Bir seda ki tarihi şahit tutar nağmesine, Cezbeder insanı, huzuru bahşeder ruhuma, Takılır birden hislerim bir gramofon iğnesine, Zeki Müren, Müzeyyen Senar eş olurlar ruhuma. Dinlerken şarkıları, bir çayın buğusunda, Raks eder gramofon her nota vuruşunda, Titriyor ellerim her plak tutuşunda, Gramofon antik, renk katıyor İstanbul’uma... İsmail AYDIN
www. pendik. bel. tr
Pendik Belediyesi kültür hizmetidir.
Fotoğraf: Orhun Orkut SADIKOĞLU
Kulağa Hoş Geliyor İnsan kendi varlığını sanatla zamana nakşetme çabasındayken, sesin bulunduğu zamanın dışına çıkabilmesi, sanata yeni bir boyut kazandırdı. Sesini zamana yazan sanatçıların, zamana nağme katan eserlerin bulundukları devri aşarak geleceğe ulaşabileceği kulağa hoş geliyor. Sesle şenlenen, görüntüyle süslenen mekân; zaman akordeonunda katlanarak günümüze ulaşan, artarak çoğalan, birikerek bereketlenen sanat eserleriyle varlığını her devre taşıyor. Zaman, mekân ve sanatın harmanlandığı; sesin ve sözün iç içe geçtiği bu sergiyi bizlere sunan Koleksiyoner Mustafa Özkan Bey’e teşekkür ediyor, Pendiklilere ulaştırmaktan memnuniyet duyuyoruz.
DR. KENAN SAHiN Pendik Belediye Baskanı
Gramofondan önce...
Bu mekanik-akustik kayıt yöntemi 1920’de elektrikli
İletilen, taşınan ve saklanan bir ses uğruna icatlar Gramofon; sesin iletimi, aktarımı ve kaydedilmesiyle ilgili teknolojik gelişmelerin stratejik olarak tam ortasında bulunmaktadır. Aşağı yukarı teknolojik gelişmelerin birbirini tetikleyerek diğer gelişmeleri açığa çıkarması, 1800’lü yıllar boyunca oluşmaktadır. Önce ses titreşimlerinin iletimiyle birlikte telgrafın bulunması; hemen ardından sesin aktarımının mümkün olması ve telefonun icadı; aşağı yukarı aynı zamanlarda
sistemlerin ortaya çıkmasına kadar sürdü. Bant kayıt sistemlerini geliştirmek içinse magnetik ilkeleri kullanıldı. Bu sistemler, 1935’te magnetik plastik şeridin devreye girmesiyle ardından da 1960’larda mikro elektroniğin kullanılmasıyla büyük bir ticarî başarı kazandı.
Morse Alfabesi ve Telgraf 1876 yılında Aleksander Graham Bell telefonu icat ettiğinde iletişim konusunda gerçekten büyük bir devrim yapılmıştı. Çünkü Bell’in bu buluşundan önce bir mesajı en hızlı iletmenin yolu, Morse Alfabesiyle telgraf hatlarından ulaştırmaktı. Morse Alfabesi ilk kez 1835’de Samuel Morse tarafından oluşturuldu ve 1837’de ilk kez kullanıma başlandı...
sesin bir madenî plaka üzerine kaydedilebilir olmasıyla gramofonun atası olan fonografın keşfi; hemen ardından da gramofonun icat edilmesi; Kıta Avrupa’sı, ABD ve Kanada’dan birçok bilim adamının birbirinden çoğu zaman habersiz yaptıkları buluşlarla gelişti. Sanayi Devriminin doğal sonuçları olarak bakabileceğimiz bu devrim niteliğindeki icatlar, daha sonraki dönemleri derinden etkiledi ve teknolojiyi özel olarak sanayi üretimi için kurulmuş alanlardan alıp gündelik hayatın içine ve sıradan evlere taşıdı. Tarihte ilk ses kaydı 1877’de Thomas Edison’un (1847-1931) geliştirdiği ve “konuşan makine” adını verdiği aygıtla gerçekleşti. “Fonograf” ya da teknolojisi geliştiğinde “gramofon” diye adlandırılan bu aygıt ses titreşimlerini, döner bir silindire sarılmış bir kalay folyoya izler halinde kaydediyordu. Edison makinesini denemek için önce ahizeye “Merhaba” diye seslenmiş, folyoyu bir diyaframa bağlı bir iğnenin altından geçirdiğinde, aynı sözcüğün yinelendiğini işitmişti.
6
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Morse Alfabesinin Mucidi Samuel Finley Breese Morse (27 Nisan 1791 – 2 Nisan 1872)
1840 yılında icadı için patent alan Morse, ilk hattı Baltimore-Maryland
ile başkent Washington arasında kurdu. İncil’den bir cümleyi içeren ilk mesaj, 24 Mayıs 1844 yılında iletildi. Morse Alfabesi kısa ve uzun sinyallerin kombinasyonun
bir sayıya karşılık gelmesinden oluşuyordu. Her sayı da bir
de en köklü çözüm yolu, bir telgraf teknisyeni olan Fransız
harfe karşılık geliyordu. Ancak bu ilk sistemin kullanımı
Emile Baudot tarafından geliştirildi. 1874’te geliştirilen
kolay değildi, Alfred Veil’in katkılarıyla bazı revizyonlar
bu karma yöntemle yazılı bir telgraf meydana getirmek
geçirerek kısa ve uzun sinyallerin yanına duraklamaların
sorunu çözülmüş oldu; ayrıca birkaç mesajı birden
da kullanıldığı bir iletim dili haline geldi ve Amerikan
gönderme imkânı da sağlanmış oldu. İşte bir icat olarak
Morse Kodu olarak isimlendirildi. Morse ile telgrafın
telefon, Baudot’nun ilk denemesi sırasında icat edildi.
iletişimde yeni bir yöntem olarak kullanılması, dönemin en önemli buluşları arasındaydı. Çünkü acil mesajlar atlı ulak, duman işaretleri, güvercin ve gemiler kullanılarak iletilebilen bir dönemden telgraf telleri aracılığıyla uzak mekânlara bilgi aktarımı kolaylaşmıştı. Kısa zamanda, Morse Telgrafı standart araç, kural ve uzmanlarıyla tam örgütlenmiş bir kamu hizmeti durumuna gelmişti. Ancak telgraf kullanımında insan sesinin teller aracılığıyla aktarılma imkânı yoktu.
Telefonun İcadı Yeni bir teknoloji olarak telgrafın icadı, bazı düşünce, arzu ve ihtiyaçların da önünü açtı. Araştırmacıların iletişimde devrim yapacak bazı çalışmalar içine girdiğini görüyoruz. Fakat bu sıralar en büyük hedef, Morse Alfabesini bir yana bırakıp mesajları normal yazıyla
Aslında telefonun icadıyla ilgili yıllar öncesindeki bir
alabilmekti. Morse Alfabesiyle telgrafın icadının ardından
gelişmeyi de kayda geçirmekte fayda var: 1782 yılında
bu alandaki en önemli yeni gelişme Dubleks adı verilen
Papaz Dom Gauthey, sesleri 800 m uzağa götürmeyi
çift taraflı haberleşme yani her iki yönden birden mesaj
denemişti. Ardından bu alandaki ciddi ilk çalışmayı yapan
gönderebilme tekniğinin bulunması oldu. Bu güzel icat iki
Amerikalı Charles Page (1812-1873) yumuşak demir
kişinin eseriydi: İngiliz Wheatstone (1852) ve Amerikalı
parçacıklarını hızla mıknatıslamak ve mıknatıslığını
Stearns (1868). Ardından da gençlik yıllarında telgraf
gidermek yoluyla sesleri almayı başarmıştı. Meslektaşı
operatörlüğü yapan ünlü Bilim Adamı Thomas Edison bu
Cenevreli Fizikçi Auguste De La Rive (1801-1873) bunu
gelişmeyi 1871 yılında Guadubleks sistem haline getirdi.
geliştirdi ve icat işini, telefonun gerçek ön icatçısı olarak
Fakat ara yıllarda İngiliz Davit Hughes’in mesajların
sayacağımız Alman Fizikçi Philipp Reiss (1801-1873) ele
normal yazıyla yazılabilmesi konusunda önerdiği uygun
aldı.
bir çözüm kayda geçti: Hughes, 1855 yılında alfabe harflerine karşılık olan bir klavye teklif etmişti. Ama yine
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
7
Günün birinde diyapazonun yerine Telefonu icad eden İskoç asıllı ABD’li Bilim Adamı Aleksander Grahamm Bell. (Bell, aslında sağır ve dilsizlerin eğitimi için bir düzenek geliştirmek istiyordu.)
mıknatıslı maden parçaları kullandı ve bunlardan birinin kuru bir ses çıkararak elektromıknatısa gidip yapıştığını gözlemledi. Ani bir esinlemeyle irkildi. Maden parçacıklarının yerine bir zar
yerleştirdi ve zarı titreşimlerine göre direnci değişen bir elektrik devresine bağladı. Sonra telin öbür ucunda çalışmakta olan asistanına seslendi: “Bay Watson, gelin! Size ihtiyacım var.” Watson, şaşkın ve ürkek bir tavırla koşup geldi: Patronunun sesini telefondan duymuştu. Bu olay 10 Mart 1876’da olmuştu. O zamanlar ilim adamları bu icadı Amerika’nın en olağanüstü buluşu olarak nitelemekteydiler; ama o haliyle çok olduğu da bir
8
Reiss, uluslararası üne sahip bir bilgin değildi; fakat
gerçekti. Bir elektrik jeneratörüyle çalışmıyordu. Elektrik
oluşturduğu makine sesin titrediği bir zardı ve bu titremeler
akımını yaratan, vericideki manyetik alanın değişimleriydi
elektrik devresini kapatmaktaydı. Bu çalışmaları aşağı
ve bu telden geçerek alıcıdaki elektromıknatısı harekete
yukarı aynı çalışmalar üzerine yoğunlaşan bir başka
geçiriyordu. Bu durumda 10-12 metreyi aşamazdı. Aygıtı
Amerikalı profesörün oğlunun kulağına bir rastlantıyla
ilk geliştiren Edison oldu (1876). Vericiye bir pil bağlayarak
çalındı. Bu çocuk 3 Mart 1847’de doğan Aleksander
gücünü artırdı. 1878’de Hughes mikrofonu icat etti ve
Graham Bell’di. Graham Bell, babası gibi fonetikle konuşma
böylece zarların titreşimleri sonucu elde edilen sesleri
mekanizmasıyla ilgileniyor ve sağır-dilsizlerin eğitimiyle
büyük oranda yükseltmek mümkün oldu. Böylesine
ilgili sorunları çözmeye çalışıyordu. Graham Bell, bu
olağanüstü bir buluş, sözgelişi, New York’tayken Boston’daki
alandaki incelemeleri sırasında Holmholtz’un “İşitme
arkadaşının sesini duymak görülmemiş bir heyecan yarattı;
Duyusu Açısından Müziğin Fizyolojik Teorisi” (1863) adlı
olaylara, kıskançlıklara, kinlere ve davalara konu oldu. İlk
eserinden, elektromıknatısın etkilediği bir diyapazon
davayı açan Amerikalı değerli teknisyen Elisha Gray (1835-
aracılığıyla nasıl sesler elde edilebileceği hakkında fikir
1901) idi. İçine kapanık bir araştırmacı olan Gray, telefonu
edinmiş ve elektrik konusunda incelemeler yapmaya
Graham Bell’le aynı zamanda bulmuş; ama ne yazık ki
başlamıştı.
beratını ondan iki saat sonra istemişti. Bu 120 dakikalık
1872’de ABD’ye göç eden ve Boston Üniversitesine ses
gecikme mahkemelerin, haklarını reddetmesi için yetti.
fizyolojisi profesörü olarak atanan Bell, sağırlarla ilgili
Graham Bell’in, icadını telgraf şirketi Western Union’a teklif
projelerini bir yana atmış değildi; hatta bir sağır kadınla
edip (1877) reddedilmesinden sonra kurulan Bell Telephone
evlenmişti. O kadar ki 1875’te bir telgraf maniplesi
Şirketi aleyhine; sözde başka mucit, geliştirici ve rakipler
aracılığıyla bir diyapazonu onlar için titreştirmişti.
tarafından bir yığın davalar açılmaya başlanmış, bir yandan
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
da berat meseleleri çevresinde tatsız didişmeler ve açgözlü
alandı elbette. Ve kolay kolay kimsenin aklına gelecek şey de
çekişmeler almış yürümüştü. Bütün davalar art arda gerçek
değildi. Bunu ilk düşünen Charles Cros (1842-1888) adında
mucidin lehine sona ermekteydi.
bir Fransız oldu. Cros şair, mizahçı ve bilim adamıydı. Bir
Telefon da bir yandan durmadan yayılmakta, teller
yandan şiirler yazıyor, bir yandan da teorik olarak renkli
şehirlerden şehirlere uzanmaktaydı. Telefon, icat edilmesiyle
fotoğraf, gezegenler arası ulaşım ve fonograf tasarlıyordu.
birlikte sadece 10 yıl içerisinde önce Amerika’ya sonra
18 Nisan 1878 tarihinde Thomas Edison imal edilmiş ilk fonografla birlikte.
da bütün dünyaya hızla yayıldı. 1880 yılında Amerika’nın 35 eyaleti telefon santraline kavuşmuş ve 70.000 abone kaydetmişti. Bell, 4 Ağustos 1922’de Halifaks’da öldüğünde ABD ve Kanada’daki 17 milyon abonelik şebekede ulaşım bir dakika durduruldu.
Fonografın İcadı 1876’da telefonun icadı bunca hayranlık dolu bir şaşkınlık yarattıktan sonra fonografın etkisi ne oldu, bir gözünüzün önüne getirin. Oysa bu konu da ani olarak patlak vermemiş, çalışmalar az çok kulaktan kulağa duyulmuştu. Bilim adamları uzunca bir süreden beri uğraşmaktaydılar; hatta 1857’de yolu yarılamışlardı bile. O yıl mütevazı bir basın musahhihi olan Fransız Edouard-Leon Scott (1817-1879),
Tasarıları gerçekleşti ve 1877’de Bilimler Akademisine
gerçek bir kaydedici fonograf imal etti. Bu, altında bir
“paleophone” adını verdiği gerçekte bir fonograf olan
silindirin döndüğü madeni bir sivri uç ve buna bağlı bir
bir aletin planını sundu. Edison’un bu çalışmadan haberi
zardan oluşmuştu. Bu zarın önünde konuşulunca ya da
oldu mu? Yoksa yalnızca bir rastlantı sonucu olarak mı
şarkı söylenince sesler sivri madeni uç aracılığıyla silindirin
bilmiyoruz; tıpatıp aynı ilkelere dayanan makinesi için berat
üzerinde titreşimli izler bırakıyordu. Bu kaydetmenin
istedi. 1877 yılında Edison’u bu makinenin önünde çocukça
tersinin olabileceği yani sivri ucu bu izlerden bir
bir şarkı olan “Mary had a little lamb (Mary’nin minik bir kuzusu var)” şarkısını söylerken görenler, makinenin az
daha geçirmek
sonra hımhım bir sesle bunu tekrarladığını duydu. Sesleri
yoluyla söz
özel bir yöntem ve özel bir düzenekle kaydeden ve saklayan
ya da müziği
bu alet gramofonun atasıdır. Gramofonun atası olan bu
yeniden
alet, Türk topraklarına ilk girdiği Osmanlı döneminde
meydana
“Sadanüvis” olarak adlandırılmış; fakat daha sonra bu
getirmek
isimlendirme unutulmuş ve yerine fonograf kelimesi
bambaşka bir
kullanılır olmuştur.
Ses kaydedebilen ilk fonograf.
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
9
Latince “ses” anlamına gelen foni ile grafo kelimelerinden türetilmiş fonôgrafos kelimesinden gelmektedir. “Ses yazmak” anlamına gelen bu kelime diğer dillere phonograph (ing.), fonograph (alm.), phonographe (fr.) olarak geçmiştir. 1878’in fonografı bir oyuncaktı; ama inanılmaz bir gelişme gösterdi; günümüzün elektrofon ve mikrosiyon plaklarına bir yığın yeni buluş ve icatlara yol açtı…
Ve Gramofon Edison’un fonograf adını verdiği aygıtta ses bir silindir üzerine sarılı kalay katmanı üzerine kaydediliyordu. Silindir burgu biçimli bir yatak içinde dönen bir eksenle çevriliyordu. Böylece kaydedici diyaframın ortasındaki iğne silindire değdiği zaman kalay yaprak üzerinde helezon biçimi ince bir çukur açıyordu. Diyaframa ses dalgaları
10
ulaşınca iğne titreşerek kalay üzerin de bununla uyumlu
1877’nin bir sonbahar günü Newyork’ta bir makine tamircisi
ve inişli çıkışlı bir çukur açılıyordu. Kayıt bittikten sonra ses
dükkanına giren otuz yaşlarındaki genç adam, elindeki
verici diyaframın iğnesi başlangıç noktasına getirilip silindir
planları göstererek ustaya “Bu makineyi plandaki gibi aynen
hızla döndürülünce de ses geri veriliyor, kaydedilen sesin
yapabilir misiniz?” diye sorar. Makinenin ne işe yaracağını
benzeri duyuluyordu. Daha sonraları kalay yerine bir çeşit
soran usta: “Bu makine insan sesini uzun süre bozulmadan
mumla kaplanmış silindirler ve ardından da günümüzde
saklayabilecek.” cevabını almıştı; ama 40 yıllık makine
de kullanılan daire biçimli plaklar yapıldı. Bir kez ses
ustalığı tecrübesi bu düşünceyi saçma bulmuştu. Genç
kaydedilince aşındırma ya da elektrolizle kalıp çıkarılarak
adam ile usta bir kavanoz reçeline iddiaya girdi. Usta, tuhaf
kaydedilmiş plağın binlerce örneği yapılabildi. Günümüz
makinenin yapımını bitirdiğinde, genç adam yanındaki uzun
gramofonları plağı döndüren düzen, sesi plaktan alan pikap
boruyu makineye taktı, kolu çevirdi ve boğuk bir ses dükkanı
başı, sesi yükselten bölüm ve hoparlörden oluşur. Pikap
kapladı. Kayıttaki bir çocuk şarkısıydı: “Mary had a little
başı plak üzerine kaydedilmiş titreşimleri iğnesi yardımıyla
lamb! Its fleece was as white as snow!” (Mary’nin küçük bir
alarak elektriksel titreşimlere dönüştürür. Pikap kolu, bu
kuzusu vardı. Bu kuzunun kar gibi beyaz yünü vardı!) Genç
hareketleri piezo-elektriksel ya da elektromanyetiksel olarak
adam, Thomas Alva Edison insan sesini ilk defa bir yüzeye
elektrik işaretlerine dönüştürür.
kaydeden adam olarak tarihe geçti. Bu aletle bir diyafram,
Elektriksel titreşimler amplifikatöre girip yükseltilmiş olarak
iğne ve iğnenin üzerinde gezdiği kalay yaprağı kullanıldı.
çıkar, oradan hoparlöre gelerek yeniden ses titreşimlerine
Kaydetme ve dinleme işleri için iki ayrı sistem vardı. Bu
(ses dalgalarına) dönüşür ve yayılır.
zamana kadar fonograf olarak adlandırılan alet, 1885’te
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
telefonun kâşifi Bell’in kaydetmede balmumu kullanarak geliştirdiği makineyle birlikte gramofon adını aldı. İlk defa Graham Bell’in kullandığı silindir disk üzerinde çalışan Alman Berliner, kaydetme sistemini geliştirerek plak üzerindeki çizintilerin derinliğine değil de yanlamasına olmasını sağladı. Berliner’in bu alanda kullandığı plakların
1910’lu yıllarda çekilen bu fotoğrafta, Alman kökenli ABD vatandaşı Emile Berliner, ilk icat disk kayıt gramofon makinesiyle.
ilkleri, üzerlerine balmumu sıkılmış çinko plaklardı. Gramofonun adı Berliner tarafından gramofona çevrilerek bu isimle patenti alındı. Berliner’in gramofona getirdiği yeniliklerin en önemlisi sadece bir plağa kaydedilebilme problemini ortadan kaldırarak kopyalanabilen plakları bulmasıdır. Berliner’in bu alanda yaptığı diğer bir önemli çalışması da gramofon sanayinin kurulmasına ön ayak olmasıdır. İlk gramofondan Berliner’in yaptığı gelişmiş olanına kadar gramofonlar; diyafram, kaydedici iğne, ses kaydedilen plak ve bir borudan meydana geliyordu. Herhangi bir ses gramofona söylendiği zaman, diyafram titreşerek kaydedici iğneyi harekete geçirir. İğne, plak üzerinde çeşitli hareketler yaparak plağı çizer. Bu sesler dinlenilmek istenildiği zaman ise plak döndürülerek çizintiler üzerinde yürüyen iğne diyaframı titreştirir. Diyaframın titreşmesiyle meydana gelen küçük çapta ses dalgaları ucu huni biçiminde açılmış bir boruyla yükseltilerek duyulacak şekle getirilir. 20. yüzyılda teknolojiyle birlikte gramofon da büyük gelişmeler göstermiştir. Önceleri kolla çalıştırılan gramofonlar, çeşitli gelişmelerden sonra elektrik motoruyla işlemeye 1899 tarihli “Bunu duydunuz mu?” başlıklı Edison Fonograf Konseri reklam afişi
başlamıştır. Hızı ayarlanabilen bu motorlar sayesinde bir plağa değişik miktarda kayıt yapmak veya kaydedilmiş sesleri istenilen hızda dinlemek mümkün olmuştur. Gramofonun gelişmesinde plak önemli bir yer tutar. Günümüzde kullanılan plaklar mikroyivli PVC disklerdir. Bu plakların en önemli özelliği pratikte kaydetme imkânı bulunmamasıdır.
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
11
Plakların doldurulmasında özel bir ana plaktan istifade edilir. Bundan çıkarılan kopyalar gramofonlarda kullanılır. Plakların bu özelliği bir dezavantajdır.
Osmanlı Döneminde Fonograf ve Gramofon Fonograf İstanbul’da Ses kayıt aygıtları 1895 yılında ses kaydı yapmak ve bu
Ancak kaydedilen seslerin aslına çok yakın bir nitelikte
ürünleri pazarlamak için dünyanın en elverişli kentlerinden
dinlenebilmesi, bunu önemli bir faktör olmaktan
biri olan İstanbul’a ulaştı. Fonografı İstanbul’a ilk getiren
çıkarmaktadır. Yine yüzyılımızda büyük gelişme
Sigmund Weinberg’dir. 1868 Romanya doğumlu bir Polonya
gösteren pikap kafaları ve iğneleri günümüzde plak ve
Yahudisi olan Weinberg, Türk sinemasının gelişimi ve
iğnenin yıpranmaması için elden geldiğince hafif olarak
yaygınlaşmasında önemli bir yere sahiptir. 1908 yılında
yapılmaya çalışılmakta, sesin niteliği içinde bu kısımlar
Beyoğlu’nda sürekli film gösteren ilk sinema salonu olan
kıymetli taşlardan imal edilmektedir. Otomatik pikaplarda
Cinema Pathe’yi açmış ve ilk konulu filmi, Moliere’in “Zoraki
herhangi bir plak bittiği zaman, makineye müdahale
Nikâh” romanını Türk sinemasına uyarlamıştır. Müzik
edilmeksizin plak değiştirilebilir. Plakların bu özelliği bir
ve sinema konusunda faaliyet gösteren Fransız firması
dezavantajdır. Ancak kaydedilen seslerin aslına çok yakın
Pathe’nin İstanbul’daki temsilcisi olan Weinberg’in bu kişisel
bir nitelikte dinlenebilmesi, bunu önemli bir faktör olmaktan
özelliklerinden dolayı o yıllar fonograf
çıkarmaktadır. Yine yüzyılımızda büyük gelişme gösteren
sinemayla birlikte anılmaktadır.
pikap kafaları ve iğneleri günümüzde plak ve iğnenin
1880 yıllarda Osmanlı’ya gelen Fonografın iptidai örneklerinden.
yıpranmaması için elden geldiğince hafif olarak yapılmaya çalışılmakta, sesin niteliği içinde bu kısımlar kıymetli taşlardan imal edilmektedir. Otomatik pikaplarda herhangi bir plak bittiği zaman, makineye müdahale edilmeksizin plak değiştirilebilir. Bugün ilk gramofondan beri kullanılan huni biçimli boruların yerini, hoparlörler almaktadır. Bunlardan elde edilen ses metalik olmakla birlikte borudan elde edilenden daha nettir. Günümüzde ismi değişen gramofon, artık pikap diye isimlendirilmektedir. Gramofonun yaygın olarak kullanılmasını sağlayabilecek olan bu kadar cazip gelişmeler dahi, teyp cihazlarının pikapların yerini almasına mani olamamıştır. Teyp cihazları, gramofona oranla kaydedilen sesin daha net olarak ve uzun süre sonra dinlenebilmesi, daha kolay kullanılabilmesi, pratik olması ve bu cihazlarda
12
kullanılan kasetlerin ucuz ve daha çabuk çoğaltılabilmesi
Erken dönemlerde gerçekleşen Türkiye kayıtları Almanya ve
ve üstüne başka kayıt yapılabilmesi gibi kolaylıklar
İngiltere’deki fabrikalarda basılarak mamul hale getirildikten
sayılabiliyordu.
sonra gemilerle taşınarak ithal malı olarak satılıyordu. Bu
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Bir “kır gramofonu” ile gençler piknikte.
yetinmişler, seslerini plaklara verme konusunda ödünsüz katı bir tutum sergilemişler. 1930’lu yıllarda plak altın çağını yaşıyor, Cumhuriyetin ilanıyla gelen yenileşme, batılılaşma, çağdaşlaşma gibi kavramlar, Türk toplumunu sıkı sıkıya bağlı bulunduğu geleneksel yapısını kırmaya zorladı. O günlere kadar Ermeni, Rum ve Çingene kadınlara özgü bir şeymiş gibi görünen sahneye çıkma, şarkı kanto söylemek gibi işleri Türk hanımlar da kolaylıkla yapar oldu. Fikriye Hanım sesini plaklara veren ilk Türk kadınıydı ve onun baş aktristi olduğu Süreyya Operet Topluluğu da yine Ermeni operet saltanatına son veriyordu. Hafız Sami, Hafız Osman, Hafız Aşir, Tamburî Cemil Bey imparatorluk döneminde ki yaygın ünlerini çoğalan bir ilgiyle
erken dönem kayıtlara ait kalıpların yurtdışında kalması anlamına gelir ki özellikle ilk 10 yıl kayıtları hem sayıca
sürdürüyordu.
dünya savaşının pek çok koleksiyonluk belgeyi yok etmesi,
Dâru’l-Elhân Heyeti tarafından Fonografla derlenen ilk türkü
özellikle de Alman fabrika arşivlerinin tamamen kaybolması
Viyana’daki öğrenimlerinden yeni dönen Seyfettin Asaf ve
kayıt tarihimiz açısından üzüntü vericidir. Feriköy ve
Mehmet Sezâi kardeşler 1925 yılında resmî olarak ilk kez halk
Yeşilköy fabrikaları faaliyete geçtikten sonra şirketlerin ürün
ezgilerini derlemek ve notaya almak üzere Batı Anadolu’ya
örneklerini, kalıplarını, sair belge ve malzemeyi saklama
gönderildi. Bu notaya alınan ezgilerin 76 tanesi “Yurdumuzun
alışkanlığı edinememiş olması da önemli bir kültürel mirasın
Nağmeleri” adı altında bastırıldı.
günümüze erişimini engellemiş oldu.
1900’lerin en modern ses kayıt ve dinletme cihazı olan
çok hem de repertuar açısından çok önemlidir. Yaşanan iki
İlk Türk kayıtları
fonografın, türkülerin derlenmesinde kullanılması, şüphesiz Türk Müzik Tarihi ve bilhassa Türk Halk Müziği Araştırmaları
Batılılaşma ve yenileşme çabasındaki Türk toplumu bu alete
Tarihi açısından büyük önemi vardı.
ilgi duyuyordu. Zengin etnik mozaiğiyle iyi pazar olacağı
Zira halk müziği ürünleri ülkemizde kültür, sanat ve
firmalarca çabuk anlaşılan İstanbul’a ilk kayıt ekibi 1900
bilim camiasına ilk kez notalar dışında, bilhassa sahada
yılında geldi. The Gramophone Company şirketi teknisyenleri
doldurulan bu plaklar vasıtasıyla tanıtılabilmişti. Başlayan
170 kadar kayıt gerçekleştirdi. Ardından Emil Berliner
derleme gezileri 1927, 1928 ve 1929 yıllarında sürdürüldü.
Şirketi de 1900-1912 tarihleri arasında yaklaşık 3 bin kayıt
Dört derleme gezisinde toplam 1.000 kadar türkü, ses
gerçekleştirdi. 1903 yılından itibaren piyasaya sürülen
kaydı alınarak veya doğrudan notası yazılarak tespit edildi.
plaklar tek yüzlü olarak basıldı. 1904-1910 yılları arasında
Dört derleme gezisinin sonucu olarak da 12 türkü defteri
özellikle kadınlar gramofondan gelen sesleri dinlemekle
yayımlandı. Bu defterlerde 600 kadar türkü notası yer aldı.
14
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Mustafa Özkan Kimdir? 11 Ocak 1967 Muş doğumlu olan Mustafa Özkan aslen Erzurumludur. Asıl mesleği dış cephe kaplamacılığı olan Mustafa Özkan, bir zamanlar sadece hobi gözüyle baktığı gramofonlarla uğraşmayı zaman içinde meslek haline getirmiştir. Yaklaşık 25 yıldır gramofon tamirliği ve antikacılık yapan Özkan’ın gramofon sevgisi, daha sonraları “Gramofon Yusuf” olarak anılan dedesi Yusuf Bey’in alacağına karşılık aldığı gramofonu Muş’taki evlerine getirmesiyle başlamıştır. Kadıköy Antikacılar Sokağı’ndaki dükkânında birbirinden kıymetli yüzlerce gramofon, radyo, taş plak gibi eserler bulunan Özkan, eskicilerden ya da sahiplerinden satın aldığı gramofonları temizliyor, tamir edip bakımını yapıyor ve insanların beğenisine sunuyor. Mustafa Özkan’ın antika dükkânı; Aşk Oyunu, Unutma Beni gibi birçok film ve diziye ev sahipliği yapmıştır.
16
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
17
Mustafa Bey’in modifiye ederek yaptığı 1930’lu yıllara ait Columbia markalı Borulu Gramofon
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
19
Mustafa Bey’in modifiye ederek yaptığı 1940’lı yıllara ait Borulu Gramofon
20
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
1930’lu yılların Borulu Gramofonu
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
21
1920’li yıllarda Türkiye pazarına yapılan Borulu Gramofon
22
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Mustafa Bey’in modifiye ederek yaptığı 1920’lı yıllara ait Borulu Gramofon
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
23
Montaja hazır Borulu Gramofon
24
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Mustafa Bey’in modifiye ettiği 1930’lu yıllara ait Sahibinin Sesi 5 Numara Borulu Gramofon
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
25
Mustafa Bey’in modifiye ederek yaptığı 1930’lu yıllara ait Columbia Marka Borulu Gramofon
26
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
1999’da Mustafa Bey’in İzmir’de parçalanmış bir şekilde alıp orijinaline uygun bir şekilde modifiye ettiği ve Şark Köşesinde misafirlerine müzik ziyafeti yaptığı Gramofon
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
27
Mustafa Bey’in modife ederek yaptığı 1930’lu yıllara ait Columbia Markalı Borulu Gramofon
28
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Mustafa Bey’in modife ederek yaptığı 1930’lu yıllara ait Borulu Gramofon
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
29
30
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Mustafa Bey’in modife ettiği 1935 yılına ait Sahibinin Sesi 4 Numara Borulu Gramofon
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
31
Mustafa Bey’in modife ederek yaptığı 1935’li yıllara ait Columbia Marka Borulu Gramofon
32
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
33
1890’lı yıllara ait Edison’un yapmış olduğu Silindir Plaklı Fonograf
34
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
1940’lı yıllara ait Alman yapımı Çocuk Gramofonu
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
35
1930’lu yılların İngiliz yapımı Salon Gramofonu
36
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
1915 yılına ait Amerikan yapımı Büyük Boy Yatay Sanora Gramofon. Her iki tarafında Plak Koyma Haznesi olan bu gramofonun ön tarafında açılır kapak, sol tarafında sesi açıp kapama kolu bulunmaktadır.
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
37
1920’li yılların İngiliz yapımı tam Salon Gramofonu
38
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
1920’li yılların İngiliz yapımı tam Salon Gramofonu
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
39
1930’lu yıllara ait büyük otomatik Columbia Marka Salon Gramofonu
40
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
1930’lu yıllara ait Sahibinin Sesi Büyük Salon Gramofonu
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
41
1920 yılına ait Amerikan yapımı Büyük Salon Gramofonu
42
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
1930’lu yıllara ait İngiliz yapımı elektrikle çalışan Sahibinin Sesi Gramofon ve Amerikan yapımı Markoni Radyo.
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
43
44
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
1915 yılına ait Büyük Salon Gramofonu
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
45
1930 yılına ait Amerikan yapımı Salon Gramofonu
46
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
47
1930 yılına ait İngiliz yapımı Yatay Salon Gramofonu
48
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
1930 yılına ait Alman yapımı Seyahat Gramofonu
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
49
Bir Osmanlı subayına ait olan ve orijinalliği korunan Gramofon
50
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
51
1935’li yılların Yarım Salon Gramofonu
52
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Yarım Salon Gramofonu
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
53
Yarım Salon Gramofonu
54
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
55
Yarım Salon Gramofonu
56
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
1930’lu yılların çift zemberekli otomatik Yarım Salon Gramofonu
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
57
1930’lu yılların Sahibinin Sesi Yarım Salon Gramofonu
58
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
1940’lı yıllara ait elektrikli Columbia Marka Yarım Salon Gramofonu
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
59
1930’lu yılların Sahibinin Sesi Yarım Salon Gramofonu
60
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
1930’lu yıllara ait Odeon Marka Yarım Salon Gramofonu
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
61
62
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Yarım Salon Gramofonu
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
63
1935’li yılların Sahibinin Sesi 5 Numara Çanta Gramofonu
64
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
1930’lu yıllara ait kapağında plak kutusu olan İngiliz yapımı Büyük Çanta Gramofonu
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
65
1930’lu yıllara ait Sahibinin Sesi 4 Numara Çanta Gramofonu
66
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
67
68
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Fransız yapımı Çanta Gramofonu
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
69
1930-1935 İngiliz yapımı üzerinde plak koyma aparatı olan Sahibinin Sesi Otomatik Çanta Gramofonu
70
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
71
1930-1935’li yılların İngiliz yapımı Küçük Çanta Gramofonu
72
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Farklı model Çanta Gramofon
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
73
74
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
1930-1935 İngiliz yapımı üzerinde plak koyma aparatı olan Sahibinin Sesi Otomatik Çanta Gramofonu
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
75
1930’lu yılların Fransız Gramofonu
76
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Alman yapımı Laterna
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
77
Farklı Markalarda Gramofon Ses Aynaları (Ses Aynaları, Gramofon çalışmaya başladığında sesin ilk çıkış yeridir.)
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
79
Farklı markalarda Plak Temizleme Silgileri
Gramofon Objeleri
Osmanlı Dönemi Gramofon İğne Kutusu
80
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Farklı markalarda Plak Temizleme Silgileri
Gramofon reklam aynası
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
81
Gramofon aksesuarlar覺
Gramofon Aksesuarları (Devir Ayarı, Yağdanlık, Fiber İğnesi Kesme Makası, Gramofon İğne Bileğici, Fiber Kutusu, Ahşap Kullanılmış İğne Kutusu)
84
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Gramofon Marka ve Devir Ayarları
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
85
Farklı Markalarda İğne Kutuları
Çeşitli ebatlarda Gramofon İğneleri
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
89
Cumhuriyet Dönemi Plak Kapakları
90
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Osmanlı Dönemi Plak Kapakları
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
91
Laterna Plakları
92
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Osmanlı Dönemine ait Taş Plak
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
93
Kayserili Miran Ateş’in deneme Taş Plağı
94
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Cumhuriyet Dönemine ait Taş Plak
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
95
İlk çıkan Taş Plak
96
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Tamburi Cemil Bey’in Kemençe ile Ferahnak Taksim Taş Plağı
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
97
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
99
100
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
101
102
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
103
104
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
105
106
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
107
108
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
109
110
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
112
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Çanta Pikap Radyo
114
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Ahşap Pikap Radyo
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
115
Ahşap Pikap Radyo
116
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
Çanta Pikap Radyo
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n
117
118
K o l e k s i y o n e r
M u s t a f a
Ö z k a n