Eski Çiçekçi Sokağı
Uzun Yürüyüş
Dünya Bu Kadar
GÜROL SÖZEN
AYHAN GEÇGİN
MAHİR ÜNSAL ERİŞ
G
“U
ürol Sözen, atölyesinin yer aldığı Beyoğlu’nda bir sokağın hikayesini anlatıyor. 1963-1973 arasındaki on yıllık zaman diliminde sokağın sakinlerinin yaşamları üzerinden bir döneme tanıklık ediyor. Marjinaller, azınlıklar, arabacılar, sokak satıcıları, aylaklar birer hikâye kişisi gibi işleniyor. Devamı sayfa 6
R
E
M
Z
İ
zun Yürüyüş”, isimsiz ve yalnız bir kahramanın yolculuğuna sahne oluyor. Türkiye’nin politik gündemine de göndermeleri olan kitap, insanın toplumdan uzaklaşmasının ve kendisini keşfetmesinin olanaklarını ele alırken, okurları var olmak ve yok olmak üzerine düşündürücü bir maceraya davet ediyor. Devamı sayfa 7
K
İ
T
A
B
E
V
İ
SAYI 113 - MAYIS 2015 - ÜCRETSİZDİR
Ö
yküleriyle hem okurun ilgisini çeken, hem de önemli ödüller almış bir isim Eriş. Ama yeni kitabıyla roman sayfasını açmış görünüyor. Öte yandan, “Dünya Bu Kadar”, birinin bittiği yerden bir diğerinin başladığı “küçük küçük” hikâyelerden oluşan yapısıyla yazarın öykü ile roman arasında bağ kurduğu bir yapıt. Devamı sayfa 13
ARKA KAPAK KONUĞU Ayşegül Devecioğlu
BABİL KULESİNE BİR TUĞLA DAHA...
T
ürkiye’de yayıncılık sektörü hızla endüstrileşiyor. Her geçen yıl basılan kitap sayısı artarken, yeni-eski bu kitap denizinde okurun nitelikli kitaba ulaşması da gittikçe zorlaşıyor. Reklamlar, PR çalışmaları, kitap tanıtım yazıları arasında kaybolmak, “bunu mutlaka okumalıyım” diyebileceğimiz pek çok kitabı ıskalamak işten bile değil. Okuma listeleri, kitap seçkileri ya da eleştiri-inceleme kitapları bir nebze de olsa bu arayışa ışık tutuyor. Yine de okumak kadar öznel bir eylem söz konusu olduğunda hazırlanan her liste eksik, yetersizdir. Tam da bu nedenle listeleri bir şans olarak görmek ve eksikliklerini tamamlayarak geliştirmek, böylelikle seçenek-
Kaldığımız Yer
Devamı sayfa 8-9
6
BEHÇET ÇELİK
Aile Hayatı
10
AKHIL SHARMA
Iskalı Karnaval
10
KEREM IŞIK
Hindi’nin Ruhu
12
ERSAN ÜLDES
Potus & Beyefendi TOLGA TANIŞ
14 15
Bu Yazı Annem İçin
3
leri çoğaltmak mümkün. Dahası gerekli. Her okurun bu listelere ekleyeceği başka kitaplar mutlaka olacaktır. Yakın zamanda yayınlanan “Okunması Gereken 501 Kitap”tan yola çıkarak, Melisa Ceren Hasmaden de bu seçkiye önerilerle katkıda bulundu. Belki sizin de sürekli değişen, yenilenen ve bazen de yinelenen okuma listenizi bir kez daha elden geçirme zamanınız gelmiştir. Okumanın sonsuzluğa uzanan Babil Kulesi’ne bir tuğla daha koymak için.
7
16
IRMAK ZİLELİ
ÖNER CİRAVOĞLU
EMRE KONGAR
Bu Yazarın Savunması
Güzel Ada’ya Mektup
Haldun Taner 100 Yaşında!
HANDE ALTAYLI “Sevmenin Farklı Biçimlerini Vermek İstedim” “Ş
ehirli” olduğunu kendi kabul etmese de şehirli bir kadın ve yazar Hande Altaylı… Son romanı “Delice”yle bizi 484 köylünün yaşadığı Çakalağzı’na götürüyor. Yazar, köyün garibanlarından Ağır İrfan’ın “uslanmaz” kızı Meryem ile üç zengininden biri olan Osman Efendi’nin “deli” oğlu Kazım’ın hayatını anlatıyor. Meryem çirkin ama başkaldırabilen, içinde bulunduğu toplumun ahmakça bulduğu değer yargılarına kafa tutabilen, nedenini sesli ve en sert biçimde dillendiren, soru soran, toplumun ödeteceği bedeli de, gerekirse, ödemeye razı ama asla boyun eğmeyen bir karakter. Kazım ise Meryem’e âşık ve bir süre sonra ona benzemeye başlayan zengin ailenin deli oğlu. Özellikle Meryem’e olan aşkı nedeniyle o da “Meryemleşiyor” adeta; seviyorsunuz her ikisini de romanın sonunda ve alıp başınızı bu iki kahramanla beraber köyden, kötü
kaderinizden kaçarcasına hep beraber yollara düşüyorsunuz… Yazar, roman boyunca okuruna sorular sordurmayı başarıyor… Karakterleri öyle çok kötülük yapıyor ki “koca köyde bir tane de olsa iyi adam yok mu?” diye isyan ediyor okur. Öte yandan bu kötülüğü öyle güçlü veriyor ki, elinizde olmadan, “acaba bu kötülüğü yapmakta haklı mı?” diye düşünüyorsunuz. Altaylı bu romanında hal-i pürmelalimizi anlatıyor... “Delice”, küçük bir köyün kendine özgü kapalı yaşamından ziyade koca bir Türkiye’nin romanı gibi. Romanın kahramanları şehrimizde, mahallemizde, sokağımızda, apartmanımızda, yan dairemizde, evimizde hatta kendi içimizde yaşıyor. “Delice”, tüm kirli çamaşırlarımızı, tüm kirli düşüncelerimizi, ikiyüzlü yaşamlarımızı döküyor ortaya. Kendimizle yüzleşmeye davet ediyor bizi. Devamı sayfa 4-5