Psikolojim Dergisi - Sayı - 13

Page 1

sayı 13

OTİZM

Aylık Psikoloji Dergisi

“ OT İ Z M

Satış Fiyatı : 12 TL / KKTC: 15 TL

Gözlerine Bakamıyorsam Bir Sebebi Var...

Beni Fark Et Geç Kalma...

Yineleme Bozukluklar Klinik Çocuk ve Ergen Psikolojisi

Yineleme Bozukluklar

Anoreksiya ve Bulimiya Nevroza

Korku ve Anksiyete Problemleri

12 azn / 12 GEL / 8 $ / 8 €

Anoreksiya ve Bulimiya Nevroza


İÇİNDEKİLER

3

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ ve GENEL YAYIN YÖNETMENİ Timur TUNA t.tuna@psikolojim.com.tr

DERNEK BAŞKANI Doç.Dr. Bilal Semih BOZDEMİR president@ppd.com.tr

YÖNETİM KURULU

Doç.Dr. Bilal Semih BOZDEMİR, Dr.Meltem ÖZKANDAN, Murat YÜCEL, Cihan Melih BOZDEMİR, Fadime YEŞİLKAVAK

Hukuki Danışman Av. Faik ÖNER

BASKI YEDİZ OFSET - İstanbul İstanbul Reklam Rezervasyon;

İlgili Kişi : Veysel TOPUZ Adres : Fevzipaşa Cad. Aktar Kerim Sk. No.23/2 Edirnekapı/İstanbul Tlf : 02125341726 Dizgi & Tasarım :

Yönetim Adresi: Psikologlar ve Psikiyatristler Derneği İzmir-1 Cd. No:33/31 Kat:8 Kızılay, Çankaya/ANKARA Telefon : 444 1 659 / (0312) 419 1659 Faks : (0312) 418 45 99 Web : http://www.ppd.com.tr Mail : info@ppd.com.tr

psikolojiM Çeşitli Gelişmeler Editörden Kuantum Psikolojisi Klinik Çocuk ve Ergen Psikolojisi Anoreksiya ve Bulimiya Nevroza Çocuklarda Tuvalet Eğitimi Otizm Korku ve Anksiyete Problemleri Yineleme Bozluklar - Obsesif Kompülsif Bozukluk - Trikotillomani Sendorumu

4 5 6 10 14 18 22 28 34

- Tourette Sendorumu

“psikolojiM” Psikologlar ve Psikiyatristler Derneği Yayın Organıdır. ISSN : 2147-8813 Aylık, süreli yayın. Psikolojim dergisi T.C. yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Dergide yayınlanan içeriğin bir kısmı yada tamamı kaynak göstererek kullanılabilir. Kullanılan görsellerin yasal haklarından ve yazıların içeriklerinden yazarları sorumludur; tüzel kişileri bağlamaz.

PSİKOLOJİM, SAYI:13

Ankara, Psikolojim Psikologlar ve Psikiyatristler Derneği yayın organıdır. Web Adresimiz; http://www.psikolojim.com.tr

PSİKOLOJİM, SAYI:13

Bu ay neler var?

İMTİYAZ SAHİBİ Psikologlar ve Psikiyatristler Derneği İktisadi İşletmesi adına Timur TUNA


merhaba!

Doç.Dr. Bilal Semih BOZDEMİR Dernek Başkanı

TÜM TÜRKİYE’YE GURURLA SUNARIZ!

Yeni bir güne uyanıyor olmanın mutluluğu ile ikinci sayımızdan merhaba!

MerhabaDeğerliOkurlarımız; toplumuzu daha fazla bilinç- Uluslararası St. Clements öğrenci arkadaşlarımız, 14 İlk sayımızda meydana gelendirmek için çok çalıştık. University ile karşılıklı pro- Haziran 2014 Cumartesi len tipografik hatalardan İlk sayımızı sizlerle tanış- Dernek olarak, Klinik Psiko- tokol imzalayarak, akademik gününden başlayarak, 22 dolayı, okurlarımızın affına tırmış olmanın heyecanı loji ve Psikologlar Derneği projelerde ortak çalışma ka- Haziran Pazar günü ta- sığınmaktayız. içerisinde hazırladık ikinci ile birlikte tüm toplumumu- rarını da sizlerle paylaşmak mamlanacak olan LİSANS sayımızı.. zun yararlanabilmesi amacı istedik. YERLEŞTİRME SINAVI (LYS)’ 10 MAYIS, “Dünya Psikologile “Psikolojik Destek Hattı” na katılacaktır. lar Günü”, tüm meslektaşlaNisan sayımızda sizlere projesini hayata geçirdik. Topluma hizmet amaçlı bir derrımıza ve Psikolojiye gönül amacımızdan bahsederek, nek olarak, geleneksel olarak, her Öğrenci arkadaşlarımız için verenlere kutlu olsun. sizlere sadece bir dergi hiz- Yine mesleki manada, mes- yıl, meslektaşlarımız arasında son derece önemli olan bu meti sağlamak değil, aynı lektaşlarımızı desteklemek seçimler yaparak, “Psikolojinin sınavda kendilerine şim- Yine bu vesile ile tüm çocukzamanda psikolojiye me- ve ülkemize, vatandaşla- Oskarları - Oscar of Psycho- diden başarılar diliyor ve larımızın, Ulu Önder Musrak salmış kişilere ulaşarak, rımıza ve tüm dünya in- logy” projemizi hayata geçirdik. önümüzdeki sayıda öğrenci tafa Kemal Atatürk’ün çogündemdeki konuları takip sanlığına yararlı çalışmalar Yayın hayatımıza sıfırdan ve arkadaşlarımıza bir nebze cuklarımıza armağanı olan etmek ve akademik içerikler yapmak amacı ile kurulan yeni başlayan bir dergi ola- olsun katkıda bulunacağı- geçmiş 23 NİSAN “Ulusal ile meslektaşlarımızın bil- “Psikologlar Federasyonu” rak, aldığımız teşekkür, eleş- mızı da buradan müjdele- Egemenlik ve Çocuk Bayragisine bilgi katmayı hedef- kurucu üyesi olduk. tiri ve geri dönüşler, bizleri mek isteriz. mını” ve geleceğimizin yalemiş ve siz değerli okurlaher sayımızı daha dikkatli bir tırımları olan gençlerimizin rımıza 7’den 70’e herkese Artık dernek olarak verilen şekilde hazırlama yolunda “Sınav Kaygısı” ve “Sınav Stre- 19 MAYIS “Atatürk’ü Anma ışık tutacağına inandığımız eğitim programlarımızın teşvik etmektedir. si” konularının işleneceği önü- Gençlik ve Spor Bayramı”nı “psikolojiM” dergisini sizlere tamamını, onlarca akredite müzdeki sayımızı bayiinizden da kutlarız. sunduğumuz için mutluyuz. kurumu ile birlikte, “Psiko- Hepimizin bildiği gibi, geçti- ısrarla talep edin. Böylelikle loglar Federasyonu” ona- ğimiz günlerde tamamlanan işlenecek olan konularda neler TÜM ANNELERE ARMAĞAN Hızlı gelişen dünyamızda, yı ile de sizlere sunmaya ve puan türlerinin herhangi yapmanız gerektiğini, uzman- OLSUN... gelişmelere ayak uydurmak, devam edeceğiz. birinden 180 ve üzeri alan lardan destek alarak öğrenin. Sevgi ve saygılarımızla...

Eğitimde iki esas konu bulunmaktadır. Birincisi eğitimi görecek kişinin en iyi şartlarda yetişmesi, ikincisi de eğitimi veren uzmanın konusuna haiz olması. Biz bir eğitim dergisi çıkarmak amacında değildik. Dergimizi, psikolojik gelişmeler, teknoloji ile psikolojinin paralelliği, tarih ve psikoloji, kendimizi iyi hissetmenin yolları ve kişisel gelişim konularına odaklamak istedik. Ancak tüm bunlar da eğitimi oluşturmaktaydı. Bunu ise avantaja döndürmek istedik. Hem okuyucunun, hem de bilim camiasını avantajına. Dergimizi bilimsel ve eğitim ağırlıklı bir dergi yaparak bunu başarabilirdik. Bu sebeple ikinci sayımızla birlikte içeriğimizi çok daha zenginleştirmeye karar verdik. Bu sayı ile birlikte her sayıda daha da çok bilimsel ve eğitim ağırlıklı içerik bulacaksınız. Bu bilgileri sadece internette ya da ansiklopedilerde bulamayacağınızı göreceksiniz. Derginizin bir başka ansiklopedi, bir başka iletişim ağı olduğunu göreceksiniz. Yalnızca doğruyu incelemeyen, doğruyu teyit etmekle kalmayıp bunu sorgulayan ve başka ilim kapıları açan bir dergi olduğunu göreceksiniz elinizdeki her sayının. Bu ay üç güzel olayı da yaşamaktayız. Birisi annelerimizin gününü kutlayacağız. Onlara söyleyecek sözler için ne lügatımızda o kadar güzel kelimeler var, ne kalemimizde o kadar kutsal mürekkep. Onlar bize Yaradan’ın en güzel hediyesi, kokusu ve bize özel oluşu ile çiçeklerin en güzeli. “Bana iyi analar veriniz, size iyi vatandaşlar vereyim” diyen Napolyon Bonaparte, yaşadığımız ülkedeki insanlarımızın kutsallığı, cesareti ve çalışkanlığı için güzel özetlemiş anne kavramını. Evet, bu ay yine bu azimli, çalışkan ve gururlu milletin bir bayramının da yıldönümünü yaşamaktayız. 19 Mayıs, 1919’dan beri şanlı bir milletin kendisini ve başarılarını hatırladığı kutsal bir gündür. Bu günün gençlerine çok görev düşmektedir. Çalışmak, övünmek ve neslinin övünmesini sağlamak gibi. Bu ay yine 10 Mayıs’da Dünya Psikologlar Gününü kutlamaktayız. Bu değerli günün daha bilinir olması ve daha iyi kutlanır bir hale gelmesi dileklerimizle. Derginizle birlikte aldığınız hediye kitaplarınız da aynı durumdadır. Size her sayfada, her cümlede yeni bilgileri sorgulatan ve sizi sorgulayan derginiz ve eklerinin günlük yaşantınızda, kendi benliğinizde ve çevrenizde yeni ufukları açtığını sizden okumak ve duymak bize gurur verecektir. “Psikoloji” terimini günlük hayatında kullanan herhangi bir bireyden farklı kılmak istiyoruz siz okuyucularımızı. Elimizden geleni, tüm imkânlarımızla gerçekleştiriyoruz. Desteğiniz bize güç ve hız verecektir.

Her tür görüş, öneri, talep ve şikayetlerinizi okurtemsilcisi@psikolojim.com.tr adresine gönderebilirsiniz. PSİKOLOJİM, SAYI:13

Saygılarımla,

psi Ko lo jim

PSİKOLOJİM, SAYI:13

5 Editörden..

GELİŞMELER

Yüzyıllardır toplumlar en büyük yatırımlarını savunma, eğitim ve kültüre vermişlerdir. Ancak enteresandır ki savunma ve kültür bile eğitimle olmaktadır. Bu sebeple tarihteki en büyük yatırımların eğitime verildiğini söyleyebiliriz.


KUANTUM PSİKOLOJİSİ

KUANTUM PSİKOLOJİSİNİN BAĞLAMI Hindistan’da,öz-gerçekleştirme konusunda iki temel yaklaşım vardır; Advaita ve Vedanta. Advaita, veya ikili olmayan farkındalık, iki ya da daha fazla değil tek bir madde olduğu, diğer bir deyişle ikili olmama anlamına gelir. Vedanta ise en pratik biçimde şu şekilde tanımlanabilir; olduğunuzu düşündüğünüz veya zannettiğiniz herşeyi bir kenara atarak kim olduğunuzun farkına varmak. Kısacası, ne bu/ne de bu veya Sanskritçe netineti. Veda’ların Hindistan’nın en kutsal metinleri olduğu düşünülür. Vedanta da, Veda’ların sonu anlamına gelir. KUANTUM PSİKOLOJİSİNİN AMACI Kuantum Psikolojisi diğer modern psikoloji türlerinden farklıdır çünkü farklı bir amaca ve farklı bir hedefe sahiptir; KİM OLDUĞUNU keşfetmek. Başlangıç ve hazırlık aşamaları, sahip olduğunuz Yanlış Öz-Yanlış Benlik denilen şeyi parçalamak (neti-neti) ve çok boyutlu farkındalık elde etmekten oluşur. Bu terimlerin ne anlama geldiğini ilerleyen kısımlarda ele alacağız. Kuantum Psikolojisi sizi daha iyi, daha erdemli yapmayı ve size harika ilişkiler kurmanın, daha fazla para kazanmanın veya daha rahat bir yaşam sürmenin yollarını öğretmeyi amaçlamaz. Daha ziyade, farkındalık yaratarak, bu farkındalığın bile ötesinde, Kim Olduğunuzu keşfedebilmeniz ile ilgilenir.

Kuantum psiklojisi olgunlukla ilgilidir. Mesele, kendimize bakıp, aldığımız kararların ve bunların sonuçlarının sorumluluğunu alacak kadar olgun olmak ve böylece kendimizi ve olduğumuz seyi aşmaktır. “Ben” veya ötesi diye bir şey olmadığını farkederek, Kim Olduğunun farkındalığını yaratmayı amaçlar. Bu yüzden buyrun size HİÇLİK... Tadını çıkarın... PSİKOLOJİM, SAYI:13

Çok Boyutlu Farkındalık, sekiz boyut veya farkındalığın tezahürleri konusunda bilinç geliştirmektir. Kuantum Psikolojisi, çok boyutlu farkındalık geliştirmenin KİM OLDUĞUNU keşfetme sürecine yardımcı olabileceğini düşünür. Bu arada, ben her zaman olabileceğini derim çünkü hiçbir şeyin garantisi yoktur. Altı yıl boyunca Hindistan’da yaşadım ve bu esnada çok sayıda öğretmen, guru ve meditasyon uzmanı ile birlikte çalıştım. 1979’da, daha sonra öğretmenim ve manevi akıl hocam

olacak olan Sri Nisargadatta Maharaj ile tanıştım. Ona göre, “Kim Olduğunu bulmanın tek yolu, Kim Olmadığını bulmaktır” (neti-neti). Nisargadatta Maharaj’ın en temel Kuantum Psikolojisi Prensibi şuydu: “Olduğunu zannettiğin hiçbir şey, aslında olduğun sen değil.” Hayattayken yayımlanan tek kitabı, muhtemelen bu neslin en önemli ruhani metinlerinden biri diyebileceğimiz Ben O’yum kitabıydı. Kendisi, Advaita-Vedanta ve Jnana Yoga ile ilgilendi. Jnana yoga, Sanskritçe bilgi yolu anlamına gelir. Aslında, BİLDİKLERİNİ UNUTMA YOLU (netineti) veya Yıldız Savaşları filminde Yoda’nın (öğretmen) Luke Skywalker’a (öğrenci) dediği gibi “Bu zamana kadar öğrendiğin herşeyi unutmalısın” da denebilir. Advaita, sadece TEK MADDE olduğunu ve herşeyin, iki veya daha fazla maddeden değil, O, TEK MADDEDEN geldiğini ve O, TEK MADDE olduğunun farkına varmanın gerçek tinsellik olduğunu iddia eder. Maharaj’a göre:

“Başlangıçta, kesinlikle, HİÇBİR ŞEY yoktu. BEN OLAN, o HİÇLİK içinde ortaya çıktı (yoğunlaştı). Bir gün, BEN OLAN yok olacak (seyrelecek) ve geriye yine HİÇLİK kalacak ve her şey bundan ibaret.” KUANTUM BOYUTU “Gözlemleyen gözlemlediği şeyden ayrı düşünülemez.” (Werner Heisenberg) “Her şey boşluktan ibarettir, form boşluğun yoğunlaşmış halidir.” (Albert Einstein) “Hiçlik, evrenin temel yapı taşıdır.” (John Wheeler) “Evren, birbirine bağlı bir bütündür.” (David Bohm) “Yerel nedenler diye bir şey yoktur.” (John Stuart Bell) Einstein, her şey BOŞLUKTAN ibarettir ve form, BOŞLUĞUN yoğunlaşmış halidir demeden iki bin beşyüz yıl önce Buddha, Kalp Sutra’da şöyle yazmıştı; “Form, BOŞLUKtan, boşluk da formdan başka bir şey değildir.” Peki ama bu ne anlama gelir ve bunu nasıl inceleyebiliriz? Kuantum dünyasına bakabildiğinizi hayal edin. Eğer yapabilseydiniz, somut sandalyeler

veya insanlar veya yadırgamadığınız diğer şeylerin herhangi birini görmezdiniz. Aksine, göreceğiniz şey, birkaç parçacığın içinde hareket eder gibi göründüğü BOŞLUK olurdu. Ne kadar bir BOŞLUKtan söz ettiğimizi gözünüzde canlandırmak için dünyanın, atom çekirdeğinin etrafında dönen bir elektron ve güneşin de, etrafında döndüğü çekirdek olduğunu hayal edin. Eğer durum böyle olsaydı, elektron ile çekirdek arasındaki boşluk, gerçek 7 dünya ile gerçek güneş arasındaki gerçek mesafeden kat kat fazla olurdu. İşte bu kadar bir BOŞLUKtan söz ediyoruz. O halde, normal hayatımızda her gün gözümüzle veya sinir sistemimiz yoluyla somut gibi algıladığımız her şey, aslında çok ama çok BOŞtur. Aynı şekilde, dünyaya ve kendinize bakarken kullandığınız mercekleri, referans sistemlerini ve kavramları parçalamanın da, Ben Olanı ve O BOŞLUĞUN temelinde yatan birliği keşfetmeye yardımcı olması muhtemeldir.

Kuantum Psikolojisi

Kuantum Psikolojisi

6

ADVAITA VEDANTA BOYUTU

SEKİZ BOYUT Kuantum Psikolojisi, farkındalığın çok boyutlu farkındalık geliştirerek özgürleştirilmesini, Kim Olduğunu keşfetmenin başlangıç aşaması ve muhtemel bir yardımcısı olarak görür. Meşhur Sufi ustası İdris Şah’ın sözleriyle anlatmak gerekirse, Farkındalığınızı konumlandırdığınız yer konusunda istemli bir seçme hakkına sahip olmadığınız sürece, özgür olamazsınız. Eğer farkındalığınız, Yanlış Özü aşmak adına Yanlış Benlik üzerinden tekrarlamaya, pekiştirmeye, direnmeye veya yeniden yaratmaya farkında olmadan sabitlenmiş durumdaysa; özgürlüğü deneyimlemek zor olabilir (daha sonra ele alınacak); özellikle de gerçekte olmakta olan şey hakkındaki istenmeyen duygular veya düşüncelerden kaçmak için durumların “tinsel” olarak görüldüğü bir savunma mekanizması olan tinselleştirme söz konusu olduğunda. Sekiz tezahür boyutu hakkında farkındalık geliştirmek ve her düzeyin ne yaptığını, işlevini ve amacını anlamak, farkındalığın özgürleşmesi ve öznel özgürlük deneyimi için temel bir gereksinimdir. İlerleyen bölümlerde, bu boyutların her biri tanımlanacak ve örnekler ve PSİKOLOJİM, SAYI:13


Farkındalığın ötesindeki üç düzey de şunlardır: 1) BOŞLUK 2) İSİMSİZ MUTLAK 3) ÖTESİ

Sekiz boyuttan her biri farklı bir işleve sahiptir. Sağ elimin amacı yazmaktır, ağzımın amacı yemek yemektir; yemeği elimde tutarak onu sindiremem. Kalemi ağzıma koyarak yazı yazamam. İşlevsel olmaz. Aynı şekilde, her boyutun işlevini de bilmeniz gerekir. Basitçe söylemek gerekirse, ne kadar çok farkındalık boyutuna erişebilirseniz, öznel özgürlük deneyiminiz de o kadar kapsamlı olur. Farkında olduğunuz boyutların sayısı

Kuantum Psikolojisi

ayaklanmış. Öğrencisinin devesinin görünürde olmadığını fark eden Sufi Ustası ona, “Deven nerede?” diye sormuş. Öğrencisi, “Bağlayacak bir yer bulamayınca, Allah’a emanet edip geldim” diye cevap vermiş. Sufi Ustası bunun üzerine şöyle demiş, “Doğru, her şeyi Allah’a emanet etmelisin. Ve deveni bağlamalısın.” Bu, düzeyleri ayırt edememeye veya bir boyutla (Dış Dünya) başa çıkmak için diğer boyutu (BOŞLUK) kullanmaya dair klasik bir örnektir. Yani, evet. Her şeyi Allah’a emanet edin. Ama devenizi bağlamayı unutmayın.

Dördüncü Yol öğreticisi G. I. Gurdijeff, tanınmış öğrencilerinden P.D. Ouspensky’a bir keresinde şunu söylemiş (1949), Dikkatimi dış dünyaya verdiğimde dışarıyı gösteren bir ok gibiyim. Gözlerimi kapatıp kendi içime çekildiğimde, dikkatim içeriyi gösteren bir oka dönüşüyor. Şimdi, ikisini aynı anda yapmayı – oku aynı anda hem içeri hem de dışarı yöneltmeyi – denediğimdeyse, dakikasında bunun inanılmaz zor bir şey olduğunu fark ediyorum. Bir iki saniye sonra, ya dış dünyayı unutup hayallere dalıyorum ya da kendimi unutup baktığım şeyin içinde kayboluyorum. Gurdijeff buna ‘kendini hatırlama’ adını vermişti. Kuantum Psikolojisi ise eş zamanlı olarak üç ya da daha fazla boyuta odaklanmanızı ister. Bunu yapabilmek için her boyutun kendine özgü özelliklerini ve bu özelliklerin hayatınızda nasıl bir işleve sahip olduğunu anlamanız gereklidir. DÜZEYLERİ AYIRT EDEMEMEK Bir Sufi Ustası bir köye ziyarete gitmiş ve öğrencilerinden biri de onu görmeye karar vermiş. Öğrenci, çölde kilometrelerce yol aldıktan sonra küçük köye ulaşmış. Ama oraya vardığında, devesini bağlayacak yer bulamamış. Heyecandan yerinde duramadığı için deveyi arkasında bırakıp guru’nun kaldığı yere gitmiş. Birkaç saat sohbet ettikten sonra, guru ayrılmak için PSİKOLOJİM, SAYI:13

azaldıkça, öznel özgürlük deneyiminiz de azalacaktır. Bir düzeyi, diğerinden ayırt edememek klasik New Age sorunlarından biridir. Örneğin, bazı insanlar hayallerinde para canlandırırlarsa, sihirli bir biçimde ortaya para çıkacağını zanneder. Bu zamana kadar, gerçekten bu şekilde para kazanmış kimse ile tanışmadım. Hindistan’dan döndükten sonra, para

hayal etme üzerine atölye çalışmaları düzenleyen Los Angeles’lı bir adamla aynı ofisi paylaştım. Sorun şu ki, kendisi kirasını ödeyemiyordu. Bu durumda yaptığı düşünce dünyası (zihinsel imgelerin dünyası) ile dış dünyayı birbirinden ayırt edememektir. Astronot olduğumu hayal ediyorsam, bunun dış dünyada astronot olmamla hiçbir alakası yoktur. Bu bir fantezidir ve düşünsel bir imge düzeyinde gerçek olsa da, dış düzeyde gerçek değildir.

KUANTUM PSİKOLOJİSİ PRENSİBİ: Bir düzeyde gerçek olan diğer düzey de gerçek olacak diye bir şey yoktur. Bir farkındalık düzeyini bir diğerinden ayırt edememek, sorunlara yol açabilir.

NARSİSTİK YARA VEYA YARALANMA Çocuklar anneden ayrı olduklarını gördüklerinde, sinir sisteminin yaşadığı şok narsistik bir yaraya ya da yaralanmaya neden olur. Bu şok anında, çocuğun Yanlış Özü somutlaşmaya başlar. Yanlış Öz, kendileri ve annelerinden ayrılmaları hakkında vardıkları yargıdır. Bu doğal ayrılık sürecine Yanlış bir Neden

atfedilir. Örneğin, “Ayrıyım çünkü değersizim,” “Ayrıyım çünkü yetersizim,” “Ayrıyım çünkü yokum,” “Ayrıyım çünkü güçsüzüm,” gibi. Yanlış Öz yargısının sonucunda, insanlar hayatlarının geri kalanını bunun doğru olduğunu ispatlamak için buna göre davranarak veya telafi eden Yanlış Benlik ile bunu alt etmek ya da bunun yanlış olduğunu ispatlamak için uğraşarak geçirebilirler. Yanlış Benlik, Yanlış Öze nasıl karşı koymaya çalışır? Yanlış Benlik, Yanlış Özü alt etmeye, Yanlış Özü iyileştirmeye, Yanlış Özü saklamaya, Yanlış Özü tinselleştirmeye, Yanlış Özü dönüştürmeye veya Yanlış Özü meşrulaştırmaya vs. çalışabilir—bütün bunlar Yanlış Benliğin telafi edici rolü içinde ele alınır. Yanlış Öz, Ayrılığın Fark Edilmesi şoku nedeniyle somutlaşsa da, bunun öncesinde de gizli bir şekilde mevcuttur. Kanser, diyabet veya kalp hastalığı gibi kalıtımsal olan enerjik-genetik bir yatkınlığa sahiptir.

Seçme şansı söz konusu değildir. Çünkü bu, kendi genetik yatkınlıklarınızı da seçebileceğiniz anlamına gelirdi. Böyle bir seçim yapma fikrinin kendisi narsistiktir ve “Her şeyi ben yaratırım,” “Ebeveynlerimi ben seçtim,” “Her şeyden ben sorumluyum” gibi ifadelerin arkasındaki çocuksu büyüklenmeciliği yansıtır. Bu enerjik-genetik doğal yatkınlık,

Homeopatik tıbbın miazma dediği şeye benzetilebilir. Diyelim ki dedenizin tüberkülozu vardı, bu durumda sizin de bu hastalığa bir yatkınlığınız olacaktır ama belirtileriniz sadece yağmurlu havalarda burnunuzun akması ile sınırlı olabilir. Homeopati doktorları genetik soyunuzu inceleyerek bu bağlantıyı kurmaya çalışır. Aynı şekilde, Yanlış Öz-Yanlış Benlik de enerjik-genetik bir soya sahiptir. Yanlış Öz-Yanlış Benlik, Yönlendiren Yanlış Öz- Telafi Eden Yanlış Benlik şeklinde de isimlendirilir. Bunlar, onların sahip olduğu rollere vurgu yapar; yani Yanlış Öz psikolojinizi yönlendirirken, Yanlış Benlik de eksiğiniz sandığı şeyleri telafi eder. NARSİZMİ TİNSELLEŞTİRMEK YAŞAM BİÇİMİ VEYA YOLU YARATMAK Tanrı, guru veya ebeveynle birleşmek gibi bir fanteziniz varsa, bunu fark edin ve kendinize şunu sorun, Bunu bir şekilde, guru veya Tanrı ile tinselleştiriyor

muyum? Diğer bir deyişle, eğer onların yaşam biçimini takip ederseniz, ebeveynleriniz size Nirvana’yı, yani 2-3 çocuklu bir aile, vadeder. Gurunun yaşam biçimi, acının dindiği ve Tanrıyla (Anneyle) birleştiğiniz aydınlanma vaadi ise, ebeveynler tarafından üstü kapalı yapılan ve yıllar sonra tinselleştirilen ve gerekçelendirilen birleşme vaadini her zaman olmasa da aksettirebilir.

KUANTUM PSİKOLOJİSİ EGZERSİZİ Düşüncelerin gidip gelen şeyler olduğunu anlamak için, rahatça oturun veya uzanın ve çok yavaş bir şekilde gözlerinizi kapatın. Aklınızdan geçen her bir düşünceye dikkatinizi verin ve kendinize sorun “Bu düşünce nereye düşüyor?” Aklınızda dönen aktiviteye dikkatinizi verdiğinizde, bu en başta bir düşünceler... düşünceler... düşünceler zinciri gibi görünür. Ama bu egzersizi 9 yaptıkça, çok geçmeden iki düşünce arasındaki boşluğun farkına varırsınız. Bunun farkına vardığınızda, iki düşünce arasındaki boşlukta kalın.

EGZERSİZ 1. Adım Aklınızdaki bir düşünceye veya hisse dikkatinizi verin. 2. Adım Dikkatinizi bu düşünceden veya histen geriye, onunla ilgili bir bilgi sahibi olmadığınız noktaya çekin. 3. Adım Düşünceye veya hisse o boşluktan bakın. 4. Adım Ne olduğunu fark edin. İyileştirici Not Şunu kesinlikle unutmamak gerekir ki, nihayetinde ÖZ BEN OLAN, BEN OLMAYAN BEN vs. içinde dengeye ulaşmak için gözlemci geri çekilmelidir. Gözlemci kişiliğin ve zihnin bir parçasıdır (daha sonra ele alınacak). Daha detaylı açıklamak gerekirse, Kuantum Psikolojisi şunu der, “Bildiğiniz bir şey siz olamaz.” Neden? Çünkü her bilme eylemi ayrı bir bilene aittir ve siz olan şey bilenin veya bilinenin ötesindedir. Bu nedenle, gözlemcinin bilincinde olabileceğiniz için, gözlemci siz olan değildir. Gözlemci dissosiyatif bir eğilime sahip olabilir. Gözlemci, genellikle, istenmeyen duygulara veya diğer boyutlara, özellikle de duygusal ve biyolojik boyutlara (daha sonra ele alınacak) karşı savunma mekanizmalarını sağlamlaştırmak için kullanılabilir.

“Kişilik, yanlış algılanmış kimliktir.” (Nisargadatta Maharaj)

PSİKOLOJİM, SAYI:13

Kuantum Psikolojisi

egzersizler ile birlikte derinlemesine incelenecektir. Bu sekiz farklı tezahür boyutu, Kuantum Psikolojisi kavramının temelini oluşturduğu için kitap boyunca ele alınacaktır. Farkındalığın sekiz boyutu ve farkındalığın ötesinde üç düzey vardır: 1) Dış Boyut, 2) Düşünme Boyutu 3) Duygusal Boyut 4) Biyolojik-Hayvani Boyut 8 5) ÖZ 6) BEN OLAN 7) KOLEKTİF BİLİNÇDIŞI 8) BEN OLMAYAN BEN


KLİNİK ÇOCUK VE ERGEN PSİKOLOJİSİ Bir çocuğa “YALAN SÖYLEME” DEMEYİN. “DOĞRUYU SÖYLE” deyin. Birincisinde suçlamış, ikincisinde yol göstermiş olursunuz. Victor Hugo

Klinik Çocuk ve Ergen Psikolojisi

Birey olarak çocuğun gelişimi, birincil olarak sosyal bir süreçtir ve aile de bu gelişimin içindeki sosyal bağlamın merkezindedir. Bu yüzden ailenin yaşam döngüsüyle işe bağlayacağız. Ailenin Yaşam Döngüsü Aileler, biyolojik, meşru, duygusal, coğrafi ve tarihi bağların birleşimine dayanan birliktelikleri olan benzersiz sosyal sistemlerdir. Diğer sosyal sistemlerin tersine aile sistemlerine giriş, doğum, evlat edinme veya evlilikle olurken aileden ayrılışın yegane yolu ölümdür. Ailenin geçirdiği aşamalar şu şekilde özetlenebilir; 1.Köken aile tecrübeleri( ebeveynler, akrabalarla ilişkiyi sürdürme/ Okulu bitirme) 2.Evden ayrılma( akranlarla yakın ilişki kurma/kariyere başlama) 3.Evlilik öncesi aşama(ilişki geliştirme/ evliliğe karar verme) 4.Çocuksuz çift aşaması( eşleri de içine alacak şekilde arkadaşlar ve köken aile ile ilişkiler) 5.Küçük çocuklu aile(köken aile ile büyükanne, büyükbabayı içine alacak ilişkiler/ergenlere daha çok otonomi izni verecek ebeveyn-çocuk ilişkileri geliştirme ) 6.Ergenlerle aile(evlilik ilişkisini, PSİKOLOJİM, SAYI:13

evlilik hayatının ortalarına ve kariyer konularına odaklanacak şekilde ayarlamak/köken aileye bakmak için sorumluluk almak/çocuklarla yetişkin ilişkisi kurmak/tekrar çift olarak yaşamaya alışmak) 7.Çocuklarla başlamak( aile çemberi içinde evlilikle gelen akrabalara ve büyük çocuklara alışmak/köken aile ile ilgili kayıplar ve zorluklarla ilgilenmek/ psikolojik düşüşle başa çıkmak 8.Sonraki yaşam( ailenin devamında çocukların daha önemli sorumluluklar almalarına alışmak/eş ve akranların kaybı ile ilgilenmek/ölüme hazırlanmak ve hayatı gözden geçirmek) Fiziksel Gelişim Fiziksel gelişime etki eden iki önemli öğe olan motor ve algısal becerilerin geçirdiği aşamalar şu şekildedir; - 0 aylık (karın üstü yatarken başı bir tarafa çevirmek/karın üstü yerleştirildiğinde bacaklar vasıtasıyla sürünmek/ 9 inç uzaklıktaki nesnelere

odaklanabilmek/annenin sesini ayırt edebilmek/tatlı, tuzlu ve ekşi tatlı ayırt edebilmek/destekle oturabilmek/karın üstü yattığında başı ve omuzları itmek) -3 aylık (çıngırağı kavramak ve iki eliyle ulaşmak/ meme ile beslenen bebeklerin annelerinin kokularını ayırt edebilme/yüzlere ilgili göstermek/ derinlik algısının ortaya çıkması) -6 aylık (yardım almadan kısa oturuşlar/ yuvarlanmak küpü elden ele geçirmek) -9 aylık (mobilyaya tutunarak yürümek/ sürünmek/ tek başına oturmak/ baş ve işaret parmağı yardımıyla düğmeleri toplamak)

Bilişsel Gelişme Dil gelişimi ile zeka gelişimi arasındaki ayırım, bilişsel gelişim alanındaki araştırmacılar tarafından yapılır. Bu ayırım, klinik psikoloji uygulamaları ile ilgili bulguların özetlenmesi için kullanılır. Klinik psikoloji ile ilgili zeka araştırmalarının çoğu, üç gelenek içinde yönetilir. Bu gelenekler şu şekilde ifade edilebilir; Psikometrik zeka testi hareketi: Önce Binet çocukların kabiliyetlerini ölçen bir metot

geliştirerek durumlarına göre uygun eğitim alabilmelerini sağlamak istemiştir. Daha sonra Stern, çocukların zihinsel yaşı ile kronolojik yaş oranlayarak klinik olarak yararlı bir yetenek endeksi oluşturmuştur (IQ=Zihinsel Yaş/Kronolojik Yaş)x100). Bu denklem çocuklar için yararlıdır ancak yaş 18’in üzerine çıkınca verimliliği azalır..Stanford-Binet Zeka Testi ve Wechsler Zeka ölçekleri gibi çalışmalar özel ve genel öğrenme zorluklarını değerlendiren psikologlar tarafından klinik uygulamalarda kullanılır. Psikometrik hareket ve bu geleneğin içinde gelişen testler şu soruların peşinden gider; i) Zeka, tek bir kişisel özellik mi, çoklu bağımsız kişisel özellikler mi yoksa özelliklerle ilgili olarak organize edilmiş piramit olarak mı kavramsallaştırıldığında yararlıdır? ii) Zeka zaman içinde sabit kalır mı? iii) Zekanın gelişmesine kalıtım ve çevre katkısı nedir? iv) Çevresel değişiklikler zekayı geliştirir mi? -Piagetçi bilişsel gelişim geleneği: Zekanın zaman içinde kalıcılığına ve zeka derecelerindeki bireysel farklara vurgu yapan psikometrik hareketin tersine Piagetçi hareket, bilişsel gelişim aşamaları yoluyla geliştikçe değişen bilişsel stillerin çocuklar arasındaki ortak noktalarını inceler. -Bilgi işlem yaklaşımı: Bu yaklaşım, kısa-dönem hafıza kapasitesini, problem çözme durumunda şifrelenen bilgi miktarını, otomatizasyon oranını,

benimsenen stratejileri ve yaşla birlikte evrilen meta biliş becerilerinin kullanımını gösterir. Dil Gelişimi 11 Dil gelişimi, tamamıyla zeka gelişimine bağlı değildir. Bu sebeple, dil gelişimi, bilişsel gelişimden ayrı olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Dil, çocuklar tarafından, hem hareketlerini kontrol etmek hem de toplumsal dünyada diğerlerini etkileme maksatlı konuşma eylemleri şeklinde kullanılır. Vygotsky, özel konuşma ve iç konuşma arasındaki ayrıma dikkat çekmiştir. Buna göre özel konuşma, çocuğun kendi hareketini kontrol etmek için kullanılır ve yüksek seslidir (örneğin, top oynarken aşağı –yukarı demek). İç konuşma ya da kendi kendine konuşma da çocuğun kendi hareketlerini kontrol etmesi için kullanılır ama özel konuşmanın aksine sessizdir. Bu konuşma türü 7 yaşından sonra görülür.

Klinik Çocuk ve Ergen Psikolojisi

10

-12 aylık (yardımsız yürümek/ resim kalemlerini tutmak ve işaretler yapmak) -18 aylık (merdivenleri tırmanmak/ kutuya top atmak/üç küpten kule yapmak) -24 aylık (koşmak/geri geri yürümek/ kare deliğe kare parçayı yerleştirmek/ 6 küpten kule yapmak) -3 yaş (bir ayağının üstünde 5 saniye durabilmek/daire çizebilmek/ üç tekerlekli bisikletin pedallarını çevirmek) -4 yaş (tek ayağının üzerinde sıçramak/ elbiselerini iliklemek/kare çizmek) -5 yaş (bir ayağının üstünde durmak/ ayakkabısını bağlamak/üçgen çizmek) -6 yaş (baklava şeklini kopyalama) -7 yaş (fırlatmak ya da bisiklet sürmek gibi yeni motor beceriler öğrenebilmek) Fiziksel gelişim ile ilgili şu bilgileri de vermek yararlı olacaktır; Doğumdan ergenliğin başlangıcına kadar, gelişim hızı yavaşlar. Ergenlikle beraber, ergenliğin bitişiyle sonlanacak büyük bir gelişim aşaması kaydedilir. Kızlar, ergenlik aşamasına erkeklere göre bir iki yıl önce girerler. Boy, kas ve omuz genişliğindeki artış erkek ergenliğindeki belirgin özellikler iken kızlarda ergenlik gelişmesi, kendini kalça genişliğinde gösterir. Ergen gençler, birincil (kızlarda adet dönemi ve erkeklerde boşalma kapasitesi) ve ikincil (ses değişiklikleri vs.) cinsel özellikler gösterirler.

Sosyal Gelişim Çocuğun sosyal gelişimi, duygusal gelişim, ahlaki (manevi)gelişim, kimlik gelişimi, cinsel rol gelişimi, arkadaşlık ve akran grubu ilişkileri gelişimini kapsar. Duygusal Gelişim Klinik psikologların özellikle üzerinde durduğu üç duygu; kızgınlık, korku ve üzüntüdür. Uzmanlar, kızgınlığın, davranış bozukluğu ile ilgili birincil duygu olduğu konusunda hem fikirdirler. Duygusal bozukluklar ise korku ve üzüntü ile karakterize edilir. Çocuklarda, nesnelerden ya da PSİKOLOJİM, SAYI:13


hayvanlardan korkunun hakimiyet noktası 3 yaşında tepeye ulaşır. Her yaştan çocuk üzüntü yaşarken, depresif bilincin ve somatik özelliklerin eşlik ettiği ekstrem üzüntü ergenlikte keskin bir artış gösterir.

problemlere yatkın hale getiren risk faktörleri, psikolojik zorlukların başlamasını veya alevlenmesini tetikleyen hızlandırıcı faktörler, psikolojik problemler geliştiğinde bunları devam ettiren sürdürme faktörleri ile daha fazla yıpranmayı engelleyip, prognoz (hastalık sonucunu tahmin) üzerine etki ve tedaviye tepki çalışmaları yapan koruyucu faktörler olarak gruplanabilir.

Mizaç Chess ve Thomas, 133 çocuğu kapsayan boylamsal araştırmaları sonucunda çocukları üç alt gruba ayırmışlardır. i)Kolay mizaçlı çocuklar: Örneklemenin yüzde 40’ını oluşturan bu grup, beslenme, tuvalet ihtiyacını giderme ve

oluştururlar. Zeka, benlik saygısı ve kontrol odağı IQ ile ölçülen düşük zeka, belli davranış bozuklukları yaşanması için risk oluşturur. Düşük benlik saygısı hem duygusal hem davranışsal bozuklukların sebebi olabilir. Sabit fikirler dış kontrol odağında yansıma bulurken davranışsal ve duygusal bozukluklar için ortam yaratır. Başa Çıkma Stratejileri Başa çıkma stratejileri, savunma mekanizmalarının tersine, bilinçli olarak var olan kaynaklarla stresli talepler arasında algılanan tutarsızlıkla

Klinik Çocuk ve Ergen Psikolojisi

Kişisel Yatkınlık Faktörleri -Genetik Faktörler: Birçok psikolojik özelliğe dair gelişimin(mizaç ve zeka), yüzde 30 ile 60 arasında bir oranla

yaralanmaları, bilişsel bozukluk ve davranış problemleri ile ilişkilendirilebilir. Bunun yanında astım, diyabet gibi kronik hastalıklarla hayatı tehdit eden kanser benzeri rahatsızlıklar psikoloji üzerinde ciddi derecede etkin olup aile ve çocuk üzerinde kronik talep şeklinde yer eden biyopsikolojik sıkıntıların da sebebidir.

Kimlik Gelişimi Harter, kişisel kimliğe dair kompleks problemi, öz-sistemin kendini tanıma, öz-değerlendirme ve öz-düzenleme gibi üç temel bileşeni kavramsallaştırarak ele almıştır. Öz-düzenleme, kişisel standartlarımıza uyup uymadığına bağlı olarak, kendi davranışlarımızı bilişsel olarak pekiştirme veya cezalandırma sürecidir. Öz-değerlendirme, kişinin kendi kimliği, değeri, yetenekleri, değer yargıları gibi kendisi hakkında görüşlerinin, duygularının ve tutumlarının tamamıdır. Kendini tanıma ise, kişinin psikolojik ve fiziksel açıdan sahip olduklarını bilmesi, kendine olanların farkında olması ve bunları doğru değerlendirmesidir. Cinsiyet Rolü Gelişimi Kimliğimizin önemli yönlerinden biri cinsiyet rolüdür. Doğumdan beş yaşına kadar çocuk, cinsiyet kavramını öğrenme sürecinden geçer. İlk önce cinsiyetler arası ayrımı yaparlar ve kendilerini erkek ya da PSİKOLOJİM, SAYI:13

Yeniden çerçeveleme ve bilişsel yeniden yapılanma, amaçları stresli durumu başka şekilde düşünerek azaltmak olan başa çıkma stratejileridir. İşlevsiz duygu odaklı başa çıkma stratejileri ise destekleyici ilişkilerden çok yıkıcı olan ilişkiler kurmayı, duygusal boşalmadan çok inkarı, rahatlama rutinleri yerine alkol ve uyuşturucu alışkanlığını, fiziksel aktiviteden çok saldırganlığı içerir. Biyolojik Sürdürme Faktörleri Kişisel psikolojik özelliklerin yanı sıra, bazı biyolojik faktörler de psikolojik problemlerin sürmesini sağlayabilir. 13 Anormal seviyelerde psikolojik uyarım, sinir iletim ve nöroendökrin sistemlerinin düzensizliği, anormal sirkadiyen (24 saatlik periyotlar) ritimler ve bedensel sistemlerdeki anormallikler bazı psikolojik problemlerin sürmesinden sorumludur. Bağlamsal Yatkınlık Faktörleri Kişisel özellikler, gençleri psikolojik problemler geliştirmeye yatkın hale getirip, bu problemler ortaya çıktığında da sürmesini sağlarken, birçok bağlamsal faktör, gençleri psikolojik zorluklar geliştirmeye hassas hale getirir ve bu gibi problemlerin devam etmesinde önemli rol oynar( çevresel faktörler)

daha yeterli görünmeleriyken erkeklerin de soyut (uzamsal) görevlerde kızlara göre daha iyi performans göstermeleridir. Arkadaşlık ve akran-grup ilişkileri Akranlar arası arkadaşlık önemlidir çünkü sosyal destek için önemli bir kaynak sağlarlar. Orta çocukluk ve erken ergenlik döneminde arkadaşlık kurmak ve devam ettirmede başarısızlık, psikolojik zorlukların gelişmesi için risk oluşturur. Ailesiyle güvenli bağ kurabilen çocuklar, iyi arkadaşlık ilişkileri kurmaya da meyillidir. Problem Gelişimi Üzerindeki Etkiler Çocuk ve ergenlerde psikolojik problemlerin gelişimi birçok etkinin altındadır. Bunlar; arasında çocukları

genetik faktörlerden etkilendiği ikiz ve evlat edinme çalışmaları ile ortaya konmuştur. -Doğum Öncesi ve Doğum Sırasındaki Komplikasyonlar: Doğum öncesinde fetusun gelişimini olumsuz etkileyen faktörler; annenin ileri yaşı, kan grubu uyuşmazlığı, yetersiz beslenme, sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımıdır. Bu faktörlerin bebeğin, gününden önce ve düşük kilolu doğmasına etkisi büyüktür. Doğum sırasında yaşanan anoksi ve kortikal doku ile ilgili beyin hasarları ile maşa(forceps) yoluyla doğum, başın en son çıkması, doğum kanalında yaşanan zorluklarla ilgili nörolojik hasarlar daha sonra bilişsel bozuklukların ortaya çıkmasına neden olabilir. -Fiziksel Sakatlıklar ve Hastalıklar: Çocuklukta maruz kalınan kafa

uyuma için düzenli bir model kurmuş olmalarının yanı sıra yeni durumlara ve çevresel değişikliklere kolayca uyum sağlarlarken olumlu ruh hali gösterirler. ii) Zor mizaçlı çocuklar: Çalışılan grubun yüzde 10’unun oluşturan bu grup , yeme, tuvalet ihtiyacını giderme ve uyuma için bir düzen oluşturmada zorluk yaşarlar. Yeni durumlardan kaçınırlar ve değişimlere olumsuz tepki verirler. Bu gruptaki çocuklar psikolojik sıkıntılar geliştirme riski taşımaktadır. iii) Üçüncü grup ise ısınmak için yavaş davrananlar olarak isimlendirilir ve örneklemenin yüzde 15’ini oluşturur. Yeni durumlara ılımlı negatif tepkiler verirler ancak tekrarlanan temaslardan sonra uyum ortaya çıkar. Bu gruptaki çocuklar, yeme, tuvalet ve uyku konularında ılımlı bir seviyede düzen

ilgili durumları yönetmek için kullanılırlar. İşlevsel problem odaklı başa çıkma stratejileri, problem hakkında doğru bilgiyi, gerçekçi eylem planlarını, diğerlerinden alınan destek ve tavsiyeyi, planı tek başına ya da diğerlerinin yardımıyla yürütmeyi içerir. İşlevsiz problem odaklı başa çıkma stratejileri ise ilgisiz ve doğru olmayan bilgiyi arar, gerçekçi olmayan planlar geliştirir(loto kazanmak vs.) , uygun olmayan kaynaklardan destek ve tavsiye arar… Stres yapıcılar kontrol edilemez olduğunda, duygu odaklı başa çıkma stratejileri(sosyal yönden destekleyici arkadaşlıklar kurmak ve bunları devam ettirmek vb.) devreye girer. Sosyal destek arama ile ilgili duygu odaklı başa çıkma stratejisi bir çeşit duygusal boşalmadır(katarsis).

Bağ Kurma Klaus ve Kennell, yakın çocuk-anne ilişkisinin gelişmesi için doğumu takip eden kritik süre içinde anne ve çocuğun bedensel temasta bulunmasını gerekliliğine dikkat çekmişlerdir. Bağlanma teorisi, iyi düzenlenmiş araştırma çalışmaları sonuçları ile desteklenmemiştir. Çünkü güvenli anne-bebek ilişkileri, doğum sorası vücut vücuda temas olmadan da gelişebilmektedir. Bunun yanında çocuk ve birincil bakıcılar(anne ve baba) arasında gelişen bağın kalitesi, hayatın ilk iki yılında sağlıklı psikolojik gelişime etki ediyor gibi gözükmektedir. Yaşamın erken dönemlerinde ailevi sorunlara maruz kalma Ebeveynleri kişisel uyum sorunları yaşayan, düzensizlik ve evlilik anlaşmazlığı içinde büyümeyle karakterize edilen ailelerde büyüyen çocuklar , psikolojik zorluklar yaşama riski altındadırlar. PSİKOLOJİM, SAYI:13

Klinik Çocuk ve Ergen Psikolojisi

Ahlaki (Manevi) Gelişim Çocuklar, beş altı yaşına kadar eylemlerinin yanlışlığını, sebep oldukları zararın derecesine göre değerlendirirler. Yedi yaşlarında daha somut operasyonel bir döneme ilerleme kaydettiklerinde ise eylemin yanlışlığını hem zararın miktarı hem de olay failinin (aktör) niyetine göre yargılamaya 12 başlarlar. Eylemin ahlaki durumu, aktörün iyi bir davranışın kurallarına uyma derecesine göre yargılanır. Ahlaki davranış, iyi bir hareketin standartlarının içselleştirilmesine bağlıdır. Standartları içselleştirmek için en iyi ebeveynlik şartları ve gelişen ahlaki davranış şu bileşenleri içerir; - Ebeveyn ve çocuklar arasında, sıcaklığı ve iletişimi içeren güvenli bağlılık -Ahlaki standartlara işlerlik kazandıracak net kurallar -Yaptırımların tutarlı kullanımı -Muhakeme ve açıklamayı kullanmak -Yaşa uygun sorumluluk vermek -Kendini ifade için hoşgörü

kız olarak kategorize ederler. Sonra cinsiyetin kalıcı olduğunu ve günden güne değişmediğini idrak ederler. En sonunda da önemli farklar kadar (genital organlar) , cinsiyet üzerinde etkisi olmayan önemsiz farklılıkların da(giyim tarzı) olduğunu anlarlar. Kapsamlı araştırmalar, batı kültüründe, cinsiyet-rol odaklı oyuncak, oyun ve akran grup davranışları ile bilişsel gelişimin, erkek ve kızlar için farklı olduğunu göstermiştir. Bunun yanında kız ve erkekler arasında cinsiyet farkları yetenek açısından da dikkate değer sonuçlar sağlamaktadır ki bunlar; kızların erkeklere göre daha hızlı dil gelişimi sağlamaları ve matematikte


Anoreksiya ve

ANOREKSİYALI KİŞİLER: -NORMAL VEYA SAĞLIKLIDAN DAHA ZAYIFTIR -KİLO ALMAKTAN ÇOK KORKARLAR. NORMAL KİLODA KALMAYI REDDEDERLER -ÇOK ZAYIF BİLE OLSALAR KİLOLU OLDUKLARINI DÜŞÜNÜRLER

Bulmia Nervoza

A

noreksiya nervosa, yoğun ve akıldışı şişmanlama korkusu yüzünden yemek yiyememe veya yemeyi reddetme ve gerçekçi olmayan bir beden hayali nedeniyle mevcut kilonun azlığının ciddiyetini dikkate almama durumlarını içeren yemek bozukluğudur. Anoreksiya Nervosanın Tanı Kriterleri -Vücut ağırlığını korumayı ya da yaşa ve boya göre belirlenen normal ağırlığın biraz üstünde olmayı reddetme -Yoğun derecede kilo alma veya çok zayıf olsa bile şişmanlama korkusu -İçinde bulunduğu bedenin ağırlığından veya şeklinden rahatsızlık duymak -Mevcut düşük kilonun ciddiyetini inkar etmek

B

lumia nevrozada ise kişi, anormal olduğunu bilmesine rağmen tıkanırcasına yemek yer ve bunu kendini kendinin gerçekleştirdiği kusma veya aşırı laksatif kullanımlı boşaltma eğilimi izler. Kişide yemek PSİKOLOJİM, SAYI:13

yemeyi istemli olarak durduramama korkusu vardır. Blumia Nervosanın Tanı Kriterleri -Farklı zaman dilimlerinde, birçok insanın aynı zaman diliminde ve aynı koşullar altında yediğinden çok daha fazlasını yemek -Aşırı yemeği durdurmada yetersizlik hissi -Tekrarlayan kusma ve laksatif ilaçların uygunsuz kullanımı gibi telafi edici davranışlarla kilo alımından kurtulmak -Bu davranışların en azından üç ay ve haftada iki kez tekrar etmesi Yeme Bozukluklarının Klinik Özellikleri

a) Algı -Vücut imajının bozulması b) Düşünce -Yiyeceklerle aşırı meşguliyet -Blumiada, yemek yeme cümbüşü üzerinde kontrol eksikliği olduğu inancı -Bireyselleşme hakkında çatışma

-Mükemmeliyetçilik -Düşük benlik saygısı ve düşük özyeterlik

c) Duygu -Şişman olmaya dair yoğun korku -Depresif duygu d) Davranış -Blumiada, kilo almaktan korunmak için kusmak, laksatif kullanmak ve aşırı egzersiz yapmak - Blumiada, kendine zarar vermek veya madde kullanımı e) Kişilerarası uyum -Kötü okul performansı - Aile ilişkilerinde bozulma -Arkadaş ilişkilerinden çekilme f) Fiziksel komplikasyonlar -Açlık semptomatolojisi -Gecikmeli mide boşaltımı -Sırtta görülen ince tüyler -Eletrolit anormallikler, -Çinko eksikliği

-Böbrek yetmezliği -Blumiada, kusmaya bağlı olarak diş minesi erozyonu ve kusmayı başlatan elin üstünde lezyonlar Yeme bozuklukları teorileri -Genetik teori: Genetik faktörler, anoreksiya nevrozayla ilgili belli bir yatkınlığa destek verir. Genetik faktörlerin blumia üzerindeki etkisi ise madde kullanımı, obezite ve duygu bozukluklarıyla bağlantılı genel yatkınlığa destekle olur. -Açlık teorisi: Anoreksiya ve blumia, açlıktan kaynaklanan nöroendokrin ve gastrik değişiklikler ile sürdürülür. -Sosyokültürel teori: Zayıflığa değer veren ve diyeti destekleyen toplumlardaki kültürel normlar, insanları yeme bozukluklarına yatkın hale getirir. -Yaşam döngüsü geçişleri ve stres teorisi: Bireysel ve aile yaşam döngüsü geçişleri sırasında oluşan stresli hayat, anoreksiya ve bulmiayı tetikler. -Psikoanalitik teori: Yeme bozukluğu

15

olan çocuklar, içsel psikolojik durumlarla ilgili ihtiyaçları yorumlamakta ve kendileri ile ilgili tutarlı bir duygu hissetmekte zorlanırlar. -Bilişsel-davranışsal teori: Otonomi kurmakta zorlanan, arkadaş ilişkilerinde sosyal anksiyete yaşayan, akademik başarısızlık gibi stresli olaylara maruz kalan mükemmeliyetçi gençler, diğerlerinden gelecek kritik yorumlara tepki olarak diyet davranışlarına yönelebilirler. -Aile sistemleri: Çocukların biyolojik hassasiyetlerinin olduğu ve diyet yapmanın gerçekleştiği yerlerde, ailenin örgütsel yapısı (katılık, tartışmadan kaçınma, kargaşa) yeme bozukluklarının sürmesine neden olabilir.

derecelendirme dilimleri verir.

Yeme Bozukluklarının Değerlendirilmesinde Kullanılan Psikometrik Araçlar a)Vücut ağırlığı; -Vücut kitle endeks tabloları: Çocuklar için vücut kitle endeks ve

c) Yeme tutumları, davranış ve ilgili kişilik boyutları -Yeme Bozukluğu Envanteri 2 (11 alt ölçeğe ait skorları sağlayan 91 unsurlu envanter)

b) Yeme bozuklukları için gözlemleme araçları -Anoreksiya nervosa için Şartları Düzenleme Ölçeği (22 unsurlu bu araç, yeme bozukluğu riski taşıyan çocuk ve ergenleri gözlemek için kullanılır) -Yeme Tutumları Testi’nin Çocuk Versiyonu (8-13 yaş arasında anoreksiya ya da blumia olabilecek çocukları öneren ve 20’in üzerinde puan alan 26 unsuru gözlemeyi içeren özraporlama aracıdır) -Yeme tutumları testi (13 yaş ve üstünde anoreksiya veya blumia olabilecek gençleri öneren ve 40 puan üzeri 26 unsuru gözlemeyi içeren özraporlama aracıdır.)

PSİKOLOJİM, SAYI:13

ANOREKSİYA VE BULİMİYA NERVOZA

ANOREKSİYA VE BULİMİYA NERVOZA

14


ANOREKSİYA VE BULİMİYA NERVOZA

16

ölçek; beslenme durumu, adet işleyişi, zihinsel durum, psikoseksüel ve sosyoekonomik durum) Yatkınlık kazandırıcı faktörler Anoreksiya ve blumia nervosaya yatkınlık kazandırıcı faktörler; düşük benlik saygısı, düşük öz-yeterlik, mükemmeliyetçi çabalar, erken dönem travmaları, stresli yaşam olayları, ailenin anoreksiya ve blumia geçmişi, madde kullanımı ve alkol problemleri olarak sayılabilir. Hızlandırıcı Faktörler Çocukluktan ergenliğe geçişte ve ergenlikten yetişkinliğe geçişte ortaya çıkan sıkıntılar, arkadaşlarla yaşanan sorunlar, akademik başarısızlık, önemli figürlerin kaybı, hastalık ve yaralanmalar anoreksiya ve blumia nervozanın tetiklenmesine ve hızlanmasına neden olur. Sürdürme Faktörleri Biyolojik açıdan bakıldığında; gecikmiş mide boşaltımı ve açlıkla ilgili nöroendokrin değişimleri anormal yeme problemlerinin sürmesine neden olabilir. Psikolojik açıdan bakıldığında ise bozulmuş beden imajının yeme bozukluğu şekillerinin sürmesine

faktörleri arasında baş sıraya yerleşir. Tedavi Ergenlerde yeme bozuklukları tedavi

lements Universit C t y S

Bü ros u

e)Yeme bozuklukları sonuçları -Morgan-Russell Sonuç Değerlendirme Takvimi (5 ölçeğin durumuna bağlı olarak sonuçları iyi, orta ve zayıf şekilde değerlendirmek için takvimdir. Beş

yardım ettiği görülür. Bunun yanında düşük benlik saygısı ve öz-yeterlik ile mükemmeliyetçi standartlar da yeme bozukluklarının sürmesinde etkendir. Koruma faktörleri Diğer bozukluklarda olduğu gibi yeme bozukluklarında da koruyucu faktörler, yüksek IQ, kolay mizaç, yüksek benlik saygısı, iç kontrol odağı, yüksek öz-yeterlik iyimser duruş, olgunlaşmış savunma mekanizmaları, başarılı problem çözme teknikleri ve arkadaşlık kurup bunu devam ettirebilme kapasitesidir. Diğer bozukluklarla yeme bozuklukları arasında bağlamsal yönden de benzerlik vardır. Şöyle ki güvenli ebeveynçocuk bağı, otoriter ebeveynlik bağlamsal koruma

Tü rk iye

planı şu bileşenleri içerir; -Hastaneye kaldırılmayı gerektirecek ciddi vakalarda fiziksel komplikasyonlara dair yatılı hastayı ilaçla tedavi yönetimi -Psiko eğitime ve tedaviye, aile ve ergen katılımı -Ebeveynleri ve hemşireleri, kilo aldırıcı iyileştirme programlarında otoriteyi ellerine alacak şekilde ayarlamak -Kilo iyileştirmesi gerçekleştiğinde ebeveynlere ve ergenlere yaşa uygun aile hiyerarşisi geliştirmelerinde yardım olmak -Kilo iyileştirmesi gerçekleştiğinde, ergenlere yaşa uygun otonomi geliştirmelerinde yardım etmek -Nüksetme yönetimi planı geliştirmek -Genişletilmiş yatılı hasta bakımı gerektiren ciddi vakalarda alternatif eğitim ayarlamaları yapmak

Ayrıca yeme bozuklukları olanlarda şunlar da görülebilir: - Ruh hali bozuklukları, özellikle depresyon - Yaşıtlarından daha çocukça hareketler - Sinirlilik ya da sosyal etkileşim kurmada ki yetersizlik nedeniyle, diğer insanlarla geçinmede - zorluk çekme - Obsesif-kompülsif özellikler

as yo n

d)Yeme bozuklukları -Muayene (İngiltere’de gelişen yetişkinler ve ergenler) -Klinik Yeme Bozukluğu Değerlendirme Aracı (Yetişkin ve ergenler ile kullanmak için görüşme takvimi) -Anoreksiya ve Blumia Nervosa için Yapılandırılmış Görüşme (Yetişkin ve ergenler ile kullanmak için görüşme takvimi)

f En

m or

şİmdİ Türkİye’deyİz

Uzaktan eğitim teknikleri ile eğitim alacağınız Türkiye Enformasyon Ofisimiz 2006 yılından bu yana sizlere hizmet vermektedir. Sınav vb. zorunluluk ve şartlar olmaksızın St.Clements University ‘nin kapıları şimdi size de ardına kadar açık. Üniversite sınavları vb. sınavlara girmiş olmak gerekmemektedir (Uzaktan eğitim ile hizmet vermekteyiz). Eğitiminizi yarıda bırakmış iseniz ve bir yerlerden başlamak istiyorsanız, Herhangi bir fakülte mezunu değilseniz; yüksek lisansınızı tamamlamak istiyorsanız; Doktoranızı dünyanın en saygın üniversitelerinden birisinde yapmak istiyorsanız; Çalışırken öğrenim görmek istiyorsanız; Mezun olunca tercih edilen bir personel adayı olmak istiyorsanız; Okumak için değil, mezun olduğunuzda gerçekten iyi bir öğrenim tamamlamanın mutluluğunu ve gururunu yaşamak istiyorsanız;

şimdi bunu gerçekleştirebilirsiniz... BÖLÜMLERİMİZ;

Psikoloji (Lisans, Yüksek Lisans, Doktora) Uluslararası Hukuk (Lisans, Yüksek Lisans, Doktora) İşletme Yönetimi (Yüksek Lisans, Doktora) Siyaset Bilimi (Lisans, Yüksek Lisans, Doktora)

şİmdİ tam zamanı St.Clements University | Türkiye

http://www.stclements.eu | info@stclementstr.com


TUVALET PROBLEMİ Birçok çocukta, bağırsak ve mesane kontrolü gelişimi hayatlarının ilk beş yılında oluşur. İlk aylarda çocuk idrarını tutamaz. Sonrasında mesane kontrolü, özellikle geceleri, yavaş yavaş gelişir. Bunu gün içindeki bağırsak kontrolü takip eder. Bir sonraki aşama mesaneyi gün içinde ve en sonunda da beş yaş civarlarında geceleri kontrol etmektir. Dört yaş civarında bağırsak ve beş yaş civarında ise mesane kontrolü sağlanmış olmalıdır. Bu yüzden dört ve beş yaşları, ayrı ayrı idrar kaçırma (enürezis) ve dışkı tutamama (enkopresis) tanıları koymak için belirlenmiş belirli bir dönemi ifade eder. İdrar kaçırma (altını ıslatma) ve dışkı tutamama, klinik psikologların üzerinde durduğu ana tuvalet problemleridir. Tanı, Klinik Özellikler ve Sınıflandırma Eliminasyon problemleri, heterojen bozukluklardan oluşur. Bu doğrultuda sınıflandırma sistemi bir dizi önemli ayrımı dikkate almalıdır; -Hem alt ıslatma hem idrar kaçırma sadece gün içinde oluşabilir -Birincil idrar kaçırma ve dışkı tutamama ile ilgili olarak, idrar tutamama doğumdan beri mevcutten, ikincil idrar kaçırma ve dışkı tutamama ise bağırsak ve mesane kontrolünün bir noktada kırılmasıyla ortaya çıkabilir -İkincil idrar kaçırma ve dışkı tutamamayla ilgili olarak alt ıslatma veya dışkı tutamama vakaları arasında istemli ya da istemsiz gerçekleşme ayrımı yapılabilir. -Dışkı tutamama ile ilgili olarak, semptomatik seviyede, bunun kabızlık ya da mesanede aşırı idrar toplanması nedeniyle idrarın istem dışı şekilde damla damla şeklinde ortaya (overflow incontinence-parodoxial incontinence) çıkması olabilir. -Eliminasyon problemleri, ya monosemptomatik (belirtisi olan) ya da hem fasiyal hem de üriner idrar PSİKOLOJİM, SAYI:13

tutamama ile karakterize edilen vakalarla ortaya çıkabilir. -Eliminasyon problemleri, komplike olmayan bir iki semptomun temsiliyle, kaotik, sıkıntılı veya tacizkar psikososyal çevreyle ilgili uyum problemlerinin geniş bir bölümüyle veya gelişimsel sakatlıklarla kendini gösterebilir.

anorektal (anüs ve rektum ile ilgili) yapısal ve fonksiyonel anormalliklere bağlı eliminasyon bozukluklarının üzerinde durur. Anormallikleri düzeltmek için tedavi yöntemleri olarak ise tıbbi, cerrahi müdahale veya bu durumla nasıl başa çıkılacağı ile ilgili eğitim faaliyetleri benimsenir.

ICD-10’da, idrar kaçırma ve dışkı tutamama ayrımı yapılmış ama eliminasyon problemleri ile ilgili alt sınıflandırma çabasına girilmemiştir. DSM-IV’ te ise dışkı tutamama, kabızlık ve mesanede aşırı idrar toplanması nedeniyle idrarın istem dışı şekilde damla damla akması (overflow incontinence-paradoxial incontinence) alt kategorilere ayrılırken idrar tutamama, alt ıslatmanın gerçekleştiği zamana bağlı şekilde, gündüz, gece ve her iki zaman olmak üzere üç alt grupta ifade edilmiştir.

Gelişimsel Teori ve Tedavi Yöntemi: Gelişimsel teori, eliminasyon bozukluklarının, büyük ölçüde spesifik ya da genel gelişim gecikmelerinden kaynaklandığına inanır. Tedavi yöntemi güvence vermek ve davranışsal eğitimdir.

Eliminasyon Bozuklukları ile İlgili Teoriler ve Tedaviler Biyolojik Teori ve Tedavi Yöntemi: Bu teori, genetik faktörlere, üriner ya da

Psikopatolojik Teori ve Tedavi Yöntemi: Bu teoriye göre eliminasyon bozukluklarının sebebi büyük bir oranda psikolojik problemlerdir. Psikooatoloji, eliminasyon bozukluklarına neden olabildiği gibi eliminasyon problemlerinden de doğabilir. Psikopatolojinin altında yatan sebepler, davranış problemleri ve eliminasyon bozuklarının her ikisi de olabilir. Bu teoriye dair tedavi yöntemi olarak

psikolojik terapi benimsenmiştir. Psikoanalitik Teori ve Tedavi Yöntemi: Bu teoriye göre eliminasyon bozuklukları, gelişimin anal aşaması sırasında ilgisiz veya zorlayıcı ebeveyn tuvalet eğitimiyle ilgili olarak ortaya çıkan bilinçsiz çatışmaların ifadesidir. Eliminasyon problemlerini arttıran çatışmaları çözmek için psikodinamik oyun terapisi kullanılır. Davranışsal Teori ve Tedavi Yöntemi: Bu teori, uygun tuvalet yapma için olumlu destek eksikliği ve acı içinde tuvalet yapma ile ilgili tecrübelerin, uygun tuvalet yapma alışkanlıkları elde etmeyi engellediğini iddia eder. Uygun tuvalet yapma alışkanlıklarını öğrenmek için kullanılan tedavi yöntemi, davranışsal programlara katılmaktır. Aile Sistemleri Teorisi ve Tedavi Yöntemi: İkincil eliminasyon problemleri, içinde akut stres barındıran olaylardan ve ailenin yaşam döngüsü geçişlerinden doğabilir. Bahse konu ikincil

eliminasyon problemlerinin sürmesine, ebeveyn ya da bakıcılarla olan zorlayıcı, baskıcı ve üçgenleme tipi etkileşimler sebep olabilir. Eliminasyon problemlerinin sürmesine neden olan etkileşim şekillerini değiştirmek için benimsenecek tedavi yöntemi ise aile terapisidir. Değerlendirme Eliminasyon bozukluklarını değerlendirmek için açığa kavuşturulması gereken konular şunlardır; -Eliminasyon problemlerinin sadece idrar kaçırma mı, yoksa sadece dışkı tutamama mı ya da her ikisini de mi içerdiği; -Problemlerin gündüz mü, gece mi yoksa her iki zamanda da mı yaşandığı -İdrarını tutamamanın birincil mi olduğu ve doğumdan beri mi sürdüğü yoksa ikincil mi olduğu ve idrarını tutma döneminden sonra mı geliştiği -İkincil idrar tutamamanın istemli mi istemsiz mi olduğu -Dışkı kaçırmanın kabızlıkla mı yoksa kabızlık olmadan mı ortaya çıktığı -İdrar tutamamanın, kaotik, stresli

veya taciz içeren çevre ile ilgili uyum sorunlarının bir özelliği olup olmadığı -İdrar tutamamanın gelişimsel bir bozukluk ya da tıbbi bir durumdan kaynaklanıp kaynaklanmadığı İdrar Kaçırmayı Hazırlayan Faktörler Genetik hassasiyet, üriner sistem anormallikleri, düşük işlevli mesane hacmi gibi biyolojik faktörler yanında gelişimsel gecikme, kritik 18 aylık yaştan önce tuvalet eğitimine başlamadaki başarısızlık ve kaotik aile çevresinde yaşamak gibi psikososyal faktörler de bu gruba dahildir. İdrar Kaçırmayı Hızlandıran Faktörler Bu grup içindeki biyolojik faktörleri, üriner sistem enfeksiyonları, midebağırsak hastalıkları veya kabızlık olarak sayarken psikososyal faktörler ise zorlayıcı tuvalet eğitimi ve cinsel taciz gibi stresli olaylardır. İdrar Kaçırmanın Sürmesine Neden Olan Faktörler Öğrenilmiş çaresizlik ve düşük öz etkinlik duygusuyla gelen durumu değiştirememe düşüncesi idrar PSİKOLOJİM, SAYI:13

19 TUVALET PROBLEMİ

TUVALET PROBLEMİ

18

TUVALET EĞİTİMİ, ÇOCUĞUN SOSYAL GELİŞİMİNDE ÖNEMLİ BİR BASAMAKTIR. HER ÇOCUĞUN TUVALET EĞİTİMİNE HAZIR OLMA YAŞI FARKLIDIR. BAZI ÇOCUKLAR, 18-24 AY ARASI TUVALET EĞİTİMİNE HAZIR OLMA BELİRTİLERİ GÖSTERİRKEN, BAZI ÇOCUKLARDA İSE 30 AYA KADAR BEKLEMEK GEREKEBİLİR.


kaçırmanın devam etmesine etki eder. Baskıcı ebeveyn-çocuk ilişkisiyle ilişkili kızgınlık da gözden kaçırılmaması gereken bir faktördür. Bu grup içindeki biyolojik faktörler, üriner sistem enfeksiyonları /anormallikleri ve düşük işlevli mesane hacmidir.

TUVALET PROBLEMİ

20

İdrar Kaçırma İçin Koruyucu Faktörler Tuvalet yapma sorununu çözmeye dair istek, tedavi ekibiyle birliktelik kurabilme yeteneği, olumlu çocuk ve ebeveyn uyumu, evlilik ve aile işleyişinin olumlu durumu idrar kaçırma konusunda koruyucu faktörler olarak göze çarpar. Dışkı Tutamamayı Hazırlayan Sebepler Bu grup içindeki biyolojik faktörler, genetik hassasiyet, anorectal (anüs ve rektum ile ilgili) anormallikler, doğuştan rektum genişliği (congenital megarectum) ve Hirschsprung hastalığıdır. Psikososyal fakörler ise gelişimsel gecikme ve kaotik aile ortamında yaşamı içerir. Dışkı Tutamamayı Hızlandıran Sebepler Biyolojik faktörler olarak, kronik kabızlığı tetikleyen diyet değişikliklerinden kaynaklanan su eksikliği, düşük düzeydeki lif varlığı ile mide-bağırsak hastalıklarını sayabiliriz. Psikososyal faktörler ise baskıcı tuvalet eğitimi ve anal cinsel taciz olarak dikkat çeker. Dışkı Tutamamanın Sürmesine Neden Olan Faktörler Dışkılamadan ve sonraki kronik kabızlıktan kaçınma, rektumun dolduğuna dair düşük duyu, sık müshil kullanımı ile aşırı boşaltım, dışkı tutamamanın sürmesine neden olan biyolojik faktörlerken öğrenilmiş çaresizlik, düşük öz etkinlik inancı, olumsuz duygulanım, zorlayıcı ebeveyn-çocuk ilişkisi ile ilgili kızgınlık ya da anksiyete ise psikososyal faktör sınıfında yer alır. İsteğe Bağlı Bir Aile Çevresi Yaratmak Mesane ve bağırsak kontrol alışkanlıklarını öğrenme şansını maksimize etmek için, ebeveynler, çocuğun eğitilebileceği kolaylaştırıcı bir çevre yaratmak maksadıyla psikologlarla beraber çalışmak zorundadırlar. Bu çevre ile ebeveynler çocuklarına; i) Onları sevdikleri ve saygı duydukları PSİKOLOJİM, SAYI:13

ii) Çocuğun kontrol edilemez ve istemsiz şekilde yaşadığı idrar kaçırma ve dışkı tutamamayı bir problem olarak gördükleri iii) Bu eliminasyon problemleri ile başa çıkmak için cesarete ve psikolog / ebeveynlerle beraber çalışarak mesane veya bağırsak kontrolünü öğrenme kabiliyetine sahip oldukları mesajı verilir.

istediğini ailesine söylemesi istenir) -Aşırı öğrenme (aşırı öğrenme, çocuklara uyudukları sırada işlevsel mesane kapasitesi arttırma konusunda yardım etmeyi amaçlar.) -Kuru yatak eğitimi (kuru yatak eğitimi, provaları, tutma ve kontrol eğitimini, idrar kaçırma alarmı ile uyanmayı ve temizlik eğitimini çok kısa bir süre içinde yoğunlaştırmayı amaçlar)

İdrar Kaçırma Tedavisi İdrar kaçırma tedavisi şu stratejileri kullanır; -Psiko eğitim (Psiko eğitimin temel özelliği, ebeveynlere ve çocuklara idrar kaçırmayı bir gelişimsel gecikme olarak

Dışkı Tutamama Eğitimi Dışkı tutamama eğitimi şu stratejileri içinde barındırır; -Psiko eğitim (Psiko eğitimde, ebeveynlere ve çocuklara dışkı tutamamayı bir gelişimsel gecikme ya da fiziksel bir

neler yapıyoruz? • Sertifikalı “Temel Psikoloji” eğitimi ile 75.000+ kişiye, Psikoloji eğitimini ücretsiz verdik.. • Sertifikalı “Genel Psikoloji” eğitimi ile, kişilerin Psikoloji bilgisini ücretsiz pekiştirdik.. • Sertifikalı “Kişilik Psikolojisi” eğitimi ile, kullanıcılarımıza “Kişilik Psikolojisi” temellerini verdik... • Sertifikalı “Stres ve Stres ile Başa Çıkma Yolları” eğitimi ile toplumumuzun çağın hastalığı olan STRES hakkında, ücretsiz olarak bilinçlendirdik, bilinçlendirmeye de devam ediyoruz.. • Sertifikalı “Temel Kuantum Düşünme Teknikleri” eğitimi ile, kullanıcılarımıza “Kuantum” eğitimi verdik.. • Sertifikalı “Endişe ile Başa Çıkma Yolları” eğitimi ile toplumumuza, endişe ile başa çıkma yolları konusunda eğitim verdik.. • Sertifikalı “Aile Psikolojisi eğitimi ile, toplumsal yapı taşımız olan ailenin temellerine indik.. • Sertifikalı “Başarılı Lider Olma” eğitimi ile başarılı liderler yetiştirdik... • Sertifikalı “İş ve Çalışma Psikolojisi” eğitimi ile, iş hayatında yaşanabilecek psikolojik engelleri birlikte aştık... • Sertifikalı “Kişilik Analizi” eğitimi ile karşınızdakini bir bakışta tanımanıza yardımcı olduk. • HD kalitesinde, ücretsiz eğitim setleri ile, toplumumuz ile iç içe olduk... • Mesleki üyelerimize özel, ücretsiz 7/24 psikolojik danışma hattı test aşaması başlamıştır. • Ülkemiz genelinde ve yurt dışına, temsilcilikler veriyoruz..

görmeleri konusunda yardım etmektir) -Tuvalet yapma provası (çocuk yatağa gitmeden bir saat önce 50’ye kadar sayılır, tuvalete gidilir, çiş yapılmaya çalışır ve yatağa dönülür. Bu rutin ilk gece eğitiminde gerçekleştirilir ve bütün eğitim boyunca her alt ıslatma vakasının sonunda çarşaf değiştirilince tekrarlanır. Bu rutin, tuvalet ziyareti ve çiş yapma alışkanlığının gelişmesine yardımcı olur) -Temizlik eğitimi ve ödül sistemleri (çocuklardan her alt ıslatma vakasını takiben pijamalarını ve çarşaflarını değiştirmesi istenir ve ödül olarak gülen yüz kartonu kullanılır) -Tutma kontrol eğitimi (günün önceden ayarlanmış bir saatinde çocuğu içmesi için sıvı verilir ve ne zaman çiş yapmak

problem olarak görmeleri konusunda yardım etmek esastır. -Dışkı kütlesini temizlemek i) Dışkı yumuşatıcılar kullanılabilir ii) Dışkı yumuşamışsa ama hala tutunuyorsa, alt bağırsakları boşaltmak için picosülfat alınabilir. iii) Düzenli ve günlük tek doz şeklinde senna tabletleri verilir. Senna, güçlü ve etkili bir müshildir. -Bağırsakları yeniden eğitme (dışkı kütleri temizlenince, bağırsakları yeniden eğitme programı başlayabilir. Bu programda takip edilecek rutinler, müshil kullanımı, tuvalet yapma, kaza yönetimi (temiz iç çamaşırı, mendiller kirli çamaşır için torbadan oluşan bir set kullanımı), diyet ve egzersiz olarak belirlenmiştir.

Ülkemiz insanına hizmet etmeyi, kendimize görev bildik... Görev ve sorumluluklarımızı yerine getiriyor olmanın haklı gururu içerisindeyiz... Psikologlar ve Psikiyatristler Derneği olarak toplumumuzun yanında olmaya devam edeceğiz...

Doç.Dr.Bilal Semih BOZDEMİR Dernek Başkanı

hayata ortak ol! Psikologlar ve Psikiyatristler Derneği www.ppd.com.tr 444 1 659

PSİKOLOJİM, SAYI:13


İ

Z

M

23 Otizm

Otizm

22

O

T

Yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden, sosyal etkileşim, sözel ve sözel olmayan iletişimde problemler, tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren, karmaşık gelişimsel bir bozukluktur. Otizmin kelime anlamı ”İÇE DÖNÜKLÜK”tür. Otizm ve Yaygın Gelişimsel Bozukluklar Otizm ve diğer yaygın gelişimsel bozukluklar, önemli sosyal, iletişimsel ve davranışsal problemlere neden olur. Bu problemleri yaşayan çocukların erken ve doğru tanımlanması, değerlendirilmesi ve yönetilmesi gereklidir. Bu alanda ebeveynler ve öğretmenler ile beraber bir birliktelik içinde çalışmak önemlidir. Sınıflandırma ve Epidemiyoloji Karşılıklı sosyal etkileşimde, iletişimde, dil ve sembolik oyun gelişiminde ve bunlara ek olarak bebeklikten beri tekrarlayan eylemlerde belirgin anormallikler gösteren çocuklar, DSMIV ve ICD-10’da belirtildiği üzere yaygın gelişimsel bozukluğa sahip bireyler sınıflandırılırlar. Otizm ilk kez 1943 yılında Leo Kramer tarafından tanımlanmış olup yaygınlık oranı on binde 2-5 arasındadır. Kadın:

PSİKOLOJİM, SAYI:13

erkek oranlaması ise 3:1 ile 4:1 değerleri arasında değişmektedir. Yaygın gelişimsel bozukluklar, DSM-IV ‘e göre şu şekilde sınıflandırılmıştır; -Otizm bozukluğu -Ret sendromu -Çocukluk dezintegratif bozukluğu -Asperger sendromu -Başka türlü belirlenmemiş yaygın gelişimsel bozukluk ICD-10’a göre yaygın gelişimsel bozukluk sınıflandırması; -Çocukluk otizmi -Atipik otizm -Ret sendromu -Diğer çocukluk dezintegratif bozukluk -Zeka geriliği ve stereotipik hareketlerle ilgili aşırı aktif bozukluk -Asperger sendromu -Diğer gelişimsel bozukluk -Belirlenmemiş yaygın gelişimsel bozukluk

Özellikleri Otizm tek bir belirtiden çok,bir dizi belirti ile fark edilir. Ana özellikleri sosyal etkileşim bozuklukları, iletişim bozuklukları, sınırlı ilgi ve yineleyici davranıştır. Atipik yemek yeme gibi diğer özelliklere sıklıkla rastlanır ama tanı koymak için gerekli değildir. Otizmin belirtileri genel popülasyon içinde tek tek görülür ama patolojik şiddette belirtiler ile kişilik özelliklerini birbirinden kesin hatlarla ayıracak kadar yüksek oranda bağdaştırılamaz. Sosyal Gelişim Otizmi olan kişilerin sosyal bozuklukları vardır ve sıklıkla, çoğu insanın farkına varmadan sahip olduğu, diğer kişiler hakkındaki sezgilere sahip değildirler. Tanınmış otistik Temple Grandin, nörotipiklerin sosyal iletişimini anlayamama yetersizliğinden ötürü kendisini “Mars’ta bir antropolog

gibi” hissettiğini söylemiştir. Sosyal bozukluklar çocukluğun erken dönemlerinde belirginleşir ve erişkinliğe doğru devam eder. Otistik bebekler sosyal uyaranlara daha az dikkat eder, başkalarına çok daha az bakar ve gülümser ve kendi adlarına çok az tepki verir. Otistik çocukların daha çarpıcı normal dışı sosyal davranışları da vardır; örneğin çok az göz teması kurar, ileriyi düşünen tavırlar gösterir ve başka bir kişinin eli ile oynayarak iletişim kurmaya çalışırlar. Üç ile beş yaş arasındaki otistik çocuklar başkalarına aniden yaklaşmak, duygulara karşılık vermek ve taklit etmek, konuşmadan iletişim kurmak ya da sıra ile bir şeyler yapmak gibi sosyal kavrayışları daha az sergilerler. Ancak, kendilerine bakan kişi ile bağ kurarlar. Normalden biraz daha az güvenli bağlılık gösterirler

ama bu özellik zekâ gelişimi daha fazla olan ya da daha az şiddetli OSB’si olan çocuklarda görülmez. OSB’si olan daha büyük çocuklar ve erişkinler yüz ifadesi ve duygu tanıma testlerinde daha kötü sonuçlar alır. Yaygın inanışın aksine otistik çocuklar yalnız kalmayı tercih etmez. Otizmi olanlar için arkadaşlık kurmak ve sürdürmek zor olmaktadır. Ne kadar yalnız olduklarını, arkadaşlarının sayısı değil, arkadaşlıklarının kalitesi belirler. OSB’si olan bireylerdeki saldırganlık ve şiddet hakkında birçok hikâye anlatılır ama çok az sistematik araştırma bulunmaktadır. Eldeki sınırlı sayıdaki veri, zekâ geriliği olan çocuklarda otizmi saldırganlık, eşyalara zarar verme ve öfke nöbetleriyle ilişkilendirir. Dominick et al. OSB’si olan 67 çocuğun ebeveyniyle yaptığı mülakat sonucunda

bu çocukların üçte ikisinin şiddetli öfke nöbetleri geçirdiğini ve üçte birinin geçmişinde saldırganlık vakaları olduğunu belirtmiştir. Öfke nöbetleri, geçmişinde dil öğrenme bozukluğu olan çocuklarda belirgin bir şekilde daha yaygındır. İletişim Otizmi olanların üçte biri ile yarısı arasında bir kısmı gündelik iletişim gereksinimlerini karşılayacak kadar doğal konuşma becerisi geliştiremez. İletişimdeki farklılıklar bir yaşından itibaren gözlemlenebilir. Bu farklılıklar, konuşmaya başlamadan önce anlamsız sesler çıkarmaya başlama döneminin gecikmesi, sıradışı el hareketleri, azalan heveslilik ve bakıcının sesine, senkronize olmayan tepkiler olarak sayılabilir. İki ve üç yaşından sonra otistik çocukların daha

PSİKOLOJİM, SAYI:13


24

Otizm

Otizm

25

seyrek ve daha az farklı anlamsız sesler çıkardığı, sözcükler ve sözcük grupları söylediği, el hareketlerinin sözlerle daha az bağlantılı olduğu gözlemlenir. Otistik çocuklar daha az istekte bulunur ya da deneyimlerini paylaşır, çoğunlukla başkalarının sözlerini tekrar ederler (ekolali) ya da kişi zamirlerini karıştırırlar.İşlevsel bir konuşma için birleşik dikkat gerekli gibidir. Birleşik dikkat eksiklikleri OSB’li çocukların farkedilmesini sağlayabilir: örneğin, işaret edilen nesne yerine işaret eden ele bakabilirler, ve sürekli olarak yaşlarına uygun olarak deneyimleri hakkında “yorum yapmayı” ya da “paylaşmayı” başaramazlar. Otistik çocuklar hayalgücüne dayalı oyunlarda ve sembolleri dile çevirmede zorlanabilir. Birkaç çalışmada yüksek işlevli otistik 8-15 yaşındaki çocuklar kelime bilgisi ve heceleme gibi temel dil görevlerinde kişisel olarak eşleştirildikleri kontrol PSİKOLOJİM, SAYI:13

denekleri ile aynı performansı göstermiş, erişkinler ise daha iyi sonuç almıştır. Her iki otistik grubu da, mecazi anlatım, anlama ve sonuç çıkarma gibi karmaşık dil görevlerinde kontrol gruplarına göre daha kötü sonuçlar almıştır. Genellikle insanlar başlangıçta temel dil yetilerine göre ölçüldüğü için bu araştırmalar otistik bireylerle konuşan kişilerin çoğunlukla karşılarındakinin anlayabileceğinden fazla şey anlayacağını düşünebileceklerini göstermektedir. Tanı ve Klinik Özellikler Otistik çocuklar, üçlü bozukluk ile simgelenmektedirler. Üçlü bozukluk ile kastedilen, sosyal, dilsel ve davranışsal gelişimde yaşanan sıkıntılardır. Sosyal gelişimde yaşanan anormallikler ilk kez bebeklikte görülmeye başlar ve bunlardan bazıları şöyledir; -Göz göze gelme problemi -Sosyal ve duygusal jest kullanımı yokluğu

-Karşılıklı sosyal ilişki yokluğu -Bağlanma problemi (ebeveyni güvenli bir yer olarak kullanamama yetersizliği) -Akran ve arkadaş ilişkilerine az ilgi -Empati eksikliği -Diğerleriyle gurur ya da zevk gibi olumlu duyguları paylaşımda eksiklik Otistik çocuklarda dil gelişimi genellikle gecikmelidir ve otistik çocukların dili, çeşitli pragmatik anormallikler olan; -Zamiri tersine çevirme (Ben zamiri yerine Sen zamirini kullanma) -Ekolali (Anlamsız sözleri üst üste tekrarlama -Neolojizm (Değişik sözcükler uydurma) -Kişiye özgü konuşma ile karakterize edilir. Otizmin davranış gelişimi aşamasına geldiğimiz zaman, otistik çocukların stereotipik tekrarlayan ve sınırlı ilgi alanlarına hapsedilmiş hareketlerini görürüz. Ayrıca rutinleri ve aynılığı devam ettirmek için güçlü bir arzu, değişime direnç de başlıca davranış özellikleridir.

Üçlü bozukluk dışında bilişsel saha incelendiğinde otistik çocukların yüzde 75’inin 70 puan altında IQ’ya sahip olduğunu görmek mümkündür. Fiziksel gelişim açısından bakıldığında ise otistik çocukların üçte birinin epilepsi hastası olduğu, çoğunun idrar kaçırma ve dışkı tutamama gibi eliminasyon problemleri yaşadığı, kafa vurma veya ısırma gibi eylemlerle kendilerine zarar verdiği tespit edilmiştir. Etiyolojik Teoriler Otizmle ilgili teoriler üç geniş kategoriye ayrılmıştır. Bunlar psikojenik, biyojenik ve bilişsel sınıflandırmalardır. Psikojenik teori, psikososyal süreçlerin otizm etiyolojisinin merkezini oluşturduğunu savunurken, biyojenik teori, duruma temel oluşturacak biyolojik faktörlerin arayışı içindedir. Bilişsel teoriler ise otizmin başlıca sebepleriyle ilgilenmek yerine semptomların altında yatan spesifik bilişsel bozuklukları açıklamaya çalışır.

OTİZMİN NEDENLERİ - Sinir sistemi sorunlarından kaynaklı - Kalıtıla ilgili (genetik ancak geni bulunmuyor) - Çevresel faktörler (çevre kirliliği, kimyasallar vs.) - Otizm çocuk yetiştirme tutumları ve sosyo-ekonomik koşullarla ilgili değildir ve her toplum ırk ve ailede rastlanabilir. - Zihinsel engelden sora en sık rastlanan gelen bozukluklar - 150 çocuktan birinde rastlanır - Erkeklerde yaygınlık kızlardan 3-4 kat fazladır. - Kardeşlerde risk %5, ikizlerde %90’dur. - Anormal beyin gelişimi - Doğum komplikasyonu - Kandaki serotonin %30 fazla - Fazla tv izlemekten kaynaklanmaz ancak uyaran yokluğuna bağlı otistik belirtiler görülebilir. PSİKOLOJİM, SAYI:13


“Küçük bir tohumum ben, güneşim olur musun?” Erken tanı ve eğitim ile otizimli çocukların hayatını değiştirmek hepimizin elinde...

-Sözel ve sözel olmayan problem çözme yetenekleri; yaşam becerisi gelişimi -İletişim becerileri ve dil gelişimi -Kendini yaralama ve saldırganlık gibi zorlu davranışlar - Ailenin mücadele kaynakları Tedavi Otizmin bir tedavisi yoktur. Bu durum içindeki gençlerin iletişim, biliş ve davranış eksikliklerini dengelemek için becerileri geliştirilebilir ve aileye çocuklarıyla daha etkin ilgilenebilmeleri için yardım edilebilir. Bu yardımlara dair kapsamlı programlar şu bileşenleri kapsar; -Ebeveynlere, çocuklarına konan tanı, prognoz (rahatsızlığının

Psikodinamik teorinin prensibi; otistik geri çekilme, yetersiz ebeveynliğe tepki olarak oluşur. Ekolali ve aynılıkta ısrar, karşılanmayan ihtiyaçlarla ilgili saldırganlığın ifadeleridir. Uzun dönem doğrusal olmayan psikoterapi, yetersiz ebeveyn çocuk ilişkisine bir alternatif sunarken geri çekilme ve saldırganlık ifadelerini azaltır. Biyolojik teorilerin prensibi; Otizmin klinik özellikleri, genetik ve doğum sürecindeki faktörlere bağlı sinir gelişimi bozukluklarının altında sebepler şeklinde yansır. Dar-bant bilişsel teorilerin prensibi; Otistik çocuklar, gecikmiş dil gelişiminin açıklaması olan kodlama, sıralama ve soyutlama bozukluklarına (açıklıklarına) sahiptirler. Sosyal anlayış açısından bakıldığında, otistik çocukların insanlar arası ilişki beceri noksanlığı yaşadığı görülür. Otizmin sosyal ve iletişimsel özellikleri, diğerlerinin zihinsel durumlarının bilişsel temsilini oluşturma yetersizliğine bağlıdır.Genişbant bilişsel teorilerin prensibi; Zayıf merkezi uyum teorisine göre, otistik çocuklar bilgi verisini yönetirken alt -üst değil üst-alt yaklaşımını benimserler. Değerlendirme Otizm değerlendirmesi, PSİKOLOJİM, SAYI:13

öncelikle

çoklu disiplin ve çoklu aracı takımlar tarafından, uzun bir süre ve ebeveynlerle işbirliği içinde gerçekleştirilmesi gereken bir süreçtir. Bu takımların içinde yer alabilecek disiplin arasında klinik psikoloji, eğitsel psikoloji, pediatrik tıp, konuşma ve dil terapisi, özel eğitim, mesleki terapi ve çocuk psikiyatrisi sayılabilir. Ebeveyn Görüşmeleri Ebeveynlerle, gelişim, aile geçmişi, rutin çocuk ve aile değerlendirmesi kurallar çerçevesinde tamamlanmalıdır.

sonucunu tahmin) ve mevcut hizmetlerle ilgili bilgi verilen psikoeğitim -Eğitimsel yerleşimi düzenlemede tavsiye ve destek (özel okul ya da genel akım içindeki okullarda ek destek) -Uzun dönemli yönetime aile temelli yaklaşım (uzmanlardan ve otistik çocuğu olan diğer ailelerden yardım) -Öğrenme faaliyetlerini tasarlamak için ana metot olarak yapılandırılmış öğretimin benimsenmesi (TEACHH yaklaşımı ile, bozukluğu kabul ederek ve öğrenim faaliyetlerini yapılandırarak dünyayı, otizmli çocuklar için anlaşılır hale getirmek) -Zorlu davranışlarla ilgilenmek ve beceri öğretmek için ana yaklaşım olarak davranış modifikasyonunun benimsenmesi -Kişisel bakım ve eğitimsel beceri eğitimi -İletişim becerileri eğitimi (konuşma ve dil müfredatını çocuğun gelişimsel düzeyine uyarlamak) -Zorlu davranış yönetimi (fonksiyonel analiz gerçekleştirimi 27 ve bu analiz sonrasında otistik davranışların oluşumuna neden olan tanımlanabilir çevresel uyarımların kaldırılması)

Otizm

Otizm

26

Profilleme Otizm ya da diğer yaygın gelişimsel problemlerden mustarip gençlerin zayıf ve güçlü yönlerinin profilini çıkarırken, bunları, tedavi planlaması için belli başlıklar altında sınıflandırmak yararlı olacaktır;

Eğitim ve tedaviyi planlamak için kullanılabilecek olan psiko eğitimsel profillerin zayıf ve kuvvetli yanları, Psiko-Eğitimsel Profil-(Revize edilmiş) gibi araçlardan sağlanabilir. Tanı için ise Çocukluk Otizm Değerlendirme Ölçeği kullanılarak, çocuğun süreç içindeki psikometrik değerlendirme ve gözlemine dair bilgi edinmek mümkündür.

Sosyal etkileşim, iletişim ve sınırlı eylem alanlarındaki otistik benzeri davranışlarla ilgili ebeveyn raporu, standartlaştırılmış görüşme ve davranış kontrol listeleri vasıtasıyla elde edilebilir.

Uzman Değerlendirmesi Öğretmen, ebeveyn görüşmeleri ile psikometrik yaklaşımlar dışında uzman değerlendirmeleri de önemlidir. Bu değerlendirmeler, çocuğun sese karşı sınırlı tepkisi üzerinde duran işitsel bazda olabileceği gibi, eğer mümkünse çocuğun kendi doğal çevresi içinde davranışlarının takibi amacıyla ev gözlemi şeklinde de gerçekleştirilebilir.

Öğretmen Görüşmeleri Çocukların eğitime devam ettikleri okuldaki öğretmenlere, görüşme bilgilerini tamamlamaları için uygun şekilde standartlaştırılmış değerlendirme ölçekleri ve Adaptif Davranış Ölçeği’nin okul baskısı verilebilir. Yetenek ve Becerinin Psikometrik Değerlendirmesi

Ayrımsal (Diferansiyel) Tanılar Otizmi diğer yaygın gelişimsel bozukluklardan ayıran durumlar şu şekilde sıralanabilir; -Ciddi duyma bozukluğu -Entelektüel yetersizlik -Gelişimsel dil bozuklukları -Seçilmiş sessizlik -Tepkisel bağ bozukluğu -Çocukluk şizofrenisi

Ben Bir Otizimli Çocuğum; - Kalabalığı sevmem - Saçımın yıkanmasından, kesilmesinden ve taranmasından hoşlanmam - Dişlerimi fırçalamayı sevmem - Bazı kokular beni rahatsız eder - Her yemeği yemem - Yüksek sesten hoşlanmam - Temastan, kucağa alınmaktan, sevilmekten hoşlanmam - Parlak ışıklar gözlerimi rahatsız eder

- Parmaklarımı sevmem - Canımın acıdığını fark edemeyebilirim - Konsantre olamayabilirim - İhtiyaçlarımı belirtmekte zorlanırım - Normal dokunma ve ağrıların farkına varamam - Her zaman düşünürüm - Bir sebep olmadan strese girerim - Çoğu zaman zorumdur ve bunu bilmem

- Başka çocuklarla ilişki kurmakta zorlanabilirim - Ben beceriksiz değilim, sadece motor beceri gelişimim düzensiz

Ben bir çocuğum, sadece sevilmek istiyorum...

PSİKOLOJİM, SAYI:13


A

nksiyete veya endişe, canlılarca deneyimlenen kaygı, korku, gerilim, sıkıntı halidir. Nedeni belli olmayan tedirginlik hali olarak da açıklanabilir. Anksiyete bazı kuramcılara göre yaşanan iç çatışmaların sonucudur. Bazı kuramcılara göre öğrenilmiş davranışlardır. Canlıların dış ortama uyum çabasında koruyucu bir tepkidir. Denetim dışına çıkıp kişinin işlevselliğini aksattığında anksiyete bozuklukları olarak incelenir. Psikiyatride bir grup hastalığın genel adıdır.

Terleme, titreme, çarpıntı vs. gibi bedensel belirtileri görülebilir. Başına kötü bir şey geleceğini düşünme, rezil olmaktan veya komik duruma düşmekten korkma gibi bilişsel (düşünsel), fakat çoğu kez nedeni belirsiz, tanımlanamayan bir gerginlik durumudur. Anksiyete, genelde kavramsal, somatik, duygusal ve davranışsal bileşenlere sahip olmak biçiminde tanımlanır (Seligman, Walker & Rosenhan, 2001). Kan basıncı ve kalp atışının artması, terleme, ana kas gruplarına ani kan akışının hücum etmesi nedeniyle kaslarda gerginlik, bağışıklık ve sindirim sistemi fonksiyonlarının yavaşlaması gibi fiziksel etkileri vardır. Bunlara ek olarak mide bulantısı, el ve ayaklarda soğukluk, titreme -üşüme hissedilir. Duygusal açıdan ise hastalık korku ve panik hissine neden olur. Kişi her şeyi olabilecek en olumsuz yönüyle ele PSİKOLOJİM, SAYI:13

alır, moral seviyesi en alt düzeydedir. Davranışsal olarak ise hasta, anksiyete kaynağından kaçma eğilimi gösterir. Yine de anksiyeteden sadece patolojik bir durummuş gibi bahsetmek yanlış olur. Bu his, korku, kızgınlık, üzüntü ve mutluluk gibi duygularla beraber gelen, insanoğlunun hayatta kalmasıyla bağlantılı temel duygulanımlardan birisidir. Her insan zaman zaman her hangi bir hastalık belirtisi olmaksızın yaşamın olağan bir parçası olarak anksiyete yaşayabilir. Ancak yaşanan anksiyete bazen bedensel ya da psikiyatrik bir hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkabilmektedir. Anksiyete (Kaygı) Bozukluğunu Anlamak Baskı altında ya da stresli bir durumla karşılaşıldığında endişelenmek, gergin hissetmek ve korkmak normaldir. Kaygı vücudumuzun tehlikeye verdiği

doğal bir yanıttır. Sağlıklı kaygı bizim dikkatimizi odaklamamızı ve uyanık kalmamızı kolaylaştırır, harekete geçirir ve problemlerimizi çözebilmemiz için motivasyon sağlar. Fakat kaygı yaşamınızı ve ilişkilerinizi etkilemeye başladıysa bu sizin normal kaygı çizgisini aştığınızı ve kaygı bozukluğunun sınırlarına girdiğinizi gösterir. Anksiyete (Kaygı) Bozukluğunuz mu var? Eğer aşağıdaki belirtilerden bir kaçını yaşıyorsanız ve bunlar kolay kolay geçmeyecek gibi görünüyorsa anksiyete (kaygı) bozukluğunuz olabilir: -Sürekli gergin ya da kaygılı mısınız? -Kaygınız işinizi, okulunuzu ve aile sorumluluklarınızı yerine getirmenizi engelliyor mu? -Sizi sinirlendiren korkularınız var ve bunlardan kurtulamıyor musunuz? -Bazı şeyleri belirli şekilde yapmadığınızda başınıza kötü birşey geleceğini düşünüyor musunuz?

Temel belirtiler olan aşırı ve rahatsız edici korku ve kaygının yanı sıra kaygının diğer duygusal belirtileri: -Tedirginlik ve endişe duyguları -Felakete odaklanma -Gergin ve her an tetikte hissetme -En kötü olasılığı düşünme -Asabiyet (Sinirlilik) -Huzursuzluk

-Tehlike işaretlerini gözleme Korku ve Anksiyete Problemleri Korku, güvenliğe ve esenliğe karşı gelişen bir tehdit şeklindeki uyarıcıya verilen doğal bir tepkidir. Bu tepki, bilişsel, duygusal, psikolojik ve davranışsal ve ilişkisel unsurlar içerir. Uyarıcı ya da durum; bilişsel seviyede tehditkar ve tehlikeli, duygusal seviyede endişeli ve gergin, psikolojik seviyede kaçarak ya da savaşarak tehdidi nötralize etme ve davranış boyutunda ise tehlikeyle yüzleşme şeklinde yorumlanabilir. Sonuç olarak korku tehlikeye karşı adaptif bir tepkidir ki bu, evrimsel bakış açısından bireyin hayatta kalma ve soyunu sürdürme çabası anlamına gelir.

Korkuların ve Anksiyetenin Gelişimi Korkunun farklı aşamalarda gelişimini şu şekilde ortaya konabilir; -Erken bebeklik (0-6 ay): Motor kabiliyetlerin bebeklerin uyum kabiliyetine hakim olduğu bu dönemde başlıca korku kaynakları, yoğun duyu uyarımı, destek yokluğu ve yüksek seslerdir. -Geç bebeklik (6-12 ay): Duyumotor şemaları, sebep ve etki, nesne bağlılığı, korku, fobi ve anksiyete ile ilgili psikososyal ve sosyal yeterlilik /yetersizlik bu aşamadaki endişe 29 unsurlarıdır. Bu dönemin başlıca korku kaynakları yabancılar ve ayrılıktır. -Yürümeye başlama yılları (2-4 yaş): Bu aşamada hayal etme kapasitesi vardır ama gerçeklikle fantezi ayrımı sorunludur. Bu dönemin başlıca korku kaynakları, hayali yaratıklar, potansiyel soyguncular ve karanlık olup ayrılık anksiyetesi gelişmesi ihtimali vardır. -Erken çocukluk (5-7 yaş): Bu dönemde somut operasyonel düşünce ve mantıklı şekilde düşünme kapasitesi söz konusudur. Bu aşamanın başlıca korkuları, doğal afetler, yaralanma, hayvanlar ve medya bazlı endişeler olup hayvan ve kan fobisi gelişmesinin ihtimal dahilinde olduğu bir dönemdir. -Orta çocukluk (8-11 yaş): Okulda akademik ve atletik performans konusunda saygı merkezi olma ve formel operasyonel düşüncenin kendini gösterdiği bu dönemin korkuları düşük akademik ve sportif performanstır. Yine bu dönem gelişebilecek bozukluklar ise test anksiyetesi ve okul fobisi olabilir. -Ergenlik(12-18 yaş) : Gelecek tehlikeleri kavrama kapasitesi ve arkadaş ilişkilerinden elden edilen saygı bu aşamanın kazanımlarıyken, arkadaşlar tarafından reddedilme bu döneme damga vuran korkuların başında gelmektedir. Sosyal fobi, agora fobi ve panik bozukluk ergenlik döneminde karşılaşılabilecek bozuklukların başında gelmektedir. Sınıflandırma Anksiyetenin

ana

özellik

olduğu

PSİKOLOJİM, SAYI:13

Korku ve Anksiyete Problemleri

Korku ve Anksiyete Problemleri

28

KORKU VE ANKSİYETE PROBLEMLERİ

-Sizi kaygılandırdıkları için günlük aktivitelerden uzak duruyor musunuz? -Ani ve beklenmeyen kalbinizin hızlı çarptığı panik atakları yaşıyor musunuz? -Her yerde bir tehlike ve felaket olduğu düşünceniz var mı? Anksiyete Bozukluğunun Duygusal Belirtileri:


boşaltmada zorluk -Sinirlilik -Kas gerginliği -Uyku bozukluğu

durmakta, otobüs, tren veya arabada yolculuk etmede korku özellikleri gösterirler.)

bozuklukların sınıflandırılması; a)Bebeklik, çocukluk ve ergenlik dönemi bozuklukları -Ayrılık anksiyete bozukluğu b) Anksiyete bozukluğu -Panik bozukluk -Genelleştirilmiş anksiyete bozukluğu -Spesifik fobi (hayvan, kan, yaralanma, iğne, doğal çevre) -Agora fobi -Sosyal fobi -Akut stres bozukluğu -Genel sağlık durumuna bağlı anksiyete bozukluğu -Maddenin neden olduğu anksiyete bozukluğu -Obsesif kompülsif bozukluk c)Anksiyetenin özellik olduğu diğer bozukluklar -Anksiyete ile ilgili uyum bozukluğu PSİKOLOJİM, SAYI:13

Epidemiyoloji Anksiyete bozukluklarının, çocuklar ve ergenler üzerindeki yaygınlık oranı yüzde 2 ile yüzde 9 arasında değişmektedir. Kızlar, ayrılık anksiyetesi, fobi, genelleştirilmiş anksiyete bozukluğu ve panik atak gibi anksiyete bozukluklarını erkeklere göre daha çok yaşarlar. Tanılar ve Klinik Özellikler Ayrılık anksiyetesi, bağ figüründen ayrılma durumunda ortaya çıkan yersiz korkudur. Fobik anksiyete, bilinçdışı kaynaklardan gelen ama gerçek korkuyu temsil etmesine rağmen, kendi içinde gerçek bir tehlike içermeyen nesnelere veya durumlara karşı kaygı durumudur.

Genelleştirilmiş anksiyete, çeşitli türden talihsizliklerin oluşacağına dair devam eden endişelere sahip olma durumudur. Panik bozuklukta, tekrar eden ve beklenmeyen panik ataklar söz konusudur. Travma sonrası stres bozukluğu ise çocukların, kendi ya da başkalarının yaşamlarını tehdit eder şekilde algıladıkları yıkıcı bir travma sonrası ortaya çıkar. Ayrılık Anksiyetesi Tanı Kriterleri (DSMIV) -Ana bağlılık figürünü kaybetme ya da başına bir şey gelmesi durumu ile ilgili tekrarlayan yoğun ve ısrarcı stres -Evden ayrılma, ana bağlılık figürünün ayrılması ya da ayrılıkla ilgili beklenti üzerinden tekrarlayan yoğun stres

- Yersiz bir şekil ya da olay sonucunda ana bağlılık figüründen ayrı kalmakla ilgili ısrarcı ve yoğun endişe -Ayrılık korkusu yüzünden okula veya başka bir yere gitmeyi reddetme -Evde yalnız ve ana bağlılık figürü olmadan kalmakta isteksizlik ve aşırı korku -Ana bağlılık figürü olmadan uykuya gitmekte isteksizlik veya yatmayı reddetme -Ayrılıkla ilgili tekrarlayan kabuslar -Ana bağlılık figüründen ayrılma gerçekleşince fiziksel belirtilerle ilgili tekrarlayan şikayetler (baş ağrısı, karın ağrısı vb.) Fobilerle İlgili Tanı Kriterleri -Spesifik fobi (spesifik bir nesne ya da durumun varlığından sebeplenen yersiz ve mantıksız yoğun korku/

fobik uyarıcıya maruz kalınınca üretilen anksiyete tepkisi kendini çocuklarda panik atak, ağlama krizleri ve donakalma şeklinde gösterir) -Sosyal fobi (Kişinin tanımadığı insanlarla veya diğerlerinin dikkatli incelemesiyle baş başa kalacağı performans ve sosyalleşme içerikli durumlara dair hissettiği ısrarcı, yoğun korkudur/korkutucu sosyal duruma maruz kalma endişesi, çocuklarda panik atak, ağlama krizleri, donakalma ve tanımadığı insanların olduğu sosyal ortamlardan geri çekilme şeklinde anksiyete tepkileri yaratabilir) Genelleştirilmiş Anksiyeteye Dair Tanı Kriterleri (DSM-IV); -Huzursuzluk, bıçak sırtındaymış hissi -Hemen yorulma -Konsantrasyonda veya aklı

Travma Sonrası Stres Bozukluğuna Dair Tanı Kriterleri (DSM-IV); -Travma ile ilgili sohbet, duygu ve düşüncelerden kaçınma -Travmanın hatırlanmasına neden olacak insan, yer ve eylemlerden kaçınma -Travmanın önemli yönlerini hatırlama yetersizliği -Önemli eylemlere katılım veya ilgide belirgin azalma -Uyku zorlukları -Sinirlilik -Konsantrasyonda zorluk -Tetikte olma -Abartılı irkilme tepkisi Anksiyete ile İlgili Teoriler a)Biyolojik Teori -Genetik teori (Anksiyete; kalıtsal hassasiyete sahip birey, kritik gelişimsel aşamalarda tehdit edici çevresel uyarıcılara maruz kaldığında ortaya çıkar) -GABA düzensizlik teorisi (Fobik ve genelleştirilmiş anksiyete bozukluğunun her ikisinde de, GABA sisteminin düzensizliği yüzünden, anksiyete gelişir.) PSİKOLOJİM, SAYI:13

Korku ve Anksiyete Problemleri

Panik Bozukluğa ve Agora Fobi Dair Tanı Kriteri (DSM-IV) -Panik bozukluk (beklenmedik ve tekrarlayan panik ataklar/yeni atakların geleceğine dair ısrarlı endişe/ atağın etkileri ve sonuçları hakkında endişe/ ataklarla ilgili davranışlarda önemli değişiklikler/terleme/ titreme/ nefesin kesilmesi hissi/göğüs ağrısı/ mide bulantısı/ sersemlemiş gibi hissetme/durumu olandan farklı 31 algılama ve duyarsızlaşma/kontrolü kaybetme korkusu/ ölüm korkusu/ parastesiz (hissizlik) -Agorafobi (kaçmanın zor ya da ihtiyaç halinde yardım almanın imkansız gibi gözüktüğü durum ya da yerlerde yalnız olma konusunda hissedilen belirgin bir anksiyete bozukluğu olan agorafobiden mustarip bireyler, kalabalıkta, köprüde


-Adrenerjik ve noraenerjik sistemin düzensizliği(Panik ataklara, locus coeruleus’taki (mavi alan)adenerjik ve noradenerjik sistemlerin düzensizliği sebep olur) b)Psikolojik teori -Psikoanalitik teoriler (Anksiyete bozukluklarında, savunma mekanizmaları, kabul edilemez etkileri tutmak için kullanılır. Genelleştirilmiş anksiyete bozukluklarında, savunmalar bozulur ve kişi, kabul edilemez etkiler, var olan nesnelerin yerine geçtiği için anksiyeteye boğulur.

Korku ve Anksiyete Problemleri

-Durum Özelliği Anksiyete Envanteri (40 unsur içerir ve yetişkin ölçeğini temel alarak, anksiyete dair özellik ve spesifik durum puanı sağlar) -Hamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeği (Bu ölçekteki unsurlar 0-4 arasında puanlanır. Bu enstrüman, global anksiyete, psişik anksiyete ve somatik anksiyete puanlarını sağlar)

-Çocuklar için Sosyal Anksiyete Ölçeği (revize edilmiş)(Bu öz-raporlama envanteri, negatif değerlendirme korkusu, sosyal kaçınma ve stres için puan sağlar) Panikle ilgili semptomlar ve inançlar için; -Çocukluk Anksiyetesi Hassasiyet Endeksi (18 unsur içeren bu endeks, anksiyetenin bedensel işaretlerinin neden olduğu korkunun derecesini değerlendirir) -Panik Semptomları Bilişleri Anketi (Bu öz-raporlama anketi, panik atakla ilgili semptom ve uyumsuz biliş bilgisi sağlar) Agorafobi için, -Agorafobi ölçeği (Bu öz-raporlama anketi, agorafobik semptomatolojiyi

33

kapsar.) -Çocuk Travma Sonrası Stres Bozukluğu Görüşmesi ( Yarı yapılandırılmış klinik görüşme için kurallar kümesidir ve diğer görüşme tekniklerinin kullanımıyla ilgili bilgi sağlar.)

odaklı bilişsel şemaları tekrar aktif hale getirir) -Kuluçka teorisi (Nevrotik ve içe dönük insanlar, kuluçka sürecinde fobik anksiyete geliştirmeye daha eğilimlidirler) -Sistem teorisi( Ebeveynler, modelleme ve destek yoluyla tehdit edici manada belirgin durumları yorumlamak ve bunlarla başa çıkmak için çocuklarını sosyalleştirirler. Ailenin yaşam döngüsü geçişleri ve aile içindeki stresli olaylar, klinik olarak önemli anksiyete problemlerinin başlanmasını hızlandırabilir.)

PSİKOLOJİM, SAYI:13

Ayrılık Anksiyetesi İçin; -Okulu Reddetme Değerlendirme Ölçeği (Okulun reddini içeren faktörleri değerlendirmeye yönelik kontrol listesidir) Spesifik korkular için; -Revize edilmiş Korku Anketi Takvimi (75 unsur içerir ve yetişkin enstrümanı temel alır. Spesifik korkular, dört ölçekteki faktör puanları ve genel puan ile ilgili bilgi sağlar) Sosyal Anksiyete İçin; -Sosyal Fobi Anksiyete Envanteri (25 unsurlu bu envanter, hem kendine güven, sohbet, fiziksel ve bilişsel semptomlar, kaçınma ve kamu performansı faktörleri puanı ve hem de toplam puanı sağlar)

değerlendirir. -Agorafobi Biliş Anketi (Bu özraporlama anketi, agorafobik biliş ve endişeleri değerlendirir) Travma sonrası stresle ilgili anksiyete için; -Olayların Etki Ölçeği (Saldırı ve kaçınma alt ölçekleriyle beraber genel puan sağlayan 15 öğelik ölçüdür) -Çocukların Travma Sonrası Stres Bozukluğu Endeksi (İçinde 17 unsur barındıran yapılandırılmış görüşme DSM kriterini temel alan tanı konmasını sağlar) -Çocukların Travma Sonrası Stres Bozukluğu Reaksiyon Endeksi(Bu enstrüman DSM semptomatolojisini

Yatkınlık Kazandırıcı Faktörler Anksiyete için yatkınlık kazandırıcı faktörler kişisel (genetik faktörler, düşük benlik saygısı, çekingen mizaç ve bağlamsal (ebeveynlere kaygılı bağlılık, ebeveyn endişesine maruz kalmak, kaygı merkezli aile kültürü) bazda incelenebilir. Hızlandırıcı Faktörler Anksiyeteyi körükleyen faktörler; kişisel /ailevi hastalık, yaralanma, hayat döngüsü geçişleri, okula başlama, okul değiştirme, evden ayrılan bir kardeşe sahip olma, ebeveyn ayrılığı, taşınma, arkadaş kayıpları ve aile içinde yaşanan finansal zorluk olarak sayılabilir. Sürdürme Faktörleri Anksiyetenin sürmesine neden olan faktörler kişisel (korku veren uyarıcıdan süregelen kaçış, GABA sistemi düzensizliği, adrenerjik veya noradrenerjik sistem düzensizliği) ve bağlamsal temelde (aşırı katılım ya da karışık iletişim içeren ebeveyn-çocuk etkileşimleri) ele alınır.

Koruyucu Faktörler Anksiyeteden korunma faktörleri de diğerleri gibi kişisel (iyi sağlık, yüksek IQ, kolay mizaç, yüksek benlik saygısı ve yüksek öz-yeterlik) bağlamsal bazda (olgunlaşmış savunma mekanizmaları, işlevsel mücadele teknikleri, yerinde problem çözme becerileri, arkadaşlık kurma ve devam ettirme becerisi) incelenir.

kapsayan davranışsal problem çözme yaklaşımı)

Genel Tedavi İlkeleri -Anksiyetenin doğası ve tedavisi ile ilgili psikoeğitim -Semptomalojiyi gözlemleme eğitimi -Alışma gerçekleşinceye kadar korkulan uyarıcıya maruz kalmak -Rahatlama becerileri eğitimi - Bilişsel yeniden yapılanma -Motivasyonu arttırmak için ödül sistemleri -Tedaviye aile katılımı -Kaçınmanın okul bazlı olduğu yerde tedaviye okulun katılımı -Bireysel keşif çalışması -Eğer anksiyete bazlı somatik semptomlar varsa diğer uzmanlarla, özellikle ilaç tedavisi konusunda, bağlantı kurmak

Sosyal fobiler (Eş zamanlı aile ve grup temelli tedavi seansları)

Spesifik anksiyete bozuklukları ve ilgili tedaviler ise şu şekilde özetlenebilir; Okulu reddetmek (Ebeveyn, öğretmen ve arkadaşlar olmak üzere çocuğun sosyal ağındaki tüm önemli üyeleri

Fobiler (Bireyin, korkulan ancak zararsız olan kaygı uyandırıcı duruma doğrudan doğruya maruz bırakılması ve bunun kişide kaygı yaratmayacak hale gelinceye kadar devam etmesi yöntemi (taşırma) veya sistematik duyarsızlaştırma)

Seçici dilsizlik (Çocuğun sosyal ortamlarda konuşmayı reddetmesi durumu olan bu rahatsızlık için aile temelli davranış tedavileri) Genelleştirilmiş anksiyete bozukluğu (Çekirdek aile temelli tedavi seansları başta olmak üzere birey ve grup terapileri) Panik bozukluk (Rahatlama ve öz-öğretim başa çıkma becerileri geliştirmek) Travma sonrası stres bozukluğu (Aile, okul ve arkadaş desteğini maksimize edip travma ile ilgili iç ve dış uyarıcılar yoluyla çocuğa travmayı duygusal olarak işleme fırsatı sağlamak)

PSİKOLOJİM, SAYI:13

Korku ve Anksiyete Problemleri

c) Bilişsel teoriler (Anksiyete 32 bozuklukları ve anksiyete , tehdit içeren yaşam olayları, erken çocukluk zamanında ve tehdit edici / stresli bir tecrübe sırasında oluşmuş tehdit

Anksiyeteyi Değerlendirmek için Kullanılan Araçlar Genel anksiyete için kullanılan entrümanlar; -Revize edilmiş Çocuk Manifesto Anksiyete Ölçeği (37 unsur içerir ve yetişkin ölçeğini temel alarak anksiyete puanı sağlar)


Yineleme Bozuklukları Obsesif kompülsif bozukluk, Tourette sendromu,saç çekme, tırnak yeme, basit motor ve vokal tikler gibi problemler yineleme bozuklukları adı altında toplanabilir. Bu bölümde ciddi bozukluklar olmaları nedeniyle obsesif kompülsif bozukluk ve Tourette sendromu hakkında bilgi verilecektir. Obsesif Kompülsif Bozukluk (Saplantılı–Zorlanımlı Rahatsızlık) OKB, bunaltı yaratacak ve kişinin normal işleyişini, çalışma hayatını ve ilişkilerini bozacak şekilde tekrarlanan saplantı ve zorlanımlar ile karakterize edilen, kirlilik, cinsellik, saldırganlık, düzen ve din gibi konuların etrafında yoğunlaşan bir kaygı bozukluğudur. Obsesif-kompülsif bozukluğu olan kişiler, kontrol edemedikleri yinelenen ve stres yaratan düşünceler, korkular veya görüntüler (obsesyonlar) nedeniyle huzursuz olurlar. Bu düşüncelerin yarattığı anksiyete bazı ritüelleri ya da rutinleri acil olarak gerçekleştirme ihtiyacına (kompülsiyonlar) neden olur. Ritüeller takıntılı düşünceleri önleme veya akıldan uzaklaştırma girişimiyle yapılır. Ritüel anksiyeteyi geçici olarak durdurur, obsesif düşünceler tekrar oluştuğunda kişinin ritüeli hemen tekrar etmesi gerekir. Bu OKB döngüsü kişinin gününden saatler çalarak normal günlük işlerini yapmasını engelleyebilir.

PSİKOLOJİM, SAYI:13

OKB (Obsesif Kompülsif Bozukluk) belirtileri nelerdir? Yaygın obsesyon belirtileri: -Pislik veya mikrop bulaşmasından korkma -Başkasına zarar vermekten korkma -Hata yapmaktan korkma -Rezil olmaktan veya sosyal açıdan kabul edilemez bir şekilde

ellerini yıkama -El sıkışmayı veya kapı tokmağına dokunmayı reddetme -Kilit, ocak gibi şeyleri sürekli kontrol etme -Rutin işleri yaparken içinden veya yüksek sesle sürekli sayı sayma -Sürekli bir şeyleri belli bir biçimde düzenleme -Belirli bir sıraya göre yemek yeme -Genellikle rahatsız edici olan, akıldan çıkmayan ve uykuyu bölen kelimelere, görüntülere veya düşüncelere takılıp kalma -Belirli kelimeleri, cümleleri veya duaları tekrarlama -İşleri belirli bir sayıda yapma ihtiyacı -Değeri olmayan şeyleri toplama veya biriktirme

davranmaktan korkma -Şeytanca veya günahkar düşünmekten korkma -Düzen, simetri, kusursuzluk ihtiyacı -Aşırı kuşku ve sürekli güvence ihtiyacı

Obsesif-kompülsif bozukluğa ne neden olur? Nedeni tam olarak anlaşılmamış olsa da, araştırmalar biyolojik ve çevresel faktörlerin OKB ile ilişkili olabileceğini göstermiştir.

Yaygın kompülsiyon belirtileri: -Tekrar tekrar yıkanma, duş alma veya

Biyolojik faktörler: Beyin karmaşık bir yapıdır. Bedenin normal işleyişi

Araştırmalar Streptokok bakterisinin neden olduğu belli bir tür enfeksiyon ile OKB arasında bir ilişki de saptamıştır. Eğer bu enfeksiyon nükseder ve tedavi edilmezse, OKB gelişimine ve çocuklarda diğer bozukluklara sebep olabilir.

Çevresel faktörler: Bazı çevresel stres yaratıcı faktörler OKB’yi tetikleyebilir. Belirli çevresel faktörler ise kişide var olan bu rahatsızlığı kötüleştirebilir. Bunlar; -Taciz -Yaşamsal değişiklikler -Hastalık -Sevilen birinin ölmesi -İş veya okulla ilgili değişiklikler veya problemler -İlişkiyle ilgili kaygılar OKB (Obsesif Kompülsif Bozukluk) ne kadar yaygındır? OKB ABD’ de 3.3 milyon yetişkini ve 1 milyon çocuk ve genci etkilemektedir. Rahatsızlık ilk olarak çocuklukta, gençlikte ve yetişkinliğin ilk yıllarında ortaya çıkar. Irk ve sosyoekonomik alt yapı fark etmeden tüm kadın ve erkeklerde eşit oranda görülür. Obsesif Kompülsif Bozukluk için Tanı Kriterleri (DSM-IV) -Kaygı ve stres ile belirgin hale gelen uygunsuz, saldırgan, tekrarlayan ve ısrarcı düşünce, dürtü veya hayaller, -Gerçek hayat problemleri hakkındaki

35

düşünce, hayal veya dürtüler aşırı endişeler değillerdir. -Birey bu düşünce, dürtü veya hayalleri göz ardı etmeye, baskılamaya, ya da başka eylem / düşüncelerle baskılamaya çalışır. -Birey, düşüncelerin, dürtülerin ve hayallerin kendi aklının ürünleri olduğunu bilir. -Tekrarlayan davranışlar (el yıkama, düzenleme, kontrol etme vb.) -Stresi azaltmak ya da stresten korunmayı, kötü bir durumdan kaçınmayı amaçlayan davranışlar veya zihinsel eylemler. Teoriler a)Biyolojik Teori -Bazal ganglia hipotezi (Bazal gangliadaki yapısal problem OKB’yı destekler) -Serotonin hipotezi (OKB semptomları, serotoninin çok hızlı geri alımına veya anormal seviyede düşük serotonine bağlı olarak gelişir) -Nöroetolojik hipotez (Bazal ganglia ve serotonin anormallikleri kendini korumacı davranışların uygunsuz

şekilde ortaya çıkmasına sebep olur)

b)Psikolojik Teori -Psikoanalitik teori (Tuvalet eğitimi üzerinden erken çocuk-ebeveyn çatışması ile ilgili bastırılmış cinsel saldırganlık dürtüleri daha az kabul edilebilir düşünce veya dürtülerle yer değiştirir. Bunlar bilince saldırdığı zaman, egoya yabancı bir oluşum olarak tecrübe edilir çünkü izoledirler, sahiplenilmemişlerdir ve kaygıya sebep olurlar) -Bilişsel-davranışsal teori (Tehdit edici olmayan uyarıcı, klasik koşullanma süreci tarafından kaygıyı tetikleyen uyarı ile eşleştirildiğinde, zorlanımlı ritüellerle nötralize edilen kaygı arttırıcı saldırgan düşüncelerin ortaya çıkmasına neden olur.) -Aile sistemleri teorisi (Aile yaşam döngüsü geçişleri, sosyalleşmeleri halinde saplantı ve zorlanımlara karşı hassasiyet geliştiren bireylerde OKB’nin hızlanma sürecini başlatır.) OKB ile İlgili Psikometrik Değerlendirme Araçları -Yale-Brown Çocuk OKB Ölçeği (35 obsesyon ve algılanan kontrol, stres, harcanan zaman ve müdahale PSİKOLOJİM, SAYI:13

Yineleme Bozuklukları

Yineleme Bozuklukları

34

OBSESİF KOMPÜLSİF BOZUKLUK TRİKOTİLLOMANİ SENDROMU TOURETTE SENDROMU

için ihtiyaç duyulan, nöron adı verilen milyarlarca sinir hücresi vardır. Nöronlar elektrik sinyalleri yoluyla iletişim kurar. Nörotransmiter adı verilen kimyasallar bu sinyallerin nörondan nörona iletilmesine yardım eder. Araştırmalar serotonin adı verilen nörotransmiterin seviyesinin düşmesi ile OKB gelişimi arasında bir bağlantı saptamıştır. Serotonin dengesizliğinin ebeveynden çocuğa geçtiğine dair kanıt da vardır. Bu da obsesif-kompülsif bozukluğun genetik olabileceğinin göstergesidir. Ayrıca beynin belirli bölgeleri serotonin dengesizliğinden etkilenir, bu da OKB’ye yol açar. Bu problemin, beynin sağduyu ve planlama ile ilgili bölgeleri ve bedensel hareketleri içeren mesajları süzen bölgeleriyle bağlantılı olan beyin yolaklarıyla alakalı olduğu görülür.


OBSESİF KOMPÜLSİF BOZUKLUĞU OLAN KİŞİLER SAPLANTILARININ VE TAKINTILARININ GERÇEK DIŞI VEYA MANASIZ OLDUĞUNUN FARKINDA OLABİLİRLER, FAKAT KENDİLERİNİ DURDURAMAZLAR...

üzerinden 36 ritüeli içeren ölçeklerdir.) -Leyton Obsesyonel Envanter (Saplantı ve zorlanımlarla ilgili 44 doğru-yanlış ifadesi içererek toplam semptom, direnç ve müdahale puanları sağlar) Yatkınlık Kazandırıcı Faktörler Yatkınlık kazandırıcı faktörler, kişisel ve bağlamsal olarak iki ana başlık altında incelenebilir. Kişisel yatkınlık kazandırıcı faktörler; genetik hassasiyet, bazal gangliadaki yapısal anormallikler, serotonin sisteminin düzensizliği, aşırı sorumluluk, düşük benlik saygısı ve depresyon olarak sıralanabilir. Bağlamsal yatkınlık kazandırıcı faktör ise kirlilik, yaralanma, tehdit ya da yasaklama gibi unsurlarla yüklenmiş saplantılı düşüncenin kaygı tetikleyici uyarıcıyla eşleşmesi ile ifade bulur. Hızlandırıcı Faktörler Psikososyal hızlandırıcı faktörler stresli yaşam olayları ve ailenin yaşam döngüsü geçişleri iken, biyolojik hızlandırıcı faktörler frontal veya temporal lob lezyonlarına sebep olan kafa yaralanmalarıdır. PSİKOLOJİM, SAYI:13

Sürdürme Faktörleri OKB ile ilgili sürdürme faktörlerini sayacak olursak şu unsurlarla karşılaşırız; yüksek seviyede stres, ailenin geniş sosyal ağı içinde sınırlı destek ve sosyal dezavantaj durumu, olgunlaşmamış savunma mekanizmaları, düşük benlik saygısı ve öz-yeterlik, zayıf mücadele etme stratejileri. Koruyucu Faktörler OKB ile koruyucu faktörler kişisel alanda, iyi sağlık, yüksek IQ, kolay mizaç, yüksek benlik saygısı ve öz-yeterlik ile anlam bulurken, bağlamsal açıdan bakıldığında ise güvenli ebeveynçocuk ilişkisi, yüksek derecede evlilik memnuniyeti ve esnek aile yapısı gibi unsurlarla karşılaşırız. Formülasyon OKB ile ilgili bir vakada formülasyon, durumun oluşumu ile buna zemin hazırlayan faktörleri tanımlanabilen hızlandırıcı olay vasıtasıyla birbirine bağlamalıdır.

Tedavi 16 haftalık ve birer saatlik seans içeriği şu şekildedir; -Seans 1: OKB hakkında psikoeğitim -Seans 2: OKB hakkında yeniden çerçeve belirleme -Seans 3: OKB’nin planlanması -Seans 4-15: Maruz kalma/tepki korunması ve anksiyete yönetimi eğitimi -Seans 1,6 ve 12: Ebeveyn eğitimi -Seans 16: Mezuniyet Trikotillomani (Saç ve kıl koparma hastalığı) Trikotillomani, kişiyi saçların ya da kılların yüzey derisinden ayıracak şekilde çekmeye zorlayan bir saplantı ya da karşı konulamaz bir dürtü ile karakterize edilen dürtü kontrol bozukluğudur. Tourette Sendromu Tourette sendromu, motor ve vokal tiklerle kendini gösteren otozonal baskın, kalıtsal ve nörolojik bir hareket hastalığıdır.

Tourette Sendromu’na Dair Tanısal Kriterler(DSM-IV) -Hastalık sırasında, hem motor hem de vokal tikler eş zamanlı olmasa da herhangi bir zamanda varlıklarını gösterirler. -Tikler günün birçok zamanında ve neredeyse her gün ya da aralıklı olarak bir yıldan uzun bir zaman boyunca oluşurlar ve bu zaman dilimi sırasında üç ayrı aydan fazla tik olmayan bir dönem geçmez. -Rahatsızlık, bireylerin sosyal ve akademik hayatlarında dikkate değer stres ve önemli bir bozukluk yaratır. -18 yaştan önce ortaya çıkar -Bu bozukluk tıbbi bir duruma ya da herhangi bir uyuşturucu etkisine bağlı değildir. Tourette Sendromu’nu Değerlendirmek İçin Kullanılan Psikometrik Araçlar -Yale Global Tik Ciddiyet (Şiddet) Ölçeği (40 motor ve vokal tik sayı, frekans, yoğunluk, karmaşıklık ve müdahaleden oluşan 5 noktalı ölçek üzerinden

37 Yineleme Bozuklukları

Yineleme Bozuklukları

36

değerlendirilir. Toplam bozukluk 50 noktalı ölçek ile değerlendirilir. Global ciddiyet puanı tüm değerlendirmelerin birleştirilmesi ile elde edilir. -Shapiro Tourette Sendromu Ciddiyet Ölçeği (Tourette sendromuyla ilgili sosyal bozukluklar beş ölçek üzerinden değerlendirilir. -Tourette Sendromu Global Ölçeği (Basit ve kompleks motor tiklerin sıklığı ve bozulmaları, davranış, motor huzursuzluk, okul ve iş problemleri ile birlikte 5 nokta ölçeği üzerinden değerlendirilir. -Tourette Sendromu Anketi (Özraporlama ve ebeveyn raporlaması anketleri, tiklerin gelişimsel geçmişi, gidişatı ve Tourette sendromunun çocuğun hayatı üzerindeki etkileri hakkında bilgi sağlar. -Tourette Sendromu Semptom Listesi (Öz-raporlama veya ebeveyn raporlaması anketi semptomatolojiye odaklanır.

Tedavi Tik bozukluklarının multisistemik yönetimi aşağıdaki bileşenlerde birkaçını ya da hepsini içerebilir; -Psikoeğitim (amaç, tiklerin, net bir şekilde sinir gelişimsel bozukluğun bir tezahürü olduğunu ortaya koymaktır) -Çevresel manipülasyon (Çocuğun tik bozukluğunu kontrol edilebilir hale getirmek için çevresel değişikler oluşturmak) -İkincil durumlar yönetimi (eş anlı depresyon, anksiyete, tavır problemleri, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu , obsesif kompulsif bozukluk ve okul temelli öğrenme bozuklukların belli kurallar için yönetilebilmesi) -Alışkanlık dönüşümü (Alışkanlık dönüşümü, farkındalık, rahatlama, rekabet—tepki ve olasılık eğitimlerini içinde barındırarak Tourette sendromundaki tik sıklığını azaltmaya amaçlar) -İlaçla tedavi (Haloperidol,pinozide veya clonidine ile Tourette sendromuna dair semptomların azaltılması amaçlanır.)

PSİKOLOJİM, SAYI:13


1 DİKSİYON EĞİTİMİ

1

3

4

5

8

6

sadece

49TL

sadece

49TL

www.sertifikapress.com.tr

www.sertifikapress.com.tr

www.sertifikapress.com.tr

SertifikaPress Eğitim Akademisi, Uzaktan Eğitim tekniği ile kişisel gelişiminize TAM destek oluyor! Kolay erişim, eğlenceli ve uzman eğitim programı, full HD dersler sizin için BURADA!

SertifikaPress Eğitim Akademisi, Uzaktan Eğitim tekniği ile kişisel gelişiminize TAM destek oluyor! Kolay erişim, eğlenceli ve uzman eğitim programı, full HD dersler sizin için BURADA!

SertifikaPress Eğitim Akademisi, Uzaktan Eğitim tekniği ile kişisel gelişiminize TAM destek oluyor! Kolay erişim, eğlenceli ve uzman eğitim programı, full HD dersler sizin için BURADA!

Uzman eğitimci Meltem ÖZKANDAN tarafından sizlere sunulan sertifikalı DİKSİYON Eğitim Programı sadece 49 TL.

Uzman eğitimci Ali ÇİFCİ tarafından sizlere sunulan sertifikalı BEDEN DİLİ Eğitim Programı sadece 49 TL.

Uzman eğitimci Ali ÇİFCİ tarafından sizlere sunulan sertifikalı LİDERLİK Eğitim Programı sadece 49 TL.

Bu fırsatı kaçırmayın!

Bu fırsatı kaçırmayın!

Bu fırsatı kaçırmayın!

4 KARİYER KOÇLUĞU

5 KİŞİSEL GELİŞİM

6 ÖĞRENCİ KOÇLUĞU

sadece

7 PSİKOLOJİM, SAYI:13

2

49TL

3 LİDERLİK EĞİTİMİ

59TL

sadece

59TL

sadece

59TL

www.sertifikapress.com.tr

www.sertifikapress.com.tr

www.sertifikapress.com.tr

SertifikaPress Eğitim Akademisi, Uzaktan Eğitim tekniği ile kişisel gelişiminize TAM destek oluyor! Kolay erişim, eğlenceli ve uzman eğitim programı, full HD dersler sizin için BURADA!

SertifikaPress Eğitim Akademisi, Uzaktan Eğitim tekniği ile kişisel gelişiminize TAM destek oluyor! Kolay erişim, eğlenceli ve uzman eğitim programı, full HD dersler sizin için BURADA!

SertifikaPress Eğitim Akademisi, Uzaktan Eğitim tekniği ile kişisel gelişiminize TAM destek oluyor! Kolay erişim, eğlenceli ve uzman eğitim programı, full HD dersler sizin için BURADA!

Uzman eğitimciler tarafından sizlere sunulan sertifikalı KARİYER KOÇLUĞU Eğitim Programı sadece 49 TL.

Uzman eğitimciler tarafından sizlere sunulan sertifikalı KİŞİSEL GELİŞİM Eğitim Programı sadece 49 TL.

Uzman eğitimciler tarafından sizlere sunulan sertifikalı ÖĞRENCİ KOÇLUĞU Eğitim Programı sadece 49 TL.

Bu fırsatı kaçırmayın!

Bu fırsatı kaçırmayın!

Bu fırsatı kaçırmayın!

7 İŞARET DİLİ

8 STRES YÖNETİMİ

9 YÖNETİCİ KOÇLUĞU

sadece

sadece

sadece

49TL

59TL

59TL

www.sertifikapress.com.tr

www.sertifikapress.com.tr

www.sertifikapress.com.tr

SertifikaPress Eğitim Akademisi, Uzaktan Eğitim tekniği ile kişisel gelişiminize TAM destek oluyor! Kolay erişim, eğlenceli ve uzman eğitim programı, full HD dersler sizin için BURADA!

SertifikaPress Eğitim Akademisi, Uzaktan Eğitim tekniği ile kişisel gelişiminize TAM destek oluyor! Kolay erişim, eğlenceli ve uzman eğitim programı, full HD dersler sizin için BURADA!

SertifikaPress Eğitim Akademisi, Uzaktan Eğitim tekniği ile kişisel gelişiminize TAM destek oluyor! Kolay erişim, eğlenceli ve uzman eğitim programı, full HD dersler sizin için BURADA!

Uzman eğitimciler tarafından sizlere sunulan sertifikalı İŞARTE DİLİ Eğitim Programı sadece 49 TL.

Uzman eğitimciler tarafından sizlere sunulan sertifikalı STRES YÖNETİMİ Eğitim Programı sadece 49 TL.

Uzman eğitimciler tarafından sizlere sunulan sertifikalı YÖNETİCİ KOÇLUĞU Eğitim Programı sadece 49 TL.

Bu fırsatı kaçırmayın!

Bu fırsatı kaçırmayın!

Bu fırsatı kaçırmayın!

KARİYERİNİZ İÇİN SERTİFİKA PROGRAMLARI

KARİYERİNİZ İÇİN SERTİFİKA PROGRAMLARI

sadece

2 BEDEN DİLİ EĞİTİMİ

9 PSİKOLOJİM, SAYI:13



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.