2
EŞ SEÇİMİNDEN EVLİLİĞE
Prof. Dr. İLKAY KASATURA
EŞ SEÇİMİNDEN EVLİLİĞE Yaşam Döngüsü
3
4
EŞ SEÇİMİNDEN EVLİLİĞE
Sevgili torunum MİRA ve yeryüzünün tüm çocukları için daha bilinçle yetişecekleri bir dünya umuduyla…
eş seçiminden evliliğe / Prof. Dr. İlkay Kasatura
© Remzi Kitabevi, 2013 Her hakkı saklıdır. Bu yapıtın aynen ya da özet olarak hiçbir bölümü, telif hakkı sahibinin yazılı izni alınmadan kullanılamaz. Editör: Neclâ Feroğlu Kapak: Murat Özgül
ısbn 978-975-14-1604-9 birinci basım: Şubat 2014 Kitabın basımı 2000 adet yapılmıştır. Remzi Kitabevi A.Ş., Akmerkez E3-14, 34337 Etiler-İstanbul Sertifika no: 10705 Tel (212) 282 2080 Faks (212) 282 2090 www.remzi.com.tr post@remzi.com.tr Baskı ve cilt: Remzi Kitabevi A.Ş. basım tesisleri 100. Yıl Matbaacılar Sitesi, 196, Bağcılar-İstanbul Sertifika no: 10648
İçindekiler
Teşekkür, 9 Önsöz, 11 Giriş, 15 Aile Sisteminin Değerlendirilmesi ve Aile Yaşam Döngüsü..................................................... 15 Genç Yetişkinin Aileden Kopması........................................ 17
Evlilik Öncesi İlişkiler, 18 ADAYI TANIMAK............................................................................18
Arkadaşlık İlişkileri-Aile İlişkileri......................................... 21 EŞ SEÇİMİ.........................................................................................24
Eş Seçiminde Kişilik Faktörü................................................ 25 Rol ve Beklentilerin Kişilik Özelliklerinin Oluşumundaki Rolü, Toplumsal Kişilik Yapısı................ 27 SOSYAL DAVRANIŞ KURAMI VE ŞEKİLLENME........................28
Arkadaşlık Olgusunu Süreç İçinde Değerlendirmek........... 29 Klinik Değerlendirme......................................................... 34 Kendini Tanıma Grupları ve Bilinçlenme............................ 38 Evlenilecek Kişinin Kişilik Özellikleri.................................. 43 Yanlış Seçim Yapanların Aile Geçmişleri.............................. 45 BİREYSEL DEĞERLENDİRMELER, KİŞİLİK VE ÖLÇÜLMESİ...46
Projektif Teknikler . ............................................................ 48 KİŞİSEL GEÇMİŞ VE DAVRANIŞ BİÇİMLERİ.............................49
Kişisel Geçmişin Etkileri....................................................... 55
5
6
EŞ SEÇİMİNDEN EVLİLİĞE
Kişilik Farklılıkları................................................................. 63 İnsanlarla Yakın Duygusal İlişkilere Girememek................ 67 Sevginin İfade Edilmesindeki Farklılıkları Kabul Etmek...................................................................... 69 Yetişme Biçimi ve Değer Ölçüsü Farklılıkları...................... 83 Sosyoekonomik Düzey ve Sosyokültürel-Ekonomik Farklılıklar........................... 91 Psikolojik Durum ve Algılama............................................. 96
Evlilik Yılları, 97 EVLİLİK SÜRECİ VE GÜÇ ÇATIŞMALARI..................................97
Evlilik Terapileri ve Değerlendirme.................................... 100 Terapistin Çiftler Hakkında Bilmesi Gerekenler............... 103 Çift Terapileri.................................................................... 104 Bireysel Terapiler.............................................................. 105 AİLEYİ TERAPİ KONUSUNDA YÖNLENDİRME......................106
Amaçları Belirleme.............................................................. 106 Çift Terapisinin Uygunluk Koşulları.................................. 106 Eşlerin Ayrılma Eğilimi....................................................... 107 Terapi Süreci ve Terapist Değişkeni.................................... 107 TEMELİNDE ALKOL BAĞIMLILIĞI OLAN EVLİLİKLER........108
Sosyal Davranış Yöntemleri................................................ 116 Alkol Bağımlısı Ailelerine Öneriler.................................... 119 Alkol Bağımlısı Eşlerinin Kişilik Özellikleri, Aile Geçmişleri................................................................. 122 Ailede İletişimsizliği Telafi Çabası.................................... 124 Kurtarıcı Rolünü Üstlenmek............................................ 126 Duygusal Terk Edilmeden Korkmak................................. 127 Kendilerine Olan Sorumlulukları İhmal Etmek............... 127 Evlilikte Alkol Konusunda Bilinçli Olmamanın Rolü....... 127 Alkol Bağımlısı Eşe Yardımcı Olmak................................. 129 Bireysel Terapiler Özgüven Problemi................................. 130 Davranış Özelliklerindeki Değişim Nasıl Gerçekleşir?...... 132 Yeniden Yapılandırma Terapisi Örneği I............................ 133 Yapılandırma Terapisinde Süreç....................................... 137
Bireysel Özellikler............................................................. 145 Eşlerin Geldikleri Ailelerin Yapısı..................................... 147 Eş Terapisinde Kutuplaşmanın Yorumu........................... 153 Davranışlarda Geçmiş Yaşantının Etkisini Anlamak............................................................. 154 EVLİLİK VE CİNSEL YAŞAM........................................................161
Cinsel Sorunla Gelen Bir Çifte Yardım.............................. 165 Değerlendirmenin Anahtar Rolü....................................... 167 Yeniden Yapılandırma Terapisi Örneği II........................... 168 GENÇ YAŞTA DEĞİL GEÇ YAŞTA YAPILAN EVLİLİKLER.........................................170
Sonuç................................................................................... 172
Evlilik, Çocuklar ve Aile Terapileri , 174 BİRİNCİ ÇOCUĞUN DOĞUŞU...................................................174
Karşılıklı İlişki Örüntüleri.................................................. 175 AİLE YAŞAM DÖNGÜSÜ..............................................................176 ERGENLİKTE AİLE İÇİ İLİŞKİLER VE KİMLİK KARMAŞASI..........................................................186
Davranışsal Aile Terapisi Yaklaşımı.................................... 189 İletişim ve Özgüven............................................................. 190 Sorunlu Kişi-Psikolog İşbirliği........................................... 192 AİLEDE İLETİŞİM KOPUKLUKLARI VE ÇOCUKLARA YANSIMASI.................................................193
Suna’nın İntihar Girişimi................................................. 194 GENÇLERİN VE ANNE BABALARIN İZLEMESİ GEREKEN YOLLAR...................................................................196
Sorunları Belirlemek........................................................... 196 Davranışları Gözlemlemek................................................. 196 Ne Düşündüğünü Sorgulamak........................................... 197 Seçime Karar Vermek.......................................................... 198 Kararı Uygulamaya Koymak............................................... 198 EŞLERDE HEYECANLARIN İFADE EDİLEMEMESİNE DAYANAN ÇATIŞMALAR.........................................................199
Heyecan Odaklı Terapi........................................................ 205
7
8
EŞ SEÇİMİNDEN EVLİLİĞE
DUYGUSAL VE DÜŞÜNSEL PAYLAŞIM AZALDIĞINDA ORTAYA ÇIKAN ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ.................................212
Heyecan Odaklı Terapide Aile Yapısının Önemi............... 218 Değişimin Başlaması ve Heyecanlar................................... 229 GÖRÜNÜRDEKİ ÇATIŞMALARIN ALTINDAKİ DUYGUSAL ÇELİŞKİLER..........................................................233
Kontrol ve Sorumluluk....................................................... 236 TERAPİ İLKELERİ..........................................................................237
Değişimlere Açık Olmak..................................................... 238 Belirtilen Konunun Anlaşılması....................................... 240 Anlamak ve Değerlendirmek............................................ 240 Aile Dinamiklerini Değerlendirmek................................. 240 Sonlandırmak................................................................... 241
Aile Bütünlüğünün Bozulması, 242 BOŞANMA VE YOL AÇTIĞI SORUNLAR..................................242
Boşanmanın Etkileri........................................................... 245 Erken Etkiler..................................................................... 246 Uzun Süren Etkiler........................................................... 247 BÖLÜNMÜŞ AİLELERDE ÇOCUĞA YAKLAŞIM......................251 ÖNERİLER......................................................................................256
Çocuğun Boşanma Olayına Sağlıklı Tepkide Bulunmasını Sağlayan Etkenler...................................... 257
Evliliğin İleri Yılları, 259 İLERİ YILLARA ÖN HAZIRLIK....................................................259
Emekliliği Sağlıklı Geçirmekte Bakış Açısının Rolü......................................................... 259
Sonsöz, 265 Yaşamın Bütünlüğünü Kaybetmeyin................................. 265
Kaynakça, 267
Teşekkür
9
Teşekkür
Psikoterapi öykülerini kurgularken esinlendiğim yüzlerce öğrenci, danışan ve hastama teşekkür ederim. İçtenlikleri olmasa bu kitap ortaya çıkmazdı. Kitap taslağının birkaç öyküsünü gözden geçirerek görüşlerini paylaşan yüksek lisans öğrencim Esin Külür’e; Taslakları bilgisayara taşıyan Neslihan ve Volkan Yeğin’e teşekkür ederim. Kitabı genel hatlarıyla gözden geçirerek yapıcı eleştirilerde bulunan Remzi Kitabevi’nden yayın koordinatörü Öner Ciravoğlu’na; Metni çok titiz bir çalışmayla düzenleyen, özenli çalışması ve yaklaşımıyla kitabı daha anlaşılır kılan editör Neclâ Feroğlu’na; İçeriği yansıtan kapak tasarımıyla bütünleyici bir çalışma ortaya koyan Murat Özgül’e; Sayfa düzeniyle ilgili değişikliklerde sabırla çaba harcayıp emek veren Hatice Taş’a teşekkür borçluyum. En özel teşekkürüm de, koşulsuz sevgileriyle destek veren çocuklarım Bora, Burcu ile ailenin en minik üyesi torunum Mira’ya, yaşattıkları coşkuyla motivasyon kaynağım oldukları için…
10
EŞ SEÇİMİNDEN EVLİLİĞE
Önsöz
11
Önsöz
Yıllarca önce, Aşk Böceği isimli eğlenceli bir film seyretmiştim. Filmin kahramanı, kafasından ve gönlünden geçenleri gerçekleştirememenin sıkıntısını yaşayan genç bir adamdı. Birçok şeye karar veriyor, sonunda ya kendisini yetersiz hissettiği için ya da olanaklar elvermiyor düşüncesiyle kendisine ve dünyaya küskün bir şekilde somurtup oturuyordu. Filmde birdenbire bir mucize gerçekleşti. Herby adını verdiği Volkswagen onun adına bazı kararlar vererek eyleme geçmeye başladı ve kahramanımız, kendisini anlayan bir dost bulmuş oldu. Sıkıntı ve sevinçlerini otomobiliyle paylaştı, anlaşılmanın verdiği mutlulukla, birçok düşüncesini de gerçekleştirebildi. Bu film 1970’li yıllarda o kadar beğenilmişti ki ister istemez şöyle düşünmüştüm: “İnsanlar, film kahramanıyla neden özdeşim kuruyor, neden Herby gibi görünmez bir elin kendilerine yardım etmesini istiyor?” Aslında cevabını da biliyordum. Çünkü teknolojik gelişmelerin bu kadar hızlı olduğu çağımızda, kendilerini dönen çarkın bir vidası olarak yalnız ve desteksiz görüyorlardı. Çağa ayak uydurabilmek için çalıştıklarında çoğu kez duyguları körelmiş, insan ilişkileri bozulmuş, daha iyi ve güzele gidebilme savaşı verirken, kendilerine yabancılaşmış, kendilerini tanımaktan uzaklaşan bireyler haline geliyorlardı. Kendilerini tanımayan, hangi potansiyele ve yeteneğe sahip olduğunu bilmeyen bireyler ise, hem yaşam başarısı hem de yaşam sevinci açısından bir doyum-
12
EŞ SEÇİMİNDEN EVLİLİĞE
suzluk yaşıyorlardı. Yaşamı sevmeyen ve değerlendiremeyen kişilerle nerelere varılabilir? Bu yüzyılın başında, dünyayı bir sahne olarak kullanarak insanları ve insan ilişkilerini psikodramada ele alan Moreno, insanlığın çok önemli bu yarasına parmak basmıştır. İnsanlara kendilerini tanımayı, sevmeyi öğretmiştir. Seçimlerini daha sağlıklı yapabilmeyi, bunun sonucu olarak da daha başarılı ve uyumlu olabilmenin yollarını göstermiştir. Bu kitapla istedim ki yoğun olarak coşkuyla yaşanan olayların, psikodrama ve psikoterapi yöntemleriyle ele alınma biçimlerini somutlaştıralım, öğrencilerimize ve konuya ilgi duyanlara, psikodramanın evlilik ve aile terapilerine uygulanışını ve diğer aile psikoterapi tekniklerini uygulama biçimleri için bir küçük mum da biz yakalım. (Vaka analizlerine yer verilen çalışmalarda, gerçek vakalardaki bütün isimler ve yaşananlar hakkında ipucu verebilecek nitelikteki bilgiler değiştirilerek sunulmuştur.) 40 yıldır hastane ve kliniklerde, üniversitelerde uyguladığım psikoterapi gruplarına yüzlerce genç insan, karı-koca, aile bireyi, kendilerini tanımak, sorun çözebilmek amacıyla katıldı. Zengin iç dünyaları, içtenlikleri ve öğrenme motivasyonlarıyla beni de her oturumda ayrı bir psikolojik zenginleşmeye ve yenilenmeye götürdüler. Öyle bir zenginlik ki, buna ihtiyaç duyan her öğrenci, her yönetici, psikolojik sorunları olan kadın, erkek, genç, her insanın bundan bir pay almasını istedim. 40 yıldır bireysel ve grup psikoterapileri uygularken fark ettiğim çok önemli bir gerçek var: İnsanların çoğu, kendilerine Herby gibi görünmez bir elin yardımını hayal ediyor. Kendi yaşamlarına, kendi çabalarıyla katabilecekleri değerlerin bilincinde değiller. Özellikle gençlerin, evlilik öncesi eş seçimine götürecek arkadaşlıklarla kendilerine sadece iyi vakit geçirtecek kişileri aradıkları görülüyor; onlarda anne baba özelliklerine uygun kişileri arama bilinci yerleşmiş görünmüyor. Yapılan seçimler, bek-
Önsöz
13
lentileri karşılıyor mu? Farkında değil gibi davranıyorlar. Flörtnişanlılık, evlilik, çocuk sahibi olma aşamalarında tarafların birbirlerini ve beklentilerini çok iyi tanımalarında yarar vardır. Evlilik sadece uygun kişiyi bulmamızla değil, uygun kişi olmamızla da ilgili bir olaydır. Beraberliğin mutluluk verebilmesi için her şeyden önce sevgi ve saygının olması şarttır. Saygı duyabilmek, bireyin özel değerlerine çok bağlı olan bir konuysa da, bu saygıyı ortaya koyabilmek belirli ortak özellikler taşır. Örneğin, eşlerin birbirlerinin özel yaşamlarına saygı duyabilmeleri belirli bir duygusal olgunluk gerektirir. En mutlu evliliklerde bile eşler kendilerini özgür hissetmek isteyebilir. Bu bağımsızlık isteğine saygı duyarak beraberlik içinde özgür kalabilmeleri, eşlerin birbirine duyduğu sevgi ve saygıyı artırır. Evlilik ve aile hayatının bizden beklediği sorumluluklar, ancak doğru bir eş seçimine gidilebilmişse gerçekleşebilir. Sadece uygun kişiyi bulmakla değil, uygun kişi olmamızla da ilgili olan bu seçimler, bir gerçeği ortaya koyar: “Her insan kişisel geçmişini de evliliğe taşır. Evlilik öncesi kişisel sorunlar varsa farkına varılıp çözülmedikleri takdirde kaybolmayacak, evliliğe de yansıyacaktır. Evlilik ve aile terapilerinde, evlilik kararına götüren faktörlerin neler olduğu araştırılmazsa, altyapısı tamamlanmamış bir evin çatısının özenle kurulması gibi anlamsız olur. Bu nedenle “Kendini Tanıma” adı altında katıldıkları gruplarda, genç bireyleri bazen iletişim, bazen psikodrama, bazen varoluşçu yöntemlerle tanımaya ve onlara da doğru olan seçimleri yaptırmaya çalıştım. Evlilik terapileri ve aile terapilerinde de, insan mutluluğunu hazırlayan bu kutsal birlikteliklerin neresinde yanlış yaptıklarını kendilerine buldurmaya çaba harcadım. Evliliğe, iyi ve kötü günleri paylaşmak dileğiyle ilk adım atılır. Ne var ki, kendini ve beklentilerini yeterince değerlendiremeyen kişiler, birlikte evlilik yolculuğu yapacakları insanı da
14
EŞ SEÇİMİNDEN EVLİLİĞE
tam değerlendiremezler. Bu kişi kendilerine ne verebilecektir? İyi günlerin yanında kötü günlerde ne ölçüde destek olabilecektir? Birlikte yaşanan olaylarda duygu ve düşüncelerini ne ölçüde paylaşacaklardır? 1990’da sonlandırdığımız bir araştırmada (Kasatura, İ., 1990), lise döneminde mutsuz bir aile yaşamı geçirenlerin çoğu acele evlilik kararları vermişler ve gençlik döneminde kendilerine cazip, coşkulu, zeki ve yaşama bağlı görünen kişilerin zaman içinde bu özelliklerinin aslında bir yanılgı olduğunu anlamışlardır. Örneğin, başlangıçta iyi bir paylaşma içinde görünen koca, daha sonra güçlüklerle karşılaştığı zaman sorumsuzluk duyguları yüzünden ev ortamından uzaklaşmıştır. Zekâ düzeyi ortalama sınırda ve lise döneminde başarısız grupta olan kişilerden bazıları evlilik içinde hiçbir şeyi paylaşamaz hale gelerek aynı çatı altında iki ayrı yalnızlığı sürdürmüşlerdir. Birbiriyle duygu ve düşüncelerini, yaşam sevinç ve korkularını, güçlüklerini paylaşabilen kişiler, aile yaşamında mutluluğu daha kolay bulabilmektedirler. Birlikte mutlu yaşayabilmek, büyük ölçüde ortak ilgiler geliştirerek bunları paylaşmaktan zevk alabilmek demektir. İlerideki sayfalar karıştırıldıkça, psikolojik sorunlar olarak yaşamımızı karartan gerçeklerin, ayrı bakış açılarıyla aydınlığa dönüştüğü fark edilecektir. Görülecektir ki mutsuzluğumuza neden olan birçok olayın, farklı yorum becerileri ile çözüm anahtarları elimizdedir. Tek yapılması gereken, bireyin içtenlikle kendisini tanımak istemesi, kişiliğinin yeni boyutlarında yolculuğa hazır olmasıdır. Bu hazır oluş “Herby” özlemini giderecek, itici gücü yine kendi iç dünyamızdan bize sunacaktır.
Giriş
15
Giriş
Aile Sisteminin Değerlendirilmesi ve Aile Yaşam Döngüsü İnsanın ilk toplumsal ortamı, ailedir. Aile bireylerinin birbiriyle etkileşimi, ailenin psikolojik ve toplumsal özellikleri, sahip olduğu olanaklar, eğitim biçimi ve ailedeki değer ölçüleri, bireylerin ruh sağlığını şekillendirir. Zaman içinde bireyler bu faktörlerin etkisiyle psikolojik olarak sağlıklı veya sağlıksız olurlar. Bireyin aile hayatı içinde yaşadığı belirli gelişim dönemleri (bebeklik, çocukluk, gençlik, evliliğe hazırlık, evlilik, çocuk sahibi olma; çocuğun ergenlik çağına gelmesi, çocukların evden ayrılması, emeklilik ve yaşlılık dönemini yaşama), aile yaşam döngüsü olarak isimlendirilmektedir. Bu gelişim dönemlerinden birinde yaşanan aksaklıklar, bir sonraki dönemde sorunlar yaratmaktadır. Bu nedenle gelişim dönemlerinin özellikleri, bu dönemin sağlıklı olarak geçirilebilmesi için yapılması gerekenler bilinir ve uygulamaya konursa, birey ulaşmak istediği hedefler ve yaşamak istediği süreçle ilgili olarak bir vizyon kazanabilir. (Nichols, M., 2010; Cox, F. D., 1990; Ericson, E. H., 1950, 1968) İnsanın ilk toplumsal ortam ve çevresi ailedir. Ülkemizde kentleşme ve sanayileşmeyle birlikte aile yapısında önemli değişmeler olmuş, geniş ve geleneksel aileler yerini çekirdek aileye bırakmıştır. Evlilik ve aile yaşam döngüsü, birçok psikolog, sosyolog ve disiplinlerarası yaklaşımda (Richter, H. E., 1985; Satir, V., 1988; McGoldrick ve Carter, E., 1982) ele alınmıştır.
16
EŞ SEÇİMİNDEN EVLİLİĞE
Aile yaşam döngüsü içinde aile üyelerinin geçirdiği duygusal gelişmeler, bize o ailenin değer ölçüleri, beklenti farklılıkları, çocuklarından ve kendilerinden neler umduklarıyla ilgili fikir verebilir. Genelde her aile “tek ve kendine özgü” olmakla beraber, aile yapıları kendilerine özgü kurallarıyla, sosyokültürel ve ekonomik özellikleriyle farklılık ve benzerlikler yansıtır (Nichols, M., 2010; Satir, V., 2001). Birçok psikoloğa göre bu döngü 6 aşamada gruplanır. 1. Evlilik öncesi, henüz karşı tarafa bağlanmamış genç yetişkin 2. Yeni evli çift 3. Küçük çocuklu aile 4. Ergenlik döneminde çocuğu olan aile 5. Çocukları evden ayrılan aile (Boş Yuva Sendromu) 6. Emeklilik, yaşlılık dönemi. Aşamaların her biri, ailenin içinde bulunduğu kültürel, ekonomik, eğitimsel faktörlerle şekil alacak, sonra aile bu kalıpları, içinde yetişen bireye, ya olduğu gibi uyulmasını isteyerek, ya koşullara göre değişime uğratarak sunacaktır (Cox, F. D., 1990). Örneğin kırsal kesimde, aile bireyleri arasında hiyerarşik düzene uyarak birkaç kuşağın bir arada yaşadığı bir ailede yetişen genç bir bireyin, toplumsal yaşam ya da bireysel sorumlulukları azdır. Ancak aile ve aile kurallarına sorumlulukları fazladır. Bu durumda evlilik öncesi karşı cinsle bir arkadaşlık kurmak isteyen genç erkek, bu seçimi ailesine onaylatmak ve ailenin değer ölçülerine göre bir eş seçmek durumundadır. Kırdan kente göç olgusuyla oluşan geçiş halindeki ailelerde yetişen gençlerin de, hem ailelerinin değerlerini korudukları, hem de yeni değerler oluşturmaya çabaladıkları görülmektedir. Karıkoca ve evlenmemiş çocuklardan oluşan çekirdek aile modelinde ise genç bireyin daha çok davranış özgürlüğü ve bi-
Giriş
17
reysel sorumlulukları vardır. Aileler arasındaki yapısal farklılıklara eğitimsel farklılıkları da eklediğimiz zaman dengeli ve sağlıklı bir etkileşim içinde yetişen gençler ile yeterli sevgi ve güveni veremeyen dengesiz ailelerde yetişen gençlerin evlilik beklentileri ve hedefleri aynı olamaz. Her genç, kendi uzantısı olabilecek, kendi ölçülerinin yansıması ve uzantısı niteliğinde seçimlere yönelecektir (Cox, F. D., 1990; Nichols, M., 2010).
Genç Yetişkinin Aileden Kopması Aile yaşam döngüsünün ilk aşamasında bağımsızlık duygusunun kazanılması gerekir (Satir, V., 2001; Ericson, E. H., 1968). Genç bireyler, evlilik beklentileri, yaşamdan elde edebilecekleri erişmek istedikleri yerlerle ilgili gerçekçi hedefler ve amaçlar oluşturmalıdır. Bireyselliğini ve bağımsızlığını kazanmamış olmak, genci bu girişimlerden alıkoyar. Bağımsızlığını kazanan birçok genç, Batı ülkelerinde, evden ayrılarak yalnız yaşamayı seçmektedir. Bunun anlamı bağımlılık yerine “aileye bağlılığı” yaşayabilmektir. Ancak böyle bir ayrılış hazır olmayı gerektirir. Hem ekonomik hem sosyal hem de psikolojik olarak böyle bir ayrılışı yaşamak, bizim memleketimizde genelde “evlenerek gitmek” şeklinde olmaktadır. Ancak evliliğe de, hazır olmadan, bireyselliğini ve bağımsızlığını kazanmadan adım atılmışsa genelde mutluluk yakalanamamakta ve çatışmalı hatta boşanmayla sonlanan evliliklere rastlanmaktadır. Bunun için gencin evlilik öncesi başarması gereken en önemli görev “bağımsız düşünebilen bir birey” olmasıdır. Sonra da bu bağımsızlığı, bilinçli olarak seçeceği eşle birlikte, evlilikteki rollerini, birbirlerinden beklentilerini konuşabildiği bir ilişki kurarak değerlendirmesidir.
ESE 2
18
EŞ SEÇİMİNDEN EVLİLİĞE
1
Evlilik Öncesi İlişkiler
Eş seçmek, kitap seçmeye benzer. İyi tasarlanmış bir kitap ve cilt, ilginizi çekebilir. İçeriği sağlam olmadıkça, sonunu getirmek zordur. Konfüçyüs
ADAYI TANIMAK Boşanmaların son yıllarda bizim memleketimizde de artış göstermesi, evlilik kararlarının doğru verilmediğini göstermektedir. Ortak amaçlar, beklentiler, paylaşılan değerler değil de, sadece fiziki çekicilik nedeniyle evlilik seçimi yapılmışsa, başarılı bir ilişki sürdürülmesi mümkün değildir. Evlilik yılları arttıkça, başlangıç kararını etkileyen bu faktörün, çok değişik ortak amaçlarla beslenmesi gerekir. Kadın ve erkek, uygun bir eş seçimi yapabilmek ve başarılı bir evliliğe yönelebilmek için, önce kendilerini, sonra da evlilik adaylarını iyi tanımak zorundalar. Düşünmeleri ve cevaplamaları gereken sorular vardır: • Yaşamda benim için neler önemli? • Nasıl bir yaşam sürmek beni mutlu edebilir?
Evlilik Öncesi İlişkiler
19
• Yaşamdaki önceliklerim neler? • Onun hangi özellikleri beni cezbediyor? • Karar vermekte akılcı mı yoksa duygusal mı davranıyorum? • Onun sahip olması gereken kişilik özelliklerini değerlendirememiş olabilir miyim? • Benlik imajımın, sosyal imaj olarak topluma yansıması nasıl? • Sosyokültürel ve ekonomik beklentilerim neler? • Aileme ne ölçüde bağlı veya bağımlıyım? • Onun dini yönelimlerinde, siyasi görüşlerinde ne ölçüde görüş birliğimiz olmalı? • Onun eğitimi, bu eğitimi yaşama geçirebilmesi, ailesinden ekonomik destek alıp almaması benim için ne kadar önemli? Bu soruların sağlıklı bir şekilde cevaplanabilmesi, evlilik öncesi arkadaşlıklara yer vermekle mümkündür. Genç birey, arkadaşlarıyla paylaşarak, yardımlaşarak, duygusal ve düşünsel bir alışverişe girerek, kendi kişiliğini geliştirir. Arkadaş seçeneklerinin fazlalığı, değişik özelliklerde birçok arkadaşa sahip olmak, bireylerin hem kendini hem de karşısındaki kişileri daha iyi tanımalarını, seçim yapma şanslarını çoğaltır. Arkadaşlık, karşı cinsin özelliklerini de tanıma fırsatı verir. Arkadaşlık ilişkileriyle genç, toplumsal becerilerini geliştirir, insanlarla bir arada yaşamayı öğrenir. Arkadaşlık kurabilmek, sürdürebilmek başlı başına bir başarı ve ruh sağlığının ölçüsüdür. Arkadaşsızlığın neden olduğu yalnızlık ve yetersizlik duygusuna, aileden gelen destek yeterli olmaz. Kendi cinsiyetindeki arkadaşlarıyla iyi ilişkiler içinde olan gençler, karşı cinsle arkadaşlıklarını da daha kolay kurabilmektedir. Ergenlik sırasında kendi cinsinden arkadaşlarla yoğun