Medikal Terminoloji- 1 - Prof. Dr. Bilal Semih Bozdemir

Page 1

1

2010

Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Medikal Terminoloji Tıbbi Terimler ve Temel Tıp

Dr. Bilal Semih Bozdemir

MEDİKAL TERMİNOLOJİ Bu kitap Tıp mesleğini icra edenler ya da bu mesleğe hazırlanan öğrencilere kaynak teşkil etmesi için hazırlanmıştır.


2 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

AkademiPress © TIP DİZİSİ ISBN : 978-605-4330-11-9 Dağıtım: AkademiPress Sipariş: 0356 275 89 29 - 0356 275 89 30 0505 735 87 55 İletişim: info@akademipress.com Baskı: 4 Renk , Bursa


3 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bu kitap, Tıp Öğrencileri ve TUS Sınavına hazırlanan meslektaĢlarım yanında, medikal bilime ilgi duyan ve medikal konularla iĢtigal edenler için hazırlanmıĢtır.

Tüm meslektaĢlarıma, öğrenci ve öğretim üyelerine baĢarılar dilerim.

Dr. Bilal Semih Bozdemir


4 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Kızım Cemre’ye


5 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bölüm 1 Tıbbi Terimlere Giriş Tıp terimleri, sağlık çalışanlarının görevlerini daha etkin bir seşkilde gerçekleştirbilmeleri ve daha iyi bir iletişim kurmaları için gerekli olan bir dile ait terminolojidir. Latin ve Yunan alfabesine dayalı olması ile medikal terminoloji, tutarlı ve düzenli kelimelerden oluşmaktadır. Etkinlik sağlamasına rağmen bazı terimler oldukça uzunken, bir kelime bazen bir paragrafı anlatabilmektedir. Örneğin gastroduadenostomy kelimesi, karın bölgesi ile ince bağırsağa ait küçük bir parçanın arasıdaki bir iletişimden bahsetmektedir. Oldukça fazla tıp terimi mevcuttur, bunları öğrenmek, yeni bir dili öğrenmeye eşdeğerdir. Bununla birlikte bu dilde her geçen gün genişleme olmakta, yeni kelimeler eklenmektedir. Bunları öğrenmenin en kolay yönü, her dil için geçerli olduğu üzere bu terimlerle içli dışlı olmaktır. Tıp mesleğinin gereği de zaten budur. Uluslararası tıp terimlerinde önekler, kök ve sonekler terimleri mevcuttur. Önekler uluslararası kullanımda “prefix” ve sonekler de “suffix” lerdir. Kökler ise “root” kelimelerdir. Bunların dışında, ön ve soneklerle bileşik (compound) ve bileştirilmiş (combining form) kelimeler de vardır. Örneğin Tonsillectomy (excision of the tonsils)

bademciklerin alınması


6 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Root yani kök kelimeler, basit ve yalındır. Ancak bunların hepsi bir anlam ifade etmeyebilir. Örneğin kardia kelimesi kalp anlamına gelirken pulmo kelimesi akciğer anlamına gelmektedir. Bunlardan ilki Yunanca, ikincisi ise Latince bir kelimedir. Yine nephr kelime kökü ise, hem Yunancada hem de Latincede böbreklerle ilgili anlamına gelmektedir. Cyst kelimesi de dolu bir torbacık ya da kese anlamına gelmesiyle özellikle mesane kesesine işaret eder. Bileşik kelimelerde ise birden fazla kök bulunur. Türkçedeki gibi gözbebeği, eyeball kelimesinin eşanlamlısı olarak bu şekildedir. Kalp ve kan dolaşımı ile ilgili bileşik kelimeler olduğu gibi (cardiovascular) üriner sistem ve üreme sistemi ile ilgili (urinary/reproductive) ya da lenf sistemindeki beyaz kan hücreleri (lymphocyte) ile ilgili bileşik kelimeler de mevcuttur. Kök sözcük ile sonek arasına bir sesli harf olarak genellikle ―o‖ harfi eklenir. Örneğin “nerve” kelimesi sinir sistemi ile ilgili bir terim olup (nerveus gibi) bir bilim dalını ifade etmekte kullanılan –ology son eki ile birlikte neurology kelimesini oluşturur. Yine benzer şekilde bu kelimeye – itis son eki eklendiğinde neuritis kelimesi sinir iltihabı anlamına gelir. Yine muscle-kas kelimesi, hareketlerinin deri altında bir fareye benzemesi sebebiyle mouse’den, Latinceden gelmiştir. İncebağırsak ile ilgili terim dudenum‘dur. Sonekler kök kelimeye eklenirler. Bir köke bir sonekin eklenmesi, kök kelimenin bir isim ya da bir sıfat olduğunu gösterir. Örneğin myel ile başlayan bir kelime


7 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir kemik iliği ile ilgili olacaktır. Bu kelime –oid soneki ile bittiğinde de myeloid şeklini alacaktır. –oma eki ile bitmesi durumunda ise kemik iliğinde bir tümöre işaret edecek, myeloma olacaktır. Yine –ism soneki sık olarak karşımıza çıkmaktadır. Cardiac kalple ilgili Abdominal karınla ilgili Appendix apendist Dermatologist dermatolog Duodenectomy ince bağırsağın çıkarılması Gingivectomy dişetinin çıkarılması Glossitis dil iltihabı Rectal rektumla ilgili Renal failure böbrek yetmezliği Sacroiliac sakrum ve ilium bağlantısı Tıbbi terimlerde çoğul yapma da değişik formlarda gerçekleştirilir. Burada uyulması gereken kural, son harfe bakılarak davranılmasıdır. Aşağıda son harfin çoğul yapılırken nasıl değiştirileceğine dair örnekler verilmiştir: Son harf Değişim a ae en ine ex, ix, yx ices is es ma mata nx (anx, inx, ynx) nges on a um a us ii


8 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Örneğin vertabra kelimesi, omur anlamına gelmektedir. Çoğulu da, kurala göre sonu a ile bittiği için ae eklenmek suretiyle yapılacaktır: vertabae. Omurga omurlardan oluşur ve omurgada 26 adet omur bulunmaktadır. ―prefix‖ önek anlamına gelip, tıbbi kelimelerin başında bulunur ve kelime ile birleşmiştir. Örneğin uni kelimesi tek başına ―bir‖ anlamına gelirken unilateral kelimesi bir kenarlı veya bir kenarı işleyen anlamına gelirken equallateral kelimesi ise eşkenarlı anlamına gelmektedir. Yine contra kelimesi de karşıt anlamına gelmektedir. Sayılar için önekler prim/i mon/o unihemiSemibididipl/o triquadritetramultipolyRenkler için Önekler

ilk bir bir yarım, tek yan yarım, kısmi iki, iki kez iki, iki kez çift üç dört beĢ çoklu çok fazla


9 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Cyan/o Erythr/o Leuk/o Melan/o Xanth/o Negatif Önekler A, anAntiContraDeDis-

Mavi Kırmızı Beyaz Siyah Sarı

im-, inNonUn-

Olmaksızın Karşı, karşıt Karşı taraf Olmaksızın Olmayışı, ayrılması Olumsuzluk Olumsuzluk Olumsuzluk

Hastalık Önekleri -algia, algesia-cele -clasis, -clasia -itis -megaly -odynia -oma -pthy -rhage, -rhagia -rhea -rhexis -schisis

Ağrı Fıtık, Kırılma İltihap Genişleme Ağrı Tümör Rahatsızlığı Patlama, artış, kanama Akma Yırtılma Çatlama

kaldırılması,


10 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Yönlerle İlgili Önekler AbAdDiaPerTrans-

Fevkinde Yanında Yoluyla Yoluyla Yoluyla

Derecelendirme İle İlgili Önekler HyperAşırı HypoAşağı, az Olig/oAz, yetersiz PanTüm SuperAşırı Ölçü ve Karşılaştırma İle İlgili Önekler EquiEşit, aynı EuDoğru, iyi, kolay, normal HeteroDiğer, faklı, eşit olmayan Homo, homeoAynı, değişmemiş isoEşit, aynı MacroGeniş, anormal büyük Mega-, megaloBüyük, anormal büyük MicroKüçük NeoYeni NormoNormal OrthoDüzgün, doğru, düz PoikiloDeğişken, düzensiz PseudoYanlış ReTekrar, geri


11 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Bunlara benzer birçok önek bulunmakla beraber sayıları her geçe gün artmaktadır. Bunda elbette bilgi çağında olmamızın büyük etkisi vardır. Örneğin geriöneki (prefix) ileri yaşlarla, yaşlanma ile ilgilidir. Geritol, gerichair, geripeds... Zaman ve Durum Önekleri AntePreProPost-

Önce Önce, ön Ön, ön Sonra, arkasında

Durum Önekleri DextroSinisrtoEc, ectoEnd/oMes/oSyn-, sym- (b, m, p öncesi) Tel/e-, tel/o-

Doğru Sol Dış İç Orta Birlikte Son


12 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bölüm 2 Hücre İnsan vücudu, en küçük yapıtaşı olan hücrelerden başlanılarak incelenebilir. Hücreler metabolizmayı gerçekleştirirken bünyenin tüm fiziksel ve kimyasal aktiviteleri burada gerçekleşir.

Tipik bir hücre. Sitoplâzma içindeki temel organeller ve hücresel yapılar: (1) çekirdekçik (2) nükleus (çekirdek) (3) ribozom (4) vezikül (5) kabataslak endoplazmik retikulum (6) Golgi cisimciği (7) hücre iskeletçiği (8) düz endoplazmik retikulum (9) mitokondri (10) vaküol (11) sitozol (12) lizozom (13) sentriol. Metabolik reaksiyonlar, kimyasal olarak, hücrenin enerji bileşeni olarak bilinen ATP (adenosin trifosfat) ile gerçekleştirilir. Vücuttaki organik


13 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir bileşenlerin ana kategorileri proteinler, karbonhidratlar ve yağlardır. Proteinlerde enzimler, hormonlar ve yapısal materyaller bulunur. Karbonhidratlar şeker içerirken ana karbonhidrat kan dolaşımı suretiyle hücreye enerji sağlayan glikoz şekeridir. Yağlar ise depolanmak için dizayn edilmiş lipit ve adiposfat dokulardaki bazı hormonlardır. Hücreyi dolduran sitoplâzmada organeller adı verile alt birimler bulunur. Vücudun tüm faaliyetleri milyarlarca hücre tarafından gerçekleştirilir. Nükleus, hücrenin kontrol merkezidir. Genetik bilginin bulunduğu kromozomlar nükleus içindedir. Plazma zarı lipit ve proteinlerden oluşmakla birlikte hücrenin dışını kaplar. Hücrenin sınırlarının belirlerken hücreye giriş çıkış işlemlerini belirler. Sitoplâzma hücreyi dolduran bir koloid yapısındaki süspansiyondur. Hücre bileşenlerini muhafaza eder ve yerli yerinde tutar. Nükleus yani çekirdek, siyah/renksiz ve geniş, hücre merkezinin yanında bir oluşumdur. DNA ve proteinlerden oluşur. Genlerle kromozomları bir arada tutar. Genler hücre aktivitelerini yöneten genetik materyallerdir. Nucleolus yani çekirdekçik, RNA, DNA ve proteinlerden oluşmak üzere nükleus yanındaki küçük oluşumdur. Bu oluşum, protein imali için gereklidir. Endoplazmik retikulum (ER), sitoplâzmadaki zarların oluşturduğu bir ağdır. Ribozomları bir arada tutarken depolama ve iletim işlemlerini gerçekleştirir. Ribozomlar RNA ve proteinlerden oluşurken endoplazmik retikuluma birleşik küçük oluşumlardır. Protein imalatını gerçekleştirirler. Mitokondri, hücre zarları ile sarılmış geniş organellerdir. Alınan besinleri enerji olarak ATP‘ye dönüştürürler.


14 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Golgi cisimciği hücre zarlarını tabakalara ayırırken mukus gibi özleri bir arada tutar. Enzimlerin sindirildiği küçük torbacıklar lizozomladır. Hücre dâhilindeki madde özleri burada sindirilir. Sentriollar, çekirdek yanında, genellikle iki tane olan şekilsiz yapılardır. Hücre bölünmesinde kromozomların ayrılmasına yardımcı olur. Silia, hücredeki saça benzeyen kısa çıkıntılardır. Hücrede hareketi sağlar. Kamçı ise uzun, kamçıya benzeyen uzantı olup hücrenin hareketini sağlar. Tüm vücut fonksiyonları milyarlarca özel hücre tarafından gerçekleştirilirken çekirdek, hücrenin kontrol merkezi görevini yapar ve kromozomları içerir. Kromozomlar, genetik bilgileri kapsar. Cinsiyet hücreleri hariç her insan hücresi 46 kromozoma sahiptir. Kromozomlar kompleks organik özlerden oluşmakla birlikte bunlar de-oksi-ribonükleik asit (DNA) ‗lerdir. DNA‘lar, gen isimli ayrı ünitelerden oluşmaktadır. Bir insan hücresi mitoz bölünme ile bölündüğünde kromozomlar çift şekilde ayrılır ve eşit şekilde dağılırlar. Cinsiyet hücreleri ise (sperm ve yumurta) bir başka bölünme şekli olan mayoz şeklinde bölünüp, döllenme için hazırlanan kromozomlar ikiye ayrılırlar. Hücreler, özel fonksiyonlarına göre dört temel tip dokuyu oluşturacak şekildedir. Bunlar epitel, bağ, kas dokusu ve sinir dokusu olmak üzere, kas dokusu da iskelet kası, kalp kası ve düz ve çizgili kas gibi bölümlere ayrılır. Epitel dokular vücuttaki organları ve boşlukları kapsar ve korur. Bağ dokuları vücut bileşenlerini destekler ve bağlar. Hücreler arasında, fiberler (lifler) ve diğer canlı olmayan materyaller içerirler. Kas dokusu


15 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir (my/o kökünden hatırlayacağımız gibi) hareket meydana getiren kasılmalar üretirler. Kas dokuları üçe ayrılır. İskelet kasları ve istemli kaslar iskelet hareketlilerini oluşturur. Kalp kasları, isminden de anlaşılacağı üzere kalp hareketlerini yönetirler. İstemsiz şekilde kontrol edilirler. Düz ve çizgili kaslar karın bölgesi organlarının duvarlarını teşkil ederler ki, bunlar istemsiz kaslardır. Sinir kasları ise (neur/o kökünden hatırlayacağımız gibi), beyin, omurilik ve sinirlerden müteşekkildir. Elektriksel uyarıların iletilmesi ile vücudun verdiği tepkileri koordine ve kontrol ederler. En basit kaslar hücre zarlarıdır. Mukus zarları mukus üretirler. Mukus, kas altını koruyan ve kas yüzeyini kolay işler hale getiren ince bir yağlı sıvıdır. Seröz zarlar, vücut boşluğu ve organları kaplayan, ince, suya benzeyen bir sıvı salgılayan zarlardır. Dokular, özel fonksiyonlara hizmet edecek olan organları oluşturur. Organlar ise sistemleri oluşturur. Ancak bazı organlar sistem dışı çalışabilirler. Sistemler ise birlikte, vücut dengesini yani hemostasis (homeostasis) ‗i teşkil ederler. ATP

Karbonhidrat Hücre

Hücrenin enerji bileşeni olup, vücut faaliyetleri ile ilgili olarak enerji depolar. Şeker içeren organik bileşenler kategorisi Yaşayan bir organizmanın, yapısal ve fonksiyonel en küçük birimi olup dokuları oluşturmak için diğer


16 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Kromozom Sitoplâzma DNA Enzim

Gen

Glikoz

Homeostasis lipit (Yağ) Metabolizma

Mitoz

hücrelerle birlikte hareket ederler. Çekirdek yanındaki, genetik bilgileri içeren yiv şeklindeki oluşumlardır. Organelleri bir arada tutan ve hücreyi dolduran sıvı Genleri oluşturan, hücrenin genetik bileşeni Metabolizmik reaksiyonları hızlandıran ve hızını kontrol eden organik bileşen Diğer gen ve kromozomlarla ilişkili olarak DNA‘lardan müteşekkil genetik birim Kan dolaşımındaki en basit şeker birimi olup metabolizmanın ana enerji kaynağıdır (gluc/o ya da glyc/o kökünden hatırlayacağımız gibi) Vücudun dâhili dengesi ve bütünlüğünün düzenli olması koşulu Yağlardan oluşan organik bileşenler kategorisi Organizmada meydana gelen fiziksel ve kimsayal reaksiyonların tümü Hücre bölünmesi


17 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Mukus

Nükleus (Çekirdek)

Protein

RNA

Doku

Dokuları yağlı tutmak ve korumak üzere hücre zarı ve bezler ilde hücreler tarafından salgılanan ince sıvı Hücre merkezinde, hücreyi kontrol görevinde olup kromozomlarda muhafaza edilen bilgilere dayalı hücre etkinliklerini yönetir. Yapısal materyaller, enzimler ve bazı hücreler dâhil, bir organik bileşenler kategorisi Hücrelerde protein imalini Gerçekleştiren organik bileşen Özel amaçlı, birlikte hareket eden hücreler grubu (hişt/o ya da histi/o kökünden hatırlayacağımız gibi)

Hücreler, Dokular ve Organlar Morph/o Şekil Cyt/o Hücre Nucle/o Çekirdek Kary/o Çekirdek Hist/o, histi/o Doku Fibr/o Lif Reticul/o Ağ Aden/o Beze


18 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Papill/o Myx/o Muc/o Somat/o, -some

Meme ucu Mukus Mukoza, mukoza zarı Vücut

Biyopsi, tanı için bir canlı kasın incelenmesidir. Bu kelime, canlı anlamındaki bios Yunan kökenli kelimeden gelir. Opsis kelimesi ise görme, inceleme anlamındandır. Yine in vivo kelimesi, yaşayan canlıda anlamına gelmekte olan tıbbi bir kelimedir. Ancak bu kelime, laboratuar ortamında gözlemleme anlamındaki in vitro kelimesi ile karıştırılmamalıdır. In situ ise, dağılım göstermeyen tümör anlamındadır. In toto, tamamıyla anlamına gelmektedir. Yine postmortem ölüm sonrası anlamına gelmekte birlikte, ölüm sebebini teşhis etmek için otopsi kelimesi ile birlikte kullanılır. Hücre Faaliyetleri Blast/o, -blast

Gen Phag/o Phil Plas Trop Troph/o

Olgunlaşmamış hücre, üretken hücre, embriyolojik hücre Orijin, formasyon Yemek, sindirmek Emmek, çekmek Gelişme Etkileme Beslenme, gelişme

Vücut Kimyası -ase -ose Hydr/o

Enzim Şeker Su, sıvı


19 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Gluc/o Glyc/o Sacchar/o Amylo/o Lip/o Apid/o Steat/o Prote/o

Glikoz Şeker, glikoz Şeker Şeker Yağ Yağ Yağlı Protein

Proteinleri oluşturan nitrojen bileşenler Anabolisma (yapıcı Vücut iç yapılandırma faaliyetlerinin gerçekleştiği metabolizma) metabolizma tipi için özlerin Catabolism (katabolizma) enerji parçalandığı ve basit bileşenlere ayrıldığı metabolizma tipi Bağ dokularında bulunan Collagen (kolajen) lif bileşeni Bir organın dış bölümü Cortex (korteks) Enerjiye gerek Glycogen (glikojen) duyulduğunda kas ve karaciğerde depolanan kompleks bir şekerin glikoza parçalanması Interstitial - interstisyel Bir dokudaki hücreler arası boşluklar gibi ayrı parçalar (dokular arasındaki) Bir organın dâhili bölgesi Medulla, ilik, omurilik (ilik) (medull/o kökünden) Parenchyma (parenkima) Bir organa ait fonksiyonel kas Aminoasit


20 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Parietal – paryetal Soma – bünye

Stem cell – kök hücre

Viceral - Viceral

Vücut boşluğu zarları gibi duvarlarla ilgili Yapı, bütünlük anlamına gelip ribozom (ribozoma), lizozom ve kromozom kelimeleri bu şekildedir. Herhangi bir değişik tip hücre şeklinde gelişecek olma kapasitesine sahip olgunlaşmamış bir hücre. Bir organın yüzeyindeki bi zarı ifade eder, iç organlarla ilgilidir.


21 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bölüm 3 Vücut Yapısı Anatomik pozisyonlar için değişik ifadeler kullanılır. Normal anatomik pozisyonda vücut diktir ve yüz öne bakar; kollar kenardadır ve avuç içleri ileri bakar; ayaklar paraleldir. Bu fiziksel pozisyona göre:  Üst kısım  Ön  Arka  Aşağı            

superior anterior posterior inferior

cephalad ventral dorsal caudal

Medial: vücudun iç kısmına doğru Lateral: vücudun bir kenarına doğru Proximal: verilen referans noktasına yakın Distal: verilen referans noktasından uzak Superior: üst İnferior: alt Anterior: ön Posterior: arka Cephalad: başa doğru Caudal: kuyruk sokumuna doğru Superficial: vücudun yüzeyine yakın Deep: vücudun merkezine yakın

Koronal Plan: anatomik pozisyonda, ellerden paralel yanlamasına Sajital Plan: anatomik pozisyonda, göğüs ve sırttan yanlamasına


22 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Transvers Plan: anatomik pozisyonda vücudu üst ve alt olarak ikiye ayıracak şekilde Vücut iç organları, dorsal ve ventral boşluklara yerleşmiştir. dorsal boşluk kafatası (cranial) boşluğunda beyni içerirken, omurilik de (spinal cord) spinal (belkemiği) boşluğunda/kanalındadır. Üst ventral (karın kısmı) boşluk, alt abdominal (karın) boşluğundan ayrıdır ve bu üst kısım göğüs boşluğudur (thoracic cavity). Ancak karın ve pelvis boşlukları arasında herhangi bir anatomik ayrım söz konusu olmamakla birlikte burası abdominopelvic boşluğu olarak adlandırılır. Abdominopelvic‗i ve içindeki organları kapsayan geniş zar periton‘dur (peritoneum). Karın incelenebilir:

bölgesi

Sağ hipokondriyak Sağ bel (lumbar)

normalde

epigastrik

dokuz

kısımda

Sol hipokondriyak

göbek (umbilical)

Sağ kalça (iliac) alt karın hipogastrik hypogastric

Sağ bel (lumbar) Sol kalça (iliac)


23 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Kafa (Cephalic), kafatası (cranium/cranial), tepe (parietal), kafatası tabanı (occipital), boyun (cervical) ve yüz (face/facial) bölümlerinden oluşur. Burada alın (frontal), göz (ocular) ve ağız (oral) bölümler vardır. Daha aşağıda göğüs (thoracic), meme (mammary), omuz, omuz ucu/deltoid, skapula (scapular), kol (brachial), böğür/sırt (lumbar), kalça (iliac), kaba etler (gluteal) flank ve koltukaltı (armpit) bölümleri vardır. Aşağısında kol (brachial), ön kol (antebrachial), bilek (carpal) ve el; iç dirsek (antecubital), göbek (umbilical), kasık (inguinal), kasık kemiği (pubic), avuç içi (palm) ve parmaklar (phalangeal) bölümleri üst kol-bacak kısmında yer alırlar. Uyluk (femoral), diz, diz arkası (popliteal), baldır, bacak (crural), ayak, diz kapağı (patellar), ayak bileği (tarsal), ayak tabanı (plantar) ve ayak parmakları (phalangeal) kısımları ise alt kol-bacak kısmında yer alırlar. Anatomik pozisyonda vücut diktir; yüz öne bakar, kollar keradadır ve avuç içleri ileri bakar, kollar paraleledir, ayak parmakları ileriyi işaret eder. Yatış vaziyetinde (decubitus) pozisyonlar, vücudun durumuna göre adlandırılır; sağ ya da sol lateral dekübitus, dorsa ya da ventral dekübitus.. Dorsal uzanma (recumbent) pozisyonunda bacaklar ayrı bir vaziyette ve kıvrıktır; ayaklar düzdür. Fowler pozisyonunda yatağın başı yarım metre yukarıdadır ve dizler yüksektir. Kraske (Jackknife) pozisyonunda yüzükoyun, kalça yukarıdadır. Knee-chest pozisyonunda dizler serbest, kafa ve göğüz aynı hizada kollar çapraz şekilde kafa üzerinde açıktır. Lateral uzanma pozisyonunda bir bacak esnek şekilde diğerinin üzerinde olup kol pozisyonu değişebilir. Lithotomy (taş


24 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir çıkarma ameliyatı pozisyonu) pozisyonunda bacaklar geride, karın üzerinde esnek, kalça ayrıdır. Prone pozisyonu yüzükoyun yatış pozisyonudur. Sims pozisyonunda sol kenarda sağ bacak dik olup yukarı ve ileri doğrudur; sol bacak geride olup göğüs ileridedir. Supine pozisyonunda yüz yukarı bakar. Bu pozisyon, prone pozisyonunun tersidir. Trendelenburg pozisyonunda yatak 45 derece eğiktir. (Karın boşluğu ile göğüs diyaframdır.)

Vücut Yapısı Cephal/o Cervic/o Thorac/o Abdomin/o Celi/o Lapar/o Lumb/o Periton,peritone/o Acro Brachio Dactyl/o Ped/o Pod/o CircumPeriIntraEpi-

boşluğunu ayıran kas

Kafa, baş Boyun Göğüs Karın Karın Karın duvarı Bel kısmı, alt geri bölüm periton Kol,bacak, uç Kol El parmağı Ayak Ayak Çevresinde Çevresinde İçinde Üzerinde


25 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir ExtraInfraSubInterJuxtaParaRetro Supra Digit Epigastrium Fundus Hypochondrium Lumen Meatus Orifice Os Septum Sinus Sphincter LLQ LUQ RLQ RUQ

Dışında Aşağısında Altında Arasında Yanında, kenarında Yanında, arkasında Geriye Fevkinde Bir el ya da ayak parmağı Üst karın, göbek bölgesi Boş bir organın altı ya da açıldığında en uzak kısmı Sağ veya sol üst karın bölgesi Bir kanal ya da damarda merkezi açılma Bir kanal veya açıklık Bir boşluk açılımı Ağız, herhangi bir vücut açıklığı İki boşluğa ayrılmış bir duvar Bir kemikte bir boşluk Bir uzaklığı düzelten bir dairesel kas Vücudun sol alt çeyreği Vücudun sol üst çeyreği Vücudun sağ alt çeyreği Vücudun sağ üst çeyreği


26 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bölüm 4 Hastalıklar Hastalık, vücudun herhangi bir parçasındaki normal yapı veya fonksiyon bozukluğudur. Hastalıklar, birbirini de kapsayacak birkaç kategoriye ayrılabilir:  Enfeksiyon hastalıkları – bir başka organizmadan gelen canlılar kapsamında, parazitler ya da diğer mikroorganizmalar sebebiyle  Dejeneretif hastalıklar – dokuların aşınması (lesion) ve belki de ölümü (necrosis) sebebiyle yırtılma, aşınma, yaşlanma ya da yaralanma (trauma) sebebiyle. Genel örnekleri arthritis (eklem iltihabı), kardiyovasküler problemler, emphysema (doku ve organlar arasında hava kalması; anfizem) gibi genel solunum bozukluklarıdır. Doğuştan (congenital) bozukluklar, prolapse (yerinden oynama), hernia (yırtılma, fıtık) gibi yapısal bozukluklar da dejeneratif değişikliklere sebebiyet verebilir.  Neoplasia (yeni doku oluşumu, tümör, neoplazi) – anormal ve kontrol edilemeyen doku gelişimi  Bağışıklık rahatsızlıkları – vücudun kendi dokusunun antikorlar oluşturduğu durumlara konu oto bağışıklık hastalıkları, alerjiler ve bağışıklık sistemi rahatsızlıkları.  Metabolik hastalıklar – hücresel fonksiyonlar açısından enzimler ya da diğer faktörlerin gerek duyulması eksikliğinden oluşan hastalıklar. Bu kategoride birçok genetik hastalık bulunmaktadır.


27 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Metabolizmayı bozan yiyeceklerin vücuda alınması, kullanılması suretiyle ya da yanlış veya yetersiz beslenme suretiyle meydana gelen hastalıklar.  Hormonel hastalıklar – hormonların, görevlerini yeterli gerçekleştiremeyecekleri şekilde, az ya da fazla hormon üretmeleri sebebiyle gerçekleşirler. Örnek olarak şeker hastalığını (diabetes mellitus) gösterebiliriz.  Zihinsel ve duyusal (emotional) hastalıklar – bir bireyin çevresine adaptasyonunu etkileyen hastalıklardır. Hastalığın sebebi, o hastalıkla çoklu etkileşime sahip birçok rahatsızlık anlamına da gelen, o hastalığın etiolojisidir. Akut rahatsızlık kısa süreli, ani ve şiddetlidir. Kronik rahatsızlık ise uzun süreli ve yavaş ilerler. Hastalıklar, isimlerini çeşitli şekillerde alırlar. Bazıları, bulundukları yerler ya da ilk bulan kişinin ismi ile anılırlar. Birçok hastalık da, isimlerini sebep olan semptomlardan alır. Örneğin tuberculosis (verem) hastalığı, akciğer ve diğer derilerdeki tüberküller olarak bilinen küçük lezyonlara konudur. Yine, antrasit kömürü (anthracite coal), ismini derinin siyaha dönmesi sebebiyle anthrax (şarbon) ‗a vermiştir. Anemi hastalığında, kırmızı kan hücreleri oksijensiz kaldığında ay şekline dönüşerek bozulur. Yuvarlak düzgün şekillerini kaybettikleri için, hücreler birbirine karışır, damarların tıkanmasıyla dokular oksijensiz kalır. Hıyarcıklı veba (bubonic plague), bubo isimli ağrılı ve büyük lenf


28 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir nodlarına sebebiyet verir. Lupus erythematosus (der tüberkülozu), bu hastalık görünüşlerini kurtlara benzettiği için insanların yüzünde bir kızarıklık oluşturan bir kurda konu, Latince bir isimden bir sistemik oto bağışıklık rahatsızlığıdır. Enfeksiyon Hastalıkları Enfeksiyon hastalıkları, virüsler, bakteriler, mantarlar, tek hücreli hayvanlar (protozoa) ve kurtçuklar sebebiyle oluşurlar. Bakteriler yuvarlak (cocci), çubuk şeklinde (bacilli) ya da eğri şekilli (vibois ve spirochetes) olabilirler. Bakteriler şekillerine göre isim alırlar. Laboratuarda renklerine ve laboratuar ortamı lekelerine göre isim alırlar. Genel renkler, mor lekeli gram-pozitif organizmalar ve kırmızı lekeli gram-negatif organizmalardır. Mikroorganizmalar genellikle hastalıkları toksinler (poisons) yoluyla yayarlar. Vücutta zararlı mikroorganizmalar ya da toksinlerin mevcut olması sepsis olarak adlandırılır. Enfeksiyona konu genel organizmalar Bazıları BAKTERİLER hastalık (bacteria) üretebilecek kabiliyetteki dünyaya dağılmış, basit mikroskobik organizmalar Yuvarlak zatürree Cocci bakteri, grup (pneumonia), halinde ateşli romatizma


29 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir bulunabilirler (staphylococci), zincir şeklinde olabilirler (streptococci) ya da diğer şekillerde veya tek bulunabilirler.

Bacilli

Vibrios

Spirochetes

(rheumatic fever), yiyecek zehirlemesi (food poisoning), kan zehirlenmesi, septisemi (septicemia), üriner alan hastalıkları (urinary tract infections), bel soğukluğu (gonorrhea) Çubuk şekilli tifo (typhoid), bakterilerdir. dizanteri (dysentery), salmonelloz (salmonellosis), tüberküloz (tuberculosis), gıda zehirlenmesi (botulism),tetanoz , kazıklı humma (tetanus) Eğri çubuk Kolera (cholera), şeklindedir mide-bağırsak iltihabı (gastroenteritis) Burulma, Lyme hastalığı, kıvrılma frengi (syphilis), şeklinde Vincent hastalığı hareket eden,


30 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Chlamydia

Rickettsia VİRÜSLER

MANTARLAR

sarmal şekilli bakterilerdir Antibiyotiklere karşı hassas fakat yaşayan hücrelerde gelişebilen, virüse benzeyen, bakterilerden daha küçük organizmalardır . Büyüklükleri Chlamydia gibidir. Yalnızca canlı hücrelerde yaşayabilen ve çoğalabilen, mikroskopla görülemeyecek kadar küçük, enfeksiyon faktörleridir. Bazıları parazitik, basit, yeşil olmayan bitkiler, yeasts ve molds

Konjunktiva iltihabı (conjunctivitis), tharom (trachoma), pelvis iltihabı (PID) ve diğer cinsel yolla geçen hastalıklar (STD’ler) Tifüs, (Rocky Mountain spotted fever) Nezle, soğuk algınlığı (colds), uçuk (herpes), karaciğer iltihabı (hepatitis measles), suçiçeği (varicella), grip (influenza), AIDS Kandidiaz, cilt hastalığı (candidiasis), deri enfeksiyonları (tinea, ringworm, saçkıran - valley


31 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir fever) Tek hücreli Dizanteri, PROTOZOA Trichomonas (TEK HÜCRELİ hayvanlardır. enfeksiyonu, HAYVANLAR) sıtma (malaria) Kurtçuklardır. Trişinoz HELMINTH (trichinosis), (KURTÇUKLAR yuvarlak, ince ve ) kancalıkurtların sebep olduğu hastalıklar (roundworms, pinworms, hooworms) Hücreler zarar gördüğünde, kan ve sıvı taşınan hücrelere kimyasal akışı serbest kalır. Bu bazen kana karışma durumu dört iltihap durumuna işaret eder: ateş, ağrı, kızarıklık, şişme. Herhangi bir kelimedeki –itis eki iltihaba işaret eder: appendicitis ya da tonsillitis (tonsillerin yani bademciklerin iltihaplanması). Fagositler (Phagocytosis): Mikroorganizmaların fagositler tarafından imha edilmesidir. Vücut, mikroorganizmaların istilasını, zarar görmüş hücreleri ve diğer tip zararlı atıkları, fagositleri kullanarak bertaraf eder. Vücuttaki beyaz kan hücreleri bu materyalleri içine çekmek ve bozmak kabiliyetindedir. Fagosit hücreler, kan dolaşımında, dokularda ve lenf sisteminde bulunur. Patojenlerin kalanları pus adıyla anılmakta, sıvıdan müteşekkil, beyaz kan hücrelerinde bulunmaktadır. Bağışıklık sistemi, vücudun hastalıklara verdiği cevaptır. Bağışıklık sistemi farklı yabancı istilaları tanır ve ya


32 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir bunları direk olarak bertaraf eder, ya da bunların bertaraf edilmesi için hareketli antikorları devreye koyar. Bağışıklık sistemi, kanser hücreleri gibi anormal ve fonksiyon bozukluğu olan hücreleri sürekli olarak izler. Sistem, alerjileri meydana getirecek kadar fazla çalışabilir ve oto-bağışıklık hastalıklarına sebebiyet verebilecek doku reaksiyonları meydana getirebilir. Neoplazi (yeni doku oluĢumu) Neoplasia: Bir neoplazma, anormal ya da kontrolsüz bir tümör ya da doku gelişmesidir. Diğer dokulara dağılmayan ve büyüdükleri yerlerde zarara sebebiyet verebilecek iyi huylu (benign) şeklindeki dokular metastasize ‗lerdir. Şayet bir neoplazi diğer dokuları da tehdit etmekte ise bu kötü huylu (malignant) tümördür ve bunlar genellikle kanser olarak anılırlar. Şayet tümör (grandular epithelium) ‗a ulaşırsa bu, (adenocarcinoma) ‗dır. Yine renkli epitel hücrelerin kanserleri, koyu pigmasyonlu habis tümör (melanoma)‘dır. Bağ dokularını, kas ya da kemikleri dâhil alan bir neoplazi sarcoma‘dır. Kebf sistemi, kan ve sinir sistemi kanserleri dâhil olan hücre tipi ve klinik özelliklere göre sınıflandırılır. Bazen kistler, su ya da yarı katı materyallerle dolu torbacıklar anormal koşullarına istinaden kanserle karıştırılmaktadır ancak bunlar kanser değildir. Kistler genel olarak göğüs, deri yağ bezleri ve yumurtalıklarda oluşur. Kist oluşumunun sebepleri arasında enfeksiyon ve kanal tıkanıklığı vardır.


33 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bölüm 5 Teşhis, Tanı Tıbbi teşhis ve tanı, hastanın şikâyetleri ve geçmişi ile alınan bilgilerle başlayan ve bir hastalığın sebep ve doğasının teşhis edildiği aşamalardır. Bunlar, hastalığın semptomları ile geçmişinin tarifi, tıbbi geçmiş ve aile ve sosyal yapıyı dâhil etmektedir. Fiziksel bir muayene, hastanın dinlenilmesi/araştırılmasının ardından hastalık belirtilerinin izlenmesi ve tüm sistemlerin gözden geçirilmesini içerir. Hekimler, bunun için bazı teknikler kullanırlar: Muayene, görsel test El ile muayene, parmak ve ellerle vücut yüzeyine dokunma Parmaklarla vurma, vücut seslerini dinleme Vücut seslerinin akustik olarak, stetoskop ile dinlenmesi Görsel belirtiler (VS), aynı zamanda normal değerlerle karşılaştırılmaları için kaydedilirler. Yaşamsal belirtiler, hayati bütünlüğün muhafaza edilmesi için gerekli temel fonksiyonları işaret etmesi ile şunlardır: o Isı (T) o Nabız atışı, her dakika için bpm değerinde ölçümü o Her dakika için ölçülen solunum değeri (R)


34 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir o mm Hg biriminde kan basıncı ölçümü ve kasılma (sistolik basınç) ve gevşemelerin (diastolik basınç) kaydedilmesi. Ek olarak, göz muayenesi için oftalmoskop (ophthalmoscope), kulak muayenesi için otoskop (otoscope), reflekslerin test edilmesi için çekiç (hammer) ve kan basıncı için manşet (cuff) ya da sfigmomanometre (sphygmomanometer) kullanılır. Deri, saç ve tırnaklar, hastanın sağlık durumu hakkında kolaylıkla bilgi verebilir. Derinin rengi, yumuşaklığı, kalınlığı ve lezyon (yara, doku bozukluğu) durumu gibi belirtiler fiziksel muayene süresince dikkate alınır. Teşhis ise laboratuar test sonuçlarına göre gerçekleştirilir. Bunlar, diğer idrar, kan ve diğer vücut sıvıları testlerinin yanında enfeksiyona maruz kalmış organizmanın teşhisidir. Ek testler, bir endoskop vasıtasıyla vücut boşluklarının muayenesi ve kalp ve beyin doku ve elektrik etkinliklerinin incelenmesi olabilir. Mikroskobik incelenme için doku örneğinin alınması işlemine biyopsi adı verilir. Biyopsi örnekleri, sıvının göğüsten ya da kistten bir iğne ile çekilmesi ya da küçük bir delgeç ile deriden veya sindirim ya da solunum bölgesinden endoskopi yoluyla ya da tümör veya nodülün ameliyat yoluyla alınması şeklinde gerçekleştirilebilir. Resimleme Teknikleri Vücudun görselleşmesi için çeşitli resimleme teknikleri kullanılır.En temel resimleme tekniği,


35 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir hassas bir film üzerine x-ray ışınlarının yansıtıldığı radyoloji tekniğidir. Radyoloji, kemik gibi yoğun dokuların resimlenmesi için kullanılan en iyi tekniktir. Ancak yumuşak dokuların resimlenmesi için derinin dışına baryum karışımının uygulandığı karşıt ortamlar kullanılır. Ses, radyoaktif izotoplar, radyo dalgaları ve manyetik alanlar da, kullanılan diğer teknik ve enerji çeşitleridir. Tedavi Teşhisin ardından gerekli tedavi başlar. Bu, danışma, ilaçlar, ameliyat, radyasyon, firiksel terapi, fizikse tedavi veya bunların kombinasyonu şeklindedir. Teşhis ve tedavi süresince hasta, hastalığın gidişatı hakkında fikir verecek prognoz/tahmine (prognosis) tabi tutulur. Ameliyat Ameliyat, manüel işlemler ve operasyonlar ile hastalık ya da kazanın tedavi edilmesi yöntemidir. Ameliyatlar vücut ilgili kısmı açık şekilde yapılabileceği gibi, dokunun kesilmesi veya delinmesi şeklinde (incision) de gerçekleştirilebilir. Bazılarında, ağrıyı gidermek ya da uyuşturmak için anestezi gereklidir. Ameliyat sonrası, açılan yerin uygun şekilde kapatılması gereklidir. Genel olarak dikiş yöntemi ile gerçekleştirilir; ancak yapışkan stikerler ve deri zamkları da kullanılır. Bazı ameliyat tiplerinde lazer ışınları kullanılmaktadır. Bunlar, ameliyat ya da teşhis için kullanılan güçlü ışınlardır.


36 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Bazı prosedürler, dokunun bir zararlı tahrip edici ile yıkılmasını gerektirebilir ki bu işlem ısı ya kimyasallar yoluyla gerçekleştirilir; bunlar koter (cautery) ya da yakma/dağlama (cauterization) işlemleridir. Ameliyatların bazı amaçları şu şekilde özetlenebilir:  Tedavi: İltihaplı bir apandisit ya da bir tümör gibi hastalıklı veya anormal bir dokunun kesilerek çıkarılması (excision). Ameliyat metotları aynı zamanda, yanık için nakil ve kırılan kemiklerin yerine getirilmesi gibi, yaraların onarımında kullanılmaktadır. Cerrahi metotlar, ameliyatla düzeltme prosedürlerinde, mesane gibi sarkan veya yerinden oynayan organın normal pozisyonuna getirilmesi ve problemlerin düzeltilmesi için de kullanılır.  Teşhis: Yukarıda belirtildiği üzere, laboratuar çalışmalarında biyopsi için doku örneğinin alınması. Semptomların sebeplerinin öğrenilmesi için yapılan araştırma ameliyatları, resimleme/görüntüleme teknikleri ve yaygın olarak başvurulan bir yöntem olmadığı için sık olmayan aralıklarla gerçekleştirilmektedir.  Onarım: Ameliyat, bir organın nakli ya da bir tüp dâhil edilmesi şeklinde gerçekleştirilebileceği gibi trake


37 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir borusunun açılması (tracheostomy) şeklinde de olabilir, bu işlemde amaç solumanın bir tüp ile sağlamasıdır; yine bir colostomy ile de ince bağırsağın bir bölümündeki fonksiyon bozukluğu telafi edilebilir.  Rölyef: Bu dindirici (palliative) yöntemle tedavi ve terapi sağlanabilir. Ameliyat, ağırının alınması veya uyumsuzluğun giderilmesi için yapılmakla birlikte sinirlerin kesilmesiyle tümör rölyef basıncı azaltılabilir. Ameliyatlar/operasyonlar travmatik kaza ya da ciddi tıkanıklıklar gibi akut kazalar ve acil durumlarda gerçekleştirilebilir. Göz katarakt ameliyatı gibi diğer prosedürler ise bazı durumlarda gerekli olabilir. Ameliyat öncesi değerlendirmeler yapılır ve anestezi uygulanır. Alternatif ve Tamamlayıcı Tıp Geçen yüzyılda, özellikle endüstrileşmiş ülkelerde ölümcül hastalıkların enfeksiyona bağlı olmaktan, yavaş yavaş kronik olmaya doğru kayma gösterdiği görülmüştür. Bunlara, kardiyovasküler, solunum sistemleri ve kanser ile ilgili olanları örnek gösterebiliriz. Ayrıca yaşın ilerlemesi ile de bu koşullar, yaşanılan çevre ile etki altında kalmaktadır. Sonuç olarak birçok insan sağlıklı yaşma koşulları için felsefi ve kültürel alternatiflere başvurmakta ve sağlıklı yaşam için bu tamamlayıcı bilgileri


38 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir araştırmaktadır. Bu felsefi bilgilere kırıkçıkıkçılık (osteopathy), fiziksel metotlarla tedavi usulü (naturopathy), kan hastalıkları (hemopathy) ve terapi uygulamaları (chiropractic) bilgilerini dâhil edebiliriz. Akupunktur, biye - geribildirim, masaj ve meditasyon teknikleri de bunlara dâhildir. Bitkisel (herbal) ve beslenme teknik ve danışmanlıkları ise diyet, vitamin ve mineral konularını esas almaktadır. Kanser Kanser teşhisi için kullanılan metotlar fiziksel muayene, biyopsi, görüntüleme teknikleri ve laburatuvar test sonuçlarını içerir. Anormal ve habislik durumlar belirlenir. Anormal şekilde veya anormal miktardaki enzim, hormon veya hücresel protein üretimi, kanser belirtilerindedir. Araştırmalar aynı zamanda kanserin normal ve genetik mutasyonu ile de alakalıdır. Hastalığın gidişatının değerlendirilmesi ve hangi sınıfa dâhil edileceğinin belirlemesi için derecelendirme ve aşama basamakları izlenir. Derecelendirme, tümör hücrelerinin mikroskop altında incelenmesi ile gerçekleşen tümör değişikliklerine dayalıdır. Derecelendirme, hücredeki anormal değişikliklerin I‘den IV‘e kadar sıralanması ile gerçekleştirilir. Aşama basamakları ise hem bulunduğu yer, hem de vücudun diğer parçalarındaki bir hastalığın bir organdan diğerine geçme durumunu ifade etmesi ile (metastases) tümörün yayılmasının klinik uzantısının tespiti


39 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir için kullanılır. Bunun için kullanılan genel sistem TNM sistemidir. Burada T harfi tümör‘ü, N harfi bölgesel lenf nodlarını ve M harfi de uzak metastası göstermektedir. Bu kategoriler her tümör tipine göre değişiklik gösterir. TNM sonuçları yine I‘den IV‘e kadar belirlenir. Kan kanseri, lenf ve sinir sistemleri, ayrı kategorilerde incelenir. Kanser tedavisi için en sık kullanılan yöntemler ameliyat, radyasyon terapisi ve kemoterapidir (kimyasallar ile tedavi yöntemi). En yeni metot ise imminoterapi yöntemidir ki bu yöntem, tümöre karşı özel olarak hazırlanan bağışıklık sistemini canlandıracak aşı ve özlerin kullanımıdır. Aynı zamanda hormon terapisi de geçerli tümör tiplerine karşı etkin olabilir. Hiçbir işaret görülmemesi durumunda kanserden ―remisyon‖ olması şeklinde bahsedilir.


40 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bölüm 6 İlaçlar İlaçlar, vücut fonksiyonlarında değişikliğe yol açan özlerdir. Geleneksel olarak ilaçlar, doğal bitkilerden, hayvanlardan ve mineral özlerinden elde edilirler. Birçoğu da, ilaç firmaları tarafından sentetik olarak elde edilir. Hormon ve enzimler ise genetik mühendisliği ile oluşturulur. Birçok ilaç doktor gözetiminde kullanılır. İlaçların kullanımı gibi imalatı ve satışı da yerel yönetmeliklere bağlıdır. Birçok ilacın asli etkilerinin yanında yan etkileri de vardır. Ek olarak kontrendiksiyonlar da olabilir. İlk kullanımı sırasındaki hastadaki alerjik etkiler ve deri değişikliği önemlidir. Örneğin anafilâksi, ilaçlara bağlı olarak meydana gelebilen bir alerjik reaksiyondur (Anafilâksi, vücutta alerjen maddelere karşı oluşabilen ciddi bir alerjik reaksiyon biçimidir.) Bu alerjen maddelere örnek olarak böcek zehirleri, polenler, yiyecekler, ilaçlar verilebilir. Bu tür maddelere maruz kalınca bağışıklık sistemimizin antikorları bazı kimyasal maddeler (mesela histaminler) salarlar. Bu kimyasal maddeler de vücudumuzda burun akması, deri kızarıklığı, kaşıntı gibi çeşitli alerji bulgu ve belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olurlar. Anafilâkside bu belirtiler daha ağır ve ciddi bir biçimde ortaya çıkar. (Kimyasal maddeler daha bol miktarda salınırlar; bunun sonucunda saniyeler içinde ani kan basıncı düşüklüğü, solunum yollarında darlaşma ve buna bağlı solunum güçlüğü, şok, şuur kaybı ve en sonunda ölüm görülür). Bunlar, ölümcül solunum ve


41 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir dolaşım hastalıklarına sebebiyet verebilir. İlaçların bir kombinasyon halinde etki etmeleri sebebiyle reçeteyi yazan kesinlikle ilaçların vücuda etkilerinin yanında birbirine etkilerini de hesaba katmalıdır. Bazı durumlarda bir ilacın etkisi, kombine olarak diğer ilaçlarla kullanıldığında çok daha fazla olmaktadır. Bu, sinerji ya da potansiyelizasyon durumudur. Bir başka deyişle, bir ilaç diğerinin antagonisti olabilir (Antagonist vücutta bir reseptöre bağlanarak o reseptörü doğal olarak uyaran bileşiğin yerine geçerek o reseptör uyarıldığında doğal olarak ortaya çıkan sonucu engelleyen bileşiklerdir. Antagonizma yarışmalı (kompetetiv) veya yarışmasız olabilir. Yarışmalı antagonizmada dışardan verilen bileşik doğal bileşikle birlikte reseptöre bağlanmaya çalışır ve belli bir eşik ve konsantrasyonu geçen madde reseptöre bağlanır. Yarışmasız olanda ise konsantrasyonun etkisi yoktur. Bu durumdan bağımsız olarak az miktarda antagonist bile reseptörün çalışmasını engeller). İlaç dozları, psikolojik ve fizyolojik durumlara göre ayarlanır. Tekrar eden kullanımlarda ilaç dozajı arttırılabilir. İlaca ara verilmesi ya da tamamen kesilmesi durumunda yoksunluk sendromu ortaya çıkabilir (Yoksunluk sendromu, bir ilaca ya da maddeye olan fizyolojik adaptasyon demektir. İlacın ya da maddenin yokluğunda, şiddetli krizlere neden olabilir. Bir veya birkaç kimyasal maddeye bağlı gelişen tolerans sonucu vücuda yerleşir ve bu maddenin eksikliğinde yoksunluk sendromu ortaya çıkar. Örnek olarak sigara ve eroin verilebilir. Sigaraya tolerans uzun sürede gelişse de eroin gibi olmasa da bırakıldığında ağır


42 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir yoksunluk sendromu belirtileri izlenir. Bu durum vücutta nikotinik reseptörlerin artışı ve nikotin kesilince bazı fizyolojik sorunlara yol açması sonucu ortaya çıkar. Benzer etkiler eroinde çok daha ağır görülür). İlaç isimleri, ticari ve jenerik isimler olarak ikiye ayrılır. Jenerik isimler genellikle, ilacın kimyasal isminin basit versiyonudur. Ticari isim ise marka ve tescil/iyelik ismi olup imalatçının ticari marksını içerir. Aynı ilaç, farklı firmalar tarafından farklı ticari isimlerle piyasaya sürülebilir. Yıllardan beri insanlar hastalıkların tedavisi için bitkilerden yararlanmışlardır. Bu uygulama, phytomedicine (botanik tıp) olarak adlandırılmaktadır. Aynı zamanda ilaçlar, birçok konvansiyonel ilacın ana kaynağıdır. İlaçlardaki aktif içerikler genellikle arıtılmış/saf olup, belirli ölçülerde bulunmaktadır ve doğal kullanımından ziyade modife ve sentez edilmiş haldedirler. Saflık, güvenlik, konsantrasyon ve etkinlik dâhil herbal ilaçların kullanımı ile ilgili birçok soru bulunmaktadır. Salık çalışanları, hastalarına daha önce bu tip ilaçların hasta tarafından kullanılıp kullanılmadığı bilgisini hasta geçmişini değerlendirme aşamasında (taking history) sormakta ve buna göre değerlendirme yapmaktadır. Birçok yerel yönetmelik, herbal ilaçlar kullanımları ile ilgili bir düzenleme koymamıştır, bunlarla ilgili bir yasal kısıtlama mevcut değildir. Ancak herbal ilaçların imali ile ilgili yasal düzenlemeler mevcuttur.


43 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bölüm 7 Vücut Sistemleri Kardiyovasküler ve Lenf Sistemleri Kan, vücutta kardiyovasküler sistem vasıtasıyla dolaşmaktadır. Bu sistem, kalp ve kan damarlarından müteşekkildir. Bu sistem, sürekli olarak tüm hücrelere oksijen ve besin dağıtırken atık ürünleri de taşımaktadır. Ayrıca bu sirkülâsyon içindeki fonksiyon lenf sistemini içermekte olup dokulardan sıvı ve protein alışverişi gerçekleştirmekte ve bunu kan dolaşımına aktarmaktadır. Kalp Kalp, iki ciğer arasında bulunmakta olup daha çok sol ciğere yakındır. Kalp duvarının ince kas tabakası, myocardium olarak adlandırılmaktadır. İçi ince bir endocardium ve dışı da epicardium ile kaplanmıştır. Kalp, perikardium isimli liflerden oluşmaktadır. Kalpteki üst alıcı odacıkların her birisi atrium/atria olarak adlandırılmaktadır. Kalp odacıklarının her birisi duvarlarla bölünmüş olup bunların her birisi septum olarak adlandırılmaktadır. İntravenrticular septum, iki boşluktan (ventricle) oluşmaktadır ve interatrial septum da iki atria‘yı bölmektedir. Kalp kanı iki şekilde pompalar. Sağ kısım ciğerlere pulmoner devre yoluyla oksijenli kanı pompalarken sol kısım ise sistematik devre şeklinde vücudun diğer kısımlarına kanı pompalar. Sağ atrium, kanı tüm vücut dokularından, alt ve üst kan damarları ile taşır. Kan, bu suretle sağ karıncığa girer ve atardamar (pulmoner atery) vasıtasıyla ciğerlere taşınır.


44 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Buradan kan, temizlenmiş yani oksijen yüklü olarak döner, puloner damarlar ile sol atriuma girer. Buradan ise sol karıncığa girer ve tüm dokulara dağıtılmak üzere aorta girer. Kan bu süreçte tek yöne doğru hareket ederken, sağ atrium (sağ kulakçık) ve karıncık (ventricle) arasındaki septum içinde bulunan ventil (kapakçık), tricuspid valve (üç tüberküllü ventil) anlamına gelmektedir (kalp kapakçığı). Atardamara giden ventiller ve aort, üç uca sahiptir. Her bir uç yarım ay şeklinde olup bu ventiller, semilunar valves olarak adlandırılırlar. Atardamar girişindeki ventil basit olarak, akciğer ventili (pulmonic ventil); aort girişindeki ventil ise aort ventili (aortic valve) olarak adlandırılır. Kalp atışları kalp fonksiyonları olarak adlandırılır. Bu sesler aynı zamanda göğüs kafesinden de dinlenilebilirken birbirini izleyen şekilde devam ederler. İlk kalp atışı olan S1 odacıklar arasına yakın olduğunda ve ikinci kalp atışı olan S2 aort ve atardamara yakın olduğunda duyulur. Kalp fonksiyonlarının normal olduğu durumda duyulan tüm sesler ritmik bir durum gösterirler. Bu durumun tersi ise, fonksiyonel olmayan, anormal durumlar için murmur ifadesi ile belirtilir. Kalp atışı Sistol olarak adlandırılan kalbin her bir kasılması, dilatasyon isimli bir redaksiyon safhasını izlemesi ile gerçekleşir. Bu işlemler sırasında odacıklar dolmaktadır. Her bir kalp atışı işlemi süresince her iki atrium kasılır ve bununla birlikte her iki karıncık (ventricles) da kasılır. Kalp atışı suretiyle oluşan sesler her seferinde damarlar içinde karıncıkların kasılması suretiyle kalp atışıdır.


45 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Tüm kasılmalar, kalbe düzenli olarak gönderilen elektriksel impulslar ile yapısal olarak teşvik edilirler. Sinoatriyal (SA) nodlar ise kalp temposu anlamına gelmektedir ve kalp temposunu ayarlar. Kalp, kendi basıncını kendisi üretir. Sinir sistemi uyarıcıları, hormonlar ve ilaçlar da kalp atışını etkileyen faktörlerdir ve kalp atış hızını ve kasılma sürecini etkilerler. Kan basıncı Kan basıncı, kan tarafından damarlara uygulanan güçtür. Genel olarak sfigmomanometre ile ölçülür. Sistolik ve diastolik basınç ölçülerek, 120/80 gibi rakamlar çıkarılır. Basınç, cıva basıncı (mm Hg) olarak ölçülürken, cıva dolu tüpteki basıncı işaret etmektedir. Kan basıncı, teşhis ölçümleri için kolay elde edilen ve değerli bir bilgidir. Vasküler Sistem Vasküler sistem aşağıdakilerden müteşekkildir: 1. Kalptan kanı taşıyan atardamarlar. Arteriyollar, kılcal damarlara kan taşıyan küçük arterlerdir. 2. Kılcal damarlar, dokularla kan arasında alışveriş olmasını sağlayan küçük/ince damarlardır. 3. Damalar, kanı kalbe tekrar taşırlar. Kanın kılcal damarlardan damarlara taşınmasını sağlamak görevi ise toplardamara aittir. Akciğer atardamarı hariç tüm atardamarlar (ve fetüsteki göbek bağı), yüksek oksijen yüklüdürler. Bunlar duvarlı olup, kanı yüksek basınç altında taşırlar. Kalp gibi, damarlar da aynı anda tek yönlü olarak işlev görürler. Sinir sistemi uyarısıyla damar çapı yükselebilir ya da


46 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir düşebilir; bu durum dokulara kan akışını ve dolayısıyla da kan basıncını etkiler. Lenf Sistemi Lenf sistemi, çoklu fonksiyonlarla vücuda dağılmış bir sistemdir. Lenf sisteminin sirkülâsyondaki görevi, dokulardaki fazla sıvı ve proteini kan dolaşımına dâhil etmektir. Lenf sisteminde taşınan sıvılar lenf sistemi içinde, lenf olarak adlandırılırlar. İki yumuşak doku kütlesini birbirinden ayıran septum‘dur. Kalp karıncıkları arasındaki (interventricular) septum, İki karıncık (ventricle)‘yi birbirinden ayırır. Atriyumlararası septum da, iki atrium‘u birbirinden ayırır. Her iki bölmede de, atrium ve karıncıkları septum ayırmaktadır. Kalp, iki sirkülâsyon yoluyla kanı pompalar. Sağ taraf kanı ciğerlere oksijenli halde pulmoner devre (akciğerli devre) ile pompalarken sol taraf ise sistematik devre olarak, kanı, vücudun diğer kısımlarına pompalar. Kanın Kalpten Geçişi Sağ atrium, düşük oksijenli kanı tüm vücuttaki dokulardan superior vena cava ve inferior vena cava (yüksek ve düşük) yoluyla alır. Kan sağ karıncığa girdiğinde ciğerlere, akciğer arteri ile pompalanır (pulmoner arter). Dolaşım Sisteminin Klinik Özellikleri Bir artere bağlı yağları birikimi ile ateroskleroz (atherosclerosis) yani damar tıkanıklığı durumu görülür. Bu tip yağ depoları, plak (plaque) olarak adlandırılır. Bu durum, genellikle bir dallanma noktasındaki küçük


47 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir yaralanmalarla meydana gelir. Bu plaklar dereceli olarak kalınlaşır ve sertleşir. Ischemia – iskemi yani bir bölgenin geçici olarak kansız kalması durumu, dokulara kanın geçmesi ve damar lümeni tıkanıklığı suretiyle lifli materyal, hücre ve diğer materyallerin bu tıkanıklığa konu olmaları durumunu doğurur. Ateroskleroz gelişimi ile ilgili en temel risk faktörü, kandaki lipitlerin büyük bir kısmının dağılması durumudur (dyslipidemia). Bu durumda kanda taşınan lipoproteinlerde anormal bir yüksek düzey ya da dengesizlik söz konusu olmaktadır; özellikle lipoproteinler, yüksek kolestorle konu olmaktadırlar. Diğer risk faktörleri ise sigara, yüksek kan basıncı, zayıf diyet, aktivite eksiklikleri, stres ve aileye bağlı kalıtsal geçmiştir. Ateroskleroz herhangi bir arteri dâhil alabileceği gibi, genellikle koroner kalp damarlarında, aortda, boyundaki karotis (carotid) arterlerde ve beyindeki damarlarda etkilerini gösterir. Tromboz (trombosis) ve Embolizm Ateroskleroz, kişiyi, tromboza hazırlar. Tromboz, bir damardaki kan pıhtısı formasyonudur. Bu pıhtı, tromboz olarak adlandırılır. Bu durum, dokulara damarlar vasıtasıyla kan akışını engeller ve doku ölümü anlamına gelen nekroz durumu ortaya çıkar.Kan damarının kan dolaşımı ile taşınan herhangi bir madde ya da tromboz ile tıkanması durumu embolizm‘dir. Bu tıkanıklığa konu materyal ya da pıhtıya embolus adı verilir. Genellikle bu materyal bir pıhtıdır, ancak hava da olabilir (bir yaralanma ya da travmaya bağlı olarak); yine yağ olabilir (kemiğin kırılması sonrası kemik iliğinden sızan), bakteri veya diğer katı maddeler de olabilir. Genellikle bir damara bağlı tromboz kalp tarafından hareket ettirmekle hayati tehlikeye konu pulmoner embolizm ile


48 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir sonuçlanabilecek bir akciğer arterinde yerleşmesine sebebiyet verebilir. Karotis arter sık olarak bir serebral damarı tıkar ve durum serebro-vasküler kaza (CVA) yani çarpma ile meydana gelebilir.

Anevrizma (Aneurysm) Bir damar, ateroskleroz ile zayıfladığında, formasyonu bozulduğunda, yaralandığında veya diğer sebeple şiştiğinde anevrizma durumu ortaya çıkar. Bir anevrizma yırtıldığında ise kanma (hemorrhage) durumu oluşur. Serebral bir damarın yırtılması, bir diğer sebeptir. Bidominal aort ve karosit arterler genel anevrizma alanlarıdır. Anevrizmanın kesilmesi ile kanama arter damarın kalın olan ortasına doğru dağılır, kaslara dağılır, bazen de yırtılan/kopan damarlara yayılır. Aort genel olarak bu duruma dâhildir. Yırtılan anevrizmayı cerrahi olarak bir parça ile tamir etmek mümkündür. Hipertansiyon Yüksek kan basıncı yani hipertansiyon, yukarıda bahsedilen faktörlerin tümüne katkı sağlar. Basit olarak hipertansiyon 140 mm Hg sistolik basınçtan ya da 90 mm Hg diastolik basınçtan yüksek kan basıncıdır. Hiper tansiyon, yüksek yük sonucu sol karıncığın genişlemesi (hipertropi) sonucunu doğurur. Hiper tansiyonunun (HTN) bazı durumlarında diğer rahatsızlıklar bunu izler; bunlara böbrek rahatsızlıklarını veya endokrin bozukluklarını ekleyebiliriz, ancak çoğu zaman sebepler bilinmese de durum hipertansiyondur. Hayati denge/diyet değişiklikleri, hipertansiyon ile yakından alakalıdır. Diüretik, idrar söktürücü sıvılar içeren, kan damarlarını genişletici ve anjiyotensin formasyon ve etkisini


49 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir engelleyici ve kan basıncını etkileyen ilaç kullanımı bu durumu da etkiler. KALP RAHATSIZLIKLARI Koroner Arter Rahatsızlıkları Koroner arter rahatsızlıkları (CAD), kalp kaslarına kan desteği sağlayan kan damarlarındaki aterosklorizden kaynaklanmakla, endüstriyel ülkelerde ölümlere konu bir husustur. CAD‘a ait ilk belirtiler göğüs anjini (angina pectoris), (boğulma, derin sıkıntı hissi; bademcik ve yumuşak damak iltihabı, boğaz iltihabı, anjin) olarak bilinen göğüs ağrılarıdır. Bu genellikle, sol kol ve omuz merkezli dağılarak hissedilen kalp ve çevresindeki sıkışma ve ağrıdır. Sıkıntı, aşırı terleme (diaphoresis) ve zor soluma (dyspnea) durumlar bu hususla alakalıdır. Koroner arter rahatsızlıkları, koroner damarların genişletilmesi için nitrogliserin uygulaması ve eksersiz ile tedavi edilir. Ayrıca, kalp atışını düzenleyecek, kalp konsantrasyonunu artıracak ve kanda pıhtılaşmayı engelleyecek ilaçlar da kullanılabilir. Koroner arter rahatsızlıkları şikâyetinde bulunan hastalar, anjiyoplasti, kateter yoluyla kapalı kan damarlarının genişletilmesi ya perkütan (deri içi yapılan) transluminal koroner anjiyoplastiye konu olabilirler. Daha ileri müdahale gerektiğinde bir vasküler grafit ile cerrahi bypass gerekebilir (CABG); bu durumda bir diğer damar ya da damar parçası (genellikle sephana bacak veya sol dâhili meme arteri), koroner damardaki tıkanıklığı giderecek bir nokta için aorttan kan taşımak üzere kullanılır. CAD, kalbin fonksiyonları ile elektrik sinyalleri gönderen elektrokardiyografi (ECG), stres testi, koroner anjiyografi (resimleme), ekokardiyografi veya diğer testlerle incelenir.


50 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Arterlerdeki dejeneratif değişiklikler kişiyi tromboza hazırlarken, koroner arterlerde ani bir tıkanıklık meydana gelebilir. Miyokardiyal kangrenin (Myocardial necrosis) sonucu olarak enfarktüs (infarct) durumu ortaya çıkar ve bununla ilgili işlem de Miyokardiyal enfarktüs olarak adlandırılır, kalp krizi ani ölüme sebebiyet verebilmektedir. Miyokardiyal enfarktüsün semptomları prekordial - kalp bölgesi ağrısı, çene veya kollara kadar uzanabilen üst abdomen bölge ağrısı, terleme (diaphoresis), mide bulantısı (nausea) ve nefes darlığı (dyspnea) durumlarıdır. Hazımsızlık veya mide ekşimesi gibi benzer yanma halleri de görülebilir. Konjenital Kalp Rahatsızlığı Konjenital rahatsızlık, doğrumda görülen herhangi bir rahatsızlıktır. Genel anlamı ile Konjenital kalp rahatsızlığı tipi atrium ve karıncıkları ayıran septum duvarının delik olması durumudur. Bunun sonucu olarak kan kalbin solundan sağına doğru yer değiştirir ve vücuda gitmek yerine tekrar ciğerlere gider. Vücudun oksijen gereksinimini karşılamak için kalp daha fazla çalışmak zorundadır. Septal rahatsızlık semptomları ―blue baby‖ olarak adlandırılan siyanoz (cyanosis), senkop (syncope) ve parmakların toplanması (clupping) durumlarını içermektedir. Birçok Konjenital hata ameliyatla düzeltilebilmektedir. Bir diğer Konjenital hata tipi ise kalp kapağının (valve) formasyonunun bozulmasıdır. Kalp kapağı açılması ve kapanması fonksiyonlarındaki düzensizliği bir üfürme sesi bir delildir. Bu anormal ses, kalp - dolaşımdan kaynaklanmaktadır. Fetal modifikasyonların hatalarından kaynaklanan diğer Konjenital hatalar doğrumdan


51 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir yetişkinliğe kadar değişebilmektedir. Arter kanal rahatsızlığı bulunan hastalarda bir damar fetüsten ciğere, bypass için doğrumda alınır ve kan aorttan, pulmoner artere ve tekrar ciğerlere verilir. Lenf sisteminin sirkülâsyondaki görevi, dokulardaki fazla sıvı ve proteini kan dolaşımına dâhil etmektir. Lenf sisteminde taşınan sıvılar lenf sistemi içinde, lenf olarak adlandırılırlar. İki yumuşak doku kütlesini birbirinden ayıran septum‘dur. Kalp karıncıkları arasındaki (interventricular) septum, İki karıncık (ventricle)‘yi birbirinden ayırır. Atriyumlararası septum da, iki atrium‘u birbirinden ayırır. Her iki bölmede de, atrium ve karıncıkları septum ayırmaktadır. Kalp, iki sirkülâsyon yoluyla kanı pompalar. Sağ taraf kanı ciğerlere oksijenli halde pulmoner devre (akciğerli devre) ile pompalarken sol taraf ise sistematik devre olarak, kanı, vücudun diğer kısımlarına pompalar. Kanın Kalpten Geçişi Sağ atrium, düşük oksijenli kanı tüm vücuttaki dokulardan superior vena cava ve inferior vena cava (yüksek ve düşük) yoluyla alır. Kan sağ karıncığa girdiğinde ciğerlere, akciğer arteri ile pompalanır (pulmoner arter). Dolaşım Sisteminin Klinik Özellikleri Bir artere bağlı yağları birikimi ile ateroskleroz (atherosclerosis) yani damar tıkanıklığı durumu görülür. Bu tip yağ depoları, plak (plaque) olarak adlandırılır. Bu durum, genellikle bir dallanma noktasındaki küçük yaralanmalarla meydana gelir. Bu plaklar dereceli olarak kalınlaşır ve sertleşir. Ischemia – iskemi yani bir bölgenin geçici olarak kansız kalması durumu, dokulara


52 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir kanın geçmesi ve damar lümeni tıkanıklığı suretiyle lifli materyal, hücre ve diğer materyallerin bu tıkanıklığa konu olmaları durumunu doğurur. Ateroskleroz gelişimi ile ilgili en temel risk faktörü, kandaki lipitlerin büyük bir kısmının dağılması durumudur (dyslipidemia). Bu durumda kanda taşınan lipoproteinlerde anormal bir yüksek düzey ya da dengesizlik söz konusu olmaktadır; özellikle lipoproteinler, yüksek kolestorle konu olmaktadırlar. Diğer risk faktörleri ise sigara, yüksek kan basıncı, zayıf diyet, aktivite eksiklikleri, sters ve aileye bağlı kalıtsal geçmiştir. Ateroskleroz herhangi bir arteri dâhil alabileceği gibi, genellikle koroner kalp damarlarında, aortda, boyundaki karotis (carotid) arterlerde ve beyindeki damarlarda etkilerini gösterir. Tromboz (trombosis) ve Embolizm Ateroskleroz, kişiyi, tromboza hazırlar. Tromboz, bir damardaki kan pıhtısı formasyonudur. Bu pıhtı, tromboz olarak adlandırılır. Bu durum, dokulara damarlar vasıtasıyla kan akışını engeller ve doku ölümü anlamına gelen nekroz durumu ortaya çıkar.Kan damarının kan dolaşımı ile taşınan herhangi bir madde ya da tromboz ile tıkanması durumu embolizm‘dir. Bu tıkanıklığa konu materyal ya da pıhtıya embolus adı verilir.


53 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bölüm 8 Anatomi ve Fizyoloji İnsan Vücudu Anatomi ve fizyoloji, insan vücudu ile ilgili bilim dalıdır. Anatomi, insan vücudundaki herhangi bir bölümün yapısı ile alakalıdır. Örneğin mide duvarı ince katmanlardan oluşur ki, bunlar kapasitesinin artması konusunda midenin genişlemesi ile alakalıdır. Fizyoloji ise, vücuttaki bir bölümün fonksiyonları ile alakalıdır. Örneğin mide yiyecekleri geçici olarak depolarken salgıladığı öz ile yiyeceklerin parçalanmalarını ve bağırsaklara gönderilmelerini sağlar. Anatomi ve fizyoloji, fonksiyonları ile ilgili olarak bir organın yapısı ile yakından alakalıdır. Örneğin midenin şekli, yiyecekleri depolama özelliği ile alakalıdır. Ek olarak, mide duvarının mikroskobik yapısı sindirim enzimi algılaması ile de yakından alakalıdır. Vücudun yapısı farklı düzeylerde incelenebilir. Vücut aslında, çok küçük, mikroskobik parçaların birleşmesiyle oluşmuştur ki bu küçük parçacıklar olan atomlar kimyasalları teşkil ederler. Atomlar birleşerek molekülleri oluştururken, bunlar da makro molekülleri teşkil ederler. Örneğin aminoasit olarak adlandırılan moleküller birleşerek proteinleri, bunlar da kaslarımızı oluşturur. Makro moleküller tüm hücrelerde bulunmakla birlikte, tüm yaşantımızın temelini teşkil etmektedirler.


54 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Hücrelerin içerisindeki küçük yapılı organeller de hücre fonksiyonları için gereklidirler. Örneğin nükleus isimli organel özellikle hücrenin üremesi ile alakalıdır; bir diğer organel olan mitokondri ise hücreye enerji sağlamaktadır. Dokular, ikinci düzey yapılardır. Bir doku, benzer tip hücrelerden müteşekkilken, organ sistemi içerisinde belirli bir amaca hizmet eder. Örneğin akciğer solunum sisteminin bir organıdır. Yine örneğin mide de gelişme ve onarım ihtiyaçları ile ilgi olarak vücudu destekleyici tüm fonksiyonları sağlayabilecek niteliktedir. Tüm vücut sistemleri, birlikte organizma yani bünyeyi oluştururlar ki buna insan vücudunu örnek olarak gösterebiliriz. İnsan vücudu, hayvan vücuduna benzer nitelikte olup kompleks bir yapı ihtiva ederken bu kompleksitesi ayrı ayrı incelenebilir. Her bir düzey, özel amaçla daha basite indirilerek incelenebilir.

Anatomik Terimler Vücudun belirli bölümleri ve buralarda bulunan organların yerlerini ifade etmek için belirli terimler kullanılır ve bu ifadeler görsel olarak sınıflandırılır. Anatomik terimler aslında anatomik pozisyonlardır. Bunlarda esas, ayakta ve dik durulması, yüzün öne bakması, kolların kenarda ve avuç içlerinin öne bakması ve ayakların da öne doğru düz şekilde durmasıdır. Yönsel Terimler


55 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Yönsel terimler, vücuttaki bir kısmın diğer kısma göre yeri ve ilişkisini ifade ederler. Anterior (ventral) vücudun ön tarafını ifade etmektedir. Örneğin winpipe (trachea) – trake, esophagus – yemek borusunun önündedir. Posterior (dorsal) Vücudun herhangi bir kısmının diğerinin arkasında olduğunu ifade etmektedir. Örneğin heart – kalp, rib cage – kaburga kemiğinin akasındadır. Superior Vücudun herhangi bir kısmının, diğerinin üzerinde/ fevkinde olduğu, kafa kısmına doğru olduğu anlamına gelmektedir. Örneğin yüz, boyun daha yukarıdadır. Inferior Vücudun herhangi bir kısmının, diğerine göre aşağıda oluğu, ayaklara doğu olduğu anlamındadır. Örneğin boğaz, çeneye göre daha aşağıdadır. Medial Vücudun bir kısmının, diğerine göre, vücudun sanal ortasına doğru daha yakın olduğu anlamındadır. Örneğin bridge of the nose – burun kemiği gözlere göre vücudun sanal ortasına daha yakındır. LateralVücudun herhangi bir kısmının, vücudun sanal ortasına daha uzak olduğu anlamındadır. Gözler, buruna göre daha lateral‘dir. Proximal Vücudun herhangi bir kısmının, diğerine daha yakın ya da bitişik olduğu anlına gelmektedir. Bilek, eller için proximal‘dir. Distal Vücudun herhangi bir kısmının diğerine göre bitişik ya da yanında ama uzak oluşu anlamındadır. Örneğin el, bilek için distal‘dir.


56 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Superficial (external) Vücudun bir kısmının yüzeye yakın yerde olduğu anlamına gelmektedir. Örneğin der, kaslara göre superficial‘dir. Deep (internal) Vücudun bir kısmının yüzeye uzak oluşu anlamındadır. Örneğin bağırsaklar, omurlara göre daha uzaktır. Central Vücudun bir kısmının ya da organın, vücudun merkezinde oluşu anlamındadır. Örneğin merkezi sinir sistemi, vücudun ana ekseninde yerleşiktir. Peripheral Vücudun bir bölümünün, vücudun bir başka bölümü ya organının merkezinin dışında olması durumudur. Örneğin peripheral sinir sistemi, merkezi sinir sisteminin dışındadır. Vücudun Bölümleri İnsan vücudu, eksenel ve yanal olarak iki şekilde incelenebilir. Örneğin eksenel pozisyon, kafa, trunk ve boyun içerebilir. Trunk, boğaz, karın ve pelvis olmak üzere üç ayrı bölüme ayrılabilir. Örneğin cephalic kelimesi kafa – head ile ilgilidir. Sagittal (median) plane, vücudu normal pozisyonunda sağ ve sol olarak ikiye ayırır. Bu ayırıcı sanal çizginin, vücudun ortasından geçtiği düşülür. Ayrılan bölümler, parasagittal sections / bölümler olarak adlandırılır. Frontal (coronal) plane, vücudu normal pozisyonunda ön ve arka olarak ikiye ayırır. Bunlar, daha önce de gördüğümüz anterior ve pasterior bölümlerdir.Solunumla ilgili organlar, genellikle ön bölümde gösterilirler.


57 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Transverse (horizontal) plane, vücudu ya da organı normal pozisyonunda üst ve alt olarak ikiye ayırır. Vücut Boşlukları ve Zarlar Embriyonik gelişim süresince vücut, iki dâhili boşluk şeklinde teşekkül eder. Bunlar, posterior (dorsal) ve anterior (ventral) vücut boşluklarıdır. Bu temel boşluklar da kendi içlerinde küçük boşluklara ayrılır. Viscera isimli bu boşluklar ve içerisindeki organlar, zarlarla çevirilidir. Posterior yani dorsal vücut boşluğu iki parçadan oluşmaktadır. Bunlardan birincisi, beyini çevreleyen cranial boĢluk‘dur. İkincisi ise omuriliği çevreleyen vertebral kanal‘dır. Posterior/dorsal yani arka boşluk, meninges isimli, üç katlı bir zarla çevrilidir. Meninges‘e ait en içteki kat, beyin ve omurilik yüzeyine yapışıktır. Bu ve sonraki tabaka arasındaki yüzey cerebrospinal sıvısı ile doludur. Spinal menengitis, -itis son ekinden de anlaşılacağı üzere bir enfeksiyon anlamı ihtiva etmekte olup, genellikle meninges‘lerin ciddi bir şekilde iltihabı anlamına gelmektedir. Geniş olan ön vücut boşluğu ise superior/üst solunum boşluğu ve inferior/alt abdomino-pelvik boşluğu olmak üzere ikiye ayrılır. Bu iki boşluğu, diyafram isimli ince kas ayırır. Serous zarları isimli bu boşlukları saran zarlar, isimlerini, kanın bir bileşeni olan serum yapısı ile aynı sıvıyı salgılamaları sebebiyle almışlardır. Bu zarlar arasında serous sıvısı, vücut duvarı ya da bir diğerine olası zararların riskini azaltır. Serous zarı ve bir organ arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması açısından içi hava dolu bir topa dokunulduğunda topun verdiği tepkiyi görmek yeterli olacaktır. Hava dolu topun içerisine


58 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir sokulan yumruk topun içine geçtiğinde, top yumruğu iki katman halinde saracaktır. Bu durumdaki üt yüzey dış duvar yani parietal serous zarı olup, iç duvar ise visceral serous zarı görevi yapmaktadır. İki zar arası ise boşluğu ifade etmektedir. Solunum BoĢluğu (Thoracic Cavity) Solunum boşluğu, göğüs kafesi ile çevrelemiş olup sağ, sol ve orta olmak üzere üç parçadan müteşekkildir. Orta kısım mediastinum olarak adlandırılmaktadır ve kalp, timüs bezesi, trake, yemek borusu ve diğer yapıları içermektedir. Sağ ve sol kısımlar ise akciğerleri içermektedir. Ciğerler, pleura isimli serous zarları ile çevrilidir. Parietal pleura (dıĢ) göğüs kafesine yakınken, visceral pleura (iç) ise akciğerlere yakındır. Bu iki pleura arası pleural cavity/boşluk, pleural sıvısı ile doludur. Benzer olarak, mediastinum içerisindeki kalp de pericardium isimlerindeki iki zar ile çevrilidir. Visceral pericardium kalbe yakınken, periatel pericardium ise dıştadır ve arasında pericardial cavityt/boĢluk bulunmaktadır. Bu boşluk da yine kendisi ile alakalı olan pericardial sıvısı ile doludur. Karın BoĢluğu (Abdominopelvic Cavity) Karın boşluğu, abdominal ve pelvic isimlerinde iki kısımdan oluşmaktadır. Mide, karaciğer, dalak, safra kesesi ve kalın ve ince bağırsakların her ikisi abdominal boşlukta bulunmakta olup rektum, mesane kesesi ve dâhili üreme organları ile kalın bağırsak ucu pelvis boşluğu içinde bulunur. Erkekler, abdominal duvarda,


59 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir scrotum isimli, testislerin de bulunduğu bir uzantıya sahiptir. Abdominopelvic boşluğundaki birçok organ yine visceral ve parietal peritoneum ile çevrilidirler. Yine buralarda da visceral ve periatel boşluklar arası peritoneal sıvı mevcuttur. Peritonitis hastalığı da, peritoneum iltihabı sonucu meydana gelen ciddi bir rahatsızlıktır. Klinik olarak değerlendirildiğinde, abdominopelvic boşluk, transverse plane şeklinde ayrıldığında dört bölümden oluşmaktadır Bu kısımlar, hastanın semptomlarının belirlenmesinde önemlidir. Bunlar, sağ üst, sol üst, sağ alt ve sol alt kısımlardır. BoĢluğun Ġsmi Ġçerik POSTERIOR VÜCUT BOġLUĞU Cranial Boşluk Beyin Vertebral Boşluk Omurilik ANTERIOR VÜCUT BOġLUĞU Solunum BoĢluğu Ciğerler Kalp Pericardium Abdominopelvic BoĢluğu Abdominal Boşluk Sindirim Organları, Karaciğer, Böbrekler Pelvik Boşluğu Üreme Organları, Mesane Kesesi, Rektum

Zar Meninges Meninges

Pleura

Peritoneum

Peritoneum


60 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Organ Sistemleri Vücuttaki organlar sistemde birlikte çalışırlarken, çalışması sorun teşkil eden organlar donör tarafından verilen organının nakledilmesi şekliyle değiştirilmektedir. Yakın gelecekte doku mühendisliği de organ nakli konusuna dâhil olacaktır. Integumentary – Örtü Sistemi, deri ve saç, tırnak, ter bezleri v yağ bezleri gibi ek aksesuarları dâhil almaktadır. Deri, altında bulunan dokuları korurken, vücut sıcaklığını düzenlemektedir ve duyu organı vazifesi görmektedir. Aynı zamanda, vücudu etkileyecek kimyasallar için de sentez görevi görmektedir. İskelet ve kas sistemi ise vücudu desteklerken, kısmen ve tamamen hareket kabiliyetini sağlamaktadır. İskelet sistemi, dokuları kemiğe bağlayan ligament‘ler ve kıkırdaklar gibi yapıları da dâhil almaktadır. Örneğin kafatasının beyin için bir koruyucu görevi görmesi, vücudu iskelet sisteminin korumasına örnek gösterilebilir. Kaburga kemiğinin de kalp ve akciğerleri koruması durumu için de aynı görev söz konusudur. Bazı kemikler kan hücreleri üretmektedirler ve kemikler aynı zamanda, kalsiyum ve fosfor tuzu depolama alanlardır. İskelet, kasların askıda durmasını da sağlar. İskelet sistemi, aynı zamanda istemli ve istemsiz kaslar sayesinde hareket kabiliyeti sunmaktadır. Kaslar hem duruş, hem de kalp kasındaki gibi üretimden sorumludurlar. Cardiac muscles yani kalp kasları, otomatik olarak çalışmaları sebebiyle istemsiz kaslar olarak adlandırılırlar.


61 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Sinir sistemi ise, omurilik ve dâhili sinirleri içine alır. Sinirler, duru organlarından aldıkları impulsları beyne iletmek şeklinde çalışırlar. Bunlar aynı zamanda nevre impuls ismiyle adlandırılan görevleriyle beyne ve omuriliğe ilgili sinyalleri, kaslar ve bezelerden gönderirler. Yine duyu organları da, dış çevreden gelen bilgileri verirler. Bu bilgiler beyin ve omurilik tarafından işlenirken kas sistemi sayesinde çevresel tepki verilir. Endokrin sistemi de, vücut bölümleri arasındaki habercilik göreviyle kimyasal salgılar oluşturan bezeleri ve hormonları içerir. Hem sinir, hem de endokrin sistemi dâhili çevrede ve vücudun diğer sitemlerinin fonksiyonları açısından birbirine bağlı olarak koordineli ve düzenli bir şekilde çalışırlar. Sinir sistemi hemen tepki vermesine karşılık kısa süreli etkiye sahiptir ve endokrin sistemi daha yavaş etkiye sahip olmasıyla vücudun diğer bölümleri için daha destekleyicidir. Endokrin sistemi aynı zamanda, erkek ve diş üreme organlarının fonksiyonlarının uygun şekilde devam etmelerini sağlar. Vücut, kan damarlarıyla çevreli kan ve hücreleri saran doku sıvılarını kapsamaktadır. Vücutta, kardiyovasküler, sonlum, sindirim, lenf ve üriner olmak üzere beş sistem mevcuttur. Kardiyovasküler sistem, vücuda kan sağlayan kan damarları ve kalpten müteşekkildir. Kan, gıda ve oksijeni hücrelere taşırken vücuttaki atık molekülleri de bertaraf eder. Kan aynı zamanda, lenf sistemi tarafından üretilen hücreleri de içerir. Lenf sistemi, vücudu hastalıklardan korur.


62 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Solunum sistemi, ciğerleri ve bronşları içerir. Solunum sistemi sayesinde oksijen ciğerlere getirilerek karbondioksit ciğerlerden alınır. Sindirim sistemi ağız, yemek borusu, mide, ince ve kalın bağırsaklardan müteşekkildir. Bunun yanında dişler, dil, ilgili salgılar, karaciğer, safra kesesi ve pankreas da bu sistem içindedir. Sistem yiyecekleri alarak, vücut hücrelerine girebilecek ilgili moleküllere dönüştürür. Üriner sistem böbrekler ve mesane kesesinden müteşekkildir. Bu sistem, nitrojen atıklarını bertaraf ederek sıvı düzeyini ve kanın kimyasal içeriğini düzenlemeye yardımcı olur. Erkek ve dişi üreme sistemi farklı organlara sahiptir. Erkek üreme sisteminde testisler ve bezeler ile penis yoluyla yönlendirilen sıvı ile ilgili yapı mevcuttur. Dişi üreme sisteminde ise yumurtalık, uterin tüpleri, uterus, vajina ve harici jenital bölüm bulunmaktadır. Her iki sistemin de cinsel hücreler üretmesinin yanında, dişiler erkek hücrelerini alarak doğuma kadar korur ve destekler. Homeostaz, vücudun dâhili çevresi ile yakından alakalıdır. Çünkü Homeostaz, aynı zamanda dış koşullar ile de değişebilmektedir. Örneğin çevre sıcaklığı ne olursa olsun vücut sıcaklığı 37 °C ‘dır. Asit derecesi ne olursa olsun yiyeceklerden etkilenmeden pH derecemizin 7.4 oluşu da aynı durumu ifade eder. Bunun gibi ne kadar şeker yersek yiyelim kan şekerimizin yaklaşık % 0,1 olması durumu da aynı şekilde ifade edilir.


63 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bunun yanında unutulmamalıdır ki dahi koşullar sabittir ama öze bir değer üstü ya da altında olma eğilimindedirler. Bundan dolayı vücudun dâhili durumu dinamik eşitlik şekli ile ifade edilir. Dâhili değerlerin değişmesinin neticesi hastalıktır. Bu, homeostatik mekanizma açısından önemlidir. Negatif geri-dönüş, özel bir değere yakın değişkenlerin muhafaza edildiği birincil homeostatik mekanizmadır. Homeostatik mekanizma, üç bileşenden oluşmaktadır. Sensor, düzenleyici merkez ve bir efektör. Sensor dâhili çevredeki değişiklikleri tespit ederken, merkez düzenleyici efektör etkiler ve efektör ise değişiklikleri alarak tekrar normal koşullara getirir. Dolayısıyla sensor çok fazla aktif kalmaz. Bir termostatın oda sıcaklığını düzenli tutması görevi örneğe üzere, sıcaklığı sağlayan soba aslında bir efektör görevi görmektedir. Bu durumda termostat düzenleyici görevi görmektedir. Etkilenen ise sensordur ki buna da termostatın içerisindeki termometreyi gösterebiliriz. Negatif geri-dönüş mekanizması, aynı yönde değişmeyi engeller; örneğin oda, yukarıdaki örnek üzere geçerli ısı dizini dışında sınmaz ve soğumaz. Negatif geri-dönüş mekanizması vücut sıcaklığını kontrol ederken 37 °C sıcaklığın da muhafaza edilmesini sağlar. Bu mekanizmalar, belirli sıcaklığın altında ve üzerinde olma hallerinde sıcaklığı normal haline getirir. Beyin, vücut sıcaklığı normalin üzerine çıktığında derideki kan damarlarına, genişlemeleri ve ter bezlerinin salgı yapmaları sinyalini gönderir. Bu sayede vücut ısısının düşmesi ile seviye normale gelir. Bu normal değer C için 37, F için 98,6‘dır.


64 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Vücut sıcaklığı normalin altına düştüğünde ise beyin, kan damarlarına sıkışma talimatı verir ve ter bezlerini etkinsizleştirir; vücut ısısı bu sayede tekrar normale gelir. Ancak hala vücut ısısında düşüş varsa, bu durumda sinir sistemi, kaslara büzüşmeleri talimatını verir ki bu istemsiz bir harekettir. Bu istemsiz kasılma, vücut sıcaklığını muhafaza etmek üzere devam eder. Vücut sıcaklığı termostatı, beynin hipotalamus bölgesinde yerleşiktir. Vücut sıcaklığı normalin altına düştüğünde düzenleme merkezi, sinir impulsları yoluyla deri kan damarlarının büzüşmeleri talimatını verir. Pozitif geri-dönüş, aynı yönde daha büyük değişiklik meydana getirme durumudur. Pozitif geri-dönüş mekanizması, vücut ateşini yükseltecek metabolizma değişikliklerine sebebiyet vermek üzere zararlı bir durumdur. Vücut sıcaklığının 45 °C olması, hücre proteinlerinin deforme olması ve metabolizmanın durması sebebiyle öldürücü olmaktadır. Pozitif geridönüş açısından, doğum esnasında başı servikse sıkışan çocukta buna karşı bir hareket olacaktır. Sinir impulsları beyne ulaştığında, oksitosin hormonu salgısı için pituitary bezleri (beyindeki, hormon salgılayan küçük endokrin bezleri) harekete geçecektir. Oksitosin, kanda dolaşarak uterusun küçülmesine sebebiyet verecektir. Vücut, kan ve doku sıvılarından müteşekkildir. Bu sıvılar, oksijen ve besinlerin hareketi ile tazelenir. Doku sıvıları, yalnızca kan sıvıları sabit kaldığında sabit kalırlar. Kardiyovasküler sistem, kanı çok küçük kan damarlarına bile iletir. Kalp, kanın pompalanmasının yanında, buralarda da hareketini sağlar. Şekillendirilen


65 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir elemanlar, aynı zamanda homeostatis‘e de katkı sağlarlar. Kırmızı kan hücreleri oksijeni taşırken, karbondioksitin de ilgili şekilde hareketini sağlarlar. Küçük sitoplâzmalar için de durum aynıdır. Lenf sistemi, kardiyovasküler sistem ile ilişkilidir. Küçük lenf damarları, aşı doku sıvısını alarak diğer lenf ve kardiyovasküler damarlara iletirler. Lenf nodları, lenf kirliliğinin giderilmesini sağlamak yanında patojenlere karşı muhafaza ederler. Bu durum, beyaz kan hücrelerinin lenf nodlarına yerleşmesi örneğinde de böyledir. Solunum sistemi, oksijeni kana ekleyerek karbondioksiti kandan alır ve kandaki aşırı asit miktarını engelleyecek önlemler oluşturur, pH yükselmesine sebebiyet vermemek için kandaki CO2 miktarını düzenler. Sindirim sistemi, almış olduğu besinlerle besin molekülleri oluşturur ve bu moleküller kana nüfuz eder; hâlihazırda kullanılmakta olan moleküller değiştirilir. Karaciğer, salgısı ile sindirime yardımcı olan bir organdır ve aynı zamanda kanı düzenler. Glikozun kana girmesinin hemen ardından aşırı olan miktar karaciğer tarafından kaldırılır ve glikojen oluşturulur. Daha sonra bu glikojen, vücut hücreleri tarafından kullanılacak olan glikoza, parçalanmak suretiyle dönüştürülür. Bu şekilde, kandaki glikoz miktarı da sabit kalmış olur. Karaciğer aynı zamanda, ilaç artıkları ve alkol gibi toksik kimyasalları da bertaraf eder. Karaciğer, protein metabolizmasının son ürünü olarak nitrojenik bir ürün olan üre üretir. Üre ve diğer metabolizmik moleküller, üriner sistemin bir organı olan böbrekler tarafından atılır. Bunların böbreklerce işlenmesi durumu ve bertaraf edilmesi, kan, pH seviyesi ve tuz seviyesi açısından vücut için önemlidir. Deri/örtü, iskelet ve kas sistemleri,


66 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir dâhili organları koruma görevi üstlenirken deri sistemi, D vitamini üretmektedir; aynı zamanda kas sitemi mineralleri depolamakta, kan hücreleri üretmektedir. Kas sistemi, dâhili sıcaklığı muhafaza etmek üzere, ısı oluşturmaktadır. Sinir sistemi ve endokrin sistemi, diğer vücut sistemlerini düzenlemektedir. Bunlar, birlikte çalışmak üzere Homeostaz muhafaza etmek üzere vücut sistemlerini kontrol etmektedirler. Homeostaz, daha önce belirttiğimiz üzere, organizmada norma şartların devamlılığı anlamına gelmektedir. Aktif olacak şekilde direkt efektörler oluşturacak sinir impulslarını, sensor reseptörleri göndermektedir. Efektörler, kaslar ya da bezelerdir. Kaslar ani bir değişiklik meydana getirirlerken endokrin bezleri ise daha yavaş hareketlerle, hormon salgılamaktadırlar, değişiklik kaslara göre daha geç olmaktadır; dâhili çevresel nispi sabitliği muhafaza etmektedirler. Hastalık, homeostazın hatalı durumu ya da normal olmaması koşuludur. Bu durumda vücut fonksiyonlarını daha uzun süreli olarak normal şekilde devam ettirememektedir. Etkileri sınırlı olabileceği gibi yaygın da olabilir. Yerleşik bir hastalık, vücudun belirli bir kısmı ile sınırlı olabilir. Diğer taraftan bir sistemik hastalık, vücudun tamamını veya dâhili birçok organı etkiler. Hastalıklar aynı zamanda, çeşitleri ve sürelerine göre sınıflandırılırlar. Akut hastalıklar aniden meydana gelirken, genellikle kısa süreli olurlar. Kronik hastalıklar ise daha yavaş gelişir ve uzun süreli olurlar. Medikal uzmanlar, bir vücudun herhangi bir bölümü üzerinde değişik teşhis yöntemleri kullanırlar.


67 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Deri sistemi harici bir destek olup vücudu korur, vücut sıcaklığının muhafazasına yardımcı olur. Solum sistemi kana karbondioksitin alınarak oksijenin verilmesini sağlar ve kanın pH düzeyinin korunmasına yardımcı olur. İskelet sistemi, vücudu destekler ve korurken vücuda hareket verir, kan hücreleri oluşturur. Kas sistemi, vücut hareketlerini sağlar, ısıyı koruyarak vücut sıcaklığını sağlar. Sinir sistemi, öğrenme ve hafıza dâhil tüm vücudun kontrol merkezidir. Endokrin sistemi, tüm vücut sistemine kimyasal bir düzen içerisinde hormon salgılar. Kardiyovasküler sistem vücut hücrelerini besleyerek, atıkları hücrelerden uzaklaştırır. Lenf sistemi, doku drenajı ile dokuları patojenlere karşı korur. Sindirim sistemi, yiyeceklerin parçalanmasını ve emilmesini, kana karışmasını sağlar. Üriner sistem, kanın hacmi ve kimyasal bileşimini muhafaza eder. Üreme sistemi, sperm üretilmesi ile dişi organa spermin nakli ve burada gelişimini sağlar.


68 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bölüm 9 Temel Kimya Elementler ve atomlar Tüm maddelerin temel yapıtaşı atomlardır. Doğada 92 temel element vardır. Ancak ilginçtir ki insan vücudunu oluşturan tüm elementlerin yüzde 90‘ı dört elementten oluşmaktadır. Bunlar, karbon, nitrojen, oksijen ve hidrojendir. Her element bir isim ve sembole sahiptir. Örneğin kargon elementi C ile gösterilir. Elementler için kullandığımız birçok sembol Latinceden gelmektedir. Örneğin Sodyum‘a Na simgesini vermemizin sebebi Latincede sodyum‘un Natium olmasıdır. Elementlerin en küçük yapıtaşları ise atomlardır. Elementlerin isimleri, atomlarına da verilir. Atomlar, bir elementin tüm özelliklerini sağlayan en küçük parçalardır. Kimyasal reaksiyonlara atomlar girerler. Her bir atoma ait nükleus bulunmaktadır ki bu, atomun çekirdeğidir. Çekirdekte, daha küçük parçalar olan proton ve nötronlar yer alır. Elektronlar, nükleusun etrafındaki yörüngede bulunmaktadırlar. Bir atomun hacminin çoğunluğu boşluktur. Bir futbol stadyumunu bir atom olarak düşünürsek bir futbol topu çekirdek yani nükleus, stadyumu aydınlatan lambalar ise elektronlardır. Protonlar + elektrik yükü taşımaktadırlar. Elektronlar ise – elektrik yükü taşımaktadırlar. Bir atomun atom numarası, o atomda kaç proton olduğunun bilgisini verir. Aynı zamanda elektron sayısı da bu numaradakine eşittir. Bu, o atomun elektriksel olarak nötr olduğu durumdur. Örneğin atom numarası 6 olan karbon için 6 elektron ve 6 nötrondan bahsederiz, bu bahsi geçen karbon atomunun


69 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir nötr olduğu durumdur. Her bir yörüngede kaç atom bulunur? İç yörünge düşük enerji düzeyidir ve yalnızca 2 elektron taşır. İkinci yörüngenin 8 elektron taşıyabileceği kuralına göre karbonun kalan 4 elektronu elbet ikinci seviyede yani ikinci yörüngededir. Dış yörüngedeki elektron sayıları, bize o atomun kimyasal özellikleri hakkında fikir verir. Örneğin ilgili atom, kimyasal reaksiyonlar için ne kadar hazırdır? Örneğin dış yörüngenin 8 atoma sahip olması, o atomun sabit olduğu anlamına gelmektedir. Bu durma, sade hidrojen bir istisnadır ki hidrojen, 2 atomu ile sabittir. Atomlar O kadar küçük ağırlıklara sahiplerdir ki, bu ağırlıkları atomic mass units (atomik kütleleri) şeklinde ifade edilir. Proton ve nötronların her birisi bir atomik kütle birimi ağırlığındadır. Buna istinaden, bir atomun atomik ağırlığı, proton ve nötronların toplamından oluşmaktadır. Öyleyse C (karbon) atomunun kütlesi altı proton ve altı nötrondan oluşması sebebiyle 12‘dir. Bir atomun atom numarası genellikle sembolünün soluna, alta yazılır. Atom ağrılığı ise yine sembolünün soluna ve üste yazılır. YaĢamın temelindeki genel elementler Element

Sembol

Hidrojen KarbonC Nitrojen Oksijen Fosfor Sülfür

H 6 N O P S

Atom No 1 12 7 8 15 16

Atom Yorum No 1 14 16 31 32


70 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Yukarıdaki elementler, biyolojik birçok moleküllerin yapı taşlardır. Sodyum Magnezyum Clorin Kalsiyum

Na Mg Cl Ca

11 12 17 20

23 24 35 40

Bu elementler ise, çözünür tuzlar şekli ile bulunurlar. Ġzotoplar Aynı tip atomların izotoplarında nötron sayıları ve dolayısıyla da ağırlıkları değişir. Normalde karbon 12‘de (C 12) nötron 6 iken izotopu olan C 13‘de nötron 7‘dir. C 14 + ‗da ise sekiz nötron bulunmakta olup + değerlik de radyoaktivite ifade etmektedir. Bu radyoaktivite değerinde karbon, radyoaktif izotop’tur. Bu tip radyoaktiviteleri tespit etmek için değişik yollar mevcut olup, Geiger hesaplaması bunlardan birisidir. Çevredeki radyoaktif maddeler DNA‘ya zarar verebileceği sebebiyle kansere yol açabilmektedir. Çevredeki bir nükleer güç istasyonunun radyoaktivite vermesi, insan vücudu için uzun süre sonra ortaya çıkacak birçok rahatsızlığın sebebidir. Ancak radyasyonun yararlı şekilde kullanıldığı da gözden kaçmamalıdır. Radyoaktif izotoplardan elde edilen radyasyondan, uzun süredir medikal sterilizasyon ve dental ürünlerde yararlanılmaktadır. Örneğin bu yöntemden, Birleşik Devletler Posta Firmalarında, anthrax riskine karşı muhtemel patojenler için yararlanılmaktadır. Yine radyasyonun kanserli hücreleri


71 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir öldürme kabiliyetinden de faydalanılmaktadır. Bu durum, vücudun diğer kısımlarına çok küçük bir riskle, ilgili kanser olan bölgeye radyasyonun verilmesi suretiyle gerçekleştirilmektedir. Atomlar birleşerek, molekül ismi verilen kimyasal birimleri oluştururlar. Bir molekül, bir oksijen atomunun bir oksijen atomu ile birleşerek bir molekül oksijen gazı ortaya çıkarması örneği üzere aynı cins atomlardan oluşabilir. Durum, iki hidrojen atomunun bir oksijen atomu ile birleşerek bir su molekülü oluşturması örneği üzere iki farklı atomun birleşerek bir molekül oluşturması şeklinde de cereyan edebilir. İki farklı atomun birleşmesi, iyonik ya da kovelent birleşme şeklinde gerçekleşir. İyonik birleşmede inorganik molekül yapısı söz konusudur. İnorganik yapı, cansız manas taşımaktadır. Bir atomun son yörüngesinden elektron sayısının sekiz olduğunda o atomun sabit olduğunu hatırlayalım. Atomlar, son yörüngelerine sekiz elektron taşıma eğilimindedirler. Yani iyonik reaksiyonda örneğin sodyumun son yörüngesindeki bir fazla elektron, klorinin son yörüngesinde yedi elektron olması sebebiyle bir eksik elektronla kendisini ve karşıdakini stable yani sabit yapma eğilimindedir. Reaksiyon bittiğinde bu sabitlik yakalanacak olup bir iyonik reaksiyonla sodyum klorid molekülü elde edilecektir. Reaksiyon sonunda sodyum elektronunu klorine verdiği için proton sayısı elektron sayısından fazla olacağız üzere pozitif yüklü olacaktır. Yine buna istinaden klorin de elektronunun normalinden fazlasını aldığı yani kendisininkine ek olarak bir de sodyumun bir elektronunu aldığı için son durumda normal proton sayısından bir fazla elektron taşıdır için eksi yüklü olacaktır. Bu karşılıklı elektron alışverişi iyonik bir


72 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir reaksiyondur. Sonuçta ortaya çıkan ürün olan sodyum klorid, yiyeceklerdeki tuzdur. Tuz, kareketeristik olarak, Latincede suda çözünebilir anlamına gelen iyonik bir formdur. Aynı durumda kalsiyumun son yörüngesinde iki elektron bulunmaktadır. Durumunu sabitleyebilmesi için bu elektronlardan birisini bir klorin atomuna veren kalsiyum, diğerini de bir diğer klorin atomuna vermelidir. Bu durumda bir kalsiyum için iki klor,n atomu gerekli olmaktadır. Sonuç molekül CACl2‘dir (Kalsiyum klorid). Bünyemizdeki çeşitli iyonların dengesi sağlığımız için önemlidir. Kandaki fazla sodyum miktarı, hipertansiyona yani yüksek kan basıncına sebebiyet vermektedir. Düşük kalsiyum miktarı ise çocuklarda bacak kemiklerinin eğriliğinin başlıca sebebidir. Aynı şekilde çok fazla ve çok az miktardaki potasyum da arrhythmia yani düzensiz kalp atışı sebebidir. Bikarbonat, hidrojen ve hidroksit iyonları, bünyenin asit – baz dengesinin korunmasında önemli olmaktadır. Kovelent Bağ Kovelent bağda, atomlar, elektronlarını kaybetmek ya da kazanmak yerine paylaşırlar. Bu durum, aynı tip atomların aynı molekülü oluşturmalarında da söz konudur. Kovelent bağlantıda ikili ve üçlü formlar söz konusu olmaktadır. Örneğin iki nitrojen atomu birleşerek (N2) bir nitrojen molekülü oluşturmaktadır. Örneğin son yörüngesinde dört elektronu olan karbon yine dört elektrona ihtiyaç duymaktadır. Ve oksijenin son yörüngesinde altı elektron olması sebebiyle oksijen yalnızca iki elektrona ihtiyaç duymaktadır. Buna istinaden karbon, iki parça oksijen ile bir karbondioksit oluşturur.


73 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Su, asit ve bazlar Su, bir organizma içinde en çok bulunan öğedir. Genellikle bünyenin % 60 – 70‘i sudur. Su, karbon atomu içermemesi sebebiyle inorganik bir moleküldür. Organik moleküllerin temelinde karbon atomları bulunur. Sudaki oksijen atomlarının hareket süreleri hidrojen atomlarından daha fazladır. Dolayısıyla su, + H ve - O olmak üzere polar bir form ihtiva eder. Hidrojen bağı, zayıf ve çabuk bozulan bir bağdır. Suyun özelliklerine göz attığımızda polarite ve hidrojen bağının insan hayatı ile ilgili birçok avantaj sağladığını görürüz. Örneğin su polar yani yüklü moleküller olduğu için vücut içi ve vücut dışı kimyasal reaksiyon özellikleri ile bir çözücüdür. Suya sodyum klorid (NaCl) gibi bir tuz eklendiğinde, sodyum iyonları ile su moleküllerinin tepkimeye girmeleri sonucu su moleküllerinin negatif uçları ve pozitif uçları tepkimeye dâhil olmaktadır. Negatif uçlar sodyum iyonları ile ve pozitif uçlar klorid iyonları ile tepkimeye girmektedirler. Bu sebeple sodyum iyonları ve klorid iyonları suda çözünme meydana getirmektedirler. Sudaki iyon ve moleküllerin tepkiye girmeleri hidrofilik hadisesidir. Bu durumda iyona konu olmayan ve polar olmayan moleküller tepkiyemeye girmemekte ve hidrofobik ismi ile anılmaktadırlar. Su molekülleri sıvı özellikleri ile kan damarlarını doldurabilmektedirler. Su molekülleri, hidrojen bağı ile bağlıdırlar. Bu özellikleri ile vücutta en iyi taşıyıcıdırlar. Vücuttaki kanın yüzde 92‘si sudur. Kan, oksijen ve besinleri hücrelere taşırken karbondioksit gibi zararlıları da yine bulundukları yerden alır. Su, buharlaşma özelliği sayesinde ısıyı emme ve verme özelliğine de sahiptir.


74 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Fazla olan ısı, suyun buhara dönüşmesi suretiyle alınır. Bir gram suyun buhara dönüşmesi için 540 kalori ısı enerjisine gerek duyulmaktadır. Kaynama öncesi hidrojen bağlarının kırılması sebebiyle su yüksek ısıya sahip olmalıdır; su molekülleri buna istinaden buharlaşır. Suyun bu özelliği, bünye sıcaklığının normal sınırlar içinde kalmasını sağlar. Aynı zamanda sıcak bir çevrede terleriz. Sıvı su meydana getirmek üzere ter buharlaşır ve bünyenin soğuması sağlanır. Su molekülleri kırıldığında eşit miktarda H+ ve OH – iyonları meydana gelir. Asitler su içinde çözünürler ve hidrojen iyonları ortaya çıkarırlar. Önemli bir inorganik asit olan hidroklorik asit (HCl), H+ ve Cl- şeklinde iyonlaşır. HCl, güçlü bir asittir. Hidro-klorik asit kırılmış olan suya eklendiğinde H+ iyonları dereceli olarak artar. Limon suyu, vinegar, domates ve kahve birer asidik çözeltidir. Bazlar ise OH- iyonları verirler. Örneğin önemli bir inorganik baz sodyum hidroksittir (NaOH). Güçlü bir bazdır. Hidrokside kırılmış su eklendiğinde hidroksit iyon miktarı artar. Magnesia ve ammonia süt çözeltileri, temel baz çözeltileridir. pH değeri, 0 ile 14 arasında değişir ve asidite ve bazite değerini gösterir ki bu değer, alkalinite adı ile adlandırılır. Suyun pH değeri 7 olup, su eşit miktarda H+ ve OH – iyonu sayısına sahiptir. 7 üzeri değer bazik olurken 7 altı değer ise asidiktir. Bazik değerlerde OH iyonları, H iyonlarından fazladır. Asidik değerde ise H iyon miktarı OH iyon miktarından fazladır. pH değerindeki küçücük bir değişme, bünyedeki H ve OH iyonlarında büyük değişmeler anlamına


75 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir gelmektedir.Sağlıklı olduğumuzda kan pH değerimiz 7.4‘dür. Bu değer, biraz baza doğru geçmektedir. Bu değer 7.35 altına düştüğünde aidosis söz konusudur ve 7.45 üzerine çıktığında ise alkalosis durumu söz konusudur. Karbonik asit bu değerin muhafazasına yardımcı olur. Asit, baz ve tuzlar suda çözünerek iyonlara ayrışırlar. Örneğin sodyum klorid gibi tuzlar Na+ ve Cl- iyonlarına ayrışırlar. Su, elektroliz ile iyonlarına ayrışabilmektedir. Kan ve bünye kasları elektrolit dengesi, kalp ve beyin gibi yaşamsal organların sağlığı açısından önemlidir. Bir hücreyi, karbonhidratlar, yağlar, proteinler ve nükleik asitler teşkil eder. Bunlar, birçok alt üniteden müteşekkil olmaları sebebiyle makro moleküller ismi ile adlandırılırlar. Kategori Örnek Alt ünite Karbonhidratlar Polisakkarit Monosakkarit Yağlar Yağ Gliserol ve asidi Proteinler Polipeptit Aminoasit Nükleik asitler DNA, RNA nükleotit

yağ

Karbonhidratlar Makro moleküllerin sentezi süresince hücreler dehidrasyon reaksiyonu gösterirler. Sudaki hidroksil grubu ve hidrojen atomu ayrışır. Makro moleküllerin parçalanmasında hidrolisis rekaiyonu, bileşenlerin suya eklenmesi ile gerçekleşir. Organik moleküller gibi karbonhidratlar daima Ca ve H atomları içerirler. Karbonhidrat molekülerli, suyun yapısındaki gibi 2:1 O


76 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir ve H atom sayılarına sahiptir. Karbonhidratlar, organizmaya ilk ve kısa süreli olarak enerji depolarlar. Bir karbonhidrattaki karbon atom sayısı düşükse (üç ve yedi arasında ise), bunlar basit şeker yani Monosakkarit olarak adlandırılır. Pentoz, beş karbonlu şeker iken, hekzoz altı karbonlu bir şekerdir. Glikoz da, bünye tarafından çabucak enerjiye dönüştürülebilen altı karbonlu bir şekerdir. Tüm yapısı, C6 H12 O6 şeklinedir. Bir diğer hekzoz ise früktoz‘dur ve meyve sularında bulunur; benzer şekilde galaktoz ise sütte bulunur. Örneğin disakkarid, di yani iki ve sakkarid yani şeker kelimelerinin bileşimlerinden oluşmuştur; iki mono sakkaridin bileşimi ile teşkil olur; dehidrasyon sonucu oluşarak iki mono sakkaridi birleşir ve bir disakkaridi oluşturur. Maltoz, iki glikoz molekülünden müteşekkil bir disakkariddir. Glikoz ve früktoz birleştiğinde disakkarid sukroz formu oluşturur. Sukroz, bildiğimiz şekeri oluşturan bir formdur. Glikojen ve selüloz gibi makro moleküller, birden fazla glikoz molekülü içeren polisakkaridlerdir. Polisakkardiler diğer şekerleri de içerebilirler. Ancak bitki ve hayvanlar özellikle glikoz formunda glikojen depolamaktadırlar. Şekerdeki makro moleküllerden bazıları 4.000 glikoz ünitesine kadar zincirlere sahiptirler. Patates, ekmek, makarna gibi yiyecekleri yememizle birlikte glikoz kana karışır ve karaciğer glikoz ve glikojeni depolar. Öğünler arasında karaciğer, glikozu kana verir ve bu sayede kandaki glikoz oranı daima %0,1 olur. Şayet kan fazla miktarda glikoz içerirse bunu ürene salgılar, bu da diyabet mellitus mevcudiyeti durumunun sinyalidir. Plisakakrid selüloz, bitki hücre duvarlarında bulunmaktadır. Selülozdaki glikoz üniteleri starch ve glikojen bağlantı formu farklı


77 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir tiplerinde birleşmişlerdir. Ancak insan bünyesi bu gibi bağlarla oluşmuş olan şeker formlarını sindirememektedir. Bundan dolayı selüloz tüketmemekteyiz. Lifin, özellikle sağlıklı bir hayat için ve diyette tüketilmesi gerektiğine inanılmaktadır. Bazı araştırmacılar, bunun kolon kanserinin önlenmesinde etkili olduğu iddiasındadırlar. Yağlar Yağlar, diğer biyolojik moleküllere nazaran he gramlarında daha çok enerji taşırlar. Organizmadaki moleküller için uzun süreli enerji sağlarlar. Steroidler, cinsel hormonlar gibi diğer moleküller arasında geniş yer kaplayan bir sınıftır. Yağlar yapı ve fonksiyonları ile ayrılmaktalarsa da genel olarak aynı karaktere sahiptirler. Örneğin uda çözünmezler. Su içindeki düşük çözünürlükleri, polar grupların mevcudiyetine sebeptir. Düşük oksijen içerirken C ve H oranları yüksektir. En çok rastlanılan lipitler yağlardır. Hayvansal yağlar, oda sıcaklığında katır. Bitkisel yağlar ise oda sıcaklığında sıvıdır. Hayvansal yağlar, uzun süreli enerji deposu iken sıcaklığı muhafaza ederler ve temel organlar etrafında koruyucu bir yastıktırlar. Bir Gliserol molekülü ile üç yağ asidi molekülü tepkimeye girdiğinde yağlar oluşur. Yağlar, genellikle üç parçadan oluşmaları sebebiyle ya trigliserid yapı ya da elektrik taşımama durumu sebebiyle nonpolar yapı şekli ile anılırlar. Emulsifikasyon, yağların suya karışmasına neden olmaktadır. Bunlar, bir kutupsuz ve bir kutuplu uç moleküller içermektedirler. Emülsiyon, kirli çamaşırların sabun ya da deterjan ile temizlemelerinde de görülür. Aynı zamanda yağlı yiyeceklerin sindirilmesi öncesi karaciğer tarafından da


78 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir emülsiyon işlemi görülür. Safrakesesi, sindirim işlemi öncesi yağları emülsiyon ile depolama vazifesi görmektedir. Yağ asidi, - COOH asidik grubu üzere negatif uçlu bi karbon hidrojen zincirine sahiptir. Hücrelerdeki birçok yağ asidi molekülünde 16 ya da 18 karbon asidi bulunur. Yağ asitleri, doymuş ve doymamış olarak ikiye ayrılırlar. Doymuş yağ asitleri, karbon atom zincirinin doymuş olması sebebiyle tek bir atom zincirine sahiptirler. Buna karşılık doymamış yağ asitleri ise, bir C ile iki H‘in bağ oluşturarak ikili bir bağa sahip olması sebebiyle oda sıcaklığında sıvı olup bitkisel orijinlidirler. Sıvı yağların hidrogenasyonu ile margarinler yapılır. Fosfolipidler, isimlerinden de anlaşılacağı üzere fosfat grubu içermektedirler. İçeriklerinde fosfat ve nitrojenden oluşan bir grup mevcuttur. Fosfolipidler elektriksel olarak nötr değildirler. Çünkü fosfat ve nitrojen grupları iyonizedir. Steroidler, yağ yapısından tamamen farklı lipitlerdir. Dört karbon halkasına sahiptirler. Her birisi esasında, halkalara bağlı gruplar suretiyle değişiklik gösterirler. Kolesterol, hayvan hücresinin dış zarındaki bir bileşendir ve değişik diğer stroidlerin bir göstergesi olup bunlara östrojen ve testestoren hormonlarını örnek gösterebiliriz. Erkek cinsel hormonu testoteren, birincil olarak testislerde şekillenir ve dişi hormonu östrojen de yumurtalıklarda şekillenir. Testostene ve östrojen, sadece aynı karbon yapısına bağlı gruplarla değişim gösterirler. Testoteren, erkeklerde dişilerden daha geniş kas yapısına sebebiyet vermektedir. Bu amaçla alınan sentetik testosteron ise sağlık açısından zararlı olmaktadır. Yüksek miktarda alınan doymuş yağ ve kolesterol, kan damarlarını tıkayarak kan akışını engellemektedir.


79 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Proteinler Proteinler, birçok işlevi gerçekleştirirler. Saç ve tırnakları oluşturan kolajen ve keratin gibi proteinler, kas ve kemiğin, kas ve dokuların birleştiği yerler ve deri bir destek oluşturan lif yapılarıdır. Hücre metabolizmasını etkileyecek mesajcılar olan hormonlar proteinlerden oluşmaktadır. Aktin ve miosin gibi proteinler, hücre hareketi ve kas kabiliyeti için önemlidir. Oksijen taşıyan hemoglobin gibi kandaki bazı proteinler kompleks yapıya sahiptirler. Patojenler ya da toksinlerle kombine olan proteinler, kan ve vücuttaki diğer sıvılardaki anti body‘lerdir. Enzimler, kimyasal reaksiyonları hızlandıran proteinlerdir. Proteinler, aminoasit altyapısından müteşekkil makro moleküllerdir. Bir aminoasit, merkez bir karbon atomu ve buna bağlı bir hidrojen ve üç gruptan oluşan bir formdur. İsimlerini, amino grup ve diğer asidik gruplardan alırlar. Aminoasitler, bir karbon ve halka yapısına göre adlandırılırlar. İki aminoasit dipeptit oluştururken bir Polipeptit de bir aminoasit zinciridir. aminoasit dizinine göre değişim gösteren yaklaşık yirmi çeşit aminoasit bulunmaktadır. Aminoasitler arasındaki zincir, peptit bağı olarak adlandırılır. Bir peptit bağdaki atomlar elektronları paylaşırken bir Polipeptit üyeleri arasındaki muhtemel hidrojen bağı oluşur. Polipeptitlerde, hem hidrojen, hem iyonik, hem de kovelent bağlar mevcuttur. Polipeptitlerin hidrofobik kısımları, tersine hidrofilik kısımları su ile temas oluşturabilirken dışa dönük olmasına rağmen içe dönüktür. Bazı proteinler yalnızca bir polipeptite sahipken diğerleri birden fazla polipeptite sahip olabilir. Bu da, birincil, ikincil vb. olmalarına sebebiyet verir.


80 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Şayet bir protein birden fazla polipeptite sahipse dördüncü yapı düzeninde bir dizayn verirler. Proteinlerin üç boyutlu yapısı fonksiyonları açısından çok önemlidir. Proteinler aşırı sıcağa ve pH'a maruz kaldıklarında denaturasyon isimli şekil değişikliğine giderler. Örneğin süte asit eklenmesi ile kesilme meydana gelmektedir. Yumurtadaki albümin, ısıtılması suretiyle beyazlaşmaktadır. Protein normal şeklini kaybettiğinde genel fonksiyonunu devam ettirememektedir. Araştırmacılar, protein değişikliklerinin Alzheimer ve Creutzfeldt-Jakob (deli dana hastalığı formu) hastalıklarına sebebiyet verdiklerini iddia etmektedirler. Enzim Reaksiyonları Metabolizma, hücrede meydana gelen kimyasal reaksiyonların tümdür. Birçok hücresel reaksiyon, bir enzimin mevcudiyetine kadar gerçekleşemez. Bir enzim, ilgili kimyasal reaksiyonu hızlandırmak için aslında bir katalizör ve protein molekülüdür. Örneğin sıcaklık, moleküler arası etkileşim miktarını artırırlar. Bir hücrede enzim, bir arabulucu gibi molekülleri bir araya getirerek etkileşimlerini sağlar. Herhangi bir reaksiyonda, reaksiyona giren moleküller reaksiyonun sonucu olarak bir ürün oluştururlar. Örneğin maltaz, maltozun sindirilmesi ile ilgili enzimdir. Enzimleri reaksiyonun meydana geldiği özel bölgelerinde bulunurlar. Bir enzimin özelliği, bulunduğu alana bağlıdır. Reaksiyon sonrası enzim, bir yeni reaksiyon için hazırdır. E + S = ES = E + P


81 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir (E= enzim; S= madde; ES= enzim +madde kompleksi ve P= ürün) Birçok enzim ek faktörlere ihtiyaç duymaktadır. Bazı ek faktörler bakır, çinko ve demir gibi inorganik faktörlerdir. Diğer ek faktörler, koenzimler gibi protein içermeyen organik faktörlerdir. Kofaktörler, enzime yardımcı olurlar. Örneğin vitaminler koenzim bileşenleridir. Metabolizma ile ilgili olarak çeşitli tip reaksiyonlar mevcuttur. Bunlardan sentez reaksiyonlar süresince daha kompleks ürünler oluşur. Dehidrasyon sentez reaksiyonu, bir makro molekülün alt ünitelerden birleşmesi üzere bir örnektir. Karaciğerdeki glikoz molekülleri birleşerek glikojen oluşturduğunda sentez reaksiyonu meydana gelir. Sentez reaksiyonları daima bağ formasyonuna katkı sağlarken enerji için temel oluştururlar. Degrasyon reaksiyonları süresince ise geniş ya da daha kompleks moleküller daha küçük ve basit birimlere parçalanırlar. Moleküllerin daha küçük parçalara bölündüğü hidroliz reaksiyonu da degrasyon reaksiyonuna bir örnektir. Bu, dekompozisyon reaksiyonu adıyla da anılır. Protein midede aminoasitler şeklinde sindirildiğinde bir degrasyon reaksiyonu meydana gelmektedir. Yerine geçme reaksiyonunda ise degrasyon ve sentez reaksiyonlarının her ikisi de görülmektedir. ADP inorganik fosfat ile birleştiğinde ATP oluşmakta olup ADP içerisindeki hidrojen açığa çıkmaktadır. Hidrojen ve hidroksil grubu, suyu teşkil etmektedirler. Nükleik asitler


82 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Nükleik asitler, nükleotitlerin birleşmesi ile oluşan büyük makro moleküllerdir. Her nükleotid, üç grup alt molekül tipinde müteşekkildir. Bunlar fosfat, Pentoz şekeri ve nitrojendir. Nükleik asitler, hücredeki genetik bilgiyi depolarlar. DNA (deoksiribonükleik asit) ve RNA (ribonükleik asit) olmak üzere , hücrelerde iki çeşit nükleik asit bulunmaktadır. DNA, gen isimli genetik bilgi ünitelerini oluşturur. Genler bilgileri nesilden nesle iletirler. RNA, protein sentezindeki aminoasitlere bağlı protein sentezi işlemini gerçekleştirir. Nükloitlerdeki DNA‘da 5 karbon şekeri deoksiriboz bulunur ve RNA nükloidlerinde de şeker riboz bulunur. A. Adenin, T:timin, G guanin ve C:sitozin olmak üzere DNA içerisinde dört tip baz bulunmaktadır. Her az, adenin ya da guanin gibi iki halka ya da timin veya sitozin gibi bir halkaya sahiptir. RNA‘daki temel urasil, timin ile yer değiştirir. Nitrojen içerikli bazda nitrojen atomu halkanın temelidir. Diğer bazlar gibi DNA ve RNA‘daki nitrojen bir çözeltinin PH‘ını yükseltir. DNA ile RNA’nın karĢılaĢtırılması DNA Şeker Deoksiriboz Baz Adenin, guanin, timin, sitozin Strands Çift stranded Helix Evet

RNA Riboz Adenin, guanin, urasil, sitozin Tek stranded Hayır

DNA ve RNA içindeki nükleikler Strands isimli lineer bir molekül oluştururlar. Bir Strands, fosfat – şeker – fosfat – şeker yapısının temelidir.


83 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir ATP yani adenosin trifosfat, bireysel nükleiklerin hücrede metabolizmik fonksiyonlara sahip olmaları açısından önemlidir. Bazıları, enerji transferi için önemlidir. Adenosin yani adenin ve riboz bileşimi üç fosfat grubunun eklenmesi ile şekillenir ve ATP yani hücrelerdeki birincil enerji taşıyıcı şekline gelir. Hücreleri ATP‘nin kati desteğin ihtiyaç duymaktadırlar. Bunun için, glikoz parçalanarak ATP moleküllerine dönüşecek enerjiye çevrilir. APT‘deki enerji miktarı, hücrenin kimyasal reaksiyonları için önemlidir. Bunu, hücrede değişen enerji birimi olarak adlandırabiliriz. Hücre, karbonhidrat ve protein gibi makro molekülleri sentez yaparken ATP‘ye ihtiyaç duymaktadır. Kas hücrelerinde ATP yapılandırma için kullanılırken sinir hücrelerinde ise impuls iletiminde kullanılır. ATP aynı zamanda, kolay kırılabilen ve sabit olmayan son iki fosfat bağı sebebiyle yüksek enerji molekülü olarak da adlandırılır. Hücrelerde genellikle terminal fosfat bağı, ADP (adenozin di fosfat molekülü) ve inorganik fosfat molekülü alınarak hidrolize edilir. Bu terminal bağlantısı, yüksek enerji bağlantısıdır. ATP kırılır ve enerji hücre tarafından kullanılır. ATP, ADP‘ye P eklenmesi ile yeniden yapılanır. Bir glikoz molekülünden 36 ATP molekülü elde edilmesi için bu, yeterli bir enerjidir. ATP molekülerinin kullanılması ve üretim için hemostaz şarttır. Hücrelerde enerji birimi olmak üzere ATP kullanımı bakteriden insana tüm organizmalarda aynıdır.


84 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bölüm 10 Hücresel Yapı Her insan hücresinde, bir plazma zarı, bir çekirdek ve bir sitoplâzma bulunur. Plazma zarı, hücre çevresini sarmakla birlikte hücre içine madde giriş çıkışını düzenler. Plazma zarı, bazı moleküllerin geçişine ve girişine izin verilirken bazılarına izin verilmemesi durumunun sebebi olarak fosfolipid bi katmana sahiptir. Plazma zarı içindeki proteinler, hücreye maddelerin girişine izin vermek konusunda önemli rol oynarlar. Çekirdek, hassas bir mikroskopla görülebilecek, geniş ve merkez olarak yapılanmış bir öğedir. Çekirdek kromozomları içerir ve hücrenin kontrol merkezidir. Hücrenin yapısal karakteristiklerini ve fonksiyonlarını idare eder. Çekirdekçik, çekirdeğin içindeki bir bölümdür. Sitoplâzma, çekirdek ve plazma zarı arasındaki kısımdır. Sitoplâzma yarı akışkan olup, su ve ortam tarafından emilmiş çeşitli tip molekülleri içerir. Sitoplâzma, çeşitli organeller içermektedir. Bu organeller oldukça küçük ve zarsı yapıya sahiptirler. Her tip organel, belirli bir fonksiyona sahiptir. Örneğin bir organel hücreye madde nakli gerçekleştirirken, bir diğeri de ATP sağlar. Kasların ve kemiklerin bünyemize hareket vermesi ve bir duruş sağlaması örneğindeki gibi hücrelerin de bir iskeleti bulunmakta ve hücreye şekil vermekte ve hareketini sağlamaktadır. Plazma zarında protein gömülü fosfolipid tabaka bulunmaktadır. Hücreye molekül giriş – çıkışı konusunda hassastır. Çekirdek, çekirdekçik ve kromatini saran bir yapı olup genetik bilgi deposudur. Çekirdekçik ise kromatin, RNA ve


85 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir proteinlerin bulunduğu konsantre kısımdır; ribozom formasyonudur. Ribozom ise iki alt ünitede, protein ve RNA‘dan oluşmaktadır. Protein sentezi işlevini gerçekleştirir. Endoplazmik retikulum (ER), zar torbacıkları ve kanallarından müteşekkildir. Protein ve diğer moleküllerin sentezlemesi ve şekillendirilmesi işlevinin yanında iletim işlevini de üstlenir. Rough ER ribozomlarla birlikte protein sentezi gerçekleştirirken smooth ER ise ribozomsuz olarak bazı hücrelerde yağ sentezi gerçekleştirir. Golgi cisimciği, zar torbalardan müteşekkil olup molekül paketleme ve dağıtım işlevini gerçekleştirir. Vacuole ve vesicle, yine zar torbacıklarından müteşekkil olup maddelerin depolanması ve dağıtımı işlevini gerçekleştirir. Lisosom, sindirim enzimleri içeren zar yapılarından müteşekkildir ve hücrelerarası sindirimi gerçekleştir. Mitokondri, iç (cristae) ve dış zarlardan müteşekkildir ve hücre solunumu ile görevlidir. Sito-iskelet, mikro-tüp ve aktin flamentlerden müteşekkil olup hücrenin şekli ve parçalarının hareketlerinden sorumludur. Cilia ve flagella ise mikro-tubules 9+2 modeli olup hücre hareketini sağlar ve 9+0 modeli mikro-tubules centriole olup temel vücut formasyonunu sağlar. Plazma duvarı, bir dış duvardır, çeperdir ve hücreyi sarar. Plazma duvarı, hücreyi iç ve dış olmak üzere ikiye ayırır. Çünkü koruduğu plazma sıvısı, hücrenin hayatı için önemlidir. Plazma zarı, ekli tek tabaka fosfolipidiler ve içerisine gömülü proteinlerden müteşekkildir. Fosfolipid modül, polar bir başlık ile polar olmayan bir kuyruğa sahiptir. Polar başlıklar yüklü olup, hidrofilik yani su-sever yapıdadırlar. Fosfolipidler su içinde bulunduğunda doğal olarak küresel bir tabaka oluştururlar çünkü kimyasal


86 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir olarak bir başlık ve kuyruktan müteşekkildirler. Vücut sıcaklığında, fosfolipid tabaka sıvıdır; zeytinyağı yapısına sahip olup, proteinlerin şekilleri de yatay hareketlerine bağlı olarak değişebilir. Sıvı mozaik model, zar yapısını tarif eden bir modeldir. Bu modele göre protein molekülleri, sıvı fosfolipid tabakasında değişen bir yapıya sahiptir. İnsan bünyesi plazma zarı, sabit sayıda kolesterole sahiptir. Bu moleküller, fosfor-lipit tabakasının sabitliğini ağlamak üzere düşük sıcaklıklarda sıvının özelliğini kaybetmesine engel olurlar. Kısa şeker molekülleri, (glisoprotein, glisolipid vb.) dış yüzeye eklenmişlerdir. Bu karbonhidrat zincirleri, her birisi için belirli olup hücre için işaretleyicidirler ve kan tipi karakteristikleri ya da hastanın sisteminde niçin bazı zamanlar organın nakledilmesini reddettiğinin belirleyicisidirler. Bazı gliso-proteinler, hormon gibi bazı kimyasal mesaj sistemlerinde reseptör şekli ile özel bir konfigürasyona sahiptirler. Bazı plazma zar proteinleri, hücreye girebilecek maddeler için kanal teşkil ederlerken diğerleri de zardan molekül geçişine katkıda bulunurlar. Çekirdek, insan hücresinde önemli bir yapıdır. Çekirdekçiğin birincil önemi, insan hücresinin genetik yapısını, metabolizma faaliyetleri ve fonksiyonlarını belirlemesinden kaynaklanmaktadır.


87 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bölüm 11 Temel Konular • Vücut sistemlerinin isimleri ve temel bileşen ve fonksiyonlarının tanımları. •

Temel tıbbi terimler. Hayati belirtilerin teşhisi.

Hastalık belirti ve semptomlarının ayrılması.

• Kelime köklerinin anlamlarının belirlenmesiyle bu konularla ilgili uzmanlık alanlarının teşhisi. • Doku ve organlarla alakalı terimlere aşina olunması ve bunların irdelenmesi.

Vücut Sistemleri

İnsan vücudu, hücre ismi verilen, kendine özgü birimlerden teşkil olmuştur. Bazı hücreler birleşerek dokuları meydana getirirler. Farklı doku fonksiyonlarının bir araya gelmesi ile organlar oluşmuştur. Birlikte çalışan organ grupları vücut sistemlerini oluşturur. Buna bir örnek olarak sindirim sistemi verilebilir ki ağız, gırtlak, yemek borusu, mide ve bağırsaklardan oluşur.


88 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir On bir adet vücut sistemi mevcuttur. Her bir sistemin, vücut çalışmasında önemli bir rolü vardır. Vücuttaki kan, dolaşım ve kardiyovasküler sistemle iletilir. Bu sisteme, kılcal damarlar, toplardamar ve atardamar gibi kan damarlar, kalp ve kan dâhildir. Lenf sistemi, bağışıklık sisteminin temel bir bileşeni olarak görev yapar. Aşırı miktardaki hücre atık ürünlerini ve dokulardan kaynaklanan sıvıları lenf denilen temiz bir sıvıya dönüştürmek suretiyle dolaşım sistemine gönderir. Solunum sistemi, nefes alıp vermeyi kontrol eder. Taze havadaki oksijeni vücuda aktararak kirli olanları dışarı çıkarır. Sindirim sistemi ya da sindirim kanalı da yiyecekleri vücuda yararlı hale getirmek görevinde olup bunlarla vücudu destekler. Sindirim sisteminin temel yapısı ağız, yutak (gırtlak), yemek borusu, mide, bağırsaklar ve rektum ve anüsten müteşekkildir. Üriner sistem, vücutta bulunan aşırı miktardaki sıvının (ürin) kaldırılması ya da yeniden gerektiği kadar su emilimi ile kanın filtre edilmesi yoluyla sabit bir miktarda su, tuz ve asit dengesinin korunması işlevini gerçekleştirir. Böbrekler, mesane, idrar yolu ve uretradan ibarettir.


89 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Sinir sistemi, özünü teşkil eden beyinle birlikte tüm vücut faaliyetlerini koordine ve kontrol eder. Sinir sisteminin temel yapısı beyin, omurilik, sinirler ve algı organlarından müteşekkildir. Algı organları gözler, kulaklar ve deridir. Çevreden almış oldukları mesajları beyine taşırlar. Deri ve örtü tabaka sistemi, vücudun dış katmanının oluşturur. Yağ bezleri, ter bezleri, saç ve tırnaklardan müteşekkildir. Endokrin sistemi, vücuttaki tüm hücre ve organlara direkt olarak salgılanan hormonları üretir. Endokrin sistemin temel bezleri hipofiz, tiroit, paratroid, adrenal ve beyin epifiz bezleri, timüs ve eşeysel bezlerdir. Kadın ve erkek üreme sistemleri, embriyo, fetüs ve bebek formun teşkili ile ilgili hücrelerin üretilmesini sağlar. Erkek (testis) ve dişi (yumurtalık) cinsel organları, ilgili hormonları üretir. Muskuloskeletal sistem, doku bağlantılı kasları, kemikleri ve eklemleri kapsar. Bunlar vücudu destekler ve hareket etmesine izin verir. Temel Tıbbi Terimler Ateş gibi, gözlemlenebilecek tıbbi belirtiler olabilir. Bu gibi bir belirti/işaret, diğerleri ile birlikte de değerlendirilebileceği sebebiyle nesneldir.


90 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Genel iĢaretler/belirtiler: Atrofi/zayıflama - doku büzülmesi sebebiyle aşırı zayıflama Ödem - dokuda aşırı miktarda sıvı toplanması Hipertrofi/aĢırı büyüme - bir organın, hücre boyutundaki artışa bağlı olarak boyutundaki aşırı gelişmedir. Pyrexia/yüksek ateĢ – vücut ısısının normalden yüksek olması -Hypothermia - vücut ısısının normalden düşük olması -Hyperpyrexia - vücut ısısının normalden yüksek olması Hayati belirtiler Hayati bir belirti, hastanın canlılığına sebebiyet veren bir olgudur. Vücut sıcaklığı, kalp atışı (nabız) ve solunum hızı hayati belirtilerdir. • Isı (T), vücut sıcaklığını gösterir. Normal vücut sıcaklığı 36 ˚C olup yüksek vücut sıcaklığı da yüksek ateş ismi ile adlandırılır. Düşük ateş ise 37˚C arasıdır. Normal ateş 39˚C ‗dür. Yüksek ateş ise 40˚C ‗dir. Afebrile ateş olmaması anlamına gelir.


91 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir • Nabız atıĢı (P), atardamar duvarı tekrarlanan genleşme ve büzülmesi şekli ile temsil edilen ve duyulan ya da hissedilen ritmik atıştır. Yetişkinlerde normal kalp atış oranı dakikada 60-80 ‗dir. -TaĢikardi - Kalp atış oranının dakikada 100‘den fazla olmasıdır. -Bradikardi – Kalp atışının 60‘dan düşük olması • Solunum (R) nefes alıp vermeyi gösterir. Solunum, dolaşım sistemi yoluyla oksijeni kanla birlikte dokulara getirir, karbondioksiti de ciğerlerden alarak yerine oksijeni getirir. Normal soluma, dakikada 16 – 18 kezdir. -Apne – solunumun kesintiye uğramasıdır. -Hiperapne – Solunumun dakikada 25‘e ulaşmasıdır -Bradipne - Solunumun, dakikada 8 – 9 kadar düşük oluşudur. • Semptom – bir hastalığın öznel belirtisi ya da hasta tarafından fark edilen durum değişikliğidir. Bir semptom, gözlemlenememesi ve hasta tarafından belirtilmesi sebebiyle özneldir. Genel Semptomlar Anoreksi – İştah kaybı. Malaise/Keyifsizlik – İyi algılamama durumu.


92 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Nausea/Mide bulantısı – Kusma isteği ile midede bulanma. Tinnitus/Kulak çınlaması – Kulaklarda çınlama hadisesi. Vertigo/BaĢ dönmesi – Dönme hissi. Syndrome/Sendrom – Bir hastalık sürecinin bir parçası olarak birlikte meydana gelen işaret/belirti ve semptomlar dizinidir (syn kelimesi birlikte anlamına gelirken; drome kelimesi de birlikte hareket etme anlamına gelmektedir). Buna, karpal (bilek) tünel sendromu bir örnek olarak gösterilebilir. Semptomları, bilekteki sinirlerin büzülmelerinin bir sonucu olarak yanma, sızlama, acı ve elde halsizlik şekli ile ifade edilir. Sağlıklı Olmak ve Hasta Olmak Ġfadelerinin Tanımları TeĢhis – hastalık ya da şikâyetin belirlenmesi. Kademeli TeĢhis – işaret ve semptomlarının karşılaştırılmalarıyla benzer semptomlu iki ya da daha fazla hastalık arasındaki farkların belirlenmeye çalışılmasıdır. Prognosis/Hastalığın sonucunun tahmin edilmesi – bir hastalık ya da düzensizliğin muhtemel sebep veya sonuçlarının önceden kestirilmesi. Akut – hızlı başlangıç, sert seyir ve kısa süreli hastalık ya da semptom.


93 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Kronik – Uzun süreli bir hastalık ya da semptom. Paroxysmal/Nöbetsel – periyodik olarak tekrarlanan semptomlar sebebiyle ani başlangıç. Remission/Hafifleme – başarılı bir tedavi gerçekleştirilmeksizin hastalık semptomlarının kısmen ya da tamamen ortadan kalkması. Cure/Tedavi – Sağlığın kazanılması durumu. Bazı hastalıklar tarif edilen koşullarına göre isimlendirilirler. Örneğin, kronik yorgunluk sendromu, tahlil edilmemiş sürekli ve etkileyici bir bitkinlik ifade eder. Bir bulgu, bahsi geçen kişi için yapı, hastalık, işlem ve prosedürler bütünüdür it. Örneğin, Parkinson hastalığı ismini bir İngiliz Doktor olan James Parkinson‘dan, 1755‘den sonra almıştır. Bir akronim (acronym), birleşik bir terimin ilk harfi ya da harflerinden oluşur. Örneğin ―LASER‖ akronimi ―radyasyonun uyarılmış emisyonu suretiyle ışık amplifikasyonu‖ (―light amplification by stimulated emission of radiation‖) kelimelerinden gelmektedir. Tedavi Tedavi, bir hastanın rahatsızlığına ait tıbbi, cerrahi ve psikiyatrik önlemlerdir. Tedavide dört genel terim mevcuttur.


94 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Aktif Tedavi iyileştirmeyi direkt olarak elde etmeye yöneliktir. Cerrahi bir ameliyatla hasta apandisitin alınması örneğindeki gibi. Sistematik Tedavi bir hastalığın yapısal belirti ve semptomlarının direkt olarak kontrolü yönündedir. Hastaya antipiretik olarak bir ateş düşürücü verilmesi örneğin bir sistematik tedavidir. Palliative/Hafifletici Tedavi bir rahatsızlığa bağlı semptomların hafifletilmesi yönündedir. Kalamin losyonu, zehirli sarmaşık için bir tedavi olmamakla birlikte, beraber kullanıldığında ise kaşıntı ve yanmaya faydalı olmaktadır. Prophylactic/Önleyici Tedavi bir koşulun önlenmesine odaklıdır. Ağız yoluyla alınan bir doğum kontrol hapı gebeliği önleyeceği üzere bir önleyici tedavi olarak değerlendirilebilir. Niteleyiciler Niteleyiciler, bir terimin daha belirli bir anlam ifade etmesi suretiyle sıfat ve zarflardan müteşekkildir. Yerel ve genel olarak iki çok kullanılan niteleyici mevcuttur. • Yerel kapsamda, yalnızca vücudun küçük bir bölgesi ya da tümü için konudur. Örneğin lidocaine, yerel anestezi için bir ilaçtır. • Genel kapsamda tüm vücut için konudur. Güldürücü gaz genel anestezi içindir.


95 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir • Genel kapsamdaki gibi sistematik, tüm vücut sistemler ile alakalıdır. Oral ilaçlar genellikle, transdermal (deri) ve otik (kulak) müdahalelerinin yalnızca yerel sonuçlar verebileceği üzere sistematik etkiye sahip olmaktadırlar. Genel Olarak Kullanılan Birleştirme Formları Aşağıdaki listede bazı genel birleşik form sözcükler bulunmaktadır. Bunlardan ileriki sayfalarda yine bahsedilecektir.


96 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Bileşik Form Anlamı Abdomin/o

karın

Anter/o

ön

Bronch/o dâhil)

bronşçuklar (ciğerler nefes borusu

Cervic/o

gövde ya da rahim boynu

Coccyg/o

koksisks/ kuyruksokumu

Crani/o

kafatası

Epithili/o

deri

Esophag/o

yemek borusu

Hepat/o

karaciğer

Lapar/o

karın

Laryng/o

gırtlak (voice box)

Later/o

yanal

Lumb/o

bel

Lymph/o

lenf

Mediastin/o

madiastin (ciğerler arası)


97 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Pelv/o

leğen kemiğine ait

Peritone/o

karın zarı

Pharyng/o

yutak (throat)

Pleur/o

akciğer zarı

Poster/o

geri, arka

Sacr/o

sacrum/ kuyruksokumu kemiği

Spin/o

omurga

Thorac/o

göğüs kafesi

Trache/o

trake (windpipe/nefes borusu)

Vertebr/o

omur

kullanılan Terim

(ilgili çalışma)

-LOGYCardiology

-kalp-

Dermatology

-deri-

Endocrinology

-endokrin bezleri-


98 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Gastroenterology

-mide ve kalın bağırsaklar-

Gynecology

-kadın ve kadın hastalıkları-

Hematology

-kan-

Neurology

-sinir, beyin ve omurlar-

Oncology

-tümör- (kanser/habis)-

Ophthalmology

-göz-

Pathology

-hastalık-

Psychology

-akıl ve ruhsal-

Rheumatology

-eklemler-

Temel Kelime Kökleri, Önekler ve Son ekler Kelime kökü, önek ve soneklerin anlamları, nerede kullanıldıkları. Bunların anlamları ve nerelerde değişikliğe uğradıkları. Bileşenlerinden medikal terimlerin teşkili.


99 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Kelimelerin Analizleri Medikal kelimeler genellikle parçalı bulmaca gibidirler. Kelimeyi iki parçaya bölebilir ve her iki parçanın anlamını birleştirerek yeni bir kelime ortaya koyabilirsiniz. Bir kelimenin üç çeşit parçası bulunmaktadır: 

Kök Kelimeler (kombine formlar) terimin anlamını içerir. Genellikle dâhil edildiği vücut parçasına iĢaret eder. Son ek tipik olarak rahatsızlık, hastalık, koşul ve prosedürlere işaret eder. Bir son ek genellikle kelimenin ardında gelir. Önek genelde sayı, zaman, yer ve durum gösterir. Bir önek genellikle kelimenin başında gelir.

Örnekler: Electr/o/cardi/o/gram – Elektr/o/kardiyogram (Önek-elektrik)

(Kök-kalp)

(Son ek-kayıt)

(Kalbin elektrik aktivitesine ait kayıt). "O" sesli harfi kelimeleri bölmemize yarar. Son ekin sesli ile başladığı durumlarda bu hususa dikkat edilmelidir. Örnek: Cardi/o/megaly


100 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Kök-kalp

Son ek-genişleme

Anormal kalp genişlemesi anlamına gelir İki ya da daha fazla kelime kökü bileşimi de kullanılır. Örnek: Sonek zaten sesli harfle başlıyorsa hiçbir sesli harf kullanılmaz Bileşik ses

/

Gastr/o/enter/itis (kök - karın) (kök - bağırsaklar) (son ek - enfeksiyon) Karın ve bağırsak enfeksiyonu anlamına gelir. Sonekler Birçok kök kelime bulunmasına rağmen çok az sayıda önek ve sonek mevcuttur. Bir sonekin kelimeye eklendiğinde anlamı bütünlediği hususuna dikkate dilmelidir. "… ya ait" anlamına gelen sonek. 

Bazı sonekler bir isim olan bir kelimenin kökünü değiştirerek terimi tamamlarlar (sıfat).


101 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Örneğin, gastric mide ile ilgili anlamına gelmektedir (gastr mide anlamına gelirken ic ise ile anlamına gelmektedir). "ile -ac -al -ar -ary -eal -ical

ilgili"

sonek -ic -ine -ior -ory -ous

-tic

İsim Sonu Olarak Sonek 

Bazı sonekler bir isim olan bir kelimenin kökünü isim, yer ve ilgili husus şekli ile değiştirerek terimi tamamlarlar (noun). Örneğin, cranium (kranium) beyin yerleşimi üzere kafatasının bir parçasıdır (ve dolayısıyla crani kelimesi kafatası anlamına gelirken um kelimesi de terimi tamamlar). İsim sonekler -a -um -e -us -y

"Anormal Koşulu” Soneki  

Sonek aynı zamanda, ―hastalığa maruz kalmış ve anormal koşullardaki‖ anlamına da gelebilir. Örneğin, -ism eki hastalık ya da anormal koşul anlamını katar. Hypothyroidism, troidin


102 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

normalin altında aktivite göstermesi demektir (hypo altında anlamına gelir, thyro troid anlamına gelir ve ism kelimesi de anormal koşul anlamına gelir). "Anormal Koşul ya da Hastalık" soneki -ago -ion -esis -ism -iasis -osis -ia

Patoloji ile ilgili sonekler Bu sonekler belirli hastalık koşullarına işaret eder. -algia ağrı ve maruz kalınma anlamı katar. Cephalgia baş ağrısı anlamına gelir (ceph baş anlamında ve algia kelimesi de ağrı anlamındadır). -dynia ağrı anlamına gelir. Coccydynia kuyruksokumu kemiğindeki ağrı anlamına gelir(coccy(g) kuyruksokumu kemiği [tailbone] anlamına gelirken dynia kelimesi de ağrı anlamına gelmektedir). -itis enfeksiyon kapma anlamına gelir. Pancreatitis pankreas enfeksiyonu anlamına gelir (pancreat/o pankreas ve itis enfeksiyon anlamlarına gelir). -malacia anormal yumuşama anlamına gelir. Chondromalacia kıkırdağın anormal şekilde yumuşaması anlamına gelir (chondr/o kıkırdak anlamına gelirken malacia kelimesi de anormal yumuşuma anlamına gelir).


103 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir -megaly büyüme anlamına gelir. Cardiomegaly anormal kalp büyümesi anlamına gelmektedir (cardi/o kalp anlamına gelirken megaly kelimesi de büyüme anlamına gelir). -necrosis doku ölümü anlamına gelir. Osteonecrosis kelimesi kemik ölümü anlamına gelir (oste/o kemik anlamına gelirken necrosis ölmesi anlamına gelmektedir). -orrhagia açılma, kanama anlamına gelmektedir. Menorrhagia aşırı ya da ağır adet kanamaları anlamına gelmektedir (süreçleri). -orrhea akma, deşarj anlamlarına gelmektedir. Dysmenorrhea kötü (dys) ya da ağrılı adet kanaması/akıntı (men/o) anlamına gelmektedir. -sclerosis anormal sert anlamına gelmektedir. Arteriosclerosis arteriyal damarlarının aşırı sert olması anlamına gelmektedir (arterio kelimesi atardamar anlamına gelirken sclerosis anormal sertleşme anlamına gelmektedir). -stenosis anormal darlaşma anlamına gelmektedir. Arteriostenosis atardamarlardaki darlaşma anlamına gelmektedir (arterio kelimesi atardamar anlamına gelirken stenosis daralma anlamına gelmektedir).


104 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir algia dynia itis malacia megaly necrosis orrhagia orrhea sclerosis stenosis

ağrı ağrı enfeksiyon kapma anormal yumuşama büyüme doku ölümü açılma akma anormal sertleşme anormal darlaşma

Prosedürlerle ilgili sonekler Bu sonekler bir prosedür göstermektedir. -centesis aşırı sıvının çıkarılması için cerrahi bir müdahaleden bahseder. Peritoneocentesis, sıvının akıtılması için karınzarının delinmesi anlamına gelir (peritoneo karınzarı anlamına gelirken centesis kelimesi de sıvının akıtılması için delinme anlamına gelir). -ectomy cerrahi olarak çıkarma anlamına gelir. Hysterectomy uterus‘un yani rahmin cerrahi metotla çıkarılması anlamına gelir (hyster/o rahim anlamına gelirken ectomy kelimesi de cerrahi metotla çıkarma anlamına gelir). -graphy kayıt anlamına gelmektedir. Arteriography atardamar resimlerinin kaydedilmesi tekniğidir (arterio atardamar anlamına gelirken graphy kelimesi de kaydı ifade eder).


105 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir -gram kayıt ya da resim anlamına gelmektedir. Electrocardiogram (EKG) kalbin elektriksel iletkenliğine ait kayıtlar ve dokümantasyonlar anlamına gelmektedir. (electro elektrik, cardio kalp ve gram kayıt anlamlarına gelir). -lysis gevşek, serbest ve tahrip olmuş anlamlarına gelir. Hemolysis kırmızı kan hücrelerinin tahribatı anlamına gelmekte olup doğal olarak yaşam süresinin sona ermesine sebebiyet verecek hemoglobin azlığı anlamına gelir. -orrhaphy onarma ve dikme anlamlarına gelir. herniorrhaphy kelimesi, fıtığın cerrahi metotla dikilmesi anlamına gelmektedir. -plasty cerrahi onarım anlamına gelmekte olup Abdominoplasty terimi de karnın cerrahi olarak dikilmesi anlamına gelir (abdomino karın anlamındadır ve plasty cerrahi metotla onarım anlamına gelir). -scopy görsel muayene anlamına gelmektedir. Bronchoscopy bronşların veya bronşçukların gözden geçirilmesi anlamına gelmektedir (broncho bronş anlamına gelirken scopy kelimesi de gözden geçirmek anlamındadır). -stomy bir açıklık meydana getirme işlemidir. colostomy colon‘da yani kalın bağırsağın kolon bölümünde cerrahi olarak bir açıklık meydana getirme işlemidir (colo kelimesi colon/kolon anlamına gelirken stomy kelimesi de açmak anlamına gelmektedir).


106 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

centesis ectomy graphy gram lysis orrhaphy plasty scopy stomy

aşırı sıvının çıkarılması için cerrahi bir müdahale cerrahi olarak çıkarma kayıt kayıt ya da resim gevşek, serbest ve tahrip olmuş onarma ve dikme cerrahi onarım görsel muayene bir açıklık meydana getirme


107 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Önekler Bir önek kelimenin anlamını değiştirmek üzere kelimenin önünde bulunur. Önekler genellikle zaman, sayı ve yer belirtiler. Örnekler:   

Prenatal (pre-NAY-tal) doğum öncesi zamanı kapsar Perinatal (pehr-ih-NAY-tal) doğrum zamanını belirtir Postnatal (pohst-NAY-tal) doğum sonrası zamanı kapsar

Çelişkili Önekler Sub - az, altında, aşağısında Submandibular –çene altı Supra - aşırı, üst Supraclavicular –köprücük kemiği üstü Inter-arasında Intra-içinde Intramuscular –kas içi Hyper-üst, aşırı, fazla


108 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Hypertension – normalüstü tansiyon Hypo- alt, az, aşağı Hypotension –normalaltı tansiyon Dys-kötü, ağrılı, zor Eu-iyi, normal, kolay Euthyroid – troidin normal fonksiyonda oluşu Ab-uzak Abduction vücut ekseninden uzak hareket Ad-ileri yönde Adduction – herhangi bir uzvun normal vücuttan dışarıda olması


109 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Sayılarla İlgili Önekler Önek Uni-,mono

Anlamı bir, tek

primi-

ilk

Bi-,di-

iki

TriQuadr/i-,tetra-

üç dört

hemi-,semi-

yarım

Multi-

çok

Poly

fazla

Olig/o

az

Pan-

hepsi


110 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Sembolize Renkler İle İlgili Önekler Önek

Anlamı

Alb/o-

beyaz

Chlor/o-

yeşil

Cyan/o

mavi

Erythr/o

kırmızı

Leuk/o

beyaz

Melan/o

siyah

Purpur-

mor

Rube-

kırmızı

Xanth/o

sarı


111 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Çok Kullanılan Önekler Önek

Anlamı

a-, an-

…sız

ante-

önce

anti-, contra-

karşı

aut-

kendi kendine

de-

… sız

dia-, per-, trans-

tamamıyla

endo-

dâhilinde

ec-, ecto-

dışında

exo-

dışında

hetero-

diğer, farklı

homo-

aynı, değişmemiş

mes/o-

orta

macro-.mega-

anormal büyük

micro-

küçük


112 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir neo-

yeni

normo-

normal

peri-

çevresinde

pre-, pro

önce

poikilo-

düzensiz

post-

sonra

pseudo-

yanlış

re-

geri, tekrar

retro-

arkasında

sub-

alt, aşağı

syn-, sym-

birlikte

tel/e, tel/o

son

trans-

ile

dextr/o

sağ

sinister/o

sol


113 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

İnsan Vücuduna Ait Yönler Anatomi ve fizyolojinin tanımı. Anatomik pozisyonlar ve vücut yönlerinin teşhisi. Karın boşluğu ve karın zarı ile ilgili terimlerin teşhisi. Vücut düzenleri hakkında bilgi. Karın, göğüs kafesi ve karın zarı bölgelerinin teşhisi. Tanımlayıcı yönlerle ilgili terimlere dayalı vücut yönleri bilgisi. Anatomi ve Fizyolojinin Tanımı Anatomi vücut yapısı bilimidir. Fizyoloji vücut fonksiyonlarını inceleyen bilimdir.


114 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Anatomik Pozisyonlar Referans teşkil etmek üzere standart doğal pozisyon vücudun çeşitli parçalarının durum ve hareketlerine işaret eder. -Vücut diktir -Yüz ileri bakar -Kollar kenardadır -Eller ve avuç içi ön tarafa bakar


115 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Vücut Yönünü Tespit Etmek Üzere Kullanılan Terimler 

Dorsal: bir canlı vücudunun sırt tarafı.

Ventral: karın tarafı.

Anterior: ön tarafı.

Posterior: arka tarafı.

Mediyan çizgi: vücudun burun ucundan ve kuyruk kısmından geçen eksen.

Lateral: yan tarafı.

Bazal: bir organın vücuda bağlandığı kısım.

Distal: uç kısmı.

Apikal: yüzeye bakan uç kısmı.

Apeks: tepe kısmı.

Proksimal: kaideye yakın kısmı.


116 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir 

Diskoidal: ortadaki alan.

Vertikal: düşey doğrultu ve düzlemler.

Horizontal: yatay düzlem ve doğrultular.

Kaudal: yan kısımlara, özellikle kuyruk tarafına ait olan kısımlar.

Vücut boşlukları Vücut boşluğu, organları kapsayan bir boşluktur. Beş vücut boşluğu mevcuttur. Belkemiği boşluğu omurga ile çevrelenmiş boşluktur. Omurilik kolon içine yerleştirilmiştir. Omuriliğe giden ve buradan çıkan sinirler buradan vücut parçalarına ve vücut parçalarından buraya mesaj taşırlar. Kranium/Kafatası boşluğu kafa içine yerleşik olup kafatası ile çevrelenmiştir. Beyin bu boşlukta birincil organ olup, buraya yerleşmiş hipofiz bezleri gibi diğer organlar da mevcuttur. Göğüs kafesi (thoraco - chest). Kaburga ve göğüs kemiği ile çevrelenmiştir. Ciğerler, kalp ve nefes borusu göğüs kafesindedir.


117 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Karın boşluğu diyafram ile ayrılmış göğüs boşluğunu kısmıdır. Mide, karaciğer, safra kesesi ve bağırsaklar bu bölgededir. Alt karın boşluğu karın boşluğunun alt kısmındadır. Alt karın/leğen kemiği ile çevrelenmiştir. İdrar torbası, ureter/idrar yolu, rektum, anüs ve uterus/rahim buradadır. Vücut Yönü Düz bir yüzey olarak düşünüldüğünde organlar, analiz edildikleri vücut planına uygun olarak ilişki içerisinde görülürler. Ön plan-Vücudu ya da organı ön ya da arka veya ileri ya da geri olarak böler. Birçok rutin röntgen işlemleri frontal/ön planda gerçekleştirilir. Sajital (yanal) plan-Vücudu sağ ve sol olarak ikiye böler. Yanal bir röntgen işlemi vücudu yanal planda ikiye ayırır. Enine plan-vücudu üst ve alt parçalara ayırır. CT enine bir görüntü elde eder. Karnın Bölümleri Organın nerede olduğu ya da ağrısının nerede olduğunu tespit etmek üzere daha kolay işlem yapmak için karın boşluğu dört eşit bölüme ayrılır. 

Sağ üst çeyrek (RUQ)


118 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir   

Sol üst çeyrek (LUQ) Sağ alt çeyrek (RLQ) Sol alt çeyrek (LLQ)

Karın ve Göğüs Bölgeleri Karın ve göğsün alt bölgeleri dokuz daha küçük ve belirli bölgeye ayrılabilir.      

Sağ ve sol hipokondriye bölgeleri-bu bölüm kaburga altıdır. Epigastrik bölge- bu bölüm hipokondriye bölgesinin sol ve sağı ya da karnın üstüdür. Göbek Bölgesi/Umbilical Bölge-göbek ve göbek deliği ile ilgilidir. Bu bölge, karnın ortasıdır. Bel bölgesi ya da yan bölgeler-göbeğin her iki tarafıdır. Hypogastric, çatı kemiği ya da kasık bölgelerimidenin altıdır. Sağ ve sol kalça bölgeleri-kalça kemiklerini kuşatan alandır.

Peritoneum/Periton/Karın Zarı   

Peritoneum –karın boşluğundaki organları koruyan ve destekleyen zardır. Parietal peritoneum/Paryetal periton/Organ Çeperi –Karın boşluğunu kapsayan dış çeperdir Visceral peritoneum/Viceral periton –karın zarı organlarını kapsayan iç çeperdir.


119 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir    

Mesentery/Mezenter – Bağırsakları karın boşluğunda askıda tutar. Retroperitoneal –karınzarı arkası. Peritonitis –karınzarı iltihabı. Ascites/Asit/Siskalik –karınzarı boşluğundaki anormal su toplanması.

Sağlıklı Bir Vücut ve Hastalıklar    

Sitoloji, histoloji ve patoloji. Hücreler, dokular ve bezelerin yapı, fonksiyon, prosedürleri ve patolojisi ile ilgili terimler. Doku formasyonu ile ilgili hastalık ve patoloji tipleri ve hastalığın bulaşması tiplerinin teşhisi. Farklı tıp uzmanlarının tanımları.

Cytology/Sitoloji Vücudun temel taşları olan hücreler, birlikte doku ve organları oluştururlar. 

  

Sitoloji orijinleri, formasyonları, yapıları, fonksiyonları, etkinlikleri ve patolojileri dâhil hücreleri inceler. Sitolojist, hücreleri inceleyen bilim adamıdır. Zar bir yüzeyi, bir boşluğu ya da ayrılmış yüzeyler için ince bir doku tabakasıdır. Hücre zarı hücreleri çevreleyerek korur. Sitoplâzma hücre zarı içinde bulunmak üzere nükleusa dâhil değildir (cyto hücre anlamına gelirken plazma hücre şekillendirme materyali anlamına gelmektedir).


120 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir 

Nükleus hücrenin kontrol merkezidir. Hücre etkinliklerini kontrol ederken bölünmesine yardımcı olur.

Histoloji Histology, hücrelerin ve dokuların mikroskobik teşhisi, organ dokularının muhteviyat ve yapılarını inceleyen bilim dalıdır. Dört ana tip doku bulunmaktadır. Bunlar epitelyum dokular, bağlantı dokuları, kaslar ve sinirlerdir. Epitelyum Dokular Tüm dâhili ve harici yüzeyler. organları ve vücut dokularını kaplayan veya kılıf yapan ince hücre tabakası. Yerine göre farklı özelliklerde olabilirler; örneğin ağız mukozasını dışta epitel içte de bağdokusu katı meydana getirir ve buradaki epitel, çok katlı yassı epitel özelliği 

Epitelyum, deri epidermisini ve mukos zar tabaka yüzeyini meydana getiren özel epitelyum dokudur. Endotel, lenf ve kan damarları, vücut boşlukları, bezeler ve organları kapsayan epitelyum dokulardır. Bezeler, epitelyum dokuları üreten salgılardır.

Bağlantı Dokuları


121 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Bağlantı dokuları desteklerinin yanı sıra organları diğer vücut sistemlerine bağlarlar.  

 

Kemikler ve kıkırdaklar, yoğun bağlantı dokularıdır. Yağ doku izolasyon sağlarken, doku malzemesidir ve beslenme deposu olarak faaliyet görür (adi yağ anlamına gelirken, pose ile ilgili anlamına gelmektedir – adipose-). Sinir hücreleri ve kan damarları gevşek bağlantı dokularıyla desteklenerek çevrelenmiştir. Kan ve lenf, sıvı bağlantı dokularıdır.

Kas Dokuları Kas dokusu, kasılma ve gevşeme kabiliyetine sahip dokulardır. Sinir dokuları Sinir dokusu, elektrik sinyallerine hassa ve bunları iletecek özellikte hücreleri içerir. Patoloji   

Hastalıklar ile meydana gelen vücut değişikliklerini inceler. Patolojist hastalıklar ile meydana gelen vücut değişikliklerini inceleyen bilim adamıdır. Etiyoloji hastalık sebeplerini inceler.

Hastalık tipleri


122 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir 

  

 

Bulaşıcı hastalık bulaşıcı bir organizma tarafında meydana getirilen hastalıktır. Direkt ya da dolaylı temasla bir insandan diğer bir insana ya da bir hayvandan bir insana geçen hastalıktır. İdiopatik (başlıbaşına) rahatsızlık sebebi bilinmeyen bir hastalıktır. Organik bir hastalık hastanın semptomlarını oluşturan fiziksel patalojik değişiklikleri içerir. Fonksiyonel bir rahatsızlıkta hastanın semptomları açısından fiziksel bir değişiklik söz konusu değildir. Sekonder rahatsızlık durumu rahatsızlığın tıbbi muayenesine aksi cevaptır/tesirdir. Girişte görülmeyen fakat giriş sonrası 72 saat dâhilinde meydana gelen ve hastanede maruz kalınan enfeksiyona nosokomial enfeksiyon adı verilir.

Doku formasyonun patolojisi     

Aplazi bir doku ya da organın gelişmemesi. Hipoplazi bir doku ya da organdaki gelişmenin tamamlanmaması. Aplaziden daha ağırdır. Hiperplazi Dokudaki hücre sayısındaki anormal yükseliş. Diplazi Anormal hücre gelişmesi ya da büyümesi. Anaplazi habis tümöre ait diğer karakteristiklerin her birisine dair hücre yapısındaki değişiklik.

Hastalık geçişi


123 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir 

 

Communicable/Contagious/Bulaşıcı Hastalık – bir insandan diğerine bir enfeksiyonun direkt ya da dolaylı olarak geçişidir. Bulaştırma – bulaşıcı bir hastalığın muhtemelen mevcudiyeti. Zararlı faktörlerden etkilenme yoluyla potansiyel güvensiz koşul. Bloodborne / Kan yoluyla geçiş – hastalığın kan yoluyla bulaşması. Sexually transmitted disease / Cinsi Münasebetle Geçiş (STD) ve venereal disease/zührevi hastalıklar – genellikle cinsi münasebet ve jenital temasla geçen bulaşıcı hastalıktır. Havayla Geçen Hastalık – soğuk algınlığı ve grip gibi solunan hava damlacıklarıyla maruz kalınan hastalıktır. Yiyecek ve Su Yoluyla Geçen Hastalık ya da Dışkı / Oral Yolla Geçen Hastalık – Uygun şekilde hazırlanmamış ya da toksinleri giderilmemiş yiyecek ve içeceklerden geçer.

Hastalığın Ortaya Çıkışı    

Endemic /Sık görülen – belirli bir toplumda ya da alanda bir hastalığın süregelmesi. Epidemic /Salgın - belirli bir toplumda ya da alanda bir hastalığın yaygın şekilde görülmesi. Pandemic – Hastalığın geniş bir coğrafik alanda görülmesi. Epidemiyoloji Uzmanı – İlgili toplum ya da alanda bir hastalığın görülmesi ile ilgili çalışmalar yapar.


124 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Tıbbi Uzmanlık Alanları Tıbbi Uzmanlar ve Uzmanlık alanları aşağıdadır: Uzmanlık Alanı

Uzman Allergist /Alerji Hassaslıklar

Uzmanı

Anesthesiologist/Anestezi Uzmanı

Aşırı

Anestezi

Cardiologist/Kardiyolog Cardiovascular/Kardiyovasküler Colorectal operasyon

Kalp Kalp Kolon cerrahisi

Dermatolojist Deri Acil durum Hekimliği Akut rahatsızlık ve kazalar Endokrinolojist Endokrin bezleri Aile hekimliği Aile Gastroenterolojist Mide ve bağırsaklar Geriatrisyan Yaşlanma Jinekolog Kadın Üreme Sistemi Hematolojist Kan Enfeksiyon uzmanı Mikroorganizmalar Dâhiliye Dâhili hastalıklar, bunların fizyolojisi ve patolojisi Nephrolojist Böbrekler Nerolojist Sinirler Neurosurgeon Beyin, omurilik ve sinirler Obstetrician Doğum


125 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Onkolojist Tümör, habis Ophthalmologist Göz Ortopedist Kemik, eklem ve kaslar Otolaryngologist Kulak, burun, boğaz Patolojist Hücre analizi ile hastalık teşhisi Pediatrician Çocuk hastalıkları Fizik tedavi Hastalık sonrası iyileşme süreci Psikiyatrist Ruhsal hastalıklar Pulmonologist Akciğerler Radyolog Röntgen Onkolojist Radyasyon ile muayene Rematoloji Kas ve eklem bozuklukları Göğüs Mütehassısı Üriner Sistem


126 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Dolaşım Sistemi    

Temel organ kombinasyonunun teşhisi ile temel organ yapılarının belirtilmesi. Her bir vücut sistemine ait genel patolojik koşulların tespiti. Her bir sisteme ait temel teşhis testleri. Her bir sistem için kullanılan muayene tarzlarının tanımları.

Dolaşım Sistemi Bileşik Form

Anlam

Angi/o

vessel

damar

Aort/o

aorta

aort

Arteri/o

artery

atardamar

Arteriol/o

arteriole

arteriol

Cardi/o

heart

kalp

Coron/o

heart

kalp

Phleb/o

vein

damar

Ven/o

vein

damar

Venul/o

venule

toplardamar


127 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Patoloji Angina pectoris (Göğüs anjini): Göğüs ağrısına sebebiyet verecek şekilde kalbe kan akışının azalması. Aneurysm (Anevrizma): Atardamar duvarındaki zayıflığa bağlı olarak bir atardamarın kısmi olarak genişlemesi. Arrhythmia : Düzensiz kalp atışı. Atherosclerosis (Ateroskleroz): Atardamarın sertleşmesine sebebiyet verebilecek kolesterol benzeri plaka. Cardiac arrest (Kalp krizi): Kalp fonksiyonlarının tamamen durması. Congestive heart failure (Kan birikmesiyle kalp yetmezliği): Hacim yükü, oda genleşmesi ve akciğer ödemine sebebiyet verecek şekilde kanın dışarı atılması için anat/kalp karıncığı yetersizliğine bağlı olarak kalp fonksiyonlarının zayıflaması. Defibrillation (Defibrilasyon): Daha yavaş ya da düzenli bir kalp atışı meydana getirmek için elektrik şoku kullanımı. Embolus (Kan pıhtısı): Kan pıhtısı, hava kabarcığı ya da kolesterol plakası gibi kan dolaşımını engelleyen maddeler.


128 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Embolism (Amboli/Damar tıkanıklığı): Kan pıhtısı sebebiyle bir damarın aniden tıkanması. Fibrillation (Fibrilasyon/Liflenme): Aşırı hızlı ya da düzensiz kalp atışı. Hypertension (Hipertansiyon): Yüksek kan basıncı. Myocardial infarction (Miyokard enfarküsü): Kalp Krizi. Tıkana damar, bir ölü doku bölgesidir. Shock (Şok): Derideki solgunluk, yavaş ya da hızlı kap atışı ve derin olamayan solumaya sebebiyet verecek şekilde kalbe kanın yetersiz şekilde dönmesi üzere zayıf oksijen desteği. lipit levels (Lipit düzeyler): Kandaki kolesterol ve trigliserit düzeyleri. Serum enzymes (Serum enzimleri): Kalp krizi benzeri bir organın yetersizliğini izleyen ya da temsil eden kan akışı ile ilgili enzimlerin ölçümü. Thrombus (Damar tıkayan pıhtı): Dolaşan kanın pıhtılaşması. Coronary thrombosis (Koroner pıhtılaşması): Koroner/Tromboz damarlarının tıkanıklığına sebebiyet verecek şekilde damar tıkanıklığına bağlı olarak kalp krizi.


129 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Teşhis Angiography (Anjiyografi): Kan dokusuna tezat enjeksiyon, röntgen fotoğrafları kan damarlarındaki durumu teşhis etmek üzere kaydedilir. Cardiac catheterization (Kalp kateterizasyonu): Bir kateter, basınç ölçümü ve kan akış örnekleri için bir damar veya atardamara verilir. Doppler ultrasound (Dopler/Çoğaltıcı Ültrason): Damardaki kan akışını ölçmek üzere ses dalgalarının kullanılması tekniği. Echocardiography (Ekotrokardiyografi): Ses dalgaları ile kalp kayıtlarının çıkarılması Electrocardiography (Elektrokardiyografi) ECG): Kalp elektrik iletkenliği kayıtları.

(EKG,

Stress test (Gerilim testi): Kalbin fiziksel çabaya karşı verdiği kan basıncı ve kalp atış oran ölçümleri tepkisi AN EKG. Tedavi Cardioversion (Kalp ritmi için elektrik şoku): Kardiyak aritmisini durdurmak üzere göğüsten kısa sarsıntılı elektrik geçirilmesi. Bu işlemi diğer ismi de defibrilasyondur.


130 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Coronary Artery Bypass grafit (CABG) (Koroner atardamar bypass nakli): Hastanın göğüs ya da bacaklarından alınan damarlarla muamele etmek üzere tıkanıklık çevresinde bypass meydana getirmek için kalbe bağlantı oluşturmak. Endarterectomy (Endarterekotomi): Bir atardamarın iç katından cerrahi yolla yağ ya da pıhtının kaldırılması. Percutaneous transluminal coronary angioplasty (PTCA) (Perkütan Transluminal Kalp Anjiyoplasti): Balon uçlu bir kateter/sonda yağı azaltmak ve atardamarı açmak üzere bir kalp atardamarına daldırılır. Stent adı verilen genleşebilen oluklu tüpler benzer tıkanıklığın tekerrürünü meydana getirerek daha geniş bir açıklık oluşturur.


131 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Sindirim Sistemi    

Temel organların belirlenmesi. Vücut sistemindeki genel patolojik koşulların tespiti. Her bir sisteme ait temel teşhis testleri. Vücut sistemi için kullanılan genel tedavi yöntemleri.

Sindirim Sistemi Bileşik Form

Anlam

Cholecyst/o

gallbladder

safra kesesi

Col/o

colon

kolon

Colon/o

colon

kolon

Duoden/o

düodenum

onikiparmak bağırsağı

Esophag/o

esophagus

yemek borusu

Gastr/o

stomach

mide

Hepat/o

liver

karaciğer

Ili/o

ileum

ince bağırsağın alt kısmı

Jejun/o

jejunum

ince bağırsağın üst kısmı

Or/o

mouth

ağız


132 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Pancreat/o

pancreas

pankreas

Pharyng/o

pharynx

yutak

Proct/o

anus/rectum

anüs/rektum

Stomat/o

mouth

ağız

Patoloji Cholelithiasis/Kolelityazis: Gallstones/Safrakesesi taşı. Cirrhosis/Siroz: Karaciğer kronik rahatsızlığı meydana getiren, karaciğer hücrelerindeki dejenerezasyon. Colonic polyposis (coloc polyp)/Kolonik polipozis: Mukoza zarından dışarı çıkma pozisyonu. Diverticulosis/divertikülozis: Bağırsak duvarında küçük torbacıklar (diverticula). Gastroesophageal reflux disease (GERD)/Reflü: Mide içeriğinin yemek borusuna geçmesi. Hepatitis/karaciğer kapması.

iltihabı:

Karaciğerin

iltihap

Inflammatory bowel disease: İnce bağırsağın uç alt kısmının iltihaplanması (Crohn's Disease / Granülamatöz Hastalığı-) kalın bağırsak ya da rektumun iltihaplanması (Ulcerative Colitis).


133 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Jaundice: Derinin sarı/portakal rengine dönmesi. Teşhis Abdominal computed tomography (CT)/Bilgisayarlı tomografi: karın organlarını detaylandıracak kesitsel röntgen resimleri. Abdominal ultrasound/Ultrason: Karına ses dalgaları yollanmasıyla resimlerinin alınması. Barium tests/Baryum testi: Sıvı bir baryum karışımı röntgen ışınlarıyla, gasrtoinstantinal bölgenin hastalıklarının teşhisinde kullanılır. - barium enema /baryum lavmanı (lower/aşağı GI) kolonun röntgen fotoğrafları, anüs ve rektum içerisine baryum enjekte edilmesi sonrası çekilir. - barium swallow /baryum yutma (upper/yukarı GI) baryum yutulması sonrası yemek borusunun, midenin ve ince bağırsağın röntgenlerinin çekilmesi. Gastrointestinal (mide ve bağırsakların) endoscopy/endoskopisi (vücut içi muayenesi): Endoskop kullanımıyla GI görüntüleme. Örneğin kolonoskopi ve gastroskopy dahil. Hemoccult test: Gizli (occult) kanla bir guiac kâğıt üzerinde kanser kolonu testini görüntülenmesi.


134 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Tedavi Colostomy/Kolostonmi : Vücudun dışında, kolonda yeni bir açıklık meydana getirilmesi. Ileostomy: ince bağırsağın alt kısmı için vücudun dışına bir açıklık oluşturulması. Laparoscopic surgery/laporoskopik ameliyat: Minimally invasive surgery/minimal yayılma ameliyatı olarak da bilinir, küçük bir yarık vasıtasıyla karına bir aletin (laporoskopun) dahil edilmesiyle doku ya da organların kaldırılmalarıdır. Bunlar laporospopik safra kesesi ameliyatı (gallbladder) ve laporoskopik apandisit ameliyatını içerir (appendix). Lenf Sistemi Anlamı

Kombinasyon Formu Lymph/o

lenf

Lymphaden/o lymph node (gland)

lenf lenf bezi (beze)

Lymphangi/o

lymph vessel

lenf damarı

Splen/o

spleen

dalak

Thym/o

thymus gland

timüs bezi


135 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Patoloji Acquired Immunodeficiency Syndrome (AIDS): Kişinin bağışıklık zafiyetine maruz kalması neticesinde (lenfosit-bir ―lökosit‖ akyuvar tipi) tahribine maruz kalması. Lymphoma (lenfoid dokudan oluşan habis tümör): lenf bezi ve lenf dokularına ait kötü huylu tümör. Örneğin Hodgkin Hastalığı. Mononucleosis (Öpüşme hastalığı) (Kanda tek nüveli lökosit fazlalığı): Kandaki lökosit (akyuvar) ve lenfosit fazlalığına bağlı olarak akut (şiddetli) bulaşıcı bir virüs ile hastalığın lenf bezlerini (bezelerini) büyütmesi. Teşhis Computed Tomography (Bilgisayarlı Tomografi) (CT): enine röntgen ışınlarının gönderilmesi suretiyle lenf bezleri, dalak ve timüsdeki (Ön mediyastende bulunan bir bez olup, püberteye kadar yaptığı hormonla kemiklerin ve jenital bezlerin gelişmesine ve sinir çalışmalarına tesir eder ve sonra küçülür) anormallikleri teşhis etmekte kullanılır. Lymphangiography (Lenf damarı radyografisi): Lenf sistemine, zıtlık teşkil eden bir enjeksiyonun dahil edilmesiyle lenf bezleri ve damarlarının röntgen resimlerinin alınması. Tedavi


136 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Chemotherapy (Kemoterapi): HIV gibi virüsleri ve kanser hücrelerini yok etmek üzere ilaç ile tedavi. Radiotherapy (radiation) (Radyoterapi/radyasyon): Vücut kötücül lezyonları/doku bozulmaları, yüksek dozlu radyasyon ile tedavi edilir. Musculoskeletal Sistem Musculoskeletal Sistem Anlamı

Kombine form Arthr/o

joint

eklem

Chondr/o

cartilage

kıkırdak

Cost/o

rib

kaburga

Crani/o

skull

kafatası

Ligament/o

ligament

bağdoku

My/o

muscle

kas

Myos/o

muscle

kas

Muscul/o

muscle

kas

Myel/o

bone marrow

kemik iliği


137 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Oste/o

bone

kemik

Pelv/o

pelvis, hipbone

Spondyl/o

vertebra

omur

Vertebr/o

vertebra

omur

Ten/o dokusu

tendon

fibröz

Tendin/o (fbr.bağdokusu)

tendon

kiriş

kalça kemiği

bağ

Patoloji Gouty arthritis (Gut Hastalığı): açısından kandaki aşırı ürik asit. Fracture (Kırılma): travmatik kaza.

Kemik

eklem

dokusunu

iltihabı

parçalayan

Muscular dystrophy (Kas distrofisi): ilerleyen zayıflık ve kas liflerinin dejenerazasyonuna sebebiyet veren irsi bir rahatsızlık. Osteoporosis (Osteoporos): kemik yoğunluğundaki azalmayla kemiğin incelmesi ve zayıflaması. Rheumatoid arthritis (Romatoid artrit): ağrı, şişme ve sertleşme ile kronik kemik enfeksiyonu. Özellikle el ve ayaktaki küçük eklemler etkilenir.


138 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Sprain (Burkulma): karakteristik ağrı ve şişme ile derinin renk değiştirmesi üzere eklem çevresindeki fibröz bağ dokusu (tendon), kas ve bağ dokularının (ligament) travmatik şekilde incinmesi. Strain (Gerilme, zorlanma): Aşırı fiziksel bir kuvvetten kaynaklanan genellikle kaslardaki zararlar. Teşhis Arthrocentesis: cerrahi delme yöntemiyle eklemlerdeki sıvının alınması. Arthrography: Eklemlerin röntgeninin çıkarılması. Arthroscopy: arthroskop (Bir eklem boşluğunun içini gözle muayene etmek için yararlanılan aygıt) vasıtasıyla eklemlerin muayenesi. Bone scan (Kemik tarama): radyoaktif bir özün enjekte edilmesi sonrası kemiklerin kavranmasında kullanılan özel bir aygıtla tarama. X-ray (Röntgen): Fotografik resimlerin üretilmesi için yüksek hızda elektronların kullanıldığı yapı bütünlüğü inceleme metodu. Tedavi Arthroplasty: Eklemlerin cerrahi onarımı.


139 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir External fixation (Harici sabitleme): İyileşme süresince kemiğin bulunduğu yere sabit bir şekilde uygulanacak yumuşak doku ve kemik yoluyla iğnelerin yerleştirilmesi çatlak tedavisi. Immobilization (Sabitleme): Sabitleme pozisyonunda kemiğin kaldırılması, dikilmesi ve bağlanması faaliyeti. Internal fixation /Open reduction (Dahili Sabitleme/Açık redüksiyon): İğne ya da plakaların direkt olarak kırılan parçalara yerleştirildiği kırk tedavisi Manipulation /Closed reduction (El ile Sabitleme/ Kapalı redüksiyon): Kırık ya da yerinden oynama hadisesinde kemiğin yerine getirilmesi girişimi. Traction (Çekme): Konumuna ya da normal hizasına getirmek için merkezden uzak bir girişimle uzva kuvvet uygulanması. Sinir Sistemi Anlamı

Kombine Form Cerebell/o

cerebellum

beyincik

Cerebr/o

cerebrum

beyin

Encephal/o

brain

beyin

Medull/o

medulla oblongata

soğan ilik


140 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Myel/o

spinal cord

omuirilik

Neur/o

nevre

sinir

Patoloji Alzheimer hastalığı: birbirine karıştırma, hafıza problemleri, zaman ve yer kavram kaybı, huzursuzluk, konuşma karışıklığı, halüsinasyonlar ve yapılması istenilen hareketlerin gerçekleştirilmemesi ile ilgili erken yaşlanma/bunama rahatsızlığı. Cerebrovascular accident (Selebvasküler Olay) (CVA): Beyindeki kan damarlarının zarar görmesi sonucu beyin dokusuna giden kanın zayıflığı. Coma (Koma): derin bilinçsizlik durumu. Concussion (Beyin Sarsıntısı): aşsın ani bir hızla sarsılmasıyla beyne tesir eden sarsılma hadisesi. Tipik olarak beyin sarsıntısı her zaman olmamak kaydı ile bir bilinç kaybı ile alakalıdır. Epilepsy (Epilepsi): tekrarlanan felçler sebebiyle beyin düzensizliği. Hemiplegia paralysis (Kısmi felç): vücudun sağ ya da sol kısmını etkileyen felç. Meningitis (Menenjit): Beyin ve omurilik çevresindeki zarların enfeksiyon kapması (beyin omuriliği çevreleyen zarlar (meninges)).


141 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Multiple sclerosi (Çoklu sikleroz): Merkezi sinir sistemindeki sinir hücrelerinde bulunan miyelin katmanının sert dokulu plakasının yer değiştirmesi. Paraplegia paralysis (Belden aşağı felç): vücudun alt kısmının etkilendiği felç. Shingles (Zona hastalığı): çevresel sinirleri etkileyen ve etkilenmiş sinir köküne ait deri üzerinde kabarcık ve su toplama etkisi gösteren yaşamsal bir hastalık. Syncope (Sinkop): bayılma. Beyne kan gitmemesi sonucu ani ya da geçici bilinç kaybı. Teşhis Bilgisayarlı tomografi (CT tarama): omuriliğin çapraz röntgen kayıtları.

beyin

ve

Electroencephalography (Elektroenselografi) (EEG): beyin elektrik faaliyetlerinin kaydedilmesi. Lumbar puncture (lomber fonksiyon) (LP): analiz için selebrospinal sıvı örneklerinin verilmesi (CSF). CSF ölçümünün mevcudiyeti prosedürü olup resim kaydı için enjekte edilebilir (miyelografi). Magnetic resonance imaging (Manyetik resonans resimleme) (MRI): beyin ve omurilik kayıtları için adyofrekans ve manyetik dalgaların kullanılması.


142 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Myelography (Miyelografi): Karşıt enjektesiyle omuriliğin kayda alınması.

maddenin

Positron emission tomography (Pozitron emisyon tomografisi) (PET tarama): beyin fonksiyonu hakkında bilgi vermesi üzere beynin glikozu nasıl kullandığını gösteren radyoaktif materyalin kaydedilmesi ve ölçülmesi. Örtü Sistemi Fonksiyon Örtü Sistemi, bezeler, deri ve tırnaklardan müteşekkildir. Bu, bakteri ve diğer dışarıdan nüfuz edecek organizmaların vücuda girişini engelleyen koruyucu örtüdür. Deri aynı zamanda, su kaybına karşı vücut sıcaklığını korumak suretiyle D vitamini sentezine de yardımcı olurken zararlı ültraviyole etkisine karşı koruma sağlar. Anatomi Deri Epidermis: derinin dış tabakasıdır • keratin: proteinden müteşekkil bir katman olup serttir. Saç, deri ve tırnakların tümü kertinden müteşekkildir. • melanin: derinin pigmentasyonu yani doğal rengidir Dermis: derinin iç tabakasıdır (gerçek deri) • ter bezleri: ter salgılama üzere,derinin yüzeyindeki gözenekler ile terin deri yüzeyine çıkması yollarından oluşan yapıdır.


143 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

• yağ bezleri: dermis üzerinden geçen saç/tüy diplerinin içinde sebum (yağ) üreten bezlerdir. Aksesuar yapılar saç: keratinden müteşekkil olup, saç kökü folikül bezciklerinden oluşan sıkışmış hücrelerdir. tırnaklar: el ve ayak parmaklarının uçlarının üst kısmında bulunurlar. Tırnaklar epidermiste müteşekkildir. Anlam oluşturacak formlar cutane/o, derm/o, dermat/o skin = deri/cilt hidr/o sweat = ter kerat/o horny tissue, hard = sert onych/o, ungu/o nail = tırnak seb/o sebum, oil = yağ trich/o hair = saç İlgili örtü sistemi terimleri aut/o self = kendi kendine bi/o life = hayat coni/o dust = toz crypt/o hidden = gizli heter/o other = diğer myc/o fungus = mantar necr/o death (body structures) = ölüm pachy/o thick = kalın rhytid/o wrinkles = kırışık staphyl/o grapelike clusters = tutam strept/o twisted chain = halka xer/o dry = kuru


144 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Önekler epi- on, upon, over intra- within para- beside, beyond, around per- through sub- under, below

Sonekler -coccus berry-shaped -ectomy excision, surgical removal çıkarma işlemi -ia abnormal state, diseased -itis inflammation -malacia softening -opsy to view -phagia eating, swallowing -plasty surgical repair -rrhea flow, excessive discharge -tome instrument used to cut kullanılan gereç

= üzeri = dahili = yakınında = direkt = altında

= şeklinde = cerrahi

olarak

= rahatsızlık = enfeksiyon kapma = yumuşama = izleme = yutma = cerrahi onarım = aşırı ateş = kesmede


145 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bölüm 12 Hastalıklar ve Düzensizlikler

Genel Deri Koşulları Lesion - lezyon: derideki görülebilir herhangi bir değişiklik. Bu, her ne kadar sürekli lekeler, benler ve benekler vb. içerse de yara, bere, ülser ve tümörleri dahil eder.

contact dermatitis - iltihap: tahriş edici madde ya da alerji yapan bir madde ile temas suretiyle yerelleşen alerjik bir karşılıktır

dermatosis – dermatoz (dudak ve çevresi egzaması): bir herhangi bir iltihap ile alakalı olmaksızın bir deri lezyonu ya da lezyon grubunu belirten bir terimdir


146 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

eczema - egzama: kaşıntı, kızarıklık, pullanma, kabarıklık ve kavlama şeklindeki enfeksiyon olmayan iltihaplanma

erythema - kızarıklık: deride meydana gelen kızarıklık

pruritus – asabi sebeplerle meydana gelen kaşıntı: deride birçok şekildeki kaşıntı


147 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

psoriasis – sedef hastalığı: gümüşsü pullanma şeklinde derideki kronik bozukluk

purpura – purpura hastalığı/domuz vebası: berelenme görünüşlü deride kan kaybı durumu

rosacea - pembelik: kırmızılık, görünen pembe kan damarları ve sivilce/kabarcık şeklindeki deri üst kısmı rahatsızlığı


148 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

scleroderma – yaşlılarda derinin katılaşması: deri doku ya da diğer vücut organlarının bağlantılı dokularındaki kronik sertleşme hastalığı

urticaria - ürtiker: genellikle herhangi bir alerjiye bağlı, boyut ve şekli değişen izlerden müteşekkil deri kaşınma hastalığı

xeroderma – cilt kurluğu: kuru deri


149 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Bakteriye bağlı deri hastalıkları Carbuncle - çıban: çıban demetlerinden kaynaklanan stafilokok bakteri enfeksiyonu

Cellulitis - selüloit: enfeksiyon suretiyle meydana gelen, kızarıklık, şişme ve ateşe yol açan deri ve alt deri iltihabı

Furuncle: deri bezeceğinde bir ağrı sebebiyle saç folikülünün yani bezciğinin stafilokok şeklindeki enfeksiyonu


150 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Gangrene - kangren: bakteri istilası sonucu kan desteğinin azalmasıyla meydana gelen deri ölümü

İmpetigo – iltihaplı isilik: yüzeysel bir deri enfeksiyonu sebebiyle meydana gelen stafilokok

Fungal Skin Infections (Mantar Deri Enfeksiyonları) Candidiasis - kandidiaz: kandidalar (eşeyli çoğalan mantar türü) sebebiyle meydana gelen deri, ağız ya da vajina maya tipi mantar hastalığı


151 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

tinea: deri mantar enfeksiyonu

tinea capitis: kafa derisi mantar enfeksiyonu

• tinea pedis (athlete's foot): ayak mantar enfeksiyonu


152 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

• tinea cruris (jock itch): lenital bölge mantar enfeksiyonu

• tinea corporis (ringworm): vücut mantar enfeksiyonu

tinea versicolor (dermatomycosis): derideki açık kahverengi alanların beyazlaşmasına sebebiyet veren mantar enfeksiyonu


153 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

trichomycosis: saçtaki mantar

Parazitik Deri Enfeksiyonları İnfestation - istila: harici deride parazit ikamesi

Scabies - uyuz: uyuz böceği sebebiyle meydana gelen ve aşırı derecede kaşıntı yapan kabarcıklar. Dişileri, yumurtalarını dış deri tabakasına bırakmak suretiyle yuvalanırlar.


154 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Pediculosis - bitlenme: saç ve deride bit istilası

pediculosis capitis: kafada istila durumu

pediculosis corporis: vücutta istila durumu


155 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir •

pediculosis pubis: kasıkta istila durumu

Virüse Bağlı Deri Enfeksiyonları Herpes - uçuk: bir uçuk virüsüne bağlı enfeksiyon sebebiyle bir araya gelmiş küçük kabarcıkların iltihaplı deri hastalığı meydana getirmeleri

Kaposi sarcoma: lenf bezi ya da dahili organlara deri yoluyla geçen, el ya da ayaklardaki deri üzeri kahverengi veya morumsu kabarcıklar ile başlayan bir kanser durumu. Özelikle AIDS hastalarında görülür.


156 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

shingles: bir sinir kök dağılımını izleyen ağrılı, iltihaplı kabarcıklar. Aynı virüs, suçiçeğine de sebebiyet vermektedir.

Deride Meydana Gelen Lezyonlar Abrasion - aşınma: kazıma suretiyle meydana gelen mekanik yaralanma

Fissure - çatlak: derideki çatlak ya da yarığa benzer yaralanma


157 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Laceration - yırtılma: kesilme ya da yırtılma şekildeki yaralanma

puncture wound - delinme şeklindeki yaralanma: keskin madde ile deride delinme meydana gelmesi

Ulcer - ülser: deri kaybına ait ülserli bir alandaki balgam zarı ya da deri erozyonu veya açık yara

• decubitus ulcer (pressure ulcer, bedsore) – yatak yarası: alan sirkülâsyonuna engel olan uzatmalı basınçtan kaynaklanan ülserli alan


158 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Yüzey Lezyonları

Contusion – bere/çürük: ağrı, şişkinlik ve renk değişikliği (berelenme) şeklindeki deri kırılması olmaksızın yaralanma Crust - kabuklanma: kuru kan ya da hücre atığı birikimi ecchymosis: bir ―siyah ya da mavi‖ işaret suretiyle deriden kan sızıntısı macule: derideki renkli belirti koilonychia: karışık tırnaklar; demir noksanlığına bağlı olarak tırnakların karışık şekilde olmaları

onychia: tırnak kalıplarının iltihaplanması


159 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Onychomycosis - onikomikoz: tırnağın mantar sonucu iltihaplanması

onychophagia: tırnak yeme

Paronychia - paronişya: tırnak kalbindeki derinin katlanması ile akut ay da kronik bir enfeksiyon


160 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

subungal hematoma: genellikle travma suretiyle meydana gelen ve bir tırnak altındaki deride kan birikmesi

Yağ bezelerindeki düzensizlikler Acne - sivilce: yağ bezleri ve saç folikülleri ateşli hastalığı

hidradenitis: ter bezleri iltihabı


161 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

sebaceous cyst – ter bezleri çevresi iltihabı: sarı ve yağlı madde içeren yağ bezelerindeki kist

seborrhea – yağ bezleri çalışma düzensizliği: sebumun fazla çalışması deri hastalığı

seborrheic dermatitis –seboreik deri iltihabı: sebore sebebiyle meydana gelen deri üst tabaka enfeksiyonu


162 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

seborrheic keratosis – seboreik keratoz: iyi huylu, mumsu, ten rengi ya da siyah/ kahverengi deri tümörü

Deri Kanseri actinic keratosis – aknitik keratoz: nasırlı dokunun kansere dönüşebilecek anormal gelişiminin (skuamöz deri karsinomu) deri durumu,

basal cell carcinoma (BCC) – bazal hücre karsinomu: derinin aşırı maruz kalması neticesi epidermis genelinden meydana gelen bir epitelyum tümör. Genel olarak yerel olarak bulunurlar ve seldom yani kötü huylu metastazlarıdır.


163 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Epithelioma - epitelyoma: epidermisin iyi huylu/benign ya da kötü huylu/malignant tümörüdür. Deri ya da mukoz salgılarında oluşur.

malignant melanoma – kötücül habis tümör/ melanom: melanin şeklindeki duyarlı hücrelerden meydana gelen deri kanseridir. Asimetri, düzeniz yapı, karışık renkler ve geniş çap lezyon karakteristiklerini işaret eder. Bu kanser, ciğerler, karaciğer ve beyin metasızına/ kötü huylu tümör sebebiyet verebilir.


164 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir squamous cell carcinoma (SCC) – skuamöz hücre karsinoması: pulumsu epitelyum deriden oluşan ve gelişen kanser. Sert ve ağrısız bir yumru gibi görünür.

Tamamlayıcı Terimler adipose: yağ, yağlı albino: göz, saç ve derideki bir pigment yetersizliğine bağlı bir birey allergy: bir maddeye olan aşırı hassasiyet dermatologist: deri hastalıkları konusunda çalışan ve bu hastalıkları muayene eden hekim dermatology: deri bilimi diaphoresis: terleme edema - ödem: sıvı toplaması suretiyle derinin şişmesi emollient: yumuşatıcı ve dindirici merhem epidermal: deri üzeri


165 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir hypodermic: deri altı induration: anormal sert benekler intradermal: deri içi jaundice – sarılık/ikter: derinin sarı renkte oluşu keloid: sert deri tümörü necrosis: doku ölümü pallor: solgunluk percutaneous: deri yoluyla subcutaneous: deri altı ungal: tırnakla ilgili Cerrahi Terimler biopsy: mikroskop altında izlenmek üzere vücuttan canlı bir dokunun alınması cauterization - dağlama: yakma suretiyle hasta dokunun imha edilmesi chemical peel – kimyasal soyma: derinin dış tabakasının kimyasal yolla kaldırılması


166 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir cryosurgery: likit nitrojen gibi aşır derecede soğuk bir uygulama ile tümörler gibi anormal doku hücrelerinin şişlerin ve siğillerin imha edilmeleri dermatoplasty: derinin cerrahi olarak kaldırılması debridement: açık bir yaradan, kirli ya da ölü deri ve/veya yabancı maddenin kaldırılması dermabrasion: zımpara benzeri bir madde ya da bir fırça kullanılarak yapılan aşındırma liposuction: emme/vakum yardımı ile der altı yağlarının cerrahi olarak kaldırılması onychectomy: tırnağın alınması Moh's surgery: normal doku çevresini korumak suretiyle bir tümörün tam olarak kaldırılması cerrahi prosedürü. Moh's Surgery, aşırı güneş ışığına maruz kalınma sonucu tüm kanserli tümörlerin alınması işlemidir. Bu, normal dokularla mücadeleye de izin verir. Özellikle burun ve göz üzerindeki lezyonlar, tekrarlanan deri kanseri muamelesinde kullanılır. Geliştirilmesi suretiyle, adını 1936 yılında Dr. Frederic Mohs ile almıştır. Sclerotherapy –sertleştirme tedavisi: variköz venler içine pıhtıl oluşturucu madde enjeksiyonu suretiyle yapılan tedavi


167 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bölüm 13 Örnek Anatomi Soruları 1. Aşağıdakilerden hangisi, doğru değildir? a. b. c. d. e.

Homeostaz, organizmanın normal şartlarda devamlılığını ve iç dengesini sürdürmesidir. Canlıdaki sistemde mevcut herhangi bir düzensizlik hastalık ya da ölüme sebebiyet verir. Koruma, destekleme ve hareket, iskelet sistemi ile ilgilidir. Homeostaz, en çok üreme sistemi ile ilgilidir. Sinir, duyu ve endokrin sistemleri, kontrol, iletişim ve koordinasyonla alakalıdır.


168 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Cevap: Doğru cevap d şıkkıdır. Çünkü bu şıkta verilen bilgi yanlıştır. Homeostaz en çok üreme sistemi ile ilgili değildir. Homeostaz, en çok taşıma ve süreklilik konuları ile yani dolaşım, solunum, sindirim ve boşaltım sistemleri ile ilgilidir. Hücrelere besin ve oksijen götürülmesi, CO2 ve diğer atıkların bertaraf edilmesi, asit – baz dengesinin korunması, ses oluşumu, makro moleküllerin monemerlerine dönüşümü/hidrolizi, besinler ve suyun emilmesi, Metabolik atıkların ve suyun uzaklaştırılması hadiseleri, Homeostaz ile direkt olarak ilgilidir.


169 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir 2. Hareket hangisidir? a. b. c. d. e.

Sisteminin

karşılığı

aşağıdakilerden

Systema locomotorium Systema skeletale Systema musculare Systema circilatirum Systema digestorium

Cevap: Doğru cevap Systema locomotorium‘dur. Systema skeletale – İskelet Sistemini, Systema musculare – Kas Sistemini, Systema circilatirum – Dolaşım Sistemini ve Systema digestorium da Sindirim Sistemini ifade eder. Yine Systema urogenitale – Urogenital Sistemi, Systema Renale – Boşaltım/Renal Sistemini, Organa genitalia – Üreme Sistemini, Organa sensuum – Duyu Organlarını, Glandulae endocriane – Endokrin Sistemini ifade etmektedir.


170 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

3. Aşağıdakilerin hangisinde vücut ağırlığına oranlar yanlış verilmiştir?

a. b. c. d. e.

Sistem Deri sistemi Kas sistemi İskelet Sistemi Solunum sistemi Diğerleri

Yüzde 16 44 7 1.7 31.3

Cevap: Doğru cevap şıkkıdır. Çünkü İskelet sisteminin vücut ağırlığına oranı yüzde 7 değil, yüzde 20‘dir. Bu arada sinir sisteminin oranı yüzde 2, sinirim sisteminin


171 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir oranı yüzde 6, kardiyovasküler sistem oranı yüzde 9, üreme sistem oranı yüzde 0,15, boşaltım sistem oranı yüzde 0,07, lenfatik sistem oranı yüzde 0,03 ve endokrin sistem oranı 0,15‘dir. 4. Aşağıdakilerden hangisi aynı zamanda ventral‘in yerine de kullanılan, ön ya da önde anlamına gelmektedir? a. b. c. d. e.

anterior posterior superior inferior medial


172 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Cevap: Doğru cevap a şıkkıdır. Anterior, ön, önde anlamına kullanılır ve diğer bir kullanımı da venterior‘dur. Posterior ise arka, arkada anlamında kullanılmaktadır. Posterior‘un bir diğer kullanım şekli ise dorsal’dır. Superior, üst – üstte anlamına gelirken inferior ise alt, altta anlamına gelmektedir. Medial ise iç tarafta, orta düzleme yakın anlamına gelmektedir. Yine lateral dış, dışta, dış yanda anlamına gelmektedir. Intermedial kelimesi arada anlamına gelmektedir. Proksimal’in anlamı, gövdeye yakın, başlangıç kısmına yakındır. Distal’in anlamı, bu durumun tam tersidir; gövdeye uzak, başlangıç kısmına uzak anlamına gelmektedir. Superficial kelimesi, yüzeysel, deri yüzeyine yakın anlamına gelmektedir. Profundus, derinde, deri yüzeyinden uzak anlamına gelmektedir. Horizontal, yatay, enine anlamına gelmektedir. Vertikal, dikine boyuna anlamına gelmektedir. Apicalis, tepe anlamına gelmektedir. Basiral, taban anlamına gelmektedir. Central, merkezi, merkeze yakın anlamına gelmektedir. Internal, içte, iç kısım anlamına gelmektedir. External, dışta, dış kısımda anlamına gelmektedir. Peripheral, çevrede, merkezden uzak anlamına gelmektedir. Transversal, enine anlamına gelmektedir. Longitudinal, boyuna anlamına gelmektedir.


173 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir 5. İskelet sistemindeki kemik sayısı hakkında aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğrudur?

a. b. c. d. 3.

Doğumda 300 206 366 200 206

Yetişkinde 206 300 200 306 306

Cevap: Doğru cevap a şıkkıdır. Çünkü yetişkinde 206 kemik bulunurken doğumda bu rakam 300‘e kadardır.


174 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir


175 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

6. Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? a. Embriyonal hayatın ilk devresinde primitif bağırsak borusu ile kanalis neuralis arasında mezoderm hücrelerinden, embriyonun başından kuyruğuna kadar uzanan ince bir sütun meydana gelir. b. Mezoderm hücrelerinden oluşan chorda dorsalis, iskelet ekseninin en primitif şeklidir ve bazı primitif hayvanlarda yaşam boyu devam ederken, bu, gövdenin yenge destek organıdır. c. Chorda dorsalis, bütün omurgalı hayvan embriyolarında sonradan omurga eksenini oluşturan omurganın gelişmesi ile incelir ve parçalanır. Bu parçaların büyük kısmı ise sonradan kaybolur. d. İnsanlarda vertebra cisimlerini birbirine bağlayan diskusların ihtiva ettiği nucleus pulposus‘lar chorda dorsalis‘in atıklarından meydana gelmiştir. e. Ön plak, chorda dorsalis ve canalis neuralis‘in her iki tarafındaki mezoderm parçasından hücrelerin çoğalması ve sıklaşması ile meydana gelir. Cevap: Doğru cevap E şıkkıdır; çünkü e şıkkı yanlıştır. Çünkü bu şıkta arka plaktan bahsedilmektedir. Önce düz olarak oluşan plakların iç tarafında, birbiri ile aynı mesafede olmak üzere transvers oluklar oluşmaya başlamakta ve embriyonun yalnız orta kısmında görülen


176 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir bu oluklar bir müddet sonra arka plağın baş ve kuyruk taraflarında derinleşerek görülmeye başlamaktadırlar.

7. Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? a. Göğüs iskeleti (Thorax, Ossa Thoracis), göğüs omurlarının önündedir ve kafes biçimindedir. b. Kaburgalar (costae) ve göğüs kemiği (sternum) göğüs kafesindeki üç bölümden ikisidir. c. Omurga dışında göğüste 25 kemik vardır. Bunlardan 12 çifti kaburga, bir tanesi de göğüs kemiğidir. d. Kaburgaların hepsi arkada omurgaya bağlıdır. Önde ise ilk 7 tanesi sternuma, 8, 9, 10. kaburgalar 7. çifte bağlıdır.


177 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir e. Kaburgalardaki 11. ve 12. çiftlerin uçları boştur. Cevap: b şıkkıdır. Çünkü b şıkkı yanlıştır. Doğrusu, ―Kaburgalar (costae) ve göğüs kemiği (sternum) göğüs kafesindeki iki bölümdür‖ olacaktır. Zira göğüs kafesinde Kaburgalar (costae) ve göğüs kemiği (sternum) olmak üzere iki bölüm vardır. Kaburgalar ve sternumun birleşme yerlerinde kıkırdak dokusu yer alır. Bu, kaburganın elastikiyet kazanması için önemlidir.


178 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

8. Aşağıdakilerden hangisi Ossa membri superioris ile alakalı değildir? a. Clavicula b. Scapula c. Costae d. Humerus e. Ulna Cevap: Ossa membri superioris, üst taraf kemikleri anlamına gelmektedir. Seçeneklerde verilen costae, kaburga kemiğidir ve Ossa membri superioris ile alakalı değildir. Ossa membri superioris ile alakalı olan kemikler clavicula, scapula, humerus, ulna ve radius‘dur. Bunlardan clavicula köprücük kemiği anlamına gelmektedir.


179 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

15 – 17 cm. uzunluğunda olan bu kemik 2 – 3 cm. genişliğindedir. Şekli S biçimindedir.

Bu kemik, sternum ve kürek kemiği ile eklem yapar; dışarında görülebilen bu kemik, kolay kırılabilir bir yapıya sahiptir.


180 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Burada bahsedilen bir diğer kemik ise scapula‘dır. Omzun art bölümünde bulunan, üçgen biçiminde geniş ve ince kemiktir. Scapula, kürek kemiğidir. Yassı ve üçgen şekillidir.


181 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Ön ve arka olmak üzere iki yüzü olan scapulanın ön yünde omur kaslarının bağlandığı noktalar vardır. Scapula ve clavicula, ikisi birlikte omu kemeri kemikleri olarak da adlandırılırlar.


182 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Yine bir diğer şıkta ―ulna‖ verilmiştir. Ulna dirsek kemiğidir. Üst ucu kalın, alt ucu incedir. Bu kemik deri altından hissedilebilir.


183 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir


184 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Diğer bir kemik ise, her ne kadar şıklarda verilmemişse de ―radius‖‖dur. Radius, yine ulna yani dirsek kemiği ile paralel uzanan bir kemik olup, ulna aşağıya doğru incelirken, tersine radius ise aşağıya doğru kalınlaşır. Yani bilekte en kalın kısım oluşur. Radius, ulnadan biraz daha kısadır. Radius, ön kol kemiği ya da döner kemik olarak da adlandırılır.

Humerus ise pazu yani kol kemiğidir. Vücudun üst kısmının en uzun kemiği olan humerus, üstte scapul ve altta da ön kol kemiği (radius) ile eklem yapar. 9. Aşağıdakilerden hangisi üst sırda bulunur? a. Os scaphoideum


185 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir b. c. d. e.

Os trapezium Os capitalum Os hamatum Os trapeoideum

Cevap: a şıkkıdır. Çünkü Os scaphoideum üst sırada bulunmaktadır.Aslında soruda el kemiklerinin yeri sorulmaktadır. El kemikleri Ossa Manus olarak adlandırılır ve 27 adet kemikten oluşmaktadır. Bunları el bilek kemikleri, el tarak kemikleri ve el parmak kemikleri olarak sınıflandırabiliriz. El bilek kemiklerinden şıkta verilen os scaphoideum, sandal kemiğidir. Os scaphoideum ile birlikte toplam 8 adet el bilek kemiği bulunmaktadır.


186 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir


187 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Os scaphoideum, sandal kemiği olarak da adlandırılır. Bir diğer kemik ay kemiğidir (Os lunatum).

Bir diğer kemik, piramit kemiğidir (os triquetrum).


188 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Üst kemiklerden el bilek kemiklerine ait bir diğer kemik ise Os psiformedir. Bu kemik, nohutsu kemik olarak da adlandırılır. Buradaki tüm kemikler kısa kemikler olup, üst taraftaki kemiklerin başparmak tarafında olan üçü bir eklem yüzeyi oluştururlar.


189 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Alt sırada olan kemikler ise Os trapezium, Os trapezoideum, Os cpitalum ve Os hamatum‘dur.

Os trapezium, aynı zamanda trapez kemiği olarak da adlandırılmaktadır.


190 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir


191 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Os trapezoideum kemiği ise, trapezoid kemik olarak da adlandırmaktadır. Bu kemiklerin Latince isimleri, aşağıda verilmiş olup yandaki resme referans taşımaktadır.                           

1. Ulna 2. Processus styloideus ulnae 3. Os pisiforme 4. Os triquetrum 5. Hamulus ossis hamati 6. Basis metacarpalis 7. Os metacarpale 8. Caput ossis metacarpalis 9. Articulatio metacarpophalangealis 10. Os hamatum 11. Os lunatum 12. Articulatio radioulnaris distale 13. Os capitatum 14. Os trapezoideum 15. Os trapezium 16. Os scaphoideum 17. Processus styloideus radii 18. distaler Radius 19. Os sesamoideum (Sesambein) 20. Basis phalangis proximalis 21. Phalanx proximalis 22. Caput phalangis proximalis 23. Articulatio interphalangealis proximalis 24. Phalanx media 25. Articulatio interphalangealis distalis 26. Phalanx distalis 27. Tuberrositas phalangis distalis


192 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Os capitalum, büyük, başlı kemik anlamına gelmektedir.

Yandaki resimde, 3 olarak işaretli kemik, büyüklüğünden ve konumundan da anlaşılacağı üzere capitalum kemiğidir. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8.

trapezium (trapez) trpeoideum (trapezoid) capitalum (büyük) hamatum (çengel) scaphoideum (sandal) lunatum (ay) triquetral (pramit) psiforme (nohutsu)

Bir diğer kemik ise hamatum‘dur. Tüm kemikler altı yüzlü olup, bu kurala os psiforme dahil değildir. Bu iki sıra kemik, kendi aralarında eklem yapmışlardır. Yine


193 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir bunlar, ön sıradaki bil kemikleri ve el tarağı kemikleri ile de eklem yaparlar.

El tarak kemikleri Ossa metacarpi ve el parmak kemikleri de Ossa digitorum manus olarak adlandırılırlar. Her bir parmak kemiği tekil olarak phalanx, çoğul olarak phalanges olarak adlandırırlılar. Bunlar da (toplam 14 adet kemik için) proksimalis phalanx, media phalanx ve distalis phalanx olarak adlandırılır. Hatırlayacağınız üzere proximal yakın ve distal de uzak anlamına gelmekte idi; media ise orta‘yı ifade eder.


194 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir 10. Aşağıdakilerden hangisi os ilii, os ischii ve os pubisin ergenlik çağında birleşmesi ile meydana gelmiştir? a. pelvis b. os femoris c. os coxae d. humerus e. ossa thoracis Cevap: Burada doğru şık os coxae olacaktır. Zira os coxae, kalça kemiği anlamına gelmektedir. Kalça kemiği, os ilii, os ischii ve os pubis‘in ergenlik çağında birleşmesi ile meydana gelmektedir. Os pubis, çatı kemiğidir; os ischii (iskion) arka parça oturga kemiğidir ve os ilii (ilium) da yassı ve geniş, kalça kemiği kanadıdır.


195 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir


196 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bölüm 14 Örnek Sorular AĢağıdaki soruları, verilen metinlere göre cevaplayınız. The common earthworm is a nonpathogenic (NAHNpah-thoh-JEN-ik) nematode, because it does ―not‖ (non-) cause any human diseases. There are, however, a number of nematodes that are pathogenic to humans! These include the hookworm, technically known as Ancylostoma (an-suh-LAHS-tuh-muh). This name literally means ―bent or crooked‖ (Ancyl) ―mouth‖ (stom). When a person walks barefoot on fecescontaminated soil, the soil may contain hookworm larvae (LAR-vee), immature hookworms. These can burrow through the skin on the sole of the foot, causing ―grounditch.‖ The larvae travel through the person‘s bloodstream and then migrate to the lungs. Above the lungs, they crawl up the person‘s windpipe and are eventually swallowed! After passing through the stomach, the larvae mature and attach to the lining of the person‘s small intestine. With their ―bent,‖ hook-like mouths, these parasitic worms eagerly suck the blood of their unwilling human host! The medical term for this condition is ancylostomiasis (an-suh-lahs-tuh-MY-uh-sis). The suffix, -iasis, means ―abnormal condition of.‖ Technically speaking, ancylostomiasis is an ―abnormal condition of hookworm‖ infestation (in-fes-TAY-shun). An infestation is an


197 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir ―attack‖ by macroscopic animal parasites, such as nematodes. 1. Metne göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? a) İplik kurdu gibi solucanlar patojenik olmamakla birlikte herhangi bir şekilde hastalığa sebebiyet vermezler. b) Ancak bazı iplik kurdu çeşitlerinin patojenik olma ihtimalleri göz önünde bulundurulmalıdır. Eğilme özellikleri ve kanca şeklindeki ağızları sayesinde parazitik kurtlar yerleşim ve kan emme özelliklerine sahiptirler. c) Çıplak ayakla gezildiğinde toprağa bulaşan dışkı sebebiyle toprak kancalı solucan larvası ve yetişkin kancalı solucan içerebileceğinden tehlike arz edebilir. Bunlar kişinin kan dolaşımına nüfuz ederek ciğerlere kadar yerleşebilirler. d) Bunlar, ayak derisinde çukur açmazlar ve herhangi bir kasıntıya sebebiyet vermezler. e) Solucanlar, ciğerlerin üzerinde yerleşerek soluk borusunun istila edebilecekleri gibi, yetişkinleri ince bağırsağa kadar ilerleyebilirler. Doğru cevap D şıkkıdır. Çünkü metinde a, b, c ve e şıklarında belirtilen hususlara yer verilirken d şıkkındaki, parazitik canlıların ayak derisinde çukur açmaları ve kaşıntıya sebebiyet vermeleri konusu yanlış anlatılmıştır. 2. Metne göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?


198 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir a) Bu durum ankiloztomiyazis durumudur. Burada – ias ön eki ―anormal koşul‖ anlamındadır. b) Teknik olarak ankiloztomiyazis, kanca kurdu istilası anlamına gelmektedir. c) Bu istila, iplik kurdu gibi hayvansal parazitlerin maksroskobik suretle gerçekleştirdikleri bir ataktır. d) -iasis son eki burada bir suffix görevi yapmaktadır. e) -iasis son eki burada bir ―anormal koşul‖ anlamına gelmektedir. Doğru cevap b şıkkıdır. Çünkü ankiloztomiyazis kelimesinde -yazis eki (orijinalinde –iasis) bir son ektir, yani suffix‘dir. Son ekler suffix, önekler ise pefix‘lerdir. Ankiloztomiyazis kelimesi kanca kurdu istilası anlamında olup, son eki –iasis, ―anormal koşul‖ anlamını katmaktadır. AĢağıdaki soruları, verilen metinlere göre cevaplayınız. Earlier, we learned about infections, which are caused by pathogenic unicellular microbes such as bacteria. And we have just learned about infestations, which are caused by pathogenic, multicellular, macroscopic organisms such as the hookworm. ―What about the pathogenic fungi (FUNjeye)?‖ the inquiring mind might well ask. ―My doctor recently told me that I had a yeast fungus (FUN-gus) infection. But aren‘t mushrooms in the woods also fungi? Now, we can‘t see yeast cells with our naked eyes, but we can certainly go mushroom hunting! If parasitic fungi cause disease in our bodies, should these diseases be


199 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir called fungal (FUN-gal) infections, or should they be called fungal infestations?‖ 3. Metne göre öğrencilerin daha önceden öğrendiklerini aşağıdakilerden hangisi en iyi açıklamaktadır? a) bakteriler dahil mikropların çok hücreli olabileceklerini b) bakteriler ve mikropların tek hücreli olabileceklerini c) bakteriler gibi çok hücreli patojenik mikroplar ile enfeksiyonların oluşabileceğini d) bakteriler ve mikropların enfeksiyonların asıl sebebi olduğunu e) bakterilerin mikroplardan birkaç yönden ayrıldığını Doğru cevap ―c‖ şıkkıdır. Aslında tüm şıklar, hemen hemen öğrencilerin edindiği bilgiler hakkında fikir vermektedir. Ancak metindeki ilk cümlede, such as yapısından anlaşıldığı üzere bir örnekleme yapılmış ve bakteriler örnek gösterilmiştir. Bu örneklemede çok hücreli yani unicellular kelimesi aslında bakteriler örneklemesinin de işret edildiği mikroplar için kullanılmıştır. Ancak bunların patojenik olmaları sebebiyle enfeksiyonlara sebep olacağı, yine ilk cümlede işlenilmiştir. Burada earlier kelimesi de daha önceden anlamına kullanılmış olup, learn kelimensin ikinci hali kullanılmasıyla geçmiş zaman ifadesi taşınmış ve about = hakkında kelimesi de öğrenilenin ne hakkında olduğuna işaret etmiştir.


200 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir 4. Metne göre aşağıdakilerden hangi cümle ya da cümleler kancalı solucandan bir istila, sarma, bürüme hadisesinin oluşabileceğini bildirmektedir? a) And we have just learned about infestations, which are caused by pathogenic, multicellular, macroscopic organisms such as the hookworm. b) ―What about the pathogenic fungi (FUN-jeye)?‖ the inquiring mind might well ask. c) ―My doctor recently told me that I had a yeast fungus (FUN-gus) infection. But aren‘t mushrooms in the woods also fungi? d) Now, we can‘t see yeast cells with our naked eyes, but we can certainly go mushroom hunting! e) If parasitic fungi cause disease in our bodies, should these diseases be called fungal (FUN-gal) infections, or should they be called fungal infestations?‖ Doğru cevap ―a‖ şıkkıdır. b şıkkındaki ikinci cümlede patojenik mantarların akla hangi soru işareti getirdiği üzerinde durulurken c şıkkında yazarın doktorunun, kendisinin maya mantar enfeksiyonuna maruz kaldığını bildirdiğini belirtmektedir. Aynı şıkta yazar, mantarların bitkisel olarak çoğalmalarının aynı şekilde mi olduğunu sormaktadır. Yine d şıkkında maya mantarının çıplak gözle görülemeyeceği ancak bitkisel mantarın elbette bu özellikte olmadığı belirtilmektedir. e şıkkında ise vücudumuzda bir mantar hastalığı meydana gelirse bu hastalıkların mantar enfeksiyonu ya da mantara bağlı dağılma ismi ile anıldıkları belirtilmektedir. Ancak a şıkkında kanca kurdu gibi patojenik, çok hücreli ve


201 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir makroskobik organizmaların meydana getirdiği hastalığa bağlı dağılmaların öğrenciler tarafından öğrenildikleri (learned kullanıldığı için geçmiş zaman) belirtilmektedir. 5. Good question! But the answer is simply, ―It depends.‖ The fungi, you see, are a large group of plantlike, vegetable organisms that either live on decaying organic matter or are parasites of living plants or animals. The word fungus actually means ―presence of ‖ (-us) a ―mushroom‖ (fung). When a woman has many vaginal (VAH-jih-nal) yeast cells, for instance, this is a type of fungal infection, since the yeast cells are microscopic parasites. Attacks by other, larger, grossly visible multicellular fungi may result in a fungal infestation of the skin or other body organ. But whether the invading fungus is unicellular and microscopic, or multicellular and macroscopic, it still results in a mycosis—an ―abnormal condition‖ (-osis) caused by a parasitic ―fungus‖ (myc). Yukarıdaki cümlede aşağıdaki sorulardan hangisine cevap verilmektedir? a) Bitkisel hücreler ile hayvansal hücreler arasındaki farklar nelerdir? b) Enfeksiyonların gruplandılmasında özellikle neler etkilidir? c) Bitki olarak bildiğimiz mantarlar ile enfeksiyona sebebiyet veren mantarlar arasındaki fark nedir? d) Makroskobik parazitlerin mantara bağlı enfeksiyonlar ile benzer ve ayrışan yönleri nelerdir?


202 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir e) Mantarların terminolojik olarak açılımları nasıl izah edilebilir? Yukarıdaki şıkların hemen hepsi de metin ile ilgili olsa da paragraf Good question! – İiyi bir soru cümlesi ile başladığı için elbette cevap ilk cümlede başlayacak, verilecek ya da özetlenecektir. İlk cümleye bakıldığında bunun koşula bağlı olduğu ―it depends‖ ifadesi ile anlatılmakta ve bitkisel olarak gördüğünüz organizmalar geniş mantar gruplarıdır denilmektedir. Aynı zamanda ―decaying on‖ ifadesinin organizmayı halsiz bırakmak anlamında kullanılmasıyla cümlede hayvan ve bitkilerin organik yaşantılarında bu bahsi geçen bitkisel grubun enfeksiyona sebebiyet veren mantarlardan farklı olduğu belirtilmektedir. Her ne kadar sonraki cümle mantarın mevcudiyeti ile ilgili telaffuz ve anlamına işaret etse de soru sorulmuş ise bu cümle bir cevap niteliğinde değildir. Sonraki cümlede ise, bir örnek verilmektedir: Şayet bir kadın vajinal bölgede birçok mantar hücresine maruz kaldı ise bu hücreler ―mikroskobik parazitler‖ olarak adlandırılmaktaddr. Diğer geniş ve görülebilen çok hücreli mantarlar deri ve vücut organlarında mantar enfeksiyonlarına sebebiyet verebilir denilmektedir (may ifadesi ile olasılık işret edilmiştir). Fakat istilaya konu mant her ne kadar çok hücreli ya da mikroskobik ise de ya da çok hücreli veya makroskobik ise de parazitik mantarlar ile –osis ekini alan bir anormal koşul olarak bir mantar hastalığı ile neticelenebilir denilmektedir. Dolayısıyla doğru cevap, sorunun cevabı niteliğinde olabilecek en doğru cümlenin verildiği ilk cümle


203 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir olarak Good question! Cümlesine sorulabilcek soru cümlesi olarak ―Bitki olarak bildiğimiz mantarlar ile enfeksiyona sebebiyet veren mantarlar arasındaki fark nedir?‖ sorusunun sorulduğu ―c‖ şıkkıdır. 5. Some objects, such as viruses, are far too tiny to be viewed with a compound microscope. For examining these tiniest objects, which may have to be magnified 100,000 times, an electron microscope is required. As its name suggests, an electron microscope focuses a beam of electrons (tiny negatively charged particles) upon a specimen. A scanning electron microscope being operated by none other than Professor Joe. Biologists (like Professor Joe) often use scanning electron microscopes to scan the surface of one or more cells that have been coated with metal. This metal coating stops the electron beam from passing through the cell, making it bounce off the cell so that its surface features may be seen. For example, reveals the scanned surface of a leukocyte (LOO-koh-sight)—a ―white‖ (leuk) blood ―cell‖ (cyt). It is displayed as an image on a lit screen. 2 ―What are those strange-looking objects dotting the surface of the leukocyte being scanned?‖ you might now be asking. These objects are an especially deadly type of virus known by its abbreviation, HIV. HIV stands for human immunodeficiency (ih-MYEW-noh-dee-FIHshun-see) virus. This name reflects the fact that the virus causes a deficiency in the body‘s immunity (ihMYEWnih- tee), or protection from disease. Infection of leukocytes (and other human cells) with HIV may eventually result in the serious illness AIDS (acquired immunodeficiency syndrome).


204 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Yukarıdaki paragrafla başlayan bir makalenin başlığı aşağıdakilerden hangisi olamaz? a) b) c) d) e)

The electron microscope makes viruses visible Difference of electron microscope The electron microscope and visible of the viruses Using aim of the electron microscope Result of AIDS

Doğru cevap ―e‖ şıkkıdır. Çünkü e şıkkı bu metne uygun olabilecek bir başlık değildir. AIDS hastalığının sonuçları anlamına gelen ―result of AIDS‖ ifadesine ait hiçbir konuya bu metnde değinilmemiştir. Metnin ilk cümlesi virüsler gibi çok küçük objelerin bir bileşik (çift merecekli) mikroskop ile görülebileceğini ifade etmektedir (compound microscope). 100.000 kez büyütülen bu cisimlerin incelenmesi için elektron mikroskoplarının gerekli olduğuna değinilmektedir. Elektron mikroskoplarının isimlerinden anlaşıldığı üzere örnek üzerine bir ışın demeti gönderilmektedir (küçük, negatif elektrik yüklü parçacıklar). Elektron mikroskobunun kullanımında bir veya birden fazla hücre genellikle bir metalle kaplanmaktadır. Örneğin beyaz kan hücreleri olan lökositlerin taranmaları işlemleri bu şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu, bir metrik ekrana bir resim olarak yansıtılmaktadır. Burada şu sorunun sorulabileceği akla gelmektedir: ―bu alışılmamış, lökosit yüzeyinde görülen noktalar nedir?‖ Bunlar HIV kısaltmasına konu ölü virüs tipleri olabilir. HIV, insan bağışıklık sistemini tahrip edebilecek ya da hastalıklardan korunmasını engelleyecek kabiliyetteki


205 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir virüs anlamına gelmektedir. HIV suretiyle lekosit enfeksiyonu ise nihai olark ciddi hastalıklara sebebiyet verecektir. Buna da AIDS örnek olarak gösterilebilir (bağışıklık sistem bozulumu sendromu).


206 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Bölüm 15 Terim, Kısaltma ve Gereçler Tıbbi Gereçler Bougie (buji)

Genişletmek ve araştırmak amaçlı esnek, ince gereç

Cannula (kanül)

Vücuttan sıvı boşaltılması için kullanılan kalın iğnenin (trocar) kaldırılması sonrası sıvı ya da hava geçişini düzenleyen çerçeve

Clamp (kenet, kıskaç)

Dokuyu sıkıştırmakta kullanılan aygıt

Curet, curette (küret)

Boşluk duvarı veya diğer yüzeylerden materyalin kaldıırlmasına yarayan kaşık benzeri bir aygıt


207 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Elevator (elevatör)

Doku veya kemği kaldırmak için kullanılan aygıt

Forceps (forseps, maĢa, Kaldırmak veya çıkarmak için kullanılan aygıt pens)

Gigli saw

Hemostat durdurucu)

Esnek tel testere

(kanama Bir damardan akan kanın durdurulması için kullanılan küçük kıskaç


208 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Rasp

Cerrahi eğe

Retractor (fleksör kas)

Organ ya da dokuyu açık şekilde muhafaza etmeye yarayan gereç

Rongeur (forseps)

Oyma kıskacı

Scalpel (bistüri)

Keskin bıçak

Scissors (makas)

İki karşıt uçlu kesme gereci

kenarlı

cerrahi


209 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Trocar

Vücuttan sıvı boşaltılması için kullanılan kalın iğne

Sound (sonda)

Kanal ya da boşluğu genişletmek için kullanılan alet Flüoresan bir ekranda ardışık resimleme ile resme hareket verilmesi Yerleşik pus birikimi Tüberkülozun teşhisi için laburatuvar ortamında işaretleme işlemi Normal olarak ayrılabilen yüzey ya da iki parça bileşimi Anestezi etkisi meydana getirmek ya da sağlıklı olmayı teşvik etmek, ağrıyı azaltmak için vücudun belirli noktalarına ince

(cineradiography)

Abscess Acid-fast stain

Adhesion

Akupunktur


210 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir iğneler dokundurulması suretiyle gerçekleştirilen bir eski Çin metodu olup akupressure basınç tekniği ile de vücut yüzeyinde parmak basıncı kullanırlar aynı etki edinilebilir Ani, şiddetli, kısa süreli Akut Ağrı Alg/o, algi/o, algesi/o Ağrı -algia, algesiaGeçerli kanser tipleri ile Alpha-fetoprotein (AFP) ilgili olarak kanda bulunan bir fetal potein Kanser hücreleri ile ortaya Anaplasia, anaplazi çıkan normal farklılaşma Bir ilaç yardımı ile ağrı Anestezi hissinin azaltılması Hava Are/o Periton boşluğunda sıvı Ascites birikimi Auscultation (steteskop ile Genellikle karın bölgesi veya göğüs için vücut dinleme) seslerinin dinlemesi Yaralanma sonucu dokuya Axudate kandan madde geçmesi Basil Bacill/i, bacill/o Bakteri Bacteri/o Basınç Bar/o Tekrarlanmaz, kötücül Bening, iyi huylu tümör değildir, iyileştirilmesi imkânı vardır, yayılmazlar Basit radyografiye nazaran Bilgisayar tomografisi


211 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Biofeedback

Biopsy (biyopsi)

BradyBruit

CA Carcin/o Carcinoma

Catheter (kateter)

daha yumuşak dokuları resimleyen ve vücudu çapraz şekilde üç boyutlu olarak ele alan vücuttan farklı açılardan x-ray ışınlarının geçirildiği ve bunlar için bir bilgisayarın kullanıldığı bir tekniktir. Vücut değişikliklerini izlemek ve alınan bilgileri vermek üzere elektronik aygıtların kullanıldığı istemsiz fizyolojik karşılıklarının kontrolünün öğrenilmesi metodu Mikroskobik inceleme için deriden küçük bir örnek alınması Yavaş Genellikle anormal olara duyulan stetoskoba gelen ses Kanser Kanser Epitel hücrelerde meydana gelen kötücül bir tümördür (Yunanca “yengeç” anlamındaki carcino kelimesinden gelmektedir. Bir vücut boşluğuna sıvı girişi ya da sıvının alınmasını sağlayan, vücut


212 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Cautery (dağlama, yakma)

-cele Cellulitis -centesis Chemotherapy (kemoterapi) Chiropractic

Chrom/o Chromat/o Chron/o Chronic CIS -clasis, -clasia

içine geçebilen ince bir tüp Zararlı kimyasallar, sıcaklık ya da elektrik akımı ile doku tahribatı (katerizasyon) Fıtık, yırtılma, yerleşik genleşme Dokudaki iltihabın dağılması Küçük delik, tapa Tedavi için kimyasalların kullanımı Hastalığın teşhis ve tedavisinde sinir sistemi ile ilgili koşulların incelendiği bir bilim dalı olup genellikle omurga, yanlışlığın düzeltilmesi için müdahaleye tabi tutulmaktadır. Birçok hasta, kas-iskelet sistemi ağrıları ve baş ağrısı için bu uzmanlara danışmaktadır. Renk, leke Zaman Uzun süren ve yavaş devam eden Carsınoma ın sıtu, yayılma özelliği olmayan Kırılma


213 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir -clesis Clubbing

Clysis

Colic

Cry/o Cyanosis

Cyst Cyst/o, cyst/i Diagnosis (teĢhis)

Bağlama, birleştirme Özellikle kalp ve ciğerlere, çeşitli hastalıklara konu olabilen tırnakları etrafındaki yumuşak derilerin gelişmesi şeklindeki el ve ayakuçlarının fazla gelişmesi Rektum ve abdominal boşluk için de, oral olarak kullanım hariç vücut içi sıvı girişinde kullanılabilen ve içine konulan çözelti için de referans teşkil eden işlem, bir boşluğun yıkanması, temizlenmesi Düz karın kası spazmı (sıkışması) ile ilgili akut abdominal bölge rahatsızlığı Soğuk Oksijen eksikliğine bağlı olarak deri renginin mavileşmesi Genellikle anormal şekilde dolu torbacık, kese Dolu bir kese veya torbacık, mesane Bir hastalığın sebep ve gidişatı ile ilgili bilgilerin sağlanması


214 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Diaphoresis Dilation, dilatation DysEctasia, ectasis -ectomy Edema (ödem) Effusion

Electro/o Endoscope (endoskop)

Erg/o Etiology Exacerbation

Excision Facies Fagosit (phagocytosis)

Febrile

Aşırı terleme Genleşme, genişleme Anormal, ağrılı, zor genleşme Cerrahi olarak kaldırma Sıvı birikmesi, şişme Vücudun herhangi bir bölümü ya da boşluğuna sıvı sızması Elektrik Küçük keski veya açılmalarla bir organ ya da boşluk içinin incelenmesi için gerekli olan gereç olup fiberoptikler kullanılır. Çalışma Hastalığın sebebi Hastalık ve semptomlarının ilerleyişi, hastalığın kötüye gidişi Kesmek suretiyle almak Açıklama ya da yüz ifadesi Bir hücre tarafından, atık madde pertikülleri ya da bakterilerin içeri alınması şeklinde, organizmanın sindirilmesi ve bu maddelerin fagosit hücreleri tarafından tahrip edilmesi Hararetle alakalı


215 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Fissure Fistula

Fixation Fluoroskopi (fluoroscopy)

FUO Gangrene, kangren

Görüntüleme Teknikleri Grading (dereceleme)

-gram Gram stain

Çatlama, fisür Herhangi iki organ arası ya da herhangi bir organdan vücut yüzeyine anormal geçiş Sabit bir şekilde kaldırmak ve sıkıştırmak Fluoroskop isimli bir aygıtın kullanıldığı, bir ekran üzerinde, vücuttan geçen x-ray ışınlarının gölgesel şekilde biçimlendirildiği derin yapıların inlenmesinde kullanılan ışınlardır. Sebebi bilinmeyen ağrı Bakteri enfeksiyonu ya da ayrışmaya sebebiyet verebilecek şekildeki, genellikle kan desteğinin azalması ile doku ölümü Hücrelerin mikroskopla incelenmesine dayalı bir tümör değerlendirme metodu Kaydedile veri Mavi lekeli gram pozitif ve kırmızı lekeli gram negatif olmak üzere iki grup bakteri olarak incelenmesindedir


216 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

-graph -graphy Hernia, fıtık

Homeopathy

Hyperplasia

Hypertrophy

Iatrogenic Idiopathic Immunoteraphy (bağıĢıklık terapisi)

Incision Induration Inspection Ġltihap (inflammation)

laburatuvar prosedürü Verilerin kaydedildiği aygıt Veri kayıt faaliyeti Bir organın anormal şekilde yırtılması ya da açılması, çıkıntı (protrusion) Sağlıklı bir yaşamın ve çevrenin sağlanması için yüksek seyreltilmiş ilaçların kullanılması ile tedaviyi teşvik eder. Normal düzenindeki normal hücrelerin aşırı gelişmesi Hücre sayısında artış olmaksızın bir organ boyutunun artması olup kaslarda olduğu gibi etkinliklerindeki artışa sebebiyet verebilir Tedavi etkileri sebebiyle Sebebi bilinmeyen Hem özel, hem özel olmayan bağışıklık bastırma ve uyarma tedavisi Ameliyat için kesme işi Sertleşme, anormal sert bir nokta ya da yer Görsel muayene Ateş, ağrı, kızarıklık ve


217 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir şişme şeklindeki, dokunun tahrip olması karşılığı Yerleşik, yayılma Ġn situ özelliğinde olmayan (örneğin carcinoma in situ – CIS- ) İltihaplanma -itis Kangren, nekroz, necrosis Doku ölümü Yayılma özelliğindeki, Kötücül, malignant ölüme sebebiyet verebilecek kötücül, zararlı tümörler Ameliyat ve teşhis için Laser kullanılan yoğun ısı ve gücün ışın demetlerine, bir aygıt ile dönüştürülmesi Tahrip olan dokunun ilgili Lezyon (lesion) alanı, doku bozulması, yara, bere Taş, kalkül (calculus) Lith Ayrılma, gevşeme, Lysis çözünme, bozunma Kötü, zayıf MalYumuşama Malacia Enfeksiyon belirtileri, Malaise kendini endişeli ve rahatsız hissetme durumu Manyetik rezonans Manyetik alan ve radyo dalgalarının kullanıldığı resimleme resimleme tekniği olup yumuşak doku karakteristikleri, farklı


218 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

-megaly Metaplasia

Metastaz, metastasize

-meter MRSA

Myc/o Naturopathy

Necrosis Nocturnal Nosocomial

moleküler özelliklerle ortaya konulur, karşıt ortam ve röntgen ışınları için gerekli olanlar alınır. Büyüme Hücrelerin normal olmaya bir şekilde değişmesi (burada meta- kelimesi değişiklik anlamındadır) Kötücül kanser özelliği olarak, vücudun bir organından diğerine geçme Ölçme aygıtı Methicilin-resistant (Penisiline direnç gösteren mikroorganizmalar üzerinde etkili olan yarı sentetik bir penisilin) Mantar Haya kalitesinin geliştirilmesi için teşhis ve tedavide yardımcı olan bir bilimdir. Natropati uzmanları aynı zamanda evrensel top metotlarını da kullanırlar. Ölümü Geceye ait, gece meydana gelen Hastanede maruz kalınan enfeksiyon (noso- hastalık ve comial- hastane)


219 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Nuclear medicine

-odynia -oma Onc/o Ophthalmoscope Opportunistic

Osteopathy

Otoscope PachyPalliative Pallor Palpation

Teşhis, terapi ve araştırma için radyoaktif özlerin (radionuclides) kullanımı ile alakalı tıp branşı Ağrı Tümör Tümör Göz içi muayene aygıtı Zayıflık ya da değişiklik sebebiyle meydana gelen enfeksiyonlar Uygun beslenme ve çevre koşulları altında vücudun normal yapısında olması gerektiği inancına göre hareket eden bir bilimdir. Osteopathy uzmanları teşhis ve tedavi için standart tıp metotlarını kullanırlar ancak teşhis ve hatanın bulunması hedefli hareket ederler. Kulakları muayene etmek için kullanılan aygıt İnce Tedavi olmamakla birlikte sakinleştirme işlevi Soluk, renksiz Dokunma, sıcaklık, hareket ve kıvam gibi karakteristiklerin teşhisi için vücut yüzeyinin


220 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir parmak ve ellerle muayenesi Zararına sebebiyet verecek Parazit şekilde, bir organizma içinde büyüyen bir başka organizma Hastalık Path/o Herhangi bir hastalığa ait -pathy Hastalığa sebebiyet Patojen (pathogen) verebilecek yetenekteki organizma Elde edilen seslerle Percussion öncelikli koşullara erişim için vücuda yumuşak fakat keskin şekilde vurmak Cerrahi sabitleştirme -pexy Ses Phon/o Işık Phot/o Plastik cerrahi prosedür -plasty İnce bir ekle tutulu bir Polyp tümör Pozitron emisyon Muayene açısından, dahili dağılım gösterecek tomografisi şekildeki bilgisayar ile ard arda gönderilen röntgen ışınlarının yorumlandığı pozitron etiketli izotoplarla glikoz gibi maddelerle vücudun çeşitli bölümlerinin görüntülenmesidir; bu teknik (PET) bir organa


221 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir kan geçişi ve organdaki metabolizma faaliyetlerinin ölçülmesi (örneğin farklı koşullar altında beyin) için kullanılır. Bir hastalığın yaklaşmakta Prodrome olduğu belirtisi Hastalığın gidişatı ile ilgili Prognosis tahmin Prolaps (yerinden Bir organ ya da parçanın düşmesi veya yerinden oynama, prolapse) oynaması (ptosis) Düşme, yer değiştirme Ptosis Pus içerme, şekillenme Purlent durumu Beyaz kan hücreleri ve Pus (irin) sıvıdan müteşekkil iltihap ürünü Pus, irin Py/o Ateş Pyr/o, pyret/o Radrasyon, x-ray ışını Rad/o Radyoizotop ve Radinuclide radyofarmosötikal olarak da bilinen, tedavi ve teşhiste kullanılan radyasyon özü Görsel bir kayıt elde emek Radiography için vücuda x-ray ışınlarının geçirilmesi ile bunların hassas bir filme yansıtılması Hastalıkların teşhis ve Radiology


222 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Radyografi

Remission

Remission -rhage, -rhagia -rhapy -rhea -rhexis Sacroma

-schisis Scintigraphy

tedavisinde x-ray ışınları gibi radyasyonun kullanıldığı bir tıp branşı olup uzmanlarına radyoloji uzmanı, radyolojisi denir. Özellikle hassas bir film üzerine vücut yapısının kaydedilmesi için x-ray ışınlarının kullanılmasıdır. Hastalığa ait mevcut bir işaret görülmediğinde veya ilgili süreçte bir azalma kaydedildiğinde hastalık semptomlarının azalması Hastalık semptomlarının azalması, süreci Patlama, kanama, akma Cerrahi onarım, dikiş Akma Yırtılma Kaynağını bağ doku hücrelerinden alan kötü huylu/habis tümör Çatlama Dokuların radyoaktif maddelerle görüntülenmesidir; görüntüler bir sintilasyon kamerası il elde edilir; genellikle test için bir izotop ya da parça kullanılır (kemik taraması;


223 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Scler/o -scope -scopy Semptomlar Sepsis

galyum taraması) Katı Teşhis ya da izleme aygıtı Muayenesi

Doku veya kandaki zararlı mikroorganizma ya da toksinlerin mevcudiyeti Kanda patejonik Septicemia bakterilerin mevcudiyeti, kan zehirlenmesi Bir hastalığa ait sürekli Sequela etkiler Sık Karşılaşılan Anahtar Terimler, Ön ve Son ekler Ateş, kaşıntı, yüksek kan Sign (belirti) basıncı ya da kan veya idrar anormallikleri ya da objektif bir işaret elde edilmesi veya test sonuçlarına göre belirlenmesi ile bir hastalık mevcudiyetinden şüphelenilmesi Ses Son/o Ani sıkışma, kramp Spasm Kanal muayenesi ile ilgili Speculum aygıt Kalp kasılması (sistolik Sphygmomanometer basınç) veya kalp gevşemesi (diastolik basınç) süresince bir cıva ölçer ile basıncının


224 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Staging

Staph Staphyl/o Stasis Stenosis Steteskop

-stomy Strep

Strept/o Suppuration Surgery (ameliyat)

Suture (dikiĢ)

okunması için bir gereç ya da manşet olup, okunan değer okunan değer sistolik ya da diastolik olarak kaydedilir. Teşhis, tedavi ya da prognoz için kötü huylu tümörlerin sınıflandırılması süreci Staphylococcus, stafilokok Üzüme benzer, salkım şeklinde Önleme, durdurma Daralma, sıkışma Vücut içi seslerin dinlenmesi için kullanılan aygıt (steth/o kelimesi Yunanca göğüs demektir) Cerrahi olarak bir açıklık oluşturulması Streptococcus, Streptokok, Şizomiset ailesinden olan bakteri. İki zincir Pus formasyonu Yaralanma veya hastalıkların tedavisi için kullanılan manüel işlem İplik ya da diğer materyaller kullanılarak cerrahi bir şekilde birleştirmek suretiyle


225 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir parçaların bir araya getirilmesi işlemi Ağrı ya da baş dönmesi Symptom gibi bireysel ifadelere dayalı olarak hastalık mevcudiyetine bağlı sübjektif olgularla sınırlı hastalık belirtileri Beyne yeterli kan Syncope gitmemesi sebebiyle geçici bilinç kaybı, baygınlık Bir hastalık ile ilgili Syndrome koşulların birlikte karakterize edildiği semptom ve işaretler grubu Tüm vücutla ilgili Systemic Hızlı TachyTek fotonlu emisyon Bir radyoizotopun çapraz şekilde dağılımı ile bilgisayar tomografisi sintilasyon görüntülemedir. Tedavi, müdahale Terapi Isı Therm/o Bir organizma tarafından Toksin meydana getirilmiş toksik maddeler Cerrahi olarak yarma, -tome kesme işlemi Cerrahi olarak kesme -tomy işlemi Zehir, zehirli Tox/o, toxic/o Fiziksel ya da psikolojik Travma (trauma) yaralanma, incinme


226 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Taş ezme işlemi Sonografi ve ekografi ismi ile de anılan bu teknikle farklı dokulara yüksek ses frekansları iletilerek çıkardıkları ekolardan görsel resimler elde edilir. Virüs Vir/o Vancomycin-resistant VRSA (Stafilokok enfeksiyonlarında kullanılan bir antibiyotik) Kuru XeroYeni tümör, neoplazma, Benign (iyi huylu) ya da malignant (kötü huylu) neoplasm olabilecek bir tümöre konu anormal veya kontrol edilemeyen doku gelişimi -tripsy Ultrasonografi

anaphylaxis

Anafilâksi, vücudumuzda alerjen maddelere karşı oluşabilen ciddi bir alerjik reaksiyon biçimidir. Bu alerjen maddelere örnek olarak böcek zehirleri, polenler, yiyecekler, ilaçlar verilebilir. Bu tür maddelere maruz kalınca bağışıklık sistemimizin antikorları bazı kimyasal maddeler(mesela histaminler) salarlar. Bu kimyasal maddeler de


227 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Antagonist

vücudumuzda burun akması, deri kızarıklığı, kaşıntı gibi çeşitli alerji bulgu ve belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olurlar. Anafilâkside bu belirtiler daha ağır ve ciddi bir biçimde ortaya çıkar. Kimyasal maddeler daha bol miktarda salınırlar; bunun sonucunda saniyeler içinde ani kan basıncı düşüklüğü, solunum yollarında darlaşma ve buna bağlı solunum güçlüğü, şok, şuur kaybı ve en sonunda ölüm görülür. Antagonist vücutta bir reseptöre bağlanarak o reseptörü doğal olarak uyaran bileşiğin yerine geçerek o reseptör uyarıldığında doğal olarak ortaya çıkan sonucu engelleyen bileşiklerdir. Antagonizma yarışmalı (kompetetiv) veya yarışmasız olabilir. Yarışmalı antagonizmada dışardan verilen bileşik doğal bileşikle birlikte reseptöre bağlanmaya çalışır ve belli bir eşik ve konsantrasyonu geçen madde reseptöre bağlanır. Yarışmasız olanda ise konsantrasyonun etkisi


228 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir yoktur.Bu durumdan bağımsız olarak az miktarda antagonist bile reseptörün çalışmasını engeller. contraindication generic name Prescription side effect substance depencence synergy

İlaçlarla İlgili Ekler Kelime Anlamı Sonek -lytic Çözücü, azaltıcı/in dirici, gevşetici Taklit mimet ic

kontrendiksiyon tedavinin uygun olmaması Jenerik isim Reçete Yan etki Bir ilacın kronik kullanımından kaynaklanabilecek sonuç Birkaç doku veya ilacın bir olayı meydana getirmek için birlikte tesir yapması, işbirliği Örnek

Örneğin Anlamı

anxiolytic

Anksiyete azaltıcı

Sympatho mimetic

Sempatik sistemi destekleyen, ona benzer tesirler icra eden Kasların kasılma ve büzülmelerine etki eden

-tropic Tesir eden

inotropic

Kelime Anlamı Önek AntiKarşı

Örnek

Örneğin Anlamı

antidote

Panzehir,


229 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

Anlamı

bir zehirin etkisini önleyen veya yok eden madde. Panzehirler ağız yoluyla zehirlenmelerde emilimi azaltmak amacıyla kullanılanlar (bölgesel panzehirler) ve kan dolaşımına çeşitli yollarla karışmış olan zehire karşı kullanılanlar (sistematik panzehirler) olmak üzere iki büyük grupta toplanırlar. Contracept doğum kontrol hapı, doğum kontrol aleti, ive gebelik önleyici uygulama Countercu ters akıntı rrent Örnek Örneğin Anlamı

Ağrı

Algesic

Ağrılı

Kimyasal

Chemotera

Ilaçlarla terapi

Contr a-

Karşı

Count erKelime Kök Alg/o, algi/o, algesi/ o Chem/

Karşı


230 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir o Hypn/ Uyku o Narc/o uyuşuklu k Phar İlaç mac/o Pyr/o, Ateş pyret/ o Tox/o, Zehir, toxic/o toksin Vas/o Damar

phy Hypnosis

Hipnoz

Narcotic

uyuşturucu madde, narkotik, uyuşturucu

Pharmacy

İlaçlar ve/veya etkileri ile ilgili bilim

Antipyretic Ateş düşürücü

Toxic

Zehirli

Vasomotor

Vazodilatör [ vas (Latince) - damar ve dilatatio (Latince) genişleme, esneme] , vazodilasyona neden olan yani kan damarlarının genişlemesini sağlayan sinir veya (dış) ajanlara verilen isimdir. Vazodilasyon damar duvarındaki çizgisiz kasın gevşemesiyle damarın genişlemesidir. Böylece, kan akışı için daha fazla yer açılır, kan basıncı (yani


231 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir tansiyon) düşer. Vazodilasyon işlemini kontrol eden kas ve sinirlere vazomotor denir. Vazodilatatörler dokuların beslenmesini ve beyne giden kan akımını artırdıkları gibi, yüksek dozda kullanıldıklarında dolaşım yetersizliğine de yol açabilirler. APAP

ACETOMINOPHEN Parasetamol (asetaminofen), ağrı kesici ve ateş düşürücü etkiye sahip bir ilaç etken maddesidir. Parasetamol ağızdan alındığında gastrointestinal sistemde hızla emilir. İlaç alındıktan 30-60 dakika sonra maksimum plazma konsantrasyonlarına ulaşır. Parasetamol bütün dokulara hızla dağılır. Plazma proteinlerine bağlanması zayıftır. Plazma yarı ömrü 1-4 saattir. İdrarla, parasetamol’ün %1-3’ü değişmemiş olarak atılır. %80’i ise biyolojik olarak glukuronid veya sülfat bileşikleri olarak atılır. Analjezik etkisi yeni nesil analjeziklere göre hafif kalmış olsa da gastrointestinal sistemde yan etkisinin


232 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir

ASA

hemen hemen olmaması, güvenilirliği ve de gebelerde kullanılabilmesi parasetamolun her zaman ön planda kalmasını ve klasik bir analjezik olmasını sağlar. ACETYLSALICYLIC (ASPIRIN) Asetil salisilik asit Aspirin ya da asetilsalisilik asit (kısaca ASA), genellikle ufak ağrı ve sızılar için kullanılan ağrıkesici ve ateş düşürücü bir ilaçtır. Ayrıca kan seyreltici etkisi vardır ve kalp krizine karşı koruma sağlaması amacıyla uzun dönem az dozaj kullanılır. Aşırı dozda kullanımı yüzünden her yıl yüzlerce kişi ölümcül etkilere maruz kalsa da, genel olarak aspirinin faydalı bir ilaç olduğu kabul edilir.

Cap Elix INH MED NCCA M Steroid

Kapsül İksir, öz Isoniazid (antitubercular drug) antitürberküloz Tıbbi Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Merkezi Steroid, birbiriyle kaynaşmış dört halkadan oluşmuş karbon iskeletli bir lipittir. Steroitler asetil KoA biosentez yolundan oluşurlar. Farklı steroidler bu halkalara bağlı olan fonksiyonel gruplar bakımından birbirlerinden ayrılırlar. Bitkiler, hayvanlar ve mantarlarda yüzlerce çeşit steroid tanımlanmıştır.


233 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir Steroitlerin canlılarda genel olarak en önemli işlevi hormon olaraktır. Steroid hormonlar, steroid hormon reseptör proteinlere bağlanarak fizyolojik etkilerini gösterirler. Bu reseptörlere bağlanınca gen transkripsiyonu ve hücre fonksiyonunda değişimlere neden olurlar. NSAID İltihaplanmaya karşı, steroid olmayan ilaç Rx Reçete supp Vajinal tablet susp Süspansiyon tab Tablet tinct Renk verici ung Ointment – merhem a Önce aa Her birisi ac Aç karnına ad lib İstenildiğinde aq Su bid Günde iki kez c İle cc Kübik santimetre D/C, dc Sürekli olmayan bir şekilde ds İki kat güçlü gt (t) Drop, damla hs Yatma zamanı IM Damar içi (intramuscular) IU Uluslararası ünite IV intravenously, entrevenöz mcg Mikrogram mg Miligram


234 Medikal Terminoloji – Dr. Bilal Semih Bozdemir LA NS p pc po pp qam qd qh q___h qid

Uzun süre etkili Normal tuz Sonra, sonrası Yiyeceklerden sonra Ağız yoluyla Postprandial (yemeklerden sonra) Her sabah Her gün Her saat Her___saatte bir Günde dört kez


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.