Arap Lawrence

Page 1



LAWRENCE BU KAPAĞIN ARKASINDA




62

SAYI 2 2012


SAYI 2 2012

63


64 ortaya çıkan Cumhuriyet tarihinin 1. 984’de son Kürt hareketi, geride kalan 28 yılda 5

Cumhurbaşkanı (Evren, Özal, Demirel, Sezer, Gül), 9 Başbakan (Özal, Akbulut, Yılmaz, Demirel, Çiller, Erbakan, Ecevit, Gül, Erdoğan) ve 17 hükümet gördü. Türkiye’de bu süre zarfında hep güç kullanmak ile diyalog kurmak fikri arasında gidip gelen, devamlı ikisinin uygun bir bileşimini bulup uygulamayı konuşan ama bulamayan, karşı hamlelere bağımlı, kararsız bir Ankara gördü. Ankara, Türk-Kürt çatışmasından menfaat sağlayan yabancı ülkeler karşısında önceliği ve üstünlüğü de ele alamadı. Bir strateji üretip sorunu çözemedi. Kararsız, pasif, geç kalan bir Ankara izledik, izliyoruz, 28 yıldır. Bugünlerde kararsızlar kervanına 61. Hükümet’in Başbakanı Tayyip Erdoğan da katılmış görünüyor. MİT’in PKK ile görüştüğü ortaya çıktığında, “Devlet çözüm için herkesle görüşür” fikrini savunan Erdoğan (CIA Başkanı’nın, Amerikalı istihbaratçıların Ankara’da cirit attığı bir dönemde; arada artık ne olduysa?) karar değiştirip, “Bundan böyle İmralı ve Kandil’le görüşme yok. BDP ile de belki” noktasına geldi. Böylece sorunun çözümünde bir kez daha başa, belirsizliğe dönüldü. Ankara bir daha kararsız ve geç kalan bir başkent olduğunu gösterdi.  Yazar Muzaffer İlhan Erdost, askerliğini yedek subay olarak 1960’ların başında Hakkâri

SAYI 2 2012


SAYI 2 2012

Şemdinli’de yaptı. Erdost’un izlenimleri ve yöre halkıyla yaptığı söyleşiler önce 1966’da Yön Dergisi’nde, sonra da 1986’da Şemdinli Röportajı adıyla kitap olarak yayımlandı. Kitapta yer alan, Şemdinli halkının Erdost’a anlattığı öykülerden biri, “Barzanların Oramar Baskını” aşağıda özetlenerek aktarılmıştır. Olaylar, 1930 yazında Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine bağlı Oramar’da, Türkiye-Irak sınırında geçer…  “İçişleri Bakanlığı Miralay Lawrence’ın şeyh kılığında bir fotoğrafını göndermişti. Sınırlarımızda dolaştığını yazıyor ve yöneticileri uyarıyordu. Oramar Karakol Komutanı ve Bucak Müdürü aynı günlerde bir ihbar almışlardı. Nevrosito Köyü’ne bir Arap şeyhinin geldiği, aşiret reislerini toplayıp Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı halkı isyana sürüklediğini öğrenmişlerdi. Mustafa adında bir genç vardı. Nevrosito Köyü’ne gitmiş, Arap şeyhini görmüştü. Fotoğrafa baktı, aynı adamdı. ‘Bana elli lira verin, gider öldürürüm bu adamı’ demişti… O zamanki Oramar Bucak Müdürü Bekir Sıtkı anlatıyor: ‘Elli lirayı nasıl olsa veririz ya, çekiniyoruz. Bir İngiliz miralayını Irak’ta öldürürsek hükümet bize ne der… Bir yazı yazdık, dedik ki böyle böyle, Lawrence’ı öldürtelim mi?..”  “Lawrence, Nevrosito’da bir hafta kaldıktan sonra Barzan aşireti içine, Irak’a gitti. Barzan

aşireti reisi Şeyh Ahmet ile konuştu. 25 gün sonraydı, 12 Barzan geliyor Türk toprağındaki Sat Yaylası’na. Barzanlar, aşiret reisleriyle toplanmışlar, konuşmuşlar. İsyan çıkartacaklarını yazdık.”  “Birkaç gün sonraydı. Oramar Muhtarı Sadullah vardı. Onun karısı Bölük Komutanı’na gitmiş, sonra bana geldi. ‘Bu gece basılacaksınız’ dedi. ‘Kocan nerede? O niye gelip söylemiyor?’ dedim. ‘Kocam korkuyor. Hem onlardan, hem de sizden; nerden, kimden öğrendin, sıkıştırırsınız diye’ dedi.”  “Ben hemen bölüğe bir teskere yazdım. Bölük Komutanı Üsteğmen Necati Bey, teskerenin altına ‘Müsterih ol’ diye yazıyor ve devam

65


66 ediyordu: ‘Sat Gediği’ni bir manga askerle tuttum. Ben de her ihtimale karşı, rehin olsun diye, nahiyenin ileri gelen ağalarını bu gece yemeğe davet ettim.”  “Akşam ağalar geldi. Karakolda toplanmıştık. Yemeği yedik. Gramofon çalıyorduk. Pencere hızlı hızlı vuruldu. ‘Dışarı çıkın!’ diye bağırıyordu biri, ‘Dışarı çıkın, basıldınız!’. Hemen kapıya fırladık. Jandarmalara emir verildi. Hükümet binasının çevresinde yerlerini aldılar. Gittik bölük binasına, ağalar da bizimle geldi. Barzanlar, Oramar’ın etrafını sarmıştı. Kışladan bakıyorduk. Yerleşiyorlardı. Çakmaklarının ateşi görünüyordu dağların eteğinde. Sabaha doğru ateş açtılar. Birden açtılar. Biz de karşılık verdik.”

SAYI 2 2012


SAYI 2 2012

“Sekiz gün kuşatmada kaldık. Karakol yüksekte, tepedeydi. Altı makineli tüfeğimiz vardı. Hafif makinelimiz, mitralyözümüz vardı. Gece, gündüz ateş açarlardı. Biz de karşılık veriyorduk. Cephanemiz boldu. Yalnız suyumuzu kestiler. Gece bölük sürekli ateş yapıyordu. O zaman, ateş altında suyu getiriyorduk. Yüz otuz kişiydik. Sekizinci gün asker ve milis geldi Yüksekova’dan. Barzanlar, asker geldiğini haber alınca kaçtılar, kaçıp gittiler...”  “Peki’ dedim, ‘Lawrence’ı öldürmek için Mustafa elli lira istemişti. Yazdığınız yazıya yanıt geldi mi? Öldüremediniz mi Lawrence’ı?’...’Yanıt gelmez olur mu? Kaymakamlık vilayete, o da Ankara’ya yazmış. Üç ay sonra yanıt geldi’ dedi... Yazıyordu ki, ‘Derhal öldürün’...”

Lawrence

Osmanlı zabiti

Bu yazı Şükrü Yavuz tarafından kaleme alınmıştır

67


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.