Sayı
9
Aylık Psikoloji Dergisi Satış Fiyatı : 12 TL / KKTC: 15 TL
tukenmislik sendromu
nedir?
cift iliskisi:
yonu nereye
iyiyemikotuyemi
bellegin
12 azn / 12 GEL / 8 $ / 8 €
depresyon
İÇİNDEKİLER
YIL:2, SaYI: 9
psikolojiM
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ ve GENEL YAYIN YÖNETMENİ Timur TUNA t.tuna@psikolojim.com.tr
DERNEK BAŞKANI Doç.Dr. Bilal Semih BOZDEMİR president@ppd.com.tr
YÖNETİM KURULU
Doç.Dr. Bilal Semih BOZDEMİR, Dr. Meltem ÖZKANDAN, Murat YÜCEL, Fadime YEŞİLKAVAK
HUKUKİ DANIŞMAN
Av. Faik ÖNER (faik_oner@hotmail.com)
REDAKTÖR : Esra OKANAKUL DİZGİ & TASARIM : Hilal KALAYCI Yönetim Adresi: Psikologlar ve Psikiyatristler Derneği İzmir-1 Cd. No: 33/31 Kat: 8 Kızılay, Çankaya/ANKARA Telefon Faks Web Mail
: 444 1 659 / (0312) 419 1659 : (0312) 418 45 99 : http://www.ppd.com.tr : info@ppd.com.tr
Adres Web
: Yüksel Caddesi No: 5/8 Kat: 4 Kızılay, Çankaya/ANKARA : http://www.medyapress.com.tr
Çeşitli Gelişmeler Editörden Irkçılığın Kaynağı Nedir? Depresyon Dini İçerikli Obsesyon ve Kompulsiyonlar Tükenmişlik Sendromu “İnsan Kendinin Psikoloğu Olmalıdır” Kariyerde Ebeveyn Etkisi Belleğin Aşamaları Çift İlişkisi
4 5 6 10 16 20 22 24 30 34
Reklam Rezervasyon: MedyaPress BASKI: YEDİZ OFSET- İSTANBUL Matbaa Adresi: Litros Yolu 2.Matbaacılar Sitesi 1 NE 1-2-6 Topkapı-Zeytinburnu/İST. Matbaa Tel: (0212) 544 56 12 “psikolojiM” Psikologlar ve Psikiyatristler Derneği Yayın Organıdır. ISSN : 2147-8813 Aylık, süreli yayın.
PsikolojiM Dergisi EKİM/2015 Tarihinde 10.000 adet olarak basılmıştır. Ankara, Yıl: 2 - Sayı: 9 Psikologlar ve Psikiyatristler Derneği yayın organıdır. Web Adresimiz; http://www.psikolojim.com.tr
Psikolojim dergisi T.C. yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Dergide yayınlanan içeriğin bir kısmı yada tamamı kaynak göstererek kullanılabilir. Kullanılan görsellerin yasal haklarından ve yazıların içeriklerinden yazarları sorumludur; tüzel kişileri bağlamaz.
Bize katılın >
@ppdernegi
facebook.com/ppdernegi
+PsikolojimTrAnkara
www.psikolojim.com.tr
3 Bu ay neler var?
İMTİYAZ SAHİBİ Psikologlar ve Psikiyatristler Derneği İktisadi İşletmesi adına Timur TUNA
GELİŞMELER TÜM TÜRKİYE’YE GURURLA SUNARIZ!
Yeni bir güne uyanıyor olmanın mutluluğu ile sekizinci sayımızdan merhaba!
çalışmalarında, akademik makalelerimizle katkıda bulunduğumuzu görmek, bizim için son derece mutluluk verici. Bununla birlikte sizlerden gelen her bir teşekkür, bizim övünç kaynağımız haline geldi.
Dernek olarak “Klinik Psikoloji ve Psikologlar Derneği” ile ortaklaşa, tüm toplumumuzun yararlanabileceği “Psikolojik Destek Hattı” projesini hayata geçirmiş bulunmaktayız. Yine mesleki anlamda meslektaşlarımızı Amacımız, hızla gelişen ve Okur kitlemiz günden globalleşen dünyamızda, güne büyüyor! destekleme ve ülkemize, psikoloji ile yakından vatandaşlarımıza ve ilgilenen herkese 7’den tüm dünya insanlığına Farklı dillere çevrilmekte 70’e ulaşmak, güncel yararlı çalışmalar olan dergimizle yalnızca yapma amacıyla konuları ele aldığımız Türkiye’de değil; Rusya, dergimiz ‘’psikolojiM’’ ile Gürcistan, Azerbaycan, Sri kurulan “Psikologlar onlara ışık tutabilmektir. Lanka, Tayland, Kamerun, Federasyonu”, dernek Güney Kore ve Kıbrıs’ta da olarak verdiğimiz eğitim Ne mutlu ‘’psikolojiM’’ okurlarımızla buluşuyoruz. programlarımızın ailesine! tamamını, onlarca Türkiye’nin yanı sıra bu akredite kurumu ve ülkelerde de dergimizi, Federasyon onayı ile Değerli okurlarımıza, kitap hediyesiyle birlikte birlikte hizmetlerini sizlere meslektaşlarımıza bulabilirsiniz. sunmaya devam ediyor. ve öğrencilerimize Siz, Değerli okuyucularımız ile çıktığımız bu yolda gelişmelerimizi sizinle paylaşmaktan gurur duyarız. Her zaman olduğu gibi, yeni sayımızla karşınızda olmanın sevincini yaşamaktayız.
Uluslararası “St. Clements University” ile bir protokol imzalayarak, akademik projelerde ortak çalışmalarımıza son sürat devam ettiğimizi de sizlerle paylaşmaktan onur duyarız.
“kariyeriM” ile kariyer yolunuzda sizlere ışık tutarken; “PsikoÇocuk” ile çocuk psikolojisini irdeleyerek, ebeveynlere bu zor görevlerinde destek olmaktayız. ‘’psikolojiM” ile iç dünyanıza bir ayna tutmakta, bunun yanı sıra İngilizce eğitim dergimiz “EduPress/İngilizce” ile İngilizce eğitim dergimizi de okurlarımıza sunmaktayız.
Kişisel gelişim, psikoloji ve mesleki anlamda kariyerinize ve gelişiminize katkıda bulunmak isterseniz, Psikologlar ve Psikiyatristler Derneği (www.ppd.com.tr) web Sevgi ve saygılarımızla... adresimizden sunduğumuz ücretsiz hizmetlerimizden faydalanabilirsiniz. Dergilerimiz aracılığıyla siz okurlarımızla buluşmaktan büyük bir keyif almaktayız.
Her tür görüş, öneri, talep ve şikayetlerinizi okurtemsilcisi@psikolojim.com.tr adresine gönderebilirsiniz. PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
Doç. Dr. Bilal Semih BOZDEMİR Dernek Başkanı
MUTLULUĞU DİLE DÖKMEK Dil, insanların konuşmaları yani iletişimleri ile ilgili bir kavramdır. Dil; yabancı değilse, yani referanslara çocukken katılan kelimelerden oluşuyorsa ana dildir. Kişi yabancıysa, o dile sonradan aşina olduysa ya da yabancılığına karşın onu öğrendi, kavradı, kullanmaya başladı ise “yabancı dildir” her bir öğrenilen ve kullanılan. Kişilerin yabancı dil kullanım becerileri ve kullandıkları yabancı dil adedi, o kişinin hem kendisine olan özgüvenini, hem de diğer kişiler arasındaki farklılığını da ortaya çıkarır. O dili bilmek; o dilde konuşulan, yazılan ve araştırılan, her şeyi anlamak, anlatmak ve hükmetmektir.
O insan davranışlarını inceleyen, tüm davranış bilimlerinin içine sığdığı bu genel dili irdeleyen bir dergi çıkarmanın mutluluğunu sizinle paylaşmak için bu satırlarla başladım yazıma. Her sayıda mutluluk ifadeleri, cümleleri paylaşmamın aslında kasti bir sebebi de var, Allah mutsuzluk vermesin. Bu arada, mutluluğu da başkalarının mutsuzluğu üzerine talep etmenin doğru olmadığını yinelemek gerek. Neyse, “mutluluk” kelimesindeki vurgu kastım, onu dilemenin onu elde etmenin birinci yolu olduğunu bilmemden kaynaklanıyor. Her şeyin temeli düşünmek ve dilemek değil midir? “Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar; ne kendisine yar, ne kimseye yar; bir rüya uğrunda ben diyar diyar; gölgemin peşinden yürür giderim” diyor Necip Fazıl. Balzac ise “Sevgi; sevdiğin kişinin mutlu olduğunu gördükçe, onun mutluluğu ile mutlu olabilme sanatıdır” diyor. O doğal dili kullanmak, aslında güzel ve mutlu bir hayat yaşamanın olmazsa olmazıdır. Doğa, evren, enerjilerin tümü, sizin mutlu olmanızı istemektedir. Zamanında ve zamanı geldiğinde, verdiğiniz enerji ve hak ettiğiniz kadar; başkalarından çalmadan ve size jest olarak sunulmayacak kadar… O denge bunları isterken, siz hak etmediğiniz mutluluk için mutsuz olmamalısınız. Eğer dengeyi şaşırarak belli olan yolu değil de başka yolu tercih ederseniz, kelebek ömründeki mutluluk işte o zaman yerini elbette mutsuzluğa bırakacaktır; hem de eski halinizden daha beterine. Yani mutluluk bir enerjidir, dengesi dâhilinde talep etmek, yetinmek ve razı olmak gereklidir. O dengenin ortasında ise siz varsınız. Yudum yudum ya da okyanuslar kadar, nasıl dilerseniz. Yabancı dillerin en önemlisi ile iştigal ettiğimiz bu yayınlarımızda size mutluluğun formüllerini değil, onun dengelerini anlatmak mutluluğundayız. En doğal dili, birçok konuşma ve yazma dilinde dünyaya yaymanın mutluluğu içindeyiz. Mutluluk işte bir enerji ki “içinde” olmakla tabir ediyoruz ve PsikolojiM Derginizi o enerji içinde besliyoruz, büyüsün de insanlığa faydalı olsun diye. Mutluluk bir enerjidir, evet; heves, heyecan ve başarıları içerir binlerce güzel kavram gibi. Resmini çizemeseniz de huzur bulduğunuz enerjidir mutluluk. “Sadece gelecekteki mutluluğumuzun hayalini kurarken gerçekten mutlu oluruz” diyor, The Life of David Gale. Her zaman mutlu olmanın yolu, herhangi bir gelecek için gerçekleşecek hayallerle dolu olmak değil midir? Balzac’ın sanat diye ifade ettiği, sevdiğini mutlu etmekse gerçek mutluluk, “sizi sevdiğimiz için yine sizinle birlikteyiz” demenin mutluluğu içindeyiz. Bizi ne kadar sevgi enerjisiyle besler, ne kadar sever, bir o kadar da mutluluk enerjisi içine taşırsanız, biz ve yarının PsikolojiM enerjisi, siz dâhil birçok insanı o enerjinin içine alacak, mutluluğa hizmet edecek biliyoruz. Derginizin sayfalarını çevirirken her bir sayfada, her bir sayıdaki heyecanı yaşamanız, her sayfada kendinizi daha iyi bir mutluluk enerjisi içinde hissetmeniz, o doğal ama mutlak dile hizmet veren bize, güzel mutluluk enerjileri göndermeniz dilek ve mutluluğu ile…
Editörden..
Bir de doğal bir dil daha vardır; öğrenilmeyen, öğrenilmek istenmese de hayat boyunca öğrenilmeye devam eden, doğanın ve insanın gereği, -en gerekli- olan ve hayata dair her şeyi içinde barındıran; insanları anlamanın ve anlatmanın en kolay yönü olan. O dil, bir bebeğin beslenmesini, korkuyu, gülmeyi, bakmayı, bakışlardan anlamayı ifade eder. Bu dil bir bakıma insan psikolojisidir; bazen tüm felsefi bilimlerin bütünüdür, bazen de tüm dillerin anasıdır.
psi Ko lo jim
5
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 7
BİLİNÇ DURUMLARI
Bilinç Durumları
6
“
Bilinç, kendimizin ve çevremizin öznel farkındalığı olarak tanımlanır. Bilinç tecrübesi insan doğasının temelidir.
“
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 12
7 Bilinç Durumları
B
ilinç çalışmaları psikologlar için çok önemli olmuş ve birçok psikolojik teorinin oluşmasında rol oynamıştır. Örneğin Freud, kişilik teorileri çalışmasında davranışın bilinçli ve bilinçsiz yönlerinin farkıyla ilgilenirken, günümüz psikologları ,otomatik ve kontrollü davranışların arasındaki farkı tespit etmeye çalışmaktadırlar. Bazı din adamları ve dini uygulamalar, zihin(ruh) ile bedenin ayrı varlıklar olduğunu savunuyorlar. Örneğin, Fransız filozof Rene Descartes, bir düalizm savunucusudur . Dualizm, zihnin maddesel olmayan bir varlık olarak fiziksel bedenden ayrı olduğunu (bağlı olmasına rağmen) savunan bir fikirdir. Bilinç çalışması, özgür irade varlığıyla ilgili psikolojik sorunun temeli için de önemlidir. Bazı davranışlarımızı ve inanışlarınızın sebebinin bazı dış güçler olduğunu anlayabiliriz ama buna rağmen kontrolün bizde olduğuna
ve davranışlarımızın çoğuna angaje olduğumuzu bildiğimize inanırız. Bilinç tecrübemiz işlevseldir ve biz onu davranışlarımızı kontrol etmek ve problemler hakkında mantıklı düşünmek için kullanırız. Bazı durumlarda bilinç caydırıcı olabilir. Örneğin amaçlarımıza uygun yaşamadığımız düşünüyorsak ve diğer insanları bizi olumsuz algıladığı kanaatindeysek bizi bilinçten uzaklaştıracak davranışlara yönelebiliriz (alkol ve psikoaktif ilaçlar vb). Beyin bugünkü düzeyine ve faaliyet tipine göre değiştiğinden bilinç geçicidir. Örneğin çok fazla kahve veya alkol tüketmek beyin aktivitemizi etkiler ve bu duruma istinaden bilincimiz değişebilir. Uyku ve Rüya Görme Bize Hareket İçin Canlılık Verir Tüm insanları içine alacak şekilde tüm
organizmalar, düzenli bir şekilde tekrar eden davranış döngülerinden yani biyolojik ritimlerden etkilenir. Biyolojik ritme örnek olarak kuşların göçü ve ayıların kış uykusu olabilir. Birçok biyolojik ritim , çevre ışığının süresi ve seviyesindeki değişikliklerle (yazın kışa, gecenin gündüze dönmesi) koordinelidir. Kuşlarda hipofiz bezi, ışığa karşı doğrudan duyarlıdır ve bunun harekete geçmesi göç ya da çiftleşme gibi davranışları etkiler. Uyku da ortam ışığından etkilenir. Retinadaki ganglion hücreleri thalamusun üstündeki alana –suprakiazmatik nükleus- sinyal gönderir. Suprakiazmatik nükleus, ışık uyarıcılarının gücünü ve süresini ölçüp ışığın az ya da çok olduğuna dair sinyalleri hipofiz bezine gönderir. Hipofiz bezi de tepki olarak uyku başlangıcını kolaylaştıran güçlü bir hormon olan melatonini salgılar. PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
Bilinç Durumları
8
“
Yapılan bir araştırma, yetişkinlerin bir ayda sadece birkaç gece iyi bir uyku alabildiklerini göstermiştir. Bu insanlar insomnia diye bilinen; uykuya dalmada ve uykuda kalmada yaşanan kalıcı zorluktan muztariptirler.
“
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
Uyku Aşamaları: Gece Boyunca Hareket Uyku sırasında bilincimizi kaybetsek de beyin aktif kalmaya devam eder. Uyku şekilleri, geceleri araştırma laboratuvarlarında geçiren binlerce deneğin beyin dalgalarının elektroansefalogram ya da EEG yoluyla kaydedilmesiyle takip edilmiştir.Uyku araştırmacıları, uyuyan insanların her biri yaklaşık doksan dakika süren tutarlı uyku evreleri geçirdiğini tespit etmiştir. Bu aşamaların iki ana tipi vardır.
Non-REM(Hızlı olmayan göz hareketi): Bu aşamada uyku derindir ve çok yavaş beyin dalgaları ile karakterize edilmiştir. Bu aşama da N1, N2 ve N3 olarak bilinen üç alt aşamaya bölünür. Her uyku aşamasının beyin dalgalarının şekillerine göre kendine has farkları vardır. Uykuya ilk daldığımızda dalgalar daha uzundur (alfa dalgaları) . Sonraki aşama ise uyuşukluk ya da uykulu olma hali olarak karakterize edilen N1 aşamasıdır. N1’de beyin daha kısa dalgalar üretmeye başlar(theta dalgaları). Bu aşamada bazı kaslar güç kaybeder ve çevre farkındalığı kaybolmaya başlar. Eğer uykuyu sürdürmeyi başarırsak N2 aşamasına geçeriz.Bu aşamada kas aktivitesi iyice düşer , çevre algısı ve bilinç kaybolur. N2 aşaması, uyku yoğunluğu diye bilinen hızlı beyin patlamalarının arasına serpiştirilmiş theta dalgaları ile karakterize edilir. Bu aşama yetişkinlerin toplam uykusunun yarısını işgal eder. Üçüncü aşama olan N3, düşük dalga uykusu olarak bilinir ve uykunun en derin halidir. N3 çok yavaş delta dalgalarının oranının artışıyla karakterize edilir. Bu aşama, uykuda konuşma, uyurgezerlik ve yatak ıslatma gibi anormalliklerin görüldüğü aşamadır. Uyku Bozuklukları Yapılan bir araştırma, yetişkinlerin bir ayda sadece birkaç gece iyi bir uyku alabildiklerini göstermiştir. Bu insanlar insomnia diye bilinen; uykuya dalmada ve uykuda kalmada yaşanan kalıcı zorluktan muztariptirler. İnsomnianın sebebi fiziksel rahatsızlıklar ve acılar olabileceği gibi psikolojik rahatsızlıklar da olabilir. Rahatsız ve dinlendirici bir uyku alamayan insomnialı insanlar, kaliteli uyku eksikliği yüzünden gün içinde de işlevsel sıkıntılar yaşarlar. Uykusuzluk problemi yaşayan insanlar, bu problemin üstesinden gelmek için barbiturat vb. ilaçlara yönelirler. Ancak bu ilaçlar rahatlatıcı gibi görünse de uyku döngüsünün doğal aşamalarını bozarak yarardan çok zarar getirir. Çoğu zaman da bu ilaçlara bağımlılık artar.
-Yatağınızı sadece uyku ve için kullanın. Gün içinde yatakta zaman harcamayın. -Düzenli uyku ve uyanma rutini belirleyin -Uykunuz ile ilgili olumlu düşünün..” Uyku uyuyamıyorum” korkusuyla tedirgin olmayın. -Yatma saatine yakın yiyip içmeyin. -Uyku için çevre oluşturun (serin, karanlık ve rahat). -Yatma saatinde gürültülü şeylerden uzak durun veya kurtulun. -Özellikle günün geç saatlerinde kafeini ya az tüketin ya da tüketmeyin. -Yatma saatine yakın alkol ve nikotin tüketmeyin. - Yatma saatine yakın -üç saat içinde olmamak kaydıyla- egzersiz yapın. - Öğlen ve akşam kısa uykulardan kaçının. - Uyku alışkanlıklarınızı not ettiğiniz bir günlük tutun. Başka bir uyku problemi ise uyku apnesi denen; ve uyku sırasında en az 10 saniye nefes alıp vermenin kesintiye uğraması durumudur. Boğaz duvarlarındaki engeller dolayısıyla oluşan apne,uykuya dalındığı zaman ortaya çıkar. Narkolepsi de sık sık karşılaşılan bir uyku bozukluğudur. Narkolepsi, insanın istem dışı şekilde yani elinde olmadan olduğu yerde derin uykuya dalmasıdır. Bu sendroma cataplexy denen ve bireylerin kısmı ya da tamamen çöküntüyle sonuçlanacak şekilde kas gücünü kaybetmesi durumu da eşlik eder. Narkolepsi, amfetamin gibi uyarıcılarla tedavi edilebilir. Diğer bir uyku bozukluğu uyurgezerliktir . Uyurgezer insanlar, yataktan kalktıklarında, yürüdüklerinde hâlâ uyku halindedirler. Uyurgezerlik genellikle çocukluk dönemlerinde ve sıklıkla 12 yaş civarlarında rastlanan bir uyku bozukluğudur. Uyku terörü , yıkıcı bir uyku bozukluğudur. Yüksek sesli çığlıklar ve yoğun panik içeren bu uyku bozukluğu çok büyük bir sıklıkla çocukluk döneminde yaşanır.
Uyumamanın Ağır Faturası Tercih ettiğimiz uyku zamanları ve uyku ihtiyacımız hayatımız boyunca çeşitlilik gösterir. Yeni doğanlar günün 16 ile 18 saatini, okul öncesi çocuklar 10 ile 12 saatini uyuyarak geçirirken okul yaşındakiler gece en az 9 saat, yetişkinler ise 7, 8 saat uyurlar. Tabii ki bu süreler kişilere göre değişirler. Dinlenmek, yıllarca önce kurulan okul ve iş hayatının yoğunluğu düzeni içinde oldukça zordur. Akşam bir şey yapmak istenmesine rağmen sabah erken kalkılacağı için erken yatmak hep zorlu bir tercih olmuştur çünkü uykunun yapıcı, yenileyici bir işlevi vardır. Ve uzayıp giden, düzelmeyen uyku eksikliği, artan anksiyete, düşen performans ve ölümle sonuçlanabilecek dikkatsizliklerin sebebidir. Uyku sağlık ve uzun yaşam için anahtar bir rol üstlenir. Hasta olduğumuz zaman daha fazla uyumamız tesadüf değildir. Çünkü uyku, enfeksiyon ile mücadele için çalışmaktadır. Uyku yoksunluğu, enfeksiyon ile mücadele eden bağışıklık sistemini etkisiz bırakırken, obezite, hipertansiyon ve hafıza bozukluklarına yol açar. Rüyalar ve Rüya Görmek Rüyalar, uyurken aklımızdan arka arkaya geçen görüntüler, düşünceler, sesler ve duygulardır. Rüyaların içeriği genel olarak gün içinde yaşananlara, endişelere, korkulara ve başarısızlıklara bağlı olarak oluşur. İnsan REM uykusundan uyandığında ne rüya gördüğünü anlatabilir ama gecenin belli zamanlarında görülen rüyalar uyanıldığı anda genel olarak unutulur.Birçok kültürde rüyalar, rüya görenin, mevcut koşullar hakkında bir şeyler ortaya koymasına veya geleceği tahmin etmesine bağlı olarak, ona büyük önem taşır. Avusturyalı psikolog Sigmund Freud, hastalarının rüyalarını analiz ederek onların bilinçsiz ihtiyaçlarını, arzularını anlamaya çalışmıştır. Birçok psikolog hala bu tekniği kullanmaktadır. Freud, psikoanaliz yöntemi yoluyla rüyaların gerçek anlamlarını ortaya çıkararak, insanların problemlerini anlamanın ve çözmenin çok daha kolay olacağına inanmıştır.
Rahatsız bacak sendromu , uyku sırasında bacaklarda kaşınma, yanma ve rahatsızlık hissetme durumudur.
Rüyanın aktivasyon-sentez teorisi , rüyanın anlamı üzerine başka bir teoridir. Bu teoriye göre, rüyalar, beyin sapındaki nöronların rastlantısal bir şekilde hareketlenmesi sonucu ortaya çıkan beyin yorumlarıdır.
Periyodik uzuv hareket bozukluğu ise yatakta kendine ya da partnerine zarara verebilecek kadar ileri gidebilen istem dışı ve ani uzuv hareketleridir. REM uykusu davranış bozukluğu, genellikle orta yaşlı ve daha yaşlı insanlarda yoğun ve şiddet dolu rüyalara tepki olarak ortaya cıkan şiddetli ve yıkıcı aktivitelerdir
Araştırmacılar türlü çalışmalarla rüyaların sebebini araştırsalar da sadece bir tek şey nettir. Rüya görmeye ihtiyacımız vardır. Eğer REM uykusundan mahrum olursak, bir daha rüya görebilene kadar, günlük hayatın önemli konularına angaje olmakta çok başarılı olamayız.
Bruksizm, uyku sırasında dişleri gıcırdatma hali olan bir uyku bozukluğudur.
9
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
Bilinç Durumları
REM(Hızlı Göz Hareketi): Bu aşama çok hızlı göz hareketleri ve rüya ile karakterize edilmiştir. REM uykusu sırasında dış olaylara karşı farkındalık dramatik olarak azalır. Bu aşama boyunca kaslarımız kendilerini kapatır. Bu da uyku sırasından kendimize zarar vermememiz için iyi bir şeydir.
Ulusal Uyku Vakfı, insomnia ile mücadele etmek için bazı tavsiyelerde bulunmuştur:
Depresyon
10
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
11 Depresyon PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
Depresyon
12
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
13 Depresyon PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
15 Depresyon PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
Dinî İçerikli Obsesyon ve Kompulsiyonların Dinî Yaşantıya Etkileri
16
17
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
Dinî İçerikli Obsesyon ve Kompulsiyonların Dinî Yaşantıya Etkileri
18
19
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
Tükenmişlik Sendromu
20
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
21
Tükenmişlik Sendromu
“İnsan Kendinin Psikoloğu Olmalıdır...” Tabi Olabilirse...
22
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
23
“İnsan Kendinin Psikoloğu Olmalıdır...” Tabi Olabilirse...
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
Kariyerde Ebeveyn Etkisi
24
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
25
Kariyerde Ebeveyn Etkisi
Kariyerde Ebeveyn Etkisi
26
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
27 Kariyerde Ebeveyn Etkisi PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
Kariyerde Ebeveyn Etkisi
28
29 Kariyerde Ebeveyn Etkisi PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
Belleğin Aşamaları: Duyusal, Kısa ve Uzun Vadeli Bellek
30
31
Belleğin Aşamaları: Duyusal, Kısa ve Uzun Vadeli Bellek
Belleğin Aşamaları: Duyusal, Kısa ve Uzun Vadeli Bellek
32
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
33
Belleğin Aşamaları: Duyusal, Kısa ve Uzun Vadeli Bellek
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
Çift İlişkisi, Yönü Hangisi? İyiye mi Kötüye mi?
34
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
35
Çift İlişkisi, Yönü Hangisi? İyiye mi Kötüye mi?
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
Çift İlişkisi, Yönü Hangisi? İyiye mi Kötüye mi?
36
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
37
Çift İlişkisi, Yönü Hangisi? İyiye mi Kötüye mi?
PSİKOLOJİM, Yıl: 2 - Sayı: 9
Çift İlişkisi, Yönü Hangisi? İyiye mi Kötüye mi?
38
Tü rk iye
as yo n
Bü ros u
lements Universit C t y S
f En
m or
şİmdİ Türkİye’deyİz
Uzaktan eğitim teknikleri ile eğitim alacağınız Türkiye Enformasyon Ofisimiz 2006 yılından bu yana sizlere hizmet vermektedir. Sınav vb. zorunluluk ve şartlar olmaksızın St.Clements University ‘nin kapıları şimdi size de ardına kadar açık. ÖSS vb. sınavlara girmiş olmak gerekmemektedir (Uzaktan eğitim ile hizmet vermekteyiz). Eğitiminizi yarıda bırakmış iseniz ve bir yerlerden başlamak istiyorsanız, Herhangi bir fakülte mezunu değilseniz; yüksek lisansınızı tamamlamak istiyorsanız; Doktoranızı dünyanın en saygın üniversitelerinden birisinde yapmak istiyorsanız; Çalışırken öğrenim görmek istiyorsanız; Mezun olunca tercih edilen bir personel adayı olmak istiyorsanız; Okumak için değil, mezun olduğunuzda gerçekten iyi bir öğrenim tamamlamanın mutluluğunu ve gururunu yaşamak istiyorsanız;
şimdi bunu gerçekleştirebilirsiniz... BÖLÜMLERİMİZ;
Psikoloji (Lisans, Yüksek Lisans, Doktora) Uluslararası Hukuk (Lisans, Yüksek Lisans, Doktora) İşletme Yönetimi (Yüksek Lisans, Doktora) Siyaset Bilimi (Lisans, Yüksek Lisans, Doktora)
şİmdİ tam zamanı St.Clements University | Türkiye
http://www.stclements.eu | info@stclementstr.com