Mesnevi şerh, tahirul mevlevi 07 (5 096 6 350 nl beytler)

Page 1

M E V L A N A C E L A L U D D IN -I R U M İ

MESNEVİ Terccmc ve Şerheden T Â H İR -U L -M E V L E V İ

CİLT : 2 KİTAP: 2

ŞA M İL Y A Y IN E V İ . Klodfarer C a d . N o .8 Türbe

- IS T A N B U L T e l . : 28 40 51


Tâhir’ül Mevlevî (d. 13.09.1877 - ö. 20.06.1951) Şair, yazar, Mevlevî Dedesi, mutasavvıf, müderris, mesnevt-hân, gazeteci, ve edebiyat tarihçisi.

،»■ Osmanlının yetiştirdiği son dönemin en renkli kişiliklerinden birisi olup, Osmanlı ile Cumhuriyet nesilleri arasında adeta bir kültür köprüsü vazifesini görmüş âbide şahsiyetlerimizdendir.

]

٠ .

• Hz. Mevlânâ’nın Mesnevîsine merhûm Tâhirü'l-Mevlevî kadar güzel yaklaşan ve anlatan olmamıştır. • Ömrünü Hz.Mevlânâ’nın düstûrlarına bağlı kalarak yaşamış, Mesnevîye nüfûz etmiş bir âşıktır. • O, Mesnevî’yi bilen, yaşayandır. Onun elinde Mesnevî, Kur'ân ve sünnetin aynasıdır. Ona göre Mesnevî, Kur'ân’ın içi ve özüdür. • Mesnevî’nin güzelliklerine, inceliklerine bu şerh ile daha bir farkına varacak Mesnevî’yi tekrar tekrar okuyacaksınız. • Mesnevî’yi kanalından şaşmadan, şaşırtmadan Müslümâna sunan sağlam bir kaynaktır. Ehl-i Sünnet akîdesinde Mevlânâ’yı öğrenmek isteyenlerin okuyacağı bir Mesnevî’dir. • Tâhirü'l-Mevlevî’nin ömrü kifâyet etmediği eksik kısımları talebesi Şefik Can (d.1909- ö.2005) tamamlamıştır.


İÇİNDEKİLER

Sayfa

Bir doğan kuşunun viranede baykuşlara giriltar olması . . . . 337 3 Duvar üstünde bulunan susamı‫؛‬، bir kimsenin suya kerpiç atması . 396 13 ,Bir vâlınin bir kimseye : Diktiğin bu çalıyı yolun başından sök diye emir vermesi ............. ................................................. . . . 404 17 Hayırlı işlerin yorma bırakılmasındaki zararın b e y i m i .................... 414 22 Zünnûn-ı Mısri Rahmetullahi Aleyhi yoklamak için dostlarının g e lm e le r i haştahaueye ............................................................................. 446 3 cumın halleri gösterdi­ Şeyh Zünnûn’un deli olmadığını ve kasd٥ ١ ١ müridlerin anlaması ğini ......................................... 463 47 Ziinnvm Kııddîse Sirruhümır. hikâyesine avdet . .... ......................... 467 49 Lokmân’ın zekâsını efendisinin mitlhan e t m e s i ..................................47،١ 51 îmtihân edenlerin huzürırnrla Lokmân.ın faziletinin belli olması . 432 57 Pâdişâhın o has kölesine m‫؛‬ııyy،»t halkının hasedi hikâyesinin devamı ...................................................................... 496 65 -llüdhüdün luıktr ،،ûreiiııden ve ufak cüssesinde،) Süleyman Aiey kalbine a k s e tm e s i tn'z.imi E.lkis’in bisselâm’ın...................... 510 71 ٠în esfccha mâüküm. âyeti okunurken inkâra Eir felsefecinin kalkışması . .... ............................................................... . 526 79 Çobanın mt.macnatmı Mûs» Aleyhisselâm'ın inkâr etmesi, yânı, hoş görmemesi ............................................................................... 548 90 Hak Tealimin çoban için Mûsfı Aleyhısseiâına ilâh etmesi . . . . 559 95 O çobanı mn’zur görmesi hakkında Mûsâ Aleyhissclâma vahy gelmesi 569 100 Mûsâ Aleyhisselânnn Hak Teûlâ’dan zâlimlerin galebesi sırrını sorması ..................................................... ........................... ‫ ؟‬٠‫؛‬ 106 Uyurken ağzına yılan giren birini bir beyin in c itm e s i .................. 598 115 ­vefasına bir kimsenin itimad gösDir ayının yaltaklanması ile termesi ......... ................ 610 121 Kör bir dilencinin, bende iki ttirlü körlük var, bana merhamet ediniz demesi . .... ........................... ’ ........................................... 631 131 Ayı ile o abdal hikâyesinin t n m û m t .................................... . ٥35 133


.BİR DOfiAN k u ş u n u n VİRÂNEUE BAYKUŞLARA GİRİFTÂR OLMASI. 5096 ٠‫ د إﻧﺎل‬٠1 3١٠٠‫ زآ ن اا ﺷ ﺪ ك‬١‫ب‬ ٠‫را‬٠‫ ﻛﺮد‬.‫ و ر ى ﺗ ﺂ ﻧ ﻚ ﺷﺪ ك‬٢ ‫ز‬١‫ي‬ ٠ § ‫ة‬،‫اااا‬

nezdine avdet eden doğan kuşu, doğnııdır. Yolunu kaybetmiş olan ise kör bil- doğandır*. Eski padişahlar 'ava çıkarlarken kuş tutup getirsin diye bu işe alıştırılmış dogan, şâhin, atmaca gibi avcı kuşlardan birini bilekleri üstünde bulundururlar, kuşun tırnakları y ١ r ‫؛‬m،»s٠ ٠ ı diye ellerine de deriden yapilini‫ ؛‬eldiven giyerlermiş. ٧ç‫؛‬ıı١ bir I،I|Ş gürülünce pâdişâh bileğindeki kuşu fırlatır, ٥ da gider, ııçaıı kuşu yakalar, getirirmiş, Mükâfât olarak da .kendisine bir parça et verilirmiş: avcı kuşların şâir vakitlerde gözletini bağlarlar, ava saldıracakları Sira da güzlerindeki bağı çıkarırlarmış. Buradaki dogan ile dünyada insan avlayıj, taraf-1 İlâhîye götürmeye me'tnıır edilmiş olan zevâl-1 kirâm murâd ediliyor ki ( ‫ف‬ ‫و‬٠ ‫ ) راﺑﺮم‬Nazm-1 Celili muccbince unlar, Cenâ'b-1 Hakka 1'ic'at edeceklerdir. Nasıl ki dogan «la yakaladığı kuşu getirdikten sonra gider, pâdişâhın bileğine konarmış. 1'akat bu, mükemmel terbiye görmüş kuşların yapacağı bir İş. Acemi ve terbiyesiz olanlar ise yolunu şaşırır, kendisinden dalla yırtıcı bir kuşun pençesine, yâhud başka bir tehlikeye düşermiş. Cenâb-1 Pir, böylelerine kör dogan diyor.

Kendisi ı h t â c . t him m et bir dede, Nercle kcıldı g a yn ya /tinime، ede. beytinin ıııâsadakı oltlugu hâlde şeyhlik ve mürşidlik etmeye kalkışan ham ervahlar da bdyledir. Bunlar hem kendilerini, hem de dervişlerini tehlikeye düşürürler. Fakat kalb gözü açık ve baş gözü iyi gören zevâtırı da lihikmetin ve bikazâillah böyle tehlikeli bir hâle uğradıkları olur. İlazret-İ Mevlânâ burada İşte o hâli tasvir ediyor : 377


5102

‫ر ﺣﺘﻢ وﻣﻬﺒﺐ‬٠‫ﺟﻮ'ذ ﻛ ﺎ ن ﻛﻮى‬ ‫ب‬٠‫ ل‬/ ‫ د در داق‬٠ '.-‫ئ‬١ ‫اﻧﺪر‬ •Mahalle kopeklerinin hiddetli ve kvrkun‫ ؟‬saldtrmalarıyle garib tir kimsenin abasından tutmalar, gibi d g a ı.n başına üştüler*.

51.3 ‫از دو_دﺳﺤﻬﺪرﺧﻮردمﺀﺑﻐﺪ‬ ‫ﻣ ﺪ ﺟﺎن وران ﻓﺪا ﻛﺮدم ﻋﺒﺌﺪ‬ «Dogar. diyordu k i : BenimJe baykuşlar arasında ne münâsebet var? Silin yuvan,« zabtetmek şöyle dursun bçn böyle yflıierce virâneyi bay. kuşlara feda ederim..

5104

‫ﻳﺮوم‬٠ ‫ﺀا‬٠ ‫دد ا‬٠ . ‫ ن ﻧﺤﻮاﺛﻢ‬٠ ‫ﺑﺜﺮم‬٠‫ﺛﻊ‬٠ ١ ‫ ر‬. ‫ﻣﺮى ﺛﺎﺑﺬﻧﺎ‬ .Ben bu jad . duracak dcgilim. Gidecgim ve pâdişâhın ncıdine av. det edeceğin‫*؛‬. 5105

‫ﺧﻮﻳﺘﺶ ﻣ ﻜ ﺜ ﺒ ﺪ اى ﺟﻨﺪا ن ة ﻣﻦ‬ ‫ ر ى ؤﻟ ﻦ‬٠ ‫ ﻳﺮوم‬٠ ‫ م‬٠‫ ب‬٠‫د‬ «Ey baykuşlar; kendinizi öldürmeyiniz, yânî, ‫؛‬azla telâş etmeyiniz kl ben burada kalacak degilira, yurduma döneceğim*. 5106

‫ا ن ﺧﺮاب اًﺀاد در ﺟ ﺜ ﻢ ﺋﺎ ﻣ ﺖ‬ ‫ارا ﺳﺎﻋﺪﺛﻪ ‘از ﺟﺎﻣﻲ‬٠،‫ور‬ «Bu vîr&ne sizin görüşünüze gbre bir ma'mUredir. Bizim ise nazil nazil konduğumuz yer, pâdişâhın bileğidir.. 37٥


5112

‫ ﻏ ﻖ‬/ ‫ د د‬t ‫و‬M ٣‫ﺟﺬ‬٩‫ د ح‬.٠١٠ ‫"ﻛﺎ‬٠‫ﻋﺶ دارى اد‬

f

‫ﻣﺪﻧﻮس‬

"Kü‫ ؟‬iik bir kuş, nasıl pâ٠l‫؟؛‬ihın cins‫ ؛‬ölür? Azıcık nitlin varsa onu dinleme ". 5113 ‫ر‬٠‫ﺟﻨ ﻰﺛﺎ ﺷ ﺖ’وواﺟﺬىوذ‬ ‫ ﻭ‬: ‫ل ا ﺛ ﺪ ﻻﻟ ﻖ ﺗﻮزﺑﻨﻪ‬٢‫ت‬:‫ه‬

٠‫ل‬0 ‫ ا‬şâhın, ‫ ا( ااااة'ل‬vezirin cinsi midir? yakışır nıı?*

Bâdcnı hcJvasına sarmısak

5114 ‫ ى'ﺋﻮذدض وﻣﺎروان‬٠ ‫آب‬ ٠‫ ﻟ ﺖ ي ﻃﺎ ن ا ﺣ ﻨ ﻢ ﺟﻮ؛ى ﻣﺰ‬٠ .-Onun, pâdi‫؛؟‬ıb, jnaiyyctiylc birlikte beni aramaktadır demesi hiyie ve lıud'adır.. 5115 ‫ ﻣ ﺖ‬١‫ ن اور ﻛ ﻨ ﺪ از اﺑ ﺪ‬٠ ‫> & اﺀ‬/ ‫ت‬-‫ دﻷ‬٠‫در;و;د‬٠‫ر ﺀ ﺧ ﻼ ر ب‬ “iler kim bilini tasdik ederse budalalığından eder. Sıska bir kuş pâdişâha nasıl ١;'،.vık olur?»» 5116 ‫ﻛ ﺰ ن ﺑﻐﺪ ار ز د رﻣﺬز او‬ ‫ ﻛﻮ‬٠‫ ز ﺛ ﺎ‬١ ‫ ر ﺀ ى‬١! ١‫ا و ر‬ «Baykıışlaı in en bayağısı onun beynine vursa pâdişâhın ona nerden .vurdum olur?»

Biraz evvel Siivleulldij':، üz.ı.re hik‫'؛‬،yed٠ .٠ ki doğandan maksad: Enbiyâ \|٠e١1‫ا‬.١,'‫ ا‬misilli buyıık m anlardır. Baykuşlardan murâd da: Onlara 881


Yi٦nî : ‫ ا‬٨‫'ا‬٠ ٦ ‫ اا‬. cni ٠‫ا‬،١‫ ا‬,‫ اا‬lecâvUıUnden •nuhftfaza ‫ اﺀﺀﺀهﺀ‬.demişti. Hz Mcvlana da ymc Mosıı.vı'd (■ ،١٠٠٢ ٠B : ki‫؛‬-r Allah adamının kalbi incin meyine., Allah, hiçbir kavini riisvny etme ،.» ‫ﻵ‬،‫ﺟﺎ‬٠ ٦ ‫ا‬١da baykuşlara bıımı sOylüyor ve .‫؛‬. decekleri bir tecâvüzün ken 1İİ01İ İ)‫ ؟‬İ(١ büyük bil. 1'olâke'. olacağını anlatıyordu. 'Yine dogan han ın d an bcyânâ،a devâîn ediliyor : 512 .

‫؛ ﻣﻦ ﻋﻨﺎاﻧﺚ وﺑ ﺖ‬٠‫اﺳﺎر‬ ‫ ﺑ ﺖ‬٠‫ ﻧ ﻮ و ﻣﺜ ﻪ در‬٠£ :‫ﺑ ﻒ‬ *Pâdişâhın 1‫ ﻻ ﺀاة‬inâyctleri benim muhâfızımdır. Nereye gidecek .. olsam pâdişâh benim izimdedir, yânî, benimle beraberdir Cenâb-1 Hakki‫ ؟‬١٦Hârun Aleyhirnesselama : *Ben sizinle be- Musa râberim‫ ؛‬buyurmuş olduğu bira‫ ؛‬evvel sollenilm eli , 5121

‫ﻗﻴﻢ‬٠ ‫دل ﻃﻄﺎن ﺧﺈل ﻣﻦ‬

‫\ﻝ‬

‫ ةﻳﻢ‬٠‫ ن دل ﺳﻠﻄﺎن‬٠‫ن ﺧﻴﺎل‬ *Benim hayâlim, sııltanın kalbinde mukimdir. Benim hayâlim .1. nıaksızın pâdiş-hm kalbi sakim olur». Pâdişâhın kalbinde dogamn mukim olması bütün mahlûkata â‫؛‬d a'yân.ı sabitenin ilm.î İlâhîde bulunması demektir. 5122 ‫ در روش‬٠‫ ر ا د ا ا غ‬٠ ‫^ون‬ ‫;"وش‬ ٠ ٠‫دراوﺣﺪل ﺟﻮن‬.‫ رم‬٠‫ى‬ «Pâdişâh beni yürüyüş esnâstnda, yâni, ava giderken uçurunca gönül evcinde onun .îlûru gibi uçarım*.

5123 ‫ رم‬٧‫ و اً ﺑﺎ ل م‬٠‫ ﺑﻮ ا‬٠‫ر‬ ‫؛ى آﺻﺎل ﻟﺮدرم‬٠٠‫رد‬ «Ay ve GUn^ gibi uçarım ve gOklerift' perdelerini yırtanm*.

(2)

Sûre، Ma ،de: ،T.

385


İçinde kötülüğü bırakıp ‫؛‬y،l٠ Rf١çalışan insanlar, elbette m ecbûr olarak işleyen --"!‫؛‬nelerden cidaldirler. 5JL2G

‫ى ض ز ﻧ ﺪا ن اد رد‬١‫ر‬. ‫ﺛ ﻪ‬ ‫ ﺗ ﺮ ا آزاد ا د‬٤‫ﻣﺤﺪ ﻫﺰاران‬ “Pâdişâh benim İçin znrdanj ‫؛‬-،atırladı da orada baglj yüz binlerce mahbusu âzâd etti». Evet; Cenâb-ı Hak, bir insân-ı kâmilin ‫؛‬efâatiyle yüz binlerce) milyonlarca günahkârı afveder vc cehennemden âzâd eyler. Elfâzını şimdi toplayamadığım bir Hadis dııymtıştum ki msâli şöyle id i: Resûlullah Sallallahii Aleyhi Vesellem Efendimiz mi.rac -gecesi etti, gi münâcât sırasında «Yâ Rabbi senden beni dognran Amineyi, emziren Ilalînıeyi ve kızım Fâtımeyi istemiyorum. Ancak ve ancak ümmetimin av، ü gııfrâna nSll ©İmasını İstirhânı ediyorum» demiş. Taraf-I İlâhîden de: “Sen bir nebiy-yi şerifsin. Ben bir Rab-bı lâtifim, üm m etin ise bir halk.ı zaiftir. Halk.ı zaif) nebiy.yi şerif ile Rabb-1 lâtif arasında nasıl zâyî’ olur? Sen ümmetim dersin, ben de rahmetim derim, müjdesi verilmiştir. 5127 ‫ﻟ ﻤ ﻤﺈا ﺟ ﻔ ﺪ ﻫﺎﻧ ﻤﺎ ز ﻛ ﺮ د‬، ‫ﺋ ﻚ‬

‫اذ ﻧ ﻤ ﻦ ﺟﻔﺪﻫﺎ را از ﻛﺮد‬ “Bir ‫ اا ة‬beni baykuşlar arasmda bulundurdu. Benim nefesim ve sohbetimden baykuşları doğan derecesine çıkardı». Doğanın baykuşlar arasında bulundurulması, yânî, enbiyâ ve evliyâum halk arasına gönderilmesi on١ arı irşâd içindir. Nitekim Hazret-i Mev. lâııâ bir gazelinde der ki : «Ben, İş görmek ve halin irşâd etmek İçin Dünyâ habsinde kalmışım. Yoksa ben nerede, zindan nerede? Kimin malını çalmışım da dünyâda' mahbus olmuşum?» 5128

‫زﻣﻦ‬١‫اى ﺧﻨﻚ ﺟﻐﺪى^ درارو‬ ‫ ى راز ض‬٠‫ﻟﺐ م ر د از ﺑ ﻲ‬ “Ne mutlu 0 baykuşa ki ilenim uçuşumda hüsnü tâliinden benim sır. rıını anlayabilir». 25

385


5133

‫'وار‬.. ‫ه‬-‫ ن ال‬٠ ‫اﻻ'ا ﻣﺪﻵم ﻳﻢ‬٠ ‫ار‬.‫ ل ازم ىز'د ﺛ ﻪ از د‬٠٠‫ط‬ mtılk sahibiyim, yânî, bcdâvacı, §1111111 bunun sofrasına oturucu ‫ا‬1٠ ٠ ‫اااإل؛ ة‬. Pâdişâh JjJr taıaLuıı Jjenîın İ‫؛‬in (tabl-1 baz) çaldırır.. «Bell

TabJ.ı b â z : Av esııâsında şikâra saldırılan avcı kuşlan çağırmak İçin çalman ufak bir davulmuş ki onun sesini İşiten terbiye edilmiş avcı kuşlnr, ava çıkmış olan pâdişâhın nezdine dönerlermiş. 5133

‫ﺑ ﻞ ﺑﺎز ﻣﻦ 'دا ى ارﺟﻰ‬ ‫رى‬- ‫ ن رﻧﻢ‬٠ ٠‫ ا‬/ ‫ﺣﻖ‬ »Bellim tabl-1 bâzım: (İrciî) nidâsıdır. Miiddciye rağmen AlJah be‫اا‬،‫ اأ‬.١âb‫؛‬d‫؛‬mdir٠. Sâre-i Fecrdc buyurulmuştur k i:

‫ ﺋ ﺎ‬٦‫•؟‬ ‫ ز ﺟ ﻮا ﻻ ر؛ﻟﺜﺎ ل'اﺻﺒﺺ ﻫﻨ ﺨﺒ ﺔا‬١ ‫غ‬ ‫ﺗﺎ ذ ﻏ ﻘﺘ ﺔ ذ ي § ؛‬

‫ى‬

‫ ﺳﺘﻔﺌ ﺬ ه‬۵‫ا‬

‫ ذ ﺷ ﺰ ﺀﻟ ﻤ ﻰ‬£

٠

١'،١‫ إاا‬: «Ey ‫؛‬،Iiıiııaıı kesbetmi?, Hakkin l.âtî u keremine §ek kii §iib٠ ‫'ااا‬١ ٠ halııuımış oiaıı nefs, (yânî, ey insâıı-1 kâmil) Rabbin câııibine râz'î ٠٠ ' ıııerzıy oldııguıı Jıâldc, (yâni, sen onun ilisan ve in'âmına, 0 da senin ıı'itıl vt. ahvâline râzı olduğunuz hâlde) avdet et. aiakbul kullarım ara . ٠‫ااﺗﺎ ااااا‬٠ve cennetime dâhil ٠‫ا‬5‫ﺀ‬٠ insandaki nefs) birka ‫ ؟‬dereceye taksim edilmiştir. Birincisi: Nefs-İ cmtnArcdir ki sâhibine kötülük yapmayı emreder. İkincisi: Nefs-İ levvâ‫ اا|اااااا‬k، hem emir, hem de levmeder. üçüncüsii: Nefs-İ râzıyediı ki ٨‫ا‬1‫اا‬1‫ اﻻا‬hazâsına rızâ gösterir. Bir felâkete uğrayınca sabr ü tehammUl nliT t ’ı.zn' ve feza' İzhârına kalkışmaz. Hördiinciish: Nefs-İ merzıyye ‫ اااا‬k، Cd،âb٠ ı Hak ondan râzı olur. Beşincisi: Nefs‫؟‬i ntutmeinnedir ki ٠ ‫اﻫﺬﺀ اا‬.‫ ا‬Fccr : 27:30. 587


‫ﺀ‬.‫ا‬٠ ‫ا‬،‫ﺀ‬٠ ‫ ا‬vardır. KczA İ'üzjîâr VI' (te ayi'1 ayı.1 birer unsurdur, aralarında liıısiyyet yoktur. Şar:ıb ،!٠ > ili .11، t.'ibiiüi de bir cinsten değildir. Fakat l،‫؛‬ıv;، olmayınca ^tc ‫ ؟‬-yunmaz, ،11: .'111 şarab içmeyince sarhoş olmaz. Cins il ti l)ii';:'‫؛‬a olan bu maddeler arasında ma'r.evî bir münâsebet olduğu gibi ٨11:‫ا‬1‫ ا‬ile kul arasında da zât itibârıyic İliç mi İliç bir münâsebet mevcud ılı'ik lir. Lâkin Hakkin sıiâtına insanin mazhariyyetl dolayısıyle yine bir ı،ı::|-‫؛‬،'t bulunmaktadır .

5137 ‫ا‬٠‫ﺑﺌﺎﺀ‬٣‫ ﺗ ﺠﺬ‬٠ ٠ ‫ﺟﻌﻰ اﺟﻮن'ي‬ ‫ر ﻣﺎى او ﻓﺂ‬.‫ﻣﺎى ﻣﺎ ﺑﺸﺪ ﺛﻢ‬ «.!izim cinsimiz, şahımızın cinsi gibi değildir. Onun ‫؟؛‬in bizim blzllfilini'.., ٠ ١ â»î varlığımız, onun bizliğinde, yân‫؛‬, varlığında fânî olmuştur», ١ ٠ .٠ ٠Iiı.'ıbv ü müstehlek olmuşuz, ancak 0 bâkî kalmıştır.

5138 ‫ا اوﻣﺎد ﻧﺮد‬٠‫ ﻣﺎى‬٩‫ﺟﻮن ﻓﺎ ئ‬

‫ و ﻛﻠ ﺪ م ﺟﻮ ود‬١‫ا ش؛ى اﺳﺐ‬ ‫|اا‬/! ‫ »ااا‬blzllgimlz fânî olunca 0, tek kalmıştır. Ben, onun atının ayağı ııhınılıık'ı ،!٠ '/. gibiyim».

513 .

‫خ'ﻟﺊ ذ د ﺟﺎزو أﺋﺎ؛اا ى او‬ ‫و‬١‫ن رﺧﺎ ﻛ ﺘ ﻰ ﻧﺜﺎن ا ى‬ ٠‫ اااا'ﺀ‬toprak oldu. Onun nişanlan toprak üstünde Ilakliin kademi .«rl ،،lıırıık kailli '..'. -I bıkkın kademinden nııırâd : Onun irâdesi ve kudretidir ki canin top ilik ،ılınası, ،1 kudretin toprak ،istünde kalan izidir, 389


5141

‫ب(_ت ﺟﻔﺖ‬٠‫"اب ردر ﺑ ﺬ م ؛‬ ‫ﻣﺬت‬٠‫ور دل در ا ر ة ز ل‬ «f ‫؛؛‬iz nûrıınun kuvveti bir yağ tabakasıyla 5‫ ؛‬îttir. Gönül nûru, bir ‫ا‬1‫ااااا‬1،‫ ا‬kanda gizlidir».

5145 ‫ﺷﺎد ى اﻧﺪر ﻛ ﺮ د ﺀ و ﻧﻢ در ز ﻛ ﺮ‬ ‫ ى درون ﻣ ﺮ ﻛ ﺮ‬٠‫ﻋﻘﻞ ﺣﻮ'ذ ث‬ ■ Meserret akciğerde, gam karaciğerdedir.

Akil da baştaki beynin

،‫ا‬٠،‫ااا‬،‫ا‬٠‫ااااا‬,‫ أ‬gibidir».

5146

‫ د ﻛ ﻨ ﺖ وﺣﻮ'ت‬٠' ‫ا ن داﻗﻬﺎ‬ ‫ل ﻧﺮن‬

‫ﻋﻘﻠﻬﺎ دز داﻟﺶ‬

‫اا‬٠ ‫ “ا‬k u llu kla r keyflyetsiz 1‫ﻖ‬ ‫ﺠ‬ ‫ﺟ‬ ‫ ذ‬m id ir?Evet öyledir. A k lila r 0 teal. i l i l i n nasıl olduğunu bilmekten âcizdir» .

YAnl; gözde nûrun bir yag tabakasına, kalbdeki nUrun bir damia ٠ <،٠ ٠ ٠ »,. gam ve sürürün ciğerlere, aklin da kafatasına tealluk etmesindeki keyfiyet ve hikmeti aklilar İdrâk edemez. Bunlar biribirinin cinsi degil‫ا‬1‫ اا‬fiyle iken aralarında ma’nevi bir münâsebet vardır. Bunun gibi her .-،III ‫ا‬1‫ أ‬r .h -1 külliden feyzalır.

5147

‫ب'ﺗ ﻜ ﻼﺑ ﻦ ﺟ ﺰ 'آ ﺑ ﺒ ﻜ ﺮ د‬ ‫ﺟ ﺎًﻻودر ىﺀﺗﺪدرﺟﺘ ﺼﻜﺮد‬ «gfılı.j küllî, cân.ı cüz'îyc temâs etti, ‫ااااا‬٠cebine koydu».

o

can, rûlı-1 külliden bir bici

391


‫ن د\<رى‬١٠‫ان زاد ج‬٠‫ذس ج‬ ‫ن ﺣﺌﺮ را وا 'ﺗﺎد ﻣﺤﺸﺮى‬٠‫ا‬ «o vakit bu cihan, başka bir âlem doğuryr ve bu mahlükata bir mahşer gösterir». 5152 ‫ ( ﺑﺜﻤﺮم‬f . f

‫ئ‬٠‫اب‬.‫ى ذ‬

‫ ر م‬٠‫ﻣﻦز ﺛ ﺮ حا ﻧ ﻘ ﺘ ﺎ ﻣ ﺘ ﺔ‬ ٨ ."

kadar sayıp döksem yine bu kjyâmetin şerhinden âciz

b a h rim „.

Elılullah indinde kıyâmet üç türlüdür. E ir i: Her canlı mahlûkun ül٠ l،ıklen sonra ba's ü haçr olmasıdır. D iğeri: «ölmeden evvel ü .iin ü z ». Nebinizin Srzularma tâbi’ olmamak sûretiyle onu öldürünüz. Emri mûrehtnoe ölmeden evvelki ma’nevi ölümdür.

Y âni: «Küfr ile, yâhud cehl ile, dalâletle ölü iken onu îmân ile, yâ. ImhI ilm ile, yâhud hidâyetle dirittiğimiz ve kendisine hak ve bâtılı tem­ yiz ..docck bir nur verdiğimiz kimse ki o nur ile insanlar arasında doğru yol» gider. Böyle bir kimse karanlıklar içinde bulunup da oradan çıka. ııınynn bir şahs ile müsavi olur mu?°» Tefsirlerde yazıldığına göre bu Ayet, Resûlullah Efendimizin amcası İlanıza bin Abdülmuttalib ile Ebû Cehl hâkkmdâ nazil olmuştur. Bi’set.i Muluımmediyyenin altıncı senesi içinde idi ki Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz, Mekke’nin (Safa) denilen mevkiinde yalnızca bulunuyordu. Kbû Cebi habisi oradan geçti. Resûl-i ekrem’i yalnız görünce — tabîatin(1.41 luıbâset icâbı— o peygamber-i ekbere kötü sözler söyledi. Sallal-

٠»٠

Stırcl Kıı'nm :

122. M?■


r. ‫ا‬:»‫ا‬

‫ ن زد‬:١ ‫ون ﻛﻨﺶ ﺗﺘﺪﺑﺮ إى ا'و‬٢

‫حورﻛﻚ ﻟﺒﻴﻜﺶ ﻣﺄ;ب ﻣ ﺰ رد‬ «Bîr insanin yâ Kabili demesine karşı Allah’ın lebbcyki vâsıl olurken bir killise nasıl olıır da 0 hltabda kusûr ve sükût edebilir?» 51 ‫ة ة‬

‫ﺛﺎذي‬

‫'ﺑ ﻰ‬

١‫ ﺗﺮ‬٠‫ ك‬،<‫هﺀت ﻟﺐ‬

‫ ب‬٠‫ اى ﺑﻮأﺑﻰ ﺟﺊ‬I ‫ﺑ ﻚ ر‬ «Ey sâlikj 0, öj’le bîr Icbbcyktir ki işitemczsitı, lâkiıı başından aya £„>‫؛‬، l‫؛‬.«adar bütün nievcûdiyyelinle onun nıa’ncvİ zevkini duyarsın -Bir A'râbî: Resûl-İ ekrem Sallallahü Aleyhi Veselleme : «Yâ Eesûlal «.l.'ib; Allah bana yakınsa ona gizlice, uzakta ise yüksek sesle duâ edeyim Diye sorması üzerine şu Âyet-i Kerime nâzil oldu :

‫ ﺑ ﻰ‬١‫ ذ ﻟ ﺜ ﻚ‬١‫اد(ت‬٠‫ؤ‬

'‫رﺑﻴﺬﺑﺒ ﺐ' ﻳﻴﺘﻘﺎﻟ ﺨﺎذ?غ‬ ‫اةﺀ‬5;‫ﻳ ﺘ ﻲ؛ل ;ؤو؛ زاﺋﺌﺸﺘﻴﺶ‬ «Ilabibim; kıdlanm sana benden sorunca liabcr ver ki ben hakikaten .،،-inlilerine yakınıın. Bana duâ edince duâcının duâsına İcâhct etlerim, o b،Id،ı benden İcâbet talebinde bulunsunlar ve bana İmân etsinler, icâ٠ betimden enlin !,ulunsunlar, âîe'muldür ki Iiidâyet ,yolunu billurlar‫»؟‬. Kezâ ( ٢‫« ) ﻓﺎذاوو اذ ر‬Belli zikredin ki ben de sizi zikredeyim». Ve ( ‫ﻛﻔﺮون‬- ‫ﻟﻰ و ﻻ‬.‫روا‬٢‫ ذ‬١ ‫«) و‬Bana şükredin, küfrân-1 nl.mettc bulunmayın.» ٨yet-i Kerimesi de vardır. {‫؛‬,:te şu Âyetlerle Cenâb-1 Hak, duâ edene İcâbet buyuracağım ve zât-‫ ؛‬akdesini zikreden kulunu zikredeceğini bildiriyor. Hadîs-İ Şeritte (!٠ ٠: «K ul: Yâ Kabili deyince Allahü Teâlâ (la : Lebbeyk, iste, sana verilir buyurur» denilmiştir. Bundan dolayı Hazret-i Mevlânâ ‫ ذ‬Yâ Rabbi demesine ksrşı lebbeyk ،٠ ev٥bı gelecek olduğunu bilen bir kimse, onu demekte nasıl kusûr eder?

<Sûr ,7.‫ ؛‬..')kara : JBC.


r٠ır٠ 8

‫ ﻟ ﻰ درآب‬:٠ ‫'ا ﻛﻬﺎن أداﺧ ﺖ او‬ ‫ا ذةﺛﺂﺑﺂ ﻣﺪ ﺀﺛ ﺸ ﻮﻧ ﺨﺎأ ب‬ ..» irdcnbirc suya bir kerpiç p‫؛‬ır‫ ؟‬at،،. Kerpiçin düşmesi ile suyun as٠ ٠٠٠*٠٠i «٠،‫؛‬٠ bir lıirâb gibi geldi». 5159

‫ﺟﻮن ﺧﻄﺎب ار ﺛ ﺮ ن وﻟﺬ ن‬ ‫ ﻧﺎﺀﺛﺂﺷﺠﻮن'ﻳﺬ‬٦‫ﻣﺘ ﻤ ﺮد‬ - S u yu n sesi, ‫ل‬٠ ‫؛ة‬٠ ‫ اذإ‬1،‫ ؛‬٤ ‫ أد?ة‬٠٥ıı üzüm gibi tatlj ve lezzetli idi. o su sesi ‫؛;ا‬1)‫ إ‬،،،estetti ».

٠ ‫اا‬١‫اا‬

5160

‫ ا ب' ن ﺳﺘﺤﻦ‬،‫از ﺻﻐﺎى اﻛﺚ‬ ٠‫ آ ئ ﺧﺸﺘﺼﺔز‬١‫ ﻧﺪ‬١‫ﻛﺸﺖ ﺧﺸﺖ‬ :١

‫ﺀ‬،٠ ‫ ا‬susuzluk I،،ih:،et‫؛‬ui çeken, su sesini. verdîâî saladan, duvardan ،٠ ٠ .٠,٠ ،٠ .٠koparıp atmaya başladt».

5161

‫ى ى "را‬٠‫زد ا ﻛ ﺚئ‬١‫اب ى‬ ‫ ا‬/ ‫زن زدن ﺧﺬق‬

‫ﺑ ﻪ‬

٠‫ﻏﺘﺪ‬

"Sil ona : »ey; bana böyle kerpiç atmaktan sana ne fayda var? diye »٠ ٠ .., 5162

‫'ﺑﺖ‬٠‫ ا دو ﻓﺎإد‬/ ‫ ا‬٦ ‫ﺑﺜﻨﻪ ﻛﻔ ﺖ‬ ‫ز ن ﻣﻨﻌﺖ ﻧﺎرم رح دﻟ ﺖ‬١‫ ن‬٠ ٠8uso،nış adam cevab verdi k i : £y su; bu at،§ta٥ benim İçin iki vnrdır. Onun İÇİ، ، !، ، ، san’atten. yânî, kerpi‫ ؟‬atmaktan vazgeçmem ».

fıtyd ıı

397


‫ﺀ‬ ‫ب‬ .٠ ‫ا‬11.'‫ﻻاﻻﺗﺎاأ‬

Aleyhi Veseloın !.:fendimiz: «Ken, Yemen ،arifindim gc !‫ا‬.,‫ ا‬nefes-، ralımânı duynyotum. buyurmuş. bununla Yemen'de bulunan (،‫ ؛‬veys،‫؛‬ll،»ıc«!) radiyalkilm aube ‫'ا‬.:‫ ا ه'اا'؛‬etmiştir.

58) !‫م‬ ‫ أ أ ﺑﻮد‬/ ‫ و ﺑﻮى اﺣﻤﺪ‬٢ ‫ا‬

‫ى درﺛﻔﺎﻋﺖ‬٠1‫ﻛﺎن م‬

V

«Yâbud yine o ses, şefâat husûsunda Ahıncd-İ mürseJin âsîye vâs.I olan râyılıası gibîdir».

5163

. ‫؛ ﺟﻮﺑﻮىﺋﻮﺋﺒﺨﻮﺑﻮ)ط;ﺛﻤﺖ‬ ‫ ل‬٠ ‫ﻧﺢ‬

‫ ر ﺟ ﻦ اﺀذوب‬٠‫ﻣ ﻴ ﺰ د‬

«Yııbud yî»c o ses, zayıflamış Ya'kub'un rûbuna gelen güzel ve lâtîf ١‫ا‬٠١1،1'‫ا‬،‫ أ‬kokusu gibidir».

5170

‫ ﻣﺎ ﺧﺪﻧ ﺰ ز ن‬٠‫ دآإرك‬.‫ﻓﺎد‬ ‫ ﺑﻢ ﺳﻮى ﻣﺎﺀ ﻣﻴﻦ‬٦ ‫ﺑ ﺮ ﻛ ﻢ‬ "‫اا‬،‫ااأ‬٠ '‫ آا'اا ا‬faydası da şudur k i: Kopardığını iler kerpi‫ ؟‬ile davar ‫اااا‬.‫اااأ‬١‫ا>ا‬-, ben de o ııîsbctte akar suya yaklaşıyorum ».

5171

‫ﻛ ﺰ ﻛ ﻰ ﺧﺜ ﺖ دﺑﻮار ﻧ ﺪ‬ ‫ ﻳ ﻦ اى ﺀوﺛﻤﻨﺪ‬٠‫ دد‬f ‫ﻳ ﺖ ﻭ‬ ٠٠‫ ا‬:.V ‫ اااﺀااأو‬kimse, y tiksek b ‫؛‬r duvardaki kerpiçlerin azalmasından IİIIVIU .،،bbeslz alçalır *. 399


‫ ا؛‬17‫ا‬٠ ‫ﻳﺮ ر دﻳﻮار ﻣﺎا ه ﺗﺪﻧﻪ “ر‬ ‫ ﺧ ﻨ ﺬ و ﻣ ﺪ و‬٠‫ش‬

‫رﻳﺮ‬- ‫ﻧﻮد‬

«Duvar üstiinde iler kim dalla ziyade sıısamışsa duvarın taşını ve kerpiçini o daha ‫؟‬abuk koparır». 5177

‫ب‬٦ .‫اﻛﺚ‬. ‫ ز ﻳﻮد ر‬٠‫ث‬١‫ ﺀ‬£</> ‫وﻛﺎوخ زﺑﺖ ﻝ ﻟ ﻮ از ﺟﺎب‬١ «Suyun sesine her kim daha ziyâde âşık ise ona hicah ve mâni’ olan varlık duvarından daha büyük parçalar koparır». 5178

‫ اﻛ ﻒ اب ﻳﺮى ا ﻋﻨﻖ‬٠‫او ز‬ ‫ اًﻟﻖ‬٠‫اﻛﺚ‬. ‫ ﺟﺰ‬4‫ﻧﺜﻨﻮد ﻛﺎ ذ‬ «O kimse suyun sesinden boynuna !،adar mest olur. Suyun çıkardığı sesten başka bir şey işitmez...

51.79 ‫ ي اوا;اﻣﺨﻮﺗﺶ‬:‫اى ﺧ ﻚ آ 'ر‬

‫ﻣﻐﺘﻢ دا ر ﻛﻨ ﺮا و د وام ﺧﻮ ش‬ «Ne mutlu o kimseye ki günlerini ganimet ililir de borcunu edâ eder». Ferâiz-İ llShiyyeden her birinin ١’akt ü zamâmyle ifâsı kullar İçin birer borçtur. Binâenaleyh vaktini fu ısat ve ganimet bilip de o borcu vaktinde eda eden bir miislüman: ne mutlu, ne bahtiyâr bir kuldur. Meselâ sabalı ezânı okunurken uyanmış b‫؛؛‬.r kimse kalkıp abdest alır ve namazını kılarsa borcunu ödemiş ohır. U:,'.‫؛‬umu alamadım, yâhııd kalkacak lıâlim yok. Sonra kazâ ederim diyen kımsG: hem borçlu kalır, hem de ( ‫ و ؤ و د‬- ‫ اا‬٠‫ ) ﻣﻠﻼ‬Yân ‫« ؛ ؛‬Bir şey’i sonra yaparım diyenler lı.lâk oldular» tehdidine dâhil olur. F :'26

.101


8185 ‫ و د د ووزان و ﺳ ﺖ‬.‫ﺧﺎﺗﺊ دوو‬ ‫ﻃﻮش ر—ت‬٠‫ ;ات‬.‫ ; از ﻧﻮر‬S ‫ﺍ‬ ... ihtiyar cescd, çorak toprak gibi gevşe1،‫ ؛‬olur YC dökülür. Çorak bil tarladan İliç b ‫؛‬r vakit boş bir nebat yetişmez ». 5186

‫آب زور و آ ب شﺀرت ﻣﻨﻘ ﺦ‬ ‫ش وﺀ را ن ا ﺳﻴﻊ‬٠‫او ز ﺣﻮ‬ . ‫ا‬1‫ااا‬٠ ١ ' ‫’ااا‬٠ 1‫ ا؛‬-kuvvet ve şehvet suyu kesilir. Kendisinden ve başkala faydalanamaz .......... ». 5187

.‫روان ﺑﻮ ن اﻟ ﺪ م ؤ رآ ﻣ ﺪ‬٠‫ا‬ ٠‫ ﻣﺎرى ﺛ ﺪ‬٠‫ﻣﺪ‬٦ ‫ﺟﺜﻢ را م‬ - ‫ا‬، ٠ ‫ااؤا‬،‫ اآ‬paldum gibi aşağı düşmüş, gözleri rutübctlenmiş ve karar,

.......

5188

‫از ﺗ ﺜ ﺦ رو ﺟﻮ ﺑﺜ ﺖ ر ﻣﺎ ر‬ ‫رﻓﺘﻪ ﻧﻄﻖ وط؛ و ددأﻣﺈذﻛﺎر‬ - ihtiyarlıktan yüzü keler sirk gibi buruşmuş, dişleri döküldüğü ‫اا؛؟ذ‬ .. MI،/, «bylcmcsi değişmiş ve bir şey’in tadını alması kalmamış 518Ö

‫ دراز‬٠‫ﻻﺛﻪ ﻟ ﻜ ﺖ ور‬

4

‫ووز‬

‫ ( < وران ﻫﻤﻞ رﻓﺘﻪ زا ز‬/ «Gün gecikmiş, l ،'،‫؛‬,e hâline gelen cosed topal, yol ise uzun ve uznk fi",gâh lıarı١b olnıuş, İşin de düzeni bozulmuş«. 411:1


‫!ا‬ ‫ا‬ ‫ا‬

‫رﺋﺪى ذﺧﺎر‬٠‫ﺣﺎق ﺑﺎ‬- ‫اى‬٠‫ ا‬٠‫ب‬ ‫ ى زار زار‬- . ‫ﻓﺎن‬,‫ ى درو‬١‫ي‬ «Ilalkııı elbisesi, ‫؟‬alının (likenlerinden yırtılıyor, fııkarân.n ayaklar, ondan yaralanıyordu».

yalınayak gezen

5195

‫ ﻛ ﻦ‬٠‫ ن‬I ‫ دو ﻛ ﺖ‬۶ ‫ﺟﻮن ﺑ ﺪ ﺣﺎ‬ ‫ ن‬٠ ‫ﻛ ﻔ ﺖ اًرى ر ﻟ ﻢ روذ ش‬ «vali ve lıâk‫؛‬.،w ona: Bunu sOk diye ciddi emir verince eve،, eve iir giin sükerim dedi-1». 5196

‫ داد‬. ‫ﻣﺪ'ى ﻓﺮدا و ﻓﺮدا وﻋﺪ‬ ‫اذ‬٠‫أ ر‬٠‫ﺛ ﺪ درﺧﺖ ﺧﺎر او ﺛ ﻚ‬ «Ilir jniidde، yarin, Obürgiin sOkerim diye va'dde bulnndn. Fakat ilil millide، esnâsında onun diken ağacı sağlam kökleş،‫»؛‬. 5197

‫ ﻛ ﺰ‬٠‫ ى وﺀد‬١ / i

‫ﻛ ﻔ ﺖ روزى‬

‫ﻏﺰ‬٠ ‫ ا وإ س‬٠ ‫ در ﻛﺎر‬٦‫ﺑﺶ‬٠ «Bir gün lıâkim ona dedi k i : Ey ‫؛‬gri va’deli, yânî, sözünü tu.nınyıın: ileri gel, işimize, yânî, şıı ağacı sökmeye ikdam et, geri ka‫؟‬ma٠. 5198

‫ﻝ ا ﻻم ا ﺗﻢ ﺑ ﻂ‬ ‫ﻻ'ﺀاﻃﻞ د ﻧ ﺂ‬

‫ ل‬٠ ‫ﺀل‬

‫ﻛﻔ ﺖ‬

Çalıyı diken : .Aıııca; önümüzde hayli gün var. Onların Ijirinılo 8Ö kerim, dedi. Hâkim d e : Çaktık, l)‫؛‬ze olan kortunu geciktirme». Diyerek İlâve etti k i : 10.٣٠


başka kimse bilmez. Yarın, bbiir gün derken ecel geliverir, ölümün pen­ çesi adamın boğazına sarılır. Tcvlıe ve isligfâra vakit bulamadan gitmek ihtimâli vardır. Bundan başka bir fidan dikildiği yerde durdukça kök salıverdiği ve kuvvetlendiği gibi fanâ i’tiyadlar da insanda durdukça ve terkcdilmedikçe şiddetlenir. Günden güne sahibine ve başkalarına olan zararı artar. Sahibi ihtiyarladıkça kendisindeki kötü i’tiyad kuvvetleşir ve gençleşir. 5201 ci‫—■؛‬jr y O..Î

dr -. 1; 1..

<>-٠ ‫ ’ ؛‬j-> i <Sj % ،p ،j‫ ؛‬j 1،‫؛‬. «Diken ağacı yerinde durdukça kuvvet peydâ eder ve boy atar. Onu çıkaracak olan ise ihtiyarlar ve kuvvetten düşer».

5202 ‫ ز و ر‬...‫ ن ر روز و ص د م‬.‫ﺗ ﺮ‬ ‫ﺧﺎرﻛﻦ ص ووز زار و ﺧ ﺜ ﻚ ز‬ «Dilen ağacı her giin ve her ân yeşil ve tâze durur. Onu çıkaracak ise iler gün inler vc gittikçe kurur». 5203

: ‫ ﺀ ﺿﻌﺎ د‬. ‫ﻧﺬاﻧ ﺺ‬.‫ﻇﺮ‬ ‫ارﺀأ در ا ى ﺧﺎ رآ ﺧ ﺮ زد ت‬ «Kötü huylarından her birîııi bir ‫ ؟‬ali farzet ki onun dikenleri ka‫؟‬ kerre senin ayağına battı». 5204

‫ ﺛ ﺪ ى‬٠‫ د ﺧﺖ‬٠‫ﻵرﻫﺎ از ﺧﻮى ﺧﻮ‬ ‫ﺣﺲ ﺗﺪارى ﺳﺦ ت ﻟﻰ ﺣﺲ آ ﻣ ﺪ ى‬ «Kaç kerre kendi tabintinden hastalandın. Fakat Itls sâhibi olm adan İçin ٠ hastalığın sebebini farkctmlyorsun, ‫؟‬ok İİİSSİZ liir adamsın»4.7


Kötü huylarda« kurtulmak V.' onları iyi ahlâka tebdil etmek İ‫؟‬in Hazret-i Mevlânâ, evvela teberi «İ1J. Ali gibi Hayber kal'asınm kapısını koparmayı, sâniyen bil. y‫؛'؛‬re, y‫'؛‬،ui, ıııa'nevi hekim olan mürşid-i kâmile vâsıl olmayı tavsiye ediyor. Hayber’in kapısını koparmak, riyâzet ve mücâhedö ile ne‫؛‬s-i emmârepin ârzû ve emirlerine muhalefet etmek demektir, öyle yapıldığı takdirde tablatteki kötü huylar yerinden koparılıp çıkarılır. Hayber, Medine’ye epeyce mesâfede .kâin bir kasaba idi ki yahudilerle mesliûn bulunuyordu. Etrâfma bir hisar ‫ ؟‬evrilerek o z'amâna göre muhâfaza altma alınmıştı. Aleyhissalât Efendimiz, Hicretin yedinci senesinde orasını muhâsaraya aidi. Hazret-i Ali hisarın kapısını koparıp çıkardı. Kapı açılınca hisarın fethi müyesser oldu. Ey sâlik: sen de vücûdundaki ahlâk-1 ssyyieyi mücâhedât ile koparıp atacak olursan, sana da ma’nevi bir fetih hâsıl olur. Fakat kendi kendine yapılan bu mücâhedenin de 0 kadar faydası yoktur. Böyle bir hareket, kendi kendine hekimliğe kalkışıp ilâ‫ ؟‬almaya benzer. Binâenaleyh ٠ bir mürşJd-i kâmile miirâcaat ve onun ma’nevi tedavisine dehâlet lâzımdır ki senin nârını nûra tebdil etsin ve ahlâk-1 seyyieni tedâvi eylesin.

5210 ‫ﻣﺆﻣﻨ ﺴ ﺖ‬

‫ﺗﻮ ﻣﺜﺎل دوزﻧﻔﻰ او‬

‫ ن د ﻛ ﻨ ﺖ‬٠‫ﺗ ﺆ‬

‫ ﺗﺜﻰ‬٦ ‫ﻛ ﺪ ن‬

. Sen cehennem ^bisin, nıür .‫؛‬-id de nıii’miıı misâlidir. Ateşi siindiir mek nıü’mîn İçin "

5211

/

‫ زود‬٠‫ ى ﺛ ﺎ‬١‫دش ﻛﺬ ر زﻣﻦ‬ ‫ارم را رود‬٠‫ﻫﺎن & رر ت ر ز‬

«Cehennem, mü.nıüie diyecektir k i: Ey şâil.ı din; ‫؟‬abuk ge‫ ؟‬, git ki senin ııûrun benim nârımı söndürüyor». Çünki ‫ ؛‬nûr, daimâ nâre galebe eder. Hattâ dikkat edilmişse görülmüştür ki güneşe karşı konulan ateş söner, kömür de yanmaz. Bu meâlde olmak ü zere: «Kıyfimet giinüııdc Cclıcnncm: Yâ mü’min geç !،‫ ؛‬senin nûrun, benlin nârmıı söndürüyor diyecektir» Hadisi rivâyet edilmektedir. 40٥


5215

«Senin nefsin ٥ mii’min•‫ ؟‬millisinden çok kaçar. Çünki sen ateş tabîatlisin, o ise ırmak suyu gibidir». 5216 ‫ ﻳﺜ ﻮد‬٠ ‫ ز ا ن‬/ ‫ ن‬١‫ز اً ﺑ ﺎً ش ز‬ ‫ﻛﺎﺗﺜﺶ از اب وران ﻣﻴﺌ ﻮد‬ *Ateşin barâreti sudan söndüğü İçin ateş sudan kaçıcıdır». 5217 ‫ ذ آ ﺗ ﺌ ﺖ‬١‫ﺗﻮ‬ ‫ﺀور ﺧ ﻮ ﺛ ﺖ‬٠‫او‬

‫ﻓﻮ‬

‫ﺣﺲ ﺗﻮ و‬

‫دﻓ ﻮ‬

‫ﺣ ﻰ ﺛﻴ ﺢ‬

«Senin hissin ٢٠ fikrin ateştendir. Şeyh-i kâmilin hissi ve fikri ise lâtif nurdandır». 5218 ،p "١٠>. s ? ٠>١

.r.1

..^٠ ١ ■j j* ı j ...٣٠٢3١ «Onun nuru suyu ateşe damlayınca ateşten «çek çek» sesi gelir». Hazret-i Mevlânâ .çek çek» kelimesiyle su damlayan ateşin sönerken çıkardığı sesi anlatıyor.

521. ‫ ﺷﺼﻜﻮدرد‬٠‫ ﻟ ﺮ د ﺟ ﻜ ﺠ ﻜ ﻮ ﻟﻮ‬٠‫ح‬ ‫'ذس"و ﺳﺮد‬ ’ ‫ ن دوزخ‬٠‫ ﺛ ﻮد ا‬١‫ت‬ «Ateş «çek çek» diyince, sen de ona «derd ve öliim olsun» de ki senin bu cehennem gilıi olan nefsin soğusun». (Merk ü derd) ta.biri, inkisai. makamında ve bizim *karin ağrısı» dediğimiz makamda kullanılır. 411


.5225

‫خ درﺧﺖ ﻟﻤﻦ ﻓﺂل‬.. ‫ﻛﺮم در‬ ‫ﻫﺎد‬.' ‫ادش ﻳﻨﻜﻨﺪ و در ا ش‬٠ «c ‫؛‬s‫؛‬m ağacının köküne kurt musallat oldu. Onu çıkarıp ateşe atmak, riyâzet ve mücülıede ile öldürmek lâzımdır».

5226

‫ىراﻣﻸو ﻛ ﺎ ﺀ ﻧ ﺪ‬١‫? زﻳ ﻦ‬ ‫ر ى ﺟﺎه ﺛ ﺪ‬

‫اﻓﺌﺎب ﻫﻤﺮ‬

«Ey âbiret yolcusu; alilini bâşına al. Vakit gecikti, öm r güneşi ku. yuya dogru gitti». Yânî; gurUba yaklaştı.

5227 ‫ ﻟﻮزﺗﻰﺀﺗﺰود‬٠‫ا„ﻧﺪرروزﻛﺮا ك‬ ‫ﻳﺮاﻓﺌﺎل ﺑﻜﻦ ازراﺀ ﺟﻮد‬ «Henüz kuvvetli bulunduğun §11 ilti günce^zde cömerdlilc yolunda bir hareket et».

5228

‫ ﺑﺎﺑﺪ ﻣﺘﺖ ﺑﺒﺎن‬S ‫ا ن ﻗﺪر ﻧﺤﻰ‬ ‫ا دران‬

‫د زﻧﻦ دودم‬.‫رو‬٠‫ا‬٠

«Elinde kalan bu kadarcık tohumu saç ki bu iki nefeslik ömür zamânmdan sana uzun bir ömür hâsıl olsun». Elde kalan tohumdan maksad: Bakıyye-İ öraürdür. Hayât müddetinden bakıyye olan birkaç günlük ömür tohumunu İbâdet tarlasına ek ki o kısa müddet sana uzun bir ömür-gibi gelsin ve uzun bir ömür ‫؟‬alışmasıyle elde edilecek füyüzât lıusûle getirsin. 413


.‫ ؟‬232

‫ا ﻣ ﺨ ﺎ ت‬٣"‫*ﻣﺎ و ذذ‬٠‫رك شﺀو‬ ‫ ﺗ ﻔ ﻴ ﻮ ﺛ ﺪ ر ﻧ ﺤ ﺎ ت‬٠٠٠-‫رش‬:‫اك‬/ «Şehvetleri, nefsin istcdigi ve lezzeti‫ ؟‬giirdiigii şeyleri terketmek de hir nevi) ve daha efdal bir cömeı-dliktir. Şehvete batan Iiimse o mülevvesât içinden davranıp kalkamaz.. Meselâ milyon sahibi bir adamm servetinden birkaç lira feda ede." rek fukarâya vermesi, mevcud parasma nisbetle hiçtir. Onu sarfetmesi kendisini sarsmaz. Lâkin mesela ramazanda oruc tutması, sabah !‫؛‬ahvaltısından İlaçlayıp, öğle ve akşam yemeklerindeki lezzetli taâmlardan bir gün olsun nefsini men’etmesi ve onlardan mahrümiyyete sabreylemesi, onun İçin büyük bir cömerdlik ve azim bir fedâkârlık olur.

5233

‫ ﺛ ﺎ ﺧ ﺪ ت ﺀﻧﺴﺮو ﻣﺪ ت‬-‫ا ن ﻣﺨﺎ‬

‫ﻣﺸﺖ‬٠‫ش‬٠‫ ﺗ ﺬﺋﺜﺎ‬r ‫ ىا و ﻛ ﺰ ﻛ ﻒ‬١‫و‬ .Bu cömerdlik cennet selvisinin bir dalıdır. Böyle bir dalı elinden kaçıran kimsenin vay haline:. h'îa'lûm ya bir dalı yakalayan kimse, onun delâletiyle agaca ve aga. cm bulunduğu yere vâsıl olur, Cömerdlik de Cennet ağaçlarından bir dal gibidir ki bunu tutan, yâni, cömerdlik eden kimse de onun deiaietiyle Cennete varır, öyle bir dalı tutamayan J'âhud eli.nden kaçıran kim. se de tabii 0 agacm bulunduğu Cenneti bulamaz. Bu fıkranın ” * mubâlifi, yânî, aksine ma'nâsı şöyle o lu r: Hasislik, Cehennemden hir daldır. Onu tutm uş olan, onun delâletiyle Cehenneme gider.

5234

‫ ن ركﺀوا‬١‫ ذا ت‬٠‫ﺻﻮةأﻟﻮ‬ ‫ر ﻛ ﺪ ا ن ﺛﺎ خ ﺟﺎرا رﻣﺈ‬ «Ilcvâ vii heves‫ ؛‬telledi} urvetulviiskadır, saglam bir kulptur, o kulp, ona d o k u n u l, olanın ruhunu semâya ‫؟‬eker». 415


52:17 ‫ ت‬٠‫ ﻓﺎ ﻣ ﺪ ر ﺳ ﺪ ذ ﻓ ﺪ و د‬- ‫ا و‬

'"---bi■*■‫ ﺀﻟ ﻤﺜ ﻮ ﺑ ﻚ‬٠‫ازوﺳﻦ ﺀ‬ . Ey Dünyâ kuyusuna düşmüş oJan Yıisiif; ip uzaııdı, iki elinle ،٠ ٠ ،. ipten gafil olma ve yakalamışken bırakma Jii vakit geçiliştir ».

5228 ‫ ن رد ن آوﻳﺨﺘﻨﺪ‬١‫ﺣﻤﺪ ق ك‬ ‫ﺗﺌﺪ‬:‫آ ع‬

‫ﻓﻀﻞ و رﺣﻤﺖ را م‬

«AJJak’a kamdolsun ki bu ipi sarkıttılar ve fazi u kereni ile ralline، ii mağfireti birlilite İhsâu ettiler...

5229 "‫ا ﺑﺪ ق ﺀا[ ﺟﺎف ﺣﺪ_ﻳﺪ‬ ‫د‬٠ ‫اإد‬٠‫ﺀاﻟﻤﻰ ﺑﻰ اﺛﻜﺎر و‬

“Ki sen yeni bir rul, âlemini göresin, o âlem, elıline çok â‫؛؛‬kâr, elik olmayan İçin de mahfidir». Hazret-‫ ؛‬k'Ievlânâ, 0 ruh âlemini anlatmak, onun ehline aşikâr, ııâ elıline gizli bulunduğunu bir misâl ile anlatmak İçin buyuruyor k i :

5240

٥-l— - ،jb*٠٥ ،٠١

c٠٢١

٠٠٠-٠" ،j ١٣٠_ ،٠٣‫ ؛‬١I٠. . . öU ‫؟‬. i ö ١

٠Bu yokluk âlemi, yânî, evveli ve sonu adem bulunan Dünyâ, var gibi görünmekte, hakîkaten mcvcud ve hâki olan öbür âlem ise çok gizli .«bulunmaktadır Bunu tasavvur ve tefehhüm için şu misâle dikkat etmelidir ‫؛‬ 27

417


‫ ﻟﺖ؛ار‬٠ ‫و‬١ ‫ بوا‬- ‫ا ب دا ذ ا‬ ‫واو‬- ‫وارى داﻧﺪ اروال‬- ‫ﻫﻢﺀ‬ «âr'Ati at bilir ki onun cinsi vc yârıdır. Sü١‫؛‬n‫؛‬n ahvâlini de yine süvâri bîl٤ r٠.

5246

‫وار‬- ‫ﺟﺜﻢ ﺣ ﻰ ا ف و زر ﺣﻖ‬ ‫ ا ب ﺧﻮد ا د‬.‫ل دوار‬ «His gözü, yânî, bil zâhlrî göz, ݧte 0 at gibidir. N ûr-1 İlâhî ‫؛‬sc atili üstündeki süvâriye benzer ki süvâri olmayınca at î‫ ؛‬c yaramaz».

5247

‫ذوى د‬- ‫ ﺳ ﺎ د ﺑ ﻜ ﺮ ا ا ﺑ ﺰ ا از‬٠

‫ ا ﺛ ﺪ ا ب ود‬. ‫ ﺑ ﺶ ﺛﺎ ﺀ‬،‫ور‬ «O hâlde o ati kötü huylardan te’dib edereli vazgeçir. Yoksa pâdî. şûlıın nezdinde merdud bir at olur». 5248 ‫ ﺀر ﻟﻮد‬٠‫ﺛ ﻪ ر‬

‫ ب از ﺟﺌﻢ‬١‫ج~م‬

‫ﻏﻄﺮ رد‬٠ ‫او ل أ ش ﺛﻪ‬ «Şâhın gözü, atin gözüne kılavuz olur. Şâhın gözü olmayınca atin gözü şaşırır, kalır». HaZret.i Mevlânâ, iki beyt evvel zâhirî gözü ata, Nûr-1 İlâhîyi de (itin üstündeki süvâriye benzetmişti. Bir süvâri gidecegi yere göre ati ‫؛‬:evkeder. Dizgini saga, sola çekmek süreliyle ona yolu gösterir. Şu hâldo süvârînin gözü, atin gözüne kılavuzluk etmiş olur ki süvâri olma, yıııea at gidecegi yolu ta’yin edemez, şa.rır kaili.. Bunun gibi bu zâhir gözüne hakikati gösteren ve onu gidecegi yola götüren de Allah'ın ona vermiş oldugu hidâyet nurudur.

4‫ ا‬٠


\٠ . nyııklnn kıyârnetlo münevver olarak haşrohıııacaktır. Bir müslüman I iııııyârla tu. kadar t٠٠t>k abdesl almışsa kıyûmcl ‫؛؛‬ünündeki nuru o kadar fı.٠٠I , ı. derece parlak olacaktır. Bundan dolayı abdestli bulunan bir müsl.ım.'mıu nbdesti bozulmamışken abdest tazelemesi nûr üzerine nûr olur. I'.،ıı،uu gibi ‫؛‬.özde bir görme nuru vardır ki insan onunla etrafını göre­ biliyor. İşte o nûr-i histir. Ona Hakkın hidâyet nûru da munzam olunca m i inzimam, nûıun a lâ nûrın, yânı, nûr üzerine nûrun. parlaklık üstüne l<ıırlak١،gın bir tecellîsi olur ve tecellî eylediği gözü tezyin eder.

5254 ‫را‬

‫ ﻛ ﺜ ﺪ ﺳﻮى‬٠ ‫ ى‬٠٠‫ور ح‬ ‫ور ﺣﻘﺶ ى ; د ﺳﻮى‬

..٠٠‫؛‬:‫ ؛‬nûru, sâbibiııi toprak tarafına çeker, Hak ııûru ise onu a’Iâ ve 1‫ا‬.‫ا‬1،‫! ا‬٠ !‫؛‬- âleme götürür „.

5255 ‫ ز ﺀ ا ﺑ ﺖ‬: ‫ ﺗ ﺪ و‬. ‫ ﺷ ﻮ ا‬.‫زاﻧﻚ‬

‫ و ﺣ ﺴ ﺠ ﻮ ﻧ ﺸ ﺒ ﺖ‬٠‫ﺗﻮ;ﺣﻔﻰدر‬ .‫؟‬،‫ ؛‬ilki ınahsûsâ، âlemi, yânî, şu âlem-i gehâdet. derece i '،‫؛‬bâriyle .‫ ا‬،‫ ااا‬l.ir âlemdir. Ilakkm nûru delliz gibidir, Jlis ise o nisbctJc çîy dânesî k:,lır٥ 1,1،„ . -I':vet: Dünyâ bir his âlemidir. Çünki onda olan şeyler görülür, İŞİ -bi l. koklanır, tadılır, tutulur. Fakat hu hislerin verdiği hüküm temâ :iliyle dogru değildir. Râgıb F a şa

îmtiyâz-ı sab it ‫ ﻧﺎ‬,seyyarı miişkildir hayal .Zanneder keşti nişînân sâhiî-i derya yürür dı-'llği gibi, kayıkta ve gemide bulunanlar; binmiş oldukları kayık ve illinin degil, bil'akis sâhilin yürüdüğünü görürler. Kezâ bir su...’) ‫؟؛‬ine ul ulan düz. bir deyneli su İçinde çarpık müşâhede olunur. İşte beş duy .'.‫؛‬tıııun en kuvvetlisi bulunan görmek hissi insani böyle aldatır, diğer heder، de kıyâs ediniz. Fakat ba'zı mıısaffâ kalblerdeki basiret hissi ile ililecek şeylerde yanılmak ve aldanmak ihtimâli yoktur. Zil.â hak ve, 1 b ,itikat nûru basiret -‫ ؛‬-kalbiyye bir delliz farzedilirse ııftr-ı basar ona nis betle ‫ ؟‬iy dânesi gibi bir rutubetten İbârct kalır , 421


5200

‫ﺏ‬٠‫ﻟﺘﺎﺃﺩﰐ‬٠‫ ﺍ ﺩ‬٠٠‫ ﺭ‬: ‫ ﺃ ﳒ ﻴ ﺎ‬4‫ﺍﱋ‬ ‫ﺏ‬٠‫ﻫﺎﺟﺰى ﺀﺑﺜﻪ ; ﻥ ﻭ داد ﻑ‬ ٠‫ اا؟ل‬âlem, gnyb rüzgârı, yânî, irâdc-î tlâbiyycnin ycd-î kudreti ününde âeiz.iği âdet etmiştir. Gaybm vergisi, yânî, sevk u tahriki ise». 5201 ‫ ﻛﺎ ﺀﻳ ﺶ ﺑ ﺖ‬4

‫ ﺑﻨﺪش‬٠

;...(i. ‫ﺑﻪ درﻣﻨﺶ ﺑﺈﻛﻨﺪ ( [ و‬ «Onu ha’zan yükseltir, ba’zan alçaltır, ha’zan sağlam. ba’zan kir..،, dökük bir hâlde bulundururu. 52G2 ..^L; £

٠ jL_١ ٠

jU-J ^s ^ x S ٠٠‫؛!؟‬b٠J٧f . ،5... «Ra’zan onu sağa, ba’zan sola götürür, ba’zan onu gülistan, ba’znı. ılıt diken yapar». 5263 ‫ ﻛ ﺰﺍ ﺭ‬٠‫ﱭ ;ﻋﻞ‬ ‫ان ﻭ ﰒ ﺑ‬٠‫ﺩ ﺕ اذ‬

‫ا ﻣﺮار‬٠‫ﺃﻟﺒﻞ‬٠ ‫دوﻻن و‬- ‫ا ب در‬ «El gizli, fakat onun kullandigı kalem meydanda, yaz. yazmaktadjr. ٨٠, gezip dolaşmakta, onu İdâre eden süvâri ise görünmemektedir». 5264

‫ﺗﺮ ران ﺑﻴﻦ و ا ;ددا ﻛﺎن‬ ‫ ردا وﻧﻨﻬﺎن ﺟﺎن ب’ت‬W .Ok, uçup gelmekte bunu giir. Fakat onu atan yayı meydanda drflll. Fanlar, bedenlere tealh'lku vn anlarda tasarrufu ،’tibâriylc peyda, lakln rfıburrûb olan ‫ةﻻ‬1،‫ا‬،٠ ‫ ا‬teftlft gl/11». 42:


5268 ‫ا ﺀاﺟﺰ و ﺑ ﺘ ﻪ زﺑﻮن‬٠‫ًا ﻣﺠﻪ ﺋﺐ‬

‫ 'اﺑ ﺪا ﺟﺎن ﻣﺪ وﺣﺮون‬.‫واﻣﺞ‬ «Aşikâr olan acizdir, mukayyetidir zebundur, piulhan bulunan d‫؛‬ öylece serttir ve itaatsizdir.. Aşikâr olan maddiyyat âlemidir ki ma'nâ âleminin irâdesi altındj âcizdir. Gizli bulunan ma’neviyyat ve İrâde-i Îlâhîyye âlemidir ki sert, tir, itaatsizdir, belki bütün âlemler, tav'an ve kerhen onun mutiidir.

5269 ‫ ئ دا ى ﻛ ﺮ ا ﻣ ﺖ‬:‫ م اﺗﻢ‬٠‫ﻣﺎﺷﺔر‬

‫ آ ت‬٢ ‫ ﻛ ﺎ ى‬٠‫ ى'ﺑﻢ ﺣﻢ‬٠٠‫ر ى ح‬ «Biz tuzaga tutulmuş avız. Böj'le bir tuzak kimindir? Bir çevgâm topuyuz, fakat o deynek, bizi oynatan 0 deynek nerede?« Hazret-i Mevlânâ: mahlûkatı, husûsiyle İrâde sâhibi olduğunu iddi edenleri (gûy)a. Hakkin İrâde ve kazâsını da ( g y ) ı darbeleriyle yerde yere yuvarlayan (çevgân)a benzetiyor. Gûy, çevgânın itip, kakmasın karşı ne derece dayanabilirse ir-âdc-i cüz'iyyenin de İrâde.i külliyye ka: şısında 0 kadar bile mukavemet gOsteremiyecegini anlatmak istiyor.

5270

‫ﻟﺪدرد ^دوزد ا ن ﺟ ﺎ ط ﻛﻮ‬ ‫ﺀذاط ﻛﻮ‬٠‫ د ا ن‬3‫ى ﻟﻤﺪ ﻳﻰﺳﻮ‬ «Yırtıp diken o terzi nerede, üfleyip yakan o neft akıtıcı nerede? Ncffat: Eski kal'a ve gemi muharebelerinde neftyagma batırılır paçavra ve sâireyi düşman tarafına atan muhârib ki attığı o yakıcı ma deler, düşman askerini yakar ve düşman gemilerini tutuştururdu. c nâb-ı Hak da hikmet-، bâügası icâbı ba'zan bir terzi gibi bir elbise yırtar, bazan da onu diker ve yamar. Kezâ bir neftendâz gibi kahret celt sebebleri tutuşturur ve atar. Bu yırtmanın, bu yamamanın, bu üf ylp tutuşturmanın ،‘‫؛‬terleri görünür. Meselâ sapasağlam bir adam dur dururken kaili .K.kliîlylc, yâlıud liir otomobil çiğnemesiyle Oliiverir. î:


‫ در ر ا ﺀ ت ورﻫﺰن ل ﺣ ﺪ ت‬.‫زاﻧﻚ‬ ‫ ت‬-‫ان ا زد‬٠‫ا درا‬

‫آن رﻫﺪ‬

٠Zîrâ muhlis yolcudur. Yolfla ise uefs, §ey،an gibi haydudlar hisab" s.zdır. KOyle bir yolculukta ancak Allah’ın âmânında olanlar !،urtulabilir». Ki öyle zevata (niuhlâs) denilir. Hak Teâlânın makbûl kulları arasında (muhlis) ve (muhlas) denilen iki tâife vardır. Muhlisler: MahlUkatı n azari İ'tibâra almayanlar, ancak Allalı rızâsı l‫؛؟‬n İhlâs ile ibâdette bulunanlardır. Muhlaslar is e : Kendi varlıkları vehminden .lıalâs bulanlar ve hâfız-1 hakikinin emn ü emânrna sığınmış olanlardır ki hıfz-1 İlâhî sâyesinde şeytanin ve nefsin igvâsıııdan masun ve emindirler. Kasıl ki şeytan, Cenâb٠ ı Hakka hitâb ederek:

‫ﻢ‬

‫ﻬ‬

‫ﺑ‬

‫ذ‬

١‫ ث‬١٠‫ذ ا‬

١٠‫ﺾ‬

‫ﺋﺎﻟﺒﺘ ﻸ ﻻ ﻏﻴﻴ ﺬ ﺟ‬

٠Yâ Rabhi; senia izzin ve celâlin hakki i :Y â n i ‫ ؛؟‬n insanların bcpsini azdıracağını. Ancak onların arasından mulılas kulların müstesnadır ki benim iğvâ kudretim onlara kifâyet edemez‫؛؛‬, demişti. 5274 ‫ ت‬٠‫ﺗﺎ و ﺀ ص‬± ٠‫ ﺧﺎا ﺻﺬك‬٠‫آ ذ‬

‫“' او دﻫﺖ‬--‫■ او‬c i:<■ ‫ را‬t y / «Evet mublas olanlar emindirler. Fakat kalbi ayması, mâsivâ pasmdan tcmâmıyle temizlenmemiş olanlar muhlislerdir. Te١'bîd-i hakiki ku. şunu henüz tutamamış, onun ssydıııa çalışmakta bulunmuştur». 5275 ‫ازر ت‬. ‫ ا ﺻ ﻜ ﺌ ﺖ ﻣﺨﻠﺺ‬١‫ﺑ ﻮ ﻧ ﻜ ﺎ ﻣﺦ‬ ‫در ﻣﻘﺎم اﻣﻦ ر ق و رد د ت‬ «Muhlis bir zât, muhlas mertebesine vâsıl olunca emn ü enıân me. kamına erer. Ve nefs ile şeytana galebe çalar*.

(12) S ٥rei

Sa'd : S2-H. 427


‫ﺀاف ﺋ ﺪ ى‬.‫ر‬

‫ذا‬-‫ﺑﻮن ز;ودر‬

‫ ى‬٠‫ﻟ ﻌﻠ ﺔن ﺛ ﺎ‬- ‫ ري ت ﺛ ﺪ‬٠‫ﺗﻠﺘﺎا‬

‫جﻭ ﻧ ﻜﻪ‬

«Sen kendilisinden 1،‫ ااأ‬-،‫ اا‬1‫ ذﺀا! اأ‬tenıâuııylc vc m uhakkik .! ٠‫دﺀ ؛)!؛؛‬٤‫؛‬،-‫ل؛ا‬١،١ kesilirsin. Kul, yok e llin e sultan olursun ».

Tirmiz ‫؛‬

5279 ‫ و ذ‬٤ ‫ ﺣﺎ ذ د ن‬3‫ر ﺑ ﺎ ن ﺧﻮ'اش ىا‬

‫دﻳﺬا و ﻛ ﻨ ﻮ د‬٠ ‫ د‬r

١‫ﻣﺎ و‬-

«Eger faltr u fenâ sırrını apaçık görmek istersen §eyh Selblddine kak ki onun feyz-i nazari, gözleri açtı vc hakikati gösterdi».

5280

£ ،y.V*. 3. i — ■ 3. b J* y j y ■5J1■‫؛ & ؛‬$٠>‫•؛‬٠■.^٥ -، ■‫؛‬ «Nûr-ı İlâhî ile münevver olan her göz, fakr u fena esrarını Şeyh Selâküddinin gözünde ve yüzünde ayan beyan görmüştür». Şeyh Sclâhüddin .٠Konya çarşısında altın varakcılıgı ile meşgul bir san’atkârdı. Bundan dolayı (Zerkiib) diye meşhurdur. (Seyyid Bürhânüddin) Konya’ya geldiği vakit cna intirâb etmişti. Bu i’tibâr ile Hazret-i Mevlânû’mn pîrdaşı idi. Seyyid Bürhıınüddinin irtihâlinden sonra Cenâb-ı !1irin dervişi ve halifesi, Sultan Veled’in de kayınpederi olmuştu. Seyyid Bürhânüddin Hazretleri kalimi Mevlânâ’ya. hâlimi Selâhüd(liıı-i Zerküb? verdim, demişti. Çünki Cenâb-ı Selâhtiddin ümmî idi. Öyle ik e n : 5281

...٠ ۶ ‫ﺟﻮ‬ y ‫ﻟﺖ‬ öJ ‫ا‬١٠‫ ى؛‬CuJ١.‫ذ خ ﻓﻌﺎ‬ ‫ﺣﻖ‬ >-

‫ﺑ ﻖ‬- ‫ ل ﻛ ﻔﺘ ﻰ‬٠‫ ن د’ د‬١٠‫ر ص؛‬٠ «Fa’âl bir şeyh idi ki Cenâb-ı Hak gibi âlete ihtiyâcı yoktu. M ürîd. Icre söz söylemeden ders verirdi». 425


Ilazrct-i Mcvlûr.â salik ‫ا‬،;‫ا‬1‫ اا‬1٠.‫ ا‬٠ l ilil;١ ;٦larrt, m ur ‫؛؛؛‬d nasihatlerini ٧ -dnR larda işitilen sedâlara benzetiyor , ‫؛‬.it.ııi .1 o k aillerd ek i İsti'dâd ve knbiliy yeti anlatm ak -İçin buyuruyor ki :

.

5287 ‫ﺷ ﺪ‬

‫ ز ﻓ ﻖ‬1‫ﻫ ﺖ ﻛﻪ ﻛﺎو‬

‫ ىﻛ ﻬ ﻚ واﻧ ﺼﺪ "ا ﻣ ﺈ ﻛ ﻨ ﺪ‬٠٠‫ه‬ «Dag vardır ki sesi katmerli tekrarlar, yine dag vardır ki yüz kat kuvvetli ve m ukerrer olma‫؛‬، iizerc aksettirir». Yâni; ba’zı sâlik. şeyhinden İşitmiş oldugu sözün ma.nâsın، tekrarlar, onun kabiliyyeti o kadardır. Ba'zı sâlik vardır ki duyduRu bir sözden yüz türlü ma’iîâ istinbât eder ve öyle aksettirir. 5228

Js ‫زان آوا'ذ و‬١٠‫ﻋﻜﻮ‬٠‫ىزﻫﺎ‬٠ ‫• اران ﺣﺪﻣﺚ اًب زﻻل‬٠٥‫ﺻﺪ‬ «O ses ve sözden dağ, yüz binlerce zülâl ‫؟‬eşmesi sızdırır..

5283 ‫ﺛﻮد‬٠ ‫آﻧﻠﻌﻒ;روﻧﺪ‬٠ ‫ﺣﻮﻓﺰك‬ .‫آ*ﻫﺎ در ﺣﻨﻤﻬﻌﺎ ﺣﻮن ﻣﻴﺪون‬ «Dagdan o letâfet zııhûr edince menbâ'lardaki sular ona t،l٠ tu ettik!erinden kan kesilirler».

5290 ‫ ﻣﺎﺀو'ذ أﻋﻞ ﺑﻮد‬.‫زان ﻧ ﻬﺎﻧﺎ‬ ‫ ر ا ر ﺣﺈووﺳﺒﺄ د ل ﺑﻮد‬٠ £ «١٠nn١،٦Iı٦s. Na’11 mubfirck bir şohlnsnh ulan İlazrct-İ .pa٠j،،cun٠ı öptü günden dolay، îü r .l Sıııfı ،1‫ل‬،‫ ا ه‬te٠،١l،،١١،ylo lâ'l bilini nlını‫؛‬،،..


Rosûlullahın «Ben kimim?, istifhamı üzerine ta‫ ;؛‬parçaları dile geldiler, zât-ı akdes-i Nebevinin Peygamber-i İlâhî olduğuna fasih bir lisanla şehâdet ettiler. İşte hayvanât ve cemâdâtta böyle bir kabiliyyet vardır ki enbiyâ — ve evliya mu’c-izât ve kerâmâtı eseri olarak— onların sözlerini anlar­ lar ve dilediklerini yaparlar. Halbuki biz onlara hayvan ve ceraâd diye ehemmiyet vermeyiz, kendimizi onlardan çok üstün görürüz. Cenâb.ı Mevlâna : «Ey avam takımı, cy kabiliyyetsiz insan güruhu; nihayet biz taştan daha âdiyiz, diyor. Cenâb-١ . Pirin hitâb ettiği kabiliyyetsiz gürûha nefsini de teşrik et­ mesi v e : Biz taştan daha âdiyiz buyurması tevazu undandır. Bu yoldaki ifâdelere (üslûb-ı hakim) denilir. Meselâ birine karşı «Münasebetsizlik ediyorsun» diyecek yerde «Münasebetsizlik ediyoruz» denilmesi gibi. Bu yoldaki sözler, muhatabı incitmez, belki de hüsnü te’sir gösterir. Yine bu üslûb ile ter.bih ü iışâda clevâm ediliyor ‫؛‬ 5292 .‫ىﺛﻌﻮو‬٠‫ ﺣﺜﻢ«ﺟﻮﺛﺎن‬I‫در■ﺟﺎزﻣﻤﻚ‬ ‫ود‬٠‫;ﺋﻮﺛﺎﻻ ى‬٠ ٠ ‫زس‬١‫دن‬.‫ﻟﻰ‬ «Nc candan bir çeşme kaynıyor, ne de beden yeşil giyenlerden, J'ânî melekler gibi rfthânilcrden oluyor». Bedenin meleklerden olması, onlar gibi günah işlemez ma'sum bir hâle gelmesidir. 5293

‫ ﻣﺜﺘﺎﻓﻰ درو‬١‫ﻟﻰ ﻓﺪاىن'ئﺀئ‬ ‫د درو‬

‫ﻟﻰ ﺻﻐﺎى ج;ﺀئ‬

« 0 bedende ne bir iştiyâkın hissi var, ne de vahdet silkisinin şerâbı c ü r'asiîiî safâsı ve neşvesl mevcudu.

5294 ‫ د‬٠‫ وز ﻛﺬ‬٠‫ﺑﺶ‬٠‫اا ا"از‬.‫ﻧﻢ؛ورآ‬ ‫ ر ﻛ ﻨ ﺪ‬٠‫ را ﺀتﺀﻟﻮ‬، ‫ان‬٠‫اﺀع‬ «Böyle bir dağı, kazma ve küliink ile dibinden kaldırıp atacak bir hnmiyyct ve. gayret nerede?» V

‫اا؛ذ‬


,)‫؛‬ger ,,ir ‫ا‬١ ‫ اذأ!أا‬: r»2î)D

‫ ﺣ ﺮﻳ ﻒ ار ﺛ ﺪ‬٠‫ﻟﻴﺮ‬- ‫ﻫﺰم‬

‫ ﻟ ﻦ وﻫﻤﻪ ا وار ﺛ ﺪ‬/ ‫س‬ «Karanlık odun ateşe yaklaşınca zulmeti gider, nurdan İbâret kalır». liir misdl d a h a : 530 .

‫ ﻓﺂب‬٠‫ د‬/ ‫در ' ﻛﺪا ن ﺟﻮن ﺧﺮ‬ ‫ﻣﺎد‬٠ ‫ ﺑ ﻤ ﻮ‬S

‫اًن ح;ى و‬

٠‫ ة‬1‫ااا‬،‫ و؛‬bir eşek, bir tuzlaya ahlsa ve orada bir müddet kalsa eşekliği ١l i ğ i ,,ertaraf olur».،'ve lı ııııkl seröpâ tuz kesilir ve temizlenmiş olur '... 5301 ‫م رﻛﺚﺀ ﻫﻮ‬

‫ﺻﻐﺔ اﻟﻦ ﻫ ﺖ‬

‫ دد اﺗﺪرو‬٠ ; ‫دث(ﻫﺎ ﻳﻒ ر ﻧ ﻜ ﻒ‬ ‫اا‬٠ ١ - renginin kiipü sibgatullabtır. Bütün san’atlar onun İçinde yek ٠...II ‫ااااا‬٢‫ﻻ‬.

Mıbgatullah ‫ ؛‬Allah'ın boyası demektir ki imândan kinâyedir. Boya ‫اا‬٠ ‫ا»ا‬1 ‫ا‬III' şey’in ensâcı ve zerrâtı dâhiline girer de icrâ-yı te'sîr ederse, ،11'iııkl i iman da mü'minin bütün a'zâsına ve cevârihine ııüfûz ettiği İçin ...... „ıltjjatullah ta’bir olunmuştur. İşte o' sibgatullah yekrenglik küpüdür. 5302 İ J t / t >٠ ۵ ١' (٠ö ١ j-‫؛‬j > r

۶٠^

،r ٠; 3١

•Bir stUik o küpe düşer de sen ona kalk! diyecek olursan, zevk u türabından ben küpüm, bana levmetme cevâbını verir». Yâni; tevhîd.i zât mertebesine vâsıl olan bir zâte bu makamdan ayrıl ،Irnll‫«؛‬. o. oradan o kadar zevk almıştır ki o neşve ile ben yabancı de­ nilin), hattâ küpten ibâretim der. 435


&٠ !٠ )/ ‫ ا ؛ ه‬-‫ا‬

‫ ا‬I

.٠ ٠‫م‬

‫ دم ﺀ‬١‫ ا ا ا‬٠ ‫ا‬1. ‫را‬, . . . '•0 ‫'ا‬-.‫ل‬

ateşin:,

A t c .j <‫ا‬1٠1‫ا ااا!؛;ﻣﻞ؛‬٠ ‫ ااااا؛‬٠ ٠ ،»,٠ ٠ ٠

'

‫ ا‬٠‫ا‬ ‫ا‬،

I: . ‫ا‬,., ٠.، ,.! 1،ً‫'؛ ا ا‬،»

٠١،،‫ ا ا' ز‬٤‫ا‬

‫ا;ا‬-

.«t i r , h c u i i n y i i z ü r . ı e k o y

İşte ehlullahm (Enelhak ). ( 1.٠\ ‫ ا ا ا اا‬1 ‫ ذا‬:.‫ا‬١ '::‫)ا‬::‫اا‬١gibi sözler fö٠ ١ lemosi atcsla kızmış ve :;‫ا‬.",‫ اا‬:‫'ااا‬. ‫ا‬1‫ا ا‬,‫ا ؛ ااا‬.٠‫اا؛ اا‬٠'.‫ اااذ؛‬demesi kabilinden ili:. Ivcndilerinc vâkı' olan '!'،،, 1‫ اا‬I ‫ا!ا؛‬ '‫؛؛‬،’.

r,:i‫؛؛؛؛‬ ٠a i.

y y j . 1٠T- ٠J ٠^I

١

y

ıJ

١

ı ٠

١٠

٠٠

١— .f١

«Âdem evlâdı, Allah’ın nuruna mazlıar olunca Haklan nıim.clınlı ١٠. nıüctcfcâsı olduğu îdıı meleklerin mestudtı olur». Y âni: melekler, ceddine secde ettikleri gibi ona da ta’zîm vo tekçim­ de bulunurlar. 530Ö

٠‫ن ﻣﺎاث‬،‫ ج‬٠‫ى كﺀ‬- ‫ﺟﻮد‬٠‫}; م‬ ‫ ا ن وﺷﻚ‬٠‫ل‬٠‫ه ا ﺷﺪ ب ﻧﺜﻰ از‬:‫رس‬ «m elekler Yalnnz meleklerin mcseâdu olmakla da kalmaz. Bûhu٠ ‫ﺀ‬:‫أااأ‬ ‫ ؟‬el‫ ؛‬ve şübhc ٤،‫ﻟﺠﺎ‬٠ ‫(ا„ا؛ة‬:3‫ اا‬kurtulur, insanların da malıdûnıu vc ‫ا'ا'؛اااااا‬ olur». 5310

‫ ﻟ ﺒ ﺒ ﺬ د‬٠‫ ى ر‬٦ ‫آ ﺗﺜﻰج‬ ‫ \ ﻣ ﺒ ﺮ؛ ﻣﺨﺪ‬- ‫رﻧﻰ ﺑ ﺜ ﺎ‬ «Âteş nedir, dem ir Redir? .«gülm e

Hilini tut. Bu te ‫؛’ ؛‬i،‫؛‬i yapanın sak ilin i

Hazret-i Pir, yukarıda Ccnâb-1 Hakkin tecellîsini ateşe ve 0 tecelliye mazhar olan kulu demire benzetmişti ki maksadı o hakikati bir p a rti olsun anlatabilmekti. Fakat benziyen ile benzetilen arasındaki benzeyiş 437


Mir، ‫ء ر ث ز ن‬

k, ٠١٠" i / ‫ ا م‬٠ ‫ ا د ب‬٠ ‫ا‬

‫ د 'ل ردرﺳﺖ‬۶ ‫ از‬٠‫اﻟ ﻬﺎ م ب‬. «Terbiyesizce huzörda ‫ ا ا ا ا ا ا ا ! ا‬1٠‫« ا‬٠‫ ااا‬٠ ٠‫ ا‬1‫اااااا‬، ٠‫ اااا‬VC ٠ huzurda ً‫ ا‬,‫ ااا ﻻا‬١‫ا‬ Ulamaktan evlâdır. » a l،" iftrl ı»lı»»ı«kl‘i lımJ'ılıı.r Imıııııın üstünde tleffil m idir ?» kî 53

J ° y *J*. ٠•‫؟>_؛‬٠١،> ،?١ ،J-٥>٥ ٠y<j ٠

،5.. ^ ١ »

«Ey vücûdu kirli olan; havzın etrafını dolaş. Lâkin ona kanâat etme de içindeki suya ulaş. Bir kimse havuzun dışarısında dolaşmakla ıınsıl temizlenebilir?» 5317 ‫واك ﻛﻮ اذ ﺣﻮض ﻣﻬﺠﻮر او ﻧ ﺎ د‬ ‫ دور ا و ﻓ ﺎ د‬٢‫ﻻك ﺣﻮش ﺣﻢ‬٠‫او ل‬ «Havuzdan uzaklaşan bir pSk, kendi pâkliginden de uzak düşer».

5318 ‫ف ود‬١‫ن ﺣﻮض ﻟﺒﺎإ‬. ١ ‫ا ك‬ ‫ ﺿﺎﻧﺎ و د‬۶ ‫؛ ﻛ ﻼ ﺟﺎ م‬ «Bu havuzun temizliğine nihâyet yoktur. Cisimlerin temizliği .,٠ >k azdır». 5319

‫زا ﻧ ﲀ ﺩﺩﺣﻮﻣﻴﺴﺖ ﻟﻜ ﻦ دﺗﻜ ﻦ‬ ‫ ﺿﺎن دارد ا_ن‬٠‫ ر ى در؛ را‬٠ «GOntil gizli bir havuztlur. Lâkin onun deniz tarafına gizli bir yolu vardır». 43 ‫؟‬


yân ‫؛‬, günâha girjnehl.îi ‫ل‬.‫!ا‬.‫ا‬1‫ا‬, ‫ا‬,‫!ا‬١VI All.ılıim 1.111 ‫ ؛‬m a k .ır . Yol،:'..' J ‫'؛‬- m :ılî İarım anlaşılacak diye 1، !‫اا‬1،‫ا‬,‫>!>اﻷ ااا‬1‫ا‬,‫ا اااا‬، ‫ا‬1‫ ا‬ilıllı 1 1'.‫ااا‬, 1‫ اا‬b‫؛‬tyâ٠‫؛‬ıııâna bile muîıâlif olur , ٠

«Gönül, ten havuzunun dillimi،‘ biriken balçıktan, yâni, toplanan gü٠ nallardan '،’٠ ٠ !, ‫؛‬٠ .٠ ٠ gönüller h:‫"؛‬. uzunun suyundan, yânî, erbâb-1 kıılûbnn feyz-i ‫ا‬::‫؛ﻵا‬1‫؛‬:'.‫ ؛ل‬le'sirlyle temizlenir». O h â ld e : 5325 ‫ى ﻳ ﺮ‬١ ‫ر د‬

‫ر د ا ة ﺀو ش د ل‬

‫ﺀان ز ؛ ﻟﻪ ﺣﻮ ض"ن اﻣﻴﻜﻦ ﺣﺬر‬ ٠0 ‫ ;ﻟﻼة‬gönül havuzunun kenarında dolaş ve ten havuzunun dillindeki balçığa saplanıp kalmaktan sakin». 532G ‫رﻫﻤﺰ'ان‬.‫ﻣﺤﺮ ’ ن ر ﻣﺤﺮ دل‬

‫ن‬١‫درﻣﻲﺀﻧﺜﺎن رزﺧﻼﺋﺒﺄي‬ «Ten dcn ‫؛‬île kalb deniz z٤ ‫ ؛‬biribirlne muttasıldırlar. Lâk ‫؛‬١ ı aralarında .«bir beı-zalı vardır ki karışmazlar Kur'ân'da ve Süre-i Rahmânda :

‫ ﺑﻴ ﺚ\;ﺋ ﻶ ث؛ل؟‬0 ‫ث‬١‫زةﻏﺖ;ﻟﺆ‬.\‫ﺗﺞ‬ Yânî ٠ . «Ceııâb-، Hak, karşılaşan iki denizi akıttı ki aralarında bir mâni’a vardır, birikirine karışmazlar1.» buyurulmuştur. Müfessirler, bu iki denizin Şat nehri ile Basra körfezi olduğunu söy­ lemişlerdir. Çünki nehrin körfeze dökülen tatlı sulan muayyen bir mesâfeve kader deniz suyuna karışmaksızın akmaktadır. Şabdonizi ile Akdenizdir, arada Süveyş berzahı vardır diyenler de olmuştur. <1.1 Siirci îiılıın n n î 13٠2٥.

M


٢ ‫ا‬.‫ااأ‬٠

‫را‬٠‫ ا‬I.٠١‫ﺟﺮ—ل‬١‫ا‬٠‫اى‬ ‫ ر'ز ا ا‬،٠‫ﻻﺗﻢور‬.‫اى‬ *Ey ben ‫ ﻻﻷ ؛‬htistis.It 1‫>ا‬١ ' ‫اااا‬٠ ‫ا‬1‫ أا 'ا‬Rintti selâmet ola, yânî, îşîne git. Ey selâmet arayan killise; Ri.ıt ‫ا‬htii، kendi lıâlnıc btrak <1٠ ». 5331

Ij -*1‫ن ﺣﻮ‬٠‫ﻟﺊ‬T V‫ ﺳﺖ‬.‫ﻛ ﻮ ر‬

‫ن ﻣﻦ‬١‫ج‬

‫ ا ن ﺑ ﻰ ﻛﻊ ﺧﺎﻧﺔ آ ﺗ ﺸ ﺖ‬1‫ ر‬.‫ﻛﻮر‬ *Benim canim ocak gibidir ki ateşle arası iyidir. Ocak İçin ate§ ma. halli olmak şerefi kafidir». 5332

‫ﻫﻤﺠﻮ ﻛﻮوﺀ ﻋﺜﻖ را ﺳﻮزدﻳﻌ ﺖ‬ ‫ ﻳ ﺖ‬.‫ د ﻛﻮر‬٠‫ ن ﻛﻮر ائ‬٠‫رﻛﻌﺎو ز‬٠ «Aşk İçin ocak gibi yanmak gerektir. Bu ateşten kör, yânî, mahrum olan kimse ocak olamaz». Yânî; aşk, bir ateş, gönül ise 0 ateşin ocağıdır. Kalbde 0 ateş yandikca kalb erir ve ondaki maddiyyet posası gider, o posayı gidermek İ‫؟‬in gönül ocağının yanması, o ateşle de bedenin eriyip sâfiyyet kazanması lâzımdır. Böyle yaptığın takdirde bedenin zayıflar, fakat rühun kuvvet, lenir. Gıdâsızlık sana gıdâ olur. 5333

‫ رﻟﺜﻘﺪ‬٠‫ﺟﻮن‬،;‫ر ﻛ ﻰ; ك‬ ‫ن ﺑﺎﻓﻰ >اأى و ا ك ﺛ ﺪ‬.١‫ج‬ «Gıdâsızlık sana rızk olunca rüh.i'bâkî ve hayât.ı ebediyye bulursun da ma’nevi ölüm senden uzaklaşır». Ma’lüm ya, insan yaşamak İçin gıdâya muhtacdır. 0 gıdâ ne kadar azaltılırsa ruh o kadar kuvvetlenir, hattâ gıdâsızlık, yânî, riyâzet ve oruc, ma'nevi bir gıdâ hâlini alır. Ehlullalitan niceleri vardır ki bu gıdâsızlıkla gtdalanmtşlardır, yânî. onların karni, aç durmakla doyarlardı da (savm-1 visfil) dedikleri oruca günlerce devâm ederlerdi. 443


Bin . ‫ أ( أ‬..‫ا ااا‬٠١ '‫ ( >ا‬II..I .‫>ال‬ ،. 1.1‫؛‬.'،!» ‫ا‬،'.‫ًأااا‬.'‫ ااأ‬Cenâb-1 Haktir . ‫ا؛ﻳﺬ‬:٠ ’:‫ا‬ ‫]؛‬٠ ،!.‫؛‬: - I !:1-1 ,1 »٠ ٠ ;٠ ! ‫ ؛‬،‫ذ‬.‫! ا‬:‫؛‬.!.:.(!! '،Uiüleaddids ve mütekabil s‫؛‬t!iı٠ . ‫؛‬..;‫ 'ا‬1‫أ‬-٠ ‫اا‬،‫ • ا!ا‬1‫ ا ؛‬11‫ا؛‬1.٠ '. ‫ ااا‬bil' bir çek sıf‫؛‬iiı vardır. Bunu §٤ ‫ز‬.١ ٠ ‫ال‬٠ . bbylc lifli،., nbduiık dedikten sanra bir misâl verelim : ٨1‫ا‬ mcd ‫'ل‬:‫ا‬٠ ‫ا‬ i:.‫؛‬ııi:ıdL>‫'؛‬:!:،. :.’،‫؛‬،-‫ ؛‬1‫'ذ ؛‬،‫ذ‬:‫ د‬vc ınütefcnnin ‫ 'ﻵﻧﺎ‬-zât tasavvur ede lim . ‫ ا‬٠ ‫ا‬.‫ >ا‬Ak.neti kıCi'.üiı -,، kendisi. onun 2‫ذ‬٤‫ل؛‬âlimliği, ‫ ؛‬âirligi, kâtiblij-‫؛‬.. rnütoft-:ııı‫؛‬ııI‫؛‬.‫؛"؛‬i ‫ راﺀ‬birer ::‫؛;'!؛‬-ildir. Görülüyor ki Ahmed Efendi bir zât ol du ‫؛“؛‬n-،ütc u hâlde I, şâir.‫؛‬enn ‫!؛‬n elması dolayâsıyle müteaddit sifat sâhibidir. Ccnâb-1 Hak da böndedir, ( ‫ﻟﻬﻮاذاﺣﺪ‬lc işâret .edilen ( 5 zât-1 ‫؛‬،kilesidir ki birdir . ( ‫'م‬.'_‫ا‬-‫ﻟﺪﻟﺲ‬. d ‫ت‬ ‫ ) ا‬diye sayılan esmâülhüsnâ ise - muteaddiddir. Iluı-'âıı'da ve Hadiste cs'.ııâ-i hüsnâdan, yânî, Sıfât-1 i l â bi:. yeden ‫؛ﻧﻞ‬Tu z‫!؛‬::ed‫؛‬lm ‫؛‬-rtL: Halbuki S’.fût-ı İlâhîyye nânıüîenâhîdir. Ki tellim Hazret -‫ ؛‬: ; (cvk.'.nâ da burada (Tabîb ve Ilabib ٠ î‫؛‬-ye csmâül hüsr.âdu mezkûr olmayan ‫!؛‬:‫ ؛‬sıfatla lıitâb ediyor ve senin ‫؛‬:-kich'in sifat -İarımn l:i:r halkası ayrı ayrı fen vo m arifet sâhibidir diyf.r, Evet böy lcdir. klcsdâ (Hâhk) yaradan dcmelrtir. 0 ‫ ؛‬bir zincir fili... .‫ ا؛ﺑﺎذ‬, ‫ل‬kalka . !::‫'؛‬، onun !‫'؛‬.uktcli ‫ ؛‬tccclkyâtı olur. En büyük kürelerden i .1 ‫ا‬.‫اا‬.,‫ ;!ا'؛‬. zerre lcre kadar muhtelif r.e‫؛‬j٠ ct ve cesamet ١ 'C tabiatte malılûk.ıt ، ٠ ‫اآ‬-‫ا؛‬.‫ 'اا‬iti .,,bunların hepsi de (İlâhi:) zincirinin halkaları mesâbesindvd

flazret.i Mevlana diyor k i : Mâdem ki zincirin her 1١ .-‫ا‬11-,‫اا ا؛‬،‫ا‬1‫ااااا اا‬,١ telif bir kemâl tecelli etmektedir . ٥ ٠ Çİ11 tecelliyâtı gören bellili ٠ !■ ٠1‫اا‬ fin a y ı bir C’ünûn ve başka bir cezbe hâsıldır,

5339 ‫ ﻣ ﺶ‬٠‫ ﺛ ﺎ‬c ‫ ﻓﻨﻮنا ﻣﻪ ﺟﺬو ن ا‬٣‫ﻟﻢ‬

‫ د‬٠ ‫ن ب‬.‫; ﻧ ﻠ ﻢ ؛ ا‬0 ‫ﺧ ﺎ ن‬ ٠ ٠ (>liflide r ،ililin tüllü turludur ;:!n u tead fb d d ir iti ( ‫وﻧﻰ‬.‫وﻟﻞ‬:‫ ) ال‬süz‫؛‬, ‫'اااا‬٠ .‫ا‬lıükmüııü alınıştır. Kıısûsij’le bu azim beyin, yâliî, Allnbii azîlliüş ٠ 1 i* 111111,-,'»، '‫ ؛‬r ‫؛‬udc olan cüllûn sayılamaz derecededir». ‫ﺀ‬ ١‫!ا‬:‫ ااا‬tecellîsini tokrâr etmez, yân ‫؟‬, bir yaptığını bir dalla yapmaz II' I illi 1'1'1-، İlâhîsi yeni ve bedii bir tecellidir, o muhtelif ve İâyuat ١ '‫ >ا‬1;'‫ا‬:‫؛ااااآ‬:;'‫ ا‬tecelliyât karşısında ukûl-i kâmile eshabınm ve basar-! bas ‫؛‬ ٠ '•٠ ٠lî'bâbm.n uğradıkları cezbeler ve düştükler ‫ ؛‬cünûn da o nisbette çok ‫ا اااا‬.‫ ا‬: f ‫ف‬ ,‫ا‬. ‫وف؛ﺗﺈاا ﻻ‬:‫ ﻓ ﺎ‬,:‫ ) اد‬Yâ.nî: «Delilik tüllü türlüdür, envâııııı «11 ‫ اﺛﻤﺎا‬yetmişi bulur» diye arabca bir mesel vardır , 4‫ا‬


Burada (Tabib) ve (Hubib) diye lîitâb olunan Cenâb-ı Kakür, Zinçiı. ile halkalarından maksat‫ ؛‬da Hakkın sıfât-ı müteaddide ve rr.ütekabilesidir. !.lalam dı,r ki Hakkın bir zâti, bir çok sıfatı vardır. Bunu şöyle, böyle anlayabilmek için lâteşbih dedikten sonra bir misâl verelim : Ah. med Efendi isminde âlim, şâir, kâtib ve mütefennia bir zât tasavvur ede­ lim. İşle Ahmcd Efendinin kendisi, onun zâti, âlimliği, şairliği, kâtibliği, rnütofenninliği de birer sıfatıdır. Görülüyor ki Ahmed Efendi bir zât ol­ duğu hâlde âlim, şâir, kâîib, mütefennia elması dolayâsıyle mütsaddid sıfat sahibidir. Cenâb-ı Ilak da köyledir, ( ) le işaret edilen zât-ı ukdesidir ki birdir. ( ٠ ٠ v،J 1 ،ibl ) diye sayılan esmâüllıüsnâ ise müteaddide! ‫؛‬:٠ . I! ur "ân'da ve Hadîste crrnâ-i hüsnâelan, yânı, Sıfât-ı İlâ. kiyyeden £3'u zikredilmiştir. Halbuki sıfât-ı İiâhîyye nâmütenâhklir. Ni­ tekim Hazret-‫? ؛‬.!evlâna da burada (Tabib ve Kabıb) diye csnıâiıl hüsnâda mezkûr olmayan iki sıfatla lıitûb ediyor ve senin zincirin ...ifa‫؛‬ larmın her halkası ayrı ayrı fen re ma.riîet sahibidir diyor. Evet böy letlir. Meselâ (Kâ'ık) yaradan demektir. O. bir ،:incir farzcdiliu 1١1 .•٠1‫؛؛‬ lan onun muhtelif tecelliyâtı olur. En büyü‫؛‬: kürelerden en küçük r ■n icre kadar muhtelif r.eş’ct ve -cesamet ve tabiatto mahlûkat vardır ki bunların hepsi do (Halik) zincirinin halkaları mesabesindedir. Hazrct.i ?.!evlâna diyor k i : Madem ki zincirin her halkasında muh­ telif bir kemâl tecellî etmektedir. O tecelliyâtı gören benim için de her ân ayu bir cüııûn vc başka bir cezbe hâsıldır.

5330

‫ ﻣﺜﻞ‬it:١‫ ﻓ ﻮﻧﺎ ﻣﺪ ﺟﻨﻮ'د‬١٠٣‫د‬ ‫ اﺟﻞ‬٠ ‫ﺧﺎﺻﻪ در ا;ﺗﺠﺮ ا ن ﻣﺐ‬ «lıâldc cüııûn türlü tü rlü d ü r vc nnitcaddiddiı 0 ■ 1:1 ( ‫وﻧﻰ‬:‫رن ذ‬:‫ ) اﻟﻢ‬SÖZİİ !mesel Iıühmünü almıştır. IJnsûsiyle 1,11 azîm beyin, yâr.î, Allahü azîiiiü.Ş ,«şânm zincirinde olan çünı'm sayılamaz derecededir

A.llah tecellisini tekrâr etmez, yân ‫؛‬, bir yaptığını bir daha yapmaz ،Her bir Fi'l-i İlâhîsi yeni ve hedî'î bir tecellidir, o mulitelif ve İâyua ve İâyuhsâ tecclbyât karışında ukûl.i kâmile eshıâbının ve basar-! bas ‫؛‬ ret erlıâbının uğradıkları cezbeler ve düştükler، cüııûn da 0 nislictte çok tur k i : ( ‫ف‬,٠ ‫ ؟‬- ،، ٠ ‫ﺑﻰال‬,:٠‫ن‬٠‫ ) اد‬١'،'‫ أااا‬: . . . elilik türlü türlüdür, cnvfunn ٠ .... imam yetmiş، hııılnr» diye Iirnbca !)،،- in cel vardır , .‫اا‬


Ciflere tuz ekmek, tizim yarasına tuz ekmek makamında kullanılır ki fevkalâde miitcessir etti demektir ve burada o lûu'nûda kullanılmıştır. Melekler cism-i lâtiftir, onlarda ciger ve ciğerlerinde yara olur mu? diye İ'tirâza kalkışmak bam ervahbk olur.

5343 ‫ﻳﺔذ‬٠،‫ﻫﺴﻤﺬه"ﻟﻮﺷﻮرﻃﻮدا ىﺛ ﻮ ر‬ ‫_ﻣﺎوى ﺛ ﻮ ر ﺧﺪاوﻧﺪا ن ﺑﺎس‬ *Ey çorak toprak, yânî, mahsulü olmayan arâzi gibi faydasız kimse, sen kendi çılgınlığını mukaddes zevâtın cezbesine ve ciiııûnuııa kıyâs etme». 5344

‫ و ﺑ ﻮ د‬١‫ﺧﻠﻖ را "اب ﺟﻨﻮن‬ ‫ﺀود‬٠‫ﻓﻤﺎد ن ىر‬.‫ و و‬١ ‫ ﺗﻨﻰ‬١ «Onun cünfınıına halkm tehammill edecek kudreti yolttu. Onun âteşi halkm sakalım kavuruyordu».

5345

‫ ش ﺀ وا ﻣﺂ ﺷﺌ ﺪ‬٠‫درر‬٠‫ وذك‬٣ ‫ﻫﺎد‬." ‫ ز دا ' ل‬٠ ‫ﺑﻨﺪ ﻛﺮدد ش‬ «Halkın sakalına ateş düşünce, yân‫؟‬, onun cezlıe hâliyle söylediği sözler avâmın kaldıramayacağı bir dereceye gelince: Onu bağladılar ve zindana koydular». 5346

'‫ﺑ ﺖ اﻣﻜﺎن وا ﻛ ﺜ ﻴ ﺪ ن ا ن ﻟﻜﺎم‬ ‫ام‬5 ‫ ﻛ ﺚ ى اً ﺳ ﺪ‬٠‫ * ز ن ر‬r f *Avâm.ı nâs bu yoldan daralır ve söylenilen sözleri akliları almadığı İçin tehammülleri azalır ise de, aşkın dizginini ‫؟‬ekip onıuı sür’atini kesmeye İmkân yoktur». 447


5351 ٠j i

j

Kj

١٠}

.٠y‫؛‬ı٠٠p - ٠ _1‫؛‬-٠٠

y*~lSj) •^.٠“.•‫؛‬j ٠١' ١J

Bir güneş kendini zerre gösterdi de azar azar yüzünü açdı٠». 5352 ‫ﺟﺰه ﻧﺮا ت دروى ﻣﺤﻮ ﺛ ﺪ‬ ‫ﻃﻠ ﻤﺎ ز و ى ﻣﺘ ﻜ ﺸﺘ ﻮ ﻣ ﺤ ﻮﺛ ﺪ‬ «Bütün zerreler, ٠- yüzün tecellisinde mahvoldu. Âlem onun zuîıUİyle mestoldu. Sonra sahve geldi.. Hazret-i Zünnûn ٥ cezbe hâlinde kendinde degildi. Onun varlığı zerresinde bir güneş gizlenmişti ki 0 güneşin ziyâsmdan bütün âlem mestolmuş ve sahv mertebesini bulmuştu. (Mahv) kendini kaybetme‫؛؛‬, (sahv) kendine gelmek demektir ki tasavvufun birer derecesidir. 5353

‫ ﻧﻠﻢ د ر د ت ﻏﺪارى ﻟﻮد‬٠‫ﺟﻮل‬ ‫ر دارى ر د‬٠‫ﻻ ﺟﺮم ﻣﻨﻌﻮر‬ «Fct١ 'â kalemi gaddârm elinde bulununca şübhesîz Mansur dâra ‫ ؟‬ekilir», M ansur: Evliyâullahtan cezbeye düşmüş ve (Enelhak) demiş bir zât idi. Bundan dolayı hakkında fetvâ verildi ve 306 târihinde Eagdad'da işkence ile i'dâm edildi. Ulemâ ve meşâyiliten ba'zıları i'dâmına fetvâ vermemişlerdi. 5354 [f j / ûr ١‫ا'راﺳﺖ‬٠‫ﺟ ﻮ ﻧ ﺐ‬ ‫ ﻻ 'ﻳﺎ‬١ ‫ ذأ و ن‬٠ ‫ﻻزم آ ﻣ ﺪ‬ «Bu İş vc bu büküm sefihlerin olunca peygamberlerin bile katli İâ. zun gelir». Vc ederler. ‫؛‬٠ ٠ : Sil

...


٠٢.‫؟‬,‫)؛؛؛‬. i ? 3

‫؛‬٠ ^

‫؛‬. U İ S

«Biz kendilerine iki elçi göndermiştik de oulurr tekzib etmişlerdi. B‫؛‬z de onları üçüncü bir elçi ile i'zâz ettik13.. Hüseyin Vâız Tefsirinde deniliyor k i : Evvelce iki havâri halkı tev­ hide da’vet için Antakya’ya gitmiş, şehre girerken koyun otlatan bir ih­ tiyara tesadüf etmişlerdi. Selâm verdikleri bu ihtiyar, onlara .Kimsiniz?» diye sordu. «Hazret-i îsâ tarafından gönderilmişiz, halkı dalâletten hida­ yete da’vet edeceğiz» dediler. İhtiyar: *Bu da’vâya bürhâmnız var mı?» siiâlinde bulundu. «Evet hastaları iyi ederiz» cevâbını verdiler. İhtiyar: «Benim senelerden beri yatalak bir oğlum var. Onu iyi ederseniz, ben de size îmân ederim» dedi. Duâ ettiler, hasta iyileşti. İhtiyar îmâna geldi. (Sâhib Yasin) ve (Habib Neccar) denilen bu zâttir. Yatalak bir has­ tanın iyileşmesi haberi şehirde duyuldu. Herkes havarilere miirâcaatte bulundular. Şehrin hâkimi putperest idi. Müşrikhk gayretiyle havarileri zindana attırdı. Sonra havârîlerin reisi bulunan Butrus Antakya’ya gel­ di. Hükümet adamlarryle münâsebet peyda ederek onlar, vâsıtasıyle hâ­ kim ile görüştü, ١ ‫؛‬١ ١ j ‫ ؛‬IÂ3

١5

١٠١۶‫ ؛‬١٠‫ ؛‬١>١١‫؛‬

. iı،W ،

Sur

.، Y ٠٠‫؛‬

^

U

VLı: .3‫؛‬

١٠

J (.^-( 5 ‫؛‬

jj î M

Û5f

J‫؛‬١‫؛‬٠‫؛‬K١‫؛؟ ^ ؛‬ ١a © .، . J

y


١‫ ﺑ ﺰ‬١0 ‫ ة ه‬٠١٠‫راا‬٠‫ق‬١٠‫اﻟﺒﺘﺬدﺟﻠﻴﻰﻏﺪاؤ ي‬ ‫ل;ﻻائﺀ‬١‫ذت‬0 ‫ق‬/‫ﺋﺚ;ش‬:١‫ﺻﺔ‬١ 1 ‫ﺗﺜﻼ‬ ‫ ا ﺑ ﺦ‬٠‫ ةﻓﻴﻴﺬد ز و ﻻ‬0 ‫ ا ﺋ ﺔ ; ذ‬٠‫'ﻓﺸﺨﻬﺬرﻧﻰوا;ﻷ‬

‫ ﺀ ذ ى ﻫ ﻬ ﻲ‬: ‫ ﻵ د ; ﺧ ﺬ ﻻ ش‬١‫ي‬٠ ‫ذ ي‬١ ‫ ة ف‬١© ‫ر{دﻹي‬١‫أأؤض‬١‫وﻻﻣﻌﺬول©اذ‬ ‫ﻰ ﺑ ﺔا ه‬ ©

‫ﻲ‬

‫© غ ;| ﻳ‬

‫ ﺋ‬-

‫ج‬

‫ذ‬

‫ إ‬١‫ﻲ‬

‫| ﺗ‬

‫ ﻏ ﺨ ﺬ ر ذ‬١‫ ; ى‬5 >‫ﺮ ة‬

‫ﺋ‬

«Şehrin bir ucundan koşarak biri geldi: Ey kavmim; size gönderi.enlere tâb٠ i١olun, sizden ücret istemeyen, hâlbuki kendileri hidayet bul. ‫ا‬،‫ ؟أا‬olanlara tebeiyyct ediniz. Bana ne oluyor ki beni yara.mış olana İbâdet etmeyeyim. Siz tlc onun nezdine avdet edeceksiniz. Ben ondan b:'٠ ..ka jna'budlcr nıi ittihaz edeyim ki? Eğer rahmân ve rahim olan Allah, hana bir zarar eriştirmek isterse putların şckiatı o zararı ilenden deî'edemez ve onlar ileni kurtaramazlar. 0 vakit ben hakikaten açıl‫ ؛‬bir dalâloto diişmüş olurum... Ilabib Neccârm bu sözleri üzerine üstüne hücûm ettiler. 0 ise ha١'â‫ ا‬İ!ere dönerek : «Ben hakikaten sizin Rabbinize îmân ettim. Beni dinle٠١‫?؛‬، ve İmânıma şâhid o lu., dedi, o ‫؟‬ellide, Taraf-I İlâhîden Cennete gir denildi. O ،la: Ne olurdu? Rabbimin beni mağfiret buyurduğu ve ileni ،l:rânı görenlerden kıldığını kavmim bilse idi temennisinde bulundu‫»؛؛‬. 5356 ‫ ث‬. ٠‫ ر ا ﺑﺒﻦ اﻣﺎن ا ك‬٠ “‫ﺟ ﻬ ﻞ‬

٠‫ ﻛﺸﺘﺂوﻳﺨﺖ‬٠‫زاﻧﺨﺪار'دىك‬ «llıristiyaı,hırııı cehf٠ l٠ ‘‫؛‬hı'ı gör ‫ا‬،‫ ﺀ؛‬kendi vehimlerince zı'.t.l âlîden, yânî, llnzro . ‫ ؛‬، ١‫ ه‬٠‫ اا أا ا‬imlânı kaldırdılar ». ٠?!) «>,،٠، ١'،',٠،,، XII :

asılmış bit


bulunan Resülullah II٠zre،l٠ılyl ٠ ١،‫؛‬.1،(٦ .‫آ‬1 ‫ﺀ‬ ٠cdcıı tliger müslümanlar - k i rahmet-‫ ؛‬İlâhi’ ’.e i d i l e r - bulunuyorlardı. 0 ayn-1 ra.Iımete karşı da azâb-ı İlâhî gelmiyordu. f'،،I‫؛‬:ıt vaklâki hicret vukûa ,.geldi, Mekke’deki mUslUmanlar da yavaş yavaş şekildi. Oııdan sonra Kureyşllere karşı fea k etler başladı. Evvela Uedir'de ıııaglûb oldular. Eşrâîtan çoğunu 0 harbde kaybettiler. Hendek gazvesinde bir şey'e muvaffak olamadan döndUIer. Sonra bir kıtlığa uğradılar. Nihâyet Mekiğe fethedildi. Diger bir misâl de Hazret-i Htiseyn (Radıyallahü anh) in Hicazdan çekilmesi iizerine Medine ve Mekke ahalisinin uğradığı felâketlerdir. Hazret-i Hasan (radıyallahü anh) in vefatından sonra Muâviye oglu Yezidi velihat ta’yin etmek istemiş, bunun İçin Hicaza gelip ahâliden Yezid, nâmına biat almıştı. Hazret-i HUseyn, Abdullah, Abdullah ibni Ömer ve Abdullah ibni Ziibeyr, Yezid gibi fâsık bir herifin hilâfetini kab٥l etmedikleri İçin onun nâmına da biat etmediler, Muâviye ileri gitmedi. Yalnız ogluna şu tenbihte bulundu : «Hüseynin İkrâmında kusûr etme ve lıurûc etmesine meydan verme. Abdullah bin Ömer, namaz merakhsı zâhid bir adamdır. Ondan ‫ ؟‬ekinme. Abdullah ibni ZUbeyr’e ise fırsat buiunca aman verme.» kluâviye 60 târihinde öldü. Veliahdi olan Yezid yerine geçti ve Medine'de bulunan HUseyn bin Ali, Abdullah bin Ömer ve Abdullah ibni Ziibeyr’den kendi namuia biat almaşını E le d in vâlisine emretti. Hazret-i HUseyn biat etmemek İçin Mekke’ye gitti. Orada iken K ü fe le rin bir da'vetnâmesi geldi. Onlar Yezide karşı hurûc etmişler ve hilâfet İçin Hazret-i Hüseyni çağırmışlardı. Cenâb-1 Hüseyn KUfe’ye müteveccihen Mekke'den ve Hicaz'dan ayrıldı. Ma'Iûm olan Kerbelâ fâciası vukûa geldi. Bunun üzerine Medineliler Abdullah ibn Hanzele’ye Mekkeliler ise Ibııüzzübeyr'e biat ettiler ve Yezid’in gönderdiği askerle harbederek fenâ hâlde maglUb oldular ve türlü felâkete ‫؛‬u ğradılar. Eğer onlar sonradan yaptıkları şu hareketi evvelce ve imam Hüseyne biat sûretiyle yapmış olsa idiler Mekke ve Medine kuvvetleri birleşerek Yezid’in satvet ve savilline karşı durabilir ve târihteki meşhur (Harre vak.ası) ile Mekke muhasarası ve bil'âhare îbn-i ZUbeyHin katlolunması da vukûa gelmezdi. l''iıkfJt sıbt-ı Nebi gibi bir siper-i kazânm içlerinden ayrılıp gitmesi bu nitîecleri vermişti. Enbiyâya edilen tearruzun cezâsı böyle olduğu gibi "Vİİyâya edilen tecâvüzün cezâsı da böyledir. Hazret-i Mevlânâ buyuru٧ ٠ ٠ ٣i ti: ‫ا د ل ا د ﺧﺪا ا ﻣ ﺪ د ر د‬

‫ ﺣﺪا رﺻﻮا ﻧﻜﺮﺩ‬١‫ﺑ ﺞ ﻗﻮىر‬ "Bir Allah a d a m ım kailli incinmedikçe Allah hiç bir kavmi rüsvâ ilm ez..


‫ دﻓ ﺖ‬٠‫ج‬ ‫؛؛ ﺳﺖ زﻓﺖ‬

‫ رى‬٠ ٠ ‫ال‬ ‫ور‬

‫اذ ﺣﺪ رﺑ ﻮ د‬

‫ ن‬٠٠ ‫ا ن ﺣ ﺪ ارر‬

«Misilli Yûsüfün başına ‫ا‬،‫لﺀ'اﻵ‬eşlerin ‫ »؛‬.hasedinden dolayı neler geldi .«Hascd, insanların kalbinde pusuya girmiş iri bir l،urd gibidir Hazret-i Yûsüf ma'lûm oldugu üzere Ken'ar، ilinden, yânî, Filistin vilâyetinden idi. Burada ona ،Yûsüf-i iîısrî» denilmesi uzun müddet Mısır’da yaşamış ve orada hiikûract me'murlugu etmiş olmasındandır. 5363 ‫ ن ر ك ﺑﻤﺌﻮب ﺣﻠ ﻢ‬٠‫ﻻ ﺟ ﺮ م ز‬ ‫دا ﺛ ﺖ ر ﻳ ﻮ د ﻫ ﻤ ﻴ ﺜ ﻪ ﺧﻮ ف وﻳﻢ‬ «İşte halim olan Ya’kûb Aleyhisselâm bu lıascd kurdundan dolayı daimi Yûsüf İçin korkardı». Ila ttâ Cenâb-ı Yûsüf’un «Baha: güneş ve ayla on bir yıldızın bana secde ettiklerini rü ’yâmda gördüm، demesi ü zerin e: «Evlâdım, sakin İJU rü'yâyı kardeşlerine söyleme» diye onlardan çekindiğini anlatmıştı. Neticede Hazret-i Ya’kUbun korktuğu vukUa gelmiş. Yûsüfün kardeşleri unu kira götürmüşler, kendisini kuyuya atmışlar, gömleğini bir kuzu kaniyle boyayıp Yûsüf’ü kurt paraladı diye babalarına getirmişlerdi. 5364 ‫ا‬.٠‫ﺛﻢ‬٠‫ﺀةودذث‬٠‫ د و ﻣ ﻒ‬/ ‫ذ ﻻ ر‬

‫رك‬

‫ ز ر ذ ﻛ ﺎ ﻧ ﻜ ﺬ ﺛ ﺖ‬١‫ا ن ﺣ ﺪ در ﺿﻞ‬ «Zâhirî kurd. Yûsüfün etrâfmda dolaşmamış, kardeşlerinin lıascdi, ،-ı.hşct eseri göstermekte kurdlan geçmişti». 5365

‫ﻧﻨ ﻢ ر دا "ﻧ ﺮ ﻛ ﻮ ز ﻏ ﺪ رﺑ ﻖ‬ ‫ ﻛﺎ'ا ﻧﻬﺒﻨﺎ ﻧﺘﺒﻖ‬. ‫ًا اد‬

٠1‫ اأا‬Jııısed kurdunun gııılri vo yarası tatil sdz ile gelmiştir 1،İ ( ‫ل‬.‫ﺑﺄ ذا‬٠‫ ) آاذ‬Ayetinde Idkftyo edilm iştir ». 4^7


,bir insan dünyâda hangi hayvAnAtm .، dıintlııe RÖre yaşamışsa 0 sûrette meselâ hasedci ola,١! ar kurd , 1‫ ااااا‬1‫ ا‬- bulunanlar domuz sûretinde haşredi lccektir. Onun i‫ ؛ ؟‬n mahşerde ، ‫ ا ا؛? اا‬şeklinde görünmek İ ‫ ؟‬in dünyâda insan gibi yaşamalı ve insanlara faydalı ، ,ilip zarar، dokunmamalıdrr. Zâten - müslümanlığın bil’ ma'nfısı da budur. Sallallahü Aleyhi Vesellem Efen dimiz buyurmuştur k i : *Elinden ve dilinden nrüsliimanların selâmette - kaldığı kimse lıakiki müsliimnndır». Evet, burada insanca yaşamalı hay , vanlık derekesine düşmemeliyiz k i :

5368 ‫ ﺧ ﺴﺎداد ﺧﻮاد‬٠‫ﺣﺌﺮ رﺣﺮس‬ ‫ر‬١ ‫ت ﺧ ﻮ ك ﺑﻮدروزشﺀ‬ ‫ﻣﻮر‬ «Haram yiyen haris bir alçağın lıaşrj, yevmülkisabda domuz sûretinde olacaktır».

5369

‫ اﺗﺪام'ﻣﺎن‬.‫زأﻳﺄ را ﻛﻨ ﺪ‬ ‫دﻫﺎن‬٠‫ راﺑﻮدﻛﺪ‬٠‫ذوارا‬-‫زر‬«DUnyâda z ‫ ؛‬nâ edenlerin gizli a’zâsı ve şc.rab içenlerin ağızları pek ziyâde kokmuş bir hâlde haşredileccktir ».

5370

‫ ر ﺳ ﺪ‬٠ ‫ﻛ ﻨ ﺪ ﻣﺨﻖ ﻛﺎن ﺑﺪﻟﻬﺎ‬ ‫ د‬٠.‫د‬٠.‫د ت اﺗﺪر ﺣﺜﺮ ﻣﺤﻮﺳﺪ‬ «Düııyâda yalnız gönüllerin, yâni, gönül sâhibi ariflerin hissettiği gizli pis koku, mahşerde lierkes tarafından hissolunacaktır». Çünki 0 gün ( ‫ ﻟ ﺮ ا ر‬،‫وم ﺗﻤﻠﻰ‬.. ,) yânî, Sirlai’in meydana çıkacağı ve herkesçe anlaşılacağı bir gündür.

5371

‫ ﻣﺪ وﺟﻮه اد ى‬١"‫ﺟﺜﺔ‬ ‫ ﻧﻮ ﺟﻮد ازرازدى‬٠‫ ىﺣﺬرﺛﻮ ذ‬٠ «insanin vücüdü liir ormnn gibidir. Eğer o nefesten, yânî, ( ‫ ن )) ■ ﻭ‬٠ ‫ ) ب‬feyzinden lıİN.cyfıl» isen 1)11 vücuddaıı saltm».

‫ ﺳ ﺶ‬٠‫و‬ 45 ‫'؛‬.


،٠ ' '

‫ﻧﺰا دد‬- ‫ذ‬،

‫ﻣ ﺮ ود‬

١٠٠.:١‫ د‬: ‫اع‬،. ‫اأن‬:> ‫از رﺀ‬ «Selâlı ve k ‫؛‬n tabili،..،-! r.‫؛‬/.٠ u i r yol vasıtasiyle göğüslerden göğüs Icre, yân ‫؛‬, .«kalMerden kaillere sîrıâyet eder Schbc‫؛‬, yân ‫؛‬, görüşüp konuşma birinden diğerine sirâyet eder. Tabiat Binaenaleyh insan dâimi olarak görüştügti kim- de o sohbeti çekip al،r٠ selerin az çok tc'sîl'i altında kelır. Bu te'sir gönüller arasında bulunan .ve göz ile görülmeyen gizli bir yol vâsıtasiyle intikal .eder Ulemâdan b a'zıları :

Y ân i: «Allah'ın yarattığı değişmez2.» Âyetinden istidlâl ederek ah­ lâkın değişmeyeceğine kâil olmuştur. Ba’zılan da değişmeyen hilkat-i tabîiyye. yâr،!, ‫؛‬:âhiri şeldl ve surettir demiştir. Evsâf.: nefsâniyyc ise değişebilir. Bunun değişebileceğine nakli ve aklî deliller vardır. Meselâ: «Ahlâkınızı güzelleştiriniz» Kndîs-i Şerifi vardır ki SaUallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin bu emr-i celîlinden kötü ahlâkın güzelleşebileceği ve kötülük hâlinin değişebileceği anlaşılıyor. İşte bu bir del'ıl.i naklidir. Bir insanın diğer bir insana, hattâ kabil-i terbiye olan bir hayvana bir şey öğretmesi, o ta ’lim ile ondaki ahlâkın değişmesi de tebeddül-i ahlâk için aklî bir delildir. Hazret-i Mevlânâ buna dâir birkaç misâl îrâd ediyor: 5377

‫ﺑﻘﻴﺨﻮداز اًد ىدوﺑﺎووﺧﺮ‬ ‫ى رود داا ل و ﻧﻢ وﻫﺰ‬ «Belki insandan öküze ve eşeğe bile ilm ve hüner sirâyet eder». Ehli hayvanlar sâhiblerinden bir ‫ ؟‬ok şey öğrenirler ve sâhibinin bi ‫؛‬şâretiyîe onun murâdını anlar ve yaparlar.

(2.1 Süre، J٠٠،n١ : ‫؛‬w.

.1


B uradaki orm andan o la n

h er

g iz li

k il- ilh f io ı y o lu

fe y z v e

‫ اا‬١‫ااا‬،‫ا‬," 1

^‫ل‬،‫ا‬1،،‫ا‬,،‫ ا‬٠ U h ' j h i y y c t t l r k i A l l a k

n e b i v c v o l i ‫ ا‬٠‫ا‬.‫ أااااا‬٠',٠٠٠٠،٠،،٠ v â k ı f t ı r .

illıâ n ıa

v a r illi

1،‫ا‬

Y in e o r a d a n

!،،i l i l i n l:ı، ‫ ' ؛‬٠d ı u a göre o

yol

a r sla m

h e r k a lh e

v a s r i a s i y l e '،ı l

in a z h a r o lııı

5383

‫'ن‬،١ ‫ ?' ن‬/ ‫دذدى ش از درون‬ ‫ا ﺀا ى ﺗ ﻜ ﺖ ازدروزارﻧﺎن‬ «Ey köpekten bayağı o lan: Ariflerin kalbindeki can mercanından, yânî, onların, tevber.i ir f a n d a n bir mikdarnu ‫ ؟‬al.. 5384

‫ﺟﻮﻧﻚ دزدى ﺑﺎرى آن در ﻳﻌﻠﻒ‬ ‫ارى ﺛﺮﻟﻤﻒ‬.‫ﻳﺜ ﻮ ى‬.‫ ل‬٠‫ﺟﻮﻧﻜﺎ ﺣﺎ‬ «Çalarsan bâri öyle lâtif bir inciyi çal, taşıyacaksan bâri öyle ınubârek bir yültii taşı».

*ŞEYII Z Ü N N Ü İN DELİ OLMADIĞINI VE KASDEN CÜNUN HÂLLERİ GÖSTERDİĞİNİ MÜRİDLEKİN ANLAMASI» 5385

‫دوﻣﺘﺎن در ﻧﺼﻪ ﻧ ﻮاﻟﻨ ﻮﻧﺜ ﺪ د‬ ‫ ن و دران رأﻟﻰ زد"ﻟﺪ‬١‫ﺳﺮى ز"د‬ «Dostlar, Ziinnûnun kıssasında, yân‫؟‬, ondan bahsederek zintlana git. tiler ve şöyle bir miişâverede bulundular ki :٥ 5380 ‫ ﺗﺒ ﺖ‬٠‫ ك‬٠ ‫ا‬

‫اودر ن د ن ﻗﺒﻠﻪ و آ ﺑ ﺖ‬ «o, bu ‫§؛‬mahsus mu yapıyor, yoksa bir ljikıncti mi var? Kendisi 1 Iıu dillin kıblesi vc âyet‫ ؛‬mesabesindedir*. «3


٢٠‫ذذاﻻ‬

‫ ةا ت‬: ‫ا‬، ‫ أا‬٠ >* >‫ ﻻ ز ط‬٠:‫ﺟﻮن؛‬ «Tâ ki ‫ﻻ‬٠‫ إاا‬isrâ ‫؛‬l،i;ld٠ ‫ ا‬٠‫ا‬،‫اا‬،٠»"،1،‫آ‬٠‫ل‬٠ .١l،'ıs;i Alcyhisselâmın kesilmesini emrettiği sığırın kııyruğıı dıııbı ,imlen dirildiği gibi) ey ınıı’temed dostJar ben de kamçı ،aliminden hayat bulayım ». Hazret.‫ ؛‬Mûsâ zamanında Beni İsrail arasında biri öldürülmüş, fakat katili bulunamamıştı. Cenâb-ı Kelîmullâh onlara bir sığır kesin, kuyruğu ile ölüye vurun, dirilir ve katilini haber verir buyurdu. Katilin vahyen bildirilmesi, yâhud maktulün Hazret-i Musa’nın duâsıyle dirilmesi mümkün iken araya sığırın karıştırılması, Allahü a’lem Benî İsrâili Mısırda gördük­ leri (Apis boğası) na hürmet göstermekten kurtarmak içindi. Çünki Mısır­ lılar, (Apis) dedikleri bir boğaya tapmırlardı. Beni İsrail de onları göre göre sığır cinsine karşı bir hürmet göstermeye başlamışlardı. Hazret-i Mûsâ’m n emrini garib görmüşler, bizimle eğleniyor musun? demişlerdi. Nihayet sığırı kestiler, kuyruğu yâhud başka bir uzvu ile maktule vur­ dular, adamcağız dirildi. «Beni fülân kişi öldürdü» dedikten sonra öldü. Hazret-i Mevlânâ diyor k i : «Zirnnûn Hazretleri mücâhede için ken-. dişini deli olmuş göstermişti. Onu tımarhaneye koydular. O vakitler de­ lileri müshil içirmek ve kamçı ile dövmek sûretiyle tedaviye çalışırlardı. Zünnûn Hazretleri de tımârhânede yiyeceği kamçı darbesini Benî İsrail maktulüne vurulan sığır kuyruğuna benzetiyor. O maktûlün kuyruk dar­ besinden dirildiği gibi ben de kamçı darbesinden başka bir hayat bula­ yım diyordu. Bu kıssa (Sûre-i Bakara’da) hikâye buyurulmuştur. Kezâ :

5393 *‫ﻟﺨﺖ ﻛﺎوى ﺧﻮش ﺛ ﻮم‬ ‫ﻛﺶ ﺷﺮم‬

‫و ﻣﻮس‬ıTc

f

‫ا ز ز خء‬ ‫ﻫﻤﺠﻮ‬

«0 kuyruk darbesinden hoş olayım, Mûsâ’nın sığın darbesinden di. rileıı maktul gibi makbûl bir hâle geleyim*. 5394

‫زده ﻧ ﺪ ﻛ ﺜ ﻪ ز ز م دم ﻛﺎ و‬ ‫ ا ﺛ ﺪزر ا و‬. / ‫و ﻣ ﻰ اذ‬٣‫ر‬ «Sığırın kuyruğu zaliminden ma! ul mîsâl‫ ؛‬hâlis altın oldu*. F : 30

d.

ildi, iksir sürülmüş bakir

465


r.inil

‫• ر و‬1»/. ‫ ئ از‬٠ ‫ا‬.‫ ' ﻟﻢ‬١ 1‫اا‬ ‫ﻏﺬق‬٠‫ ﺀ ﺑ ﺎ ﻟ ﺰ ﺀ ا د ﺿ ﺒ ﻦ‬٠٠‫ا‬ «Si|4irı, yânî, nefsi iildiıitnek .ınıkaluı ١‫ا‬٠‫ ا ا ا ا‬1‫ ا ا‬. 1،‫ اااااا‬.١‫ اااااا؛‬:‫ ا‬1‫ أ‬ki ‫ا‬,‫ ااااأ‬kııyrıı^u zaliminden ، ‫ ا'ا‬1‫ ا‬İfâkat 1‫ اااا‬١‫ اااا‬-

.511.1 ‫ ل‬-(. ‫ﺷﻮا ﻧﻮر‬.‫اأ ؤ‬-‫غ‬٠ ' ‫ااو‬

‫ﻣﺶ‬٠٠‫أ ذ و د ﻟ ﻮ ح ; ﻟ ﺰ ذ د‬ ٠Sıj٠; gibi n٠ ‫ )ل؛"ل؛'ل‬içmekten l>a‫ ؛‬٠،a bir şey ılUşi'ınıneycn nefsini riyfizet ١٠ nılirahcdc ile çabucak cjidiir ki «izli ٠>1‫ اااا‬rtihun akil vc şuûr ile yeni 1٠1‫ ' ا‬Iıııyât bulsun ».

"/.،'l.NN'ÜN KUDDİSE SH،KU‫؛‬l٠ Nl'N I1İKÂÎESİKE AVDET» 54 ‫ﻻ‬:١

‫ﺟ ﺮ ز ر ﺳﺪﻧﺪ اف'ﺀﻏﺮ'زدف'و‬ 1‫ﺋﻮ‬:‫ ﻳ ﺪ ا‬٠‫ ي‬٠.‫; د ى‬٠‫اﻛ ﺶ ر‬ "٠٠ cemâat, Ziinnûnun yanma yaklaşınca: Hey! Kimsiniz? Sakınınız diye seslendi». 5403

‫ از دوﺳﺎن‬L ‫ا ادب ﻛ ﻌ ﺘ ﻨ ﺪ‬ ‫ﻣﺤﺎن‬.‫ﻣﺈ ا ﻧﺠﺎ‬٠ ‫د‬٠ ‫رﺷﻰ آ‬٠JT. «Kdcb ve nezâketle dediler k i : Biz senin dostlarındajnz. Buraya cnn ١٠. dilden Ijir arzfj ile İstifsâr.ı b âtıra geldik».

5404

‫ﻧﻮوون‬

Jk‫ اى دداى‬١‫ﺟﻮو‬

‫ﻣ ﺂ ﻧ ﺖ ﻭ ﺀﺗﻠ ﺖ ﺟﻨﻮن‬

‫ ﻧﺠﻪ‬١

“Ey ınütefeıınin ve alili ılcryâsı nasılsın? Alılma karşı ini ciinfııı ‫؛‬١nı'ulı nedir?» 4.7


MIO ‫وب‬٣ ,‫ ا ز د ب‬1، / —‫ د و‬٠‫رج‬ ‫ ﻛﻮ ب‬r

‫ذ‬١ ‫ ذ ﻛ ﻞ ﺑﻤﺪﻣ ﺤﻨﺪ‬٠.

«Yerinde» sjçraılı, taş n،،ı ve sopa fırlattı. Zij'âretçüer taşlarm isâ٠ beti korkusundan kaçıştılar »,

5411 r

‫دوﺟﻨﺒﺎ*ﻳﺪ‬٠ ‫د‬٠ ٠ ‫قﺀﻗﻬﻪ خ‬

«Kahkaha ile güldü ve bakini ‫« آ‬1‫ ﻟ ﺰا‬. Şu dostların sakalı yeline, yâni, dostluk iddialarına hak dedi..

5412 ‫دوﺳﺎق ﺑﺒﻦ ﻛ ﻮ ﻧﺜﺎن دوﺳﺎن‬ ‫د و ا ر ا ر'ﻏﻼﺛﺪ ﻫﻤﺠﻮﺟﺎن‬ *Oostları ‫ﻧﻼح‬. Kani dostluk n 5‫؛‬ânı? Zahmet ve meşakkat dostlara ran gibiydi». Yânî; dost dostun cefâsından kaçmaz, onu âdetâ cani gibi telâkki eder.

5413

‫ﻛﻜﺮ‬

‫ دوﻣﺖ‬٠ ‫ ﻧﻜﻠﺪز رﻏﺪوﺳﺖ‬١

‫را ﺟﻮ ر س‬٠‫ر غ ﻣﻐﺰ و د و ﺳﺌﺂ‬ «Bir dosta dostunun cefâsı nasıl ağır gelir? Cefâ ve, meşakkat ‫ ؟؛‬gi. ilidir, dostluk onun kabuğuna benzer».

5414 ‫ ﺗ ﻰﺛ ﺪ ر ﺧﻮﺛﻰ‬٠٠‫در ذﺛﺎﻧﺪو‬ ‫ﻹ و اﻧﺖ و ﻣﺤﺪإذى‬: ‫در‬ «Belâ, fifet ve mihnetle başı hoş olmalt dostluk nişânı olmuştur». 4G9


IIa/.rı٠t ‫ ؛‬r.îevlâuâ 1‫ل‬،٠ 1‫ااأ؛‬.‫ا ااااأام‬١ ‫ا‬٠ ‫ا‬٠ ‫ ا‬költ'.â.İL, ‫ا‬، ٠٠‫ ا‬٠ <1■ ' ‫ اا 'اا'ا؛‬ıılıltıflııııiı . ١ '!‫اآ‬،‫ ا؛‬nefsine esir olmaktan kurtulmuş bulıındu.unıı ٠ ٠‫ا‬.‫'ا اا ا‬٠ >‫ اا؛‬arala bir lıkraelk naklediyor : 5 4 ‫>! ا‬

‫ اﺑﺪر ﺳﺤﻦ‬١‫ ر‬V " ‫ات دا ر‬٠ ‫ﻓﺪرﻃﻮاﺳﻜﻦ‬٠‫ﺛﺸﺰ‬٩‫رزىاذ‬ «Şâhın biri, komıştıı‫!؛؛‬i bir şcyliö ‫'؛'«؛‬٠ ,،> ‫ أ‬İlıs&na dair benden Iıi^py !٠ .،٠ ٠ , yânî» ،a'b ‫؛‬r-i mahsûslylc: Dile beliden ne dikrsen dedi«.

5420 ‫ا را‬ ‫را‬

‫ د‬٠1‫ ى ﺛ ﻪ ﺛ ﺮ م ا‬١‫ﻛ ﻎ ت‬

‫ ر‬٠‫ؤ ن‬

‫ ا‬/

‫ﺑ ﻨ ﺰ ﻛ ﻮ د‬

‫ك‬

«Şi'.yh cevab verdi k i : Ey şah; bana bOylc bir teklifte bulunmaya n.tıı,iniyor mıısun? Bundan vaz ge‫»؟‬.

542‫إ‬ ‫ رم واﻳﺌﺎن ﺣﺘ ﺮ‬١‫د‬

ji

‫ﻣﻦ دو‬

‫ و اﻣﻴﺮ‬-cJ ‫ ﺣﺎﻛﺎ‬y ‫وان دو ر‬ «Benim hakir iki kelem vardjr ki onlar sana hâkiın ve emirdirler»-

5422 ■ ı"— * ،j/ ١j،,١ .

ı

j٠ 5 ‫؛‬٠ ٠ )٠4...«

^ ‫؛‬j y ^ ٠ ٠>٠.“٠ ^ .،^٦..*^٥ ٠ ^

١ ٠

«Pâdişâh o iki köle kimlerdir. Bana hâkim ve emir olmaları benim İçli. bir zillettir diye sordu. Şeyh de: Biri gazab biri şehvettir ccvfıhını veril‫؛‬.. Şah kelimesinin gevmeni tlolâyısiyle hakikatte kimin ‫‘؛؟‬ıh olduğunu beyân için Hnzret.i Mı.vlûnû Inıyıııuyor k i : 471


Şâh-I merdân tarafından 1،<‫<ااا‬1‫ا‬۴ ‫ا‬1‫ اأا‬Hüi-ak , .١ ’âıı‫؛‬, kumandanlık verilmiş ve cansipârânc h a rb c d e rl ، ‫"اا‬1‫ا‬،‫اا اا‬1‫"ااااا‬.‫ أاا؛‬.lladıyallahii aııh cautâ.tâı İşte böyle fedakâr v٠ ١ 1‫ا‬،‫ا‬ -in büyüklüğünü Ali (Kerremal İahü veche) gibi büyük ilil' zât takdir edebilir. Meşhurdur ki horozun biri çöplükte eşinirken ‫؛‬٠ '، ilil" ‫؛‬,،٠ ٠ ، bulmuş ve : .insanlar arasında belki kıymetli bir şeydir. Onun yerine bir arpa dânesi oisaydı benim İ‫ ؟‬in daha makbul olurdu» demiş , 5127 ‫ ا م ﺛ ﺪ‬٠‫ﻏﺎز‬٠ ‫ا'را‬.‫ا اﺗﺎ‬ ‫ ﻣ ﺜ ﺪ‬١‫ا ﻣ ﻮ و ﺀ ﺀﻗﻠﺜﺎ " را د‬ «Çöle, mefâze yânî, kurtuluş yeri denilmiştir. Jsim ve reng gibi şeyiı.r, dünyâ ehlinin aklina tuzak olmuştur». Dünyâda tersine olan şeyler pek ‫ ؟‬oktur. Meselâ ISSIZ, susuz V. umr.'tsız bir ‫ ؟‬öle mehleke, yânî, tehlikeli yer denmek lâzım gelir, mefâze, yânî, mah.al-1‫ ؛‬necât denilmiştir.'Kezâ yılan şokmuş bir kimseye selim, yânî, selâmette adi verilmiştir. Korkak bir şahsa kahraman, yâhud Rüstem, simsiyah bir zenciye kâfur adi konulur. Edebiyyatta buna (tesmiye lıiıınakz) denilir ki bir şeye Ziddıyle isim vermek demektir. 5428 ‫ ت‬٠‫را ﺧﻮدﻣﻌﺮﻓﺠﺎﻣﻬﺎ‬٠/ ‫ﻷ‬ ‫ ﻣ ﺖ‬١‫• ﻛﻮ از ﻫﺎﻣﻪ‬i j f ‫در ﻗﺒﺎ‬ «Bir gürûhu tam tau elbisedir. Avam kıyafetinde bulunan bir arife «t», avamdan derler». Evet; ulemâ ve urefâ kisvesine girmiş âmî bir şahsa kıyâfeti dola. yısiyle hoca efendi, yâhud şeyh efendi diye hürmet ederler. Avam elbi­ sesi giyinmiş bir âlim, yâhud arifi de elbisesine bakıp avamdan vehme­ derler. 5429

‫اﻟﻮس زﻫﺪ‬- ‫ا‬٠‫_ﻟﺜﺄﺀﻛﻠﺪرا ذﻟﻤﺎدر‬ ‫—وس زﻫﺪ‬ ‫ﺀود ب‬٠ ‫ﺑﺪ "ا‬. ‫"ﻧﻮر‬ ٠B‫؛‬r gürülı.ıı dn zllhd ü kanâatin zâbîri vc mürâîligi vardır. Fakat iıuııu herkes ‫ ؛‬arbedeme*. z tllu l ،، kaııâat câsıısu olmak, ‫ﺍﺉ'ﺅ‬١‫ﺇ‬. hakîkî ziihd 47.1


٢٠‫ا‬:(:‫ا‬ ‫ال‬..‫ﺑﻰ ﺀ‬,‫ ا‬.‫در درون دل در اط‬ ‫ال‬٠ ;‫ادد ع‬. ‫ ﺧﺪ و ف‬٠ ‫ﺑ ﺶ او‬ «Nufûz-1 nazariyle 1،‫اا‬.١ '،'‫ا اا‬:‫ا‬1٠ ‫ إ‬kalbin İçine girer, oradaki sır, onun gözü önünde ınekşü ‫ ؛‬olur ... 5434

،3^ Jf O١

2 y—* &

«Serçenin cismindeki tertib ve düzen nedir ki doğanın akima karşı gizli kalsın». Yânı; basiret sahibi olanlar doğan farzedilirse avâm-ı nâs onlara nisbetle serçe misâli kalır ve gönüllerdeki esrar, basiret erbâbma münkeşif olur. 5435 ‫ را و ﻫﻮ‬١‫ت ﺑﺮ‬٠‫ا ﻧﻚ واﻗﻒ ﺀﻛﺚ‬ ‫ ﻣﺨﻠﻮﻗﺎت ﺟﻪ ﺑﻮد ﻳ ﺶ او‬r ' «Allalnn esrârma vâkıf olanlara karşı mahlûkatın sırrı ne olabilir?» 5436

‫' ﻧ ﻚ ﺑﺮ اﻧﺎدك وﻓﺂرش ﺑﻮد‬ ‫ود‬.‫رذﺳﺪﺷﺤﻬﺪﺷﻮار ش‬ «Felekler üstünde yürüyc.n kimse İçin yer yüzünde yürümenin ne zorluğıı vardır?» 5437 ‫در ﻛ ﻒ داود ا ﻫﻦ ﻛ ﺖ ﻣﻮم‬

‫ﻟﻬﺎوم‬٠‫ اى‬.٠‫وم ﺟﺮود د ر ﻛ ﻔ ﺎ‬٠ «Dâvııd Peygamberin avucunda tlcmir. ıııum gibi olmuştu. Ey zâliııı kiuısc; 0 hâlde ıııum onun elinde ne idi?" 47ü


‫اآ‬1 ٠‫ ا ﺑ ﺜ ﻨ ﺎ م د‬/ ‫ ) ﻟ ﺜ ﻴ ﺄ ﻟ ﻦ‬y ‫ح ﺗﻮﻧﺮ ى ﻣﻨﻪ‬:‫ ع‬y ‫ ا‬/ ‫ا‬

-Nen N٠ ٠ rt davran VC bana söğ. İliç tı'.'zim ١ '٠ ‫ ا‬tevkilde bulunma».

5444 ‫ر دا ح‬

‫ر ك ►ﻧﺪﻣﺖ ﺧﺪﻣﺖ‬

‫ﻛﺎ ﺑﻐﺮﺑﺖ ﻣﺨﻢ ﺑ ﺖ ﻛ ﺎ ح‬ -Simdi senin hizmet‫ »؛‬hana hizmeti terketmendir. Ben. heni tanıma. ‫اااا'ا‬،‫ا‬٢arasında iliyle tohumum, saçacağım. yânî. hu vâsıta ile ba'zı §ey٠

5445

‫اﺗﺪ‬٠‫ ﻛ ﺎ ﻛﺮد‬- ‫ ﻏﻮاﺟﻜﺎﻧﺎ ﻧ ﺖ‬٠ ‫دﺛﺎن ﺑﺘﺪﻫﺎد‬.‫ﺗﻢ ا‬٠‫ ا‬٦‫ان‬-٠‫ ك‬IT «Herkes kendilerini köle sansııı diye efendiler böyle kölelik tavrı ،»hmnıı‫؛‬lardır». 5446 ٠‫ازﺧواج‬.‫ ر‬١‫ع‬٠‫ د و‬٠ ‫?ﺛﻤﺎرﺑﻮدد‬ ‫ﺟﺛ ﻣﺋ ﺮ و‬ ‫ددﺟﺮازﺧﻮاﺟﻜﻞ‬ ‫ا'ﻟﺪ ا ﻣﺎ د ﻛ ﻞ‬٠‫ﻛﺎرﻫﺎرا ﻛ ﺮد‬

«Efendilikten müstağni VC gözleri tok idi. Çiinki üzerlerine lâzım İ١leri hazırlamışlardı». 5447

‫ ر ﺷ ﺂ ن‬. ‫ ا ﻧ ﻬ ﻮ ا‬٠‫و ن ﺀ ﻻ‬ ‫ذ وا ﺟﺔﺋﻠ ﻮﺑ ﻦ‬-‫ﺧ ﻮﻳﺜﺔﺛﺒ ﻮد‬ «Bu licvfl V،، heves kulları ise onların aksine kendilerini akil efendİRİ göstermişlerdir».


545:1

‫ «اوا رادا ن;ود;ا‬٠‫ ا‬٠‫ر ا ا خ‬ ‫ى‬٠ ‫ ا د ر آن ﺛ ﺮ‬- ، ‫ ط‬۴'١ ٠٠‫؛»؛؛؟‬،‫ ؛‬lokınânın nııtrâdı, t. urslıtıı yigidin sırrııın kimsenin vâkıf

olmaması id i '.

5454 ‫ف‬٠‫ ان ك‬٣‫ﺳﺮ ز د ؛‬

‫^انﰽ‬٩‫ﻧ ﺰ ﺩ‬

r

5

‫ ب‬٠‫ﺑ ﻪ ﻣﺢ‬

٠٤ ‫ب‬.‫_ﻥ ﻣﺢ‬١

“S ıi’r . î j kötülerden gizlemek şaşılacak b‫؛‬r şey değildir. Asil şaşıJa٠ -‫؛‬٠ ٠ ، şey, sırrını kendinden saklamandır ...

5455

‫ ﺟﺜﺈ ن ﺧﻮد‬j ‫ﻛﺎر ذﺑﺎزﻛﻞ ﺗﻮ‬ 1 ‫ﺑﻮد ﻛﺎ ر ت ﺑ ﺒ ﻢ از ﺑ ﻚ و ﺑﺪ‬T ٠٤‫ ا؛اأ؛و‬amcJlni kendi gözünden bile sakla ki amelin, iyi ve kötünün .‫؛‬örmesinden selâm ette kalsma.

Amelini gözünden saklamak, bsn şöyle İbâdet ediyorum, böyle mü!•âbidede bulunuyorum diye onlara ehemiyyet vermemektir. Elılullahtan (Ebl'ı ya'kubüssüsî) demiştir ki : «Amelde öyle İhlâs bulunmalı ve o ka. dar gizli tutmalı ki onu yazmak İçin melek bilmemeli ve bozmak İçin ıbışnıan, yânî şeytaıı farkına varmamak..

5456

‫ﺣﻮﻳﺜﺮا ﺗ ﺪﻳ ﻢ ﻛﺎن ر دام ز د‬ ‫ﻧﻰزوودﺑﺒﺬىﺑﺪرد‬٠‫واكﺀازﺧﻮد‬ »Kendili‫ ؛‬ücret ،nzıığıııa tesliııı et, sonra kendiliğinden olmaksızın kendi lınkikııtindeıı bir ,ey ili". 47٥


MllO

".':y k im se ; .،e r

‫ ا‬، ‫' ا‬.١‫ل‬

d ü ş ü lü n

n ın n n ıd ıg ın v e e m in o ld n g n n

\ ' 4٠

، ‫ ا‬، 1‫" ا‬,‫ ا؛‬e d e r s e n o e sn â d a t i r h ır s ız

e lb e t t e ,. g e lir v e e ld e e t t ig in

ş e y '‫ ؛‬,aJjr

jj.ıt ü rü r *.

5461 ‫ر ى‬

‫ﺑﺲ دا ن دﺛﻐﻮل ﺗ ﻮ ﻛﺎ ن‬

‫ردﻛﺎن ﻛﻬﺒﺮى‬.‫“از ; ﺟﺬى‬ «،() lıâ ld e e n iy i b ir ş e y l e m e ş g u l .1 k i s e n d e » e h e m m iy e t s iz b ir ş e y ,;‫؛؛‬٠،‫ ؛‬.«r e b ils in

ftleselâ sen hayrât ve hasenât ile iştigal et ki gelecek h'.ı-sız, r.aîm-i hediye nisbetle ehemmiyetsiz kalan §ıı lâfiî hayâtını götürsün ...

5462 ‫ ﺑ ﻮ د; اً ب\ و ذ د‬٠‫ازازرﻛﺎن‬. ‫ر زﻧﺪ‬

‫ اﻧﺪر ﻛﺎﻟﻪ‬.‫دﺳﺖ‬

« l i r tâ c ir in y ü k ü su y a d ü ş e c e k o lu r s a ta c ir , e lin i e n iy i k u m a şa u z a (،، ٠, J'i'mî, e n e v v e l k ıy m e t li n ıe t â m ı k u r ta r m a y a ç a lış ır » .

Sen d e :

5463 ‫ب‬٣‫*بﺀ * ﻳ ﺪ ت > ﺳ ﺲ‬

« M etı'n ı s u y a d ü ş e r ,

‫ د‬٠‫ ا ذ‬١ ‫ة‬.

e lin d e n ‫ ؟‬، k a r sa en iy is in i k u r ta r v e d e g e r

sizin ‫ ؛‬bırak ». 1٠ ١ : ‫؛‬11

481


،٠ '٠»٠ ‫ ر د ﺀ ا د د د و ﻻ ﻣ ﺎ ا‬/ ‫ور‬

‫ا‬٠‫ م‬١ ‫ﺑﻮﻧﺪى ل‬. ‫ا ن ﻟﻮد‬ ٠‫ااا‬،‫ أاا ةاا‬efendisi, - * 1‫أﻻ م؛ا‬.١ ' yiyecek olursa gönüJsüz ve ٠٠‫ا‬،il ،،il, yerdi, ،‫ ؛‬te sonsuz nicrbütiyyc، liy lc olur ». 5488

‫ﻏﺎن‬٠'‫اودذد ار‬٠‫ آورد‬.‫ﺣﺮز‬ ‫ا'را ﻧﺤﻮان‬٠‫ﻛﻔ ﺖ وو ﻓﺮزﻧﺪ ﻟﺬ‬ ٠‫ا‬،،‫ﺀ ا‬:‫ اﻵآ‬efendiye hediyy. olarak kavlin getirmişlerdi. Kölelerinden ‫ا‬٠ ‫ا‬,،,‫ا‬٠١‫ ل‬٠‫؛؛‬، ogJum Loknıân’ı ‫ ؛‬agjr dedi*. 54C9

‫ ك ر ن‬٠ ‫وف ر د و داد او را‬٣ ‫ﻫﻤﺠﻮﻧﻜﺮ ﺧﻮردش وﺟﻮن اﻧﻜﺰن‬ .Kavunu kesip de Lokmana kir dilim verince onu seker ve kal giki yed،.. ‫ \ ة‬٦ ‫لا‬

‫او را دوم‬.‫ا ز ﺧ ﻮ ﺛ ﻪ داد‬ ‫ا وﻳﺒ ﺪ آ ز ر ﺟ ﻬﺎ درﻫﻔﺪﺣﻢ‬٠ .Lokman onu kcnıâl-i İstikâ ile yedi, ikinci ve üçüncü kir dilim daha verili ki parçalar on yediye bâliğ oldu». 5471

‫ ا د ر ى ﻛﻤ ﺖ ا ن را ض ﺧﻮرم‬٠ ‫م‬٠ ٠ ‫ك‬٠ ٠ ‫ درن ﺧﺮرﺀت ان‬٠ ‫'ا ج‬ .» ir parça kalınca bıınu da ben yiyeyim de ne İıadar tatil kavun oldu٥uııa bııknyıın dedi». 483


177

‫؛‬،■

‫ ﻣ ﺬ ﻻ‬، . ‫ ر ﻟ ﻰ ؛ * ا‬٠‫ ا‬. ‫ د ن‬٢ ‫ ى‬، ‫ا‬- ‫ ن‬١ ‫ د ت ؛ ى‬. ‫ ﻧ ﻤ ﺪ ر‬٠‫م‬ ٠‫ ا‬، ‫ أ ا ا أ‬yemekte„ n.a'zûrnnı , 1‫ ااا‬1،‫ „ا‬1،‫اا „ اا‬ leltıutedi , . . . „?..

٠ ،،،{‫؛‬

Î.....İ ‫ ؛ا‬. ٠‫ا ا‬١ ‫ اا؛؟؛‬-bir hiic

/‫ * ﻣﺬ ﺛ ﺾ‬، ‫ ن از و ت‬٠ :‫ﻛ ﻎ‬

y

‫ﺣ ﻮ ر د ﺀ ' ﻣ ﺒ ﺪ ' ﺀ ا ذ ﺋ ﺮ ﺛ ﻢ دا‬

... .■‫ ا‬....... ‫إا‬،.٠ ‫ ًأا‬k i : Ren SCJ١ ‫؛‬،ni met veren elinden o kadar yedin, ki 1 ‫ا‬٠ ‫ا‬1,‫| ا ا‬.‫اا ال؛اا؛‬،:‫اااﺀااا‬١ <1‫ ااﻻ‬iki kat olmuşumdur». 5-179

‫ "'اخ از ﻛﻨﺖ‬S : ‫ د ة‬٠‫ﺋﺮﻟﻢ ا‬ ‫ا ﻛﻬﺎ'ذ د د م ﻛﺒﻢ زان واذﻧﺖ‬ ٠ ‫ا‬1‫؛‬،‫ا ﺀ‬1‫«'("ا‬1‫ ًﺀاا‬acı bir ‫ ؛‬ey güldüğüm ve yedigim İçin seni haberdâr t ıııi'h iv il s ı k ı l d ım . ».

5180

‫ﺟﺪن ﻫﻤﻪ ا ر ا م از اذﺀام'ذو‬ y ‫ م‬١‫ د و ر ق دا ه ود‬٠ '‫ر ﺗ ﻪا‬

“âJııdenı ‫ا‬،‫ ذ‬vücûdumun her cüz'ü, senin nim etlerini. yetişmiş ve 0 „،'.netlerin dânesine ve tuzagina tutulmuştur».

51-81

٠ <Egcr bir ne, dolnyısiyle feryâd ve şikâyet edecek olursam yiizlcrce yolun loprngı o cü/.'lelin yı'uu. eezâ.yı vücûdumun üzerine olsun». 485


‫ ا'ا‬1٠ ‫ا‬٠ ‫ ر"ا‬V«' 1،('‫ا؛ااا‬1-1 ‫ﻵآ‬،‫ا‬1'‫ا‬،١‫!ا‬,‫ ا‬٠ ٠/ ‫ ا‬1‫ا‬1‫ ا‬....... ٠ ‫ا‬٠ ‫اا‬,٠ ‫ا‬1«‫ ا؛‬١ '٠ ' ‫ااا‬1‫ﻻ‬،١ ‫ <اا‬1 ‫ ا‬،‫ا‬.٧1٠? b i r k u d r e t ١’‫'اأا‬،1‫'اا‬

I

‫ا‬،‫ا‬

‫ ا‬٠‫ا‬،،‫ ا‬1‫ ا‬٠‫"ا‬٠‫ ا‬،‫ا‬1،‫ ا‬11،‫اا‬

ve rnahnb/ 1-

1‫ا‬.'‫ا‬.١'‫'ا‬:'،‫ اا‬o l ı ı r , I l a z r e t - i

I ‫ؤ‬

1

1

; ‫؛إؤ ^ ااا إ اا؛‬

‫^^أ‬1‫^ؤة‬

‫ﺷﺬد‬

Ü ‫ﻣﺤﺒﻮ‬

‫اﺋﻨ ﺚ‬

‫إ‬

٠ ‫| ة ﺟ ﺄ‬

‫; ى‬٠ ‫از ﻣﻒ‬

<٠ ‫ آ؛اا‬.ccmacl üzerinde niatlubluk rengini görür, bir ıslıktan mahhub ilil، Nesil،‫؛؛؛ ؛‬tir ». 5488

‫داﻧﺶ 'ا؛ض 'دا'ﻟﺪ رق را‬ ‫ ﺟﺮم ﺧﻮرﺋﻲ دا د رق وا‬١ «Noksan iJiln, fark gözetmez, şiibhesiz şimşeği güneş sanır*. Meselâ ilmi nâkıs olan bir kimse altının sari, gümüşün beyaz oldugnnıı görür, o rengleri onlarııı kendiliğinden vehmettiği İ‫ ؟‬in sever. Kezâ bir güzelin yiizünde ve endânnndaki tenâsübü yine kendiliğinden zannoltigi İçin ،ina tutulup ballanır. Eger 0 kimsenin ilmi tamam olsaydı, ٠ ٠rongierin ve 0 hüsnü remftlln (٨zîz) ve (Cemil) esmâ'-i ilahiyyesinin 487


،٠ ‫!ا‬٠ ‫ﻳﺬ‬ ‫ا درر ب ث‬٠‫ رد‬٠ ‫ ; ل‬٠١‫را غ 'ف‬ ‫ ت‬. ‫ ر ب‬...... ‫ا د ن‬1 ‫ت‬ ٠‫ﻟﻴ ﻚ >ك‬ «Çünkı akliları k e n u li ‫ؤأاا‬،‫ااا'اإ‬٠‫ اا‬haili tlcgjldlr. Lâkin noksan bir ‫ اا'ئ'اا‬kulunan beden ‫ ؛‬، ‫ااأ‬١ ‫ااااأ‬:‫ااﻻ‬:‫)ا‬، ‫اذأااااا؛؛ااا‬١ olmaz». 5493

‫ﻣﺪ‬

f

‫ﻛﻐﺮ و ﻓﺮﺀو ل ر‬

‫ د د‬٠ ‫ﺟﺎه از 'ﻧﻤﺎن ﻋﻘﻞ آ ﻣ ﺪ‬ «.‘k llahtan uzaklaşmış olan her gâvurun küfrü ve fir’avnlîgi akil nok. Silmndan iler‫ ؛‬gelmiştir». Evet: F‫؛‬r'a١ ’n'de akl ve §uûr tamam olsaydı ve hakikati anlar bir kilde bulunsaydı ve beşerî aczine bakmadan (Ene rabbükümül'a'lâ) yânî, •'Ben sizin tanrıııızım» der miydi? Fir’avn meşrebli ba'zı budalalar da ki'ıçük dağlan ben yarattım İddiâsına kalkar mıydı? 5494

‫دن اﻣﺪ ﻓﺮج‬, ‫ﻣﺮ ﺋ ﻌﺎ ن‬ ‫ ﺣﺮج‬،/‫ ىﺛﻢ*اﺀﻟﻰاﻻ‬٠‫در‬ «Beden noksâm İ‫؛‬in Kur'ân’d a : ( ‫اس ﺀؤاﻻرى ر ع‬ gelmiştir».

) Ferah ve sürür

( ‫رﺀ ةا «اإ‬3‫ ) ة ح‬sûresindeki:

'‫ ﺟ ﺘ ﻼ | ا ﻫ ﺮ ة ع‬: ‫| ا ﻻ ﻓ ﻰ ﺗ ﺠ ﻴ ﻴ ﻸ > ج‬ Y ini : «Muharebeden geri kalaıı a’mâya güııah yoktur, topala günah yoktur, hastaya günah yoktur«» Âyetine işâret edilmiş, bununla da (En. m'ıkısu mel’ûn) Hadîsindeki noksâmn bedeni bil' noksan olmadığı te'yîd olunmuştur.

٠‫ >؛؛‬l„ s ٥ ‫ ؛ ا»اآﺀ‬17. •1SU


Itii/.rc l.i M evlAnft (NÛı A ٧٠٠. I ٠11٠١ ı,f،ıo t e n liy o r;

١J

١.Ji ١

٠

٠\İ ‫؛‬١v j

y

^< ٥

٤٥

«Allah, göklerin ١ re yerin nûrudur. Nûr-i İlâhînin misâli, içine kandil knıımak için duvara açılmış oyıık gibidir ki cilâlı olduğu için kandilin zi­ yasını parlak aksettirir. O mişkât içinde yanmış kandil vardır. O kandil şişe ،‫ ؟‬indedir. O şişe parlak bir yıldız gibidir. O kandil mübarek zeytin, ağa­ cının meyvesi yağiyl. yanar. O ağaç ne şark taraflarında yetişir, no de gnı-b cihetlerinde. Onun yağı ateş dokunmadan, yânî, yakılmadan evvel / ‫؛‬yâ verecek derecede parlaktır. Nûr üzerine nûrdur. (Yâni, zeytin ya­ ğımla, kandilde ve mişkatta ayrı ayrı parlaklık vardır ki bunlar biribirine İnzimam edince nûr üzerine nûr olur.) Allah dilediğini nuruna hidâyet ..ılı.r. Ve Allah ııâs için meseller îrâd eder. Cenâb.ı Hak celle ve alâ her şey’. alimdir28... Bu meseller hakkında ulemâ bir çok söz söylemiş, ezcümle Fahriidıliıı-i Râzî demiştir k i : «Cenâb-ı Hak m ü’minin göğsünü duvardaki mişkAta, göğsündeki kalbini mişkâttaki cam kandile, îmânı yanmış çirâğa, çiıâğı parlak yıldıza, kelime-i ihlâsı mübarek zeytin ağacına benzetmiştir. ٠٠kelime, mü’minin lisânından câri olunca âlemi tenvir edecek dereceye gelir, lisâııen ikrar ve kalben tasdik edilince de nûr alâ n ûr olur.» Yine İmâm Fahrüddîn demiştir k i: «Allah îmânı kandile teşbih etmiştir. Çünki bir evde kandil yanarsa, hırsız o evin etrafında dolaşamaz. Onun gibi imânın aydınlatmış olduğu kalbe de şeytan giremez. Yanan bir kandil (Sûre، Nur <28‫ ؛‬33. 491


|‫ا‬٧;‫م \اا‬ ١‫ ا أ‬١1, ‫ أ‬٩٠٠‫ ا‬٠1‫ ا ا‬١،‫ا '! ااأ‬-. ١'‫ ا‬1٠‫ ا ا‬،‫ ا ا ا آ‬1‫ أ أ‬düştükçe ülüttı ‫ا‬١٠٠‫ا‬.|‫ اأأ‬٩‫ اا‬٠1‫ ا‬٠ . |‫ ا‬,|، ‫ ا‬،1.‫ ا‬, ‫ ا اا ا‬., karlar . .١1‫; ا‬،1‫ ا‬ise kûfii‘lcı-1 jlıâta ‫ ا‬٠1 ‫؛ أ ا‬.>tir . ‫;•؛‬im'.ek ٠‫ ااا‬1،‫ ا ا‬, ‫ ا ا ا‬, | ‫ ا ا ا ا ا‬٠ ‫( ﻷ ؛اااااا‬,‫ ا‬:‫ أ‬kör t‫؛‬.lı١٠e derecesine getirir I ltr çakışında ve ‫ ا‬٠‫ اا‬1‫ اااا‬/، ١,‫ ا‬1،‫ اااا‬1‫ أ ا ا ا ' ا‬1‫ >ا ا؛‬ayd.nlıkda yürürler; onlar ) ٠‫ ااإ‬,1‫ ا ا ا ا ا ا‬1‫ ا ا؛‬. ٠٠r dilesoydi onların kulaklarını sa;l j ‫اا;ل‬- ve güzlerini k ö r ‫ ا‬-‫ اا‬٠٠‫ ا‬ili. D،d،‫؛‬ka٠cn ٨ 1!‫ أ؛‬1‫ ا‬.«« her şey'i yapm aya kadirdir

Buradaki yağm urdan mın.'ıtl, Düı.i îsîârndır. Zulum at ve ra ’ddaıı ıi!.-.ks:ıtl : îdünâfıkku-a ‫؛‬f'.nr ,:elen teklîfât -1 şsr'iyyedir. Berk ve ziyâdan ‫ا‬,‫; ا‬.::;.‫ ا'أ‬da ganaim vc emvâldir. iiu â fc k la r, İslâm in maddi menâfiini 1 t . :dukce ona doğru yürürler. F aka ‫ ؛‬٥ ,aydm hk kesilip karanlık, yânî ,l.'k lfâ t yükü altında kaldıkça dururlardı liazrc ‫؛‬-‫ ؛‬Mevlar.:. muvakkat faydaları şimşeğin ‫؛؟‬-ıkıntısına benze li'.-.ır. Kı'ii-1 İlâhî ‫؟؛‬in dâimi yardım adır diyor,

5199 ‫ رادان‬١ ‫رﻛﻒدرا ﻓﺮﺳﺮ‬٠

‫اﻣﺔ ﻧﺮ ﻧﻮر رﻓﻰ ﺧﻮادان‬ .‫؛‬Deniz köpüğü üstüne at sürmek, şimşek ziyâsmda m ektub okum ak ».

‫ردل ورﻋﺶ ﺧﻮد ﺧﺌﺪﻳﺪﻧ ﺖ‬ «Hırs vc tama’duıı akıbeti görmemek, kentli kalbine vc itendi aklina .‫؛‬،ilmektir:». Denizin köpüğü ve şimşeğin ziyâsı sâbit bir ‫؟‬ey değildir. Geçici olmakta fâni güzellerin cemâline benzer. Binaenaleyh öyle fânî vc zâil bir Inısne mcftıln olmak, âkjbeti görmemekten başka bil- şey değildir. 55.1 ‫؛ﻟﺖ‬٠ ‫زﺧﺎد‬١‫ط ؛ ﺑ ﺎ ﺑ ﺬ ت ﺀ ة ن‬

٠

‫■ ﺀاﺑﺖ‬Â.*,;V

‫ ؟ﺋ ﺪ‬٣‫ق‬

»Her şey'in sonunu görmek akilli bassasındandır. Akıbeti görmeye )

‫؛‬١e

n e fs tir

».

.Sili. B،'k «113،٠-٠-، : 17:‫ة‬٠‫ا‬ 1،


S

‫م‬٠‫؛‬،‫ا‬٠‫اا‬ J

J ., *)،o ... j ١،٠،

"

j ،I ■»). ،> t

٠j / ..İL J \ Lr ‫؛‬٠٠١،^١i o ٠٠i

e

n i hâl،.en hâle intikal ı٠ ٠ lirm ٠ lı٠senin zâtüşşimâldcn, yânî, sol tarafa {‫؛‬itmek ve dalâlete düşmekten korkman ve sağ taraf, yâni, hidâyet lezzetini bulman içindir. Kieâl-i tarikat lıcp o lezzeti umar ve ararlar ». 5507 .‫ر ا ش و ا غ ﻟ ﻰ ر‬٠‫"ا دو‬ ٠‫ ر‬٠‫ ن دث‬٠‫ﻷ‬٠‫ﻋﺎﺟﺰ اًﺗ ﺪ از ر‬ «Tâ ki İ1،İ kanadlı olasın. Tek kanadlı bir kuş, uçmaktan tcmâmiyle ileizdir». insan Rab-bı Zîşânına karşı havf ü recâ arasında olmalıdır. Yânî, Kılır-ı İlâhîden korkmalı ve Lûtf-i Rebbânîyî ummalıdır, §11 hâl, yânî,' l،:٠ vf ve reca arasında oluş, onun İ‫ ؟‬in ma'nevi iki kanad teşkil eder ve ٠ ٠kanadlar V’âsıtâsiyle fezâ-yı hidâyette uçabilir. Bunlardan biri eksik olursa, yânî, sâde korkuya tutulup Rahmet.i Rahmâniyyeden ümidini 1١ ٠ .‘:erse, yâhııd Kahr-1 Bârî’den emin olup korkuyu hatırına getirmezse <1 !‫؛‬anadların biri kırılmış ve tek kanadla uçamaz bir hâle gelmiş olur. Hazret.i Mcvİânâ bundan sonra Cenâb-1 Hakka hitâben diyor k i : 550S ‫ﺑﻢ درﻛﺎوم‬.‫ا و ﻣﺎ ﻛ ﻞ 'ا ب‬

‫ ا م ﻏﺎم‬1٠‫ دﺳﻮر‬٠‫ا د‬ »İlâhî; ya beni bırak söz söylemeyeyim, yâhud izin ver de temâmiylc İzâlı edeyim». 5509

‫ ت‬٠‫ن ﻓﺮﻣﺎن "را‬٩، ‫ا ﻧ ﺨ ﻮ' را‬، ‫ور‬ ‫ ﻣﻨ ﻤ ﻪ ﻛ ﺎ ﺑ ﺖ‬١; ‫ا‬

‫ د‬١‫ﺟﻬﺪ‬

‫ﻝ‬

»Onu da, lı'unu da, yânî, henim susmamı da, söylememi de istemiyarsan yine ferman şenindir. Senin maksûdun ne olduğunu ve ue tarafta bulunduğunu kim bilir?» 495


.٣ ‫؛ا‬٠‫اا‬ ‫ ﺀ'وو‬٠‫ ا‬٠ ‫ و د ود ر‬، ‫ ذ‬٠‫ا‬ ‫ در‬٠‫ل'ا‬٠٠‫ اذ‬١ ‫آو‬٠١‫ ا د ر‬، ‫ا‬ “Yine ‫ ا‬٠‫ ا ا ة‬- ‫ ا‬، l.râhîın ،‫ ؛)!؛؛‬1‫ا؛ ا‬- rıılı olm alıdır 1، ‫ أ‬halka g ‫؛‬bî kapıya m ıhlı

kalınasın vc derece (1‫ﺀ‬، ‫' ﺀﺀاا‬١.١ ':‫ ا‬ve .‫ ؛‬öııcşe yükselsin ».

5512 ‫ ذ و إ ذ ﻫﺸﻤﻦ‬١‫ﺑﻮ ن ﺧﺒ ﻞ‬

‫ا ﺣ ﺐ ا' ﻵﺋ ﻒ‬ «Yine İbrâlıim HaJiJ giki (

V

‫ﻛ ﺬ ر د ﻛﺪ‬

‫ب‬٠‫ﻻاﺑ ﻼ‬

) ،‫؛‬îj'.rek yedinci kat göğü

.«geçsin Halilullah Hazretleri yıldızlan. Ayı ve Güne‫ ؛؛‬görüp her biri Jçiıı l ‫;؛‬،،-ı!jiın acabâ bu mu? dedikten ve enlerin ufül vc gurUb cttigini gör tl'iktcıı sonra ( ‫ ) ﻻﻟﺐ'ﻻﺋﻦ‬Y ân î: «Den yıldızlar gibi doğup batanları -sevmeni» diyerek onların hâlıkı bulunan sâni'-ı yegâneye teveccüh et

İlişti.

551 .‫؟‬

‫ دا ز ﺛ ﺪ‬٠١ ‫ ﻳﺎ ن ن ﻏﻠ ﻂ‬٣ ‫ ن‬١ ‫ و ت از ﺷ ﺪ‬٠‫; ش‬.‫ ا ' ر ا ر‬/ ‫ﺟ ﺰ‬ <<1‫ اا ؟‬cesed ١ '‫ ﺀ‬mailde âleıni olan Dünyâ şaşırtıcıdır, ile r şcy’i galat VI. ٠e r٠١‫؛‬ııu gösterir. Eşyı.ıyı galat görmekten ancak şehvetten çekinmiş VI‫ ؟ ؛‬ekilmiş olanlar m ،‫؛‬steı>lı‫؛‬ı ،ıd ٠.

!٠': :‫ﻧ ﺄ‬

.1‫ ذ‬7


‫;د ود‬. :،. ‫ان درزﻧﻰ را ه‬ ‫ ﺻﺪ ود‬٠:‫ا‬١‫وان ﻟﺮض غ ف‬ - A d vc gayr-ı makbul bir aga‫ ؟‬ile, yedi yiiz nevi’ agacdan iyi olan bil ‫»لﺀ«ﺀاا‬.

5518 ‫ را ر دارد ا د ر ﻧ ﺪ ت‬S ‫ ﻣ ﺤﺜ ﻢ ﻋ ﺎ ﺑ ﺖ‬٠ ‫ن ﺑ ﺮ ﻧ ﺪ ﺛ ﺎ ن‬

‫و‬

"Onların sonunu gören bir nazarla baktığı İçin bakıp yetiştirm ek'bu. *ıısııınlu nasıl nıüsâvî tutar?»

5519 ‫ﻫﺎﺑﺖ ﺟ ﺒ ﺖ ر‬- ‫ﻛﺎ ز د را ﺧﺎ را‬

‫ر ﺟ ﻪ آ ﺀ—ا ﻧﻨﺪ ا ن دم در ﻧﻈﺮ‬ ٠ ٠ » agaçlar, göze bir görünürlerse sonundaki meyveleri nedir? Onu bilil". Bagçevaıı, meselâ meşe ağacını getirip bir meyve bagçesine dikmez, ‫ا‬.‫اااا‬1. ‫ آ‬unun acı palamuttan başka bir yemiş vermiyecegini bilir. Onun 1‫ ااا'ا‬bagçesine dikeceği ve dikkat ve ehemmiyetle yetiştireceği fidanları b'/,٠ ،٠ tll meyveler veren nevi'lerden intihâb eder. Bir bagçevan böyle ol.lugu, yân‫؛‬, ağaçların nihâyet nasıl bir meyve vereceklerini Ibtidâdan gö٠ ‫اا‬،‫ا‬٠anladığı gibij

5520 ‫ ﺛ ﺪ‬٠‫ا ﺳﻈﺮ اﺗﻮر'ت‬

‫ﺛﻴ ﻲ‬

‫ ﺛ ﺪ‬٠‫دت وز ﺑ ﺖ ' ﻛﺎ‬٠‫ﻫﺎ‬٠"‫از‬ ٠N٥r-ı İlâhi ile nazar oılcıı vc bısur.ı basiretle gören bir şeyh dc sâli٠ kili ‫؛‬l.tidâ vc İııtilıfisına âgâh olur*. !٠ ‫؛‬٠


٠> y ٠l٠٠« 1، ‫؛‬،’ ١

j

١ •.^-٠

«0 nasıl fcmı lııılıtnlıı l،i ، • iiııı pâdişâh itli, kökü, mcvcûdiyyctî Al. lalım hıfz ıı emânetinde hıılumırdu». Bir kimseyi ki Allah muhafaza eder, hiç kimse ona bir zaraı. ver­ mez. Nitekim Resulullah Sallallahti Aleyhi Vesellem Efendimize Cenâb-ı Hak :

‫ؤ\ ث > ة ﻳ ﻴ ﻠ ﻜ ﺈ ر إ ة ي‬ Yânî : «Allah seni İlâsın şerrinden ve tecâvüzünden liîfzedecekt‫؛‬r ‫؟‬١ >٠ ‫ ا‬uyum uştu. Ondan dolayı en azılı düşmanlan 0 kadar ‫ ؟‬alıştıkları hâlde vücUd-1 mahfdza bir şey yapamamışlardı ". 5526 .‫و ا ﻣﺪ‬

‫ر و‬١‫ ر‬١‫ زان‬١‫داه‬

٠‫وﻛﺮ راﻧﻰ ن زد‬- ‫و‬٣‫ر‬ İ lâ h î

«Pâdişâh, lıasctlkârların esıârına vâkıf oldıgıı lıâlde Ebûbekiri Re‫؛؛‬illi sükût ediyordu».

EbUbekir Rebâbî mç-şâyihten bir zât İmiş. Hakkında edilen ta'n ü h'Viııc aldırmaz, eevab vermeye tenezzül etmezmiş. Siikûtiyle İştihâr eyl'.miş olduğundan bir hakarete ugrayıp da hiddetini teskin edenler ilak1.11.d a : «Ebu Bekiri Rebâbî gibi sükût etti:، derlermiş. 5527 ‫در ﺗﺎﺋﺎ ى دل ﺑﺪ ا ر ا ن‬ ‫ را ن‬٠‫ى"زدى ﺧ ﺒ ﻚ راﻧ ﻤ ﻮ ذ‬ «O asil bozuk lıascdkârlarııı kalbJerindcki hıyâncti görüyor ١٠. o hly. Iı kârlııra ıslık ‫ ؟‬alıyordu».

.31) SUrci Maitle : 07. 5 .1


Yân ‫؛‬: «N t٠. ‫ اأاا‬١١‫اا‬،‫ اااا‬b y b l.it ‫ ا ا ا ا ا‬1‫ا اا‬،‫ ا‬.١‫ أ ا ا‬1‫ ا؛ ا‬١‫ا‬٠ ‫ا'أ‬1‫ ا آ؛ ا‬٠، gününe ‫؛‬nan . <1‫! ا‬، ٠Iiy،،rJ،،r. ‫أ'؛!ل‬1‫ ا) ا‬١‫ا‬، ‫اا ا‬,‫ ا‬1;‫ ا‬٠ ‫ ااا‬٠،''‫ ا ااااا‬1‫'ا' ا‬:‫ ا؛‬1‫ ا ' ا‬٠1‫ ا؛‬. Allaha vc îmân etmiş dunlara iliyle ve. ‫ 'اااااا‬٠‫ أ‬yapmak 1١٠،.١’‫ ا‬, ‫'ا‬1‫' ا أ‬. liiiyle yapm akla da kendilc . ٠،٠,٠،٠٠٠* başkasını aldafamıymlnt ‫ا‬.'،‫!اا؛‬،‫ ؛‬، ;،larijj m ü'm ia oJaıadıklarıııj ٠١11،‫ ااا‬٠‫؛ا‬١ lıiliyar , ‫ا‬،‫ ا‬،‫ اأ اا ا؛ أاا 'ذ‬- !!،٠. ‫؛ ااا »ا‬٠‫ 'ا‬1‫؛؛ ا‬.١' ‫ « ﺀا‬Idtıgıınu, (yâııî, münâfık lıiılnnduklannm hc‫؛‬t' bilindiğini) d« farl،c،m'rk(\;ı١‫؛‬.j٠٠i"lar^u Ayetlerinde de hikâye buyıruldugu üzere Medine'de .münâfık» nâ ‫ اااا‬١']<> bir takım kim seler vardı ÎÎİ ( / i u l l a h bin Lbey bin Selûl) ün ba ‫ا‬.‫ ااا‬,‫ ا‬toplanmışlardı. Bunlar, d ‫؛‬n-i İslâma inanm adıkları hâlde İnanmış ‫ا‬:‫ا‬1‫ا‬: örünürler, bu süretle e h l i îmânı aldatm ak isterler, kendilerine :) 1 Herkes gibi îmân edin dîyenlere karşı bîr takım budalaların inandıkları illi İnanır mıyız?» derler ve ehl-i İslâma (sefih) ta'b ir ederlerdi. K ur'ân ].-1 ‫ ا‬.٠.‫ل‬ilil, bu ،a'biıi onlara İâde etti ve :

‫ﻣﻠﻤﻮىو‬٠‫ا وﻗﺄﻧﻼ‬۶‫ذﺛﺖ‬١‫وإﻏﺌﺬﺛﺬ‬١ Yâni : «Ilâberiniz olsun ki asil süfehâ ve budala kentlileridir, lâkin ١1.,‫ ا‬٠‫ ا‬،> olduklarını b‫؛‬lmezler3'١» dedi. Zamanımızda da bir takım nıünâfıklar peydâ olmuştu ki eski münâtemâmıyle tersi idiler. A s r i ;‫؛‬eâdetteki ehl-i nifak inanmazken .5‫ا‬.‫ ااأااا‬görünmeye çalışırlardı. Yeni nıünâfıklar ise, eski inandığını fedâ . ı،('îiemckîo beraber hoş görünmek ve kendilerine m ünevver dedirtmek 1. 11، inanmaz gibi görünüyorlardı. O nlara karşı şu beyt hâtıra g elm işti: I I n r ııı

Moda dinsizlerinin bak hepsi, Eski erbâb-ı nifakın tersi .

M ünafıkların A llaha karşı lıud’a etmeye kalkıştıkları gibi hasedkâr maiyye*. halkı da hüküm darlarını.aldatm aya vc ondan öğrendiklerini ona atm aya kalkışmışlardı.

.33) SUrcl B akara : 8.3. ٠3 ‫ ا‬٠ SUrıl Bakara : 13.

503


R٠١.'M

‫ﻟ ﻐ ﺘ ﺄ ﻧ ﺎ ~ ﺋ ﺎ د ﺻ ﺬ ا ر د را‬ ‫ا‬,‫ ى و‬،‫ن ا‬

‫؛‬.' ‫ذ‬

‫ﺯ‬١‫اى ﻟﻢ‬

“‫ح[ ا‬،‫ﻵ‬٠٠ v kbpokten alçak; sende bana karşı k;çırağa der k i : i ‫؛‬s vefâ ١ t٠ Ik ınndıır ? .

5537 ‫ﺳﻞ‬٠‫إإﻛﻞ آ د ن ك‬٠ ‫ ﺳ ﺎ‬١ ١/ ‫ﺧﻮد‬

‫ور دل‬٢‫ا ذ‬

‫ﻫﻤﺠﺮ ►ﻧﻮد ﺷﺎﻛ ﺮد‬

٠R٠nî hakîkaten demir koparan bir usta bilme, kendin gibi kalbi 1‫ا‬،،‫ ا‬bir çırak farzet». 5538

‫ﺗﻬﺎزﻣﺬت؛رﺑﺘﺪرﺟﺎﻧﻮروان‬ ‫ د د رو؛ن‬/ ‫ ﺀ ى‬jT ‫د ﻣﻨﺖ‬ *.Senin r â h ım a olan yardim benden değil mitlir? Bcnsiz senin tara akmaz».

fim i l ٠‫؛‬r s ı ı

5539

‫ﺑﺲ دل ﻣﻦ ﻛﺎﻧﻜﺎه ﻧﺤﺖ زت‬ ‫ اى اﻧﺮ ﺳ ﺖ‬٠‫ ﺛ ﺜ ﻐ ﺎ ا ﻧ ﻜ ﺎ و ﻛ ﺎ‬١‫ح‬ «Benim gönlüm sana tâli. tezgâhı iken ey müstakim olmayan; bil ‫'اا‬,;٠ ‫ل‬ '،‫ ااا‬neden kırıyorsun?» 5540 ، ‫ ﻧ ﻨ ﺰ‬١‫ا ى ﺑﻬﺎن ﻣﺰ'م‬

،‫ب ا ذ د رور‬-‫ﻧﻰ لؤﻟﺐ ازﻧﺎ‬ *Ben gizli çakmak çakıyorum diyorsun. Kaibdcn kalbe peneerc yok mudur?» .٢‫ ا‬0.-‫ا‬


Y â n ı: «Kötülüğün ci'/n.ı ‫اا‬.١‫ ااا‬١‫ اا‬٠ kötülüklü.•33. buyurutm uştur. İşte ‫ا؟ا‬1‫ال‬،‫ذ‬esrârını keşfeden ،lif lif, !'indilerine karşı hürm ctsiz muamelede 1 bulunanlara kai '‫ ؟‬٠le edenler.،ı böyle ıııııanı Bundan sonra H azret'، Mevlâııâ, sûretâ o çırağa, hakikatte sâlike ilitâben buyuruyor k، ; U s ta m , J’ânî, ârifin sana karşı güldüğünü fakat gülmenin zevk u nçş.cdcn ileri gelmediğini söylemiştim 1، .

5545 ‫ه ر ت‬٠‫ ﺧﺎ‬١ ‫ ور‬y ١ ‫ا د ىب‬ \ ‫ ﻝ‬/ ‫ﺻﺪ ﻫﺰاران ﻛ ﻞ ﻧ ﻜ ﻔ ﺘ ﻰ‬

«Eğer onun sana karşı gülüşü senden râzı olduğu İçin olsaydı, senin ‫ !؛؟؛‬yüz binlerce gül açılmış, yânî füyûzât ve fütûhât zuhûra gelmiş olurdu*. 5546

‫ﺟﻮن دداو دورﺿﺎ آرد ص‬ ‫ د در ﺣﻤﻞ‬I ‫ا ﻓﺄﻧﻰ دان ة‬ «Onun kalbi rızâ ile amel eder, yânî, senden râzı olursa 0 rızâyı gü٠ .*ııeşin harnel burcuna gelmesi bil Ma'lûm ya güneşin hame ‫ ؛‬burcuna intikal‫؛‬, il‫ ؛‬b ‫ ؛‬hâr ۴evsi۴i٠ n،n ‫؛‬-b -tidâsıdır. Bir ârifin rızâsı da bir sâlik İçin ma'nevi ilkbahâr tesiri göste lir, onun kalbinde türlü türlü ma’rifet çiçekleri açılmasına sebeb olur , 5547

‫ار‬٣ ٠‫ ﻣﺎر و ر‬.‫ﻧﺤﺪﻧﻪ ر‬, ‫زو‬ ‫;ار‬٠٠‫ ﻣﺞ‬،.‫رد د ﻛ ﻮف‬١‫در ﻫﻤﺎًم‬ «Giincşin hamcl burcuna gelişinden hem nelıâr, hem bahar güler, ‫؟؛؟‬ekler ve yeşillikler birlblrine karışır». Evet; O mevsimde hem nehar, hem bahar güler. Nehârm gülmesi, kışın uzun 'geceleri geçmiş ve gündüzlerin uzamaya başlamış, bahârm, yânî, ağaç çiçeklerinin .gülmesi de dallar üstünde açılmış ve ağaçları kaplamış olmasıdır. «8ûrrl .35 ‫او‬١٠،‫ ا‬4‫اا‬ .‫؟‬f٠7


Bahsedin ‫'ل‬٠( ٠‫ ا‬، ٠‫ ا ا‬1 ‫ ا ا ؛‬١‫ا ا‬1‫اا اااااا‬،‫اا‬1 ' ‫ ا‬1 ‫ل!ا؛اا <ا‬-‫ ا‬IÎL1İC vc bilmazhariyye ıi.f-i kamildir ki I.» »»٠ '»< ١ '‫ا‬١',,٠ 1 ‫ااأا ؛‬.‫اااا؛ ا‬١ ularididir. Fezâdaki utârid :;٠ ٠ ;>■yârcsi fclcgin 1‫؛‬.'،‫اا‬1,‫ ا‬،‫'اﻻ | ا‬.:,‫ا‬،1 , .،،٠ ‫؛‬٠. ٨)'‫؛؛‬-‫ ؛‬-kî.mil de rna’r.evî bir uta itidir. Fakat OIIUII 1‫؛‬.'‫ا‬, ‫اا‬11.‫ ااا‬1‫'ا ااااﺛﻤﺎا‬.‫اا‬1.‫ااا؛اااا‬:‫ﻻ؛؛‬ \ ‫ﻻاذ'ل‬٠yazscagmı r ٥h 01.,‫ ا؛'ا‬yazar. ,٠ ٠ "، ،،!٠ ٠ » ‫ا‬:,٠ .-yazhk ve siyahlık da yine bizim mi ki onunki ' ,!:‫؛‬،» VI. diılayjsiylc Hakkin rızâsına mi, gazabına I il mazhar oldugıınııız ül،..dür . 5552 ‫ﻳﺴﺮ‬:‫از ﻣﻨﺜﻮرى ﻧﻮﻟﺪ س‬ ‫ا وﻫﻨﺪ ارواح از ر د ا و ﻣﺤﺰ‬ «Kuhlarm sevdadan ve aczden kurtulnıaları ‫ اا؛ ا؛‬,ma'ncv’î Utarid 0 tekrar ‫؛ل؛ا‬:‫ﻟﻸ‬7.‫ ل‬.«ve yeşil ferman yazar Hakkin ve halifesi bulunan ârifin merhameti galib ve gazabı sâbık oldugu İ‫ ؟‬-in rUhlann kurtulması maksadiyle yine muhtelif rengde fer .lanlar yazsr « Allah, tevbe ve istigfâr edenlerin tevbesini kabûl vc günâhlarını -Iifveylcdigi gibi halife-i Hak olan arif tle kendisine hürmetsizlik eden lirin ncdlmetine karşı onların küstahlıklarım afveder vç râzı olduğunu ildirir. Fermanların muhtelif rengli olması rızânın ve afvm derecâtı:! .‫؛‬Isa gerektir. Kitckim : 5553 ‫ز اﻓﺂدذ خ ﻧﻮ ا ر‬٠ ‫ وﺀ‬i r ‫ رس ﻧ ﺰ ح دراﻋﺘﺒﺎر‬5 ‫ﻧ ﻂ‬- j;،r «ı٤lk b ilâ rm -yazısı, kavs-1 kuzahta oldııgsı gibi kırınızı vc yeşildir > Ra'zaıı yağmurdan sonra Güneş açılınca ufuk üzerinde muliteli renkli d ‫؛‬,lire görünür. Buna kavs-1 kuzah ta'bir ederler. Kadınlar arasınd adi eleglmsagmadır. Bunun gibi ilk bahar gelince onun kalemi de ttlrl ııalıışlar ‫ ؛؟‬zer iri en ziyâde göze görünen çayırda ve yapraklardaki yeşi ile ‫ ؟؛؟‬eklerdeki kırmızılıktır. Bunun daha a‫ ؟‬ık ‫؛؟‬ısı bahar gelince DUny yeşerir ve muhtelif renkli çiçekler a ‫ ؛؟‬l١ r demektir. Bakılırsa yeşil ren umûmidir, kırmızı ve silil’ renkler ise çiçeklerin nev ine göl'e husûsîdî hnttâ 0 muhtelif renkli çiçeklerin yapraklarında İJİle yeşillik vardır. B cnaleyh birincisi Allahın rahmet ،':«-‫ ؛‬âmmesine. İkincisi ruhların kabili‫؛‬. l-i muhtelifesine işâret.ir‘.y ٠ .


١','‫اا‬،‫ • ا‬Kuşlın nrnsuul.ı 1‫ ا‬٠‫ اا‬،1‫ ا‬،1‫ اا‬،، ilindi ‫ اا ا ا ا ا ا أ‬٠> <!!((،، İİ küdlıüdü ‫ ا‬. ‫ ا ا ا ا ا‬،١‫ اااااااا‬, yoksa 1،‫ اأ‬.١‫ ا‬1‫اا ا‬،‫ ا‬،٠‫ ا‬I‫ اا ا‬... <»‫ااا''<ا اااا‬1٠ ،1. 111 ‫ ا؛’ﺀ‬şiddetli Jjir ceza ، ‫ا‬٠‫ ااا‬،‫' ا‬،‫ ا أ ا ا ة ا‬٠١•a OIIII Kt٠si"t٠c٠‫؛‬yıılıud iııı،; ‫ا‬.،‫ا‬.١1،‫ اا‬1‫ا‬٠' ‫؛ أأ‬.٠‫ا‬،‫ا‬٠‫ ذ» ا‬hakkında bana III. tl ١‫ ا(ااا اا‬1،‫؛‬1، ،‫؛‬ir ،‫’ اا‬1‫ ا؛‬beyân ....... ٠.'٠‫!؛‬، ‫ ا ' ااااا 'ا;ا‬،‫ أا' ا‬،ıüdhüd ‫;؛‬ekli. H azret -‫؛‬ ‫إﺀ‬٠ ‫ا‬،‫ 'ا‬١‫ ااا؛ااا‬٠ li '.'onu, nereden idili.١e ،ı.I.ılir ٠ -،،،. ‫؛؛ا‬،،11‫ ا( ﻻا‬dedi ،ti: Senin I I I ) ‫ ا ا ا ا‬. ‫ﻻ ! ا‬. . ‫ ا ا ؛‬şey '‫ ؛‬gördüm , ‫ ة‬: ، ‫ ا ا‬: ‫ ا‬Selta' zelilinden doğrıı l ٠‫ ؛‬r haber getirdim . 1‫ اا‬.‫ اا‬،‫ ااا‬1، ‫ ا‬1،‫<؛؛‬،'‫ اا‬bir l.adın ،‫ ااااا[( ﻻال‬،,‫ ؛‬Sobalılar., hiıktinıdarlık etmciite . ! . şey verilmiştir, cnim büyük ،J،r ‫ أ;ا‬،‫ ل ؛ ا‬ila var. Ben < 1 1 ١'C kav * . ٠‫ اا‬٠‫ ا‬، ،١1‫اذا‬1‫ اا‬bırakmış ve güneşe secde eder l‫؛؛‬r hâlde buldum. Şeytan yaptıklarını .......... 5 göstermiş ١'C yoldan çıkarmış ki hidâyet tarikini I illinin Ollar. Göklerde ve yerde olan gizli şeyleri meydana ‫ ؟‬ikaran ve gl'ledîğinîz ve i'lân eylediğiniz §c١lc r ...... ‫( ؛‬le bilen Allaha sc ‫ ؛‬d . et . ٠.٠،->tular, t.'cnâb-ı Hak öj’Je bir Allahtır ki ondan başka m a'b،:l 5 oktur , 1‫ ا ا ا ا ا‬،،‫ ا‬nr ‫؛‬٠ ،ın rabbi, lıâlıkı ve sâhibidir‫؛‬.«. ٠ » ٠٠ ٠

٠ ‫ « ؛‬.٠

‫ﻫ ﺎ ا‬

‫ااا‬، ‫<أ؛ ا)؛ ا‬1،‫ ااذ‬bu sözleri üzerine Iîazret-İ Süleymân :

‫دذﺟﺎﻧﺾ‬..‫ﺀذ‬١‫ﻵزﺗﻴﺌﻨ ﻀﺪ ﺋ ﻴ ﻴ ﺬ ي‬. ‫ ﺿ ﺬ \ >ت\ ذ ; ﺑ ﻮ ن ﺟﺆ‬4

‫ ﺧﺆةذذ \ | ا ﻳ ﻐ ﺌ ﺔ‬:.

١ ٠ ،،ni : «Dedi ki : Doğnı ınıı söylüyorsun, yoksa yalancılardan mısın un., bakacağız ve tahkik edeceğiz. Şu mektubumu götür onlara at, sonra uıılıudnu dön ve bir tarafa çekil; moktub hakkında birbirlerine nasıl nıii٠. ١ıı‫؛‬١ I edeceklerini ve nasıl görüşüp konuşacaklarını öğren37». Ilüdhüd ır.oktubu götürdü ve Belkîs in sarayı penceresinden içeri allı. lîpîlcîs onu görüp mealini anlayınca devleti erkânını topladı ve unlum :

. SİİI..I Nrtttl .

٩? ,

Î I „ I K

M «,'11 .» 1 ,H

:١ ‫؛‬

.H

.)11


Ilelkis’in sefirleri ve h ediyyeler،:

‫ ا‬٠‫ﺋﺬوﻧﺖ\دق\ \ ﺷﻰ\ ثﺀﻛﻮ‬١‫"ﺀ ﺛﻴﺊ\ل‬١‫ﺟﺐ‬ |

‫ا‬

‫ﺫ' ﺀ ﻳ ﻮ ; ﺻ ﺎ ﻏ ﻮ ﺕ‬

٢‫ ﻳ ﻞ و‬٠‫ ﺧ ﺒ ﺒ ﺪ ﺑ ﻲ‬١‫ئ؛ةل‬١ ‫ﺫ‬5 ‫ﻪ‬

‫ﲠ ﺜ‬

‫ﺆ‬

‫ﺭ ﻳ‬

^

‫ﲜ ﻮ ﺩ ﻻ ﻷ ﻗﺒ ﺊ‬

٠

‫ زﻣﺄئ‬١‫ د؛ﺑﻨﻰﺑﺨﻴﻴﺄ ﻳ ﺜ ﺆ‬۴ ‫؛‬١‫ ﺑ ﺄ ا' ﺀ‬٠‫ى ﻗ ﺄ ﻳ ﺂ‬ ‫ ﺗﻌﻮم‬j ‫ﺗﻠﻲ;ه ﺋﺎ ﻻ‬١١‫رآذ‬4‫ﺗ ﻔ ﻦ ج ﻫﺎدﺋﻤﺒﺘﻔﻠﻢ‬ ‫ ﺥ‬٠‫ ﺫ ﻗﺌﺘ ﺊ‬١‫ ؛؛ﺍﺩ‬O ‫ﻥ‬١‫ ﻱ\ﺍﻡ‬٠‫ﺺ‬ ‫ﻫ ﻌﺒ ﺚ ﻭ\ﺻﺆﺓﲠ‬

١‫ ق ﺀ ﻳ ﺜ ﻤ ﻸ ا‬١‫ ﻓ ﻚ‬٠‫ﺋ ﺌ ﻎ ﺀ ق \ ؤ ﺑ ﺸ ﺠ ﺄ‬ ‫ ز ﺗ ﻶ ﻧ ﻰ‬٠‫ ؤ ر‬٠‫ ة ا د ذ ذ \ ء ز ى ﺋ م‬٠‫ﺻ ﻳ ﻌ ﺟ ذ ة‬

‫ﻳ ﻪ ء‬

‫ ي| ىاﺗ ﺔ ^ ة ﺳ ﻬ ﻮ ﺳﺜ ﻤ ﻲ‬: ‫ ﻣﺎ ة را و‬١^‫س‬١‫أ‬

٠ ‫م‬٠‫>ةرﺗﺆﺗﻰؤ‬ Y ânî: «Süleyman Aleyhisselâma gelince dedi‘k i: Bana mal ile imdâd etmek mi istiyorsunuz? Allahın hana verdikleri size verdiklerinden Belki hcdiyyelerinizle siz ferahlanır ve sevinirsiniz Ey sefir, seni gönderenlerin yanma avdet et; onlara ordular getireceğiz ki kendilerinin 0 kuvvetlere karşı duracak halleri yoktur. Oıılan hor, hakir bir hâlde memleketlerinden çıkaracağız. Hazret-i Süleyman bundan sonra maiyyetine lıitâb ederek: «Dedi k i : Ey cemâati Müslümanların, (yânî, göndereceğim ordu efrâdmm) girmesinden evvel Belkîs’în tahtmi hanginiz hana geti" rirsiniz? Çinililerden bir ifrit «ledi k i : Sen yerinden kalkmadan, ben o tahtı sana getirirlın ve ben bu ‫؛‬5‫ ؛‬yapmakta kuvvetliyim ve eminim. :‫ا؛ا‬

513


f.M'l

‫ ن ا ﻧ ﺒ ﻰ اد‬١‫ر ﺀ ت ﻣ ﺪ ﻧﻢ ر‬ ‫ ﺑﺪاد‬٠‫ د‬/ ‫ذ ﺧ ﺪا س ﺀﻓﻞ ﻣ ﺪ‬

«٠> J،٠ "llıîs'c yüz kat ٠ '،٠ ٠ »,٠ ٠ ٠ ٠ ، ‫ اا‬1١‫ اااا‬Ui Alilli. ٠‫ا‬,‫ ا؛ ا‬erkek akil vernıî‫؟‬،‫»؛‬. 5555 ‫إورد وﻧﺜﺎ ن‬..‫ﻫﺪﺀد ى ﻛﺎﻣﻪ‬ ‫ ا ﺑﺈ ن‬j ‫ ا إ ن ﺟﻨﺪ >ﻝ‬٠ ‫از‬ «Itir luidhiid kuşu ona Siileymandan mektub ve nişan getirdi . ٠' ,٠ ٠ .٠ ،٠ ٠ ,»» Ijirka‫ ؟‬kelimeden İbâret bir beyandı,. 5556

‫ واﺋﺪآﻧﺘﻜﺘﻪﺀ؛ ىاﺛﻌﻮ ل‬٩ ٠‫ﺟﻮ‬ ‫در رﺳﻮل‬٠"‫ا ﺣﻘﺎرت ر د ا‬. «Mektubda miinderic olan .şümullü nükteleri okuyunca onu getiren l ١ly٠ < ٠yâııî, biidbüde !،akaretle bakmadı». 5557 ‫ﺟ ﻢ ﻫﺪ ﻫﺪ د د و ﺟﺎن ﻋﻨﻘﺎش د د‬

‫ﺟ ﻮ ا د د و د ل دراش د د‬

‫ﺣﻰ‬

«Onun c‫؛‬sn١ inî hüdhüd, canmı anka, hissini kbpiik. B٠ ،r٠ IU .

kalbini deryâ

5558 ‫ ﻧ ﻐ ﻠ ﻄ ﺖ د و ر ى‬٠‫ﻋﻘﻞ ﺑ ﻰ ﺳ ﺰ‬ ٠‫او ﺟﻬﻼن ﺑ ﺚ‬١١‫ﺟﻮن ض إ‬ «Bu iki rcngli tılsımlardan, yân‫؟‬, sûret ve ma.uâdan İbâret cisimlerdm dolayı akil ile his, Muhammet! Alcyhissclâm gibi, EbUcehillerlfi eengdedir». 515


!‫ ا!اا؛ا‬٠

‫رش‬٠ ‫ﻟﻦ‬٠‫ ﺀى‬٠ ٠ ‫ﺚ ذن دو دﺑﺎ‬ ‫ﻏﺎﻟ‬ ‫س دد * ن ﺳ ﺪ ت ر "ﻟﺒﺶ‬٠ ‫ د؛‬٠‫د‬

«Ey salik; hissi ٠ »٠ ،»,٠u٠ >/.toprak sa 'i،n٠ ‫؟‬. ‫اا‬٠ ‫ أ؛اااﻟﻚ‬düşmanıdır».

‫ ؟‬linki his gözü aklin ve

5561 ‫دده ﺣﻰ را ﺣﺪا اﻫﻤﺎش ﺣﻮاﻧﺪ‬ ‫اش واﻧﺪ‬٠‫ﻳﺘﺄ;أش ﻛﻔﺖ وﺿﺪ‬ «Allah, his gözüne a’mâ, putperest ve hizim zıddımızdır dedi». Cenâb-ı Hak Kur'ânda müşrikler ve münâfıklar İçin:

‫ وذإﺛﺎ‬/‫ ﻧ ﻼ ﺳ ﻲ‬١‫و ﻷ ﺀ‬ Y ânî: «Onlarm gözleri vardır, lâkin görmezleriz» buyuruyor. Görıııeycn göz, körden başka nedir? Hâlbuki ٥ müşrikler ve münâfıklar ‫؛؛‬uver.i zâhireyi görüyorlardı ve göremedikleri ma'neviyyat idi.

5562 ‫ﺣﻮاﺟﺔ ﺣﺎﻟﻰ و ر دا ﺑ ﺶ او‬ ‫ﻧ ﻮ‬

‫او ﺗﻰ ﺑﻨﺪ ﻧ ﻜ ﻨ ﺲ ﺟﺰ‬

«Hâlin ve istikbâlin efendisi olan nebi, yghud veli onun önünde idi. O ise bir hazîneden, bir mangırdan başka bir şey görmüyordu». Enbiyâ ve bilverâse evliyâ hazarâtı. ma'neviyyetleri itibariyle birer hazine idiler. Onların yalnız zâhirî şekillerini görüp de kendileri gibi vehmedenler ise hazînede nukud ve eevâhiri görmeyip de oradan bir mangır görebilenlerdi.42

(42)

S ٥r ٠، A’ı a l : 123.

517


.٦‫ا!اا؛؛‬ ،‫ا‬٠

.‫ل‬١'‫ د د ب‬٠‫خ‬٠‫م ﺟﻮل‬.‫خﺀك آا‬

‫ك ﺀﻓﻰ‬١‫ﻋﺎ‬١ ‫ ا د‬٠r ‫ﺑ ﺶ ﺧﺎ ﻛ ﺶ‬ «Âdejııin topro ‫؛؛‬yflnl. crscd-i hakisi Hakkin çalâki oldugu İçin ı٠0 topragm önünde ‫اإال‬1،1،‫ ااا‬melekleri secde etliler ». 5567 ‫ ود‬٠‫ا وا ﺀ اﻧﺌﻘ ﺖ آ ﺣ ﺮ از ج‬ ‫ ك ﻛ ﺜ ﺮ د‬١‫ ﺟ ﺌ ﺴ ﺜ ﻢ خ‬، 5‫ازت‬ «Semânın yarılması neden dolayı idi? Hâkiligi açan bir gözden ötürü idi... Fakire göre beytte (‫؟‬eşmî) kelimesinin (cismi) olmak ihtimâli de vardır ki ٥ vakit «Topraktan mahluk bir cismin geçmesi İçin semâ ya-ııld ı meâli anlaşılır. Evet. Peygamberlerden Îdrîs ^e Isâ Aleyhimesselâm hâki bir cesed oldukları hâlde semâya çıkmış ve onlann geçmesi İçin semâda yol açılmıştı. Kezâ Aleyhisselâtu Vesselâm Efendimizin ce‫'(؛؛‬d-i mukaddesleri de hasbelbeşer hâkî idi. öyle olmakla berâber mi'rac gecesinde onun mürûru İçin gökler arşa kadar açılmıştı. 5568

‫ك از دردى ﻧ ﺜ ﺒ ﺪ زر ا ب‬١‫خ‬ ‫ا ب‬-‫ ذﺛﺬا زذ‬٠‫ دﺑﻴﻨﻜ ﺰ ﺻﺸﻜﺎ‬٦‫خ‬ «Toprak tortu olarak suyun altma çökerken, 0 toprak Vücüd-1 Muhanunediyi gör ki kenıâl-i sUFatle arş-1 a'lâyı geçti». 5569

‫آزﻟﺼﺎﻓﺖ ﺑﺴﺒﺪ'ن ﻛ ﺰآ ب'ﺑ ﺖ‬ ‫ﺟﺰ ﻋﻄﺎى ﺑ ﻊ وﻫﺎب ' ﺑ ﺖ‬ »imdi ‫ ؛‬unu bil ki ccsed-i hâkideki letâfet sudan değildir. Ancak miibdi'-î vehhâb olan Allahın atâsı İktizâsıdır». Mi'râcı İnkâr edemeyen miislüman. feylesofları, onun vukûuna bir sebeb ve İmkân göstermek İçin »Cesedin semâya urûcu, rûhun ve aklin kt.mâl-i letnfetilidoudir ki beden-‫ ؛‬kesifi âlem-i bâlâya yükseltmiştir. BM


‫>؛‬.٦7 .'٤ ٠‫ا‬٠ ٠ ‫ن؛ل‬٠‫ز‬٠‫ﺑ ﻠ ﻐ ﻨ ﺜ ﺪ ﺧ ﺖ‬ ‫ا ر ا ﺛ ﺎ‬٠٠;‫ﺧﺎ ك را ﻛ ﻔ ﺖ ا‬ «0 l.âldc yakincn bilinir ki, Allah dilediğini aziz eyler, m ahlûk bir cesede kanadlar a‫ ؟‬da uç der».

topraktan

K ur’ân’daki bir Âyete İçâretir k i :

‫ا|اﻟ ﻶ ذ ذ ج ﺀ ﺀ‬¥ ‫ﻳ ﻎ‬

‫ذﺧﺠﺄ‬-;،‫ةﺋﺎﻟﺬةةج\ﻗﻠﻠﺬﻗﻘﺞ‬ ‫ ي ؛ ق | ﺧ ﺜ ﺊ‬٠‫®ﻫﻴﺖ‬ Y â n î: «Habibim; sen de ve biitiin m ü’m inler desinler ‫ ل‬Ey m ülkün Silhibi olan Rabbim! Miilkii ve hüküm eti dilediğine verirsin; m ülkü ve saltanat، dilediğinden alırsın. Dilediğini aziz kılarsın ve dilediğini zillet ve hakarete uğratırsın. Hayr, senin yed.i kudretindedir, ne yaparsan 0 hayrdır. A llahnn sen lıakikaten h er şey’e kadirsin, iler şey’i yapabilir. s ‫؛‬n ٠3*. ٠

Evet böyle her §ey’e kadir olan Allah, hâkî bir cesede ilm ve akl kanadlart verdi, onları açıp ulviyyet semâsında uçmasını ve meleklerin secdesine milirâb olmasını emretti.

5574 ‫ ﻓ ﻰ را ﻛ ﻔ ﺖ رو ا ﺑ ﺎ ﺑ ﻰ ﻧ ﻮ‬٠ ١ ‫ ا ﺗ ﺎ ﻳ ﺲ ﺛ ﻮ‬. ‫ﻏﺘﻢ ﺧﺎك‬٠ ‫ﻧ ﺮ‬ «Bir ateşe, yânî, ateşten yaradılmiç olan Azazile de git şeytan .1, yedinci kat arzm altında telbis ve İzlâl ile uğraş tlctli».

Âdem topraktan yaradılınış, topragin alçakta bulunması lâzım gelinişken onu yükseltmiş, şeytan ateşten lıalkolunmuş, ateş alevinin yük. ilm e s i îcâb ederken onu alçaltmıştır.

(«)

lın ru ıı

S ilrc l

٨1.1 ‫ ؛‬2«. 521


yaratamaz gibi bir knyıtl nl.mıı .ılır, Ondan dolayı Hazret-i Mevlânâ l،ı»fın-ı İlâhîden olarnk : •Mimi ınuV.ır-ı crbaa ve illet-i ûlâ değilim. Her tasarruf ve hükmetmekle hâkiyim ve sabitim. Benim işlerim il- ...yd٥ le٠ ‫؛؛‬iz ve sebebsizdir. Takdirim vardır, illet yoktur» diyor. Yine lisân-ı İlâhîden olmak üzere devam ediyor k i :

5578 -٠ liy

£

\j j ٠ p

c i y |،٠ 'L‫؛‬-، .Lc^jâ * j ١ -،>١ Kendi âdet ve sünnetimi vaktinde döndürürüm vc icâbında değişti .«irini. Bu şübhe vc şek yolunu zamanında göz önünden kaldırırım • Kur'ân’da :

&

،01١

Y ânî: «Allahın âdâtmda değişiklik bulamazsın44» Âyeti vardır. Bu Ayet «Kanûn-ı tabiat» denilen usûlün değişmeyeceğini bildirir, fakat !‫•[؛‬ygamberlerin mu'cizeleri, evliyânm kerametleri gibi ba’zı hâdiseler, o âdetin fevkinde zuhur etmektedir. Demek ki ba’zan âdet-i müstemirre tiltf.fi. hâdisâtın vukûu da yine sünnet-i îlâhiyye cümlesinden imiş. Buna binâen : 5579

‫ﺭ ﺍ ﺭﺛ ﺮ‬, ‫ ﻣ ﻜ ﻊ ﻫﺬن‬/ ١‫ﳏﺮﺭ‬. ‫ﺛﺮ‬

‫ر‬١‫ ﺭﻭ ﻛﺎز‬١‫ ﺗﺪﺭ‬١‫ﻛﻮم‬

«IJenize derim ki âgâlı ol ve ateşte dol, ateşe derim ki yürü güt bağÇCMİ ol». Kelâm-ı ilahide :

٠ | ‫ ؛ ا ئ‬١‫ت‬ Y ânî: .Kıyfimetc yakm denizlCr âteşin bir hâle gelince4‫ »؛‬ve . ‫؛‬١ ٠ h )44) S û r d F : ‫ ؛‬U ‫ ؛‬s . r . l KUvvIta. ' fl (45 523


fir.81 ٠‫ ن ئ> ﺀا‬,‫ ر‬٠* •،‫ ﻟ ﻢ ا ى ﺀودﻧﻊ‬/ . ١.

‫ ون ا ر‬٢ ‫ا زا م‬- ‫ر دو را‬

■Ey güjjcş; kamere yaklaş ٠ ‫ل‬:‫د‬٠ €٠ <(٠ ‫؛ةﺀ‬/ ‫ ل‬her ikisini ile kara bulut gibi 1٠;‫ﻻذ'اا‬-،»‫»ﺀاةذﺀ‬. Addi bili Rebia, kıyânıet ne vakit kopacak diye soruyor : @ ‫ ؟ﻧﻰﺛﻮم!كﺀو‬١ ‫ﻳﺜ ﺰ‬ ‫ \ ﻓ ﻜ ﺮ‬- ‫ ﻟ ﻘ ﺮ ؤ ق ؛ ا ﺗ ﻮ ﻋ ﺎ ﺛ ﺲ‬٠‫ أ ﻛ ﺎ ر @ ؤ ا ر ذ ا‬3‫ي‬٠١‫ة د‬ © ‫ ﻻﺋﺬﺑﻘﺬذﻣﺜﺎﻟﻤﺜﺮ‬٠ ‫ ﻳﻮﻻ‬. Y ânı: «Göz kamaştığı, Ay tutulduğu ve Güneşle ay bir araya geldiği zurnan ki, şimdi kıyameti inkâr eden insan, ٠ zaman kaçacak yer neresi? diyecektir5.». 5582 ‫ ة ﺧ ﻮ رﺛﻴ ﺪ را ا ز ﺑﻢ ﺣ ﺜ ﻚ‬٠‫أث‬٠ ‫ ه و ن را ض ا ز ﻳ ﻢ ﺷ ﻚ‬٠‫ﺟﺚ‬ «Güneşin çeşmesini, yâni, kursunu kurutur ve ziyâsız bırakırız, kan ‫ ؟‬eşmesini fen ve hikmetle misk yaparız». Misk ahularında oldugu gibi ki, misk denilen §ey bil. cins geyiğin göbeğinde toplanan kandan ibârettir. 5583

‫ ا ا‬٠‫ر دوﻛﺎو‬٢ ‫ا ﻓﺂب وﻣﻪ‬ ‫ ﻟﻪ‬١ ‫ﺑﻮغ رردن ﺑﺘﺪ ﺛﺎ ن‬ «Allah, Giiııcşin ve Ayin boyunlarına bir çift siyalı öküz gibi boyun, duruk takar». Ve onları bir araya getirip ziyâsız ve nursuz bırakır. İşte Kadir-i Mutlak olan Ceııâb-1 Hak, bu gibi fevkattabia olan İlâdiseleri vukûa getirmeye muktedirdir. <5٠ ‫ ل‬SOrel Kıyam eh : 6 :10.

‫ ذ‬2 .‫؟‬


٢ ‫؛؛ا‬87 j —ıL

j ١٠ ١٠ _^>1

A٠ t l L. 1^

£-1

I ^٠ ٠>I

*Bu Âyeti işitince bezenmediğinden suyu kazma ile biz getiririz».

Yâni; tjprağı kazar, suyu buluruz dedi ve ilâve etti k i : 5588 j?' <Ssj } J ‫ ;؛‬.٠٠j; L.

... ;• j - t )١o T ١j «Biz bel ile yarar, kazma ile kazar ve suyu aşağıdan yukarıya çıka­ rırız».

5589 ‫ ﺛ ﺮ ا د‬٠‫ﺷﺐ ﻧﺤﻔﺖ و د د اوﻳ ﺚ‬ ‫ ش ﻛ ﻮ و ﻛ ﺮ د‬٠‫ﻧﻞ ﻃﺒﺎ ب ر دوﺟﻎ‬ «Gece uyudu. Kü’yâsmda arslan gibi bir yiğit gürdü. 0 J'iğit buna lı.kat attı, ve iki güzünü kür etti».

5590 ‫ ﻣﺌ ﺠﺜ ﻤﺎ ى ﺛ ﻞ‬٠‫ﻛ ﻤ ﺖ زﻧﺪ و ﺣ ﺚ‬ ‫ادﻓ ﻰ‬. ‫ل ار‬٦ ... ‫ا 'ﻳﺮ ﻟﻮرى‬ «O feylesofa dedi k i : Eğer süziinde sâdık isen güzünün pınarından kazma ile nur çıkar».

Yânî: ni'me،-i rU'yetini İâde et.

5591 ‫ ﺷ ﻜ ﻮ ر ﻟﻴﺪ‬٠‫رون ر ﺟ ﺖ و دوﺟﺚ‬ ‫ﺃﺛﻌﺶ دور د د‬. ‫ض اذ دو‬٠‫ور ﻓﺎ‬٠ ' «Feylesof, sabahleyin yatağından fırladı ve iki güzünü kür gürdü. İtü'yet nuru o iki güzden uzaklaşmıştı». 527


f to n

‫ ا‬. ‫ ا ر ا‬, ‫ د ا‬۵ ‫و‬١ ‫ ا ذ ﺀ ى‬٠,.. ‫ وا‬. , ١ ‫ ذﻧﻰ ا ﻟ ﺬا و ي‬١ « ^ Iin y y ib P e y g a m b e r ٠‫ا؛ي‬٠‫ ؛‬١‫أ‬

nerede

، ٦٠

‫ا‬٠‫ أ‬d n g ı

ziraat yapılacak

ı ! ı ı a s i j ٠:١

II I I 1.1 haline getirsin ?*

5597

..(‫ ل‬halilin, yânîj İbrahim Alcyhisselâmm hüsnü İ'tikadı ١’C Ccnâb- 1 Ilıdık ‫؛‬، ııîyâz، dolayjsiyle muhal denilecek güç bir İŞ| miimkin oldu ».

5598 ‫ول‬-‫ا د را ز ؛ ﻣﻔﻮﻗﻰ از ر‬ ‫ ﻧ ﺪ ا ا ﻧ ﺮ ل‬٠‫ﻛ ﻺ ى ﻣﺎا ر ر‬ ٠Yâhud Mukavkis’in Ilazret.i Peygamberden temennisi üzerine bir ٠ ı٠ ١ !ık, usûlüne güre bir tarla oldu*. ‫؛‬juavyib Peygamberin dua‫؟‬، ile dağın tarla hSline girdigi, Halîli'1* 1,1,11(، «İyâzıyl. ateşin gül bagçesi .ldugu, Habibullah Efendimizin recâ*lyle taşlık ve kayalık bir yerin zirâate yarar bir dereceyi buldugu gibi; n u hnn vârisi olan kâmil bir zât-i şerif de himmet edecek olursa öyle kııyalık kesilmiş bir kalb de yumuşar. Mukavkis. asr.ı seâdette âlısır Hükümdârı idi; fakat Bizans Devleti‫ ااااا‬tlbiiyyetinde bulunmaya mecbur kalmıştı. Etraftaki hiikiimdârlara birer nâme.i risâlet gönderilip kendileri imana da’vet edildiği sırada, ona ‫ اا|ا‬bir sefir ile bir mektup yolanılmıştı. Mukavkis müslUman olmamakla b٠t ‫؛‬١ber sefir-i peygamberiye hürmette bulunmuş ve zât-J akdes-i nebeviye ba’zı hediyyeler takdim etmişti Bu mu'cize 0 sırada, yâhud biraz Iinra vukûa gelm‫؛‬, olmnbdır 34

523


٠| ٠ ‫ ا‬ina’ncvi neshe ugrnyip .nişlerdir,

‫ اااا‬1‫ا‬٠ ‫ ﻃﺎ‬1،‫اااااااا‬

1٠ ،‫ اﺀاااا‬bütün ‫جﺀاﺀ‬،5‫ ا‬،‫ل؛ ة‬١‫ أ‬-söyle

H ulâsa: Maddi olsu », ‫ ا ا ' ا ا ا ا‬.\'‫ ا‬olsun vukûa gelen meshin sebebi en 1‫اا‬٧‫ اذ‬ve evliyâyı İnkâr ،’.,,,ek.il'. (.'.'،resi ise o İnkârı bırakm ak , ٥ zevât -1 kil 11,1,1,1 karşısında hürm et ve ta'zîm ile yerlere kapanm aktır ,

5601 ‫ د ا و ر ' ﺑ ﺖ‬٢‫ ﻫﻢ‬.‫ر دﻟﻰ ﺳﺠﺪ‬

.‫ ذ م ر ر دورﻳﺖ‬٠‫زدررت‬ «Allaha karşı secde ١ ’C ricâlullaha ta ’zîm etmek l‫؛؟‬n de her kalbe izin ١i'i ‫؛‬l,nemi‫ ؛‬t ‫؛‬r. Çünkî ralım et ücreti her ‫ ؟‬.«alışanın nasîlli değildir vet: lâyıkıyle:l٠‫ ؟‬alışan ameleye gündelik verildiği gibi İhlâs ile ibâ٠ I٠‫ ا‬eden kullara sevab verilir. Yoksa gösteri‫ ؛‬-olsun diye amelde bulu tunlara bir şey verilmez , 5602 ٠^ -?r٠ r‫؟‬٠،٠ r^ ٠،j '١ .—‫ *؛‬O‫؛‬. ٠t< p

Ky <،••‫ ؛‬،‫؛‬٥

«­Aklını başına al da tövbe ederim ve Allahın lûtf ü keremine sığı .«nırını düşüncesine i’timâd ederek günah işleme Ki; tövbeye vakit bulamadan gitmek ihtimâli de vardır. Hem sâde tövbe ve estağfurullah demekle insan tâib ve müstağfir olamaz .t،y l٠ , 5603 ١ ٠ ; </*> ،d I j o ١ ٠ ١jiıy ١J ١٠١—< ٠j ٠3j \ - ٠—' ١١»•-f Tövbe için .■l.ııhıttıır

revnak ve letafet lâzımdır,

tövbenin şartı

şimşek ve»

­Hadîs-i Şerifte : «Tövbe, nedametten ibarettir» buvurulmuştur. Yap tığı kötü bir işten nadim olan kimse keşki yapmasaydım diye peşîmanlık ­duyar, derûnî âh eder ve gözünden yaşlar döker, işte o âteşin âh, töv benin şimşeği, agluyıın (‫؛‬،٠ /. de bulutu mesabesindedir. Hazret-i Mevlânâ lılr ınisâl veriyor : 531


.٢‫؛اا‬٠>8 ،‫ ؛‬J j ٠ A١ _‫ ^؛‬،.٠ ،-‫؛‬ ١.)٠ J-٥٠١“١ -— ./ “

5 .. ^ ،S

Çınar ağacı nasıl avucıınn duaya açar, nasıl olur da bir ağaç havaya » «?doğru başını sallar ­Çınar ağacının yapraklan insan elini andırdığı için duâya kaldırıl ­mış ellere, ağacın üst dallan da neş’e ile iki tarafa sallanan başlara ben ­zetilmiştir. Yânı, çınar ağacının harâret ve rutûbet bularak yapraklan ması, onun Cenâb-ı Hakka teşekkür için semâya doğru açılmış hamd ü -’t m â elleridir; ağaçların tepesindeki dalların ve yaprakların rüzgâr te iriyle sallanması da neş’e ve sürür içindeki bir insanın keyfinden basını ... ıld tarafa oynatması kabilindendir .

5609 ; t ‫ ﺛ ﻦ ر‬٠I

c

‫ د ا؛م ﻣﺎر‬/ ‫ر ﻧﺜﺎﻧﺪ ن‬ ٠Ağf,ç çiçeği, saçı saçar. saçar?»

Yenini bahar nıeysimlnde nasıl etrafına

5610

‫ ردﻧﺪ‬S ‫ك< ﻛ ﻞ از‬

‫ﺟﻮ ﺣﻮن‬٠۶‫ﻻﻟﻪ را ر خ‬ *

‫رون‬. ‫ را رد ﻧﺮ‬i f

«Nasıl olur da lâlenin yanağı, yânî, yaprağı kızarır, nasıl olur da KÜlün gonca kesesini açıp içindeki altınları dışarıya çıkardı?»

5611 ‫ا ﺑﻮ ﻛﻨﺪ‬٠ ،‫ ﺑ ﺪ د د وك‬S

‫ ﻛﻨﺪ‬f f

٠‫ ا خ‬٠ ‫ ك ﺟﻮب ﻃﺎﻟﺐ‬٠

«Nasıl olur ‫ ا؛اا‬1‫ا‬،،‫ ا‬1‫ا‬gelir ve giil ٠ 11‫ ؛؛‬koklardı? Nasıl olurdu da o geyik l،ıı‫ ؟‬u, nerede, nereılıı ‫’)ااا‬٠ > Iiıııtlfıbıııııı ıırardı?»


Pâdişâhtan maksml: MAllluılm.ılk olan Allahtır. Onu görmek: Ruhlara (Eleslü bırabbiküm) yAiıl • l،en sizin Rabbiniz değil miyim?» hi­ tabı esnasında uyanık bulunmak ve o hitâb-ı celâle (belâ), y ân i: «Evet Rabkimızsin. demiş olmaktır, İşte o vakit uyanık bulunmuş olan, o Mâ. likülmülkün dünyâdaki fisârını ve tarâvet-i bahânnı görmekle de raiitcncbbih olur. O zaman gaflet içinde kalmış vc evet dememiş olan ise bu âlemdeki kudret alâmetlerini görmekle de intibâha gelmez.

5616 ،i.-)1 .،6u.. £

^

ji

«Elcst lıengâmmda Rabbini görüp de kendinden geçmiş ve sermest olan kimsenin rûhu, onun alânıât ve âsânnı görünce bilir».

M eselâ: 5617

،£.y٠.٠—١-.‫؛‬. j ١ ■٥ y sy ٠ ■ ،٠ ٠ .:٠ ٠ ٠ ،/.>، y ?a٠ ‫■؛‬ «­Şarabın kokusunu şarab içmiş olan tanır. İçmemiş olan ise kokla masını ne bilir ?»

5618 ‫ ا ﺳ ﺖ‬٩!‫ 'اﻳﺎ ت‬٠‫زا ﻧ ﻜ ﺎ د ف ﻫﻤﺠﻮ‬ ‫ ت‬-‫ را داﻟﻬﺎ‬٠‫ﻫﻤﺠﻮ دﻻﻟﻪ ﺛﻬﺎ‬ «Çünki hikmet, kaybolmuş deve gibidir; rehberler, mâbeyncller gibi pâdişahlar hıızüruna delâlet eder».

Iladls-i Şçrîfte : «Hikmet, mUminln kavhetmi‫ ؟‬aldugu devesidir, o hikm eti nerede bulursa otlun hakkidir» buyurulmuştur. ۴:ne 0 hikmet .lir rehberdir ki N٥h‫؛‬b‫؛‬ne delâlet ederek onu hakikate götürür. 53â


‫ ا‬٠2٠‫ا‬ ‫ﺑﺤﺖ‬

‫ ا‬٠ ‫ﻣﻢ‬

‫ﺀ‬٠‫زان ﻧﻨﺎ ن ا وال‬

‫ ىادآةﻣ ﺖ‬١‫ﻫﺮوز‬٠‫أ‬٠‫ ﺑ ﺎ و‬٠‫ﻛﻢ‬ «Cenâb.1 Hak nıurâd husulünün .ı‫؟؛‬anı olmak üzere Yahyânm üaüa . ١‫ اﻵاﻻ‬yânî, Zekeriyyâ ٨‫ا'ؤةا‬،‫ﺀاﻟﻸ‬5‫ة‬0‫ﻵةا‬-ü ç gün aslâ söz söylemeyecek : 3 sil demi‫؛‬،‫؛‬.. -Vâlid-Î Yahj’â Zekeriyyâ Aleyhimesselâmdır. Hazret-i Z e k crî^ â ih , liyarladigı halde çocuğu olmamıştı. Kendisine bir hayrülhalef İhsân olun -ınası İçin duâ etmişti. Tazarruu Sûre٠i hleryemde şu veellile hikâye bu y ü r ü tm ü ş tü r :

l^ r ١‫ أ د د ب ) ذ و ﺣ ﻞ \ د ﻣﺜﻴﺒ ﻘﺎ و \ ﺳﺘ ﺆ‬٠

Y ânı: «Zekeriyyâ dedi k i : Yâ Rabbî, benim hakîkaten kemiğim za٠ yıfindi ve başımda ihtiyarlık nûru parladı, (yânî, saçım, sakalım ağardı). Yiı Rabbî; sana duâ ettiğimde nevmid olmadım, (yânî, ne vakit duâ et­ timse duâmı kabûl ettin, beni me’yûs bırakmadın). Ve ben hakîkaten ı.krihâmdan yerime geçecek ve halîfem olacak kimse bulunmayışından korkuyorum. Haremim ise hayzdan, feyzden kesilmiştir. Bana nezd-i riîılıiyyetinden bir evlâd ver ki veliahd-i nübüvvetim olsun. Bana ve âl-i Yn’kûbdaıı devâm edip gelen nübüvvet ve ilm ü hikmete vâris olsun. Yâ Rabbî; onu râzı olacağın kavi ve amel ılc vasıflandır‫؛؛‬.». Duna cevaben vahy buyuruldu ki ٠ .

(M) S٥r٠٠M٠ry w ı< :.. ٢1 7


5‫ت؛ا‬7 C-،-١ >; ١ ٠ ; ،J L‫؛‬٠ l ،> ١٠ jj L. ‫>؛‬٠ ٠1٠V Jj .)...٠١ .}.a ١^

{C j

Sakın bu nişanı sözle anlatma, bu sözü kalbinde gizle»«.

5628 ;‫ د ش ﻫ ﻤ ﺠ ﻮد ك‬/ ‫ ا ﻫ ﺎ‬٠‫ا ن ﻧﺪا‬ ‫ ن ﺟﻪ ﺑﺎﺛﺪ ﻣ ﺪ ﻧﺜﺎ' ل د ﻛ ﻞ‬١

«o rü ’yâda gelip müjdeleyen kimse, bu çeker gibi alâmetleri, hatta bunlar ne olur? Yüz kat böylesini söylese ve nişanlar verse*. 5629 .‫ن ﺑ ﻮ د ﻛﺎ ﻧ ﻄ ﻚ وﺟﺎ‬٣ ‫ ن ؛ ﺋ ﺎ ن‬١ ‫ﻫﻤﻰ ﺟ ﻮ ل ﺑﻴﺎ ﻟﻰ از اﻟﻪ‬ «Bu, dâimâ aradığın mülk ve mansıbı lûtf.i İlâhi ile bulacağına alâ٠ met olur*. 5630 ‫ و لز دﺑﻰدر'ز‬٠‫ا ﺗﻚ ى‬ ‫ درﻧﺒﺎز‬، ‫ ى ﺳﺎ ى‬: ‫وا ذ ﻛﺎ ى س‬ «Öyle bir müjde nişanı ki onun İ‫ ؟‬in uzun geceler ağlarsın ve seher vakitleri duâ ederek yanar yakılırsın ».

5631 ‫ ا ر ك ﺛ ﺪ‬٠ ‫ﻟﻮ‬٠‫واﻧﻜﺎ ﻻً ن روز‬ ‫ ﻧ ﺪ‬. ‫ ارﻟﺚ‬٠ ‫ ﻛﻠﺪذت‬5 ‫ﻫﻤﺞو دو‬ «ö yle bir nlçnıı ‫ا‬،٤onsuz senin giinlerin kararır ve boynun İğ gibi incelir«. ‫ة‬:‫ا!؛‬


‫ام‬٠ ‫؛‬:،7

‫ان ردأ رﺑﺐ وداﻣ ﺖ‬٠‫ل‬/ r~r ‫ ﻧﺠﺎﺳﺖ‬،٠‫ م‬١‫د‬٠‫ﻛﺎن ﻧ ﺌ ﺎ ذ و آ ن ﺀ‬

«o

nişan VC 0 nlıunctler »erde? diye saga, sola bakınır, durursun».

5638 ‫ ﻳ ﺮ ز ى ه وا ى‬٠ ‫رﻟﺚ‬٠ ‫ ﺋﺎ ل‬٠ ‫ر‬ ‫ا رود ووز و ﻧﺌﺎن 'ا د ﻣﺤﺎى‬ “Gündüz geçer de gösterilen nişan zuhûr etmezse diye yaprak gibi titrersin».

5633

‫ﺗﺪوى در ﻛ ﻮ ى وازار و ر ا‬٠ ١‫ ر‬1 /

‫ ﻛ ﺬ د‬٢‫ ك‬/ / ‫ﺟ ﻮ ن‬

“Buzağısını kaybetmiş kimse gibi mahalle, boşarsın».

pazar vc saraya doğru

5640 ‫ ﺧ ﻠ ﻤ ﺘ ﺎ ﻳ ﻨ ﺪ و ا د و ﺑ ﺒ ﺘ ﺖ‬٠‫ﺀوا ج‬ ‫ﺗ ﺖ‬.‫ ا ﻧﺠﺎ ك دار ى ﻛﺈ‬٠‫ﻟﻢ ﺷﺪ‬ “Efendi: hayrola. Bu koşman nedir? Burada kaybettiğin biri mi var» derler.

50-11 ‫ ﻳ ﺸ ﺨ ﺮ ﺳ ﺘ ﻠ ﻜ ﻦ ﺧﺮﻣ ﻦ‬. ‫ز‬ ‫ﻛ ﻰ ﻧ ﺜ ﺎ د ﻛﻲ ﺑ ﺪ ا د ﻋ ﺮ ﻣ ﻦ‬ “Sorana dersin ki haynrdır, İâkin bana ‫؛‬،id bir hayırdır. Onun İçin benden başkasını ٠‫ ﺍ ﺍ ﺍ ﺍ ﺍ‬bilmesi gerekmez». 51


fiılılî davranmamız ve bir kanıdan içeriye girebilmek için onu ısrar ile .,,almamız lâzım. Diğer bir Hadi■‫ ؛‬ı Ş eıîfle: «Ccnâb.ı Hak. duada ısi'âr ،•deliler‫؛‬, murâdını Allalı.aıı lekrıır tekrar isleyenleri sever, bııyurulmuşlur. Dualarda bir talebin üç d. l'a tekrar olunması da buna mebnîdir.

56.47

«Birdenbire iyi tâli’. ‫ ؛‬süvari gelir ve seni sıkı sıkı kucaklar». Yânı; gördüğü rü ’yâda vei’ilen nişan zuhûra gelir.

.5648

‫وش و اﻣﺂدى إﻃﺎق‬٠‫ ﺛﺪ ى ي‬y ‫د ﺧ ﺮ ﻛﻔ ﺖ اﻧ ﺖ ﻣﺎﻟﻮس و ﻧﺎق‬ «Sen. o zâtin gelip seni kucaklaması zevkinden kendilitlen geçer ve yere düşersin. Senin hâline vâkıf olmayan biri: İşte sana bir mürâîlik .'‫؛‬ ٠ münâfıklık nümûnesü der».

5648

‫ ت‬٠‫ﻣﺤﺎﺑﻨﺪ درو ا زﺛﻮر ﺑﻎ‬٠‫اوب‬ ‫ت‬٠ ‫ﻛﻴﺎع‬

‫ل‬٠ ‫ ﺗ ﺪ ﻛﺒﻨ ﺪﺛﺎ ن و‬١‫او ذ‬

«O muteriz, berikindeki bu çüş u lıurûşun neden ileri geldigini ne ililir? Bu şevkin, kimin vashndan doğduğunu 0 gafil bilmez».

4650

‫ ﻧﺬﺛﺎﻓﺪر ﺣ ﻖ ا واﺛ ﻞ ﺀدد‬٠‫ا‬ ‫ ﺑﺪ د ﺑ ﺪ‬١j L

‫ ؛‬-j

S ١‫ ن دك; ر‬I

-Bu nişaıı, o killise lıukkıııda şevk âver olur ki onu görmüş ve bil» iniştir, diğerine 1.11 I1İŞIU1 ııa.ıl zahir olur?» 543


‫ا‬٠-"*‫ا ى ا‬،‫ى ص;م ر ا‬

.‫اﻧﻜﺚ ﻟﻨﻮ زا ض‬. ‫ﺋﺄ!رم‬٠‫ﻣﺢ‬ «Bağdaki yapraklar، ve kekliklerle kargaların ütüşlerîni sayarun.. 5657 ‫در ﺛ ﺈ ر ا د ر ﻟ ﻴ ﺎ د ﻟﻴ ﻚ ﻣﻦ‬ ‫ ر ﺋ ﺪ ﻣﻤﺘﺤﻦ‬/ _ ‫ رم‬١‫ىش‬ «BımJar vâkıâ sayılmaz ‫ ؛‬eylerdir, fakat ben imtihana uğramı‫ ؛‬.kim scleriiı irşâdı î ‫ ؟‬in sayar ve miimkin olduğu kadar îzâlı ederim ». 5658 ‫ﻣﺜ ﺰ ى‬

‫ ﻋﺪ‬٠ ٠‫ﻣﺤﻰ ﻛ ﻴ ﻮا ن ا ك‬

‫ إدر ى‬K > -f ‫ا د اﻟﺪر ﺣ ﻌ ﺮ‬ «Zuhal yıldızının uğursuzluğu, yâhud Müşteri seyyâresinin uğurlu, lıığu sayılıp hasredilemez olmakla berâber». 5659

‫ ﺑﻌﻨﻰ از ن ر ذو ا ر‬٢‫ﺑ ﻚ م‬ ‫ﻧﻰ ح وﺿﺮر‬٠‫ه‬. ‫ ردﻛ ﺮد‬. ‫ﺷﺮح‬ «Ifer ikisinin tesirinden, ylni, arz üzerindeki nıeııfcat ve mazarratlaı-ından bahsetmek lâzımdır». 5660

l٠aj ٠١l ١ ٢.،J «L٠‫؛‬٠۶٥‫؛‬. I‫'؛‬ ١ ٠ j ٣^"٠ ^-A٠ ٠ -،٠ ،٠ ٠ ،٠’١ /^٠<٠.‫؛‬. «Sa.d ii nahs ehline, yânı, seâdet ve felâkete uğrayanlara kaza ve .«kaderin âsrrı ma’lûm olsun ­Müneccimlerce Zuhal felaket. Müşteri ise seâdet yıldızıdır. Münec cimlerin dediği gibi oImi il . ٠ ٠yıldızlardaki felâket ve seâdet te’sirleri F : 35

545


-y‫؛‬5'rr٠٠٠

١١O İ \١>‫؛‬-٠١٠VjJ١\‫•^؛‬١١b '١J^ 5‫؛‬- ١‫>! ؛‬٠■‫؛؛‬1>٥ ٠ ١‫؛‬r٠f ١٠‫’ ؛‬٠5>

I

« ٠ Üb d s

K

٢cJ(İl Ü£

١ <١ ١ »‫؛‬.;,-v iınân etm iş olanlar! Allahı çok çok zikrediniz, ve onu sn l٠ı٠l٠ ١٠■ ١am teşbih eyleyiniz, sUbhûnallah deyiniz. O, öylo bir erha،nl.

.»٠٠٠٠،،.Idııumlir ki sizi karanlıklardan nu ra çıkarmak için mağfiret, ine I lı ıt . ٠l٠• si/in irin istiğfar ederler. O m ü’m inler hakkında rahim dir53...

5665

‫ ازذ؛ردا‬f i ٠‫ﻛ ﻐ ﺘ ﺎ ر ج‬ ‫ﻧﺼﺮرﻫﺎ‬

‫ا را‬

‫ﻟﻖ‬٠ ‫بﺀت ﻻ‬

٠٠٠ ‫ ا؛اا‬١‫ ا‬-‫ ا‬llak. buyurdu k i: Ben sizin zikrinizden pâk ve nıiiteâliııı . 1‫؛ أ اااااا ا‬tasavvurlar ve tasvirler lâyık değildir 11».

5666

‫ ر وﺧﻴﺎل‬٠‫ م— ت "م‬.٠‫)ﻳ ﻜ ﺮ ك‬

‫در ب ﺑﺪ ﻧﺎت ئ را ى ﻓﺎ ل‬ “l .ıkiıı tasvir ve hayâlin mesti olan kimse bizim zâtimizi misâlsiz ٠ı٠la.v,muız«.

5667 .‫ل‬

٠ ‫اةد‬.

‫ل‬

‫ﻳﻪ ﺧﻴﺮا‬٠‫م‬

٠ ‫دﻛﻮ‬

‫اﻟ ﺖ‬٠ ‫ا ح‬.‫زا أ‬١ ٩ ‫اﺀاذ‬.‫ودف ذ‬ “t i s i n in ‫ ؛‬olan ziltir, nâkıs bir hayâlden ibarettir. Şâlıânc vasıflar ise II Ii.ıkıs hayâllerden hâlistir«.

S û rrl A h ıııh i .1 .1

.‫اام‬


‫م‬٠‫؛ا‬7'‫ذ‬

.*klccğizini öpeyim , ‫ال‬.١.‫ا‬1،٠‫إا؛‬:‫ اراااا‬ovayım. uyku zamam geJincc ya ، ‫'ااا‬،‫ااةا‬١yer ‫ ؛‬süpüreyim *. 5673

y o ١٠٧ (i ١

،‫؛‬:Ujr

،> ٠ (٠J ۶ / ، i V . 3 ٠l o L ٠ ، 5 ‫؛‬

«Ey bütün keçilerim yoluna kurban olası Allahım, ey benim f . j c / J . diye firakından feryad ettiğim Rabbim ' *.

5674 ‫ ا ن‬٠‫ آنث‬: J .ç » ٠‫ ود‬١‫ا ن 'ﻗﻂ ي‬ ‫ ﻳ ﺖ ا ن اى وﻻن‬٠ "‫ﻵت ﻣﻮس ا‬ 0٠ ‫ ا‬Çoban böyle münasebetsizce söyleniyordu, hlûsâ Aleyhisselâm : bunları kime söylüyorsun?) diye sordu?».

٠ ٠ '..ban;

5675

‫ > د‬I ‫ﻛﺎ ﻣﺎرا‬ ‫د‬٠ ‫ب‬

‫ا‬٠‫ﺛﻜﻢ‬

‫و ﺟ ﺮ خ اﻧﻮآﻣﺪ‬

١‫ﻛﻔﺖ ا‬ ‫زﻣﻦ‬

‫رن‬

«Çoban: Dizi yaratan ve bu yer ile gök, liudretiyle zuhura gelen Alkıh'a söylüyorum, dedi». 5676 ‫ ﺛﺪ ى‬S ٠‫ﻛ ﻔ ﺖ ﻣﻮس ﻫﺎى ﺧﺮ‬ ‫ ; ﺛ ﺪ ى‬٠‫ رة‬٠ ‫ ﺛ ﺪ‬1/ ‫ﻃ ﺎف‬

‫ﺧﻮد‬

“Mösâ Aleyhisselâm dedi 1،İ: Hey kcmlinc gel, çıldırdın mi? hliislütııan olmatlan l،،'ıf‫؛‬r olmuşsun*.

r>ı‫؛‬١


‫ام‬٠‫ذذ«؛‬

‫ ا د ا ل ه زدا ن وا و ر س‬/ /

‫ ت‬- ‫ اور‬i ') T ‫ﻻ ف 'را‬

‫زاز و‬

«Allahın hâkini 0 ‫ل‬،1،‫اااةا‬١ ‫ اا‬biliyorsan ‫اا‬،‫ ا‬-münasebetsizlik ve terbiye lik sana nasıl lâyık oluyor/ 1.'‫“ ؟‬ 5GS3

‫دوﺳﻰ ﻟﻰ ﺣﺮد ﺣﺈوذ دﺛ ﻤﻨﺒ ﺖ‬ ‫ﺣﻖ ﺗﻌﺎﻟﻰ ز ﻧﺠﺒﻦ ﺧﺪﻣ ﺖ ﻏ ﺒ ﺖ‬ "Delinin dostluğu, hakikatte düşmanlıktır. Hak Teâlâ öyle bir ilizıııctlcjı müstağnidir, bn suretle zikredilmeğe muhtac değildir».

5684 ٠

j ; ‫نبارا و‬٠‫ ا‬y ‫ ﻛ ﻠ ﻞ‬٠ ‫ا ك‬ ‫ﺟ ﻢ و ﺣﺎﺟﺖ در ﻣﻔﺎت ﻧﻮاﻧﺠﺎﻵل‬

..‫ ا‬٤‫ أ‬sözleri amcana illi, dayına mi, kime söylüyorsun? Cismiyet ve Ihtiyac .'kllalj Zül'celâl‫؛‬n sıfâtı olur mu ?»

5685

‫ در ﻓﻨﻮ و ﻧﻤﺎﺳﻤﺖ‬S ‫ ; او ﻓﻮﺛﺪ‬٠‫س‬ ‫ ك او ﻣﺤﺘﺎح اﺳﺖ‬٠‫رق او ادث‬١‫ح‬ «Nc‫ ؟‬v ii nümâya ihtiyacı olan süt İçer, ayağa muhtac olan da çarık giyer ». 5686

‫ا ن ﻛﻔ ﺖ ﻓﻮ‬

‫اﺳﺖ‬٠٠‫ ذ‬٠

‫در راى‬

‫ﻧﺤﺔوداو‬٠‫آ ﻧ ﻚ ح^ ﻏ ﺖ او ﻃ ﺘ ﻮ‬ *Ky ‫ ؟‬obıııı: ١‫ا‬.‫ا ااأاا‬٠ ‫ اا‬sözlerin, r kul،ıı.yııin) dediği l٠1‫'ا‬1‫ا اا‬٠‫أ"أ‬

hakkında Allahın (o ben'im,

ben

.٦ .‫اأ‬


‫ ﻷ‬١ ‫ ز ﺋ ﻮ ﻗ ﺘ ﺘ ﻬ ﻊ‬١‫رةﺗﻊ‬٠ ١‫ااا‬.. ٠‫أ'ا‬.١,: ıııulıere ‫ ؛‬٠ ‫ا!ا'أ‬، eden lıakihatte Allah'a i ،‫«؛‬١ jt ctıniş olurJS i r . ٠‫ ا‬kelimesi ‫ا‬1‫ا‬٠Ik:.١ ’j!ambcrin enirine ‫اﻻذ‬.‫ اآ‬etmenin Allah'ın emrini . ٠ ٠ ‫ اا‬١٠ • , III . ‫اااا‬.'‫ ﺀا‬etmek demek olduğunu !)ildirdi. Kezâ Hazret.‫ ؛‬Mev. ٠٠٠٠٠.>" . I II I İlâhiden: «Yalmz I, hastalanmadı, lıeıı de hasta oldum II || ' . ...... ‫ ﺍ ؛ ﺍ‬. I Kutsiye ‫؛؛؛‬arettir.

٠'٠‫ا‬٠ ،٠ ‫ ا‬I İl ık, kıyamette kullarından birine diyecektir k i : ‫ ' اﺀ‬Adeııı ‫;"اأ‬1‫ أاا‬ben hastalandım ben ‫ ؛‬görmeğe gelmedin, istifsarı ٠٠........ -Iııılınııııaıliî: senden yemek istedim, bana yemek vermedin, sen Iıaııa sil . . . . ، 11 ،s٠ ed،t:ı٠‫ ؟؛‬irmedin.“ Su hitâba muhâtab olan kul cevab ► ‫ ا‬٠‫ ا‬، ‫ا‬. ‫ ااا‬il «Yâ BabbJ: ilen seni nasıl görmeğ. gelebilirim ki. Sen ‫ ا‬٠٠٠‫ ا‬٠‫ ا‬٠،،‫ ا‬iti. illin in ve islifsar.j lıâtır gibi şeylere muhtac değilsin.» Ce٠ ٠ ٠‫ اا اا‬lıiı١ıır،ıeaktır 1:İ : «Bilmedin mi ki falan Jiulnm hastalandı) onu . .. ‫ااا ا‬,,‫ا‬،1٠ ‫ اا‬Bilmedin mi ki onu gidip yoklamjş olsaydın, beni onun Allah ‫؛‬,..mı'-ı kâinat ve Ilâlik-ı mümkinâttır. Hususiyle insanlara ...ıılı ٠olumdan nefheylcmiştir. Bundan dolayı; P،abbün-nas ile nâs'ın ...،ı ٠ . ٠r.e.ın.ln kıyassız bir ittisal vardır. Fakat o ittisal, iki şeyin birbi. .fl.ii• ıt٠ "';inıı‫؛‬ıı gibi değildir. Nasıl olduğu tarif ve kıyas edilemez bir itti. ■٠ ٠ıh. I - â bııı.Kİa İfazvet.i Pir diğer bir Hadîs-i Kutsiye işaret ediyor: ٠١ıılııııı ferf.l/deıı fazla nafile ibadet ile bana yaklaşmaktan hâl‫ ؛‬kalmaz. ٠. M l.eıı oıuı severim. Oıuı sevince de onun işitir kulağı, gijriir gözü ve iıı.ıu el. olurum... I ile lumdnn dolayıdır ki Cenâb.ı Hak, Peygamber.‫ ؛‬Ekberin söyle­ vi ı١.IHI olmuş. Kur’ânı ve Ehâdıs-i Kutsiyyeyi onun lisânından söyleiııil.tr. StiHO

‫ﻧﺮان از ﻟﺐ ﺷ ﺮ ض‬ ‫ وأ ن‬٠ ٠٩ ‫ج‬٠ ‫ز‬/ ‫ر د ا د ﺣﻖ ﻧﻜﻔﺖ اورأﻓﺮﻣﺖ‬ «R«t'،n lisân.1 Peygamheri’den sudfir etmekle berâber, her kim onu llnl. ،eylemedi, Allah kelâm, değildir diyecek olursa o kâfirdir». I

SûfulNl». ;M.


.,’ •kitlen belediye hn.U'm« •ınrleıı ihtiyar biı٠adanı vardı. Nedense ٠".,ııl.lar ve saygısızlar ıı <،٠ I.m، A y ş e hanım derlerdi Bu zavallı bu hi1ıb‫؛‬ı uğradıkça çileden çıkar, bai'ııır, çağırır, söger, sayardı. Keza benim ..... ılduğumda Emine nine diye ihtiyar bir kadın vardı ki hamamda usı ılık ederdi. Bu da kendisine (Abdi efendi) denilmesine pek ziyâde tutııhır, söyleyene beddualar ederdi. Bu hâl, bahsettiğim belediye hadeı. 1. ‫ ؛‬ile. Emine nineye de mahsus değildir. Zannederim ki hiç bir erkek I.. udisinin kadına, hiç bir kadın da erkeğe benzetilmesinden hoşlanmaz. .1'.iver kitabı okuyanlar bilirler ki Mekke müşriklerinden ve müslümarh ın miidhiş düşmanlarından (Ümeyye bin Halef) nâmında biri vardı. I’• lal-i Habeşî (radiyallâhü anh) in efendisi idi. Bilâl’i müslümanlıktaiı ı‫؛‬ı٠ ııdürmek için ona yapmadığı işkence kalmazdı. Ezcümle öğle sıcağında l’.ılâi'i kızgın taşlar üzerine yatırır, göğsünün üzerine yine kızgın taşlar Mi'n،. iki ateş arasında eziyet eder, sonra boynuna ip geçirir, ucunu ço٠ııklr.rm eline verir, kızgın kumlar üstünde sürükletir, Hazret-i Bilâl ise <، had, Ehad) diye zikr ile o işkenceye tehammül ederdi. Müşrikler Bedr muharebesine çıkacakları sırada Ümeyye, ihtiyarlı. Mir bahane ederek geri kalmak istemişti. Fakat Ebû Cehl habisi, eline İ r buhurdan alıp bunun evine gitti. Madem ki erkekler gibi harbe git. ı .ı k istemiyorsun, kadınlar gibi evinde otur da bununla tütsülen! diye"•k bahurdânı uzattı. Ebû CMılin bu t r ’rifi Ümeyye’ye o kadar fenâ te'sir '•11، k i: Allah senin de belânı versin, getirdiğin bahurdânm da, diyerek, ١٠ıl:‫ ؛‬çıkdı ve Bedr’de oğlu ile birlikte belâsın: buldu. Cenûb-ı Pir bundan sonra çoban hikâyesine ve o n u n : *İlâhî, elce■ı.'ini öpeyim, ayakcağızını ovayım» demesine avdetle buyuruyor ki :

5694

>—

^ l. ،y...

٠ -٠ —-‫؛‬.١ ٠ '،١ ^■

،‫ ؛‬،}٠■

«El ve ayak bizim hakkımızda medîhdir. Çünki eli ayağı olan kimse çolak ve topal değil demektir. Fakat bu gibi şeylerden müstağni olan Allaha karsı hürmetsizliktir«. Vakıa Kur'ân.ı K.'iiın ١٠. ıtndîs-i Şerifte Cenâb-ı Hak için: (Yed) ve (Kadem) ta'blrleıi i'٠çım'M٠ -،hr. Evet, Allah'ın eli ve ayağı vardır. I.‫؛‬،kin onların keyliyy.il ı .٠ ' m. Bizim bildiğimiz gibi şeyler dtğit٠ ‫؛‬ır. Onlara (ınııl. t, ıh ıh .t) .1. ٠1• ٠ l٠ı .•tiki âlim ler:


(Ehad, kelime..! ( 1 ‫ ﺍ ﺍ' ﺍ ﺍ ﺍ‬1‫ ﺍ‬.‫ ﺍ ﺍﺍ' ﺍ‬٠‫ﺍﺍﺍﺍﺍ‬.'،‫ ﺍ؛؛‬:١ Ijcrabcr, sayıda kendisinden ‘ illa ،!‫ ؛‬٠ gelen bir deme!. '!«(I.ıldıı ١'٠'j‫؛؛‬ırJC, biricik, iki olmasına ihtimâl lıılııniTin.van ma.nâsıııadıı 1 .1 hu kıliıue-i cclile ile müteaddid puilara ‫ ﺍ‬: ‫ ﻻ ﺍ ؛‬٠:;‫ ﺍﺃﺍ‬müşriklerin; (bal, I, 1 ‫ ﺍ‬٠,',‫ ﺍﺍ‬٠ liıhul.kııdüs) diye üçüzlü bir İlâh taitijyül eden hıristiyanlaruı, ٧ (‫ ﺍ ﺃ ﺫ ﺇ ﻵ؛؛‬٧ e Ehrim.en nainlariyle hayrın ve ' irin hâlıkı iki ma'bud vehtneyleyen ınecUsllerin İtikâdı ccrhedilmiş, ' ٠ J1İJÎ1 ve bütün alemlerin Itabbı olan Allah Zü'l-celâl, 0 Zâ٤-i eceli ü ; 'lâ'dır ki yegânedir, tekdir, bir İkincisi olmpk imkânı yoktur. Bu Âyet-i ، 'elilods tevhidin üç derecesi ve insanların üç sınıfı gösterilmiştir. ( ‫) ﻫﻮ‬ 1'ia'lum ، jldugu üzere (0) demektir ki bununla doSrudan dogruya Zât-1 IS، '-‫'؛‬ye işâret olunmuştur. Muvahhid-i ekmel olanlar Haktan başka bir t'.icüd-i Vâeib görmezler. Vüaûd, yâr.î, varlık, iki türlüdür. Biri (Vücüd-i Vâc‫؛‬b) dir ki var olması İçin başka biri tarafından vai" edilmeye ihtiyacı ' "!:tur, varlığı kendindendir. Digeri (Vücâd- ٤ mümkin) dir ki başka bi. linin var etmesine muhtacdır. Kâinâtın ve her şeyin ve hepimizin var. I ; 1 gibi ki, biz ve bütün kâinât var olmak İçin evvel emirde Hakkin var. İlgına ve bizi var etmesine muhtâcız. Şu lıalde hakkin varlığı esastır, bizim varlığımız, Vücûd-i Hakkin aksinden ibârettir ve onun tecellisiyle itlidir. Yanlış anlaşılmasın ve Frenk panteistlerinin vehmi gibi, kâinâ' II iler zerresi Allah'ın bir parçası ve mukevvenatm tamamı Allah'dır! , ınnoltmmasjn. Böyle bir vehme düşmek aynaya bakanla orada görünen ."‫؛‬:-:in ikisini bir sanma’،‫ ؛‬gibi olur. Söfiyyenin (Vahdeti vticûd) dedigi ‫ ا‬٠‫ اا‬değildir. Onlarca Hakkin varlığı, bizim (Ayân-1 sâb‫؛‬te) iniz ayniiinI! tecelli edercl‫ ؛‬bizi var göstermiş demektir. (IA Mcvcude illallah) deIiilmcsi, hakîkî, ezeli, ebedi vâeib bir vücûd ile Allah'dan başka muttasıf ' 1 .-1 1 yoktur ma'nâsınadır. Ondan dolayı birinci kısım muvalıhidlcr, Hak'dan başka hakîkî meveud görmedikleri İçin onların görüşüne ( ‫ ) ﻣﻮ‬zamiriyle işâret kılınmıştır, ikinci kısım muvahhidlerin görüşleri ise, birineker kadar derin olmadığından onlar eşyâya da velev ki fâni ve ğayr-i dilimi olsun, bir varlık verirler. Btından dolayı 0 görüşe göre (Allah) I '111.İ celâli ile imâ buyurulmuştur. Çünki îsm-i celâl, Allalı'ın hem zâ. ‫ ﺍ‬ine ve hem dc sıfatlarına delâlet eder, üçüncü kısım ise Hakkin varil٠in: ve birliğini müdrik olmakla beraber, müşrikler gibi müteaddid olabilmesine de ilıtimal verdiklerinden onların zehâbma göre de (Elıad) ır.ıtiyle b١lüh‫؛‬yyet-i bâri ta'1'if edilmiştir.

‫؟؛‬te bir ikincilli olmak ihtimâli bulunmayan Rabbtil-ehad (Allahüsı.ıııncd), yân‫؛‬, bütün rnahh'ıkâtın kendisine muhtac bulunduğu .'Hlıh'dır. dom yelid) 0 Allah) kimseyi doğurmadı; yânî, yahudilerin zanmnea Uzoyr’in. hıristiynıılııiın mııııınca İsa'nın, ba'zı arab müşriklerinin vebmilice meleklerin bal ,'٠! ،dilin,1 ı (Velcnıyilled) 0'nu doguran da olma;‫!؛‬.


‫؛‬٠ ٠ ‫؛»؛؛‬٠

١٠ •bararetl b i r ilil ç e l ، ٤i. O n d a »

■(،'o b a n e l b i s e s i n i J l i t t .

so n ra

‫ ؟‬o lc

teveccüh e d e r e k g i t t i .. .

«h a :‫؛‬

ÇOB.AN İÇİN ^ I.S Â ALEYH،SSELÂMA İTÂB ETMESİ»

5700 ‫ ى از ﺧﺪأ‬٠‫ ى ا ﻣ ﺪ ﺳﺪ ى ﻣو‬٠‫و‬ ‫را ز ﻣﺎﻛ ﺮد ى ﺟﺪا‬٤٠ ‫ﺳﺪئ‬ * B iz im * -

h iz d e n

ayırdm

d iy e H a z r c t .i

Mûsâ’ya

v a h y g e ld i» .

5701 ‫ ر د ن آ ﻣﺪ ى‬٠‫ را ى وﻣﻞ‬y ‫ى را ى ا ﻣ ﻞ ﻛ ﺮ د ن آ ﻣﺪ ى‬ «Se», kullarım. bana iletmek İçin mi geldin, yoksa benden ayırmak İçin mi?» 5702

‫ا ﺗﻮاف ﻷﻣﻌﻪ ا د ; ﻓﺮاق‬ ‫ ﻟﻄﻼق‬١‫ ﺀ د ى‬، ‫ ذ ا‬١ ١‫ا ﺑﻔﺾ‬ «Muktedir oldukça ayrılık cilictine gitme. Çünlii benim indimde ka. rısını boşamak, en çok hugz ettiğim ‫ ؟‬eydir».

Hadis.‫ ؛‬Ş erifte : «Allah, köle ١٠e câriye âzâd etmekten ziyâde, kendisi sevgili bir mııbalı yaratmadı. Ve yine Allah, kadın boşamaktan dalla sevimsiz bir mubah yaratmadı», buyurulmuştur. Bir kadımn kocasından uyulması böyle olunca, bir kulun Mevlâsından uzaklaşmasının İnd.i ilâbiyede ne kadar yakışıksız olacağını düşünmelidir. Boşanan bir kadın İÇİ»

559


1‫ ا‬1،‫ ( ا! ا‬üıızurniı) deyini *"'« ‫أذ‬٧٠٠‫ اا اا‬٠'‫ا‬/، olmuştu. Bundan IJazrct-i Mevla 1. ‫اا‬،‫ا‬٠ ،: t'iıâb.ı Hakkin 1‫ ا‬،‫ ا‬11، ‫ ا ااا‬٠ ‫ا‬, ٠‫ﺀ‬٠‫ ا‬،‫« ااا‬٠‫ أ‬،, tenzihinden de mdteâli bulun ‫ ا‬1‫ﻻا‬٦،‫ أاااا‬1‫ اا ة ة؛‬٠‫ ل‬İlâhiden ‫اا اا ه’دأﻻ‬.'‫اا‬، diyor k i : 5705

‫ ز ﺑﻤﻦ و ر ﺻ ﻪ‬، ‫ ا ر ى‬٠

‫ ادﺑﺎى و ج'ﻻك ﻫﻤﻪ‬f ‫ز‬١ «Biz bütiin pâklilidcn de, nâpâklikden de, ger encâmlıkdan, çâlâk. hktan tla ber‫ ؛‬ve mütcâüyiz. Buradaki (pâk!) den murad tenzih ve takdis, nâpâklikden maksUd da Iı:٠ ١ ,ihdir. Mâlum ya bilinmeyen bir şey anlatjlmak İçin başka bir şeye benzetilir, ١ ٠ eyâ benzemez eldugu bildirilir. Rleselâ : «Toz şekeri tuza benzer, fakat ٥ tuzlu değildir.» cümlesinin birinci kısmı teşbih, ikinci l.ısmı ise tenzihtir. Allah'ın ise benzeri ve zıddı olmadığından ikisi ile de ١'٠ ıif edilemez. Ondan dolayı zül'celâl miiteâl olan Allah bunların hep* '.ilden beridir. Dalıası var: Allah ‫ ؛‬öyledir demek onu bir kayd altına . Imak demektir. Ceııâb-1 Hak öyle kaydlardan beri oldugu gibi diger »٢ ٠ kayd demelt olan kayidsızlıkdan da beridir. 570G

‫ودى ﻛﺘﻢ‬-‫ﻻ‬٠/

‫ ن ﻛﺮدم ا‬٠

‫ ﻛﺎ ن ﺟﻮدى ﻛﺬم‬٠‫ ; ت‬٠١٠. ‫د ك‬ «Ben kullarıma ibâdeti menfeat bulmak i‫؛؟‬-n emretmedim, belki on bira cûd ve sehâda bulunmak l ‫ ؟‬.«hı emrettim Cenâb-ı Hak Ğaniy'yül*â!emîndir. HİÇ bir şeye muhtaç olmadığı gibi kullarının tâat ve ibâdetine de mulıtac değildir. Onları bir taknn fcrâizle mükellef kliması, 0 teklifât mukabilinde lutf ve ihsanda buulnmak İ‫ ؟‬-in dir. 5707 ‫ﺀد و ا را اﺻﻌﺪاﻵح ﻫﻨﺪ ﻣﺪح‬ ‫ ذ د ﻣد ح‬٠ ‫ اﻋطﺎﻵح‬١‫ ذ د ﺑﺈ ر‬٠ «Hlndlllere ‫ أا؛ اا‬ıstılahı metih oldugu gibi Slndlilere de Sintl ıstılâhı 1 medhdir». 2 s ٥rel ،1٠‫'ﺍ‬.‫ﺍﺍﺍﺍ‬

،‫ﺇﺀ‬

!٠’: 36

‫ﺍﺍ'ﺍ‬

.‫م‬٠‫ا‬


‫؛‬،7٠‫ء!ا‬

"!'٠ ‫؛‬/. Az'ıtil'üş.şâiı dile ١، M>/٠ • bakımıyız, ‫ﺀ‬،"‫ا‬1‫ ﻻا‬.«VC lıâlc baharız Nitekim Alej'h‫؛‬ss٥‫؛؛‬ıl،، Vt::elâru Efendimiz: .Hakikatte Allah Tcâlâ, r’،Siıretlcriııizc VC anıı٠ l٠ ‫؛‬-i'.izc - bir rivayette— ve s tizlerinize bak ,belki kalbleriniz. ve niyyetlerinizc bakar.» buyurmuştur ki sûret ,/11.11 -ve sözlerini de niyycttlr. Onlar،) hakikatte Allah rızâsı İçin mi ya 1. 111.1 unuz, yoksa halka gösteriş yapmak İ.:‫ ؟‬in mi? Allah İşte ona nazar

٠‫ ا‬، ‫أ ا‬

ihri anlatmıştı : Çankırı'da hacı bilmem ne aga isminde ihtiyâr bir t i ilil varmış. Bacaklarında şiddetli romatizma ağrıları varken, oturduğu ١٠‫ا‬. 1‫ ا‬٠ bacaklarım uzatarak namaz kliması câizken ayakta edâya ‫ ؟‬alışır, ،.,> ‫؛‬٠ ٠ ،egilip dogruluşunda ،zdırabından farkına varmaksızın (Hay -،10 ٠ ٠ I٠I' 1111‫ ؛‬Allahu Ekber) dermiş. Dünya kelâmı namazı bozar. Bunu bir ...... . 11‫ ؛‬farkmda olarak söylerse namazı fâsid oldugu gibi günaha da ‫ اا'ا‬l':،kat Hacı aga can acısiyle ve farkma varmaksızın söylediği İ 1.1‫ ؟‬in linetlerim ki namazı makbUll İlâhi olmuştur. Bunun diger bir misâli ... : ‫ ا‬،.I ، ıkadaş bil- câmiye girmiş, ta'dil-i erkâna riâyet eder, gözü sürmeli, ‫ ا‬I I misvaklı, üstü başı hacı yağı kokulu birinin namaz kıldığını görmüş،٠ '. -l’,i('i diğerine: *Birâder şu nıübârek zâta bak, ne kadar güzel kılı demiş. Bunu İşiden nıübârek zât, dayanamamış, namazım bozmuş . . . . . : -،!. ||١ . do oruçluyum!» haberini vermiş. Çimdi İnsâf edelim, şu nıübârek t il do lıaeı agaııın namazlarından hangisi daha sahihdir? Ve hangisi ı .٠.l‫؛‬l:،il-i İlâhîdir? Ben hacı ağanın namazı diyeceğim. Çünki o kulluk ‫ااا‬،‫ ﻻ‬ifa etmek İçin kihyor ve farkında olmaksızın bir ııidâ-yı ızdırâb l.v.'ii.vor. Beriki, miirâyi lierif ise halkı aldatmak, dini ve İbâdet... .‫ ؛‬-men âlet yapmak ve bu süretle halkın bir kaç kuruşunu kapmak İçin .... .، I ,1...... Kıır.ân-1 Kerim ise : ‫ﺀ‬١‫ﺗﻮ!ﺗﺎإم‬٠ ‫ﺳﺪأل‬

L

‫ د ة ﺑﺗ ﻪ \ ( ج‬١‫ ^ و ؛ ﻻ ﻳ ﺗ ﻳ ﻬ ﺑ ﺎ‬. 0 ‫ﻷ‬١‫ ؤ‬,‫رﺗب د ﻳ ﺛ ذ‬ ١'âıı: ‫ ؛‬،.Kabbine mülâki olacağını uman killise İinıcl-i sâ‫؛؛‬ba،Ja bulıııı-

٠.ve 1.11 .‫;؛‬ıbbiııin ibâdetine kimseyi teşrik etmesin, yân‫؛‬, mürâi.ik yap. ‫ا«ااا اااا‬٠ . Nazm-ı Colil‫ ؛‬..ile r،yâkârhgın ş،rk-i İıafi olduğunu beyân huyu iliyor . ٠ ،،.

hf-Sıir.1 K٠ : 111


‫ ا ا ' أ ا‬1‫ ا‬٠-‫ ا‬Mevkinu, ‫ا‬،،‫ ا‬،‫ا«ا‬.،‫ا‬١‫اااا‬٠. ‫ا‬

indikten !.‫ ا>أاااا‬buyuruyor k i :

‫؛‬٠ 7 ‫ذ' ا‬

‫از‬۴ ‫ ا ر و‬١, ‫ ا‬٠‫ا‬٠‫ﺑ ﺪ اذ ن اا‬ ‫وز ا ز‬- ‫ ا ن‬٠ ‫ را ~وذ‬١‫“ وز ﺧﻮ‬ ٠1!‫ﻻ‬sözler, bu ızııılr ١ ٠ « ،hamlarla ınçcâzî ifadeler ne kadar siirccck? ‫ ا‬1‫ ا‬٠‫ ا‬،!•;!، ateşi istiyorum. Kalbinde 0 ate ‫ ؛؛‬uyandırm aya ‫ ؟‬ali ‫»؛‬. 5713 ‫ا ﺗﺌ ﻰ اذ ﻋﻨ ﻖ درﺟﺎن رﻓﺮوز‬

‫ وذ‬٠‫; و ﺑﺄ ر ت ب‬-r 0 ‫؛‬r dumda aşkdan bir âteş parlat. ٠ ٠ ,٠-.٠ ,٠ ٠yek».

Düşünceleri ve parlak sözleri o'،:,"

571.1 ‫ﻣﻮﻣﻴﺎ ادا ب دا'ا د ؛ ﻟ ﺪ‬ ‫د ; د‬

‫ اذ و ر واا ن‬٠- .‫—وﺣﺖ‬

"l:y MüsâJ Alimlerin âdabı başkadır,

Rtlhu yand: âşıklaruıki yine

I....kadir».

5715

....e‫; د‬١‫ر نﺀم ﻣﻊ و‬

‫ﺀا ذﻗﺎ ر ا‬

‫ردﺀوران ر ا ج و ﺗ ﺌ ﺮ ﺑ ﺖ‬. "Âşıklar İçin her ‫ ااة‬tı:tu‫؟‬up yanma vardır. Harab bir l‫؛‬üy ‫؛؟؛‬،> bara‫؛‬ ٠٠- .«ü١Ur yoktur .Ilazrel-i Mevîânâ’nın «Ey ftlüsâ:» diye hitâbmda bir ntikte vardır ٨hkâm ve Sdüb-J .f.hi'.ı AleyhisselSm Sâhib-İ şeri'at bir peygamberdi ٠ ٠ »،،f، teblig ve muhafazaya memur bulunuyordu. Ondan dolayı ‫ ؟‬oban. ‫ ا‬1‫ اااا‬. şeriata muhalif ba'zı sözler işidince hemen onu menetti. Ulemâ da ‫ا‬.‫ ا‬١I ,imber vârisi oldukları İçin zâhir şer'a muhâiif gördükleri kavi ve ‫اااﺀ‬1، ‫ أآ‬tâc٠ ı Mansûr ve emsaline yapılan muâmelCer.menederler. H٥ ١ ‫أاا(ا‬،1)‫ اﻻ‬dolayıdır. Fakat mailim ya, mükellefiyet İçin ‫؟‬art ikidir: Biri ٠ .،.,!٠digerl de bül۵٥dur. Bir mecmln ve bir ‫ ؟‬ocuk şeriat âdâbıııa riâyetle

5CS


١ :kN i. (iirafa .binil ' 1 ‫ اا'ا‬1/ ‫ة‬١11.‫ ا‬1‫ ا‬,، ،٠‫ ا‬٢‫يﺀ ؛اي‬٠ .‫ ا'ل • اا! ا‬-Nazm -1 Cclili m 'ı il I I II: um ne. tar:،r •‫؛‬ı ‫ ا ا ا ا \ ' ا ا‬,1‫ ا‬I '-.،٠ t.ıtli'.b-ı Hakka müteveccih bulu , ‫ ' ا‬١,‫ اا‬،‫ أ؛‬l .1، I'Allah, mckâı١, ،‫ اا‬:‫' ا‬.','.‫ا أ! ا‬,‫ اا؛ ا‬:‫ ا; ا;! ا‬beraber ondan hâlî b '.. ١٠. ٠" oktur. Onuu i،،'in 1. ‫ ا‬1‫ا‬1‫ ' ا‬I ‫ا‬:‫'ا‬.\'‫ اإ‬١ r ‫؛‬٠en kim senin kıblenin bil-,;Ie:ni .I' I taraf elmasına ilıtıı. :,I verdimi cihete namaz kliması, hattâ JIS etihâdt değişir.- I. I, ı١, ١‫'؛‬١le bu taraf değil, sagda. solda J"âhııd.illi, k)l I ,1 ،İması muhtemel dese, namaz İçinde iken ٥ tarafa dönmesi câ٠ I I t ' .١it. oklugu halde İ'tikâdcn muvahhid olan m dslüm anların am el .‫ا‬ I, Ittchid olmaları İçin namaz kılarken K â'be'ye teveccüh etmeleri h ı . ‫؛‬.tlnmnstır. Fakat Kâ'be'nin içiııe girm iş olan b ir miishiman, eilretle II،.i değildir, istediği tarafa doglU namaz kılabilir. Keza karda yi '‫؛‬٠٠ I* ayaklarına (pâçilc) takarlar. Fâçile : K arda giyilen bil. tıev ' 1 .b 1 ‫؛‬r. Dizde ba'zılarının lâstik üstüne giydikleri kaba terlik gibi ' 1.1. ‫>اا 'ا‬٠ i 'irada ve karda giyilir. Denize dalmış olan dalgıç İçin buna lüzum ‫ ا ! ا ا‬. y'âni, eezbe halinde bulunanlar bir tekim kuyfıd ve merüsiml I. ' ;. Ç'.vccl olmazlar .

5719

‫ووا;ى ﺑﻤﻮ‬١ ;‫—دان غ‬ ‫ﺗﻮن ﺳﺮم‬ ‫ ﺟﻪ ﻓﺮﻣﺎ ف رﻓﻮ‬١; ‫ﺟﺎ'ﻣﻪ ج ة‬ ٠‫'ر‬.‫ اأا‬sarhoş olanlardan kılavuzluk arama. Elbisesini yırtm ış olanlara ١‫ااااا‬.‫ ا‬tavsiyesinde bulunma:* l١.ıır‫؛‬،d٦ki sarhoşlardan maksad : A llah'ın ceziresine tutulm uş ve on■‫ ؛‬.٠‫ ؛‬t a ka her ‫ ؟‬evi unutm uş olanlardır. Düşe kalka giden ve şarab tesı٠ı١ ١٠• kendini kaybeden bir sarhoşun kılavuzluk edemeyeceği gibi, mec. u lıin -‫ ؛‬llâhiyye de m ürşidlik vazifesi göremezler. M ürşid olacak zâtın ut.Iı v٠. şuurunun yerinde olması lâzımdır. Meczublar ise varlık elbise­ ni yırtınışlardır. Böyle zeval ;ı yam adan bahsetmek, ve kendilerinden ..... ' ٥ım<١ riâyet brklrım ١، dm m olamaz. Onlar her milletin ve her mezb. bin fevkindedlrl.r. ‫ ااااﻓﺂل اا'اﺀا‬I'.Iİ.II.I 1‫‘ ؛‬

.‫ﻡ‬,،'‫ﴽﺍ‬


. ٠٠ ١K، lUA’/.ııt ..O..M.Nİ,ll(t ٠ ‫اا‬،١٠‫ * ا ا ا ؛‬٠>،١ ,١lf;sA a

٠ .i :y ٠i 1n

s h

.A i١٠/١ ١< ١‫ اا‬١ ... ‫ا‬,١‫اا‬:‫؛؛‬،" 5722

‫ ت‬٠‫ د ذ'اف د ر ر ﺀ و س ا ف م‬٠‫ب‬ ‫ ﻛ ﻌ ﺖ‬٠‫ا‬٠‫ ; ﻫ ﻰ ﻛﻔ ﺖ ان أ‬٠‫را‬ «،Ondan sonra Cenf.b.1 IlaJt Mûsâ Alcyhisselâmm sırrına gizlice söz söyledi ki onlar İfâde edilemez». 5723

‫ ىﻏﺎا رﺑﺘﻨﺪ‬٠ ‫ر دل ﻣﻮس‬ ‫ م آﻣﻴﺨﺘﻨﺪ‬٣ ‫داد'ن وﻛﻔﻨﻰ‬ «M‫ ؛‬ısâ٠nın kalbine sözler İlkâ etliler ve mükâ.eme ile miisâhedcvi

birleştirdiler». 5724

‫ذد ﺑ ﻮ د ﻛ ﺜ ﺖ ﺟﻨﺪ آ ﻣ ﺪ ﻣﺤﻮ د‬٩٠ ‫ د‬٠‫ز ازل ر ى أ‬١ ‫ﺟﻨﺪ أ ; د‬ «Hazret.i MiıSi.ı kaç defa kendinden geçti, kaç defa kendine geldi ١ 'C kaç defa ezelden ebede kadar uçtıı». 5725

‫ اﺑﻠﻬﺒﺖ‬f /

‫ا ﺛﺮ ح‬

‫ﺍﻧﺎﻥ‬

‫ي‬٠ً‫ا‬

‫ ى آ ﻛﺒ ﺖ‬١‫ ﻳ ﻚ ﻧ ﺮ ح ا ﻧ ﻮ ر‬١‫ز‬ «Bundan sonra ‫؟‬erire kalkjşırsam abdallık olur. Çünki lıunıın ‫؟‬erili vukufun öte tarafındadrr». 572li

x S ; ‫ﺑﻢ ﻋﻘﻠﻬﺎرا‬.‫ورﺀ‬ ‫ﺷﺪ‬. ‫ض ى‬ ‫روﻳﻢ‬ ‫و‬ «Ej‫؛‬er söyleyerek ‫ أ‬1‫ا‬٠ ‫ا‬١ ‫ااااا‬ sam çok kalemler kuı.ır».

٠ ٠sözler

akjlları izfdc eder, yazacak olur,

.‫ﺍﻡ‬1‫ﺀ؛‬٠


#„‫ة‬

‫د مﺀ‬

.‫ ر ﻣ ﺎ د ودت‬.‫دا‬

...‫ر‬ ‫لر‬٠ ‫ر‬٥ ٠ ‫ﻰ‬ ‫اﻟ‬.‫راور‬ «Hazan da remi ،٠<،,٠٠ ‫ ا‬, ‫ ا ا ا ا‬،‫ ا‬1 ‫ أ؛ا‬1,‫ اا أ‬٠‫ اا‬٠1‫ آ‬.hi'ılîni toprak üstüne yazı yordu ». ‫ اأﺑﺖ‬beytlcrle Hazret-، Mıt‫'؛‬t ‫؛‬mı çobanı bulmak içiıı gâyct hızlı y ü rü ١'‫ااا‬.'،‫ ذ‬ve toprak üstüntlîk، İzloriıüıı gayr-‫ ؛‬-muntazam sûrctte kalışı anla ılıy o r ) .

I

5733

‫ﻋﺎﻗﺖ در اﻓﺖ اورا وﺑ ﺪ د‬

I

5734

‫ف وذ"ﺑﻰ ﻣﺠﻮ‬.‫ﺗﺞ آدا‬٠ ٠‫ﺧﻮاﺀد دل ﺗﺌﻜﺖ‬:‫ﻣﻰ ﺟﻪ م‬ * Î İ Ç ‫ﺍﺇﻻ‬-

edeb vc tertib araıııa, daralmış gönlün ne ‫؛‬sterse onu s ö y le ,

‫إ‬

3 5 ‫ﻟﻮ دذﻧ‬٠ - ‫ﻐ ﺮ‬. ‫ﻛ‬ ‫ن‬١‫ د ﻧ ﺖ ﻧﻮرج‬3‫؛‬7‫ﺖ‬ ‫ا ﺑﺎ ل‬

'

‫ا ؛ ف وز~ر ﻣ ﺎف در‬

I

Senin küfrün dindir, d^nhı de caO nılrudıır. Sen eıı١»‫؛‬n oldııjtın gib ‫؛‬ senin hürmetine cihan da çnlân.ı Jlâh ‫؛‬yyo،١ ،ed‫؛‬r ». 5736

‫ اﻳﺜﺎ‬٠ ٠‫ ﻓﻼﻟﻞ‬٠ ‫ى ﺳﺎف‬١ ‫ﻟﻰﻣﺤﺎﺑﺎ ; رﺛﺎ‬٠‫رون ا را‬ «Ey dilediftinl yapan ;ila h in nıııâfıJ Git, dilin ‫ ؛‬çel،mcks‫؛‬z‫؛‬n a ‫؟‬, ,yânî afizııııı gelen، horknınksızın söyle :. 571


574 ‫ا‬٠

‫ اد‬،.".‫و‬٠١ ‫ا‬٠ ‫ﻣﺤﺮم ا—وت‬ ‫ اروت اد‬... ‫ ن ر د ت و‬١٠ ‫ا‬ *Lûlıût, ‫؛ﻻ‬2 ‫ ااﺀ؛‬nâsfıtumııza ‫ا؛اأ‬1‫ا‬،'،١ ‫ل‬١ ١‫ﻻ‬1(‫ااا‬. Svîlin eline ve koluna a‫؟‬k .«olsun Nâsût; insâniyyet ‫'؛‬ilen:‫؛‬,

L â h û t ‫ذذإﺀ‬

âlcm-i ulfthiyyct demckdir.

5741

‫ﺣﻞ ﻣﻦ ا ﻛﻌﻮن رون از ﻛ ﻔ ﺘ ﻨ ﺖ‬

‫ا ن ﺑ ﻪ ﻣ ﻲ ل اﺣﻮال ﻣﻨ ﺖ‬ «Şimdi benim hJlim, siizle anlatılmanın fevkindcdir. Şu söylediğim de benim ahvâlim değildir*. 5742

‫ ﺑﻨﻪ ا ﻳ ﺖ‬l ‫ در‬S ‫ﻳﺌﺜﻰ ﻣﺤﺎ ﺑ ﻰ‬ ‫ﻧﻘﺘﻰ ﻧ ﺖ اً ن ﻧﺌﺜﻰ آ ن آﺑﻨ ﻪ ﺑ ﺖ‬ «Aynada gördüğün nak ‫؟‬, SCJJİÎ aksindir , aynanın nakşı değildir*. Ben de safây -1 kalbimle bir ayna gibi oldum, o aynaya senin nakş -1 kem âlin aksetti. Binâenaleyh bendeki bu füyûzât benim degil, şenindir.

5743 ‫در ا'ى ﻛﺮد‬٠ ‫ا‬٠‫ ؛‬٠ ‫ا‬٠ ‫د م ؛آا د‬

‫؛ در ﺣﻮرد ز د‬

‫در ﺧﻮر ذ ذ‬

«Bir ncyzeniı^ neye ٤‫ا"ﺀاﺀل‬٠‫لﺀ‬٠ neyin kabiliyetine göredir, neyzenin klalüm ya ney denilen saz , ‫؛‬t ‫ ؛‬-boş bir kam ıştan ibarettir. Kendi ken dine terennüm etm eye kudreti yoktur. Ancak neyzenin dilemesiyle sesi ‫ ؟‬ikar ve uzun, kıs ‫؛‬, kalın, ince olmasına gör ‫ ؛‬ses veri‫ ؛‬-Neyzenin üfle -mesi bir oldugu halde neyin sesi, kabiliyetine göre değişiktir. Binâena leyh o iifleyi ‫؟‬. neyzenin feyzine göre degil, neyin tefeyyüzüne göredir , ‫ ؟‬oban demek ‫؛؛‬itiyordu ki : Yâ Mûsâ. bende zuhur etmiş olan bu te -


0 ١';‫ااا‬: : ٠‫ةل‬،"!‫ اا؛؛‬g ü z ü n d e n p e r d e y i ! . ! i l d i r d i k , . : ‫ ا؛ذابﺀاا‬g ö z ü n g a y e t i y i ٠ ١‫أ‬:‫ذل‬.‫ أ‬، l o u r ı h ü i ı ٠‫ ا‬٠’::1‫أ‬: ‫اا‬-، r u h e d e c e ğ i n s ı r a d a v e ‫ا ؛‬:..'. ‫ اﻻﺀ‬g ü n ü m l e g ö z ü n d e n ),'il،!،-‫ا ؛‬:‫؛‬-‫ا‬-‫ ا‬. . . , ‫ ا‬s ı y r ı l m ı ş o l a c a ğ ı n d a n , ٥ v a k i t ‫ ! ا‬. ‫؛|ا‬:، ٠ . ٤ g ö r e c e k s i n , b e l k i d e m u râ J y i-'، ı ‫ ؛ ' ا‬، ‫ل‬ '.‫؛‬.'> i b â d e t l e r i n A l l a h i n d i n d e

ı . . ı m ('!‫ ؛‬tPc ‫ ؛‬r r•7» â y r t - i 1<،

I

l'.b ıd o l n . a d i k l a r ı n ، a n l a y a c a k s ı n .

5717

‫ﻥ ﺑ ﻮ ل ﻧ ﻜ ﺮ ر از و ﺣ ﺬ ت‬٠‫ﺍ‬ ‫ ﺕ‬٠‫ ﺿ ﺬ‬-‫ﺟﻮ ن ﺻﻼﺫ ﲭﺎ ﺿ ﻪ ﺭ‬ . S e n in

٤

but 2 ‫ ؛‬. î i r v e f i k r i n i n

k a b u l ü , A l î a h 'ı ı ı r a h m e t i e s e r i d i r . Â îiis

-İ lâ d a o l a n k a d ı n ı n n a m a z k l i m a s ı n ı n c â i z o l m a s ı g i b i y i n e o n u n b i r r ı ı l ı 1، .« i l i d i r . lla y z : k a d ın la r ın â d e t h â lid ir.

Eu

â d e t . n u 'ı t â d ı n d a ‫؟‬

e k s il‫ ؛‬v e y â h u d

la o l u r s a o n a i s t i h â d a , ö y l e k a d r n a d a m l s t e h f i d a d e n i l i r .

 d e t i ü .',..‫؟‬

ııd .c n e k s i k o l a n , y â h u d o n g ü n d e n f a z l a s ü r e n b i r k a d ı n , k a n i d e v a m , !‫!؛‬:-.‫ ؛‬v e .

‫ال!ا‬

k e n d i te m iz

n a m a z ım

k ıla b ilir.

o lm a d ığ ı h a ld e

her

B il c e v â z , A l l a h

n a m a z v a k ti g ird ik ç e ta ra fın d a n

abdest

k a d ın la r İıa k k ın d a

‫ ا‬,‫؛‬- .ruhsattır iŞ İ e b iz im

d e g a f le t iç e ris in d e v e k u s u r lu

o la ra k

e ttiğ im iz ib â d e tle r

‫؛‬- .:.-d e d i r . O n l a r ı n l û î f e n k a b u l e d i l m e s i , t â â t v e i b â d â t ı m ı z ı n k a i m l e m ü s i l h a k o l m a s ı n d a n d e g l l , m a h z a A l l a l n n k e m â l .‫ ؛‬m e r h a m e t i n d e n d i r . O n u n le in . ‫ ؟‬. ö y le b ö y le y a p ıy o r u z d iy e k ıld ığ ım ız n a m a z la r a , tu ttu ğ u m u z o r u ç - I:،ra , v e r d i ğ i m i z s a d a k a l a r a m a ğ r u r o l m a m a l ı y ı z . B e l k i o n l a r ı n l l a h 'ı n k e r e m

İu tf-i k a

٠۵

v e r a h m e t i n d e n b e k le m e liy iz h ıılü n ii. .

57 ‫ؤ‬8

‫ ت خ)ن‬٠ ‫او ب او د‬. ‫در 'ﺗﺎز‬ ‫ﻧﻜ ﺮض ا ﻟﻮد؛ ﺗ ﺌ ﻴ ﻪ وﺟﻮن‬ bâdının nnınnzının kana lmla ‫ ؟‬nıı‫ ؟‬olduğu gibi,

setlin

yikr ve tesbihln ‫ﺍ»ﺍ‬٠ <‫ ﺍ‬١ ‫ ﺍ ﺍ؛ ﺍ ﺍ‬٠' ١-‫ﺍ‬٠ ‫ ﺍ ﺍ ﺍ ﺍ ' ﺃ ﺍ‬:‫ ﺍ‬ıınsıJ? demekte âh'ıdi'dîr».

.«171 Sı.ı >,، Kııf 57.‫؟‬


( Yıı.ib.ı II.11‫ ؛‬٠ııın leı.ıı/l ١ ٠ ٠ ı■■،٠ •ı •١ .٠ . ı 1‫ ؛‬: im lı ııı m. Iırı.iıııi/i

l ٠٥Ç

0

١î ) #©

.l l ı t . d m a ı ı â i l b u y u r s u n I l . ı / r c t - i M e v l â n â ’ı ı ı n I ıılıım ır?

N e o ld u ğ u n u

l..،lı :

٠•٠!،‫؛؛؛‬

ve n e re d e

U ıtf-i

İlâ h i s u y u

b u lu n d u ğ u n u

n e d ir?

V e n e re d e

s iy e r .i P e y g a m b e rîd e n

: I o misâl ile anlatayım Iherctin sekizinci senesinde Mekke-i Mükerreme fethedildi ve birkaç . I ı ol. M mâada ahâlisine eman verildi. Resûl-i Ekrem Ka’be’yi tavaf eder I' i (Fûtlalû bin Umeyyir) isminde bir Mekkeli, onu vurmak kasdiyle ٠..mim sokuldu. IInzret-i Peygamber ona: •Fudalâ’ mısın?» diye sordu I• ،٠ •‫« »؛‬cevâbını alınca: «Zihninde kurduğun şeyden tevbe ve istiğfar et sn: dı; vc mübarek elini Fudalâ’nm göğsüne koymasiyle onun zihııin•"،• ■٠ ،٠ habaset zail oldu ve kalbi iman nuru ile doldu. Bunu sonra kendisi .lı I . . e e t m i ş t i r

I .te bu vak'a Allah'ın lutf ve hidâyeti, Resûl-i Ekremin eli sûretinde e i lli etmiştir. Demek ki Cenâb-١Hak; bir kimsenin temizlenmesini ve İmi ،yete ermesini murûd buyurunca sevgili kullarından biri vâsıtasiyle i n t :.u ediyor. Allah o scvg،li kullarından birini bize göndersin de" ı ،Ibimiz‫ ؛‬tathîr ve tasfiye kılsın,

5751

‫ و ذ ت ﻛﺎش و وا دا ى‬- ‫در‬

‫ ﻋﻔ ﺴ ﺤﺎ ن رف داف‬٠ ‫ا ا‬

»Keşke secde ettiğin vakit yüzünü çevirseydin de (Siibhane rabbiyel bilseydi„».

، 1، ) m â n â s ı m

Ma'lûm ya seetle Kıbleye karşı olur ve alin yere konulur. Yüz kıbl<den iııhirâf eder, yâhud alin yere konulmazsa o secde, secde olmaz. ‫ ا‬Ynâb-1 Pir buyuruyor k i: Eu böyle olmakla berâber (Siibhane rabbiyel ،ilil) nm ma'nâsını bilmemek, ondan büyük bir hatâdır. 0 ciimle-i eelile: ٠ ٠ '•'y benim ‫؛‬ıliyy'ül.a'Iâ olan Rnbbim, seni şânına lâyık olmayan her şey. den tenzih ederim» demektir.

‫ا‬CM. s ٥r،-l ‫اأا>ﺀاا‬,‫ ا‬،. K: :17

I- ■■„7


‫؛‬٠ 7.‫ااأ‬

‫ ت‬. ; ٠>٠٠ ،،; ٠١ ‫ود‬: t ‫از‬ ‫ ' ﻣ ﺖ‬١٠١ L <‫ ﺀاا‬, ١ ‫ا د‬.-‫ﺣ ﺰ ل‬

- Kâfirlerin ١.üct١dıııulıiî ‫أ‬, ٠،‫ ا‬١I" ‫'اااا‬.١' ١‫ أ‬yetişmedi. Bütün temizlikleri 1‫ أ ا‬،‫ ا‬1>‫ أ ا‬fcsaddan başka ‫ ا‬٠‫ آ ا‬şey aram adı ».

5757

‫اب‬٠‫ﻛ ﻔ ﺖ وا ﺑ ﻰ رﻓﺘﻪ ام * ﻭ در ذ‬ ‫ﺣ ﺮ ا ؛ ﺑﺘ ﻰ ﻛ ﺬ ت زا ب‬ - Onların her bili ‘' t r ‫ ا‬II'II dc toprak olaydım ».

"

k ‫ ؛‬.gidişimde çok geri gitmişim. Keş

5758 ‫ﻓﺮ ﻧ ﻜ ﺰ د ى‬- ‫ ﻏﺎ ك‬٠ ‫ﻛﺎش !ز‬

‫ داﻧﺔ ى ﺟﺒﺪ ى‬٠‫ﻫﻤﺠﻮ ﺧﺎ ك‬ «Keşke topraklıkdan sefer etJip yükselmcyeydim, toprak gilıi be» de ‫ ا‬1‫ ■ اااا؛‬devşirip onu meyve hâline getireydim».

5759

‫ آزﺀود‬٠‫ﺟﻮن ﺳﻔﺮ ﻛﺮدم ص'را‬ ‫ﻟﻮد‬.‫ﺑﻪ‬

‫ﻛ ﺮد ن زاور دم‬

‫ﻧ ﺮ‬

‫ون‬

«I'opraklıktan i n s a n i . sefer edince yol beni İnıtilıan etti. Bu sefer, ile bulunm aktan yol hediyem ne oldu?»

5700

‫ﻋﺎ د و ى ﺣ ﺎ ﻛ ﺖ ﻛ ﻮ‬٣‫ﺑﺄت‬٠ ‫زان ﻫﻤﻪ‬ ٠‫در ﺳﻔﺮ ر د ى ﺑﻴﻨﻪ ا ﺷ ﺮ‬ «... iinUnde liir ٠‫ أاااأآ‬g ıır ın e d ، ، ، ‫ أ‬٠:‫ اا؛‬güzü topraktadır ». 579


»aiCsA a ia iy ii İs s i ‫ا‬.١ ١ ‫ ا ا ل'اا‬١‫ا‬، ١ n٠ ı:u،N.،.llA lA 'l.A N ZAi <: ١ ı 1111.1 SlltlUNI .٠ ١ ٠ ٠ lt .١ IA^I. ‫ ؟‬766

‫ ﻟ ﻰ اى ر;م ﻛﺎوداز‬٠‫ﻛﻌﺖ ﻣﻮ‬ ‫ دراز‬.‫ ى ك ﻛ ﺪ م ذ ر 'ﻧﻮ ر‬١ •'Mı.isâ Aleyhissclânı dedi k i : Ey ‫؟؛‬leri gören ve lıtısûle getiren Rabb-İ kerimim ‫ ؛‬senin bir ‫ ﻻة‬.. İçinde zikrin, uzun bir ömre bedeldir -Yâni: seni bir lahzada yâd etmek, uzun bir ömür İçinde tâât ve ibâ I.ıt etmeye muâdildir, .

.‫ ؟‬7 6 7

‫ةش ﻛ ﺰ ﻣﺰ دﺑﺪم اد ر اً ب و ﻛ ﺪ‬٠ ‫ذ ﻣﺎﻵﺗﻚ اﻋﺰاﻧﻰ ﻛ ﺮ د دل‬١‫ﺟﻮ‬ «Ben s il ve çamurda, J'âni, ojjJardan yaratılnıış bulunan insanlarda eğrî, büğrü bir ،akim nakışlar gördüm ile kalbim, Âılcmiıı yaratılacağına melekler gilıi i'tîrâz etti». Kur'ân.da Sûre-i Bskara'da buyurulmuştur k i:

‫ق‬

(

‫; ا‬

‫ﻼ‬

‫ذ ﺋ‬

‫ ﻛ ﺎ ﻳ ﻬ ﺬ‬٠; ١‫ل‬٠‫ ل‬١‫ظ‬ . ‫> ذ‬

§

‫ك‬

;

‫ﺖ‬

‫ﺋ‬

‫ ؛‬٠‫غ ) ب ﺀ \ ل ; ﻓ ﻪ‬ ٠‫ ﺋ ﺎ ف ؛ ذ إ ة ﺗ ﻤ ﻰ ﻻ‬٠‫ة ش‬

Y âni: «Haili Rabbin meleklere beıı yeryüzünde bir lıalife yaratacagım demişti. Alelelîler dediler k i: Yâ Rabbeııâ; eratla müfsidlik edecek ve kan dökecek bir malılıılt mu yaratacaksın? Biz sana İıamd elleriz, tes. bili ederiz ve seni takdis elleriz. Cenâb-1 Hak buyurdu k i: Ben sizin bilmediğiniz şeyi, yânî, o halifeyi ;,'aratmaktaki maksatlı bilirim^».

(M ,

S U re

، B n k a r j : ‫ة‬٠581


‫; ن‬٠ >‫ب‬:‫ل‬ \‫ﻻﺀ‬١ ; ١'‫ ذااا؛‬: ..OlUlcri d ‫؛‬r ٤l،eceğlını٠ ،‫ اأااااااااا‬،1‫ »ات?اااا ااا‬sualine d e :

١';'tni : «Eve،: inandın,, ilkin kalbim m utm ain olsun diye görmek İS" ‫ 'ا‬١‫ أ أ ا أ‬1 ‫ﺀ‬٠. cevabini verm işti ,

5772

‫ﺧﺎﻣﻮش ﻛﻦ‬٠‫م‬٩ ‫ﺀ‬

‫ ن ﺑﻘﻴﻦ‬٦

‫ت ا د م 'ل ﺟﻮش ﻛ ﻦ‬,‫ﺣﺮ س رؤ‬ “Yaptığın işlerin ayn.ı hikm et bulunduğuna dâir olan İlm-i yakînim, ‫'ا‬٠‫ ااااا‬sus diyor, lâkin gOrmeyc olan lıırsım, lıayır. coş diyor..

5773 ‫ ﺧﻮ ض‬r

‫ را'ﻗﻮدى‬.‫ا ﻋﺎﻵﺗﻠﺚ‬

‫ﺑﻨﻰ‬, ‫ﻣﻦ ﺟﻨﻴﻦ ﺑﻮﺛﻰ ر ى ارزد‬ “Kendi sırrını meleklere gösterdin ki böyle bir lutf, öj'le bir coşkıın. 1‫آاا‬:‫ اا‬değer». Meleklere lıalife yaratılm adaki sırrın gösterilmesi, esmânm Adem ılevhissclâma öğretilip m eleklerin bilmediği 0 isimleri, Hazret-i Ebû'l. 1111 melelelere lıildirmesi ve kendisinin ilim ve İrfân cihetinden mcb ile rd e n yüksek olduğunun meydana çıkması idi.

5774 ‫ دم واﻋﻴﺎن‬٦ ‫ر ﺿ ﻪ ﻣ ﺮد ى ور‬ ‫ذان‬٠‫ ا‬٠‫ ﻛ ﺪ ت دزﻛﺎ‬٠‫اﻵأث‬٠ ‫ر‬ “Ademin nârının, yân ‫؛‬, .,iliin ve iı٠fânııu meleklere açıkça gösterince onlı.rın ın ،،‫؟‬k ‫؛‬lleri İıcyıln ellilini., nldn ». ^ ‫ص‬ ‫ط ا‬ ‫ ا‬7‫ ا‬٠

0 ‫'ا‬٠,‫اﺀ‬

‫ ال‬........

?MI

1721 « ‫ﺀ‬ ‫أ‬.‫ﺀ‬ ‫لا‬ ‫ﻻا‬ ‫ﻵ‬ « ‫ﻻا‬:١ ."

5«3


1‫اا؛‬،> g e t i r e c e k l e r i n ،, ‫ل‬،١,‫ااا‬ .«gerektir

il Vİ.MVI

‫ا‬, ٠٠٠»1٠٠‫أ‬

‫أاااﻻ‬٠ ‫أا؛‬

i d ،، İ l a ç l ı k l a r ı n ı

b ilm e k

Birkaç ‫ اا‬١‫؛‬5‫ ذ‬ılalııı 1 .٢>77 !‫ا‬

‫ ذ د‬٠‫د‬ .B ir e v in

‫ى‬٠‫اوﻟﻴﻦ ;\ﻳﺎد;ا ر‬

t e m e l i n i iit u c u U ln r ı v a k i ، , e v v e l k i h i n â v ı y ı k a r l a r ..

5780

‫ ﻳﻦ‬٠;‫ﻛﺎ ى ر آ ر د اول از ﻧ ﺮ ا‬

‫ ﻣﻌﻴﻦ‬٠‫ا‬٠ ‫ ; ﻛﻨ ﻰ‬٠> ‫"ا ا‬ ،،Yerin dibinden İbtidâ çamıır ‫ ؟‬-ikarırlar, yâııî. kuyn kazarlar ki so nunda oradan tatil su ‫ ؟‬ekersin». 5781

‫زار‬٠‫ ﻟ ﺖ‬/ ‫از واﻣﺖ ﻛﻮد ﺑﺎن‬ / r ‫ﻛﺎ ﺑﺪاﺿﺪ اﻳﺪان‬ « Ç o c u k l a r İ ş in s ı r r ı n , b i l m e d i k l e r i İ ç i n h a c O m a t t c n k o r k a r l a r

١’C h i ç .

k ir a h ıç k ır a a ğ la r la r » .

5782

١‫د ﺣ ﻮ ن ز ر ى د ﻫﺪ ﺀﺗﺎﻣﺮ‬/ ‫ىﻟﻮازذ'ﺑﻨﻰ ح ون آﺛﺎﻣﺮا‬ «K a n

a ld ır a c a k

k im s e ,

J’ânî ,

‫ ؟‬ocugun

b a b a sı is e h a c â m a tc ıy a

para

v e r i r v e k a n ‫ ؟‬i k a r a n n e ş t e r e i l t i f a t e d e r ».

5788

‫ف‬1‫ىدا د ﺣﻤﺎل زى ار ﻛ ﻞ‬ ‫ اررا از د ; ا ل‬٠‫ىﻻ ب‬ « B ir lıa ıııa l. a ğ ı r y ü k İ a r ın ın e l in d e n

a ltın d a k o ş ııp

g id e r , b a tta

0 a ğ ır y ü k ü b a şk a -

kapar».

5*5


5787

‫ ز ن‬: ‫ ا ﻧ ﻨ ﺖ ﺛ ﺎ‬4‫اا‬٠‫;م‬

.‫ ا ﻧﺶ ﻗﺮ ن ر رﺳﺖ‬٠-٠)-٠ «Senin yakdigın âteşin maycsi tdze daldır. ‫ر‬١1‫ااا"ا‬٠١ '‫اا‬1، ‫ا‬1‫ ا;؛ا‬krvscrle Vikanacaktu . Hadis-i Şerifte vârid olmuştur ki ümmet ı Mtılı.ımiı.ı ılıl. n bir cemâ­ at. Cehennemde bir müddet yanıp kömür halim. (١ 'rlı|‫؛‬kt٠ ’i> sonra Cehen­ nemden çıkarılacak ve kevser suyu ile yıkanıp tem ،/İçildikten sonra Cennete girecek; Ceımettekiler bunlara (cchcnncmiyyûn) diyeceklerdir. Onlar bu ta’birden müteessir olacakları ‫؟؛‬in C c r â b - ı Hakka tazarru’da bulunacaklar, Allah da onlardan bu ta’biıi ref ve izâle eyleyccekdir.

57SS

‫ت‬-‫ در زﻧﺪان ﻧﺮ ن ﻣﺤﺬﺗﻠﺢ‬.‫رك‬ ‫آ ن ج; اى ﻟﻘﻤﻪ و او"ذ'ت‬ .iler kim zindanda mihnet çekmişse o mihnet, haram lokma yeme­ nin ve şehvetine tâbi’ olmanın cezasıdır».

5789

‫ر ك در ﻧﻌﺮ ﻧﺮن د وﺗﺒ ﺖ‬ ‫ا—ت‬:‫اًن ﺟﺰاى ﻛﺎر زاوو ﻣﺢﺀ‬ «Her kini tle bir küşkde devlet ve seâdet İçiıule ise o seâdct, bir liarilin ve bir nıilmetin neticesidir».

5790

‫ ﻓﺮد‬r ‫زر و‬.‫ﻟﺪى‬٠‫ د‬١‫ر ﻛ ﺬ‬ ‫دازﻛﺎ ادر ﻛﺎ ب ﻛﺮدن ﺳﺮ ر د‬ «Her kimi alilli ١ '٠ ‫ ا‬r.ü m ü şd r. yâııi, servet sâlıilıi olmalıda miinferid Höı-ürscn ilil ‫ا‬،‫ا أ‬٠karanm ak rahmetine Siıbreylemiştir». 587


r.7iır. ٠‫ﻝ‬.‫ﺍ‬

‫ ﳌﺎ‬٠ ) ٠ ‫ ﺭ ﺍ‬٠٠. ‫ ﺍ ﺍ‬.٢ ‫ﺫ ﻯ‬

‫ ل‬٠‫ا‬

‫ا‬.‫ذئ‬:٠‫اذق ﻣﺎ‬٠

«Gece kandilin ،‫ا‬..‫ اا؛‬.١.‫ ؛اأا‬1‫ ؛أاا ﺀ؛ا‬1 ‫ ا‬٠‫ااأ‬. ‫ل‬.'‫ا؛‬:،‫ا؛‬، -güncş'uı kandilini fitil den, şamandıradan ‫اأ‬، ، ١‫ ا‬.‫' أ‬:‫ اا‬، !‫ ﺍ؛ ﺍ‬٠.. ٣ )79 ‫؛ا‬ : ,...‫ ﺷﻰ ح‬. ٠٣‫ ا ز‬/ < ١ ‫و ﺀ‬٠ "‫رو‬ ‫ض ردو'را ذ ا ش واﻧﻦ دان‬ «Sen g it de samanlı balçıkdaıı S0 ‫ ؛‬. ra ö rtü sü yap.

1'clek dâmını sa

...nıanlı balçıkdaıı pak bil -Burada kehldlden murad: Yenilecek vc içilecek şeylerdir ki bede nin ve ruh-، hayvaninin kıyanı ve kıvamı onlarladır. Sakf-İ gerdûndan maksad da : Ruh-1 Sultani ve İlâhidir ki onun yemeye ve İçmeye ihtiyacı yoktur. Onun gıdası. Haklin nurudur, 5797 ‫ا'زوز ﻧ ﺪ‬٠‫ ﺟﻮن ﻟﺘﺪار‬S ٠‫ا‬ ‫ﺧﺎوت ﺷﺐ دﺑ ﻤ ﺬﺛﺬ و روز ﺛﺪ‬ «Ah ki sevgilimiz, gani ve kederimizi yaktı, izale- etti. Gecenin hal. vet‫ ؛‬geçti, gündü'z o٠ dı٠ ٥ . Buyuruluyor k i: Bizim sevgilimiz olan 1-Ûİ1-İ Sultân‫؛‬, yâhud lutfkerim-‫ ؛‬rabbâni, bizdeki beşeriyyet gamını izale etti. Beden halveti geçti, vuslat gündüzü zulıura geldi, o halde ey nefis yemeklerle cismini besleyen sana âh ve yazık: 579S ١‫ر‬٠‫ا‬٠ ‫ﺟ ﺰ إﺷﺐ ﺟﻠ ﻮه ﻧﺒﺎ ﺛ ﺪ‬

«Kahrııı cilvesi, yâni, luırıuuı l ١e‫ ؟‬r etıııcs‫ ؛‬gcccyc nıahsıısdıır. Sende « dilbâbi günül derdıle nra». Yâııi; li'ıb I .‫' ﺍ‬،‫ ﺍ ﺍ ﺍ ﺍ‬.'‫! ﺍ ﺍ ﺍ‬, y.'diı.d lııtf-i İlâhi kahrı ancak gece, yâni, ter 58:


‫ ا راو رار‬,<-> ‫ أا ا‬٠‫ وا‬: ٠:٠

‫ از و؛ﺗﺎ ن و وام ﺀ'ن ﻛﺰار‬١٠ «Tabiatı bırak ‫ا‬1‫ ا؛‬linklin luçkır, ağlaşın. Ondan al, yânî, arzularım verme de, rnlntn borcunu iide». Ruhlar âlem-i ervahda (Elestu birabbikiim) yân‫ ؛‬: «Cem sizin Rabbl. niz değil miyim?» hıtâbına mazliar olmuş ve (Belâ) diyerek Hakkin rubûbiyyetini itiraf etmiş ve ona kai'şj ubUdiyyet borçlusu olmuştu. E‫؛‬nâ٠ enaleyh ona borcunu edâ etmek üzere tâât ve İbâdâtta bulun! 5804

- ‫ى ﻟﻮد‬٠‫ ﻟﻮﻟﻰب‬٠‫اﻟﻬﺎ ﺣﺮ ﺿﺪ‬ ‫ ﺧﺮ ﺿﺪﺀ زﺧﺮ وا؛س ود‬.‫زاﻧﻚ‬ «Yıllarca eşek seyis‫ ؛‬oldun, artık yetişir. Çünki eşek seyisi, eşekden geridir». Eşek seyisliği yapmak, nefsine hizmet eylemekdir. Hizmet eyleyen ise, hizmet ettiğinden aşağıdır. 0 halde nefsine hizmet eyleyen ondan aşağı ve bayağı olur. 5805

‫ذاﺧﺮ وض راد ش 'ذ ى ﺗ ﺖ‬ ‫ د وﻋﻨﺎت ﻓ ﻲ‬٠‫ ا ﺧ ﺮا‬f »Peygamber Aleyhisselâmm (Altbiruhûnne) buyurmasından mıırâdi: Senin nefsindir ki onun geri kalması ve alilinin ileritle liulunması 1‫ة‬٠ zımdır». Malum ya, namazda erkekler On saflarda, katimlar ise arka saflarda bulunur. BOyle olması Sallaliahii Aleyhi Vesellem Efendimizin : «Allalı’ın mirasda vesâirede geri bıraktığı gibi ey erkekler, siz de, oııları gcrilci safİaı-tla bırakm.» emri üzerinedir. Bu hadisin zâhiri ma'nâsı kadınların geri saflarda namaz kliması demek oldugu gibi, bâtınî ma'nâsı da; nefsin arzularmın geri bırakılmasını ve aklin tavsiyelerinin ileri alınmasını emreder. Fakat noksan olan akil degil, yüksek ve kâmil olan aklin ihtârâtı. Yoksa 1 591


-

( N n m n M ltıl ‫ 'ا‬.‫ااااا‬.‫ ا‬٠ ‫ ا‬٠،,‫ار‬،'‫ ا‬1٠‫أااا‬، ٠١ bir m uridi ,

.‫<ا‬.‫)اا‬٠ ‫ أ‬şeyhin ‫؛ ا;أا‬:;‫ اأ‬I hayViıiüda ‫اا‬.‫<ا ا‬:‫ ا ا اا‬1‫ ' اااا ا ا‬٠!٠•.٠ ١n geçirmiş،d(z،hııı٠. ١.،‫ ا‬sokakdaki !;٠'٠'* k lrn lru 1‫اااا > ا ا أ ا ا ا‬.‫ ا‬٠.٠‫ ' < اا ا‬I ‫ اا‬،‫' ا‬.‫ أ‬1،‫ أ؛ ة ا ا ا ا إ‬-hâli de I ١.‫؛‬:١‫؛ إا‬. diğer kOpeklcr ‫ اااااأ‬I 1‫ا ا‬-.‫ ا ' ا اااا‬1 ‫ ا ا ا‬٠1‫ اا؛‬İhın I ihtar etmek d zere ‫ ااا‬m iınislir ‫؛ل‬٤: *Şeyh „،،cni. dıhıı'm ‫ا‬،‫ ا‬..‫ اا‬.'.‫ ا أا ااا‬1، ‫( ا‬:‫ ااا‬.-ilan kepek, köpek I'. in serveridir ،.»

fiso:,

‫أا‬٠‫اى ر‬ ‫ ازدﻫﺎ‬: ‫ئ‬

y‫ ل‬٤‫وز ف;ﻓﻰ ﺀ‬ ‫' ن ﺧﺮ‬

«Ey eşek kıymetli! Şendeki aldın zayıflığından bu miskin eşek, yâni, tıt 5‫ ؛‬ejderha olmuş». Her istediğini sana yaptırm akta bulunmuş, hattâ em m âre derecesini ‫ ؛‬,mı‫ ؟‬, taşmıştır.

. 5810

‫ا ذ ﻋﺪى ﻛﺌﺘ ﺔ رﻧﺠﻮر دد‬ ‫ز وﻣﺤﺖ ر د اورا ﻣﻬﻞ‬١٢‫ﻫﻢ‬ «Eğer îsâ'dan, yânî, a lilin t a v s iy e le r in d e n k a lb in Iifiyct d e ctıdaıı gelir. Binâenaleyh akil terketnie...

y a r a lı is e S ih lia t

ve

îsâ isminin geçmeşi dolayısiyle Hazret-i kİsvİânâ, vaktin îsâ’sı ve mürşidi olanlara ilitap ile İ£t٤ fsâr-1 lıâtırda bulunuyor ve diyor k i: 5S11 t. j ) ،i ٠ ‫■؟‬j >٠ . '£،c j l <_،^L٠ ،‫؟‬. > ، ١& ?*s Ey güzel nefsli îsâ! Halkın verdiği meşakkatten nasılsın? Dünyada» .«yılmışız define olmadığı gibi meşakkatsiz irşıul olmaz ­Halka nasihat etm ek ve onları irşada çalışmak, çoklarının arzusu hi lafı olduğu için nâsih vc mürşid olanlara sıkıntı çektirirler. Bunun en yüksek misâli A .eyhijsclâtü Vesselam Efendimizin hâlidir. O Ncbiyy-i Zışân, m üşriklerden o derci ‫؛‬٠ meşakkat çekinişti k i: «Hiç bir peygambere benim kadar eziyet edilmedi.،• buyurmuştu, Bu eziyetlerin sebebi ise Hesâl-i Ek rem in onlun t ٠٠hidâyete davet etmesinden başka bir v11i<I vt٠ ‫ ؛‬ev değildir ,

■3«

593


c.'ıineş dofiimca ‫ ا 'ا!اا‬1 1‫ اا‬٠‫ ا‬٠٠<•;٠■،٠ ٠ıed(T, tcıııız ve:z،y،i! 111 ne {,!‫ ؛؛‬yerleri ayırd etmezse , ‫؛؛‬en de | ‫اراا‬٠ ‫ اا‬.‫؛‬ıbdeııııe ‫ا‬,.٠ :‫ أاذذ‬.ve hidayet nurunu saç

Hazı'e.-i Pirin l)‫؛‬z Nuvle 1‫اا‬٠ ‫'ذ‬: ‫ ا‬ediyoruz ،‫؛‬emesi, tcvâzû ve üslûb-i ‫؛‬,'ikim tarzındadır 1-:İ bir .'ideme » s e n .‫؟‬öyle, böyle yapıyorsun» denilecek -yerde «biz şöyle böyle yapıyoruz, diye l'.tab etmclrtir. Bu yoldaki ilitab da bir nezaket bulunduğu İçin muhatabı kızarm az , 5816

‫ن‬٠‫ﺗﺎ و د‬٠٠‫( در د‬

rU

‫ﺗﻮ ﻋ ﻞ‬

‫ ذ ﻛ ﺎ ﺋ ﻴ ﻦ‬٠ ‫ ن ﺻﻔﺮا ﻟﻮد‬١ ‫دﺑﺢ‬ «Sen, din ve diinya hususlarında balsm. biz dc sirkeyiz. dcfedilmesi sirgengebin ‫ ؛‬urubu ile olur«.

B il

safranın

Sirgcngcbîn: Sirke, bal ve çörek otundan yapılan bir şurub ki eskiden safra hastalığı İçin İçilirmiş, 5817 ‫ﺳﺮك ا ﻧﺰودﻳﻢ ﻣﺎ ﻫﻮم ﻧ ﺤ ﺮ‬ ‫ د' ﺣ ﺮ‬١‫ ا ر ﻣ ﺮ‬١‫ﺧﺰ‬

‫ﺀ‬ ٠ ‫ذﺀا‬

«Basur hastalıâina tutıılınu‫ ؛‬olan hiz, sirkeyi fazlalaştırdık. Sen dc hah artır ve kerem ini eksik etme».

5818 ‫زﻣﺎ‬

- u f ; ‫ ا ﺟﺎا‬٠

‫ > د از‬٠ ‫ا ن‬

‫ر'ت ادر ﺑ ﻨ ﻢ ﺑ ﻪ اﻓﺰﺑﺪ را‬ «,Bize yakışalı hu cldugu İçiu liizdeu öyle zuhur etti. Göze giren kavin k i r l i . artırm aktan başka ne yapar ‫«'؛‬

5819 j y * ‫ ذ ب ' ا ا ل‬١ ‫ان ز د‬

‫ ز‬٣ ‫ ﺟﺰ‬1٠‫ﻮ ص‬ ‫ ﺑﺎ د ازﺗ‬٠‫ك‬ «Ey aziz sürme, sima ٠1،‫ ا‬٠, .١‫ا‬٠‫ا‬١,٠.٠‫ آ‬1‫ااا اا‬.‫ ا‬muhuhknr ‫ ؛‬ey, senden hir ‫ ؟‬ey, hir lulsiyct bililir *. .‫ا؛آ‬.٦


٢٠:'‫ا‬: ' ‫ا‬

‫ا‬٠

٠‫ﻻ‬:.١- 1‫؛ ا‬,‫أ ا ا ا ا‬،‫;ا ; ا؛ ااااآ‬.‫ ااااا‬11٠٠ ١‫ اا ؛اأا‬1‫ أ‬s:،f;. 1‫ اا! ااا‬٢, SP،١ ‫؛‬JI cefan ‫ﻻ‬3‫ؤ‬١ ‫ﻫﺬ‬1‫ذ‬rııu.1 vefâsıııdan ‫'ا؛‬1;،٠ ‫ااا‬

٢،8‫ذذ‬.‫آ‬ ‫؛ رود‬. ‫ '؛ﻻ ﺟﻐﺎل‬٠‫ازت‬،‫زاذك‬ ‫ ; ﺑﻮد‬٦- ‫ ﻫ ﻰ ج'ﺀل ان‬٠١ ‫اذ‬ «Çün‫؛؛‬i âkilden ‫ﻻ‬٤ ‫ •أ‬cefâ evlâdı ‫»؛‬.

sudur ederse « cefâ,

câhilin cefâsından

5220 ‫ى ت ﻟ ﻴ ﻔ ﺮ ﺀداوت از ح;د‬ ‫ از ﺟﺎﺀل ﺑﻮد‬،‫ ة‬٠‫ا‬.‫ ; اذعﺀ‬٣ «Hazret-‫ ؛‬Peygamber buyurmuştur ‫ إذا‬akıllının adâvet‫؛‬. câhili.، ‫ا‬١ ‫ااا‬٠ habbetinden daha iyidir». Hadis-i Şerifte : «Akıllının düşmanlığı, cahilin sadalratindcn daha hayırlıdır» buyurulmuş ve bu hususa. Hazret-‫ ؛‬Mevlâr.â tarafmdan yuhariki bey، ile de İşaret olunmuştur. Akilin adavetiyle câhilin muhabbetine dâir iki mısâl arzedeyim : Ashâb.ı Kirâmm fukahâsındon (Ebiidderdâ) Eadiyallâhü anlı Şam'da kadıkk ediyordu. Bir gün ahâlinin bir giinahkâra sögüp saydıklarım i‫؛؛‬t٠ ti. v e : .Siz kuyuya düşmüş bir adam görseniz ne yaparsınız?« diye sor. du. *jp sarkıtıp çıkarmaya çalışırız» dediler. .'Bu, günah kuyusuna düşmi'ış adam İçin niçin öyle yapmıyorsunuz?» dedi. «Sen ona adâvet etmez misin?» ‫؛‬hâlinde bulundular, »Ederim amma şahsır.a değil. filine düşmanim» deril. îşte akıllı bir kimsenin adâveti. Bir de câhil ve ahmak bir kimsenin muhabbetine bakalım 1 Bil’ adam, bir ayıyı yılandan kurtarmış, ayı tla kurtarıcısıyla dost olarak dâimâ onu takibe başlamış. Bir gün adamcagiz uyumuş. Ayı da onun yüzüne konan sinekleri kovalarmış. Kogdugu sineklerin tekrar konduğunu görünce hiddetlenmiş, ayıca akliyle, hepsini birden öldürmek İçin koca bir taş getirip sineklerin üstüne vurmuş. Sinekler ölmiiş amma altındaki adamm da kafası paralanmış. İşte bu da bir câhilin muhabbeti nümUncsi. Allalı cümlemizi böyle dostlardan ve böyle dostluklardan muhafaza buyursun. 537


.‫ﻧﺬاﻧﺎﺀأ‬

«Adamcağıza ٠ ٠çürük elmalardan u kadar çok yedirdi ki yedikleri «eri gelmeye başladı».

5833

‫زدﻛﺎى ﺑ ﺮ ا ﺧﺮ ﺟﺮا‬. ‫ا ك‬ ‫ ن"را‬٠‫ﻧ ﻤ ﺪ ﻣﻦ ر د ى ﺟﻪ ر د م‬ «Elma y ‫؛‬ye،ı bağırdı 1،‫ أ‬: .Ey emil.; Den sana ne yaptım ki bana kas dettin? Şıı zt’.îmün sebebi nedir?»

583-1

‫ م ﺛﺰ‬١ ‫ ز ا ' ﻟ ﺖ اج‬I;

f

‫ز‬٠‫ر‬٠‫ > ﻣ ﺮا‬٠‫ب ز ﻧ ﺮ ا ر‬ «E^cr ilenim hayatımla senin aslî bir adâ١ c t ‫؛‬n varsa bir kılıç vur da kanilin dok». 5835

‫ دﺋﺪ‬٠‫رزو‬٠‫م‬٠‫ﻛﻎ اع‬٠‫ت‬٠‫دوم ﻣﺎ ﺀ‬.. ‫ د‬٠‫اى ﺧ ﻚ اوواﻛﺎ روى 'ﻧﻮ د‬ «Sana göründüğüm sâat ne uğursuz bir zamanmış. Senin yüzünü gör. meyenlor ،11:‫ ؟‬ne iniltin‫”؛‬ 583 «

٢ ‫ ﻟ ﻰﺑ ﺸ ﻮ‬٠‫ذﻛﺬ‬-‫ﻟ ﻰ ﺟﺄ؛ ت‬ ‫ نﺻﻢ‬١‫ﻣﺎﺣﺪال بر ﻧﺪارﻧﺪ‬ «Cinkyctslz. g،،nnb ١ı», az .:ok İ.ir ‫ ؟‬ey yapını‫ ؟‬oiıııaksızııı ilil Ziılıııü ılinsizler lıile C،İZ gorm eıler ». .٣ >‫ا؛‬0


r٠H12

‫ ذﻵو‬٠‫ا ر ش‬٠.‫رو و ا د ﺀورد‬ ,‫وول ﺀﺀب ار‬.. .‫*أ;؛ااذ اورد‬ ‫ﺀ‬٠ ‫ اااااا‬yedigi iyi kil،، yem ekler ‫ا‬:‫ا‬1،1‫ ا‬: o yemeklerle yılaıı da dışarıya fırladı ».

.‫؟‬843

‫اروا‬٠ ‫د اذ ا و د رون ان‬.‫ د‬: ٠‫ﺣﻮ‬ ‫ دار را‬.٢ ‫ ﺣﺪد آورد ان ;كو‬«Kendiliden 0 yılaııın çıktığını görünce o sâliJı süvarinin önünde yerlere kajıandı» . 5844

:‫ رﺛ ﺖ و زف‬٠‫ار ﺳﺎ‬٠ ‫ آن‬٢٠-— ‫ﺟﻮن د د ان دردﻫﺎ ازوى رات‬٠ «o kara, çirkin ve iri yıJaııı görünce onıııı korkusiyJc derdleri keli* dişinden gitti». 5845

‫ﻧﻐﺖ ﺧﻮن "ﻟﻮ ﺟ ﺮﺑ ﻞ ورى‬ ‫ ى‬٠‫ﻟﻊ‬

‫ وﻟﻰ‬£ ‫ﻳﺎ ﻃﺪا_ل‬

«Dedi k i : Sen Jıakikaten ra h m e ti Cclnail, yâhnd lıudösıı ki velini* metinisin*.

5846 ‫ ام‬٠‫دﺑﺪ‬

S

‫ارﻟﺚ ا ﻋﺘ ﻰ‬٠‫)اى م‬

‫ ام‬٠‫ ﺑﻮدم ﺟﺎن ﻧﻮ ﺀذﺛﺘﺪ‬. ‫ا د‬ «Beni g٠٠rd،i(‫؛‬،،n s‫؛‬١ı،t ‫ ااا‬٠ ,mühürcü zamanmış. Ben ölmüş gitıııiştinı ıf;ı ١la d m ،ila n a y e n i Idr h a y a l l ٠ ».

rol


‫ذص‬-،‫ ﻻ ك دا‬- ‫ ه و ن‬٠‫س‬

‫ض‬-‫ذواا‬٠' ٠‫ود‬،‫ﻛﻌﺶ !ت‬ ..Eğer ‫ﻵاا ًاااا‬1‫ل أ‬،‫ا‬.‫ا‬٠ "‫ آاا‬1‫ ﻻ؛ااا!؛ا‬.olsaydım, münasebetsiz sözler söylemez dini».‘ 5853

‫دت ﻛ ﺸ ﻰ اى ﺧﻮش ﺧﻤﺎل‬.‫ﺑﺲ ﺋﺂ‬ ‫ ﻛ ﺶ ﻧ ﺤ ﺪ‬٠ / ‫اف ز‬٠‫ ا‬/

f

«Eger bana bu halden reniz ve İşaret yoliylc bir şey anlatılış olsay. din, ey giizcl tabiatlı emir, sana metilin senada bulunurdum».

5S54 ‫ﺑ ﻚ ﺧﺄﻣﺶ ا د ى آ ذ و ا ى‬ ‫ ى‬١‫ ر ر م ىﺀﺗﻮ‬٠، ‫ﺧ ﺎ ﻓ ﺎ‬ «Liliin süküt ettlgim İçin hiddetlenmiş, sessiz, s.dâsız başıma vur. muştun». 5855 ‫ ت‬٠‫ ﻋﺌﻞ از ر ﺛ ﻢ‬.‫ﺋ ﻪ ر م ﻛﺎ ر و‬ ‫ ز ﺷﻜ ﺰ ﺻ ﺖ‬٠‫ غ ﻣﻎ‬١‫ ﺀه ا ن ر ر‬١‫خ‬ «Başıb sersem olmuş, altlım başımtlan gitmişti. Hususiyetle lm baş ki azıcık bir beyni vardır».

5856

‫ﻋﻌﻮﻛﻞ اى ﺧﺮروى و ﺧﻮن ﻛﺎر‬ ‫ﺗﻢ از ﺣﻨﻮ ن ا د ر ﻛ ﻨ ﺎ ر‬۵ ‫ا ﻧﺠﻪ‬ «Ey güzel yüzlü ve güzel İşli emir; söylediklerim cünân eseridir. Onİarı afvet». G03


‫ ا ذإ ;ا ؛‬l ،‫ ؛‬r <;;٠‫ا ا‬

‫ ا ا ا ا ! ا ل‬.‫ا‬

,‫ ؛‬ü ı . u . ’.dînJz. V e

‫ع‬

0 ‫ ة‬،‫ ؛‬1

٠‫آ‬

،„ ‫ أ ة ؛‬d i l e l i '!، ،‫ ة ا؛ ا‬-

lara, tepelere ‫ا‬.’‫! ا‬،:‫ أ ا‬٠!‫؛‬، nele.،(i '‫؛‬.«nize ablardınız Keza Elifi ‫اأ;؛ل‬1‫ا‬:‫;ﺛﻢ‬،‫ا‬1‫ذ‬:.‫؛ أا‬،;:!٠Hazretlerinden de 511 J-Isdîs-i Şerit rivayet * ...';,er 1 : ، . ‫ ﺍ] ﺍ؛ ﺍ ﺍ‬1 ) ‫ﺍ„ ؛ ﺝ؛ﺫﺀﻹ‬.‫ ﺫ‬b‫؛‬Js٠ yd‫؛‬r ‫ ؛‬z ın ١Jtîaî‫ ؛‬٦ az giilcr ١'C ‫ ؟‬oli âğlardınız, Ve yeır.ı!; i ‫ ؟‬îiıeli içinize slıııııezd ‫„؛‬.

5h‫؛‬Gl

‫اذد دربز‬٠‫ﻟﻰذ؛ﺷﺮا ا ب‬

‫ و ‘ﺗﺎز‬٠‫ ﺿﺮا ﻓﻮت ووذ‬٠‫ل‬ .:E‫؟؛‬cr ResUlulIah'ın bildiklerini li‫؛‬r adam bilmiş olsaydı ne niyaz etmeg. ،‫؛‬alilinde takat. ve namaz ،‫؛‬.imaya, o r u ç ،utmaya eisniinde 1‫ اا؛‬١٠ve،

، : a l ı r d ı ?.,

5802

‫و دو‬١ ‫ﺀل‬ ‫ﺀ د‬,‫ ؛ د از ﺑﺬ‬٠‫ ﺑﺌﺮ‬٥; ٠‫ﺣﻮ‬٠‫م‬ ‫ ﺛ ﻮ ﺩ‬٠‫ﻝ‬

«Kedi ününde!‫؛‬،

{jr

‫ﻳ ﺶ‬٠ ‫ﺫﻕ‬

fftre g‫[؛‬j، j١.١aI١vo، ur> kurda ‫؛ﺍ‬:‫ﺍﺡ'ﻟﻞ‬

kuzu gil,‫؛‬

fani

olurdu».

5803

«Onda ne seyr ،‫ ؛‬sülük, ne ılc ona çare kalır, 0 ، mille tıeıı sizi süzsüz terbiye ederim‫؛‬..

Peygam ber.‫ ؛‬Ekrem Efendimiz boylo 0‫ﺟﻼةا‬،ً‫ ا‬gibi onur, v irisleri Ijiilunan cvl‫؛‬yâul،alî klozerdtı ٥٠ köyledir. Onlar da irildiklerini söylemezler. sözden ziyade fii! ve hareketleriyle terbiye ederler. Bundan dolayı da Ccn;\.b-١ Mevlâr.â buyuruyor k i :

5801 ٠‫;ل‬٠‫ ؛; ﻻ ﻟ ﻦ‬١‫ ﺣﺮﻟﻮل‬-‫ﻫﻢ‬

Evllyâullabdliu ،!' ٠ '٠‫ا‬،‫’ا‬،‫ او‬، rnbOb، ‫ ا ا ذ‬٠ ،‫ذاأذا‬١ ‫ﻻا ة‬،‫اأ؛‬، ederdi ٠١t،d I٠i's ükfıt ederim. I»ı’١،n٠m،ıer ،;، ‫ ﺍ‬٠‫ ﺍ ﺍ‬. ‫ ﺍﺍ؛ ﺍ‬١‫ ﺃ‬dendr. vururum ».

gibi ‫ااآا‬.‫آ‬


١I ‫؛‬،C

\‫>أ‬

m e v s im i

z illiie c e n in

٠‫*«؛‬٠٠،٠:. ٠ I(lı.

l'l

İL'،'. A l e y h i s s e l â i E f e n d i ،..‫؛‬/. m ü b â ı . - k

٠‫ات‬ ٠٠ ٠ ١- il ‫'ا|؛^؛ا‬- ‫ ا‬،‫'؛‬.m h a l i n d e ‫ا‬,‫اا‬

M ü ş rik le r

p ; u m ،'‫؛‬j'‫؛‬،y l e

1 ' m ı ، « iz . İ

‫ا اإ ا ا‬٠‫ ا‬i k i y e a y ı l d ı . L iir ،‫ا‬،‫ )ااأ‬٠‫ ا ا'<ا‬1‫ا أ‬ ‫ ا‬1 ‫أث‬، ،‫؛‬:، .M u h a i m n e d i n b i r !‫اااا‬٠ !، ٠ •;٠ •

l u n a n A y 'a İ ş a r e t e d i n c e k a m e r i n . :, 1 .' . . d u k ta tı

sonra

b irle ş ti. M ü ş r ik le r :

y â n ı n ı e t l i l e r . B il .:d ı ı r . d i)

V â k ıa

â y e tin e

e tm iş le rd ir,

١-‫ة‬1‫ا; ا ؛‬

e l ı i - i h a d i s a r a s ı n d a t c v â t d r d e r e e e ::‫ ؛‬ıı ' '

m ü fe s s irk rd o n

b a z ıla rı

(K ıy â m e itc y a n la c a k tır )

‫؟‬

ü r .k i b s t t a r a f i y l c

o

( İ n ş a k k a 'l - K a m o r ) m a ’n â s ı n ı

y î'ıt.i,

m c lu ıı

(A

‫ اا اﺀ‬٠

v e r i n ;ie rs e . ılı . 1،.! ' 11

n ı a 'n â b i r b i r i n i t u t m a z .

('،ilki

\‫ ة ﺋ ﻴ ﻔ ﻰ رﻗ ﻮ ث‬١‫ ر ل ; ﻏﺎ‬0 ‫ ﺳ ﻠ ﺔ ث‬٠' ‫ﻟ ﻬ ﺌ ﻴ ﺚ \ ﺀ ﺗ ﺮ‬

Y âni: .Kıyâmet yaldajdı vc kamer yarıldı da ınü",.r‫؛‬I.Jeı bîr ،٠١‫ا ا‬٠, ٠ ،٠ mıı'cizc görünce itiraz ediyorlar ve bil da dâimi .dindendi، ‫ا‬1،١‫ا‬٠ ‫! ا‬،،، ٠“ Âyet-i Kerimesi de. kamerin şak olacağını degil, ‫؛؛‬١ ١ ، ımı bal' I،ı(ldm١٠ vermektedir. Kadı Iyad (Şifa) !:itabında bundan uzun ، ‫ا‬." ‫اا 'ا ؛‬: ..‫ا‬ mi?, vukua ‫؛؛‬eldigini tie nakli ve akli delillerle isbat ey leıe.lü 1 I ‫ ا‬. ‫ ا ا‬، ‫ا ا‬ .eildtie de bundan balısolunmuştu Şu birkaç beyt ?<Ievlânâ lisanından oldugu gibi, ağzına ‫ا'ز‬1.‫' ' > اا‬ adam ı dogup yılanı ‫؟‬:!:artan em irin dilinden de olabilir . ‫ﺀ‬.'،‫اا‬،‫ ا‬. ‫ ا‬٠،٠٠،٠،.، uyum uş olan insan, İnsan-ı gafildir, ağzına giren yılan nef::.ı em m .ücd'i Em ir süvâri mUr§‫؛‬d-i kâm ildir, onu uykuda iken dögc ،!٠,‫؛‬-;« ‫اا‬.٠.. ‫ اا‬،،‫ ا‬،'، ‫ ا‬. kırda bayırda koçdurması riyâzet ve mücâhededir, yılanın Ç’.kı ‫؛‬.:،ı da , ld.il ncfs.i cmmâredeiı kurtulm asıdır. (Yedullalıi fevka eydibiml yâı.i : ‫ا‬,'١1 lah'ın eli onların eli üstündedir» âyetinde eller, filvâki Resûl-İ 1*:!-‫ ا‬،'‫' ااااا‬ Ashâb-ı K irâm ın elleri idi 1:İ ona b iât etmişlerdi. Ehlullahın hatl:'، ،' I ،âciz bir dervişin de. elden ele Besulullab ve 0 vâsı،a ile Allaha b ia t vard:r. Binâenaleyh o ellerin iistdnds olan da Cenâb -1 Hakkin yed -‫ ؛‬kud retidir. 0 lıaltle A llah’ın yed-i kudretine ve peygam berin yed-، biatine vâsıl olan kâmil eller de fev k alâd e İ‫ ؛‬ler görebilirler .

، SUiri

«1-7

‫ا‬:٠،،‫ا‬١‫' ا ا‬

I '‫ا‬

‫ا‬.‫اا‬7


.‫م‬٠ 87 .'‫ا‬

‫وو ل‬:٠‫دع‬

\ /

‫ل‬٠٩٠١ ‫ ﺑ ﺐ‬٠‫ر‬١

‫د‬ '‫ ﻧ ﺪ و ر‬. ‫ا اا‬-‫ﻮﻛﺎ‬ ‫ذكﺗ‬ . Sebebin ‫ ؛‬siiylemek İ‫ ؟‬İ،١ 1‫ز؛ ا؛ال» ا‬.‫ اا؛‬yoktu. Sen ‫ ؛‬o ٠‫ﻟﻺا‬٠‫ل‬hırnkıı 0. ،‫؛‬.it mek de miimkin d elild i ".

5874

‫ ﻛ ﻐ ﻢ از درد درون‬٠‫ان‬٠‫ص ز‬ ‫ ﺩ ﻧﻮى ا ذ م ﻻ ﻳﻠﻤﻮ ن‬٠١ « ‫ ؟ ؛‬im d e k i d e r d d o la y ıs iy le H a z r e t -‫ ؛‬P e y g a m b e r in T â if lile r e (tıı.ı e d iş i g ‫ ؛‬b ‫ ( ؛‬Y â R a b b i k a v m im i h id a y e t e e r iş t ir , o n la r b ilm iy o r la r ) d iy o r u m . .

5875

‫رد ا' ن رﺗ ﻪ ز رغ‬٤‫ إ‬٠ ‫ﺑ ﺪ ﺀ ﻫ ﺎ‬ ‫ﻗﺒﺎان وﻛﻨﻴﺮ‬١ ٠/ / ‫ﻛﺎى ﺳﺎدت‬ «O sjk jn t.d a n k u r tu la n , h a la s k â r ım n O niil.de y e r le r e k a p a n ıy o r v e e y b e n im s e â d e tim , ik b â lim v e h a z in e m » .

5876

١‫ى ﺑ ﺜ ﻮ‬١ ‫ د ' را‬٠‫د كﺀ ﺣﻖ ﻛ ﻮ‬ ‫ب و ج ه دا ر م وآ ن ذ ا‬٠‫نل‬٦ « E y n ru k te d â o la n em ir; s a n a A lla h ş ü k r e ts in . B e n d e 0 d u d a l 0 ,‫ ؛‬ç e ııe v e 0 te r e n n ü m y o k » .

Yânî; ettigin iyilige teşekkürden âcizim diyordu. 5S77

‫ود‬٠‫ ا ن‬٠ ‫ ن‬٠‫'ذاﻵن ذ‬٠‫ ﺀ‬٠‫دﺛﻠﻤﻰ‬ ٠»,٠‫ذ‬ « ٠lı ، ş n ı „ n l ı f : t

A k ıllıla rın

‫ ا‬١‫اا‬.

‫اج‬٠‫ذاﻧﺎ!ذ‬.‫ذص ا‬ 1،٠٠.١٠** o l u r

‫ا‬،‫أ‬

.o n l a r ı n

v e rd ik le ri

z e h ir

r ı ı l ı a m e s e r r e t v e r i l ".

3 0

٠ ‫؛‬٠ !‫؛‬٠


5 «« ‫ذ‬

‫ ان‬٠‫ب‬٠ ‫اﻧﻰ‬،‫اا‬-- ‫ﻋﺘﻮ'ﻣﺎى‬٠ ‫آن‬ ٠ ‫ﻣﺎز‬

‫ا ى‬،; ١/

‫ان ﻃﺒﻴﺎن‬

«* ' ' ' direkleri. gizi zcvât-1 kiram 0».

Diinya‫ ؛‬hastalıkların

58S2 ■Û - J ‫و‬

‫ﻣﺤﺾ ﻣﻬﺮ وداورى‬

‫ﻫﻤﺞ> ﺣﻖ ﻟ ﻌﻠ ﺖ و د رﺋ ﻮﺗﺘ ﺪ‬ «Şefkat ١ ٠ . rahmetten ibarettirler, Kak gih‫ ؛‬illetsiz ١ ٠ e rüşvetsizdirler». Yâni; Cenâb-ı Hak, yaptığı işlerde nasıl sebeb aramaz ve rüşvet aramazsa, bunlar da shlâl‫؛‬-ı lahiyye ile ah٤ âl:lanmış olduklarından illetslz ve 1'üşvetsiz yardımda bulunurlar. Rüşvet: Bir İ ş gördürülmek İçin İŞ sâhibinin verdigi, İŞİ görecek ola. r.ın aldığı şeydir ki vermesi de, almast da İıaramdır. Veren de, alan da, arada vâsıta olan da, lisân-1 peygamberi ile telin edilmiştir. Verene râşi, alana mürieşî derler. Bilhassa hükümet işlerinde görülen yolsuzluk ve kanunsuzluk, hep bu melanetten ileri gelir. 5881

‫ ﺑ ﺶ‬٠‫رن ﺟﻮ ار ى ﻣﺒﺪﻧ ﻰ آ ﻛ ﺎ ر‬

‫ﻛﺶ‬

٠‫ ﺑ ﺎ ر‬. ‫ ﻣﺮ ﺛﻢ و‬٠‫ا ر‬:‫ﻛﺪ‬

«Bunlardan birine bu yardıını niçin yapıyorsun? diye sorsan, (0 nıazUmııtn gam ve kederi ve biçareliği İçin) cevabili, verir». Ilakim Tirmizi Radiyallalıii aıılı'in bir eserinde (Ebû'd-Derdâ) radiyalîâhü anh'den şöyle bir Hadis rivâyet edilmiştir: «Peygamberler Aley. hînYüs.Sclâm a1.2111 temeli mesabesinde itliler. Peygamberlik kesilince, yân‫؛‬, artık Peygamber gelinci‫ ؛‬ihtimâli kalmayınca, İiııımcttcn bir kavini Allah onlara bedel kıldı 1:İ onlara (ebdâl) ilenilir. Kendilerine btt iinvanm verilmesine sebeb olmak üzere birkaç vecih beyan edilmiş ise de en dogrusu. Hatibin delâleti muciljince peygamberlerden bedel olmalarıdır. İşte bu zev.ı' 1 İtilâm, şâir insanlar üzerine, çek 01.11‫ ؟‬tuttuklarından ve ،:ok namaz 1'‫اا‬.‫ااا‬. 1.,«‫ا'ا»ا‬:١ ‫ ا‬tafdil edilmemişlerdir. Lâkin ahlâklarının giizelligi, myy.'lU.ımiî degrulugu ve bütün miislümanlara karşı kalblerinin ‫؛ا‬1 ‫ا‬


cennete teiniz, ‫ ؛أ‬٠ ‫ ا‬1‫ ا‬ilil ١،‫ اا‬،‫ ا‬1‫ ا ا‬٠ .،» ٠٠‫ آ‬٠٠‫ ا‬، ‫ ا‬: ‫ ﻛﺎ‬k i ‫ ا أ‬١‫ ا ا ا ا‬humarı yoktur, ‫ أ ا ا‬، ‫ ا ا إ‬٠‫ل‬ snn‫؛‬، ‫ا‬1،‫ ا‬gelsin. Hulâsa ‫ اا « ؛‬١‫ااااا‬٠١ 1.1 ‫ ا‬٠‫ ااااااا’ااﺀ ;اًاا‬Allah herkesten daha iyi ililir ,,.

5888

‫ﻻت ﺛ ﺮ‬٠‫آ ب رﺣﻤﺖ ؛ دت ووف‬ ‫وا ﺀا ن ﺧﻮر خ; رﺣﻤﺖ ﻣ ﺖ ذو‬ «5z،’ ol. Çünk'Sana Hakkin rahmet suyu !âzımsa git, müte١‫ ؛‬sil aşağı dogru altar. Ondan sonra ralımct vc muhabbet şarahuıı Jç‫؛‬p racst ola.

5889

‫رﺣﻤﺖ اذر رﺀت آﻣﺪ "اﺑﺮ‬ r i ‫ وﺣﻤﺖ روﻣﺎى اى‬٠ ‫رﺗﻚ‬ «Oğul, Allah’ın rahmet‫؛‬, rahmet İçinde rahmettir. Sen bir rahmete kanSat etme, 0 rahmetlerin lıepsinl taleb et».

5890

‫ر؛ ار'ى ذﺟﺄع‬٠‫ دز‬١‫ﺟﺮﺧﺮ‬ ‫ﺀ‬-‫ ا‬٠ ‫وﺛﻨ ﻮا ز ﻓﻮق ﻓﻨ ﺖ ا د ﻛ ﺖ‬ «Ey şeci’ vc cesur olan mü’min, fclcgl ayağının altıııa al, onun iis. tillideki sesleri İ‫؛‬lt». Fakat onu bu kulak Igitemez. Çünki vesvese ve gaflet pamuğuyla tıkalıdır. Binâenaleyh :

.5891

‫وا ش‬

‫واس ﺑﺮون‬-‫ﻧ ﺎ و‬ ‫ ز ﺧﺮو ش‬١‫ <وذت د آ و‬1_ ‫ﻝ‬

«Vesvese pamuğunu can kulağından çıkar ili semfihardaki meleklerin teshili ve takdis uğultusunu ‫؛؛‬idesin». «13


M c c ı" ı :.ilı.’ i i „

،‫ا‬,‫اااا'"ا‬

..,‫ ا‬. ٠،‫ا‬1. ‫ااأ‬٠. V a k t i y l e ‫;ااااذاا‬.1، ‫اا |ت‬ ‫ا‬1‫ا‬.‫ ا‬:,.‫ا‬٧1‫ا‬

"I

‫ا‬..,. ‫ط‬.‫ا‬,1 "‫ا‬

٠ ،!' ٠ •

.’‫'ااا؛‬،‫'ا!ا‬

1‫اااااا‬،1٠٠،.٠، ' ٠ . ‫ ا ا‬, ‫ ا‬1 ‫اااااا‬

I

" b in a n

(،(' l u n ı r u k

&K97

.Hasislik İHikngıısumı elinden vc gerdanından uzaklaştır da 5‫ اا‬felek‫ا‬1‫ ا‬.١ini bir lıahtbııl:». ‫ ا ا ' ا‬. ‫ ا‬١٦٦ Movlanâ: Dil tavsiyeler :yi. Faka*, yapılması gâyet müşkl ", I. I: :-de onları yapmaya kudret ye ‫؛‬:, ‫اد‬١aczimizle ne yapalım?

5SÖS ( ‫ ﻳﻌﻒ‬y A ‫ور ﺗﻰﻷى ؛‬

‫ رﻹرﺀ؟ا‬/ * : ‫ا‬۶ - ‫ ك'ا‬٠‫س‬،‫ر‬ >‫;اا‬:٠ ‫(؛‬٠ ‫ا‬٠‫ ﺀاأ؛ﻻا‬kn'besine ııçmalt ‫؟؛‬ili kanadm yoksa, aczîııl, bîçâreligîni *.٠٠،' ‫ ا‬١١٠ .::ire bulan A ‫؟‬îa ‫؛‬.ı'a arzeta Y,i lîabbî ben âcizim, kuvvet ve kudret sahibi ancalt selisin! Bana ‫ا‬٠ .,‫اا‬. ‫ ا‬, ‫ ا‬٠destgirirn c .':‫ ؛‬diye ınünâcâtta bulun, hattâ gözlerinden hâlisine l ir dökerek ve hıızur-ı İlâiıidc candan, gönülden inlyerek niyazda , ٠ ،٠ >٠ ,,,،. (٦‫أ‬.٠ ٠ ١ ‫لائ‬٠ ١Hak, öyle bir Erlıamtir-Eâhimindir ki, göz yaşlarına karşı ‫اا‬ ‫ ا‬١: ıııaz. aylayan bir kulunun murâdını vermeden geri durmaz, ‫ ؛‬lazret-i ?.îevlânı'ı da diyer k i : 5809 ‫ ت‬٠ ‫ ا‬١k\âr

‫ﻧﻮى‬

if

‫زارى و‬

‫>ت‬.‫ ا‬١٠.‫ر ى ﻛﺎى ةو_ﻟﺬ دا‬ ."inilti vc aglaııın ltitl İÇİ11 saglaııı bir sermâyedir. Hakltııı ıııerlıa‫"اااا‬1-‫ ؛‬٠l،،k ‫؛‬.«ycsî ise c١ı şefkatli bir dâyedlr ,I.â y e: Bizim si'ıt nine ded gimizdir. Şefkatli bir süt nine ve asil ana il u cu g u n u n Jiylinu , .|‫' ؛‬:'dindirmeye koşarsa Allahın rahm eti de ag 111. ‫زاأا‬:‫ أاا‬ve yıuıyinı ‫'ﻻ‬-""'‫؛‬1‫ ا؛‬١'.‫ اا‬١ bir kıılıı öylece güldürür. H azret "‫ ؛‬. Peygam lüı I ( S A ,V ١ ‫ « ا ا ا ا ا ا‬bir (',,etik bulunan bir kildin görmüşler >،1,


diye di'ıâ eder. Düûsı knbul ve İııfrtz. ı.lımur. 0 kul sabahleyin uymıır ١>٠ salâl -1 fecri edâ eder. İçle 1.11 »٠،٠ katilli ve infazdır. Kez‫'؛‬، tahsile ‫ ? ا؛اأ‬1.‫ ااااا‬١ bir «ene : «Yâ RabbJ b ilil ‫ ا‬1،‫ ا ) اا‬1‫ ا‬-‫؛‬.‫ ا‬٠‫ ا‬et, JıayırJı eserler yazmaya 11.1 v.ıf fak eyle, diye duâ eder. (, ilil ki l,1‫ أا‬olunur. Fakat eser yazmaya muviıt fak .İm ası, ilimde rüsölı ve m eleke Jjy d â etm esine kadar tehir ‫ اا‬1‫ا ا ا أ ا‬ Bu da kabul ve imhâldir. Oçüncüsü : Saygısız ve miinâsebetsiz .lir lıt.iıf m e se lâ : «Yâ Rabbl şu rakı ve şarabı ucuzlat da doya doya İçeyim'» d،.١'i’ düâ eder. Fakat onu gunahdan muhâfaza i‫؛؟‬n m atlubu verilmez İ',-1٠' i t. da m atlubun verilmemesiyle bir icabettir.

5903 ; ٠‫ﻫﺎى و ﻫﻮى ا د و ﺛ ﺮ ا ﻓ ﺜ ﺎ ن ا‬ ‫ا ا د ؛ ؟ ا ﻋ ﺖ ر ﺻﺮ‬٠ ‫درﻧﻢ‬ «Rüzgârın gürültü ile esmesi ve bulutun yağm ur diikmesi bizim gn. nıımızla, yânîj bizim içindir, sen biraz sabrcyle». R ü z g â r g ü r ü l t ü i l e e s e r , n e b â t â t t o h u m la r ım

e tr â fa

g ö tü r ü p

saçar.

S o n r a y a ğ m u r y a g a r , 0 t o h u m l a r ı ‫ ؟‬im le n d ir ir . B O y le e e g e r e k in s a n la r ın , g e r e k h a y v a n la r ın y iy e c e k le r i y e t iş ir . F a k a t h a s a d v a k tin e , o r a k z a m a n m a k a d a r s a b ır lâ z ım d ır .

5904 ‫ئ‬٠‫ا ﺀ ر زﻧﺔ م ذﺛ ﺐ‬- ‫ﻓﺎا‬

‫ﻟﺊ‬.;‫ ا;ﺟﻒ‬٠‫ قج‬٠ ‫ادرن ؛‬ «(Rızıklarınız semâdadır) âyetini işitmedin mi? diinyaya niçin yapışıp kalmışsın?»

işitdinse 1,11 süfli

S e m â k e l i m e s i İ‫ ؟‬in : « S e n in y ü k s e ğ i n d e b u l u n a n ş e y , s e n i n

sem â n ,

d ır » d e m iş le r . M e s e lâ : b ir o d a n ın t a v a m o n u n s e m â s ı , b ir e v i n ç a t ı s ı o n u n s e m â s ı , b ir c â m iin k u b b e s i o n u n s e m â s ıd ır , o t a k d ir d e a r z a n i s b e t l e y i ‫'؛‬:‫؛‬a r z ı t ‫أﻓﻼ;ﻷ‬١ ‫ﻗﻖ‬: ‫ ﻟﻪ !أﻻاﻻ!ا‬f e h l . i a r z m 1. : ‫ﺀ‬:‫ﻗﺚ;ل‬: ‫ﻫﺖ‬: . . 1. : ‫ ي‬y a ğ a n y a g m ' .r l a a r z ın n e b â t â t ı y e t i ç t l g i İç in : «1R ı z ı k l a r ı n ı z ^ s e m a d a d ı r . b u y u r ^ m u ş t u r .

‫إ‬

1‫ا‬

5905

‫ ﺑ ﺪ د ت دان اواز ﻏﻮل‬٠‫ ىو ﺗﻮ‬٠‫ذ‬ ‫ا ﻧ ﺮ—ﻓﻮل‬٠ ‫ د ا ش ﺗﻮ‬٠‫ىﻛ ﺚ‬ S e t lin açlıktım korkman » ١'٠ > ü m its iz liğ e d ü ş m e n g ııly e b â n ‫؛‬ Bunu bil , ٠ ses Neni kııh٠٥i î ٠h îi esfel-i sitiline kadar çeker ».

j s e ١‫ ؛‬.٠ lir


‫؟ وإﻻ‬.‫ﺀ‬:‫ا؛’ا‬١meydana ‫ا‬٠ ‫ا‬1،‫ااا‬.‫اا‬,‫ااا‬،‫ ا‬١.‫ا‬.٠ ‫ا‬.، <‫ا‬1:‫ااا‬ ‫(ة‬:1‫ا‬: ' ‫ل‬٠‫؛؛‬-cbclj vâsıta s ‫؛‬yle zuhura ‫؛؛‬elen şeye ‫ا‬1‫ا‬٠‫اااا‬،‫ا ا؛ا‬,1. 1، ٠ Ve 1٠ 1-.11 .‘‫اﻻً'ا؛‬:١ ‫ د‬mukaddem oldugu İÇİ11 tmisebbebdon y iık ıj . '., ١,‫ اا‬1.-1 ‫م‬,‫ ا "اا‬1,1: 1’ ‫تﺀ؛;ا‬ ‫ﺗﺎ‬٦ -kibr.t yerine çak mak kullandırdı . ‫دل‬، ‫ ا ﻻ ا ا‬- ، .... 1 , ‫ ا ا‬, ‫ ا ا‬I .‫اا‬:‫ ا‬١‫ 'اا'؛اا‬1٠ ‫ﻻ‬ -. çıkan kıvılcımla kavi tutuştururlar, onunla ،1. 1 .‫ااا‬.-., y a k a r l a . ‫ا‬1‫ا‬

‫اااا!ة‬ ‫ ﺑ ﻮ ق ا ن س و ﻟ ﺘ ﻰ ﺑ ﺜ ﺖ‬٠‫آ ن ذاﻵ ل‬

‫ش ذ ﻧ ﺖ‬:‫ﻣﻠﻮ‬٠٦ ‫رﺟﻪ در ﻣ ﻮر ت‬ «Meselâ; falan kimse, sUretcn dik başlı ١ -e azametli bir herifin ya. ninda oturmakla ikisinin oturuşu bir olmaz». 5911 ‫ﻣﺤﺎﺳﺖ از ووى ذ ر و‬

‫زوق‬

‫ﺟﺎى دور از ﺻﺪر ا ﻧ ﺪ ﻣ ﺘ ﺨ ﻒ‬ « B ir m e c l i s i n s a d r ı n d a n , y â n î , b a ş s e d ir in d e n k a r s a y ı l ı r s a d a , liir m e v k i i n

u z a k o la n y e r ıııu lıa k -

y ü k s e k l i ğ i ş e r e f c ilj c t i y l e d i r » .

C c n â b -1 P ir , b ir m e c l i s e ‫؛؛‬e lm iş , d a l a e v v e l o r a y a g e l m i ş v e b a ş s e d ir e k u r u l m u ş o la n H a z r e t - i M e v lâ n .â

a z a m e tli

k a p ın ın

b s z i h â c e le r

y a n ıııa

o tu r m u ş.

y e r le r in d e n K e n d is in e

ç e k i lm e m iş le r t a z im

ve

i h lâ s ı

o l a n l a r h e m e n k a l k m ı ş l a r , o n u n y a n m u g e l m i ş o t u r m u ş la r . K i h â y e t m i l i , d e r iis t ü n d s o tu r a n la r d a y e r le r in d e n

k a lk ıp M e v t ö n â .n ın y a n m a in m e -

y e m e c b u r o lm u ş la r , D e m e k k i m e k â n ı n ş e r e f i o t u r a n k i m s e i l e İ m iş . E ir m is â l d a h a : Y a v u z ’u n m ü f t ü s ü v e z a m a n ı n ı n e n y ü k s e k filim i o la n Ib n -İ K e m â l, r a h m e t u l l i h i a l e y h , K e m â l P a ş a z a d e S i i l e y m a n B e y i n o g lu d u r . G e n ç l i ğ i n d e o d a a s k e r o l m u ş t u . E v r a n o s b e y i n b i r m e c l i s i n d e v e R u m e l i b ; '-•:<‫ ؛'!؛‬٠ n in a r a s ın d a 0 d a b u lu n m u ş t u . D e r k e n m e ş h ı ı r M o lla L ü t f i ç a d ır a g ir d i. E vranos

bey

v e s â ir e

u le m â

ayaga

k a lk tı.

M o lla

L ü tfi

g e ç ip

E vranos

b e y i n ü s t t a r a f ın a o t u r d u . B u o t u r u ş İ b n . i K e m â l'in c a n ın ı s ı k t ı . Y a n ın d a k i z â ta ; «B u h o ca k ،m s o r d u . M u lıâ t a b ı dil

ki E v r a n o s b e y in

ü s t t a r a f ın a g e ç iy o r ? »

d iy e

.O n a M o lla L ü t f i d e r le r , m e ş h u r v e d e r in b ir â lim -

d ir . i l m i o la ııb ır ٠‫ا؛ا'ا‬١‫ا‬.‫ آ‬h ،،rn ı< ’t ‫'؛‬،،r iır le r*

c e v â b ı n ı v e r d i. B u c e v â b ü z c -

‫ا‬-:٧‫اﻻا‬١ ‫ا‬,‫ اا | اا‬١- g ib i e l m a n ı n im k â n ı y o k . f a k a t M o lla L ü t f i g i b i o lm a k m b m k in ‫ﺍﺍﺍ‬:.٠٠,‫ ﺍ‬٠>، u t i î î â l ı k m e s l e k i n d e n ‫ ؟‬e k ild i v e t r h s i l e b a ş la d ı, ilk u k u d u g u ‫ ا‬1.‫ ا‬.١‫ ًا‬٠٠1‫ ا‬١ l,! ، t f i o lm ıış .u -

r in e

İ b n .i K e m â l

‫ ؛ا‬1'‫ا‬


‫م‬٠‫؛اااا‬ ‫ر‬:' ‫ د‬٠1 ٠‫ر‬٠٠٠‫ د ازث‬, ٠‫ ا‬٠٠٠‫ خ‬٠‫ﻣﻮ‬ «Ağaçtan ııınksıid ‫ا‬٠1‫ ا‬،'‫ ا‬.;، 1iniştir . ٠٠ 1‫ ا; ا‬1,1‫ أ‬inatlub olm akta meyve ev . ١‫ ا ا‬. ‫< ا آ ة ا ؛‬- ,«sonradır ıı hakikatler bildirildikten ^ :‫'؛؛‬lira kıssanın tahkiyesine d ö n ü lü y o r : 591‫؟‬

‫ح';س ﺟﻮن ر؛ﻟﺪ ك;د اذ ازدﻫﺎ‬ ‫ ا د ى ا د از ﺟﻜﺘ ﻰ رﻫﺎ‬٠‫ﺀ‬:‫ئ‬ "Ayj, ejderhâdan feryâd edince arslan gibi cesur bir adam, onu ej. derbililin pençesinden kurtardı». 5918

‫ م د ا د ا و ﻳﺌ ﺖ‬١‫ﺀ‬٠ ‫ﺣﺎ< و ص ﻟ ﻰ‬ ‫ ﻛﺜ ﺖ‬٠ ‫ازدﻫﺎرا او د ن أوت‬ «iliyle ile şecaat birbirine, zahir olmuşlar, yânî, yardim etmişlerdi. ٠٠ adam, o ejderhayı bil kuvvetle, birleşmiş olan iliyle ve şecâat.c Öİdiirdu». Hiyle kelimesi çâre demektir. (Hiyle-‫ ؛‬şer'iyye) terkibindeki hiyle de <-٠ mânâyadır. Yoksa şeriatte bizim kullandığımız mânâda hiyle olmaz. Bir de hud'a vardır ki bu da düşmana karşı tedbir almak dem ektir. Nitekim Iladls-i Ş erifte: «M uhârcb. tedliirden ibârettir» buyurulm uş ve Hendek !.azâsmda kullanılm asına müsâade edilmiştir. Hicretin V. senesi idi ki Mekke m üşrikleri 10 000 kişilik bir kuvvetle .^Icdine'ye hücum etm eye kalkmışlardı. Bunlara m üdafaa İçin Mediim miislüm anlarım n kuvveti kâfi degildi. Selm ân.ı Fârisî radiyallâhii a tılı: Y â K esûlallah‫ ؛‬Biz İran'da böyle kuvvetli bir hiicuma karşı beldemiz tîrâ fın a hendek kazıp, onu siper ederek düşmanı defe çalışırdık» dedi. Bil tcdlıir taraf-ı Risâlettcn kabul buyuruldu. M edinelilerden 3 000 kişi hendek kazmaya m em ur oldu. Herkes on arşın derinliğinde ve genişli, ftinde muayyen l)lr yer kıızacııktı. işe başlandı, Medine'de kıtlık da vardı, (:erek Hazret-، l١٠y«،٠uı‫'؛‬٠٠ı, I,، ٠1ı a lıâb.ı kirâm ı hemen lıeıııen aç bil: halde ،.ahşı.voı'.ıi.h lln ,'l ٠' ٠ln kazılma،! tamamlanmadan evvel müşrik C21


.٢ ٠‫)؛‬2 ‫اأ‬

‫'؛ ﻟ ﺪ ى ازرو‬.٠ ‫ ا و وﻧﺎ‬١،٠ > ‫ ذ زا و‬١ ‫ر ى‬٠٠ ‫ﺟﺎ ا ﻣ د‬

'.٠ ‫'؛‬

.،Kemli hiyleni gürdün. 0 Jıiyl.nhı sana nereden geldiğini ‫؛‬-.grciin.lt İ،:'‫ !)؛‬incinle' ‫'أﺀ‬،„‫< ﺀذ؛ل»اذ‬:٠‫ اأ' ذة‬git -.. -١٠٦, sc.nn ٨ ‫ا‬.1‫ ك‬١'،‫ ال‬verdiği akılla ti todbtrde bulunabildiğini ailia .

5921 ){; ‫ت_ت اﻣﻪ از‬.‫أ‬٠٠‫ درا‬٠‫ر ح‬

‫ﻻ‬.‫ ﺀ‬٠‫• ى ﻛﺮ‬4

‫ر ى‬- ‫ ﺋﻤﺮا‬٢

«Alçalida, yâîlî, arzda ve insani‫ ؛!؛‬-،âleminde ne varsa hepsi yük.cl de،den ve m ân eviyi aleminden gelinidir, o l:â١‫؛ة‬:‫؛؛‬:! ‫ اﻻ‬.da gür.ünii yük gi'it ç e v i r ،s e k l e r e d ٥». 5922

‫ر ﺀﻟﻰ‬٠‫ ا'ا‬.‫وودى ﻣﺢث د ﻧﺌﻦ‬ ‫ا ﻧ ﺪ ﻟﻰ‬ «Yülischlere d a o : ; : ! ! ; ış ‫؛‬

b a l - mal;,

/‫(;■;< 'ول >;ﻝ‬

nazara nur ve parliilihk ١،'r ‫؛‬٢. -Eve،. ibtidâsııı

‫؟؛‬٧‫ت‬k a ı ı ı a ş t ı r ı r »,

592:5

«Gözünü

p a r la k lığ a

alıştır,

e ğ e r y a r a sa d e ğ ils e n

o cihete

nazar

٠•‫>؛؛‬,

Y ü k s e k l e r e v e u z a k la r a b a k a n b ir k i m s e n i n e v v e l a g e z l e r i k a m a ş ır , l â k i n d e v a n ı e t t i k ç e a lış tı.. H a t t â d a ğ k ö y l e r i n d e o t u r u p u z a k la r a b a k a n k i m s e l e r i n g ö r ü ş le r ' ş e h ir d â h i l i n d e v e m a h a l l e a r a s ın d a s â k in o l a n l a r ı n g ö r ü ş le r in d e n

k u v v e tlid ir

Ç ünki

g ö r d ü k le r i

yer.

k a r ş ıs ın d a k i

e v le r d e n

i b â r e t t ir . M a d d e t e n b ö y l e o l d u ğ u g : b i m â n e n d e b ö y l e d i r . E s b a b a n a z a r etm e k

،١٠ a k l a r ı ,

m i i s ‫؛؛‬b b ٥b a b a k m a k y ü k s e k l e r i g ö r m e k g ib id ir . M e s e lâ ;

İ r z g ö r ü y o r u z . G ö r m e m iz e s e b e b o la n ş e y g ö z d e d i ğ i m i z b i r e t p a r e a s ı-

022


١j j > ^ j ٠ Yânı : «Hiç bilenlerle l٠ ‫؛‬lm٠ ٠ yi'i،lı٠ r nüisâvî olur mu?‫؛‬،, meâlindedir. Elbette almazlar. ٨ralann<].٠ ،k. laik, ilim ile cebi arasındaki fark gibidir.

5926 ٠•٠■- ٠L

* *

j)j

‫؛‬i ٠‫؟‬.

٠£ .

j ١j

«Gafil bir kimse bir tecrübede bulunmakla ona öyle aldanır ve ken­ dini utemâ-i kül samı• ki kibir ve azametinden üstadlaıdan uzak kalır». Halbuki tecrübe ve ilim arttıkça insan cehlini daha iyi anlar. Çünki bilinen şeylere nisbetle bilinmeyenler o kadar çoktur ki hepsini ihata etmeye imkân yoktur. Hanefi mezhebinin müctehidlerinden olan îmâm-ı Ebü Yusuf, Ilârûn Reşîd'in (Kâdiil-kudât)ı, yâni, kadılar reisi olmuş, bir gün Hârûn ona bir mesele sormuştu. Ebû Yûsuf «Bilmiyorum, dedi. Hali­ fenin adamlarından biri: «Emir’iil-mü’minin sana bu kadar maaş verdiği halde bilmiyorupı demeye utanmıyorsun?» ukalâlığında bulundu. Ebû Yûsuf d e : «Benim aldığım, ilmimin derecesine göredir. Cehlime göre tahsisat alacak olsaydım, halifenin hâzinesi kâfi gelmezdi!» diye hem münsıfâne, hem arifane bir cevap vermişti. Allârr.e-i Rûm İbn-i Kemâl merhum da ihtidaları ilmine mağrur imiş. Bir gün yanma derviş kıyafetli biri gelmiş : «Efendi, İlm-i İlâhiye nisbetle insanların malûmatı ne kadardır?» diye sormuş. İbn-ı K em âl: «Haydi hey torlak! Böyle süâl mi olur?» demiş ve geniş bir tabaka kâ­ ğıdı üzerine görünür görünmez bir nokta koymuş : İşte bu kâğıdı Al­ lah’ın ilmi, noktacığı da bütün insanların malûmatı farzet» cevâbım ver­ miş. Derviş teşekkür ettikten sonra : «O nokta içinde kendi ilminizi de ayırıp göstersenize!» deyince İbn-i Kemâl cevap bulamamış, derviş de çekilip gitmiş. Müftîis-sekaleyn, ondan sonra İlmî gururunu terk etmiş.

176٠ S û r . ‫؛‬ F:

،10

Züm or

: 1. 626


‫ رود‬r

‫ دا ن ﺀوو‬. ‫ا ﻧ ﻮ د ر و ر‬

«Başta bulanan n ‫؛‬ilini ve arzu vurdır 1:1 sahibinin ba ct٠ ‫ ؛‬a geçmesi ve mesrur olması İçin dalaşır. Fakat o sevda ile başı gider ». ‫'ﻵ‬1‫ﺟﺔج‬1‫ ؛ة‬-Ebü Cchl'in kafasında böyle bir fikir vardı. Kavmi arasın daki riyasetini kaybetmemek İçin türlü habasetlerde bulunmuş, nihâyet Bedr muharebesinde yaralanıp yere serilmiş ve Abdullah Bin Rîes'ûd RadiyallâhU anilin eli ve kendi kılıcıyla başı kesilmişti. 5931

‫ ﻧﺤﻮ'ﻫﺎي رود ﺗﻮ دى ﺑﺎش‬r ‫اﺣﺐ را ى ﺑﺎش‬٠‫درﺀﺿﺎﺀ آ فح‬ «Başının gittlgini istemezsen git ayak ol ve re'y saliibi olan kutljun pcııâh.i himâycsinde bulun». İslâm târilıi mütaiea edilirse görülür ki zaman zaman bir takını in. sanlar çıkmış) bazıları bir devlet teşkiline muvaffak olmu‫؟‬. Bazıları ise yakalanmış, kafa.sı kesilmiştir. Bunlarm bir düsturu v a rd ı: «Yâ devlet başa, ya kuzgun leşe» dericrdi ki «ya devlet tâcını başımıza giyeriz, ya kırda yatan leşimize kargalar üşüşürler» demekti. Devlet ve riyâset Jıırsı böyle tehlikelidir. Fakat kendi âleminde bulunmak, siyâset işlerine karışmamakda hiç bir m uhatara yoktur. Hususiyle zamanın mânevi hâki, mi bulunan kutbun hizmetinde ve himâyesinde bulunmak en selâmetli yoldur. Kazret-i î.lcvlânâ yine î٠ îesnevi’de : .Kalbi münevver bir zâtın hizmetinde bulunmak, pâdişâhların tepesine çıkmaktan senin İçîıı iyi ve hayırlıdır.» buyurul". K u tu b : Bir şehrin nıânen idâresine memur olan zâttır. Bu mukadderdir. Y7âni, her şehrin, yahud her iklimin bir kutbu vardır. Bir de kutb'ul.aktâb yâlıud gavs vardır ki bir asırda bulunan kutublarm reisidii". 5932

‫ ﺣﻮ ش ﻓﻮﻧﻰ او ﻣﺪن‬٠‫ا ﺟ ﻪ ﺛﺎ ر‬ ‫ ن‬١٠» ‫ و‬١‫'ﻳﺎ ت‬

٠ ‫ج‬

‫ د ى‬١‫ ذ‬٠‫ ب‬r

«Sen, devle. \٠ ‫ا‬٠‫ااااااااا‬1‫ ا‬bilimiyle sah isen de kendini 0 kutbun fev. ‫ذا‬27


kıra da (zıYl-akl ve zfl'I #yıı) ı l . ı l . ı l â l ıl> ı .ülıiklıın kâmil olanları .zü'l-ayn) ekmel l ‫ ؛‬ıdun.، ul.ıı ı (nVI •ıkl ve zu'l-ayn) olanlarıdır. Şeyh Ünımü Sınanın .1...١ ٠ . ... ılaıı ‫؛؛‬.yy،d S.yfııllah Efendi bir gece ruyâsında şeyhinin kemirdi.•. ı.<٠ ٠ ٠ I٠.im ١١• yaklaştıkça küçüldüğünü ve temâm yanına gelinci, kay 1•• M u‫;؛‬uııu görmüş vc zuhuratım Ümmü Siuana söylemiş. O da : «Sana İmâ fr ٠ybi>ı nasıl olacağı gösterilmiş. Sen de Şeyhine yaklaştıkça kııçuliiı، •!‫ ؛‬, nihayet onda fâni olmalısın» diye rü­ yayı ta’bir etmiş. «Bir şeyi tatmayan onun lezzetini bilemez.» denilmiştir. Şu söylenilen şeylerin lezzeti de bize yabancı gelmektedir. Çünki tatmamışız. Onun için benim bunları anlatmaya uğraşmam, âmânın renk tarifine çalışması, görmediği bir şeyi bildirmeye kalkışması kabilindendir. Öveyik kuşu (kû kû) diye ötermiş. (Kû) kelimesi de Fâriside «hani ve nerede?» demektir. Mevlânâ diyor k i : «Sen de hani ve nerede?» diye mürşidinden feyz ara. yâhud nerede? nidâsiyle bir mürşid-i kâmil taharri Ahmed Eflâkî dede (Menâkîb’ül-Ârifin) de yazar. Hazret-i Mevlânâ bir gün Konya çarşısına çıkmış, çarşıda bir türk (dilkû dilkû) diye tilki postu satıvormuş. Cenâb-ı Pir bunu işidince «Gönül sahibi bir ehlullâh nerede?» mânâsım anlamış, vc cezbelenmiş, Keza Bağdad çarşısında b ir i: On hiyar bir akçeye» diye hiyar satıyormuş. Yine ehlullahdan biri, bun­ dan ‫■ ؛‬Hayırlı kimselerin onu bir akçe eder» mânâsını anlamış ve «Ha­ yırlı kimselerin onu bir akçe ederse, şer işleyenlerin hali nasıl olur?» diye ağlamaya başlamış. Mânevi kimselerin duymaları da. anlamaları da başka olur. 5٥35

‫ور ﻧﺨﻮاى ﺻﺒﺖ اﺑﺂ ى ﺟﺎ س‬

‫در دﻫﺎن ازدﻫﺎﻟﻰ ر ﺟ ﻮ »'رس‬ <>Eğcr ebııây-1 cinsin sollijct vc hizmetinde bulunmak istemez dc on. ،lan uzaklaşırsan hikâye edilen ayı gibi ejderhâ ağzına düşersin.. «Jler ‫ ؟‬ocuk fıtrat-ı Islâmiyye ١’C hilkat-i sâfiyye ile doğar. Sonra o ‫؟‬ocııgıın anası ve babas» om، yahûdi yâhud nasrâni, yânî, bıristiyan yâl‫؛‬ud mecûsi yaparlar» diye bir Hadîs-İ Şerif vardır. Bil- çocuk böyle oldugu gibi bir insan da böyledir. iyilerle hemdem olursa iyi olur. Kötülerle düşer kalkarsa kötüleşir ve gider nefs-i ejderhânın ağzına düşer. İlazret-İ Mevlânâ şıı hali î.îesnevi'de hir niisfıl ile anlatır. Misk yağcı dükkânına giden misk yagci olmasa da hiç olmazsa üstü başı misk gibi C29


«KÖR IJİU I>!I،EN<İNİN , ‫ ااا‬٠‫اﻟﻲ‬٠‫ا‬: IM ‫ا‬، ‫ ا ؛ اا‬.، ١ ١K VAK.، . |KÖI٤ DANA .١‫ اا‬ı ‫ ؛‬٠٠l* ،z . m :t ١ı ı ; s :ı ı ١١ıı I' I ،» 59111 ‫ ا ن‬٠‫ا ﻻ‬

‫ﻧﺪان‬

‫ ﻛ ﻦ‬، ,/ / ‫ و دا و ى‬.. ٠>

' ‫ا‬

‫ض دوﻛﻮرى دارم اى‬

«Bir kör vardı 1‫ أ؛‬: Ey elıöli. ‫اادلﺀﺀ اﺀ‬٠,bende iki türlü körlük var derdi ». 5941

‫ ا دوارﺀ و ز م ارﻳﺪﻫﺎن‬٢‫إ‬

‫ﺟﻮ'ذ دوﻛﻮرى دارم و ض دوﻟﻴﺎن‬ ٠٤ki tül'lü körlüğüm oldıığ،.. ben de aralarında kaldığım İ‫ ؟‬İ٠ 1 Ijaıııı ilii kat merhamet ediniz». 5942

‫ا‬٠‫ ك ﻛﻮرت ى ﺑ ﻢ‬٠‫ﻛﺬ ت‬ ‫'ﺀا‬١‫ و‬٠‫ ااﺛﺎ‬٢ ‫آ ن د ر ﻛﻮرى‬ «Biri, iliz senin bir !،örlüğünü görüyoruz, ikinci körlük ne oluyor? Anlat, dedi». 5 .4 3

‫وا‬٠'‫ﻟﻐﺖ زﻧﺖ آ وا ز ﻣ ﻮ;ا ﺣ ﻮ‬ ‫زﺷﺖ آوازى و ﻛﻮرى ﻧ ﺪ دوا‬ «Dilenci dedi lii: Scsiiu ç‫؛‬rl ،‫؛‬n, terennümüm nalıoş.. ‫ ؟‬irkin seslilik ١ 'C körlük bana illi kal belâ olmuştur ». 5944

‫ ﺑﺪود‬٠ ‫ دﻛﺜﺎ ؤﻧ ﻢ ﻣﺎﻳﺔ ﻧﻢ‬1 ■»)•٠٠٠ ‫ا‬.١ ‫ *ن‬.‫ﻣﻬﺮ ﺧﻠﻖ از اﻛ ﻦ‬ « ‫ ؟‬irkin sesim ‫ا!ااا اأ 'ا!ا‬.١‫ ا‬٠| ١ı١i, herkesi sinirlendiriyor. Bu،oluyor. Y ١ehe،le،müni 1‫اا‬،11، ‫ا ااا‬٠ ٠ ‫ا‬0‫ أ‬،,,٠ ٠ ٠ ٠ lueıluunell uz oluyor«. ٠ ’،:! I


5!‫ا‬.‫آ‬٠ ‫ا‬

‫ د‬٠٠‫ أ ﺗ ﺪ‬، ‫اىﺛﻢ ل‬،'‫ﻟ ﻚ وه‬ ‫د‬:‫ا‬

-

‫وﻧ ﻤ ﺶ‬

‫وش ر‬

Sy

Lâkin sebcbsiz ve illctsiz vere.، kereni sâhiblcri, belki onun çirkîn » başına ‫ اﺀ‬koyarlar, yâni, merlıamet ederler de ondan 0 çirkinlikler ‫ ؛‬-gide rirler ». 5951

‫ آوازش و ش وﻣﻐﻠﻠﻮم ﺷﺪ‬.‫وﻧ ﻚ‬

‫ذو دن ﺳﻜ ﻦ دﻻن و ن ؤ م ﺛ ﺪ‬ *Sesi ho‫ ؟‬ve mazlumane olunca, o sesten taç yürekli olanların kalbi de muin gibi yumuşar ». 5952

‫ﻣﺎﻟﻪ ﻛﺎﻓﺮ و ذ ﺛ ﻨ ﺖ و ﺑ ﻖ‬ ‫ﻧﺎن ﻋﻰ ر د د ب!ﺗﻮا رﺑﻖ‬ «Kafirin sesi çirkin ve kötü olduğu gibi icabete de refik olmaz, yani, Allah tarafından kabul edilmez». 5953

‫ ﻣ ﺪ ﻣ ﺖ‬I ‫ ر‬١‫ا ﺧ ﺄ و ا ا ر ز ﺷ ﺘ ﺂ و‬

‫ودﻣ ﺖ‬. ‫ﻛﻮزون ﺧﺎق ﺑﻮ ن ﻛ ﺚ‬ . Susun ‫ » ؛‬İtabı çirkin ses üzerine gelmiştir ki o ses sâhiblcri İıalkın .«kantntlan köpek gilıi mest olmuşlardı Bu beyt ile (Kad efleha) sûresindeki şu âyetlere telmih ediliyor :

١ ‫ة‬ ‫و‬ ‫ﻟﻴﻜﺎ‬١ ‫ذﺗﺈ‬١ ‫ﻋﺈ‬ @ ‫ﻵ‬ ‫ﺆ‬ ‫ﺟ‬ ‫ؤذﺋﺬ؛ةإ‬ ‫ﺔﻳﺎ‬ ‫آﺑ‬ .

.

. 833


٠٦‫ اإ‬5٠

‫ راﻋﻜﻦ‬٠"-‫ ا‬. ‫ﻧ ﺮ د‬

‫ر‬

‫و‬

‫ر‬

V .

‫و داع ﻛﻦ‬,‫ ﻧ ﺪ ر‬..‫در ﺟﺮاﺣﺖ ر‬ «Tcvbe vc istiğfar e l ! ،(,(‫!؛؛؛؛‬٠,mazlum kanından istiğfar ile onlarla .«yâni, zulmettiklerinle heh.ıllaş Eger o zulmün sende açtığı yara eskiyip kapanmaz bir hale geldiyse -onun üstüne dag vur, yânî, onu riyâzet ve miicâhede ateşiyle yalt! Dik kat buyuruldu mu? k'Ievlânâ İstiğfâr ile b e rb e r helâlleşmeyi de tavsiye ediyor , ‫ ؟‬tevbe ve iinki biri hakkullah, biri hakk-1 İbâddır. Hakk'u-llâh٠ -istigfâr ile afv edilebilir, fakat hak-1 ibâdın afvi İçin 0 hak sâhibiyle he lâllaşmak lâzımdır,

«AYI İLE O ABDAL HİKÂYESİNİN TARIAMI» 5957

‫ﺣﺮس ﺛﻢ از ازدﻫﺎ ﺑﻮ ن وارﻫﺒﺪ‬ ‫<د‬٠‫وان ر م از ر د ا ذ ا ه د‬ «Ayj ejderhâdan kurtuldu, o merd adamdan kendini kurtarma kcremini gürünce». 5958

‫ن ﺧﺮس زار‬٦‫ﺟﻮن ﻛ ﻒ اﻣﺤﺎب ﻛﻬ ﻒ‬ ‫ردﺑﺎر‬. ‫اﻵزم درر آ ن‬. ‫ﺛ ﺪ‬ «O zavallı ayij ashâb-1 kelifin köpeği gibi o mütehammil kimsenin, yân‫؛‬, kurtaran adamnr izini takibe başladı, artık ondair ayrılmadı*. Ashâb-1 Kehf denilen zevlt, muvahhid bir takım kimselerdi ki putperestlikten kaçmışlar, bir mağaraya saklanmışlardı. Bir köpek de onlarla berâber mağaraya girdi. ResUlullnh Efendimizden Ashâb-1 Kehf'in sorulması üzerine Kur'ân'da kendilerinden balisolunmu‫؟‬, fakat kaç kişi oldugu tasrih edilmemiş, miibhem bırakılm ıştı Çmıkt soranlar da onlarm sayısını kat'i olarak biliniyorlardı. J'.ger adedim. Kur'ân'do kat'î olaral: beyân edilseydi inanmayacaklardı. ll.fd'.i. nıııbhi’n.lyeti tasdik ettiler. Çünkü kendi bildiklerine tevâfuk ediyordu llıııdıtı mımınr. Tarsus’ta bir magara ve yanında bir Cim،' vardır.

٠‫أ‬3 ."‫ا‬


‫’ ا‬٠ ‫اا‬٠ >. ;١ ' ‫ ا; ﻷا‬Hazret"، 1‫)’ز" أ‬:‫ااا‬١ ١ ‫ااا‬-‫'ا‬, Ali. ‫ 'ااا'از‬١ '‫ ا‬١ ٠ ١.١‫اا‬.‫ا‬1,'‫ا‬rnıliy.iikdni ٠ 1 nnhıııııu ‫ا‬..‫اأ'ﻻ‬٢‫ ًا‬، ‫ )( ا‬ıılııra Mekke ١ '٠ >1‫ا اااااا‬.‫ا‬1. ‫ >اا‬ediniz ‫ا‬:.‫؛ا‬,‫ ا‬geleceğiniz kadında l>،r mektup Vfitdn, ،‫ا‬1‫اا‬١.:‫’ا‬1‫اااا'ا ااااا‬،‫ ااا‬١٠-،٠ 1‫ ا‬1‫ اا؛‬ZI ١ <،'‫اأ‬-‫ ا‬kiram Sarc'ye tc.südüf ٠ili <)‫؛‬،‫اا‬.‫ ا‬hııldııkl. II ‫ا‬.‫ااا؛‬.‫ا‬،‫ا ا‬٠ ‫؛! ااا أا‬،،،٠ »،، ‫ا؛‬1‫اا‬, ;;،‫؛‬.tirdiler Mektup a،:ı!ıt١ ca lli'ıtıb ،;،rafından yızılnı ‫ 'اا)ا ‘؛‬.mektup idi ki P.CSÛI.İ Ek remin, üstlerine gçleeeğhü l(ın ey ‫ ؛‬illere l ı a k e r veriyordu. Herkes ‫ ؛‬aştı. ‫ ؟‬-Linki riâlıb, muhacirinden ve elıl-1 Bcdrdendi. candan böyle bil' ltsrc ket zuhuruna itlinse ıhtirıı'ıl vermezdi. Aleyhisselât Efendimiz, ona bu İ‫؟‬-İ nedett yaptığını sortin. llütıb. yemin ederek imanına l'.alt'l gelrnedigi ni, bu mektubu bir sü-i niyetle degil. Mekke’deki â ‫؛؛‬es ‫;؛‬ıi Kureyşlilcrin hiırıâye etmesini temin İçin yazdığını söyledi ve saflığı nazar-1 itibara .alınıp Resftlullah tarafından afv buyuruldu . Hötıb'ın yaptığı casusluktan başka bir şey degildi. Fakat onun ve reeogi 2ararı düşünememiş, Mekke'deki ^ilesioi muhafaza ettirmek gibi saf bir düşünce ile yapmıştı, 5963

‫ﻛﻔ ﺖ واﻧﻨﻪ از د و د ى ﻛﻔ ﺖ ا ن‬ ‫;ى رن مﺀ; ﻵن‬١‫ ى‬٠‫ﺧﺮس ج‬،‫ور‬ «Hasta, kentlisine nasihat verenin SÖZÜ İizcriııe, bunu hasedinden söylüyorsun. A.vılıga ne bakıyorsun, gösterdiği 11‫ ؛‬muhabbeti gör, dedi».

5961

‫ د ﻫ ﺖ‬٠‫ ﺑ ﺮ اﺑﺎﻣﺎن ﺀذو‬٠ ‫اذت‬ ‫ﻣﺖ‬٠ ‫وذى ض اذ ﻣﺆرش‬-‫ ﻥ ح‬٠‫ﺍ‬ «Nasihat veren detil k i : Safların muhabbeti aidatındır. Bana hasfıtl diyorsun. Benlin bu lıasetliııı, oıııın muhabbetinden c١If.dır».

5965

١‫ن ر ﺳ ﺮ‬.‫ﻥ ران ا‬٠‫ﻯ ﺍ ﺍ‬ ١‫ ﻧ ﻬ ﻤ ﺤ ﻨ ﻰ ر‬٠ ‫ذرﺳﺮا ﻛ ﺰ ن ا‬٠ «Haydi kalk, ilenimle gel, Şî ayıyı ılcfvt. Bir ayıyı hemcinsin olan bir insana tercih etille».


silkinil . ....Ki ... Allah'ın l،eııdi٠ dııe ١ ٠ ٠ ‫ا‬،٠ ‫ﺀأا‬ -‫ ؛أ‬Idr ‫ ااااا‬،‫ا‬،. J:٠ ،,’t‫؛‬r ١ ٠ ‫ أ‬I‘ 1.1,1‘‫ ااا ااااذﺀ‬1،'‫اا " ا‬،‫زا‬٠ ‫ا‬,،-‫ﻻأااﺀ!اا‬1‫ااأ‬٠ . ‫ا‬١‫اا‬٠ ١ ٠ "‫ا‬٠ ٠ 1‫ا‬٠: .Mccüsileri», İçinde ،،!(.'.‫ ؛‬.١.‫|ا‬، ‫ا| ااا‬.'‫ اا‬:.‫; ا‬ililin |٠ > . ıiıklı-ıi İ b i d e l l u ı ı ı e Burada ay، una te ‫؛‬b ‫؛‬h ‫ﺀ‬ -‫ا‬1 ‫اااا؛‬:'‫‘اااز‬. ‫ا‬.'‫ااا‬،!،‫ ا‬unda dil ٧;‫ا‬1‫ا‬-.<-‫ ا‬١ -< > gaile•، ‫ااد‬٠ ‫ ا؛‬eaıdır .

.1071

‫ا ن ﻫﻤﻪ ﻛﻔﺖ و آﻛﻞ ذ ش در رﻓﺖ‬ ‫زﺑﺖ‬

‫ت‬٠‫ د ﺋ ﺎ د ا‬/ ‫ﻛ ﺎ ل‬

‫د‬

« N a s i h a t e ‫ﻷأﻻ ؛‬،،،،١ h e p s i n ‫ ؛‬s ö y l e d i . F a k a t b e r ik in in h u la g n n ı ‫اااا؛تﺀ‬٠ ‫ أ‬1‫ا‬. Çünki sû-i zan, insan İçin büyük bir seti, azim bir manidir ».

5972

٠‫ث;د‬٠‫ك ﻓﺖ د ن ازوى ك‬٠‫و‬١‫د ن‬ ٠‫ ار رب‬.‫ﻛﻔ ﺖ رﺗﻢ ﺟﻮن‬ ‫ذ‬٠!‫ﺀ‬

«Nasihatçi hastanın elini tuttu. Hasta elini ‫ ؟‬ekti. Nasihate‫ ؛‬،le akıllı .Imadjgtn İçin ‫ ؛؛‬iıiiyurum, dctli».

d u st

5973

‫ ﺧﻤﺨﻮاز ﻣﺒﺎش‬y‫ ﻥ‬٠; ‫ﻛﺬ ت رو ﺍ‬ ‫ﺑﻮاﻟﻐﻐﻮﻻ ﺳﺮﻓﺖ ﻛ ﺰ "راش‬ “ H a s ta d e d i 1‫ ؛‬١I ü n 5 s e b e ts . m a 'r if e t t e n b a lıs e t ın ،’ .،.

.İ, g it , b e n i d ü ş ü n m e ‫ ؛‬,î

a d a n ı, ir f a n d a n

5974 ‫;ﺀ‬

y ‫ﻣ ﻦ ﻋﺪو‬

‫ﻳﻢ‬. ‫ر‬٠‫ل ا‬

ir .

r

; /

‫از‬

‫اﻫﻒ ا ﺋ ﺪ‬

«Nasihat‫ ؛ ؟‬tekrar 1,11.1 ‫ ﺍ‬1 ‫ ﺍ‬1 ‫ ﺍ ﺍ‬I ‫ ﺍ‬, ٠٠‫ ﺍ‬١ ١ "', ١‫ ًﺍﺍ ﺍ‬d، i‫ ؟‬ı١١nnın degilim. Benimle berâber gelirsen 1 ‫ ﺍ؛ ﺍ‬1، 1، ‫ ﺍ ﺍ ﺍ ﺍ ﺃ ﺍ‬1 , ‫ ﺍ ﺍ‬,‫« ﺍ ﺍ‬ılıı.ııklır».


5٥7٥ ‫ا و ) ﻧ ﺖ ا اران رب‬

‫ا‬

‫ ا زن ﻫﻤﻨﺜﺒﻦ‬/ ‫ة ﺑﺰ ا ' د‬ «Yahud beni bu ayıdan korkutmak İçin arkad٥5٠arij'٠e bahse gir. niştir».

5980

i}r

‫ﺧﻮد ﻧﺎ ﻣﺪ ﻫﺬح از ﺧ ﺚ‬

‫ﻳﻒ ﻛ ﺎ ن ﺑ ﻚ ادر ﺧﺎﻃﺮش‬ «Kafasjnm habasetinden, yânî, sû"i zan sâhibi oJdugu İçin, batırma hiç bir hüsn.i zan .geimedi*. 5981 -y

،A r ،rA ،>‫*؛‬ * y ،.r 0 ^ ١ j ،o ٠■ A -> ١

«­Onun olanca lıüsn.i zannı ayıya idi. Gâlibâ ayı ile hemcins bulu nuyordu».

5982 ‫ ﻣ ﺪ د و ﻣ ﻤ ﺬ ﺑﺎ د‬١‫ﺀاﻗﻠﻰر‬ ‫ داﻧ ﺖ اﻫﻞ ﻣﻬﺮوداد‬١‫ﺧﺮﺳﺮ‬ «Akıllı bir adama yiizlerce kötülük ve töhmet İsnâd etti de ayıj'1 muhabbet ve adâlet sâhibi sandı». Kureyşlilerin emeviyye cemâatından (Ukbe Bin Ebi Muad) isminde bir müşrik ۶ardı. Bir seterden dönüşünde bir ziyâfet tertib etmiş, bütün eşrâf ile birlikte Resf،l-İ Ekremi de da'vet etmişti. Aleyhisselât Efendimiz dâvete İcâbet etmekle berâber yemek yemedi. Ukbe’nin ISrârı üzerine: .im ana gelmeyince yemeğinden yemem» dedi. Ukbe kelime-i şehideti irad e tt‫؛‬. liazret-i Peygamber de yemek yedi. Sonra yine müşriklerden Ubcy Bin H alef: «Sen de mi Muhammedin dinine girdin?» dij'e Ukbe'ye sordu. Uklıı .Ilayır, fakat yemekten yemediği i‫؛؟‬n iste, digl sözü söyletilin, cevâbını verdi. Ubey : «Eger Muhammedin yüzüne tükürmezsen l.lr ‫ا‬1،‫ا‬1‫ ااا‬.mitille konupnam» deyince; «Merak etme yapaF : 41

‫ا ;ا‬

1


n٠ ٠ H‫ا‬ ‫ ؛‬, , ٠ ٠،٠, k ٠۵. . .

‫رم‬ ber

٠‫ ا‬٠ ‫ ا‬٠ ، '‫ ا‬٠ ٠ ‫ ا ا ا‬٢ 1

«Benim | ‫ا‬،،‫ااا‬. ‫ ل‬،٠,،,٠ ،,٠ ٠ ,٠ ٠١ ٠ ........... ١٠ ٠ ,,٠ ٠ ٠ ', ،, ٠ '٠ ٠ ٠ ,،,,,»٠‫ا‬،‫اا؛‬١‫ا‬ ٠ ‫ا‬1‫ااأااةاا!ا‬1‫ اذ‬yüzleı ... ٩ ٠‫ا‬٠ ‫ا‬,،٠ ‫ ا‬١ ٠ . ........ ٠ ‫ ا‬٠ ،٠ ٠ ٠ !٠.

٠ ‫اا‬٠ ١ ,‫أ‬،‫ا‬,‫اا‬

.,!٠ «٠ ‫ل * ل‬

‫ ى‬.‫ د ط‬٠ . . . . .

‫ ا را ن‬٠٠ ‘ ‫ض‬

‫ﻟﺮا‬٠‫و‬١‫ د دﻟﺊ‬٠‫ا‬٠‫ ﻳﻰ‬،‫اﺀ‬١٠ ‫دد‬ «Benden yuzbiıderce ınıı'rl/î ،:‫اااا‬1‫اا‬..‫ا؛‬،‫ اا‬bahle . ١‫أ‬،-/!‫ا‬٠ ‫ا‬-٢‫ا‬٠lınyııl M'iulrkl ٠ ٠ ٠ ٠ !، ve zailin artırıyordu ».

s‫؛‬l«e ‫ذﻳﺎل وو— وﻣﻪ اﺟﺰ ﻟﺪى‬٠ ‫از‬ ‫ رى ام ﻯ ذدى‬٠‫ﺻﻎ‬... ‫ﺩﻥ‬ ‫ ﺍ ﺍ‬، '‫ ﺍ‬١

« „ ayalden, vesveseden i'ıciz. oldugun ediyordun».

‫ﺍﺍ ؛' ؛ﺃ‬

benim ‫ ﺍ‬١‫ﺃ‬٠>'‫ﻳﺎ‬0‫ ﺍ ﺍ ﺍ‬1‫ ﺍﺍ‬٠‫ ﺍ‬1‫ﻝ‬،‫ ﺍ ﺍ ﺍ؛ﻝ‬0

59S7 ‫د را رآ و ر د م ﺀا ن‬ ‫ﺛ ﺮ ﻓﺮﻋﻮﻳﺎن‬

‫؟رد از‬

‫ ن از‬٠‫“ار ﺀ;د‬

«.Renizden apâşikâr toz kaldırdım da Fir'nvıdarııı şerrinden kıııtııl .«dunuz Bazrct-‫ ؛‬-Ya.kûb ve evlâdı, Yûsüf peygamberin da’veti üzerin. K .n 'an dakj yurdundan Rlısır'a gitmişler, orada yeril inişlerdi. 0 vakit Mısır'da Iliksoslar, yâni, Arabistandan gelmiş fir'avnlar vardı. Bunlar Beni 1٠ .,'‫اا‬İl'e hüsn-i muâmele ettiler. Sonra yeri، Fir'avnler hükümete geçtiler Ya'kub tıfıllarını e ‫؛؛‬ir derekesine düşürdüler. Angaryalarda ‫ ؟‬.alıştırdılar Ibızret-İ klûsâ bunları 1'‫ﻵ‬ î'akat Fir'avn hu kadar bedava ameleyi elinden kaçirdıfiına plşın.'tn oldu () ٠ ’dudyle Oldan takibe ٠ ١ ,‫ا‬.‫ اا‬١٠. Sub denizinin Mısır ‫؛‬..'ddlıiıdı. yeti.',، Ilnz . ٠ '٠ .’،"، M٥s‫'؛‬ı a in. I denir . ١‫اااا‬1‫ اا‬Deniz ‫ ؟‬ekilip yollaı a ‫ ؟‬ddı Açılan yollar ٠ „:٠


٠ hhümünü su götürdü denilmeli)Tnv 1‫ا‬،'‫ ا ''اﺛﻢ‬، Mı'ı.a, .> 1‫ "ا‬٧‫ اا ^'ا‬،‫اا‬٠ \‫ﻻا‬0 yaktırmış ve eritmiş, küllerin ، ،1‫ا‬١،1. ‫*ااا‬٠ ‫ ا‬doktu . ‫ا‬٠ ٠ ‫ ا‬٠ ٠m٠ lnn٠ hr»tdn٠ .

5 ‫ة ا ا اا‬

‫او‬

‫ان درﺀق‬S ‫ﻝ‬

‫ ان اى زﺷﺘﺮو‬٢ ;•* ‫ اا'ى‬،‫ول‬:

٠٠ ‫اا‬،‫ااا‬-‫ اااا‬.، ‫ا‬،٠٠‫ ا‬٠‫ا ا‬٠٠٠١'‫ا‬، ٠, ‫ ا‬i z a il-l . î k k . î d a s ٥ n١n’l. . ٠1‫اااا ﺀااااا‬:' . d i y e ş ü p h e y e d ü ş m e

. N a s ı l o l d u d a b i r r n ،î ’d ،

١d ..lur ilin،«b e s l e m e d i n , d in ?

H a lb u k i h a k

bu heykel

peygam ber

oldn.unulı،

‫آ‬

S ‫ ؛‬y a k a r ş ı . . e d e y e k a p a n d ı n <m i r i n i n

.e k

e d iy o rd u n . N n sd

o ld u

da

٤

y a p tığ ı 0 b u z u ? .

599:1

‫ﺟﻮن ﺑﺎﻟ ﺖ 'ا ﻣ ﺪ از رور او‬

« N a s ıl o l d u d a o n u n nün

îe s â d ın ı h a y â lin e

‫و‬١‫ ﺣ ﺮ اﺣﻤﻖ ﻛ ﺮ‬٠ ‫وﻧ ﻔﺎ د‬ m e k r ١-0 t e z v i r i n i v e a h m a k

l i a n d ı r a n bü-V İisü

g e tirm e d in ? »

5994

‫ذﻛﺎن‬٠‫ ﺻﻰ ﺣﻮدك ا ﺛ ﺪ اى‬١— ‫ر ; ا ﺋ ﺪ ﺩﺭﺟﻬﺎن‬.‫ ل‬١‫ﺧﺪ‬ « E y k ö p e k le r; b i r S â m irî, k im

£

o l u j 'o r d a d ü n y a d a b i r m a ’b û d y a p a ,

ilils in ? »

5995

‫ﺟﻮن د ر ن ; و را و ﻛ ﺪﻟﺜ ﺪ ى‬ ‫اﻃﻞ ﺛﺪ ى‬. ‫ا‬٠‫وزرﻫﺎذﻛﺎل‬ ٠

‫ااا‬

« N a s ı l o l d u d n K ,'،n ılr ‫ ؛‬n l n 1 onun

٥

.t e z v i r i n d e o n u n l a m ü t t e l i k o l d u n ? Y A n l

m a 'b ü d d e d ‫ ؛‬، n l k a b u l u t t i n

vu b ü tü n

ç e k le rd e n , ş ü p h e le rd e n

h ftll

o l d u n ?»

MS


Y a n i : «E y P e y g a m b e r-‫ ؛‬E k b e r; h a b e r v e r k u lla n m a k i b eı te n g a f û r u m

v e ra h im im

v e h a k ik a te n

١ h a k ik a -

b e n lin a z â îîjm e lc in v e r ic i v e a c ı.

tıc ı b i r a z â b d ır 3 » . B u r a d a g a y e t la tif b ir n tik te v a r d ır . G a f û r v e R a h ira , Z â t-1 İ lâ h in in s ı f a t l a r ı , a z â b f i 'l i d i r . E l b e t t e S if a t, f i i l d e n , e f d a l d i i '.

6000 ‫ﻓﺖ‬5 ١‫ دﻛﻎ ز د اً > ج‬١‫ زونﺀ‬/

.

‫ﺣﺬان زﻏﺒﺖ د ﻛ ﻨ ﺖ‬٠‫ﻛﺎﺣﻤﻘﺎرا ا ن‬ « A h in

b u z a ğ ı h e y k e l i s e s v e r d i ،le n e s ö y l e d i k i a h m a k l a r o n a

bu

k a d a r r a ğ b e t g ö s te rd i? »

6001 ‫زان ﻣﺢ;ز د د ﺀا د اذ ص ﺑ ﻰ‬ ‫ ر د ر ﺧ ﻰ‬٠‫ ك ﺣﻖ را ك اذ‬٠ ‫ل‬ « M â d e n i b ir c is m in se s v e r m e s in d e n

tla lıa g a r ib

m u 'c i z e l c r i b e n d e n

g ö r m ü ş t ü n ü z . L â k i n ç ö r ç ö p m a k U le s i h e r i f l e r , i l a k l i i n a s ı l k a l j u l e y l e r ? » V e h a k ile b a tılı n a s ıl a y ır d e d e r? S â m i r î n e y a p m ı ş t ı ? i ç i b o ş v e i k i t a r a f ı d e l i k b i r h e j ’k e l . R ü z g â r b ir in d e n g iriy o r, ö b ü r ü n d e n ç ık ıy o r, ç ık a r k e n d e se s v e r iy o r d u . B u ta b ii b ir ş e y d ir. B u n u ç o c u k la r b ile s ö ğ ü t d a lın d a n y a p tık la r ı d ü d ü k le r le ç ık a ra b ilirle r,

M û sâ A le y h is s e lâ m m

m u 'c i z e l e r i i s e h e r k e s i n

y a p a b ile c e ğ i

ş e y l e r d e ğ ild i. A s â s ın ın k o c a m a n b i r y ıla n o lu p s ih ir b a z la r ın ip le r in i d e , k e n d ile r in i d e y u tm a s ı, N il s u y u n u n k ıb tile r e k a n o lm a s ı, Ş a b d e n iz in d e y o lla r a ç ılm a s ı, k a y a d a n

s u la r

a k m a s ı, b ıld ırc ın

k u ş la riy le

k u d r e t h e l-

v a s i y a ğ m a s ı g ib i...

Ijs.

S û r e i H ic r

: 43-50. 647


8007

‫ا_ا از ا > درد‬٠‫ذ‬٠٠‫ و‬. ٠‫وف ب‬٢ ‫ و ; ذ ﻛ ﺮ د‬1 ‫ د ﻣ ﺪ ذ ف'اذر‬٠‫د‬ «Ebû Cehil ise hakikati bulmak derJinc ve arzusuna mühtelâ olma, dıgı İçin yüzlerce şakk’ulkamcr gibi mıı’cize gürdügü halde nübüwet٠i Muhammediyeyl ، asdik etmedi..

6008 ‫ ﺋ ﺪ ﻃﺌ ﺖ‬١‫ام‬.‫ ذ ى ﻛ ﺶ ز‬٠‫درد‬

‫ ﻛﺜ ﺖ‬٠ ‫ان‬٠١ ‫ﺑﻢ ﺣﻖ‬٠‫ز وااﻧ ﻜ ﺮد‬ «Leğenî damdan düşen, yânî, esrarı meydana ‫ ؟‬ikan bir derdliden hakikati gizledin, fazla izâhât vermedin. Zira hak ve hakikat ondan gizli değildir..

( ‫ﻧﺎدن‬، ‫ ) ﻃﺜﺖ ازام‬Füriside bir ta'birdir ki, sırrı meydana ‫ ؟‬ikmale

ve rezil olmaktan kinâyedir. Bir şeyin tâlibi elbette matlûbunu bilir. Aşk.ı İlâhî talibi ve derdlisi olanlar da matlubunu ve dâvâsını bildikleri ‫؟؛‬in, Hazret-i Mevlânâ, fazla izahat vermiyorum diyor. 6009

‫و ﺑ ﻬ ﻞ د از دردش ﺑﺼﺪ‬١.‫واﻧﻚ‬ ‫ﺟﻨﺪ ﺑ ﻮ د د و اوازرا د د‬ «Câhil olup da, aşk.j İlâhi derdlisi olmayana ise hakikati ne kadar gösterseler görmez».

Binâenaleyh ona da söylemek fâide vermez. Hulâsa : her şeyin hakikatini görebilmek i‫؛؟‬n : 6010

‫اد اد ر و‬. ‫ا ﺑﻨﺔ دل ﻣﺎف‬

‫واﺋﻨﺎ س ﻣ ﻮ ر ت زﺷﺖ ازﻛﺮ‬ «Gönül «yım.ı saf ve berrak olmalı ki, onun sathında görülecek akis, lorle ‫؟‬Irkin ve ‫ ااا‬٠‫ اأ ﺀ‬sfırotlcri aytrd edebileşin». ‫اا‬٠‫ ا‬٠.١


٠ ‫ا‬٠ ‫اا‬ ‫ د د ود ﻟ ﻰ‬٠١‫ﻣ ﻰار‬ ‫ﺑﻜﻮ ر ﺣﻨﻮا ن ﻋﺒﻰ‬

‫ ت‬٠‫ﺟﻮ ن دوا‬ ‫ ر ﺀ ﻻ ب‬٠ ‫ذﻣﻪ‬

«Madem ‫ﺀ‬،‫ ذ‬senin devâ olarak verdiğin nasihat, halkın gafJet ve nef. ret derdini a rtırıy .r, kıssaya, yâni, nasihati, hakiki tâ‫؛‬ib .JanJara söyle ve onlara (Abesevetevcllâ) sûresini oku». Ashâb-1 Kirâmdan ve Rcsûlullâhın müezzinlerinden Abdullah bin ümm-i f.îektûm radiyallâhü anh a'mâ ve fakir bir zât idi. Her vakit Nebiyy-i Ekremin huzuruna g e lir: *Yâ Resûlallah, Allahın sana bildirdiklerinden bana ögret.ş diye ilim ve İrfân talebinde bulunurdu. Bir gün Kureyşin eşrâfı İlazret-İ Peygamberin nezdinde bulunuyor, z.ât-i Risâletpenâhl de onlarm îslâma gelmeleri ‫؟؛‬in uğraşıyordu. 0 sırada İbn-i ünım-i Mektûm da geldi. Tabii huzurda başkaları bulunduğunu görmüyordu. Mûtâdı veçhile ilim temennisinde bulundu. Resûl-İ Ekrem. Abdullâhııı böyle mUnâsebetsiz bir zamanda gelmiş oldugu İçin kaşlarını çattı ve mUbârek yüzünü çevirip cevâb vermedi, o esnâda (Abese SUresi) nâzil oldu ve Habib-i İlâhî tenbih olundu.

‫ي‬

‫ى‬

|‫ئ‬

‫ ر و ﻗ ﺜ ﻜ ﺮ ة‬٠

Y â n î: ، Rcsûlullah kaşlarını çattı vc yüzünü çevirdi. A’mâ (yâni, Abdullah İbn-i Ümra-i Mektûm) yanma geldi diye. Çünki o sırada müş­ riklerin irşâdiyle meşguldü. Ey Pcygamber-i Ekbcrî Sana kim ve ne bildirdi? Mümktn ki o a’mâ senin nasihatinin günahlardan temizlenir yâ. lıud tezekkür ve tedebbür eder do o tezekkür ve tedebhiir oııa fâide verir‫؟‬.». 6015

‫ د ت‬٠‫ﺟﻮﻧ ﻚ اﺧﻤﻰ ﻃﺎﻟﺐ ﺣﻖ آ‬

‫ت‬٠‫ﻳﺬﻫﺦ‬٠‫ص‬ ‫و ﻧﺜﺎ ذ‬١‫ﻓﻖ‬ «Mâ.lı.m ‫ا‬.1 ‫ اا ﻫﺎاا'اا‬٠ ٠ ‫ا‬، ‫ا'اا‬-olarak, hakikati anlamak isteyerek gel 1،1٠ 1 m is li• , 0 f a k ilt ih ‫ ﺍ|ﺍﺍﺍ‬٠ ‫؛‬،!..٠‫ﻡ‬ ‫ﺍ‬..• .-

* lir a ek i t l i m i

‫ ؛‬Iie ilm e k y a k ış m a z ».

‫ﺍ ﺍ‬

C."١ l


،،٠ ٠ :‫!؛‬

‫ ا ح‬٠‫ ا ن‬٠‫م اع‬١ ‫ﻛﺎﻣﺪون ارﻣﻰ‬ «Bıı otu m ‫ ؟‬ııaulir lıiı. ، ıı ١ıı(lır. Scı. ise ynrnnnmlan ١ııı, senin vaktin geniştir».

K ur’ân-ı Kerîm.du d< ٠beyân l.uyurulduğu üzero Aleyldsselâtii Ves­ selam Efendimiz, halkın müslüman olmasını ve ümmet-i merhûmenin çoğalmasmı pek çok arzu ediyordu. Hattâ meşhur : «Evlenin, çocuk anası ve babası olun. Çünki ben sizinle yâhud sizin çokluğunuzla diğer ümmet­ lere karşı iftihar edcriıu.. Hadîsinde bu arzu izhâr buyurulmuştu. Ab­ dullah bin Ümm-i Mektumun geldiği sırada ise huzur-ı nübüvvette Kureyşin eşrafı bulunuyordu. Resûl-i Ekrem Sallallâhü Aleyhi Vesellem Hazretleri onları islâma terğıb ve teşvik buyuruyordu. O sırada İbn-i Ümm-i Meklûm ile meşgul olsa diğerleri kalkıp savuşacaklardı. Halbuki Abdullah Hazretleri ashâbdan olduğu için onun Zât-ı Risâletten mesele sorup öğrenmesi için bol bol vakti vardı.

G022 ‫م دروك ﻟﺌﻚ‬٠ ‫ش‬

‫دم‬/

‫ م ﻓ ﻰ ﺧﺜ ﻤ ﻮ ﺟ ﻜ ﺖ‬٠‫ﻧ ﻌ ﺒ ﺤ ﻦ ﻣ ﻚ‬

‫اان‬

«BOyJe dar bir vakitte gelij} ileni sıkıştırdın. Bunu sana gazali ve kavga İçin dcgil, nasihat olarak söylüyorum». Nazm-ı Celilde yalııız :

٠ ‫ ﻵﺀى‬٠\ ‫ أ ه‬١‫ ﻧ ﺞ‬١ ٠ ‫ﺻ ﻮ ؤ ق ؛‬ Yânî : «A’mâ olan Abdullah bili ümnı-i Mekttım. meclise geldi diye kaşlarını çattı ve yüzüiiü çcv‫؛‬rd82‫؛‬.» buyurulduğu halde ResUl-i Ekremin niçin o halde bulunduğunu anlatmak üzere bu beytleri İrâde ederek hâdiseyi tefsir ve tavzilı ediyor. Sonra da lisân-1 İlâhîden :

'821

S ttrc l

*2-1 -‫ د ا‬. 853


menlen، verir. Ancak ‫ا‬،„‫ااا‬-‫ أ‬selim ،!٠٠, ‫ ا ا ة‬1 ،، ‫*ايﺀ‬١٠‫اا ااال‬،'٠‫ أا‬ve kcmâl-î imanla «..:..ılulıı .,ir gül.ül ile İ1UZÛ1..I ،.،thiye gelen kazanıl

Ruhi Bağdadi, bu ayetin meâliııi ‫ اا ؛‬beytlc iktibas etm iştir :

S a n m a e y h â ce k i s e n d e n z e r u s im is te r le r , Y e v m c lâ y e n f e ’uda. k a lb - i s e lim

iste r le r .

6027 -d~٠ ٠ p

i ،J-U—٠ JJ ^ I

٠ C ٠،1 — «٠ j ١‫؛‬ .i .-

-C-

«Ey peygamber.‫ ؛‬Ekbcr! Huzuruna kalbı münevver bir a'mâ geldi. Ona kapı kapama vc nasihati ona ver ki nasihat onun hakkıdır ve o nasi­ hat ehlidir».

6028 ‫د'د‬٠ ‫ را ﻣﺌﺄرث‬٩ ١ ١‫ دو ﺳﻪ‬f ‫—ق ﻛﺎن ﻗﻨﺪ‬ ‫ا د ى ﺟﻮﺀ‬

‫ؤ‬

‫ﻧﻠﺢ‬

«■Eğer iki üç budala seni inkâr edecek olursa nasıl acılaşırsın ki sen sekerin menba’ısm».

6029 ٠Ay

١ ٠ . y lJ

..*.. ٠٠

٠

١^ ١‫؛‬١

A‫*؛‬

١

J.3

f

y ، ‫ ؛‬١j .3 ."

«İki ü<; ahmak, seni müttehcın tutmak isterse ııe zararı var kî Allah ..،senin Hak peygamber olduğuna şehâdet eder Mevlâ mı bundan sonra lis‫؛‬،r.-ı Peygamberiden olarak diyor k i :

.«S f .ı . i .3

٠٠ ‫اا‬٠ .‫؛‬٦٦


Ç uııki pislik bikrfti ‫ اا‬٠‫ ﺀا؛ا‬٠‫ اا'ا‬٠ ،-، liizcl kokulardan hohlan maz, ‫ﻻ)ا‬، ‫ ﻻاﺑﺎ آ;ا‬luıktı.su OIIIIII lı.'hdtliıe ‫؛‬.،٠ ٠ ٠ ٠il olur ‫اا‬٠ ;٠ ‫ل ا‬٠ '‫ا‬٠ . ‫? ااﻻ‬müşrikler di pislik bÜL'eg، gibidirler 1'،‫ا‬٠ "kokulan alı :..،luhrlar . lİKfjim rayiha.i NübüV Yetimden hoşlanmazlar !٠ :٠ ;> I 1,«.‫<اا‬1‫ا‬..‫ ا‬ili -...lansalar،!، 0 halden benim gül .ve gül suyu olmadığını aıılnşılııdı

Bir misil daha :

6034

‫ﻧ ﻮ د ﺋﻠﻲ ﺧﺮدار ﻣﺤﻚ‬

f

‫درﻣﺤﺶ اش درا د ﻧﻘﻤﻰ و ﺛ ﻚ‬ «Eger kalp bîr para, mihenk ،aşına müşteri olursa, o taşın dogru bîr millcnk olduğunda şüplıe ederler». Zira mihenk taşı altımn ayarım meydana çıkardığı î‫؟‬in kalp paralar onunla ihtilât etmeye cesâret edemezler. Müşrikler de kalp para gibidirler. Benim gibi bir mihenk taşına yaklaşamazlar, yaklaşabilselerdi benim ayar، dogru bildirmeyen bir taş olmam icabederdi.

6036

‫ دان‬٠‫روز اﻧ ﻮا‬، ‫ﻧﻮاﻫﺪ‬- ‫دزدﺛﺐ‬ ‫ات‬٠‫ م درج‬،' ‫ﺛﻢ‬٠‫م‬3‫ﻳﻢرو‬٠‫ﺷﺐ‬ «§‫ اااااأ‬bil ki hırsız gündüzü degil, karanlıkta ‫ ؟‬alabilmek İçin geceyi ister. IJcn ise gece değilim, dünyada parlayan ve parlatan bir gündüzüm ». Bundan dolayı gece hırsızı j;ibi o l a n müşnkler, benimle ihtilât ede­ mezler. Çünki gece ile giiıuliiz l.ır araya gelmez. i

6036

‫روﻟﻢ و ﻏﻠﺒﺮ وار‬، < ‫ﻓﺎرﻟﻢ‬ ‫اد‬-'‫ أ د ﻣﺎ‬٠‫ل‬ Ben fûrlkım. f.irukuııı»; hur gîhi ayırd ederini “.

‫ااا‬،‫ا ؛ا‬

‫ ن‬٠ ‫ از‬۵ ٠‫" ك‬I ،‫؛‬, ılılıidi, saman, ve dâiley، ،11111‫" ؛‬kal

1


<:‫>( ااا‬

‫ ا ز ; ر‬٠‫ ا د ك‬f ‫او‬٠‫ ا { ك‬٠‫ا‬4 ‫ ﺧﺎﻧﻢ ﻛﺎ ﻧ ﺰ ى اذ ﻣﻦ ﺑ ﺮ د‬، ‫ﻣ ﻦ‬

«Den sığır değilim ki buzağı bana iniişter‫ ؛‬VC ،‫ إﻷة‬olsun, Ben diken değilim lii deve benden otlasın ve istifâde etsin».

6041

‫رﻣﻦ ﺣﻮر ر د‬.

S‫ات دارد‬$ ‫او‬

‫ ﺑﻨﺔ ورﻓﺖ ر د‬١ ‫ز‬١ ‫د د‬ «Müşrikler bana ecvr VC cefâ ettiklerini sanırlar. Belki onlarm cevr ve cefâsı ile kalbimin aynası üstündeki tozlar süpürülmüş olur».

«BİR DELİNİN CALİNUS’A YALTAKLANMASI VE ٠CALİNUS UN KORKUSU» Caliııus: Yunan feylezoflanndan ve hekimlerindendir. Tıbbın mûcidlerınden sayılır. Tıb mevzuunda birçok eserler vermiştir. M S. 131 yı­ lında Bergama'da doğmuş, evvelâ felsefe, sonra tıb tahsilinde bulunmuş, İskenderiye'de birkaç sene oturup teşrih tecrübeleri yapmış, Roma’da imparatorların hekimi olmuş, sonra 3ergam a’ya avdetle milâdi 200 yılın­ da ölmüştür. Bir çok eserleri vardır. Bazıları Arabcaya da tercüme edil­ miştir. 6042

‫ﻛ ﻔ ﺖ ﺟﺎوﻧﻮى ا اﻣﺤﺎب ر د‬

‫ د‬٠‫ن داو و د‬١١‫ ن ل‬I ‫ا‬٠ \ / / «Calimin 1، ‫اااا‬a lim in e dedi ki: filâna . ،٠ 1 ‫؛‬.Oyleyin de bana falan ilâcı versin ». ‫ا‬:.‫م‬,‫ا‬


٠ ‫؛‬٠٠،« ‫ﺟ ﺪ ن دو ﻟ ﻰ ر ر ﻧ ﺪ ل ﻫﻲ ح ﺛ ﺬ ﺀ‬

‫ﺑﺮب ﻧ ﺜ ﺎ ن ﻫ ﺪ ت ﻓﺪر ﻣﻨﺰﻟﻦ‬ «iki k‫؛‬5‫ ؛‬arasında ‫ذ‬1‫ا‬،‫ ؛ةا؛‬.olursa şüphesiz onların arasında der.‫ ؛‬müşt. relt, kir sebeb, bir vâsıta vardır».

tir

ka

6049 ‫ ا ﺣﺬ ى ﺧﻮد‬٠‫ش ﺀ ي‬

‫ﻛ ﺮ دا‬

‫ ض و ﻟﺤﺪ‬/ ‫ ا ﺟﻨ ﻰ‬٠‫ﺑ ﺖ‬ “Bir 1،‫ اوﻻ‬cinsinden gayri ile nasıl berâber ııçar? ‫ ؟‬. ilnki nâ cins II lillet, mezar gibidir».

“B ili C İN S T E N O L M A Y A N İK İ K U Ş U N B İR L İK T E U Ç M A S I V E DÂNE

T O P L A M A S IN IN

S E B E B İ»

6050

‫ دم درﺗﻜﻞ‬٠‫ ن ﺣ ﻴ ﻰ ﻛﻔ ﺖ د‬١ ‫ا ﻧ ﻜﻠ ﺆ‬. ٠‫'ان ذإﻏﺮ‬.‫در ﻟﻴﺎ‬ «Bir hekim demiştir k i: Çölde hızlı hızlı gidiyorken bir karga ile liir leyleği liirlikte gördüm».

6051

‫اﻧﺪم ﺑ ﻤ ﻢ ا ﻟ ﺜ ﺎ ن‬، ‫دوﻣﺤﺐ‬ ‫ا ﺟﺪ ﻧﺪر ﻣﺜﺰﻟﻦ ا م ﻧﺜﺎن‬٠ «Buna ‫ „ا‬١،‫ اااا‬١ '‫ >ا‬،٠‫ أ ا ا ا أ ا أ ا‬1٠ ‫ا‬ lıallerinl tetkik ettim ,

‫ اأ‬١gibi

bir katler-l müşterek var? diye

MI


( . ior. r j < Jij' j .، . ٥ c۶١٠. ،5 ‫ ؛‬٠j

■»،j ، / ٠

1

£ ، / j ‫ ؛‬.5 ‫ ؛‬،>٠ >

«Biri aydır ki Siircyyâ yıldıziylc akseder, o biri bir kurddur ki gübre içinde yaşar ». 6057 ‫ ﻳﻮ ﺻ ﻒ ر ض ﺑ ﻰ ﻧ ﻰ‬٠‫ا ن ﻟ ﺆ‬

‫ا ج; س‬

‫ واﺣﺮ‬/ /

‫ ق‬٠ ‫رن‬

«Biri Yüsüf yüzlü ve îsâ nefesli bir zat،ır. 0 biri yırtıcı bir kurd, yâlıud boynu çıngıraklı bir eşektir». 0058

‫ﻛﺎن‬.‫ در ﻻ‬٠‫ را ن ذ د‬S •- ‫ ف‬١ ‫ ن ﻫﻤﺠﻮن ﺳﻜﺎث‬١‫ د‬٠‫ دذﻛﺎ‬St ‫ر ن‬ «Biri ‫؛‬ânıekânda uçmakta, 0 biri köpekler gibi samanlıkta yatmak, tadır». 6059

‫ا ﺟ ﻞ‬. ‫ان ﻣﻨﻮى ﻛﺎى‬.‫ا ز‬. ‫ ودد‬٠‫ اى ﻣ ﺬ د‬٠‫ا ن ﻫﻤﻰ ﻣ ﻮ د ك‬ «Gül lisön. 1 1‫ ةا‬ile pislili böceğine der ki ey k o ltu g u kolunu 1‫»؛‬. Yân ‫ ؛؛‬pislikle oynayan murdar , 0060

‫ان‬٠‫ د ذ د ن زك‬٠;٠/ / ‫ﻫ ﺖ اف 'ﺧﺮت ﻛﺎن ﻛﺎﺗﺎ ن‬ «Eger sen gül bahçesinden kaçıyorsan o nefretin giilistan İçin bir kemâldir». ٠ ',< !:‫؛‬


‫ ا ا‬٠‫ا!ا‬ ٠ Jj١y ،j$ j ١١ f ■‫ ؛‬١ ،j‫؛‬. 1‫؛‬٠٨ ٠_

l^ ji ، / ٠ *٠ -،'

،‫؛‬A>}١ ٠ . •٤

«Meleklerin kendisine secde edeceği, Adcın Aleyhisselânıın ezeli bir nişâin idi ». 6067 ‫ﻟﻰ‬٠ ‫د‬

‫ﻟﺜﺎ ﻧﺜﺎف دكر ا ﻧ ﻚ ا ف‬٠

‫ ﺑ ﻰ‬٠‫ و ر‬٠‫ ( ﻣﻢ ﺛ ﺎ‬r ‫ﻟ ﺶ‬٠‫ذ‬ «Diğer bir nişânı da iblisin ‫ ذ‬ben şâbını, reisim, O’ııdan üstünüm diye kendisine secde etmeyeceği itli». 6068 ‫ ا ﺟ ﺪ ﻧ ﺪ ى‬٠ ‫ ا ﺑﻠﺒ ﺲ ﺛ ﻢ‬/ ‫ا‬ ‫ﺑﺪ ى‬

‫ﺑﺲ‬

‫او ﻳﻮدى ا ذم او ﻏﺮى‬

«O halde iblis, IIz. Âdem'e seetle etmiş olsaydı, o Adem olamazdı, ondan başka bir şey olurdu». 6069 ‫ را ن اوﺳﺖ‬٠ .‫ﺟﻮد رﻣﺲ‬- ‫ﺛﻢ‬

‫ت‬-‫ان او‬٠‫ﺛﻢ ﺟﺤﻮد ا ن ﻋﺪو ر‬ «Meleklerin secdeleri, Âdcn'.iıı yüksekliğine mizan, şeytânın onu in. kârı da yine Ademin büyüklüğüne bir bürlıândır».

6070 ‫اﻟﺖ‬٠ ‫ ا و ت اﻧﺮار‬٠‫وا‬٢ ‫ﺛﻢ‬

‫ ت ﻛﺬ ر آ ن ﻛ ﺖ‬-‫ ا و‬. ١‫ ﻣ ﻮ‬,‫ر‬ «Meleklerin ikrârı Ademin ulviyyetine ١’C halife -‫ ؛‬Ilak olduğuna, o şeytaıı küjlrfchiin inkârı ،la yine Ademin iiyle olduğuna şâîıiddir». ‫ﻻ‬٢٠.‫ﺁ‬


‫!ا‬٠٠7 .‫آ‬

—‫\ا" ىا ا د ﺑ ﺪار‬.‫ﻧ ﻚ ا ورد و م‬ ‫ا ل‬-

« T aşı g e tird i

ve

,

‫ا ى‬-

s in e ğ in

*٠ ‫ل‬

5

uyuyan

‫ﺖ‬

‫ﺣ‬

‫ر ر خ‬

‫ااإ‬1« ‫ااا „ا‬

y ü z iin c

k o n m u jj » I d u ğ n n ıı

g ö r d ü ..

0070

‫ ت ' ﺳﺄ ﻛ ﺖ و زد‬١ j

f ;

‫ ن ﻣﺄ ى واﺑ ﻰ ﺧﺰد‬١‫ رﻣﻜﻰ ا‬٠ «Değirmen ،aşı kadar oian o kayayı kaldırdı, sinek çekilsin diye ‫اااااااا‬ iis.iine vurdu». 6077

‫ ﺣﺎﻧ ﻰ ﻛ ﺮ د‬٠ ‫ خ‬١‫ﻛ ﺖ روى ﺣ ﺘ ﺮ‬ ‫;ﺣﻤﺎﻣﻪ ذش ا د‬. ‫ا‬٠‫ا ن ﻫﺄ‬ «Kaya uyuyanın yüzünü eyledi...

hurdahaş etti ٢٠ lıu meseli

ciimleye fft,

6078

‫ ن‬١‫خ‬٠ ‫ا ﻣ ﺪ‬

‫ﺧﺮى‬

‫ ﻣﻬﺮ‬٩‫ ر ﺑ ﺎ‬٠ ‫ع‬

‫'ن‬٠‫; او— ت ك‬4 . ‫ت و‬-‫ن او ﻋﻬﺮ‬٠‫ك‬ «Ahmakııı muhabbeti ayı muliabbet‫ ؛‬gibidir. muhabbeti kintlir».

Onun liini muhabbel,

6079

‫؛ف‬٠‫— ت وران و دذ‬١: —‫ د او‬٠‫ﺀ‬ ‫ ﻻ‬:‫ﻣ ﺢ‬

«A h m n k m

‫ ى‬،‫ زﻓﺖ و وا‬.‫ او‬: ‫ﻛ ﻎ‬

a h d i , y f tn i, siiz v e r i ‫ ؛ ؛‬.v i r a n d ı r , z a i f d i r . A h d i k u v v e t l i , v e

,»fU sj c ı l ı z d ı r Y S n I: k u v v e tli

g u v v u tll sü z v e r ir ,

fa k a t v e rd iğ i

‫اا‬،،،‫ا‬t u t m a z

1

<‫'؛'؛‬٠ '


li.ı.s:‫؛‬ ‫وﻟﻰ إ ﺋ ﺎ ﻧ ﺪ‬٠ ‫ و ﻟ ﺪ‬-‫و ﻟ ﺔ ل‬٣

‫ ﻛﺌﺪ‬,'‫و ؟ﻧﺪ اﻧﺎن د‬- ‫ر ﺣﻮرد‬ «Madem ki yeminsiz bir siizii ve ahdi noksan ediyor, yemin edecek olursa daha kötüsünü yapar». Ettigi ahdi daha fenâ bir sUrette bozar.

608.1

‫ ﻧﺮدد ازان‬.‫زاذى ض ا ﺛﻐﺖ‬ j \ f ‫د‬٠ ‫ى ﺿﺪش؛'وم‬5‫ﻛ ﺎ‬ «"Çünki nefsi ağır bir J'emin ile bağladığın İçin dalla ziyâde hiddet .«leııir

Nefsin yemin ile takyid edilmesine karşı nefsin hiddetini hlevlünâ bir misâl ile gösteriyor. Meselâ :

6085

-y ‫رﺣﺎﻛﻢ‬,‫ﺑ ﻮ ذ اﺑ ﺪ ى ﺿﺪ‬ ‫ د‬٠‫ ﻛﻢ ا را ردرد ﻳﺮون ج‬١‫ﺀ‬ «Bir esir, efendisini bağlayacak olsa, efendi o bağı koparır ve İÇİ11 den çıkar».

6086

‫ذدرا‬٠. ‫ ن‬١‫ﻣﺪ ذ ر م‬٠‫رﻣﺮش ﻛﻮ‬٠ ‫ ر ﻣ ﺬ د را‬٠

‫ ىﻣﺪ رووى او‬٠

٠11‫؛‬،‫أ‬،‫ا‬،٠ ،‫اااا‬1،‫ ااا‬٠ ٠1>‫اﻫﺎ؛‬٠esirin kafasına vurur, ilimlin gibi lıâkiın olan nefis ile sahibinin el،l ٥l yemini yüzüne çarpar ».

‫'ا‬.٠‫ل؛‬


« H A /.ı‫ ؛‬ı : i • ،

M ı 'S T A l'. A

E F E N 1 )،M ،Z ،N

YÂNİ,

H A STA IIA S IA

A ..1 .Y I I İ

VI.:

A l . ،11،

١

e k m e l

! ‫ ؛‬، ! ‫ ؛‬S A I ، A I 1 ، ' b O R .M A Y A Y O K E A M A N IN

FAİü ESİ»

O t -t

e iia y a

G İ T M E S İ I: l ، A T ، l ,V L

I Y A I > E 'l

٤

٠

i!i‘<;o٠

‫ د‬٠‫أرث‬5 ‫از ﺻﺄﺳﻪ ﺣﻮاﺟﺎ‬ «Ashnbdnn bir zât h a s U k n u h v /o hastalık, dolayısiyle. iplik gibi za. yıHadı».

6000

‫ﻣﻄﻒ ا ﻣ ﺪ ﻋﺈ د ت و ى او‬٠ ‫ﺟﻮن ﻫﻤﻪ اﻃﻒ وﻛﺮم ﺑﺪﺧﻮى او‬ »Hazrel.i Peygamber ıyâdct İ‫؟‬in oıııın yanma geldi. Çüııki onıın tabiati İıituf ve keremden İbâret idin. K ur'ân’da Resû١ -i Ekreme hitaben :

Yâni : ٠Ey Peygamber•، Ekber; sen hakikaten büyük ve güze، bir ahlâk ile yaradılmıssm89.. buyurulduğu gibi Hadiste de : ..Rabbim beni terbiye etli ve terbiyemi mükemmel kıldı» denilmiştir. Hazret-i Mevlânâ bir na.tindc der k i : «Allah'ın lutfıı, ıııahlûkâtta ke­ mâl nâmına ne varsa hepsini bir yere cemctti ve o mecmua Mustafa nâ­ mını verdi». Binâenaleyh Resûl-i Ekrem Efendimiz her cihetle mahlûkâtın ekmeli, bundan dolayı peygamberlere varıncaya kadar mükevvenâtm cida­ lidir. (Sallallâhü Aleyhi ve Âlihi Vesellem) Hasta yoklamak, icâbât-ı insâniyycnin en büyüklerindendir. Çünki hasta acs-i mutlak içindedir. Gidip ona teselli vermek, ızdırâbını bir de­ rece olsun hafifletmek, bir âcize yardım etmek demektir. Hastalık hâli acâibdir. İnsan; ağrılar, sancılar arasında kıvranırken yakın dostları şöyle dursun uzaktan tanıdıklarım dahi hatırlar vc görmesini ister. Allah size tecrübe ettirmesin, ben bu acı tecrübede bulundum. Prostat ameliyatı

(35)

s

٥r c ! K a le m : 83.

I


‫ﺋﺬاإ„ﻻ‬ ‫ ا ﻋﻞ ل‬/ ٠‫ه ان ئ‬

‫اول‬

‫؛‬٠‫ﻓﺪ‬

‫ ﺟﻠﻨﻞ‬٠‫ ﻃﺒﺎ ا ﻧ ﺪ و ﺛﺎ‬٠ ‫زك‬ . Kirine‫ ؛‬١ c Oilnr ki،fâi (> ‫ا أاأاااا‬،٠ 1‫ا‬،‫ اا‬, olabilir ki zamanın kutbu ve mânevî büyük bir ‫ ؟‬.*â lî olur .K u tu b : Bir memleketin mânen idâresinc me'mur olan zât-1 âlidir Öyle bir zâtın ziyâret ve iyâdetinde bulunduğun İ‫ ؟‬in sen de onun düâsını almış ve mânen bir çok teyze erm ‫ §؛‬olursun . 6093

jy ٠‫ ار ر‬،‫وو ﺗ ﺈ ﺛ ﺪ ﻗﻂ ب‬ ‫ﻟﻮد‬٠‫إدد ارس ا ب‬.' ‫ﺛ ﻪ‬ «Eger kutub olmazsa yol arkadaşı, yânî, seyr ü sülük erbabından olur; ‫؟‬âh değilse bile süvâri bir asker, yân‫؛‬, seyr ü sülûkünde ilerlemiş bir zât bulunur.. 6094

‫ﺟﻮن دو ﺟ ﺌ ﻢ دل دار ى اى ﻋﻨﻮد‬ ‫ رﻣﺮا ﻧﻌﻮد‬٠ ‫ ل ﺗﻮ‬١‫ ﺷ ﺪ‬6 *Ey inadc. kimse; sende kalb gözü, yânî, basar -1 basiret denilen keşfden eser bulunmadığı İçin, âdi odunlarla od ağacını ayırd edemiyorsun.. 6095 ‫ﺑ وﻧ ك ﻛﻔ ﺣ ﻰ ء ت درط؛ ا ع‬

‫ ورا ن راﻣﺪان ﺧﺎﻟﻰ ز ﻛ ﺘ ﺢ‬٠‫ﺑﺢ‬٠ «Dünyada hazineler vardır, yânî, cvliyâullahdan hâli değildir. Onun İçin hi‫ ؟‬bir virâneyi hâzineden hâlî bilme». Şâir Net'î, sonunda:

Hazret-i hîevlânânın vasfında yazdığı meşhur kasidenin

i l e r .، '.'TU o l s u n r û h - i v â k î m d ü â - y ı b th is d b K ıd iy a d a n ، ٥ k i ,، ٥٤‫ ؟‬o l m a y a d ü n y â etli ,

F: 43

673


vardı. Bir hey t satir olarak yazılırsa mcnsfıri bir söz zannederdi. kiensür Ijil. soz ،rusra ‫؛‬eklinde ali alta yazılırsa ona lıeyt derdi. Bununla beraber son derece azameti vardı. Arkadaşlarına sciam vermeye tenezzül etmez, beni ise ili‫ ؟‬scvnrezdl. Çünlii talebesi gelil., benden oteber: sorar, dogrusunu ogrenijj ona İ'tirâz ederdi. Bil' defa lıastalandı. Kalktım iyâdetine gittim. Benim ziyâretime hem memnun, hem mahcüb oldu. Ondan sonra tla bana muhabbet göstermeye bajladı. Arabcada bir beytie denilir k i : *insanlara iyilikde bulun ki onları kendine köle olacak bir hale getiresin, iyilik çok kimseyi kul, köle de1’ecesİne getirir».

CIOO

r

‫ت ﻣ ﺠ ﺶ ﻧ ﻮد‬-‫ور ﺑﻜﺮدد دو‬ ‫ ا ﻫﻢ ﺀﻧ ﻮد‬1‫زا ^ ا ﺀ ا ن ﻳ ﺮ‬ »o düşman sana dost olmasa bile kini azalır, ‫ ؟‬iinkl iyilik, kin ve «arazin ilâcıdır».

6101 ‫ ت ﻏﺮ ان وﺑ ﻚ‬٠‫ض ﻓﻮاﺋﺪ ه‬ ‫ اى ار ﺑ ﻚ‬٠‫'غ‬٠‫ خ‬: ‫ م‬yu ‫از‬ ly â d ctin bundan başka bîr çok faydası vardır. Fakat ey Jyi dost; ıısanç vermekten korkdııgıım İçin hepsini söylemiyorum».

6102 ‫ﺑﺶ‬

‫ﻟ ﺤ ﻞ ا ن آ م ﺀ ار ﺟﻊ‬

‫ﻣﺨﺮ ﻷرى راش‬٠‫ﻫﻤﺞو “ ﻧ ﺮ از‬ «،Sciziin hülâsası: Cemiyet ve cemâat yâri ol, şâyet insandan bir dost bulamazsan beykcltra‫ ؟‬gibi kendine taştan bir yâr yont».

«102 ‫ وﻣﺎ و ﺟﻊ ﻛﺎروان‬٢ ‫ ا‬٠‫زاﺗﻚ‬ ‫ﻧﺎن‬- ‫ت ر‬.‫ذ‬٠ ‫ا'را ﺑﺬﻛﻨﺪ‬٠‫ ز‬٠‫ر‬ . ‫ ؟‬iinki liir Itâflloıdıı 1،‘dilildik ve cemiyet« olııınsı, yol kesen hr.y٠ dııdların sırtını ve ‫ ؛ااا‬٠‫ ا‬،‫ ااا ﻫﺎ‬٠ ٠٠»،.٠,-. ‫ا‬7 ‫ا‬ >


‫ااا‬7

‫ﻧﻤﺪ رﻳﻢ‬٠‫رﻣﻮدش & در ل‬٠ ‫از‬. ‫ ﻟ ﺪ ى ر از روى ﻛﺮم‬٠‫ﺟﻮق ب‬ «Ccnâb-، Ilak tekrar buyurdu ki hastalığını esnasında naşı. «Idil ilil kerem edip Jıatırıını sormadın?» 6108

‫ﺑ ﻨ ﻔ ﺎ د را‬

‫■ﺑ ﺖ‬

‫ﻛﻔ ﺖ ﻳﺄرب‬

‫ﻋﺶ ﺛﻢ ﺛ ﺪ ا ن— ﺧﻦ ارب ﻛ ﺜ ﺎ‬ «Mûsâ dedi k i : İlâhî senin İçin noksanlık olamaz. Aklımı kaybede. ceğîm. Yâ Rabbi, bu sOzii İzalı eyle». 6109

‫ﺿﺪه ﻟ ﺰ ن‬٠ ‫ﻛﺬت ارى‬ ‫ﻛﺸﺖ وﺗﺠﻮر 'اد ﻣ ﻢ ﺑﻜﻮ!ق‬ «Allah zulcclâl buyurdu k i : Evet, hâs ve seçilmiş bir kulum .ıııstalaıulı. O kul benim, iyice bak». 6110 ‫ﻣ ﺖ ﺳﻨﻮرﻳ ﺶ ﺳﻨ ﻮ ر ى ض‬

‫ ن‬٠ .‫ﻫ ﺖ رتﺀورﺀش ر ﻳﻮرى‬ «Onun özürlü olması benim öziirlii olmam, hastalıgımdır».

onun hastalığı benim

Cenâb-ı Mevlânâ, bu fıkra ile bir Hadîs-İ K utsiye işâret ediyor. Ma', lûm yâ Hazret-‫ ؛‬Peygamberin lisân -1 İlâhîden beyân buyurduğu kelâmdır. «Ey- Âdem oğlıı hastalandım, benim ıyâdetimc gelmedin, sentlen yemek istedim, bana yemek vermedin, senden su istedim, bana su verme, din. tnsan dedi k i : Yâ Iîabbî seni nasıl iyiidet edeyim, sen rabb'ül-âlem‫؛‬n٠ sin, lıastalık gilji ftrızlardan münezzehsin. Allah l'câlâ .»uyurdu k i : Bil. iniyor mu idin ki f‫؛‬lâıı kulum hastalanmıştı, seli gidip OIIU yoklamadın, bilnıiyormuydıın lii onu yoklasaydın ve lıatırını ،orsaydın, beni onun ya. nıııda bulııcuktııı.. Il.zret.، Mevlâııfı bu kıssayı nakil vt. im Hadis.‫ ؛‬K ut. siye işâret ettikten ı.onra diyor ki :


«114

‫ ا ﻧﻬﺎن‬٠‫ آ رش ل‬٢ ‫ از‬٠‫اك وز‬ ‫و ﺑﺪا ن‬£• ‫و‬

‫ﺀت ﺑﺜﻨﻮ‬٠ ‫ﺋ ﺈ ر داو‬

«Bir ân İçinde cemaattan bir karış ayrılmak şeytânın ıııekri ve bile sidir. Bunu ‫؛‬5‫؛‬t ve iyice anla«. îmâm-ı Ahmed bin Hanbel'in Miisned’inde ediliyor ki :

Hz. Ömer'den rlvAyet

«Rcsıllulkah Sallallihii Aleyhi Vescllem aramızda kiyim hııyıırdıı ve dedi k i: içinizden hanginiz t i Cennetin ortasını istiyorsa cemâata devlim etsin. Çütıkl şeytan, bir kişi ile beraberdir ve o, iki kişiden uzaktır». Keza H adiste: «Cemâat rahmettir, ayrılık azabdır.® buyıırulmıi’tııı Burada cemâattan m aksad: Namaz cemâati oldtlgu gibi milli ve İçtimâi topluluk da olabilir.

«BİR BAHÇIVANIN SÖFÎ. FAKİH, ALEVÎDEN İBARET ü ç K .şlvk BİRBİRİNDEN AYIRIR TENHÂ BIRAKMASI» 6115

‫؟اﻏﺒﺎ ى ﺑﻮن ﻧﻈﺮ دراﻟﺢ ﻛﺮد‬ ‫ ا ا د‬٠ ‫اغ ﺧﻮد‬٠ ‫ون دزدان‬٢ ‫ﺑﺒﻞ‬ «Bir bagçivaıı baga bakınca, bagmda hırsız gikıi üç kişi gürdü».

6116 ‫وف‬٠‫ ف و ه‬٠‫ف ﻓﻘﻴﻪ و ق ﺋ ﺎ‬ ‫ ﺛ ﻮ ز دى ﻻرى‬£ > /

«Btnılıır kdr lakih, yâni, kloca. kjir şeriî, yftnk, «eyyid. I,‫؛‬r de safi. yân!, derviş ‫؛‬،liker k. her I.İri vefâ etmez ve .lâk tanımaz kimselerdi». (٠7‫اا‬


.;‫ﻧﺪﻳﺪا‬

‫وف ﻛ ﻤ ﺖ ﺣﻠﻮت اد وا ر‬٠‫رﻓﺖ م‬ ‫ ن ﻧ ﺮ ﻳ ﻒ اﻣﺪار‬٠‫ ى و‬٠‫س‬

y

*sofi gitti. Bağ‫؟‬ıva,١ iki arkadaşa gizlice d ed i: Ey fakih; Sen âlim bir zâtsın, bu da meşkur ve ma’rüf bir seyyiddir».

6123

‫ا'ﻟﻰ ﺑ ﻐ ﻮ ر م‬٠y ‫اﺧﺬوى‬٠ ‫م‬٠ ‫ىر‬

y

‫دا ض‬

‫ﻣﺎﺑﺮ‬

«Biz senin fetvân ile ekmek yiyoruz ve senin ilmin kanadiyle u‫؟‬u٠ yoruz». . 124

‫د ا ﺛ ﻬ ﺰا د “ ﻟ ﻄﺎ ن ﻣﺎ ت‬

‫ون‬

‫از ﺧﺎﺑﺪان ﻫﻤﻄﻔﺎﺳﺖ‬١ ‫ﻣﻴﺪﺳﺖ‬ «Bu zât.ı şerif ise sultânımızın şebzâdesidir, lıânedân .1 Mustafâdan bir seyyiddir». 6125 ,

‫ﻛ ﺒ ﺖ آن ﻣﺮﻓﻰ دﻛﻤﺨﻮار و ذ ﺑ ﻰ‬

‫ ﺛ ﺈ ﻧ ﺎ ن ﺟﺎﺑ ﻰ‬٠‫ﻛﻮ ﻟﻮد ا ﺟ ﻮ‬ «O âdi ve olııır sâfî kim oluyor ki sizin gibi sultanlarla berâber bil. lunuyor». 6126

‫ﺣﻮن ا د ر و را ﻳﺒﻪ ﻛ ﻨ ﻴ ﺪ‬٠ ‫راغ و راغ ﻣﻦ زﺑ ﺪ‬٠ ‫ت‬ ٠ < ١-gelince ‫ااا‬،،٠ ،‫ﺀآ‬،.

lamda

lıeıııen .nnıııık gibi atınız, bir ilafta benim bağçem ve tar oluun ،«

CHI


Gl.32

‫ ش‬٠‫ا ﺑﺎ‬١‫وﻓﻰذا ﺑ ﻮ ت‬٠ ‫ﻛﻮﻓ ﺖ‬

‫ت‬-‫م;د و ﻣ ﺮ إﺛﻜﺎﻷ‬ . Yalmz bulduğu ١'C kafa ‫؛؟‬:،، yard ،».

‫ﺫﺍﻭﺫﺇﻻﺓ ﺍﻝ؛؟ﺁ‬

‫*ﻝ‬٠■ :‫اﻟﻠﻞ‬

‫ﻳﻢ‬

tepeledi. Ouu yar، ölmüş bir hâle getirdi

6133 ‫ﻛ ﻔ ﺖ ﺻﺮى آن ﻣﻦ ﺑﻤﻨ ﺸ ﺖ و ك‬

‫ذود دارد "ﺑﻚ‬٠ ‫ى‬٠‫اى رﺑﺌﺎق ا‬ «Sâfî tledi 1،‫ إ‬benim cezâm geçti. Lâkin hey arkadaşlar kendinizi iyi muhafaza ediniz». 6134 ‫ ا اﻋﻴﺎر داﻧ ﺬﻳ ﺪ ﺀا ن‬/ /

‫'ﺑﺾ اﻏﺘﺎو"ر زن ﻧﺒﺎ ن‬ .Beni yabanc، ve ağyâr bilmiştiniz. Haberiniz olsun b،، keratada،، daha ağyâr değildim». 6135

‫ﺀﺧﻮردم ﺛﺎرا ﺧﻮردﺑ ﺖ‬:‫ ي م‬١ ‫ﺟﺰاى ص ذ' ﺑ ﺖ‬٠ ‫وﻧﺠﻤﻴﺮن ﺛﺮ؟ت‬ «Benim yediğim bu dayağı siz de yiyeceksiniz. Böyle bir şerbet l،er alçak kimse،،‫؛‬،، cczâs،d،r». 6136

‫ ه ﺀ ت وﻛﻔ ﺖ و ا ى ﺗﻮ‬/ ‫ ن ﻣﺎ ن‬١

‫ و ى او‬٠ ‫از ﺻﺪار از ا د‬ «Bu dili، .١-،'‫ ﺍ‬dn. .‫ ؛‬illidir, s٠٠ı، in sözleri، ، al،‫ ؛‬s tarikiyle senin tarafjna .«gelir

S av.: Ses ،١‫ا‬,‫اا‬،‫ا؛اآ‬،‫ أ 'اا‬1‫ اا‬.٩‫ﺀاا‬1:‫ ا‬ise sesin aksi demektir. Binâenaleyh aks.، s، ، dâ) terktin) ١' ، ‫ ﺃ ﺍ‬1 ‫ ﺍ‬١ ‫ ﺍ ﺍ ﺍ‬DnRıusu (aks.1 sav،, lir. Ho٠ ٠ l،k bir arâzide r.s:ı


cm

٠٥/*. ،£>c -> .‫•—؛‬V * jjî

S '

- ، ‫؛‬.>

&

-٠١ j

١٠>٠ ١

j j L.

.Arkadaşın ise şerifim, scjyidim diye soğuk bir iddiada bulunuyor. Anasının ne yapmış olduğunu kim bilir?. Mevlânâ diyor k i : 6142

V

r ‫رذن و رض ذزدل‬.

‫ا ﻋﺘﻤﻴﺪ‬

‫ا ض وا ﻛﻴﺎ ى‬٠‫ﻋﻘﻞ‬

«Kadıııa ve onun İşine İtiınâd etmeyin. Nâkıs bir akla karşı itimad doğru değildir).. 8143 ‫ذﺗ ﻰ را ر ﻋ ﻞ و ر ى‬.‫ﺧ ﻮ‬

‫اﻧﺪر زﻣﺎﻧﻪ ﺑﺲ ﺀى‬

‫رﺗﻪ‬

bir çok budala kendisini Ali ile Nebiye vasleder ve seyyidlik dâvâsında bulunur». Yakm zamanlara kadar bazı kimseler, şöhret bulmak ve hürmet görmek İ‫؟‬in (Esşeyyid fülân) diye bir mühür kazdırır ve onu kullanırdı. Hele seyyidlik İran'da pek ehemmiyetli oldugu İçin bazı açık gözlüler başına yeşil bir sarık sararlar, beline yeşil bir kuşak dolar, seyyidim diye ortaya çıkardı. Bizde de İstanbul'un limon iskelesi meydanında genişçe bir iskemleye oturmuş yeşil sarıklı adamlar vardı ki bunlara (yedi e cirler) derler, onlara, okunmaya giderler ve epeyce bir para verirlerdi. Mevlânâ Câıni Baharistan'da yazar ki birisi böyle seyyidlerden birine sögmüş, saymış. Seyyid yâhud miiteseyyid, yâni, uydurma emir: Her namazda (Allahümme salli alâ seyyidina muhammedin ve âlâ âli mulıammed) diye salât okuduğun halde bana nasıl sögiiyorsun? diye sormuş, sögen de : «Ben maddi ve mânevi ve asil seyyid olanlara salât ve selâ٠ mimi kayd altma alırım, sen onlartlan değilsin!» cevâbını vermiş. Maamâfih Sâdât-ı Kirâm hakkında hüsn-i zan göstermek de edeli İktizâsıdır. Ve onların Cedd-İ Kerimi olan Hazret-i Peygamber Sallallâhu Aleyhi Vesellem Efendimize hiirmet İcabıdır. Hiç olmazsa sû-i zanda bulunmamali. Hazret-i Mevlânâ bu hususta diyor ki 685


C.MS

‫ف‬

‫اد ا را‬.‫ دا‬V ‫ و‬٠‫ف‬١ ‫ د‬٠‫زوا‬

٠‫ ب‬٠‫ﻛﺎر‬.;- ‫ ل‬١‫در ﻳﻨ ﻦ رﻓﺖ‬ «0 zalim VC sefih bağçıvan bir takım mâvâl okuduktan, onları dinledikten sonra şerifin arkasından eve doğru gitti».

fnkih de

614٥

‫ د‬٠"١‫ ﺀﺗﻜﻊ زو‬٠١‫كﺀت اى زر ا د و نب‬ ‫ا‬:‫اذد‬٠ ‫دﺗﻐﺎﻣﺮت ﻣﺮا ف‬٠‫دزدى از‬ «Dedi k i : Hey eşek; Bn baga seni kim dâvet etti? Hırsızlık sana ha ‫ ؛‬â peygamberden ،١ ١ ‫ ؛‬mira .‫ ؟‬kaldı ?“ 6150

‫اﺑﺪ ﺑﺪو‬٠ ‫ رﺑﻰ‬٠‫ﺛﻴﺮرا ﻣﺢ‬ f

-

‫ا"ل‬٠٠‫و ﻳﻔﻤﻴﺮ ﻣﺢ‬٠

yavrusu ona benzer, sen ne ile peygambere benziyorsun ‫»؟‬

Bir nüshada ‫؛‬ 6151 ‫ﻣﻠ ﺪﺗ ﻰ‬

: / ‫ ف ان ﻛﺮد‬٠‫ر‬٠‫اث‬

‫ﺧﺎرص‬

‫ن‬

‫ د‬٠

‫ ا ل‬V ‫ﻛﻨﺪ‬

6

«o alçak bağçıvan eğriliğinden, yâ،ıi, doğru yoldan çıkmış olduğu ‫؟؛‬in hâriçlerin ( cyV ‫ل‬yap،،». T ) e etliği ezâ VC cefây١ -llâriciler, Hazret-i Ali'ııin (Sıffîn) muhârebesinde bulunmuş bir ta kim câhil sofulardı ki Muâviye ordusunun tam bozulma sırasında, Amr Bin’il-Âs’m tavsiyesiyle mızrak ucuna Mushaf bağlamalar، ve .Kitap -aram.ızda hakem olsun:. demeleri üzerine Cenâb-1 Âîürtezâya İsyân etmiş ler, muhârebeyi durdurmazsan seni yakalar, kar .‫؟‬، tarafa teslim ederiz demişlerdi. IlnzırM ٨‫ا‬1 ٠ ١ :'ı‫ ؛؟‬ır muharebeyi durdurdu, t iti taraftan seçilen iki hakemin hükmime ,:،,،■٠ ٠hareket ،‫؛‬dilmesi kararlaştırıldı. Sonra yine bu herifler ‫ ؛‬٠٨‫>داا‬٠ ،٠ ‫ا‬.٠ ‫ا‬١ ‫ا‬,,'. -kas، hiikiim veremez* diyerek evvelki fikir lerinden caydılar ' ٠ ٠,،,٠ VI. b.tiğfâr ederek yeniden müsluman oldulai'.

<‫؛‬H 7


(‫؛‬، ٠ '٠!

‫اا‬١ ‫ د و‬٠‫اذدى ا‬٠ ‫؛اى دار ا د و ن غ‬ ‫ ;ﺛ ﻜ ﻢ‬٠‫ ذو ر م ﻣﺤﻨﻮر‬،>‫ ا د‬٠‫ﺀﺑﻮا‬ • A v a lin i d en k davul

al

g i b i k a r n i n ‫؛‬،

ve

dayan

٠o k ı ، ، a k

k‫؛ ؛‬

٠١r

.i m d i

،e k

ve

k im s e s iz

١

k a ld ın ، k

y e ».

«155 ‫ ب‬:‫ر ﺋ ﺮ ﻳ ﻒ و ﻻﻳﻖ ر ﻫﻤﺪ‬ ‫ﺑﻢ‬٠ ‫ ن ﻛ ﻢ‬٠ ‫ ﻃﺎ؛ ذ ا‬٠‫ ذ ﺟ ﺐ‬١ «Şer‫ ؛؛‬değilsem de. sohbetine lâj'ik bir arkadaş damadımsa da senin İ ‫ ؟‬in

b il z â lim d e n

daha

d e ğ e r s iz

d e ğ i l d i m ».

«15« ‫ س‬٠‫ د ن ﻣﺎﺣﺐ ﻏﺮ‬٠‫ ا دادى‬/ / ‫ !ﺋﻰ'ﻟﺬ ض‬١; ‫اﺣﻤﻖ ﻛ ﺮد ى‬ «Beni yalnız Jırakıp bu garazkâr herife vermekle hamâkat ettin, sana kottt bir mükâfât oldu».

6157 ‫ د ﻛﺎى ف‬٠1،‫رغ ا‬١‫ف اؤ و ه‬ ‫ا و'ﺀﺋﻚ ر ﺑ ﻪ‬٠ ‫ى‬١‫ﺟﻪ ﺑ ﻰ‬ «Bağçıvân, şerifi döğdükten sonra geldi ve Ey fakih; sen fakihsin, belki sefihlerin utanacağı bir habissin!»

6158 ‫ دﺳﺖ‬٠‫ﻳ ﻮ ت ا ﻧ ﺖ اى ارﺋﺪ‬ ‫ارﻫ ﺖ‬

‫ﻛ ﺎ ﺗ ﺪ را ل و‬

«Ey eli kesilesi; senin fetvân bu nı.udıır ki bağıma girersin ve mii. sâade eller inisin demezsin.» F : 44

68»


R c s iilu iiu h H

S a lla lk lh ü

A le y h i

١'‫؛د'ا‬،’1!‫("ا‬١‫ا‬

s e lu 'tb iy i z i v k r c t i d o l a y ı s i y i e :١?.r c t - i

k im s e le rin z iy a r e t v e iy a d e tm c

Ic ş v ık

‫؛‬

٠

f < 'm iım iz : l ‫ ؛‬n v e l i y y . i h a k

M e v lö ııa

‫اااﻷ‬

،)iz i h ü s n - i z a n

،)ir

٢.!""",'

d iy o r k i :

٧‫ ا‬0‫ث‬

٠

‫ﺫ ﺀ ﻧ ﻮ ﺭ اوﻟﺪا‬١ ‫ﺑﻮن ﺛﺮﻯ دور‬ ‫در ﺣﻘﻴﻘﺖ ﻛ ﺜ ﺘ ﺎ دور از ﺧﺪا‬

. .Evliyâullah Iıuzûrıından uzaklaşırsan, onların ziyaretine gidip d،،a larnn ve teveccühler‫»؛‬، kazanmazsan hakikatte Alalıdan olursun». 6164

: • ‫ا رراﻫﺎن‬ ‫ﺛﺎﻫﺎن زان ﺑ ﺖ‬

‫>ون "ﺗﻨﺠﺬ‬i ‫ؤ ﻓﺮاق روى‬

«Yol arkadaşlarından ayrılmanın netîccsi ganidir, insan hUzne dü٠ ‫؟‬.ürür. Mânevi sultan olan velilerin müvâcehesinden ayrılmak ondan az m id ir? »

6165

‫دﻟﺐ ص دم ﻧﺘﺎب‬٠ ‫ ااد ﺋﺎﻫﺎن‬٠ ‫ ز ا ﻓﺂب‬J X ‫ ذوىو' اف أ ﻻه‬1٠ «Her vakit 0 sultanların sâyesinl aramak J‫؛؟‬n koş ki 0 sayede gü٠ neşten dalla parlak bkr merd-‫ ؛‬münevver olasın».

6166 ‫ ن ﺑ ﺖ رو‬٠‫ د‬٠‫ﺧ ﺮدا ر ى‬

f

‫ور ﺣ ﺬ ا ا ﺋ ﺪ ا ز ن ﻏﺎﻓﻞ ﻣﺬ و‬ «Eger sefere çıkıyorsan Jju niyetle, ‫ل‬ ’‫ةااة‬٠ehlullâhı gOrmek ve solıhetiyle feyz almak emeliyle ‫ ؟‬ılı, hazarda, J'üni, memleketinde isen de bu taleljdcn gâfil olma..

٠İ٥1


8170

‫اروى‬٠‫*•; ر‬- ‫ ﻛﻬﺖ ►ق اﻧﺪر‬٠ ‫ ﻟﻰ ر د ى ذوى‬،‫ اول ئ‬A‫ا‬ «Cenâb-ı Hak nereye sefer edersen evvelâ bir Hak adamı araman gerekdir buyurmuştur». Nitekim Allah Zülcelâl Hazretleri Mûsû Aleyhisselâma, Hızır’ı ziya­ ret etmesini emreylemiş. Musa'nın, lıâdimi ve şakirdi bulunan Yûşa’ .-'deyhisseJâttia :

Y ânı: «İki denizin birleştiği yere kadar varmadan yürümekten geri kalmayacağım87» dediğini Kelıf Sûresinde hikâye buyurmuştur. Bu ( j ^ jı.sf ) in neresi olduğu ihtilaflıdır. Tahkiki de burada lâzım değil­ dir. Kezâ Kur'ân-1 Kerimde :

ö

‫ ؤ ؤ \ ر ذ ﺀ ﻓ ﺘ ﺰ ﻷ ﺗ ﺜ ﺈ ئ‬١‫ﺛ ﺜ ﺎ و \ اً ﺀ‬

Y âni: «Bilmiyorsanız, zikr ehli olanı bilenlerden sorunuz88.» denilmiş ve bilmeyenler bilenlerden sorup öğrenmeğe memur edilmiştir. 6171

‫ 'ﻟﻦ ا ن ر د و زﺑﺎن‬ıjt 'f ‫ﻧ ﻌ ﺪ‬ ‫ ﺗﻮارا رﻋﺪ'ف‬٩١ ‫درﺗﻊ‬ “Sefere çıkacağın vakit İlâhî bir hazine olan insân-1 kâmil talebiyle çık ki, ticaret yolunda kâr ve zarar ona tâbi, olarak İıusûle gelir. Sen 0 kâr ve zararı esas değil, fer’ olarak bil». Yâni; ticâret seferine ‫ ؟‬iksan bile ehlullahdan biriyle görüşme niyetiyle ‫ ؟‬ık. (‫ ً)ﺍﺍ‬seri'، K»hf:K>

‫ا‬88‫ا‬

B

٥f ٠l

. . : 7.

E n ı ıy

«83


Y EN ، EV YAPTIICAN

‫؛ا‬، 1‫ ﺀ‬M l It lh İ N „ ، K A Y I Ş ، 6176

‫ ﺳ ﺪ‬٠.١‫ىي‬:',‫ا ﺣ ﺖ ر‬

y‫ﺋﺬة‬٠

_\‫ﻟﻞ‬٠ ‫ اورا م‬.‫ﺑﺮ آ ﻣ ﺪ ﺧﺎذ‬ «Yen‫ ؛‬bir mür‫؛‬d٠‫ﺀ'ؤ‬،١‫ إ‬bir ev yaptırmıştı. görd،i».

Şeylıi geJdi, onun evin‫؛‬

6177

‫ﻛﻌﺖ ﺛﻴﺦ ان ا د >ﺷﺮا‬

‫اﻣﺘﺤﺎن ا د آق ل؟و أدﻳﻨ ﺮا‬ «Ş e y h ,

٠

y e n ‫ ؛‬d e r v iş in ‫ ؛‬d ârşü d İçin d e d i k i :»

6178

‫ د ى اى رﺑﻖ‬/ ٠‫ر ج‬٣٠‫ ذ‬١‫روزن‬ ‫ﻛ ﻔ ﺖ اﻳﻮر ادر آ د زن ﻃﺮﻳﻖ‬ « E y r e fik : b u p e n c e r e y i n ‫ ؛؟؛‬- n a ç tır d ın ? M iir id c e v a p v e r d i k i : O r a d a n iç e r iy e a y d ıııJ ık g eJ sin d iy e ."

6179 ‫ﻳﺎز‬.'

‫ ا د‬٠‫ ن‬١‫ﻛ ﻔ ﺖ ان ﻓ ﺮﺀ ت‬

‫ ﺗﺎذ‬٠.‫اﻛ ﺚ‬.‫ ﻟﺜﺬوى‬٠‫ ن ر‬٠‫ ااز‬٠ « Ş e y h d e d i k i : o r a d a n a y d ın lık g ir m e s i fe r .d ir . A s il o la n b ir n iy â z , b ir İb â d e t m a k s a d ı o lm a lıd ır .

P e n c e r e a ç m a k ta n

k a sd m

o ra d a n e z a n

s e s in i iş itm e k b u lu n m a lıd ır * .

Hazret-i Mev.ânâ bu fıkraları naklettikten sonra hacca giden Bâyezid.i Bestfimi kıssasına avdetle diyor k i: ms


!.'Hicrin menşc’i ekseriyyet itibariyle Hindistandır. Afrika ormanla­ rında da fil yetişir amma Hind filleri daha ziyâde terbiye kabul eder. Ara sıra coşkunluk göstermelerini, vatan-ı aslîsini rüyada görmekten hâsıl olduğunu söylemekle tevil ediyorlar. Bâyezidin gördüğü pîr-i kâmil de Hindistanı rü ’yâs.ııda gören fil gibi bir çok hakikatleri müşâhede eylemiş olduğundan coşkun ve cezbelı halde idi demek isteniliyor. 6183

‫ ب‬٠‫ل‬٠٠‫م إدﺗﻪ ﺧﻤﻪ ﻳﻨﺪ ﺻﺪ‬:‫ج‬

‫ب‬٠‫دذال اى ﺗﺦ‬٠‫ ﺋﺪ ان‬١‫حون ﻛ ﺪ‬ «Gözü kapalı uyuyan kimse rü ’yâda yüz türlü zevk ve neş'e âlemi görür de uyanınca görmezse çok acâ‫؛‬b olmaz nn?» 6181

‫ ﺑﺪود‬٠ ‫ض ﺗﺠﺐ درﺧﻮاب روﺛﻦ‬ ‫ب روذن ﺑﺜﻮ ب‬٠‫دل درون ﻃﻮ‬ «Rü’yâda çok acâib ‫؟‬eyler görülür. Uykuda iken Italb, bir takım illıâ. nıâta ve müşahedelere pencere olur». Nitekim ResUlullah Efendimiz bidayet hâlinde kendisine altı ay rü ’yâ görmek sûretiyle vahy vuku' bulmuştu. Buhârî'de Hazret-‫ ؛‬Âiçe radiyalİâhii anhâ ve an Ebîhâ'dan rivâyet ediliyor ki : »Rcsûlullah Sallaüâhü Aleyhi Vesellcm Efendimize vahyin başlangıç!, rü’yây’.ı sâdıka görmekle olmuştur. Hiç bir rü ’yâ görmezdi ki salıah aydınlığı gibi vâzıh ve âşikâr görünmesin...» Bu hâl altı ay kadar devâm etmişti. Bir lıadiste !mübeş. şirât, yâni, sâdık rü'yâlar peygamberliğin 46 cüz'ünden bir cüz'üdür bu. yuruhnuştur. Yanlış anlaşılmasın. Sâdık rü’yâ gören 46 da bir peygamber olur demek değildir. 23 yıldan İbâret nübüw et٠i Muhammediyye müddetinin 46 da biri olan bu rü’yâ müddeti olan altı aya işâret edilmiştir. 6185

‫ دا ر ﻣ ﺖ ﻳﺬد ﺧﻮاب ﺧﻮش‬٠Sj ١ ‫ﻛ ﺶ‬.‫ﻓﺎك او د ر دد‬٠ ‫ﻋﺎرﻓﺖ و‬ «Uyanıkken güzel rü’yâ gören zât, bir ârifdir. Onun basdığı toprağı sürıııe glb، gözüne çek». ‫ا‬1‫ا؛‬7


( I I

‫ اى ﺣﻮاد‬٠‫ ل ل‬٠ ‫وان درﻣﻬﺎﺀﻳﺶ‬ ‫را د‬

‫ﺛﺪ‬

‫ىدى و ﺣﺎد ن‬.٢ ‫ذي حت‬

‫دا‬

«Ey comcrd Bayczid; 0 iki yüz dirhemi bc»i١١١ önüme- bırak. Ddyle yapmakla kendini hac c.ıniş ve murâdı hasıl olmuş bil».

Itimâd et ki bunu yapmakla :

6192 J . ‫ ؛؛‬Jk f

•S

١ ٠ ٠İJ ^٥Lİ) İİ..J. ,.--.:.f Li^y «Umre yapmış ve ömr-ü hâki bulmuş, Safa'da sa'y eyleyerek safvct kesbetmiş olursun». Umrenin ne demek olduğu yukarıda geçti. Hakkında tafsilât almak dilenirse (Müslümanlıkta İbâdet Târihi) isimli eserime mürûceat buyu­ rulsun. Safâ: Mekke'de bir tepeciğin adıdır. Onunla (Merve) denilen diğer bir tepeciğin arasında yedi defa gidip gelmek, hac ve umrenin erkânındandır. 6193

«Ruhunun müşahede etmiş olduğu Hak Teâlâya yemin ederim ki Zât-ı Bârî beni Beyt-i Mükcrremi üzerine tafdil ve iııtihâb etmiştir».

6194 ‫ﻣﺖ‬-‫ر او‬٠‫ ىك ﺣﺎﻧﻪ‬٠‫اﺗﻪ ر ﺟ ﺎ‬S

‫ اوﺳﺖ‬r ‫ﻏﺊ‬٠;٠‫ﺧﻠﻘﺖ ﻣﻦ ؛‬ «Ka'hc, Allalun hâne.J birri. yânî, ziyâret‫ ؛‬sevâbı nıûcib olan bir beyttir, lâkin ilenim yaratılışım da Hakkin sır hâilesidir».


«Öyle b îr gönül l ٠‫ ؛‬r (la n n lir, lıir ıl.medir» cli٧t•ı

Şimdi burada bir ım\>t٠ k. /.،ılım• .■diyor. Acaba Bâyezidin o zât-ı şe­ rifin etrafında tavaf etmesiyle kendisinden haccm farziyeti sakıt oldu mu? Ehlullah hazarâtına vaki olan ،‫؛‬İlâmlar ile ancak kendileri amel ede­ bilirler. O ilhamlar, diğerleri ‫؛‬،..in sened olamaz. Binâenaleyh o pîr-i kâ­ mil ve mükemmilin teklifi ve Bâyezidin onu kabulü ancak kendi­ leri için medâr-ı istinâddır, başkaları için değildir. Çünki bizzat Re. sûl.i Ekrem Sallaîlâhü Aleyhi ve Alilli Vescllem Efendimiz, yalnız Ka’beden değil, ondan üstün olduklarında şüphe bulunmayan bütün pey­ gamberlerden de efdal bulunduğu halde haccm farziyetinden sonra ve hicretin onuncu senesinde hacca gitmiş ve bu babdaki emr-i İlâhîyi îfâ etmiştir. İhtimâl ki Bâyezidin bu seferinde o pîr-i ekmeli ziyaretle dön­ mesi, ya ikinci lıaceı olmasından dolayı idi, yâhud bundan sonra gidip Ka’beyi ziyaret etmiştir. Yine o pîr-i hakbîn lisânından Bâyezide hitaben deniliyor k i:

0197

‫ ا ﻟ ﺪ ى ﺧﺪارا ددة‬/ ‫ﺟﻮن‬

‫ ذ إ ا ؛ ؛ ؛ أ‬٠ b . n ‫ا ؛بﺀ ق ﺀ ؛‬

mm;:iri ‫؛‬

‫ي‬

‫؛‬

f :

‫أ ؛و ا‬:

٥٠1

I

(T f * {

o ld u n

ve

S id k

ve

İ h lâ s

٥

mü'minin esmâü'1-husnâdan olan (hlü'miî) İsm-i şerifi oldugu da sâfice İşaret edilmiştir. ‫ ﻻح‬mânâca 0 kelam «^‫ﻻا‬٠ ‫ أﺣﺎا‬: ‫ا‬: kul, b i r i s m i de ( M ü ’.

‫ ن ﻃﺎﻋﺖ و ﺣﻤﺪ ﺧ ﺪ ا ت‬4 ‫ﺣﻨ ﻤ ﺖ‬

‫ذدارىك ﺣﻖ اذ ﻣﻦ ﺟﺪا ' ت‬،‫ا ب‬٠ « B a n a h i z m e t , A l l a i l ’a t â a t v e h a m d k i H ak

b e m le n

e tm e k tir . S a k in

zan

e tm e y e s in

a y r ıd ır ..

K u r 'â n 'd a :

701

I‫ا‬


>i;i ١( l l l l.\IIIN *، YARET VE IYAUKT K rrl ،'‫؛‬، Si:iI، Â!;İNİN ١ sı-.ı.ımiN‫ ؛‬T s i z n i u I)İ.ı٠'‫؛‬A ETMİŞ ‫ ﻻ ﺍ‬. ‫ ﺃﻻ) ﺍ‬٠‫ ﺍ ﺍ ﺫ‬.\ ‫ ﺃ‬: ، .HAZKET PEYGAMBERİN ANLAMASI»

G202 ‫ ﺑ ﻤ ﺮ د د آ ذ آﺑﺎرﻧﺎ‬١ ‫ﺟﻮن‬

••Meyliissolât Efendimiz o yar-ı .«buyurdu

‫ » ؛‬، ‫ ؛‬hastayı sürünce onu taltif

Yâr)-1 ‫وﻧﺞ‬-) terkibi ‫ﺀ‬،‫ةﻫﺎا‬3‫ ﻻ‬arkada‫ »!؟‬demektir ki, Sıdd'ık-1 Ekber radiyallâhii anh hazretlerinin lakab-، mefhariyyetidir. ‫ ؟‬iinki Medine'ye hicret c ile cc g i sırada ResUJ-i Ekrem Efendimizin maiyyetJnde bulunmuş .ve İ'ıç giin berdber olarak Cebel-i N'ûr'daki bir mağarada saklanmışlardı Cundan dolayı öy.le tehlikeli mevkilerde sad‫ة‬k3t gösteren hakiki dostlara .Yâr-1 gâr) denilir) C203 ‫ﻫﻤﻴﺎﻣﺮرا د د‬. ‫ ﺛ ﺪ او ﺟﻮن‬٠‫زﺋﺪ‬ ‫ ﺑ ﺮد‬I ‫ﻛ ﻠ ﺘ ﺎ ان دم را دﻧﺎ‬ «llasta, peygamberi görünce dirildi. Sanki Allah onu 0 anda yarat, nuş gibi oldu». 6204 ‫ ' ا ن ﺑﻤﺖ داد‬/ ‫ارى‬۶ ‫ﻛﻔ ﺖ‬ ‫ﻣﺪاد‬I». ‫ ﻓ ﻦ رس‬٠ ‫ﻛﺎﻣﺪ ا ن‬ «Dedi k i : Hastalık bana bu llUsn-‫ ؛‬ta lih i verdi ki Sultân.1 Enbiyâ Hazretleri sabahleyin beni yoklamaya geldi*. 6205 ‫ا ر ا ﺀ ت و ﻳ ﺪ و ﺀ'ﻓﻼت‬

‫ت‬.;■tu ‫ ل‬٠‫از ﻗﺪوم ا نش‬ ٠1‫ ا!ل‬maiyyetsiz pâdişâhın vUrUdiylc bana sıhhat ve afiyet erişti». ‫ ؟‬0:1


D ،.'idler de ıbsatı ،٠١٠٠٣ »،,،٠? ٠ ':١ '٠ ’bir 1٠ 1‫اا‬1،‫ا‬V '1،‫ ؛‬.ihsandır. Dikkat edi lirse anlaşılır ki, sihbat. J i f l l ‫أا‬1‫ أا‬ll ıtl ılı k ise intibah ‫؛؛‬etirir. Bir tlefa hastaların çofiıı ız.lirâbııııhııı ııyııyaınaz (Aman Allah) diye feryâd -ederler. Bu feryâd, lılr ııtv'ı zilli I llulıiıllr. Ihtiyârl olarak Hakki zik retm eyenler, bOyle ızdııâri ‫ا‬٠ 1٠ '‫أ;اا‬1‫ أ‬Allalııır zikrinde bulunurlar. Hakkin .rahm etine sığınırlar ve merham et.! ،lâhiyı coştururlar

Ö210

‫;د‬.. ‫—ت آ ن رم ﺛﺎ ﻫﺎ ن >وش‬d ‫ز ن‬ ‫ﻣﻮش ﻛﺮد‬١‫خ‬٠‫دوزخ اذ ﻣ ﺪ د ض‬ «Benim bu kırık, dökük bir halde bulunuşumdan, yâni, hasta oluşum, dan ve feryâd edişimden 0 mânevî şahların merlıameti galeyân etti ve Cehennemi, beni tclıdid etmeden susturdu». Hazret-i R'Ievlânâ bu münâsebetle diyor k i : 6211 ‫ا دردس‬١ ‫ﻣﺪﺗﻢ رر‬7 ‫ر'غ ﻛﺬج‬ ‫ د ﺣﻮﺳﺖ‬٠‫ اث‬١‫ ﺛﺴﺪ ﺣﻮ ﺀت‬٠‫ از‬٠‫ﻣﻐﺰ‬ «Hastalık, İçinde merhametler bulunan bir lıazinedir. Deri, yânî, kalıb bozulunca beyin, yânî, ruli tazelenir». 6212

‫ارﺋﻚ و ﻣﺮد‬٠‫اى رادر »وﻧﻊ‬ ‫ﻣﺒﺮ ﻛﺮدن رﻧﻢ و ص ودرد‬ «Birâderj karanlık ve soğuk bir mevkide yatıp hastalık, kuvvetsizlik, gam ve kedere sabretmek». 6213 ‫ ت‬١ ‫—ى‬ ‫ ا ﺣﺪوان و ﺣﺎم م‬٠‫ﺣﺚ‬

‫ﻟﺘﻰا ض‬٠‫ﻛﺎن ﻳﻠﺌﺪب ﻫﻤﻪ دو‬ «Âb.ı hayat meııba’ıdır vo mâncıı mest olmak kadehidir, ‫ ؟‬iinki bii. tiin yükseklikler, ftli ve ıııfıncvî olan dereceler, bütün tevâzu’ ve meske. net içindedir». Meselâ : F: 45

7.5


0218

__>--١ ٠ ٠ ;‫؛؛‬٠ ; ‫ﻣﻨﻮرق‬ ‫وا‬j ١ ‫درﻧﺎرﺣﺎ‬

f

‫> ﻝ‬

‫دﺛﻴﺄﻧﻰ درآ‬

I"

«Sonunda pişman olmamak, hiç olmazsa az bir zarar ile kurtul­ mak için görülecek işlerde meşveret vaciptir».

6219 ١‫ﻫﺎ ﻛ ﺮ د د ﺑ ﺎ ر ا'ﺑﺖ‬٩‫ﺣ ﺎ‬

‫ ﺳﺎ‬٠‫ﺀ آ‬

‫دان ﺛ ﺪ د ن‬

I 6"

«Peygamberler biı. çok çâre bildirdiler de bu . ‫؛‬eğirmen taşı döndü». Yâni; âlemin İctimâiyâtı yoluna girdi.

6220 ‫ا و را ن ﻛ ﻨ ﺪ‬- ‫ﻟﻔﺲ »ﻳ ﺨﺮاﻫﺪ ك‬

x S ‫ و ﺳﻴ ﺮدا ن‬٠١‫ﺧﻠﻘ ﺮا ﻛ ﺮ‬ «NcfSj bu inti-zâm-1 içtimâiyi viran ve halkı sapıtıp sergerdân etmek, ister». Bütün dinlerde dinî ve dünyevî fâideler vardır. O fâideler ve Pey­ gamberlerin yapmış oldukları tavsiyeler sayesinde, Dünyâ bir parça in­ tizâm kesbetmiştir. Peygamberlerin tavsiyeleri ise ya Allah’a, ya mahlûkâta mütealliktir. Tevhid, yâni, Allah’ı bir bilmek ve O’na kulluk et­ mek Allah’a âit tavsiyelerin birincisidir. N e٤s ‫؛‬se bunda tereddüd gös­ terir, Bir Allah, bu kadar kâinatı idare edebilir mi? diye ortaya bir şüphe atar. Derken müteaddid ilâhlar ortaya çıkar, onlara tapınanlar da dalâlet içinde yuvarlanır giderler. Keza dîn, kanâati ve hakperestliği tav­ siye eder. Fakat, nefs bu kadar varidat ile geçınemezsin, ne yaparsan yap, vâridâtım artır, rahat rahat vaktini geçir. Çal, uydur mücâzâtından ictinâb etme der. Seni başkalarının hakkım gasbetmeye ve türlü türlü te’vil ile hırsızlığa, mürtekipliğe teşvik eder, binnetice nizam bozulur. 7 .7


6 2 2 .‫؟‬

‫ر م؛ﻛﻰ‬

‫ﻧ ﻮ ر ت ؟اﻧ ﻰ ز د‬

‫ر ؟ ﻛ ﻮ د 'ﻛﻦ ﺣ ﻼ ﻓ ﺎً ن ﻟ ﻰ‬ «Kendi nefsinle meşveret ellersen, 0 alçağın tavsiye ettiklerinin hilâfını yap». 6226 ‫ﻣﻴﻔ ﺮد‬

٠‫ﺗﺎز و روز‬٠‫ﻛ ﻞ‬

‫ذﻛﺎرﺳﺖ ﻣﻚ;ى ز ﺑﺪ ﺳﺖ‬٠ ‫ ﻏﻰ‬٠

«Sana namaz, oru‫ ؟‬emretse bile nefis mekkâr ve lııylekâr olduğu İçin emrinden sana !lir mekr ve hiyle çıkar 0».

6227 ‫ﻣﺜﺮرت ﺑﺎلﺀس ﺧﻮش اﻧﺪر ﻓﻌﺎل‬ ‫ل‬١ ‫ ا آ ن واﺛﺪ ﺗﺞ‬٣‫ د ﺋ ﺔ‬٠‫ﻫﻰ ﺑﻪ ﻛﻮ‬ «işlerde, nefis ile eılilen miişâverede, onun söylediklerinin aksi ke. mâldir». 6228

‫و‬١ ‫رﺗﻢ؛ﻟﻰ ﺑﺎوى واﺑ ﺰ‬ ‫ز او‬٠‫رورارى ﻛ ﻞ آو‬ «Ncfs ile ve onım mücâdelesiyle başa çıkamazsan hakîkî bir dostun yanına git, onun siret ve ahlâkına sarıl».

6229

‫ز ﻋﺶ ﻛ ﻞ‬٠ ‫ د‬/ ‫ﻋﻘﺪ ﻧﻮت‬ ‫ﺑ ﺪ ة ر ﻛﺎﻣﻞ ﺛ ﻮد از "ﺑﺜﻜﺮ‬ «Şeker kamışı nasıl lıirbirinden feyz alırsa akil da diğer akliların yardımından kuvvet lııılur».

‫؟‬٠٠


6233

‫؟رم ا د وﻋﺪﻫﺎى ا د لا‬ ‫ر ى ا د ى 'ﺑﺬدد ا د را‬:‫>ا‬ <،Soğuk va’dleri saua Sicak vc kabul olunacak sîîreüe söyler ve 1،:‫ ﺍ ﺍ ﺍ‬dırır, Nefs OyJe kuvvetli bir sibirbâzdır ki cfsUniyle erkek ‫ ﺍ ﺍ؛ ﺃﺫﻭﺍ‬،‫ﺍﺍ ﻻﺍ؛‬ .«kandırır ve bağlar

Bunun çâreşi nedir? 6234

٧٠ ‫ ﻟﺬ ن‬١‫ﻟﺤﻖ ﺣ ﺎ م‬١،‫اى ﺿﺎ‬ ‫ز ﻧ ﻮ ا ي‬١‫"ﻟﻮ‬،‫ك رود ل‬ «Ey Hakkin nûru ve ziyâsı olan Hiisâmeddin Çelebil Gel ki senin cemâlin olmadan bu çorak yerlerden ot bitmiyor».

Hüsâmüddîn ‫ ؟‬elebi, Idazret-i Pirin halifesidir. Cenâb-1 Movlâııâ. ihvân-1 mevleviyyenin teslik ve te'dlbini 0 ’na havâle buyurmuştu. 1 1 ‫ا؛)اا‬: ki yakın zamanlara kadar Konya meylevihânesinde çelebi efendiden ay II bir (tarikatçı dede) vardı ki dedegânın terbiyesiyle meşgul olurdu, llaz ret-i Hiidâvendigâr. nefsin hiylclerinden kurtulmak İçin yegâne çârenin (٠ hiyleleri, ve onun çârelerini bilen mânevi bir -tabibin taht-1 tedâvisinfl." bulunmak olduğunu imâ ediyor. Ve yine buyuruyor ki : 6235

‫از ذﻟﻚ آوﻳﺨﺘﻪ ﺛ ﺪ ردة‬ ‫ﻧ ﻮد ﻵ ز ود؛‬.‫ ذ ر‬٠'‫ا ز ل‬ «Kalbi incinmiş bir zâtın nefl'eti ve İnkisârı dolayıslyle balkın illikikatı görememeleri İçin gözleri önüne gökden bir perde asılmıştır».

Ki kazâ ve kader İcabıdır. 6236

‫ا ن ﻧﻀﺎرا ﻟﻬﻌﺈ ﻧﻌﻨﺎ دأ د ﻋﺒﺞ‬ ‫ﻛﻨﺢ‬

‫ﻋﻨﻞ ﺧﻠﻔﺎن درﻧﻀﺎ‬

«Bu kazanın ilâcını yine ltaza ve ltader ililir. Bu hususta balkm akillan şaşkındır».

711


kerim ve omınla ilaha ha‫؛‬jka hilecilerimi (‫؛‬örülüm. Ccııâb.ı Hak: Yâ IVIı'ısft! O asayı yere at, lıııyurıltı. Mûsâ ela onu altı. Asâ, öteye beriye koşar Iniyiik bir yılan olmuştu. Ceııâb-ı Hak : Onu yakala, korkma, onu eski haline döndüreceğiz.2» buyurdu. Cenâb.ı Mevlânâ diyor k i: «Ey vaktin Masası olan Iîüsâmeddîn Çe­ lebi! Halkın yılan gibi nefisleri büyüdü ve koskoca bir ejderhâ oldu. Sen ejderhâları yakala ki kerametli elinde asâ olsıın ve zararsız bir hâle gelsin». 6240 ‫ﺿﺎ'ﺗﺎ اى ا د دا ه‬٢ ‫ ن د‬٠‫ه‬

٠‫اى ﺳﺎ‬١‫ﺀو ﺑﻜﺸﺎز ﺛ ﻢ‬٠‫ﺻﺒﻴﺮ‬ «Ey mânevi sultan; (Yed-İ beyzâ) göster de karanlık gecelerden yeni bir sabah a‫» ؟‬. 6241

‫ ردىدم ﻧ ﺪ ن‬٠ ‫دوز>ا اف;وﺣﺖ‬ ‫ وا ﻧ ﺪ م ﺑﺮا ﻓﺰون‬. ‫دم‬

‫اى‬

«Ey nefesi deryâ nefesinden çok ve müessir olan HUsâmeddin Çelebi; Bir Cehennem parladı. Onun üstüne üfle de söndür». insanin nefsi Cehenneme teşbih edilmiştir. Çünki ikisi de doymaz ve istemekten geri durmaz. Kıyâmette ehl-i azâb Cehenneme konulduktan sonra Cenâb.ı Hak ona: «Doldun mu?» diye soracak; 0 da : «Dalla fazlası var mi?» diyecektir. İşte nefis de (Daha var mi?) demekte Cehennem gibidir. Istedigi şeyler ne kadar verilse, her hevâ ve hevesi yerine getirilse başka şeyler .istemekten hâli kalmaz. Onun İ‫ ؟‬in ey HUsâmeddin Çelebi, 0 nefis Cehennemine üfle ki senin nefha-i kerâmetinle onun hevâ ve heves âteşi sönsün. 6242

‫ ﻛﻔﻰ‬.‫ﻟﻐﺲ دﻛﺎر~ت ﺑﻮد‬٠ ‫دف‬٠.‫دور ﺧ ﺖ از ﻣﻜﺮ ﺑ ﻮد‬ «Nefs hiylekârdır ki sana bir köpekden İbârct görünmüştür. Kezâ 0 nefs bir Cellcnnemdir, lâkiıı sana âdi bir lıaıâret gibi nüıııâyân olmuş-

tur». (32) S .r e lT â h â : 17-21.


١ ‫ اآ‬١‫ ا ا | ؟ ا ا‬1‫؛ا‬1٠‫ ;أا؛‬٨ ‫!اا‬١1٠, ‫ا‬٠müşrikleri sana ‫ل‬،/. gösterdi. Kj‫(؛‬٠r ‫ ﺍ ﻻ ؟‬g ‫؛‬-٠s erseydi، ٠ ١ ).‘.1‫ ﺍ'؛ ﺍ‬1‫ ﺍ‬-‫ ﺍ‬Rlubanmıcd korkardınız. Ve hnrbe girdili ‫ ﺁﺍﺍﻝ‬٠ -Rİr.ne yelim illi:' ،!‫')؛‬٠- liiiinâzca ederdiniz. I.akili ;١ 11:‫ ﺍ ﺍ' ﺍ‬, siz‫ ؛‬-korkmaktan VC mii ııâzeayn kalkışmaktan ‫ﺏ‬ birikti. Zira Allah kaillerde gizli olan şeyleri bilir. Düşmanla karşılaşınca da onlar، sizin gözlerinize az gös٠ ،erdi٥3». -Harb safi teşkil edilince Abdullah Bin Mes’üd (R.A.) Hazretleri, ya njndaki mücâhide: «Düşman yetmiş kişi var m،?» diye sormuş, muhâtabj da : «Yüz kadar olmalı» cevâbm، vermişti. Halbuki müşrik kuvveti 900 ile 1000 arası idi. Kezâ :

‫ ﺋ ﻴ ﺐ‬٠‫ﺑ ﺘ ﻬ ﺌ ﻺ [ ل‬

; .

Yâni: «Ey ümınct.i ^Iuhammed; sizi de onların nazarında azalttı«*.» Hattâ Ebû Cehil: «Düşmanla harb etmeyiniz, liirer birer tutup baglayınız» demişti, iki tarafı böyle biribirine az göstermesi :

‫ ج أﻷﻷﺀ‬٠ ‫ث‬ ‫شﺀ‬١ ‫ذﺗﺘﺨﻠﻶذ\ﻟﻰ‬١ ‫ﺗﺞ‬0:‫ﻻ‬١ ‫ذﺷﻖ‬ Y ânî: .Mİlkadder bir hâdiseyi Allahın kazâ etmesi VC meydana ge. tirmesi İçindi. Malûmunuz olsun ]،‫ ؛‬her İş Allalıa râci’dir, o'ııun takdiri vechilc olur١ 5.»

٠

6246

‫ ن دود و ا ﻫ ﻞ آن دى‬٠‫آ ن ﺀذا‬ ‫دل ﻣﻴﺜﺪى‬

‫ر د‬

‫ ﻳﻮ‬، ‫اﺣﻤﺪا وو‬

«Karşılıklı kuvvetleri böyle yekdiğerine az gOstermek, Allahın bir inâyeti .İmuştu ki. ey Ahmed ii Muhamnıed Aleylıesselâm: Sen o inâ. yetin ehli ve lâyıkı idin. Yoksa ‫؟‬ok göstermiş olsaydı sen de endişeye düşerdin».

(93, SUrei Enfal 43 ‫؛‬. (94) SOre، Enfal : 4.1. (95) Sfırri K n fal: 44.

71 ‫؟؛‬


625(1

‫ل‬،‫ل‬٠ ‫ادد ار‬.. ‫ى‬,‫ا ذك وق ؛ذا‬ ‫ أر ر ش 'ﺗﺎد د ر ز‬.١‫واى‬ «Bir 1،‫«؟ﻟﻠﻞ؛‬,‫ ااأا‬،1‫ا‬ z a h ir i , ‫ ا؛‬٢ 1،»‫ ﻻذ‬J'ardııncısı olmazsa; bir kedi, ona erkek arslan giİJİ görünürse» veya , ‫|أأا ل‬،

6251 ‫ ﺑ ﺪ ز دور‬S i ١‫داى ا ر ﻣﺪ ر‬ ‫ﻣﺤﺎش ا'در ا د از ر و ر‬, 17 «Yiiz kişiyi uzaktan bir kişi gibi görüp kibir ve azarnetle onlarla uğıaşnıaya kalkarsa vay hâline‫»؛‬

6252 ‫زان 'ﺗﺎد ﻧﻮاﺳﺎرى ﺣﺮﺑﺄ‬ ‫ ﻟ ﺚ‬/ ‫زان ﻧﻤﺎدﴍ ﻭﻭﻑ‬ «Zü’l-fikâr ondan dolay، bir ufak siingii gibi, erkek arslan da kedi gibi görünür ki».

6253 ‫ا دﺑ ﺮ ا د ر ﻓﺘﺪ اﺣﻤﻖ ﺑ ﻚ‬ ‫واد رآ رد ﺛﺎ ن د ن ﺣﻠ ﺖ ﺑ ﻚ‬ «Ahmak ve korkak bir kimse cesâretlenip cenge kalkışsın, Allah da onu bu mekr ve hile ile yakalasın». Nasıl ki Yunanlılar, harb-i umûmideki mağlûbiyetimiz iizerine yaralı bir arslana dönmüş olan Türk kahramanlarının yurduna saldırmış ve kolayca emelime nâil olurum vehmine düşmüştü. Çünki Türkün elindeki merdlik ziilfikârım âdi bir süngü. Türkü de, dedigim gibi, yaralı bir arslan iken kedi gibi görmüştü. Fakat neticesinde 0 yaralı arslamn zül. fikâriyle maglûb olarak denize dökülmüştü. Ziilfikâr: Hazret.i Alinin meşhûr kılmcıdır. Kureyş müşriklerinden Haccâcm mail iken sâllibinin Bedr gazSsında maktUl olması üzerine ganimet taksiminde İlazret-İ Peygamberin hissesine düşmüş ,ve taraf-1 Risâletten c ٠nf،،]-ı Ali'ye İhsân buyurulmuştu. Ağzı, iyi kessin diye girintili ٦ \1


1 V> ı . a m b e r l e r i n v e e v l i y a n ı n z a h i r i ş e k i l l e r i n e b a k a n l a r o n l a r ı z a y ı f v o h a i n , k im s e s iz v e k u v v e ts iz g ö r ü r le r . L â k in o n la r ın z a h i r i v c y a r d ım c ıs ı A lla h

o ld u ğ u

iç in

k e n d ile riy le

m ü c â d e le y e

‫؛‬. i l i ş e n l e r

e lb e tte

m a g lu b

o lu rla r. C e n â b -ı H a k :

٠ ‫ ﺋ ﺒ ﻲ‬١‫ ﻧ ﺌ ﺎ ح‬: ‫ؤ ا‬ Y ânî: «Muhakkak bizim askerlerimiz (mü'minler), mutlak galib geleceklerdir«», buyuruyor. İşte cünd-ü İlâhî bu gibi zevât.1 dir ki elbette düşmanlarına karşı gâlib ve muzaffer olurlar. Bahsi (Uc ibni unuk) Hz. Mûsâ'nın harb ettigi Amâlika taifesindendir. mullah hazretleri asâyı onun başına vurmuş ve öldürmüştür.

onlar aliyegeçen Keli-

Uc'e dâir bir takım rivâyetler de vardır. Güya anası babası gâyet kısa boylu insanlarmış. ,Cenâb-1 Hak lîemâl.i kudretini göstermek İçin öyle cüce denecek ana-babadan böyle uzun boylu ve iri yai'1 bir insan halketmiş. , İşte enbiyâ ve evİJyâ, suyu topuklara kadar çıkan bir derecik gibi göründüğü halde onlara adâvet besleyen (Uc ibni unuk) gibi herifler,' onların bedduâsiyle lıelâk olur- Nitekim Hazret-i Mûsâ (Uc ibni unukju öldürmüştür.

6258 ‫ت ﺣﻮ أش ا ل ﻣ ﺜ ﻚ‬٠‫ د ﻣﻮ‬٠‫ى ا‬

‫ى’ﺀاﺑﺪ ﻧﻌﺮ ﺑﺮا ﺧﺎﻟﺚ ﺧ ﺌ ﻚ‬ «Onların kani dalgası, misk yığını gibi, mâncvlyatlarının dibi kuru toprak gibi görünür». Meselâ:

6259

‫ ﻃﺜ ﻚ دﺑﺪ ان ﻣﺤﺮرا ﻳﺮﻋﻮن ﻛﻮر‬٠ ‫ ا د ى وﻧﻮر‬/ - ‫ز‬١‫“ا دروراد‬ «Kalben kör o.aıı fir'avn Şab denizini kuru gürdü ile yiğitlik vc zorbalık fikriyle oraya at sürdü».

،3.1

S flr

.1 S f t f f a ، : 173. 711.


6.263

jl٠ ) ıj'L.،

T

‫ ؛‬d li ،*١ ، .٠ ١ ،،.‫؛؛‬.'.^^•٠ jj

«Ey felek; âhir zaman fitnesi koparmak için pek hızlı dönüyorsun, azıcık aman ver». Şâirler, ekseriya felekden şikâyet ederler. Çiinki müneccimlere göre arzda ve insanlar üzerinde müessir olan, onlara gâh saadet, gâh şekavet irâs eden yıldızlardır; yıldızlar ise fezada, yâni; felekde devr etmektedir. Halbuki hakikatte takdir eden ve müessir olan ancak Allah’tır. Eğer yıl­ dızların arz üzerinde bir te'siri varsa takdir-i İlâhînin zuhuruna vâsıta olmaktan ibarettir. Hazret-i Mevlânâ, bu ve gelecek birkaç beyti, feleğin te’sirine itikat edenler lisânından tehekküm tarikiyle söylüyor.

6264 L -U zi

‫ﺧﻨﺠﺮ ﺗﺰى ;ادر‬ ٠ ٠‫ﺟﺮ‬

‫أ‬4‫'ﺑﺶ زرا وده درذﻣﺪ‬ «Ey felek; sen bize J‫؛‬asd İçin !‫؛‬eskin bir hançersin, bizden kan almak İçin zehirli bir neştersin».

6265 f - j Â۶٠١،>٠ •

‫؛‬S١

/ ٠Oj T ،‫؛‬،''٠ö ،j >٠J ■‫ ؛‬j 6y felek; Allahın rahmetinden merhamet öğren de bizim gibi ka٠ » n٢ ٠ î cmisilli ٠ ıiî!v ı ١ ٢ ٥ ... < ١ ،١ ٠ ١ ٩ ٠ ٠ ٠ rin kalbine yılan yara açına».

ı٠ ın c a H ٠ ٠ ١ ٠ ١١ ^ ‫؛‬١ 1١ ١ ١ ١ ١ ،١ ٠ ٠n

‫ا‬

6266 ‫ ﺗﻚ ﺟﺮﺧﺊ ﺑﺮخ'را‬I ‫ﺣﻖ‬ ‫ا ﻧﺎدا ن رأر'ذ ان ﺳﺮا‬

«Ez felek; senin ‫ ؟‬ırkını şıı nrz üzerinde döndüren AİJalı haklu İçin olsun». F: 40

721


0271

«Allaha şükür, biz sentti başlangıcım, yâni, kadim olmayıp hadi‫؛؛‬ bulunduğunu öğrendik. Peygamberler, senin esrarını, yâni, nıahliik•‫ ؛‬İlâ­ hi ve hadis bulunduğunu söylediler».

6272 ‫ ﺧﺎﻧﻪ ﺣﺎﻧﻮ ت‬٠‫ د ك‬١‫آد ى د‬

‫ف ل دزدى ﺀا أ~ت‬ «iıısaıı evin sonradan yapılmış olduğunu bilil‘. Fakat orada ağ gerip yuva yapan öriimcck böyle olduğunu bilmez». Hazret-i R'Ievlânâ, âlemin kadim ve ezeli Jjulunduğuna inananları, bir ev dâhiline ag geren örümceğe teşbih ve talımik ediyor. Kezâ :

6273 ‫ ت‬..‫دغ از ﺗﻢ‬٠‫ ن‬١ ‫ﻳﺜ ﻪ' ئ داﻧﺪﻧﻞ‬

‫ ت‬٠ .‫اران زاد و ر ﻛ ﺘ ﻰ دزد‬.-,

‫ﻛﻮ‬

«Sivri, seniıı. bil bağının ile vakitten beri nievcud olduğunu ne ililir? O ballarda doğmuştur, kışın ölecektir», Kezâ :

6274

‫ ﻧﺪر ﺟﻮب ز ﺑ ﺪ ﻣ ﺖ ﺣﻮ‬١‫ك م‬ ‫ و؛ت ﻧﻤﺎل‬١‫ ﺑﺪﺍﻧﺖ ﺟﻮﺑﺮ‬S Ağa»‫ ؟‬kurdu ağacın İçinde ve gâyet zayii liir lıaltle doğar, ağacın ne vakit dikilip î،> zaman nallandığını ve onun fidanlık zamanıııı ne bilir?» 72:1


(‫؛‬27‫)؛‬ ‫ال ﺟﺎن ﻣﺎﺳﺖ‬. ‫ﺀز ﻷذا;دى و‬ ‫د ت و ﻣﺎﻧﻦ— ﺗﺎ ﻛﺄد ﻣﺄﺳﺖ‬-‫ﺗﺎرﻳﻪ‬ «Taklidi, yânı, yalnız okumakla, işitmekle öğrenilen itini, bizim rulıumuza zarar verir. Zira 0 ilim, sn ile yıkanmış vc hâtıra levhalarından silinmiştir. Bizim, yânî, erbâb-1 tahkikin irkilil ise levhalar iizerintlen sil ile yıkanı, silinmez».

6280 ‫ د بﺀل رى ا_د ﺛ ﺪ ن‬٠‫زن ﺧﺮ‬

‫اﺑﺪ زدن‬. ‫دﺳﺖ در دﻟ ﻮ'ﺗ ﺮ‬ ‫اا ذ ة‬٠

« B u a k lid a n , y â llî, ilil ta k lid i ilim d e n c â lıil o lm a li v c d îv â n e ü k e t e . s a r ılm a k lâ z ım d ır » .

RUhi Bagdâdi, meşhûr gazelinde der k l:

Unutup bildiğini arif isen, nâdân ol! Bizim vahdette tte ilim ne alim isterler . İşte Âlevlânâ'nın da bil taklidi ilimden câhil olmak gerektir dedigi, bizim vahdette sorulmayan ve âhirete fâidesi olmayan ilimdir ki sOfiyye hazeıâtı buna (kil ü kâl), yân‫؟‬, (dedi-kodu) derler. GOniil aynası bu gibi dedikodulardan musaffa ve miicella olmali ki oraya ulûm-i ilâhiyye ve irfân-1 kluhammediyye aksetsin. Molla câmî Iiazretler‫ ؛‬de bir kasidesinde der k i : «Muallim kimdir? Aşktır. Siikât köşesi 0 muallimin dershanesidir. B ers; Hayret. Benim âlcm.i kalbim de. o mektebin ders okuyan bir çocuğudur», Maamâfih bu sözlerden cehlin ilme müreccah olduğu anlaşılmasın. Asrinin her fende en yüksek âlimi olan kîevlânâ, okumayın, yâhud okuduklarınızı bırakın, kıpkızıl câhil kaim demek istemiyor. Bildiğiniz ilimlere magrûr olmayın ve bilmediğiniz mânevî ilimleri de Ogrenin tavsiyesinde bulunuyor.

6281

jfj ‫ر د ﺧﺮد زان‬

‫ض‬

‫ز‬٠‫وش و اب ﺣﻴﻮازرا ر‬٠‫ذص‬ «Her ne ile nefsâ.ıî bir fâîde göriirsen ondan ka‫؟‬. Zehri i‫؟‬, âb-1 hayâtı dök». 72٠ ‫آ‬


(‫؛‬2 «:‫إ‬

‫وش‬. ‫ى‬ ‫ر‬ ‫ل و ﺑ ﺎ ى ا‬١‫ى ة غ‬:‫ا‬ ‫ش‬،١‫اش و‬. ‫وا‬-‫ى ر‬-‫أﻣﻮ‬٠' ‫ﺑﺎزار از‬ ‫ﺃﺫﺀﺀﺍ‬١‫ ؛ ﺓ؛ ﺍ ﺃ ؛‬1٠‫ ﺍ;' ﺍﺍ‬1‫ ﺍ‬, korku ‫ ؟ ؛‬ilde ‫ ﺃ ﺃ ﺍ ﺍ‬1‫ﻟﻸ‬١ . SılıJ ‫ ﺍ‬١‫ ﺍ ﺍ ﺫ‬١ ‫ ﺍﺍ ﺓ)ﺃ‬terket. rösvâJ.k،‫؛‬. meşkur 0 ‫ ﻻﺍ‬٠

insan beyn’el.havı' vc'r-rccâ bulunmalı, yani, ne Allahm rahm crndrn Iimid kesmeli, 11. de az'âb vc ıkâbındaıı emin oliiialidır. Dâiınâ . . ‫ا‬٠.:‫'ا‬- ‫ا‬ ı !،(،diyyele kapanıp .Aman Yâ RabblJ Afvcta demelidir. Zâten ‫اا;ذﻻا‬ ,ynjjmak o'ııa olan kulluk vazifemizi ifa etmektir Şor'a muhalif bulunan, fakat avam İıalk arasında ııâmus , ‫"؛‬،*det, m r ve sayılan şeylere ،le ehemmiyet vermemelidir. fdeselâ resmi bil' yerde.(,: -ipka çıkarılıyor diye camide cie başı kabak namaz klimaya kalkışma . : malidir, çlinki namaz kılarken başı kapalt bulunmak sünnet -‫ ؛‬müekkedo cunılesindondir. Alcyhisselâtu Vesselam efendimiz ihramda bulundukları ‫؛‬.::imandan başka vakitlerde bir defa olsun başı açık namaz kılmamıştır . •'!‫؛‬،'ili namaz kılarken gördüğünüz gibi siz tle namaz kılınız» hadis-‫ ؛ ؛‬-eri l yle bu Siinncti ifaya borçtuyuz.

6284

‫ﻟﻴﺬرا‬.' 1‫ردم ﺗﻨ ﻞ دور‬٠‫از‬ ‫ ا ز م ﺧﻮ ﻳﺜ ﺮا‬،‫'ل‬١‫ﻟﻮ‬٠‫ﺑﻌﺪ زن د‬ «Uzun ve uzak düşünen akl -1 mcâşı tecrübe cttiııı. Şimdiden sonra kendimi dîvâne yapacağım». Akil ikiye taksim edilmiş: birine (akl -1 meâş), digerinc (akl -1 nıeâd) denilmiştir. Akl-1 meâş : Dünyâ ma’işetini bilen akildir. Akl-1 nıeâd l.'‫؛‬c : M ahalli avdetimiz olan Â)lirete eren akildir, Akl-1 meâş, pek tabii olarak âhire، işlerini kavrayamaz. Ve akl -1 medde göre hareket edenlere deh nazariyle bakar. Bundan dolayı Hazret-‫ ؛‬Mevlânâ, akl-1 meâşı dene, ilim, âhirete fâidesi olmadığını anladım. Şimdiden sonra da akl-1 meâde nyacagim. isterlerse bana dcJi desinler diyerek akl-1 meâde itiibâ'ımızı bize tavsiye ediyor.

727


6289 ،f 1- 5 <.■‫؛‬3* 3 . ،>٠، ،١ jJ ٠ ri". O . . } ، uro". •j y=r ­Ben aklın îcûbâtım cok aradım. Fakat faydasını görmedim. Şimdi» den sonra da delice hareket etmek istiyorum».

«BİR KİMSENİN, KENDİNİ DİVANE GÖSTEREN BÜYÜK BİR ZATA HİYLE İLE SÖZ SÖYLETMESİ»

6290 ‫ﺀاش‬

‫آ ن ؛ < ﻛﻔ ﺨ ﻮا را‬

‫ﺛﻮرت آرم د و د; ﻋﺘ ﻬ ﻢ‬٠ «Biri detli ki; müşkil bir İş İçin meşveret etmek üzere akıllı bir adarj! istiyorum».

6291

‫ ا‬٠;‫؛‬-‫ر ث‬٠‫ ا؛ا‬،‫اًن آ ق كﺀذش‬ lf ‫ﺗﻤﻦ‬.‫ ن ﻣﺤﺬ‬I ‫ﺑ ﺖ ﻋﺬﻗﻞ ﺟ ﺰة‬ «Diğer biri de ona dedi ki; şehrimizde şu kendini mecnûn gösteren kimseden başka akdlı yoktur».

6292

‫'أك ﻓﻼن‬٠‫ر ق ﻛ ﻨ ﺘ ﻪ ﻻوار‬٠ ‫ ﻛ ﻮدة ن‬٠ ‫دواذد در»ﺗﺎف‬.‫م‬ «İşte o adain fiilindir ki bir kamışa binmiş, yânî, kamışı at yapmış olduğu İıal.lc ç٥cı‫؛‬k: ١ r arasında koşup durmaktadır». 729


‫؛ا‬2 ‫اإ‬،‫ل‬

‫اﻧﻮﻛﻔﺖ‬. .‫ ﻟﻰ اﺗﻜﺎر‬.‫ﺟﻮ'ن و‬ ‫و اﺀرار‬

‫ ذ ى‬.‫ﺛ ﻢ‬

‫ ب‬٠‫غ‬

‫اران‬

،‫ﺳ ﺪ هﺀ‬

«Kir veli sara âşikâre olarak ‫ ذﻻ'ﻟﻬﺞ‬d‫'؛‬ıir yüz binlerce srr söylese*. 6297

‫ ﻣ ﻮ ا ﻓ ﺪ ' ﺷ ﺴ ﻮ د‬٠‫ص"راات؛‬ ‫ زﻋﺮد‬١;،j f r ; ‫و ا دا ف ى‬

«Scııde o anlayış ve İrlân olmayınca gübre ile o،l ağacı kokusunu ayırd edemezsin*.

6298 ‫ ﻓ ﻦ‬٠٠ ‫ﻳﺎزﺳﺖ آ ن دد‬. ‫ را‬٠‫م‬

‫ذق ﻣ ﺮ ﺀ ﻛ ﺖ ﺑﻖ‬, f : ~ ‫زر ص‬ «Egcr

s e n in y a k ît ı v e b a s ir e t g ö z ü n a ç ık is e , h e r t a ş ın a lt ın d a , J'â n î,

ile r c i h e t v e n o k t a d a b i r s e r l ı e n g , b ir v e l î - i İ lâ h î g ö r ü r s ü n » .

6299 ‫از و ;ﻣﺮﻣﺖ‬. ، ‫ﺑﺶ آ ن ﺟ ﻨ ﻰ‬

‫ى در رﺳﺖ‬٠‫ ىرا ﻛﻠﻲ‬٠‫ر ﻛﻞ‬ «Açık ve rehber olan bir gözün önünde kilime bürünmüş bir KeJIm görünür». Buradaki Kelimden maksad velî, onun kilime bürünmüş olması da evliyâullahdan ‫؟‬ogunun eski püskü elbise giymek itı'yâdında bulundu, gundandır.

6300 ‫ﻛ ﺪ‬

. ‫ وﻟﻰ ﻧﻬﺮ‬١٠٥ ‫ﻫﺮ وﻟﻰرا‬

‫ ﻛ ﻨ ﺪ‬٠‫ﻫﺮ‬٠‫ا‬. ‫ او ﺧﻮ'ﺳﺖ‬١‫ ك‬٠‫م‬ «Her veliyi, diger b‫؛‬r veli meçhûr eder ve iler kimi isterse esrâr-1 velayetten behrodâr eyler». 7:11


6300 ،١‫ر‬

‫ ك درو ﻳﺪان‬:‫ا ع‬ ‫ ذرﻓﻢ‬٠‫ ﻳﺜﺎان‬، ‫د ذ دا‬

‫ذاﺀ‬٠ ‫ك‬

‫ﺳﻚ‬

‫دل ؛ ذ د ﻣﻪ‬

«Köpek, lıışm î!e fakirlere saldırır. Fakat ay dervişlerin bastığı yerlere yüz sürer ve unlarm l١ âk-i pâyinî sürnıe gibi göîüne çeker».

6307 ‫يﻟﻒوب ﺑﻚ‬ ‫ﺣﺰ ﺛﺪز‬٠ ‫ﻵور ﺀ‬

‫ن‬.‫ا'در ا ﻣﺪ ﻛﻮر در ﺗﻌﺐﺀ د‬ <‫؛‬K ör köpeğin havlamasından ve korkusundan âciz kaldı da köpeğe ta'zîm elıııegc başladı». 6308

‫ واى ث; ﺛﻜﺎر‬٠‫ﻛﺎى ؛ ﻣﻴﺮ ي‬ ‫ر ﻣﻦ دأر‬١‫دﻻت د ن آ ت دﺳﺖ‬ «.Şöyle diyerek k i : ey avcı başı ve ey av arslanı; kuvvet ve kudret şenindir, benden elini ‫ ؟‬ek, yânî. ljana İlişme».

6309

‫' ا ن ﺣﻜﻢ‬٠‫ﺀرر‬٠‫ﻛ ﺰ ﺿﺮورت دم‬ ‫ م‬٠‫ذﻳﻢ و ﻟﻘﺐ دادش ﻛﺮ‬٠‫ﻛﺮدت‬ «Kör dilenci, hakim olduğu İçin, eşek kuyruğu gibi olan köpeğe ta'zim etti ve ona kerim lâkabını verdi». Bir zâlime karşı hüsnü muâmele etmege ve nezâketle söz söylemeğe (müdârâ) denilir. Şîrâzlı Hâfız der k i : «.ünyâda ı-âhat ediş, şu iki kelimenin tefsiridir k i : tlostlara lutuf, düşmanlara müdârâdır.» Hattâ : «insanlara nezâketle jııuâmele etmek ١’C onların suyunca gitmek sadaka nev'indendir.» diye bir hadis de rivâyet edilmiştir. Bahsimizdeki kör dilenci de köpeğe karşı âciz oldugu İçin ona mudârâ ediyor, ona (avcı başı), (şikâr arslam) gibi ta.zimkâr hitablarda bulunuyordu.


<‫؛‬,'‫!؛‬٢‫ا‬

-‫ر ز‬ ‫ﻞ‬

‫ﻫ‬

5

‫م ﻛﻨ ﺖ ﺛ ﺪ‬،‫و ل‬٣ ‫ﻟﺖ‬

‫ آ ء د ا ب‬٠‫ز ا‬

٠ ١ ‫ث‬

w

-■٠■ ٠ ‫ف‬

‫ر‬

‫ا‬

C -İ—

«Köpek filim olunca ava atılmakta çevik olur.

Köpek ‫ ﺀإﺀة‬olunca

a s h â l .î k c h fd e n s a y ılır » .

Ashâb.ı Kchf, dinlerini muhafaza için bir mağaraya iltica eylemiş birkaç muvahhiddir ki bir köpek de bunlara ‫؛؛‬hâk eylemiş ve ashâb-ı Kehıin bahsi geçen yerde o da zikrolunınakta bulunmuştur. Burada köpekden maksad : İnsanın nefsidir ki talim ve terbiye gö­ rürse salah kesbeder ve muallem av köpeğine benzer ki avlayıp getirdiği helâl onu.. Tehzib ve İslah olunmayan nefis ise ğayr-i muallem köpek gibidir ki av yakalayacağı yerde insana saldırır.

«316

‫ت‬٠٠‫ا ﺛ ﺪ ك ص ﺻﺪ ﻛﻲ‬.‫ﺛ ﻨﺎس‬

ili*

‫ ﺟ ﺒ ﺖ‬٠‫ ﺷﺎ ذ د‬I ‫ ف و ر‬١‫اى ﺧﺪا‬ .‫؛‬1( ‫ي‬ ;.‫ذ‬١‫؛‬١‫ا‬: av 1>‫ ؛اا؛ج>ا‬vc kendi sûhibini bilir. İlâhi, av âşinâ olan ııbr ile n ir ? »

6317

‫بﺀت‬-٠‫ا— هﺷﻪ ار ﻟﻰ ﺟﺚ‬:‫ا ر ذث‬ ‫ت‬٠‫ ﻧ ﺚ ل ﺟﻬﺎﻻ‬١‫ا ك ا ن ز‬ «Kiir av hegini tanımaz. Onu tanımayışı gozsüzliikten değil, cchâlet sarlı.şu olduğundandır».

6318

‫از زﻣﻰ‬ ،>٠

‫ﻭﺍ ﻭ‬

‫م‬:‫ر ز ت ﺧﻮد ﻟﻰج‬

a-‫؛‬. ‫؛‬٠٠‫؛‬- ،.,Ls* ; I ،>; ٠gr ١

«­Topraktan daha kör mahlûk olmadığı halde Allahın fazl ve kere miyle düşmanı görmüştür ».

6319 ‫ ﺛﻤﻮ'زت‬١‫ و ﺳ ﺮ‬٠ ‫ﺩ و‬٠‫ﻭﺭ درى ﺩ‬

‫ا دا ﺧ ﺖ‬٠ ١ ‫ ;د و ةروف‬5 : ٠‫ﻻ ةرو‬،-‫خ‬ “O gözsüz ،‫ ااأأأ‬1،‫ ا‬JMûsâ'yı taıııılı vc 0'nn ،a’zimdc Imlmıdıığıı gilıi Jtııarûmı ‫ ﺍ‬1)‫ ﺍ‬ta m d ı ve y ı ı t l ı ı ».

7:‫أ‬.‫آ‬


6 :‫ا‬2 ‫ا‬ ‫ إ ذ و ا د ا ذ ر ر‬٠‫ا ﺑ ﻮ ا د و م‬ ‫ ﺍ ﺧ ﺮ‬٠ ‫ﺍﺧﺮ ﺍﻣﺎ ﻭ ﺍﺍﺣﻒ‬،>

«Su, hava, toprak ve kıvılcımlı âte‫؛‬yânî, anâsır-، erbe’a, bize kar,، j٠ .«bihaber fakat Allaha karşı bahaberdirler Emi'-i İlâhîyi anlar ve derhal iııfâz ederler, 6322 ‫ﻫﺎﺑﻤﺲ آن ز ﻏﺮ >ﻓﻰ ﺧ ﺮ‬ ‫ر‬٠‫ ن ذ‬٠‫د‬:‫ى>ر اذ ﺣﻖ ز از ج‬ «Biz ise onların aksine olarak Hakkn، gayrisinden haberdârız, HHak. tlan ve bu kadar .nezir, yâni, er،biyâ.i jzân١ ،n teblgâljndan bihaberiz... Nezir: Korkutan demektir ki 2 ,dd، beşirdir. Bütün peygamberler hem beçir, hem de nezirdir. Yânî, Allahın rahmet ve mağfiretindeki vüa'at‫ ؛‬ümmetlerine teblig ile onlara miijde verirler. Sonra da Hakkin evâmirine İsyân eyleyenleri azâb-1 İlâhi ile korkuturlar.

6323 ‫ﻻﺟﺮم اﺛﻐﻐﻦ ﻣﻬﺎ ﺟﺒﺌﺎ'ن‬ ‫ﺑﺒﺰ ﺣﻴﻮان ﺟﺐﺛﺎن‬٠‫ﻛﻨﺪ ﺛﺪ ز آ‬ ‫» ؟‬Uphcsiz gbkler ve daglar, o emânet yükünü taşımaktan korkarlar. Hayvanin ihtilatından onların hamleleri te.sirsiz kaldı». Kuı-'ânda Ab.zâb Süresinde buyurulmuştur k i :

‫ ﻵ ﺧ ﻞ‬٠' ‫ﻲ‬

‫ﻻ ﺋ ﺎ ﻳ ﻴ ﺘ‬

‫ت | ؤ ﺧ ﻲ \ ا ﻻﺛﺎ ئ‬

‫وا‬

‫ | أ ا‬١ ‫؛ ﻋ ﺬ ; ا ي ﻳ ﻐ ﻘ ﺐا‬

‫ر ﺀﻳﺒ ﻈ ﺮ ﺣﺘﻨ ﻼ ه‬ Y âni: «Biz emâneti göklere, yere ve dağlara arzottik, onu yüklen­ mekten ‫؟‬ekindiler, ondan korktular. Halbuki onu insan yüklendi. ÇUııkî F: 47

737


‫;ا‬:‫ل‬2 ‫ﺀ‬٠ <‫؛‬b ٠ ‫•;د‬o ‫ى د؛ د‬.‫وا‬١ ‫ ذ‬: ٠‫ﺟﻮ‬

‫ ا ه‬٠ ‫آن ﻛﻮو را‬ “K ir h ır s ız . b i r r e l e r ».

k . i r d i ' 11

‫ا‬٠‫ااا‬١١،١١ ‫ا؛ا‬1‫اذ‬،‫ ؛‬، ‫ل‬o l s a

0 k o r,

b ilm e d e n

ferv A cI 4

6327 ‫د ز دا ى ا و آ ن ﻣ ﻢ‬ ‫ﺭﰪ‬٠ ‫ﺓ د زد‬

X

‫زد ﻟ ﺪ م‬

‫ﺩ‬

‫ك‬

hersiz gelip de ey k 1.0‫؛؛‬r, senin kumaşını ‫ ؟‬alan benim, o

kumıışı

a i d i n i '. , ، '، ‫ ؛‬ilk i u s t a I jir h ı r s ı z ı n ı d e m e y i n ‫»“ ' ؛‬.

63‫ ؟‬8 ‫اﺋﻢ أ‬٠y >" ‫د رد‬

‫ﻛﻮﺭ‬

‫د‬

‫ﺩﻧﺎ‬

S

‫ ﺋﺘﻤ ﻮا ث ف‬٠ ‫أون 'دارد ﻧﻮر‬ « K ö r , ‫ ؟‬Oz n O r n n a

ve

r i i 'y e ،

z iy â s ın a

S ıh ilı o lıııa d ıg ı

‫ ؟ ؛‬in

k u m a ş ın ı

atan hırsızı ııasıJ tanır;.'.’»

6329

‫اورا ذو ﺳﺨﺖ‬

,‫ون ( ر د ر‬٣

‫ ﻣﻤﺎى رﺧﺖ‬٠ > ٠ ; ‫ د او‬.‫ا ﺀ‬ Hırsız gelip de ıııalını ‫ ؟‬aldığını İ’tirâf edilire sen onu sıkı sil‫ ]؛‬tul kl ‫ ؟‬aldığı şeyiıı alâmetlerini söylesin».

6330

‫ر دزد‬٠‫ ﺍ آﻣﺪ ﺀم‬١ ‫س ﺟﻬﺎد‬٠ ‫;د‬. ‫ دزد_د و ﺟﺪ‬٠‫ د ك ج‬f ‫ا‬ «Hırsızı sıkıştırmak c i l i A d i ekher sayılır. ve 1le göt،،ıdtigi،ı١‫؛‬، söylesin«.

O nu

sikm.lt ٠،‫ ؛‬ne çaldığını

7:11»


Bundan sonra diyor ki :

Ha/.rc.t-i Mîvlâııâ

başlamış oldugu fıkraya avdeti,

6335

‫ ا او‬٠; ‫ ا ﻣﺪ ا‬٠‫ﺛﻮرت ﺟﻮﺿﺪ‬٠ ‫ﻛﺎى ذ ا ب ﻛﻮدك ذدﺀ رازى"ﺑﻜﻞ‬ "M ü ş â v c r e e ، ı n ،‫؛‬k i s t e y e n

k im s e , o m e tz ü b u n

k a r ş ıs ın a g e ld i

ve ey

o e u k la r b a b a s ı, b a ııa b ir s ır s ü y . e , d e d i ;،».

6336 ‫ف‬

‫از‬. ‫ﻛ ﻔ ﺖ روﻧﻦ رف ﻛﺎس در‬ ٠‫روزرا ز 'ﺑ ﺖ‬

‫ ﺻﻮز‬١‫د‬

‫اذ ر‬.

«MeczUb dedi ki: bil halkadan, yânî, sır talebinden vaz geç, »,٠ ٠kapı kapalıdır. Geri dön ki bngiin sır güllü değildir*. r \s ıl str g ü n . h e r k e s in ki :

( ‫ ر ا ذ‬٠‫;ﻟﻰاا‬.' r .

e s ıâ r ın m

m eydana

ç ık a c a ğ ı k ıy â n ıc t

günüdür

) d iy « lâ r if e d ilm iş t ir .

6337

‫ د ى در ﻵﻣﻜﺎن‬٠‫ا ﻣﻜﺎرا ر‬ ‫ ن ر ﻧﻜﺎن‬٠‫ردى‬, ‫ﺟﻮ ﺛﻴﺨﺎن‬٠‫ر‬ «Eger mekandan, lî.ımckân alemine, yânî, sûretten mânâ cânibine yol olsaydı ben de şeyhler gibi dükkânda o tııır , halka kerâmet satardım*.


6313

...١î٠ ١ h،esib, «‫ا!ﺀج‬١ ،‫ اا‬Kok٠ ısıı،tcl‫؛‬،n sarhoşun şarab ‫ ال؛؟آ‬Jçnıe<lig‫؛‬n‫ ؛‬anla* ‫ا‬٠ ‫ااا‬،، ‫ ؟؛‬in, (‫؛‬٠ ‫ا‬١) ‫ 'اﻻ‬b a k a h m . dedi. Sarhoş ise söz csnûsmda bil hû dedi».

6314

...١ ١٠ıh،es'ıb dedi ki : « ٠ ١ ١ ١‫؛‬٠ ١ ١٠ '،, diyorum. sen hû diyorsun. -Sarhoş da ،. ٠ ١ ٠ ٠ ١ ١verdi ki: Iien neş’e١ iyi١ n, sen gamdan ‫؛‬١ ٤ ‫ ؛‬ı،at oJm.ışsun».

6345 ‫ا ز د ر د وﻧ ﻤﺒ ﺪا دا ﺳ ﺖ‬.‫ا‬

‫ ت‬-:‫ﻫﻮى ﻫﻮى ﺑﻨ ﻮ را ن از ﺛﺎد‬ .٠٨١٠: derd. gan, ve zulihndcn çekilir. Sarhoşların hû hû demeler‫ ؛‬ise neşedendir»,

6346 ‫>ﻝ‬ ;

>‫ﻣﺤﺬﺀب كﺀت ؛ ن ﻧﺪاﻧﻢ خ‬ ‫ت‬٠‫ر ا نﺀع‬4<

; ! ;

٠

"M u h tesib dedi k î : O nu h ‫؛‬١ n١ em . Ş im di sen k alk , n ü k t.d â n J .k sa t. m ay a k alk ışm a, bn m iic id e le ve m iib û h esey ‫ ؛‬bırak».

6347

‫أزﺗﺂا‬

‫ﻣﻦ‬

‫ﺟﺎ‬٠;٠١‫ﻛﻔ ﺖ رو'ﻧﻮ‬

١: ‫— ق ﺣﻨﺐ; ا زﻧﺪان‬ ‫ىم‬ ..S arh .5 <1‫ا‬٠ ‫ آاا‬ki : ١ ١ aydi İşine git. E fendim n erede, ben n ered ey im ? M u h tesib de ٠ ١ ٠ ٠ ٠ ١ ‫؛‬١ ٠ ١: Sen sarh o şsu n , hay d i kalk, zin d an a k a d a r gel». 743


6348 I fıo‫ ؛؛‬j ٠ rJc-)tî

‫ ارو رو‬.‫ﻛﻦ‬

‫~اا‬

[ ; ‫اى‬

‫ت‬-.

‫ذﻫﻜﻠﺘﻮاف ر د ز ا د‬٠‫ز ر‬١ .S a rh o ş dedi k i : Ey ıııııhtesib, beni b jra k da İşine git. ad a m d a n re h in olabilecek b ir şey- a lın a b ilir m i?»

Ç ıplak b ir

6349 de IIVI

‫ﻛﺮ را ؤ د ﻧﻮت رض د ى‬ ‫ ﻧ ﻚ ﺛﺪ ى‬٠‫ﺧﺎﻧﺎ ﺧﻮد رﻓﺘ ﻰ و‬ ٠ Ei‫؛‬e r b en d e y ü rü y e c e k ve gidecek k u v v e t olsaydı ev im e g id erd im , yolda d ü şü p sana ra s t gelm ezdim ».

6350 «h in d im

‫ ﺷ ﺘ ﻰ‬١‫ا‬. ‫ ا ﺋ ﻞ و‬٠‫م ن ا ر‬ ‫ى‬٤‫ ذﻛﺎ‬r J ‫ر ﺟﻮ ﺋﻴ ﺨﺎ ن‬ .B e n im ak lim başınıda olsayd، ve y ü rü m e k liğ im e İm k ân b u lu n sa y d ı ay ık olan şey h ler gilıi d ü k k â n d a o tu ru r, h alk ı d a 'v c tc ve irşâ d a ça lışır­ dım».

‫ﺀ‬٠.١‫اال‬1 k ,،î ٠ ‫؛‬٠ l٠ cli

İKİNCİ CÎLT٠ ‫ ؛‬KİNCİ KİTABIN SONU

‫إةآا؟ﻷ‬

«Bil sii ‫»'؛؛‬، ICİ، kf.1,


‫؛—؛‬

----------

* Ş E R H ‘ İ M E S N E V İ» XIII üncü asır Anadolu’sunun huzursuz toplu­ luklarına İlâhî heyecanın, saf îmdmn, rabbani aşkın kapılarını açarak onları huzûra ve kurtuluşa götüren Hz. MEVLÂNA’yı ve ölümsüz eseri MESNEVİ’yi; hakikatiyle tanıtan bir külliyattır. Ruhen hasta ve yaralı bulu n an bugünkü nesil٠ lerimizi de ALLAH’m izniyle kurtaracak, yeni b r imdn, aşk ve heyecan devrinin temellerini atacak nitelikte olan MESNEVİ’yi akıcı bir üslûbla şerhe٠ den bu eser, şu anda yeni b ir nüshası ile okuyucu٠ lanmıza ulaşmış bulunmaktadır. ٠

Aynı şekilde intişâra devam edecek olan bu müstesnd eserden ve Cenâb-ı Pir’in ruhâniyyetinden bütün okuyuclann müstefid olmalarını temenni ederiz. ŞAMİL YAYINLARI

J


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.