YAYIN KOORDİNATÖRÜ'NDEN
Gelişimi takip edin...
Merhaba,
Siz değerli Sancaktepeliler’le bizi buluşturan yepyeni sayfalarda bir kez daha birlikteyiz. Belediyemizin gerçekleştirdiği hizmetleri sizlere aktarmak amacıyla yayımladığımız dergimizin 5. sayısında, yine dopdolu bir içerikle karşınızdayız. Belediyemizin faaliyetlerini sizlere duyurma konusunda bir köprü görevi gören dergimizin, her sayısında olduğu gibi, bu sayısında da sizlere ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu sayımızda genel seçim öncesi, ilçemize gelerek bizleri ziyaret eden Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın eğitim ve gençlere yönelik düşüncelerini bizlerle paylaştığı röportajımızı bulacaksınız. Vizyon projelerimize yer verdiğimiz sayfalarda, yeni tanıtımı yapılan projelerle ilgili bilgi edinebilirsiniz. Kentimize kültür zenginliği yayma amacıyla geliştirilen Vizyon Projelerimizi, Belediye Başkanı’mız Sayın İsmail Erdem’in değerlendirmeleriyle birlikte detaylı olarak sayfalarımıza taşıdık. Belediyemiz’in bir diğer önemli projesi olan “Mahalle Anneleri” ise, Mart ayında tanıtımı yapılan, Sancaktepe’nin özgün projelerinden biri… Sancaktepe’nin 19 mahallesinde de gerçekleştirilecek Mahalle Anneleri Projesi’ni sizin için kaleme aldık. Belediyemiz, vefatının 231. yılında Büyük Âlim Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’ni Anma Programı düzenledi. Sayın Emine Erdoğan’ın da katıldığı programda, Türkiye’de ilk defa düzenlenen, İbrahim Hakkı Hazretleri’ne ait eşyalardan oluşan eserler sergilendi ve sergiyi, Belediye Başkanımız İsmail Erdem, Emine Erdoğan ile birlikte yaptı. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen bir diğer etkinlik ise “Aile Söyleşileri” oldu. Aile Söyleşileri kapsamında iki değerli ismi; Hekimoğlu İsmail’i ve Ömer Döngeloğlu’nu konuk ettik. Halkımızın oldukça ilgi gösterdiği bir diğer etkinlik de sevilen halk ozanlarımızla keyifli dakikalar geçirdiğimiz “Aşıklar Gecesi” oldu. Bu etkinliklerimizden detaylar bulabileceğiniz dergimizde ayrıca; ünlü sanatçımız Fatih Erkoç’la müziğe ve Prof. Dr. Kemal Sayar’la günümüz toplumunda ruh sağlığına dair yaptığımız ilginç röportajları da okuyabilirsiniz. Sancaktepe Dergisi olarak biz, Belediyemiz’in yoğun hizmet sürecini takip etmenizi sağlama misyonumuz yanında, Sancaktepe’nin gelişimini ve kalkınmasını belgeliyor olmaktan dolayı gurur duyuyoruz. Düzenlenen her açılış, gerçekleşen her etkinlik, geliştirilen her proje; Belediyemiz’in, halkımıza hizmet zenginliğini arttırırken, genç ilçemiz Sancaktepe’nin hızlı yükselişine de ivme kazandırıyor. Bizler de, Sancaktepe’nin gelişimini, siz halkımızın da desteği ile gözler önüne sermekten ve bu gelişimin şahidi olmaktan kıvanç duyuyoruz. İlçemizden yeni haberleri sizlerle paylaşacağımız bir sonraki sayımızda tekrar buluşmak dileğiyle…
Ocak - Şubat - Mart 2011 / Sayı: 5 SAHİBİ Sancaktepe Belediyesi Adına İsmail ERDEM GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ Muhammed Ali CANKATAR SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Birol ALPAT YAYIN KURULU Hamdullah ARVAS Barış ZEHİR Yılmaz ERCAN Yusuf Tarık UÇAR Hasan KAMAL Mehmet GENÇ Abdülhamit KAYGISIZ Orhan KOÇYİĞİT EDİTÖR Mustafa GÜNAL YAPIM Ajans 1453 FOTOĞRAFLAR Adem TÜRKEL Ali AVCI BASKI Dergah Ofset Göztepe Mah. Orhangazi Cad. No: 8 Bağcılar-İstanbul 0212 483 33 33 BASKI TARİHİ ????????
Meclis Mah. Atatürk Cad. No: 111 Sancaktepe/İSTANBUL T 0216 311 00 00 - 622 33 33 F 0216 620 93 37 sancaktepe.bel.tr Sancaktepe Belediyesi’nin ücretsiz Üç Aylık Yayın Organıdır. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğraflardan izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.
İÇİNDEKİLER • İndex
İÇİNDEKİLER
36 06| 08| 12| 14| 30| 38| 42| 46|
4
Bilgi Evleri
Başkan ve Yazısı Yurttan ve Dünyadan Kısa Kısa Sancaktepe'den Haberler Vizyon Projeler Başbakan ile Röportaj Bilgi Evleri Yeni Okul Projeleri Mucitler Atölyesi
SANCAKTEPE
42 48| 50| 54| 56|
Yeni Okul Projeleri
Engel Tanımayan Fırçalar Genç Gelecek 2011 UNESCO Evliya Çelebi Yılı Avrupanın Ortasında "Osmanlı Mirası" Yeşil Saraybosna 58| Aşıklar Sancaktepe'de buluştu. 62| İbrahim Hakkı Hz. Anma Programı
50
Genç Gelecek
68| Aile Söyleşileri 70| Çocuk Tiyatroları 74| Şiir / Anne 76| Mahalle Anneleri Projesi 78| Prof. Dr. Kemal Sayar ile Röportaj 82| Diş Tedavi ve Protez Merkezi
Gelişimi takip edin...
62 86| 88| 90| 92| 94| 104| 108|
Erzurum'lu İbrahim Hakkı Hazretlerini Anma Programı
Aile Sağlığı Merkezi Sağlık Yatırımları Sağlık Hizmetleri / Araçlar İlkbahar ÇEVRE / Haberler Fatih Erkoç ile Röportaj SÖYLEŞİ: Sancaktepe Belediye Başkanı "İsmail Erdem"
76
Mahalle Anneleri Projesi
112| Semt Pazarları 118| Kent Konseyi 120| Gençlerin Eğitim ve Gelişiminde Spor! 122| Güreşte Büyük Atak 124| Minik Bokscular 125| Muay Thai'da 2 Madalya / Karate-do'da büyük başarı
82
Diş Tedavi ve Protez Merkezi
126| Sancaktepe Belediyespor Futbolda iddialı 128| Bileğine Güvenen Gelsin 130| Bahar Meyvesi: Çilek
İÇİNDEKİLER • Index
5
BAŞKAN ve • Yazısı
Her alanda hızlı bir değişim ve gelişimin müjdesini siz değerli Sancaktepeliler’e verebilirim.
Değerli Sancaktepeliler, İlçemize hizmette ikinci yılımızı geride bırakırken; görev aşkımızdan, bu güne dek gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerden ve sizlerin desteğinden aldığımız güçle yolumuza hız kaybetmeden devam ediyoruz. Sancaktepe Belediyesi olarak benimsediğimiz Sancaktepe’yi “yükselen değer ve yeni cazibe merkezi” kılma hedefimiz, yaptığımız her atılımla gerçekleşmeye devam ediyor. İlk günden beri her adımımızı, tüm detaylarıyla sizlere aktaran dergimiz sayesinde, hizmetlerimizi daha yakından takip edebiliyorsunuz. “Erdemli Belediyecilik” anlayışımızla vatandaşlarımızın her alanda ihtiyaçlarını en donanımlı ve nitelikli şekilde karşılayacak çözümler geliştiriyoruz. İlçemizi daha modern kılacak değişim ve gelişimlerin hedeflendiği hizmetlerle, son üç ayımızı da yine yoğun bir tempoda geçirdik. Genel seçim öncesinde ilçemize gelerek bizleri ziyaret eden Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ağırladık. San-
6
SANCAKTEPE
caktepeliler olarak, Sayın Başbakanımız’ın yatırımları ve hedeflerine dair konuşmasını dinlerken ayrıca kendisi ile bir arada olmanın mutluluğunu yaşadık. Başbakanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan ise, geçtiğimiz aylarda Belediyemizin organize ettiği “Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’ni Anma Programı”na katıldı. Değerli akademisyenler ve konukların katıldığı programda, Türkiye’de ilk defa düzenlenen, İbrahim Hakkı Hazretleri’ne ait eşyalardan oluşan eserlerin sergisini de, Sayın Emine Erdoğan ile birlikte yaptık. İki yıldan bu yana sürdürdüğümüz Vizyon Projelerimize, sürekli yenilerini ekleyerek devam ediyoruz. Yenidoğan Kültür Merkezi, Selçuklu Holding Spor Kompleksi ve Kültür Merkezi, Eyüp Sultan Kültür ve Spor Kompleksi, Abdurrahman Gazi Türbesi, Fenerbahçe Lisesi ve Aziz Bayraktar İmam Hatip Lisesi en yeni projelerimizden bazıları…
Gelişimi takip edin...
İnşa süreci başlatılan bu yapıların yanında, geçtiğimiz günlerde yapımı tamamlanıp hayata geçirilmiş projelerimiz de mevcut. Bunlardan biri Seyhan Parkı, bir diğeri de, Sancaktepe Diş Tedavi ve Protez Merkezi. Belediye olarak, ilçemizde sağlık alanındaki yatırımlarımıza son hızla devam ediyoruz. Faaliyete yeni başlayan Diş Tedavi ve Protez Merkezi ile ilçemizin sağlık donanımını güçlendirirken, iki senede hizmete sunduğumuz 6 aile sağlığı merkezi gibi 7. merkezin de çok yakında yapılacağının müjdesini, sizlere buradan vermek isterim. Mart ayı içinde, geçmişle geleceği birleştirmesi açısından son derece önem verdiğimiz projelerimizden “Mahalle Anneleri”nin tanıtımını yaptık. Mahalle Anneleri projemizle; unutulmuş Türk mahalle kültürünü yeniden yaşatmayı ve mahalle dayanışmasını, geçmişten günümüze yansıtmayı amaçlıyoruz. Mahallesini kucaklayıp gözeten Mahalle Annelerimiz sayesinde; birlik ve beraberliği güçlendirecek, herkese yaşadığı mahalleyi “bizim mahalle” diyerek sahiplendirecek projemizin, tüm Sancaktepe halkı için hayırlı olmasını diliyorum. Sevgili hemşehrilerim, Sizlere güzel haberler vermenin sevincini bir kez daha yaşadığımız dergimizin bu sayısında da; bizlere destek olan, ilgi ve alakasını bizden eksik etmeyen siz değerli halkımıza, bir kez daha teşekkür ediyoruz. Sancaktepemiz’i daha güzel yarınlara hazırlayan Belediyemizle birlikte, sizin de katılımlarınızla gerçekleşen etkinliklerimizin, daha da artarak ilçemizi “örnek bir yaşam merkezi”ne dönüştüreceğine inanıyoruz. “Gelişimi takip edin!” diyerek sizlerle yine, yeni müjdelerle buluşmayı diliyoruz.
Genç Sancaktepemiz'e yeni ve modern bir görünüm kazandırmak için yerel yönetim ekibi olarak yüklendiğimiz vazifeyi; taşınacak yük değil, azim ve gayretle yürünen hizmet maratonu olarak görmeye devam ediyoruz.
BAŞKAN ve YAZISI
7
YURTTAN ve DÜNYADAN • Kısa-Kısa
Şimşek, "Vergiyi unutmayın." dedi. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, şu ana kadar 500 bin vatandaşın kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına dönük düzenlemeden yararlanmak için başvuruda bulunduğunu söyledi. Kral FM’de Gezegen Mehmet’in programa katılan Maliye Bakanı Şimşek, yeniden yapılandırma ve diğer bazı konularla ilgili soruları yanıtladı. Verginin bir vatandaşlık görevi olduğunu dile getiren Şimşek, vergi verenleri de "kral olanlar ve aynı zamanda hesap soranlar" olarak niteledi.
2010’da 15 milyon cep telefonu ithal edildi
"Torba"yı bilen yok! Ekonomi, demokrasi ve vatandaşa hizmetin at başı gittiğini kaydeden Şimşek; "Vergilerini verenlerin, vatandaş olarak sormaları lazım. ‘Siz, bu vergileri topluyorsunuz, bunlar nereye gidiyor?’ demesi lazım. Bizim de mükellefe, bunun hesabını vermemiz lazım." diye konuştu. Programda, vatandaşın Torba Yasa'yla ilgili görüşlerine de yer verildi. Ancak hiçbir görüşte, vatandaşın Torba Yasa'nın içeriğini bilmediği görülünce, Bakan Şimşek; "Bizim için talihsiz bir durum. Vatandaşın hayatını kolaylaştıran çok önemli
düzenlemelerle dolu bir kanun. Bunun, bu şekilde algılanıyor olması, bizim eksikliğimizi gösterir." dedi. Şimşek, daha sonra Torba Yasa’da yer alan düzenlemeler hakkında bilgi verdi. Şimşek, emekli maaşlarıyla ilgili de; "Emekli maaşları nispeten düşük. Biz, bu maaşları kanunla ancak enflasyon kadar artırabiliyoruz. Biz dedik ki ‘Ekonominin durumu iyi. Özellikle düşük maaşlı emeklilere daha yüksek artış verelim.’ Bunun için kanun çıkardık ve en düşük maaş alan emekliye yüzde 21 artış getirdik.” diye konuştu.
"Yenilenebilir enerji" Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) hazırladığı rapora göre, yenilenebilir enerji projelerine küresel yatırım, geçen yıl önemli oranda artış gösterdi.
güçleniyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının fosil yakıtlarla rekabet edebileceğine dikkat çeken rapor, yüksek fosil enerji fiyatlarının yenilenebilir enerjiye talebi artıracağına yer verdi. Raporda yer alan verilere göre, 2010 yılında temiz ve tükenmez enerji yatırımları, bir önceki yıla oranla yüzde 30 artarak 243 milyar dolara çıktı.
Çin’in geçen yıl bu alandaki yatırımları, önceki yıla göre yüzde 39 artışla 54,4 milyar dolara ulaştı. Çin böylece, dünyanın en büyük rüzgar tribünü ve güneş modülü üreticisi oldu ve kurulu yenilenebilir enerji kapasitesi bakımından ABD’yi geride bıraktı.
8
SANCAKTEPE
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) verilerine göre, yurt dışından bireysel olarak getirilerek kayıt altına alınan cep telefonu sayısı 2010 yılında 761 bini aştı. Geçen yıl girişimciler tarafından ise toplam 14 milyon 280 bin 730 cep telefonu ithal edildi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Türkiye’de iletişim sistemlerinin ve cep telefonu kullanımının yaygınlaşmasına paralel olarak teknolojik ürünlerin ithalatında da artış yaşanıyor. Özellikle yurt dışından bireysel olarak Türkiye’ye getirilen cep telefonu sayısında geçen yıl önemli oranda artış yaşandı. Buna göre, 2009’da yurt dışından bireysel olarak 566 bin 614 cihaz getirilirken, bu sayı geçen yıl 761 bin 66’ya ulaştı. Bu yıl ise şimdiden 104 bin 904 cihaz bireysel olarak ithal edildi. İthalatçı başvurusuyla kayıt altına alınan cihaz sayısı da geçen yıl, 2009’a göre bir miktar arttı. 2009’da 14 milyon 277 bin 616 cep telefonu için ithalat başvurusu yapılırken, geçen yıl bu rakam 14 milyon 280 bin 730’a yükseldi. Böylece geçen yıl toplamda 15 milyondan çok cep telefonu Türkiye’ye giriş yaptı.
Gelişimi takip edin...
8 saniyede 1 kişi sigaradan ölüyor ! Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doktor Turcen Konya Dönmez, sigaranın neden olduğu hastalıklar nedeniyle dünya genelinde her 8 saniyede bir kişinin yaşamını yitirdiği ifade etti. 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle Milas’taki ortaöğretim öğrencilerine sigaranın zararlarını anlatan bir seminer düzenlendi. Semineri, 75. Yıl Milas Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doktor Turcen Konya Dönmez sundu. Dönmez, sunumunda sigara nedeniyle dünya genelinde her sekiz saniyede bir kişinin yaşamını yitirdiğine işaret ederek, kendi yakınlarından uyarılarını dinlemeyen akrabalarını, sigaranın neden olduğu hastalıklar nedeniyle kaybettiğini örnek verdi.
mak kolay, sigarayı bırakmak zordur. Sigara, uyuşturucuya giden yolun başıdır. Madde bağımlıların yüzde 99’u önce sigara kullanmışlardır. Sigarayı bırakmak isteyenlerinize yardım etmek için 75. Yıl Milas Devlet Hastanesi’nde bulunan Sigarayı Bırakma Polikliniği'nde tedavi olmanıza destek olabiliriz” dedi. Milas Kent Konseyi Enerji, Doğal Çevre ve Sağlık Çalışma Grubu üyelerinden benzer eğitimlerin süreceği öğrenildi.
Dr. Dönmez; “Ülkemizde her gün 3 bin çocuk ve gencimiz, 1119 yaşları arasında sigaraya başlamaktadır. Sigara içmeyi deneyen gençlerin yarısı sigara bağımlısı olmaktadır. Başlangıçta oyun gibi gelen bu korkunç alışkanlık, ilerleyen yıllarda kişileri, nikotin bağımlısı ve hasta biri haline getirecektir. Sigara içenlerin çoğu ise sigaraya başladıkları için pişmandır. Sigaraya bağlan-
2023 ihracat hedefi
545 milyar dolara çıkarıldı. İhracatçı Birliği'nin ortaklaşa hazırladığı strateji belgesinde Cumhuriyet’in 100. yılında ihracat hedefi 45 milyar dolar daha artırıldı. 2013’te 167,3, 2018’de 293,4 milyar dolarlık ihracat hedefleniyor. İhracatın altı yılda 3,5 kat artış gösterdiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, bu yıl ihracatın yeniden 130 milyar doların üzerine çıkarak kriz öncesi dönemi yakalayacağını kaydetti. Türkiye, ihracatta hedef büyüttü. Bugüne kadar Türkiye’nin 2023 ihracat hedefi 500 milyar dolar olarak açıklanırken, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunduğu ihracat strateji belgesinde rakam 545,15 milyara revize edildi. 24 ihracatçı birliğinin ortaklaşa hazırladığı belgede, 2013 yılı için 167,3, 2018’de de 293,4 milyar dolarlık bir ihracat rakamına ulaşılması hedefleniyor. İhracatın 6 yılda 3,5 kat artış gösterdiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, hedeflerinin önümüzdeki 12 yılda bu oranı 4 ve üzeri artırmak olduğunu ifade ederek, “Bu da, bırakınız 500 milyar doları, onun da üzerinde bir rakama tekabül eder.” dedi.
YURTTAN ve DÜNYADAN • Kısa-Kısa
9
YURTTAN ve DÜNYADAN • Kısa-Kısa
IMF: Japonya ekonomisi, zararın maliyetini karşılayabilecek kadar güçlü Uluslararası Para Fonu (IMF), Japonya ekonomisinin, deprem ve tsunamiden kaynaklanan zararın maliyetini karşılayabilecek kadar güçlü olduğunu bildirdi. IMF’nin Asya-Pasifik Şefi Ken Kang, yaptığı açıklamada, ekonominin kısa vadede etkilenmesini beklediklerini, uzun vadede etki olmayacağını; ekonominin, zararın maliyetini karşılayabilecek kadar güçlü olduğunu belirterek; ‘’Büyük zarara karşın, ekonomik maliyetlerin kontrol edilebilir olduğu görüşündeyiz.’’ dedi. Ken Kang, enerji kesintilerinin karmaşık bir durumu olduğunu da ekledi. Kang, nükleer reaktördeki belirsizlikler ve enerji kesintilerinin, ülke genelinde üretime zarar vererek, toparlanmaya yük olabileceğini, bunun da hanehalkı gelirlerine ve şirketlere yansıyacağını savundu. IMF, enerjideki yenilemenin ve kamunun yeniden yapılanma harcamalarının büyümeyi sürdürmek için kritik olduğunu belirtti. Japonya, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez enerji kesintilerine gidiyor. Bu kesintiler, bilgisayardan otomobil parçasına kadar birçok sektörde üretimde aksamalar anlamını taşıyor. 2010 yılı genelinde Japonya ekonomisi, yüzde 3,9 büyüse de; son veriler, son üç ayda yüzde 1,3 daraldığını ortaya koyuyor. IMF’nin Japonya misyonunun başkanı Mahmut Pradhan ise Japonya’daki yüksek seviyedeki iç tasarrufa işaret ederek, bunun yeniden yapılandırma ihtiyaçlarının finansmanında kullanılabileceğini belirtti.
10
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
Kahve bağımlılığını genler yapıyor! ABD’deki Ulusal Kanser Enstitüsü’nden Neil Caporaso’nın yaptığı araştırma, CYP1A2 ve AHR genlerinin farklı versiyonlarını taşıyan kişilerin, diğerlerinden daha fazla kahve içtiğini gösterdi. “PLoS Genetetics” dergisinde yayımlanan araştırmaya 47 binden fazla kişi katıldı. Katılımcılardan CYP1A2 geninin “fazla tüketim” adı verilen versiyonunu taşıyanların, diğerlerinden daha fazla kafein tükettiği görüldü. AHR geninin ise CYP1A2 genini düzenlediği belirtildi. Caporaso, bu iki genin rolünün bilinmesinin kafeinin bedene etkisinin daha iyi araştırılmasını sağlayabileceğini vurguladı. Konuya ilişkin makale Fransız “Le Point” dergisinde de yer alıyor.
YURTTAN ve DÜNYADAN • Kısa-Kısa
11
KISA KISA • Haberler
hangi GDO yiyeceklerde?
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Osman Karababa, Türkiye’de işlenmiş ürünlerin çoğunda GDO bulunduğunu belirtti... Karababa “Kola, meyve suyu, gazoz, pasta ve baklava gibi çok tüketilen ürünler GDO’lu” dedi. Kalite Derneği (KALDER) ve Bornova Belediyesi’nin düzenlediği “GDO Gerçeği” konulu panelde konuşan Prof. Dr. Karababa, GDO’lu ürünlerin insan sağlığı ve gelişimi için potansiyel riskler taşıdığının, Dünya Sağlık Örgütü’nün raporunda açıkça belirtildiğini söyledi. Aynı paneldeki bir diğer konuşmacı olan Prof. Dr. Tayfun Özkaya da, “Bu ürünleri biyoyakıt olarak kullanıyorlar.
Bir depo yakıt, bir insanın bir yıllık gıda ihtiyacı kadar ürün istiyor. Üstelik de bu iş için Brezilya’da yağmur ormanlarını yok ediyorlar. Bu yöntemi pamuğa da uyguluyorlar. Çevresindeki otlarla birlikte pamuğu da öldüren bir ilaç veriyorlar. Genetiği değiştirildiği için pamuk ölmüyor. Ama bir süre sonra ilacı artırdıkça artırıyorlar. Bu otları elle toplasak ne olur? Ancak büyük şirketler işçi çalıştırmayarak kar etmek istiyor. Bu yüzden işi ilaçla halletmek istiyorlar.” dedi.
Fare yerine "düşünce gücü"
12
Bilimciler sadece düşünce gücüyle bilgisayardaki imleci hareket ettirmeyi sağlayacak teknoloji üzerinde çalışıyor. BBC’nin haberine göre, özellikle engelliler için düşünülen bu yöntem, elektrokortiografi denilen bir teknoloji sayesinde geerçekleşiyor.
Ancak bu yöntemin eksik yanı, beyin sinyallerini oldukça düşük seviyede almasıydı. Kafatasının beyin sinyallerini kestiğini ve gücünü önemli ölçüde azalttığını söyleyen bilim adamları, yeni yöntem olarak elektrokortiografiye başvurmuş.
Aslında bu fikir çok yeni değil, daha önceleri elektroensafolagraf, kısaca EEG yöntemiyle imlecin hareketleri düşünce yoluyla gerçekleştirilebiliyordu. Kafanın üstüne yerleştirilen ve elektrotların bağlı olduğu bir şapka giyen kullanıcı, bazı düşüncelerle farenin imlecini hareket ettirebiliyordu.
Bu yeni yöntemle beraber elektrotlar kullanıcının beyin zarına yerleştiriliyor. Ciddi bir ameliyat gerektiren bu yöntemle sinyaller daha güçlü algılanabiliyor ve kullanıcı imleci daha etkili bir şekilde kullanabiliyor.
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
Bağımsızlığımızın sembolü Türkiye’de toplam internet abonesi sayısı 8,1 milyon,
mobil internet abone sayısı
1,1 milyonu geçti
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü üzerine istatistiki verilerin yer aldığı pazar verileri raporunun 2010 yılı 3. çeyrek dönemine ilişkin olanını geçen hafta yayımladı. Raporda yer alan verilere göre Eylül 2010 sonu itibarıyla Türkiye’de internet servis sağlayıcısı (ISS) olarak hizmet veren 106 şirket var. Türkiye’de toplam internet abone sayısı ise 2010 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla 8.158.007 olarak gerçekleşti. Bu rakam Mart-Haziran 2010 dönemine göre % 5,4 oranında ve yaklaşık 415 bin kişilik bir artışı ifade ediyor. Aynı dönemde yöntemler bazında en büyük artış ise % 39,2 ile mobil internet abone sayısında gerçekleşti. Mart-Haziran 2010 döneminde 832.321 adet olan mobil internet abone sayısı yaklaşık 326 bin kişilik artışla Temmuz-Eylül 2010 döneminde 1.158.866 adede ulaştı. Böylece aynı dönemde toplam internet abone sayısındaki artışın %78'i mobil internet aboneliklerinden kaynaklanmış oldu. Diğer taraftan, mobil internet kullanımı, veri olarak da bir önceki döneme göre yaklaşık % 20 artışla Eylül 2010 sonu itibarıyla 3.274.139 Gbyte’a (sabit internet veri tüketimi 245.000 Tbyte), 3G abone sayısı 16.615.286 kişiye ulaştı.
Bilgisayar ekranındaki imleci düşünceyle hareket ettirme yolunda önemli aşama kaydedildi.
KISA KISA • Haberler
13
VİZYON PROJELER
Sancaktepe, hastanesine kavuşuyor. YILLARDIR YAPIMI BEKLENİLEN HASTANEDE, BELEDİYE BAŞKANI İSMAİL ERDEM’İN ÖZEL GAYRETLERİYLE MUTLU SONA GELİNDİ. 400 YATAKLI SANCAKTEPE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ'NİN, 29 MAYIS'TA YAPILACAK GÖRKEMLİ BİR TÖRENLE TEMELİ ATILIYOR.
14
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
Uzun süredir devlet hastanesi olmayışından dolayı sağlık alanında sıkıntılara maruz kalan Sancaktepeliler, artık kendi hastanelerinde tedavi olabilecekler. Her geçen gün yeni hizmetlerin gerçekleştirildiği Sancaktepe’de, Belediye Başkanı İsmail Erdem’in özel gayretleriyle, Sancaktepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Emek Mahallesi’nde inşa edilecek. Sancaktepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin ilçeye katacağı değerin ve sağlık alanında desteğinin çok büyük olacağı görülüyor. 400 yatak kapasiteli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin temelinin önümüzdeki aylarda atılması planlanıyor. Konu ile ilgili bilgi veren Belediye Başkan İsmail Erdem, hastanenin özelliğinden bah-
sederken; “Eğitim ve araştırma hastaneleri; öğretim, eğitim ve araştırma yapılan, uzman ve ileri dal uzmanlar yetiştirilen genel ve özel dal hastaneleridir. Burada sözü edilen eğitim, hekimlere uzmanlık kazandırmayı amaçlayan eğitimdir. Yani doçent, profesör kadrosu olacaktır.” dedi. Başkan Erdem hastanenin yerini ve gelinen aşamayı şöyle değerlendirdi: “Hastane 40.000m2’lik bir alanda inşa edilecek olup 400 yatak kapasiteli olacaktır. Hastanenin ihalesini İstanbul İl Özel İdaresi tarafından yapmıştır. İhale edilen hastane inşaatına ihale süreci bitmiştir. Önümüzdeki aylarda hafriyat çalışmalarına başlanacaktır.” dedi.
lanarak sağlık bilimleri alanında bilginin üretildiği ve uygulandığı bir hastane olacak. Ayrıca uluslararası standartlara uygun özelliğe sahip hastanemiz, hizmet kalitesi açısından tercih edilen bir hastane olacak.” açıklamasında bulundu. Başkan Erdem, öncellikle ilçemizde bulunan hasta ve yakınlarının ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak şekilde planlanan hastanenin sunacağı sağlık ve eğitim hizmetinin, Sancaktepe için büyük fayda sağlayacağı ve bölgeye de hizmet vereceğini sözlerine ekledi. Sancaktepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin temeli 29 Mayıs'ta yapılacak görkemli bir törenle atılıyor.
Kurulacak hastanenin genel özellikleri ile ilgili bilgi veren Başkan Erdem; “İleri teknoloji kul-
VİZYON PROJELER
15
VİZYON PROJELER
ABDURRAHMAN GAZİ ADINA YARAŞIR
KÜLTÜR ve SANAT MERKEZİ Abdurrahman Gazi Mahallesi, Vizyon Projesi
Kütüphane, Sanat Atölyeleri, Seminer Salonları Yapıda; olabilecek en büyük boyutta konferans salonu, toplantı salonları, sergi alanları, sanat atölyeleri ve büyük bir kütüphane bulunuyor. Yeni proje ile Sancaktepe Belediyesi’nin kültür ve halkla ilişkiler işlevlerinin büyük bir bölümünü burada barındırması amaçlanıyor. Yapının konumu ve bu konuya tahsis edilmiş olan alan genişliği nedeni ile bu alan; halka açık, günün hemen her saatinde kullanılabilecek bir kentsel aktivite merkezi olma niteliğine sahip bulunuyor. Çözümlerde ise ek otopark, toplu ulaşım araçlarıyla kolay erişim bulunuyor. Bu çerçeveden bakıldığında yapı, iç ve çevresi ile sanatsal-kültürel etkinliklerin yoğun bir şekilde yapılabileceği bir bütünlük arz ediyor.
16
SANCAKTEPE
“İstanbul’un genç ilçesi, en önemli kültür merkezi haline geliyor. Sancaktepe’yi kültürel mirasımıza sahip çıkan "kültür ilçesi" haline getireceğiz.
Gelişimi takip edin...
Tarihimize adını altın harflerle yazdırmış, Osman Gazi’nin komutanlarından Abdurrahman Gazi’nin manevi varlığı ilçemizde ihya edilirken, bilgi evinde de vatanına ve milletine bağlı aydınlık nesiller yetişecek. Birbirinden ayrılması imkânsız olan kültür ve tarih, aynı proje çatısı altında değerlendirilerek bu büyük proje ile Sancaktepe’nin ortak mirasına büyük katkılar sağlanacak. Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, çok önemli bir projeyi hayata geçirmenin gururunu ve mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, kültür ve sanat merkezinde etkinliklerin ağırlıklı olacağını, ancak diğer alanlarda da çalışmaların olacağını sözlerine ekledi. Başkan Erdem şu değerlendirmelerde bulundu: “İstanbul’un genç ilçesi, en önemli kültür ve sanat merkezi haline geliyor. Sancaktepe’yi kültürel mirasımıza sahip çıkan "kültür ilçesi" haline getireceğiz. Bu çok önemli misyonu yerine getirmek, geliştirmek, bu işlevlere karşılık gelen yeni mekânlar oluşturmak Sancaktepe Belediye Başkanlığı’nın topluma karşı benimsediği sorumluluklarındandır. Bu projede mimari açıdan ilkler yaşama geçirilecektir. Amacımız, ülkemizdeki mimarlık ve kentsel tasarım yeteneklerinden en üst düzeyde, herhangi bir kısıtlama olmaksızın yararlanmaktır.” dedi.
SANCAKTEPE BELEDİYESİ, ORTAK KÜLTÜR VE TARİHİMİZİ GELECEK NESİLLERE AKTARMAK AMACIYLA BİR YENİ HİZMETİ DAHA HAYATA GEÇİRİYOR.
VİZYON PROJELER
17
VİZYON PROJELER
MODERN SPOR KOMPLEKSİ SANCAKTEPE’DE ULUSLARARASI ÖLÇEKTE YAPILACAK OLAN KÜLTÜR VE SPOR KOMPLEKSİ'NİN HAFRİYAT ÇALIŞMALARINA BAŞLANDI. Kültür ve modern spor sarayı niteliğindeki kompleksin Sancaktepe’nin kültürel ve ekonomik gelişimine büyük katkı sağlayacağını söyleyen Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem; “Artık Sancaktepe, modern şehirciliğin yanı sıra; sanatta, kültürde, sporda ve eğitimde hazırladığı projelerle marka olmuş bir belediyedir.” dedi. Sancaktepe’de, kültürel ve sanatsal değerlerin yaşatılması için belediye olarak ellerinden gelen tüm imkanları sonuna kadar
seferber ettiklerini belirten Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem; “Bilindiği gibi Spor Salonu’nun hafriyatı başlamış durumda... Sancaktepe Eyüp Sultan Spor Salonu, Sancaktepe için gerçekten önemli projelerden birisi. Biz de bu projeyi çok önemsiyoruz. Yapılacak olan bu spor salonunun öncelikle Sancaktepeliler’e hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.” dedi. Sancaktepe için önemli işler yapmaya çalıştıklarını söyleyen Erdem; “İhtiyaçlar
Eyüp Sultan Kültür ve Spor Kompleksi Eyüp Sultan Mahallesi, Vizyon Projesi
18
SANCAKTEPE
ve yapılacak olan işlerle bağlantılı olmak üzere, iki senedir çalışmalarımızı büyük bir titizlik ve hassasiyetle yürütüyoruz. İlçemizin sorunlarını gündeme taşıyarak çözümler üretiyoruz. Önümüzdeki günlerde temeli atılacak okullarımız var. Tüm mahalleleri ile Sancaktepe’ye önemli katkılar sağlamaya çalışıyoruz.” diye konuştu.
Gelişimi takip edin... Olimpik Kapalı Yüzme Havuzu
Kapalı Spor Salonu
Sancaktepe Olimpik Yüzme Havuzu, enine 20, boyuna 10 kulvara sahip olup 25x50 metrelik bir alan kaplamaktadır. Haftanın belli saatlerinde halka da açık olan tesis bünyesinde, engelliler ve 0-6 yaş arası çocuklar için havuzlar da yer almaktadır. Havuzun ısısının 3132 derece olması; kışın da sağlıklı şartlarda yüzülebilmesine imkan sağlıyor.
Spor Kompleksi Projesi kapsamında oluşturulacak merkezde, çok amaçlı salon bulunuyor. Temeli kısa bir zaman sonra atılacak spor salonu; saha ölçülerine uygun hentbol, basketbol, voleybol ve salon sporları yapmaya imkan sağlayacak. İçinde iki ayrı takım için soyunma ve duş odalarıyla fitness salonu da bulunacak.
Bu tesiste sporcu sağlığı için suyun kloru da dünya standartlarında tutuluyor. Yerden ısıtmalı tesiste, rutubetten arındırıcı santraller de bulunuyor. Paslanmaz malzemeden üretilen atlama taşları, alüminyum korkuluklar da, yenilenen tesisin diğer dikkat çekici unsurları arasında yer alıyor.
“SANCAKTEPE ARTIK MODERN ŞEHİRCİLİĞİN YANI SIRA SANATTA, KÜLTÜRDE, SPORDA VE EĞİTİMDE HAZIRLADIĞI PROJELERLE DE MARKA OLMUŞ BİR BELEDİYE˝
600 Kişilik Kültür Salonu Spor salonu binası inşaatıyla birlikte yapılacak 600 kişi kapasiteli modern konferans salonu da, yapılan kompleksin diğer ayağını oluşturuyor. Üniversitede yapılacak etkinliklere, törenlere, konferans, seminer, panel vb. programlara ev sahipliği yapacak olan konferans salonu hizmete girdiğinde, çevrenin en büyük ve modern etkinlik salonu olacak.
VİZYON PROJELER
19
VİZYON PROJELER SANCAKTEPE BELEDİYESİ YENİ EVLENECEKLERİN İSTEKLERİNE CEVAP VERECEK ŞEKİLDE DİZAYN ETTİĞİ NİKÂH SALONLARI SAYESİNDE NİKÂH ZAMANI OLUŞTURULAN AMBİYANSLA, HEM ÇİFTLERİN HEM DE MİSAFİRLERİN MEMNUN KALACAĞI VE ONLARA, BU MUTLU GÜNLERİNDE EŞSİZ ANLAR SUNACAK HİZMET BİNASININ İNŞAATINA BAŞLIYOR. ULUSAL VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLARIN GERÇEKLEŞTİRİLECEĞİ KONGRE MERKEZİ İSE, KÜLTÜR VE SANAT ETKİNLİKLERİNİNE DE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK.
Yeni Nikâh Salonları
ve Kongre Merkezi 20
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin... Evlilik yolundaki önemli adımlardan birisi de nikâhtır. Çiftler, bu önemli adımın ilk ayağının kusursuz olmasını isterler. Bu sebeple birçok çift, mutlu yuvalarına iyi bir düğün salonunda adım atmak ister. Bu yüzden seçici davranır, ince eleyip sık dokurlar. Nikahın yapılacağı yerin atmosferinin yanı sıra, eşini dostunu rahatlıkla çağıracağı bir mekânın olmasını da ister. Sancaktepe Belediyesi, yeni çiftler imzaları atma anının tadını çıkarırken, onlara stressiz ve sıkıntısız bir gün vaat ederek, nikahtan hem çiftlerin hem de misafirlerin mutlu ayrılması için yeni nikâh salonlarını çok yakında hizmete sunacak. Bu önemli günün geri dönüşü olmayacağı düşüncesi ile Sancaktepe Belediyesi, yeni çiftlerin mutluluğuna mutluluk katarak onların yanında olmayı hedefliyor. Sancaktepe Belediyesi Nikâh Salonları, her türlü stresten ve sıkıntıdan uzak, atmosferi mükemmel bir şekilde ayarlanmış, geniş ve ferah ortamında yeni çiftlere imzalarını attırırken, bu mutlu ve özel günlerinde onlara en güzel hizmeti sunmuş olacak.
Tam donanımlı Kongre Merkezi İnşa edilecek toplantı salonları ile Kongre Merkezi bölgenin en büyük merkezi olma özelliği taşıyacak. Kongre merkezi aynı anda 3 toplantı gerçekleştirilebilecek. Salonlarda en son teknoloji donanımlı ses, ışık ve görüntü sistemleri bulunacak. Ayrıca kongre merkezinde simultane tercüme, ses, görüntü ve kumanda odaları da bulunacak. Salondaki aydınlatma sistemi her türlü etkinliğe göre otomatik olarak ayarlanabilecek. Soğutma ve havalandırma sistemi otomasyona bağlı olan salonun dekorasyonu hem görsel açıdan hem de akustik özellikler dikkate alınarak yapılacak Kongre merkezinin ayarıca 2 work-shop odası da bulunuyor. Merkezin bir başka önemli özelliği ise tüm lojistik ünitelerine sahip olması. Kendi mutfağı, depoları ve teknik odaları olan kongre merkezinde toplantı ve yiyecek-içecek hizmetlerini otelden bağımsız bir şekilde yürütme imkanı sunuluyor.
VİZYON PROJELER
21
VİZYON PROJELER
SANCAKTEPE'ye DEV TESİS Sancaktepe Belediyesi, spor tesislerinin ilçe geneline yaygınlaştırılması ve herkesin spor yapmasını sağlamak amacıyla farklı merkezlerde spor salonu projelendirdi.
Bu kapsamda Veysel Karani Mahallesi'ne de bir kompleks yapılacak. Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem; “Sancaktepe’de yaşam kalitesini yükseltmek ve hemşehrilerimize her alanda en iyi hizmeti verebilmek için çalışmalar yapmaya devam ediyoruz. Çalışmalar kapsamında gerçekleştirdiğimiz spor salonları, şehrin dokusuna renk katacak ve gençlerimiz nezih ortamda spor yapacak. Bu tesisimizi de, kısa sürede tamamlayarak hizmete açmayı planlıyoruz. Hemşehrilerimizin sağlıklı yaşamasına önemli katkı sağlayacak olan bu tesis, öğrencilerimizin de hizmetinde olacak.” dedi.
Sancaktepe büyük bir değişim ve gelişim yaşıyor. Bu gelişme içerisinde ne mutlu ki spor alanları artıyor ve daha fazla gencimizin arzu ettiğimiz mekânlarda spor yapmasına katkı sağlanıyor.
Başkanı Erdem; “ Sancaktepe büyük bir değişim ve gelişim yaşıyor. Bu gelişme içerisinde ne mutlu ki spor alanları artıyor ve daha fazla gencimizin arzu ettiğimiz mekânlarda spor yapmasına katkı sağlanıyor. Bütün bu gelişmeler belediyelerin gayretli çalışmaları ve hizmetin her alanında olmalarının bir sonucu.” dedi.
Sancaktepe Belediyesi Selçuklu Holding Kültür ve Spor Kompleksi Veysel Karani Mahallesi, Vizyon Projesi
Sancaktepe Belediyesi tarafindan Veysel Karani̇ Mahallesi'ne yaptırılacak Kültür ve Spor Kompleksi'nin hafriyat çalışmalarına başlandı.
22
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
Kapalı Spor Salonu Temeli kısa bir zaman sonra atılacak spor salonu; saha ölçülerine uygun hentbol, basketbol, voleybol ve salon sporları yapmaya imkan sağlayacak. İçinde iki ayrı takım için soyunma ve duş odalarıyla fitness salonu da bulunacak.
Yarı Olimpik Havuz Yarı Olimpik Kapalı Yüzme Havuzu genç, yaşlı, çocuk her kesime hizmet verecek. Yüzme kursları vasıtası ile 6-14 yaş grubu ile 15 yaş üzeri bay ve bayanlara yüzme öğretilecek. Haftanın 7 günü hizmet veren havuzda, yaz ve kış dönemi kurslar yapılacak.
"SANCAKTEPE’DE YAŞAM KALİTESİNİ YÜKSELTMEK VE HEMŞEHRİLERİMİZE HER ALANDA EN İYİ HİZMETİ VEREBİLMEK İÇİN ÇALIŞMALAR YAPMAYA DEVAM EDİYORUZ."
Kültür Merkezi Proje kapsamında oluşturulacak Kültür Merkezi'nde çok amaçlı salon ve sınıflar bulunuyor. Salonda; tiyatro, sergi, konferans, konser, panel gibi etkinlikler düzenlenebilecek, sınıflarda ise öğrencilere etüd imkânı sunulacak.
VİZYON PROJELER
23
VİZYON PROJELER
Sancaktepeli gençlerin beden ve ruh sağlığını korumak, sosyokültürel gelişimlerini desteklemek, amacıyla “Gençlik Merkezi” hizmete girecek.
DAHA ÇOK ÜRETEN BİR TOPLUM İÇİN
GENÇLİK MERKEZİ
24
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
SANCAKTEPE BELEDİYESİ, ORTAK KÜLTÜR VE TARİHİMİZİ GELECEK NESİLLERE AKTARMAK AMACIYLA BİR YENİ HİZMETİ DAHA HAYATA GEÇİRİYOR.
Teknolojinin hızla küçülttüğü dünyamızda; ülkeler arası iletişim, kültürler arası etkileşimi de beraberinde getirdi. Kentleşme sürecinde yaşanan yoğun göç olgusu, sosyal açıdan kent kültürüne uyum sağlamakta zorlanan gençler arasında kültürel çatışma, yabancılaşma ve yozlaşmaya neden oldu. Bu etkileşim ve yozlaşmadan dolayı, son yıllarda, gençler arasında, kökü dışarıda pek çok fikri akımlar yaygınlaştı. Suç işleme oranı arttı, alkol ve uyuşturucu kullanımı yaygınlaştı, gasp ve şiddet amaçlı örgütlenmeler çoğaldı. Gençlerin eğitiminde önemli bir yeri olan okullara takviye olarak, fiziki ve zihni gelişmelerine de yardımcı olacak kültür - sanat ve spor merkezlerine duyulan ihtiyaç, her geçen gün daha da bariz hale geldi. Sancaktepe Belediyesi, bu ihtiyacı göz önünde bulundurarak, gençliğin yaşadığı sorunların çözümüne katkıda bulunmak için harekete geçti. Gençler arasında iletişim ve dayanışmanın güçlendirilmesini hedefledi. Bu amaçlarla, gençlerin boş zamanlarını değerlendirebilecekleri modern Gençlik Merkezi oluşturma çalışmasını başlattı. Bu hizmetler, Sancaktepe Belediyesi’nin sosyal belediyecilik anlayışı gereği, bugünün ve yarının nesillerine karşı tarihi sorumluluğun ifadesi olarak gerçekleştiriliyor. Yeni yapılacak Gençlik Merkezi ile ilgili bilgi veren Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, “Toplumun önemli bir kesimini oluş-
turan çocuklarımızı ve gençlerimizi; sokaklardan, kahve köşelerinden, oyun salonlarından kurtaracak projeleri hayata geçirmeyi, bir görev ve önemli bir hizmet sayıyoruz. İnanıyoruz ki; zihni ve bedeni bakımdan iyi yetişmiş, çağdaş bilgiyle daha donanmış, teknolojiye hâkim, tarih bilincine sahip, geleceğe olan inancı sağlam bir genç nesil, o ülkenin en büyük hazinesidir. Sorumluluklarını bilen, kültürel değerlerine bağlı, kendine güveni olan bir gençlik, yarınlarımızın teminatı olacak; ülkemizi, gelişmiş ülkeler arasında bir yıldız gibi yükseltip yaşatacaktır.” dedi. Gençlik Merkezi’nde, çağın gerekliliği olan bilgisayardan diksiyon kurslarına; okuma salonlarından müzik kurslarına kadar birçok alanda imkânlar sunulacak. Her birinden binlerce üyenin yararlanacağı bu merkezde, gençler boş zamanlarını değerlendirecek, oyun salonlarında gönüllerince eğlenecek, erkek ve bayanlar için hazırlanan spor aktivitelerinden yararlanabilecek, çeşitli alanlarda açılmış eğitim amaçlı kurslara katılabilecek. 15 -24 yaşları arasındaki gençlere hizmet verecek ve haftanın 7 günü açık olacak merkez, gençlerin buluşma noktası ve eğlenceli saatler geçirdikleri nezih mekânlar olacak.
Etkinlikler: Gerek çalışan gerekse okuyan gençlerin, aynı zamanda oyun oynamaya, spor yapmaya, eğlenmeye de hakları var. Gençlere bu imkânların sunulduğu Gençlik Merkezi’nde hizmetler, ücretsiz yapılacak. • Sosyal Faaliyetler • Kültürel Faaliyetler • Eğitime Destek Faaliyetleri • Sportif Faaliyetler • Psiko Sosyal Faaliyetler • Sağlık Hizmetleri
Daha çok okuyan, daha çok düşünen, daha çok üreten bir toplum için; daha temiz bir çevre, daha temiz bir toplum ve daha huzurlu bir Sancaktepe için, Gençlik Merkezi gençlere güzel hizmetler sunacak.
VİZYON PROJELER
25
VİZYON PROJELER
Kültürel zenginliğin yaşanacağı kalıcı bir eser
Yenidoğan Kültür Kompleksi
Konferans Salonu, akustik ses ve donanıma sahip 600 kişilik koltuk sayısıyla her türlü ihtiyaca yanıt verebilecek şekilde tasarlandı. Konferans salonu, bölge için çok önemli bir ihtiyacı da gidermiş olacak.
Yunus Emre Mahallesi, Vizyon Projesi
YENİDOĞAN KÜLTÜR KOMPLEKSİ “KOMPLEKSLERİN, BULUNDUĞU KENTE YAPTIKLARI KÜLTÜREL ANLAMDAKİ KATKI ÇOK ÖNEMLİDİR. BİZ, ELİMİZDEKİ İMKÂNLARI KULLANARAK İLÇEMİZE KÜLTÜREL MİRASIMIZ VE ZENGİNLİĞİMİZİ TANITMAK İSTİYORUZ. BU SEBEPLE YENİ PROJELER BİZİ HEYECANLANDIRIYOR.” Sancaktepe Belediyesi, çalışmalarını iki yıldan bu yana yürüttüğü projelerini bir bir uygulamaya başladı. Bu projelerle Sancaktepe’nin, İstanbul’da en gözde ilçelerden biri olacağını belirten Başkan İsmail Erdem; “Bu projeler, kültürel anlamda suya atılan bir taştır. Bu taşın yarattığı dalgalar, tüm İstanbul'u etkileyecektir.” dedi. Başkan Erdem, kültür komplekslerinin en önemli fonksiyonunu anlatırken de; “Komplekslerin, bulunduğu kente yaptıkları kültürel anlamdaki katkı çok önemlidir. Biz, elimizdeki imkânları kullanarak ilçemize kültürel mirasımız ve zenginliğimizi tanıtmak istiyoruz. Bu sebeple yeni projeler bizi heyecanlandırıyor.” dedi.
26
SANCAKTEPE
El Sanatları ve Meslek Kursları Geçmişten gelen geleneksel el sanatları örneklerini, teknoloji ile kendi öz değerlerini birleştirerek; turizm, ekonomi ve kültürümüze katkıda bulunacak el sanat ürünlerini tasarlama, geliştirme ve uygulama çalışmalarında meslek elemanları bu kurslarda yetiştirilecek. Bu kapsamda; dokumacılık, testi ve bardak yapımcılığı, tel kırma gümüş işleri, iğne işleri, ağaç işleri gibi konularda eğitimler verilecek. Mesleklerle ilgili atölye, laboratuvar, işlik vb. yerler, eğitime hazır duruma getirilecek.
Gelişimi takip edin...
Birçok yerde yapım aşamasına gelen projelerin; kent bilincinin gelişimine katkıda bulunması, tarihi değerlerin tanıtımı, halkı sanat ve kültürle buluşturması gibi çok önemli hedefleri bulunuyor. Yunus Emre Mahallesi’nde yapılacak proje hakkında bilgi veren Belediye Başkanı Edem; “Sancaktepe ve İstanbul’un ihtiyacı olan çok önemli bir projenin adımlarını atıyoruz. Bu proje ile bir kültür külliyesi meydana getireceğiz. Kısa sürede yapımını bitirerek çokça etkinlikler yapacağımıza yürekten inanıyorum.” dedi.
SANCAKTEPE BELEDİYESİ “KENTİNE KÜLTÜR ZENGİNLİĞİ YAYMA” ANLAYIŞIYLA İLÇEDEKİ DEV PRESTİJ PROJELERİNE İMZA ATARAK KÜLTÜREL DEĞERLERE SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDİYOR.
Konferans Salonu Konferans Salonu, akustik ses ve donanıma sahip 600 kişilik koltuk sayısıyla her türlü ihtiyaca yanıt verebilecek şekilde tasarlandı. Salon; toplantı, tiyatro oyunları, konserler ve etkinlikler için mükemmel bir atmosfere ve konfora sahip. Konferans salonu, bölge için çok önemli bir ihtiyacı da gidermiş olacak. Özellikle sosyal ve kültürel etkinliklerde taleplere cevap verecek.
VİZYON PROJELER
27
VİZYON PROJELER
İstanbul'un "Şehir Terası" SANCAKTEPE'ye kuruluyor. SANCAKTEPE BELEDİYESİ İSTANBULLULAR'IN HİZMETİNE SUNACAĞI YEŞİL İSTANBUL SİLUETİNE SAHİP BÜYÜK PROJE "SAFA TEPESİ REKREASYON VE PİKNİK ALANI"NI HİZMETE SUNUYOR.
28
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı gerçekleştirilerek İstanbullular'ın hizmetine sunulacak Safa Tepesi Rekreasyon Alanı; eğlence mekanlarıyla, piknik alanlarıyla, yeşilliğiyle İstanbul’a yepyeni bir kimlik kazandırıyor.
Sancaktepe’de yapılacak Safa Tepesi Rekreasyon ve Piknik Alanı, Sancaktepe Belediyesi tarafından vatandaşların hem piknik yaparak dinlenebilecekleri hem de spor yapabilecekleri büyük bir alana sahip olacak.
Her İstanbullu'nun nefes alabileceği; yeşilin, çiçeğin keyfine varabileceği, mega şehirde yaşayanların gidebilecekleri çok büyük bir park ziyarete açılacak.
Piknik alanına gelen ailelerin küçük çocukları için oyun parkı da kurulan alanda barbekülü kamelyalar, piknik masaları, serenderler, dekoratif amaçlı şelale ve köprü ile yürüyüş bandı ve mekik tahtası gibi sportif ve dekoratif öğeler de bulunacak. Mesire alanında vatandaşlar için oturma alanları restauran ve çeşmeler de bulunacak. Yapılacak dikkat çekici çalışmalarla modern bir mesire alanı haline getirilecek çam ormanında çocuk oyun grupları bulunacak. Sahip olduğu konum itibariyle ziyaretçilere zengin bir orman manzarası sunan bu alanda, yeşilin tüm güzellikleri bir arada görebilecek.
110.000 m2 alana kurulacak rekreasyon alanı başta Sancaktepeliler olmak üzere tüm İstanbullular'ın hizmetine sunulacak. İstanbullular kent merkezine yakın bulunan rekreasyon alanına toplu taşıma araçlarını kullanarak ulaşabilecek. Kent merkezine yakınlığıyla ulaşımın kolay olduğu bölgede özel arabalarıyla gelenlerin kullanabilmesi için büyük bir otopark bulunacak.
Rekreasyon Nedir ? Rekreasyon; yenilenme, yeniden oluşturulma veya yeniden yapılanma anlamına geliyor. Türkçe karşılığı yaygın bir şekilde boş zamanı değerlendirme olarak kullanılmaktadır. Bu ise, bireylerin ya da toplumsal kümelerin boş zamanlarında
gönüllü olarak yaptıkları dinlendirici ve eğlendirici etkinlikler anlamını taşımaktadır. Rekreasyon kişiyi zorunlu iş etkinliklerinden sonra yenileyen, dinlendiren ve gönüllü olarak yapılan faaliyetler olarak tanıyor. Modern anlamda bir sosyal kurum, bilgiler topluluğu ve profesyonel bir çalışma alanı olarak rekreasyon; işten
bağımsız, kendi içinde değerli olan, kişinin pek çok önemli ihtiyacını karşılayan dolu ve mutlu bir yaşam aracıdır. Bu yaklaşımla rekreasyon, en yaygın olarak, insanların gönüllü olarak boş zamanlarında katıldıkları ve kişisel olarak doyum sağladıkları aktiviteler olarak tanımlanıyor.
VİZYON PROJELER
29
BAŞBAKAN • Röportaj
Türkiye'ye
modern ve güçlü nesiller 30
SANCAKTEPE
yetiştirmeyi amaçlıyoruz.
Gelişimi takip edin...
Belediye başkanlığı döneminden beri kararlı, azimli ve cesur çizgisiyle dikkat çeken Sayın Recep Tayyip Erdoğan, çok yönlü değişimlerle kucakladığı ülkemizi, sebat kavramının tam bir timsali olarak, geliştirmeye ve ülkemize derin ufuklar kazandırmaya devam ediyor. Bununla birlikte; birçok üniversiteden almış olduğu fahri doktora unvanını destekler nitelikte bır söyleşi yapmış olduğumuz Sayın Başbakanımızla, eğitim konusunu birçok yönüyle ele alıyoruz. Edebiyat, tarih, bilim vb. bilgi dallarına referans vererek ilerleyen sohbetimizi, Başbakanımızın; eğitim bağlamındaki faaliyetlere, birtakım olumsuz eleştirilerin kendi dünyasındaki yansımalarına değinerek ve gençlerimize samimi tavsiyelerde bulunmasıyla sonlandırıyoruz.
“Gençlerimizin öncelikle kendi kimliklerini, kültürlerini, tarihlerini bilmesini, güzel ahlaka sahip olmalarını, ülkelerine aidiyet duymalarını, birlik ve beraberlik anlayışını içselleştirmelerini istiyorum.”
Dergimize özel röportaj veren Başbakan'dan eğitim üzerine derinliğine analizler...
BAŞBAKAN • Röportaj
31
BAŞBAKAN • Röportaj
SEDANUR ZAVALSIZ: Temel eğitim felsefenizi açıklayacak olursanız, ilk olarak neler söylemek istersiniz?
RECEP
TAYYİP
ERDOĞAN:
Benim eğitimdeki temel felsefem, Yunus Emre’nin şu sözleridir: “İlim ilim bilmektir / İlim kendin bilmektir. / Sen kendini bilmezsen / Ya nice okumaktır.” Bu bakımdan ben; çocuklarımızın, gençlerimizin öncelikle kendi kimliklerini, kültürlerini, tarihlerini bilmesini, güzel ahlaka sahip olmalarını, ülkelerine aidiyet duymalarını, birlik ve beraberlik anlayışını içselleştirmelerini istiyorum.
Bu felsefe doğrultusunda; eğitim programlarının belirlenmesinde, öncelikle dikkate alınan kıstaslar nelerdir? Öncelikle şunu söyleyeyim; ülkemizde ve bütün bir dünyada yaşanmakta olan değişim ve dönüşüme; bilgi toplumu, modernleşme ve küreselleşme gibi olguların öne çıktığı bu döneme ayak uydurmak için gayret göstermelerini özellikle rica ediyorum gençlerimizden. Eğitim programlarımızı belirlerken bu kıstasları göz önünde bulunduruyoruz. Bizler şu anda anaokullarından üniversitelere kadar açtığımız okullarla, teknoloji sınıflarıyla, yeni bir Türkiye’ye, modern ve güçlü bir Türkiye’ye yakışacak nesiller yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Millet olarak küresel ölçekteki bu değişim ve dönüşüme hazırlıklı olmanın yegâne yolunun da eğitimden geçtiğine yürekten inanıyoruz. Genel amacımız bilgi toplumu, modernleşme, küreselleşme gibi süreçlerin içerdiği imkânlardan, en üst derecede istifade edilmesini sağlamaktır.
Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi dolayısıyla yöneltilen eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle bu ders kapsamında özcü bir bakış açısının hakim olduğu yönünde düşünceler var.
Tüm bunlara nasıl bakıyorsunuz?
tasında ciddi bir proje geliştirmedi…
Bildiğiniz gibi, Anayasamızın 24’üncü maddesinde; “Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır.” hükmü bulunuyor. Bu eğitim ve öğretimin içeriğinin, metodunun nasıl olacağı, elbette Milli Eğitim Bakanlığımız bünyesinde görev yapan kuruluşlar ve akademisyenlerimizin, eğitimcilerimizin değerli katkıları neticesinde belirleniyor. Biz bu yöndeki her türlü eleştiriyi; bizi daha iyiye, daha ileriye, daha aydınlığa kavuşturacak her türlü öneriyi ciddiyetle ele alıyor; gerektiğinde bu yönde düzenlemeler yapıyoruz. Dikkatle inceleyecek olursanız, din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin içeriğinin, bizim dönemimizde toplumun daha geniş kesimlerini kucaklayacak ölçüde ciddi değişikliklere uğradığını müşahede edebilirsiniz. Söz gelimi Alevilikle ilgili yaptığımız düzenlemeler, her kesimden insanımızın takdirle karşıladığı örnek bir düzenleme olmuştur. O nedenle, gerek eğitime katkısı, gerek toplumsal harcımızın kuvvetlenmesi açısından her türlü yapıcı eleştiriye, öneriye açık olduğumuzun, bu konuda hiçbir kompleksimizin olmadığının bilinmesini isterim.
Biz, hükümet olarak; "İşte bu vebali taşıya-
Eğitim alanına ekonomik anlamda oldukça yüksek pay ayırıyorsunuz. Bu yatırımların, geri dönüşümlerini ne yönde alıyorsunuz? Biz göreve geldiğimizde de, eğitim alanında niteliğin yanı sıra, ciddi bir ekonomik sorundan söz ediliyordu. Yetişmiş insan azlığı, okulların yetersizliği, maddi imkânsızlıklar, yurt kapasitesinin azlığı… Bütün bu alanlar sorunluydu. Şöyle bir hatırlayalım: 2002 öncesinde eğitim sistemindeki çarpıklıklar çok ciddi şekilde tartışma konusuydu ve hiçbir zaman gündemden düşmüyordu. Ama hiç kimse çıkıp da, 85 öğrenciye bir bilgisayar düşmesini sorgulamadı; 60-70 kişilik sınıflara, okul ve öğretmen eksikliğine çözüm üretmedi, eğitim kalitesini yükseltme nok-
mayız." dedik. "Çocuklarımızın, gençlerimizin gözündeki umut ışığını körelten, yeni nesillerin geleceğini karartan bir anlayışın yanında yer alamayız." dedik, almadık da… Eğitime özel bir önem atfettik. Her şey bir yana, eğitim ayrı bir yana dedik… Eğitimde, Cumhuriyet tarihimizin en köklü reformlarını, en büyük yatırımlarını gerçekleştirdik. 2005 yılından itibaren, milli eğitime bütçeden ayrılan payı, diğer tüm kalemlerin üzerine çıkardık. 8 yılda 159 bin yeni derslik yaptık ve bunları eğitime kazandırdık. "Eğitimin önünde hiçbir mazeret kabul etmiyoruz." dedik; burslarla, kredilerle, şartlı nakit transferiyle, ücretsiz taşıma hizmetleriyle, en önemlisi de ilk ve ortaöğretimde ücretsiz kitaplarla mazeretleri tek tek ortadan kaldırdık. Kız çocuklarının okutulmasına özellikle önem verdik. Başlattığımız kampanyalarla 350 bin kız çocuğumuzun ve kadının okuma yazma öğrenmesini sağladık. En son, fırsat eşitliği noktasında yeni bir adım daha attık: İlköğretim sınıflarında uygulanan ücretsiz ulaşım imkânını, ortaöğretimdeki kız çocuklarını da kapsayacak şekilde genişlettik. İlk ve ortaöğretime verdiğimiz önemi, yüksek öğretimden esirgemedik. 78 yeni üniversiteyi Türkiye’ye kazandırdık ve üniversitesi olmayan il bırakmadık. Bunun sonuçlarını da almaya başladık. Elbette tüm sorunları çözdüğümüz iddiasında değiliz. . . Ancak Türkiye bugün, eskisine oranla gerçekten çok daha iyi bir seviyeye geldi; daha da iyi olmaya devam ediyor. İnanıyorum ki; gelecek nesiller, bugünlere baktıklarında bizleri hayır dualarıyla anacaklardır.
"Genel amacımız bilgi toplumu, modernleşme, küreselleşme gibi süreçlerin içerdiği imkânlardan en üst derecede istifade edilmesini sağlamaktır. " 32
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
“2005 yılından itibaren, milli eğitime bütçeden ayrılan payı, diğer tüm kalemlerin üzerine çıkardık. 8 yılda 159 bin yeni derslik yaptık ve eğitime kazandırdık.”
"78 yeni üniversiteyi Türkiye'ye kazandırdık." BAŞBAKAN • Röportaj
33
BAŞBAKAN • Röportaj
Eğitim sistemine ilişkin birçok yenilik yaparken sık sık "bu değişikliklerin hayata geçmesi, acaba öğrencilerin bu süreçte duygu durumlarına ilişkin olumsuz yönde etkilenmeleri dikkate alınıyor mu?” şeklinde değerlendirmeler yapılıyor. Tüm bu çalışmalarınıza rağmen, yine de olumsuz manadaki bu eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz? Evet, şimdi bugün çıkıp da, eğitim sistemindeki marjinal aksaklıkları diline dolayanlar, belli kesimleri istismar etme çabası içinde olanlar, bu hükümeti değil, öncelikle kendilerini, kendi zihniyetlerini, kendilerinin hükümet ortağı olduğu dönemleri bir eleştiriye tabi tutsunlar. Eğer 1940’larda, 1960’larda, 1980’lerde eğitimde gerekli reformlar yapılmış olsaydı, biz bugün eğitimdeki sorunlarla boğuşuyor olmazdık… Onun için biz, 2000’li yılların başında, tam bir samimiyet içinde, planlı ve programlı şekilde gereken yatırımları yapıyor, reformları kararlılıkla başlatıyor, böylece bugünden, 2020 ve sonrasını şekillendiriyoruz. "Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yıl dönümünde, yani 2023 yılında, dünyanın en güçlü ilk 10 ülkesi arasında yer alacağız." diyoruz. Bunu kuru bir hedef, boş bir slogan olmanın ötesine taşıyor ve bugünden altyapısını hazırlıyoruz.
"Bizim tarihimiz; sadece savaşlar tarihi değildir."
34
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
“Bu millet sadece top, tüfek, kılıç düzenine değil; kalemin, bilimin ışığında kurulan düzenlere şahit olmuştur.”
Malumunuz günümüzde tarih oldukça popüler bir alanı kapsar hale geldi. Medyanın da bu anlamda çok ciddi bir etkisi var. Gençlerin tarihe olan ilgilerinin artmasını, nasıl değerlendiriyorsunuz? Ayrıca akademik camiada dahi, tarihi konuları yorumlama konusunda bir takım sıkıntılar yaşanırken, gençlerimiz ne yapmalı sizce? Gençlerimizin tarihle ilgilenmelerini, tarihe merak salmalarını çok olumlu buluyorum. Yahya Kemal’in bir sözü vardır: “Ne harabî, ne harabatiyim / Kökü mazide atiyim” diyor. Evet, bizler kökü mazide atiyiz. Tarihe bakarsanız, bizim ne kadar büyük bir millet olduğumuzu, ne kadar büyük başarılar kazandığımızı ve ne kadar büyük medeniyetler inşa ettiğimizi görürsünüz. Ne yazık ki, tarih yazımında Batı dünyası kadar etkili olamadığımız için bu gerçekler göz ardı ediliyor. Bizim tarihimize dışarıdan bir gözle bakanlar, bu gerçekleri ihmal ediyorlar. Şunu net olarak ifade etmek istiyorum: Bizim tarihimiz, sadece savaşlar tarihi değildir;
sadece askeri başarılara dayalı değildir. Bu millet sadece top, tüfek, kılıç düzenine değil; kalemin, bilimin ışığında kurulan düzenlere şahit olmuştur. Tarihte bunun pek çok örneği vardır. IX. yüzyılda Harezmî’nin matematik çalışmaları, bugünkü modern matematiğin tarihteki ilk temelleridir. XV. yüzyılda, Fatih döneminde yaşayan matematik dehası Ali Kuşçu, yerkürenin eksenini bugünkü değerlere çok yakın bir şekilde hesaplamıştı. Ama bugün dünya ondan değil, Kopernik’ten söz ediyor… Galileo’ya izafe edilen dünyanın döndüğü keşfinin, ondan yüzyıllar önce Biruni tarafından; mikrobun, Pastör’den 400 yıl önce Akşemseddin tarafından; cebirin, bu bilime de ismini veren El Cabir tarafından keşfedildiği; “sıfır” kavramının ilk kez bizim medeniyetimiz tarafından bulunduğu, elimizdeki eserlerle tartışmaya mahal bırakmayacak derecede ispatlanmıştır…
Köklerimize inmek manasında, geçmişimize çok güzel bir ayna tuttunuz hakikaten; fakat okuma yaparken örneğin; Osmanlı’nın siyasi yönetimine ilişkin çok yönlü bir
biçimde farklı görüşler ortaya atılır… Bu anlamda objektif bir tarih okuması ve yorumlaması mümkün olabilir mi sizce? Yorumlama konusunda; maalesef Batı’da olduğu gibi bizde de öteden beri tarihimize, özellikle yakın tarihimizdeki kişiliklere karşı bir önyargı var. Elbette tarihi farklı pencerelerden değerlendireceğiz, farklı açılardan okuyacağız, ancak bunu yaparken tarihimize karşı önyargılardan da kurtulmamız gerek. Önyargıdan, ideolojik bakıştan arınabilirsek, kendi tarihimize saygı duyarsak, tarihi anlama hususunda çok daha büyük mesafeler kat edeceğimize inanıyorum. Ben, genç nesillerimizin bu önyargıları kıracağına, kendi tarihlerine, kendi medeniyetlerine, kendi kültürlerine sahip çıkacaklarına; tarihi değerlendirirken objektif kriterlere göre karar vereceklerine, tarihimizi daha analitik bir düzlemde ele alacaklarına eminim. Bu bakımdan; gençlerimizin tarihe olan yönelimleri beni mutlu ediyor ve geleceğimiz adına umutlandırıyor.
BAŞBAKAN • Röportaj
35
BAŞBAKAN • Röportaj
Son olarak gençlerimize, özellikle üniversite gençliğine, neler söylemek istersiniz? Bu ülkenin yakın tarihine baktığımızda maalesef, gençlerimizin; çirkin senaryoların, siyasi komploların kurbanı olduğunu görüyoruz. Çıkar siyaseti güdenler, siyasetten kişisel menfaat umanlar gençlerimizi ideolojik kamplaşmalara alet etmişlerdir. Gencecik fidanlar kırılıp gitmiştir. Hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun, yakın tarihimizde gençlerimizin yaşadığı bu acılar, benim yüreğimi burkuyor… Onun için gençlerimizin kendilerini bu istismardan korumalarını özellikle rica ediyorum. Biz gençlerimizin elinde taşlar, sopalar, silahlar istemiyoruz. Biz, gençlerimizin elinde kalem olsun istiyoruz… Biz, gençlerimizin önünde bilgisayarlar olsun istiyoruz. Biz, bu ülkenin bütün fidanları, özgürlük içinde yetişip ağaç olsunlar istiyoruz. . . Unutmamalıdır ki; Türkiye Cumhuriyeti yüksek şuura sahip gençler sayesinde bugünlere geldi. Çanakkale’de, İstiklal Harbi’nde şehit olanların ve bize mukaddes toprakları vatan kılanların büyük çoğunluğu gençlerden oluşuyordu. Bugün de ülkemizin nüfusu büyük oranda gençlerden oluşuyor. Benim gençlerden ricam, tarihimizi en iyi ve en doğru şekilde öğrenmeleri, tarihimizden aldıkları ilhamla geleceğe bakmalarıdır. Bizim en önemli beşeri kaynağımız, en büyük sermayemiz, iş gücü kaynağımız gençlerimizdir. Onun için gençlerimizden rica ediyorum: Lütfen gelecek ideali olmayan, yüreğindeki gençlik ateşi sönmüş siyasetçilerin, gençliğin enerjisini istismar etmelerine izin vermeyin. Çünkü gelecek, gençlerimizindir. Türkiye, gençlerimizindir. Gençlerimiz, kendi geleceğine sahip çıkmak için, bugünkü Türkiye’yi sahiplenmelidir. İnsan haklarına, demokrasiye, adalete, ahlaka ve refaha dayanan bir Türkiye’yi hedeflemelidir. Bunun için gençlerimizin tam bir özgüven içinde kendilerine, büyük hedefler belirlemeleri ve bu hedeflere emin adımlarla ilerlemeleri gerekiyor. Sürekli yeni bilgiler edinin, kendi geleceğinize dair hayaller kurduğunuz gibi, ülkenize dair büyük hayalleriniz de olsun… Bu ülkenin, bu milletin gençlerimize ihtiyacı var. Ben geleceğimiz adına gençlerimize, sonsuz güven duyuyorum.
S. Z.: Efendim, yakın tarihimize de referans vermek suretiyle, yapmış olduğunuz bu analizden, gençlerimizin çok geniş boyutlarda pay çıkarabileceklerini düşünüyorum. Geçmişte; gençlerimize çok büyük baskılar yapılsa da, şu an o günleri telafi edercesine, taze beyinlerimizi doğru yöntemle, doğru alanlara kanalize ettiğimizde, uzun süreli başarılara da imza atılabileceğini çıkarıyoruz, bu kıymetli sözlerinizden. Aynı zamanda eleştirilerimizi yaparken de, zeitgeist esasına uygun surette, bütüncül bir bakış açısıyla yaklaştığımızda ülkemize katkı sağlayacak fikirleri de ortaya koymuş olacağız. Bilime de ne denli kaynaklık ettiğimize işaret ettiğiniz bu söyleşide; değişen dönüşen dünyanın dinamiklerine de referans vererek, kararlı adımlarla ufku açık bir Türkiye’nin yeniden resmini çizmiş oldunuz. Bu söyleşide altını çizmemiz gereken birçok husus var ama son olarak şunu da belirtmek isterim izninizle; teorik olanla pratik olanın birbirine en çok yakınlaştığı dönemi yaşıyoruz, bunu bir kez daha hissettim. Çok kıymetli zamanınızdan, bizlere de vakit ayırdığınız için teşekkür ediyoruz .
36
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
BAŞBAKAN • Röportaj
37
EĞİTİM • Bilgi Evleri
Gençlerin Geleceği, Bilgi Evleriyle aydınlanıyor. Sancaktepe Belediyesi Kütüphaneler Müdürlüğü’ne bağlı çalışmalarını yürüten ve öğrencilere ders takviyesi, sınavlara hazırlık kursları, ücretsiz etüd, araştırma, internet imkânı sağlayan Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, M. Akif Ersoy ve Karacaoğlan Kültür ve Bilgi Merkezleri’ne Sancaktepeli gençler yoğun ilgi gösteriyor.
Sancaktepe Bilgi Evleri, çağın gereklerine uygun bir rehberlik anlayışıyla, özgüvenini kazanmış; millî, ahlâkî ve kültürel değerlere bağlı; sorumluluk bilincine ve sevgi, saygı, yardımlaşma ve hoşgörü duygularına sahip; yeteneklerinin farkına varan ve onları geliştirme fırsatlarını değerlendirebilen; kitap okuma sevgisi pekişmiş ve düzenli kitap okuma disiplinini kazanmış; vatanını ve milletini seven; tüm insanların eşitliği ilkesini benimseyen bir toplumun oluşmasına katkı sağlamak gibi çok önemli bir misyonu üstleniyor. Bilgi Evleri, iköğretim ve orta öğretim çağında bulunan tüm öğrencilere, üyelik avantajları sunuyor. İlköğretim ve lise çağında bulunan tüm öğrenciler kütüphaneden; roman, hikâye vb. ödünç kitap alıp faydalanabiliyor. Öğrenciler; bilgisayar laboratuvarı ve temiz internet imkânından yararlanabilme, internet ortamında araştırma yapabilme, bilgisayar bilgilerini geliştirebilme ve pratik yapabilme imkanına sahip oluyor. Günlük ödevleri, dönem ödevlerini ve projeleri bilgisayar ortamında hazırlayarak serbest ders çalışabilme ve okuyabilme fırsatı elde ediyor. Bunun yanı sıra; araştırma kaynakları, yardımcı ders kitapları ve test kitaplarından yararlanabiliyor. Ayrıca öğrenciler, sosyal ve kültürel çalışmalara katılabilirken, seminer ve konferanslara da katılabiliyor. Öğrenci ve velilere yönelik rehberlik ve psikolojik danışmanlık biriminde, seminerler ve danışmanlık yapılıyor.
Öğrenciler; bilgisayar laboratuvarı ve internet imkânından yararlanabilme, araştırma yapabilme, bilgisayar bilgilerini geliştirebilme ve pratik yapabilme imkanına sahip oluyor.
38
›› Ocak / Şubat / Mart sancaktepe SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
Kütüphaneler...
Düzenlediği kitap okuma yarışmaları, kulüp çalışmaları ve birbirinden farklı etkinliklerle üyelerine kitap okuma sevgisi aşılamayı amaçlayan Bilgi Evleri'nde, yeni çıkan ve çok okunan kitapların yanı sıra, üyelerin talep ettikleri kitaplar da raflarda yerini aldı. Okuyan bir toplum olmanın önemine ve gerekliliğine vurgu yapan Sancaktepe Belediyesi Kütüphaneler Müdürü Orhan Koçyiğit; “Kitaba gönül veren ve okumayı seven vatandaşlarımıza hizmet eden Bilgi Evleri sayesinde, okuyan insan sayısı her geçen gün artmaktadır. Bilgi Evleri kütüphanelerinden her ay, çok sayıda kitap ödünç alınıyor. Okumayı böylesine seven vatandaşlarımızın yeni çıkan kitapları takip edebilmeleri için, kütüphanelerimizi son çıkan kitapların alımıyla güncelliyoruz ve güncellemeye devam edeceğiz.” dedi. Yeni çıkan ve üyelerin taleplerinden oluşan kitaplar, Bilgi Evi kütüphanelerinde üyelerin istifadesine sunulurken, özellikle çocuk edebiyatının birbirinden güzel örnekleri, üyelerden yoğun ilgi görüyor. Öte yandan, Bilgi Evi üyeleri, yeni alınan kitap listelerine ve Bilgi Evleri'nde bulunan tüm kitaplara, Sancaktepe Belediyesi’nin resmi internet sitesinde bulunan E-Kütüphane linkinden ulaşabiliyorlar. Haftanın 7 Günü Açık
Bilgi Evleri'nde bulunan tüm kitaplara, Sancaktepe Belediyesi’nin resmi internet sitesinde bulunan E-Kütüphane linkinden ulaşılabiliyor.
Sancaktepe genelinde çocukların, okul sonrası zamanlarını sokakta, internet kafelerde geçirmelerinin önüne geçmek amacıyla açılan Bilgi Evleri'nde öğrenciler, gönüllü olarak görev yapan öğretmenler eşliğinde ders yapıyor. Bilgi Evi, haftanın 7 günü sabahtan akşama kadar açık oluyor. Bilgi Evi öğrenciye, okuldan verilen performans ödevlerini yapması konusunda da yardımcı oluyor. Öğrenci, okuldan verilen ödevleri merkezdeki bilgisayarları kullanarak hazırlıyor. Aileler de faydalanıyor Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, M. Akif Ersoy ve Karacaoğlan Kültür ve Bilgi Merkezleri’nde tüm imkânlar ailelere de sunuluyor. Öğrenci, velisiyle birlikte merkeze üye olabiliyor. Böylece öğrenci için geçerli olan internet kullanımı ya da kütüphane gibi hizmetleri, veli de alabiliyor. Bilgi Merkezi'ne anne babaların da okuyabileceği düzeyde kişisel gelişim ve kültür kitapları getirildi. Sancaktepe Belediyesi, bu çalışmayla aileyi de eğitimin içine çekiyor. Kulüp Çalışmaları Tiyatro, Halkoyunları, Bağlama, Gitar ve Satranç ile Koro çalışmaları olmak üzere 6 branşta verilecek olan kulüp çalışmalarından da faydalanılabilecek.
EĞİTİM • Bilgi Evleri
39 39
EĞİTİM • Bilgi Evleri
Sancaktepe’ye
3 yeni Bilgi Evi geliyor! Sancaktepe Belediyesi, Mevlana Mahallesi, Yunus Emre Mahallesi ve Osmangazi Mahallesi’nde 3 yeni bilgievi açmaya hazırlanıyor. Gençlere ve gençlerin eğitimine yaptığı yatırımlara öncelikli olarak önem veren Belediye, atılımcı vizyonu ile Sancaktepeliler’in beğenisini topluyor. Sancaktepe’de eğitim yatırımlarına aralık vermeden devam eden Sancaktepe Belediyesi, gençlerimizin güçlü temellerle yetişmesine önemli bir destek veren bilgi evlerini çoğaltıyor. Mayıs ayında temellerini açıp açılışlarını yapacağı 3 yeni bilgi evinin müjdesini veren Sancaktepe Beldiyesi, bu merkezlerde de gençlere kütüphane ve bilgisayar laboratuvarı hizmetleri sunacak.
Sancaktepe Belediyesi, bilgi evleri ile gençlere eğitim desteği sunmaya devam ediyor.
Bilgi evlerinde, internet ortamında araştırma yapabilme ve bilgisayar bilgilerini geliştirebilme imkanlarına sahip olacak gençler; günlük ödevleri, dönem ödevlerini ve projeleri, bilgisayar ortamında
hazırlayarak ders çalışabilecek. Bunun yanı sıra; araştırma kaynakları, yardımcı ders kitapları ve test kitaplarından yararlanılabilecek kütüphanede yapılan etkinliklerle de okuma sevgisi pekiştirilecek.
Sancaktepe Belediyesi yeni yatırımlarla yoluna devam ediyor. Açılacak bilgi evlerinin; Mevlana Mahallesi, Yunus Emre Mahallesi ve Osmangazi Mahallesi’nde olacağını söyleyen yetkiler, belediyenin gençlere ve gençlerin eğitimi-
40
ne yaptığı yatırımlara öncelikli olarak önem verdiğini belirtti. Sancaktepe’ye sadece temel ihtiyaçlara yönelik değil; eğitim, kültür-sanat, spor gibi birçok farklı alanda hizmetler sunan
Sancaktepe Belediyesi, yepyeni projelerle faaliyetlerine devam ederken; açılacak yeni bilgi evelerinin haberiyle de halkın taktirini kazanıyor.
Sancaktepe Belediyesi yeni yatırımlarla yoluna devam ediyor. 3 yeni park ve bir yeni spor tesisinin Sancaktepe’ye kazandırılacağının müjdesini veren Sancaktepe Belediyesi, her alanda atılımlar yaparak dikkat çekiyor. Sancaktepe Belediyesi, Sancaktepe’de yaşam kalitesini yükseltme adına her alanda
gerçekleştirdiği yatırımlarına devam ediyor. İnşa ettiği; gerek modern mimariye sahip kapalı alanları gerekse ferah ve işlevsel açık alanları ile Belediyemiz, Sancaktepeliler’in her ihtiyacına, olabilecek en üstün özelliklerde yapılarla cevap vermeyi hedefliyor.
Mayıs ayı içinde temel atma ve açılışlarının yapılması hedeflenen yeni üç park ve bir spor tesisinin haberini veren Belediye yetkilileri, bu projelerle ilçeye hem sağlık yönünden hem de sosyal anlamda zenginlik sunmayı hedefliyor.
Açılacak parklarla Sancaktepe’ye, yeni dinlenme ve spor yapma alanları geliyor! Sancaktepe Belediyesi; Kemal Türkler Mahallesi’ne ve Yunus Emre Mahallesi’ne açacağı 3 yeni parkla Sancaktepe’ye yatırımı sürdürüyor. Çocukların oynayacağı, vatandaşların temiz hava alacağı 2 adet dinlenme parkı ve sağlıklı bir yaşam için spor yapma imkanı sunan 1 adet spor parkı inşa eden Belediye, bu parklarla ilçedeki yaşam kalitesini de yükseltiyor. Çocuklarımıza yönelik her türlü konuda yatırımlar yapan Belediyemiz, onların mutlu ve güvenli hissedeceği parkları, açılacak bu iki yeni parkla zenginleştiriyor. Bu projelerle ayrıca halkımızın rahatlıkla spor yapabileceği ve sosyal yaşamlarına artı değer katacağı yeni mekanlar da oluşturulacağını söyleyen Belediye yetkilileri, Sancaktepe’yi; nefes aldıran, yeşilliklerle dolu yeni parklara kavuşturmaya devam edeceklerini bildiriyor.
Sancaktepe, gençlere sporu daha da sevdirecek dev bir tesise ev sahipliği yapacak!
Gençlere yatırımı, geleceğe yatırım olarak gören Sancaktepe Belediyesi, özellikle gençlerimizin faydalanacağı çok büyük bir spor tesisinin yapımına hazırlanıyor. İçinde birçok spor dalına yönelik alanları barındıracak çok amaçlı spor tesisi, sağlıklı zinde nesilleri yarınlara hazırlayacak, her yaştan Sancaktepeli’nin sporla buluşmasını sağlayacak. Sancaktepe Beldiyesi yetkilileri, sporu mo-
dern kent yaşamının ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirirken, bu alandaki yatırımlarına Mevlana Mahallesi’nde açılacak bu büyük tesisle devam edeceklerini belirtti. Yetkililer; ilçe sakinlerini de spor yapma konusunda teşvik edecek ve her yaştan Sancaktepeli’nin spor yapma imkanı bulacağı tesisin, diğer spor merkezleri gibi, Sancaktepe’nin gurur kaynakları arasındaki yerini alacağını ifade etti.
41
EĞİTİM • Yeni Okul Projeleri
Sancaktepe Belediyesi'nden
Yeni okullar
geliyor!
Aziz Bayraktar İmam Hatip Lisesi Osmangazi Mahallesi, Vizyon Projesi
42
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
büyük eğitim hamleleri YENİ İMAR PLANLARININ OLUŞTURULMASI İLE GENÇ SANCAKTEPE, İSTANBUL’UN ÖNEMLI CAZİBE MERKEZLERİNDEN BİRİ HALİNE GELDİ. BELEDİYE YETKİLİLERİ, SANCAKTEPE’NİN BUNDAN SONRA DEV BİR ŞANTİYE ALANINA DÖNÜŞECEĞİNİN, HER ALANDA HIZLI DEĞİŞİM VE GELİŞİM YAŞANACAĞININ MÜJDESİNİ VERİYOR. EĞİTİM ALANINDA YAPTIĞI ÇALIŞMALARLA İLÇEYE BÜYÜK HİZMETLER SUNAN SANCAKTEPE BELEDİYESİ, YENİ YAPILACAK 4 OKULU, HAFRİYATLARINA BAŞLAYARAK TEMEL ATMA AŞAMASINA GETİRDİ.
Sancaktepe Belediyesi , eğitim yatırımlarında hız kesmiyor.
EĞİTİM • Yeni Okul Projeleri
43
EĞİTİM • Yeni Okul Projeleri
Sancaktepe’de eğitim atılımı hızla sürüyor. Hizmete açtığı kültür ve bilgi merkezleri, eğitime olan desteğiyle Sancaktepe Belediyesi, bu alandaki çalışmalarına devam etmekte kararlı görünüyor. Sancaktepe’nin aydınlık yarınları için aydın nesiller yetiştirmek üzere dört okul daha inşa edilecek. Atatürk Mahallesi'nde hizmete açılacak ilköğretim okulunda çocuklarımız temel eğitimlerini alırken; Osmangazi Mahallesi’ne inşa edilecek İmam Hatip Lisesi ile Fenerbahçe Lisesi, Eyüp Sultan Mahallesi’nde Endüstri Meslek Lisesi branşlarında eğitimler verecek. "İSTİKBALE TEMEL ATILIYOR." Konu hakkında bilgi veren Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, temeli atılacak okullarla; binanın temelini değil, ülkenin istikbaline bir temel attıklarını
söyledi. Erdem, eğitilmiş nesillerin anne ve babalarına, çevrelerine, en önemlisi de ülkeye zararlı olmalarının imkansız olduğunu ifade ederek; “Bugün Batılı ülkelerin karşı karşıya bulunduğu sıkıntı; bilgi ve akıl değil, irfandan yoksun nesillerin yetişmesidir. Bu okullarda yetişen nesiller, dünya ve ülke barışına büyük katkılar sağlayacaktır.” dedi.
severlerimizin eğitime yapacakları
Başkan Erdem, Türkiye'nin son yıllarda eğitim alanında çok önemli mesafeler kat ettiğini vurguladı. Ayrıca okullarda verilen başarılı eğitimle geleceğin kazanılacağını da sözlerine ekledi. Ülkeye hizmet etmenin önemine değinen Erdem, okulların sayısının hızla artarak davam edeceğini söyledi. Sancaktepe’de eğitimin önündeki engellerin ortadan kaldırılması ve ciddi başarılar elde edilmesi konusunda önemli projeler üzerinde çalışıldığını hatırlatan Erdem; “Hayır-
lardandır.” şeklinde konuştu.
katkılara önemsiyorum. Çünkü alın terleriyle kazandıkları paraları, okul yapmak üzere bizlere vermeleri kolay iş değil; atalarımız demiş ya, 'Veren el, alan elden daha hayırlıdır.' O yüzden eğitime yapılan yardım, ilelebet hayrı kaybolmayan yardım-
“BİR YILDA TAMAMLANACAK!” Bir yılda tamamlanması planlanan okullar, ortalama 24 derslikten oluşuyor. İlköğretim okulunun bünyesinde anaokulu, kreş; diğer okullarda ise laboratuvar, kapalı spor salonları ile açık spor sahası olacak. Okulların bir yıl içinde tamamlanası planlanıyor.
Fenerbahçe Lisesi
Osmangazi Mahallesi, Vizyon Projesi
44
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
Atatürk İlköğretim Okulu Atatürk Mahallesi, Vizyon Projesi
Sancaktepe Ticaret Meslek Lisesi Fatih Mahallesi, Samandıra
Sancaktepe Endüstri Meslek Lisesi Eyüp Sultan Mahallesi, Vizyon Projesi
45
EĞİTİM • Mucitler Atölyesi
Sancaktepe'li öğrenciler Mucitler Atölyesi'nde
bilimle buluştu.
Sancaktepe Belediyesi , ilköğretim öğrencilerine yönelik "Mucitler Atölyesi"ni, Samandıra Kültür Merkezi'nde sergiledi.
46
SANCAKTEPE
Çocukları, bilimin ilginç ve aydınlık dünyasına götüren Mucitler Atölyesi, deney setlerinden oluşan sergisini, Sancaktepeli ilköğretim öğrencileri için açtı. Sergi, Samandıra Kültür Merkezi’nde 4-5 Ocak tarihlerinde öğrencilerin ilgisine sunuldu. Sancaktepe’de bulunan ilköğretim okulu öğrencileri, bilimin sunduğu şaşırtıcı ve gizemli dünya ile tanışmış oldu.
"Bilim çağı" olarak adlandırılan günümüzde ise, yeni yetişen nesilleri, çok iyi bilgi donanımı olan bireyler olarak yetiştirmemiz gerekiyor. Bu çalışma, başta ülkemiz olmak üzere tüm insanlığın yararına olacaktır.” dedi.
Başkan Erdem, Sancaktepe Belediyesi olarak eğitime verdikleri hizmetleri de kısaca anlattı. Konuşmaların ardından Başkan İsSerginin açılışını yapan Sancaktepe Be- mail Erdem ve Belediye Başkan Yardımlediye Başkanı İsmail Erdem, öğrenci ve cıları, sergiyi öğrencilerle gezerek oluştuöğretmenlerden oluşan kalabalığa yaptı- rulan deney setleri hakkında bilgi aldılar. ğı konuşmada, bilimin kişi ve toplumların hayatındaki önemine dikkat çekti. Erdem; Sancaktepeli öğrencilere bilimsel gerçek“Gerek sosyal, gerek fen bilimleri olsun tüm lerin uygulamalı olarak gösterildiği seralanlarda bilimin yol göstericiliğini esas alan gi, 6-14 yaş arası çocuklara hitap etti. ülkeler, güçlü ve gelişmiş ülkeler olmuştur.
Gelişimi takip edin...
Eğlenceli bir şekilde bilimsel deneylerin gerçekleştirildiği Mucitler Atölyesi, iki ayrı bölümden oluştu. Birinci zbölümde yedi adet deney seti yer aldı. Bu alanda ziyaretçiler, eğitmenlerin rehberliğinde birbirinden ilginç fizik deneylerini birebir uygulama ve izleme imkânına sahip oldu. Çocuklar, "Mevsimlerin Oluşumu (Elektrikli)", "Hava Kabarcıkları, Cisimleri Batırır mı? (Elektrikli)", "Neden Düşmüyor?", "Pisagor Bağıntısı", "Yokuş Çıkan Huni", "Kemer Köprü Yapımı", "Nasıl Nefes Alıyoruz?" gibi deneyleri yapma şansını elde etti.
buz gibi zararsız malzemeler kullanıldı. Ayrıca bu bölümde ilginç fizik ve biyoloji deneyleri için küçük deney setleri de yer aldı. Yine bu bölümde ziyaretçiler, eğitmenlerin rehberliğinde deneyleri birebir uyguladı ve izledi. Bu bölümde; "Sihirli Kumbara", "Üç Boyutlu Hologram", "Çarpışan Toplar", "Güneş Sistemi", "Dumandan Çemberler", "Uçan Çemberler", "Dar Kapıdan Geçmek", "Boşluktaki Dünya" gibi deneyler gerçekleştirildi.
İkinci bölümde ise stand ortamında eğlenceli ve şaşırtıcı kimya deneyleri sunuldu. Malzeme olarak balon, pet şişe, pipet, kâğıt havlu,
Mucitler Atölyesi kapsamında öğrenciler, hem fizik hem de kimya alanında deney yapma ve ünlü deneyleri test etme şansı yakaladı.
EĞİTİM • Mucitler Atölyesi
47 47
EĞİTİM • Engel Tanımayan Fırçalar
"Engel Tanımayan Fırçalar" mutluluğu resmetti.
Sancaktepe Belediyesi “Engel Tanımayan Fırçalar” adı altında çok özel bir etkinliği hayata geçirdi. Yurdumuzun değişik illerinden gelen, görme, duyma, zihinsel ve ortopedik engelliler, mutluluğun resmini çizdiler. Türkiye’de ilk kez düzenlenen etkinliğe, dünyaca ünlü görme engelli ressam Eşref Armağan‘ın dakikalar içerisinde çizdiği resim damgasını vurdu. Etkinliğe katılan 8 yaşındaki ressam Sümeyye ise, ayağıyla çizdiği resimle takdir topladı. Duyabilirsin.com’un desteklediği 1. Engel Tanımayan Fırçalar Etkinliği, Sancaktepe’de büyük ilgi uyandırdı. Başta öğrenciler olmak üzere halkın yoğun ilgisi ile karşılaşan etkinlik, engellileri halkla kaynaştırırken, azim ve gayretin neler yapabileceği konusunda örnek oldu.
Kimi konuşamıyor, kimi duyamıyor, kimi yürüyemiyor ya da göremiyor ama her biri ayrı bir yeteneğe sahip... İşte o yetenekli ve özgür yürekler, mutluluğu Sancaktepe’de resme dönüştürdü.
48
SANCAKTEPE
Etkinliğe; Sancaktepe Kaymakamı Necmettin Kalkan, Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanı Bekir Köksal, TRT Spor Daire Başkan Yardımcısı Cem Çınar, İSÖM Başkanı Aylin Çiftçi, Uluslararası Engelli Derneği Başkanı İsmet Türker, dünyaca ünlü görme engelli ressam Eşref Armağan, Türkiye’nin dört bir yanından gelen engelli ressamlar, öğrenciler, vatandaşlar katıldı.
Gelişimi takip edin... Ev sahibi olarak "engelsiz fırçaları" ağırlamaktan onur duyduğunu ifade eden Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, etkinlik kapsamında bir konuşma yaptı. Konuşmasında sosyal belediyecilik alanında engelli vatandaşlara gerekli hassasiyeti ve özveriyi göstermeyi amaçladıklarını ve engellilere yönelik altyapı çalışmalarına ağırlık verdiklerini belirtti. "Cam adam" olarak bilenen 24 yaşındaki engelli ressam Adanalı Zekeriya Ünal, asıl engelin yüreklerde olduğunu söyledi ve "Engeller, kollarda ayaklarda değildir." dedi. Ünal, her insanın bir engelinin bulunduğunu belirtti ve engelli haklarının kısa sürede kanunlaşmasını istedi. Turkuaz Bisiklet Grubu ise engelli ressamları yalnız bırakmadı. Programın ikinci bölümünde ise, değişik okullardan gelen öğrenciler, engelli ressamlarla birlikte resim yapma fırsatı buldu, dağıtılan boya ve fırçalarla engelli ressamların mutluğuna ortak oldu. Etkinliğe katılan ressamlara protokol tarafından “Engelsiz Fırçalar Belgesi” verilirken, ressamlar da günün anısına protokole plaket sundu.
Sancaktepe Belediyesi’nin organizasyonu ile 16 farklı ilden gelen engelli ressamlar, yaptıkları birbirinden güzel çalışmalarda hayallerini resme dönüştürdüler.
EĞİTİM • Engel Tanımayan Fırçalar
49
EĞİTİM • Genç Gelecek
"Genç Gelecek" gençleri yarınlara
hazırlıyor.
İstanbul'un genç ilçesi Sancaktepe, gençliği harekete geçiriyor.
50
SANCAKTEPE
Türkiye’nin en yeni ilçelerinden genç Sancaktepe, İstanbul'un en yeni kazanımlarından biri olan genç nüfusunu aydınlık yarınlara taşıyor. Sancaktepeli gençler, ilçelerinin ilerleme ve atılımında öncü oluyor. Kişisel ve sosyal gelişime açık, öğrenmeye ve başarmaya susamış genç dimağlar, yaşadıkları kentin geleceğini bugünden kazanıyor.
Gelişimi takip edin...
Sancaktepeli gençler için hayatı zengin kılan AKTİVİTELER! Kent yaşamını keyifli kılan birçok aktivite, Sancaktepeli gençler için gerçekleştiriliyor. Gençler, birbirinden değerli sanatçıların, yazarların ve uzmanların perspektifinden İstanbul’u tanıyor. Düzenlenecek organizasyonlarla gençler, Sancaktepe’de genç olmanın ayrıcalığını şimdiden hissediyor. • • • • • • • •
Kulüp Etkinlikleri Kültürel Geziler Sancak Cafe Kültür Şenlikleri Sancaktepe Konferansları Sancaktepe Çalıştayları Üniversite Konserleri "Sancaktepe Film Oluyor" Sosyal Sorumluluk Projeleri
Sancaktepe’de genç olmak… Sancaktepe’de genç olmak, keşfetme ve yenilenme heyecanıyla dopdolu olmak demek. Sancaktepe’de genç olmak, değerinin farkına varılması, kendini gerçekleştirmek için önünde sayısız kapının açılması demek. Sancaktepe’de genç olmak, ürettiğin yenilikçi fikirleri hayata geçirmek için eşsiz imkânlara sahip olmak demek. Sancaktepe’de genç olmak, değer görmek, değer bulmak ve değer üretmek demek. Genç Gelecek ile Sancaktepeli gençlerin bireysel ve sosyal gelişimleri amaçlanıyor, Sancaktepeli gençlerin; toplumsal sorumluluk bilinçlerini kuvvetlendirmelerine, kendi yeteneklerini keşfetmelerine ve geliştirmelerine imkân sağlanıyor.
Sancaktepe’de genç olmak, değerinin farkına varılması, kendini gerçekleştirmek için önünde sayısız kapının açılması demek.
Genç Gelecek ile gençlerin; fiziksel gelişimleri için faaliyetlerde bulunuluyor, doğayı tanımaları ve doğayla yaşamayı öğrenmeleri sağlanıyor, farklı bölgesel, sosyal, kültürel ve eğitim özelliklerine sahip olan, toplumun diğer bireyleriyle bir araya gelmeleri teşvik ediliyor. Sancaktepe’yi sahiplenerek kentlilik bilinçlerini artırmaları ve kentin gelişimine katkıda bulunmaları sağlanıyor. Ekip çalışmasına teşvik ediliyor. Sorgulayan, araştıran ve öğrenmeye açık bireyler yetişiyor. Genç Gelecek ile Sancaktepeli gençlerin; içinde yaşadıkları sosyal çevre, insan hikâyeleri, tarihi ve doğal doku hakkında farkındalıkları artırılıyor. Korunması ve geliştirilmesi gereken değerler konusunda sorumluluk almaları sağlanıyor. Kültürel kimliklerini muhafaza ederek dünyaya entegre olmaları sağlanıyor.
EĞİTİM • Genç Gelecek
51
EĞİTİM • Genç Gelecek
"Genç Gelecek Kulüpleri"
çalışıyor. Proje, gençleri bir okul gibi eğiterek geleceğe hazırlamaya çalışıyor. Gençlere meslek seçimi, tarih, edebiyat, iletişim, kent yönetimi gibi birçok alanda eğitimler veriliyor. Sahasında uzman, bilim adamlarının bilgi ve tecrübelerinden yararlanılıyor. Diğer yandan proje çerçevesinde, mekan gezileri, konserler, konferanslar, paneller düzenleniyor.
52
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
AKIL OYUNLARI AMAÇ: Gençlerimizin psikoloji biliminin ışığında, kendilerini günlük hayat içerisinde nasıl konumlandırmaları gerektiğinin farkındalığını oluşturmak. Gençlerin okul, aile, arkadaşlık gibi sosyal hayata dair problemlerine çözüm önerileri üretmek. HEDEF: Gençlerimizin özgüvenlerinin geliştirilmesine katkı sağlamak ve bu sayede kendilerini ve dünyayı (psikolojik perspektifle) daha iyi anlamalarını sağlayabilmek. ÇEVRE KULÜBÜ AMAÇ: Gençlerimizin, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakması amacıyla, çevremize sahip çıkmalarını, çevreyi korumak için yeni çözümler bulmalarını ve bunları uygulamalarını sağlamak. HEDEF: Çevre algısını geliştirmek, çevreye duyarlı olmak. DOSTLUK KULÜBÜ AMAÇ: Ergenlik dönemi arkadaş seciminde, kız–erkek arkadaşlıklarında seviyeyi belirlemedeki en temel kıstasların, gençler tarafından içselleştirilmesini sağla-
SANCAKTEPE BELEDİYESİ YAŞANABİLİR VE HUZURLU BİR TOPLUMU OLUŞTURMAK İÇİN BİLİNÇLİ GENÇLERLE NEZİH BİR KENTİN TEMELLERİNİ ATMAK AMACIYLA YEPYENİ BİR PROJE OLAN "SANCAKTEPE GENÇ GELECEK" PROJESİNİ HAYATA GEÇİRDİ.
mak. Özümüze ilişkin dost kavrayışının, tüm boyutlarıyla açılması. HEDEF: Dostluk kavramı adı altında insani ilişkilerde arız olan noktaların tespit edilip, uygulamalı çalışmalarda bulunmak. EVLİYA ÇELEBİ GEZİ KULUBÜ AMAÇ: Gezi kültürünü geliştirmek. Bu kapsamda ünlü gezginlerin yerli ve yabancı (Evliya Çelebi, İbn-i Batuta vb.) hayat hikâyeleri ve gezi yazılarını okumak. HEDEF: Gezi kulüp faaliyetleri ile birlikte tarihimize dikkat çekmek. Bu konuda gençlerimizi bilinçlendirmek. İstanbul’dan başlayarak Anadolu’nun çeşitli yerlerine geziler düzenlemek. Bu şehirlerin tarihleri ve sosyal yaşamına dair kitapları okumak ve incelemek. PROJE KULÜBÜ AMAÇ: Gençlerin özellikle Avrupa Birliği ve diğer ulusaluluslararası fonlardan etkin yararlanmalarını sağlamak. Gençlerin proje yazım ve uygulama kapasitelerini geliştirmek.
Sancaktepe, genç nüfusunu bilim ve sanatla yetiştiriyor.
EĞİTİM • Genç Gelecek
53
KÜLTÜR • Evliya Çelebi
2011 Unesco Evliya Çelebi Yılı 2011, UNESCO TARAFINDAN EVLİYA ÇELEBİ YILI İLAN EDİLDİ. HER ÜLKE KENDİ TARİHİNDE ÖN PLANA ÇIKMIŞ VE İNSANLIĞA FAYDA SAĞLAMIŞ VEYA İNSANLIK ADINA KÜLTÜREL MİRAS BIRAKMIŞ KİŞİLERİ BELİRLEYİP UNESCO’YA BİLDİRİYOR, ORADAKİ KURULLAR DA UYGUN GÖRDÜKLERİ TAKDİRDE O KİŞİLERİN ANISINA SAYGI OLSUN DİYE O YILI, ANMA YILI OLARAK İLAN EDİYOR.
Toplumların kültürel mirasını korumak amacıyla kurulan UNESCO, 2011 yılını "Evliya Çelebi Yılı" ilan etti. Evliya Çelebi adlı ilk hacimli biyografiyi hazırlayan Yusuf Çetindağ, dünyanın çeşitli bölgelerini yarım asır at sırtında gezen Evliya Çelebi tarafından kaleme alınan Seyahatname için; “Dünya tarihinde onu geçecek ikinci bir kitap yok!” diyor. Doğumunun 400. yılında UNESCO’nun 2011'i "Evliya Çelebi Yılı" ilan etmesi ile dünyaca ünlü seyyahımız yeniden gündeme geldi. Kaynak Yayınları’ndan çıkan "Evliya Çelebi" adlı ilk hacimli biyografiyi hazırlayan Yrd. Doç Dr. Yusuf Çetindağ, ünlü gezginin Seyahatname’yi yazmasının 17. yüzyılı aydınlattığını söylüyor.
54
SANCAKTEPE
Gelişimi takipedin... edin... Gelişimi takip Çetindağ; “UNESCO’nun böyle bir etkinlik yılı ilan etmesi, Çelebi’ye olan teveccühü artırmıştır. Medeniyetine güvenmeyen ve eleştiren içimizdeki oryantalistlerin, kendi kaynaklarını tanıması için vesile olmasını ümit ediyorum.” diye konuşuyor. Çetindağ, Çelebi’nin 17. yüzyılda yaşadığı dönemin, Osmanlı’nın en ihtişamlı ortamı olduğunu belirterek Çelebi'nin, 20 milyon kilometrekare ile "dünyanın en büyük devletinin seyyahı" olduğunu dile getiriyor. Yazar, Seyahatname’yi güvenilir bir kaynak olarak görmeyenlere ise şu cevabı veriyor: “Koca eserde anlattığı birkaç fıkra ile Seyahatname’yi genelleyenler var. Bu, oryantalist bir bakış açısıdır. Osmanlı’yı küçük görenlerin ne tarihine ne de edebiyatına saygıları olmuyor. Hâlbuki Çelebi, eserini ayrıntılı ve sabırlı bir şekilde kaleme almış. Dünya tarihinde Seyahatname’yi geçecek ikinci bir kitap yok. Mübalağa, o dönemin bir edebi sanatı, tıpkı bugün olduğu gibi... Seyahatname; sanat, tarih, sosyoloji, psikoloji, felsefe açısından muazzam bir kitap.” Evliya Çelebi’nin 70 yıllık ömrünün 50 senesinin gezilerde geçtiğini ifade eden Çetindağ, ünlü seyyahın idealleri için evlenmekten, paradan ve makamdan geçtiğini belirtiyor. Seyahatname’nin sıradan bir gezi kitabı olmadığını dile getiren Çetindağ; “Mimarlar, musikişinaslar, edebiyatçılar, şairler, ressamlar, hattatlar, dilciler, kültür araştırıcıları Seyahatname’den yararlanabilir. Çelebi, bu konuları kitabında ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. Osmanlı için ‘yaşamış ama yazmamış’ derler. Bu söze karşı yazılan en kapsamlı eser, Seyahatname’dir.” diyor. Seyahatname’nin dünya hatırat tarihinin en nadide eseri olduğunu kaydeden Çetindağ, Evliya Çelebi’nin Türk milletine ideal veren birkaç kişiden biri olduğunu söylüyor. Çetindağ, 2011'in iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek; “Akademik anlamda çalışmalar yapılarak O'nun hakkındaki yersiz olan şüpheler giderilmeli. Yine sempozyumlar ve paneller düzenlenmeli. Adına enstitü kurulup ilkokuldan başlayarak üniversite öğrencilerine kadar bu müstesna şahsiyet anlatılmalı. Çünkü Türk tarihi değil, dünya tarihinde bir tane Evliya Çelebi var.” diye konuşuyor.
"Dünya tarihinde Seyahatname’yi geçecek ikinci bir kitap yok! Mübalağa, o dönemin bir edebi sanatı, tıpkı bugün olduğu gibi... Seyahatname; sanat, tarih, sosyoloji, psikoloji, felsefe açısından muazzam bir kitap.” KÜLTÜR • Evliya Çelebi
55
KÜLTÜR • Saraybosna
Avrupa'nın ortasında
"Osmanlı mirası" Yeşil Saraybosna Boşnaklar kendi istekleri ile Müslüman olmuşlar ve Osmanlı'ya katılmışlar. Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar, Slav ırkından. Dini kimlik ayırmış bu insanları... Boşnaklar Müslüman, Sırplar Ortodoks, Hırvatlar Katolik, Yahudiler de bu ülkede mevcut. Ortadoğu’nun Kudüsü deniliyor Saraybosnaya (Sarayevo). Cami, kilise, havra üçü bir arada bu topraklarda. Osmanlı, fethi gerçekleştirdikten sonra insanları her yönü ile özgür bırakmış bu topraklarda. Osmanlı hoşgörüsü öylesine işlemiş ki ruhlara, bir kadın gecenin geç saatlerine kadar dışarıda kalsa, kimseden zarar görmez, güvenlik içinde bulunurmuş evladı vatan topraklarında. Ta ki Sovyetler Birliği'nin dağılması ve diğer milletlerle beraber Boşnaklar da bağımsızlıklarını ilan edinceye kadar. Evladı fatihan Boşnaklar, hesap edememişlerdi Avrupa’nın orta yerinde Müslüman kimliği olan bir ülkenin istenmeyeceğini. Zaten Sırp'ının ve Hırvat'ının şuur altında Müslüman Boşnak'a bir kin vardı. Osmanlı, Boşnakları, Sırp'ın ve Hırvat'ın başına bey yapmıştı.
56
SANCAKTEPE
İki grup, adeta Boşnakların hizmetinde idiler. Bu kin ve Avrupa’nın Müslümanlara karşı katı tavrı, bir iç savaşın çıkmasına neden olmuştu. Boşnaklar, bu topraklarda savaşın çıkacağına inanmıyorlardı Osmanlı hoşgörüsünden kaynaklanan sebeplerle... Bir gün savaşın çıktığına inandılar, kırk yıllık komşuları, bıçaklarla ve silahlarla kendilerini öldürmeye gel-
diklerinde. Öylesine planlar yapılmıştık ki haklarında; bir Boşnak'ın evinde bulunan tavuklarından arabasına, evine ve hanımına kadar hangi Sırp'ın ve Hırvat'ın olacağına kadar planlar... Şok olmuşlardı, çaresizdiler. Osmanlı yoktu artık arkalarında. Türkiye de yoktu gereği kadar. Tarihin belki en acımasız soy kırımını yaşayacaklardı. Bütün bir dünya bu soykı-
Gelişimi takip edin... rıma sessiz kaldı. Günde 2,5–3 milyon mermi sıkılıyor ve günde 2 bin bomba atılıyordu üzerlerine. Hırvatlar yakarak, Sırplar keserek öldürüyorlardı. İnsan öldürme zevkini tatmak isteyen canilere, safariler düzenleniyordu. Bir çocuk annesine koşarken nasıl öldürülür, yardıma muhtaç insanlar yardım alırken nasıl öldürülür... Canilere Müslüman öldürme zevkini yaşatıyorlardı bu topraklarda. Radovan Karadzic ve yandaşları, kadehlerini kaldırarak soykırımı başlatmışlar; "Beş saat sonra baş çarşıda şarabımızı içeceğiz." diyerek... Alipaşino Semti savaş yıllarında Sırplar tarafından en az bombalanan semt. Bu semt olimpiyatlar için yapılmış. Kış Olimpiyatları burada gerçekleştirilmiş. Meşhur kayak merkezleri var. Minyeska Nehri, Bosna’nın ortasından geçiyor. Saraybosna, cami ve minareleriyle meşhur bir şehir. 5 vakit ezan sesi duyarsınız. Birçok Osmanlı yapısı cami mevcut. Savaş yıllarında bu camilerin büyük bir bölümü yıkılmış veya tahrip edilmiş. Avusturya döneminde de 1 günde 110 cami yerle bir edilmiş. Savaş sonrasında Suudi Kral Fahd, bu camilerin büyük bir bölümünü restore ettirmiş. Osmanlı camilerinin iç kısımlarındaki süslemeler, bu restorasyon sırasında yok edilmiş. Suudiler, Malezyalılar, Kuveytliler ve birkaç Müslüman ülke, kendi mimari stillerinde camiler inşa etmişler. Saraybosna’nın meşhur Osmanlı camileri; Fatih Külliyesi, Başçarşı Camii, Gazi Hüsrev Begova Camii, Ferhadiye Camii. Bosna Hersek’te 3 dönem kendini hemen hissettiriyor. Osmanlı İmparatorluğu dönemi, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu dönemi ve Enver Tito dönemi. Bu dönemler en çok mimaride hissediliyor. Osmanlı mimarisi insan merkezli, sıcak, cıvıl cıvıl bir yapı arz ederken, Avusturya mimarisi soğukluğunu hissettiriyor. Tito döneminde ise, doğu bloğu etkisi ile yüksek katlı binalar kendini gösteriyor. Başçarşı tamamen Osmanlı yapısı bir eser. Başçarşı’da gezerken İstanbul, Bursa, İzmir’de gezermişçesine bir havaya kapılıyorsunuz. Bakırcılar Çarşısı, Kuyumcular Çarşısı ve diğer çarşılar bizimkilerin aynısı. Başçarşı, savaşta tamamen yıkılmış. Gazi Hüsrev Begova Vakfı tarafından yeniden inşa edilmiş. Osmanlı, buralarda 150'ye yakın han yapmış. Bunlardan sadece bir tanesi bugün ayakta. Moriça Han, 465 yıldır hizmet veriyor.
Saraybosna, cami ve minareleriyle meşhur bir şehir. 5 vakit ezan sesi duyarsınız... KÜLTÜR • Saray Bosna
57
KÜLTÜR • Saraybosna
gün ayakta. Moriça Han 465 yıldır hizmet veriyor. Birbirine parelel 4 caddeden oluşan tipik bir Osmanlı çarşısı Başçarşı. Ahşap mimarisi, camileri, bedestenleriyle kendinizi evinizde hissettiriyor.Bütün çarşıyı karış karış gezdikten sonra meşhur Bosna böreklerinin (Boşnakça “Bureg” deniliyor.) tadına varabilirsiniz.Tabi köftelerinin tadına tekrar vararak ve de Bosanska kahvesini de ihmal etmeyerek.Bosna kahvesi bizim Türk kahvelerinden çok farklı değil. Sadece kahve size sade olarak ikram ediliyor. Şeker fincanın yanında geliyor ve şekerden bir ısırık alıp daha sonra kahveyi yudumluyorsunuz.Tıpkı Erzurumluların çay içme seremonileri gibi.Ve kahvenin yanında mutlaka lokum bulunuyor. Osmanlı buraları fethetmeden önce tekke ve zaviyeler vasıtası ile buralara gelmiş. Slav olan bu insanlar tekke ve zaviyelerle islamı tanımışlar ve Müslüman olmuşlar. Ardından bu topraklar fethedilmiş. Bugün tekkeler ve tarikatlar Osmanlı döneminde olduğu gibi capcanlı yaşıyorlar ve günümüzde de faaliyetlerine devam ediyorlar. Mevlevi tekkesi bunlardan biridir. Kur’an’la tedavi merkezi bu tekke tarafından Mesudiye’de (Koçuni) yeni inşa edilmiş. Elçi İbrahim Paşa medresesi halen mevcut. Türkiyedeki İmam Hatipler gibi vazife görüyor. 7 Adet medrese bulunuyor. Pazartesi – Perşembe oruçları sıradan ibadetlerden sayılıyor. Halk savaşın etkilerinden dolayı yıpranmış, sinelerin kolay kaldıramayacağı zulümler yaşamış. Osmanlıyı ve Türkiye yi çok seviyorlar. “Bileğimi kesseniz bu damardan Türk kanı akar” diyecek kadar Türkiye sevdalısı Boşnak kardeşlerimiz var. Fakat arkasızlık hissettikleri için garip ve mahzunlar. Kendi dilleri içine Türkçe sözcük ve deyimler yerleşmiş. Bunlar “başın sağolsun”, “dostum sağolsun”, “Allah’a emanet”, “hoş geldiniz”, “Allah’a ısmarladık” vb.. sözler. Bu deyimler günlük dilde iştiyakla kullanılıyor. Saraybosna’da 250 bin şehidin yattığı 77 adet şehitlik mevcut. Bu şehitlikler evvellinde futbol sahası, otopark, park, boş arazi iken bugün ebedi istirahatgah olmuşlar. 19921995 yılları arasında bu insanlar şehit edilmişler. Toplu katliamlar yapılmış. “Bir günde 20000 insanı şehit etmişler.” Bosna-Hersek’in ilk cumhurbaşkanı olan Aliya İzzetbegoviç’in mezarının yer aldığı mezarlığı ziyaret edilmeli mutlaka. Kenti kaleden izlemek için Kaleye çıkarasanıız tüm kent ayaklarımız altında. Kentte hala savaşın izleri yoğun olarak
58
Gelişimi takipedin... edin... Gelişimi takip görülebiliyor. Tüm evlerde tüm yapılarda mermi izleri ile karşılaşıyorsunuz. Ve o günlere gidiyorsunuz.Hüzünlü zambaklar ülkesine üzülüyorsunuz. Bugün belki savaş yok ama Bosnalı hala o günleri her hatırladığında gözlerinden süzülen yaşlarda kaybettiği 200.000 insanını hatırlamakta. Traveviç mevkisi savaşın Sırplar tarafından yönetildiği mevki. Saraybosna’ya hakim. Karadziç’in karargahının bulunduğu yer. Saraybosna’ya hakim bu tepelerden sniperlarla insanlar zevk için öldürülmüşler. Birçok ülkeden Müslüman düşmanı insanlar Müslüman insan öldürme zevkini tatmak için buraya gelmişler. Sa-
vaşta havanın çoğu zaman sisli olması Boşnaklar için büyük bir kazanç olmuş. Savaşta birçok batı ülkesinden Bosna’ya domuz etleri, 2.dünya savaşından kalma konserveler yardım olarak gönderilmiş. Savaşın cereyan ettiği yıllarda hiçbir batı ülkesi lideri sözle dahi olsa Boşnaklara yapılan bu yüzyılın zulmünü tasvip etmediklerini açıklama cesaretini gösterememişler fakat İngiltere başkanı olan bayan Teacer kadınlık duygularına kapılarak tepkisini bir tek o gösterebilmiştir. Bosna da barış Dayton anlaşmasıyla kısmen de olsa sağlanmış durumda. Savaştan günümüze görsel planda yapılanma cid-
di manada gerçekleştirilmiş. Ülke federasyon olarak yönetilmektedir. Bosna Hersek içinde ülke sayılabilecek kantonlar mevcuttur. Boşnak kantonu, Hırvat kontonu ve sırp kantonu. Kendi kanunları valileri bakanları mevcut. Saraybosnada 2 renk sembol niteliğinde anlam taşıyor. Yeşil ve beyaz. Yeşil orman ve tabiat zenginliğini temsil ediyor. Beyazda kışı ve karı temsil ediyor. Buna 3. bir renk ilave edilmiş. Şehitlerin kanı olan kırmızı. Saraybosna yeşillikler içerisinde ve kar örtüsüne bürünmüş nehirleri ve çağlayanlarıyla tabiat harikası bir yer. Kiselyak: Fatih Sultan
okumuştum, çok hoşuma gitmişti. İnat Kuca; Nehrin kıyısındaki iki katlı, şirin bina. İnatçı sahip, eski evinin yerine Milli Kütüphane yapımı tasarlanırken bulunduğu yerdeki ev sahipleri ikna edilmiş. Biri hariç. Nehrin kıyısında küçük iki katlı evin sahibi, “olmaz” demiş. Bir türlü kabul ettirememişler. İnatçı sahip sonunda bir şartla razı olmuş. “Evin bütün tuğlalarını tek tek sökeceksiniz. Aynısını nehrin tam karşı yakasına inşa edeceksiniz” demiş ve kabul etmişler. Ev aynen inşa edilmiş, duvarına da küçük bir yazıt konmuş “İnat Kuca”. İlk sahibi ölmüş ama ev hala yaşıyor. Savaşta da hiç yara almamış. Şimdilerde kafe olarak hizmet veriyor. Bizim rehbere kısaca öğrendiğim hikayeyi anlattım “Duydum ama ben inanmıyorum” demişti.
Mehmed’in otağını kurduğu şehirdir. Bosna Hersek’in Boşnak kebabı, Boşnak böreği, kuzu çevirme ve derviş çayı meşhur. Travnik’te kahve tavuk çevirme ve baklava, Mostarda alabalık meşhur. Birgün yolunuz düşerse mutlaka denemelisiniz. Saraybosna’da bir söz varmış; “Başçarşı’dan su içen bu kentten ayrılmaz” derlermiş. Milli Müzeden hemen sonra, Saraybosna’nın tarihi köprülerinden olan “Taş Köprü”den geçince, turistlerin en çok tercih ettikleri kafelerden, İnat Kuca’yı gördük. Buranın hikayesini gitmeden evvel KÜLTÜR • Saray Bosna
59
KÜLTÜR • Aşıklar Sancaktepe'de
Âşıklar Sancaktepe'de
buluştu.
SANCAKTEPE BELEDİYESİ, KÜLTÜR SANAT ETKİNLİKLERİ ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE'NİN TANINMIŞ HALK OZANLARINI BULUŞTURDU. AŞIKLARIN BİRBİRİNİ TAŞLAMASI, İZLEYENLERE KEYİFLİ ANLAR YAŞATTI.
60
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
Sancaktepeliler’in yoğun ilgi gösterdiği "Âşıklar Gecesi"ne Türkiye’nin en sevilen ozanları Kemal Ümmanı, Erol Çoşkunoğlu, Orhan Üstündağ, Erol Ergani, Ahmet Poyrazoğlu, Nuri Çırağı renk kattı. Ünlü ozanları karşılıklı atışmaları ise, izleyenlere keyifli dakikalar yaşattı. 28 Ocak Cuma akşamı Samandıra Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Âşıklar Gecesi”ni; Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Müzikoloji Bölümü Etnomüzikoloji ve Müzikoloji Anabilim Dalı Başkanı Süleyman Şenel, Belediye Meclis Üyeleri, Belediye Başkan Yardımcıları Birim Müdürleri, Sancaktepe hemşehri dernekleri ve çok sayıda Sancaktepeli vatandaş izledi. Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdiği konuşmasında Sancaktepe Belediyesi’nin düzenlediği kültür sanat programlarına yediden yetmişe herkesi beklediğini belirten Belediye Başkanı İsmail Erdem, öz kültürümüz olan âşıklar geleneğinin yaşatılması gerektiğini, bu noktada belediye olarak kültüre, sanat ve sanatçıya destek vereceklerini ifade etti. Ayrıca Başkan İsmail Erdem, Sancaktepe’de kısa sürede yeni kültür sanat mekânlarının açılacağı müjdesini verdi. Süleyman Şenel ise Türk Aşık Edebiyatı konusunda izleyenlere bir konuşma yaptı. Daha sonra sahneye gelen âşıklar, 2`şer ve 3`erli gruplar halinde atışma, koçaklama, şiir, sözlü ve sazlı güzelleme ile taşlama dallarından örnekler sundu. Sahne alan âşıklardan Kemal Umanı, gurbet ve sıla özlemini anlatan ilk sazlı güzellemesiyle izleyenlerin beğenisini kazandı. Ardından Erol Çoşkunoğlu, duygu yüklü türküsüyle hüzünlü dakikalar yaşattı. Program sonunda katılımcı halk ozanlarına, gecenin anısına protokol tarafından çiçek buketi verildi.
Sancaktepeliler’in yoğun ilgi gösterdiği "Aşıklar Gecesi"ne Türkiye’nin en sevilen ozanları Kemal Ümmanı, Erol Çoşkunoğlu, Orhan Üstündağ, Erol Ergani, Ahmet Poyrazoğlu, Nuri Çırağı renk kattı.
KÜLTÜR • Aşıklar Sancaktepe'de
61
KÜLTÜR • İbrahim Hakkı Hz. Anma
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri Anma programı'na yoğun ilgi... SANCAKTEPE BELEDİYESİ, VEFATININ 231. YILINDA BÜYÜK ÂLİM VE MUTASAVVIF ERZURUMLU İBRAHIM HAKKI HAZRETLERİ’Nİ ANMA PROGRAMI DÜZENLEDİ.
62
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin... Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesi ve katılımıyla düzenlenen program, Grand Cevahir Otel’de, gerçekleştirildi. Anma Toplantısı’na, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Ak Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu, Erzurum Atatürk Üniversitesi Rektörü, Prof. Dr. Hikmet Koçak, siyaset ve ilim çevrelerlerinden birçok tanınmış sima katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Emine Erdoğan, Türk medeniyetinin bir sevgi ve ilim medeniyeti olduğunu belirtti. Erdoğan; “Bizim tarihimiz ve medeniyetimiz zaferlerle kahramanlık destanlarına şahit olduğundan, çok daha fazla bilime, sanata, mimariye, dayanışma ve kardeşliğe şahitlik etmiştir. Bizler, topraklar fethetmeyi değil, gönülleri fethetmeyi kendisine hedef seçmiş bir milletin evlatlarıyız." şeklinde konuştu. Bir Siirtli olarak, İbrahim Hakkı Hazretleri’nin kabrinin bulunduğu bir şehrin hemşehrisi olmaktan her zaman gurur duyduğunu dile getiren Erdoğan; “İbrahim Hakkı, kendini bilmenin her şeyden önce geldiğini; ilmin, hikmetin ancak ve ancak kendini, yani nefsini bilmekle mümkün olduğunu söylüyor.” diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem tarafından Emine Erdoğan’a İbrahim Hakkı Hazretleri’nin çerçevelenmiş “Tefvizname”si ve Osmanlı armasının işlendiği ipek halı hediye edildi. 24 Mart Cumartesi günü gerçekleştirilen anma töreni
öncesinde, halen Atatürk Üniversitesi İbrahim Hakkı Araştırmaları Merkezi’nde muhafaza edilen Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin; kişisel eşyaları, kullandığı kozmoğrafya aletleri, haritalar, güneş sistemi ile ilgili tahta küreler, el yazması çok değerli kitapları ve diğer eserleri Tükiyede ilk defa özel olarak sergilendi. Sergi açılışını Emine Erdoğan, Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem ve eşi Hatice Erdem birlikte gerçekleştirdi. Anma programı açılış konuşması ile katılımcılara seslenen Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, İbrahim Hakkı Hazretleri’nin çeşitli yönleriyle ele alınıp anlatıldığı programı organize etmekten onur duyduğunu belirterek konuşmasına şöyle devam etti: “Gönül değerlerimizi toplumun bütün kesimlerine tanıtmak için böyle bir organizasyonu gerçekleştirdik. Bu ülkenin vatandaşları olarak bu kültürün yetiştirdiği önemli manevi şahsiyetleri tanıyıp eserlerini bilmemiz gerekiyor. Tarihimize mal olmuş bu isimleri tanıtmak ve anlatmak, vefa adına bizlere düşen çok önemli bir görev.” dedi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ise protokol konuşmasında; manevi büyükler, ilim öğretmekten ilim ehlinin ihtiyaçlarını karşılamaya, fakir, yetim ve garipleri gözetmeye, hastaları ziyaret edip, gerektiğinde savaşa gitmeye kadar her hizmete talip olduğunu; cami, aşevi, okul, hastane ve misafirhane gibi hayır kurumlarının da inşasına öncülük etiklerini söyledi. Görmez; “Onlar, bu dünyaya, insanlara hizmet etmek için geldiklerini düşünmüşlerdir." dedi. Protokol konuşmasında katılımcılarca hitap eden AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu da yaptığı kısa konuşmasında, geçmişimizdeki manevi şahsiyetlerin önemini vurgulayarak; “Onlar hakiki aşk ile yaşayıp kalpleri fethetmeye çalıştılar. İnsanların önünde maddi ve manevi güzelliklere ayna oldular. Onların vefatlarına; müslümanlar da, müslüman olmayanlar da ağladı. Çünkü, onlar kâmil insanlardı ve bütün insanlığın ortak değeri, güzel ahlâkı temsil ediyorlardı.” dedi. KÜLTÜR • İbrahim Hakkı Hz. Anma Programı
63
KÜLTÜR • İbrahim Hakkı Hz. Anma
Âlim Bir Gönül Adamı:
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri Daha sonra oturum başkanlığını İstanbul Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Aydın’ın yaptığı bir konferans gerçekleştirildi. Konferansa, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Erzurum Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Hikmet Özdemir konuşmacı olarak katıldı. Konferansın ilk konuşmacısı Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Hikmet Özdemir; tarihe mal olmuş, bayrak
64
SANCAKTEPE
gibi dalgalanan bu isimleri tanıma ve anlamanın, vefa adına insana düşen çok önemli bir görev olduğunu vurguladı. Özdemir, İbrahim Hakkı’nın hayatı ve eserleri hakkında bilgi verdi. Konferansta bir konuşma yapan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz ise Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin Türk toplumu arasında müstesna yeri olan bir şahsiyet olduğunu, Osmanlı padişahlarından Sultan I. Mahmut döneminde yaşayan, astrolojiden beşerî ilimlere, tasavvufun hemen hemen bütün konularına, dini ilimlere kadar okuyan, araştıran, yazan, gü-
nümüzde ellerden ve dillerden düşmeyen değerli eserler bırakan âlim, mutasavvıf, mütefekkir bir gönül adamı olarak görüldüğünü ifade etti. Ağırlıklı olarak konuşmasında “İbrahim Hakkı’da Aşk“ konusu üzerinde durdu. Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, İbrahim Hakkı’nın eserlerinin orijinal nüshalardan günümüz diline uyarlanarak yeniden basılacağının müjdesini verdi. Erzurum Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu ise, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin temelde 15 eser vere-
Gelişimi takip edin...
rek altın harflerle Erzurum’u tarih sayfasına nakşettiğini, bugün İngiltere’de Almanya’da Amerika’da, onun ilmi hizmetlerinin devam ettirildiğini belirtti. Hacımüftüoğlu, ilmin ve alimin önemi üzerinde durarak, bu konuda İbrahim Hakkı Hazretleri’nin “mükemmel ve mükemmil” bir ilim adamı olduğunu belirtti.
Konferansın ardından Sami Özer, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin bestelerinden oluşan Tasavvuf Müziği Konseri verdi. İbrahim Hakkı Hazretleri’nin “Tevfiznâme” adlı eserinden ise Bedirhan Gökçe, beğenilen yorumu ve sesiyle şiirler seslendirdi.
KÜLTÜR • İbrahim Hakkı Hz. Anma Programı
65
KÜLTÜR • İbrahim Hakkı Hz. Anma
Türkiye'de ilk defa düzenlenen bir sergi Anma programı etkinliği kapsamında fuaye alanında Türkiye’de ilk defa İbrahim Hakkı Hazretleri'ne ait eşyalarından oluşan bir sergi de düzenlendi. Halen Atatürk Üniversitesi İbrahim Hakkı Araştırmaları Merkezi’nde muhafaza edilen, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin; kişisel eşyaları, kullandığı kozmografya aletleri, haritalar, güneş sistemi ile ilgili küreler, el yazması çok değerli kitapları, fermanları ve beratları İstanbul’da ilk defa özel olarak sergilenme fırsatı buldu. Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, Eşi Hatice Erdem ve Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin torunlarından M. Şems İbrahimhakkıoğlu ile birlikte Emine Erdoğan Hanımefendi’ye sergi ile ilgili bilgi verdiler.
Sergilenen Eserler (İbrahim Hakkı Hazretleri'ne Ait Olanlar) 1.
Ma‘rifetnâme (El Yazması)
2.
Divân-ı İbrahim Hakkı (Matbuu Divân)
3.
Ulfetü’l Kulûb (El Yazması)
4.
Lübbü‘l-kütüp (El Yazması)
5.
İnsâniyye (El Yazması)
6.
Sefînetü’n-nûh (El Yazması)
7.
Kenzü’l-fütûh (Matbuu)
8.
Mecmûatü’l-İrfâniyye (Matbuu)
9.
Defînetü’r-rûh (El Yazması)
10.
Rubu’l-Mu‘ayyeb (El Yazması)
11.
Urvetü’l-İslâm (El Yazması)
12.
Hey’etü’l-İslâm (El Yazması)
13.
Tertîbü’l-Ulûm (El Yazması)
14.
Nefyü’l-Vücûd (El Yazması)
15. Fermanlar 16. Beratlar 17.
Dünya Küresi (Mukavvadan yapılmış küre)
18.
Rub’i-Mukantara (Astranomi aleti - gökyüzündeki yıldızların yerlerini gösterir)
19.
Usturlab (Yıldızların tayinini ve yüksekliklerini bulmaya yarayan alet)
20. Kalemlik
66
21.
Kın (Tahta yapılmış hançer kını)
22.
Santûr (İran’a mahsus bir çalgı aleti)
23.
Rûznâme (Tahtadan yapılmış bir takvim)
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
Sergilenen Diğer Eserler A. Seyr-ü Sülûk B. Osman Efendi’nin Hatıratı (Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin babası Osman Efendi’nin hatıra defteri) C. Birgili Muhammed Efendi Risalesi D. Şiir Defteri (Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin talebesi Halil Huzurî’nin şiir defteri) E. Mi‘yarü’l Evkat F.
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin Oğlu İsmail Fehim’e Ait Eser KÜLTÜR • İbrahim Hakkı Hz. Anma Programı
67
KÜLTÜR • Aile Söyleşileri
Aile Değerlerini
Uzm. Psikolog Aslanhan; "Çocuklar, 'geleceğin mirasçıları'dır." 15 Şubat Salı Günü, Samandıra Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Aile Söyleşileri” adlı programa konuşmacı olarak katılan Psikolog ve Aile Uzmanı Sıtkı Aslanhan, Sancaktepeli vatandaşlarla bir araya geldi. Aile ilişkileri üzerine önemli tespitlerde bulunan Aslanhan, çocuk eğitimi üzerine doğru bilenen yanlışlardan bahsetti. Aslanhan, ailelere gizli tehlike olarak gördüğü televizyonun ve internetin zararlarına karşı çocuklarını koruması gerektiğinin altını çizerek dikkat çekici uyarılarda bulundu. Uzman Psikolog Aslanhan, programda yaptığı konuşmasında aile ilişkilerinde baba ve anneye önemli bir rol düştüğünü, ayrıca baba ile anneye karışı çocukların da saygı duyması gerektiğini ifade etti. Aslanhan konuşmasında şunları dile getirdi: “Bizim çocuklarımızdan beklentimiz genelde iyi bir doktor, mühendis, avukat olsundur ama bu çok yanlış bir tutumdur. Biz, aileler olarak çocuğumuza karakteri, edebi, saygıyı, sevgiyi nasıl verebilirim, öğretebilirim diye kendimize sormalıyız ya da merhametli ve vicdan sahibi bir çocuk nasıl yetiştirebilirim kaygısı içerisinde olmalıyız.”dedi. Ailelerin asıl hedefinin çocuklarına "geleceği ve karakteri yerleştirmek" olması gerektiğini belirten Aslanhan, çocukların "geleceğin mirasçıları" olduğunu söyledi.
Eğitimci-Yazar Halime Demireşik, günümüzde kimlere ve nasıl sevgi olması konusunda katılımcılara konferans verdi.
68
SANCAKTEPE
“Bizim çocuklarımızdan beklentimiz genelde iyi bir doktor, mühendis, avukat olsundur ama bu çok yanlış bir tutumdur. Biz, aileler olarak çocuğumuza karakteri, edebi, saygıyı, sevgiyi nasıl verebilirim, öğretebilirim diye kendimize sormalıyız ya da merhametli ve vicdan sahibi bir çocuk nasıl yetiştirebilirim kaygısı içerisinde olmalıyız.”
Sevgi ama nasıl? 24 Şubat Perşembe günü Samandıra Kültür Merkezi’nde konferans veren Eğitimci-Yazar Halime Demireşik, çoğunluğunu bayanların oluşturduğu dinleyicilerine yaptığı konuşmasında sevginin insanın mayasında olan temel duygu olduğunu belirterek kişinin sevmesi ve sevilmesi gerektiğini belirti. Demireşik, en temiz duygusal bir eylem olan sevginin tüm dünya insanlarının ortak yönü olduğunu belirti. Demireşik konuşmasında sevmeyi bilmenin, hayata anlam katan en değerli hazine olduğunu söyleyerek; “Dertler, sıkıntılar, mazeretler... Bütün bunları, kendi vicdan aynamızda sorup cevaplamak durumundayız. Her birimizin durumu ortada... Bu sorunları dile getiren bizler başta olmak üzere, hepimiz, kendimizi, ailemizi, çevremizi bir endam aynası olan kalbimizde aramalıyız.... Bu, bir gönül daveti... Gelin, bir insan olarak, bir anne bir baba olarak sevgimizi ve sevdiklerimizi tekrar gözden geçirelim” dedi. Demireşik, tüm sevgilerin temelinde Allah ve peygamber sevgisi olduğunu belitti. Sevgi olarak bu iki sevgiliye yeterince sevgi besleyemediğimize dikkat çekti.
Gelişimi takip edin...
Yaşatan Söyleşiler Ömer Döngeloğlu ile Aile Söyleşileri'ne yoğun ilgi Sancaktepe Belediyesi’nin Aile Söyleşileri programının konuğu Ömer Döngeloğlu oldu. Döngeloğlu Türk aile yapısının korunması gerektiğini vurgularken televizyon ve internetin olumsuz etkilerine karşı dinleyenlere bir dizi uyarıda bulundu. Ocak ayı kültür sanat etkinlikleri çerçevesinde 11 Ocak Salı günü, Samandıra Kültür Merkezi’nde Ömer Döngeloğlu’nun anlatımı ile Aile Söyleşileri konferansı düzenlendi. Peygamberimizin aile yaşantısından örnekler veren Ömer Döngeloğlu’nun aile söyleşilerine Sancaktepeli kadınlar yoğun ilgi gösterdi. Konferansın gündüz saatlerinde düzenlenmesine rağmen yoğun ilgiden dolayı bazı vatandaşlar Döngeloğlu’nu ayakta dinledi. İslam dininin aileye ve kadına verdiği önemden bahseden Döngeloğlu, günümüzde ailelerde yozlaşmanın had safhada olduğunu, boşanmaların sayısının artığını ve aile yapısının parçalandığını; toplum olarak buna karşı önlem alınması gerektiğini ifade etti. Döngeloğlu, öz değerlerimize sahip çıkarak en büyük değer olan ailenin korunmuş olunacağını vurguladı ve devamında; “Peygamberimiz aileyi kutsal olarak görüyordu. Eşine karşı hoşgörülü ve şefkatliydi. Hayatı boyunca eşine kötü bir söz söylemedi, hatta kendi elbisesini bile kendisi dikerdi. Bu noktada hepimize büyük görev düşüyor. Ailemize, eşimize, çocuklarımıza karşı sorumluluk bilinci ile hareket ederek onlara sahip çıkalım. Aile içinde saygıda ve sevgide kusur etmeyelim." dedi. Başkan Yardımcısı Uçar, Dengöloglu’na günün anısına bir demet çiçek sundu.
Hekimoğlu İsmail "Aile Söyleşileri"nde Sancaktepe Belediyesi eğitim ve kültür hizmetleri çerçevesinde "Aile Söyleşileri" adı altında konferans ve seminerler düzenleniyor. Türkiye’nin tanınmış ve konusunda uzman bilim adamları, “Aile Söyleşileri”nde Sancaktepeli ailelerle bir araya gelerek konu hakkında katılımcılara bilgiler veriyor. 26 Şubat Cumartesi günü, Samandıra Kültür Merkezi’nde Yazar Hekimoğlu İsmail “Aile Hayatı” adlı konferansta Sancaktepeliler ile buluştu. Günümüz toplumunda nasıl bir aile hayatı olması gerektiğini anlatan Hekimoğlu İsmail, ailelerin dağıldığını, hayatın pahalılığından dolayı geçimsizlik ve boşanmaların çoğaldığını bunun temelinde ise "hayat pahalılığından daha çok, asıl ihtiyaçların sonsuza doğru artarak insanların üretici toplumdan tüketici bir topluma dönmesi" olduğunu belirtti.
Hekimoğlu İsmail sözlerine şöyle devam etti: “Eşyadan değer alanların, kendilerine başka değer bulamadıklarından dolayı yuvaları yıkılmaya başlamıştır, aileler dağılmaya başlamıştır." dedi. "Aklının estiği gibi hareket edenler, aile hayatlarını yele veriyorlar." diyen İsmail, yıkılanın sadece aile ve yuvalar olmadığını, aynı zamanda milletin de yıkılacağının altını çizdi. Hekimoğlu İsmail konuşmasının sonunda; “Her üç aileden biri mahkemelik. Yılda binlerce dosyaya, mahkemelerin bakması lazım. Dosyaların sayısı arttıkça mahkemeler uzamakta. Adalet zamanında tecelli etmeyince intikamların sayısı artmakta, yine dosyalar kabarmaktadır." dedi. İnsanların ve aile yapısının bozulmaması için, dinin şart olduğunu ifade eden İsmail, İslamiyet’in insanları her türlü kötülükten alıkoyduğunu, her türlü iyiliğe sevk ettiğini vurguladı. KÜLTÜR • Aile Söyleşileri
69
KÜLTÜR • Çocuk Tiyatroları
“ Hacivat ile Karagöz Perdeden Dile Geldi”
Sancaktepeli çocuklar tiyatroya doyuyor! Sancaktepe’de gençlerin geleceğini aydınlatacak yatırımlara ve çalışmalara her geçen gün yenileri ekleniyor. Kültür merkezlerinin her ikisinde yapılan tiyatro gösterileri ise bunun en güzel örneklerini oluşturuyor. Şubat ayı süresince öğrencilerin gönüllerince eğlendiği, eğlenirken de eğitici birçok bilgiyi aldıkları oyunlar, Sancaktepe’de sergileniyor. “Korkak Korkuluk” Sancaktepeli öğrencilerin keyifle izledikleri Korkak Korkuluk Oyunu'nun konusu kısaca şöyle: Görevi; tarlaya gelip, ürünlere zarar verecek olan kargaları korkutmak ve bir daha gelmemelerini sağlamak olan Korkuluk’un, kargalardan korktuğu için işe yaramayacağına karar verilir. Eğer ertesi gün her şey aynı kalırsa iki ihtiyar, tarlalarına yeni bir korkuluk alarak eski korkak korkuluğu da çöpe atacaklarını söylerler. Birbiriyle pek geçinemeseler de birbirlerini çok seven bu ihtiyar ikiliyle birlikte bir sevimli fare ve bir kurnaz kedi yaşamaktadır. Korkak Korkuluk, çöpe atılmaktan kurtulmak için kediden yardım ister. Kedinin tek şartı vardır; Fareyi yakalamasında kendisine yardım etmesi.
70
SANCAKTEPE
Korkuluk bunu kabul eder. Tek sevinci, hızlı koşmak ve yakalanmamak olan fare yakalanınca çok üzülür. Bunu gören Korkuluk dayanamaz ve durumu kediye anlatır. Kedi de hatasının farkındadır ve kendisini ele vermesine rağmen Korkuluk’a bir sürpriz hazırlar. Ertesi gün herkes için mutlu bitecektir. “Kukla Tiyatrosu” Sevimli kukla Kıvırcık... Yaramaz köpeğimiz Dogy… İyican Abi ve meraklı kız Pıtırcık… Temizliğin, sağlıklı olmanın ve arkadaşlığın önemini bizlere en komik yoluyla anlattı… Bir de klarnetçi ağabey canlı performansı ve sevimli köpek Dogy’nin oynamaları ile harika bir eğitici çocuk tiyatrosu, Sancaktepeli çocuklarla buluşuyor. “Hacivat ile Karagöz Perdeden Dile Geldi” Hacivat ile Karagöz, mahallenin en neşeli iki arkadaşıdır ve devamlı zıpırlıklar yaparlar. Anlaşamadıkları konuda Hoca Nasreddin’e giderler. Bir de mahallenin çok haylaz bir köpeği vardır; adı da Dogy’dir. Bu mahallede çok konuşan çenesi düşük Abdi’yi de unutmamak lazım. Abdi devamlı pencereden bakan ve gelene gidene laf yetiştiren
sevimli bir kukladır. Bu eğlenceli oyunlar, Samandıra Kültür Merkezi ve Genco Erkal Kültür Merkezi’nde çocuk seyircileri ile buluşuyor; masum gülücükler, alkış seslerine karışıyor.
Gelişimi takip edin...
Sancaktepeli çocuklar, Samandıra ve Genco Erkal Kültür Merkezlerinin aylık programları çerçevesinde sahneye konan eğlenceli tiyatro oyunlarıyla hem öğreniyor hem de eğleniyor.
DON KİŞOT’UN MACERALARI Samandıra Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen gösteriyi, Erhan Korkmaz hazırlayıp sunuyor. İzleyicilerin beğeni ile izlediği programda hayallerinin peşinden koşan Don Kişot'un, arkadaşı Sanço Panza ile birçok maceraya atılması anlatılıyor.
BREMEN MIZIKACILARI Remzi Sarıdağ'ın hazırlayıp sunduğu tiyatro göterisi, çocuklara yönelik eğlendirici ve eğitici niteliğe sahip. Bir zamanlar yaşlı ve yorgun bir eşek varmış. Sahibi artık onu istemez olmuş. Eşek de şarkıcılık yapmak üzere yola koyulmuş. Yolda kendine yeni arkadaşlar edinmiş. Devamını sahnede görelim mi?
UYUYAN GÜZEL
İBİŞ'İN KAYIP EŞEĞİ
Uyuyan Güzel, dünya klasiklerinden sahneye uyarlanan bir oyun. Kin ve nefretin doğurduğu kötü sonuçları sadece sevginin yenebileceğini anlatıyor. Kötü kalpli peri tarafından lanetlenmiş olan güzel prensesin öyküsü. Farklı kurgusuyla çocukların dikkatinin sadece oyun üzerine yoğunlaşıp eğleneceği, interaktif bir oyun.
Uyuyan Güzel, dünya klasiklerinden sahneye uyarlanan bir oyun. Kin ve nefretin doğurduğu kötü sonuçları sadece sevginin yenebileceğini anlatmaktadır. Kötü kalpli peri tarafından lanetlenmiş olan güzel prensesin öyküsü. Farklı kurgusuyla çocukların dikkatini sadece oyun üzerine yoğunlaştırıp eğlenecekleri interaktif bir oyun.
KÜLTÜR • Çocuk Tiyatroları
71
KÜLTÜR • Çocuk Tiyatroları BU EĞLENCELİ OYUNLAR, SAMANDIRA KÜLTÜR MERKEZİ VE GENCO ERKAL KÜLTÜR MERKEZİ’NDE ÇOCUK SEYİRCİLERİ İLE BULUŞUYOR; MASUM GÜLÜCÜKLER ALKIŞ SESLERİNE KARIŞIYOR.
Sancaktepe'de çocuklar eğlenerek öğreniyor! 72
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
MEVLANA'NIN HAZİNESİ Yelkenlisiyle hazine avına çıkan Korsan Can, hiç kimsenin ayak basmadığı bir adaya varır. Issız adada bir ağacın yardımıyla hazine sandığına ulaşır. Fakat bu hazine sandığı, altınlarla dolu bir hazine sandığı değil, Mevlana’nın hazine sandığıdır.
DİKKAT PALYAÇO BEN KÜÇÜKKEN TRAFİKTE DOĞMUŞUM Sevimli palyaçomuz okuldan eve dönerken trafikte hiçbir işaret ve işaretçiye uymadan yürümektedir. Bu sırada trafik polisi onu durdurur. Trafikte bu şekilde yürüyemeyeceğini, kendine zarar verebileceğini söyler. Palyaço, trafik kurallarını bilmemektedir. Trafik polisi, oyunu izleyen arkadaşlarla birlikte ona trafik kurallarını öğretir.
Güzel, akılda kalıcı bir 50 dakika geçirmek isteyen çocuklarımız, Mustafa Önder Keskin ile “Ben Küçükken Doğmuşum” adlı oyunda kendi dünyaları ile baş başa kalıyor ve hep bir ağızdan “Ben küçükken doğmuşum” diye haykırıyor. Türkiye ‘de bir ilk olan bu Çocuk Stand Up; çocukça, çocuksu ve çocuğa dair güzel bir yenilik olarak karşımıza çıkıyor.
HENÜZ VAKİT VARKEN Oyunumuz, küresel ısınmanın dünya üzerinde ne gibi sonuçlar doğuracağını, gelecekte bizleri ne büyük bir tehlikenin beklediğini, 4 küçük çocuğun ve gelecekten perişan, bitkin bir hale gelen yaşlı bir teyzenin üzerinden anlatılır. Su tasarrufunun, doğaya ve çevreye verilen önemin, insan duyarlılığının, sorumluluğunun ne çok şeyi kurtarabileceğini gösteriyor bize.
KÜLTÜR • Çocuk Tiyatroları
73
KÜLTÜR • Şiir • Anne
HAYAT BOYU YOLUMUZU AYDINLATAN ANNELERİMİZ
Sevginiz karsılıksız, iyi ki varsınız. .
Annem için
Anneciğim
Bir günümüz bile sensiz geçmezken, Şimdi mezarına hasretiz anne.. Issız bir mezarlık, kimsesiz bir yer, Gölgesinde ulu, loş bir mâbedin, Bir yığın toprakla bir parça mermer, Sırrıyla haşr olmuş orda ebedin.
Ak saçlı başını alıp eline, Kara hülyalara dal anneciğim! O titrek kalbini bahtın yeline, Bir ince tüy gibi sal anneciğim!
Bir yığın toprakla bir parça mermer, Üstünde yazılı yaşınla, adın; Baş ucunda matem renkli serviler Hüznüyle titreşir sanki hayatın. Seni gömdük anne, yıllarca evvel, Göz yaşlarımızla bu ıssız yere, Kimsesiz bir akşam ziyaya bedel, Matem dağıtırken hasta kalblere. Kimsesiz bir akşam, ezelden yorgun, Hüznüyle erirken Dicle de sessiz, Öksüzlük denilen acıyla vurgun Bir başka ölüydük bu toprakta biz...
Ahmet Hamdi Tanpınar
74
SANCAKTEPE
Sanma bir gün geçer bu karanlıklar, Gecenin ardında yine gece var; Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar, Yaşlı gözlerinle kal anneciğim! Gözlerinde aksi bir derin hiçin, Kanadın yayılmış, çırpınmak için; ( 10) Bu kış yolculuk var, diyorsa için, Beni de beraber al anneciğim!... (1926)
Necip Fazıl
Gelişimi takipedin... edin... Gelişimi takip
Annem öldü mü? Ne hız ellerini üzdün dünyadan, balanı tek koyup nereye gittin? Nasıl yok oluyormuş bir anda insan, sanki bu dünyada hiç yok imişsin..
Derdimin, gamımın ortağı sendin, niye yüz çevirdin ya niye benden? “Derdin bana gelsin” hani diyerdin, niye dert ekledin derdime ya sen?
Güneş gurup etti.. Oda karardı. Bir anda yok oldun sen hayal gibi. Şimdi düşünürüm senden ne kaldı? Gönlünde hatıran kara hal gibi..
Annem, kimse seni darıltmamıştır, ben seni, ben seni darıltan kadar. Şimdi kime açsam derdimi bir bir, kim benim derdime yanar sen kadar? Evin her yerinde görülür yerin, gözüm ahtarcıdır anne, ey anne, “ninem” “hani” diyor küçük azerin? Ne cevap verem ana, ey ana? Bilmem, bilmem, bilmem bu ölüm nedir, hayat var iken, nefesin ey anam hala evdedir, kendin yer altında taşa dönmüşsün.
Beni boya başa yetirdin anne, bize borçlu bildik her zaman seni, sen beni dünyaya getirdin anne, bense yola saldım dünyadan seni.. Sen bana beşikte ninni çalmışsın, bugün ninni çalsam sana ben de mi? Senin şirin şirin ninnilerini, sana gaytarayım cenazende mi? “Uykun şirin olsun” diyerdin bana, “uykun şirin olsun” deyim mi sana? Gerek ben başına dönüm dolanım, beni hayat için hep uyutanım, söyle ölümçün nasıl uyutayım seni ben bugün?
Bugün yedin oldu.. Annem yedi gün, bizimle beraber ağlar odalar, sana, yalnız sana, sana demek için, gönlümde ne kadar bilsen sözüm var..
Bu nasıl dünyadır, anlayamam ben, cilvesi cürbecür, rengi cürbecür, dün öz nefesiyle seni isiden, bugün buza dönüp, taşa dönüptür.
Annem, ısmarlandın anne toprağa , bu ölüm sineme çekti dağ benim, sen benim arkamda benzerdin dağa, sanki de arkamdan uçtu dağ benim..
Bu nasıl dünyadır? İnsanoğlunun hayali göktedir, kendi yerdedir. Sağken omuzunda hayatın yükü, ölende ceseti çiyinlerdedir. Bu nice dünyadır, bu nice dünya? Ölüm hakikat, hayatı rüya.
Ömrü başa vurdun altmış yaşında, altmışın üstünde durup yaşında, artık senin için duruduğu zaman, benim çün dolaşır, gün olur akşam.. Vakit geçer, sen benden uzaklaşırsın, ben sana günbegün yakınlaşırım...
Bahtiyar Vahapzade
KÜLTÜR • Şiir • Anne
75
KÜLTÜR • Mahalle Anneleri Projesi
"Mahalle Anneleri Projesi"
hayata geçirildi.
Belediye Başkanı İsmail Erdem, Mahalle Anneleri adlı proje ile unutulmuş Türk mahalle kültürünü yeniden yaşatmayı ve mahalle dayanışmasını, geçmişten günümüze yansıtmayı amaçladıklarını söyledi.
76
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin... 8 Mart Çarşamba günü gerçekleştirilen proje tanıtımına; Sancaktepe Belediye Başkan İsmail Erdem, proje ekibi ve 19 mahallenin ileri gelen temsilci kadınları katıldı. Belediye Başkanı İsmail Erdem, Mahalle Anneleri adlı proje ile unutulmuş Türk mahalle kültürünü yeniden yaşatmayı ve mahalle dayanışmasını, geçmişten günümüze yansıtmayı amaçladıklarını söyledi. Başkan Erdem konuşmasının devamında Sancaktepe'de yaşayan her kesime, bu proje kapsamında ulaşacaklarını vurgularken, aynı zamanda mahallelerin hem kültürel hem de modern tarzda gelişimine katkı sağlayacaklarını ifade etti. Başkan Erdem, sözlerine şöyle devam etti: “Anadolu'da, 'mahalle anneleri' diye bir kavram vardır. Mahallenin annesi; yaşadığı mahalleyi kucaklayan, mahallesinde bulunan öksüz, yetim ve kimsesizleri gözeten, onlara analık yapan, fedakâr kişidir. Anadolu'da Mahalle Anneleri öyle sistemli çalışır ki, bir çocuğun ihtiyacı varsa hemen tespit edilir. Komşu anne toplanan yardımı, ihtiyaç sahibine verir, kimin ne verdiği bilinmez. Yine düğünlerde yardımlaşmayı ve yemek pişirme işini, Mahalle Anneleri organize eder. Mahalle Anneleri adlı projemiz ile mahallerimiz, 'bizim mahalle' olacak; herkes, yaşadığı mahalleyi tanıma fırsatı bulacak; projemiz, komşuluk ilişkilerimizi zengin ve zevkli kılacak.” dedi.
Proje kapsamında annelerimize kurslar veriliyor. Başkan Erdem konuşması şu sözlerle bitirdi: “Projemiz çerçevesinde çeşitli etkinlik ve faaliyetler de gerçekleşecek. Mahalle Anneleri, psikolojik ve sosyal açıdan mahallelerinde karşılaştıkları sorunları uzmanlara iletebilecek ve çözüm bulabilecek” dedi. Bu proje kapsamında; Hat, Tezhip gibi sanat kurslarının yanı sıra; Dil Eğitimi, Anne Çocuk Eğitimi, Diksiyon, Yardımcı Annelik, Protokol ve Görgü Kuralları, Eğitici Annelik gibi kurslar aracılığıyla da tüm annelere eğitim verilecek. Program sonunda Başkan İsmail Erdem, Dünya Kadınlar Günü dolaysıyla günün anısına proje tanıtımına katılan kadınlara karanfil hediye etti, onların Dünya Kadınlar Günü'nü kutladı.
MAHALLE ANNELERİ KURSLARINDAN
• Hat, Tezhip vb el sanatları • Dil Eğitimi, • Anne Çocuk Eğitimi, • Diksiyon, • Yardımcı Annelik, • Protokol ve Görgü Kuralları, • Eğitici Annelik
KÜLTÜR • Mahalle Anneleri Projesi
77
SAĞLIK • Prof. Dr. Kemal Sayar
Prof. Dr. Kemal Sayar
Toplumun sağlığını TV bozuyor!
Bir psikiyatra sorulacak belki de ilk soru... Toplumun ruh sağlığı nasıl ? Her geçen gün bozuluyor. Çünkü toplumun ruh sağlığını koruyan değerler, aile hızla aşınıyor. Hızlı göç ve şehirleşmeyle birlikte şehir ortamında yeni değerlerin oluşmaması, eski değerlerin insanlara artık kılavuzluk etmemesi büyük sıkıntı yaratıyor. Politik ve ekonomik kaygılarla birlikte modernleşmeyle gelen kimlik sorunları da insanları çok zorluyor. Toplumun ruh sağlığının bozulmasıyla birlikte suç oranı da hızla artıyor. Suç işleyen insanlar, ruhsal dengesi bozuk "hasta" insanlar mıdır? Hayır. Suçun mahiyetine bağlı bu. Mesela terör suçu işleyenlerin önemli bir kısmında patolojik sorun yoktur. Terör örgütlerini yönetenlerin ağır narsistik ya da paranoit kişilik bozuklukları olabilir. Vahşi, insanlık suçu denilebilecek türden suç işleyenlerin bir bölümü de ağır kişilik bozukluğu olan insanlar olabilir.
78
SANCAKTEPE
Bu kişilerde antisosyal kişilik bozukluğu dediğimiz, vicdan eksikliği ile kendini gösteren kişilik bozuklukları vardır. Suç işleme eğilimleri yüksektir. Bunlar yaptıkları kötü edimlerden dolayı pişmanlık duymaz, tamamen umursamaz bir tavır takınabilirler. Pişmanlık duymadıkları için de kolayca suç işleyebilir, tekrar edebilirler. Antisosyal kişilik bozukluklarının artışında çağın ve medyanın herhangi bir etkisi var mı? ABD'de yapılan araştırmalar antisosyalliğin iki katına çıktığını gösteriyor. Bunda genç nesillere değer aktarılamamasının ve televizyon kültürünün üzerinde duruluyor. Antisosyalitede ülkemizde de büyük bir patlama var. Medya aracılığıyla merhametin olmadığı bir dünya kışkırtılıyor. Televole gibi programlar gelgeç eğlence programları gibi görülüyor ama toplumun altını oyuyor aslında. Türk televizyonları Türk toplumunun ruh sağlığını tehdit eden en büyük unsurdur. Bunu göğsümü gere gere söylerim. Bu adi, pespaye
programlar insanların birbirine yabancılaşmasını tırmandırıyor. İnsanları değersizleştiriyor, metalaştırıyor. Bunun sonucunda da toplumda birbirine saygı duymayan, nesne muamelesi yapan bir gençlik türüyor. Liselerdeki şiddeti hatırlayın. Antisosyal kişiler toplumdan tecrit edilmeli mi? Toplum bu insanlardan nasıl korunmalı? Bildiğim kadarıyla Emniyet bu insanları takip ediyor ama sıkı bir takip değil. Psikolojik tedavi de yok. Bu insanların çok ciddi bir rehabilitasyondan geçirilmeleri ve Emniyet'e düzenli olarak psikolojik destek alıp almadıklarını belgelemeleri gerekir. Bu kadar ağır suç işleyenlerin toplum içine kolayca salıverilmemeleri lazım. Psikopatik davranış kalıpları bir günden diğer güne değişmez. Yerleşiktir ve yeryüzünde belki en zor iyileşecek kişilik bozukluklarından biridir. Çok ağır kişilik bozuklukları olanlar toplum için daimi bir tehdit oluşturur. Sürekli
Gelişimi takip edin...
gözetim altında tutulmaları hatta tartışılarak toplumla çok fazla temas etmeyecekleri adalarda, yahut rehabilitasyon merkezlerinde özel görevli gözetiminde uzun süreli programlara maruz kalmaları gerekir. Topluma zarar vermeyecekleri kesinleşince salıverilecekleri bir düzen sağlanmalı mutlaka. Buradan bu insanlar üzerinde çok faşizan tedbirler uygulanmalı gibi bir anlam çıkmasın. Çocuklarımızı, toplumun diğer kesimlerini ıslah olmayacak derecede ağır kişilik bozukluğu gösteren insanların tasallutundan korumak boynumuzun borcudur. "Her beş kişiden birinin ruh sağlığı bozuk." şeklinde bir haber yayınlanmıştı. Durum bu kadar vahim mi gerçekten? Bu çok yüksek bir oran; on kişiden biri dense belki. Modern psikiyatrinin kabul görmesiyle sıradan hüzün, keyifsizlik durumları da patolojik algılanıp ilaç verilmeye başlandı. Dikkatli olmak lazım. Hüznümüz bize aittir. Hüznümüzü ilaçlardan da, psikiyatrinin tasallutundan da korumamız lazım. Şehirler kırsala, ülkenin batısı doğusuna, kadınlar erkeklere göre daha fazla ruhsal sorun yaşıyor. Neden? Göç alan büyükşehir insanda büyük bir belirsizlik duygusu yaratıyor. Hemşehri dernekleri o yüzden var. Dayanışma olmaksızın insanlar kendilerini çaresiz ve yalnız hissediyorlar. Sıkışmanın olduğu yerde agresyon, saldırganlık daha fazladır. Kaynakların sınırlı olduğu bilgisi nedeniyle şehirlerde herkes yarış ve koşturmaca telaşı içinde yaşar. Kadınlarda erkeklere nazaran daha yüksek oranda ruhsal bozukluğun görülmesinin nedeni ne peki? Kadın iş hayatı, çocuk bakımı ve ev işleriyle uğraştığı için daha fazla yıpranabiliyor. Kendilerini sosyal hayatta da çok rahat ifade edemiyorlar. Hormonal değişikliklerin etkisi de var tabiî. Depresyona karşı en iyi ilaç ne? Dost, arkadaş, yâren.
Psikiyatride tedavi amaçlı uygulanan terapi metodu var. Siz kitapta modern psikoterapi diyorsunuz ve ciddi eleştiriler yöneltiyorsunuz neden? Eleştirime sebep olan ve kitap yazmama etken en temel olaylardan biri şuydu: Eşi kendisini aldatmakta olan başörtülü bir hanım terapiste gidiyor. Bu terapist hanımefendiyi dinledikten sonra "Olayı bu kadar büyütmeye gerek yok, istersen rahatlamak için sen de onu aldat, böylece intikamını almış olursun, kendini iyi hissedersin." diyor. O hanım bunu bana hüngür hüngür ağlayarak anlattı. "Doktor bey" diyordu, "Bu kişinin ahlak anlayışı, değer yargıları o yönde olabilir. Ama benim başımdaki örtüyü de mi görmüyor?" Bunlar tahripkar şeyler işte. Terapi adına kendi hayat görüşünüzü danışanınıza telkin etmeye hakkınız yoktur. Bu kitapta eleştirmeye çalıştığım en temel şeylerden bir tanesi bu. Siz kendi kısıtlı dünya görüşünden devşirdiğiniz bilgileri, insanlara terapi adı altında sunamazsınız. Onun dünya görüşü sizin bakışınızdan çok daha zengin olabilir. Son yıllarda terapi kültürünün yaygınlaştığını görüyoruz. İnsanlar giderek daha fazla terapi diliyle kendilerini ifade ediyorlar. Terapistlere müracaatta bir artış var. Bu bize ne söylüyor? İnsanların birbirini dinleme vasatı kalmadı. İnsanlar giderek birbiriyle daha az konuşuyorlar. Birbirlerinin dert ve sıkıntılarına daha az ortak oluyorlar. Terapi odası bunun bir ücret mukabilinde yapıldığı bir yer haline geldi. İşin doğrusu Batı toplumunda insanların neredeyse işitildiği tek yer haline geldi. Bizim toplumumuzda hala insanlar toplanır birbirlerini dinler, yarenlik ederler. Yalnız büyük şehirlerde yalnızlaşma o kadar had safhaya vardı ki; insanlar bir dertleri olduğunda dinleyecek bir kulak bulamıyorlar. Bu da terapistlerin üzerlerindeki yükü arttırıyor. Bunda bir gayrı tabiilik yok. Bu modernleşmenin doğal bir sonucu. Mesele, mesleğimizin samimiyet ve sahicilikle yapılabilmesinde.
İtiraf kültürü de yaygınlaşıyor. Televizyon, internet bunu açığa çıkardı... "Kendinde olanı açığa vur, ifşa et, iyileşirsin" kültürü yaygınlaşıyor. Aslında bu, terapi kültürünün özünü simgeliyor. Psikoterapi bir anlamda Hıristiyan itiraf geleneğinden köken alıyor. Günahlarını rahibe itiraf edersin ve o da senin bağışlanmanı diler. Burada enteresan bir yer değiştirmeyle, bu iş sekülerleşiyor. Eskiden Batı toplumunda ahlaki sorunlar için rahiplerden medet umulurken bugün bu iş bilim adamı olarak kabul edilen terapistlere tevdi edilmiş durumda. Rahip sayısındaki düşme ile terapist sayısındaki artış orantılı. Önceden rahiplerin çözdüğü moral sorunlarını psikoterapistler çözmeye çalışıyor. İnsanlar çoğu zaman ahlaki seçimlerle ilgili problemlerle geliyorlar... Dolayısıyla bizlerin moral rehberler olmamız isteniyor. O halde iş sadece psikoloji lisanıyla halledilemeyecek kadar çetrefilli. Ben de diyorum ki; psikoterapi bir ahlak alanıdır. O halde psikoterapistin çok daha donanımlı olması gerekir. Mevcut moral çerçeve yeterli değilse, dahası hastalığı tırmandırıyorsa, terapistin alternatif moral çerçeveler önerebilmesi lazım. Hangi şartlarda terapiye gidilmeli? İnsan canı sıkılıyor diye terapiste gitmeli mi? Canı sıkılan terapiste gitmemeli. Dostuna koşmalı. İnsanlar en küçük bir sorunda hemen terapistlere koşuyorlar. Çoğu zaman da kendilerini onaylayacak bir insan arıyorlar. Çok sayıda deneyimsiz terapist de "Sen haklısın, sen doğru yoldasın, etrafındakiler haksız" diyor ve o kişinin nevrozunu besliyor, sürdürüyor. Etrafındakilerin haksız olduğu mesajını alan danışan, kendisini değiştirme zaruretini hissetmiyor. İnsan kendi içinde derinleşemediği, kendi hatalarıyla yüzleşemediği zaman iyiye doğru gitmez.
SAĞLIK • Prof. Dr. Kemal Sayar
79
SAĞLIK • Prof. Dr. Kemal Sayar
Din ve maneviyatın terapide yeri nedir? Modern psikoterapiler hayatın çok önemli bir parçasını, manevi hayatı ıskalayabiliyor. Yalnız son yirmi-otuz yılda manevi pratiklerin de terapi odasında konuşulması gerektiği söyleyenler çoğaldı. Terapi odasında insanların inanma ihtiyacının duyulması lazım. Bu hor görülmemeli. Bugüne kadar Freudyen terapistler bu arayışları ya görmezden geldiler ya da küçümsediler. Halbuki insanın asli taraflarından bir tanesi aşkınlıkla kurduğu irtibattır. Allah'la kurduğu ilişkidir. Eğer bu ilişkideki kırılmalar, neşe ve hüzün terapi odasına girmiyorsa; o insanın iç dünyasına dair çok önemli bir malzeme dışarıda bırakılıyor demektir.. Sanal iletişim ve sosyal ağlara rağbeti nasıl yorumluyorsunuz? İnsanlar sanal alem üzerinden iletişim kurduklarını zannediyorlar ama bir başkasının yüzünü görmeden, sesini duymadan kurduğunuz ilişki, insani bir öz taşımaktan uzaktır. Sanal alem, insanın yabancılık ve yalnızlığını artırıyor. Gerçek bir iletişim; ses tonunu, yüz ifadelerini yakalamadan mümkün değil. İnternetin yaygınlaşmasıyla artık dünyayı bilme biçimimiz değişiyor. Yakınlığın ve uzaklığın ne olduğuna dair bilgimiz değişiyor. Üç sokak ötesine gidemeyen bir kişi, birdenbire bütün aleme sanal ağlardan açılıyor. Hayat kültürü yeterince gelişmemiş kişiler, sanal alemdeki kötü niyetli kişiler tarafından istismar edilebiliyor. Türk dizileri mutsuzluk mu üretiyor? Çünkü bu diziler romantik aşk mefhumunu adeta gözümüzün içine sokuyor. Kimi kadınlar hayatta aradıkları prensi bulamamış olduklarını fark ediyor, kendilerini kötü hissediyor. Dizilerin etkisinde kalarak prenslerini aramaya başlıyor. Erkekler de çok güzel, çıtı pıtı kadınlar istiyor. Gerçek bir aşkı yaşayamamış olmanın yazıklanmasıyla gözlerini evin dışına çevirebiliyor. Çılgınca aşk beklentisi, olgun ve saygı ek-
80
SANCAKTEPE
senli beraberliklerin önünü alabiliyor ve böylesi aşklar da çok çabuk tüketilebiliyor. Aşk, tutku yalan mı? Aşk, tutku dediğimiz şeylerin zaman içerisinde solduğunu, bunun yerini karşılıklı beraberlikten duyulan itminana, tahammüle, saygıya, yoldaşlık hissine bırakması gerektiğini biliyoruz. Bir evliliği sürdürebilmenin en önemli ölçütlerinden birisi, eşlerin ev içinde yoldaşlığı ve dostluğu. Olgun sevgi, tahammül duygusunu içinde taşır. Günümüz toplumu hazların anlık doyurulmasına çok önem veriyor. İsterseniz biraz da bu konuya girelim. Hazzın tarifiyle başlayalım. Hazzın bilinen bir tarifi var mı? Istırabın tam zıddı diye bir tarif de verebiliriz. Tabiî maddi hazlar ve manevi hazlar var. Maddi hazlar özellikle defalarca yapılmasıyla insana hala bıkkınlık vermeyen, her seferinde aynı hoşnutluk duygusunu uyandırmaya devam eden şeylerdir ve bu tür hazların beynimizdeki dopamin devreleriyle çok yakından alâkalı olduğu bilinmektedir. Manevi haz ise, insanın biraz daha meleksi tarafına hitap eder ve bir üstbilinç haline tekabül eder. Orada "prososyal davranış" dediğimiz insana yardım davranışı vardır, merhamet vardır, diğerkâmlık vardır. Dolayısıyla şu anda modern medeniyette maalesef, hazzı geciktirme yönünde bir sıkıntı var. Mesela fast-food kültürü bile buradan besleniyor. Bu kültür insana; "Acıktıysan karnını hemen doyur, bekleme!" diyor. Hız kültürü buradan besleniyor: "Çabuk var!" "Çabuk git!" "Mesajla ara, sevdiğini özleme!" Bu durum beraberinde aşırı bir doymuşluk getiriyor tabii. O doymuşluk da sonuçta tatminsizliğe dönüşüyor. İnsan maddi şeyler arasında o kadar çok seçim yapmak durumunda kalıyor ki, seçmediği şeyler yüzünden bir acı yaşıyor.
Acaba bu tatminsizliğin arkasında kişinin normal yaşantısında huzur gibi, sükûnet gibi duyguları yeterince hissedememesinin payı var mı? İnsanlar bu duygularda fakirleşme yaşadığı için mi hazza aşırı sarılıyorlar? Hazza bu kadar düşkün olunmasının sebebi, bence içsel anlam kaynaklarının kurumasıdır. Nedir bunlar? Daha güzel bir dünya özlemi, kişinin kendisini yüzyılların kadim öğretileri içine yerleştirmesidir meselâ. Belki bir dinin serinliğine sığınmaktır. Bütün bunlar kaybolunca, insanlar manevi olanın yerine benzer tatminleri elde etmeyi umduğu maddi hazlara yöneliyorlar. Tüketicilik ön plana çıkıyor. "Tükettiğin kadar varsın" diyen bir kültür ortaya çıkıyor. Bu kültür de bize, "Evet belki sen şu anda hayatını çok fazla anlamlandıramıyorsun, fakat ne kadar çok tüketiyorsan o kadar iyisin, senin kudretin cüzdanının şişkinliğindedir, dolayısıyla bu tür maddi olanı tüketerek kendini gerçekleştir!" diyor. Bugün böyle bir eğilim var dünyada. Hazzın hayatın tek hedefi haline getirilişi, insanların ve toplumların çocukluktan çıkamayışlarına bir işaret olabilir mi? Pek tabii. Zaten modernite bir gençlik kutsaması üzerine kuruludur. Modern kültür bize, "Çabuk olgunlaş, genç ol fakat gençlikten asla dışarı çıkma!" der. Çünkü genç tüketir, arzu eder, yenilik arayışı çoktur. Kapitalist sistemin genç olmanın nimetlerinden dem vuran bir kültürel bombardıman yapmasının sebebi budur. İnsanların çoğu ve pek çok sektör bu bombardımanın etki-
Gelişimi takip edin...
Romantik aşk beklentisi aileleri zehirliyor. Bu beklenti günümüzde diziler üzerinden veriliyor. İnsanlar o dizileri seyrettikçe kendi kocasından veya kendi karısından memnun olmamaya başlıyor. Mutsuzluk sökün ediyor.
si altında. Meselâ anti-aging denen akım, insanları genç tutmaya çalışıyor. Yaşlılığın belirtilerini tedavi etmeye çalışıyor. Ölümü geciktirmeye çalışıyor. Ve gençliğin hayata getirdiği uçarılık, çabuk karar verme, dürtüsel davranma, hayatı derinlemesine değil de bir eğlence nöbeti halinde yaşama hali, toplumun pek çok kesimine sirayet ediyor. Halbuki varoluşçu düşünürlerin söylediği gibi, insan hayatta temel sahici birtakım şeyleri yaşamazsa, "varoluşsal suçluluk" hissetmeye başlıyor. Ellisine altmışına geldiğinde de, büyük bir pişmanlık sarmalı içinde geçiriyor günlerini. Sonuç hüsran olduğuna göre hazzın psikodinamiği nasıl işliyor? Neden insanlar ve gençler bu kadar hazza müptela oluyorlar? Esas itibariyle hazzın psikodinamiğini ben "ölümden kaçış" olarak özetleyebilirim. Batı medeniyeti ölümün inkârı üzerine kuruludur. Ölümü inkâr ettiğiniz zaman, ölümden sonrasını da inkâr etmiş olursunuz. Eğer bu hayata ölüm ışık tutmuyorsa, bu hayatı aydınlatmıyorsa, bu hayat neyle aydınlatılır? Tabii ki, "vur patlasın, çal oynasın"la! Onlar için hayat her türlü hazzı en kısa zamanda devşirmemizi sağlayacak bir "eğlence mekânı"dır. Hâlbuki olgun insan, hazzı büsbütün reddeden değil ama hazzı erteleyebilen, gerektiğinde ondan uzak duran insandır. Hepimizin bildiği güzel bir söz var: "Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır."
Pek çok şey hayata bakış açımızla alâkalı. Çok meşhur bir kişilik bilimcisi olan Robert Cloninger, kişiliğin dört temel bileşeninden birisi olarak "kendini aşma"dan bahseder. Kendini aşma, kendi benliğinin fevkinde anlamlara yönelebilmek, öteyi aramak demektir. Bu tür özelliği kuvvetli olan insanlar, bir uyuşturucu alıp kafasını sentetik maddelerin eşliğinde birtakım gezilere çıkarmaktansa, yaşantıyla, varoluşla, hâl ile zevki yaşamayı tercih ederler. Onlar kâinatı saran o neş'eyi bir ayıklık halinde yakalarlar. Bu insanlar ıstıraptan da anlam devşirebilirler. Bu kişiler için hayat biraz da "zafer" değil, "sefer"dir. İnsan bir yerden daha iyi bir yere yolculuk edebilen bir varlıktır. Zaferi önemseyen insanlar, maddi olanın peşinde koşarlar. Seferi önemseyen insanlar; manevi olanın, manevi hazzın, oluş ve tekâmülün peşinde koşarlar. İnsanı insan kılan şey, yolda olduğunun bilincinde olması, hayatı bir bütünlük duygusuyla yaşaması, maddi olanı her zaman elinin tersiyle itmemesi, ama asıl olanın ruhun arayışı olduğunu fark etmesidir. Çünkü ruh, doyurulmak ister, ruhun arayışları ebedîdir.
hayyel bir ülkeden bahsederek şöyle der yazar: "Bir zaman gelecek, insanlar büyük bir kıtlık çekecekler. Fakat bu kıtlık yiyecek içecek kıtlığı olmayacak. Bu kıtlık Tanrı'nın sözlerini işitme kıtlığı olacak." Hepimizin çağların ötesinden gelen sesi duymaya ihtiyacımız var. Açıp kutsal metinleri, Tevrat, İncil ve Kur'ân'ı dikkatle okumaya çok ihtiyacımız var. Çünkü sadece kendi benliğinden anlam devşirmesi mümkün değil insanın. "Benim için iyi olan iyidir." çok basit bir felsefe. İnsan her zaman yüce olanın peşinde yücelen bir varlık. Ve hep yüce arayışları olan bir varlık. Filozofun dediği gibi, kendi benliğinden başka bir ülkü benimsemeyen bir varlık, çürümeye ve yok olmaya mahkumdur. Bizi zamanlar ötesine taşıyacak olan şey mefkûrelerdir, ideallerdir, fikirlerdir. Zamanlar ötesinden gelen şey de, bunlardır. Kalbimizi onları duymaya ayarlamamız lâzım.
Peki, ruhu doyurmak için hangi ipe sarılmalıyız sizce? Ronald David Laing diye meşhur bir psikiyatr var, Batı dünyasının ariflerinden, on yıl kadar oldu öleli. "Yaşantının Politikası" adlı kitabını ben çevirmiştim. Orada muSAĞLIK • Prof. Dr. Kemal Sayar
81
SAĞLIK • Diş Tedavi Merkezi
Sağlıkta Büyük Yatırım Sancaktepe Diş Tedavi
ve Protez Merkezi
82
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
Şubat sonu itibarı ile hizmet vermeye başlayan merkezin hekimleri, Sağlık Bakanlığı’nın 15 Temmuz 2010 Kurası ile belirlenmiş durumda. Konu hakkında bilgi veren Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem; “Halkımızı ilgilendiren, temel alanlardaki hizmetlerimize çok önem veriyoruz. Sağlık, insanının en temel ihtiyaç alanlarından biri. Aile Sağlığı Merkezlerimizin yanı sıra, çok büyük bir Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’ni halkımızın hizmetine sunduk. Şu an 12 hekimle hizmet vermeye başlayan merkez, alınacak yeni cihazlarla bir ay içinde tam doktor kadrosuyla hizmetlerini yürütecek.Ücretsiz olarak halkımızın yararlanacağı böyle bir hizmeti sunmaktan çok mutluyuz.” dedi.
i
SAĞLIK • Diş Tedavi Merkezi
83
SAĞLIK • Diş Tedavi Merkezi
Diş Tedavi ve Protez Merkezi çalışmalarını, daha önce yerinde inceleyen Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, merkezin oluşmasına katkı sunan kurum ve kuruluşlara da teşekkür etti. Eyüp Sultan Mahallesi Ulubatlı Hasan Caddesi'ndeki binada faaliyete geçen Diş Tedavi ve Protez Merkezi, günde 1.000 kişiye ağız ve diş sağlığı konusunda 41 poliklinikle hizmet verecek. Merkezin, bölge halkının ihtiyacını büyükle ölçüde karşılaması planlanıyor.
Hastalar randevu ile kabul ediliyor. Diş Tedavi ve Protez Merkezi hastalarına internet üzerinden ya da 0 216 586 36 36 telefondan randevulu olarak hizmet sunuyor. Randevusuz hastaların kabul edilmeyişinin temelinde planlı ve verimli çalışmanın yattığını belirten yetkililer 16:00’dan sonra telefonla randevu talebinde bulunabiliyor. İnternet üzerinde www.kartaladsm.gov.tr adresinden randevu bölümüne girerek, istenilen doktor ve saat seçebiliyor. Randevu için T.C. kimlik numarasının belirtilmesi yeterli oluyor.
84
Gelişimi takip edin...
SANCAKTEPE HALKINA AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI KONUSUNDA HIZMET VERMEYE BAŞLAYAN DİŞ TEDAVİ VE PROTEZ MERKEZİ DİŞ SAĞLIĞI ALANINDA BÖLGEDE BÜYÜK BİR İHTİYACI GİDERİYOR.
Şubat sonu itibarı ile hizmet vermeye başlayan merkezin hekimleri, Sağlık Bakanlığı’nın 15 Temmuz 2010 Kurası ile belirlenmiş durumda. Konu hakkında bilgi veren Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem; “Halkımızı ilgilendiren, temel alanlardaki hizmetlerimize çok önem veriyoruz. Sağlık, insanının en temel ihtiyaç alanlarından biri. Aile Sağlığı Merkezlerimizin yanı sıra, çok büyük bir Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’ni halkımızın hizmetine sunduk. Şu an 12 hekimle hizmet vermeye başlayan merkez, alınacak yeni cihazlarla bir ay içinde tam doktor kadrosuyla hizmetlerini yürütecek.Ücretsiz olarak halkımızın yararlanacağı böyle bir hizmeti sunmaktan çok mutluyuz.” dedi. Diş Tedavi ve Protez Merkezi çalışmalarını, daha önce yerinde inceleyen Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, merkezin oluşmasına katkı sunan kurum ve kuruluşlara da teşekkür etti. Eyüp Sultan Mahallesi Ulubatlı Hasan Caddesi'ndeki binada faaliyete geçen Diş Tedavi ve Protez Merkezi, günde 1.000 kişiye ağız ve diş sağlığı konusunda 41 poliklinikle hizmet verecek. Merkezin, bölge halkının ihtiyacını büyükle ölçüde karşılaması planlanıyor.
SAĞLIK • Diş Tedavi Merkezi
85
SAĞLIK • Aile Sağlığı Merkezleri
Aile Sağlığı Merkezleri halka hizmeti
aralıksız sürdürüyor... Türkiye gelenlinde başlatılan Aile Hekimliği uygulaması kapsamında, geçen yılın son iki ayında 3 Aile Sağlığı Merkezini hizmete açan Sancaktepe Belediyesi, sağlık alanındaki hizmetleri ile takdir topluyor. Sancaktepe Belediyesi tarafından Yunus Emre Mahallesi, Osmangazi Mahallesi ve Safa Mahallesi’nde yapımı tamamlanarak açılışı gerçekleştirilen merkezlere, yapımlarını üstlenen yardımsever vatandaşların isimleri verildi. Konu hakkında açıklamada bulunan Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem; “Açtığımız ve açacağımız Aile Sağlığı Merkezleri ile ilçemizde herkes, kendisine en yakın sağlık merkezine giderek sağlık hizmetlerinden faydalanabilecek. Açılışını yaptığımız merkezlere, yapımlarına katkı sağlayan işadamlarımızın isimlerinin verilmesi bizi ayrıca mutlu etti. Bu sayede bu merkeze gelen herkes, onların adını yaşatacak ve hayır duası edecek. Bu merkezleri yaparken hayırseverlerin bize büyük desteği oluyor. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Belediye olarak bu tür çalışmaları hayata geçirmeye devam edeceğiz." dedi. Belediye Başkanı İsmail Erdem, Aile Hekimliği uygulamasının başlamasıyla beraber Aile Sağlığı Merkezlerinin önem kazanacağını belirtti.
2 HEKİM, 2 HEMŞİRE VE 1 PERSONELİN GÖREV YAPTIĞI MİKDAT ARMAĞAN AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ’NDE 2 POLİKLİNİK VE 1 TIBBİ MÜDAHALE ODASI, 1’ER; AŞI, AİLE PLANLAMA, ACİL, EMZİRME, DANIŞMA, LABORATUVAR, MUTFAK VE PERSONEL ODASI BULUNUYOR.
Hamdi Oral Aile Sağlığı Merkezi’nde hekim başı günlük 50 hasta muayene ediliyor, aylık ortalama 6.000 kişiye bakılıyor.
86
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
Merkezler gerekli her türlü donanıma sahip! Yunus Emre Mahallesi’ndeki Mikdat Armağan Aile Sağlığı Merkezi, tek katlı betonarme olup, 1.500 metrekarelik parselde yaklaşık 500 metrekarelik kapalı alana sahip bulunuyor. Merkezin açılışı 29 Ekim 2010’da gerçekleştirildi. 2 Hekim, 2 hemşire ve 1 personelin görev yaptığı Mikdat Armağan Aile Sağlığı Merkezi’nde; 2 poliklinik ve 1 Tıbbi Müdahale Odası, 1’er; Aşı, Aile Planlama, Acil, Emzirme, Danışma, Laboratuvar, Mutfak ve Personel odası bulunuyor. Merkezde ayrıca 3 boş oda da mevcut. Hekim başı günlük 50 hasta muayene edilen merkezde aylık ortalama 2.000 kişiye bakılıyor. Safa Mahallesi’nde yapılan Hamdi Oral Aile Sağlığı Merkezi, üç katlı betonarme olup, 450 metrekarelik parselde 480 metrekarelik kapalı alana sahip. Merkezin açılışı 6 Aralık 2010’da gerçekleştirildi. 6 Hekim, 3 hemşirenin görev yaptığı Hamdi Oral Aile
Sağlığı Merkezi’nde 6 Poliklinik, 1’er; Aşı, Aile Planlama, Acil, Emzirme, Danışma, Laboratuvar, Mutfak ve Personel Odası bulunuyor. Bunların yanında 1 adet toplantı salonuna da sahip olan Hamdi Oral Aile Sağlığı Merkezi’nde hekim başı günlük 50 hasta muayene ediliyor, aylık ortalama 6.000 kişiye bakılıyor. Osmangazi Mahallesi’nde yapılan Asım Solmaz Aile Sağlığı Merkezi, tek katlı betonarme olup, 2.500 metrekarelik parselde yaklaşık 500 metrekarelik kapalı alanlı bir plana sahip. Merkezin açılışı 16 Aralık 2010’da gerçekleştirildi. 3 Hekim, 3 hemşire ve 1 personelin görev yaptığı Asım Solmaz Aile Sağlığı Merkezi’nde 3 poliklinik, 1’er; Aşı, Aile Planlama, Acil, Emzirme, Danışma, Laboratuvar, Müşahede, Mutfak ve Personel Odası bulunuyor. Bunların yanında 1 adet toplantı odası da bulunan merkezde hekim başı günlük 50 hasta muayene ediliyor, aylık ortalama 3.000 kişiye bakılıyor. SAĞLIK • Aile Sağlığı Merkezleri
87
SAĞLIK • Sağlık Yatırımları
Sağlık Yatırımları hız kesmiyor! 7. Aile Sağlığı Merkezi Geliyor!
Belediye Başkanı İsmail Erdem "Her mahalleye Aile Sağlığı Merkezi" hedefi ile çalıştıklarını belirtti.
İKI SENE GİBİ KISA BİR ZAMANDA 6 AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ’NİN AÇILIŞINI GERÇEKLEŞTİREN SANCAKTEPE BELEDİYESİ YEDİNCİSİNİ EMEK MAHALLESİ'NDE YAPIYOR.
Emek Mahallesi Sakinleri de Aile Sağlığı Merkezi’ne Kavuşuyor. Sağlık alanında yaptığı atılımlarla dikkat çeken Sancaktepe Belediyesi, çalışmalarına bir yenisini daha ekliyor. 2009'da üç sağlık ocağını hizmet açan, ardından da 2010'da Yunus Emre, Osmangazi ve Safa Mahallelerinde üç sağlık ocağının temelini atıp aynı yılın sonunda Aile Sağlığı Merkezi’nin her üçünü de halkın hizmetine sunarak büyük takdir ve beğeni kazandı. “Her Mahalleye Aile Sağlığı Merkezi” hedefi ile çalışmalarını sürdüren Sancaktepe Belediyesi, bu konudaki kararlılığı ve verdiği sözü yerine getirmedeki duyarlığı ile halkın beğenisini ve takdiri-
88
SANCAKTEPE
ni topluyor. 2011 yılında da bu konudaki çalışmalarını hızla yürüten Sancaktepe Belediyesi, Emek Mahellesi'nde yeni bir ASM‘yi halkın hizmetine sunacak. Belediye Başkanı İsmail Erdem, konu ile ilgili yaptığı konuşmada, sağlık alanında yapılan hizmetlerden bahsederek Sancaktepe’yi gelişen, değişen ve örnek alınan bir ilçe haline getireceklerini belirtti. Yapılacak sağlık ocağı, üç katlı betonarme olup, 450 metrekarelik parselde 480 metrekarelik kapalı alanı olan bir plana sahip. Sağlık ocağının açılışının, Kasım 2010 sonunda gerçekleştirilmesi hedefleniyor.
Gelişimi takip edin...
"Evde Sağlık" hizmeti yüz güldürüyor.
Sancaktepe Belediyesi tarafından geçen yıldan itibaren uygulamaya konulan "evde bakım hizmeti" ile yalnızca yaşlılara değil, engellilere de hizmet vermeye devam ediliyor.
Yapılan hizmetlerle ilgili bilgi veren Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem; "Yaşı ilerlemiş vatandaşlarımıza, gerekli ekipmanlarla donatılmış araçlarımızla evlerinde, ücretsiz sağlık hizmeti veriyoruz. Verilen bu hizmetin öneminin bilicindeyim. Bu hizmeti alan vatandaşlarımızın hayır duasını da şimdiden işitir gibi oluyorum. İnanıyorum ki, ‘Evde Bakım Hizmetleri’nden halkımız memnun kalıyordur.” dedi. Başkan Erdem, Sağlık İşleri Müdürlüğü'nce yürütülen bir dizi hizmetlerin içinde yapılan genel sağlık taraması ve diş sağılığı taraması ile ilgili bilgi vererek, bu hizmetlerden halkın çok memnun olduğunu belirtti. Evde bakım hizmeti dendiğinde özellikle yatalak hastalar başta olmak üzere, bakıma muhtaç ve aşırı düşkün yaşlı hastaların ihtiyaç duyduğu tıbbi destek, oluşturulan mobil ekipler tarafından evlerinde sağlanıyor.
Yatağa bağımlı hastaların yara bakımları, enjeksiyon, infüzyon ve diğer hasta bakım hizmetleri, evinde kan alınıp; tetkik işlemleri hasta rahatsız edilmeden gerçekleştiriliyor. Konuşacak kimsesi dahi olmayan yaşlıların haftalık periyotlarla ziyaret edilmesi, hastalarına bakan hasta yakınlarına hastalık ve hasta bakımı hakkında bilgi verilmesi hizmetleri de bu kapsamda yürütülüyor.
SAĞLIK • Sağlık Yatırımları
89
SAĞLIK • Sağlık Hizmetleri
Yeni hasta nakil ambulansımız Sancaktepe Belediyesi'nin yeni “Hasta Nakil Ambulansı”, ilçede yaşayan yaşlı, sosyal güvencesi olmayan, acil müdahale gerektirmeyen hastaların hafta içi hergün 08:00 - 17:00 saatleri arasında ücretsiz nakillerini sağlıyor. Sancaktepe Belediyesi, ilçe halkının sağlığını yakından ilgilendirecek önemli bir hizmete daha imza attı. İlçede yaşayan yaşlı, sosyal güvencesi olmayan, acil müdahale gerektirmeyen hastaların ücretsiz yararlanacağı yeni bir Hasta Nakil Ambulansı hizmet vermeye başladı. Sancaktepe Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü bünyesinde hafta içi hergün 08:00 - 17:00 saatleri arasında hizmet verecek ambulans, özellikle ihtiyaç sahibi hastaların, İstanbul sınırları içinde nakledilmelerini sağlayacak.
90
SANCAKTEPE
"hizmete girdi"
311 11 11 ambulansa ulaştırıyor. Acil müdahale ambulanslarından farklı hizmet verecek ambulanstan, randevu sistemi ile yararlanmak mümkün. Sancaktepe Belediyesi’nin 311 11 11 numaralı çağrı merkezini arayan ihtiyaç sahipleri, ambulanstan yararlanabiliyor. Talepleri alan doktorlar, bilgiler doğrultusunda, ambulansı hastanın adresine yönlendiriyor ve hasta, nakledilmesi gereken adrese sağlıklı bir şekilde ulaştırılıyor. Randevu alırken dikkat edilmesi gereken en önemli hususların başında görevli doktorlara bilgileri eksiksiz ve net bir şekilde iletmek geliyor. İç donanımı nakil aracı olarak düzenlenen ambulans, acil müdahale
talepleri için kullanılmıyor. Ayrıca, diyaliz hastalarının nakli, hasta nakil ambulansı ile değil, Sancaktepe Belediyesi Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından sağlanan servislerle yapılıyor. Diyaliz hastalarının nakli yönündeki talepler, 311 11 11 numaralı çağrı merkezi aranarak yapılabiliyor.
Gelişimi takip edin...
Engelli Aracı
"engelleri kaldırıyor." Sancaktepe Belediyesi, engellilere yönelik yaptığı hizmetlerine bir yenisini daha ekledi. Sancaktepeli engelliler için, araca binmede herhangi bir sorun yaşamadan istenilen yere götürebilecek donanımda bir ambulans hizmete girdi. Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, yaptığı açıklamada evde bakım hizmeti kapsamında hizmet alan engellilere yönelik donatılan doktorlu bir ambulansın vatandaşların evine giderek hizmet vermeye başladığını bildirdi. Başkan Erdem, uzman doktor ihtiyacı hâsıl olduğu takdirde de uzman doktorun engelli vatandaşın evine giderek, vatandaşı muayene edeceğini kaydetti. İlçede yaşayan engellilerin yaşamı daha kolay hale getirmek için yararlanacağı araç, Sancaktepe Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü bünyesinde hafta içi hergün 08.00 - 17.00 saatleri arasında hizmet verecek. Araç özellikle ihtiyaç sahibi ilçe halkının engellilerinin gerektiğinde bulundukları yerden İstanbul sınırları içinde nakledilmelerini sağlayacak.
311 11 11 engelleri kaldırıyor. İhtiyaç sahipleri, engellilere hizmet verecek araçtan randevu sistemi ile, Sancaktepe Belediyesi’nin 311 11 11 numaralı çağrı merkezini arayarak yararlanabiliyor. Eksiksiz bir şekilde iletilmesi gereken bilgiler, yetkililer tarafından kaydediliyor. Bu bilgiler doğrultusunda araç, hastanın adresine yönlendiriliyor ve hasta, nakledilmesi gereken adrese sağlıklı bir şekilde ulaştırılıyor. Sancaktepe Belediyesi Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından sağlanan servislerle yapılan bu hizmetler, engelli vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştırarak sağlık konusunda yaşadıkları engelleri ortadan kaldırıyor.
Sancaktepe Belediyesi yeni temin edilen "engelli aracı" ile ilçede yaşayan engellilere yaşamı daha kolay hale getirmek için hizmet veriyor.
SAĞLIK • Sağlık Hizmetleri
91
ÇEVRE • İlkbahar
baharla gelen günler... 92
SANCAKTEPE
Yaşasın, bahar geldi! Çetin ve bol karlı geçen bir kışı yaşarken, bahar günlerinin gelmesi hayal gibiydi, değil mi? Ama doğa kusursuz bir işleyişte. Doğa insanoğlu gibi değildir; nerde ne yapması gerektiğini unutmaz, tembel değildir, her işi zamanında yapar, bencil değildir. Doğanın uyanışı da, uykuya dalışı da kusursuz bir işleyiş içerisinde gerçekleşir. Doğayla birlikte insanoğlu da fiziksel olarak uyanışa geçer. İçimiz kıpır kıpır olur, kanımız daha hızlı akar, cildimize bir güzellik gelir, tarif edemediğimiz, nedensiz duygu ve heyecan seline kapılırız. Tüm bunlar doğanın uyanışının bizim üzerimizdeki etkileridir. Doğanın o uyum içindeki, yüksek enerjili salınımı ister istemez bizi içine çekiverir.
Gelişimi takip edin...
İsterseniz baharın gelişiyle ilgili birkaç ritüele ve inanışa göz atalım beraberce: Bunlardan en bilineni ve kabul göreni, elbette Hıdrellezdir. Hıdrellez geleneği ile ilgili olarak yaygın olan düşünce Hızır ile İlyas’ın bir araya geldiği günün anısına tören yapılmasıdır. Hıdrellez günü genellikle 6 Mayıs’ta kutlanmaktadır. Bazı yörelerde 5 Mayıs bayram günü, 6 Mayıs Hıdrellez günü olarak kabul edilmekte ve ona göre törenler düzenlenmektedir. Hıdrellez günü ( Ruz-i Hızır ) halk takviminde yazın başlangıç günü olarak kabul edilmektedir. Hızır, bazı İslam bilginlerine göre; peygamber olup, asıl adı “Elyasa”dır. Bazı bilginler
ise Hz. Hızır’ın veli ya da melek olduğunu iddia etmişlerdir. Rivayete göre; Hz. Hızır ile Hz. İlyas, “ab-ı hayat”ı içmişler ve ölümsüzlüğe kavuşmuşlardır. Bu iki arkadaş ab-ı hayatı içtikten sonra; Hızır karadakilerin, İlyas ise denizdekilerin yardımcısı olmuştur. Hızır ile İlyas 6 Mayıs tarihinde buluşurlarmış. Bu buluşma ile birlikte dünya da yeşilliklere ve berekete bürünürmüş. Bir başka bahar geleneği Nevruzdur. Nevruz, toprak altındaki canlıların uykudan uyanışları, dirilişleri, kısacası canlıların bahara merhaba demelerinin günüdür. Türk söylencesine göre Nevruz, Türklerin
Asena adlı dişi bir Bozkurt rehberliğinde Ergenekon’dan çıktıkları gündür. Demir ve ateşin birleştiği bu gün, Türklerce kutsal kabul edilerek bayram ilan edilmiştir. Bilinen bir başka inanış ise Hristiyanların Paskalya Bayramıdır. Paskalya bayramında yumurtalar rengarenk boyanarak süslenir. Bu, pagan geleneklerinin ve kutlamalarının şekil değiştirip, dinlere sızmasının örneklerinden biridir. Burada aslolan baharın gelişinin, doğanın canlanışının kutlanmasıdır; yaşamı, yeniden doğuşu simgelemek üzere yumurta kullanılması, üremenin sembolü olan tavşana yer verilmesi de bu yüzdendir.
ÇEVRE • İlkbahar
93
ÇEVRE • İlkbahar
bahara erdik yine...
94
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
Bu mevsimde, mahalli hava depresyonu olarak meydana gelen değişikliklerde, halk arasında "Kırk İkindi" adı verilen sağanak yağışlar başlar. Bu yağışlarla şiddetli gök gürültüsü, yıldırım düşmesi, dolu tehlikesi ve sel felaketleri de görülür. Bu yağışların çiftçilere çokça zarar verdiği de olur. Ayrıca bahar, birçokları için, koca bir yaz tatilini farklı yerlerde, değişik şekillerde değerlendirebileceklerini haber veren çok özel-pek güzel bir mevsimdir… Hatta bu anlamda ona, iyi haber müjdecisi de denebilir elbette… Hiç mevsimi olmayan ya da tek mevsimi bulunan ülkeler de var dünyamızda… Onlar yılın her ayını, her günü hemen hemen aynı sıcaklık ya da aynı soğukluk ve yağış değerlerini yaşayarak geçiriyorlar… Ekvator ve ekvatora yakın bölgeler, kuzey ve güney kutbuna komşu olan, kutuplarda yaşayan insanlar… Bütün bunları göz önüne getirip-düşünüp yaşadıklarımız için şükretmemiz lazım değil mi Mevla’mıza… Dört mevsimin hepsini yaşattığı, bize bu nimeti meccanen (karşılıksız) bahşettiği için…
Ama “küresel ısınma” mıdır ne menem şeydir, hemen herkesin konuştuğu fakat ilgililerin ilgilenmediği, ilgilenenlerinse çaresizliği… Ve bu felaket dolayısıyla kimi seneler dört mevsim kavramının da kalmadığını en acı şekilde yaşamıyor muyuz? O halde bu nimetin kavli, özellikle de fiiliameli şükrünü eda etmediğimiz-nankör davrandığımız için, onları da kaybetmek felaketiyle yüz yüze olduğumuzun şuuruna ne zaman varacağız?.. Mevsimlerin bu artlarına bakmadan çaresizce yok olup gidişleri, kuşkusuz ürkütüyor canlı-camit her şeyi… Tek müstesnası ise bunun –maalesef- insanoğlu!
Yavaş yavaş yeni bir mevsimin silueti gülümsedi ufukta yüzümüze... Günler kaybolup ilerledikçe, karlar eriyip yok olup gittikçe... "Ha geldi, ha gelecek" derken… İlk ay’ı geldi baharın… Kapıdan baktırıp kazma kürek yatıran Mart'ı!..Sonra Nisan… Onu da Mayıs takip edecek… Parklarda-bahçelerde direnilmesi imkânsız bir çiçek ve çimen kokusu... Yüreğinin bir yerinde yuvadan erken ayrılmanın, sokakta-parklarda-bahçelerde soğuktan hırpalanmanın korkusu...
Mahzunlaştığımız da olur, çocuklaştığımız kadar bu mevsimde...
Lakin bahara hükmetmek, ya da bahar karşısında bedene-ruha söz geçirmek ne mümkün...
Yeni sözler söyleme, farklı cümleler kurma, hissi derinlikleri olan yazılar-şiirler yazma derdine düşeriz çoğu kez; ama eskiye sırtımızı dönmeden...
"Cemreler" düşmeye görsün havaya-toprağa-suya… Düşmeye görsün “çiy”, kış mahmuru bedenlere... Oluşmaya görsün ruhlarda “şebnem damlaları”…
Zorlu bir kışı, her birimiz kendi halince kırık-dökük satırları ufalayıp ateşleyerek geçirdik.
Heyecanları-coşkuları, galeyana gelmiş taşkın duyguları dizginleyebilene aşkolsun...
ÇEVRE • İlkbahar
95
ÇEVRE • İlkbahar
baharın getirdikleri...
96
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
Çağla ağaçlarının çiçek açması baharın müjdecisi olmuştur her zaman Her ne kadar "Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır" deyişi halen geçerli olsa da, Mart gelince terminolojik olarak İlkbahar mevsimini idrak ettiğimizi varsayarız Baharın şu ilk günlerinde çiçeklerden, kuşlardan, börtü böcekten, insanların yüreklerinin pır pır etmesinden, aşktan, sevgiden bahsetmek istiyor gönül İçinde bulunduğumuz şartlar çok fazla bulutların üzerinde dolaşmamıza, etrafımıza toz pembe gözlüklerle bakmamıza imkan vermiyor ve fakat içimizdeki coşkuyu da topyekun kaybetmemek lazım diğer taraftan Bir defa şöyle derin derin solumalı ve temiz havayla ciğerlerimizi öyle bir doldurmalıyız ki, fizyolojik olarak vücudumuzu bahara hazırlayalım evvela Burda şöyle bir itiraz gelebilir hemen: "Temiz hava nerde?" İstanbul'un ya da başka herhangi bir kentin göbeğinde onu bulmanın zor olduğunu kabul etmek zorundayım Ama size hemen alternatif sunabilirim İstanbul'da iseniz Çamlıca Tepesi'ne, Ankara'da iseniz Kızılcahamam'a, İzmir'de iseniz Narlıdere, Birecik'te iseniz Yeşildağ'a çıkar, ardığınız temiz havayı bulursunuz O halde baştan yılgınlığa gerek yok Ne kadar karamsar olursanız olun; hiçbir zaman içinizdeki son
umut kırıntısını yok etmeyin Çok büyük doğal afetler yaşamaz isek, kıştan sonra baharın geleceği kesin Nasıl ki gecenin en karanlık anı sabaha en yakın olan an ise baharın habercisi de kıştır Bütün iş bahara ve sabaha hazırlıksız yakalanmamakta Kimi zaman kendinizi o kadar yalnız ve çaresiz hissedersiniz ki sığınacak bir liman ararsınız Her taraf fırtınayla ve bilcümle doğasal ve insansal gazapla per perişan olmakta iken bile her zaman soluk aldığınız bir yer vardır Hoş, yeri geldiğinde denize açılmak ve fırtınalı denizin dalgalarıyla boğuşmak var ya, o da kahramanlığın şartlarındandır zaten Gel gelelim bu kahramanlık gösterisinden önce yine de şöyle bir soluk almanız halin icabıdır İşte gecenin en karanlık anında ve kışın en sert günlerinde soluğu limanımızda alır ve denizlere açılacağımız günü, baharın iğde kokulu sabahlarını bekleriz Ne var ki bazen kendimizi öyle kapana kısılmış hissederiz ki, kötülüğün iyiliğe galabe çalacağı şayiası yedi düvelde dolaşırken, limanın etrafında kümelenen, limanı ele geçirerek oraya sığınmış gemileri yağmalamak ve fırtınanın ortasına sürerek batırmak isteyen deniz korsanları etrafınızı sarabilir Bu durumda bile, limanımızı korumamız gerektiğini ve gidecek başka bir liman da
olmadığını gayet iyi biliriz Bütün denizleri korsanlar sarsa bile bizim limanımız, soluk aldığımız yer, asla ve asla terkedilemez İşte bu inançtır bizi birbirimize kenetleyen Oldukça karamsar gibi görünen bu tabloda elbette ki bir ayrıntı göze çarpmakta Köklerini derinlere salmış ve yaşadığı onca afetin bir türlü yokedemediği, tablodan silemediği, limanın hemen yanıbaşındaki bahçenin içinde dallarını bir el gibi bize doğru sallayan çağala ağacı, adeta şöyle seslenmekte: "Uzaklardan göz kırpan güneşi görüyor musun? İşte bak çiçek açıyorum Bu açık pembe çiçekler baharın habercisidir Mutluluğun resmini görmek mi istiyorsun? O halde bana bak ve yaşadığın bu bezginlik ve yorgunluğu unut Dallarımı kıran insanın hoyratlığına inat, doğanın sana sunduğu bu cömertliği al ve sonuna kadar yaşa onu Sonra derin bir soluk al ve açıl sonsuz maviliğe" İşte baharı müjdeleyen çağala ağacı, gecenin karanlığına, kışın sert rüzgarlarına ve limana musallat olan korsanlara karşı günü geldiğinde söyleyeceğimiz şu veciz sözü anımsatıyor bana :”Çağla bağala, herkes evine dağıla”
ÇEVRE • İlkbahar
97
ÇEVRE • Haberler
Açılışta konuşma yapan Belediye Başkanı İsmail Erdem; "Parkların arttırılmasına yönelik yeni projeler geliştirmeyi planlıyoruz. Halkın ihtiyaç duyduğu alanlarda hizmet üretmek, bizim görevimiz. Güzel hizmetin farklılığını, birlikte göreceğiz." dedi.
Seyhan Parkı açıldı.
Sancaktepe’de yaşam kalitesi artıyor! Yaz başlamadan Sancaktepe’deki bütün parkların düzenlemesini gerçekleştiren Sancaktepe Belediyesi, oluşturulan yeni parkları da halkın hizmetine sunmaya devam ediyor. "Her Mahalleye Bir Park" hedefiyle çalışmalarını hızla yürüten Sancaktepe Belediyesi, 13 Ocak Perşembe günü Yenidoğan Mahallesi’nde Seyhan Parkı’nı hizmete açtı. Kısa sürede yapımı tamamlanan parkın açılışına Belediye Başkanı İsmail Erdem, İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Yunus Öztül, Belediye Başkan Yardımcıları, Belediye Meclis Üyeleri, muhtarlar,
98
SANCAKTEPE
mahalle halkı ve çok sayıda çocuk katıldı. Düzenlenen programda bir konuşma yapan Belediye Başkanı İsmail Erdem, Sancaktepe’de her mahalleye bir park yapılacağını, yeni imar planları çerçevesinde sağlık eğitim ve park alanlarının öncelikli hizmet konularını teşkil ettiğini söyledi. Erdem; “Halkın dinleneceği, çocukların oynayacağı alanların arttırılması için imkânlar dâhilinde çaba harcıyoruz. Parkların arttırılmasına yönelik yeni projeler geliştirmeyi planlıyoruz. Halkın ihtiyaç duyduğu alanlarda hizmet üretmek bizim görevimiz. Güzel hizmetin farklılığını birlikte göreceğiz. Parkımızda oynayan ve hayallere dalan çocuk-
ları görmek bize mutluluk veriyor.” dedi. Açılış kurdelesini çocuklarla birlikte kesen Belediye Başkanı İsmail Erdem, daha sonra parkı gezerek yetkililerden bilgiler aldı ve çocukların oyunlarını izledi. 800 metrekarelik bir alan üzerine kurulan parkta çocuk oyun alanları, oturma bankları, basketbol sahası bulunuyor. Park açılısı öncesi çocukların sevinci ise bir başka oldu. Dağıtılan balonlarla oynayan çocuklar, Seyhan Parkı’nda oyuncak aletlerinin tadını çıkardı. Yenidoğanlı çocukların mutluluğu görülmeye değerdi.
Gelişimi takip edin...
Mini süpürgeli araçlarla kaldırımlar pırıl pırıl! Sancaktepe ilçesinin temiz ve örnek yapısını koruyarak, bireylerin sağlıklı bir çevrede yaşamasının vazgeçilemez bir unsur olduğunun altını çizen Sancaktepe Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Dursun Yaman; “Temiz bir çevre, temiz bir toplumun yetişmesi ile meydana gelir.” anlayışını çalışmalarında hep ön planda tuttuklarını belirtti. Yaman, Sancaktepe Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne alınan yeni ve pratik araçlarla ilçenin daha temiz olmasını sağladıklarını söyledi. Tek kişinin rahatlıkla kullanabildiği mekanik süpürgeli araçlarla kaldırımların temizliğini aksatmadıklarını belirten Yaman, Temizlik İşleri Müdürlüğü’nün yeni
günbegün güçlendiğini ve oluşturulan ekiplerle ilçe genelinde modern bir temizlik çalışması gerçekleştirildiğini vurguladı. Temizlik ekiplerinin seri çalışması açısından yeni alınan araçlarla verimliliğin de arttığına dikkat çeken yetkililer, Sancaktepe’nin daha düzenli ve temiz bir ilçe olması için durmadan çalıştıklarını belirttiler.
Sancaktepe’de hemen önünüzde bir çöp kutusu var… Sancaktepe’nin önemli cadde ve sokaklarında artık “Yakın yerde çöp kutusu yok, ne yapayım?” diyerek etrafa, yere çöp atma mazereti kalmadı. Çünkü Sancaktepe Belediyesi, daha temiz bir Sancaktepe için akıllı çöp konteynerlerinin ardından şimdi de ilçe genelinde tüm caddelere ve sokaklara kısa aralıklarla çöp kutusu yerleştirdi. Uzun ömürlü olması için paslanmaz çelikten yapılan ve özel boya ile üretilen çöp kutuları, cadde ve sokaklarda daha sık aralıklarla yerleştirildiği için çöp atmak isteyen vatandaş, çöp kutusu aramayacak. Sancaktepe sokaklarının kirlenmeden daha temiz hale gelmesi için yapılan bu çalışma, halkın desteğini görüyor.
Sancaktepe'nin daha temiz bir ilçe olması amacıyla, ilçenin estetiğini ve sağlığını ilgilendiren temizlik ile ilgili çalışmalar yoğun ve aralıksız olarak devam ediyor.
ÇEVRE • Haberler
99
ÇEVRE • Haberler
Cadde ve sokaklar temizleniyor. Sancaktepe Belediyesi temizlik ekipleri, havaların ısındığı bahar mevsiminde tüm ilçenin cadde ve sokakları ile açık alanlarda başlattığı temizlik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.
Sancaktepe Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü'ne bağlı ekipler özellikle asfalt ve kaldırım çalışmalarının yapıldığı cadde ve sokaklarda temizliğe başladı. Esnafın isteği üzerine yapılan çalışmalar, belli aralıklarla devam edecek. Evlerinin ve dükkânlarının önünde kaldırım ya da asfalt çalışması yapılan vatandaşları, sabırlı olmaları konusunda uyaran Temizlik İşleri Müdürü Dursun Yaman; "Şu anda tüm mahalleleri periyodik olarak araçlarımız ve personelimizle temizliyoruz. Bahar mevsiminin gelmesiyle birlikte halkımızın cadde ve sokaklarda daha rahat yürüyebilmesi için temizlik işlerine daha çok dikkat gösteriyoruz.” dedi. Yaman; “Özellikle vatandaşlarımızın,
100
SANCAKTEPE
asfalt çalışmalarının yapıldığı sırada tozdan şikâyetçi olduğunu biliyoruz. Çalışma süresince itfaiye ekiplerimiz, sulama yapıyor. Ancak yine de böyle sorunlarla karşılaşıyoruz. Ayrıca çalışmalar tamamlandığında da cadde ve sokaklar hemen temizleniyor. Bu konuda halkımız da bizi uyarabilir. Ekiplerimizi hemen yönlendirebiliriz. Belli aralıklarla çalışma yaptığımız caddeleri temizlemeye devam edeceğiz." dedi. Diğer yandan Sancaktepe Belediyesi temizlik ekipleri, havaların ısındığı bahar mevsiminde tüm ilçenin cadde ve sokakları ile açık alanlarda başlattığı temizlik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.
Gelişimi takip edin...
Park ve bahçeler bahara hazır!… Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri tarafından kentte yeşil alanların korunması, çimlendirilmesi çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğini belirten Belediye Başkan Yardımcısı Hamdullah Arvas, bahar mevsimi nedeniyle mevsimlik bakımların da yapılarak halkın kullanımına hazır hale getirileceğini söyledi. Sancaktepe sınırları içerisinde bulunan cadde, sokak ve parkları ağaçlandırdıklarını belirten Arvas, bahar mevsiminin yaklaşması ile birlikte park, refüjler ve kaldırımlarda çalışmalara hız verildiğini, bir yandan budama çalışmaları, bir yandan da çimlendirme, gübreleme ve periyodik bakımların gerçekleştirildiğini söyledi. Arvas; “Son bir ayda Sancaktepe'de bulunan cadde, sokak ve parklarımızda ağaç budaması, fidan dikimi, çim biçiminin yanı sıra, zararlılarla mücadele için ilaçlama yapıldı. Bahar mevsimi ile birlikte vatandaşlarımızın, yeşil alanlarda dinlemelerini sağlamak amacıyla
Sancaktepe Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü Ekipleri, Park, Bahçe, Oyun Alanı, Spor Sahaları, Refüj ve Yaya Bölgeleri gibi yeşil alanlarda ağaç ve fidanların mevsimlik bakımını yapıldı.
temizlik ve bakım çalışmalarımız devam ediyor. Halkımız park alanlarında aileleriyle gönül rahatlığıyla dinlenip, eğlenerek zaman geçirecekler. Yapılan bu güzel eserleri tüm Sancaktepe halkının korumasını istiyoruz.” dedi.
Sancaktepe Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, ilçede bulunan aile dinlenme parklarının çoğunda bakım çalışmalarını tamamladı. Sancaktepe’nin yeşil dokusunu korumak ve güçlendirmek için büyük çaba harcadıklarını belirten Belediye BaşAğaçlar da bahara hazır kan Yardımcısı Arvas; “Sancaktepe’nin Sancaktepe Belediyesi, ilçede bulunan doğal yapısının bozulmaması ve kopark ve bahçelerde bulunan ağaçların runması için yapılan imar çalışmaları kışlık bakımını yaparak, parkları baha- neticesinde ortaya çıkan park ve yeşil ra hazırladı. alanlarda yeşil alan çalışması yaptık. İstanbul’da en fazla yeşil alan, aile dinlenme ve çocuk parkının bulunduğu Sancaktepe’deki park düzenleme çalışmalarında; kuruyan fidanların yenilenmesi, fidan diplerinin temizlenmesi, yeşil alanların bakımı ve budama çalışmaları yapıldı.
İlçemizin farklı mahallelerine çok güzel, fonksiyonel ve estetik parklar kazandırdık. 2011 yılında da yeşil alan konusunda Sancaktepe ilçemize yakışan hizmetleri yapmaya devam edeceğiz. Ekiplerimiz tarafından gerekli bakım çalışmaları yapılan parklar, bahara hazırlanmaktadır.” dedi.
ÇEVRE • Haberler
101
ÇEVRE • Haberler
Fen işleri ekipleri yoğun çalışıyor. Sancaktepe Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü tarafından kış aylarında zarar gören yerler için tamirat ve tadilat çalışmaları başladı.
malarımıza biraz ara vermiştik. Bahar aylarının gelmesiyle birlikte tekrar bu çalışmalarımıza hız vererek, Sancaktepe’mizin bozulan yollarını, kaldırımlarını ve müdürlüğümüze bağlı olan tüm yerSancaktepe Belediyesi Fen İşleri Müleri elden geçirerek yeni haliyle halkımızın dürlüğü, kış aylarının geçmesiyle birlikte hizmetine çok kısa zamanda sunmak için yoğun bir çalışma temposuna girerek, çalışıyoruz." dedi. merkezde ve mahallelerde yol ve kaldırım çalışmalarına başladı. Fen İşleri Mü- Kaya; “Belediyemizin temel yükü, fen dürlüğü ekipleri, ilk olarak zarar gören, işlerinin elindedir. Elektrik, su, kanal, altbozulmuş, yıkılmış kaldırımların yenilen- yapı, kanalizasyon ve zemin sağlamlaştımesine, yeni kaldırım ve bordür yapım rılması, üstyapı, asfalt ve staplize yolların çalışmalarına hız verdi. yapımı, belediyemizin kendine ait olan Sancaktepe Belediye Fen İşleri Müdürü binaların yapımı da fen işlerinin başlıca Adnan Kaya; "Bu yıl kış aylarında çalış- görevlerindendir.
Fen İşleri Müdürü Adnan Kaya; "Sancaktepemiz'in bozulan yollarını, kaldırımlarını ve müdürlüğümüze bağlı olan tüm yerleri elden geçirerek yeni haliyle halkımızın hizmetine çok kısa zamanda sunmak için çalışıyoruz." dedi
102
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
Asfaltlama ve tamirat çalışmaları devam ediyor Belediye hizmetleri artarak devam ederken her geçen yıl daha da güzelleşen Sancaktepe, yürütülen çalışmalarla "vizyon kent" hüviyetine kavuşuyor. Halkın güven ve desteği ile şu ana kadar yapılan hizmetler, önümüzdeki günlerde de yoğun bir şekilde devam edecek. Güzel Sancaktepe’nin yaşanılabilir ve sorunsuz bir kent olması için üst ve altyapı çalışmalarına aralıksız devam eden Sancaktepe Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü, kış mevsiminin gelmesi ile birlikte mevsime uygun çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyor. Fen İşleri Müdürlüğü’ne bağlı ekipler yollarda oluşan çukurları, asfalt yama çalışması yaparak onarma yoluna gidiyor. Bu çalışmalar kentin ana arterleri ve acil bölgelerden başlayıp çevreye doğru devam ediyor. Sancaktepe Belediyesi Fen İşleri Müdürü Adnan Kaya, kış mevsimi ile bozulan yollar tamir edilirken, havaların ısınması ile birlikte modern bir kente yakışır şekilde yoğun bir asfaltlama çalışması ile sezona girileceğini belirtti. Adnan Kaya, şehir içinde muhtelif yerlerdeki bozulan asfaltların sıcak asfaltla kısım kaplamasının yapıldığını, şehir içindeki yolların kış sezonu
boyunca rotmix ile ıslahına gidildiğini, ayrıca sıcak asfalt ve soğuk asfalt (rotmix) serimi yapıldığını ifade etti.
Kış mevsimiyle birlikte yollarda oluşan çukurların doldurulması için Sancaktepe Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından asfalt yama çalışmaları gerçekleştiriliyor.
Üstyapı çalışmalarının da sürdüğünü belirten Kaya; “İlçemizde parke taşı ile kaplama yapılan tüm yolların kotlanması, hafriyatı, kumlanması ve altyapı düzenlemeleri, müdürlüğümüze bağlı ekipler tarafından gerçekleştirildi. Şehir içindeki trafiğe rahat nefes aldırmak için yol genişletme ve çevre düzenleme çalışmaları da yapıldı.” şeklinde açıklamalarda bulundu. Sancaktepe’nin cadde ve sokaklarında yapılan bu çalışmada amacın yolların güzel görünmesi, araç trafiği akışının daha düzenli hale getirilmesi, olası trafik kazlarının önlenmesi olduğunu açıklayan yetkililer; “Her şey vatandaşın daha rahat, huzur ve güven içinde hareket edebilmesine yardımcı olmak için yapılıyor.“ ifadesinde bulundular. Sancaktepe Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünce belirlenen program dâhilinde önümüzdeki günlerde de bütün mahallelerde asfalt serim ve tamir çalışmaları sürecek. ÇEVRE • Haberler
103
RÖPORTAJ • Fatih Erkoç
FATİH ERKOÇ FATİH ERKOÇ, 90'LI YILLARDA "ELLERİM BOMBOŞ" DEDİ. ARDINDAN UZUNCA BİR SÜRE ORTADAN KAYBOLDU. 11 YIL SONRA CAZCI OLARAK ÇIKTI KARŞIMIZA. PEKİ, O 11 YILDA NE OLDU? ERKOÇ, MÜZİKAL YAŞAMINDAKİ DURUŞU, TEVAZUSU VE ÇALDIĞI ENSTRUMANLARLA SANAT DÜNYASINDA ÖNEMLİ BİR YERE SAHİP. BİZ DE FATİH ERKOÇ İLE DÜNÜ, BUGÜNÜ VE BİRAZ DA ÖZEL HAYATINI KONUŞTUK.
Anneniz ile babanız aile olarak nasıldı?
Çocuk yaşlarda müziğe başlamışsınız. Çocukça bir heves miydi, yoksa ciddiye alıyor muydunuz? Ciddiye almadığımı hatırlıyorum. O yaşlarda bile çok ilgimi çekerdi enstrümanlar. Evde babamın bana aldığı kemanla var olan plakları dinleyip onları taklit etmeye çalışıyordum. Biraz daha büyüdüğümde ise, ud ve keman ile ufak saz eserleri çalardım. Babanız da sanatçı imiş; usta bir udi imiş. Müzisyen olmanızda bunun etkisi var mı? Evet, babam çok iyi ud ustası. Ben doğduktan sonra babam ellerime bakıp anneme demiş ki; "Bu çocuk müzisyen olacak." Annem de "Bu yaşta belli olmaz." demiş. Babam haklı çıktı.
104
SANCAKTEPE
Annem çok dindar bir kadındı. Normal şartlarda annemin, babamla evlenmemesi gerekirdi diye düşünüyorum. Biri müzisyen, diğeri dinine çok bağlı bir hanım. Tabi, tabi. Demek ki kısmetmiş, sevmişler birbirilerini. İstek ve yetenek beraber yürüdü… Çok küçüklükten itibaren enstrüman çalıyordum bir şekilde. Kemanı ilerlettiğim zamanlarda üçüncü katta oturuyorduk. Arkadaşlarım bana; "Bize keman çalsana!" diyorlardı. Babam aşağıya düşmeyeyim diye balkona çıta çakmıştı. İlkokula başladığımda öğretmenim de duymuş. Bana ertesi gün; "Kemanını getir, çal!" dedi. Ben de o zamanlar utangacım, gerçi utangaçlığım hala sürüyor. O zamanlar okuldaki yazı tahtaları yürüyebiliyordu. Ben de öğretmenime; "Onun arkasına saklanıp çalarım." dedim. Ve kimse beni görmeden çalabildim. Bunlar benim için bir oyun gibiydi.
Müziği "müzik" olarak anladığım zaman ise, konservatuara girdikten sonra diyebilirim. Konservatuardayken tanıştığım bazı müzisyenlerle bir-iki düğün salonunda çaldığımızı hatırlıyorum. Popüler müziği tercihiniz nasıl oldu? Benim tek bildiğim, Türk Sanat Müziği'nin eserleri, taksimler ve taş plaklardı. Konservatuara başladıktan sonra başka müzik türlerinin olduğunu da öğrendim. İkinci sınıftayken piyasada çalmaya başladım. Peki cazla tanışmanız nasıl oldu? Özdemir Erdoğan orkestrasında çaldım. Orada Cankur Özgür adında davulcu bir ağabeyimiz vardı. O, Tarabya'daki evine beni davet ediyordu. Orada caz plaklarını dinledim. Özdemir Erdoğan sahneye çıkmadan önce orkestra bir şeyler çalıyordu, o çaldığımız eserler arasında doğaçlama yaptığım oluyordu. Asıl cazı çalmaya başlamam, Ankara'da askerliğimi yaptığım zamanlardı.
Haykırıyo
Başka Birşey İstem
• itme
"Ben doğduktan sonra babam ellerime bakıp anneme demiş ki; 'Bu çocuk müzisyen olacak.' Annem de 'Bu yaşta belli olmaz.' demiş. Babam haklı çıktı."
n Yoksun Diye • Sensiz Olamam •
Elveda Tatlım
Ellerim
•
Bomboş
•
Gurur
Anı
•
•
Gelişimi takip edin...
RÖPORTAJ • Fatih Erkoç
105
RÖPORTAJ • Fatih Erkoç
Dünya çapında olmak, insanın hayali olmalı. Sekiz-on enstrüman çalarsa, bunu yapma fırsatı olmaz. Uzun süre Norveç'te kaldınız. Neden gittiniz?
Sizin esas enstrümanınız hangisi?
Tercih hakkı verilseydi, cazcı mı yoksa popçu mu olurdunuz? İki seçeneğin var. Caz ve pop. Bunlardan birini seçmezsen ölürsün, deseler tabii ki cazı seçerim. (gülüyoruz) Kendinizi Pop müziğine ait hissediyor musunuz? Ben sanat olarak görmesem de pop müziğini seviyorum. Birkaç ensturman çalan, sesini iyi kullanan nadir müzisyenlerden birisiniz. Kendinizi pop müzikte niye harcıyorsunuz? Kimi insanlar bana; "Hak ettiğiniz yerde değilsiniz" diyor. Ben harcandığımı düşünmüyorum. Hak etmediğim yerde olduğumu da düşünmüyorum. Halk ve sanatçı dostlarım o kadar güzel şeyler söylüyorlar ki, o saygı ve sevgi dolu ifadeleri benim için insanlar içlerinde besliyorlarsa, ben nasıl olur da; "Hak etmediğim yerdeyim." derim? Fakat şöyle harcanmış olabilirim. Bu konuda da kendimi suçluyorum. Bu kadar çok enstrüman çalmamam gerekirdi. Bir yerde uzmanlaşmalıydım.
106
SANCAKTEPE
Trombon... Cüneyt Sermet diye bir ağabeyimiz var. Dünyanın önemli caz ve müzik kritikçilerinden biridir. Dünyada cazı anlatan bir kitap çıkarmıştı. İçinde Türkiye bölümü de vardı. Beni dünyanın en iyi üç tromboncusundan biri ilan etmiş. Ben öyle bir yakıştırmayı hak etmedim.
Neden? O kitabı yazdığında ben çok gençtim, askere yeni gitmiştim. Askerlikten sonra başka müziklere ve ensturumanlara dalmasaydım, şarkıcı olmasaydım, onun söylediğini hak ederdim. Belki dünyanın en iyi birkaç tromboncusundan biri olurdum. Büyük bir ihtimalle sizler beni tanımıyor olurdunuz.
Sizin pop müzikte tanınmanızın caza bir katkısı oldu mu? Bravo! Çok güzel bir konuya değindiniz. Benim ağırlıklı düşüncem şuydu; Ellerim Bomboş albümünü yaptığımda, "İnsanlara popla kendimi tanıtabilir ve sevdirebilirsem, beni takip eden insanların müzikalitelerini yukarıya çekme şansım olur." diye düşünmüştüm. Bunu da bir oranda başardığımı düşünüyorum. Beni çok örnek alan genç insanlar var. Ama çok enstrüman çalmamı örnek almasınlar.
Kendi kendime çıkıp bir yerlere gitmedim. Emin Fındıkoğlu Orkestrası vardı. O orkestra İsviçre'de çalışmaya başlamıştı. O sırada çalıştıkları organizatör, iki ay sonrasına Norveç'ten kontrat vermiş. Emin Ağabey, Cankurt Ağabey'den benim için duyduğu övgü dolu sözlerden dolayı bana teklif götürdü. Utangaçlığım gitsin diye bana Norveç'e gitmem için baskı yaptılar. Bende gittim ama 11 sene kalmak gibi bir niyetim yoktu. Niye dönmediniz? Çünkü gittiğimin ertesi yılı bir hanımla tanıştım ve ona âşık olduğumu düşündüm. Eva, Norveçli'ydi, âşık olduğumu düşünüp bir müddet sonra evlenme teklifi yaptım. O da bir şekilde zar zor kabul etti. Ben ilk evlendiğimiz zamanlarda biliyordum ki, bu evlilik yürümeyecek. Ama gurur meselesi yapıp biraz sabrettim.
Bütün bunlar olurken şöhret nerede kaldı? 22 yaşında gittim 33 yaşımda geri döndüm. Orada iki albüm denemem oldu. "Kendini ispat etmek için bir sene burada vakit geçirmen gerekiyor." dediler. Ama benim öyle lüksüm yoktu. Para kazanmam gerekiyordu. Dolayısıyla o çevreye girmek gibi bir şansım olmadı. Daha sonra Danimarka'da stüdyosu olan bir arkadaşla tanıştım, bana bazı kayıtlar yaptı. Onları plak prodüktörlerine gönderdik. İçinde biri sürü farklı tarzın olduğu, bilinçsiz bir çalışmaydı. Dünyada hiç kimse size elli tane farklı tarz olan bir albüm yapmaz. Dolayısıyla o da tutmadı. Sonra Türkiye'ye geldim ve o zaman meşhur oldum. Allah acıdı bana.
Gelişimi takip edin... Hangisi daha ağır basar? Popüler olmak mı, müzisyen olmak mı?
bir şey olmadığını bildiklerinden müzisyenliğimin yanı sıra efendi duruşumu da dile getiriyorlar.
Müzisyen olmak. Hatta sanatçı değil müzisyen olmayı tercih ederim. Çünkü sanatçı diye birçok müzisyen olmayan arkadaşlara da deniyor. Sanatçılığın içi boşaldığı için...
Hayatınızda stratejik diyebileceğiniz bir hatanız var mı?
Sizin için hem yorumcu, hem de müzisyenliği ile öne çıkmış nadir sanatçılardan biri diyorlar. Anlaşıldığınızı düşünüyor musunuz? Müzisyenler olarak hepsi bana saygı gösteriyor. Benim yaptığım müziği öven kişiler hakikaten müziği bilen kişilerdir. Zara, Kubat, Orhan Gencebay, İlhan Şeşen, Suat Suna, Yaşar gibi isimlerdir. Mesela; yıllar önce bir sanatçı arkadaşımı televizyonda bir programda gördüm. Ailesi ile ilgili bir konuşma yapıyordu ve benim çok hoşuma gitmişti. Ertesi gün telefon açtım, "Programda söylediklerin çok hoşumuza gitti, sizi tebrik etmek istiyorum." dedim. Bana "Ya Fatih'ciğim, ben zavallı bir müzisyenim. Asıl müzisyen sizsiniz. Ne zaman isterseniz başımın üzerinde yeriniz var." dedi. Bu sözler beni çok mutlu etti. Ben, bunları benim için düşündüğünden mutlu olmadım. Benim mutlu olduğum konu, bana bu söylediğini, başka hiçbir kimseye söylemeyeceği.
Biraz fazla kaldım Norveç'te. Onun dışında bir hatam olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca altı yıl TRT Hafif Müzik ve Caz Orkestrası'nda memuriyet görevini yaptım ve çok da zevk aldığım bir işti. İstifa etmek zorunda kaldım. Çünkü 1992'de meşhur oldum. Şehir dışında birkaç gün işim oluyordu. Provalarına katılamadım, dolayısıyla rapor edildim. Haklıydılar. Ben de o yüzden istifa etmek durumunda kaldım. O mesleğimi devam ettirmeyi çok isterdim.
evlenmeye karşıdır. Biz, o evliliğin çok daha uzun süreli olduğuna hep inandık. Ama hakikaten Melike Hanım'ın bu evliliğin iyi gitmesinde rolü benden daha çoktur. Ben onun yerinde olsaydım, bu kadar uzun sürmezdi evliliğimiz. Ben kıskançlık yapabilirdim. Çok hayranı olacaktı, ben dayanamazdım diye düşünüyorum ama o sabırlı, onu sevdiğimi de biliyor.
Ev hayatını seviyorsunuz galiba...
Evet. Zaman zaman fazla evde de kalıyorum. Ama Bodrum'da, dışarıdaki hayatı daha çok seviyorum. Bodrum'daki temiz havayı içimize çekmekten çok büyük mutluluk duyuyoruz. Teknemiz var, gürültüsüz ve çok zevkli.
Mutlu bir evliliğinizin olduğunu söylüyorsunuz. Bu düzeni mutlu bir evlilik için mi kurdunuz? Annem teklif etmişti eşimle evlenmeyi. Önce ona çıkıştım, yeni ayrıldım diye ama iyi etmiş. Biz uzaktan akrabayız. Sinan'ın düğününde uzun zaman karşılaşmadıktan sonra bir araya geldik, dans etmişiz, resmimizi çekmişler. Ben o resme bakarak Norveç'te kendisine âşık oldum. "Yol Verin A Dostlar" şarkısını o zaman besteledim. Annem, iyi bir tercih yapmış.
Tevazu sahibisiniz... Annem ve babamdan böyle öğrendim. Dolayısıyla müzisyenler de beni böyle tanırlar. Bazı müzisyenlerin zaman zaman kalbini kırmış olsam da yine de içimde kötü
Görücü usulü evlenmişsiniz... Biz, eşimle ve bazı yakın dostlarımla bu görüşü savunuyoruz. Genelde toplumumuz görücü usulü ile
RÖPORTAJ • Fatih Erkoç
107
SÖYLEŞİ • İsmail Erdem
Başkan Erdem, Sancaktepe'yi değerlendirdi: İstanbul’un en yeni ilçelerinden genç Sancaktepe, son iki yıl içinde her alanda gerçekleştirdiği atılımlarla İstanbul’un cazibe merkezi olmayı başardı. Çok kısa sürede çözüme kavuşturulan imar planlarının bunda payı büyük oldu. Böylece Sancaktepe’ye yatırım için sırada bekleyen girişimcilerin de önü açılmış oldu. Alt ve üstyapı faaliyetlerinin ötesinde istihdamdan kültür sanata kadar Sancaktepe’de tesis olunacak mutluluklarla dolu bir hayatı hedefleyen belediyecilik anlayışı, meyvelerini kısa sürede almaya başladı. Bugün Sancaktepeliler, meslek edindirme kurslarında eğitim görüyor, kültür sanat merkezlerinde kent hayatının en güzel yönlerini paylaşıyorlar. Gençler Kültür ve Bilgi Merkezleri’nde ücretsiz eğitim ayrıcalığını yaşıyor, spor okullarında boş zamanlarını en iyi şekilde değerlendiriyorlar. Yapılan çalışmalar sonucunda modern kent hayatının tüm gereksinimlerini karşılamak üzere çok boyutlu bir atılım Sancaktepe genelinde hayata geçiyor. Görülen o ki, ilerleyen zamanlarda giderek artan bir mutluluğu tüm Sancaktepeliler, paylaşmaya devam edecek.
GENÇ SANCAKTEPE’NİN GELİŞİMİNİ BELEDİYE BAŞKANI İSMAİL ERDEM’LE ENİNE BOYUNA KONUŞTUK. BAŞKAN ERDEM, GELİNEN SÜRECİ ŞU ANKİ SANCAKTEPE’Yİ VE GELECEKTEKİ SANCAKTEPE’Yİ BİZE ANLATTI.
108
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
"Sancaktepe, halkının kendi bölgesinde ihtiyaçlarını karşılayacağı bir merkez oluyor."
“Geleceğin Sancaktepe’sini oluş- Sancaktepe'de var olan üç belde belediyesi turacak bir imar planı hazırladık.” kapanmış, arkasında plan iptallerinden dolayı ruhsatları iptal edilmiş, inşaatları yarım Kısaca seçimlerden sonraki üç beldenin kalmış ve bir sürü sıkıntı içerisine girmiş birleşimi ile kendilerine kalan mirası de- arsa sahibi ve yatırımcılarla karşı karşıya ğerlendiren Erdem; “Sancaktepe Beledi- kalmış, halkının umutsuzluğa büründüğü, yesi, ilçe kimliğini kazanmasının ardından yeni yatırımcının "asla orada olmaz" dediği seçim sonrası da ilçe belediyesi hüviyetini bir imar probleminin ve yine alt yapı probkazanarak İstanbul’da yeni bir yerleşim lemlerinin olduğu bir ortam vardı. Ancak merkezi oluşumunda yer almaya aday bir biz, bölgenin İstanbul’daki coğrafi ve fiziki korol üstlenmiştir. Biz göreve geldiğimizde numuna baktığımızda aslında keşfedilmeyi
bekleyen, bu saatten sonra zorda olsa yeni bir planlama ile İstanbul ile entegre olmuş plan yapıldığında; İstanbul’un yıldızı olmaya aday, henüz yapılaşmasını oluşturmamış, İstanbullu'ya kendini göstermemiş orada yaşayanların da bunu fark etmesini sağlayacak bir adım atılması ile bölgenin kaderinin değişeceğine yürekten inandık. Bizden önceki yapılan planlar beldelerin kendi içinde yapılan planlar olduğu için za-
Söyleşi • İsmail Erdem
109
SÖYLEŞİ • İsmail Erdem
ten İBB plan bütünlüğü ile de bağlantılı değildi. Yeni yasayla, İstanbul’un bir bütüncül planı olan 1/25000'lik planlar doğrultusunda şehri bir bütün olarak yeniden kurguladık ve 1/5000 ile 1/1000 planları yaparak bundan sonra Sancaktepe’de değişmesi zaman alacağını bildiğimiz gelecekte nasıl bir Sancaktepe’nin oluşacağını belirleyen bir plan hazırladık. Bizden önceki yapılaşmalara baktığımızda fabrikalarla konutun birbirine karıştığı yapılaşma nizamının tam algılanamadığı bir imar disiplini ve şehircilik ilkelerini tam oturmadığı bir oluşum vardı. Bugün biz uygulamaya aldığımız plana başladığımızda umutsuz olan insanların bir yıldır uygulanan işleyen planla birlikte umutlandığını görmek, yüzde yüz olmasa da şimdilik büyük bir çoğunluğun ihtiyacına cevap verdiğini görmek, insanlardan bu izlenimi almak bizi de mutlu ediyor.” dedi. “Daha güzel daha yaşanabilir bir kent olgusuna kavuşturmayı hedefledik.” Sancaktepe’yi bir bütün olarak ele alıp modern ve yaşanılabilir bir kent olması için çalıştıklarını belirten İsmail Erdem, bunun için deprem yönetmeliğine dikkate ederek çok yüksek katlı binalar yerine yeşil alanları bol, donatı alanları ihtiyacı karşılar nitelikte yapılar hedeflediklerini belirtti. Erdem bunu yaparken de esas amaçlarını şöyle anlattı: “Bizim derdimiz insanımızı daha güzel, daha yaşanabilir bir kent olgusuna kavuşturmak. Sancaktepe halkının da kaloriferli, doğalgazlı, rutubetsiz daha güvenli binalarda oturmaya layık olduklarını düşünüyorum. Ayrıca bakın, Sancaktepe’de yapılaşmanın yeni deprem yönetmeliğine uygun yapılıyor olması da
"Artık Sancaktepe emin ellerde, işini iyi yapan kadrolarla yönetilen bir ilçe olmuştur. Bugün artık Sancaktepe yeşile hasret kalmış ilçelere bakıldığında; yeşili bol, oksijeni bol, daha ferah bir ilçe kurgusuyla yoluna devam edecek. Biz de; 'Haydi elimizdeki güzelliğin farkına varalım, kıymetini bilelim, bunu iyi kullanalım.' diyoruz, henüz genç olan ilçemizi düzgün yapılaşmayla; hacimde değil pahada değeri olan 'Yıldızı Parlayan Yaşanılır Bir Sancaktepe' yapmak için hep birlikte mücadele verelim.”
110
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
daha sağlıklı depreme dayanıklı yeni nesil, ömrü uzun binaların olduğu bir şehir olması avantajını da sağlayacak. İşte bunun için biz, Sancaktepe halkından bize sahip çıkmalarını istiyoruz, çünkü onlar bizi desteklerse başarıya ulaşmamız hem kolay olur hem de bu mutluluğu hep beraber yaşarız. Elimizdeki arazilerin kıymetini bilelim istiyoruz. Biz diyoruz ki, artık Sancaktepe’de ne kadar çok dairem olurun derdinde değil, ne kadar kıymetli dairem olurun hesabında olalım. “Prestij cadde projeleri yaparak kentin ilk önce görsel imajını da değiştireceğiz.” Kenti imar planları yapılırken, sadece binalar değil cadde ve sokakları ile bir bütün olarak ele aldıklarını belirten Başkan İsmail Erdem, yaklaşık 5 kilometreyi bulacak Ümraniye’den gelen Atatürk Caddesi'ni Prestij Cadde olarak projelendirdiklerini, bununla ise kentin geneline katma değer katacaklarını belirtti. Ayrıca cadde ve sokakların görsel imajını yenileyeceklerini belirterek; “Biz sadece imar planları uygularken, nasıl uygulanırsa uygulansın anlayışında değil, belediye olarak bize düşen görev ve sorumluluklarımızı da yerine getirmemiz gerektiğinin bilincindeyiz. Bugün Sancaktepe’de, ana arterler de prestij cadde projeleri de yaparak kentin ilk önce görsel imajını değiştireceğiz, kısa bir zaman sonra inanıyorum ki, ilçeye girenler bu gelişim karşısında şaşıracaklar. Büyükşehir Belediyesi'yle ortaklaşa yapacağımız projeler, şehre
renk katacak, insanların algısını değiştirecek. Bakın, bizim bugün en büyük dezavantajımız gibi görünen üç beldenin ayrı ayrı yerleşim merkezlerinin olmasını biz planlar ile bir avantaja çevirdik. Nasıl mı? Planları yaparken bu üç belde merkezini de kendi içinde alt merkezler olacak şekilde tasarladık. Planlara bakıldığında görülecektir ki, bu alt merkezlerin toplamı da kendi içinde bir üst merkez kimliğindeki Sancaktepe merkez algısı planını oluşturmaktadır. Bir yıldır meri planlar doğrultusunda ruhsat vermekteyiz. Yavaş yavaş bölge halkı, planları anlamaya başladı; inşaatlar yapılmaya devam ettikçe, memnuniyet de artıyor, artık diğer ilçelerden de bölgemize müteahhitler ilgi göstermeye başladı. Bir şehir disiplini olması, bir kural bütünlüğü olması arsa sahiplerinin de işlerini kolaylaştırdı. “5 yıllık dönemizde Sancaktepe'de çok şeyler değişecek. Üçüncü boğaz köprüsünün bağlantı yolları da ilçemizden geçiyor.” Bölgeyi karış karış gezip yerinde incelemelerde bulunan ve zaman ayrımı yapmaksızın ilçenin sorunlarını büyük ölçüde çözen Belediye Başkanı İsmail Erdem, 5 yılı tamamladıklarında ilçenin değişip gelişeceğini belirtti. Erdem; “ Biz inanıyoruz ki 5 yıllık dönemizde Sancaktepe'de çok şeyler değişecek. Halkımızın, bu değişimin farkına varmakta geç kalmamalarını temenni ediyoruz. Gelin bu güzelliği birlikte paylaşalım, Sancaktepe'nin gelişimine katkı sunalım, artık sıranın Sancaktepe’ye geldiğinin farkında olalım, birkaç yıl sonrada inşallah üçüncü boğaz köprüsünün bağlantı yollarının da ilçemizden geçmesi ile fiziki bilinirliğinin de tam anlamıy-
la anlaşıldığı bir Sancaktepe oluruz. Sancaktepe kısa bir zaman içinde İstanbul’da hakettiği yerini alacaktır, bugün söylediklerimizi ciddiye almayan her hemşerimize 'Aman bize kulak verin!' diyoruz.” dedi. “Sancaktepe, halkının kendi bölgesinde ihtiyaçlarını karşılayacağı, önemli markaların da bulunduğu bir merkez oluyor.” Nüfusun 250 binlere doğru ilerlediği ve büyük bir ilçe olduklarını söyleyen Erdem, bu potansiyeli, kendi hinterlandı içinde her türlü ihtiyaçlarını, ilçe dışına çıkmadan karşılayacakları bir konuma getirmeyi hedeflediklerini belirterek "İstanbul’da geleceğin yıldızı"nın Sancaktepe olacağını, iddialı bir şekilde ifade etti. Başkan İsmail Erdem sözlerini şu şekilde tamamladı. “Bugün artık Sancaktepe olaylardan uzak, güvenilir bir ilçe olma yolunda da önemli adım atmıştır. Artık Sancaktepe halkı, kendi bölgesinde ihtiyaçlarını karşılayacak önemli markaların da ticaret yapmak için yer aradıkları bir ilçe olmaya başlamıştır. Artık Sancaktepe, emin ellerde, işini iyi yapan kadrolarla yönetilen bir ilçe olmuştur. Bugün artık Sancaktepe, yeşile hasret kalmış ilçelere bakıldığında yeşili bol, oksijeni bol, daha ferah bir ilçe kurgusuyla yoluna devam edecek. Biz de; 'Haydı elimizdeki güzelliğin farkına varalım, kıymetini bilelim, bunu iyi kullanalım.' diyoruz. Henüz genç olan ilçemizi düzgün yapılaşmayla hacimde değil, pahada değeri olan 'Yıldızı Parlayan Yaşanılır Bir Sancaktepe' yapmak için hep birlikte mücadele verelim.”
Söyleşi • İsmail Erdem
111
TOPLUM • Semt Pazarları
Mahallelinin vazgeçemeyeceği
Semt Pazarları Pazar yerleri insanlar için son derce önemli. Özellikle dar gelirli ailelerin haftalık gıda ihtiyaçlarını karşılaması ve piyasaların oluşumunda önemli rol oynuyor. Yerel ve küçük üreticiler de semt pazarlarında kendi ürettikleri ürünlerini tüketiciye diret sunarak hem tüketiciyle aracısız temasa geçme imkânı buluyor hem de kabzımalcının ürününü ucuza kapatmasından kurtuluyor.
sağlaması, ikincisi çevresinde market olmayan, markete gidecek gücü olmayan insanların da yararlanabilmesi. Diğer yandan sabit pazar kurulması daha fazla vatandaşın hem daha fazla gün yararlanmasını sağlıyor.Ayrıca orada her gün bulunmak zorunda kalan pazarcı müşterisine daha kibar ve dürüst davranmak zorunda kalıyor hem de çevrenin pislenmesinin önüne geçilmiş oluyor.
adıyla anılan semt pazarları var. Üstü açık olan bu pazarlarda çok sayıda tezgâh yan yana kuruluyor ve gıdadan tekstile, ev eşyasından canlı hayvana bütün ihtiyaç maddeleri satılıyor.
Halkın çoğu taze sebze meyve bol diye çok pazarları seviyor. Mutlaka ayda bir-iki kez de olsa semt pazarlarını ziyaret edilir. Sadece uygun fiyatlı mal almak değil, pazara gitmek yıllardır bize aktarılmış bir Semt pazarın iki olumlu yanı var; birin- Sancaktepe’nin hemen her semtinde, ku- gelenektir. Her malın ucuzunu ama kalicisi marketlerin fiyatlarını düşürmesini rulduğu semtin ya da kurulduğu günün telisini bulmak ümidiyle düşülür yollara.
112
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin... Semt pazarları ile ilgili önemli konular; 1- Gıda maddelerinin tüketiciye sunuluş biçimi: Pişirilmeden tüketilen bir çok gıda maddesi (marul, domates, maydanoz, elma v.b.) zemine serilen bir kartonun üzerinde ve ayak hizasında satışa sunulmaması gerekiyor. Tüm gıda maddelerinin mümkün olduğu kadar zeminden yüksek tezgahlar üzerinde satışa sunulması gerekiyor. Diğer taraftan gıda maddeleri ile yan yana satılması kesinlikle sakıncalı olan bir çok ürün semt pazarlarında gıda maddelerinin satıldığı bölümlerde yan yana satışa sunulmaktadır. 2- Süt ve süt yan ürünlerinin tüketiciye sunuluş biçimi: Süt ve süt ürünlerinin semt pazarlarında satış şekli var olan ve bilinen bütün satış kurallarına uyumlu olamlı. Süt ve süt yan ürünleri mutlaka soğuk zincir içerisinde ve bu konuda eğitilmiş kişiler tarafından satışa sunulmalıdır. Ayrıca süt ve süt yan ürünleri satanlar önce bu konuda eğitilmeli, sonrada bu satıcıların soğuk zincirde gerçekleştirilmesi zorunlu kılınmalıdır.
3- Fiyat Etiketleri : Satışa sunulan bir çok ürünün üzerinde satış fiyatının bulundurulması tüketicinin kıyaslama ve seçme hakkını veriyor. Tüketici satın alacağı herhangi bir gıda maddesi hakkında görerek ve inceleyerek kalitesi veya cinsi konusunda bilgi edinmeli ve tercihini doğru ve kendi isteği doğrultusunda yapamalı. Tüketicinin tam ve eksiksiz korunabilmesi için satılan ürünle ilgili serbestçe ve etki altında kalmadan bütün bilgileri edinebilmesi gerekiyor. Ürünün fiyatı bu bilgilerden en önemlisidir. Pazar yerlerindeki fiyat etiketi denetimleri sıklaştırılmalı ve tavizsiz uygulanmalıdır. 4- Tüketicinin bilgilendirilmesi : Evrensel tüketici haklarından en önemlisi tüketicinin bilgilendirilme hakkıdır. Pazar yerlerinin giriş ve çıkışlarına yerleştirilecek olan büyük boy tabelalarla tüketici alış veriş sırasındaki yasal hakları konusunda bilgilendirilmeli ve satıcıların da bu kurallara uyması sağlanmalıdır.
TOPLUM • Semt Pazarları
113
KISA KISA • Haberler
Öğrencilerinden Başkan Erdem'e ziyaret Eğitime verdiği hizmet ve desteklerle tanınan Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, aynı zamanda Aydın Üniversitesi yüksek lisans öğrencilerine ders vermeyi sürdürüyor. Haftada 3 saat “Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim” dersi veren Başkan Erdem, yıl sonuna kadar devam edecek eğitmenlik görevini severek ve isteyerek yaptığını belirtiyor. 17 Ocak Pazartesi günü Başkan Erdem’i, ders verdiği öğrencileri ziyaret etti. Başkanlık makamında öğrencilerini kabul eden İsmail Erdem, konukları ile tek tek ilgilendi. Yaklaşık 40 kişiden oluşan yüksek lisans öğrencileri, Başkan Erdem’i ziyaret etmelerinin kendileri için anlamlı olduğunu, Başkan'ı makamında, çalışma ortamında görmelerinin kendilerini mutlu ettiğini belirttiler. Kabulde konuşan Başkan Erdem, ülkemizin eğitim düzeyinin yükselmesi için üniversitelerin çok önemli olduğunu belirterek belediye olarak temel eğitime yönelik yaptıkları çalışmalara değindi. Erdem; “Okul kürsüsünde ders anlattığım öğrencilerimi ağırlamaktan mutluluk duyuyorum. Geleceğin üniversite hocalarıyla tecrübe ve birikimlerimi paylaşmak benim için heyecan ve huzur verici bir olay. Ülkemizin yüksek lisans düzeyinde öğrencileri ile bilgi paylaşımında bulunarak sorumluluğumuzu yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.
114
SANCAKTEPE
Başkan Erdem, misafirleri ile yaptığı sohbette belediyenin sağlık, spor, eğitim, kültür, sanat alanlarındaki hizmetlerini de kısaca anlattı. Erdem, bölgedeki ihtiyaçları çok iyi bildiklerini ve “Geleceğin Sancaktepesi”ni oluşturmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi. Konuşmaların ardından misafirleri ile akşam yemeği yiyen Başkan İsmail Erdem, öğrencilere “Sancaktepe Tarihi” kitabını ve yeni basımı gerçekleştirilen kendi eseri olan “Yerel Siyaset ve Belediyecilik” adlı kitabı hediye etti. Misafirleri kabul sırasında özel bir televizyon kanalında canlı yayına katılan Başkan Erdem’in röportajını, konukları dikkatle izledi.
Gelişimi takip edin...
Erdem, birlikte yaşama kültürüne katkı sağlıyor. Farklılıklara rağmen birlikte yaşama kültürünü özümsemiş Sancaktepe’de, Belediye Başkanı İsmail Erdem tarafından yürütülen çalışmalarla dayanışmanın ve kaynaşmanın en güzel örnekleri sergileniyor. Başkan Erdem; toplum kuruluşları, hemşehri dernekleri, esnaf birlikleri, sendika ve vakıflarla bir araya geliyor; yükselen değer genç Sancaktepe’nin birlikte yaşama kültürüne katkı sağlıyor. Bu kapsamda İsmail Erdem, 26 Ocak Çarşamba günü Samandıra’da Alevi Bektaşi ve Evliyalar Federasyonu Başkanı Ali İldem ve Yönetim Kurulu Üyelerini ziyaret etti. Ziyarette Başkan Erdem; hoşgörü, sevgi, kardeşlik ve dostluk adına birliktelik ve beraberlik mesajı verdi. Ziyarette dernek, vakıf ve cemiyetle-
rin, kültürümüzün çok değerli ve zengin bir parçası olduğunu ifade eden Başkan Erdem, sözlerine şöyle devam etti: “Toplumda insanların inanç ve düşüncelerini yargılama hakkına sahip değiliz. İnsanlara dini, inancı, mezhebi, düşüncesi ne olursa olsun, insan olduğu için saygı duymak zorundayız. Toplum bireyleri arasındaki farklılıklar aslında Anadolu kültürümüzün zenginliğidir. İnsanlara; rengine, diline, kökenine göre ön yargı ile bakmak inanç değerlerimizin hoş görmediği bir yaklaşımdır." dedi. Federasyon Başkanı İldem ise ziyaretin çok yararlı ve verimli geçtiğini söyledi. Başkan Erdem’e hizmetlerinden dolayı şükranlarını belirtti ve ziyaret anısına bir hediye sundu.
Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem Hacı Bektaş-ı Veli Dayanışma ve Yardımlaşa Derneği’ni ziyaret etti.
Başkan halkla yüz yüze SANCAKTEPE BELEDİYESİ’NİN DÜZENLEDİĞİ “HALK GÜNLERİ” SÜRÜYOR. PERŞEMBE GÜNLERİ DÜZENLİ BİR ŞEKİLDE HALK GÜNLERİ KAPSAMINDA BİRÇOK VATANDAŞ FARKLI İSTEK VE TALEPLERLE BELEDİYEYE ZİYARETE GELİYOR, BAŞKAN ERDEM’LE GÖRÜŞME İMKÂNI BULUYOR. 2 Şubat Perşembe günü Belediye Başkanlık Makamı'nda gerçekleştirilen halk gününde Başkan Erdem, Sancaktepeli vatandaşları kabul etti. Makamında vatandaşları ağırlayan Başkan Erdem; "Biz, halkımızın hizmetindeyiz." diyerek, “Bizimle görüşmek isteyen bütün vatandaşlarımıza, kapımız sonuna kadar açıktır.” şeklinde konuştu. Halk gününe onlarca vatandaş farklı istek ve taleplerle katıldı. Başkan Erdem, bütün vatandaşlarla birebir konuşarak istek ve temennilerini dinledi. Başkan Erdem, vatandaşların sıkça sorduğu, merak ettiği imar ve inşaat ruhsatları hakkındaki sorularına yanıt verdi. Halk gününde başkan yardımcıları ve birim müdürleri hazır bulundu.
KISA KISA • Haberler
115
KISA KISA • Haberler
Belediyede dijital arşiv dönemi!
Sancaktepe Belediyesi bir süredir yürüttüğü dijital arşivleme çalışmasını tamamlayarak, halka hızlı hizmet verme dönemini başlattı.
"Tıkla-konuş" sistemi ile ücretsiz iletişim! Tıkla-Konuş nedir? Sancaktepe Belediyesi “Tıkla-Konuş” hizmeti, belediye ile vatandaşlar arasında ücretsiz bir iletişim seçeneği... Belediye, kendi web sitesine sadece bir link koyarak tüm Sancaktepeliler’in Belediye departmanlarını ücretsiz aramasına imkan sağlıyor. Bunun için bilgisayarın kullanılması yeterli oluyor. Web’den “Tıkla-Konuş” özelliğini kullanmak için arayan kullanıcılar tarafından herhangi bir uygulama yüklenmesine gerek yok. Uygulama, web sitesinden tıklanıldığında direkt olarak çalışıyor. Kullanıcı tarafında gerekli tek şey, kullanıcı bilgisayarında Java yüklü olması. “Tıkla-Konuş” nasıl çalışıyor? Sancaktepe Belediyesi “Tıkla-Konuş” hizmeti, internet siteleri ve çeşitli uygulamalar için geliştirilmiş bir hizmet... Örnek olarak belediye-
116
SANCAKTEPE
nin herhangi bir müdürlüğüne bağlı bir talep ya da şikayetiniz var. Numarayı cep telefonunuzdan tuşlamak yerine, belediyenin web sitesine girip ilgili alanı tıkladığınızda müdürlüklerin listesi çıkıyor. Bunun için Tıkla-Konuş butonuna basmanız yeterli. Tabiî ki bilgisayarınız ve konuşma sistemine uygun kulaklığınızın olması gerekiyor. Telefonda karşınıza ilgili müdürlükten kişi çıkıyor ve siz herhangi bir telefon ücreti ödemeden konuşmazı yapabiliyorsunuz. Web’den Tıkla-Konuş butonuna tıklayan herkes, dünya’nın neresinden olursa olsun Sancaktepe Belediyesi'ni, web sitesi üzerinden ücretsiz arayabiliyor. Üstelik belediyeye ulaşmak için telefon numarasını bilmenize ve çevirmenize gerek yok. Sadece web sitesinde bulunan Tıkla-Konuş butonuna tıklamanız yeterli. Sancaktepe ise, belediyesi nin web sitesi vasıtası ile kapılarını dünyaya açmış oluyor.
Tıkla-Konuş Uygulaması İle İlgili Dikkat Edilmesi Gerekenler * Sancaktepe Belediyesi’ne çağrılar web’den yani internet ortamından geleceği için, kaliteli ses iletişimi sağlamak için internet kapasitesinin yeterli olması gerekiyor. * Tıkla-Konuş uygulamasının kullanıcı bilgisayarından arama yapabilmesi için, arayanların bilgisayarında Java yüklü olması gerekiyor. * Web’den arayan kullanıcı, o anda bir firewall arkasında veya ses erişimi farklı sebeplerle engellenmiş bir ortamda ise görüşme sağlanamayabiliyor. * Web’den arayan kullanıcının, kulaklık ve mikrofon kullanması gerekiyor.
Gelişimi takip edin...
Sancaktepe Belediyesi, evrak takibinin daha kolay sürdürülmesi ve vatandaşların işlemlerinin hızlıca sonuçlandırılması için başlattığı dijital arşivleme çalışmalarını tamamladı. Belediyenin teknolojik kolaylıktan yararlanma düşüncesi ile 2010 yılının Ağustos ayında başlattığı çalışma, yıl sonunda tamamlandı. Şubat ayı başında hizmet vermeye başlayacak çalışmanın şimdilerde, personel eğitim kısmı yürütülüyor. Yeni arşivleme sistemi ile emlak, imar, temizlik sağlık, zabıta, yazı işleri ve fen işleri arşivleri, dijital ortamda kayıt altına alındı. Vatandaşların taleplerine zaman kaybı olmadan, anında
cevap verecek çalışma ile sistemin sunduğu hız ve kolaylık sayesinde, görevli personelin istenilen belgeye kolay bir şekilde ulaşması sağlanıyor. Kurulan sistem sayesinde, vatandaşların iş ve işlemine ait evrakların hangi aşamada olduğu rahatlıkla görülebiliyor ve elektronik ortamda evrak akışı güvenle sağlanıyor. Arşiv içerisinde bölge esnaf sayısı, vatandaşlara ait gayrimenkul bilgileri gibi her türlü veri mevcut... Yapı ruhsat belgesinden, yapı kullanım izin belgesine kadar istenilen her belgeye, ilgili personel tarafından sistem üzerinden ulaşılacak.
“Tıkla-Konuş” hizmeti, belediye ile vatandaşlar arasında ücretsiz iletişimi sağlıyor.
Sancaktepe Belediyesi, gerçekleştirdiği programları 3G teknolojisi ile web sayfasından canlı olarak yayınlıyor.
Dijital arşivleme çalışmalarını 4 ay gibi kısa bir sürede tamamlayan Sancaktepe Belediyesi, çalışma kapsamında belediye birim müdürlüklerinin dosyalarını arşivledi. Toplam 242.800 adet evrakın dijital kayda alındığı çalışma, Şubat ayından itibaren halkın hizmetine sunulacak. Ülkemizde birçok kurumun bu sisteme geçmesindeki temel etkenler arasında halka kolaylık sağlaması, işlemlerin hızlanması, bilgi ve belge güvenliğinin artması bulunuyor. Bu sistem sayesinde iş yükü azalırken, iş verimliliği de artıyor.
3G ile Canlı yayın GSM Operatörleri tarafından uygulamaya konulan 3G sisteminden sonra televizyon kanalları ve belediyeler de bu nimetten faydalanmaya başladı. Gündemin yoğunluğu arasında her bölgeye canlı yayın aracı yetiştiremeyen kanallar, çözümü 3G sisteminde buldu... Aynı şekilde belediyeler, pratik ve talebe cevap verebilen 3G’li sistem ile bağlantı yaparak bilgisayardan halka, etkinliklerini canlı olarak aktarabiliyor. Bu yeni sistem ile canlı yayın araçlarının getirdiği maddi külfetin ve fazla eleman çalıştırmanın tarihe karışacağı günlerin pek uzak olmadığı anlaşılıyor... 3G cihazı ve bir kamera ile dünyanın her yanından artık canlı yayın kolaylaştı. 3G canlı yayın, video görüntülerinin 3G mobil hızlı data hatları üzerinden televizyon ya da internet serverlerine gönderilerek izlenmesidir. Günümüzde kablosuz yayınlarında 3G canlı yayın, uydu aracılığı ile yapılan yayınların yerini almaya başladı. Bu sayede sadece zengin haber kanalları değil, tüm yerel kanallar, belediye internet TV'leri, etkinlik ve organizasyon firmaları, kamera çekim firmaları diledikleri etkinlikleri, diledikleri şekilde canlı yayınlama imkânı buldu. Sancaktepe Belediyesi, 3G canlı yayın konusunda gerekli tüm yatırımları yaparak başta Sancaktepeliler’e olmak üzere tüm dünyaya, bilgisayarlar aracılığı ile hizmetlerini canlı yayında sunuyor. Ayrıca bu hizmet ile halkına "şeffaf belediyecilik"in en güzel örneğini sunmuş oluyor. KISA KISA • Haberler
117
TOLUM • Kent Konseyi
Kent konseyi güç tazeledi!
Sancaktepe Kent Konseyi 3. Olağan Genel hayırlara vesile olmasını diliyorum. Kent konKurulu, 31 Ocak 2011 Pazar Günü, Samandı- seyleri ile halkın yönetime katılması, fikirlerinin ra Kültür Merkezi’nde yoğun katılımla yapıldı. projelendirilip yerel yönetime sunularak hayat bulması sağlanmaktadır. Bu vesileyle bu güne Genel Kurul üyelerinin tamamına yakınının kadar birçok proje tarafımıza iletilmiş ve bunkatıldığı toplantıda Kent Konseyi Başkanlığı ve ların birçoğu hayata geçmiştir. Biz halkımızın Yürütme Kurulu seçimlerinin yanı sıra meclis fikirlerine önem veren, sivil inisiyatifin önemini ve çalışma guruplarının projeleri görüşüldü. her platformda savunan bir anlayışa sahibiz. Kuruluşundan bu güne hizmetlerin sunulduğu Bundan sonra kent konseyimizin meclislerintanıtım filmi gösterimiyle başlayan genel ku- den ve çalışma gruplarından gelen projeleri rulun açılış konuşmasını yapan Kent Konseyi mekân, imkân ve zaman üçgeninde değerlenBaşkanı İsmail Karabiber; “Kuruluşumuzdan direceğimizden şüpheniz olmasın. Hizmetleribu yana gönüllülük esasına dayalı konseyi- nizden dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Yeni mizin tüm birimlerinde görev alan arkadaş- seçilecek yönetime başarılar diliyorum” dedi. larıma, genel kurulumuzun tüm üyelerine Ardından divan kurulu başkanlığı seçimiSancaktepe halkı adına teşekkür ediyorum. ne geçildi. Bu çalışmalarımızda bizlere maddi ve manevi desteğini esirgemeyen Belediye Başkanımız Kent Konseyi Divan Başkanlığına Halil Aydın, İsmail Erdem, bu hizmetlerimizde en büyük katip üyeliklere ise Av. Aynur Tekoğlu ve Rasim pay sahibidir. Onun sayesinde birçok proje- Ay seçildiler. Divan heyetinin oluşumundan mizin hayata geçmesi bizleri fazlasıyla mem- sonra kent konseyi meclislerinin ve çalışma nun etmiştir. Bundan sonraki projelerimize gruplarının proje sunumları oylanarak kabul de destek vereceğine inancımız tamdır.” dedi. edildi. Görüşülen 24 projenin tamamı kabul edildi. Protokol konuşmalarından sonra Kent Projelerin oylanmasından sonra genel kurula Konseyi başkanlığına tekrar aday olan İsmail hitap eden Belediye Başkanı İsmail Erdem yap- Karabiber oy birliği ile yeniden başkan seçildi. mış olduğu konuşmada; “Bugün Sancaktepe’de Yürütme Kurulu üyeliklerine ise; İsmail Gürfarklı renklerin harmanladığı, fikir platformu- pınar, Ali Savaş, Murat Sarı, Muzaffer Kabakçı, muz olan kent konseyimizin seçimli genel ku- Necati Erkek, Hüseyin Aktaş, Sadık Belkıs ve rulunu yapıyoruz. Bu genel kurulun herkes için Hıdır Bayak seçildi.
118
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
Gençlik Meclisi’nde 3. Olağan Genel Kurul Sancaktepe v Gençlik Meclisi, Konsey Başkanı İsmail Karabiber‘in çağrısı ile 28.12.2010 Salı günü 3. Olağan Genel Kurul Toplantısını gerçekleştirdi. Genco Erkal Kültür Merkezi’nde gerçekleşen toplantıya 38 üye katıldı. Divan Heyeti’nin yerini almasından sonra, Kent Konseyi Başkanı İsmail Karabiber açılış konuşmasını yaptı. Karabiber, konuşmasında Sancaktepe Kent Konseyi’nin kuruluşundan bu yana 1,5 sene geçtiğini, bu zaman zarfında Kent Konseyi’nin kanun ve yürütmelik doğrultusunda çalışma organlarını kurduğunu, 2 adet olağan genel kurul toplantısı gerçekleştirdiğini, bu toplantılar-
da birçok projenin kabul edilerek Sancaktepe Belediyesi’ne sunulduğunu ifade etti. Toplantıda Divan Başkanı’nın aday taleplerini almasının ardından oylamaya geçildi. Yapılan gizli oylama ve sayım sonunda Gençlik Meclisi Yürütme Kurulu asil üyeliklerine Murat Çağlar, Vedat Baldız, Ersan Top, Hüseyin Sevilay, Esra Çakmak seçildi. Yürütme Kurulu yedek üyeliklerine ise Gülizar Güngör, Alim Purtul, İlhami Başkara, Emre Uyar, Akın Uzunal seçildi. Divan Başkanı İsmail Karabiber, Yürütme Kurulu’na seçilen üyelere hayırlı olsun diyerek başarılar diledi.
Sancaktepe Kent Konseyi 3. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nı gerçekleştirdi. Başkanlığa yeniden İsmail Karabiber seçildi. Yürütme Kurulu seçimlerinin yanı sıra Meclis ve Çalışma Gruplarının projeleri de görüşüldü.
Kadın Meclisi
4. Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi!
14 Ocak Cuma günü Sancaktepe Kent Konseyi Kadın Meclisi üyelerinin tamamına yakının katılımıyla gerçekleşen meclis genel kurulunun açılış konuşmasını Kadın Meclisi Başkanı Şükran Aydı yaptı. Aydı, yapmış olduğu konuşmada; “ Bu zamana kadar yapılan genel kurul katılımlarından daha fazla ilgi göstermeniz ve bütün etkinliklerimizi teşriflerinizden dolayı hepinize çok teşekkür ediyorum. Bundan sonraki çalışmalarımızda da yanımızda olmanızı bekliyorum.” dedi. Açılış konuşmasından sonra söz alan Kent Konseyi Başkanı İsmail Karabiber, Kadın Meclisi Genel Kurulu’na hitaben yapmış
olduğu konuşmasında; “Bizler, Sancaktepe’de örnek teşkil edecek şekilde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Kadınların elinin değdiği her hizmette mutlaka başarı vardır. Sizler her alanda olduğu gibi kentimizin karizmasına katkı yapan konseyimizin çok vefalı, çok duyarlı gönüllü elçilerimiz ve konseyimizin güler yüzlerisiniz. Sizler, kentinizi önemseyip eviniz kadar şık ve görkemli olmasını arzu ettiğiniz için bizim için kıymetlisiniz. Hepinize çok teşekkür ediyorum” dedi. Gündeme alınan “ev hanımlarına ekolojik gıda eğitimi ile tarihi ve turistik yerlerin yerinde görülmesi amacıyla yapılacak geziler” teklifi oy birliği ile kabul edildi
TOPLUM • Kent Konseyi
119
SPOR
Gençlerin Eğitim ve Gelişiminde SPOR!… Spor, özellikle grup sporu, çocuğun kendi yeteneklerinden haberdar olmasına ve onları başkalarının yetenekleriyle karşılaştırabilmesine fırsat verir. Spor, sağlığı koruma ve güçlendirme işlevi taşıdığı gibi, bedensel enerjinin ve duygusal gerilimin boşaltılmasına katkıda bulunduğu için, tedavi işlevi de taşıyabilmektedir.
Altı veya yedi yaşından itibaren çocuk kendi yeteneğini akranlarının performansına bağlı olarak değerlendirmeye başlar. Bu dönemde anne-baba ve öğretmen, performansı yerine çabanın ve beden gelişiminin önemini vurgularsa, çocuğun gözünde kazanma ve kaybetme daha az önem taşıyacaktır. Bu bağlamda anne ve baba "önemli olan performans değil, çabadır" düşüncesinden hareketle, çocuğu bedensel gelişimine katkısı nedeniyle spor yapmaya özendirmeli, ama kaybettiği maç skorunu önemsemeden, onu çabasından dolayı takdir etmelidir.
120
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin... Öz güvenin artmasında sporun Rolü Güven, istenilen davranışı başarıyla sergileyebilme konusunda bireyin inancıdır. Spor ortamında çocuk veya genç, gerçekçi bir biçimde yeteneklerini bilir, kendini iyi tanır ve kabul eder. O, sorumluluklarının bilincindedir ve duygularını kontrol altına alabilmeyi öğrenmiştir. Basketbol takımının bir üyesi olarak çocuk, hata bulmak yerine paylaşmayı öğrenir. Öz güveni olan bir sporcu, başarma konusunda yüksek bir güdüye (motivasyon) ve başarıda yüksek bir beklentiye sahiptir. Bireyin toplumsallaşmasında sporun rolü Spor, özellikle ergenlikte artan beden enerjisinin en uygun biçimde kanalize edileceği alandır. Aktif olarak spor yaparken genç bir gruba ait olma ve o
grupla dayanışmaya girme şeklinde sosyal bir işlevi yerine getirmektedir. Bu nedenle spor, toplumla bir uyum sağlamış ve bütünleşmiş kişiliklerin oluşmasına katkıda bulunur. Çocuk sporun yapısını öğrendikten sonra, diğer oyunculara yanıt vermeye başlar. Çocuğun kuralları anlayarak yanıt vermesi, toplumsal normları anlamakla eş değerdedir. Başka bir deyişle, bu günün sporun kurallarını öğrenerek uygulayan çocuğu, yarının toplum ve hukuk kurallarını benimsemeye ve uygulamaya aday bir yetişkinidir. Grup sporu yapan çocuk veya genç, yüksek başarının koşulları arasında, olumlu grup içi ilişkilerle gerilimsiz bir ortamın geldiğinin bilinci içindedir. Bu nedenle o spor adına ve spor amacına dönük olarak, arkadaşlarıyla olumlu bir diyalog kurmanın önemini kabul etmiştir. Çünkü başkalarıyla uyumlu ve olumlu etkileşim, başarılı sporcu için esastır.
Davranış bozukluklarının giderilmesinde sporun yararı Bireysel özelliklere veya yakın çevre etkilerine bağlı olarak sergilenen uyum ve davranış bozukluklarının tedavisinde spor, önemli bir görev üstlenmektedir. Spor yoluyla birey, gerilimden arınarak, bir boşalım ve buna bağlı olarak rahatlama yaşamaktadır. Tırnak yeme, altını ıslatma, dışkı kaçırma, çalma, okuldan kaçma vb. gibi davranış bozukluğu gösteren çocuklarda spor, kendine güven ve uyum gibi önemli görevleri yerine getirmektedir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki; spora harcanan zaman, boşa harcanmamaktadır. Spor yapan çocukların okul başarıları, yapmayanlara kıyasla daha büyüktür. Bu nedenle anne ve babaların çocuklarını spor yapmak konusunda cesaretlendirmelerinin, programlı bir yaşam için, dersin yanı sıra aktif bir spor etkinliğine de
zaman ayırmaları konusunda onları uyarmalarının yararı açıktır. İstanbul Üniversitesi'nde 3820 öğrenci üzerinde gerçekleştirilen bir araştırma sonucuna göre gençlerimiz, üniversitede spor imkânlarının olmamasını, ilk sorunları olarak dile getirmişlerdir. Oysa gençlerin, mevcut enerjilerini kanalize edecekleri bir sporla, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda gerçekleştirecekleri boş zamanlarını değerlendirme etkinliğine ihtiyaçları büyüktür. Sonuç olarak; anne, baba ve yöneticilerinin bu bilimsel görüş ve öneriler ışığında, çocuk ve gençlerin sorumluluk duyguları ve öz güvenlerini geliştirmek, kendilerini yönetebilmelerini sağlamak, uyumlu ve başarılı birer birey olmalarına yardımcı olmak üzere, onlara spor yapma olanağı hazırlamaları, öncelikli görevleri arasındadır. SPOR
121
SPOR
Sancaktepe Belediyesi'nden Güreşte Büyük Atak
Sancaktepe Belediyespor, Atasporu güreşte büyük atak yaptı. Başkan İsmail Erdem’in talimatları doğrultusunda Büyükler Serbest Güreş Takımı kuruldu. Kulüp Başkanı Muhammed Ali Cankatar; güreşte marka olmak için yola çıktıklarını kısa, orta ve uzun vadede hedeflerinin şampiyonluklar ve milli takımlara sporcu vermek olduğunu söyleyerek asıl hedeflerinin 2012 Londra olimpiyatlarında madalya çıkarmak olduğunu ifade etti.
122
SANCAKTEPE
2. Ligde müsabakalara girecek olan Sancaktepe Belediyespor güreş takımı, eski milli güreşçilerden Metin Başdemir, Ahmet Ceylan ve Necmi Çebi’ ye emanet edildi. Hedeflerinin 1. lige yükselmek olduğunu söyleyen Güreş Şubesi Başkanı Mehmet Genç, 2011 ve 2012 yıllarında atasporu güreşe damga vurmak için yola çıktıklarını, hedeflerinin takım halinde Türkiye şampiyonlukları ile Avrupa, dünya ve olimpiyatlarda madalya kazanmak olduğunu ifade etti. Genç, ayrıca yağlı güreşte Kırkpınar’ın alternatifi olmaya devam edeceklerini, önümüzdeki yıllarda da Kırkpınar Baş Pehlivanlığı'nı Sancaktepe’ye getireceklerini ifade etti.
Gelişimi takip edin...
SANCAKTEPE BE LEDiYESi BÜYÜKLER SERBE ST GÜRES TAKIMI
• • • • • • • • •
55 KG BEYHAN GÜLFiLiZ 60 KG HARUN DOĞAN YASİN ŞAHİN 66 KG SEMİH ÖZDEMİR NECMETTİN BÜYÜKBAYRAKTAR 74 KG AVNİ AKER 84 KG ABDULLAH TİRYAKİ 96 KG GÖKHAN YAVAŞER 120 KG AHMET DOĞU
SPOR
123
SPOR
Sancaktepeli minik boksçular madalyaya doymuyor!
Sancaktepe Belediyespor birçok spor alanında elde ettiği başarılarını boks sporunda da gösteriyor.
Sancaktepe Belediyesi bünyesinde oluşturduğu spor kulübü ile başarıdan başarıya koşuyor. Nitekim 11-13 Mart 2011 tarihleri arasında Bağcılar Olimpik Spor Salonu'nda yapılan İstanbul Minikler Ferdi Boks Şampiyonası'na Sancaktepe Belediyespor adına katılan sporcular, başarılı sonuçlar elde ettiler. Şampiyonaya dört (4) sporcu ile katılan Sancaktepe Belediyespor, 2 il ikincisi ve 1 il üçüncüsü çıkartarak iyi bir başarı elde etti. Boks branşında Miniklerde ilk katılan ve derece yapan
124
SANCAKTEPE
ÜST MİNİKLER (BAY) Adı Soyadı
Kg.
D.Tarihi
Derecesi
1.
Enes Karen TÜRK
38
1998
İl İkincisi
2.
Umut ÇAPKIN
40
1998
İl Ücüncüsü
3.
Ceyhun İNCEDERE
41,5
1997
İl İkincisi
sporcular, ileride yapılacak olan Türkiye Şampiyonası'nda Sancaktepe Belediyespor Kulübü'nü temsil edecek. Bundan sonraki boks şampiyonalarına katılıp kulübün adının diğer uzakdoğu sporlarında olduğu gibi boksta da marka olması için gerekli alt yapı çalışmalarına devam edileceğini belir-
ten Antrenör Mutsan Özkaran; “Belediye Başkanımızın verdiği destek süresince daha nice şampiyonlar çıkarmaya devam edeceğiz. Bizimle spor yapmak ayrıcalık değil, bir ihtiyaçtır. Biz daha büyük başarılar elde edene kadar, en büyük başarı budur.” şeklinde iddialı konuşuyor.
Gelişimi takip edin...
Muay Thai Şampiyonası'nda
2 Madalya
29 Mart - 2 Nisan 2011 tarihleri arasında Kocaeli ilinde yapılan Gençler ve Büyükler (Bay – Bayan) Muay Thai Türkiye Şampiyonası'na Sancaktepe Belediyespor adına katılan sporcuların almış oldukları derecelerle yüz güldürdü. Sancaktepe Belediyespor Uzakdoğu Sporları Kulübü, Türkiye Muay Thai Şampiyonası'na dört sporcu ile katıldı ve içlerinden bir sporcumuz Türkiye ikincisi, bir diğeri ise Türkiye üçüncüsü oldu. Diğer iki sporcumuzun her ikisi de derece maçlarında elenmişlerdir. Derece yapan iki sporcumuz, Muay Thai Dünya Şampiyonası için yapılacak olan Milli Takım Seçmeleri'nde Sancaktepe Kulübü adına yarışmaya hak kazandı.
Sancaktepeli Karete-do'cu küçüklerden büyük başarı Antrenör Aydın Gürkan 3. (San-Dan)'ın eğitmenliğinde çalışan öğrenciler, yoğun ve özverili çalışmalarının karşılığını alıyor. Halkalı Osman Solakoğlu Kapalı Spor Salonu'nda yapılan iller arası Minik-Yıldız Karate-do Şampiyonasında bayanlarda Çağla Gürkan İstanbul 2.'si, İremnur Güngör İstanbul 3.'sü olurken; erkeklerde Furkan Camcı İstanbul 2.’si Ahmet Bayraktar İstanbul 3.'sü olarak madalya almaya hak kazandı.
SPOR
125
SPOR
Sancaktepe Belediyespor
futbolda iddialı!
Sancaktepeli futbolcular, Başkan Erdem’in ziyaretiyle moral depoladı. Hakan Şükür Stadyumu’unda futbolcuların idmanını izleyen Erdem; “2. lig şansımızı sonun kadar kovalayacağız." diyerek oyunculara güvendiğini söyledi. Ayrıca Sancaktepe Belediyespor’u takip eden ulusal basından spor muhabirlerinin sorularını yanıtladı. Sancaktepe Belediyespor Kulüp Başkanı Muhammed Ali Cankatar ise oyuncularına sonuna kadar güvendiğini vurguladı. “Her maçımıza 2. lige çıkma parolasıyla çıkıyoruz. Oyuncularımız elinden gelen mücadeleyi yapıyor. Ligde yeni olmamıza rağmen, takım olarak başarılı bir grafik çiziyoruz.” diyen Cankatar, iyi bir tempo yakaladıklarını
126
SANCAKTEPE
ifade etti. Sancaktepe Beldiyespor Teknik Direktörü Atilla Çebi, yoğun çalışma temposuna rağmen, Belediye Başkanı İsmail Erdem’in takıma gösterdiği ilginin kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Başkan Erdem’in desteğini her zaman yanlarında hissettiklerini dile getiren Çebi; “Belediye Başkanımız İsmail Erdem ile Kulüp Başkanımız Muhammed Ali Cankatar’ın moral, motivasyon desteğini yanımızda hissetmek, gücümüze güç katıyor. Bu güçle de sezon sonunda önemli başarılara imza atacağız. 2. lige yükselmeyi aklımıza koyduk. Bizim için uğraşan insanların fedakârlıklarını boşa çıkarmamaya çalışacağız.” şeklinde konuştu.
Belediye Başkan İsmail Erdem, Sancaktepe Beldiyespor’a moral ziyaretinde bulundu. Başkan Erdem, Hakan Şükür Stadyum’unda Teknik Direktör Atilla Çebi gözetiminde antrenmanlarını sürdüren futbolcuları yakından izledi.
Gelişimi takip edin...
Sancaktepe 3. Ligde Mücadeleye Devam Edecek
Sancaktepe Belediyespor, 3. lig play-off grubunda Ankara’da penaltılarla elendi. Normal süresi 1-1 biten maçta Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor, penaltılarla 8-7 üstünlük sağladı. Sancaktepe bu skorla önümüzdeki yılda 3. ligde mücadele edecek. 3. lig 3. grup takımı Sancaktepe Belediyespor, 2. lige terfi maçını kaybetti ve elendi. Ankara 19 Mayıs stadında oynanan maçta 25. dakikada Ömer Bayraktar ile 1-0 öne geçen takım, 90+4 dakikada yediği golle yıkıldı. Penaltı atışlarında son penaltıyı auta atan Doğancan Otman çok üzgündü. Diyarbakır Büyükşehir Belediye takımında Ali Can Çelik ile Caner Erdoğan etkili oldular. Alican Çelik 90+4’te attığı golle takımını finale taşıdı. Geçen sezon amatör kümeden 3. lige çıkan Sancaktepe Belediyespor takımının ilk sezonunda ligi 3. sırada bitirerek play-off grubuna kalması, spor otoritele-
rince büyük başarı olarak nitelendirildi. Sancaktepe Belediyespor kulüp başkanı M. Ali Cankatar, play-off'tan elenmelerinin üzücü olduğunu belirterek, iyi bir ekip olduklarını ancak futbolda her türlü sonucun olduğunu ifade etti. Takımın tecrübe kazandığını ve gelecek sezona daha iyi bir şekilde hazırlanacaklarını dile getiren Başkan Cankatar; "Takımı bu seviyeye kadar getirdikten sonra elenmek, bizim için üzücü oldu. Futbolda her türlü sonuçla karşılaşabiliyorsunuz. Ancak bu süreç, takım için bir tecrübe oldu. Play-off'larda futbol
şansının yanınızda olması gerekiyor. Playoff'ta şanslı olan takımın kazandığına inanıyorum. Çok iyi mücadele ettik. Uzatmada yediğimiz golle berabere bitirdik. Penaltılarda da iki kere avantaj bize geçmesine rağmen galip gelemedik. Bu nedenle çok üzgünüz.” dedi. İyi bir ekip olmayı başardıklarını belirten Cankatar; “Gelecek yıl yapacağımız önemli transferlerle sezona daha iyi hazırlanarak, çok daha iyi işlere imza atacağız. Önümüzdeki yılın bizim yılımız olacağına inanıyorum." dedi. SPOR
127
SPOR
Bileğine güvenen gelsin! Sancaktepe Belediyesi spor-kültür etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Sancaktepe Sol El Bilek Güreşi Turnuvası" 28 Şubat Pazar Günü, Samandıra Kültür Merkezi’nde yurdun birçok ilinden ve İstanbul’un çeşitli ilçelerinden gelen birçok milli ve amatör bilek güreşi sporcusunun katılımıyla gerçekleştirildi. Sancaktepe’de ilk yapılan turnuva, sol bileklerin kıran kırana mücadelesine sahne oldu. Sol Bilek Güreşi Turnuvası’na 7’den 70’e her yaştan sporcunun katıldığı görüldü.
128
SANCAKTEPE
Gelişimi takip edin...
Karşılaşmaları Türkiye’nin ünlü bilek güreşi hocalarından Mustafa Tavuskarlı, Nevzat İnan, Mehmet Kaya, Salih Günaçı, Zeynep Karabulut yönetti. Teknik komitede ise Cemal Güngör, Fikret Cingal, milli sporcu Nurettin Yüksel hazır bulundu. Sancaktepe Sol El Bilek Turnuvası açılış maçında, Sancaktepe Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Kamal ile Sancaktepe Gençlik ve Spor İl Müdürü Tamer Taşpınar karşılaştı. Sporcular Yıldız Kızlar, Yıldız Erkekler, Genç Kızlar, Genç Erkekler, Büyük Bayanlar, Büyük Erkekler, Bayan Masterler Erkek Masterler, Bedensel Engelli Bayanlar ve Bedensel Engelli Erkekler kategorilerinde mücadele etti. Turnuvaya Sancaktepe Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Kamal, İstanbul Spor İl Şube Müdürü Andan Kuzu, Sancaktepe Gençlik ve Spor İl Müdürü Tamer Taşpınar, belediye başkan yardımcıları, birim müdürle-
ri, dünya bilek şampiyonu milli güreşçiler, 100'e yakın sporcu ve çok sayıda vatandaş katıldı. Kilolarında ilk üçe giren yarışmacılara Başkan Yardımcısı Hasan Kamal ve Spor İl Şube Müdürü Adnan Kuzu tarafından kupa, madalya, katılım belgesi ile birlikte çeşitli hediyeler verildi. Sol kol ile yapılan yarışmalar öncesi sporcular, kilolarında tartıya çıktı. Eliminasyon usulü gerçekleştirilen karşılaşmalarda iki mağlubiyet alan sporcular, mağluplar grubunda yarışarak elendi. Yarışmada Uluslararası Bilek Federasyonu’nun kuralları uygulandı. Ayrıca dereceye girenler, Türkiye milli takım seçmelerine direkt katılmaya hakkı kazandı.
SPOR
129
vitamin deposu
Çilek
UZMANLAR, EN AZ BEŞ DEFA TAZE MEYVE VEYA SEBZE YENİLMESİNİ ÖNERİYOR AMA NE YAZIK Kİ İNSANLARIN ÇOĞU BUNLARIN YANINA BİLE YAKLAŞMIYOR! ÇİLEĞİ BESLENME LİSTENİZE EKLEDİĞİNİZDE, VÜCUDUNUZA OLAN YARARLARININ YANI SIRA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZİ DE GÜÇLENDİRİYOR.
Çilekler neden besleyicidir? Çilekler, C vitamini içeren besin zincirinde ilk sıralarda yer alıyor. Antioksidan ve bitkiözleri yüksektir. Kırmızılığı koyulaşan çileklerin antioksidan özelliğinin daha fazla olduğunu sanılıyor. Hücrelere zarar veren, kanser türlerine neden olan serbest radikallere karşı koruyucu... C vitamininin yanı sıra, mükemmel bir folik asit, manganez, potasyum, roflavin, B5 ile B6 vitamini, magnezyum, omega-3 yağ asiti, bakır ve K vitamini kaynağı...
Çilek her yerde kullanılabilir!
Çilekleri birçok şekilde tüketebilirsiniz. Tek kusurları çabuk bozulmaları.. Bu yüzden bir iki gün içinde tüketilmesi gerekiyor. Çilek zamanında bu nadiren sorun oluyor. Fakat yılın diğer zamanlarında tüketmek için derin dondurucunuza çilek koyabilirsiniz. Diğer meyvelerin tersine çilekler toplandıktan sonra daha fazla kızarmaya, olgunlaşmaya devam etmez. Bu nedenle koyu kırmızı, bol çekirdekli, tarlada yetiştirilmiş çilekleri tercih edin. Çoğu kişi orta boy çilekleri daha büyüklerinden daha lezzetli buluyor. Önceden paketlenen çilekleri alırken, çok sıkı bir şekilde ezilecek şekilde paketlenmediğine dikkat edin. Diğer tüm meyveler gibi çileği de yemeden veya saklamadan önce yıkayın. Çileklerinizi yuvarlak bir kaseye koyun, streç film ile üstünü kapatın ve buzolabınızda sadece bir kaç gün için saklayın.
130
DİSİPLİN BAŞLIĞI • Konu
132
sancaktepe ›› Ocak / Şubat / Mart