Platform Dergisi Sayı 5

Page 1

E I J E Uyumu yorumladr - Roland I Koch Dünden bugune. Fehmi Koru ati' hI I I CENGiZ OV PLATFORM'A YAZDI A A A I I \ \ 7 .a I all \ G t\ (O c{ o lr) rO I \ \r§rtr Mevlüde Geng Bir sehrin, bir göqün yaztlmayan öyküsü... ibrahim Sadri §ii6 insana kalbini hatrlatryor I lt C 7 Eu ffi rlsu h La I i r? F I ,\ /-- aal
-/ -.tt);-t I _ trl)-fOt l= D I I I SND PREIS VOLLKOMMENE i;t f a .ffi t) § lJz |Jdtß! üJT I desre* I uuuEM 4k I Der höchste der Preis 28. nternationaten 0uatitäts-Konvention DIAMOND STAR *->samonyolu tv tPfp;' § !ifug'/ ,ffix" €T sendet in 5 verschiedenen Kontinenten l-:.clIr\N ueNachrichtenasenrur AIGIYONwächen*r&€ @ tooonloVlt t;. l,i -q .t ,,rt I tll: ti ,? .t ( EH E[I/i [T m a I 'II! E I ?' ir .!,JjiruJ':ruit ilJl Jll'.dh if i':" :i'.\' li §i . .*1., 'rti,';!.'l; I i.{t ri'.-f irF I I t r. t I .,,. 'i1i. m ,a.'$i T 3t ! t{ -1 I -! t a = l LE *; -)n ",i*,uo ,*JJI:q 0ualitäl uon Samanyolu besläligl --I § ]G / r ht4
,.J\ t-J I r-\ §r I ) -. € ä ^/ t -\ Y ILi a I ? -l Ar h I I OZAN ARIF WOLFGANG SCHNEIDER HALUK LEVENT KEMAI- §AHIN VURAL OGER AIJ KIRCA I a a .74h:/r--a. /c = I ,rp I B ? G*t\' ,re §i €) f*I ,ffi# w D f,"la * DR. GÜLAY YA§IN NAZLI ILICAK MEHMET AU ILICAK FIUZ VE AYI.A TURAN LEVENT BIOAKQI MryLODE GENq t GULER DUMAN ERDAL ERZINCANLI KENAN KUBILAY ALTIMY ERSAVA§TI NINA OGER TONI SCHUMACHER ZAFER GÜNDOGDU WERNER LORANT UGUR ARSI-AN MUSTAFA BAIGAN SEVDA BODUROGLU FAIIH ALTAYLI EYUP KÖKQE MEHMET AU BIRAND HAKAN ELMAN ENGIN TOREI,J HULYA KARAHAN §ENOL DEMIRÖZ MUSA EROGLI.J FAIIH GOK MESUT GUNER AIJ HAYDAR BERKPIMR ABDULI,AH OZER FE\ZIPARMAKSIZ ALI PA§A AKBA§ MAHMUT OZTORK TARIK qELEN TOLCTA SAG [/USTAFA KESER MEHMET GORHAN BULENT ÖVER AU MAHSUNI ROLAND KOCH CENGIZ AYTMATOV FEHMI KORU IBRAHIM SADRI ABDURRAHIM KARAKOQ HosElN qEuK FADiME ÖRGÜ FA]I'A PEHWAN VURAL SAVA§ KIVIRCIK AtI PROE DR. FARUK §EN VET.IABUDAK PRoE DR. YA§AR BILGIN ASLI BAYRAM ve daha birqok isim burada bulustu... I I I I a < cr ,ö -1, tDr 6 1 l--\ l.. E NI \ -1 \'_ ,44 ?l)' , F L l I I \ -D L2 C \ E ,- R b a \ ) ,! -r, I I lt\ -/ 7r\ l { \ / EtrE ) H \ d I I 7 \ \ V, r ll 7 'l {] l' I k I .a \ / f \ r^ \ 4 \- \cr'-, C 7 \ / L / Glr \ -'l J n \ 7 \\ I T I I ( aa\ aD/ I !ry* \ l 7'! l I ttr'7 e \ I \ ,a :/ t E t lr .! I f.-l ,-J \ a ) B äS I \t \ a \ t ,l \r n l^ fL+

ZEITSCHRIFTEN

Titelheld Gerd Guevara

Auf dem Trtelbild der neuen Zeitschnf t Platf orm " schmaucht Che Guevara eine dicke Zigar,.e.ln der Nlaskerade steckt der deutsche Kanzler. Die Zeile dazu: ,,Gerhartz Schrn'derKanzler zwischen Firmenchefs und Genossen - Schräder wird slch dlcrdlngs belm Les€n ebenso wie ?

die meisten Deutschen schwer tun: Das neue Magazin richtet sich an die etwa tiO00O türkischen Untemehmer in Deutschland und erscheint in deren N'luttersprache' Das Blatt will vor allem über deutsche Politik, Wirtschaft, Gesellschaft und Kultur berichten.

Focus,20.9.2004

Covcl{ebcll: Die tÜrkische -Platform' präsentiert den Kanzler als Guerillero

buras, bulusma noktasl... hoggeldiniz...

Busi n ess-l nfos fü r Tü rken irt*

D li,*."'u,ü-[:;l;

-Platform* aus dem Iklim Verlag, l-angen, forcien seine Präsenz auf dem deutschen lvlarkt. Neben dem geplanten Vertrieb via Kiosk s«rll der Titel, der z.urzeit nur im Ahonnement zu haben ist, mög,lichst bald von zweimtr natlicher auf monarliche Erscheinungsweise

-

§chddet /.r

I zu n'erdetr K«xrpcrati«> ncn nrit lnstitu(ionen rvic dcr IHK odcr dem (ioethc-lnstitut angesrrebt. I)ic l)ruckauflage licgt dcrzeit lxi 5.5(X) Lixcmplarcn, r'on dencn .5(XX) an Abonnenten gehen.

'il

§litrclfrisrig will der -fite l scine Position auch im Anze igcnrnarkt l'crhcsse rn, \\'() lklim vor allcrn deur-

umgcstellt wcrdcn. .Plaüorm'hal cürgcitit! Zick sche und rürkische l)as tlagazin, d:rs Kunden aus den llc'reiscit April auf denr \larkt ist, wendct chen F«xrd, Rcisen und Medien erreisich rnit lkrichten üh,t'r Wirtx-haft, P«r- chen mixhte. Die Vcrmarktung für litik und Kulturan rürkitr-hctlnrerneh- dctrrsche Kunden licgt hci [.ur«r Türk mer in l)eutsc'hland, mit dem Zicl. ih- \'Icdia. Ofienbach. ln der Türkei verncn dic Intcgration zu erle ichte rn. l)a- :lntu'()rtct lklim den Vcrkauf' Hox

Ho rizont, 2.9 -2004, 36/2004

.t - Amrttdda I €l,Ptfri T.*T r a$ oluri A -,--r ,::..:---_.,' A 0 GGIIIE rufls lrnE;lri*E ffi \\. lt'In ldctsyum leoatada§! -l ,?a 1,2 I^+ v -{/ AA I t*.- 'r .,,, rlia 2
lr ls n
,7 ll
Fcrus l9l2004
/,\ 6 GeTEE
ß Aliü,€afn*n \El! lierlu SPluiIler s \ > iil i-l
§..A-
4 -
L H zh Do§ ru. .Torofs z. .Güvenili r Avrupoh Türklerin qrilk bir konqlt Yor... I Z Arohk'to yoyrn hoyotrno bogloyon TGRT EU, Fronkfurt Stüdyolorr'ndon gergeklegtirdi§i birbirinden sorprcr progromlon ile sizlerle. Ekonomiden Siyosete, Spordon Gündemdeki son geligmelere, Almonco oltyozrh filmlerden dizilere kodor orodr§rnrz, özledi§iniz büün progromlor, iki dllde yoyn yopon Avrupoh Türklerin konoh TGRT EU'do. I GMUEU www.tgrt.de ,,Stimme Europos" E * * * lI t*
I I I Qok geqitli kurs programlanmtz iginden kendi ö§renme altqkanltklannlza uyanl segebilir ve bireysel danrqmanltk deste§inden yararlanabilirsiniz. En etkin ögrcnme yolu kiEisel ö§renmedir. Medyatek ve bireysel ögrenme ünitelerimizde, her türlü ders araq gereg elinizin altlnda. Dil odaklt düzenlenmiq olan geqitli kültür ve boq zaman etkinlikleri, hem teorik hem de pratik yoldan ögrenme olanagl sa$ryor. 30 ayn kurs progamrndan size en uygun olantnt seqin. ÖgteOen önce, ö§leden sonra ve a§am kurslart sunuyoruz. Almanca'p yo§un veya gok yo§un kursta, baqkalanyla birlikte ya da bireysel bir kursta ö§renebilirsiniz. Üstelik Almanya'nrn en güzel yerlerine da$lmrq 16 ayn qehirde. Dachauer Str. 122 D-80637 München Tel: +49(0)89 159 21-200 Faks: +49(0)89 159 21'444 www.goethe.de/de --_---1 \ l I ATMAilGA i§iil E0tilrr rr{sriTüsü'ilÜn 0ir l(uRsLlnl Sizr on uygun liruyrcl ölronnc yöntrmi: \ r fr ll o ElIEIHE.IIISTIIUT www.goeths.de/de

u

editör

ed itor(a-)platfornr

Boyle güze bir dergide ben de olaym..."

Bu cümle, yazdfii birbirinden güzel romanlarla, dünya edebiyatrna malolmus ünlü Kugtzyazar Cengiz Aytmatov'a a it. Cem i le' n n, Su lta n m u rad' n y azarr bu büyük kalem üstadrnrn iltifattnt duymak, meslek hayatrmrn alabilece§im en büyük ödülüdür. Aytmatov, sayfalan gevirdi, tek tek dergide resmi yaytnlanan konuklanmrzrn kim olduklannr, ne ig yapttklannr sordu... Ve ardrndan bu cümleyi sarfetti. Bu cümle, büyük öarcriyle yayrnladr§tmtz bu derginin omuzlayanlan iqin Siltlerden, alkrglardan gok daha deierlidir.

Platform sayfalannr qevirdiKen sonra ve üstelik bizden de yazr talebi gelmeden böyle bir ifade kullanmasr, Cengiz Aytmatov'u dergimizde a§trlamantn gururuna ayrr bir anlam kattyor. Kalem ve söz üstadr Aytmatov'un uluslararast terör olaylartna de§indi§i yazrsrnr bu sayrmrzda okuyabileceksiniz.

Birinci yrlrnr kutlayaca§r 6. sayrsryla birliKe, Platform, qok krsa bir süre zartnda, "malka" ve sahasrnda "ilk olma" özelli§ini daha da saglamlasttracak. Platform, yürüyüsü boyunca kendisini yalntz btrakmayan abonelerini, dostlarrnr, reklam müsterilerini utandrrmadr. Kalitesi ile Alman kurumlartnt, yetkililerini de sasrrtan Platform'a referans olanlara kargr mahgup olmadr§rmrzr düsünüyorum. Bir sirket danrgmanr dostumuz, bizimle birlikte yapmak istedi§i projeyi anlatmak iqin gittigi NRW Eyalet Milli E§itim Bakanh§r'nda bir yetkilinin, "Türklerin tröyle bir dergisi mi var?" dedi§ini bize iletti.

Cumhurbaskanr Horst Köhler'i n bast n mügavirl i§inden anyan bir yetkili de, özellikle "Gerhartz Schrtider" bashklr kapak illüstrasyonumuzu ve tasanmrmrzr qok beäendiklerini iletti..

Bundan daha güzel lobicilik olabilir mi?

Gelecek sayryla birlikte bayilerdeyiz...

Platform önümüzdeki sayrdan itibaren arttk postayla "ücretsiz" gönderilmeyecek. Almanya'daki okurlarrmrz, gazete bayilerinden dergimizi 4,5 Euro kargrlr§rnda alabilecekler. Benelux ülkelerinde de dergimizi büyük bayilerde bulabileceksiniz. "Qorbada bizim de tuzumuz olsun" diyorsantz, abone olarakbize destek olun. §imdigörev srrasrsizde... Abone olmanrzr ve bizi desteklemenizi bekliyoruz...

Keseka§rdr...

Dergi m izle bera ber verece§i m iz "Keseka§tdt" en büyük sürprizlerimizden biri olacak. "Gäq Edebiyatt ve Kültürü Eki" olarak tanrmladtftmtz Keseka§tdt, Avrupa'daki Türk gögmenlerin öykülerini, giirlerini,

denemelerini yayrnlayabilecekleri bir platform olacak. Kültürümüzü yagatma adtna Keseka§tdt okul ve kürsü vazifesi yapacak. Burada kendisini gösteren yetenekli kalemlere sürprizlerimiz var. §imdiden y aziarnrz, ga rgma la rt n tzt gönderebi rsi n iz.

Daha fazla ipucu yok... Pek yakrnda... Basbakan Recep Tayyip Erdo§an ve Cengiz Aytmatov Platform'da... 6 sayrda 60'rn üzerinde tanrnmrg, sahasrnda ün yapmrs isimle görüsen Platform ekibi, Basbakanrmrz Recep Tayyip Erdo§an'r da konuk ediyor... Qok yo§un i9 temposu ve özellikle de 17 Aralrk kosusturmasr nedeniyle §ubat ayrna ertelemek zorunda kaldt§tmtz görügmede, Sayrn Bagbakanrmrza Avrupa Türklerini ilgilendiren temel konularda da sorular yönelttik.

ilgi ile okuyacakstnrz.

Aynca dünyanrn en ünlü yazarlanndan ve evrenselli§i kanttlanmtg Kugtz yazar Cengiz Aytmatov'la yaptt§tmtz derin bir söylegiyi de 6. sayrmrzda bulacaksrnrz. Platform 6. sayrsrnda hepinizin yakrndan tanrdr§r Türk Alman Sa§lrk VaKr Baskanr Prof. Dr. Yagar Bilgin, NazI llrcak, Milli E§itim Bakanr Hüseyin §elik, Akbank Almanya Genel Müdürü VeliAbudak, Miss Germany Aslr Bayram ve daha birgok tanrnmrs isim yeralryor.

Dünya bir platformdur...

Platform, evrensel ve uluslararast qizgiyi yakalamak gibi bir strateji güdüyor. Bu nedenle Almanya srnrrlannr asmak igin de ba§lantrlar, görügmeler yapryoruz. Amacrmrz deäisik ülkelerin entellektüel kalemlerini Platform Ailesi'ne katabilmek ve onlartn duygu ve düSüncelerini anlatabilecekleri bir "bulugma noktasr" olabilmek. Özellikle son ABD lggalleriyle hatlarrn keskinlegti§i, gizgilerin iyice kaltnlagtt§t dünyamrzda, görü5 ve düsüncelerimizi paylagabilece§imiz bir "Platform" olmak.. bir "diyalog köprüsü" kurmak... Kurulacak bu köprülerle de, Almanya'da ve Avrupa'daki igadamlarrmtza, insantmtza yeni bir vizyon verebilmek...

"Nigin [äyle bir dergi yapryorsun" diye soran dostlanmrza, "Kendimi ve hayatr yeniden tantmlamak igin" dedim birkag yerde...

Alr5rlmr5rn ötesinde, genig bir bakt5 agtstyla kendimizi ve hayatr yeniden tantmlamaya sizce ihtiyactmrz yok mu?

-on i ne. de
PLATFoRM BIR I 2005 3
\
il
; I

ehibi / heausgeÖer ildm Elatgnbh

adE / aEhritt d6 vslags sbdgörrg sü. 16 4f545 naitdrl}{ffi telefon 06105 7@ 99 99 telda 06105 702 99 E6 inerret lffi,Cü.m{*adc e-mail I in@phtümülim.dc

yayn yüEtrneni / cffiakteur I eörhür gCcd c.leÖa@pbthmFdlkE d.

haber mudüru | mhin eyla cerlan@platfo rm-o0lim.de kmdimtü | siloä UFntt uyanrk@Calfofl&q{im.dG

yryrn kurulu / rcdaktiir s.üaidh gcLlr, rldYnt lca, mtft*t @rl4 $lstl r4E* üfc brodr!.st, sulF h&Oü, d.rruä,le Edaldim@platlbrm-fi ltoE.& kapak illüstrast/oou I d4!f!n C!ünkafa hukuk danlynafi I fl. man k rddnalott, lcnd|mcbglu@plat mülinc.de

bu gyrda katkrda bulunanlar / mitaöeit an diEr ausgabe nn dnüts i ankara,lqEa b.lalÖSda., mer yap6fhä, ndi,. lc9ec, m. Mk ölcaG aüChä i rstanbul. lcnilfui tähyledl aEltelenay I istanbul, sebdgäll€i I islanbul, dd( drd.r, §.txa !d*, h.y,Eüin bdr, rün lh b.aü.{, d.äcan C.linlsya stanbul, m sd€, 6c 6Ea, Gtr[r törnp i rckrya

reklam / amigefl I r,a! e.fr tddon (f,l05 7m 99 E) tdetuü 6105 7q2 99 88

lmado & lriE O6fO5 7(p 99 f, .ß:dts@phltumnlirr.dc

'r'- i: L. r 1'l iklim gmbh ww.iklam.de

temsrlcilikler bayern I gür! s h6aEl Ol79 I 2g 1679 bw lön?tuar0l7l 14222532 nN | .bürr$mil b+r Oln I @ 22 g ankara I sa4l kryabafl +N ilz 432 07 57

istanbur I ruh günülE +90 5!13 3t 80 71 hollarda kilcältö. +31 622 96 E3 59 §(re | hibcrh b.dd( +417t 44547 45 mckda I Grian söilro +70 95 96 96 415 5500 ad€t bähnlq oü E büyük ölseldi Türt ismlen podayla dod€dlrna$i.

Platbm'da yaynhnan, faa, habs, &Enf, mkale w bEfimm harlamn rcklamlar lklim GmbH'nrn t6zrl iai olmadan hhtir sekilde logfdamm w kullanrhm. DerBimiz, yaytnlamn bohin haber w fttuäEfladan mmludur Malclelerdsr )audan, yaymlamn ilanhnn ipitinder ilan ehidsi s€rumluüf

Plaltum, 8dn Ahhk lllderi'm uymy bdlh,üd cdcr. (c)

(l)

:bu sayda Au*P"-h ot af vc oa ka[**Tü&/or7&i...

De§igen Almanya Savas yllanndan AB'ye uzanan yolda Almanya'nrn gegirdiäi evrim

Editör [51

I Bir goq hikayesi Benim Almanyam! Mevlüde Geng Görut Herkesin Vural Abi'si... Cumhuriyet Onursal Bagsavcrsr Vural Savag 8 : 5 5 8 e \ \ 5 ) I ,'7 re

iklim
PLATFORM, Amrpa Tüt lbdar rE Sarabilar Bidiäi ih Awpa Türt Gaz€teciler ElidEi üyEidir E ldEir4sniE Zur€i ßutaüirr Esrdae 5500. \ktLh DsJbctEB Der Endwtaußpreis b@t4,50 EUto Alle
Nachdmk A.üEtm in OnlineDer§& und lnbftl nur nadl wtsiger $hrifüirE ZL6timmurB d6 lhdag6. Abone 0odi Alnunya ici ylhk 6 ey 24 EUR. BdoübinduB: Commerbank, Kof,b Nr:29041m BLZ:5@1O000 tssN l6l3 - 8112 P?iiled in GemEny 4 | PLATFoRM I BIR | 2OOS Zma
Copyrigfi 2m4
\4riag GmbH
Redb vortdEIrn.
fGpak 20
Misafir Kalem Söz olmasaydr, Tann da olmazdr, evren de Cengiz Aytmatov ! 6 _l il
C .Y E J a a E o=
Soykrnm yalam [N1ehrnet Koca 25] Memleket Gtilttun [Sebahattin Qelebi 51] Yeni yrl, yeni umutlar [Kenan Öztir 6fl Reklamlarda köklü de$simler zamaru [Mustalh I(orkmaz 85] Bulmaca [Yticel Ergiineg 95] Cizgt dili [Da§rstan Qetinkava 961

"Gergeklik seni özgür klar..."

Medya Dünyasr

Tezgah basrnda kitap okuyan qocu§un serüveni Fehmi Koru

Plaform'un iqinden

§iir §iir insana, kalbini ve cesaretini hatrrlatryor ibrahim Sadri

Almanya Politil€

"Benim igin uyum, topluma katrhmdrr"

Bir dönüs hikayesi: TD-IHK Genel Sekreteri GtilayYagrn 126l Karamanh Fadime'nin basan dolu yolu [561 Turan Kardeglerrin hedefi TtiLrkiye piyasasr [u0] Ikemlin'in gizemi [ä21 CDU'nun tribünlere oynama külttiur'ü! [t)l Qahgkan bir bakan: Wolfgang Clement Il tl Viebram'dan Felluce'ye, özgürlü§irn bedeli [7f]l

Etitim Türkge ö§retemiyoruz! Milli E§itim Bakanr Hüseyin Qelik

Faruk

Hessen Eyaleti Bagbakanr Roland Koch Spor

Türkiye Futbol Federasyonu Baskanr Levent Brgakqr

Fort€
40 yrhn gözlemcisi Prof. Dr.
§en Vl :l lSayr:5101/2005
92
50 86 tl I T PLATFoRMlBlRl2005l5 111111lt Ti I 32

Sorunlann merkezine gögmenleri otur[arak, siyaset yapma yaklagtmlan oldukca smhyor. Böylesine yaklagrmlar, pegin hükümleri arhracagr gtbi, Alman toplumu ile gögmenler arastndaki qizgilerin de kahnlasmaslna yolaqryor. "lktidar pahasrna" tribünlere oynayan ve "Vatan, Millet, Berlin" oylartna göz diken bu tür politikalar, onlan belki iktidara getirebilir ama, toplumsal birliktelik adrna da büyük yaralar agacagr muhakkak.

Futbol ne ilging bir oyun...

Bir top, 22 adam, ortada bir hakem... Ve bu kogturmacayr izleyen yt§tnla insan... Oyunculann gösterdikleri performansa göre yükselen tezahüratlar, alkrslar..

Belki de, günümüzün en önemli kitle etkileme araglanndan biri futbol... Zaman zaman siyasilerin bile gündemini et kileyen, insano§lunun bu ilging icadt, hayatrmrzrn neredeyse ayrtlmaz bir parqast oluverdi.

Politikada yeni kavramlartn do§mastna da yol agtt futbol.

Son iki genel segimi SPD'ntn kazanmasr, Almanya'da muhafazakar kanat Hrristiyan DemokraVHtristiyan Sosyal Birlik Partileri'nin (CDU/CSU), 1998'de düStüEü muhalefetten kurtulup iktidara gelmek igin her yolu mübah görmesine yol aqryor. Tabiri caizse faullü oynanan bu politik kar5tlagmada, taraftarlar da topun fileleri havalandtrmastnl esas almaya bagladr§r igin, igin keyfi iyice kagtyor. Ancak, bLl "fauller" dikkatlerden kaqmayacak kadar barizlesti son zamanlarda. CDU/CSU'nun bu son ytllardaki politikasrndan en gok rahatslzllk duyanlar, elbetteki ülkedeki gögmenler. Zira Hrristiyan Birlik Partileri'nin lobisi olmayan göQmenler üzerinden politika yapmalart kendileri ve asln sa§crlar dtgtnda, her kesimden ciddi tepki topluyor. Birlikgilerin bu tepkileri hig dikkate almadan trkgtlann söylemleriyle örtügen agtklamalanna devam etmesi, ülkedeki ulusal birlik aqtsrndan endige veriyor..

"Leitkultur"

Almanya'ntn gögmen ülkesi haline

geldi§ini kabullenmemekte direnen, fakat bu sosyal olay kargrstnda itirazlartnt gerekgelendiremeyen Birlik Partileri'nin temcit pilavr gibi rsrttp tsttrp ortaya koydu§u konu, "Llyum". Parti yönetimine ktzrp milletvekilliäi drsrndaki tüm görevlerini brrakan CDU/CSU Meclis Grup Ba§kan Yardrmcrsr Friedrich Merz'in yaklastk dört yrl önce politika gündemine getirdi§i "öncü, hakim veya baskn kültür" seklinde tercüme edilebilecek "Leitkultur" uzun zamandan bu yana gündemi meggul ediyor. Gelen tepkilede biraz makyajlanan bu ifade, "Özgür!ükqü Alman öncü kültürü" geklinde kamuoyuna kabul ettirilmeye gahgrhyor. CDU/CSU, simdilerde bu yeni ambalaja iyiden iyiye sahiplenmeye ve igi "Her eve laztm özgürlükqü demokratik öncü kültür" demeye getirmeye basladr.

Peki bu ifadelerden kasttlan ne?

Bu ülkede yasayan herkesin Alman kültürünü, Alman gelene§ini örf ve adetini igsellegtirip Alman gibi yagamast isteniyor. Hrristiyan Birlikgilerin gögmenlerden talep ettikleri hususlan yerine getirmeyen, daha Türkgesi, 'Alman gibiyagamayan" milyonlarca Alman'l ne yapaca§tz?

Almanya demokratik hukuk devleti oldu§una göre, burada ana geqer, Anayasa'daki temel ilke ve de§erler. Hayat bigimini, "Grundgesety'Anayasa" dedi§imiz bu kurallar manzumesi belirliyor.

Evlere senlik baSka bir tekllf daha var ki oldukga ilging: Alman vatandaglt§tna gegen gögmenlerden, Anayasa üzerine yemin etmeleri, orta dereceli okullart bitirenlerin diplomalannrn törenle verilmesi

CDU'nun tri bünlere oynama kÜltÜrÜ!

"ülkemiz" Almanya, a}u ekonomik sartlan yasarken, politikactlartmtztn popÜlist yaklagrmlarr toplumsal gerilimi artrrmada önemli bir rol oynuyor. Problemlere gözüm üretmek yerine, bir krsrm Qevrelerin duygusal tepkilerini oksayan aqtklamalar ve sovlar nedeniyle toplumsal birlikteli§imiz ciddi anlamda yara alryor. Ancak özellikle de Birlik partilerinin yaklastmlan endise uyandtrtyor.

6 PLATFORM ] BIR I 2OO5

Rot-Grün hat fertig' etat miissen T die Anderen färl.

o h flr

tfrr.,

i {ßD t t

t a L\A

ve bu törenlerde Alman milli margrnrn söylenmesi gibi tanrmlamakta güglük gekilen talepler bunlar...

'Anayasa'ya saygrh tek tip Alman vatandagr yaratmak" geklinde tanrmlanabilecek bu yakla5rmlar, ayakkabt ustasrnrn elinden grkmr5 ve her aya§a uydurulmaya qalrsan birayakkabr kalrbr izlenimini uyandrnyor nedense...

Tek tip insan üretme konusunda, "Birlikqi"lerde teklifler bitecek gibi de de§il hani. CDU/CSU'lular 2006 genel segimlerine "Kim daha qok vatansever?" sloganryla gideceklerini aqrklama yanstndalar adeta. Vatanseverlik bizdeki anlamrnrn de§i5tirilmig versiyonunu ga§rr5trrmryor da de§il. "Vatan, millet, Sakarya" söylemleri ile büyümü9 bizim kusaklarrmrz iqin, gögle birliKe artrk, "Vatan, Millet, Berlin" kavramlan da hayatrmrza girecekmig demek ki!

Tribünlere oynamak denilen Sey bu olsa gerek.

Toplumu, ülkesini sevenler ve sevmeyenler veya daha az sevenler diye kategorize etmek, stadyumda ayn bölümlere oturtu lan taraftarlan hatr rlatryor bizlere.

Bütün sorunlarrn merkezine gogmen-

.I

CDU

leri oturtarak, onlar üzerinden siyaset yapma yaklagrmlarr aslrna bakrlrrsa oldukga ilging bir Sekilde srrrtryor. Böylesine yaklagrmlar, önyargrlarr artrraca§r gibi, Alman toplumu ile gögmenler arasrndaki gizgilerin de kalrnlagmasrna neden oluyor. "iktidar koltu§u pahasrna" tribünlere oynayan ve "Vatan, millet, Berlin" oylarna göz diken bu tür politikalar, belki iktidan getirebiIir, ama toplumsal birliktelik adrna da büyük yaralar agar. Burasr kesin.

Aslrnda sorun, CDU/CSU'lulann her nedense bir türlü görmedikleri veya görmek istedikleri bir realiteden kaynaklanryor. Almanya'da yagayan gögmenlerin büyük go§unlu§u artrk Almanya'yl birinci vatan olarak kabul etmis durumdalar.

CDU/CSU'Iu politikacrlar bu konuda kafa yorarlarsa, hem "ülkemiz" Almanya'ya, hem de'latandaglarmrza" büyük hizmet yapmrs olurlar.

Turnusol kairdr

Genelde gögmenler, özelde ise Almanya Türkleri üzerinden oylannr artlrma gayretinde olan Hrristiyan Birlikgilerin Türkiye'nin Avrupa Birli§i üyeli§ine karsr tutumlan ve buna Avrupa'nrn di§er ülke-

,
-
\
t
PLATFoRM I BiR I 2005 i , r
-] \ .-t -_\ \l
1tt
I
NRW

Stoiber ve Meyer...

Edmund Stoiber'in, 2006 yrlrnda iKidara gelmesi halinde, "Türkiye'nin AB'ye tam üyeli§ini engellemek iqin tüm inkanlart kullanaca§2" diyerek baltalan grkarmast da, futbol karstlasmalanntn "dirsek atmalart"nt hatrrlatryor insana...

Emeksiz maa§ yargdan döner Buna son örnek Meyer olayr oldu. Higbir katkrda bulunmadan enerji devi RWE'den maas aldrgr ortaya Qrkan Meyer'in politik hayatt bitti.

lerinden destek araytstna grkmalan gok manidar. CSU'nun lideri Bavyera Basbakanr Edmund Stoiber'in "2006 yltnda iktidara gelirsek, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliEini engellemek iqin tüm imkanlanmrzr kullanaca!2" demesive buna CDU Genel Baskanr Angela Merkel'in tam destek verip aynr meyanda "kükreyerek" agrklamalarda bulunmasr bu konuyu igpolitika malzemesi yapmaKan baska bir gey de§il. "Kargadan baska kus tantmam" misali, CDU/CSU, Türkiye igin illa da "imtiyazlt ortakltk" diyor baska bir sey demiyor. CDU lideri Merkel, Türkiye'nin AB'ye tam üyeli§ini 2006 ytltnda yaptlacak genel segim öncesi sürdürülecek segim kampanyasrnda gündeme getirecek-

dr§r iddia ediliyor. Fakat dantsmanlanntn onu zaman zaman yanrltttklan da ileri sürülmüyor de§il.

Maas ahmtnda da "öncü"

Merkel, "öncü kültür"cülerden olan Meyer'in koltu§unda kalmastnt sa§layamadr. Baskrlar sonucunda koltu§unu kaybetti ve masastnt toplamak zorunda kaldr, Meyer. Kader, milletvekilligi maaStnrn drsrnda eski isverenden ayltk almak konusunda "öncü" olmak gibi bir ayncalrk yasattr Meyer'e... Laurenz Meyer, bu konuda yalnrz de§il. VW'den maas alanlar listesinde gerek eyalet, gerekse Federal l%rlemento'da oturan her partiden oldukqa fazla isim var. CDU milletvekili Hildegard Müller'in (37) vekillik maast-

lerini qoKan ilan etti bile. "Kutsal lttifak"

Türkiye'nin AB üyeli§ine kargt qtkan, Fransa'daki iKidan elinde tutan Halk Hareketi Birli§i (UMP) Baskanr Nicolas Sarko4y'nin Le Figaro gazetesinin haberinde yazian, "Alman sa§r Sarkozy taraftndan fethedildi' ifadeleri do§ru gibi görünüyor. Aynr haberde CDU Genel Bagkant Angela Merkel'in, Sarko4y/nin "Hrrsrna, fikirlerine ve inanqlan"na hayranlrk duydu§unun yazrlmast dikkat gekiyor. Demek ki "fethedilmi§" olmantn temelinde bu hayranlrk yatryor. UMP ve CDU, Türkiye'nin AB üyeli§ine kar5t gtkma konusunda neredeyse "ortak ülkü" belirlemig gibi görünüyorlar.

Aslrnda Almanya'ntn CDU'su 19821998 yrllan arastnda genel baskanltgtnt yapan Helmut Kohl'ün politika arenastndan gekilmesinden sonra ciddi galkanttlar yasadr. Alman medyastnda gtkan haber ve yorumlarda, Merkel'in CDU/ CSU'daki erkek hakimiyetine karst daha fazla direnemeyece§i ileri sürülürken, günü danrsmanlannrn tavsiyeleriyle kurtar-

nrn yanr srra Dresdner Bank'tan aldt§l oldukga kabank yan maag kargtstnda, Merkel'in ne yapaca§t merak ediliyor.

NRW eyaletinde CDU'dan gelece§in Eyalet QahSma Bakant olmastna kesin gözüyle bakrlan isimlerden Hermann Josef Arenz de aldr§r ek ayltklardan dolayt iste§iyle de§il parti kurultaytnda delegelerin oylarryla diskalifiye edildi. "Gäqmenler öncü kültüre uyum sa§lamaltdtrlar" diyenlerin öncülük etti§i parasal 9aibeler dikkatlerden kagmryor.

Bu noKada, Alman Anayasast'ntn önemi bir daha ortaya gtktyor.

§u veya bu kültüre göre de§il de, Anayasa'da yer alan temel de§erlere saygrh bir hayattan yana olmantn ne kadar sa§hkh ve manttklt oldu§u anlagtltyor.

Bu oyunu oynarken, "bir yerlerden" doping alrrsantz, futbol hayattntz bir gün mutlaka biter veya bitirilir.

Oyunu sahada oynamak ve topa konsantre olmak, gol atrnca da tribünü selamlamak, profesyonel oyunculann igi.

Ne yapalrm, herkes Hakan §ükür deäil ki!

3 L ö 8lPLATFoRMiBlR12005 t fl n

gerekmektedir. Diteyen okurtarrmrz (16105_702 99 88 notu faksa da abone kuponlarrnr gegebilirler. Ancak mutlak surette tetefon ve adres bitgiterinin okunakh bir gekilde yazrlmasr gerekmektedir. 6) Atmanya drqrndan abonelik igin merkezimizle irtibata geEilmesi gerekmektedir.

Mevcut abonelerimiz de bu hediyeteri alabileceklerdir.

28 §ubat 2005'e kadar hediyeti a bone Iik Platform Abone Formu lch bestelle die kommenden sechs Ausgaben von Platform frei Haus für nur 24,- EUR (statt 27,- EUR) lch zahle die 24,- euro jährlich bequem per Bankeinzug Konto NrSchicken Sie mir in einem Jahr 6 Ausgab€n der ZeiGchn'ft Platfom. lch kaan iedch meinem Vertmg jedezeit kündigea. Eine kuze lvlittelung aa unEren Platfom Kunden-Serui@genügt. Dis Angebot gilt nur innerhalb Deutshlands. Auslandpreis gehen aufAnfEge. Mir ist bekannt, da$ ich di* B6tellung inner halb wn 14 Tagen bei der B6telladrs widsrutufl kann. Zur Wahrung der Frist genügt die Ehteitige Absendung d6 Wideruh. lch b6tätige di6 durch meine ileite UnteEhrift. BLZ Geldinstitut Datum, Unterschrift Datum, Unteßchrift Land PLZ, Ort Geburtsdatum Strasse, Nr Vorname, Name Bay kol saati Hediye tercihi Bayan kol saati Meine Anschrift (Sadse birini ssiniz) Telefon E-Mail Zamanade§er katmakigin KolsaatinizPlatform'dafi Nisan 2004'ten bu yana yayrn hayatrnda olan ve her iki ayda bir okurlarryta bulugan Platform dergisi, katitesi ve zengin igeri§iyle Avrupa'nrn en iyi Türk dergisidir. Dergimize abone otan bütün okurtarrmrza tercihlerine göre bay veya bayan kol saatleri hediye olarak gönderilecektir. Sadece posta ücreti karqrh§r yukardaki saatterden birine sahip olmak igin abone formunu dotdurup bize yoltamanrz yeterli olacaktrr. Abonelik qarttan: 1) Abone bedeti yrttrk 24 Euro'dur. Yandaki formu eksiksiz doldurup gönderen okurlarrmrzdan abone ücreti hesaptarrndan Eekitdikten 6 hafta sonra kendilerine tercih ettikleri saat posta ücreti kargrlr§r Deutsche Post kanahyla gönderilecektir. 2) Her abone kaydr iEin tek bir kot saati hediye edilecektir. 3) Kampanyamrz §ub at 2005 sonuna kadar gegerlidir. 4) Bay ve bayan kol saati konusunda tercihte bulunmayan okurlarrmrza elimizde bulunan kol saatlerinden gönderilecektir 5) Formlarrn "ikllm Verlcg - Plqtlorm I Slcr*enbug Str. 16 O1316 Mörlelden-Wslldorf" a d re s n e p o stayta gö n d e ri I m e si
7)
aa ,I ,It a a a a I 1\ \llII// t2 n 7 t i\ II I l)l_!:l : a ,--5: OUARTZ , 7 5 lt ,tl l Derginiz Platform'a bir yilltk obone olun yukordaki so otlerden tercih etti§i niz bi ri ni a dresi nize gönderelim. t J \\ \ \lrl-$'l'\)t\\l \, x[I --

Türkiye'nin

AB'ye tam riyeli§i, kendi bazr ktilttirel, milli örf ve adetleriyle ulusal yetkilerinden vazgeQme mecburiyetini beraberinde getirecektir. Aerkca ben, Ttirk rnilletinin kendi kimli§i ve de§erlerinden zarat" görmeden bu birli§e girece§ine inanmryorum.

Sayn Bagbakan, Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) kalesi Hessen'i fethettiniz ve akabindeki seQimleri de kazandrnrz. "Hessen Fatihi" olarak kendinizi nasrl hissediyorsunuz?

Burada "fetheden" ifadesi do§ru ifade de§il. Pegpege iki defa segmenlerin teveccühünü kazanarak iktidara layrk gorülmüS baSbakanlr§a getirilmis bir hükümet baskanr olarak, gerek eyaletimiz gerekse burada yasayan insanlanmrz igin gok büyük sorumluluk hissediyor insan. Biz sadece segimleri kazandtk, ne eyaleti ne de ülkeyi fethettik. Segmenlerin bize verdi§i mesuliyetin ciddiyeti ve büyüklü§ünün farkndayz. Hedefimiz, seqimler öncesi verdi§imiz sözleri baganyla hayata gegirmeKir.

Uzun zamandrr partiniz CDU'da sizi Genel Bagkan olarak görmek isteyenlerin varlrir sr de§il. Eski Genel Baskanrnrz Helmut Kohl politik arenaya veda ederken, adrnz potansiyel Genel Baskan adaylan arasrndaydr. icabr halinde Hessen Basbakanr Roland Koch, Berlin'e CDU Genel Bagkanh$na gider miydi?

Benim Hessen'de bir görevim var ve ben bunun bagrndayrm. Segmenlerim de bütün gücümü Hessen igin harcayaca§rmdan kesin olarak emin olabilirler. Bu tür spekülasyonlara dün katrlmadr§rm gibi bugün de katrlmryorum. Benim görevim Hessen'e hizmet etmek.

SPD'nin kalesi Hessen'i Vatandaslk Kanunu'na kargr baglath§rnz imza kampanyasryla ele geqirmekle suqlanryorsunuz. Aynr zamanda bu kampanyayla goS ve gäqmen kar5rtr politika yaptr§tnrz iddia ediliyor. Bu imza kampanyasr sadece segim takti§i miydi? Bu kampanyanrn

ana hedefi

neydi?

1998'de iktidara gelen Berlin Krrmrzr- F Yegil koalisyon hükümeti halkrn büyük g qo§unlu§unun iste§i ve tercihine ra§men Vatandaslrk Kanunu'nu hayata gegirmek niyetindeydi. Bizde bu hedefe kargr imza kampanyasryla adr gegen kanunda zaruri düzeltmelerin yaprlmasrna dikkat gektik. Hatrrlanaca§r gibi bu kampanyanrn sloganr "Uyuma evet, gifte vatandagh§a hayr" idi. Bu görüg ve politikamrz seQmenler tarafrndan onaylandr ve sonug olarak Federal Eyaletler Meclisi'nde dengeler de§igti. Vatandaglrk Kanunu'nda bu yönde düzeltmeler yaprldr. Berlin Krrmrzr-Yesil koalisyon hükümeti eski yani gifte vatandagh§a yol agan girigimlerinden geri adrm atmak zorunda kaldr. Biz Hessen'de iktidarr ele aldrktan bu yana di§er eyaletlere kryasla uyuma en tazla önem verip yatrnm yapan eyaletiz. Gögmen gocuklan iqin aqtrffmrz Almanca destek kurslannr hatrrlayrn lütfen. Bu kurslar sayesinde lisan problemi olan göqmen gocuklannln okullarda Alman akranlanndan geri kalrp dezavantajlr duruma düsmemelerini hedefliyoruz. Uyum prolelerinin hayata gegirilmesindeki mali yardrmlann hatrrlanmasrnr rica ederim.

Gtiqmenlerin uyum konusunu devamfi gcak tutmanrz dikkat gekiyor. Sizce gäqmenler uyuma kargrlar mr, yoksa uyumu istemiyorlar mr? Sizin uyumdan kastettiiiniz nedir?

Ben devamlr genellemeye kargryrm. Bahsedildi§inin aksine Almanya'ya gög etmi5 olan yok. Almaya'ya gelmi5 olan göqmenlerin ekseriyeti ekonomik ve sosyal hayata qok güzel bir Sekilde adapte olmug vaziyetteler. Ama büyük bir endi-

top

rqrn uyum, katr Irmdrr'

Muhsin Ceylan
E
'Benim !t
uma
10 PLATFoRM I BIB | 2005
Özellikle gifte vatandaslr§a kargr imza kampanyalarr ile adrndan sözettiren Hessen Eyaleti Basbakanr CDU'lu Roland Koch, Avrupa'nrn en iyi Türk dergisi Platform'un konu§u oldu. Koch, uyumdan ekonomik ve sosyal alanda topluma katrlrmr anladr§rnr söylerken Türkleri CDU'da siyaset yapmaya qaärrdr...

§eyle günden güne artan belirli gruplann ige kapanma girigimlerini görüyorum. Bu ige kapanmanrn Fundamentalist islamcrlrk görügüyle desteklenip beslendi§i ve bu insanlann da ülkemizde yan toplumlar olugturdu§una Sahit oluyoruz. Bizler elbirli§iyle bu geligmenin daha da yayrlmasrnr engellemek igin galrgmalryrz. Benim igin uyum, toplumumuzun ekonomik ve sosyal hayatrnrn her kademesine katrlrm, istirak demektir. Buna ülke lisanrna vakf olmak, yani kendini Almanca ifade edebilmek de dahildir. ülkemizdeki göqmenlerde uyuma en büyük engel, Almanca yetersizli§idir.

1998'de SPD-Birlik 90/Yesiller hükümetiöncesinde partiniz CDU, Hür Demokrat Parti (FDP) ile 15 yrl aralksrz ik-

Ltidardaydr. Bu dönemlerde gäqmenlerin uyumuna destek igin neler yapldr? §imdi karglagh§rmrz sonuqlar o zamanlann politikalannrn meyvalan de§il mi?

Uzun yrllar ülkemize gelen gögmenlerin belirli bir zaman sonra geri dönecekleri gorügü hakimdi. Misafir iggi kavramr da buradan geliyor. Gogmenlerin geri dönecekleri düSüncesinde olundu§undan mesela okullarda bu iggilerin gocuklanna anadil dersleri verilmesi desteklenirken, Almanca ö§retilmesi ihmal edildi. Ben Hessen'de iktidara gelince bu sistemi derhal de§i5tirdim. Okul öncesi Almanca destek kurslan, okul ve daha sonraki e§itim ve meslek ö§renim dönemlerinin basanh olabilmesi iqin gok önemli anahtardrr. Krrmrzr-Ye5il koalisyon hükümeti bu

T 'l I
rl N ,| / { I \ ) 7 7 n S .t-t PLATFoRM I BIR I 2005 11

CDU net eözüm alternatifleriyle 2006 genel seeimlerine gidecektir. Ben eminim ki Türk asrlh seemenlerin qo§unlugu, bu sorunun cevabrna "Evet qözümü CDU getirit'' diyecektir. TürkAlman Sa§lü Vakfi Baskam Türk asrlh Prof. Yagar Bilgin Hessen eyalet CDU'sunun yönetimindedir. CDU'nun kaprsr, ttizü§ünü ve hedeflerini benimseyen herkese aqrkhr. Ben, Türk asillr Alman vatandaglannr CDU'da politika yapmaya ga§myorum.

e§itim politikasrna kar5r uzun süre direndi. Bugün onlar da anladr ki, yeterli Almanca olmadan toplumda ba5arrlr uyumun gergeklegmesi mümkün de§il. Biz Hessen'de beg yrl önce, gogmen örgütlerinin temsilcileri, eyalet yetkilileri ve uzmanlardan olusan Eyalet Uyum Meclisi'ni kurduk. Bu meclis uyum igin gerekli al§apr galrgmalannr olugturuyor.

Türk asrll AIman vatandaglan konusuna gelecek olursak, Almanya'da yaklalk 500 bin Türk aslh seEmen var. Bu seqmenlerin partiniz CDU'yu seqmeleri igin neler söyleyeceksiniz?

Her segmen, kendini ilgilendiren problemlerin gözümlerini, kendine göre en iyi alternatif sunan partinin hangisi oldu§unu sorar. Türk asrllr segmenler de aynr soruyu kendilerine mutlaka soruyorlardrr ve soracaklardrr. Ulkemizin karsr kargrya oldu§u her türlü problemin halk lehinde gözümü, sosyal reformun sa§lanmasr ve vergi yükünün hafifletilmesinde hangi parti daha ehildir? CDU bu konulardaki net gözüm alternatiflerlyle 2006 genel segimlerine gideceKir. Ben eminim ki Türk asrllr segmenlerin go§unlu§u, bu sorunun cevabrna "Evet, qözümü CDU getirir" diyecektir. Türk-Alman Sa§lrk VaKr BaSkanr Türk asrllr Prof. YaSar Bilgin Hessen eyalet CDU'sunun yönetimindedir. CDU'nun kaprsr, tüzü§ünü, hedeflerini benimseyen herkese agrKrr. Ben, Türk asrllr Alman vatandaglarrnr CDU'da politika yapmaya ga§rnyorum. Ulkemizdeki Türk asrlhlann orta dire§e ait olduklarr malumumdur. Partim CDU da bu toplum kesiminin menfaatlerini takip eden partidir.

Sayn Basbakan, Almanya'daki Türk medyasrnda isminizi genelde negatif baghklarla qrkan haberlerde görüyoruz. Bu neden bäyle? Bu haberler kargsrnda neler hissediyorsunuz?

insanlara negatif bir etiket yaprgtrrrp bunu ordan oraya tagrmak gok kolaydrr. isterdim ki, gahsiyetlere vurulan etiketle bu simalann hedefleri, yapmak istedikleri daha hassas ve adil ölSülüp bigilsin ve karar buna göre verilsin. Aynca ben Türk medyasrndan devamlr davet alan, röportarj yaprlmak istenen ve yayrn organlannda yaz yazmas arzulanan biriyim. Genelde Türk medyasryla iliskilerim qok iyi bir durumda. Ben sözlerim ve yaptrklanmla de§erlendirilmeyi, ölgülmeyi iste-

rim. Bunu yapanlar, benimle ilgili gizilen resmin aksine baska bir resimle karsrlagacaktrr.

AKüel konu; Avrupa Birli§i ve Türkiye'nin buraya üyeli§i. CDU, her aday igin gegerli olan Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirse de Türkiye'nin AB'ye üyeli§ine giddetle kargr ve alternatif olarak da "imtiyazh ortakhk" teklif ediyor. Bu kar5r durug neden? 1963'de CDU'nun Genel Baskanr Adenauer, Türkiye'nin bu birliie üyeli§ine imzasryla "Evet" demisti. Türkiye'nin tam üyelifini nigin istemiyorsunuz?

Günümüzdeki politik AB, 1963'de yoKu. 0 zaman 6 üyeliAvrupa Ekonomik Toplulu§u vardr. Ben, Adenaeur gibi Türkiye'nin Avrupa Birli§i ile yakrn igbirli§i iginde olmasrndan yanayrm ve bu fikri sonuna kadar da savunuyorum. Biz CDU olarak, bu yakrn isbirliginin üyeliKen de§il imtiyazlr ortakhk üzerinden yaprlmasrndan yanayz.

Günümüzdeki AB'nin sekli, 1 963'teki o topluluKan gok ama gok farklr. Gegen 40 yrl iqinde farkh süregler yagandr, bugünkü noktaya gelindi. AB, yeni 10 üyesiyle tagrma, tahammül etme srnrrlannrn sonuna dayandr. Türkiye'nin AB'ye tam üyeli§i, kendi bazr kültürel, milli örf ve adetleriyle ulusal yetkilerinden vazgeqme mecburiyetini beraberinde getirecektir. Agrkca ben, sonuqta Türk milletinin kendi kimli§i ve de§erlerinden zarar görmeden bu birlife girece§ine inanmryorum. Biz, kesinlikle Türkiye'nin di§er Avrupa Birli§i üyeleri gibi kalkrnmasrndan yanayz. Ve bunun imtiyazh ortaklrkla gergeklegebilece§ine inanryoruz. Bu yolun kesinlikle her iki tarafrn lehine oldu§u düsüncesindeyiz. Uzun ve mesakatli üyelik görüsmelerine baslamadan iyi dü9ünülmeli.

Zira ileride görügme sonuglanndan grkabilecek tam üyeli§e "hayrr"rn meydana getirece§i hayal krnklr§r qok büyük olacaKrr. Ucu aqrk "belki"li belirsiz bir sonug yerine CDU'nun teklifi, pozisyonu dürüst ve gayet agrKrr. Bu konuda, satrr aralannda veya agrkca Türkiye'ye kargr önyargrlr oldu§umuzu ileri sürenlere tüm netlikle bir defa daha belirtirim ki, biz, kökleri tarihi derinliklerde olan Türkiye-Almanya dostluk iliskilerinin kesinlikle daha da geI istirilmesinden, deri nlegtirilmesinden yanayv.

12lPLATFoRM1BlR12005
p .E :;;87:i7;;;"';,:;?;:,t" zaman zaman gazete okumak, büyuk bir keyif verir... Concorde ugasrun A4 E,kbn pacadt son inisjn, bu tarihi günaigüne isteyen yak)aEl.?rZSA bilr. k$i sinin baktendiöi bitdirfldi 2 ---. v aa a I ri a ra
>-----= CI (§o- C C§ q(§(-)^' .CE'= EoCo -:<[J C(1) E(I) (-I LI \ 7 T. \ 7 ,. / \ 7II '4 \

Almanya tarihinde bir ilk gergeklegti. Bu da, 2002 ytnda Almanya' da Federal Qalrgma Bakanlr§r ile Ekonomi Bakanlr§r birlegtirilmesiydi. Bu birlegmeye dair planlar uzun süredir hayata gegirilmeyi bekliyordu. Ne var ki, bugüne kadar higbir hükümet bu konuda dü§meye basmaya cesaret edememigti. §imdi ise bir "Süper Bakan" ortaya grkmall ve klsmen birbiriyle geligen sorunlan bir gatr altrnda toplamak gibi oldukga zor bir görevi yerine getirmeliydi. i9 ve iggi Bulma Kurumu'nun yeniden yaprlandrrrlmasr, iggücü piyasasrnrn esneklegtirilmesi, isQi haklannn güglendirilmesi ve aynr zamanda da maagtan düSülen vergilerin azaltrlmasr. Bu oldukga önemli görev ise ekonomi alanrnda güvenilir bir isme sahip olan Wolfgang Clement'e verildi. Peki, böylesi büyük bir göreve layrk görülen Wolfgang Clement kimdir?

Bir portre "Taktiklerin insanr de§ilim" cümlesiyle tanrmlryor Clement kendini. Net olanr seviyor, yarglara vanrken do§ru ya da yanlrg diye ayrnyor ve bir geyin do§ru oldu§una inandr mr farklr kurumlarrn grkarlan, ittifaklar ya da gelecek segim maratonunda partisinin kazanp kaybedece§i onu hig mi hig ilgilendirmiyor. "Qrkarlarrn gücündense gerekgelerin gücüne inanryor Clement" diyor Süper Bakan'rn eski yolda5lanndan Bernd Faulenbach." Politikada Clement ve Schröder birbirlerini bir elmanrn iki yansr gibi tamamlryorlar. ikisi de sosyal demokrat de§erleri ekonomi-politik pragmatizm ile birlegtiriyorlar; Schroder müzakere yetene§i, agrkgözlülük, gekicilik ve karizmasryla öne grkarken, Clement' in güglü yönlerini igerikler ve galrgkanlrk olugturuyor" görügünü savunan Faulenbach, göyle devam ediyor: "ikisi de büyük oynayan tutkulu politika adamlan, fakat yaklagrm Iarzlan farkl. Schröder'in konular ve e§ilimler hakkrnda sezgileri gok güglü. Clement, daha

gok imge ve dügüncelerden ilham altyor." Önce gazeteci, sonra politikacr Clement siyaset hayatrna attlmadan önce hukuk ve gazetecilik alanlannda faaliyet gösterdi. Henüz Münster gehrinde siyasi bilimler okurken, e§itimini tamamladrktan sonra yaytn yönetmeni yardrmcrsr ve politika sayfasr yöneticisi olarak atanaca§r Dortmund'daki "Westfälischer Rundschau" gazetesinde gönüllü eleman olarak gahgmaya bagladr. 1970 yrhnda SPD'ye üye oldu. Partide ilk dönemler yan aktif olarak gallgmalannr sürdüren Clement, "tam particili§e" ise 1981 yrIrnda Hans Jürgen Wischnevski'nin onu SPD Yönetim Kurulu sözcüsü olarak Bonn'a atamasryla baSladr. 1985'de SPD Parti Genel Müdür yardrmcrlr§rna yükselen Clement, zamantn bagbakan adayr Johannes Rau'nun Federal Meclis seqim kampanyastnr yürüttü. Burada henüz 12 ayrnr doldurmamrgtr ki, SPD yönetiminin bagbakan adaylannr yeterince desteklemedi§i dügüncesiyle süpriz bir istifa karan aldr. Rau'nun yenilgisi muhtemel bir hal almaya baglayrp parti yönetimi ile segim kampanyasr stratejisi hakkrnda sert fikir aynhklarrna vardr§r 1986 sonbahannda Clement'in akrl hocasr Williy Brandt ile arasr agrldr. Partideki görevinden ayrrlan Clement, yayrn yönetmeni olarak Hamburger Morgenpost'ta göreve baSladr. Bu görevini 1989 yrlrnda Johannes Rau'nun Düsseldorf'taki Eyalet Bagbakanlr§r Dairesi'nin idaresini kendisine brrakmasryla tekrar politika arenastna geri döndü.

Kuzey Ren Vestfalya Anonim §irketi Yönetim Kurulu Bagkanr Eyalet Bagbakanh§r yönetim kurulu baskanr olarak gizdi§i "getin bir icraatqr " imajr sayesinde SPD'nin en a§rr silahlarrndan biri haline geldi Clement. Gerek enerji kullanrmr müzakerelerinde gerekse Do§u-Batr Almanya birlik müzakerelerinde Clement, partinin hep ön saflarrnda

"Qlkarlartn gücundense, gerekqelerin gücüne inanryor Clement" diyor Süper Bakan'rn eski yolda5larrndan Bernd Faulenbach. "Politikada Clement ve Schröder birbirlerini bir elmantn iki yanst gibi tamamlryorlar. ikisi de sosyal demokrat de§erleri ekonomi-politik pragmatizm ile birlestiriyorar. Schröder müzakere yetene§i, agrkgözlülük, gekicilik ve karizmasryla öne gr karken, Clement'in gücü nü qal rgkan I r k ol ugturuyor. "

3 E a
PLATFORM BIR 2OO5 15 l /

Ekonomi ve

Qah$ma Bakanr Clement Alman endüstrisinin eewe kirlili$ni belli bir noktaya kadar ikinci plana atrnasr gerektigini savundu§u sert bir tartrgmaya gfudi. "Qevre politikamzt korumak uEuna ekonomimizin altüst olmasma izin veremeyiz" diye Trittin'e sett Afttr Clemenl Clement'in eahsma arkadaslan, "Bir yandan adrm adtm ekonomimizin elini kolunu ba§lryoruz, di$er taraftan da niye ekonomimizin slQrama yapamadr§rndan gikayet ediyoruz" derken, Clement de aynr görügleri paylagryordu.

yer aldr. Daha eyalet meclisi segimleri öncesinde 1990 yrlrnln mayts aytnda Clement'in adr Eyalet Basbakant Johannes Rau'nun halefi olarak stkga gegmeye basladr. Fakat NRW Basbakanl Rau, bu tartrgmalara krzrp, sinir bozucu ve saqma olarak niteleyerek NRW'de yeni segimlerin kazanrlmasr halinde 1995'te tekrar eyalet baskanh§rna adaylr§tnt koyabilece§inin sinyalleriyle bu tür tarttgmalan engellemeyi denedi. Bunun üzerine Clement'e beklemek kalryordu. 1993 ytltnda SPD'nin teklif etti§i Eyalet Bagkanlt§t adaylan listesinde üst stralara yükselmesiyle baskanh§a adaylr§rnr koymast iqin gereken ön politik gartr da yerine getirmig oluyordu.Yine de'\taglt prens" üg yll daha beklemek zorunda kaldt; zira gergekten de 1995 ytltnda Rau eyalet baSbakanlrEr seqimlerine adaylt§tnt koydu ve SPD, kalesi eyaletin güglü partisi olma özelli§ini 50 yrl sonra kaybetti. KRV Sosyal Demokrat Parti SPD arttk hükümet igin koalisyon orta§tna muhtaqtt. ilk SPD-Yesiller koalisyonunun miman

SPD, haklr olarak gtkartlan kanunlarrn onaylandt§t Eyaletler Meclisi'ndeki sayrsal go§unlu§u korumak istiyordu. Bu durum, SPD'yi NRW'de de YeSiller ile koalisyon kurma mecburiyetini beraberinde getirdi. Johanes Rau, eyaleti NRW'yi tek basrna de§il Yegiller ie kurdu§u Krrmrzr-Ye5il koalisyonla idare ediyordu. Uq sol ve gegimsiz olarak kabul edilen NRW YeSilleri ile müzakereleri yürütmek görevi Wolfgang Clement'e verilmi§ti bu koalisyon öncesinde. NRW'deki Ktrmrzr-Yesil koalisyonunun miman haline gelen Clement'i zamantn Yegiller partisi sözcüsü Rainner Priggen,"Dürüst bir arabulucu, komisyoncu" diye överken, birQok Yesiller üyesi de onu Rau'nun koltu§unda görme arzulannt aleni ifade ediyordu. Ancak, Clement'in iktidar iggüdüsünü Krrmrzr- Yesil projeye olan ilgisi ile kangtrnyorlardr. Yesiller ile koalisyon hakkrnda arkadaslan arastnda "Tanrt'ntn bir cezasr" seklinde konugan Clement, yeni kabinede bir süper bakanlr§ln bastna geldi ve 1998 yrlrna dek KRV Eyaleti Ekonomi ve Orta Ölgekli isletmeler, Teknoloji ve Ulagtrrma Bakanlt§r'nt yürüttü. Arttk Krrmrzr-Yesil koalisyonun fikir aynlt§tna düstüEü her noktada karar yetkisi Clement'e aitti. Tüm ekonomi ve enerji poli-

tikasr, Garzweiler 2 , havaalant ve yol gaIrgmalarrndan sorumluydu Clement. Bu kadar genis bir gorev alant olan htrslt politikacr, yetkilerini nastl kullanmast gerekti§ini bildi. "Srkt düzen merakltst sosyal demokratl" oynayan Clement, bu taKi§iyle partisi SPD'nin eyalet politikastntn önemli tüm alanlartnda istek ve düsüncelerini Ye5iller'e kabul ettirmeyi bagardt.

Adaletin ilk Earh ekonomik basan Schröder'in 1998 ylltnda SPD'nin bagbakan adayr olarak seqime gitmesiyle birlikte Clement'in uzun süreli bekleyisi sona erdi. Schröder onu segim kampanyasrnda koruma mekanizmast olarak kullanmak istiyordu bu arada Rau'nun Eyalet BaSbakanlr§r'ndan Cumhurbaskanlt§r'na adaylrk igin istifasr adeta mecburi hale geldi. Clement, Eyalet Meclisi'nde 22O oyun 124'ünü alarak eyalet basbakanr olarak seqildi. Clement'in arkadast ve düsünce fabrikasr olarak da nitelenen Bodo Hombach, Focus dergisine yaptt§l agrklamada, göyle diyordu: "NRW, Schröder'in Federal Meclis segim kampanyasrnda büyük önem tastyor. Koalisyon ortagr YeSiller ile büyük endüstri projeleri ve gerekli bir taktm al§apr galrgmalarrnr gerqeklestirmenin mümkün oldu§unun isbatr. YeSiller eyalet fraksiyonunun büyük go§unlu§u da bu taKi§e kargr seslerlni yükseltiyorlardt. KRV SPD'nin politika deäistirme yolundaki hayati dönüm noKastnt olugturuyordu. Bizim anlayrgrmrza göre sosyal devlet, vatandaglartn strttndan geQinen bir kurum de§il, tam tersi, girisimde bulunmalari igin destek alacaklan bir kurumdur; böyle olmak zorundadtr. Devlet kendi eliyle yürüttü§ü ticari faaliyetlerini harekete gegirebiliyor mu, giri5imcili§i teSvik ediyor mu ve serbest galtgmayt destekliyor mu? Bu sorulara verdi§imiz yanttlarla srnavdadtr devlet" diyordu. Yeni sosyal demokrat politika modelinin bir di§er kararlr temsilcisi olan Clement de, "'Ben adalet prensibiyle yetistim. Fakat adalete giden yol ekonomik basandan geqer" diyordu. Eyalet bagbakanr olarak eyaletini ekonominin de§igmez merkez gücü haline getirmek arzusundaydt Clement. Tutkulu politikacr, daha eyaletinin baskenti Düsseldorf sehrinde kabine gefli§ini sürdürürken, iggücü piyasastntn büyütülmesi uÄruna, politika ve yönetimde arttk hantallasmrs yaptlara kargt büyük bir

16lPLATFoRMlBlRl2005
'- Il I

E sahsi qaba sarfederek girdi§i her müca$ dele koalisyon orta§r üyelerinin nefeslerini kesiyordu adeta. Onun bu hrzlr hareketi ve mücadele kararlr§r halk tarafrndan da desteklenirken, artrk o, ekonomi dostu yenilikqi bir politikacr ününe kavugmustu bile.

Tartrgmah "Süper Bakan"

Wolfgang Clement, trpkr Düsseldorf'da oldu§u gibi Berlin'de de, daha igin bagrndan baganyr tek hedef olarak belirledi. Yoldaglan Bochumlu politikacrnrn pragmatik bakrg agrslnr, hrrsrnr ve bitip tükenmeyen enerjisini överken onu elegtirmektende geri durmuyorlardr. Diplomalr hukukgu Clement'i, hemen tagrp köpüren bir sabrrsrzlrk ve dikkafalrlrkla sugluyorlardr. Ekonomi ve Qa[gma Bakanr higbir tartrgmaya girmekten kagrnmadl§rnr bugüne kadar uzanan politik kariyeri boyunca kanrtladr. Bunun igin en güzel örnek ise, atrk maddelerin gevreye yayrlmasr konusundaki koalisyon orta§r Yegiller ile yaptr§r müzakereler. Yegiller'den Qevre Bakanr Jürgen Trittin'in ödün vermez bir tavrr sergiledi§i görügmelerde, Ekonomi ve Qalrsma Bakanr Clement, Alman endüstrisinin qevre kirlili§ini belli bir noKaya kadar ikinci plana atmasr gerekti§ini savundu§u sert bir tartrgmaya girdi. "Qevre politikamrzr korumak u§runa ekonomimizin altüst olmasrna izin veremeyiz" diye Trittin'e sert grktr Clement, Clement'in gahgma arkadaglan, "Bir yandan adrm adrm ekonomimizin elini kolunu ba§lryoruz, di§er taraftan da niye ekonomimizin srqrama yapamadr§rndan sikayet ediyoruz" derken, Clement de aynr görügleri paylagryordu. Ekonomi ve Qahgma Bakanr olarak segildi§inden bu yana Süper Bakan Clement bu kararlr grkrglarryla bir taraftan parI tisinin sol kanadr, di§er taraftan sendikalarn antipatisini topladr hep. ig anlagmasrnrn yersiz feshine kargr koruma, ya da igsizlerin ig arama süreci iginde devletle arasrndaki iliskiler konusunda yürüttükleri tartrgmalarda tavnnr sermayeden yana koyan Clement'in Bagbakan gibi ekonominin ihtiyaglarryla yakrndan ilgilenmesi kendisini elegtiri oklannrn hedefine oturtuyordu.

Her hafta yeni bir reform

Basbakan Schröder, Clement ile birlikte SPD'nin yenilikgilerinden birini almrstr kabinesine. Clement de Schröder

a9 E -
PLATFORM I BIR I 2OO5 1 -t ,ri. 7 \ lD'7 l'l < 'l ?-' : \.-.;

"Almanya'da öyle bir durumun iqinde bulunuyoruz ki, degigmeden kalabilecek qok az sey var. Qok kapsamh bir reform sürecinin egi§ine gelmig bulunuyoruz. Araghrma ve bilime qok daha bri1'tik enerji ve kaynak sa§lanmast gerekiyor. En büytik arzum; igsizlikle etkin mticadele." diyen Clement büttin bu hedeflerinin temelinde sahsi bazr sebeplerinde bulundugunu vurguladr. Clemenf "Tamamtnt olmasa da savag dönemini ben de yagadtm ve yeniden yaprlanma sürecini gördüm" diyor.

gibi sermayenin adamt olarak görülüyor. Ekonomi politikasr ile ilgili tedbir ve politikalara geldi§inde arastra tüm Eyaletler Meclisi'ni kargrsrna almaktan kagtnmtyor Süper Bakan Clement. Bunun örnekleri ise Qevre Vergisi'nin ikinci adtmtna kargt grkmasr, sise depozitosunu reddetmesi ve kök hücre ara5ttrmalart konusundaki hrzlr kararrnda kargtmtza qtktyor. Politik kurum ve yaprlartn modernlestirilmesinde Clement hep daha büyük cesaret, hep daha hrzlr tempo talep ediyor. Oyle ki bir defasrnda, "her hafta bir reform" gibi bir qözümle ortaya gtkarak tüm dikkatleri üzerinde topladt.

"ihtarsrz isten Qtkarmaya kargt güvence, isletmelerin yasal galrgma saatlerinde yeni düzenlemeler, Esnaf ve Zanaatkarlar Tüzü§ü, daha az bürokrasi, yan meslekler, emeklilik ya5t, genqlerin meslek e§itimi yapacak igyeri bulma stktnttsr, hava kirlili§ine kargt mücadele." Bütün bu gözüm bekleyen konulara aynt zamanda el attyor Clement. Süper Bakan'rn mesai arkadaglan ise o'nun konulara egemen olmasrndan, "Bütün dosyalarr tüm detaylanyla bilir" sözleriyle övgüyle bahsediyorlar. Elestirenler ise, "Pragmatist Clement, birqok sorunla aynr anda bas etmek isterken arada bir astl amaglarrndan uzaklagtyor" derken, "icraat gok, sonug yok" Seklinde sözlerle tiye alryorlar Clement'i.

Süper Bakan'a en Iazla yüklenen ise Hiristiyan Birlik Partisi (CDU)'dan rakibi Friedrich Merz idi. Bu sert attgma ve takrlmalar, bu ikisinin anlasamadtklart anlamrna gelmiyor. Qünkü ikisi de Kuzey Ren Vestfalya eyaletinden geliyor, ikisi de net bir dili tercih ediyor, ikisi de devletin otoritesini srntrlamak istiyor, ikisi de pazan dinamiklestirme gayreti iginde. Partisi CDU'nun üst yönetimiyle karsl karstya gelen CDU'lu Friedrich Merz, tüm politik görevlerinden istifa edince Clement Meclis'te adeta rakipsiz kalü. Yenilikgi kanattan olan Schröder gibi Clement'in de partileri SPD ile ba§lart, ekonomiye olan yakrnlrklarrndan dolayt qok zaytf. Partidaglarr, "Clement, Bagbakan gibi partiyle birlik iginde hareket etmiyor" diyerek bu durumdan yaktntyorlar. Tarttgmalann hrzlandr§r bir dönemde BaSbakan Schröder, SPD Genel Bagkanlt§t görevini brraktr ve bu makama Franz Müntefering getirilerek denge sa§lanmaya Qa-

lrgrldr. Partisinin yagadtklartyla ilgisiz gözüken Süper Bakan Clement, reformlann peginde kararlr kosmastnt, "Sadece Almanya'nrn endüstri ülkeleri arastnda ikinci lige düsmesini engellemek igin de§il, aynr zamanda sosyal devleti mali olarak ayakta tutabilmek igin act da olsa bu ilaglarr igmek zorundaytz" sözleriyle agrklryor.

Talep ve arz

Hartz lV reformlannrn parolasr "Talep ve Arz". Clement, 2005 ytlt ocak aytndan itibaren her gencin meslek e§itimi, is veya meslek edindirme imkantna kavugaca§r sözünü veriyor. Aynca e§itim danrsmanlannrn durumu da gözle görülür Sekilde düzelecek. Clement'e göre ileride bir danrgman sadece 75 ö[renciden sorumlu olacak. "E§er bugünkü hayat standartlanmrzr korumak istiyorsak, Almanya'yr ve Avrupa' yr dünyantn en htzh büyüyen ve en yenili§e agtk co§rafyasr haline getirmeliyiz" diyor ve göyle devam ediyor: 'Almanya'da öyle bir durumun iginde bulunuyoruz ki, degismeden kalabilecek Qok az sey var. Qok kapsamlt bir reform sürecinin eSiäindeyiz. Aragtrrma ve bilime gok daha büyük enerji ve kaynak sa§lanmasr gerekiyor. En büyük arzum, issizlikle etkin mücadele" diyen Clement, bütün bu hedeflerin temelinde gahsi bazr sebeplerinde bulundu§unu da vurgularken, "Tamamrnr olmasa da savag dönemini ben de yasadtm ve yeniden yaprlanma sürecini gördüm. Ve burada yagadrklarrmrn en önemlisi, mümkün olan herkesin alnrnrn teriyle kazandt§r ile geginebilmesi. Bu belki basit ama - daha önce de yagadr§tmtz gibi- hayata gegirilmesi zor bir gergek" diyor.

Farklt kültürlerin ortak yasamt New York ve Washington'a düzenlenen kanlr terör saldrnlan dünün KRV Eyalet Basbakanr ve günümüzün Federal Ekonomi ve Qahgma Bakant'ntn da galtgma hayatrna derinden yansrmts. Oyle ki, iq güvenlik onun da gündeminin ana maddesi haline gelmis. 0 zamandan beri Süper Bakan Clement, farklt kültürlerin ortak yasamrnda daha gok agtkltKan ve ortaklrKan yana. SPD'li politikact, Almanya' da okullarda islam Din Dersi verecek görevlilerin Almanya'da yetigtirilmesini talep ediyor. "Daha seffaf olmaltyv, zira bu Seffafltk ortak kültür hayatt-

18lPLATFoRMlBlRl2005

mrzrn köklerini olugturuyor" derken, Bild gazetesine yaptr§r bir aqrklamada da, Türkler'in Almanya'da yatrnm yapmaya gönüllü olmalarrnr överek, Türk yatrrrmlarrnrn Almanya'da önemli bir ekonomik faktör haline geldi§ine dikkat gekiyordu. Sayrlarr elli bine yaklagan Türk girigimcilerin 300 bin istihdam imkanr olu5turduklannr belirten Süper Bakan Clement, tüm bunlann Almanya'nrn refah seviyesine katkr sa§layan bir zenginlik ve ekonominin önemli yapr taglanndan da biri olugturdu§unun asla göz arü edilmemesini istiyordu...

1940 Bochum do§umlu Clement, kelimenin tam manasryla bir aile babast. 1966'dan bu yana esi Karin ile evli olan Clement'in beg yetigkin ktz evladt ve segim maratonunda kendilerinden bol bol bahsetti§i torunlan var. "Torun sahibi olmanrn bu kadar güzel blr duygu oldu§unu bilseydim, qocuk sahibi olmadan torun sahibi olurdum" sözleriyle ünlü Clement Almanya'da. Ailesi, Clement iqin hergeyden önce bir nevi güg toplama ve huzur deposu. Ailesi, kendi ifadeleriyle onun adeta vatanr. 'Ailem ve birkaq yakrn dostum bana yaptr§rm iste güven duygusu ve dayanma gücü veriyor" diyen SPD'li politikao ig hayatrndaki formunu korumak igin sistemli yaptt$ yürüyü5 sporunu tercih ediyor.

Finanzamt arilk kabusunuz olmayacak!

Vergi iqlemlerini bize brrakrn, siz iginize konsantre olun! Türk elemanlarrmrzla Almanya genelinde Türk igadamlarrna genig hizmetler sunuyoruz.

Bilgi ve tecrübelerimizden yararlanarak siz de Muhasebe iglemlerinden kurtulun, Finanzamt ile bagrnrz a§rrmasrn!

Vergi danrsmanh§rve planlamasr . Personel maag iqlemleri . Ylhk bilanqolar ve vergi beyanlarr Mali muhasebe ve defter tutma hizmetleri . lgyeri denetimlerinde yardrm lgyeri aqma ve kredisi danrqmanh§t (Existenzgründungs)

Ticari girket gekli seEimi danrsmanh0r . lgyeri mali danrsmanlrör

Bahnstr. 21, 63225 Langen Tel: 061 03/9031 53 . Fax: 061 03/9031 B0 www. kasperzyk.de kaspezyk@freenet.de

z E CEVIRi : FEYZA BALAKBABALAR
t4 L ffi $ -,
Martin
E-\
, \l [, lll-
aflÜ
: 5 I 7,/ -l \ \ $ t

Qahsanlara eski olanaklann sa§lanmasr mümkün de$l. Galiba uygun da degil. Geemisin ve So§uk Savag yrllarrnrn özgün kogullanndan kaynaklanan bu imkanlann devam etrnesi halinde, ülkenin ve ülke ekonomisinin bir 10 yrl daha dayanabilece§ine kimse inanmryor.

"Denk ich an Deutschland in der Nacht, Dann bin um den Schlaf gebncht" Heinrich Heine

Heinrich Heine, Almanca ve Almanya'nrn etkisi hälä hissedilen bu büyük 5air ve yazan, 19'uncu yüzyrhn ortasrnda, "gecenin iginde Almanya'yr dügünüyorum, uykularrm kagryor" diye yazryordu. Bir baSka nedenle, annesi yüzünden belki... Ama uzun yrllar bu vurgu ile anrlacak olan "uykular kagrran ülke", Heine'den bir asrr sonra da, insanhk tarihinin en kanlr kabuslannrn miman olarak kayrtlara girdi.

Zaman geqti. Dünya de§igti. Tabii Almanya t

da degisti. So§uk Savag iginde, bu de§i§imini defalarca kanrtladr. Sonra So§uk Savas da bitti, Almanya yeniden birleSti.

Son 6 yrlda hrzlanan büyük bir de§igim yaganryor.

Tarihte bagka bir örne§ine rastlamak kolay de§il. Hele Almanya tarihinde böylesi bir pratik bulmak, hiq kolay de§il. 0 nedenle, yasanan dönüSümün etkileri de bugünle srnrrh. Ama sadece burasryla, yani Almanya'nrn "krrmrzr gizgileri"yle srnrrlr de§il. Almanya, daha önceki tüm krrmrzr gizgilerin iptalini, yeni döneminde bir siyaset bigimi haline getirmis bulunuyor. Drganda ve igeride.

Daralan gember

igeride izlenen iKisat politikalarrndan da hareket edilebilir. Belki en sasrrtrcr olant, ya da kügük bir kesim igin hig 9agrrtrcr olmayanr, iKidardaki sosyal demokratlarla ye5illerin izledi§i politikalardrr. Sosyal demokratlar, SPD, blr dönemin unutulmaz barrg hareketinden do§-

,.:. .'-..;l§.1,''5'ii':i 20lPLATFoRMlBlRl2005
,r!''t'dri6 ,..rt'..1.-.. r . r;- 'l .'.'?ii - * ,..,;1..J.;.-., i E DI I I I

Ne Hrristiyan Demokratlar, ne Sosya!

Demokratlar, ne de YeSiller veya Liberaller kötü ruhlu insanlar. Onlar, galtganlara aa qektirmekten zevk aldrklarr igin de§il, iginde bulunulan ekonomik qemberin drslna ancak böyle grkrlabilece§ine inandrklarr iqin bu yolu izliyorlar.

mug Ye5iller Partisi ile birliKe, ülkede, tam bir reform histerisi do§urmayr bagardr. Ancak bunun bir ortak heyecan olmaktan gok, ortak bir korku oldu§unu gösteren igaretlerin yabana atrlmayacak kadar fazla oldu§u eklenmelidir. Qünkü bu "reformlar", insanlara yeni haklar ve hareket alanlan getirmiyor, tersine, özellikle 1960'larda doru§a ulagan bir sosyal güvenlik a§rnr gündemden kaldrnyor. Reform, yo§un bir tasfiye anlamtna geliyor.

Gerqi galrganlann tüm kazantmlan tek tek ellerinden alrnryor, ama, Sezar'tn hakkr Sezar'a: Bunun, kötü niyetten gok, bir gözüm niyetinden kaynaklandr§rnr da itiraf etmek gerekir. Halen dünya ölge§inde egemenli§ini sürdüren, aslrnda George W. Bush, Gerhard Schroder ve Tony Blair gibi politikacrlarda simgelenebilecek neoliberal ideolojiye gore, küresellegen böyle bir dünyada, Almanya, eskiden su ya da bu nedenle verilmis tavizleri artrk tagrmayacak durumda. Qok fazla yüklenmis bulunuyor. Safra atmasr gart.

Yeni dönemde, selamete grkabilmek igin ilk atrlmasr gereken safralar da, üretimi pahalrlagtrran "ücretler" sepeti.

Qalrganlara eski olanaklann sa§lanmasr mümkün de§il. Galiba uygun da de§il. Geqmigin ve So§uk Savag yrllannrn özgün kosullarrndan kaynaklanan bu olanaklarrn devam etmesi halinde, ülkenin ve ülke ekonomisinin bir i0 yrl daha dayanabilece§ine kimse inanmryor. Ve bu, 2004 yrlrnrn ilk 11 ayrnda 673 milyar euroluk ihracat gerqeklegtirmig, böylece 2003'teki ihracat rekorunu daha gimdiden krrmrg bir "süper zengin" ülkede savunuluyor.

Bu saptama, sadece büyük sanayi ve finans qevreleri igin geqerli de§il. Kimi gevreler igin asrl trajedi, bunun, artrk sendikalar ve di§er sivil toplum örgütleri igin de böyle olmasrdrr. Yani, qalr5anlar ve temsilcileri de "iglerin artrk eskiden oldu§u gibi devam edemeyece§ine" büyük bir iqtenlikle inanryorlar.

Patronlar kadar iggiler de, devlet kadar memurlarr da bu dönügümlerin yaprlabilece§ine, hatta yaprlmasr gerekti§ine, ustelik bütün bunlarrn tek tek kendilerine dokunmadan gergeklegtirilebilece§ine inanryor. Örne§in emekliler, kendi haklarrna, kazanrmlarrna bir "halel gelmeden" emeklilik sorununun gözülece§ine, iggiler ve sendikacrlar kazanrlmlg haklarrna bir zarar verilmeksizin bazr pürüzlerin giderilebilece§ine inanryorlar.

Qocukqa hevesleri andrrdr§r söylenebilir. Öyle görünebilir. Ama öyle de§il. Bu, Alman felsefesinin özgün ve di§er dünya dillerindeki aydrn akrllarrna da ihraq etmeyi bagardr§r bir kavram olan "Zeitgeist" ile, yani"zamantn ruhLt" ile do§rudan ba§lantrlr. Zamann ruhu, bu qözümlerin kagrnrlmaz oldu§una herkesi inandrrmlg bulunuyor. Herkes bu reformlar sayesinde gekilen acrlann bitece§ine inanryor.

Refah ekonomisi

Aslrnda yöntem de qok karmagrk de§il ve kabaca 5öyle: E§er üretim maliyetlerini yeterince, örne§in rakiplerinizden daha gok ve gabuk düsürürseniz, ki buna zaten küresel dünyanrn di§er aktörlerine bakarak mecbursunuzdur, uluslararasr arenada mal ve hizmet satma gansrnrz yükselecektir. Refah ekonomisi bunu gerektiriyor. Bunun iqin gereksiz harcamalardan vazgegmeli ve üretim maliyetlerini mümkün oldu§u kadar dügürmelisiniz. Bu, igerideki efektif talebin düsmesi sonucunu verecektir belki, ama dünya pazarlanndaki sanstntz igerideki gerilemeyi telafi edecek kadar büyük olacaktrr.

iqeride satamasanrz bile drganda satacaksrnrzdrr. Serbest ticaretin demokrasiyle özdeSlestirilerek bir din halinde her yere "sirayet etmesi", bu iyimserlikle yakrndan ba§lanttll.

Yeni dönemin ruhu, bir bagka deyimle reform sürecinin temel mantr§r, gerqeKen de bu kadar basite indirgenebilir bir nitelik tagryor ve bu, artrk Almanya'yr anlatan da bir özet sayrlabilir.

PLATFoRM I BIR 2005 i 21

Ocak itibariyle yürürlü§e gilen ve btitün bu yasalarr hazrlayan Prof. Peter Hartz'rn adryla "refotrn literattirüne" giren "Hartz I-fV" reform yasalan, özellikle issizleri birer muhtaq durumuna dtisüren uygulamalarla tüm kazantmlart önemli ölstide trrpanladr§r halde, ciddi bir tepkiyle kargrlagmadr. Almanya'daki yüzlerce qahgma dairesinin önlerinde, beklenen ölsrilerde btu' yr§rlma ve protesto yaganmadr.

Almanya, bugün, igeride kemerleri stkrp, drgarrda daha gok genislemeyi arayan bir mantrkla hareket etmektedir ve tabii böyle bir süreq, onun yaktn gegmisinden son derece farklrdrr.

Önceki yrllartn mantt§t, igerideki olanaklarrn mümkün oldu§u kadar genigletilmesine dayantyordu.

igeride izlenen iktisat polltlkalan, üretici Sirketlerin, yani arz kesiminin, elinin rahatlatrlmasrnr gerektiriyor: isletmeler, mal ve hizmet üreten sirketler, hatta üretici bireyler, mümkün olan en az harcamayr yaparak mümkün olan en fazla miktarda mal ve hizmet üretmelidir. Bunun igin de, ilk yaprlmast gereken, maliyetlerin ilk srradaki kalemi, iggücü fiyattnr geriletmektir. Qalrsanlarrn daha azkazanmasr, ülke igltalebi krsacak, bu da igsizli§i arttrracaKtr. Ancak, düSen maliyetler nedeniyle drganda sattg ganst artan ekonominin issizliäi yok edecek bir htzla yeni iggücünü istihdam etmesi, bu yöntemin mantr§r olarak tantmlanabilir. Dolayrsryla ne Hrristiyan Demokratlar, ne Sosyal Demokratlar, ne de Yesiller veya Liberaller, kötü ruhlu insanlar. Onlar, galrganlara acr gektirmekten zevk aldtklarr igin de§il, iginde bulunulan ekonomik gemberin drgrna ancak böyle gtktlabilece§ine inandrklan igin bu yolu izliyorlar.

Buna toplumdan bir itiraz gelmemesi, her kesimin ayn ayn de§erlendirmelerde bulunmastnt kolaylagttrdt.

Örne§in 1 Ocak itibariyle yürürlü§e giren ve bütün bu yasalan hazrlayan Prof. Peter Hartz'tn adtyla "reform literatürüne" giren "Hartz l-lV" reform yasalarr, özellikle lssizleri birer muhtag durumuna dügüren uygulamalarla tüm kazanrmlarr önemli ölgüde trrpanladt§t halde, ciddi bir tepkiyle karstlasmadt. Almanya'daki yüzlerce qa ltsma

dairesinin önlerinde, beklenen ölgülerde bir yr§rlma ve protesto yaganmadt. Berlin'deki SPD-Yesiller koalisyonu, 3 Ocak gecesi derin bir nefes daha aldt. Yaz aylannda bir ara saman alevi gibl parlayan ve sonra hrzla yok olan "Pazarlesl Gösterileri"nin kaderi yinelendi.

Toplum, haklarrna sahip qtkan isqilerin damgaladt§t, sosyal mücadelenin anavatanr sayrlabllecek bir ülkede ve yaygrn sosyal güvenllk sisteminin beSiäinde, neoliberal tepkisizli§in hakkrnr verdi§ini kanrtlamrs oldu.

Peki, ne oluyor?

§u oluyor: Avrupa'ntn metropollerinde, ama özellikle de Almanya'da, insanlarrn sosyal güvenlik alantndaki kazanlmlarr birer birer ellerinden altntyor ve bu, ekonomik bunaltma ba§lantyor. Oysa bu kesintilerin, dev Alman sirketlerinin rekor düzeyde kär yapabildi§i bir dönemde gerQeklestirildi§i, ortada. Bu, hig gizlenmiyor. isteyen ,20O4'ün ilk 9 ayt itibariyle hazrrlanan bazt projeksiyonlara göz atabilir. Bunlarda, bir önceki ytlrn aynt dönemine göre, BASF'tn yüzde 63, MAN'rn yüzde 70, Siemens'in yüzde 39 ve Deutsche Bank'rn yüzde 245 gibi oranlarda bir kär artrsr sa§ladt§t görülebiliyor. Ancak aynr dönemde bu sirketlerde galrgan sayrsrnrn azaldtfri da biliniyor. BASF'ta yü2de2.8, MAN'da yüzde 5, Siemens'te yüzde 3.5 ve Deutsche Bank'ta yüzde 9.2 oranrnda bir istihdam düSüsü var ve bu kamuoyuna da duyuruluyor.

Neoliberal yaklagrmr gözüm olarak gören birgok iktisatgt var. Bunlartn aqtkqa söylemedi§i, ama aslrnda olup biten, 9u: Almanya, neredeyse, Manchester kapitalizmi dönemindeki sermaye birikimini andrran bir dönüSüm iginde, sorunlannt gözmeye galr5ryor. Zenginler daha zengin oluyor ve onlar zenginlestikqe de isten qtkarmalar, dolayrsryla toplam issizlik artryor. UIkede yarattlan toplam "hasrla" büyüyor. Ama bu, galt5anlara birebir ve olumlu yanstmtyor. Tam tersine: Qalrganlarla, qaltsmak isteyip de qalrsacak ig bulamayanlann geliri, milli gelirdeki büyümeyi andtran bir hrzla düsüyor.

SPD Grune

Harcanan gelir dügüyor

Qok uzun bir süredir reel ücretlerin durgunlagmasr, yani ücretler düzeyinin enflasyon etkisinden arrndrnldt§tnda gösterdi§i gerileme veya hareketsizlik, böyle

1
z \-i->:.- 22 I PLATFoRM I BiR 2005 7'ril
CDU CSU

bir yolun gölgesidir. Verimlilik patlamasl ise bir bagka göz kamagtrncr rgrk. Aynl dönemde girket gelirlerindeki patlama da ilgi gekici boyutlardadrr. Kär ve faiz gelirlerindeki srqramalr büyüme, izlenen politikanrn do§rudan bir sonucudur. Örne§in, verimliliKeki artrg, yani teknolojik ilerleme nedeniyle, aynr zaman kesitinde, aynr veya daha az birlm iggücü ile daha gok ürün elde etme olana§r da, bu reel ücretlerin iyiden iyiye dügmesini hrzlandrracaktr. Oyle de oldu.

Qünkü yürürlükteki mantrk, 5udur: Biriken kär ve faizler, ister istemez yatrnma dönügecek ve canlanan yatrnmlar da yeni i9 alanlan yaratarak igsizlik sorununu tarihe gömecektir. Teknolojideki srgramalr büyüme, birim zamanda üretilen mal ve hizmet miktarrnda, bu teknolojik yeniIikler nedeniyle ("otomasyon") inanrlmaz artrs, istenen sonucu vermedi, ama igin felsefesi ortaya qrkmrg oldu: Büyüyen sermaye yatrnma dönüSür, pargalanan ve paylagrlan sermaye ise kagar. Sermaye sahipleri böyle dügünüyor. Neoliberal mantrk da bu felsefeyi igliyor.

Almanya, son dönemde tamamen bu qemberin iqindedir.

Eskiden böyle de§ildi. Her ne gerekgeyle olursa olsun, Almanya'da isEiler ve di§er galrganlar iyi kazantyorlardr. iyi kazanmalan gerekiyordu; belki de ondandrr. Bu iyikazanma hali, Almanya'yrtüm dünyanrn gözünde, özellikle de azgeligmiglerin gozünde "ta5r topra§r altrn" bir masal ülkesi haline getirmeye yetmi5ti.

iste "Hartz l-lV" yasalar toplamr, en temelde yatan bu mantrkla hazrrlandr ve herkesi gagrrtan bir tepkisizlikle kargrlandt.Yaz aylarrndaki pazadesi gösterileri krsa bir sürede tarih oldu. 2005 yrh ile birlikte yürürlü§e giren ve igsizlerin birgok kazanrmrnr trrpanlayan "HartzlY" iqin de hükümetin korkulu rüyalan gerqeklesmedi ve galrgma daireleri önünde qrngar falan grkmadr. Almanya ve Alman toplumu, Türkiye ve Türk toplumunu hiq aratmayacak bir "tevekkülle", bütün bu olup bitenleri sineye qekmeKe kararlr oldu§unu gösterdi.

Tepkisiz bu toplum, haklarr elinden alrnan insanlarrn tercih etti§i bu sessizlik, azgelismis ülkelerde aydrnlarrn sürekli kendi halklarrna örnek diye öne qrkardrklan Avrupa'da durumun hig de parlak olmadr§rnr gösteriyor.

Sonug olarak, bütün bunlarrn gok da olumlu sonuglar do§uraca§rnr soylemek zor. Alman halkrnrn siyasete olan güvensizli§i, ciddi boyutlarda bir so§uma halini almrs gibidir. Bu da, Alman siyaset srnfrnrn birgok kesimini ciddi bigimde rahatsrz etmektedir. Alman halkr tarih iqinde insanlr§a inanrlmaz acrlara neden olan arayrglarrnr, inanrlmaz sapkrnlrklannr böyle dönemler, hemen ertesinde gerQekleStirdi. Nazi Almanyasr'nrn, hep benzer bir so§uklu§un ürünü oldu§una dikkat gekilir. 0 nedenle Alman demokrasisine güvenin önemli ölqüde yara almasr, herkes iqin dügündürücüdür.

Ama halkrn bu güvensizli§inde gok haksrz oldu§unu ileri süren yok.

U luslararasr arenada, Almanlann, demokrasi dizginini islevsizlestirerek yeni bir grlgnlr§a girigmesini mümkün goren gevreler var. Bu gevreler ve beklentileri, sonugta tepkisiz bir toplumun ürünüdür. Örne§in sendikalarrn belirsizli§e mahkum krlrndr§r, egemen siyasette ise srradan insanlara higbir mesajln iletilemedi§i bir ortamrn ürünü.

1998 yrhndaki iktidar de§i5ikli§inden bu yana, SPD'nin yaptlklarr ile Hrristiyan demokratlarrn ve liberallerin yapabilecekleri arasrnda hiqbir nitel farkrn bulunmadr§r ortaya qrktr. Bu, belki büyük sermaye gevreleri igin sevindiricidir, ama sermayenin gözlüklerini her zaman miyop sayan ve daha genig baktr$nr ileri süren gevreler igin aynr sey söylenemez. Muhalefetin Almanya' da htzla parlamentonun drsrna bir yerlere do§ru kaymasr, gergi henüz böyle bir hareket görülmüyor ama, Türkiye'deki geli5melerin tersine bir geligme sayrlmamalr. Orada da siyaset srnrfrnrn iginde bulundu§u durum farklr de§il. Almanya ile Türkiye arasrnda siyaseten büyük farklar bulunmuyor. ikisi de ciddi sorunlarrn iginde ve daha da büyüyecek sorunlann egi§inde qare anyorlar Siyasette kapanan kaprlar, yasanan kireglenmeler, pek öyle sevimli bir gelecek müjdelemiyor.

igeriden ve drgandan Bütün bunlar, hrzla de§igen, de§igmek zorunda brrakrlan bir ülkeye karsrlrk geliyor. 1990'larrn basrnda Hrrvatistan ile Slovenya'yr Washington'u bile gaglrtan bir hrzla tanryarak Yugoslavya'daki kanlr finali hrzlandrrdrff ileri sürülen bir ülkenin, sadece iq dinamiklerin de§il, dlg di-

Her ne gerekeeyle olursa olsun, Almanya'da igqiler ve di§er gal6anlar iyi kazanlyorlardl. iyi kazanmalan gerekiyordu; belki de ondandrr. Bu iyi kazanma hali, Almanya'yr tüm dünyarun gözünde, özellikle de azgeligmiglerin gözünde "tasr topragr alun" bir masal ülkesi haline getirmeye yetrnigti.

PLATFoRMlBlRl2005i23

Sosyal demokratlar, SPD, bir dönemin unutulmaz bang hareketinden dogmus Yesiller Partisi ile birlikte, ülkede, tam bir reform histerisi do§urmayr basardr. Ancak bunun bir ortak heyecan olmaktan gok, ortak bir korku oldu§unu gösteren isaretlerin yabana atrlmayacak kadar fazla oldugu eklenmelidfu.

namiklerin de zorlamasryla bu dönüsüm adrmlannr atmak zorunda kaldt§t odada. igerideki tüm sosyal güvenlik rejimini altüst eden, örne§in saytst her gegen gün artan dar gelirli insanlar her doktor ziyaretinde belli bir ücret ödemek zorunda btrakan, issizlerin haklannr daha da ttrpanlayan ve sendikalarr etkisizlestirmek igin atrlan adrmlara gözyuman, vergi indirimleriyle de yatrnmcrlar üzerindeki yükleri hafifleten, yani üretim maliyetlerini dü9üren bütün bu "Hartz" önlemleri, dtgartdan gelen baskrya bir yanrt kabul edilebilir. Edilmelidit qünkü onyrllardtr dünya ihracat sampiyonluäunu kovalayan, dtgarrya bu denli "aqtk" bir ülkenin, igeride vidalarr srkrstrrmasr kagrnrlmazdtr. Küresellesme, komsulan birbirine Eok yaktnlasttran ve drsandaki önlemlerin mutlaka iqeriye de yanstyaca§t bir süregtir. Dolaytstyla, ABD'de sosyal güvenlik rejimi, mutlaka Almanya, Fransa ve di§er AB ülkelerini de etkisi altrna alacakttr. ABD'de sendikalartarihe karrgrrsa, aynr dalga boyundaki bir AB'de sendikalar güglü kalamaz. Onlar da zayfilar. Bu, deäiSimi zorunlu ktlan bir baska etkilegim a§tdtr.

Avru pa'nrn Amerikanlastt§t söylenebilir ve bunun küresel manttktan güq aldt§t biliniyor. Siyaset, dünyantn bir yerinde giderek mafya gruplanntn etki alantna girerse e§er, ki öyle, di§er yerlerde de benzer agrlrmlarrn gözlenmesi ola§andtr.

Tepkisiz Amerikan toplumu, segkinle-

re mahsus bir oyun halini alan baskanltk seqimleri, bir bütün olarak siyaset, tekdüze iktisat politikalan, bütün bunlar, sadece ABD'nin de§il, Avrupa ve onun motor ülkesi Almanya'nrn ig yaptlannt da bu do§rultuda degisikliäe zorluyor. Bu gidis, Almanya igin gerqekten de son derece köklü bir de§igimi igermeKedir.

Sadece iqeride deäil, BM'de daimi üyelik igin rsrarlr bir Berlin'in, drS älemdeki politikalarrnr da de§igtirmek zorunda kaldr§r gözleniyor. igerisi deäisirken dtsansr aynr kalamryor. Drgartst de§igirken de igerisi aynr kalamryor. Sosyal güvenlik rejimi gibi igerideki "krrmtzt gizgilerin" htzla iptali, zaman iqinde, dtg dünyadaki altgrlmrg "krrmrzr gizgilerln" de iptal edilebilece§ini gösteriyor.

0 nedenle Rusya ve Putin ile Gerhard Schröder'in kurdu§u iliski özeldir.

ABD'den de farkltdtr. Tarihe kartsan Yugoslavya'dan bu yana Berlin'in Avrupa'ya ve Ortado§u'ya, dolaytsryla enerji politikalarrna bakrsr, müdahale gereksinimini de farklrlastrrmrstrr, Almanya, gegen ytlrn mayls aytnda sayrsr 25'e grkan AB üyeleriyle birlikte do§uya agrlrm siyasetini yo§unlagttrdt. Rusya ile aqrk isbirligi araytglart, Gerhard Schröder ile Joschka Fischer'in slyasi kariyerleri üzerine ipotek koyduracak "angaje" kadar. Almanya'ntn do§uya yönelme hrzr, Türkiye'ye verdi§i önemden de grkarrlabilir. Bunu, Balkanlar'dan, yani eski Yugoslavya'dan baglayarak, Yunanistan, Bulgaristan Türkiye, iran gizgisi üzerine de söylemek mümkün. Türkiye, 2004 yrlrnda en gok mal ve hizmeti Almanya'ya sattr. En fazla ithalatt da Almanya'dan yaptr.

Bu 1960'lardan beri böyle.

Almanya de§igiyor.

Ancak, bu, sadece Ortado§u'nun kaprsrnda 70 milyonluk bi pazar olarak Türkiye iqin bir anlam tagtmakla kalmtyor, Almanya'nrn iginde yasayan 2.8 milyonluk bir toplum igin de önem ta5tyor. Almanya'nrn degisimi, bu yeni Almanya, daha Simdiden kendi iginde ve dt5tnda, 2f inci yüzyrlrn önemli sorunlartndan birini olusturmaya aday. Daha önceki saytlarda yine Platform'da yazrlmtgtt: 'Arttk higbir gey eskisi gibi olmayacak."

Galiba aynr geyi yine Almanya iqin söylemek gerekir: Bir daha hiqbir sey eskisi gibi olmayacak.

6 E ö 24 I PLATFoRM i BIR 2005 I H --1

mehmet koca

koca@platform-on ine.de

Soykrnm yalanr

Ermeniler sözde soykrrrm yalanrnrn 90. yrlr münasebetiyle büyük bir galrgma igerisinde oldu§unu sa§rr sultanlar bile duydu. Buna kar5rhk OsmanIr'nrn mirasrnr devralan Türkiye Cumhuriyeti, Ermenilerin 90 yrldrr yaptr§r yalan propagandalara karglIrk, son 10 yrlda yaptr§r atakla karsr koyacak ve 90 yrldrr devam eden tarihi yalana son verecek.

Türk Tarih Kurumu basta olmak üzere, 1915'li yrllann hakim ülkelerinin argivleri bagta olmak üzere yüzbinlerce argiv belgesini teker teker tarayarak tarihi gerqekleri gün rgr§rna qrkardrlar. §imdi iddia sahipleri yeni Taqnaklar bakalrm tarihi belgeler kar5rsrnda ne yapacaklar?

Türkiye'nin, tarihi belgeleri ortaya grkarmakla kalmayrp, Talat Paga'nrn öldürülmesiyle ilgili Alman mahkemelerinin verdi§i karara itiaz ederek mahkemenin yeniden agrlmasrna kadar birgok konuda galrgma iqinde oldu§unu biliyoruz. Soykrnm yalanrnrn 90'ncr yrldönümünde TaSnaklar, bagta ABD olmak üzere Fransa, isvigre ve Almanya gibi ülkelerde gr§rrtkanlrklannr mutlaka yapacaklardrr.

Tagnaklar'rn hayat buldu§u bu yalan kargrsrnda biz Avrupa ülkelerinde yasayan vatandaglanmtz ve üst kuruluslarrmrza da gok önemli görevler düSmektedir.

Birileri Tasnaklara mr gahglyor?

Yllardrr Türkün ve Türkiye'nin äli (yüksek) menfaatleri söz konusu oldu§unda higbir tehdidi göz önüne almadan sokaklara qrkan ve bir qok kez terör örgütlerinin boy hedefi olan kuruluglanmtz, maalesef Simdi adam yerine konulmak igin birbirlerine gamur atmaya galrgryorlar. Ypratrlmaya qahgrlan insanlar kolay kolay yetigmedi§i gibi temsil ettikleri kuruluslar da bu milletin can daman durumundadrr. Qamur atrlmaya qalrsrlan kisi ve kurumlar yrllardrr bu rada ki vata ndagla rr m rza h izmet veriyorl a r.

Belki birilerinin hoguna gitmeyecektir fakat bu millet ve ülke igin qah5an herkes azizdir. Yaptrklannrn, eksikliklerinden gok daha tazla oldu§unu da dünya alem biliyor. E§er siz Koordinasyon Kurullarr'nr yrpratmaya galrgrrsanrz, Tasnaklara cevap verecek kimseyi bulamazsrnrz.

Bilerek veya bilmeyerek yaprlan bu saldrnlann, Tagnaklara yarayaca§rm bilmek lazlmdrr.

El insaf yahu

Türklerin Avrupa ülkelerine geligi yarrm asra yaklagmrgtrr. E§er bu gün gidilecek bir lokal, ibadet edilebilecek bir Türk mekanr varsa bilinsin ki, bun-

lar birinci neslin eseridir. ikinci nesil ya okudu ya da ticarete atrlarak ekonomik bir güg olusturdu. UQüncü nesil hala yetigme ga§rndadrr. Yani bizler hazlra konmug bir kuga§rz. Hal böyle olunca yaganllan gilelerin farkrnda olmadan sa§a sola ates eden bastbozuk gibi hareket eden bir qok kisiyi yaralar ya da öldürür. Oysa böyle hareket etme hakkrnr kimse bize vermedi. Belki birilerini sevmeyebilirsiniz, fakat bu kigiye sövme hakkrnr kimse kimseye vermemigtir. Yaptr§rnrn getirisi ve gotürüsünü hesap etmek lazrmdrr. Ustelik sen kimsin ki, daha bir kurugluk bir menfaatin yokken ba5kalannr karalryor ve bu hareketinle adam yerine gegmeye galr5ryorsun. önce karalanmaya gahgrlan kigiler kadar bu millet iqin QahS da sonra söz söyleme hakkrna sahip ol. Bu milletin ve memleketin yeterince düsmanr var. Bogta durmuyorlar. Bari biz onlara alet olmayalrm. Bir Seyler söylerken ve yazarken dikkat etmemiz lazmdu. Zaten gok düsmanrmrz var, bari siz gölge etmeyin.

AB'ye Ermeniengeli mi ?

Ermenilerin 90 yrldrr dünyayr yalanlanyla kandrrdrklan yetmiyormug gibi Türkün higbir bagansrnr da hazmedemiyorlar. "Türkiye'nin AB'ye ahnmasr, Ermeni soykrnmrnr tanrmalanndan gegmesi gerekiyor" diyebilecek kadar ileri gidiyorlar.

Bu konuda da ciddi qahsma igerisinde olduklannr unutmayalrm. Sayrlarr Almanya'da az olmalanna ra§men onlarca Ermeni derne§i faal olarak galt§ryor ve Türkiye'yi mahkum edebilmek igin her türlü yolu deniyorlar. Daha düne kadar Drgigleri mensuplanmrzr gehit eden Ermeniler, her zaman oldu§u gibi bugün de kendilerini mazlum gibi göstermeye galrgacaklardrr. Yaprlan bu saldrnlar kargrsrnda her kurum ve kurulugumuzun birliKe hareket etmesi gerekiyor. Sözde soykrrrmr yalanrnrn 90. yrldönümü münasebetiyle her türlü yolu deneyecek olan Ta9naklar'rn, bu kez sert bir kaya garpaca§r ortadadrr.

PLATFoRM I BIR | 2005 25 \! \ / v

§ükrü Uyanrk

Baz baz, insan kendi romanrnr okur gibi olur. Bir kitabrn sayfalannda kendi hayatrnrzrn izdüSümlerini, sürüklenislerinizi bulursunuz da 5agtnrstntz... Ya da okudu§unuz bir romantn sayfalannt, hayatrn kalrn ve karmagrk kitabrnda yasadt§rnrzr dü9ürsünü2...

ilk, orta ve lise e§itimini Almanya'da yaptrKan sonra Türkiye'ye üniversite ö§renimi görmeyen giden TD-IHK Genel Sekreteri Gülay Yasrn'rn macerast da, gocuklu§unda okudu§u romanlart andtrtyor.

Ö§rencilik yrllannda zorluklarla dolu yrllar gegiren TD-lHK Genel Sekreteri Gülay Yagrn'a, "hayatr" tantma ftrsatt veren üniversite dönemi, ona gok sey ögretmis asl r nda:

"Konya Ere§li'de do§dum ben. 3 aylrkken Antalya'ya gögmü9ü2. Daha sonraki dönemlerde 6 yagtnda gittim, bir ytl kaldrm. Antalya'da ailem 2 ytl kaldtktan sonra babam Almanya'ya geldi. Daha sonra ben ve annem de Almanya'ya geldik. ilk, orta ve lise e§itimimi Almanya'da yaptrm. Universite e§itimimi Türkiye'de yaptrm. Universite hayattm istanbul'da oldu. Niye Türkiye'ye gittim? 80'li yrllarda geri dönü9 furyast vardt. Türkiye ilerliyor, kalkrnryor diye, Ozal döneminde buradakiler dönüyorlardr. Parayt Türkiye'ye yatrnyorlardr insanlar. 1984'te baSladr bu furya. 0 furyadan benim ailem de etkilendi. Biz gittik. Babam 6 ay sonra rahatsrzlandr. Babam ve annem dönmek zorunda kaldr tekrar Almanya'ya... Ben ve kardeslerim oradayalnz kaldrk. 3 vesaitle okula gitmek, günlük ev isleri tabiki burada ah5tr§rmrz o rahatlr§rn bitmesiydi. Komgular farklr. O zamanrn kogullan gok farkhydr."

isteyerek gider Türkiye'ye Gülay Yasrn. Ancak Almanya'da gördü§ü ve alrgtr§r o rahat ortam orada yoktur. Tatil-

den tatile tanrdr§r Türkiye'yi bulamaz... $ Belki bu yüzden yagadr§r ilk kr§, bildigi ä bütün krslann en a§trt olacaKtr... "Türki- B ye'de krgr yasamak beni gok etkiledi. Fakirlik krsrn daha belirgin oluyor Türklye'de. Evinde kömüt odun yakmak zorunda olan insanlar... Bütün bunlar benim bilmedi§im geylerdi. Daytlanmtn evi kömürlüydü. Biz de kardesimle birlikte ta5rmak zorundaydrk krg boyunca. Bütün bunlarr gocukluk hayatrmrz boyunca görmemistik oysa..."

Vakit, Kemalettin Tu§cu'nun öksü2, yetim, fakir, "üvey" bir hayatrn kollannda yasayan gocuklanyla yüzlesme vaKidir oysa...

"Biliyor musLrnuz" diyor Gülay Yagtn, "Fakirlik ya da yoksulluk ne, onu gözlemleme imkanr buldum orada. Hayatrmda ilk kez yoksullukla Türkiye'de tanr5trm. Avrupa'da insanlar buzdolaplannt agtr§rnda, qeSit qesit peynir, salam, sosis bulunur.. Türkiye'de ise aksam saatlerlnde semt pazarlanna yoksul insanlar geliyorlar ve kalanlan topluyorlardt. Ben bunlarr bilmiyordum. ilk defa Türkiye'de bunlan gördüm..."

Muhafazakar bir aileden gelir Gülay Yagrn. Almanya'da sadece aile fertlerine kargr sorumludur. Ancak Türkiye'de, durum farklrdrr: "Dayrm hig unutmam, "Okula giderken sa§rna soluna havaya bakma" derdi. Ben de ilging bir yürüme tekni§i geligtirmistim. Basrmr kaldrrmadan gider gelirdim. Hatta bir iki kez bu yüzden dü5tü§ümü hatrrlryorum. Oyle ki dayrm dayanamadr aftrk ve 'Sana sa§a sola bakma dediysek o kadar da de§il, önüne bak' dedi."

Universiteyle baslayan Türkiye günleri biaz zor geQer. 'Acaba do§ru mu yaptrm" sorularr ve verilemeyen yanttlarla

Bir "dönü§" hikayesi

TD-lHK Genel Sekreteri Dr. Gülay Yastn, üniversiteye kadar Almanya'da okumug, ancak daha sonra Ozal'h ytllann etkisiyle, Türkiye'ye dönmeye karar vermis bir aileden. üniversiteyi bitirince TEMAda görev alan Yagtn, bugün Almanya'daki isadamlannr büyük pazarlara hazulayan TD-lHK'da önemli bir altyapr qaltsmasr hizmeti veriyor...

\(§ C o \-+J(§ o_ E 13 (§ +
26lPLATFoBMlBlRl2005
§ a t h E =)N öo (, N! \ I I fIil"" tl \ 7 It -t / rl : \ !L

Bu zor yrllar geqecek ve bir gün "bir yerlere" gelecektir... Onun üniversite yrllannda baglayan Türkiye yolculu§u, TEMA'da aldr§r görevlerle daha ilginq olacaktrr. Dere-tep, tä$toprak demeden kang karrg Türkiye'yi gezer Yagrn. Ve iste o zaman Türkiye'ye duydu§u hayranhk ve sevgi iki kat afiar...

nem diyebilirim istanbul günlerim igin... Hiq uyumadr§rm gok gece olmugtur hayatrmda..."

Gülay Yagrn, Almanya'da qocuklu§unda gözyaglan iginde okudu§u romanlarr yagamak igin bir gün istanbul'a gelmigtir oysa... Noel günlerinde, Paskalya bayramlannda camdan baktr§rnda "mutlu" insanlar yoKur artrk... Hiqbir zaman göremedi§i Türkiye'nin yoksullarrnr, yetimlerini, pazarlarda krnntr toplayan gocuklan görecektir... Universiteyi bitirebilmek iqin 3 vesait degistirecek ve galr5mak zorunda oldu§undan uyumadan okula gidecektir...

Bu zor yrllar gegecek ve bir gün "bir yerlere" geleceKir... Onun üniversite yrllannda baslayan Türkiye yolculu§u, TEMAda aldr§r görevlerle daha ilging olacaktrr. Dere-tep, tas-toprak demeden kang kang Türkiye'yi gezer Yagrn. Ve iste o zaman Türkiye'ye duydu§u hayranlrk ve sevgi iki kat artar...

Gülay YaSrn'rn Türkiye yolculu§u ilginq anekdotlarla dolu... Ve bulundu§u makamrn hakkrnr vererek, gelecekteki kariyeri adrna hepimize ipuglarr sunuyor... 600 bin i5adamrnrn ondan beklentileri bir hayli fazla...

Bizden söylemesi!

30 PLATFORM I BIR 2OO5 e I
§ ( I a..lc;L; F rl/

"Üniversitenin ikinci srnrfinda bir tercüme bürosuna girdim. Bu kallunma dönemim oldu benim. Ayda elime gok önemli oranda para geqmeye basladr. Birgün beni simultane tercüme iein qa§rrdrlar.2 gün isin 2 bin 500 dolar aldrm. Hayahm bo1'unca kazandr§lm en büyük para oldu. Bir ögrenci iqin eok büyük paraydr. Üniversiteyi bitirdigimde ben minik bir servet sahibi oldum."

geqer ilk zamanlar.,.

"Universite hayatrmda galtSttm. Birinci srnrf gok kötü geqti. iletigim fakültesini kazandrm. Qok bilinqli seqmedim. Sistemi gok iyi tanrmryordum. 670 dil puanl geldi. Bo§aziqi'ni kazanabilirdim. Ama hangisi iyi bilmiyordum o anda. Almanya'dan gelmigiz, bilmeden tercihlerde bulunduk. Bu ne bigim meslek dedi, babam. Gel buraya, dedi. Gittik okula. Harbiye'de 3 otobüs deäistirerek gidiyoruz. Biz tabii okula gidince anfiler, srnrflar, öärenciler görece§iz, hocalar gelip ders anlatacaklar diye bekliyorduk. Bir bakttk, yüzde 75'i kantinde tost yiyor, okey oynuyor, geri kalan yüzde 25'i de derslere giriyor ö§rencilerin. Derse girenlere de inek diyorlar."

U n iversitede pazarlamaaltk yaparak, okul harglrklannt gtkarmaya ba§lar... Ancak hayattntn ilk dolandtnlmaslnl ya§ayacak ve oldukga "ucuz" atlatacakttr.

"Bir arkadastm tencere tava sattyordu. Bos vakitlerimizde burada vakit harcayaca§rmrza, gel pazarlamactltk yapalrm. Ö§reniriz, dedi. Araba veriyorlar, haftada iki kez gidece§iz toplanttlara, anlataca§tz orda. Pazarlamactltk yaparken, istanbul'un semtlerini tanldtm. Bir gün §irinevlere'e gittik. Her geyi getirin altyorum dedi bir kadrn. Bütün tencereleri, tavalarr getirdi. Kadrn hepsini aldt. O zamanrn parasryla 30 bin lira tuttu. Biz bunun yüzde 30'unu komisyon olarak alaca§rz. Senetleri imzalattrk, öyle büyük para ki bizim igin, artrk yapmayaca§tz. Bir hafta gegti. Senetlerin vakti geldi. Kadrn ortalarda yok. Me§ers bu kadtn, 2030 tane pazarlama Sirketini bÖyle dolandrrmrg. 0 gün bir komsu kadrn gelmigti... Bizden mal alan dolandtnct kadtn, "Bu kadrnr kaale almaytn, bu iyi bir mü§teri de§ildir. Pavyonda gah5ryor. Dikkat edin' diye bizi uyardt. Ben de "Niye öyle diyorsunuz, niye aga§rlryorsunuz kadtnt" dedim. Geldik, bizden tencereleri alan kadrn evi bosaltmr§. Kötüledi§i kadtnt bulduk, ona sorduk. Kadtn, 'Size Yardtm edece§im' dedi. Kadrnr aldlk, Ba§ctlar'a gittik. Aldrklan mallarla bir dükkan agmrslar. Kadtntn saglan san olmug, de§igtirmis kendini. Hemen polis bastr altp götürdüler. Pazarlamacthk hayattm böylelikle bitmis oldu."

Almanca'ya olan hakimiyeti ile tercümeler yapmaya baslar Yastn. Bir ytl bo-

yunca sabahlara kadar tercüme yapar. Uykulannr feda etti§i gecelerin bedelini ilerleyen dönemlerde alacakttr... "Universite ikinci srnrfta bir tercüme bürosuna girdim. Bu kalkrnma dönemim oldu benim. Ayda elime qok önemli oranda para geQmeye basladr. Birgün beni simultane tercüme igin ga§rrdrlar. 2 gün iqin 2 bin 500 dolar aldrm. Hayattm boyunca kazandr§rm en büyük para oldu. Bir ö§renci iqin gok büyük paraydr. Universiteyi bitirdi§imde ben minik bir servet sahlbi oldum."

Peki srkrntrlarla gegen ö§rencilik günlerinin kendisine ne ö§retti?

"Türkiye ile Almanya arastndaki fark gu: Türkiye'de qaresizsiniz. Ya ba§tntztn garesine bakacakstntz, ya bakacakstntz. Baska alternatifiniz yok. En qaresizlik döneminden, ümit gizgisine giden bir dÖ5 o

28 PLATFoRM I BIR | 2005

TD-lHK, hedef kitleyle direkt iletisim sa§lyor

üyelerinize ne gibi hizmetler sunuyorsunuz? §u anda 160 üyemiz var. Uyelerimiz irili ufaklr önemli Türk ve Alman 5irketlerinden ve igadamlanndan oluguyor. Her geyden önce üyelerimize sundu§umuz imkanlarr onlann biaraya geldiklerive gerek Türkiye gerek Almanya'da isadamlannr ilgilendiren bütün faaliyetlerden haberdar edilmeleri. Bunun drgrnda bir bütün olarak hareket etmeye gayret ediyoruz. Uyelerimizin ihtiyacrna göre hizmet vermeye gayret ediyoruz. Uyelerimize yönelik girigimcilerin biraraya geldikleri ve farkh konularda bilgi lend kleri düzen i etkin I kler gerQeklesti riyoruz. Almanya'da yerleSik Türk genqlerinin iyi bir ö§renim ve meslek e§itimi almalannr tesvik etmek bir di§er gahgma alanrmrz. Bu dü9ünceyle önümüzdeki aylarda 1000 tane Türk gencine Türk igletmelerinde meslek e§itimi aldrrmak üzere büyük bir proje baglatryoruz. Her iki ülkenin ekonomik iligkilerini gelistirirken iki lisanh yetismis

bu grubun Türkiye ve Almanya arasrndaki ticari ve sinai iliskilerde en iyi 5ekilde de§erlendirilmesini tegvik etmeye galr5aca§rz.

Genel anlamda oda üyelik aidatlannrn yüksekli§inden gikayet ediliyor. Normal IHK'larla kryaslandr§rnda qok ciddi bir fark var. Bunun sebebi nedir?

Elbette odamrzrn üyelik aidatlan di§er odalardan bir miKar yüksek. Oda olarak, üyelik aidatr konusunda küqük girigimcilerle daha büyükleri aynr kategoride de§erlendirmiyoruz. üyelik aidatrnda 3 kategori belirledik. Buna göre en küqük kategori, 5 milyon Euro'ya kadar cirosu olan girisimciler, 20 milyon Euro'ya kadar ve 20 milyon Euro üzeri olmak üzere 3 bolüme ayrrhyor. Buna göre en kügüKen ylhk 1200 Euro, orta büyüklüKeki isletmelerden 1800 ve büyük Sirketlerden 2400 Euro olmak üzere üyelik aidatr ahyoruz. Buna ilaveten aldr§tmrz bir seferlik girig aidatr da bir yrlltk üyelik aidatrnrn yansr oranrnda gerqekleSiyor. Aidatlanmrzr de§erlendirirken sunu bilmek gerek: Biz Türkiye'de ve Almanya'da yasal oda statüsü kapsamrnda sirketlerin tescili iqin zorunlu olarak üye olduklarr bir sistemden faydalanmryoruz. Yani di§er odalarda oldu§u gibi bizim odamrza üyelik zorunlu degil. Durum böyle olunca finansal kaynaklanmrz da ona göre srnrrlr oranda gergeklegiyor.

TD-IHK, Türkiye Almanya arasnda nasl bir köprü kurmayr hedefiyor? Türkiye'deki odalann sizden beklentileri neler?

Türk-Alman Drg Ticareti geqti§imiz yrllarda hrzla artmrg olup 16 milyar Euro seviyesine qrkmrgtr. Aynca 1200 civannda Alman firmasr, Türkiye'de 4 milyar Euro'ya yakrn yatrnm yapmrgtrr. Öte yandan 60.000 Türk kökenli isadamr Almanya'da 7,5 milyar Euro'ya yakrn yatrnm gerqeklestirmistir. Türk girigimciler son 20 yrlda büyük atak yaparakcirolannr 30 milyar Euro'ya qrkarmrg ve 350 bine yakrn istihdam yaratmrgtrr. DeEiSik arastrrmalar önümüzdeki 1O yrlda bu rakamlann katlanarak daha yüksek bir boyuta ulagaca§rnr göstermektedir. 2010 yrhnda Almanya'da 100 bin Türk kökenli girigimcinin bulunaca$ yonünde aragtrrmalar var.

Bildi§iniz gibi DIHK'nrn Almanya'da 82 odasr ve bunlara ba§h 3 milyonu agkrn girigimci üyesi var. Türkiye TOBB'un ise 36i oda ve borsanrn ve bunlara ba§h 1 milyon 200 bin isadamr üyesi var. Biz bunlar arasrnda bir köprü olugturmayr hedefliyoruz.

Elbette odalann bizden bekledikleri, Türkiye ile Almanya arasrnda ticari faaliyette bulunan üyelerine hizmet sunmamrz, Olaya her iki taraf aqrsrndan baktr§rmrz Türkiye agrsrndan beklentiler yabancr yatrnmcrnrn Türkiye'ye yatrnm yapmasrnr tegvik yönünde.

Aftrk Anadolu'da ve Türkiye'nin birgok bölgesinde olugan KOBi'lerin de Avrupa pazanna aqrlrmrnda destek ihtiyacr var.

PLATFoRMlBlRl200slA LI { \w I

Memleket Gülüm

Senin saglartn Yldrzlar Ulkesinden almtgtt rengini... Ay Dede sana masallar anlattrdl, pencerenin kenannda... Tenin, Anadolu'dan almt§tt aydtnlt§lnt bebe§im... Bunlan bil... Sen; benim memleketimin evladrsrn...

Bir yanrn hüzne mahkum, bir yantn yanm da olsa gülecek bebe§im... A§lamayr, a§lama tadlnda.. ve gülmeyi gülme tadrnda higbir vakit yagayamayacaksrn. Ya5adr§rn her antn, bir tarafr hep eksik kalacak bebe§lm.

Belki hiqbir zaman kogamayacakstn ipi kopmug bir ugurtmantn arkastndan... Bir pencere önÜnden seyredeceksin, özgürlü§ünü yasayan hergeyi... Belki senin gö§üzünde uQmayl dügleyen hayallerin hig olmayacak... Akranlann kostururken, sen dolu gözlerle seyredeceksin. Belki zaman zaman isyan da edeceksin... Senin bebeklerin olacak.. dünyan gok kügük olacak bebe§im...

§akaklannda sanctlar var memleketimin bebegim...

§afaklarrnda umutlar filizlenir ülkemizin... UQsuz bucaksrz bir rahmetin ümidi iginde hastane odalannda bagrnr beklerken, memleketimin bereketli bu§day tarlalartntn kokusunu keske getirebilseydim sana...

Dedemin Cu mhu riyet hattrasl gapkastnt.. beni m yagadr§rm qocuklu§un güzel yüzünü; damtnda, tarhana kuruttu§umuz köy evimizin ktnk penceresinden, dedemin ekin eKi§i tarlalan gösterebilseydim... Ba§ yolunda, fasülye bahgeleri iqinden geqen o so§uk prnann suyundan, bir avug olsun yüzüne serpebilseydim...

Sana köy mezarlr§rnda yatan atalanntn kabirlerini gösterip; Türkmen illerinden Anadolu'ya nastl geldi§im izi, dedemden dinledi§im gi bi a nlatabl lseydim...

Sana gocuklu§umun silinmez iz btrakan kahramanlarrnr; "Kadro§lu"nu "Abdtstk"t ve "Allahverdi"yi ve onlann bazen güldü§üm, bazen a§ladt§tm hikayelerini anlatabilseydim...

Sana Domuz Qukuru'nda pusuya düsürülen agrklarrn hikayesini daha anlatmamtSttm oysa. Yoksul agrklann kanlartntn, anklardan aKt§rnt bilseydin, ülkemin sevdalartnrn, ne denli büyük oldu§unu sen de anlardrn bebe§im...

Gözprnarlann suyunu Ktztllrmaktan altr bebe§im, sen bilmezsinl Ve döktü§ün yaglar, Ftrat'a akar, bütün acrlarrnt önüne katrp. Memleketin, ruhunu

nakrg naktg islemistir; Galu Bela'dan beri, Anadolu evladrsrn bebe§im...

§akaklarrnda sancrlar var memleketimin bebegim...

Kaldrr o hüzünlü bastnt ve uzat ellerini ülkemizin basr dumanlt da§larrna... Ba§lartna, bahgelerine yaz gelmig memleketimin, bu§daylar bereket türküsü söylüyor bebe§im...

Lastik ayakkabr giymig Qocuklar, ellerinde sopalarla koyun güdüyorlar bak... Okulsuz köyleri, anasrz, babasrz büyüyen yetimleri düsün bebeäim...

§akaklannda sanctlar var memleketimin bebegim...

Sana türkülerini ö§retecektim memleketinin... Her biri yürekte bestelenmistir... Hayatlar, actlar serpilmi5tir güftelerin hüzünlü yüzüne... Saktn unutm4...

Sana Fuzuli'den, Baki'den, Nedim'den Yunus'tan siirler okuyacakttm oysa... Grlgamr5 Destant'nt ilk ben anlatacakttm... Osman Gazi'yi, Fatih'i, Kanuni'yi, Cem Sultan't benden dinleyecektin... Yldtrtm'a sen de a§layacakttn...

Sana Medine'den qekilisimizi, Maltada dikenli teller arasrnda dimdik duran o onurlu Pa§a'ntn, Fahrettin Paga oldu§unu anlatacaktrm... Pa§amtztn, acrsrna dayanamadr§rm iqin kaldtrdt§tm, QerQevelenmis resimlerini.. sana kaybettigimiz topraklan gösterecektim bebe§im...

§akaklarrnda sanctlar var memleketimin bebegim...

N neleri m izden di nleyerek büyüdü§ümü z, vatan evlatlanna yaztlmtg a§rtlan.. Sartkamt§'ta donarak ölen askerlerimizin, ülkemizi nastl yangtn yerine gevirdi§ini.. her eve bir ateg düStüEünü ö§renecektin... Anadolu'da Sehitsiz ev olmadt§tnt söyleyecektim sana bebe§im...

Bebe§im! Memleket gülüm!

Bu yazyt dilerim ytllar sonra bile okumazstn... Okursa n, acizli§imi, Qa resizl igi mi an layacakst n... Ve acrn kargrsrnda "baban" olmantn ne kadar zor oldu§u nu ; bi liyorum, higbi r zaman an layamayacakstn... Dünyantn bir yüzü hep karanlrktrr bebe§im... Bir yanrnda bahar gigekleri, difer yanrnda qöller... Bir yüzü mugtularla dolu, bir yüzünde yaslar...

Günler geceden kalmadrr bebe§im... Gece nastlsa, gün de öyledir... Hayat da böyledir...

Aslrnda hayatln.. ve arttk benim de hayattmtn, bir yanr felgli bebe§im...

sebahattin gelebi celebi@platform-on ne.de
PLATFoRM I BiR | 2o0s 31

Yozgat'tan tutun, Denizliye, Krgehir'e, Samsun'a kadar 52 i;qi Oirketini arastrdrm. Merkezlerine gittim izledim. Nasrl bir bagarr modeli hazrrladrlar onu inceledim. O zamanlar bunlarm batacagr belliydi. En ilginci, "Almanlar qok fazla kuskonm az ye mantar ttiketiyor, biz bunlan Türkiye'de üretirsek, Avrupa pazarlanna girertz" hesabryla yatrrrmlar yaprlmasrydr.

Prof. Dr. Faruk §en, Almanya'daki Türklerin yakndan tanrdr§r bir isim. Babasrnrn yönlendirmesiyle Almanya'ya gelen ve burada igletme Ekonomisi okuyan §en'in saglarrnr Duisburg'ta goqmen gocuklarla ilgilenirken a§arltr§rnr biliyor muydunuz?

insanrn babasr isteyince, bazen akan sular durur. Prol Dr. Faruk §en de, babasrnrn Alman kültürüne agrrr ilgisinden dolayr hayatrnr gekillendirmig bir aydrntmrz. Babasrnrn etkisiyle Alman Lisesi'nde okuyan §en, lise tahsilinin ardrndan üniversite e§itimi almak igin, o zamanlann moda ülkesi Fransa'yr de§il de, Almanya'yr seqer. Ancak kendisi ile birlikte Almanya'ya gelen di§er arkadaglarr Berlin ve Karlsruhe'yi tercih ederken, §en, Münster'e gider. Burada igletme ekonomisi okurken ba5layan göqmenlerin sorunlarrna olan ilgisi, onu bugünkü konumuna ta5ryacak olan bir sürecin de baSlangrcr olur...

Diploma tezini halk sektörü üzerine yaparken, bir gün iginden qrktr§r halkrn ekonomik yönelimlerini aragtrran bir kurumun yöneticili§ine gelece§ini herhalde hayal bile edemezdi. Ancak "Gög eden insan her zaman dinamik insandrr" diyerek, kendi gögünü de özetleyen Prof. Dr. Faruk §en, Avrupa Türklerinin, dününü, bugününü, yanntnt Platform'da de§erlendirdi.

Herkesin bir öyküsü var. Sizin gög öykünüz nasrl bagladl?

Ben, babamrn Ankara'da qalrgtr§l süre zarfnda, Ankara Maltepe'de do§dum. Fakat ailecek baba tarafrm 7 ku5ak istanbul'dan. 4 yasrnda Kanlrca'ya geldim. Bo§azrn Anadolu yakasrnrn gocu§uyum. ilkokulu Kanlrca'da bitirdikten sonra, ortaokula Alman Lisesi'nde devam ettim. Babam qok iyi Fransrzca bilmesine ra§-

men tam bir Alman hayranrydr. Alman veya Avusturya Lisesi'nde okuma konusunda beni hep yönlendirdi. Lise tahsilinden sonra da Almanya'ya gelme konusunda beni motive etti. Böylelikle ben Almanya'ya okumaya gittim. Büyük bir qo§unluk Berlin ve Karlsruhe'ye gitti. Fakat ben di§er arkadaglardan ayn olarak tek bagrma kalaca§rm bir yere gittim. Rüzgar beni Münster'e attr. Münster'de igletme ekonomisi okudum. O zaman da Qok popülerdi igletme. Münster gok srkr bir üniversiteydi. Orada igletme ekonomisini bitirdikten sonra, ügüncü yol önerileri ile qok u§ragtrm. Diploma tezimi halk sektörü üzerine yaptrm. Bu süregte, Almanya'daki Türklerin birikimlerini Türkiye'de yatrnma dönü5türdüklerini tespit ettim. Hakikaten qok ilginq bir konuydu. Para, sermaye olu5umu Almanya'da gergeklegiyor, toplanan bu paralar Türkiye'de yatrnma dönügüyordu. Fakat son anda gok büyük bir hayal krnklr§r yagadr§rm bir gelisme oldu. Ben doktora tezimi bitirdikten sonra 173 bin Türk'ün qok büyük bir bölümü paralarrnr iggi girketlerinde kaybettiler.

Yani burdaki ilk finansal hayal klnkh§rnr gözlemlediniz...

Evet isQi girketleri ilkti. önce isqi Sirketleri ardrndan banker olaylan, gaibeli bankalar ve daha sonra islami holdingler olayr ya5andr. Burdaki 40 yrllrk yagamda, higbir ulusun insanr, bizim insanlmrz kadar zarar etmemigtir.

Yozgat'tan tutun, Denizli'ye, Krrgehir'e, Samsun'a kadar 32 isqi girketini aragtrrdrm. Merkezlerine gittim izledim. Nasrl bir bagan modeli haztrladllar onu inceledim. 0 zamanlar bunlann bataca§r belliydi. En ilginci, 'Almanlar gok fazla kugkonmaz ve mantar tüketiyor, biz bunlan Türkiye'de üretirsek, Avrupa pazarla-

yltn $zl emcisi.r.

"GöQ eden insan her zaman dinamik insandrr" diyerek gög olayrnt en güzel Sekilde izah eden Prof. Dr. Faruk §en , Avrupa Türklerinin dönüsü olmayan yolculu§unu Platform'a deäerlendirdi. Saglarrnt göqmen qocuklann sorunlarr ile ilgilenmekten a§arttr§rnr söyleyen §en, igqilerimizin ilk para batrrma hikayelerini ve "gögün gücü"nü bizimle paylagtr.

40
32 I PLATFoRM BiR | 2005
I o

nna gieriz" hesabryla yatrnmlar yaprlmasrydr. Türkiye hig kugkonmaz ve mantar üretmedi§i igin, Türkiye'nin AB'ye ihrag paketinde bu yer almryor. Avrupalrlar bunlan, Uzak Do§u'dan, Qin'den alryor. Biz ürettik ama satamadrk Avrupa'ya. Kugkonmazr da sadece istanbul da bir restoranda görmüstüm.

Daha sonra Duisburg'a geldim. Buradaki genglerin meslek ve sosyal yasama hazulanma ku rslarr nr yönettim. Hayatl mdaki en güg dönem oydu. Türkiye'den ve bagka ülkelerden gelmig genglere, meslek e§itim vermek iqin, kent yönetimi, i§ ajansr ve sosyal kurumlarla koordineyi sa§lryordum. Saglanm orada a§ardt.

O zamanlar talep Eoktu yabancrlara ama...

O zamanlar gok, gok talep vardr Almanlar tarafrndan. igte o zaman Türkiye Ara5trrmalar Merkezi'nin temelini attrk. Alman Bilim Vakfr'ndan böyle bir talep geldi. Ama gartlan vardr. Onlann qatrsr alttnda ve merkezleri olan Bonn'da yaprlmasrnr istiyorlardt. 2,5 ki5ilik bir kadroyla biz orada basladrk. Bugün 34 kiginin

galrgtr§r bir kurulus haline geldi.

Türkiye'yi ve Türkleri ara5tlran bir kurumun bagrnda bir kigi olarak, Türkiye'nin AB'ye girece§ine inanryor musunuz?

Kügük ülkeleri alryorlar, Slovenya gibi ülkeler igin uzun uzun dügmüyorlar.

Polonya, Türkiye gibi ülkeler ise giriyorlar. Türkiye'nin üyeli§i, Akdeniz Seridi ülkeleri olan ispanya, Portekiz ve italya tarafrndan isteniyor. Zira Türkiye'nin üyeli§i ile Akdeniz geridinin a§rrlr§r artacak. Almanya istiyor. Bu de§igimin en büyük nedeni, Almanya artlk drs politikada etkin rol almaya basladr. Balkanlar'daki krizleri gördü. Önümüzdeki krizlerin Kafkasya'dan gelece§ini biliyor. Türkiye'nin oralarda etkill olaca§rnr biliyor. Amerika e§er lrak'ta basanlr olursa, arkasrndan srra iran ve Suriye'ye gelecek. Burada Türkiye'nin denge olaca§rnr biliyor. Kendi ordusunu azaltrrken, bölgedeki en büyük ordu olan Türkiye'nin gücünü biliyor. Ben Türkiye'nin girece§ine inanryorum. Artrk ok yaydan qrktr. Bu noktadan dönme, sadece Türkiye'den kaynaklanabilir.

P I ö P
34iPLATFORMIBiRI2OO5 4 \ \ \

Bu Hartz [V

olayrndan sonra büyük sanayi kuruluglarlnrn artk yeni igqi kabul etrnemesi durumu de$9tirdi. §u anda 190 bin insanrmrz issiz. Almanya'daher 7 yrlda bir ekonomik kriz olurdu. 67'de oldu. Bir yrl sonra ekonomi düzeldi. Yeniden i99i almr baSladr. 75'le petrol krizi oldu. 2 yn sonra ekonomi düzeldi. 80'de de ügüncü kriz oldu. 51elda düzeldi.91'de dördüncü kriz yabancilara dönük saldrnlan getirdi.94'de olaylar düzene grdi.§imdiki kriz 2000 yrhnda basladr.

Avrupa Birliii'nde gok baglrhk hakim gibi görünüyor. Yani Amerika gibi rahat hareket etme imkanlarr yok. Özellikle uluslarasr konularda, rahat hareket edebilmek igin hzh karar verme gok önemli bir faktör. Birgok kuruma veya mekanizmaya danlylmasr gerekiyor. Kuwet dengesi de qok sa§hkll de§i1...

Bu konuda gok haklrsrnrz. 82 milyonluk bir Almanya ile 550 binlik bir Güney Ktbns Rum Cumhuriyeti'nin aynr hakkr var. Bu sistemle AB etkin olamaz. HakIrsrnrz. Ama, AB genigledikqe, oybirli§ini kaldrracak ve oy goklu§una gegecek. Artrk kügük ülkelerin bütün kararlan etkileme mekanizmasr kaldrnlacak. Türkiye bütün anlaSmalarr yerine getirecek, bir Krbns kalkacak ve veto hakkrnr kullanacak. Bu olmaz. 2013 yrlrnda ülkelerin parlamentolan drgrnda referanduma gitmeleri qok ayrrcalrkh bir Sey. Di§er higbir aday ülke iqin bu referandum mekanizmasr isletilmedi. Referandumu uygulayan Avrupa'da bir ülke var. O da AB drsrndaki isviqre.

Qok acil karar verme noktasnda, AB mekanizmalan Yugoslavya Savagr'nda srnfta kaldr.

Avrupa Birli§i güvenlik ve savunma konularrnda gok hantal. Amerika bir baSkanlrk sistemi. BaSkan hata da yapsa, do§ru da yapsa, giriyor.

lrak olayr bize gunu göstedi. Bütün olanlara ra§men Amerikan kamuoyundan gok büyük bir tepki ya5anmadl. Avrupa Birli§i bu konularda daha demokratik. Amerika'nrn go§ulculu§u, demokratlt$ biraz tartrgrlrr. Almanya'nrn ülke drgrna asker göndermesi, gatrgmalara müdahale etmesi, buna karar vermesi, Avrupa Birli§i'ni etkin hale getirdi. Almanya, Birlegmi9 Milletler Güvenlik Konseyi'nde Daimi Temsilcilik ve veto hakkr istiyor. Bu yeni bir geligme. Yeni bir bilinglenme. Bu yüzden ben, Avrupa Birli§i'nin önümüzdeki dönemde, ekonomik gügten, politik ve askeri bir güce dönügecegine inanryorum. Bunu yapamazsa, sadece ekonomik bir güq olup, politik ve askeri alanda bütün etkinli§i ABD'ye brrakrrsa, tabii ki ihtilaflar artar.

Tekrar Almanya'ya; bize dönmek istiyorum. Siz Türk toplumumuzun dönüSümünü nasrl görüyorsunuz? ilk gelen nesilden bugüne bakacak olursak, biz nasrl de§igtik? Son 40 yrln bir foto§rafrnr istesem sizden...

I 1l Ayrrntrli bilgi iEin: www.hurriyet.de ,r I'l' 5 \ Hürriyet her yerde dostu nt)z. I $ \.'. \ \ / ( §

Polonyahlar buraya isqi olarak de$l de, serbest gahgan olarak gelebiliyor Ye herhangi bir i;te fatura kargilrgr salrsabiliyorlar. Polanyahlar, Almanlara ve Türklere oranla daha dü»ük ücret ile eahshklan iein Firmalar tercihlerini onlardan yana kullanryor. Bu serbest dolasrm hakkrnr vermekten daha kötü. §u anda 200 bine yakrn Polonyah bu sekilde gahgryor.

Göq eden insan, her zaman dinamik bir insandrr. Türkiye'de de iq gögte de, gög eden insanlar, orantn halktndan daha ba5anlr olmuslardrr. Veya Balkanlardan gelenler, yerli halktan daha büyük basanlar elde etmislerdir. ig hayatrnda gok daha basanlr olmuglardtr. Gö9, yeni bastan trrnaklannla bir yer kazanmayr getiriyor. Biz tamamen Türkiye'ye yönelik bir göq yaptrk. Onun igin isqisirketlerinin battmtna yani 1981 yrlrna kadar Türkiye'ye yönelik bir göq hareketi vardt.

Tamamryla burda yagayan, ama akll beyni Türkiye'de olan bir kitleydik. Bu Hartz lV olaytndan sonra büyük sanayi kuruluslannrn artrk yeni iSQi kabul etmemesi durumu de§igtirdi. §u anda 190 bin insanrmrz igsiz. Almanya'daher 7 ylda bir ekonomik kriz olurdu. 67'de oldu. Bir yrl sonra ekonomi düzeldi. Yeniden isqi alrmrna baslandr. 73'te petrol krizi ol du. 2 yt sonra ekonomi düzeldi. 80'de de ügüncü kriz oldu. 3 ytlda düzeldi. 91'de dördüncü kriz yabancllara dönük saldrnlan getirdi. 94'de olaylar düzene girdi. §imdiki kriz 2000 yrhnda basladt. Normal olarak 4 yrl veya 5 ytl sonra geqmesi lazrm. Daha krizi atlatma emareleri yok. Alman da, Türk de bir korku igine girdi. Emeklilik, sa§lrk ve sosyal konularda insanlann korkulan arttt.

Buradaki insanrmtztn bir gelecek korkusu var. Dünya Ticaret Anlagmast'na göre bütün mallann serbest dolastmt sözkonusu oldu. Kaliteli ve ucuz olan mallar piyasaya girecek. Qin mallart piyasalara daha yaygrn olarak girecek. Bu da buradaki piyasalan etkileyecek.

Polonya gibi ülkelerin kattltmryla AB'ye ucuz iggücü girigi de sözkonusu oldu.

Almanya'da yüzde 16'ltk bir "kaytt dlgr" galr5ma var. "Siz serbest dolagtmt ktsrtlayarak, bunu arttrdtntz" dedim ben Almanlara. Polonyalt buraya isqi olarak de§il de, serbest qahsan olarak gelebiliyor ve herhangi bir yerde fatura ile Qaltsabiliyorlar. Polonyalrlar, Alman veya Türke göre, daha dügük ücret ile qaltsttklar iqin firmalar tercihlerini onlardan yana kullanryor. Bu serbest dolasrm hakktnt vermekten daha kötü. §u anda 200 bine yakrn Polonyalr bu sekilde galtgtyor. Polonyalr yetkililer "Bizi dtglaytct yaklagtyorsunuz" dediler. Ben onlara dedim ki, "Bu sizin igin de iyi de§il. 26 Euro'ya yaptla-

cak isi 8 Euro'ya yapmantn mantt§t olabilir mi?"

Polonya'da issizlik oranr su an yüzde 20. Almanya'da yüzde lO'larda... Oradaki issizler iEin ilk pazar Almanya elbette.

Bulundu§umuz binay Türk firmast yaptr. Türk isQilerini qrkartttlat Polonyalt iggileri galrgtrrdrlar. "Polonya'dan 40 kisi getiriyorum, daha ucuza mal ediyorum. Kesiyorlar faturalannt, ödüyorum" diyor firma sahibi. Biz 6 ytldtr Kuzey Ren Vestfalya hükümeti iqin düzenli olarak Türkler arasrnda uyuma yönelik arasttrmalar yaptyoruz. Yüzde 24 issizlik orant var Tü rkleri n. Kal iteli i nsan n, özel I kle turizm sektöründe Türkiye'de iS bulma imkant var. Türkiye'ye dönme e§ilimi artmaya baSladr. Burdaki issizlerin ügte biri Hartz lV'ten etkilenecek.Arttk burda kalmantn pek anlamrnrn kalmadr§t ortaya qtklyor. 2005 qok kritlk. 2006 Almanya igin bir kader yrlr. Almanya'ntn blr özelli§i var. Ekonomideki daralmaya ra§men, ihracat rekorlan krnlryor. ihracat her zaman bir ülkenin büyüdüäünü göstermez. Kriz devam ederse zor olur.

Sizin beklentiniz...

Mantrk ile his arasrnda... Mantt§tm 2006'da bunun olmayaca§t inanclnda. Ama hislerimle ve ümitle düsünecek olursam, insallah olur, diyorum. Alman tüketmiyor. Almanlar bu korkuyu agacak mr, agabilecek mi, bunu bilmiyoruz. Almanya bu sekilde giderse, Avrupa ekonomisi de etkilenecek. Türkiye'de son 3 ytlda gok iyi geligmeler var. Türkiye'de yüzde S'lik büyüme var. Ancak istihdam yok.

Önümüzdeki yrllarda buradaki gögmenlerin nasrl bir de§isim yagayaca§tnr öngörüyotsunuz?

Artrk burada belirli bir yerlesim düzeyine gelindi. Artrk burayt kendimize ülke kabul ettik. Belirli bir yastan sonra Türkiye'ye dönmek de Qok gü9. Benim genqlere bir önerim var. Arttk ya5anacak yerler Amerika ve Asya ülkeleri. Bunlar gelece§i olan ülkeler. Qin, Tayland gibi ülkeler bizim iqin gok önemli. Yani arttk Fransa'ya gitseniz, Almanya'dan qok farkt yok. Ben Asya'ya gidip de, baganstz olan görmedim. Basartstz olan hemen dönüyor, ama basanlr olan da gok büyük bagarrlar elde ediyor buralarda. 2006 hepimiz igin, Avrupa iqin bir kader ytlt.

36lPLATFoRMlBlRl2005
§:u. §§*d.a6§§§ r.lxF S(§ \b N sil$(b +(§ c+a ;sFiGl§Ee+icnrl--JIP1. /^ a\Jl-l 5 o r--{c='j3P9.ä<o"'f[; ä äs ä u, X ^^ Or;rdfr99e=Yäoo'b8O.NNHfl6)--<5 =;PPo: 6 A c!@r \ .=Pel=.ß=.'38ä8-iE3lgoo o 3ooo t ä[;3 3H 4 ää!9 ßä[ sEsE = f ü9&EO iiii ü 3 "3HFe ao =oo- =a Eß3Z tr-C. o =cLü!.eRHcä'o o7qRt^ -' rtAE c EFo t i n §_ I& r IIItI IIII ;IIIIIIIIII (\ -rf ti. v. §r [§§\oll §§{A A{. ;tItIIIt,rirlrlrlilIIIIIIIIItIIIIII B= 5 äg ^ Bää3ä 3 trOf=(!ar-<J.-. { odq §3 = <=d=-- =.(D o_ ö'd I äxäq*. il E-a=E s g' ,äa3qF s sFg§; q ?eßää q ä;äq: 3 qrss I uu. J ),oPlß =. 5 ö'e+ r '-^51 E d,9= = 6t ,E=Eg ro 1o3'jn'fLZroP3q \\=§rr§ s g ='s I §§ $ s o1 q x §§ il ü§l§ §$ i; { :+f,vi(o(o. * q: § §ql Or:t 3 tö B § 3 ü: i §s : § *§§§§:J 5 §t:tu a § *3 § §§ *ü =sfQ-§c;§s.! g, § .T§ N'o I t t I t I t r-rrrrrr----t --I--rrr--I-

AB, saillabilecek en kötti mal bence Türkiye'ye. Mütemadiyen yalan söyleniyor bu mah satabilmek iqin. §öyle bir incelerseniz, IMF' politikalannt izleyen hicbir ülkenin büyüyemedi$ni görürsünü2. AB ise bir söküS halindedir. AB ülkelerini inceledigimizde kargrmza gu grkryor: Büyüme oranlan ya eksi oranlannda, ya da yttzde 0,6 sevivesinde.

itiraf etmeliyim. Ekranlardan, gazetelerdeki demeqlerinden tantdr§tm, sert mizaqlr, asrk suratlr bir Vural Savas bekliyordum. Ancak onu tantytp, dinleyince, hig de öyle olmadr§rnt, aksine sohbeti, gakayr seven güler yüzlü biri oldu§unu gördüm. Türkiye'nin grkarlan sözkonusu oldu§unda, büyük bir duyarltltkla fikirlerini söylüyor. Aslrnda birQok görüSünde haksrz da de§il. Ailesinde istiklal Madalyasr sahibi olanlar var...

Hani su bildik "Monser" taktmtndan de§il. Bir Anadolu insanr, bir memur qocu§u... Hayatrn, geng yagta omuzlartna yükledi§i yükün etkisiyle, hem Qaltsmts hem okumu§. Bütün bunlan yaparken de, hasta babasrna bakmtg.

Oldukga da mütevazi. Emrine tahsis edilmls bir makam aract bulunmastna ra§men, vatandagrn arasrna kangmtg, minübüslerle, otobüslerle igyerine gitmis.

Yargrtay üyeli§ine yaptlan segimleri be§enmedi§i igin istifa dilekgesini yazabilecek ve o makamrn nlmetlerini tepebilecek kadar ilkeli... Bu prensibinden ötürü Cumhuriyet Bassavctst segimine kattIrrken, sahaya 60-0 yenik qrkmts. Karst cephe, iyi organize olmug, hergeyi planlamrg seqimi kazanmak igin, ancak Cumhurba5kanr Süleyman Demirel'in tercihiyle o göreve getirilmig.

Sanat ve müzik tutkunu...

Antalya'da herkesin Vural Abi'si...

Platform, renkli kigili§i ile Türkiye'nin bir dönem gok gündemde olan Onursal Yargrtay Cumhuriyet Bassavctst Vural Savag'r konuk etti.

AB girme konusunda sizin görügleriniz nelerdir? Türkiye AB'ye girmeli midir, girmeli ise hangi garltarda bu evlilik bizim iqin hayrrh olur?

10 sene ewel, "Türkiye'nin AB'ye girece§ine inanan kimseler artist olaca§tz diye kandrrrlan ktzlara benziyor. Orant aqarsan, buranr agarsan artist olacakstn.

Artist martis olaca§rmrz yok ama, kötü yola düseceEimiz muhakkak" demigtim. "§imdi Türklye'nin AB'ye girmesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin sonunu getireceKi/' diyorum. Geqenlerde Ankara Universitesl Hukuk Fakültesinde bir toplanttya kattldrm. Bir hukuk fakültesi ö§rencisi, "birkaq televizyon ve gazete, Atatürk'ü Avru-

Sebahattin Qelebl
Herkestn Vura Abi'si .rr O'nun konugmalarr Türkiye gündemini uzun süre mesgul etti. Onursal Yargttay Bagsavcrsr Vural Savas, büyük bir iqtenlikle AB konusundaki fikirlerini bizimle paylagtr ve Platform'a gerekqelerini anlattt... 38 I PLATFORM BIR 2OO5 \ \ J t \ I , I i

pa'ya konusuyor gibi gösteriyor. Altrnda da 29.10.1923 - 17.IO.2OO4 yazyor. Böyle tarihler do§um ve ölüm tarihlerini gösterir. 17 Arahk 2004, Türkiye'nin cumhuriyetinin ölüm tarihini gosteriyo/' diye vurguladr.

AB, satrlabilecek en kötü mal bence Türkiye'ye. Mütemadiyen yalan söyleniyor bu malr satabilmek iqin. §öyle bir incelerseniz, IMF politikalannr izleyen higbir ülkenin büyüyemedi§ini görürsünü2. AB ise bir qöküS halindedir. AB ülkelerini inceledi§imizde kargrmrza gu qrkryor: Büyüme oranlarr ya eksi oranlannda, ya da yüzde 0,6 seviyesinde. Teknoloji birikime ra§men bu böyle. Martin Huchinson, "Gerileyen krta" adh bir makale yazdr. Avrupa'nrn bir göküg halinde oldu§unu rakam rakam ispatladrktan sonra, 'Avrlr-

pa, 2025 yrlrnda bütün krtalar iginde en gok gerileyen krta olacak. Bugünün yüzde2B,2 sinden yüzde 17,3 e düsen krta olacak" diyor.

Birkaq ay ewel AB Komisyon BaSkanr olan Romano Prodi, "Tamamen kendi isleyisine brrakrlmr5 piyasa kogullarrna ba§lr gelir da§rlrmr, Avrupa halkrnrnrn yüzde 20'sini yoksulluk srnrnnrn altrna itmigtir. Mayrs 2004 ten itibaren AB'nin toplam nüfusu iginde 55 milyon i5siz olacak, 120 milyon ki5i de, yoksulluk srnrnnrn altrnda yagayacak" diyor.

19 Ocak 2004 tarihli Time dergisinin kapa§t göyle idi: 'Avrupa, bilim yrldrzlarrnr nasrl kaybetti? AB'in en iyi 400 bin bilim adamr Amerikaya gitti. Bugünkü AB'nin gelece§i karanlrktrr. Qünkü gok kötü bir e§itim yaprsr vardrr ve gittikge gi-

I
--
PLATFOBM,BIR 2OO5 39 \ )I \ §\ / , , eJ7 I I \ \ ffiflA'- ---- ,fi a t \ e \ .a H I a a '( tFI ts T llr -t, J I ? I ----1 { /, 0 ,, I D > I f=-r Itrn i t:n L a tl
t ,( ü I I .a , t ri Irt
xfl

I

diyor." Point ve Monde'nin editörü Nikolas Bauveres yeni bir kitap yayrnladr. ismi "Qöken Fransa".

ingiltere'de 5 aileden birinde hala hiq kimsenin igi yok. Bu aileler igsizlik sigortasrndan yararlanarak ayakta kalmaya galrgryorlar. ingiltere'de bu sigortadan yararlanmak iyice güglegtirildi.

En son Volkswagen'in insan kaynaklarr ba5kanr Peter Hartz, dünyada ytltn iktisatgrsr segildi. Hartz ne yapmts? Hartz 4 adlr bir yasa de§igikligi icat etmiS. Almanya'da eski sistemde bir igsize 32 ay para ödeniyordu, bu 12 aya indiriliyor. Ayrrca devlet iS bulduäunda, önerilen ücret eski maasrnrn altrnda da olsa, vastflannrza uygun olmasa da, kabul etmek zorundasrnrz.

Benim iddiam sudur: Özellikle ekonomik agrdan, AB'ye girersek higbir zaman ekonomimizi düzeltemeyiz.

ikinci büyük yalan: ispanya, Portekiz, Yunanistan gibi ülkeler, kalkrnma htzlarr nr ve fert basrna düsen gelirlerini yükselt tiler. Halbuki son 50 ytl igindeki bizim kalkrnma htztmrz, ortalama yüzde 4,55'tir. Hiqbir Avrupa ülkesi, o sayrlanlar da dahil, yüzde 3'ün üzerinde kalktnamamrstrr. Türkiyenin kaynaklan gok fazla, hortumlamalara, kötü yönetimlere ra§men, biz Avrupa ülkelerinden ortalama olarak daha tazla kalktnmt5tz. Diyeceksiniz ki, o zaman niye biz geride kaldrk? Bunun nedeni nüfus artrgrmrzdt. Aynr nüfus yaprsryla bugünlere gelmis olsaydrk, biz Avrupa'nrn o sayrlan ülkelerini de gegmig olacaktrk. Daha mühimi Turgut Özal, tam üyelik bagvurusu yaptt§rmrz srrada, Gündüz Aktan'a gunu söylemig: 'Avrupa Birli§i'nin A§rr sosyal harcamalan Türkiye'de htzlt büyümeye imkan vermez."

Qok zengin insanlar veya devletler a§rr sosyal harcamalar yapabilirler. Fakat bizim kaynaklanmrzr en verimli sahalara, ayffmamv lazrm. Ne olacak? Biz o standartlara uyaca§tz derken, kalkrnmamtz igin daha önemli olan baraj yapmaktan vazgeqece§iz.

AB'nin ekonomik olarak fazla ümit vermedilini söylüyorsunuz...

Atatürk sunun bilincindeydi: Türkiye, ba§rmsrz bir devlet olarak ya5ayacaksa, kendi ayaklarr üzerinde durmalrdrr. Avrupa ülkelerinin veya emperyalist ülkelerin her dedi§ini yaparak, bir kalkrnma olma-

I , .rD i I Ü I I I I I I I f I \TF0irt,l/ \

yacagrnrn bilincindeydi Atatürk. AB'ne gi- Birkag ay ewel Alman igi5leri Bakanr ris sartr olan Maastricht kriterleri var. On- Otto Schily, "En iyi uyum asimilasyondur. dada hersenegeriyegidiyorTürkiye. Ka- Uyumun hedefi Alman kültürüne gekmu borqlannrn Gayri Safi Milli Hasrla'ya mektir insanlan. Mümkün olan her dili oranr yüzde 60'r geqmemelidir deniliyor destekleyemeyiz. Bu kaosa yolagar. ben kriterlerde. Bunlar olmazsa olmaz kogul- birinci dili Türkge olan, homojen bir Türk lardr.1997 de 57,1 kamu borglan, gim- azrnlr§rn olu5masrnr istemiyorum. Türkler di yüzde 120'ye grktr. Yani iki misli arttr. bizim kültür alanrmrzda yetismeli ve anaGidelerek bozuluyor. Önümüzdeki yrl ig dilleri Almanca olmalr" demisti. ve drg borqlartmtz azalmayacak, artacak- Bu onlarrn demokrasi anlayrgrdrr. trr. Kamu agrklan konusunda da biz rekor Bir de diyorlar ki, Türkiye'nin bagka krnyoruz zaten. alternatifi mi var? 7-B Ocak 2OOZIarihPeki ya din fakörü... lerinde o zamanki Milli Güvenlik Kurulu Eski Fransrz Büyükelgisi, Le Mond'da Genel Sekreteri Tuncer Krlrng goyle dedi: da yanyor. 'AB'ye girmek istiyorsanrz, "Türkiye, kendi milli grkarlarrnr ilgiönce Papa'yr razr edin" diyor. §imdi gok lendiren konularda AB'den higbir destek ilging Papa'nrn tutumu. 3 Kasrm segim- gormüyor. Sorunlara menfi bakryor. Ruslerinden akabinde, Recep Tayyip Erdo- ya da bir yalnrzhk iginde. ABD'yi gözardr §an milletvekili bile de§ilken, 13 Kasrm etmeden, mümkünse iran'r da igine olan 2OO2 günü italya'ya yaptr§r ziyarette, yeni bir isbirligini düSünüyorum" dedi. O italya Ba5bakanr Berlusconi "Türkiye'nin zaman büyük gürültü koptu. AB'ye girmesi konusunda elimizden gele- Oysa aynr sözü 50'li yrllarda Fatin niyapaca§rz" dedikten hemen sonra, 14 Rügtü Zorlu söylemigtir. ABD'den biz bir Kasrm da, italya ve Vatikan tarihinde ilk takrm taleplerde bulunmuguz. iktisadi defa Papa, italya Parlamentosu'na gitti görügmelerde, "Siz tanmla falan meggul ve "Hristiyanh§rn AB'deki rolü unutulma- olun. malr. Hristiyanlrk, Avrupa'nrn damarla- Hatta mümkünse su Seker fabrikalanndaki kandrr" dedi. 1.11.2004 te de nnrzr, dokuma fabrikalannrzr da sökün" Papa 'AB Anayasasrnda Hristiyanlr§a demisler. Fatin RüStü Zorlu sinirleniyor ve atrfta bulunulmamrs olsa da, incil'ln ebe- diyor ki: "Bizim en büyük sorunumuz kadi de§erleri varlr§rnr koruyacaKrr. Bu de- yrtsrz gartsrz Amerika'ya ba§lanmaktrr. §erler krtamrzrn gehresini olugturmada Böyle yaparsak kendimizden gok gey vegayret gösteren sorumluluk üstlenen kisi- ririz. Onlan memnun edemeyiz. Türkiye lerin esin kayna§r olmaya devam edecek- NATO ve Amerika'nrn yantstra komsulatir" dedi. nyla ve Avrasya ülkeleriyle birlikte yeni Emperyalist devletler daima, Ulus bir politika izlemek zorundadrr." devletleri tahrip etmek igin, mezhep ay- Musevi Asrllt Bernard Lewis, 2003 rrmlarrnr, etnik aynmlan körüklerler. Bun- yrhnda Amerika'da "Kavgaktaki Türkiye" lan da kendilerini demokrasi havarisi konulu bir konferansta sunu söylüyor: göstererek yaparlar.

"Türkiye'nin Avrupa Birli§i'ne girme Gegenlerde Prof. Ahmet Mumcu Ha- umudu tagrmasrnr gok saqma buluyobertürk'e qrKr. Avrupa'daki 4 ayn dergi- rum. AB'nin Türkiye'ye üyeli§e alabilmenin kapaklannr gösterdi. sine imkan sa§layacak tek gey, AB'nin igkence yaprlarak bir Avrupa devletin- birgün tamamen müslüman olmasrdrr. de, sanrklardan biri konugturulmu5. Türkiye, gelece§ine dair hesaplarrna, 2000 kiginin hayatr kurtarrlmrg, gimdi Rusya ve Qin'i dahil etmelidir. Rusya Avrupa devletlerinde "Hakim karanyla ig- Dünya siyaset sahnesine yeniden bir güg kenceye izin verelim mi vermeyelim mi" olarak gelecektir." diye kamuoyu yoklamalarr yaprhyor. Recep Tayyip Erdo§an, Amerika'ya

AtatÜ rk su n u n biliyord u : Tü rkiye basrms tz bir devret olarak yasayacaksa, kendi ayaklan üzerinde durmalrdrr. Avrupa ulkelerinin veya emperyalist ulkelerin her dedi§ini yaparak, bir kalkrnma olamayaca§rnrn bilincindeydi Atatürk...

PLATFoRM I BIB 2005 41

gitti§inde, üq konuda pazarlk yaptldt: Krbrrs konusunda Amerika'nrn iste§i gekilde politikalar üretilecek. Özellikle ruhban okullarr serbest brraktlacak. lrak konusunda ve Büyük Ortado§u projesinde Amerika'ya destek olunacak. §imdi ise Amerika bize haber bile vermeden, istedi§i ülkeye topraklanmrzrn üzerinden saldrrabilmek istiyor, Bütün bunlartn pazarIrklarr yaprlryor. insallah biz yanrlryoruzdur.

Amerika'nrn bundan sonraki hedef lran. Avrupa Birli§ine girece§iz diye sa§rmrza solumuzu görmez olduk. §imdi "Biz gimdi AB'ye girmek istiyoruz, komgumuzu birinci tehdit olarak göstermemiz uygun olmaz" denerek Bizim Milll Siyaset Belgemizde deäisiklik yaptltyor. Birinci tehdit olarak iran gösteriliyor. Türkiye'nin

Quk Yasar Bey'in yaptrrd§r bir ara5trrmaya göre, komgularrmrza tarrm ürünü ihracatr igin 160 milyar dolarhk bir potansiyel var.

Ya AKP'ye bakrgnrz? Hükümeti nastl buluyorsunuz?

Bana sorarsanrz, Cumhuriyet hükümetlerinin en zayfi bu AKP hükümetidir. Emperyalist devletlere direnme gücü olmadr§r igin "en zayrf' tabirini kullanryorum.

Siz Erbakan'r, Bagbakan Recep Tayyip Erdo§an'a göre, emperyalist güglere karsr daha milli buldu§unuzu agrklamtgtrnz daha önce...

Bu iktidarrn emperyalist devletlere direnme gücü sfrrdrr. Barzani ve Talabani ne dediler? "Bu tezkere geqer, TBMMde bizim kontrolümüzde 70 milletvekili var"

iran'a bizden bir saldrn olmadt§t

sürece onlann bize saldrrmast mümkün de§il. Amerikan planr gerqeklesir, bizim topraklartmtzdan iran'a saldrrr olursa, Türkiye terörün bas hedefi olur... Komsulan mzla husumet yaratrrsak, Türkiye eylem alanrna döner.

birinci düsmanr olarak iran belirtiliyor. Gerqekte, bizim topraklartmtzdan iran'a bir saldrrr olmadr§r sürece onlann bize saldrrmasr mümkün de§il. Amerikan planr gergeklesir, bizim topraklartmtzdan lran'a saldrrr olursa, Türkiye terörün bas hedefi olur. Komgulanmrzla husumet yaratrrsak, Türkiye eylem alanrna döner. Dünya komsularryla ticaret yaparak geligmistir. Amerika dünyaya en gok mal satan ülke olmasrna ra§men, ticaretinin yüzde 5O'sini, Kanada ve Meksika ile yapmaKadrr. ispanya ki, komgulan da AB iginde. Portekiz ve Fransa komsulan. Bu iki ülke ile ticaret hacmi yüzde 80'i buluyor. Bizim bir yr§rn komgumuz var. Ancak ticaret hacmimiz yüzde B'i bulmuyor. Engellemek igin hergey yaprhyor. Sel-

dediler. Türkiye'deki en etkili tarikatlar ABD'nin kontrolünde, onun gizdi§i gizgiden ayrrldr§r gün, medya destekleri de kalmaz. Bunun farkrndalar, Bir konuda dahi ABD'ye ters dügerse, 3 ay bile iktidarda kalamaz AKP. Amerika'da ismet Pasa basbakan olarak Time dergisine demeq veriyor: "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye yerini bulur" diyor. Daha uga§r Türkiye'ye inmeden hükümeti düsürüyor ABD. Segimlerden önce, lrak meselesinde Ecevit'in zorluklar grkaraca§r anlasrlryor. 13 Temmuz tarihli Washington Post'u n bagyazrsr nda, "Ecevit isteklerimizi kabul etmiyor. Sorun simdi Ecevit'in yerine kimin basbakan olaca§r" deniliyor. Ardrndan Wolfowitz Türkiye'ye gidiyor. Kemal Dervis'in DSP'yi bölmesi, erken

ö 42lPLATFoRMIBlRl2005 v )
I
: I
a i ,ct.l {ä-\ a

seQim sözkonusu oluyor ve o hükümeti de degistiriyorlar, bunlar tesadüf olabilir mi?

Türkiye'nin igi5leri konusunda bu kadar mr güglü ve belirleyiciAmerika?

Olaylar bunu gösteriyor. Ben sahsen AB'ye ve ABD'ye kayrtsrz sartsrz destek veren ve ilerde Amerika'nrn muhtemel iran saldrrrsrnda topraklanmrza kullanma izni veren AKP'ye kargr, ordumuz dahil, herhangi bir gücün bir gey yapabilece§ine ben gahsen inanmryorum. Bir yrl iginde ülkemizi gok kangtrracaklar. Güneydo§uda gok önemli olaylar olacak sanryorum. ülkemiz yönetilemez hale gelirse ordumuzun tutumu ancak o zaman de§isebilir.

Peki ya Krbns?

ingiliz Bagbakanlarrndan MacMillan, diyor ki, "Az kisi Krbrrs'rn gerek bizim, gerek Türkiye igin ta5rdr§r önemin farkrnda. Gergek gudur ki, Krbns Adasr'nr kim elinde bulundurursa, iskenderun Limanr'nr ve Türkiye'nin güneyini kontrol altrna a|r." Zaten Ege'de kusatrlmrsrz.

Milli Güvenli§imiz igin en önemli konu Krbns'trr. ingiliz askerlerinin bulundu§u yerler var. Herkes istese ingiltere gekilir mi? Anla5malardan do§an haklardan vazgegilir mi? Biz AB ugruna vazgegiyoruz.

AB'nin, kriterlel arasrnda yeralan talepleri var...

Türkeg, Dokuz lsrk doKrininde agrkga §unu yazryor: 'AB',ye girersek, onlar bizlerden zengin, topraklanmrzr satrn alrrlar. Muharebe yaprlmadan topraklarrmrzr vermig oluruz. Bu tehlikedir bu nedenle Orlak Pazara (AB'ye) girilmesine kesinlikle kar5ryrm." Yabancrlara mal satrgr son derece tehlikedir. Maalesef son yasa de§igikllkleriyle bu kapryr higbir ülkenin yapmadr§r Sekilde aQtrk.

Siz ekümenlik, Krbrrs gibi konularda istenilenlerin yaprlmayaca§rnr mr sanryonunuz? Bunun al§aprsr yaprlmrg. 10 yrl iginde Ayasofya kilise olmazsa, ben Vural Sava5 de§ilim. Bakrnrz Mehmet Akif ünlü Sevr hitabesi'nde göyle diyor: "Allah nzasr lgin aklrmrzr bagrmrza toplayalrm.

Düsman hesabrna galrgarak, elimizde kalan su bir avuq topra§r da verecek olursak, arkamrzda gidecek yer yoktur. Öyle bir akrbete maruz kalrrsak, ba5rmrzr sokacak bir kang yer bulamayrz. Sevr, Avru-

pa'nrn bizim igin hazrrladr§r ölüm fermanrdrr." Arkadagrna yazdr§r bir mektupta da Mehmet Akif diyor ki: "Mrsrr'da 11 yrl kaldrm. 11 saat daha kalsaydrm grldrnrdrm. igtenlikle bir gey söyleyim mi sana: Milliyetqilik de, müslümanhk da Türkiye'de, e§er daha ömrüm varsa, Allah benden alrp Mustafa Kemal'e versin."

Vatandas Vural Savag'r tanrmak istiyoruz. Kamuoyunda biraz sert mizaglr biri olarak tanrnryorsunuz...

Ben dünyadaki en neSeli insanlardan biriyim. 41 sene 7 ay gahgtrm. Daha bir odacryr bile azarlamadrm. Zannederim iyi bir babayrm. Özel hayatrmda son derece mütevazi biriyim. Ben Hakimler Savcrlar Yüksek Kurulu üyesiyken, bana tahsis edilen araca binmedim, görevime otobüsle gidip geldim. Sanata, müzi§e, sohbete düSkünüm.

Kendi memleketim Antalya'ya srk srk giderim. Herkesin Vural Abisiyim orda.

Bu sert görügünüzün sebebi ne olabilir peki?

istiklal Madalyasr tagryan bir aileden geliyorum. ESimin ailesi de öyle. Ulkemi ve Türkiye'nin grkarlannr ilgilendiren birgey oldu§unda daima heyecanlanmrgrmdrr. Keske bu kadar Qok sey bilmesem de, ben de rahat etsem. Köln'de konferans verdim.

Konferanstan sonra bir geng geldi, "Kimsenin söylemediklerini söylüyorsunuz. Arkanrzda hangi gügler var?" diye sordu. "Evladrm benim korumam bile yok. Hem ben sizin dügündü§ünüz gibi derin devletin adamr olsa idim, en qok oyu almama ra§men, neden görevime devam etmeme izin verilmedi" dedim. Derin devlet varsa, ben de onlann adamrysam, ne yapmrsrz da, görevimize devam etmemize izin verilmemig?

Bir hukukqu olarak hakszlr§a u§radr$nz oldu mu?

14 sene 3 aylrk hakimken, Cumhuriyet tarihinde en krsa sürede Yüksek Mahkeme üyesi segildim. iki defa Hakimler ve Savcrlar Yüksek Kurulu'na segilirken, aldrärm oylar rekordu.

En son Yargtay C. Bagsavcrlr§r igin yaprlan segimde de en qok oyu aldrm. Yarg genelde beni desteklemistir. Gene de yargrnrn iyi galr5tr§r, vatandasrn hakkrnr iyi korudu§u inancrnda de§ilim. Bunu söylemek de vatandaglrk borcumdur sanryorum.

Türkeg, Dokuz ISrk doktrininde aqlkQa §Lrnlr yazlyor: "AB',ye girersek, onlar bizlerden zengin, topraklanmtzt satln alrlar. Muharebe yapllmadan topraklarrmrzr Yermi§ oluruz. Bu tehlikedir bu nedenle Ortak Pazara (AB'ye) girilmesine kesinlikle kargryrm." Yabancrlara mal satr$r son derece tehlikelidir. Maalesef son yasa deüisikliklertyle bu kapryr hisbir ülkenin cesa.ret edemeyecegi Sekilde aetk.

PLATFoRM I BIB 2005 43
I t \ ! 1 , 7/ :i u tl I' ... '/*, l t r} t i I ^l § a / wL} / lI* AS XL.-L1 :\hL -a t I 7T n,l r/
s§'*§S§ s ;5; s ä FE §äEs§e iü3 pE§ ääääE äu =: sf,3tE ig ää*äF§äii§ä $ää§ä§§ä§äää (nooA)f §J =' ,C)(D 6-s: ä=oälE.€"iä5=gt§uä*EeE:BFq=ääi,sggE is= iä+Be;c;äEs:=ä*; ä;€ + E = == _= *r-ä H -q Bä' F g' q l *äeeg+s$ärää ;;§=+ H'= ob'Eiö i o 6 3 ., i d f, ; -=.= oY: o g= .< =P i+aqe=( ;3E's 59si 3 P -o = !? <o, ._ c !'_ §r: ä x"a§S ö$*= B1*5 "tqt F g:&g=8 W H.ö, qE(D IAEF = ö-^.=-§ rr E N'< B' -§ =-,.fiJ ==== -) E= =; \ §J = --.D rfr =_;= = -( -:=J 5+.gq §) O = )_X --, -F <e =.: -) i=q3 §) =-=== = b: = = IrI _o,;=

I

Dursun Amca, belki uzaktan seyredip geQmis... Bir gün bu §ehrin o htrqtn alevlerinin kendi yüre§ini de yakaca§tnt bilmeden, qalrsmts öYle...

"1970'in lf inci aYtntn 25'inde madenci olarak geldim. 1,5 sene Qalr§trm' O zamanlar bir sel felaketi oldu memlekette. Bizim heplmizi derleyip toplaytp madenci olarak gönderdiler Almanya'ya. ilk önceleri "haymlarda" kaldrk' Solingen'de de bizim hemsehriler vardr. Onlarla kaldrk. 1973'ün 7'nci aytnda izne gittim. 8'inci ayrnda hantmt getirdim. Bekarltktan kurtulduk."

Sonra bir Anadolu bilgeli§iyle, Mevlüde Ana, anlattyor Almanya'stnt.'. Ci§erini da§layan ekmek yedi§i ikinci vatantnt...

"Bizler" diyor Mevlüde Ana, "Bizler köy yerinden geldik yavrum. Fakir memleketten geldik. istedlk ki, qocuklanmtztn istikbalini kurtaraltm. Bir hevesle, merakla geldik. Türklerln nerde oldu§unu da bilmiyorduk. Bir Türk görünce dünyalar bizim oluyordu o zamanlar... Geldi§im yerde Ankaralr bir arkada§rm vardt' Onunla 6 ay kadar kom§uluk yaptrk. 0ndan sonra baska yere ta§tndrk. Qevremiz genislemeye ba§ladr. Türkler birbirlerini

Dursun Am cd, talihin kara yuzÜne kazma

kürek sallarken, Mevlüde Ana, Qocuklalnr yetiStirir. Bir türlü zaman bulamaz Almanca ö§renmeye. Hig heves de etmek nedense"' "Almanca ö§renemedim o§lum. Amcan ne getirdiyse, onu piSirdim, onu yedik" diyor bir Anadolu vakartyla"'

5 I
I' W'ß \ 1 #) tr .§ fl *' { trl 46lPLATFoRMlBlRl2005

ma$azalarda görüyor, tanryordu. Yakrn koylümüz vardr. 3 hane vardr bizim köyden o zamanlar... Cumartesi, pazarlarr toplanryorduk. Hepimizin qocuklan Türkiye'deydi. Toplanryorduk, hep beraber a§lagryorduk. Qocuklan brrakrp gelmek, zordu. Hiq gurbete, köyden drgarr qrkmamrgtrk. Qocuklarrmrn 5'i Türkiye'deydi, 2' si burada dünyaya geldi. Geceleri hasretlerinden a§lardrm hep..."

Evlat hasreti öyle iqine oturur ki, Mevlüde Ana, Amasya'ya kuzulannrn yantna dönmek ister. iki sene boyunca her gün a§lamrgtrr... Kim görmü9, kim igitmigtir ki...

§air sanki onu anlatrr hasret ve hicran kokan dizelerle:

"igimden sonbahann iniltisi geliyor Kente ya§mur ya§ryor ruhumun göklerinden Aynhk damla damla, gönlümü qiseliyor Canku5um, selgidiyor bahfimrn gözlerinden igimden sonbahann iniltisi geliyor..."

Gider. Ama insano§lu iste; bu seferde Amasya'daki hayat zor gelir Mevlüde Ana'ya...

"Buradaki rahatlr§a alrglnca da, Türkiye'de duramadrm. Geri Dursun'a mektup yazdrm. O zamanlar mektuplar 15 günde geliyor, 15 günde gidiyordu. "Orasr daha rahatmr5, büyük ev tut, qocuklarr ve bizi al burdan" diye yazdrm. Amcama danrgtrm. Ona dedim ki, "Dursun bir evin bir o§lu. §imdi orda hem galrgryor, hem yeme§ini yapryor, Qamastnnt yrkryor, zor olur. Biz de yanrna gidelim" dedim. Gelmek igin biraz acrndlrdrm. Amcam meKup yazdr Dursun'a, 'Ev tut, aileni, gocuklannr götür' diye..."

Qok gile geker Mevlüde Ana... Ne kadar da olsa, nesi olsa da gurbettir igte. Ahgamaz bir türlü... E§reti e§reti tutunup bu gurbet hayatrna, kaprlrr Alamanya dedikleri rüzgara... "Kira da olmuyor" diyerek, ev alrrlar. 0 zamanlar eg dost, onlara 'Artrk gavur oldunuz" der.

Dursun Geng anlatryor:

"Siz memlekete dönmeyecek misiniz, diyorlardr. Herkes, bir arsa, bir tarla, bir traktör alrp dönme hesabr yapryordu. §imdi gördük ki, hepsi bosmuS. ileriyi görmeyerek, qocuklarrmrzr perigan ettik.

Onlan da bir 5ey sahibi yapmadrk bu yüzden. Qocuklarr da okutup, iyi bir gelecek hazrlayamadrk."

Ve Mevlüde Ana, Almanlarla ilk yüzlesmesini tebessüm ederek hatrrlryor... "ilk geldi§imde, ev sahibim Alman karrsr geldi, kaptyt "tak" "tak" vurdu. Ben kaptnrn arkasrna sindim. Korktum. Amcan iste oldu§u igin agmadrm kapryr. Ak5am amcana söyledim. "Niye aqmadrn, onlar yardrmsever insanlar. Bir daha olursa kapryr aq" dedi. 0 zamanlar da krgtr, evin önü kardr. Me§er kadrn kan temizlememiz igin gelmis. Kaprnrn önü temizlenecekmig, tuz atrlacakmr§. Ertesi gün kadrn zile basar basmaz aqtrm kapryr. El hareketi, göz hareketiyle anlastrk. Karlan kürüdüm, tuzlan da serptim."

Yol bilmeyen, iz bilmeyen Mevlüde Ana, yanr baSrndaki alrsveris ma§azasrna gider ve alacaklannr alrr... Ama ne kadar tuttu§unu bilemez. Dursun Amca, 'Alaca$nr al, kasaya gelince paray satcrnrn önüne koy, o iginden alrr" der. Böylelikle alrsveris sorununu asacaktrr Mevlüde Ana.

"Bunlar, öyle haram geyetmlyor" diye inancr vardrr o zamanlar Mevlüde Ana'nrn... Derken bir Almanca kitap geqiverir eline. MutfaKa lazrm olan seylerin adrnr böylelikle ö§renir.

Ev hali ya, bir gün evde un ve maya biter. Mevlüde Ana ma§azaya gider... Satrcr kadrna birgeyler söyler. "Nix verstehen" der kadrn. Bizim Mevlüde Ana ba§lar, hamur yo§urma hareketleri yapmaya. Bu kadar yo§urmaya hamur mu dayanrr? Kabardr§rnr da göstermesi gerekir. Öyle güzel canlandrnr ki, satrcr kadrnrn dilinden 'Ah soooo" kelimeleri dökülüverir. Hayatrnrn belki de ilk basanlr tiyatroculuk deneyiminden sonra Mevlüde Ana, "Dügtü§ümüz hale bak" deyip, gülüverir evin yolunu tutarken...

Dursun Amca'nrn ilk zamanlarr daha bir alemdir... Toplu allgverig seanslan yaparlar "haym"dakilerle. Gerekqe basittir. 'Alaca§rmrz seylerin adlannr bilmiyoruz. Onun görmedi§ini ben görüyordum, benim görmedi§imi o görüyordu. Öylelikle birbirimizin noksanlannr buluyor, alryorduk."

Dursun Amca, aslrnda goqün ne demek oldu§unu gok güzel özetleyiveriyor farkrnda olmadan...

"Bizi maden igin getirtmi5lerdi. Kö-

Ev hali ya, bir gün evde un ve maya biter. Mevlüde Ana ma$azaya gider... Sahcr kadrna bir §eyler söyler. "Nix verctehen" der kadrn. Bizim Mevlüde Ana baglar, hamur yogurma hareketleri yapmaya. Bu kadar yogurmaya hamur mu dayanrr? Kabardrgru da göstermesi gerekir Mevlüde Ana'nrn. Öyle güzel canlandrnr ki, sahcl kadrnrn dilinden "Atr soooo" kelimeleri dökülüverir.

PLATFORM BiR 2OO5 47 » :l'

il p

0r ffi ilr

:-,r*-&ll

mür madenine girmeden önce kazmanln, küre§in adrnr ö§rettiler. Ondan sonra yeraltrna indik. Aga§r yukan 1100 metre aSagrda Qalrsryorduk. 1250 metre olan yerde de, 1300 metre olan yerde de gaIrgtrk."

Dursun Amca, talihin kara yüzüne kazma kürek sallarken, Mevlüde Ana, gocuklarrnr yetigtirir.. Bir türlü zaman bulamaz Almanca ö§renmeye... Hig heves de etmez nedense...'Almanca ö§renemedim o§lum. Amcan ne getirdiyse, onu pi5irdim, onu yedik" diyor bir Anadolu vakanyla.

Ancak Mevlüde Ana qocuklannl okutmak igin qok u§rag verir. "Okuyabildi§iniz yere kadar okuyun, dedik gocuklara biz. Heves etmediler okumaya. Rahmetlik ölen krzrm, okumaya Qok hevesliydi. O'nun da kaderi böyleymi§... Nasip olmadr yavruma i5te."

O elim kundaklama yakar yüre§ini, atesler dügürür toz pembe hayallerine Mevlüde Ana'ntn. Oysa gocuklar daha okuyacaKrr. Elleri iS tutacakttr...

Bin yrllrk tarihi boyunca sinesi hep

yanmrs bu sehir, Mevlüde Ana'ntn da yüre§ini yakacaKtr.

5 qiqe§ini kurban verir Mevlüde Ana.. Ba§rrna tas basar, "Yazgtm bäyleymig" der.

Ve bugün... Bugün dalgn baktglartnda yrllann yorgunlu§u... O Mevlüde Ana i5te... Anamrz... Gözyagtmtz... Yürek stztmv...

Ve bu sehir...

Yani Solingen... Yani, yüre§i yantk tarihin, bu yorgun evladr... Mevlüde Geng'in Almanyast, igte burasr...

Beniyakmaz bu 5ehir, Terim Ktlrmak tadnda bir kere.. Ne canlar bmkfim ben ardmdaki ateslerde. Sisler alilnda bnffirm da geldim sinemi... igimde yanar gurbetin kalleS ateSi... Ben ibnhim, sen Urta ofuvercen de, Aßalar ne yazar beni bu ateglere... K, beni yakmaz bu sehir fint serinli§ivarken yüre*imde...

I i
I
48lPLATFoRMlBlRI2005 5 ö \ { F -J
\-l 7
-xl §n' ^4 lo', I 7 { de '7 =t t-
I
Lr
-1.
Katastrophenhilte I T I Die Diakonie Katastrophenhiffe hilft, wo die Not am größten ist An Elbe und Oder in Deutschland, in China, Bangladesch und jeat in Südasien. Dafür brauchen wir lhre UnterstüEung ! Helfen Sie jetzt ! Spendenkonto: www.d ia kon ie-katastrophen h i lfe.de Zukunft-bauen ...dqmit dae Leben woitorgeht Lat II F.T ';'tf( a* ! t ! .a ,l t-l I E }a 6t r :. r==.fl *.§ a ,-, + J rlt \--- -.! § ,- I _-+tr et ,f7 ffi Zc8trrlia3titut filr seirlc Frym/DZI tlä.J PLATFoRM I BIR I 2005 49
c(l)i L =C§= -Y a= o : o Q PE'= =* tr G-,r>:<bö=o-'= ::o E at r ä O) tF^-'lr (§o i(§o)rrL E rs = -F N E E ='6 >= = c) cr t!L_- E $9 H3 ß s E -߀ bY,€ 5 ö .c =t!.= = § -qisi E ,ü-.< E g b =:=,='3Eägä H = C rE (§= c (-).c E;i (tt'<tr =: €* oä§ -o c gg: :. l--o g-a§.§o,5i§ 5:< 5 .= C=91 NC .M z J-ar = § ä'pä rir-(J:-E g: § tr ra
-4 \ \
I
/
.a I )
T
-
ffi^ \
t-

0'nun öyküsü aslrnda bütün kadrnlara örnek olabilecek türden...

Karaman do§umlu Fadime Örgü'nün milletvekilli§ine uzanan basarrlarla dolu öyküsü bir bakrma bizim Avrupa'ya gögümüzün örnek tablolanndan...

Alman ve ingiliz Dili ve Edebiyatr'nrn yanrsrra Siyasal Bilimler ve ldari Bilimler okuyan Fadime Örgü, qe5itli televizyon kurumlannda program yaprmcrsr olarak galrgrr. Bunun yanrnda Uluslararasr Genqlik Kurulugu'nun kurucularr arasrnda yer alrr ve birqok Türk gencinin Avrupa'daki degisik genglik örgütlerine aktif olarak katrlmalanda önayak olur.

Türkge'nin yanrsrra ingilizce, Almanca, Fransrzca, Arapga ve Hollandaca'yr gok iyi düzeyde konugan Fadime Örgü, yaSadr§r ülkeye kimli§ini kaybetmeden uyum sa§layabilmenin en güzel ve en üst düzeydeki örneklerinden biri. Örgü, "En etkili noKanrn, en isabetli zeminin burasr; lani siyaset oldugunu yüzde yüz biliyorum" diyor. Ona göre, uyum sa§lamak öz benli§ini, kültürünü, kimli§ini kaybetmek demek de§il. §u anki politik kariyerinde aslrnda bir geyleri deäistirme dürtüsünün önemli rolü söz konusu.

Hollandalr Türklerin mentalltesinin de§igmesi gerekti§ini belirtiyor. "Ben buralryrm, burada kalaca$m denmesi, träyle dügünülmesi sart. Sorunlar Eolunlukla insanlanmzrn hälä bir ayaklarr nrn burada, diier ayaklarr Türkiye'de olmasrndan kaynaklanryor. Ama burada bir yl bile kalacak olsalar kendilerine göre bir ylhk bir plan yapmak zorundalar" diyor Örgü.

Annesi ve babasr i5gi olarak Hollanda'ya gelmi5ler ve krzlan Fadime'yi dört

ya5rnda iken Hollanda'ya getirmigler. $

4 yagrndan beri Türkiye'den uzak kal- ä masrna ra§men, kültürümüzle ba§rnr hep t srcak tutmug Örgü. Oyle ki, tam bir Mevlana hayranr... "Mevläna hayranryrm, Mesnevi'nin aslrnrn kopyesini Süleymaniye Kütüphanesi'nden aldrm. En gok sevdi§im kitaplarrmdan birisi".

Türkqe konugmayr, yemek yapmayr, kadrn olarak kendi ayaklarrnrn üzerinde durmayr annesinden öErenmiS. Kitap okumanrn yanr srra ata binmeyi ve yüzmeyi qok seviyor. Hollanda'ya 40 yrl önce gelen ilk nesil hakkrndaki görü5lerine gelince...

"Birinci kugaKan olanlar, dil bilmedikleri halde kendi ihtiyaqlannr gidermenin yolunu bulmuslar, basanlr da olmuglar. Onlar iqin ilk zamanlarda gerekli olan Sey; dini bayramlarda ig yerlerinden izin almak olmug ve bunu basarmrslar da. O nesil pratikte sorunlannr gözmenin yollarrnr bulmug. Uyum konusunda asrl onlarrn paylan büyüktür. Kendilerine göre uyum sa§lamrslar, bakkallannr agmrglar, camilerini yapmrglar. Bu girigimler burada kalrcr olduklannrn ilk örnekleridir. Krsaca, tanrmadrklan, dilini bilmedikleri bir toplumda büyük baSarr ve beceridir bunlar" diyor Örgü.

Hayatrn oyun olmadr§rnr sekiz yagrnda ö§renmig. Qünkü o yrllarda pansiyonlarda kalan Türk isQilerine her konuda tercümanlrk yapmr§. Vatandaglanmrzrn özellikle doktora, yerel kurumlara giderken tercüman olarak yanlanna aldrklarr Örgü, bugün o günleri biraz tebessümle äflrlor:

"O günleri gergekten unutamryorum. Birgok hastalr§rn adrnr ne Türkge, ne de

Köksal Gör Amsterdam
Karaman Fad baSan dolu yol ime'nin u 8 yagrnda hayatrn acr yanlannr tanrmrs ve göq olgusuyla yüzyüze gelmi§ olan Fadime Örgü, o kügük yasrna ragmen, pansiyonlarda kalan Türk iggilerine tercümanlrk yapmrg. Arkadasrmrz Köksal Gör, Hollanda mil letvekilimiz Fadime Örgü'ye hayatr nrn ilginq aynntrlann r sordu... 56lPLATFoRMlBlRi2005
TIT

böyle bir ittifak olarak görüyorum ben ve bundan da korkmuyorum.

AB üyeli§ine dolru Türkiye'den beklentiniz ne? Baska alternatifler yok mu Türkiye'nin önünde?

Türkiye'nin AB üyeli§i yolunda dikkat etmesi gereken en önemli nokta, oraya kendi de§erler sistemini tagrmasrdrr; 'uygarlrklar bulugmasr' ancak böyle gergekleSebilir. Bu AB'nin de Türkiye'den beklentisi... Ekonomisi kötü, kültürü farklr, nüfusu kalabalrk, komsularr'sakrncalr', demokratik uygulamalan srkrntrlr bir ülke Türkiye; AB'nin di§er üyeleri Türkiye'yi böyle oldu§u halde kendi aralannda görmek istiyorlarsa, sebebi, Türkiye'nin AB'ye tagryaca§r de§erler elbette... Böyle bir bulugmayr Türkiye eliyle gerQekleStirmeyi umuyorlar; Türkiye ancak kendi de§erler sistemine sahip grkarak o umuda uygun davranabilir.

Türkiye di§er alternatifleri mevcut ittifaklarrnr koruyarak da de§erlendirebilir. ABD ve israil ile iliskileri var Türkiye'nin; Filistin'e de tarihi ilgisi sürüyor. Qevresindeki ülkelerle yrllar iginde limonilesmis irtibatlannr yeniden iyilegtirmenin gayreti iginde. Rusya ve Qin gibi yann daha da önemll hale gelecek güqlerle de yakrnlaSabilir, yakrnlagryor da... Türkiye, Ak Parti hükümetinin baslattrEr Qok-boyutlu drs politika anlayrgryla, iqeride de huzur ve refahr artrracak global bir manevra kabiliyeti kazanryor.

Qocuklarrnz igin neler yapryorsunui!

Beni sürekli aragtrrmaya ve bilip bulduklarrmr yazmaya sevkeden en önemli güg qocuklarrmrn daha iyi bir dünyada yagamalannr sa§lama arzusudur. Bugünün lletisim imkänlan ö§renme kanallannr Qok genisletti. Aylar sürebilecek arastrrmalar gok krsa sürede tamamlanryor artrk. Bu yüzden de, bilgisayar ve internet öncesi hayatrmrn yansrnr boSa geqirdi§imi hissediyorum zaman zaman.

Her baba gocuklarrnrn iyi e§itim almasrnr arzular; benim gocuklanm kendi e§ilimleri istikametinde okudular, okuyorlar... Benim bütün yaptr§rm, onlarrn sorunsuz ve kolayrndan bu imkäna sahip olmalannr sa§lamaktan ibaret. Dünyayla ve qevreleriyle yakrndan ilgili, okuyan, özel ilgi alanlarr bulunan gocuklarrm oldu§u igin de mutluyum. Umanm onlar da hayatta mutlu olurlar.

j d"öismeyen teksey "gazeteniz" evrensel de§erler, bosrn ohlok ilkeleri, do§ru, güvenilir, torofsrz gozetecilik... Tur e ao o www. tu rkiye-ovru po net dünyo de§isiyor i I \ I \ r.l a ,a , ::

yordum. ingilizcemi ilerletmem gerekti§ini anlayrnca yolumu bir yrlr asrn bir süre kalaca§rm Londra'ya düSürdüm. Okudu§umu anlamaya yarayacak Arapga bilgisi edinme ihtiyacrm §am'a gitmemle sonuglandr. Her iki baskentten notlanm Yeni Devir gazetesinde yayrmlandr.

1980'lerin basrnda, izmir'de krsa süre galrgtr§rm bir sirketin konu§u ingiliz igadamrna, sohbetimiz srrasrnda, "Kendimi Batrlr gibi de§il, Do§ulu olarak hissediyorum" demistim. Verdi§i su cevabr unutamam: "iyi de, tam bir Batrlr gibi

Tu rkiye d i§er a lternatif leri mevcut ittifaklartnt koruyarak da de§erlendirebilir. ABD ve israil ile iliskileri var Türkiye'nin. Filistin'e de tarihi ilgisi sürüyor. Qevresindeki ülkelerde ytllar iginde limonilesmis irtibatlarrnr yeniden iyileStirmenin gayreti iqinde. Rusya ve Qin gibl yann daha da önemli hale gelecek güqlerle de yakrnlasabilir, yakrnlagtyor da... davranrmrg ve kendini yetistirmek igin fedakarlrk ve zahmete katlanmrssrn..."

Yurtdrsr deneyimi size neler kazandrrdr?

'Batr' ve 'Do§u' ile ilgili daha önce okumalarla edindi§im kanaatlerimin yeniden olusmasrnda Londra ve §am'da gegen günlerimin etkisi büyüktür. Hälä korudu§um de§erli dostluklara da vesile oldu o dönemler. Qok ve qesitli okuma becerisini de geligtirmeme yaradr yurtdrsr ikametlerim. Daha sonra, master da yaptr§rm, bir aragtrrma kurumunda galtgtt[rm ABD deneyimim oldu. O sayede dünyanrn en önemli iki üniversitesi sayrlan Harvard ve Massachusetts lnstitute of Technology'de gok verimli günler gegirdim ABD'de.

Avrupa Birli§i (AB) üyeli§i yolunda ilerliyor Türkiye; sizce bu yolculuk 'egemenlik' kaybrna yol agmayacak mr? Bu-

nu mahzurlu bulmuyor musunuz?

§imdilerde AB yanlrsr olmak moda, gegmigte gok giddetle karsr Qrkanlar bile Türkiye'nin üyeli§ine taraftar hale geldiler bugün. Yurtdrsr deneyimim benim gözlerimi erken aqmamr sa§ladr. O gün bugündür, ikili ve goklu temaslardan, diyalog ve ortak projelerde yer almaktan hig qekinmedim; beraber olduklarrmr da gekinmemeye davet ettim. 1995 yrlrnr bütünüyle kaplayan Gümrük Birligi tartrsmalarrnda da tavrrm olumluydu sözgelimi; tabii Türkiye'nin sanayiini ve ekono-

misini korumak igin gerekli tedbirlerin ahnmasr sartryla... Bilindi§i gibi, Türkiye'nin AB üyesi olmasrnr bugün deyararIr görüyorum.

Bugünün dünyasr Qok karmaSrk iliskiler a§rnr gündeme soktu; 'egemenlik' kavramr elbette hälä qok de§erli, ancak onu korumanrn yöntemleri degisti. Kendinizi dünyadan tecrit ederek, tek basrnrza'egemen' kalamryorsunuz; müdahaleleri gereksiz krlacak veya boga qrkartacak ittifaklar kurma zamanr Simdi. O ittifaklar iginde yer alanlar baz imtiyazlannr kaybediyorlar belki, ancak baskalanna ait baSka baz imtiyazlardan yararlanma kargrlr§rnda...

'Egemenlik' paylagrlan bir kavrama dönügüyor: Size ait 'egemenlik' alanrnr müttefiklerinizle paylagmayr kabullenerek siz de onlarrn 'egemenlik' alanrnr paylagma hakkrnr elde ediyorsunuz. AB'yi

q 5 ! P
54 I PLATFORM BIR ] 2OO5
,a -

Nasrl bir qocukluk geqirdiniz? Yagadrklannzda sizi bugünlere hazrrlayan özellikler var mrydr?

Televizyonun henüz günlük hayata girmedi§i bir dönemde neredeyse her änr okumayla gegen bir yetigme tarzrnrn iginden geliyorum. Babam esnaftr, ancak okumayla arasr bangrk bir esnaf... Gazeteler hem günlük hayatrmrzrn bir pargasrydr, hem de siyasi kimli§imizin... Havadis, Son Havadis, Yeni istanbul gazeteleri, Büyük Do§u, Dügünen Adam dergileri babamrn grdalandr§r yayrn organlanydr. Necip Fazrl, Ali Fuat Baggil, Peyami Safa, Mümtaz Faik Fenik, Adviye Fenik, Orhan Seyfi Orhon, Gökhan Evliyao§lu gibi bir bölümünün isimleri bugünün genglerinin meghulü olan yazarlan hig aksatmadan okudu§umu hatrrlryorum.

Bir yandan da kitaplar tabii... Önce resimli romanlarla basladrm: Pekos Bil, Tom Miks, Teksas-Qelik Bilek gocuklu§umun önemli figürleriydi. iki Qocu§un Devriälemi, Beyaz Zambaklar Ulkesinde gibi göz ve zihin agan gocuk kitaplannr Abdullah Ziya Kozano§lu'nun Savcr Bey, Baüal Gazi ve Nihal Atsrz'rn Bozkurtlann Ölümü, Bozkurtlar Diriliyor türü romanlarr izledi. Milli ile evrenseli daha Qocukluktan kucaklamama sebep olan okumalardr bunlar.

Esnaf gocuklan Simdilerde de babamrn beni yetigtirdi§i tarzda mr yetisirlet bilmiyorum. Okula gitmeden okuma-yazma ö§renmig ve izmirlKemeraltr Caddesi üzerinde igportacr tezgährmr agmrgtrm. Lise bitene kadar sadece yaz tatillerinde de§il hergün agrlrrdr benim tezgäh. Baglangrgta beyaz ayakkabr boyasrydr sattr§rm, sonra ipana di9 macunu (2,5 liaydr o zaman), traq makinasr, jilet... Okullar agrlrrken defter ve kalem gegitleriyle dolardr tezgährmrn üstü. Fazla ba§umazdrm, yüzüm go§unlukla eski kitapgrdan alrnma bir romana dalmrs olurdu.

Okumaya erken basladr§rnrz anlagrl-

yor, peki yaz hayatnrz ne zaman bagladr?

Her okuyan sonunda yazar olacak diye bir kural elbette yok; ancak benim yazryla ha5rr-nesir olma karanmrn baya§r erken verildi§ine inanabilirsiniz. ilk yaztmrn grkrg tarihi 1965'tir; izmir'de yayrmlanan 'Gurbet' dergisinde... §imdi kendim de cür'etimize gülüyorum; siyasi, kültürel, sosyal, iktisadi, dini yazrlarryla genig bir merakh kitleye hitap eden o amatör derginin bütün yükünü omuzlayan birkag gengten biriydim. Sadece yazlan hazrlayrp bagka yazarlardan toplamaz, kä§rdrnr bulmaktan matbaada baskryla ilgilenmeye kadar bir dizi görevi yüksünmeden yerine getirirdim. Da§rtrm ve satrgrnda da katkrm vardrr derginin. Aynr dönemde ( 1 970 öncesi) istanbul'da grkan Tohum ve isläm Medeniyeti gibi dergilerde de yazrlanm grktr.

Hig unutmadr§rm bir anrm, demokrasi mücadelesinin önemli isimlerinden Prof. Ali Fuat Baggil'in vefatr üzerine yazdr§rm yazrnrn yayrmlandr§r islam Medeniyeti dergisinin Simdi profesör unvanrna sahip editörü ismail Lüftü Qakan'rn sözleridir. Daha sonra tanr5tr§rmrzda, dergi editörü, yazrmrn olgunlugundan beni Prof. Baggil'in asistanr sandr§rnr söylemisti. Oysa, henüz lise ö§rencisiydim o yazryr kaleme aldr§rmda.

Yazr hayatrm baSka islerle meggul oldu§um dönemlerde de kesilmeden sürdü. Milli Gazete'de, Yeni Devir'de sürekli görünen biri isimdim; Mavera, Yol ve Tek Yol dergilerinde de yazrlarrm grktr.

Sonra yurtdry e§itimine srra geldi galiba?

Yurtdrsr e§itimim de kendimi bugünlere hazrrlama amaglrydr. Uzun süreli kalmadan önce, iki yrl üstüste, Avrupa'nrn bütününü gezmistim. O zaman genglerinin en gegerli seyahat yöntemi olan oto-stop yoluyla... Gitti§im yerlerden Milli Gazete'ye seyahat notlan gönderi-

Okula gitmeden okuma-yazma ö§renmig u. izmirlKemeraltt Caddesi üzerinde igportacr tezgahrmr aqmrstrm. Lise bitene kadar sadece yazlatillerinde de§il, hergün aqrlrrdr benim tezgäh Baglangrgla beyaz ayakkabr boyasrydr sattrgrm, sonra ipana diS macunu (2,5 liraydr o zaman), trag makinasr, jilet... Okullar aqrlrrken defter ve kalem QeSitleriyle dolardr tezgährmrn üstü.

Sebahattin Qelebi
5 e PLATFoRM BIR I 2005 53
u I J E \ s
§ I t \
R

On sekiz yasma geldignde Örgü, adrm uluslararasr plaformlarda duyurmaya basladr. Batr Avrupa'ya göqmen olarak gelen genglerin dil, kültür farkhlgrndan kaynaklanan seOitli problemlerle karsilashklannr bilen Ö.gü, bireysel gözti,rnler yerine sorunlann temeline inmek ve genel eözümler ürehnenin do§ru oldu§unun bilincindedir. Bu düsünceden hareketle 1988 ylnda Fransa'nrn Strausburg sehrine gider. Uluslararasr Genslik Kurulusu olugturulur. Bu kurulug, Bah Awupa'daki gögmen genglerin sorunlannr tespit etrnektedir.

Hollandaca olarak hiq duymamrstrm bile".

Genqlerin sorunlarrna olan ilgisi gok eskiye dayanrr ve daha evdeyken baslar: "0n beg yagrndayken etrafrmda kabul edemedi§im geyler gorürdüm ve bunu de§igtirmek lsterdim. Böylece bir 5eyleri de§i5tirmeye kendi semtimizde ve kügük qapta baSladrm. Bir gün yerel bir gazetede, sa§lrkla ilgili akgam kurslarrnrn verildi§ini okur okumaz hemen kaydtmr yaptrrdrm. Kurslar sayesinde sa§lrk konularnda en aztndan temel bilgileri ö§renecektim. Birbuguk yrl süren kurs sonrasr ö§rendiklerimle de§i§ik sehirlerde kurs lar vermeye basladrm. Böylelikle yabancr kadrnlara yönelik sa§lrk bilgisi kampanyasr baglattrm. Aynca etraftmda okulunu yanda brrakan ve erken yagta evlenen -yerli ve yabancr- geng krzlar görürdüm. Bukzlara rehberlik etmenin yollannt aradrm. Pratik bir baslangrq olarak da danrqmanlrk ve ev ödevi yardrmrnr segtim ve girigimcilik kurslan ve e§itim olanaklarr üzerine bilgilendirme toplantrlan düzenledim."

Bu kadar dinamik olunca, elbette Qok geng yagta ilging projeler üretmeye baglamrs Örgü.

llk vakrf kurma fikri on yedi yagrnda aklrna gelmig ve ilk kurdugu vaKrnda bagkanr olmug.

Krsa zamanda kurdu§u vakfta yaptr§r galrgmalar dikkat gekmis. Örgü'nün projeleri kurum ve kurulu5lar taraftndan daha fazla ciddiye alrnmr§. Bu, ktzlara rehberlik ve e§itim icin kurulan vakf sayesinde belediye ile irtibatr artmrs ve siyasetin ve sistemin nasrl isledigi konusunda bilgi sahibi olmasrnr sa§lamrg.

Kendisi "Liberalizmin ne oldu§unu bilmiyordum. Liberallerle tanrstrm ve Liberal Partiye (WD) aktif üye oldum. Qünkü düSüncelerimin liberal pafti programryla birebir örtüstü§üne tanrk oldum" diyor. Bunu takiben yaprlan belediye segimlerine katrlmrs ve dört yrl belediye encümen azah§r yapmrg.

Seksenli yrllarrn sonuna doEru asagr yukan her sehirde vatandaslanmtz larafrndan kurulan ge5itli vakf ve derneklerin de oldu§unu, neden onlann gatrsr altrnda galrgmadr§rnr sordu§umda, "Türk sivil toplum örgütleri iqinde kendime yer bulamadrm. Qünkü bu örgütlerin galrgmalannr yakrndan izliyordum, bana uymadrkla-

nnr görüyordum. Dini ve milli bayramlan toplu olarak kutlamak, e§lenceler düzenlemekten öteye bir seyler yaprlmryordu. Ben Hollanda'da yetistigim ve Hollanda toplumunu iyi tanryan biri olarak daha farklr alanlara yönelmek zorundaydrm". insanlarrmrz, barr5 ve huzur iginde fakat kapalr ve dar bir gergevede hareket ediyorlardr. Oysa o, ulusal ve uluslararasr faaliyetlerde adrnr duyurmug, Hollanda, hatta Avrupa genelinde örgütlenmis sivil toplum örgütleri iqinde kendine yer bulmalrydr.

On sekiz yagrna geldi§inde Örgü, adrnr uluslararasr platformlarda duyurmaya basladr. Batr Avrupa'ya gögmen olarak gelen genqlerin dil, kültür farkhh§rndan kaynaklanan Qesitli problemlerle kargrlagtrklannr bilen geng kadrn, bireysel gözümler yerine sorunlann temeline inmek ve genel Qözümler üretmenin do§ru oldu§u fikrindedir. Bu düsünceden hareketle 1988 yrhnda Fransa'nrn Strasbourg gehrine gider. Uluslararasr Genglik Kurulu5u olugturulur. Bu kurulus, Batr Avrupa'daki gögmen genqlerin sorunlannr tespit etmektedir. Bir yandan üniversite e§itimini tamamlarken di§er yandan genglerin sorunlarrnr Avrupa Konseyi'ne ve Avrupa Parlamentosu'na tagrr. Avrupa'daki galrgmalannr sekiz yrl sürdürür. Örgü, dört yrl kadar da genel sekreterli§ini yaptr§r kurulustaki Qalrsmalarrnr, "Benim gimdiki siyasi birikimim Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu ile yakrn iligkiler iginde oldu§um o yrllarda olugtu" diye agrklryor.

Görevini geng arkadaglarrna devrederek Hollanda'ya döndü§ünü söyleyen Örgü o yrllardaki etkinli§ini su cümleyle özetliyor:

"Sekiz yrl boyunca, her yrl üg ay Hollanda'da bulunuyor, geri kalan sürede ise devamh bagka ülkelere gidip geliyordum. Fransa, Almanya, Hollanda, Belgika, ingiltere, düzenli olarak gidip gelmek zorunda oldu§um ülkelerdi."

Hollanda Parlamentosu'nda 1998 yrhnda Liberal Partiden (WD) ilk Türk asrlh milletvekili olarak gördü§ümüz Örgü, basansrnr sivil toplum örgütleri igerisinde kazandr§r tecrübelerin getirdi§ini belirtiyor ve "Ben 20 yagrmda iken milletvekili olaca$mr ve kimlerle Qahsmak istedi§imi biliyordum. Vatandaglanmrz demokratik haklann r kul lanmak zorundalar, böylelikle siyasetgiler de onlan ciddiye alacaklar-

58 PLATFoRM I BIB | 2005

drr" diyerek aktif olmantn önemini vurguluyor. "Bagartda dört önemli faktörün bir arada bulunmast sart. Birincisi kisinin kendine olan güveni, ikincisi anne ve babanrn deste§i ve gocuklartna güveni, ki ben ailemden büyük destek gördüm, bana olan sonsuz güvenlerini bellrtmek zorundayrm. Uqüncüsü iyi bir e§itim. Ve dördüncü faktör de, bireylerin sivil toplum örgütleri igindeki basanst."

Yatrrrmlar konusunda insanlartmtzt daha bagarrlr bulan Örgü, yine de yeni girisimciler igin galr5malarrn yeterince yaprlmadr§rnr, destek olacak, onlann ufuklarrnr agacak projeler üretilip hayata gegirllmesi gereKi§ini vurguluyor:

"Türk kökenli girisimciler iqin de büyük gaba sarfettim. Giri5imcilik, toplumumuzun ekonomik motorudur ve yabancr kökenli vatandaglartmtztn maddi ve manevi konumlartna önemli bir katkt

sa§lamaktadrr. Yabanct kökenli girisimcilerin sayrsr gegen yirmi ytl iqinde yükselise geqmistir. Ozellikle Türk kesiminde girisimcilik sanki kanlannda var. Fakat daha basarrlr olmalan igin önlerinde hälä bazr engeller bulunuyor. Yabanct kökenli girisimcilerin tanrnmalart ve profesyonellesmeleri igin girigimciler igin gegitli toplantrlar düzenledim. Girisimci vatandaslarrmrzrn karsrlastrklart sorunlart ilgili mercilere tagrdrm, onlartn siyasetten, i5veren temsilcilerinden ve Ticaret Odalarrndan anahtar kisilerle tant5malartnt sa§ladrm."

Asrl tanrtrmrn kültür ve sanat ile olmasr gereKi§ini bildiriyor Örgü. Ona göre en büyük eksiklik, Avrupa'da bir Türkge Dil ve Edebiyat Enstitüsü'nün olmaytgt. Örne§in, Almanya'daki bir Goethe Enstitüsü gibi olugturulacak bir enstitünün Türk kültürü igin önemini vurguluyor.

! 9
PLATFORM I BIR 2OO5 59 \ \ \\ I 7t
7i \ 7 1 \
,/
\\\F a / -1 \\ \ \ t. U ! \ _._I \-_ K \ \ /, a. ) o 7 / ,/ I ,/ -/ / "l f 7 \_

Yüzyrllar ötesinden geliyor kadrnrn de§igmeyen tutkusu...

Bazen okyanuslann derinliklerinden grkartrlan inci bir kolye süslerken kadrnrn gerdanrnr, bazen de mavi bir pugu renk katryor onun güzelli§ine...

Kadrnlar duygularrnr yansrtrrlar segtikleri takrlarla. Mutlulu§un göstergesidir plastikten de olsa saglanna konan kelebekler....

Her gantaya uygun bir ayakkabr, her kaza§a uygun bir galrmrz olsun isteriz, belki de beS katlr bir ahgverig merkezini % 95'inin bizler iqin hazrrlanmrg olmasl bundandrr...

Moda olan hergeyi kadrn kullanmalr mr, yoksa moda kadrna yakrgan mrdrr?

Filiz ve Ayla Turan kardesler, "Moda abartrdan uzak ve kaliteli olandrr" diye cevaplryorlar bu sorumuzu...

Her ikisi de e§itimlerini yurtdrgrnda ailelerinden uzak yapmr5lar. Filiz, Amerika'da Marketing üzerine ö§renim görürken, Ayla, Paris'te Moda ve Sitilislik e§itimi almr§.

Almanya pek go§umuz gibi onlar iqinde ikinci vatan olacak ki, Filiz ve Ayla'nrn yollan burda birkez daha kesiSmi§.

"Biz birbirimizi tamamlryoruz, ikimlzinde farklr özellikleri var" diyor Ayla. Ve amaglarrnr, "Bu farkhklardan yola qrkrp bir bütün olugturmak" olarak özetliyor.

ilk koleksiyonlarrnr gegti§imiz aylarda sergileyen Turan Kardegler, "Qok pozitif tepkiler aldrk. Bu satrga sunulmug bir tasanm de§ildi. Amacrmrz kendimizi tanrtmak ve yönümüzü belirlemekti" diyorlar.

Paris'te yapacak gok birgey yok 0nlar yüzlerini Türkiye'ye gevirmigler.

Ayla Turan bunu 5u cümlelerle özetliyor:

"E§itimim süresince Paris'te yagadrm. Bu nedenle orayla gegitli ba§lantrlanm var, Parisli müsterilerim olabilir, ama ben ve kardesim Türk Moda Piyasasr'na girmeyi dügünüyoruz. Moda konusunda Paris'te yaprlacak gok fazla birgeyin oldu§una inanmryorum."

Marka olmak istiyoruz

Ailenin bir aya§r Türkiye'de olunca, proleler de hem Türkiye eksenli oluyor galiba... Turan Kardegler'in hedefi Türk piyasasrnda kendilerine yer edinmek.

"Babam ve aileden bir qok kisi Türkiye'de, tekstil sektöründe galrgryor. Bu da bize ordaki piyasa ile rahat baglantr kurma imkanr sa§lryor. Kardesim ile kendi markamrzr üreterek bu ba§lanttlardan yararlanmak istiyoruz. Bizim olugturmak istedi§imiz moda türü oldukga riskli, Qünkü alrsrlmrgrn dtgrnda. Giyime, yeni bir renk katmak istiyoruz. Abartrdan kagmak ve kaliteyi yüksek tutmak. Kendi markamrzr olu5turmak ve kendi adrmrzr kullanmak istiyoruz."

Amaglan sadece moda sektöründe kalmak de§il, daha genig gaph projeler planl ryorlar. Filiz ka rdegi nin ga rgma larr na ili5kin ipuglarr veriyor bize.

'Ayla gok ilging geyler yapryor. Bir hikaye veya bir resim buluyor ve bunlara uygun bir koleksiyon yapryor. Qok hog geyler ortaya qrkryor, ancak bir dezavantajr var. Para getiren bir galr5ma de§il, yani talep gok az, go§u kigi hrzlr ve ucuz igler istiyor."

Ama bu onlann azmini köreltmemig, dahatazla galrgmak ve üretmekten yanalaq "Bazen bir koleksiyonun sadece bir parQasrnr hazuhyoruz bu sadece qizim

Turan Kardesler,i hedefi Tü rkiye piyasast n

Filiz Turan Amerika'da igletme e§itimi görür. Kardesi Ayla Turan ise, Paris'te moda ve stilistlik okur. E§itimlerinin ardrndan iki kardes, Köln'de kurduklart girketle moda dünyasrna adrm atarlar... Platform bu iki genq ktztmrzn hikayesini dinledi ve sizler iqin yazdr...

I t I t I I e
Nadide
PLATFoRM I BIB | 2005 61 / Di
\.r/

frb"

Filiz Turan Amerika'da igletme e§itimi görmü9. (Üstte solda) Ayla Turan ise moda dünyasrnrn bagkenti Paris'te stilistlik ve moda e§itimi almrg. Türkqeleri zayrf olan bu iki kardet, sahalannda marka olabilmek iqin güqlerini birlestirmisler...

ya da kumas seqimi olabilir. Örne§in Bulgaristan'a erkek ceketleri yaptmtnda danrsmanlrk yapacaltz. §u an elimizdeki katolo§u bize Kazakistanlr bir ressam yaptr. 0nunla Paris'te bir sergimiz var."

Cemil ipekgi'nin yanrnda stajerlik yapan Ayla, burda ünlü modactlarla tantgma frrsatrnr yakalar.

"Rifat Özbek ile tanrsma firsattnt Cemil ipekgi'nin yanrnda stajerlik yaparken bulmustum. Srkga gelirdi. Ama ben ümüt Unalr'nrn gizimlerini daha gok be§eniyorum. Qünkü geleneksel motifleri kullanryor tasarrmlannda. Cemil ipekgi'den gok birsey ö§rendim diyemem, hep aynr geyleri yapryor."

"Moda Fuan'nda sergimiz olacak"

Onlar aslrnda bu ige qoktan karar vermigler ve okullan biter bitmez de kafalarrndaki planlarr hayata geqirmeye baglamrglar.

"Filiz Amerika'dan, ben de Paris'ten geri döndük. Karanmtt vermigtik, yapaca§tmtz iS belli idi. Bu artrk bizim görevimizdi ve tekrar biraraya gelmemizi sa§ladr. Berlin'deki Moda Fuan'nda birsergimiz olacak, Qizimlerimizi sunaca§tz. Daha sonra Kazakistan'da bir defileye kattlaca$tz. Bunlar bizim iqin önemli projeler. Daha sonra da Türkiye'ye yönelik olan galrgmalanmrzr hrzlandtrmak istiyoruz.

"ilk hedefimiz pata kazanmak de§il"

Fransa'da da gok önemli isimlerin de yer alaca§r bir defileye katrlaca§tz. Bunun bize yeni ufuklar agaca§rna inantyorUZ,"

Modada yeni bir renk yeni bir stil olugturarak, kendilerini kanttlamak istiyorlar. "Bizim ilk amactmrz para kazanmak de§il. Öncelikle kendimizi tanttmak istiyoruz. Örne§in bir manto modelimiz var. Onu hazrrlayrp sattsa sunmak istiyoruz. Biz kügük ama emin adtmlarla ilerlemekten yanayz. Aslrnda, yani baglangrgta sadece gizimlerimizi satmayr düsünüyorduk. Ama bir koleksiyon haztrlamanrn, defile yapmanrn bize gok keyif verdi§ini gördük. O zaman bu iSi sürekli yapmaya karar verdik. Qok zevkli bir is ama biliyoruz ki önümüzde uzun bir yol var marka oluncaya kadar, ama biz kendimize inanryoruz."

Hani me5hur sözdür. "Qirkin kadtn yoktur. Sadece kendine küsmüs kadtn vardrr. Unutmayrn ki güzel olmantz igin bir mankenin vücut ölqülerine sahip olmanrz gerekmiyor. Sadece iginizdeki tgt§t size uyan renk ve stillerle bütünlestirmeniz gerekiyor. Yani sizin modaya uymantz gerekmeyebilir her zaman, bazen de modanrn size uymasr gerekebiliyor.

Azimli ve bagarrya inanmtg Turan Kardesler moda sektöründe bir marka olabilmek igin büyük bir özueriyle qaltstyorlar. iki kardes birlikte kurduklart GmbH gatrsr altrnda, hayal dünyalanndaki güzelliklerle, kadrnlan güzellegtirecekler...

kartvizit

www.aylatu ran.com

= 5 s 8
62lPLATFoRMiBlRl2005
'^l I I !
rL., \
,t

Her ti,irlü lra{rrt arbalayTürkiye'de üretip be§eninze sunuyoruz.

ATB

KARTON KUTULAR I UNLU MAMÜL PO§ETLER| crDA PAKETLER| I KARTON AL|§VERi§ qANTALAR| o q E E
SMART PACI(AGING COMPAI.IY
i9 Merkezi No: 192 lvlacunköy 06370 Ankara Tel: +90.312 397 9223. Fax: +90.312 397 9224 www.smartambalaj.com lnfs(a,smartambalaj.com

Söz olmasä, Tann da olmazdl, evren de...

Bir tarafta Yeni Ahit'in son kitabtntn müjdecisi olarak anrlan bir isim, baSka bir yerde siddete baSvurularak elde edilen bir zaferin figürant olarak de§erlendiriliyor. Böylece, günümüz dünyastna attlan ve özünde sa§hksrz fikirlerin yattt§t kötülük tohumlan hrzrnr gitgide artttrarak büyüyor ve büyüme htzryla orantrlr bir Sekilde üzerimize do§ru geliyor; di§er bir deyisle bugün, uluslararasr yrktct terör dedi§imiz 5ey ortaya grkryor. Agtkga terör yaratan ve bununla gurur duyan, yaptrklarrnt yücelterek sahtslan putlastrran ve mikrobun tüm dünyaya yaytlmastnt sa§layanlar yok mu! iste Qagrmrzrn trajedisi bunda yatryor.

Küresellesen dünyamrzda ortaya grkan terörün temelinde kültür ve uygarlrklar Qatrsmasr, dinsel dogmalardan kötü niyet besleyerek yaratrlan asrnltklar ve bos inanqlar yatryor. Varlrklr ülkeler ile fakir ülkeler arasrnda co§rafi konumlarrndan do§an siyasi anla5mazhklar, milliyetgilik ve sovenizm gibi savunular, psikolojik etkenler, hayret ve dehset iqinde tanrk oldu§umuz saldtrgan politikalarrn kuca§rna bizleri kaqtntlmaz bir gekilde itiyor. intihar eylemlerinden, intihar komandolanndan bahsediliyor. Hepsi de yer kabu§unun altrndan yeryüzüne ftrlarcasrna grkan, akrllara durgunluk verecek örnekler. Bizlerin basit

anlamda sadece birer terör eylemi olarak nitelendirmeye ve kargr durmaya niyetlendi§imiz bu olaylann temelinde, yani yerin alttnda astl yatan gey ise, her yandan kusatrlarak can gekigmeye baglayan, sa§llkh bir geligim göstermesini sa§layamadt§tmtz sosyal dünya görü9ümü2. Söz konusu olan bu asltnda.

Bu vesile ile hepimizi ilgilendiren bu konuyu ele almak amacryla Moskova'da "Teröre Karsr Kitle iletisim Araqlan" baslrklr konferansr düzenleyenleri anmak istiyorum. Bizleri tam zamanrnda bir araya getirdiler. Ele ahnan konu, hayati önemi olan, üzerinde dikkatle durulmasr gereken, evrensel ve gok güncel, tüm ülkeleri, krsacasr bu dünyada yasayan herkesi yakrndan ilgilendiren bir konu. Qünkü kitle iletisim araQlan sayesinde tüm dünyaya tgt§t ve karanlr§r yayryoruz; bir anlamda gündüzü ve geceyi var ediyoruz. Di§er bir deyigle, kitle iletisim araglartntn kayna§rnda biz faniler oldu§umuza göre, ortaya gt-

kan sonuqlarr Tann tarafrndan gönderilen bir afet seklinde degerlendirmek mümkün de§il. Kitle iletigim araqlannrn etkisi Qok katmanh bir nitelifle sahip; siyaseti, kültürü, uluslararasr iliskileri, sosyal olgularr büyük ölgüde sekillendiriyor. Kitle iletisim araqlannrn elinde bulunan "tüm dünyayr etkileme gücünün" sorumlulu§unu Tann'ya havale edemeyiz. Bu ba§lamda, terör denilen bu zorbalr§r dünyaya yayan kaynaklara ve buna alet olan insanlara kargt kitle iletisim araglarrnrn rolü ve misyonu ile ilgili, aqlkga ortada olan birkag konuya de§inmeden önce, birbirine paralellik gösteren iki konudaki sorunlan, bastnda, kendl mesle§imizin düSünsel boyutta qekilen resminde ve kitle iletisim araqlannrn tüm dünyaya yönelik misyonunun kavranmastnda ya§anan sorunlarr krsaca ifade etmek istiyorum. Umanm tüm bunlar üzerine hep birlikte yüksek sesle düsünerek kafa yorarz. Bence teröre karsr verilen mücadelede mesle§imizin, gündelik haber alma ve haber verme görevimizin önemli ve evrensel bir yeri var. Bu yüzden küresellegmenin getirdi§i pegin hükümlere kaprlmak ve buna göre davranmak yerine, bu tarihsel sürecin olumlu yönlerine katkrda bulunmaya galrSabiliriz.

Bunun igin, meselenin özünde

yatan nedenlere odaklanmak, bunlar üzerine dü§ünmek gerekir. Dünyada, terörün bir arag olarak kullanrldr§r uluslararasr savas düzeyinde baslayan ve artrk dinler arasr mücadeleye dönüSen bu durum üzerine daha aynntrh dügündü§ümüzde, bana en qok endise veren noktanrn özellikle alttnt qizmek istiyorum: Günümüzde kitle iletisim araglarrnrn rolü ve misyonu ve 21'nci yüzyrhn kültürel ba§lamdaki sorunlan ile modernizm sonrasr ortaya Qtkan bulu§lar, gerek sanat alanrnda gözlemlenen gerekse etnik farklrhklarrn yarattr§r sorunlar arasrndaki ba§lantt. Krsacasr, günümüz kitle iletisiminde yaganan sorunlar, aynr zamanda sanat ve edebiyat alantnda da yasanmaktadrr. Tüm bunlar arastnda kitle iletisim araglan konusunun qok önemli oldu§unun, dünya halklannrn, bizim, olaylara bakrgtmtzt, düSüncelerimizi, eylemlerimizi etkiledi§inin bir kez daha alttnt qizmek istiyorum.

eo,nzAvtmafov / \_/ "I-"J
5 ö
64lPLATFoRMlBlRl2005
PLATrcRM'A YAZDI...
,;:/ G a

Kendi adrma, olaylara yaklaglmrmda, olaylarr kavrayrgrmda kitle ileti5im araglarrnrn rolünün önemli bir yer tuttu§unu kabul etmeliyim. Bu yüzden kendi kendime habercilik mesle§inin sorumlulu§uyla yalnzca ga§rmrzr gekillendiren gündelik ve güncel olaylan konu etmiyor, uzun zaman önce yagamrg gögebe filozoflardan bizlere miras kalan evrensel sözlerdeki eski metaforlara da bagvuruyorum. Ayrrca dünya dinlerine ait dogmalarrn ortaya qlklsrndan gok zaman önce söylenmig Kazak ve Krrgrz giirindeki deyigleri günümüze tasryorum. Serbest ölgüde yazrlmrg bir deyig Söyle sesleniyor bizlere: "Tann Sözü semadan dökülür, Sö2, süt olur evrene sa§rlr, Ve o süt nesilden nesile, Bir ga§dan ötekine bizleri büyütür. lgte bu yüzden Söz olmasa, Ne Tann, ne evren, ne de böylesi bir güg olurdu dünyada. Yalntz alev alev yanan dünyada de§il, üstündür kor halindeki Sözün gücü tüm cihanda."

Bu dizeler, at üzerinde dünyayr gezip gören o zamanki gögebe filozoflara, birliKe agrk atan ozanlara ait.

0 qa§larda bilgiyi, sözü yayan bu ozanlar, henüz dar kahplar iginde dügünmeye baglamamrslar, dinsel dogmalarrn sansürüne u§ramamrglar ve anladr$m kadanyla, insanrn kendisini gevreleyen olaylarr kavrayrgrndaki slnrrsrzh§r, insan bilincindeki tükenmek bilmeyen dinamizmi anlatmrglar. Bence, bu dünya görügünün temelinde gergekli§in özü, yani "evrene sa$lan sözün" farkrnda olan ve sözü sa§andan, yani insandan, yani bilgiyiyayandan talepte bulunan, gelisimin süreklili§inin sa§lanmasr, zekanrn ve ahlakrn yetkinlegtirilmesi igin aralrksrz qaba sarfedilmesi gerekti§ini savunan anlayrg yatryor. Bu bakr5 aqrsrna göre söz konusu ba§lamda bizim igin gergekli§e eglik eden bir Söz var. Dügünen tüm özneler tarafrndan dört bir yandan kugatrlmrg, bu özneler tarafrndan gün rgl§rna qrkanlmlg, teknik gelismeler sayesinde devingen bir niteli§e bürünmüg Söz aracrh§ryla, her gün meydana gelen olaylan ö§renmeye qalrgryoruz. Qünkü her Sey, tarihin bagladr§r zamandan beri Söz'le yaratrlryor. Boguna "Baglangqta sadece Söz vardr" denilmemig ki. Bu durum, 21'nci yüzyrlda yasayan bizler igin de geqerlili§ini koruyor. lletisim süreci olmasa, dünya genelinde haber alan ve veren medya olmasa, günümüzde meydana gelen olaylan sunmak da mümkün olmazdr. Eski zaman dü9ünürlerinin 'Söz olmadan Tann da olmazdr, evren de' derken anlatmak istedikleri agrk aslrnda. Yineliyorum: Evrensel sorunlann temelinde yatanlarr ; geli5i m süreci nin, bilimsel kegiflerin, taS gibi a§rr ve alev gibi yakrcr ihtiraslarrn gok katmanlrlr§rnr, Sö2, yani qagdaS kitle iletigim araqlan

vasrtasryla anlamak gerekir. Aynr gekilde, sabit fikirli insan ve aglk fikirli olan, do§ru ve yalan, iyilik ve kötülük, yenilikqilik ve tutuculuk, do§ma ve devrim, siyasi analiz ve duygu sömürüsü arasrndaki mücadeleyi, yani yasama, allnyazrsrna, tarihe ve ga§lara adrnrveren qarptsmayr da qa§da5 kitle ileti5im araglan vasrtasryla anlamak lazrm.

Yukanda da bahsetti§im gibi, Söz'ün bugünkü durumuna, günümüz medyasrnrn yagadr§r soruna, medyanrn tavrrna ve bunun sonuglanna de§inmek niyetindeyim. iletigimin sürekli de§igkenlik gösteren do§asrndan dolayr, sosyal yasam üzerindeki etkisini anlamak igin kitle iletigim araqlannln hem yerel hem de küresel düzlemde resmini qekme ihtiyacr do§maKadrr. Hergeyden önce, bu konuyu do§uda ve batrda yasanan iletigim süreqleri ba§lamrnda ele almak gerekir. Qünkü Doäu ve Batl her zaman, birbiriyle ilgili bilgi edinmeye, birbirlerinin dügünce bigim lerini, medeniyetlerini, kü ltürlerini ö§renmeye ve di§eriyle diyalog kurma zemini arayarak bir denge kurmaya galrgmrgtrr.

E§er do§ruca konumuza, yani 'terörizme kargr kitle iletigim araqlan' konusuna yönelecek olursak, gerge§i ortaya grkarma qabasrnda, bununla ilgili bir yaryrya varabilmek igin gunlarr bilmek gerekir: Terörist gücün yrkrcr eylemlerinin do§asr, kitle iletisim araglan tarafrndan nasrl ve ne kadar nesnel ve iglevsel, özü ne derece kavranmrg bir bigimde yansrtrlmaktadrr? Yansrtrlanlarrn dünya toplumlan üzerindeki etkisi ve inandrncrlr§t ne boyuttadrr? Burada paradoksal bir duruma dikkat gekmek gerekiyor. Ashnda haberciler olarak biz, terörizme propaganda deste§i veriyor gibi görünüyoruz. Qünkü günümüz kogullanna bakrldr§rnda anlagrlaca§r gibi, bu eylemlerin temelindeki esas düSünce ve ulagtlmak istenen asrl hedef, kitle iletigim araqlan aracrlr§ryla heryere ve herkese, bütün dillerde ve bütün biqimlerde bu eylemleri iletmek ve dünyanrn dört bir yanrnda kitlesel tepki uyandrrmak. Hatta birgok eylemin, en qok da televizyonun insanlar üzerindeki etkisini kulla nara k ka rgaga yaratma k a macryla gerqeklegti ri ld i§i öne sürülebilir. lstesek de istemesek de televizyon yayrnlan gibi görsel iletisim araqlan, teröre qrkanlmrg agrk davetiye niteli§indedir. Qünkü teroristlerin bashca hedefi, yayrnlanan haberler kar5rsrnda duyulan toplumsal umutsuzluk ve dehset tepkileridir. Teröristler, eylemlerini yönelttikleri ülkelerde pani§e dönügen, siyasi kargaga ve hatta ekonomik qöküSe yol agan kitlesel bir korkunun do§masrnr hesaplar. Qa§rmrzda ortaya grkan 'dünya enformasyon uzamrnrn küresellegmesi' olgusu, uluslararasr terörizmin kayna§r olan kigilerin i5ine yaramakta, her seferinde onlann dünya toplumlanna kargr ilan ettikleri psikolojik savagta etkili bir arag olmaKadrr. Onlar tam da bu sersemletici etkiyi beklemektedir. ölüm ve yrkrmlar genelde bugünkü durumu, teroristlerin

PLATFoRMlBlRl2005l65

tasanm ve eylemlerinde gerqeklegmesi igin gaba harcadrklart ve kitle iletisim araqlart sayesinde var etmeyi basardrklarr'gr§t' ortaya gtkarmaKadtr. Dünyanrn dört bir yanrna haber olarak geqilen 11 Eylül trajedisi, Zl'nci yüzyü n kendine özgü temsili oldu aslrnda. Buna benzer baska örnekler de bulunmaktadrr. istesek de istemesek de siddet, kagtnrlmaz bir Sekilde kitle iletisim araglan sayesinde kahramanlagtrnlmaktadrr.

Bu nastl olur? Gerge§i, düsmantn siyasi bayra§t haline getirmeden nastl agr§a grkarmalt? Bu paradoks üzerine hepimiz uzun uzadtya düsünmeliyiz. Kendi adrma, sinema, televizyon, tiyatro ve hatta sahne sanatlartntn insanctl sanatsal potansiyelini, ruhumuzu korumak, kitlesel bilinci sinikliKen, psikolojik yamyamltKan, gözaltct terörist siddetten korumak igin buraya ta5tmamtz gerekti§ini dü5ünüyorum. Bu, demokratiklesme ve küresellesme yolunda ilerlenen günümüz dünyasrnda kitle iletisim araqlannrn üstüne düsen baslrca görevlerden biridir. Qünkü bütün bu hukuk ve sahip olundu§u varsaytlan özgürlük ortamtntn gok önemli bir önceli§i var - insanrn yasama hakkt, korunma ve güvenlik hakkt. Ve röportajdan felsefi gtkanmlara dek hem dü5ünce, hem de dil buna hizmet etmelidir. Bu aQrdan dinler arasr karsrtlrklar ve geligkilere dikkat gekmek isterim. Qünkü bunlar genellikle sagma, insanlart kt§krrtmaya yönelik, teröristlerce ortaya attlan palavralann kayna§t olmaktadtr. Oldukqa dikkat gekici ve inandrncr bir örnek, Hindistan'da Hindularla Müslümanlar arasrndaki Qatrsmaya iliskin bir hikaye olabilir. Bu qatrsma, Orta Hindistan'tn Ayadohya sehrinin ünlü bir camisi yüzünden grkmlgtrr. Bu anttsal cami, bilindi§i kadanyla, 15'nci yüzytlda, hem sair, hem de Kuzey Hindistan'da büyük Mo§ol imparatorlu§u'nu kurmug olan Babür taraftndan insa ettirilmisti. Cami be5 astr ayakta kaldt. 20'nci yüzytltn sonunda ise tartrgma patlak verdi. Baglangtgta Hindular tarafrndan bu caminin, Ramayana destanlntn kahramanr olan Tanrt Rama'ntn do§du§u yere yaptldr§r geklinde söylentiler qrkarrldr. Rama tarihsel bir kigilik miydi, bu bilinmiyordu. Do§um yerine iligkin arkeolojik kanrtlar da yoKu. Qatrgmadan do§an süregte cami yrkrldr ve Bombay'daki korkung pogromlara, planh katliamlara yol agan, karsrltklt terörizm bigiminde her iki taraf da cinayet islemeye baSladt. Olaylar bugüne dek sürdü. Günümüzde yerel iKidarlann ve yerel kitle iletisim araglanntn deste§iyle sa§lanmasr gereken kargrlrkh saygt ve hosgörü yerine, insanlann ruhlannt siddet ve terörizm kaplamt§ bulunuyor; dinse buna yardtm ediyor. Peki sa§ltklt düsünme nerede? Dinler arast düSmanlt§t, terörizmi alevlendirmeden, kargtltklt uzla5ma düzeyinde bir gözüme ba§lamak o kadar olanakstz mt? Tuhaf, acaba o bölgede görev yapan gazeteciler bu olaylar cereyan ederken ne düSünüyorlardt? Buna benzer

bir gey lsrail'le Filistin arasrnda da yasantyor. Her ülke ve de her din, insanlara üzüntü, ölüm ve acl tagryan dizgin lenmez benci li§in i ve rad ikal I i§i ni gözler önüne seriyor.

Benzer bir hikaye daha. Bu olay Ktrgtzistan'da ya5andr. GenQ bir kadrn Hrristiyanlt§t kabul etti, Protestan oldu. Sonra da§lar arastndaki köyünde vefat etti. Neden öldü§ünü bilmiyorum. Kadrnt gömmek iqin yerel mezarlt§a götürdüklerinde, bir mollantn liderlik etti§i bölge sakinlerinden olugmuS büyük bir kalabahk belirdi ve orada do§mug, orada yasamts olmastna kargtn kadtntn gömülmesine izin verilmedi. Neler oldu§unu tahmin edebilirsiniz, merhumeyi yüz kilometre uzaKaki, halk tarafrndan 'aynt dini görü5te olanlann gömüldü§ü mezarltk' olarak tanrmlanan mezarlt§a defnettiler. igte burada, önyargrlarrmrzrn ne kadar esiri oldu§umuz agtkga görülmektedir. Duygudaglrk göstermek bir yana, yerel halk bunu görmezden bile gelemedi. Bu hikayeleri, aslrnda hepimiz bu korkung sorunun ve qeki§melerin muhatabr oldu§umuz igin örnek veriyorum.

Ve bitirirken bir kez daha fikrimi belirtmek istiyorum. Yurtdrsrnda son iki yüzytlda olan gergek süreglere, özellikle de uluslararast terör kargttt örgütlenmenin yaptrklanna baktltrsa, dünya siyasi elitlerinin, siddet ve terörizmin bu tür radikal bigimlerinin do§masrna yol aqan düsünsel astrtltklarla bas edilmesi konusuna yeterli ilgi göstermemi5 oldu§u anla5tltr. Uluslararasr terör kargttt örgütlenmeye karst qtktlmasr, gü9, ekonomi ve hukuk ölQülerinin agtkga yetersiz kaldr§rnt göstermektedir; qünkü bu kötülü§ün temelinde düSünsel farklrhklar yatmaktadtr ve terörü do§uran nedenler, bu engeller de dikkate altnarak ortadan kaldrrrlmaltdtr. Yoksa, hastalt§tn sonuglanna tepki verilmis olunur, sebeplerine de§il. Bu yüzden dünya toplumlanntn, terörizmi yetersiz bigimde de§erlendirmesi özel bir endise uyandtrmaktadlr. Bu kosullarda uluslararasl terör kargftt örgütlenmenin önceli§i sadece terörizme yönelik güglü bir'kargt harekete' gegmeye vermesi yanhg görünecektir. E§er bu güg eylemlerine, hoggörü ve karsrlrkll tahammül ilkelerine dayanan bir bilincin olugmastna yönelik etkin bir galrgma eslik etmezse, stratejik olarak etkisiz kalacaklardrr, Böylesi bir durum bu barbarlt§a karsr QaEdas uygarlr§r savunmastz brraktr, terÖr kar§rtr bans ko5ullannrn etkinli§ini azallur; insanltk igin 2l'nci yüzyldaki en ciddi tehdidin, özünde radikal düsüncelerin yattr§r uluslararast terörizm oldu§unu kavramayr engeller. Bu agtdan genel olarak 21'nci yüzyrlrn paradigmalartntn, gitgide genigleyen ve derinlesen radikal-terörist olugumu dizginlemek ve agmak üzere ortaya attlan yeni bir dünya düzeninin temelleri olarak ele altnmast gergek bir öneme sahiptir.

66lPLATFoRMlBlRl2005
Rusqa'dan qeviren: Ash Takanay - Sabri Gürses

kenan özer

ozer@) platform -on I ne.de

Yeni yl, yenl umutlar...

Merhaba sevgili okuyucular.

Dünya ne yazk ki, acr ve gözyagr ile girdi yeni yla.2OO4'ün son günlerinde Güney Asya'da yaganan deprem ve onu izleyen dramatik olaylarla merhaba dedik bu yrla.

Acr vardr kadrnlann yüzünde, korku vardr gocuklann gözlerinde...

Qaresizlik ve yrktm yansryordu kameralann objeKiflerinden ekrana...

Uzmanlara göre bu deprem ile bölgedeki karapargalan yerinden oynamts ve dünya haritasr de§igmlg. Dünyamrzda de§igen tek gey bu de§il neyazk ki. Her5ey büyük bir hrzla de§igiyor.

Ve nedense degisim, kötüden yana bu aralar.

Almanya'da degisim rüzgarlannda etkilenen ülkelerin basrnda yer alryor. Sosyal devlet anlayrgrna tozlu raflar arasrnda yer arantyor.

Özellikle 01.01.2005 itibanyla yürürlü§e giren yeni igsizlik Yasasr (Hartz lV) milyonlan tedirgin ediyor. Bu yasa ile, iki yrl süren igsizli§in ardrndan, igsizlik ve sosyal yardrm paralarrnr birlegtirmeyi öngörüyor. Öte yandan i5siz olan kiginin kalifiye durumuna bakrlmaksrzrn bulunan iste bir Euro saat ücreti ile galrgma zorunlu§u getiriliyor.

Bu kadar olumsuzluKan sonra bizlere diyar-r terk eylemek mi, yoksa iglerimize samimiyet ve umut ekleyerek devam etmek mi dügüyor? Tabiki ikincisi.

1996 yrlrnda yürürlü§e giren ve 2002 yltndan bu yana hep kalkacak diye, bu dünyada mesken sahibi olmak isteyen ailelerin yüreklerini a§tzlanna getiren Devlet Konut Tegvi§i (Eigenheimzulage) bu sene kalkmryor. Ev satrn alan aileler, yrllrk gelir srnrrlan iqerisinde kalmak gartryla - ki buna toplumumuzun "/" 99'u uyuyor - anne baba lqin 1.250,- Euro ve gocuk bagrna 800,- Euro (Qocuklar igin gocuk parasr 'Kindergeld' alrndr§r sürece) her senenin Mart ayr ortalannda ve sekiz yrl boyunca hesaplannda görecekler.

Ev almayr devletin te5vik etmesi, kiralann sürekli yükselmesi, ortalama % 4ileo/o 6 aragna net kar getirmesinden dolayr, ev almak insanrmtza uygun yatrnm gekliolarak bizim favorimiz.Yalruz hala emlak denilince hemen kendi oturaca§r evi hayal ediyor insanrmrz. Emeklilik ve ileriye dönük, hatta pegin parasrnt yatrnp ertesi ay net gelir getirecek yatrrrm sekli olan emlak hep gözardr ediliyor. Bunun de§igmesini umuyoruz.

Almanya'nrn önemli yatrnm Sekli olan hayat ve emeklilik sigortalanna (Lebensversicherung, Private Rentenversicherung) getirilen yeni vergilendirme sistemi, - ki buna gegen iki sayrmrzda genigce yer verdik - bu alanlara yaprlan yatrrrmlann önüne set gekecek gibi görünüyor. Bu alanda dügünülecek en karlr model igveren ile anla5rlarak yaprlabilecek olan aylrk brüt maagdan kesilen'Direktversicherung'. Birbirine yakrn iki üq Sekilde yaprlabilir. Yalnrz 60 yagrndan önce alrnmamasr gerekiyor, igyeri de§igtirildi§inde yeni igyerinin aylrk mebla§t ödemeyi kabul etmesi gerekiyor. Aksi takdirde cepten ödenmesi sözkonusu. O zamanda piyasadaki 'Kapital Lebensversicherung'dan bir farkr kalmryor.

Kan fazla dügünmeyen ve özellikle gu anda borqlu bulunan okurlarrmrza e§er "Ä 2 karla yagamak isterlerse (Enflasyonun altrnda oldu§u igin Kar edilmesi bile zor). 'Bauspar' modelini tavsiye edebiliriz. Neden Bauspar; igeriye ödedi§iniz miKar kadar 7o 1,95 faizle borg alma imkant veriyor. Yani üg sene igerisinde 20.000,- Euro ödüyorsunuz, üg sene sonra ise hem bu ödedi§iniz parayr geriye alryorsunuz, hem de % I,95 faizle 20.000,- Euro borg ahyorsunuz.

Yazrmrzrn bagrndaki yeni yrl dileklerimizi tekrarlryor, önümüzdeki günlerde finans dünyasrnda gerqeklegecek de§igiklikleri sizlerle paylagmayr umuyoruz.

Hogcakalrn.

PLATFORM BIR 2OO5 67

öner Ozcan

§iire nasrl bagladrnz ve ailenizde siir ya da sanatrn baska dallanyla ilgilenen var mrydr?

Do§rusu ben 5iire, yazarak de§il de "söyleyerek" baslamrs biriyim. ilkokul ikinci srnrftan itibaren, bayramlarda, anma günlerinde giir okuyan gocuklardan biri olarak baSladr giir maceram... Btl, bütün ilkö§retim ve lise yrllannda kesintisiz olarak böyle sürdü gitti..

Gergek anlamda siirle ilk yaktn temasrm ise 1979 yrlrnda Necip faztl'tn ünlü "Qile" kitabrnr bir arkadastmtn hediye etmesi ile bagladr. Bir süre ona öykünerek giir yazmaya galrgttm.

Kendi siirimi yazma anlamtnda kurmam ise, Cahit Zarifo§lu'nun Mavera dergisi ile hayattma girmesiyledir. Onun da yrh sanrrrm 1981 idi. O tarihten itibaren ba5ta Mavera olmak üzere, qesitli edebiyat dergilerinde Siiderim yaytnlanmaya basladr. Ama bütün bu süregle kosut olarak giiri "söylemeye" gegitli platformlarda hep devam ettim. Dü§ün salonlannda masalann üzerine gtkarak olsun, politik gecelerde giir okuyarak olsun, radyoda, televizyonda giir programlart yaparak olsun ve tabii Siir albümleri ile de...

ibrahim Sadri'nin tantmlamastnda siir nedir ve ibrahim Sadri'nin dünyasln' da Siirin yeri nedir?

§iir benim igin insana cesaretini ve kalbini hatrrlatan en önemli "5ey"dir. Bendeki tantmt bu. E§er ne ifade etti§ini sorarsanlz da, kendimi en iyi tantmlama bigimim oldu§unu söyleyebilirim. Kimi insan garkr söyleyerek, kimisi konuSarak, kimisi sakin bir havada masmavi denizi seyrederek kendini iyi hissedebilir, aqlklayabilir. Benim igin de giir böyle bir 5ey.

Her basrm srkrgtr§rnda, kendimi kötü hissetti§imde, birinden ög alma duygum deprestiginde, birine do§ru dürüst bir geyler söylemek istedi§imde ya giir yazmrs ya da bir Siiri okumugumdur. Bu bana hep iyl gelmigtir.

Giderek daha anlamslzlasan, daha mekaniklesen ve konforme olan gündelik hayat akrgr iginde, elle tutulamayan ve ölgülemeyen siir olgusu benim insan oldu§umu bana hatrrlatmtgtlr.

Pekiyaalan Siir mi? Okunan Siir mi?

Tabii ki benim iQin okunan, daha do§rusu söylenen siir öndedir. O yüzden kapalr, imge yüklü siirleri gok sevmedim. Belki o yüzyllara uzanan halk giiri gelene§ini, bugünkü dille, bugünkü kavraytSla yeniden yagatma gabastnda biriyim. 0 yüzden Sümmani'nin, Pir Sultan'tn, Veysel'in, Abdürrahim Karakog'un, Yunus'un bigimini hep sevmisimdir. Oldu§u gibi, geldi§i gibi, göründü§ü gibi bir siir yani..

Böyle olunca da siiri söylemek benim igin yazmaktan daha öndedir. Daha önemlidir.

§iir sizin iqin, ünlü olmanzda, varmak istedi§iniz amagta bir basamak ml yoksa ask mt?

Benim ünlü olmak gibi bir amactm hig olmadr. Hele bunu giirle yapmayt hig düSünmedim. Ama bugün insanlar beni ve yaptrklanmr biliyorsa ve "ün" dedi§iniz gey e§er buysa, giir bu anlamda bana qok katkr sa§ladr hiQ kuskusuz. Galiba ona kargr olan dürüstlü§ümü, sevgimi ve agtk yüreklili§imi böyle odüllendirdi de diyebilä2. Daha agtk olmak gerekirse, ben televizyon programlannt, radyo programlannr, sahne sovlartnt öncelikle "igim" oldu§u iqin yapryorum. Ama Siiri öyle istedi§im, tercih etti§im igin yaztyor ve oku-

L := = :=
5 § T r insaffä, kal bini ve cesareti ni hatt rl atyor tt il §iir deyince herkesin aklrna gelen ilk isimlerden biri ibrahim Sadri... Belki de ilk akla gelen olmasrntn sebebi, §iir kasetleri. Platform, Sadri'ye,5iir hayattnt ve onun iqin anlamtnt sordu, ilging cevaplar aldt... 6SlPLATFoRMlBlRl2005
\ -'r \) , ( -\\ ,.<'-/'1-.2 f$:, E \ , t .., \ t 7 t I LnI I

Marmara FM iqin hazrrladr§r program sonrasr görügtü§ümüz ibrahim Sadri, derginiz Platform'u son derece kaliteli ve seviyeli buldu§unu söyledi...

t i"9 o3ü

yorum. Bugüne dek igimin atmadt§t higbir giir etkinli§ine katrlmadtm diyebilirim. Bu benimle giir arasrnda bir gey..

§iir agk ise size göre, peki agk ne?

§lirin kendisi benim igin ask mt? Hayrr.. Ama a5k diye bir gey varsa, §iir öncelikle onun igin var hiq kuskusuz..

Askrn tanrmrna gelince, e§er siz biliyorsanrz bana da söyleyin... Herhalde kann a§rrsr, ya da mide bulanttst gibi bir tanrmr olmalr diye düSünüyorum. Biraz da hayata karsr kahraman insanlann üzerinde iyi duran bir gey ask.. Ya da §eyh Galib'in dedi§i gibi 'ASk imis her ne var ise alemde" durumu.. Ona nerden baktt§tntza ve ona kar5r ne kadar samimi oldu§unuza göre degisir bu ask denilen gey...

§iir yazanrn gok, ama giir kitabt altp okuyanrn olmadr§t ülkemizde, §iir sanailnr ve piyasasrnr birkaq Sairin tekeline aldrir, bir siir kitabtntn en fazla 1000 adet basldr§r, yapnevlerinin Siir kitabr deyince yüz gevirdi§i bir dönemde bir

giir kaseti grkararak insanlann gorak yüreklerine giir ya§muru yaldtrdrntz?

Evet, ülkemizde böyle traji-komik bir durum sözkonusu... Özellikle ortaokul-lise ga§lannda neredeyse her iki vatandagrmrzdan birinin basrndan bir sairlik macerasr gelip geqiveriyor. Antolojilerde yüzlerce Türk sairinden söz ediliyor. Ama geriye dönüp baktt§tntzda iki elin parmaklarrnr gegmeyecek saytda Siir kitabtnt istisna tutarsak, ülkemizde gilrin altctsr neredeyse hig yok. Galiba hepimizyazmaktan okumaya frrsat bulamryoruz...

§iir kasetlerine, albümlerine gelince durum de§igiyor tabii... Qünkü orada popüler bir durum var. Daha kolay tüketilebilecek bir gey sunuyoruz insanlara... Yani Siir albümü edebi bir ürün de§i|... Bir yenisi qrktr§rnda bir önceki eskiyor. Bu eskime durumu siirin dogastna aykrn aslrnda. 0 nedenle siir kasetlerine böyle bakmak lazm...

Ama gunu da gözardt etmeyelim, be-

a §, I rl ,l rl I {.\ I a a ,.la \-' t'v9 L I I I' I It ,l ;{r luu '{i '. _-/ 31"":{c{9 t
€9 .e v
r!
a
I
{e} 70 ] PLATFORM BIR I 2OO5 _! -?. \ a I 1 I l
7,
Jt // D
-., o , -/ }/ , I I 2 dl r-a .5J \ \ istanbul'da
\
a 4^l r a
IJ ,' a
.a a-
bulu5ma...

nim 'Adam Gibi" albümü ile ba5layan yeni süreqte qok sayrda geng Türk giiri ile ban5tr diyebiliriz. Yeniden bir okuma, ilgilenme, tv ve radyolarda 5iir üzerine programlar yapma gelene§i basladr.. Az gey mi? Benim kendi kasetlerimde yapmaya galrgtr§rm ise, kolay anlagrlrr giirlerle hepimizin ortak duygulanna yolculuk yapmaktr... Belki böyle bir srrrr vardr diyebiliriz iSin...

§iir albümleriniz mi yoksa giir kitaplarnrz mr gok satryor? Siz hangisinin gok satmasrnr isterdiniz?

Kryasladr§rnrz zaman tabii ki nicelik olarak siir albümlerim qok satryor. Her birinin yüzbinlerle ifade edilen tirajlarr var. Ama dedi§im gibi onlar popüler iSler... Bir Siir kitabr ile albümünü kryaslamamak lazrm. Ama siir kitaplanm da, §iir kitaplan arasrnda önemli tirajlara sahip. Örne§in 'Adam Gibi" isimli kitabrm 14 baskr yaptr ve hala talep ediliyor. Yine "Paramz Yoksa da Haysiyetimiz Var" isimli kitabrm da sanrnm 9. baskrda... Bunlar benim igin qok önemlitabii. Qünkü krrk elli yrl sonra insanlar ne yapmrs bu Sadri diye merak ettikleri zaman, kitaplanm grkacak karsrlanna.. Kalrcr olan onlar günkü... §iir albümü ise galiba suya yaz yazmak gibi bir gey..

Sizin geqmigte daha ciddi edebiyat dergilerinde yaynlanmrg, sanatsal anlamda daha üstün Siirlerinizin oldu§unu söyleyerek, kasetlerinize okuduäunuz siirler kimi edebiyat qevrelerince eleStiriliyor? Bu konuda neler söylersiniz?

Evet bu konuda bir dönem gok konu5uldu, yazrldr, gizildi. Oysa ben bagrndan beri kasetlerimle ilgili olarak az önce söylediklerimi söyledim. Bunlar "güncel"dir dedim. Birer edebi nitelikleri yoktur dedim. Ama edebiyattan güg ahrlar dedim.Kimse beni dinlemedi. Daha do§rusu dinlemek islerine gelmedi. Qünkü karalamanrn keyfi onlarr daha gok cezp eüi sanrnm. Önceki yazdrklarrm sonraki yazdrklarrm meselesine gelince, bu eleStiriyi de qok insafsrzca buluyorum. Tabii ki zaman igin benim dizelerim de geligti, srnrf gegti, bagka kaynaklara yöneldi, hala da öyle... Ama pahalr kafelerin, beg yrldrzlr otel lobilerinin müdavimi olan kimi toplumdan kopuk elitistler, seqkinciler yazdrklanmr be§enmediler. Do§rusu hig de derdim de§i|.. Bir arastrnn bakalrm ya5arken Baudleur ne durumdaymrg, 0r-

han Veli bir belediye gukuruna düSüp öldü§ünde cebinden kaq para Qrkmrs... Zaman en iyi ilagtrr. Ve o elitistler be§enmeseler de, yüzyrllara uzanan kadim mirasr ile bu toplum, bu halk kimin eserlerine de§er verip vermemesi gerekti§ini gok iyi biliyor. Yani halk her zaman bileti kesiyor..

Kanal 7'de ba5layan atv'de devam eden televiryon programryla "ti"leriniz amacrna ulagtr mr sizce? Neydi sizi rahatsz eden ki täyle bir program yapma gereklili§ine inandrnz?

Evet, "televizyon milleti" isimli program benim igin gok özeldi. Ulkemizde giderek bir grlgrnlr§a do§ru yolalan tu izleme alrgkanlr§r üzerine gok keskin bir eleStiriydi o program. Qok da cesurdu. Galiba o yüzden ömrü gok uzun olamadr. Biz, türk televizyonlarrndaki kimi "durum"larla e§lenen bir program yaptrk ve demek istedik ki; "Ey seyirci arkadas niye gülüyorsun, bu anlatrlan senin de hikayen..l" Ve yine demek istedik ki; fu dili tam olarak kurgusaldrr. Bizler izleyici olarak hangi program olursa olsun, yaprmcrnrn, yönetmenin ve biraz da sunucunun göstermek istedi§i "5ey"i görürü2. O yüzden tv, inanrlacak bir gey de§ildir. Ve yine demek istedik ki, sakrn bizim anlattrklarrmrza, yaptrklarrmrza inanmayrn. Bu Televizyon Milleti uydurdu§umuz bir geydir. Ama bize inanmadr§rnrz gibi tv de her gördü§ünüz geye de kugkuyla ve güpheyle yakla5rn..

iddia ediyorum, o program Türk televizyon tarihinde mutlaka anrlacak ve adrna satrrbagr aqrlacak bir iSti..

ibrahim Sadri'nin sanatsal anlamda (ya da hayatta) en büyük hedefi ve projesi ne?

Sanat yapan, üreten bir insanrn hiqbir zaman projeleri, hayalleri bitmez. Hep daha iyiyi, hep daha yeniyi ve güzeli aramanrn pesinde gegip gidiyor ömrümüz.Umarrm bundan sonraki zamanda da yine insanrmrza layrk ürünler ortaya koymayr beceririm. Allah bana yardrm ederse, yine giirle, farklr tv formatlanyla ve tabii ki giir gösterileriyle yola devam edece§im..

Özellikle 5iir gösterileri benim igin qok önemli. Qünkü yuriginde yurdrgrnda gitti§iniz her ortamda sizi seven, giiri seven insanlarla yüzyüzegelme onlarla tanrgrk olmak insanr diri krlryor...

Özellikle ortaokul-lise qa§lannda neredeyse her iki Yatandasrmzdan birinin bagrndan bir sairlik macerasl gelip geqiveriyor. Antolojilerde yüzlerce Ttirk gairinden söz ediliyor. Ama geriye döntip baktr§rnrzda iki elin parmaklannr geqmeYecek sayrda giir kitabrnr istisna hrtarsak. ülkemizde giirin ahcrsr neredeyse hiq yok. Galiba yazmaktan okumaya firsat bulamryoruz...

PLATFoRM I BIR 2005 71

Bazrlan gerqek mi diyor. Gereek diyorum. Ama adr Mihriban de§il. O genqlig'rmde yasanmrS bir askn. Ama oimdi adrnr degille eftnem, ayrp olur. Benim takmrS oldu§um sembol bir isimdir Mihriban. Masa basrnda yazilmrg, hayal bir agk, bu tadr ve lezzett Yermez. Yagayacaksrn ki, yazacaksrn. O zamanlar elektrik yoktu. Lamba rgrg alhnda yazryordum. §iire bagladrgmda lambadaki alev titremeye basladr. "Lambadaki alev ügüyor" qrku.

Ne adr Mihriban, ne saglan san...

O, Abdurrahim Karakog'un Mihriban'r...

1960 yrhnda yasadrgr ölümsüz askr kelimelerle ebedi krlan Abdurrahim Karakog'un gergek adrnr gizleyip, Mihriban diye seslendi§i o güzel Anadolu krzrnrn hikayesi bu...

Ya da, hayatlarrnr birleStirmek isterken, ümitsiz asklanna aynlrk nikahr kryan iki sevgilinin, ümitsiz, duygu yüklü hikayesi....

Ayrrlrk tadrnda hüzünlü...

Mihriban'a olan agkr, Karakog'a farklr bir olgunluk kazandrrmr5. Hani gu yürek genisligi denilen sey var ya, öylesine bir yaklasrmr var Karakog'un...

Mistik bir olgunlukla, "Son bir kez" diyor, "Son bir kez daha görmek istemezdim. 0 beni hayalindeki gibi ya5atsrn, ben de onu hayalimdeki gibi... O ask, masum bir aSktr. Güzel bir asktr. BrrakaIrm öyle kalsrn."

"San saglanna deli gönlümü, Ba§lam6trn, gözülmüyor Mihriban.

Aynhktan zor belleme ölümü Görmeyince sezilmiyor Mihriban..."

Bu essiz duygu yo§unlu§u olan dizelerle agkrn gücünü anlatan sairimiz, Mihriban'dan aldr§r "Unutmak kolay de§il" baSlrklr mektup üzerine, giirin devamtnt yaztyor...Yazyor ama, yarasrnr sarmrg bir Yunus Emre olgunlu§u ile de bilgeli§ini drga vuruyor.

"Unutmak kolay mr?" deme, Unutursun Mihribanrm.

O§lun, kmn olsun hele, Urutursun Mihrabrnrm...

Düzen bäyle bu gemide, Eskiler yiter yenide.

Beni de§il, sen seni de, Unutursun Mihribanrm."

Platform, Musa Ero§lu'nun, "Qa§rmrzrn Yunus Emre'si" dedi§i Abdurrahim Karakog'a, Ankara'daki evinde, Mihriban'r ve öyküsünü sordu.,.

Halk Sairliäi gelene§inde bade iqme veya bir gekilde rüya vesilesiyle giire baslama vardrr. Sizinki de täyle güzel bir sebebe dayanryor mu, yoksa aileden gelme bir özellik mi?

Babamrn etkisi olmustur. Babam edebiyata meraklr, kendi de giir yazan, kendi kendine Türkge'den baska üq lisanr da ö§renen bir adamdr. Eski kitaplar evde gok olurdu. Eski yazryla olsun yeni yazyla olsun siir yaznca bizim de meylimiz o tarafa oldu. Biz 5 erkek kardesiz, beSimiz de giir yazanz. 3'ümüzün kitabr var. Z'si de grkaracak da, "Siz tanrnryorsunuz, biz qrkartamryoruz" diyorlar. Onlar da güzel Sür yazarlan Haliyle qocukken baSladrk. lrsi diye bir gey yoktur. lnsan ne görürse onu alrr. Önündeki büyükler ne yaparsa sen ona meyledersin, saz galarlarsa sen de qalarsrn, edebiyata meyl varsa, sen de meyledersin.

Halk edebiyatnr benimsedim ben. Halk Siirini yazdrm. Deneme mahiyetinde serbest ölqüyü de kullandrm. Ama öyle bir sartlanmam yok. Herkes bildi§i gibi yazsrn.

llk yazdr§rnrz siirlerinizi iki kitap olacak hacimde iken be§enmeyip yaktr§rnz söylenir. Do§ru mu?

Doäru. Genqli§in hevesleri vardrr. Hevesle siir yazryordum o zamanlar. Geqmi-

Megef herkesin bir Mihri ban'r varm§! "San saQlanna deli gönlümü/Ba§lamrstrn, gözülmüyor Mihriban" diye baglayrp her gönüle de§en bir siirin yazan Abdurrahim Karakog. Ankara'daki evinin kaprlannr Platform'a aQan ünlü sairimiz, Mihriban'rn hikayesini anlattr, anlatrrken de, bilgeli§ini gösterdi... 72lPLATFoRMlBlRl2005
, x \ v { \ ..<§'\ \ -:\ r§ >\I \ o

-sime döndüm baktrm, bunlar benim ham dönemlerim dedim. Hevesten ibaret olan siirlerimi yaktrm. iyi ki yakmr5rm. 1 958'den itibaren yazdtklanmtn higbirini reddetmedim. Birgok sair, tantndtktan sonra gegmig siirlerini reddederler. Necip Fazl'da, Sezai Karakog'ta da bu var. Bana sorarsanrz, higbirini reddetmedim. Daktiloya bir gün kafitdt takdtm. Ve köyün insanlannr anlatan bir siir yazdtm. Hepsi yasayan insanlardt siirime konu olanlar. Yazdrm ve yrrtaca§tm, dedim. Elimden qekti aldr arkadastm ve "Bu yakrlrr mr" dedi. Zira biliyorum, bu duyulsa, köydekilerle kavga edece§im. lyi ki de yrrttrrmamr5. Güzel de siir oldu. Bizim insanlanmrzdr onlar. Mübala§a yok. Gergekler var.

§iirleriniz genelde agk ve insan eksenli siirler. Özel bir nedeni var mt bunun?

Benim malzemem insan. Benim hitap etti§im insandtr. Ben insanlartnyarasr nerdeyse, srkrnttlart neyse, bunlart arz ediyorum. Sevgiyi dostlu§u ifade etmek güzel geydir. Her sey insan igindir. Zaten

tAllah, esref-i mahlukat olarak yaratmtg insanr. Sen silrinde bunlan yazmtyorsan, niye yazryorsun siiri?. insant yazarken, do§umu da, ölümü de, gelece§i deyazacaksrn.

"ASk kaärda yazrlmryor Mihriban" diyorLrm, ya. Yazrlmryor. Yaganmast gerekir. §imdikilerin tarif etti§i agk de§il benimki. Beseri ask de§il. Begeri asktn iqinde mutlaka ilahi ask da vardrr. Agk nedir? Adam iki defa ask almaz. Bir insana iki defa ytldrnm düser mi, dü5mez. ASk da öyle bir defa gelir. Agkrn ruhu vardtr. "Bir kördü§üm bagtan sona tamamt gözemedim Mihriban" dedim. Hakikaten Qözülmez ask. Anlatamazsrn, ifadeye sl§maz. Anlayrg farkhlr§rndan dolayr, herkes askt baska türlü düsünür. Bir baskast baska türlü düsünür. Yunus Emre, "Agkln aldt benden beni, bana seni gerek seni" diyor. Bizim sairlerimiz, a5rklarrmtz, Qok siirler söylemi5ler. Bunlarr dinlersen, senin de bir ask yorumun olacakttr. Yorumlamadan askr yasayamazsrn.

Asksrz bir siir veya sairlik ölü geliyor...

74 PLATFoRM i BIR i 2005
L

§air tefekkür sairi olacak. §air, hadiseleri birbirine ba§lamasrnr bilecek. Ben agk dedi§imde, topra§a atrlmrg tohumla yukardaki güneSin, ya§murun birlegmesinden grkan filizi düsünüyorum. ügü birlegti§i zaman bir can do§rulur. insanlar da böyledir. A5k, dura§anhk kabul etmez. Hareket ister. Allah yaratrrken böyle yaratmrg. Hareketsiz higbir gey yoktur. Elektrikteki enerji hareket halindedir. A§aglar hareket halindedir. Durmayacaksrn, sabitlegmeyeceksin. Edebiyatta da, sanatta da, giirde de, böyle bir gey söz konusudur.

§üphesiz herkesin sevdi§i ve dilinde olan bir "Mihriban" giiriniz var. Mihriban'rn birkag farkh hikayesi anlatllryor. Nedir Mihriban'rn gergek hikayesi?

Bazlan "Gerqek mi" diyor. Gergek diyorum. Ama adr Mihriban de§il. O gengli§imde yasanmrs bir agktr. Ama gimdi adrnr desifre etmem, ayrp olur. Benim takmrs oldu§um sembol bir isimdir Mihriban.

Masa basrnda yazrlmrg, hayal bir agk, bu tadr ve lezzeti vermez. Yagayacaksrn ki, yazacaksrn.

O zamanlar elektrik yoktu. Lamba rgr§r altrnda yazryordum. §iire bagladr§rmda lambadaki alev titremeye ba5ladr. "Lambadaki alev ügüyor" qrktr.

Hangi seneydi... 1960...

O agknrza kavugamadrnz...

Yo olmadr. Seviyordum. Olmadr. Ayrp olur Simdi adrnr söylemem. Törelerimize aykrrr. ikinci bir Mihriban giirim var. Biliyorsunuz. "Unutmak kolay unutursun Mihriban" diye... O da öyledir. Bunlar hep gerge§e dayalrdrr.

Güzel tertemiz bir sevgiydi, tertemiz de bir aynlma oldu.

Nerde oldu§unu biliyor musunuz? Bilmiyorum. Zaten benim memleketlim de de§ildi...

Yagayp yagamadr§tnr biliyor musunuz?

Onu da bilmiyorum... Sivas'ta bir televizyona grktrm. Telefon ba§lantrsr var. Bir hanrm grktr, 'Abi o yasryor mu" dedi. "Bilmiyorum" dedim. "Nasrl bilmiyorsun" dedi. "Bilmiyorum igte" dedim. 0 bayan, "E§er yasryor da, bu türküyü dinliyorsa, Allah ona yardrm etsin" dedi. Hantmlartn dayanr5masr igte! Ya5ayrp yagamadrff nr bilmiyorum vallahi.

KARAAHMETOGLU & KOLTEGEN Anwaltskanzlel

(y 4, (y (y 4,

Avukatlar ve ilgi alanlarr Macit Karaahmeto§lu

Basrn Hukuku, lg Hukuku, Ticaret Hukuku, Sözlegme Hukuku, Ceza Hukuku

Walter Richter

15 Hukuku, §irketler Hukuku, Trafik Hukuku, iflas Hukuku, lnternet Hukuku

Dr. Altan Heper

Türk Özel Hukuku, Türk Ticaret Hukuku, Uluslararasr Hukuk

Thomas Maier

Kira Hukuku, Kat Mülkiyeti Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Sattm Hukuku, Sigorta Hukuku

Frank Störmer

Aile Hukuku, Refakat Hukuku, Marka Hukuku, Nakliye Hukuku, Seyahat Hukuku

(y Peter Horrig

ig Hukuku, Trbbi Sorumluluk Hukuku, Miras Hukuku, ln5aat Hukuku, Yabancrlar Hukuku

"ßir atttkrtnn faalit'eti dainu niit'ekkiline binnet ehnektir: Iliz bu lJiztneti ü9 extut cln.1,atultnnhkta.y,tz. Ary4le olnu&. litiz Calblrut. derin bi154i..." Ao. Maci, Karaabmeto4lu Gerlinger

5
Str. 6. 71254 Ditzingen Tel: 07156 I 43 59 - 0 www.karaahmetoglu.de

Ben MHP'deydim bir zamanlar. ütkticriytim. Bir talum yanhglara ifiraz ediyorsun. Söylüyorsun. Ama bir gey de§igmiyor. Ben, sözümün gegmedigi, kabul görmedigi yerde bulunmam. Rahmetli Türkeg, "Ya ben seni eok seviyorum" dedi. "Biliyorum sevdi§ini" dedim. "Allah rrzasr iqin girdim, ama simdi Allah nzasr igin aynhyorum" dedim.

Hälä seviyor musunuz?

Bazen aklrma dügüyor. Ben unutursun diyorum ama, insan higbir zaman unutamryor... O bir mektup üzerine yazrlmrgtrr. Benim gönderdi§im bir meKuptan dolayr bir cevap aldrm. "Unutmak kolay mr" baglr§r meKubun. "Unutmak kolay mr deme/Unutursun Mihriban'rm" diyorum. "Düzen täyle bu gemide/Eskiler yiter yeni de/Beni de§il, sen seni de unutursun Mihriban'tm" dedim...

Allah o hallere dügürmesin, insan kendini de unutur...

Mihriban'dan baska askrnrz oldu mu?

Yok. Mihriban'dan bagka asktm olmadr.

Mihriban nasrl biriydi?

Valla ne bileyim, srradan insanlara benzer birisiydi... (Gülüsmeler)

§ok mu güzeldi... "'San saglartna deli gönlümtVBaälamrstrn, gözülmüyor Mihriban" diyorsunuz...

SaQr da san de§ildi... (Gülüsmeler)

Ben onu biraz yadtrgamtshm, Marag'ta san saqh birini...

Maras'rn iginden de de§ildi. (Gülüsmeler) Baska bir yerdendi...

Ö§retmen kzr mrydr, kimin nesiydi hocam?

Yok yok... Ben onu gördüm, o beni gördü. Sevdik birbirimizi iste...

Nasrl karsrlastnrz?

Valla karsrlastrk iste... Bir iki giir gönderdim tamam oldu... (Gülüsmeler)

Belki bu siirin bu kadar be§enilmesinin sebebi herkesin isinde bir Mihriban'tn olma$...

Gergek yasanrp, yazrldr§r zaman okuyucu kendinl bulur.

Bu yüzden diyorum ki, ben herkesin hayatrnda bir Mihriban var...

Bundan 7-8 sene önce Cebeci'de bir dü§ün salonunda, sanatgr Mihriban't okudu. Kargrmrzda yaslr bir gift oturuyor. B0'inden yukarr ikisi de. Tanryanlar, hocam qok güzel yazmrgstntz falan deyince, ihtiyar teyze, "O§lum bunu sen mi yazdtn" dedi. "Evet" deyince de... "Hay diline sa§hk, ne kadar güzel" dedi. Yantndaki ihtiyar amcayr gösterdi, "Evde birisi bu sarkr galarken birgey söylesin, üstüne yürür. Öyle dalar gider, dinler dinler, gözlerinden yag akar, oturur" dedl. "Bunun derdi ne" dedim. "O!ulo§ul, herkesin gengli§inde bir Mihriban'r vardrr" de-

di.. "Öyle yazmr§$n ki, herkes Mihribanr'nr buluyor o türküde" dedi.

Musa Ero§lu da qok güzel bestelemi§...

Beste de güzel olup güfteyle örtüsünce daha bir güzel oluyor...

Mihriban'a ruh vermis Musa Eroä1u...

Bunlar birbirini tamamlayan geylerdir. Bestelendikten sonra herkes hayret etti. "40 senedir okuyorsunuz" dedim. Ama bestelenince daha güzel oldu.

Bir gün Mihriban'r görece§inize inanryor musunuz?

Bilmiyorum, görmek de istemiyorum. De§i§mi§tir Simdi. Ben onun nazannda deäistim, o benim nazartmda deäisti. Niye görelim? Öyle kalsrn ya... insanlartn gonülde kalmasr, gözde kalmasr daha iyidir.

'Allah rzasr igin girmigtim, Allah nzasr igin aynldrm" diyorsunuz ksa metrajh politik yasamrnz iqin.

Ben MHP'deydim bir zamanlar. Ülkücüyüm. Bir takrm yanhglara itiraz ediyorsun. Söylüyorsun. Ama bir Sey degismiyor. Ben de, sözümün gegmedi§i, kabul görmedi§i yerde bulunmam. Rahmetli Türkes, "Ya ben seni Qok seviyorum" dedi. "Biliyorum sevdi§ini" dedim. 'Allah rrzasr igin girdim, ama Simdi Allah rrzasr igin ayrrlryorum" dedim.

BBP'den qa§rrdrlar. Tamam dedim, üye oldum. Biz de klasik bir istifa cümlesi vardrr, "Gördü§üm lüzum üzerine" derler. Ben de dilekge yazdrm ve "Gördü§üm lüzumsuzluklar üzerine istifa ediyorum" dedim. Her qeyim gairane olur benim. Allah'a gükür partim yok gimdi benim. Oy da vermiyorum.

Bir yerde bulunursa, bir partiye üye olursa, sanatgr kendisini tam veremiyor. Oranrn hatrrr igin, sert Sekilde öbür tarafa saldrnyor. Halbuki hig partisi olmasa, daha objektif olur. Benim bir prensibim var, ben iKidardakini elestiririm. Muhalefettekini elegtirmem. Siyasetin iginde olacaksrn da, fikren, bedenen siyasetin iqinde olmayacaksrn.

Sanatgr kimdir size göre?

Türkiye'de sanatgrhk öyle aya§a düSürüldü ki, insan utantyor sanatgtytm demeKen. Kimisi var, sahneye gtktyor, stgnyor, srQnyor. Söyledi§i sarktntn sözlerinde higbir anlam yok. Güfte güfte deäil. Ba§rraraktan, ga$raraktan söylüyorlar.

T6IPLATFORMIBIRi2OO5
l)l -tlt\)l\\l \-i28 §ubat 2005'e kadar hediyeti abonelik Platform Abone Formu lch bestelle die kommenden sechs Ausgaben von Platform frei Haus für nur 24,- EUR (statt 27,- EUR) lch zahle die 24,- euro jährlich bequem per Bankeinzug Konto Nr Schicl€n Sie mir in dm Jahr 6 Ausgaben der Zdtschdft Platfom. lch kann ieich mimm WftEg iedezeit kündi8en. Eine kure Mittelung an umren Plathm Kuoden'SeMegenüet. Dis Angebotgilt nur inrerhalb DeuEchlands. Alslardpßis gehen auf Anfrdge. Mar isl bekannt, dass ich diese Bestdlung inrer halb tr 14 Tagen lEi der Bslelladw widffiiteo l€nn. Zur Wahrun8 der Frist gtrügt die Ehtzeitige Ahendung d6 Wideruß. lch b61ätige di6 durch reine Mite Untemhdft. Meine Anschrift BLz Geldinstitut Datum, Unterschrift Datum, Untenchrift Land PLZ, Ort Geburtsdatum Strasse, Nr Bay kol saati Telefon E-Mail Vorname, Name Hediye tercihi ll Bayan kol saati t__l (Sadrce birini sesiniz) Zamana deg erkatmak lElll... 7.=l !I 7 KolsaatinizPlatform'dafi Nisan 2004'ten bu yana yayrn hayatrnda olan ve her iki ayda bir okurtarryla bulu5an Ptatform dergisi, kalitesive zengin igeri§iyte Avrupa'nrn en iyi Türk dergisidir. Dergimize abone olan bütün okurlarrmrza tercihlerine göre bay veya bayan kol saatleri hediye olarak gönderilecektir. Sadece posta ücreti karqrh§r yukardaki saatlerden birine sahip olmak igin abone formunu doldurup bize yollamanrz yeterli olacaktrr. Abonelik gartlan: 1) Abone bedeliyrthk 24 Euro'dur. Yandaki formu eksiksiz doldurup gönderen okurlarrmrzdan abone ücreti hesaplarrndan gekildikten 6 hafta sonra kendilerine tercih ettikleri saat posta ücreti kargrh§r Deutsche Post kanahyla gönderilecektir. 2) Her abone kaydr igin tek bir kot saati hediye edilecektir. 3) Kampanyamrz §ub at 2005 sonuna kadar gegerlidir. 4) Bayve bayan kol saati konusunda tercihte bulunmayan okurtartmrza elimizde bulunan kol saatlerinden gönderilecektir, 5) Formlarrn "illlm Verlcg. Plcrtlorm | §lcrkenburg St 16 . 6{5{6 Mörtelden-tTclltlod" adresine postayla gönderilmesi gerekmektedir. Dileyen okurlarrmrz 06105_702 99 88 notu faksa da abone kuponlarrnr geqebilirler. Ancak mutlak surette telefon ve adres bilgilerinin okunakh bir 5ekilde
6) Almanya drqrndan abonelik iEin merkezimizle irtibata geEilmesi
7) Mevcut abonelerimiz de bu hediyeleri alabileceklerdir. /.i = ff-tT]K , a a I // lt a I r a t t,t_\'mI)lt e a 3 OUARIZ :/ 7 5 I lt, tl\ I \ \ Derginiz Plotform'o bir yilll/r- obone olun yukordoki sootlerde n te rcih etti§i niz bi ri ni odresin ize gönderclim. ri-t -
yazrlmasr gerekmektedir.
gerekmektedir.

Ali Qimen Amerika denilince, en aztndan 11 Eylül saldrnlanndan önceki zaman diliminde, ilk akla gelen 'demokrasi', 'frrsatlar ülkesi', 'bang sever Amerikan halkr' gibi ve bunlarr ga§ngtrran kavramlardt. Ama gerqe§in iki yüzü vardr ve do§al olarak madalyonun bir de di§er yüzü. Amerika'nrn aslrnda bir 'savag ulusu' oldu§u gerge§i lrak macerast ile birliKe daha Qarprcr bir Sekilde kendini göstermeye basladr. Her ne kadar son Tsunami felaketi, biraz da bir önceki BaSkan Clinton'un vizyonu ve liderli§iyle Amerika'nrn iqindeki 'iyiyi' harekete gegirip, Amerika'nrn Ortado§u'daki karnesini biraz düzeltmis olsa da, ktsa sürede 'köttinün' tekrar sahne alaca§r asikar görünüyor.

Uzun lafrn krsasr, Amerika hep bir savas ülkesi oldu ve kendi ülkesi iginde olugturdu§u zenginli§in ve özgürlu§ün bedelini Vietnam'dan Felluce'ye uzanan co§rafyalardaki masum halklar ödedi.

Evet Amerika, her ne kadar Almanya ve Japonya'da görkemli bir gekilde demokrasinin ingasrna katkrda bulunmug olsa da ve aynr qeyi lrak'da yapmaya qalr5tr§rnr iddia etse de, her zaman bir savag toplumu oldu. Neredeyse 400 ytlltk tarihi, aslrnda bir savaglar tarihidir de. Oyleki Amerikan baskanlanndan yedisi, George Washin$on 1789, Andrew Jackson 1828, William Henry Harrrson 1840, Zachary Taylor iB4B, Ulysses S. Grant 1868, Theodore Roosevelt i898 ve Dwight David Eisenhower 1952, askeri kariyerlerinin parlaklr§r ile Beyaz Saray'a ulagabilmislerdi. Askerli§in, ya da bizzat savasmrg olmanrn Bush ve Kerry arasrnda geqen son baSkanltk seQiminde de ne kadar etkin oldu§unu gördük. Her ne kadar Bush, Kerry gibi Vietnam'da savasmamrs olsa da, bizat Su anda lrak'da 'savagtr§r' igin, daha liberal bir söylemi olan Kerry'e tercih edildi. Amerikan halkr bir kez daha savaganr tercih etti. Amerikan liderleri, sürekli savasa kutsal bir anlam yükledi ve onu kitlelere ahlak sosuna bulayarak sundu. 1898'de Amerikan drsisleri bakanr olan John Hay, lspanyol-Amerikan savagrnr'görkemli bir

(§ C := E
Vietnam'dan Fel luce'ye. . .
liderleri, sürekli savasa kutsal bir anlam yükledi ve onu kitlelere ahlak
sundu. 1898'de Amerikan drsisleri bakant olan John
ispanyol-Amerikan Savagt'nt "görkemli bir savas"' olarak övmüStü... iste Amerikanln bans karstltgt aldt§t bedeller... I 7 be \/ !t ugun de )zeür / li! \/ P l-, 78
Amerikan
sosuna bulayarak
Hay,

sava§' olarak överken, Simdiki ABD baSkanrnrn babasr George Bush, 29 Ocak 1991de Kuveyt'l iggal eden Saddam'a savag ilan ederken, 'Biz Amerikahyrz; bizlerin qetin özgürlük savagrnr omuzlamak gibi özel bir sorumlulu§umuz bulunuyor. Ve biz igin igine girdi§imizde özgürlük hayata geger' diyordu. Amerika özgürlük igin savagryordu; lakin, bu özgürlü§ün bedelini hep baskalarrna ödetiyord u.

Savaslar, aynr zamanda Amerika'daki 72 milletten insana 'ortak bir AmerikahIrk' bilincinin agrlanmasrnda da kullanlldr. Savaslarla güglendi Amerika. Askeri silah sanayine yaslanan sanayisi, teknolojisi ve hali ile dünya üzerindeki hakimiyeti de palazlandr. Bu sayede elde edilen zenginlik ile Amerikan halkr, dünyaca grpta edilen'özgürlüklerinin' tadrnr qrkardr. En basitinden dünyadaki günlük petrol tüketiminin ügte birinin Amerikalrlar tarafrndan yaprldr§rnr hatrrlarsak, o devasa motor gücüne sahip araglannda ne kadar'özgürce' gaza bastrklarrnr da anlayabrlä2.

§imdi de bu özgürlü§ün dünyaya maliyetine bir göz atalrm: Amerikalrlann bir Sekilde da§dan gelip ba§dakini kovmasr Seklinde cereyan eden yerli Krzrlderililede olan sava5r, 1900 yrhna kadar sürdü. Amerika, özgürlegtirilmisti! Daha sonra lngilizlerden kurtulundu. Amerikahlar ln-

giltereden ba§rmsrzlrklarrnr ve Mississippi rrma§rna kadar olan srnrrlannr Devrimci Savagrn sonunda elde edeceklerdi. 1812-181 5 yrllan arasrnda gergekle5en ikinci sava5la ingiltere'ye karsr ba§rmsrzhk perginlendi. 1B4Bde, California ile New Mexico'nun yanrsrra Utah ve Wyomin§in bazr bölumleri de iginde olmak üzere bütün güneybatr, Meksika'ya kargl yaprlan savas sonunda ele gegirildi. Amerikan ig Savagr (1861-1865) ise bu ülkenin tarihindeki en kanlr savagtr. Sonug olarak 1622 ile 1900 yrllarr arastnda yaprlan yaklaSrk 40 savag sonunda Amerika üQ aSagr beg yukarr bugünkü srnrrlarrna kavugtu. Ama bir de isin drsarrya bakan krsmr vardr. Amerika'nrn denizagrn yayrlmasr, Filipinler, Küba ve Porto Rikonun kontrolünü eline gegirmesiyle sonuglanan lspanyol-Amerikan Sava5r ve Filipinler isyanryla (1898-1902) baSlamrstr. Ardrndan Birinci ve lkinci Dünya Savaglan, Kore Sava5t (1949-1952) ve Amerikan tarihinin en uzun ve de en pahah savagr olan Vietnam SavaSr (i9591975) geldi. Ve tüm bunlann yanrsrra 1789 ile 1945 yrllan arasrnda, Amerika, 1849'da Hindiqini'nin bombalanmasr ve 1904 ile 1934 yrllan arasrnda hemen hemen tüm Karayip ve Orta Amerika ülkelerinin iggallerini de igerecek gekilde, dünyanrn de§isik yerlerinde dahil oldu§u 20O kadar askeri harekata dahil oldu!

Sttr irgliu'. a\ nr zanran(lil

,.\tn cri li,a'clrr I..i 72 miIletterr irrsunrr 'ortak [rir' .'\merihalrhlr.' bilincinin asrlannrilsrnda da ktrllanrlch. Savaglarla güglendi Amerika. Askeri silahlara yaslanan sanayisi, teknolojisi ve hali ile dünya irzerindeki hakimiyetl de palazlandr.

Bedelleri masum siviller ödedi

Amerika gitti§i her yere ärgürlük girttirdü götürmesine belki ama, nedense "kraldan fazla kralcr" üslubu kimseyi inandrramadr. Bazen "Eni;tem beni niye öptü?" diye yorumlanabilecek askeri adlmlar atarken, savas tamtamlan qok gür geklide qahnacaktr.,.

I 1 I E I r -_ t
I I t' dr g / I I \ I\ \_ I I I -l 7S

Peki ya bu özgtiLrlüklerin faturasr? Savaglann faturasma hic girmeyelim. Sadece 7622 ile 1900 yrllan arastnda Amerika'da 750 bin Krzrlderili ve yine aynl sayrda Afro-Amerikah öldürüldü. Amerika'mn bu güne kadar girdigi savaglarda kaybetti§i insan sayrsl ise 1 milyon civannda. Vann di§er Siriotigt savaslardaki dü;manlarlnln kaybrnr da siz tahmin edin!

Savagmadr§r zamanlarda ise savagttrdt. 1945'den 1989'a kadar devam eden Soguk SavaS yrllarrnda, do§rudan ya da müttefikleri aracrlr§ryla, agtk ya da üstü örtülü olarak ve dünyanrn her yantndaki üslerinden savag yürüttü. So§uk Savag'tn bitimiyle srcak savaglarrna geri döndü Amerika. 1991'de Kuvet'l iggal eden lrak'a, 1999'da eski Yugoslavya'ya, 2001de Taliban'r devirmek iddiastyla Afganistan'a ve 2003'de ise yine lrak'a savag aqtr. Ara ara nükleer silahlart oldu§u iddiasr ile uluslararasr topluma yönelik dayrlanmalarrnr devam ettiren Kuzey Kore hükümetini üstü kapalr tehdit ederken, bir yandan da, 'nükleer silah' geligtirdi§i iddiasr ile iran'r da uyarmayr ihmal etmiyor. Hatta bu satrrlartn yaztldt$ esnada, Amerikan özel timlerinin iran iglerinde olasr saldrn iqin öncelikli hedef belirlemeye basladrgr haberleri yanstyordu ajanslara. Anlasrlan o ki, Amerika, lran halkrnr da, trpkr lrak halkrnr oldu§u gibi, 'özgürlegtirmeyi' kafasrna koymug bulunuyor...

Peki ya bu özgürlüklerin faturasr? Savaglann faturasrna hig girmeyelim. Sadece 1622 ile 1900 yrllan arastnda Amerika'da 750 bin Krzrlderili ve yine aynr sayrda Afro-Amerikalr öldürüldü. Amerika'nrn bu güne kadar girdi§i savaglarda kaybetti§i insan sayrsr ise 1 milyon civarrnda. Vann diger giristiäi savaglaraki dügmanlannrn kaybrnr da siz tahmin edinlAmerika'nrn ategli özgürlük harekatrndan nasiplenen en son diyar ise Felluce oldu. Amerika, kimi kaynaklara göre otuz bin sivilin hayattna mal olan ezici bir operasyonla, ülkede segimlerin yaprlma-

srna tehdit olarak gördü§ü direnigqilerin (ya da teröristlerinl) merkezi konumundaki bu gehri yerle bir etti. Bunu da 30 Ocak'da yaptlmast planlanan segimlerin güvenli§i igin yaptr. Di§er bir deyisle, lrak halkr iradesini 'özgürce' sandr§a yanstsrn diye, bir kag bin lraklrntn yagama özgürlü§ü elinden alrndr. E canrm ne olacak yani, enjekte demokrasinin de bu kadar kusuru olacak haliyle! Segimlere az bir zaman kaldr ama lrak'da sular durulacak gibi görünmüyor. Bagkan Bush, neredeyse her gün segim konugmalarrnda lrak'daki savagr'kazandr§rndan' bahsediyor, 'Stratejimiz basanlr oluyor' diyerek övünüyor.Ama önde gelen askeri stratejistlere ve emekli generallere göre Bush savagr goktan kaybetti. Ulusal Güvenlik Ajansr eski baskanlanndan emekli general William Odom 'Bush kitle imha silahr bulamadr. El Kaide'ye gelince. O daha kötü. O cephede de kaybettik. §u anda gitti§imiz yolla Bin Laden'in hedeflerine hizmet ediyoruz.' diyor. Air War College'den strateji profesörü Jeffrey Record ise 'Ufukta rgrk görünmüyor. En kötü senaryo gerqeklesti. ikinci Dünya Savagr sonrasr Almanya ve Japonya'da sahip oldu§umuz avantajlarla gu an lrak'daki durum arasrnda en ufak bir benzerlik yok' diyor. Eski deniz komandosu komutanlanndan ve Amerikan Merkez Komutanlr§r §efi Emekli general Joseph Hoare ise, 'Ne planlandr ise yanlrs gidiyor. Segeneklerimiz srnrrlr.

Dünyanrn bu bölgesini bilenler bunun hig de gergekgi bir strateji olmadr§rnr görüyor. Önceliklerin hepsi yanlrg' diyor ve ekliyor; 'Bu igten en kazanglr qrkanlar lran ve El Kaide oldu. Bin Laden büyük bir inandrncrlrkla lrak'a girmemizin Almanlann Stalingrad'a girmesine egde§er oldugunu iddia edebilir. Almanlar da orda kalmaKa rsrar ederek kendi sonlannt hazrrlamrslardr.. .'

General Hoare hakh. Amerika, hem bölge ülkelerini hem de kendi sonunu hazrrlamak igin elinden geleni yapryor. Bunu, özgürlükler adrna yapmasr ise traji komik bir aQmaz. Dünya, Amerika'yt, Tsunami afetinde oldu§u gibi, zorda olanlann yardrmrna kogan vizyoner ve paylagrmcr bir süper güg olarak görmek istiyor. Kendi vatandaglannrn kisisel refahr adrna di§erleri üzerinden sahte özgürlük savaglan yürüten bir güg olarak de§il.

5 a 80 PLATFoRM I BIR I 200s s3 L\ q,' t- a S;t c r t3' q--"I 1 t w \ ? i q \ ) I J r\.. rai; 'l )' q./ ,, Ä
$) , a ! \- ,l #, \ \ -'/ 7 E 1 \.,I x I U / ql! I\-,.J ) ,/ 2l \ 4 It o I ! t-:l I t', / / ". +, t , o <-: . , ,. 7lt .a / ) N lr ''/ I -a , L.,: '1. \ Itl I 't \2' tD , tl ,' \,.a ,,) I ll -I I -l :?.J IZ I » I ( I \ \\ -\ i t, k 7 E-r -/ J / Jl L{ I \Ti r \ I

Mimari agrdan dünyantn yedi harikasrndan biri olarak kabul edilir Kremlin Sarayr. Tarihi dokusu ve mimari yaplst dikkate alrndr§rnda dünyada benzerinin olmadr§r görülür. Krasny Plogad olarak bilinen ve Krzrl Meydan olarak adlandtrtlan bölgede kurulan Kremlin Sarayl'ntn di§er bir yüzü de Moskova Nehri'ne bakmakta.

Tarih kitaplarr, her ne kadar saraytn 1155 yrlrnda Tatar Hanlt§t'na son veren Korkunq ivan taraftndan yapttrtldt§tnt yazryorsa da, bir gok Rus tarihgisi buna muhalif. Bir iddiaya göre, bundan 850 ytl önce Mokova'nrn kurucusu Yuri Dolgaruki tafadrndan ilk temeli attlmtg Kremlin Sarayr'nrn... Hatta bununla ilgili bir gok efsanevi hikayeler de var.

Tatar Hanlr§r'nrn müstemlekesi alttnda yasayan Ruslartn lideri olan Yuri Dolgaruki, uzun bir av seyahatine glktyor. Günlerce av pesinden kosturup duruyor. ASrk olduäu bir geyi§in pesine taktltp dag-tas, dere tepe demeden hayvantn peginden sürükleniyor. Ve her taraft ormanlarla kaplr iqinden mükemmel bir nehir gegen yere geliyor. O arada geyi§in izini kaybediyor.

Buna gok üzülen Dolgaruki, etraftndaki insanlara artrk geriye dönmeyeceklerini ve ota§r bundan sonra buraya kuracaklarrnr haber ediyor. Bunun üzerine iginde her türlü av hayvantn olacaflt görkemli bir saray yapmaya karar veriyor. Ancak tam olarak nereye olaca§tna bir türlü karar veremiyor. Qözüm olarak yayrndan grkan ok nereye dügerse sarayt da oraya yapaca§tnt söylüyor. Herkesin meraklr bakrslarr arasrnda olanca gücüyle yayrnr geriyor okunu frrlatryor. Herkes okun gitti§i yere do§ru at sürüyor. Ve oku Yuri Dolgaruki'nin agtk oldu§u geyi§in ba§rrnda buluyorlar.

Gelismelere gok üzülen Dolgaruki,

görkemli bir sarayrn temelini attyor ve krsa süre sonra tamamlryor. Binlerce metrekare alan iginde yapttrtlan saraytn bahgesinde her türlü av hayvant bulunduruluyor ve Dolgaruki ölene kadar da avlanmayr yasaklryor.

Kremlin Sarayr'nrn bugünkü halinin temeli de iste o zaman attlmtg oluyor.

Bundan sonra defalarcalatar ve Mo§ol saldrrrlanna maruz kalan saray, bir gok kez yrkrlrp yerine yenisi inga ediliyor. Günümüze de§in bir qok deäiSim yasayan saray, bugünkü ihtisamt ile ziyaretgi-

Krem ti n ,in grzemt

Dini devlet politikasr haline getiren Korkunq ivan, sözkonusu katedrali 1550'de baglayrp 1555 yrlrnda yani 5 yrl gibi krsa bir sürede bitirtiyor. Onbir bölümden olugan ve sekiz kubbeden meydana getirtilen Katedralin en önemli özelli§i ise islam eserlerinden etkilenmis olmast.

N q) oo
Osman Sönmez Moskova
S2lPLATFoRMiBlRl2005

lerini büyülüyor...

Kremlin Sarayr'nrn dünyanrn yedi harikasrndan biri olarak sunulmasrnrn en önemli nedeni ise, sarayrn hemen dibinde insa edilen ve yine Korkung ivan (Ruslara göre büyük ivan)tarafrndan AzizBasileios adrna yaptrnlan Saint Basile Katedral'inin muhtegem görüntüsü...

Dini devlet politikasr haline getiren Korkung ivan sözkonusu katedrali 1550'de baglayrp 1555 yrlrnda yani 5 yrl gibi krsa bir sürede bitirtiyor. Onbir bölümden olugan ve sekiz kubbeden meydana getirtilen Katedralin en önemli özelli§i ise islam eserlerinden etkilenmi5 olmasr. Kubbelerin yapr stili tamamryla Osmanlr ve islam eserlerinden kopyalanmrg gibi bir his veriyor. Yaprlardaki renkli, gizgili ginilerin ise Osmanlr süsleme sanatrndan esinlendi§i görülmekte.

Her ne kadar saray olarak bilinse de ashnda Kremlin bir Sehir olarak insa edilmig. Rus Qarlannrn yagadr§r bir Sehir olan Kremlin'de bir gok kilise ve saray mevcut. Her biri farkhlarz ve mimariyle

insa edilen eserlerin ruhunda italyan ve Alman gizemi saklr.

Kusatma ve istilalardan korunmak iqin Kremlin'in etrafr 18 metre yüksekli§inde ve 2250 metre uzunlu§unda duvarlar örülmü5. Bununla beraber her köSeye 72 metre yüksekli§inde gözetleme kuleleri yerleStirilmis.

Yine Kremlin'in ilging di§er bir özelli§i ise o günün teknolojisi kullanrlarak,TB metre eninde olan Moskova Nehri'nin alttndan tünellerin kazrlmasr... Herhangi bir istilaya kargr yaptrnlan tüneldeki teknoloji akrllara durgunluk verecek cinsten... Bunun drgrnda Kominrzm döneminde yaprlan ek tüneller ise ayrr bir gizeme sahip. Hatta Ruslar Krzrl Meydan'da iki Kremlinin oldugunu iddia ediyorlar. Birinin yer üstünde, di§erinin ise yer altrnda diyorlar.

Bir iddiaya göre, Kremlin ile KGB binalannrn arasrnda muhtegem tüneller var. Kremlin ile KGB binalarrn arasrndaki mesafe yaklasrk 1 buguk kilometre. VarIr§r iddia edilen bu tüneller tamamryla

§ ttremlin Sarayr, sosyalizmi Rusya topraklanna sokan Lenin'i bile ba§nna bastr. Yaklagrk 80 yrldrr Lenin'in mozolesini ve mumyaslnl duvannrn kenannda koruyor ve belki de yrllarca da koruyacak. Sadece Lenin ile kalmadr, Stalin, Krugqev, Andropov gibi komünistlerin bazrlannrn küllerini bazrlannrn da qürümüg kemiklerini saklamaya devam ediyor.

PLATFoRM I BiR | 2005 83 ) ) i' D \ F \ \ / , :''-I t I i \I { '.1 I ';d \ 1 ,/

Sovyetlerin da§rlmasryla birlikte yaklasft 10 yil tarihin gizemine saklanan Kremlin Sarayr, son zamanlarda yeniden gündeme yerlegti. Devlet Baskanr Vlademir Putin'in yeniden Rusya'yr dünya sahnesine qrkarmasryla, stk srk I(remlin'in adrnr duymaya basladr yeniden dünya.

güvenlik igin yaprlmrg ve gerekti§inde stratejik gahgmalara ev sahipli§i yapacak sekilde tasarlanm15...

Tarihin bir gok sahnesine tanrk olmus olan Kremlin Sarayr'nrn en zor döneminin Sovyetler Birli§i dönemi oldu§u ise herkesge biliniyor.

i917 ihtilalinin ardrndan, Kremlin'de bulunan bir gok saray ve kilise ya§malanrp harabe haline getiriliyor. Hatasrnt anlayan ihtilalciler, kiliselerin drsrndaki bütün her yeri onanp Polit Büro'nun merkezi haline getiriyorlar ve Sovyet sistemini orada insa ediyorlar.

Kremlin igindeki kiliselere gelince, papazlar tutuklanryor, kilise mallanna el konuyor, ganlar sökülüyor ve amacrnrn drgrnda kullanrlmak üzere Polit Büro'ya devrediliyor.

Bunun drgtndabazlan da ytkttnltp yerine yüzme havuzlan yaptrnlryor. Ancak Krzrl Meydan'da bulunan Saint Basile Katedrali'ne tarihi dokusuna dokunulmuyor. Yalnrzca kilise olarak kullanrlmasrna izin verilmiyor.

Bunlann drgrnda, Kremlin Sarayr'nrn tas duvarlanndan gok politik yönünün önemini bilmeyen yok. iki kutuplu bir dünyanrn sac aya§rnrn birini olusturan Kremlin Sarayr bir qok ilging olaya sahne

ve sahit oldu. Lenin'in ölümüne, Stalin gibi bir diKatörün katliamlarna tarihin hüzünlü sayfalarrna da tanrklrk etti bu saray.

Yüzyrllardrr Kremlin Sarayr önemini korumakta. Bazen so§uk bir duvar, bazen korkulann kabusu, bazen ecel teri, bazen de kahramanlrklann taslandr§r yer oldu. Sosyalizmi Rusya topraklarrna sokan Lenin'i bile ba§nna bastr. Yaklasrk 80 yrldrr Lenin'in mozelesini ve mumyasrnr duvannrn kenannda koruyor ve belki de daha yrlarca da koruyacak. Sadece Lenin ile kalmadr, Stalin, Kruggev, Andropov gibi komünistlerin bazrlannrn küllerini bazrlannrn da qürümü9 kemiklerini saklamaya devam ediyor.

Sovyetlerin da§tlmasryla birlikte yaklasrk 10 yrl tarihin gizemine saklanan Kremlin Sarayr, son zamanlarda yeniden gündeme yerlesti. Devlet Baskanr Vlademir Putin'in yeniden Rusya'yr dünya sahnesine grkarmasryla, stk stk Kremlin'in adrnr duymaya basladr yeniden dünya.

Anlayaca§rmrz dünya döndükge Kremlin adrnr duyurmaya devam edicek...

Yuri Dolgaruki'nin attr§r ok, o geyi§in kalbine saplanmasaydr, bu kadar olaya tanrk olabilir miydik acaba?

84lPLATFoRMlBlRl2005 * *'\o ,,orrfl ßtil Ä -:-$..+ Dr' * ** L 1\ I {t + :. , , ,,_1,,. a ---J _t

mustafa korkmaz

korkmazr.ii, pl atf orm -on I ne.de

Reklamda köklü dönuSümler zamant

Tüketim toplumlan, sonunda bir arz diktatörlü§üne mi, yoksa bir talep demokrasisine mi dönüsecek?

Orta ve büyük ölgekli girketler hälä ya5anan krizin sonuglanyla bo§uguyorlar ve yaratrcllrk, bagarrya ulasmak igin en önemli unsur.

Reklamr, bir an igin, iletigimden ayrralrm ve günümüz tüketim toplumundaki durumuna bir göz atalrm. "Reklam, sa§lrklr ticari konseptlerin ayrrlmaz bir pargasrdrr", denir. Peki, bu, günümüzde nasrl?

Farklr zihniyetlerin her birinin bagka yöne itti§i, tutarlr bir konseptten uzak ve son 10 yrlda yagam kalitemizi tamamen bozan bir gey. Evet, bir "gey"artrk reklam!

Tüm bunlara ra§men reddetmeyi yeni bir dügünce, hatta bir yagam tarzt olarak algrlayan "Greenpeace" ve "No Logo" insanlannl da olugturan bir bagka "gey". Yani, reklam.

Dünya nüfusunun yüzde 4O'rndan alternatif bir tüketim toplumu oluSturulabildiyse, bu sayededir. Bu "gey"in köste§iyle ve deste§iyle, var olan tüketim toplumu igerisinden yeni bir tüketim toplumu grkarrlabildi. Tabii, bu dönüSüm srrasrnda basansrz uygu lama lar ve kaynaklarrn geligigüzel kul lanrlmasr sonucunda da, yoksullarrn daha yoksullagtr§r, aglrk srnrnntn altrnda üg milyar insanrn yaSadrär bir dünya ortaya grktr... Bu "gey", geleceKe ayaKa kalabilmek igin yeni pazar araytstna girecek ve zenginliklerini koruyabilmek igin, yoksul ülkelere maddi yardrmda bulunmak zorunda kalacak gelismis ülkeleri yarattr.

Reklamdan söz ediyoruz. Ya, yükümlülükleri?

Qok gürültü koparan ve saldrrganlagan günümüz reklamrnrn, nasrl bir görevi olabilir?

Reklam, ba§rrryor; o kadar gok ba§rrryor ki, artlk kendisini bile duyamryor. Qo§u zaman örnekleriyle görebilece§imiz gibi, dinlemeyi de unutmuS bir görünüyor. Gittikge maddi bir dü9ünce üzerine oturtuluyor. Medyada da durum pek farklr de§il, her gey paraya endeksli. Reklam, sanki hayattan zevk almaya kar5r u§rag veren ve sevgiyi öldüren bir unsur halini aldr.

Maalesef öyle.

De§i5ime ihtiyag da burada baglryor.

Geg kalmadan dünyayla birlikte insancrl iletisimi bulmalr, hrrs ve paraya endeksli düsüncelerimizi sevgiyle yo§urmalryrz. Tüketim dünyasl, bir geyler

sunabilmenin önemli oldu§u, almanrn yerine vermenin, egoist kigisel grkarlar yerine ortak grkarlarrn rol oynadr§r bir ortama gekilmelidir. Bu dügünceyi gergeklegtirmenin yoluysa, bazr istisnai girketlerde oldu§u gibi, girketlerin gelecekte kendilerine sadece dürüstlü§ün yardrmo olaca§rnr anlamalarrndan gegiyor. Neden? Qünkü ahlak ve ahlak felsefesi, her gün biraz daha, tüketim toplumlarr tarafrndan ortak bir de§er olarak algrlanryor. Bu, küresellegmenin bir sonucu.

Ama, unutmayalrm ki, aynr küresellesme, dünyada bölgeselli§i de tekrar canlandrnyor.

Reklamlar daha gok ayrrgtrrrlmaya, markalar gelecekte hem global, hem de bölgesel olarak paralel yü rütü len stratej i lerle pazarlanmay a zorla n ryor. Toplumlar, artrk daha kügük gruplarr ifade ediyor ve bu gruplar da sahip olduklarr kimlikle, siyasi srnrrlan agarak dünyanrn herhangi bir yerinde kendine yakrn di§er gruplara ula5ryor. Yani örf, adet, gelenek, damak tadr, bölgesellikten grkrp uluslararasr bir nitelik kazantyor ve bölgesel kimlikler küresellegmeye kargr en insani bir yanrt oluyor.

iste bu geligme, "global player" dedi§imiz, global dügünceye ba§rmlr, büyük sermaye getolannda galrgan Sirketleri zorluyor. Onlar da, marka ve reklam konseptlerini artrk bu dügünce üzerine kuruyorlar.

Giderek geligtirilen ortak düSünce ve inang, reklamdaki yaratrcr dü9üncenin, ileti5imin bu var olan durumu de§igtirebilece§idir. Günümüz teknolojisi, yaratro reklam galrgmalannr destekliyor ve hatta kigiye özel bir hale sokabiliyor. Kim bilir, belki günün birinde insanlarla tek tek iletiSim de kurulabilir. Mümkündür,

Arz ve talebin "kendili§inden olugtu§u" ileri sürülen günümüz pazarlannda, artrk kavranmast gereken en önemli konu, parayla fikrin de§il, fikirle paranrn kazanrlaca§rdrr.

Tabii bunu yaparken gerek ahlak gerekse ahlak felsefesi agrsrndan "kazanq elde etmek igin her yol mubahtrr" zihniyetinden de uzak durulmasr sartryla.

§irketler, artrk insanlarrn de§er yargrlarrnr dikkate almalr, onlarla saygt ve anlayrg iginde, do§ru bir iletisim kurmahdrr.

Farkh iletigim stratejileri ve igerikler elbette her zaman mümkündür. Ancak herkes igin aynr ilke gegerli olmahdrr: iletisim stratejileri mutlaka insani bir geyler igermeli ve daima ruhumuza hitap etmelidir.

PLATFORM ] BIR i 2OO5 85

Ankara

Türkiye'nin Avrupa Birlili'ne girmesi ile Türk e§itim sistemimizde ne gibi deii5iklikler olacaktur ya da olmast gerekecektir?

Avrupa Birli§ine üyeli§i bir devlet politikasr haline getirmis olan ülkemiz, "Kalkrnma Plänlarrnda", AB'ye sundu§u "Ulusal Programlannda" ve hükümetimizin Acil Eylem Plänrnda e§itimde kalitenin artrrrlmasrnr ve dünya standartlannt yakalamayr baslrca hedef olarak belirlemistir.

ülkemiz agrstndan AB önemli bir hedeftir, qabamrz bu yöndedir. Türkiye'nin, e§itim alanrnda AB sürecinin dtstnda kalmasr söz konusu de§ildir. Avrupa Birli§i'nin (AB) kriterleri birlik söz konusu olmasa bile uyulmast gereken kriterlerdir. Ancak, itiraf etmeliyiz ki, kattltm süreci, Türkiye'nin kendini derleyip, toparlamast igin tegvik edici bir unsur olmugtur.

Avrupa Birli§i'ne giri5 sürecinin e§itim sistemimizi olumlu yönde etkileyece§i kesindir. AB'nin birgok e§itim programt Türkiye'de de yürütülüyor. Ancak, bu konuda bazr planlamalann yaptlmast gerekmektedir. Öncelikle farklr farklr yerlerden yürütülen bu e§itim programlanntn, gelecek günlerde bir basbakan yardtmctsrnrn bagkanlr§rnda yürütülmesini planltyoruz. Bu yönde önemli adtmlar atttk. AB'ye uyum sürecinde belirlenen standartlara ulasabilmek igin kurumlar arast isbirliEi de amaglantyor

Bakanlr§rmrz, Avrupa Birli§i müzakereleri qergevesinde e§itim alantnda attlmasr gereken adrmlart belirlemis ve en krsa zamanda bunlan hayata gegirecektir. Avrupa Birliäi'ne girig sürecinde e§itim alanrnda yapmamtz gereken bir qok galrqma bulunuyor. Bunlan önümüzdeki günlerde kamuoyuna aqrklayacagtz, GeQti§imiz günlerde Avrupa Birli§i'ne üye ül-

kelerin Ankara'daki büyükelgilerine e§itimin mevcut durumu ve projelerimizhakkrnda bilgi verdim.

Bakanhia geldi[inizde e§itim sisteminde köklü deEisiklikler igin adrmlar athnz. Sizin e§itim konusundaki vizyonunuz nedir? Nastl bir eiitim hayal ediyorsunuz? Eiitim öiretimin kalitesini yükseltmek, gelecelin e§itim sistemini kurmak igin ne gibi galtgmalanntz vardu?

E§itimde uzun yrllara dayanan köklesmis sorunlar bulunmaktadrr. U lkemizde, e§itimde bir taktm esitsizlikler vardtr. Köylü ile gehirli, varltklt ile yoksul, gecekondu ile merkez, bölgeler ve bölgeler igi dengesizlikler vardtr. Ankara'da Qankaya ile Bala'nrn e§itim imkanlart aynt degildit Mutki ile Tatvan'rn imkanlan da bir de§ildir. Krz gocuklarrmrz ile erkek gocuklartmrzrn e§itim imkanlanndan yararlanma durumlarr da aynt de§ildir. Yllardtr kroniklesen bu sorunlartn "bugünden yanna" gözülmesi süphesiz ki gok zordur.

Hükümetimiz, e§itimi kalklnmantn en önemli unsuru olarak görmektedir. E§itim alanrndaki eksiklikler, hiqbir alandaki üstünlükle giderilemez. Buna kar5tlrk e§itim alanrnda yakalanacak basartlar, diäer bütün alanlartn kalitesini de yükselti r.

Bu hedefler dikkate altnarak hazrlanan Milli E§itim Bakanlt§t Strateji belgesinde en temel hedefimiz; milli e§itim sistemini, herkes igin hayat boyu ö§renme yaklagrmr ile bilgiye ulagma yol ve yöntemlerini ö§reten; etkin bir rehberlik hizmeti igeren; yatay ve dikey geQislere olanak sa§layan; piyasa meslek standartlarrna uygun, üretime dönük e[itime a§rrlrk veren; frrsat egitli§i gözeten; üniversiteye girig sistemindeki aksakltklart gözmeye yönelik bir sistem bütünlü§ü

'Türkge öäretemiyoruz

,

Milli Eäitim Bakanr Hüseyin Qelik, Platform'a yapt§r aqrklamalarda, ilging konulara de§indi. 11 yrl boyunca okullarda anadil ve Türk gramerini ö§rettiklerini kaydeden Bakan Qelik, Almanya'daki gibi meslek e§itimi konusunda Türkiye'de bir slkrntrnrn bulundu§unu, ancak qözmeye qalrgtrklartnt söyledi.

E
86]PLATFORMIBIRI2OO5

iginde yeniden düzenlenmesi olarak belirlenmistir.

E§itimin kalitesi ile yakrn ili5kili gördü§ümüz ve bunun igin önem verdi§imiz konulann basrnda; bilgi ve iletisim teknolojilerinin e§itimde kullanrlmast, ö§retim programlannrn günün ihtiyaglanna uygun olarak güncellenmesi, ö§retmenlerin nitel iklerinin ve statü lerinin gel igti ri mesi, ö§rencilerin ilgi ve becerilerine göre do§ru segimler yapmastnt sa§layacak rehberlik ve yönlendirme hizmetlerinin yaygr nlagtr rr lmasr gel mektedir.

ilk ve orta ö§retimde okullagma oranr giderek artryor. Orne§in okul öncesinde okullasma orant 2002'de yüzde ll,7 iken su anda yüzde yüzde 16.1'e Qlkmrs durumdadrr. Hedefimiz yüzde 20'yi gegmektir. ilkö§retimde okullagma oranr 2002'de yüzde 93,9 iken su anda yüzde 97 ,4'e yükselmig durumdadrr. Buradaki

hedefimiz yüzde 100'dür. Ortaö§retimde ise okullasma orant ZOO2'de yüzde 58 iken su anda yüzde 63,5'e qrkmrs durumdadrr. Burada da yüzde 8O'lere ulagmak arzusundayrz.

Yeni yaprlacak okul binalanna yepyeni bir standart getiriyoruz. Yeni binalardaki srnrflar, bahge düzeni ve okula ait di§er standartlan de§igtiriyoruz. Yeni anlayrgla birlikte okullanmrz gekim merkezi haline gelecektir.

E§itimin kalitesini yükseltmek igin okul binalannr yenilemenin yanrnda ilk ve ortaö§retim müfredatrnr de§igtiriyoruz. Müfredatla ilgili galrgmalar kamuoyu tarafrndan gok kabul gördü. Özellikle medyamrzrn katkrsr qok büyük oldu. Öncelikle Müfredatrn hazrrlanmasr konusunda Türkiye gaprnda büyük bir uzlagma sa§lanmrgtrr. Qocuklanmrzrn mevcut sistemi hak etmedi§i konusunda hemen hemen

\-l--- lT PLATFORM BiB 2OO5 87

tüm velllerimiz, ö§rencilerimiz, ö§retmenlerimiz, yazar qizerlerimiz ve entelektüel birikime sahip olan bütün insanlmtz hem fikirdir.

Müfredattrn yanrnda e§itim kurumlarrnrn teknolojik altyaprsrnt olugturuyoruz. Bu gergevede 2005 Yltnda Avrupa Yattrrm Bankasr, Dünya Bankast ve Genel Bütgeden olmak üzere toplam 8 bin okula Bilgi Teknolojisi Srnft kurulacakttr. 2005 yrlr sonuna kadar da 43.200 okulun lnternet ba§lanttst yaptlacakttr. Aynca, ban igadamlarrmtzla görüsüyoruz. Okullanmrza bilgisayar bagtslamalart konusunda Qaärr yapryoruz. Okula bagtslanan bilgisayarlardan KDV altnmamast igin gahgryoruz.

E§itimin kalitesini arttrmak igin üzerinde qalrsträrmrz konulardan birisi de ö§retmen e§itimi. Ö§retmenlerimize hizme-

tigi e§itim kurslarrna tabi tutuyoruz. Bunun yanrnda teknolojik yönlerini gelistirmeleri igin deäiSik gahgmalar yürütüyoruz. Ayrrca, ö§retmenlerimizin ucuz dizüstü bilgisayar almalarr igin Vaktfbank'la protokol imzaladrk. Ö§retmenlik mesle§ine yepyeni bir standart getiriyoruz.

Ö§rencilerin ilgi ve becerilerine göre do§ru segimler yapmasrnr sa§layacak rehberlik ve yönlendirme hizmetlerinin yaygrnlagtrrrlmasrnr hedefliyoruz. ilkö§retim 5. srnftan itibaren ö§rencinin kabiliyetini ve yetene§ine ba§lr olarak ilgi duydu§u alana yönlendirmek yararlt olacaktrr. Yeni müfredatla birlikte bunu da hedefliyoruz.

Bütün bunlarr hayata gegirdi§imiz taktirde tahmin ediyorum e§itim sistemimiz istedi§imiz seviyeye gelecektir. Bu konuda ciddi qalrsmalar yürütüyoruz.

Y I
q. ,
t 7 ,
- r I t I s / rO k ä t I >tI -6 4 rr ti_--'r E-' I E-b, U , l1 ft U Z. -7 F!' I FI' --l 77
\-a 88 PLATFoRM r BiR 2005
:'l

Bildi§iniz gibi yurtdrgrnda özellikle de Almanya'da yagayan Türk genqlerinin en büyük sorunu Türkqe dil e§itimi. Bakanh§rnrzrn yurtdlgrndaki Türklerin gereksinimi olan dil e§itimi konusunda gelistirdiEi projeler var mr? siz yurtdrgrndaki Türkleri nasrl de§erlendiriyorsunuz?

Türkge dil e§itimi konusunda ciddi srkrntrlanmrz var. Bunu dile getirdi§imizde farkl r Seki I lerde elegtiri iyoruz. Gegen lerde bir toplantrda okullarda okuttu§umuz Türkqe dersi igin "bizim okullarrmrzda okuttu§umuz Türkge tam bir fecaat" dedim.

Ertesi gün bi gazetemiz "Bir Hüseyin QELiK klasi§i" bagh§ryla haberi duyurdu; Gazetede diyor ki; Bakan bey Arapga bir kelime ile Türkge'nin durumunu izah etti. Gazetenin yetkilisini aradrm "Siz Arap-

§ Qa bir gazete adryla her gün Türkgecilik F yaptrgrnrzr mr santyorsunuz. Gazetenizin E adr Arapga'drr." dedim.

Türkge'mizde fecaat kelimesine Arapga'drr diye kargr grkmak Türkge'nin fecaatrnrn sebebidir. igte Türkge'yi krsrr ve dar kalrplar igerisine sokmak istiyorsanrz kelime rrkgr§r yapacaksrnrz daha önce defalarca söyledim. Masa kelimesi Rumca'drr. Türkge'sini ben de bilmiyorum. Kalem de Arapga'dlr. Kamera, avize, lamba, elektrik, duvar, taban, tava, hoparlör, pencere, QerQeve, bunlann hig birisi öz Türkge de§ildir. Biz bunlarr kullanryoruz, kullanmak zorundayrz.

Biz Türkiye'de 11 yrl boyunca okullarda anadil ö§retiyoruz. 11 yrl Türkge ö§retiriz, Türk Dili ve gramerini ö§retiriz, ama qocuklarrmrz bunca yrl sonunda ne kendilerini do§ru dürüst ifade edebilirler, ne de yazrp, anlatabilirler. ingiltere'de bir gocu§un üniversitede yeniden ingilizce ö§renmesi yadrrganrr ama bizde hala üniversitede Türkge dersi var. Qocuklanmrza, do§ru dürüst Türkge ö§retemiyoluz.

Aynr gekilde okullarda herkese ingilizce dersi veriyoruz ama kimseye ingilizce öiretemiyoruz. Garip de§il mi?

Anadolu liselerinde de§igikli§e gittik. Fen derslerinin ingilizce okutulmasl zorunlulu§unu kaldrrdlk. Dil ö§renme yöntemini de§igtiriyoruz. Yeni yöntemimiz ana dilin mantr§rnr ö§renmeden bagka bir dili ö§renmek mümkün de§ildir.

Biz bakanlrk olarak Türkge'nin en iyi gekilde ö§renilmesi iqin müfredatr yeniliyoruz.

Ben srrasr gelmigken bu ba§lamda gerek ö§rencilere gerekse de topluma kitap okuma ahgkanhir kazandrrmak amacryla nasrl bir galgma yürüttüiünüzü sormak istiyorum?

Öncelikle kitap okuma derken, entelektüel derinli§i olan eserleri okumayr kastetti§imizi belirtelim. Yoksa kitap okumaKan kastrmrz, ders kitaplarr, not alabilmek igin srnrf gegebilmek igin srnav geqebilmek igin okunan kitaplar de§ildir. Kitap okuma meselesi sadece ö§rencilerimizin geng yagtaki insanlanmrzrn yapmasr gereken bir olay degildir.

Bu ömür boyu devam etmesi gereken bir süregtir. istatistiki rakamlar özellikle okuma kültürü agrsrndan okuma ah5kanIr§r aqrsrndan kitabrn ve kitaplarrn dünya-

Dtizenli kitap okuma ahgkanh§r aqrslndan ülkelere bakrldrgrnda, Japonya'da yüzde on dört, Amerika Birlesik Devletlerinde yüzde on iki, ingiltere'de yüzde on bir, Fransa'da yüzde on bir, Türkiye'de ise yüzde 0,01'dir. Yani, on binde birdir. Aradaki makas bu kadar aQlktlr.

I I
PLATFoR|\4 I BIB I 2005 89
A
\ t^J arD - .J
ffiI

mrzdaki yeri aQrsrndan ülke olarak hig de ig aqrcr durumda olmadr§rmrzt gösteriyor. Düzenli kitap okuma alrskanltEt aQtstndan ülkelere bakrldr§rnda, Japonya'da yüzde on dört, Amerika Birlesik Devletlerinde yüzde on iki, ingiltere'de yüzde on bir, Fransa'da yüzde on bir, Türkiye'de ise yüzde srfrr srfrr birdir; Yani, on binde birdir. Aradaki makas bu kadar aQrktrr. Uzülerek ifade ediyorum, hig kitap okumayan, yaprlan ara5trrmalarda haytr ben hig kitap okumam, televizyon seyrederim

Bunun iqin de meslek lisesi ö§rencilerinin kendi meslekleriyle ilgili alanlarda yüksek ö§renim görebilmelerinin önündeki engellerin kaldrrrlmasr gerekmektedir. Bu yönde bugüne kadar bazt galrgmalar yaptrk. Ancak yapmayt planladt§tmrz galrgmalar konusunda bazt kesimler rsrarla konuyu garprttr. Bunu önümüzdeki günlerde agaca§tmtzt umuyorum.

Bunun yanrnda bundan sonra yeni agaca§tmrz meslek liselerini sanayi bölgelerinin iginde agmayr planltyoruz. Mes-

Avrupa Birli§i e§itimde, "or[ak e§itim eerqevesi" benimsemektedir. AB tilkeleri müfuedatlannl or[ak e§itim qereevesinde olttgturmaktadr. Tam üyeli§i ulusal hedef olarak benimsemis Türkiye'nin de müfredatrnr AB eereevesin de düzenlem esi gerekmektedir. M tifr edat haztrlanlrken bazr ilklerle yola Qrk'rlmrstrr.

arada bi gazetelere bakartm diyen insanlardan yola grKr§rmz zaman ülkemizde krrk milyon insan hig kitap okumuyor. Yetmis milyonluk nüfusumuzun krrk milyonu hiq kitap okumuyor. Bu son derece hazin bir durundur, son derece trajiktir.

Almanya'da mesleki elitime gok önem veriliyor. Türkiye'de de bu konuda gahgmalannrzrn oldu§unu biliyoruz. Meslek e§itimini yaygtnlagttrmak adlna projeleriniz var mr?

Mesleki e§itim konusunda ülkemizde bir srkrntr oldu§u gergektir. Bunu saklayacak de§iliz. Bir yerde srkrntr varsa o stktntryr gidermek igin önce durum tespiti yapmanrz gerekiyor. Bakanlrk olarak mesleki ve teknik e§itimdeki stktnttlart biliyoruz. Bunlann nasrl asrlacaätnt da tespit etmis bulunuyoruz.

Öncelikle, mesleki e§itimin toplam e§itim igindeki orantnt arttrmak gerekmeKedir.

DPT'nin 8. kalkrnma plantnda da bu dile getirilmeKe ve mesleki e§itimin toplam e§itim igindeki oranrnr yüzde 31'lerden yüzde 65'lere qrkartmamrz gerekti§i dillendirilmektedir Hükümet olarak bu programrmrzda var. Bunu gergekle5tirmek igin öncelikle bazr yasal düzenlemelerin yaprlmasr gerekiyor.

leki ve teknik e§itimln kalitesini ve verimini artrrmak üzerinde ciddi Qalrsmalar yaptyoruz. T0BB, TüS|AD, TESK, TISK gibi sivil toplum örgütleriyle isbirliäi iqinde onlarrn da destekleri alarak bir gok projeyi hayata gegiriyoruz.

Tahmin ediyorum, bugüne kadar birikmis mesleki ve teknik e§ittm alantndaki sorunlan en krsa zamanda agaca§tz.

Bizim kusak ezbere dayal bir sistemle yetiSti. Bunun getirdi§i stktntlart da yrllar sonra görmeye bagladtk. Sizin düsündüäünüz e§itim sistemi genqleri nasrl yetigtimeyi hedefliyor?

Size katrlryorum. Bu e§itim sistemimizin önemli bir sorunudur. ilk ve ortaö§retim müfredatrnr tamamen de§igtiriyoruz. Müfredat degisikligiyle birliKe bütün bunlarr agaca§rmrza inantyorum.

Avrupa Birli§i e§itimde ortak e§itim qergevesi benimsemeKedir. AB ülkeleri müfredatlannr ortak e§itim gergevesinde olusturmaktadrr. Tam üyeli§i ulusal hedef olarak benimsemi5 Türkiye'nin de müfredatrnr AB gergevesinde düzenlemesi gerekmeKedir. Müfredat hazrrlantrken bazt ilklerle yola grkrlmrgtrr.

Bunlardan en önemlisi kattltmctltk ve paylagrmcrlrktrr. Bu nedenle bilisim sistem teknolojisi e§itimimizin atak yapabilmesi igin en önemli kaldrraglardan biridir.

9
90 PLATFoRM I BIR 2005
5 ö
t.. I 7-\

teyfik özcan ozcan@platform-on I ine.de

Die Entwicklung der turkischen Wirtschaft

Die Entwicklung des Bruttosozialprodukts war Besucherzahlen überrascht und auch die wiederin den 80er und 90er Jahren sehr volatil, steigerte eruvachte Wirtschaftskraft hat zur Senkung der sich aber dennoch durchschnittlich um jährlich Zinsen für lnlandsschulden und zum erleichterten 5"/.. 2001fühde die tief greifende Wirtschafts- Auslandsschuldendienst beigetragen. und Finanzkrise zur schärfsten Rezession seit dem Die türkische Wirtschaft hat in wenigen zweiten Weltkrieg. Das Bruttosozialprodukt ging Jahrzehnten aus fast ausschließlicher um 8,5% zurück und das Pro-Kopf-Einkommen Landwirtschaft unterschiedliche Strukturen mit sank auf 2.160 USD. Danach wurden die starkem West-Ost-Gefälle entwickelt. Laut Wirtschaftsreformen trotz notwendiger strikter Angaben der Weltbank arbeiten noch über 40% Fiskalpolitik durch anhaltendes Wachstum der Enruerbsbeschäftigten in der Landwirtschaft belohnt. lm Jahre 2002 halle mit einem Beitrag von ca. die Türkei ein l3o/" zum BSP Vor allem in Wirtschaftswachstum von fast der Westtürkei ist die indusB%,2003 von knapp 6% und Die Stfenge triette Entwicktung stark ausHff',i:hT3-,ä;'iJTr. Haushaltsführung der geprä$ z B in den Branchen gerechnet. Das pro-Kopr türkischen Regierung im lr':Xlrt##Tuge' chemie' Einkommen ist 2004 erstmals Rahmen deS dUfCh den EleKrotechnik. Die lndustrie auf fast 3.500 USD gestiegen, ^A,r- ....L -,-r^.- träg dort mit ca. 25o/o zum gefördert auch durch di;;i;ä, IWF überwaChten BSp bei. Großten Anteit am erstarkte türkische Währung. AnpaSSUngspfggfammS BSP (ca. 62%\ hat der ,,, ff"'il1"ä3i5'.3? I[|i: wurde durch aIImählich }§tT]:[[ff]Tiir#,, von insgesamt 31 Mrd. USD. Wachsendes VeftfaUen infrastrukturett noch vergleichDer Kredit des derzeit verhandel- in_ Und aUSländiSChef sweise unterentwickelten tenStandby-Abkommenswird :, --- ; ; ;-.- OstenundSüdostenwerden sich voraussichlich an 0.. io lnvestoren belohnt. seit Mitte der gger Jahre erheMrd. USD-Marke bewegen. bliche lnvestitionen vorgenomFerner stellte die Weltbank seit men, insbesondere das GAP2000 im Rahmen zweier Projekt mit Staudämmen, Dreijahresstrategien Kredite bis zu 10,7 Mrd. USD Kraftwerken, Elektrifizierung, zur Verfügung. Zusätzlich könnte die Türkei auf ein Bewässerungsanlagen, Agrarindustrie, Straßen und US-Kreditangebot von ca. B Mrd. USD zurück- Telekommunikationsanlagen. greifen, was sie bisher als Option nicht genutzt ,,Wenn die Türkei von starken Erdebeben und hat. Kriegsschauplätzen in ihrer Region verschont

Die strenge Haushaltsführung der türkischen bleibt, stehen die Chancen sehr gut, dass sich die Regierung im Rahmen des durch den IWF Türkei zum Motor in der Region entwickeln wird." ü berwachten Anpassungsprogramms wu rde durch allmählich wachsendes Vertrauen in- und ausländischer lnvestoren belohnt. Nach knapp zwei Jahren Erdogan - Regierung hat sich die türkische Wirtschaft übenviegend positiv entwickelt. Festzustellen ist diese Entwicklung durch ein dynamisches Wachstum, einen Exportboom, einen fortgesetäen lnflationsabbau und ein Ende der Lira-Schwäche.

Ferner hat die schnelle Ubenruindung der lrakKrise den Tourismussektor mit neuen Rekord-

PLATFORM i BIR i 2OO5 91

Sayrn Brgakqr, 15 ytl önce §enes Erzik döneminde Futbol Federasyonu'nda "Hukuk Kurulu Uyesi" olarak spor ve futbol camiasrna girdiniz. Bütün bu zaman iginde gok üst düzey makamlarda görev almanrza ralmen, sizi go§umuz 22 Temmuz 2005 tarihinde Türkiye Futbol Federasyonu Baskanr segilmenizden sonra tanrdr. Biraz kendinizden bahseder misiniz?

1953 yrlrnda Ankara'da do§dum. istanbul Erkek Lisesi ve istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdim. Köln'de doktoramr yaptrm. UEFA Tahkim Kurulu'nda bagkanvekilli§i görevini yürütüyorum. Evliyim ve bir krzrm var.

Türkiye futboluna neler de§igti?

Futbolumuzda son 15 ytldtr yasadtgtmrz geligme ve ilerleme gergekten inantlmaz. Bunu futbolun ulaSttät her noKada görebiliriz. Futbolu ürün olarak eskiye göre gok daha iyi pazarltyoruz ve futbol kalitemiz üst düzeyde. Futbola yaptlan yattrrm kargrlr§rnr buldu ve bulmaya devam ediyor. Fakat bu noktayt yeterli görüp durmamalryrz. Bizim en büyük basarrmrz Dünya Kupasr ügüncülü§ü veya Galatasaray'rn UEFA zaferi olarak kalmamalt. Gelecekte Dünya Kupalart'nda finaller oynayacak, §ampiyonlar Ligi Kupasr'nr kaldrracak potansiyelimiz var. Bu aqrdan tekrar de§erlendirirsem, son 15 ytl gok ba5anlrydrk ama bunu yeterli görmüyoruz. Daha hrzlr ve daha yükse§e ilerlemek igin ne gerekliyse bunu yapaca§rz. Bir röportajrnrzda, en büyük hayalinizin, Türkiye Süper Futbol Ligi'nin en

geq dört yl iginde bir marka olup, Avrupa'da ingiltere, ispanya, italya, Almanya ve Fransa liglerinden sonra en kaliteli altrncr ligin Türkiye'de oynanmasr oldu§unu belirtmiSsiniz. Bunun ktsa sürede gerqekle5ebilece§ine inantyor musunuz?

Türkiye Birinci Süper Ligi olarak adlandrrdr§rmrz ligimiz henüz adrnt hak eder bir mücadeleye sahne olamadt ne yazkki. Bu mücadelesizlik ve kalite düSüklüäü maalesef milli takrmtmtza da yansryor. Bizim amacrmrz öncelikle her kulübe egit mesafede duran bir yapr sergilemek. §u ana kadar ki icraatlanmtzla bunu sagladr§rmrza inanryorum. §imdi srra kulüplere geldi. §u anda oynayanrn kazandr§r, gaibesiz bir lig izliyoruz. Sahada mücadeleyi en üst düzeye gtktt§t zaman Türkiye Birinci Süper Ligi'nin asrl potansiyeli ortaya grkacak. Ligimiz o zaman Avrupa'nrn en büyük ve önemli liglerinden birisi olacak ve bunun faydastnt en gok kulüplerimiz görecek.

Futbolun al§aprsrnr okullara yayaca!rz, ige ilkö§retimden baglayacairz" demigsiniz... Avrupa'da en kügük semtlerde bile belediyenin ve spor bakanltklannrn yardrmr ile tesisler kurulup, gengler yeti5tiriliyor. Kabiliyetli gengler, dünya futbol piyasasrna pazarlryorlar. Bu ülkemizde de yaprlamaz mt?

Futbol al§aprsr konusuna gok önem veriyoruz. Okul lara yaymaktan kastetti§lmiz, gelece§imiz olan genglere futbol oynayabilecekleri, spor yapabilecekleri alanlar agmak. Bunun galrgmalartnt htz-

büromuz,

buluyor

Avrupa
! yeni genqler
Türkiye Futbol Federasyonu Baskanr Levent Brqakgr, Türk futbolunun son 15 yrlda yaSadr§r evrimi anlatrrken, "Futbolu ürün olarak eskiye oranla daha iyi pazarltyoruz ve futbol kalitemiz üst düzeyde" diyor. istanbul'daki ofisinde Platform'un sorulannr yanrtlayan Btqakqt, Avrupa'daki genglerimiz igin önemli mesajlar verdi. 92IPLATFORMIBIRI2OO5

j

landrrdrk. Once istanbul, daha sonra Konya'da UEFAnrn deste§iyle iki mini saha agtrk. Bunu 2005 sonuna kadar 100'e tamamlamayr hedefliyoruz. Genglerimizi kügük yaglardan itibaren spor yapmaya özend rmek istiyoruz.

Salon futbolunu yaygn hale getirmek istiyorsunuz. Fakat normal sahada oynanan futbol ile salon futbolu gok farkh. Bu gocuklara salon futbolu ne kadar faydah olabilir?

Salon futbolu önemli bir konu. Özellikle genqlerimize spor imkant sa§lamak agtsrndan en önem verdi§imiz hususlann basrnda geliyor. Salon futbolu elbette gim zeminde oynanan futboldan farklr, ancak burada amacrmrz futbolumuza yeni yetenekler kazandrrmak de§il. Asrl amag genglerin spor yapmasrnr sa§lamak. Bayanlar ligi ile qahgmalannz ne asamada? Bu kadar bayan futbolcu ve seyirci bulabilecek misiniz?

kat gike gok kaygan bir zeminde duran bir konu. Bununla ilgili kanrtlara ulagtr§rmv anda gike yapan kulüp ve kigileri en Siddetli gekilde cezalandrraca§rz. Bundan sonra yasanmasr muhtemel vakalarda ise konunun üzerine ivedilikle gidilecek ve krsa sürede qözümlenecek.

A Milli Takrmrmrz bir düSüS yaSadl fakat su an düSüSte oldu§umuzu dü5ünmüyorum. Ukrayna magrnda bagrmrza gelen talihsiz bir kazaydt. Milli takrmrmrzrn Almanya'da düzenlenecek 2006 Dünya Kupasr'na katrlaca§rnr dü9ünüyorum. Bu kapasiteye ve kadroya sahibiz ve milli takrmrmrz bunu gösterecektir. Bagarrsrzlr§r hig dü9ünmüyorum ve olasrIrklar üzerinde spekülasyon yapmayt do§ru bulmuyorum.

Bayanlar ligiyle ilgili organizasyon galrgmalanmrz sürüyor. Lig baglamadan önce sa§lam bir al§apr kurmaya qalrgryoruz ve bu ligi sponsorlarla destekleme u§ragrndayrz. Temelleri sa§lam atrlmrg bir lig ile bu dalda da iddiah olmak istiyoruz. Fakat temelleri sa§lam atmak gok önemli ve bu galrgmalar bu yüzden zaman alryor.

Sayn Baskan, bunca sene sonra siz Malatyaspor'un geqti§imiz yrllarda dü9ürülmesi konusunda gike yaprldr§rnr iddia etmigtiniz. Oysa zamanrnda bunu yalanlamr5trnrz. §imdi bu aErklamayr niye yaplontz?

Göreve geldl§im günden bu yana gikeyle ilgili iddialarrn üstüne kararlrlrkla gidiyorum. Bununla ilgili olarak Hukuk Kurulu'muz gerekli qalrsma-

Maglann güveninin en yakn zamanda üniformal polislerin yerine, ev sahibi ku lü plelan yürütüyor. Fa-

\ \ \ \ f-, I -a,/ I r t:!

yabancln In

f

utbola zarar verd i§ine

inanmryorum. Tamamen yabancr etkisine kapalr oldu§umuz takdirde ku I üplerimizin Avrupa sahnesi nde zorlanaca§t nt düSü nüyorum. Ayrlca kaliteli yabanctlar ligimizi renklendiriyor.

rin görevlendirece§i sahrs güvenlik firmalannrn olugturulmasrndan yanastnz. Son haftalarda yasanan tribün terörü buna frrsat verecek mi?

Bu konunun üzerine Qok ciddi bir sekilde e§iliyoruz. Bu konuda Stat Güvenlik Komitesi kurduk ve bu komite tüm statlarr inceleyip eksikleri kulüplere bildiriyor. Bu eksikleri düzeltmeyen kulüpler ikinci yarr maglannr kendi sahalartnda oynayamayacaklar. Bunun yanrnda 2 Aralk'la agrkladr§rmrz önlem paketine uymayan kulüplere de ciddi cezalar verece§iz. Holiganlarrn önlemini öncelikle kulüpler ve emniyet müdürlü§ü almalt. Bizim bu konuda yapabilece§imiz tek sey sahadaki futbolun kalitesini artrnp sadece futbolu seven kitleleri tribünlere qekmek. Holiganlrktan rant sa§lama devri arttk bitti bunun garantisini kulüp baskanlart zaten verdiler.

Sadece Türk olduklan igin Avrupa'da önleri kapattlan, Almanlann "Biz bunlan yeti5tiriyoruz, sonra da Türkler sahip qrkryor" diye desteklemedi§i ve maalesef Türkiyemizde de son zamanIarda sahiplenilmeyen genglerimiz var. üq milyondantazla Türkün yagadt§t Avrupa'da profesyonel olarak oynayanlann sayrsr 5'i zor buluyor.

Avrupa'da top kosturan gifte vatandaglr§r olan futbolculanmtzt yaktndan takip ediyoruz. Avrupa büromuz her gün yeni gengler kegfediyor ve futbolculart milli takrmlarrmrza kazanünyorlar. Bu futbolculartn hepsini milli takrmlanmrzda oynatmamrz imkansrz elbette. Türkiye liglerinde oldu§u gibi sadece en iyiler milli takrmda yer buluyor. Zaten yeni kurallara göre bu tercih futbolcuya brrakrldt ve bizim inisiyatifimizden grktr. O yüzden bu yaktn-

malan bundan sonra isitecegimizi zannetmiyorum.

Acaba Türkiye Futbol Federasyonu'nun deste§i ile ciddi bir organizasyon yaprhp, Avrupa'da dolan gocuklann Almanya Futbol Federasyonu önünde "Fussballdeutscher" yani Futbolcu Alman sayrlmalarr sa§lantp, de§erlendirilemezler mi?

Bu iyi bir fikir olabilir fakat2. ve 3. lig kulüplerimizin bu futbolculart kadroya alacak imkanlan pek olmuyor. Kulüplerin transfer tercihlerine de kangamayaca§rmrz igin bu fikrin gerge§e dönüsmesi su an iqin zor gözüküyor. §u an iqin al§apl sorunlan nedeniyle bunu gergeklegtiremesek de, gelecekte böyle bir proje olabilir, neden olmasrn?

20O4-2OO5 ve 2005-2005 sezonunda Süper Futbol Ligi takmlannrn 5 yabancr kontenjanr ile oynayabileceklerini kararlastrrdrnrz.

6 yabancrnrn futbola zarar verdi§ine inanmryorum. Tamamen yabanct etkisine kapalr oldu§umuz takdirde kulüplerimizin Avrupa sahnesinde zorlanaca$nt dügünüyorum. Aynca kaliteli yabanctlar ligimizi renklendiriyor. Yabanct niceli§inden Qok niteli§ini tartt5mamrz gerekli bence.

AB yolunda baslatrlan müzakereleri nasrl deierlendiriyorsunuz. Gelecekte AB'ye tam üye olarak ahndr$mrzda bu Türk Futbolunu ve futbolcusunu nastl etkiler?

Biz futbol olarak Avrupa Birli§i'ne 42 yrl önce girdik. UEFNya 1962 yrhnda üye oldu§umuzdan beri futbolumuz sürekli bir geligim ve ilerleme igindeydi. ülke olarak AB'ye girdi§imiz zaman ise ciddi de§igimler kaptmtzt galacak. Futbolculann serbest dolasrmr hem UEFAda hem ülkemizde ciddi Sekilde tartrsrlaca§a benzer.

6
a 5 94lPLATFoBMlBlRl2005 ,/ r !\. (r q/ 7

Bir aKör (Danyal.,.) Fosforun remzi

Yüzün bir bdlümü fuEnrn deäerinin düsm6i Süre Bir rrk ABD'de bir üniveßite

Yan, yanm Y

Nigde ilinin tarihteki adr

De§erli

(§ O (§ E = -o yücel ergüneg
fumnrn dola$mr Y Hamallk ücreti Y Bir hir iqecek Y Müslümanlk Y
V V V
,4
>
>V
I
V Gelinin esi
Bir tür ba[k V Toplanm Bir asker (Kazrm...)
Rir havaalenr
Topra!r dinlendinne lyilikte hrlunan kire V Ksca kiloampet Tavlada br 9yt ilalrye balonr (...Unakfian) Rornanya parasr Japon pirinQ tarlasr Labada
bir tas tüd V Anl€ra I]calet 0das V Din i5leri Y Krsa vadeli semaye Bir sart ek KrrmEr renkli topmk V Büyük srknt, bela V Ta5rnmaz var|k
>
El
Y Umut IOIGu$yum ben ad«adag! V
>
Bir
Gelir
Nikelin
) Bir
Y AEaC budaEr > Br nota Olmam§, olgunluEä en§rnemr§ V Ymekten emir Y
Bityü(
Anamal,
(\ \) V V
V
> oklava, §lindir lir alet 1 \ 2 3 4 5 Y \,4 V r,P I/-\ 'v -I €i \ \ IA -
Bir harfln okunugu V Ahm, etrm isleri
V Bir kürk hayvanr
srksma ...Den ba§layack Benlik Tann tanrma
iletmekten emir
Dag l€qisi Boru sesi lnatqr Hatrdatma yaz6r
marangoz aleti V
getiren mülkler
sembolü Asya'da bir rmak
ev ve büro esyasr Maq shä Tümd{
Gözdeki canlrhk Bir nota HastaIk
(0äu...)
kapital
lsmin bir hali
ö1düme
:qizgi dili da§rstan getinkaya ceti n kayaia)platfonl1-on I ne.dt I t tdr :.' \ ;{ ?t =f 7/ A J EF -r I \w Aß le L t \ I .ß L N \l m 1 \ I N L -7Y'-ül f $, (tr I \ \. t I ü) ,Jr' {. ll ,t \ A ,4 E:e t". tt( \ 'E \tI \ rl I ä ; r-l :. p I I ,/ rl F \ ,Ä I \ : Ä i d 1,\ I t a! I ( rl \ \ \ ,;l .l }Z i_ t: Kir I L ) \ -/ D -
I SAGLII«AYA§AX{ | SELAM ArmUpA I ADAN ZyE BERLIN I
ELIN TURT(ÜSU I AVRUPAGÜNDEMI I YURDUMUN iNSAAII I NRWPANORAMAI
Avrupa. Burada Kanal 7 lnt izlenir... Avrupalt Türk izleyicisinin buyuk bölümü birbirinden renkli ve gegitli programlanyla ilklere ima atan KanalT lntl buyük bir keyifle izliyor... Avrupada kurulan ilk Türk televizyonu lQnal 7 lnt, 20ye yakn Avrupa kökenli programryla önde gitmenin gururunu yastyor. Flekqnslonmrz: 1 1 135 MHz Verticql Symbol Rate: 4444 Fec: 5/6 Artk digitol koblodqn do bizi izleyebilirsiniz. ! E E KANALT INT reklom irtibot Tel: +49, 69 942100 110 E-Moil: into@kqnqlTint, com I + l. t t., ,' + *. 7'den 77'ye herkesin ekrant... ä I i t "4,.r t I a l, ti; I .§/ -t 1 L t --4 '{. --...Ü, -l ü T \ I AvryPa.. Gündeml
A\Ä?UPAHABER IERENCANLITURKÜLER IFRANSADANMERHABAI-A,R IDOSTIGRVANI IGÖLGELER zEKr ERDEM SHOW
BiZiM
Burasl

Hep si birbirinden gü zelt, C-Serisi.

) Herkesin bir hayali vardtr. Bu, insanlartn ortak yanrdrr. Ancak her insanrn hayali farkltdir; asil güzellik de burada yatar.

) Mercedes-Benz, hayalleri gerEe§e dönügtürürken, birqok zevk ve ihtiyau göz önünde bulundurur. Yeni C-Serisi'ni üretirken de bunu yaph ve üq ayn C-Serisi modeli yarattr; lüksü sevenlere limuzin, spor merakhlartna Sportcoup6, geniE bagaja ihtiyag duyanlara T-Model. §hü, siz de kendi hayalinizi gergekleEtirin. Hangr modeli segerseniz seqin, bilmeniz gereken bir qey var: Hepsi birbirinden güzel.

) C-Serisi modelleri, Finansman ve Leasing olanaklan ya da deneyimli araglar ile ilgili detayh bilgi igin, hemen Mercedes-Benz Türkqe Bilgi Hattr'nt araytn: 0180-5-BB 51 51 (Dak. 12 cent).

C-Serisi - her hayale uyar.
Mercedes-B e\z :fc I , c o o = -ar -)
't J -
/ b
-a I
\
\ \ \
\-

Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.