Serçeşme Dergisi Sayı 33

Page 1

SERÇEÞME BİLİMLE GİDİLMEYEN YOLUN SONU KARANLIKTIR

DİKKAT, BU DERGİNİN HBVKTD VE HBVAKV ŞUBELERİNE GİRMESİ BİR EMİRNAMEYLE “YASSAH”LANMIŞTIR!

ARTIK YASAKLI OLDUK

Bu Sayida Tekin Özdl - Ercan Geçmez Utanç Belgesi İsmal Özmen - Yunus Koçak Hamdullah Çelebi’nin Savunması - Bölüm I

Yasaklı bir kültürün yasaklısı olmak, “yaralı bir bilinci” kan kaybından ölmesi için açıkta bırakmak anlamına gelir.

Yasaklı Kültürün Yasaklama Hakkı Yoktur Esat Korkmaz, Genel Yayın Yönetmeni Fkret Otyam Aleviler Ermeni Dönmesi mi? Esat Korkmaz Alevilikte Ağız Bir Doğum Organıdır İsmal Kaygusuz Yunus Emre - Bölüm II Ahmet Koçak Hacı Bektaş Veli Anma Etkinlikleri Kelme Ata Düşünce Sefaleti, Anti Demokratiklik ve Tükeniş Zeynel Can Serçeşme mi? Şerçeşme mi? Ahmet Koçak Islah Olacak Yan da Kalmamış Yusuf Zamr İnsan Olmaya Geldik - Bölüm III Ham Kutlu Seçimlerden Önce - Seçimlerden Sonra - İki Yazı Hüseyn Çırakman ile Söyleştik - Bölüm I Hasan Harmancı Bir Sorgunun İzinde Kalmak Yahyalı Köyü Basın Açıklaması Burhan Kocada Eski Türklerin Dini Şamanizm ve Anadolu Aleviliği Reca Özdemr Alevi Örgütlerinin Demokratik Rekleksleri Zayıflıyor mu? Mustafa Özcvan Cem ve Kültür Evleri PSAKD Mamak ve Sultanbeyl Şubeler Basın Açıklamaları Süleyman Zaman İsmet Zeki Eyuboğlu Metn Özdemr Sarı Selçuk Dede Anıldı

Aylik Derg Genel Yayın Yönetmeni: Esat Korkmaz Sahibi: Genel Ajans Basın Dağıtım Organizasyon Ldt. Şti. adına Ahmet Koçak Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ahmet Koçak Yönetim Yeri: Divanyolu Cad. No: 54 Erçevik İşhanı 102, 34110 Eminönü - İstanbul Tel/Faks: +90.(0)212.519 56 35 E-posta: sercesme_dergisi@yahoo.com Baskı: Mart Matbaacılık, Ceylan Sk. No 24 Nurtepe Kağıthane, İstanbul - 0212.321 23 00 Yayın Türü: Yerel - Süreli

Fyati: Ytl  /   /   Eylül  Sayi:

33

Y

ASAKLI bir felsefe-inanç ve öğreti olan Alevilik-Bektaşilik, “yasaklandığı” alana “adımını” attığında “belletilmiş dünya” tarafından “bilincin ayaklar altına alınmasına” son verir: Doğasal değerleri, doğa-ötesi değerlere karşı “harekete” geçirerek, “metafizik idealizmi” ideoloji edinmiş dinsel toplumun sahte anılarını yerle bir eder. “İlahi ezber”i bozar ve “kul kimliği”ni yadsır; “resmi ezber”i bozar ve “memur kimliği”ni yadsır. Örnekle anlatmak anlamayı kolaylaştırıyor: Biz de öyle yapalım. Alevilik, Hıristiyan şeriatına tavırlı Anadolu yerli halkının, İslam şeriatına tavırlı Ali Yandaşları’nın ve feodal devlete/ onun sömürücü özüne tavırlı Asya kökenli kan insanlarının Anadolu’da yarattığı, doğatanrıcılık ve insantanrıcılık temelli, geriye dönüş tapımıyla kendisini İslam’ın doğuş koşullarına taşıyan, “tersine dönüşüm” ile Hz. Muhammet’i “mürşit”, Hz. Ali’yi “pir” durumuna yükselten, kendine özgü kural ve törenleri bulunan bâtıni-heterodoksi nitelikte felsefi/ inançsal-siyasal bir bilgelik öğretisidir ya da bâtıni kurtarıcı bilinç-inançtır. Benim bu tanımımın doğruluğu-yanlışlığı tartışılabilir: Yanlış da olabilir. Ben bir aydınım; yanlış yapma özgürlüğünü sonsuzca kullanma hakkına sahibim; böylesi bir özgürlüğüm olduğu için doğruyu yakalama şansım da en yüksektir. Örgütlerimiz de tanım yaptı biliyorsunuz; bir sayfalık, kimi kez birkaç sayfalık özlü anlatımları bize tanım diye “yutturmaya” kalktılar. Üstelik başka tanımlara “itibar etmeyin” diyerek suç da işlediler. Aleviliğin bir yanı “insantanrıcı” olduğu için bir Alevi, her şeyi önce “insan” biçimine dönüştürüp sonra da anlamaya çalışır. Bu kapsamda “örgüt” dediğimiz şey de “kocaman bir insan”dır. Bu “kocaman insan”ın aklı, Alevi-Bektaşi topluluk aklıdır. Daha az hata yapması gerekir. Bunu nasıl sağlar biliyor musunuz? Açmaya çalışayım: Sonsuz hata yapma özgürlüğüne sahip olmasına karşın doğruyu yakalama olasılığı en yüksek olan aydınların doğruları ile beslenerek yapar bunu. Çünkü örgütün “sonsuzca hata yapma” özgürlüğü yoktur. O zaman açık konuşalım: Örgütlerimizin “doğru düşünmesi-doğru konuşması-doğru iş yapması”, yanlış yapma özgürlüğünü sonsuzca kullanan aydınlarına özgürlük tanımaktan geçer. Alevilik bugünlere işte bu Melâmeti-Kalenderi tavırla geldi bir bakıma. Gelenekte, etik bir özdeyiş olarak öne çıkarılan “öğretmen özgürdür”, sözü bu tavrın dışa vurumudur. İnsanı ve doğayı özgürleştirmek için yola çıkan Alevilik, amacından sakınıyor bugün. Beslenme kanalı olan aydınına saldırıyor, onun özgürlüğünü ortadan kaldırıyor; ürünlerine yasak koyuyor. Örgüt üyeleri “ortalama, eşit ve yumuşak” olduğunda, örgütlü mücadelenin bütünüyle “ilerleyeceğine” inanılıyor. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Çünkü, örgüt üyelerini “küçültmek ve daha kolay yönetilebilir kılmak ilerlemek” olarak algılanmaya başlar. Başmemurlar olarak size sesleniyorum Sayın Ercan Geçmez ve Sayın Tekin Özdil, örgütlerinizin şube başkanlarını da memurlaştırdınız: Artık onlar da “ortalama, eşit ve yumuşak”. Memurlaşarak Alevi-Bektaşi hareketi her geçen gün “tersine dönüşümünü” gerçekleştiriyor. Toplumsallaşma araçlarıyla yaşama müdahale edemiyor; toplumsallaşamadığı için siyasallaşamıyor. Olağan zamanlarda görünmez gibi olan bu kısır döngü, örneğin seçim zamanı kendini acı biçimde hissettirmedi mi? Seçeneksiz kalan örgütlü Alevi hareketi, “sağına yatırım yapan” sosyal demokrat siyasete “soldan yaklaşarak” milletvekili dilenmedi mi?. “İtibar görmeyince”, dönüp kendi örgütünün içine taşınmak istemedi mi? İstedi: içine giremeyeceği-sığınamayacağı denli “küçük” bir “örgüt dünyasının” olduğunu anlayınca “işte şimdi yandık” dedi. Alevi-Bektaşi geçmişinin tarihsel-toplumsal nedenleri bilince-inanca taşınıp “sağlıklı” bir “örgüt” donuna “dökülmesi” durumunda, çalışanları-yaratanları “esenliğe” çıkaracak “yeni olanaklar”ın yaşama geçirileceğinden kimsenin kuşkusu yoktur. Geleceği şimdiden gören “egemen yargı”, içimizden “kimileri”ni de –Cem Vakfı gibi– kullanarak harekete geçti bile. Bu devrimci içgüdüyü “zapdedebilmek” için, kendini yaratan “kaynak”tan koparıp, (Devamı 2. Sayfada)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.