27

Page 1


2

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

İçindekiler

Hayal ve umutlarına el uzatın!

Saray’da masal gibi düğün

Sibel ve Emre yaşamlarını birleştirdi Merhum Reşat Niyazi’nin kızı Sibel Niyazi, İstanbul Kandilli’de bulunan tarihi Adile Sultan Sarayı’nda Emre Güraslan ile yaşamını birleştirdi. Haber 25

Kuzey Kıbrıs WTM’ye hazırlanıyor

Adli yıl görkemli bir kokteylle açıldı Yüksek Mahkeme Başkanı Nolan, adli yılın açılışı nedeniyle kokteyl verdi. Üst düzey yetkililerin de katıldığı kokteylde konuşan Cumhurbaşkanı Eroğlu: “Devlete olan güvenin artması bakımından hukuk ve yargıya güven çok önemli” dedi.

World Travel Market-WTM 2011 turizm fuarı, 07-10 Kasım 2011 tarihlerinde yapılıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de 161 metrekarelik stantla yer alacağı fuarı geçtiğimiz yıl 50 bine yakın ziyaretçi izlemişti.

Haber 6

Zihinsel engelli çocukların sorunlarına dikkat çekmek amacıyla “Düşüme Engel Olma!” sergisi yapıldı. Engellilerin hayat mücadelesine destek olma konusuna dikkat çekildi.

Haber 7

Eğitimin gerçek kahramanları North Cyprus UK’de... North Cyprus UK, bundan sonra Londra’daki gelişmeleri de gazete sayfalarına taşıyor. İki yıldan beridir Kuzey Kıbrıs ve Londra arasında köprü görevi üstlenen gazetemiz, bundan sonraki sayılarında her ay bir Türk okuluna konuk oluyor. azeteniz North Cyprus UK, bu sayısından itibaren Londra’da eğitim ve öğretim veren 24 Türk Dili ve Kültürü okulunu mercek altına alıyor. Bu sayısında, 1983 yılından buyanadır Wood Green Bölgesi’nde hizmet veren Ali Rıza Değirmencioğlu Türk Okulu’na yer ayıran gaze-

G

Sahibi: North Cyprus UK Ltd Genel Yayın Yönetmeni: Zorlu Cezaroğlu Editör: Misli Kad›oğlu Dizayner: Halil Yaltırık Kapak Fotoğrafı: Salih Demirağ

temiz, bundan böyle her sayısında bir başka okulu sayfalarına taşıyacak. Londra’nın nabzını tutacak Yayınlandığı günden buyana, dolu dolu bir içerikle, Kuzey Kıbrıs’taki turizmden, magazine, inşaat sektöründen, kültürel etkinliklere bir birinden kaliteli

ve özel haberleri okuyucularıyla buluşturan North Cyprus UK, bundan böyle, Londra’sa yasamakta olan Kıbrıslı Türkler ve Türkiyeli toplum ile ilgili araştırma ve özel haberlere de sayfalarında yer verecek. Ayrıca, Londra magazin dünyasından flaş haberleri de siz okuyucularıyla buluşturacak.

Adres: PO BOX 57894, London SE26 9AU Kıbrıs: +90 533 863 5341 Londra: +44 7958 352 411 Mail: zorlucezaroglu@yahoo.co.uk zorlu@northcyprusuk.com

recycle Gazetemizde yay›nlanan fotoğraf, haber ve reklamlar›n her hakk› mahfuzdur

Yayın Tarihi: 1 Ekim 2011

Haber 4


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

3


4

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Editörden

Hayal ve umutlarına el uzatın! Zihinsel engelli çocukların sorunlarına dikkat çekmek amacıyla “Düşüme Engel Olma!” sergisi yapıldı. Engellilerin hayat mücadelesine destek olma konusuna dikkat çekildi.

Misli Kadıoğlu mislikadioglu@hotmail.com

Zamanınız kalmadı! ize birkaç saat ömrünüz kaldı deseler buna ne kadar hazırlıklısınız? Hade birkaç gün kalsa diyelim. Neler yapar, neler düşünür ve neler hissederdiniz? İçinizde uhdeler var mı mesela? Ya da değiştirmeyi istediğiniz şeyler… Belki de söyleyemedikleriniz, erteledikleriniz… Sürekli hep yarına bırakanlardan mısınız yoksa? Peki bir başka soru? Siz bu dünyaya neden geldiniz? Amacınız, hedefiniz, özleminiz, beklentiniz ne? Hiç soruyor musunuz kendinize ara sıra da olsa bu soruları? Bence her an ölümün bilinciyle yaşamalı hayatı. Her bir zerresini hissederek anın. Bir Eylül ayı daha akıp geçti hayatımızdan… Ve bir yılın daha sonuna doğru çektik yelkenleri… Çok az zaman kaldı bir seneyi daha devirmeye, o nedenle, şimdiden başlayın hayatınızı bir kademe daha başka bir noktaya ve daha iyiye taşımaya, tecrübelerinizi de koyun sırt çantanıza ve umutlarınızın peşine düşün. Zamanınız kalmadı! Hayat yolculuğunuzu daha bir renklendirmek, bir nebzecik de olsa yaşamınıza güzellikler katmak adına hazırladığımız gazetemiz North Cyprus UK’i de yanınıza almayı unutmayın ama. Bu sayımızda, yine sizler için seçtiğimiz özel haberlerimizle renklenen dergi kıvamındaki gazetemizi sizlerle buluşturduk. Hem de yeniliklerle birlikte. Gazetemiz bu sayısı ile artık sayfalarında Londra’ya da yer vermeye başladı. Bundan böyle, her sayımızda Londra’da faaliyet gösteren bir Türk Okulu’nun tanıtımı ve çalışmalarına yer vereceğiz. Ve tabi, Londra’nın renkli gece hayatından da kesitlerle, Londra magazinini de buradan takip etme olanağı bulacaksınız. Gazetemizin Londra haber editörlüğünü deneyimli gazeteci Ali Kalay üstlendi. Ona da ailemize katıldığı için teşekkür ederiz. Biz, günden güne daha da büyüyen bir gazete yaratmanın keyfini sizlerle paylaşırken, sizlere yeni bir vizyonla çıkacağınız hayat yolculuğunuzda keyfi çıkarılacak güzel anlar ve yaşamınızı güzelleştirecek insanlarla karşılaşmanızı dilerim…

S

eslihan Başaran Aktay ve Figen İnan’ın “Düşüme Engel Olma!” adlı belgeseli 27 Eylül akşam gösterildi; fotoğraf sergisinin açılışı yapıldı. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun eşi Meral Eroğlu’nun himayesinde, zihinsel engelli çocukların ve ailelerin sorunlarına dikkat çekebilmek amacıyla düzenlenen sergi ve belgesel gösterimi Lefkoşa İsmet Vahit Güney Sergi Salonu’nda yer aldı. Serginin açılışı Meral Eroğlu tarafından yapıldı. Açılış konuşmalarının ardından ise belgesel gösterimi gerçekleştirildi. Açılışa Meclis Başkanı Hasan Bozer ve eşi Sonay Bozer, diğer yetkililer, kadın örgütü temsilcileri, engelli çocukların aileleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

N

Gelecekten ümitleri olsun diye… Açılışta ilk sözü alan Figen İnan, engellilere daha güzel günler yaşatmak, daha güzel koşullar yaratmak ve gelecekten ümitleri olmasını istediklerini ifade ederek, engellilerin “düşüme engel olma” çağrısına kulak verilmesini istedi. Neslihan Başaran Aktay da konuşmasında, proje başlarken “benim” diye başladığını, ancak Figen İnan’la tanıştıktan sonra projenin ortak olduğunu ifade ederek, “İnşallah proje bu geceden sonra hepimizin olur” dedi. Eroğlu: Onları yok saymayın Meral Eroğlu da konuşmasında, Neslihan Başaran Aktay ve Figen İnan’ı kutlayarak, çalışmalarından ötürü onları takdir ettiğini söyledi. Zihinsel engelliler ve tüm engellilere hayranlık duyduğuna işaret eden Eroğlu, “Şöyle düşünün, engelliler her gün birçok zorluklarla karşılaşıyorlar. İstedikleri düzeyde eğitim alamıyorlar, iş ve meslek edinmekte zorluklar yaşıyorlar, ulaşım araç-

larında, binalarda, hep farklı engellerle karşı karşıya kalıyorlar. Ve bütün bunların yanında engelli olmayan insanlarla rekabet edip, onlarla yaşıyorlar. Hayatlarının her anı neredeyse hep mücadele etmeye dayalı ve asla bırakmamak gerekiyor” dedi. Anlaşılmalı ve anlatılmalı Engelli bireylerin ailelerinin de, her gün yenilenen sevgi ve bitmeyen sabırlarıyla tak-

dire şayan olduğuna işaret eden Eroğlu şöyle devam etti: “Anneler, sevgileri ve sabırları hiç bitmeyen anneler, doğurduğu günden başlayıp, hiç bıkmayan anneler, Sizlerin imrendiren çabası ve mücadelesi, örnek alınacak bir insanlık ve sevgi dersi gibi. Anlaşılmalı ve anlatılmalı...” Engellilerin sayılarının hiç azımsanmayacak kadar olduğunu belirten Meral Eroğlu, hayatımızın bir parçası olan engelliler ve zihinsel engellilerin gelecekten beklentileri olduğunu söyledi. Engellilerin daha iyi bir hayat için ortaya koydukları mücadelelerine destek olmak için önce önyargılardan kurtulmak gerektiğini vurgulayan Eroğlu, “Onların yaşam kalitelerinin iyileştirilmesi, daha iyiye ulaşma çabalarında ilk engel olmayalım” dedi. Düşlerini paylaşalım Engellilerin sadece bir gün değil, her zaman yanlarında olunması gerektiğini söyleyen Meral Eroğlu, “Onları yok saymak, önemsiz görmek, hayatımızın dışında tutarak tecrit etmek yerine, düşlerini paylaşalım. Hayallerini gerçekleştirmesi için yanlarında duralım, onları bir engelli olarak görmeden önce mücadeleci, onurlu ve yarınlarını gerçekleştirmek için her gün, 24 saat çabalayan insanlar olarak görelim” ifadelerini kullandı. Engellilere karşı ayrımcı davranışlara karşı çıkılması gerektiğini vurgulayan Eroğlu, engellilere karşı duyarlılığın küçük yaşlarda başladığı bilinciyle çocukların eğitilmesi gerektiğini kaydetti. Eroğlu şöyle devam etti: “Toplumun bir ferdi gibi, engellilerin de bir geleceğinin olabilmesi, yarınları için hayal ve umutları olabilmesi için haykıran düşüme engel olma diyen kardeşlerimizi her kesimin işitmesini umuyorum.”


5

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Charter seferler işe yaradı

Kuzey Kıbrıs’a Türkiye ve İngiltere haricinde birçok Avrupa Birliği ülkesi ve Ortadoğu’dan charter seferler uygulanıyor. 2011 yılı sonu itibarıyla turist sayısında % 35 artışa ulaşılması bekleniyor. Bu sistemin devam etmesiyle birlikte, önümüzdeki yıllarda, 2-3 yıldızlı oteller açısından ek yatak gereksinimi doğacağı düşünülüyor. Misli Kadıoğlu az sezonunun sonuna geldiği şu günlerde, Kuzey Kıbrıs’taki tatilciler halen güneşin keyfini çıkarıyorlar. Charter seferlerle uygun fiyata Kıbrıs’ta tatil yapma fırsatı bulan tatilciler, ülkenin tarihi ve doğal dokusunun ve eğlence hayatının güzelliklerinde unutulmaz bir tatil yapma olanağı buluyorlar. Bu durumdan turizm işletmecileri, turizm yetkilileri yanında, esnaf ve vatandaşlar da memnun. Geçmiş yıllara oranla ülkenin turizm adına canlanması, atılan adımların doğru olduğunu gösterir nitelikte.

Y

Rakam %35’e ulaşıyor 2011 Ağustos ayı sonunda, KKTC’ye gelen konaklamalı turist sayısında % 22 oranında artış olduğu tespit edildi. Yılsonu itibarıyla bu rakamın % 35’lere ulaşması bekleniyor. Bilindiği üzere, Kuzey Kıbrıs’a Türkiye ve İngiltere haricinde birçok Avrupa Birliği ülkesi ve Ortadoğu’dan charter seferler uygulanıyor. Türkiye Cumhuriyeti katkılarıyla

ve Turizm Bakanlığı aracılığıyla tur operatörlerine ülkeye getirdikleri yolcu miktarına göre teşvikler veriliyor. Lapta yeniden canlandı Son iki yıl içerisinde, charter uygulamasıyla birlikte çok büyük doluluk oranlarının çarşı ve pazara da yansıdığı, aynı zamanda, kiralık araç şirketlerinde de ciddi doluluklar yaşandığı gözlemleniyor. Yine, yıllardan beridir kapalı olan turizm bölgesi Lapta’nın yeniden turizmle ilgili canlılık yaşaması uygulanan bu sistemin başarısını kanıtlar nitelikte. Bu bölgede doluluk oranlarının % 80’lere çıktığı söyleniyor. Yardım Heyeti kaynak hazırladı Önümüzdeki yıllar içerisinde de bu sistemin devam etmesiyle birlikte, KKTC’de 2-3 yıldızlı oteller açısından ek yatak gereksinimi doğacağı düşünülüyor. Bu nedenle mevcut otel işletmecilerinin de yatak kapasitesini artırmak ve yarım kalan inşaatların tamamlanması için TC Yardım Heyeti’nin faiz destekli kaynak

hazırladığı bilgisi alındı. Yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin de ortaklıklar yapması ve bu kaynakla yatırım atağına girmesi bekleniyor. Bafra için atılan adımlar sürüyor Yaptığımız incelemede, Bafra Yatırım Bölgesi’nde ikinci tesis Nuh’un gemisi de hizmete girdi. Böylelikle Bafra’daki yatak sayısı 3 bine ulaştı. Diğer yatırımcılarla ilgili arsa sorunlarının da giderildiği, kredi ve teminatla ilgili konuların ciddi şekilde yürütüldüğü Bafra’da, toplam 13 tesisin 4-5 yıl içerisinde tamamlanacağı öğrenildi. Tarihi binalar turizme kazandırılmalı Zengin tarihi güzelliklere sahip Kuzey Kıbrıs’taki eski tarihi binaların tahsis edilerek kiralanması ve bu eserlerin turizme kazandırılması , Girne Mağusa ve Lefkoşa Merkezleri’nde turizm bölgeleri oluşturulmasının, gün geçtikçe turizm açısından daha da canlanan ülkenin cazibesinin artırılması için fayda-

lı olacağını düşünüyoruz. Yaptığımız görüşmelerde yetkililerin de bizimle hemfikir olduk-

ları ortaya çıktı. Önümüzdeki günlerde, bu konuda da girişimlerde bulunulması bekleniyor.


6

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Adli yıl görkemli bir kokteylle açıldı Yüksek Mahkeme Başkanı Nolan, adli yılın açılışı nedeniyle kokteyl verdi. Üst düzey yetkililerin de katıldığı kokteylde konuşan Cumhurbaşkanı Eroğlu: “Devlete olan güvenin artması bakımından hukuk ve yargıya güven çok önemli” dedi.

2011-2012 Adli Yılı’nın açılışı nedeniyle Yüksek Mahkeme Başkanı Nevvar Nolan, 15 Eylül akşamı kokteyl verdi. Lefkoşa’da Mahkemeler Binası iç bahçesinde düzenlenen kokteyle, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu,

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer, Başbakan İrsen Küçük, II. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, bazı bakanlar, milletvekilleri, siyasiler, polis örgütü yetkilileri, yargıçlar, eski yüksek mahkeme başkanları,

emekli yargıçlar, avukatlar ve çok sayıda konuk katıldı. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, kokteyl sırasında BRT’de canlı yayında yaptığı açıklamada, adli yılın başlamasının bir hukuk devleti olan KKTC’de büyük önem

taşıdığını söyledi. Hukuk ve yargıya güven önemli Mahkemelerde sonuçlanmamış dava dosyaları bulunduğuna işaret eden Eroğlu, birikmiş davaların adalet ve hukuka uygun olarak

sonuçlandırılması temennisinde de bulundu. Eroğlu, “Her davanın sonuçlanması geciktikçe, huzursuzlukların olması kaçınılmazdır. Bunun için süratle ama hata yapılmadan bu dosyaların sonuçlanması en samimi temennimdir” dedi. Cumhurbaşkanı Eroğlu, KKTC’de eskiye göre oldukça fazla hukukçu, genç hukukçu bulunduğunu ve mahkemelerde artık hakim ve savcı eksikliğinden bahsedemeyecek kadar bir gelişmişlik olduğunu söyledi. Olası eksikliklerin, yetişmiş kadrolardan dolayı rahatlıkla doldurulabileceğine işaret eden Eroğlu, devlete olan güvenin artması bakımından hukuk ve yargıya güvenin fevkalade önemli olduğunu belirtti. Yüksek Mahkeme Başkanı Nevvar Nolan da bir grup gazeteciye yaptığı kısa açıklamada, 2011-2012 Adli Yıl’ın başlayacağını ancak verdikleri kokteyle genç yargıç ve avukatları, mesleğin duayenleriyle bir araya getirip kaynaştırmayı amaçladıklarını söyledi. Nolan, adli yıla umutlu başlayacaklarını, çünkü her şeyin iyi gittiğini ve iyi bir kadroları bulunduğunu ekledi.


7

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Kuzey Kıbrıs World Travel Market’e hazırlanıyor... World Travel Market-WTM 2011 turizm fuarı, 07-10 Kasım 2011 tarihlerinde yapılıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de 161 metrekarelik stantla yer alacağı fuarı geçtiğimiz yıl 50 bine yakın ziyaretçi izlemişti. urizm Çevre ve Kültür Bakanlığı, 07-10 Kasım 2011 tarihleri arasında Londra’da düzenlenecek olan World Travel Market-WTM fuarına katılıyor. Dünyanın ikinci en büyük turizm fuarı olarak da anılan WTM fuarını 2010 yılında 47,532 ziyaretçi izlemişti. Toplam 42,000 m2 lik bir alan üzerine kurulan WTM 2010 turizm fuarına geçtiğimiz yıl 5,053 firma katıldı. WTM fuarının en önemli özelliklerinden biri, münferit ziyaretçilerden ziyade önceden stand sahibi katılımcılar tarafından davet edi-

T

len ve satın alma ve iş bağlama konusunda tam yetkili firma temsilcilerinin ziyaretçi olarak katıldığı bir fuar olması. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de birçok dünya ülkesinin stand kurduğu bu fuarda yer almaya hazırlanıyor. 161 metrekarelik stand kuruluyor Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre, WTM 2011’ de Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı 161 metrekarelik bir stand içerisinde turizm tanıtım ve pazarlama faa-

liyetlerinde bulunacak. Kuzey Kıbrıs standında, ülkemizde faaliyet gösteren turizm acenteleri, oteller ve diğer turizmciler hazır bulunacak. Bakanlık standına davet edilerek ücretsiz olarak destek alan ve tanıtım ve pazarlama yapacak olan turizm birlikleri ise şunlar: KITOB, KITSAB, KITREB, RESBİR ve Karpaz Eko Turizm Birlikleri. Dünya trendleri seminerde konuşulacak Ayrıca İngiltere’de faaliyet gösteren ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yurt dışından

turist getiren tur operatörleri de standa destek vermek amacıyla fuarda hazır bulunacak. Öte yandan, fuar esnasında çok farklı konularda, birçok seminer verilecek. Katılımcılar, diledikleri seminere katılıp dünya turizmin-

de en güncel trendleri öğrenme fırsatı yakalayacaklar. Bakanlığın da World Travel Market çerçevesinde düzenleyeceği ve sponsor olacağı henüz organizasyonu süren birkaç faaliyet olacağı da belirtildi.


8

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Su için çalışmalar sürüyor Kuzey Kıbrıs’a Türkiye’den borularla 75 milyon metre küp su getirmek için başlatılan proje, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ta ilerleme sağladı. Türkiye’de baraj yapımı sürerken, önümüzdeki günlerde ise Geçitköy arajı’nda kortların yükseltilerek yeni havza oluşturulması işlemi gerçekleştirilecek. Hedef, 2014 Mart ayında projeyi hayata geçirmek.

Geçitköy Baraji

uzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti`nin (KKTC) su ihtiyacının Türkiye`den döşenecek boru hattıyla karşılanmasına dönük proje sürüyor. Anamur Dragon Çayı`ndan alınacak suyun, 78 kilometre uzunluğunda denizin 250 metre derinine askıda döşenecek 1.6 metre çapındaki boru hattı ile Kıbrıs`a yılda 75 milyon metreküp su getirmek hedefleniyor. Proje, üç aşamalı şekilde sürüyor. Hedef 2014 Mart’ta Türkiye’den Kıbrıs’a su getirmek. Böylelikle, hem içme suyu hem de tarım alanlarında kullanılacak suyla ülkenin bu ihtiyacı giderilmiş, su sıkıntısı da ortadan kalkmış olacak.

K

TC’deki baraj yapım aşamasında Elde edilen bilgilere göre, bu projenin Türkiye Cumhuriyeti’ndeki Baraj İhalesi tamamlandı. Temeli atılan baraj, şu anda yapım aşamasında. Projenin ikinci bölümü ise boruların denizden geçişiyle ilgili. Edinilen bilgilere göre, bu konuda da ihale çalışmaları sürüyor. Yaklaşık iki buçuk yıl sürmesi tahmin edilen projenin, birinci ve ikinci ayağını kapsayan bir diğer konu da Geçitköy Barajı’yla ilgili. Geçitköy Barajı’nda kortların yükseltilerek yeni

havza oluşturulması işlemine birkaç ay içerisinde başlanabilecek. Suyun dağıtım ve işletimi konusu gündemde Güvenilir kaynaklardan elde edilen bilgiye göre, projenin üçüncü ayağı olan Kuzey Kıbrıs’a gelecek suyun dağılımıyla ilgili proje çalışmaları yeniden revize ediliyor. Bu çalışmaların da 2012 yılının ilk çeyreğine kadar tamamlanması bekleniyor. KKTC’ye suyun getirilmesi halinde, suyu dağıtım ve işleminin nasıl yapılacağı ile ilgili hem TC’de hem de KKTC’de çalışmalar sürdürülüyor. Mevcut su kaynakları ve havzalar için de çalışmalar var Bunun yanında, KKTC’de mevcut su

kaynakları ve havzalarının yeniden ele alınıp modellenmesi, yönetimlerinin oluşmasıyla ilgili teknik çalışmalar da Devlet Su İşleri, KKTC Su Dairesi ve TC Sular Dairesi (SİB), Jeoloji Maden Dairesi ve TC Yardım Heyeti ile birlikte sürdürülüyor. Kasım’da Su Kongresi düzenleniyor Kasım ayının ilk haftasında KKTC’de bir Su Kongresi düzenleniyor. Belirtilenlere göre, kongrede özellikle, su yönetimi ve havza yönetimi konuları paylaşılacak. Su Kongresi’ne ilginin yoğun olması bekleniyor. Öte yandan, TC’den su getirilmesi halinde, suyun dağıtımı, işletimi ve kullanımı ile ilgili yerli veya yabancı yatırımcılara ihtiyaç duyuluyor.

KKTC’ye getirilecek olan su Türkiye’nin Anamur ilçesindeki Alaköprü barajında toplanacak.

Kuzey Kıbrıs’ı İngiltere’de tanıtıp pazarlayan tek gazete


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

9


10

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber Mine Çeliker mceliker@gmail.com

Sevdiğinden incinirmiş... İnsan en çok sevdiğinden incinirmiş… Sevdiği incitmek istemez esasında ama incinir işte seven insan bir tek sözle… Çok derin yaralar açar kalbinde; sevildiğinden tereddüt eder tek bir kelimeyle… Şüphe duyar kendisinden, belki de sevdiğinin sevgisinden… Tereddütlerde yaşar tek bir kelimenin sebebiyle… İnsan ne kadar çok severse yani, o kadar incinirmiş… İncitildiğinden değil sevgisinin büyüklüğünden, saflığından ve savunmasızlığından… Tek bir kelimenin mızrap olup kalbine girmesine izin vermesinden… Yetersiz hissetmesinden kendini belki de… Yetersiz, güçsüz ve incinmiş… Sevdiğinin bile haberi olmadan yaşar bu duyguları çünkü incinen kendisidir… İnciten yoktur esasında ortada, incittiğinin bile farkında değildir belki de, çünkü amaç incitmek değildir… Dedim ya çok sevgiden hep bunlar… Sevmek güzel de, çok sevince de incinmeden olmuyor işte… Kendini o duyguların kollarında bulmaktan alıkoyamıyor… İstediğin kadar farkında ol yaşadıklarının, yaşananların… Engellenemiyor… Umursamadığın birinin kelimeleri zarar verebilir mi sana? Umursamadığın bir ortamda yaşanan olaylar etkiler mi seni? O yüzden işte insan en çok sevdiğinden incinirmiş… Ne dese, ne yapsa… Düşünmese, konuşmasa, gülmese… Ne fayda?… Yürekteki sevgi yanardağ gibi patlamaya hazırken sıkışmamış mı yüreğe? Sevgi bu kadar büyük, bu kadar haşmetli, bu kadar saf, bu kadar mükemmel olduktan sonra, karşı koyamıyor arada bir incinmelere… Koyası da yok ki zaten… Bırakmış en başta kendini o dağların arasından akan şelalenin kollarına… İnsan en çok sevdiğinden incinirmiş… Ama insan en çok kendinden incinirmiş… Kendi seçtiği nedenlerinden… Kendi yarattığı dünyasından… Kendi yetersizliklerinden ve yetersiz hissettiklerinden incinirmiş… İnsanı en çok kendisi üzermiş… Çevresinde yaşananlar, kendisine yapılanlar değil… Üzeni de nedeni de kendininmiş…

YAGA bürokratik engellerle savaşıyor Kuzey Kıbrıs’ta Başbakanlık’a bağlı olarak kurulan Kuzey Kıbrıs Yatırım Geliştirme Ajansı (YAGA) ülkede yatırımların çoğalması konusunda önemli bir engel teşkil eden bürokratik engeller için savaşıyor. Özel haber uzey Kıbrıs’ta Başbakanlık’a bağlı olarak kurulan Kuzey Kıbrıs Yatırım Geliştirme Ajansı (YAGA) yatırımcılara, işlerini tek elden (one-stop-shop) tamamlama yaklaşımı ile ücretsiz olarak, yatırım öncesi, yatırım esnası ve yatırım sonrası geniş kapsamlı hizmet sunuyor. North Cyprus UK gazetesi bu konuda YAGA Başkanı Derviş Besimler’le görüştü. Kıbrıs’taki yatırım iklimi konusunu masaya yatırdı. Yatırımcıların, yatırım aşamasında Kuzey Kıbrıs’taki yatırım süreçlerinin kolaylaştırmak ve hızlandırmak adına önemli bir misyon üstlenen YAGA’nın faaliyetleri hakkında bilgi aldı.

K

Kısacası bizlere YAGA’nın tanımını yapar mısınız? YAGA, özel bir yapıda, Başbakanlık’a bağlı olarak, yasayla kurulu bir örgüttür. Ancak buna rağmen, bir de özel sektörden komitemiz vardır. Meslek örgütleri temsilcileri ve kamu temsilcilerinden oluşuyor. Başlıca hedefimiz Kuzey Kıbrıs’ta yatırımların önünü açmak. Bu kapsama yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türk kardeşlerimiz de giriyor. Nihai hedef ‘one-stop-shop’. Yani yatırımcının tek noktaya müracaatla işlerini yürütebilmesi. Hedeflediğiniz noktaya geldiniz mi peki? ‘one-stop-shop’u uygulayabiliyor musunuz?

İtiraf etmek gerekirse henüz bu noktaya gelemedik. Yapılan işlerde bürokratik engelleri aşma gibi bir pozisyondayız. Sizlere daha çok kimler müracaat ediyorlar? Bize Kuzey Kıbrıs’a yatırım yapmak isteyenler müracaat ediyorlar. Kimisi proje aşamasında, kimisi de inşaat aşamasında bizlere ulaşıyor. Müracaatlarını internet üzerinden yaptıkları gibi buradaki ofisimize de gelebiliyorlar. İngiltere’de ise temsilciliğimiz vasıtasıyla ulaşabiliyorlar. Yatırımların yerli vatandaşlarla ortak yapılması tercihimiz. Yerli yabancı ayrımımız yok. Size ulaşma ve müracaat aşamasından sonraki tutumunuz ne oluyor? Belli araştırmaların yapılması için dairelere yazılar yazıyoruz. Teşvik kapsamındaysa onun için müracaatlarda bulunuyoruz. Kısacası tüm yazışmalarda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Yatırım yapmak isteyenler için proje üretmek gibi bir hizmetiniz var mı? Henüz proje üretip yatırımcıyı davet eder noktasında değiliz. Yatırımcı çekebilmek için girişimlerimiz oldu. Üzerinde çalıştığımız, turizmden tutun da imalat, üretim, tarım, güneş enerjisi (rüzgar + solar güneş enerjisi), atıkların dönüşümü gibi projeler vardır. Yatırımlar başlayacak. Örneğini turizm yatırımları içerisinde eko ve agro turizm gibi yeni sahalar üzerinde çalışmalarımız vardır. Size başvurulması için yapılması planlanan yatırımın büyüklüğü önemli mi? Yasamızda bizim görevimiz 500 bin Euro’dan yukarı yatırımlarla ilgilenmek yazıyor. Ancak bizim kapımız yurt dışında yaşayan tüm yatırımcılara açık. Her hâlükârda buraya yatırım yapmak isteyenlere yardımcı olmaya hazırız. Kuzey Kıbrıs’ta şu anda yatırım iklimi nasıl? Yatırımcıların ilgisi nasıl? KKTC yatırım iklimi pek müsait değil. Ancak şu anda ciddi yatırımlar gündemimize geliyor. Kıbrıs Sorunu yatırımların önünde engel olmaktan çıkıyor. Eskiden yabancı yatırımcılar Rumların problem yaratmasından

dolayı Kuzey Kıbrıs’a yatırım yapmaktan uzak duruyordu. Ancak giderek ilgi artıyor. Kimler daha çok Kuzey Kıbrıs’a yatırım yapıyorlar? Ya da yatırım yapmak için müracaat ediyorlar? En fazla talep Türkiye’den vardır. Bunu İngiltere ve Kuzey Avrupa takip ediyor. Yatırımcılar gittikçe artıyor. Biz de şu anda yatırım iklimini iyileştirmek için çalışmalar yapıyoruz. Önce kendi evimizi düzeltmemiz gerekiyor. Teşebbüs edenlerin çoğu biliyorlar, burada yoğun bürokrasi vardır. Bunun düzeltilmesi için gayret sarf ediyoruz. Bu konuda örnek alınan bir ülke var mı? Türkiye Cumhuriyeti on yıl öncesine kadar dış yatırımın olmadığı bir ülkeydi. Şimdi yıldız ülkelerden bir tanesi haline geldi. Oraya yatırım yapanlar hem kolay hem de iyi para kazanıyorlar. Bizim de yatırım iklimini iyileştirmemiz lazım. Şirket kurma, izin alma, arazi tahsislerinden temel atma noktasına kadar sürenin kısaltılması gerekli. Biz de bu konuda boş durmuyoruz. Türkiye’nin güzel gelişmelerini dikkate alarak bazı girişimler yaptık. TC Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ile temaslarımız oldu. Yatırım iklimini iyileştirmek için çalışmalarımız vardır. Bu çalışmalarınızdan biraz söz eder misiniz? YAGA olarak bizim bu konuda üçayaklı bir çalışmamız vardır. Bunlardan birincisi farkındalığı yaratmak. O nedenle de Türkiye’den teknik bir heyet getirerek burada yatırım iklimini nasıl geliştirebiliriz onu konuştuk. İkinci çalışmamız ise biraz daha teknik bir çalışma oldu. İlgili resmi dairelerle mülakat işleri nasıl yürütülür sorgulandı. Neler yanlış neler eksik, yatırım ikliminin iyileştirilmesi adına neler yapılması gerektiği rapor ve çözüm önerileri sunuldu. Kamu reformu şart, iyileştirmeye gidilecek. İngiltere’de yaşayan Türklere yönelik çalışmalarınız var mı? Yurt dışında yaşayan Türklere önem veriyoruz. Birinci sırada tutulması gerekenler bana göre yurt dışında yaşayan Türklerdir. Onlar, çeşitli sorunlarla ülkelerini bırakıp gittiler. Ne kadar başarılı olabileceklerini de yurt dışında gösterdiler. Eğer düzgün fırsat verilirse başarılı olurlar. Benim bu görevi kabul etmemdeki en önemli neden de buydu. Aklıma gelen ilk şey yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklerdi. Onların da kendi ülkelerine yatırım yapmalarını bekleriz. Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler… www.investinnorthcyprus.org, Tel: (+90 392) 22 82 317, Faks: (+90 392) 22 79 381, E-mail: info@InvestInNorthCyprus.org


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

11


12

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber Sevden Gülercan sevdengulercan@hotmail.com

Diziler ve farkındalıklar olu dolu bir yaz yaşadık sevdiklerimizle… Denizin, güneşin keyfini sürdük hepbirlikte. Serin yaz akşamlarını dost sohbetleriyle keyiflendirdik. Eee daha ne olsun öyle değil mi? Ama hepsi yavaş yavaş geride kalmak üzere çünkü yazın sonuna geldik. Sonbaharın ilk aylarını yaşamaya başlamak üzereyiz. Kışlıklar dolaplardaki yerlerini bir aya kalmaz alırlar. Kış gecelerinin vazgeçilmezi dizikolikliğimizde hemen devreye girer tabi. Sultan Süleymenlar mı istersiniz, Fatmagüller mi yoksa? Vizyonlarda her geceye bir dizi. O onunla evlendi, o ona yalan söyledi, onu aldattı, onu öldürdü vs... Farkında mısınız üçüncü tekil kişilere bağlandığımıza? Resmen bizi esir alıyorlar. Neden kış gelince eve kapanıp dizi manyağı oluyoruz ki? Bize ne o yalanlardan bize ne o kısır döngülerden. Yapacak hiç mi bişeyimiz yok? Örneğin kitap okuyun, sinemaya, tiyatroya gidin. Sanki kara kışa teslim olduk. Kar yağdı yollar kapandı -4 lerde hava sıcaklığımız var dışarı burnumuzu uzatmaya korkuyoruz. Halbuki yazın özlemiştik. Uzanmıştık kumsala. Denizin, güneşin tadını çıkarmıştık. Dostlarımızla sohbet muhabbet… Oh yansın mangallar gelsin biralar. Neden havalar biraz soğuyunca midye gibi kapanıyoruz? İşte ben bunu anlamış değilim. Kış geldi diye insan eve kapanmaz ki. Sanırım bu dünyanın hiçbir yerinde yok. Sadece biz Kıbrıslılara özgü bişey. Yazın deniz varsa, kışın yağmur var. Ne kadar uzun zaman oldu yağmur yağarken yürüyüş yapmadınız? Büyük bir keyif bence. Ya da soğuk bir gecede, içinde bir parça dal, baharla sıcak kırmızı şarabı denediniz mi? Ya da dizi izlemek yerine ailenizle birlikte evde monopoly, tabu veya sessiz film oynadığınız? Yani gelmek istediğim nokta şu. Dizilere bağımlı olmak yerine bence çevremize ve hayatın farkındalıklarına bağımlı olmalıyız. Yazın nasıl kendimizi dışarı atıp sosyalleşiyorsak bunu kışın da yapabiliriz. Hava soğuk veya yağmurlu diye kendimizi kapatmamalıyız. Bir birimize dizilerin konularını anlatmak yerine okuduğumuz kitapları, gittiğimiz gezdiğimiz yerleri anlatalım. Hayat okadar kısaki heranını bence dolu dolu yaşamalıyız hayattaki her farkındalık emin olun size çok mutluluk verecektir. ‘‘Yağmur yağıyor seller akıyor arap kızı camdan bakıyor’’ küçükken hep bu şarkıyı söylerdik. Siz camdan bakan olmayın, yağmurda yürüyen olun. Sevgiyle kalın...

D

YDÜ Hastanesi’nden kalp ritim bozukluklarına kesin çözüm... Kalplerinde ritim bozukluğu bulunan ve ilaç tedavisine cevap vermeyen hastaların tedavileri Dünya’da çok az merkezde uygulanabilen “dondurma” yöntemi kullanılarak Kuzey Kıbrıs’ta Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde yapılıyor.

akın Doğu Üniversitesi Hastanesi (YDÜ) Hasta İlişkileri ve Dış İlişkiler Başkanı Ahmet Savaşan, YDÜ Hastanesi’nin açılmasıyla birlikte Kuzey Kıbrıs’ın Avrupa standartlarının üzerinde sunduğu sağlık hizmetleri, düşük fiyat avantajı ve bekletmeden tedavi verebilme kabiliyetiyle sağlık alanında önemli bir alternatif ülke haline geldiğini anlattı. Savaşan, “YDÜ Hastanesi olarak hastanemizin bütün bölümlerinde konusunda uzman hocalarımız en son teknolojiye sahip

Y

tıbbi cihazları ve tıp alanındaki en güncel bilgileri kullanarak çok sayıda insanın hayatını kurtarıyorlar” diye konuştu. Kuzey Kıbrıs’ta bir ilk Savaşan, YDÜ Hastanesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Ali Oto’nun başkanlığındaki Prof. Dr. Kudret Aytemir’in de içinde bulunduğu doktorlar heyetinin, tıpta ‘atriyal fibrilasyon’ olarak adlandırılan, kalbin hızlı ve düzensiz çalışma-

sı hastalığının tedavisinde, yepyeni bir uygulama olan, Dünya’da da geliştirilme aşamasında bulunan “dondurma metodu”nu hastalara başarıyla uyguladıklarını anlattı. Savaşan YDÜ Hastanesi’nde yapılan bu uygulamayla sağlık alanında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bir ilke daha imza atıldığını belirtti. “Dünyada sınırlı sayıda merkez uygulayabiliyor...” Türkiye’de çok kısıtlı, Dünya’da da sınırlı sayıda merkezin “dondurma” yöntemi uygulayabildiğini vurgulayan YDÜ Hastanesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Ali Oto da, YDÜ’nün Kardiyoloji Anabilim Dalı’nın; gerek personel açısın-

dan, gerekse teknik altyapı açısından kardiyoloji alanında, günümüzde uygulanabilen tüm girişim ve tedavi yöntemlerini aynı şekilde uygulayabilecek güçte ve donanımda olduğunu belirtti. “YDÜ Hastanesi’nde en yeni yöntemleri kullanıyoruz. Ritm bozuklukları tedavisinde kullanılan dondurma yöntemiyle, kalbin kulakçıklarına gelen damarların açıldıkları bölgelerde, ritm bozukluğuna sebebiyet veren odakların dondurulmasından ibaret. Hastalarımıza kasık bölgesinden lokal anestezi uygulayarak gerçekleştirdiğimiz girişimimiz bir buçuk saat sürüyor ve yaptığımız girişimden sonra hastalarımız kalplerindeki ritim bozukluklarına bağlı olarak kullandıkları ilaçlardan kurtuluyorlar” şeklinde konuştu.



14

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber Hazırlayan

Dty. Zaliha Kiraz

Green Olive Turizm Ödülleri verildi Kıbrıs Türk Otelciler Birliği’nin (KITOB) turizm alanında, bu yıl 6’ncısını verdiği “Green Olive Turizm Ödülleri” sahiplerini buldu.

zaliskiraz@hotmail.com

Sonbaharda nasıl beslenmeliyiz?

ıcacık havaların, incecik kıyafetlerin ve cıvıl cıvıl kuş seslerinin yerini soğuk havalara, kalın giysilere bıraktığı şu günlerde yaz ayını kuşlarla birlikte yolcu ediyoruz. Ve bedenimizde bu bekleyişe kendini hazırlamaya başladı aslında…

S

Kalın giysilere ihtiyaç duyması, kendisini yağlanmaya meyilli kılması ve daha güçlü bir bağışıklığa sahip olan metabolizmayı istemesi bunlardan sadece birkaçı… Oysa yapılacak çözümler hepimiz için ortak. Peki, vücut kış aylarında ne gibi etkilere maruz kalabilir? Ve neler yapılmalıdır? • Havaların soğuması ile birlikte hareketsizliğin de artmasıyla metabolizma hızında yavaşlama meydana gelir. Sonucunda da kilo artışı gibi istenmeyen durumlar görülebilir. Ve bu durumu kalın giysilerin içinde saklamaya çalışarak bir süreliğine geçici çözüm bulabilirsiniz. • Azalan metabolizmanızı hızlandırmak için düzenli aralıklarla beslenmeli, kahvaltı yapmayı kesinlikle atlamamalısınız. Çünkü kahvaltı yapmadığınız günlerin diğer saatlerinde daha fazla çok acıkırsınız. • Aslında en güzel diyet yapılan zamandır sonbahar kış ayları… Çünkü baharın gelmesiyle birlikte kişilerde kilo verme telaşı başlar ve bir an önce hızlı kilo vermek ve yaza incecik girmek için çaba gösterirler. Oysa her zaman belirttiğimiz gibi en güzel kilo verme aralığı haftada yarım kilo ile bir kilo arasında olanıdır. • Kış ayının getirdiği en büyük sorun grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklardır. Ve kişinin bağışıklık sistemi ne kadar güçsüzse enfeksiyonlara yakalanma riski o kadar yüksektir. Çözüm olarak bağışıklığı güçlendirmek için antioksidan kaynakları olan A,C, E vitaminleri, selenyum, çinko, magnezyum, demir gibi mineralleri yeterli miktarda almak gerekir. Bu ihtiyaçları da domates, havuç gibi kırmızı ve turuncu olan tüm sebze ve meyvelerden, brokoli, maydanoz yeşil yapraklı sebzelerden, yumurta, ceviz, badem, fındık gibi yağlı tohumlardan alabilirsiniz. • Meyvelerin yanında meyve suyu tercih ederseniz ise taze sıkılmış tercih ederek, fazla bekletmeden tüketmelisiniz. Aksi halde vitamin kaybı olur. • Bunların dışında bağışıklığı güçlendirmek ve metabolizmayı hızlandırmak için çay, kahve yerine yeşil çay, kuşburnu, rezene gibi bitki çaylarını içebilirsiniz. • Kış mevsiminde gün ışığının azalması ile birlikte mutluluk hormonu olan seratonin yerini melatonine bıraktığı için kişilerin depresyona girmeleri daha kolay oluyor. Bunun içinde depresyona iyi gelmesi açısından balık ve cevizde bulunan omega–3 yağ asidi, tahılların içinde bulunan B vitaminlerini, bunların dışında da soğan, sarımsak gibi keskin kokulu besinleri tüketme gerekir. Hoş geldin sonbahar…

capulco Resort Hotel’de 14 Eylül akşamı yer alan etkinlikte ödüle layık görülen kişi, kurum ve kuruluşları KITOB yönetim kurulu ile Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı, KITOB, KITSAB, KITREB, RESBİR, KAİB, sanat dünyası ve basın temsilcilerinden oluşan özel jüri belirledi. KITOB yönetim kurulu, en çok yeni destinasyon açan tur operatörü kategorisinde; Akmina Turizm, istikrarlı büyüyen ve üye otel memnuniyeti olan tur operatörü kategorisinde Direct Traveller Şti, İngiltere pazarından en fazla turist getiren tur operatörü kategorisinde Cyprus Paradise’ı belirlerken; özel jüri de yayın kategorisinde, İtalya Dove Dergisi’nde yer alan yayınlarıyla KKTC turizminin dış pazarlarda tanıtımına katkı koyan İtalyan Gazeteci Yazar Maria Piscopo; kültür-sanat kategorisinde, Gölgeler ve Suretler filmi ile Yönetmen Derviş Zaim; araştırma kategorisinde, “Ottoman, Islamic and Islamised Monuments in Cyprus” yayını ile Tuncer Bağışkan; işletmeci kategorisinde, “The House & The Garden” işletmeleri ile Erbil Arkın; yatırımcı kategorisinde, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi yatırımı ile Suat Günsel; çevre kategorisinde, ÇEKOVA Vakfı; ulaşım kategorisinde, Corendon Havayolları; başarılı otel müdürü kategorisinde, Kaya Artemis Otel Müdürü Nihat Berkan’a Green Olive Turizm Ödülü vermeyi kararlaştırdı. Büyükkonuk ve Karpaz’daki yatırımlarıyla ülkede Eko Turizmin gelişmesine öncülük eden Zekai Altan da jüri özel ödülüne layık görüldü. Gecede ayrıca ülke turizmi ile gecenin düzenlenmesine katkı koyan KITOB kuru-

A

cu üyeleriyle eski başkanlara teşekkür plaketleri verildi. Geceye, Maliye Bakanı Ersin Tatar, Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel, TC Turizm ve Kültür Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürü Murat Usta, Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı yetkilileri, bazı belediye başkanları, sivil toplum örgütlerinin başkan ve temsilcileriyle turizmciler katıldı. 13 farklı destinasyon … Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel, gecede yaptığı konuşmada, TC Lefkoşa Büyükelçiliği ile Bakanlığın birlikte başlattığı teşvik sistemiyle hayata geçen charter seferlerle bu yıl 13 farklı destinasyondan Kuzey Kıbrıs’a turist gelmesi sonucu otellerin ciddi doluluk oranlarına ulaştığını kaydetti. Turizmde bakanlık ve sektörle ilgili birimlerin ortak çalışması neticesinde bu yıl büyük bir başarıya ulaşıldığını ifade eden Bakan Üstel, Türkiye’den gelen turist sayısında 2011 yılında yüzde 15, 3’üncü ülkelerden ise yüzde 35 oranında bir artışın yakalandığını belirtti. Ülke turizmini 12 aya yaymak için çalışma başlattıklarını da belirten Bakan Ünal Üstel, Kuzey Kıbrıs turizmini yakın gelecekte İskandinav ülkelerinde de tanıtarak, buradan başlatacakları charter seferlerle bu destinasyondan da turist taşımayı hedeflediklerini söyledi. Türkiye’de, Kuzey Kıbrıs turizmini tanıtmak için sürdürülen çalışmaların da devam ettiğini ifade eden Bakan Üstel, ülkenin lokomotif sektörü olan turizmi iyi noktalara taşımak için her kesime önemli görevler düştüğünü söyledi. Bakan Üstel konuşmasının

sonunda otelcilerin sorunlarının farkında olduklarını ve çözümü için sektör temsilcileriyle birlikte çalışmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi. Usta: Desteğe hazırız TC Turizm ve Kültür Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürü Murat Usta ise, KKTC’nin müze ören yerleri ve antik yerleşim yerleriyle zengin bir potansiyel ve turistik bir altyapıya sahip olduğunu söyledi. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak müze ve ören yerleri ziyaretinde yıllık 26 milyon ziyaretçiye ulaştıklarını ve bu rakamın Türkiye’ye çekilen turist sayısıyla orantılı olduğunu belirten Usta, KKTC’deki oranların da bu rakamlara yaklaşması için ellerinden gelen desteği vermeye hazır olduklarını kaydetti. “Amaç, onore ve motive etmek” KITOB Başkanı Mehmet Dolmacı ise, yaptığı konuşmada, ödül törenini; ambargo ve zor koşullarda rekabet ederek ülke ekonomisi ile sosyal yaşamına katkı yapan turizm sektöründeki kişileri onore ve motive etmek amacıyla düzenlediklerini kaydetti. Turizmin topluma eşit fayda sağlayabilmesinin uzun vadeli planlarla mümkün olabileceğini ifade eden Dolmacı, daha iyi noktalara ulaşabilmesi için; rekabet ve sürdürülebilir turizm modelleri, doğru planlama, yerel işgücü ve üretimin eş zamanlı geliştirilmesi, profesyonel tanıtma ve pazarlama, çevre ve tarihi dokunun korunması, turistik ürününün toplam kalitesinin artırılması ve ülkede turizmi kesintisiz icra edecek bir turizm örgütüne ihtiyaç olduğunu vurguladı.


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

15


16

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Bellapais’te ‘klasik müzik’ esintisi 19. Kuzey Kıbrıs Müzik Festivali müzikseverlere muhteşem bir müzik ziyafeti sunuyor. 19 Ağustos’ta başlayan festival, na Johann Strauss Orkestrası’nın 22 Ekim’ de vereceği konserle sona erecek.

uzey Kıbrıs Müzik Derneği organizasyonunda bu yıl dokuzuncusu gerçekleştirilen Uluslararası Kuzey Kıbrıs Müzik Festivali, 19 Ağustos akşamı, ünlü Piyanist Gülsin Onay’ın Bellapais Manastırı’nda verdiği resitalle başladı. Gecede romantik dönemin temsilcilerinden Chopin, Lizst ve Schubert’in eserlerini kendine has yorumuyla seslendiren Onay, klasik

K

müzik severlerden bol alkış aldı. Bu yıl toplam 6 konsere ev sahipliği yapacak festivalde 23 Eylül Cuma akşamı Çek Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı dünyaca ünlü Çellist Jiri Barta’nın, J.S. Bach’ın Çello Süitleri’nin tümünü yorumladığı konser yer aldı. Festivalde 30 Eylül’de Tenor Kardeşler Konseri, 7 Ekim’de Jamila Musayeva Keman Resitali ve 14 Ekim’de Soprano

Romana Beutel ile Color Trio Konseri yer alacak. 9’uncu Uluslararası Kuzey Kıbrıs Müzik Festivali, Viyana Johann Strauss Orkestrası’nın 22 Ekim’ de vereceği konserle sona erecek. Bellapais Manastırı’nda saat 20.30’da başlayacak konserlere giriş bileti; Deniz Plazalar, Dome Hotel, Kybele, Bellapais Gardens ve girişten temin edilebilecek.


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

17


18

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Muhtaroğlu’ndan bir kitap daha... Emekli öğretmen, mücahit, yazar Esat Faik Muhtaroğlu, “Dünden Bugüne Lapta” adıyla 8’inci kitabını yayınladı. Muhtaroğlu’nun anılarının yer aldığı kitapta Lapta’nın geçmişiyle ilgili eşsiz bilgiler bulunuyor. ngiltere’deki Türklerin yakından tanıdığı emekli öğretmen, mücahit, yazar Esat Faik Muhtaroğlu, 8’inci kitabını “Dünden Bugüne Lapta” adıyla yayımladı. 33 yıllık öğretmen Muhtaroğlu, doğup büyüdüğü köyü Lapta’yla ilgili 273 sayfalık kitabında hem Lapta’yı hem de Laptalıları tanıtıcı yazılar sunuyor. Muhtaroğlu’nun “Pilot Ali”, “Kıbrıs Türkü Budur İşte” adlı 3 bölümlü kitabı, Eski Lapta ve Eski Laptalılar, “Öğretmenlerden Hatıralar ve Ömür Boyu Eğitim ve Öğretim” adını taşıyan kitapları da var. Yeni kitabı, vesile oluyor onu daha yakından tanımamıza…

İ

“İlk yazma hevesim, ilkokulda başladı” “İlk yazma hevesim, ilkokulda başladı” diye başlıyor söze. İlkokulu Lapta ilkokulunda okumuş…o zamanlar Lapta ilkokulu şimdiki yerinde değilmiş tabi…Kitaplarında da bahsettiği Mehmetali Tilki adlı öğretmen ve Hasan Nihat Bey, onun unutamadığı ve dilinden düşürmediği öğretmenleri. İlkokul yıllarında, ki o dönem 1939 yıllarına rastlıyor, “Haberleri derleyin,

toplayın, sorun öğrenin” demiş öğretmeni, “Bunlar bizi yazar yaptı” diyor. Ve o dönemlerde, şimdiki gibi ne televizyonlar var haberleri takip edecek, ne internet, yalnızca iki kahvede, iki radyo. Çocukların, kahvehanenin yanından dahi geçemediği günler… Babası ve abisinin gittiği kahvehaneden sorup öğrendiği haberler…

sinde. Okulda müdürü İngiliz, Hanımı Ermeni. Okula o dönemlerde Duhul İmtihanıyla alırlardı. Girdik, kazandık. Babamın sırtında ailenin geçimi de var. O yüzden hevesli değildi” diyor. Ve Tilki öğretmenin babasını ikna etmesiyle ve ilk yılı onların evlerinde kalarak İslam Lisesi’nde okumaya başlıyor…

Tilki öğretmenin desteği Ve onun anlatmasına göre, o iki öğretmenin yönlendirmesiyle gelmiş bu günlere… Bir de belleğinden gitmeyen babasının arapça yazıları var… Babasının okuması, onu heyecanlandırıyormuş diyor Esat Muhtaroğlu, ve “Bugün hala aklımda” sözleri çıkıyor ağzından, uzaklara dalarken… Mehmetali Tilki öğretmen Lapta’dan ayrıldıktan sonra da Lapta’yla ilgisini kesmemiş. Onların da ısrarıyla, ulaşımın zor, otobüslerin tek tük ve hayat şartlarının ise çok ağır olduğu o günlerde, Lefkoşa İslam Lisesi’ne göndermişler onu. “Yıl 1939, geçim zor. 2. Dünya Harbi başlangıcı. Harp sıkıntısı Kıbrıs’ı da sarmış durumda. Ve o dönemler ada İngiliz sömürge-

“Yanıma öyle bir süzüldü ve tokat çekti…” O yıllardan belli miydi bugün bir yazar olacağı, hayali miydi diye merak ediyoruz… O da söylüyor, “Tembel bir öğrenciydim” diyor. İngilizce olan dersler onu epey zorluyormuş. Bir de anısını paylaşıyor bizlerle Muhtaroğlu. “İngilizce dersindeyiz. Öğretmen soru sorar. Sıra bana geldi. Yanlış cevap verdim. Yanıma öyle bir süzüldü ve bir tokat çekti… Sınıftaki çocuklar da acıdı beni. Öğretmenler köy yerinde benim İngilizce bilemediğimi nereden bilsin. Arkadaşlarım teselli ederlerdi beni” diyor. Hala o gün, o tokatı yerken ki utancı ve üzüntüsünü hissedercesine gözleri dolu dolu anlatıyor …

Marul ve zeytin hikayesi O dönem okuldaki biriki çocuk, öğlen yemeğinde verilen marullarda, çamurlar ve sümüklü böcü bulmuşlar. Biraz da protesto amacıyla tabaklarındaki marulları parçalamışlar ve yememişler… Orada bulunan başka bir arkadaşları, bu çocukları mimlemiş ve sınıfın en iyileri olan bu çocukları müdürlüğe bildirmiş… Ve bu çocukları tart etmişler… Tart, o dönemin en büyük cezası. Karnelerine böylelikle “pek iyi” yazılmaz, “iyi” yazılırmış. Ve bu durumda da hiçbir işe giremezlermiş. Şartlar zor, yaşam ağır ve kurallar katı… “Bu başlangıç beni tiryaki etti” Esat Muhtaroğlu’nu dinlerken, aynen yaşıyoruz o günleri. Sohbetimiz ilerlerken, Muhtaroğlu’nun lise anılarından sonra Öğretmen Koleji’ne gidişini

dinliyoruz. Kolejden sonra ise tam 36 yıl öğretmenlik yapmış Muhtaroğlu, binlerce çocuğu hayata hazırlamış… Köy köy dolaşmış… Ve öğretmen olduğu yıllarda, duyduğu ilginç olayları yazmaya başlamış… Ayanni’de kaldığı 9 aylık süreç başlangıç olmuş onun için. “Bu başlangıç beni tiryaki etti” diyor. Ve bu yazma tutkusunun yıllardır tüm benliğini sardığını anlatıyor Muhtaroğlu. Yalnızca kağıda döktükleri değil, onun yıllarca, gördükleri, duydukları ve hissettikleri adeta yüreğinden taşıyor. “Her gün bir tane yazsam gene de yetiştirmem” diyor. “Onlar benim mutluluğumdur” diyerek yazılarının ve yazdıklarının onun için ne kadar değerli olduğunu anlatmaya çalışıyor bizlere. Esat Faik Muhtaroğlu’nun yeni kitabı da diğerleri gibi yakın geçmişe bir ışık tutuyor…


19

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Koşkoş Hazine Peşin’de perdelerini miniklere açtı Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları 2011-2012 Tiyatro sezonunda perdelerini ilk kez Güzelyurt’ta çocuklar için açtı. Oyun 17 Ekim’den sonra Lefkoşa’da gösterime girecek.

urizm Çevre ve Kültür Bakanlığı’na bağlı Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları 2011-2012 Tiyatro sezonuna İnan Ambarkütük’ün yazdığı Cevahir Caşgir’in yönettiği “Koşkoş Hazine Peşinde” isimli oyunla başladı. “Koşkoş Hazine Peşinde” isimli izleyicilerin katılımına imkan tanıyan oyun, ilk kez 3 Ekim Pazartesi akşamı Güzelyurt AKM’de sahnelendi. Oyunu çok eğlenceli ve eğitici bulan öğrenciler, oyuna bizzat katılarak, oyunun birer parçası oldular. Oyun esnasında özellikle, Koşkoş’un sorularına büyük bir heyecanla cevap veren minik izleyiciler, oyunculuğun tadını çıkarmış oldular.

T

“Geleceğin izleyicilerini şimdiden hazırlamak istiyoruz” Öğrencilerinin büyük beğenisini kazanan oyun sonrasında Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı Basın Bürosu’na açıklamalarda bulunan Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Müdürü Hakan Yozcu oyun için şunları söyledi: “2011-12 Tiyatro sezonuna yine bir çocuk oyunu ile başladık. Bunu bir gelenek haline getirdik. Arkadaşlarımız büyük bir uğraş sonucu çok güzel bir oyun hazırladılar. Oyunumuzu izleyen minik tiyatro severler oyunu çok sevdiler. Oyunumuzu yine ücretsiz olarak sahnele-

dik. Her zamanki gibi bir de çocuk gazetesi hazırladık. Bu da küçük izleyicilerimize bir hediyemizdir. Amacımız onların tiyatroyu sevmesi, bilinçli olmasıdır. Çocuklarımızın tiyatroya olan ilgisini artırarak geleceğin izleyicilerini şimdiden hazırlamak istiyoruz.” “Koşkoş Hazine Peşinde“ 17 Ekim’den itibaren Lefkoşa’da KKTC genelinde turneye çıkacaklarını bildiren Yozcu, ülkedeki tüm ilkokulların 3, 4 ve 5. sınıf öğrencilerinin Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları’nın oyununu izleyebileceklerini ifade etti. Kitap, doğa ve çevre sevgisinin konu edildiği oyunla yaklaşık olarak 15 bin öğrenciye ulaşmayı hedeflediklerini belirten Yozcu, oyunu 17 Ekim’den itibaren Lefkoşalı minik izleyicilerin beğenisine sunacaklarını açıkladı. Cevahir Caşgir, Ertaç Hazer ve Türkey Öztiğin rol aldığı “Koşkoş Hazine Peşinde” isimli oyunun kostümlerini Gülsen Dünki hazırladı. Oyunda, Işık Mustafa Kıral, Dekor Tasarımı Hüseyin Özinal, dekor uygulama Yalçın Arıcı, Mehmet Isırgan tarafından yapıldı. Müzik Efektlerinin Utku Yerebakan tarafından yapıldığı oyunda sahne ve turne amirliği görevini ise Yılsay Özbudak üstlendi.


20

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

2012 Noyanların atılım yılı

Noyanlar, 2012’ye hızlı giriyor Noyanlar Şirketler Grubu 2012 yılına yeni projelerle giriyor. İskele Bölgesi’nde hem tatil evleri hem de ömür boyu yaşam alanları sunan Şirket, yeni sezonda Mağusa’ya hızlı bir dönüş yapma hazırlığı içerisinde.

ağusa ve İskele Bölgesi’nde inşa ettiği konutlarla 38 yıldan beridir güven ve kaliteyi yakalayan ve insanlara huzurlu yaşam alanları yaratan Noyanlar Şirketler Grubu, 2012 yılına yine iddialı projelerle giriyor. Geniş ve işinde uzman kadrosuyla yeni atılımlara hazırlanan Şirket’in, Long Beach Sea Life Proje’si büyük ilgi görürken, aynı bölgede üçüncü proje için son aşamaya gelindi. Noyanlar Şirketler Grubu, 2012 yılında Mağusa’ya hızlı bir dönüş yaparak 4 arazide 220 adet daire ve 50 dükkan projesiyle yine adından söz ettirecek.

M

Long Beach’de kısa sürede iyi bir satış grafiği yakaladı Noyanlar Şirketler Grubu’nun, 27

bin 600 stg’den başlayan fiyatlarla ömür boyu 5 yıldızlı bir tatili garantileyen Long Beach Sea Life Projesi, 2011 Nisan ayında satışa açıldı. Denize 100 metre mesafedeki proje 5 ay içerisinde iyi bir satış grafiği yakaladı. Geleceğin tatil beldesi olma yolunda ilerleyen İskele’de, Long Beach Life Projesi ile de hem aile yaşantısına yönelik evler hem de tatil evleri sunan Noyanlar Şirketler Grubu, modern tasarımlı konutlarla müşterilerine kaliteli bir yaşam alanı yarattı. 2012 yılına damgasını vuracak 2012 yılı için Long Beach’de Doktorlar Sitesi arkasında 3’üncü büyük Projesi ‘Site 17’ için hazırlıklar yapan Noyanlar Şirketler Grubu, 70 dönümlük bir arazi içerisinde

600 konutla yeni bir projeye daha imza atıyor. Yüzme havuzu, eğlence ve aktivite alanlarıyla her bütçeye uygun yaşam alanları oluşturmayı hedefleyen Noyanlar Şirketler Grubu, bir birinden farklı model seçenekleriyle düşleri gerçeğe dönüştürecek. Hem tatil evleri hem de bir ömür yaşanabilecek konutlarla 2012 yılına damgasını vuracak olan projenin, 2011 yılı sonuna kadar hayata geçirilmesi planlanıyor. Noyanlar Mağusa’ya hızlı bir dönüş yapıyor Uzun süreden beridir Mağusa Bölgesi’ne uzak kalan Noyanlar Şirketler Grubu, 2012 yılında Mağusa’ya hızlı bir dönüş yapmayı planlıyor. Şirket, Mağusa içerisinde 4 farklı arazide toplam 220 adet daire ve 50 dükkanı hayata geçirecek. Şu anda Mağusa’nın merkezi durumundaki Mağusa Yaşam Hastanesi ve Tıp Merkezi arasında bulunan, anayola sıfır mesafedeki arazide, daire, iş yerleri ve dükkanlardan oluşan yeni bir proje için çalışmalar sürüyor. Şirket, 2012 baharında bu projeyi de satışa açmayı hedefliyor. Yine aynı bölgede, üç farklı arazi içerisinde çalışmaları devam eden Noyanlar Şirketler Grubu, projelerinin tamamlanması için son hızla çalışıyor. Ötüken’de ‘sınırları kaldırdı’ Mağusa’ya 5 dakika mesafedeki Ötüken’de bu güne kadar 250 konut inşa eden Şirket, 2012 yılı içerisinde buraya yaklaşık 110 civarı arsa

açmayı planlıyor. Noyanlar Şirketler Grubu, bu yeni projeleri ile müşterilerine 7-8 çeşit ev modeli sunacak. Müşterilerine, kendi seçtikleri arsalarda, kendi seçtikleri ev modellerine sahip olma imkanı sunacak Şirket, ev almak isteyenleri sınırlardan kurtararak, siteden alır gibi uygun ve ekonomik fiyatlarda, hayal ettiği evlere kavuşturacak. Profesyonel hizmet sunuyor 1973 yılından beri Kuzey Kıbrıs inşaat sektörünün tüm kollarında, üstün kaliteli hizmetler veren Noyanlar Şirketler Grubu, bugüne kadar 1800’ü aşan aileyi ev sahibi yaparak, yaklaşık 7500 kişiye ise yaşam alanı sağladı. Mutlu ve huzurlu bir gelecek için profesyonel mimar, mühendis ve müşteri hizmet kadrosu ile modern ofislerinde hiz-

met veren Şirket, Apartman & Site Projeleri, İnşaat & Müteahhitlik Hizmetleri, Mimarlık & Mühendislik Hizmetleri, İnşaat Kontrolörlük Hizmetleri, Arsa Parselasyon Hizmetleri, Kiralık Mülkler, Tadilat & Restorasyon konularında inşaat sektöründe kalitenin öncüsü olarak hizmetlerine devam ediyor. 2011 yılında kadrosunu daha da genişleten Noyanlar Şirketler Grubu 2012 yılında hızlı ataklar peşinde. Dünyaya açıldı… Noyanlar Şirketler Grubu, yalnızca Kuzey Kıbrıs’la sınırlı kalmayarak, Rusya, İran, İngiltere, Alanya temsilcilikleriyle de hizmetlerini sürdürüyor. Vizyonunu genişleterek dünyaya açılan Noyanlar Şirketler Grubu, yurt dışından da birçok kişiyi ev sahibi yapıyor.


21

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Çek Cumhuriyeti’nden KKTC’ye seferler başladı Kuzey Kıbrıs’a Çek Cumhuriyeti’nden düzenlenmeye başlayan seferlerin ilk yolcuları 3 Ekim’de Prag’dan geldi. Ekim - Aralık döneminde Çek Cumhuriyeti’nden KKTC’ye 2 bin 700, 2012 Mart - Eylül döneminde ise 7 bin turist getirilmesi hedefleniyor. uzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile Çek Cumhuriyeti arasında charter uçak seferleri başlatıldı. 3 Ekim’de düzenlenen ilk seferle KKTC’ye gelen 271 Çek turisti Başbakan İrsen Küçük, Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Hamza Ersan Saner ve diğer yetkililer karşıladı. Prag’dan KKTC’ye gelen ilk charter sefer su gösterisi ile karşılandı, yolculara çiçek verildi, Lapta Belediyesi Halk Dansları ekibi gösteriler sundu.

K

Güzel anılarla ülkelerine dönecekler Başbakan İrsen Küçük, KKTC’ye gelen turistleri karşılama töreninde yaptığı konuşmada, Çek turistleri KKTC’de görmekten mutluluk duyduğunu, turistlerin KKTC’de kum, güneş ve denizden yararlanacağını, zengin mutfağını tadacağını, güzel anılarla ülkesine döneceğini ümit ettiğini söyledi. Küçük, ilk kez yapılan seferin devam etmesini ve daha birçok Çek vatandaşını KKTC’de ağırlamak istediklerini ifade ederek, tek beklentilerinin; turistlerin adadan memnuniyet içinde ayrılması olduğunu belirtti. Turistleri modern körüklü bir hava limanında karşılamayı istediklerini, bunu da yaptıkları proje çalışmaları kapsamında iki yıl içinde hayata geçirmeyi hedeflediklerini belirten Başbakan Küçük, Ercan Havalimanı’nda şu anda dünyadaki en modern hizmetin verildiğini söyledi. En güzel adalardan bir tanesi Turizm, Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel de, artık yaz aylarının sonuna geldiklerini, ancak Kuzey Kıbrıs’ta tatilin 12 ay olduğunu, bakanlık olarak hedeflerinin ülkede tatili 12 ay boyunca sürdürmek olduğunu söyledi. Üstel, bu sezonun iyi geçtiğini Çek Cumhuriyeti’nden başlayan charter seferlerle sonbaharın da otellerdeki doluluk açısından iyi geçeceğini ifade ederek, Kıbrıs’ın Akdeniz’in en doğal, kültürel ve tarihsel bakımdan en güzel adalarından olduğunu kaydetti ve turistlere güzel bir tatil geçirmelerini diledi. Hafta’da iki gün sefer düzenlenecek Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Hamza Ersan Saner de, KKTC’nin tatil için çok uygun bir ülke olduğunu;

deniz, kum, güneş, doğa, tarih, kültür ve misafirperverliği ile çok güzel bir ülke olduğunu söyledi. Saner, Çek turistlere güzel bir tatil yapmaları ve Kuzey Kıbrıs’tan güzel duygularla ayrılmaları dileğinde bulundu. Prag’dan Ercan’a, Antalya’da 45 dakika duraklamayla yapılan bugünkü ilk charter uçuşa, 11 Ekim’de Brno şehrinden yapılacak charter seferin eklenmesiyle Çek Cumhuriyeti’nden KKTC’ye düzenlenecek sefer sayısı haftada ikiye çıkacak. Ekim - Aralık döneminde gerçekleştirilecek seferlerle KKTC’ye toplam 2 bin 700 turist gelmesi beklenirken, 2012 yılının Mart - Eylül ayları arasında gerçekleştirilmesi planlanan seferlerle de toplam 7 bin turistin getirilmesi hedefleniyor. Konuyla ilgili bakanlıktan verilen bilgide, Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığı’nın uygulamaya koyduğu uzun vadeli politikaların turizm sektöründe yarattığı güven ortamı neticesinde bu yıl KKTC’ye Almanya, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Fransa, Hollanda, İngiltere, İran, İtalya, Polonya ve Slovenya’dan charter seferlerle turist taşınırken, bugün bu destinasyonlara Çek Cumhuriyeti’nin de eklendiği belirtildi. Destinasyonlar 15’e çıktı Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı’nın, yıllardan beridir tur operatörlerine TC kaynaklarından yararlanarak verdiği teşviklerin, bakanlık tarafından yeniden organize edilip, en fazla üç hafta içerisinde ödenmesi sonucunda yakalanan sinerjiyle bu yıl KKTC turizminde “rekorlar kırılmaya” devam edildiği belirtilen açıklamada, İngiltere’nin üç farklı şehrinden havalanan charter seferlerle bugüne kadar toplam 13 farklı destinasyondan KKTC’ye turist taşınırken, Çek Cumhuriyeti’nin iki farklı şehrinden düzenlenecek seferlerle KKTC’ye turist gelen destinasyon sayısının 15’e çıktığına dikkat çekildi. Açıklamada, yaratılan güven duygusuyla yerel acente Akgünler Turizm’in Çek Cumhuriyeti’nden bir tur operatörü ile başlattığı girişim sonucunda bugün KKTC’ye Prag’dan ilk charter uçak seferinin yapıldığı ifade edilerek, kış turizmini canlandırarak turizm sezonunu 12 aya çıkarma çalışmalarının sonucunda başlatılan seferlere ileriki günlerde yeni destinasyonların da ekleneceğini kaydedildi.


22

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Denizin Kokusu Serhat İncirli Email: serhatincirli@hotmail.com

Kıbrıs’a gelmenin KKTC tam zamanı Bayraklı Rum Ç töreni! ocukların tatili ve geleneksel tatil anlayışı nedeniyle Londra’dan KKTC’ye tatilin en yoğun olduğu dönem Temmuz ve Ağustos aylarıdır... Elimden gelse Temmuz ve Ağustos’ta Kıbrıs’ı görmek bile istemem oysa... Yatırsınız ter içindesiniz, kalkarsınız ter içinde... Air condition denen salak aletlere mahkumsunuz... Deniz bile sıcaktır... Hele Girne bölgesinde hava çekilmez bir hal alır... Dört bir yan kurudur. İçecek su akmaz çeşmelerden. Sivrisinekler ölümdür... Hele o küçük ot sinecikleri... Oysa şimdi KKTC cennettir... Çocuğu çoluğu olmayan-

lar için bence kolay... Helel Christmas dönemi... Yemyeşil olmaya başlar şimdi Kıbrıs. İlk yağmur düşer; topraktaki sıcaklığın havaya fışkıran kokusu, ciğerlere dopingtir... Zeytin zamanıdır. Harup zamanıdır... Zeytinyağı değirmenlerine sabaha yakın gitmenin keyfi şimdidir... İlk çıkan zeytinyağına sıcak çöreciği batırıp batırıp yemek... Çakıstesleri kırmak... Kaynat böğrülceyi kabacığnan, bas yeni zeytinyağını; hele kara yağsa... Keyfine doyum olmaz... Hava akşamları özellikle tadına doyulmaz bir serinliktedir... Çık verandaya otur... Gökyüzü masmavidir. Zerre rutubet yoktur. Kıbrıs şimdi çok güzeldir...

KKTC’den Londra’ya bakışı slında KKTC hükümetinin değil, KKTC siyasetinin Londra’ya bakışı önemlidir... Oy vermeyen Londralılar, KKTC’de hiç bir siyasi partinin doğrudan ilgi alanında değildir... Ancak, “tam bir ilgisizlik” olduğunu da kimse söyleyemez. Çıkar ilişkisine dayandığı noktada, Londralı çok değerli hale gelir; çıkar ilişkisi bittiği anda ise Londralı “dalga geçilecek” hale sokulur... Londra’da bulunduğum süre zarfında, KKTC’deki siyasi partilerin İngiltere başkentindeki uzantısı olan örgütlere çok değer verdiği inancım vardı. Ancak üç yıldır bu ülkedeyim, KKTC’deki siyasi partilerin yapılanmaları, örgütlenmeleri Londra’yı kesinlikle dışlıyor... Bir kaç “ilgili” dışında hiç bir parti yetkilisi Londra’daki örgütlerden haberdar bile değil... Bu ilişkilerin daha çok “siyaset belirleme” modundan uzak tutulup, “destek sağlama” moduna

A

çekilmesi, ilişkileri daha sağlıklı hale sokar. Bu destek, maddi olabileceği gibi, manevi destek de olur... Para toplayın ve gönderin değil; çeşitli uluslar arası kaynaklardan destek sağlanması için uğraşın... İlla ki partiye seçimlerde kullanması için değil ama örneğin bir köydeki bir binanın tamiri, yapımı için kaynak sağlamak da partiye destektir. Veya, bir partiye uluslar arası ağırlığı olan kişilerin desteğini, ilgisini çekebilmek de... Özellikle Londra’daki sol kesimde, “partiye ciddi etki etme” gibi bir tavır ya da çaba vardı üç yıl öncesine kadar... Bu hala devam ediyorsa, vazgeçin... Çünkü etki sıfırdır! “Sizi kimse sallamaz” demek istemiyorum ama Londra’da yaşayanların ne düşündüğü, KKTC’deki partilileri ilgilendirmez... Hatta “dozajı artan müdahale” ters de teper; “siz orada Kraliçe’nin korumasında rahatsınız, buraya karışmayın” hakaretine varır...

Güney Kıbrıs Ekim ayının 1’inde “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin 51’nci kuruluş gününü kutladı... Kıbrıs bölünmüş... Kuzey’inde başka bir bayrak var. Ve tören alanında, Rum tankları, Kıbrıs Cumhuriyeti ile Yunan bayraklarıyla geçit resminde endam eylerken, Beşparmaklardaki KKTC bayrağı onları izliyordu....

silahlar

Londra’ya sahip çıkın... uzey Kıbrıs’ta günümüzde “eski Kıbrıs”ı aramak nostalji bile olmanın ötesinde imkansızdır... Eski Kıbrıs’ı bulmak mümkün değil. Yeni bir Kuzey Kıbrıs var artık... Yoğun nüfus akışı ile yeniden şekillenmiş bir ülke... Örneğin koskocaman Girne’de ya da Lefkoşa’da, “şeftali kebabı” bulabileceğiniz restoran veya eski deyişle “aşçıhane” hiç kalmadı dersem yalan olur ama tek tük kaldı... İyi ki “Kel” gibi bir iki girişimcimiz hala uğraşıyor da doğru dürüst Kıbrıs kebabı yiyebiliyoruz... Sadece kebap değil elbette, yaşam ve kültür çok farklılaştı... İnsanlar çok değişti... Londra bu nedenle çok önemli... Neden? Çünkü Londra’daki Kıbrıs kökenli Türkler, ya da Londra’da yaşam süren Kıbrıslı Türkler, eskinin tadını daha iyi biliyor... Ne yazık ki geldikleri zaman gördükleri manzaradan da en çok onlar etkileniyor. Londralılar... Londra’da yaşam süren Kıbrıslı Türkler... Yıllardır, seçme seçilme hakkı talep edenler var...

K

Ne olacak? Farzedin ki seçme seçilme hakkı verildi Londralılara... Seçtiğiniz insanlar sizinle ilgili karar mı alacak? İngiliz hükümetine mi müdahale edecekler? Mümkün değil... Londra’daki vatandaşlarımızın seçme seçilme hakkı talebinin arkasında aslında “Kıbrıs sorunu” ile ilgili karar süreçlerine müdahalenin yattığını düşünüyorum... Bunun da ne kadar doğru bir tavır olduğunu doğrusu tam anlamıyla kavrayabilmiş değilim. Bir kere, “hukuken” seçme seçilme hakkı verilebilmesi için, Kraliçe’nin hükümeti ile KKTC’nin hükümeti arasında bir anlaşma yapılması ve iki ülkenin “mütekabiliyet” esası gereğince karşılıklı olarak vatandaşlarına oy hakkı vermesi gerekir... İsteyen ülke kullanmaz bu hakkı ama karşılıklılık esastır. Majestelerinin hükümetinin İrsen Küçük hükümeti ile anlaşma yapabilmesi mümkün değil... Efendim belirli yerlere sandıklar kurulabilir falan diyenler var... Olmaz... Seçim güvenliğini ve güvenilirliğini kim sağla-

yacak? Devletin seçimde var olması şarttır... Kaldı ki, siyasetinden doğrudan etkilenmeyeceğiniz bir parlamentoyu ve hükümeti neden seçesiniz ki! Kıbrıs sorunu mu? Kıbrıs sorunu kesinlikle Kıbrıslı Türklerin iradesi ile bir yere gitmiyor ve gitmeyecek... Kıbrıs sorunu artık Türkiye’nin insiyatifine kalmış durumdadır... Birileri Türkiye’yi ikna ederse, Kıbrıs sorunu çözülecek ve bunda Kıbrıslı Türklerin zerre kadar konuşma hakkı da olmayacak... Sevgili Londralılar... Sevgili Londra’da yaşayan Kıbrıslı Türkler... Yaşadığınız ülkeye sahip çıkın... Yıllardır söyleniyor; tekrar etmekte bir sakınca görmüyorum ama örneğin büyük partilerin yıllık kongrelerinde, siz de tıpkı Rumlar gibi “Fringe” toplantılar yapmayı deneyin... Daha çok günlük siyasete katılın. Daha çok yaşadığınız ülkeye sahip çıkın.... Kıbrıs’tan umudu kesin, kopun, bir daha gelmeyin demiyorum... Kuzey Kıbrıs için çok şey ifade ediyorsunuz... ama gerek kendinize, gerek çocuklarınıza ve gerekse Kıbrıs’a bir şeyler vermek niyetindeyseniz “oraya sahip çıkın”...


23

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Magazin

Nijeryalılar bağımsızlık gününde çılğınca eğlendi

uropean Recorders Müzik Yapım Şirketi sahibi Acar Acarbey ve Derviş Canaltay’ın birlikte organize ettiği Nijeryalılar gecesi geçtiğimiz hafta Mağusa’nın seçkin eğlence merkezlerinden Lions Garden’da gerçekleşti. KKTC Üniversitelerinde öğrenim gören Nijeryalıların yoğun ilgi gösterdiği gecede Nijerya’nın ünlü sanatçıları Eva Nigeria, Sauce Kid ve DJ Pipe Piper sahne aldı. Nijeryalıların bağımsızlık gününü kutlamak için organize edilen

E

gecede çılğinca eğlence yaşandı.European Records Platinum Productions ve Derviş Canaltay’ın birlikte organize eetikleri konsere European Hotel, Northernland Constructions, Noyanlar Şireketler Grubu, Döveç Constructions, Noahs Ark Hotel, Çangar Motors, Restur Seyehat Acentesi, Dance FM, Dağlı Sigorta gibi firmalar sponsor olarak destek verdi. Nijeryalıların yanısıra Türkiyeli öğrencilerin de ilgi gösterdiği gece sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü.

Fotoğraflar: Necati KÜLAHLILAR


24

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

25

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Magazin

Magazin

Tatil bitti, eğlence hareketlendi...

Saray’da masal gibi düğün

Sibel ve Emre yaşamlarını birleştirdi Merhum Reşat Niyazi’nin kızı Sibel Niyazi, İstanbul Kandilli’de bulunan tarihi Adile Sultan Sarayı’nda Emre Güraslan ile yaşamını birleştirdi.

ir yaz tatilini daha geride bıraktık. Tatil süresince kimimiz Kıbrıs’ta, kimimiz Türkiye’de, kimimizde farklı ülkelerde dinlenme fırsatı yakalarken, sevdiklerimizi de ziyaret etme imkanı bulduk. Londra’da okulların açılmasıyla tatil de sona ermiş oldu. Tatilin sona ermesiyle birlikte Londra’daki eğlence yerleri daha da bir hareketlendi. Geçtiğimiz hafta konuk olduğumuz Cyprus Meze Bar & Restaurant yine dopdolu ve hareketliydi. Kuzey Londra’nın en gözde mekanları arasında yer alan Cyprus Meze Bar’da sahne

B

alan Eray, o gece konuklarına inanılmaz bir müzik ziyafeti verdi. Her Cuma “Kıbrıs Gecesi” Tatilin sona ermesiyle birlikte proğramlarında bir takım yenilikler yapan Cyprsus Meze Bar, “Kıbrıs Geceleri”ni de başlatmış oldu. Her Cuma akşamı düzenlenen Kıbrıs Geceleri’nde sahne alan Keman Ustadı Turgay Göçen ve Kıbrıs’ın gözde grubu Kurşiniler sahne alacak. Her Cuma bir Türk Okulu Folklör Grubu’nun da sahne alması için anlaştıklarını kaydeden restoran direktörü Engin Yorgancıoğlu,

düzenlemeye başladıkları Kıbrıs Gecelerinde elde ettikleri gelirin bir kısmıyla da Türk Okullarına destek vereceklerini söyledi. Açık Büfe olarak gerçekleşen Kıbrıs Gecelerinin kişi başı ücretinin £15 olduğu açıklandı. 6 Kasım’da bayram balosu Kurban Bayramı’nın 6 Kasım Pazar gününe denk gelmesiyle birlikte bu özel günde “Bayram Balosu” yapmayı kararlaştırdıklarını kaydeden Yorgancıoğlu, gecede restoran sanatçılarının tümünün de sahne alacağını kaydetti. Kendi sanatçılarının yanısıra sürpriz sanatçılarında

yer alacağını ifade eden genç işadamı Bayram Balosu’nun

giriş ücretini £20 olarak belirlediklerini sözlerine ekledi.

asemin Mağden ve Reşat Niyazi’nin (Merhum) güzel kızları Sibel ile Ayşe Nurhan Güraslan ve Halit Güraslan’ın yakışıklı oğulları Emre, İstanbul Kandilli’de yapılan masal gibi bir düğün töreniyle birlikteliklerini sonsuzlaştırdılar. İstanbul Kandilli de bulunan tarihi Adile Sultan Sarayı’nda gerçekleşen düğün töreni sarayın bahçesinde yapılan kokteylli nikah töreniyle başladı. Kadıköy Belediyesi nikah memuru Aliye Kaytan’ın huzurunda gerçekleşen nikah töreninde Sibel’in nikah şahitliğini Merhum Reşat Niyazi’nin yakın dostlarından Mali Müşavir (Chartered Accountant) Altan Kemal, Emre’nin nikah şahitliğini ise teyzesi Nurhayat Kutlu yaptı.

Y

Klasik müzik eşliğinde romantik anlar Keman müziği eşliğinde yapılan nikah töreninin ardından Adile Sultan Sarayı’nın Oval Salonu’nda gerçekleşen düğün töreninde her şey harikaydı. Klasik Osmanlı ve Türk Mutfağı’nın leziz yemeklerinin ikram edildiği gecede, Türk Sanat Müziği ve Türk Pop Müziği’nin seçkin eserleri sahne aldı. Düğün töreni boyunca tüm konuklarıyla yakından ilgilenen genç çifttin mutlulukları gözlerinden okunuyordu. Tören boyunca tebrik yağmuruna tutulan Sibel ve Emre Güraslan çiftine North Cyprus UK Magazin Servisi olarak bizlerde mutluluklarla dolu nice güzel yarınlar diyoruz. Her şey gönlünüzce olsun…


24

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

25

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Magazin

Magazin

Tatil bitti, eğlence hareketlendi...

Saray’da masal gibi düğün

Sibel ve Emre yaşamlarını birleştirdi Merhum Reşat Niyazi’nin kızı Sibel Niyazi, İstanbul Kandilli’de bulunan tarihi Adile Sultan Sarayı’nda Emre Güraslan ile yaşamını birleştirdi.

ir yaz tatilini daha geride bıraktık. Tatil süresince kimimiz Kıbrıs’ta, kimimiz Türkiye’de, kimimizde farklı ülkelerde dinlenme fırsatı yakalarken, sevdiklerimizi de ziyaret etme imkanı bulduk. Londra’da okulların açılmasıyla tatil de sona ermiş oldu. Tatilin sona ermesiyle birlikte Londra’daki eğlence yerleri daha da bir hareketlendi. Geçtiğimiz hafta konuk olduğumuz Cyprus Meze Bar & Restaurant yine dopdolu ve hareketliydi. Kuzey Londra’nın en gözde mekanları arasında yer alan Cyprus Meze Bar’da sahne

B

alan Eray, o gece konuklarına inanılmaz bir müzik ziyafeti verdi. Her Cuma “Kıbrıs Gecesi” Tatilin sona ermesiyle birlikte proğramlarında bir takım yenilikler yapan Cyprsus Meze Bar, “Kıbrıs Geceleri”ni de başlatmış oldu. Her Cuma akşamı düzenlenen Kıbrıs Geceleri’nde sahne alan Keman Ustadı Turgay Göçen ve Kıbrıs’ın gözde grubu Kurşiniler sahne alacak. Her Cuma bir Türk Okulu Folklör Grubu’nun da sahne alması için anlaştıklarını kaydeden restoran direktörü Engin Yorgancıoğlu,

düzenlemeye başladıkları Kıbrıs Gecelerinde elde ettikleri gelirin bir kısmıyla da Türk Okullarına destek vereceklerini söyledi. Açık Büfe olarak gerçekleşen Kıbrıs Gecelerinin kişi başı ücretinin £15 olduğu açıklandı. 6 Kasım’da bayram balosu Kurban Bayramı’nın 6 Kasım Pazar gününe denk gelmesiyle birlikte bu özel günde “Bayram Balosu” yapmayı kararlaştırdıklarını kaydeden Yorgancıoğlu, gecede restoran sanatçılarının tümünün de sahne alacağını kaydetti. Kendi sanatçılarının yanısıra sürpriz sanatçılarında

yer alacağını ifade eden genç işadamı Bayram Balosu’nun

giriş ücretini £20 olarak belirlediklerini sözlerine ekledi.

asemin Mağden ve Reşat Niyazi’nin (Merhum) güzel kızları Sibel ile Ayşe Nurhan Güraslan ve Halit Güraslan’ın yakışıklı oğulları Emre, İstanbul Kandilli’de yapılan masal gibi bir düğün töreniyle birlikteliklerini sonsuzlaştırdılar. İstanbul Kandilli de bulunan tarihi Adile Sultan Sarayı’nda gerçekleşen düğün töreni sarayın bahçesinde yapılan kokteylli nikah töreniyle başladı. Kadıköy Belediyesi nikah memuru Aliye Kaytan’ın huzurunda gerçekleşen nikah töreninde Sibel’in nikah şahitliğini Merhum Reşat Niyazi’nin yakın dostlarından Mali Müşavir (Chartered Accountant) Altan Kemal, Emre’nin nikah şahitliğini ise teyzesi Nurhayat Kutlu yaptı.

Y

Klasik müzik eşliğinde romantik anlar Keman müziği eşliğinde yapılan nikah töreninin ardından Adile Sultan Sarayı’nın Oval Salonu’nda gerçekleşen düğün töreninde her şey harikaydı. Klasik Osmanlı ve Türk Mutfağı’nın leziz yemeklerinin ikram edildiği gecede, Türk Sanat Müziği ve Türk Pop Müziği’nin seçkin eserleri sahne aldı. Düğün töreni boyunca tüm konuklarıyla yakından ilgilenen genç çifttin mutlulukları gözlerinden okunuyordu. Tören boyunca tebrik yağmuruna tutulan Sibel ve Emre Güraslan çiftine North Cyprus UK Magazin Servisi olarak bizlerde mutluluklarla dolu nice güzel yarınlar diyoruz. Her şey gönlünüzce olsun…


26

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Yatak odanız da konuşulsun! 2012’ye girerken yatak odanız da modaya uysun. Her ne kadar kendi tarzınızı yaratmak en güzeli olsa da yeni yılın modasını da teğet geçmeyin…

avaş yavaş 2011 yılını geriye bırakmaya başlayacağımız günlerde yeni yılın mobilya ve dekorasyon trendleri de şekillenmeye başladı. 2012 yılı dekorasyon trendleri hakkında bilgilendirmeye yatak odası takımları ile devam ediyoruz. 2012 yılı yatak odası dekorasyonlarında en büyük dikkat çeken unsur perdeler ve renkler. 2 farklı tarza çok yer veren yeni trendlerden ilki çok renkli yatak odaları, veya bunun tam tersi oldukça minimalist dekorasyonlar.

Y

Yeşil renk yatak odalarına yansıyacak 2012 yılında birçok firmada beyaz ve pembe tonları ağırlıklı olarak kullandı. Bu yılda, renkler ve perdeler ilk dikkat

çeken unsur. 2012 yılında yeşil renk modası yatak odalarına da yansıyacak. Bir diğer trend ise hem modern hem de ahsap görünümü devam ettiren takımlar. Klasik ve modern hava bir arada. Özellikle çatı katı dekorasyonunda ilk tercih edilecek modellerden birisi klasik ve vintage tarzın buluştuğu dekorasyonlar.


27

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Çatalköy’de nostalji yaşanıyor! Çatalköy Kültür Sanat Günleri’nin ikincisi 15 Ekim’de gerçekleştiriliyor. Tamamen Kıbrıs Türk kültürünün ve geleneklerinin yaşatılacağı gün boyunca etkinlikler balkonlarda değirmenlerde kahvelerde damlarda gerçekleştirilecek. Çatalköy’ün otantik mimari yapısı korunup restore edilerek sunulacak etkinliklerle bölgede tamamen Kıbrıs kültürü yaşatılacak. atalköy’de geçtiğimiz yıl ayni tarihlerde birincisi düzenlenen Kültür Sanat Günleri’nin ikincisi 15 Ekim 2011 Cumartesi yapılıyor. Tamamen Kıbrıs Türk kültürünün doyasıya yaşanması planlanan beldede, eski gelenekler canlandırılacak. Çatalköy, otantik yapının korunduğu ve düzenlendiği binalar içerisinde yapılacak sergiler, Kıbrıs’a özgü yiyecek ve içecekler, halk oyunları, geleneksel Karagöz gölge oyunları gibi etkinliklere ev sahipliği yapacak. Turistlerin, ülkemizde yaşayan yabancıların ve halkın saat 11:00’de başlayacak ve gün boyu sürecek etkinliklere yoğun ilgi göstermesi bekleniyor.

Ç

Sahne kurulmayacak Çatalköy Belediyesi Kültür ve Sanat Sorumlusu Derman Atik, 15 Ekim’de 2011 Cumartesi günü düzenleyecekleri 2. Kültür Sanat Gününde yapılan her şeyin Kıbrıs’a özgü olmasını istediklerinin altını çizdi. Bu nedenle düzenlenecek bu etkinlik için Çatalköy’ün otantik yapısının korunduğunu ve bazı binaların restorasyonunun yapıldığını söyleyen Atik, Çatalköy Belediyesi’nin bu çerçevede bölgedeki bazı eski yapıları restore ederek boyadığını belirtti. Eski Kıbrıs düğününün de canlandırılacağı günde, herse (Kıbrıs’a özgü düğün yemeği) yapımı ve Kıbrıs’a özgü yiyecek ve içeceklerin de dağıtılacağını ifade eden Atik, “Bu etkinlikte hiçbir yerde sahne kurulmayacak her etkinlik Çatalköy beldesinin doğal ve otantik yapısı içerisinde gerçekleştirilecek. İnsanlar sokaklarda yiyip içip etkinlikleri izleyip eğlenecek, kahvelerde ve özellikle eski otantik özelliğini koruyan binaların içerisinde, eski düğün fotoğrafları, Kıbrıs’a ait çiçek fotoğraflarını içeren sergiler düzenlenecek. Kıbrıs’a ait el işleri sergisi, Koza Sergisi yer alacak” dedi. Kıbrıs kültürünün dışına çıkılmayacak Karikatür sanatçılarının da çizim yapacakları Çatalköy’de, süpürge yapımı, hasır sandalye yapımı, dagarcık yapımı, ahşap oymacılık gibi etkinliklerin de canlı canlı gerçekleşeceğini ifade eden Atik,

Çatalköy’deki kahvehanelerden bir tanesinde de Geleneksel Türk Gölge Oyunu Karagöz-Hacivat oynatılacağını söyledi. “Bu etkinliğimizde, hiçbir şekilde Kıbrıs kültürünün dışına çıkan nesneler kullanmayacağız” ceviz macunundan gatmerine-helliminden hersesine buram buram Kıbrıs kokusu alacağız dedi. Etkinlikte, ülkemiz gazeteci yazarlarından Neriman Cahit ve Ahmet Tolgay’ın da kitap tanıtımlarını gerçekleştireceğini anlatan Atik, Kıbrıs kültürüne sahip çıkmak ve yaşatmanın Kıbrıs Türk Sanatı ve Sanatçısıyla mümkün olacağını söyledi. Derman Atik, yaşadığı ülkenin kültürüne sanatına ve sanatçısına sahip çıkmak isteyenleri 15 Ekim’de 2011 cumartesi Çatalköy’e davet etti. Halkımızın yanında, ülkemizde ve bölgemizde yaşayan veya turist olarak bulunan 3. Dünya ülkesi vatandaşları da Kıbrıs kültür sanatını ve sanatçısını tanımak için etkinliklerine çağırdı.


28

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Hasder yeni dönem çalışmalarına başladı Halk Sanatları Vakfı (HASDER) bünyesindeki çocuk kulübü, yıldızlar, gençler ve yetişkin halk dansları ekipleri yeni dönem çalışmalarına başladı. Hasder, 7’den 70’e herkese Kıbrıs kültürünü yaşatıyor.

alk Sanatları Vakfı (HASDER) bünyesindeki çocuk kulübü, yıldızlar, gençler ve yetişkin halk dansları ekipleri yeni dönem çalışmalarına başladı. HASDER Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamaya göre, Küçük Kaymaklı Spor Kulübü karşısındaki dernek lokalinde başlayan yeni dönem çalışmalarında ana sınıf ve ilkokul 5’inci sınıf arasındaki çocuklara eğitim veren çocuk kulübünde halk dansları faaliyeti yanında, çocuk korosu çalışmaları da yer

H

alıyor. Altıncı sınıftan onuncu sınıfa kadar öğrenciler tarafından oluşturulan yıldızlar grubu yeni dönem çalışmalarını cuma akşamları, gençler ve yetişkin gruplar ise pazartesi ve çarşamba akşamları aynı yerde saat 19.00’da yapacak. HASDER halk dansları gruplarına yeni kayıt yaptırmak isteyenler çalışma gün ve saatlerinde HASDER merkezine başvurabilecek. İlgililer çalışmalar hakkında 0533 851 07 38 ile 0533 863 11 15 numaralı telefonlardan bilgi alabilecek.



30

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Karpaz’ın keyfini kendi evinizde yaşayın! Karpaz’da kendi evinizin konforunda tatil keyfini yaşayın. Döveç Construction, “Port Karpaz Holiday Homes” projesiyle hayallerin ötesinde bir projeye imza attı. Yeni Erenköy’de 29 bin 900 sterlinden başlayan fiyatlarla, tatil evlerinin satışına başlandı.

uzey Kıbrıs’ta yaşamın tüm güzelliklerinin buluştuğu Karpaz Yarımadası’nda hayatınıza yeni bir sayfa açmaya ne dersiniz? Doğayla iç içe, el değmemiş kumsallarda yürüyüş

K

yapmak, zengin bitki örtüsü arasında mevsimin her rengini yaşamak. Tarihin eşsiz yolculuklarına çıkıp, Kıbrıs’ın farklı kültürlerinin bulunduğu bir kaçışı yaşamak ve gün batımının en güzel izlen-

diği bir coğrafyada, o muhteşem seyri kendi balkonunuzda kahvenizi yudumlarken yakalamak… İnşaat sektöründe 1989 yılından beridir, içten dürüst ve samimi yaklaşımı ve kaliteli yapılarıyla adından hep söz ettiren Döveç Construction “Port Karpaz Holiday Homes” projesi ile sizlere bu güzellikleri kendi evinizde yaşamayı garantiliyor. Otantik ve modern mimari bir arada Yeni Erenköy’de 1, 2 ve üç yatak odalı tatil evlerinden oluşan “Port Karpaz Holiday Homes”, Karpaz Gate Marina’dan ve denizden 5 dakika yürüyüş mesafesinde konumlandırılmış harika bir yaşam alanı sunuyor. 15 dönüm bir arazinin içerisinde yer alan, bölgenin otantik mimarisine uygun, modern mimarinin tüm özelliklerini taşıyacak 45 adet

konuttan oluşan projede, yüzme havuzundan, çocuk parkına, güvenli site girişinden, mini markete, kafe ve restorandan yürüyüş alanlarına ihtiyacınız olabilecek her şeyden fazlası düşünüldü. 29 bin 900 sterlinden başlayan fiyatlar Müşterilerine, uygun ödeme koşulları sunduklarını belirten Döveç Construction Satış Sorumlusu Serkan Şenöz, 5 bin sterlin peşinat 500 sterlin aylık taksitlerle, 29 bin 900 sterlinden başlayan fiyatlarla, tek katlı daireler, ikiz villalar ve bungalov seçenekleriyle huzurlu ve rahat tatil evlerine herkesin sahip olabileceğini söyledi. Müşterilerine, tüm iç tasarımlarda da dilediğini seçme şansını sunduklarına da dikkat çeken Şenöz, ahşap ve tüm mutfak işlerinde Arredo Dizayn kalitesini verdi.

Satışlar başladı, sakın kaçırmayın! Şehrin karmaşası, yoğun iş temposundan sıkılan herkesin böylesi bir projeyi değerlendirmesi gerektiğine dikkat çeken Şenöz, satışları başlayan ve sınırlı sayıda olan “Port Karpaz Holiday Homes” evlerine biran önce sahip olmak için Döveç Construction’a ulaşılması gerektiğinin altını çizdi. Şenöz, projenin 18 aylık bir süre sonunda tamamlanacağını ifade ederek, koçanların zamanında teslim garantisiyle de müşterilerine en iyi hizmeti vermek için çalıştıklarını kaydetti.

(Adres: İsmet İnönü Bulvarı, Muharrem Döveç Plaza, Gazimağusa, Kuzey Kıbrıs- Tel: +90 392 444 0 515 – Fax: +90 392 365 13 68- Tel: info@dovecbrothers.com )


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

31


32

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Güneş ve rüzgar enerjisi kullanılacak Dört mevsim güneşin parladığı Kuzey Kıbrıs’ta artık alternatif enerji kaynaklarıyla elektrik üretilecek. 2012 yılında güneş enerjisiyle elektrik üretmek için çalışmalar yapılacak. üneşin yılın her günü parladığı bir ada ülkesi olan Kıbrıs’ın kuzeyinde de artık alternatif enerji kaynaklarıyla elektrik üretilebilecek. Yenilenebilir enerji için yasal düzenlemelerde önemli bir adım atıldı; “Yenilenebilir Enerji Yasası” Cumhuriyet Meclisi’nden oybirliğiyle geçti. Güneş ve rüzgar gibi çevre dostu kaynakların kullanılmasıyla üretilecek elektrik için devlet teşvikler de uygulayacak. Turistik tesisler, fabrikalar gibi yatırımlar yanında evlerde de güneş enerjisiyle elektrik üretilebilecek ve üretim fazlası şebekeye aktarılarak satılabilecek. AB Komisyonu’nun Ocak 2007’de hazırladığı yeni “enerji-iklim değişikliği paketi”nde 2020 itibarıyla toplam enerji tüketiminin yüzde 20’sini yenilenebilir enerjilerin oluşturması hedefi doğrultusunda KKTC’de de çalışmalar yapılıyor. Cumhuriyet Meclisi’nin 26 Eylül tarihli toplantısında oybirliğiyle kabul edilen “Yenilenebilir Enerji Yasası”yla, elektrik veya ısı üretiminde alternatif kaynaklardan daha fazla yararlanılması amaçlanıyor. Alternatif kaynaklarla enerji üretilmesiyle ülkenin tasarruf edeceği belirtilen yasada, çevre dostu yeni yöntemlerin teşvikinin amaçlandığı kaydedildi.

G

Yenilenebilir enerjiyi teşvik Yasa konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayan Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, yasanın yenilenebilir enerji kaynaklarından istifade edilmesini düzenlemek ve teşvik etmeyi amaçladığını söyledi. Atun, dünyada uzun yıllar ve halen enerji üretimi için kullanılan katı yakıt türelerinin hem tükenen enerji kaynakları olduğunu ve ciddi çevre kirliliğine yol açtığını anlatarak, yenilenebilir enerji kaynaklarının ise doğanın geliştirdiği, tükenmeyen kaynaklar olduğuna işaret etti. Atun, yenilenebilir enerji kaynaklarının uygar dünyada daha yaygın kullanılmaya başlandığını belirterek, elektrik üretiminde çeşitliliğin önem taşıdığını, çünkü fiyat ve arz risklerine karşı sistemleri koruduğunu kaydetti. Türkiye’de fuel oil, doğalgaz, sıvı gaz, rüzgar ve güneşin, hidrokarbonun kullanıldığına işaret eden Bakan Atun, “Ama bizde tek bir enerji üretim sistemi vardır o da bir fosil yakıt türü olan fuel oil kullanılarak makineler enerji üretmektedir. Bu yasayla birlikte ülkemizde güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi kullanılarak elektrik üretilebilecektir” dedi. “İhaleye çıkılacak” Ekonomi ve Enerji Bakanı Atun, bu ay içinde rüzgar enerjisinden 20 megawatt dolayında elektrik üretimi için yap-işlet modeliyle, alım garantisi olan, vadeli sözleşmeli bir ihale açacaklarını ifade etti. Atun, üretilecek miktarın KKTC’de halen var olan kurulu gücün yüzde 7’sine; tüketimin ise yüzde 10-15’ine denk geleceğini ve makul bir rakam olduğunu açıkladı. Atun, ihalenin 3 ay içinde tamamlanarak projenin hayata geçmesini hedeflediklerini; rüzgar enerjisi için tesis kurulacak bölgenin de Güzelyurt, Akdeniz ve Serhatköy olduğunu ifade etti. Yasada öngörülen tüzüklerle, evlerinin çatılarında da güneş enerjisi

panelleri kurularak elektrik üretilebileceğini kaydeden Sunat Atun, ihtiyaç fazlası elektriğin de şebekeye aktarılarak satılabileceğini söyledi. Bakan Atun, güneşten evlerde üretilecek elektrikle birlikte ülkede yenilenebilir enerjinin payının kurulu güç içindeki payının yüzde 15-20’sine ulaşmasını beklediklerini kaydederek, şöyle konuştu: “Böylece AB’nin yenilenebilir enerjiyle ilgili direktifleri göz önünde bulundurulduğunda- yani kurulu gücün yüzde 10’u ve tüketimin de yüzde 20’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından olması- AB’nin yenilenebilir bir enerji kriterlerine de uyum gösteren bir sistem kurulmuş olacaktır.” Tüketicilere üretim hakkı Yenilenebilir Enerji Yasası’nın, serbest tüketicilere üretim hakkı vereceğini, böylece yatırımcıların önünün açılacağını kaydeden Sunat Atun, kendi ihtiyaçları dışındaki enerjinin şebekeye satılabileceğini ve böylece yatırıma devlet desteği sağlanacağını söyledi. Atun, yasanın öngördüğü kurulun oluşumu ve tüzüklerin hazırlanmasını yeni yıla kadar tamamlanmasını öngördüklerini ifade ederek, “Sisteme satılacak kullanım fazlası enerjinin şebekeye alınıp karşılığının ödenmesi için 2012 bütçesinde kaynak ayıracağız” dedi. “Çevre dostu enerji” Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, yenilenebilir enerjinin tamamen çevre dostu olduğuna işaret ederek, politikalar üretilirken bugün kadar yarını da planlamak gerektiğini vurguladı. “Çocuklarımıza hem sürdürülebilir bir enerji sistemi, hem de sürdürülebilir çevre bırakmak en büyük görevimizdir” diyen Bakan Atun, yanlış yapılan her işin bedelini arkadan gelen nesillerin ödediğini; o nedenle çocukların daha temiz, daha sürdürülebilir bir çevre ve enerji sistemine sahip olabilmesi için yenilenebilir enerjinin çağdaş ve çevre dostu bir uygulama olduğunu anlattı. Atun, yenilenebilir enerji üretimiyle, elektrik fiyatlarında denge de oluşacağını belirterek, fosil yakıtların fiyatlarının borsalardaki spekülasyonlar nedeniyle dengesiz olduğuna işaret etti. 2012’de güneş enerjisiyle elektrik Sunat Atun, güneş enerjisinden elektrik üretimine yönelik çalışmaların ise 2012 yılında yapılacağını bildirdi. Evlerinde güneş enerjisiyle elektrik üretmek isteyenler için faiz destekli kredi programını da hayata geçireceklerini açıklayan Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, bir evde güneş enerjisiyle elektrik üretimi için ortalama 12 bin Euro’luk yatırım gerektiğini ancak uzun vadeli düşünülünce bunun makul olduğunu kaydetti. Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, yeni evlerde insanların merkezi ısıtma yatırımlarının arttığına işaret ederek “Ki onun teşviki, gümrük muafiyeti, sisteme satıp mahsuplaşma imkanı yok. Burada üretilen enerjinin fazlasının şebekeye satılma imkanı var. Ben buna da önemli ölçüde rağbet olacağına inanıyorum. Ayrıca bir sektör de yaratılmış olacak.

Müteahhitliğine ve mühendisliğine yönelik bir sektör yaratılacak. Artık güneş enerjisi panellerinin ithalatçıları, uygulayıcıları, bakım onarımını yapanlar da oluşacak. Bu da önemli bir istihdam alanı yaratacak” diye konuştu . “Ülkemizde 365 gün güneş var” Kıbrıs’ın 365 gün güneş gören bir ülke olduğuna işaret eden Atun, rüzgar enerjisi üretiminin maliyetlerinin nispeten güneşinkinden daha düşük ve daha kolay uygulanabilecek bir yatırım olduğu için ilk yatırımı rüzgar enerjisi için düşündüklerini de ifade etti. Atun, devlet kanalıyla yapılan rüzgar enerjisi yatırımlarının Güney Kıbrıs’ta da Türkiye’de de güneşe göre daha fazla olduğunu sözlerine ekledi. Çöpten elektrik üretilebilir Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Başkanı Mustafa Aksoy da, hazırlamasına katkıda bulundukları Yenilenebilir Enerji Yasası’ndan oldukça memnun. Aksoy, KKTC’de, güneş, rüzgar ve çöpten elektrik üretilebileceğini söyledi. Yasanın, yatırımcıların önünü açacağını; güneş, rüzgar ve atıklardan elektrik üretimini teşvik edeceğini belirten Aksoy, vatandaşların da kendi üretimlerini yapması ve üretecekleri enerjiyi sisteme verip alabilmesi için tüzükler hazırlanacağını anlattı. Alternatif enerji üretimi için rüzgar, güneş ve çöp gibi alternatifler konusunda araştırma yapmak gerektiğini kaydeden EMO Başkanı Aksoy, AB ülkelerinde yüzde 20-30 oranında elektriğin alternatif enerji kaynaklarından sağlanmasının bir kural olduğunu belirtti. Aksoy, bu bağlamda Güney Kıbrıs’ta Baf’ın Kukla köyü civarında 84 megawattlık rüzgar enerjisinden elektrik üretim tesisi bulunduğunu ve şu anda devrede olduğunu ifade etti. Serhatköy’de 1.25 megawattlık güneş enerjisi sistemi KKTC’de ise AB finansmanıyla bir süre önce KIB-TEK tarafından Serhatköy yakınlarında kurulan güneş enerjisi sistemiyle 1.25 megawatt

enerji sağlandığını söyleyen Mustafa Aksoy, yeni yasayla esas amacın özel sektörün önünü açmak olduğunu vurguladı. “Bizim de amacımız AB üyeliği olduğuna göre elektrik üretimimizin yüzde 20-30’unu yenilenebilir enerji kaynaklarından yapmalıyız” diyen Aksoy, bunun pahalı ancak çevreci bir yatırım olduğunu anlattı. EMO Başkanı Aksoy, bir evin elektrik ihtiyacının 3-5 kilowatt olduğunu ve bunu üretecek güneş sellerinin maliyetinin 10-12 bin Euro’luk yatırım gerektirdiğini bildirdi. Yasada teşvik için gümrük ve vergi muafiyetleri öngörüldüğünü kaydeden Mustafa Aksoy, yasanın öngördüğü kurulun oluşmasından sonra tüzüklerin hazırlanmasını beklediklerini söyledi. “YAGA ile sıkı işbirliğimiz var” Kurulun, Yatırım Geliştirme Ajansı (YAGA) ile sıkı işbirliği içinde çalışması gerektiğini çünkü yatırımcıların başvuru yerinin YAGA olduğunu kaydeden Aksoy, ülkede bir Enerji Dairesi’nin kurulmasını da destekle-

diklerini ancak bunun KIB-TEK’i parçalayıp, bölmek ve satmak anlamına gelmemesi gerektiğini vurguladı. Aksoy, Güney Kıbrıs’taki gibi hem elektrik kurumu hem de enerji dairesi olabileceğini; amacın da enerji politikalarını belirleyip yatırımların önünü açmak olacağını kaydetti. EMO Başkanı Mustafa Aksoy, KKTC’de halen toplam elektrik üretiminin 312.5 megawatt olduğunu ve bunun 225 megawattının Teknecik Santralı’nda üretildiğini; geri kalan 87.5 megawattın ise AKSA şirketi tarafından Kalecik Santralı’nda üretildiğini belirtti. Ülkenin ortalama elektrik ihtiyacının 265 megawatt olduğunu kaydeden Aksoy, üretim fazlasının şu anda Güney Kıbrıs’a satıldığını hatırlattı. Yenilenebilir Enerji Yasası’nda yer alan 7 üyeli kurulda “odanın atayacağı iki üyenin” de yer alacağını belirten Aksoy, bu maddenin daha açık ifade edilerek “Elektrik Mühendisleri Odası ile Makine Mühendisleri Odası’ndan atanacak birer üye” denmesinin daha doğru olacağını söyledi.


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

33


34

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Özgürlüğe çevirdik pedalları! Hayata yeni bir sayfa açılıyor, özgürlüğe çevriliyor pedallar. Hayatın tüm tutsaklıklarına inat, ruh doğayla bütünleşiyor. Misli Kadıoğlu u adanın her karış toprağı, gözümün gördüğü her noktasını karış karış, buram buram severim… İçime sindire sindire dolaşmak… Keşfetmek, hem kendimi, hem de bu doğası değerli, tarihi paha biçilmez memleketimi… İşte böylesi duygulara bir fırsat tanıyacak bir grupla tanıştım “Facebook”ta. “Bisiklet Evi” adlı bir grubun çılgın bisiklet turlarını özenerek izlemenin ötesine geçerek, onlarla unutulmaz bir hafta sonu geçirdim geçtiğimiz günlerde… Birbirinden eğlenceli, esprili ve rahat insanlarla ilk buluşma noktası Yeni Erenköy’de Balcı Plaza’ydı. Cumartesi günü öğle saatlerine rast gelen bir zamanda ilk kez merhaba diyorum onlara… Tanışma merasiminin ardından bir gece yatılı kalınacak tur için odalar ayarlanıyor önce. Ve odalara yerleşme faslı. Balcı Plaza’da bulunan çim alanı hemen hemen hepimiz gözümüze kestiriyoruz. Çimenlere yayılmak heyecanını bir tarafa bırakarak, hemen öğle yemeğine geçiyoruz. Sohbet başlı-

B

yor… Grupta benim gibi yeni gelenlerin tanışma merasimleri devam ediyor. Sonrası, gün batımına yanaşan akşamüstünde benim ilk turum ve bisikletçiler içinse ısınma turu başlıyor. 5 km’lik uzaklıkta bulunan Yat Limanı’na doğru pedal çeviriyoruz. Ve işte özgürlük burada kendini hissettirmeye başlıyor. Gün batımının şahane görüntüsüne şahitlik ediyoruz. Ardından da Yat Limanı’na varıyoruz. Eğlence dolu maceralı bir hafta sonunun başlangıcında olsak da, bisikletin üzerindeyken yaşadığını hissediyor insan. Ve bisikletin tekerleğinin değdiği her yerin sahibi. Doğanın bir parçası. İnsan olmak. Grup olarak hareket etmek ve aynı amaç için buluşmak da ayrı bir harmoni… Koçumuz Taçam Gökbörü, grubu iyi organize ediyor. Her an herkese hakim. Hissedilenler öyle kolay anlatılamasa da insan olabildiğince uzaklaşıyor gündelik yaşamından. Bunun adına kısacası “kopmak!” diyorum ben. “Bisiklet Evi” üyeleri, kısa gezintinin ardından, akşam yemeğinde

koyu bir sohbete dalıyor. Herkes işin başından, “en hafifinde” … Dertler, sıkıntılar, kaygılar, memleket meseleleri, acılar, zorluklar, iş muhabbetleri yok! Keyif var, eğlence var, gülmek var… Gecenin ilerleyen saatlerinde, şarkılar ve sohbetler yıldızların altında, serin bir yaz akşamında, çimenlerin üzerinde devam ediyor. Sabah erken kalkıp, kahvaltının ardından, zorlu, ancak bir o kadar da zevkli bir yolculuğa çıkıyoruz. Karpaz’da yapılan yeni yollar işimizi biraz kolaylaştırsa da, benim gibi yıllardır bisiklete binmeyenler için biraz zor oluyor. Ancak aldığımız keyif zorluklarla ölçülmüyor. Karpaz’ın eşsiz görüntüsü, açılan ciğerlerimize dolan doğanın kokusu, bir yandan bisikletin üzerindeki o hayatla bütünleşme duygusu. Yoldan geçenlerle selamlaşmalar, zeytinlerine bakan yaşlı çiftle birkaç kelimelik samimi bir konuşma mesela… Grup arkadaşımız Kemal Değirmencioğlu’nun esprileri… Zaman zaman dizlerim pedalları çevirmeyecek hale geliyor. O sert oturakta oturmaksa çok daha zor. Ancak, geri dönmek yok. Varış noktasına kadar durmak

yok. Ekipten kopmak hiç yok. Tamaç hocamız izin vermiyor. Disiplinli bir ses tonu ve arkamızdan iterek yolumuza devam etmemiz için gerekli desteği veriyor. O olmasa da zaten gurubun diğer üyeleri hemen desteğe koşuyorlar. Fotoğraflarda da gördüğünüz gibi Ahmet Ustaoğlu’nun kendi bisikletini bir tarafa bırakıp da gruba ilk kez katılan Ece Balcı’ya destek olduğu gibi. Selim, Ahmet Baltacı ve ilk durak Dipkarpaz’daki Yorgo’nun kahvesi. Yorgo bu duruma alışık. Daha önce de ağırlaşmış bisikletçileri. Hemen buz dolabına koşup “Garga Suyu”na sarılıyoruz. Taçam hoca “Kıbrıs’tan olsun, benim olsun.” diyor. Ve sonra zorlu yolculuğa devam! Karpaz Köyü’nün mahsum çocukları, son günlerde artan misafir evleri, keçiler, inekler, bahçelerdeki çiçekler… Hepsi birer birer, ağır ağır doyumsuz bir seyrin parçası oluyor… Ve Ayfilon’a varıyoruz. Oradan da Ayfilon’un yakınlarındaki tarihi binada soluklanıyoruz… Ayfilon Kilisesi’nin yanındaki Oasis Restoran’a dönüp orada yemek yiyoruz. Dönüş yolunda, özgür eşekler selamlıyor bizi… Bisiklet sürmek de aynen hayat gibi. Durmak yok, geriye bakmak yok, inişlerde özgürlüğün dayanılmaz hafifliği, yokuşlarda zorluklara karşı varoluş farkındalığı… Eğer yapmamışsanız siz de bisikletinizi alın ve kendinizi doğanın kucağına atın. Eğer bisikletiniz yoksa da artık Kuzey Kıbrıs’ta sizler için bisiklet tedarik edeceğiniz hatta bisiklet turlarına katılabileceğiniz yerler var. Cyprus

Cycling - Bike House (Bisiklet Evi) bunlardan bir tanesi. Lefkoşa, Küçük Kaymaklı, Barış Manço Parkı Yanı. Yusuf Aziz Sokak 3/B’ta bulunuyor. Her Pazar düzenlenen turlar için (+9) 0542 851 55 00, (+9) 0533 851 55 00 numaralı telefonlardan hemen kaydınızı yaptırabiliyorsunuz. Bisiklet kiralama, otobüsle ulaşım, koçluk ve mekanik destek 25 Euro kadar uygun bir fiyata. Şakası yok, sizi yolda bırakmıyorlar, gerektiği yerde arkanızdan bir destekle ilerlemeniz de fiyata dahil. Parayla satın alamayacağınız mutluluk duygusu da işin şerbet tadında ikramı… Yalnız başlanan bir yolculuk, dostluklar, bisiklet sürmenin insanlığınıza katacağı yaşamsal zevklerle bitiyor. Ve bir sonraki yolculuğu iple çeker oluyorsunuz… Teşekkürler Bisiklet Evi, teşekkürler Taçam Gökbörü ve sevgili eşi ve asistanı Birgül.


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

35


36

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Teknoloji

Toshiba’ nın ultra ince AT200 Tableti rakipsiz! Toshiba ultra-ince, ultra güçlü 7.7 mm, 25, 7cm (10.1’’) rakipsiz AT200 tabletini duyurdu. ltra-ince 25,7cm (10.1’’) AT200 tablet, sadece 7,7mm kalınlığında olmasına rağmen, Toshiba AT200 pek çok temel bağlantı seçeneklerini ve arayüzleri içeriyor. İçerik tüketimindeki rahatlık için şaşırtıcı derecede geniş ekrana ek olarak, tablet kullananların ihtiyaçlarını karşılayan eksiksiz web tarayıcısına da yer veriyor. Şık ve sağlam olduğu kadar güçlü de olan bu tablet, kullanıcılara beklentilerinin ötesinde bir deneyim sunmak için üretildi. Toshiba AT200, kasım ayında Türkiye’de satışa sunulması düşünülüyor

U

Ultra-ince, ultra-güçlü Toshiba TNB A.ş. Genel Müdürü Aytaç Biter,” Android™ 3.2, Honeycomb özellikler ile yeni ultra-ince 25,7cm (10.1”) tablet, Toshiba AT200, ustaca tasarlanmış Toshiba ürünlerinin en önemlilerinden biri. Sadece 7,7mm kalınlığıyla, son derece şık Toshiba AT200, kolaylıkla taşınabilir olduğu kadar akıllı ve güçlü, yüksek kapasite pil ömrü(8 saate kadar video izleyebilme) Micro-USB, mikro-SD, mikro-HDMI®, Bluetooth®,Wi-FiTM gibi özellikleri ile rakiplerini geride bırakacak.” dedi

İhtiyaç duyulan tüm bağlantılara sahip Ultra ince tablette, diğer cihazlarla bağlantı kurabilmesini sağlayan tüm gerekli arayüz ve portlar yer almakta: mikro-USB, mikro-SD, Wi-Fi™ ve Bluetooth® bunlardan bazıları. Micro-HDMI® portu, HD içeriğin büyük ekran bir televizyona aktarılmasını sağlıyor. Ön ve arkadaki HD kameralar, gerçek dünya ile sayısal verilerin, çoğu zaman kamera ile çekilen bir görüntünün üzerinde birleştirilmesi arttırılmış ge rçeklik uygulamaları ve video konferanslar için ideal. Nerede olursanız olun yüksek kalitede medya tüketimi Toshiba AT200, kullanıcıların evde, dışarda ve hareket halinde iken video seyredebilmelerini sağlıyor. Parlak 25,7cm (10.1”) HD ekranıylagörüntüleri net ve ayrıntıları eksiksiz olarak gösteriyor. Ultra ince olmasına rağmen, yüksek kapasiteli pili sayesinde sekiz saate kadar video tüketim imkanı sağlıyor. Güçlü stereo hoparlörler, ince kasalı AT200’ün video yeteneklerini bütünlüyor ve etkili bir sinematik deneyim sağlıyor. Sonsuz kullanım seçenekleri Toshiba’nın yeni tableti, Adobe® Flash® Player desteği, Android Market™ ten 250.000’ı aşkın uygulama ve Toshiba Places’ın sonsuz olanakları ile zengin bir internet deneyimi sağlıyor.

Nikon’dan aynasız kamera serisi Nikon uzun zamandır beklenen aynasız kamera serisi ürünlerinin duyurusunu yaptı. ikon 1 serisi olarak adlandırılan bu fotoğraf makinelerinin ilk modelleri Nikon J1 ve V1 olacak. Fotoğraf endüstrisinde giderek gelişen aynasız kamera teknolojisiyle amatör kullanıcılar profesyonel kaliteye yakın fotoğraf çekebilecek. Ekim sonunda ABD’de satışa sunulacak bu yeni kameralar benzer özelliklere sahip. İkisinde de 10.1 MP CMOS sensör, full HD video kayıt, 3 inç LCD ekran, ISO 3200, 1200 fps ağır çekim, 10 fps çekim, HDMI/USB bağlantıları ve dahili flaş özellikleri olacak. Ayrıca her iki kameranın objektifleri profesyonel makineler gibi

N

değiştirilebiliyor ve aparat yardımıyla diğer Nikon lensleri kullanılabiliyor. V1’in farkı ekstra flaş girişine, mekanik enstantaneye, stereo mikrofon girişine ve daha

sağlam bir kasaya sahip olması. 10-30 mm objektif (27-81 mm’ye denk) ile satışa sunulacak olan Nikon J1’in ABD fiyatı 650 dolar, V1’in fiyatı ise 900 dolar olacak.

MS, Mango ile Google’ın yapamadığını yaptı! Windows Phone 7’nin son sürümü Mango resmen yayında. Microsoft, Windows Phone 7’li cepler için Mango güncellemesini yayınladı. icrosoft ve Google’ın mobil stratejileri birbirine benzese de Microsoft, Google’ın yapamadığı bir şeyi başardı ve güncellemeyi neredeyse tüm cihazlara aynı anda yayınladı. Piyasada Google’ın Android işletim sistemine sahip sayısız farklı cep telefonu mevcut. Dolayısıyla Google, bu cihazların yazılımını güncellerken birtakım zorluklarla karşılaşıyor. Buna “parçalanma” adı veriliyor.

M

Microsoft’un da piyasada birçok Windows Phone 7’li cebi var ancak şirket, farklı operatör ve cihaz kombinasyonlarının tümünü birden kapsamayı başarmış bulunuyor. Mobil hizmet sağlayıcılarının güncelleme üzerinde kendi özelleştirmelerini yapmaları gerekebilir, ancak bu oldukça kolay bir iş olacaktır. Google’da Microsoft’un Mango güncellemesi için çok büyük çaba harcadığını anlamak hiç de güç olmasa gerek.

En ucuzdu, en pahalı oldu Hint şirketleri Tata grubunun ürettiği, dünyanın en ucuz otomobili Nano dünyanın en pahalı otomobiline dönüştürüldü. ata grubunun bünyesindeki Titan endüstrilerine bağlı bir mücevherat şirketinin girişimiyle, 2 bin dolarlık fiyatıyla dünyanın en ucuz otomobili olan Nano, altın, gümüş ve değerli taşlarla bezendi. Tamamen çalışır durumdaki aracın satış için değil, ülkedeki mücevherat yapımının 5 bininci yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde promosyonel olarak yapıldığı belirtildi. Aracın mücevherle bezenmiş haldeki değerinin 3 milyon ster-

T

lin (yaklaşık 8,5 milyon TL) olduğu kaydedildi.

Facebook’un gözü hep sizde! Facebook hesabınıza giriş yapmasanız da o hep peşinizde! İşte bir hacker’ın ortaya çıkarttığı gerçek. opüler sosyal ağ sitesi Facebook’un bazı güvenlik sorunlarını hala taşdığı tartışılmaz bir gerçek. Yaşanan son gelişme de Facebook’a güvenmeyenleri haklı çıkaracak cinsten. Bu bağlamda Facebook’un kullanıcıları hesaplarına giriş yapmasalar dahi yakından izlediği ortaya çıktı. Yani siz bilgisayarınızın başına geçip internete girdiğinizde, Facebook hesabınıza giriş yapma-

P

sanız da, bilgisayarınızdaki cookie’ler sayesinde Facebook sizin “online” olduğunuzu görebiliyor. Bir hacker olan Nik Cubrilovic’in gerçekleştirdiği bir dizi teste göre, kullanıcıların hesapları kapalıyken Facebook butonu olan bir siteye girmesi ile Facebook kullanıcıya ait kişisel bilgileri Facebook’a gönderiyor. Facebook ise, konu hakkında, sadece iddiaları reddetmekle yetindi...


37

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Girne kıyıları turizme açılıyor Girne Kıyı Şeridi Kentsel Tasarım ve Çevre Düzenleme Projesi’nin ilk etabı, Girne Kalesi arkasında bulunan Karakız otoparkında başlatılan sondaj çalışmalarıyla başladı. 16 kilometrelik sahil projesiyle Girne kıyıları turizme açılacak. irne Belediyesi Bayındırlık ve İmar Bölümü’nden yapılan açıklamada, toprağın durumu hakkında bilgi sahibi olmak ve projenin zemine uygunluğunun sağlanması için çalışma başlatıldığı, projenin ilk etabının sene sonuna kadar tamamlanmasının hedeflendiği belirtildi. Girne Belediye Başkanı Sümer Aygın konuyla ilgili yaptığı açıklamada; “Uzun zamandır üzerinde çalıştığımız ve Girne kentini gerçek anlamda turistik bir kent yapacak olan 16 km’lik sahil projesi, TC’nin katkılarıyla yaklaşık 500 bin TL harcanarak bir yıl önce tamamlandı. Tamamlanan bu projenin uygulanması ve hayata geçirilmesi ile birlikte, yıllardır deniz kenarında, sadece eski Girne Limanı ile turizme hizmet veren bu kent, bu proje ile birlikte tüm kıyılarını turizme açmış olacaktır’’dedi. Turizmin kentte daha fazla genişleyeceğine ve projeyle

G

şehrin estetiği ile yaşam kalitesinin artacağına inanç belirten Aygın, Girne Belediye Binası önünde oluşan turizm merkezinden sonra, yeni bir turizm merkezi daha oluşturacak olan projenin istihdam yaratma açısından da şehre büyük katkısı olacağını kaydetti. Aygın, “Bir turizm

merkezi oluşacak ve 16 kilometre boyunca turizme yakışır yapılar ve halk için sosyal tesisler kuracağız. Bu projenin finansını TC Büyükelçiliği karşıladığı gibi, yapı aşamasında da yine TC Büyükelçiliği Yardım Heyeti, finansı tedarik edecek’’dedi.

Zeytinlik Festivali 9 Ekime kadar sürecek... irne Belediyesi’nin zeytin ile yan ürünleri yanında kentin turistik tanıtımını yapmak amacıyla düzenlediği ve bu yıl 10.’sunu gerçekleştireceği Uluslararası Girne Zeytin Festivali, 4- 9 Ekim tarihleri arasında yapılacak. Bu yıl çeşitli etkinliklerle 9 Ekim’e dek sürecek festivalin ilk gününde; açılış konuşmaları, tütsünün yakılması ve standların gezilmesinin ardından Girne Belediyesi Büyükler Halk Dansları, Duet Academy dans gösterileri yer alacak, Ankara Soğuk Heykel Atölyesi sanat gösterisi sunacak.

G

Dolu dolu bir gece Gece, yerli Sanatçı Umut Albayrak’ın vereceği konserle sona erecek. 5 Ekim’de halk, modern dans ve sanat gösterileriyle devam edecek festivalde Grup Arabent konseri, 6 Ekim Perşembe halk, modern dans ve sanat gösterileriyle The Lift konseri, 7 Ekim Cuma halk, modern dans, sanat gösterileri, sanatçı Mehmet Geçit’in gitar dinletisi ve Arda Gündüz konseri, 8 Ekim Cumartesi Girne Avcılık Atıcılık Kulübü atış turnuvası finali, Girne Belediyesi Tenis Kulübü final maçı, Looney Tunes konseri, yazar ve kitap tanıtımı, atıcılık turnuvası ödül töreni ve Latino Turco, festivalin sona ereceği 9 Ekim’de ise zeytin fidanı dikimi, çocuk etkinlikleri, zeytinyağlı yemek yarışması, halk dansları gösterisi, sanatçı Serdar Tuksal’dan Blues Quintet konseri, tenis turnuvası ödül töreni ve Grup Gripin konseri yer alacak.

Ülkenin tanıtımı için önemli Girne Belediye Başkanı Sümer Aygın basın toplantısında yaptığı konuşmada; sağlık, ekonomi, ülke tanıtımı ve turizm açısından önemine vurgu yapmak amacıyla düzenledikleri Zeytin Festivali’nin 10’uncu yılına girdiğini belirterek, festivalin gerçekleşmesine katkı koyan herkese teşekkür etti. “Bir işi başlatmak önemlidir, ama esas önemli olan; o işi idame ettirmek, kurumsallaştırmak ve gelecek nesillere aktaracak bir olaya dönüştürmektir” diyen Aygın, zeytin ve zeytin ürünlerinin ön planda olacağı festivalde, Kıbrıs Türk kültürüne özgü diğer ürün ve el sanatlarının da yer alacağını söyledi. Festivalin bu yıl da birçok kültürel, sanatsal ve sportif etkinliklere ev sahipliği yapacağını ifade eden Sümer Aygın, festivalin; 9 Ekim Pazar akşamı Gripin’in Zeytinlik köy meydanında vereceği final konseriyle sone ereceğini kaydetti.


38

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011


39

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Haber

Yollar artık numaralı! Yollar artık numaralandı. Mağusa’dan Lefke’ye giden Doğu-Batı istikametindeki yol D 30 oldu. Lefkoşa Girne yolu ise artık D 15 diye isimlendirilecek. Kuzey- güney olanlar da 15-25-35 gibi büyüyerek gidecek. ayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ersan Saner, karayolları için yapılan çalışmaların son yıllarda en üst seviyeye çıktığını söyledi. Lefkoşa’daki trafik sorununu çevre yolu projesi ile çözümleyeceklerini vurgulayan Ersan Saner, Kuzey Kıbrıs Havayolları’nın kurulması için Rekabet Kurulu’na başvurulduğunu da belirtti. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ersan Saner, bir haber kanalına yaptığı açıklamada, karayolları aydınlatma, Ercan Havalimanı ve Kuzey Kıbrıs Havayolları (KKHY) konusunda açıklamalarda bulundu. Trafikte güvenliğin artması ve yollarda standartların yükseltilmesi yönünde 4 önemli unsur olan orta refüjler; aydınlatma; metal korkuluklar ve peyzaj düzenlemesini dikkate alarak son 1.5 yılda yapılan çalışmaları anlatırken Bakan Saner, karayollarında son yıllardaki gelişmelerin onur ve gururunu yaşadıklarını vurguladı.

B

Mevcut yollara %25 yol eklendi Saner şöyle dedi: “Öncelikle yollarımızı tanımladık. Ne tip yollara sahibiz diye. Bizim yollarımız “bölünmüş yoldur”, motorway değil. Bu aşamadan sonra yolları numaralandırdık. Doğu-Batı istikametinde giden yolumuz yani Mağusa’dan Lefke’ye giden D 30’dur. Lefkoşa Girne yolu D 15’tir. Kuzey güney olanlar da 1525-35 gibi büyüyerek gidecek”. Ülkede 2010 yılında 124 km bölünmüş yol varken, bu yol ağına 16.6 km uzunluğunda Mağusa-İskele bölünmüş yolu ile 10 km uzunluğunda Geçitkale-Dörtyol bölünmüş yolunun inşaatları başlandığını ve devam etmekte olduğunu belirten Bakan Saner, “son 2 yılda mevcut

Girne - Lefkoşa yolu

bölünmüş yollara yüzde 24 oranında yol eklendi” dedi. 97 bin 200 metre oto korkuluk Halka en iyi hizmeti götürebilmek adına yaptıkları çalışmaları rakam ve oranlarla ortaya koyan Ersan Saner, 2011 yılında 97 bin 200 metre uzunluğunda oto korkuluğun ağustos sonu itibarıyla çakıldığına işaret etti. Bakan Saner şöyle dedi: “Ülkede 2006 yılında en fazla 54 bin 300 metre uzunluğunda metal oto korkuluk çakılmıştı. KKTC’nin tarihinde en yüksek oran budur. 2011 yılında ise 97 bin 200 metre uzunluğunda oto korkuluk ağustos sonu itibarıyla çakılmıştır.” Aydınlatma konusunda ciddi adımlar Bakan Saner, bölünmüş yollar üzerindeki aydınlatma çalışmalarını da yıllara göre rakamlarla şöyle ortaya koydu. “37.6 km aydınlatma vardı ve bunlar da kavşaklardaki aydınlatama ile Lefkoşa Ercan arasındaki aydınlatmanın toplamı idi. Halbuki 2010’da 8 km ve 2011’de de 41.6 km aydınlatmanın 24 km’lik bölümü olan

Lefkoşa-Girne ve Girne- Alsancak bölümü tamamlanmıştır. 16.6 km uzunluğundaki Mağusa-İskele anayolunun da aydınlatılması için ihale edilmiş ve fiziki yol olarak yollarda aydınlatma çalışması devam etmektedir. Bu yıl bu aydınlatmalara Lefkoşa-Güzelyurt yolunu da ekleyeceğiz” Konuşması sırasında “Önce tasarlayacaksın, sonra planlayacak, sonra maddi kaynak bulup, ondan sonra da işe koyulacaksın” ifadelerini kullanan Saner, LefkoşaGüzelyurt anayolunun aydınlatılması için Kasım ayında ihaleye çıkılacağını ve 2012 Mart-Nisan ayında tamamlanmasının öngörüldüğünü söyledi. Lefkoşa’ya 2012’de Çevre Yolu Projesi Bakan Saner, Lefkoşa’da özellikle Gönyeli çemberinde mesai saatlerinde yaşanan trafik yoğunluğunu rahatlatmak amacıyla 2012 yılında hayata geçirilmesi hedeflenen Çevre yolu projesini de anlattı ve şöyle dedi: “Sadece Gönyeli kavşağını sorun olarak görüp, oraya yönelmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Lefkoşa’nın probleminin Lefkoşa’yı çevreleyen bir

çevre yolunun bulunmamasından kaynaklandığı bir gerçektir. Lefkoşa’ya bir çevre yolu yaratma adına biri, Lefkoşa’nın merkezinden geçecek olan HaspolatAtatürk Öğretmen Akademisi arasında düzenlenecek yeni bir bölünmüş yol ve şu anda yapımına başlanan Dereboyu- Metehan bölünmüş yolu takip edecek olan ve 15 Kasım 2011 tarihinde temelini atmayı planladığımız Metehan- Alayköy kavşakları arasında düzenlenecek ikinci bir bölünmüş bir yol ile Lefkoşa’yı merkezinden kesen çevre yolunun güneyini tamamlamayı planlıyoruz. Bu birincisi. Lefkoşa kuzey çevre yolu ise Haspolat kavşağından başlayıp, Yakın Doğu Üniversitesi yakınlarından geçip, Lefkoşa-Girne yolunu bulacak. Lefkoşa-Girne anayolu üzerinde düzenlenecek bir viyadük ile çevre yoluna bağlantılar sağlanacak ve çevre yolu buradan Kanlıköy istikametine devam edecektir. Dolayısıyla konuşmamın

Lefkoşa - Mağusa yolu

başında söylediğim gibi, sorunu sadece Gönyeli kavşağında çözmek değil, aslında kapsamlı bir çözümle yapılacak çevre yolları ile trafiğin rahatlatılması ve Gönyeli’ye düşecek trafiğin azaltılması problemin esas çözümüdür. Tüm bu çalışmaların 2012 yılı içerisinde hayat bulması için ağırlıklı çalışıyoruz.” Saner konuşması sırasında Sisli havalarda ve görüş koşullarının uygun olmadığı hallerde uçakların iniş ve kalkışını sağlayan ILS’nin (aletli iniş sistemi) temel atma töreninin kısa bir süre sonra gerçekleşeceğini ve 2012 Haziran ayında hayata geçeceğini söyledi. Ercan özelleştirilecek Bakan Saner, Kuzey Kıbrıs Havayolları konusunda son duruma ilişkin soruya ise şöyle yanıt verdi. “Rekabet Kurulu’na özel sektör 99 bin 500 TL, devlet adına kurulan şirket 49.500 TL ve THY de üzerine düşen miktarı 8 Eylül tarihinde yatırdı. Bu damga pulu masrafıdır ve bununla Rekabet Kurulu’na başvuruldu. Şimdi Rekabet Kurulu’nun görüşü bekleniyor. Ercan Havalimanı ile ilgili de açıklamalarda bulunan Saner, Ercan’ı özelleştirmediklerini yap, işlet, devret modeli ile 20-25 yıllığına kiralayacaklarını vurguladı. Saner, şunları söyledi: “Havalimanı için ciddi çalışmalar var. İhaleye en kısa sürede çıkma arzusundayız. Bazı yasal değişiklikler tamamlandıktan sonra, en kısa sürede çıkacağız. Yakında temel atma törenini gerçekleştireceğiz”.


40

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Köylerimiz Yazı Dizisi 27

Kozanköy’de içme suyu tükenmek üzere Serhat İncrili edem Hüseyin Teralı, Tera’dan geldiğinde bu köye yerleşmişti... Adı çok ilgimi çekiyordu o yıllarda. O yıllar dediğim de 1974’ün hemen sonrasıydı... Köyün adı mı? Larnaka Dis Lapitus diye duyuyordum... Sonra “Kozan” adını verdiler... Teralılarla birlikte de altı daha köyden göçmenler geldi köye... 2007’de dedem 100 yaş civarında

D

öldüğü zaman ben İngiltere’deydim... O zamana kadar her ziyaretine gittiğimde, Kozan’ın ya da Kozanköy’ün hiç bu kadar güzel olduğunu farkedememiştim... Şimdi fotoğraf çekmek ve köylülerle sohbet için gittiğimde, girişten – çıkıştan; ortasından kenarından bol bol fotoğraf çekerken çok güzel bir köy olduğu gerçeğiyle karşılaştım. Kozanköy, Karşıyaka ve Lapta’nın tam arka tarafında...

Beşparmakların Akdeniz’e bakan Kuzey yamaçlarında Lapta ve Karşıyaka’yı düşünün, öteki yanında Kozan var... Köye en kolay, Lefkoşa – Güzelyurt yolu üzerinde, Yılmazköy kavşağından çıkıp ulaşabiliyorsunuz... Bir Rum yazarın 1974 savaşı ile ilgili kitabında rastlamıştım Larnaka Dis Lapitus ismine... Savaş sırasında yüzlerce milis Rum askeri bu köyde konuşlanmış ama çıkarma olup bitmiş, onlar

Kozanköy bu yıl yağmurdan nasibini almış, yemyeşil çevresiyle büyülkeyici bir güzelliğe sahip

Köyün her yanı çok güzel ve keşfedilmeyi bekleyen ayrı bir güzelliği de saklıyor

Kozanköy ile bu kilseyi büyük bir vadi ayırıyor... Bu kiliseyi her hafta sonu çok sayıda Rumun ziyaret ettiği ama son zamanlarda ziyaretlerin geçmişe göre azaldığı kaydeidliyor

yerlerinden kımıldamamış. Sonra da Çamlıbel, Güzelyurt istikametinden hepsi kaçmış... Kozanköy’ü Kuzey sahilindeki Karşıyaka’ya bağlayan bir asfalt dağ yolu var. Yol son yıllarda onarılmış. Bu yol üzerinden Selvilitepe’ye giderseniz, orada 1974 çatışmalarının kalıntılarından, mayına çarpmış bir Türk tankı bulabilirsiniz... Kozanköy’de cami yok... Daha doğrusu minare yok ama cami olarak kullanılan bir yer var. Köyün dışında Ortodoks Kıbrıslıların önemli kiliselerinden biri, tarihi değeriyle birlikte yer alıyor... Son yıllarda onlarca Rumun sık sık köye gelip bu eski kilseyi ziyaret ettiği söyleniyor. Köyde en büyk sorun su sorunu... İçme suyu bölgedeki askeri birliklere de gidiyor ve yeterli değil. Geçmiş hükümetler de tedbir almak için çaba sarfetmemiş... Bugüne kadar belki de 20 köyümüzü ziyaret ettik... Tüm köylerde var olan “işsizlik” Kozan’ı da olumsuz etkiliyor... Rum tarafında çalışanların sayısı yüksek... Gençlerin eğlenebileceği bir yer, buluşabileceği bir yerleri de yok. Amatör ligde mücadele eden futbol takımı yaz aylarını bekliyor ama henüz hazır olmadığı söyleniyor. Futbol sahası da pek hazır görünmüyor, otlar bürümüş... Kozanköy’de kahvehanedeyiz...

Teralı Muzafer Gayi ile sohbet ediyoruz... 72 yaşında. Hayvancılık, çiftçilik yapmış... Köyde suyun azaldığını kaydediyor ama pek sorun olmadığını belirtiyor... Suyun azalmasının yanında, hayvancılığın da iflas ettiğini kaydeden Gayi, yem fiyatlarının pahalılanması nedeniyle özellikle büyük baş hayvanı olanların zorda olduğunu anlatıyor... Köye geçmişte zarar veren dağdaki taş ocaklarının kapatıldığını ifade eden Gayi, Kozan’ın Lapta Belediyesi’ne bağlanmasından da memnun olduklarını dile getiriyor... Köyde işsizlik diğer köylerde olduğu gibi sorun. Muzaffer Gayi, Lefkoşa’da çalışan çok köylünün olduğunu ancak yine de işsizliğin var olduğunu da ekliyor.. Kozan’da Baf’ın Agurso köyünden 80’li yaşlarındaki İzzet Kaşif’le sohbet ediyoruz... “Sorun yok, muhtardan çok memnunuz” diyor... Beş çocuk sahibi Kaşif, yaşını sorduğumuzda, “ne bileyim, seksenlerdeyim” diye yanıt veriyor ve yüzünden gülümsemeyi hiç eksik etmiyor... O’na göre köyde sorun yok... Muhtar da çok iyi ve herkesin de keyfi yerinde... Ama kahvecilik yapan Mehmet Şerifoğlu aynı kanıda değil... Şerifoğlu Evretu (Dereboyu) göçmeni.. “Köyün sorunları çok” diyor ve anlatıyor: “Köyda canlılık yok. Hükümetler

Kozanköy’ün nüfusu 500... Yaklaşık 350 seçmeni bulunuyor... Köyde bir de merkezi ilkokul var...


41

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Köylerimiz

ilgi göstermedi. Kenar bir köyüz, çıkmaz sokak gibi. Cansız kaldık. Köylüye arsa dağıtılmadı. Kimse yatırım da yapamadı... Birçok köyde hali araziden gençlere arsa dağıtıldı, burada yapılmadı...” Ve muhtar Hatice Beşiktepeli ile devam ediyor sohbetimiz... Kozan’ın ve hatta Tera’nın ilk kadın muhtarı... İlk döneminde. Yeni seçilmiş, yani üç yıl önceki yerel sçeimlerde aday olup kazanmış... Eski dışişleri bakanlarımızdan Vedat Çelik’in, İstanbul’da yaşam süren ünlü doktorlarımızdan Profesör Dr Varol Çelik’in akrabası... Eşi ise siyaset bilimci

ve Yakın Doğu Üniversitesi öğretim üyelerinden Doçent Dr. Zeki Beşiktepeli’nin küçük kardeşi... Köyün ilk bayan muhtarı şunları anlatıyor: “En büyük sorunumuz su sorunu... İçme suyu için başka köyler için yatırım yapıldı bizde yapılmadı. Sular geçmiş muhtarın dönemine göre yarı yarıya azaldı. Suyumuz askere de gider. Lapta Belediyesi’ne bağlandık... Çok iyi oldu... Gençlerimizin işsizliği de sorunlar arasında sayılabilir. Gençliğin fazlası Rumların yanında esir gibi çalışır... Köyümüzün nüfusu 500... Yaklaşık 350 seçmen de

Tüm ülkede var olduğunu gözlemediğimiz işsizlik Kozanköy’de de sorun, Rum kesiminde çalışan çok kişi var...

Bu otobüs en az 40 yıllık. Köylerimizde bu otobüslerden çok var ve genellikle öğrencileri, merkez okullara taşıyor... Bu otobüsümüzü Kozanköy ilkokulu önünde görüntüledik.

D.M.100,000.00 TL’yi aşar (Forma J.195T) NO.2-ARKASINDA ÖZEL SURETTE AÇIKLAMA YAPILAN CELPNAME (E 2. N.6) Lefkoşa Kaza Mahkemesinde Dava No: / Davacı:Güren Koral, Güyap evleri,No: 2, Yıldırım Sokak, Göçmenköy, Lefkoşa.

var...” Köpeğiyle oynarken görüntülediğimiz 14 yaşındaki Oğulcan Uluşan’ı da objektifimize konuk ediyoruz...

Murphy adlı köpeği İspanyol Cooker cinsi... Çok istemiş ama almamışlar. Bu sefer almışlar. Dersleri iyi... Gençler kahveye

TALEP TAKRİRİ Davacı Şahıs Emekli Subay olup Yeni Sistem Dershanesi ünvanı altında hizmet veren eğitim merkezinin yöneticilerinden ve/veya hissedarlarında ve/veya sahiplerinden olup Davalı ile uzun yıllardan beridir tanışıklığı olan bir kimsedir. Davalı şahıs Müteahhitlik mesleği ile iştigal eden bir kimse olup özellikle Gönyeli bölgesinde şahsı ve/veya Erdim Kofalı Construction Şti. Ltd. ünvanı altında inşaat yapıp satan bir kimsedir.

gidiyor ama kendi yaşı küçük olduğu için evde oturuyor... Yapacak fazla birşeyi yok... “Olsa iyi olurdu” diyor...

tamamen tediye tarihine kadar aylık %18 faiz tutarlarını ödemesi hususunda Mahkemenin bir hüküm veya emir vermesi. Alternartif olarak Muhterem Mahkemenin adil olabilecek herhangi başka(ahar) bir hüküm veya emir vermesi. İşbu dava masraflarının davalı tarafa tahmili NOT; işbu dava tarafınıza tebliğ edildiği günden itibaren 10 gün içinde talep edilen miktar ile işbu dava masarafı olan 2,287.00 TL ve %16 KDV 365.92 TL’yi yazıhaneme öderseniz bu dava daha ileri gitmeyecektir. (İmza)

Davacı ile Davalı şahıs uzun yıllardan beridir tanışıklığı olan kimselerdir. Davacı şahsın henüz emekli olmadığı ve subaylık mesleği ile iştigal ettiği zamanlarda Davalı şahıs Davacı’nın askeri olarak askerlik görevini yerine getirmiş ve o yıllardan beridir samimi ilişkilerini sürdürmekte olan kimselerdir.

ile Davalı : Erdim Kofalı, Adresi Meçhul Arasında (a) Y /Davalı (a) Y/Davacı

(b) Adresi Meçhul (c) Lefkoşa

tarafına tarafından

Bu Celpnamenin tarafınıza tebliğinden on (10) gün zarfında aleyhinize ikame edilmiş olan davada isbatı vücut kaydı yaptırmanız tarafınıza emrolunur. Davacının davadaki talebi arka sayfadaki talep takririnde beyan olunmuştur. Davacının Tebliğ Adresi: (d) Malyalı Hukuk Bürosu Nicosia Court No:6’dır. Malumunuz olsun ki, aşağıda tayin edildiği veçhile isbatı vücut kaydı yaptırmakta kusur ederseniz gıyabınızda davacı davayı ileri sürebilir ve aleyhinize hüküm verilebilir.

Davalı şahıs mesleğinde birtakım maddi sıkıntılar yaşadığını ileriye sürerek Davacı’dan bir miktar borç istemiştir. Davalı ayrıca garanti olarak, borç olarak alacağı para ile inşaa edeceği daireler olduğunu beyan etmiş ve taşınmazın satılmaması durumunda ise mezkur taşınmazı Davacı adına koçan ettirme hususunda taahhütte bulunarak Davacı’dan 01/08/2010 tarihi itibarı ile 135,000.00 TL borçlanmıştır. İşbu borç münasebeti dolayısı ile de 01/08/2010 tarihinde Davalı şahıs Davacı lehine, 135,000.00 TL meblağ tutarında bir borç senedi ve/veya senet ve/veya borcun ikrarını ihtiva eden belge imza etmiştir.

Hüseyin İ.Malyalı, Hüseyin Malyalı & Ayla Malyalı Aslına uygundur. tarafından Avukat

Davacı

Mukayyit. ——————————————————————————————— S:111 E:372 25. Forma J. 109 B) D.M: 100,000.-TL’yi Aşar LEFKOŞA KAZA MAHKEMESİNDE Kd. Yargıç PERİ HAKKI Huzurunda Dava No: 4545/2011

(e) 2011 senesi

ayının

.........’nci günü kaydedilip mühürlenmiştir.

Borç Senedi ile İlgili Tafsilat

(imza) Hüseyin İ. Malyalı, Hüseyin Malyalı & Ayla Malyalı Davacı tarafından Avukat. Mukayyit.

Tarih: 01/08/2010 Meblağ: 135,000.00 Türk Lirasi Vade: 01/12/2010 Borçlu: Erdim Kofalı(K.K.T.C Kimlik No: (179480)

İHTAR __ (1) ısbatı vücud ya bizzat veya Avukat vasıtasıyle Lefkoşa Mukayyide bir isbatı vücut muhtırası tevdi eylemek ve aynı gün muhtıranın Mukayyit tarafından tarihlenmiş imzalanmış ve mühürlenmiş bir nüshasını davacının tebliğ adresine bırakmak suretiyle olabilir.(2) Davalı isbatı vücut için tayin kılınan müddetin son gününden itibaren ondört gün zarfında müdafaasını vermekte kusur ederse tarafına ihbar edilmeksizin aleyhine hüküm kaydı yapılabilir, meğerki bu meyanda kendisine hüküm için celpname tebliğ edilmiş bulunsun. ________________________________________________________________ (a) Sokağı ve eğer varsa, bina numarası dahil olmak üzere tam adresini beyan ediniz. (b) Davalının, eğer malum ise, meşguliyetini beyan ediniz. (c) Mahkemenin davayı dinleyeceği kasaba veya köyü beyan ediniz. (d) Davacının meşguliyetini yazınız.(e) Davacıya tebliğ edilecek olan evrakın bırakabileceği ve davanın kaydedildiği mukayyitlğin kain bulunduğu kasaba veya köyün Belediye hududu dahilinde bulunan bir şahsın tam adını, meşguliyetini ve adresini beyan ediniz. (f) Tarih Mukayyit tarafından doldurulacaktır.(g) Bizzat dava edilmişse ‘’ tarafından Avukat’’ kelimelerini çiziniz. İHTAR _ Celpname tanziminde talep takrirlerinde cari olan hükme riayet edilmelidi

Yukarıda Para (5)’de tafsilatı verilen borç ve borc ilişkisini gösterir senet ve/veya belge gereğince ve/veya tarafların mutabık kılındıkları üzere işbu borç en geç 01/12/2010 tarihinde bir tamam Davacı şahıs tarafına ödenecekti.

Davacı: Güren Koral, Güyap Evleri, No:2, Yıldırım Sokak, Göçmenköy, Lefkoşa. İle Davalı: Erdim Kofalı, Adresi Meçhul. Arasında

Davacı şahıs işbu tafsilatı verilen alacağını tahsil etme maksatları bakımından Davacı şahıs ile müteaddit defalar temas kurdu ve ödeme taleplerinde bulundu. Davalı şahıs ödeme vaadleri ile Davacıyı oyalamış fakat halen herhangi bir ödemede bulunmamıştır, Davacı’nın alacağı muaccel olmuş durumdadır. Davacı şahıs, Davalı şahısın kardeşi olan Mustafa Kofalı’ya ulaşmış ve işbu borç münasebetini ona izah etmiştir. Bunun üzerine Davalı’ya telefoniyen ulaşılmış ve durum kendisine izah edildiğinde kendisinin K.K.T.C’ye dönme niyetinde olmadığını beyan etmiştir. Davacı şahıs alacaklı olduğunu gösterir her türlü belgeyi ve/veya şahadeti Muhterem Mahkemeye sunmayı ve/veya ibraz etmeyi taahhüt eder. Yukarıdaki hakikatler gereğince davacının muhterem mahkemeden talepleri aşağıda ——————————————————————————————— gösterildiği gibidir ; Davalının davacıya 135,000.00 TL ödemesi hususunda bir emir ve/veya hüküm; Davalının davacıya 135,000.00 TL meblağ üzerinden 01/12/2010 tarihinden

Yukarıda sayı ve ünvanı yazılı davada Davacı/Müstedi tarafından Avukat Hüseyin Malyalı hazır bulunduğu halde Avukat Hüseyin Malyalı’nın tek taraflı istidası ve ona ekli yemin varakası incelendikten sonra BU MAHKEME; Celpnamenin kaydedilip mühürlenmesine; Kaydedilip mühürlenmiş celpnamenin işbu emirle birlikte tasdikli bir suretinin KKTC dışında dağıtımı yapılan ve KKTC’de yayınlanan günlük bir gazetede bir gün yayınlanmak suretiyle yayınlanmasına; Bu şekilde yapılacak tebliğden itibaren davalının 30 gün süre zarfında isbat-ı vücut muhtırası dosyalamasına; Belirtilen süre zarfında davalının ısbat-ı vücut muhtırası dosyalamakta kusur etmesi halinde davacının davasını ileri götürmekte serbest olmasına; Dava ile ilgili müteakip işlemlerin Mahkeme ilan tahtasına 7 gün süre ile asılması suretiyle davalıya tebliğ edilmesine ve bu şekilde yapılacak tebliğin usulünde tebliğ yapılmış addolunmasına EMİR VERİR 05/08/2011 tarihinde verildi. 05/08/2011 tarihinde hazırlandı. İMZA:PERİ HAKKI Kd. Yargıç Aslına uygundur Mukayyit Ç.E.


42

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Mutfak

Kıbrıs usulü Bulgur Köftesi Kıbrıs’ın en özel yiyeceklerinden bir tanesi de Bulgur Köftesi’dir. Dışı bulgurdan, içi de kıyma harcı doldurularak yapılan bu lezzet, limon sıkılarak yenildiğinde muhteşem bir tadı içerisinde barındırır. Yapımı biraz zahmetli olsa da Bulgur Köftesi geçmişten günümüze gelen Kıbrıs yemeklerinin başındadır.

Malzemeler =1 Kilo

bulgur =2 çorba kaşı ğı un =Yeterince su =Biraz tuz

İç malzeme

=1/2 kilo kıym a =2 tane iri so ğan =1/2- demet m aydanoz =Karabiber =Biraz tuz

nce suyu kaynatınız. 1 kilo bulguru derin bir kaba doldurunuz. 1 veya 2 kaşık un

Ö

ve biraz tuz ilave ediniz ve yeterince su ilave edince bulguru karıştırınız. Ardından da iyice

karıştırdığınız bulgurun üzerini örterek biraz dinlenmeye bırakınız. Diğer yandan kıymalarınızı bir tava içerisine alarak 1 bardak su ilave edip kıyma iyice suyunu çekene kadar bekleyiniz. Ara sıra karıştırınız. Soğanları, maydanozu ince ince doğrayınız. Ve soğanları, maydanozlarla birlikte kıymanızı başka bir tavada ısınan yağın içerisinde kavurunuz. Tuz ve karabiber ilave ederek iyice karıştırıp daha sonra da soğumaya bırakınız. İster elle ister makineyle… Diğer yandan da soğuyan bulguru iyice yoğurunuz. Su az gelirse elinizi ıslatarak yoğurmaya devam ediniz. Bulgur kulak memesi kıvamına gelecek. Yoğrulmuş bulgur hamurundan iri ceviz büyüklüğünde parçalar alınarak işaret parmağınızla oyarak ya da bir makine yardımıyla içi boş bir köfte oluşturun. Su yardımıyla elinizi ıslatarak alt tarafını kapatın. Yaptığınız içi boş köfteleri bir tepsiye sıralayın. Daha sonra doldurup ağızını elinizi ıslatarak kapatın. Köftelerinizi kızgın yağa atın Köftelerinizi kızartma işlemine geçerken ise, köftelerinizi örtecek kadar bir tencerenin içerisine sıvı yap koyup kızmasını bekleyin. Isınan yağın içerisine köftelerinizi atıp iyice kızarmasını bekleyin. Kızaran köfteleri bir süzgeç yardımıyla kağıt peçete üzerine çıkarın. Yağı iyice çekmesini sağlayın.


43

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

UK

Magazin

Kavaz bu kez ringe çıktı... Sezen Aksu, 20 Ekim Perşembe günü Royal Albert Hall’da konser verecek.

Sezen Aksu şarkılarından birini Amy Winehouse’a adadı ürk pop müziğinin kraliçesi Sezen Aksu, 4 yıl aradan sonra yeni albümü ile 20 Ekim Perşembe günü Royal Albert Hall’da konser verecek. Sezen Aksu, Fahir Atakoğlu önderliğindeki yeni grubuyla uluslararası turne programına Londra’dan başlayacak. Organizasyon Harmonie Mundi ve Kazum işbirliği tarafından düzenleniyor. Londra’da tanıtımı yapılan ‘Öptüm’ albümü ile ilk defa bir Türk sanatçısı yabancı firma markası ile yurtdışı marketinde yer alacak. Kazum Direktörü Sebastian Merrick, Sezen Aksu’nun eski şarkılarından birini Amy Winehouse’a adadığını duyurdu. Sezen Aksu, 30 yıllık kariyerinde imza attığı 24 albüm ile 20 milyonun üzerinde satış gerçekleştirdi ve 200 ün üzerinde ödüle layık görüldü. 4 yıllık bir aradan sonra ‘Öptüm’ albümü ile sanatçı tekrar sevenlerinin karşısında. Londra’da yer alan Fransız müzik şirketi Harmonia Mundi Müdürü Patrick Lemanski, “Bugün Sezen Aksu’nun kısa bir süre önce Türkiye’de satışa sunulan ‘Öptüm’ albümünün tanıtımı için bulunuyoruz. İngiltere ve dünya marketlerinde ‘world vilage’ markası tarafından satışa sunulacak ve Ekim ayında Sezen Aksu’yu burada Royal Albert Hall’da ağırlayacağız. Sezen Aksu ile çalışmak büyük bir onurdu ve ilk defa Sezen Aksu albümü yurtdışı marketlerinde Türk olmayan bir firma tarafından yer alacak. Kendisiyle ve takımı ile çalışmak büyük bir onur” dedi.

T Oyunculuk ve mankenlik dünyasının yükselen yıldızı Camuran Kavaz 16 mankenin katıldığı karşılaşmada Laila Heinönen adlı rakibiyle kozlarını paylaştı

Gecede ringe çıkan modeller hafif eğlendirici içerikli spor müsabakasında yarıştı

Ali Kalay ondra’da profesyonel modellik yapan Kıbrıslı Türk kızı Kamuran Kavaz, sevgilisinin emriyle yüzüne kezzap atılan model Katie Piper adına kurulan vakıfa gelir sağlamak amacıyla 16 modelin karşı karşıya geldiği books maçına çıktı. Kentish Town’da bulunan The HMV Forum’da düzenlenen “Model Fight Night UK” gecesine ilgi büyük oldu. Bütün biletlerin satıldığı geceye yaklaşık bin 500 kişi katıldı. Saat 20.00 sıralarında başlayan gecede ilk olarak Kamuran Kavaz ile yunan rakibi

L

Babestation kanalıda gece sponsorluğunu yaptı

Laila Heinonen ringe çıktı. Büyük alkışlar arasında yerini alan iki modelin dövüşü çekişmeli geçti. Zaman zaman Kavaz’ın maçı üstün götürdüğü görüldü. Ancak maçın ardından hakem tercihini Laila Heinönen’den yana kullandı. Karşılaşmaya iyi hazırlandığı görülen Kavaz hakemin bu kararının ardından tepkili olduğu görüldü ve pistten üzüntülü bir şekilde ayrıldı. Maçın ardından gazetemize bir açıklama yapan Kavaz, karşılaşmaya çok iyi hazırlandığını ve çok iyi bir maç çıkardığını belirterek “Hakemin verdiği karara anlam veremedim” dedi.

Kavaz hakkında Kamuran, artistik kariyerine ilk olarak Güney Londra’daki Lewisham Kolej’de dans dersleri alarak başladı. Bale, modern dans, jazz ve sokak dansı eğitimlerinin ardından, Londra Tiyatro Okulu’nda oyunculuk dersleri aldı. Çeşitli müzik videolarında görünen Kavaz, ülke genelinde düzenlenen dans yarışmalarına BMI dansçılarıyla katılarak yüksek başarılar elde etti. Otantik yüzü ve dans figürleriyla bazı Bollywood filmlerinde yer aldı. Kavaz, modellik ve oyunculuğun yanısıra bireysel spor eğitimleri veriyor

Kazum firmasından Sebastian Merrick ise, Türk sanatçılarının yabancı marketlere açılmak konusunda genellikle çekindiklerini ve yabancı firmalarla çalışmayı düşünmedikleri için birçok yeteneğin duyulmadığını söyledi. Sezen Aksu’nun yaptığı çalışma ile büyük bir örnek oluşturacağını ifade eden Merrick, “15 yıl önce bir öğrencim Sezen Aksu’nun albümü ile tanışmama sebep oldu ve o tarihten sonra kendisini takip etmeye başladım ve son albümü ‘öptüm’ ile kendisiyle çalışma fırsatım olunca çok daha yakından tanıma şansım oldu. Kişiliği ve çalışmalarından çok etkilendim ve kendiside Türkiye’de toplumu etkilemiş güçlü bir yetenek. Şuan öğrendiğim kadarıyla Sezen Aksu kendi web site’sinde eski şarkılarından birini Amy Winehouse’a adadı” dedi.

Kazum Direktörü Sebastian Merrick


44

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

UK

Ali Rıza Değirmencioğlu Türk Okulu 6 bin öğrenciyi mezun etti

Ali Kalay uzey Londra’nın Wood Green bölgesinde eğitim ve öğretim veren Ali Rıza Değirmencioğlu Türk Okulu 1983 yılında kuruldu. O günden bugüne 6 bin öğrenciyi mezun eden Türk okulu, bugüne kadar bir çok başarlı öğrenci yetiştirdi ve meslek sahibi olmasında büyük rol oynadı. Adı başarılarla özdeşleşmiş, herkesin eğitim almak istediği bir eğitim ve öğretim yuvası haline gelen okulun başkanlığını eğitimci Sevtap Kemal yürütüyor. Büyük fedakarlıklarla okulun ayakta kaldığını söylüyen Kemal, “Ali Rıza Demirmencioğlu Türk Okulu olarak çocuklarımızı bugünün şartlarına göre değil, geleceğin şartlarına göre donatıyoruz ve onları hayata o şekilde hazırlıyoruz” diyor. 28 yıldır Türk ve Kıbrıslı Türk öğrencilere kesintisiz profesyonel

K

eğitim verdiklerini ifade eden Kemal okulla ilgili şunları söylüyor: “Okulumuz tam 28 yıldır Türk aile çocuklarına hizmet veriyor. Okulumuz İngiltere’nin en eski, en büyük ve başarılı olanadır.

Ailelerimiz öğretmenlerimiz ve öğrencilerimizin yardımıyla 28 yıldır binlerce kişiye eğitim verdik. 250-300 öğrenci ile 16 öğretmeni bünyesinde tutan okulumuz Cumartesi günleri hizmet

vermektedir” Ali Rıza Değirmencioğlu Türk Okulu’nun Türk dili ve kültürünü öğretmek üzere kurulduğuna değinen Kemal, “Müfradatımızı İngiliz okullarındaki derslerine destek vermek ve sağlamlaştırmak için geliştirdik. Şuan Ingiltere’deki Türk okullarının ortaklaşa hazırlamış oldukları müfradatı kullanıyoruz. İlkokul düzeyinde 5 ayrı yaş gurubumuz var. En küçük yaş gruplarımız 4-5 yaş gurubumuzdur. İngiliz okullarındaki KS1 VE KS2 ve GCSE imtihanlarına yardımcı olmak amacı ile SAT ve GCSE destek sınıflarımız vardır. Ek olarak büyükler için deTürkçe sınıflarımız mevcuttur” dedi.

“Öğrencilerimiz en iyi dereceleri aldıktan sonra yüksek eğitimlerine devam etmektedirler. Öğrencilerimiz Londra genelindeki Türkçe konuşan toplumun içinden oluşmakdar”

ÖĞRENCİLER ÇOK BAŞARILI Özelikle GCSE sınavlarına yüksek katılım sağladıklarını ve bu sınavlarda öğrencilerin çoğunlukla başarı oranları A veya A* aldıklarını ifade eden Kemal,

OKULUN SOSYALKÜLTÜREL FAALİYETLERİ Türk okulu, normal derslerin yanı sıra Türk öğrenciler için de verdiği kültürel faaliyetlerle de büyük bir açağı kapatıyor. Ali Rıza Değirmencioğlu Türk

ÖĞRETMENLER TÜRKİYE VE KKTC’DEN GELİYOR Öğrencilere ders veren bütün öğretmenlerin profesyonel eğitimcilerden oluştuğunu kaydeden Sevtap Kemal, Türkiye ve KKTC’den gelen görevli öğretmenlerin yanı sıra İngiliz okullarında öğretmenlik yapan veya emekli olan öğretmenlerle öğrencilere en iyisini vermeye çalıştıklarını kaydetti.


45

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Londra Türk Okulları Yazı Dizisi 1

Okulu da, folklor, müzik, saz ve tiyatro derslerinin verildiğini anlatan Kemal, okulun folklor grubunun Kuzey Kıbrıs ve Maceristan olmak üzere iki etkinlikte yer aldığını belirtti. Okulun ayrıca öğencilerinden oluşan bir korosu da bulunuyor. ÖĞRENCİLER NEDEN OKULUMUZU SEÇİYOR? Yıl içinde tüm öğrencilerin girdikleri sınavlarda başarılı olmaları için büyük bir çaba ve gösterdiklerini kaydeden Sevtap Kemal şunları söyledi: “Türkçe GCSE ve A2 puanları üniversiteye giriş puanlarına önemli ölçüde etki etmektedir. Öğrencilerimizin, İngiliz okullarındaki derslerinde eğitim seviyelerini yükseltmelerine yardımcı oluyoruz. Araştırmalara göre, Türk okullarına katılan çocukların eğitim derecesi yükselmektedir. Gazeteniz aracılığıyla tüm öğrencileri okulumuza bekliyoruz”

VELİLERİN OKULA KATKISI BÜYÜK Okulu bir aile birliği okulu olduğunu, ailelerin sınıf asistanlığından kantin yardımcılığına ve merasim organizelerinde yardımcı olduklarını ifade eden Kemal, “Okulumuz çatısı altında velilerimize sosyal faaliyetlerimizin arasında bayanlar matinesi, otobüs gezisi, anneler ve babalar günü kutlamaları, kültür gecesi ve yıl sonu festivali yer almaktadır” dedi. OKULU TARİHÇESİ Ali Rıza Değirmencioğlu Türk Okulu, öğrencilere Türk dili ve kültürünü öğretmek amacıyla 1983 yılında merhum Ali Rıza Değirmencioğlu başkanlığında yönetimi ve öğretmenlerinden oluşturularak kuruldu ve kurucusundan dolayı Ali Rıza Değirmecioğlu ismini aldı. Türk okulu ve yönetimiyle Londra’da örnek bir okul olmuştur. 28 yıl içinde okul yaklaşık 6 bin öğrenciye mezun etmeyi başardı.

KKTC Londra Eğitim ve Kültür Ataşesi Hasan Sarper Kortay:

‘Birinci Eğitim Çalıştayı’ yapılacak ngiliz okulları bünyesinde hafta sonu eğitim alan yaklaşık 3 bin 200 öğrencimiz bulunmaktadır. Tabiki bu gerçek bir rakam değildir. 24 okulumuzla ilgili gerçek verileri almadıkça doğru rakamı söylemek mümkün değil. Geçen yılın verilerine baktığımız zaman 3 bin 200 öğrencimiz bulunmaktadır. Burada eğitim ve öğretim veren Türk okulları belli bir misyonu üstlendiler. Çocuklarımıza Türk dilinin öğretilmesi ve kültürünün

İ

verilmesi için bu misyonu üstlenmişlerdir. Her geçen gün Türk okullarımızda verilen eğitimin kalitesi artmaktadır. Üniversiteye A level’ında sayılır olması bu çalışmayı daha da hızlandırmaktadır. Ayrica önümüzdeki günlerde Ingiltere’de ilk defa bir eğitim çalıştayı yapılacak. İngiltere Türk Öğretmenler Derneği ve Konsorsiyum, TC Eğitim Müşavirliği ve KKTC Eğitim ve Kültür Ataşeliği bu olaya büyük

bir katkı koyacaktır. Buradıki Türk toplumunun Türk okullarının gerçek ihtiyacı nedir? Neleri yapabiliriz? Bir yol haritası çizip, o yol haritası içinde bir adım adım ileri gitmek istiyoruz. Ingiltere’de yaşayan Türk toplumunun çok büyük sorunları var eğitimde bunları bir parçasıdır. Belki bize ait tam gün eğitim veren bir okulumuz da olabilir. Bu çalıştaydan sonra ortaya çıkacak. Çalıştay 15-16 Ekim tarihlerinde yapıması bekleniyor.

Kasım Sayımızda Hornsey Atatürk Okulu’ndayız...


46

NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

Hazırlayan

‹ç Hastal›klar› Uzman›

Dr Okan Dağlı dagliokan@gmail.com

Alzheimer: Çağımızın Korkulan Rüyası Alzheimer’le ilgili genel bilgi Alzheimer hastalığı beynin düşünme, hafıza ve dil bölümlerini etkiler. Hastalığın başlangıcı sinsidir ve yıkım genellikle yavaştır. Günümüzde hastalığın sebebi bilinmemekte ve şifası bulunmamaktadır. Alzheimer hastalığının adı, 1906 yılında alışılmadık bir akıl hastalığından öldüğü düşünülen bir kadının beyin dokusundaki değişiklikleri betimleyen Dr. Alois Alzheimer’dan gelmektedir. Bu değişiklikler bugün Alzheimer hastalığının karakteristik anormal beyin değişiklikleri olarak bilinmektedir. Alzheimer hastalığı, toplumun bütün gruplarını etkiler ve sosyal sınıf, cinsiyet, etnik grup ya da coğrafi bölge ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Ayrıca, Alzheimer hastalığı yaşlılar arasında daha sıklıkla görülmekle birlikte genç insanlar da bu hastalıktan etkilenebilmektedirler.

Hem İngiltere’de hem KKTC’de dağıtılan TEK Gazete!

“Sizin Gazeteniz” North Cyprus: 0533 863 5341 UK: +44 7958 352411 Email: zorlucezaroglu@yahoo.co.uk

Alzheimer Hastalığı’na neler sebep olur? Günümüzde Alzheimer hastalığının sebepleri bilinmemektedir. Ancak, Alzheimer hastalığına sebebiyet vermeyen hususlar bellidir. Alzheimer hastalığı: Damar sertleşmesi yüzünden ortaya çıkmaz Beynin normalden az ya da fazla kullanılması yüzünden ortaya çıkmaz Cinsel yolla bulaşan hastalıklara bağlı değildir Enfeksiyon sonucu oluşmaz Yaşlılık yüzünden oluşmaz, yaşlanma sürecinin doğal bir parçası değildir Alüminyum ya da diğer metallere maruz kalınması yüzünden gelişmez Alzheimer hastalığının semptomları (belirtileri ) nelerdir? Alzheimer hastalığı her insanı farklı biçimde etkiler. Etkisi büyük ölçüde kişinin hastalıktan önce nasıl olduğu ile ilgilidir, örneğin, kişilik, fiziksel durum ve yaşam biçimi gibi. Alzheimer hastalığının semptomları üç gelişim aşaması şeklinde en iyi akla girebilir: erken dönem , orta dönem ve geç dönem. Alzheimer hastalığı olan herkes bütün bu semptomları göstermez ve bu semptomlar kişiden kişiye değişir. Bu

aşamalar bakımı üstlenenlerin potansiyel problemlerin farkında olmaları ve gelecekte ihtiyaç duyulacak bakım gerekliliklerine hazırlanmaları açısından rehberlik edebilirler. Hiçbir hasta, hastalığın ilerleyişini bir diğer hasta ile aynı şekilde yaşamaz. Bu semptomların bazıları aşamaların herhangi birinde ortaya çıkabilir, örneğin geç dönemde sıralanmış olan davranış değişiklikleri orta dönemde yaşanabilir. Aynı zamanda bakımı üstlenenler her dönemde kısa, aklı basında dönemler yaşanabileceğinin farkında olmalıdırlar. Teşhis neden önemlidir? Erken teşhis bakımı üstlenen kişinin hastalıkla başa çıkmak için daha hazırlıklı olması ve nelerle karşılaşacağını önceden bilmesi açısından önemlidir. Teşhis geleceği planlama yolunda atılan ilk adımdır. Teşhis edebilmek için basit bir test bulunmamaktadır. Alzheimer hastalığının teşhisi, kişinin fiziksel ve mental durumunun muayenesinin yanı sıra, yakın bir akraba ya da arkadaşından kişinin geçmişinin incelenmesiyle konulur. Hafıza kaybına yol açabilecek diğer hastalıkları ya da koşulları dışarıda bırakmak çok önemlidir. Alzheimer hastalığının teşhisi ancak beynin otopsiyle incelenmesi sonucunda kesinleşebilir. Erken Dönem Erken dönem, profesyonel-

ler, akrabalar ve arkadaşlar tarafından genellikle gözden kaçırılır ve yanlış bir şekilde “yaşlılık” ya da yaşlanmanın normal bir parçası gibi adlandırılır. Hastalığın ilk başlangıcı sinsi olduğu için başladığı kesin tarihi belirlemek zordur. Kişi: Konuşmayla ilgili zorluk çekebilir Önemli hafıza kayıpları özellikte kısa dönemli- sergileyebilir Zamanı şaşırabilir Tanıdığı yerlerde kaybolabilir Karar vermede güçlükler yaşayabilir İnisiyatif ve motivasyon eksikliği gösterebilir Depresyon ve sinirlilik belirtileri gösterebilir Hobi ve aktivitelerine ilgisini kaybedebilir Orta Dönem Hastalık ilerledikçe, problemler daha belirgin ve kısıtlayıcı olmaya başlar. AH olan kişi günlük yaşamında zorluklar çekebilir ve; Çok unutkan olabilir- özellikle yakın zamanda yaşanmış olayları ve kişilerin isimlerini hatırlamada Kendi basına sorunsuz bir şekilde yaşayamaz hale getir Yemek pişiremez, temizlik ya da alışveriş yapamaz Son derece bağımlı hale gelebilir Giyinme ve kişisel hijyen açısından örneğin; tuvalet, yıkanma gibi yardıma ihtiyaç duyabilir. Giderek artan konuşma zorluğu çeker Dolaşma zorlukları ve diğer davranışsal anormallikleri gösterir Evde ve topluluk içinde kay-

bolur Halüsinasyonlar olabilir Geç Dönem Bu, tamamen bağımlılık ve hareketsizlik dönemidir. Hafıza sorunları oldukça ciddidir ve hastalığın fiziksel yanı gittikçe göze çarpar hale gelir. Kişi; Yemek yemede zorluklar yaşayabilir Akrabalarını, arkadaşlarını ve alışıldık nesneleri tanımayabilir Olayları anlama ve yorumlama güçlüğü çekebilir Ev çevresinde yolunu bulamayabilir Yürüme zorluğu çekebilir Mesane ve bağırsak sorunları yaşayabilir Toplum içinde uygun olmayan davranışlar gösterebilir Tekerlekli sandalye ya da yatağa bağımlı hale gelebilir Bir tedavi var mıdır? Maalesef tedavisi mümkün değildir, şu anda Alzheimer hastalığı için herhangi bir iyileştirici tedavi bulunmamaktadır. Ancak, Alzheimer hastasının olduğu kadar hastanın bakımını üstlenen kişinin de üzerindeki yükü azaltmak için yapılabilecek çok şey vardır. Daha fazla bilgi için doktorunuza, sosyal hizmetler uzmanına ya da diğer sağlık uzmanlarına danışabilirsiniz. Bazı ülkelerde hafif ve orta şiddetli arası Alzheimer hastası olan kişiler için birtakım ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar tedavi sağlamamakla birlikte Alzheimer hastalığının semptomlarını gösteren kimi hastalara yardımcı olabilir.


NORTH CYPRUS UK OCTOBER 2011

47



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.