William Shakespeare / Yeter ki Sonu İyİ Bitsin

Page 1


2


3 Giriş

William Shakespeare

Yeter ki Sonu İyi Bitsin Türkçesi: Bülent Bozkurt


4

Çeviride esas olarak aşağıdaki metin kullanılmıştır: William Shakespeare: The Complete Works. Edited by Peter Alexander, London, 1951. Ancak, özellikle Norton Shakespeare (1992) ve başka basımlardan da yararlanılmıştır. Çeviride Alexander metniyle uyuşmayan bölümler için önce Norton Shakespeare’e bakılması önerilir.

yeter ki sonu iyi bitsin / William Shakespeare Özgün adı: All’s Well That Ends Well Her hakkı saklıdır. Bu yapıtın aynen ya da özet olarak hiçbir bölümü, telif hakkı sahibinin yazılı izni alınmadan kullanılamaz. Yayına hazırlayan: Gül Özseven Kapak fotoğrafı: Ellie Kurttz Kapak: Ömer Erduran

ısbn 978-975-14-1618-6 birinci basım: Mayıs 2014 Remzi Kitabevi A.Ş., Akmerkez E3-14, 34337 Etiler-İstanbul Sertifika no: 10705 Tel (212) 282 2080 Faks (212) 282 2090 www.remzi.com.tr post@remzi.com.tr Baskı ve cilt: Remzi Kitabevi A.Ş. basım tesisleri 100. Yıl Matbaacılar Sitesi, 196, Bağcılar-İstanbul Sertifika no: 10648


5

Ýçindekiler Yeter ki Sonu İyi Bitsin Üzerine, 7 Kişiler, 13 I.Perde, 17 II. Perde, 43 III. Perde, 81 IV. Perde, 106 V. Perde, 137


6


Yeter ki Sonu İyi Bitsin Üzerine

7

YETER Kİ SONU İYİ BİTSİN ÜZERİNE Yazılış, oynanış ve basım tarihleri: Oyunun günümüze ulaşan tek metni, Shakespeare’in ölümünden sonra 1623 yılında basılan First Folio (Shakespeare’in oyunlarının ilk toplu basımı)’da yer alıyor. Yazarın düzeltilmemiş taslak notlarından dikkatsizce derlendiği düşünülen bu metin hatalarla dolu. 1602-1603 yıllarında yazıldığı tahmin edilen oyunun Shakespeare’in yaşadığı dönemdeki ilk sahneleniş tarihi bilinmiyor. Kaynaklar: Oyunun temel kaynağı, Boccaccio’nun Decameron’unda yer alan Beltramo de Rossiglione ile Giglietta de Narbonne’un hikâyesi. Shakespeare bu hikâyeyi muhtemelen William Painter’ın İngilizce çevirisinden okumuş. Oyunun özeti: Birinci perdede, ünlü doktor Gerard de Narbonne’un ölümünden sonra öksüz kalan kızı Helena, evinde büyüdüğü Rousillon Kontesi’nin oğlu Bertram’a âşık olur. Ancak aralarındaki sınıf farkı yüzünden aşkına karşılık bulamayacağını düşünür. Kontes’in kocasının ölümü üzerine Bertram, çaresiz bir hastalığın pençesindeki Fransa kralının velayeti altına girer ve yanına ödlek Parolles’le yaşlı Lord Lafeu’yü de alarak Paris’e, Kral’ın yanına gider. Babasının doktorluk sırlarının bir kısmını öğrenmiş olan Helena da, Kral’ın iyileşmeyen yaralarına şifa bulma umuduyla Paris’e gitmeye karar verir. Amacına ulaşırsa toplum gözünde itibar kazanıp soylu sınıfına ve Bertram’a biraz daha yaklaşabileceğini düşünmektedir. İkinci perdede, Bertram Paris’e vardığında oradaki soylulardan bir bölümü Floransa Dükü’nün ordusuna katılmak üzere hazırlık yapmaktadır. Ancak Kral çok genç olduğu gerekçesiyle Bertram’ın da onlarla birlikte gitmesine izin vermez. Helena Kral’ın sarayına geldiğinde Kral başlangıçta pek çok namlı doktorun başaramadığı şeyi onun başarabileceğine ve hastalığına şifa bulabileceğine ihtimal vermez. Babasından öğrendiği gizemli ilaçlara güvenen Helena ise bu uğurda canını feda etmeye hazır olduğunu bil-


8

Yeter ki Sonu İyi Bitsin Üzerine

dirir. Ama Kral’ı iyileştirmeyi başarırsa hizmetinin karşılığında ondan saraydaki bekâr erkeklerden birini koca olarak seçmesine izin vermesini ister. Kullandığı yöntemler sayesinde Kral sağlığına kavuşunca da ödül olarak saraydaki erkekler arasından Bertram’ı seçer. Bertram kendini küçük düşürdüğü gerekçesiyle bu anlaşmaya şiddetle karşı çıkar, ancak Kral’ı kırmaktan çekindiği için sonunda Helena’yla evlenmeye razı olur. Yine de, Parolles’in de teşvikiyle, evlilik töreninden hemen sonra gizlice Floransa’ya gitmeye karar verir. Üçüncü perdede, Helena Bertram’ın isteği üzerine Rousillon’a döner ve orada Bertram’dan bir mektup alır. Bu mektupta Bertram beraberliklerinin sürmesi için Helena’ya olmayacak bir şart koşmaktadır: Buna göre Helena Bertram’ın parmağından hiç çıkarmadığı bir yüzüğü elde etmedikçe ve ondan bir çocuk sahibi olmadıkça onun karısı olamayacaktır. Helena’yı kızı gibi seven Kontes oğlunun bu davranışına çok sinirlenir. Bertram’ın Fransa’dan kaçmasına sebep olduğu için çok üzülen Helena hacı kılığına girer ve Aziz Jacque le Grand’ın türbesini ziyaret etmek üzere yola çıkar. Ayrılmadan önce Kontes’e bir mektup bırakarak bu yolculukta ölümü kucaklamaya hazır olduğunu söyler. Floransa’ya vardığında Bertram’ın oradaki yaşlı bir dulun kızı olan Diana’yı iğfal etmeye kalkıştığını öğrenir. Dul kadın Bertram’ı yoldan çıkaranın Parolles olduğunu söyler. Helena dul kadına Bertram’ın karısı olduğunu açıklar ve eğer Diana hazırladığı bir planı uygulamada kendisine yardımcı olmayı kabul ederse çeyizine yüklü bir katkıda bulunacağını söyler. Bu plana göre Diana Bertram’dan parmağındaki yüzüğü isteyecek ve onun yatağına girmek için bir gün kararlaştıracaktır. Kararlaştırılan günde de Diana’nın yerini Helena alacaktır. Dördüncü perdede, palavracı Parolles’in şişinmeleri ve ikiyüzlülüğü Floransa’daki askerleri iyice bezdirmiştir. Sonunda onun gerçek yüzünü ortaya çıkarıp Bertram’a göstermeye karar verirler. Parolles düşmanın eline geçen orduya ait bir trampeti geri alma iddiasıyla ordugâhtan ayrıldığında komplo kuran askerler onu yakalayıp gözlerini bağlar ve “tercüman” aracılığıyla uydurma bir yabancı dilde sorguya çekerler. Bu sorgulamada Parolles Fransız birlikleriyle ilgili her türlü askeri sırrı açıklar. Kont Bertram’ı da tehlikeli ve ahlaksız bir genç olarak nite-


Yeter ki Sonu İyi Bitsin Üzerine

9

ler ve canını bağışlamaları için yalvarır. Ancak kendisine kurulan tuzağı öğrendiğinde hiç utanıp sıkılmadan “Yaşayan her insana bir yer, bir yol bulunur,” diye konuyu geçiştirir. Bu arada Diana Bertram’dan parmağındaki aile yadigârı değerli yüzüğü koparmayı başarır ve gece yarısı gerçekleşecek bir buluşma ayarlar. Buluşma gecesi Bertram’ın koynuna Diana yerine karanlıkta gizlice Helena girer ve ona Kral’dan aldığı bir yüzüğü verir. Daha sonra, karısının öldüğüne inanan Bertram Fransa’ya döner. Beşinci perdede, Helena’nın ölüm haberi Kral’la birlikte Kontes’e ve Lord Lafeu’ye ulaşır. Lafeu, Bertram’a eş olarak kendi kızını önerir. Bertram bu öneriyi kabul eder ve gelin için armağan olarak Diana sandığı kadından aldığı yüzüğü Lafeu’ye verir. Kral, Helena’ya verdiği yüzüğü hemen tanır ve Bertram’ın Helena’yı öldürdüğünden şüphelenerek onu tutuklatır. Bu arada Diana annesiyle birlikte çıkagelir ve Bertram’ı kendisini iğfal edip karısının ölümünden sonra verdiği evlenme sözünü tutmamakla suçlar. Bertram da karşılık olarak Diana’nın hafifmeşrep ve güvenilmez bir kadın olduğunu iddia eder. Bunun üzerine Diana bilmecelerle konuşmaya başlayarak Bertram’ın hem suçlu hem masum olduğunu, öldüğüne inanılan karısı Helena’yı gebe bıraktığını öne sürer. Bu sözlere çok sinirlenen Kral Diana’yı hapse göndermek üzereyken Diana annesinden “özel bir tanık” çağırmasını ister. Dul kadın da Helena’yı getirir. Helena Bertram’a, şartlarını yerine getirdiğine göre artık kendisini eş olarak kabul edip etmeyeceğini sorar. Bertram da onu sonsuza dek büyük bir aşkla seveceğini söyler. Yeter ki Sonu İyi Bitsin, Troilus ile Cressida ve Kısasa Kısas’la birlikte Shakespeare’in “sorunlu” oyunlarından. Kişiler, olaylar, temalar ve bakış açısı oyunla ilgili akla yakın ve inandırıcı bir yoruma elvermeyecek ölçüde tutarsız ve çelişkili. “Karanlık komediler” olarak da adlandırılan bu oyunların bir başka ortak özelliği, Shakespeare’in erken dönem romantik komedilerinden farklı olarak, insanı ve davranışlarını karamsar ve şüpheci bir açıdan ele almaları. Bir bakıma Shakespeare’in tüm oyunlarının sorun ve çelişkilerle dolu olduğu söylenebilir. Ancak çoğu zaman bunlar insanoğlunun karmaşık doğasına ve yaşamın gizlerine ışık tutan sorun ve çelişkilerdir. Oysa


10

Yeter ki Sonu İyi Bitsin Üzerine

“karanlık komediler”in bizi benzer bir yargıya ulaştıracak veri ve yönlendirmelerden büyük ölçüde yoksun olduğu söylenebilir. Ülkemiz de dahil pek çok kültürde görülen, tanıdık halk masalı öğeleri taşıyan Yeter ki Sonu İyi Bitsin’in kişileri şaşırtıcı davranışlarıyla dikkati çekiyor. Rousillon Kontesi’nin yakışıklı, burnu havada, egoist, yer yer “sevimsiz” ve zayıf karakterli oğlu Kont Bertram, Kral’ın zorlamasıyla Helena’yla evlenmeye razı oluyor. Ancak daha sonra karısını terk ediyor, Diana’yı iğfal etmeye çalışırken oyuna geliyor ve Diana yerine karısıyla yatıyor, yaptıklarından pişman oluyor ve karısına dönüyor. Bir doktor kızı olan (dolayısıyla, soylu olmadığı için Bertram’ın dengi sayılmayan) azimli, kurnaz ve fırsatçı Helena, babasından öğrendiği gizli yöntemlerle Kral’ın ölümcül hastalığını iyileştiriyor. Karşılık olarak Kral’dan, bu işe hiç de gönüllü olmayan Bertram’la evlenmeyi diliyor. Bertram kendisini terk edince Floransalı dul bir kadın ve kızının yardımıyla gizlice Bertram’ın yatağına giriyor ve ondan hamile kalıyor. Bertram’ın asalak, ödlek, ikiyüzlü, yalancı ve palavracı yardımcısı Parolles, Floransa ordugâhı yakınında kendi asker arkadaşları tarafından pusuya düşürülüp sorguya çekilince rahatça her soruyu cevaplıyor ve herkesi ele veriyor. Tuzağa düştüğünü öğrendikten sonra da hiçbir pişmanlık ve üzüntü duymadığı gibi büyük bir pişkinlikle işi geçiştiriyor. Karamsar, aksi, ağzı bozuk, bir anlamda “çivisi çıkmış” soytarı Lavatch özellikle iftira atmakta ve insanların tadını kaçırmaktaki uzmanlığıyla dikkati çekiyor. Yeter ki Sonu İyi Bitsin hayali bir dünyada geçen, geleneksel halk masalı özellikleri yanında kimi toplumsal gerçekleri de irdeleyen sıra dışı bir “komedi”. Aşk ve para, erdem ve toplumsal statü gibi çelişen değerler yer yer çarpıcı ve ustalıklı bir dille sorgulanıyor. Birinci perdede büyük ölçüde “ölüm” olgusunun insan yaşamındaki önemi vurgulanıyor. Çoğu halk masalında görüldüğü gibi bu oyunda da yaşlılar daha olgun ve anlayışlı, gençler ise daha uyumsuz ve isyankâr. Sonuçta ise iyimserlik teması ağır basıyor. Sevimsiz Bertram’ın bile davranışlarını haklı çıkaracak nedenleri var. Kendisini istemeyen (ya da, belki isteyen ama istemediğini sanan) birini elde etmeyi kafasına koymuş olan Helena’nın başlangıçta pek de cana yakın olmayan kişiliği, zekâsı, gerçek aşkı ve fedakârlığı sayesinde çok yönlü ve olumlu bir nitelik kazanıyor. Bülent Bozkurt


Yeter ki Sonu İyi Bitsin Üzerine

11

Kaynaklar Downer, D. D. and Riding. Essential Shakespeare Handbook. London, 2004. Honan, Park. Shakespeare: Bir Yaşam. Türkçe’ye çeviren Bülent Bozkurt. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2000. The Norton Shakespeare Based on the Oxford Edition. General Editor: Stephen Greenblatt. New York, 1997. Schmidt, Alexander. Shakespeare Lexicon and Quotation Dictionary. New York, N. Y.: Dover, 1971. A Shakespeare Encyclopaedia. Edited by O.J. Campbell and E. G. Quinn. London: Methuen, 1966.


12

Oyunun Ă–zeti


Oyunun Özeti

13

KİŞİLER FRANSA KRALI FLORANSA DÜKÜ BERTRAM Genç Rousillon(1) Kontu ROUSILLON KONTESİ Bertram’ın annesi HELENA(2) Kontes’in himayesinde genç bir kadın LAFEU(3) Yaşlı bir lord PAROLLES(4) Bertram’ın beraberindeki ödlek bir asalak DUMAINE ADLI İKİ FRANSIZ LORDU REYNALDO(5) Kâhya, Rousillon Kontesi’nin hizmetinde LAVATCH(6) Soytarı, Rousillon Kontesi’nin hizmetinde GENÇ UŞAK Rousillon Kontesi’nin hizmetinde DUL KADIN Floransalı bir hanımefendi DIANA Dul kadının kızı VIOLENTA Dul kadının komşusu MARIANA Dul kadının komşusu ŞAHİNCİ(7) Fransız ve Floransalı Lordlar, Görevliler, Askerler. Olayların geçtiği yerler: Rousillon, Paris, Floransa, Marsilya.

(1) Rousillon: Bazı edisyonlarda “Rousillion”. (ç. n.) (2) Helena: Bazı edisyonlarda “Helen”. (ç. n.) (3) Lafeu: Bazı edisyonlarda “Lafew”. (ç. n.) (4) Parolles: Bazı edisyonlarda “Paroles”. (ç. n.) (5) Reynaldo: Bazı edisyonlarda “Renaldo,” veya “Rinaldo”. (ç. n.) (6) Lavatch: Bazı edisyonlarda “Lavache”. (ç. n.) (7) Avcılık için şahin besleyip yetiştiren kişi. (ç. n.)


14

Oyunun Ă–zeti


I. Perde, I. Sahne

YETER Kİ SONU İYİ BİTSİN

15


16

I. Perde, I. Sahne


I. Perde, I. Sahne

17

BİRİNCİ PERDE B ir in ci

S ah n e

(Rousillon. Güney-batı Fransa. Kont Bertram’ın şatosu. Siyah giysilerle, Rousillon Kontu genç Bertram, annesi Kontes, Helena ve Lord Lafeu girer.) KONTES

Oğlumu göndermek kocamı kaybetmekten farksız benim için. BERTRAM

Ben de giderken, bayan, babamın ölümüne bir kere daha ağlıyorum. Ama Majeste Kral’ın buyruğuna uymak zorundayım. Onun velayeti altındayım artık, sözünden asla çıkamam.(1) LAFEU

Kral size bir hami olacak, bayan; size de, bayım, bir baba. Ayrıca, sizin liyakatiniz onun sınırsız iyilik dağarcığından kim bilir ne cevherler çıkaracaktır.

5

KONTES

Majestelerinin hastalığına bir çare bulundu mu? LAFEU

Hayır, bayan, Kral doktorların boşa uğraştığına inandı, tedaviyi bıraktı ve iyileşmekten umudu kesti.

10

(1) Babasının ölümünden sonra reşit oluncaya kadar Bertram’ın mal mülkünün yönetimi Kral’a geçiyor. Kral bu şekilde velayeti altına giren bir gencin evliliğinde (evleneceği kadının toplumsal statüsü ona denk olmak şartıyla) söz sahibi oluyor. (ç. n.) YS 2



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.