PassatempoXP Sayı 30

Page 1

-N0:30-Eki m /Oct ober2013

No: 3 0

Al abi l i r s i ni z/YourCompl i ment ar yCopy Eki m /Oct ober

İ y i Ba y r a ml a r Ha p p yEi d



BAYRAM’ DA

FATİH

Turnuvalar Çekilişler ve Sürprizler

ÜREK

UÇAK İLE ULAŞIM, 5 GÜN 4 GECE T A KIBRIS GİRNE’DE S R I F VUNI PALACE HOTEL’DE BU MA Z KAÇ KONAKLAMA “Sın

ıda” ırlı Say

5 GÜN 4 GECE

649 YERİNİZİ GEÇ KALMADAN AYIRTMAK İÇİN BİZİ ARAYIN









Kuzey Kıbrıs’ın ayakkabı markası... Since 1958








İÇİNDEKİLER / CONTENTS

17. Passatempo’dan / From Passatempo YÖNETİM / MANAGEMENT:

18. Portre / Portrait 28. Kıbrıs Nostaljileri / Nostalgic Reminiscing

CYXP Aviation Ltd. Genel Müdürü v e Pegasus Havayolları Kıbrıs Temsilcisi CYXP Aviation Ltd. General Manager and Pegasus Airlines Cyprus Representative M. Zeki Ziya z.ziya@cyprusxp.com Pegasus Havayolları Kıbrıs Merkez Ofisi Pegasus Airlines Cyprus Main Office Hasane Ilgaz Sokak, 11 B, Köşklüçiftlik / Lefkoşa Tel.: (+90) 392 228 73 11 Fax: (+90) 392 227 22 90 YAYIN YÖNETİM / PUBLICATION MANAGEMENT Genel Yayın Yönetmeni / Publishing Director Can Sarvan cansarvan@isvic.com

38. Öğrenci Rehberi / Students Guide

İsviç İletişim Hizmetleri Ltd. Güzeltepe Sokak, 18, Edremit / Girne Tel: (+90) 0548 888 00 09 www.isvic.com info@isvic.com YAPIM / PRODUCTION

48. Hayvanlar Alemi / Animal Life 50. Tarih / History 58. Sanat / Art

Röportaj / Interview Hakan Çakmak Art Direktör / Art Director Laden Uyguroğlu Fotoğraf / Photography Mustafa Batıbeniz Çeviri / Translation VIRTUOSO Çeviri virtuosoceviri@hotmail.com Düzelti / Proof Reading Mehmet Ratip

64. Yol Notları / Road Notes 74. Gündüz & Gece / Day & Night

Muhasebe / Accounting Fırat Özbolayır firatozbolayir@isvic.com Website www.passatempoXP.com Reklamlarınız İçin / For Advertising reklam@isvic.com isviciletisim@gmail.com

BASKI-CİLT / PRINTING-BINDING

82. 108.

Gurme / Gourmet Bulmaca / Puzzle

Görsel Dizayn Ofset Matbaacılık Atatürk Bulvarı, Deposite İş Merkezi, A5 Blok Kat:4, No: 405 İkitelli OSB, Başakşehir, İstanbul Tel.: 0212 671 91 00 Fax: 0212 671 91 90 www.gdofset.com

Tüm hakları saklıdır. Yazılı izin olmadan içeriğin bir bölümünün ya da tümünün yeniden yayınlanması kesinlikle yasaktır. All right reserved. Reproduction in part or in whole without written permission is strictly prohibited.

16


PASSATEMPO’DAN / FROM PASSATEMPO

Klasik, Caz ve Etnik Müzikli Bir Sonhabar An Autumn full of classical, jazz and ethnic music

Can Sarvan

A

frika üzerinden rüzgarlarla gelen kavurucu çöl sıcağının Akdeniz’in serin sularına dalmaya bahane oluşturduğu bir yaz daha sonlanıyor…

Deniz sporlarıyla eğlenenlerin sesleriyle, kumsallardaki eğlence yerlerinden yükselen yılın en popüler şarkılarından yankılanan sesler gitgide azalırken Ada’ya bir sonbahar daha geliyor. Narenciye ülkesi Kıbrıs’ta, portakal ve limon ağaçları yemyeşil meyvelerini sarıya ve turuncuya kesmek için, sonbahar mevsiminde, köklerinden dallara doğru yürüyen damarlardan özsuyu toplamaya başlıyor. Ada’da binlerce yılın geleneği zeytin hasadının mevsimi olan sonbahar, gerek yurt içinden gerekse yurt dışından eğitim gören gençlerin kent hayatına yeni bir ivme kattıkları dönemin de adıdır. Yazın acımasız güneşi altında kavrulan toprak, anlık sağanaklar halinde gelen yağmurlarla bir başka güzel kokmaya başlarken, güneşin uyuşturduğu toprakla beraber ruhlarla bedenler de üretmenin coşkusuyla harekete geçiyor yine. Ekim ayıyla birlikte başkent Lefkoşa ile Girne’deki tarihi Bellapais Manastırı’nda klasik, caz ve etnik müzik konserlerinin yer verildiği iki festivalden biri başlıyor, bir diğeri de devam ediyor. Eğlenceyi farklı mekanlarda arayanlar için Kuzey Kıbrıs’ın kıyı kentleriyle başkentindeki seçeneklere yenileri ekleniyor.

A

nother summer season filled with scorching heat carried by the wind from Africa, which made a quite good excuse to jump into the cool waters of the Mediterranean to refresh, is coming to an end… As the voices from those who were spending time with water sports and as the rhythm of the most popular songs of the year coming from venues by the sea are all dimming another autumn is at the door in the island. In citrus paradise Cyprus, in the season of autumn, orange and lemon trees starts sipping the sap out of the veins that run from the roots to the branches to turn their green fruits into yellows and oranges. Autumn is the season of a thousand year tradition on the island; olive harvesting as it is the time when local and foreign students enliven the city life with a whole fresh start. The soil that broils beneath the merciless sun in summer, starts giving out a splendid scent as cloudbursts come down. The soil, the bodies and souls numbed by the sun take action with the passion to produce. When October comes, one of the festivals of classical, jazz and ethnic music starts either in the capital, Nicosia or in the ancient Bellapais Abbey in Kyrenia. As the other festival starts with a series of concerts, new venues are included in pass time spots both in the capital and in coastline cities of North Cyprus.

17


PORTRE / PORTRAIT

Babutsa Grubu

‘Duman Oldum’a hazırlanıyor The Group Babutsa Prepares

“Duman Oldum”/“Up In Smoke” 18


i

Can Sarvan

ngiltere ve Türkiye’de ses getiren parçalarıyla büyük beğeni kazanan Kıbrıslı Babutsa Grubu’nun solistlerinden Soner Türsoy’la, grubun geçmişten bugüne müzik kariyerini konuştuk. Yakında hepimizin duyacağı yeni şarkılarının adını ilk kez Passatempo’ya açıklayan Soner Türsoy, ‘Duman Oldum’ adlı yeni parçalarının klibinin de yakında çekileceğini belirtti. Soner Türsoy, grubun diğer solisti Ali Sönmez’le 20 senedir kader birliği yapıyor... Mağusa doğumlusunuz ve müziğe Kurul 5 adlı müzik grubu ile başladınız diyebilir miyiz? Lisedeyken müziğe Mağusa’da, Kurul 5 Grubu’nda solistlik yaparak başladım. Gitar da çalıyordum. 14-15 yaşlarındayken ülkeye gelen canlı müzik gruplarını dinlemeye gidiyor ve kendi kendime şarkılar mırıldanmayı çok seviyordum. Kurul 5, düğünlerde canlı müzik yapıyordu. Onları takip ettiğim için ben de onlarla beraber düğünlere gidiyordum. Hiç unutmam, Pergama’da (Beyarmudu) bir düğün vardı. Mağusa’dan solisti almak üzere grupla beraber ben de van tipi araçtaydım. Kurul 5’in solisti baştan ayağa beyaz giyinmişti. Gitarist arkadaş, solist Erdinç’e “Arkaya otur” dedi. Erdinç kıyafeti beyaz olduğu için arkaya geçmek istemedi. Öndü arkaydı derken, sonunda solist “Ben gelmiyorum” diyerek tepki gösterdi. Pergama’ya solistsiz gittik. Müzik aletleri kuruldu ama solist yok. Grupta

F

rom the Cypriot group that made a name for themselves with their hit songs in both England and Turkey, we spoke to vocalist Soner Tursoy about his musical career up to date. Soner Tursoy, who exclusively gave the names of the songs soon to be heard from their new album to Passatempo, went on to say that the video for their new song “Duman Oldum”/“Up In Smoke” was in the making. Soner Tursoy, along with the group’s other vocalist Ali Sonmez has been sharing the same fate for nearly 20 years... Would it be fair to say that you were born in Famagusta and that you started your musical career with the group Kurul 5? During high school I started practising music in Famagusta as a vocalist in Kurul 5. I also played the guitar. When I was around 14-15, I used to love listening to the live bands that would come to perform and hum songs to myself. Kurul 5 used to perform live at wedding ceremonies. Because I would follow their music, I would also go to the weddings with them. I’ll never forget; there was a wedding at Pergama. I was with the group in a type of van when we were making our way to Famagusta to pick up the vocalist. The vocalist of Kurul 5 was dressed head to toe in white. The guitarist said to the vocalist Erdinc: “Sit in the back”. Erdinc did not want to sit in the back because his outfit was white. As they were arguing back and forth about who would sit in the back and at the front, he reacted by saying “I’m not coming!” We went to Pergama without a vocalist. The 19


benim yeğenim de çalıyordu ve şarkı söylemeye meraklı olduğumu biliyordu. “Soner söylesin” dedi. Orada düğün öncesi kısa bir çalışma yaptık. İlk şarkımı hatırlıyorum: Cem Karaca’dan ‘Tamirci Çırağı’... O gün bugündür solistim.

20

instruments were all set up but we had no vocalist. My cousin was also playing in the band and he knew I was interested in singing. He said “Let Soner sing”. Right there, we had a quick practice run. I remember my first song; Cem Karaca ‘Tamirci Ciragi’/’The Mechanic’s Apprentice’... I have been a vocalist since that day.


Mağusa’dan sonra İngiltere’ye gittiniz... Evet. İngiltere’de ‘Kıbrıs Dörtlüsü’ diye bir grupta 3-4 sene çalıştım. Onlardan daha popüler olan ‘Erenler’ adında bir başka grup vardı. Sonrasında Erenler’e geçtim. Erenler’den sonra ‘Kelebekler’ adlı, İngiltere’deki Kıbrıslı Türklere hitap eden en büyük grup beni gruplarına dahil etmek istedi. Kelebekler’de 20 sene Ali Sönmez’le beraber çalıştık.

After Famagusta you went to England... Yes. I worked with a band called ‘Kibrisli Dortlu’/’The Cypriot Four’ in England. There was another group called ‘Erenler’ who were more popular than them. I then worked with Erenler. After ‘Erenler’, a group who attracted the most Cypriot Turks in England called ‘Kelebekler’/’Butterflies’ wanted me to work with them. We played together with Ali Sonmez in ‘Kelebekler’ for twenty years.

Babutsa nasıl ortaya çıktı? Babutsa’yı kurmadan önce kendi stüdyomda eski Kıbrıs şarkılarını farklı solistlerin seslendireceği bir albüm yapmak niyetindeydim. Hem bir hatıra olacaktı, hem de düğünlerde satılacak bir albüm olacaktı. Bütün müzikleri yaptım. Herkese bir şarkı verdim, söylediler ve albüm bitti. Albümün basımı için bir de sponsor bulmam gerekiyordu. Max Mehmet diye bilinen bir arkadaşımız vardı. İngiltere’de Tarkan, Sezen Aksu gibi büyük konserleri organize ediyordu. Max’a “Bize sponsor ol, senin şirketinin reklamını albümün arkasına koyarız” dedim. “Tamam” dedi ve bana çek yazdı. Ertesi gün beni arayıp çeki bozdurup bozdurmadığımı sordu. “Daha bozdurmadım” dedim. “Bozdurma, çünkü başka bir şey yapacağız” dedi. “Bu albümü Türkiye’ye yapacağız” deyince, kendi kendime bizi Türkiye’de kim dinler ki dedim. Sonradan popüler olan ‘Yanayım’ da albümün içinde olan şarkılardan biriydi. Max Türkiye’den bize bir menajer buldu ancak 12 ayrı solistin söylediği bir albüm yapmayı menajer doğru bulmadı. Grubu 4 kişiye düşürdük. 4 kişilik grupta Ali, ben, Ali’nin kardeşi Mehmet ve Batur diye bir başka arkadaş vardı. Tekrar parçaları okuduk ve Türkiye’ye kaydı gönderdik. “İki ses birbirine çok yakın, ya Ali ya Mehmet çıkacak” dediler. Ali, ben ve Batur kaldık. Batur, Mehmet’in en iyi arkadaşı olduğu için “Mehmet yoksa ben de yokum” dedi ve çıktı. Ben ve Ali kaldık. Türkiye’den “O zaman yanınıza bir kadın solist almanız lazım” dediler. İngiltere’de kadın solist aramaya başladık ve gelenler arasından Peri’yi seçtik. İngiltere’de yaşayan, İngiliz vatandaşı bir Kıbrıslı arıyorduk ki, beraber çalışmamız daha kolay olabilsin. Peri’yle albümü tekrar yaptık ve Türkiye’deki arkadaşlar da “Tamam” dedi. Böylece albüm Türkiye’de çıktı.

How was Babutsa formed? Before I formed the band Babutsa, I was intent on working on an album in my own studio where different vocalists would sing different Cypriot songs. It was going to be both a keepsake and an album to be sold at weddings. I had the music all ready. I gave everybody a song, they recorded them and the album was finished. I needed to find a sponsor to help release the album. We had a friend known to all as Max Mehmet. He promoted concerts in England for the likes of Tarkan and Sezen Aksu. I said to Max, “Sponsor us and I will put your company advertisements on the back of the album”. He said “OK” and wrote me a cheque. The next day he rang me and I asked if I had been able to bank the cheque. I said “I have not banked it yet”. He said “Do not, because we are going to do something else”. When he said “We are going to make this album for Turkey”, I questioned myself wondering who would listen to it in Turkey. “Yanayim”/”Let Me Burn”, a song that became popular later was also included in the album. Max found us a manager in Turkey. However, the manager did not agree with the idea of 12 different vocalists on an album. We cut the group down to four people. In the four people group, there was Ali, myself, Ali’s brother Mehmet and a friend named Batur. We re-recorded the songs and sent them to Turkey to be produced. They said “The two voices sound too much alike, either Ali has to go or Mehmet”. We were left with Ali, I and Batur. As Batur was Mehmet’s best friend he said “If Mehmet is out, then I am out too” and left the band. Ali and I were left. They came back to us from Turkey saying “In that case you need to include a female vocalist”. We started looking for a vocalist in England and chose Peri out of the ones that auditioned. We were looking for someone who lived in England, had a British citizenship and was a Cypriot so that our collaboration would be easier. We remade the album with Peri and our partners in Turkey gave it the go ahead. By the by, the album was released in Turkey.

İlk klibi ‘Yanayım’a çektiniz galiba... Evet. İstanbul’da çektik klibi. Yönetmeni Yavuz Özkan’dı. Klip Kral TV’ye verildi ve orada dönmeye başladı. Biz de İngiltere’de sonuç bekliyoruz ama iki ay geçmesine rağmen hiçbir şey olmadı. Normal işimize devam ettik. Ansızın bir telefon geldi. Arkadaşlar bize “Türkiye’ye gelmeniz lazım. Beyaz Show sizi programına davet

I think the first video you made was for the song ‘Yanayim’/ ‘Let Me Burn’... Yes. We filmed the video in Istanbul. The director was Yavuz Ozkan. The video was released to Kral TV and had airplay there. We were waiting for feedback from England. However, it had been two months and we had still not had any. We continued doing what we were doing. Then suddenly we got a call. From 21


ediyor, İbrahim Tatlıses de sizi istiyor. Bütün piyasa sizi konuşuyor” demezler mi... İstanbul’a gittik ve bütün programlara çıktık. Şarkı öyle bir patladı ki, bu kadarını hiç ama hiç beklemiyorduk. Türkiye’de kaç konser verdiniz? İstanbul’da Olympia’da çıktık. Oradan Silivri’de bir festivalde çıktık. Antalya Soho’da konser verdik. Oradan Ankara, sonra İzmir’e geçtik. Urfa’da, Malatya’da çıktık. Sonra Avrupa’da gezmediğimiz, konser vermediğimiz yer kalmadı. Avrupa’da çok konser verdik. Önümüzdeki günler çok ses getirecek yeni bir parça çıkaracağınız söyleniyor... Evet, rast makamında ve oynak bir parça. İlk defa size açıklıyorum: Parçanın adı, ‘Duman Oldum’. Söz ve müzik Gürkan’ın. ‘Hey barmen bana bir bira’ diye bir şarkı vardı hatırlarsanız. Onu söyleyen ve besteleyen kişidir Gürkan. Gürkan’la da iyi anlaştık. Ali ve sizin sesleriniz birbirinden ayrı sound’lara sahip... Ali’nin sesi daha yanıktır. O daha çok fantezi müziğe yakın. Benim sesimse pop ve rock’a iyi gidiyor. Benim gönlümde yatan rock müzik ama bir türlü rock’a giremedik. İngiltere’de kayıt stüdyonuz var bildiğim kadarıyla... Evet. Zaten tüm kayıtların aranjmanlarını ben yapıyorum. Ama stüdyoda başka sanatçıların albümlerini de hazırlıyoruz. Yusuf Güney’in albümünün aranjmanını yaptık mesela. İngiliz sanatçıların kayıtlarını da yapıyorum. Stüdyo kurabilmek için İngiltere’de 22

our partners in Turkey, and would you believe it, they said “You need to come to Turkey. Beyaz Show has invited you on the show, Ibrahim Tatlises also wants you. The whole industry is talking about you”... We went to Istanbul and attended all the shows. The song was such a success; we never in a million years thought it would be. How many concerts did you have in Turkey? We performed at Olympia in Istanbul. From there we went to Silivri for a festival. We gave a concert at Antalya Soho. From there, Ankara and then Izmir. We also went on stage in Urfa and Malatya. Then, there was not a place that we did not visit or perform at in Europe. We gave a number of concerts in Europe. Word on the grapevine is that you are preparing to release a song that is sure to be a hit... Yes, in the rast maqam (a classical Turkish music mode) and it is a jovial song. I am revealing this for the first time here. The songs name is ‘Duman Oldum’/‘Up In Smoke’. Words and music is by Gurkan. If you remember there was a song called ‘Hey barmen bana bir bira’/‘Hey barman, get me a beer’. Gurkan is the person who wrote the words and composed the song. We also got on well with Gurkan. Ali’s voice and your voice seem to carry different sounds to one another... Ali’s voice is raspier. His voice is better suited to Extravaganza. As for my voice, it is better suited to pop and rock. What I would really love to do is rock music but for some reason we just have not been able to make the transition. As far as I know you have a recording studio in England... Yes. I do all the arranging of all the recordings anyway. However, we also produce other artists’ music in the studio. For example, we did


bir sene boyunca ses mühendisliği eğitimi aldım. Sonunda sevdiğim bir stüdyo kurdum. Günlerim stüdyoda geçiyor. Tabii Babutsa’nın çalışmaları da devam ediyor. ‘Yanayım Yanayım’, ‘Tabii Güzelim’den sonra ‘Duman Oldum’un çok ses getireceğine inanıyorum. Yakında klibi de çekilecek. Beste seçimini nasıl yapıyorsunuz? Yüzlerce parça gönderiliyor bize. Hem Ali’nin, hem benim içime sinen bir parça olması şart. Bir senedir gönderilen bir sürü parça arasından, beni heyecanlandıran sadece ‘Duman oldum’ oldu. Tarkan’ın ‘Gül Döktüm Yollarına’ adlı parçasını andırıyor. Parçayı çok beğendik ve aldık. İbrahim Tatlıses de ‘Yanayım’ı almak istemişti... Tatlıses, 100.000 Dolar’a şarkıyı bütün haklarıyla satın almak istedi. Ama biz Babutsa olarak bir daha ‘Yanayım Yanayım’ı söyleyemeyecektik. Biz Babutsa olarak kalmayı tercih ettik. Bazı şeylerin değeri parayla ölçülemez çünkü. Kibariye söyledi. Linet de istedi ama vermedik. Pek çok büyük sanatçı ‘Yanayım’ı repertuarına koydu ve söyledi. Bulgaristan’da Galena diye çok meşhur bir sanatçı var; Galena Bulgarca söylemek üzere ‘Yanayım’ın telif hakkını, şarkının söz ve müziğini yazan Ayhan Başkal’dan satın aldı. Biz sadece konserlerden para kazanırız. Bir de şarkı her çalındığında yorumcu olarak kazanıyoruz. MÜYOR1, Müzik Yorumcuları Meslek Birliği, parayı topluyor ve her altı ayda bir hesabımıza yatırıyor. ABD’de ‘Yanayım’ı Ermenice olarak, izinsiz çıkardılar. Şarkının klibine de çok para harcamışlar belli ki, ama bizden izin almadıkları için dava açtık onlara. Halen mahkeme süreci devam ediyor.

‘Yanayım’ın başarısını nasıl açıklıyorsunuz? ‘Yanayım’, biraz Akdeniz, biraz Yunan, biraz Trakya melodisi barındıran, pek denenmiş bir sound değildi ve fark yarattığı için bu kadar tuttu. Ali ve ben de grup olarak doğaldık. Kendimize özgü bir Kıbrıs şivemiz var. Ali benden beter, suya buz diyebilir yani! İnsanlar bizim bu halimizi televizyon kanallarında görünce bizi çok sevdiler. Samimi ve doğal buldular. Saba Tümer’e çıkmıştık bir seferinde. Saba Tümer, Ali’ye “Ne güzel söyledin, ne güzel bir şarkı bu” diyor; Ali, “Eh, idare eder” diye cevap veriyor. Saba Tümer bir kahkaha attı ki, görülmeye değerdi. Grubun ismi de tuttu. Babutsa ismi ilgi çekti. Türkiye’de ‘dikenli incir’ diye bilinir. Biz de kendimize Max’la beraber isim ararken Kıbrıs’a özgü bir isim olsun istiyorduk. Molehiya, kolokas, bullez falan diye düşünürken babutsa oldu!

the arranging of Yusuf Guney’s album. I also do the recordings of British artists too. In order to open a studio I spent a year in England taking a course in sound engineering. Eventually I built a studio that I liked. My days are spent in the studio. Of course, work on Babutsa is also continuing. After ‘Yanayım Yanayım’/‘Let Me Burn’ and ‘Tabii Güzelim’/‘Of Course My Beautiful’, I believe that ‘Duman Oldum’/‘Up In Smoke’ will also be a hit. The video will be filmed soon. How do you pick a song? Hundreds of songs are sent to us. It is essential that it is a song that both Ali and I both feel is right. Out of all the songs that have been sent to us for the last year ‘Duman Oldum’/‘Up In Smoke’ has been the only song to excite me. It reminds me of Tarkan’s song ‘Gul Doktum Yollarina’/‘I Have Paved Your Road with Roses’. We really liked the song, so we bought it. Ibrahim Tatlises also wanted to buy ‘Yanayim’/ ‘Let Me Burn’... Tatlises wanted to buy the song and all its rights for 100,000 dollars. However, as Babutsa we were only going to be able to sing ‘Yanayim Yanayim’/‘Let Me Burn Let Me Burn’ just the once. So we decided to keep it as a Babutsa song. Because some things cannot be bought with money. Kibariye sang the song, too. Linet also wanted the song but we did not give it to her. A number of successful artists included the song in their repertoire and sang it. There is a very famous singer called Galena in Bulgaria; Galena bought the copyrights from the song’s writer and composer Ayhan Baskal in order to record it in Bulgarian. We only make money from concerts. As the singers, we also get paid every time the song is played. MUYOR1, the Music Association of Vocalists collects the money and deposits into our account every six months. They released ‘Yanayim’/‘Let Me Burn’ in Armenian in the States without permission. It is pretty obvious that they have spent a considerable amount on the video but because they had not asked for our permission we are suing them. The case is still ongoing. How do you explain ‘Yaniyim’/ ‘Let Me Burn’s success? ‘Yanayım’/‘Let Me Burn’ entails a little Mediterranean, a little Greek, a little Thracian melodies, it was an untried sound and became such a hit because it was different. Both Ali and I were pretty natural as a group. We have a Cypriot accent particular to us. Ali is worse than me, he can even call ice water! (Chuckling). When people saw our demeanor on television they really liked us. They found us sincere and natural. We once went on Saba Tumer’s show. Saba Tumer says to Ali “You sang beautifully, what a beautiful song this is” and he replied by saying “Well, it will do”. Saba Tumer laughed so hard, it really was a sight to be seen. The group’s name was liked, too. The name Babutsa drew attention. It is known in Turkey as the ‘thorned fig’. When looking for a name for our group, along with Max, we wanted a name that was particular to Cyprus. As we were thinking along the lines of Molehiya/Molekhia, Kolokas/Taro, Bullez/Yam, it became Babutsa!

23


“Kıbrıslı Türkler müzik alanında çok yetenekli. Ama bu biraz da şans işi. Bazen çok umutlu olduğun bir parça hiç tutmaz”

Kıbrıslı genç sanatçılar arasında Türkiye’de başarı kazanacak yetenekte olanlar kimler sizce? Kıbrıslı Türkler müzik alanında çok yetenekli. Ama bu biraz da şans işi. Bazen çok umutlu olduğun bir parça hiç tutmaz. Ya oynatacaksın, ya ağlatacaksın, böyle bir şey var. ‘Yanayım’la oynattık, ‘Alışamadım’la ağlattık. ‘Alışamadım’ şu anda Hollanda’da bir numara. Söz ve müziği Ali’ye (Sönmez) ait. Kıbrıslılar arasında Örge Volkan, Emre Pehlivan ve Fikri Karayel’i başarılı buluyorum.

24

Of the young Cypriot artists, among them who do you think has the talent to be successful in Turkey? Cypriot Turks are very talented in the field of music. However, this is also down to luck a little, too. Sometimes a song you feel really hopeful about just does not become a hit. You are either going to make them dance or cry, there is something like this. With ‘Yanayim’/‘Let Me Burn’ we made people dance, with ‘Alisamadim’/‘I Could Not Get Used to It’, we made them cry. ‘Alisamadim’/‘I Could Not Get Used to it’ is currently number one in Holland. The words and music were written by Ali (Sonmez). Among the Cypriots, I find Orge Volkan, Emre Pehlivan and Fikri Karayel to be successful.


25


26



KIBRIS NOSTALJİLERİ / NOSTALGIC REMINISCING

f

f 28

f

f


Kıbrıs Demiryolları Cyprus Railways

K

Hakan Çakmak

ıbrıs Adası, 1878 yılında Osmanlılar tarafından Britanya Krallığı’na kiralandığında bugünün parasıyla yıllık 6 milyon Pound borcu vardı. Osmanlılarla 1878’de yapılan anlaşma gereği, İngilizlerin Ada’da yaptığı idari masraflar düşüldükten sonra arta kalan gelir Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid’e bırakıldığı için, İngilizlerin ilk dönemler Kıbrıs’ta altyapı yatırımlarına kaynak aktaramadıkları kaydedilmektedir.

W

hen the island of Cyprus was rented to the British Kingdom by the Ottoman Empire in 1878, its annual debt was equivalent to the value of six million Pounds. As in line with the agreement signed with the Ottomans in 1878, after the cost of the expenses they made for the island were deducted, the British had to give the remaining income to the Ottoman Sultan Adbduhamit the Second. According to the archives, when they first came to the island they allocated major amounts to infrastructural work.

İngiliz gazeteci Tabitha Morgan, “Sweet and Bitter Island” adlı kitabında, altyapı yatırımlarını yapabilmek için Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid’e ödenecek kiradan kurtulmanın yollarını arayan İngiliz Yönetimi’nin, Osmanlıların 1855’te İngiliz ve Fransız bankerlerden aldığı kredinin faizlerini ödeyip, bu ödemeyi de verilecek kiraya saydıklarını anlatır.

In her book called “Sweet and Bitter Island”, English journalist Tabitha Morgan tells how the British Government, in search of avoiding the payment of rent to the Ottoman Sultan Abdulhamit the 2nd, were able to complete the infrastructure work. First they paid the interest of the loan the Sultan took from English and French bankers in 1855. By doing so, the amount paid by the British Government on behalf of the Ottoman Empire was taken into account as the rent.

1905’te açılan Mağusa-Lefkoşa tren yolu hattı hedeflenen bu altyapı yatırımlarından biriydi. 19051951 arasında Kıbrıs’ta hizmet veren Kıbrıs Hükümeti Demiryolu İşletmesi aslında çok daha önce hayata geçirilmesi planlanan bir projeydi. Başlangıçta dört trenin iki yönde ikişer sefer yaptıkları tren yolu hattı ilk etapta 18, sonra 39 birime yayılarak; kömür, narenciye, zeytin, harnup, şarap, hububat, pamuk ve patates taşımak için kurulmuştu. Bir İngiliz şirketi olan Hamslet tarafından imal edilen Kıbrıs’ın ilk lokomotifiyle ilgili ilk proje çalışmaları 1899 yılında başlatılmış ve ilk sefer 1904 yılında Yüzbaşı Pirchard R. E. tarafından Mağusa-

The Famagusta-Nicosia railway that opened in 1905 was one of the targeted infrastructure investments.The Cyprus Government Railways, as an establishment, which was active between 1905 and 1951 was in fact going to be constructed earlier. The railway line was commenced with four trains each making two rounds; first there were 18 different units. Then it reached to 39 units. Coal, citrus, olives, carobs, wine, grains, cotton and potatoes were carried. The work on the project regarding Cyprus’ first steam engine, manufactured by Hamslet, a British company, started in 1899 and the first journey was between Famagusta and Nicosia in 1904 by Captain Pirchard R. E. Until 1916, the train travelled only 51 miles between Nicosia and Famagusta. 29


Lefkoşa arasında yapılmıştı. Tren seferleri 1916 yılına kadar sadece Lefkoşa-Mağusa arasındaki 51 millik mesafede gereçekleştiriliyordu. Mağusa’da Ayios Lucas (Ayluga) ve Lefkoşa’da okullar bölgesinin arkasında yer alan merkez istasyonlarından başlayan yolculuklar; Styillos (Mutluyaka), Angastina (Aslanköy), Trakhoni (Demirhan) ve Mia Milia’da (Haspolat) kurulmuş olan dört istasyonun güzergahında yapılmış, ardından önce Güzelyurt’a, 1932 yılında da Lefke’ye kadar uzatılmıştır. Mağusa’dan Lefkoşa’ya oradan da Lefke’ye kadar uzanan Kıbrıs Demiryolu hattında bu istasyonlarla birlikte toplam onbeş istasyon kullanılmıştı. Tabitha Morgan’ın incelemelerine göre, dönemin İngiliz idarecileri Kıbrıs’ta demiryolu yatırımı ile tarım reformunun nakliye ayağını kurarlarken bir yandan da ‘Kıbrıs köylüsü’nün tren yolculukları ile büyük şehirlere gitmesine olanak yaratacaklarını, tren yoluyla köylülerin eğitim ve kültür düzeyini yükselteceklerini ve onları medenileştireceklerini düşünüyorlardı. Ne var ki ‘Kıbrıs köylüsü’ trene binmek yerine eski taşıtlarına; deve, eşek ve katırlara binmeyi tercih ediyordu. 30

The journeys were commenced at central stations in Agios Lucas in Famagusta and behind the schools in Nicosia. The trains had four stops at Styillos (Mutluyaka), Angastina (Aslanköy), Trakhoni (Demirhan) and Mia Milia (Haspolat). Later, the train line reached to Guzelyurt (Omorfo) and Lefke in 1932. Cyprus Railway line, which ran from Famagusta to Nicosia initially, and then to Lefke from there, had a total of fifteen stations, including the main ones. According to Tabitha Morgan’s findings, with this railway investment in Cyprus, British authorities established the transportation aspect of agricultural reform on one hand, and on the other hand they allowed the ‘Cypriot villagers’ come to the big cities. So that they could raise their level of education, culture and civilization. However, ‘Cypriot villagers’ preferred using their old methods of transportation; camels, donkeys and mules, instead of train.


z

İngiliz sömürge imparatorluğunun modernizmi trenle kolonilerine taşıma geleneği Kıbrıs’ta büyük bir hayal kırıklığı yaşatırken, Mağusa’daki tren istasyonu platformu Kıbrıs’a gelen üst düzey diplomatik ziyaretçilerin halkı selamlama mekanı olarak kullanılıyordu. Winston Churchill’in İngiltere Kolonileri Dışişleri Bakanı iken 1907 yılında Kıbrıs’a yaptığı ziyarette olduğu gibi, Ada’yı ziyarete gelen İngiliz resmi yetkililerinin de en az iki saati ellerinde Yunan bayrağı ile Ada’nın Yunanistan’la birleşmesini haykıran Rumları selamlamakla geçiyordu. Kıbrıs tren yolu hattı, II. Dünya Savaşı yıllarında hayatlarında daha önce dalında narenciye görmemiş İngiliz askerlerine muazzam bir hayal dünyasının kapılarını aralamıştı. Savaşın kan ve barut kokusuna narenciye kokusunun karıştığı bu yıllarda, İtalyanlar Ada’ya havadan otuz bomba atarken emektar trenler İngiliz mühimmatlarını taşıyarak, Ada’nın savunulması için cephanelikleri askeri üslere götürüyorlardı. Kıbrıs’ın tren macerası 1951’de demir yolu yatırımlarına ayıracak yeni kaynak bulunamadığı için son buldu. Sökülen tren yolları ve vagonlar 20 Mart 1953 tarihinde İtalyan bandıralı Mar Corrusco adlı gemiyle taşındı ve bir süre daha, Lefke bölgesindeki Kıbrıs Maden İşletmeleri CMC tarafından Xeros (Gemikonağı) – Mavrovouni (Karadağ) hattında maden taşımacılığında kullanıldı.

British Colonial Empire’s tradition to carry modernism to its colonies by train was a disappointment in Cyprus and the platform in Famagusta was the venue where high rank diplomatic guests greeted the community. Just like when Winston Churchill came to Cyprus in 1907 as the Minister of Foreign Affairs of the English Colonies, English officials, who came to the island, would spend at least two hours saluting Greeks. Greeks would come to the venue with Greek flags shouting out their wishes for the island to be united with Greece. During the Second World War, Cyprus Railways actually opened the window to a dream world for English soldiers who had never seen a citrus tree in their lives. During these years when the smell of gunpowder and blood mixed with the smell of citrus trees and fruits, Italians were dropping thirty bombs from the air onto the island. Old and faithful trains carried English ammunition to military bases for the protection of the island. Cyprus’ railroad experience ended in 1951 due to lack of new resources. The removed rails and wagons were carried on the 20th of March in 1953 with the Italian ensign ship called Mar Carrusco. For a short period, they were used for mine transportation by Cyprus Mines Corporation CMS between the Xeros – Mavrovouni line in Lefke area.

31


Bugünün Kıbrıs’ında otomobillerle yaptığımız yolculuklarımızda doğanın kokusunu içimize çekmenin ruhumuzda bıraktığı tadı ve doğayı seyre çıkmanın keyfini çoktan unuttuk. Tren yolculuklarını sevenler, trenin raylardan gelen, tıkır tıkır ve insanın içine işleyen sesinin insan zihnindeki dinlendirici etkisine tanık olmuşlardır. Hiçbir yolculuk tren kadar insanı dinlendirememiştir. Trenin dağlar, ovalar, ırmaklar arasında ve deniz kenarlarında kıvrılırken insana bahşettiği görsel şöleni yaşayabilmek için Kıbrıs’ta demiryollarının yeniden hayat bulabilmesini temenni etmekten başka bir şey gelmiyor elimizden... In today’s Cyprus, travelling by cars, we have forgotten the beauty of nature and indulgence of nature’s fresh air in our souls. Those who enjoy travelling by train must have experienced the calming effect of the rattling sound of the wheels. No other type of travelling is more relaxing than trains. There is nothing more we can do to wish that railways in Cyprus would be back so that we could experience the visual festival of a train as it runs smoothly through the mountains, across the plains, among the rivers and along the sea shore... 32

Yararlanılan Kaynaklar / Resources: Tabitha Morgan “Sweet and Bitter Island” Emine Sütçü “Kıbrıs Demiryolu Belgeseli” “Cyprus Railways Documentary” Can Sarvan “Kıbrıs’a Yeniden Tren Yolu” “Railways in Cyprus Once Again”


z

33


YAŞAM / LIFE

Kuzey Kıbrıs’ta emlak alımı için en uygun zaman

This is the best time for purchasing property in North Cyprus

sitesinin Direktörü

Emre Özgen

dünyanın en karlı emlak yatrım alanının Kuzey Kıbrıs olduğunu belirtiyor. The director of the website 101.evler.com, Emre Ozgen states that the world’s most lucrative real estate investment location is North Cyprus.

34


1

01.evler.com sitesini ne amaçla, ne zaman kurdunuz? 2 sene önce Kuzey Kıbrıs’ta emlak alım satımı yapan ve emlak kiralamak ya da satın almak isteyenleri bir araya getirmek amacıyla siteyi kurduk. Her gün ortalama 100 farklı ülkeden ziyaretçimiz var. Piyasadaki satış fiyatlarını görebileceğiniz sitede emlak almak ve satmak isteyenler doğru analiz yapabiliyor ve Kuzey Kıbrıs’ın tüm bölgelerindeki emlak fiyatlarını karşılaştırabiliyorlar. İster sahibinden ister emlakçılardan olsun fiyatların Girne’den Karpaz’a kadar, bölgeden bölgeye nasıl seyrettiği sitede görülebiliyor. Sitenin ‘Fiyatı düşenler’ bölümünden hangi bölgede düşüş, hangi bölgede artış yaşandığı da tespit edilebiliyor. 101. evler. com KKTC emlak piyasasındaki satışları hızlandırabilmiş en büyük sitedir. Her ay 100 yeni emlak siteye giriyorsa, bunun 30’u mutlaka ay sonuna kadar satılmış oluyor. 101.evler.com’da olmayan emlakların satışı ise nispeten düşüktür. Kiralıklarda durum nedir? Kiralık emlaklarda tekeliz diyebilirim. 4.000 satılık emlak varsa, 400-500 de kiralık var. Ve kiralık emlaklar çok çabuk kiralanıyor. Özellikle üniversitelerde kiralıklar için büyük promosyonlar yaptık. birçok öğrenci ile tüm üniversitelerde çalışma yaptık ve bugün ülkeye gelen tüm öğrencilerin kiralık ararken ilk baktığı yer bizim sitemiz. Sitenizde yatırım arazileri de pazarlanıyor mu? 101.evler.com’da satılık otelden satılık araziye kadar pek çok seçenek bulunuyor. Kelepir villalar, oteller ya da araziler vb. her tür seçeneği sitemizde değerlendirmek mümkündür. Site üyelerine düzenli olarak e-mail marketingle ulaşıyor ve değişen fiyatları, 101.evler.com’a yeni giren emlakları ayrıca tanıtıyoruz. Sitemiz sosyal medyada çok popüler ve birçok yeni müşterimize sosyal medya üzerinden ulaştığımızı söyleyebilirim. Yaptığımız basılı, görsel TV reklamları sayesinde 2 senede günde 1.500, aylık 65.000 ziyaretçi sayısına ulaştık. Ayda 1 milyon sayfa gösterimi ve her girenin ortalama 12 dakika kaldığı bir site yaratmanın gururunu yaşıyoruz. Gazete sitelerinde ortalama 6 dakika kalındığı düşünülürse, ziyaretçilerimizin 101.evler.com’da ortalama 12 dakika kalması büyük bir başarı olarak kabul ediliyor. Aynı zamanda yatırım danışmanlığı da yaptığımız için bazı müşterilemize arazinin alımından tutun binanın yapımına ve döşenmesine kadar anahtar teslim satışlar da yapıyoruz. 101. evler.com Ermataş İnşaatı Malzemeleri Şirketi’nin bir kolu olduğu için verdiğimiz yatırım danışmanlığı hizmetlerinde, çalıştığımız inşaat şirketleri ve mimarlar ile kolaylıkla proje üretebiliyor ve projeleri realize edebiliyoruz. Babam Ali Özgen, 21 senedir Türkiye’nin en büyük yapı malzemesi şirketi Eczacıbaşı’nın Kuzey Kıbrıs bayisi olan Ermataş’ın direktörüdür. Ermataş tecrübesi ve garantisiyle bu tür projelerde fark yaratabiliyoruz. Yıllardır inşaat malzemesi satışı yaptığımız için en uygun fiyatlarda demir alımı yapabilen, en makul şartlarda kaliteli inşaat malzemesi temin edebilen bir şirketin kolu olmamızın yarattığı avantajları en iyi şekilde kullanıyoruz.

W

hen and why did you establish the website of 101.evler.com? We launched this website two years ago to bring people who buy and sell properties, and those who wished to rent or buy property in North Cyprus together. On a daily basis we have an average of 100 visitors surfing on the website from different countries. You can review market sale prices, those who wish to buy and sell property are able to search and compare property prices in all areas of North Cyprus. From Kyrenia to Karpaz, whether the interlocutor is an agent or the owner, variety of price range from area to area can be seen on the website. The website’s ‘Price Drop’ section allows for detection of areas that have been on rise and decrease. 101.evler.com is the biggest website to accelerate sales in the TRNC’s real estate market. If 100 new properties are placed on the website every month, 30 of them are most definitely sold by the end of the month. What is the situation with rentals? You could say we are a monopoly on rental properties. If there are 4000 properties for sale, there are 400-500 rentals. And rental properties are leased out very quickly. We specifically generated promotions in universities for rentals. We worked with a number of students and all universities, and today our website is the one that all students look at when they come to the country. Does your website also market estates for investment? From estates for sale to hotels for sale, 101.evler.com offers many options. Reviewing bargain villas, hotels or estates and other examples like this can be found on our website. We reach out to our members via email marketing and separately promote decreases in price and the new properties that are featured on 101.evler.com. Our website is extremely popular within the social media and I can say that we reach many new customers via social media. Due to our printed and visual television commercials, in two years we have reached daily and monthly visitor figures of 1.500 and 65.000, respectively. We take pride in our page which is viewed a million times per a month and that each visitor stays on the page for approximately 12 minutes. If you consider that the approximate duration of news sites are six minutes, it is considered a huge success that our visitors stay on the page around 12 minutes. As we also offer investment consultancy, we offer turnkey sales starting from the sale of the land to the construction and upholstering of the building. As 101.evler.com is a sub division of Ermatas Construction Materials Company, for the investment consultancy, we are able to come up with projects and realize these projects with the construction companies and architects we work wıth. For 21 years my father has been the director of Ermatas which is a dealership of Turkey’s biggest company of building materials, Eczacibasi. We are able to create a difference in these type of projects with the Ermatas guarantee and experience. As we have been selling building materials for years, we utilize this advantage. We are sub division of a company that can buy steel at affordable prices and able to secure building materials in high quality. 35


Kuzey Kıbrıs’a ilginin büyük olduğunu söyleyebiliriz sanırım... İlgi çok büyük. Günde 96-102 arasında farklı ülkeden giriş alıyoruz. Aylık ziyaretçi haritasına baktığınızda dünyanın her yerinden Kuzey Kıbrıs’taki emlaklara talep olduğu görülüyor. En çok hangi ülke yurttaşları emlak alımı yapıyor? Türkiye, İngiltere, Rusya, Suudi Arabistan, Norveç, Ürdün, Libya ve Lübnan. Bu ülkeler sırasıyla Kuzey Kıbrıs’tan en çok emlak alan ülkeler. Şu anda saedece Rus vatandaşları için iki ayrı bölgede, 6.000 yeni konut yapılıyor. Kıbrıs sorununda, çözüme ulaşılırsa talebin inanılmaz boyutlara ulaşabileceğini şimdiden söyleyebiliriz. Tek sıkıntımız, Girne’de arazi ve yatırım yapılacak yeni alan kalmamasıdır. İmar planında değişiklik yapılarak, yeni alanların imara açılması gerekiyor çünkü mevcut alanlar talebi artık karşılamıyor. Metrekare inşaat maliyeti geçen sene 300 Sterlin iken bu sene 500 Sterlin’e çıkmış durumda. 3+1 lüks bir daireyi bitirmek asgari 61 bin Sterlin’dir. Ama biz şu anda 35 bin Sterlin’e 40 bin Sterlin’e daire satıyoruz. Yatırımcının şanslı olduğu bu dönemin ardından fiyatlar yükselecek. Şu andaki düşük fiyatların böyle kalması mümkün değil. Yeni yapılan evlerin fiyatları yükselecek çünkü inşaat maliyetleri yükseliyor. Maliyetleri düşürmenin tek yolu da binaların kat izinlerinin artırılmasıdır. Eninde sonunda yüksek katlı binaların yapımına izin verilmek zorunda kalınacak. Kuzey Kıbrıs’taki emlak fiyatlarında ortalama artış ne kadar? Her sene istisnasız %11-% 12 dolayında emlak fiyatlarında düzenli bir artış yaşanıyor. Girne’de ise fiyatlar her sene % 15 artıyor. Nüfus artmaya devam ettikçe emlak fiyatları da düzenli artacak diyebiliriz. Yatırımcılar aldıkları evin fiyatının düzenli şekilde arttığına tanık oluyorlar bu nedenle.

36

I think we can say that interest in North Cyprus is immense... Interest levels are extremely high. We get 96 – 102 hits everyday from different countries. When we look at the monthly visitor map it is a fact that there is a great interest in North Cyprus from all around the world. Which countrys’ citizens make the most purchases? Turkey, England, Russia, Saudi Arabia, Norway, Jordan, Libya and Lebanon. These countries are the ones that make the most purchases in North Cyprus, respectively. At the moment, for Russian citizens alone, 6000 new homes are being built in two different areas. It is safe to say that from now if the Cyprus problem is solved, demand can reach unbelievable levels. Our only problem is that there are no estates left in Kyrenia which can be invested in. Current areas no longer satisfy the demand, therefore, by altering town planning, new areas need to be cleared for planning permission. The construction price per square meter was 300 pounds last year, this year it has gone up to 500 pounds. The price in order to finish a luxury 3+1 condo is a minimum of 61 thousand pounds. However, at the moment we are selling condos between 35 thousand to 40 thousand pounds. After this lucky period where for investors, the prices will go up. It is impossible that today’s low prices stay like that. Prices of the new houses are going to go up because prices of construction materials are going up. The only way to lower costs is getting permission for planning and building more floors. Eventually, they are going to have to allow high-rise buildings. What is the approximate increase in real estate prices in North Cyprus? Every year, without fail, an increase of 11% - 12% in real estate prices is taking place. In Kyrenia however, prices go up by 15% every year. We can say that as the population continues to grow, real estate prices will also regularly go up. It is for this reason that investors witness that the price of the houses they bought continues to increase regularly.


Türkiye ve diğer ülke vatandaşlarının emlak alımında bürokratik işlemlerin kolaylaştırılması ve hızlandırılmasının satışlara etkisi oldu mu? Kesinlikle oldu. Alınan kararlar sayesinde yabancılar artık çok daha kolay emlak satın alabiliyor. Öğrenci aileleleri sağlanan kolaylıklarla çocuklarına ev almayı tercih etmeye başladı. 4 sene boyunca burada eğitim alacak çocuğu için ev kiralamak yerine ev almak iyi bir yatırım olduğu için bu yöndeki talepler artışta. Türkiye, Libya, Lübnan ve Ürdün’den gelen öğrencilerin ailelerinin daha çok ev alımına yöneldiğini söyleyebiliriz.

Has the simplification and acceleration of the bureaucratic processes for Turkish and other country citizens to buy real estate affected the sales? Most definitely. Due to the decisions, foreigners are able to buy real estate much more easily. Because of the simplifications provided, parents of students have started to opt for buying. Buying a house is a better investment rather than renting a house for 4 years as their child will have education here. Such demands are on the rise. We can safely say that families of students that come from Turkey, Libya, Lebanon and Jordan are the ones who lean more towards buying homes.

Güney Kıbrıs’a göre bizde emlak fiyatları çok daha düşük değil mi? Güney Kıbrıs’ta denize nazır bir evin dönümü 1, 5 milyon Euro iken Kuzey Kıbrıs’ta, Girne’de denize sıfır bir ev 275 bin Sterlin civarındadır. Nihayetinde Kuzey Kıbrıs Avrupa toprağıdır ve 275 bin Sterlin’e giden bir evin gerçekteki değeri 1.5 milyon Euro’dur. O nedenle yatırımcıların çok rağbet ettiği bir ülkedir Kuzey Kıbrıs. Tüm dünya ölçeğinde en karlı yatırım alanının Kuzey Kıbrıs olduğunu iddia edebiliriz. Girne’de 18 yeni otel projesinin, pek çok alışveriş merkezinin açılacak olması yatırım ikliminin cazibesinden kaynaklanıyor.

In comparison to South Cyprus, are our real estate prices a lot lower? While a seaside house’s one acre is 1.5 million Euros in South Cyprus, a beach side home in Kyrenia in North Cyprus is around 275 thousand pounds. At the end of the day North Cyprus is European land and a house that goes for 275 thousand pounds real worth is actually 1.5 million Euros. It is for that reason that North Cyprus is a country in demand by investors. We can claim that North Cyprus is the most profitable investment area on a world wide scale. The fact that 18 new hotel projects and numerous shopping malls are set to be opened in Kyrenia due to the appeal of the investment climate.

37 37


ÖĞRENCİ REHBERİ / STUDENT GUIDE

Öğrencinin yaşam rehberi

STUDENT

SURVIVAL GUIDE

38


CyprusXP Consulting’den Öğrencilere Ücretsiz Danışmanlık Hizmeti Free Consultancy Service for Students from CyprusXP Consulting

Bünyesinde CyprusXP Aviation, CyprusXP Travel, CyprusXP Logistics, CyprusXP Solutions, CyprusXP Trading ve CyprusXP Consulting gibi şirketler bulunan CyprusXP Group, CyprusXP Consulting ayağı ile, ülkemize gelen öğrencilere pek çok alanda ücretsiz danışmanlık hizmeti sunuyor.

Cyprus XP Group, which consists of companies such as CyprusXP Aviation, CyprusXP Travel, CyprusXP Logistics, CyprusXP Solutions, CyprusXP Trading and CyprusXP Consulting, is offering Cyprus XP Consulting, free consultancy in various fields for foreign students who come to our country.

Kuzey Kıbrıs’ta kiralık ya da satılık emlak arayışlarında, kiralık araç temininde, uçak bileti satışlarında, kargo taşımacılığında, otel rezervasyonlarında, gezi turlarında, alternatif aktivitelerde ve profesyonel danışmanlık hizmetlerinde öğrencilerin pek çok sorununa derhal çözüm yaratan CyprusXP Consulting, bir dizi hizmeti en kaliteli şekilde öğrencilere veriyor.

CyprusXP Consulting, which creates instant solutions to various needs of students, offers best quality consultancy on the search for immovable property for sale or rent and car rentals in North Cyprus, ticket sales, shipping, hotel reservations, excursion tours, alternative activities and professional consultancy services.

CyprusXP Consulting’deki emlak ve finans uzmanları, kiralık ya da satılık konutları sorunsuz şekilde kiralamanız ve satın almanız için size ve ailenize yardımcı olacak; kiralık araç bölümü ise şirket bünyesindeki kiralık araçların özelliklerini ve araç kiralama koşullarını sizlerle paylaşacaktır. Kuzey Kıbrıs’ın en büyük bilet satış ve turizm acentelerinden biri olan CyprusXP Travel aracılığıyla CyprusXP Consulting’den uçak bileti rezervasyonları ve uçak bileti satışlarında öğrencilere sağlanan kolaylıkları öğrenebileceğiniz gibi, Avrupa’dan Çin’e, Türkiye’den Afrika’ya kadar dünyanın dört bir yanına hizmet götüren CyprusXP Logistics aracılığıyla da hava, kara ve deniz yoluyla gönderilecek kargolarınızda en uygun fiyatları alabilirsiniz. CyprusXP Consulting, ülkenin en büyük tur operatörlerinden biri olan CyprusXP Travel üzerinden yurtiçi ve yurtdışı otel rezervasyonları, turlar ve alternatif etkinlikler alanında da öğrencilere ve öğrenci ailelerine hizmet veriyor. Kuzey Kıbrıs’ın doğal, kültürel ve tarihi güzelliklerini tanıtan gezi turlarının yanı sıra alternatif öğrenci turlarında yerinizi ayırtabilir ve ülkenin değişik bölgelerinde öğrencilere yönelik olarak düzenlenen yürüyüş ve bisiklet turları, ata binme, balık avlama, piknik vb. eğlenceli etkinliklere katılabilirsiniz. Koşulsuz öğrenci memnuniyetini sağlamayı, öğrencilere ve ailelerine hesaplı ve kaliteli hizmet sunmayı ilke edinen CyprusXP Consulting’e ulaşmak için: Adres: Hasane Ilgaz Sokak, No: 11 B, Köşklüçiftlik-Lefkoşa Tel: (0392) 228 73 11 E-mail: julide.gelen@cyprusxp.com

The property and finance experts at CyprusXP Consulting will help you and your family rent or buy the property you want without any hassle; and the car rental department will explain the features of the cars and provide information of the rules and conditions of car rental. Via CyprusXP Travel, which is one of the biggest ticket sales points and tourism agencies in North Cyprus, where you are informed about the campaigns for students on ticket reservations and ticket sales, and via CyprusXP Logistics, which offers services around the globe, from Europe to China, from Turkey to Africa, you can get the best prices for shipping goods via air, land or sea. CyprusXP Consulting offers services to students and their families for local or abroad hotel reservations, tours and alternative activities via CyprusXP Travel, one of the biggest tour operators of the country. Besides excursion tours that show the natural, cultural and historical sightseeing of North Cyprus, you can reserve a spot in alternative student tours and join amusing activities such as jogging and horseback riding tours, fishing and picnic tours etc. for students at various regions of the country. To reach CyprusXP Consulting that aims to provide unconditional student satisfaction and high-quality and economic services to students and their families:

Address: Hasane Ilgaz Street, No: 11 B, Köşklüçiftlik/Nicosia. Tel: (0392) 228 73 11 E-mail: julide.gelen@cyprusxp.com 39


40


41


Kuzey Kıbrıs’ta konut kiralarken nelere dikkat etmeli? What should we look out for while renting a home in North Cyprus? IQ Property & Development Direktörü Vedat Mısırlısoy görüşlerini okurlarımızla paylaştı The Director of IQ Property & Development Vedat Misirlisoy shares his views with our readers Kuzey Kıbrıs’a okumaya gelen öğrencilerin konaklamaya ilişkin en büyük sorunları nelerdir? Ev bulma sorununu en büyük sorun olarak değerlendirebiliriz. Özellikle Girne’de yeterli miktarda kiralık konut olmadığı için sorun büyük. Çünkü Girne’de öğrencilerin yanı sıra, belirli dönemler yaşamaya gelenler ve çalışmaya gelenler olmak üzere pek çok insan konut arayaşındadır. Öğrencilerin ev bulmakta yaşadığı sıkıntılar yatırımcılar için bir fırsat alanına dönüşebilir. Nitekim belirli oranda parası olan ve bu kaynakla yatırım yapmak isteyen yatırımcıları kiralık konut yapmaya yönlendiriyoruz ki, öğrencilerimizin sorunlarını çözmüş olalım.

What are the biggest problems regarding housing that students who come to North Cyprus for their education encounter? We came to the conclusion that finding a house is the biggest problem. Especially in Kyrenia, since there is so few rental houses the problem is serious. Aside from the students in Kyrenia, there are a large number of people who come during various periods to live for a short time or to work looking for housing. The problems that students face trying to find houses can turn into opportunities for investors. Hence, we advise our investors who have a certain amount of money and wish to make an investment with this money to build houses for rent, so that we can resolve our students’ problems.

Öğrenciler ev sahipleri ile sözleşme imzalarken nelere dikkat etmelidir? Emlakçıların yıllardır kullandığı, hukukçular tarafından hazırlanmış sözleşmeler var. Ancak ülkede emlak işi yapan şirketlerin sayısının artmasıyla bilinçsiz, deneyimsiz ve alanına hakim olmayan emlak ofislerinin yaptığı hataların varlığını teslim etmek gerekir. Bizim sözleşmelerimizde kiracılar evi kiraladıkları süre boyunca evin sahipleridir ve evin gerçek sahibi kiracıyı rahatsız edemez. Kiracı da evde tükettiği elektrik, su vb. giderleri ve eve girdikten sonra oluşacak tüm tadilatları karşılamak zorundadır. Ev sahipleri bir önceki elektrik, su vb. giderlere ilişkin borçları evi yeni kiralayandan hiçbir şekilde talep edemez, devredemez. Ev sahibi konutu borçsuz şekilde teslim eder. Keza kiracı da evden ayrılırken borçları ödemiş olarak konutu teslim etmelidir. Emlakçılık Yasası’na uygun şekilde emlakçılık lisansı almış emlak ofisleri üzerinden konut kiralayanların bu tür sorunları olmaz ancak bazı ev sahiplerinin birikmiş su ve elektrik borçlarını yeni kiracıya yasalara aykırı olarak yıkmaya kalkması, biraz da lisansız emlakçıların işbilmezliği yüzündendir. Konut kiralayanlar ve satın alanlar çalıştıkları emlakçının lisansı olup olmadığını sormalı ve belgelerini görmeyi talep etmelidir. Kira sözleşmelerinde sonradan sorun yaşanmaması için evdeki eşyaların mutlaka envanteri yazılmalı, karşılıklı sorumluluklar ve haklar sözleşmelerde açık bir dille ifade edilmelidir. Sözleşmelerin mutlaka pullanması gerekir. Pullanarak, Vergi Dairesi’ne onaylatılmayan sözleşmelerin hiçbir geçerliliği yoktur.

What should students be careful about when signing lease agreements with landlords? There are agreements which have been conducted by lawyers and in use by estate agents for years. However, with the increase of estate agents in the country, we must detect the errors made by the unconscious, inexperienced estate agents who have not mastered in the field of real estate. In our agreements the tenants are the home owners and as long as they are renting the house the real homeowners cannot disturb the tenants. And vice versa the tenant is responsible to pay for all the electric, water...etc that they use in the house and all the remodeling once they take up tenancy of the house. Homeowners in no way can ask for or pass over previous electric, water bills...etc from the new tenants. The homeowner hands over the property with no debts. Likewise, the tenants must hand back over the property with all debts paid. Tenants who rent properties form estate agents who have attained the agency licenses in accordance with the Real Estate Law will not experience these types of problems however, the illegal fobbing off of old water and electric bills to the new tenants is also in some way because of the ignorance of the unlicensed estate agents. People who are renting or buying should ask if the estate agent they are working with has a license or not and should ask to see documentation. So that no future problems occur, the lease agreement should include an inventory of all goods in the house, and the rights and responsibilities of both parties should be clearly stated. Agreements should most definitely be stamped. Agreements which are not stamped and verified by the Tax Office have no validity.

Sözleşmelerde pullama ücreti ve sözleşmenin Vergi Dairesi’ne onaylatılması ev sahiplerinin sorumluluğu altındadır değil mi? Elbette. Çünkü ev sahipleri vergileri ödemek için sözleşmeleri pullattan taraftır. Buna ilişkin ödemeler de ev sahipleri tarafından karşılanır. Kiracıların buna da dikkat etmesi gerekir.

The fee of the stamping of the agreements and having them verified by the Tax Office is the landlord’s responsibility, right? Of course. Home owners are the ones who get the agreement stamped so that they may pay taxes. Any payments pertaining to this is paid for by the homeowners. Tenants must also be aware of this.

42


Emlakçıların komisyonu ne kadardır ve hangi taraftan alınmalıdır? Biz geçmişte bir ev kirası kadar komisyonu ev sahiplerinden alırdık. Ancak geçmişte müşteri bulmak daha zordu. Artık müşteri bulmak çok daha kolay olduğu için ev sahipleri “nasıl olsa evim kiralanır” inancıyla komisyon ödemeye yanaşmıyor. Bu nedenle de emlakçılar komisyonlarını ev kiralayandan alıyorlar. Birçok kişi de bunu kabul ediyor. Ama bizim daha çok yapmaya çalıştığımız komisyonun iki tarafın arasında bölüştürülerek, bize ödenmesidir. Ev sahibi komisyon ödemeye yanaşmazsa ofis giderlerimizi karşılamak için biz de kiracıdan komisyon talep etmek zorunda kalıyoruz. Üniversite öğrencileri 4 sene için ülkemize geldiğinden bazı aileler 4 sene boyunca kira ödemek yerine Kuzey Kıbrıs’ta ev satın almaya başladı. Bu eğilim artıyor mu? Artıyor. Zaten bunu biz de tavsiye ediyoruz. Emlak danışmanlığı da yapan bir şirket olarak dünyadaki fuarlara katılıyor ve dünya genelinde emlak piyasasını düzenli olarak takip ediyoruz. Yabancı yatırımcıların ilk sorusu, alacakları evin ne kadar kira geliri olabileceğidir. Kuzey Kıbrıs ve özellikle de Girne, kira geliri bakımından dünyanın en çok kazandıran ülkesidir. Gayrimenkul fiyatları çok düşük ancak kira bedelleri çok yüksektir.Yabancılar 100 bin Pound vererek aldığı bir ev ya da konut için verdiği parayı kira geliriyle ne kadar zamanda geri alacağını hesaplarlar. Harcadığınız parayı 1o senede kira gelirleriyle geri alabiliyorsanız, bu çok iyi bir yatırım alanıdır. Öte yandan yaptığınız yatırımın kendi değeri de artıyorsa ki, Kuzey Kıbrıs’taki konutların değeri sürekli artıyor, Kuzey Kıbrıs’ın neden çok iyi bir yatırım alanı olduğu daha da anlaşılır. 10 sene önce bir müşterim benden 80 bin Pound’a Girne’den bir ev satın almıştı. 10 sene sonra aynı eve 330 bin Pound teklif edildi. Bu büyük bir değerlenmedir. Bir öğrenci ailesi 4.000 Pound yıllık kiradan 4 senede 16 bin; 5 senede 20 bin Pound ödeyecektir. Onun yerine aile 50 bin Pound’a bir konut satın alsa, 4 sene sonra aynı evi 60-70 bin Pound’a satacaktır. Böylelikle, hem kiradan tasarruf etmiş olacak, giderken de % 20-30 arasında değer artışı ile evini daha yüksekten satabilecektir. Kuzey Kıbrıs doğal güzellikleri ve yatırımcıya sağladığı karlılıkla büyük yatırımcıların da dikkatini çeken bir ülkedir. IQ Property & Development olarak yaptığımız yatırım danışmanlıklarında bu tür büyük yatırımcılarla daha sık işbirliğine gidiyoruz. Yabancıların konut almasındaki bürokrasi ne kadar sürüyor? 2-3 ayda izinler çıkıyor. Artık çok kolaylaştırıldı. Zaten evin alındığı gün Vergi Dairesi’ne ve tapu kütüğüne iznin çıkmasını beklemeden kayıt düşülüyor. Dolayısıyla satın alınan evin bir başkasına devri, izin çıkmasını beklemeden engelleniyor. www.iqemlak.com +90 533 866 64 44

How much is the estate agent’s commission and who should pay its service? In the past we used to get paid commission of one month’s rent by the home owners. However, it was harder to find customers in the past. Now, as finding customers is so much easier, landlords believe that “no matter what happens, my house will lease out”. So, they don’t want to pay commission. Therefore, estate agents started taking their commissions from the tenants. And a lot of people accept this. Nonetheless, what we are trying to do is to get both sides to share the costs and pay us. If the landlord is reluctant to pay the commission, in order to facilitate our office expenditure we are forced to ask the tenants to pay the commission. As university students come to our country for 4 years, some families prefer to buy a house in North Cyprus rather than pay rent for 4 years. Is this trend increasing? It is increasing. We recommend this anyway. As a company that also offers property consultancy we attend expositions around the world and regularly follow the property market throughout the world. The first question asked by foreign investors is how much rental income the property will bring in. North Cyprus, and in particular Kyrenia, in terms of rental income, it is the most profitable country in the world. House prices are very low yet rental prices are very high. Foreigners calculate how long it would take to earn back their money in rental fees for a house or real estate that they paid 100 thousand pounds for. If you are able to get back the money you have spent in ten years, this is a sound investment. On the other hand if the value of the investment you made also increase, which real estate in North Cyprus continuously does, it can be understood why North Cyprus is such a good area for investment. Ten years ago a client of mine bought a house for 80 thousand pounds. Ten years later 330 thousand pounds was offered for the same house. This is a big appreciation. A student’s family, pay rent 4000 pounds per year, in fours years pay 16 thousands; in 5 years 20 thousand pounds. Instead of that, if the family buys a home for 50 thousand pounds, 4 years later they will be able to sell that home for 60-70 thousand pounds. This way, they will both save on rent and sell their house for a higher price with a 20-30% increase in value. With its natural beauties and the profitability that it supplies for investors, North Cyprus is a country which attracts the attention of big investors too. As IQ Property & Development, we give investment consultants for these types of large investors. How long does it take for foreigners buying property legally? Permission is granted in 2-3 months. Now, it is very easy. In any case, on the day that the house is purchased, without waiting for permission to be granted, records are filed immediately with the Tax Office and land registry office. Therefore, without waiting for permission to be granted, the transfer of the house to another party is precluded.

43


Özel Sağlık Sigortası Poliçesiyle

ÖZEL HASTANELER DE ÖĞRENCİYE SAĞLIK HİZMETİ VERİYOR With Private Health Insurance Policies

PRIVATE HOSPITALS OFFER SERVICES FOR STUDENTS AS WELL

Kuzey Kıbrıs, son yıllarda eğitim alanında yaptığı yatırımlarına “sağlık” alanını da ekledi. Özellikle yurtdışından gelerek KKTC’de eğitim alan öğrencilerin kayıtlarını yaptırırken ödedikleri prim karşılığında edindikleri özel sağlık sigorta poliçeleriyle, sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlandırılabilmeleri ve alabilecekleri özel sağlık hizmetlerine ilişkin bilgileri, Kolan British Hospital Başhekimi Dr. Harun Gülmez’e sorduk. Etik kurallar doğrultusunda, hasta haklarına saygılı ve kaliteli sağlık hizmeti politikası ile Kıbrıs halkına hizmet vermeyi hedefleyen Kolan Hospital; koroner yoğun bakım, kalp cerrahisi, yoğun bakım, genel yoğun bakım ve yeni doğan yoğun bakımları ile dört ayrı yoğun bakım ünitesine sahiptir. Hastanenin başhekimi Dr. Harun Gülmez, Kuzey Kıbrıs halkına verdikleri hizmetlerin yanı sıra yurtiçinden ve yurtdışından gelen öğrencilere yönelik sağlık hizmetleriyle de onların kendilerini güvende hissetmelerini ve en ufak sıkıntılarında dahi yanlarında olduklarını bilmelerini hedeflediklerini belirtti. Öğrencilerin eğitimleri için okul seçme özgürlüğü olduğu gibi sağlık hizmetleri için de hastane ve hekim seçme haklarının saklı olduğunu söyleyen Dr. Gülmez, kayıt yaptırılırken yapılacak beyanla devlet ya da özel hastanelerden yararlanma hakkının edinilen poliçeyle sağlanabileceğini ifade etti. Dr. Gülmez ayrıca Kolan British Hospital olarak, öğrencilerin sağlık hizmetleri için yanlarında olduklarını ve devlet hastanelerinde olduğu gibi özel sağlık hizmetlerinden aynı koşullarda yararlandırılabileceklerini beyan ederken poliçe hazırlanırken özel sağlık hizmeti için devlet sağlık sigortasından farklı bir ücret gerekmediğini belirtti. Üniversite tarafından kayıt döneminde bilgilendirilecek olan öğrencilerin özel sağlık hizmetlerini tercih etmeleri durumunda kendilerine “Sağlık Sigorta Poliçesi primi yatırılmıştır” ibareli kimlik kartlarının verileceğini ifade eden Başhekim Dr. Harun Gülmez, bunun için Axa Sigorta Şirketi’nin oluşturduğu Özel Öğrenci Sağlık Sigortası kapsamında hizmet verdiklerini söyledi.

44

In recent years, North Cyprus, besides education, included health sector to the sectors it has been investing in. Kolan British Hospital’s General Surgeon Dr. Harun Gülmez gave us some information on how students, especially those who come to the TRNC from abroad, can use health services for free of charge and the details of private health services they can use with their health insurance policies. They can have pay the insurance premium while enrolling to school. Kolan Hospital Group, which has 9 hospitals and 4 Medical Centres in Istanbul added another health service outside of Turkey. It opened a new 56 beds capacity hospital with an area of 6000 meter squares in Gonyeli, which is a town close to the capital Nicosia. Kolan Hospital aims at serving Cypriot society wit ethical codes, respecting patients’ rights and offering high-quality services. Within its body, there are four units of intensive care; coronary intensive care, coronary operations, intensive care, general intensive care and newborns intensive care. The Hospital’s General Surgeon Dr. Harun Gülmez stated that they wanted to make sure that both local and foreign students feel safe and secure here, as they would be taking care of them, as well as locals in North Cyprus, even for the minor health problems they encounter. As students have the liberty to choose the type of school they want to study at, their rights to choose hospitals and doctors for health issues, are reserved, said Dr. Gülmez and continued to explain that with a statement while they are enrolling, they can sign up to be entitled to receive health services from private or public hospitals. Dr. Gülmez also stated that, as Kolan British Hospital, they undertake to support students for health services, for free of charge just like public hospitals, and under the same conditions, while the insurance premium is drawn up, no additional payments to the state premiums are required for private health services. In the event that the students opt for private heath services during registration, an ID card, “Private Health Insurance Premium Paid”, will be given to the student and according to Dr. Harun Gülmez, the services at the


Dr. Gülmez, Kuzey Kıbrıs’taki üniversitelere yeni kayıt yaptıran ya da kayıtlarını yenileyen öğrenciler için hazırlanan özel sağlık sigortası poliçeleriyle; kaza, akut miyokart enfarktüsü, yatarak tedavi gerektiren ciddi ritim bozukluğu, ağır hipertansiyon krizi, dikiş atılması gereken cilt kesikleri, ciddi cerrahi müdahale gerektiren hayvan ısırıkları, her türlü yanıklar, cerrahi girişim gerektiren göz yaralanmaları, elektrik çarpması, darp ve benzeri genel vücut travması, akut apandisit, ani felçler, suda boğulma, zehirlenmeler, kırık ve çıkıklar, şeker koması vb. acil müdahale gerektiren acil sağlık hizmetlerinden yararlanabileceklerini sözlerine ekledi. Kolan Hastanesi Başhekimi, ayaklı tedavi kapsamında bütün kliniklerdeki hekim muayenesi, laboratuvar ve radyoloji tetkiklerinin, diş çekimi ve dolgu işlemleri ile teminat kapsamı dışında bırakılan durumlar hariç, yatış gerektiren işlemler, cerrahi işlemler, müdahaleler ile günübirlik cerrahi müdahalelerin de sigorta kapsamında verilen sağlık hizmetleri arasında olduklarını ifade etti. Dr. Harun Gülmez kullanılabilecek protez, stent ve kalp pili gibi özellikli malzemeler ile özellikli ilaçlar, alkol ve uyuşturucu kullanımına bağlı intoksikasyonlar ve KKTC hudutları dâhilinde verilebilmesi mümkün olmayan ve yurtdışında tedavi gerektiren her türlü durumun ise teminat kapsamı dışında olduğunu vurguladı.

hospital are met with Private Student Health Insurance created by Axa Insurance Company. With the private health insurance policies prepared for students who are registering for universities in North Cyprus for the first time or renewing their registrations here, they will be able to use emergency health services for conditions such as accidents, acute heart attacks, grave arrhythmia that requires inpatient treatment, hypertension attack, cuts that require stitches, animal bites that require surgical intervention, burns, eye injuries that require surgical intervention, electric shocks, strokes and similar general bodily traumas, acute appendices incidents, sudden strokes and seizures, drowning, poisoning, broken and fractured bones, diabetic attacks etc. for free. Besides these, within the context of outpatient treatments, treatments and surgical interventions such as medical check ups, laboratory and radiology tests, dental extraction and fillings and others that are not exempt from the policies are among the heath services offered within the context of the insurance policy. Dr. Harun Gülmez emphasized that any special materials and medication including prostheses, stents and heart batteries, intoxications that result from alcohol and substance abuse, and cases that cannot be treated within the borders of TRNC and that require treatment abroad are not within the context of the agreement.

45




HAYVANLAR ALEMİ / ANIMAL KINGDOM

Arı Kuşu

Bee Eater

A

rı kuşu (Merops apiaster) muhteşem güzelliği ile dikkatleri üzerine çeken adamızın göç dönemlerini bir renk şölenine çeviren müthiş güzellikte bir kuştur. Gökkuşağını andıran sarı, mavi, bakır gibi pek çok rengin bir araya gelmesinden oluşan kostümüyle görenleri kendine hayran bırakır. Uzun siyah gagası, kısa bacakları, kırmızı gözü ve kuyruğunun ortasındaki uzun tüyü ise kostümünü taçlandıran aksesuarlar gibidir. Sonuç olarak bu kuş özellikle Avrupa’da benzeri olmayan eşsiz bir yapıya sahiptir. Arı kuşu hakkındaki bilgileri Cyprus Wildlife Ecology Ltd. kurucularından kuş gözlemcisi Damla Beton’dan aldık. Üreme döneminde Avrupa’nın güneyi, Afrika’nın kuzeyi ve Asya’nın batısını içine alan geniş bir dağılıma sahip olan arı kuşları, kışı geçirmek için Orta ve Güney Afrika ile Hindistan’ın batısına göçerek oradaki ılıman iklimden, bu göç sürecinde de Akdeniz’in ortasındaki adamızın zengin yiyecek kaynaklarından yararlanırlar. Kıbrıs adası, Sahra Çölünü geçerken zayıflayan kuşların yeniden kendine gelmesini sağlaması bakımından hayati öneme sahiptir. Göç döneminde adadan binlercesi geçmektedir, fakat burada kalıp üreyen popülasyonu çok daha azdır. Adından da anlaşılacağı gibi uzun ince gagası ve hızlı manevralar yapabilen uçuş kabiliyeti sayesinde arıları kolaylıkla yakayan bu kuşlar, yakaladıkları arıları tünedikleri dallara sürmek s u r e ti yle iğnelerini etkisiz hale getirdikten sonra yerler. Arı avlama yetenekleri

48

T

he bee eater (Merops apiaster) is a magnificently beautiful b i r d that turns our island into a colorful fest during the migration period. W i t h its feathers which resemble a rainbow with all the colors of yellow, blue and bronze, the bee eater is fascinating. Its long, black beak, short legs, red eyes and a single longer plume in the midst of its tail are like accessories that complete its outfit. This species is unique, especially in Europe. We got some information on the bee eater from Damla Beton, a birder and one of the founders of Cyprus Wildlife Ecology Ltd. During their breeding season, they fly to a wide area, such as southern Europe, northern Africa and western Asia. To spend the winter, they migrate to the Middle and Southern Africa and Western India where the climate is much more warmer and during their journey they utilize the rich resources of our island which is located in the middle of the Mediterranean climate. The island of Cyprus is of crucial importance for these creatures as it provides the resources for these passer byes since they get weak after they cross the Sahara Desert. During the migration season, thousands of bee eaters come to the island. The population of those bee eaters that stay and breed is much less. As its name refers, the bee eater catches bees easily owing to its long beak and the ability to maneuver quite fast. When a bee eater catches a bee, it rubs it against the crust of the branch-


arıcıların tepkisine yol açtığından maalesef ülkemizde yasa dışı da olsa avlandıkları bilinmektedir. Fakat aslında besin olarak sadece arıları değil, çekirgeler, eşek arıları gibi böcekler ile beslenerek tarım ürünlerinin koruyucusu da olmaktadırlar. Bunun yanı sıra doğal dengenin korunmasında da önemli bir rol üstlenirler. Açık düzlüklerde ve ovalarda grup halinde yaşamayı seven arı kuşları genellikle mayıs başı kuru dere yataklarının kenarında, uzun tüp şeklindeki deliklerde yuvalanır ve haziran ayında 5 ila 8 arasında yavru çıkarırlar. Yavrulara dişi ve erkek arı kuşları birlikte bakarlar. Eski yuvalar Kukumav (Athene noctua) ve dünyada tehlike altında olan türlerden sayılan Gökkuzgun (Coracias garrulus) gibi kuşlar tarafından kullanılır. Ayrıca toprağın su çekme kapasitesini de artırarak ortamdaki biyoçeşitliliğin artmasına destek olurlar.

Fotoğraflar/Photography: Birtan Gökeri, Barış Saydam, Hasan Bağlar

Özellikle Kanlı Dere boyunca yuvalarına rastladığımız bu kuşun adamızda üreyen popülasyonu aşırı ilaçlama, yasa dışı avcılık gibi nedenlerden dolayı tehdit altındadır. Oysa yuva yapıları ve beslenme alışkanlıkları nedeniyle yaşadıkları bölgenin ne kadar temiz ve sağlıklı olup olmadığını gösteren gösterge türler arasındadırlar. Arı kuşu yaşadığı bölgedeki tarım ilacı kullanımı, dere yataklarının temizliği ve ortamın biyoçeşitliliği hakkında bizlere ışık tutmaktadır. es the bird roosts, thereby making the bee’s stinger ineffective, and eats it. As their ability to hunt bees upset beekeepers, it is known that unfortunately they are killed illegally. However, they do not only eat bees but grasshoppers, wasps and other similar insects, contributing to the protection of agricultural products. Besides all these, they undertake an important role in keeping the nature in balance. The bee eater likes to live in flocks around plains and open lowlands and they generally nest along dried river beds in long tube like holes at the beginning of May. In June, five to

eight baby birds hatch in these nests. Male and female bee eaters take care of the babies together. Their abandoned nests are used by barn owls (Athene noctua) and European rollers (Coracias garrulus), which are endangered species. With this nesting method, the birds let the water go deeper into the soil and by doing so, they support the biodiversity of the region. Their nests can frequently be seen along Kanlı Dere. Their population is endangered due to the reasons, such as over spraying and illegal hunting. With their nesting and feeding habits they indicate the cleanliness and healthiness of the region. The bee eater sheds light on the level of agricultural spraying in the area they habituate, the cleanness of river beds and the biodiversity of the area. Referanslar / References: Roulston, T. H. and Goodell, K. (2011), “The Role of Resources and Risks in Regulating Wild Bee Populations”, Annual Review of Entomology, Vol. 56, 293-312, DOI: 10.1146/annurev-ento-120709-144802. 49


TARİH / HISTORY

Illustration: Uyguroglu İllüstrasyon/Illustration: LadenLaden Uyguroğlu 50


Namık Kemal’in Magusa’sı

Famagusta in Namık Kemal’s Eyes S. Mehmet

N

amık Kemal, 48 yıllık ömrüne Türk milliyetçiliğinin, Genç Osmanlı Hareketi’nin “öncülerinden biri” unvanını sığdırdı. Kemal, siyasetçi ve devlet adamı olmasının yanı sıra, gazeteci, yazar ve şairdi.

N

amık Kemal is remembered as “one of the pioneers” of Turkish nationalism and Young Ottoman Movement in his short life of 48 years. He was not only a politician and a statesman but also a journalist, an author and a poet as well.

1840 yılında Tekirdağ’da doğdu. 1888’de Sakız Adası’nda yaşamını yitirdi.

He was born in Tekirdag in 1840 and died in Sakız Adası, also known as Chios, in 1888.

Birçok kaynağa göre, Türk fikir ve edebiyatına “yurtseverlik, hürriyet ve millet” kavramlarını sokan kişi olarak bilinir.

According to many sources, he is known to be the person who introduced the concepts of “patriotism, liberty and nation” to Turkish literature.

“Vatan Şairi”, “Hürriyet Şairi” gibi unvanların da sahibi olan Namık Kemal, tam 38 ay, Mağusa’da sürgün olarak yaşam sürdü.

“National Poet”, “Poet of Freedom” are among the titles of Namık Kemal. He lived in Famagusta on exile for 38 months in total.

Bu sayımızda bu büyük ve önemli ismin Mağusa günlerinden söz edeceğiz.

In this issue, we will talk about the days this significant and great man spent in Famagusta.

Türk edebiyatının ilk edebi romanı olarak kabul edilen “İntibah” ve Batılı anlamda Türk edebiyatının sahnelenen ilk tiyatro eseri olan “Vatan Yahut Silistre” Namık Kemal’in en ünlü eserleri arasında sayılabilir.

Namık Kemal’s well-known works are “İntibah” (“Rebirth”), which is considered to be the first literary novel of Turkish literature, and “VatanYahut Silistre”, which, again, is considered to be the first play of Turkish literature staged in a western point of view.

Namık Kemal’in sayılabilecek çok önemli özellikleri vardır ama bahsetmeden geçmememiz gereken bu özelliklerinden bir tanesi de, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü fikirlerinden etkilenmiş olmasıdır.

There are many things about Namık Kemal and he has many remarkable characteristics, however, there is one that should definitely be mentioned. He influenced Mustafa Kemal Atatürk, the founder of the Republic of Turkey, with his ideas and views.

Namık Kemal’in Mağusa’dan yazdığı mektuplarından yola çıkarak bu konuda bir makale hazırlayan Yardımcı Doçent Dr. Bedri Aydoğan’a göre, ünlü şair 38 ay kaldığı kasabanın arı büyüklüğünde sinekleri, timsah büyüklüğünde de kertenkeleleri olduğunu azıcık abartarak kaleme almıştır.

According to Assistant Professor Dr Bedri Aydoğan, who wrote an essay on this issue based on the letters written by Namık Kemal in Famagusta, the famous poet wrote about the city’s flies, as big as wasps and lizards as big as crocodiles with a touch of exaggeration.

51


Osmanlı yönetimindeki Mağusa’nın, 1878’de İngiliz yönetimine geçmesinden önceki dönemde, yaşanacak bir yer olmadığı, sıtmayla boğuşulduğu ve rutubetli olduğu da Namık Kemal’in mektuplarında anlatılır. Aydoğan’a göre, Namık Kemal için Mağusa’da en bol olan şey zamandır: “Namık Kemal başka yapacak bir uğraşı olmadığından zamanını edebiyata ayırır. Birkaçı dışında eserlerinin tamamını bu sürgünlük döneminde verir. Sürgünlükten önceki dönemde şiirleri dışında verdiği tek edebiyat eseri “Vatan Yahut Silistre”dir. Dolayısıyla bu sürgünlük dönemi bize edebiyatçı Namık Kemal’i kazandırmıştır. Birçok kez hastalanmasına, imparatorluğun merkezi İstanbul’dan, ailesinden özellikle çocuklarından ayrılmasına, çok sevdiği siyaset ve gazetecilikten uzak kalmasına yol açan bu sürgünlük elbette Namık Kemal’i çok üzmüş ve yıpratmıştır. Ancak onun edebiyatla uğraşmasına yol açtığı için de hayırlı olmuş ve edebiyatçı Namık Kemal’i yaratmıştır.” Muhalif duruşu, sözünü ve kalemini sakınmaması sık sık sürgüne gönderilmesine neden olan Namık Kemal’in “Vatan Yahut Silistre” oyunu, 1 Nisan 1873 gecesi İstanbul’da Güllü Agop’un Gedikpaşa’daki tiyatrosunda sahnelenir. Oyunun sahnelenmesi halkı coşturup olayların çıkmasına neden olur ve dönemin Padişahı ile hükümeti tarafından Mağusa’ya sürgün edilir.

According to him, Famagusta, which was ruled by the Ottomans before it was taken under English governance in 1878, was not a good place to live, people were fighting with malaria and the city was damp and humid all the time. As Aydoğan indicates, the most abundant thing Namık Kemal had in Famagusta was time: “As Namık Kemal had nothing else to do, he spent all his time with literature. Most of his work, except a couple, was written here, on exile.The only literary work he produced before his exile, except for his poems, was “Vatan Yahut Silistre”. Therefore, this period turned Namık Kemal into a literary man. Undoubtedly, this period was upsetting and tough for him as he got sick a lot of times. He was away from the center of the empire, Istanbul, he was away from his family and especially his children. He distanced himself from politics and journalism, both of which, he loved so much. Nevertheless, on the bright side, this time in exile drew him towards literature and gave birth to a man of letter”. Because of his opponent side and the fact that he did not restrain his words, he was often on exile. Namık Kemal’s play called “VatanYahut Silistre” was staged on April 1st 1873 at Gullu Agop’s theatre in Gedikpaşa, Istanbul. The play fired people and riots caused disorder. The Sultan and the government of the time decided to send Namık Kemal into exile, to Famagusta. 52


Gemiyle adaya gelir. Sandalla karaya çıkar. Önceleri Lefkoşa’ya gideceğini düşünür ama bir manga asker tarafından alınıp Mağusa’da bir zindana konur. 38 ay burada kalır. Sıtmaya yakalanır. Mektuplarından birinde “Kıbrıs’ın sineklerinden ve dedikodularından” usandığını yazar.

Namık Kemal approached the island in a boat and he came to the shore with a pinnace. First he thought he was going to be taken to Nicosia but he was surrounded by a squad of soldiers and put into a cell in Famagusta. He stayed there for 38 months. He had malaria. In one of his letters, he wrote “I am fed up with Cyprus’ mosquitos and gossip”.

Kemal Mağusa’yı sevmez ama Aydoğan’ın saptadığı üzere neredeyse eserlerinin tamamını burada yazmıştır.

Namık Kemal did not like Famagusta, however, as Aydoğan noted, he wrote almost all his work here.

Namık Kemal bazı yazılarında ve mektuplarında Mağusa için “cehennem” benzetmesini yapar ki, bir kaynağa göre bunda pek haksız da değildir. O dönemde, yani 1870’lerde, çok ünlü olan suçlu isimlerden Babi’lerin bile Namık Kemal ile birlikte bu kentte ıslah edilmeye çalışıldığı söylenir. Yazımızı Aydoğan’dan birkaç alıntıyla tamamlayalım: “Kaldığı kaledeki evleri mezara, içindeki insanları ölüye, giysilerini de yırtık kefene benzetir. Olumsuz hava ve iklim koşulları nedeniyle Kıbrıs halkını gerçek bir mücahit olarak görür.” “Namık Kemal, bu olumsuz iklim ve doğa koşullarına ek olarak, (Mağusa’da) her şeyin Londra’dan bile pahalı olduğu tespitini yapıp, halkın yoksulluğunu, bu yüzden arpa ekmeğini bile zor bulduklarını anlatır.” Namık Kemal’in 1873 ila 1876 arasında tam 38 ay geçirdiği Kıbrıs adeta bir yıkıntı gibidir. Ama yine de dev bir şaire, büyük bir yazara, Atatürk’ü bile etkileyen eserlerini yazması için ilham verecek kadar da güzeldir. Her zaman olduğu gibi…

In some of his articles and letters, Namık Kemal describes Famagusta as “hell”. This is not correct according to another source. It is said that even Babis involved in crimes were sent here for correction purposes. Let us quote Aydogan before we finish: “He identified the houses in the castle, where he stayed, as graves, the people in them as dead and their clothes as ripped winding sheets. Because of the challenging wheather and climate, he saw Cypriots as true warriors.” “Namık Kemal figured out that in spite of these challenging climate and nature and unbearable poverty, people were not even able to afford to buy a bread, everything was more expensive here (in Famagusta) than in London.” Between 1837 and 1876, when Namık Kemal spent 38 months here, Cyprus was a wreck. Yet it was beautiful enough, as it has always been, to inspire a great poet and a great author, who created works that influenced even Ataturk.

53


DOĞA / NATURE

.

.

KUZEY KIBRIS ENDEMIĞI:

54


Lapta Damkoruğu

North Cyprus Endemic:

Lapta Stonecrop

K O

uzey Kıbrıs’ta Lapta köyü dağlarında iyi yayılış gösteren Kıbrıs endemiklerinden Lapta Damkoruğu hakkında Passatempo’ya bilgi veren ekolog Özge Özden Fuller, bitkinin bilimsel adının “Sedum lapmusae (Kotschy) Boiss” olarak geçtiğini ifade ediyor.

n the mountains of the town Lapta in North Cyprus, lives one of the endemics of Cyprus; Lapta stonecrop. Ecologist Özge Özden Fuller shared some information with Passatempo about Lapta Stonecrop, which is known by the Latin name “Sedum Lampusae (Kotschy) Boiss” in literature.

55


K

uzey Kıbrıs’ta Lapta köyü dağlarında iyi yayılış gösteren Kıbrıs endemiklerinden Lapta Damkoruğu hakkında Passatempo’ya bilgi veren ekolog Özge Özden Fuller, bitkinin bilimsel adının “Sedum lapmusae (Kotschy) Boiss” olarak geçtiğini ifade ediyor. Fuller’in verdiği ayrıntılara göre, ömründe bir kere çiçek açan Lapta Damkoruğu çiçeklendikten hem sonra kuruyarak buruşur. Haziran ile ağustos ayları arasında çiçeklenen Kıbrıs endemiği, 150-900 metre yükseklikte, kayalıklar arasında ve duvar üzerinde yaşamayı tercih eden bir bitkidir. Lapta Damkoruğu, Lapta dağları dışında St. Hilarion Kalesi ve Bufavento Kalesi’nin kuzey yamaçlarında da görülebilir.

Fuller’in verdiği ayrıntılara göre, ömründe bir kere çiçek açan Lapta Damkoruğu çiçeklendikten hem sonra kuruyarak buruşur. Haziran ile ağustos ayları arasında çiçeklenen Kıbrıs endemiği, 150-900 metre yükseklikte, kayalıklar arasında ve duvar üzerinde yaşamayı tercih eden bir bitkidir. According to the detailed information given by Fuller, Lapta stonecrop flowers only once in its lifetime and, right after it flowers, it withers away and dries up. This Cyprus endemic blossoms between the months of June and August and tends to grow among rocks and inside walls at 100 -150 metres height. 56


Lapta Damkoruğu, Lapta dağları dışında St. Hilarion Kalesi ve Bufavento Kalesi’nin kuzey yamaçlarında da görülebilir. The Lapta stonecrop can be seen, besides the mounts of Lapta, on the northern shoulders of Bufavento Castle and St. Hilarion Castle.

57


SANAT / ART

ÜMİT

İNATÇI

TÜM ZAMANLARLA KÜLTÜRLERİ KUCAKLAYAN SANATÇI

K

ıbrıs Türk resim sanatı ile şiirinde aykırı duruşu ve söylemleriyle 80’li yılların ikinci yarısından itibaren ses getiren Ümit İnatçı, sadece ürettiği eserlerle değil, sanatın kuramsal, estetik ve düşünsel boyutları yanında politika üzerine kaleme aldığı yazılar ve yayımlanmış 25 kitabıyla da biliniyor. Ümit İnatçı, 28 Kasım 1960 tarihinde Limasol’da doğdu. Çocukluk yılları Limasol ile ailesinin kök saldığı Baf arasında, 1974’ten sonra da Lefkoşa ve Mağusa kentlerinde geçen İnatçı, sanat eğitimini 1984 yılında İtalya’nın Perugia kentindeki PietroVannucci Güzel Sanatlar Akademisi’nde, ünlü sanatçı ve sanat tarihçileri Nuvolo Ascani, Bruno Cora, Aldo İori, Eliseo Mattiacci ve Antonio Gatto’nun öğrencisi olarak tamamladı. Resim bölümünü birincilikle bitirdikten sonra İtalyan sinemasının kalbi Cinecitta stüdyolarında sinemacılık üzerine çalışmalar yaptı. Ardından Perugia Avrupa Uygulamalı Sanatlar Enstitüsü’nde algı kuramı ve biçim semiolojisini kapsayan iletişim tasarımı alanında yüksek lisans eğitimi gördü. 80’li yılların sonlarından itibaren yaşamını ve çalışmalarını, sanatçı ve aydın kimliği yanında akademisyen kimliğiyle de, 4 yıl İtalya’da, 6 yıl Güney Kıbrıs’ta, 2 yıl İngiltere’de ve yaklaşık 14 yıl süreyle de Kuzey Kıbrıs’ta sürdüren Ümit İnatçı, bu süre zarfında Güney Kıbrıs’taki Kıbrıs Üniversitesi’nin Türkoloji Bölümü’nde Türk Dili ve Edebiyatı üzerine okutmanlık,Yakın Doğu Üniversitesi’nde Modern SanatTarihi, Estetik ve 58

Hakan Çakmak

TemelTasarım alanında öğretim üyeliği, Uluslararası KıbrısÜniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde dekan yardımcılığı ve İç Mimarlık Bölüm Başkanı olarak akademik görevler üstlendi. Aynı süre zarfında sanat üretimine devam eden, 33 kişisel sergi açan, 80’den fazla karma sergiye katılan, 25 kitaba ve 4 belgesel filme imza atan Ümit İnatçı, halen Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim ve Tasarım Bölümü öğretim üyesi olarak görev yapıyor. 1997 yılında İtalyan film yönetmeni ve felsefeci Pasquale Misuraca’yla tanışan sanatçı, aynı yıl içinde Misuraca’nın yönettiği uzun metrajlı “Stand By” adlı filmin sanat yönetmenliğini de yaptı. 1983 yılında açtığı ilk kişisel sergisiyle başlayan sanat kariyeri, yine 1997 yılında, PratoLuigi Pecci Çağdaş Sanat Müzesi’nde Bruno Cora ve Aldo Lori’nin küratörlüğünde kişisel bir sergi açmasıyla önemli bir noktaya geldi. 2003-2004 yıllarında Kıbrıs Cumhuriyeti Londra Elçiliği’nde Kültür Ataşesi olarak da görev yapan Ümit İnatçı, Kıbrıs Türk Sanatçı ve Yazarlar Birliği’nde önce Fikret Demirağ başkanlığında genel sekreterlik görevini aldı, ardından da halen sürdürdüğü başkanlık görevine 2013 yılı başından itibaren ikinci kez seçildi. Doğu Akdeniz Üniversitesi Sanat ve Tasarım Merkezi’nin başkanlığını ve DAÜ Sanat Yönetmenliği görevlerini de sürdüren Ümit İnatçı, sanat ve edebiyat çalışmalarının yanında siyasi analizleriyle de dikkat çekiyor. İnatçı’nın


THE ARTIST WHO EMBRACES ERAS AND CULTURES

Ü

mit İnatçı is known for his contrarian stance in his paintings and poems. His influence became apparent in the 1980s with his rhetoric, not only with works that he produced but alongside his penned articles about art theory and aesthetics and his political writings and his 25 published books. İnatçı was born on 28 November 1960 in Limassol. Ümit İnatçı, who spent his childhood years between Limassol and Pathos where his family set down their roots, after 1974 passed through the towns of Nicosia and Famagusta, completed his arts education in 1984 in the town of Perugia in Italy at the “Pietro Vannucci” Academy of Fine Arts alongside famous artists and arts historians Nuvolo Ascani, Bruno Cora, Aldo İori, Eliseo Mattiacci and Antonio Gatto. The artist who finished his arts faculty top of his class and who later went on to work in the cinema industry in the heart of Italian cinema at the Cinecitta studios, did his master’s degree on Communication Design which included Perception Theory and Format Semiology at the Perugia – European Institute of Applied Arts. Starting from the end of the 1980s, Ümit İnatçı, alongside his artist and luminary personas yet also as an academician spent his life and completed his works in Italy for 4 years, South Cyprus for 6 years, England for 2 years and in North Cyprus for nearly 14 years; in this time period he took on the roles of lecturer for Turkish Grammar and Literature at the Turkology Faculty for the University of Cyprus in South Cyprus, a faculty member at the Near East University Modern Arts History for Esthetics and

Basic Design, Deputy Dean for the Fine Arts Faculty and the Head of Department of Interior Design at the International University of Cyprus. In the meantime continuing his art work; showcasing 33 personal exhibitions, taking part in 80 mixed exhibitions, publishing 25 books and producing 4 documentaries, Ümit İnatçı, up to this date, continues his work at the Eastern Mediterranean University of Communications, Faculty of Visual Communication and Design. The artist, who met the Italian film director and philosopher Pasquale Misuraca in 1997 and who acted as art director for his feature film ‘Stand By’ within the same year, in 1983 under the curatorship of Bruno Cora and Aldo Lori at the Prato - Luigi Pecci Modern Arts Museum exhibited his first personal collection which was an important and initiative step in his arts career. İnatçı, who acted as the Culture Attaché for the Cypriot Republic’s English Consulate between the years of 2003-2004, later on, under the presidency of Fikret Demirbag took on the role of General Secretary for the Turkish Cypriot Artists and Writers Foundation, then was selected for the role of President for the second time in 2013, a position which he claims to this date.Also continuing his duties as the President of the Eastern Mediterranean University Art and Design Center and the EMU Arts Director, Ümit İnatçı draws attention to himself with his political analysis alongside his works on art and literature. While the works of 59


yaptığı çalışmalar Avrupa’nın değişik ülkelerinde beğeni ve takdir toplamaya devam ederken, isim yapmış özel sanat koleksiyonlarının yanında önemli özel ve kamu kuruluşlarında da eserleri yer alıyor. Son olarak İtalya’daki CAMUSAC Cassino Çağdaş Sanat Müzesi’ne alınan eseri dünyanın önde gelen sanatçılarının eserlerinin yanında sergileniyor. İtalya, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri,Yunanistan, Fransa, Belçika, Danimarka, Hollanda, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve İran gibi ülkelerle birlikte Kuzey ve Güney Kıbrıs’ta da sergiler açan sanatçı içinde bulunduğumuz dönemde Avusturya, Kuzey Irak ve Kore’de açılacak olan üç serginin hazırlıklarını sürdürüyor. 1980’li yılların başlarından itibaren geçen 30 küsur yıllık süreçte bir deneyim istiflemesi olarak görülebilen Ümit İnatçı’nın resimlerinde Avrupa merkezci olmayan ve tüm kıtalarda yaşanan medeniyetler ve daha çok yazı üzerinden bir dil oluşturma çabası gözlemleniyor.Ona göre sanatın temel çıkış noktasında, insanın hayata tutunma güdüsünden kaynaklanan inançlar ve ritüeller önemli bir yer teşkil ediyor; ritüel ve sembol, ritüel ve çizgi, ritüel ve yazı ilişkisi birbiriyle hep sıkı sıkıya bağlı kalıyor. Eserlerini antropolojik temeller üzerinden kurgulayan Ümit İnatçı’ya göre sanat, dinsel yanı olan büyü ya da ritüellerin sekülerleşmiş hali olarak ortaya çıkıyor. Hiçbir dönemde hiçbir eğilim ya da modaya kapılmadan kendi çizgisinde yolunu sürdüren ve postmodernist saptamalara inat, anakronik (zaman bozucu) bir anlayışı temsil eden Ümit İnatçı’nın resimleri, ışığı, rengi ve kişinin kendini keşfedebileceği bir biçimsizlik ve bedensizlik hali olarak algıladığı siyah üzerine özgün piktogramlar (yazısal resim) ve geometrik forumlar halinde biçimleniyor. Uzayın ve evrenin sonsuzluğunda kozmogonik bir arayışı temsil eden resmin yüzeyinde zaman zaman 60


İnatçı continue to gather acclaim from various countries in Europe, other than his arts collections which have made a name for themselves, his works also take place at important private and public establishments. Recently his work has been showcased alongside works of leading worldwide artists at the CAMUSAC Cassino Modern Arts Museum in Italy. Having exhibited in countries such as Italy, England, America, Greece, France, Belgium, Denmark, Holland, Turkey, United Arab Emirates and Iran, including North and South Cyprus, the artist is currently preparing to showcase three exhibitions in Austria, North Iraq and Korea. Since the early 1980s, Ümit İnatçı’s paintings, which can be viewed as a stack of experience of the last 30-odd years, portray a non-Eurocentric effort, encompassing civilizations that existed on all continents and focusing on creating a language based more on writing. According to him, at the basic starting point of art, rituals and beliefs that come from man’s instinct to hold on to life constitutes an important part of it. The relationship between rituals and symbols, rituals and lines, rituals and writing are highly interdependent. According to Ümit İnatçı, who constructs his works on anthropological foundations, art comes to life as secularized versions of magic or rituals with religious tendencies. The paintings of Ümit İnatçı, which represent a sense of anachronistic (time wrecking) understanding against postmodernistic determinations and which have never been caught up in any form of trend or fashion, continuing in their own path, are geometric forms and pictograms (scriptlike images) on a black backdrop, which the artists believes represents a state of formlessness and out-of-body state where light, color and humans may discover themselves. On the surface of the paintings, which represent a cosmogonist search in the infinity of the universe and space, 61


PASSATEMPO DVD

deriler, metaller ya da tahta parçaları gibi doğal malzemelerle ritüellere işaret eden üç boyutlu çıkışlar görülebiliyor. Kişinin yaşamı boyunca ürettiği her şeyde sürekli tekrarlarla kendini var ettiğini ve bunun kanıksamakla ilgili olduğunu savunan Ümit İnatçı’nın sanat üretimlerinde de aynı yaklaşımı görmekteyiz. Ona göre her şey bir kez yapılmış olsaydı medeniyetler de ortaya çıkmayacaktı.Yüzlerce ve binlerce yıldır inançlı insanların sürekli namaz kılması, kiliseye ya da tapınağa gidip ayin yapması gibi süreklilik içeren eylemler ve bunlar gibi insanların sürekli tekrarladığı her şey gibi sanat da hayatın ritmidir ve bu ritim zamanın kendisidir. Bilgi ve deneyim onu tekrar tekrar yazdığımızda oluşurken, sanatçının tarih ve zaman algılayışı düz bir çizgi halinde ilerleyen değil, kendini sürekli tekrar eden ve başladığı yere yeniden varan dairesel bir döngüdür.

62

from time to time, indicating rituals, three dimensional bumps of natural materials such as leather, metals or wood can be seen. Ümit İnatçı, who believes that a person brings oneself to life by continuously repeating everything that one has produced throughout one’s life, has the same approach in his art. According to the artist, if everything had been done only once, civilizations would not have been created. Just like actions which require repetition and that have taken place for hundreds and thousands of years, like people performing salaat prayers and people visiting churches or temples to conduct religious ceremonies and the like, art is also the rhythm of life and this rhythm is time itself. While knowledge and experience takes place as we continuously repeat it, the artist’s understanding of history and time is not linear but rather a circular loop that continuously repeats itself and ends up where it first began.



YOL NOTLARI / ROAD NOTES

E

Yazı ve Fotoğraflar / Writing & Photography by Cem Sarvan cem.sarvan@gmail.com

n iyi bildiğim, en çok sevdiğim şehirle başbaşayım. Neresinden başlasam ki; bir şeyler yazıyorum, olmuyor, siliyorum, tekrar tekrar başa dönüyorum. Bir türlü istediği ritme ulaşamayan bir klavye var ellerimin altında. Kolay mı İstanbul’u yazmak dercesine parmaklarım farklı tuşlara gidiveriyor. Şöyle bir durup düşünüyorum; gerçekten ne zor İstanbul’u birkaç sayfaya sığdırabilmek… Beni en çok neler etkiliyor bu şehirde? İlk aklıma gelen eskilerin İstanbul’un neresinde otururlarsa otursunlar, Eminönü’ne giderken “İstanbul’a gidiyorum” demeleri. Bu lafı ilk duyduğumda şaşırmıştım küçük aklımla. Aradan yıllar geçti, her Eminönü’ne gidişim bir şölene dönüştü. Dik yokuşlarda, hanların içinde, yüksek çatılarda, İstanbul şehirden bireye dönüştü benim için. Dünyanın birçok şehrinde bulunabilirsiniz ama İstanbul tek başınıza şehrin tüm sinerjisini ve enerjisini alarak dolaşabileceğiniz ender şehirlerden biridir.

I

am alone with a city I know best, I love best. Where should I start? I write something, it does not work, I delete it, and I keep starting over and over again. There is a keyboard under my hands that just cannot seem to find the rhythm it wants. It is not so easy to write about Istanbul. My fingers stray to the wrong keys. I stop and think. Indeed, how very difficult it is to try and describe Istanbul in just a few pages… What affects me the most in this city? The first thing that comes to my mind is the people of old, who, regardless of where they live, say ‘I am going to Istanbul’ when they want to go to Eminonu. When I first heard this, with the small knowledge I had, I was surprised. Years passed, and every trip I made to Eminonu became a celebration. On the steep hills, within the taverns, among the high rooftops, Istanbul for me transformed from a city into a person. You may find yourself among many cities around the world, yet Istanbul is one of those rare cities that, as you roam, help you to take in the whole city’s synergy and energy.

64

Yalnız, baştan çıkarıcı ve şefkatli bir güzel -

İSTANBUL

Alone, seductive and a tender beauty -

İSTANBUL


İlkokula başladığım yıllarda tanıştığım birçok şeyin hiç değişmediğini görürüm İstanbul’da. Sokaklardaki rengarenk macunlar, mısır koçanları, köşebaşlarında duran enginar soyanlar, döneminde reçellik ham incir satanlar, balık ekmekçiler, akşam hava kararırken çıkan kokoreççiler, kışın beliren ayvacılar, hurdacılar, tabii ki sokakları çınlatan simitçiler her şeye, her türlü artan teknolojiye rağmen ayakta kalmayı başarabilmiş İstanbul renklerinden bazılarıdır. Her mevsim bambaşka olan bir güzeldir İstanbul Boğazı. İster vapurla geçin, ister yürüyerek kıyıdan kıyıya gidin, saatlerce seyredilecek bir güzelle baş başasınızdır, üstelik bizlerin yaptığı onca çarpık kentleşmeye rağmen. Direnir İstanbul, tarihin her döneminde bir şeylere direnmeyi herkese gösterebilmiştir. Boğazın kıyısındaki yalıları, kıyının inci gibi dizilişini izlemek başka bir keyiftir. Ya küçük motorla ya da şehir hatları vapuruyla yapılmalı bu turlar; tarihin içinden anılar eşlik etmeli oturup da seyrederken eşsiz manzarayı. I see that the many things I was introduced to in Istanbul when I was at elementary school have not changed a bit. The colorful mastics, corns on their cobs, artichoke peelers at the corners of the streets, in their season; merchants selling raw figs to make jam with, mongers selling fried fish sandwiches, the merchants that come out in the evenings to sell chargrilled sheep’s intestines (kokoreç), quince sellers that emerge in the winter, junk dealers, and of course, with their voices resounding in the city, the Turkish bagel (simit) sellers. Despite all the advances in technology, some of the colors of Istanbul have been able to hold their ground. The Istanbul Bosphorus is a beauty, different in all seasons. Weather you go by boat or on foot from coast to coast, you are at one with a beauty that you can look at for hours, in spite of all irregular urbanization done to it by the people. Istanbul resists. In every era of history it has shown people how to resist. It is a different kind of joy to take in the shore side villas, to see them lined up like pearls along the coast. These tours should be taken with either small motorboats or with city line ferryboats; memories from history should accompany you as you watch that unique view.

65


Marmara, Boğaz ve Karadeniz ile iki kıtaya yayılmış bir şehirden bahsediyoruz. Bir ülke gibi olmasına karşın, alçakgönüllü bir yapısı vardır İstanbul’un. Belki de tarih boyunca insanlar tarafından hor görülerek güzellikleri yok edilmeye çalışıldığındandır bu mütevazı yapısı. Cebinde parası olmayana da, paraları havalara saçanlara da güzel davranır, kol kanat gerer. İnsan ayrımı yapmaz ama bazıları daha güzel yaşadığını düşünür bu şehirde. Oysa bilmezler gecenin bir yarısında cebi delik olanın boğaz kıyısında İstanbul’la dertleştiğini. We are talking about a city that stretches between two continents, encompassing Marmara, the Bosphorus and the Black Sea. Even though it is just like a country, Istanbul has a humble characteristic. Maybe it has this modest characteristic because, throughout history, the people have trampled upon its beauty. It treats people with no money as kindly as it does people who have enough to throw around; it looks after them. It does not differentiate between people, however some may think they have a better life. Nonetheless, they do not know that the ones with a hole in their pockets pour their hearts out to Istanbul by the Bosphorus strait.

66


Sadece İstanbul’un değil, Türkiye’nin de merkezi olmak Taksim’e özgüdür. Tarihin eskimediği, insanların tarihinin bitmediği bir yerdeyizdir aslında. Mağazalar hep tanıdıktır, esnaf değişmiyor gibidir. Muhallebicisinden fotoğrafçısına, arka sokaklardaki terzilerine, üç kuşak balıkçısına kadar ortak bir kültürün temsilcileri kaplar sokakları.

Taksim not only enjoys the distinction of being the center of Istanbul but also of Turkey. In fact, we are at a place where history never gets old, where people continue to create history. The shops are all known and it is as if shopkeepers do not change. From its sellers of milk puddings to its photographers, to the tailors in the backstreets, to the fishmongers that go three generations back, representatives of a mutual culture take over the streets.

67


Bir de bazı semtler vardır ki oralarda insan çağını değiştirir ve gittiği çağdan hemen keyif alıverir. Balat, Teşvikiye, Dolapdere, Emirgan, Harbiye, Beşiktaş, Kadıköy, Ahırkapı, Cankurtaran, Aksaray birbirinden farklı mozaiklerdir. Bu mozaikleri anlamak için yıllar geçer. Bütün bu semtlerin ara sokaklarında günlerce dolaşıp tarihin kokusunu hissedersiniz. Hani bazı dedelerin, ninelerin torunlarını bir büyü gibi saran kokuları vardır; özlenen, yıllar sonra da duyulan, evde pişirilen muhallebiyle özdeşleşen; işte öyle bir tarih kokusudur bu da. Bütün bu semtlerde dolaşırken elinizde olmadan başınızı açık kapılardan içeri sokmak, oralardaki hayata dahil olmak istersiniz. Çağıl çağıl bir yaşam fışkırır evlerden; gürültüsüyle, neşesiyle, küfürüyle, koşturmacasıyla… There are some neighborhoods where people change the age they come from and where they immediately take joy in it. Balat, Tesvikiye, Dolapdere, Emirgan, Harbiye, Besiktas, Kadikoy, Ahirkapi, Cankurtaran, Aksaray are mosaics all different from one another. Years must pass in order to understand these mosaics. For days you will roam the backstreets and inhale the smell of history. Like the smell of some grandmothers and grandfathers that encompass you like magic; like the dearly missed smell of home made milk pudding, and then years later to come across it again… That is what the history here smells like. As you wander around all these neighborhoods you feel the urge to stick your head through the open doors, to become a part of the life there. A life so vivacious spills forth from those houses; with its noise, its profanity, with its hustle and bustle…

68


69


Ama İstanbul yalnızdır. Ne kadar nüfusu artarsa artsın, üstünde projeler yapılırsa yapılsın, yeraltından denizaltına kadar kazılsa da İstanbul yalnızdır. Ve bütün o güzelliğinin, gürültüsünün altında masum bir hüzne sahiptir. Sanki içinde yaşanan hüzünlerin bir kısmı hep şehirde kalmıştır, sanki kendisini kimse anlamamıştır ya da kendisine söylenen kötü sözleri hep anlamış gibidir. Dünyada en çok kızılan şehirlerden de biridir. Trafiğine de, yapılaşmasına da, boğazın kirlenmesine de, havasının temiz olmayışına da kızarken hep İstanbul’a kızılmaz mı? İçindeki, üstündeki bütün o kızdığımız şeyleri yapanların bizler olduğunu göz ardı ederek konuşur da ne kadar haksızlık ettiğimizi, özür borcumuz olduğunu fark etmeyiz. Aslında binlerce yıllık tarihiyle, sokaklarıyla, gün batımıyla, denizin üstündeki yakamozlarıyla, adalarıyla, bizleri büyüleyen alımlı baştan çıkarıcı güzelliğiyle teşekkür etmemiz gerekir İstanbul’a… İyi ki varsın İstanbul…

70

However, Istanbul is alone. No matter how its population increases, how many projects are built upon it, from beneath the sea to the underground, no matter how far it is dug up, Istanbul is alone. And, beneath all that beauty and noise, it possesses an innocent sadness. It is as if the sorrows lived in the city have stayed there, as if no one has ever understood it, or it has understood all the bad words ever said to it. It is also one of the cities that people get most angry at. When we get angry at its traffic, its structuring, the Bosphorus becoming polluted, the fact that its air is also polluted, are we in fact not getting angry at Istanbul? We forget the fact that we are the ones who have done all those things we get angry at, and do not realize that we are being unfair and that we owe this city an apology. Indeed, with its thousands of years of history, it streets, its sunset, its sparkle of the sea, its islands, its charming, seductive beauty that holds us under its spell, we should be thanking Istanbul… So glad to have you, Istanbul…


71


KIBRIS MUTFAĞI / CYPRUS CUISINE

Göbekay Tatlısı Malzemeler

Gobekay Dessert

1 kg buğday unu Baklava yufkası 250 gr toz şeker 4 adet yumurta 350 gr katı yağ 200 gr badem 200 gr peksimet tozu Bir çorba kaşığı amonyak tozu 2 kg şeker Su

Hazırlanışı Un, toz şeker, yumuşatılmış katı yağ, 3 adet yumurta ve amonyak tozu çukur ve genişçe bir kap içerisinde ya da masa üstünde ılık su da ilave edilerek kulak memesi kıvamına gelinceye kadar yoğrularak hamur haline getirilir ve fırın tepsisinin içine düzgün bir şekilde yayılır. Ezilmiş badem, peksimet tozu, şeker ve bir miktar yağla hazırlanan ve kayık pasta içi olarak da kullanılan malzeme, hamurun üstüne ince bir tabaka halinde eklenir. Hazırlanan alt tabakanın üstüne 8-10 kat halinde yerleştirilen yufka hamuru her 2-3 tabakada bir eritilmiş katı yağla fırça yardımıyla yağlanır. İstenilen şekilde kesildikten sonra 180 derece ısıda fırına verilir ve yaklaşık yarım saat süreyle kızartılır. İsteğe göre gül damlası yaprağı atılarak ya da çiçek suyu damlatılarak kokulandırılıp tatlandırılan ve 2 kilo şekere 4 bardak su ölçüsünde kıvamını bulana kadar kaynatılan sıcak şerbet, fırından çıkarıldıktan sonra soğutulan tepsinin içine dökülür ve soğutulduktan sonra servis edilir.

Afiyet olsun. 72

Tatlı Tarifi/ Recipe by: Ergül ÇOBANOĞULLARI Uygulama/ Prepared and cooked by: Mustafa BOZ

Ingredients

1 kg wheat flour Baklava phyllo dough 250 gr granulated sugar 4 eggs 350 gr margarine 200 gr almonds 200 gr bread crumbs One spoonful smelling salts 2 kg sugar Water

Recipe The flour, granulated sugar, melted margarine, three eggs and smelling salts are mixed and knead in a deep bowl or on the table by adding water, until the dough is as thick as an earlobe and then it is spread into the baking tray evenly. Ground almonds , bread crumbs, sugar and some butter are mixed and the mixture is spread over the dough as an even thin layer.This mixture is also the stuffing used for the making of another local dessert kayak pasta, which can be translated as Small Boat Pastry. On top of this bottom layer, spread 8 or 10 layers of phyllo dough and after every 2-3 layers, spread some margarine with the help of a brush. Cut into desired shapes and bake for half an hour at 180 degrees. For the syrup, add 4 cups of water into 2 kilos of sugar and if desired, you can add smell and flavor with a few drops of rose or flower extract. Boil the mixture until the sugar melts into the water completely. When the pastry is ready, take it out of the oven and let it cool. Pour the syrup on the cool pastries and serve chilled.

Bon appétit.


0 548 888 00 09

Askın Nur Yengi .

18 EKİM 2013 CUMA SALAMİS HOTEL & CASINO - MAĞUSA / KKTC 0392 378 96 70 - 0533 870 75 42/45

w w w . s a l a m i s c a s i n o . n e t

73


GECE & GÜNDÜZ / DAY & NIGHT

Z A R A F E T İ Y L E H AY R A N B I R A K T I A R A R ’ S E L E G A N C E FA S C I N AT E D

M

erit Park Hotel’de a ç ı k havada konser veren Funda Arar, şarkıları kadar zarafetiyle de kendisini dinlemeye gelenleri hayran bıraktı. Otelin çim alanında özel olarak kurulan sahnede önceki akşam konuklarını ağırlayan Funda Arar, kendisini izlemeye gelenlere keyifli bir gece yaşattı. Konserine sevilen parçalarıyla başlayan Arar, repertuvarında halk müziği, sanat müziği ve arabesk şarkılara da yer verdi. Özellikle “Benim İçin Üzülme”, “Arapsaçı”, “Çöpçüler” ve “Fesuphanallah” isimli parçaları izleyenleriyle hep bir ağızdan seslendirdi. Konser boyunca bir saniye olsun yerinde durmayan güzel şarkıcı, klarnet ve darbuka eşliğinde göbek atarak dans şovuyla da büyük alkış aldı. İzleyicilerden gelen istekleri de kırmayan Arar, Müslüm Gürses ve Cem Karaca’nın parçalarıyla konukları coşturdu. Konser boyunca kendisine danslarıyla eşlik eden konuklarına teşekkür eden Arar, “Alkışlarınız için, danslarınız için, bizi dinlediğiniz için, bu gece için çok teşekkür ederim” diyerek konserini sonlandırdı. 74

F

unda Arar gave a concert in open air at Merit Park Hotel. She was fascinating not only with her performance but with her elegance too.

A stage was installed on the grass area of the hotel especially for this occasion and Funda Arar made her guests’ evening a special one. The singer started her concert with her popular songs but included folk songs, classical Turkish music and extravaganza songs in her repertoire. Some songs, especially “Benim İçin Üzülme” (“Don’t you worry for me”), “Arapsaçı” (“Tangled”), “Çöpçüler” (Scavengers), and “Fesuphanallah” were sang by the whole crowd. The beautiful singer didn’t stop for a moment during her concert and her belly dancing performance accompanied by the clarinet and the darbuka (goblet drum) received a loud round of applause. Funda Arar also sang some of the requests from the audience and stirred the place up with cover songs from Müslüm Gürses and Cem Karaca. The singer thanked her guests, who accompanied her with their dances all throughout the concert. She finished her concert by saying “Thank you very much for the applause, for the dance, for listening to me and for this night”.


Merit Park Hotel & Casino’da Soner Olgun Rüzgarı

M

erit Park Sunset Bar’da muhteşem bir Soner Olgun gecesi daha yaşandı.

Soner Olgun Merit Park’taki konserine ‘’En sevdiğim cümle iyi bayramlar. Çünkü insanlık tarihinde varlığın bulduğu en iyi kavram bayram kavramıdır ve çok şükür bu sadece Türkiye’ye has bir kavram. Dostluktur, barıştır, küslerin barıştığı, büyüklerin sayıldığı, küçüklerin sevildiği diye bir sürü mana yüklemiş büyüklerimiz. Onun için bize her gün bayram olsun, herkes iyi bayramlar desin’’ diyerek devam etti. Soner Olgun’u izlemeye gelenler arasında Suat Suna da vardı. Olgun, Suna’yı sahneye davet etti. Suna, Olgun’a hem kemanı hem de sesiyle eşlik etti.

EGE İLE ROMANTİK BİR GECE

K

ıbrıs’ta Merit Park Hotel’de sahne alan şarkıcı Ege, başarılı orkestrası ve sevilen şarkılarıyla keyifli bir geceye imza attı. Eski dostlarla buluştuğu ve Kıbrıs’ta olduğu için çok mutlu olduğunu belirten Ege, “Bu aralar yeni bir şarkı çıktı” diyerek sevilen parçası “Yaz Aşkım”ı seslendirdi. Yaz konserleri kapsamında Merit Park’ta sahne alan Soner Olgun’a da takılan Ege, “Soner Olgun’a bir alkış. İyi bayramlar” diyerek seyirciyi selamladı.

Soner Olgun exhilarated Merit Park Hotel & Casino

A

nother glorious Soner Olgun event took place at Merit Park Sunset Bar.

Soner Olgun started off his concert at Merit Park by saying “My favourite sentence is “Happy Eid”. Because in the history of mankind, the best concept, which was found is Eid and thank God this concept belongs to Turkey only. It stands for amity and peace; it’s when the resentful ones are reconciled, the elderly is respected and the younger is loved, as our ancestors said so. So let us make everyday a celebration of Eid and let us wish each other happy Eid.” Suat Suna was also among those who came to listen to Soner Olgun. Olgun called Suat Suna on stage and Suna accompanied Olgun both with his violin and voice.

A ROMANTIC EVENING WITH EGE

S

inger Ege, who performs at the Merit Park Hotel in Cyprus, turned the night into a very pleasurable one for his guests with his successful orchestra and popular songs. He expressed his appreciation for meeting up with old friends and being in Cyprus . He announced “A new song came out recently” and then sang his popular song “Yaz Aşkım” (“My Summer Love”). Ege teased Soner Olgun, who performs at the Merit Park within the concept of summer concerts, and said “A round of applause for Soner Olgun”. He greeted the audience wishing them happy Eid and ended his concert.

75


KKTC’DE BİR DÜNYA MARKASI DAHA KANER ŞİRKETLER GRUBU, DOMİNO’S PIZZA’YI AÇARAK İKİNCİ KEZ GLOBAL BİR FRANCHİSE MARKASINI DAHA ÜLKEYE KAZANDIRMIŞ OLDU

ANOTHER WORLD BRAND IN THE TRNC KANER GROUP OF COMPANIES OPENED DOMINO’S PIZZA AND BROUGHT A SECOND GLOBAL FRANCHISE BRAND TO THE COUNTRY

K

aner Şirketler Grubu, ikinci kez uluslararası bir franchise markasını Kuzey Kıbrıs’a taşıdı. 2007 yılında Gloria Jean’s Coffees ile aştığı izolasyonlara bir yenisini daha ekleyerek dünyanın önde gelen markalarından Domino’s Pizza’yı açtı. Lefkoşa’da Osman Paşa Caddesi, Köşklüçiftlik’te hizmet vermeye başlayan Domino’s Pizza, özel soslarla hazırlanan eşsiz pizzalarını müşterilerine sunuyor.

K

aner Group of Companies brought an international franchise brand to North Cyprus for the second time. They once again overcame the political isolations, like they did back in 2007 when they opened Gloria Jean’s Coffees, and opened Domino’s Pizza, which is another global leading brand. Domino’s Pizza is located on Osman Pasha Avenue in Koskluciftlik offering their delicious pizzas with various special sauces and flavors to their customers.

Domino’s Pizza Kuzey Kıbrıs mağazasının açılışı ile ilgili bir basın lansmanı düzenlendi. Kaner Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Güliz Kaner, Domino’s Pizza Uluslararası İş Danışmanı Jules Phillips, Operasyon Müdürü Eda Akdeniz’in konuşmalarının yer aldığı tanıtım sırasında bir konuşma yapan Güliz Kaner,“Bildiğiniz gibi ilk olarak 2007 yılından itibaren Gloria Jean’s Coffees ile halkımızı buluşturduk. Şimdi ise dünyanın önde gelen bir başka markası Domino’s Pizza’yı halkımıza sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kaner Şirketler Grubu, faaliyetlerini sürdürdüğü her alanda en iyisini yapmaya, standartları yükseltmeye çalışmaktadır. İş ortaklığı yapmış olduğumuz markalar vasıtasıyla global know-how’ı ülkemize taşıyor olmaktan da ayrıca gurur duyuyoruz” dedi.

A press launching was held for the opening of Domino’s Pizza, North Cyprus. Member of the Board of Companies of Kaner Group of Companies Güliz Kaner, Domino’s Pizza International Business Consultant Jules Phillips and Operations Manager Eda Akdeniz all made speeches at the launching. Güliz Kaner said in her speech “As you all know, firstly we brought Gloria Jean’s Coffees in 2007 to our people. Nowadays, we are proud to be opening Domino’s Pizza, another leading brand of the world. Kaner Group of Companies aims to do the best possible in every field we are operating and to rise up the bars. Additionally, we are very proud to introduce the global knowhows to our country with the brands we are working together with.”

Kaner Şirketler Grubu tarafından Domino’s Pizza’nın açılışı dolayısıyla düzenlenen basın lansmanında, Domino’s Pizza dünyasına ilişkin bilgiler de paylaşıldı. 1960 yılında Amerika’nın Michigan eyaletinde Thomas Monaghan tarafından kurulan, 1983 yılına kadar Amerika’da hizmet veren şirket, sonrasında Kanada ve İngiltere’de şube açtı. 1997 yılına gelindiği zaman 1500 uluslararası noktada, şubeye sahip olan Domino’s Pizza, 2004 yılında halka açıldı ve New York Borsası’nda hisseleri işlem görmeye başladı. Bugün 70 ülkede 10.000’den fazla

At the press launching organized for the opening of Domino’s Pizza by Kaner Group of Companies, some information regarding the world of Domino’s Pizza was given. Domino’s Pizza was founded by Thomas Monaghan in Michigan, United States, in 1960. Until the year 1983, it only served in America, and then opened branches in Canada and England as well. By 1997, Domino’s Pizza had 1500 branches at various international spots. In the year 2004 they went public and their shares were part of NewYork stock exchange transactions. Today, Domino’s

76


şube ile hizmet vermekte olan Domino’s Pizza, “Dünyanın En Büyük, Evlere Servis Pizza Zinciri” olmanın gururunu yaşıyor.

Pizza has more than 10.000 branches in 70 countries and it proudly bears the title “The World’s Biggest Delivery Chain”.

Domino’s Pizza kısa sürede daha fazla yerde hizmet verecek

Domino’s Pizza will soon be serving at other points as well

“Domino’s Pizza olarak işimizin temelinde lezzetli pizzalar yapmak var. Bir yandan Domino’s Pizza kalitesinde ve lezzetindeki pizzaları müşterilerimizin beğenisine sunarken, bir yandan da kampanyalarımızla keyif katacağız.” diyen Güliz Kaner, kısa süre içerisinde Domino’s Pizza’yı daha fazla noktada halkımıza sunma arzusunda olduklarını, konumlar ve planlanan şube sayıları ile ilgili çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

“At Domino’s Pizza, our core aim is to make delicious pizzas. On the one hand, we will be presenting quality and delicious pizzas to our customers’ tastes and on the other hand, we will be adding joy to promised pleasures with our campaigns” said Güliz Kaner and added that they plan to open Domino’s Pizza at various spots and that the locations and the number of branches are still work under progress.

Haftanın her günü, saat 11:00’den 23:00’e kadar hizmet sunan Domino’s Pizza şubesinde, ev ve iş yerlerine servis hizmeti dışında, yerinde hizmet için de 50 kişilik bir kapasite bulunuyor. Soğuk hava depoları, hamur üretim yeri, sebze kesimi gibi bölümlere sahip olan üretimhane ise 4 şubeye hizmet edebilecek şekilde dizayn edilmiş.

Domino’s Pizza is open every day of the week between 11 am and 11 pm. There is delivery to houses and offices and the venue has a capacity of up to 50 persons, where you can eat and enjoy your pizza. The production facility, which is composed of cold storage rooms, dough production and vegetable cutting departments, is designed to serve four branches.

Jules Phillips: “Kuzey Kıbrıs şubesi kısa sürede büyük bir başarı göstererek global standartlara ulaştı”

Jules Phillips: “The North Cyprus branch showed a great success in a short time and reached global standards”

Kuzey Kıbrıs şubesinin global standartlara erişmesinde önemli katkıları bulunan Domino’s Pizza Uluslararası İş Danışmanı Jules Phillips de düzenlenen basın lansmanında yer aldı. 15 yılı Domino’s Pizza’da olmak üzere 25 yıllık pizza endüstrisi tecrübesine sahip olan Jules Phillips, basın mensuplarına Domino’s Pizza dünyasına ilişkin olarak bilgiler verdi. Domino’s Pizza Kuzey Kıbrıs şubesinin açılış sürecine destek vermek üzere görevlendirilen Phillips, çalışanlara eğitimler de verdi. Toplantıda yaptığı konuşmada Domino’s Pizza’nın yüksek standartlara sahip olduğunun altını çizen Phillips, Kuzey Kıbrıs şubesinin de kısa sürede büyük bir başarı göstererek global standartlara ulaştığının müjdesini verdi.

Domino’s Pizza International Business Consultant Jules Phillips, who has significantly contributed to the North Cyprus branch and helped it reach global standards, was also present at the press launching event. Jules Phillips has been in the pizza industry for 25 years, 15 of which is with Domino’s. He gave the press members some information on the world of Domino’s Pizza. Jules Phillips has been appointed to support the opening process of Domino’s Pizza North Cyprus branch and he also trained the employees. He emphasized during his speech at the opening the fact that Domino’s Pizza has very high standards and that the North Cyprus branch showed a great success and reached these global standards in a short time. 77


GECE & GÜNDÜZ / DAY & NIGHT

MERİT PARK OTEL’DE ULUSLARARASI TAVLA ŞAMPİYONASI INTERNATIONAL BACKGAMMON CHAMPIONSHIP AT MERIT PARK HOTEL

1

. Merit Açık Uluslararası Tavla Şampiyonası ile 1. Merit Danışman Çiftler Şampiyonası, Girne’deki Merit Park Otel’de 30 Ekim-3 Kasım tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Kuzey Kıbrıs’ta dünyanın bu alandaki en iyilerinin de katılımlarıyla çok önemli bir uluslararası aktiviteye ev sahipliği yapacak olan Merit Park Otel, 1. Merit Açık Uluslararası Tavla Şampiyonası’nı Dünya Tavla Federasyonu (WBF) yöneticilerinin organizasyonu ve İstanbul merkezli Elit Tavla Spor Kulübü Derneği’nin teknik desteğinde düzenliyor. Kazılardan elde edilen bulgulara göre ataları M.Ö. 2000 yılına kadar bir geçmişe sahip olan, Perslerce icat edildiği bilinen ve geleneksel tavla olarak tüm dünyaya yayılarak en sevilen oyunlardan biri haline gelen tavla oyunu, dost buluşmalarının ve kahvehane keyfinin vazgeçilmez eğlenceleri arasındaki yerini halen korumaya devam ediyor. Geleneksel tavla olarak bilinen, 15’er pul ve 2 zarla oynanan bildiğimiz tavladan farklı olarak, bu şampiyonada kuralları 1960’larda yazılan ve bugün dünyanın birçok noktasında profesyonel bir spor faaliyeti olarak değerlendirilen Modern Tavla oynanacak. Merit Park Otel’in 15.000 Euro ödül katkısında bulunacağı ve katılım paylarının da ilavesiyle büyük bir ödül havuzu oluşması beklenen organizasyonda, bu katkı miktarı, Master Ana Kademe Şampiyonu, Master Ana Kademe Finalisti, Master Teselli Kademesi Şampiyonu, Master Son Şans Kademesi Şampiyonu ve Danışman Çiftler Şampiyon Ekibi’ne çeşitli oranlarda dağıtılacak. Katılımcıların Masters (13 puan), Intermediates (7/9 puan), Danışman Çiftler (7/9 puan), Jackpot (1 puan) ve Bayanlar Turnuvası (5/7 puan) aktivitelerinde mücadele edeceği turnuva alanında tüm faaliyet boyunca ücretsiz içecekler ikram edilecek. 1 Kasım Cuma akşamı ‘Hoş Geldiniz Kokteyli’ ile birlikte Pazar gecesi Merit Yemekli Ödül Töreni’nin düzenleneceği şampiyona öncesinde Merit Park Otel’de görüştüğümüz organizatör WBF Türkiye Temsilcisi Arda Fındıkoğlu’ndan, Passatempo okurları için organizasyona ve modern tavlaya ilişkin bilgiler aldık. Merit Park Otel’de düzenlenecek olan uluslararası şampiyonanın kapsamı nedir? Merit Park’ın bu turnuvayı düzenlerken hedeflediği, dünyanın en iyi oyuncularının katılacağı, dünya standardında bir organizasyona imza atmaktı. Bu işi hakkıyla yerine getirebilecek kurum olarak

78

1

st Merit Open International Backgammon Championship and 1st Merit Doubles Consultation Championship are taking place at Merit Park Hotel in Kyrenia between October 30th and November 1st. Merit Park Hotel will be hosting a very important international activity in North Cyprus, where the bests of the activity will also take part. The 1st Merit Open International Backgammon Championship is organized by the directors of World Backgammon Federation and the technical support is provided by Elite Club Backgammon Association located in Istanbul. According to the findings obtained from excavations, backgammon was invented by Persians and their ancestors have a history with backgammon all the way back to 2000 BC. Since then, it spread throughout the world as traditional backgammon and became one of the most popular games of the globe. It still maintains its place among the amusing activities of friendly gatherings and coffee shop traditions. In this championship, instead of traditional backgammon, played with 15 pieces for each player and 2 dices, Modern Backgammon, whose rules were written in 1960s and is considered in many places in the world to be a professional sports activity, will be played. In this organization, where Merit Park Hotel is contributing a prize of 15,000 Euros, it is expected that the prize pool will be quite rich, with the addition of participant fees as well. The prize will be divided in certain ratios among Master Main Event Champion, Master Main Event Finalist, Master Consolation Event Champion, Master Last Chance Event Champion and the Champion Team of Doubles Consultation Event. Participants will compete in Masters (13 points), Intermediates (7/9 points), Doubles Consultation (7/9 points), Jackpot (1 point) and Ladies Tournament (5/7 points) activities and throughout the event, drinks will be offered free of charge at the tournament venue. On November 1st, Friday, a ‘Welcoming Cocktail’ will be held and on Sunday night the Award Ceremony Dinner will take place. Before this championship, we had an interview with the organizer Arda Fındıkoğlu, WBF Turkey Representative at Merit Park Hotel and he gave Passatempo readers information about the organization and modern backgammon. What is the context of the international championship that will be held here at Merit Park Hotel? Merit Park wanted to host a global organization at international standards where the best players of the world would participate. As they considered us to be the institution that could rightfully achieve this task, they got in touch with me, as theWBFTurkey Representative. We were very impressed to see from the first meeting that they were


bizleri gördükleri için bu anlamda WBF Türkiye temsilcisi olarak şahsımla temasa geçtiler. Merit yetkilileriyle yapmış olduğumuz daha ilk görüşmede kendilerinin konuya belki bizlerden fazla önem verdiklerini görmek bizi etkiledi ve büyük zevkle el sıkışarak çalışmalarımıza başladık. İki kurum arasında bugün çok yüksek bir sinerji var. Tavla severleri çok iyi ağırlanacakları ve tavlaya ve ödüle doyacakları bir hafta sonu bekliyor diyebilirim. İlk iki gün ödüllü yan oyunlarla ve kayıtlarla ısınma turları olarak geçecek. 31 Ekim Perşembe akşamı Danışman Çiftler aktivitesi başlayacak. Esas şampiyona ise 1 Kasım Cuma akşamı 21.00’de başlayacak. WBF, yıl boyunca gerçekleştirdiği turnuvaların birleştirildiği Altın Tur’a, bu organizasyonla birlikte 1. Merit Açık Uluslararası Tavla Şampiyonası’nı da dahil ediyor. Bu organizasyonla, profesyonel ilişki ağı içinde uluslararası tavla camiasına hitap ediliyor ve daha şimdiden yurt dışından büyük ilgi var. Profesyonel ilişkiler çerçevesinde nasıl bir katılım hedefliyorsunuz? Dışarıda profesyonel bir tavla camiası var ve ne gibi bir katılım olduğunu şimdiden kestirememekle birlikte, mesafenin yakınlığı ve ulaşım kolaylıklarından dolayı Türkiye’deki tavla camiasından ilgi göreceğimizi düşünüyorum. Buna rağmen yurt dışından da beklediğimizin çok üstünde bir ilgi gördüğümüzü söyleyebilirim. Sonuçta Kuzey Kıbrıs tartışmasız hizmet kalitesiyle de onlar için artık ulaşımı rahat bir noktada yer alıyor. Uzakdoğu dışında takip ettiğim dünyanın büyük turnuvaları, oyuncular maddi sıkıntı yaşamasın diye Merit Park’ın yarattığı olanakları sunan tesislerde olmuyor. Merit Park’ın hem hizmet açısından, hem fiyatlandırma açısından sunduğu olanaklar sayesinde maddi sıkıntı da yaratmayacak bir ortam hazırlanıyor. Katılanların her şekilde keyif alıp memnun kalacakları, üstüne tavla da oynayarak manevi tatmin açısında mutlu olacakları bir ortamı yaşayacaklarını söyleyebilirim. Şu ana kadar en az 10 ülkeden kayıt yapıldığını biliyoruz ve bu sayının 20’ye yaklaşacağını düşünüyoruz. Dünya çapında başarıları olan isimler de bekliyor musunuz? Beklemekten öte kayıt yaptıranlar olduğunu söyleyebilirim. Dünyada geçimlerini bu işle sağlayan yaklaşık 200 kişi var. Bunlar modern tavla sporunun profesyonelleri olarak bilinmektedir. Biz modern tavlanın bir spor olduğunu ve bu şekilde kabul edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunu destekleyen elimizdeki en büyük verilerden biri de Dünya Zekâ Olimpiyatları’nda oynanan bir oyun olmasıdır. Bunun dışında Danimarka’daki bir üniversitenin yüksek lisans programında tavla seçmeli bir ders olarak yer almaktadır.

even more enthusiastic about this than us and gladly we agreed and started working. Today, there is a high level of synergy between the two institutions. I can say that backgammon lovers can expect a weekend during which they will receive red carpet treatment, filled with backgammon matches and prizes. On the first two days, there will be awarded Side Actions, warming rounds and registrations. On Thursday night, 31st of October, the Doubles Consultation activity will start. The main championship will start at 9 pm on Friday night, November the 1st. With this organization, WBF is including 1st Merit Open International Backgammon Championship to the Golden Round, where the tournaments throughout the year are combined. With this organization, international backgammon community is addressed within a professional network and many people are interested from other countries. What is the rate of participation you are expecting within the framework of professional relationships? There is a professional backgammon community out there and although it is not possible to estimate the rate of participation, I believe that we will see many of the members of this community in Turkey, as the location and transportation facilities are convenient. But I can say that the interest by other countries is also higher than we expected. In the end, North Cyprus is an easily accessible location for them, too, and it offers an indisputable quality of service. Except for the Far East, the tournaments organized throughout the world generally do not take place at facilities that offer what Merit Park is offering, because of financial issues. The facilities Merit Park is offering commit good services as well as affordable prices. The participants will most definitely enjoy their stay, and on top of that, they will indulge themselves playing backgammon, too. We know that at the moment, there are people who enrolled from at least 10 countries and we think that this number will reach 20. Do you expect anybody who has a worldwide name? Well, actually I can say that I know some who already enrolled. There are around 200 people that make their living with this. They are known as the professionals of backgammon as a sports activity. We consider modern backgammon to be a field of sports and we want it to be accepted that way. One of the most important reasons we think this way is the fact that it is a game played within World Mind Olympics. Also, backgammon is offered as an optional course within the graduate program of a university in Denmark.

79


C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

80


81


GURME / GOURMET

Fora Restorant

OLAĞANÜSTÜ MANZARALAR, MÜKEMMEL ÇALIŞANLAR, HARİKA BIR AMBİYANS VE MUHTEŞEM YEMEKLER

SPECTACULAR VIEWS, SUPERB STAFF, AMAZING AMBIANCE AND GREAT FOOD

82


Ahmet Esenyel

Y

A

new month, a slight change in season and a new eni bir ay, mevsimde hafif bir değişiklik, ve çok journey on a beautiful Friday evening to one of güzel bir Cuma akşamında, arabayla Girne’den North Cyprus’ most prestigious hotels, Merit sadece 10 dakikalık mesafede, Karaoğlanoğlu Park-Fora Fish Restaurant which is situated on sahilinde yer alan Kuzey Kıbrıs’ın en prestijli the seafront in Karaoglanoglu only ten minute otellerinden Merit Park’taki Fora Balık drive from the city of Kyrenia. Restoranı’na yeni bir yolculuk. Merit Group of Hotels has been growing rapidly all around Merit Group Otelleri Kuzey Kıbrıs’ta hızla büyüdü ve kısa North Cyprus and became the biggest hotel chain within bir süre zarfında en büyük oteller zinciri olmayı başardı. a short period of time. This growth certainly created huge Bu büyüme şüphesiz çok büyük iş imkânları doğurdu ve employment and became an important tourism asset for Merit Otelleri zamanla binlerce misafire ev sahipliği yapan the island accommodating thousands of guests throughout önemli bir turizm varlığı haline dönüştü. the years. Birkaç ay önce açılan Fora Balık Restoranı, Merit Park Otellerine bağlı bir kuruluş. Restoranın konumu harika. Varış yerine doğru, eski batı Girne yolundan ilerlerken, güneş tam batmak üzere. Hava açık ve ılıman. Otellerin iyi hizmet sunabilmesi bakımından son derece önemli olan geniş otoparklar, otelin aktivitelerine katılmak ve tesislerini kullanmak isteyen müşteriler açısından çok büyük bir avantaj sağlıyor.

Fora Fish Restaurant is a subsidiary establishment of Merit Park Hotel which has been opened only couple of months ago in a prime location. Driving through the old west Kyrenia road towards the destination, the sun was just about to go down and the weather was perfectly clear and mild. The spacious parking area of the hotels which is becoming a very important issue obviously is a great advantage for the customers in using the amenities and the facilities.

Fora Balık Restoranı deniz, dağlar, gökyüzü ve gün batımından oluşan en büyüleyici manzaralardan birine sahip. Güneş sessizce batarken, leziz yemeklerinizin tadını çıkarıp içkinizi yudumlarken, batı sahilinin ve Girne Dağlarının tepelerindeki rengarenk ışıklarını keyifle seyredeceksiniz.

Fora Fish Restaurant overlooks to one of the most fascinating views of the sea, mountains, sky and sunset. As sun dies down in silence, while you enjoy tasty dishes and sipping your spirit, you will be amazed watching the colourful lights all through the west coast and amongst the hills of Kyrenia Mountains.

Bu sıcak, butik, gurme ve çok iyi dekore edilmiş, 4550 kişi kapasiteli mekân, tüm hayatını yeme içme sektörüne adayan Volkan Torun tarafından idare edilen çok profesyonel bir ekibe sahip. Karşılama, gülümseyen yüzler, samimi ve nazik tutumlar ve profesyonel dekorasyon, başarılı bir bütün arz ediyor. Temiz, siyah ve beyaz üniforma giymiş, çok çalışkan, hoş, nazik ve iyi

The cozy, boutique, gourmet and wonderfully decorated establishment with a forty five to fifty people capacity has a very professional team managed by Mr Volkan Torun who spent his entire life in catering industry. The hospitality, the smiling faces, the sincere and kind attitudes and the professional set up are successfully and effectively managed and controlled. The staff is dressed in clean black and white 83


eğitimli personel gecemizi daha da özel kılıyor. Merdivenlerden aşağıya doğru yürürken, güzelce aydınlatılmış taş duvarları, yan ve yukarı kısımları süsleyen balık ağlarını ve müşterilerin yerlerine geçmeden önce seçim yapmaları için buzun üzerine serilmiş çeşit çeşit balıkların olduğu açık, soğuk buzdolabını fark edeceksiniz. Normalde doğru değerlendirmeler yapabilmek ve adil olabilmek için bir mekânı birden fazla kez ziyaret etmeyi tercih ediyorum. Bu olağanüstü mekânda arkadaşlarımın bana katılmasını beklerken, ambiyans, dekor, müzik ve genel olarak ortam hakkında notlar almaya başlıyorum. Fora Balık Restoranı’ndaki sessizlik, gün batımı ve mekâna özel manzara beni gerçekten büyülüyor. Burasının güzel yemek yemeyi seven sevgililer, iş insanları ve aileler için iyi bir yer olduğunu düşünüyorum. Restoranın bir tarafında, rahat bej yastıkların olduğu balık şeklindeki ahşap sandalyeler ve içleri deniz kabukları ve marin süslerle doldurulmuş, üstü camla kaplı, ahşap kare masalar var. Diğer tarafında ise, yarım ay şeklinde, 6-8 kişilik, konforlu yastıkları olan deri koltuklar ve mekâna etkileyici bir ambiyans veren gece mavisi led ışıkların etrafını sardığı kocaman, balık şeklinde, üstü camla kaplı, ahşap masalar var. Fora Balık Restoranı büyük olmamasına rağmen dikkat çeken birçok detaya sahip, ki bu benim gözümde büyük bir avantaj. Mevsim çiçekleri, masalar arasında duran taze ekilmiş fesleğen, balık şeklindeki mavi lambalar, pergolalar, güzelce aydınlatılmış suyu görebilmeyi sağlayan cam tırabzanlar, suyun coşkusu, parlayan yıldızlar ve ay… Bu ayrıntılar bir araya gelince çok romantik ve büyüleyici bir ortam yaratıyorlar. Hiç de kafa karıştırıcı olmayan, basit ama şık ve zengin bir menü profesyonelce hazırlatılıp tasarlanmış. Müşterilerin seçim yapabilmeleri için yeterince opsiyon var. Menü aşağıdakileri içeriyor: Başlangıçlar ve Salatalar: kavun ve peynir tabağı, deniz börülcesi, midye dolması, lakerda, uskumru, füme somon, susam yağı ile hazırlanmış közlenmiş biber ve daha fazlası. Fiyatlar 10 ila 15 TL arasında değişiyor.

84

uniforms and they are very hardworking, pleasant, kind and well-trained, making our evening even more special. As you walk down the steps, you will realize the beautifully lit stone walls, fish nets along the sides and above, and the cold open fridge with various fresh fish topped with ice for the customers to choose before seated. I mostly visit each destination more than once before writing in order to be fairer and express the right criticisms. While awaiting my companions to join me at this amazing establishment, I started taking notes of the ambiance, décor, music and generally the whole set up. The quietness, the sunset and the distinctive views really surprised me at Fora Fish Restaurant and it is a place for lovers, business people and families who love and desire a true dining experience. On one side of the restaurant, the fish shaped wooden chairs with comfortable beige cushions and the square wooden glass-topped tables are filled with sea shells and marine decorations. On the other side of the setup, you will be dining on the half-moon six to eight people seated leather settees and cushions to comfort your back with huge fish shaped glass-topped tables where parliament blue led lights surround all around the tables and give an impressive ambiance to the restaurant. Although Fora Fish Restaurant is not a big establishment, there is still a lot of details to talk about which I believe is a huge advantage. The seasonal flowers, freshly planted basil in between the tables, the fish shaped blue lamps, the wooden pergola above, glass bannisters to see through the amazingly lit water, the gushing of the water, the star lights and the moon… All very romantic, fascinating and adorable. A simple but chic and rich menu is professionally prepared and designed and not confusing at all. It gives customers enough options to choose from. The menu basically consists of: Starters and Salads with cheese plate and melon, sea glasswort, stuffed mussels, pickled bonito, mackerel, smoked salmon, embers pepper with sesame oil and more. The prices vary from 10-15TL.


Sıcak Başlangıçlar: karides böreği, güveçte tereyağlı ahtapot ve mantar, yengeç tava, kalamar tava ve tereyağında sarımsaklı, güveçte karides. Fiyatlar 12 ila 15 TL arasında değişiyor. Ana Yemekler: badem, brokoli, tereyağı ve patates ile servis edilen çipura; ızgara sebze üzerine somon menuer; jülyen sebzelerle servis edilen tereyağında ızgara levrek; fırında soğan ve patates ile servis edilen şiş kılıç balığı; sotelenmiş brokoli ve kurutulmuş domates ile servis edilen kalkan tava; sebze ve sarımsak sosu ile servis edilen ızgara ıstakoz; ve günlük balık seçimleri. Fiyatlar 35 ila 100 TL arasında değişiyor. Tatlılar: Vişne soslu kazandibi, fırında limonlu susam helvası, dondurmalı meyve salatası ve susam yağı ile hazırlanan cevizli kabak tatlısı. Fiyatlar 10 ila 12 TL arasında değişiyor. Set Menü size genellikle soğuk ve sıcak mezelerden bazılarını, bir ana yemek, bir de tatlı seçimi sunuyor. Set menü, içecekler hariç, kişi başı 50 TL tutuyor. Oldukça doyurucu bir menü. Harikulade ambiyansı göz önünde bulunduracak olursak, bu, fiyatı uygun, geniş kapsamlı set menüyü kesinlikle tavsiye ederim. Set menü, başlangıç olarak, kavun ve peynir tabağı, deniz börülcesi, Ege otları ve yeşillikler, çeşitli zeytinler, limon ve susam yağlı tahin, humus, midye dolma, zeytinyağında ahtapot, lakerda, uskumru, susam yağında közde biber ve haydari içeriyor. Sıcak başlangıçlar arasında, karides böreği, kalamar tava ve güveçte tereyağlı karides var. Ana yemek seçeneklerinde ise, badem, brokoli, tereyağı ve patates ile servis edilen çipura ve jülyen sebzelerle servis edilen tereyağında ızgara levrek sunuluyor. Son olarak tatlılardan vişne soslu kazandibi veya fırında limonlu susam helvasını tercih edebilirsiniz. Yüzyıllardır, deniz mahsulleri, balık veya balık mezesinin yanında beyaz veya roze şarap ya da rakının içilegelmiştir; peynir veya kırmızı et ile kırmızı şarabın içilmesi gibi... Fora Balık Restoranı, 7-15 TL arasında değişen meşrubat, 10-15 TL arasında değişen bira, 60-90 TL arasında değişen rakı 45-

Hot Appetizers with pastry stuffed with shrimps, octopus stew with mushrooms and butter, fried crab, fried calamari and shrimp casserole with garlic and butter. The prices vary from 12-15TL. Main Courses with grilled sea bream with almonds, broccoli, butter and potato, salmon menuer over grilled vegetables, grilled sea bass on butter with sautéed julienne vegetables, swordfish skewers with roasted potatoes and onions, fried turbot with sautéed broccoli and dried tomato, grilled lobster with garlic sauce and vegetables and daily fresh fish. The prices change from 35TL-100TL. Desserts include kazandibi with cherry sauce, sesame halvah baked with lemon, fruit salad with ice cream and pumpkin dessert with sesame oil and walnuts. The prices vary from 10TL-12TL. The Set Meal usually gives you an opportunity to have a set of cold and hot mezes, a choice of main course and a dessert. The set menu costs 50TL per person, excluding drinks. It is a very filling, huge meal to choose. I would highly recommend this wide range of fixed menu which is reasonably priced, given this marvelous ambiance. The Set Meal has starters and salads of cheese plate and melon, sea glasswort, Aegean and green herbs, assorted olives, Tahini-sesame oil and lemon juice, humus, stuffed mussels, octopus in olive oil, pickled bonito (lakerda), mackerel, embers pepper with sesame oil and haydari. The hot appetizers are pastry stuffed with prawns, fried calamari and prawn casserole with butter. The main course options are grilled sea bream with almonds, broccoli, butter and potato and grilled seabass on butter with sautéed julienne vegetables. Lastly, the dessert selections are kazandibi with cherry sauce or sesame halvah baked with lemon. It has been a tradition for centuries to drink white, rose wine or rakı (aniseed drink) with seafood, fish or fish meze and red wine with cheese or red meat grills. The Fora Fish Restaurant 85


250 TL arasında değişen Türk, Fransız, İtalyan, Güney Afrika, Avustralya, Arjantin, Şili ve Amerika şarapları, 70-1100 TL arasında değişen köpüklü şarap ve şampanya, ve 45-120 TL arasında değişen roze ve blush şarapların olduğu geniş bir yelpazeye sahip bir içecek menüsü sunuyor. Bize rakı, roze şarap ve su ile birlikte ev yapımı ekmek ile tereyağının ardından mezeler sunuluyor. Mezelerden zeytinyağı ve sirkede ahtapot, zeytinyağlı enginar, humus, cacık, tahin, beyaz peynir ve kavun, lakerda, saşimi, közde biber ile tahin, deniz börülcesi ve dolma ikram ediliyor. Ardından Kumgrida, jumbo karides ve mevsim salatası servis ediliyor. Soğuk ve sıcak mezeler ve ana yemekler taze, leziz ve dengeli. Dokuları oldukça körpe, sulu... Sunum, mükemmel. İlgimi her şeyden çok benzersiz çeşitli lezzetler çekiyor. Bu lezzetleri genellikle Şef’in imzası adı altında topluyorum. Fora Balık Restoranında tadabileceğiniz, “Şef’in imzası” niteliğindeki lezzetlerden bazıları şunlar: Şef’in imzası

offers a wide range of drinks menu including soft drinks from 7-15TL, beers from 10-15TL, rakı from 60-90TL, wines from 45-250TL with Turkish, French, Italian, South African, Australian, Argentinian, Chilean and American alternatives, champagnes and sparkling wines from 70-1100TL, rose and blush wines from 45-120TL. We have been served a bottle of raki, a rose wine and water with homemade bread and butter on our side plates followed by meze. The mezes were octopus in olive oil and vinegar, artichoke hearts, humus, cacik, tahini, white cheese and melon, lakerda sashimi, embers pepper with tahini, sea glasswort and stuffed wine leaves. We have been served Kumgrida (family of a grouper), jumbo prawn and seasonal salad. The cold and hot mezes and the main course were fresh, tasty and well-balanced. Texture was just tender, succulent and wonderfully presented. The unique and various tastes always interest me more than anything else. I usually name them the signature dishes and here are some of them at the Fora Fish Restaurant.

Ahtapot Carpaccio; ıstakoz kuyruğu, ahtapot ve mürekkep Signature Dishes: balığının balzamik sostaki aristokratik birlikteliği. Deniz ürünlerinin baharatlarla olan kombinasyonu muazzam. Octopus Carpaccio; fine dining presentation of lobster tail, octopus and squid served with balsamic sauce. The Füme Somon; uzun, beyaz, gemi şeklindeki porselen bir combination of seafood and balance of spices is heavenly. tabakta sunulan, yeşillikler, kapari tohumları ve kırmızı soğanların eşlik ettiği bir başka aristokratik sunum; harika bir Smoked Salmon; another fine dining presentation served in tat. a long white boat-shaped porcelain plate with greens, caper seeds and red onions; had an amazing taste. Deniz Mahsulleri Risotto; hellimle doldurulmuş kalamar ile birlikte servis edilen muhteşem bir doku, tat ve sunum. Seafood Risotto; magnificent texture, taste and Hayatımda yediğim en güzel risottolardan biri. presentation which is served with hellim-stuffed calamari on the side. One of the best risottos I have ever had. 86


Vişne Soslu Kazandibi; son derece hafif, harikulade, sütlü bir tatlı. Vişne sosu ise tam anlamıyla fevkalade. İnanılmaz bir kreasyon. Her öğün arasındaki bekleme zamanı iyi planlanıyor; ne çok erken, ne de çok geç. Yemeğe geleneksel fasıl müziği eşlik ediyor. Herkes şarkı isteyebilir ve hep birlikte şarkı söylenebilir. Normalde grup üyelerinden biri masaya gelip, kibarca müşterilere bir istekleri olup olmadığını sorar ve, bir isteğiniz var ise, vereceğiniz bahşiş çok makbule geçer. Her gittiğim mekânda tuvaletleri kontrol ederim; restoranın temizliğini/hijyenini tespit etmek açısından göz gezdiririm. Aynı zamanda, park alanını, iç ve dış mekân uyumunu, kullanılan objeleri, resimleri, aksesuarları ve yenilikleri de değerlendirmelerimde göz önünde bulundururum, çünkü bu deneyim sadece iyi bir yemek ve iyi bir şaraptan ibaret değil. Mekân bir bütün olarak değerlendirilmeli. Kalifiye ve deneyimli şeflerle birlikte, genel müdür Volkan Torun Bey ve çalışkan ve nazik personeli gecemizi çok özel kıldılar. Bize sunmuş oldukları unutulmaz deneyimi takdir ediyoruz. Merit Park Otel, hem yerlilere hem de yabancılara eşsiz bir hizmet sundukları için kendileriyle gurur duymalılar.

Kazandibi with Cherry Sauce; very light, amazing milky dessert and cherry sauce is just an amazing match. Incredible creation. The waiting period in every course was well-planned, not too early, not too late. During the dining experience, you could hear traditional fasıl music. Everyone may request a song and sing altogether. One of the band members usually approaches to the table and kindly asks the customers if they have any requests and, if so, some tips (bahşiş) given to them is highly appreciated. I always check the bathrooms, look around to see the cleanliness/hygiene of any restaurant. I also consider parking area, indoor and outdoor ambiance, objects, pictures, accessories and new innovations during every review, because this experience is not just about having served good food and wine but needs to be judged as a whole. The qualified and experienced chefs together with the manager Mr Torun and his hardworking and kind staff made our evening very special. We appreciate their offering us such an unforgettable experience. Merit Park Hotel should be very proud for creating and offering something unique for both locals and foreign visitors. 87


Sizlere bir fikir vermesi amacıyla, değerlendirmeler bir ila dört yıldız arasında yapılır:

Just to give you an overall idea, ratings vary from one star to four stars:

• Bir yıldız (kötü); ortalamanın altında restoran • İki yıldız (orta); sadece iyi, tekrar ziyaret etmek için acele etmeyin • Üç yıldız (çok iyi); üstün, akılda kalıcı • Dört yıldız (olağanüstü); mükemmel, eşsiz deneyim

• One star (poor); below average restaurant. • Two star (fair); just ok, a place not worth rushing back. • Three star (excellent); superior, memorable. • Four star (extraordinary); transcendent, one of its kind.

Eleştirmenler olarak biz Fora Balık Restoranını dört yıldız olarak değerlendiriyoruz. Temizlik, yemeklerin tadı, hizmet standartları ve genel olarak bütün konsept olağanüstü ve eşsizdi. Tebrik ederim. Merit Park Oteli ailesine ve Fora Balık Restoranı’na önümüzdeki yıllarda başarılar diliyor, bu harika yemek deneyimini herkese tavsiye ediyorum.

As reviewers, we considered Fora Fish Restaurant as a four star restaurant. The cleanliness in general, the taste of the food, the standards of service and certainly the total concept are extraordinary and unique. Congratulations. I wish the family of Merit Park Hotel, Fora Fish Restaurant, more success for many more years. I would highly recommend this beautiful culinary experience to everyone.

Fora Balık Restoranı’nda rezervasyon için iletişim detayları: To book a table at Fora Fish Restaurant, the contact details are as follows: Adres: Kervansaray Mevkii Karaoğlanoğlu, Girne / K.K.T.C Tel: +90 392 650 25 00 Email: guestrelations.mp@merithotels.com

88

Address:Kervansaray Mevkii Karaoğlanoğlu,Kyrenia / T.R.N.C Tel: +90 392 650 25 00 Email: guestrelations.mp@merithotels.com


GURME / GOURMET EXTRA

Fora Restorant

Adres: Kervansaray Mevkii Karaoğlanoğlu, Girne / K.K.T.C Tel: +90 392 650 25 00 Email: guestrelations.mp@merithotels.com 89


Latife Hanım Meyhanesi - Latife Hanım Tavern

i

90

A

stanbul’a gidip Taksim’e uğramayan, Taksim’den İstiklal Caddesi’ni arşınlamak için geçmeyenimiz yoktur. Gün görmüş, nice hayatlar eskitmiş İstiklal Caddesi’nde biraz ilerlelediğinizde gözünüze ilişen Bekâr Sokak tabelasından saptığınızda, karşınıza adına yakışır şıklığı ve zarafetiyle Cumhuriyet döneminin fasıl akşamlarını anımsatan Latife Hanım Meyhanesi çıkacaktır.

nyone who visits Istanbul, most definitely goes to Taksim, to walk up and down Istiklal Avenue from there. As you walk down the old, worldly wise Istiklal Avenue, that has worn away many lives, you come across a sign that shows Bekar Sokak. If you take that turn, you will find Latife Hanim tavern, that like its name suggests, reminds of the Republican Era with its elegance and style.

Zamanda yolculuk yapıyormuşçasına, kendinizi mazinin koridorlarında hülyalı bakışları arayan naif bir sevdalı gibi hissettiren Latife Hanım Meyhanesi üç kattan oluşuyor. Konuklarını giriş katındaki bahçesi, asma katı ve üst katındaki salonunda ağırlayan Latife Hanım’da, mikrofonsuz, kendisine sadece kemanın eşlik ettiği solistin nostaljik şarkıları eşliğinde sevda şarkılarının tınıları kalplere işleniyor. Meyhane’de yapılan sohbetler ve solistin çıplak sesi bir ahenk içinde. Ne sohbetler bölünüyor ne de solistin sesi bastırılıyor. İğnesini üzerine kondurduğu plakları çeviren pikap gibi her şey eski zamanları çağrıştırıyor Latife Hanım Meyhanesi’nde. Dantel örtülerin kondurulduğu büfeler, ahşap merdivenler, duvarlardaki siyah beyaz fotoğraflardan bakan yüzler... Atatürk’le birlikte Cumhuriyet tarihinde ilklere imza atmış kadınların yüzleri,

Latifa Hanım Tavern, that consists of three floors, makes you feel like you are time travelling and that you are a naïve love-struck romantic in search of dreamy looks in the narrow paths of the past. Latife Hanım hosts its guests in the garden on the ground floor, on the mezzanine or the hall on the upper floor. There, the rhythms of the old love songs, sang by the soloist with a naked voice accompanied only by a violin, sinks into the guests’ hearts. The noises rising from the tables and the soloist’s plain voice are in complete harmony with each other. Just like the record player that spins the records it softy touches, everything in Latife Hanım tavern reminisces the past. Lace covers on sideboards, wooden staircases, faces watching over from the black and white photographs on the walls… Faces of women who led the way in the Republican history


TÜRK VE KIBRIS DAMAK LEZZETİNİ İSTANBUL’DA BULUŞTURAN ÖZEL BİR MEKAN A SPECIAL VENUE IN ISTANBUL THAT BRINGS TOGETHER TURKISH AND CYPRIOT TASTES

Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, eşi Latife Hanım, ilk doktor, ilk pilot, ilk spiker, ilk güzellik kraliçesi ve niceleri… Mekâna adını verense Atatürk’ün eşi, Cumhuriyet’in ilk first ladysi Latife Hanım. Latife Hanım’ın naifliği ve şıklığına yaraşmaya kendisini adayan Latife Hanım Meyhanesi, konuklarına dekoru ve müziği ile de dönemi canlandırıyor.

together with Aratürk; Atatürk’s mother Zübeyde Hanım, his wife Latife Hanım, the first doctor, the first pilot, the first presenter, the first beauty queen and many others… the place is named after Atatürk’s wife, the first First Lady of the Republic, Latife Hanım.The tavern that has put its heart to suit Latife Hanım’s purity and simplicity, brings back the ties with the decoration and the music.

Meyhane dendi mi en âlâsından rakı ve rakının en iyi arkadaşı olan envai çeşit meze akla geliyor hemen. Geçen yılın Aralık ayında açılan Latife Hanım Meyhanesi’nde Latif Kerse ile ortak olarak bu girişimi gerçekleştiren Hüsnü Altay ile, işletmecisi Senem Kantarcıoğlu’nun Kıbrıslı olmalarından dolayı, İstanbul meyhanelerinin zengin meze çeşitleri arasına büyük ölçüde Kıbrıs’ın damak lezzetine de yer verilmiş. İstanbul’un tek ve tam kıvamında şeftali kebabı yapan meyhanesi, hellimli kalamar ızgarasıyla da son derece popüler. Ara sıcaklarda kuzu gömleğine sarılan köfte içiyle mangalda pişirilen şeftali kebabının tadına doyum olmuyor.

When one talks about taverns, the first thing that comes to mind is the best kind of raki and its best friends; various kinds of mezes that accompany it.Opened in December last year, at Latife Hanım tavern, Latif Kerse and Hüsnü Altay, a Cypriot, are partners and the manager Senem Kantarcıoğlu, yet another Cypriot, made sure that Cypriot mezes are added into the rich meze options of Istanbul taverns. This is the first and only tavern in Istanbul that serves şeftali kebab with just the right taste and the grilled hellim and calamari wraps are quite popular. Of the warm mezes, especially the meat balls wrapped in caul fat and barbeques seftali kebab are zesty.

Mönüde neler yok ki!... Kendi suyunda bekletildikten sonra tuzlanan ve sarımsak, zeytinyağı ile Kıbrıs’a özgü ezilmiş golyandro tohumuyla soslanarak servis edilen çakıstesten tutun da, güneşte kurutulup

The menu is remarkably rich! Take cracked green olives, rested in their own juice and then salted and seasoned with garlic and crushed coriander seeds, salted and sun dried pastrami, pickled capers, which

91


92

tuzla pişirilen keçi etinden samarella, dikenli bir ova otu olan gabbar turşusu, kereviz turşusu, kabak çiçeği dolması, hellim, Kıbrıs pastırması ve daha pek çok lezzet Latife Hanım Meyhanesi’nin yaklaşık 50 çeşitlik meze menüsünde yer buluyor. Bunların dışında ot mezeleri olarak mevsimine göre radika, turp otu, yaban pancarı, şevketi bostan, ebe gümeci, deniz börülcesi, kenger kökü, yoğurtlu semizotu, ada börülcesi, ıspanak kökü, fıstıklı peynir ezme, kuru börülce, maş fasulye, közlenmiş patlıcan, köpeoğlu, soslu hamsi, topik, humus, haydari, tarama, bademli kabak, ahtapot salata, kelle, Ermeni pilakisi, fava, enginar, allı sarılı, lakerda, levrek marin, kurutulmuş domateste levrek, ahtapot salata, beyin salata, balık salatası, soslu deniz mahsulleri salatası, Latife Hanım usulü yeşil salata, roka salatası mönünün çeşitli soğuk mezeleri ve salataları olarak yerini almış.

is a wild and thorny plain plant, pickled celeries, stuffed squash blossoms, hellim, Cyprus pastrami are all in Latife Hanım Tavern’s meze menu of about 50 different dishes. Besides these, there are seasonal vegetable mezes such as chicory, wild radish, leaf beet, blessed thistle, mallow, sea beans, thistle roots, purslane with yoghurt, island purslane, spinach roots, peanuts and cheese puree, black eyed beans, mung beans, grilled eggplant, anchovies in sauce, chickpeas with tahini, onions and tahini, humus, yoghurt with garlic and dill, roe pate, squash with almonds, octopus salad, sheep’s head pate, Armenian beans stew, fava, artichokes, allı sarılı, salted bonitos, marinated sea bass, sea bass with dried tomatoes, octopus salad, lamb brains salad, fish salad, sea food salad with seasoning, Latife Hanım style green salad, rocket salad among the cold mezes and salads.

Türkiye’nin meze kültürüyle Kıbrıs damak lezzetini buluşturan Latife Hanım’da meyhane konseptinin vazgeçilmez içkisi olan rakının yanı sıra şarap, şampanya, votka ve viski gibi içki seçeneklerini de bulabilmek mümkün. Yemeğin ardından Kıbrıs’ın ünlü kahve markası Con Kahvesi’nin ya da isteğe göre Ada’nın limonlarıyla mandalinalarından üretilen eşsiz limonatalarının ikram edildiği Latife Hanım Meyhanesi’nde, Kıbrıs’ın tatlı seçenekleri olarak da ceviz, turunç, karpuz macunu sunuluyor.

At Latife Hanim, where the meze culture ofTurkey is combined with Cypriot tastes, besides raki, that is an irreplaceable part of tavern concept, there are wines, champagnes, vodka and whiskeys. After the meal you will be served the famous local coffee, of Cyprus, Con, or exquisite lemonade made of lemons and tangerines of the island. As dessert, come Cypriot desserts such as candied walnuts, bitter lemon peel and watermelon.

Ürün tedariki konusunda fabrikasyon ürün kullanmamaya özen gösteriliyor. Zeytinyağı olarak, kaynamış yeşil zeytinden yapılan Kıbrıs’a özgü karayağ kullanılıyor. Hellim de köylerde özel olarak yaptırılıyor. Kıbrıs’ta pastırma olarak anılan sucuk bile Ada’dan getiriliyor.

The tavern pays special attention not to use any processed products. As olive oil, black olive oil is used. This is a special type of olive oil, indigenous to Cyprus, which is derived from boiled and dried olives instead of fresh ones. Hellim is produced in villages of Cyprus especially for this purpose. Even the pastrami, which has a special name in the island’s dialect, is brought from Cyprus.

Latife Hanım Meyhanesi, İstanbul’da Kıbrıs Türk Mutfağı’nın lezzetiyle buluşmak isteyenler ya da oradaki bir dostuna bu mutfağın kendine özgü tatlarını yaşatmak isteyenler için eşsiz seçenekler sunuyor.

Latife Hanım Tavern offers unique and exquisite tastes to those who wish to experience the Turkish Cypriot Cuisine in Istanbul and to those who wish to show their loved ones the unique tastes of this cuisine.

Adres: İstiklal Caddesi, Bekar Sokak, No: 22/A, Beyoğlu-İstanbul Hafta içi her gün 12:00-24:00, Cuma-Cumartesi 12:00-01:00 (Canlı müzik)

Address: İstiklal Caddesi, Bekar Sokak, No: 22/A, Beyoğlu-İstanbul Weekdays: 12:00 - 24:00, Friday & Saturday 12:00-01:00 (Live Music)

Tel: (0212) 293 00 68 www.latifehanim.com meyhane@latifehanim.com

Tel: (0212) 293 00 68 www.latifehanim.com meyhane@latifehanim.com


Latife Hanım Meyhanesi

Adres: İstiklal Caddesi, Bekar Sokak, No: 22/A, Beyoğlu-İstanbul Tel: (0212) 293 00 68 www.latifehanim.com meyhane@latifehanim.com


GURME / GOURMET EXTRA

HürDeniz

BALIK RESTORANI / FISH RESTAURANT

KARAOĞLANOĞLU Cadddesi, Girne / Avenue, Kyrenia. TEL: 0533 868 88 38 WWW.HURDENIZRESTAURANT.COM HÜRDENIZFISHRESTAURANT@YAHOO.COM

1

M

950’li yıllardan beri, tüm hayatını balık avlayarak geçirmiş olan Süleyman Hürdeniz, çok çalışkan, disiplinli, sorumluluk sahibi ve başarılı iki erkek çocuk yetiştirmiş; her gün büyümekte olan bu aile işletmesi de tam bir başarı örneği. 1990’lı yılların başında Hürdeniz ailesi, evlerinin arka tarafında kurdukları işletmede, taze balık ve deniz ürünleri avlayıp, temizleyip restoran, otel ve bölgenin yerlilerine satmaya başlamışlar.

r. Süleyman Hürdeniz who spent all his life fishing, since 1950s, brought up two very hardworking, disciplined, responsible and successful boys growing the business day by day and it is a true example of a family run success. In the early 1990s, Hürdeniz family started their business at the back of their house catching, cleaning and selling seafood and fresh fish to restaurants, hotels and to the locals.

Oğulları büyüyünce işletmeyi büyütmeye karar verip Girne civarında Hürdeniz Marketler Zincirini açmış. Balıklar hala, aile üyeleri tarafından günlük olarak tutuluyor ve marketler zincirine ve Hürdeniz Balık Restoranı’na gönderiliyor.

As the sons grew up, they decided to extend the business and opened the Hürdeniz Market chain around Kyrenia region. The fish is still daily caught by the members of the family in order to supply the chain stores and to the restaurant.

Balık şeklindeki lacivert menünün iç sayfalarında kırmızıyla yazılmış başlıklar ve kalın siyah harflerle yazılmış geniş açıklamalar var. Hem fix hem de a la cart menüde oldukça çok seçenek bulunuyor. Fix menü kişi başına 45TL (Yaklaşık 18 Sterlin) ve içinde karışık salata, 15 soğuk ve 7 sıcak meze var. Balıklarda ise çipura, levrek, fish & chips, uskumru (orkinoz), mezgit, ançüez var. Tatlı veya meyve seçenekleri de fix menüye dahil. İçecekler ekstra ödeniyor ve size sunulanlar göz önüne alındığında, fiyatlar gayet makul.

As you turn the pages of dark blue fish cut menu, you would see headlines in red titles with black bold explanations offering both fixed and a la cart menu with huge alternatives. The fixed menu is 45 TL ( approximately 18STG ) and gives you a choice of mixed salad, 15 kinds of cold and 7 kinds of hot mezes. You may choose sea bream, sea bass, fish and chips, mackerel, blue whiting, anchovies as a main course and dessert or fruit. The drinks are paid extra where I believe this is a very fair price considering what has been offered to you, it is not just a dinner however a complete dining experience where you will have a wonderful evening with your loved ones.

94


Soğuk mezelerin bazıları karides kokteyl, balık kokoreç, humus, tahin, beyaz peynir, ahtapot salatası, midye dolma, sarımsak ve cevizli, yoğurtlu patlıcan ezmesi, ızgara mezgit ve dahası.. Sıcak mezeler arasında ise kızarmış kalamaz, yağda sarımsak soslu güveçte karides, ızgara sipya, ızgara kalamar, balık böreği, folyoda pişmiş ızgara levrek, tereyağı ve sarımsak sosuyla pişirilmiş yerli taze ahtapot ve dahası bulunuyor. A la cart menüde ise ızgara veya kızarmış deniz ürünleri ve mevsime göre barbun, çipura, levrek, lagos, lüfer, dil balığı, kılıç balığı, sinarit, fangri, mercan, Jumbo karides, somon veya mezgitten oluşan geniş bir seçenek yelpazesi sunuluyor. İçecek menüsündeki başlıca içkiler rakı, bira, şarap ve alkolsüz içecekler... 200 kişilik oturma kapasitesi olan bu restoranda doğum günü, yıl dönümü, nişan kutlamaları yapabilir, iş toplantılarınızı veya kutlamalarınızı da buraya taşıyabilirsiniz.

Some of the choices of cold starters are prawn cocktail, fish kokorech, hummus, tahini, white cheese, octopus salad, staffed mussels, the yoghurt-aubergine mix with garlic and walnuts, smoked mackerel and more… The choice of hot mezes are fried buttered calamari, prawns in butter and garlic sauce served in an earthenware plate, grilled cattle fish, grilled squid, fish pot pie, grilled sea bass in foil, local fresh octopus in butter and garlic sauce and many more beautiful choices .. The a la cart main course choices are of mixed seafood and fish both grilled, fried and baked including red mullet, sea bass, sea bream, catfish fillet (lagos filet), blue fish (lufer), and sole (dil baligi), sword fish, polyresin (sinarit), common sea bream (fangri) and red bream (mercan), king prawns, salmon in foil, blue whiting and many more alternatives seasonally. The drinks menu mainly consisted of raki, beer and wine as well as other spirits and soft drinks. The 200 seated capacity of this restaurant also offers you to celebrate birthday, anniversary and engagement parties as well as company business meetings or celebrations.

95


GURME / GOURMET EXTRA

i Belli

Kuzey Kıbrıs’ın En İyi İtalyan Restoranı The Best Italian Restaurant of North Cyprus

Rezervasyon/Reservation: Tel: 0392 815 4670 0533 843 8426 0533 874 8760 E-mail: ibellirestaurant@gmail.com Adres/Address: 52 Namık Kemal Cad, Türk Mahallesi – Girne,Kıbrıs / Kyrenia, N.Cyprus

96


i

i

Belli Caterina ve Emiliano adlı çok güzel bir çift tarafından işletilen, gerçek anlamda bir İtalyan yemek deneyimi. Kökleri, Sardunya adasından Napoli’ye uzanan Güney İtalya’dan geliyor. Napoli’deki aşçılık okulundan mezun olan Emiliano’nun baş şef olarak İtalya, Almanya, Londra, Belarus, İspanya, Tunus, Mısır ve Türkiye gibi ülkelerde on yedi senelik bir deneyimi var. Restoranın tüm müşteri ilişkilerinden sorumlu olan Caterina da, rastladığımız en iyi halka ilişkiler uzmanı olmasının yanı sıra İtalyan Mutfağını çok iyi bilen, anlatan, yönlendiren ve kendinizi evinizdeki gibi rahat hissettiren biri. Harika yemekler, misafirperverlik ve çok güzel bir ortam.

Belli is an original Italian Cuisine which is run by a beautiful Italian couple, Caterina and Emiliano. Their origin goes back to the South of Italy, Napoli, all the way from Sardinia. Emiliano graduated from the Culinary School in Napoli and became an executive chef who has seventeen years of experience in many countries like Italy, Germany, London, Belarus, Spain, Tunisia, Egypt and Turkey. Caterina who is in charge of the whole front operation is not only one of the best PR’s we have ever seen but she is also very experienced in Italian Cuisine guiding, explaining, organising and making you feel at home. Great food, friendly hospitality and wonderful setting.

Başlangıçlarından proscuitto e melone, carpaccio; salatalarda ahtapot salatası ve bella salatası; makarnalarda, kurutulmuş porchini ve taze mantarlı fettuccine ve ravioli di mare (deniz mahsullü ravioli); ana yemeklerde risotto nero (siyah risotto), Tavşan yahnili Pappardelle makarna, stinco d agnello (kuzu incik kebabı), spigola alla menta (nane soslu deniz levreği), siparişle, Sardinya süt domuzu eti, ıstakozlu spagetti ve Katalon ıstakozu ve tatlılarda ev yapımı profiterol, tiramisu, affgato al caffe (espresso ve taze kremayla hazırlanmış vanilyalı dondurma), panna cotta, creme brulee ve mevsimsel meyvelere göre yapılmış çeşitli ev yapımı kekler bunlardan bazı örnekler.

Appetizers such as proscuitto e melone, carpaccio, amazing salads such as octopus salad, salata bella, pastas such as fettuccine with fresh mushrooms and dried porchini, ravioli di mare (seafood ravioli) main courses such as risotto nero (black risotto), pappardelle with rabbit ragout , stinco d agnello (lamb shank) spigola alla menta (sea bass with mint sauce), on order Sardinian suckling pig, lobster spaghetti and Catalan lobster. Desserts like homemade profiterole, tiramisu, affgato al caffe (vanilla ice cream with espresso and fresh cream ), panna cotta, creme brulee and various homemade cakes depending on the fruits of the season were included in the menu.

İ Belli’de pazar günleri yapılan özel ‘Pizza Geceleri’ çok popüler ve size başlangıçlar, salatalar, sıcak ve soğuk aperatifler, pizza ve tatlılardan seçenekler sunuyor.

The sunday special ‘Pizza Nights’ are very popular at the İ Belli and you may choose from starters, salads, cold and hot appetizers, pizzas and desserts.

Menüde 30 çeşitten fazla İtalyan şarabı var. Kırmızlarda Amarone, Chianti, Barolo, Valpolicella, Aglianico; beyaz ve rozelerde Prosecco, Pinot Grigio. Falanghina, Chardonnay, köpüren şarap ve şampanya bulunuyor. Aynı zamanda İtalyan Peroni birası, Grappa, Limoncello ve Mirto (mersin likörü) gibi ünlü İtalyan aperitiflerden de seçebilirsiniz.

There are more than 30 kinds of Italian wines, some of which are Amarone, Chianti, Barolo, Valpolicella, Aglianico as red and also a very good selection of whites and roses such as Prosecco, Pinot Grigio. Falanghina, Chardonnay, sparkling wine and champagne.You may also have choices of Italian Peroni beer, Grappa, Limoncello and Mirto (Mersin liqueur) as famous Italian digestives.

Doğum günlerinde, iş toplantılarında, yıl dönümlerinde, nişanlarda ve aklınıza gelebilecek her şey için sipariş üzerine özel pastalar ve yemekler de yapılıyor.

Special birthday cakes and special dishes to be prepared on order for birthdays, business meetings, anniversaries, engagement parties and any other event you may think of...

Buon appetito! Buon appetito! i Belli iletişim detayları: Adres: 52 Namık Kemal Cad / Türk Mahallesi – Girne/ Kıbrıs

Address: 52 Namık Kemal Cad / Türk Mahallesi – Kyrenia/ N.Cyprus

Tel: 0392 815 4670 Cep: 0533 843 8426 Cep: 0533 874 8760 E-posta: ibellirestaurant@gmail.com

Tel: 0392 815 4670 Mobile phone: 0533 843 8426 Mobile phone: 0533 874 8760 E-mail: ibellirestaurant@gmail.com 97


GURME / GOURMET EXTRA GURME / GOURMET EXTRA

SHAYNA

Seçkin bir atmosferde aileniz ve sevdiklerinizle paylaşabileceğiniz dingin bir mekân A tranquil venue where you can enjoy with your loved ones in an exclusive atmosphere

Rezervasyon / Reservation: 0533 885 0004 www.shayna-beach.com info@shayna-beach.com Dr. Fazıl Küçük Sokak, ÇATALKÖY, GİRNE

98


S

hayna, Kıbrıs’ın kuzey sahillerindeki Çatalköy’de, doğal ortam içine kondurulmuş modern tesisiyle yılın her mevsiminde ziyaretçilerine sunduğu seçkin ve özenli hizmetleriyle ilgi odağı olmaya devam ediyor.

Yaz mevsiminde temiz ve özenli kumsalı ve plaj tesisleriyleAkdeniz’in ferah sularında serinleme ve keyifli zaman geçirme olanağı sunan Shayna, açık mekânında 500 kişilik kapasiteye sahipken kışın 150 kişilik kapalı salonunun şömineli atmosferinde aileniz, sevdikleriniz ve dostlarınızla keyifli ve seçkin ortamında kaliteli hizmetle kaliteli deniz ürünlerinin tadına varmanızı sağlıyor. Keyifli bir akşam yemeğinde denizin iyot yüklü kokusu ile dinginlik ve huzur veren sesinin sizlere eşlik ettiği Ada’nın bu en gözde atmosferinde, her bakımdan cömert sularıyla Akdeniz’in sunduğu nefis balık seçeneklerinin tadına varabilirsiniz. Izgara ve tavada hazırlanan balık menülerine ilaveten yine deniz ürünleriyle hazırlanmış sıcak ve soğuk mezelerin içkinize eşlik ettiği Shayna’da eşsiz lezzetleri ve daha fazlasını bulabilirsiniz.

W

ith its modern facilities alighted upon a natural environment, Shayna is located in Çatalköy which is on the northern coast of Cyprus. It continues to be the centre of attention with the exquisite and elaborate services it offers to its clients every season of the year.

In the summer season, Shayna offers its customers pleasurable times on the clean and orderly beach and beach facilities and the opportunity to refresh in the Mediterranean’s cool waters. The open part of the venue bars has the capacity to host 500 persons at once and the winter venue, where you can enjoy quality services and seafood by the fireplace with your family and loved ones, can hold up to 150 persons. Here, at one of the most exquisite atmospheres of the Island, the iodine filled scent of the sea and its tranquil and peaceful sound accompanies you while you are having your delicious seafood dinner from the generous Mediterranean. The menu includes both fried and grilled fish menus together with cold and hot seafood mezes that will go perfectly with your choice of drinks. At Shayna, you are offered unique tastes and more.

99


GURME / GOURMET EXTRA

Ge l e n e kse l K ı br ı s M e z e v e Me y h a n e Kü lt ü rü n ü n Se çkin A d resi

THE MEYHANE

REZERVASYON/RESERVATION - Tel: 0542 8889700 - 0542 8745678 Email:erankesanli@hotmail.com www.facebook.com/themeyhanegirne

G

T

The Meyhane’nin fiks menüsünde, Kıbrıs’ın geleneksel meyhane ve meze kültürünün seçkin tatları olan samarella, çakıstes, gabbar turşusu, tahin salatası ve ıslak bademin de yer aldığı soğuk mezeler ile yine Kıbrıs’a özgü rendelenmiş ve nane eklenmiş hellim ve bıldırcın

In the set menu atThe Meyhane, there are selected, unique, traditional dishes of Cyprus’ tavern and meze culture such as samarella, which is salted and dried meat, cracked green olives with lemon juice and olive oil, pickled capari, tahini salad and soaked almonds and warm

irne’nin Zeytinlik bölgesinde hizmet veren The Meyhane, Kıbrıs’a özgü meze ve kebap çeşitlerinden oluşan damak lezzetlerini seçkin ve otantik dekorunda iki yıldan beri müşterileriyle paylaşmaya devam ediyor.

Dağ ve deniz arasında, yazın serin ve ferah bir bahçede, kışın da şömineli sıcak bir atmosferde, buzlu ya da buzsuz rakı çeşitleri ile viski ya da şarap seçeneklerinden masanıza güler yüzlü bir hizmetle sunulan içkilerinizi keyifle yudumlayabileceğiniz The Meyhane, 90 kişilik kapasitesiyle aileniz ya da sevdiklerinizle doyasıya vakit geçirebileceğiniz bir ortam sunuyor.

100

he Meyhane has been sharing its traditional Cypriot mezes and kebab dishes with its customers for two years, at the exquisite and authentically decorated venue located in Templos in Kyrenia.

Between the mountain and the sea, in a cool and spacious garden in summer and in a warm atmosphere with a fireplace in winter, many different kinds of raki on the rocks and different types and brands of whiskey and wines are offered by the friendly staff. Moreover, the venue allows you to have hours of pleasurable time with your friends or loved ones. The maximum capacity of The Meyhane is around 90 persons.


An Exquisite Venue of Traditional Cypriot Mezes and Tavern Culture Adres/Address: Sanayi Bölgesi Yanı, Eski Babayiğit Otel Karşısı, Zeytinlik Girne etiyle servis edilen makarna, Kıbrıs sucuğu (pastırma), kuzu döş ve mangalda kızartılmış hellimin yer aldığı ara sıcak mezeler yer alıyor. Tercih edeceğiniz içkiyle birlikte ortalama 70 TL hesap ödeyerek keyifli bir akşam geçirebileceğiniz The Meyhane’nin 15 ara soğuk ve 8 ara sıcaktan oluşan menüsünde tüm bu mezelere ilaveten Kıbrıs’a özgü şeftali kebabı, et şiş, tavuk şiş ve kuzu pirzola yer alıyor. Menü ve içkinin ardından, Kıbrıs meyhane kültürünün vazgeçilmez tatlısı olan; nor, bal, ceviz ve muzla hazırlanan “Gırbaç” tatlısıyla gecenizi sonlandırabiliyorsunuz.

mezes such as pasta with grated hellim and dried mint leaves served with quails, Cyprus pastrami, lamb briskets and barbequed hellim, which are all traditional warm mezes of Cypriot culture. With a drink, you pay approximately 70 TL per person for 15 cold mezes, 8 warm mezes and kebab dishes such as Seftali Kebab, which is a traditional Cyprus dish, lamb skewers, chicken skewers and lamb chops. After the meal and drinks, you can end the evening with the traditional indispensable Cypriot dessert called “Gırbac”, which is made of whipped curd cheese, honey, walnuts and bananas.

Diğer meyhanelerden farklı olarak fiks menü seçeneği dışında isteğe ve zevke göre ayrı bir menü seçeneği de bulunan The Meyhane’de, hafta içi meyhane kültürünün vazgeçilmez tarzı olan nostaljik Türk Sanat Müziği eserleri ve Türkçe sözlü nostaljik aranjmanlar eşliğinde keyifli geceler yaşarken, Cuma ve Cumartesi akşamları canlı fasıl eşliğinde keyfinizi doruğa çıkartabiliyorsunuz.

Unlike many other taverns and meze houses, atThe Meyhane, apart from the set menu option, there is another menu you can choose from according to your taste. On week days nostalgic classical Turkish Music and Turkish nostalgic arrangements and music mixes accompany you as part of the tradition and on Friday and Saturday nights, there is live traditional tavern music, to add joy to your pleasure while you eat, drink and enjoy.

101


AJANDA / AGENDA

CAN TUFAN KONSERİ Şan ve Piyano (Atakan Sarı) 1 Ekim Salı - Bedesten 2 Ekim Çarşamba - Mağusa Kültür ve Kongre Merkezi

CAN TUFAN CONCERT Chant and Piano (Atakan Sarı) 1 October, Tuesday - Bedesten 2 October, Wed. - Famagusta Culture and Conference Centre

MEHMET ÖZKANOĞLU Klasik Gitar Resitali 5 Ekim Cumartesi - Bedesten

MEHMET ÖZKANOĞLU CLASSIC GUITAR RECITAL 5 October, Saturday - Bedesten

ANTAMA - KIBRIS HALK ŞARKILARI

ANTAMA - CYPRUS FOLK SONGS

Anna Aritidou, Grigoris Ioannou, Nikolas Vryoni 7 Ekim Pazartesi - Büyük Han

Anna Aritidou, Grigoris Ioannou, Nikolas Vryoni 7 October, Monday - The Great Inn

LÜTFİYE ÖZİPEK CAZ KONSERİ 9 Ekim Çarşamba - Naci Talat Barış ve Dostluk Evi

LÜTFİYE ÖZİPEK JAZZ CONCERT 9 October, Wed. - Naci Talat Home for Peace and Fellowship

METE HATAY VE ARKADAŞLARI 12 Ekim Cumartesi - Naci Talat Barış ve Dostluk Evi

METE HATAY AND BAND 12 October, Sat. - Naci Talat Home for Peace and Fellowship

ERSEN SURURİ GYPSY CAZ DÖRTLÜSÜ

ERSEN SURURİ GYPSY JAZZ QUARTETTE

ALESKER ABBASOV CAZ KONSERİ 15 Ekim Salı - Büyük Han

ALESKER ABBASOV JAZZ CONCERT 15 October, Tuesday - The Great Inn

SONER ERSEN ÜÇLÜSÜ

SONER ERSEN TRIO

ATTITUDE KEMAN-PİYANO İKİLİSİ

ATTITUDE VIOLIN&PIANO DUO

Nihat Ağdaç, Emile Duncumb 19 Ekim Cumartesi - Bedesten

Nihat Ağdaç, Emile Duncumb 19 October, Saturday - Bedesten

SÜLEYMAN AKOSMAN (TODDS) VE ARKADAŞLARI CAZ KONSERİ 20 Ekim Pazar - Bedesten

SÜLEYMAN AKOSMAN (TODDS) AND BAND JAZZ CONCERT 20 October, Sunday - Bedesten

Ersen Sururi, Kadir Evre, Erkan Erzurumlu, Cahit Kutrafalı 14 Ekim Pazartesi - Bedesten

Soner Ersen, Steve Rose, Tim Steemson 17 Ekim Perşembe - Bedesten

102

Ersen Sururi, Kadir Evre, Erkan Erzurumlu, Cahit Kutrafalı 14 October, Monday - Bedesten

Soner Ersen, Steve Rose, Tim Steemson 17 October, Thursday - Bedesten


103


KIBRIS CAZ DÖRTLÜSÜ

KIBRIS JAZZ QUARTETTE

Hüsnü Doğacan, Ahmet Elmas, Kadir Evre, Ahmet Zilci 24 Ekim Perşembe - Bedesten

Hüsnü Doğacan, Ahmet Elmas, Kadir Evre, Ahmet Zilci 24 October, Thursday - Bedesten

BİR ŞEYLER EKSİK

BİR ŞEYLER EKSİK

Serhan Erkol, Tamer Temel, Alper Yılmaz, Volkan Öktem 25 Ekim Cuma - Büyük Han

Serhan Erkol, Tamer Temel, Alper Yılmaz, Volkan Öktem 25 October, Friday - The Great Inn

SELEN GÜLÜN

SELEN GÜLÜN

Serhan Erkol, Tamer Temel, Alper Yılmaz, Volkan Öktem 26 Ekim Cumartesi - Büyük Han

Serhan Erkol, Tamer Temel, Alper Yılmaz, Volkan Öktem 26 October, Saturday - The Great Inn

DİLŞAD ASADOVA

DİLŞAD ASADOVA

Şan ve Piyano (Atakan Sarı) 26 Ekim Cumartesi - Bedesten

Chant & Piano (Atakan Sarı) 26 October, Saturday - Bedesten

AYDIN ESEN CAZ KONSERİ

AYDIN ESEN CAZ KONSERİ

Serhan Erkol, Tamer Temel, Alper Yılmaz, Volkan Öktem 30 Ekim Çarşamba - Büyük Han

Serhan Erkol, Tamer Temel, Alper Yılmaz, Volkan Öktem 30 October, Wednesday - The Great Inn

11. ULUSLARARASI KUZEY KIBRIS MÜZİK FESTİVALİ

11th INTERNATIONAL NORTH CYPRUS MUSIC FESTIVAL

DİLBAĞ TOKAY - EMİNE SERDAROĞLU

DİLBAĞ TOKAY - EMİNE SERDAROĞLU

ÇELLO VE PİYANO RESİTALİ 4 Ekim Perşembe - Bellapais Manastırı

CELLO AND PIANO RECITAL October 4 th, Thursday - Bellapais Abbey

GÜLSİN ONAY piyano resitali 7 ekim Pazartesi - Bellapais manastırı

GÜLSİN ONAY piano recital October 7th Monday - Bellapais Abbey

HÜRREM SULTAN BALESİ 10 Ekim çarşamba - Bellapais manastırı

HÜRREM SULTAN BALLET October 10th, Wednesday - Bellapais Abbey

ALEKSANDER MARKOV KEMAN RESİTALİ 13 Ekim Cumartesi - Bellapais Manastırı

ALEKSANDER MARKOV VIOLIN RECITAL October 13th, Saturday - Bellapais Abbey

ALİ HOCA ESERLERİ KONSERİ (sopranoTuğçe

PIECES by ALİ HOCA (soprano Tuğçe D. Duru, barytone Arda Aktar) October 24th, Tuesday- Bellapais Abbey

D.Duru,bariton Arda Aktar) 24 Ekim Salı - Bellapais manastırı

LTB TRIO KONSERİ 27 Ekim Pazar - Bellapais Manastırı ARMAN RATİP PİYANO RESİTALİ 31 Ekim Perşembe - Bellapais Manastırı

104

NICOSIA TURKISH MUNICIPALITY

TRIO CONCERT October 27th, Sunday - Bellapais Abbey

ARMAN RATİP PIANO RECITAL October 31th, Thursday - Bellapais Abbey


105


Filmin Adı: Demir Adam 3

Film Name: Iron Man 3

Yönetmen: Shane Black

Director: Shane Black

Oyuncular: Don Cheadle, Gwyneth Paltrow, Robert Downey Jr.

Cast: Don Cheadle, Gwyneth Paltrow, Robert Downey Jr.

YapımYılı: 2013

Year of Production: 2013

Türü: Aksiyon / Bilimkurgu

Genre: Action / Sci-Fi

Konusu: Marvel Stüdyoları (Yenilmezler), başrolde yıldız oyuncu Robert Downey Jr. İle, koleksiyonunuzda mutlaka yer alması gereken, bugüne kadar yapılanların en iyisi, benzeri görülmemiş uluslararası fenomen Iron Man macerasını vaadediyor! Tony Stark / Iron Man’in bütün dünyası yıkıldığında, ustalığını kullanarak hayatta kalmalı, düşmanını yok etmeli ve sevdiklerini korumalıdır. Ne var ki bir iç hesaplaşma yakasını bırakmaz: Adam mı kostümü yapar... yoksa kostüm mü adamı yaratır? İnanılmaz görsel efektler içeren Marvel’in Iron Man 3 Dvd, aynı zamanda daha önce hiçbir yerde görmediğiniz özel seçenekler içeriyor.

Storyline: Marvel Studios (The Avengers) promises an internationally phenomenal Iron Man adventure which is unseen, unique and the best of all we have seen, that should most definitely be in your collection, with successful actor Robert Downey Jr. When Tony Stark / Iron Man’s whole world falls apart, he should survive using all his mastery, destroy his enemy and protect his loved ones. However, the internal feud doesn’t leave him in peace: Is it the man that makes the costume… or is it the costume that makes the man? Marvel’s Iron Man 3 DVD, which is full of spectacular visual effects, also includes options that you have never seen before.

Bu filmi izlemek için 4 neden: 1- Vazgeçilmez serinin devamı olduğu için. 2- Hayal kırıklığı yaratan ikinci bölümün aksine ilk filmi başarılı kılan bütün elementleri geri getirerek, tatmin eden bir süper kahraman mitolojisi yaratığı için. 3- Film boyunca kesintisiz aksiyon sahneleri olduğu için. 4- Süper kahramanların aşk ve dünyayı kurtarmak arasında nasıl gidip geldiklerini görmek için.

4 Reasons to watch this movie: 1- As it’s a sequel to the irreplaceable. 2- As it recreates a good super hero mythology by including all the elements that had rendered the first movie successful, unlike the disappointing second movie of the sequel. 3- For the continuous action scenes throughout the movie. 4-To witness how superheroes get stuck between love and saving the world.

106

4


Filmin Adı: Dünya Savaşı Z

Film Name: World War Z

Yönetmen: Marc Forster

Director: Marc Forster

Oyuncular: Brad Pitt, Mireille Enos, James Badge Dale, Ludi Boeken, Matthew Fox

Cast: Brad Pitt, Mireille Enos, James Badge Dale, Ludi Boeken, Matthew Fox

YapımYılı: 2013

Year of Production: 2013

Türü: Aksiyon / Bilimkurgu / Gerilim

Genre: Action / Sci-Fi /Thriller

Konusu: Film Birleşmiş Milletler çalışanı Gerry Lane’in (Pitt) hikayesini anlatıyor. Lane orduları ve hükümetleri deviren ve hatta insanlığı yok olma noktasına getiren zombi salgınını durdurmak için zamana karşı yarışıyor. Enos Gerry’nin eşi Karen Lane, Kertesz ise Gerry’nin silah arkadaşı Segen karakterini canlandırıyor.

Storyline: The movie tells the story of Gerry Lane (Pitt), a United Nations Officer. Lane fights against time to cease the zombie plague that has stroke down armies and governments and brought the human race on the verge of extinction. Enos plays Gerry’s wife Karin Lane; and Kertesz is Segen, Gerry’s brother in arms.

Bu filmi izlemek için 4 neden:

4 Reasons to watch this movie:

1- Filmde kullanılan dijital efekler için. 2- Zombilerin kan akıtmadığı ve hızla koşabildiği bir zombi filmi olduğu için. 3- Zombiler arasından geçerken zombilerin insanı fark etmediği sahne için. 4- Eleştirmenlerin olumsuz yorumlarına karşın Brad Pitt’in kendi filmleri arasında hasılat rekoru kırmış bir film olduğu için.

1- For the digital effects used in the movie. 2- As it is a zombie movie where zombies are not blood thirst and can run very fast. 3- For the scene where zombies do not recognize humans while the human walks among them. 4- As it is the movie that has broken the blockbuster records among Brad Pitt’s own movies in spite of negative words of critics.

107


BULMACA / PUZZLE

LABIRENT / LABRINTH

Çözümü Solution 108


BULMACA / PUZZLE

NUMERICA

Çözümü Solution 109


BULMACA / PUZZLE

4

3

4 110

2

3

2

1

1

SUDOKU


ACİL NUMARALAR / EMERGENCY NUMBERS

KKTC’yi ziyaret edenler için önemli numaralar

Important telephone numbers for visitors to the TRNC

KKTC Ekonomi Bakanlığı:

0392-22-86838

TRNC Ministry of Economy:

0392-22-83594

KKTC Tarım ve Orman Bakanlığı:

0392-22-83594

TRNC Ministry of Agriculture and Forestry:

0392-22-83594

KKTC Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı:

0392-61-12000

TRNC Ministry of the Environment and Natural Resources: 0392-61-12000

Lefkoşa - Turizm Bakanlığı Danışma Bürosu:

0392-22-89629

Nicosia – Ministry of Tourism Information Office:

0392-22-89629

Lefkoşa Türk Belediyesi:

0392-22-85221

Nicosia Municipality:

0392-22-85221

Lefkoşa Derviş Paşa Müzesi:

0392-22-73569

Nicosia Dervish Pasha Museum:

0392-22-73569

Lefkoşa Kütüphane ve Taş Eserleri Müzesi:

0392-22-84349

Nicosia Library and Lapidary Museum:

0392-22-84349

Lefkoşa Lüzinyan Evi:

0392-22-71285

Nicosia Lusignan House:

0392-22-71285

Lefkoşa Mevlevi Tekke Müzesi:

0392-22-71283

Nicosia Mevlevi Dervish Lodge:

0392-22-71283

Lefkoşa Polis:

0392-22-83311

Nicosia Police Station:

0392-22-83311

Lefkoşa Devlet Hastanesi:

0392-22-85441

Nicosia State Hospital:

0392-22-85441

Lefkoşa Yakın Doğu Ünv. Hastanesi Acil Servis

0392-153

Nicosia Near East Univ. Hospital Emergency Service

0392-153

Lefkoşa Elektrik Arıza:

0392-22-75557

Nicosia Electricity Repairs:

0392-22-75557

Lefkoşa Galeria Cinema:

0392-22-77030

Galleria Cinema:

0392-22-77030

Lefkoşa Mısırlızade Sineması:

0392-22-89698

Nicosia Mısırlızade Cinema:

0392-22-89698

Lefkoşa Lemar Cineplex:

0392-22-35395

Nicosia Lemar Cineplex:

0392-22-35395

Gazimağusa Turizm Danışma Bürosu:

0392-36-62864

Famagusta Tourism Information Office:

0392-36-62864

Gazimağusa Belediyesi:

0392-36-64556

Famagusta Municipality:

0392-36-64556

Gazimağusa Canbulat Müzesi:

0392-36-65498

Famagusta Canbulat Museum:

0392-36-65498

Gazimağusa St. Barnabas Müzesi:

0392-36-48331

Famagusta St. Barnabas Museum:

0392-36-48331

Gazimağusa Yeni İskele İkon Müzesi:

0392-37-12933

Famagusta-İskele Icon Museum:

0392-37-12933

Gazimağusa Devlet Hastanesi:

0392-36-48986

Famagusta State Hospital:

0392-36-48986

Gazimağusa Elektrik Arıza:

0392-36-65514

Famagusta Electricity Repairs:

0392-36-65514

Gazimağusa Galeria Sinema:

0392-36-51270

Famagusta Galleria Cinema:

0392-36-51270

Girne Belediyesi:

0392-81-51884

Kyrenia Municipality:

0392-81-51884

Girne Akçiçek Hastanesi:

0392-81-52266

Kyrenia Akçiçek State Hospital:

0392-81-52266

Girne Barış ve Özgürlük Müzesi:

0392-82-18616

Kyrenia Peace and Freedom Museum:

0392-82-18616

Girne Bellapais Manastırı:

0392-81-57540

Kyrenia Bellapais Abbey:

0392-81-57540

Girne Güzel Sanatlar Müzesi:

0392-81-52287

Kyrenia Fine Arts Museum:

0392-81-52287

Girne Kalesi ve Müzeleri:

0392-81-52142

Kyrenia Castle and Museum:

0392-81-52142

Girne Halk Sanatları Müzesi:

0392-81-57688

Kyrenia Folk Art Museum:

0392-81-57688

Girne Galleria Sinema:

0392-81-59433

Kyrenia Galleria Cinema:

0392-81-59433

Girne Lemar Cineplex:

0392-82-23399

Kyrenia Lemar Cineplex:

0392-82-23399

Güzelyurt Belediyesi:

0392-71-42018

Omorphou Municipality:

0392-71-42018

Güzelyurt Müzesi:

0392-71-42202

Omorphou Museum:

0392-71-42202

Sağlık Sorunları:

0392- 112

Health Problems:

0392-112

Yangın:

0392- 199

Fire:

0392-199

Orman Yangını:

0392- 177

Forest Fires:

0392-177

111


112




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.