68
Ahmet Şık
SAYI 2 2012
Nedim Şener
SAYI 2 2012
69
70
A
hmet Şık ve Nedim Şener’in tahliyesinden önceki son eyleme gitmek için arkadaşımla randevulaşmıştık. Arkadaşımın bir gün önceden eyleme hazırlık yaptığını duyunca merak edip telefon açtım. Malum platform eylemde taşınacak afiş ve pankartları getiriyordu zaten. Arkadaşımın eylem hazırlığının manikür ve pedikür yaptırmak olduğunu öğrenince “bu da bir tür eylem hazırlığı sayılabilir” dedim. Sonuçta tüm bu eylemler yaşam kalitemizi artırmak içindi. Ertesi gün eylem için Taksim Meydanı’nda buluştuk. Hava hayli soğuktu. Çiseleyen yağmur eylemin ortalarında doluya dönüştü. Alanda toplanırken kendime “Özgür basın istiyoruz” yazılı bir döviz seçtim. Eyleme katıldığım arkadaşım TKP’nin (Türkiye Komünist Partisi) bir sloganını beğendi ve onların afişini taşımak için izin istedi. Ve TKP’li olmamasına karşın sırf üzerinde yazanlara katıldığı için “Bu memleket bizim, yobaza, liboşa, faşiste bırakmayız” yazılı afişle tüm İstiklal Caddesi’ni yürüdü.
SAYI 2 2012
Yürüyüş boyunca epey üşümüştük ve basın açıklamasının ardından kendimize sıcak bir şeyler içip ısınacak bir mekan aramaya başladık. Önce kıyafet bakma bahanesiyle bir kaç mağazaya girip ısındık ama yetmedi sonra cadde üzerindeki bir kafeye oturuverdik. Bu soğukta sıcak bir kahve iyi giderdi. Oturduğumuz mekanda içtiğiniz kahvenin falına da baktırabiliyordunuz. Arkadaşım falcıya kendiyle ilgili sorduğu soruların ardından “Ahmet ve Nedim ne zaman çıkacak” sorusunu da yöneltti tabi. Falcının şaşkın bakışlarından ilk mahkemede tahliye olacaklarını anlayıverdik. Sonrasında arkadaşım ailesini arayarak, eyleme katıldığını söyledi. Ailesinin eyleme katıldığını akşam haberlerine çıkmasıyla öğrenme ihtimalini itirafla bertaraf etme çabası; malesef arkadaşımın TKP kortejinde geçen ilk
SAYI 2 2012
eyleminin son eylemi olmasına neden oldu. Kaygılı annesinin kızının “sözünü tutma huyunu” bilmesi ve bir daha eyleme katılmayacağı sözü alması, arkadaşımın eylem hayatının da sonu oldu. Malum bir hafta sonu akşamı klasiği olarak barda haftanın yorgunluğunu atıyorduk. Soğuk ve yorucu bir günün ardından damarlarda tahliye kehanetleriyle dolaşan alkol, yorgunluğu neşeye bıraktı. Barmenle yapılan geyiklerde arkadaşımın barmene yaptığı “uyarı” beni benden aldı: “Sen kimle konuştuğunun farkında mısın! Ben eski komünistim!” Öyle ya 1-1,5 saat Türkiye Komünist Partisi ile yürüyerek komünist olmuş, hemen sonrasında annesinin eylem hayatını bitirmesiyle “eski tüfek” mertebesine erişmişti. Bizi şaşırtan bu eylem sonrasındaki ilk duruşmada Nedim ve Ahmet’in tahliyesiydi. Bizim eski tüfek “Bak falcının dediği çıktı” dese de bence keramet onca zaman yapılan eylemlerdeydi. Ahmet ve Nedim 375 günlük tutukluluğun ardından tahliye olmuştu. Bir konuda haklıydı “eski tüfek” arkadaşım, bu sürede onlar içeride biz dışarıda “eski”miştik.
71