uçak biletlerinin pahalı olmasına rağmen, İngiltere’den turist gelememesine rağmen Eylül ayı Kuzey Kıbrıs’ta tarihi doluluğunu yaşadı.

maz bir iş potansiyeli olduğu konusunda da görüş bildiren Çağaner, Kuzey Kıbrıs’ın yatırım ve yatırım olanakları konusunda en şanslı dönemi olduğuna işaret etti. Her ne kadar ülkede ekonomik sıkıntılar, turizmde devlet politikasının olmayışı gibi sıkıntılar olsa da, bazı sevindirici gelişmeler de olmuyor değil, ülkenin bu yılki turist potansiyeli gibi. Genç turizimci Dimağ Çağaner de bu konuda şöyle diyor: “Kıbrıs Türk Hava Yolları (KTHY) batmış olmasına rağmen, uçak biletlerinin pahalı olmasına rağmen, İngiltere’den turist gelememesine rağmen Eylül ayı Kıbrıs tarihinin tarih doluluğunu yaşıyor. Ben tahmin edemezdim. Ekim ayına kadar dolu ve uçaklarda yer bulamıyoruz”.


21

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

Lapta’da kültür kampanyası Sanat Müzik, Bale Merkezi ve Lapta Belediyesi Ocak ayına kadar çocuklar ve gençler için müzik ve dans kampanyası başlattı. ıbrıs Sanat ve Lapta Belediyesi, Eylül ayı içerisinde çocuklar ve gençler için müzik ve dans kampanyası başlattı. Klasik bale, modern dans, latin dansları, piyano, keman, gitar, flüt dersleri Ocak ayına kadar ayda 100 TL’ye veriliyor. Kıbrıs Sanat Müzik ve Bale Merkezi Kuzey Kıbrıs’ta kültür ve sanat yaşamında önemli bir yere

K

sahip. 2005 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren merkez 20 kişiye yakın öğretmen ve idari kadrosu ile ülkenin en büyük özel sanat kurumu haline geldi. Kıbrıs Sanat, uluslararası düzeyde öğrenciler yetiştirerek yurt içi ve yurt dışında birçok festival ve konserlere katılıyor. Sanat’a artık daha yakın Kıbrıs Sanat Merkezi Müzik Bölümü’nde piyano, keman, klasik gitar, bateri, flüt, trompet, korno, tuba, şan, çocuk korosu, gençlik korosu, ön müzik, solfej, armoni, konservatuar ve müzik eğitimi fakülteleri sınavlarına hazırlık eğitimi veriliyor. Bunun yanında Bale ve Dans Bölümü’nde ise, Klasik bale, modern dans, jazz dance ve latin dansları eğitimi verilirken, deneyimli eğitmenler tarafından da jimlastik, aero streching ve yoga dersleri veriliyor. Kıbrıs Sanat her geçen gün yeni bir adım atarak çocuk ve sanat arasındaki bağı güçlendirmeye devam ederken, Girne, Lefkoşa ve Lapta olmak üzere 3 ayrı kentte eğitim veriyor.

2005 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren merkez 20 kişiye yakın öğretmen ve idari kadrosu ile ülkenin en büyük özel sanat kurumu haline geldi.


22

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

Avrupa’nın incisi Katarina seçildi Lefkoşa Türk Belediyesi tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Miss Pearl of Europe (Avrupa’nın İncisi)” güzellik yarışmasında Makedonya güzeli Katarina Krzanovic birinci geldi.

efkoşa Türk Belediyesi tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Miss Pearl of Europe (Avrupa’nın İncisi)” güzellik yarışmasında Makedonya güzeli Katarina Krzanovic birinci geldi. Belediyeden verilen bilgiye göre, yarışma 30 Ekim tarihinde Lefkoşa Golden

L

Tulip Oteli’nde gerçekleştirildi. Günkut Ajans organizesiyle yapılan yarışmada, ikinci Bosna-Hersekli güzel Niklina Samoukovic, üçüncü ise Sırp güzel Katarina Andreic oldu. On beş ülkeden yarışmacının katıldığı yarışmada Makedonya güzeli

Katarina Krzanovic ayrıca Golden Tulip Otel’in güzeli de seçildi. Letonya güzeli Evija Umbrasko da Altınbaş güzeli oldu. Dostluk güzeli unvanına İtalyan Güzel Giovanna Di Palma’nın layık görüldüğü yarışmada Ulusal Kostüm Ödülünü ise KKTC güzeli Teyfide Akgün aldı.


23

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Magazin

0 İ s t 1 a n b 0 u l 2 ç ı k a n r m e a sı d ’ m e l Ey

lk kez “Aman” şarkısıyla Türk dinleyicisine “merhaba” diyen ve bu albümün başarısıyla Altın Plak almaya hak kazanan Eylem, “2010 İstanbul” isimli

İ

single çalışmasıyla geri dönüyor. İstanbul’un Kültür Başkenti olduğu 2010 yılına özel bir çalışma yapan Eylem, Türkçe dahil 6 dilde versiyonları hazırla-

nan şarkıyla adeta İstanbul çıkarması yapmaya hazırlanıyor. Genç şarkıcı bu single sayesinde, bugüne kadar söylediği Türkçe ve İngilizce şarkıların yanına

Almanca, Japonca, İtalyanca ve Rusça dillerini de eklemiş oluyor. “2010 İstanbul” bu günlerde ekranlarda ve raflarda yerini almaya başladı.


24

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

25

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Magazin

Magazin

Dilara dur durak bilmiyor Hacettepe Konservatuarı Akademik Orkestrası’nda trompet çalan ve müzik kariyerine Ankara’da devam Kıbrıslı sanatçı Dilara Gürdere, Lefkoşa’da Golden Tulip’te sahne alıyor. Başarıdan başarıya koşan Dilara’nın ilk etapta amacı yaptığı bestelerin demolarını sanatçılara ulaştırmak. ilara Gürdere... 27 Temmuz 1982 Lefkoşa doğumlu. Ankara Devlet Konservatuvarı Trompet Bölümü’nden mezun. Müzisyen, tiyatrocu, oyuncu... On parmağında on marifet olan Dilara, güzelliği ile de dikkat çekerken, çok yönlü sanatçı kişiliği ile de ön plana çıkıyor. Ankara Devlet Tiyatroları’nda halen sergilenen Ahmet Altan’a ait “Islıkçı” adlı oyunda ve Mehmet Akay’a ait “Büyümek İstiyorum” adlı çocuk oyununda yer alıyor. Hacettepe Konservatuvarı Akademik Orkestrasında trompet sanatçısı. Kıbrıs’ta Golden Tulip’te sahne almaya başlayan Dilara, kış sezonunun açılışıyla birlikte programlarına da devam edecek.

D

Babası Bilal Gürdere ise Ankara Devlet Tiyatro sanatçısı. 1996 yılında ilkokuldan sonra Hacettepe Konservatuvarı’na Trompet Bölümü’ne girmeye hak kazanan Dilara, müzikte önemli bir

gitar çalarak müzik programı da yaptığını kaydeden genç sanatçı, 2005 yılında Kıbrıs Müzik Festivali’nde Kıbrıs Belediye Orkestrası’yla solo konserler verdiğini de söylüyor. Dilara’nın

“Her meslekte olduğu gibi tabi ki bizim mesleğimizin de çeşitli heyecanları var. Sarfettiğin enerji akışı seyirciyle buluştuğu anda başarı elde ediliyor. Bu duruma konsantre olmadan önce tatlı bir heyecan yaşıyorum...

Sanatçı bir aileden geliyor Gazetemiz’in sorularını yanıtlayan Dilara, sanata küçük yaşta ailesi tarafından yönlendirildiğini söylüyor. Sanatçı bir aileden gelen Dilara’nın annesi Fehime Gürdere Ankara Devlet Opera sanatçısı.

yükselişe geçiyor. Küçük yaşta “Hata Kimde” adlı bir dizi filmde, 2006 yılında da bir reklam filminde oynayan Dilara için müziğin yeri apayrı. Lise çağlarında, Extreme Bar’ın ilk açıldığı dönemlerde her Perşembe günleri

hayatında tiyatro da önemli bir rol alıyor. Daha önce de “Rembetiko” müzikalinde yer alan Dilara, Kıbrıs Tiyatro Festivali’nde gösterilen bu oyun için Kıbrıs’a turneye gelerek, kendi ülkesinde de sahneye çıktı. Güzel Dilara, geçtiğimiz

yıl Türkiye’de Star TV’de yayınlanan Pop Star adlı yarşmada da Kuzey Kıbrıs’ı temsilen yarışmaya katıldı ve dördüncü geldi.

Funda Arar ve Yaşar gibi ünlü isimlerin de bulunduğu bir çok sanatçıyla konserlere de çıkan Dilara’nın hedefleri büyük.

“İyi işlerde yer almak için çalışıyorum”

“Tiyatroya büyük aşkla devam etmek istiyorum”

Biraz duygusal biraz da hırslı kişiliği ile dikkat çeken Dilara, “Ben duygusal olduğum kadar besteci yönümle de anılıyorum. Yaptığım besteleri daha önce Kıbrıs kanallarında söylemiştim. Okulu bitirmeden albüm işlerine girmek istemedim. Daha fazla gelişmeyi bekledim. Hiç bir zaman bununla yetineceğimi düşünmüyorum. Albüm yapmak için değil sadece, iyi işlerde yer almak için elimden geleni yapmaya çalışıyorum” diyor. Genç sanatçı, bu yıl Malika Club’ da farklı bir işe de imza attı. Elektronik müzik üzerıne doğaçlama trompet çalarak vokal yapan Dilara, eğlence severler tarafından da büyük beğeni topladı. Başarıdan başarıya koşarken, aralarında Sertap Erener, Işın Karaca,

O, dur durak bilmiyor. Daha da ileri gidebilmek adına adımlar atıyor ve planlar yapıyor. Dilara şöyle konuşuyor. “Meslek hayatımda renk renk paletler yarattım. Bir çok ünlü yönetmenle tanıştım ve müzikal tiyatrolarda yeraldım. Tiyatroya büyük bir aşkla devam etmek istiyorum. Aynı zamanda Ankara da trompet öğrencilerim var. Bildiğim herşeyi onlara da aktarmak istiyorum. Bestelerimi halka ulaştırmak ve şarkılarla sahnelerde yeralmak istiyorum. Ankara da Talu Müzik Şirketi’ne bağlıyım ve birkaç mizik grubum var. Birçok dilde şarkı söylüyorum. Kendimi hep geliştirmeye devam edecegimi biliyorum. Aynı zamanda Orff metodu sertifikaları alıyorum. Seminerlere katılıyorum. “Müzikal Adımlar” adlı

çocuk okulunda çocuklarla müzikli oyunlar oynuyorum ve ritm duygularını geliştirip uygun enstrüman seçmelerini sağlıyorum.” Boş durmayı sevmiyor Tiyatro, müzik ve diğer uğraşlarının yanında genç sanatçı sürekli kitap okuduğunu söylüyor. En son ise Osho’nun tüm serilerini okuduğunu belirterek, “Boş vaktim hemen hemen hiç yok. Mutlaka zamanımı dolduruyorum. Spor yapıyorum, içimden geldikçe beste yapıyorum. Kendimi geliştirici dil kursları ve çeşitli seminerlere katılıyorum. Opera ve tiyatro izlemeye gidiyorum. Müzik dinliyorum. Bol seyehatli bir hayatım var. İşim dolayısıyla boş olduğum zamanlar da da seyahat ediyorum. Sık sık Kıbrıs’a ailemi ziyarete gidiyorum.” diyor. “Kıbrıs’ta eğlence sektörü çok gelişti” Şu anda Kıbrıs’ta Golden Tulip’te sahne alan Dilara, kış sezonunun

açılışıyla birlikte programlara devam edeceğini belirtiyor. Club Beyond ve Malika’da da elektronik müzik üzerine trompet solo çalışmalarının da devam edeceği müjdesini veren Dilara, Kıbrıs eğlence sektörüyle ilgili de konuşmadan geçemiyor. Kıbrıs’ın eğlence sektörü bakımından çok geliştiğini ifade eden Dilara, yerli ve Türkiye’den gelen sanatçıların halkı müzikle beslemeye devam ettiğini ve ülkede kaliteli mekanların açıldığını belirtiyor. Bestelerini sanatçılara ulaştırma çabasında Yoğun bir tempo içerisinde çalışmak onu hiç yormuyor. Çünkü o sanata aşık. “Her meslekte olduğu gibi tabi ki bizim mesleğımizin de çesitli heyecanları var. Sarfettiğin enerji akışı seyirciyle buluştuğu anda başarı elde ediliyor. Bu duruma konsantre olmadan önce tatlı bır heyecan yaşıyorum...” diyen Dilara, ilk etapta amacının yaptığı bestelerin demolarını sanatçılara ulaştırmak olduğunu vurguluyor.


24

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

25

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Magazin

Magazin

Dilara dur durak bilmiyor Hacettepe Konservatuarı Akademik Orkestrası’nda trompet çalan ve müzik kariyerine Ankara’da devam Kıbrıslı sanatçı Dilara Gürdere, Lefkoşa’da Golden Tulip’te sahne alıyor. Başarıdan başarıya koşan Dilara’nın ilk etapta amacı yaptığı bestelerin demolarını sanatçılara ulaştırmak. ilara Gürdere... 27 Temmuz 1982 Lefkoşa doğumlu. Ankara Devlet Konservatuvarı Trompet Bölümü’nden mezun. Müzisyen, tiyatrocu, oyuncu... On parmağında on marifet olan Dilara, güzelliği ile de dikkat çekerken, çok yönlü sanatçı kişiliği ile de ön plana çıkıyor. Ankara Devlet Tiyatroları’nda halen sergilenen Ahmet Altan’a ait “Islıkçı” adlı oyunda ve Mehmet Akay’a ait “Büyümek İstiyorum” adlı çocuk oyununda yer alıyor. Hacettepe Konservatuvarı Akademik Orkestrasında trompet sanatçısı. Kıbrıs’ta Golden Tulip’te sahne almaya başlayan Dilara, kış sezonunun açılışıyla birlikte programlarına da devam edecek.

D

Babası Bilal Gürdere ise Ankara Devlet Tiyatro sanatçısı. 1996 yılında ilkokuldan sonra Hacettepe Konservatuvarı’na Trompet Bölümü’ne girmeye hak kazanan Dilara, müzikte önemli bir

gitar çalarak müzik programı da yaptığını kaydeden genç sanatçı, 2005 yılında Kıbrıs Müzik Festivali’nde Kıbrıs Belediye Orkestrası’yla solo konserler verdiğini de söylüyor. Dilara’nın

“Her meslekte olduğu gibi tabi ki bizim mesleğimizin de çeşitli heyecanları var. Sarfettiğin enerji akışı seyirciyle buluştuğu anda başarı elde ediliyor. Bu duruma konsantre olmadan önce tatlı bir heyecan yaşıyorum...

Sanatçı bir aileden geliyor Gazetemiz’in sorularını yanıtlayan Dilara, sanata küçük yaşta ailesi tarafından yönlendirildiğini söylüyor. Sanatçı bir aileden gelen Dilara’nın annesi Fehime Gürdere Ankara Devlet Opera sanatçısı.

yükselişe geçiyor. Küçük yaşta “Hata Kimde” adlı bir dizi filmde, 2006 yılında da bir reklam filminde oynayan Dilara için müziğin yeri apayrı. Lise çağlarında, Extreme Bar’ın ilk açıldığı dönemlerde her Perşembe günleri

hayatında tiyatro da önemli bir rol alıyor. Daha önce de “Rembetiko” müzikalinde yer alan Dilara, Kıbrıs Tiyatro Festivali’nde gösterilen bu oyun için Kıbrıs’a turneye gelerek, kendi ülkesinde de sahneye çıktı. Güzel Dilara, geçtiğimiz

yıl Türkiye’de Star TV’de yayınlanan Pop Star adlı yarşmada da Kuzey Kıbrıs’ı temsilen yarışmaya katıldı ve dördüncü geldi.

Funda Arar ve Yaşar gibi ünlü isimlerin de bulunduğu bir çok sanatçıyla konserlere de çıkan Dilara’nın hedefleri büyük.

“İyi işlerde yer almak için çalışıyorum”

“Tiyatroya büyük aşkla devam etmek istiyorum”

Biraz duygusal biraz da hırslı kişiliği ile dikkat çeken Dilara, “Ben duygusal olduğum kadar besteci yönümle de anılıyorum. Yaptığım besteleri daha önce Kıbrıs kanallarında söylemiştim. Okulu bitirmeden albüm işlerine girmek istemedim. Daha fazla gelişmeyi bekledim. Hiç bir zaman bununla yetineceğimi düşünmüyorum. Albüm yapmak için değil sadece, iyi işlerde yer almak için elimden geleni yapmaya çalışıyorum” diyor. Genç sanatçı, bu yıl Malika Club’ da farklı bir işe de imza attı. Elektronik müzik üzerıne doğaçlama trompet çalarak vokal yapan Dilara, eğlence severler tarafından da büyük beğeni topladı. Başarıdan başarıya koşarken, aralarında Sertap Erener, Işın Karaca,

O, dur durak bilmiyor. Daha da ileri gidebilmek adına adımlar atıyor ve planlar yapıyor. Dilara şöyle konuşuyor. “Meslek hayatımda renk renk paletler yarattım. Bir çok ünlü yönetmenle tanıştım ve müzikal tiyatrolarda yeraldım. Tiyatroya büyük bir aşkla devam etmek istiyorum. Aynı zamanda Ankara da trompet öğrencilerim var. Bildiğim herşeyi onlara da aktarmak istiyorum. Bestelerimi halka ulaştırmak ve şarkılarla sahnelerde yeralmak istiyorum. Ankara da Talu Müzik Şirketi’ne bağlıyım ve birkaç mizik grubum var. Birçok dilde şarkı söylüyorum. Kendimi hep geliştirmeye devam edecegimi biliyorum. Aynı zamanda Orff metodu sertifikaları alıyorum. Seminerlere katılıyorum. “Müzikal Adımlar” adlı

çocuk okulunda çocuklarla müzikli oyunlar oynuyorum ve ritm duygularını geliştirip uygun enstrüman seçmelerini sağlıyorum.” Boş durmayı sevmiyor Tiyatro, müzik ve diğer uğraşlarının yanında genç sanatçı sürekli kitap okuduğunu söylüyor. En son ise Osho’nun tüm serilerini okuduğunu belirterek, “Boş vaktim hemen hemen hiç yok. Mutlaka zamanımı dolduruyorum. Spor yapıyorum, içimden geldikçe beste yapıyorum. Kendimi geliştirici dil kursları ve çeşitli seminerlere katılıyorum. Opera ve tiyatro izlemeye gidiyorum. Müzik dinliyorum. Bol seyehatli bir hayatım var. İşim dolayısıyla boş olduğum zamanlar da da seyahat ediyorum. Sık sık Kıbrıs’a ailemi ziyarete gidiyorum.” diyor. “Kıbrıs’ta eğlence sektörü çok gelişti” Şu anda Kıbrıs’ta Golden Tulip’te sahne alan Dilara, kış sezonunun

açılışıyla birlikte programlara devam edeceğini belirtiyor. Club Beyond ve Malika’da da elektronik müzik üzerine trompet solo çalışmalarının da devam edeceği müjdesini veren Dilara, Kıbrıs eğlence sektörüyle ilgili de konuşmadan geçemiyor. Kıbrıs’ın eğlence sektörü bakımından çok geliştiğini ifade eden Dilara, yerli ve Türkiye’den gelen sanatçıların halkı müzikle beslemeye devam ettiğini ve ülkede kaliteli mekanların açıldığını belirtiyor. Bestelerini sanatçılara ulaştırma çabasında Yoğun bir tempo içerisinde çalışmak onu hiç yormuyor. Çünkü o sanata aşık. “Her meslekte olduğu gibi tabi ki bizim mesleğımizin de çesitli heyecanları var. Sarfettiğin enerji akışı seyirciyle buluştuğu anda başarı elde ediliyor. Bu duruma konsantre olmadan önce tatlı bır heyecan yaşıyorum...” diyen Dilara, ilk etapta amacının yaptığı bestelerin demolarını sanatçılara ulaştırmak olduğunu vurguluyor.


26

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

Tüm kalbimle

’ t e v ‘E

Girne’nin yakışıklı simalarından Ertan ve güzeller güzeli Müfide, çifte düğün yaparak dünya evine girdi. Genç çift Girne Bölgesi’nin en gözde mekanı Bellapais Manastırı’nda mutluluk anlarını fotoğraf çekerek ölümsüzleştirdi.

irne’nin tanınmış simalarından Ertan ve Müfide çifti, çifte düğün yaparak dünya evine girdi. 17 Eylül 2010 tarihinde Mercure Otel’de muhteşem bir törenle evlenen çift, 19 Eylül’de de yakınlarına Dome Otel’de yemekli, özel bir gece düzenledi. Nikah anında genç damadın evlendirme memurunun sorusun “Tüm kalbimle evet” cevabı

G

davetlilerden büyük alkış topladı. En mutlu günlerinde sevenleri ile birlikte güzel saatler geçiren genç çift rüya gibi bir düğün gerçekleştirdi. Aileleri, arkadaşları ve davetliler keyifli saatler geçirirken, yakışıklı damat gecenin sonunda arkadaşları tarafından havuza atılmaktan kaçamadı. Eğlencenin doruk noktasına ulaştığı gecede, genç çiftin

mutluluğu gözlerinden okundu. Ertan ve Müfide, düğünden önce Bellapais’in gözde mekanlarından Bellapais Manastırı’na giderek birbirinden güzel pozlar verip fotoğraf çektirerek, mutluluk anlarını ölümsüzleştirdi. Gazetemizin editörü Misli Kadıoğlu’nun da yeğeni olan Ertan’a ve eşi Müfide’ye biz de ömür boyu mutluluklar diliyoruz.


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

27


28

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Magazin

‘Galatya Düğünü’ Altın Portokal’da gösteriliyor Yönetmenliğini Cemal Yıldırım’ın yaptığı “Geleneksel Galatya Düğünü” isimli belgesel bu yıl 47’incisi düzenlecek olan Antalya Altın Portokal Film Festivali’nde yarışma dışı özel gösterim kategorisinde yer alıyor. az dönemi içerisinde Mehmetçik’te çekilen ve Yönetmenliğini Cemal Yıldırım’ın yaptığı Kıbrıs Türk düğünlerinden bir kesitin anlatıldığı “Geleneksel Galatya Düğünü” isimli belgesel Türkiye’de bu yıl 47’incisi düzenlecek olan Antalya Altın Portokal Film Festivali’nde yarışma dışı özel gösterim kategorisinde yer alıyor. 90 dakikalık Galatya Geleneksel Düğün Belgeseli, bölgedeki gele-

Y

neksel köy düğünlerinin tüm aşamalarını gerçeğiyle bire bir uyum içerisinde yansıtırken, bölgedeki geleneksel köy düğünlerinin ve kız istemeyi anlatıyor. Mehmetçikli köylülerin rol aldığı bu belgesel filminde ayrıca, Kıbrıs Havaları erneği’nin “Kıbrıs Havaları 1” CD’sindeki şarkılar ve Kurşuniler Grubu’nun canlı kayıtları kullanıldı. Belgesel Filmi’nin yapımını Blue Platform Production üstlendi.

“Geleneksel Galatya Düğünü” isimli belgesel Türkiye’de bu yıl 47’incisi düzenlecek olan Antalya Altın Portokal Film Festivali’nde yarışma dışı özel gösterim kategorisinde yer alıyor.

Film Yapımcısı Cemal Yıldırım ekibi ve oyuncularıyla sohbet etti.

Mehmetçikli köylülerin rol aldığı bu belgesel filminde ayrıca, Kıbrıs Havaları erneği’nin “Kıbrıs Havaları 1” CD’sindeki şarkılar ve Kurşuniler Grubu’nun canlı kayıtları kullanıldı.


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

29


30

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

Akdeniz’in yeşil lezzeti: Çakıstes

Akdeniz’de hasat zamanı

Zeytinler sert bir zemin üzerine konularak taş veya plaka yardımıyla kırılıyor.

Akdeniz ve Kıbrıs kültürünün vazgeçilmez lezzeti çakıstes yapımı için Ekim ayının gelmesi ile birlikte hazırlıklar başladı. Zeytin ağaçlarının üzerinden özenle toplanan iri taneli zeytinler kırılıp, kış aylarında soframızı tatlandırmak için hazırlanıyor. kdeniz kültürünün en büyük özelliği, tabi ki zeytin ve zeytin ürünleridir. Çakıstes ise, Kıbrıs Türk mutfağının en özel lezzetlerinden biridir. Çakıstes yapmak için zaytinleri, kış başında daha zeytinler yeşilken toplamak gerekir. Bunun için en uygun ay Ekim ayıdır. Yani bu günlerde Kıbrıslılar zeytin toplamaya ve çakıstes kırmaya başladı.

A

Suda bir müddet bekletmek gerek Zetinler güzelce yıkandıktan sonra güneşte kurumaya bırakılır. Sonra düz bir taş veya çekiç yardımıyla zeytinler kırılır. Kırılmış zeytinler bir kovaya konulup üzeri örtülecek şekilde suyla doldurulur. Bu şekilde altı gün boyunca bekletilen zeytinlerin suyu hergün muhakkak değiştirilir. Altı gün sonunda, zeytinlerin uzun süre muhafaza edelebil-

mesi için üzerleri yine örtülecek kadar suyla kapanır. Suyun içine bir miktar kaya tuzu koyup eritilir. Suyun yeterince tuzlu olduğunu anlamak için, içine bir adet taze yumurta atabilirsiniz. Eğer yumurta suyun üze-

hazır hale gelecektir. Sofralarımızın vazgeçilmezi Çakıtesi sofraya getirmeden önce, arzu edilen kadar zeytin kovadan alınıp soğuk suyun altında yıkanır. Böylece zeytinlerin üzerinde-

Çakıstes, kahvaltıların, hem de zeytinyağlı yemek sofralarının önemli bir parçasıdır. Henüz pişmemiş çiğ zeytinlerin toplanıp dövüldükten sonra kendi suyunda bekletilmesi ile yapılan çakıstes, golyandro tohumları ve sarımsak eklenerek servis edilir. Hatif ekşimtrak tadı ile sağlık ve lezzet sunar. rinde kalıyorsa suyunuz yeterince tuzlu olmuş demektir. Üç iri limonun suyunu sıkarak üzerine ilave edin ve daha sonra üzerine sızma zeytinyağı dökün. Bir ay sonra çakıstesiniz yemeğe

ki fazla tuz gitmiş olacaktır. Bir miktar limon suyu zeytinyağı ile karıştırılır ve zeytinlerin üzerine dökülür. Ezilmiş sarmısak ve golyandro ile süslediğiniz çakıstesinis artık afiyetle yenmeye hazır.

Çakıstes için zeytinlerin ağaçtan toplanırken iri taneli olmasına özen gösteriliyor.


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

31


32

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

EMAA’dan ‘Modern ve Ötesi’

kdeniz Avrupa Sanat Derneği (EMAA), AB hibe programları çerçevesinde projelendirdiği çağdaş sanat kurslarına devam ediyor. Dernekten verilen bilgiye göre, Başak Şenova’nın Eylül ayında gerçekleştirdiği “Sergi Kurmak, Üstünde Düşünülmesi Gereken Bir Eylem Midir?” başlıklı üç günlük eğitim programı sonrasında, ikinci teorik

A

kurs, Zeynep Yasa Yaman tarafından 20, 21, 22 Ekim tarihlerinde “Modern ve Ötesi” başlığıyla gerçekleşecek. Uygulamalı atölye çalışmalarını desteklemek amacıyla programa dahil edilen teorik kursların, çağdaş sanat tarihi, felsefeleri ve teorileri doğrultusunda yapıldığı belirtilirken, gerçekleştirilecek kurslarla çağdaş sanatın anlaşılırlı-

ğı, temellerinin öğrenilmesi ve ilgili kişilerin çağdaş sanatla kuracakları ilişkilerin kuvvetlendirilmesi ön görüldü.Hedef grup olarak sadece sanatçıların değil, genel anlamda sanat meraklıları ve severlerin de düşünüldüğü, ayrıca üniversitelerde sanatla ilgili bölümlerde okuyan öğrencilerin de gruba dahil edildiği kurslar, 17.00-20.00 saatleri arasında EMAA

Başkent Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Kursta; modern sanat ve gösterim dilleri; sanat ve ideoloji; savaş sonrası sanatın görünümü, Avrupa, ABD ve öteki modernlikler; post-modern sanat, bianeller ve sanatın yeni görünümü ile yeni müzecilik anlayışları üzerine durulması planlanıyor. Kursların, herkese açık ve ücretsiz olacağı da belirtildi.


33

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

D.M: - BOŞANMA. (Form No. 1 )

CELPNAME MAGOSA AİLE MAHKEMESİNDE.

Dava No: 200/ 2010 Tarafların bu evlilikten ortak paylaşıma tabi taşınır ve taşınmaz malları yoktur.

Davacı : Gürdal Selengüçlü, Kemal Güren Sokak No: 4A Magosa. -ileDavalı : Aygül Selengüçlü n/d Aygül Mehmet Mustafa, Adresi Meçhul. Arasında. (a) Y u k a r ı d a k i (a ) Y u k a r ı d a k i

(b) D a v a c ı tarafından ( d ) D a v a l ı tarafına

Aleyhinize ikame edilmiş olan işbu davada, mühürlenmiş celbname ile 20/9/2010 tarihli emrin, KKTC’de yayınlanan ve İngiltere’de dağıtımı yapılan günlük Türkçe bir gazetede bir defa yayınlanmak suretiyle tarafınıza tebliğine ve bu şekilde yapılacak tebliğin muadil tebliğ sayılmasına; tebliğden itibaren (45) gün zarfında isbatı-ı vücut muhtırası dosyalamanız size EMROLUNUR. Davacının tebliğ adresi (e) : 10 , İtfaiye Yolu, Magosa’dır. Malumunuz olsun ki yukarıda belirtilen günde Mahkemede hazır bulunmakta kusur ederseniz gıyabınızda davacı davayı ileri sürebilir ve hüküm verilebilir. (f) 2010 yılı ............................ miştir.

ayının ............... ‘nci günü kaydedilmiş ve mühürlen-

Tözüm Targen (Davacı Avukatı) Mukayyit. __________________________________________________________ Sokağı ve eğer varsa, numarası dahil olmak üzere tam adresini yazınız. Davalının, eğer biliniyorsa meşguliyetini yazınız. Duruşmanın yapılacağı kasaba veya köyü yazınız. Davacının meşguliyetini yazınız. Davacıya tebliğ edilecek evrakın bırakılabileceği, davanın kaydedildiği mukayyitliğin kâin bulunduğu kasaba veya köyün Belediye hududu dahilinde bulunan, bir şahsın tam adını, meşguliyetini ve adresini yazınız. Tarih Mukayyit tarafından doldurulacaktır.

Taraflar arası Ailevi ilişkiler bozulmuş olup birlikte yaşamı olanaksız ve/veya çekilmez bir hale koyacak kadar önemli surette gerginleştiği cihetle evlilik birliği kağıt üzerinde kaldı. Taraflar arasında ailevi ilişkiler düzeltilmez şekilde bozulmuştur. Davacı ile davalı 1998’in mayıs ayından beri ayrı yaşamaktadırlar.Davacı takiben 1 yıldan beridir KKTC’de Magosa’da ikamet etmektedir.Tarafların boşanmaları tek çıkar yoldur. Davacı boşanma talep etmektedir. Davalının kusur ve kabahatlerinin tafsilatı: Taraflar evlenmelerini müteakiben Londra’da takriben 1 yıl birlikte yaşadılar. Bilahare aralarında evlilik anlayışı konusunda ve pek çok hususta çıkan anlaşmazlıklar ve her halükarda taraflar arasında belirginleşen mizaç ve karakter ayrılığından taraflar arasında pek çok kavga ve tartışmalar çıktı.Bu tartışmalar neticesi taraflar arasında şiddetli geçimsizlik hat safhaya ulaştı ve taraflar 1998 mayıs ayında ayrıldılar ve ayrı yaşamaya başladılar ve o tarihten bu yana hep ayrı yaşadılar. Davalı başka erkek arkadaşları ile hayatını sürdürmeye devam etti. Davalı Londra’da doğdu, büyüdü ve İngiliz örf,adet ve kültürüne sahip birisi idi. Davacı ise KKTC’de doğdu, büyüdü ve buranın örf, adet ve geleneklerine sahip birisi idi. Londra’da ayrı aile yuvası kurdular 1997 yılından sonra birlikte ancak 1 yıl yaşayabildiler. Davalı, davacının evlilik anlayışından çok farklı bir evlilik anlayışı ile serbest yaşama öncelik vermek ve davacıyı hiç saymadan, kendi başına buyruk yaşamaya başladı.Davacıya hiç saygı göstermedi.Geceleri arkadaşları ile dışarı çıkmaya başladı, eve geç saatlerde geldi. Davacıya normal bir evhanımının gösterdiği sevgiyi, saygıyı göstermedi.Evle ilgilenmedi, yemek yapadı, ev temizliği yapmadı.Davacı “niçin böyle yaşıyorum” dediğinde “ben böyleyim ister kabul et ister etme” dedi.

Taraflar karı koca olup 23.04.1997 tarihinde Magosa Evlendirme Memurluğunda nikahlandılar. Taraflar evlenme aktine müteakiben ayrı aile yuvasını Londra’da kurdular ve birlikte ikamet etmeye başladılar. . İşbu dava Muhterem Magosa Mahkemesinin Kazai yetkisi dahilindedir. Taraflardan Davacı KKTC uyruklu ve Davalı İngiliz vatandaşı olup her ikiside Türk ve Müslümandırlar. Tarafların işbu evlilik birliğinden çocukları olmamıştır. Davacının evlenmeden önceki kızlık soyadı “Mehmet Mustafa” idi. İşbu evlilik her ikisininde ilk evliliğidir.

Davalının yukarda izahı verilen kusur ve kabahatleri ve her halükarda taraflar arasında vaki mizaç ve karakter ayrılığı nedenleriyle zumur eden şiddetli geçimsizlik nedeniyle taraflar arası ailevi ilişkiler bozulmuş olup birlikte yaşamı olanaksız ve/veya çekilmez hale koyacak kadar önemli süretle gerginleştiği cehetle evlilik birliği kökünden sarsıldı kağıt üzerinde kaldı.Taraflar birbirine iki yabancı oldu.Taraflar arasında ailevi ilişkiler düzeltilemez şekilde bozuldu, bu evliliğin ne taraflara ne topluma faydası kalmadı.Tek çıkar yol boşanmadır, davacı boşanma talep eder. Yukarıdaki hususları muvacehesinde davacının talebi şöyledir. ————————————————————————————————— — Yukarıda talep takririnin (8), (9), (10),(11)’nci paragraflar tahtında taraflar arası ailevi ilişkiler davalının kusur ve kabahatleri neticesi bozulmuş olup birlikte yaşamaı olanaksız ve/veya çekilmez bir hale koyacak kadar önemli surette gerginleştiği cihetle davacı lehine davalı aleyhine boşanma hükmü itası; İşbu dava masraflarıdır. Tözüm Targen (Davacı Avukatı) Aslına Uygundur. Mukayyit. GAZİMAĞUSA AİLE MAHKEMESİNDE. 2010

Dava No: 200/

Davalı, davacıya sürekli kendisine inanmadığını,sevmediğini, bu evliliğin böyle yürümeyeceğini , boşanma istediğini pek çok kez davacıya söyledi. Davacıya hakaret dolu sözler söyledi.

Davacı : Gürdal Selengüçlü, Kemal Güren Sokak No: 4A Magosa. -ileDavalı : Aygül Selengüçlü n/d Aygül Mehmet Mustafa, Adresi Meçhul.

Davalı evlilik birliği içinde sürekli para ayrımı yaptı , kendi kazandığını evlilik birliğine değilde hep kendine harcadı. Davacıya hep borç bıraktı Davacı sürekli davalının yaptığı borçları ödemeye calıştı.

Arasında. ————————————— Yukarıda sayı ve ünvanı verilen davada, Davacı – Müstedi ve tarafından Avukat Tözüm Targen hazır, Davacı/ Müstedi avukatının yapmış olduğu 17.9.2010 tarihli tek taraflı istidası ve ona ekli yemin belgesinin tetkikinden sonra BU MAHKEME:

NOT: Celpname tanziminde talep takriri hükümlerine riayet edilmelidir. Davacının Talebi Aşağıdaki Gibidir:

ce vermedi ve taraflar 1998 Mayıs ayından bu yana ayrı yaşadılar ve takriben 1 yıl önce davacı KKTC’ye döndü ve Magosa’ya yerleşti. Taraftar 12 yıldan beri ayrı yaşamaktadırlar. İşbu evlilik birliği kökünden sarsıldı ve sadece kağıt üzerinde kaldı.Tek çıkar yol boşanmadır. Davacı boşanma talep eder.

Davalı evlilik birliği süresince hiç birkonuda davacının fikir ve düşünceleri kaale almadı. Kendince kararlar aldı. Davacıdan sürekli çocuk yapmak istediği halde davalı hiç taraftar olmadı ve davacıya “senden boşanacağım, çocuk yapmam” dedi ve sürekli korundu ve bu yüzden taraflar arasında şiddetli kavgalar oldu.

İşbu davadaki celbnamenin kaydedilip mühürlenmesine ve celbnamenin tasdikli bir suretinin işbu emir ile birlikte KKTC ‘de yayınlanıp İngiltere’de dağıtımı yapılan günlük Türkçe bir gazetede bir defa yayınlanmak suretiyle Davalıya tebliğine ve bu şekilde yapılacak tebliğin muadil tebliğ sayılmasına;

Davalı en küçük tartışmayı bahane edip muteaddit defalar Londra’da yaşayan ailesinin yanına gittik ve her defasında en az 15 gün onların yanında yaşadı. Bilahare davacının ısrarları ile geri dödü.

KEZA Davalının tebliğden itibaren (45) gün içinde ispat- ı vücut kaydı yaptırmasına; Aksi halde Davalıya yapılacak müteakip tebliğlerin Mahkeme ilan tahtasına (3) gün süre ile asılmak suretiyle yapılmasın EMİR VERİR.

Davalı davacıyı devam suretle cahil ve tutucu olduğunu, medeni insan olmadığını kendine ayak uydurmadığını söylerdi ve bu sözleriyle sürekli tartışmaya ve kavgaya sebep olurdu.

20.9.2010 tarihinde verildi. 5.10.2010 tarihinde hazırlandı. İmza: Bahar Saner Kıdemli Yargıç Aslına uygundur. Mukayyit.

Yukarıda izahı edilen nedenler ve davalının pek çok kusur ve kabahatleri ile evlilik birliği içinde sürekli tartışmalar,kavgalar oldu şiddetli geçimsizlik had safhaya geldi ve 1998 yılı Mayıs ayında davalı evden ayrıldı, tekrar aile yuvasına dönmedi. Davacının birleşme gayretleri neti-


34

Haber

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Yeraltı’nı Bilinmezliğin korkusu ve adrenaline duyulan heyecanı Kuzey Kıbrıs’taki mağaraları gezerek yaşayabilir ve onların ilginç öykülerini dinleyebilirsiniz... ağaralar tarih öncesinde korunma ve barınmanın ilk mekânlarıydılar. Yavaş yavaş sanatın ilk tohumlarının atıldığı yerlere dönüştüler. Bugün ise sadece meraklı kaşiflerin tanık olabildiği gizemli dünyaları ifade ediyorlar. Paleolitik çağlardan bu yana insanlara, diğer birçok canlı türüne barınak olan, onları iklimsel koşulların etkilerine karşı saklayan bu devasa boşluklar, yeraltının gizemi olarak hep varoldular. Gövdeleri, kolları, tavanları, nehirleri ve gölleriyle, bir yanıyla ürkütücü; ama diğer yanıyla da heyecan verici ve bilinmez yapılarını hep korurlar. O kadar çekiciler ki; insanoğlu ilk sanatsal ürünlerini onlara hediye etmiş, duvarlarını kazımış, boyamış, yüzyıllar sonraya bir kültürel miras bırakmış…

de sıcak hava geliyor. Diğer bir mağara Alevkayası yakınlarında bulunan Güvercinlik Mağarası. Mağaraya ulaşmak için bayağı bir dağa tırmanmak şart. Biraz heyecan biraz adrenalinle ulaşacağınız bu mağara yine sizlere bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyor. Mağusa bölgesinde de 3 tane daha mağara bulunuyor. Bu mağralar içerisinde en etkileyici olanı İncirli Mağarası. Mağara sadece pazar günleri ziyarete açık. (Diğer zamanlarda muhtardan özel izin alınarak mağara ziyaret ediliyor). Az miktarda bir giriş ücreti bulunuyor. Kuruova ve Kaleburnu köyü arasında bulunan Gastro mağarası ise insan yapımı olup 3 adet odası bulunuyor. Kaleburnu köyü yakınlarında bulunan İnfaz Mağarası İnönü’de bulunan Sütunlu Mağara da görülmeye değer.

Heyecanlı keşifler Kuzey Kıbrıs’ta keşfedilmeyi bekleyen birçok mağara bulunuyor. Bunlardan biri Sıcak Mağara olarak isimlendirilmiş. Bu mağara Ağırdağ köyünün kuzeyinde, Girne dağları eteklerinin güneyinde bulunuyor. Doğal olarak oluşmuş bir mağara olan bu mağara içerisinden ilginç bir şekil-

İncirli Mağara’nın şaşırtıcılığı İncirli Mağara Çınarlı köyünün yaklaşık 2 km. Güneydoğusunda bulunuyor. Mağara oldukça geniş ve kalın bir yataklanma arzeden alçıtaşı içerisinde yer alıyor. Alçıtaşı (Jips-CaSO4-2H2O) meteorik suların etkisiyle çok kolay bozulup altere olabilen bir mineral ve tırnak ile

M

Çınarlı köyünün kuzey doğusunda ve köye iki kilometre kadar mesafede bulunan İncirli Mağara, büyük bir kalker tepesinin tabanına yakın bir yerde yer alıyor. Mağaranın giriş yerinde kendiliğinden bitmiş bir incir ağacı bulunuyor. Mağara ismini bu ağaçtan alıyor.


35

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

n gizemi Oluşum yaşı itibarı ile 6.5 milyon yıllık bir mazisi olan bu jips çökellerinin bugünkü durumuna gelmesinin son 1.5-2 milyon yıllık bir dönemde gerçekleştiği; mağara oluşumunun ise en fazla 50-100 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğu düşünülüyor.

kolayca çizilebilir. Alçıtaşı (Jips) açık denizden bir eşikle ayrılmış senklinal veya benzeri bir ortamda tuz yönünden oldukça doygun durumdaki bir su çanağı içinde buharlaşma neticesinde çökelmek suretiyle oluşur. Yüzey sularının alçıtaşı gibi evaporik kökene haiz kayaçların kırık ve çatlakları boyunca derinlere sızması sonucunda erimesiyle karst adını verdiğimiz boşlukları oluşturur. Ada’da tek İncirli Mağara Kuzey Kıbrıs’ta yüzeylenen jips yatakları içerisinde en kalın ve en masif bir özelliğe sahip olan ve Çınarlı köyü alanından Altınova köyüne dek yaklaşık 6km. uzunluğunda ve 700m. genişliğinde bir yüzeylenme gösteren jips yatağı içerisinde yer alıyor. Bu yatak “Altınova Senklinali” adı verilen önemli bir yapısal basenin, içerisinde ortaya çıkıyor. Karstik özellikteki bu jips mağarası ülkede yüzeylenmiş durumdaki jips yatakları içerisinde açığa çıkan ve bilinen yegane mağara olarak biliniyor. İncirli Mağara’nın uzanımı yaklaşık olarak 250m. doğu-batı yönünde olup yine bu mağara doğudaki fay ile buna bağlı olarak gelişen erime boşlukları mağara tavanında gözleniyor. Mağaranın genişliği 5-10 m. arasında, yüksekliği 4-7m arasında değişiyor. 6. 5 milyonluk mazi Mağara içerisinde sarkık ve dikikler yanında karnıbahar şeklinde büyüme gösteren genç jips çökelleri mevcut olan İncirli Mağara’da karslaşma sürecinin halen devam etmekte olduğunu görebilirsiniz. Mağara içerisine

batı yönden girilebiliniyor. Erişilebilen doğu ucunda daha üstten güncel bir dönemde kopup düştüğü tahmin edilen iri jips blokları ile önü kesilmiş bir görünüm yer alıyor. Mağara ağzının yaklaşık 350m. doğusunda debisi oldukça az bir pınar da mevcut. Oluşum yaşı itibarı ile 6.5 milyon yıllık bir mazisi olan bu jips çökellerinin bugünkü durumuna gelmesinin son 1.5-2 milyon yıllık bir dönemde gerçekleştiği; mağara oluşumunun ise en fazla 50-100 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğu düşünülüyor. Gerekli alt yapı (yol, ışıklandırma) Turizmle ilgili Bakanlık tarafından yaptırılmış ve hizmete sunulmuş.

Haber


36

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

Utku’dan yeni klip...

Kuzey Kıbrıs’ta büyük bir hayran kitlesi bulunan Rock sanatçısı Utku Yerebakan, Mağusa Boğazı’nın eşsiz atmosferinde “Gidiyorum” isimli şarkısına klip çekti.

lkenin sevilen Rock sanatçısı Utku Yerebakan ‘Gidiyorum’ isimli yeni klibinin çekimlerini tamamladı. Mağusa Boğazı’nın etkileyici atmosferinde çekilen klibin yapımcılığını Blueğlatform Production üstlendi. Utku Yerebakan, dört aylık aradan sonra “Gidiyorum“ un

Ü

klip çekimlerinin bitmesiyle besteler ve birbirinden güzel cover parçalarla gitarda İnanç Ersen, bas gitarda Oytun Ersan ve davulda Yusuf Çerkez eşliğinde 16 Eylül Perşembe Lefkoşa’da NOSTALJİ - 17 Eylül Cuma Mağusa’da The WALL’da sevenleri ile buluşuyor...


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

37


38

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Teknoloji

Ferrari de modaya uydu Akıl almaz motor gücü ve muhteşem tasarım sunan Ferarri modellerine yeni teknoloji... errari yıllardır bu dünya üzerindeki en kaliteli ve güçlü arabaları üreten firmalardan bir tanesi konumunda. Özellikle 288 GTO, F40, F50 ve Enzo dendiği zaman hemen herkesin aklına kırmızı renkli bir araba geliyor. V8 ve V12 gibi motor mimarilerine sahip bu araçlar, pek tabi birçok insanın rüyalarını süslüyor. Ferrari’nin S.p.A başkanı Luca Cordero di Montezemolo’nun yaptığı bir açıklamaysa lüks araç devinin yenilikleri konusunda herkesi şaşırttı. Montezemolo; “Üreteceğimiz yeni modellerde bol bol hybrid motor sistemi kullanacağız. Amacımızsa araçlarımızın benzin ihtiyaçlarını düşürüp, performanslarını daha üst noktalara getirmekten başka bir şey değil.”dedi. 599 HY -

F

Facebook

arabalara giriyor Ünlü araç bilgisayar sistemi, yeni ürününde Facebook’a da yer vermeye hazırlanıyor... rabanızda neler olup bittiğini ana sisteme aktaran, nerede olduğunuz hakkında ya da arabanızdaki sorunlar hakkında size bilgiler veren sistem OnStar’ın yeni sürümünde Facebook gibi birçok yenilik olacak. Bloomberg’in haberine göre, firma yeni OnStar’a, piyasadaki diğer rakiplerinin önüne geçebilmesi için, birçok yeni özellik ekliyor. Yol bilgisayarı

A

denildiğinde akla ilk gelenlerden biri olan OnStar’ın yenisinde yazılı mesajları sesli olarak çevirme bulunuyor. Bunun yanında Facebook gibi uygulamalara sahip olacak araç bilgisayar sisteminde Facebook’un kendisine de erişim olacak. Facebook erişiminin yalnızca kısıtlı olarak kişisel mesajlar ve “beğen” seçenekleriyle mi sınırlı olup olmayacağı ise henüz bilinmiyor.

KERS adı altında piyasaya sürülecek olan yeni Ferrari, yine V12 motora sahip olacak. Fakat bu güçlü motorun yanına; yedi adet çift katmanlı şanzıman, 107hp’lik bir elektrikli motor ve

3kWh’lık lityum-iyon batarya karışımı eklenecek. dFerrari’nin bu yeni dizaynı sayesinde benzin kullanım oranında yüzde 35’lik bir düşüş olması bekleniyor.

Nikon yine yapacağını yaptı ikon’un 16 megapiksellik yeni dijital fotoğraf makinesi D7000 oldukça fazla gürültü koparacak özelliklerle birlikte geliyor. 39 noktalı otomatik odaklama sistemi, yüzde 100′ lük vizör kapsaması, 1080/24p ve 720/30p video kayıt seçenekleri, çift SD kart yuvası, 6 fps’lik patlama modu ile art arda 100 fotoğrafa kadar çekim imkânı, magnezyum alaşımlı üst ve arka kılıfları sayesinde daha fazla sağlamlık hissi bu makinenin göze çarpan ilk özellikleri arasında yer alı-

N

yor. D3100′ de ilk kez karşımıza çıkan sürekli otomatik odaklı video çekimi özelliği burada da yer alıyor. Video çekimlerinin 20 dakika ile sınırlandırılmakta olduğunu da belirtmeden geçmeyelim. Stereo mikrofon girişi ve çekim modlarında ayarlama yapmak için eklenen kontrol kadranını da unutmayalım. D7000′ ün sadece gövdesi yurtdışında 1200$’dan satışa sunulacak, 18-105 lens ile bu tutar 1500$’a çıkıyor. Nikon D700′ ün Ekim ayı ortalarında piyasaya çıkması bekleniyor.


39

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

Zeytin Festivali başladı...

luslararası Girne Zeytin Festivali başladı. Girne Belediyesi ile Zeytinlik Muhtarlığı’nın zeytin ürününün üretim ve kullanımının teşvik edilmesi, Girne kenti ile Zeytinlik köyünün turistik tanıtımının yapılması amacıyla bu yıl 9’uncusu gerçekleştirilen festival; birçok kültürel, sanatsal, sportif ve çeşitli etkinliklerle 8 Ekim’e kadar sürecek. Ramadan Cemil Meydanı’ndan Kordonboyu’na yapılan kortej yürüyüşüyle başlayan, ardından Zeytinlik köy meydanında açılış konuşmalarıyla devam eden festivalde, festivali simgeleyen tütsü yakıldı, standlar gezildi, folklor gösterileri sunuldu, konser verildi. Festivalin ilk gününde; Girne Belediyesi Genç Vizyon Gençlik Merkezi “Streetball” turnuvası düzenledi, İstanbul Dans Tiyatrosu ve Pandomim Topluluğu pandomim gösterisi, Cranberries Dans Stüdyosu ile Latino Turco dans gösterisi sundu.

U

Gece sanatçı Deniz Çevik’in verdiği konserle son buldu. Festivalin açılışına İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Maliye Bakanı Ersin Tatar, Girne Belediye Başkanı Sümer Aygın, Zeytinlik Muhtarı Ümit Hıdırer, Girne Belediyesi meclis üyeleri ile yerli ve yabancı konuklar katıldı. Talat: Önemli bir festival İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat festival açılışında yaptığı konuşmada, geleneksel hale dönü-

şen Uluslararası Girne Zeytin Festivali’nin ülkeye turistik, ekonomik, kültürel açıdan katkılar sağladığını belirterek, festival ile Girne ile Zeytinlik köyünün adının daha duyulur hale geldiğini kaydetti.Festivalin değerli bir ürün olan zeytin ve yan ürünlerinin üretim, pazarlama ve kullanımını da teşvik ettiğini ifade eden Talat, bu değerli ürünlerin sağlık açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Konuşmasında; “doğanın Kıbrıslılara hediyesi olan zeytin ağaçlarının korunarak yaşatılması, zeytinin değer bulması, zeytin ve zeytin ürünlerinin daha fazla tüketilmesi yönünde güçlü mesajlar veren anlamlı festivali düzenleyen Girne Belediyesi ile Zeytin köyü muhtarlığını kutlayan” Mehmet Ali Talat, katkı koyanlara teşekkür etti.

Aygın: Tanıtımda önemi büyük Girne Belediye Başkanı Sümer Aygın ise, Akdeniz bölgesinin en değerli ürünü olan zeytin ile yan ürünlerinin tanıtım ve teşvikinin yapılması, korunması, gelecek nesillere aktarılmasına, Zeytinlik köyü ve ülke turizmine katkıda bulunmak amacıyla düzenledikleri festivalin bu yıl 9’uncusunu gerçekleştirmekten duyduğu mutluluğu ifade etti. Birçok kültürel, sportif ve sanatsal aktiviteye ev sahipliği yapacak festivalin, zeytin ağaçlarının korunarak gelecek nesillere aktarılmasını, zeytin ve ürünlerinin teşvik edilmesini sağladığını belirten Aygın, bunun yanında Kıbrıs Türk kültürünün yaşatılması, özelde ise Girne ve Zeytinlik köyü, genelde ise Kuzey Kıbrıs’ın turistik tanıtımına katkı yaptığını vurguladı.

Tatar: Kapsamı genişlemeli Maliye Bakanı Ersin Tatar da yaptığı konuşmada, festivalin ülkeye ekonomik, kültürel ve turistik yönden önemli katkılar sağladığını belirterek, daha kapsamlı şekilde kutlanmasını diledi.Avrupa’da düzenlenen festivallerin düzenlendiği ülkelere önemli ekonomik getiriler sağladığını ifade eden Tatar, Akdeniz’in incisi konumundaki Girne’deki festivalde de izolasyon ve ambargolara rağmen benzer ekonomik yarar elde edilebileceğini vurguladı.Maliye Bakan Tatar konuşmasının sonunda, festivali büyük bir cesaretle hayata geçiren Girne Belediyesi, Zeytinlik Muhtarlığı, bölge esnafı ve katkı koyanları kutladı.

Ülkede kişi başına düşen zeytinyağı tüketiminin sadece 2 litre olduğunu ve KKTC’ye, Türkiye başta olmak üzere Mısır, Malta gibi birçok ülkeden zeytinyağı ithali yapıldığını kaydeden Aygın, ülkede zeytin ve zeytinyağının ekonomik olarak değer bulabilmesi için üreticilere, belediyeler ve hükümetlere önemli görevler düştüğünü söyledi. Hıdırer: Mutluyuz Zeytinlik Muhtarı Ümit Hıdırer de konuşmasında, Uluslararası Girne Zeytin Festivali’ne ev sahipliği yapmaktan duydukları mutluluğu belirterek, organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti.


40

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber

KKTC Güzellerden geçilmiyor... 2010 yılı Kuzey Kıbrıs’ta güzeller geçitine sahne oldu. Geleneksel olarak her yıl yapılan 24. Miss Kuzey Kıbrıs Güzellik Yarışması yanı sıra, ülkenin dört bir yanında düzenlenen festivallerde de bir birinden güzel genç kızlar güzellikleri ile yarıştı.

u yıl 24. Miss Kuzey Kıbrıs Güzellik Yarışması yanı sıra, Mehmetçik Üzüm Festivali, Uluslararsı Geleneksel Harnup Festivali, Geçitkale Hellim Festivali’nde de düzenlenen güzellik yarışmalarında bir birinden güzel genç kızlar yarıştı. 24. Miss Kuzey Kıbrıs İmge Kemaloğlu seçilirken, Ayşe Taşkurt, Özlem Elçin, Çise Okyay katıldıkları yarışmalarda güzelliklerini birincilikle taçlandırdı.

B

Kraliçe İmge Kemaloğlu Cratos Premium Otel’de 5 Ağustos’ta gerçekleştirilen 24. Miss Kuzey Kıbrıs Güzellik Yarışması’nda, 11 numarayla yarışan 16 yaşındaki İmge Kemaloğlu 2010 Miss Kuzey Kıbrıs Kraliçesi seçilirken, üniversite öğrencisi 19 yaşındaki Teyfide Akgün ikinci, 19 yaşındaki lise mezunu Zeynep Halil ise üçüncü olmuştu. Günkut Ajans’ın organizasyonu, Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı, Bayra Radyo Televizyon Kurumu (BRTK), Cratos Premium Otel ve Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) sponsorluğunda ve birçok kuruluşun katkılarıyla gerçekleşen yarışmada, 12 finalist güzellik tacı için yarışmıştı.

Yılın Genç Kızı Nur Alptekin İskele Belediyesi Açık Hava Kültür Salonu’nda yapılan ve BRT’den de canlı yayınlanan yarışmaya katılan 13 ile 19 yaş arasındaki 17 kız ile 12 erkek adayı, 9 jüri üyesi değerlendirdi. Yarışma soncunda jüri kızlarda birinciliğe Nur Alptekin’i layık görürken, ikinciliğe Buse Taş, üçüncülüğe Sinem Öğüt’ü seçti. Erkeklerde ise birinciliğe Mehmet Çelik, ikinciliğe Cem Hastan, üçüncülüğe ise Ferhan Altunç layık görüldü. 2010 Üzüm Güzeli Ayşe Taşkurt Mehmetçik Üzüm Festivali kapsamında Ağustos ayında gerçekleştirilen güzellik yarışmasında, birinci Güzelyurt bölgesinden Ayşe Taşkurt seçildi. 50’ncisi düzenlenen Festival çerçevesinde, 12 güzelin katıldığı yarışmada Merve Topuz ikinci, Ümmühan Avşar üçüncü gelmişti. Yarışmayı kazanan Taşkurt yarışmaya bölge dışından katılan tek adaydı. Bu arada, Üzüm Güzeli yarışması öncesi yer alan küçükler güzellik yarışmasında kızlarda 20 erkeklerde 11 çocuk derece için yarışmıştı. Erklerde Emin Yıldız

birinci, Ertan Akıncı ikinci, Sercan Özinal üçüncü geldi; kızlarda ise Tanyel Ahmet’in birinci Mediha Kara ikinci Gökçe Avşar ise üçüncü olmuştu. Harnup Güzeli Özlem Elçin 5. Uluslararsı Geleneksel Harnup Festivali kapsamında düzenlenen 1. Harnup Güzeli Güzellik Yarışması’nı Özlem Elçin kazandı. Eylül ayı içerisinde gerçekleşen yarışmada jüri üyeleri Sanatçı Örge Volkan, Modacı Damla Aldağ, Dans Eğitmeni Vahide Koşat, İskele Festivali Güzellik Yarışması birincisi Bilge Gök ve Final Organizasyon Direktörü Nazife Tozakı’nın 12 yarışmacı arasından finalistlerden, Nazlı Aydın ikinci, Cemaliye Karabasanlı üçüncü oldu. 12 yarışmacı kendi aralarında seçtiği Büşra Çelik’te Dostluk Güzeli ünvanını aldı.

Yılın Genç Kızı Nur Alptekin

Hellim güzeli Çise Okyay Geçitkale Hellim Güzeli Çise Okyay seçilmişti. Geçitkale Hellim Festivali çerçevesinde düzenlenen yarışmada ikinciliğe Helin Demiray, üçüncülüğe Özge Yalın ve dördüncülüğe de Buse Akar gelmişti.


41

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Haber Barış Güzeli Rus oldu Bu yıl 5’incisinin düzenlendiği Uluslararası Barış Güzeli Yarışması, her yıl olduğu gibi Güzelyurt Portokal Festivali kapsamında gerçekleşti. 17 ülke güzelinin jüri karşısına

çıktığı yarışmanın sonucunda, Rusya’dan Vika Drizlionok birinci, Karadağ’dan Nina Stanisic ikinci, Türkiye’den Gözde Fidan üçüncü olurken, KKTC’yi temsil eden Burcu Kahraman ise sadece dördüncülüğü elde edebildi.

Festivali Güzelyurt Portokal leşen 5. çerçevesinde gerçek zeli Uluslararası Barış Gü nda Yarışması’nın sonucu nak zlio Rus Güzeli Vika Dri tacın sahibi oldu.

Girne’de Blues fırtınası esecek er yıl Blues müziğinin en başarılı müzisyenleri ile Türkiye’nin dört bir köşesini dolaşan Efes Pilsen Blues Festival’i, bu sene 1 Ekim-7 Kasım 2010 tarihleri arasında yirmibirinci kez gerçekleşecek. Gittiği her yerde yoğun bir ilgiyle karşılaşan Türkiye’nin en uzun soluklu müzik festivali Efes Pilsen Blues’un bu seneki konukları; kendine özgü tarzıyla Kenny Neal, New Orleans’e özgü Blues’u tekrar yorumlayan Mitch Woods & His Rocket 88s ve Blues müziğinin en dinamik isimlerinden Samuel James. Efes Pilsen Blues Festivali bu yıl sırasıyla 20 farklı şehri gezecek. Festivalin rotasında Denizli, Antalya, Konya, Kayseri, Mersin, Adana, Antakya, KKTC, Gaziantep, Diyarbakır, Erzurum, Trabzon, Ankara, Edirne, Çanakkale, Balıkesir, İzmir, Eskişehir, Bursa ve son durak İstanbul yer alıyor. Kuzey Kıbrıs’ta ise festival 11 Ekim 2010 tarihinde saat 18:00’de Jasmine Court Otel’de yapılıyor.

H

Kenny Neal Bir blues sanatçısı olmak New Orleans doğumlu Kenny Neal’in kaderinde varmış demek kesinlikle yanlış olmaz. Usta solist ve mızıkacı Raful Neal’in oğlu olan Kenny Neal’in hayatı Lazy Lester, Buddy Guy ve Slim Harpo gibi Blues müziğin efsaneleri arasında geçmiş. İlk mızıkasını Slim Harpo’dan alan müzisyen, 13 yaşında babasının grubunda başladığı müzik kariyerine Buddy Guy’ın basçısı olarak devam etmiş. Hayatı boyunca B.B. King, Bonnie Raitt, Muddy Waters, Aaron Neville ve John Lee Hooker gibi

isimlerle aynı sahneyi paylaşmış olan sanatçı, çıkardığı albümlerle modern Blues çevresinin en parlak isimlerinden biri olarak kabul ediliyor. Birçok enstrümanda ustalaşmış olan Neal, müzisyen kimliğinin yanında ödüllü bir tiyatro oyuncusu olarak da kariyerine devam ediyor. Doğup büyüdüğü yer olan Louisiana müzik kültürüne modern bir bakış getirip, Baton Rouge Blues’uyla sentezlediği, kendine özgü kaygısız müziğiyle Kenny Neal, festivalin en merak edilen performanslarından birine imza atacak. Mitch Woods Efes Pilsen Blues Festivali’nin bu seneki en eğlenceli performanslarından birini sergileyecek olan “Mitch Woods & His Rocket 88s”, sahne performanslarında dansa ve harekete oldukça önem veren bir Blues grubu. 1951 yılında Brooklyn’de doğan Woods, 11 yaşında piyano çalmaya başladı. Asıl eğitimi klasik müzik ve caz ağırlıklı olan sanatçı, gençlik döneminde bu alanda farklı gruplar kurarak sahne ve müzikle olan ilişkisini pekiştirdi. Bunu izleyen yıllarda San Francisco’ya yerleşip, müzik hayatına orada devam eden Brooklyn’li müzisyen, bu şehirdeki müzikal akımlardan da etkilenerek yepyeni bir grup kurma kararı alıdı ve yoluna Mitch Woods & His Rocket 88s olarak devam etmeye başladı. 1984 yılında yayınlanan ilk albümleri “Steady Date”’in birçok otoriteden olumlu eleştiriler almasıyla beraber grup hızlı bir yükselişe geçti ve turne programını hızlandı. O dönemden bugüne kadar turne ve albüm çalışmalarına hız kesme-

den devam eden Mitch Woods ve takım arkadaşları, genelde ilhamlarını 1940 ve 1950’li yılların Blues müziğinden alıyor. Mitch Woods’un New Orleans’e özgü Blues tarzına eğlenceli şarkı sözlerini de ekleyerek sergileyeceği sahne performansı Efes Pilsen Blues Festivali’nin en öne çıkan konserlerinden biri olacak. Samuel James Bill Withers ve Tom Waits’in müzikal kişiliğine James Brown’un o bitmek tükenmez bilmeyen enerjisini ekleyin. Bunun üzerine P.T. Barnum’un karizmasını da ekleyin. İşte karşınızda Samuel James! Küçüklüğünde ünlü Blues üstatları Sonny Terry ve Skip James’in plaklarını dinleyerek ilham alan James, savaş öncesi Blues müziğine daha güncel ve farklı bir yorumlamayla hayat veren sıra dışı bir müzisyen. Blues çevrelerinde eşsiz bir ozan olarak tanımlanan ve parçalarında her daim farklı hikâyeler anlatan Kanadalı sanatçı, tek kişilik sahne şovu kavramını seyircinin gözünde yücelterek, solo performansını tüm sahneye yayan eğlenceli bir gösteriye çeviriyor. Rolling Stone dergisi tarafından övgü dolu kritikler alan Samuel James, sahneye gitar, piyano, banjo ve mızıka eşliğinde çıkarak konserlerinde tüm multienstrümantalist yeteneklerini sergiliyor. Amerika’da başarıyla devam eden turnelerin yanı sıra tüm Avrupa’da da konser programlarında hız kesmeyen Blues müziğinin en dinamik isimlerinden Samuel James, Toronto merkezli plak şirketi Northern Blues’un da öne çıkan sanatçılarından biri.

Kuzey Kıbrıs’ı İngiltere’de tanıtıp pazarlayan tek gazete


42

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Köylerimiz Yazı Dizisi 15

Efsaneler köyü Kazafana

Kahveci Behzat Yusufağaoğlu’na göre Ozanköy dağdan deniz beton olmş... Pek de haksız değil. Köy son yıllarda resmen beton villa istilasına uğramış...

Serhat İncirli üzlerce değil, binlerce yıldır var olan bir yerleşim birimidir Ozanköy... Asıl adı Kazafana ya da Gazafani’dir... Ancak bu köylü olan Kıbrıslı ozan Orhan Türkay’dan dolayı, Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) dönemindeki Türkleştirme furyasında “Ozanköy” adını almıştır... Bu arada belirtelim, eşimin de köyüdür. Gerçi eşim İngiltere’de doğup büyümüştür ama babası merhum Salahi Karaaziz bu köydendir... Milattan Önce 2’nci binyıla ait mezarların dahi bulunduğu Kazafana, adeta bir efsaneler köyüdür... O köyde yaşıyor olmak ayrıcalığı ile bu efsaneleri araştırmak ve bazı yaşlılardan dinlemek son derece keyif vericidir. Köyün 1960 yılındaki nüfusu 598 Türk ve 458 Rum’dan oluşuyordu. Türkler her zaman bu karma köyde daha kalabalıktı. 1974’te Ozanköy’ün Türk nüfusu 650, Rum nüfusu ise 550 oldu. Ancak malumunuzdur, 1974 sonrası köyde tek Rum kalmadı... Daha önce asker olup da Boğaz veya Ağırdağ bölgesine göç eden bir grup Ozanköylü köye geri geldi. 1974 öncesi ve sonrası özellikle İngilizler bu köye müthiş ilgi gösterdi. Belki de Kıbrıs’ta bir İngiliz

Y

lordunun evinin bulunduğu tek köy şu anda Ozanköy’dür... Eski Kuzey İrlanda Birlik Partisi (Ulster Unionist) milletvekillerinden John Taylor ya da Lord Kilclooney’nin Ozanköy’de evleri olduğu ve sık sık gelip, ailesiyle birlikte bu köyde tatil yaptığı da bilinmektedir. Köyün nüfusu belli değil! Köyün nüfusundan bahsetmiştik. Şu anda köyde kaç kişinin yaşadığı pek belli değildir. Resmi nüfus ve seçmen sayısı elbette muhtarlığın kayıtlarında olacaktır ama köyün “fiili” nüfusu hakkında kimsenin bilgisi yoktur… Herkes tıpkı Kuzey Kıbrıs nüfusuyla ilgili olduğu gibi tahmin yürütmektedir. Bir köylünün tahminine göre yaz aylarında Oznaköy’de 3 bin İngiliz, 2 bin Hataylı ve 500 Oznaköylü yaşamaktadır… Oznaköy, eski bir Bizans köyü olarak da bilinmekle birlikte; Osmanlı döneminde bu köye yüksek rütbeli bazı Osmanlı ağa ya da subaylarının yanısıra, kölelerinin de yerleştiği söylenmektedir. Ozanköy’de 100 yıl öncesine kadar önemli oranda Maronit’in yaşaıdığı, daha sonra bu Maronit nüfusun ya Ortodoks Rum ya da müslüman Türk olduğu da iddia edilmektedir.

Kara Mustafa efsanesi İlginç efsane ya da söylentilerden biri; Çatlaköylü bir çobanla ilgilidir… Anlatalım… Çatalköylü çok genç bir çoban, şimdiki gibi bölgenin betona gömülmediği bir kaç asır önce hayvanlarını otlatırken, yaşlı bir Türk çobanla kavga eder. Yaşlı çoban genç çobana, çok acı bir hakarette!!! bulunur: “Türk tohumu!”… Bu hakarete çok kızan genç çoban, topuzunu kaldırdığı gibi yaşlı çobanı yere serer. Sonra mandraya dönünce yaşlı adamın ölmediğini öğrenir. Öldürmek için eline tüfek alır. Tam çıkacağı sırada babası gelir. “Doğrudur oğlum, ben Türküm, annenle evlenmek için sonradan Rum oldum” der… Bunun üzerine genç çoban en yakın köy Ozanköy’e gider. İmamla sohbet eder. İddialara göre İslam dini hakkında bol bilgi alır ve Ozanköylü bir kadınla evlenip, 10 civarında çocuğu olur. Bugün Ozanköylülerin yarısının bu soydan geldiği de söyleniyor... Bu gencin adı da Kara Mustafa’dır, bunu da belirtelim”. Ozanköyün efsaneleri bitmek bilmez Girneli Mustafa Kemal Sayın’ın kaleme aldığı “Efsane Toprakları” adlı kitapta,

Ozanköy efsaneleri ile ilgili çok şahane ayrıntılar bulunuyor... Köyde bugün içi, dışı, yamacı villalarla dolan Gari Deresi bulunmaktadır. Mustafa Kemal Sayın’ın kitabında anlattığına göre gelinler yıllarca evlendikleri gün bu dereyi geçip, Ali Paşa’ya adak sunarlarmış. Bu adak yeri, halen Ozanköy’dedir ve bir limon ağacı ve nefis çiçeklerle süslenmiştir... Ozanköy’ün düğünleri de eskiden çok gösterişliymiş... Ali Paşa adak yerinden denize doğru inen yol Dereli Meryem Kilisesi de denilen Aya Maria Bodamissa kilisesine çıkar. Bu kilisenin hemen yanında, ülkenin en zengin toprak ağalarından Fehim Efendi’nin malikanesi vardır. Bugün bu malikanede, Fehim efendinin torunlarından, eski milletvekili İlker Nevzat ve ailesi yaşam sürmektedir. Fehim efendinin bir diğer torunu ise KIBRIS Medya Grubu Yönetim Kurulu üyelerinden Fehim Nevzat’tır... Fehim efendi, Ozanköy’ün çok önemli zenginlerinden Mesut efendinin ve Laptalı eşi Hatik hanımın besleme olarak Hatik hanımın kardeşinden aldıkları oğluydu. Mesut efendinin köyde yoksullara çok yardımcı olduğu, babası Altunizade İsmail efendinin de köye su kanalları yapan, camiye su getiren kişi olduğu söylenmektedir.


43

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Köylerimiz

.. Ozanköy dağdan deniz beton olmş. Kahveci Behzat Yusufağaoğlu’na göre resmen beton villa istilasına uğramış... Pek de haksız değil. Köy son yıllarda

Halil Bulut, köyün belediyeye bağlanması ile işsiz kalacakları endişesini taşıyor

En zengin ikinci cami Hazır camiyi anmışken, bundan da bahsedelim... Köylülere göre Ozanköy Camisi, Kıbrıs’ın en varlıklı camisiymiş. Fota, Ağırdağ, Bilelle bölgeleri dahil, on binlerce dönüm arazisi olan bir camiymiş. Osmanlı döneminde, Selimiye Camisi’nden sonra en varlıklı cami Oznaköy Camisi’ymiş. Ah o eski günler! Neyse, Oznaköy’deyiz ve eski muhtar, 75 yaşındaki Behzat Yusufağaoğlu’nu birlikte dinliyoruz: “1974’te asker geldi, Rumla rkaçtı. 1974 öncesinde de bu köyde İngiliz mülkü çoktu. Şimdi daha çok oldu... Ama devir çok değişti. Çok bozuldu. Camimiz en zengin camiydi. Köy içinde, Lefkoşa’da, her tarafta çok malı vardı caminin. Artık Ozanköy’de yaşamak istemeyik. Eski günleri hatırlayarak avunuruk. Eski günle rçok çok iyiydi. Rumlarla da bu köyd eçok iyi anlaşırdık. Artık memleketin sadece ekonomisi bozulmadı. Herşey bozuldu. Eskiden bu köyde herkes Ağustos ayını iple çekerdi. Zeytin, harup, limon ödemeleri hep Ağsutos’ta yapılırdı. Köyde 7 tane davarı olan çobanlarımız vardı. Herkesin kendi evinde keçisi, koyunu bulunurdu. Her şey ekerdik. Şimdi devlet maaşları kesse insanlar birbirini yiyecek. Dağdan denize beton oldu her taraf. Ne zeytin kaldı ne harup ne de limon. Ben 40 seneyi geçti kahvecilik yapıyorum... İngiliz devrinde gardiyandım. Sonra kahveciiğe başladım. Eskiden kahvenin önünde sinek geçse, kimin sineğidir, nereden geldi bilirdim. Şimdi kahvenin önünden geçen 50 kişiden 59’unu tanımayık. Böyle ülke mi olur? KIBRIS gazetesinde Hristofyas’ın kumarhanelerle ilgili açıklamasını okudum. Adam kumarhanelere karşı. Bir da bizim tarafa bakın. 30 tane gazino. Hepsi dolu. Hepsinde Behzat’ın gaveden daha çok Kıbrıslı

var... Köyde su sorunu özellikle yaz aylarında daha çoktur. Şimdi Girne Belediyesi’ne bağladılar köyü. Belediye suyu daha da sıkacak. Bir zamanlar Girne Kıbrıs’ın incisiydi. Kazafana da en güzel köyüydü. Hani şimdi öyle mi?” İşsizlik bu köyde de sorun Köyde Hatay ve İngiliz nüfusundan başka, çok sayıda Pakistanlı göçmen işçi de yaşam sürüyor. 43 yaşındaki Mehmet Bedel işsizliğin bu köyde de büyük sorun olduğunu belirtiyor. Bedel, köyde dileyen herkesin, dilediği yere duvar yaptığını, kanun ve nizam olmadığını aktarıyor... Bedel’e göre köyün nüfusunu da tam olarak bilen yok... Bilinen tek şey, Ozanköy’de 3 bin 500 hanenin olduğu... Dile kolay: 3 bin 500 konut... Peki 10 yıl önce ne kadardı? Bir köylüye göre on yıl önce Ozanköy’de 600 ev bile yoktu. Köyün merkezi bölgelerinde, cami civarında park sorunu da var. Kaldırım yapılamayacak kadar dar yollar söz konusu... Pekmez ve zeytinyağı mı dediniz? Ve belki de en başta anlatmamız gereken bir şey... evet harup – pekmez ve zeytin – zeytinyağı... Bir zamanlar

Ozanköy ya da Kazafana dendi mi akla harup, pekmez, zeytin ve zeytinyağı gelirdi. Üç değiermeni vardı zeytinyağı çıkaran. Şimdi bir tane kaldı ama o da çok az çalışıyor. Peki neden? Hasan Karabina ya da Gaşeri, zeytin ve harup ağaçlarının şöminelere odun olduğunu yerlerine inşaatlar yapıldığını anlatıyor. Bölgeyi en iy bilenlerden biri Gaşeri... Mantarları da... Yağmur yağmadığı için bu yıl hemen hemen hiç mantar kalmamış... Harup bitince pekmez de tükenmiş. Zeytin olmayınca, yağı da olmazmış... “Kazafana’yı Kazafana yapan şeylerdi bunlar” diyor Gaşeri... Gaşeri, yağış olmadığı için bu sene gavcar mantarı da bulamadıklarından yakınıyor. Halil Bulut muhtarlıkta çalışıyor. Köy belediyeye bağlandı ya. Şimdi muhtarlıkta çalışanların belediyede istihdam edilemeyecekleri rahatsız ediyor herkesi. En az on kişi çalışıyor muhtarlıkta... Köydeki bazı İngilizler, evlerine giden yollardan şikayetçi. Bazıları da yol ışıklandırmalarının yetersizliğinden... Köyün 1. Futbol Ligi’nde mücadele eden bir futbol takımı da var... Köyde ilkokul yok, çocuklar merkezi ilkokullara gidiyor... Çok sayıda restoran ve İngiliz publarının bulunduğu köyde, asfalt yoldaki bazı çukurlar da rahatsızlık veriyordu ancak bir kısmı giderildi... Ozanköy’de efsane çok demişitik... Bir de bu köyde önemli kaya varmış. Eskiden Girne bölgesinden hacı olmak için Arabistan’a gidecek olan herkes, adet olduğu üzere, bu köydeki kayaya gelir, bu kaya üzerinden deveye binerek Larnaka’ya yol alır, oradan gemiyle Arabistan’a gidermiş... Ozanköy şimdilerde çok güzel... Bahar çiçekleri açmak üzere... Köyde çok sayıda modern ve yeni villa var ama arayan bu köy içerisinde eski bir kilse kalıntısı, yüzlerce yıllık adak yeri bulabilir. Hatta Osmanlılardan kalma eski bir de çeşme...

Oznaköylü 75 yaşındaki Behzat Yusufağaoğlu bir zamanlar Kazafana’nın ülkedeki en güzel köy olduğunu söylüyor

Ozanköy Camisi, Osmanlı döneminin en zengin camilerinden biriydi. Ülkedeki en eski Osmanlı camilerinden de biri olma özelliğini koruyor...

43 yaşındaki Mehmet Bedel işsizliğin bu köyde de büyük sorun olduğunu belirtiyor. Bedel, köyde dileyen herkesin, dilediği yere duvar yaptığını, kanun ve nizam olmadığını aktarıyor...

Hasan Karabina ya da Gaşeri, yağış olmadığı için bu sene gavcar mantarı da bulamadıklarından yakınıyor.

Osmanlı döneminde yaptırılan tarihi çeşme köy meydanında duruyor...

Ozanköylü gençler, köy meydanındaki basketbol sahasını hiç boş bırakmıyor


44

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Moda

Yılın moda rengi:

Karamel ve sarı

Kıvırcık saçların tarihinin geçtiğini dile getiren uzmanlar artık düz ve küt saçların moda olduğunu söylüyot. Ağırlıklı olarak 2011 yılında moda olması beklenen saç rengi tonları karamel ve sarı tonları... 2011 yılına girdiğimiz şu günlerde modacılar özellikle bayan saçlarına önem veriyorlar. Saç moda kreasyonlarını bir tanıtımla bayanlara sergileyen modacılar 2011 yılı bayan saç modası konusunda tam not aldılar. Kısa ve küt saçlar 2011 yılı modasını yansıtırken Victoria Beckham tarzı saçlar oldukça revaçta. Kıvırcık saçların tarihinin geçtiğini dile getiren uzmanlar artık düz ve küt saçların moda olduğunu kısa saçların bakımınında şekil verilmesinin de kolay olduğunu vurguluyorlar. Cesur ve şık görünüm Bir önceki sezonda etkili olan modern ve iddialı ifadeler bu sezon yerini daha mütevazı modellere bırakıyor. Bu sezon doğal saç modellerine ışıltılı tonlar eşlik edecek. Geriye doğru şekillendirilmiş ensede bağlanmış, geniş siyah saç bantlarıyla süslenmiş saçlarla çok

gösterişli, cesur ve şık bir görünüm sağlanıyor. Ağırlıklı olarak 2011 yılında moda olması beklenen saç rengi tonları karamel ve sarı tonları. İsterseniz gölge ve balyajla birlikte karamel tonlarda bir saç rengini deneyebilirsiniz. Çünkü 2011 yılında karamel tonları moda olan saç renkleri arasında önemli bir yer alacak. Sarı ve tonları yine popüler 2011 yılı için sarının birçok tonu beğeni toplarken hiçbir zaman popülerliğini kaybetmeyen sarı saç 2011 yılında yine moda olmayı başarıyor. Neden bu kadar popüler sarı saçlar diyecek olursanız bir bayana kattığı avantajlar çok fazla. Özellikle sıradışılık ve eğer ten renginizle uyum sağalarsa çok fazla çekicilik katabiliyor. 2011 yılında en popüler sarı tonları ise plantin sarısı ve küllü sarı olması bekleniyor

Dikkatleri üzerinize çekin! Bayanların aksesuar seçiminde en önemli tamamlayıcı unsurlardan biri olan ayakkabı seçimi, aynı zamanda erkekler için de önemli elbette ki... er yıl olduğu gibi bu yıl da ayakkabı renkleri canlılığını yitirmemiş görünüyor. 2011 ayakkabı modellerini çok daha çekici kılan ara renk tonları ayakkabılara olan ilgiyi bir kat daha artıracağa benziyor. 2010

H

ayakkabı modellerinde görünen renk seçeneğindeki kısırlık bu sene giderilmiş diyebiliriz. Şunu da söyleyebilirim ki bu yıl sizi klişelikten kurtaracak renkleri tercih etmek dikkatleri çok daha fazla üzerinize toplayacak…


45

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Mutfak

Tarhana emek yetenek ister... Soğuk kış günlerinin vazgeçilmezi tarhana çorbasını yapabilmek için önceden hazırlık yapmak gerekiyor. Bazıları, havaların soğumaya başladığı şu günlerde tarhana kesmeye başladı. Kıbrıs’ta yoğurt ve tarhanalık bulgur karışımıyla yapılan tarhanayı eskiden olduğu gibi damda kurutmak ise mazide kalıyor.

Bulgur, tuz, nane ve sarımsak.

İçindekiler =Yoğurt =Nane =Tuz =Sarmısak =Bulgur ış aylarına girerken özellikle eskiler tarhana yapar ve tarhanayı evlerinin damlarında kuruturlardı. Şimdilerde Kıbrıs’ta bu gelenek gittikçe azalsa, hazıra talep olsa da, hala daha eski alışkanlıklarından vazgeçemeyenler var. Tarhana başka ülkelerde de biliniyor. Ama Kıbrıs’ta yapılan tarhananın özellikleri ayrı ve lezzeti bir başka. Türkiye’de yoğurda un karıştırılarak yapılan tarhananın içerisine domates ezmesi ve kırma biber de ilave ediliyor. Halbuki Kıbrıs’ta yalnızca yoğurt ile buğday kırması karıştırılarak yapılıyor. Yapımı ufak tefek değişikliklerle gerçekleştirilen tarhananın içerisine kimileri tarafından yalnızca tuz ilave edilirken, isteğe göre nane ve sarmısak da konuluyor.

K

öğrenmek için Emine hanımın evine konuk olduk. Emine hanım öncelikle 12 kilo yoğurdu tencerenin içerisine koyarak bir müddet kısık ateşte kaynatıyor. Kaynayan yoğurdun içerisine nane ve tuz ekleyen Emine Hanım, bu karışımın içerisine isteğe bağlı olarak, aroma katması açısından, birkaç diş sarmısak da konulabileceğini ifade ediyor. Bu işlemin

ardından yoğurdun süt haline gelmesini bekleyen Emine hanım, 6 kilo tarhanalık bulguru da tencerenin içerisine dökerek iyice karıştırıyor. Bu işlemin ardından tencerenin ağzını kapatarak bu karışımı soğuyana kadar bekletiyor.

Tarhana kesmek marifet işi “Yaptığınız tarhanayı iki şekilde muhafaza edebilirsiniz. İsterseniz derin dondurucuda saklayabilir isterseniz de elle keserek kurutabilirsiniz” diyen Emine hanım daha sonra soğuyan tarhanayı elleriyle keserek şekillendiriyor. Tarhana’nın kesimi bölgelere göre değişiyor. Kimileri tarhanayı Emine hanım gibi elle keserken kimileri de bu işlem için kamıç kullanıyor ya da ince uzun parçalar halinde elinde İyice karıştırmak şart yuvarlıyor. Ardından da Geçtiğimiz günlerde biz Yapımı ufak tefek değişikliklerle gerçekleştirilen tarhananın içerisine kimileri tarafından tarhanayı kuruması için de tarhana yapımını güneşe koyuyorlar. yalnızca tuz ilave edilirken, isteğe göre nane ve sarmısak da konuluyor.

Türkiye’de yoğurda un karıştırılarak yapılan tarhananın içerisine domates ezmesi ve kırma biber de ilave ediliyor. Halbuki Kıbrıs’ta yalnızca yoğurt ile buğday kırması karıştırılarak yapılıyor.


46

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

Sağlık Hazırlayan

Dr Okan Dağlı

‹ç Hastal›klar› Uzman›

dagliokan@gmail.com

Grip ve soğuk alğınlığı dönemi avaların soğumasıyla birlikte hastalıklar da daha sık görülmeye başlanıyor. Vücut direncinin azaldığı infeksiyon hastalıklarının yaşandığı bu dönemde yeterli ve ideal beslenme büyük önem taşıyor.

H

Sonbaharla birlikte özellikle kış ayları, grip ve soğuk algınlığına en çok yakalandığımız dönemlerdir. Dünyanın en önemli sağlık sorunlarından sayılan infeksiyon hastalıklarının yaşandığı bu dönemde vücut direnci azalır. Özellikle infeksiyon ile immün sistem (bağışıklık sistemi) ilişkileri düşünüldüğünde; artan metabolik hıza karşılık; hücrelerin ihtiyacı olan enerji, dengeli bir beslenme ile sağlanabilir. Kış mevsimini yaşadığımız şu günlerde metabolizmamızı koruma altına alıp, daha da güçlendirmenin en etkili yollarından biri yeterli ve dengeli beslenmedir. Bu her yaş grubu için geçerlidir. Özellikle infeksiyonlara karşı daha duyarlı olan çocuklar, gebeler, emziren anneler ve yaşlılar için beslenme daha da önem taşır. Her besin grubundan gereken miktarda alınması gerekmektedir. Yeterli ve ideal beslenme, gün içerisinde her besin grubundan yeterli miktarda almakla sağlanır. Böylece ihtiyacımız olan protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineralleri de almış oluruz. Bu besin gruplarını dengeli aldığımız gıdalar aynı zamanda ihtiyacımız olan vitamin ve mineralleri

de vücuda alınmasını sağlar. A ve C vitaminleri, antioksidan vitaminlerdir. Bu vitaminler, bağışıklık sistemimizi güçlendirerek, hastalıklara karşı daha dirençli olmamızı sağlar. Turunçgiller, havuç, brokoli, kabak, Brüksel lahanası, yeşilbiber, karnabahar, mandalina, maydanoz, roka, tere gibi sebzeler, vitaminler açısından zengin besinlerdir. Burada önemli olan, meyvelerin sıkıldıktan hemen sonra içilmesi-

dir. Meyve suları bekletildiğinde C vitamini kayba uğrar. Çünkü bu vitamin; ısı, ışık gibi etmenlerden kolayca etkilenir. Ayrıca çay ve kahve yerine bitki çayları veya C vitamin yönünden zengin olan kuşburnu çayı tercih edilebilir. Yemeklerde veya öğün aralarında tüketilen bol miktardaki salata da bize ihtiyacımız olan vitaminleri sağlayacaktır. C vitamini kaybını önlemek için salatalar da meyve

suları gibi hazırlandıktan kısa bir süre sonra yenmelidir. Diyetteki yağ türü ve miktarı da enfeksiyon hastalıklarının seyrinde önem taşır. Ayçiçeği, mısırözü, bitkisel sıvı yağlar, omega-6 yağ asitleri (çoklu doymamış yağlar), deniz ürünleri ve omega-3 yağ asitleri (çoklu doymamış yağ), zeytinyağı, fındık yağı ile omega-9 (tekli doymamış yağ) yağ asitleri açısından zengin besinlerdir. Saydığımız bu yağ asitlerinin immün sistem üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. Ancak diyetin yağ içeriğinin yüksek olması, immün sistemi üzerinde baskılayıcı etki göstermektedir. Dengeli beslenmenin bir diğer şartı da yeterli protein alımıdır. Doku yapımı ve onarımındaki güçlü etkileri nedeniyle proteinler, günlük beslenmeden eksik edilmemelidir. Enfeksiyon geçirildiği dönemlerde, protein kaynaklarının yeterli tüketilmesi, genel kabul görmüş önemli bir nokta olup; özellikle süt, yoğurt, peynir, yumurta, et, tavuk ve balık gibi gıdalar proteinlerin en iyi kaynağıdır.


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2010

47



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.