SERÇEÞME BİLİMLE GİDİLMEYEN YOLUN SONU KARANLIKTIR
ILIMLI ALEVİLİK
Bu Sayida Hüseyn Hürrem Ulusoy Hacı Bektaş Veli ve Yençeri Ocağı
Sistemin sunduğu “amacı” aşırı abartırsak, “duygu” yönüyle kendimizi “sileriz”, aklımızın vicdanımızdan ne kadar da çok uzaklaşabileceğini “kanıtlamış oluruz”. Sistemin amacını elde etmeyi “kazanmak” olarak algılamaya başladığımızda ise “zenginliğe” fakirliğe alıştığımızdan “daha kolay” alışırız.
Esat Korkmaz Katliamı Lanetlemek İçin On Binler Sivas’ta Buluştu Ahmet Koçak Kanal 12 TV Sorularına Yanıtlar: Türkiye Cumhuriyeti “Ilımlı Islam”ın Ta Kendisidir Fkret Otyam “Nazım’a Yapılan Fethullah Hoca’ya Yapılmasın”mış! Esat Korkmaz Kan Dolambacında Saklambaç Oynayanlar ya da Aydın Düşmanlığını Yol’un Gereği Sayanlar Erdoan Aydin Osmanlı’da Yeniçeri-Bektaşi İlişkisi İsmal Kaygusuz Şeyh Sâfi ve Şeyh Sadreddin Dönemlerinden Kısa Sosyo-Politik Kesitler - I Hasan Harmanci Alevi Köye Alevi İmam Al Aksüt Afşinli Âşık Erdemî Turan Eser İzzettin Hoca Kimden Yanasın - Bölüm I Şar Sat Kaya le Söyletk: Çok Şiir Değil, Güzel Şiir Yazmak Lazım - Ahmet Koçak Hüsnü Çavu Aleviler Ehlibeyt Soyundan Olma Meselesini Nasıl Değerlendirmeli? Seda Coun Gezgin Âşık Davut Sulari Ahmet Koçak Katıldığımız Etkinlikler -İzlenimler Kendal Doan Her Dosta Bir Post Haydar Kalkan Tuzla’ya Nasıl Bakmalı İsmal Özmen İkilik Sendromu - Bölüm II
Aylik Derg Genel Yayın Yönetmeni: Esat Korkmaz Sahibi: Genel Ajans Basın Dağıtım Organizasyon Ldt. Şti. adına Ahmet Koçak Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ahmet Koçak Yönetim Yeri: Divanyolu Cad. No: 54 Erçevik İşhanı 102, 34110 Eminönü - İstanbul Tel/Faks: +90.(0)212.519 56 35 E-posta: sercesme_dergisi@yahoo.com Baskı: Mart Matbaacılık, Ceylan Sk. No 24, Nurtepe Kağıthane, İstanbul - 0212.321 23 00 Yayın Türü: Yerel - Süreli
Fyati: Ytl / / Temmuz Sayi:
43
Patronlaşan Devletin Memurlaşan Çocuğu Esat Korkmaz, Genel Yayın Yönetmeni
D
aha dün Türk-İslam sentezi zemininde, “mahşerin üç atlısından” ulusalcılık atına bindirilip “İftar Yemeği”ne götürülen Aleviler, törenle “resmi dünya” ile akraba yapılmaya çalışıldı. Siyasi otorite, yani AKP, örgütlü Alevilik ile yani Alevilerin örgüt sözcüleri ile “masaya oturmadığı” sürece her türden “kucaklaşmanın Aleviliğin devletleşmesi” anlamına geleceğini; cemevlerine yasal statü verilmesi ya da dedelere-zâkirlere kadro açılması “görüntüsü” ardında devletin “patronlaşacağını”, Alevilerin ise “memurlaşacağını” açık açık yazmıştık. Dediğimiz gibi oldu: Patronlaşan devletin memurlaşan çocuğu olarak “Ilımlı Alevilik”, yani “Ilımlı İslam”ın özü bir dede-soylunun güdümünde seslendirilmeye başlandı. Gerçi İzzettin Doğan “Ilımlı Alevilik” demedi ama O’nun “Alevi İslam” tanımıyla açıklamaya çalıştığı şey bir başka anlatımla buydu. Biz de çekinmeden adını koyduk.
Neden Ilımlı Alevilik? Emperyalist dönem burjuvazisi, “metafiziği” yeniden “keşfetti” bir bakıma. Egemenliklerinin geleceği açısından “dinin-inancın” daha uzun yıllar kullanılabileceğini “öğrendi.” Zaman yitirmeden tektanrıcı dinlerin tanrılarının “dünya görüşü” ile emperyalist amaçları “özdeşleştirme” ya da “örtüştürme” yoluna gitti. Sürecin başlangıcında dışarıda bırakılan İslâm teolojisi de emperyalist amaçların “içine” taşındı. “Ilımlı İslâm” tanımı böylesi bir taşınmanın ürünü oldu ve “onay” verilerek benim toprağımda iktidar yapıldı. Şimdi ise “Onaylı Ilımlı Alevilik” yaratılmaya, uygulama bağlamında “sorun” yaratabilecek “muhalefet güçlerinin”, bu kapsamda Aleviler-Bektaşiler emperyalist-egemen amaca “uyarlanmaya” çalışılıyor. Süreçte “Ilımlı İslam”ın simge ismi Fetullah Gülen’i savunarak, O’nun Nazım Hikmet gibi mağdur edilmemesi gerektiğini ileri sürerek kendini öne çıkaran İzzettin Doğan, “onay” alacak bir proje olarak “Ilımlı Alevilik”in temellerini atmaya soyunuyor. Uluslararası ve ulusal “koşullar” nedeniyle “ivedilik” gösterdiği için AKP, daha önce hiçbir iktidarın “cüret” edemediği bir “tabuyu yıkmaya” soyundu. Tabuyu yıkmanın yarattığı “çayır mutluluğu” ile Aleviler “inanç halkası”ndan yakalanıp “resmi eve-yeni evine” yedilerek götürülmek istendi. Alevi burjuvazisinin desteğinde, soydan gelen bir “Dede”nin ve kökenden gelen “döner” kimlik Reha Çamuroğlu’nun sözcülüğünde “yazgımız” yazılmaya; geleceğimiz, sistemin armağanı sonu belli bir projeye bağlanmaya çalışıldı. Taslağı Amerika’dan ya da genel anlamda Batı’dan aktarılan, senaryosu ise “devlet katı”nda yazılan siyasal bir proje yaşama geçirilmeye çalışıldı. Cem Vakfı tarafından yapılandırılan ve “Alevi Diyaneti” adıyla ünlenen “Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı”, bu projenin bir parçası olarak yaşama geçirilmişti. Ardından ise AKP listelerinden Meclis’e taşınan Reha Çamuroğlu tarafından bu yapıya ya da bu yapının güdüme almakta zorlanmayacağı “örgütsüz AleviBektaşi kesime” çağrı çıkarıldı. Bu “bedelli meşruiyet” karşılığında Aleviler-Bektaşiler, “ne olduğu” belirsiz bu “demokrasiye”, uzantısında “resmi” dünyaya “yapıştırılmaya” çalışıldı. Şimdi Reha görevini yapamamış görünüyor. Her başarısız insan gibi bir “kenara” atıldı. (Devamı 2. Sayfada)