Güncel Psikoloji
Güncel Psikoloji Dr. Bilal Semih Bozdemir
Korku, Kaygı, Çekingenlik Kendini İyi Hissetme El Yazısı Analizi - Grafoloji Psikoloji ve Çeşitleri Test Soruları
1
Güncel Psikoloji
Güncel Psikoloji © Dr. Bilal Semih Bozdemir
Dağıtım: TercümePress
Sipariş: 0555 490 99 06 - 0356 275 54 27
İletişim: info@tercumepress.com, tercu_man@yahoo.com
Baskı: Lacivert Ofset, İstanbul (0212) 621 10 00 2
Güncel Psikoloji
İçindekiler Korku ve Fobiler
10
Korku Tepkisi Nasıl Gelişir?
13
Kaygı
17
Kaygı (Anksiyete/Anxiety) Nedir?
17
Kaygının Nedenleri
18
Kaygı ve Gerginlik Belirtileri
19
Kaygı ve Gerginlikle Başa Çıkma Yolları
20
Otohipnoz Tekniği
20
Dereceli Gevşeme Tekniği
22
Kaynağı Bulma Tekniği
26
Çekingenlik ve Sosyal Kaygı, Birey Yardım Rehberi
28
Sosyal Kaygıdan Acı Çekiyor musunuz?
29
Çekingenlik veya Sosyal Kaygı Nedir?
31
Sosyal Kaygıya Ne Sebep Olur?
32
Sosyal Kaygının Devamını Ne Sağlar?
33
3
Güncel Psikoloji
Sosyal Kaygıyla Başa Çıkabilmek için, Kendime Nasıl Yardım Edebilirim?
35
Sosyal Kaygıyı Anlama
35
Olumsuz Düşüncelerimi, İnançlarımı ve Zihindeki Görüntüleri Nasıl Yok Edebilirim?
36
Herkesin, Bana Bakıyor Olduğunu Düşünmekten Kendimi Nasıl Alıkoyabilirim?
38
Davranışımı Nasıl Değiştirebilirim?
40
Fiziksel Belirtilerimi Nasıl Azaltabilirim?
43
Derin Kas Gevşemesi
44
Kontrollü Nefes Alma
46
Dikkati Başka Yöne Çekme
46
Özet - Sosyal Kaygıyla Başa Çıkma
47
Kendini İyi Hissetme
49
Her Gün Daha İyi Hissetmek için 100 Yol
49
Nasıl Daha İyi Hissedersiniz?
50
El Yazısı Analizi – Grafoloji
109
Nedir?
109
Nasıl Çalışır?
109
Nasıl Başlar?
110 4
Güncel Psikoloji
Yazının Eğimi – Bu Ne Demektir?
110
Duygusal Kontrol ve Güvenilirlik
112
Konsantrasyon
113
El Yazısının Üç Bölgesi
115
Harfler Arasında Boşluk
119
Kelimeler Arasında Boşluk
120
Akıl ve Düşünce İşlemek
122
Yazma Hızı
123
Örnek Analiz
124
Psikoloji ve Çeşitleri - Özet
127
Psikoloji Ekolleri
128
Gelişim Psikolojisi
130
Gelişim Faktörleri
132
Hormonlar (İç Salgı Bezleri)
133
Bedensel Gelişim
134
1- Doğum Öncesi
134
2- Bebeklik Dönemi (0-2 yaş)
135
3- İlk Çocukluk Dönemi (2-6 yaş)
136
4- Okul Dönemi (6-12 yaş)
136
5- Ergenlik Dönemi (12-18 yaş)
136
5
Güncel Psikoloji
Piaget - Bilişsel Gelişim
137
Gelişimin Temel Kavramları
138
Bilişsel Gelişim Dönemleri
138
Gelişim Dönemlerinin Kuralları
138
Vygotsky’e Göre Bilişsel Gelişim
139
Dil Gelişimi
139
Kişilik Gelişimi
139
Psikoanalitik Kuram
139
Kohlberg’in Ahlak Gelişimi
140
Benlik Gelişimi
140
Bellek Psikolojisi
141
Belleğin Bölümlere Ayrılması
142
Uzun Süreli Bellek
149
Belleğin Aşamaları
153
Günlük Bellek
157
Okulöncesi Çocukları ve Unutkanlık
162
Üstbiliş (Metacognition)
163
Üstbilişin Özellikleri
164
Piaget ve Üstbiliş
166
6
Güncel Psikoloji
1. Üstbilişsel Bilgi
167
2. Üstbilişsel Yaşantı = Deneyim
169
Üstbiliş Konusunda Yapılan Araştırmalar
172
Üstbilişsel Stratejiler
176
Test
177
Psikoloji Test Soruları 1
177
Psikoloji Test Soruları 2
192
Psikoloji Test Soruları 3
207
Cevap Anahtarı
223
Kaynaklar
224
7
Güncel Psikoloji
Bu kitabımı, yabancı dil ve İngilizce sevgisini bana küçük yaşlarda aşılayarak, şimdi bir yabancı üniversiteden, bir doktor olarak mezun olmamı sağlayan ve teşvik eden hayatımın en kutsal kavramı anneme ithaf ediyorum.
8
Güncel Psikoloji
Önsöz Elinizdeki çalışma, Canyon University’de devam eden Tıp (Naturapathy) Uzmanlığı eğitimim yanında, almış olduğum Psikoloji / Davranış Bilimleri derslerime istinaden, okuduğum Üniversiteden edindiğim bilgi, araştırma ve ödevlerimi birer kitap haline getirme isteğinden doğmuştur. Bu alanda, ödev ve derslerim konusunda bana yardımcı olan Üniversite çalışanlarına teşekkürlerimi belirtmek isterim. İlerleyen sayfalardaki bilgi ve araştırmaların bazıları, ek bölümde de belirttiğim üzere, ilgili kişilerin araştırmalarının ana dilinden (İngilizce’den) tarafımca tercüme edilmiştir. Bu çalışmanın bir ilk olması ve özellikle de uzmanlığımdan sonra benzerlerinin takip etmesi ümidiyle. 9
GĂźncel Psikoloji
Dr. Bilal Semih Bozdemir
10
Güncel Psikoloji
KORKU ve FOBİLER Psikolojide, insanların duygu ve düşünceleri ile onları anlamak konusunda, kişilerin kendilerine özgü davranışlarını anlamak açısından bazı araştırma yöntemleri kullanılmaktadır. Bunlardan doğal gözlem, davranışların bir laboratuar ortamında gözlenmesi yerine, doğal yani adından da anlaşılacağı üzere, olduğu şekli ile gözlemleme olarak tanımlanabilir. Bu şekilde, kişilerin davranışlarının olduğu şekli ile ve bulunduğu ortamda gözlemlenmesinin avantajı, doğal ve kendiliğinden çeşitli olmasıdır. Her ne kadar içerisinde bazı eksiklikler var ise de, bu yöntem araştırmalar açısından gerekli olmaktadır. Doğal yöntemle benzerlik gösterse de vaka çalışmaları da, araştırmacının kullandığı yöntemlere bağlı olarak kişinin davranışlarını gözlemlemede 11
Güncel Psikoloji
kullanılır. Vaka çalışmalarında, kişisel davranışların genelindeki kanıtlardan hareketle bir yol izlenir. Anket çalışmaları ise, doğal gözlem ve vaka çalışmalarının eksiklerini kapatması açısından önemlidir. Bireyin davranışlarının geneldeki etki ve eksiklikleri, bu yöntem ile anlaşılabilir. Yüzdeli rakamlarla verilen sonuçlar, genele oranla, araştırmacının, bireydeki davranışlar konusundaki tespitin doğruluğunu anlamasına yol gösterir, yardımcı olur. Anket çalışmalarının bir önemli yönü de, toplanan bilgilerin, oldukça fazla verilerden ve bireylerden toplanmasına karşılık düşük maliyette oluşudur. Davranışlar ve çeşitliliği konusunda ham veri temin ettikleri için vaka, doğal gözlem ve anket çalışmaları, davranışların nedenlerini açıklamak açısından yeterli değildirler. Bağlantısal Araştırmalar olarak adlandırılan bir diğer araştırma yöntemi de, korelasyona dayalı olması ile, birbiri ile ilişkili olan verileri değerlendirmektedir. Örneğin bazı psikolojik rahatsızlıkları olan kişilerin diğer hastalıklara yakalanma riski daha fazladır. İnsanlar o kişiye ne kadar benzerse, kişinin o insanları benimseme olasılığı da o kadar yüksektir. Buna benzer birçok olay arasında, birçok ilişki bulunmaktadır. Bazı araştırmalar ise, bulgu/deneme-yanılma yolu ile gerçekleştirilmektedir. Daha önceki denemeler ve o konu hakkındaki basit testler, bu konuda yine ışık tutacaktır. Davranışçılık, Psikodinamik Psikoloji 12
Güncel Psikoloji
ekollerinden birisidir. John B. Watson’un psikolojiye bakışı olarak tanımlanmaktadır. Onun davranışçılığı, Rus Fizyologu İvan Pavlov’un deneylerine dayanmaktadır. Pavlov’un deneylerinde ortaya çıkan bir soru, şartlanmanın insanlara uygulanıp uygulanamayacağı idi. Watson, 11 aylık bir bebek üzerinde yaptığı çalışmada, şartlanmanın insanlar üzerinde de geçerli olduğunu gösterdi. Watson, korkuların koşullanma ile meydana gelebileceğini ve giderilebileceğini de gösterdi. Bu çalışmaları, Pavlov’un çalışmalarının devamı idi. Watson’un öğrencilerinden Mary Cover Jones (1924), tavşanlardan korkan bir çocuğun korkusunu koşullanma ile aşmasını sağladı. Kullandığı yöntem şu idi: Tavşan yemek yerken çocuğa uzaktan gösterildi ve yavaş yavaş yaklaştırıldı. Bu yöntem, günümüz için, korkuları olan kişilerin duyarsızlaştırılması yöntemine benzemektedir. Korku hakkında başka neler söylenebilir? Çocuk yaşta ortaya çıkan korkuları düşündüğümüz zaman, genellikle hepimizin kafasında başka şeyler oluşur. İlk aklımıza gelenler arasında okul korkusu, karanlık korkusu, yalnız kalma korkusu, anneden ayrılma korkusu, yabancı korkusu bulunur. Bu listeyi tabii ki daha da uzatmak mümkündür. Öncelikle belirtmek gerekir ki, korku normal gelişimin bir parçasıdır ve kişinin kendini tehlikelerden sakınmasını sağlar. Korku, 13
Güncel Psikoloji
bebeklikten ergenlik dönemine kadar, sıkça rastlanan bir durumdur; öyle ki araştırmalar, çocukların yüzde 90’ının gelişimlerinin bir döneminde herhangi bir şeyden korktuklarını göstermektedir. Bu nedenle çocuklardan kayıtsız şartsız korkusuz olmalarını beklemek çok gerçekçi olmaz. Fobiler: Öncelikle korku ve fobileri ayırmakta yarar vardır. Bir korkunun fobi olarak adlandırılabilmesi için şu ölçütlere uyması gerekir: - Çocuğun yaşadığı korkunun, durumun verileriyle orantısız şekilde büyük olması, örneğin parkta bir kez bir çocuğun salıncaktan düştüğünü gördüğü için hiç salıncağa binememek gibi - Çocuğun açıklamalarla ikna olmaması - Çocuğun isteminin dışında aşırı derecede korkması - Korkulan durumdan bilinçli olarak sakınması Fobi uzunca bir süre devam eder ve herhangi bir yaş dönemine özgü değildir. Fobilerin bazılarında, bu duruma neden olan bir olay saptanabilirken, birçoğunda böyle bir olayı saptamak mümkün değildir. Korkular: Bazı korkular, belli yaş dönemleri için normal sayılır. Örneğin, bebeklik döneminde yüksek sesten ve fiziksel desteğin aniden yitirilmesinden korkulması doğaldır. Bebeğin yaklaşık 8. ayda geliştirdiği ve 1-1,5 yıl kadar sürebilen yabancı korkusu da normal kabul edilir. Çocuğun beş yaş civarında geliştirdiği; örneğin 14
Güncel Psikoloji
cadı, canavar gibi birtakım hayali figürlerden korkması da ruhsal gelişimi için beklenebilir bir durumdur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bazı korkuların belli yaş dönemlerinde ortaya çıkabilecekleri, ancak bu korkuların bir süre sonra ortadan kaybolmalarının da gerekli olduğudur. Örneğin, 6 yaşındaki bir çocuk hâlâ yabancılardan korkuyorsa, bu üstünde durulması gereken bir durumdur. Korku Tepkisi Nasıl Gelişir? Bebeğin anneye bağlanmasının en önemli nedenlerinden birisi, annenin bebekteki korkuyu azaltma kapasitesidir. Bebeklik ve erken çocukluk döneminde, yeni bir durumla karşı karşıya kalındığı zaman, çocuğun göstereceği tepkide annenin tepkisi çok belirleyicidir. Çocuk, örneğin ilk kez bisiklete binmeyi öğrenecekken annenin yüzündeki ifadeyi ve davranışlarını inceler. Eğer anne, çocuğa destek veriyorsa ve onun gittikçe kendine güven kazanmasını ve bağımsız olmasını sağlıyorsa, çocuk bisiklete binmeyi zevkli bir durum olarak algılayacak ve bütün dikkatini bu etkinliğe yöneltecektir. Öte yandan, anne ya da çocukla ilgilenen diğer bir kişi, çocuk bu öğrenme sürecini yaşarken sürekli endişeli bir yüz ifadesiyle onu izler ve uyarılarda bulunursa veya onu azarlarsa, çocuk dikkatini vermesi gereken 15
Güncel Psikoloji
etkinlikten ziyade, hayatında kendisi için çok önemli olan kişiyle ilgilenecek ve o durumla bağlantılı olarak ortaya çıkan endişesi giderek yükselecektir. Bu da çocuğun o durumdan kaçınmasına ve bir daha karşılaşmak istememesine neden olacaktır. Bu kaçınma davranışına biz “korku” diyoruz. Korku bir kaçınma davranışı olarak ortaya çıkabileceği gibi, bir şartlanma olarak da ortaya çıkabilir. Bebeklik döneminde yüksek sesten korkmanın normal olduğundan bahsetmiştik. Bu dönemde, bebek tam banyosunu yaparken, dışarıda çok büyük bir gürültü meydana geldiğini varsayalım. Bu talihsiz durum, bebeğin bir su veya banyo fobisi geliştirmesine neden olabilir. Kaçınma ve şartlanmanın yanı sıra, korkuya neden olan bir diğer faktör de endişelerdir. Endişenin yarattığı korkuya en çok karanlıkta ve uykuya dalarken yalnız kalındığında rastlanır. Çocuk, yaklaşık 3 yaşından itibaren toplumun kurallarıyla annesi ve babası aracılığıyla daha çok tanışmaya başlar. Artık istediğini yapmada eskisi kadar özgür değildir. Bunun sonucunda, çocuk kendini bu sıkıntılı duruma sokan anne ve babasına karşı bir öfke duymaya başlar, ancak bu duygusunu onlara yansıtmaya çekinir. Yine de böyle bir duyguya sahip olduğu için suçluluk hisseder. Ona rahatsızlık veren bu durumla baş edebilmek için, anne ve babasını ya da genel olarak toplumu ve kuralları temsil eden birtakım 16
Güncel Psikoloji
korkutucu figürleri bularak, korku ve suçluluk duygularını onlara yansıtır; bunlar bir cadı, hayalet ya da ejderha olabilir. Uykuya dalmadan önce çocuk bilinçle bilinçdışı arasındadır. İçinde biriktirdiği öfkelerin farkına varır, bunları bastıracak gücü kendinde bulmakta zorlanır. O zaman da, aslında bu duyguların yaşanmasına neden olan, ama aynı zamanda da ona destek olan ve güven veren annesini ya da babasını yanında ister. Onlar yanında olduğu zaman onların varlığından ve sevgisinden emin olur ve uykuya dalabilir. Karanlık da çocuğun kendini yine kontrolünü kaybetmiş olarak hissettiği bir ortamdır ve endişe vericidir. Bu endişeyle baş etmek için de yine bir dış desteğe ihtiyaç duyabilir. Korkunun bir diğer kaynağı da, çocuğun başkalarını korktukları durumlar içinde izlemesidir, yani korkuyu görerek öğrenmesidir. Örneğin, çocuk annesini uçağın içinde bembeyaz olmuş bir yüzle görür ve annenin panik içinde olduğunu anlarsa, o da uçaktan korkmaya başlayabilir. Ayrılma korkusunda, korkunun nedeni genellikle çocuk değil, annedir. Anne, çocuğun kendisinden ayrılıp, örneğin okula başlamasını istemez ve bunu çok dolaylı ve ince mesajlarla çocuğa aktarır. Anne, çocuğa o okula başladığında kendisinin bütün gün onu bekleyeceğini, bunu yaparken onu çok özleyeceğini, birlikte ne kadar güzel zaman geçirdiklerini anlatmaya başladığında 17
Güncel Psikoloji
ve bunu uzunca bir zaman sürdürdüğünde, çocuk okula başlamayı adeta annesine ihanet etmekle eşanlamlı tutmaya başlar ve okula gitmek istemeyebilir. Bu da okul fobisi veya ayrılma endişesi olarak tanımlanabilir. Sonuç olarak çocukluk döneminde çok çeşitli nedenlerden kaynaklanabilen, çok çeşitli tiplerde korkular olabileceğini gördük. Çocukta korkuyla baş ederken, korkunun bir yaş döneminin özelliği mi olduğu, korkuya neden olan belli bir olayın var olup olmadığı iyice araştırılmalıdır. Anne ve babalar, çocukla kurdukları ilişkiyi gözden geçirmeli, çocukla birlikte bu konuyu ele almalıdırlar. Bütün bunlara rağmen çocuğun korkusunda bir azalma olmuyorsa, bu konuyla ilgili profesyonel bir yardım aramakta yarar vardır.
18
Güncel Psikoloji
KAYGI Kaygı (Anksiyete/Anxiety) Nedir? Diğer heyecanların tanımında olduğu gibi, kaygının da tanımını yapmak zordur. Kaygı şu heyecanların birini veya çoğunu içerebilir: Üzüntü, sıkıntı, korku, başarısızlık duygusu, acizlik, sonucu bilememe ve yargılanma. Bazı psikologlar korku ile kaygı arasında üç önemli fark bulunduğunu söylerler: (1) Kaynak: “Ben arıdan korkarım!” örneğinde olduğu gibi, korkunun kaynağını biliriz, ancak kaygının kaynağı belirsizdir. (2) Şiddet: Korku kaygıdan daha şiddetlidir. (3) Süre: Korku daha kısa sürelidir, kaygı ise 19
Güncel Psikoloji
uzun süre devam eder. Psikologlar, korku ve kaygı arasındaki benzerliklere dayanarak, korku sırasında ortaya çıkan fizyolojik oluşumların, kaygı anında da gözlenebileceğini ortaya sürmüşlerdir. İddia, deneysel gözlemlerle desteklenmiştir. Bu nedenle psikologlar kalp atışı, kan basıncı, kanın kimyasal yapısı, Galvanik Deri Tepkisi, nefes alış nefes veriş oranı gibi değişik fizyolojik belirtileri kaygı ölçmede kullanırlar. Kaygının Nedenleri Hangi ortamın hangi tür kaygı yaratacağı bir kültürden diğerine farklı olabilir. Ancak tüm toplumlar için geçerli bazı genellemeler yapmak olanağı vardır. Bu genellemeler, kaygı duygusunun ortaya çıkmasına yol açan ortamlardaki bazı ortak yönleri belirtir. (1) Desteğin çekilmesi: Fatih’in annesi, babası, kardeşi, evdeki odası, çalışma masası, komşuları, arkadaşları, evdeki köpek, kedi onun yaşamının bir parçasıyken, birdenbire kendisini yabancı bir şehirde, yabancı bir evde, aile, arkadaş, akraba ve tanıdıklarının hepsinden uzakta bulur. Yeni çevresinde şimdiye kadar alışılagelmiş olduğu “destekler” yoktur. Alışılagelmiş çevrenin ortadan kalktığı böyle durumlarda insanlar kaygı duyar. (2) Olumsuz bir sonucu beklemek: Pek 20
Güncel Psikoloji
hazırlanmadan sınava girme, trafik cezasının belirleneceği trafik mahkemesinde duruşmayı bekleme gibi olumsuz sonuçların ortaya çıkacağı durumlarda kaygı duyarız. (3) İç çelişki: İnandığımız ve önem verdiğimiz bir fikirle, yaptığımız davranış arasında bir çelişki ortaya çıktığı zaman kaygı türünden bir gerginlik duyarız. Bilişsel çelişki önemli bir güdü ve heyecan kaynağıdır. Çelişkiyi giderecek bir çözüm yoluna ulaşıncaya kadar bir derece kaygı duyarız. Örneğin, nükleer silahların insanlığı yok edecek güçte tehlikeli bir gelişme içinde olduğuna inanan birey, bu silahların geliştirildiği bir laboratuarda çalışmak zorunda kalırsa, kendisini sürekli bir gerginlik ve kaygı içinde bulur. (4) Belirsizlik: Gelecekte ne olacağını bilememek insanlar için en belli başlı kaygı nedenlerinden biridir. İleride olumsuz türden olayların olacağını bilmek, ne olacağını hiç bilmemeye yeğlenir. Kaygı ve Gerginlik Belirtileri Aşağıda, kaygılı ve gergin insanlarda gözlenebilen belirtilerin bir listesi verilmiştir. Bu belirtiler sizde ya da yakınlarınızda varsa, bilinçli başaçıkma tekniklerinden birini veya birçoğunu kullanmayı deneyebilirsiniz. Ancak dikkat etmeniz gereken konu bu belirtiler, bedensel hastalıkların belirtileri de olabilir; bu nedenle, bireyde uzun 21
Güncel Psikoloji
zamandır gözlenmiş ve onun günlük yaşamını etkiler dereceye gelmişlerse, bireyin bir doktora gidip muayene olmasında yarar vardır. * Nefes darlığı * Mide ağrısı * Terleme * İshal ya da kabızlık * Nefes alıp vermede düzensizlik * Aşırı tepkide bulunma * Kesik kesik nefes alma * Titreme * Gerginlik * El ve ayak parmaklarının soğukluğu * Kalp çarpıntısı * Sürekli yorgunluk * Aniden sinirlenme * Sürekli başağrısı * Belağrısı * Boyun kaslarının gergin olması Kaygı ve Gerginlikle Başaçıkma Yolları Kaygı ve gerginlikle başa çıkma yollarını iki temel grupta toplayabiliriz: Bilinçli olarak uygulanan teknikler ve farkında olmadan uyguladığımız teknikler. Farkında olmadan uyguladığımız tekniklere savunma mekanizmaları adı verilir. Savunma mekanizması kullanan birey, kaygı ve gerginliği azaltmak için bir teknik kullandığının farkında değildir. Bilinçli olarak 22
Güncel Psikoloji
kullandığımız teknikler öğrenme ettiğimiz davranışları içerir.
sonunda
elde
Bilinçli Başaçıkma Yollarından Otohipnoz Tekniği Holland ve Tarlow (1980) bir insanın kendi kendini hipnotizma edebileceğini ve böylece istenmeyen düşünce ve duyguları atıp, daha istenilen bir düşünüş ve duyuş biçimine girerek, kaygı ve gerginliği atabileceğini ileri sürmüşlerdir. Teklif ettikleri teknik şu basamakları içerir: (1) Rahat bir sandalyeye bedenin yukarı kısmını dik tutacak biçimde oturun. Sandalye boş bir duvardan 1.5 veya 3 metre uzaklıkta olsun. Duvarda gözünüzün hizasından 30 cm. yüksekliğinde bir noktayı, bir bant yapıştırarak ya da toplu iğneyle işaretleyin. (2) Gözünüzü duvardaki noktaya dikin ve hiç acele etmeden sakin bir biçimde nefes alıp vermeye başlayın. Her nefes alıp verişte, 10’dan 0’a doğru birer birer sayın. (3) Bir rakamına ulaştığınızda duvardaki noktaya bakmaya devam edin ve bu arada elinizin ve kolunuzun ağırlaşmaya başladığını ve onları kıpırdatmanızın mümkün olmadığını düşünmeye başlayın. (4) Şimdi göz kapaklarınızın gittikçe ağırlaştığını ve gözlerinizi açık tutmanın gittikçe zorlaştığını düşünmeye başlayın. Göz kapaklarınız 23
Güncel Psikoloji
sanki onlarda ağırlık asılıymış gibi aşağı doğru kapanıyor, gözünüzü açık tutmak olanaksız hale geliyor. Şimdi gözlerinizi kapatın (belki bu anda göz kapaklarınız kendiliğinden kapanır). (5) 2. adımda olduğu gibi yine 10’dan aşağı doğru saymaya başlayın ve her sayışta derin, muntazam ve sakin nefes alıp verin. Sadece nefesinizi düşünün ve başka hiçbir şey düşünmeyin. Nefesinizi çaydanlıktan çıkan bir su buharı gibi düşünün ve sanki görüyormuş gibi buharın burnunuzdan girişini, ciğerinize gidişini ve sonra yine burnunuzdan çıkışını hayal edin. (6) Nefes alış veriş sayımını yaparak bir sayısına geldiğiniz zaman kendinizi bir banyo küvetinde ılık su içine gömülmüş hissedin. Ilık suyun cildinizi nasıl sardığını düşünün. Kendinizi tamamen gevşek bırakın, kendi kendinize “Gevşe, tüm vücudunu gevşek bırak” deyin. Vücudunuzu suyun içinde gömülmüş ve tamamıyla gevşemiş durumda bırakın, bu durumu devam ettirebildiğiniz kadar sürdürün. Aklınıza düşünceler gelmeye başlayıp, günün sorunlarıyla ilgili planlar yapmaya başladığınız andan itibaren gözünüzü yavaş yavaş açın ve bir süre o durumda gözü açık kaldıktan sonra kalkıp, günlük faaliyetlerinize başlayın. Bilinçli Başa Çıkma Yollarından Dereceli Gevşeme Tekniği Holland ve Tarlow (1980)’dan esinlenerek 24 24
Güncel Psikoloji
basamaktan oluşan bir özetleme yapılmıştır. Daha fazla bilgi için Baltaşların yayınından yararlanılabilir (Baltaş ve Baltaş, 1986, Stresle Başaçıkma Yolları). Kendinize rahat bir ortam seçin. Sakin, hiç olmazsa 30 dakika sizi kimsenin rahatsız etmeyeceği bir odada, bir halı veya minder üzerine uzanın. (1) Sağ yumruğunuzu sıkın, bir süre tutun ve gevşetin. El kaslarınızın eliniz sıkılıyken ve daha sonra gevşeyince, nasıl hissettiğine dikkat edin. (2) Aynı yumruğunuzu yavaş yavaş sıkın ve bir süre sonra yavaş yavaş gevşetin. Yine dikkatinizi kaslarınızdan ayırmayın, yumruk sıkılırken ve gevşerken nasıl bir değişiklik olduğunu gözleyin. (3) Şimdi sol yumruğunuzu sıkın, bir süre tutun ve gevşetin. (4) Sol yumruğunuzu yavaş yavaş sıkın ve bir süre öyle tuttuktan sonra yavaş yavaş gevşetin. (5) Sanki bir ağırlık kaldırıyormuş gibi her iki kolunuzu da bileklerden bükerek pazularınızı gerin, kademeli olarak bu gerginliği iyice arttırın ve sonra tamamıyla gevşek bırakın. (6) 5. basamağı yavaş yavaş tekrar edin. (7) Kolunuzu aşağı indirin, ellerinizin arkasını bacaklarınızın üzerine koyun ve kollarınızı geriye doğru gittikçe artan bir kuvvette itin. Daha sonra tümden gevşetin ve kolunuzun arka kısmında yer alan kaslarınızın farkına varın. (8) Şimdi kollarınızı bedeninizin yan taraflarına bırakın ve tümüyle gevşetin ve gerginliğin 25
Güncel Psikoloji
kolunuzdan akıp dışarı çıktığını hayal edin. (9) Kaslarınızı yukarı doğru kaldırarak alnınızı kırıştırın ve gerin. Bir süre öyle gergin tuttuktan sonra gevşetin ve serbest bırakın. (10) Alnınızda, kaslarınızın arasında kalan kısmı iyice gerin ve bir süre gergin tuttuktan sonra gevşetin, rahat bırakın. (11) Gözkapaklarınızı sıkı sıkıya kapatın; bir süre iyice sıkın. Daha sonra, gözünüzü açmadan göz kapaklarınızı gevşetin. Gözkapaklarınızın ve gözünüzün çevresindeki kasların gergin ve gevşek olmaları arasındaki derin farka dikkat edin. (12) Dişlerinizi sıkarak çene ve şakak kaslarınızı iyice gerin. Bir süre sonra gevşeterek çeneniz gevşek bir şekilde, ağzınız yarı açık kalacak bir biçimde bırakın. (13) Boyun kaslarınızın farkına varmak için kafanızı arkaya doğru atın ve boynunuzun arkasındaki kasları iyice gerin, daha sonra kaslarınız gergin durumdayken başınızı önce sağa, sonra sola çevirin, daha sonra da öne doğru eğin. Bir süre gergin tuttuktan sonra gevşetin. (14) Omuzlarınızı yukarı kaldırıp, omuzla boyun arasında kalan kasları gerin, bir süre gergin tutun ve daha sonra tümüyle gevşetin. (15) Omuzlarınızı, daha sonra kollarınızı, ensenizi, boynunuzu, çenenizi, gözkapaklarınızı ve alnınızı tamamıyla gevşetin. Yorgunluğun ve gerginliğin yukarıdan aşağı doğru omuzlarınızdan kollarınıza, oradan da parmak ucunuzdan yere akıp 26
Güncel Psikoloji
döküldüğünü hayal edin. Gerginliğinizin gittikçe hafiflemekte olduğuna dikkat edin. (16) Derin nefes alın ve göğsünüzde oluşan gerginliğe dikkat edin. Nefesinizi tutun ve göğüs kaslarınızın gerginliğini gözleyin. Şimdi nefes vererek tümden gevşeyin. (17) Şimdi yavaş yavaş ve düzenli bir şekilde nefes alıp vermeye başlayın. Her nefes verişte bedeninizin gevşediğini düşünün. Nefes alıp vermeye devam edin ve bedeninizin diğer kısımlarındaki yorgunluğun nefes alıp verirken gittikçe kaybolup gittiğini gözleyin. (18) Şimdi karın kaslarınızı kasın ve bir süre gergin tutun. Daha sonra gevşetin ve karın kaslarınızın gergin ve gevşek oldukları zaman aralarındaki büyük farka dikkat edin. (19) Omuriliğinizin iki yanındaki kasları gerin, bedenin diğer yerleri gevşekken bu kasların gergin olmasına dikkat edin. Bu kasları biraz gergin tuttuktan sonra gevşetin ve aradaki farka dikkat edin. (20) Nefes alıp vermeye devam edin ve bedeninizin üst ya da alt kısmında, gergin hangi kas varsa gevşetin. Bedeninizde hiçbir gergin kas kalmayıncaya kadar gevşemeye devam edin. (21) Şimdi kalça ve bacaklarınızın kaslarını iyice gerin ve bir süre sonra gevşetin. Bu kaslarınızın gergin veya gevşek olmaları arasındaki büyük farka dikkat edin. (22) Topuklarınızı kaldırmadan ayak uçlarınızı 27
Güncel Psikoloji
yukarı kaldırarak baldır kaslarınızdaki gerginliği artırın. Kaslarınız gerginken ayak parmaklarınızı oynatarak kas gerginliğinizin iyice farkına varın. Daha sonra ayak ucunuzu normal duruma getirip kaslarınızı tamamıyla gevşeterek aradaki farkı gözleyin. (23) Topuklarınızı kaldırmadan ayak uçlarınızı geriye doğru iterek diz altındaki baldır kemiklerinin ön kısmındaki kasları gerginleştirin. Bu kasları bir süre gergin tuttuktan sonra gevşetin ve aradaki farkı gözleyin. (24) Şimdi tüm bedeni gözden geçirin ve başınızdan başlayıp, ayak ucuna kadar kaslarınızın tümünü gevşetin. Baş, alın, gözkapakları, çene, boyun ve ense, omuzlar, kollar, göğüs, karın, kalça, bacak, baldır ve ayak kasları tümden gevşek bir şekilde yatın. Düzgün nefes alıp vermeye devam edin. Kaslarınızdaki gerginliğin kollarınızdan ve bacağınızdan akıp gittiğini gözleyin. Bu şekilde 5-10 dakika rahatça yatın. Burada önemli nokta, kaslarınızın gergin ve gevşek olduğunda ne kadar farklı olduklarını hatırlamanızdır. Bu egzersizi birçok kere yaptıktan sonra, zihin yoluyla verdiğiniz emirlere kaslarınız hemen uymaya başlar. İleride herhangi bir gün göğüs kaslarınızın gergin olduğunu ve nefes alışveriş düzeninizin bozulduğunu gözlediğiniz zaman, bu kasları önce gerip daha sonra tamamıyla gevşeterek kas gerginliğini önlemeniz mümkün olur. 28
Güncel Psikoloji
Yukarıda verilen türden bir gevşeme ve rahatlama tekniği, işten geldikten sonra her gün 15-20 dakika uygulanırsa, kaygı ve gerginlik büyük ölçüde azalır. Zaman geçtikçe bedeniniz bu tekniğe alışarak, daha derin düzeylerde dinlenme olanağı bulur. Günlük hayatın getirdiği kaygı ve gerginlikten kurtulmak isteyenler, bu teknikten ya da buna benzer diğer tekniklerden yararlanabilirler.
Bilinçli Başa Çıkma Yollarından Kaynağı Bulma Tekniği Kaygıya yol açan nedenleri bulup anlayarak da kaygının şiddetini azaltmak olanağı vardır. Kaygıya yol açan nedenler ya bireyin içinde bulunduğu ortamda ya da bireyin benlik kavramıyla ilgili olarak onun yetersizlik duygusunda yatar. Bıkıp usanmadan yapacağımız bir iç-gözlem sonucu bizi kaygılandıran olay ya da durumları anlama olanağımız vardır. Aşağıdaki yöntem bu amaçla verilmiştir, ya aynen ya da size uygun ufak bazı değişiklikler yaparak uygulayabilirsiniz. (1) Kaygınızın farkına varın ve kaygılı olduğunuzu kabul edin. En önemli adımlardan biri budur. Kaygılı olduğunuzun farkına varamazsanız kendi kendinize yardımcı olamazsınız. Siz 29
Güncel Psikoloji
kaygılıyken bedeniniz ve ona bağlı olarak davranışlarınız az ya da çok değişir. Örneğin daha yüzeysel solunum, daha sık kalp çarpması, dikkatinizi belli bir konuya toplayamama, hemencecik alınma veya en ufak bir şeye öfkelenme gibi belirtiler, kaygı sonucu ortaya çıkar. Bedeniniz ve bu davranışlarınızın farkındaysanız bu değişiklikleri hemen gözleyebilirsiniz. Kaygılı olduğunuzu kabul etmezseniz, bundan sonraki adımları uygulama fırsatı bulamazsınız. (2) İçinde bulunduğunuz durumdan bir süre uzaklaşın ve durumunuzu gözden geçirin. Örneğin, evdesiniz ve ev ortamında iken kaygılı duruma girdiğinizi fark ettiniz ve bu kaygının altında yatan nedenleri bulmaya karar verdiniz. Kararınızı uygulamaya koyabilmek için ev ortamından bir süre uzaklaşın ve ev durumunuzu gözden geçirin. Bir süre uzaklaşmak değişik biçimlerde yapılabilir. Bir yürüyüşe çıkabilirsiniz, iki-üç saatlik bir vapur veya otobüs yolculuğu yapabilirsiniz veya bir parka gidip kuşlara yem atarak zamanınızı geçirebilirsiniz. Ne yaptığınız önemli değil, önemli olan bir süre ev ortamından uzaklaşmanızdır. (3) Kendinizi en rahat hissedeceğiniz ortamı hayal edin. (4) Kaygının temelinde yatan nedenlerin sizin benlik kavramınızı nasıl etkilediğini anlayın. (5) Kaygınızın ortadan kalkması için uygulayacağınız kısa süreli ve uzun süreli çözüm yollarını saptayın. 30
Güncel Psikoloji
(6) Kısa süreli çözüm yollarını hemen uygulamaya koyun ve uzun süreli çözümler için gerekli adımları atmaya hazırlanın. Kısa süreli çözümlerde hatırlayacağınız en önemli nokta şu olmalıdır: İlk adım, en zor adımdır. İlk adımı attıktan sonra, yavaş yavaş diğer adımlar onu izler. (7) Kaygı için harcadığınız enerji ve zamanın size hiçbir yararı olmadığını unutmayın. Kaygının temelinde yatan nedenleri, kaygılanmaya devam ederek hiçbir şekilde çözemezsiniz. Aksine çözümü zorlaştırırsınız. Kaygıya harcadığınız enerji ve kaygılanmanın ortaya çıkardığı nörofizyolojik koşullar, sizin dikkatinizi ve düşünme kapasitenizi olumsuz yönde etkiler. (8) Kaygınızı abartmaktan sakının. Olumsuz duyguları abartarak olduğundan daha kötü göstermek çoğumuzun alışkanlığıdır. Böyle bir eğilim kısırdöngü yaratır. Kaygı abartılınca daha çok kaygıya, daha fazla kaygı daha çok abartmaya, abartma kaygının yeniden artmasına yol açar. Bu kısırdöngüye girmekten sakının.
31
Güncel Psikoloji
ÇEKİNGENLİK ve SOSYAL KAYGI, BİREY YARDIM REHBERİ “İnsanlarla konuşmak zorunda olabileceğim yerlere gitmekten korkuyorum, yola çıkmadan önce, sadece aptalca bir şeyler yapacağımı ya da söyleyeceğimi ve insanların da benim aptal olduğumu düşüneceğini düşünüyorum. Hiç kimse böyle değildir ve gerçekten kendimle ilgi bir sorunun var olduğunu hissediyorum. İnsanlarla yüz yüze gelebileceğim tek yol ise, arkadaşımın benimle beraber olmasıdır. Bu adil değil, onun çok fazla güveni var çünkü. ” “Eğer bir toplantıda konuşmak zorunda kalırsam, dayanamıyorum. Ayaklarım sendeliyor, yüzüm kızarıyor ve oldukça hasta hissediyorum. Herkesin beni yakından izlediğini hissediyorum. Bunun aptalca olduğunu ve diğer insanların da aynı 32
Güncel Psikoloji
zorluğa sahip gibi görünmediğini biliyorum. Onların sürekli olarak benim işe uygun olmadığımı hissettiklerini düşünüyorum. ” Bunlar çekingenlik ve sosyal kaygı problemleri olan iki kişinin düşünceleridir. İnsanlar, bunun hakkında çok fazla konuşmasalar da, bu şaşırtıcı bir şekilde yaygın olan bir problemdir. Bu yazı size yardım etmeyi amaçlar: * Çekingenlik veya sosyal kaygıya sahip olup olmadığınızın farkına varın. * Onun ne olduğunu; onun neye sebep olduğunu, onun devamına neyin sebep olduğunu anlayın. * Çekingenlik veya sosyal kaygıyla baş edebilmek için size yardımcı olacak yöntemlere bakın. Çekingenlik ve sosyal kaygı, erkekleri de, kadınları da etkileyen yaygın problemlerdir. Çoğumuz, hayatımızın belirli noktalarında, sosyal durumlarda utangaç veya endişeli hissederiz. Hayatlarını problemleriyle daha da zorlaştıran bazı insanlar için, bu daha da ciddi bir problemdir. Sosyal Kaygıdan Acı Çekiyor musunuz? Sosyal kaygıdan acı çekip çekmediğinizi kontrol etmek için, düzenli olarak karşılaştığınız belirtilere işareti koyun. [ ] Sosyal durumlarda, asla yok olmayacak güçlü bir korkuyu hissedersiniz. 33
Güncel Psikoloji
[ ] Başkalarının önünde sizi utandıracak bir şekilde davrandığınızı düşünüyorsunuz. Vücudunuzda neler olur? [ ] Başkalarıyla bir ortama girdiğiniz zaman, endişeli hisseder ve aşağıdaki duygulardan bazılarını vücudunuzda hissedersiniz: [ ] Kalp çarpıntısı ve küt küt atması. [ ] Göğüs sıkışır ve acı çeker. [ ] Ayak parmaklarında ve el parmaklarında karıncalanma ve uyuşma. [ ] Mide çalkalanması ve hareketlenmeleri. [ ] Tuvalete gitme zorunluluğu. [ ] Sinirli ve gergin hissetme. [ ] Gergin kaslar. [ ] Terleme. [ ] Nefes alışta değişiklikler. [ ] Baş dönmesi ve sersemlemişlik hissi. [ ] Yüz kızarması. Neler düşündüğünüz… [ ] Korkunun çok fazla ve mantıksız olduğunu bilirsiniz. [ ] Başkalarının sizin hakkınızda kötü düşündüğünü hissedersiniz. [ ] Başkalarının sizi yargıladığını düşünürsünüz. [ ] Sosyal durumlara girmeden önce, çoğu şeyin kötü gideceğini düşünürsünüz. [ ] “Kendimi sersem gibi göstereceğim” ya da “aptal gibi görüneceğim ” diye düşünürsünüz. [ ] “Sıkıcıyım” ya da “garibim ” diye 34
Güncel Psikoloji
düşünürsünüz. [ ] “Eğer bir şeyi yanlış yaparsam, insanlar beni sevmeyecek” veya “Eğer sinirli olduğumu gösterirsem, insanlar aptal olduğumu düşünecek” veya “endişeli görünmemeliyim” diye düşünürsünüz. [ ] Başka insanların sizi görmesinden korktuğunuz gibi, zihninizde kendinizle ilgili olumsuz bir görüntü vardır. Bu, şaşkınlık, akılsızlık, ilgi çekememek, zayıflık, korkaklık vb olabilir. [ ] Sosyal bir durumda yer aldıktan sonra, “bu korkunçtu”, “çok aptal göründüm” vb gibi şeyleri düşünürsünüz. Ne yaptığınız… [ ] Bazen, çok zor bulduğunuz sosyal durumlara girersiniz. Ve, bunu çok üzücü bulur ve endişelenirsiniz. [ ] Size uygun olmasa bile, zor bulduğunuz sosyal durumlara girmekten kaçınırsınız. Örneğin, kalabalık bir personel kantinine gitmektense, sandviç almak için dışarı çıkarsınız. [ ] Telefonda konuşmaktan kaçınmak. [ ] Zor sosyal durumlarda kendinize yardım etmek için, ne söyleyeceğinizi ezberlemek, sizi meşgul tutması için toplumda yardım önermek, kısa bir süre konuşup, sonra başka bir yere geçmek gibi bazı şeyler yapmak. [ ] Sosyal durumlarda rahatlayamadığınızda, daha çok içmek, daha çok sigara içmek, hızlıca konuşmak, yer değiştirmeye devam etmek. 35
Güncel Psikoloji
Kutucuklarda çoğuna işareti koyduysanız, sosyal kaygı ve çekingenlikle karşı karşıyasınız demektir. Çekingenlik veya Sosyal Kaygı Nedir? Çekingenlik ve sosyal kaygıdan muzdarip olan insanlar genellikle, diğer insanların, onlar hakkında kötü düşüneceğine veya insanların onları yargılıyor olacağına inanırlar. Başkaları tarafından yakından izlendiklerini düşünürler ve iyi bir etki yaratmak isterler. Aynı zamanda, başka insanlar kadar iyi olmadıklarından ve hedefe ulaşamayacaklarından korkarlar. Sosyal durumlardayken gerginlik, hızlı kalp atışı ve sersemlilik gibi endişe belirtilerinden acı çekerler. Yüzleri kızarır veya kekelerler veya konuşamazlar. Bazı durumlar, diğerlerinden daha zor görünür. İnsanlar tanıdıkları insanlarla oldukça rahat hissederler, fakat yabancılarlayken endişe duyarlar. Kantinler, dükkanlar ve kuyruklar gibi kalabalık yerlerde yemek yemek ve birilerinin önünde konuşmak çok zor olabilir. Bazı insanlar, büyük rahatsızlığa, sosyal yaşam veya kariyer olasılıklarının kaybına yol açan durumlardan uzak durmaya başlayacaklardır. Diğer insanlar, “güvenli davranışları” sergileyerek kendilerini aptal durumuna düşürmekten uzak 36
Güncel Psikoloji
durma yolları arayacaklardır. Bu, ilgiyi üzerlerine çekmemek için insanların gözlerinin içine bakamamayı, oturmayı, bir şeye tutunmayı, tanıdıkları biriyle yakın olarak kalmayı, yavaşça ve ağır olarak konuşmayı, kendini meşgul tutmayı, bir sohbetten diğerine geçmeyi içerir. Özet olarak, sosyal kaygıyı yaşayan insanlar, diğer insanların onlar hakkında kötü düşüneceğinden ve onların, onlar kadar iyi olmadığına inanacaklarından korkarlar. Bu, sosyal durumları onlar için daha zor veya imkansız yapar. Sosyal Kaygıya Ne Sebep Olur? Sosyal kaygı, çoğu insanın orta şekilde hissettiği bir şeydir; fakat, bazı insanlar, kendilerini bu kaygıdan daha çok etkilenmiş bulurlar. Çok ciddi bir fiziksel veya ruhsal hastalığın belirtisi değildir, fakat aşırı derecede sarsıcı olabilir. Genellikle bu, çocuklukta başlamış olan “güven eksikliği” veya kendimiz için zayıf düşüncelere sahip olmakla ilgilidir. Bazı insanlar, doğal olarak çok endişeli ve üzülmeyi öğrenmiş görünürler. Diğerleri ise, bu şekilde hissetmelerine sebep olacak stresli hayat olaylarıyla karşılaşmışlardır. Sosyal Kaygının Devamını Ne Sağlar? Bazen insanlar, gençken sosyal olarak daha 37
Güncel Psikoloji
endişeli hissederler; fakat yaşları ilerledikçe, daha güvenli hissederler. Diğer insanlar için, o, sadece devam eder ve devam eder ve yaşam boyu süren bir probleme dönüşür. Bunun için, birçok sebep olabilir. 1- Eğer birisi endişeli bir kişiliğe sahipse, onlar endişeli hissetme alışkanlığında olurlar ve sosyal durumlarda iyi olmadıklarına dair uzun vadeli inançlara sahip olurlar. 2- Sosyal durumlardan kaçma, kişiyi sosyal olanaklara alışkın olmaktan alıkoyar. Bu, onların iyiyi hissetmesini ve onunla başa çıkabilmesini öğrenmekten alıkoyar. Eğer durumdan uzak durulursa, daha zor hisseder. Ve bir sonraki sefer tekrar dener ve onun üstüne gider. Bazen insanlar, başa çıkmayı öğrenmeye izin vermeyen güvenlik davranışlarına sahiptirler. Örneğin her zaman bir arkadaşa bağlı kalma gibi.. 3- Sosyal kaygıya sahip olan kişi, zihninde her zaman diğerlerine nasıl göründüğü hakkında hoş olmayan bir tasvir tutar. Diğer insanlarla bir araya gelince, kaygı, onları kendilerine daha çok odaklatır. Onlar bu tasviri düşünürler, kaygılı hissederler ve diğerlerine korkunç göründüklerine inanırlar. Diğer insanın, onlara gerçekten nasıl cevap verdiğine, çok az ilgi gösterirler. Diğer kişinin ne düşündüğü hakkında olumsuz tahminler yaparlar ve bu nedenle de kendileri hakkındaki olumsuz, hoş olmayan tasvirle asla başa çıkamazlar. 38
Güncel Psikoloji
4- “Korkunun korkusu” bazen yönetimi eline alır, böylelikle kişiler, bazı durumlarda endişeli olacaklarını tahmin ederler ve “konuştuğum zaman, canlı kırmızıya döneceğimi biliyorum”, “kelimeleri dışarı çıkaramayacağım” veya “eğer insanlar ellerimin titrediğini fark ederse” gibi bazı belirtileri umarlar. Bu düşünceler, korkulan duruma girmeden önce, kaygıyı artırırlar. Sosyal Kaygının Kusurlu Halkası Olumsuz düşünceler: - “Aptal gibi görünüyorum.” - “Başa çıkamıyorum.” Sosyal olaylardan sonra, güvenlik davranışları: örneğin göz temasından kaçma, meşgul olmak, köşede oturmak. Sosyal durumlarda iyi olmadığına dair uzun vadeli inançlar: “yeteri kadar sokulgan değilim”, “sıkıcıyım”… Sosyal durumdan önce, olumsuz inançları güçlendirmek: Bazı durumlardan uzak durmak: “yapamıyorum” - Olumsuz otomatik düşünceler: “başa çıkamayacağım” Fiziksel belirtiler: “gerginlik, boğaz kuruması vb.” Sosyal durumlar sırasında, terleme, gerginlik gibi fiziksel belirtilerin artması. 39
Güncel Psikoloji
Kendi üzerinizde odaklanma: “aptal görünüyorum”, “terliyorum”, vb. Özet olarak, sosyal kaygı, güven eksikliğine bağlıdır ve devam eder. Çünkü, insanlar sosyal durumlarda iyi olmadıkları konusunda uzun süreli inançlara sahiptirler. Sosyal durumlarla, karşılaşıldığında güvenlik davranışları ve kendi üzerinde odaklanmadan kaçmadan dolayı, bu insanlarla hiç meydan okunamaz. Sosyal Kaygıyla Başa Çıkabilmek için, Kendime Nasıl Yardım Edebilirim? Kaygıyla başa çıkabilmek için, kendinize yardıma başlayabileceğiniz birçok yol vardır. Kullanacağınız yaklaşımlar, aşağıdaki başlıklar altında olacaktır: - Sosyal kaygıyı anlama. - Sosyal kaygıdaki olumsuz inançlar ve görüntüler. - Kendiniz üzerinizdeki odaklanmayı bırakarak, kendinizi geliştirmektir. - Kaçma ve güvenlik davranışlarıyla uğraşma. Sosyal kaygının fiziksel belirtileriyle uğraşmak. Sosyal Kaygıyı Anlama Siz şimdiden, sizde neyin kaygıya sebep olduğu konusunda bazı fikirlere sahipsiniz. Onu 40
Güncel Psikoloji
daha iyi anlayabilmek için, aşağıdaki egzersizleri denemek size yardım edecektir. Son bir ay boyunca, size zor gelen, gerçek durumları düşünün ve sonra, ne olduğunu detaylı olarak deneyin ve anlayın. Bu sizin kendi sosyal kaygı halkanızı denemenize ve kullanmanıza yardım edebilir ve zor bulduğunuz en son sosyal durumu düşündürebilir. Sosyal bir olaydan sonraki olumsuz otomatik düşüncelerim ve sosyal olumsuz düşüncelerim şunlardır: …………………………………… Benim kaçma ve güvenlik davranışlarım : …………………………………… Benim fiziksel belirtilerim: …………………………………… Kendi üzerinde odaklanma; zihnimde bulunan kendim hakkındaki olumsuz görüntü …………………………………… Tekrar düşünerek, zorlukların net bir görüntüsüne sahip değilseniz, sosyal kaygı günlüğünü tutmak yararlı olacaktır. Bir ya da iki hafta boyunca, ne zaman kaygılı hissettiğinizin ve bu zamanda nelerin olduğunun bir günlüğünü tutun. Düşüncelerinizin, fiziksel belirtilerinizin, kaçınma veya güvenlik davranışlarınızın, ne yaptığınız ve sonraki düşüncelerinizin ne olduğunun notlarını tutun. Kendi problemlerinizin en net görüntüsüne sahip olduğunuz zaman, onun çeşitli bölümleriyle 41
Güncel Psikoloji
uğraşmaya veya kaygının kırmaya başlayabilirsiniz.
kusurlu
halkasını
Olumsuz Düşüncelerimi, İnançlarımı ve Zihindeki Görüntüleri Nasıl Yok Edebilirim? Düşüncelerin, sosyal kaygının kusurlu halkasını devam ettirmedeki rolünü gördük. Düşünceler, kelimeler olabilir veya zihindeki resimler olabilir. Aşağıdaki örnekler, kendi düşüncelerinizin ve resimlerinizin kimliğini saptamada size yardım edecektir. Olumsuz otomatik düşünceler: - “Ne söyleyeceğimi bilmiyorum. İnsanlar aptal olduğumu düşünecekler.” - İçeri yürüdüğümde, herkes bana bakacak, ve ben titreyeceğim. Sendeleyeceğim ve kelimeleri bulamayacağım. - Soru sorduğum zaman, gerçekten çok dokunaklı göründüm. Resim: - Kendini küçük, çekingen bir yaratık olarak hayal etme. - Kendini titrerken, diğerlerini de sırıtırken hayal etme. - Başkalarının yüzüne baktığında, kızarmış ve terlemiş olduğu görüntüsü. - Kendini tiz sesle hayali ve diğerlerini de 42
Güncel Psikoloji
güçlü ve sakin olarak düşünme. Kendi olumsuz düşüncelerinizi ve fikirlerinizi not etmek yardımcı olacaktır. Onların ne olduğunu bir kere bildikten sonra, savaşmaya ve kusurlu halkayı bozmaya başlayabilirsiniz. Belirli bir durumda, aşağıdaki düşünme hatalarını yapıp yapmadığınızı sorun kendinize: 1- Akıl okuyucu muyum? Örneğin, o daima “sıkıcıyım diye düşünür”. Bu durumda, diğer kişinin gerçekten ne düşündüğünü bulma ve görme eğiliminde değilsiniz. Kendi olumsuz görüşlerinize inanıyorsunuz ve onlardan utanıyorsunuz. Örneğin, “O beni sevmiyor”. Bu, kendileri hakkında olumsuz görüşü olan, sosyal yönden endişeli insanlar için yaygın bir problemdir. Ve diğerleri tarafından da savunulur. 2- Falcı ya da felaket söyleyicisi miyim? Örneğin, “bir felaket olacak ve herkes bana gülecek”. 3- Bunu kişiselleştiriyor muyum? Örneğin, “onların hepsi bana gülüyorlar, onlar benim hakkımda konuşuyor olmalılar”. Ya da “O gergin görünüyor. Belki de o benimle konuşmak zorunda olduğunu düşünüyor.” 4Sadece kötü şeyler üzerinde mi odaklanıyorum? Örneğin, “Arkadaşımla konuşmak istediğimde, gerçekten susturuluyorum”. (belirli bir günde, diğer insanlarla konuşabildiğinizi 43
Güncel Psikoloji
önemsemeyerek) Bu düşünce hataları, sizin bazı durumlarda kendinizi adil olarak görmemeniz anlamına gelir. Ne meydana geldiğinin en doğru görüntüsünü bulmak için denemeye ve cevaplamaya başlamak yardımcı olacaktır. Bunu yapmanın en iyi yolu, iki sütun yapmaktır. Biri, sizi endişeli yapan düşüncelerinizi yazmak için; diğeri de daha doğru, daha dengeli düşüncelerinizi yazmak içindir. Örneğin: Kaygı düşüncesi: “Sessiz kalamazsam, aptalca bir şeyler söyleyeceğim ve insanlar benim farklı olacağımı düşünecekler.” Dengeli düşünce: “İnsanlar farklı olduğumu düşünmüyorlar, arkadaşlar çok mantıklı biri olarak göründüğümü söylediler ve ben hâlâ insanların benim hakkımda olumsuz olmalarını bekliyorum.” Kaygı düşüncesi: “Her zaman anlamsız konuşuyorum. İdiot gibi görünüyor olmalıyım.” Dengeli düşünceler: “Hiç kimse bundan rahatsızlık duymuyor. İnsanlar konuşmaya geliyorlar. Bu kadar kötü olamam.” Şimdi düşüncelerinizin bazılarını not edin ve yapabildiğiniz kadar çok cevaplar veya dengeli düşünceler yazın. Düşünme hatalarına bakın. “Böyle düşünen bir arkadaşına ne söylersin?” sorusu size yardımcı olabilir. Amaç, bu kaygı düşüncelerini daha hızlı yakalamak ve anında geri cevap vermektir. Çok fazla uygulama gerektirir. Fakat işe yarar. 44
Güncel Psikoloji
Herkesin, Bana Bakıyor Düşünmekten Kendimi Nasıl Alıkoyabilirim?
Olduğunu
Araştırmalar, sosyal kaygıya sahip olan insanların, kaygılı hissettikleri ortamlarda bulunduklarında kendilerinin üzerinde daha çok odaklanma eğiliminde olduklarını göstermiştir. Bu da, onların vücutlarındaki titreme, terleme, kırmızı yüz, konuşma zorluğu gibi kaygı belirtilerine daha çok dikkat etme eğiliminde olduklarını göstermiştir. - Olumsuz tasvirlerle dolu düşünceler ve önceki bölümde bahsedilen kendileri hakkındaki görüşler üzerinde odaklanırlar. - Başkalarına nasıl göründükleri konusunda, güçlü olumsuz tasvirlere sahiptirler. - Bu tasvir, diğerlerine göründükleri gerçek şekil değildir. - İlgi odağı olduklarını ve bütün bu ilginin önemli ve olumsuz yönde olduğu hissederler. Bireyin kendisi üzerine odaklanmayı azaltmanın yolları: Sosyal durumlarda kendinizi izleyin, etrafınızda neler olduğuna dikkat edin. - Diğer insanlara ve çevrenizdekilere bakın. - Ne söyleniyor olduğunu gerçekten dinleyin (kendi olumsuz düşüncelerinizi değil). 45
Güncel Psikoloji
Konuşmaları devam ettirmede, tüm sorumluluğu almayın. Sessizlik doğrudur. Diğer insanlar yardım edeceklerdir. - Kaygının fiziksel belirtilerinin düşündüğünüz kadar, fark edilebilir olmadığını tanımaya başlayın. Kendi vücudunuz üzerinde daha az odaklanın ve sonra bu belirtileri fark etmeyi bırakacaksınız. - Diğer insanlarında kaygı belirtileri gösterip göstermediğini fark etmeye çalışın. - Sırf kaygılı olduğunuz için, insanların sizden nefret etmeyeceğine inanmaya başlayın. Sırf kaygılı diye, siz birinden nefret eder misiniz? - Herkesin ilgisinin odak merkezi olmadığınızı not etmeye başlayın. Bu fikirlerin bazılarını deneyin ve işe yaradığını göreceksiniz. Sosyal durumlarda iyi olmadığınız gibi uzun vadeli inancınızla mücadeleye başlayın. Davranışımı Nasıl Değiştirebilirim? Yaptığınız şeyi değiştirmek, sosyal kaygıyla başa çıkabilmek için en yararlı yoldur. Uzak durma ve güvenlik davranışlarının, sosyal kaygıyı nasıl devam ettirdiğinden zaten bahsettik. Uğraşmak zorunda olduğunuz davranışlarınızın daha da netleşmesine yardım edecektir. Aşağıdaki örnek, kendi kaçma ve güvenlik davranışlarınızın gerçek nedenini bulmanıza yardım edebilir. Kaçma: - İnsanlarla karşılaşacağınız yerlere gitmeme 46
Güncel Psikoloji
(buraya listeyi yazın). İnsanlarla karşılaşmak zorunda kalacağınızda, başka insanlardan bazı şeyleri sizin için yapmalarını istemek. - Konuşmak istediğiniz kişilerle konuşmamak. Güvenlik davranışları: - İnsanların gözlerinin içine bakmaktan kaçmak. - Az konuşmak ya da başkasının konuşmasına izin vermek. - Ne söyleyeceğini planlamak ve kelimeleri ezberlemek. - Nesneleri sıkı bir şekilde tutmak. - Güvenli bir yer ya da köşeye gitmek. - Başka bir yöne bakmak. - Çok meşgul görünmek. - Hızlı konuşmak. - Kendiniz hakkınızda konuşmamak. - Tutunacağınız güvenli bir insan bulmak. Tüm bu kaçma şekilleri ve güvenlik davranışları sorunun devam etmesini sağlar. Şu önemlidir: - Yavaş yavaş kaçmayı azaltın ve korktuğunuz şeylerle yüzleşin. - Önlemeyi amaçladığınız, tüm kaçma ve güvenlik davranışlarının listesini yaparak başlayın. Daha sonra, gerçekleştirilmesi en kolay hedeflerin olduğu merdiveni en alta ve sizin en zor durumlarınızı da en üste yerleştirin. 47
Güncel Psikoloji
Şu örnek size yardım edecektir: Bir grup insan önünde konuşmaktan kaçma: John, insan grubu önünde konuşmaktan korkuyor. Geçmişte, başkalarının gözlerine bakamama, meşgul olma, hızlı konuşma ve çok konuşan yakın bir arkadaşının yanında bulunma gibi birçok güvenlik davranışını kullanarak, bu korkusundan kaçtı. Son zamanlarda, kulübe gitmeyi bıraktı korkudan dolayı. O, bunu gerçekten özlüyor. Aşağıdaki kaygı merdivenini yaptı: 6. 5. 4. 3. 2. 1. En çok korkulan Grupta daha çok şey söyleyin ve daha yavaş konuşun. Yakın arkadaşlardan çok, diğerleriyle bir araya gelin. Gruptayken insanlara bakın. Kendi belirtilerinizi ve düşüncelerinizi izleyin. Çoğu zaman, çoğu işle meşgul olmak yerine, diğer insanlarla beraber olun. Kendiniz kulübe gidin ve içerde arkadaşlarla buluşun. Bir arkadaşla buluşun ve kulübe gidin. En az korkulan John, birinci adımla başlayacak ve yavaş 48
Güncel Psikoloji
yavaş 6. adıma kadar ilerleyecek. Yavaşça, güvenlik davranışlarını azaltacak ve yenilerine başlamamak için emin olacak. Kendiniz için deneyin ve kaygı merdiveni oluşturun: 1 ………………………………………. 2 ………………………………………. 3 ………………………………………. 4 ………………………………………. 5 ………………………………………. 6 ………………………………………. 7 ………………………………………. 8 ………………………………………. 9 ………………………………………. 10 ……………………………………… Buradaki şeyleri belli bir zamanda tek tek yapın. Diğer bölümlerde öğrendiğiniz yetenekleri kullanarak, kaygının belirtisi olan düşünceler ve fiziksel belirtilerle başa çıkmayı düzenli olarak uygulayacaksınız. Yavaş yavaş sosyal durumlarla başa çıkabilmeyi ve rahat hissetmeyi öğreneceksiniz. Bazı insanların sosyal durumlarda endişeli hissettikleri de hatırlanmaya değerdir, sadece bunu göstermezler. Siz tek kişi değilsiniz. Fiziksel Belirtilerimi Nasıl Azaltabilirim? - Fiziksel belirtileri azaltma. 49
Güncel Psikoloji
- Gevşeme. Fiziksel belirtilerin şiddetini azaltmak için, gerginliğin erken belirtilerinin farkına vararak dallanıp budaklanmadan önlemek yararlı olacaktır. Gerginliğin erken belirtilerini fark ettikten sonra, gevşeme tekniklerini kullanarak, kaygının daha ciddi hale gelmesini önleyebilirisiniz. Bazı insanlar, egzersizle, müzik dinlemeyle, televizyon izlemeyle ve kitap okumayla gevşeyebilir. Diğerleri için, izleyebilecekleri bir grup egzersizine sahip olmak yararlı olacaktır. Bazı inanlar gevşemeyi veya yoga derslerini daha yararlı bulabilir; diğerleri ise kasetleri yararlı bulur. Siz de bir gevşeme kaseti temin edebilirsiniz. Öğrenilmesi gereken diğer şeyler gibi, gevşeme de bir yetenektir. Ve zaman alır. Aşağıdaki egzersiz, derin kas rahatlamasını öğretir. Ve çoğu insan, gerginliğin ve kaygının tüm seviyelerini azaltmayı çok yararlı bulur. Derin Kas Gevşemesi Önce, talimatları okumak ve sonra da onları öğrenmek yararlı olacaktır. Önce, rahatsız edilmeyeceğiniz ılık, rahat bir yer seçerek başlayın. Başlamak için daha gevşemiş hissedeceğiniz bir günün zamanını seçin. Yere uzanın, rahatlayın, gözlerinizi kapatın. Birkaç dakika yavaşça ve sakince nefes alışınız üzerinde konsantre olun: 2-3 50
Güncel Psikoloji
içeri ve 2-3 dışarı. Nefesinizi verdiğinizde, “sakin” veya “rahatlamak” kelimelerini söyleyin kendinize. Rahatlama egzersizi, sizi farklı kas gruplarına götürecek, gerginleştirmeyi ve gevşemeyi öğretecek. Gerilirken, nefes almalı ve gevşerken nefes vermelisiniz. İlk önce, ellerinizin birbirini sıkıca kavramasıyla başlayın. Sonra, bunun el ve önkol kaslarında yarattığı gerginliği düşünün. Birkaç dakika, gerginlik üzerinde çalışın ve sonra elinizi gevşetin. Gerginlik, ve gevşeme arasındaki farka dikkat edin. Hafif bir karıncalanma hissedebilirsiniz. Bu, ilerlemek için gevşeme başlangıcıdır. Aynı şeyi diğer elinizle yapın. Kas gruplarını gevşettiğiniz her zaman, gevşemiş olduklarında nasıl olduklarını düşünün. Gevşemeyi denemeyin, sadece gerginliğin gitmesine izin verin. Onların gevşemiş olduklarında ve gerildiklerinde hissetme şeklindeki farklılığı düşünün. Şimdi, vücudunuzun diğer kasları için de aynı şeyi yapın. Her zaman, onları birkaç dakika gerin ve sonra gevşetin. Onları hissettiğin tekniği çalış ve gerginliğinin onların içinde gitmesine izin ver. Kas gruplarınızla çalıştığınızda, aynı sıraya uymak yararlıdır. - Eller: önce sık, sonra gevşet. - Kollar: dirseğinizi bükün ve kollarınızı gerin. Özellikle kolun üst bölümlerinde gerginliği hissedin. Bunu birkaç dakika yapacağınızı ve sonra 51
Güncel Psikoloji
gevşeteceğinizi hatırlayın. - Boyun: başınızı arkaya doğru bastırın ve onu yavaş yavaş yana doğru yuvarlayın. Gerginliğin nasıl hareket ettiğini fark edin. Sonra, başınızı öne doğru rahat pozisyona getirin. - Yüz: burada birçok kas vardır. Fakat alın ve çenenizi düşünmek yeterlidir. Önce kaslarınızı çatarak, aşağı doğru indirin. Alnınızı gevşetin. Ayrıca, kaşınızı da kaldırabilirsiniz ve gevşetirsiniz. - Göğüs: Derin bir nefes alın, onu birkaç dakika tutun, gerginliği hissedin ve gevşetin. Nefesinizin normale dönmesini sağlayın. - Karın: yapabildiğiniz kadar sert bir biçimde mide kaslarınızı gerin ve gevşetin. - Kaba et: kaba etinizi beraber sıkın ve gevşetin. Bacaklar: bacaklarınızı doğrultun ve ayaklarınızı yüzünüze doğru bükün. Ayak parmaklarınızı kıpırdatarak, sonlandırın. Size, talimatları okuyacak bir arkadaş bulmanız yararlı olacaktır. Çok sert biçimde denemeyin, sadece olmasına izin verin. Gevşemeyi en iyi kullanmak için, şunlar yapılmalıdır: - Günlük olarak uygulayın. - Günlük hayatınızdaki durumlarda, gevşemeyi kullanmaya başlayın. - Çok gergin kaslara sahip olmadan, gevşemeyi öğrenin. - Zor durumlarda yardımcı olması için, 52
Güncel Psikoloji
gevşemenin bölümlerini kullanın. Örneğin, yavaşça nefes alma gibi. - Daha rahat bir hayat tarzı edinin. Bu tür gevşeme egzersizleri, sizin gevşeme kasetinizde de bulunabilir. Gevşemenin diğerleri gibi bir yetenek olduğunu ve öğrenmenin zaman alacağını hatırlayın. Gevşemeden önce ve sonra nasıl bir kaygı hissettiğinizi, kaygıyı 1-10 arasında puanlayarak not alın. Kontrollü Nefes Alma Fazla nefes alma: Birinin kaygılandığı zaman nefes alışında değişiklikler olacağı yaygındır. Boğulacaklarını düşünerek, havayı yutabilirler veya gerçekten nefes almaya başlayabilirler hızlıca. Bu, onlarda baş dönmesi hissi etkisi yaratır ve bu nedenle daha kaygılı hissettirir. Eğer bunu yapıyorsanız, fark etmeye çalışın ve nefesinizi yavaşlatın. 2-3 içeri ve 2-3 dışarı düzenli ritmine girince, nefes alışınız normale dönecektir. Bazı insanlar, nefes alışını zamanlamak için, ikinci el saat kullanmayı yararlı bulurlar. Nefes alışınızın normale dönmesi, en az 3 dakika yavaş nefes almayı gerektirir. Dikkati Başka Yöne Çekme Kafanızdan belirtileri çıkardığınızda, belirtilerin 53
Güncel Psikoloji
sıklıkla yok olacağını bulacaksınız. Çevrenize bakmayı deneyin. Bazı şeyleri detaylı olarak, kayıt numaralarını, insanların ne çeşit ayakkabı giydiklerini ve konuşmalarını inceleyin. Belirtiler azalmaya başlamadan önce, en az 3 dakika dikkatinizi dağıtma ihtiyacında olacaksınız. Gevşeme sırasında, nefes alma egzersizleri ve ilgiyi başka yönlere çekme teknikleri, kaygıyı azaltmaya yardım edebilir. Kaygının zararlı veya tehlikeli olmadığının farkına varmak önemlidir. Bu teknikleri kullanmasak bile, korkunç hiçbir şey meydana gelmez. Kaygı bize zarar vermez; fakat, bize rahatsızlık verebilir. Bu teknikler, bu rahatsızlığı azaltmada size yardım edebilir. Özet - Sosyal Kaygıyla Başa Çıkma Kaygınızın bütün parçalarını, fiziksel belirtileri, düşünceleri ve inançları ve güvenlik ve kaçma davranışlarınızı anlayın. Düşünme hatalarını bularak ve onlarla mücadele ederek olumsuz düşüncelerinizi azaltın. Kendiniz hakkında, daha net bir görüntü oluşturmak için, dengeli düşünceler kullanın. Kendinizi yönlendirmeyi bırakın ve kendi fiziksel belirtilerinizi ve düşüncelerinizi gözlemlemeyi deneyin. Çevrenizde olanlara bakın. Güvenlik davranışlarını azaltırken, yavaş yavaş korktuğunuz durumlarla yüzleşerek, kaçma ve güvenlik davranışlarınızı azaltın. Tarifi verilmiş 54
Güncel Psikoloji
gevşeme ve diğer yöntemleri kullanarak sosyal kaygının fiziksel belirtilerini de ele alın. Daha fazla yardımı nerden alabilirim? Burada önerilen egzersizleri kullanacağınızı umuyoruz. Onlar, sizin sosyal kaygıyla başa çıkmanıza ve normal yaşama dönmenize yardım edebilir. Çok az ilerleme sarf ettiğinizi veya problemin giderek daha da kötülediğini hissediyorsanız, probleminizle başa çıkma konusunda yardım arayın. Sizin danışmanınız, ilk olarak konuşabildiğiniz en iyi insandır. Danışmanınız, tedavi veya ilaç, ya da her ikisini birden önerebilir. Problemlerinize uzman yardımı önerebilecek ruh sağlığı çalışanını görmenizi önerebilir. Kendinize zarar verecek düşüncelere sahip olacak kadar çok stresliyseniz, hemen doktorunuzu ziyaret edin ve ona nasıl hissettiğinizi anlatın. Sizin danışmanınız, uygulama hemşireniz ve sağlık müfettişi, bu hizmetler hakkında bilgiye sahiptirler.
55
Güncel Psikoloji
KENDİNİ İYİ HİSSETME Her Gün Daha İyi Hissetmek için 100 Yol Bu bilgiler, sadece eğitim amaçlıdır. Tıbbi bir tavsiye gibi yorumlanmamalıdır ve profesyonel bir tıbbi tavsiyenin yerini alması amaçlanmamalıdır. Eğer sağlığınız konusunda sorularınız veya endişeleriniz varsa, sağlık bakımınızı sağlayan kişinin tavsiyesini araştırmalısınız. Bir egzersiz programına başlamadan önce, doktorunuzla konuşmalısınız. 56
Güncel Psikoloji
Nasıl Daha İyi Hissedersiniz? Aşağıdaki 10 soruyu cevaplayarak başlayalım: Düzenli bir check-up yaptırır mısınız? [ ] Evet [ ] Hayır Haftanın 4 veya daha fazla gününde, en az 30 dakika egzersiz yapar mısınız? [ ] Evet [ ] Hayır Dengeli yiyecekler yer misiniz? [ ] Evet [ ] Hayır Çoğu geceler, 8 saatlik uykuya yakın uyur musunuz? [ ] Evet [ ] Hayır Sigarayı bırakmak, kilo vermek veya alkol tüketimini sınırlandırmak için doktorunuzun tavsiyesini izler misiniz? [ ] Evet [ ] Hayır Umursadığınız insanlara sıklıkla asabi veya kızgın mısınız? [ ] Evet [ ] Hayır Sıklıkla baş ağrılarınız veya mide ağrılarınız var mı? [ ] Evet [ ] Hayır Sık sık çok üzgün veya hüzünlü hisseder veya sebepsiz ağlar mısınız? [ ] Evet [ ] Hayır Sık sık çok meşgul ve gergin hisseder misiniz? [ ] Evet [ ] Hayır 57
Güncel Psikoloji
İlaçlar, alkol, kumar veya alışverişten kaynaklanan sosyal, tıbbi veya ekonomik kaygılarınız var mı? [ ] Evet [ ] Hayır Gerçek şu ki, fiziksel ve duygusal olarak hepimiz kendimizle ilgileniriz. Çoğumuz için bu, daha fazla egzersiz yapma, kilo kaybetme veya daha sağlıklı yiyecekler yeme anlamına gelir. Diğerleri için bu, umursadığımız insanlar için nasıl zaman ayıracağımızı öğrenme ya da stresle nasıl başa çıkacağımızı öğrenme anlamına gelir. Bu yüzden, her gün yolumuza çıkan mücadeleleri karşılamak için enerjiye sahibizdir. Yaşamınızda iyi hissetmek için, her gün yapabileceğiniz bazı şeyler nelerdir? Bazı cevaplar için, yukarıdaki sorulara bakın. İlk 5 soruda her hangi bir soruya “hayır” diye cevap verdiyseniz, bunlar sizin fiziksel sağlığınızla ilgili olanlardır. Son 5 sorudan herhangi birine “evet” diye cevap verdiyseniz, bunlar sizin duygusal sağlığınıza dikkat eden alanlardır. İyi hissetme, fiziksel sağlığınızla ve duygusal ihtiyaçlarınızla ilgilenmeyi kapsar. Bunu nasıl yapacağınız konusunda burada 100’lerce fikir bulacaksınız. Takibinde gelen önerileri okudukça, tüm varlığınıza nasıl daha iyi özen göstereceğinizi düşünün. Sağlıklı yiyecekler yiyerek mi? 58
Güncel Psikoloji
Yaşamınızda eğlence için daha fazla zaman ayırarak mı? Daha fazla egzersiz yaparak mı? Ruhsal benliğinizi yenileyerek mi? Daha sonra, zihninizin ve vücudunuzun daha iyi hissedebilmesi için neler yapabileceğinizi buradaki önerileri ve kendi fikirlerinizi kullanarak not ediniz. Harvard fizikçisi George Veillant “Sağlıklı Yaşlan” adlı yardımcı kitabında, sağlıklı yaşlılığa kadar yaşlanmamızın, yıldızlarımıza veya genlerimize, kendimize olduğu kadar bağlı olmadığını belirtir. Kendinize dikkat edin. Yakın arkadaşlıklar kurun. Harika olmasa bile, herhangi bir şeyle iyi hissetmeyi seçin. Uzmanlar, bunların başarılı yaşlanmanın ve yaşamınız boyunca iyi hissetmenin sırları olduğu görüşündedir. *** 1 - Güne doğru başlayın. Kahvaltı hafızayı artırır, ruhsal durumunuzu geliştirir. Ve kilonuzu kontrol etmenize yardım eder. Birçok araştırma çalışması, sabahları kahvaltı yapan öğrencilerin testlerde daha yüksek notlar 59
Güncel Psikoloji
aldığını göstermiştir. Aynı şey, yetişkinler için de geçerlidir. Kahvaltı yapan insanlar, genellikle daha zayıftırlar. Güne, yüksek miktarda lifli tahıl veya yulaf ezmesi ve bir bardak meyve suyu gibi sağlıklı bir kahvaltıyla başlayın. Kahvaltı yapan biri değilseniz, muz, az yağlı yoğurt ve portakal suyu karışımı olan “smoothie” adı verilen sert içeceği kahvaltı olarak almayı deneyin. Yeni bir araştırma, her gün besleyici bir kahvaltının sağlıklı yaşlı insanlarda hafızayı geliştirdiğini gösterir.
2 - Kafeini azaltın. Kahvenin tadı mükemmeldir ve onu kararında içmeniz daha güvenlidir. Fakat çok fazla kafein sizi asabi yapar. Ayrıca midenizi rahatsız eder ve uyku düzeninizi bozar. Tıp uzmanları, günde 300 miligram kafeinden daha fazlasını tüketmemenizi tavsiye ederler. Bu da, demlenmiş bir kahveden 2 bardağa denk gelir. Bugün, iyi hissetmeye kahve, kafeinli çay ve kafeinli hafif içecekleri alımınızı değiştirerek başlayın. Hangisi daha fazla kafeine sahiptir? 8 ons 60
Güncel Psikoloji
(227 gram) demli kahve bardağı mı, çay bardağı mı? Cevap, 8 ons demli kahve bardağıdır. 3 - Değişiklik yapın. Değiştirdiğiniz zamanı rahatlamak, iyi hissetmek ve evden işe, işten eve gitmek için kullanın. * Kitapları kasetten dinleyin. Romanı, dil kasetlerini ve ilham veren kayıtları dinleyebilirsiniz. Çoğu halk kütüphanesi, dinlenebilir kitaplara sahiptir. * Ayırt edici bir dinleyici olun. Sizi sinirlendiren ve vaktinizi boşa harcayan radyo programlarından uzak durun. * Çoğu zamanınızı sessizlikte geçirin. Gününüzü tekrar düşünün, ileride ne olduğunu düşünün ve zamanınızı düşüncelerinizle harcayın. * Eğer mümkünse, haftada bir ya da iki gün sevdiğiniz bir insanla değişiklik yapın. * Eğer yapabilirseniz, toplu taşımacılığı tercih edin. Zamanınızı kitap okumak ve gününüzü iyice düşünmek için kullanın. 4 - Her gün, 30 dakika egzersiz yapın. Düzenli fiziksel aktivite, kalp krizinden ölme riskini azaltır, diyabet gelişimini azaltır ve azaltılmış kolon kanseri riskiyle ilişkilidir. Ayrıca yüksek tansiyonu önlemeye ve kilo 61
Güncel Psikoloji
kaybetmenize ve kilodan uzak durmanıza da yardım eder. * Kendinizi aktif bir kişi olarak düşünün. * Günlük rutininizin dışında fiziksel aktivite yapın. Faal yürüyüşlere katılın. Bisiklet sürün. Evin etrafında ve bahçede ufak günlük işler yapın. Asansör yerine, merdivenleri tercih edin. Haftanın çoğu ya da tüm günlerinde, daha kuvvetli nefes almanızı sağlayan 30 dakikalık aktiviteler yapın. Başlangıçta, 30 dakika aktif olamazsanız, en az 10 dakikalık bir zamana dayanma göstermelisiniz. 5 - Endorfinlerinizin devamını sağlayın. Sağlık uzmanları, endorfinleri “iyi hissetme” hormonları olarak adlandırırlar. Endorfinler, beyin tarafından ortaya çıkarılan, ruhsal durumunuzu geliştiren, acıyı hafifleten ve tüm iyilik duygusunu üreten doğal kimyasal maddelerdir. Onlar ayrıca, daha iyi uyumanıza yardım eder. Vücudunuzun endorfin salgılamasını sağlamanın en iyi yolu, egzersiz yapmaktır. Ölçülü bir antrenman bile, gerginliği azaltır, ruhsal ve fiziksel sağlığı geliştirir. Çok güçlü bir egzersiz, gerçekten bu endorfinlerin devamını sağlar. Bazı endorfin bilimcilerine göre endorfinlerin olumlu etkisi, saatlerce sürebilir. Tabii ki, ağır bir egzersiz programına 62
Güncel Psikoloji
başlamadan önce, sağlığınızdan sorumlu kişiyle kontrol yapmalısınız. 6 - Gülümseyin. Harvard Üniversitesi resmi gazetesine göre “Daha fazla gülümserseniz, sahte gülümsüyor olsanız bile, işyerinizde çok mutlu olursunuz”. Mutlu bir yüz takınmak sizin için ve çevrenizdeki insanlar için olumlu faydalara sahiptir. Kişisel ve iş ilişkilerinizde de geçerlidir. Gülümseme, herkesin iyi hissetmesini sağlar. * Müdürünüze ve iş arkadaşlarınıza gülümseyin. * Kapıya geldiğinizde, partnerinize gülümseyin. * Annenizle telefonda görüştüğünüz zaman gülümseyin. * Hemen şimdi yapın. Gülümseyin ve ne kadar gevşemiş ve neşeli olduğunuzun farkına varın. Psikoloji Bülteni’nde yayınlanan Yale Üniversitesi araştırmalarına göre, kadınlar erkeklerden daha fazla gülümserler. 7 - Her gün yürüyün. Önceden olduğundan daha az aktifiz ve obezite oranları hiç olmadığı kadar yüksek. Fiziksel uygunlukta (physical fitness), Amerika’da her 10 yetişkinden 7’si düzenli bir 63
Güncel Psikoloji
şekilde aktif değil. Daha iyi bakmak ve hissetmek için en büyük yol “yürümek”tir. Yürüyüş, her yaştaki insan için iyidir. Kilo vermenize ve kilodan uzak durmanıza yardım eder ve kaslarınızı kuvvetli tutar. Basit bir planla başlayarak, yürüyüşü, günlük bir alışkanlık haline getirebilirsiniz. Haftada bir gün 10 dakika yürüyün. Daha sonra, giderek haftada 4 gün ve daha fazlasında, günde 30 dakikaya yükseltin yürüyüşlerinizi. Yürüdüğünüz her mil için, 95-100 kalori yakarsınız. İpucu: Yürüdüğünüz zaman, pedometre veya adım sayar takın. Motive edicidir ve uzaklığınızı izlemek kolay bir yoldur. Onları, çoğu spor eşyası depolarından temin edilebilirler. 8 - Egzersiz arkadaşı bulun. Eğer biriyle egzersiz yaparsanız, egzersizden kopamazsınız. * Sevdiğiniz birisiyle egzersiz yapın. Yürüyüş partneri bulun veya işten sonra spor salonunda bir arkadaş bulun. Egzersiz arkadaşınız, sizin asla üzmek istemediğiniz biri olmalıdır. Böylece, çok istekli olmadığınız zamanlarda, egzersizi erteleyemezsiniz. * Partnerinizle veya eşinizle egzersiz yapın. Spor salonuna beraber giden çiftler, egzersiz 64
Güncel Psikoloji
programına daha çok bağlılık gösterirler. * Köpeğinizin egzersiz arkadaşınız olmasına izin verin. * Egzersiz için zamanı planlayın ve ona itaat edin. Son devlet göstergelerine göre Amerika’da, yetişkinlerin %60’ından ve çocukların %13’ünden fazlası, fazla kiloludur. 9 - Beyin egzersizi yapın. Tıp araştırmalarına göre, beyin egzersizi yapmak, hafızanızı geliştirir ve “erken bunama” ve “Alzheimer” hastalıklarının riskini azaltır. * Eski yaptığınız alışkanlıkları, yeni yollarla yapmak için kullanın beyninizi. Dişinizi diğer elinizle fırçalayın. Çalışmak için yeni bir rota belirleyin. * Çapraz bulmacalar veya diğer beyin geliştirmelerini yapın. * Yeni bir dil öğrenin. * Bir müzik aleti çalın veya çalmaya başlayın. Beyin geliştirme: beynimiz bunu nasıl algılar? Sırayı tersine çevirin ve siz “iyi hissetme” (feeling good) kavramına sahip olacaksınız. 10 - İçgüdülerinize güvenin. İçgüdü, sizin nasıl düşündüğünüzü, hissettiğinizi ve yaptığınızı söyleyen bir iç sestir. 65
Güncel Psikoloji
Uzmanların “duygusal zeka” dedikleri şeyin bir parçasıdır. İçgüdülerinize güvenmeniz genellikle olumlu sonuçlar doğurur. * Bilgilerinizi analiz ederken içgüdülerinize güvenin. Bir şey doğru görünmüyorsa, iyi bir karar almanız için gerekli olan bilgiye ulaşana kadar onu tekrar gözden geçirin. * İçgüdülerinizin sizi anne-baba gibi yönlendirmesine izin verin. * Güvenlik söz konusu olduğunda, içgüdülerinize güvenin. Eğer, birisi sizin rahatsız ve güvensiz hissetmenize neden olursa, bu duyguya dikkat edin ve kendinizi ve umursadığınız insanları koruma konusunda önlemler alınız. 11 kurtarın.
Kendinizi
kötü
alışkanlıklardan
Hepimiz sigara, kumar, fazla yemek yeme, fazla para harcama, şişmanlama veya yeteri kadar destekleyici olamayan bir partner, eş, meslektaş veya arkadaş olma gibi bir ya da iki kötü huya sahibiz. Bir kötü huyunuzu seçin ve onu bu yıl değiştirmek için çalışın. Ve uzmanların şu tavsiyelerini hatırlayın. 1Kendinizi kötü alışkanlığınızdan vazgeçirmek için, şimdi ve daha sonra düşünmek zorundasınız. “Eğer şimdi bu Fransız kızartmasını yersem, iyi hissedeceğim. Fakat, daha sonra, iyi 66
Güncel Psikoloji
hissetmeyeceğim. Eğer bu kızartmayı şimdi yemezsem, cezayı sonra göreceğim.” 2- Onu herhangi bir zamanda, günde bir kere uygulayın. Kötü alışkanlığa tekrar dönebilirsiniz. Bu normaldir. Yeni alışkanlıkları öğrenmek zaman alır. Kötü alışkanlıklardan kurtulmak da çok fazla zaman alır. 12 - Kuvvet geliştirme egzersizleri yapın. Kuvvet geliştirme, güçlü kasları oluşturur ve metabolizmanızı artırır. Ayrıca denge ve duruşunuzu geliştirir ve kemik kaybının önlenmesine yardım eder. Erkekler ve kadınlar için, kuvvetli ve formda kalmak ideal bir yoldur. Uzmanlar, kuvvet gelişimi için haftalara dağılan seansların kas yapma ve onları güçlendirmek için yeterli olduğu görüşündedirler. Programa evde başlamak kolaydır. İhtiyaç duyduklarınızın tümü; halterler (el ağırlıkları), ayak bileği ağırlıkları, egzersiz paspası ve başlamanıza yardım edecek kuvvet geliştirme hakkında kitap veya video. Kuvvet gelişim programına başlamadan önce doktorunuzla görüşün. Doğru veya yanlış: Kuvvet geliştirmek senin uyluklarını tekrar gençleştirir. Miriam E. Nelson tarafından yazılan “Güçlü Kadınlar, Genç Kalır” (Strong Women Stay Young) 67
Güncel Psikoloji
adlı kitaba göre bu cevap, doğrudur. 13 - İş dışında çalış. Ofis Yoga (Office Yoga) kitabından alınan bu egzersizler, nasıl bir iş yaparsan yap iyi hissetmene yardım edecektir. Kollar gerilir: Kollarını yana aç. Karşı duvara, ayak uçlarından geril. Nefes al ve gevşe. Telefon gerinmesi: Telefonda konuşurken, bacaklarınızı gerin ve ayak bileklerinizi ve ayaklarınız döndürün. Gerindiğiniz zaman, dikkatinizin arttığını fark edin. Her saatte bir, yaptığınız şey her ne ise bırakın ve birkaç dakika gerinin. Öğle aranızda, egzersiz yapın veya yakındaki bir spor salonuna ya da fitness merkezine katılın. Daha büyük gerinmeler için, Ofis Yoga’yı okuyun: Darrin Zeer tarafından yazılan “Meşgul insanlar için, basit gerinmeler” (Simple stretches for busy people). 14 - Sağlığınız için sorumlulukları kabul edin. Sağlığınız için, sorumluluk alırsanız ve sağlıklı bir hayat yaşamayı tercih ederseniz, olgun bir yaşlılık yaşama şansını artırırsınız. * Düzenli check-up yaptırın. Eğer, 65 yaşının üzerindeyseniz, yıllık grip aşısı, zatürree aşısı ve 68
Güncel Psikoloji
doktorunuz tarafından tavsiye edilen diğer bağışıklılıkları yaptırın. * İşyeri kan basıncı ve kolesterol gösterimlerine katılın ve doktorunuz tarafından tavsiye edilen meme filmi, prostat kanseri görüntüleme testi, rahim kanserini belirlemeye yarayan pop testi, anattan kalın bağırsağın ucuna kadar incelemeyi kapsayan kolonoskopiyi ve diğer önemli incelemeleri kapsayan önleyici sağlık testlerini rutin olarak yapmalısınız. * Sigarayı bırakın ve içtiğiniz alkol miktarını sınırlandırın. * Fiziksel ve duygusal olarak aktif kalın. 15 - Sevdiğiniz ve güvendiğiniz bir doktor bulun. Yapılan bir araştırma, doktoruyla daha iyi ilişkiler kuran hastaların, sağlıklarıyla ilgili olarak daha iyi hissettiklerini ortaya koymuştur. * Doktor bulmak için, hasta olana kadar beklemeyin. Sizinle ve sizin tıp geçmişinizden haberdar olan bir doktor, en iyi sağlık önlemlerini almada size daha çok yardımcı olabilir. * Yaklaşımına güvendiğiniz, iyi yetişmiş ve tecrübeli, ilgili kurumlarca tasdik edilmiş bir doktor arayın. Bu kişi iyi bir dinleyici ve sizin endişelerinizi ciddiye alan biri olmalıdır. Bulunduğu yer ve saat bakımından, size uygun olan bir doktoru seçin. * Bir hekim ya da hekim grubundan, tutarlı bir 69
Güncel Psikoloji
bakım araştırın. Bu, farklı doktorlar tarafından uygulanmış tedavilerin birbirine karışmasını önler. 16 - Herhangi birinin iyi hissetmesine yardım edin. Başkaları için bir şeyler yapmak, sizin iyi hissetmenizi sağlar. Bu, fiziksel sağlığınız için de iyi olabilir. Michigan Üniversitesi’nin son araştırması, başkalarına yardım eden ve destekte bulunanların daha uzun yaşadıklarını ortaya koydu. * Ayak işlerinde, ulaşımda, alışverişte, bebek bakımında veya diğer görevlerde arkadaşlarınıza, akrabanıza veya komşunuza yardım edin. * Gönüllü organizasyonlarda bulunun. * Çocuğunuza, yerel aşevlerinde beraber çalışarak ya da yaşlı komşunuza yardım ederek, başka insanlara bir şeyler vermenin, kişiyi nasıl iyi hissettireceğinizi öğretin. * Parkta veya kumsalda çöp gördüğünüzde toplayın. * İyi park yerini bir başkasının almasına ya da sırada önünüze geçmesine izin verin.
17 - Uzaklaşın. Bir hafta uzaklaşmak, stresi azaltmak, ruh 70
Güncel Psikoloji
durumunuzu geliştirmek ve iyi hissetmek için iyi bir yoldur. Tek bir şey üzerinde odaklanmanın yoludur: gevşeyin... Uzaklaştığınız zaman, işinizi de beraberinizde götürmeyin. Acil durumlar haricinde telefonunuzu kapatın. Ve, bilgisayarınız ve kaygılarınızı geride bırakın. Böylece arkadaşlarınız, aileniz ve kendiniz üzerinde konsantre alabilirsiniz. Yenilenmiş hissine kapılacaksınız. 18 - Zamanınızı dışarıda geçirin. Hayatımızın çoğunu içerilerde geçiririz. Fakat dışarıda olmak, taze havayı solumak, güneşi hissetmek sağlık için faydalıdır. Küçük bir güneş ışığı, kendinizi güneş kremiyle koruduğunuz sürece iyi hissettirir; depresyon hissinden kurtulmanıza yardım eder. Ve D vitamini kaynağıdır. İyi havalarda dışarıda olmak fiziksel aktiviteyi de teşvik eder. Yapabildiğiniz kadar, zamanınızı dışarıda geçirmeyi deneyin. * Öğle aranızda, dışarıda kitap ya da gazete okuyun. Veya yürüyüş yapın. * Bahçe işleriyle uğraşın. Bu ödüllendirici, iyi bir terapi ve antrenmandır. 71
Güncel Psikoloji
* Kampa, yürüyüşe gidin ya da arkadaşlarınız ve ailenizle doğa yürüyüşleri yapın. 19 - Vaktinizi ev hayvanınızla harcayın. Bir ev hayvanına sahip olma, fiziksel ve ruhsal sağlığınız için yararlıdır. Birçok araştırma, evcil hayvanınızla geçireceğiniz zamanın stres, yalnızlık ve depresyon hissini azalttığını ortaya koymuştur. Kan basıncını bile azaltır. Her gün zamanınızın birazını evcil hayvanınızla geçirin. İşteki uzun bir günden sonra, evcil hayvanınızla oynamak stresinizi azaltmak ve çözmek için iyi bir yoldur. Eğer şartlarınız, bir evcil hayvana sahip olmaya izin vermiyorsa, arkadaşınıza evcil hayvanıyla yürümeyi önerin. 20 - Günlük multivitaminlerini al. Amerika Tıp Kurumu Gazetesi (the Journal of the American Medical Association) bütün yetişkinleri günlük multivitamin almaları konusunda teşvik eder. Multivitaminler, bazı kanserler, osteoporoz (kemik erimesi) ve kalp hastalığını da kapsayan birçok kronik hastalığı önlemeye yardım edebilir. Multivitamin satın aldığınızda, her zaman son kullanma tarihini kontrol edin. İyi bir emilim için, 72
Güncel Psikoloji
vitaminleri yemeklerle beraber alın. Vitamin ve kalsiyum takviyeleri doktorunuzla görüşün.
için
21 - İhtiyacınız olan kalsiyumu alın. Sağlıklı beslenme için, kalsiyum gereklidir ve ileriki yaşlarda osteoporozu (kemik erimesini) önlemeye yardım eder. Fakat çoğumuz, ihtiyaç duyduğumuz kalsiyumu almıyoruz. * 9 yaşından başlayarak çocuklar, beslenmeleri sırasında günde 1,300 miligram kalsiyum almalılardır. Çocuğunuza az yağlı süt ve kalsiyum yönünden zengin olan yoğurt, peynir ve diğer süt ürünleri, kalsiyumlu tahılları, kalsiyumlu portakal suyunu ve lifli koyu yeşil sebzeleri verin. 8 ons (227 gram) az yağlı bir bardak süt, 300 mg. kalsiyum içerir. * Çoğu yetişkin, 50 yaşına kadar, günde 1,000 mg. kalsiyuma ihtiyaç duyar. Hamile kadınlar ve 50 yaşın üzerindeki insanlar, bu miktardan daha fazla kalsiyuma ihtiyaç duyarlar. * 5 yaşının altındaki çocukların yarısı, genç erkeklerin %35’i ve genç kızların %85’i, uzmanlar tarafından tavsiye edilen günlük kalsiyumu tüketmemektedirler. 22 - Sağlıklı bir seyahatçi olun. 73
Güncel Psikoloji
Özellikle evden ve alışkın olduğunuz programlardan uzak kaldığınızda, kendinize dikkat etmeniz gereklidir. * Bol miktarda su için ve her nereye giderseniz gidin, yanınızda bir şişe su taşıyın. Hava kabinleri kuru olduğu için, uçtuğunuz zaman, su içmeyi hatırlayın. Uçuştan önce, uçuş sırasında ve uçuştan sonra 8 ons (227 gram) değerinde bir bardaktan su için; böylece, su ihtiyacınız karşılanır. * Sağlıklı besinler yiyin ve kahvaltıyı atlamayın. * Uçak veya tren seyahatlerinde, taşıma çantanızda sağlıklı hafif yemekler bulundurun. * Evden uzak olduğunuzda, düzenli egzersizler yapın. * Stresi çözmek ve ondan kurtulmak amacıyla, her gün rahatlamaya vakit ayırın. Düşüncelere dalabilir, masaj yaptırabilir, film izleyebilir veya iyi bir kitap okuyabilirsiniz. 23 - Uyku moduna geçin. Çoğumuz, birçok uzman tarafından tavsiye edilen 8 saatten 1 saat kadar az olan, 6 saat 54 dakikalık bir uykuya sahibiz geceleri. Çok az uyku, sizin ruhsal durumunu, işinizi ve nasıl hissettiğinizi etkiler. Gece uykuya dalmakta veya uyumakta sıkıntılarınız varsa, veya gün içerisinde uykulu oluyorsanız, uykudan mahrumsunuzdur. Uykunuzu geliştirmek için, uyku moduna 74
Güncel Psikoloji
geçin. Yatağa gitmeden önce, vücudunuzun yoğun uyanıklılık zamanından, uyku zamanına hızlı geçişine “yavaşlama” saati uygulayarak yardım edin. Bu zaman süresince çalışmayın, fatura ödemeyin, egzersiz yapmayın, televizyonda rahatsız edici programlar izlemeyin. Bu yavaşlama zamanını, kitap okumak ve rahatlamak için kullanın ve sonuçta uyuklayacaksınız. İpucu: 20, 30 dakika sonra, uykuya dalmada hâlâ sorunlarınız varsa, yataktan çıkın ve kitap okuma gibi daha rahatlatıcı bir şey yapın. Yarım saat sonra, yatağa geri gitmeyi deneyin. Gerekirse bunu tekrar edin. 24 - Topluluk edinin. Bir topluluk, ilişkiler ağı oluşturun ve yaşamınız boyunca daha iyi hissedeceksiniz. Komşu evlerdeki çocukları ve yetişkinleri tanıyın. Çocuğunuzun okulundaki diğer anne ve babalarla buluşun ve her ay bir araya gelip annebaba olma konusunda konuşun. İşyerinde, insanları bir araya getiren aktiviteler organize edin. Dini grubunuzla ilgili topluluklarda yer alın. Meslektaşınıza, komşunuza ve arkadaşınıza yardım etmeyi önerin. Zamanınızı cemaat kurumlarına verin. Genç ve yaşlı nesli bir araya getiren aktivitelere katılın. Geniş ailenizdeki insanları bir araya getiren kişi olun. 75
Güncel Psikoloji
25 - Kahkaha atın. Hepimiz espri anlayışı olan insanlara yöneliriz. Espri, gerginlikten ve kötü ruh halinden kurtulmak için iyi bir yoldur. Espri, uygun olduğu, başkalarına hakaret edici olmadığı ve işinize de engel olmadığı müddetçe, çalışma gününüzü daha eğlenceli hale getirebilir. * Zor bir durumu aydınlatmak için, espriyi kullanın. * İş arkadaşlarınızla gülecek fırsatlar arayın. Ayın şakası yarışmasıyla başlayın. Sizi güldüren karikatürleri kesin ve yapıştırın. * İş arkadaşınız için komik bir kart satın alın. * Kendinize gülmekten korkmayın. 26 - Yemek Piramidi Gerçekleri’ni (= Food Pyramid Facts) bilin. USDA Yemek Rehber Piramidi, sizin makul porsiyonlarda ve dengeli yemekler yemenize yardım etmek için temel tavsiyelerde bulunur. Tüm tahılları, çeşitli meyve ve sebzeleri tercih ederek ve şekeri ve doyurulmuş yağı sınırlayarak, Piramidin sizi yönlendirmesine izin verin. Bazı uzmanlar, daha az kırmızı et yemeği ve arıtılmış tahıllar yemeği önerir. USDA, 2005 yılında Piramidin yenilenmiş versiyonu: Hayvansal yağlar, bitkisel yağlar ve tatlılar: 76
Güncel Psikoloji
İdareli kullanın. Süt, yoğurt ve peynir grubu: 2-3 porsiyon. Sebze grubu: 3-5 porsiyon Et, kümes hayvanları, balık, kuru fasulye, yumurtalar ve kuruyemiş grubu: 2-3 porsiyon. Meyve grubu: 2-4 porsiyon Ekmek, tahıl, pirinç ve pasta grubu: 6-11 porsiyon 27 - Ne kadar yediğinizi bilin. Amerikalılar, dünyadaki herhangi bir kültürdekilerden daha büyük porsiyonlarda yemek yerler. Kilo vermenin ve kilodan uzak durmanın bir şartı da makul porsiyonlarla yemektir. Ne kadar yediğinizin farkında mısınız? * 4 ons (114 gram) değerinde tatlı küçük ekmek, 4 Piramit porsiyonuna eşittir. Çoğu yetişkinler, günde 6’dan 10 porsiyona kadar olan ekmek ve diğer tahıl yiyeceklerini yemelidirler (Piramit’in en altına bakınız). Bu nedenle, bir tatlı küçük ekmek, Piramit rehberinin yenilenmiş şekline göre, sizin günlük tahıl ihtiyacınızın hemen hemen yarısını karşılar, bu da yemek düzenimizde daha az tahıl ve ekmeği gerektiriyor. Alışkanlıklarınızı nasıl değiştirebileceğinizi düşünün. Örneğin, bütün bir tatlı ekmek yerine, yarım tatlı ekmek ve biraz taze meyve yiyin. * Fransız kızartmasının orta boy bir siparişi, 4 Piramit porsiyonuna denk gelir. Bu, günlük aldığınız 77
Güncel Psikoloji
tahılın yarısıdır. Fransız kızartmalarını atlayın veya daha küçük boy ısmarlayın. 28 - İhtiyaç duyduğunuzu biliyorsanız kilo verin. Aşırı kilo, öyle yaygın bir orana ulaştı ki, Amerika Cerrah Şefi (The U.S. Surgeon General) aşırı kiloyu, ulusun en başta gelen sağlık kaygısı olarak görüyor. Amerikalı yetişkinlerin 3’te 2’si ve çocukların %13’ü aşırı kilolu ya da şişman. Çok kilolu olan yetişkinler ve çocuklar bazı tip kanserler, 2. tip diyabet, kalp hastalığı, kireçlenme ve diğer hastalıklara yakalanmada yüksek riskler taşırlar. Kilo vermeye ihtiyaç duyuyorsanız, sizin için doğru kilo yönetimi programı hakkında doktorunuzla konuşun. Daha sonra, porsiyon kontrolünü, egzersizi içeren bir diyet programı ve buna bağlı kalabilmeniz için ihtiyaç duyduğunuz destek ve dürtüler aracılığıyla, vermeniz gereken kiloyu vermeye çalışın. 29 - Dengeli bir yiyici olun. Harvard Tıp Okulu’nda, tıp profesörü olan Walter C. Willett, M.D. “Ye , İç ve Sağlıklı Yaşa” adlı kitabında şu tavsiyeyi verir: “dengeli yeme stratejileri belirleyin” (practise defensive eating strategies). İşte burada, Dr. Willett’e göre nasıl 78
Güncel Psikoloji
olacağı belirtilmektedir: * Tıka basa doymadan önce bırakmayı deneyin. * Seçici olun. Çoğu şeyi sırf önünüze kondu diye yemeyin. * İştahınızı kaçırın. Yemeğinizi yemeden önce, havuç veya kereviz sapları gibi az kalorili atıştırmalar yapın. * Çok basit olmasını sağlayın. Hepsinden kaçının. Basit, iyi dengeli besinler yiyebilirsiniz. 30 - Dışarıda yemek yediğiniz zaman, sağlıklı tercihler yapın. Lokantada yemek yeme, sağlıksız yemek yeme anlamına gelmez. * Yemeğinizi biriyle paylaşın veya yemeğinizin yarısını, bir sonraki gün yemek için eve getirin. Tipik lokanta porsiyonları, tek kişilik porsiyonlardan genellikle 2 kat daha büyüktür. * Ekmek sepetini geri gönderin. * Kızarmış yiyeceklerden uzak durun. * Fast food lokantalarda, ızgara tavuk ısmarlayın ve garnitürü de kendiniz koyun. Az yağlı baharatları seçin. * Soda yerine, su için. İpucu: Kalorileri ve tükettiğiniz yağı düşündüğünüz zaman, yemeklere değer biçmek o kadar önemli bir miktar değildir. 79
Güncel Psikoloji
31 - Enerjinizi artırın. Egzersiz ve uygun bir yeme düzeni, en iyi enerji artırıcıdır. * Asla kahvaltıyı atlamayın. İyi dengeli kahvaltı, enerjinizi tüm gün boyunca artırır. * Egzersiz yapın. Aktif olmak, enerjiyi artırmak ve onun devamını sağlamak için en iyi yoldur. * İçtiğiniz alkol miktarını sınırlandırın; çünkü, enerjinizi tüketir. * Fazla yemekten kaçının. Çok fazla yemek, kendinizi tembel hissetmenize yol açar. * Gün boyunca hafif atıştırmalar yapın. Sık sık alınan küçük öğünler ve atıştırmalar, devamlı enerji takviyesini devam ettirir. Meyve, kuruyemiş ve yoğurt gibi size enerji veren sağlıklı yiyecekleri seçin. Besin yönünden düşük ve kalori yönünden yüksek olan şeker parçalarından, patates cipsinden ve diğer yiyeceklerden uzak durun. 32 - Müzik dinleyin ve rahatlayın. Hiç şüphe yok ki, müzik tüm insan kültürlerinin özelliğidir. Müzik bizi eğlendirebilir, üzüntülerimizden uzak tutabilir, beynimizi uyarabilir ve rahatlamamıza yardım edebilir. Sizi rahatlatan müziği çözün ve gerginliğinizi azaltmak için onu kullanın. * Uzun bir gün sonrası, eve giderken müzik 80
Güncel Psikoloji
dinleyin. Kendi “ iyi hisset” müzik koleksiyonunuzu toplayın. Yardıma ve eğlenmeye ihtiyaç duyduğunuz zaman onları dinleyin. Yerel bir kütüphaneden müzik cd’leri ve kasetleri ödünç alarak ya da yasal online müzik servislerinden araştırarak ve örnekleyerek müzik ufkunuzu geliştirin. * Kendi müziğinizi yapın. Şarkı söyleyin veya bir çalgı aleti çalın. * Saygılı olun. Sizi rahatlatan müzik, diğerlerini kızdırabilir. 33 - Kısa uyuklamalarınız olsun. Amerikalıların %50’sinden fazlası, uykudan mahrumdur. Yeterli uyku eksikliği, gençler arasında da yaygındır. Zeka Sağlığı Ulusal Enstitüsü (The National Institute of Mental Health) tarafından yürütülen bir çalışma hızlı, rahatlatıcı, kuvvetli bir uyuklamanın sizin zihinsel ve fiziksel sağlığınız için mucizeler doğurabileceğini gösteriyor. Bu çalışma, 20-30 dakika uyuklamanın stresi azaltabileceğini göstermiştir. Bu süreden daha uzun uyuklamak ise sizin düzenli uyku döngünüzü ve alışkanlığınızı bozabilir. Bu yüzden, onu abartmayın. Ulusal Uyku Kurumu’na göre (The National Sleep Foundation), her 5 yetişkinden birinin uykusuzluktan dolayı ara sıra ya da sık sık iş hataları yaptığı ortaya konmuştur. 81
Güncel Psikoloji
34 - Ayaklarınıza iyi davranın. Ortopedik Doktorlar Amerikan Akademisi’ne göre (American Academy of Orthopaedic Surgeons), Amerika’da 43.1 milyondan fazla insan (= her 6 insanda bir kişi) ayaklarından sıkıntı çekmektedirler. Ve bunların çoğu ayaklarına tam uymayan ayakkabılardan kaynaklanmaktadır. İşte burada, AAOS’nin önerileri yer almaktadır: * Her yeni ayakkabı satın aldığınızda, ayak numaranızı ölçtürün. * Kadınlar, 2.25 inç’den (5.715 cm) daha yüksek topuklu ayakkabılar giymemelidir. En uzun ayak parmağınızın sonundan, ayakkabı ucuna kadar 0.5 inç’lik (1.27 cm) bir boşluk olmalıdır. Ayakkabılar sıkıyorsa, onları satın almayın. 35 - İşitme problemleriniz varsa yardım alın. İşitme kaybı, özellikle 50 yaşından sonra yaygındır. 65 yaşının üzerindeki her 3 insandan biri işitme kaybına sahiptir. İşitme kaybının belirtileri, net duymada yaşanan sıkıntılar, telefonda yaşanan duyma sorunları ve radyo ve televizyonun sesini duyabilmek için sesi artırmaktır. Eğer işitme probleminiz varsa, doktorunuzla konuşun. Çoğu işitme zorlukları, bir kulak uzmanının toplam değerlendirmesiyle ve önerilen tedaviler ve yardımlarla çözülebilir. 82
Güncel Psikoloji
36 - Eğer birine bakıyorsanız, yardım alın. Yaşlı veya bağımlı veya sevilen biriyle ilgilenmek duygusal ve fiziksel olarak yorucudur. Bu yüzden, kendiniz için bir destek aramak önemlidir. * Onu, tek başına yapmak zorunda olmadığınızı hatırlayın. Aileden ve arkadaşlarınızdan yardım isteyin. * Destek grubundan yardım alın. Destek grupları, sizin yaşadığınız hikaye, duygu ve bilgilerinizi başka insanlarla paylaştığınız bir yerdir. Toplumda, destekleyici bir grup bulmak için doktorunuzla, EAP ile (Çalışana Yardım Kurumu = Employee Assistance Program) veya sizin çalışan kaynak programınızla konuşun. * Sevdiğiniz insanlarla, nasıl hissettiğinizi konuşun. Ne hissediyor olduğunuzu, hissetmelerine izin verin.
37 - Güzel bir şeylere bakın. Heyecanlı gününüze ara verme hareketi ve güzel bir şeylere bakmak sizin bakışınızı geliştirebilir ve iyi hissetmenizi sağlar. * Sevdiğiniz bir kişinin resmini iş yerinize asın. * Güneşin batışını izlemek için vakit ayırın. 83
Güncel Psikoloji
* İşyerine çiçeklerle dolu bir vazo koyun. * Her gün, hoşlanacağınız bir yere favori bir yazıyı ya da resmi asın. 38 - Geceleri çalışıyorsanız, kendinize dikkat edin. Circadian Teknolojileri tarafından yapılan son araştırmaya göre, eğer geceleri çalışıyorsanız, kendinizle ilgilenmek daha önemlidir. Akşamları ve geceleri, toplumdaki insanların genelinden daha fazla çalışan insanlar, yüksek oranda kalp problemleri ve uyku düzensizliklerinden sıkıntı çekerler. Sağlıklı hafif atıştırmaları ve yemekleri paketleyin. Fast-food’dan ve sağlıksız satılan abur cuburlardan uzak durun. * Düzenli olarak egzersizler yapın. Bu, daha iyi uyumanızı sağlar. *Bir saat ya da bu saate yakın bir süre yatağa gitmeden önce rahatlayın. Rahatlamak için ılık bir banyo veya duş alın. İşçi İstatistikleri Bürosuna göre, yaklaşık olarak 24 milyon Amerikalı sabah 7 ve akşam 7 arasında dışarıda çalışırlar.
39 - Önceden yüklemeden sakının.
fark
edin
ve
aşırı
Taahhütteki fikir ayrılıklarından kaçının. Neyi 84
Güncel Psikoloji
yapmaya başlayacağınıza ve başlamayacağınıza karar verin. Sorumlusu olacağınız her şeyi, düşünün. * Eğer okul para fonundaysanız, aynı anda anne-babaların yapacağı ziyaretlerin de planını yapmayın. Ziyaret için farklı bir zaman planlayın. * Programı düzenli olarak tekrar gözden geçirin. Sorumlulukların çarpışmadığından emin olmak için uzun vadeli programınız hakkında düşünün. * Yardım aramak için, kriz durumunda olana kadar beklemeyin. * Talebe değer veremezseniz ve herkesin işine yarayacak gerçekçi çözümler bulamazsanız “hayır” demeyi öğrenin. 40 - Biraz ara verin. Ara verme, sizin rahatlamış ve gençleşmiş hissetmenize yardım eder. Fakat çoğumuz, vermemiz gereken arayı vermeyiz. Kâr gayesi gütmeyen aileler ve iş kurumları tarafından yayınlanan, ulusal bir araştırmaya göre, Amerikalıların %25’i çalışmak için o kadar baskı hissederler ki, kazandıkları tatilin hepsini kullanmazlar. Çok sıkı çalışma, sağlığınızda, işinizde, ev ve kişisel ilişkilerinizde bir bedel bırakır. Eğleneceğiniz aktiviteler için vakit ayırın. Arkadaşlarınız, aileniz ve kendiniz için vakit ayırın. 85
Güncel Psikoloji
41 isteyin.
İhtiyaç
duyduğunuzda,
yardım
Çoğu insan, yardım alanlardan daha iyi yardımcılardır. İşinizde çok yüklenmiş hissettiğiniz veya kişisel veya ailesel konularla karşılaştığınız zaman, çoğunuz için yardım istemek zordur. Yardım istemenin, zayıflığın değil, becerikliliğin ve gücün bir işareti olduğunu hatırlayın. Bu, yüklerinizi azaltır ve daha iyi hissetmenizi sağlar. Zor bir zaman geçiriyorsanız ve yardıma ihtiyacınız varsa, güvendiğiniz birine dönün, “yardım edebilir misiniz?” diye sorun. Çoğu insanlar, yardım etmek ister. Onlar ne yapacağını bilmeye ihtiyaç duyarlar. Eğer bir destek kullanabilirsen ve onu nasıl bulacağınızdan emin değilseniz EAP’yle yada işçi kaynak programınızla iletişime geçin. 42 - Stresi nasıl tanıyacağınızı ve onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenin. Gripseniz, kendinize dikkat edin. Stres belirtileri de gösteriyorsanız, kendinize daha çok dikkat edin. Stresin belirtileri sinirlilik, aileden veya arkadaşlardan uzak durma, ağlama hali veya sık sık ağlama, normalden fazla uyuma veya uyku problemi çekme, normalden daha fazla içme, 86
Güncel Psikoloji
yemek yeme, veya sigara içme ve işyerinde verim düşüklüğüdür. Eğer bu belirtilerden herhangi birini gösteriyorsanız, yaşamınızda değişiklikler yapın. * Kısa bir yürüyüş, kedinizle oynama veya bir arkadaşınızı ziyaret etmek için de olsa, rahatlamak için vakit ayarlayın. * Nefes alın. Vücudu rahatlatmak ve zihni sakinleştirmenin en hızlı yollarından biri derin derin nefes almaktır. * Eğer stres belirtileri etkisini kaybetmiyorsa, doktorunuzla konuşun ya da EAP’nizle iletişime geçin. 43 - Çocuğunuzun stresle baş etmesine yardım edin. Çocuklar da yetişkinler gibi stres altında hissedebilirler ve bizim gibi aynı stres belirtilerini gösterebilirler. Bunlar baş ağrısı, mide ağrısı, aşırı yemek ya da öğün atlamak, uykuya dalma zorluğu veya fazla uyumak, okulda performans düşüklüğü, agresif veya sinirli davranışlar, saatlerce internette çevrimiçi kalmak veya televizyon seyretmeyi veya bilgisayar oynamayı içerir. Eğer çocuğunuz bunlardan biri veya birkaçını gösteriyorsa, işte sizin yapabileceğiniz birkaç şey: * Çocuğunuzun üzüntü veya korkularını öğrenin. * Çocuğunuzun yeteri kadar uyuduğundan ve 87
Güncel Psikoloji
egzersiz yaptığından emin olun. * TV şiddetine daha az maruz kalmasını sağlayın. * Eğer stresin işaretlerini uzaklaştıramazsanız, çocuğunuzun öğretmeni veya danışmanı veya bir psikologla veya çocuğunuzun doktoru ile konuşun veya EAP’nizle kontağa geçin.
44 - Menopozdan sonra formda kalmak; menopoz süresince ve sonrasında daha iyi hissetmek için aşağıdaki adımları atın. * Her gün ez az 30 dakika egzersiz yapın. Bu kemikleriniz ve kalbiniz için, kilonuzu dengelemek, uykunuzu düzenlemek ve ruh halinizin daha iyileşmesi için iyidir. * Kemiklerinizi güçlendirmek ve kemik erimesini engellemeye yardımcı olmak için ihtiyacınız olan kalsiyumu alın. Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün tavsiyelerine göre menopozdan sonra hormon takviyesi almayan kadınlar için günde 1,500 miligram kalsiyum alınmalıdır. * Yoga ve meditasyon gibi gevşeme ve stres azaltıcı egzersizler yapın. 45 Orta yaşta görülen bağlamadan kaçınmaya çalışın. 88
göbek
Güncel Psikoloji
Orta yaşlarda görülen göbek bağlamasından uzak durmak için en iyi yol aerobik egzersiz yapmaktır. Yürümek, koşmak, yüzmek, bahçede çalışmak, tırmanmak, bisiklete binmek veya başka tür bir egzersiz çeşidine haftada en az dört kere ve en az 30 dakika katılın. Hedef en yüksek kalp atış seviyenizin %75-85 oranında egzersiz yapmaya çalışmaktır. Dakikada kalbinizin maksimum atışı 220’den yaşınızı çıkartarak hesaplanır. Örneğin 42 yaşındaki biri için en yüksek kalp atışı 178’dir (220 eksi 42). Hiç sağlık problemi olmayan 42 yaşındaki bir kişi 140160 kalp atış hızında egzersiz yapmak isteyebilir. Bir egzersiz programına başlamadan ilk önce sağlık danışmanınızla konuşun. Yüksek obezite oranları olan yaş grupları 65 ila 74 yaş arasındaki erkekler ile 55 ila 64 yaş arası kadınlardır. 46 - Sağlıklı atıştırmalıklar seçin. Tuft Üniversitesi, Sağlık ve Beslenme Üzerine yazısına göre, insanların televizyon seyrederken en çok yedikleri beş şey dondurma, çikolata, kurabiye, patates cipsi ve mikrodalgada yapılmış mısır patlağı gibi tuzlu gıdalardır. Eğer hoşunuza gidecek sağlıklı gıdalar seçerseniz kilo almaktan kaçınacak ve kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Bu atıştırmalıklar 100 ila 250 kalori arasında değişir. * Elma, muz veya portakal gibi bir bütün meyve 89
Güncel Psikoloji
* Az yağlı sütlü bir kap tahıl gevreği * Birkaç gram kavrulmuş yer fıstığı 47 - Sağlıklı öğlen yemeği hazırlayın. Çocuğunuza sizin için iyi olan yiyecekleri sevmesi için ve sağlıklı gıda seçimi yapabilmek için yardım edin. Çocuğunuzu öğlen yemekleri planlamak için cesaretlendirin ve ona ne yemek istediğini sorun. Ona taze meyve, sebze, az yağlı et ve peynir gibi çeşitli sağlıklı gıdaları seçmesi için sunun. İşte sizin ve çocuğunuz için hazırlayabileceğiniz öğlen yemeği alternatifleri: * Tam hububatlı ekmek arasına hardallı hindi * Havuç ve kereviz çubukları * Üzüm * Az yağlı süt Birçok yemek kitabında çok çeşitli sağlıklı yemek tarifleri bulabilirsiniz. 48 - Su için. Su içmek kendinizi daha az aç hissetmenizi sağlar, kalorisi yoktur ve sağlığınız ile ilgili hiç bahsedilmemiş faydaları vardır. Ne kadar su içmeniz gerekir? Beslenme uzmanlarının standart tavsiyesi günde 8 bardak su içmektir. Sıcak havada ve eğer çok aktifseniz daha fazla su için. Eğer çantanızda, arabanızda veya çalışma ortamınızda bir litre su taşırsanız gün içinde su içmeyi 90
Güncel Psikoloji
hatırlarsınız. Birazcık susuz kalmak yorgun hissettirebilir. O yüzden için!
sizi
daha
49 - Sağlık taramasının avantajlarından faydalanın. Pek çok çalışma yeri tansiyon, kolesterol ve diğer durumlar için sağlık taraması olanağı sunar. Çoğunlukla bunlar ücretsizdir veya çok ucuza sunulur. Rutin olarak yapacağınız sağlık kontrolü bilmediğiniz ama var olan problemi -çok daha ciddileşmedenortaya çıkarabilir. Çalışma yerinizdeki sağlık taramalarından faydalanın ve sağlık danışmanınızı düzenli kontrol için görün. The Commonwealth Fund tarafından yapılan bir araştırma, belirli sayıda erkeğin rutin check-up yaptırmadığını ve belirtileri görmezden gelip acı veya ağrı hissettiğinde medikal bakım almayı geciktirdiğini bulmuştur.
50 - Ev/İş sınırlarını çizin. İş gününüz bittiğinde işi işte bırakmak önemlidir. İşte size dört ipucu: * Telesekreter, sesli posta veya çağrılarınızı görmek için arayan kimliklerini kullanın. Cep telefonunuzu kapatın. * Zamanınızı iyi geçirmeye öncelik verin. * Eve vardığınızda kendinize elbisenizi 91
Güncel Psikoloji
değiştirmek için birkaç dakika verin. Üstünüzü değiştirin, bir şeyler atıştırın veya iş gününü bitirip ev rutinine geçmeden önce günün geri kalanına başlamak için bir şeyler yapın. * Evde arkadaşlarınız veya ailenizle gününüze denge katacak planlar yapın. 51 - Tükenmekten kaçınmak için birkaç adım atın. Eğer uzun saatler çalışıyor ve çok yol kat ediyorsanız, tükenmeye adaysınızdır - ki bu da iyi hissetmenin tam tersidir. Tükenme belirtileri baş ağrısı, yorgunluk, heyecan eksikliği, sekse ilginin azalması, kalp çarpıntısı, sinirli hissetmek ve aile ve ilgi alanlarınız için zamanınızın olmamasıdır. Eğer kendinizi tükenmiş hissediyorsanız, hayatınızda pozitif değişiklikler yapmak önemlidir. Tükenmiş olmak sağlığınızı ve kişisel hayatınızı da etkiler. * İş/hayatınızı dengelemek için ihtiyacınız olan desteği alın. Müdürünüzün destek ve yardımını isteyin. Veya EAP’nizle veya işçi kaynak programlarıyla irtibat kurun. * Kaygı ile ilgili sağlık danışmanınızla konuşun. * Günlük “küçük-kaçamaklar” yapmak için kendinizi zorlayın. Öğlen tatilinizde yürüyüşe çıkın. Veya en yoğun gününüzde düşünmek için kendinize zaman verin. 92
Güncel Psikoloji
52 - Eğer problem profesyonel yardım alın.
devam
ederse,
Eğer kendi kendinize çözemediğiniz bir problemle karşı karşıya kalırsanız, bir profesyonelle konuşun. * Eğer çocuğunuz ile ilgili kaygılarınız varsa okul kılavuz rehberiyle veya çocuğunuzun doktoruyla veya sizin EAP’nizle konuşun. * Eğer torununuz veya daha yaşlı bir akrabanızla ilgileniyorsanız, destek grubunuzla veya EAP’yle veya işçi kaynak programıyla iletişim kurun. * Eğer kumar problemi, alışveriş hastalığı, ilişki problemi veya diğer kişisel bir kaygı ile ilgili yardım alabiliyorsanız, doktorunuzla, terapistinizle veya EAP ile veya işçi kaynak programı ile iletişim kurun. * Dini cemiyetten manevi rehberlik alın. 53 - Duruşunuza dikkat edin. Doğru duruş, özellikle uzun ve aralıksız süre boyunca oturarak çalışıyorsanız sağlıklı olmanız için önemlidir. Bacaklarınızdaki ve sırtınızdaki gerginliği azaltmak için sandalyenizin yüksekliğini ayarlayın. Ayaklarınız yere düz basmalıdır. Tabanınız ve uyluğunuz yere paralel olmalıdır. Sandalyenizin arkasının iyi destek olduğundan 93
Güncel Psikoloji
emin olun. Sandalyenin arkalığı sırtınıza gelecek şekilde dik oturun. Çalışırken oturduğunuz yere yayılmayın, kambur durmayın, bağdaş kurmayın. Oturduğunuz yere yayılmak için kolçakları kullanmayın. Her 20-40 dakikada bir bilgisayarınızın başından kalkın ki vücudunuz dinlensin ve kendine gelsin. Bilgisayarda çalışmak vücudunuzun üst kısmı ve özellikle gözleriniz için yorucudur. Kalkmak ve dolaşmak önemlidir. Bu arada bilgisayarla ilgili olmayan şeyler yapın. 54 - Sırtınızı koruyun. Sırt ağrısı fasıllarını önlemeye yardımcı olmanın en etkili yolunun ne olduğunu düşünüyorsunuz? Düzenli egzersiz yapmak, sert yatakta yatmak veya evrak çantanızı omzunuza asarak değil sırt çantası gibi taşıyın? Cevap, Amerikan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Akademisi’ne göre düzenli egzersiz yapmak. Doğru egzersiz sırtınızı ve karın kaslarınızı güçlendirir ve sırt ağrılarından kaçınmanıza yardımcı olur. Sağlık danışmanınızla sizin için uygun olan egzersizlerle ilgili konuşun. Amerikan Mesleki Terapi Derneği’ne göre yaşları 9 ile 20 arasında değişen on çocuktan altısı ağır sırt çantalarından dolayı kronik sırt ağrıları 94
Güncel Psikoloji
olduğunu söylediler. Ağrıyı önlemek için çocuğunuzun her iki kayışı astığından, kayışların sıkı olduğundan emin olun ki, sırt çantası vücuda tam otursun ve sırt çantasında vücut ağırlığının yüzde 10 ila 15’inden daha ağır taşımadığından emin olun.
55 - Baş ağrısı için yardım alın. Eğer baş ağrısı sizi işe gitmekten alıkoyuyorsa veya kişisel hayatınızı etkiliyorsa, yardım alın. * Doğru teşhisi koymak için sağlık danışmanınızla görüşmek için randevu alın. Baş ağrınızın çeşidi ve tedavi seçenekleri hakkında bilgi alın. * Ara sıra olan gergin baş ağrısı için, ılık duş almayı ve rahatlama yöntemlerini deneyin. Bazı baş ağrılarının sebebi susuzluktur. Pek çok doktor başınız ağrıdığında 8 ons (227 gram) su veya sporcu içeceği içmenizi tavsiye eder. Eğer kronik medikal bir durum söz konusu ise, bunu önce doktorunuzla çözün. Baş ağrısı milyonlarca insanı etkiler ve Ulusal Baş Ağrısı Vakfına göre, şirketlerde bir sene içerisinde verimlilik azalmasıyla, işe gelmemekle ve medikal harcamayla milyonlarca dolara mal olur. 56 - Kronik ağrı için yardım alın. 95
Güncel Psikoloji
Kâr amacı gütmeyen danışmanlık grubu Research! America tarafından yapılan bir oylamaya göre Amerikalıların yarısından çoğu geçen sene kronik ve tekrarlayan ağrılardan şikayetçiydi. Kronik ağrı çeken her beş kişiden üçü bir yıldan uzun bir süre için bu ağrıları çekiyor. Sırt ağrıları listenin başında yer alıyor ve bunu artrit ve eklem ağrıları, diz ağrısı, baş ağrısı ve omuz ağrısı takip ediyor. Yaşları 18-34 arasındaki insanlar da daha yaşlı insanlar gibi kronik ağrılardan şikayetçi. Kronik ağrılar ile ilgili yardım almanın en iyi yolu ağrılarınız hakkında bilgilenmek, onları ciddiye almak ve ağrılarınızı ciddiye alan doktor bulmaktır. Eğer doktorunuz bunu yapamıyor veya ağrınızı tedavi etmek istemiyorsa, başka bir doktora başvurun. 57 - Bekleyecek bir şeyler planlayın. Bekleyecek bir şeyler planlayın, önünüze her zaman iyimser bir şekilde bakacaksınız. Önümüzdeki hafta veya önümüzdeki ay öğlen, akşam yemeği veya sinema için bir arkadaşınızla buluşmayı planlayın. Gelecek yaz için eğlenceli bir aile gezisi planlayın. Gelecek tatili kutlamak için bir durum veya sevdiğiniz insanlarla özel bir fırsat planlayın. Çocuklarınızla oyun oynamak için bir gün planlayın. Tırmanmayı hayal ettiğiniz dağa, uzun yürüyüşe gitmeyi planlayın veya yeteri kadar 96
Güncel Psikoloji
göremediğiniz eski bir arkadaşınızı veya yeğeninizi veya torununuzu ziyaret etmeyi planlayın. İyi hissetmek için planlamak ve önceden düşünmek gerekir. Fakat bekleyeceğiniz şeyleri planlarken, ummak bile iyi hissettirir. 58 - Arkadaşınız için orda olun. Arkadaşlar her zaman en iyi destekçiniz olabilirler. Arkadaşınızın yanında olmanız için işte birkaç basit yol: * Zamanınızı verin. Kesintisiz dinleme zamanı, karşılıklı veya telefonda olsun, arkadaşınıza verebileceğiniz en iyi hediyedir. * Olumlu şeylerin hatırlatıcısı olun. * Kart, e-posta, metin mesajı gönderin veya sesli mesaj gönderin ki arkadaşınız sizin onu düşündüğünüzü bilsin. * Arkadaşınızın dinlenmek için zaman ayırabilmesi için ulaklık yapmayı veya aile üyeleriyle ilgilenmeyi teklif edin. * Arkadaşınız hasta olduğunda veya ihtiyacı olduğunda mümkünse onu kişisel olarak ziyaret edin. 59 - Samimiyet için zaman ayırın. Samimi ilişki hayatın en büyük zevklerinden biridir. Fakat bu da biraz planlama ve çalışma gerektirir. Birlikte olmayı önceliğe almamız gerekir. 97
Güncel Psikoloji
Yoksa, çamaşır yıkamaktan faturaları ödemeye her şey zamanı beraber geçirmek için bir yol olabilir. * Samimiyet için zaman ayırın. Bazı insanlar “gece dışarı çıkmayı” keserler. Bazıları evden ve tanıdık adetlerden uzak dışarıda bir gece planlayabilir. * Birbirinize yakınlaştıracak şeyleri birlikte yapın ve samimiyet duygunuzu uyandırın. Yatakta birlikte kahvaltı edin. Öğleden sonra birlikte kestirin. Birlikte yüzün. Birbirinize masaj ve sırt masajı yapın. * Sıcakkanlı olun. Birbirinizi ne kadar sık öpüp birbirinize sarılıyorsunuz? 60 - Sevdiğiniz birine dokunun. Fiziksel dokunuş pek çok muhteşem şey yapar. Dinlendirir, rahatlatır, daha iyi uykuya teşvik eder ve sizin ve sevdiğinizin kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar. Sevdiğiniz birine dokunun. * Çocuğunuza, kızınıza, oğlunuza, ailenize, büyük anne ve babanıza, kuzenlerinize ve arkadaşlarınıza sarılın. * Yaslanmaya daha fazla zaman ayırın. * Sevdiğiniz insanlara hoş geldin ve hoşça kal öpücüğü verin. * Fiziksel temasla özen gösterildiğini ve bağlılığın anlatıldığını çocuğunuza öğretin. 61 - İçki probleminin işaretlerini bilin. 98
Güncel Psikoloji
İçki problemi hayatın başlangıcı veya daha ileriki yıllarında başlayabilir. İçki probleminin belirtileri: * Sinirlerinizi yatıştırmak, kederlerinizi unutmak veya depresyonu azaltmak için içme * Bir iki bardaktan sonra içmeyi savaşmadan durduramamak (standart içki: bir bardak bira, 5 onsluk (142 gram) bir bardak şarap, 1.5 onsluk (43 gram) 80 alkol derecesine sahip alkollü içki) * İçki alışkanlığı hakkında yalan söylemek veya bunu saklamak * Yalnız içmek * İçkiden dolayı tıbbi, sosyal, iş, finansal veya kanuni bir problem Eğer içki probleminiz olduğunu düşünüyorsanız, hemen yardım alın. Doktorunuzla veya ilgili yardımlaşma gruplarıyla iletişime geçin.
62 - İlaç veya alkol bağımlılığı için yardım alın. Alkol ve ilaç bağımlılığı hayattaki pek çok hastalığın sebepleridir; aile problemleri, depresyon, fiziksel problemler, finansal problemler, araba kazaları ve iş yerindeki problemler. 99
Güncel Psikoloji
Hiç arkadaşlarınız, ailenizden birileri veya işvereniniz sizin içki ve ilaç kullanımınız hakkında kaygılarını belirttiler mi? Sizin için denediğiniz halde içkiyi ve ilaç kullanmayı durdurmak zor mu? Eğer alkol veya ilaç probleminiz olduğundan kaygılanıyorsanız, profesyonel yardım araştırmanız önemlidir. EAP’nizle veya işçi kaynak programı ile irtibata geçin. Alkol ve İlaç Bağımlılığı ile ilgili kurumları arayın. 63 - Kızınız veya oğlunuzla alkol hakkında konuşun. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne göre, her dört dokuzuncu sınıf öğrencisinden biri geçen ayki içki âleminde yaptıklarını açıkladı; bir eğlencede beş veya daha fazla içki içme. Çocuklar hep daha genç yaşlarda içki içiyorlar. Kızlar da erkeklerle aynı oranda içki tüketiyorlar. Araştırmalar çocukların aileleriyle beraberken ve onlar çocuklarını sürekli disiplin altında tuttuklarında ve beklentilerini açıkça koyduklarında daha az içtiklerini gösteriyor. Çocuklarınıza sık sık alkolün tehlikelerini anlatın ve erken yaşta alkol kullanmayı ciddiye alın. Genç yaşta alkol kullanımı ile ilgili daha fazla bilgi için, EAP’nize veya işçi kaynak programına başvurun. 15-24 yaş arası gençlerin ölümlerinin %50’si alkol ve ilaç bağımlılığından kaynaklanır. (Amerikan Çocuk ve Genç Psikiyatri Akademisi) 100
Güncel Psikoloji
64 - Kızınıza veya oğlunuza kemerini bağlamalarını hatırlatın.
emniyet
Ulusal Otoyol Trafiği Güvenlik Yönetimi’ne göre, gençler diğer yaş gruplarından daha fazla kaza geçirirler ve daha az emniyet kemeri kullanırlar. * Emniyet kemerini takmaları için dırdır edin ve kendiniz takarak iyi örnek olun. Çocuğunuz ne zaman evden çıkarsa hep hatırlatın. * Çocuğunuzla Yaşam için SADD anlaşmasını (Students Against Destructive Decisions Contract for Life - www.saddonline.com/contract.htm) imzalayın. Bu gençlerin emniyet kemeri kullanmaları ve içkili araba kullanmamaları konusunda bağlar. Ebeveynlerin çocukları güvensiz bir durumdayken, onları güven içinde eve getirmeleri konusunda bağlar. 65 - Kin tutmayın. Araştırmacılar sinirlendiğimizde stresin ve tansiyonun arttığını ve affettiğimizde azaldığını bulmuşlardır. Bazı çalışmalarda affetmenin sırt ağrısını ve depresyonu azalttığı görülmüştür. Sinirlerimizi yatıştırabilme ve gücenme ileriki yaşlarda sağlıklı yaşamın en iyi belirtilerinden biridir. * Birilerini affetmeye karar verin. İş yerinde 101
Güncel Psikoloji
veya kişisel hayatınızda birilerine karşı çözümlenmemiş kızgınlığınız varsa, bu insanla barışmaya çalışın. Bu kişiye bir mektup yazın. Veya eski meseleyi çözmek için buluşmak ve konuşmak için arayın. Eğer bu mümkün değilse, içinizde tuttuğunuz kızgınlığınızı koyverin ve yolunuza devam edin. * Kendinizi affedin. Yanlış giden şeyler için kendinizi suçlamak birine karşı kin tutmak kadar sağlıksızdır. 66 - Sizden genç olan insanlarla birlikte olun. Hayatınızda daha iyi hissedebilmek için, öğrenmeye ve gelişmeye devam etmeniz gerekir. Bizden yaşlı olan insanlardan çok şey öğreniriz. Bizden genç olanlardan da sanat, müzik, teknoloji ve geleceğin nasıl olacağı hakkında öğreneceğimiz çok şey var. Onlar taze yeni bir perspektif sunuyorlar. * Çocuğunuzdan ve çocuğunuzun arkadaşlarından öğrenin. Gençlerle de zaman geçirin. * Sizden genç iş arkadaşlarınızdan, komşularınızdan, çevrenizdeki insanlardan bir şeyler öğrenmeye açık olun. * Genç yazarların kitaplarını okuyun. Genç yönetmenlerin filmlerine gidin. Arada bir radyo frekansını değiştirin ve genç şarkıcıları tanıyın. 102
Güncel Psikoloji
67 - Ailenizle birlikte yemek yiyin. Birlikte yemek aileler için iyidir. Michigan Üniversitesi’nin bir çalışması, evde yemek yemenin çocuklar için okulda daha iyi başarının ve daha az davranışsal problemlerin tek en güçlü belirtisi olduğunu gösteriyor. Öğün zamanı okulda, ders çalışırken, ibadet ederken, oyun oynarken veya sanat çalışması yaparken harcanan zamandan daha güçlüdür. Ailecek düzenli yemek yemek için zaman bulmak zordur. Fakat bunu yapmak için çok çalışın ve bunun birlikte geçirilen zamanın önemli olduğunu, hizmet etmediğinizi aklınızda tutun. Ayrıca hep beraber yediğiniz yemeğin illa akşam yemeği olması gerekmediğini de aklınızda tutun. Eğer hep beraber olduğunuz saat sabah 7 ise, o zaman birlikte kahvaltı edin. Ulusal YMCA anketi, gençlerin %21’inin en çok kaygılandıkları şeyin aileleriyle yeterince zaman geçiremedikleri olduğunu ortaya koymuştur. 68 - Alışkanlıklarınızı değiştirin. Sağlık uzmanları egzersizden daha fazla faydalanabilmek için alışkanlıklarınızı değiştirmenizi tavsiye eder; kardiyovasküler ve dayanıklılık eğitimi egzersizlerini dönüşümlü olarak yapın ki sıkıntınızı ve kas zedelenmesini azaltın. 103
Güncel Psikoloji
Hayatınızdaki alışkanlıklarınızı değiştirmek de iyi bir fikirdir. * Yeni gıdalar deneyin, yeni yerlere gidin, yeni insanlarla tanışın. * Günlük alışkanlıklarınızı değiştirin “Alışkın olmadığınız bir şey yapın. Eski alıştığınız yönde koşmanın yanında başka şeyler de yapın.” Pema Chodro 69 - Bir şeyler birbirinden ayrıldığında manevi benliğinizi yenileyin. Güzel Yaşlanma’nın yazarı George Vaillant’a göre, gençlikten ileri yaşlara canlı bir hayatın anahtarı dinselliği beslemektir. Dinsellik stres hissini azaltıp, iyi olma hissini teşvik edebilir ve sosyal ve ailevi bağları güçlendirir. Dinsel yenilenme kaynağınız ister duayla, ister meditasyonla, dışarıda vakit geçirmekle veya başkalarına yardım ederek olsa da, düzenli olarak bunun için zaman ayırın. 70 - Cep telefonunuzu kapatın. Cep telefonları çalışma arkadaşlarınızla, müşterilerle ve özen gösterdiğiniz insanlarla iletişimi sağlamanız için önemlidir. Fakat kendi iyiliğiniz ve iç barışınız için – başkalarına aldırmayın– ne zaman telefonunuzu kapatacağınız önemlidir. 104
Güncel Psikoloji
* Birisiyle kişisel olarak konuşuyorsanız, cep telefonunuzu kapatın. * Arkadaşlarınızla veya akrabalarınızla birlikteyken cep telefonunuzu kapatın, böylece tam manasıyla onlarla olabilin. Bu onların daha iyi hissetmesini sağlar. * Bir süre kendiniz için ulaşılamaz kalmanız için –çalışmadığınız ve çalan bir telefonla rahatsız edilmeyeceğiniz zamanda – bir süreliğine cep telefonunuzu kapatın. 71 - Daha iyi hissetmek için ara verin. Ara vermek sizin için iyidir, özellikle sağlıklı şeyler yapmak için ara veriyorsanız. * Sandalyenizden kalkın. Ayağa kalkın ve çalışma yerinizde gerinin. Eğer bulunduğunuz yerden ayrılabiliyorsanız salonda biraz yürüyün. * Bir iş arkadaşınızla bir fıkrayı veya bir şakayı paylaşın. * Eğer kızgın veya bir iş veya bir proje yüzünden bloke olmuş hissediyorsanız, ara verin. Kısa bir aradan sonra geri gelin. * Eğer ara verdiğinizde yapabiliyorsanız, temiz hava alın. 72 sağlayın.
Çocuğunuzun
iyi
hissetmesini
Amerikan Kalp Derneği, çocuklar ve gençlerin 105
Güncel Psikoloji
her gün 60 dakikalık orta derece veya etkin fiziksel aktivite yapmasını tavsiye eder. Fiziksel olarak aktif ebeveyn olarak çocuğunuzun iyi hissetmesine yardımcı olun. Ailece yürüyüşe, dağ yürüyüşüne veya bisiklete binmeye gidin. Ailecek kağıt oynayın veya beyzbol oynayın. Çocuğunuzun bilgisayar ve televizyon saatlerine limit koyun. Çocuğunuzla birlikte okula yürüyün. Köpeğinizi gezdirmek için çocuğunuz da sizinle birlikte gelsin. Sağlık yardımlarında akrabalarınız ve arkadaşlarınızla birlikte yer alın. Bir sonraki ailecek geçireceğiniz tatilin daha aktif olmasını sağlayın. Amerikan Obezite Derneğinin yaptığı bir araştırmada, ebeveynlerin yüzde 24’ü çocuklarının kendi çocukluklarında olduklarından daha az aktif olduğunu söyledi. 73 - Spor yaparken vücudunuzu koruyun. Yetişkinler ve çocuklar için işte birkaç öneri: * Tavsiye edilen koruyucu bir giysi giyin. Bisiklete binerken, paten kayarken, snowboard yaparken, kayarken ve motosikletle giderken sıkıca başınıza iyice oturan kask kullanın. Çocuğunuzun oyun oynarken bileklik, dizlik, ağızlık gibi tavsiye edilen güvenlik ekipmanlarını kullandığından emin olun. * Isınmak için önce 5-10 dakikanızı ayırın ve fiziksel aktivite öncesinde ve sonrasında gerinin. 106
Güncel Psikoloji
Gerinmeyi en az 10 en fazla 30 saniye yapın. Çocuğunuzun da oyundan ve sportif aktiviteden önce gerinmesi için onu teşvik edin. * Aşırıya kaçmayın. Fazla egzersiz, az egzersiz kadar kötü olabilir. Hükümet verilerine göre doğum oranının yüksek olduğu dönemde doğan çocukların, kask takmadıklarından dolayı bisiklete binen çocukların iki katı kadar daha fazla baş yaralanmalarından öldüğünü gösterir. 74 Eğer dertleriniz tutuyorsa, yardım alın.
sizi
uyanık
Stres milyonlarca insanın geceleri iyi uyku uyuyamamalarını sağlar. İyi Uyku Konseyi tarafından yapılan bir ankete göre aile meseleleri, iş ve para insanların en çok dert ettikleri üç şeydir. Eğer dertleriniz sizi uyanık tutuyorsa, doktorunuzla uyku probleminiz hakkında konuşun. Stresin bazı belirtileri depresyonu veya başka problemleri de gösterir. Doktorunuzla sağlığınızla ilgili herhangi kaygınız varsa konuşun. İpucu: Yatağınızın kenarında kağıt ve kalem bulundurun. Eğer gece önemli bir fikir aklınıza gelir de uyanırsanız, hemen onu yazın. Fikrinizin sabah uyandığınızda orda olacağını bilerek daha rahat uykuya dönebilirsiniz. 75 - Çorba yapın. 107
Güncel Psikoloji
Tavuk çorbası soğuk algınlığından ruhu yaşatmaya kadar pek çok şey için anılır. İşte size bir saatten az bir zamanda yapabileceğiniz bir tarif: İçindekiler: 6 bardak çok tuzlu olmayan tavuk suyu, 1 libre (0.45 kg) kemiksiz, derisiz tavuk göğsü, 1 yemek kaşığı yağ, 1 adet doğranmış orta soğan, 2 adet doğranmış orta boy havuç, 2 adet doğranmış kereviz sapı, tuz ve karabiber. 3 yemek kaşığı kıyılmış taze maydanoz. Tavuk suyunu ocağa koyun ve kaynatın. Karıştırarak kısık ateşte 30 dakika pişirin. Tavukları tabağa alın. Soğuduğunda parçalayın. Tavuk soğurken, çorba tenceresinde soğanları pembeleşinceye kadar orta ateşte soteleyin. Havuçları, kerevizi, tuz ve karabiberi ekleyin. 8 dakika kadar pişirin. Pişmiş tavuk suyunu da ekleyin. Tüm sebzeler yumuşayana kadar 10 dakika pişirin. En son tavuk parçaları ve maydanozu ekleyip karıştırın ve servis yapın. 4 kişiliktir. 76 - Bir hobiye veya bir sınıfa katılın. Sevebileceğiniz bir aktiviteye kendinizi verin veya yetişkinler için eğitim sınıflarına katılın. Yeni bir şeyler öğrenmek veya kendinizi verebileceğiniz bir şeylerle zaman harcamak tatmin edici olabilir. 108
Güncel Psikoloji
Ayrıca aklınızdan dertlerinizi atabilmeniz için bir yoldur. Sizin ilgi alanlarınızı paylaşan yeni insanlarla tanışın. * Boş zamanlarınızda ne yapmaktan hoşlanırsınız? Kitap okurken veya televizyon seyrederken hangi konulara ilgi duyarsınız? Bunlar sizin neler öğrenmeye ilgi duyacağınıza ipucu olabilir. * Geçmişte boş zamanlarınızı geçirdiğiniz hobilerinizi ve meşgalelerinizi düşünün. Bunlardan birini tekrar yapmak ister misiniz? * Yerel lisenizle veya halk kolejiyle veya kütüphaneyle yetişkinler için eğitim ve yetenek geliştirme kurslarını araştırmak için irtibata geçin. 77 - Kızgınlık hissini tanımlayıp onunla baş edin. Zaman zaman kızgın olmak da normaldir. Fakat bu hisleri üretken olarak kanalize edemediğimiz zaman, hayatımızın diğer alanlarına taşabilir. * Kızgınlığın sizdeki uyarı işaretlerini bilin ki böylece kızgınlığınızı kontrol edip idare edebilin. Bunlar sinirli, asabi, kızgın hissetmek, yumruklarınızı sıkmak veya özellikle boyun, çene ve sırtınızda kas gerginliği olabilir. * Sinirlendiğinizi fark ettiğinizde yavaş derin nefes alın. Beşe kadar sayın. Soluk verin ve tekrarlayın. 109
Güncel Psikoloji
* Problemleri erkenden tanımlayın ki daha da kötüleşip çözümlenmesi zorlaşmasın. * Kızgınlık hissini idare edebilmek için yardım kullanabiliyorsanız veya sık sık sinirlenen insanlarla birlikteyseniz, doktorunuza, dini topluluğunuzun liderine, veya EAP’nize başvurun.
78 - Kendiniz için zaman ayırın. Hepimiz kendimiz için ve insanlarla geçirmek için zamana ihtiyaç duyarız. Yalnız geçirilen zaman vücudunuz ve ruhunuz için iyidir; bu dinlenme, hayat ve gününüz hakkında düşünmek için zamandır. Kafanızı toplamak ve kendinizle sessiz kalabilmek için zamandır. * Her gün bir süre yalnız kalmaya çalışın. Bir süre sessizlik sizin şimdiki zamanı bulmanıza izin verir. * Kitap okumak, duş almak veya dışarı çıkmak gibi sizi mutlu edecek bir şeyler yaparak zamanı geçirin. * Rahatlarken kendinizi suçlu hissetmeyin. Yoğun bir günün ardından sadece rahat bir koltukta oturup, sinirlerinizi yatıştırmak iyidir. 79 - Depresyon için yardım alın. İnsanların yüzde onu depresyondan şikayetçi. Depresyonun genel belirtileri karşı konulamaz 110
Güncel Psikoloji
üzüntü, umutsuzluk hissi, konsantre olamamak, yorgunluk, yemek yeme ve uyku alışkanlıklarında değişiklik, seks gibi daha önce hoşlanılan şeylere ilginin kaybolması, baş ağrısı, sindirim bozuklukları, kronik ağrılar, ölüm ve intihar düşünceleri gibi sürekli fiziksel rahatsızlıklar. Depresyon tamamen tedavi edilebilir. Eğer bu konuda kaygılarınız varsa sağlık danışmanınızla veya EAP’nizle konuşun. Eğer ölümü veya intiharı düşünüyorsanız, hemen yardım arayın. İnternet sitelerinden özel depresyon tarama testi alabilirsiniz. 80 - Çocuklarda depresyonun işaretlerini bilin. Çocuklar ve gençler de yetişkinler gibi depresyona girebilirler. Çocuklarda ve gençlerde depresyon işaretleri sinirli veya asabi olmak, ya çok yemek ya da yeterli yememek, uyku bozukluğu veya çok uyumak, konsantrasyon zorluğu, enerji kaybı, düşük motivasyon, kederli hissetmek, normalden fazla ağlamak, baş ağrıları, mide ağrıları, arkadaşlarla oyun oynamayı istememek, düzenli olarak okulu asmak veya okulda performans düşüklüğü, alkol veya ilaç bağımlılığı, ölümü veya intiharı düşünmek olarak sayılabilir. Olağan olmayan davranışları arayın. Örneğin, paranızın eksik olması, çocuğunuzun alkol veya ilaç almak için para çaldığının bir işareti olabilir. 111
Güncel Psikoloji
Eğer depresyon belirtileri görüyorsanız, çocuğunuzla konuşun, onu dinleyin ve profesyonel yardım alın. Depresyon tedavi edilebilir. Sağlık danışmanınız, okul rehberi veya bir terapistten yardım isteyin. 81 - Eğer zamanınız yoksa bir değişiklik yapın. Eğer zamanınız çok darsa ve hayat istediğiniz gibi değilse, bir şeyler verilmek zorundadır. * Bir şeylerin ne kadar zaman alabileceği konusunda gerçekçi olun, böylece kendiniz için çok fazla şey programlamamış olursunuz. * Bir şeyler çok fazla heyecanlı olduğunda sizi veya ailenizi içine alan ikinci derecede öneme sahip şeyleri kolaylaştırın. * Öğlen yemeğinizi ve yapılacak işlerinizi bir gece önceden organize ederek sabah telaşınızı azaltın. 82 - Hayatınızı aydınlatın. Dönemsel Etki Düzensizliği veya SAD sonbahar ve kış aylarında güneş ışığının kısalan sürelerine bağlı olan bir depresyon çeşididir. Belirtileri yumuşak veya sert/şiddetli olabilir ve Amerikalıların yüzde beşine ıstırap verir. SAD uyuma problemlerine, depresyona, fazla yemeye veya endişeye sebep olabilir. SAD’dan etkilenin 112
Güncel Psikoloji
veya etkilenmeyin, bu üç ipucundan faydalanacaksınız. * Sonbahar ve kış aylarında gün ışığının içeri girebilmesi için kepenkleri ve perdeleri açık tutun. * Güneşli günlerde dışarıda zaman geçirin. * SAD’dan şikayetçi iseniz, doktorunuza danışın. Yardımcı olabilecek tıbbi tedaviler ve terapiler mevcuttur. 83 - En rahat ettiğiniz yeri bilin. En rahat ettiğiniz yeri bildiğinizde –hangi şartlar altında kendinizi daha rahat ve tatmin olmuş hissediyorsunuz? – daha iyi hissedersiniz. İşinizde ve evinizde daha büyük huzur hissedeceksiniz. * Düşündükleriniz ve hissettiklerinizle temas edin. * Kendinize hedefler ve öncelikler koyun, böylece çabaladığınız iş/hayat dengesi idealinize göre yaşayabilin. * Rahat ettiğiniz bölgeden sık sık dışarıya çıkmayı isteyin. Bruce Tulgan der ki: “Gelişmek için, rahat ettiğiniz yerden çıkmak için kendinizi zorlamanız gerekir. Bu sizin sağlıklı riskler almanıza ve hedeflerinize ulaşmak için çalışmanıza izin verir.” 84 - Bir koç veya bir başkasının koçunu bulun. 113
Güncel Psikoloji
Yaşamınız boyunca koçunuz olması iyidir. Koç sizi telkin eder, sizi doğru yöne sevk eder ve kişisel ve iş hayatındaki mücadelelerinizde size yardımcı olur. Koçunuz, komşunuz, arkadaşınız, akrabanız, öğretmeniniz veya çevrenizden herhangi biri olabilir. Çocuğunuza da bir koç bulması için yardım edin. Koç olmak da zengin ödüller getirir. Koç olabilmek ile ilgili daha fazla bilgi için internete bakabilirsiniz. Ulusal Koçluk Birliği’ne göre, koçu olan çocuklar ve gençler okullarında daha başarılılar, ilaçla ve alkolle ilgisizler ve onlar daha büyük olasılıkla koleje devam ediyorlar. 85 - Para harcamadan iyi hissedin. En güzel anılarımız hiç para etmeyen şeyleri içerir. Soğuk bir gecede sıcak şöminenin önünde kuzenlerle oturmak. Sevdiğiniz biri ile dalgaların arasında zıplamak. Güzel bir kitap okumak ve onun hakkında arkadaşınızla konuşmak. Partnerinizle Samanyolu’nu (yıldızları) seyretmek. Sevdiğiniz insanlarla fotoğraflara bakmak. Yağmurlu bir günde çocuğunuzla divanda uzanmak. Arkadaşlarınız ve komşularınızla, mevcut olan şeylerle akşam yemeği yemek. Kendinizi iyi hissettirecek bir film izlemek. Hiç para harcamadan kendinizi iyi hissetmenin 114
Güncel Psikoloji
yüzlerce yolu var. Bunların hayatın birer parçası olmalarını sağlayın. 86 - Bir çay molası verin. Çay zamanı sizin için iyidir. Dünyanın her yerinde insanlar bunu yüzyıllardır bilirler. Sadece çay içmek veya bir arkadaşla olmak rahatlamak ve sinirlerinizi yatıştırmak ve yoğun gününüzde duraksamanız için iyi bir yoldur. Çalışmalar, belli bitkisel çayların veya kafeinsiz çayın içilmesinin kalp hastalıklarını, kanseri dahi önlemeye yardım ettiğini, boğaz ağrısını yatıştırdığını, stresi azalttığını gösterir. 87 - Yoga yapın. Yoga birleşmenin Sanskritçe’deki karşılığıdır ve fiziksel, duygusal ve manevi benliğimizin bir araya getirilmesi anlamına gelir. Yoga her yaşta faydalıdır. Vücudunuzun iyi hissetmesini sağlar, dengeyi geliştirir ve eklemlerin ve kasların esnekliğini arttırır, gerginliği alır, kasları sıkılaştırır. Yoga stresi alır, sizi daha uyanık ve dikkatli yapar, konsantrenin gelişmesine yardım eder ve sizi daha sakin ve rahat hissettirir. Yoga yapmayı alışkanlık haline getirin. Günde sadece 15 dakika çok büyük sonuçlar getirebilir. Tecrübeli ve kaliteli bir hoca bulduğunuza emin olun. Tahmini 18 milyon Amerikalı yetişkin bir çeşit 115
Güncel Psikoloji
yoga dersi alıyor. (AARP Dergisi) 88 - Masaj yaptırın. Masaj sadece bir düşkünlük değildir. Bu zihninizi açmak, kaslarınızı gevşetmek ve daha rahatlamış hissetmek için bir yoldur. Masaj terapisi bazen kronik ağrı ve baş ağrılarının medikal tedavilerinde de kullanılır. Daha çok sağlık uzmanları bu terapilerin faydalarını anlıyorlar. Doktorunuzla masaj terapisinin veya alternatif tıbbi tedavilerin sizin için tavsiye edilebileceğini ve planınıza dahil edilip edilemeyeceğini kontrol edin. * Özellikle stresli bir iş gününün ardından veya kendinizi gergin hissettiğiniz zaman profesyonel masaj yaptırın. * Kaslarınızın gerildiğini hissettiğinizde partnerinizden, eşinizden, arkadaşınızdan birkaç dakika omuzlarınızı ovmasını isteyin. * Çocuğunuza masaj yaptırın. İsveç’te yapılan bir çalışmaya göre, birbirine masaj yapan çocuklar dövüşmezler. 89 - Yorgun gözlerinizi dinlendirin. Göz yorgunluğundan kaçınmaya çalışın, özellikle de bilgisayarda çalışırken veya dikkat gerektiren işlerde. * Gözlerinizi arada bir dinlendirin. 116
Güncel Psikoloji
Bilgisayarınıza sürekli bakmayın veya uzakta duran objelere odaklanın, mesela pencereden dışarıyı izleyin. 20 dakikalık bilgisayarda çalıştıktan sonra, uzaktaki objelere bakın. * Bilgisayar ekranına mesafeli oturun. Genelde, tercih edilen görüş aralığı gözle bilgisayar ekranı arasında 20-40 inç’tir (51-102 cm). * Parlaklığı azaltın. Bilgisayar ekranını parlak ışıktan, pencereden uzak tutun veya parlaklık önleyici ekran kullanın. İpucu: İki yılda bir, bir göz doktoruna veya bir oftalmologa görünün. Bu özellikle sağlık bakımına ihtiyacınız varsa, diyabet gibi, önemlidir. 90 - Dişlerinize iyi bakın. Ailenizdeki herkesi, daha sonra oluşabilecek problemlerden kaçınabilmek için dişlerini korumaları için teşvik edin. * Dişlerinizin her yanına ulaşabilmenizi sağlayan yumuşak bir diş fırçasıyla dişlerinizi günde iki kere iyice fırçalayın. Günde bir kere plakları ve dişeti rahatsızlıklarını önlemek için diş ipliğini kullanın. Çocuğunuzu da diş ipliği kullanması için teşvik edin. * Çocuğunuz kendisi diş fırçasını kendi tutarak diş fırçalamayı öğrenene kadar onun da dişlerini günde iki kere fırçalayın. * Her üç ayda bir diş fırçanızı değiştirin. * Dişçinizi her 6 ila 12 ayda bir ziyaret edin. 117
Güncel Psikoloji
* Bebeğinizi yatağına şişeyle veya sippie bardakla gece veya uyku zamanı yatırmayın. * Çocuğunuza oyun oynarken yaralanmasın diye ağızlık veya yüz maskesi giydirin. 91 - Sigarayı bugün bırakın. Sigarayı bırakmak, ne zaman bırakırsanız bırakın hayatınıza yıllar ekler. Araştırmalar 10 ila 15 seneden sonra, önceki içicinin zamanından önce ölümünün, hiç içmeyenin öldüğü zamana yaklaştığını gösterir. İşte size Amerikan Akciğer Derneği’nden sigarayı bırakmak için dört ipucu: * Amerikan Akciğer Derneği’ne bağlı Freedom from Smoking gibi sigarayı bırakma programına katılın. Derneğin internet sitesinde (www.lungusa.com) çok faydalı bilgiler ve ipuçları bulacaksınız. * Sigarayı bırakmak için iyi bir zaman belirleyin. Çok stres altındayken bırakmaya çalışmayın. * Sigarayı bırakma günü belirleyin. Sigarayı bırakma gününüz yaklaştıkça sigara içme zaman aralıklarınızı genişletin. * Sakın vazgeçmeyin. Sigarayı bırakabilme ihtimaliniz, sizin yaptığınız her çabayla artar. 92 - Sigara içme konusunda çocuğunuzla da konuşun. 118
Güncel Psikoloji
Çocuğunuzu sigaradan uzak tutmanın en iyi yolu sizin de bir içici olmamanızdır. Diğer en iyi şey de çocuğunuzla tütünün zararları hakkında konuşmaktır. Hastalıkları Önleme ve Kontrol Etme Merkezi’nden işte size birkaç ipucu: * Çocuğunuz 5-6 yaşına geldiğinde ona tütünün zararlarını anlatmaya başlayın ve okul yıllarında da anlatmaya devam edin. Tütün kullanımının risklerinden bahsedin. Eğer arkadaşlarınız veya akrabalarınız tütün kullanmaktan öldüyse, bundan da bahsedin. * Eğer çocuğunuzun arkadaşı sigara kullanıyorsa bunu bilin. Tütünü reddetme yollarını anlatın. * Çocukları gençken sigarayı bırakan aileler, çocuklarının genç içici olma şansını azaltırlar. (Kanser Araştırma Merkezi’nden Fred Hutchinson) 93 - Meditasyon yapın. Meditasyon, hem vücudunuzu hem de zihninizi rahatlatmak için bir yoldur; bu yavaşlamanıza, zihin karmaşasından kurtulmanıza ve rahatlamanıza yardım eder. Birkaç dakika ayırın ve bu basit meditasyon egzersizini deneyin. Sessiz bir odada bir sandalyede veya bağdaş kurarak yerde rahat bir şekilde oturun. Gözlerinizi kapatın. Dikkatinizi sessiz düşünmeye, bir kelimeye 119
Güncel Psikoloji
veya bir cümleye odaklayın. Eğer dikkatiniz dağılırsa, tekrar yönlendirin. Alıp verdiğiniz her nefesin duygusuna konsantre olun. 94 - Derin nefes alma pratiği yapın. Nefes almaya odaklanma ve derin nefes alma pratiği yapma gerginliğinizi ve stresinizi hafifletmeye yardım eder. İşte size her gün birkaç dakikanızı ayırarak yapabileceğiniz bir egzersiz: Rahat bir pozisyonda dik durun veya oturun, böylece mideniz sıkışmasın. Bir elinizi göbek deliğinin üzerine koyun. Şimdi burnunuzdan yavaş ve derin derin nefes alın, karnınızın mümkün olduğu kadar genişlemesine izin verin. Nefesinizi birkaç saniyeliğine tutun ve sonra yavaş yavaş ağzınızdan verin. Nefes verirken karın kaslarınızı gevşetmek için bilinçli çaba sarf etmeniz gerekecektir. Mide kaslarınızı gevşettiğiniz sırada ve derin nefes alırken, karnınızdaki eliniz de her nefeste bir inç kadar yükselecek ve alçalacak. Ciğerleriniz boşken, tekrar derin nefes almaya başlayın. Sadece üç dört nefesten sonra, tüm vücudunuzdaki rahatlama duygusunu hissetmelisiniz. 95 - Kişisel ilişkiler için zaman ayırın. Sıkı ilişkileri olan insanlar iyi hissederler, daha az endişe duyar, daha az depresyonda olurlar ve 120
Güncel Psikoloji
yaşlandıkça daha fazla tatmin olurlar. Fakat kişisel ilişkiler çaba gerektirir. * Arkadaşlık kurmak için zaman ayırın, ne kadar yoğun olursanız olun. Takviminizde arkadaşlarınızla birlikte olmak için program yapın. * Çok iyi arkadaşlığınızın bir yanlış anlama ile bozulmasına izin vermeyin. Her zaman açık konuşun. İletişim uzun süren arkadaşlığın anahtarıdır. * Hayatınız boyunca yeni arkadaşlıklar kurmaya devam edin. * En mutlu insanlar çevresini ailesi ve arkadaşlarıyla kuşatan insanlardır, yan kapınızda kendilerini günlük aktivitelerin içinde kaybedenlerin olmasına aldırmayın ve kolayca affedin. (Authentic Happiness, Martin E. P. Seligman) 96 - Yapabiliyorsanız iletişim kurun.
kişisel
olarak
Bugünün hızla gelişen dijital dünyasında, yüz yüze geçirilen zamanın yerini e-mailler, telefonlar ve kısa mesajlar aldı. Fakat insanların arasındaki iletişim duygusal sağlığın önemli bir parçasıdır. Hayatınızda insanlarla kişisel olarak iletişim kurmak için bilinçli çaba sarf edin. * Kişisel olarak onlarla konuşmak için telefona veya e-maile ara verin. * Çocuklarınıza kitap okuyun ve yatmadan önce onlarla konuşun. 121
Güncel Psikoloji
* Yakın akrabalarınızla iyi vakit geçirmek için zaman bulduğunuzda birbirinizi ziyaret edin. * Partnerinizle veya eşinizle dışarı çıkın, böylece birlikte olup konuşabilirsiniz. Birbirinizle yeniden iletişim kurabilir, birbirinizin daha iyi hissetmenizi sağlarsınız. 97 - Takviminizde eğlence için de bir gün ayırın. Yoğun olduğunuzda ve programınız dolu olduğunda, takviminizde eğlence için bir gün ayırmayı unutabilirsiniz. Önünüze bakmayı alışkanlık haline getirin ve belirli günleri aile yemekleri, park gezileri, arkadaş ziyaretleri, komik bir film izlemek için, yalnız başınıza veya arkadaşlarla eğlenceli bir şeyler yapmak için bloke edin. Eğlenmek sizi daha sağlıklı, mutlu ve yenilenmiş tutar. 98 - Neyin önemli olduğuna dikkat edin. Çok çalıştığınızda veya milyonlarca şeyi düşünürken önemli olan şeyleri gözden kaybetmeniz çok kolaydır. Önemli olan şeylere odaklanmış olarak kalabilmeniz için, düşünmek için zamana ihtiyacınız var; hayatınız hakkında, değer, öncelikler ve nereye gittiğiniz hakkında. Fiziki sağlığınıza özen gösteriyor musunuz? Mutlu musunuz? Yeteri kadar gülüyor musunuz? Özen 122
Güncel Psikoloji
gösterdiğiniz insanlarla ilişkileriniz nasıl? Bu soruları kendinize sorarken ve neyin önemli olduğunu düşünürken, hangi değişiklikleri yapmanız gerektiğini keşfedeceksiniz, böylece hayatınız daha dengeli olacak ve daha önemli şeyler için zamanınız olacak. 99 - İyi hissetmek için kendi kendinize konuşun. İyimserlik çoğumuzun öğrenebileceği bir yetenektir. Sadece pratik gerekir. İşte size kendinizi iyi hissetmek için pratik yaparken anlatacağınız birkaç şey: * Bu gelişmek, öğrenmek, sabrınızı sınamak için bir fırsattır. Patlamış lastik, iş yerinde geçen kötü bir gün, kaçırdığınız bir uçak gibi mücadelelerden sonra toparlanmanız için kendinize bunu anlatın. * “Bugün çok güzel bir gün, çünkü..” (cümleyi siz tamamlayın) * “Daha iyi hissediyorum.” Pek çok zaman eğer kendinize daha iyi hissettiğinizi söylerseniz, daha iyi hissedersiniz. * “Eğer en kötüyü düşünürseniz, daha kötü olur ve iki kez acı çekersiniz. Eğer en iyiyi düşünüp, en kötüyü yaşarsanız, sadece bir kere acı çekersiniz.” Mizah ustası Loretta LaRoche 100
-
Hiçbir
zaman 123
geç
olmadığını
Güncel Psikoloji
anlayın. Çocuklarınızla zaman geçirmek için, yeni bir yetenek öğretmek için, forma girmek için, okula dönmek için, diyete başlamak için, arkadaşınız için orada olmak için, egzersiz yapmaya başlamak için, hiç gitmediğiniz bir yere gitmek için, partnerinize, ailenize, çocuğunuza veya arkadaşınıza “seni seviyorum” demek için, iyi hissetme planınıza başlamak için geç değil. Şimdi bu okuduğunuz fikirleri, ipuçlarını kullanmaya hazırsınız. Üzerinde çalışmak istediğiniz ipuçlarını ve hedeflerinize ulaşmak için atacağınız adımları buraya yazın. Örneğin “23. ipucu. Uyku moduna geçin. Atacağınız adımlar: Uykudan bir saat önce televizyonu kapatın, bu zamanı duş almak ve iyi bir dergiyi okumak için kullanın.” İyi hissetme planınıza devam ettikçe yeni ipuçlarını deneyin ve eski alışkanlıklarınızı değiştirin. Ve bunu bilmeden önce, daha iyi hissediyor olacaksınız!
124
Güncel Psikoloji
EL YAZISI ANALİZİ – GRAFOLOJİ Nedir? El yazısı analizi veya grafoloji, yazarın kendi el yazılarının karakteristiklerini, özelliklerini ve vuruşlarını tahlil ederek kişilik profilini ortaya çıkaran bilimdir. Bunun imkânsız gibi göründüğünü biliyorum, fakat eğitimli bir grafoloji uzmanı, yazar hakkında şaşırtıcı derecede fazla bilgiyi sadece onun el yazısını analiz ederek toplayabilir. Tam bir kişilik profili oluşturmanın yanında, el yazınızdan pek çok şey ortaya çıkarılabilir; mesela sağlık konuları, ahlak, eski tecrübeler, gizli yetenekler ve akli problemler sayılabilir. Nasıl Çalışır? Beyniniz elinizi yönlendirir. Kağıda dökülen her şey beyninizle elinizin refleks kasları arasındaki iki yönlü devrenin sonucudur. Bundan dolayı el yazınız 125
Güncel Psikoloji
“tüm benliğinizin” nabız hızı ve osiloskop okunuşu haline gelir. Size göre sadece el yazısıdır, fakat bir el yazısı analistine göre, bir kişinin kalemin ötesinden resmini çizer. Nasıl Başlar? Duygusal enerji fiziksel ve ussal enerji seviyesinin birleşimidir. Yazı stilini incelerken, ilk önce genel olarak el yazısına bakarlar. En göze çarpan özellikleri hakkında ussal notlar alırlar ve yazar hakkında genel bir görüş çıkarmaya çalışırlar. Sonra, yazarın duygusal enerjisini belirlerler. Bu yazarın kişiliğinin en önemli faktörüdür. Duygusal enerjinin yazarın el yazısında görülen tüm özellikler üzerinde direk etkisi vardır. Duygusal enerji yazarın yazarken ne kadar baskı kullandığıyla belirlenir. Eğer yazıyı incelerseniz, yazı ne kadar koyu ise ne kadar baskı uygulandığını belirleyebilirsiniz. Ayrıca, sayfayı çevirip alt tarafına bakınca, ne kadar baskı uygulandığını hissedebilirsiniz (özellikle, eğer örnek yazı yumuşak bir yüzeye yazıldıysa). Fazla baskı uygulayan yazarlar genelde çok başarılıdır. Onlar daha canlıdır ve duygusal tecrübeleri uzun süre devam eder. Yazılarında ortalama düzeyde baskı uygulayanlar orta ölçüde başarılıdır ve genelde bir şeyleri yapabilmek için yeterli enerjileri vardır. Hafif baskı uygulayanlar enerjilerini tüketen durumlardan kaçınırlar. 126
Güncel Psikoloji
Yazının Eğimi – Bu Ne Demektir? Eğim bakacağımız ikinci göstergedir. Eğim, yazarın dış güçlere karşı duygusal tepkilerini gösterir. Sağa doğru eğim (///) duygusal durumlara karşı güçlü tepkiler veren biri olduğuna işaret eder. Onlar özenli, sıcak ve sempatiktir, akıllarını kalpleri yönlendirir. Dikey eğim (III) yazanlar duygularını kontrol altında tutarlar, akılları kalplerini yönlendirir. Sola doğru eğimle (\\\) yazanlar duygularını gizlerler, soğuk ve kaygısız olarak gözlemlenirler. Hepsini Bir Araya Getirince Şimdi bu özelliklerin bazılarını karıştıralım ve neye ulaştığımızı görelim: 1. Yoğun baskı uygulayan ve sağa doğru eğimli yazan yazar. Yoğun baskı; yoğun duygular ve sağa eğim; duygularına hakim olmak. Bu yazar genellikle kendi aklına göre hareket eder. Birdenbire kıyamet koptuğunda kafasını kullanır. Sağa eğimli yazan kişi kadar duygusal tepkileri yoktur ve serinkanlıdırlar. Bu “yüksek baskılı – sağa eğimli” yazan yazarlar bu serinkanlılıklarını her zaman koruyamazlar. Duyguları ağır bastığında, beklenmeyen anlarda “hiddete kapılabilirler”. 2. Hafif baskı (duygusal değil, fiziksel enerji) 127
Güncel Psikoloji
ve sola eğimli yazan yazarlar (duygusal durumlardan kaçınmaya çalışırlar). Bu kişi duygusal olarak içine kapanık, soğuk, kaygısız ve bencildir. Bütün bir kişilik profilini ortaya çıkarmakta birden çok adım yer alır. Bu iki adımı kullanarak, siz de hem kişisel hem de profesyonel ilişkilerinizde kullanılabilecek profilinizi anlayabilirsiniz. 3. ve 4. Adım: Duygusal kontrolü, güvenilirliği ve konsantrasyonu incelemek. En son, yazarken kaleminize uyguladığınız baskı ile belirlenen duygusal ve fiziksel enerjiyi anlattık. Ayrıca el yazısının eğimine göre belirlenen dış etkenlere karşı duygusal tepkileri de inceledik. Duygusal Kontrol ve Güvenilirlik
Bir sonraki adım yazarın duygusal kontrolünü ve güvenilirliğini belirlemektir. Bu özellik yazının taban çizgisinde görülür. Taban çizgisi (satır) ya 128
Güncel Psikoloji
gerçekten belirlidir ya da küçük harflerin yazılı olduğu hayali satırlardır. Taban çizgisi, yazı örneği çizgisiz kağıda yazıldığında en iyi olarak belirlenir, ki yazarın önceden basılmış satırları kullanmadığı temin edilsin. En iyi sonuçlar için el yazısı analisti çizgisiz dosya kağıdına yazılan örnek yazıları tercih eder. Taban çizgisi dümdüz, dalgalı, düzensiz veya yalman olabilir. Normal taban çizgisi belirgin derecede dalgalı olmalı. Dümdüz taban çizgisinde yazan biri sinirli ve fazla disiplinlidir. Çok dalgalı taban çizgisinde yazan biri duygusal bir çöküntü geçiriyordur. Yukarı doğru taban çizgisinde yazmak kişinin optimist olduğunu gösterir. Aşağı doğru taban çizgisinde yazmak onun ya pesimist olduğunu, yorgunluğunu ya da kederliliğini gösterir. Düz taban çizgisinde yazmak kişinin optimistlik ve pesimistlik arasında sağlıklı bir dengede olduğunu belirtir. Aşağıda Charles Manson’un el yazısı örneği var. Dikkat edin taban çizgisi çok dalgalı ve bu da kişinin duygularının istikrarsız ve kontrol dışında olduğunu gösterir.
129
Güncel Psikoloji
Konsantrasyon El yazısı analizinde dördüncü adım kişinin konsantre olabilme yeteneğini belirler. Bu özellik yazının büyüklüğü ile belirlenir. Küçük yazı kişinin küçük detaylara daha fazla zaman konsantre olma yeteneği olduğuna işaret eder. Dış etkenlerden kolay etkilenmezler. Bu yazarların içine bilim adamları, araştırmacılar, muhasebe memurları vb dahildir. Küçük yazanlar yalnız çalışmayı daha çok severler. Onlar can sıkıcı işlerde güvenilirdirler ve o iş tamamlanıncaya kadar o işi geriye bırakmadan takip ederler. Küçük yazanlar genelde muhafazakar ve tutumludurlar. Pek çoğumuz ortalama büyüklükte yazarız, bu da bizim ortalama düzeyde konsantre olma yeteneğimiz olduğunu gösterir. Kendimizi daha küçük detayla konsantre olmak için zorlamalıyız, özellikle uzun vadede. 130
Güncel Psikoloji
Büyük yazanların dikkati çok kolay dağılır. Konsantre olmakta zorlanırlar ve yoldan çok kolay çıkarlar. İşte bu insanlara çok değişik ve çabucak tamamlanacak işler ve görevler verilmelidir. İşte burada Albert Einstein’in el yazısı örnek olarak verilmiştir:
Bir kalem ve kağıt alın ve bunu küçük küçük yazmaya çalışın. Küçük küçük yazmak için daha çok konsantre oldukça tüm bedeninizin daha gerginleştiğini hissedersiniz. Ben bu örneği büyüteçle incelerken gördüm ve her harf mükemmel yazılmıştı. Çok güzel bir sanat eseri idi. Hepsini Bir araya Getirince Şu ana kadar, Duygusal ve fiziksel enerji (yazarken uygulanan baskı) Yazının eğimi \\\ III /// (bu duygusal ve fiziksel enerji ile yazanın ne yaptığını belirtir) Duygusal kontrol ve duygusal güvenilirlik 131
Güncel Psikoloji
(taban çizgisi) Konsantre olma yeteneği (yazının büyüklüğü) Şimdi aşağıdaki birinci örneğe bakalım:
Yazar yoğun baskı uyguluyor ve bu yazı derin ve uzun süren duyguları olan kişiye işaret eder. Sağa eğimli yazı, yazarın bu duygulara özgürce tepki verdiğini gösterir (kalp aklı yönetir). Yazı büyüktür ve bu da yazarın can sıkıcı işlere konsantre olmakta zorlandığını ve kolayca dağıldığını gösterir. Taban çizgisi açıkça dalgalıdır ve bu da içsel duygu karmaşası olmadığını ortaya çıkarır. Bu insan dostça, samimi ve enerji dolu bir insandır. Bu insan çok çeşitli ve pek çok aktiviteye ihtiyaç duyar. Taban çizgisinin duygusal istikrarı o kişinin güvenilir ve sağlam karakterli olduğunu gösterir.
132
Güncel Psikoloji
İkinci örnek üzerine: Yazarın uyguladığı baskı ve yazı büyüklüğü ortalamadır ve onun genellikle günlük aktiviteleri sürdürecek yeterli enerjisi vardır. Duygusal tepki açıkça çekingendir (dikey yazı), bu da aklın kalbi yönlendirdiğini gösterir. Ortalama büyüklük günlük aktivitelere, etrafında olan bitenlerle çok fazla dağılmadan konsantre olabilme yeteneğini gösterir. Taban çizgisi dalgalıdır ve bu da ruh halinin değişken olduğunu gösterir, bazen iyi bazen de kötüdür. Dalgalı taban çizgisi dikey yazanlarda daha sık görünür, çünkü duygularını kontrol etmeye çalışan insanlarda bir miktar içsel duygu karmaşası vardır. 1 ile 4 arasındaki adımlarla elde ettiğiniz yeteneğinizi kullanarak arkadaşlarınızın yazı örneklerini incelemeye çalışın. Bir sonraki yazıda el yazısının üç “bölgesini” inceleyeceğiz ve ayrıca Bill Clinton’ın yazısını da inceleyeceğiz. Adım 5: El Yazısının Üç Bölgesi El yazısını incelemek için üç bölge vardır. Bu bölgeler arzuları ve hayal gücünü yansıtır. Üst bölge akli düşünceyi, soyut düşünceyi, hayali, ruhsal yetenek ve hayal gücünü ortaya çıkarır. Üst bölge felsefi hayal gücünü de ortaya çıkarır. Orta bölge ev, aile, fatura ödeme, iş ve sosyal olaylar gibi hayatın günlük halleriyle ilgilidir. Orta 133
Güncel Psikoloji
bölge sizin hayata bakışınıza işaret eder. Alt bölge fiziksel aktivite, seks dürtüsü, iştah ve maddi zenginlik gibi fiziksel ve maddi dürtüleri vurgular. Alt bölge hayatta kalabilmek için gerekli aktiviteleri açığa çıkarır. Tüm alanlardaki kaygılar:
Akli düşünür:
Günlük kaygılar:
Fiziksel ve maddi dürtüler:
Bu bilgiler yazarın kişiliği ile ilgili bize başka bir anahtar daha sunar. Bu bölgeler düşüncenin üç farklı bölgesini belirtirler ve duygusal enerjiye bağlıdırlar (yazarken uygulanan baskı veya güç), bunun yanında yazarın bu alanlara ne kadar çok ve yoğun konsantre olduğuna bağlıdır. Günlükteki “l”ye bakın. Taban çizgisini gerçeklik olarak düşünün. Yazar taban çizgisini (gerçeği) bıraktığında, üst bölgeye gider, bir fikir yakalar ve gerçekliğe geri döner. Üst bölgede pek 134
Güncel Psikoloji
çok şey tanımlıdır; tutku, amaçlar, felsefi ve soyut düşünceler ve hayaller. Şimdi bu “l”nin daha uzun fakat ince yazıldığını düşünün. Yazarın çabuk düşünen biri olduğu düşünülür. Daha kalın yazan yazar daha yavaş metotlu düşünürdür, fakat üst bölgeye çıktığında, daha uzun kalır, daha çok anlar ve bu onun daha yaratıcı olmasını sağlar. Şimdi de “o”ya bakın. “o” orta bölgededir ve günlük aktivitelerle ilgilidir. Eğer “o” kalın yazılmışsa (yuvarlak değil), yazar daha dar görüşlü olabilir. Eğer orta bölge harfleri çok kalınsa, yazar çok fazla üzülür. Şimdi “g”deki alt ilmiğe bakalım. Aşağı ilmikli harfler maddi zenginlik, seks, iştah ve fiziksel dürtü gibi arzularla ilgilidir. Bu tıpkı üst ilmiklilerde olduğu gibidir; ilmik daha kalın olursa, arzu daha fazla olur. Daha ince olursa, arzular daha azdır. Aşağı ilmikli harfler (y, g, p, f) değişik alanlardaki arzuları ifade eder. “y” seks dürtüsü ve parayı simgeler, “g” (girgin) sosyalleşme ve cinsel fantezidir, “p” (fiziksel), kalın “p” ilmiği çok çalışmayı düşünmeyeni işaret eder. Hepsini Bir Araya Getirmek
135
Güncel Psikoloji
Şu ana kadar öğrendiklerimizi kullanarak Bill Clinton’ın el yazısını analiz edebiliriz. Baskı çok yoğun. Bu genellikle büyük başarıları ifade eder. Yoğun baskı yazarın duygularının çok yoğun ve uzun süreli olduğunu gösterir. Bill, belki kin tutan biri gibi görünebilir, düşmanlarının veya arkadaşlarının yaptıklarını kolayca unutmayacaktır. Onun baskıları el yazısının diğer özelliklerini daha da abartır. Dik yazar. Duygularını göstermekten kaçınır. Duygularına değil mantığına göre karar verir (aklı kalbini yönlendirir). Duygularını saklı tutan insanlar böyle yapmak için bilinçli bir efor sarf ederler ve bu daha fazla strese ve iç karmaşaya sebep olur. Bill’in taban çizgisi oldukça düzdür, bu da duygularının üzerinde daha fazla kontrol olduğunu gösterir. Bu duygular zaman içinde artar ve açığa çıkarılmak zorundadır. Bill orta bölgeye (günlük aktiviteler, ülkeyi yönetmek vb) ve alt bölgeye (maddi zenginlik arzusu, seks dürtüsü, vb) konsantre olur. Üst 136
Güncel Psikoloji
bölgede fazla bir şey olmaz (Bill’in bunları kendisi için yapan danışmanları vardır). Clinton’ın el yazısı normalden ufaktır, bu da ona konsantre olma yeteneği verir. Aşağı ilmikleri yazılarının diğer kısımları ile karşılaştırıldığında daha büyüktür. Eğer daha yakından bakarsanız onun g, p, ve y’lerinin çok kalın ve derin duygularıyla büyüdüğünü görürsünüz. Bill, duygusal baskı altındadır ve zaman zaman bir miktar enerjiyi çıkarması gerekir. Bu fiziksel arzusunu iki üç mil koşarak çıkarır ve sonra durur ve birkaç adet Big Mac yer. Fakat büyük seks dürtüsü vardır. Peki bundan nasıl kurtulur? Bir sonraki yazıda alt bölge özelliklerini daha fazla inceleyeceğiz. Nasıl iyi bir aşık ve size uygun bir aşık bulabileceğinizi öğreneceksiniz. Basit profilin 6. ve 7. adımları veya analizi harfler arasındaki boşluklar ve kelimeler arasındaki boşluklarla ilgilenir. Bu özellikler sizin kendiniz hakkında ne düşündüğünüzü ve başkaları hakkında ne hissettiğinizi belirtir. Adım 6: Harfler Arasında Boşluk
Harfler arasındaki ortalama boşlukla yazan kişi, kendine güvenen, rahat ve sakin hissedendir. 137
Güncel Psikoloji
Harfler arasında düzensiz boşluklar bırakan kişi şaşkın, kararsız ve kafası karışıktır.
Birbirine yakın yazılan veya sıkıştırılmış yazılan harfler kişinin kendisi hakkında rahatsız olduğunu ve kendine az güvendiğini veya utangaç olduğunu gösterir. Adım 7: Kelimeler Arasında Boşluk
Kelimelerin sıkışık yazılması; diğerlerine yakın olma ihtiyacıdır, kalabalıklar gibi. Kelimeler arasında ortalama boşluk; diğer insanlarla iletişim kurmakta rahattır. Kelimeler arasında geniş boşluk; insanlarla iletişimden kaçınır, ve insanlarla ilgilenmekte sorunları vardır.
138
Güncel Psikoloji
Örnek: Aşağıdaki nottaki kelime boşluklarına dikkat edin. Yazı kişinin kendisini diğerlerinden izole ettiğini gösterir. Diğer insanlarla ilgilenmekte zorluk yaşıyor ve bu yüzden insanlarla mümkün olduğu kadar iletişimden kaçıyordur. Bu Montana’daki izole edilmiş bir kulübede münzevi gibi yaşamış terörist Ted Kaczinski’nin el yazısıdır. İnsanlarla ve genel olarak halkla uğraşmakta güçlük çeker:
Tüm geniş boşluk bırakarak yazan yazarlar Ted gibi değildir, fakat onlar mümkün olduğu kadar insanlarla iletişimden kaçınırlar. Pek çok geniş boşluk bırakarak yazan yazarlar evli ve çocukludur, fakat ondan sonra bile genelde kendi yollarına giderler. Normalde bir hobileri, ikinci işleri veya aileden 139
Güncel Psikoloji
ve arkadaşlardan mümkün olduğu kadar kaçmak için başka bahaneleri vardır.
Hepsini Bir Araya Getirmek
Şimdi tüm bu özellikleri önceki Bill Clinton’ın analizi yazısına ekleyelim: Baskı – yoğun, güçlü, uzun süren duygular. Eğim – dikey, Bill kontrol etmeye çalışır ve kararları mantığına dayanır. Yazı büyüklüğü – normalden açıkça ufaktır, ve ona iyi konsantrasyon yeteneği verir. Bölgeler – orta: Günlük aktivitelere (ülke yönetmek) yoğunlaşır; – alt: iştah, seks ve egzersiz gibi maddi zenginlik arzusu ve fiziksel dürtü. Harfler arasındaki boşluk – çoğunlukla ortalama fakat bazen sıkışık; kendisi hakkında ne hissettiğinden az da olsa emin değil. Bunun kendine az güvenmek olmadığını biliyoruz, fakat bu 140
Güncel Psikoloji
sıkılganlık veya suçluluk bilincidir. Kelimeler arasındaki boşluk – kalabalık: Bill insanlara yakın olmaktan hoşlanır ve kalabalıkları sever. Basit profilin 8. ve 9. adımları veya analizi akıl ve düşünce işlemeyi ve yazma hızıyla belirlenen özellikleri değerlendirir. Adım 8: Akıl ve Düşünce İşlemek Aklın genel seviyesi “m”, “n” ve “r” harfleri incelenerek belirlenir. Hızlı akıllı olan birinde, bu harflerin keskin sivri üst kısımları vardır. Bu yazarlar daha çabuk anlarlar ve fikirleri akılda tutarlar. Genelde zeki olarak düşünülürler. Onların ne kadar akıllı olduklarını belirlemek mümkün değildir. Sivri üst kısımlar “ortalamanın üstü” olduğunu belirtir (bu eğitim seviyesine bakılarak da onaylanabilir). “m”, “n” ve “r”nin tepesini daha yuvarlak yazanlar daha yavaş metotlu düşünürlerdir. Bu insanlar da çabuk düşünürler kadar fazla bilgiyi tutarlar, fakat bu insanlar karar vermeden önce tekrar tekrar aynı şeyleri düşünürler. Bu insanlar “hemen sonuca ulaşan” insanlar değildir ve daha yaratıcı olma eğilimleri vardır. Aynı harfleri daha düz ve ince yazanlar çabuk öğrenen ve yaratıcı olan insanlar değildir. Bu yazarlar genelde “tembel”dir. 141
Güncel Psikoloji
Harflerin tepelerinin düz olması yazarın aldatıcı bir insan olduğunu veya bir şeyleri sakladığını belirtir. Bu insanda iletişim yeteneği eksiktir ve bilinmeyen sebeplerle iletişim kurmak istemez. Adım 9: Yazma Hızı Yazma hızı, yazan hakkında çok şey ortaya çıkarır. Birincisi yazar spontane, sabırsız, agresif, ihmalci, çabuk düşünen, sakar vb olabilir. Yazma hızı tamamen değerlendirildiğinde, pek çok özellik de daha doğru anlayabilmek için incelenir. Ortalama bir hızla yazan yazarlar yavaş düşünenlerdir. Dikkatli, yaratıcı, organize olabilirler. Yazıdaki diğer faktörler bütün bir anlam çıkarılmasını sağlar. Yavaş yazan yazarlarda tutku ve azim eksikliği vardır. Bu insanlar çoğunlukla gösterişçidir ve akli kapasiteleri azdır. Örnek Analiz
142
Güncel Psikoloji
Öne çıkan özellikleri göstermek için dokuz adımı uygulamak: 1. Baskı: Ortalama. Gün içinde işleri yapmak için ortalama enerji 2. Eğim: Sağa. Duygusal durumlara karşı tepkili. Kalbi aklını yönlendiriyor. Arkadaşça ve sempatik. 3. Taban çizgisi: Bu örnek çizgili bir kağıda yazılmış. Pek çok kelime önceden hazırlanmış çizgi üzerinde başlıyor ve yukarı doğru çıkıyor, iyi ruh halini anlatıyor. 4. Yazı büyüklüğü: Küçük. İyi konsantrasyon yeteneği. 5. Bölgeler: Tüm üç bölge de vurgulanmış. 6. Harfler arasındaki boşluklar: Ortalama. Henri kendine güveniyor ve kendisini rahat hissediyor. 7. Kelimeler arasındaki boşluklar: Ortalama. İnsanlarla iletişimde rahat. İster istemez kalabalıklardan hoşlanmıyor ama kendi başına kalmak da istemiyor. 8. Yazma hızı: Ortalama. 143
Güncel Psikoloji
9. Akıl: İki düşünme şekli arasında gidip geliyor. Bazı “m, n, r”lerin tepeleri keskin, bazıları yuvarlak. Henri orta kararda enerjik bir insan. Günlük işlerini tamamlayabilmek için yeterli enerjisi var. Hayatını dolu dolu, gurme yemek ve lüks bir yaşam gibi zevklerle yaşamak istiyor. O huzursuz ve her zaman hareket halinde. O aktif değişik bir hayat yaşamak istiyor. Maddi servet ve para kazanma arzusu var. Muhafazakar, tutumlu ve parasını iyi idare ediyor. Henri duygusal bir insan ve duygularını özgürce ifade ediyor. Tepkileri bazen düşüncesizce. Duygusal enerjisi ölçülü, bundan dolayı bir şeye karşı delirdiğinde, makul bir sürede sakinleşebiliyor. Henri iki farklı düşünme süreci arasında gidip geliyor. Düşüncelerini yavaşlatmayı ve mecbursa daha ihtiyatlı ve kusursuz olmayı da istiyor. Bu küçük örnek iyi konsantrasyon yeteneğini gösteriyor. Keskin, açık, kesin bir akla sahiptir ve bunu cerrahın neşteri gibi problemlere uygulayabilir. Bilgileri değerlendirip kusurları tanımlayıp boşlukları doldurabilir. Mükemmel araştırma yeteneği vardır ve yeni bilgilere ulaşmaktan hoşlanır. Tüm dikkatini odaklayabilir ve oyalanmak yerine konsantre olabilir. Henri’nin düşünüşünde sezgi çok az rol oynar, fakat mantık düşüncelerini yönlendirir ve problem çözmede sürekliliği getirir. Bu beceriklilik her iki kısmı, bir durumu veya problemi bütünüyle görmesini sağlar. Problem çözmeye geldiğinde Henri tereddüt etmez. İki ayağıyla kendini ortaya atar. Detaylara dikkat eder ve bir fikrin veya problemin belirli kısımlarına 144
Güncel Psikoloji
dikkat eder. Henri kendini savunup açıkça söylemekten korkmaz. Aklını kendisi için önemli olan durumlardaki fikirlerini sağlam bir şekilde savunmak için kullanır. İyi tartışmalardan hoşlanır. Nasıl göründüğü ve yapabildikleri ile gurur duyar. İyi giyinmeyi sever ve yeteneklerini gösterir. Başarılarını başkalarının sorgulamasından hoşlanmaz. Kişisel görünüşü eleştirildiğinde duyguları incinir. Henri sabırsız olmanın tüm işaretlerini gösterir. Beklemeye veya bir şeyleri tekrar yapmaya zorlandığında sinirlenir. Çünkü kendisi bir şeyleri çabuk yapmaya gayretlidir, istediklerini elde edebilmek için bazen çok uğraşır. İyi gülmeyi sever ve hayatı daha eğlenceli yapabilmek için kendi espri anlayışını kullanır. Henri’nin azmi zayıf alanlarda azdır. Ondan faydalanılabilir ve başkaları baskı uyguladığında teslim olabilir. Henri çok sempatik bir insan. İnsanlarla olmaktan ve yeni insanlarla tanışmaktan hoşlanıyor, fakat gün içinde bazı zamanlar düşünceleri ile yalnız kalmak ve yeniden şarj olmak için kenara çekilir. Henri gerçekçi hedefler koyar. Hırslıdır ve amaçlarına ulaşmak için çok çalışır. Çalışmaları hakkında yapıcı eleştirilerden faydalanır ve savunmacı değildir. Henri’nin konsantrasyon yeteneği ve detaylara verdiği özen bilgisayar, bilim ve matematik ile ilgili işlerde başarılı olabilir. Parmakları hünerlidir ve küçük parçaları birleştirme ve işlemede iyidir. 145
Güncel Psikoloji
Tavsiyeler: Henri’nin bir küçük problemi var; çok azimli değil. Bu problemi çözmek için “t”lerini tutarlı ağır baskı uygulayarak yukarı eğimli yazmalıdır. Bu bilinç altına bir mesaj gönderir ve zaman içinde azim seviyesini artıracaktır. Tavsiye edilecek başka alanları ve dikkat edilmesi gereken diğer kişilik özelliklerini görebiliyorum. Onlar burada belirtilmediler, fakat sadece Henri’nin gözleri için çok şey ifade eden gizli analizde de ortaya çıkarılabilir.
146
Güncel Psikoloji
PSİKOLOJİ ve ÇEŞİTLERİ - ÖZET Psikoloji: İnsan ve hayvan davranışlarını inceleyen, bireyin davranışlarını ve onun altında yatan sebepleri araştıran bilim dalıdır. Eğitim Psikolojisi: Gelişim ve öğrenme psikolojisi bulgularından hareketle eğitim-öğretimin nasıl gerçekleştiğini araştıran bilim dalıdır. Gelişim Psikolojisi: İnsan davranışlarında doğumdan ölümüne kadar, tüm yaşamı boyunca gözlenen biyolojik ve psikolojik değişiklikleri inceler. Bireyin belli dönemler halinde gelişimini ve bu evrelerde öğrenmesi gereken davranışlarını inceleyen bilim dalıdır. Öğrenme
Psikolojisi: 147
Bireyin
nasıl
Güncel Psikoloji
öğrendiğini ve nasıl öğretebileceğini araştıran bilim dalıdır.
Psikoloji Ekolleri 1. Yapısalcılık Temsilcisi W. Wundt’tur. - (Laboratuar) gözleme dayalı çalışmalar yapmıştır. - İnsan zihni çeşitli bilinç öğelerine ayrılır. - Bilinci çözmek için “içe bakış yöntemi” kullanılmaktadır. 2. Davranışçılık Temsilcileri Watson, Pavlov, Skinner’dir. - İçe bakış yöntemini reddetmiştir. - Psikolojiyi “gözlenebilen ve ölçülebilen” davranışlar üzerinde açıklar. - Davranışın niçin olduğuna değil, nasıl olduğuna dikkat çeker. - Çevredeki uyarıcı koşullara önem verir. 3. Psiko-analitik Yaklaşım (=Psikanaliz) Temsilcileri Freud, Erikson’dur. - Davranışı “bilinç dışı” etkinlikler (biyolojik etkenler) açısından ele alır. - İnsan iki temel içgüdünün etkisinde davranmaktadır. - Kişiliğin oluşumunda ve olayların analizinde 148
Güncel Psikoloji
“çocukluk yaşantıları (0-6)” ve bu dönemdeki anne-baba tutumu önemlidir. - Erikson’a göre kişiliğin oluşumunda ve gelişiminde biyolojik etkenler ile birlikte sosyal çevre de (toplumsal etmenler) önemlidir. - Erikson’a göre her dönemin, atlatılması gereken çatışma (kriz) alanları bulunur. - Bireyin gelişimi yaşam boyu sürmektedir. 4. Bilişsel Yaklaşım Temsilcileri Gestalt Ekolü, Piaget, Bruner, Ausubel’dir. - Bireye ve davranışlara “bütünsel” bakarlar. - Davranışlar zihinsel bir süreç içinde ele alınmıştır; ilgi, algı, düşünme, kavrama gibi süreçlere yer vermişlerdir. 5. İnsancıl (=Hümanist) Yaklaşım Temsilcileri Maslow, Rogers, Kholberg’dir. - Psiko-analitikçilerin insanın tehlikeli bir varlık olduğu görüşüne karşı çıkarak, değerli olduğu ve doğasının iyilik temelleri üzerinde kurulu olduğu görüşünü ileri sürmüşlerdir. - Davranışların temelinde ihtiyaçlar (güdüler) bulunur. - Birey “kendisini gerçekleştirmeye” çalışan bir varlıktır. - Bireylerde “algılama ve benlik kavramı (tasarımı)” üzerinde durur. - Birey tek ve benzersizdir, değerlidir. 149
Güncel Psikoloji
6. Nörobiyolojik Yaklaşım Temsilcileri James, Hebb’dir. - Davranışların incelenmesini beyin, sinir sistemi, beyin hücreleri (nöronlar) arasındaki sinaps bağlarına göre ele almışlardır.
150
Güncel Psikoloji
Bir Bilim Olarak Psikoloji
Psikolojinin
konusu,
zihinsel
olayların
araştırılmasıdır. Doğal bilimler gibi, psikoloji de konusunu belirli gerçeklik alanlarından seçer. Bu gerçeklikler ya kendi farklılığında deneyimlerdir ya da kendileriyle ilgilidir. Psikolojinin ilgi alanı, bir deneyimin mümkün olduğu kadar tanımlanması ve analizine dayanan bir bütünden oluşur. Ancak psikoloji
olmadan
bilimsel
bir
duruş
kazanamayacak olan başka alanlar da bu disipline dahildir. Yaşam ya da biyoloji biliminin canlı organizmaların
fiziksel
yapısını
araştırma
zorunluluğu gibi, psikoloji de zihinsel olayları, onları tecrübe eden bedenlerin fiziksel şartları ve bunları
tetikleyen
çevre
ile
bağdaştırmalıdır.
Zihinsel olayların fiziksel şartlarla ilişkilendirilmesi, psikofizik olarak adlandırılır.
151
Güncel Psikoloji
Zihinsel olayların araştırılması bundan çok daha fazlasını ifade eder. Bizim bilimimiz, tüm zihinsel süreçleri tanımlayıp analiz edilene ve beden ile çevre
tarafından
sağlanan
fiziksel
koşullarla
ilişkilendirilene kadar tamamlanmış değildir. Bu tür saf bir psikofizik, tüm deneyimleri bir fiziksel olaylar
sistemine
yerleştirirdi.
Daha
sonra
bilinçlilik, tamamen fiziksel olaylarla bağlantılıymış gibi görünür, psikoloji bağımsız bir bilim olmaktan çıkar
ve
deneyimleri
incelemenin
tek
amacı
fizikçiler, kimyagerler ve fizyologlar için sorunlar çıkarmak olurdu. Bu görüşü kabul edip, psikolojiyi biyoloji branşına tabii bir alt dal olarak gören bilim adamları var. Bunlardan bazıları, psikolojik gerçeklikleri gündelik bir yararı olmaksızın kabul ediyor. Bu alanda dikkate alınması gereken tek problemin davranış sorunu
olduğuna
inanıyorlar:
-organizma
neyi
neden yapar? Hatta bilincin bilimsel statüsünü tartışmak üzere bir akım bile vardır. Şu anda, canlı davranışlarının çok önemli psikolojik bir sorun olduğunu ya da psikolojiye doğrudan katkıları 152
Güncel Psikoloji
olduğunu inkar edemeyiz. Mesela, bir hayvanın farkındalığı doğrudan bizimle bağdaştırılamaz. Bu yüzden,
kapsamını
belirlemek
istiyorsak
bu
alandaki akımları araştırmalıyız. Ancak hayvan mentalitesini
göz
ardı ederek
de
bu sınırları
anlayamayız. Ve davranışın bir takım formlarını, hayvanların
fiziki
yapısı
bağlamında
açıklanabilmesine dair kanıtlar olsa bile, insan bilincinin, eğer olmasaydı şu anda olduğu gibi doğal hareket etme hakkı verecek işe yaramaz, gereksiz bir uzantı olduğunu göstermez. Herhangi bir olaydaki davranış bilimi psikoloji değildir ve bizim burada asıl ilgi alanımız zihinsel bağlamlar ve faaliyetlerdir. Bu nedenle bilimimizi sadece içeriklerle değil aynı zamanda faaliyetler ve içerisinde, zihinsel öğelerin az çok kesinlik ve doğruluk kazanacağı karışık bir şablon halindeki süreçlerle tanımlıyoruz. Psikolojik İncelemede Ana Hatlar
153
Güncel Psikoloji
Bu noktadan bakıldığında, çalışmamızın aşağıdaki gibi özetlediğimiz üç temel araştırmadan oluştuğu görülebilir: 1.
Bilinçli içeriklerin tanımı ve analizi.
2.
Bilinçliliği
tamamlayan
ya
da
etkileyen
psikolojik süreçler ile bedenin içinde ve dışında bu üç süreç üzerindeki sebepler şeklinde çalışan fiziksel olayların ilişkisi. 3.
Zihinsel
olayların
birbirleriyle,
fiziksel
ve
psikolojik bağlarla ilişkisini kurarak aklı bir bütün olarak açıklayacak zihinsel aktivite kanunlarının keşfi. Bu farklı alanların tamamen birbirinden ayrı olarak araştırılmasını istememeliyiz. Aksine, bunları yakın ilişkileri çerçevesinde ele almak çok daha faydalı olacaktır. Bu yüzden daha fazla ilerlemeden önce kısa özetimizi biraz genişletmek daha iyi olabilir. Her
bilim
amacı
için,
var
oluş
şartlarını
ve
aralarındaki mevcut ilişkilerle beraber bir takım gerçeklikleri araştırır. Yukarıda psikolojik bağlam,
154
Güncel Psikoloji
psikofizyolojik ilişki ve zihinsel aktivite kanunları arasında bir sınır çizmemizi açıklama uğraşımız, bilimsel
prosedürün
araştırmanın yapısal,
üç
bu
evresini
psikofizyolojik
kullanarak
da
ve
ilkesidir. bir
başka
işlevsel
açıklayabiliriz.
Psikolojik
Aklın
yoldan,
terimlerini yapısının
araştırılması, tüm bilincin indirilebileceği öğelerin keşfedilmesini
amaçlıyor.
Psikofizyoloji
araştırması, bu öğeleri vücudun içinde ve dışında sinir sistemindeki süreçler için uyarıcı etkisi yapan fiziki faktörlerle ilişkilendirmekle uğraşıyor. Aynı zamanda sinirsel süreçlerin doğasını ve bilinç üzerindeki etkisini de araştırıyor. Araştırmanın bu evresi, bilincin sinir sistemine ne kadar
yakın
olduğunu
düşündüğümüzde
açığa
kavuşuyor. Vücutta hastalık, yaralanma, belirli ilaçların az ya da çok miktarda alımına bağlı etkilerle
ortaya
mekanizmasındaki
çıkabilecek
sinir
bozuklukların,
sistemi zihinsel
dejenerasyonu da beraberinde getirdiği biliniyor. Duyarlılık kaybı, normal davranamama ve deliliğe sebep
olan
çeşitli
zihinsel 155
anormallikler
sinir
Güncel Psikoloji
sisteminde
geniş
ölçekli
bozukluklara
sebep
oluyor. Dahası, psikofizyoloji ile işbirliği gerektiren önemli bir bilinç eşiği gerçekliği vardır. Kısaca bahsetmek
gerekirse,
bu
terim
bilinç
uyandırılmadan önce sinirsel aktivitelerde asgari bir
yoğunluk
sinirleri
sağlanmasını
harekete
yoğunluklar
ifade
geçirmeye
bilinci
eder.
yeterli
Ancak
daha
uyandırmada
az
başarısız
olmaktadır. Aynı şekilde uyarıcının gücü de çok fazla olmamalıdır. Asgari olduğu gibi bilincin bir de azami eşiği vardır ve ikisi de herhangi bir vaka ile kesin
bir
şekilde
bağdaştırılamaz.
Görünürde
bilinçle alakalı olmayan katılımla geçen ve edinilen pek çok bedensel aktiviteyi düşündüğümüzde, psikofizyolojik
araştırmanın
önemini
gösteren
üçüncü bir nokta daha ortaya çıkıyor. Ancak bunların çoğu bilinçli de olabilir ve diğerleri sonraki bir dönemde farkındalığa önemli katkı sağlayabilir. Bu üç düşünce, (1) bilincin normal bir sinirsel faaliyete dayanması, (2) duyarlılık eşiği ve (3) bilinçsiz fiiller, refleks ya da otomatik davranış, sinirsel aktivite ile psikolojik ve fiziksel 156
bağlara
Güncel Psikoloji
değinmeden akılla ilgili tamamlanmış bir açıklama yapmanın
imkansız
olduğunu
göstermeye
yeterlidir. Aslında, zihinsel olgular ile bedensel aktiviteler o kadar önemli ve kapsamlıdır ki pek çok
psikolog,
psikofizyolojik
ilişkilerle
desteklendiğinde, bilinçli yapının tanımı ve analizi ile tüm ve tatmin edici bir zihin açıklaması yapmanın mümkün olduğuna inanmışlardır. Ancak kitapta bu tür bir bakış açısı söz konusu değildir. Bu yüzden zihinsel edinimleri üçüncü aşamamız olarak ele alacağız ve aklın sadece mekanik değil, aynı
zamanda
sinir
sistemi
gerekli
ancak
belirlenmesi gerçek anlamda amaçsal olan fiziksel ve
kimyasal
süreçleri
kapsadığını
göstermeye
çalışacağız. Çalışmamızın bu üçüncü aşamasından
işlevsel
olarak bahsetmiştik fakat anlam belirsizliğinden kaçınmak için, terimi daha fazla kullanmamalıyız
çünkü
sıradan
bu bağlantıda İngiliz
ya
da
Amerikan yazarlar tarafından anlaşılan “İşlevsel Psikoloji”, böyle amaçsal saptamaları kabul etmez ve sadece psikofizyolojik bağlantıdaki “işlevler”e 157
Güncel Psikoloji
değinir. Psikofizyolojik süreçler ile zihinsel faktörler arasında
var
birbirinden
olan
süreçleri
ayırabilmek
için,
açık bu
bir
şekilde
süreçlerden
zihinsel eylemler olarak bahsedeceğiz. Bu noktada, bilincin bağları olarak, fiziksel uyarı ve sinirsel süreçlere verdiğimiz referansları da vurgulayalım. Bu, bilincin var oluşunun sadece fiziksel ya da psikolojik değil aynı zamanda zihinsel olduğunu gösteren şartları da iddia etmemizi sağlıyor. Ele almamız gereken farkındalık, fiziki bir çevrede bulunuyor ve tamamen olmasa da büyük ölçüde bu fiziksel çevre tarafından ediliyor.
Çünkü
fizik
belirlenip kontrol
kuralları,
hayatın
tüm
tezahürlerinde amaçsal yön olarak da karşımıza çıkan zihinsel olgunun bu eşsiz özelikleriyle ilgili yeterli açıklama sağlamıyor.
Bilinç Nedir? Kendimize, sorduğumuzda,
“Bilinç
nedir?”
kendimizi
psikolojinin
sorusunu çözmesi
gereken bir problemin içinde buluyoruz. Bilimin 158
Güncel Psikoloji
herhangi
bir
aranmalıdır
alanına
ve
bizim
yaklaşırken, önderliğimiz
bir için
yol gelen
öneriler, zaten şimdiye kadar edinmiş olduğumuz bilgilerdir.
Sonuç
olarak,
psikoloji
sahasına
girebilmek için yol kat etme amacı taşısa da, şu soruya geçici bir cevap vermek durumundayız: Bilinç Nedir? En açık cevap, bilincin bir deneyim olduğudur ve belirli bir şekilde incelendiğinde, bu deneyimin, nesneler
dünyasını
oluşturduğu
görülür.
Bu
satırların yazılıyor olduğu masadan belirli bir örnek verelim. Nesneler dünyasına ait bu
masa, meşe
ağacından yapılmıştır. Belirli bir boyuta ve ağırlığa sahiptir. Tasarımcısının maharetini, marangozun sanatını gösterir; ticari bir değeri ve bir kullanım amacı vardır. Diğer gerçeklikler arasında bu masa bir obje olarak, nesneler dünyasına aittir. Deneyimin gerçeklikleri olarak, tüm bunlara farklı bir
şekilde
bakılabilir.
Meşe
ağacı
aslında
dokunulabilir ve görülebilir bir şeydir. Yani, kişinin duyularına hitap eder. Boyutları ve benzer yapıda 159
Güncel Psikoloji
önceki
deneyimlere
yönelindiğinde,
ağırlığı
da
algısal tabirlerle ifade edilebilir. Bunu mümkün kılan, hafızadır. Bu ahşap meşe olarak adlandırılır çünkü bu terimin kullanılmış dokunulup
hissedilen
deneyimler
hatırlanabilir
olduğu önceden
ahşaba ve
benzer.
geçmişten
Bu gelen
hafıza imgeleri o anki yargıları doğrulayabilir. Yani; doku, boyut ve ağırlık yalnızca duyusal değil, kısmen de imgeseldir. Ancak masanın nesneler dünyasına ait bir obje olduğu
bilgisi,
harekete
geçirdiği
imgeler
ve
duyular bağlamında, tamamlanmış değildir. Bunun yanında, etkilenilen hisler, memnuniyet ya da memnuniyetsizlik olabilir. Bunların, nesnenin bir “şey” oluşuyla doğrudan bir bağlantısı yoktur. Bunlar tamamen, nesne deneyimlemenin zihinsel tutumuna
bağlıdır.
Kendine
özgü
zihinsel
oluşturma süreçlerinden dolayı kişi memnundur, memnuniyetsizdir ya da her ikisi de değildir. Dahası, tasarımı,
buraya üretimi,
kadar ticari 160
bahsettiğimiz boyutu
ve
yargılar, kullanım
Güncel Psikoloji
amacıyla birlikte, ahşabın yapısına, boyutuna ya da
ağırlığına
ait
yürütülen
fikirlerin
hepsi
düşüncenin amaçlarıdır ve görebileceğimiz üzere, açık bir zihinsel süreç ve ürünler zinciri içerisinde kaynağı bulunmaktadır. Duyu, imge, his ve düşünce, bir objenin nesneler dünyasında
mekanik,
ticari
ya
da
ekonomik
oluşuna hizmet eden deneysel ya da psikolojik bağlamını özetler.
Geçişli Yapısı ve Analiz Gerekliliği Bilincin doğasıyla alakalı bir diğer önemli nokta da geçişli bir yapıya sahip oluşudur. Bilinç, birbirinden az ya da çok farklı, geçici olaylar dizisi içerisinde akar.
Gözlemlediğimiz
kadarıyla,
en
azından
düzenli olarak tekrarlanan uyku periyotları ile devamlılığı bölünen, bu akış tamamıyla sürekli değildir. Devamlı olayların yalnızca sebepsel bir 161
Güncel Psikoloji
nedeni olarak, aklı açıklamayı zor kılan da budur. Devamlı elementlerin soyutluktan başka bir şey olmadığı konusunda hem fikir olsak da, bilince ait asıl bağlamlar aslında her zaman süreçlerdir, bazı psikologların
tanımladığı
gibi
örneğin;
uyku
sırasında oluşan boşluklar arasında köprü kurmak için, tamamen bilinçli olmayan diğer süreçleri de araştırmak
zorundayız.
Kuvvetli
mantıksal
temellerimiz var, bu yüzden bilinç akışını,yapısını ve etkinliğini anlama hakkına sahibiz. Bu, tüm açıklamaların birbiriyle ilişkili terimler üzerine kurulduğu mantığın temel ilkesidir ve yalnızca bilinci analiz ederek bu denli kuvvetli bağlantıları
olan
terimlere
tam
anlamıyla
ulaşabiliriz. Mantıksal yöntemde daha ileri boyutta bir bağlantı, tüm terimlerin mümkün olduğu kadar basit olması konusunda ısrar eder. Bu yüzden amacımız, analizimizi daha fazla indirgenemeyen bir seviyeye taşımaktır. Bu idealimizin başarılı olacağı henüz kesin değildir. Kimya bilimi büyük ölçüde
bu
yöntemin
uygulanmasının
mümkün
edilmesi için çalışmaktadır ancak radyo aktivite ve 162
Güncel Psikoloji
buna akran olguyla ilgili son araştırma, kimyasal elementlerin, bir zamanlar zannedildiği gibi bir sonu olmadığını ve şimdi ‘elektronlar’ ve ‘zerreler’ ile ilgili konuşan biri, aslında en maddenin yapı taşlarından
bahsetmektedir.
psikolojide
de
elementlerin, zorunda
analizimizin
bilimimizin
olduğu
en
imkansızdır.Ancak kimyanın,
Benzer
içeriğini
nihai
bu,
öne
sürdüğü oluşturmak
terimler
geçici
şekilde
olması
bulgularımızı,
atomu bilimsel öneminden mahrum
bırakan son yargılarından daha az önemli yapmaz. Bilinç Birliği Bilincin doğasıyla ilgili genel görüşler, sonraki açıklamalarımızda
yol
göstermeye
katkı
sağlayacak diğer gerçeklikleri açıklar. Her şeyden önce, bilinç her zaman bir bütündür. Bir dizi olayı ya da bir anı oluşturan ayrılabilir içerikler aslında birbirine eşi olmayan bir yapıda bağlıdır. Genellikle bu, tüm elementlerin tecrübe edinilen konuya ilgisini
gösterir.
duyulara,
Ben,
imgelere,
deneyimimi
hislere 163
ve
oluşturan düşüncelere
Güncel Psikoloji
sahibim. Bunları bir bütün kılan derin ilişkiler yalnızca kısmen
kurulan bağlar
değildir,
aynı
zamanda kişisel bir referans da oluşturur. Bu, özne-
nesne
gördüğüm gümrük
çit
ilişkisi
olarak
ya
üzerine
mevzuatı
da
düşüncesi
bilinir. kafa basit
Önümde yorduğum
bir
şekilde
deneyim objeleri değildir, aynı zamanda benim deneyimimin objeleridir. Kendi farkındalığının hayatın her bir alanına dahil olup olmadığı bir tartışma konusudur. Öyle olduğu kanaatinde olanlar burada, bilinç bütünlüğü için temeller arayanlardır. Ancak diğerleri, her zaman bilinçli
olduğumuzu
tecrübelerimizin
reddederler.
pek
nesnelere
ya
da
tamamen
gömülmüş
çoğunda,
yapıyor
algıladığımız
olduğumuz
görünürüz.
Günlük şeylere
Dahası,
bazı
olağan üstü durumlarda, bilinçlilik bariz bir şekilde değişir.
Bir takım sinir hastalıklarında, hastalar
artık kendilerinde olmadıklarından yakınırlar ve normal insanların rüyalarında, başkasına ait olan tecrübelerin
bulunduğu
bilincinin
tamamen
rapor
edilmiştir.
öznellikten 164
Fakat ayrılıp
Güncel Psikoloji
ayrılamayacağı
açık
bir
şekilde
gösterilmemiştir.Böylelikle hala bu sorunun ucu açıktır. Konuyu bilinci bir bütüne bağlayan asıl bağ olarak, değişmez mevcut farkındalığa doğru zorlamadan, deneyim objelerine ek olarak, tecrübe edinirken her
zaman,
zihinsel
aktivitede
bir
miktar
farkındalık bulunduğunu görebiliriz. Duyu, imge, his
ya
da
edemeyeceğimiz
düşünce bu
kategorilendirilmek
ek
anlamında bilinç,
üzere
ifade
tam
olarak
tanımlamak
için
yetersizdir. Bu yüzden, bilinçli zihinsel aktivitelerin varlığının farkında olduğumuz için memnun olmalı ve nesnel deneyimlerin düzenlendiği, bir bütün olarak sıralandığı çeşitli şartları tanımlama işini sonraki araştırmalara bırakmalıyız. Ancak
terimlerle
nesneleri
olarak
ilgili
açık
olalım.
adlandırdığımız
Deneyimin ve
şimdilik
(1)Duyu, (2)imge, (3)his ve (4) düşünce olmak üzere bilincin
dört
başlıkta
içerikleridir.
sınıflandırdığımız Bununla, 165
her
şeyler, somut
Güncel Psikoloji
deneyimin, bu dört çeşitten oluşan elementlerde oluştuğunu ifade ediyoruz. Ne içerdiğini bulmak amacıyla
herhangi
bir
bilinç
hali
üzerinde
çalışıldığında, tüm bunlar görülecektir. Bazen dört grubun
da
temsil
edildiği
görülürken,
bazı
durumlarda da bunlardan biri ya da bir kaçı eksik olabilir. Bilinç içeriklerinin analizi bu kitabın ikinci kısmının konusu olacaktır. Bilincin içeriklerine ek olarak, aklın aktif yanını oluşturan zihinsel olaylar da hesaba katılmalıdır. Bu zihinsel olaylar iki türdür: bilinçli ve bilinçsiz. Bilinçli
zihinsel
olarak
aktiviteler,
adlandırdığımız
‘bireysel özneden,
referans’ egodan
kaynaklanırken, önceden de değindiğimiz gibi, bilinçliliğin değişmez bir bileşen olduğundan emin olamayız. aktiviteler,
Daha
genel
çelişki
konuşacak olursak,
ya
da
pasiflik
gibi
bu zıt
davranışlarıyla beraber; uğraş, istek, takdir etme vb. davranışlarla özetlenir. Önemli olan nokta, idrak
ettiğimiz
meselelerin
yanında,
davranışlarımızın da bilincinde olmamızdır. Bir yazarın geçenlerde ifade ettiği gibi, “Deneyimli 166
Güncel Psikoloji
olarak, deneyim ile deneyimleme olarak, deneyim arasındaki farkı vurgulamalıyız”. Ancak bir de, bilinçsiz zihinsel etkinlikler vardır. Bu,
zihinsel
teriminin,
bilinçli
ile
eş
zamanlı
olmadığını gösterir. Mentalite, yalnızca bilinçli olanı değil, gelecekte de bilinç ihtimali olan şeyleri de içinde barındırır. Kesin bir doğruluk derecesiyle bilinçliliğin sınırlarını çizmek mümkün değildir. Verilen herhangi bir şeyle ilgili az ya da çok bilinçli olabiliriz,
sezilmez
derecelendirmeyle
bilinç,
psikoloji diyarının eşiğinden içeri girebilir. Bu yüzden bir takım zihinsel aktiviteler tamamen bilinçsizdir. Bilinçsizliğin bu kullanımı genellikle kabul edilir. Bilinçsiz aktivitelerin zihinsel olarak tanımlanıp
tanımlanamayacağı,
bilinçliliğin
gelecekteki bilinç koşulları üzerindeki göstereceği etkiye bağlıdır. Bu tür psikolojik refleksler, hiçbir zihinsel
değeri
olmayan
sindirim,
dolaşım
ve
solunum gibi otomatik süreçlerde yer alır. Diğer yandan, örneğin kapı ziline verilen zayıf duyumsal intiba, duyulduğu anda fark edilmeyebilir ancak daha sonraki bir zamanda kendini gösterecek bir 167
Güncel Psikoloji
hafıza imgesinin hatırlanışını harekete geçirmek için yeterince uzun süreli olabilir. Bilinçsizliğin, bir başka tartışma konusu olan bir yönü daha vardır. Bu, alışılmış bilincin altında yatan bir takım zihinsel etkinliklerle sağlanır. Yalnızca bilinçli bir akla değil, bir de deneyim süresinde edindiğimiz izlenimleri geri getirme, onlar üzerinde düşünsel işlem yapma, gelecekte kullanılmak üzere sıralama yapma kabiliyetine sahip bilinçsiz bir zihne de sahip olduğumuz söyleniyor. Yani bilinçsiz zihin, hem cismani hem de
cisimsel
olmayan
diğer
akıllarla
doğrudan
iletişime geçebilme yeteneği gibi, normal uyanma hallerini aşan yeterliliklere de sahiptir. Daha fazla ya da daha az hayal ürünü tüm teoriler bu varsayım üzerine kuruludur. Bazıları, bedensel mekanizma
ile
ruhun
ifadesinin
engellendiğini
kabul eder. Bu yüzden bizim bildiğimiz bilinçlilik, kaderimizi yönlendiren
ruhun gerçek yapısının
kusurlu bir yansımasıdır. Ancak bu, daha gerçek ve
daha
mükemmel
bir
kişilik
oluşturmak
amacıyla, bilinç altında mevcut olan daha geniş 168
Güncel Psikoloji
olanakları kullanır. Zaman zaman imkanlar el verdiği
ölçüde,
bu
bilinçsiz
benlik,
doğruluk
içgüdüleriyle ve karakterdeki ilerleyici süreçlerle kendini gösterir. Ancak beden ölümüyle, ruhun fani giysisinden sıyrıldığı ana kadar tam bir ifade sağlanamaz. Daha
az
spekülatif
olan,
bilinç
altı
zihinsel
aktivitelerin tamamen psikolojik olan bilinç sınırları içinde gerçekleştiği düşüncesidir. Tam bilinçliliğin eşiği altında, bilinç öğeleri onlara ait görevlere devam etmeyi sürdürürler. Bu yüzden pek çok özellik,
öncesine
ait
hiçbir
bilinçli
bilgimiz
bulunmayan uyanma hallerimize aşılanır. Mesela uykuda
bilinçliliğin
kaybolması
mümkündür;
içerikler artık gruplandırılmaz ve tek başımıza bütünsel diziler içerisinde tutmamızın mümkün olduğu
yollardan
bir
araya
getirilmez.
Sonuç
olarak, geldikleri şekilde kaydetmemizin mümkün olmayışından
değil,
onları
hatırlamamızı
sağlayacak gerekli bağlantıları kuramayışımızdan dolayı, onları kaybederiz.
169
Güncel Psikoloji
Hem bilinçli hem de bilinçsiz zihinsel içerikler ve aktiviteler,
psikolojik
çerçevesinde
kapasite
belirlenmiştir.
ve
Belki,
yeterlilikler bir
bakıma
erişimi yasaklanmış olan kapasite doğuştandır ve yetenekler edinilir gibi kavramlara anlam vermeye izin verilebilir. Bir araya getirildiğinde bu kapasite ve yetenekler birey zekasının ve davranışlarının temelini oluşturur ve bazen zihinsel ve fiziksel eğilimlerdir. Belirli zihinsel içeriklere, bilinçli ve bilinçsiz
(bedensel)
meyilliyiz.
Deneyim
davranışlar
ve
aktivitelere süresince,
içeriklere
hazır
karşı
daha
bizleri
belirli
hale
getiren
meyillerde değişikliğe gidebiliyoruz. Tüm bunlar birleştiğinde, aklın yetilerini oluşturur ve bilinçli bütünlük
açıklamasını
bu
yetiler
ışığında
aramalıyız. Bilinç Süresi ve Aşamaları Bilincin yapısıyla ilgili genel bir düşünce bilincin aşamalarının
varlığı
sorusunu
öne
çıkarıyor.
Bunlar, bir nesnenin bilince sunulduğu koşullar. Sunulan içerik üzerinde zihinsel işlemin miktarını 170
Güncel Psikoloji
ve türünü gösteriyor. Bu süreçlerin üçü hatta dördü şimdiye kadar tespit edilebildi. İlk
aşama,
basit
sunumdur.
Nesne
yalnızca
verilmiştir. Basit bir şekilde oradadır ve onunla ilgili daha fazla bir şey söylenemez. Zihinsel olgular akışı içinde, böyle basit sunumlar gelir gider. Çoğu zaman inkar edilse de, hafızada iz bırakabilir ancak bir çok bölümü tekrarlanamaz ve bilinçli
herhangi
bir
anı
tamamlamak
dışında
zihinsel yaşantı üzerinde kayda değer bir etkisi bulunmamaktadır. İkinci
bir
aşama,
varmamızla
başlar.
verilen Bu
nesnenin
aşamada,
farkına nesnenin
varlığının farkındayızdır. Daha ileri bir işlem bu süreçte yapılmasa da, bilinçli zihinsel davranış ile kabul
edilir.
Yerleştirmeye
ya
da
anlamaya
çalışmadan gördüğümüz pek çok şey bu ikinci sunum
sürecine
aittir.
Nesnenin
farkında
oluşumuz, ilk sunum aşamasında oluşturulup daha öteye geçmeyen öğeleri daha belirgin ve uzun vadeli yapar. 171
Güncel Psikoloji
Üçüncü aşama, nesne bilincimize yerleştirildiğinde gerçekleşir. Onun bilindiği haliyle farkındayızdır. Bilince yerleşmek, bir dereceye kadar anlaşılabilir. Nesne bir şey ifade etmektedir. Bu, nesnenin tam farkındalığı dediğimiz şeydir. Anlama kapsamı tabii ki belirtilmemiştir. Obje, hakkında çok az bilgi sahibi olduğumuz ancak bilincimize oldukça açık ve net bir şekilde yerleştirebildiğimiz herhangi bir şeydir. Dördüncü
evre,
bazen
son
bahsettiğimiz
aşamadan önce gelebilir. Bu aşama potansiyel bilgidir.
Nesne
tam
anlamıyla
bilince
yerleştirilmemiştir
ancak
yerleştirme
ihtimali
belirtilmiştir.
Bu
yüzden,
bir
şeyi
bildiğimizi
söylerken aslında kastettiğimiz şey, eğer üzerine eğilirsek, bilince yerleştirebileceğimizin farkında olmamızdır.
Ancak
başlangıcının
aslında
farkında
sunulan
olduğumuz
şey, zihinsel
aktivitelere ek olarak nesnedir. Böyle bir ayrım yapılabildiğinde, oluşturur.
bu
Ancak
potansiyel
bilgi
aşamasını
sıklıkla
bir
nesnenin
172
Güncel Psikoloji
farkındalığından
bilince
yerleştirilmesine,
aşamaları algılamadan geçeriz. Soru, bilincin süresi ya da bir anda ne kadar deneyimlenebileceğine geldiğinde, cevabımız bu bilinç aşamalarının sağladığı doğrular ile olur. Soru iki yönlüdür. Ulaşılan bilinç aşamasına göre farklı cevaplar sayısı
verilebilir.
tam
olabilir.
Basit
olarak
belli
Bilinçlilik
sunum
aşamasında,
olmayan
aşamasında,
şey
mevcut
bu
kapsam
genellikle beş ya da altıyı aşmayan küçük gruplarla sınırlıdır. Son yerleştirilmiş gerçekler evresinde, bilinçte aslında bir şey vardır. Zihinsel aktiviteler, farkındalık davranışından anlam haline kaymıştır. Sayısı değişebilen içerikler, duruma hakim anlam ile bütünleşir. Bu yüzden, bilincin ömrü ile ilgili olan sorunun cevabı
basit
nesneleri
sayarak
sunumlarının değinerek
değildir, dahil
cevap
karmaşıktır.
değil, olduğu
bu zihinsel
bulunabilir.
Yalnızca nesnelerin
aktivitelere
Zaman
zaman,
nesnelerin kendisi de akıldaki var oluşlarıyla ve 173
Güncel Psikoloji
kaynaklarıyla ilgili detaylı bilgi verirler. Yabancı bir nesnenin bilinen bir hale dönüşümü, çağrışımlı bileşenlerdeki artış ve pek çok etkileyen durumun sonucu
olan
incelenebilir.
bir Ancak
takım
değişiklikler
nesnenin
ışığında
sunulduğu
gibi
gösterilmediği evrim sürecinde bazı değişiklikler ve gelişmeler kaydedilebilen
de
vardır. değişkenler
Burada temelinde
sıklıkla, kuram
oluştururuz. Sonsuza kadar sır olarak kalacak gerçekliklere
açıklamalar
yapılır.
Böyle
durumlarda, aksi yapılmadığında yalnızca alakasız olaylar olarak kalacak belirli gerçekleri açıklamak için akımlar ve tetikleyici olgular üreterek objektif bilimler örneğini takip ederiz. Bilinçsiz zihinsel aktiviteler varsayımı, bu yargılar genel olarak kabullenilene kadar geçici olarak kalacaktır. Ancak böylesi geçici aktivitelerin test edilmesi, bilimin diğer tüm kollarında olduğu gibi, bir bilimsel ilerleme meselesidir.
PSİKOLOJİK ANALİZDE YÖNTEMLER 174
Güncel Psikoloji
İç Gözlem ve Geçmişe Dönüş Bir sonraki ele almamız gereken konu psikolojinin kullandığı
yöntemler.
Psikolojik
gerçeklerin
gözlemiyle ortaya çıkan bir takım zorluklar ve özelliklerden
dolayı
bu
konunun
ele
alınması
gereklidir. Doğal bilimlerde çok önemli bir role sahip
olan
kesin
ölçüler,
zihinsel
olguların
araştırılmasında yalnızca belirli bir dereceye kadar uygulanabilir. Ruhsal bilimlerin doğa bilimlerinden ayrılması da büyük ölçüde bundan kaynaklanır. Ruhsal
bilimlerde
toplanırken,
gözlem
psikolojiyi
aracılığıyla
ayırt
edici
materyal kılan
iç
gözlemdir. İki yöntem arasında en çarpıcı fark ise, doğa bilimlerinde dış dünyayla ilgili olmaktan kaynaklanan
‘nesnel’
referans
önemliyken,
psikolojinin amaçlarının bireysel deneyimler olması sonucu, içe dönük olmasıdır. Daha kesin
yakından bir
bakıldığında,
şekilde
elle
bu
varsayımların
tutulabilir
olmadığı
görülecektir. Psikologlar, bir fizikçi ya da biyologla aynı şekilde gözlem yaparlar. Bir fizikçinin deneyle 175
Güncel Psikoloji
lensin odak uzaklığını belirlemesi gibi, gri bir yüzey ile
kırmızı
bir
araştırılırken, nesneldir.
yüzeyin
gözlemler
Tek
önemli
sonuçlarındaki gözlemlerini
parlaklık oldukça fark,
değeri
doğrudan, iki
deneyin
yorumlamalardır.
gözlemciye
Fizikçi,
değinmeden
tamamen
şartlı gerçeklikler üzerine kurar. Ancak psikolog her
zaman,
gözlemcinin
dışında
kalan
uygulamalarda olduğu gibi nesnel durumların tüm zihinsel süreci yönettiği gerçeklerle uğraşır. Bu, psikolojik
yargıların
tamamen
fiziksel
olan
gerçeklerden çok daha karmaşık ve daha az yalıtılmış
olduğunu
gösterir.
İki
durumda
da
gözlem ilkeleriyle ilgili bir fark bulunmamaktadır. Bir
yıldızın
yıldızın
geçişini
gözlemleyen
gökyüzünde
basit
açıklanabilen
hızıyla
bulunabilecektir.
Rastgele
ilgili
bir
astrolog,
denklemlerle çıkarımda
duraklamalarla
gelişi
güzel bir şekilde hareket ettiği savunulamaz. Bu yüzden,
farklı
sonuçlar
getiren
gözlemlerle
karşılaşırsa, bunun yıldızdan değil, gözlemcilerden kaynaklandığını bilir. Ancak psikolog örneğinde, 176
Güncel Psikoloji
değişik yorumların sebebi gözlemci farklılığıdır. Doğanın mekanik tekdüzeliği tarafından şekillenen nesnel kontrol, bu sonuçların kısmi belirleyicisidir. Gözlemlenen gerçeklerin, sabit nesnel durumlar altındaki
bireylerin
tecrübeleri
olduğu
düşünülmemelidir. Aynı zamanda hem psikolojik hem de fiziksel bir problem olarak gözlem süreci de incelenmelidir. Görmüş olduğumuz gibi, bu ilave
problemlerin
düşüncenin altında
ilki,
fiziksel
uyarıcı
ve
yatan bilinçlilik ile psikolojik
süreçlerin ortak araştırılmasına yönlendirir. Ancak zihinsel etkinliklerin doğasında var olan ikincisi, gözlemcinin
doğrudan
tamamlamasını
gözlemlerini
gerektirir.
Bilinçli
anılarıyla olayların
oldukları gibi basit gözlemine ek olarak, olayların öncüllerini Kısacası,
ve
sonuçlarını
zihinsel
olayları
da
araştırmalıdır.
geçmiş
deneyimler
tarafından şartlandırıldığı gibi, bilincin karmaşık evrelerinde var olduğu gibi ve istenilmiş ancak henüz
farkına
varılmamış
şekillendiği gibi araştırmalıdır.
177
doğrular
üzerinde
Güncel Psikoloji
Sonuç olarak, psikolojik bir olayın herhangi başka bir
gözlem
bulunabiliriz
gibi
doğrudan
ancak
bu
olduğu
çıkarımında
gözlemler
bize
aklı
tamamen anlama imkanı vermez. Doğal şartlar altında, zihinsel süreçlerle uğraşırken, onların her zaman kendi seyrinde akmasına izin vermek ve gözlemlerimizi daha sonra yani, geçmişe dönük yapmak zorunda kalırız. Bu durumun, psikoloji araştırmalarında önümüze pek çok zorluk çıkardığı inkar edilemez, bu zorluklardan biri de doğa bilimlerinin yapısında mevcut olan serbestliktir. En hafif tabiriyle neler olduğunu tamamlanmamış bir şekilde gösteren hafızalarımız yanılabilir. Bu tür düşünceler pek çok psikoloğun, tüm içe dönük ya da geriye dönük prosedürleri, bilimsel amaçlar uğruna belirsiz ya da hatalı kabul etmesine sebep olmuştur.
Onlar,
aklı
incelemede,
davranış
araştırmasını tek bilimsel yöntem olarak tavsiye eden ve bilimimizin işini, doğrudan gözlemler ile organizma hareketlerinde mevcut
tepkilerinin
doğru bir şekilde kaydedilmesine indirgeyenlerdir.
178
Güncel Psikoloji
Ancak bu konuya böyle karamsar bir şekilde yaklaşmamıza gerek yok. Geriye dönük kayıt tutmaktaki
tüm
zorluklara
rağmen,
hafızanın
yaşam şeması içerisinde önemli bir bileşen olduğu ve yanılabilme ihtimaline rağmen yüksek derecede gerçekçi taktirde,
olduğu
gerçeği
özellikle
iyi
şekillendirdiği
inkar
edilemez.
yargılarla
her
güven
açıklayamazdık.Psikolojinin
ele
Aksi
insanın
duygusunu alması
gereken
problemlerden biri de hafızanın geçmiş olaylarla ilgili bildirim sağlama kapasitesidir ve nesnenin ya da kusursuz bir şekilde araştırılabilir koşulların, hafızanın kapasitesini doğru bir şekilde etkilediğini ölçen detaylı çalışmalar yapmak
ve deneyler
yürütmek mümkün değildir. Dolaylı ve Dolaysız Gözlem O
zaman,
bilinçli
tanımlanmasında
içeriklerin
iki
yöntem
analizinde
ve
kullanılmalıdır.
Bunlar, göreceli kalıcılığa sahip ve dolayısıyla yalıtım
yeterliliği
olan
doğrudan
gözlem
ile
çevreden soyutlanmak için yapısının değişeceği 179
Güncel Psikoloji
korkusu olmadan, yeterli kalıcılığa sahip olmayan dolaylı
gözlemdir.
Ancak
ikisi
arasındaki
fark
mutlak değildir. Kalıcılık ve bağımsızlığın tüm dereceleri, bilinçli içeriğe bağlanabilir. En yüksek derecede bu özellikleri taşıyanlar, önceden de belirtildiği
gibi,
tamamen
uyarıcılarının
fiziksel
yapısıyla belirlenir. Onlara en az derecede sahip olanlar psikolojik süreçlere ve zihinsel
aktivite
kanunlarına bağlıdır. Müdahaleci durumlardaki tüm davranışlar,
şartların
kısmen
sinir
sisteminin
dışında kısmen de içinde olduğunda oluşur. Bazen, bir deneyim yaşandıktan hemen sonra, oldukça yüksek bir geçerlilik atfedilen doğrudan bir gözlem yapılabilir çünkü bilinçli olay bir anda kaybolmaz, yapısı hiç değişmeyen doğrudan bir hafıza imgesi olarak uzun süre devam eder. Diğer zamanlarda olay diğer olguların karmaşasında var olmayı sürdürür
ve
tamamlanmış etmesi
tamamen sürecin
gelişebilmesi
doğal
gerekir.
Böyle
akışında
için devam
durumlarda,
tamamlandıktan sonra dolaylı gözlemimiz geriye
180
Güncel Psikoloji
dönüş ya da deneyimin canlandırılmasına müdahil olur. Yöntemselliğimiz daha da mükemmelleştiğinde, bu tür
dolaylı
gözlemlerin
yapılması
mümkün
olacaktır. Doğrudan yöntemi dolaylı olandan ayıran kesin bir sınır olmadığı için, söz konusu olay meydana geldiğinde bu basit bir iç gözlem sorunu olacaktır. Karmaşık bir sette gerçekleştiği için, böyle bir yalıtımı mümkün kılacak bir ayrımın özelliklerini kesin olarak bilmiyoruz. Kesin bir buluştan ziyade, henüz araştırma aşamasındayız. İçeriklerin
ve
hareketlerin
analizini
yapmadan
önce, içerik ve zihinsel aktivitelerin bir araya geldiği
aklın
tanımları
karmaşık
yapmalıyız.
evreleri
üzerine
Araştırmakta
doğru
olduğumuz
deneyimler için sınıflandırmalar yaptıktan sonra, daha doğrudan bir şekilde olayları analiz edip, öğeleri keşfedebileceğiz. Dolaylı gözlem şu anda bu öğeleri göstermeye yarıyor ancak kesin bir şekilde saptama yapabilmek için doğrudan testlere ihtiyaç var.
181
Güncel Psikoloji
Özel Yöntemler Bilinci araştıran doğrudan ve dolaylı yöntemlere ek olarak,
psikoloji
alanında
yaygın
bir
şekilde
kullanılan farklı yöntemler de vardır. Önceden de sözünü
ettiğimiz
davranışçı
yöntem
bulunmaktadır. Bu, canlı mekanizmaların; insanın, hayvanın
hatta
bitkinin
dahi
davranışının
gözlemlendiği yöntemdir. Titiz bir şekilde kontrol edilebilen
şartlar
altında
anlamıyla
incelenmesi,
bir
çok
davranışın değerli
tam
psikolojik
veriler ve harika imkanlar sağlar. Kesin kontrolü için laboratuara taşınamayan nadir gözlemler dahi, kayda değer bir bilimsel bilgi taşıyabilir. Olağan üstü duygusal uyarım stresi altında bir bireyin ya da grubun davranışı sıklıkla tanımlanır ve sonuçlar doğrulanır.Yazar, insan iradesinin ve karakterinin doğru birer kanıtı olarak kabul ettiğimiz bir takım tanımlar
sunar.
durumlarını
Hayvan
tamamen
aklının
eş
zamanlı
anlayamadığımız
için,
hayvan davranışıyla ilgili pek çok bilgi daha az doğruluğa
sahiptir.
Dahası,
hayvan
aklını
incelemek nispeten daha kolaydır çünkü şartları 182
Güncel Psikoloji
kontrol altına alabilmek daha kolaydır. Hayvan insandan daha az karmaşıktır ve zihinsel süreçlerin çoğu
laboratuar
ortamında
doğal
bir
şekilde
uyandırılabilir. Çocuk
psikolojisi,
davranış
araştırması
ve
iç
gözlemin bir karışımını içerir. Çok küçüklerde, tabii ki tamamıyla davranış gözlemlerine güvenmeliyiz ancak çocuk konuşmayı öğrendikçe, gözlemlerimizi sorularla, gerçekleşmiş zihinsel süreçler üzerinde temellendirebiliriz. Genetik yöntem, insan türüne özgü davranışları kapsaması dışında, içe dönük raporlarla sağlanan gözlemlenmiş davranışların karışımından çok da farklı
değildir.Çocuktaki
davranış
gelişimini,
yetişkinliğe doğru ilerledikçe gözlemleyebiliriz. Bu durum, kültürel
fiziksel
gelişimle
gelişim
araştırılmasıyla
ve
uyum
içindedir.Farklı
evrelerindeki ilkel
nesillerin
aralarımızın
tarihi
kalıntılarıyla, daha kapsamlı bilgiler edinebiliriz. Hayvan araştırmalarıyla bu tür pek çok bilgi
183
Güncel Psikoloji
edindik.
Bizim
sorunumuz,
psikolojik
evrimi,
canlıların psikolojik evrimiyle eş kabul etmemiz. Psikoloji
alanında
verimli
metotlar
arasında,
deneyimlerin belirli yönlerine de yer verilebilir. Davranış araştırması gibi, doğrudan ve dolaylı yöntemler
en
iyi
deneysel
koşullar
altında
izlenebilir. Deneyim ya da davranış üzerindeki araştırmamızı sürdürdükçe bu iki tür tecrübeyi ayırt
edebiliriz.
Önemli
görülen
özel
davranış
türleri arasında, kalp atışı, solunum, yoğunluk ve kas
gücü
gibi
çeşitli
deneyimler
de
vardır.
Deneyimle ilgili ayrı bir önem taşıyan bir deney, hipnoz edilmiş bireyin ‘yapay bir şekilde daraltılmış bilinci’ ile ilgilidir. Psikoloji adına iki ayrı deneysel olmayan yöntem daha incelenebilir. Bunlardan ilki, genel psikolojik varsayımlar felsefesi
temelinde
yöntemi
ile
ilerleyen
aklın,
araştırılmasıdır
mantık ve
bu,
evrende akıl için hususi bir yer belirler. İkinci deneysel
olmayan
yöntem,
184
tarihi
kalıntılarda,
Güncel Psikoloji
edebiyatta, sanatta, geleneklerde, dilde kendini dışa vuran akıl ifadeleri ile kendini gösterir. Yorumlama Tüm
bu
yerleştirilen
yöntemler
içinde,
yorumlamanın
sağlanan
önemli
bilgiye
bir
özellik
olduğu açıktır. Yorumlamanın doğru olabilmesi için, verinin yeterli olması şarttır. Bir birey için yaptığımız gözlemleri,
aynı şartlar
altında bir
başkasını daha gözlemleyerek ve farklı zamanlarda aynı kişiyi tekrar gözlemleyerek kontrol etmeliyiz. Aklın
ifadelerinde
çok
karmaşık
ve
değişken
olmasından dolayı, gözlem yapılan nesnel şartların kontrolü sıkı bir şekilde sağlanamaz. Bireysel farklılıklardan doğan ayrılıkları ve uygulamalardaki değişim derecelerini azaltıp ortalama bir sonuç sağlayabildiğinden
dolayı
aynı
olay
üzerine
yapılacak gözlemler tercih edilir. İki Koşullanma Kuralı: Problem ve Yönelim Tüm yeterli gözlemin, iki esas zihinsel aktivite kuralından
etkilendiğini
gerçekleştiğini
fark
ve
etmek 185
onlar
sayesinde
önemlidir.
Bu
Güncel Psikoloji
kurallardan ilki problemdir. Tüm zihinsel süreçler, bilinçli bir şekilde önümüze çıkan problemlerin işletilmesiyle başlar. Eğer gri ve kırmızı yüzeylerin parlaklık
değerini
eşitlemeye
çalışıyorsak,
bu
gözlemi, kendisine eşlik eden alakasız pek çok benzer gözlem içinden, işlevsel yapan belirli bir zihinsel davranış gelişir. Problem ve algı uyarıcısı aktivite için, gelişen olaylar için genel bir şart haline gelen zihinsel bir karmaşa yaratır. İkinci kural, sürecin yer aldığı yönelimdir.Yalnızca problemin belirlenmesi için değil, aynı zamanda onu takip eden işlemlerin dolaylı yoldan probleme dahil olan hedefler tarafından kontrol edilebilmesi için
ilk
kurala
ek
olarak
çıkmıştır.
Farklı
sebeplerden dolayı gerçekleşen olaylar, problem tarafından belirlenen hedeflere uymadığında göz ardı edilirken, ilgili olayların meydana gelmesi dikte
ettirilmiştir.
doğrudan zamanda
Bu
gözlem dolaylı
direktif
seçim
durumlarında gözlemde
yalnızca
değil,
ilgili
ve
aynı önemli
materyallerin sağlanmasında da etkilidir. Zihinsel olayların
gözlemini
mümkün 186
kılan
zihinsel
Güncel Psikoloji
aktivitenin kuralları bunlardan ibaret değildir, bu kitapta
benimsenen
bakış
açısını
anlamamızı
sağlayan çok önemli iki kural daha bulunmaktadır.
AKLIN ANALİTİK GERÇEKLERİ DUYU Genel Anlamda Duyular Aklın yapısal
işlemlerini öğeleri
sayesinde araştırmak
yürütüyor için,
bilinç
olduğu ile
ilgi
derinlemesine analiz yapmak için artık hazırız. Aklın bizi etkileyen ilk yönü içinde yaşadığımız dünyayı bize açıklamasıdır. Aklın, bir çok öğeye dayanarak bize gösterdikleri, büyük ölçüde duyu olarak
bildiğimiz
elementlerdir.
Bunu,
vücudumuzun belirli noktalarının fiziksel uyarılara karşı hassas oluşunu gözlemleyerek çıkarıyoruz. Bu noktaların ya da bölgelerin incelenmesi, duyu çalışmamızın
başında
bize
187
yardımcı
oluyor.
Güncel Psikoloji
Vücudumuzun ve sinir sistemimizin hem merkezi (beyin
ve
fizyolojik
omurilik yapısını
bağı)
hem
incelemek,
çevresel bu
olan
noktaları
belirlememizde bizlere çok yardımcı olacaktır. Bu hassas
alanların
çoğu
elbette
ki
bizler
için
görülürdür- örn. gözler, kulaklar, ağız burun ve cilt.
İnsanoğlunun
görmek,
duymak,
tatmak,
koklamak ve hissetmek olmak üzere beş duyu organı olduğu bilinir. Ancak bu popüler yargı geliştirilmelidir çünkü analiz çok geneldir ve hala tamamlanmamış olduğuna dair sebebimiz var. Ancak, bizi daha sonra duyu deneyimimizin daha kapsamlı bir araştırmasına götürecek olan bir beş duyu araştırmasıyla başlayabiliriz. Görüş Durumları Görme, fiziksel, psikolojik ve fizyolojik olayları içeren bir süreçtir. Üstünde bulunduğumuz dünya ile ilgili gözlerimiz tarafından sağlanan bilgi,
ilk
olarak bu dış dünyanın sağladığı belirli fiziksel uyarıcılara
bağlıdır.
tarafından
değil,
Fizikçiler, diğer 188
kendi
bedenler
bedenleri tarafından
Güncel Psikoloji
yayılıyor
görünen
parlaklığın
eter
dalgaları
olduğunu söylüyorlar. Bu yüzden, yalnızca ışınların doğrudan yayıldığı güneş ve ışığı değil, güneş ışınlarını ya da diğer ışık kaynaklarını yansıtan ayı, duvarı
ve
ağacı
da
görebiliyoruz.
Ancak
bu
nesneleri görebilmek için, bu tür uyarıcılara uyum sağlayan ve içine işleyen ışığa belirli yollarla tepki veren bir fiziksel organa sahip olmalıyız. Göz, böyle bir organdır ve ışınlara cevap verme tutumu, büyük ölçüde gördüğümüz şeyi etkiler. Narin yapısına ya da sinir bağlantılarına bir hasar alırsa ya da bir hastalık meydana gelirse, tepki vermeyi keser ve körlük olarak bildiğimiz durum oluşur. Bu, pek çok insanın bildiği kişi için devamlı karanlık değildir, görsel olarak nitelendirdiğimiz ışık ya da karanlıkla ilgili tüm duyuların kaybıdır. Bireylerin
farklı
kaynaklanan,
türlerde gözdeki
optik
özürlerinden
yapısal
bölümlerde
farklılıklardan dolayı, miyopluk, hipermetropluk ve astigmatlık
durumlarında
olduğu
gibi
anormal
görüşe sahip oldukları örnekler de vardır. Yine de, psikolojik açıdan bakıldığında normal gözlerin ayırt 189
Güncel Psikoloji
ettiği
renkleri
bazı
kişilerin
seçemediği
renk
körlüğü daha çarpıcı bir durumdur. Görsel Duyuların Sınıflandırılması Psikolojik olarak düşünüldüğünde, normal insan gözünün
görüşü,
incelenebilir,
renkli
kırmızılıklarına,
iki
büyük
ve
renksiz.
kategoride Tüm
sarılıklarına,
renkler,
maviliklerine,
yeşilliklerine göre sınıflandırılabilir ancak hiçbir renk
bu
kategoridekilerin
ikiden
fazlasına
ait
olamaz ve ikisine de ait olanlar adlandırılan seride bitişik olmalıdır; ek bir maddeyle mavi kırmızıya bitişik olarak alınabilir. Sonuç olarak, ana renkleri ve ara renklerin ayrımını yapabiliriz. Yukarıda bahsedilen ana renkler dört tanedir: hiç birinin diğer
herhangi
üçüne
benzediğini
iddia
edemeyeceğimiz kırmızı, sarı, yeşil ve mavi. Her biri nevi şahsına münhasırdır ve bu yüzünden gerçekten
saf
birer
herhangi
bir
şekilde
terimlerle
tanımlamak
tecrübedir.
Bu
renkleri
kendisiyle
eş
anlamlı
imkansızdır.
Ancak
ara
renkler her zaman iki ana renge benzer. Bu 190
Güncel Psikoloji
yüzden, sarı ve kırmızının arasında, içinde çok az miktarda sarı olan kırmızı tondan tamamen sarıya kadar giden bir dizi renk derecesi bulunur. Benzer şekilde, bu dereceler sarı ve yeşil, yeşil ve mavi ve son olarak mavi ile yeşil arasında da bulunur ve bir döngüyü tamamlar. Bu durumun eşit dağılmış bir görüntüsü, bu derecelendirmeleri temsil etmek üzere, dalga uzunluklarına göre, farklı açılarda yer alan beyaz tonları tarafından
ile güneş ışığının bir prizma
kırılmasından
spektrumunda arasındaki
kaynaklanan
bulunabilir.
Mavi
derecelendirmeyi
güneş
ile
kırmızı
kapsamayan
spektrumun iki ucu fiziksel açıdan yarımdır. Renksiz görsel duyular siyahtan beyaza kadar bir dizi
basit
derecelendirmeyi
kapsar.
Siyah
ve
beyazın, ana renkler üzerinde herhangi bir önemi yoktur çünkü siyah ve beyaz, gri tonları ile açıklanabilir.
Maksimum
bir
beyazlık
derecesi
kabul edilebilir ancak onun ne olduğunu belirlemek imkansızdır çünkü artan parlaklıkla birlikte, göz alıcı parlaklıktan dolayı nesneyi göremeyeceğimiz bir boyuta ulaşır. Diğer yandan, ışınları gözden 191
Güncel Psikoloji
uzaklaştırarak
tam
bir
siyahlık
elde
edileceği
düşünülebilir fakat durum böyle değildir çünkü ortam
koşullarının
yanında
mükemmel
siyah
olarak gördüğümüz şey siyah değil, koyu gridir. O zaman,
herhangi
bir
dereceyle
kesinliğini
belirleyemediğimiz bir dizi griyi sürdüren siyah ve beyazın göreceli terimler olduğu açıktır. Yine de siyah ve beyazın psikolojik olarak birbirinin zıttı olarak kullanıldığını göz ardı edemeyiz. Her bir terimi sabitleşmiş somut bir deneyime bağlama zorluğuna rağmen, bu uç noktalar renksiz serinin en karakteristik özellikleri olmayı sürdürüyor. Bir anlamda türetilmiş sayılan gri, kıyaslamada mutlak bir terimdir. Siyah- beyaz zıtlığı deneyim olarak o kadar kesin bir şekilde yapılandırılmıştır ki griliğin genel özelliklerine değinmektense, renksiz seriyi bu iki zıtlık üzerinden açıklamaya devam edeceğiz. Kullanımımızı için,
anlam
kırmızıdan
belirsizliğinden sarıya
geçişteki
kurtarmak turuncu
tonlarından bahsettiğimiz gibi, siyahtan beyaza geçişteki
ara
gri
tonları
da
tanımlamalıyız.
Parlaklıkta da bir dizi derecelendirmeden geçiyor 192
Güncel Psikoloji
olmamız bir başka meseledir. Parlaklık, siyah, beyaz ve karışım öğelerinin bir özelliğidir. Parlaklık derecesi, özellikle siyahtan beyaza geçişle değişir. Ama durum her zaman böyle değildir. Aslında kar, gökyüzünden çok daha koyu renk olsa da bizler karın beyazlığından ve kışın gri gökyüzünden bahsetmekte tereddüt etmeyiz. Parlaklık
renksiz
serinin
yalnızca
bir
özelliği
değildir. Tüm görsel duyulara uygulanır. Yani renkli ve renksiz seriler birbiriyle bağlantılıdır. Tanımlayıp analiz ettiğimiz ana renkler, ara renkler vasıtasıyla çeşitlenir. Bunlar ayrıca koyulaşmak ve açılmak vasıtasıyla da parlaklık derecesinde fark yaratabilir. Demek ki bir rengi tanımlarken, dört ana renkten hangisi olduğunu, saf bir renk olup olmadığı, eğer ara renkse hangi iki ana renkten oluştuğunu
belirlemek
yeterli
değildir;
belirleyeceğimiz bir standarda göre daha açık mı ya da koyu mu olduğunu yani parlaklık serileri içindeki yerini de belirlemeliyiz. Bunlar analiz ve tanımlama içinde olasılıkları azaltmaz, çünkü tonu ve
parlaklığı
sabit
kalırken 193
de
bir
rengi
Güncel Psikoloji
çeşitlendirmek mümkündür. Daha parlak ya da koyu yapmadan da az ya da çok renk elde edebiliriz. Bu son değişim, doyma derecesi olarak ifade edilir ve bir parlaklık değerini açarak ya da koyulaştırarak yani bir rengi karıştırarak, bu dizide değişiklikler elde edilir. Doymayı aynı zamanda bir siyahın, beyazın ya da grinin derece olarak tüm renk tonlarından ayrı olduğu renksiz serilere de bağlayabiliriz. Özet olarak, siyah- beyaz duyularının asıl olarak parlaklık ve doyma derecelerine göre değiştiğini söyleyebiliriz. Ancak renkler üç bağımsız şekilde çeşitlenebilir: (1)
eklendikleri renkler vasıtasıyla
ara renkler üzerinden renk tonu derecelendirmesi yaparak, (2) açıklaştırma ve koyulaştırma yoluyla derecelendirme
yaparak,
(3)
doymayı
derecelendirerek, yani siyahlar, beyazlar ve griler ilave ederek. Bu üçüncü durumda, daha koyu ya da açık renkler oluşabilir ya da aynı
parlaklıkta
kalabilir. Bu değişikliklerdeki sabit noktalar (1) her renk için belirli bir parlaklık derecesinde mevcut olan ideal saflık noktası, (2) rengin çeşitlilikte, 194
Güncel Psikoloji
doymada ve parlaklıkta aşırı aydınlanma ya da kararma ile renksiz serilere yaklaştığını sınırlayan noktalar ya da diğer derecelerle ve renksiz görsel duyuyla birleşimi. Görsel Uyum ve Zıtlık Görsel duyular tarafından sunulan iki diğer önemli etmen uyum ve zıtlık başlığı altında tartışılabilir. Uyum,
görsel
duyularda
muntazam
şekilde
sabitlenmiş siyahlar, beyazlar ve renkler, orta parlaklıkta
doğal
gri
eğilimindedir
yasasıyla
açıklanan belirli bir değişkenliği ifade eder. yüzden,
siyahlar
ve
beyazlar
orta
Bu
parlaklık
derecesi etrafında değişirken, renkler doyumlarını ve açıklık-koyuluk uç noktalarını kaybederler. Zıtlık, duyular arasında var olan karşılıklı ifadeleri belirtir. Bu kısmen, renklerin, doğru oranlarda karıştırılması, birbirini sıfırlamakla ve gri hissinin ortaya çıkmasıyla sonuçlanır kuralıyla açıklanır. Bu karşı ilişkiye sahip renkler, tamamlayıcılar olarak bilinir. Kabaca, ana renklerin tamamlayıcı eşleri mavi ve sarı, kırmızı ve yeşildir. Ancak son 195
Güncel Psikoloji
bahsedilen çiftte bu kesin bir şekilde doğru değildir çünkü kırmızı ve yeşili tamamen nötrlemek için bir miktar
mavi
ilişkileri
bu
eklenmelidir. kuralla
ilişkili
Renklerdeki
zıtlık
açıklanabilir.
Hiçbir
tamamlayıcısı olmayan renksiz serilerde de siyah ve beyaz zıtlıklarıyla böyle bir karşı ilişkiden bahsedilebilir. Görsel zıtlıklar iki çeşittir, eş zamanlı ve ardıl. Eş zamanlı zıtlıklarda, duyu niteliği farklı iki alana bakışımızla oluşan özel bir artırıcı etki buluruz. Bu etki, iki açık renk alandan daha açık olanı ve iki koyu renkten daha koyu olanı ifade etmektir. Ek olarak,
bu
alanlardan
biri
ya
da
ikisi
renklendirilirse, tamamlayıcı renkler bir alandan diğerine
kaydırılır.
Böylelikle,
gri
ve
mavinin
yakınlığı; grinin daha sarımsı, mavinin de daha mavi olmasına neden olur. Eğer mavi ve gri eşit parlaklığa getirilirse, bu renk etkileri daha belirgin olacaktır; aksi taktirde, iki renkten koyu olanı daha koyu ve açık olanı daha açık olacaktır ki bu süreçte rengin artırılması duraklayabilir ya da tamamen durabilir. Zıtlığı artıran diğer şartlar şunlardır; (1) 196
Güncel Psikoloji
zıt yüzeylerin yakınlığı, (2) aralarındaki şeritlerin ya da sınır çizgilerinin ortadan kaldırılması ve (3) bastırma duyusundaki doyumun artırılması. Bu iki renkten herhangi biri zıtlaştığında, birinin tamamlayıcısı
diğerinin
üzerinde
bastırma
eğiliminde olacaktır. Eğer mavi ile yeşil zıtlaştırılsa, etki
iki
rengi
de
artırmak
olacaktır.
Ancak
parlaklıkta bir fark meydana gelirse tam tersi bir etki oluşacaktır çünkü sarı daha açık olmak için, mavi de daha koyu olmak için doyma noktasında aynı
işlemlerden
dereceleri
olan
geçeceklerdir. tamamlayıcı
Eşit
parlaklık
renkler,
zıtlık
sayesinde belirgin bir şekilde artacaktır. Birbirini tamamlamayan renklerde ise sonuçlar, oluşan renk ilaveleriyle karmaşıklaşır. Örneğin; kırmızı ve sarı zıtlığını ele alalım. Eşit parlaklıklar üstlenerek, kırmızı zemin üzerindeki sarı renk mavi tamamlayıcısını bastıracaktır ve ara bir renk karıştırarak bir miktar mavi içeren bir kırmızı oluşacaktır. tamamlayıcısı
Ancak ana
sarıyı renk 197
bastıran değildir,
kırmızının mavi-yeşil
Güncel Psikoloji
karışımında bir tondur. Yeşil bileşenler,yeşilimsi bir ton vermek için kendini doğrudan sarıya ekler, ancak
sarıya
zıt
olan
mavi
bileşeni,
kendini
lağvetme eğilimindedir. Sonuç, doyma noktası yükselen değil, bir miktar azalan yeşilimsi bir sarıdır. Bu tür zıtlıklar için, birbirini ‘öldürmek’ ifadesini kullanırız. Ardıl zıtlık, bir miktar uyum sağlanana kadar devam eden görsel uyarıcı ortadan kaldırıldığında meydana gelir. Böyle şartlar altında, tamamlayıcı renk ve zıt parlaklık eş zamanlı olarak etkili hale gelir. Mavi gözlükler takarak adapte olmuş oluruz ve
etrafımızdakilerin
edemeyiz.
Ancak
maviliğini
gözlükler
artık
çıkarıldığında,
fark tüm
dünyayı, sarı ışıltılar içinde buluruz. Bakışımızı birinden
diğerine
çevirdiğimizde,
parlaklık
ve
baktığımız her bir nesnenin rengi, bir dereceye kadar, parlaklık ve bakmayı bıraktığımız nesnenin rengi tarafından belirlenir. Bu
sonraki
etkiler,
önümüzde
imge
gibi
görünebilir, uyarı yeteri kadar belirgin ve yoğun 198
Güncel Psikoloji
olduğunda pek çok ilginç etki oluşabilir. Bize tamamlayıcı rengi ve aslının parlaklığının zıttını veren negatif görüntü vardır. Renk ve parlaklığın, dalgalanmaya karşı güçlü bir eğilimle birbirinden bağımsız olduğunu söyleyebiliriz. Böylelikle, hem parlaklığın hem de aslının renginin, normal uyarıcı olmaksızın yeniden sunulduğu pozitif görüntü ile aşinalık sağlanabilir. Pozitif görüntüyü korumak için, uyarıcı yoğun olmalıdır. Bu pozitif etkiler genellikle oluşur.
açıktır
Ancak
ve
negatif
istenilen
görüntüden
şartlar
altında
önce bizlere
alternatif açık koyu imgeler ve ‘uçucu renkler’ olarak tanımlanan, birbirini izleyen çeşitli tonlarda geçiş rengi sağlayan süre dalgalanmaları oluşabilir. Esasında serilerinin
bu
değişikler,
siyah-beyaz
bağımsızlığını
ve
renk
düşündüğümüzde
azaltılabilir. Açık renk görüntü kırmızı ve sarıları artırırken, koyu renk imgelerin mavi ve yeşiller için daha etkili olduğu bulunmuştur. Bu durumu, gün ışığı ile alacakaranlık görüşü arasındaki farklılıkları kısmen açıklayarak daha da geliştirebiliriz. Parlak gün ışığında daha belirgin 199
Güncel Psikoloji
olan
sarı
ve
kırmızılardır.
Yüksek
derecede
aydınlatmaya maruz kaldığında, bu renkler doyma noktasında,
diğer
iki
ana
renkten
daha
çok
etkilenir. ‘Sıcak renkler’ olarak adlandırılmalarının sebebi de budur. ‘Soğuk renkler’ olan mavi ile yeşil, artırılmış aydınlıktan daha az etkilenir ve böylelikle alaca karanlıkta çok etkili iki renk olurlar. Görsel duyunun bu gerçekliklerinin altında yatan, kısmen fiziki kısmen de psikolojiktir. Bir bölümü çelişkili
teorilerin
oldukça
iyi
gündemindeyken,
anlaşılmıştır.
Şu
anki
bir
kısmı
hedefimiz,
zihinsel içerik ve etkinliklerin daha çok genel yönleriyle sınırlı olduğu için, deneysel psikolojinin alanına giren araştırmanın sağladığı pek çok ek bilgi ile psikolojik bağlantıları ve ilgili ilgi çekici sorunları bir kenara bırakarak, görme öğelerinin bahsini burada kapatmalıyız. İŞİTME DURUMLARI Duyma
da,
fiziksel,
psikolojik
ve
fizyolojik
durumları kapsayan bir süreçtir. Görmede olduğu 200
Güncel Psikoloji
gibi,
daha
psikofizyolojik
detaylı
gerçeklikleri
ilişkilerle
alakalı
ve
teorileri,
özel
derslerin
alanına bırakarak kısa bir girişle yetineceğiz. İşitme ile ilgili fiziksel hakikatler, genellikle hava gibi
elastik
bir
aracın
titreşimleridir.
Kulağa
ulaştığında ses oluşumuna neden olan 16 ve 20.000/sn arasında değişen titreşimleri ile hava, tüm araçlarla titreyebilir.Yine görme olgusunda olduğu gibi, organın fizyolojik kapasitesi duyulan şeyi belirlemede önemli rol oynar. Etkinlik kapsamı yalnızca bir takım titreşim-frekanslar ile sınırlı değildir, aynı zamanda havadaki ses dalgalarıyla doğrudan bir ilişkisi bulunamayan duyuları da etkiler. Dahası, organın olağan üstü durumları, ses dalgaları ile ses duyuları arasında da bir takım farklılıklar oluşturur. Seslerin Sınıflandırılması 1. Ses Perdeleri Psikolojik olarak, iki büyük ses sınıfına sahibiz tonlar ve sesler. Analiz edip tanımlayabilmemizi sağlayan tonların önemli bir özelliği perdedir. 201
Güncel Psikoloji
Perde ile bahsettiğimiz şey, tonların ‘yüksek’ ya da ‘alçak’ olmasıdır. Bu, mümkün olan tüm tonları açıklıklarına
göre,
düzenleyebilmemizi
benzer
sağlar.
16
dizilerde
/sn.
titreşime
karşılık gelen algılayabildiğimiz en düşük ‘ton’ ile bir uçtan başlayabiliriz. Buradan, titreşim sıklığını artırarak perdeyi yükseltirsek, saniyede 200.000 titreşime ulaşan maksimum ya da ‘en yüksek’ algılanabilir tona yaklaşırız. ‘Yüksek’ ve ‘alçak’ın, bu tamamen sayısal olan perde değerini tanımlamakta kullanılan terimler olduğunu
söylemek
gereksizdir.
Bu
terimlerin
oldukça nadir kullanımı, benzerlikler kurmamızı sağlar ve böylece bir alana, aslında bir diğer alana ait olan tabirler getirir. Bu, tüm tonların özelliğidir ve onları bir diziye yerleştirme imkanı verir. 2. Ses Karakteri, Kaynaşma ve Tempolar Ancak düşükten yükseğe doğru basit bir ilerleyiş, tüm ton serilerini tavsif etmez. Bu ilerleyişte, tonun birbirini tekrarlayan benzerlikleri mevcuttur. Benzerliklerden en ilgi çekici olanı ise oktavdır. 202
Güncel Psikoloji
Titreşim sıklığı 1/2
ya da 2 olan iki nota farklı
tonlara ancak benzer niteliğe sahiptir. Müzikte aynı adlar verilir ve tüm müzik sistemlerinde varlığı önemli kabul edilir. Bu durum, müzik ölçüsünü belirler.
Müzik
ölçüsü,
bir
oktav
içerisindeki
tonların herhangi bir sabit ilerleyişidir.
Oktav
kelimesi, batı müziğinin gelişiminde esas olan sekiz
notalık
arayı
tanımlamak
için
kullanılır.
Ancak şimdi bunun da ötesine geçmiş olduk. Şark gibi diğer ırklar beş, yedi ya da farklı sayılarda tonlar içeren, farklı prensipler üzerine kurulmuş ölçekler geliştirirken, bizim müzik ölçeğimizde on iki ton vardır. Ancak ‘oktav’ ilişkisindeki tonların asıl özelliği, alçaktan yükseğe geçişi göstermesinden dolayı önem
taşımaz.
Verilen
herhangi
içerisinde fark edilen tonlar, koşullarına
bağlıdır.
Orta
bir
oktav
incelenen alanın
bölümde,
düşük
ve
yüksek tonların bulunduğu alana göre çok daha fazla ton ayırt edilebilir. Dahası, oktav içerisinde ardıl ve eş zamanlı tonlar arasında kurulan bir bağlantı, insanın dahil olduğu müzik formlarında 203
Güncel Psikoloji
cevabı
bulunan
daha
karmaşık
bir
sorun
en
çarpıcı
oluşturabilir. Burada
detaylara
giremeyiz
ancak
özelliklerinden bir kaçını gösterebiliriz. İlk olarak, verilen
herhangi
bir
ton,
perdesi
bir
miktar
değiştirildiğinde dahi korunan belirli bir karakter taşımaktadır. Herhangi bir tona eklenir ve perdede hem alçak hem de yüksek tonların seviyesine ulaşır. Karakter, tonlar sistemi ya da tonun asıl mesele olduğu ölçek tarafından belirlenir. Böyle bir müzik düzeni, tonu idrak eden kişinin eğitim seviyesine göre çeşitli yollardan belirlenir. Eski deneyimlerle böyle bir minimum belirleyiş ile söz konusu ton bu ölçekte, oktavın ilk notası olan ana nota
olarak
alınacaktır.
Tonlara
özgülük
kazandıran da, görünüşe göre bu durumdur. Eğer ton ölçekte herhangi bir başka notanın özelliğini alırsa, ölçekteki ana nota olan, düşünülüp de mevcut olmayan tona bir referansla bunu yapar. Bu
yüzden,
duyusal
bu
olmadığı
tonların ancak, 204
ayrılığının
tamamen
tonda
bulunduğu
Güncel Psikoloji
düşünülen bir başka şeye de bağlı olduğunu görüyoruz. Bu, tüm müzik bağlantıları için geçerli görünürken, oktav ilişkisinden ayrı olarak kulaktan beyne
hangi
orijinal
kapasitenin
edinildiğini
belirlemek şu an için zor görünüyor. Bir ölçekteki alçaklık yükseklik ilişkilerinin ne dereceye
kadar
birbirine
ve
oktav
tarafından
sağlanan müzik düzenine ne kadar bağlı olduğu da ucu açık bir sorudur. Yeni bir patoloji vakasında hastanın perde algısını koruduğu
ancak
müziksel
bağlantıları
kavrayabilmekte sıkıntı çektiği görüldü. Örneğin, Do ve Sol notası aynı oktavda görünmekteydi. Ancak bu aralık gerçek Do ve Do majör ile kıyaslandığında, Sol majör ile asıl düşük perdedeki Do Majör arasındaki farkı hemen yakalayabildi. Bu,
ton
birbirinden
ve
karakterin bağımsız
bir
dereceye
değişkenler
kadar
olduğunu
gösteriyor. Perde aralıkları ve müzik aralıkları özdeş değildir. Bu durumun bir örneğini, ‘ritim tutturmayan’ ancak doğru notalara vurmasa da, 205
Güncel Psikoloji
şarkıda iniş ve çıkışlar üretebilen
müzik kulağı
olmayan bir insanda görebiliyoruz. Müzik oluşumunu mümkün kılan, perde dizisi içerisindeki bu farklar ve benzerliklerdir. Birlikte seslendirilmeleriyle, kaynaşan ve az çok bir bütün oluşturan, birbirine herhangi bir yoldan benzeyen tonlara
ahenkli
yeterliliği
diyoruz.
Böyle
bulunmayanlara
da
bir
kaynaşma
ahenksiz
deriz.
Ahenksiz tonlar arasında var olan ilişkiler çok daha karmaşıktır. Birbirine komşu perdeler arasında var olan bağlantılarsa, belki de en çarpıcı olanlardır. Perde farkı çok hafif olduğunda, arka arkaya çalınan
iki
ton
aynı
karakteri
taşıyor
gibi
görünebilir. Aynı anda seslendirildiklerinde ise, ritim olarak bilinen ses olayı oluşur. İki ton birbirinin
üzerinde
dalgalanıyor
görünür.
Bu
durum, iki dalga arasında kurulan karşılıklı bir sürece
dayandırılabilir,
böylelikle
periyodik
bir
güçlendirme oluşur ve ses yoğunlukları azalır. Algılanabilen ritim sayısı onları meydana getiren iki ton
arasındaki
titreşim
oranında
mutlak
bir
farklılığı gösterir. Perde farkını artırarak, ritimlerin 206
Güncel Psikoloji
artık açıkça ayrılabilir olmadığı bir ‘sertlik’ oluşur. Bir zaman sonra, karakter olarak belirli bir tona ulaşırız fakat birlikte seslendirildiğinde iki tonun birlikte gittiği bir yakınlık ilişkisi gözlenebilir. Ancak bu bizi ton analizi problemimizin ötesine taşır.
3. Yumuşaklık, Tizlik ve Tonların Tınıları Bu analizi tamamlamak için, iki bilgiye daha değinmemiz
gerekiyor.
İlki,
perde
dizileriyle
doğrudan bağlantılı olan bir ton özelliği vardır. Tüm alçak tonlar, yumuşaktır ve tüm yüksek tonlar tizdir. Ses çok alçak ya da çok yüksek olduğunda, bu ek özellik ton karakterinin içine işler. Sonuç olarak, benzerlikler ve çok düşük tonlarda bir müzik ilişkisi kurmak zordur, bunu yüksek tonlarla yapmak ise neredeyse imkansızdır. Dikkat edilmesi gereken ikinci bir durum da tonsal karmaşadır.
Önceki
analizimizde,
basit
dans
müziği titreşimlerine karşılık gelen saf tonları ele
207
Güncel Psikoloji
aldık.
Ancak
bu
tür
titreşimler
doğal
halde
bulunmaz ve işittiğimiz tonlar saf değilken, ses ve ton gibi bir çok sesin karışımı saftır. Bu karışımlar pek çok fiziksel etmene bağlanabilir. Bunların temel olanı kısmi titreşimdir. Bir cisim titreşim içinde
ortaya
çıktığında,
mümkün
olan
her
durumda hareketlerini sürdürmeye meyilli olduğu bir gerçektir. Gergin bir tel gibi, oldukça basit oluşumlu
titreşimli
bir
cisimde
sabit
iki
ucu
arasında telin bütününde var olan titreşime ek olarak, telin iki yarıma, üçe, dörde
ayrıldığı
bölümlerde kısmi titreşimler de oluşur ve bunlar tamamen
engelsiz
bir
şekilde
teşekkül
eder.
Sonucunda, asıl tona ek olarak, kısmi titreşimlere karşılık
gelen
melodik
sesler
de
duyarız.
Bu
melodik sesler, x’ in titreşim oranını sembolize ettiği 2x, 3x, 4x, 5x olarak gösterilebilen bir seri oluşturur. Perdede, işitme sınırımıza kadar uzanan bu kısmi tonların hepsi bu dizide gösterilir. Üreten aracın
fiziki
yapısına
bağlı
olarak
bazıları
diğerlerinden daha yoğun olabilir ve çoğu durumda eşit numaralandırılmış bölümler dahi mevcuttur. 208
Güncel Psikoloji
Ardışık
bölümler
ile
bölümler
ve
karar
sesi
arasındaki ilişkinin, tüm önemli müzik aralıklarını içine alması önemlidir. Karmaşık bir seste, belirli bir perde ya da karakter gibi baskın tonu fark etmek mümkün olduğunda,
sese katkı sağlayan
ek tonlara ve seslere, tonun tınısı ya da tını rengi diyoruz. Bir keman, piyano, klakson ya da ses tarafından üretilen sabit bir ton ile özdeş bir karakter arasındaki farklılıkları anlayabilmemiz de bundandır. Eğer tüm bu ek öğeler uygun aletler yardımıyla hariç tutulursa, iki tonun aynı olduğunu bulmalıyız. 4. Ses Bu bizi doğrudan ikinci ses sınıflandırmamıza ulaştırır. Genellikle basit bir karakter ya da perdeyi fark etmemizin mümkün olmadığı karmaşık bir sestir. Tonlar ve sesler arasında kesin bir sınır belirlemek kolay değildir çünkü pek çok ton yaklaşık olarak aynı sesi barındırır yani, algılarken hata yaptığımız perde, karakter ve belirli karışık bölümler ve benzer şekilde çoğu seste tonsal bir 209
Güncel Psikoloji
şeyler vardır; müziksel bağlantılarla bazı baskın ses ve perdeler oluşturulabilir. Dolayısıyla, bir flütün notalarında bir miktar ses ve bir parça odunu üflemekten kaynaklanan sese yakın bir ton vardır. Bazılarının da onaylayacağı gibi sesin temel bir kalitesi bulunmaktadır. Ancak diğerleri böyle bir kalitenin bulunmadığını öne süreceklerdir. Sesin karmaşık, analiz edilmemiş bir deneyim gerçeği olduğunu savunuyorlar. Eğer analiz edebilseydik, onun tamamıyla tonlardan oluştuğunu bulurduk. Bu soruyu şu anda açıklığa kavuşturamayız ancak sesin karakterinin tondan ayrılmasının nedeninin sesin
müzik
dizisinde
kaynaklandığını
bir
biliyoruz.
yeri Fakat
olmamasından perde
dizisi
içerisinde alçak ve yüksek olarak da kabul edilen tizlik ya da yumuşaklığına göre ona bir yer vermek mümkündür. Aynı basit raks formlu titreşimler içinde oluşturulmuş olsa dahi, çok yüksek ve alçak seslerin de tondan daha çok ses olarak alındığı da bir
gerçektir.
Bu,
onları
perde
içine
yerleştiremediğimiz için değildir, onları bir oktava 210
Güncel Psikoloji
referans
vererek
yerleştiremeyeceğimiz
içindir.
Diğer bir deyişle, bir tonun her zaman sahip olduğu belirli müzik karakterlerinden yoksunlardır. Bu olayların temelinde yatan ve belirli bir dereceye kadar onları belirleyen fiziksel prensipler pek çok bakımdan oldukça açıktır ve bu fiziksel gerçekleri, yalnızca
psikolojik
doğrulara
dayanarak
yapacağımız analizden daha fazla anlamamıza izin verir. Sonuç olarak bir fizikçi, tüm karmaşık dalgaların
basit
raks
öğeleri
içerisinde
analiz
edilmesinin mümkün olduğunu gösterir. Dahası, bahsetmiş olduğumuz kısmi tonlar ve ritim ile ilgili doğrular, psikolojik analizden ziyade fiziğe ait olduğunu gösterir. Bu fizik yargılarının doğrudan psikolojik analizle ilgili olduğu da gösterilebilir ancak şu anki planımız içerisinde yerleri yoktur ve bu yüzden değinilmemesi daha iyi olacaktır. TATMA Tatma, üzerinde konuşmakta olduğumuz duyu organlarına
göre
daha
önemsizdir
ve
psiko-
fizyolojik bağlantıları daha az anlaşılmıştır. Tatma 211
Güncel Psikoloji
organlarının ağızda, özellikle dilin üst bölgesinde konumlanmış olduğunu ve bir araya geldiği bazı sıvılara
tepki
verdiğini
biliyoruz.
Ancak
ağız
dokusunda bulunan bu küçük organların nasıl hareket ettiği ve tam olarak hangi kimyasal bağlara sahip olduğu daha sonraki araştırmaların konusunu oluşturuyor. Psikolojik olarak bizler tüm tatları dört kategoride sınıflandırabiliyoruz: tatlılar, ekşiler, acılar ve tuzlular. Bu analizin geçerliliği, tatmadan durumlarda
başka da
tüm
duyularımızı
geçerlidir.
Ağzımızın
elediğimiz yalnızca
tatmaya değil, profesyonel anlamda temas olarak nitelendirdiğimiz
pek
çok
formda
dokunma
faaliyetine de sahip olduğu aşikardır. Fakat burun da ağza yakındır ve tattığımız şey aynı zamanda kokladığımız şeydir. Ancak bu öğeleri mümkün olduğu kadar hariç tutarsak, tatlı, ekşi, acı ve tuzlunun
sadece
tatma
ile
bize
sağlanan
elementler olduğu açıktır. Yalnızca ağız, göz önüne alındığında, çay ve kahve, limonata ve tartarik asit çözeltisi aynı tattadır. KOKLAMA 212
Güncel Psikoloji
Koklama biraz daha karmaşık doğrular sunar. Üst burun
boşluğunda
söyleyecek
çok
bulunan
çarpıcı
organlarla
bir
şey
ilgili
yoktur
ve
uyarıcılarının, gazlar ve belirli gazlarda bulunan kötü kokular olduğu fiziki özelliklerinden başka bir şey söyleyemeyiz. Psikolojik açıdan da çok farklı durumda değiliz. Kokuların çok çeşitli olduğunu, bazılarının bunları sınıflandırmaya çalıştığını ancak hiç birinin başarılı olamadığını biliyoruz. Koklama ile ilgili bu bilgi eksikliğinin sebebi organların kendilerini bir kokunun varlığına çabucak adapte etmesi ve onu idrak etmeyi durdurmamızdır. Bu yüzden, köpek gibi bazı hayvanların davranışında çok
geniş
yeri
bulunan
ve
insanın
doğayı
anlamasına çok az katkı sağlayan bu duyuları, çok az bilgi edinildiği için bertaraf etmeliyiz. DOKUNMA Duyu analizimiz için belirlediğimiz taslağın son ‘genel
duyusu’
kavranmıştır.
olan
Önceden
dokunma, tüm
vücut
daha
iyi
dokularının
dokunmaya duyarlı olduğu düşünülmekteydi. Daha 213
Güncel Psikoloji
kesin araştırmalar bu görüşün yanlış olduğunu ortaya
çıkardı.
Vücudun
geneline
dağılmış
olmasına rağmen, bu duyu grubu, uğraştığımız diğer
duyulardan
bağlanmıştır.
dolayı,
Dahası,
belirli
uç
organlara
ilgilenmemiz
gereken
öğelerin bir değil, en az dört olduğunu ve her bir farklı
öğenin,
fiziksel
uyarıcıları
ve
özel
uç
ve
uç
organları olduğunu biliyoruz. Geniş
kapsamından
organların
kullanımına
sınıflandırmak
dolayı,
duruma
değinerek,
alışılmıştır.
Ciltten
bu
duyuları
türemiş
olan
tensel duyular, vücut hareketlerini tamamlayan kinestetik duyular, bunlara göre kaslarda yer alan tendonlar ve eklemler; son olarak, özellikle akciğer ile
beslenme
borusu
bölgesinde
yer
alan
iç
organlardan ileri gelen organik duyulara sahibiz. Bu duyular grubu içerisinde, cilt en iyi anlaşılmış olandır çünkü zahmetsiz bir şekilde araştırılmıştır. Böylelikle bu grupla başlıyoruz. Tensel Duyarlılık
214
Güncel Psikoloji
Tensel deneyim, en az dört belirgin öğeden oluşur. Bunlar genellikle, temas ya da dokunuş; acı, sıcaklık ve soğuk olarak bilinirler. Bu dört türün duyarlılığı
ciltte
nokta
tabanlı
bir
şekilde
dağılmıştır. Ancak dağılışta eşitlik yoktur. Avuç içi ya da parmak ucu gibi vücudun bazı bölümleri çok çeşitli üç organla donatılmışken, sırt ve kalçalar gibi diğer yüzeylerde daha az uç organ bulunur. Dahası, ağrı noktaları da en fazladır; demek ki temas bölgeleri, soğuk bölgeler ve son olarak ılık bölgeler
gelir.
uyarıcıyı
Cildin
farklı
verdiğimizde,
bu
noktalarına somut
uygun
duyarlılığın
görülmesi basit bir durumdur. Ağrıyı tetiklemek için, cildin sert dış örtüsü delinmelidir. Bir iğne kullanırsak,
hangi
bölgelerin
hangilerinin
ağrıya
daha
bulabiliriz.
Benzer
net
şekilde,
daha tepki saçın
duyarsız, verdiğini ucuna
uygulanacak baskı belirli bölgelerde bir duyarlılık yaratacakken, diğer bölgeler kayıtsız kalacaktır. Soğuk uyarıcı vücut ısısının altında; sıcak uyarıcı vücut ısısının üzerinde olan herhangi bir şeydir. Ancak fark çok fazla olduğunda, soğuk ya da sıcak 215
Güncel Psikoloji
farkına ulaşmamızı engelleyen acı hissi doğacaktır. Acı için belirli bir uç organın bulunuyor olması gibi görülmemektedir ancak bu duyarlılık, cildin yüzeye yakın bölümlerinin içine işlemiş olan pek çok ‘serbest’ sinir ucu tarafından yönlendirilmektedir. Onları uyarmak için dahili veya harici bir nesne aracılığıyla
doğrudan
vurmak
gerekir.
Diğer
sinirlerin de ağrı hissi oluşturup oluşturmadığı tam olarak bilinmemektedir. Basınç konusunda ise, aradaki sinirlerin kıl köklerine bağlı olduğu ve cildin tüysüz bölümlerinde belirli küçük hücrelerin bulunduğu görülmüştür. Bunlara ek olarak cildin herhangi bir hareketi de baskı hissinin oluşması için yeterlidir. Son olarak, sıcaklık ve soğuklukla ilgili
uç
organlar
arasında
kesin
farklar
bulunmamıştır ancak nokta tabanlı duyarlılık diğer ikisi kadar kesindir. Tensel deneyim, sıklıkla bu öğelerin karışımını barındırır.
Bunlardan
en
ilgi
çekici
olanları,
gıdıklanma ve kaşınmadır ancak bunların farklı basınçlar,
sıcaklık
kaynaklandıkları
ve
yoksa
acının
birleşiminden
tamamen 216
farklı
mi
uyarıcı
Güncel Psikoloji
basınçlardan
mı
etkilendikleri
kesin
olarak
bilinmemektedir. Kinestetik Duyarlılık Kinestetik
duyarlılık,
kaslarda,
tendonlarda
ve
eklemlerde bulunan küçük uç organlar tarafından yönlendirilir. Belirli beden hareketlerini sağlar ve her zaman dağılmış haldedir. Şu anda kesin olarak bahsedilen
öğelerden
içermediğini
farklı
söylemek
Muhtemelen
içermez
içeriklerinin
en
elementler
mümkün
çünkü
çarpıcı
acı
içerip
değildir. ve
basınç,
özellikleri
olarak
görünmektedir.
Organik Duyarlılık Burada
genellikle
bulantı,
boğulma,
açlık
ve
susuzluğu ele almamıza rağmen, aynısı organik duyarlılık için de söylenebilir. Algısal özelliklerine ilişkin o kadar fazla ek vardır ki, onu çok dikkatli bir şekilde analiz etmek pek mümkün değildir. Tabir edildiği üzere, iç organ duyarlılığı
217
duyu
Güncel Psikoloji
deneyimlerimizde önemli roller oynar. Sevinç ve depresyon, bedensel iyilik hali ya da hastalık gibi duyguların duyusal
hepsi
büyük
kompleksine
oranda
bağlıdır.
bu
sistemin
Vücut
kaynaklı
duyulara bağlı olan kişilik duygusu da bu iç organ kompleksine bağlanabilir. Statik Duyarlılık Varlığı tartışılabilir olan diğer bir duyu grubu üzerinde düşünmeye açıktır. Eğer mevcutsa, bu grup iç kulağa bitişik labirentte yer alan organlar tarafından yönlendirilmektedir ve kanal ya da yarı dairesel kanallar olarak bilinir. Bu organlar vücut dengesini kontrol eden düzeni oluşturur. Başın iki yanında kafatası kemiklerine gömülü olan, üç geometrik
düzlemde
birbirine
temas
halinde
yerleştirilmiş olarak üç adettir. Akışkan bir sıvı ile doludur ve kıl hücrelerinde biten sinirler tarafından sağlanır. Kıllar sıvının içerisine doğru uzanır ve baş hareket
ettikçe
oluşan
hareketler
tarafından
mekanik bir şekilde etkilenir. Bu kanalların değişen pozisyonlarından dolayı, başın herhangi bir yönde 218
Güncel Psikoloji
hareketini
analiz
etme
imkanına
sahibiz.
Bu
uyarımların, beden kaslarının uygun bir şekilde birlikte
çalışmasını
önleyen
sinir
sağlayan
ve
reflekslerine
dengesizliği
sebep
olması
muhtemeldir. Tüylere dayalı ‘otolit’ olarak bilinen, kireçli küçük partiküllerden oluşan kanal organları daha ilkeldir. Yarı dairesel kanallar tarafından sunulan benzer bir amaç
uğruna,
kıl
kökleriyle
bağlantılı
sinir
hücrelerini uyarmak için yer çekimiyle birlikte hareket ederler. Baş
dönmesi
kaynaklanan tarafından
durumunun duyarlılıklar
doğrulanmıştır
bu
organlardan
içerdiği ancak
bazıları
bunları
kesin
olarak yalıtmak imkansızdır. Dahası, bu organlar ile beyin arasında bir sinirsel bağlantı da kurulmuş değildir.
Sinirler,
bilincin
değil,
ortak
fiil
ve
hareketlerin merkezi olan beyinde sonlanıyor gibi görünüyor. Böylelikle en azından insan için, görevi tamamen, saf psikolojik bir refleks
219
sağlamak
Güncel Psikoloji
olarak görünüyor; bu organlar duyarlılığın kökenini oluşturmuyor.
220
Güncel Psikoloji
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Gelişim Bireyin döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal yönlerden geçirdiği sürekli ve düzenli değişimdir. Gelişme - Büyüme, olgunlaşma, hazır bulunuşluluk, öğrenme etkileşimlerinin bir ürünüdür. - Olgunlaşma ve öğrenme olmadan gelişim olmaz. Büyüme - Vücudun sadece boy, kilo ve hacim olarak artmasıdır. - Bireyde fiziksel özelliklerdeki değişmedir. Olgunlaşma - Bireyin organlarının öğrenmenin etkisi olmaksızın tamamen biyolojik ve kalıtımsal olarak kendilerinden beklenen fonksiyonları yapabilecek düzeye ulaşmasıdır. - Yani yaşa bağlı olarak organizmanın kendisinden beklenen davranışı yerine getirebilecek duruma gelmesidir. - Olgunlaşmada “fiziksel gelişim ve bilişsel gelişim” diye 2 boyut vardır. - Olgunlaşmada öğrenmenin etkisi yoktur. 221
Güncel Psikoloji
Hazır Bulunuşluluk - Hazır bulunuşluluk; bireyin zihinsel, sosyal ve bedenen öğrenmeye hazır dönemde olması demektir. - Hazır bulunuşluluk olgunlaşmayı, duyuşsal özellikleri (ilgi, tutum), bireyin konuyla ilgili ön öğrenmelerini ve bireyin genel sağlık durumunu kapsar. Öğrenme Bireyin çevresiyle etkileşimi sonucu meydana gelen nispeten kalıcı izli davranış değişikliğidir. - Bireyin davranışlarında yaşantısı yoluyla kalıcı izli değişikliktir. Kritik Dönem - Bireyin yaş değişkenine göre öğrenmesi gereken davranışları sergileyebilmesi için uygun olduğu dönemdir. 1. Gelişim, kalıtım ve çevre etkileşiminin bir ürünüdür. 2. Gelişim süreklidir ve belli aşamalarda gerçekleşir. 3. Gelişim nöbetleşe devam eder. 4. Gelişim baştan ayağa, içten dışa doğrudur. 5. Gelişim, genelden özele doğrudur. 6. Gelişimde kritik dönemler vardır. 7. Gelişim bir bütündür. 222
Güncel Psikoloji
8. Gelişimde bireysel farklılıklar vardır. 9. Gelişimin hızı, dönemlere göre değişir. *** Gelişim Faktörleri 123456-
Kalıtım Çevre Ailenin Çocuk Yetiştirme Tarzları Ailenin Parçalanması Çocukların Doğuş Sırası Zaman
1- Kalıtım Bireyin genler yoluyla anne-babasından aldığı özelliklerdir. 2- Çevre - Doğum öncesi - Doğum Sırası - Doğum sonrası 3- Ailenin Çocuk Yetiştirme Tarzları Bebeğe yaşamının ilk yılında gösterilecek sevgi ve sıcak yakınlık, onun temel güven duygusunu kazanmasında önemli rol oynamaktadır. 4- Ailenin Parçalanması Küçük çocuklar daha çok etkilenmekte, hatta olaylardan kendini sorumlu tutmaktadır. 223
Güncel Psikoloji
5- Çocukların Doğuş Sırası İlk çocukların yüksek motivasyonlu, hırslı, başarılı, kurallara uyan bireyler olarak yetişmelerini beklerler. 6- Zaman (=Tarihsel Zaman) Gelişim döneminde yenilikler ve değişimlerin oluşturulduğu zaman bölümünü ifade eder. *** Hormonlar (İç Salgı Bezleri) 1- Hipofiz Tüm salgı bezlerinin salgılanmasını vücudun büyüme dengesini düzenler.
ve
2- Troid Troksin salgılar. Troksin vücudun metabolizmasını düzenler. Troksinin azlığı cüceliğe ve zeka geriliğine yol açar. Fazlalığı uyuşukluk ve üşümeye yol açar. 3- Paratroid Vücudun kalsiyum ve fosfor dengesini sağlar. Kemiklerin gelişimini ve kasların ve sinir sisteminin çalışmasını düzenleyen salgı bezidir.
4- Pankreas 224
Güncel Psikoloji
İnsülin salgılar. İnsülin kandaki şeker miktarını ayarlar. 5- Böbreküstü Bezleri Salgıları büyümeye, cinsiyete etki eder ve vücudun duyguların yoğunluğundan korunmasını sağlar. Duygusal gelişimle yakından ilgilidir. 6- Cinsiyet Bu salgı bezleri gelişimi sağlar.
kadın
ve
erkekte
cinsel
*** Bedensel Gelişim Beş döneme ayrılır: 1- Doğum Öncesi 2- Bebeklik Dönemi (0-2 yaş) 3- Çocukluk Dönemi (2-6 yaş) 4- Okul Dönemi (6-12 yaş) 5- Ergenlik Dönemi (12-18 yaş) 1- Doğum Öncesi - Fetüs doğduğunda boy uzunluğu, 48 cm ile 53 cm arasındadır. - Ağırlığı ise 2500-4300 gr arasındadır. - 3. haftada kalp atışları başlar. - 4. aylarda kemikleşme başlar ve anne karnındaki hareketleri hissedilir. 225
Güncel Psikoloji
- 5. ayda göz kapaklarının açılıp kapanmasıyla birlikte göz etkinlikleri meydana gelir. - 5. ayda işitme organları da gelişmiştir. 2- Bebeklik Dönemi (0-2 yaş) - Doğum öncesi gelişimden sonra, bedensel gelişimin en hızlı olduğu dönem, doğumdan sonraki ilk yıldır. - 1 yaşın sonunda çocuk 75 cm olur. - 1 yaşın sonunda doğum ağırlığının 4 katına ulaşır. - Doğumda baş diğer organlara oranla daha büyüktür. Bebeklikte vücut uzunluğunun 1/4’ü kadar olan kafa, yetişkinlikteki uzunluğun sadece 1/8’i kadar olacaktır. - Bebeklerin başının yetişkinin boyuna ulaşması için 2 kat büyümesi gerekirken, kol ve bacakların yetişkin boyuna ulaşması için 6 kat büyümesi gerekir. Yani kol ve bacaklar, baştan daha hızlı büyürler. - Bebeğin “kas/vücut ağırlığı”na oranı, yetişkin “kas/vücut ağırlığı” na oranından daha azdır. - Baş ve boyun kasları ayak kaslarından önce, karın ve omuz kasları, kol ve el kaslarından önce gelişir. (baştan ayağa, içten dışa) - Kan basıncı 6. haftadan sonra artmaya başlar. Kalp atışı yetişkinlerin iki katı kadardır. - Sindirim sistemi anne sütünde bulunan besinleri sindirir. 226
Güncel Psikoloji
- Bebeğin doğumdan davranış, solunumdur.
sonra
ilk
yaptığı
3- İlk Çocukluk Dönemi (2-6 yaş) - 2-6 yaş döneminde bedensel gelişim hızı, 02 yaşa göre azalmıştır. - 6 yaşın sonunda ağırlık, doğumdakinin yedi katına ulaşır. - Kalbin büyümesi hızlıdır. Kalp atış hızı da giderek azalır ve ilkokula başlama yaşına doğru yetişkine benzer hale gelir. - Sindirim sistemi tüm besinleri sindirmeye hazır hale gelmiştir. - Devimsel (Psikomotor) Gelişim: 2-6 yaşlarında etkinlik yüksektir. Uzun süre bir yerde oturmazlar. 4- Okul Dönemi (6-12 yaş) - İlkokul dönemi yıllarında, bedensel gelişme ilk yıllara göre yavaş bir ilerleme gösterir. - 9 yaşına kadar erkekler kızlara göre daha uzun ve ağırdır. 10 yaşından 15 yaşına kadar kızların boy ve ağırlıkları erkekleri geçer. 5- Ergenlik Dönemi (12-18 yaş) 227
Güncel Psikoloji
- Ergenlik dönemi buluğa ermekle başlar. Ön ergenlik dönemi hızlı bir fiziksel, bilişsel ve psikolojik gelişmenin olduğu dönemdir. Ergenlik ise, ön ergenlik döneminde meydana gelen değişmelere uyum dönemidir. - Buluğ dönemi cinsiyet salgıbezlerinin, aktif hale gelerek cinsiyet hormonu üretimiyle başlar. Bu hormonlar erkeklerde testosteron, kızlarda östrojen adını alır. - Ergenlik döneminin tüm aşamaları ve olayları bütün bireylerde aynı sırayı izlemekle birlikte, zamanlaması bireyden bireye büyük farklılıklar gösterebilir. Ortalama olarak kızlar, erkeklerden 1.5-2 yaş önce buluğa girerler. - Ergenlik dönemi yaklaşık 6 yıl sürer. Kızlar 11 yaş civarı buluğa girerken, erkekler 13 yaş civarında buluğa girerler. Kızlarda boy artışı 11 yaş dolaylarında görülür, 15 yaşına doğru yavaşlar. Erkeklerde yumurta ve penisin gelişimi 12-13. yaşlarda başlar, boy sıçraması 14-15 yaşlarında görülür. - Önce eller ve ayaklar büyür, sonra kollar ve bacaklar daha sonra da beden gelişir. Kızlarda yağ dokusu erkeklerde kas dokusu fazlalaşır. ***
Piaget - Bilişsel Gelişim 228
Güncel Psikoloji
- Piaget’e göre çocuk, dünyanın pasif alıcısı değildir. Bilgiyi kazanmada aktif role sahiptir. - Piaget bilişsel gelişimi, biyolojik ilkelerle açıklamıştır. Gelişim, kalıtım ve çevre etkileşiminin bir sonucudur. Piaget’e Göre Bilişsel Gelişimi Etkileyen Faktörler 1- Olgunlaşma 2- Yaşantı 3- Uyum
4- Örtüleme 5- Dengeleme 6- Sosyal Geçiş
Gelişimin Temel Kavramları 1- Zeka: Çevreye uyum sağlayabilme yeteneğidir. 2- Şema: Çocuk dış dünyayı algılarken kendine özgü bir anlamlandırma ve şekillendirme biçimi oluşturur. Buna şema denir. 3- Uyum: Bireyin çevresiyle etkileşerek, çevreye ve çevresindeki değişikliklere uyum sağlamasıdır. 4- Uyumsama (Düzenleme): Yeni şemaların oluşturulması ya da daha önceki şemaların kapsamının değiştirilmesidir. 5- Dengeleme: Özümleme ve uyumsama süreçlerinin birbirleriyle etkileşimi sonucu denge olur. 229
Güncel Psikoloji
Bilişsel Gelişim Dönemleri -
Duygusal Motor (0-2 yaş) İşlem Öncesi Dönem (2-7 yaş) Somut İşlemler Dönemi (7-11 yaş) Soyut İşlemler Dönemi (11+ yaş)
Gelişim Dönemlerinin Kuralları 1- Evreler, değişmez bir şekilde belli bir sıra ile ortaya çıkar. 2- Zihinsel gelişim evreleri hiyerarşiktir. 3- Gelişim oranlarında bireysel farklılıklar görülebilir. Her birey kendine göre gelişim gösterir. 4- Her evrenin tipik olan gelişim özellikleri vardır. Vygotsky’e Göre Bilişsel Gelişim L. Vygotsky, çocuğun bilişsel gelişiminde, içinde bulunduğu “sosyal çevre”nin önemli bir rolü olduğunu ileri sürmüştür. Vygotsky’ye göre tüm psikolojik süreçler, insanlar arasında, çoğu zaman çocuk ve yetişkinler arasında paylaşılan sosyal süreçlerle başlar. Birçok öğretme durumunda yetişkinler, çocukların düşünme ve problem çözme etkinliklerini kontrol eder. Ancak bu kontrol, çocukların öğrendiklerini içselleştirmelerini sağlamalı, onları bağımsız düşünürler ve problem çözücüler haline getirmelidir. 230
Güncel Psikoloji
Dil Gelişimi Dil gelişimi zihinsel gelişimin bir parçasıdır. Zihinsel gelişime paralel olarak oluştuğu kabul edilir. Kişilik Gelişimi Kişiliğin iki boyutu vardır: 1- Bir kişiyi diğerlerinden ayıran özellikler. 2- Yapılan davranışların devamlı olması lazımdır. Freud’un Psikoseksüel Gelişim Guramı (Psikoanalitik Kuram) Freud kişilik gelişimi bakımından ilk çocukluk yıllarındaki (0-6 yaş) yaşantıların önemini vurgular. Psikolojide en etkili kavramlardan biri olan psikanalizi ortaya atmıştır. Bu kurama göre, normal gelişimin sağlanabilmesi için, gelişimin her döneminde bireyin temel ihtiyaçlarının doyurulması gerekir. Eğer temel ihtiyaçlar karşılanmazsa kişilik gelişimi engellenir. Kohlberg’in Ahlak Gelişimi Kohlberg
ahlaki
gelişimi 231
üç
dönemde
Güncel Psikoloji
incelemiştir. Ve her düzey de kendisi içinde ikiye ayrılır. a) Gelenek öncesi düzey b) Geleneksel düzey c) Geleneksel sonrası düzey Benlik Gelişimi Rogers ve Benlik Kuramı - Rogers, Teropatik Öğrenme kuramında bireyin ilgi, yetenek ve özelliklerine göre özgür bir ortamda eğitilmesi üzerinde durmuştur. - Rogers, insancıl yaklaşımı Fenomoloji kavramı ile açıklamıştır. Bireyi yalnızca dıştan değil, iç dünyasını da anlamak gereklidir. Böylece bireyin iç dünyasını çözümlemeyi ön planda tutmaktadır.
232
Güncel Psikoloji
BELLEK PSİKOLOJİSİ Alan D. Baddaley görüşleri ile Bu bölümde bellek psikolojisinde en yaygın olarak kullanılan kavram ve tekniklerin özet olarak bir tanımını yapmaya çalışacağım. Aslında büyük bir kısmı, laboratuarda normal bellek çalışmaları ve beyni zarar görmüş hastalar üzerinde yapılan analizlerin etkileşimiyle geliştirilmiş olan, bellek psikolojisini oluşturan önemli sayıda çalışma bulunmaktadır. Biraz daha detaylı bir açıklama Perkin ve Leng (1993) ve Baddaley (1997)’in çalışmalarında bulunabilirken, daha geniş bir tanım Baddeley 233
Güncel Psikoloji
(1997) tarafından ve Hafıza El Kitabı’nı (Tulving & Creig, 2000) oluşturan bölümlerde bulunabilmektedir. Belleğin Bölümlere Ayrılması İnsan hafızası kavramı bir fakülte birimi olarak, uzun süreli bellek ve kısa süreli belleğin ayrı sistemleri temsil ettiğinin bulunmasıyla 1960’larda ciddi olarak aşındırılmaya başlanmıştır. Bu ayrım için en güçlü delil iki tür nöropsikolojik hasta arasındaki farklılıktır. Klasik amnezik sendromu olan hastalarda, her zaman sözlü veya görsel materyalleri öğrenme ve hatırlamada genel bir problem olarak görülen şakak kemiği ve anatlardaki (beyinde bulunan beyaz çıkıntı) hasar bir arada görülür (Milner, 1966). Fakat, örneğin sayı dizisi uzamı veya daha önceden bilinmeyen bir sayı dizisini duyup tekrarlama kapasitesi ile ölçülen normal kısa süreli belleğe sahiptirler. Shallice ve Warrington (1970) beynin sol yarımküresinde, perisilvian bölgesindeki hasarla birlikte görülen eksikliğin tam tersi bir örneği saptamıştır. Bu tip hastalar bir veya ikiyle sınırlı sayı dizisi uzamına, fakat görünüşe göre kısa süreli hafızaya sahiptirler. 1960’ların sonundan itibaren iki-bileşenli bellek sistemi olduğunun açıkça kanıtlandığı görülmüştür. 234
Güncel Psikoloji
Aşağıdaki şekil, o zamanın (Atkinson ve Shiffrin, 1968) etkili bir modelinden bu tip bir sistemin simgesini göstermektedir. Bilginin, en iyi şekilde sınırlı kapasitedeki kısa süreli bellekteki algılama sisteminin bir parçası olarak tanımlanan, bir dizi çok kısa süreli duyumsal bellek deposu aracılığıyla çevreden alındığı kabul edilmektedir. Bir bilgi bu depoda ne kadar uzun süre kalırsa, bunun uzun süreli belleğe transfer olma ihtimalinin o kadar yüksek olacağını ileri sürmüşlerdir. Amnezik hastaların uzun süreli belleklerinde ve kısa süreli bellek deposunda eksiklik olduğu kabul edilmektedir. Çevreden giren bilgiler Duyumsal Kayıtlar Görsel İşitsel Dokunsal Kısa-Süreli Depo (KSD) Tepkilerin Çıkışı Geçici Olarak Çalışan Bellek Kontrol Süreçleri Uzun Süreli Deneme Depo (USD) Kodlama Kalıcı Bellek Karar Deposu Düzeltme Stratejileri 235
Güncel Psikoloji
Atkinson ve Shiffron’un (1968) kabul ettiği insan belleği modeli 1970’lerin başından itibaren bu modelin mücadele ettiği iki problemden ilki, öğrenme varsayımıyla ilgilidir. Kanıtlar bir bilginin sadece kısa süreli bellekte tutulmasının öğrenmeyi garanti etmediğini öne sürer. Çok daha önemlisi kullanılan bilginin işlenmesidir. Bu, Craik ve Lockhart (1972) tarafından öne sürülen işlemenin aşamaları taslağında belirtilmiştir. Sonradan gelen hatırlama veya kabul etme ihtimalinin, bir bilginin ilerlediği derinliğin doğrudan bir işlevi olduğunu öne sürmüşlerdir. Bu yüzden, eğer bir insan sözcüğün sadece görsel özelliklerini, örneğin daha yüksek veya daha alçak bir durumda olduğunu belirtiyorsa bunu çok küçük bir öğrenme izler. Karar verirken sözcüğün sesi de düşünülüyorsa, örneğin belirli bir sözcükle kafiyeli ise, biraz daha fazlası hatırlanabilir. Fakat en iyi hatırlamayı içerisinde sözcüğün anlamıyla ilgili bir hükmün bulunduğu veya belirli bir cümleyle veya deneyimle ilişkilendirildiği anlamlı ilerleme takip eder. İşlem etkisinin bu aşamaları birçok kez tekrarlanmıştır ve düşünülen belli bir açıklama evrensel olarak kabul edilmese de sözcük veya deneyimin, deneyimleri geliştiren ve önceki bilgilerle bağlantı kuran derin bir yönde ilerlediğine hiçbir şüphe yoktur ve bu sadece yüzeysel bir 236
Güncel Psikoloji
analizin yapılmasına göre çok daha iyi akılda tutulur. Bilişsel bozuklukların böyle bir ayrıntı için gereken işlemleri engellediğini unutmamak gerekse de, bu etki aynı zamanda bellek eksikliği olan hastaların durumunda da meydana gelmektedir ve bu hafıza rehabilitasyonuyla ilgilenenler için potansiyel bir bulgu oluşturmaktadır. Aslında, incelenecek bozukluğun klasik amnezik sendromun temelinde olduğunu öne süren bir görüş vardır, fakat daha derinlemesine yapılan araştırmalar durumun böyle olmadığını göstermiştir (daha fazla bilgi için bakınız: Baddeley, 1997). Atkinson ve Shiffrin modeli için ikinci bir problem, daha önceden bunu desteklemek için ortaya konmuş olan kısa süreli bellek bozukluğu olan hastalardan alınan verilerle sunulmuştur. Bu hastalar şiddetle kısa süreli ve uzun süreli belleğin ayrı tutulduğunu savunsalar da, Atkinson ve Shiffrin modeli uzun süreli öğrenme ve diğer birçok bilişsel aktivite için kısa süreli belleğin gerekli hatta önemli olduğunu ileri sürmüşlerdir. Aslında kısa süreli bellek bozukluğu olan hastaların uzun süreli bellekleri normal gibi görünür ve bir veya iki küçük istisna, örneğin alışveriş yaparken planın değişmesi ile birlikte çok az sayıda günlük bilişsel problemleri vardır. Kısa süreli ve uzun süreli bellek arasındaki ilişkiyle ciddi bir şekilde ilgilenmiş olan Baddeley ve Hitch (1974) bu konuyla da uğraşmıştır. Normal insanlarda önemli ölçüde kısa süreli belleğe bağlı 237
Güncel Psikoloji
olduğu kabul edilen öğrenme, muhakeme ve kavrama gibi diğer işler yerine getirilirken, sayı dizisi ezberlemelerini sağlayarak kısa süreli belleğin bloke edilmeye çalışıldığı birçok deney yapılmıştır. Kısa süreli ve uzun süreli belleklerin etkileşim içinde olduğunu varsayarak, akılda tutulmuş olan sayı dizileri uzadıkça rahatsızlığın artmasıyla eksilmeler meydana gelmiştir. Fakat etkisi aşırılıktan uzaktır, bu da standart model üzerine tekrar şüphe ortaya çıkarmaktadır. Baddeley ve Hitch bilişsel işlemdeki işlevsel önemini vurgulamak için basit bir tek kısa süreli bellek kavramının, ‘çalışan bellek’ olarak adlandırdıkları daha karmaşık bir sistemle yer değişebileceğini öne sürmüşlerdir. İleri sürdükleri model aşağıdaki şekilde gösterilmektedir. Çalışan belleğin, dikkatle ilgili bir kontrolör ve fonolojik döngü ve visuospatikal kroki adında iki tamamlayıcı sistemle desteklenen merkezi yürütmeden oluştuğu ileri sürülmektedir. Fonolojik (veya mafsallı) döngünün, bellekteki işaretleri iki saniye orada tutan bir depodan oluştuğu ve alt ses denemesi işlemiyle birleştiği ileri sürülmüştür. Bu, bir fonolojik şifredeki cümle veya sözcükler gibi adlandırılabilen fakat görsel olarak uyaran şeyleri değiştirmek için de kullanılabilen alt ses konuşmalarını kullanarak olayların bellekte tutulmasını sağlayabilmektedir. Kısa süreli bellek bozukluğu olan hastaların bu sisteminde bir eksiklik olduğu kabul edilir, oysa çalışan belleğin 238
Güncel Psikoloji
kalıntılarının saklandığı ileri sürülmektedir (Vallar ve Baddaley, 1984). Kısa süreli bellek bozukluğu olan hastalar, normal çocuklar ve yetişkinler ve belli dil sorunları olan çocuklara dayandırılarak yapılan sonraki çalışmalar, fonolojik döngü sisteminin dilin tekrar kazanılması amacıyla şekillenebileceğini kabul etmektedir (Baddeley, 1998). Bu sistem ve onun bozulması üzerine daha detaylı bir açıklama Vallar ve Papagno (2002) tarafından yapılmıştır. visuospatikal kroki
merkezi yürütme
fonolojik döngü
Baddeley ve Hitch modeli çalışan bellek Visuoaspatial krokinin, belleğe geçici olarak kaydetme, görsel ve uzaysal bilginin işlemesine izin verdiği ileri sürülmektedir. İşlevi, aynı anda oluşan visuoaspatial aktivite tarafından engellenebilir, fonolojik döngüde de olduğu gibi bu konudaki kavrayışımız nöro-psikolojik hastalar üzerine yapılan çalışmalarla geliştirilmiştir. Daha kesin söylemek gerekirse, diferansiyel olarak engellenebilen ayrı ayrı görsel ve uzaysal bileşenleri olduğu görülmüştür. Bu sistemin ve nöro-psikolojik kanıtların daha detaylı açıklaması Della Sala ve Logie (2002) tarafından yapılmıştır. Modelin üçüncü bileşeni olan merkezi yürütmenin hem çalışan belleğin alt sistemleri hem 239
Güncel Psikoloji
de diğer aktiviteler için dikkate dayalı bir kontrol sistemi sağladığı kabul edilmiştir. Baddeley, Norman ve Shallice tarafından, hareketin dikkate dayalı olarak kontrol edilmesini açıklamak için öne sürülen denetsel dikkat sistemiyle merkezi yürütmenin açıklamasının yapılabildiğini ileri sürmüştür. Onlar, çevresel işaretler tarafından yönetilen iyi öğrenilmiş alışkanlıklar ve planlarla çok fazla aktivitenin kontrol edildiğini ileri sürmüşlerdir. Öte yandan, beklenmedik durumlara tepki vermesi gereken alışılmadık hareketler denetsel dikkat sisteminin sınırlı kapasitesinin müdahalesine bağlıdır. Alışılmadık hareketlerin yeni tehlikelere karşı tepki vermesini sağlamak için alışkanlıkları geçersiz kılma kapasitesine sahiptir. Bir cumartesi sabahı süpermarkete giderken arabayı ofisinize doğru sürmek gibi yanlışlıkla yapılmış hareketler, bu alışkanlığı geçersiz kılmak için denetsel dikkat sisteminin eksikliğine bağlanır. Beyninin ön lobunda hasar olan hastalarda görülen hareket kontrol problemleri de denetsel dikkat sisteminin eksikliğine bağlanır, bu yüzden belli bir süreden sonra tekrarlanan aktiviteler, denetsel dikkat sisteminin çevreden gelen işaretlerle yapılan hareketlerin baskınlığından kurtulmaktaki başarısızlığını yansıtabilmektedir. Shallice ve diğerleri potansiyel olarak ayrılabilen bir dizi yürütme işlemini de içerecek şekilde açıklamalarını genişletmişler, böylece beyninin ön lobunda hasar olan hastalarda 240
Güncel Psikoloji
meydana gelebilen bir dizi farklı eksikliğe de açıklama getirebilmişlerdir (Baddaley, 1996, Duncan, 1996, Shallice ve Burgess, 1996). Bilişsel işlevin anatomik yerinin çok farklı olan kesin taslağı yoluyla Baddeley ve Wilson (1998) “ön beyin lobu sendromu” teriminin, daha işlevsel olan “eksik yürütme sendromu” terimiyle yer değiştirmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Bu konunun tekrar gözden geçirilmiş hali için bakınız: Roberts (1998), Stuss ve Knight (2002). Beynin ön lob işlevi çıkarımı ve belleğin işleyişinde yürütme eksikliği önemlidir, çünkü onların kontrol ettiği yürütme işlemleri stratejinin ve etkili öğrenmede çok önemli bir etkisi olan dürtülerin işleyişinin seçilmesinde ciddi bir rol oynamaktadır (daha ayrıntılı bilgi için bakınız: Baddeley, 2002, 15, 16 ve 17. bölümler). Kısa bir süre önce, çalışan belleğin dördüncü bir bileşeni olarak düzensiz ara bellek bulunmuştur. Tamamlayıcı sistemlerden gelen bilgilerle uzun süreli bellekten gelenleri bütünleştirebilen sınırlı kapasitede birçok şekilli geçici bir depo sağladığı ileri sürülmüştür. Kısa süreli belleğe bilgilerin yığılması için bunun çok önemli olduğu kabul edilmiştir (Miller, 1956). Bu işlemin yardımı ile önceki bilgilerimizi daha etkili bir şekilde saklama avantajı elde edebilir ve böylece depolama ve düzeltme işlemlerini gerçekleştirebiliriz. Örneğin, 1492 1776 1945 gibi benzer tarihlere ait olan rakamlardan oluşan bir sayı dizisini hatırlamak 241
Güncel Psikoloji
rasgele sıralanmış 12 rakamı hatırlamaktan daha kolaydır. Düzensiz ara belleğin aynı zamanda anlık bellekte de önemli bir rol oynadığı kabul edilmektedir, iyi korunmuş zeka ve/veya yürütme kapasiteli ciddi şekilde amnezik hastalığı olan insanların, normal anlık zeka göstermelerini sağlarsak, bir kitaptaki herhangi bir bölümü, ertelenmese bile, düzensiz ara bellekleri her iki tamamlayıcı sistemin kapasitesine göre çok daha fazlasını hatırlar (Baddeley, Wilson, 2002). Düzensiz ara bellek öyle olmasa da tek bir anatomik yeri simgeliyormuş gibi görünür, fakat ciddi bir şekilde beynin ön kısımlarını da içerme ihtimali vardır. Daha ayrıntılı bir açıklama için, bakınız: Baddeley (2000).
Uzun Süreli Bellek Uzun süreli belleğin durumunda, kısa süreli belleğin işe yarayacak şekilde ayrı ayrı bileşenlere bölünebileceği kanıtlanmıştır. Büyük olasılıkla açık (bildiren) bellek ve dolaylı (bildirmeyen) bellek arasındaki en kesin ayrım budur. Nöro-psikolojinin önemi bir kez daha kanıtlanmıştır. Ciddi şekilde amnezik hastalığı olan insanların belli şeyleri öğrenebildiği uzun yıllardan bu yana bilinmektedir, örneğin İsviçreli psikiyatr Claparade (1911) bir sabah ellerini sallayan bir hastanın eline iğne yaptı 242
Güncel Psikoloji
ve bir sonraki gün hastanın ellerini sallamayı reddettiğini fakat sebebini hatırlamadığını fark etti. Bu hastaların motor becerileri kazanabildiği de kanıtlanmıştır (Corkin, 1968). Fakat en etkili çalışma büyük olasılıkla Warrington ve Weiskrantz (1968)’ın ciddi şekilde amnezik hasta olan insanların, gerekli test prosedürü uygulanarak sözcükleri ve resimleri öğrenebilme yeteneği olduğunu göstermesiyle elde edilmiştir. Yaptıkları ilk çalışmalarda hastalara bir sözcük veya resim gösterip nesneyi tespit etmeleri için art arda sorular yöneltmişlerdir. Hem hastalar hem de kontrol grupları daha önce gösterilmiş olan nesnelere karşı benzer düzeyde gelişmiş tespitler gösterdi. Tam olarak priming (çalıştırma) olarak adlandırılan bu prosedür hem normal insanlarda hem de nöro-psikolojik rahatsızlığı olan hastaların birçoğunda derinlemesine tetkik edilmiştir (tekrar gözden geçirmek için bakınız: Schacter, 1994). Amnezik hastalarda, motor becerilerden kavram düzenlemesini (Colodny, 1994) sağlamak için puzzle çözümü (Brooks ve Baddaley, 1976) ve karmaşık problem çözümüne (Cohen ve Squire, 1980) kadar görülebilen daha fazla türde öğrenme gerçekleşebilir, bu kanıt Squire tarafından tekrar gözden geçirilmiştir (1992). Bunların hepsinin tek bir tür belleği temsil ettiğinin söylendiği ilk önerme artık olası görülmemektedir. Genel olarak görünen şey, öğrenmenin orijinal öğrenme olayının düzeltilmesini gerektirmediğidir, fakat hatırlamaya 243
Güncel Psikoloji
bağlı değildir, performans aracılığıyla dolaylı olarak girilebilecek dolaylı belleğe dayandırılabilir. Anatomik olarak ilgili işlem için gerekli yapılara bağlı olarak, beynin faklı kısımlarını yansıtmak için dolaylı belleğin çeşitli türleri görülmektedir. Sadece amnezik hastalar dolaylı ölçümlerin hepsini tam ve normal olarak yerine getirebilirken diğer hastalar farklılık gösteren bozukluklarla karşılaşabilir. Bu yüzden Huntington hastaları motor öğrenmede problemlerle karşılaşırken, anlamsal çalışmaları eksiksiz yerine getirir, fakat Alzheimer hastası olan insanlar tam tersi bir model oluşturur. Çeşitlilik gösteren doğanın ve dolaylı bellek sistemlerinin anatomik yerinin tersine, açık belleğin ciddi anlamda Papez devri olarak bilinen anatları geçici ve beynin ön kısmı loblarıyla birleştiren sisteme bağlı olduğu görülmektedir. Tulving (1972) açık belleği, kendi içinde iki farklı sisteme, sırasıyla düzensiz ve anlamsal olarak ayırmaktadır. Düzensiz bellek terimi, olaya bir bakıma inanmamızı sağlayan önemsiz detayları hatırlayarak veya Tulving’in deyimiyle ‘zaman içinde yolculuk’ yaparak geçmişten gelen belirli olayları hatırlama kapasitesine karşılık gelmektedir. Belli bir olayı, muhtemelen meydana geldiği zaman ve mekan aracılığıyla içeriğini kullanarak belirleyebilirmişiz gibi görünmektedir. Bir bilgi parçasını, çok tuhaf da olsa ve yıllar süren beklentilerle çelişen bir olayı da yansıtsa, onu hatırlayabilir ve gerektiği şekilde tepki verebiliriz. 244
Güncel Psikoloji
Örneğin birinin öldüğünü öğrenmek, dünyayı yapılandırma şeklimizi ve yılların deneyimine rağmen bir soruya veya ihtiyaca karşı olan tepkimizi anında değiştirir. Dünya hakkında genel bilgimizle düzensiz belleği “anlamsal bellek”le karşılaştırılabiliriz; örneğin tuz kelimesinin anlamını bilmek, Fransızca’daki karşılığını ya da tadını bilmek gibi. Toplumu ve onun işleyişini bilmek, araçların tabiatını ve kullanımını bilmek de aynı zamanda tanıma eğilimi gösterdiğimiz ve psikologların 1960’ların sonuna kadar kullandığı sistem olan anlamsal belleğin birer parçasıdır. Bu noktada, bilgisayar uzmanlarının bir yazıyı anlayabilecek makineler ortaya çıkarma çabaları, belleğin bilgi depolama kapasitesinin ne kadar önemli olduğunun fark edilmesine sebep olmuştur. Belleğin diğer alanlarında olduğu gibi, teori esasen genel anlamda bellek eksikliği olan ve özellikle anlamsal bunama hastalarında yapılan çalışmalardan elde edilmiştir (bakınız: Snowden, 2002). Hem anlamsız hem düzensiz belleğin, dolaylı belleğin aksine, açık bellekten oluştuğu genel olarak kabul edilmektedir, bu ikisi arasındaki ilişki ise tartışmalıdır. Bir görüş, sadece genel özellikleri bir kenara bırakarak, anlamsal birçok düzensiz belleğin, detaylı bağlamsal işaretin görülmediği bir yığını olduğunu ileri sürmektedir (Squire, 1992). Öte yandan, Tulving bunların birbirinden bağımsız olduğunu iddia etmiştir. Düzensiz belleğe önemli 245
Güncel Psikoloji
bir tescil sağlayarak asıl hatırlama deneyiminin üzerinde durmuştur (Tulving, 1989). Aslında bu, karşılaştıkları nesneyi “hatırlamaları”, veya sadece onun gösterildiğini “bilmeleri”, ve “hatırlanan” nesnelerin düzensiz kısa süreli belleği etkilemek için gösterilen işlemin derinliği gibi değişkenlere karşı duyarlı olması, bilme tepkileri bunu yapamaz, insanların bir nesneyi daha sonra hatırladıkları zaman onun hakkında tutarlı ve güvenilir hükümler vermesi olayıdır (bakınız: Gardener ve Java, 1993). Eğer Tulving’in tanımlaması kabul edilirse, daha sonra “düzensiz olmayan açık belleğin başka türleri var mıdır?” sorusu ortaya çıkar. Bir kez daha belirtmek gerekirse, anatlarında hasar olan çocuklarda meydana geldiği son yıllarda bulunan, farklı bir tür bellek eksikliği olan, özellikle ilerlemiş hafıza kaybı üzerine yapılan çalışmalardan yola çıkarak, nöro-psikolojik deliller bu konu üzerine yoğunlaşmaya başlamıştır (VarghaKhadem, 2002, Baddaley, 2001). Bu tip bir delil önceki nöro-psikolojik verilerin tekrar analiz edilmesiyle, hayvanlar üzerine yapılan araştırmalar ve sinir sistemlerinin incelenmesiyle bir araya gelerek, hareketli ve yeni bir araştırma alanı olarak anlamsal ve düzensiz bellek arasında bir bağ kurmuştur (bu konu üzerine yeni yazılmış bazı yazılar için, bakınız: Baddeley, 2002b). Detaylar üzerine ciddi anlamda uyuşmazlık olsa da aşağıdaki şekil, uzun süreli belleğin yapısını baştan başa yansıtarak nelerin kabul edildiğini 246
Güncel Psikoloji
göstermektedir. Bellek Bildiren (Açık)
Bildirmeyen (Dolaylı)
*Olgular Alışkanlıklar *Olaylar (Çalıştırma) *Basit Klasik Koşullanma Öğrenme
*Beceri
ve
*Priming *Çağrışımsız
Uzun süreli belleğin Squire tarafından bölümlere ayrılması Eğer hafıza araştırması ile yakından ilgili değilseniz bile aşağıdaki bölümlerde tartışılacak olan diğer bir ya da iki konuyu faydalı bulabilirsiniz. Belleğin Aşamaları Bir bellek sistemini üç parçaya ayırmak genelde faydalı olmaktadır: kodlama, bilgilerin belli bir zamana kadar saklanması olan depolama ve daha önceki deneyimlerin bir sonucu olarak, ilgili işin yerine getirildiğini göstererek kabul edilen veya hatırlanan bilgilerin girişinin sağlanması anlamına gelen düzeltme. Kodlama üzerine çalışmalar, nesnenin tabiatı ve/veya öğrenme sırasında işlemin yapıldığı yol değiştirilerek uygulanmaktadır. 247
Güncel Psikoloji
İşlemin aşamalarının etkisi, anlam bakımından işlemek yerine, bir sözcüğün görsel özelliklerinin işlenmesinin, ilerde hatırlamak veya kabul etmek açısından daha açık bir sonuç ortaya çıkarması buna iyi bir örnektir. Depolama unutma yoluyla ölçülür. Şaşırtıcı bir şekilde, öğrenme geçici veya kalıcı beyin işlevlerinden oluşan birçok faktörden etkilense de, bilgilerin hafızadan silinme oranının hasta türüne veya kodlama prosedürlerine karşı daha az duyarlı olduğu görülmektedir (Kopelman, 1985). Hafıza kaybının beynin geçici loblarından kaynaklanan hastalardaki unutma oranının, anatlarında hasar olan hastalara göre farklı olduğu konusunda varsayımlar bulunsa da, bu sonraki araştırmalarla ortaya çıkmış bir şey değildir, fakat hastalar daha hızlı unutamaz şeklinde bir çıkarım yapmak için de erkendir. Depolanan bilgi kullanılırsa, sonraki performansta bir etkisi olması için, daha sonra doğrudan açık hafızada veya dolaylı olarak dolaylı hafızada düzeltilecektir. Bellek düzeltilmesinin iki temel metodu insanın uyarıcı nesneyi kopyalamasını gerektiren hatırlama veya tanımlamadır. Bu, insanın nesnenin gösterilip gösterilmediğini (evet/ hayır tanımlaması) veya bir ya da iki alternatife karşı daha önce gösterilmiş bir nesneyi seçmesini (zorlama/seçme tanımlaması) gerektirmektedir. Evet-hayır tanımlaması performansı, o insanın 248
Güncel Psikoloji
sahip olduğu dikkatin düzeyinden etkilenecektir. Her şeye “evet” diyerek tabii ki herhangi bir bellek göstermesi gerekmeden daha önceden gösterilmiş hedefleri doğru bir şekilde kategorize edecektir. Böyle davranan bir insana tabii ki inanılmayacaktır, fakat bir nesne daha önceden gösterildi mi (“eski”) yoksa yeni mi gösterildi (“yeni”) diye karar verirken dikkat düzeyinde görülen daha kurnazca farklılıklar performansı da büyük ölçüde etkileyecektir. İnsanlar arasındaki dikkat düzeyindeki farklılıkları kavramak için birçok yöntem bulunmaktadır. Bunlardan biri, insanın hatırlamadığı nesnelerin bir kısmı üzerine tahmin yürütmesi olarak kabul edilen “tahminle düzeltme”dir. Tahminin doğru ya da yanlış olma ihtimalinin eşit olduğu varsayımında “eski”, yanlış alarm olarak adlandırılan yanlış tahminler kadar doğru tahmin edilen nesneler (isabet) de olacaktır. Tahminle düzeltme daha sonra toplam isabetlerin sayısından toplam yanlış alarmların sayısı çıkarılarak bulunur. Ölçümle ilgili bir alternatif ve biraz daha karmaşık olan bir yöntem, tek tek araştırma teorisinin kullanımıdır ve bu, birisi hafıza kuramsal gücünün diğeri de o kişi tarafından kullanılan dikkat düzeyinin ölçümüne karşılık gelen iki ölçümden oluşmaktadır (Lockart, 2000). Zorlama-seçim yöntemiyle insanın her bir gruptan sadece bir nesne seçmesi gerekir, sonuç olarak bu düzeyde bir dikkat uygun olamaz. 249
Güncel Psikoloji
Genel olarak tanımlamanın, düzeltme işleminde sadece “yeni” ve “eski” nesneler olarak ayırmanın yeterli olmadığı, ne olduğunu da belirtmenin gerektiği hatırlamaya kıyasla daha az rol oynadığı ileri sürülmektedir. Büyük olasılıkla en basit hatırlama yöntemi, içerisinde bir dizi maddenin, özellikle sözcüğün gösterildiği ve kişiden istediği sıraya göre mümkün olduğu kadar çok sözcüğü hatırlamasının beklendiği serbest çağrı yöntemidir. Hatırlama anlık bir şekilde meydana geldiğinde bir sözcüğün hatırlanma ihtimali büyük ölçüde sözcükler gösterilirken izlenen sıradaki yerine bağlıdır, ilk veya ikinci sıradaki maddelerin avantajı vardır (öncelik etkisi), ortadaki maddelerin hatırlanması daha güçtür, düz bir fonksiyonda ilerlerken en iyi hatırlanma oranı sondaki sözcüklerde görülür (yenilik etkisi). Hatırlama yenilik etkisinden bağımsız olarak anlık meydana gelse de serbest çağrıdaki tüm performans çoğunlukla uzun süreli belleğe bağlıdır ve sözcüklerin görsellik, sıklık ve anlamsal ilişkilendirme gibi değişkenlerinin tamamı performansı etkilemektedir. Serbest çağrının sık görülen bir değişkeni, aynı anlamsal kategorideki sözcük gruplarını kullanmak içindir, örneğin 16 maddelik bir liste dört hayvan, dört çiçek, dört renk ve dört meslekten oluşmaktadır. Karmaşık bir düzende gösterilse de insanlar anlamları kodlama ve düzeltmenin bir temeli olarak kullandıklarını 250
Güncel Psikoloji
göstererek, sözcükleri anlamsal düzene göre hatırlama eğilimi göstermişlerdir. Aynı liste birkaç denemede daha gösterildiğinde bu etkiler daha güçlü hale gelmiştir. Aslında, tamamen ilgisiz sözcükler bile, insanların öğrenmesiyle, anlamsal olarak ilgili görülen belirli kümeler halinde gruplandırma eğilimi gösterir (Tulving&Patkau, 1962). Düzyazı durumunda, hatırlama performansının ilk düzeyinde, hatırlanan toplam sözcük sayısı değil, sözcük kümeleri ve gruplarının sayısına göre hazırlanır (Tulving, 1962). Yenilik etkisi farklı bir model izler, uzun süreli belleği geliştirecek olan birçok değişkene karşı duyarsız kalırken, sayı sayma gibi bir aktiviteyle tamamlanan kısa bir gecikmeden kaynaklanan bir kesintiye karşı da çok duyarlıdır (Glanzer, 1972). Önceden yenilik etkisinin, hatta bazı modellerde hâlâ öyle, kısa süreli belleği temsil ettiği düşünülmekteydi. Fakat neredeyse aynı ilkeleri izleyen yenilik etkileri bazen dakikalar, hatta günler ve aylar süren periyotlarda meydana gelebilmektedir, örneğin yapboz oyunlarının hatırlanması, bir laboratuara birkaç kez gittikten sonra park yerinin hatırlanması durumlarında olduğu gibi (Baddeley ve Hitch, 1977, Costa Pinco ve Baddeley, 1991). Sayı dizisi uzamı gibi bir arada bulunan kısa süreli bellek işlemleri gibi durumlar yenilik etkisini geçerli kılar, fakat yine de daha karmaşık bir modele olan ihtiyaç belirtilmektedir 251
Güncel Psikoloji
(Baddeley ve Hitch, 1974). Bir görüş de, yenilik etkisinin bazıları kısa süreli bazıları uzun süreli bellekte yer alan farklı depolar üzerinde işleyen açık bir çalıştırma mekanizmasını temsil ettiğini söylemektedir (bu görüşün tartışması için, bakınız: Baddeley ve Hitch, 1993). Biraz daha karmaşık bir uzun süreli bellek, işlemi seri halinde hatırlamayı da içerir, bunun aracılığıyla kişiye bellek kapsamının ötesinde bir dizi madde gösterilir ve belli sayıda denemeler şeklinde mi yoksa kişi seriyi tamamen ezberleyene kadar mı devam ettiği test edilerek o kişiden maddeleri gösterildiği düzene göre hatırlaması beklenir. Bu durumda seri pozisyon eğrisi genelde ortanın hemen ötesinde maksimum hata göstererek kavis çizer. Bu metot 1940 ve 50’lerde yaygın olarak kullanılıyordu, fakat artık daha az kullanılıyor. Uzun süreli belleği test etmek için popüler bir yöntem, ikili ilişkilendirme öğrenmesi yoluyla uygulanır, bu yöntemle kişiden bir dizi sözcük çiftini bir araya getirmesi beklenir (“inek-ağaç” gibi), uyarıcı sözcük olarak “inek” gösterilerek test edilir ve “ağaç” cevabını vermesi beklenir. Bu teknik “inek-süt” gibi birbiriyle ilgili olan sözcük çiftlerini ve “köpek-bulut” gibi daha alakasız sözcük çiftlerini içeren birçok klinik bellek testinin bir parçasını oluşturmuştur. Bu yöntem tabii ki insanın kendi dilinde (latin, bir tür yelken gibi) veya yabancı dilde (hausrecker, çekirge gibi) bir sözcük 252
Güncel Psikoloji
öğrenirken de kullanılabilmektedir. Son olarak kitapların bölümlerinin veya karmaşık görsel şekillerin hatırlanmasında daha karmaşık ve gerçekçi bir materyal kullanılabilir. Bu, hastanın belleğini kullanma ihtiyacını duyacağı çevreye yakın olma avantajına sahiptir. Bu da bizi günlük bellek adındaki son konuya götürecektir. Günlük Bellek 100 yıldan bu yana bellek araştırmalarında, birbirinden bir bakıma farklı iki doğrultuya çekilme eğilimi vardır. Ebbinghaus (1885), hatırlama işlevinin, birbiriyle ilgisiz uydurma sözcük dizelerinin, anlamsız heceler, hızla tekrarlanması şeklinde basitleştirilerek belleğin objektif olarak incelenebileceğini yıllar önce göstermiştir. Öte yandan psikolojiye daha natüralist bir yaklaşım Galton (1883) tarafından savunulmuş ve sonrasında, hastalarından genelde Kuzey Amerika, Hindistan kültürünün efsaneleri gibi birbiriyle ilgisiz materyallerden oluşan karmaşık kitaplardan bölümler hatırlamalarını bekleyen Barlett (1932) tarafından geliştirilmiştir. Bu iki yaklaşım arasındaki açıkça görülen çatışma, son yıllarda Neisser’in “belleğin ilginç yönlerinin hiçbiri psikologlar tarafından incelenmemiştir” iddiası ile tekrar gündeme gelmiş ve günlük bellekle ilgili birçok çalışmanın saçma olduğunu ve bilgi verici olmadığını iddia eden 253
Güncel Psikoloji
Banaji ve Crowder da buna şiddetli bir şekilde karşı çıkmıştır. Ne yazık ki modern psikolojide ortaya konan çatışmalar belli bir noktaya kadar yapaydır. Belleğin doğası detaylı olarak incelenir ve doğru olarak test edilebilen modeller üretilirse, bunların deneysel kontrol düzeyiyle birlikte laboratuarlarda kolayca uygulanabileceğine hiç şüphe yoktur. Öte yandan günlük hayat ve klinik, sorunlar için zengin bir kaynak ve laboratuarlara dayanan teorilerin genellenebilirliğini test etmek için bir yöntem oluşturmaktadır. Kişinin laboratuarda iki basit tepkiden hangisini göstereceğini önceden mükemmel bir şekilde tahmin eden bir model, modelleme taraftarı olan insanların ilgisini çekecektir, fakat daha iddialı ve önemli sorulara göre genellenmedikçe bellek çalışmalarının ilerlemesine katkıda bulunamaz. Öte yandan sadece karmaşık ve şaşırtıcı fenomenleri araştırarak da yapıcı bir bilimsel teori oluşturma ihtimali aynı derecede azdır. Gerçek dünya-laboratuarı ikilemine karşı verilmiş olan iki tane yapıcı tepki bulunmaktadır, birisi laboratuar bulgularını karmaşık gerçek dünya koşullarına genellemeye çalışır, diğeri ise günlük hayatta var olan bellek modelleriyle açıklanamamış olan fenomenleri belirlemeye çalışmıştır. İlk modelin örnekleri olarak, daha önce tanımlanmış olan park yerinin ve yapboz oyunlarının hatırlanmasında yenilik etkilerini araştıran çalışma gösterilebilir. Laboratuarlarda yapılmış birbiriyle 254
Güncel Psikoloji
ilgisiz sözcüklerin hatırlanması çalışmalarının, belleğin şarkı ve şiirleri hatırlama geleneğine kadar ilerletilme çabası da buna benzer bir diğer örnektir. Dünyadaki çözüm bekleyen problemlerden birinin belirlenmesine güzel bir örnek de, belirli bir yer ve zamanda yapacağımız bir şeyi hatırlama kapasitemiz olarak tanımlanabilen olası bellektir. Bu tam olarak bir şeyleri yapmayı unuttuğumuzda çok kötü bir hafızamız olduğundan şikayet etmemizdir. Fakat pratik açıdan önemli olmasına rağmen olası belleğin nasıl işlediği açıklık kazanmamıştır. Kesinlikle hafıza gerektirir, çünkü amnezik hastalar onu kullanma konusunda yetersizdir, fakat aynı zamanda genç ve zeki insanlar da bazı şeyleri doğru zamanda yapma konusunda yeterli değildirler. Başarılı olası bellekte bir motivasyon öğesi ve çoğu zaman bir strateji bulunmaktadır. Yaşlı insanlar genelde gençlere göre daha az sayıda randevuyu unuturlar, çünkü hafızalarının zayıf olduğunu bilirler ve onu desteklemek için not almak, hatırlamak için ihtiyaçlarına konsantre olmak veya içsel hatırlatmalar oluşturmak gibi yöntemler bulurlar. Bu yüzden laboratuar koşullarında genç insanlara göre daha çok olası bellek hatası yapmalarına rağmen gerçek hayatta genelde daha az hata yaparlar. Çok uzun zamandır yok sayılmış olası bellek şu an çok aktiftir, gözleme dayalı ve günlük yapılan ölçüm çalışmalarıyla laboratuara dayalı metotların 255
Güncel Psikoloji
birçoğunu tamamlamaktadır. Kuşkulu bir nokta var, o da laboratuar dışındaki geçerliliklerini kontrol etmek için devamlı bir çalışmaya ihtiyaç olduğu öne sürülerek, daha kolay yönetilen laboratuar işlemlerinin bu alana baskın gelme tehlikesidir. Şu anki şüphe, olası belleğin, tek bir bellek sistemi veya işlemi değil, bellek sistemimizin gerçekleştirmesi gereken bir işlem türünü yansıtmasıdır. Bu şüphe tabii ki, onu daha az önemli veya ilgi çekici hale getirmiyor, fakat ortaya çıkan problemler için tek ve basit çözümlere ulaşamadığımızı öne sürüyor. Bellekle ilgili laboratuara dayalı veya günlük yaklaşımların bir arada etkin bir şekilde çalışabileceği bir alan bellek eksikliklerinin değerlendirilmesinde kullanılacaktır. Belleğin geleneksel ölçümleri, ikili ilişkilendirilmiş öğrenmeye ve hastalarda kullanmak için uygun olan, daha sonra normal kontrol gruplarına göre standartlaştırılmış ölçümlerle karmaşık şekillerin hatırlanması gibi klasik laboratuar tekniklerine dayanmaktadır. Fakat bazen hastalar ikili ilişkilendirilmiş sözcükleri öğrenme veya karmaşık şekilleri hatırlama konusunda değil randevularını, insanların isimlerini veya hastanenin çevresindeki yolu unutmak gibi konularda problemleri olduğundan şikayet ederler. Sunderland (1983), hastaları ve bakıcıları üzerinde saptanmış bellek hatalarının oluş derecesine karşılık, bu tip standart laboratuara dayalı bellek testlerinin geçerliliğini 256
Güncel Psikoloji
kontrol etmeye karar vermiştir. Kafasından darbe almış bir grup hastayı ve ardından bir grup normal yaşlı insanı test etmiştir (Sunderland, 1983, 1986). Kafadan alınan darbenin ve yaşın, artan bellek şikayetiyle birlikte standartlaştırılmış testlerde performans düşüklüğüne sebep olduğunu bulmuştur. Fakat, hastaların ve bakıcılarının kaydettiği bellek şikayetleriyle objektif testlerin birçoğundaki performans arasında, kitabın bir bölümü hatırlanarak, önemli bir ilişki gösterme işlevi dışında hiçbir güvenilir ilişki yoktur. Bu problemin üzerinde duran Barbara Wilson, bellek eksikliklerinin genelde kafadan alınan darbeler ve kardiyovasküler kazalardan kaynaklanan beyin darbeleri sonucu ortaya çıkmış olan hastalarında, çok sık olarak kaydettiği problemleri teşhis etmeye çalışan bir bellek testi tasarlamıştır. Ezberleme ve yeni bir ismi hatırlama kapasitesi, daha önceden görülen insanların, resim ve nesnelerin tanınması, okunmuş kısa bir parçanın o anda hatırlanması ve basit bir yolun daha sonra hatırlanması şeklinde 12 alt bileşenden oluşan Rivermead Davranışsal Bellek Testini (RMBT) geliştirmiştir. Testte aynı zamanda yer ve zamana göre yönlendirme ölçümleri ve bazı olası bellek testleri de yer almaktadır. RMBT bellek bozukluklarına karşı duyarlıdır ve daha ilkel metotların aksine terapistlerin hastalarıyla saatlerce çalışarak yaptıkları gözlemlerde görüldüğü gibi bellek hatalarının sıklığıyla da 257
Güncel Psikoloji
ilişkilendirilebilir (Wilson, 1989). Birkaç yıl sonra amnezik hastalar üzerine yapılan bir çalışmada Wilson (1991), Wecshler Bellek-ÖlçümüMuayeneleri gibi daha geleneksel metotların aksine, testteki performans düzeyinin, bağımsız olarak çalışma kapasitesini doğru olarak tahmin ettiğini bulmuştur. RBMT ve Yürütücü Bozukluğu Sendromu Testinin Davranışsal Değerlendirmesi gibi benzer bir felsefeyi kullanan diğer testlerin gücü, bir hastanın günlük hayatta genel olarak karşılaşabileceği problemleri kamçılayan duyarlı ve nesnel ölçümler sağlamak için gösterdiği çabadan ileri gelmektedir. Bu testler bir hastanın ne kadar çaba gösterebileceğini tahmin etme konusunda mükemmeldir, fakat bellek işlevinin farklı türlerinin kesin bir değerlendirmesini yapmaya çalışan testlerin yerine geçecekleri düşünülmemelidir. Bu tip teorik olarak çalışan testler hastanın problemlerinin kökenini anlamak için çok önemlidir ve bu yüzden tavsiye ve yardım sağlarlar. *** Bellekte uzun süre depolama işlemi, aslında belleğin geliştirilmesine bağlı olarak doğru orantısal bir ilerleme göstermektedir. Unutkanlık, günlük hayatta, bizi mahcup edecek sonuçlara da dayanan, kötü bir davranıştır. Bazen, hele de yaşlandıktan sonra insanlar, belleklerinin eskisi kadar olmadığını ifade ederler. Fakat yapılan çalışmalar, yaşlıların bile belleklerinin, 258
Güncel Psikoloji
düşündüklerinden çok daha iyi olduğunu göstermektedir. Bu konuda, etki eden bazı faktörler: Güdülmeme (Bir olguyu öğrenmek ya da hatırlamak için isteği olmayan kişiler, bunu gerçekleştiremezler. Kendinizi tetikte ve uyarılmış olarak hissediyorsanız, bunu daha kolay başaracaksınız demektir.), Uygulama, Yetenek, Odaklanma. Okulöncesi Çocukları ve Unutkanlık Özellikle son zamanlarda tartışılan konulardan birisi de, cinsel istismara maruz kaldığını ifade eden küçük çocuklara ne kadar güveneceğiz ve mahkemelerde vermiş oldukları ifadeler ne kadar gerçeği yansıtıyor konularıdır. Yapılan araştırmalar, çocukların gerçek yerine fantezilerini (confabulation) anlattıklarını, yönlendirici sorularla çocuklara istediğimiz şeyi söyletebileceğimizi göstermiştir. Schacter, bunun nedenini şu şekilde açıklamıştır: Bulgular, okulöncesi çocukların, kaynak belleği (source memory) konusunda problemlerinin olduğunu göstermiştir. Bu problemler de bellek çarpıtmaları ile yakından ilgilidir. Beyin gelişimi ile ilgili çalışmalar özellikle ön-beyin (frontal lobe) bölgesinin yavaş geliştiğini göstermiştir. Ergenliğe kadar tam gelişmemektedir ve okul öncesi çocuğunda bu bölge kesinlikle tam olgunlaşmamıştır (Schacter, 1996, s. 124-129). 259
Güncel Psikoloji
ÜSTBİLİŞ (Metacognition) “Yapılan bir deneyde; okul öncesi ve ilkokul çocuklarından oluşan bir grup çocuğa, bir dizi madde verildi. Ezberlediklerine emin olana kadar üzerinde çalışmaları istendi. Yaşça büyük olan çocuklar, bir müddet çalıştıktan sonra hazır olduklarını söylediler. Gerçekten de test edildiklerinde sorulan bütün maddeleri doğru bir şekilde hatırladılar. Buna karşın yaşça daha küçük olan çocuklar, hazır olduklarını söylemelerine karşın sorulan bazı maddeleri hatırlayamadılar. Yukarıdaki deneyden hareketle, okul öncesi çocukların şu anki bellek kapasitelerini tutarlı ve doğru olarak değerlendiremedikleri çıkarımında bulunabiliriz. Kişinin şu anki bellek kapasitesini değerlendirmesi ve izleyebilmesi üstbiliş konusuna 260
Güncel Psikoloji
güzel bir örnektir. Üstbilişin doğası ve gelişimi konusu son yıllarda oldukça popüler bir konu haline gelmiştir.” (Flavell, 1985, s. 103-104) Üstbiliş kavramı ilk olarak Flavell tarafından kullanılmıştır. Flavell, üstbilişi “bilişsel fenomen hakkındaki bilgi ve biliş”, “kişinin kendi bilişsel süreçleri hakkındaki bilgisi ve bu bilginin bilişsel süreçleri kontrol etmek için kullanılması” olarak tanımlamıştır (Flavell, 1985, s. 104). Daha sonraki tanımlamalara, bilişsel süreçler üzerine aktif kontrol dahil edilmiştir. Üstbilişin değişik tanımlarından bazıları şunlardır; “Çok temel düzeyde bilişsel farkındalık, çok basit olarak birinin kendi düşünmesinin farkında olması demektir.” (Doğanay ve Kara, 1995, s. 27) “İnsanların öğrenme ve bellek kapasitelerini artırmak için kendi öğrenme ve bilişsel süreçlerinin farkında olmalarına denir.” (Drmrod, 1990, s. 292) “Üstbiliş kavramı, düşünme hakkında düşünmeyi tasvir etmek için kullanılır ve insanın geriye çekilip kendi öğrenme stratejileri ve zihin operasyonlarını gözden geçirmesi anlamına gelir.” (Healy, 1997, s. 247) Yukarıdaki tanımların ortak yönlerine bakacak olursak, üstbiliş’in; - Düşünme hakkında düşünme’yi, - Neyi bilip neyi bilmediğimizi bilme’yi ve - Düşüncenin değişik yönlerinin farkındalığı’nı ifade ettiği görülmektedir. 261
Güncel Psikoloji
Üstbilişin Özellikleri 1- Kişinin kendi öğrenmesinin, belleğinin ve hangi öğrenme görevlerinin gerçekçi bir şekilde tamamlanacağının farkında olmasıdır. 2Hangi öğrenme yönteminin etkili, hangilerinin etkisiz olduğunu bilmesidir. 3- Bir öğrenme görevine başarılı olması muhtemel olan bir yaklaşım planlamasıdır. 4- Etkili öğrenme stratejilerini kullanmasıdır. 5- Kişinin o anki öğrenme durumunu izleyebilmesi, bilgiyi başarılı bir şekilde öğrendiğini ya da öğrenmediğini bilmesidir. 6- Daha önce depolanmış bilginin geri çağırımı için etkili yöntemler bilmesidir. (Drmrod, 1990, s. 292) Üstbiliş kavramı ile ilişkili diğer kavramlar da şunlardır: Üstbellek (Metamemory): “bellek ve süreçleri hakkındaki bilgi”, “kişinin değişik bellek sistemleri hakkındaki bilgisini de kapsayan (fakat bununla sınırlı olmayan) bellek ve süreçleri hakkındaki bilgi ve farkındalık”. İzleme (Monitoring): “kişinin şu anki bilgi ve bilgi süreçlerinin durumunu izleyebilmesi”, “kişinin şu anki bilgi ve bilgi süreçleri hakkındaki yargıları”. Düzenleme (Regulation): “kişinin sahip olduğu düşünce süreçlerini, değişen çevresel şartlarla başa çıkabilmek için yeniden 262
Güncel Psikoloji
düzenlemesi”. Üstbiliş kavramının kullanılmasının nedeni özündeki anlamın “biliş hakkındaki biliş” olmasındandır. Üstbilişsel beceriler, bilişsel faaliyetlerin birçoğunda önemli rol oynamaktadır. Sözü edilen bilişsel faaliyetlerin bazıları şunlardır; - Bilginin sözel iletişimi - Sözel ikna - Sözel anlama - Okuduğunu anlama - Yazma - Dil kazanımı - Algı - Dikkat - Bellek - Problem çözme - Sosyal biliş Üstbiliş kavramı aşağıdaki alanlara girmiştir; - Bilişsel Psikoloji - Yapay Zeka - İnsan Becerileri - Sosyal Öğrenme Kuramı - Bilişsel - Davranış Modifikasyonu - Kişilik Gelişimi - Yaşlılık Bilimi (Gerentology) - Eğitim - Bilişsel Gelişim (Flavell, 1985, s. 104) Piaget ve Üstbiliş 263
Güncel Psikoloji
Piaget üstbiliş kavramını kullanmadı ise de, onun bilişsel gelişim evrelerinde en son gelişim evresi olan “soyut işlemler dönemi” üstbiliş kavramının özelliklerini taşımaktadır. Soyut işlemler dönemi özellikleri: Kurdukları varsayımları sınamadan geçirir, soyut düşünür, genellemeler yapar ve soyut kavramları kullanarak bir durumdan ötekine geçebilirler. Çocuklar giderek birbirlerini daha iyi anlayabilirler. Başkalarının görüş açılarına göre düşünebilirler. Birçok açıdan düşünebilme ergene yeni bir düşünce esnekliği sağlar. Çok sayıda probleme çözüm getirebilir (Yavuzer, 1999, s. 282-283). Üstbilişe ilişkin göz önüne alınması gereken diğer bir yön de Piaget kuramıyla yakından ilişkili olmasıdır. Düşünmenin bu yönü işlemler üzerinde işlemler gerçekleştirmeyi içerir. İlk bilişsel başarılar kuralların ve gerçek dünya hakkında bilginin kazanılmasını içerir. Elbette bu tür kazanımlar tüm yaşam boyu sürer. Zihinsel gelişimin bir noktasında ise (Piaget’e göre bu ergenlik olmaktadır) kuralları içeren kuralları geliştirme olanaklı hale gelir. Diğer bir anlatımla, ergenler elemanlar üzerinde işlemler gerçekleştirmenin yanısıra işlemler üzerinde zihinsel işlemler gerçekleştirirler. Elkind (1974), üstbiliş kavramının gelişmesinin ergenlerin içe bakışlarında önemli oranda artışa neden olduğunu ileri sürer. Ergenlerde, bilişsel 264
Güncel Psikoloji
veya duygusal olsun, kendi içsel durumlarını derinliğine araştırmaya ilişkin güçlü bir eğilim görülür (Öngen, 1993, s. 294). Değişik kuramcılar üstbiliş konusunu değişik şekillerde sınıflandırmaktadır. Flavell’e göre üstbiliş konusundaki anahtar kavramlar bilgi ve yaşantıdır: 1. üstbilişsel bilgi (metacognitive knowledge) 2. üstbilişsel yaşantı = deneyim (metacognitive experiences) 1. Üstbilişsel Bilgi (Metacognitive Knowledge): Üstbilişsel bilgi, bilişsel konularla ilgili kazanılmış bilgilerimizi ifade eder. Üstbilişsel bilgi ve düşünceleri yaşantılar yoluyla elde eder ve uzun süreli bellekte depolarız. Bu bilgiler, zihin ve işlevleri hakkındaki bilgilerden oluşur. Bu bilgilerden (uzun süreli bellekte saklanan) bazıları, işlemsel = nasılını bilme (procedural = knowing how) olmaktan çok, ifadesel = onu bilme (declarative = knowing that)’dir. Örneğin; “oldukça zayıf bir belleğim var” bilgisi ifadesel bir bilgidir. Diğer üstbilişsel bilgiler, ifadesel olmaktan çok, işlemseldir. Örneğin “alışveriş listesi veya hatırlamamıza yardımcı olacak şeyleri kullanarak, zayıf belleğimize ne zaman ve nasıl yardımcı olabileceğimizi bilme” bir işlevsel bilgidir. Üstbilişsel bilgiyi kabaca üçe ayırabiliriz: 1. Kişiler hakkında bilgi, 265
Güncel Psikoloji
2. Görevler (işler) hakkındaki bilgi, 3. Stratejiler hakkındaki bilgi. 1. Kişiler hakkında bilgi: kişiler hakkındaki üstbilişsel bilgilerimiz, insanoğlunun bilişsel işlemciler (processors) olarak neye benzedikleriyle ilgili edindiğimiz bilgi ve düşünceleri (beliefs) içerir. Kişiler hakkındaki üstbilişsel bilgilerimizi de üç alt gruba ayırabiliriz. a) Kişinin kendi içindeki bilişsel farkındalığı (within-people): Örneğin, psikoloji dersinde fizik dersinden iyi olabilirsiniz ya da arkadaşınızın dinleme yerine, okuyarak daha iyi öğrendiğini düşünebilirsiniz. b) Kişiler arasındaki bilişsel farkındalık (between-people): Örneğin ebeveyninizin, çevresindeki kişilerin duygu ve ihtiyaçlarına komşularınızdan daha duyarlı olduğunu düşünebilirsiniz. c) İnsanların bilişsel benzerliklerinin farkındalığı (all-people): İnsan zihninin evrensel özelliklerini ifade eder ki üç grubun en ilginç olanıdır. 2. Görevler (işler) hakkındaki bilgi: görevler hakkındaki bilgilerimizi de iki alt gruba ayırabiliriz: a) Herhangi bir görevle uğraşırken karşılaştığımız bilginin doğası: Örneğin, deneyimlerimizden biliyoruz ki, bize yabancı olan bilgileri anlamak ve hatırlamak hem güçtür, hem de çok zaman alır. 266
Güncel Psikoloji
b) Görevin gerekleri: Üzerinde çalışmamız için aynı bilgiler verilse bile, bazı görevlerin daha zor ve çaba gerektirdiğini biliriz. Örneğin, bir hikayenin ana hatlarını hatırlamanın, hikayeyi kelime kelime hatırlamaktan daha kolay olduğunu bilmemiz. Yine bir şeyi tanımanın (recognition), onu hatırlamaktan (recall) daha kolay olduğunu biliriz. Bundan dolayı çoktan seçmeli sınavlar, genellikle yazılı sınavlardan daha kolaydır. 3. Stratejiler hakkındaki bilgi: Örneğin bize birisi, bir telefon numarasını ezberlemek için ne yapabileceğimizi sorarsa, hiç tereddüt etmeden “numarayı tekrarlayacağımızı” (rehearsal) söyleriz. İşte bu üstbilişsel bilgimiz, bellek stratejisi hakkındaki bilgimizdir. Acaba bilişsel strateji ile üstbilişsel strateji arasında ne gibi bir farklılık vardır? Bilişsel stratejinin ana fonksiyonu, herhangi bir bilişsel teşebbüsü başarıyla sonuçlandırmaya yardımcı olmaktır. Buna karşılık, üstbilişsel stratejilerin ana fonksiyonu ise bilişsel teşebbüslerimiz ve işleyişi hakkında bilgi sağlamaktır. 2. Üstbilişsel Yaşantı = Deneyim (Metacognitive Experiences): Üstbilişsel yaşantı, bir bilişsel işle ilişkili bilişsel ya da duygusal yaşantılardır. Üstbilişsel deneyimler, basit ya da karmaşık, kısa ya da uzun olabilir. Üstbilişsel yaşantılarımızın bilişsel faaliyetleri 267
Güncel Psikoloji
yürütürken oldukça kullanışlı fonksiyonları vardır. Örneğin, okumakta olduğunuz bir parçayı anlamadığınızda, hemen geri dönüp parçayı tekrar okuyabilir ya da şimdiye kadar anladıklarınızı tekrar düşünebilirsiniz. Üstbilişsel yaşantılar, daha önce kazandığımız üstbilişsel bilgiler tarafından şekillendirilebilir. Bunun tersi olarak, üstbilişsel yaşantılar, üstbilişsel bilgimize (kişiler, görevler ve stratejiler hakkında) katkıda bulunabilir (Flavell, 1985, s. 104-107). Paris ve Winograd, üstbilişin iki ana yönü olduğunu belirtmişlerdir: 1. Bilgi ve benlik denetimi (knowledge and control of self), 2. Bilgi ve sürecin denetimi (knowledge and control of process). 1. Bilgi ve benlik denetimi (knowledge and control of self): Bilgi ve benlik denetimi, dikkat, tutum ve kendini vermeyi (commitment) içerir. a- Kendini Verme (commitment): Sezgiyle öğretmenlerin çoğu, öğrencilerin akademik bir konuya karşı kendilerini vermelerini onların başarılarının temel bir belirleyicisi olarak görür. Bununla birlikte, kavranamayan şey kendini vermenin olaylar sonucu ortaya çıkan bir şey olmayıp irade ile ilgili bir davranış olduğudur. İnsanların kendilerini bir şeye verebilmesi kendi tercihleri ile olasıdır. b- Tutumlar (attitudes): Birinin bir konuya karşı geliştirdiği tutumları, kendini verme ile yakından ilgilidir. Öğrenen, belli bir konuya, 268
Güncel Psikoloji
konunun değeri, kendisinin konuyu başarma yeteneği ve verilen çabanın değeri ölçüsünde bir tutum ile yaklaşır. Eğer öğrenen etkili tutumlar geliştiremezse öğrenme ortamı olumsuz yönde etkilenecektir. Sonuç olarak, bilgi ve benlik denetiminin önemli bir yönü belli bir konuya karşı oluşturulan tutumun farkında olmak ve öğrenmeye yardımcı olan bu tutumların geliştirilmesini sağlamaktır (başarılı öğrenciler, başarılarını kendi çabalarına atfederler). c- Dikkat (attention): Kendini vermede olduğu gibi, dikkat genellikle bir uyarıcıya karşı gösterilen tepki olarak düşünülmektedir. Eğer bazı şeyler ilginçse okul öncesi eğitim zamanı onunla ilgilenilir, ilginç değilse daha az ilgi gösterilir. Bununla birlikte, dikkat öğrencinin kendisi tarafından da denetlenebilir. Yani öğrenen, ilginç olmayan durumlara bile ilgi gösterebilir. Kendini ve bilgiyi denetimin üçüncü boyutu, dikkat düzeyini ve gerekli olduğunda dikkati oluşturmayı ayarlamaktır. 2. Bilgi ve sürecin denetimi (knowledge and control of process): Bilgi ve sürecin denetimi iki bölümden oluşmaktadır: a- Bilginin çeşidi: Bilgi ifadesel (declarative), işlemsel (procedural) ve şarta bağlı (conditional) olabilir. İfadesel bilgi, olaylara dayanır ve verilen bir görevin kavramlarını bilmeyi içerir. İşlemsel bilgi, üstbilişsel stratejileri nasıl uygulayacağımız hakkındaki bilgileri ifade eder. Şarta bağlı bilgi ise, 269
Güncel Psikoloji
bir stratejinin diğer bir stratejiye olan üstünlüğü ve kullanmak için daha uygun olduğunun farkında olmak demektir. Bunları belirleyen ve öğreten bir öğretmen, öğrencilerin bir süreç üzerinde üstbilişsel kontrol sağlamalarına yardımcı oluyor demektir. b- Davranış kontrolü: Davranış kontrolü, değerlendirme, planlama ve düzenlemeden oluşur. Değerlendirme: bilişsel bir süreç içindeki gelişmenin mevcut durumu hakkında karar vermeyi, zihinsel algılamayı içerir. Okuduğumu tam olarak anlıyor muyum? Bu harita üzerindeki yazıları anlıyor muyum? vb. Değerlendirme bir süreç boyunca oluşur ve bir konu için hem başlangıç hem de bitiş noktasıdır. Değerlendirme aynı şekilde, genel amaç ve ayrıntılı amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığının ve uygun kaynakların hazır olup olmadığının da değerlendirilmesini içerir. Planlama: özel amaçların gerçekleştirilmesi için stratejilerin özenle seçilmesini içerir. Genel olarak öğrenci, konuyla ilgili belirli işlemlerin bir düzene konulmasını bilmeli ve verilen herhangi bir noktada en uygun işlemi seçebilmelidir. Düzenleme: genel ve alt amaçlara yönelik gelişimin kontrol edilmesini ve gerekliyse okul öncesi eğitim davranışının değiştirilmesini içerir. Sınıf içinde düşüncenin kontrolüne önem vermek, öğrencilerin sınıftaki konuları kontrol etmeleri ve okul öncesi eğitim konusundaki başarıları için sorumluluk almaları anlamına gelir. 270
Güncel Psikoloji
Böylece disiplin edici öğretmen kavramı büyük ölçüde ortadan kalkmaktadır. Öğrencilerin daha iyi akademik gelişme sağlamaları için, kendi kontrollerini geliştirme ve canlı tutmayı öğrenme gereksinmeleri vardır (Doğanay ve Kara, 1995, s. 27-29). Üstbiliş Konusunda Yapılan Araştırmalar Üstbiliş konusunda yapılan ilk çalışmalar daha çok tanımlayıcı (descriptive) çalışmalardı. Bu çalışmalarda çocukların bellek süreçleri hakkındaki bilgileri ve belleğin gelişimsel özellikleri üzerinde duruluyordu. Tanımlayıcı araştırmalardan deneysel (emprical) araştırmalara kayma olunca, metodoloji çeşitleri arttı ve çalışma sayısı da buna paralel olarak oldukça çoğaldı. Üstbiliş konusuna olan bu ilginin kaba bir göstergesi olarak 1979’dan 1995 yılına kadar 503 dergi makalesi yazılması ve 169 kitap bölümünün üstbiliş konusuna ilişkin konulara ayrılması gösterilebilir (Hacker, Dunlosky ve Graesser, 1998, s. XIII). Giderek kabarıklaşan üstbiliş literatürünü sınıflandırabilmek için bir şemaya gereksinim duyulmuştur. Yapılan çalışmaları değerlendirmek, analiz etmek ve gruplandırmak için birkaç sınıflandırma şeması kullanılmıştır. Bu sınıflandırmalar arasında bazı farklılıklar olmasına rağmen, 3 genel kategori görülmektedir: 271
Güncel Psikoloji
1. Bilişsel görüntüleme (cognitive monitoring) 2. Bilişsel düzenleme (cognitive regulation) 3. Bilişsel görüntüleme ve düzenleme (cognitive monitoring and regulation) 1. Bilişsel izleme (cognitive monitoring): kişilerin kendi bilgileri ve düşünce süreçleri hakkındaki bilgileri ile bunların şu anki durumlarını ne kadar tutarlılıkla izleyebildikleri konusunda yapılan çalışmalar “bilişsel görüntüleme” kategorisi altında toplanmıştır. İnsanların kendi bilgi ve bilgi süreçlerini izleyebilme becerisi oldukça önemli bir konudur. Öğrenmede “öz-denetim” (self-regulation) konusu eğitimcilerin son zamanlarda oldukça ilgi gösterdiği bir konu haline gelmiştir. Etkili bir öz-denetimin anahtarı, neyin bilinip neyin bilinmediğinin, tutarlı olarak kişinin kendisi tarafından belirlenebilmesidir. Öğrenciler kendi sahip oldukları bilginin durumunu bilirlerse, kendilerini bilinmeyen şeylere yöneltebilirler. Bilişsel izleme konusunda yapılan bir deney: Hart, “bilme hissi yargıları (feeling-of-knowing judgments)” konusunda bir deney yapmıştır. İlk önce üniversite öğrencilerine genel kültür sorularından oluşan bir dizi soru soruluyor. Bu şekilde öğrenciler bazı sorulara yanlış yanıtlar veriyorlar. Daha sonra Hart, çoktan seçmeli sorulardan doğru yanıtı bulup bulamayacakları hakkında yargıda bulunmalarını istiyor. Böylece öğrencilerin (bellekte olanların 272
Güncel Psikoloji
farkında olmaları ile), yargıları ile tanıma performansı arasındaki tutarlılığa bakılacaktır. Araştırma sonucunda öğrencilerin bilme yargıları ile performansları arasında yüksek bir ilişki çıkmıştır. Aynı araştırma, daha genç çocuklar üzerinde de yapılmıştır. Sonuç olarak bilme hissi yargılarının daha az tutarlı olduğu görülmüştür. Bilişsel görüntüleme konusunda yapılan araştırma sonuçlarına göre; a- Anaokulu çocukları bile tutarlı olarak sahip oldukları bilgileri görüntüleyebilmektedir. bYaşla birlikte insanların bellekte tutabildikleri bilginin miktarı da artmaktadır. c- Yine yaşla birlikte bilgileri tutarlı olarak izleyebilme oranı da artmaktadır. d- Eğer bellek görüntüleme işi basit ve çalışan belleği (working memory = short-term memory) aşırı yüklemiyorsa, okul öncesi çocukları ile ilkokul çocukları arasında çok küçük farklılık bulunmuştur. 2. Bilişsel düzenleme: İkinci kategori olan bilişsel düzenleme (regulation) “değişen çevresel koşullarla başa çıkabilmek için, kişinin kendi düşünce süreçlerini yeniden düzenlemesi”ni ifade etmektedir. Bu konuda yapılan ilk çalışmalar genelde zeka geriliği ve eğitilebilir zeka geriliği olan çocuklar üzerinde yapılmıştır. Fakat son zamanlarda yapılan çalışmalar bütün çocuklar üzerinde yapılmaktadır. Bu çalışmalarda hem strateji öğretimi hem de öğretilen stratejinin değişik alanlarda kullanılması (transfer) eğitimi 273
Güncel Psikoloji
verilmektedir. 3. Bilişsel görüntüleme ve düzenleme: Bilişsel görüntüleme ve düzenleme “insanların kendi bilgi ve düşüncelerini görüntüleyebilmesi ile bu bilgileri daha sonraki bellek süreçlerini düzenlemek için kullanması”nı ifade eder. 4. Eğitimde Üstbilişi Araştıran Çalışmalar: Son zamanlarda 4. bir kategori olarak eğitim alanında üstbilişsel araştırmaların yoğunlaştığı görülmektedir. Üstbiliş kavramı eğitime biraz gecikmeli olarak girmiştir. Artık araştırmacılar, dikkatlerini kuramsal alandan uygulama alanına yani laboratuara, sınıfa çevirmektedir. Borkousk ve Muthukrishna (1992) üstbilişsel kuramın “hem esnek hem de yaratıcı stratejik öğrenme üzerine yoğunlaşan sınıf ortamları oluşturmak isteyen öğretmenlere yardımcı olabileceğini” belirtmişlerdir. Paris ve Minograd (1990) “öğrencilerin okulda okurken, yazarken ve problem çözerken kendi düşüncelerinin farkında olmayı öğrenerek başarılarını artırabileceklerini” belirtmişlerdir. Öğretmenler bu farkındalığı, doğrudan etkili problem çözme stratejileri hakkında öğrencileri bilgilendirerek artırabilir. Ayrıca düşünmenin bilişsel ve motivasyonel özellikleri tartışılarak bilişsel farkındalık arttırılabilir. Eğitim alanında yapılan çalışmalarda genel olarak şu sorudan hareket edilmektedir: “Acaba üstbilişsel süreçler öğrenmeyi 274
Güncel Psikoloji
kolaylaştırabilir mi?” Şimdiye kadar yapılan araştırmalar bu soruya “evet” yanıtı vermişlerdir. Aşağıda, eğitimde üstbilişin etkisini inceleyen araştırma alanları sunulmuştur: - Bilişsel Süreçlerin Sözel İfadesi - Genel Problem Çözümü - Bilim - Matematik - Yazma - Okuma - Çift Dil Eğitimi - Test Tahmini - Ders Çalışma - Akademik Başa Çıkma - Rehabilitasyon - Yaşlanma ve Problem Çözümü (Metcalfe, 1996, s. 11-20) Üstbilişsel Stratejiler 1. Yeni bilgileri daha öncekilerle birleştirme 2. Düşünce stratejileri seçme 3. Düşünce süreçlerini planlama, görüntüleme -izleme- ve değerlendirme. Üstbilişsel Davranışları Geliştirmek için Stratejiler a) Neyi bilip neyi bilmediğimizi belirleme b) Düşünce hakkında konuşma 275
Güncel Psikoloji
c) Bir düşünce ajandası tutmak d) Planlama ve öz-denetim e) Düşünce süreçlerini sorgulama f) Kendini değerlendirme g) Üstbilişsel çevre oluşturma (Hacker, 1998, s. 277-304).
276
Güncel Psikoloji
PSİKOLOJİ TEST SORULARI 1 1. Aşağıdakilerden hangisi arasında değildir. A. Şüpheci Yaklaşım B. Psiko-Analitik Yaklaşım C. Bilişsel Yaklaşım D. Nörobiyolojik Yaklaşım E. Fizyolojik Yaklaşım
psikoloji
akımları
2. İnsan zihnini çeşitli bilinç öğelerine ayıran ve psikolojinin amacını bilinç öğelerini birleştirmek ve çözümlemek olarak tanımlayan yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir? A. Psiko-Analitik Yaklaşım B. Hümanist (İnsancıl) Yaklaşım C. Nörobiyolojik Yaklaşım D. Yapısalcılık E. Bilişsel Yaklaşım 3. Aşağıdaki isimlerden hangisi Yapısalcılık yaklaşımının temsilcisidir? 277
psikolojide
Güncel Psikoloji
A. Sigmund Freud B. Wilhelm Wundt C. James Hebb D. Emanuel Kant E. Berrhus Frederic Skinner 4. Aşağıdakilerden hangisi yapısalcılık yaklaşımının bilinci çözmek için kullandığı yöntemdir? A. İçe bakış Yöntemi B. Tümevarım Yöntemi C. Sebep-Sonuç Yöntemi D. Karşılaştırma (Kıyas) Yöntemi E. Tümdengelim Yöntemi 5. Aşağıdakilerden hangisi Yaklaşımının temsilcilerindendir? A. Erikson B. W. Wundt C. S. Freud D. Pavlov E. Piaget
Davranışçılık
6. Davranışçılık Yaklaşımına göre aşağıdakilerden hangisi psikolojinin üzerinde çalışması gerektiği kavramlardandır ? A. Sezgiler B. Duygular C. Düşünceler D. Gözlenebilen ve Ölçülebilen Davranışlar E. İçgüdüler 7. Aşağıdakilerden hangisi Davranışçı Yaklaşım için söylenemez ? 278
Güncel Psikoloji
A. Davranışları incelerken “Neden” değil “ Nasıl” sorusunu yöneltir? B. Davranışları açıklarken uyarıcı-tepki-pekiştirme ilkelerini göz önünde bulundurur. C. Psikolojinin gözlenebilen ve ölçülebilen davranışlar üzerinde çalışması gerektiğini savunur. D. Pavlov, Skinner ve Watson bu akımın en önemli temsilcileridir. E. Sezgilerin, duyguların ve düşüncelerin gözlenebilir olduğunu savunur ve içe bakış yöntemini kullanır. 8. Davranışçı yaklaşıma göre aşağıdakilerden hangisi davranışı en iyi şekilde açıklar A. Uyarıcı-Sezgi-Pekiştirme B. Bilinç-Uyarıcı-Pekiştirme C. Uyarıcı-Tepki-Pekiştirme D. Duygu-Tepki-Uyarıcı E. Sezgi-Uyarıcı-Pekiştirme 9. Çevredeki uyarıcı koşullara önem veren ve psikolojinin gözlenebilen ve ölçülebilen davranışlar üzerinde çalışması gerektiğini savunan yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir? A. Psiko-Analitik Yaklaşım B. Hümanist (İnsancıl) Yaklaşım C. Davranışçı Yaklaşım D. Bilişsel Yaklaşım E. Yapısalcı Yaklaşım
10. Freud ve Erikson’un en önemli temsilcileri 279
Güncel Psikoloji
arasında olduğu yaklaşım hangisidir? A. Nörobiyolojik Yaklaşım B. Bilişsel Yaklaşım C. Psiko-analitik Yaklaşım D. Davranışçı Yaklaşım E. Hümanist (İnsancıl) Yaklaşım
aşağıdakilerden
11. Psiko-Analitik yaklaşım kişiliğin oluşumunda ve olayların analizinde çocukluk yaşantıları üzerinden durmaktadır. Çocukluk yaşantıları hangi yaş dönemini kapsamaktadır ? A. 0-3 B. 0-6 C. 6-12 D. 2-6 E. 0-12 12. Aşağıdakilerden hangisi Psiko-Analitik Yaklaşım için söylenemez? A. Davranışın sebeplerini biyolojik etkenler açısından ele alır. B. Kişiliğin oluşumunda anne-baba tutumunun önemi üzerinde durur. C. Bireyin gelişiminin yaşam boyunca sürdüğünü savunur. D. Benlik gelişiminin dönemler halinde olduğunu savunur. E. Bu yaklaşımın kurucuları Skinner ve Ausebel’dir. 13. Bireye ve davranışlara bütünsel bakan ve davranışları zihinsel bir süreç içinde ele alan yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir? 280
Güncel Psikoloji
A. Bilişsel Yaklaşım B. Hümanist (İnsancıl) Yaklaşım C. Davranışçı Yaklaşım D. Psiko-Analitik Yaklaşım E. Nörobiyolojik Yaklaşım 14. Aşağıdakilerden hangisi Hümanist (İnsancıl) Yaklaşım için söylenemez? A. İnsanın değerli olduğu ve doğasının iyilik temelleri üzerine kurulu olduğu görüşünü savunur. B. Hümanist (İnsancıl) yaklaşıma göre davranışların temelinde güdüler bulunur. C. Temsilcileri Maslow, Rogers ve Kholberg’dir D. Eğitimin öğreten merkezli olduğu görüşünü savunur. E. Bireylerde algılama ve benlik kavramı üzerinde durur.
15. Hümanist (İnsancıl) Yaklaşıma göre eğitimin merkezinde aşağıdakilerden hangisi bulunmalıdır? A. Aile B. Öğretmen C. Öğrenci D. Okul E. Sosyal Çevre 16. İnsanın değerli ve benzersiz olduğunu savunan Hümanist (İnsancıl) Yaklaşım bu bağlamda aşağıdaki yaklaşımların hangisinin görüşlerine karşı 281
Güncel Psikoloji
çıkmaktadır. A. Davranışçı Yaklaşım B. Psiko-Analitik Yaklaşım C. Yapısalcı Yaklaşım D. Bilişsel Yaklaşım E. Nörobiyolojik Yaklaşım 17. Aşağıdakilerden hangisi Nörobiyolojik Yaklaşım için söylenebilir? A. En önemli temsilcisi Erikson’dur. B. Davranışların temelinde içgüdülerin olduğunu savunur. C. İnsanın tehlikeli bir varlık olduğu fikrini savunur. D. Davranışları incelerken beyin, sinir sistemi ve beyin hücreleri arasındaki bağları göz önünde bulundurur. E. Davranışları uyarıcı-tepki-pekiştirme ilkesine göre açıklar. 18. Aşağıdaki eşleştirmelerden hangisi yanlıştır ? A. Psiko-Analitik Yaklaşım - Erikson B. Davranışçı Yaklaşım - Pavlov C. Nörobiyolojik Yaklaşım - Hebb D. Bilişsel Yaklaşım - Freud E. Hümanist (İnsancıl) Yaklaşım - Maslow 19. Bireyin döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönlerden geçirdiği sürekli ve düzenli değişime ne ad verilir? A. Gelişme B. Büyüme C. Öğrenme D. Gelişim 282
Güncel Psikoloji
E. Olgunlaşma
20. Gelişmenin bir ürün olarak ortaya çıkmasında aşağıdakilerden hangisinin bir etkisi yoktur? A. Büyüme B. Hazır Bulunuşluk C. Öğrenme D. Olgunlaşma E. Düşünme 21. Vücudun sadece boy, kilo ve hacim olarak artmasına ne ad verilir? A. Olgunlaşma B. Büyüme C. Hazır Bulunma D. Gelişme E. Değişme 22. Bir yaşındaki 12 kg ağırlığında olan bir bebeğin 3 yaşına geldiğinde 23 kg ağırlığına ulaşması aşağıdaki hangi kavram ile açıklanabilir A. Olgunlaşma B. Değişme C. Büyüme D. Öğrenme E. Hazır Bulunuşluk 23.
Aşağıdakilerden
hangisi 283
büyüme
ile
ilgili
Güncel Psikoloji
değişikliklerden değildir A. Boyun uzaması B. Ağırlığın Artması C. İç organların değişmesi D. Ses tellerinin kalınlaşması E. Soyut düşünebilme 24. Okula giden bir çocuğun parmaklarıyla kalem tutabilecek seviyeye gelmesi aşağıdaki kavramların hangisi ile açıklanabilir. A. Gelişim B. Hazır Bulunuşluk C. Öğrenme D. Olgunlaşma E. Büyüme 25. Aşağıdakilerden hangisi olgunlaşmanın boyutlarındandır? A. Ruhsal Gelişim B. Çevre ile Etkileşim C. Duygusal Gelişim D. Fiziksel Gelişim E. Öğrenme 26. Hazır bulunuşluk aşağıdaki kavramların hangisini kapsamaz ? A. Olgunlaşma B. Ön Öğrenme C. Duyuşsal Özellikler D. Sağlık E. Duygusal Özellikler 27. Bireyin zihinsel, sosyal ve bedenen öğrenmeye hazır dönemde bulunmasına ne ad verilir. 284
Güncel Psikoloji
A. Olgunlaşma B. Hazır Bulunuşluk C. Öğrenme D. Büyüme E. Gelişme 28. Aşağıdakilerden hangisi gelişimin ilkelerinden değildir ? A. Gelişim, kalıtım ve çevre etkileşiminin bir ürünüdür. B. Gelişim nöbetleşe devam eder. C. Gelişim ayaktan başa, dıştan içe doğrudur. D. Gelişim genelden özele doğrudur. E. Gelişimde bir takım kritik dönemler vardır. 29. Aşağıdakilerden hangisi bireylerin yoluyla getirdiği özelliklerden değildir? A. Saç rengi B. Cinsiyet C. Zekâ kapasitesi D. Vücut Şekli E. Utangaçlık
kalıtım
30. Somut işlemler dönemini yaşayan bir çocuğun bir sonraki aşama olan soyut işlemler döneminin alt yapısını da hazırlıyor olması gelişimin hangi ilkesi ile açıklanabilir? A. Gelişim nöbetleşe devam eder. B. Gelişim süreklidir ve belli aşamalarda gerçekleşir. C. Gelişim genelden özele doğrudur. D. Gelişimde kritik dönemler vardır. E. Gelişim bir bütündür. 285
Güncel Psikoloji
31. “Yürümenin ön plana çıktığı dönemde, konuşma duraklama eğilimi gösterebilir” diyen birisi gelişimin hangi ilkesine vurgu yapmaktadır? A. Gelişim genelden özele doğrudur. B. Gelişimde bireysel farklılıklar vardır. C. Gelişimin hızı dönemlere göre değişiklik gösterir. D. Gelişim nöbetleşe devam eder. E. Gelişimde kritik dönemler vardır. 32. Vücudun aşağıdaki bölümlerinden hangisinin kontrolü diğerlerine göre daha erken dönemde sağlanır ? A. Göğüs B. Karın C. Bacaklar D. Baş E. Ayaklar 33. Çocukların küçük kaslarını büyük kaslarına kıyasla daha geç kullanabilmeleri aşağıdaki gelişim ilkelerinden hangisiyle daha iyi açıklanabilir ? A. Gelişimde kritik dönemler vardır. B. Gelişim baştan ayağa, içten dışa doğrudur. C. Gelişim genelden özele doğrudur. D. Gelişim nöbetleşe devam eder. E. Gelişimin hızı dönemlere göre değişir. 286
Güncel Psikoloji
34. Bireyler bazı dönemlerde çevre etkilerine daha duyarlıdır ve öğrenme hızı bu duruma bağlı olarak farklılık teşkil eder. Bu durum gelişime dair hangi kavramla açıklanabilir ? A. Gelişimin Bütünlüğü B. Bireysel Farklılıklar C. Gelişimin Hızı D. Kritik Dönem E. Gelişimin Sürekliliği 35. Ailesi tarafından yeterli ilgi gösterilmeyen Hakan kimse tarafından sevilmediğini hissetmektedir. Bu durum duygusal gelişimini olumsuz etkilemekte ve kendine olan güvenini yitirmesine yol açmaktadır. Böylece hem okul hayatında hem de sosyal hayatta bir takım başarısızlıklar yaşamaktadır. Hakan’ın bu durumu aşağıdaki gelişim ilkelerinden hangisi ile doğrudan bağlantılıdır? A. Gelişimde kritik dönemler vardır. B. Gelişim bir bütündür. C. Gelişim nöbetleşe devam eder. D. Gelişim süreklidir ve belli aşamalarda gerçekleşir E. Gelişim, kalıtım ve çevre etkileşiminin bir ürünüdür. 36. Aşağıdakilerden hangisi gelişimde görülen bireysel farklılıkların nedenlerinden değildir? A. Kalıtım B. Aile C. Okul D. Arkadaş Çevresi 287
Güncel Psikoloji
E. Yaş 37. Ergenlik çağında görülen gelişimin çocukluk döneminde görülen gelişime nazaran daha uzun bir süreci kapsamasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A. Gelişim yukarıdan aşağıya, içten dışa doğrudur. B. Gelişimin hızı dönemlere göre değişir. C. Gelişim bir bütündür. D. Gelişimde kritik dönemler vardır. E. Gelişim genelden özele doğrudur. 38. Aşağıdakilerden hangisi gelişimi etkileyen faktörlerden değildir ? A. Çevre B. Kalıtım C. Zaman D. Çocuk Yetiştirme Tarzları E. Yaş
doğrudan
39. Bazı bireylerde görülen öz güven eksikliği, içe kapanıklık, aşırı kuralcılık gibi özellikler gelişimi etkileyen faktörlerin hangisi ile doğrudan ilişkilidir? A. Kalıtım B. Zaman C. Ailenin Çocuk Yetiştirme Tarzı D. Çocukların Doğuş Sırası E. Çevre 40. Salgıladığı troksinin eksikliği cüceliğe ve zeka geriliğine, fazlalığı ise uyuşukluk ve üşümeye yol açan iç salgı bezi aşağıdakilerden hangisidir? A. Paratroid 288
Güncel Psikoloji
B. Pankreas C. Troid D. Hipofiz E. Böbrek üstü bezleri
41. Duygusal gelişimle yakından ilgili olan ve vücudun duyguların yoğunluğundan korunmasını sağlayan salgı bezi aşağıdakilerden hangisidir ? A. Pankreas B. Paratroid C. Troid D. Böbrek Üstü Bezleri E. Hipofiz 42. Gelişim dönemleri kaça ayrılır? A. 2 B. 3 C. 4 D. 5 E. 6 43. Aşağıdakilerden hangisi bebeklik döneminde görülen gelişmelerden değildir? A. Nefes almayı öğrenme B. Tuvaletini söyleme, tutma becerisini kazanma C. Düzenli uyku uyuma D. Katı yiyecek yemeyi öğrenme E. Konuşmayı ve yürümeyi öğrenme 289
Güncel Psikoloji
44. Aşağıdakilerden hangisi İlk Çocukluk Döneminde görülen gelişmelerdendir? A. Doğumu takiben fiziksel çevredeki değişikliklere uyum sağlama. B. Gündelik yaşama uyum sağlama C. Okuma yazma ve hesaplaşma ile ilgili becerilerin gelişmesi D. El göz uyumunu sağlamaya başlama E. Kendine karşı olumlu tutumlar oluşturma 45. Yaşıtlarıyla arkadaşlık ilişkileri kurmaya çalışan ve onlarla iyi geçinmek için bir takım stratejiler kullanan bir bireyin gelişimin hangi döneminde olduğunu gösterir? A. Son (İkinci) Çocukluk Dönemi B. İlk Çocukluk Dönemi C. Ergenlik Dönemi D. Bebeklik Dönemi E. Genç yetişkinlik dönemi 46. Aşağıdakilerden hangisi Ergenlik Döneminin özelliklerinden değildir? A. Bir yetişkin kadın veya erkek sosyal rolüne erişme B. Bedenini kabul etme ve etkili bir şekilde kullanma C. Bir mesleğe doğru yönelme ve hazırlanma D. Evliliğe ve aile kurmaya hazırlanma E. Eş seçme, aile kurma, evli yaşamayı öğrenme 47. Aşağıdaki eşleştirmelerden hangisi yanlıştır? A. Bebeklik Dönemi (0-2 yaş) B. İlk Çocukluk Dönemi (2-6 yaş) 290
Güncel Psikoloji
C. Son Çocukluk Dönemi (6-12 yaş) D. Ergenlik Dönemi (12-16 yaş) E. Yetişkinlik Dönemi (18-30 yaş) 48. Aşağıdakilerden hangisi dönemlerinden değildir? A. Doğum Öncesi Dönem B. Çocukluk Dönemi C. Yaşlılık Dönemi D. Okul Dönemi E. Ergenlik Dönemi
bedensel
gelişim
49. Olumsuz çevre faktörlerinin en fazla olduğu bedensel gelişim dönemi aşağıdakilerden hangisidir? A. Çocukluk Dönemi B. Ergenlik Dönemi C. Okul Dönemi D. Doğum Öncesi Dönem E. Bebeklik Dönemi 50. Doğum Öncesi Dönem ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A. Doğum Öncesi yaşam sürecindeki en hızlı gelişim dönemidir. B. Fetüs doğduğunda boyu 48-53 cm arasındadır. C. Olumsuz çevre faktörlerinin etkisi bu dönemde daha fazladır. D. 4. aylarda kemikleşme başlar ve anne karnındaki hareketleri hissedilir E. 5. haftada kalp atışları başlar. 51. Bir yaşın sonundaki bir çocuğun ortalama boyu 291
Güncel Psikoloji
kaç cm ulaşır? A. 50 B. 60 C. 65 D. 75 E. 90 52. Doğduğunda 3 kg ağırlığında olan bir bebeğin 1 yaşın sonundaki ortalama ağırlığı kaç kg ulaşır? A. 6 B. 8 C. 10 D. 12 E. 20 53. Bebeklikte vücut uzunluğunun ¼’ü olan kafanın, yetişkinlikteki uzunluğa oranı kaçta kaçtır? A. 1/4 B. 1/6 C. 1/8 D. 1/10 E. 1/12 54. Aşağıdakilerden hangisi Bebeklik Dönemi’nde görülen bedensel gelişim ile ilgili olarak söylenemez. A. Doğum öncesi gelişimden sonra bedensel gelişimin en hızlı olduğu dönem doğumdan sonraki ilk yıldır. B. 1 yaşın sonunda çocuk 75 cm olur C. 1 yaşın sonunda doğum ağırlığının 2 katına ulaşır. D. Gelişim baştan ayağa içten dışa doğru 292
Güncel Psikoloji
gerçekleşir. E. Kalp atışı yetişkinlerin iki katı kadardır. 55. Bebeklik Dönemi bedensel gelişimi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır A. Bebeğin doğumdan sonra yaptığı ilk davranış solunumdur. B. Sindirim sistemi anne sütünde bulunan besinleri sindirir. C. Kan basıncı 6. haftadan sonra artmaya başlar. D. Ayak kasları baş ve boyun kaslarından önce gelişir. E. Karın ve omuz kasları, kol ve el kaslarından önce gelişir. 56. Bebeğin istemli olarak bir yandan diğer yana dönebilmesi doğumdan sonraki kaçıncı ayda görülür? A. 3 B. 4 C. 5 D. 6 E. 7 57. Bebeklik dönemi ile ilgili aşağıda verilen eşleştirmelerden hangisi yanlıştır? A. 1. ay-Yüzüstü yatarken, 1-2 sn. başını kaldırır. B. 2. ay-Kolların desteği ile göğsünü ve başını kaldırmaya başlar. C. 4. ay-Kucakta destek ile oturur. D. 6. ay-Uzatılan nesneleri avucunun içiyle yakalar. E. 7. ay-Emekler 293
Güncel Psikoloji
58. Bebeğin yardımsız ayakta durabilmesi ve yürümeye başlaması bebeklik döneminin hangi aylarında görülür? A. 10. ay B. 11. ay C. 12. ay D. 13. ay E. 14. ay 59. Aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru değildir? A. Bebek doğumdan sonraki 7. ayda desteksiz oturabilir. B. Bebeğin emeklemeye başladığı dönem doğumdan sonraki 10. aydır. C. Doğumdan sonraki 5. ayda bebek istemli olarak bir yandan diğer yana dönebilir. D. Bebeğin parmaklarını kullanarak nesneleri tutabildiği dönem doğumdan sonraki 9. aydır. E. Bebek 13. ayda yardımsız ayakta durur ve yürümeye başlar. 60. 6 yaşın sonunda ağırlık doğumdakinin kaç katına ulaşır A. 3 B. 4 C. 5 D. 6 E. 7 294
Güncel Psikoloji
61. Aşağıdakilerden hangisi İlk çocukluk dönemi bedensel gelişimi hakkında söylenemez. A. Sindirim sistemi tüm besinleri sindirmeye hazır hale gelmiştir. B. Bu dönemdeki bedensel gelişim hızı, bebeklik dönemi gelişim hızından daha fazladır. C. Kalp atış hızı ilkokula başlama yaşına doğru yetişkine benzer hale gelir. D. Büyük kaslar küçük kaslardan daha iyi kullanılır. E. 6 yaşın sonunda ağırlık, doğumdakinin yedi katına ulaşır. 62. Ergenlik dönemi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez. A. Ergenlik döneminin tüm aşamaları ve olayları bütün bireylerde aynı sırayı izler. B. Ergenlik dönemi aşağı yukarı 6 yıl sürer. C. Ergenlik dönemine erkekler kızlardan daha önce girer. D. Önce eller ve ayaklar büyür sonra kollar ve bacaklar daha sonra da beden gelişir. E. Kızlarda yağ dokusu erkeklerde kas dokusu fazlalaşır.
63. Aşağıdakilerden hangisi ergenlik döneminde gerçekleşen bazı davranış ve tutumlar arasında gösterilemez. A. Akranlarla arkadaşlık, bağlılık ve gruplaşma B. Yalnız kalma isteği ve bağımsızlaşma çabaları C. Fiziksel biçimiyle sürekli ilgilenme 295
Güncel Psikoloji
D. Soyut düşünme, eleştirme, kendine ait kavram oluşturma E. Düşüncelerinde nesnellik ve ben merkezcilikten uzak durma. 64. Ergenlik dönemindeki bireylerin yaşadıkları sorunların çözümünde aşağıdaki davranışlardan hangisine başvurulmamalıdır? A. Yoğun duyguların yaşandığı bu dönemde bireylere anlayışlı davranılmalıdır. B. Bireyin belirli ölçülerdeki bağımsızlaşma isteği bastırılmalıdır. C. Bu dönemde anne, baba ve öğretmenlerin desteği sağlanmalıdır. D. Ergenlik dönemindeki bireylerle iletişim kurulmalı onların kimlik kazanma isteklerine uygun destekler verilmelidir. E. Ergenlik dönemindeki bireyler bu dönemin enerjisini değerlendirebilecek alanlara yönlendirilmelidir. 65. Çocuğu bilgiyi kazanmada aktif role sahip olarak gören ve gelişimi kalıtım ve çevre etkileşiminin bir sonucu olarak gören isim aşağıdakilerden hangisidir? A. Freud B. Maslow C. Pavlov D. Piaget E. Vygotsky 66. Aşağıdakilerden hangisi Piaget’e göre bilişsel gelişimi etkileyen faktörler arasında gösterilemez 296
Güncel Psikoloji
A. Örtüleme B. Erteleme C. Dengeleme D. Uyum E. Olgunlaşma 67. Alt düzeydeki bir dengeden üst düzeydeki bir dengeye ilerlemek olarak tanımlanan kavram aşağıdakilerden hangisidir? A. Yaşantı B. Dengeleme C. Sosyal geçiş D. Uyum E. Örtüleme
68. “Birey çevreyle etkileşimi sonucu algıladığı dış dünyayı anlamlandırır” diyen birisi bilişsel gelişimi etkileyen hangi faktöre vurgu yapmaktadır? A. Yaşantı B. Uyum C. Sosyal geçiş D. Dengeleme E. Örtüleme 69. Bilgileri, olayları ve süreçleri sistematik ve tutarlı hale getirmek için gösterilen birleştirme eğilimine ne ad verilir. A. Dengeleme B. Örtüleme C. Uyum D. Yaşantı 297
Güncel Psikoloji
E. Olgunlaşma 70. Çocuğun yeni karşılaştığı olay, durum ve varlıklarla etkileşimde bulunarak yeni yaşantılar kazanması ve yeni durumlara uyum sağlaması aşağıdakilerden hangisi ile açıklanabilir A. Uyum B. Sosyal Geçiş C. Örtüleme D. Olgunlaşma E. Dengeleme 71. Aşağıdakilerden hangisi Piaget’in bilişsel gelişimin temel kavramları arasında yer almaz? A. Şema B. Zeka C. Uyum (Adaptasyon) D. Olgunlaşma E. Dengeleme 72. Kişinin çevreye uyum yapabilme yeteneğine ne ad verilir? A. Özümseme B. Uyum C. Anlama D. Öğrenme E. Zeka
73. Çocuğun dış dünyayı algılarken kendine özgü 298
Güncel Psikoloji
bir anlamlandırma ve şekillendirme oluşturmasına ne ad verilir? A. Zeka B. Özümseme C. Şema D. Dengeleme E. Olgunlaşma
biçimi
74. Şema için aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A. Şema yeni gelen bilginin yerleştirileceği bir çerçevedir. B. En temel zihinsel yapıdır. C. Bireyin öğrenme aracıdır. D. Problemi anlama, çözme ve yaşanılan ortamla baş etme yollarından birisidir. E. Dağınık davranış ve düşünce kalıplarıdır 75. Daha önce kedi görmüş bir çocuğun televizyonda gördüğü kaplanı da kedi olarak adlandırması ve kedi şeması içerisine yerleştirmesi aşağıdaki kavramlardan hangisi ile açıklanabilir. A. Özümleme B. Yaşantı C. Öğrenme D. Ayrıştırma E. Dengeleme 76. Zihninde dede şeması bulunan bir çocuğun ilk etapta gördüğü her yaşlı kişiye dede demesi fakat yeni yaşantı ve etkileşimlerin neticesinde zihninde yeni ve farklı şemalar oluşturması aşağıdakilerden hangisi ile açıklanabilir. 299
Güncel Psikoloji
A. Sosyal Yaşantı B. Olgunlaşma C. Öğrenme D. Uyumsama E. Örtüleme 77. Aşağıdakilerden hangisi Piaget’in gelişim dönemlerinden biri değildir. A. Duygusal Motor B. İşlem Öncesi Dönem C. İşlem Sonrası Dönem D. Somut İşlemler Dönemi E. Soyut İşlemler Dönemi
300
bilişsel
Güncel Psikoloji
PSİKOLOJİ TEST SORULARI 2 1. Piaget’e göre duygusal motor dönemi hangi yaş aralığını kapsamaktadır? A. 0-6 B. 2-4 C. 4-6 D. 2-7 E. 0-2 2. Bireyin kendisini dış dünyadan ayırt edebildiği ve reflektif davranışlardan amaçlı davranışlara geçtiği dönem aşağıdakilerden hangisidir? A. Soyut İşlemler Dönemi B. Duygusal Motor Dönemi C. Somut İşlemler Dönemi D. Doğum Öncesi Dönem E. İşlem Öncesi Dönem 3. Aşağıdakilerden hangisi Duygusal Motor Dönemi için söylenemez? A. 0-2 yaş arasını kapsar. B. Nesne sürekliliğinin kazanıldığı dönemdir. C. İlk deneme yanılma öğrenmelerinin gerçekleştiği dönemdir. D. Taklit ve oyunlar yapılır. E. Sembolik oyunların ve düşünmenin gerçekleştiği dönemdir. 301
Güncel Psikoloji
4. Aşağıdakilerden hangisi Duygusal Motor Dönemi için kullanılan kavramlardan değildir. A. Döngüsel Tepki B. Devresel Tepki C. Animizm D. Alışkanlık Kazanma E. Ertelenmiş Taklit 5. Dilin hızla geliştiği bilişsel dönem aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru verilmiştir? A. İşlem Öncesi Dönem B. Soyut İşlemler Dönemi C. Somut İşlemler Dönemi D. Duygusal Motor Dönemi E. Ergenlik Dönemi 6. İşlem Öncesi Dönem hangi yaş aralığını kapsamaktadır? A. 0-2 B. 2-4 C. 2-7 D. 4-6 E. 0-4 7. Aşağıdakilerden hangisi İşlem Öncesi Dönem için söylenemez? A. Dil hızla gelişir. B. Sembolik oyun ve düşünmenin gerçekleştiği dönemdir. C. Tek yönlü sınıflandırmalar yapılır. D. Özelden özele akıl yürütülen dönemdir. E. Nesne sürekliliğinin kazanıldığı dönemdir. 302
Güncel Psikoloji
8. Odaklama (Merkezleme)’nin görüldüğü dönem aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru olarak verilmiştir. A. Ergenlik Dönemi B. İşlem Öncesi Dönem C. Soyut İşlemler Dönemi D. Duygusal Motor Dönemi E. Somut İşlemler Dönemi 9. Aşağıdaki kavramlardan hangisi İşlem Öncesi Dönem için kullanılamaz? A. Ben merkezcilik B. Odaklama C. Animizm D. Korunum Kazanma E. Ertelenmiş Taklit 10. Aşağıdakilerden hangisi Somut Dönemi’nin özelliklerinden değildir. A. İdeal fikir ve değerlere sahip olma B. Tersine çevirebilme C. Üst düzeyde sıralama yapma D. Gruplama E. Korunum kazanma
İşlemler
11. Aşağıdakilerden hangisi Somut Dönemi’nin özelliklerindendir? A. Göreceli düşünebilme B. Özelden özele akıl yürütme C. Somut yollarla problem çözebilme D. Alışkanlık kazanma E. Sembolik düşünebilme
İşlemler
303
Güncel Psikoloji
12. Somut İşlemler Dönemi’nin yaşandığı yaş aralıkları aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru olarak verilmiştir. A. 3-6 B. 6-9 C. 2-7 D. 7-11 E. 11-15 13. Soyut düşünmenin gerçekleştiği ve ergenlik ben merkezciliğinin ön planda olduğu dönem aşağıdakilerden hangisidir? A. Somut İşlemler Dönemi B. Soyut İşlemler Dönemi C. Duygusal Motor Dönemi D. İşlem Öncesi Dönem E. İlk Çocukluk Dönemi 14. Aşağıdakilerden hangisi Soyut İşlemler Dönemi özelliklerinden biri değildir? A. Göreceli düşünebilme söz konusudur B. Akıl yürütebilme olayının gözlemlendiği dönemdir. C. Göreceli düşünebilmenin söz konusu olduğu dönemdir. D. Kavramların anlaşılmasının kolaylaştığı dönemdir E. Tek yönlü sınıflandırmanın yapıldığı dönemdir. 15. Annesi ile oyun oynayan Eda bebek annesinin elindeki oyuncağı istemektedir. Annesi ise bebeği arkasına saklayıp bebeğin gittiğini söylemektedir. 304
Güncel Psikoloji
Eda bebek gittiğini zanneder ve aramaz. Bu durum aşağıdaki kavramların hangisi ile açıklanabilir. A. Deneme-Yanılma B. Nesne Sürekliliği C. Döngüsel Tepki D. Devresel Tepki E. Olumsuz Pekiştireç 16. Eliyle anahtarlıktaki anahtarlara vurduğunda ses duyan bir çocuk, aynı sesi çıkartmak için her defasında anahtarlığa dokunur. Bu durum aşağıdaki kavramların hangisi ile açıklanabilir. A. Devresel Tepki B. Deneme-Yanılma C. Sosyal Yaşantı D. Öğrenme E. Döngüsel Tepki
17. Yeni bir espri öğrenen çocuğun o espriyi etrafındakilere durmadan tekrar etmesi aşağıdaki kavramların hangisi ile açıklanabilir? A. Döngüsel Tepki B. Taklit C. Devresel Tepki D. Deneme-Yanılma E. Nesne Sürekliliği 18. Kendisine verilen oyuncak arabayı ilk gördüğünde sevinen bir çocuğun bir süre sonra sevinme tepkileri göstermemesi aşağıdakilerden hangisi ile açıklanabilir? 305
Güncel Psikoloji
A. Nesne Sürekliliği B. Taklit C. Deneme-Yanılma D. Olumlu Pekiştireç E. Alışkanlık Kazanma 19. Bir olayın ya da nesnenin diğer yönlerini dışarıda bırakarak dikkati yalnızca bir yönüne yoğunlaştırma eğilimine ne ad verilir? A. Özümseme B. Uyum C. Merkezleme D. Ben Merkezcilik E. Canlandırma 20. Bir çocuğun oyuncak bir bebekle canlıymış gibi konuşması aşağıdaki kavramların hangisi ile açıklanabilir? A. Taklit B. Odaklama C. Animizm D. Nesne sürekliliği E. Deneme-Yanılma 21. Olayları yalnızca geçirdiği yaşantılara bağlı olarak tek yönlü düşünebilme özelliğine ne ad verilir? A. Özelden genele akıl yürütme B. Özelden özele akıl yürütme C. Genelden genele akıl yürütme D. Genelden özele akıl yürütme E. Korunumu Kazanma 306
Güncel Psikoloji
22. Herhangi bir nesnenin biçimi ya da mekandaki konumu değiştiğinde miktar ağırlık ve hacminde değişiklik olmayacağı ilkesine ne ad verilir. A. Süreklilik B. Odaklama C. Alışkanlık Kazanma D. Korunum E. Taklit 23. Toplama veya çarpma işlemindeki rakamların yerleri değiştirildiğinde de işlemi başarılı bir şekilde yapan öğrencinin durumu aşağıdaki kavramlardan hangisi ile açıklanabilir? A. Gruplama B. Ters Çevirebilme C. Mantıksal Düşünme D. Problem Çözme E. Genelleme Yapma 24. Aşağıdakilerden hangisi Piaget’in bilişsel gelişim dönemlerine dair kurallardan değildir? A. Evreler değişmez bir şekilde belli bir sıra ile ortaya çıkar. B. Zihinsel gelişim yavaş ve aşamalıdır. C. Gelişim oranlarında bireysel farklılıklar görülebilir. D. Zihinsel gelişim evreleri birbirinden bağımsızdır. Sonraki evre ile önceki evre arasında ilişki yoktur. E. Aynı gelişim evresinde bulunan bireyler arasında gelişim oranları bakımından farklılıklar olabilir. 307
Güncel Psikoloji
25. Aşağıdakilerden hangisi gelişim dönemlerinden biridir? A. Doğum Öncesi Dönem B. Bebeklik Dönemi C. Eylemsel Dönem D. Soyut İşlemler Dönemi E. Somut İşlemler Dönemi
Bruner’in
bilişsel
26. Bruner’in bilişsel gelişim dönemlerinden olan ve 0-3 yaş arasında geçen süreyi kapsayan dönem aşağıdakilerden hangisidir? A. İmgesel Dönem B. Sembolik Dönem C. Duygusal Motor Dönemi D. Okul Öncesi Dönem E. Eylemsel Dönem
27. Bruner’in bilişsel gelişim dönemlerinden İmgesel Dönem hangi yaşlar arasında yaşanmaktadır. A. 0-3 B. 3-6 C. 2-4 D. 4-6 E. 6-9 28. Aşağıdakilerden hangisi Eylemsel Dönem’in özelliklerindendir? A. Bilgi imgelerle elde edilir. B. Semboller yoğun bir şekilde kullanılır. 308
Güncel Psikoloji
C. Bir olay veya nesne görmeden resmedilebilir. D. Çevredeki nesneler ısırmak, dokunmak veya hareket ettirmek sureti ile tanınır. E. Görsel bellek gelişmiştir. 29. Aşağıdakilerden hangisi Eylemsel Dönemin özellikleri arasında gösterilemez. A. Çocuk bu dönemde çevreyi eylemlerle anlar. B. Dokunmak, ısırmak, vurmak bu dönemde en sık gösterilen hareketlerdir. C. Görsel bellek gelişmiştir. D. Çocuklar yaparak öğrenir. E. Bu dönemde görülenlerin taklit edilmesi söz konusudur. 30. Aşağıdakilerden hangisi İmgesel Dönem’e ait özelliklerden değildir. A. Bilgi imgelerle elde edilir. B. Çocuk yaptıklarını ve anladıklarını sembollerle açıklayabilir. C. Çocuk bir olayı ya da nesneyi görmeden resmedebilir. D. Bilgi duyu organları yoluyla elde edilen duyusal etkilere dayalıdır. E. Algı önemlidir. Bir nesne nasıl algılanırsa zihinde o şekilde canlandırılır. 31. Okuduğu bir yazıda ve ya şiirde geçen insan, hayvan gibi nesnelerin sembolik dil karşılığını bilen ve kullanabilen bir çocuk Bruner’e göre hangi bilişsel gelişim dönemi özelliğini gösterir. A. İmgesel Dönem B. Eylemsel Dönem 309
Güncel Psikoloji
C. Somut İşlemler Dönemi D. Bebeklik Dönemi E. Sembolik Dönem
32. Çocuğun gelişiminde içinde bulunduğu sosyal çevrenin önemli bir rol oynadığı fikrini savunan kuramcı aşağıdakilerden hangisidir? A. Vygotsky B. Piaget C. Bruner D. Freud E. Erikson 33. Aşağıdakilerden hangisi Vygotsky’e göre çocuğun bilişsel gelişimini etkilemede en az etkiye sahiptir? A. Aile B. Okul C. Öğretmen D. Arkadaş E. Genler 34. “Gelişmeye açık alan” kavramını gelişim literatürüne ve eğitime kazandıran kuramcı aşağıdakilerden hangisidir. A. Bruner B. Skinner 310
Güncel Psikoloji
C. Kholberg D. Vygotsky E. Pavlov 35. Aşağıdakilerden hangisi dil gelişiminde Davranışçı Yaklaşım için söylenebilir? A. Çocuk sosyalleşme süreci içinde modelleri gözlemlemek ve taklit etmek suretiyle öğrenir. B. Dil gelişimi taklit ve pekiştirme yoluyla olur. C. Dil gelişimi biyolojik ve psikolojik temellere göre incelenir. D. İnsanlar doğuştan konuşma ve iletişim yeteneğine sahip olarak doğar. E. Bu yaklaşımın en önemli savunucusu Chomsky’dir. 36. Dil gelişimini biyolojik ve psikolojik temellere göre inceleyen yaklaşımın en önemli temsilcisi aşağıdakilerden hangisidir? A. Vygotsky B. Bruner C. Erikson D. Chomsky E. Maslow
37. Aşağıdakilerden hangisi dil gelişiminde biyolojik yaklaşım için söylenemez? A. Birey doğuştan dil kazanma kapasitesine sahiptir. B. İnsan beyninin belirli bölgeleri dilin 311
Güncel Psikoloji
öğrenilmesine aittir. C. Çocuklar dil öğrenirken önce fiilleri sonra sıfatları sonra da isimleri öğrenir. D. Çocuklar belli bir olgunluğa eriştikten sonra konuşmayı öğrenirler. E. Çocuklar dil öğrenirken önce cümle yapısını kavrar daha sonra bu cümle yapılarından farklı cümle yapılarına dönüştürme yaparak yeni cümleler üretirler. 38. Aşağıdakilerden hangisi Okul Öncesi Döneme ait evrelerden değildir? A. Agulama-Babıldama B. Tek Sözcük Evresi C. Heceleme Evresi D. Telgrafik Konuşma Evresi E. Son Gramer Dönemi 39. Aşağıdaki eşleştirmelerden hangisi yanlıştır? A. Agulama-Babıldama (0-6 aylar) B. Heceleme Evresi (6-12 aylar) C. Tek Sözcük Evresi (12-18 aylar) D. Telgrafik Konuşma Evresi (18-24 aylar) E. İlk Gramer Evresi (24-30 aylar) 40. Bebeklerin çeşitli sesler çıkartıp ihtiyaçlarını ağlayarak ifade ettikleri evre aşağıdakilerden hangisidir? A. Heceleme Evresi B. Agulama-Babıldama Evresi C. Tek Sözcük Evresi D. Telgrafik Konuşma Evresi E. İlk Gramer Evresi 312
Güncel Psikoloji
41. Anlamsız seslerin yerini anlamlı hece ve sözcüklere bıraktığı dil gelişim evresi aşağıdakilerden hangisidir? A. Telgrafik Konuşma Evresi B. Agulama-Babıldama Evresi C. İlk Gramer Evresi D. Heceleme Evresi E. Tek Sözcük Evresi
42. Aşağıdakilerden hangisi tek sözcük evresinin özelliklerinden biridir? A. 6-12 aylar arasında görülen evredir. B. Çocuğun tek sözcükle çok şey anlatmaya çalıştığı fakata ne dediğinin tam olarak anlaşılamadığı evredir. C. Hecelemenin başladığı evredir. D. Sözcüklerin birleştirildiği dönemdir. E. Kelime hazinesinin genişlemeye başladığı dönemdir. 43. İki kelime art arda söyleyerek anlamlı sözcüklerin oluşturulduğu fakat bağlaç kullanımının henüz görülmediği dil gelişim evresi aşağıdakilerden hangisidir? A. İlk Gramer Evresi B. Agulama-Babıldama Evresi 313
Güncel Psikoloji
C. Heceleme Evresi D. Tek Sözcük Evresi E. Telgrafik Konuşma Evresi 44. Aşağıdakilerden hangisi İlk Gramer Dönemi’nin özelliklerindendir? A. 18-24 aylar arasındaki dönemdir. B. Sözcükler arasında bağlaç kullanılmaz. C. Kullanılan sözcükler anlamlı bir bütün teşkil etmez. D. 2.5 yaşında ortalama sözcük dağarcığı 400’dür. E. Bu dönemde çocuğun ne dediği tam olarak anlaşılmaz. 45. Aşağıdakilerden hangisinde kişilik gelişiminin en önemli kuramcıları doğru olarak verilmiştir? A. Bruner-Erikson B. Skinner-Freud C. Pavlov-Erikson D. Freud-Erikson E. Freud-Vygotsky 46. Bir kişiyi diğerlerinden ayıran, bireyin doğuştan getirdiği ve sonradan kazandığı özelliklerin bütününe ne ad verilir? A. Duygu B. Kişilik C. Önyargı D. İçgüdü E. Bilinçaltı
314
Güncel Psikoloji
47. Kişilik ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru değildir? A. Kişilik bir kişiyi diğerlerinden ayırt etmeyi sağlar. B. Kişilikte yapılan davranışların devamlı olması gerekir. C. Duygularımız, yeteneklerimiz, güdülerimiz vb. birçok faktör kişiliğimizi oluşturur. D. Kişilik gelişimi bir süreçtir. E. Kişilik gelişimi belli bir döneme kadar devam eder daha sonra gelişim durur. 48. Psikoseksüel gelişim kuramı kuramcılardan hangisine aittir? A. Erikson B. Freud C. Vygotsky D. Maslow E. Kholberg
aşağıdaki
49. Psikososyal gelişim kuramını savunan kuramcı aşağıdakilerden hangisidir? A. Freud B. Bruner C. Erikson D. Piaget E. Chomsky 50. Normal gelişimin sağlanabilmesi için gelişimin her döneminde bireyin temel ihtiyaçlarının doyurulması gerektiğini vurgulayan kuram 315
Güncel Psikoloji
aşağıdakilerden hangisidir? A. Psikososyal Kuram B. Psikoanalitik Kuram C. Biyolojik Kuram D. Sosyal Öğrenme Kuramı E. Davranışçılık Kuramı 51. Psikoanalitik kuramın 4 temel kaynağı vardır. Aşağıdakilerden hangisi bu kaynaklardan birisi değildir? A. Bilinçaltı Süreçler B. Temel Güdüler C. Psişik Determinizm D. Enerji Modeli E. Sosyal Yaşantı
52. Libido olarak adlandırılan, cinsellik ve saldırganlık unsurları içeren faktör aşağıdakilerden hangisidir? A. Bilinçaltı B. Psişik Determinizm C. Temel Güdüler D. İd E. Duygular 53. Hiçbir davranışın şans eseri veya kaza ile sebepsiz olarak meydana gelmediği ilkesine ne ad verilir? 316
Güncel Psikoloji
A. Güdü B. Enerji C. Libido D. Psişik Determinizm E. Önsezi 54. Freud’a göre farkında olduğumuz yaşantıların bulunduğu, gerçeklere uyumu önde tutan, mantıksal düşüncenin egemen olduğu zihinsel süreçleri kapsayan alana ne ad verilir? A. Bilinçaltı B. Bilinçdışı C. Bilinç D. Libido E. Temel Güdüler 55. Bilinçli bir çaba ile bilinç düzeyine çağrılabilen, belirli bir anda ayırt edilemeyen düşünce ve anlara ne ad verilir? A. Bilinç B. Hafıza C. Sezgi D. Bilinçaltı E. Bilinçüstü 56. Özel bir çaba ile bilince çağrılmayan ve farkına varılamayan yaşantıların saklı olduğu ruhsal döneme ne ad verilir? A. Bilinçaltı B. Libido C. Ego D. Bilinç E. Bilinçüstü 317
Güncel Psikoloji
57. Freud’a göre kişilik kaç kısımdan oluşur? A. 2 B. 3 C. 4 D. 5 E. 6 58. İnsanın doğuştan beri sahip olduğu tüm güdülerin toplamına ne ad verilir? A. Ego B. Süper ego C. İd D. Bilinç E. Libido 59. Aşağıdakilerden hangisi İd için söylenemez? A. İd sürekli olarak isteklerine doyum sağlamak ister. B. Kişiliğin en ilkel yönüdür. C. Sürekli haz arama çabasındadır. D. Kişiliğin temel taşıdır. E. Doğuştan getirilmeyen fakat sonradan kazanılan ruhsal enerji kaynağıdır. 60. Rekabet ortamında çalışan bir kişinin daha fazla maaş almak için ahlaki olmayan yollara baş vurarak avantaj elde etmesi ve istediğini elde etmesi aşağıdaki kavramlardan hangisi ile açıklanabilir. 318
Güncel Psikoloji
A. Ego B. İd C. Süper ego D. Bilinçaltı E. Bilinçüstü 61. Cinsellik ve saldırganlığı da içine alan kavram aşağıdakilerden hangisidir? A. Ego B. Süper Ego C. İd D. Bilinç E. Psişik Determinizm 62. İd’i denetim altında tutmaya çalışan kişilik birimi aşağıdakilerden hangisidir? A. Süper Ego B. Ego C. Bilinç D. Bilinçaltı E. Bilinçüstü 63. Aşağıdakilerden hangisi Ego’nun özelliklerinden değildir? A. Çevresindeki nesnelerin hangileriyle ilişki kuracağını seçer. B. Hangi güçlerin ne biçimde doyum bulması gerektiğine karar verir. C. İd, Süperego ve dış dünyanın istekleri arasında arabuluculuk yapar. D. Bilinçli ve bilinçdışı olmak üzere iki bölümü vardır. E. İd’in istediklerini sorgulamaksızın yerine getirmeye çalışır. 319
Güncel Psikoloji
64. Kişinin öğrenmiş olduğu toplumsal kuralları, gelenekleri, görenekleri, vicdan ve ahlak kurallarını içeren kavram aşağıdakilerden hangisidir? A. İd B. Ego C. Süper Ego D. Yaşantı E. Bilinçaltı 65. Aşağıdakilerden hangisi Süper Ego’nun özelliklerinden değildir? A. Kişiliğin ahlaki yönüdür. B. Süper Ego’ya göre her davranış çevresel kurallara uygun olmalıdır. C. Süper Ego kişiliğin toplumsal yönüdür. D. Süper Ego bireyin davranışlarını sürekli süzgeçten geçirerek davranışların doğru ya da yanlış olduğu mesajını verir. E. Süper Ego’da sürekli kişisel kurallar ön plandadır. 66. Psikoseksüel incelenir? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3 E. 2
Gelişim
kaç
dönem
halinde
67. Aşağıdakilerden hangisi Psikoseksüel gelişim dönemlerinden biri değildir? A. Anal Dönem 320
Güncel Psikoloji
B. Oral Dönem C. Genital Dönem D. Fallik Dönem E. Duygusal Motor Dönemi 68. Aşağıdakilerden hangisi Oral Dönem’in özelliklerinden değildir.? A. 0-1 yaş arasında yaşanılan dönemdir. B. Bu dönem egonun egemenliği altındadır. C. En önemli organ ağızdır. D. Bu dönemde temel haz kaynağı emmedir. E. Bu dönemde memeden erken kesilen çocukların ileriki dönemlerde bir takım problemler yaşaması söz konusudur. 69. 0-1 yaş arasında görülen Psikoseksüel gelişim dönemi aşağıdakilerden hangisidir? A. Anal Dönem B. Fallik Dönem C. Oral Dönem D. Gizil Dönem E. Genital Dönem 70. Aşağıdakilerden hangisi Anal Dönem’in özelliklerinden değildir? A. Bu dönem idrar ve dışkı çıkarma ile ilgilidir. B. Çocuk bu dönemde kendini ve çevreyi kontrol etmeyi öğrenir. C. Bu dönemde tuvalet eğitimi önemlidir. D. En önemli organ ağızdır. E. Hoşgörüsüz, katı ve baskıcı yollarla tuvalet eğitimi alan çocuklar bu döneme bağımlı olurlar. 71. 1-3 yaş arasını kapsayan Psikoseksüel dönem 321
Güncel Psikoloji
aşağıdakilerden hangisidir A. Oral Dönem B. Anal Dönem C. Fallik Dönem D. Gizil Dönem E. Genital Dönem 72. Aşağıdakilerden hangisi Fallik Dönem’e ait özelliklerden biridir? A. 2-4 yaşları arasında görülen dönemdir. B. Haz kaynağı içerde biriken dışkının tutulması veya bırakılmasıdır. C. Çocuk bu dönemde kendini ve çevreyi kontrol etmeyi öğrenir. D. Ergenlik dönemi öncesindeki geçiş dönemidir. E. Bu dönemin haz kaynağı cinsel organdır. 73. Aşağıdakilerden hangisi Gizil Dönem’in özelliklerinden değildir. A. Bu dönem Latans Dönem olarak da adlandırılır. B. Bu dönemin haz kaynağı cinsel organdır. C. Ergenlik fırtınası öncesindeki durgunluk dönemidir. D. Çocuklar sevgi gösterilerini ev dışında arkadaşlarına yöneltirler. E. Çocuk kendini daha çok oyuna verir. 74. 7-11 yaşları arasında görülen Psikoseksüel dönem aşağıdakilerden hangisidir. A. Genital Dönem B. Fallik Dönem C. Gizil Dönem D. Oral Dönem 322
Güncel Psikoloji
E. Anal Dönem 75. Aşağıdakilerden hangisi Genital dönemin özelliklerinden değildir? A. Karşı cinsle arkadaşlık kurulur. B. Cinsel gelişim artar. C. Üreme sisteminde bir takım gelişmeler görülür. D. Hızlı fiziksel gelişme ve buluğa erme ile cinsel dürtüler artar. E. Ergenin ebeveynle ilişkileri düzenlemek çatışmaları çözümlemek ihtiyacı duymaz. 76. 11-18 yaşları arasında görülen Psikoseksüel dönem aşağıdakilerden hangisidir. A. Fallik Dönem B. Oral Dönem C. Genital Dönem D. Gizil Dönem E. Anal Dönem 77. Yaşamının ilerleyen dönemlerinde saldırgan ve agresif hareketler sergileyen bir bireyin aşağıdaki dönemlerden hangisini tam olarak yaşayamadığı söylenebilir? A. Fallik Dönem B. Gizil Dönem C. Genital Dönem D. Anal Dönem E. Oral Dönem
323
Güncel Psikoloji
PSİKOLOJİ TEST SORULARI 3 1. Organizmanın amacına engellenmesi durumuna ne ad verilir. A. Çatışma B. Yanaşma C. Engelleme D. Kaçınma E. Savunma
ulaşmasının
2. Aşağıdakilerden hangisi engellenme durumunda ortaya çıkan tepkiler arasında gösterilemez. A. Saldırganlık B. Aşırı bağımlılık C. Bencil tutum D. Sosyal ilişkilerde artış E. Aşırı duyarlılık 3. Bireyin birbirine ters düşen iki güdünün rekabet altında kalması durumuna ne ad verilir. A. Çatışma B. Engelleme C. Savunma D. Bastırma E. Yansıtma 4. Çatışmanın belli başlı kaç tipi vardır. A. 2 324
Güncel Psikoloji
B. 3 C. 4 D. 5 E. 6 5. Bireyin kendisi için aynı derecede önemli iki ereğin etkisi altında kalması hangi tip çatışmaya neden olur? A. Kaçınma-Kaçınma B. Yanaşma-Kaçınma C. Yanaşma-Yanaşma D. Yanaşma-Savunma E. Savunma-Kaçınma 6. Aşağıdakilerden hangisi Kaçınma-Kaçınma tipi çatışmaya örnek olarak gösterilebilir? A. Bireyin sınav çalışma ile maç izleme arasında kalması. B. Bireyin dişinin ağrıması fakat dişçiye gitmekten korkması C. Şişman birinin zayıflamak istemesi fakat yemek yemeyi çok sevmesi D. Bireyin gördüğü elbiseyi beğenmesi fakat yeterince parasının olmaması E. Bireyin beğendiği iki ayakkabıdan birini seçmek zorunda kalması. 7. Farkında olmadan bilinçsiz olarak kaygıdan kurtulma çabasına ne ad verilir? A. Kaçınma B. Sakınma C. Hayal kurma D. Savunma mekanizması E. Bilinçaltı 325
Güncel Psikoloji
8. Aşağıdakilerden hangisi savunma mekanizmalarının ortak özelliklerinden biri değildir? A. Savunma mekanizmalarının etkisi altında gerçeği olduğundan biraz farklı algılarız. B. Savunma mekanizması kullanan birey davranışının gerçek işlevinin farkındadır. C. Savunma mekanizmaları kaygımızı azaltmada etkindir ve yaşamımızda ortaya çıkan zor durumları kendimizi yıpratmadan atlatmamıza yardımcı olur. D. Savunma mekanizmaları herkes tarafından kullanılır ve normal bir davranış biçimi olarak kabul edilir. E. Savunma mekanizmaları egoyu korurlar. 9. Yapmış olduğu belirli bir davranışı hafifletici mazeretler bulma biçiminde kendini gösteren savunma mekanizması aşağıdakilerden hangisidir? A. Karşıt tepki geliştirme B. Bastırma C. Yansıtma D. Mantığa bürünme E. Özdeşleşme 10. Aşağıdaki ifadelerden hangisi Mantığa bürünme savunma mekanizmasını kullanan bir bireyin söyleyeceği cümlelerden değildir? A. Akşam misafirlerimiz vardı o nedenle çalışamadım. B. Herkes öğrenciyken kopya çeker. C. Borç yiğidin kamçısıdır. D. Kendimi iyi hissetmediğim için sınavdan düşük 326
Güncel Psikoloji
not aldım E. Herkes kendi başının çaresine bakmalı. Bu devirde kimse kimseye yardım etmez. 11. Hayal kırıklığı yaratan her durumda iyi bir taraf görme şeklindeki uyum mekanizması aşağıdakilerden hangisidir? A. Yansıtma B. Bastırma C. Pollyanna Davranışı D. Karşıt Tepki Geliştirme E. Özdeşleşme 12. Gerçekte ne hissettiğimizi göstermek o an içinde bulunduğumuz durumda uygun kaçmayacağından dolayı gerçek duygularımızı tamamen zıt fakat kabul edilebilir bir şekilde gösteririz. Bu durum aşağıdaki kavramlardan hangisi ile açıklanabilir? A. Pollyanna Davranışı B. Yansıtma C. Yer Değiştirme D. Yüceltme E. Karşıt Tepki Geliştirme 13. Engelleme ya da çatışma nedeniyle doyumsuz kalan bir güdünün ya da ihtiyacın meydana getirdiği sıkıntılı durumdan kurtulabilmek için bireyin bu ihtiyacını görmezlikten gelmesi düşünmemeye ve inkâr etmeye çalışarak bunu bilinç dışına itmeye çalışmasına ne ad verilir? A. Yansıtma B. Bastırma 327
Güncel Psikoloji
C. Karşıt Tepki Geliştirme D. Mantığa Bürünme E. İnkar 14. Bireyin kendisinde bulunan kusurları başkalarında görme davranışına ne ad verilir? A. İnkar B. Özümseme C. Yer Değiştirme D. Yansıtma E. Yüceltme
15. Aşağıdakilerden hangisi özdeşleşmenin tanımıdır? A. Bireyin kendisinde bulunan kusurları başkalarında görme eğilimidir. B. Bireyin kendisini bir başkasının yerine koyma ve ona göre davranma eğilimidir. C. Bireyin taşıdığı olumsuz davranışları toplumun olumlu bulduğu bir davranış ve eylem biçimine çevirerek olumlu şeyler yapmasıdır. D. Bireyin kendisini zayıf gördüğü bir alandaki eksikliği başka bir alandaki başarısıyla kapatmaya çalışmasıdır. E. Hayal kırıklığı yaratan her durumda iyi bir taraf 328
Güncel Psikoloji
görme eğilimidir. 16. Bireyde kaygı uyandıran sorun gücünün yetmediği bir kimseden ya da denetimi altında olmayan bir olaydan kaynaklanıyorsa, birey kaygısını ya da kızgınlığını gücünün yettiği kimseye yöneltir. Bu durum aşağıdaki kavramlardan hangisi ile açıklanabilir? A. Yüceltme B. Özümseme C. Yansıtma D. Bastırma E. Yer Değiştirme 17. Bireyin taşıdığı olumsuz dürtüleri, duyguları toplumun kabul edemeyeceği yasak bir davranışı toplumun olumlu bulduğu bir davranış ve eylem biçimine çevirerek olumlu şeyler yapmasına ne ad verilir? A. Yer Değiştirme B. Yüceltme C. İnkar D. Hayal Dünyasına Kaçma E. Telafi 18. Yüceltmeyi diğer savunma mekanizmalarından ayıran en temel fark aşağıdakilerden hangisidir? A. Yüceltme mekanizmasını kullanan birey davranışın gerçek işlevinin farkında değildir. B. Bireyin yaşamında ortaya çıkan zor durumları kendini yıpratmadan atlatmasına yardımcı olur. C. Normal bir davranış biçimi olarak algılanır. D. Gerçeğin olduğundan biraz daha farklı 329
Güncel Psikoloji
algılanmasına neden olur. E. Herhangi bir sıkıntıdan dolayı ortaya çıkmaz ve bireyde fazla oluşu hastalık vesilesi değildir.
19. İçinde bulunulan durum kaygı uyandıran bir durumsa hayal dünyasına kaçıp orada daha hoş bir durum içinde bireyin kendisini düşünerek içinde bulunulan durumun ortaya çıkardığı kaygıdan kurtulmak için başvurulan savunma mekanizması aşağıdakilerden hangisidir? A. Avunma B. Bastırma C. Telafi D. İnkar E. Yer Değiştirme 20. Bireylerin kendilerini zayıf gördükleri bir alandaki eksikliklerini başka bir alandaki başarılarıyla kapatma çalışmalarına ne ad verilir? A. İnkar B. Hayal Dünyasına Kaçma C. Telafi D. Yer Değiştirme E. Yüceltme 21. Bireylerin yapmış oldukları davranışları kabul etmeyip aksini iddia etmeleri ne tür bir savunma mekanizmasına başvurduklarını gösterir. A. Telafi 330
Güncel Psikoloji
B. İnkar C. Mantığa Bürünme D. Karşıt Tepki Geliştirme E. Yansıtma 22. İşten çıkartılan bir kişinin “ İşten çıkartıldım ama zaten iyi bir tatile ihtiyacım vardı” demesi hangi savunma mekanizmasını kullandığının göstergesidir? A. Mantığa Bürünme B. İnkar C. Bastırma D. Pollyanna Davranışı E. Telafi 23. Trafik kazasında çocuğunu kaybeden bir annenin çocuğu hiç ölmemiş gibi davranması aşağıdaki kavramların hangisi ile açıklanabilir. A. Karşıt Tepki Gösterme B. Pollyanna Davranışı C. Bastırma D. Yansıtma E. Özümseme
24. Futbol müsabakasında mağlup gelen takımın oyuncularının sahanın zemininin ve hakemin çok kötü olduğunu söylemeleri aşağıdaki kavramların hangisi ile açıklanabilir? A. Karşıt Tepki Gösterme B. İnkar C. Telafi 331
Güncel Psikoloji
D. Yansıtma E. Yer Değiştirme 25. Çok iyi basketbol oynayamayan Emre kendisini sürekli Mehmet Okur’a benzetmeye çalışmakta, onun gibi konuşup onun gibi giyinmektedir. Emre’nin bu davranışı aşağıdaki kavramların hangisi ile açıklanabilir? A. Yer Değiştirme B. Bastırma C. Hayal Kurma D. Yansıtma E. Özdeşleşme 26. İş yerinde müdüre sinirlenen bir memur öfkesini evdeki karısına yansıtır. Memurun karısı da ifade edemediği kızgınlığını çocuklarına yansıtır. Bu durum aşağıdaki kavramların hangisi ile ilgilidir? A. Yansıtma B. Yer Değiştirme C. Telafi D. İnkar E. Özdeşleşme 27. Saldırganlık dürtüsü olan bir çocuğun boks sporuna ilgi duyarak herkesin alkışladığı büyük bir boksör olması aşağıdaki kavramların hangisi ile açıklanabilir? A. Yer Değiştirme B. Telafi C. Özdeşleşme D. Yüceltme E. Yansıtma 332
Güncel Psikoloji
28. Karnı çok acıkan fakat istedikleri yiyecekleri almaya gücü yetmeyen birisinin kendini en lüks lokantalardaymış gibi düşünmesi aşağıdaki kavramlardan hangisi ile açıklanabilir. A. Bastırma B. İnkar C. Avunma D. Pollyanna Davranışı E. Karşıt Tepki Gösterme 29. Okul derslerinde başarısız olan bir öğrencinin çok iyi futbol oynayarak oldukça başarılı bir futbolcu olması ve herkes tarafından takdir edilmesi aşağıdaki kavramların hangisi ile açıklanabilir? A. Yer Değiştirme B. Yansıtma C. Mantığa Bürünme D. Yüceltme E. Telafi 30. En yakın arkadaşlarından birisine hakaret eden fakat daha sonra kendisine bu davranışının nedeni sorulan bir kişinin “ hayır ben öyle bir şey demedim, gayet saygılı davrandım” demesi aşağıdaki kavramların hangisi ile açıklanabilir? A. Bastırma B. İnkar C. Yansıtma D. Mantığa Bürünme E. Avunma 31.
Aşağıdakilerden 333
hangisi
savunma
Güncel Psikoloji
mekanizmalarının faydaları arasında gösterilemez? A. Engellemelerin ve çatışmaların meydana getirdiği gerginlikleri geçici de olsa azaltır. B. Engelleme durumlarında daha gerçekçi ve etkili çözümler üretebilmek için bireye zaman kazandırır. C. Bireyin çatışmalara ve engellemelere karşı direncini azaltır. D. Bazı savunma mekanizmaları sosyal sonuçlar doğurur. E. Bazı savunma mekanizmaları bireylerin olağanüstü başarılar kazanmalarında rol oynar. 32. Aşağıdakilerden hangisi savunma mekanizmalarının yetersizlikleri arasında gösterilemez? A. Bireye zaman kazandırır ama sorunu tam olarak çözmez. B. Sosyal anlamda olumlu sonuçlar doğursa da kişiyi asla tam doyuma ulaştırmaz. C. Bazı durumlarda savunma mekanizmaları bireyin gerçek durumu fark etmelerini engeller. D. Aşırı kullanılmaları durumunda uyumsuzluk ve ruh hastalıklarına neden olabilirler. E. Bireyin yaşadığı çatışmalara ve ikilemlere karşı direncini artırır.
33. Bir alana veya nesneye olan ilginin ve verimliliğin artması aşağıdaki kavramların hangisi ile açıklanabilir? A. Alışkanlık Kazanma 334
Güncel Psikoloji
B. Duyarsızlaştırma C. Duyarlılık Kazanma D. Telafi E. Yüceleştirme 34. Bireyin belli bir durumla sürekli karşılaşması sonucunda giderek o duruma karşı tepkide bulunmamasına ne ad verilir? A. Bastırma B. Duyarsızlaştırma C. Yer Değiştirme D. İnkar E. Avunma 35. Bireyin herhangi bir uyarana veya nesneye karşı verdiği tepkiyi bir süre sonra vermemeye başlaması aşağıdakilerden hangisi ile açıklanabilir A. Unutma B. Duyarsızlaştırma C. Bilinçaltına itme D. Alışkanlık kazanma E. Yansıtma 36. Aşağıdakilerden hangisi okul öncesi dönemde çocukların girişimciliğini geliştirmek için izlenecek yollardan değildir? A. Çocukların seçtikleri etkinliklerde başarılı olmalarına olanak sağlanmalıdır. B. Çocukların farklı roller oynamalarını mümkün kılan etkinlikler geliştirilmelidir. C. Çocukların kendileri için seçim yapmalarına izin verilmemelidir. D. Çocukların yapmaya çalıştıklarına destek 335
Güncel Psikoloji
olunmalıdır. E. Çocuklara yapma, etme, yasak, dokunma gibi yönlendirmelerde bulunmaktan kaçınılmalıdır. 37. Aşağıdakilerden hangisi İlköğretim çağındaki bireylerin başarılarını desteklemek amacıyla atılacak adımlardan değildir. A. Öğrencilere sorumluluk verilmelidir B. Öğrencilere gerçekçi mesleki modeller gösterilmelidir. C. Her öğrencinin performansının olumlu yönleri belirlenmeli ve desteklenmelidir. D. Öğrenciye başarma yetenekleri açısından cesaret verilmelidir. E. Başarısız öğrencilerin başarısızlıkları ilan edilmelidir. 38. Kişiliğin oluşumunda biyolojik etkenler ile birlikte sosyal çevrenin de etkili olduğunu savunan kuramcı aşağıdakilerden hangisidir. A. Vygotsky B. Erikson C. Bruner D. Maslow E. Piaget 39. Aşağıdakilerden hangisi Erikson’un kişisel gelişim dönemlerinden değildir? A. Güvene Karşı Güvensizlik Dönemi B. Bağımsızlığa Karşı Utanma ve Şüphecilik Dönemi C. Başarıya Karşı Aşağılık Dönemi 336
Güncel Psikoloji
D. Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası Dönemi E. Somut İşlemler Dönemi 40. Bir gruplandırma yapıldığında aşağıdakilerden hangisi dışarıda kalır. A. Girişkenliğe Karşı Suçluluk Duyma Dönemi B. Duygusal Motor Dönemi C. Üretkenliğe Karşı Duraklama Dönemi D. Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk Dönemi E. Dostluk Kazanmaya Karşı Yalnız Kalma Dönemi 41. Güvene Karşı Güvensizlik Dönemi hangi yaşlar arasını kapsamaktadır? A. 0-1 B. 1-2 C. 2-3 D. 3-4 E. 4-5 42. Bağımsızlığa Karşı Utanma ve Şüphecilik Dönemi hangi yaşlar arasında görülmektedir? A. 0-1 B. 1-2 C. 1-3 D. 2-3 E. 2-4 43. Girişkenliğe Karşı Suçluluk Duyma Dönemi aşağıdaki yaş aralıklarının hangisinde görülür? A. 2-5 B. 3-6 C. 1-3 D. 3-7 337
Güncel Psikoloji
E. 5-7 44. Başarıya (Çalışkanlığa) Karşı Aşağılık Duygusu aşağıdaki dönemlerin hangisine denk gelmektedir? A. 3-6 B. 2-7 C. 6-9 D. 9-13 E. 7-11 45. Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası aşağıdaki yaş aralıklarının hangisinde görülmektedir? A. 9-11 B. 11-13 C. 11-15 D. 11-17 E. 9-13 46. Aşağıdakilerden hangisi Güvene Karşı Güvensizlik Döneminin özellikleri arasında gösterilemez? A. Bireyler çevredeki dünyaya güvenebilecekleri ya da güvenemeyeceklerine ilişkin temel duygular edinirler. B. Bireyin dünyasında anne ya da bakıcısı birinci derecede önemlidir. C. 1-3 yaş arasında görülür. D. İhtiyaçlar giderilirken annenin çocuğu sevmesi çocuğun gerek kendisine gerekse çevresine güven duygusunun temellerini atar. E. Çocukta iyimserlik ve mutlu olmanın temelleri atılır. 338
Güncel Psikoloji
47. Annesi ya da yerine geçen yetişkin tarafından reddedilen, ihtiyaçları yerinde ve zamanında sevgiyle karşılanmayan çocukta kendisine ve çevresine karşı güvensizlik durumu meydana gelir. Sosyal ilişkilerden kaçınma görülür. Bu durum aşağıdaki dönemlerin hangisinde görülen eksikliklerden kaynaklanmaktadır? A. Bağımsızlığa Karşı Utanma ve Şüphecilik Dönemi B. Güvene Karşı Güvensizlik Dönemi C. Girişkenliğe Karşı Suçluluk Duyma Dönemi D. Başarıya (Çalışkanlığa) Karşı Aşağılık Duygusu Dönemi E. Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası Dönemi 48. Aşağıdakilerden hangisi Güvene Karşı Güvensizlik Döneminin özelliğidir? A. 1-3 yaşları arasında geçen dönemdir. B. Bu dönemde çocukta iyimserlik ve mutlu olmanın temelleri atılır. Çocuk kendini sevilmeye değer bulur. C. Çocuğun bağımsız eylemlerden zevk almaya başladığı dönemdir. D. Bu dönemde çocuk kendi çevrelerini kontrol etmek, güçlerini göstermek ister. E. Çevresindeki olayları anlayabilmek için sürekli sorular sorar, girişimlerde bulunur. 49. Aşağıdakilerden hangisi Bağımsızlığa Karşı Utanma ve Şüphecilik Döneminin özelliklerinden değildir? A. Bu dönemde çocukların çoğu başkalarıyla iletişim kurabilecek kadar konuşabilmektedir. B. Çocukların bağımsız eylemlerden zevk almaya 339
Güncel Psikoloji
başladığı dönemdir. C. Çocukların kendi çevrelerini kontrol etmek ve güçlerini göstermek istedikleri dönemdir. D. Çocuğun kendisini özgür hissetmesi gereken bir dönemdir. E. Çocuğun verilenleri alırken bir yandan da verebilmek için gerekli benlik temelinin oluşmaya başladığı dönemdir. 50. Bağımsızlığa Karşı Utanma ve Şüphecilik Dönemi kişilik gelişiminin kaçıncı evresini teşkil etmektedir. A. 2 B. 3 C. 4 D. 5 E. 6 51. Güvene Karşı Güvensizlik gelişiminin kaçıncı evresidir. A. 5 B. 3 C. 1 D. 2 E. 4
Dönemi
kişilik
52. 1-3 yaşları arasında görülen kişilik gelişimi evresi aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? A. Güvene Karşı Güvensizlik Dönemi B. Bağımsızlığa Karşı Utanma ve Şüphecilik Dönemi C. Girişkenliğe Karşı Suçluluk Duyma Dönemi 340
Güncel Psikoloji
D. Başarıya Karşı Aşağılık Duygusu Dönemi E. Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası Dönemi 53. 0-1 yaşları arasında görülen kişilik gelişimi evresi aşağıdakilerden hangisidir? A. Bağımsızlığa Karşı Utanma ve Şüphecilik B. Dostluk Kazanmaya Karşı Yalnız Kalma C. Güvene Karşı Güvensizlik D. Girişkenliğe Karşı Suçluluk E. Başarıya Karşı Aşağılık
54. Aşağıdakilerden hangisi Bağımsızlığa Karşı Utanma ve Şüphecilik Dönemi için söylenebilir? A. 2-4 yaşları arasında görülür. B. Bu dönemde çocuklar emekler ve iletişim kuramazlar. C. Bu dönemde çocuğun dünyasına anne ya da bakıcısı birinci derecede önemlidir. D. Bu dönemde çocuklar artık bağımsız eylemlerden zevk almaya başlar, kendi çevrelerini kontrol etmek isterler. E. Bu dönemde çocuklar kendileri için genç bir kimlik aramaya başlar. 55. “Aşırı koruyucu ailelerin tutumu çocuğun özerkliğini engeller. Bu nedenle anne babaların tehlikelerin olmadığı ortamlarda çocuklarını serbest bırakmalı ve onlara bir şeyleri başarabilme fırsatı vermelidir” diyen birisi aşağıdaki evrelerden hangisinin önemini vurgulamaktadır A. Girişkenliğe Karşı Suçluluk 341
Güncel Psikoloji
B. Güvene Karşı Güvensizlik C. Bağımsızlığa Karşı Utanma ve Şüphecilik D. Dostluk Kazanmaya Karşı Yalnız Kalma E. Başarıya Karşı Aşağılık 56. 3-7 yaşları arasında görülen kişilik gelişim evresi aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? A. Güvene Karşı Güvensizlik B. Girişkenliğe Karşı Suçluluk Duyma C. Bağımsızlığa Karşı Utanma ve Şüphecilik D. Başarıya Karşı Aşağılık E. Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası 57. Aşağıdakilerden hangisi Girişkenliğe Karşı Suçluluk Duyma evresinin özelliklerinden değildir? A. Bu dönemde çocuk hareketli, meraklı ve öğrenmeye isteklidir. B. Çevresindeki olayları aylayabilmek için sürekli sorular sorar, girişimlerde bulunur. C. Bu dönemde suçlanan çocuk araştırmadan vazgeçerek kendi kabuğuna çekilebilir. D. Sorularına uygun cevaplar alan ve ilgi gören çocuklar bu dönemi başarıyla atlatırlar. E. Çocuklar bu dönemde kimlik bocalaması yaşarlar.
58.
Aşağıdakilerden
hangisi 342
Girişkenliğe
Karşı
Güncel Psikoloji
Suçluluk Duyma evresi için söylenebilir? A. Bu dönemde çocuklar yeni yeni yürümeye başlamışlardır. B. Çocukta iyimserlik ve mutlu olmanın temelleri bu dönemde atılır. C. Merak ve öğrenme isteğinin yüksek olduğu, çevreyi tanımak için sürekli soruların sorulduğu dönemdir. D. 2-4 yaş arasını kapsayan dönemdir. E. Bu dönem kişilik gelişiminin 5. evresine denk gelmektedir. 59. Araştırmayı seven, soru sormaktan çekinmeyen ve öğrenme isteği yüksek olan bireylerin aşağıdaki evrelerin hangisinde pozitif yetişkin desteği aldığının ve teşvik edildiğinin göstergesidir? A. Güvene Karşı Güvensizlik B. Başarıya Karşı Aşağılık Duygusu C. Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası D. Girişkenliğe Karşı Suçluluk Duyma E. Üretkenliğe Karşı Duraklama 60. 7-11 yaşları arasında yaşanan kişilik gelişimi evresi aşağıdakilerden hangisidir? A. Girişkenliğe Karşı Suçluluk Duyma B. Başarıya (Çalışkanlığa) Karşı Aşağılık Duygusu C. Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası D. Dostluk Kazanmaya Karşı Yalnız Kalma E. Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk 61. Çocuğun ilkokul çağına denk gelen kişilik gelişim evresi aşağıdakilerden hangisidir? 343
Güncel Psikoloji
A. Güvene Karşı Güvensizlik B. Girişkenliğe Karşı Suçluluk Duyma C. Bağımsızlığa Karşı Utanma ve Şüphecilik D. Başarıya (Çalışkanlığa) Karşı Aşağılık Duygusu E. Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası 62. Aşağıdakilerden hangisi Başarıya (Çalışkanlığa) Karşı Aşağılık Duygusu evresinin özelliklerinden değildir? A. Bu dönemde çocuğun okula gitmesiyle arkadaşlar ve öğretmenin çocuk üzerindeki etkisi artarken anne ve babanın etkisi giderek azalmıştır. B. Bu dönemde çocuk bir şeyler üretmek ve yaptığı işlerde başarılı olmak ister. C. Çalışkanlık duygusunun edinildiği dönemdir. D. Okuma, yazma ve hesap gibi bilgilerin edinildiği dönemdir. E. Çocuk bu dönemde meslek seçimine yönelir. 63. Aşağıdakilerden hangisi Başarıya (Çalışkanlığa) Karşı Aşağılık Duygusu evresinde yapılmaması gereken davranışlardandır. A. Çocuğun çalışma ve başarılı olma güdülerini artırmak. B. Çocuğun karşılaşabileceği engellemeleri aşmasında yardımcı olmak. C. Çocuğu yaşıtları ve başkaları ile kıyaslamak. D. Bu dönemde çocukların başarılı olmalarını ve başarıyı tatmalarını sağlamak. E. Her çocuğa kendi gücü ölçüsünde sorumluluklar vermek. 344
Güncel Psikoloji
64. Aşağıdakilerden hangisi Başarıya (Çalışkanlığa) Karşı Aşağılık Duygusu evresinin özelliklerinden biridir? A. “Ben kimim?” sorusunun sorulduğu ve cevap aranmaya başlandığı dönemdir. B. Bireyin anne babadan çok akran gruplarından etkilendiği dönemdir. C. Karşı cinsle ilişkilerde arkadaşlık ve sevginin ağır bastığı dönemdir. D. Çalışkanlık duygusunun edinildiği dönemdir. E. Hareketliliğin, merakın ve öğrenme isteğinin en üst düzeyde olduğu dönemdir. 65. Başarıya (Çalışkanlığa) Karşı Aşağılık Duygusu evresinde kişilik gelişimi üzerinde en önemli etkiye sahip olan unsur aşağıdakilerden hangisidir? A. Anne B. Baba C. Akranlar D. Eş E. Öğretmen 66. Başarıya (Çalışkanlığa) Karşı Aşağılık Duygusu kişilik gelişiminin kaçıncı evresini teşkil eder? A. 5 B. 4 C. 6 D. 2 E. 3 67. 11-17 yaşları arasında görülen kişisel gelişim evresi aşağıdakilerden hangisidir? A. Üretkenliğe Karşı Duraklama 345
Güncel Psikoloji
B. Dostluk Kazanmaya Karşı Yalnız Kalma C. Bağımsızlığa Karşı Utanma ve Şüphecilik D. Girişkenliğe Karşı Suçluluk Duyma E. Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası
68. Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası evresi Freud’un Psikoseksüel gelişim dönemlerinden hangisi ile eşleşmektedir? A. Oral Dönem B. Anal Dönem C. Fallik Dönem D. Gizil Dönem E. Genital Dönem 69. Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası kişilik gelişiminin kaçıncı evresini oluşturmaktadır? A. 3 B. 5 C. 6 D. 7 E. 8 70. Aşağıdakilerden hangisi Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası evresinin özelliklerinden değildir? A. Bu dönem ergenlik dönemi olarak da adlandırılabilir. B. Bu dönemde “Ben kimim” sorusu sorulur ve cevap aranmaya başlanır. 346
Güncel Psikoloji
C. Bu dönemde cinsel rollerde değişmeler gözlemlenir. D. Bu dönem ergenliğe geçişten önceki son dönemdir. E. Bireyin kimlik arayışında olduğu dönemdir. 71. Kimlik bocalamasına rol açan etkenler kaç grupta toplanır? A. 2 B. 3 C. 4 D. 5 E. 6 72.
1. Düşünce sistemindeki değişiklikler 2. Cinsel rollerdeki değişmeler 3. Meslek seçimine yönelme Yukarıda yazılı olan etkenler genel olarak aşağıdakilerden hangisinin görülmesinde rol oynar? A. Mutluluk B. Saldırganlık C. Kimlik Bocalaması D. Güvensizlik E. Yalnızlık
73. Aşağıdakilerden hangisi Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası evresinin özelliklerindendir? A. 7-11 yaş arasında görülen dönemdir. B. Karşı cinsle ilişkilerde arkadaşlık ve sevginin ağır bastığı dönemdir. C. Bu dönemde kurulan ilişkilerde karşılıklı 347
Güncel Psikoloji
alışverişin ötesinde bir duygu yatar. D. İleri yetişkinlik dönemidir. E. Bu dönemi olumlu atlatan kişiler kimliğini kazanmış olarak olumsuz atlatanlar ise kimlik karmaşası yaşar. 74. Ne yapmak istediğine kara veremeyen, bir işten öbürüne atlayıp bocalayan, çocuk gibi davranan yetişkinlerin durumu aşağıdaki kavramların hangisi ile açıklanabilir? A. Kimlik Kazanımı B. Kritik Dönem C. Kimlik Karmaşası D. Özerklik E. Duyarlılık Kazanma 75. Başarılı bir şekilde kimlik sorununu çözen, kendinden emin bir kişi olarak yaşamını sürdürebilen ve başarılı olan bireylerin özellikle aşağıdaki evrelerden hangisini sağlıklı bir şekilde geçirmiş olduğu söylenebilir? A. Dostluk Kazanmaya Karşı Yalnız Kalma B. Güvene Karşı Güvensizlik C. Somut İşlemler Dönemi D. Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası E. Başarıya (Çalışkanlığa) Karşı Aşağılık Duygusu 76. Ergenlik Dönemi olarak da adlandırılabilen kişilik gelişim evresi aşağıdakilerden hangisidir? A. Üretkenliğe Karşı Duraklama B. Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası C. Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk D. Dostluk Kazanmaya Karşı Yalnız Kalma 348
Güncel Psikoloji
E. Girişkenliğe Karşı Suçluluk 77. Aşağıdakilerden hangisi Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası evresinde olan bir bireye karşı gösterilmesi gereken davranışlardan değildir? A. Kimlik kazanımına yönelik rehberlik hizmetlerinde bulunmak. B. Kimlik karmaşasını önlemek için işbirliği yapmak. C. Bu dönemde görülen düşünce sistemindeki değişikliklere karşı uyum sağlamalarına yardımcı olmak. D. Bu dönemdeki bireyleri sürekli denetim altında tutarak aldıkları kararlar karşısında suçlayıcı yargılarda bulunmak. E. Meslek seçimi ve cinsel rollerle ilgili bilgilendirici rehberlik yapmak. Cevap Anahtarı Psikoloji Test Soruları 1 1. A 2. D 3. B 4. A 5. D
41. D 42. D 43. E 44. D 45.
Psikoloji Test Soruları 2
Psikoloji Test Soruları 3
1. E
1. C
2. B 3. E 4. C 5. A 349
41. D 42. B 43. E 44. D 45.
2. D 3. A 4. B 5. C
41. A 42. C 43. D 44. E 45.
GĂźncel Psikoloji
6. D 7. E 8. C 9. C 10. C 11. B 12. E 13. A 14. D 15. C 16. B 17. D 18. D 19. D 20. E 21. B
A 46. E 47. D 48. C 49. D 50. E 51. D 52. D 53. C 54. C 55. D 56. C 57. E 58. D 59. D 60. E 61. B
6. C 7. E 8. B 9. E 10. A 11. C 12. D 13. B 14. E 15. B 16. E 17. C 18. E 19. C 20. C 21. B 350
D 46. B 47. E 48. B 49. C 50. B 51. E 52. C 53. D 54. C 55. D 56. E 57. B 58. C 59. E 60. B 61. C
6. B 7. D 8. B 9. D 10. E 11. C 12. E 13. B 14. D 15. B 16. E 17. B 18. E 19. A 20. C 21. B
D 46. C 47. B 48. B 49. E 50. A 51. C 52. B 53. C 54. D 55. C 56. B 57. E 58. C 59. D 60. B 61. D
GĂźncel Psikoloji
22. C 23. E 24. D 25. D 26. E 27. B 28. C 29. E 30. B 31. D 32. D 33. C 34. D 35. B 36. E 37. B 38. E
62. C 63. E 64. B 65. D 66. B 67. D 68. A 69. B 70. E 71. D 72. E 73. C 74. E 75. A 76. D 77. C
22. D 23. B 24. D 25. C 26. E 27. B 28. D 29. C 30. B 31. E 32. A 33. E 34. D 35. B 36. D 37. C 38.
62. B 63. E 64. C 65. E 66. B 67. E 68. B 69. C 70. D 71. B 72. E 73. B 74. C 75. E 76. C 77. E 351
22. D 23. C 24. D 25. E 26. B 27. D 28. C 29. E 30. B 31. C 32. E 33. C 34. B 35. D 36. C 37. E 38.
62. E 63. C 64. D 65. E 66. B 67. E 68. E 69. B 70. D 71. B 72. C 73. E 74. C 75. D 76. B 77. D
Güncel Psikoloji
39. C 40. C
E 39. E 40. B
B 39. E 40. B
Kaynaklar Berk, L. E., Child Development (4th ed.), Allyn and Bacon, Boston, London: 1997. Doğan Cüceloğlu, İnsan ve Davranışı Doğanay, A., Kara, Z., Düşünmenin Boyutları: Program ve Öğretim İçin Bir Model, Ç. Ü. Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 11, 1995. Drmrod, J. E., Human Learning, Macmillan P. Company, New York: 1990. Flavell, J. H., Cognitive Development (2nd ed.), Englewood Cliffs, NJ. Prentice - Hall, 1985. Hacker, D. J., Dunlosky, J., Graesser, A. C., Metacognition in Eductional Theory and Practice, Mahwah, NJ. Lawrence Erlbaum Associates, Publishers, 1998. Healy, J. M., Çocuğunuzun Gelişen Çeviren: Ayşe Bilge Dicleli, İstanbul: Yayıncılık, 1997.
Aklı, BZD
Kendini İyi Hissetme, Ceridian Corp., 2004. Marzano, R. J., Brandt, R. S., Hughes, C. S., Iones, B. F., Presseien, B. Z., Yeankin, S. C., 352
Güncel Psikoloji
Suhor, C., Dimensions of Thinking, Associates for Supervision and Curriculum Development, A, V., 1989. Meadows, S., The Child as Thinker: The Development and Acquisition of Cognition in Childhood, Routledge, London and New York: 1993. Metcalfe, J. and Shimamura, A. P., Metacognition, Cambridge, M. The MIT Press, 1996. Öngen, D., Ergenlikte Zihinsel Gelişim, Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt: 26, Sayı: 1, Ankara: 1993. Schacter, D. L., Searching for Memory: The Brain, The Mind and The Past, BasicBooks L.L.C, 1996. Genel Psikolojiye Giriş Robbert Morrıs Ogden
353