2
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
İçindekiler
Köprülü’den bayram mesajı KKTC Londra Temsilcisi Köprülü İngiltere’deki vatandaşlarımız ve soydaşlarımız ile tüm Türk ve İslam Alemi’nin Ramazan Bayramını kutladı.
Ercan Havaalanı’na Kuzey Kıbrıs tanıtım standları kuruldu Haber 6
“Kestane” iddialı geliyor
KTC Londra Temsilcisi Köprülü, toplumsal hayatımızda önemli bir yeri bulunan, barış, kardeşlik, hoşgörü, birlik ve beraberliği simgeleyen bir Ramazan Bayramı’nı daha birlikte karşılamanın mutluluğu içerisinde olduğunu söyledi. Aile bağlarının pekiştirilmesine, dargınlıkların bir kenara bırakılmasına, paylaşım, saygı ve dostlukların hatırlanmasına, akraba ve dost ziyaretleri vasıtasıyla birlik ve bütünlüğün sağlamlaşmasına katkıda bulunarak manevi değerlerimizin yaşatılmasına imkan veren bayramların önemine değindi.
K
“Toplumsal çabalarda da fırsat teşkil etsin” Köprülü, “Neşe, sevinç, dayaSahibi: North Cyprus UK Ltd Genel Yayın Yönetmeni: Zorlu Cezaroğlu Editör: Misli Kad›oğlu Dizayner: Halil Yaltırık Kapak Fotoğrafı: Salih Fenercioğlu
nışma ve kaynaşmanın daha yoğun yaşandığı Bayramlarımız, sevgi ve huzuru iç dünyamızdan başlayarak topluma yayma, bir birimizi gözeterek hoş görme, ihtiyaçlı kişileri sevindirme, yakınlarımızdan başlayarak dargınları barıştırma, birbirimizin gönlünü alma ve birbirimizin mutluluğuna katkıda bulunarak sevinçlerimizi paylaşma zamanlarıdır.” dedi. Bu bilinçle, Ramazan Bayramı’nın, İngiltere’de yaşayan Kıbrıs Türk toplumu için, farklılıkların ve fikir çeşitliliğinin zenginlik olarak algılanarak, toplumsal çabalarda da yakın işbirliği, hoşgörü, toplumsal birlik, beraberlik ve dayanışmanın artırılması açısından bir fırsat teşkil etmesini temenni etti.
Haber 25
MTV ödülleri sahiplerini buldu
Adres: PO BOX 57894, London SE26 9AU Kıbrıs: +90 533 863 5341 Londra: +44 7958 352 411 Mail: zorlucezaroglu@yahoo.co.uk zorlu@northcyprusuk.com
Haber 29
recycle Gazetemizde yay›nlanan fotoğraf, haber ve reklamlar›n her hakk› mahfuzdur
Yayın Tarihi: 30 Agustos 2011
Mağusa şehri denizle birleşiyor Ülkeye ithalat ve ihracatın yapıldığı Gazimağusa Limanı yenileniyor. Altyapı çalışmalarının son hızla sürdüğü Liman’da, Canbolat Kapısı’ndan Liman kapısına kadar olan duvar yıkılarak Mağusa şehri denizle buluşturulacak. Haber 14
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
3
4
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber
Editörden
Misli Kadıoğlu mislikadioglu@hotmail.com
Önyargılar bir tarafa azen insan tüm gemileri yakıp da çok uzaklara gitmek ister. Hani, içinde yaşadığı gerçek dünyadan bir kaçış, hepimizin bir gün en büyük dileği oluverir. Sanki, geri döndüğünde, yada (hiç dönmemek daha da güzel olur düşüncesi var ya) dönmese, her şey çok değişecek veya yeniden başlamanın enerjisini bulacakmış gibi. Ama olsun, her şey yeniden aynı noktadan başlayacak olsa bile, ne güzel şeydir o kaçıp gitmeler… Gerçi, düşünceleri de bırakıp gidebilenler en şanslılarıdır. Onlar, bakabilirler sorunsuz gözlerle dünyalarına, görebilirler güzellikleri. Ancak kimileri de vardır ki baksalar da göremezler… Siz de bakabilenlerden, en önemlisi görebilenlerden, hatta gördüklerinizi hissedebilenlerden olun. Ve bu kez, bırakın tüm yaşantıları bir tarafa, ve yaşayın, hissedin her ne varsa… Bugün biz, dünyanın en güzel coğrafyalarından bir tanesine sahip bir adada yaşasak da, hissedemiyoruz bunu ne yazık. Sanki at gözlükleri takmışçasına, burnumuzun dibindeki özgürlüğü yaşayamıyoruz, güzellikleri göremiyoruz. Belki de hep daha fazlasını istemek, bildiğimizi sandıklarımızdan daha farklısını yaşamak arzusunda oluşumuzdandır bu, saplanmış kalmışız hep aynılıklara. Oysa, daha önce de dediğim gibi nasıl bakabildiğimiz önemli… Biz North Cyprus UK olarak, hep sizlere o çok konuşulmayan, çok da bilinmeyenden ve unutulanlardan bahsettik. Zaman zaman çok pozitif olduğumuzdan dolayı eleştirildik de. Bu ada hep güzelliklerle dolu değildi ya. Değildi de zaten hep sorunlardan konuşup, sorunlarını bilmedik mi bu adanın? Biz inadına, göremediğimiz ama aslında hiçbir yerde de bulamayacağımız güzellikleri anlattık. Ama sizlere diyorum ki, her günü her saniyesi ve her yeri farklı güzelliklerle dolu bu adaya, nasıl baktığınız ve bakarken ne gördüğünüz önemli. Aynı hayata bakışınız gibi... Soruyorum size, kaç kez Lefkoşa’ya gittiniz de Arasta’yı gezdiniz, öylesine özgürce? Tarihi bir yolculukta, çok uzaklardan gelmişçesine kendimi o garip güzelliklere bırakıyorum ben buraya her gidişimde. Ve her gidişimde, neden sürekli gitmiyorum ve bu güzellikleri yaşamaktan kendimi mahrum ediyorum diye de kendi kendime sitem ediyorum… Burada yaşayan veya yaşamayan kaçımız, önyargısızca dolaştık ki bu ülkede… Size de önerim, ister kısa süreliğine olsun ister uzun, bir de önyargılarınızı bırakarak dolaşın bu ülkede. Ve hissedin... İyi Bayramlar.
B
Bayram heyecanı sardı Kıbrıs Türk halkı, İslam alemiyle birlikte Ramazan (Şeker) Bayramı’nı kutluyor. Bakanlar Kurulu kararıyla Kuzey Kıbrıs’ta idari tatil verilmesiyle ve hafta sonuyla birlikte bu yıl 6 güne çıkan Ramazan Bayramı tatili, birçok vatandaşa dinlenme ve gezme fırsatı sağladı. u yıl ilk günü 30 Ağustos Zafer Bayramı’na denk gelen Ramazan Bayramı öncesinde arife günü, Kıbrıs’ta geleneksel bayram çörekleri ve misafirlere ikram edilmek üzere tatlılar pişirildi. Ramazan Bayramı’nda geleneksel aile ziyaretleri yapılarak büyüklerin elleri öpülerek bayram kutlanıyor. Bayramda sık sık görüşme fırsatı bulamayanlar da bir araya geliyorlar ve özel tatlılar ikram ediliyor. Hayatta olmayanlar da mezarları başında çiçekler ve dualarla anılıyor. Çocuklar, bayram ziyaretlerinde şeker ve para toplamanın sevincini yaşarken, Lefkoşa’da Fuar Alanı’nda kurulan bayram yeri yine en çok çocukları sevindiriyor. İhtiyaçlı kişilere verilen Ramazan fitresi bu yıl 15 TL olarak belirlendi. Bu yıl ülkedeki bazı sivil toplum örgütleri yanında Somali’de açlıkla mücadele edenler için de kampanyalar düzenlendi.
B
Polis tedbirleri en üst seviyede Polis Genel Müdürlüğü, Kuzey Kıbrıs’ta halkın Ramazan Bayramı’nı huzur ve güven ortamı içinde geçirmesini sağlamak amacıyla ülke genelinde güvenlik ve trafik alanındaki tedbirlerini en üst seviyeye çıkardı. Polis Genel Müdürü Günay Özan, halkın şikayet ve yardım taleplerini değerlendirmek ve anında hizmet verebilmek için, “155 Polis İmdat”, “199 İtfaiye”, “156 Alo Narkotik” ve diğer telefon hatlarıyla polis örgütünün halkın 24 saat kesintisiz hizmetinde olacağını duyurdu. Ozan, bayramla ilgili açıklamasında, trafikle ilgili de şu uyarılarda bulundu:
“Son günlerde toplumumuzu üzüntüye boğan trafik kazalarına dur diyebilmek için, bizim aldığımız tedbirler yanında, siz değerli halkımızın da bu mücadelede bizlere destek olacağınıza inanıyorum. Sizin, ailenizin, sevdiklerinizin ve diğer vatandaşlarımızın hayatını tehlikeye düşürmemek için bayram nedeniyle daha da yoğunlaşacak trafikte, yolun konumunu dikkate alarak gerekli dikkat ve özeni göstererek araç kullanınız. Alkollü ve süratli araç kullanmayınız. Mutlaka trafik kurallarına uyunuz. Araç kullanırken cep telefonu ile konuşmanın, bir şeyler yiyip içmenin sürücünün dikkatini dağıtacağını asla unutmayınız. Önceliğiniz; hız yapmak değil, gideceğiniz yere sağlıklı gitmek olsun”. Polis Genel Müdürü Ozan, Ramazan Bayramı tatilini evinden uzakta geçirecek vatandaşların, ev ve işyerlerinden ayrılmadan önce hırsızlığa karşı kapı ve pencerelerini güvenli şekilde kapatmalarını; yangına sebep olabilecek aksamları da bir daha gözden geçirmelerinin kendi yararları olacağını vurguladı. Cezaevinde açık görüş Merkezi Cezaevi’ndeki hükümlü ve tutuklulara Ramazan Bayramı süresince yakınlarıyla açık görüş olanağı sağlanacak. Cezaevi Müdürü Salahi Hoca’nın açıklamasına göre, cezaevi içindeki açık görüş, 09.00 - 16.30 saatleri arasında yapılabilecek. Otellerdeki dolu Ramazan Bayramı’nda 5 yıldızlı oteller müşterileri için özel eğlence programları ve konserler düzenliyor. Otellerde yüksek seyreden doluluk oranlarının bayram tatilinde de sürmesi bekleniyor. TAK muhabirinin bayram turizmi ve otellerdeki durumla ilgili sorularını yanıtlayan Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Koordinatörü Ayşe Dönmezer, otellerdeki doluluk oranlarında zaten bir
artış bulunduğunu; bayram süresince de mevcut durumun devamını beklediklerini söyledi. Dönmezer, bayramdan sonra, hava sıcaklıklarının biraz düşmesiyle turist sayısında artış beklediklerini, Avrupa’dan birçok grubun özel ilgi turizmi için ülkeye geleceğini kaydetti. En fazla artış Slovenya’da Ayşe Dönmezer’in verdiği bilgiye göre, geçen yılın ilk 7 ayına göre bu yıl toplam yabancı yolcu sayısında Almanya’nın payı yüzde 3 artarak yüzde 5’ten 8’e çıktı; Azerbaycan’ın payı minimumken bu yıl yüzde 3 oldu. KKTC’ye gelen yabancı yolcu sayısında Hollanda’nın payı yüzde 3’ten yüzde 5’e; İran’ın payı yüzde 6’dan 9’a; İtalya’nın payı minimumdan yüzde 4’e; Rusya’nın ise yüzde 5’ten yüzde 6’ya yükseldi. KKTC’ye gelen yolcu sayısında geçen yıla göre artışlar ise şöyle: “Belçika yüzde 360; Slovenya yüzde 2 bin 600; Ukrayna yüzde 42; Norveç yüzde 35; Polonya yüzde 195; Finlandiya yüzde 100; İsveç yüzde 35.” Acil su ekipleri Su İşleri Dairesi, Ramazan Bayramı süresince acil su işlerini takip edecek nöbetçi ekipler oluşturdu. Daire Müdürü Asım Kayan’ın açıklamasına göre, Lefkoşa’da 228 31 65 numaralı telefondan daireye ulaşılabilecek. Lefkoşa’daki nöbetçi ekipler ve numaraları şöyle: Mustafa Karaderi (Müdür Muavini) 0533 862 90 36; Temel Rıza (İçme Suları Şubesi Sorumlusu) 0533 834 86 97; Turgay Hoşsöz (İşletme ve Bakım Şube Amiri) 0533 834 79 01; Mustafa Kutrafalı (Makine ve İkmal Şube Amiri) 0533 863 16 62. Güzelyurt’ta birim amiri Hüseyin Davutoğlu’na 0542 877 10 66; Gazimağusa’da birim amiri Hüseyin Genç’e ise 0533 862 06 47 numaralı telefonlardan ulaşılabilecek. Teknisyenlerin adları ve telefonları ise şöyle: “Hüseyin Pekdoğan 0533 863 43 46; Aytaç Erbulak 0542 851 95 61; Örgül Şumrut 0533 865 76 02.”
5
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber
Saint Sophia Katedrali (Selimiye Camii) atedral, Kıbrıs’taki en büyük, en görkemli ibadethane ve en önemli Gotik mimari eser olarak kabul edilmektedir. Daha önce aynı yerde bulunan Hagia Sophia adlı bir Bizans kilisesinin üzerine kurulduğu söylenmektedir. Latin Başpiskoposu Eustorge de Montaigu tarafından 1208 yılında yapımına başlanmış ve 1326 yılında katedral kutsanarak ibadete açılmıştır. Kıbrıs’ın en önemli kilisesi olduğundan, Luzinyan krallarının taç giyme törenleri burada yapılmaktaydı. Yapı, 1373 yılında Cenevizliler, 1426 yılında Memlükler tarafından yağmalanmış ve birkaç depremde zarar görmüştür. 1491 yılındaki yer sarsıntıları sonucu, Katedralin doğu bölümü yıkılmış ve Venedikliler tarafından onarılırken, eski bir Lüzinyan kralının (2. Hugh ) mezarı ortaya çıkmıştır. Bozulmamış durumda olan cesedin başında altın bir taç, üzerinde de altından eşya ve belgeler bulunmuştur. Fransız mimar ve ustaları tarafından inşa edilen katedral Orta Çağ Fransız mimarisinin çok güzel bir örneğidir. Katedral, anıtsal bir kapıyla başlar. Kapının üzerindeki taş oyma pencereler, eşsiz bir Gotik sanatı örneğidir. Girişin iki yanında bitirilememiş olan çan
K
kulelerinin üzerine, Osmanlılar tarafından cami minareleri oturtulmuştur. Katedralin içi, üç koridor ile altı yan bölmeden oluşmuştur. İçinde küçük ibadethaneler vardır. Bunlardan kuzeydeki St. Nicholas’a (Noel Baba), güneydekiler Meryem Ana ve St. Thomas Aquinas’a adanmıştır. Caminin kadınlar bölümü olarak bilinen kısmı eskiden hazine
dairesi olarak kullanılmıştır. St. Sophia’nın içinde, birçok Luzinyan soylusu ve kralları gömülüdür. Bunların mermer mezar taşları hala döşeme kaplamasının bir bölümünü oluşturur. Bu taşlar hasır ve kilim altında kaldıkları ve cami içinde ayakkabı giyilmediğinden üzerlerindeki yazı ve resimler bozulmadan kalmıştır.
6
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber Dr Muhammet Yaşarata muhammet@cypruspremier.com
Ercan Havaalanı’na Kuzey Kıbrıs tanıtım standları kuruldu...
Altın Anahtar: Ülke Turizmi… ürkiye Başbakanı Erdoğan’ın 61’inci Hükümeti kurduktan sonra ilk yurtdışı ziyaretini KKTC’ye yapması bizler için çok büyük önem taşıyor. Bu sayede, var olan TC-KKTC ilişkilerinin daha da güçlendiğini ve ileriki günlerde en üst seviyeye ulaşacağına inancım sonsuzdur. Benim bu ziyaretle ilgili asıl vurgulamak istediğim kısım ise başbakanın KKTC ‘nin kalkınmasında ekonomik açıdan kabuğunu kırmasını sağlayacak en önemli silahın Turizm olacağını vurgulamasıdır.
T
Kuzey Kıbrıs’ın doğal güzellikleri, her geçen gün, çok daha değişik ülkelerden daha fazla sayıda turistin ilgisini çekmektedir. Başbakan tarafından bahsedilen yeni yatırımlar, hem bu talebe cevap üretecek, hem de yeni talep doğmasına vesile olacaktır. Başbakanın bu konuda KKTC’ye destek vermesi son derece önem taşımaktadır. Çünkü KKTC`de ekonominin hareketlilik ve ivme kazanmasını sağlayacak olan tek yöntem yeni yatırımlar ve Turizm’dir. Bizlere düşen görev hep birlikte bu ülkeyi en önemli Turizm merkezlerinden biri haline getirmektir. Sahip olduğumuz turizm potansiyelini açığa çıkarmak için hali hazırda başbakanında bahsettiği gibi 10’u aşkın proje mevcuttur. Bu projelerin tamamlanmasıyla da yaklaşık 20.000’e yakın yatak kapasitesi kazanacağız. Bu projeler sayesinde daha fazla uçuşlarla turistler adamıza gelecek sadece otelcilerimiz, havayollarımız değil esnafımız, köylümüz kısaca ülkemiz kazanacak, ülke ekonomimiz düzlüğe ulaşacaktır. Yeni yatırımlar hem taleplere cevap verecek hem de yeni projelerin doğmasına vesile olacaktır. Hali hazırda açılacak her yeni otel yapılacak her yeni proje ülkemiz insanına yeni iş ve istihdam sağlayacak, ülkemizin en önemli sorunların başında gelen işsizlik ,bunun yol açtığı hırsızlık vs.. ortadan kalkacak, ülkemiz daha güvenli, ekonomik açıdan refah bir toplum olarak bölgedeki en önemli turizm destinasyonlarından biri haline gelecektir. Bunlar rüya değildir, bizlere düşen görev sadece turizm açısından yapılan yenilikleri, yeni projeleri desteklemek, bu yenilikleri sırf kendi çıkarları doğrultusunda türlü Bizans oyunları ile engellemeye çalışan kişileri içimizde barındırmamak, provokasyonların önüne geçmektir.
urizm, Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel, Bakanlığına bağlı Turizm Tanıtma ve Pazarlama Dairesi’nin Ercan Havaalanı’nın geliş ve gidiş salonlarına yerleştirdiği Kuzey Kıbrıs Tanıtım Standları’nı inceledi. Turizm Tanıtma ve Pazarlama Dairesi Müdürü Derviş Gezer’in eşliğinde bugün (29 Ağustos Pazartesi) Ercan Havaalanı’na giden Üstel, ülkeye gelen ve giden turistin Kuzey Kıbrıs’ı tanıtıcı bilgiye kolaylıkla ulaşmasını hedeflediklerini belirtti.
T
Turist başına en az bir broşür Bakanlığına bağlı Turizm Tanıtma ve Pazarlama Dairesi’nin her yıl, turist başına en az bir broşür düşecek şekil-
de, KKTC’nin sahip olduğu turistik ürün çeşitliliğini tanıtıcı broşürler bastığını bildiren Üstel, bu broşürleri yine Bakanlığına bağlı Turizm Enformasyon Ofisleri’nde ve katıldıkları fuarlarda dağıttıklarını kaydetti. Üstel, otel işletmecileri ile seyahat acentesi sahiplerinin de Bakanlığın hazırlattığı bu broşürlerden alıp otellerinde konaklayan turistlere ve acentelerin de ülkemize getirdikleri turistlere verebileceklerini hatırlattı. Üstel, turistlerin Ercan Havaalanı’ndan çıkış yapmak için beklediği sırada Kuzey Kıbrıs tatilleri boyunca ziyaret ettikleri tarihi yerler ve gördükleri güzellikleri, broşürlerde bulabileceklerini ifade etti. Turistlerin tanıtıcı broşürlerde Kuzey Kıbrıs’ın görmedikleri
leri eşliğinde KKTC’nin tarihi, doğal ve kültürel zenginliklerini anlatan Ünal Üstel, Türk halkını bayram tatilini geçirmeleri için Kuzey Kıbrıs’a davet etti.
yolu geçmiş birçok sanatçıya ilham kaynağı olduğunu belirten Bakan Ünal Üstel, Beşparmak dağları üzerinde bulunan St. Hillarion Kalesi’nin, Walt Disney’in “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” isimli çizgi filminde kullanılan bir öğe olduğunu ve yine Walt Disney’in kendi ampleminin hazırlanmasında da St. Hillarion Kalesi’nden esinlendiğinin görüldüğünü ifade etti.
Doğal ve tarihi güzelliklerden bahsetti Kuzey Kıbrıs’ın endemik orkide ve medoş laleleriyle zengin doğasının ve Karpaz Milli Parkı’nda yaşayan yaban eşeklerinin görülmeye değer olduğunu anlatan Bakan Üstel, nesli tükenme tehlikesi altında bulunan deniz kaplumbağalarının da her yıl ülkemizi ziyaret ederek yumurtalarını KKTC sahillerine emanet ettiklerini vurguladı. Açıklamalarında Kuzey Kıbrıs’ın tarihi ve doğal güzelliklerinin buralardan
Yatırım yapmak isteyenler için de açıklama yaptı SKY Türk kanalında Pelin Seyhan’ın sunduğu Sektör isimli programa da katılan Bakan Üstel, KKTC’ye turist getirecek tur operatörlerine Bakanlık tarafından verilen teşvikler ve ülkemize yatırım yapmak isteyen yatırımcılara sağlanmakta olan kolaylıklar hakkında açıklamalarda bulundu. Yarın 25 Ağustos’ta TGRT ve Bloomberg isimli televizyon programlarına da katılarak açıklamalarda bulundu.
Üstel’den tanıtım atağı urizm Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel, CNN Türk ve SKY Türk’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sahip olduğu zenginlikleri anlattı. Üstel, Türk halkına bayram tatilini Kuzey Kıbrıs’ta geçirmesi çağrısında bulundu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türkiye’de tanıtılması amacıyla KKTC Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı’nın Türkiye medyasında başlattığı tanıtım kampanyası çerçevesinde İstanbul’da bulunan Bakan Ünal Üstel, 23 Ağustos’ta saat 11.00’de katıldığı CNN Türk Ana Haber Bülteni’nde KKTC Turizm’inde yaşanan gelişmeleri ve kırdıkları rekorları anlattı. Bakanlığının BRT ile işbirliği çerçevesinde çektiği tanıtım filminin görüntü-
T
yerlerini ve bilmedikleri özelliklerini de farkedebileceklerini belirten Üstel, turistleri ülkeye bir kez daha getirmek için motivasyon yaratmak istediklerine de dikkati çekti. Üstel, tatillerini geçirmek amacıyla Kuzey Kıbrıs’a gelen turistlerin de valizlerini almak için bekledikleri sırada, Ercan Havaalanı’nın geliş salonuna koydukları Kuzey Kıbrıs Tanıtıcı Broşür standlarından Almanca, İngilizce ve Türkçe broşürleri alıp bilgilenebileceklerini de söyledi. Bayramdan sonra ‘Wellcome to North Cyprus’ adı altında Kuzey Kıbrıs’ın sahip olduğu tarihi, doğal ve kültürel güzellikleri ile turistik ürün çeşitliliği hakkında bilgi verecek ve haritayı da içerecek geniş kapsamlı bir broşür daha basacakları haberini de verdi.
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
7
8
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber
“Anahtar” dünyanın kapılarını Kıbrıs’a açacak Kıbrıs’ın ikinci uzun metrajlı filmi Kıbrıslı Türk yazar Ferhat Atik’in “Sonbahar” adlı cinayet romanından uyarlanarak çekildi. Kıbrıs ve Londra’da çekimleri gerçekleşen “Anahtar” isimli filmin yönetmenliğini Cemal Yıldırım yaptı.
uzey Kıbrıs’ın ikinci uzun metrajlı filmi çekildi. Ferhat Atik’in Sonbahar adlı cinayet romanından uyarlanarak çekilen gerçeğe dayalı “Anahtar” adlı filmin çekimleri Londra ve Kıbrıs’ta gerçekleşti. Yönetmenliğini Cemal Yıldırım, Yapımını ise Blue Platform Production & Prequel Production’in üstlendiği filmde, Hatice Tezcan, Cihan Tarıman, Hüseyin Ağlamaz, Barış Refikoğlu, Barış Burcu, Rıza Şen, İpek Amber, DJ Bora, Dize Sıdal, Kemal İzveren, Fevzi Tanpınar oynadı. Filmin etkileyici hikayesinde toplumsal gerçekliklere, göçe, ülkedeki kumar ve tefeci sistemi gibi yaralara ve sokak gerçekliğine eleştiri getiren bir yapıt oluşturuldu. Londra ile Kıbrıs’ta gerçekleşen çekimlere Ocak 2011 de başlandı ve çekimler Haziran 2011 sonu bitirildi. Montajı biten film, şu an İstanbul’da bulunan Fono Film Stüdyoları’nda 35mm’ye çevrim işlemleri aşamasında.
K
Ülkeyi dünyaya duyurma amaçlanıyor Bu filmle KKTC sinemasının oluşumu ve gelişimini hedeflenerek, festivaller aracılığı ile ülkeyi dünyaya tanıtma amaçlanıyor. Filmin gösteriminden, DVD satışından ve telif haklarından elde edilecek olan gelirlerin bir kısmı, sosyal sorumlu-
luk kapsamında Kanser Hastalarına Yardım Derneği, Lösemili Çocuklar Vakfı, Özel Eğitim Vakfı, Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı ve SOS Çocuk Köyüne bağışlanacak. “Anahtar” adlı bu filmde gerek filmin çekimlerinde rol almakta olan oyuncular gerekse yapımcı, senarist ve yönetmen “gönüllülük” esası ile çalıştı. Filmin konusu: Anahtar filmi konusuyla, 70’li yılların ikinci yarısında Kıbrs’ın kuzeyinde yaşanan gerçek bir hikayeyi bugünde kurgulamaktadır. Film 2011 yılının Ocak ayında İngiltere’nin başkenti Londra’da, şehrin derinliklerine gizlenmiş sessiz bir sokakta başlar. Başrol karakterlerinden biri olan Selim, arkadaşı Necati’nin Kıbrıs’tan getirdiği bir haberle Kıbrıs’a döner. Gerek dönüşü esnasında gerekse döndükten sonra Selim sık sık geçmişi hatırlamaktadır. Bir yıl önce sevgilisi Ümran ile birlikte karıştıkları bir cinayet olayı Selim’in her an aklındadır. Buna rağmen bir an evvel sevgilisine kavuşmak ister. Selim elindeki
anahtar ile sevgilisinin evine girer. Ümran evde yoktur. Selim Ümran’ı beklemektedir. Ancak Ümran yalnız gelmez. Ümran’ın yalnız gelmemesi ile Selim kendini bambaşka olayların içinde bulacaktır. Selim, kötü bir çocukluk geçirmiş, çocukluğunda da bir cinayete tanık olmuş bir delikanlıdır. Ümran ise Selim’i kendisine aşık eden, çekici, güzel ve zeki bir kadındır. Selim uzun süre yanında çalıştığı ve baba gibi gördüğü Yavuz isminde bir kitapçı ile onun kadim dostu olan anahtarcı Münir’le zaman geçiren ve onlardan aldığı öğütlerle yaşayan bir kişidir. Ümran ile tanışmasının ardından başına olmadık şeyler gelir. Filmin izleyiciyi ardarda heyecanlandıran sahneleri yanında, son ana kadar defalarca şaşırtan bir finali bulunmaktadır.
Filmin Künyesi Yapım: Blue Platform Production & Prequel Production Made in North Cyprus 2011 Yönetmen: Cemal Yıldırım Senaryo: Ferhat Atik Yapımcılar: Ferhat AtikGökmen Yıldırım Görüntü yönetmeni: Fuat Sözen Kurgu: Cemal Yıldırım Off-line editing: Okan Alp Tüfekçi Müzik: Aysun Kahraman Sanat Ekibi: Asel Dağlı-Hüseyin Shonya-Cem Yardımcı Ses Ekibi: Sertunç AkdoğuSalih Sevindik Işık Tasarım: Fatih Yılmaz Işık Asistanı: Egemen Eren Yönetmen Asistanları: Sevim Kultaş-Hatice Savoğlu Kostüm Ekibi: Çizge YalkınPervin Avcı Uygulayıcı yapımcı: Rasıh Reşat Kurudereli Prodüksiyon Sorumlusu: Sezi Sıdal Teknik Koordinasyon: Tümen Sel İletişim: Murat Obenler
Oyuncular Hatice Tezcan Hüseyin Ağlamaz Barış Burcu Cihan Tarıman Barış Refikoğlu Rıza Şen Fevzi Tanpınar Melek Gözükeleş Hasan Gümüş Erhan Özbeşer DJ Bora Sponsorlar KKTC Cumhurbaşkanlığı KKTC Meclis Başkanlığı KKTC Başbakanlığı KKTC Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığı Lefkoşa Türk Belediyesi Girne Amerikan Üniversitesi King’s Leisure Center Kıbrıs Vakıflar Bankası Ltd. Yakın Doğu Üniversitesi Film, tüm aşamaları ile Kuzey Kıbrıs yapımı olacaktır. Bu ülkemizin ikinci uzun metraj filmi olarak Kuzey Kıbrıs sinema sektörünün adımlarının atıldığı bir film olma özelliğini de taşıyacaktır. Bilindiği üzere ilk uzun metraj, yine Anahtar filminin yönetmeni Cemal Yıldırım tarafından çekilen Gün Batarken idi. (2009)
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
9
10
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber Mine Çeliker mceliker@gmail.com
Bir tutam mutluluk armağan ettiler Bu kez fotoğraf sanatçılarının eserleri, Lefkoşa Doktor Burhan Nalbantoğlu Çocuk Onkoloji Servisi’nde tedavi gören çocuklar için sergilendi. İkinci Karma Fotoğraf Sergisi’nde 55 fotoğraf sanatçısının eserlerinden elde edilen gelir, bu hastalıkla savaşan çocuklara bağışlandı.
Kaçınılmaz Değişim… azen insanın içine bir şeyler çöker, kalbinin orta yeri düğümlenir ama nedensizdir... Oturduğu yer dar gelir, yaşadığı ortam küçük... Sığmaz hiçbir kalıba düşünceleri ve düşünceleri ona fazla gelir... Koyamaz hiçbir yere kendini, ne boşluklar dolar, ne dolular boşalır... Sıkışmıştır yüreğindeki eli ve elinden geldiğince verir sevgisini... Ne bir adım atmak için gücü, ne de olduğu yerde kalacak kadar sabrı ve ruhu vardır... Değişim kaçınılmazdır... Geçen her bir dakika bir şeylerin değişmesi gerektiğinin sinyallerini vere dursun… İnsanoğlu bunu görmezden gelmede gösterdiği ustalığını başka hiç bir şeyde gösteremez. Kendini güvende hissettiği sürece var olan değişim sinyallerine kulak asmaz, içi sıkılsa da, yüreği düğümlense de güvenliği doğrultusunda yapar yapacağını ve riske giremez, cesur olamaz… Kendi kendini koruma içgüdüsüdür bu devreye giren ve tek bir yara almaya izin vermez. Ve bir adım ileriye de gidemez… Her şey olduğu gibi mükemmeldir ona göre… Her şey tıkırında ilerlemektedir monotonluk doğrultusunda… Bu kadar güvenlidir çünkü her şey, inanılmaz derecede mekanikleşmiştir. Var olan konum korunması gerekir ve değişime mutlak tepkiler verir. Ne bir adım ileri, ne bir adım geri… Sonra mutsuzluk başlar… Değişim sinyallerinin görmezden gelindiği her an mutsuzluk artar. Bulunduğu konumda güvenli ancak mutsuz insanlar çoğalmaya başlar sonra… Çevrelerin çerçevelenmiş düşünceleri sarmıştır her yanı ve kalıplar oluşturulmuştur… İstediğini yapmaya karar verip, her şeyi boş verip, denemeye çalışan deli olur, korkan ve bir adım atma cesareti dahi gösteremeyen ise mantıklı… Denemeye çalışan dışlanır belki ilk başta, ancak sonrasının ne getireceği belli değildir. Macera da buradadır… Gelecek günlerin ne getireceğini bilmeden inancın peşine gitme cesaretidir yaşanan macera… Kimseyi dinlemeden, kimin ne düşündüğüne aldırmadan kendi yolunda gitme macerasıdır hayat… Ve kendi yolunda yürümenin, belki de kendi yolunu çizme gerekliliğinin verdiği sinyaldir bu kulaklarda çınlayan ve kaçınılmaz değişimdir bünyeyi saran…
B
Kemal Dürüst azimağusa Belediyesi Osman Gökçe Sergi Salonu’nda yer alan ve yaklaşık 55 fotoğraf sanatçısının eserlerinin satışa sunulduğu sergideki gelir Lefkoşa Doktor Burhan Nalbantoğlu Çocuk Onkoloji Servisi’nde tedavi gören çocuklara bağışlandı. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yürütülen, 50 + Projesi çerçevesinde İkinci Karma Fotoğraf Sergisi 19
G
Oktay Kayalp Ağustos’a kadar sürdü. “Gelin Hep Birlikte Farkındalık Yaratalım”, “Acı Dolu İniltiler Değil, Neşe Dolu Çığlıkları İçin”, “Sağlıklı Yarınlar İçin” sloganıyla hayata geçirilen proje çerçevesinde açılışı yapılan serginin birincisi de, “Gelin Hep Birlikte Farkındalık Yaratalım” isimli I. Karma Fotoğraf Sergisi olarak Lefkoşa’da İsmet Vehit Güney Sergi salonunda gerçekleştirilmişti.
Sunat Atun “Bu hastalığa karşı bilinçlenelim” Serginin açılışında konuşan Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Kemal Dürüst, Çocuk Onkolojisinin ülkede daha da ileri noktalara taşınmasının gerekliliği üzerinde durdu. Dürüst, Çocuk Onkolojisi konusunda bilinçlenmenin önemini vurgulayarak, “Her an hepimizin kapısını çalabilecek bu hastalığa karşı bilinçlenelim” dedi. Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat
Atun da, Onkoloji Servisi’nin güçlendirilmesi amacıyla bu tür farkındalık yaratan etkinliklerin daha çok olmasını diledi. Atun, ülkede artan kanser vakalarının yaşamın önemli bir parçasını oluşturduğunu ifade ederek, toplumun bu yönde bilgilendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Gazimağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp da, etkinliğin soruna dikkat çekmenin yanı sıra Onkoloji Servisi’ne maddi katkı sağlayacağını belirtti.
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
11
12
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber Sevden Gülercan
Arasta’nın tarihi dokusu büyülüyor
sevdengulercan@hotmail.com
Cennet’den bir parça... oh Samui, eminim bir çoğunuz bu adı hiç duymadınız. O zaman gelin Koh Samui birlikte keşfe çıkalım. Düşünün ki bembeyaz kumlar üzerine uzanmışsınız, hindistancevizi ve palmiye ağaçları size gölge yapıyor,turkuaz rengindeki deniz o kadar davetkarki anlatmakla olmuyor yaşamak lazım. Koh Samui Tayland körfezinde yer alan Dünyanın en güzel 10 adasından biri. Sizin anlayacağınız cennetten bir parça Yerleşim planında ki inşaat ya da bir binanın yüksekliği, herhangi bir hindistancevizi ağacının büyüklüğünü geçemez, Samui sadece bu özelliği ile bile diğer hiçbir Turizm Bölgesine benzemez, Örneğin Phuket veya Pattaya’da olduğu gibi dev binalar veya dev otelleri burada göremezsiniz. Tropik güzelliklerin bolca olduğu Samui sadece tabii varlıkları ile değil aynı zamanda tarihi ve kültürel zenginlikleriyle de cennet adaya gelenleri etkiliyor. Egzotik adanın sürekli gülümseyen insanları sizlere farklı ve keyifli bir samimiyet ortamı yaratacak. Inanın bana her şey aynen anlattığım gibi Samui’nin büyüsüne kapılmamak elde değil. Ister unutulmaz bir balayı hayal edin isterseniz unutulmaz bir tatil Koh Samui tüm beklentilernizi karşılaya bilir. En azından benim tüm beklentilerimi karşılamıştı, insan kendini Samui’de yeniden keşfediyor sakin ve huzurlu ortamlarından çılgın partilere (full moon party) kısacası her şey, siz hayal edin yeter. Samui’de geçirdiğim üç gün boyunca unutulmaz anlar yaşadım sadece ben değil kim olsa eminim unutulmaz anlar yaşardı. Eğer yolunuz bir gün Tayland’a düşerse mutlaka ama mutlaka Samui’e gidin uçakla yaklaşık 45dk sürüyor. Eğer 45dk sonunda cennetten bir parçayı görmek varsa sanırım düşünmeye bile gerek yok. Hepinize tüm beklentilerinizi karşılayan iyi bir tatil dilerim…
Lefkoşa’nın tarihi Arasta Çarşısı, otantik, tarih kokan renkli görünümüyle ziyaretçilerin uğrak yeri. Hem güneyden geçen, hem de ülkemize gelen turistlerin hayranlıkla gezindiği ve alışveriş yaptığı çarşı, ziyaretçilerini adeta büyülü bir yolculuğa çıkarıyor.
K
efkoşa’nın tarihi Arasta Çarşısı da yaz aylarında hem turistlerin hem de yerli halkın ziyaretleriyle yoğun günler yaşıyor. Arasta Çarşısı başkent Lefkoşa’nın en görkemli köşelerinden biri. Özellikle turistler, bu tarih kokan, renkli ve şirin çarşıda dolaşarak adadan gelmiş geçmiş çeşitli kültürlerin izlerini hissedip gözlemliyorlar. Daracık sokaklar arasında bulunan küçük küçük dükkanlar, tarihten günümüze eski bir geleneğin yaşatılmasında da önem taşıyor…
L
Osmanlı’nın izleri 1571’de Kıbrıs’ın Osmanlı yönetimine girmesinden sonra başkentin tam ortasında olan ve kenti ikiye bölen yol, adanın ticaret ve üretim merkezi olarak belirlenmiş. Anadolu’dan taşınan işinin ehli esnaf ve zanaatkar topluluklar, bu eksen üzerine ve çevresine yerleştirilmiş. Kıbrıs’taki ilk Osmanlı Çarşısı’nın temellerinin atılmasından sonra, çevreye de bu ticaret merkezine destek verecek kurumların temeli atılmış... Kıbrıs Gazetesi yazarlarından Ahmet Tolgay’ın bir yazısında anlattığı üzere, buradaki Latin katedrali, “kapalı çarşı” anlamına gelen “Bedesten”e dönüştürülürken, konaklama ve eğlence merkezleri olarak Büyük Han’la Kumarcılar Hanı’nın
yapımı hızla tamamlanmış... Bölgenin muhteşem ibadet mekanı olarak Ayasofya (Selimiye) zaten fetihten hemen sonra camiye dönüştürülmüş... Arasta’nın bir ucunda, Ayasofya Camisi’nin hemen yanında, İlim Merkezi Sultan Mahmut Kütüphanesi’nin devreye girmesi de gecikmemiş... Çarşının üstü açıktı “Eski Arasta Çarşısı’nın ve diğer Türk çarşılarının karakteristik özellikleri Lefkoşa’nın efsanevi anlatıcısı Haşmet Gürkan’ın kitaplarında da anlatılır” diyor Tolgay, Gürkan’ın “Lefkoşa’nın Dünü-Bugünü” adlı kitabından
bir de alıntı yapıyor yazısında: “... Dükkanların Türk usulü inerkalkar kepenkleri vardır. Çarşılarda köşede-bucakta bir de su kuyusu görürüz. Bu kuyularda bir tahta dolap, hayvanların su içmesi için bir de yalak bulunur. Yanında dev küpler bulunan bu kuyuları çokluk dev bir asma gölgelendirir... İsteyen küçük bir maşrapa ile bu küplerden su alabilir. Böylece bu kuyular herkesin istifadesine açıktır. Lefkoşa çarşılarının genellikle üstü açıktır. Hasır ya da keten kumaşlarla örtülüdürler... Pek azının muntazam damı vardır...” Osmanlı geleneğinde değişimler Arasta Çarşısı, ticaretteki merkezi konumunu 70’li yılların başına kadar koruduğundan da bahsediyor Tolgay ve şöyle devam ediyor yazısına: O yıllarda Lefkoşa’nın büyümeye ve yayılmaya başlamasından sonra da, yüzyıllar boyu süren Osmanlı Çarşı geleneğinde değişimler gözlenmeye başlandı. Dış bölgelerde yeni çarşılar açılırken, Arasta da, bu modern çarşılara rekabet edebilmek için devinimler ve yenilikler geçirmeye başladı. İlginç olan şu ki, surlar dışındaki yeni iş ve ticaret merkezlerini açanların çoğu Arasta’dan çıkmadır. Yani Arasta, bir ticaret merkezi olmakla sınırlı kalmamış, tıpkı bir ticaret
okulu gibi, ticaret insanı yetiştirme etkinliklerine de damgasını vurmuştur... Ün yapmış Türk ticaret ailelerinin çoğu Arasta çıkışlıdır... Bilinen adı “Bandabuliya” olan Lefkoşa Belediyesi Kapalı Çarşısı da, 1932’de Arasta’nın ucuna kurularak, bölgeye yeni bir dinamizm ve zenginlik getirilmiş. Bandabulya restore aşamasında Şu günlerde manavların, kasapların bulunduğu ve çeşitli eşyası, takı ve süs eşyası satılan Bandabuliya, restorasyon nedeniyle kapalı. İçerisinde bulunan esnaf ise Lefkoşa Türk Belediyesi tarafından geçici bir süreliğine, yine bölgede başka bir alana taşındı. Avrupa Birliği (AB) fonları ve UNDP aracılığıyla Bandabulya’nın eski görünümü ve karakteristiği korunarak önümüzdeki günlerde yeniden hizmet vermesi bekleniyor. Otantik görünümü ziyaretçileri büyülüyor Yiyecek içecek, giyim, takı ve süs eşyalarının bulunduğu Arasta, otantik görünümüyle, ziyaretçilerini kendisine hayran bırakıyor. Arasta’nın büyük bir bölümü araç trafiğine kapatıldığı için, turistler ve yerli halk parke döşeli yollarda rahatça gezinerek tarihi ve geleneksel çarşının keyfine varıyor. Büyükhan ise görkemli görünümüyle, karnını doyurmak veya biraz soluk almak isteyenleri konuk ediyor.
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
13
14
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber Hazırlayan
Dty. Zaliha Kiraz zaliskiraz@hotmail.com
Porsiyon Kontrolü
Mağusa şehri denizle birleşiyor Ülkeye ithalat ve ihracatın yapıldığı Gazimağusa Limanı yenileniyor. Altyapı çalışmalarının son hızla sürdüğü Liman’da, Canbolat Kapısı’ndan Liman kapısına kadar olan duvar yıkılarak Mağusa şehri denizle buluşturulacak.
Porsiyon miktarları günümüzde oldukça büyüdü. Restoranlarda, büfelerde ve marketten aldığımız yiyeceklerin boyutlarındaki artışı net olarak gözleyebiliyoruz ancak bir süre sonra maalesef gözümüz ve midemiz bu porsiyonlara normalmiş gibi alışıyor. Yapılan çalışmalar da, porsiyon miktarlarının küçülmesinin tüketicilerde memnuniyetsizliğe sebep olduğunu gösteriyor. Yiyecek boyutları ne kadar arttı? 20 yıl öncesinde kızarmış patates 210 kaloriyken şimdi 610 kalori aynı şekilde bir hamburger 333 kaloriyken şimdi 590 kalori. Gazlı içecekler 85 kaloriyken şimdi 220 kalori, patlamış mısır 270 kaloriyken şimdi 630 kalori. Kalorinin ve şekerin çoğunluğu marketlerde kendi isteğimizle aldığımız hazır yiyeceklerden geliyor. Çalışmalar, günlük aldığımız kalorinin neredeyse %67’sinin markette yaptığımız seçimlerden geldiğini gösteriyor. Seçtiğimiz yiyecekler, ideal porsiyonlardan %20 daha fazla kalorili Yapılan araştırmalar yemek öncesinde bireylerin, yiyecekleri porsiyon miktarlarına karar verdiklerini gösteriyor. Yani yemek yemeğe, önceden ne kadar yiyeceğimizi belirlemiş olarak oturuyoruz. Çalışmanın en çarpıcı sonucu ise; bireyler kendilerine sunulan herhangi bir yiyeceğin ortalama olarak %92’sini bitiriyorlar. Yani yiyeceklere “Hayır” deme alışkanlığımız yok denecek kadar az, bu nedenle kilo alma olasılığımızda giderek artıyor. Tabaklar büyüyünce, bel çevresi de büyür Kilo verme programlarında başarılı olmak istiyorsanız, ilk önce porsiyon kontrolü sağlamakla başlamalısınız. Yemekler için küçük tabak, salata için büyük tabak ilkesini, ilk duyduğunuz anda çok hoşa gitmese de, uygulamaya başladığınızda kilo kaybettiğinizi görünce, ne kadar doğru bir karar verdiğinizi anlayacaksınız.
Deniz fenerinin bulunduğu yerde limanı kapatıp Mağusa’yı denizden uzaklaştıran beyaz duvarın yıkılmasıyla Mağusa denizle birleşecek.
En çok dışarıda yemek seçimi yaparken zorlanıyoruz Restorandan sipariş ettiğimiz yiyeceklerin yanında çoğunlukla püre, kızarmış/haşlanmış patates, pilav yada makarna olabiliyor. Eğer ekmek de yemek istiyor ve kilonuza dikkat ediyorsanız, saydıklarımdan vazgeçmeniz gerekecektir çünkü hepsi karbonhidrat grubunda yer almaktadır. Tabağınızı gözünüzle dört eşit parçaya bölün, iki parçasını salata ve sebze ile bir parçasını et/tavuk/balık ile kalan parçasını ise tahıl grubuyla dengeleyin. Kızartılmış tüm yiyeceklerden ekstra yağ almamak adına uzak durun. Doygunluk hissi nasıl sağlanır? Ayaküstü atıştırmak, yürürken, bilgisayarda çalışırken, televizyon seyrederken, telefonda konuşurken, bir yerden bir yere giderken takside veya arabada yemek yemek vb. birçoğumuzun sık sık gerçekleştirdiği hatalı yeme şekilleridir. Ancak hiçbiri doygunluk hissi yaratmaz ve dolayısıyla gün sonuna bakıldığında çok daha fazla yemek yendiği görülecektir. En doğru yemek yeme şekli sofrada oturarak, küçük lokmalar halinde, yavaş yavaş çiğneyerek, çatalı-bıçağı elimizden bırakarak, tadına vararak ve yemek yediğini hissederek yemektir. Etiket okumayı biliyor musunuz? Çoğumuz etiketlerde sadece son kullanma tarihine bakıp, diğer kısımları göz ardı edebiliyoruz. Oysa doğru seçimler yapabilmek için tüm etiket bilgileri gözden geçirilmelidir. İçeriğindeki besin etiket açıklamalarını, kalori değerlerini, porsiyon miktarını, günlük alım yüzdesini, vitamin ve mineralleri, diğer besin öğelerini ve yağ yüzdesi dikkatlice incelenmelidir. Besin etiket bilgilerinin en üstünde porsiyon miktarını görebilirsiniz. Porsiyon miktarı bize yediğimiz besinin gramajını ve bu gramaja bağlı olarak yapılan analizler sonucunda da ortaya çıkan besinsel değerlerini gösterir. Porsiyon miktarları genelde tavsiye edilen miktarlar kadardır ama bazı istisnalarda olabilir. Paketlerin üstündeki birçok etiket bilgisi, porsiyon miktarına göre düzenlenmiştir ancak aldığınız besinin gramajı daha yüksek olabilir. Örneğin; bir paket cips, bisküvi yada çikolata yediyseniz, üzerinde yazan kalori ve diğer besinleri 3 kez daha fazla aldınız demektir. Ama paket üstünde sadece 1 porsiyon değeri yazmaktadır o yüzden seçim yaparken dikkatli olunmaya çalışılmalıdır.
ayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Limanlar Dairesi Müdürlüğü bünyesinde, Gazimağusa Limanı ve Girne Turizm Liman’larında yatırımlar ve iyileştirme çalışmaları sürüyor. KKTC ithalat ve ihracatın yapıldığı Gazimağusa Limanı’nda günlük işleyişlerin yanında, ihtiyaçların karşılanması için altyapı çalışmaları ve en önemlisi de dev yatırım ve projelerle liman çağdaş bir görünüm kazanıyor. TC Yardım Heyeti’nin de katkılarıyla süren çalışmalar çerçevesinde, yükleme boşaltma alanında 8 bin 60 metrekarelik bir alanda asfalt çalışmaları yapıldı. Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Limanlar Dairesi Müdürlüğü, büyük yatırımlarla Limanların rekabet gücünü artırmak ve halkın burayı daha rahat kullanmasını sağlamak adına adımlar atıyor. Ayrıca, Liman bölgesinde, denizle şehri ayıran 150 metrelik duvar yıkılarak demir bariyerler konulacak. Böylelikle, güzel bir görünümle Mağusalıların deniz özleminin giderilmesi hedefleniyor. Limanlar Dairesi Müdürü Serdar Canaltay, gazetemize yaptığı açıklamada,
B
Ulaştırma Bakanlığı ile birlikte sürdürdüğü projeleri hakkında gazetemize bilgi verdi. Liman’da altyapı çalışmaları sürüyor İthalat ve ihracatın yanında Gazimağusa Limanı’nda altyapı çalışmalarının da devam ettiğini kaydeden Limanlar Dairesi Müdürü Serdar Canaltay, geçtiğimiz yıl Gazimağusa Limanı’nda 6 bin 720 metrekarelik asfalt çalışması yapıldığını, şu anda da 8 bin 60 metrekare asfalt çalışmasının devam ettiğini söyledi. Canaltay, günlük ihtiyaçların giderilmesiyle birlikte, Limandaki büyük yatırımların devam edeceğinin altını çizdi. Balıkçı barınağı Liman’dan ayrıldı Gazimağusa Limanı’nda bulunan yüz yatlık balıkçı barınağının Limanlar Dairesi Müdürlüğü kontrolü altında Liman’dan ayrıldığını belirten Canaltay, barınağa başka bir giriş açılarak, halkın balıkçı barınağını daha rahat kullanmasını sağladıklarını kaydetti. Bu durumdan, balıkçıların da
memnun olduklarından söz eden Canaltay, bölgede süren bir takım çalışmaların yanında daha büyük bir projelerle barınağın yenileneceği ve bölgenin daha da iyileştirileceği müjdesini verdi. Duvar yerine demir bariyerler konulacak Canaltay, Liman kenarında bulunan Canbolat Kapısı’ndan Liman’ın orta kapısına kadar olan 150 metrelik bir duvarın yıkılıp, demir bariyerler konulmasını da kapsayan proje ile Gazimağusa halkının denize olan özleminin biteceğini ifade etti. Canaltay, 1974’ten sonra yapılan ve denizin kenarında bulunan duvarın, Mağusalıların denizi görmesini engellediğini söyleyerek, bu çalışmalarla, liman kenti olan Mağusa’nın daha güzel bir görünüme kavuşacağının altını çizdi. Canaltay, “Mağusa halkı denize küsmüştü. Denizle Mağusa halkını barıştırmak istiyoruz. Bu bölgeye Ulaştırma Bakanlığıyla sürdürmekte olduğumuz yatırımlar sürecek. Projeleriniz 2012’de de devam edecektir.” dedi.
16
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
17
18
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
19
20
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
21
22
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Denizin Kokusu Serhat İncirli Email: serhatincirli@hotmail.com
KKTC hangi devlerle yarışıyor? ürk hükümetinde eskiden bize “bakan” Cemil Çiçek, şimdi TBMM Başkanı’dır... Çiçek geçtiğimiz günlerde, “KKTC ekonomisi daha da iyi olacak” dedi... “Daha da iyi olmak”; şu anda iyi durumda bulunmayı gerektiren bir saptama... Çiçek, şu anda KKTC ekonomisinin kendisinden çok daha fazla imkanlara sahip olan “devler” ile aynı düzeye gelmek üzere olduğunu da belirtiyor... Sayın Çiçek yanılıyor... KKTC ekonomisi ne yazık ki iyi durumda değildir... KKTC’nin aynı düzeye geldiği “devler” de yoktur... Hangi devlerdir bu devler Allah aşkına! Merak ettim... Çin ve Hindistan ile Brezilya olmasın sakın! Bir kere, KKTC ekonomisi, kendi memurunu – sosyal sigorta emeklisini ödeyemez durumdadır. Zehir saçan santral bacasına filtre alamaz ve insanlarını kanser eder haldedir... Nüfusunu bilmezdir! Nüfusunu bilmeyen, ona göre bütçe hazırlayamayan bir ülkenin ekonomisinin çok iyi durumda olduğunu söyleyebilmek için sokakta yürüyen herkesin pantolonunun bir cebinden Euro’lar, öteki cebinden Dolar’lar akması gerekir... İnşaat furyası döneminde böyle bir görüntü vardı belki ama şimdi öyle de değil... Kaldı ki inşaat dedim de aklıma geldi; bu konu çok ciddi bir sıkıntıdır ve Sayın Çiçek’in ifadesindeki gibi, “daha da” büyük sıkıntı olma yönünde ilerlemektedir... Çok sayıda mağdurun önümüzdeki yıllarda uluslararası mahkemelerde davaları başlayacaktır... Ve ne yazık ki bu davalar da KKTC’ye karşı açılamayacağı için, “davalı”
T
pozisyonundaki ülke Türkiye olacaktır... Amacım Türkiye’yi eleştirmek değil... Ama, “Rum Kesimi ve Yunanistan’a bakın” diyen Cemil Çiçek’in, KKTC’ye bakmadan değerlendirme yaptığı inancındayım... KKTC, ekonomik olarak bitmek bir yana, siyaseten de “hiç olmamış” bir varlıktır... Yunanistan’daki krizi ortadan kaldırmak için çırpınan AB ülkeleri vardır. Güney Kıbrıs’a yarın olası bir “olağanüstü” durumda sahip çıkmak zorunda olan 26 “kardeşi” bulunmaktadır... KKTC, “hem hukuken yoktur, hem çaresizdir”... “Kıbrıs sorunu çözülmeden mutfağımızı veya kendi içimizi temizleyelim” gibi fikirleri savunanlara sormak istiyorum? Peki nasıl? “KKTC ekonomisi çok iyi durumdadır ve daha da iyi olacaktır, Anavatan olarak hep Kıbrıs Türk halkının yanındayız” demekle, ne siyaseten ne de ekonomik olarak bir yere gidilemeyeceği açıktır. Ben Cemil Çiçek’in açıklamaları ile ilgili haberi, geçtiğimiz Cuma günü hükümet partisinin kendi yayın organında okudum... Yani hükümet partimiz, yani UBP, mevcut ekonomik durumun çok iyi olduğundan ve daha da iyi olacağından söz eden Sayın Çiçek ile aynı görüştedir... Ya zehir saçıp insanlarını öldüren elektrik santraline 20 milyon Euro ödeyerek filtre taktıramayan, sosyal sigorta emeklilerini ve memurlarını ödeyemeyen, özel bankalardan borç almak zorunda kalan, çaresizlik içinde hava yolu şirketi bile kuramayan “nenemdir”; ya da biz başka dünyalarda yaşıyoruz...
Aynı yere bakmadıklarından, gidişatın iyi olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz...
İslam’ın yeni lideri Türkiye (mi)? ürkiye, 2. Dünya Savaşı sonrası şekillenen dünyada, “Batı” tarafında yerini aldı... Amerika liderliğindeki Batı’nın zaman içerisinde, Orta Doğu’daki önemli “isim”lerinden biri oldu... NATO’nun en güvenilir askeri müttefiğiydi... Haliyle, hem Sovyetler Birliği liderliğindeki “Doğu Bloku”nun karşı cephesinde yer alacaktı; hem de İsrail’in bölgedeki en ciddi müttefiği olmayı “ruhen içine sindiremese” ve istemese bile kabul edecekti... Türkiye, iki kutuplu dünya düzeninde, yıllar yılı aslında oldukça basit bir ülke olarak kalacaktı... Kurtuluş Savaşı’nda Sovyetler’in desteğini göz ardı eden ve 2. Dünya Savaşı’nda kurulan NATO’da yerini alan Türkiye, Kurtuluş Savaşı’ndan sadece 25 - 30 yıl kadar sonra, “tarafını” belirlemiş olacak ve Rusya’nın – Sovyetler’in karşısında duracaktı. İki kutuplu dünya düzeni içerisinde, NATO’suyla, IMF’siyle, Dünya Bankası’yla yıllarca cebelleşen Türkiye, tarihinin hiç bir döneminde “kilit” roller üstlenemeyecek ve sadece “piyon” olabilecekti... İki kutuplu dünya düzeni yıkıldı... Yeni bir dünya düzeni ortaya çıkmaya başladı... Amerika, “ılımlı İslam” modelinde gördüğü Türkiye’ye, “ötekilere de örnek olsun” tavrıyla yaklaştı... Avrupa Birliği (AB), yeni dünya düzeninde öne çıkan bir “Birlik” oldu ve bu grup da Türkiye’nin kendileri için hem tehlike olmamasını istedi
T
hem de işbirliği yapılmasından yana tavır takındı... Derken Türkiye’de “Son derece Amerikancı” yönetimler gitti; yerine “daha az Amerikancı ama aynı zamanda İslamcı” ve de arkasında ciddi kitle desteği bulunan çok güçlü bir yönetim geldi... Amerika’nın mutlak denetimindeki bir çok “Kurum” ve “Kuruluş”un tartışılmaz egemenlikleri bir bir yıkıldı... Amerika’nın bölgedeki “Resmi Temsilcisi” İsrail’e ilk defa bir Türk lider “one minute” çekti! Türkiye’nin IMF ve Dünya Bankası ile ilişkilerindeki iplerin kontrolü daha dengeli hale geldi... Görüntü, Amerika’nın Türkiye üzerindeki ağırlığının eskisi gibi olmadığı bir görüntüdür... Ve Türkiye, bölgede bir piyon olmanın ötesine adımlar atmaya başladı. Bunun şu anda Amerika ile birlikte mi yoksa Amerika’dan oldukça bağımsız bir halde mi yapıldığını pek kesitremediğimi itiraf etmek zorundayım ama bu ülke; yani Türkiye kesinlikle “İslam Dünyası’nın Liderliği”ne oynuyor. Mavi Marmara krizi bir “Amerikan Senaryosu” ise işin içinde “Büyük baba” mutlaka vardır demektir. Ama yok değilse, Türkiye gerçekten çok iddialıdır... İsrail’e kafa tutarak, tüm ilişkileri gererek hatta kopararak, İslam Dünyasını en hassas noktasından, Filistin’den vurdu. Mısır’ın yaşadığı krizle birlikte,
“merak etmeyin, biz varız” mesajları vermeye başladı... Suriye’ye diklendi; en ağır arabulucu rollerine soyundu... Somali’de adeta çıkarma yaptı. Son olarak dünyayı şaşırtan en önemli adım ise Libya’da atıldı... Türkiye, kendi usullerine göre, “elden 100 milyon Dolar” götürüverdi. Fransa ve İngiltere’deki yorumculara göre Türkiye Libya’da Fransa ile liderlik yarışı yapıyor... Aslında, Türkiye’nin derdi, Libya’da liderlik yarışı değildir... Türkiye’nin derdi, dünyada İslam liderliğidir ve bu açık bir şekilde belli edilmektedir... Kuzey Irak’taki Türk hareketliliğine tepki veren Irak yönetimine, Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun yanıtı; bugüne kadar Türkiye dış politkasının (Kıbrıs hariç), dışa verdiği en sert, en kararlı yanıttır... Davutoğlu, “Bize saldırılar senin sınırlarının içinden geliyor, ya o saldırıların kaynağını kurut, ya da sen kurutmayacaksan, ben yakarım” tarzında bir ifade kullanmıştır... Türkiye kararlıdır... İslam’ın liderliğine oynamaktadır... Milli Görüş okulu mezunu insanların iktidarında bunun öne çıkmasından daha doğal bir şey de yoktur... Türkiye’nin bu politkası, Kıbrıs’ı da bir şekilde etkileyecektir... Bu etkinin olumlu mu olmusuz mu olacağı yani (benim arzuladığım) bir çözüme yol açıp açmayacağı ayrı bir tartışma konumuz olsun...
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
23
24
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
25
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Magazin
Magazin
Grup Frekans
“Kestane” iddialı geliyor
“Piyasa”ya çıktı
Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs’ta önemli bir yükseliş yakalayan Babutsa, Soner ve Ali ile yoluna devam ederken, Eylül’de çıkacak yeni albümleri “Kestane” ile yeniden en üst sıralara oturacağa benziyor.
Grup Frekans, kısa bir süre önce piyasaya sürdüğü “Piyasa” albümünün tanıtımını, Tango To Buddha’da yaptı
uzey Kıbrıs’ın son yıllardaki en iyi gruplarından biri olan Frekans, “Piyasa” isimli albümünün tanıtımını geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdi. Girne’nin gözde mekanlarından Tango To Buddha’da yaptığı tanıtım kokteylinde sahneye
K
çıkan Grup Frekans, sergilediği canlı performanslarıyla da büyük beğeni topladı. “Papatya” isimli çıkış şarkılarıyla da dikkatleri üzerinde toplayan grubun, albümdeki diğer şarkıları da dinleyenler tarafından tam not aldı. Uzun bir çalışmanın ürünü olan
ve içerisinde yedi parçanın bulunduğu albüm uzun süre konuşulacağa benziyor. Tanıtım gecesinin gördüğü ilgiden son derece memnun olan Grup Frekans, bir yandan da ikinci klip çalışmasını yapmanın mutluluğunu yaşıyor.
evilen grup Babutsa, Peri’nin aralarından ayrılması ile birlikte Ali ve Soner ikilisiyle çalışmalarını sürdürüyor. Babutsa, yeni albümleri “Kestane”yi Eylül’de çıkaracak. Sekiz parçadan oluşan albümde “Kestane”, “Kurtar Beni Yarab”, “Tabi Güzelim”, “Kestane Remix”, “Hiç Çekemem Remix”, “Alışamadım”, “Dayanamam” adlı şarkılar bulunuyor. Yeni albümde, bir tanesi Türkiye’den bir tanesi de Almanya’dan olan iki DJ’in remixi bulunuyor. Albümün iddialı parçalarından “Hiç Çekemem”i Türkiye’de birçok sanatçıya beste veren Fettah Can’dan alan grup, ayrıca Harun Ergezen ve Bora Serbülent’ten de beste aldı.
S
İnanç’a sürpriz doğum günü partisi egasus Havayolları Kıbrıs Temsilcisi CYXP Travel çalışanlarından İnanç Karagözlü, geçtiğimiz günlerde yeni yaşını sürpriz bir şekilde kutladı. CYXP direktörü Zeki Ziya ve çalışanlarının birlikte hazırladığı sürpriz doğum günü
P
partisinde Karagözlü duygulu anlar yaşadı. CYXP’nin Lefkoşa’da bulunan merkezinde yapılan doğum günü partisinin ardından iş başı yapan İnanç Karagözlü’ye North Cyprus UK Magazin Servisi olarak bizlerde mutlu yıllar diyoruz...
Hem ağlatacak hem oynatacak Şu anda Kuzey Kıbrıs’ta ailesi ile birlikte tatilde bulunan Soner, gazetemize yeni albümleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Eylül’de çıkaracakları yeni albümdeki bütün şarkıların iddialı olduğunu söyleyen Soner, “Çınar Müzik’ten çıkacak ve yapımın European Record’a ait olan albümdeki, bütün şarkılarımız klip çekilebilecek şarkılardır. Albümde iki slow şarkı bulunuyor. Bunun yanında
albüm, dinleyenleri hem ağlatacak hem de oynatacak” dedi. Soner, albüme adını veren anonim şarkı “Kestane”ye İstanbul Kilyos’ta klip çektiklerini belirterek, önümüzdeki günlerde klipin televizyonlarda gösterilmeye başlanacağına işaret eti. Bu kez albümde Kıbrıs şarkıları yok “Kestane” adlı sekiz şarkılık ikinci albümlerini, daha bilinçli bir şekilde hazırladıklarına değinen Soner, ilk albümdeki gibi bu kez Kıbrıs şarkılarına yer vermediklerini ifade etti. Kendi stillerine uygun şarkılar söylediklerini de belirterek, kayıtların Londra’da kendi stüdyosunda yapıldığından bahsetti. Sanatçı, canlı şarkıların ise İstanbul’da değerli müzisyenler eşliğinde söylendiğinin altını çizdi.. “Alışamadım”a Kibariye de eşlik etti Söz ve müziği grup elemanlarından Ali’ye ait olan duygusal parça “Alışamadım” şarkısına Kibariye ile düet yaptıklarını kaydeden Soner, slow şarkılardan bir tanesine, eğer sponsor bulurlarsa Kıbrıs’ta klip çekmek istediklerini de söyledi. Sponsor bulmak konusunda sıkıntı
yaşadıklarına da değinen sanatçı, Kuzey Kıbrıs’ı hem Türkiye hem de dünyada temsil eden bir müzik grubu olarak özellikle devletten hiçbir şekilde destek almadıklarından dolayı da sitemde bulundu.
Avrupa’da konser verecekler Önümüzdeki günlerde Avrupa Turnesine çıkacak olan Babutsa’nın konser programı hakkında da bilgi aldığımız Soner,
Eylül ayında Almanya, Avusturya, Hollanda, Fransa’da konser vereceklerini söyledi. Soner, yeni albümlerinin çıkışının ardından ise İstanbul’a giderek promosyon için şovlara katılacaklarını belirtti.
24
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
25
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Magazin
Magazin
Grup Frekans
“Kestane” iddialı geliyor
“Piyasa”ya çıktı
Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs’ta önemli bir yükseliş yakalayan Babutsa, Soner ve Ali ile yoluna devam ederken, Eylül’de çıkacak yeni albümleri “Kestane” ile yeniden en üst sıralara oturacağa benziyor.
Grup Frekans, kısa bir süre önce piyasaya sürdüğü “Piyasa” albümünün tanıtımını, Tango To Buddha’da yaptı
uzey Kıbrıs’ın son yıllardaki en iyi gruplarından biri olan Frekans, “Piyasa” isimli albümünün tanıtımını geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdi. Girne’nin gözde mekanlarından Tango To Buddha’da yaptığı tanıtım kokteylinde sahneye
K
çıkan Grup Frekans, sergilediği canlı performanslarıyla da büyük beğeni topladı. “Papatya” isimli çıkış şarkılarıyla da dikkatleri üzerinde toplayan grubun, albümdeki diğer şarkıları da dinleyenler tarafından tam not aldı. Uzun bir çalışmanın ürünü olan
ve içerisinde yedi parçanın bulunduğu albüm uzun süre konuşulacağa benziyor. Tanıtım gecesinin gördüğü ilgiden son derece memnun olan Grup Frekans, bir yandan da ikinci klip çalışmasını yapmanın mutluluğunu yaşıyor.
evilen grup Babutsa, Peri’nin aralarından ayrılması ile birlikte Ali ve Soner ikilisiyle çalışmalarını sürdürüyor. Babutsa, yeni albümleri “Kestane”yi Eylül’de çıkaracak. Sekiz parçadan oluşan albümde “Kestane”, “Kurtar Beni Yarab”, “Tabi Güzelim”, “Kestane Remix”, “Hiç Çekemem Remix”, “Alışamadım”, “Dayanamam” adlı şarkılar bulunuyor. Yeni albümde, bir tanesi Türkiye’den bir tanesi de Almanya’dan olan iki DJ’in remixi bulunuyor. Albümün iddialı parçalarından “Hiç Çekemem”i Türkiye’de birçok sanatçıya beste veren Fettah Can’dan alan grup, ayrıca Harun Ergezen ve Bora Serbülent’ten de beste aldı.
S
İnanç’a sürpriz doğum günü partisi egasus Havayolları Kıbrıs Temsilcisi CYXP Travel çalışanlarından İnanç Karagözlü, geçtiğimiz günlerde yeni yaşını sürpriz bir şekilde kutladı. CYXP direktörü Zeki Ziya ve çalışanlarının birlikte hazırladığı sürpriz doğum günü
P
partisinde Karagözlü duygulu anlar yaşadı. CYXP’nin Lefkoşa’da bulunan merkezinde yapılan doğum günü partisinin ardından iş başı yapan İnanç Karagözlü’ye North Cyprus UK Magazin Servisi olarak bizlerde mutlu yıllar diyoruz...
Hem ağlatacak hem oynatacak Şu anda Kuzey Kıbrıs’ta ailesi ile birlikte tatilde bulunan Soner, gazetemize yeni albümleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Eylül’de çıkaracakları yeni albümdeki bütün şarkıların iddialı olduğunu söyleyen Soner, “Çınar Müzik’ten çıkacak ve yapımın European Record’a ait olan albümdeki, bütün şarkılarımız klip çekilebilecek şarkılardır. Albümde iki slow şarkı bulunuyor. Bunun yanında
albüm, dinleyenleri hem ağlatacak hem de oynatacak” dedi. Soner, albüme adını veren anonim şarkı “Kestane”ye İstanbul Kilyos’ta klip çektiklerini belirterek, önümüzdeki günlerde klipin televizyonlarda gösterilmeye başlanacağına işaret eti. Bu kez albümde Kıbrıs şarkıları yok “Kestane” adlı sekiz şarkılık ikinci albümlerini, daha bilinçli bir şekilde hazırladıklarına değinen Soner, ilk albümdeki gibi bu kez Kıbrıs şarkılarına yer vermediklerini ifade etti. Kendi stillerine uygun şarkılar söylediklerini de belirterek, kayıtların Londra’da kendi stüdyosunda yapıldığından bahsetti. Sanatçı, canlı şarkıların ise İstanbul’da değerli müzisyenler eşliğinde söylendiğinin altını çizdi.. “Alışamadım”a Kibariye de eşlik etti Söz ve müziği grup elemanlarından Ali’ye ait olan duygusal parça “Alışamadım” şarkısına Kibariye ile düet yaptıklarını kaydeden Soner, slow şarkılardan bir tanesine, eğer sponsor bulurlarsa Kıbrıs’ta klip çekmek istediklerini de söyledi. Sponsor bulmak konusunda sıkıntı
yaşadıklarına da değinen sanatçı, Kuzey Kıbrıs’ı hem Türkiye hem de dünyada temsil eden bir müzik grubu olarak özellikle devletten hiçbir şekilde destek almadıklarından dolayı da sitemde bulundu.
Avrupa’da konser verecekler Önümüzdeki günlerde Avrupa Turnesine çıkacak olan Babutsa’nın konser programı hakkında da bilgi aldığımız Soner,
Eylül ayında Almanya, Avusturya, Hollanda, Fransa’da konser vereceklerini söyledi. Soner, yeni albümlerinin çıkışının ardından ise İstanbul’a giderek promosyon için şovlara katılacaklarını belirtti.
26
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Magazin
İmren’in yeni yaş mutluluğu Bu bayramda yıldızlar Kıbrıs’ta Ramazan Bayramı’nda Türkiye’nin bir birinden ünlü sanatçılarını Kıbrıs’taki oteller kaptı. Ajda Pekkan’dan Sezen Aksu’ya, Hülya Avşar’dan Kenan Doğulu’ya, Funda Arar, Candan Erçetin gibi birçok ünlü isim bu bayramda Kıbrıs’ta sahne alacak. amazan Bayramı’nda Kıbrıs’a yıldız yağacak! Birçok ünlü sanatçı, Kıbrıs’ta sahne alarak sevenleriyle buluşacak. Hülya Avşar, 31 Ağustos’ta Kaya Artemis Resort& Casino’da sahneye çıkacak. 3 Eylül akşamı da Kubat konser verecek. Türkiyenin güçlü sesi Sezen Aksu, Savoy Ottoman Palace’ın sahnesinde olacak. Aksu’nun öncesinde Suat Suna hayranlarıyla buluşacak. Cratos Premium Otel‘de ise bu bayram da adeta yıldız yağmuru yaşanacak. Son albümüyle hit parçalarına yenilerini ekleyen sanatçı Ajda
R
yprusxp Lojistic çalışanlarından İmren Tepe, yeni yaşını yakın dostlarıyla birlikte kutladı. Lefkoşa Dereboyu’nda bulunan Biyer Café Restaurant’ta yapılan doğum günü partisinde İmren’in keyfine diyecek yoktu. Oldukça renkli geçen doğum günü partisinde İmren’in yakın dostları Döne Kıstı, Rüştü Yücel, Ooldooz As, Yağmur
C
Seroydaş, Meral Ergün, Cafer Sadıkoğlu ve Çağrı hazır bulundu. Gecenin geç saatlerine kadar canlı müzik eşliğinde süren doğum günü partisinde dans, eğlence ve neşe vardı. Doğum günü partisinde hediye yağmuruna tutulan İmren Tepe’ye North Cyprus UK Magazin Servisi olarak bizler de nice güzel yarınlar diyoruz. Herşey gönlünce olsun…
Pekkan’ı sahnede canlı izlemek için bayramda Kıbrıs otellerinden Cratos Premium Hotel’de olmanız gerekiyor. 30 Ağustos Salı Serdar Ortaç, 31 Ağustos Çarşamba Ajda Pekkan, 1 Eylül Perşembe Kenan Doğulu ve 3 Eylül Cumartesi akşamı ise Candan Erçetin bir konser verecek. Funda Arar Rocks Hotel’de Tarzıyla, sesiyle fark yaratan Funda Arar da Ramazan Bayramı’nda 30 Ağustos ve 1 Eylül’de Kıbrıs otellerinden Rocks Hotel’de sahne alıyor.
27
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber
Skooter tutkunları Karpaz’daydı... Scooter tutkunu gençler, geçtiğimiz günlerde Girne’den yola çıkarak Karpaz’a bir yolculuk gerçekleştirdi. Doğayla iç içe bir hafta sonunun keyfini çıkaran gençler, sempatik ve renkli görünümlü motorlarıyla oldukça dikkat çekiciydi.
arpaz’ın eşsiz güzellikleri bu kez skooter tutkunu gençlere ev sahipliği yaptı. Girne’den yola çıkan gençler, özgürlük, doğa ve huzurun birleştiği Karpaz’da keyifli bir hafta sonu geçirdiler. Renkli ve neşeli görüntülü
K
motorlarıyla eğlenceli bir yolculuğa çıkan gençler, gündüzleri hem bölgede tur attı hem de denizin keyfini çıkardılar. Geceyi ise Karpaz’ın sıcak ve samimi pansiyonlarında kalarak geçiren gençler, dostluk mesajı verdiler.
28
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber
Delta Marina:
Teknenizi ve sizi kucaklıyor Girne Turizm Limanı içerisinde bulunan özel denizcilik şirketi Delta Marina, denizde 75-80 adet bağlama, karada ise 80 adet park kapasitesi yanında, tekne tutkunlarının her türlü ihtiyaçlarını düşünerek, güler yüzlü ve uzman ekibi ile beklentilerin üzerinde bir hizmet sunuyor. uzey Kıbrıs’ta denizcilik sektöründe isim yapmış şirketlerden Delta Marina, tekne sahiplerine sunduğu a’dan z’ye hizmetle güven veriyor. Ada’nın en güzel yerlerinden Girne’de tek olma özelliğine sahip Delta Marina, United Maritime Denizcilik Hizmetleri Ltd. ile Delta Danışmanlık Turizm Yat. Ve Tic. A.Ş.nin ortaklığında Ramazan Gündoğdu ve Ömer Köker direktörlüğünde Kuzey Kıbrıs’ta kurulmuş bir şirket. Marinanın bulunduğu alan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nden 49 yıllığına kiralanarak inşa edildi. Delta Marina’nın inşası 1996 yılında tamamlanıp faaliyete geçti. Şu anda ise burası tekne sahipleri için her türlü hizmeti sunuyor.
K
Tekne sahiplerine yeterli hizmet Gazetemize Delta Marina hakkında bilgi veren Delta Marina Müdürü Aycan Atış, turizm ve denizciliğin başlı başına büyük bir sektör olduğuna değinerek, Marina işletmelerinin de bu iki sektörün kesişim kümesi olduğunu söyledi. Atış, Marina işletmelerinin, diğer sektörlerden pazarlamasıyla, verdiği hizmetlerle, teknoloji ve pazarıyla ayrı olarak değerlendirmesi gerektiğine dikkat çekti. Müşterilerimizin yüzde yüz memnun ayrılması önemli Marina’nın tekne sahiplerinin evi olduğunu belirten Aycan Atış, Delta Marina ailesi ve ekibi olarak misafirlerinin limandan yüzde yüz memnun ayrılmasını hedeflediklerinin altını çizdi. “Müşterilerimizin buradan memnun ayrılması, dünyayı dolaşan bu güzide topluluğun Delta Marina
ailesini tanıtacaklarının ve evlerine, bize tekrar döneceklerinin bir işaretidir. Bu sebeptendir ki; fiyat politikamızla, anlaşmalı olduğumuz dünyaca ünlü servis markalarının şubeleriyle çalışarak, verdiğimiz kaliteli güler yüzlü hizmet ve teknik servis garantisiyle ve Ada’nın en güzel merkezi yerinde Girne’de tek olmanın ayrıcalığıyla müşterilerimize hizmeti ayaklarına getiriyoruz” dedi. Şehit merkezine yakın Marina’nın 9,000 m² lik beton zemin üzerine kurulduğunu belirten Atış, Marina’nın 75 metrelik bir sabit iskele ve 30 ve 40 metrelik iki adet yüzer iskele ile toplam 285 metrelik tekne bağlama kapasitesi bulunduğunu kaydetti. Denizde 75-80 adet bağlama, karada ise 80 adet park kapasitesi mevcut olduğuna değinen Atış, Marina’nın, Ercan Havalimanı’na 35 km. uzaklıkta Girne şehir merkezindeki otobüs terminaline 2 km. uzaklıkta olduğunu söyledi. Marinanın şehir merkezine olan yakınlığından dolayı (15 dk. yürüme mesafesinde) tekne sahiplerinin, her türlü alışveriş, döviz bürosu, banka, restoran gibi ihtiyaçlarına yürüyerek ulaşmalarının da mümkün olduğunu kaydetti. Araba kiralamadan, bilet-otel rezervasyonlarına… Girne Delta Marina Ofisi hafta içi 08°° ile 17°° arasında, Cumartesi günleri saat 08°° ile 13°° arasında açık. Yatçıların ülkeye giriş ve çıkıştaki tüm resmi işlemleri, posta, telefon, fax, internet hizmetleri, turizm danışma, bilet-otel rezervasyon hizmetleri, araba kiralama hizmetleri, günlük hava raporu hizmetleri buradan alınabi-
Delta Marina Müdürü Aycan Atış, “Tekne marinayla irtibata geçer, tekne marinanın içinde enine boyuna ve genişliğine göre uygun bir yere kıçtankara şekilde bağlanır (med mooring) ve konaklama süresince, doğal tehlikelerden korunması için Marinamız tekne sahiplerine yeterli hizmetlerini sağlamaktadır.” dedi.
liyor. Liman Hizmetleri olaraksa, Marina’da 24 saat güvenlik hizmeti, CCTV Kameralar mevcut. Delta Marina, Med-mooring bağlama, acil durumlarda liman ile çalışılarak Palamar Botu hizmeti de sunuyor. Burada, Kafe-Bar, yat malzemeleri satış mağazası, duş, WC, çamaşırhane birimleri, aynı zamanda, yakıt hizmetleri de bulunuyor. Teknenizin ve sizin karada ve denizde ihtiyacı olan herşey Marinada 30 ton kapasiteli travellift, eni 4.80m.’ye kadar olan tekneleri karaya alabiliyor. 150 ton raylı kızak, boyu 30 metreye kadar olan tekneleri karaya alabiliyor. Karada ve denizde her bağlama yerinde tatlı su ve elektrik bağlantısı, 700 ve 300 bar basınçlı su ile su raspası, teknenin tüm zımpara, macun, astar ve boya
işleri, Fiberglass teknelerde Osmosis tedavisi, West-system ve kompozit epoksi uygulama ve tamiri, vernik işleri, ahşap teknelerde yeni polyester kaplama işleri yapılıyor. Motor atölyesinde Volvo, Penta, Caterpillar, MTUMercedes, Perkins, Yanmar, M.A.N., Ford, Onan, Yamaha, Johnson, Suzuki, Evinrude, Mercury, Mariner servisleri, gerek marina teknik personeli, gerekse anlaşmalı taşeronlar tarafından gerçekleştiriliyor. Tekne tamiri ve tekne satışı da var Dizel ve benzinli motor revizyonları, kısmi tamir, tadilat ve yeni montajları, kışlık bakım ve servis, Outbord revizyon, tamiri ve bakımı, şanzıman bakım ve onarımı motor testleri, ısı ve ses yalıtım uygulamaları da bulunuyor. Aynı zamanda, marangoz atölyesinde
her türlü yerli ve yabancı ahşap malzeme ile teknelerin kabuk ve mobilya tamir-bakımları ile yeni tekne imalatları uygun fiyatlara yapılıyor. Güverte tik kaplama tamir ve yenilenmesi, kalafat işleri Sarma tahtalarının tamir ve yenilenmesi, karina kaplama tamiri, mobilya tamiri, direk ve diğer tüm ahşap donatımın tamiri, torna ve kaynak atölyesinde yapılıyor. Her türlü metalden şaft, pervane, kaplin, dümen imali ve tamirinin de yapıldığı Delta Marina’da elektrik atölyesinde ise elektrik devrelerinin ve elektrikli aletlerin tamir ve bakımı, akü bakımı ve şarjı ile kışlık bakımı, jeneratör bakım ve tamiri yapılıyor. Kısacası, Delta Marina, tekneler ve tekne sahipleri için her türlü ihtiyacı karşılıyor. Tekne sahipleri, teknelerini burada güvenli ellere teslim ediyorlar.
(Adres: Yeni Turizm Limanı içi - Kuzey Kıbrıs Girne Mersin 10 TurkeyTelefon: +90 392 815 54 91 - 92 – 93- Fax: +90 392 815 82 12- e-mail : deltamarinacyp@gmail.com)
29
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber
MTV ödülleri sahiplerini buldu... TV Video Müzik Ödülleri 2011, dün gece Los Angeles’ta düzenlenen törenle sahiplerini buldu. 2011 MTV Müzik Ödülleri Nokia Theatre’da yapılan gece ile yine bol sürprizli anlara, muhteşem performanslara ve şıklık yarışına sahne oldu. Gecede ödül alan isimler arasında olan Amerikalı şarkıcı Britney Spears, göz kamaştıran yıldızlar arasındaydı. Mutluluğu gözlerden kaçmayan Spears, sahne konuşmasında geceye birlikte geldiği erkek arkadaşı Jason Trawick’e teşekkür etmeyi ihmal etmedi. Spears, sahneye çıkarken de Trawick’i dudaklarından öptü.
M
‘Erkek’ Lady Gaga, Britney’in kalçasına dokundu Gecenin bir diğer ödül alan ismi Lady Gaga’ydı. Katıldığı her törende çılgınlıkları ile adından söz ettiren Lady Gaga, bu yıl da Britney Spears’e şaka yaptı. Törene erkek kılığında gelen Gaga, Spears’a ödülünü vermek için sahneye çıktığında genç şarkıcıya kur yaptı. Lady Gaga, bununla da yetinmeyip Britney’in kalçasına dokunarak salondakileri şaşkına çevirdi. Şarkıcı, geçtiğimiz yıl giydiği etten elbiseyle başta PETA olmak üzere pek çok kişinin tepkisini çekmişti. 2010’da 8 ödül alarak rekor kıran Lady Gaga, bu sene iki ödülde kaldı. Amy Winehouse gecesi Gecenin en unutulmaz anlarından biri de temmuz ayında hayatını kaybeden Amy Winehouse için ayrılan bölümdü. Russel Brand’ın sunuculuğunu yaptığı programda İngiliz şarkıcı, unutulmaz şarkıları ve Tony Bennett’le yaptığı son düetle anıldı. Gecede ödüller şu şekilde dağıldı: Yılın videosu: Katy Perry, Firework En iyi çıkış yapan sanatçı: Tyler En iyi pop müzik videosu: Britney Spears - Till the World Ends En iyi rock müzik videosu: Foo Fighters - Walk En iyi hip hop videosu: Nicki Minaj – Super Bass
En iyi kadın sanatçı videosu: Lady Gaga – Born this way En iyi erkek sanatçı videosu: Justin Bieber - U Smile En iyi düet: Katy Perry & Kanye West – E.T En iyi mesaj veren video: Lady Gaga - Born this way En iyi keorografi: Beyonce - Run the World (Girls) Sinematografi dalında en iyi sanatçı: Adele - Rolling in the Deep En iyi video çekimi: Adele - Rolling in the Deep En iyi video yönetimi: Adele - Rolling in the Deep En iyi özel efektler: Katy Perry & Kanye West - E.T
30
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber
Doğaseverlerin uğrak yeri Akdeniz Köyü sahilinde, elektriği, güneş ve rüzgar enerjisiyle üretilen doğa dostu Caretta Beach Restaurant, doğaseverlere ev sahipliği yapıyor. Haftada üç gece carettaların sahile bırakıldığı Akdeniz Köyü sahillerinde bisiklet turları da düzenlenerek doğaseverler doğal güzelliklerle buluşturuluyor.
Caretta Restaurant Beach’in işletmecisi Tarık Tarkan Bozalan, 2003 yılında çizdiği projesini gerçekleştirebilmek için çok çalıştı. Bugün, tesis için hayalini kurduğu birçok düşünceyi hayata geçirdi. Hayalleri arasında, Akdeniz Köyü’ndeki eşsiz güzellikler arasında fayton turları düzenlemek de var.
irne’nin batısında bulunan yemyeşil bir alan ve deniz kıyısında bulunan Akdeniz Köyü, doğaseverlerin uğrak yeri oldu. Nesli tükenmekte olan ve korumaya alınan carettaların denize bırakıldığı sahil, yerli halk ve yabancı turistler tarafından ilgi görüyor. Akdeniz Köyü’nün sahillerinde, Tarık Tarkan Bozalan’ın işletmeciliğini yaptığı Caretta Restaurant Beach’de rüzgar ve güneş enerjisinden yararlanılarak kurulan sistemle ücretsiz elektrik elde ediliyor. Doğa dostu sistemlerle çalışan restoran, % 51’ini Avrupa Birliği’nin finanse ettiği projeyle bisiklet turlarından, nesli tükenmekte olan carettaların koru-
G
nup denize bırakılmasına kadar birçok etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Carettalar buradan denize gönderiliyor Natinaol Geographic, CNN Türk ve birçok gazetecinin geçtiğimiz günlerde Akdeniz Köyü sahilinde olduğunu söyleyen Tarık Tarkan Bozalan, yabancı ve yerli turistlerin özellikle bölgedeki carettalara da ilgisinin yoğun olduğunu ifade etti. Bozalan, haftada 3 gün 3 gece zaman zaman 500-600 adet caretta yavrusunu buradan denize gönderdiklerini kaydetti. 2003’ten beridir çalışıyor 2003 yılında oluşturduğu restoran
ve tesis projesini hayata geçiren Tarık Tarkan Bozalan zorlu bir süreçten geçerek projesinin büyük bir bölümünü gerçekleştirdi. Bozalan, restoranın köy merkezine uzak olması nedeniyle elektrik ve su sorunu olduğunu belirterek bu konuda çözümler ürettiğini anlattı. Güneş ve rüzgarla elektrik üretiyor 2007 yılında sadece iki tuvalet duvarı olan bu alana, prefabrik bir restoran kurmak için Devlet Emlak Malzeme Dairesi’nden uzun süreliğine burayı kiralayabildiğini anlatan Bozalan, 2009 yılında Avrupa Birliği’ne projesini
sunmaya karar verdiğini ve Projesinin kabul edilmesinin ardından da güneş ve rüzgar ( Hiprit sistem) ile çalışan sistem kurarak elektrik sağlamak, bisiklet kiralamak ve mutfak projesi için kolları sıvadığını anlattı. Tarık Tarkan Bozalan, “Şu anda tamamlanmış olan solar sistem faaliyette ve en önemlisi doğa dostu olan bu sistem ile 10 bin yetişkin ağaç kurtarılmış oluyor aynı zamanda hiçbir zaman elektriksiz kalmayacağız” diye konuştu. Ulaşım sorunu belediyenin desteğiyle çözülüyor Şu anda Lapta Belediyesi’nin restorana ulaşım konusunda destek verdiğini de anlatan Bozalan, kendisinin yüzde 30’luk malzeme sağlayarak, çakıl ve toprak olan yolun mekanik döşenmesine başlandığını söyledi. Hedeflediği pro-
jeye ulaşabilmek için en önemli sorunun da yol olduğuna değinen Bozalan, “Lapta Belediye Başkanı Fuat Namsoy’un bize yol konusunda büyük yardımı dokundu. Üç yıldır vermediğimiz mücadele kalmadı” dedi. Hayalim Kıbrıs’ı ve Akdeniz’i tanıtmak Bozalan, köyümüze gelen insanlar, gidecek bir yer, oturup dinlenecek yer bulamıyordu, şimdi buraya gelip bu güzelliği paylaşabiliyorlar. Çocukluk hayalim olan bu yeri yapmak benim için mutluluk verici. Hayalim dünyada da Kıbrıs’ı Akdeniz Köyünü tanıtmak. Bu nedenle bu riske girerek bu yatırımları yaptım ve mutluyum, sadece bazı insanların yaptığımız bu çabaya destek vereceğine köstek olması bence çok yanlıştır” dedi.
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
31
32
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber
Bio Organik Çiftlik ve Evi Cennetten bir parça Yedidalga’da bulunan Bio Organik Çiftlik ve Evi, Eko-bio turizm işletmesi olarak, konuklarına kapılarını açıyor. Çiftlik hayvanlarından tutun da yüzlerce çeşit meyve bahçesi ve çiçeklerle donatılan çiftlik adeta bir cennet diyarını anımsatıyor.
ıbrıs’taki ilk sertifikalı Organik Çiftlik Ve Evi Yedidalga’da bulunuyor. Yamaçların tarlalara dönüştüğü, her yaş grubundan kişinin organik ürünleri tanıması için tasarla-
K
nan Bio Organik Çiftlik ve Evi’nde toprağa resmen hayat verildi. Avrupa Birliği’nin (AB) desteğiyle organik ürünleri insanlara tanıtmak için yola çıkan Erson Ekici ve ailesi, çiftlik
hayvanlarını da barındırdığı bahçesini ziyarete gelenler için bir restoran ve üzerinde 5 yatak odalık bir konaklama tesisi de tasarladı. Yüzlerce çeşit meyveler, çiçekler ve ev hayvanlarının da bulunduğu yemyeşil mekan ziyaretçilerini bir hayalin içerisine götürüyor. Hayaller gerçeğe dönüştü Hayallerini gerçeğe dönüştürmek adına, ailesiyle birlikte çalışmalar yapan Erson Ekimci, yamaçları tarla haline getirerek bir çiftlik kurmak için çalıştı. Her terasın bir meyve çeşidi olacağı bir bahçe meydana getirmek için çabalayan Erson Ekici’ye eşi, kızları, oğlu damatları ve gelini de bu zorlu çalışmasında destek oldu. Geçtiğimiz yılın nisan ayında inşaat çalışmalarına başlayan Ekici ailesi 2011 yılının mart ayında Eko-Bio Organik Çiftlik ve Evini açmayı planlıyordu. Ancak Erson Ekici’nin zamansız kaybı nedeniyle çiftliğin açılışı önümüzdeki günlere ertelendi. Ancak bu yemyeşil ağaçlar ve muhteşem doğal güzelliklerin yaratıldığı mekan Yedidalga’ya yolu düşenleri misafir etmek için bekliyor. Yeşillikler arasından geçen bir yol ve masmavi deniz… 2005 yılından buyanadır burada sertifikalı organik üretim yapılıyor. Toprağa hayat verilen bu cennet diyarına uğramadan geçmeyin. (Fotoğraflar Deniz Solyalı)
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
33
34
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Teknoloji
Land Rover Defender 2012’ye yeni motoruyla giriyor Land Rover’in safkan arazi aracı 2012 yılına yenilenerek girerken, motoru da bundan nasipleniyor. Yeni motor EU5 yönetmeliklerine uygun hale getirilmiş. 2012 yılında güncellemeye gidilen Land Rover Defender, artık yeni motoruyla satılacak. EU5 yönetmeliklerini karşılamak amacıyla 2.4 litrelik dizel motor, 2.2 litrelik motor ile değiştiriliyor. Yeni motor
120 beygir güç ve 360 Nm tork üretecek. Bir önceki 2.4 litrelik motor 265 Nm tork üretiyordu. Hızlanma değerlerinde herhangi bir değişim olmazken, önceki modelin 130 km/h’lık son sürati,
yeni modelde 145 km/h’a çıkıyor. Hali hazırdaki GFT MT 82, 6 ileri vitesli şanzımanın kullanılmaya devam edeceği açıklanırken, yeni motora ek olarak, iç tasarımda iki opsiyon paketi daha eklenecek.
Samsung’a Avrupa’da satış yasağı Bazı Avrupa ülkelerinde Samsung’un akıllı telefon modeli Galaxy’nin satışı yasaklandı. Apple’ın patent ihlali iddiasıyla yaptığı başvurudan sonra, Hollanda’daki bir mahkemeden satış yasağı kararı çıktı. Apple, Samsung’un telefonlarındaki fotoğraf gösterme teknolojisinin kopyalandığını iddia ediyor. ahey’de görülen davada mahkeme, Apple’ın fotoğraf teknolojisiyle ilgili itirazını haklı buldu. Satış ambargosunun yedi hafta içinde yürürlüğe girmesi bekleniyor. Ancak yargıç, Apple’ın diğer patent ihlalleri ve Samsung’un Apple telefonların tasarımını çaldığı iddialarını reddetti. Karar, Galaxy S, Galaxy S2 ve Galaxy Ace modellerini kapsıyor ama Apple’ın başvurusunda adı geçen Samsung Galaxy tablet bilgisayarların satışına yasak getirilmiyor. Amborgoya karşın Samsung karardan memnun olduğunu açıkladı. Şirketten yapılan açıklamada, ‘Karar, Galaxy ürünlerinin yenilikçi ve özgün olduğunu doğrular nitelikte. Karardaki tek patent ihlaliyle ilgili olarak ise, ürünlerimizin tüketicilerimize ulaşımının sürmesi için tüm önlemleri alacağız’ denildi. Çoğu teknoloji şirketi gibi Samsung’da Avrupa Birliği’ne ürün ihracında mer-
L Mercedes’e yeni makyaj Mercedes’in güçlü roadster modeli SL Serisi, Piecha Design tarafından modifiye edilmiş. Motora dokunulmazken aracın dış yüzünde iyileştirmelere gidilmiş. iecha Design makyajlanmış yeni Mercedes SL serisi için modifiye paketini tanıttı. Ön kısımda yeni sportif tamponlar kullanılırken, arkada ise yeni paslanmaz çelik 4 çıkışlı spor egzoz kullanılmış. Ayrıca düşük süspan-
P
siyon ile aracın yüksekliği 30mm‘e indirilirken, 20 inçlik alaşım jantlar otomobile oldukça spor bir hava katmış. Ayrıca yeni tavan ünitesi ile katlanır tavanın seyir halinde ike 60 km hıza kadar açılıp kapatılabilmesi sağlanmış.
iPhone 5’ten kötü haber!
kez olarak Hollanda’yı kullanıyor. Karardan, Hollanda’da kurulan şirketin İngiltere, Fransa, Almanya, Finlandiya, İrlanda, Lichtenstein, Lüksemburg, Monako, İsveç ve
Hem yürü hem şarj et İnsan hareketlerinden enerji elde etmeyi başaran Amerikalı araştırmacılar sayesinde, yakında cep telefonunuzu yürüyerek şarj etmek mümkün olabilecek. raştırmacıların ayakkabıya taktıkları bir alet, yürümekle ortaya çıkan enerjiyi elektrik enerjisine çevirebiliyor. Kinetik enerji ya da devinim enerjisi halen yalnızca saat ve dedektör gibi az enerji gerektiren aletlerde kullanılabiliyor. Wisconsin Üniversitesi ekibi, araştırmalarını Nature Communications dergisinde yayınladı. Üniversitenin Makine Mühendisliği ekibinden Profesör Tom Krupenkin’e göre “İnsanlar genelde güçlü enerji jeneratörleri. Koşan bir insan, bir kilovat enerji üretebilir.” Bilim adamlarına göre bu da sıradan bir cep telefonunu çalıştırmak için yeterli. Krupenkin bugüne dek kendilerininki kadar fazla
A Phone 4’ün pil ömrü sizi de sinir ediyorsa, iPhone 5’ten gelen bu habere pek de sevinmeyeceksiniz! Çıkışına sayılı haftalar kala hakkındaki söylentiler de aynı paralelde çoğalan iPhone 5’le ilgili yeni gelişmeler var. MacRumors’un haberine göre iPhone 5’in bataryası, şekil ve
İ
kasa itibariyle iPhone 4’ünkiyle hemen hemen aynı olacak. Siteye göre iPhone 5 bataryası DVT_B3 etiketini taşıyacak ve en önemlisi her ne kadar iPhone 5’teki güç yönetimi ayarları ve özellikleri farklı olacak olsa da iPhone 4’ün batarya ömrüyle yeni iPhone’unki çok da farklı olmayacak.
enerji üretebilen, pratik bir mekanikelektrik dönüşüm teknolojisinin var olmadığını söylüyor. Geçmişte denenen teknolojilerden biri, Tokyo’da iki tren istasyonuna yerleştirilmişti. Zeminin altına yerleştirilen aletler sayesinde binlerce yolcunun hareketlerinden ortaya çıkan enerji toplanmış ve örneğin istasyonların otomatik kapıları için kullanılmıştı. Sıvı damlacıklar Yeni teknoloji ise mikroskobik boyuttaki sıvı damlacıkların hareketlerinden ortaya çıkan enerjiyi elektriğe dönüştürüyor. Elektrik geçirgen sıvı damlacıklardan binlercesini içeren bir alet, ayakkabıya yerleştiriliyor. Ancak bu
İsviçre’deki şubeleri de etkilenecek. Uzmanlar, kağıt üzerinde sadece Hollanda’yı kapsayan yasağın, pratikte neredeyse tüm Avrupa Birliği bir karar olduğunu söylüyor. enerjiyi ayakkabıdan, cep telefonu ya da dizüstü bilgisayara nasıl aktarmalı? Görünen en pratik yöntem, ayakkabıya USB kablosu bağlanması. Wisconsin Üniversitesi ekibi ise elektrik üreten aletin, yine ayakkabıya takılan bir kablosuz ağ vericisine bağlanmasını öneriyor. Bu verici, cep telefonuna en fazla enerji harcatan işi, baz istasyonları ile bağlantı kurma işini üstlenecek. Verici ile cep telefonu arasındaki bağlantının da enerji açısından daha verimli olan bluetooth gibi sistemlerle sağlanması öneriliyor. Amerikalı araştırmacılar bu yolla sıradan bir cep telefonu ya da dizüstü bilgisayarın çalıştırılabileceği görüşünde.
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
35
36
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber
Lapta eski günlerini yaşıyor Lapta Oteller Bölgesi eski günlerini yaşıyor. Çalışır durumda olan otellerin yüzde yüz doluluğa ulaşmasıyla bölge yeniden cıvıl cıvıl turistlerle doldu. Lapta Belediye Başkanı Fuat Namsoy, bölgede bir süreden beridir yaşanan olumsuzlukların artık geride kaldığını söyledi. urizmin başlangıç noktası olan ve bu konuda bir süreden beridir büyük sıkıntılar çeken Lapta Bölgesi yeniden eski günlerini yaşıyor. Lapta’da turizmde yaşanan olumsuzluklar artık geride kaldı. Bölgede çalışır durumda olan otellerin doluluk seviyesi yüzde yüze ulaştı. Bir süreden beridir otel işletmecileri ve Lapta Belediyesi arasında, Lapta’da turizmin yeniden canlandırılması için gerçekleştirilen çalışmaların sonuç verdiğini belirten Lapta Belediye Başkanı Fuat Namsoy, Lapta’nın hem ülkemiz turizmine hem de bölgeye yeniden kazandırılmasının sevindirici bir durum olduğunu söyledi. Yapılan tüm çalışmalarda kendilerine destek veren Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı ile TC Yardım Heyeti’ne bölge halkı adına teşekkür etti.
T
Çatalköy’e iki 5 yıldızlı otel daha atalköy’de iki beş yıldızlı otel daha yapılıyor. Türkiye’nin önde gelen turizm kuruluşlarından ETS Group’un 140 milyon dolara mal olması planlanan, 2 bin yatak kap-
Ç
Lapta sahil bölgesi cıvıl cıvıl Lapta Belediye Başkanı Fuat Namsoy, özlenen turist yoğunluğunun şu anda Lapta Bölgesi’nde yeniden yaşandığına dikkat çekerek, sahil bölgesinin eski günlerdeki gibi cıvıl cıvıl olduğunu söyledi. Buna bağlı olarak bölgedeki tüm restoranlarda da ciddi bir doluluk yaşandığını belirten Namsoy, bunun da bölge esnafı ve bölgeye büyük katkı sağladığının altını çizdi. Namsoy, “Bölgemizde yaşanan olumsuzluklar artık geride kaldı. Bu sezon bölgemizde çalışır durumda olan tüm otellerimiz tam kapasite olarak çalışıyor. Bu da hem ülkemiz hem de bölge halkı için sevindirici bir durum” dedi. Dört plaj temizlenerek hizmete sunuldu Lapta Belediyesi’nin uzun süreden beridir, Lapta Bölgesi’ndeki turizmin yeniden canlandırılması adına, turistik tesislerle yapmış oldukları toplantılar neticesinde alınan kararlarla doğru adımlar atıldığına işaret eden Namsoy, bu anlamda birçok katkılar yapıldığını da belirtti. Son altı ay içerisinde bölgede dört ayrı plaj düzenlenmesi gerçekleştirildiğini de belirten Namsoy, bölge halkı ve turistlerin böylelikle ücretsiz ve rahatça denize girme fırsatı yakaladığının altını çizdi. Gerek tesislerin, gerekse halkın kullanabileceği Celebrity-Manolya Otel arası, Marmaris Restoran’ın batısı, İncirli Plajı’nın doğusu ile Sunny Beach’in doğusunda olmak üzere dört adet plaj düzenlenerek halkın kullanımına sunulduğunu söyledi. Oteller bölgesinde çalışmalar sürüyor Bunun yanında bölgedeki altyapı çalışmalarının devam ettiğini anla-
asiteli Lara Park’ın inşaatı sürerken, Kuzey Yıldızı otelin de temelleri atılıyor. Ülkede bulunan 7 tane 5 yıldızlı otelin 3 tanesi böylelikle Çatalköy’de yer almış olacak.
Milos yeniden hayata dönecek... Bir zamanlar, geziler ve pikniklerin düzenlendiği, ancak yıllardır kullanılamaz durumda olan Alsancak’taki Old Milos için çalışmalar sürüyor. Düğün salonu amaçlı kullanılacak bölüm ve çocuk oyun parkı için çalışmaların sonuna gelindi.
tan Namsoy, oteller bölgesinde Şato Lambusa’nın bulunduğu güzergahta yağmur suyu drenaj çalışmalarının yapıldığını ve kaldırım ve ışıklandırma çalışmalarının da devam ettiğini anlattı. Aynı bölgede bulunan kilisenin de restorasyonunun yapıldığını söyleyen Namsoy, buranın da önümüzdeki günlerde Turizm Enformasyon Ofisi olarak kullanacağını belirtti. Namsoy, “Burada ayrıca bölgemize özgü el sanatlarını sergileyip, bölgemizi ziyarete gelen turistlerin beğenisine ve satışına sunacağız” diye konuştu. Su baskınlarını önlemek için 1 milyon harcandı Namsoy, bölgede geçtiğimiz kış yaşanan olumsuzlukları da dikkate alarak, Yağmur suyu drenaj çalışmalarına büyük önem verdiklerine
dikkat çekti. Yaklaşık 1 milyon TL tutarında bir harcamanın yapıldığına işaret eden Namsoy, “Gerek turistik tesislerimize gerekse evlere olan su baskınlarının önlenmesini amaçlıyoruz. Çalışmalarımızdan olumlu sonuçlar alacağız. Kış aylarında artık sorun yaşamayacağız” dedi. Sahil Yürüyüş Yolu bir yıla hazır Uzun süreden beridir planlanan Sahil Yürüyüş Yolu Projesi’nde de artık sonuca gelindiğinin müjdesini veren Namsoy, Lapta Oteller Bölgesi’nden Karşıyaka sınırına kadar 3 km uzunluğunda bir güzergahı kapsayan ve aynı zamanda karadan ve denizden yürüyüş yolu yapılması planlanan projenin, ihaleye sunulmasıyla birlikte en geç bir yıl içerisinde tamamlanacağını kaydetti.
lsancak Belediyesi tarafından Vakıflar İdaresi’nden 2011 yılının başında kiralanan Old Milos’ta temizlik çalışmaları devam ediyor. Yıllardır çalıştırılmayan ve eski günlerini özleyen Old Milos için yapılan proje kapsamında, birinci etapta düğün salonu amaçlı düzenlemeler sürerken, çocuk oyun parkı
A
için de kollar sıvandı. Projenin ikinci etabı çerçevesinde de Old Milos’un etrafındaki araziler düzenlenip, piknik alanları ve tahta evlerden oluşan tatil köyü için adım atılacak. Alsancak Belediyesi’nden alınan bilgiye göre Old Milos’taki projenin birinci etabı kısa bir süre önce sona erecek.
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
37
38
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
39
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Mutfak
Baf Usulü Katmer Kıbrıs’ta her bölgede farklı şekillerde yapılan katmer, Baf’ta zeytinyağı ve şekerle yapılıyor. Eskilerin anlattığına göre de, bir zamanlar yeni doğuran annelere katmer hediye götürülürmüş…
Malzemeler: ½ kilo un yogrulacak kadar su bir tutam tuz biraz sıvı yağ Üzeri için: Zeytin yağı Şeker ıbrıs’ta katmer her bölgede farklı yapılır. Baf’ta ise katmer tatlısı, hamur, zeytinyağı ve şekerle yapılırdı. Bu tadına doyum olmaz katmerleri yapabilmek için hamur açmak
K
gerekiyor. Ayrıca hamuru açmak da bir maharet istiyor. Hamuru ince açmak, hatta hamuru arkası görünecek kadar şeffaf açmakta esas maharet. Bunun için de hamuru açarken bol un kullanılıyor. Baf usülü katmeri yapılırken, hamur açıldıktan sonra kare şekilde kapatıyorsunuz. Ve saçta kısık ateşte, sürekli altını üstüne çevirerek pişiriyorsunuz. Pişirildikten sonra ise üzerine zeytin yağı gezdirip şeker serpiyorsunuz. İsteğe göre, şeker yerine bal da koyabilirsiniz.
Yeni annelere katmer hediye edilirmiş Eskiden Baf’ta yaşayanlar, bu katmer tatlısını çok sıklıkla yaparlarmış. Özellikler Ramazan aylarında yapılan, hem ucuz hem de en lezzetli tatlılardan biri de katmermiş. Ayrıca, anlatılanlara göre, o dönemlerde insanların çok parası olmadığından dolayı, yeni çocuk doğuran kadınlara, hediye yerine katmer yapılıp götürülürmüş. Amaç, süte ihtiyacı olan annenin tatlı yiyerek sütünün artmasıymış…
40
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber
Pulya diyarında renkli günler Yeniboğaziçi Belediyesi’nin bu yıl 4’üncüsünü düzenlediği Geleneksel Yeniboğaziçi Pulya Festivali 12 Ağustos21 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşti. Edip Akbayram konseriyle son bulan festival renkli görüntülere sahne oldu. estivalin açılış törenine, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Maliye Bakanı Ersin Tatar, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Hamza Ersan Saner, milletvekilleri Afet Özcafer, Arif Albayrak ve Teberrüken Uluçay da katıldı. Kortejle başlayan festivalin açılışında Emine Sorun, Hatice Öztüren, Şafak Olkar ve Gülşen Öztürk tarafından hazırlanan; Güney’deki Boğaziçi (Aytotoro), Yıldırım ve Mormenekşe köylerinden nostaljik fotoğraflardan oluşan sergi ile resim sergisinin açılışı gerçekleştirildi.
F
Geleneklerin yaşatılmasında önem taşıyor Açılışı yapan İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım Çavuşoğlu, belediyelerin görevlerinin yol, çöp ve kaldırım gibi hizmetlerle sınırlı olmadığını, 21. yüzyılda halkın belediyelerden
tüm ihtiyaçları karşılayacak, kültürel vizyonları geliştirecek görevler beklediğini, belediyelerin de düzenledikleri festivallerle beklentileri yerine getirdiklerini ifade etti. Çavuşoğlu, belediyelerin düzenledikleri festivallerin Kıbrıs Türk geleneğinin yaşatılmasında ve ileriye taşınmasında büyük önem taşıdığını kaydederek, tüm belediyelerin festivallerini daha da geliştirerek Kıbrıs Türk halkının öz değerlerini geleceğe taşımalarını istediklerini ifade etti. Karikatüristlerden canlı çizim Fotoğraf ve resim sergisinin ardından KKTC, Romanya, Bulgaristan ve Türkiye’den toplam 10 karikatüristin eserleriyle yer aldığı ve festival kapsamında yer alan 4. Uluslararası Aysergi Pulya Karikatürcüler Buluşması’nın karikatür sergisi açıldı. Karikatüristler festivalin ilk 5 günü atölye çalışmaları düzenleyerek canlı çizim yapacaklar. 4.Uluslararası Aysergi Pulya
Karikatürcüler Buluşması Düzenleme Komitesi Başkanı Milletvekili Arif Albayrak karika-
tür sergisinin açılışında yaptığı konuşmada, Karikatür Festivalinin en önemli olgusunun sergi oldu-
ğunu belirterek, sergide 10 karikatüristin eserlerinin yer aldığını kaydetti.
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
41
Haber
Toplumsal farkındalık Karikatür Festivali’nin uluslararası olmasının önemine işaret eden Albayrak, bu yüzden devletten ve hükümetten festivale maddi ve manevi destek talebinde bulunduklarını, maddi destek göremeseler de açılışta bakanların katılımıyla manevi destek görmekten mutlu olduklarını söyledi. Kıbrıs’ta tek karikatür festivalini düzenlemenin kendilerine gurur verdiğini kaydeden Albayrak, sergide yer alan her karikatürün bir ansiklopedilik bilgi içerdiğini sözlerine ekledi. Havai fişek gösterilerinin süslediği festivalin açılış konuşmasını yapan Yeniboğaziçi Belediye Başkanı Cemal Biren de, Pulya Festivali’nin amacının; pulya kuşlarının korunması yanında, geçmişten gelen nostaljik ismi yaşatmak ve toplumsal farkındalık yaratarak çevreye karşı duyarlılığı artırmak olduğunu ifade etti. Biren, hızla gelişen bölgede kaliteli ve kapsamlı bir organizasyona ev sahipliği yapmanın gururunu yaşadıklarını da ifade etti. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerin de canlandırıldığı gecede Yeniboğaziçi Belediyesi Halk Dansları Topluluğu ile iki toplumlu dans grubu “Dance For Peace” gösteri sundu. Festival, sportif, kültürel ve sosyal etkinliklerle 21 Ağustos’a kadar sürdü. Festival, Edip Akbayram konseriyle son buldu. Son gece, Grup Seksendört de performansıyla büyük beğeni topladı.
42
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber
Girne şenlendi 1. Uluslararası Girne Kültür ve Sanat Festivali sona erdi. Dünyaca ünlü grup UB40’den Nil Karaibrahimgil’e birbirinden ünlü isimlerin yer aldığı festivalde Girne’de şenlik dolu günler yaşandı.
1. Uluslararası Girne Kültür ve Sanat Festivali, Girne Belediyesi’nin Vugar Butagev Enterprises Ltd, Shark Energy Drink ve Cyprus XP Travel ana sponsorluğunda yapıldı. Bu yıl ilki düzenlenen festival, yerli ve yabancı tanınmış müzik gruplarının verdiği konserler, tiyatro gösterileri ve çocuklara yönelik çeşitli etkinliklerle 26 Ağustos’a kadar devam etti. Girne Kalesi’nde CTP-BG Genel Başkanı
Özkan Yorgancıoğlu, Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı Müsteşarı Şahap Aşıkoğlu ile Belediye Başkanı Sümer Aygın’ın açılış konuşmalarıyla start verilen festivalde konuşmaların ardından GAÜ Dans Akademisi öğrencileri dans, Folk-Der de folklor gösterisi sundu. Kale 10 bin mumla aydınlandı Yaklaşık 10 bin mumla aydınlatılan
kalede tarih boyunca Kıbrıs adasına hükmeden Bizans, Lüzinyan, Venedik, Osmanlı ve İngiliz Sömürge dönemi canlandırılırken, kale avlusunda kurulan eski dönem pazar yerlerini andıran stantlarda da Kıbrıs kültürü, folkloru, aletleri ve yaşam şekli yansıtıldı. Festival kraliçesinin de seçildiği gecede, halka ve turistlere oteller tarafından ikramda bulunuldu. Yerli ve yabancı tanınmış sanatçı, müzik grubu ve tiyatroların sahne aldığı tüm etkinlikler Girne Amfi Tiyatrosu, Ramadan Cemil Meydanı, Atatürk Anıtı ve Barış Parkı’nda yer aldı. Birbirinden ünlü isimler var Festival kapsamındaki tüm konser ve tiyatro gösterimleri saat 21:00’de başladı. 1. Girne Kültür ve Sanat Festivali’nde UB 40, Bulutsuzluk Özlemi, The Animals ve Mike Penders&The Searchers, Nil Karaibrahimgil konserleri yapıldı. Ankara Devlet Tiyatrosu’nun “Dün Gece Yolda Giderken Çok Komik Birşey Oldu”, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun “İstanbul Hatırası”, Adana Devlet Tiyatrosu’nun “Yaşar Ne Yaşar, Ne Yaşamaz” adlı oyunları da gösterildi.
43
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Haber
Eylül boyunca Perdeler açılıyor Lefkoşa Türk Belediyesi’nin düzenlediği “Kıbrıs Tiyatro Festivali’nin dokuzuncusu 6-30 Eylül 2011 tarihleri arasında “İnsan Kalmakta Direneceğiz” sloganıyla yapılacak.
efkoşa Türk Belediyesi’nin düzenlediği “Kıbrıs Tiyatro Festivali’nin dokuzuncusu 630 Eylül 2011 tarihleri arasında “İnsan Kalmakta Direneceğiz” sloganıyla yapılacak. Festival Komitesi Başkanı tiyatro sanatçısı Yaşar Ersoy, bir ay süreyle başkent Lefkoşa’da tam bir tiyatro şöleni yaşanacağını belirterek “Festival başlıyor... Kanımızı kaynatacak oyunlarla buluşacak, insani değerlerle zenginleşecek, umutlarımız bilenecek… Ve onurumuz-
L
la insan kalmakta direneceğiz” dedi. Lefkoşa Belediye Başkanı Cemal Bulutoğluları tüm sıkıntılara karşın halkın çağdaş kültür seviyesinde yaşaması, mutluluğu ve esenliği için kültür ve sanat faaliyetlerini sürdürmekte kararlı olduklarını söyledi. Tanıtım etkinliği yapıldı Golden Tulip Otel’de konuyla ilgili olarak bir tanıtım etkinliği gerçekleştirildi. Düzenlenen etkinlikte, festivalle ilgili standlar kurul-
du, “Kıbrıs Türk Basınında Festival” konulu sergi açıldı, festivalle ilgili tanıtım filmi gösterildi. Ayrıca Zeliş Şenol ve Erkan Suriri ikişinin müzik dinletisi gerçekleştirildi. Festival süresince İstanbul Devlet Tiyatrosu “Ölüleri Gömün”, Dostlar Tiyatrosu “Nereye Gidiyoruz”, Ankara Sanat Tiyatrosu “Giderayak”, İstanbul Şehir Tiyatroları “Dullar”, Trabzon Devlet Tiyatrosu “İstibdat Kumpanyası”, İstanbul Devlet Tiyatrosu “Profesyonel”, Tiyatro Pera “Bir Dönüşün Beşlemesi” ve “Vanya Dayı” oyunlarını sahneleyecek. İlk oyun 6 Eylül’de Tiyatro, sinema ve televizyon dünyasında tanınmış olan Selçuk Yöntem, Musa Uzunlar, Genco Erkal, Güzin Özyağcılar, Yetkin Dikinciler, Bülent Emin Yarar, Can Kolukısa, Civan Canova, Nesrin Kazankaya, Defne Halman gibi ünlü oyuncular da festival
boyunca izlenecek sanatçılar arasında yer alacak. 9. Kıbrıs Tiyatro Festivali 6 Eylül Salı günü saat 21.00’de İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun “Ölüleri Gömün” oyunuyla başlayacak. Bir çok ödül kazanan, günümüze de denk düşen oyun çok kalabalık bir kadroyla sunulacak. Koltuklar numaralı 9. Kıbrıs Tiyatro Festivali’nde tüm oyunlar YDÜ Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde saat 21.00 de başlayacak. Biletler 15 TL, kombine biletler ise 100 TL olup Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’ndan sağlanabilecek. Bu yıl halkın talebi üzerine koltukların numaralı olacağı da belirtildi. Kıbrıs Tiyatro Festivali kapsamında bu yıl gösterilerin yanında atölye çalışmaları da yapılacak. Kıbrıs Türk Tiyatro hareketine düşünsel ve uygulama alanında yeni kazanımlar sağlamak amacıyla yönetmen Yücel Erten’in yönetiminde “Reji Atölyesi”, Prof. Dr. Özdemir
KKTC Temsilcisi:
Nutku ve Prof. Dr. Hülya Nutku yönetiminde ise “Metin Dramaturgisi ve Sahneye Yansıması Atölyesi” gerçekleştirilecek. Atölye çalışmalarına katılmak isteyenlerin Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’na başvurabilecekleri belirtildi. Oyunlar: Festival programına göre, İstanbul Devlet Tiyatroları’nın 6 Eylül Salı “Ölüleri Gömün”; 9 Eylül 2011 Cuma günü “Profesyonel”; 12 Eylül Pazartesi İstanbul Şehir Tiyatroları’nın “Dullar”; 15 Eylül 2011 Perşembe günü Trabzon Devlet Tiyatrosu’nun “İstibdat Kumpanyası”; 19 Eylül 2011 Pazartesi günü Ankara Sanat Tiyatrosu’nun “Giderayak”; 22 Eylül Perşembe ve 23 Eylül Cuma Dostlar Tiyatrosu’nun “Nereye Gidiyoruz” ve Tiyatro Pera’nın 27 Eylül Salı günü “Quintet – Bir Dönüşün Beşlemesi” ile 30 Eylül Cuma günü “Vanya Dayı” isimli oyunları sahnelenecek.
İlker Yıldırım Tel: 0533 8420302 Email: groupmondial@hotmail.com Email: mondialparis@hotmail.com
44
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Köylerimiz Yazı Dizisi 26
Kıbrıs’ın en eski yerleşim yerlerinden biri; Değirmenlik ıbrıs’ta başka bir köyde bu kadar çok kiliseye rastlamadım... Kimseye kaç tane olduğunu sormak aklıma gelmedi ama en az 15 kilise saydım Değirmenlik’te... 1974 yılında göç eden Rumlar değil sadece, tarihten beri bu köyde ya da bu yerleşim biriminde yaşayanlar kiliselerine çok önem vermişler... Kythrea adıyla bilinen bu yer, Kıbrıs’ın en eski yerleşim yerlerinden biri... Tarihi geçmişinden pek fazla kalıntı yok... Ayrıca bu köyün en ünlü özelliği geçmişte suyuydu, pınarıydı... Bölgedeki bir çok köyün can damarıydı bu su ve pınar... Ama kurudu... Belki de Kıbrıs’ta son 50 yılın en acı olayıdır Deirmenlik’teki pınarın kuruması... Lapta’da, Kırnı’da da pınarlar hep kurudu... Ama ne Lapta’nın ne de Kırnı’nın pınarları, Değirmenlik’in ya da eski adıyla Kythrea’nın pınarları kadar verimliydi ve geniş alana yayılıyordu... 1986’dan beri pınar afedersiniz ama sidik zoruyla akıyor... Öyle olunca da, bu pınar üzerinde tarih yazmış onlarca değirmenin yerinde şimdi yeller esiyor. Çok, hem de çok az değirmen kalıntısı görülebiliyor. Onları korumak da kimsenin aklına gelmemiş. Yeri gelmişken yazayım... Gittiğim bir çok köyde, gerek muhtar gerekse belediye başkanları, eski evleri ya da binaları yıkmakla övünüyor... Dünyada herkes bu eski evleri korumak için didinirken, biz yıkıp temizledik diye övünüyoruz... E yahu, Selimiye ile Lala Mustafa Paşa’yı da yıkın... Soli’yi, Vuni’yi, Salamis’i düzeltin, apartmanlar dikin yerlerine! Olur mu? Olmamalı... İşte Değirmenlik’te eski su yolları, eski değirmenler hepsi gitti. Yıkıldı, sözde temizlik yapıldı ve tarih ellerimizle yok edildi... Bir kişi ormanlarımız için, “Kıbrıslı Türklere Nobel orman yakma yoketme ödülü verilmeli” demişti... Köylerimizi gezdikçe, eski kemerli evleri yıkmakta da ödüle layık olduğumuz gerçeği çıkıyor ortaya... Evet Kythrea’dayız... Kythrea adını 1974’te almadı... 1974’ten sonra biz bu tarihi ismi, tıpkı tarihi binalar, evler su kemerleri, su yolları ve deiğirmenler gibi sildik... Değirmenlik dedik bu köye... Oysa Kythrea adının tarihi
K
Avrupa’ya çiçek lahanasını tanıtan köyde tarım artık yok denecek kadar az... Limon ve zeytin üretimi tamamen bitti. Ancak köyde hala yeşili bulmak zor değil...
bir anlamı, değeri var... Değerleri hatta... Kimisine göre Afrodit’in dinsel adı olan Cyhera’dan geliyor bu isim... Kıbrıs adasında on krallık olduğu asırlar öncesinde, krallıklardan biri de burasıymış... Tsirka olarak telafuz ettiğimiz Kyrka, Chytri, Kythrea, Kythraia derken 30 kadar değirmenden kaynaklanan Değirmenlik isimleri kullanılmış köy için... Bazı kaynaklara göre Chytri isminin kullanıldığı dönemlerde, Afrodit’in yanı sıra, Apollon ve Artemis gelip buralarda ibadet etmiş... Biz ise Değirmenlik’i unuttuk... Suyu gibi, değirmenlerini de kuruttuk... Öylesine bir memur köyü yarattık. Lefkoşa’ya 19 kilometre uzaklıkta, havanın temiz olduğu günlerde Lefkoşa’yı nefis bir etkileyicilikte görebileceğimiz bir yer olarak bıraktık sadece...
1974 öncesinde Değrimenlik’te Türklerin yaşadığından haberimiz var mıydı? Hayır çoğumuzun yoktu... Oysa Osmanlılar Kıbrıs’a geldikleri zaman, Değirmenlik’e de yerleşmişler... Bugün, Osmanlı mimarisinin bir çok örneğini bu köyde bazı evlerde görebiliriz... Ancak belli ki sonradan bazı zengin Rumlar da, görkemli Osmanlı Türk evlerine nazare yaparcasına, inanılmaz güzellikte evler inşa etmişler... Çoğu bakımsız ve yıkılmak üzere olan bu evlere, soba delikleri açmışız; tarihi değeri olan görkemli tahta kapılarını söküp, yerine alimünyum kapılar takmışız ve inanmayacaksınız ama azteklerin bile bulmakta zorlanacağı orijinallikte, ve de çok üzgünüm ama iğrenç parlaklıkta renklerle bu evleri boyamışız... Kythrea 1974 öncesinde nüfusu 5 bini aşan bir kasabaydı adeta. Köyde Galliga ailesi ve Emine ile
Ali isimli bir karı kocanın yaşadığını bazı Rumların, sevgili Sevgül Uludağ’a verdikleri röportajlarda okumuştum.. Ancak Değirmenlik’in hemen yanındaki Beyköylüler, Minareliköylüler buğdaylarını öğütmek içn çok sık gelirlerdi Değirmenlik’e... Değirmenlik’te yıllar öncesinin zengin zeytin bahçeleri ve portakal bahçeleri, ünlü pınarla birlikte kurudu... Çocukluğumda geldiğim ve şırıl şırıl akan suyu gözlerimi kapatıp sadece hayalimde yaşattım. Değirmenlik’te şu anda 2 bin 500 nüfus yaşıyor... Bunların bin 800 kadarı seçmen. Köyde çok iyi bir sağlık ocağı, belediye, futbol takımı, bir lise, iki ilkokul var... Yollar son derece iyi... Belediye Başkanı’ndan pek fazla şikayeti olan yok aslında... Ama Değirmenlik’e son yasalarla bağ-
lanan köy sayısının artması; aynı zamanda köye yeni bir kent olarak yeni binaların yapılması, hizmetin kalitesini düşürmüş. Bazı köylüler buna inanıyor. Örneğin yeni kent olarak bilinen bölgede sokak lambalarının yanmadığından, yolların da gerektiği ilgiyi görmediğinden yakınanlar var. Son olarak köyde varlığını sürdüren Başpınar Un Fabrikası da başka yere taşınmış... Köyde iş imkanı sıfır... Çok sayıda işsiz genç var... Bir de pek fazla konuşmak istemeyen, gazetecilere konuşmayı pek sevmedikleri anlaşılan köylüler... Bir tanesi, “Başpınar kurudu, Değirmenik de kurudu” diyor... Fotoğrafını çekip ismini yazmak istiyorum, “sakın ha” diyor... Köyde başpınar kurumuş olabilir ama su sorunu yok... Yaz aylarında “belki” sıkıntı olabilir diyenler var...
45
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Köylerimiz
Son derece politik bir köy... Her partinin merkezinin bulunduğu ve her partinin de bin 800 seçmenden dolayı oldukça ilgi gösterdiği bir yer... Köyde bir belediye başkanının yanısıra yedi de muhtarın olduğunu öğreniyoruz... Aslında çok geniş bir araziye dağılmış bir köy Değirmenlik... Köyde restorana rastlamıyoruz ama kahvehane, internet cafe ve bet ofis bulmak mümkün. Çok sayıda bakkal
görülebiliyor... Köyde eskiden yapılan tarım ve hayvancılık, suyla birlikte azalan sektörler arasında... Memur sayısı hayli fazla. Üstelik de 19 kilometrelik Lefkoşa yolu, memurlar tarafından genellikle kendi arabaları ile gerçekleştiriliyor... Toplu taşımacılık mı? Bir tek otobüs var. Sabah çıkıyor, akşam dönüyor. Köyde Türkiye ve Güney Kıbrıs göçmenleri eşit oranda... Türkiyeli göçmenler daha çok Adana,
Manisa ve Trabzon’dan... Kıbrıslılar ise Aleminyo ağırlıklı... Baflı, Limasolu da var... Ve çiçek lahanası... Türkiyeliler çiçek lahanasına ne diyor? Karnıbahar diyor! Neymiş? Karnıbahar... Diyeceksiniz ki “Karnıbahar ile Kythrea’nın ne alakası var?” Veya çiçek lahanası ile Değirmenlik’in bir yakınlığı olabilir mi? Evet olur... Bilmeyenler için yazalım... İddialara göre çiçek lahanası
ilk kez Romalılar tarafından bu köyde yetiştirilmiş ve yine Romalılar tarafından orta çağlarda Avrupa ile tanıştırılmış... Değirmenlik’in bir diğer önemli özelliği ise 1928 yılında Kithrea harabeleri olarak bilinen bölgede Roma İmparatru Lucius Septimius Severus’a ait bir bronz heykelin bulunmuş olmasıdır. Lucius Severus Kuzey Afrika’da bugünkü Libya, Tunus ve antik dönemde Kartaca olarak bilinen
bölgenin güney doğusunda Leptis Magna‘da 11 nisan 146’da doğdu… 4 Şubat 211’de ölmüş… Roma İmparatorluk Generali ve 9 Nisan 193 ile 4 Şubat 211 arası Roma İmparatoru olmuş. Kuzey Afrika’da doğan ilk Roma İmparatoru ve ilk siyah İmparatordur. 1928 yılında Değirmenlik yakınlarında bulunan heykeli hala Güney Lefkoşa’daki Kıbrıs Müzesi’ndedir…
Köyde eski binalar, tarihi değirmenlerin kalıntıları tükenmek üzere... Bu binaları ve su yolları gibi kalıntıları, ülkenin bir çok yerinde korumak yerine, yıkıyor ve temizlik yaptık diye de övünüyoruz...
Değrimenlik’ten Lefkoşa’ya bakış...
D.M.100,000.00 TL’yi aşar (Forma J.195T) NO.2-ARKASINDA ÖZEL SURETTE AÇIKLAMA YAPILAN CELPNAME (E 2. N.6) Lefkoşa Kaza Mahkemesinde
3- Davacı ile Davalı şahıs uzun yıllardan beridir tanışıklığı olan kimselerdir. Davacı şahsın henüz emekli olmadığı ve subaylık mesleği ile iştigal ettiği zamanlarda Davalı şahıs Davacı’nın askeri olarak askerlik görevini yerine getirmiş ve o yıllardan beridir samimi ilişkilerini sürdürmekte olan kimselerdir. Dava No:
/
Davacı : Güren Koral, Güyap evleri, No: 2, Yıldırım Sokak, Göçmenköy, Lefkoşa.
4-Davalı şahıs mesleğinde birtakım maddi sıkıntılar yaşadığını ileriye sürerek Davacı’dan bir miktar borç istemiştir. Davalı ayrıca garanti olarak, borç olarak alacağı para ile inşaa edeceği daireler olduğunu beyan etmiş ve taşınmazın satılmaması durumunda ise mezkur taşınmazı Davacı adına koçan ettirme hususunda taahhütte bulunarak Davacı’dan 01/08/2010 tarihi itibarı ile 135,000.00 TL borçlanmıştır.
ile 5-İşbu borç münasebeti dolayısı ile de 01/08/2010 tarihinde Davalı şahıs Davacı lehine, 135,000.00 TL meblağ tutarında bir borç senedi ve/veya senet ve/veya borcun ikrarını ihtiva eden belge imza etmiştir.
Davalı : Erdim Kofalı, Adresi Meçhul Arasında (a) Y /Davalı (a) Y/Davacı
(b) Adresi Meçhul (c) Lefkoşa
Borç Senedi ile İlgili Tafsilat
tarafına tarafından
Bu Celpnamenin tarafınıza tebliğinden on (10) gün zarfında aleyhinize ikame edilmiş olan davada isbatı vücut kaydı yaptırmanız tarafınıza emrolunur.
Tarih: 01/08/2010 Meblağ: 135,000.00 Türk Lirasi Vade: 01/12/2010 Borçlu: Erdim Kofalı(K.K.T.C Kimlik No: (179480)
Davacının davadaki talebi arka sayfadaki talep takririnde beyan olunmuştur. Davacının Tebliğ Adresi: (d) Malyalı Hukuk Bürosu Nicosia Court No:6’dır. Malumunuz olsun ki, aşağıda tayin edildiği veçhile isbatı vücut kaydı yaptırmakta kusur ederseniz gıyabınızda davacı davayı ileri sürebilir ve aleyhinize hüküm verilebilir.
6-Yukarıda Para (5)’de tafsilatı verilen borç ve borc ilişkisini gösterir senet ve/veya belge gereğince ve/veya tarafların mutabık kılındıkları üzere işbu borç en geç 01/12/2010 tarihinde bir tamam Davacı şahıs tarafına ödenecekti.
(e) 2011 senesi
7-Davacı şahıs işbu tafsilatı verilen alacağını tahsil etme maksatları bakımından Davacı şahıs ile müteaddit defalar temas kurdu ve ödeme taleplerinde bulundu. Davalı şahıs ödeme vaadleri ile Davacıyı oyalamış fakat halen herhangi bir ödemede bulunmamıştır, Davacı’nın alacağı muaccel olmuş durumdadır.
ayının
.........’nci günü kaydedilip mühürlenmiştir. (imza)
Hüseyin İ. Malyalı, Hüseyin Malyalı & Ayla Malyalı Davacı tarafından Avukat. Mukayyit.
8-Davacı şahıs, Davalı şahısın kardeşi olan Mustafa Kofalı’ya ulaşmış ve işbu borç münasebetini ona izah etmiştir. Bunun üzerine Davalı’ya telefoniyen ulaşılmış ve durum kendisine izah edildiğinde kendisinin K.K.T.C’ye dönme niyetinde olmadığını beyan etmiştir.
İHTAR __ (1) ısbatı vücud ya bizzat veya Avukat vasıtasıyle Lefkoşa Mukayyide bir isbatı vücut muhtırası tevdi eylemek ve aynı gün muhtıranın Mukayyit tarafından tarihlenmiş imzalanmış ve mühürlenmiş bir nüshasını davacının tebliğ adresine bırakmak suretiyle olabilir.(2) Davalı isbatı vücut için tayin kılınan müddetin son gününden itibaren ondört gün zarfında müdafaasını vermekte kusur ederse tarafına ihbar edilmeksizin aleyhine hüküm kaydı yapılabilir, meğerki bu meyanda kendisine hüküm için celpname tebliğ edilmiş bulunsun.
9-Davacı şahıs alacaklı olduğunu gösterir her türlü belgeyi ve/veya şahadeti Muhterem Mahkemeye sunmayı ve/veya ibraz etmeyi taahhüt eder. 10-Yukarıdaki hakikatler gereğince davacının muhterem mahkemeden talepleri aşağıda gösterildiği gibidir ;
(a) Sokağı ve eğer varsa, bina numarası dahil olmak üzere tam adresini beyan ediniz. (b) Davalının, eğer malum ise, meşguliyetini beyan ediniz. (c) Mahkemenin davayı dinleyeceği kasaba veya köyü beyan ediniz. (d) Davacının meşguliyetini yazınız.(e) Davacıya tebliğ edilecek olan evrakın bırakabileceği ve davanın kaydedildiği mukayyitlğin kain bulunduğu kasaba veya köyün Belediye hududu dahilinde bulunan bir şahsın tam adını, meşguliyetini ve adresini beyan ediniz. (f) Tarih Mukayyit tarafından doldurulacaktır.(g) Bizzat dava edilmişse ‘’ tarafından Avukat’’ kelimelerini çiziniz. İHTAR _ Celpname tanziminde talep takrirlerinde cari olan hükme riayet edilmelidi
A-Davalının davacıya 135,000.00 TL ödemesi hususunda bir emir ve/veya hüküm; B-Davalının davacıya 135,000.00 TL meblağ üzerinden 01/12/2010 tarihinden tamamen tediye tarihine kadar aylık %18 faiz tutarlarını ödemesi hususunda Mahkemenin bir hüküm veya emir vermesi. C-Alternartif olarak Muhterem Mahkemenin adil olabilecek herhangi başka(ahar) bir hüküm veya emir vermesi. D-İşbu dava masraflarının davalı tarafa tahmili NOT; işbu dava tarafınıza tebliğ edildiği günden itibaren 10 gün içinde talep edilen miktar ile işbu dava masarafı olan 2,287.00 TL ve %16 KDV 365.92 TL’yi yazıhaneme öderseniz bu dava daha ileri gitmeyecektir.
TALEP TAKRİRİ 1-Davacı Şahıs Emekli Subay olup Yeni Sistem Dershanesi ünvanı altında hizmet veren eğitim merkezinin yöneticilerinden ve/veya hissedarlarında ve/veya sahiplerinden olup Davalı ile uzun yıllardan beridir tanışıklığı olan bir kimsedir. 2- Davalı şahıs Müteahhitlik mesleği ile iştigal eden bir kimse olup özellikle Gönyeli bölgesinde şahsı ve/veya Erdim Kofalı Construction Şti. Ltd. ünvanı altında inşaat yapıp satan bir kimsedir.
(İmza) Hüseyin İ.Malyalı, Hüseyin Malyalı & Ayla Malyalı Aslına uygundur. Davacı tarafından Avukat Mukayyit.
46
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
Hazırlayan
‹ç Hastal›klar› Uzman›
Dr Okan Dağlı dagliokan@gmail.com
Grip Aşısının zamanı Eylül ayının son haftalarıdır... Nasıl bulaşır? Gribe neden olan influenza virüsü; hasta veya taşıyıcı kişilerin hapşırması ya da öksürmesi yoluyla kolaylıkla bulaşabilir. Virüs bulaşmış ellerle temas etmek veya öpüşmek de yine bu virüsün geçmesine neden olan diğer faktörlerden. Ayrıca grip hasta veya taşıyıcı kişinin tuttuğu kapı kolu, telefon ahizesi veya havlu gibi ortak kullanım eşyalarından da bulaşabiliyor. Hasta kişilerden çevreye saçılan virüs parçacıklarının havada asılı kalabilme yeteneğine sahip olması, bulaşıcılığı daha da artırıyor. Hasta kişinin kapalı bir ortama girip çıkması bile o ortamda bulunan kişileri virüsün bulaşması açısından risk altına sokuyor. Bu nedenle grip ev, iş yeri, okul, kreş ve toplu ulaşım araçları gibi kapalı mekanlarda çok kolay bulaşıyor. Virüsü kapmış ancak henüz belirgin yakınmaları olmayan, bir başka deyişle taşıyıcı kişiler de hastalığı bulaştırabiliyorlar. Eğer kişinin bağışıklık direnci güçlüyse, gribi hafif bir ateş yükselmesi ve halsizlik ile birkaç gün süren kuru öksürükle ayakta da geçirebiliyor. Bu kişiler iş ve sosyal ortamdan kopmadıkları için de virüs kolaylıkla başkalarına bulaşabiliyor.
Hem İngiltere’de hem KKTC’de dağıtılan TEK Gazete!
“Sizin Gazeteniz” North Cyprus: 0533 863 5341 UK: +44 7958 352411 Email: zorlucezaroglu@yahoo.co.uk
Tedavi edilirse bir haftada, edilmezse 7 günde geçer “Grip tedavi edilirse bir haftada, edilmezse 7 günde geçer” sözünden de anlaşılacağı üzere, bu hastalık kendi kendine de düzelebiliyor. Dolayısıyla grip, bağışıklık sistemi güçlü olan insanlarda genellikle endişe edilecek tablolara neden olmuyor. Gribal enfeksiyonda yatak istirahatının yanı sıra, gerektiği durumlarda yakınmaları hafifletmeye yönelik tedaviler de uygulanmaktadır. Örneğin ateş düşürücü ilaçlar verilebilir, kas veya eklem ağrılarını gidermek amacıyla ağrı kesicilerden yararlanılabilir. Yeni çıkan bazı ilaçlar da, ilk belirtilerin başlamasından sonraki 24 - 48 saat içerisinde alındığında, gribin daha kolay atlatılmasını sağlıyor. Bağışıklık sistemi güçlü olan çoğu insan için 5- 7 gün yatak istirahatı ve bol sıvı alımı bile yeterli oluyor. Tedavide sık yapılan hatalar Halk arasında antibiyotiklerin gribal enfeksiyon üzerinde etkili olduğu yönünde yanlış bir inanış var. Ancak antibiyotikler bakteriler üzerinde etkili oldukları için grip tedavisinde hiçbir yarar sağlamazlar. Üstelik zararlı etkilere de sahip olabilirler. Solunum sistemimiz, bünyesinde yararlı bakterileri de
barındırıyor. Gelişigüzel kullanılan antibiyotikler ise zararlı mikropları vücudumuzdan atmakla görevli olan bu bakterileri yok edebiliyor. Bunun sonucunda virüsler vücudumuza kolaylıkla girebiliyor ve çeşitli hastalıklara neden olabiliyor. Dolayısıyla, antibiyotikler hiçbir zaman hekim önerisi olmadan alınmamalı. Öldürücü olabilir mi? İnfluenza virüsünün yol açtığı bir solunum sistemi hastalığı olan grip; aniden 39 - 40 dereceye kadar çıkan yüksek ateş, aşırı halsizlik, kuru öksürük, baş ağrısı, şiddetli kas ve eklem ağrılarıyla insanı yatağa düşürebilecek kadar ağır seyredebiliyor. Bu hastalık tablosuna kimi zaman bulantı, nadiren de kusma eşlik edebiliyor. Kuru öksürüğe balgam eklendiği takdirde çok dikkatli olunması gerekiyor. Bu belirti, gribin arkasından zatürree gelişebileceğine işaret edebiliyor. Dolayısıyla, özellikle balgamlı öksürüklerde zaman kaybetmeden bir hekime başvurmak, yaşamsal önem taşıyabiliyor. Hangi hastalıklara dönüşebilir? Grip, dikkat edilmediği takdirde larenjit, farenjit, sinüzit ve orta kulak iltihabına dönüşebiliyor. Sonbahar ve kış aylarında çocuklarda görülen orta kulak iltihaplarının yaklaşık yüzde 3035‘inin nedeni olabiliyor. Daha da önemlisi; zatürree, menenjit, beyin ve kas iltihabı gibi yaşamı tehdit eden veya ölümle sonuçlanan hastalıklar da ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle, özellikle risk grubundaki kişilerin salgın mevsiminden önce grip aşısı yaptırmaları çok önemli.
Grip aşısının etkinliği Grip aşısı inaktive edilmiş influenza virüslerinden veya antijenlerinden yapılıyor. Aşı uygulandıktan sonra bağışıklık sistemi aşıdaki inaktif virüse karşı antikorlar oluşturuyor. Daha sonra, aktif virüsle karşılaşıldığında, önceden oluşmuş antikorlar enfeksiyon oluşumunu önlüyor veya ağır hastalık riskini azaltıyor. Ne zaman yaptırmak gerekiyor? Grip aşısının mutlaka salgın başlamadan önce yapılması gerekiyor. Aşının etkisinin ortaya çıkması için aşağı yukarı 2-3 haftalık bir süreye ihtiyaç duyuluyor. Dolayısıyla, grip aşısı için en uygun zaman sonbahar, özellikle de Eylül ve Ekim ayları. Herkese yap[ılabilir mi? Aşı, 6 aydan küçük bebekler, hamileliğin ilk 3 ayı içerisindeki anne adayları, yumurta ve tavuk proteinlerine alerjisi olan kişiler dışında herkese yapılabilir. Ayrıca, 38 derece üstünde ateşi olan hasta kişilerde, aşı uygulamasının ateş düştükten sonra yapılması gerekiyor. Aşı tekrar edilmeli mi? Grip aşısında tek doz yeterli oluyor. Daha önce hiç grip aşısı yaptırmamış olan 8 yaşından küçük çocuklarda ise aradan en az 4 hafta geçtikten sonra ikinci doz aşılama yapılması gerekiyor. Grip aşısının her yıl tekrarlanması gerekiyor. Bunun nedeni ise, virüslerin her yıl kendilerini değiştirdikleri için, bir önceki yılın aşısının sonraki yıl koruyucu özelliğini yitirmesi. Genellikle 2 -3 hafta sonra etkili olmaya başlayan grip aşısının koruyuculuk süresi de 6 - 12 ay
sürüyor. Aşının koruyuculuğu ise karşılaşılan virüsle aşının içerdiği antijenik yapının uyumuyla ilişkili. Aşıdaki antijenler virüsle ne kadar uyumluysa, korumanın da o kadar iyi sağlandığını belirtiyor. Her yaşta ayni koruyuculuğa sahip mi? Grip aşısı ile koruyuculuk, 65 yaş altındaki sağlıklı erişkinlerde yüzde 70-90 gibi yüksek oranlarda seyrediyor. İleri yaşlarda bu etki yüzde 30-40 oranında azalmakla birlikte, hastalığın hafif geçirilmesi sağlanıyor. Yapılan kısıtlı sayıdaki çalışmalara göre, grip aşısının çocuklar üzerindeki koruyuculuk oranı ise yüzde 22-91 arasında değişiyor. Ancak antijenik yapıda büyük değişiklikler meydana gelmişse koruma etkisi tüm yaş gruplarında azalıyor veya aşı tamamen etkisiz hale geliyor. Yan etkileri var mı? Grip aşısının damar yoluyla verilmemesi gerekiyor. Aksi takdirde çeşitli komplikasyonların gelişebiliyor. Grip aşısı başka bir bölgeye yapılmak kaydıyla diğer aşılarla beraber de uygulanabiliyor. Aşı sonrası nadiren hafif geçen nezle türü bir tablo oluşabiliyor. Aşı yapıldıktan sonra enjeksiyon bölgesinde ender görülse de; kızarıklık, şişlik, morarma, ateş, kırıklık, titreme, yorgunluk, baş ağrısı, terleme, kas ve eklem ağrıları gibi yan etkiler ortaya çıkabiliyor. Çok rahat tolere edilebilen bu yan etkiler de 1-2 gün içinde kendiliğinden geçiyor. Ancak bu yan etkilerin dışında başka bir şikayet oluştuğu takdirde mutlaka bir doktora başvurulması gerekiyor.
NORTH CYPRUS UK SEPTEMBER 2011
47