Mesnevi şerh, tahirul mevlevi 12 (12 460 14 372 nl beytler)

Page 1

M E V L A N A C E L A L U D D IN - I R U M İ

MESNEVİ Terccmc ve Şerheden T Â H İR -U L -M E V L E V İ

CİLT : 4 KİTAP: 1

Ş A M

İ L

Y A Y I N E V İ

K lo d fa re r C a d . N o .8 T ü rb e - IS T A N B U L T e l. : 2 8 4 0 51

.


Tâhir’ül Mevlevî (d. 13.09.1877 - ö. 20.06.1951) Şair, yazar, Mevlevî Dedesi, mutasavvıf, müderris, mesnevt-hân, gazeteci, ve edebiyat tarihçisi.

،»■

Osmanlının yetiştirdiği son dönemin en renkli kişiliklerinden birisi olup, Osmanlı ile Cumhuriyet nesilleri arasında adeta bir kültür köprüsü vazifesini görmüş âbide şahsiyetlerimizdendir.

]

٠ .

• Hz. Mevlânâ’nın Mesnevîsine merhûm Tâhirü'l-Mevlevî kadar güzel yaklaşan ve anlatan olmamıştır. • Ömrünü Hz.Mevlânâ’nın düstûrlarına bağlı kalarak yaşamış, Mesnevîye nüfûz etmiş bir âşıktır. • O, Mesnevî’yi bilen, yaşayandır. Onun elinde Mesnevî, Kur'ân ve sünnetin aynasıdır. Ona göre Mesnevî, Kur'ân’ın içi ve özüdür. • Mesnevî’nin güzelliklerine, inceliklerine bu şerh ile daha bir farkına varacak Mesnevî’yi tekrar tekrar okuyacaksınız. • Mesnevî’yi kanalından şaşmadan, şaşırtmadan Müslümâna sunan sağlam bir kaynaktır. Ehl-i Sünnet akîdesinde Mevlânâ’yı öğrenmek isteyenlerin okuyacağı bir Mesnevî’dir. • Tâhirü'l-Mevlevî’nin ömrü kifâyet etmediği eksik kısımları talebesi Şefik Can (d.1909- ö.2005) tamamlamıştır.


M EVLA N A CELALEİDDIN-I RUM İ

MESNEVİ Tcrceme ve Şerheden T Â H İ R - UL - M E V L E V İ

CİLT : 4 KİTAP : 1

C e r id o h o n e

Sokak

C a ğ a lo ğ lu - İS T A N B U L

٠ g?<7٠ 3y 1‫؛‬٠‫■؟‬

A y d ın

r z > L z q /r

H a n Nü. E

Tel

: 2 8 4 0 .5 1


‫ا‬,٠ |‫اااااااااا‬

I 11111,0 I

‫ا‬.'‫<ا‬.١1‫ ا‬,

II

٠ !.,

0,1111111

.1 1 1 0 .1 ,!,,,,

< ،‫ااا< ال‬،‫أاا‬

idilindeki

‫اا‬،.١٠-‫ااا‬٠ ,‫ا‬

III

91

17‫ا‬

<‫ إ‬٠ ،‫ا‬, ١‫اااا‬٠ ‫ اا‬I ٨ :‫ااا ا ا‬, 1‫ ا‬. ‫اا‬، ‫؛ا‬.'،‫ اا‬،-،".m aili gelm esi K.'lıı elçilerin tez. g itm elerin، en ir ıııoM ٠ >‫اا‬1,‫ | اا‬HU teşvik، 95‫؛‬ ‫ ا‬1٠٠,٠‫ا‬, 1‫اا ااا‬:‫اا‬1‫ا‬٠‫'ااا‬1, ‫ ا‬tllıılı ;‫؛‬lirin i ‫ا؛ا‬1،(‫ ؛اا‬..،.‫؟‬ili) hicreti V،' H orasan sultaııatını 1‫ا‬.‫ ا‬1، ، ‫ ااااا‬I . . . . . . . . 96 1‫ أ‬.‫ا‬ illi. 111111-, ‫ اااا‬lılııc ellili çııkıırda hulunan dereye yetişem edi ‫ )؛؛‬içiıı, «ııyıın ‫ ؟‬-I'I'İ ili ‫ا‬1‫اا‬١‫ااا‬،‫ ااا‬ıııııksadiyle ıt.viz ııgacı ü stü n d en sııya ceviz silkelem esi ve ııııııı ıcslıdıı güzel nağm eler gibi onu neşelendirm esi » , 98 ‫ا؛!اا‬ ‫اا؛دا‬٠‫اا‬٠ ve ııııaııtla gecikm e diye, S üleym an (A.S.) in B elkis’e tclıdid ".1111. 1 -1.11 ehlili. ‫ا'ااااا‬-1 103 , 11111 llclkls'c: Benim, senin im ana gelm eni istem em : ancak Al- ،' ı.ıtl. ', 111.111 1 ٨ 111 1 II I ،. . 11.1 : ne nefsinde, ne güzelliğinde, ne de sa lta n atın d a !lir 11 .1* 1 yok. llal، n u ru y la gözün açılınca, böyle uldııgıınu sen de 1111 ,11,111 11.1 I, ,111 . 1111, 111'111 .leıneı'i . . . 107 7117 ‫«اااا‬1‫ ااااا‬kilin ın'lıı 111 ta l' ٠ ,ıla،ı ilikayesi . , . , 110 ‫ق ات‬ ، I 1ı 1 ,1 111111 lıakiyyesi, B elkis’in kavm inden h er birin in Din ve ...... . 1 illi ıııll.l ..!, ‫اا‬,‫ اا‬lıııklıında Sdle.vman (A.S.) in nasihati ve irşadı, her cins 1 ٠ ٠ ,,٠ .! ٠ ( kil ' 111111 11 ki!:..ıın ötiişü ve yem i ile avlam ası 112. 21 (1 ili I.liııııııi kııydıııılan kurtulm ası ve im an şevkiyle S ü ley m an ’ın iltifa ' 11.1 1.11. 11, 1,11. .... 1 ‫اا‬1‫ا‬, ‫;ااا‬.‫ا‬. m em leketinden h a re k e t esnâsm da ta h tın d a n başka ..‫؛‬..-geçişi . . . . . . . . . . . 113. 211) ıı.'ll'.l ili 1.ilil 1111 Sı-hâ'dan K udüs’e getirm ek İçin S üleym an ( A .s . ١ in çare lııılı .,,. . . . . . . . . . . 119 7:11 ile li ,. ,111. 11.11 1,1 ‫ااااا‬..:,‫ ا‬i î a ،‫؛‬m e'nin, Z ât -1 R isâlet'i siitten k sCikd. n su n ta knyb liıı.'.t . ‫اااا‬11‫ااا‬-‫ا‬1‫ اااا‬-sı.rm ası, p u tla rın secde ederek N، oiy-yı l'.krc'ıı ,n y ti liı.'lıı,' ,ı lı,1.1..ite bulunm aları .1 . . . . 122 237 tl.ılh . 1. ١1, ‫ ااااا‬yardim dilem ek üzere p u tla ra götüren ih tiy ar a ra b 1,11. 1,111 125 2 12 ktııliMiıııııeıl ( ...A V ) 1 IJalim e'nin kayb edişinden M ustafa (S.A.V.) in ceddi A!t.hılıi!i!i!،.!ıl»'!i! hab eri olm ası ve şehirde ara m ay a çıkm ası, K a'b e'n in k a ... 1 1.111111.1,. ‫ا‬1‫اا‬.١ ederek bulm asını C enâb -1 H ak'dan istem esi ve b u ln l2 9 251 M ‫'ا‬،,١V ٠ili ceddi A bdiilm uttalib'e K â 'b e ’den cevab gelm esi . 13 1 254 !'.... ... .. .. . t.ıılı.yım? tliye M uham m ed A ieyhissalatü vesselâm ’ın bulunduğu - 1.1ı.11 A hılıilıııııttalib’in nişan istem esi ve K â'be d ah ilin d en cevab ge ., III. ‫اا‬1‫ ااااﻷ‬lııılııınsı 135 2 ()3 . ııdm ırle dı'1'vet kıssasının gerisi 1.11,1,1 136 265 *.dilli, IIVII k an aat edip, diinya İçin hırs ve ta m â' gösterm esi, kendi .1, 111 ili In.l.'i, .IİII11 ruhüniler: (Ne olurdu, K avm im iz halim izi bilse) diye b a ,١ ٠ ,I ‫ ااا‬. ilil utken, o nların devletinden gâfil o l m a s ı ...................................... 2Ö7 137 ( A S ) in M escid-i A ksâ'yı y apdirm ası . , . . , 146 285 .... ili 1,1ı lıükiiındâra kaside getirm esi ile ‫ ؟‬- ’ahin ona câize verm esi, E b u l ٦m ıııdaki v ezirin de 0 caizeyi k a t k a t artırm ası,1,.,...,11 ıı 152 21.8 Millili ٠ «'..، Iilzcy i alm ak üm idiyle birkaç sene sonra te k ra r gelm esi. p ad ،‫ ؟‬a ‫ ااااا‬.1, 1. .‫ ا‬veohlle, bin altın verilm esini em r etm esi; yine H asan nâm ındaki 1 ', ٠ . <٠ >٠ ٠bir vezirin: bu m ik d a r çok fazladır, bizim m asrafım ız çok, hâzinem iz ٠ * * » *‫ا‬٠ ,.٠ ٠ ‫«ا‬.‫ ا‬Ben onu, ihsan b u y u rd u ^ m u z u n onda birine râzı ederim dem l5 3 2!,!) ٠'٠ ٠ •٠ ٠ •;•...... m ürüvvetini İfsâd etm ek hususunda, bu alçak vezir, k ö tü dav ran ışı II.,, .,'lıuvım 'un veziri H âm â’n a benzerdi . . . . . . 163 31 !) I 11,1,1 ulu :luleym an (A.S.) in m akâm m a otu rm ası ve onun h a re k a tın a kendini ‫اا‬٠ -‫اا‬،., ‫<اااا‬,.١ ’‫ >ا‬çalışm ası, iki Süleym an ara sın d a görünen fa rk ve C innlnin î.d lıd Süleym an o la ra k t a n ı t m a s ı . , 1.......................................................... 167 327 ‫أ‬,‫ ااا‬, ‫ااااا‬. ‫ ( ا‬A S .) in, M escid-i Aksa yapiJdıkdan sonra, ibadet etm e ve orada Itl.ıifı. «İrmiş o la n larla abidleri İrşad İ 1‫ ؟‬-in h e r gün m escide gelm esi ve m es ille hrt',1 o tlar bitm esi , 170 332 ‫'ا‬ ‫'ا‬ ut !،azmak sa n a tı yokken, onu, K a b il’in k arg ad an öğrenm esi 17 1 335


.(،S Y ltliL Â IlİK R A H M A N İK K A IlİM

1٠ ‫ اا‬fııyıltıı III ‫اا‬1‫ا‬٠olan en güzel konağa dördüncü göçtür. Bahçeler na»il ,1.1)1 gürleyince sevinir, gözler nasıl gt'izel uykuyla uzlaşırsa; bunu gö‫ ا‬Ulut ،‫ا‬ ١ ‫ ا‬û ılllcıın gönülleri öyle sevinir, öyle neşelenir. Ruhların huzuru, ‫<ااا‬ ‫ا «ااا<ااا‬1‫ اا‬,şll'،l)،ı ilil dördüncü göçtedir. Bu göç, tam İhlâs sahiplerinin se١ '1‫ اا‬l".٠ ١ tlllılîi،, yolcuların dileyip arzulattıkları gibidir, «özlere nui'tlur, tıtlılıuıı ,‫اا‬٠ ‫ﻵ‬ ‫ا‬٠levşlren lere yemişlerin en güzeli, en iyisi... Dileltlerin, ISItl.luılıı ,.II 11.11 ,‫اااا‬.:‫ اا‬ulusudur. Hastayı, doktoruna çeker, götürür. Aşık), ttt'glllıılııo «lir. ulaştırır. l.Iamdolsun Allah'a, bu dördüncü göç, ihsanla," illi ‫ا‬,‫ ااا‬،lUyUgUdıtı ٠dilenen şeylerin en nefisidir, ü lfe t zamanıııı yeniler, ıııUıııtl ç i ' l ı l î l n güçlüğünü kolaylaştırır. Hak'tan uzak kalan, buna ha»٠ ٠ ٠ , Oİ.III Kil li'e.،'،ul’uııiı artırır. Kutluluğa eren kişinin de sevincini, şük٠ ...... ‫ااا‬,‫ ااأا‬llıınenılc ltadınlar kendilerini bezerler ya İşte bunu oku*Mil lıipnlıı gnııluııdc tle, o lıanendelerin göğüslerine asıp taktıkları inci, ► !٠ ٠ ٠ «٠١ ٠ ' lîllr.vhcrlerden meydana gelen sevinçten ziyâde bir sevinç vt. ٠ !٠ ٠ » Iı»«ıl "ilil 1.11, dun ve amel ehline mükâfâttırî Bu dördüncü göç, doğ...... ،٠ » ٠ıloluınıyıı benzer. Gitmişken geri gelen devlet gibidir. Umanların ....... ......... Uııılllcr.ni artırır durur, ibâdette bulunanların, önden gidij) I."IIIIil v .ıleılııl VI. İlıtiyaçları olan şeyleri hazırlar. Düşkün ümitleri tekimi .ııhhınılıru Yolcunun sıkışmış, sönmüş ricâsını tekrar yayar, döşer. .... ı.<،.ıh،٠ ırü cilt, dağılmış bulutlar arasından doğan güneşe benzer; aslodııiıııııı ııtırdur, ardırmzdan gelenlere define! Hak'dan şükretmek İçin ... tdil. ilileli/., çıiııki şültür, elde olan nim ete bir bağdır, nim etin fazlası da Iiııınılıı ،‫ا‬1‫ اااا‬edilir. Ancalt Allah'ın dilediği olur. 1‫ ااااأ‬Iiııılızıııı eden şeylerden biri de şu: Ben uyuyordum llııcıı gü/el VI. serin serin esiyordu, ben de 0 serinlikle dalmış kalmıştım M"‘" Mfiııcınıı ،KIZ renltli bir güvercin konmuştu, o güvercin bem .-a 11111‫ 'ﺀ‬II٧ ٠ ٠lıııılıır dalakalmışım. '،')'٠ ٠ ! go.ı'l ötüyor, bu ötüşlerle ağlayıp duruyordu. ٠ ٠‫اا‬٠ '.‫اااااا‬،‫ا‬٧ ،‫ ا‬başlamadan ben, aşk‫؛‬müan j ıg U n y a :‫عم‬ ;‫غ‬ ;‫ب‬ .‫ﺊ‬ ‫ﻋﺒﻤ‬ ‫ؤ‬d...rp


12460 ‫اﻏﺎ‬٠ ‫ ﺛﺠﺎ ى ا ى ﻛﻨ ﺖ‬1‫وﻣﻢ‬ ‫رد ﺑ ﻬﻠ ﺐ ا ﻟ ﺘ ﻨ ﻢ‬.' ‫؛ﺀﻷ'ل س‬ -٠ ٠ ٠ '٠ ٠ ، ‫ا„ااا‬،،,‫ أ‬,‫'ا ا‬1 ‫ا‬٠ ‫ اا‬şey dolayisiyle, hafi، hafif esen rüzgârın serinJi٠ ٠ ،» » ٠ ٠ ٠ ٠ ٠ , ٠ ٠ ٠ ٠ » ٠ ٠ ٠ ٠ ،٠ ٠ ٠ ٠ ،٠ ٠،١ ٠ ٤ ٠ . ., yumuştum .«

12461 i ( \ J j i ‫ ﻓﻰ‬٠‫اﻟﻰ ان دﻋﺖ ورة‬

‫ر ن اﻟﺘﺰﺑﻢ‬

‫ا‬٠‫ﺗﺂرد ﺳﻜﺎ‬

‫ا‬٠‫ا‬٠

I ...

١ ‫ا‬٠ ‫ا‬٠ '‫ﻃﺎ‬.‫أا‬ -dal üzerinde bir güvercinin giizel terennümle agla ‫اا‬٠ »٠ ٠ ٠ ٠ ، v٠ ı٥ m m aya kadar dalakalnııştıım .

12462 ‫ ا ة‬٠‫ا ﻛ ﺖ م‬٠‫ﺋﻮ ﻧ ﻞ ﺳﻜﺎ‬ ‫ﻟﺘﻨﺪم‬١ ‫ﻟﻌﺪ ى ﺛﻐﺒﺖ اﻟﻨﻔﻰ ﻧ ﻞ‬ ٠ ‫ اا‬٠ «٠ ٠ ٠ ٠ ٠ ،٠ ٠ ٠ » haşlamadan ben, aşkımdan, Suada’ya sevgimden ferya. ► ٠ ► ,٠ ٠ ٠ ٠NİİMi.ııy. haşlamaydım pişman olmaz, teselli bulurdum.. .3


‫ ا‬2467 ‫اﺑﺪﺑﺪ‬.. ٠‫ﻣﺜﻨﻮى رﻳﺎن ؛ ﺋ ﺬ د‬ ‫اا‬٠ _‫د‬

‫ ث‬٠ ‫'؛‬

‫ ا‬٣ -١

‫ اﻧﻐﺎﻓ ﻞ‬.‫اﺑﺪي‬

»١ ٠ ٠ ٠ ٠ ٠ ٠١ ٠ ، ‫ا‬...١ ‫اا‬1‫؛« ا‬، m ekde, çeken ise g izli... F u k a i gizliligi, b a s a r -، »٠ ،،٠٠٠►،! .......... ‫ا‬٠‫ اا‬g afile k a rş ıd ır 11(1.«

124‫؛ا‬8 ‫أون ﺗﻮ ﻣﺒﺪأ ﻟﻮدا‬- ‫ﻣﺜﻨﻮرا‬ ‫ﺀ‬.‫ ش اﻓﺰود‬١‫ر ﻓ ﺰ و ن ر د د "ﻟﻮ‬ "٠٠٠.)>, ) ٠»»',، 1..‫ا‬١1‫اا‬. ‫ ﻻ «ا‬sen oJdugun İçin, eger uzayıb giderse, en ،‫؛‬ ٠ ,٠,٠٠„٠ ٠ ٠،٠٠►٠٠،.٠!،.»

12469 ، A٠r ‫ﻧﺪا ر وا ﺀ د‬- ‫ ﻧ ﻮ ا ر‬- ‫ﺑ ﻮ ن ﺑ ﺘ ﺒ ﻦ‬ ‫ ا‬١‫ﻣﺶ‬

‫ى ﺑﻬﺪ ﺣﻖ ارزوى‬

»Net. ٠ ٠ ،،.٠،٠ ' ١ ٠ lı..e .a،I٠, ٨٠lah da Oyle ister. Çünki Hak Taalâ takvâ sa ،٠،٠»٠٠. , ٠.٠،٠٠ . . . . . . . . . . . . v e r ir .»

12470 ‫ﻣﺎﻣﻌ ﻰ‬

‫در‬

‫ﻛﺎن ﻟ ﺬ ﻳﻮدة‬

‫ أ ﻣ ﺪ بﺀزا‬٠‫ ﻛﺎ ن اﻟﻠﻪ ﺑﺜﺮ‬£ ‫"ا‬ '<،..), «٠ >,٠ . varlığın، Allah’a verdin... Miikâfat olarak da Allah var . .. .. .. ٠ a..a veııll

.

٠٠٠< > ٠ .-.. 1 ٠lir.،.- «Her kim Allah İ‫ ؟‬in olursa Allah da onun İ‫ ؟‬in olur » . ٠‫ ا‬٠١.٠٠٠. ‫ ا‬٠،‫ اا‬.‫ اا ﻷ‬. ‫ ا‬٨ 11‫ ا أ‬١ -İçin olmak, 0 'n u n em irlerine uym ak ve neh iy lerin det. ‫ا‬1‫ا ا‬.‫ا‬٠ )٠.٠ ‫اا‬.،،‫ا‬1‫ ا‬١‫ا‬، ‘

12471 ‫دا ﺷ ﺖ‬

j

Cl

‫ﻣﺜﻨﻮى اﻧﺘﻮ ﺀزاران‬

‫ ﺷ ﺖ‬١‫ ر‬٠ ‫در دط ودﻛ ﺮ رﻟﻬﻬﺎ ر‬ ٠٠)-..,.، ‫ا‬٠٠،٠.٠،. binleree kere müteşekkirdir, sana duâlar etmek İçin . . . . . . . . . . . . . . .٠١‫ ا‬،‫ ا ا‬١٠‫ أ ا‬,« .٢٠


M lls ıv .ıı vfllr tefsirinde divor ki : ٠‫ا‬٩‫اا‬ ‫ ا‬0 1‫'(ا‬٢ ٠ ‫ ا‬vâ'd | ‫ا‬٠ '‫ ااا‬١’‫ ا‬،‫'\ ا‬,'‫ ا' اا‬1‫أ ا‬ ‫ا‬,I ١٧/. Alıid, luıkkıı İbâdetel. k'ünkü seni görmelidedir. Ey lasık ; ‫اار‬،،‫اﻻ‬،‫ا‬1‫اة‬‫ا‬،,‫ا‬٠ ،,٠ ‫ اا‬tıv tıı ... ‫ا‬،sen، görmelidedir. Ey mürâi; halis olmaya yalı.ş ki 1 «،.11‫؛‬ ,٠ ،،٠ ,٠ ،.>،٠ ,٠ ٠ ٠ <٠ ،, 1‫ا‬:.٧zaldd; halvetindi‫ " ؛‬günah etme ki seni Ihı dıf'ıı da (.S.A.V.) Ifz. leri namaz kılıyordu. Ebüeehil yanına geld i : ١ '،‫ ا‬Muhammet!‫ ؛‬1)‫ا‬٠ ‫ل‬ ١seni namaz kılmakdan nehy etmedim m i ‫ ؟‬, dedi . 11‫اااا‬١ 1 ‫ ا‬1‫ا‬:1‫ ااا"ااا‬llz. leri onu Allah'ın azâbiyle korkutmak istedi. Ebüeehil ; ٠ 1‫ا‬٠ ‫اأ‬1 ‫ ااال‬-korkulmaya kalkışıyorsun? Benim meclisim ve tarafdarlanm b il si dinlisinin meclislerinden büyüktür» dedi،،lim âlideki vı١ ٠ . ٠ münasebetle i l i n t i l i nazil o ld u . :

‫ﺸ ﺎ‬

‫ ﺟ ﻠ ﺘ‬٠ ‫? ﻳ ﺖ‬

O ‫ دﺑ ﻪ‬1' ‫ﺢ‬

‫© ﻗ‬

‫ﻲ‬

‫)ﻧﺬاﺣﺒﺴﻪ © ﻧ ﺜ ﻬ‬..

©‫ ي‬١ ‫ ﺣﺎﻷﺀذةةﻹذز‬٠ ‫ؤ(ﺗﻲ‬١ ‫>_ﺗﻊ‬ ١ ’‫اااا‬,illiyle şeylerden) sakinsin o. (Eğer küfründen) vaz geçmezse ) . 1 ııln(ının sa ...... ,1.1111.' ......‫( ) ؟‬ından tu tu p (cehenneme) sürükleriz, (yani ııahkıır a ln (ın ın sa ،،.. ........... ‫ ) ؟‬ından. o vakit (durmasın) meclisini ilave ، ...... ٠ ٠ ٠ » .٠ .٠ .., t iz (ile) zebanileri çağırırız. Sakin (Habibim) ona boyun . . . . . . .» ٠٠‫ ا‬1٠‫ ا‬٠١، Y٠ıl،liiş2.M ٠ ,٠ ٠ ' II, M evl.ııa l.u âyetleri işâret ederek, bedenlerin secdesinin Hail٠٠٠٠ . bil y itim visd esi olduğunu b ild iriy o r 111.

12474

‫ا ﻧﺎدت ى ﻧ ﻮد زن روود‬ ‫و ود‬٠‫ از راى وش وﻫﺎى و‬٠ . . . . . . Mesnevi devam edib ziyadeleşiyorsa, ١ ......... ► ٠'I،I،Sİ1 hây 11 huyla değil.١٠

bu yüzden ziyadeleşiyor

12475

‫ اﺑﻮ ن رزﺑﺂ؛ﺗﺎن ﺧ ﻮﺑﻢ‬٠ ‫رو‬١‫ب‬ ،‫ا ى دب‬

{‫• ~ ل‬

‫ح ﻛﻢ دارى ﻫﻦ‬

......

...... sııdııle İizüm asm asının yazdan hoşlandığı gibi hoşuz. H ükm ün cil. »111 Mesneviyi çek, götür; biz de çekib uzatalım.»

‫ ا‬٠‫ا‬

, ‫ |ﺀاااا‬٨1٠ ١ |‫أ‬

|.٦- 18.


1247٠‫ا‬ ‫'ا‬١ ١ ‫ﺐ‬ ‫أ ﻫ‬.٠ ٠ -‫ اةت‬1‫ﺖ‬ ‫ن ﺣﺎم وا نﺿ‬١ ‫ت‬ ‫د‬

‫ س‬٠ ‫ ﺑﺎدد‬1‫ز ﻣﺲ‬١ ‫ﺷﺈد‬٠ ‫ ﺣﻮر‬C1‫ﻟﻞ‬ ٠ ‫ ا ا ا‬٠ ‫ ا ا‬٠،‫ء‬٠،‫ اااا‬ile ziy a n ın ik isi da k ird ir. Ç ü n k ü ‫؟ اا؛؛ ءاا ﻷ ﻻ‬ın ln r ı x ‫؛‬yfid„.ı

...... ٠

‫ ا‬24«‫ا‬٠ ‫’ د اى در‬١‫ ﺣﺆ‬1‫ﻧﻤ ﺲ را ﻧﺮان ﺳﺖ‬ ‫ ن را ذكر‬٠‫ﺀور ﺣ ﻮاد ا‬٠ ‫وان ﻗﺮرا‬ ٠ ‫أااأاا‬1‫اا‬٠ ; K u r a n , güııeş İçin (z iy a ), ay i ‫ ؛؟‬n de ( n u r ) dedi, « u n a d ik -

»٠٠٠، ٠٠ ٠

12481 ‫ا‬٠ ‫ ا ﺛ ﺪ و ن م‬٠‫ا‬٠ ‫ور از آ ن‬٠ ‫ ذ ﺑ ﺎ‬١‫د ا ن اروزوان‬:‫اًن ﺧﻮر ث‬ . Nnı ‫ااااا‬-‫ا‬٠ ‫ أا‬ziya da Güneş’e âiddir. Bunu Kur’andan oku.»

‫ ا ا‬I٠٠>،٠،111, ‫ ؛‬illi ‫ﺀ‬٠‫ أ‬Yunııs’da buyrulmugtur ki :

١ A —^ ‫ ؛‬.j j ١ j^ ٠ j İ» j

١1..،I ■•Güneşi ziya(lı). ayı nur(lu) yapan, yılların sayısını ve hesabı ...........I٠،0" onu (ayın seyr-ü hareketine muhtelif)menziller tayin eden ٠ ٠..... /١lln٠ı. Iıuııhırı (boş yere değil) sâbit bir gerçek (bir vaakıa, bir ٠“٠•٠»■٠ı.luıuU yaratmıştır. O, bilecek bir kavm için âyetlerini birer birer ٠ ٠ % ■ ٠!٠İM. 1 ■

٠٠

١ ‫|ااااا‬


. . i r

‫ د د‬٠

‫ د‬٦ ‫ذك‬.‫ﻟﺐ و ﻳﻘﺪا‬٠ ٠ ‫ا ﻛﺊ‬

‫ د‬٠‫ ل‬٩‫ اا‬۶

‫ازﺀر واز‬

٠‫ﻟود‬

‫ا‬

"'1'،‫ا‬1، ‫ا‬٠ » ، ٠ ,-٠ ،،،٠ ,، ‫ا‬ ، ، ‫ا‬ 11,' ‫ا‬V،. sa ğ lım ı iyice g ö rü lsü n ; ،Siki alışv eriş, alda.ııııık

v٠. ‫ اا‬1‫ ا‬1‫ اااااا‬٠‫ااا‬، ٠‫ اااﻻ‬uzaklaşsın .»

12486 ‫ ن‬٠‫ر زع‬٠ ‫ورش ﻛﺎ ﻣ ﻞ آ ﺑ ﺪ‬.' & ‫"ا‬

‫ﻒ‬ ‫اﻟﻤ‬٠‫ﻞ‬ ‫ا ﺟﺮا'را رى ﻟ‬«'1'،‫ا‬٠ ٠ ‫«ا‬، .Inoşiıı n u ru zem ine k â m il o la ra k aks etsin de tic â re t e r im lin i I iılııııe te ıı ı.ı .ı...“ ... o l s u n .»

١'‫ اااا‬،, ( . miti aydınlığı sayesinde alı§ veri? edenler aldatm asın ve aldan limitin

12487 ٠ ‫ ﺧ ﺖ‬- ‫ ر ذﻹ ب »ﺑﻨ ﻮ ﻫﺪ ئ‬٠ ‫ر ك‬ ‫زاﻧ ﻜﺎ ز وﺛ ﺪ ﻛ ﺎ ' د اورا ﺗ ﺪ ر >ت‬ >1.‫ا‬، ‫ ااا‬güııeş, kalp ak çen in v e k a lp a z a n ın şid d etli d ü şm an ıd ır. Ç ütıki OIIIIII ııyılııılıgıylo k a lp akçe geçm ez olur.»

12488 ‫ب‬٠‫ﻣﺎا ا و ت ةل‬٠ ‫س ﺀدوى ﺟﺎن‬٠‫ث‬ ‫ي‬

‫دﺛ ﻌ ﻦ درو ش ى ود ﻏﺮ‬

«‫( اا‬illide kulp p a ra , s a rra fın can d ü şm an ıd ır. N ite k im kOpek de d erv iş

“,

d i l .» MI

llııl.lltitlı.n köpek de acaib bir tab ia t vardır, ü s tü başı düzgün k im se ،٠'! ٠ ııldııınaz, h a ttâ k u y ru k sallar ve y altak lan ır da, düşkün kıyafetli olan (•٠٠•< (.imvIiii V،. «aidırır -H ikaye edilm iştir ki Bistam şehri ahâlisi bir bayram günü nam az k il ııtıtlı ‫ ا‬٠.‫ ااا‬f.‫«؛‬٠lııir١ dışarısındaki m usallâya çıkmış, nam azın edâsındun sonra ٠٠٠. . . ‫ اااا'ا ا‬،‫ا‬.‫أ‬, K asabanın m edhalinde y atan bir köpek hiç birine ses çık arın a »،!٠٠٠ (‫ ا‬،‫ ا‬1‫ ا‬1‫ اا‬Uııyezid-İ Bistam i Hz. ine karşı ürm üş ve üstüne saldırm ış, flr -


‫ا دا‬: ،

‫ وار‬.‫ب‬ ‫ ﺣﻮر‬٠ ‫ورد‬٠ ’‫ ﻧﻤﺎرم‬،>٠ ‫ ر ﺑﻼد ور دار‬٠١‫ا‬

‫ا‬

٠ ‫ا‬،‫ 'أااا‬١ K،lıt 1‫ ااا‬d ö rd ü n c ü cild e .،u r saç ki, l.e ld e ler ve m e m le k e tle rd e ٠,٠٠,! « , ٠M، ، , I,،UK٠ ،٠ .«

12494 ‫ت‬٠‫ ا‬١‫ا»ا‬

‫ه ﻧﺤﻮاد‬٠ '‫ص ﻟ ﻰ اﻓﺎ‬

‫ﻟدش ﻟﻬد د و د ا د ا م اﺳت‬٠‫ د‬٠‫واذك‬

٠..٠ ٠ ,»،،,,, Mevneviyi masal diye «kursa onun İçin masaldır. Herkim de ،٠ ٠ ٠ ,٠ ٠ ٠ ٠ ٠ ،,٠ ،.٠b،dıııi lıu kitapta görürse o kimse merddir.»

12495

‫آب ﻧﻤﺎ_ت و ﺑ ﺶ ﺧﻮن ﻋﻮل‬ ‫ود‬٠ ‫ ﺧﻮف ﺑﻮد آب‬، ‫ﺀوم ﻣﻮس را‬ ٩٠. ......... Nil suyu gibidir: K ıb tilere kan görünmüştür. Musa’nın kav ٠٠٠»»* ... su’dur.» ban de،،l٠ II . ٩ 1‫اا‬,‫ ااااا 'ﻻا‬-davetini kabul etm eyen Firavun ile Mısırlıların uğradık lAkıtlntden biri de N il suyunun onlara kan görünmesi. Beni İsrail’in'., .ls ٠ l * » . ,،. tıd su .,larak İçmesi idi II' Mevllüıı Kitab-I celilini N il suyuna benzetiyor. Mümin ve muvah ..... ‫'ا‬1٠ ٠ ‫ ااااااا!ا‬،)',، unla barâretlerini söndüreceklerini, münkir olanların ise , ►،»٠ ٠ ٠ ٠ ٠ ,٠٠ lı>.V.' I, ٠ ası gibi, o'nun feyzinden mahrum kalacaklarım söylüyor .

٠ ١.

12496 ‫د ﺷ ﻦ ا ن ﺣﺮ ف ا ن دم در ﻧﻈﺮ‬

‫ﻏﺮ‬٠ ‫ ﻣﻤﺎل ﻣﺮﻛﻮن ا'در‬٠‫ﺛﺎ‬ ٠»„ ٠،،*،،„, ( yani Mesnevinin) düşmanı olanın, baş aşağı olarak Ceben , ٠ ٠ ٠ •٠ ٠ ٠ « ٠ı,vıı,lıı,ıdı٥, seni,، nazarında tem sil edildi .« 13


I2 .r٠01 ‫ا م‬، ‫ ا‬/ f ‫ ذ ذ د‬٠‫ ت م‬t ‫ا ن ﺣﻜﺎ‬ ‫ اا م‬٠‫ت ار ش دو ا‬ I I I .. 1. ‫ا‬1‫ا‬،،١ ‫أاااااااا 'ا‬

c ild d r

‫ ن ﺣﺄال‬١٠‫ﺑ ﺮ‬

،‫اااأااا‬

o lm ad ıy sa hu d ö rd ü n c ü

cildde

G U I،

!٠ ٠... 1‫ ا‬٠‫ \ ا‬KAM » 1‫ ؛‬11.١‫ ا‬11٠ 1( ٠1 ‫ا؛اا‬٤ BAĞA GİREN VE S E V G İIl INI* ‫ ا‬٠ ‫ا‬،'١‫ ا‬٠.,١ «.HIÜ.AN AJjlK „ I k AYESİNİN TAMAMI Kl i . ‫ اا‬٠.‫اا‬1‫ أ ا ا ا‬1‫ اا‬, 1١' ‫ ا ا‬1‫ اﺀاا‬،'..ini‫ ؛‬ve sevincinden ‫ ؛‬u âyeti o k u m u ştu :

‫ا‬:١ ‫ل‬

‫ا‬

;

‫؛‬

‫ا‬

‫ﺎ‬

‫ﻳ‬

١‫ﺗ ﻤ ﻰ ذ ة ي‬

١,٠ ٠ ٠ » “،>'،٠ ' ‫ا‬،‫ ا‬bir ‫؛‬،'.١ ' hoşunuza gitmezken o, sizin İ‫ ؟‬in lıayırlı olur , .... ٠ ٠٠‫اا ا‬٠ ..'، dıgiııt/ halde ٠ ٠da hakkınızda şer o‫؟‬ur ‫؛‬.١ >

12502 ‫ ا‬٢-‫ ذ ﺀ‬١‫س‬٠‫و د ع ﻛﺎ ن ﺋ ﺢ‬٠. ‫أﻣﺪران‬ ‫ز >) ل ارس‬١‫راد اد ر اع‬ ' ٠٠ ............. 1‫ اا‬1،‫؛ ا‬,1<-‫ ال‬korkup baga at sürdüğünü anlatıyorduk .»

12503 ‫ ا ﺣ ﺐ ﺟﺎ ل‬٠ ‫إود ا'در ا غ آ ن‬ ‫ا ل‬- ‫ ت‬٠‫ﻛ ﺰ ر س ا ن در ﻋﻨﺎد ﻋﻶ‬ . ٠‫ﺀا أا‬٠ '‫ ااا‬،‫'ا اا‬،١‫اا‬، olup, sekiz seneden beri gam ve kederini ‫ ؟‬ekdigi gü ٠ ٠ I ٠ ٠ ٠ ،.« ٠ . ».... 1‫ﻫﺎاا‬ ‫ ااا‬İçinde inıiş .»

ı.ı

٠"!٠.٠٠ )٠.٠, ٠..„ :'III !‫؛؛‬


‫ ا‬25 ،‫ا‬،٩ ‫ دﺛﺔ وا د ى‬٠ ‫ر‬

‫ا ق‬

‫ و ل ﻛﺎرش اى‬١ ‫>ق داﻟﻮد‬ . ‫ﺛﻢ‬١‫ا‬1.٠ ‫! اا‬،٠ '■ ‫اا'ااااا‬،‫ اا‬V.• <‫اا؛‬٠ ٠ ‫»ا‬٠ ٠ ٠ 1‫ا؛‬،‘.. lıerşey e ûş.k <٠ 1‫ا ااا؛‬4‫ا؛اا؛ﻷ؛‬١ dııdagı ٠٠٠, ‫ اا‬1‫ ا‬،،٠٠٠' ٠ ٠‫ا‬٠١‫'ا‬٧٠‫ا ا‬1‫اا‬1، ‫ااااا‬1‫ اااااا‬, ‫ا‬,‫ا اﻻا‬٠ le z z e ti t a t t ır ı r .»

12509 ‫ ﻳ ﺐ د ر ﺑ ﺖ ا ﻣ ﺪ د‬٠٠‫ﺟﻮن دا ن آ‬ ‫ أ ﺑ ﺮ رون ﺑﻨﺪ‬/

‫ض ﻳﺎﻧﺎ ن‬

. ‫أ‬١‫ ا ا‬1‫ ا‬1,‫ اا‬٠٠ ‫ ا‬٠«ile, (ya.ıi ağızlarına tattırılan o lezzetle)

matlûbu ،،٠1

M.M...HVM 1, ‫اا‬١ 1‫اا‬١ ‫اااا‬,‫ ا‬kaniyi İlâhî her gün ayaklarına bir bağ vurur ve ‫أ‬٠ ‫ااااا‬٠ ‫ا‬٠ . 1,1. ،٠ ٠ .çık arır ،1,1.»

1251. ‫—ﺗﺤﻮى ﻛﺎر‬ ‫ﺟﻮن در ا ﻛ ﻨ ﺪش ﻟﺢ‬ ‫ﺑﻌﺪ ازان در إ ت ﻛﺎﻳ ﻰ ﺑﺎو‬ , ٠, ٠٠٠,٠. ٠ ٠ ft١٠kı ، ‫اا‬1‫ أ‬1‫ ا‬v e a r a m a y a d ü ş ü r ü n c e , m a t l û b u n m e h r i n i g e t i r . . ٠٠ . . . . . ٠٠٠٠»٠ ٠ ، 1‫ ا‬،‫ اا‬, ‫ ﻻااأا‬k a p a r .»

12511 ‫ و ى 'ذﻧﺪ و ى ر و د‬٠ ‫ﺣﻢﺀ را ن‬

‫ر د ى را ى و اً ﻳ ﻰ ى ﻧ ﻮ د‬ ‫اأ"'ا'ﺀ‬٠... -٥٠٠k ..lanlar, duydukları koku dolayisiyle dönerler, dola dvar ve nevmid olurlar،...،، ... «... . . . . . . . .»

12512 ‫ ﻳﺪ ى ر ى‬٠‫ ﻫ ﺖ ا‬١‫ر ﻛ ﻰ ر‬ ‫ى ﻛ ﻨ ﺎ د دش دران ووزى درى‬ . . . . . .. .. .. .. ‫ا‬,،‫ا‬٠‫ﺀ‬،،٠‫ ا‬kendisine açılmış olan kapıdan bir menfaat ve is ، ٠»"٠٠ ،،٠٠٠،٠» . . . . lif . , ٠ ٠ .٠

17


1251«

‫ ز‬f ‫ﺀ زاف ر د م ﺀ س را از‬ ‫ى رز‬,‫ر‬. ‫ﺑﻢ وزر‬- ‫ﺑ ﺖ ﺑ ﺪ ا ن‬ »،٠ «٠ ٠ !( ،٠ •،٠ ٠‫اط‬٠ ١ ‫ا‬١ ‫اااا‬1،‫ ا‬bekçiyi îlyaııa sokdum, sen una ivaz olan b ‫ ؛‬r. ٠٠ ...... ٠٠ ٠،،٠٠٠٠»٠ ،٠,"»٠,, ٠'،!٠

12518 ‫ ﻋﻮا د ر و وا آ زا د ﻛ ﻦ‬.‫اذ‬

‫ن‬١‫ ﻧﺠﺘﺎنﺀ ﺛﺎدم او را ﺛﺎد‬١ .......

‫»ا‬ ٠ ‫ اااا‬،.،٠ ،،٠ -,، ٠ ٠şe rrin d e n k u r ar... B en nas.1 m e s ru r isem OMU

d . . . . ٠.، ٠! ٠

12520 ‫ان‬٠‫ ﺗﻢ‬1 ‫ﺳ ﺪ دارش ا ن ﺟﻬﺎن و‬ ‫ ك اش وارﻫﺎ ن‬- ‫ ل و‬٠‫از ﺀوا‬ . . . . . . ......... V.. ‫ااأ‬،‫ا‬٠-،،٠> mesud eyle, kötülükten ve köpeklikden k u r -

12521 ‫ ا‬،٠ ‫ر ﺟ ﻪ ﺧﻮ ى آ ن ﻋﻮاف ﺀ ت اى‬ ‫ك ﻫﻤﺎز ﺧﻠ ﻖ را ﺧﻮا ﻫﺪ ﺑﻼ‬ . ٠٠ ٠ "٠' ٠٠'. ٠«،٠٠،» ٠٠ .kötti kişinin huyu, halka belâ gelmesini istemek i l

12522 ‫ اد‬٠‫ﺀﺀ ى ﺀ‬٠ ٠‫ش‬، ‫ ﺧ ﺮ اًﺋ ﺪ‬f

‫ ا ن ﺛﻮد او زﻓﺖ وﺛﺎد‬١‫ر ﻣﻞﺀ‬ '٠ ٠ ‫اا‬٠ «'‫اا‬٩ «٠ ‫اا‬٠... ları suçlayıp ,mahkum etti) diye haber gelse،Ü٠ l،،...M٠ ٠ ٠ » !٠ ٠ ٠ ٠ . -. ٠ .٠ « ........... ..، ... ayacak hale gelir .» 19


11٠;>23 ٠‫دﺀ‬٠ ٠ V ‫ د‬٠٠‫ج زص و‬٦‫در زﻣﺎﻣﻪ ﻫﺖ‬

... ‫د ى‬: . ‫ د ﻟ ﺮ را‬1 ‫ را‬S : ‫ة‬ /,. ‫ ا أ‬٠‫ اااا‬٠‫ ا‬٠ 1،1‫ ا‬ilil ‫«ﺀ‬٠‫ اا‬،‫ ا‬VI. ‫اﻵ‬٠1، ‫ ا‬٠٢ yokdur ki kirili..

ayak, diğerine

٠ ,-« » ٠ ٠ ٠ ٠ ٠ ٠ ٠ ٠٠ ٠ ٠ ٠ ,،,٠ ٠ ,٠ ٠ ."

12529 ‫ وا ﺑﺎى ﺳﺪ‬/ ‫اد‬٠‫ & وا‬/ ‫د‬-‫و ة‬٢ ‫< را زر ردﻛﻮ‬ 5،../ ‫ ا ا‬٠‫ ا‬-‫< ا‬V, I»،.،٠‫ ا‬٠١ ‫ اا‬١’‫ اا‬diğerine ayakbağj; yine bir şey birine zehir, ili ,،1........ ........ ٠ ٠ ،,.، olur .»

12530

‫زر ﻣﺎران ﻣﺎر را ;اﻧﺪ ح;ات‬ ‫دى ﺑﺎدد ﻣﻤﺎت‬٦‫ﻟ ﺠ ﻰ ا‬ , ١ ‫ ا‬1'‫ ا أ ا‬.‫ ا‬٠‫ أ ا‬٠٠'!٠٠-، yılaııa hayattır, insana ise ötüjfl olur.»

12531 ‫ ) ا غ‬T -‫ ل را رد در‬٠‫اش آ‬‫ﺧﻠﻖ ﺧﺎﻛﻞ را ود آ ن ر ك وداح‬ ٠٠*٠٠.، ٠ ١‫ اا‬luahlukatına bağ gibi olur, fakat karada yaşayanlara ölünı - . ٠١٠

12532 ‫ﻫﻤﺠﻴﻦ رى ﻧﻤﺮاى ردﻛﺎر‬ ‫ﻧﺎ ذ ﺀ ﻛ ﻰ ﺀ * ز ذ‬.‫ذﺑﺘﺎ‬ "٠‫ ا ؛‬٠١ ٠‫ اا‬1‫ ;; ا ا أ ا ا‬ilil Iiisbeti birden bine kadar böylece say .» ‫'ا‬٠‫ ا‬...‫ اا‬1‫ا‬١ ‫اﻳﻦ‬


12538

y ‫ د م‬: ‫رﺑ ن زان ﺧﻮش‬, ‫ﺑ ﻐ ﻢ ﺣﻮد‬ ‫ ﻧ ﻢ اذ ﺀداﻧﻰ او‬: ‫ ت ﻛ ﻦ‬٠> ٠ ٠ ٠ ٠ . , ٠ , ٠ ٠ ‫اا‬،،٠ ‫>ا‬ güzüyle lıııknıakdan k c ı.d i 1 ‫؛؛‬özünü kjıj,،. d a , ٠ ‫اا‬١ ‫ﻻ‬ ‫ا‬١ âşık . ............ ،،٠‫ ا‬١«‫ ا‬1.1ı KÖZ « ٠.٠ »

١'‫اا‬٠‫ا‬1 ‫ اااا‬1‫ ااا‬III «özüyle hak. 12539

‫ت ﺟﺜﻢ وﻧﻨﺎر‬-‫ﺑﺎ ر ا ز و ر ﻃﺮ‬ ‫دى زﺑﻨ ﻢ اوروى اود ر‬٠ . ١٠ 1‫ اا‬.، ٠،‫ ا‬güzü

\'،١bakışı ٠ güzelin

kendisinden al da, onun yüzüne

ü . ü .le link » .........»

1254. ‫"ا ﺛﺮ ى اﺀن زﺳﺮى وﻣﺎﻷل‬ ‫ ؤل‬١‫ﻛﻔ ﺖ ﻛﺎن اس ﻟﻪ ز ن ذواﻟﺢ‬ ‫ﺀ‬١ ‫ اا‬.‫ااا‬.‫اأاا ا‬،‫اأ‬٠ ‫ا‬1، ‫؟؛‬-in doymakdan ve usanmakdan emin olasm. Bun Allah da onun

d٠٠t dilinII ....... ، l':l،reın: (Bir kimse Allah İ‫؟‬in olursa, ،٠ ٠ »٠ ....... b u y u rm u ş tu r .»

12541

‫'ﺟﺜﻢ او ﻋﻦ ﺑﺎﺛﻢ ودﺳﺖ ودﻟﺶ‬ ‫ﻗﻤﻠﺶ‬٠ if ‫ د ر‬٠ ‫ارﺀد از‬ ‫ اا‬..... ‫اا‬. ‫ ا‬1‫اا‬1‫ أ‬luıyuruyor ki: Bana nâfile ibâdetlerle yaklaşan kulu . . . . . ٠“٠ ٠ ،. ..II ve kailli ben olurum da onun İkbâl ve saadeti, idbar ve le »«،,٠٠٠..٠t. „ .,‫ااا‬

1 ‫ ا أ ا‬11 ‫اا‬

I Kı.dsî'ye işarettir :

٠٠........ »arzlardan başka nâfile ibâdetlerle bana Oyle yaklaşır ki, .٠ ‫ اااا‬ıııııııı ٠ '٠ ،٠.، olurum benimle görür, kulağı olurum benimle İşitir, eli olu ٠،11.1 ...٠ ٠ ٠ !,ille ،١görür.»


1254.5 ‫;ا‬٠٠‫اً ن دا ر ال‬

‫او ﻧ ﺮد ى‬

‫ﺣﺰ >ﺑﺎﺗﺎ را دا‬٠ ‫'ى ﻧﻜﺮدى‬ k işile re V.‘ h a b isle rd e n başk asın a ‫ﺀ‬ 1‫ ا؛اأ‬e tm e z d i .»

«...

12547 ‫ودد— ت‬،‫ ن مﺀ‬١‫د ك‬:‫ﻛﻐﺖ‬٠‫ا و ر ا‬ ‫ د'ي~ت‬٠‫دﺀوت اﺀل ىﻻ>ل ﺟﻮ‬ ... »،٠ ٠ ٠‫|ا‬٠ ٠ ‫ا‬1،1‫ا‬٠ ‫ا‬- I،‫؛‬: Nenin 1‫ ااا‬-h a re k e tin â d e t d e lild ir . S a p ık la ra dııa et vve، d e ğ ild ir،ıııelı Iiı،،ı٠ .»

12548 ٢١ ٥-KO ١ ‫»~؛‬J١

٢١ .-Xı

y

s.^٠٠٥

١٠.3 ،٠T٠.

«Vılı# revalı verdi ki: Ben onlardan iyilik gördüğüm için haklarında ılın, elıneyl inlet edinmişimdir.»

12549 ‫ ﻧ ﺘ ﻨ ﺪ‬- ‫ﺧ ﺚ وﻧﺜﻢ و؟ول ﺟﻨﺪا ن ا‬ ‫ \ از ﺛ ﺮﻳ ﺨ ﺮ اﺑﺪا ﺣﺘﻨﺪ‬/ ‫ﻛﻢ‬ -'.tana karşı o kadar kötülük ve zulümde bulundular ki, beni şcr’d.'iı h a ... a lili «,' ..

12550

‫ رو د ﺑ ﺎ ﻛﺮدى‬S ‫ر ﻛ ﻰ‬ ‫ﻣﻦ از اﻳﺪان ز م و ﻧ ﺮ ق ﺧﻮردى‬ 1, ٠‫ اا‬0 ‫اا‬."

vakit Dünyaya meyi etsem, onlardan bir dayak

yedim V».

illi ...... alillin.„ ^٢ ،


٠‫ ﺷ ﺊ‬١ ‫ئ‬ \‫ﺖ‬ ‫ﺗ‬١ ٠ ‫ ﺋﺒ ﻐ ﺔ‬0 ‫ةﻷ‬١ ‫ﻛﺆ‬ Yfinl .(.)kılmamaktan) sakin! Çünk،i Jnsan kendisin‫( ؛‬mal sebobiyI٠. ll،lty„١l„n vareste jjürüf d . muhakkak azar».» ٨٧٠١١ 1 kerimesi mucibince insan afiyet ve refahda bulundukça Ab I..hilali «٥r،l .ılıır. Hastalanınca, yahud'bir müşkile uğradıkça (Aman Ya ‫اااااا‬1٠ ‫ )ا‬diye ( ’eııâbı Hakka İltic-â eder. Demek ki derd ve meşakkat, in.« 111. Mevlfbııııa yaklaştırıyor. A fiyet ve saadet ise onu Kerim olan Allulı'ııı ka|iifimdan ‫زب‬ O hâlde derdden şikâyet etmemeli. Belkl ıııııı lılıylık bir nimet bilib şükründe bulurimalıdır.

12556 ‫در ﺣﺔ;ﺗﺖ ﺻﻌﺪ و داووى ﻧ ﺖ‬ ‫ﻛﻴﺪﻳﺎ واﺑ ﻊ و د ﺑ ﻮ ى ﺗ ﺖ‬ .Hakikatte her düşman, senin ilâcın ve iksirindir; senin rızanı arayan bir dostundur.» ç،،nk، seni : (Aman Ya Rabbi) demeğe VB Allaha yönelmeye mccbbt eder.

12557 ‫ ازو اﺗﺪر ر ز ى درﺧﻼ‬، ‫ا ﺷﺎ ﻧ ﺖ ﺟ ﻮ ى از ﻟ ﻄ ﻒ ﺧ ﺪا‬ .Onun şerrinden ve zulmünden tenhâlara kaçar. Allah’ın İ.tfıından yardim dilersin.»

12558 ‫ﻋﺔﻋﻘﺖ دو ﺷﺎ ﻧﺖ د ﺛ ﻤ ﻨ ﻨ ﺪ‬٠‫در ﺀ‬ ‫ ز ﺣﻨ ﺮ ت درد و ﻣ ﺜ ﻐ ﻮ ﻟ ﺘ ﻜ ﺬ ذ د‬٠‫ك‬ «Ve yine hakikatte, dostlann, düşmanlarındır ki seni meşKîl ederek „ u z٥r-u İlâhîden uzaklaştırırlar.» (n)

Sdrel A lâk : 6-7. 27


12566

“٠ »٠ ٠ ,٠‫ا|ا‬٠ ‫ااااﻵ‬v u ru lu n c a iyi o lu r V -1،1٠ ،‫ ؛‬d eğ n ek d a rb e siy le ş iş m a n la r .» ‫ا‬251

‫ ن‬١‫ اق‬٠‫ غ; ى ﺍ ﻣﺎ‬٠‫ث‬1 ‫ ﻟﺆﻣﻦ‬٠ ‫ﺗﻨ ﺲ‬

‫>ا‬٠‫ ﻓ ﺖ وس‬٠‫؟وزم ورع ز‬.. - Mtunlntn ram ‫ا‬1.‫ ا‬l.orsıık pikidir. Hastalık ve yaralı olmak «‫؛‬،»‫ ؛‬m.",,‫ا‬, ‫ا‬, ‫اا‬1‫ا‬l i r hııv v eH enir, s e m irir ...

12562 ‫ا'ﺑﺎ ر غ و ﺛ ﺪ ت‬

‫دﺑ ﺐ ر‬

‫زن‬

‫ازﻫﻤﻪ ﺧﺎق ﺟﻬﺎن اﻓﺰو ذزﺳﺖ‬ *ebeliden peygamberlerin mihnet ve meşakkati, Cihan 1‫ا‬،‫ ا‬11، ‫اااااا‬ ndı١ n ziyâdedir.»،ht‘,t٠ » ‫ ا‬، ‫اا‬

Nof.lıı m••/, ve ıztırab İçinde bulunması , ruhun kuvvetl (.ntît ٠‫؛؛‬VI "iıı٠" ١٠d١n٠ 'lmeı،lııe ‫؛‬,‫ ااا ' ا‬٠ 1‫ ا‬olduğu İçin (N ebiler ) ve (veliler ) gibi büyük zevk ‫ا ااا ا‬٠ ٠ ‫ا‬.'،‫ ااا| ا‬:lldllâya maruz kalm ışlardır . B ir hadis-i gerifde

gore

-Mrlı.ıım ."11 şiddetlisi peygamberlere, sonra velilere, sonra manevi ile s i li l halka gelir ............ ...

I .iger bir lıadisde: "٠»,.٠،٠. edilen eziyet, hig bir peygambere edilmedi.» buyrulmugtur. ı.'t.nki lıelânın giddeti, miibtelânın Allah'a' olan yakınlık derecesiyli‘ ,,d d 0,111.illidir. Aleyhissalât Efendimiz efdaliil'enbiya olduğu İçin belânııı .... ,id d itle r i de ona teveccüh etmigti. Hz. Mevlâna buna bil. misâl get،1'‫ > ا ا" ا ا‬diyor ki:

12563 ‫ ى ﺛ ﻮ د‬٠‫وﺳﺖ از داود ﺑﻼ ﻛﺜﺮ‬:

‫ﺟﻮن ا د م ﻃﺎﻟﻨﻰ ﺣﻮش ى ﺛ ﻮ د‬ . Hayvan derisi, terbiye gördüğü esnâda belâ ‫ ؟‬fakat soııru I iiH *alil ‫؛‬yaııı gibi hoş ve lâtif olur.»

eke

'-٠ ‫؛‬٠


12٠٣‫؛< ا‬8

‫ر ﺷﺎ ت‬١٠‫ ا‬٠‫غ ﺑﻼى د و تل‬ ‫اﻻت‬٠ : ‫م او اﻻى ﺗﺪﺑﺮ‬ ‫ﺀ‬ ٠ ‫اا‬٠ .،٠ 1 |٠ ‫ا‬,٠ ،'، ‫ اااا‬٠ ‫ﺀ‬ ٠ ٠ ,٠ ١ ٠ ‫ ا‬٠ ٠ ٠ ٠ ٠ ، » . sizi te m iz le r... O n u n ilm i, s ilin te d b ir ‫؛‬-

٠٠،٠،٠٠ ‫ا‬. ‫ >د‬...‫„ ا‬.‫ اا‬, ‫ الﺀاااأاا‬٠ » .,،،٠ ٠ ٠ ٠V I I 1 .1. d i l i ş t i r

ki

:

٠ ‫ااا‬٠ ٠ ‫ا‬٠ ٠ ، ‫ا‬, ‫ا‬٠ ٠ ‫ا‬٠ ١ m ih n et. m eşak k a t, hilziin v e k e d e rd e n b ir ‫ ؛‬g elin ce C e . ‫اا‬٠ ‫ا‬ ‫ا‬٠ lin k ., ٠»,٠٠٠٠٠،٠٠٠ doluyı ٠ ٠ ınUslimin günahların, a tle d e r ."

12569 ‫ﻓﺪ ﺑ ﻼ ﺛ ﺮ ن ﻧ ﻮ د‬،‫و ن ﺻﻎ‬

‫ﺧﻮ ش ﺛ ﻮ د داو و ﺟﻮ? ﺀ ت ﺑﺲ ﻧﻮد‬ ‫اا‬٠ 1‫ أ ا‬u ğ ra y a n killise onda safa g iirecek o lu rsa o b elâ ona ho ‫ ؟‬g e ‫اا‬٠ ٠ ' < ، ٠ ٠ .k in . ‫ا‬,‫ اا‬h a .faydasın, g ö re cek o lu rsa acı b ir ilâcı ta til b u lu r a ٠ ،١ ,.

12570 o l.

.^،٠. j

0.1^l .3

١ -٠.

..^٠٠

■M»،ıi.ıldvct ،..inde kendisini galib görür ve; ey benim itimad ettik٠ M٠ m. I■«-... ..Iıltlrüıı, der.. Muf.liı /،٠ ıf düşmesi, ruhun kuvvetlenmesine sebeb olduğu için; rnüb-

١٠١. ٠٠mI٠٠٠... 11 kimse, nefsin zaafını ayni kuvvet görür ve Hallac-ı Mansur .‫؛‬Ihı ٠I.*»•.i I... l>٠٠ni öldürün, zira benim ebedî hayatım ölümdedir» der. ،٠ . M. Vİ.H،، l.ıından sonra zâlimlerin ahvalinden bahse şürû ediyor:

12571 ‫ا ن ﻋﻮان در ﺣﻖ ﻏﺒﻨﻰ و د ﺷﺪ‬ ‫ﻟﻴﻚ ا'در ﺣﻖ ﺣﻮ د و د و د ﺛ ﺪ‬ ٠ ‫ أاا‬k il،، k ‫؛‬١ i de b aşk asın a fa y d a v e rd i am a, k e n d i h a k k ın d a m e rd u t ،,٠ ٠......... k esild i ..

:،I


‫ط‬٠ ‫ا‬٠‫ ا ا ر ز‬٠١ ■ ١‫ﻫﺖ ركﺣﻨﻦ محو‬٠ ‫ل‬ I۶ ‫ا‬٠ ٠ ٠ ٠ ‫ ا‬٠ ٠ « ,٠ ،٠ ,، ١ ١ an bulmalı? deyinte İsa,dlbılı ،،، «،،,abıııdaıı »asil a ٠ ، ٠ ، ٠ ٠٠ ٠ ١ . . .. ،ild i « .، ,,، ٠ ٠ , ، ,‫ﺀ‬ ‫ﺀ‬ « ٠ ‫ا‬٠ ‫ا‬٠ « ‫؛‬ ,‫ ا‬/ . am an .‫ اأاااا‬terk etm e k tir ... ‫وا‬ ‫ا‬t ‫ا‬٠ ٠ ٠ ‫ااا‬٠ > ٠‫اا‬،1‫اا‬îdlh m ٠ l،،lt٠ db ٠ 1:

‫ااا‬٠......... ،٠ ،،٨h'.١lı،sselnııi!i: Y a ،S i l ,en zor şey nedir? diye sordu . .... ........ ‫ ا‬1'‫ ا‬,‫ا‬1،،٠ ‫« ااااا‬،!,،-illidir, dedi, o kilnse; o gazabdan ııasıl necat bu -IiiiIiiiiiIii, ll z . ،sa: Itiddctlcndigin vakit gazab.ni terk et ............. ' ........ 11. » ٠ ٠I ٠ . . . . . . . . . . . . ... .. .. .. .

.... ‫ا‬،‫ﺀااااا‬٠‫ ا‬le buyurulm uştur’lııııltıidı- ile :..<ı١: ٠٠ ١ ٠ ‫ا‬٠ ',» . Ii.lıı, hiddetleildirin vakit beni hatırla; ben de gazaba gel ٠ ٠ ،٠ ٠ ،٠ ٠ »٠ ٠ ٠ » .،، ...... hatıılııyıııı ...

12577 w ٠r ‫> ذ م‬

‫ن‬ ٠ ‫ ﻋﻮان ةﻣﺪن ا‬eri

. ‫ دﺑ ﻜ ﺪﻧ ﺲ‬٢‫ ح ﻫﻢ‬- ‫ ا‬. ‫ ﻣﺢ از‬1٠‫ﺣ ﺜ ﻢ زث‬ . ‫د‬٠ ٠ ،،٠ ٠ »,. ٠| ‫ﻻ أا‬،‫ا‬,,،‫ اااااا‬madeni olmuşlardır, hattâ onların ‫ ؟‬irkin liiddeti ٠ «٠ !٠ ٠« ٠ İM٠ ı ٠ ٠ ،.١ ınl١ tlr .«

12578 ٠‫ﺣﻤﻸت ﺟﺰ‬٠‫ ا( ر‬,: î .— ‫>ه ا ﻣﻴﺪ‬

‫ر‬٠ ‫از ر د د زان ﻣﻐﺖ آ ن ﻟﻰ‬ ٠ ‫ اا‬٠ ٠ .،٠ ٠ ٠ ,.٠« ahmeti ilâhiyeden nasıl ümidi olur? Meger ki O hliner٠ . . . ‫ا‬٠‫ﺀ‬alim, o sılâtı terk eylesin . «٠ ٠ 1.»

12579 ‫ " ﺑ ﺖ‬٠‫ را ازﻳﻨﺎ ن ﺟﺎز‬fic ‫ د ر ﻧ ﻬﺪ ل ا ذ ﻛ ﻨ ﺪ ﻳﺲ*ت‬٠‫ا ن ﺳﺤﻦ ا‬ ...... . ‫اا‬٠-kadar onların vücudu aleme lâzımsa da bunu söylemek on dalftlet. dll.tlrıııek olur . .. . .» ٠

33


12584 ‫اد‬

‫د‬I

‫ ه‬,.►‫ا‬. ‫ى ﺣﺬ؛دددن‬،‫س‬ ‫ا‬

‫اﺀذر ﺑﺪﻣﻊ ت ﺳﻰ ز ن‬٠ ‫ ؛ﻻت‬١

٠،٠٠٠٠٠٠٠!٠٠ ٠،٠٠«٠،,«٠»,٠، başka kımıldayan ، ٠‫ ﺀﻓﻴﺎ‬٠ ،► ٠ ٠ ٠

yok. Mcvcud olan kim?

o

... ı.ı...... nedir?»

12585 : ) V ‫ا‬.‫ ﻛ ﻐ ﺖ اى ا ل رودب‬٠

‫ا!اس وذ أ > ن اﺛﻨ ﻮدأ‬ .N m . i I. ‫اا‬٠ .٠ ‫ | اا‬٠ I lle y ٠ » ,٠ ٠ ٠ »»٠ «; ‫ا‬,‫"اا‬٠ ‫ب‬ ‫ا‬٠ ٢sen deliym işsin. A k ili, o lan lar-

٠ ٠ "٠ ٠.................. k . ٠

12581‫؛‬ :‫ د ﺑﺪاب‬.:‫ى ب‬

& ‫ﻣﺪى‬٠‫ادرا د‬

‫ا دوان‬،‫اد ﺟ ﺬإ' د _ ت ا ﺀ‬ . . . . . . . . ٠٠،٠«,٠ «.،rd tn mli ‫؛»ا‬ki onu kım ıldatan ve lıareket .‘،tiren 1 h ». ، ٠ ! ٠»* ٠ . . . d „ , .

12587 ‫ا و ﺣ ﺖ ﺗ ﻤ ﺮ ف وﺳﻊ ﺑ ﺬ دش‬

‫ﻧ ﺪ ر ن اد وﻫﻤﻰ ﺟﺴﺎدش‬ ' 1Hi.il

٠‫اا‬

." ٠‫ ا ا‬. ‫ ا ا ا ا‬1‫ اا‬V.‘ yelpazesi, o rü z g a ra d o k u n u r ve onu kım ılılıı -

. ٠٠ ٠ 12588 ‫ادرﺳﺖ‬. ‫ا‬٠‫ﺑﺰ» اﺀى ك ﻣﺤﻚ‬ ‫ ت‬٠٠‫ﻧﺢ‬٠ ‫ا ﻣﺤﺬا ل‬٠ ‫ا د !رن‬ ١‫ ا‬٠٠.^,٠‫ ا‬........ Iı،،km،،nı،،zde olan eh em m iy etsiz ..... . ٠....... ٠. . allııınnyıııea h a re k e t e tm e z .»

ve cü z’i bir rüzgûr


12591

!

‫ د‬- ١

،V ‫ ﻃﺮ‬٠» ‫ ود ش‬٠‫ر‬. ‫؛‬

١‫ اا‬1‫ااا'اااا‬،‫ اا‬٠١ ‫ااا اا‬,‫ا‬:‫ اااا‬kıısırga , ‫ااا‬,،‫ ( ل‬A.S .) a da lâ tif ko k u lu l,‫؛‬r ne -،٠ ٠ ٠ ........ »

12.595 ‫وم‬٠- ‫ذد ﻳت اد را ردان‬.‫ى ك‬ ‫ى ﻛﻨﺪ ﺀرم ﻧﺪوم‬ ٠١ ‫ىاار‬ ‫ﻰ‬ ‫ﻫﻤ‬ ١ 11" 1‫ا اااا اا‬،،‫ﺀ‬ « ‫ا اااا‬٠ ‫ ااااذ‬yeli y ap a r; sab â rü z g â rın ın da esm esini m ii ،">٠٠.. ٠ ٠ ٠٠.,٠ .. ٠ ٠

‫ااا‬،.‫؛ا‬,١ ٠ ‫ ااا‬1‫ااا‬٧ 1‫ا‬٠ıııüti'havvil olması tabiati İcabı değildir. Eğer tabiati II.11. 1 ‫ا‬.'‫ اااااا‬ııbıııydı .lir türlü eserdi. Demek ki onu tebdil ve tahvil ey !» “ " ‫ ﻫﺎا‬1‫ ا‬illid e d ir 1.

12596 ‫رش ﺑﺮاب او اا س‬. ‫اد دم ر؛‬ ‫ ر ا د را روى ﺗﺟﺎس‬-‫ا ﻛد‬...٠ ٠»٠ ،٠ «٠ ،٠ . -Olla kıyas edesin diye Cenabı Hak, sana da bir nefes ye II . . , ٠ ‫ اا‬٠

12597 ‫ﻟﻰ ﻟﻄﻒ وﻗﻬﺮ‬. ‫ﺋﺮدد ﺳﺨﻦ‬

‫ل‬

‫دم‬

‫ر ﻧ ﻮ ﻣﺪ ت زﻫﺲ‬.‫رﻛﺮوش ث'اد و‬ “Nefm lıltııfsıız ve kahırsız süz haline gelmez. Bu söz ise bir bölük lıı.lk« bilidir. I٠ ir bölüğüne zehir!»

12598 ‫وﻧﻴﺮان ل اﻧﻌﺎم ﻛ ﻰ‬- ٠‫ﺀ‬٠‫و‬ ‫دﺛﻪ و ﻛ ﺲ‬٠‫راى ذﺑﺮ ص‬. ‫وز‬ «YelpUze, bir kimsenin rahatj İ‫ ؟‬in sallanır. Fakat O sallan ،‫؛‬, sinekle ٠ lu «Ivrl.٠ k İçin kahr olur .» :17


12‫ آا‬0 ‫ا‬

‫ ن > ل اﻧﺬال‬٠‫رﺧﺮ‬- ‫ر‬٠ ‫ان ذﺣﻖ حوﺑﻨﺪ اد‬- ‫ﻟﻨﺎ اﻟﺪ‬:;' ..‫ ا‬٠‫ا أ‬-‫اا‬،«‫ا‬، ١ ٠ ‫؛‬٠ ‫ اﻟﻞ«اااﻻ‬danc savurmak İçin, çiftçiler İlakdaıı rü'/f‫؛‬âr ister-

12605 ‫ﻫﻬﺎ‬١‫ذدم ة‬٠٢‫ ر د د ز‬١‫ﺟﺪ‬٠ ‫ا‬ ‫ﻫﺎ‬٠١‫ اﺳﺎرى رود اج‬٠ ‫ا‬ «l':v.‘t buğday samandan aynisin da ya anbara, yalıud çukura konul ..... diye rüzgâr ‫؛‬sterler.»

12606

‫ﺟﻮ'ن ﺀاد دران د وزان‬ ‫ﻣﺤﻖ ﻻﻳ ﻪ ﻟﺬأ ن‬.‫ض‬.١‫ﺟﺰه ر‬ “Itüzgâîîn esmesi gecikirse bütün çiftçilerin Hakka yalvardıklarını ١. ‫ا‬1‫ اااا‬.'!tiklerini görürsün.»

12607

‫رﺟﻨﺲ درﻃﺪﻓﻰ آ ن اد وﻻد‬ ‫ﻛﺎرب د ؛;ﻛﺎث درد آ د ك د'د‬ «Doğum zamanı da böyledir. 0 doğum yeli, o doğum sancısı gelmez١ ٠ ', eyvahlar olsun, aman yarabbi diye sesler gelir.،.

12608 ‫ ت‬-‫ ا و‬.‫ ﺳﺪﻛﻨﻰ راﻧﺬد‬٠‫دا‬

‫ﻛﺎرﺀى‬

‫ادرإ س آرد ن زارى ﺟﻪ دو ' ت‬ «Eğer rüzgârı Allah’ın sevk ettiğini insanlar yalvarsınlar.»

bilmeseler, ona niçin

:‫)؛؛‬


«Yarabbi, ٠ » ٠ "٠ ، ‫ا‬٠ ‫آال اااااااا‬،١ ٢ ‫ا‬,‫ا‬٠١ ٠ . bundaki ‫لاا‬ ‫ا‬.١ ٠ ‫ اأ‬١ ٠ . ‫ا‬,‫أاااا‬,‫ اااا‬-gönderdi g iu hayrı dilerim. V .. ‫اااا‬,‫ا‬،‫ ااا‬٠ r،l٠ ٠ ıı،şerrinden VI. bundaki ş ١ ٠ . ‫ااط‬٠ ١ ‫اأاا‬٠ ‫ا‬٠ ‫اا؛؛ﺀ‬-

٠ 1٠ .‫ﺀ‬ ٠ ‫ اا ؛ة؛ا‬serd en san a sıkınırım .» d iye d u a 1‫ﻻاإ‬ ٠ ‫ﻻ‬ ‫ا 'ا‬،('‫ااأا‬،‫؟‬.

12614 ‫ ت‬- ٠ « ‫ض ﺀذل ر د ا ﻧﺪ‬

‫ ا‬٢‫ا‬٠

‫ و ت‬٥‫ ﺑ ﻞ‬٠‫ ا ا‬١‫ج‬٠ ‫ ﺑﺎدﺀ‬٠‫ا ن ى ا ج‬

٠٠‫؛‬.JU h a.de h e r ak il eren in y ak in e n m a lû m u d u r ki, h e r h a re k e ، e d e nin l,‫ ؛‬r h a re k e t e ttirie isi v a r d ır .»

12615 ‫ب;ى در ظﺮ‬٠ ‫ﻛﺮ"و اورا ى‬ ‫ار أ ر‬٣‫ ' ر ا ا ظ‬1 ‫ﻧﻲ ﻛ ﻦ‬ «Eğer sen 0 hareket ettiriciyi gözünle görmüyorsan, eseriı.iı. zı'.hil olmasiyle onu anla.»

12616 ‫ن‬ ‫ﺣﺎ‬ ‫ﻮ‬ ‫ض"ﻟ‬ .‫ن ح “ د ﻧﻰ‬ ‫ﺤﺎ‬ ‫ﻣ‬ ٠ ‫ن‬ " ‫ن ﺟﺎد ﺑﺪان‬

‫ا ﻳ ﻚ از ﺟﻨﺒﺪد ن‬

«Cesed can ile kımıldadığı İıalde sen cani görmüyorsun, lâkin cese.lin kımıldamasından canin mevcudiyetini hil.»

12617 ‫ د ب‬١‫ا م ن در‬4 ‫ل‬: ١ ‫ و ر‬١ ‫ﻏﺖ‬٠‫ﺀك‬

‫ اﻧ ﺮ وﻓﺎ ودر ﻃﻠﺐ‬f j

)

،٠0 âşık dedi ki: Ben cdeb hususunda budala isem de vefâda ve istekte anlayışlıyım.»

12618 ‫ د د‬٠‫ د<د‬، ‫ﻛ ﻔ ﺖ اد ب ا ن رد ز ود‬

‫ان د ا را و د رى داﻧﻰ وﻟﺪ‬ ..Sevgili dedi ki: Eğer şu görüı.eıı hareket, edebe riayetse artık öte. sini sen daha iyi bilirsin!» 41


‫اﻳﻦﺀادا‬

‫ن ﻧﻤﺎن‬٦/ ‫ د‬: ‫و دش‬٠٠‫؟؛ ع‬-;٠ ‫ از ردد از دﻛﺎن‬٠‫دوى ﺧﺎل‬ «N٠ ،f،ı٠ ‫؛‬u

٠٠zaman

dükkandan eve gelmek hiç âdeti değildi.»

12625

‫ﻋﺪ آن روز ل و ن ان ا و ع‬٠‫ﻷ‬ ‫ و ع‬٣ ‫از ح;ال ا د ﻧﺎﺣﺎﻳﻪ ر‬ «Karısının h ‫؛‬yane٤‫؛‬n٥en şübhelcnmiş ve korkmuş olan sö«, ٠ ‫ اا؛آأﺀا‬kas٠ !٠ ٠ ٠ ٠vîki.Nİî olarak eve dönmüştü.»

12626 ‫ا ر‬. ‫ ج‬-‫ه‬/ ‫ن‬٦‫اﻋﺖ د ذن ار‬ ‫ اوزﻛﺎر‬٠ ‫اﺧﺎﻧﻪ اﻣﻞ‬- ‫ ن ﻧﻴﺎن‬٠‫ا‬ «Onun h ‫؛‬bir vakit İşini bırakıb da eve gelmeyişine kildin itimad 5 ٠ ٠ ،III،Ş،İ . »

12627 ‫ﺿﺎ‬٠ ‫ ز‬١‫ د‬٠‫ ا راﺳﺖ 'ا‬٠‫ ﻟ ﻢ‬: . ‫ا ن‬

«Onun bu itimad ve kıyâsı kaza tesiriyle doğru çıkmadı. Allah suçları örter, amma lâyık olan cezayı da verir.»

12628 ‫ﺟوﻧﻜﺎ د ر د ى ذ;س ا ﻋن»ﺑﺎش‬ ‫ ش‬٠‫ ﺗ ﻮ ر د اﻧﺪ ﻃﺪ‬٠‫ ﻧ ﺦ‬٠‫ك‬-:‫زا‬ «Bir kötülük edince kork ve emin olma. Zira o kötülük bir tohumdur ki Allah onu yetiştirir, meydana çıkarır.» 1•


‫ا‬26.، ‫ا‬

‫ رد‬٠‫ ; ا ن ﻣﻜﺮد‬٠" ‫ا زن‬٠ ‫ار‬ ‫ ا ش ى ﺀود‬٠- ‫ ﻛ ﺬ ﺛ ﺖ آن و‬٠‫ ل‬٠«Kadında hu kötülüğü birkaç defa yapmıştı „adise k٠ ٠ lay،-a goçtiğ ‫؛‬ ،‫ ؟‬in. una kolay görünmüştü.«

12635 ‫ ع _ ت‬٠ ‫؛ى‬

‫ﻋﺬل‬

‫دازت‬:‫ا ن ع‬

‫ ر داﻧ ﻢ زﺟﻮ ا د درﺳﺖ‬- ‫ى‬ «Ayağı gevşek olan akil bilmiyordu ki testi, hervakit dereden sağlam dönmez.» Kazara kırılacaği da olur.

12636 ‫ا‬٠ ‫آ نس‬

‫اً ﻧﻤﺬا؛ش ﺗ ﻜ ﺚ اًورد‬

،‫ اﻟ ﺚ ز‬٠‫ك ﺳﺎوق را ﻛﺜﺎ‬ «Fakat bu defa kazs-yi İlâhî Otttr öy ‫؛‬M r .‫؛‬i‫ ؟‬-kjJ bir hâle getirdi ki, n،ü «.ııalıkı ansızın ölüm nasıl yakalarsa, o hale gelmişti Âni ölüm, mü'min hakkında hayırlıdır . ‫ ؟‬Unki 0 hervakit tövbe ve is tiğfar halindedir ve ölüme hazır bulunur. Münâfık olana ise ani ÖİÜII1 ‫؛‬.izabdır, çünki hazırlığı yoktur. Onun İ‫ ؟‬-in daima günahlarından tevbe et m eli ‫ ؛‬.bugün ederim, yarin ederim diye geciktirmemelidir ‘Hadis-i Şerifde : «Yarin â’mâl-i hasenede bulunurum, öbürgün tevbi

«.ederim diyen miisevvifler helak olmuştur Cenâbı Hak da :

'‫ ذ ﻷ\ د‬١ ‫ق‬ ٠ ‫ل\ﺗﻬﺎﻟﻰت ؛ؤ‬ ٠

‫ﺑﺒ ﻤ ﻼذ ﻏ ﺮ ر ل‬١ ‫ ﻟ ﻔ ﺰ‬٠' ^ ‫ﺻ ﺒ ﻴ ﺬ ك \ ؛‬

Yani : «Size azab gelib ‫ ؟‬atmazdan evvel Rabbinize dönün, O’na teslim olun (müsliiman olun). Sonra yardim edilmezsiniz٥.» Buyurmuştur9. (9) Sûrei Zümer: 54. .١:.


‫ا‬1‫ ااا „ااﺀااا‬.yl dik) hastalığının Türkçe mukabilinin ( 1‫ااا‬،‫رﺀاا ؛‬.،‫اا اا‬1٠ 1‫ﻤﺎا‬ ‫ﻟ‬١ ‫أا‬ 1٠٠،٠, ‫ ااا‬٠ ‫ ل‬le ı,-n in e s in d e yazılıdır ,

12.42 ? .‫ﻞ‬ ‫ﺤﻔ‬ ‫ح رﻟ‬ _ ‫ﻮ‬ ‫ﺟ‬٠ ‫ق اﺛﺎ‬ ٠ ١‫اد‬ ‫ ; م‬٢ ‫ﻟ ﻚ ﻧﺪارد ا د م‬ ‫ااا|ﺀ‬، | ‫^اأا‬،‫اا‬.١ ‫ا‬٠buz gibi, h er an e rir; fakat o h e r vakit kendini iyi zan .

12643 ‫رىﻛﺎ ﻣﻜﺮدش او‬1‫رﺟﻮﻛﻐﺖ‬

fp s

‫ ﻛ ﻦ‬٠‫ض؛ اً ن ﻛ ﻢ‬

“،، ٠ ٠ „،٠( s.rtian nerede?) diye aranjrJar da sjrtian bu söze İnanır, bn ٠ ٠ ٠ ٠ ٠ * ،« ٠ ' ، .: utulur, avlanır ya I Jetler ki, sırtla n avcıları onu görünce görm üyorm uş gibi d a v ra n ır ‫ ا‬,,-ve: sırtlan nerede? görem iyoruz, derlerm iş. S ırtla n da, beni görm üyor 11 diye aldanır kaçm az ve tu tu lu rm u ş 1,11.

12644 ‫ اً ن ذن ر ﻛ ﻮد‬،‫ت‬٠ ‫ﺑ ﺞ ﻣﺎ ن‬ ‫ ا ﻻ ﻣﻮد‬.‫ ودﻫﺒﻦ ور‬r kadınm evinde gizli bir yer, mağara, deliliz ve yukarı .... ‫ ؟‬ikacak bir ynl yuktu.»

12645 ‫ل ﺗﺘﻮوى ف دران ﻣﺎ ن ﺛ ﻮ د‬ ‫ن ﻧ ﻮ د‬٦ ‫ﻧﻰ ﺟﻮاﻟﻰ ك ﻣﺎ ب‬ «O evde ne oynaşını saklayacak bir tandır, ne de onu örtebilecek lılr çuval vardı.* 47


HAMININ, IIİUİYK S A H İ. SKV( ‫؛‬، L،SİNK (.AKSAT («،YIHK.MTSİ ١ ٠ !TANKININ : «SİZİN IIİLKNİZ TTK BÜYÜKTÜK» H Ü K M Ü N Ü KOTASINI KANDIK.MAK 1<١٠، N BAIIANTLEKT BAŞVURM ASI »

‫ةسﺀةة‬،‫ج؛‬: ‫ة ت‬0

‫ ت‬٠ ‫ ﺧ ﻤ ﺄ ﻻ اً ﻟ ﺘ ﺔ ﺋ ﺔ ﺷ ﺎ ; ح‬: ۵ ‫ د اً ذ‬١:١‫ﻣﻞ‬

‫ ﺗ ﺄ ﺧ ﻦ‬١‫ ﻓ ﺮ \ ؤ ﻳ ﻲ ﺀ ذ ﻗ ﻰ و ﻳ ﺪ ﺧ ﺎ ﻫ ﺪ ﻏ ﺮ ه \ص‬،‫م‬ ٠

‫س ؛ ه‬

\ ‫ﻖ‬

‫ﺼ‬

‫ د ﻳ ﻬ ﺆ ﻓ ﻜ ﺘ‬٠‫ﻗ ﺜ ﻪ‬

‫ي ﻧﻲ‬ ‫ ﻟ ﻜﺎ‬١ ‫;ﺀةةدﺷﻮﻫﻮﻣﺊ‬٠ ‫ﻧﺬ‬: ‫ ا‬٠ ‫غ‬١ ‫ﺛﺰث‬١ ‫ﻓﻚ‬١ ‫و‬ .‫ ﻛ ﺒ ﻴ ﺆ‬٠ ‫ز‬٠ ‫ﺛﺐ‬١ ٠ ‫ ﺛ ﺘ ﻪ ةدﺋ ﺮة ذ‬١ ;‫ ﺀةﺛﺎ‬٠ ٠

‫ي ﺀ ﺋ ﻜ ﻢ‬

‫ﻵ د‬

4

‫ل‬

Sûre-i Yusuf da, Yusuf ile Zuleyha kıssası beyan edilirken buyuru­ lur ki: İkisi de kapıya koştular. O ‫؛‬kadın) bunun gömleğini arkasından boy­ lu boyunca yırttı. Kapının yanında (kadının) efendisine rast geldiler. (Kadın) dedi ki : «Zevcene kötülük etmek isteyenin cezası zindana atılıııaktan, yahut acıklı bir azahdaıı başka ne olabilir.» (Yusuf): «O. kendi­ si, dedi, benim nefsimden murad almak istedi». Onun (kadının) yakınla­

rından bir şahit de şehâdct etti ki; «Eğer gömleği önünden yırtıldıysu (kadın) doğru söylemiştir, bu ise yalancılardandır.» ،(yok ), eğer gömle­ ği arkaaan yırtıldıysa (kadın) yalan söylemiştir. Bu ise doğru sö y ley iş­ lerdendir.» Vakta ki (zevci, Yusuf’un gömleğinin) arkadan yırtılmış ol­ duğunu gördü, «Şüphesiz ki bu, sizin (siz kadınların) fendiııizdendir. Çünkü sizin fendiniz büyüktür11» dedi. (11)

‫ اﺀ‬4

s ilic i Yusuf:

48


‫اا‬.'»2

‫ذه‬I.C. ‫ع "ا ﻟ ﻰ‬١—٠‫در ﻷ‬

‫اﻧﻪ‬٠‫ ﻻ د زود ادا‬٠‫در‬ • ١dilimi ‫ا‬,،11 ‫ﺀ‬ ‫ي‬ ٠ " ٠ ‫|ا اا؛‬،>ansızı» vt. cahilcesine İçer‫ ؛‬girmesi» diye ka ..... ‫ااأاااأااا‬١ 1‫اااا‬."

12653 ‫س ﻫﻴﺮت ﺧ ﺪ م ى‬ ‫ﻟﻰ ح؛ﺀذ‬٠‫ﻛﻬﺖ ﻣﻮ‬ ‫ل س;اس وﻣﻨﻖ‬, ‫ا ر آرم‬ "Silil ‫ا‬1‫أا‬1‫ آ‬٠ ،‫؛‬: 1‫ا‬:‫ اااا»ا »ا‬istediği Jiizmet »edir? Söyle de şükür ve ٠ ٠ ٠ ‫»؛‬..... bıdtlom rksiziu İfâsına ça lışa y ım .>>

12654 ‫ت‬. ‫ﻛﻌﺖ ﻣﻴﺎﺛﻰح> أ; وروﻛﺬ‬

o ...±f ‫ ﺀق د ا د ك‬٠ ***■— -±*‫ﻻ‬:‫ا‬: ١‫ث‬1‫*ل‬ "Kadııı dedi ki: bizimle akraba olmak istiyor. Zâlliren iyi liir lıaııım ٠ ‫ا‬... ،Ç،»İ » »asil olduğunu Allah bilir .»

12655 ‫ﺧﻮا ﺳ ﺖ ﺑ ﻮ ز ر ا ﻳ ﻨ ﺪ ز ر وﺳﺖ‬ ‫ا دا ة د ﺧ ﺰ ا د ر ﺋ ﻜ ﺪ _ ت‬ ,.Kızımızı habersizce görmek istemişti. Kız ise tesldUfen mektelıd... .lir.»

12656 ‫اوس‬-‫ دﺑﺎ‬٠‫ ر آ ر د اث‬١‫ﻣﺖ‬-‫ ؤ‬1٠‫ك‬ ‫ش اورا ﺑ ﺎ ن ودل ر و س‬ «Fakat, ister un olsun, ister kepek... Ben onu candan, gönülden gelinlige kabul edeceğim, dedi.» 51


-IIANIM ٩’EYİZ KAYDINDK DEĞİLDİK. ONIJN MUHAOI l l l ‫ﺀ‬IN l،AI٠ AI.I VI.; NAMUSLU OLMASIIHK» OEMESİ, S ftllN .N I.I.; Ü s t ü KAPALI UEVAP VERMESİ»

M b lN IN

12661 ‫ ن ج;ن ﻋﺬرى واو‬٠ r ٥; ‫ﻛ ﻔ ﺖ‬ yr

‫ ا ب‬- ‫ﺀ ا‬١ ٠ ٠ ‫ي‬ ٠٠‫ ذ ت ﻟﻰ ﻣﻦ‬٠

-İİ ‫ ااا‬1‫ ااا‬dedi ki: Ben hu gibi ö zü rle rim iz i söyledim . A m a -•٠٠, ‫ ا ا‬٠٠,‫< ا‬،•٠ d elilim .»

‫اا‬٠‫ااا‬٠ ‫ا‬١ ım laida.ı

12662 ‫وﺻﺎدح‬

S

‫ ز ﺳ ﺖ ا‬- ‫ا‬٠-‫اﻣﺄ‬

‫در دو ﻋﺎﻟﻢ ﺧﻮد دا ن ا ﻧ ﺪ ﻟﻠﻤﺪح‬ .. I.ıziııı .".«elim iz, k ap a lılık , iffet ve s a lâ h -1 h â ld ir ki iki Jilem deki k u r !“ 1“ . ،,u n larla ulur.»

12662 ‫ﻛﻤ ﺖ‬

‫ﺶ‬ ‫ﻟ‬٠ ‫ﺀدر درو‬

‫ازص ول‬

‫ﺀﻫﺪت‬٠‫ ود‬٢ ‫وان *إ ( رر ﻛﺮد ا‬ «Sııfi, tekrar, fakrü zarûret özrünü söyledi ve bu ‫'؛اا‬,‫« ا‬izli i".ılımlım dl.١e tekrarladı.»

12664

..Kadııı dedi ki: Ben de tekrar söyledim, çeyizimiz anlattım .»

‫ا‬٠ 1‫ا؛ااا‬،1‫ ااااةا‬iyiee

12665 ‫ دم ﻋﻐﺬص‬١‫او رى ﻛ ﻮ د ﺀص‬ ‫ ا ﻣ ﻐ ﺪ و د ﺻﺪق و ﻫ ﻤ ﺬ ت‬٠‫ار ث‬ «Hanim dedi ki: Benim nıurâdım iffet, sizden aradığım da doğruluk ١٠" himmettir.»


12671 ،.‫ ع‬، ‫رط‬٠‫ا ئ‬٠‫ورى ذ»ا‬:_» : ‫ﻧ ﺮ‬ ‫ا‬. ‫ووور روﻧﺪ‬٢ ‫ﻳﻨﺪا‬. ‫رو‬, ‫؟ون‬.٠ ٠ ........... n i î١ tf.r،y y e ،‫ ؛‬ııi lib â s ın ın açık lam ası ş a rt d e lild ir . ..i l la k i .... , ٠ ,.٠ ،٠ ٠ ٠ ‫اا‬١ ‫|ااا|ا‬,|، «.b ir «ilil «illi a ç ık tır

II !. ‫؛‬١ 1٠ '١ ' 1‫ ا(اااا‬lamdan ;‫ اإ'اأاا؛‬kıssadan liisse beyanına şitrıı ile diyor ki :

11172 ‫م غ ا‬،،-‫؟‬/ ‫ا ن ﺣﻜﺎا ت را ﺑﺪان‬ ‫ و ا ﻧ ﺪ > أ ا‬- ‫ﺟﻮ ر‬٠ ‫ﻻ ف ر اﻓﻰ‬ ....... ١‫ اا‬kıılııılıat m eydana çıkınea, fazla lâf etm eyesin diye ilil ili ‫ؤ‬٠ ٠ ‫ ا ا ا‬1..، ، ١ ‫ا‬٠ .‫اا‬،‫اا‬,.> ٠

1267:1 7

; ‫ د‬١‫ا اى ر دﺀو ى ب'ز‬ ‫اد واﻋﺘﻨﺎد‬٠‫ا ن اد—ﺗﺖ اﺟﺬ‬

11,1 ‫ ا‬١ ‫ ا‬II dâvâlı, iffet ve istikam et İddiâlı‫ ؛‬senin de İçtilıad ve itika. ..... I.n.ı„.iı.. “

12674 ‫ودة‬٠. ‫وﺧﺎن‬- ‫ ون زن ﻣﻮ ف‬٣ ‫ ا د ر دﻏﺎ آﻛﺪ وذة‬,‫ ؛‬٠ ‫دام‬ .٠‫ ااااااااا ﻵ‬kaı-ısı s ‫ ؛‬b ‫ ؛‬sen hain olm uşsun, hilekârlıkla m ekr tuzağı k u r -

..............

12675 ‫ب ز ى‬٠‫ روﻧﻰ ك‬٠‫ش—ت‬1٠ ‫ﻛﻮ ز ر‬ ‫ ش ل‬٠‫ﻧ ﺮ م دارى وزﺀدا ى ﺧﻮ‬ « V.İZİİ yıkanm am ،‫؟‬, -pis kişiler İçin çene çalıyor, salah ve takva izha ıııııı çalışıyorsun. B unu yaparken de kendi H âl،k'،ndan utanm ıyorsun .» M


12679 ٠ ‫م ﺀإ‬-‫;ردا ا‬. ‫ا‬٠ ‫— ت اﻳﻢ‬ ‫ﻧﻢ‬ (‫ور دارد ام ر‬٠‫ب ﻛﺎ‬

‫ة‬

«F ak a. 1)11 isim ler. m esela bir zenciyi, kılfıır a d ın ın verildiği ٠‫ ا؛أ‬٠‫ ؛‬٠'<٠-

Hak’ka killinin 111, 1,1‫«؛ ؛‬.simler değildir Zenciye verilen (‫ ؛‬، afıır) adi 0 zencinin ismi alem i, yani adi olur ‫ل‬٠'‫اا‬ kili Esma-yi ila h iy v e bö.vle değildir. Esma-İ Hiısnânın her !)iri ، 111- Sifat

ili ki Cenâbı Hak onunla muttasıfdir .

1268 (،

‫ ت واوﺻﺎﻓﺊ ا د ؛‬٠‫ م د ذاة‬٠‫ا‬ ‫ةبﺀا‬٠‫ ال ﺀات اوﻟﻰ‬٠‫ل م‬ « A lla h ın esıııası, s ıfa tta n tü reıııe. sıfa tta n m e y d an a Kelinedir. Allah.III sıfa tla rı ‫؛‬sc k ad im d ir, e v v e l‫ ؛‬y o k tu r, ille t- ‫ ؛‬Ula misilli K‫؛‬lıi sakim ile. Kildir.»

12681 ‫ذر ودﺀا‬٠‫— ح ; ﺑﺎﻧﺪ و‬ : ،‫و‬

‫راﻧﺎ‬

‫ ﻧ ﺮ ر ا‬، : . L ‫ﻛ ﺮ را‬

«Öyle olmasaydı sağıra (dııyan), köre (ziya ) ‫؛‬simlerinin verilmesi gibi «.alay ve maskaralık olurdu

12SS2 ‫ح‬:‫ ري ام وق‬.‫ا ﻋﺎم ا دا‬

‫ﺳﺎ‬

‫ 'ا م‬١‫ زﺷﺖ ر‬٠‫ا ﻣﺎ‬

«Yahud (Mahcup) kelimesinin, hir hayasızın, yalıııd (Sahili) lafzıııııı ‫ ؟‬irkin bir zencinin ismi alemi olıııası gibi olur.» Zira âlemlerde mâna murad olunmaz, onlar, ancak bir şahsın atlı o l mak itzere kullanılır. Bu beytde :

«Hakikaten Rabbiniz hayâ ve kereni sahihidir. Kir kul, (Yına kıır١ı ellerini kalılırıp dua cdiını.ı* o elli'ri boş bırakmaktan yani kulun isledi،،!!، vermemekten haya eder.»


‫‪S7‬؛‪IL٠٠‬‬ ‫‘ و‬

‫دا د ا‪ ٠‬ى‬ ‫ه‪1‬‬

‫‪٠‬ا‬ ‫‪1‬‬ ‫‪٠‬‬ ‫‪1‬‬ ‫ﺀاا‬ ‫‪. 1‬ااااااأ‬ ‫‪٠‬‬ ‫‪1‬ا‪،‬اا‪،‬‬

‫‪,1‬‬ ‫‪ ١‬ااا؛‬ ‫"ا‬ ‫‪|٠‬اا‪،‬اا‬ ‫>‪،‬اااأا ‪' î i i i . â k a ،‬‬ ‫( اا'‪,|،‬‬ ‫!‬ ‫<‬ ‫»اا؛■‬ ‫‪1‬ا‬ ‫(‬ ‫‪:‬‬ ‫‪ 1‬ا‬ ‫» ا‪،‬ا‬ ‫‪.l a m‬‬

‫‪٠‬‬ ‫‪lir،‬‬ ‫‪î ٠‬‬ ‫‪ı٠‬‬ ‫"‬ ‫»‪k ،،‘ .‬‬ ‫‪1‬‬ ‫‪1‬ا‬ ‫«اا‬ ‫‪٠‬ا اااااا‬ ‫‪،‬ا‪،‬‬

‫‪٠‬؛‬ ‫‪٠‬‬ ‫‪.‬‬ ‫‪٠‬‬ ‫;ا‬ ‫‪1‬ا‬ ‫ﻹاا‬ ‫ﺳﺎ‬ ‫‪1‬ااا‪١،‬‬ ‫‪1‬ااا‪,‬ا‬ ‫‪ ١‬ااااااةاأ‬ ‫‪٠‬‬ ‫‪"İ ı a l a . l a‬‬

‫<‬ ‫‪٠‬ااا‬ ‫‪1‬‬ ‫؛‬ ‫» ا‬ ‫‪şak‬‬

‫‪x٠s‬؛(‪، 2‬‬

‫ا‬ ‫'‬ ‫‪,‬‬ ‫‪١‬‬ ‫‪"١‬اااا‬ ‫‪١‬ا؛ا‪1‬‬ ‫ﺀ ‪1،‬ا؛‪1‬‬ ‫ا‬ ‫ا‬ ‫ا‬ ‫‪١‬‬ ‫‪٠‬‬ ‫‪ UT..Z k ızarı١‬ااا؛)‬ ‫‪ıı١‬‬ ‫‪٠‬‬ ‫>‬ ‫‪٠‬اااا‪1‬‬ ‫‪az Iji،r"'٠‬ا‪':‬‬ ‫‪٠‬؛>‪"iii ،‬‬ ‫‪٠‬‬ ‫‪"٠‬‬ ‫‪ kırm ızılı‬ا<‬ ‫‪.٠‬ااا؛آ؛‪1‬؛اا‬ ‫ا‬

‫‪.1‬ا‪,‬ا| ‪٠،,‬ا ‪I‬‬ ‫‪1‬ا|»‬ ‫‪1‬ا‪،‬‬ ‫‪1‬اا ااا;‬ ‫اﻻاااﻳﺄ‪.‬اا|ا‬

‫ااا اا ‪ ' ,‬اا‪ 1‬ا‪.‬ا ‪ 1‬ا ' اا;ا "‪ Ş| ٠\ 1٠‬اذا ‪ .‬اااا‪١، 1‬ا ‪ ،. ( A fiı.'Ş ,‬ا ‪،‬اﻵةﺀال ‪ ,‬اأ’‪ ٢،‬اا‪1( 1111111:, ١‬‬ ‫‪" I' I‬‬ ‫اا ا‪.‬ا اا‪،٠٠1‬اﺀا‪ ",‬ا'‪ .‬ااا‪ .٠‬اا ‪ •/a il' l i n a l : ,‬اا‪ ،٠‬راا'ا ‪ ١‬اا;‪ 1-‬أ‪ .‬اا‪ ١';٠.‬ا ;‪ !.1‬ا ; ؟‪ ١' 1‬ا‪ I١S(T "1 ،‬ااا ؛ ا؛ ا؛ ا‬ ‫‪ ' ٠‬ا ؛) اا ; ا ) ا‪ ١١‬اا;؛ ا‪.‬ا؛‪ , 1‬ا ا‬ ‫'‪ '.‬ا ا ا أ ا ا‪1‬ا‪.‬‬

‫‪, ٠٠٠٠٠٠".‬‬ ‫'‬

‫ا‬

‫‪8٠‬؛' ‪2‬ل‬ ‫ا‬

‫‪ / ٠٠‬ا ﺟﻮ‪ : ٠‬رﺀ ذد ى ﻟﻰ ﺷﺎن‬ ‫'ﻧﻮﻛﺎن ردى دادﻣﺐ—ﺑﺎن‬ ‫‪."۶‬‬ ‫‪١‬‬ ‫ا"ا‬ ‫‪٠‬اا ا‬ ‫"‬ ‫ا‬ ‫ا‬ ‫ﺈ ‪ çolıaıiMZ kıızıı‬؛‬ ‫ﻳ‬ ‫؛‬ ‫‪1١‬‬ ‫ﺀ ؛‬ ‫ي‬ ‫ا‬ ‫؛‬ ‫آ‬ ‫‪٠‬‬ ‫ا‪،،‬ا‬ ‫‪٠‬ا‬ ‫‪٠‬ا‪1‬‬ ‫‪١‬اا‬ ‫‪ zail‬اااا «ا‪1‬اا‪،‬ااا‪1‬اا اااا ‪/‬اآ »ا‪1‬اا‬

‫‪٠‬اا‬ ‫أ‪.‬اا؛‪.1،‬‬

‫‪٠‬اا؛‪ 2٠،‬ا‬ ‫‪٠‬‬ ‫‪٨‬‬ ‫ا ‪،.» kiki â şık lar, tıakılıııaıııa^ı‬‬ ‫؛‬ ‫'‬ ‫ا‬ ‫ﺀ اأا‪/.‬‬ ‫أ‬ ‫أ‬ ‫"‬ ‫‪1٠‬‬ ‫ا"‬ ‫‪ rt" ،.»karlar"ş ٠‬ا‬ ‫‪٠‬ا‪"1‬ا‪1‬ا"‪, ،‬ا؛‪1‬ا‬ ‫ااا‪. 1‬ا‪1‬‬ ‫ﺀ‬ ‫‪٠‬‬ ‫ا‬ ‫ا اا‬ ‫"‬ ‫‪،‬‬ ‫ا‬ ‫ا‬ ‫ا‬ ‫ا"ا‪1‬ا "<‬ ‫ا ؛‪"<1‬‬ ‫‪١‬‬ ‫أ‪،،‬‬ ‫‪ a g lar ١‬ا‪",‬‬ ‫'‬ ‫‪،‬‬ ‫"‬ ‫>‪i,il،"rl،‘r.i‬‬

‫‪ ٠1‬؛ ؛ ا‬

‫‪>■Keza ٠‬‬ ‫‪ i'ış.klar . ٠‬ا‬ ‫>‬ ‫‪.‬‬ ‫"‬ ‫‪،‬‬ ‫"‬ ‫ا ‪Ş İ1II1I‬‬ ‫'‬ ‫‪٠‬‬ ‫ا‪1‬ا‬ ‫‪١‬اا »‬ ‫‪/ ١‬ا‬ ‫‪٠‬‬ ‫"‬ ‫ا‬ ‫اا‬ ‫"‬ ‫‪١‬‬ ‫ا؛‬ ‫‪٠‬ا آ"‬ ‫‪،‬‬ ‫"‬ ‫‪٠‬‬ ‫‪١‬ا‪1،‬‬ ‫‪ ١‬ا؛'‬ ‫»‬ ‫ا‪ ،‬اآاا‪1،1‬ا‪1‬ااا‬ ‫ا‪:،‬‬ ‫‪٠‬اااا‬ ‫‪٠‬اااا‪1،‬‬ ‫‪1٠‬ا"‬ ‫ا"‬ ‫‪٠‬اا ؛'‬ ‫‪1٠‬‬ ‫ا"‬ ‫ذا‬ ‫ا‬ ‫‪Iİ٠‬‬ ‫‪١‬‬ ‫‪:‬‬ ‫‪٤‬‬ ‫‪٠‬اا‬ ‫‪١‬؛اا‪",‬ااأ ؛‬ ‫ا ‪.‬آ؛‪1‬اآ’‪1،‬‬ ‫"‬


٠

٠ 5 x ، ?،.t ‫؛‬İL*. .o ‫ ؛‬٠ ‫؛‬

, ,111، •llııll.ııki sizi de, (elinizle) yapa geldiğiniz şeyleri de Allah ya. ١ ٠ ......<٠ ı* ١ n ٠ayetleri mucibince, Cenâb-ı Hak kullarının amel ve fiillerin,٠ , ,, ،< •r،I değildir, kullarının her işini de yaratan O’dur.

12695 ،5=■.) J jy j) f٠ ،٠ J

i f

i ٠>،■•‫؛‬٠،٠٣.

١ ٠ >O ‫ ؛‬. ; / . . J -،

• Kelıvetli olan nefs Hakka karşı sağır ve kördür. Ben de senin ma. l١٠v١tu.ılüğüııU tâ uzakdan görmüştüm.»

12696 ١٠٠٣٠

V٠ ٩ J ١ J w ‫؟‬l٠ . W٠ .".

‫•؛‬،*٠.٠^ ،J‫؛‬+٢j <٠ -،.» o

j

&

-Oııdaıı dolayı sekiz seneden beri seni hiç sormadım. Çünki seni kat ٠ .٠ ٠ ı <el١ filetle dolu görmüşdüm.»

12697

y

jj y *• ‫؛‬ ‫؛‬ .V ١ ٠ y}'١ ٠ ■ ‫؛‬ > ٠ ٠ ■، ،‫■؛؛‬ ‫؛‬،“,y. ٠ ٢■ ‫>؛‬ ‫؛؛؛‬ ■ ٠1 y *

r"

i ١>>٢

<b y ? y

&

-!lamam külhanında bulunan kimseye nasılsın? diye neden sorayım? O nıetıl olur? baş aşağı!»

‫ ؛‬İH.

SOrei Saffatr 96.

(il


٠ ‫ا‬1٠ ٠ ‫ا‬،٠ ‫ ااام‬٠‫ااا‬1.‫ا‬, ‫ ا‬y;،'.‫؛؛‬ıtiin akşamcılarla .!‫؛‬،’،..‘.'derili joyıotıdır Oıalaıı imar ، ٠‫ااا‬،‫ ااا‬،.٠ '٠ ,، 1‫اااا‬،1.‫;!<'اا‬، ‫ ا؛)ا‬lıırs, bir heves vardır. takat ٠ ٠lıııs V،‘ hevesden ٠ ‫ ااا|ا‬٠ l،v:ı edifade eder. ti'ısık V،I I،‫ ؛‬i'ıcir olanların fiskıı fücürundııki'1 ٠ ٠ ٠ » > ■ ‫ا‬.‫ |ااا‬٠ (‫ ا؛‬V I. Ihmyevi, Uhrevi mazarratı gördükçe ، )،!:illerdim ‫؟‬ekiııi(. sn klimaya V I . Allah'ın ،'nıriııi daha aıkı tutmaya ‫ ؟‬alışırlar. İşte takva ila ‫ اااااااااااااا‬ı..anıııası bu demekdir. ü lıalde ey sülik :

12702 ‫ ران‬٠> ‫ و ﻧ ﻜ ﻮ ى ودر ت‬٠ ‫رك ا ن‬ ‫ اﺑﻬﺪا ن‬٠‫ﺿ ﺂ ﻧ ﻜ ﻞ‬

‫ر و و ن را‬

. ‫ااا‬٠ 1‫أ‬،،11‫ﺀااا؛ا‬ ‫ااإا‬١ v azge ‫ ؟‬de h a m a m ın i‫ ؟‬,iııe git. K ü lh an ı ،erk ıdıııck ilil ili

lııiîiııııa girmenin ،‫؛‬٠kendisidir.»

,12703 ‫ت اوﺟﻮن ﺧﺎد*~ت‬-‫ل در '>وذ‬$/ ‫ر ﻟ ﺖ وﺣﺎز ﺳ ﺖ‬

‫ ا‬٠‫ى‬

٠‫ ة‬١‫ﺻﺪر‬

"Kiilhanda kalan, oradaki hizmete ‫؛‬, ıışak gibidir. Şehvet külhanımı girmekden sakınan da ihtiyatlı bir kimsedir.»

12704 ٠ }‫؛‬

^١،.‫؛‬L- j

-،-& ıs

i*

^.*'٠ .....٠

««.Hamama giden kimsenin sıması, onun temiz yüzünden belli olur :Sûrei Feth’de ashab-ı kirâm vasfında buyurulmuştur k i

Yani : «Secde izinden (meydana gelen)

nişanları yüzleriııdcdir1'.٠

İşte takva hamamında yıkanmış ve temizlenip pâk olmuş zevûtin mı râniyyeti de yüzlerinden âşikâr olur ,

(17)

S ûrei F eth : 29.


‫ ا‬27 ‫ا!اا‬

‫ان‬٠‫ ت اﺗﺪ وج‬-‫وﺟﻮف اًآد‬٠ ‫ﺀر س‬ ‫ ﺻﺰا'اه ﻣﺪ دﺀان‬٠‫از ر د‬ «،،٠ , .11111 (;،٠ .، sen ‫ »؛‬hırsın da üünya’da ateş gibidir ki her alev ‫ ؛‬-yüz iîiş ٠٠ r'....... »k■/ a١ ." 1271.(1 ‫ﻟﺖ‬٠ ‫"ززرﺟﻮ ر ﻛ ﻦ أﺣﻮش‬١ ‫دش ﺀذل‬٠ ‫آﺗﻦ— ت‬

‫ ﻛ ﻦ زروغ‬٠‫ا ﺟ ﻪ ﺑ ﻮ ن ﻻ‬

«Akla güre, bu altm, ateşi parlatacak süprüntü ve gül.re gil.î Î1İ1..Şdur.٠ ٠

12711 ‫آ"ﻟﺶ ز د‬٠‫ا ﻓ ﺎ د ة دم از‬

‫جراث "ررا ﻻاق اوى ﻛ ﺪ‬ "Güneş ki ateşden dem vurur, yaş süprüntüyü kurutur, ateşe h.ıyık 1‫ا‬،‫ آ‬hâle getirir...

12712 ‫ ر د زر‬٠ ‫ ر‬١‫ ر‬.‫ن ﺳﻜﻦ‬١ ‫اًﻓﺂ ب‬ ‫ ﻓﺘﺪ ﺻﺪ ﺛﺮر‬١ ‫اﺑﺘﻮ ﺣﺮص‬ «Hırs hülhânına yüzlerce kıvılcım düşsün diye yine Güııeş, ،‫؛‬ışı ııltın eder.»

12713 ‫م‬١ .‫آورد‬ ‫ام‬

٠‫ر د‬

‫رد‬

‫ال‬٠ J i f ‫آﻧ ﻚ‬

‫ﺟﺮك رﻧﺪن‬

‫ف‬٠‫ا‬

‫—ت‬ ‫ج؛‬

«Mal topladım diyen kimsenin bu s٩zü, şu kadar süprüntü taşıdım de. mekdir.» F :5


12711‫؛‬

‫ د‬٠‫ در رن زاد و وا د را 'د‬٠‫ا;ك‬ ‫دد‬

‫ل‬

)

‫رو‬, ‫وى م ﺛ ﻚ آ د‬

. , ، ‫ أ‬11‫ا‬٠ ،،,‫ ا؛اا‬-doğup da temizlik görmemiş olana misk koklatsan inci il. Iı.tlıı ,.lllf ..

.< ‫ ؛‬٧ZI:L KOKU SATANLAR ÇARŞISINDA ITR VE MİSK KOKUSUNDAN BAYILAN VE HASTALANAN DEMİRUİ»

12717 ‫وش و ر د‬٠‫ ا دا د ب‬،5 ‫آ ن ؛‬

‫د‬:‫ ران وس‬1‫ در ازار ﺀط‬٠‫و ﺛ ﻚ‬ “Bir kimse, güzel koku satanlar çarşısına varınca bîhuş olarak düştü ‫ >اا‬iki kat oldu.»

12718 ‫ ن راد‬١‫ر ى ﺀﻫﻞ;ﻧﻰ زد زﺀﻃﺎر‬ ‫د_دش ﺑﺴﺮ ا ; ﺑ ﻸا د‬ “Kerim ve cömerd misk yağcılarının ıtr kokusu ona dokundu da ba‫ اا‬ddııdü ve yere düşdü.»

12719 ‫ﺀﺑﺮ‬.‫ر ﺟ ﻮ ر دا ر اوﻓﻨﺎد او‬ ‫ إ ن ر ﻛ ﺬ ر‬٠‫ﺑﻢ روز اردر‬٠ «O, kendinden bihaber olarak, gün ortasında, geçilecek yolun orta»ma bir leş gibi yıkıldı.»

12720 ‫ د ﺧﻠﻖ روى اً ن زﻣﺎن‬٦ ‫ﺟﻊ‬ ‫ ن‬1‫ ان ك‬٠‫ا در‬

‫ﻳﻤﻠﻜﺄ ن ﻻ ﺣ ﻮ ل‬

«o anda

halk onun başına toplandı ve Lahâvle diyerek derdin, der. man aramaya başladı.» 67


12720 ‫ح‬١ :‫دذا و >ذا‬:‫ &ل 'ى دوردﺳﺖ اﺀ‬I

‫ق د ز ﻣﺎ د د ا د ر ﺛﺄذ؛ س‬.‫دا‬ •'Sarab ‫اا‬١‫ ؟؛ ا‬111‫؟؛‬, esra.• 1111 yemiş yahud afyon ‫اا'ل ااااا‬، ‫ ؟ااااا‬diye; ÎÜİ 1 <‫ أااااا‬ba.ygınlığııı geçirib ayıltmakda â t ‫؛‬z kaldılar.»

12727 ‫ ﻧ ﺘﺎ ب‬١‫ل;ا د ر رد د د وا ذا ر‬ ‫ ا— ت اًﻣﺤﺎ د را ب‬.‫ﻵن اﻓﺘﺎد‬١‫&ف‬ »ilın misk yağcılar çarşısında düştü, baygın ve haralı l٠ '1‫؛‬-r bilide ya «.O l" diye, akrabasına haber gönderdiler V<٠ . dediler ki :

12728 ‫ "؟ون *■ﻋﺎوﺋﻜﺸﺖ‬٠‫ى د ا د ك‬٤ ‫ى‬-‫م‬ : ‫ ا‬1 ‫' ﺑﺎم ا ﻓﻨﺎ د د ت‬٠‫ﺑﺈ ب ﺛ ﺪ ك‬

»٠ ١ ’edeıı bayıldı, ne oldu da leğeni damdan düştü, kimse bilmiyor.» (L e ğ en i d a m a a n

d ü ş m e k ) : E s r a r ı m e y d a n a ç ık m a k , re z il, r d s v a y

ol

k m a n a s ın d a k u lla n ılır.

12729 ‫ﺑ ﻚ رادر دا ﺛ ﺖ او دﺑﺎغ زا ت‬

‫ ﻟ ﺰ ودا'ﻻ ﻳﺎﻣﺪ زود ودت‬/ «O iri yari debbağ’ııı gürbüz ve malûmatlı bir kardeşi varili, ‫» ؟‬bildik koşarak geldi.»

12730

‫ د‬. ‫اات آ‬.^‫ﺣﺎال را إذ‬٠

‫اا‬٠ ‫ح‬ '‫ﻻ‬

.‘Yelli ‫ ؟؛‬I I ‫؛‬ilin yanma sokuldu .»

.

i

n

d

e

bir parça


‫ ا‬27 :‫؛ا‬: ‫ﻟ ﻪ‬٠

‫ا( ﻛﺬذ„ى ﺟﺎوﻧﻮس‬٠ ١ ;‫ح‬

٣ ‫إ‬

٠‫ ا ذ ت د ا ﻧ ﺖ ؟ار اً ش د‬٠‫آ'ﻣﺢ‬ ..'‫'ا‬,،, ٠ "‫ذ‬ ‫ا‬iistad sayılan t'âlînııs: Hastaya, nt٠ ye alı^liiî ise ،٠şe.vi ver, ،le-

12727 j ١‫؛‬ y r

j

، 1—-'j‫؛‬١ c

)١J - ’r

،_r;

■>

«Eğer onun hastalığı âdetin hilafından zuhura gelmişse, oınııı devası ...... m. adı olan şeyden ara.»

12738 ‫—ى‬5

‫ ز‬١ ‫ ت‬٠‫ف‬٠‫ث‬ ٠‫ ل ك‬٠‫و‬

‫وو ن‬

‫ ﺗ ﻰ‬٠‫ ب‬١‫ ل ر‬٠‫ ن آ د و‬١‫ ﻛ ﺪ‬٠;‫ا‬ «11II adam, köpek tersi taşımaktan pislik hOceği g ‫؛‬l١ i olmuştur, .'‫ ؛‬slik hoeegine gül suyundan baygınlık gelir .»

12739 ‫ﻟﺚ داروى اوﺀ ت‬... c f r

‫ر؛ ازان‬

‫ﻟﻌﺘﺎد و ﺧ ﺮ س‬٠ ‫ران اورا ر ى‬. £ «Onun ilâcı, yine köpek pisliğidir. Çüııki onun mutadı ve talliatı oıııın. ladır.»

12740 ‫ا ش؛ا ت ﻟﻠﺘﺎ؛ذس راﻋﺬوان‬

‫ ﺣ ﻦ را ازدان‬٠ ‫روى و؛ذت ا_ن‬ «( Pisler, pislerindir) âyetini oku, bu sözüıı zâhir ve bâtınını anla ‫"؛‬ Sül'ei

N U r 'd a

bu.vurulmuştur ki : 1


‫ﺛﺎ 'را وا زد ﻹ؛اات‬.‫أ‬:‫ ح‬/

‫اى دا ت‬

٠‫ذ ا ﺛ ﺪ‬

‫وﻻﺀس‬

‫ﻧﻮر‬.. ‫در‬

«Ey itimad edilir killiseler, hakikaten, temiz ‫ ؟‬eyler, pislı.r i.:in lâyık ve ıııünasib değildir.»

12743

f

)

‫د‬-‫—ت‬ r j S ‫^ون زﺀﻃﺮ وس‬

f

‫د زﻧﺎﻧ ﺪاﻧ ﻚ آﻫﺈر'ا‬

«Kâfirler, peygamberlere gelen vahyin giizel kokusuyle çarpıldılar ve kendilerini kaybettiler de (Tetayyernâ lıikünı) diye feryad ettiler.» Y â s in s û r e s in d e k i ş u â y e te iş a r e ttir :

‫ ج‬١‫ت‬

p

~ 4 ‫ ' ا | ﺑ ﺪ ﺛ ﺘ ﺊ ل‬. ‫[و ﺀ ﺗ ﻬ ﻮ‬

l

' ‫اا ؤ‬: ‫ ﻟ ﻈ ﺰ‬١ ‫ؤى‬

٠ ‫ﻳ ﺠ ﺬا ؤآ ﺑ ﺘ ﺪ‬ Y a n i : «Dediler: «Doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursıızlaııdık. l٠ :ger vaz geçmezseniz, aııdolsuıı, sizi mutlak taşlarız. Bizden si’ze muhakkak acıklı bir işkence de dokuııur»2٠ .» V e d e d ile r k i :

12744 ‫ت ﻣﺎرا ا ن *ذال‬-‫ار_ا‬٤ ‫ر غ و‬ ‫' ﺑ ﺖ ﺑ ﻮ وﺀﺧﺬﺋﺎن ﻣﺎرا اﻏﺎل‬ «Bu sözleriniz, bize zahmet veriyor, hastalanıyoruz. nasihat, bize iyi değil, meş’um gelmektedir.»

Ettiğiniz viızıı

21 ‫ )ﺛﻢ‬Sûrei Yâsin: 18. 7:1


1274 i.

•■Su siiylüyormıi!) jjibi başını delıbağın kulağına yaklaştırdı ılrkı şeyden lıir parkasını onıın burnuna koydu.»

١٠■ «٠lin

12750

j y •-،o ,_٠٠-،..L ;٠ ,٠٠ _^j.j.١ "l.cbbağın murdar beyninin ilâcını köpek pisliğinde Kiirdt‫؛‬ı‫؛‬ü i١ ٠ ٠ n, ıııııı «.i'l.ııılr ezmişti A vucunu

k o k la tır k o k la tm a z ;

12751 0 •٠ .:•'‫؛‬:• •‫؛‬،•'' -'j>7 ، ic

٠ — ٠ ١ ٠ ٠ ٢ ١

A-,

^ .^ 1 ^ •

»Adam kımıldamaya, halk da: bu şaşılacak bir efsun, demeye başladı.٠ ٠ 12752 ■ A~٠ .‫؛‬y ١

،jS'

O y —* ١.،.l .}‫؛‬،-

٠ ،٠ ٠ ٠ ٠)

'

Oy—.‫ ؛‬-‫؛‬y ٠ ■ ‫؛‬،/'٠

»Diyorlardı ki: Bu zat, bir efsun okudu, baygının kulağına üfledi. İli «.sıııı o ölü gibi olanın imdadına yetişti Havilmiş debbağın köpek pisliği kokusundan siyle Hz. P ir diyor k i :

kımıldm١ mııt١ ı dolayı

12753 j y . y -‘

0‫■ ؛‬ > 1~٠،>' ،٠٣•‫؛‬-‫"؟‬

■‫؛‬y >j ) s *y ‫■؛‬ &

s

،,j

Ehl-i fesadın hareketi de zina, y»‫؛‬ii/. süzme ve kaş oyııutııııı tıınıfıııa ıılıır .■‘


‫ ﺷ ﺒ ﻠ ﻪ‬٠‫ ف خ‬١‫ي ﺑ ﺘ ﻮ ذ ا ﻳ ﺒ ﻚ‬

‫ﺐ‬

‫ﺴ‬

‫ﻧ ﻴ‬

٠ ,‫ذرﻣﺠﺎذﺣﺠﻤﻜﻴﺮ‬١ ‫ذﻓ ﺨﺌﺎ ﺀإ ذ‬ ١'(‫ اااا‬٠ ٠ ‫'ا‬:‫أﺀ‬٠٠‫ آ‬fakirlikten korkarsanız, .'١،1‫ ااا؛‬dilerse, sizi yakında keli ‫ ا|ا‬Jazlıııdı.n zenginleştirir. fünkü Allah, gerçek bilicidir, ( a t î 1‫ا‬،‫ا‬1، ‫ااا‬, ‫ ا‬ve ٠ ,،،٠,,٠ ٠ ٠ ، sahibidir»».» M e k k e ta c ir le r i. H a c z a m a n ın d a

‫ا‬.

g e le n

b e d e v ile re

m a l s a tm a k

İç in

d ille (‫؛‬im a li i ş l e d i ğ i n i z e l b i s e ile K â b e t a v a f e d i l e m e z , m u t l a k a y e n i s i n i

a lm a lıd ır»

١‫ا أ‬

f le r le r v e b u s U re tle k a z a n c e ld e e d e r l e r d i . Y e n i e lb is e a lm a

p ııı a s ı o l m a y a n l a r d a ç ı r ç ı p l a k

s o y u n u r l a i ', B e y t - İ M t i k e r r e m i

iiy le c t.

I ııv a t e y l e r l e r d i . M ü ş r i k l e r i n H a c c a İ ş t i r â k i m e n e d i l i n c . ' t a b i i M e k k e e s t t t l t Cazla a l i m s a t ı m y a p a m a y a c a k t ı . İ ş t e b u â y e t l e r l e o n l a r t e s e l l i ( 'd il d i M ü ş r ik le r in n e c is o lm a s ı, ü s t l e r i n i n

b a ş la rın ın

p is lig i d o la y ıs ıy le

ç .d d ir . ! ':z e ld e n ş a k î o l d u k l a r ı n d a n k e n d i l e r i n d e ş i r k g i b i b i r m a n e v i Iieeis v ı r d ı r . H z. M e v l â n a b u h â l i b i r m i s â l i l e t e m s i l e d e r e k d i y o r k i:

12756 ‫أ د‬,٢ ١ ‫ا ز ا ﺳ ﺖ در ﻣﺎ ك‬

‫م‬f

‫ د‬١‫ذﺑﺮ ﺧﻮى خ‬٠‫ى ﻛﺎردا ﻧﺪ إ‬ «Kütü bir ııecâset İçinde peyda olan kurt, anberle kendi lınyıınn .... giştirmez.» 12757

‫ور‬٠ ‫روى 'ﺷﺎر رش‬, ‫ زد‬ö ‫— ت ل دل ﺟﻮن ﻗﻨﻮر‬ - w ‫ ج‬٠‫اور‬ > ?

«Ona nur serpintisi isabet etmemiş oldugu İ‫ ؟‬in o, kaillik gibi kalhsiz liir cisimden ibarettir.» A b d u l l a h İ b n - i A b b a s 'ı n r i v a y e t e t t i ğ i b i r h a d i s t e :

«Hakikaten Allah-U Taalâ haJkı yokluk karanlığından yarattı. Soıırıı hidayet nurundan onların üstüne serpti. Kimlere 0 nurdan isabet eyle diyse, o kimseler hakikaten hidayete erdi. Her kime de isabet etmediyse (231

S û re‫ ؛‬T evbe: 28.


‫ ةا‬7 <‫؛‬2

‫م‬،‫ ودود‬٠[;—‫ش ذ د‬.‫د ف زا آ‬

«İ e ı ı r r r e a te şin d u m a n ın d a n k a p k a ra ‫ﻼا‬ ‫ﻫ‬ ‫ﻼ‬ ‫ﻏ‬ ‫ا اا‬ ‫ا‬ ‫ذ‬ ، ‫ا‬ ٠ ‫ا‬٠ " idindeki ‫أ‬، , k a r. ‫ا‬ ‫ا‬ ، ‫؛‬ ‫ ا‬d n lay ısiy le ‫خ ؛؟‬ kalm ış, öylece d u r u y o r .»

‫ب‬ ‫ اا'ا‬de aşk ateşiyle epeyce kaynamışsın, amma tabiatındaki karilik dıılnvıılylc ‫ة؛إ‬1‫ ذ‬pişmemişsin.

12703

‫ﻓ ﺖ—ا!ت ﺟوش دادم در اراﻧﻰ‬ ‫ ت وذا ق‬٠‫ ذرﺀ ﺧﺎم‬.‫ اﻧﺪﻳ ﺚ‬f «Seni sekiz sene a y rılık a te şin d e k a y n a ttığ ın ı h a ld e h am lığ ın ve ıııtinııfıkhğııı z e rre k a d a r eksilm edi...

12704 ‫ﻟﺬام‬٠

‫ل‬

5

‫ﻧﻮرة ق—ذك ؛—ﺋﻪ‬

‫ا ا رﻧﻮن ﻣ ﻮ ز ﻣﺪ ورﺧﺎم‬٠ .‫ﺀور‬ «Sen, hastalık dolayısiyle, kurumuş ve taş kesilmiş bir koruk ٠ ‫ﺀ‬1‫ اا‬sili. Sair koruklar şimdi üzüm olduğu hâlde sen hâlâ lıamsııı.»

«ÂŞIK’IN YAPTIĞI SUÇDAN HİLE İLE ÖZÜR DİLEMESİ, MÂŞÛK’UN DA BU HİLEYİ ANLAMASI» 12705 ‫ﻫﺖ ﻋﺎﻧﻖ اﻣﻨﺤﺎن ﻛﺮدم ﻛ ﺮ‬-٠‫م‬ ‫ ا ﺑ ﺪ‬،‫ﺳﻢ زﺣﺮاﻓﻰ‬.}" «Aşık dedi kil Ben seni uysal mısın, yoksa afife ve saliha mısın? diye imtihan etmek istedim. Bundan dolayı beni muâhaze eyleme.» 7«


‫ح‬-‫ ن ر ﺟ ﻮ ر ﺣ ﺮا؛ ~ ت وﻟﻮك‬١‫ا ن ﺟﻪ‬

‫;ﻧ ﻮ س ودم ازﻛ ﺠ ﺖ ص غ‬/ ‫ أ‬1‫ ااا‬dünya bir virâne gibidir ve sen onun içindeki define gibisin , ‫ﻫﺎ‬٠ " ‫ ا‬sindeki « defineyi aradmısa hareketimden incintne .»

12772

‫ ا ف‬/ ‫ل ﺣ ﺮ د ا ك ; د م‬. ‫ﻧﺎن ﺗ ﻦ‬

‫"از'ﺑم ادﺷدﻧﺎن رار ﻻف‬ »Düşmanlarla, senin iffet ve ismetin hakkjnda ‫ ؟‬ene ‫ ؟‬almak ‫؟؛‬.in, biiy ir ,»ir kustahlıkda bulundum .»

12773

.v ،^ ،٠ ١٠/ ،X.‫ •؟‬١ * '، ‫؛‬ - ، . ٠j ٠٠5 j . . . . . . / . ^ . 3 .

»Dilim senden bahsedince, gözüm de gördüklerinden şahid olsun .»

12774

، jj ٠١j

٠١j

..J

ji f٠■،٠‫؛‬٠.٠/ S. ٠_£١

١

«Eğer hürmet yolunda yolsuzluk ettimse ey Ay yüzlü sevgili! Kılıç ve kefenle huzuruna geldim.»

12775 j~ * i ^

i

١ ‫ ؛‬٢_r٠s y - C—.-،

o٠ ٠ o .;١a. ^٠ ٠ o

y~

Cj ^ &

«Benim başımı ve ayağımı kendi ellerinle kes de beni başkasına öl. dürtme. Ben bu eldenim, başka elden değilim.» F: 6

81


127X0 ‫ ا د ر داورى‬٠‫ ى ذر‬U ٠4‫ﺣﻲ‬

‫ ى اًوود ى‬١‫د ش ﺑﺎ؛ا ن ﺟﺮ‬ ٠ ٠ »«٠ ٠ ‫ا‬١ ‫اا‬1‫؛‬١ ‫ ااو‬hileler ‫؛‬, adalet ‫؛؛‬ününde süren güzler ününe, neye geti ٠ tl١ ı n .»

12781

‫ ﻛﺮ ور موز‬٠‫ر ﺑ ﻪ دردل دارى از‬ ‫ا ر—وا وﺀﻳﺪا ﻫﻤﺠﻮ رون‬٠ ‫دش‬ “Hile ve düzen olarak kalbinde her ne varsa, onların hopsi de nazar." nnzda gündüz gibi a‫ ؟‬ık ve rüsvâ’d.r.»

12782

‫رورى‬٠ ٠‫ﻃﺪ‬.‫ ﺻ ﻮﺛﺒ ﻤ ﺶ ز‬/ ‫ل روى از ﺀد ى رى‬.‫وﺣﺮا‬ «Eğer eürmünü biz kulumuza acıyıp Örtüyorsak, sen niçin yüzsüzlü" gii, hadden ileri gütürüyorsun?>>

12783 ٠‫ در آﻣﻮز ة دم دركﺀا‬٠ ‫ز‬١ .‫ﺣﻮش ﻓﺮود اً ﻣ ﺪ د و ى واﻳﻜﺎ‬ «Hey soysuz; üzür dilemeyi ceddinden üğren.' Kendisinden zelle sadır olunca Adem, liemen itizar makamına indi.»

12784

‫ دا‬.‫ ﻟﺪد آن ﻋﺎﻟﻢ اﻻرار‬٠ ‫ﺟﻮن‬ ‫ ﺗ ﻔﺎ ر را‬1 ‫ﺗﺎد‬-١‫; دو؛‬٠ «Allah bütün sırları bildigi İçin, iki ayağı üzerine durub, mağfiret talebindi, bulundu.» X:،


‫ د و د‬٠‫ د اﻟﻮد‬٦ ‫ر از‬

‫دور ا‬

‫ ﻧ ﻮ د‬٠‫ و ا ز آ ر د‬١ ‫ ى‬٠‫ﺻ ﺪ‬

«Gözü görmeyen bir adam, öğütle temizlense bile tekrar tekrar 1.111‫ آاااا‬ve kirlenir.»

12791

‫ ى ﻛﻮر از ﻧﻈﺮ‬٠‫■ و ب‬ ٠ ‫آدﻣﺎ‬

‫اوﻣ ﺮ‬ güz

‫اأﻧﺘﻨﺎﻫﻤﻰ‬

،‫ب‬،‫د ك اذ‬

«Ey Âdem; sen gözü görmez bir kimse değilsin: görmez olur.»

lâkiıı kaza gclinee

12792

٠‫ دا‬٠1‫ﻵدز ﺀك‬٠ ‫ررﺀا اﺑﺪ‬ ٠‫ﺑ ﺎ از ةﻫﺬا ا د د ﻣﺤﺎ‬

‫ا ك‬-

«Gözü gören bir adamın bir tesadüf neticesi kuyuya öınürler lâzım ...»

düşm.s ‫؛ ؛‬١ '‫اا؛‬

12793 ‫ ت‬- ‫ا ر را ﺣﻮ د ا ن ذف' ر را ﺀ ا و‬ ‫ ﻟ ﺖ‬٠‫ﺣ ﻮ‬

‫ورا اوﻓﺘﺎدن ﺑ ﻊ‬١‫ ص‬£

«Fakat, bu kaza, zaten körün yoldaşıdır. Çünki, düşmek onun tnbiatidir, huyudur.»

12794 :

»r ‫ﺑﻮى‬

‫ دا رد‬٠' ‫ﺣﺪ ث اﻓﺘﺪ‬

‫در‬

‫ز ﻣﺎ— ت ا'ن و ى ا اًﻟﻮد ل— ت‬١ «Pisliğe düşer de o kokunun ne olduğunu bilmez. Bu mi, yoksa bulaşmak eseri midir der.»

koku benden

«5


‫ را ا‬١i d a h a a ç ı k s ö y l e m e d i ğ i iy ili ،111 v e 11‫ ا‬١I‫ﺀ‬٠١t *»'،‫" اا‬،' t ‫ال‬٠1١ tız ıiı ' ، 1‫ اا ؛‬١،) ‫ 'ا‬١'،' t a r i k a t

ilil I il ‫ااااا‬

id a rin

v ııe ııd u

٠'،،:< ‫اااا‬.‫ ( ر‬1‫ ااأزا‬- ١'،'

b e n im

d ilim i

g e l e r e k ،;M e v l a n a lii ٠l( ik d ü ş m a t ı l n .'ı

‫'ل>(اا‬

1)1'.

ta r a f ta o tu r

b a ğ la m ،‫ ؟‬t،r. Ç ü n k i a ğ y a r ı

e sra r

İfş a

, le v a m e d e r e k d i y a r ki :

128(10

)‫ى آدد‬ ٠ ،‫ت‬ -\‫ل;ذ‬ > ‫ﻞ‬ ‫انﺳﻠ‬

‫ل ﺳﻴﺄ‬ ‫ ت وﺋﺮ' ت‬- ‫ر‬ ‫اد‬٠ ‫ﻮ‬ ‫ﺣ‬ ‫ﺀ‬ ‫س‬ ‫ا‬.» ‫؟‬ ' uI ١ gönül: *tizlerim kırık, dökük kir hâlde zuhur ediyor. ‫* اااا‬tizler 1111 I «illidir. t)ııları yabancılardan kıskanmak ise değirmen misalidir.«

liıskanyhk değirmeni 0 hakikat ineilerini kırıp öğütüyor. Maamöfih:

128.11

‫ ﻧﻮد‬. ‫<> د و ا ﺛ ﻒ‬ ‫ل‬

:

s ١ ‫ور‬

١ ‫ه ﺛﻮ‬:٠ ٠ ‫ح‬٠ ‫ دد‬L* ‫ا‬: y ‫اا‬،‫ ذﺀاا‬kirili،! ezilse de hasta gözlerin sürmesi olur.,»

12802

‫ ش;ﺗﺮ؛رذى ﺧﻮس ذدا؛ل‬/ «Ey iııei: kırılıh ezildiğin İçin atınıııa... Sen kırılmakla giiz nuru .ila rak ve hasta gözlere aydınlık vereceksin.»

1280İ1 ‫ا‬: ‫ر ﺧﺎ‬

«Böylece kırık, dökük ve kapalı söylemeyi de gani olan Allah, s.ıIiııııda doğrultur, anlaşıldı istifâde edilecek ،lir hâle getirir.» iNa.sı] k i : 87


‫ا‬2808 ‫؟ﺑﺮ مﺀﺟﺰ ى‬٠‫ا زا ﻣ ﻮ ﺟ ﻬ ﻞ اذ‬

‫ ﻟ ذ ه وو ﻣﻮرك ض ى‬٠ ‫زو ا ت ر ^ و ن‬ «O Ehucehil, Hz. Peygamberden, kini‫ ؛‬bir Oğuz Türk’ü gibi, m٥c ‫؛‬ze istedi.»

12809 ‫ ﺟ ﺰ ﻧ ﺨﻮاد ت‬٠‫ ن ﻣﺤﺪ ﻳﻖ ﺣﻖ م‬١ ‫و ك‬

‫ را ت‬٠‫ﻛﻔ ﺖ اﻧ ﺮ و ﺧ ﻮ د ﻛﻮﺀد ﺟﺮك‬ «Lâkin AJİah’ın Sîddîk’i olan Ebûbekir (R.A.) yüz, doğrudan başka süz söylemez, dedi.»

mUcize istemedi: Hu

12810 ‫ زﻣﻰ‬٠‫ ن ر ل را ك‬٠‫ر د ﻫﻢﺀﺑﻮ‬

‫ﻛﺎ‬

‫اﻓﺤﺎ "ل ر ﺣ ﻮ ﻣ ﻦ ا ; ى ﻛ ﻰ‬ «Senin gibi bir şahsın, benliği dolayısiyle, benim gibi ،,ir dostu İınti. hana kalkışması nasıl yakışır?»

«BİR YAHUDİ’NİN HZ. ALİ (K.V.) YE: EĞER HAKKIN HIFZINDAN EMİN İSEN, KENDİNİ BU KÖŞKÜN TEPESİNDEN AŞAĞIYA AT DEMESİ, EMİRÜLMÜ’MİNİN HZ. ALİ’NİN DE ONA CEVABI»

12811 ‫ ض را ﻛﻔ ﺖ ووزى ﻟﻰ ﻋﻨﻮد‬/ ‫ﺀﺳﺒﻮد‬

٠‫اً ك‬

u>r

‫ﺋﻮز ﺗﻌﻐﺒﻢ‬

«Allah’a nasıl tâzim edileceğini bilmiyen inat‫ !؟‬bir ‫؟‬. .fit, birgiin Hz Ali’ye dedi ki:» «:٠


‫ ا«ﻳﺬل‬7

‫ را غ د د ا‬.‫د‬: /

‫د‬--‫ق ر‬

١١;‫از ﻣﺎ؛رى ب ش آ و د ز اد‬ llllll ٠»

١١١ ١١١٠١١ililen Allah'ı im ،ihaı١a kalkışmak .

killim ‫؛‬، ‫ا‬١‫اﻵاذ‬1 ‫ او ا‬١‫ ا‬،١

12SIS

‫ ﻣﻮل‬٠ ; ١

‫ اذد‬٠ . ‫ز ر‬

‫ راﻛ ﻞ‬٠a U

‫ ك‬٠ ;> ‫ ﺗ ﺤ ﺎ ن‬١ ٠‫ول‬١ ‫ا ﻛ ﺒ ﺤ ﻮ‬$‫د ا‬،;٠ >.‫ ا‬,‫< ا‬،‫ا‬1‫ا‬11 \'‫ا‬٠ahmak Yahudi: hir kul ٠ '٠ ,٠ ٠ ,٠ ،, ‫ا‬,،‫أا‬٠ ‫ ا‬e o .a r e l edebilir ‫؟‬..

t‫؛‬tlv‘l»s،zI‫؛‬Ki

dolayihiyle ٨‫اا‬،‫ا‬1‫ ا'ا‬،‫ااا‬

I2S1‫؛‬. ‫ د او ائ^ان‬:‫ا ن و دا را ى ص‬ ‫ان‬-‫ي; آرد ر د ى ﺑﺎذدم‬ “»٠ ٠ ٠ ,- ،١Iıı،lak'â yara١tr. 111. kullarım imtihana .;ekmek. t) kadiri.» ‫ﻻ‬،‫ا‬.. ‫ل‬, ‫ اا‬٠‫اذا ا‬،‫ ا'ا‬٠-)

‫ﺦ‬

Mi'lİK de :

‫ﺨ‬

‫ﺳ‬

| ‫ة‬

5

‫ا‬

‫؛؛‬

Yani «O, hanginizin daha güzel amel (ve h ;ro k e t) de hııl٠ m m ı،،ını lm)،lmı١etmek itin ölümü de. dirimi de takdir eden ve yaralandır’1.» hu \ ١ ıı Mİınustur. ٠٠ •ı١ ;ı،)i H ak.kın im tihanı, k u llarının m ahiyetini anlam ak iyin değildi. İteli.ı < ١im tihan:

12820 ‫ ﻣﺎرا ﺀاد اﻧ ﻜﺎ ر‬1‫ ؛‬٢

‫رار‬- ‫در‬

٠‫ﺀﻗﺘﺪ‬

‫ى ﺟﻪ دارﺗﻢ از‬

"(iizliee ne gil.i akidelerimiz olduğunu aşikâr olarak hize «،،.،ermek ،.;indir.» ، ‫ااز‬

‫ل‬ ١ ‫ا‬،‫ا‬. ‫ا‬

:\١‫ااا'ا‬.: z “I


‫ ا‬282 (‫؛‬

‫افﺀان و د و ر د ى اى اﻻن‬ ‫ﻓﺎرغ ا ل ز ا ﺗ ﻨ ﺎ ن د ﺀ ا ن‬ ٠ ٠ ‫ا‬٠ :.١ ‫ ﺗﻢ‬filan; kendini ،‫ا‬١ ‫ا‬1،1‫ ااا؛ا‬edecek olursan haskalarııu imtihan ... ‫ا‬ ‫ا‬ ‫ا‬ < 1‫اا‬1‫ا‬ ٠ ‫ا‬ ‫ا‬،çekersin ٠ 1.»

12827

‫ ر دا ﻧﺎ‬، ‫ ذ‬۵ ‫و ن ﺑﺪا ؛—ق‬ ‫ﻇﺬه‬٠‫! ; ﺑﺪادﻛﺎﺀن ﺳﻜﺮ‬ «Kendinin ‫ ؛‬eker ،ianesi olduğunu anlayınca ‫ ؛‬. -kerhanenin yani ilin -n e v i halvetlerin mahalli bulunan hakikat aleminin ehli olduğunu ،la an b u sııı .»

12828

‫اﻟﻪ‬

٠‫>؛اق‬١‫اﻣﺖ‬

S

٠‫ت‬

‫ﻟﻰ ﺑﺪان ل‬٠

'‫ى‬٠ ‫ دﺗ ﺪ ت‬٠‫ه‬

٠‫ذ ك‬

‫اا‬-hâlde bilmiş ol ki Cenâbı Hak, yeri olmayan, yani kabiliyeti ini 0 Ilınmayan sana imtihansız ‫ ؛‬eker gOndermez.» 12829 ٠Li

٥l‫؛‬V> ٠l ja

١j

j

ı S

١-،< o ١ 0 )^

«Şunu da imtihansız bilmiş ol ki, sen baş olunca Allıılı, seni ayakkabı konan yere göndermez.»

12830 ‫ﻫﻴﻴﺮ ﻋﺎش ا ﻛ ﺪ در ﺀﺑﻦ‬ ‫در ﻣﺪان د ز ا خ ر م؛ ن‬ «Hiç akıllı bir kimse kıymetli bir inciyi sidik dolu l٠ ‫؛‬r ahd٠٠١l a n ،’v٠ . atar mi?» ‫ا‬1 :‫ا‬


‫ ا‬١‫ اا‬،‫ ا‬٧‫ ا‬-‫؛ ااا 'ا’ ااا‬،‫ اإ‬,'‫اأﺀااا؛‬.‫ أ‬٠١ tınbt.i v٠٠r(lij١i mitıııiıı ile kafir ve tayyib ile ı.-.ı.ı ‫ ا ا ا ا ا ا‬, ‫ ا‬١"‫ ا‬1,1. 1‫اااااا‬1،‫ ااا‬. ‫ا‬،‫ا‬،‫ ا‬,‫ أ‬llz., Mı.vlânâ, büyi'.k in a n la r، im tihana kalkışm anın VI" 1‫اااااا‬,' ‫ااا‬،‫ا‬1<٠ ،‫ ا‬lııılıs İçin diyor ki :

128..Î 2 ‫؟ﺑﻨﻮا و را ر— ت‬ ‫ ب‬-‫ر د ا و ﺣﺬ ر‬

‫ را‬١ _:‫ث‬

‫ ﺗ ﺤﺎ ن‬٠‫ى ا‬

‫ا د‬/

.١ 1‫اا‬1‫ا‬٠ ‫ا‬-‫ا‬1.‫ ا‬١ ‫ا‬٠rehber olan bir şeyhi, bir miirid ،‫ااا‬،‫ ؛‬1‫ ااذا‬etmeye kailli ١٠ e٠،, o eşektir.»

128.٠‫ل‬3 ‫ د_ن‬٠‫ ﻣ ﻨ ﻰ د ر ر ا‬/ ‫ ﺗ ﺤ ﺎ ش‬٠‫ا‬ ‫ ﻗ ﻦ‬٠‫ ل‬٠‫و ا د ى ﻣﻢ ﺗ ﺤ ﻦ اى‬٠ ‫ر( ل‬ «Ey yakin sahibi olmayan: Oyle bir şeyhi din yolmıda iıntilıaıı eline١ I" kalkışırsan sonunda sen imtiliana uğrarsın.» llz. Mevlanâ bahse devam ile diyor ki: Sen böyle cahilâne ve ınünki iane e lirette bulunursan :

12834 ‫ﻟﺖ دود را ن ودش‬4‫ﺟﺮأت وج‬ ‫ ﻧ ﻮ د زان ازﺗﺎش‬/ ‫ ت‬٠‫او ر‬ "Senin cahilâne cüretin çırılçıplak meydana çıkar. Bu araştırmadan şeyh uryan olmaz.»

12835 ‫ را‬٠‫ ا ﺣ ﺪ ﻛ ﻮ‬٠‫ ا د ذر‬: /

‫ رازوش ﻓﺘﻰ‬6 ‫ر درد زان‬ «Eger bir zerre bir dağı tartmaya kalkışsa, dağın ağırlığından kı.nıî terâzisi kopar... Bunun gibi yeni bir müridin kâmil bir mürşidi imtihan etmek VI" onu tartmak istemesinden şeyhe birşey olmaz, 0 müridin akil ve idrak، terazisi kopar.

88


‫س‬

||،‫ أااا‬I

٠٠ ,,..٠ ‫ا‬,|٠ ٠ ‫ ا‬،٠ ‫اا‬,‫ا‬

im tih a n

'‫ر‬,‫'ا‬.'‫اااا؛‬

VI-

‫ أ‬٠ ‫ا‬، 1 ،‫ااا‬

tasarruf L.trnolori

!،!(-

٠ ‫ا‬٠ ٠ ٠ ٠ ٠ ٠ ٠ ٠ ، ٠ '،'٠ ‫ا'ا‬٠ ٠ ، ٠ 1‫" ااا‬ I2S10 .‫ﺑﺪا ﻟ ﺖ و د ﺑﺪ‬

/< ‫اﻣﺤﺄ ل‬

‫ن روى‬٦ ‫د ك را ذاش‬ I . . . ٠....... ‫ا‬,‫ا‬,٠ ‫ ا‬1‫' ا‬١ ،‫اا‬olan hir k ‘1٠ ‫؛‬ın ‫>؛‬e imtihan V.‫ ؛‬ihtiyari bilil. gör -

٠‫اا‬ ^

,, »٠ ٠ ،٠,٠ .٠ ٠ .٠،b،r١oy öğrenmek istediyse, « nakşı <1٠‫ ا؛اا‬ona ‫ ؟‬eken, o .٠٠ ٠ 1‫ا‬.‫ﻻ‬،midir 1".'«

12841 ı.

.. ‫؛‬١‫ت‬ ‫ور‬ ‫ﻮد اندد‬ ‫ﺣ‬ ٠ ‫ﻗﺪر ﺑﺎﺛﺪ‬ ‫در ﺀﻟﻢ ود ت‬

&

‫ا‬٣ ‫ ﺑ ﺶ ﺻﻮر‬٠

>1. ‫ اا‬........ kil...lir:' Ve Nakkaşının ilminde olan nakşlara nisbetle onıııı . ..

‫ا‬1 ‫'ا‬٠ ‫ ااأ‬I

o la b ilir ?.«

12842

‫ت‬ ‫ﺟﻮن آﻣﺪ‬

‫و د و ا ا ن ا ﺗ ﺤﺎ ن‬

‫ ن ﻛﺎ ﻣ ﺪ و ر د ن زد ت‬١‫ﻏﻐﺖ ﺑ ﺪ‬٠

«1.11 iıntilıaıı vesvesesi sana gelince onu bedbahtlık alâmeti bil. Ge. ‫ا‬.‫ا‬٠çalını, ve senin boynunu vurmuştur.»

12843 ‫ﺑﻮن ﺟﺒﺒﻦ وﻣﺮاس ﻟ ﺪ ى زود زود‬ ‫ ﺟ ﻮ د‬- ‫ﺑ ﺎ ﻃ ﺪ ا ر د ودر اً اﻧﺪر‬

.Kendinde böyle bir vesvese görünce çarçabuk Hak’ka dön ve secde, ye kapan!»

12844 ‫ ن‬١‫ رو‬.‫ ز اﺛﻠﺚ‬٠ ‫ ر ﻛ ﻦ‬١‫ ﻛ ﻪ ر‬٠‫ﻣ ﺠ ﺪ‬ ‫م ز ن دا ن‬٠'‫ﻛﺎى ﺧﺪا؛ وار ﻫﺎ‬ «Secde yerini akan göz yaşlarınla Islat ve; İlâhî beni bu vesveseden lıalâs eyle diye dua et.»

۴: 7

87


‫ ا‬2 8 ‫>؛ا‬ ‫ات اى دا ا ى راز‬-‫ ت ؟رﺗﻢ ﺟﺐ‬٠‫ك‬ ‫ﺟﺪ ر و ا ز‬-~‫غ م‬٠ ‫ ا ؟و ﻧﻰ‬/ ٠‫ة‬

«l.avııd dedi ki: 1'‫ت‬ ٠ ١ ' ٠ ١ t‘،l sırlan bilen Allak, cürmüm‫؛‬-r ki, l٠ aı١ a yapına diyorsun >? »

I I I ..S

12850 ‫ردة‬

[

y

} >

‫ل ؟ ر ى ﻧﻮ‬

jS

‫ﻧﺈﻟﻤﻮان ! ر د ن رد؛‬. j f Ccnâbı Hak buyurdu ki: Ciirmiin yoktur, l »‫'؛‬،-kin SCJI birçok kan diik nıazlûıııların kanını boynuna almışsın ,ııui١.»

12851

‫ﺋﺈ ر‬ ‫راﺛ ﻜﺎ ر‬

‫ ى‬٠

‫و وﻟﺬا ن‬٠ " ‫ زآواز‬£

‫ﺟﺎن إداد'دوﻧﺪ ﻧ ﺪ آ ن‬

«.Zira birçok halk, senin sesine şikâr olub can vermiştir.»

12852

‫ت "ﻟﻮ‬٠٠‫ﻛﺬ ت »ﻧﺮب ﻟﻮ ﻟﻮدم م‬ ‫ ن و ﺑ ﺘ ﻪ ﻟﻮد از د د ت "ﻟﻮ‬٠ ‫دﺳﺖ‬ «Dâvud dedi ki: Ben senin mağlûbun ve senin mestin idim. Elim, scnin kuvvet ve kudretinle bağlı idi.»

12853 ‫ ا و ب ﺛ ﻪ صﺀوم ﺑود‬٠‫ى ا ر ع‬ ‫ﺑود‬

‫ دوم‬٠‫ﺑﻰ ك ااأﻟﻮب ﻛﺎا‬

«Şahın mağlûbu olan merhum, midir?»

merlıum olan da J'ok demeli değil

‫؛‬٠ ‫؛‬٠


128‫ا؛ة‬ ‫اى اﺧﺘﺒﺎر ا و ت ﺧﻮد‬٠‫ﻣﺬت‬ ‫ي ﻣﻐﺘﻨﺪ‬٠‫ارش ر د د آ‬۶ ‫ﻛﺎ‬ «irudc ve ihtiyarin miintehası, ihtiyarin İrâdei İJâhiyyedc kaybol«lir.

12860 ‫ ﻣ ﻮد ى ﺟﺎﺛ ﻰ‬١‫اﺧﺘﺒﺎرى ر‬

‫ ى‬٠‫ز‬١‫ر ﻣ ﻤ ﺜ ﺊ آ ﺧ ﺮ (و ﻣﺤﻮ‬ «Eger 0 kimsenin benliği, sonunda mayvolmasaydı, ihtiyar ve İra. ilenin bir lezzeti olmazdı.»

12861 ٠ I .—،‫ ؛‬j ~‫<؛‬J> Jj

)y

j

<•٠‫؛‬،]^

،1‫؛‬

«•J O .İ İ

J

١

-’Dünyada bir lokma ve bir şerbetin lezzeti, lezzetten kesilmenin fer » «.idir Yani insan yediği içtiği şeylerin lezzetini kaybetmedikçe, yiyeceği ­ve içeceği şeylerden lezzet alamaz. Maddi lezzetlerden kesilmedikçe ma nevi lezzeti bulamaz ,

12862 ■^.-‫؛‬٠

^ d o ١ -.‫ ؛‬.^٠

.u t »^

^

٠5١ ^y ،3•^

«Fâni lezzetten kurtulan kimse gerçi bütün lezzetlere aldırış c tm .ı bir hâle gelir ama, hakikatte kendisi bizzat lezzet kesilir .» 1.1


I

‫)وراو‬

‫ د‬٠‫ثﺀ‬

‫ ر ا د‬٠‫د ج‬

‫د ﺟ ﺪ را د ا ز د و ر ﻟ ﻮ‬

‫إﻧ ﻚ‬

«M escid-i A ksa, sen in g a y re t ve k u v v e tin le vücûda gelem iyecekse ‫ ا‬1‫ ا‬٠ ‫ اااااا‬Iiglun S ü le y m an y ap acak tır.»

12864 ‫ دا و د ا ز ﺀ دا‬. ‫ط ' ب ا » د‬

‫ﺑﺲ‬

‫كو ﻟﺬا‬: ;‫ ن ﻋﺒﻠﻢ‬f ‫ى‬١‫ك‬ «D â v u d ’a A llah ta ra lın d a n h ir ııidii g elil ‫ ؛‬ve denildi ki: Ky g ii/1'l .١ ‫ﺀاا‬٠١I e s c :ili ve giizide peygamber ‫؛‬di ilgilin yapacakdır .»

1286.‫؟‬ (

S ‫ دة و—ت اى‬٠٢‫ او‬٠‫ د‬٠‫ك‬ * >

‫ﻣﺎف دا ن ﻧﺪﺑ ﻢ‬.:‫»ؤﻣﻨﺎ را ا‬ «Ey ilik m et saliibi nebi, oğlıınıın yapdigi. senin y a p ı t ı <1‫ ' اااا ' ا‬1' ‫ااا‬ 1., ‫ ﺀ‬1‫ ًه ﺀ ﻳﺎ‬6 ‫ ذﺀﺀ‬in af.aa la r. b irb irle rin in ‫ ؤد‬.،،d il. b ‫؛‬r،>:'j 'in la r ..

1,2866

Si

‫ل; ك ا ﻧﺎ ن‬

‫ ا ذ م ء د و ر‬٠‫ب‬

‫ ﺛ ﺎ ن م ء د و د د ش ﺟﺎن ذق‬٠- ‫م‬ « M ü m in ler mütcaddiddir, hıkiıı iman birdir. Iilüteaddiddir, la k a t rııhları birdir.»

M ü m in lerin cisimleri

12867

«İnsanda öküz ve eşeğin anlayış ve canından başka bir akıl, başka bir can vardır.» M e s n e v i ’n i n

l ’n c i c i l d i n d e d e i f a d e e d i l d i ğ i g i b i r u h u

( S u lta n î) d iy e ik iy e ta k s im

Ruhu hayvanı

(H a y v a n i)

ve

e tm iş le rd ir.

: B e d e n in m u h a r r i k i o la n b ir k u v v e t t i r k i o, h a y v a n ­

la rd a v a r d ır .

103


Buradaki (Şirân-ı Huda) RicflIullah demekdir. Kurd vc köpek gibi olan avamın ruhlarında ayrılık, gayrılık ve yekdiğerine karşı ‫ ؟‬eken،.* mezlik vardır. Hak erleri ise böyle değildir. Onların ruhlarında öyle bir birlik ve yekdiğerine karşı öyle bir muhabbet vardır ki bu, Şeyh tbni Farız (Knd dese Sırruhu)nun: «Bizce muhabbet yolundaki neseb, ana ve babadan olan nesebden daha yakındır» dediği gibi evlâdlık, kardeşlik gibi akraba lıkdan daha ileridedir.

12873 ‫ اﻣﻢ‬ü * ‫اﺛﺎن‬٢ ‫ م ﺟﺎ‬٠‫ﺟﻊ ك‬ ‫م‬٠٠‫ﻣﺤﺲ‬

‫ﻟﺆا ﺟﺎن ﺻﺪ ﺑﻮد ﻧ ﺒ ﺖ‬٠ ‫ﻛﺎن‬

«(Onların ruhları) diye ruhu cemi olarak söyledim. Bu söyleyişim , isim ve sûret itibariyledir. Yoksa o ruh birdir, cisimlere nisl.etle yüz ٠yıiı ni miiteaddid - olur.»

12874

‫ ك اور ﺧ ﻮ ر ﺷﺪ ﺳﻤﺎ‬٠ ‫ﺟﻮ ا ن‬،‫ﻫﻢ‬

‫؛ ت اﺻﺤﻦ ﺧﺎﻧﻪ ﻫﺎ‬-‫ﺻﺪ وود ذ‬ «-Semâdaki Güneşin ziyâsı gibi ki nuru bir olduğu İıal.le evlerin N،،lı «.nina nisbetle yiiz olur Yani 0 bir tane olan Güneşin ziyası yüzlerce pencereden !‫ ؟‬eriye girer ve girdiği yeri aydınlatır ,

12875

‫ل;ك ﻳﻒﺑﺎ ﺛ ﺪ ﻫﻤﻪ ااوار ﻧﺎ ن‬ ‫ زد;ا ن‬١‫ ر‬١‫و دا و‬: ‫ﺟ ﻮ ك ر ﻛ ﺮ ى‬ «Lâkin evlerin arasındaki duvarları kaldıracak olursan hepsinin ‫اا'ااااا‬ bir olur.» Bunun gibi müminler de ölüp, de, duvar mesabesinde olan ellilini'., ortadan kalkınca hakiki birlik mertebesini bulurlar.


12878

‫ال اى و وض ﻧﻨﺬر‬:‫ ك در و ل م‬-‫ا‬ ‫ ا ز ى ﻧ ﺰ‬٠'‫آ ﺀا د از روى ب‬ « bitkin CV ‫أ‬.١ ‫ ؛‬gö ren killise, m isâl h u su su n d a a rsla n la , y i ^‫؛‬، ،.‫؛‬r ada ıııı.ı ،-‫؛‬،m ili te h lik e y e k o y m ak d ak i b irlik ١’،" b en z erliğ e h a k .»

12879

1.0 yiğit k im se ‫ ؟‬e e a a tte a rsla n ııı m isâli olur, lâ k in h e r e ih e tle n arslanııı tıh k ısı ve m isli olmaz.»

12880

‫ ﻣﺎ‬٠‫وﺗ ﺤﺪ ﻟﺬﺋ ﻰ دا ر د ا ن‬ ‫ ن ذ ا‬٠ ‫ﺛﺎى واﺗﺎﻳﻢ‬٠ I 6 ‫ ا ا إ ا أ‬d ü n y a s a ra y ın d a biri h irin in ay n i iki n a k ‫ ؛‬y o k d u r ki hon sana (‫؛‬un ،»ir m isi g ö ste re y im .»

‫ًةذا‬.١ ٠ ‫ﺀذ‬ ‫ل‬olmakla beraber :

12881 ‫ﺛﻢ ذاد أاﻋﻰ دس ا ورم‬

‫وا ر م‬

‫"ﻻز ﺣﺒﺪا ﻧﻰ ﺀردرا‬

«N âkıs h ir m isâl g e tire y im de aklj, u ğ ra d ığ ı h a y r e tte n k u rta rm ış olayım .»

bir m ik d a r

12882 Xkf ‫ى‬٠‫رﺧﺎ { >;ا ى‬٢ ٠‫ذى‬

‫ت وارﺀﻧﺪ‬٠‫ﻵ ذور ا ن زﻃﺬ‬ «G eeeleri, k a ra ıılık d a ıı k u rtu lm a k iein h e r evde k an d il y akarlar.» 1(‫ا‬


ıı< ;

u. ‫ود‬.‫ت;ل وروﺀش ل‬٠ ‫ل‬ ‫ت;ﻻ روﺀن اور( ل وﻓﺎ‬٠‫ا‬ ٠٧‫ﻫﺎا‬٠ ‫ ﺀا‬V." IİIİİSİ7. ‫ا‬٠ ‫ اااأاا‬h.-ki.Ni olm adığı gibi yağla VI? fitille ‫ا‬1‫ أ‬V.‘» * ،٠ ٠yokdııı “

12887

‫ﻟﺖ‬٠٠‫ﺟﻮﺀ‬I ‫ ت ا ك‬- ‫زا وﻛﻢ ﻧﻮر ﺀاق ا‬

‫و ن ﻧ ﺪ ة روز ووذن ا ك اودت‬ ٠‫'ا‬،،‫اا‬1 ‫ ؛‬onun yağa ve fitile nıııljlac olan nuru ülüııı aramaktadır. N ‫؛‬. ٠٠،٠،,,٠ . «.sakak oluk .la ortalı^n aydınlanması onun Ölümüdür ٠ l ğü،»filııılı olunca kandilin lüzumu kalmayıb söndürüldüğü gibi, ee ‫ ا اااا‬d،‘ hakikat nuru tulü edince de (ruhu hayvani) sünüb gider <،،٠ 1.

12888

‫اﺻﺖ‬.٩ ‫ار( ﻧﻰ‬،‫ﺣﻤﺎه ﺣ ﻬﺎ ى ﻳﺚ‬ ‫ذ ا ^ ﺑ ﺶ ﻧﻮر روز ﺣ ﻨ ﻨ ﺮ ﻻ ت‬ «insanin bütün duygularının da bekası yoktur. Çünki 0 liisler, mal." ,er gününün nuru karşısında yok olur gider.» Maamafih :

12889

‫ا‬٠‫ذور ﺣﻰ وﺟﺎن ااﻳﺎ ن‬ ‫' ﺑ ﺖ ﻛﻠﻰ ﻓﺎ"ل وﻻ ﺟﻮن ﻛ ﺎ‬ «Ecdadımızın his nurları ve canlan, bir ot gibi, değildir.»

tamamiylı, ٠ !٠ ٠fan،

insanin ot gibi dogub bir miiddet yagadıkdan sonra öleceğine V I. ،‫ااا‬ yatın bundan ibaret olup ikinci bir dirilmenin mümkin olmayacağına kâil olan müşrikler.

...


،_/٠٠; ‫ورال‬- ‫ادر ا ب از زر ز‬ .... ‫اا‬,|،‫ اا‬، ‫اا‬، ‫ اا؛ أ‬1.‫ ا ااا‬, :‫ اا‬-‫؛ ا‬.‫ ا ا ا ا‬, sokıııasitıdaıı k u rtu lm a k İçin ١‫ ا ا‬١:‫ ا؛ أ‬،! ‫ آال‬.١‫ أ‬,'٠

12S.KÎ

‫ ﺋﺈواف‬١،، ‫ﻟﺪ ر“;ور ر‬٠ .‫ﻣﺘﻚ‬ ‫ ل‬، ٠‫ ار 'دش ع‬٠، ‫ ر‬- ‫ ل رارد‬٠٠‫ج‬ «A rılar, b av a d a .İiiııiih d o la şırla r. Ç ıplak killi ‫؟‬،" 1‫ ا‬.‫ اااا را‬sııdaıı çık arın lıeıııen s o k a rla r 11111.»

٠ ٠ ٠ < affetm ezle r,

12894

‫ان‬٠‫ا ب ﻧﻜﺮ ﺣﻖ وﻧ ﻮ ر ا_ن ذ‬ ‫~ت ﺑﺎد ا ن ﺀﻟﻤﺪن وا ن اﻟﻤﺪن‬٠ «A llah ı a İliş su d u r. Z am a n ed e şu kadıııın, lıu e rk ığ iıı 1‫؛ ا‬،،‫ ا‬1‫ ااااااااا‬١‫" ا'ا ا‬ 11IIIİIŞ1 da a r ıd ır .»

12895

‫ص ر ﻟﻦ‬ ‫ﻣﺤﻮر در ا ب وﻧﻜﺮ و‬٠ ‫دم‬ ‫ ن‬٠‫س ك‬١‫و‬-‫ ﻛ ﺮ و و‬٠‫ارى از ا‬ «Allahı anış suyuna dal, nefesini tut, sabret de eski vesvese V،. fik ir lerden kurtul!» 12896

‫ا‬٠‫ا ز ا ب ص‬ ‫ﺳﺮاﺳﺎ‬

£- ‫ﺗﻮﻃﺐ‬٠ ‫ازان‬

‫ﺑﻌﺪ‬

‫و د ﺑ ﻤﺪ ى‬

«Ondan sonra da sen, tepeden tırnağa kadar o saf suyun bürünürsün.»

l،،b،،t،ıuıı

III


‫ي‬٠ ‫ض‬١ ‫ﺛﺔﺀﻷت‬١ ‫اﻟﺨﺮةا‬٠ ‫;ﻋﺘﺎ‬ ® ‫ز ﻷﻳ ﻮ ة‬

‫ ص‬-

‫ﻲ‬

‫د ا ا ا ﺋ‬

‫ة‬

‫ﻳ ﺬ وا د ك‬

Yani : «“Sûr’’a üfürülmüştür. Artık bakarsın .ki onlar kabirlerinden (kıılkıp) Rablerine dogru koşup gidiyorlar, (o zaman şöyle) demişler.lir. “Eyvalı bize: Uyuduğumuz yerden bizi kim kaldırdj? Bu (Ka’a) (ok esirgeyici (Allah) m va’d ettiği şey. Gönderilen (peygamber) ler (meğer) doğru söylem iş”. (Bu), bir tek saylıadan başkası değildir. Artık onlar loptan (ve) derhal izhâren önümüze g e tir ilm iş le r d in .

12902

‫ود ﻧﺒ ﻚ ﻟ ﻦ‬-‫ﻣﺤﻀﺮون ﻣﻌﺪوم ل‬ ‫ا دا ل ﻟﺬإن‬، ‫ﻟﺔاى ر و ﺀ‬٠‫ا‬«Haklarında (Huzurumuzdadır) denenler yok olamazlar, ،yi dikkat <٠ ، ki ruhların bekâsını yakiilen bilmiş olasın.». Evet ruhlar, hâkidir. Fakat :

12903

‫ از ﻟﻐﺎ ش در ﻋﻨﺎ ب‬٠‫روح ﻣﺤﺠﻮب‬ ‫رو ح و ر ل د رﻧﺎ ﻷك از ﻣﺎ ب‬ «'Hakkin Likasından mahcub ve memnu kalmış olan ruhlar nzabda, Bekâ-yi İlâhîye vâsıl olan ruhlar ise hicabdan kurtulmuş bir haldedir." Cehennem ehli .hakkında ve M utaffifin sûresinde:

٠

(31) F: 8

‫ ﺋ ﻬ ﺪ و ن‬- ٠‫ﻷ‬

‫ﺋ ﺔ ة د‬

!: ‫ك ة‬

S ûrei Y asin: 51-53.

113


12907

‫ ل ﻣﺎ‬1‫ ن اﻟﻤﺢ‬٠‫د ا‬: ٠('‫زان ﺀﻣﻪ ج‬

‫ ﺑﺪا‬١ ‫ﺟﻨﻨﺚ ك_ا ا ﻧﺜﻨﺪد ا'در‬ ٠ >liiziı١ ١ ashabımız, bu ayrılık dolayısiylc, daima savaştadır. Nebiler lirasında ise mücâdele vukuunu killise işitıııcnıiştir.» 12908 ‫زادﻛﻢ روح ادددا ح و رذدد ود‬

‫ ؟را غ ودﻣﻊ دود‬I ‫ﻣﺎ‬

‫ ا‬٠٣ ‫ح‬

‫ﻟﻮر‬

«Çüııki enbiya ruJiları birer güııeşdi. Biziııı hislerimizin lıaııdiJ, mum ve dumandan ibarettir.٠

nuru ise

12909

‫ ك ﺀاﻳﺪ "اروز‬٠‫اث ﺋ ﺮ د‬ ‫ د ﻛ ﺮ اﻓﺮوز‬٠‫ د‬/ ‫ و د ر‬٠‫ﻟﺚ‬ «O kandil ve mumlardan biri ölür - yani söner ٠diğeri sababa kadar yanar. Biri, yağı tükennıiş olduğu İçin fersiz kalır, diğeri ise parlak yanar.» 12910

‫ى از ﻏﺪى‬٠ ‫ﺑﺎن ﺣﻴﻮا ل ود‬ ‫ك وﺑﺪى‬:‫ ر ل‬٣ ‫ ﺋ ﺮ د او‬١‫ﻫﻢ‬ «Ruhu hayvani, gıda ile yaşar; yaşayışı rahat da olsa, meşakkatli ٠ le bulunsa ııilıâyet öliir.»> Fakat : 12911

‫_ن ر غ و ر د و د‬١‫ﺀرد‬٠‫ا‬

«Bu kandil - yani ruhu hayvanı çirağı ٠sönüb kaldırılsa da komşu­ nun evi karanlıkda kalmaz.» 115


1291 « ‫ا ﻟﻮد ﺧ ﻮ ; د ﺗ ﺪ "اﻳﺎن ر ازق‬ ‫ ﺧﺎه ﻟﻮر او ﺋﻮﻧﻮق‬٠‫ﺀ— ت در ر‬ «düııeş ufuk üzerinde parladıkça onun ziyası her evde

"

1,2917

‫ ة ﻟ ﺜ ﺰ د‬٢ ‫ﺑﺎز ﺟﻮن ﺧ ﻮ رﺛﻴ ﺪ ﺟﺎن‬ ‫ا ؤاش د و د‬٠ ‫ه‬٠‫ور ﺟﺰه ﺧﺎ‬٠' «Fakat can güneşi gurûb edince bütün evlerin nuru kaybolur, gid ‫؛‬verir.»

12918 ü

٠‫ل ﺷ ﻞ‬

‫دال ﻧﻮر‬٠ ‫ا ن‬

‫ ﻫﺎدى ﻋﺪورا رﻫﺰ ى‬١‫ا ر‬ «Bu teşbih, nurun misalidir, m isl’i değildir. Senin İçin hidayet sebeilidir, düşman İçin de yol kesicidir.»

12919 ‫ﺣﻮ‬٠‫ ﻣﺬزد ﻋ ﻜ ﻮ ن آ ن زﻧ ﺖ‬٠‫ر‬٠

‫ او‬.٠ ‫ اﺀا‬٠ ‫را ﺗﺮ‬٠‫ ﻫﺎ ى اً د د‬٠‫ﺗﺮد‬ «O ‫ ؟‬.irkin huylu münkir düşman, örümcek gibi kendi üstüne perde lcr örer .» Yani kendi fikri ve hûlyasınca birtakım itirazlar tertib ederek eğer ruh-u umumî bir olsaydı «Zeyd’in bildiğini Amr'ın da bilmesi lâzım ge­ lirdi» gibi şübheler ileri sürer.

«Eğer o münkir, atın boynundan tutarsa bu manâyı anlar ve istifâ­ de eder. Fakat ayağından yakalamaya kalkışırsa ondan çifteyi yer.» 117


O y a n ılm ış tır ki h ıınlnrdn sizin için ısıtıcı vc k o ru y u cu m a d d e le r ve nice nice m e n fa a tle r v arılır. O n la rd a n y ersin iz de. A k şam ley in g e tirirk e n , salıı.hlcyin s a lıv e rirk e n o n la rd a sizin (ne) güzel b ir ziııet (ve zevk) v a r ­ ılır' O(nlar) sizin a ğ ırlık la rın ız ı y ü k le n ir(le r), yarı c a n ın ız tü k e n m e d e n ١ııraınıyacağınız m e m le k e tle re k ad a r g ö tü rıir(le r ). Ş ü p h esiz ki K abiliniz l.ck ‫ ؟‬ok esirg ey icid ir, çok m erh a m et e d ic id ir15‫؛‬...

Hz. Mevlânâ buradaki bahsi, gidilecek Hakikat şehrine, beyanâtını (İn oraya götürecek binek hayvanına benzetiyor da: «Size kalsaydı bu balı•ı anlayabilmek ve o Hakikat şehrine gitm ek için çok zahmet çekerdiniz, ılıyor. Sonra Süleyman (A.S.) tarafından Mescidi Aksa nın binası ile ilgili mevzua tekrar dönüyor.

>'M ESC İD İ A K S Â N IN B İN A S I H İK Â Y E S İN İN

B A K İY Y E S ،»

12923

‫ﻧﻰ‬. ‫ ا ﻣﺎ ن ﻛ ﺮ د آﻏﺎز‬٠ ‫و ن‬ ‫ﻻك و ن ﻛ ﺐ ﻣﺒﻮن و ن مى‬ «Hz. S ü ley m an , K â b e gibi tem iz ve Âline vâdisi gibi ıııü b ârek olan Mescidi A ksâ b in asın a başladı.»

12921 ‫ ﻟﻴ ﺜ ﺪ ﻧﺮ وﻓﺮ‬٠ ٠‫ اش دﺋد‬L . ‫در‬

«O nun y ap ılışın d a gtizellik ve z i l e t g ö ç ü y o r d u . S a ir lıiııalıır gilt، ıloııuk ve yakışıksız degildi.»

1292.‫؟‬ i ■*) '*1/ £ /

‫— ﻛﺜﺔ‬ - ‫ﻣﻰ‬

t .

‫در‬

‫ا دﻏﻘﺄ ﺗﻲ— ت‬٠‫ ر وا ﻟﻰ رﺑﻢ‬٠ ‫ه'ش‬ «B ina İÇİ11 d ağ d an çık arıla n h e r taş. ev v e lâ beni g ö tü rü n derdi.» ‫ا‬.‫وا‬٠ Sûre‫ ؛‬N ‫؛‬ıh l: J -7.

119


(L o h ıy e lh a y e v a n ) nazmı «٠٠٠ li)ini (Alıın.l, Kbı.di hayat

makamıdır) diyo tefsir edenler olduğu /٠ i،١ ‫؛‬, (orası lıayat mahallidir, orada lu.rşey luıyydir) manasını verenler de vardır. Hz. Mevlânâ bu ikinci manayı ter­ cih eylemiştir. Şârihi mesnevi Şeyh İsmail Ankaıavi de «Dürül ahin.tten murad Cennettir. Onda asla ölü ve cansız birşey yokdur» diyor.

12929 ‫ ت‬٠‫ وﻧ ﺪ ر و دا وأ ر " ن ا آ ﻛ ﺐ‬٣ ‫ت‬

‫د ا‬

‫ ﺣﻮن‬٠‫ ﻻ'ﺷﺪ ﺧﺎه‬٠‫ز'ﻟﺪ‬

«B ed en in d iv a rı ve kapısı canlı ve h a b e rd a r o lunca .‫؛‬V tle diri o lu r ; ‫ ؟‬iin k i o lıân e m â lik ü lm ü lû k olan A lla h 'a m e n s u b d u r .»

12930 ‫ ر( آ ب زﻻل‬.‫ﺗﻢ درﺣ ﺖ ﻣﺪو‬ ‫ﻟﺚ ودر ﻣﻐﺎل‬٠‫ ق در ﺣ ﺪ‬٠‫ث‬٣ ‫ا‬ « A h iret v e C e n n e tte k i h e r m e y v e ağacı ve h e r su. C en n et ehli olanla k o n u şu r.»

12931 ‫د‬٠ ‫ ﺳ ﻪ أ‬1 ‫ﺑ ﺖ را ز آﻟ ﺖ‬

.‫زا ع‬

‫ ﺑ ﺖ ﺑ ﺘ ﻪ اﻧﺪ‬٠‫ از اﻫﻤﺎل و‬٠‫ﻳﻠ ﻚ‬ «Ç ünki C e n n e ti seb e b le r ve â le tle rle y a p m a m ışla rd ır. O rası a m ellerd en ve n iy e tle rd e n yapılm adır.»

(

12932 ‫ ﻟﺪ ﺳ ﺖ‬٠ ٠‫ د‬/

j f j

‫ زآ ب‬L . ‫ ن‬١

‫ ﻧ ﺪ ت‬.‫ﺿﺎ از ﻃﺎﺀت زﻧﺪ‬٠ ‫وان‬ «Bu yapı, ö lü o la n su ve ç a m u rla y a p ılm ıştır. A h ire t b in ası ise ،liri ib â d e tle rle b in a ed ilm iştir.»

‫اﺋﻨﺎ‬


129:1« ‫ا رد‬

‫دا ر‬

/ ‫دل ز'د‬

‫در‬

‫_ت‬٠

‫ ود‬- ٠٢ ‫در زاﻧﻢ ﺟون ﺀى آ د‬ «G ö n ü ld ek i zin d elik , orasını E h e d iy y e t ‫'ة‬1‫ ا ا ذ‬3 ‫ إاا‬o la n C en n et ‫ا'ﻻا‬1، ‫ ااا‬٠ g e tirm işd ir. Lâkiıı ne y apayım ki o n u n k e y fiy e ،‫ ؛‬-ve zev k i lisana R elini «.y o r

I 29..59

‫ون ' ﺑ ﺎ ن در ذ د ى ص ؛ ﻣﺪاد‬٢ ‫ ار د ا د ﻋﺒﺎد‬٠٢٠ ‫زدر‬١ .‫ﻧﺠﻒ‬...... «S ü le y m an ( ٨ .s .), ‫ذاااأط‬،‫ ل‬٠‫ ا‬İr^ad İç ‫ „؛‬h e r s a la h m eselde g irin c e .»

12940 ‫ ذ د دا ذ ى ﻟ ﻪ ب\ﻓﺖ وﻟﺤﻦ وا ز‬٠

‫وش اﺀاز‬٢‫ﻛﻪ ﻓﻼﺀىر‬ «Bazen stiz ve saz ile, hazen de fiil ve n am azd ak i 1'iikı. ile h alk a illisi ha، verirdi.»

1.2941 ‫ ى را ﺟﻨﺄ ب ر‬،‫ذ د ا»ﻟﻰ ح‬ ‫ ﺷ ﻣ ﻰﻟﺑ ن و و‬/ ‫د ر‬

‫ د‬٠‫ل ر‬

«Fiili olan n a sih a t l.alkı d ah a ziy ad e cezbeder. Ç üııki sagir ve rıılısuz o la n la rın d a k u la ğ m a girer.»

12942 ‫ود‬: ‫؛‬٢ ‫ادران وﺛﻢ د ر ى‬ ‫ ;و د‬/

‫ﻧ ﺮ رﺋ ﻢ 'ﻻﺀأراًن‬

«O fiili nasihatte emirlik yokdnr . Bu yüzden halka adaınııltıllı le sir eder .» Yani fiilen nasih atte bulunan kim se nasihatini, yaptığı fiil ile Riıstı■ rir, şunu yapın, bunu yapm ayın gibi em ir ve nehye dair söz söylemez. 1.11 da m aiyyet ve tebea üzerinde dah.، saglarn tesir gösterir. 1‫ة‬:‫ا‬


12945

‫رض‬

١‫ب‬ ‫ردوم ﻻ‬

‫ا در دور‬

‫ ﻟﻲض‬, ‫م‬٠‫ ت ا ا ر‬٠٠‫از راى ﺣﺮ‬ «II/,. Ömer, b ilile li devrinde Islama ve Dine hürmetimle،. V. k e m li (٠ ‫ا‬١ '‫ﺻﺎ'ا‬ ‫ اﻻإا<ااااأ‬birinci basamnkda dıırdu.u

1294« ‫ او ;اﻻى 'ﻧﺨﺖ‬٠‫ن اﻣﺪ‬،‫دور ﺀ‬ ‫ر ﻧ ﺪ وﺑﺬذ_ت آ ن ا د ﻣﺨﺖ‬ «Hz. Osman devri gelince, o mübarek tali’li haliîe, minberin ‫اا‬,‫ اا‬kademesine kadar ‫ ؟‬ıkdı ve orada oturdu.»

12947 ‫ر د ﺛ ﺨ ﻌ ﻰ ;وا ) ﺷﻮل‬ ‫ردول‬

‫رﺟﺎى‬

‫ض‬ )‫ وا‬-

٠‫ ذ د‬٠‫س‬

‫دو‬

‫ﺑﻰ‬ ‫'ﻛﺎن‬

«Herzevekilin biri: Senden evvelki iki ljalife, oturmadı.»

ResûluMah'ııı yerine

12948 ‫ و ن ﺟﻨ ﻰ از ﺑﻨﺎ ن ر ر ى‬٢ ‫إس "ﻟﻮ‬ ‫ﺟﻮن ررت و ازﻳﺪان‬ «-Sen mertebece onlardan noksan olduğun hâlde neden onlarn lefev vule etmek istedin? sualinde bulundu »

12949 ‫ﻳﺮم‬-‫ ; د وم ر\ إ‬٠ >٠

f

1‫ﻛ ﻬ ﺖ‬

‫ور( آ د ى ﺗ ﺎ ل ررم‬ «Hz. Osman dedi ki: Eğer birinci basamakda dursa idim Ömer’e ben. ziyorum diye bir vehim hâsıl olurdu.» 12‫ام‬


12955 ‫ ا د ى‬٠‫ا‬٠‫ور‬: > ‫ا‬

‫ص ى ﻟﺐع ا‬

‫ور زان > و رﺛﻴﺪ ر( م ﺀ ا دد ى‬١

٠«,٠٠.،,. ٠ . ٠‫ ا‬1‫ اا‬1‫ اا‬..l a n l a r m o s e i d d e k i N u r u J h ı h i y i g ü l ü y o r l a r d ı , 1،‫اااا‬ »٠٩٠. »٠،،٠ ,٠٠٠٠,,٠،٠٠ ,I ı ı l ı i . ٠, (‫؛‬،i ı ı e ş d e n ،‫ااﻻ‬٠‫آا؛‬،.، d u y u y o r l a r d ı .» 12951‫؛‬ ‫ م ر د ى ﺑ ﺪ م ا ر‬4٠ ‫اس ذ ا ى‬٠

‫ ا زﻧﺎ ﻟﻰ ل ﻓﻨﻮر‬٠‫د‬٠‫غ ر آ م‬ ٠ -٠ ،، ٠ ,٠ ‫ ااا‬،;ozu . ( ‫ ؛‬ütıcşm d٠ ‫اأةاأا(ةﺀ‬٠ ١ ‫اأ‬٠hararotindi.n anlar . »٠

12957 ١‫ﺛ ﻠ ﻠ ﺪ د ا ر‬

f

5 <‫إﻳﻠﻤﺚ \ ل‬

‫ ا‬١ ٠‫ د‬: ‫ا ص ا ﺛﺎ‬٠‫د ﺀ\ا‬-‫ا ﺑﺖ‬ ٠ ٠ ٠ .٠ ٠ ٠ ٠ ‫؛‬,، ‫ا‬١ ‫ اا‬h a k ik a t g ü n eşin in h a r a re ti güzü aç ar ve a ١ d ı l a t l ı g ı ş٠ ٠ ١ ‫ﺀا‬ ‫ا‬-‫ ا‬ııyneiı g ü s le rir .»

12958 ‫ ﻧ ﺠ ﺮ د و ا ى‬١‫ ر‬٠‫ ﻋﻴﺬ ر‬/ ‫ران 'ذش دل را ﻛﻨﺎ د ى ف حى‬ ‫ا‬,|‫ ااا‬güneşin verdimi hararet ve güııül darlığının hir ltlli vıırdır. <٠ ,٠ ٠ ٠ ،٠ hararetinden kalbde mânevi hir genişlik hâsd olur .»

12959 ‫رم از اور ﻧﺪم‬٠‫ﻛﻮر ﺑ ﻮ ن ﺛ ﺪ م‬ ‫ د ك ض ﺑﻨﺎ ﻧ ﺪ م‬٠/ : >

‫از‬

«Kiir, evveline evvel olmayan Hak nurunun hararetini duyun،'،., fo lalımdan güzüm açıldı, gürliyorum der.» 1'î


..‫اا؛اا‬1‫ ا؛‬،٠ ‫ ا‬do n e d ir ‫ا‬،‫ ذ'؛‬C eh ale tiy le serk e şlik eden İnişi hile k e se r . 1‫ا‬٠ ‫ا‬‫ أ‬t ir il . -٠

12 ‫؛(؛()؛‬

١J

çj

£

، j ‫ ؛‬.، -

'<،

٠

J a A

cr ^ -‫؛■ ؛■—؛‬.?٠ ■.ö ı l.ııııu sana söz gelişi ve farazi olarak söyledim. Yoksa lıöyle bir dil.» Mibibiııiıı eli nerede, kendi nerede ki esrar perdesine yaklaşabilsin de on.ı luınaya çalışsın .»

12967 ‫ﺧﺎﻟﻪ را ﺧﺎﺑﻪ د ى ﻃﺎﻟﻮ ذ د ى‬ ‫ﺑﺪى‬

‫و‬١ ‫ﺀد ; ا دد ﻣ ﺖ ار‬٠ ‫أ نﻻ‬

..Hani derler ya... Teyze erkek olsaydı dayı olıırdıı. Işte ini söz de onun gibi söylenilmişdir.» Yani, faraza teyze erkek olsaydı dayı olabileceği gibi) dil sahibi olan elıl-i beyan da, ayan mertebesine vanb onun perdesini kaldırmaya ‫ه‬٠’‫اﺀ‬lı:‫؛‬saydı ulûhiyyet kılıcı onun elini ve başını koparırdı, demek isteniyor.

12968 ‫ ﻳﺎك از ﻛ ﺖ‬/ ‫ ﺣﺜﻢ‬1 ‫ز زان‬١ ‫ _ ت‬٢‫د د ﺀزاران ﻣﺎﻟﻪ ﻛﻮﻳﻢ ا'د‬ «Görüşünde şek ve şüpheden beri olan göz ile, lisan arasımla yüz liinlerce senelik yol .„rdır dersem az söylemiş olurum.» Yani kil u kâl mertebesinde kalıb da tahmin ile söz söyleyen ehl.1 lisan ile, miişahede mertebesine varmış ve hakikati görmüş olan ehl-i ayan arasında fersahlarca mesafe vardır. Bu mesafe, yüz binlerce yıllık yol" dur denilirse yine az söylenilmiş olur. Maamafih: F: 9

11


12972 ،jl. r— . ، .‫ ؛‬١ ٠١J

AİU U— ailı

^

،[٠١١••j l .-٠١ ،.‫؛‬A o _/ j ١ .■!y Hak’dan yardım dileyen kimse; felekle arzın arası be !1‫ ؛‬-yüz y ıl 1.1■ ١ ol olduğu hâlde o tesiri itibariyle zemine yakındır .»

12973 ،٠).‫>؛‬٠jl• -...،ali.) J l —

<—

١ .-٠y J tu ٠U -Zühal seyyaresi Arza üç bin beş yüz senelik bir mesafede bıılundıı» «.!l.ıı halde tesiri heran görünüp durmada -skiden müneccimler, Zühal’e (N .h s-i ekber) derler ve Arz üzerin !1! -ılı vukua gelmiş uğursuzlukları onun tesiri sayarlardı. Yine müneccimle I. güı.e Arz’da Zühal’in tesirine maruz olan yerlerde ot bitmez imiş .

12974 ‫ ب‬1‫درا‬

.٠‫ﺣ ﻮ أ‬

‫در ر ش ارد‬

‫ﻳﺶ آ ﻓ ﺎ ب‬٠ ‫ ت‬-‫ \ ح؛‬L ‫ﻃﻮل‬ «Ceııâbı Hak dilerse onun kötü tesirini, gölgenin çekilişinde oldıığtı «?gibi tesirsiz bırakır. Güneşe karşı gölgenin ne değeri olabilir Yani gölge ne .kadar uzun ve koyu olursa olsun. Güneşin karşısıııda .‫؛‬-ebat edemediği gibi, Zühal'in mevzubahis kötü tesirinin de İrade-İ ilil liiye karşısında sözü olmaz ,

12975 ‫؛ك اﺧﺰو ش »دد‬

‫ﻟﻨﻮس‬

‫وز‬

‫ ﺣﺰﻫﺎى ردو ن ى رﺳﺪ‬١ ‫وى‬«Pâk olan nefislerden, yıldızların Arza olan tesir ve. tenviri gibi, fclekdeki yıldızlara tesir erişir.» , 131


12.‫اًأ‬:‫ا‬ ‫ ﻧﺎ د‬٠‫ ى ا ن ذ ﺣ ﺮ اذ ﻋﺮ‬٠: ‫ذس‬ ‫; إ د و ر ت از د ج ; ﺑﻮدش و ﻻد‬5 «Suretle »neyve ‫ذ‬،‫ج‬ ‫ﻻ‬ ،"،!‫ اااإ‬zuhura gelmiş ‫؛‬:‫ ؛‬e ٠le١ hakikatte « ağaç mey‫؛ااأا‬،١t;ekir٠ leg ‫؛‬îd e ‫؛‬١doğmuştur .» 1 2 .8 0

‫ﺗﺎ‬.‫ ﻣ ﻄ ﻞ ز ن ﻛ ﻔ ﺖ ة دم و\ب‬4 ‫ ﻟﻦ ا د ﻧ ﺪ در ز ر ﻟﻮا‬٠ ‫ز ا ف‬ «Bundan dolay» Hz. Mustafa (S.A.V.) : (Âdem ve kütün .»elliler be‫ا‬,‫ ااا؛‬sa»١ cağıı»ı altjuda ve arkamda olacak lardı) buyurmuştur.» Bu beyitle, Hz. Pir : ٠ <Âde»n ve outlan ı١ »aada peygamherler, be»»i»١ ı ‫ذ‬ altıııda olacaklardır. Fakat ben bununla SU nm enı.» hadisine I ‫؛‬aret etmektedir.

12981 ‫ اﺳﺖ آ ن ﻧ ﻮا ر ن‬.‫_ن ﻓﺮﻣﻮد‬١ / ٠ ‫اإةون‬-‫ﻣﺤﻦ اﻻ ر و ن اذ‬٠ ‫رص‬ «O, Fen ve lîüner sahibi, bundan dolayı: (Biz sonra gelici ve evvelkileri geçiciyiz) remzijli beyan etmiştir.» Hatta (Ben evvel gelici ve evvelkileri geçiciyim ) diye bu teehlıur ve tevekkufu nefs-i şerifine hasretmemesi, ümmeti merhumesinin de sâyesinde bu manaya uahil bulunduğunun ifadesidir. Hz. Mevlânâ lisam Peygamberiden buyuruyor ki :

12982 ‫ﻧﺂدم ﻧﺎده ام‬

ü

*

‫ارﺑﻤﻮرت‬

‫ ام‬.‫ ى ﺟ ﺪ ﺟ ﺪ اﻓﻨﺎد‬٠‫ ن ئ‬٠ «Ben sııretâ Âdem'in neslinden doğmuş isen، de mâ'nen onun ceddinin ceddij'im.» Çünki kâinatın yaratılış sebebi zati Plisâlet idi. Nitekim,

gene pey. 13 :‫؛‬


‫ 'ا‬٠.' . ' ‫ا ؛‬.‫اا آ‬: ، k â in a t

V ،‫؛‬

n:.'ık.':ut, .umdu .h a l k ı n d a n nice

zam an

:','.‫'أ‬.‫ !ا;؛؛‬١ ‫؛'ا'اا ؛ا‬ so n ra

, <)

I

‫ ا ؛‬1‫ ا؛ ا ا ؛ ا ا ا‬İ‫> ا ا‬٠.

m a k s in i n

h ilk a l

vucuda gelmiştir ,

1298« 1 ‫إ ن‬- ‫ا ل ا د ر ﻳ ﻚ زﻣﺎن از ا‬ ‫ى رود ى آ د اد ر ﻛﺎروا ن‬ «Hülâsa: Bir zaman ‫؟؛‬inde semadan zemine kervanlar gelil, gider... Şârihler diyorlar ki buradaki âsumandan murad: Sıfatı İlâhîye ah:inidir. Kervanlardan maksad da, birka‫ ؟‬türlü olabilir. Evvelâ bütün eşyantn bir an İçinde yokluğa gidib tekrar vücüda gelmesidir. Yahud ruhlar kafilesidir ki ruhlar bir tarafdan Dünyaya gelir, bir taratılan Ukbaya gider; veyahud- da füyûzâtı İlâhîye kervanlarıdır ki Rabbâni sıfatlar SI'masından ariflerin kalblerine vârid olur.

12987 ‫ن ﻛﺎروان ا_ن ره دران‬,‫ب~ت ر ا‬٠ ‫ ﻣﻨﺎزه ز ا ت ا د اﻣﻐﺎز‬S «Bu kervana, kat ettiği yol uzak değildir. Fevz ü necat bulan kimseye çöl uzak olur mu?»

12988 ‫ ى رود در ر ز ﻣﺎ ن‬٠‫دل ﺑﺮب‬

V

‫دل ﺑﻤﺮد زادﻧﺎن‬.‫ع‬٠ ‫ﺐ‬ ‫ﻟ‬٠ ‫ م‬٠ ٠ ‫ج‬

«Gönül her an Kâbe’ye gider gelir. Allah’ın İûtuf ve ihsaniyle be. den de gönlün tabiatine biiriinmede...» Yani gönül tefekkür sUretiyle bir anda Kâbe'ye gidib geldiği gibi, Cenâbı Hak lütfü İnâyet ederse cisim de öyle olur ve bir anda 0 da Kâbe'ye gidib gelir. 135


‫ﻻا‬:‫؛’ \ا‬.١ ‫ال‬:.١ ‫ ا‬.١ ‫ا‬K'r.M NHIITN CEMİSİNİ-: BENZER. <) ( ‫؛‬EIY1İYK T lU N A N KHRTITIJTR. ONDAN AYRIDAN BATAR VI■: BOZULUR, HADİSİ ŞERİFİNİN TEFSİRİ»

12993 ‫ ن‬٠ ٠‫ ة‬.‫«ج‬: ‫ رﻣﻮد‬٠ ‫ ; ا ن‬f

‫ذى ام ﺑﻌﺈوﻓﺎﻧﺬس‬-٢ ‫ﻫﻢ ﺟﻮ‬ «Bundan dolayı Hz. Peydam her buyurnıuşdur Jii: Be» zamane nıııa harşı gemi gibiyim .»

،‫اا‬،)‫ا‬

12934

‫ﻳ ﻤ ﺠ ﻮﻧ ﻜﺜ ﺊ ﺑﻮح‬.‫ وا ﺀا‬L [

‫ و‬:‫ه‬

‫ د‬٠‫ﻳ ﺎ‬

‫زد‬

‫ ' د ر‬١

‫ت‬-‫د‬

‫ك‬

>

«Biz ve ashahııııız‫ ؛‬N'ııh'ı‫؛‬n gemisi gibiyiz ki Jler kim bizim gemimize sariJırsa kurt itilir.»

12995

‫و دور از ذدى‬٠‫أى‬:‫ائ‬٠ ٠‫روﺗﺔ‬ ‫ى‬-‫ارى ودرك‬:- ‫رون ودب‬ «Sen şeyh iJe beraber oiııııca kötülüklerden uzak binmiş gibi olur ve mahalli ıııaksûda dogru ilerlersin .»

li‫؛‬ılırsın; gemiye

1299fi

‫ ﺟﺎن ﺣﺎﺀدى"ﻟﻮﻟﻰ‬٠‫در اﺀآ‬ ‫روى‬- ‫ا درﻛﺬق وره‬:‫ﻃﻪ‬ «Onun tan bağışlayalı rıılıâııi himayesi altında terakki eder, gemid.. yatıb da ilerleyen kimseye döııersiıı.»

12997 ‫ اﺋﻰ‬٠‫ﻏﻤﺮ اﺑﺈم ح‬:‫ < أ ا از ب‬:

‫رﻛﺎم >؛ﺛ ﻰ‬.‫ را ن و‬Lr ‫ ﻛ ﺎ‬٠:‫ﻛﻚ‬ «Zamanıııııı peygamberi demek elan şe.vhdeıı ayrılma... Keıııli bibji ne ve muradına itiıııa،! eline .»


3003 ‫ \ ا‬: ‫ س — ﺑ ﺮ ن م‬1>• ‫ ﺣ ﻮ ن‬٠ ‫ﺑ ﻚ ز ﻣ ﺎ ن‬

‫ذد‬-‫ان را د واﺑﺮت ﻣﺘﻚ‬٠‫ﺑ ﻚ ز‬ •»٠ ٩ ٠٠١‫ا‬١ | ‫اا‬١ ‫ ااااااذر‬.٠ ٦ ٠ ٠ ٠ ١ ‫ ؛‬،٠ ‫اااﺀ‬٠ ‫اذ‬1،

‫ ذﺀاذيﺀ‬٠\ T ş (٠r t i r ١ ‫ آ؛اا‬٠ ‫ر‬٠ *‫اا‬١‫( اااذا‬1‫ ا ا ا ان‬١‫ اا‬، 1‫ا‬٠ ١٤

. . . ‫ ا‬٠ ١٠. ‫ ا‬٠،،٠١‫ ا ا‬، ‫ ا ا‬. ٠٠

٠ :‫«)(؛‬ :‫؛‬

‫را د‬

‫و ص‬

‫ د »د‬١‫ﺗﺎرف ر‬

‫ م‬٠‫ج‬

‫ ر و ر وا د ﻫ ﻰ و ﻓ ﺮﻧ ﺬا د‬.‫ا‬ .,Kendisinden ،er ü ،‫؛‬ize gül ve jıesriıı yetişsin diye, ılılfe eeıııııd viis ،٠ ٠ ,! ١ ‫ا'ا‬،‫ ا‬ve nnu ،(.jjraJi «illi m i،،ev ‫؛‬٠ zı kılar .»

‫ل‬:‫ل‬004 ‫ او‬j f ‫د‬:‫ ب‬٩‫ ا“ت‬-‫ ك او ي‬:‫ا‬

‫ ﻟﻮ‬.\[> ‫ل ﺗﻔﺰ ﻷك دﻫﺪ‬,‫ج‬ «lâıkin ٠ , yetişen gül ve ııesriıı '‫ ؛‬şeyh gürül-, başkası giiremez: Iiıısıl 1، ‫اااا ا‬1، ‫ آ؛اا‬i ‫؛‬:e sahip oJma.vaıı Cennet rüyilıasını duyamaz ."

‫ ذ‬3 ‫ ة‬05 ‫اذﻛﺎر ﺑﺎر‬

‫ﺧﺎ ﻟﻰ ر از‬

‫ﺧﺰ را‬

‫ازار ار‬-‫ﻣﺤﺎن ا د از م‬٠‫ا ة ر‬ "Yari iııkâr etrnekden İçini kurtar ki yariıı güizarmdan ılu ١-!isın.٠ >

rayihalın

Abdest ait..gın vakit bu rn u n a su verirken: Ya Rabbi; bana t ’eım elı Nnimin rayihasını duyur» diye C enâbı H ak'ka dua et. Nitekim: «Ceııııe، knkusu beş yüz yıllık mesafeden duyulur» m ealinde bir hadis vıırdıı.

13006 ‫ار ع ن‬

‫ از‬٠‫ا‬.‫ا ;داى ﻟﻮى ﺧﺎ‬٠

‫ررن از _ﺀن‬

‫زى‬

‫ون ﺋﻖ د‬٢

«İçini inkârdan temizle ki, Hz. Muhammed (S.A.V.) in Yemen ،111-11 III


، .1 1 0 (j —٠٧

‫ك‬:‫ رت ح‬- ٠١ ‫ رال‬L? ‫ﺣﻮ‬٠

‫ 'ب■ ف‬y ‫ﻓ ﻰ ارد ت‬-‫—و ى ه‬ ٠ 'Y okluk ‫ا؛‬1٠ ‫؛‬١ !,.‫ ؛‬liil■ ،‫إ‬٤ ، ‫ا؛آ‬illi: eğ e r sen .» ،1 ،‫ا‬٠ > yok ‫ا‬٠ ‫اااااا‬١١ ، . ölııioden ٠ ١ ١ ٠ ٠ ‫ ا‬ölm üşsen sel ,‫إ ؛‬،‫ا؛‬1‫؛‬v arlık 1 ‫ا؛ا‬٢ :١ ، ‫ ؛؛اأ‬gi‫ ؛‬t ü r ü r .»

13011

«Dağlar ve denizler, o (yokluk) Gürâkmın ancak tırnağına ،(okuna I ‫؛‬lirler. O. his alemini derhal ardında bırakır.» O kadar hızlı gider ve seni de öyle süratli götürür.

13.12

‫ ى وى روروان‬٣ ‫ش در‬٠‫ﻳﺎى ك‬ ‫■؟ون س وى ع ﻋﺜﻮ ق ﺟﺎن ﺟﺎن روان‬ «Ey salik: gem iye bin ve oratla ayağını toplayıh otur ki, I-İIII sevgilisi ne gitlen can .gibi oturduğun yerde yürüye dur.»

13013 ‫ ت د وﻳﺎ ى ى رو "اﻗﺪم‬٠ ‫د‬ ‫آ ' ﺑ ﺎ ﺀ ' ا ﺧ ﺘ ﺐ ' ﻣ ﺎ از ﺀدم‬ «Ruhların, yokluktan varlık alenıiııe koştukları gibi; sen ،!٠ , el.،*, ayaksız, evveline evvel olmayan Allah'a kadar sefer et;» Buradaki gemiden maksad : iîü rşid i kâmilin huzüru ve sohbetidir ،, huzûrun feyzi ve 0 sohbetin bereketiyle el, ayak kımıldatmadan, yitil( nı١ ri hareketlerde bulunmaksızın mâ'nevî seferler' olabilir. 1.11


‫ ﺑ ﺬ‬١‫ ﺻ ﺲ ﺀ ﺋ ﺜ ﺪ ﺗ ﺌ ﻖ‬. ‫ا ﻗ ﻠ ﺒ ﺴ ﻮ ﻗ ﺼ ﺊ‬

‫اﺀ;ﺟﺔ ﻷةﺀ ف؛ةه‬٠‫ﻳﻠﻪ‬-‫زﺻﺞﻳﺲ‬.‫ﺣﺘﺬا‬ Yani : «Mallarım Allah yolunda harcayanların lıâli, yedi havaU ٠ ٠ ‫؛‬،٠ ı.-ıı, her haşakta yiiz tane lııılıınan hir tek tolıuınıın h ‫'؛‬ıli gibidir. Allah ki dilerse ona kat kat ver .1111‫؛‬r‫؛؛‬7.» Âyeti kerîmesinde beyan duyurulduğu veçhile Allah yolu . ‫؛‬verilen 11 hir şeye karşılık olarak Cenâbı Hak yedi :,"tiz misli, hatta daha fazlasını ihsan eder. Cenabı Pir buna dair bir kıssa nakline şurü ile diyor ki :

«BEJJKİ<‫’؛؛‬İN SFRÂ ŞEHRİNDEN SÜLEYMAN (A.S.) A HEDİYE GÖNDERMESİ» Himeyriye devleti hükümdarlarından olub Yem en’deki Seb٥ şehrinin kraliçesi bulunan Belkis, Süleym an (A.S.) m gönderdiği davet­ name üzerine ona hediye yollamıştı.

13018 ‫س‬

‫ﺮ‬

‫ﺑ‬

‫ﺰ‬

‫ا ﻧ‬

‫ ا‬٠٠‫ﺣ ﺄ‬

‫س‬

‫ ﻗﺎ‬.‫اا‬

‫ء د ة‬

‫ه ﺣ ﻨ ﺖ زرﺑﺪ ﺳ ﺖ‬٠،‫ا ﺣﻤﻞ‬٠‫ﺑﺎر اًﺀ‬ «Belkis’in hediyesini kıi"k deve taşıyordu. Yükleri tam am iyl. k٠ ‘i |٠ iç şeklinde dökülmüş altın idi.» Böyle bir hediyenin geldiğini haber alan Süleym an peygamber yol. lara altm ve gümüş yaydırmıştı.

(37)

SUrei B ak ara: 261

ı.،:ı


13024 ‫ د د‬٠ ‫اد ﺀدﺑﻪ آ 'ﺗﺪا ﺛ ﺪ‬-‫>ون '؟‬‫د‬:‫ ث‬5٠ ‫ ا ﺛ ﺎ ن ر ه و ا ﺑ ﻰ‬٠ ‫— ار‬٠ ‫ﺛ ﺮ‬

«.!« diyeler ‫!؛„؛‬، :değersiz bulunduğu, uuıbcubiyet onlarj geri ‫ ؟‬ekti .»

sefâret

heyetince,

anlatılınca

13025 ١‫ا ر د ا د وار رو‬

‫ﺑﺎز‬

‫ ﻓﺮﻣﺎ م ﻣﺎ‬.‫ ر ﻣﺎﺻﺪ‬٠ ‫؛— ت‬٩٠ «Tekrar dediler ,ki: hediye değerli olsun veya değersiz bulunsun, bi»،,,٠İ‫ ؟‬İ،١ne var? Biz emir kuluyuz .»

13026 ‫ارا ر د ' ﻳ ﺖ‬٠ ‫ر زر و ; ﺣﺎ ك‬ ‫ﻟﺘﻴﺎ ى اور داب— ت‬٠ .‫اص ؤرﻣﺎﺋﺪ‬ «Altın olsun, toprak olsun, bize lâzım olan, gönderilen hediyeyi gii،،irmek ve lerman sahibinin emrini yerine getirmekdir.»

13027 ‫ ﺑ ﺘ ﺪ ﻛﺒﻦ واﻧﺲ ر د‬٠‫ ﻗ ﺮ‬٠ ‫ا‬ ‫ ل را ﺑﺎز آ و ر د‬: ‫؛ ﺀرﻣﺎن‬/ «Eğer Süleyman’ın fermanıyla: Bu hediyeyi götürün, ..din derlerse, fermana uyanz.»

Belltis'e iftde

Nihayet Belkis’in takdimesini Hz. Süleyman'a arz ettiler.

13028 ‫ل د‬: ‫'ن ا ن‬١٩‫ ن ﻣﺐ‬٠‫ اً ﻣ ﺪ ح‬,.‫ﺣﻨﺪر‬ ‫ ﻃﺎ ب ﻛﺮدم ر د‬S ‫ ﻣﻦ‬١‫ﻛ ﺰ ثﺀ‬ «Süleyman o hediyeyi görünce güldü ve dedi ki: Ben sizden ne vakit hediye istedim?» F: 10

1 ‫ةا‬


ı ı ı >

‫خ را‬٠‫ آﻓﺌﺎب ﺟﺮ‬J U L ; ‫ى‬

‫ال 'رخ را‬،' ‫ ﺟﺎف‬٠‫ﺧﻮار ﻛ ﺮ د‬ “Siz, değeri yüksek bulunan insanlık ruhunu h٠ ٠ r vc hakir ederek le li gin Güneşine tapıyorsunuz.»

13035

‫ﻟﺒﺎخ ﻣﺎ ﺳﺖ‬٠ ‫ا ﻓﺬاب از اص ﺣﻖ‬ ‫ دو_ﺑﻢ اًف ﺧﺪا— ت‬،6‫ى اﻧ ﺪ ا‬٠‫اﺑﺎ‬ «Güneş Emri İlâhî ile bizim aşçınıızdır. Ona Hûda’dır dersek budalailk etmiş oluruz.» G ü n e ş in aşcı o lm a s ı , n e b a ti y e tiş tir ib p iş irm e s i , y a n i o ld u rm a s ı İ١ İ-

!)‫؛‬ir iy le d ir .

13034 ‫ ﻛ ﻠ ﺒ ﻤ ﺪ د ﺟﻮن ﻛ ﻰ‬٠‫اذاﺑ ﺖ‬

‫ﻛﻰ‬

‫ؤن ﻧﺮون‬-‫ﺑﺎ س زو "'و‬- ‫]ن‬

«Güneş tutulacak olursa ne yaparsın, onun sathındaki karalığı misil izale edersin?»

13035 ‫ ﺧﺪا اًر ى ﻣﺪاع‬.‫ ل د رﻛﺎ‬٠ ‫ ﺛﺪإع‬.‫ى ﺑ ﺎ ش را وﺑﺮواد‬ «GUneşden 0 siyahlığı gider, yine onun nurunu ver diye Allah’ın der. gâhını tasdi etmez'misin?»

Tasdi : Baş ağrıtm ak , mecâzen bir kimseye ‫ ؟‬ok ve sik müracaatla onu rahatsız etm ek demekdi.r . Bu t.abirin Cenâbı Hak hakkında kullanılm ası , Belkis ve kavm inin anlayabilm eleri içindir . Çünki onlar, Allah.! tenzih tarikiyle değil , ancak teşbih yoluyla tefehhüm edebileceklerdi.


II» 130■

‫اك اورا ﻧ ﺮ ق ل‬.‫ﺟﺰ روان‬ ‫در ﻫﺈﻟﻤﻮﺀش روز وذب را ﻓﺮق ل‬ «o Güneşe pak olan rilijdan gayri ‫؟‬.ark bulunmaz, ancak onda dogar Onun doğuşu î ‫ ؟‬in gece ile gündüzün farkı yokdur .»

13041 ‫روز آف ا ﺛ ﺪ ك او ﺛﺎ ر ق ﻧ ﻮ د‬ ‫ و ﺑﺎرق ﻧ ﻮ د‬١‫ﺷﺐ ﺀاﻟﺪ ذ ب ﺣﻮ‬ «Hakiki gündüz. Onun doğarak tecelli ettigi zajnandır. ‫؛‬،rtık gece kalmaz.»

o

tecelli il."

13042 ‫ أﺗﺎ ب‬٦ ‫ﺑ ﻮ ن ﻧﻤﺎﻳﺪ ذره ﻳ ﺶ‬

}

‫ ﻓﺘﺎ ب ا'در ﻟﺒﺎب‬٦ ‫ﻫ ﻤ ﺠﻨﺎذ ت‬

«Zerre güneşe karşı nasıl görünür? Evet, nasıl görünürse, l.u Güneş de ü lü l’elbâb olan enbiyâ vc svliyâya karşı öyledir.»

13043 ‫آﻓﺘﺎ ل وا ك رﺧﺜﺎ ن ى د و د‬ ‫ ﻳﻨ ﺶ ﻛ ﻨ ﺪ وﺣﺮان ى ﻧ ﻮ د‬٠‫داد‬ «Bu Güneş parlar ve Arzı parlatır. Göz onun karşısında kaıııaşır ve lıayran olur.» İşte 0 parlak Güneş :

13044 ‫ ﺑﺘﻴ ﺶ در ﻧﻮر ر ش‬٠‫ﻫﻤﺠﻮ ذر‬ ‫وﻓﻮر ر ش‬٠ ‫ﻟﻰ ﺣﺪ‬. ‫دش ور‬ «Arş’ın hadsiz, hududsuz derecede çok olan nuru karşısında zerre gl. bi görürsün.» 14٥


1:105.1

٠_j l:٠T j j >)

‫ ؛‬- ١ıJ

٠ _ > ‫■؛‬ ٠ ' } y>■ o ١ ?j .-،O ٠

«His gözü, zahiri Güneşin zebûnudur, kamaşır kalır. Sen Rabbani bir göz ara ve bul ki:» Buradaki (Rabbani göz) basiret gözü denilen, manevî görüş vasıta sidir, yahud o vasıtanın elde edilm esine sebeb olan insan-ı kâmildir.

131)51 ‫ ﺑ ﺶ ان ا'ﻇﺮ‬٠‫ﻟﻪ‬٠‫"ا ﻧﻤﻮن ر د د‬ ‫ﺛﻌﺎت آﻓﺘﺎب ا ﺛﺮر‬٠ ‫ذ‬ «Onun bakışı karşısında, kıvılcım lar saçan Güneşin şııaları zebûıı <»٠ sun.»»

13052 ‫ءود‬٠‫ ن 'ارى‬٠‫ﻛﺎن ﻧﻔﺎر *ورى وا‬ ‫ ش "ارى ﺑود‬٠‫ ض رود‬٠‫'ار‬ «Çünkl bu bakış, nûra mehsubdur, karşısında karanlıkdan ibaret kalır.»

Güneş ise ateştir. ٨teş. iıfırıın

«MAĞRİB’Lİ ŞEYH ABDULLAH (AT LAH SIRRINI TAKDİS ETSİN) İN KERAMETLERİ VE NÜRU»

i

13053 .٠ ) jMA .jp-t.

j١ ٠ JL* w-.*-■

«Mağrib’li Şeyh Abdullah demişdir ki: Ben altmış yıldır gece nedir görmedim.»

151


1305» ‫ﻟﻮس‬٠‫ﻳﺎى‬

‫روز ﻛ ﺪ ق اﻧ ﺮا ﻣﺎ‬

‫وس‬،/' ‫ ا ى‬٠‫ ش ﺟﻮﻻا‬٠‫ و؛‬. ‫ﻛ ﺪ د‬ "" olunca biz onun ayağını öperdik. Ayağı, gelin ayaklar, K،I,I lâtif ve yumuşak idi.»

130Ö0

‫روى ار‬٠‫ل‬-‫ل زﺧﺎك و ل زﺀك‬ ‫ا‬

‫ر ﺧﺮ اش ﻏﺎر وا ﺳﺒﺐ‬

«Onun ayaklarında ne toprak, ne ‫ ؟‬amurdan eser lıuluııur. Ne yırtııiii SI. ne de taş kanatması görülürdü.»

13061

‫ ﺧﺪاى‬٠‫ ل ر؛ »ﻧﺮﻓﻰ و د‬٠‫»ذر‬ ‫ور ذاى‬٠ ‫ ﻣﻐﺮب را ﺟﻮ ﻣﺜ ﺮق‬٠‫رد‬ «Allah, Şeylı Mağribi’yi (Meşrık) hâline getirmiş; Mağribi, ona meşrik gibi nurlar saçan bir lıâle getirmişti.»

,

13062 ‫ د س ﺷﻤﻮس ﻓﺎر ﺑ ﺖ‬٠‫ﺗﻮر ا ن‬

‫روز ﻏﺎس وﻋﺎم را او►ار ﺑ ﺪ ت‬ «Bu muazzam velâyet güneşinin nuru„ Aşk meydanının öyle l»‫؛‬r ‫اا‬،‫ا‬-dır ki, halkın ileri gidenlerinin gününü de O' korur, geri kalanların g ü llü

nü d e ...»

13063 ‫ د‬٠‫ﺣﺎرس اً ن '»ور ﻣﺢ‬

‫وق ﺋﺎﺛﺪ‬

‫ى ﻫ ﺰا را زآ ﻗﺎ ب آ ر د د د‬ «O azim nur, nasıl korumaz ki binlerce O’dur.»

güneşi

meydana getiren

‫ >ا‬: ‫ﺀ‬


13007 ‫ﺗﺎﻣﺖ اًف ازون‬٠‫ د د در‬/ ٠‫>رج‬ ٠‫ ازﻣﻮز‬٠‫ل‬٠:‫ د دا ا ﺀا ﻧﺤﻮده‬٠‫از‬ «Vakıa 0 nur, Kıyamette artacakdır. Fakat Onun Dünyada müşahc٠ le ve tecrübesini Allah'dan burada isteyin.»

13008

‫ ﺀاغ‬١‫ور‬

‫ ﺀ ﺛ ﺪ را ﺀ غ‬/

‫ﻧﻮرﺟﺎن واﻟﺬ اﺀﻟﻢ ا ﺑ ﺰ غ‬ «Zira Cenâbı Hak, hem bulutlu havada, hem de karanhkda can nuru bağışlar ve o nur ile hidayete erişilir. Allah istenen şeye delâlet etm eyi .laha iyi bilir.»

«SÜLEYMAN (A.S.) IN BELKİS’İN ELÇİLERİNİ, GETİRMİŞ OLDUKLARI HEDİYELERLE BİRLİKDE GERİ GÖNDERMESİ»

13009

‫ و ﻻ ن ﺣﺠﻞ‬-‫از ا د د اى ر‬ ‫د دل‬.‫ ﻻ را دل ض ار‬٠‫زر‬ «Ey malicub elçiler avdet ediniz. Altm sizin olsun, bana JJİİI1Üİ jjetirin.»

13070 ‫ ﺗ ﺪ‬٣ ‫ران زر‬- ‫ ر‬.‫ا ن ﻧﺮس‬ ‫ د‬٠٠‫ ر را د‬- ‫ﻛﻮرى 'ن زر خ ا‬ «Bu, yollarda döşeli altunlarmn da sizin altunlara İlâve edin... lüğünüzü anlayın da o altınları katırın tercine kilid olarak takınız.»

K ili

Eskiden zenginler, bindikleri dişi katırların gebe kalmaması İçin ferelerine altın kilid takdırırlarnıış. 1.‫؟‬.١


‫ا‬:‫)ا؛‬7٠ ‫ل‬

‫ره داد او دﻟﺮا ﺛﻢ؛ن‬١‫ د‬٠‫ ون‬٢ ‫ ^ رﻧ ﻪ دان‬٠‫ا ا ﻧ ﻪ ﺻﺪر‬ «Serbest bir kimse daneye - yani bir menfaate - giiniil verdi ve ‫ا‬٠ ‫اااا‬ baglandum, öyle bir kimseyi serbest iken yakalanmış ve tutulmuş bil !»

13077 ‫ ى ﻛ ﻨ ﺪ‬، ‫آ ن ﻧﻈﺮ ﺀا ك د ا‬

‫ ر ى زد‬٠ \ ‫ ا‬/ ‫اً ن ﻛ ﺮ ه د'ن‬ «Kuşun daneye bakışları, .kendi ayağını bağlamak İ‫ ؟‬in birer d،iği،ın

gibidir.»

13078 ‫ ﻛ ﺮ ر ى دزد ى ﻧﻈﺮ‬٠٠، / ، ‫دا‬

‫ﻣﻦ ﻫﻤﻰ ﻟﻨﺪم ﻧ ﺮ ﻣ ﺮ ﻣﻐﺮ‬ «Dane ona; der. ki: Ey kuş, sen şimdi bana hırsızlama ama hele sabret; Asil ben seni ‫ ؟‬alıyorum.»

bakıyorsun,

13079 ‫ﻳﻢ‬٠‫ﺟﻮن ﻛ ﺜ ﻴ ﺪ ت ا ن ﻧﻔﺎر ا'در‬

‫ﻳﻤﺎ‬٠‫ﺑﺲ داﻟ ﻰ ﻛ ﺰ رﻣ ﻦ ﻏﺎﻓﻞ‬ «Mâdem ki o harisâne bakışın seni benim ardıma ve izime dtişdrtlyor, bilmiş olasm ki ben senden gâfil değilim.»

«TERA ZİSİNE DİRHEMİ BAŞ YIKANAN KİL OLAN BİR ATTAR İLK, KİL YİYEN MÜŞTERİNİN HİKÂYESİ»

13080 ‫ﻛ ﻞ ﺧﻮار رﻓﺖ‬

s.

,‫ﺑﺶ ﻋﻄﺎرى‬

‫ا ﺧ ﺮد اﺑﺮ ج ذﺗﺪ ﺧﺎ س وزﻓﺖ‬ «Bir kil yiyen, hâlis ve musaffa şeker almak İ‫ ؟‬in, attar dükkânına gitti.»

157


r :<ıxı; ‫ ﺀ ر و ت‬. ‫ ﻟﻨﺎ‬١ ‫ا ر‬٠ ‫بﻟﺤﺪث‬.'‫ ز‬:‫ﺳﺦ‬

‫ ت‬- r ‫ > ﺣﻠﻮا‬- ‫ د‬.‫ﻛﺎن دﻧﺮ‬ «Çok güzel olmakla beraber birşey daha var ki o iffetli kız helvan kızıdır .»

13087 ‫؛ ود‬/‫ﺣ ﻮد‬

‫أر ا ﻏ ﻨ ﻦ‬٣ ‫ﻓ ﺖ‬

‫د > ا و ج; ب و د ر ن ذ !ود‬ ٠ <Genç dedi ki: ö y le ise daha iyi. Helvacının k.zı muhakkak ki daha tatil olur.» Kil meraklısı, attara dedi ki:

13088 ■ l"-— d —i

^ .^.» ١ ٧ ٠ .

٠،> ٠

«Eğer dirhemin yok da onun yerine kil kullanıyorsan o daha âlâdır. Çünki kil, benim gönlümün istediği meyvedir.»

13089 ‫زا ﻋﺌﺪاد‬

‫ﻧﻤﺔ رازو‬.٢ ‫ا'ﻟﺪران‬

‫ ﻣﺎد‬٠‫ را‬٠‫ ]ن ﻛ ﻞ‬٠‫ﻣﺤﺎى ﺳﻜ ﺚ‬٠‫ و‬١ «Attar, terazinin gözüne hazır olan kilden koydu.»

13090 ‫ د ﺳ ﺖ‬٠‫ا‬

‫ ى ﻟ ﻐ ﺔ‬١‫ﺑ ﻰ ار‬

‫ ﺑﻘﺪر ا ن ﺛ ﻜ ﺮ را ى ت^ﺳﺖ‬٢‫ر‬ «Terazinin diğer gözüne koymak İçin, kil mikdarı şekeri eliyle kırı, yordu.»


Çürıki kil yenildikçe lıyorıhı.

h ı١ r ،r i *٠ v ،y

<٠>'> Mİınıırıık şeker dt■

< ‫ا‬

nisbette ،17.11-

13090

‫ ن ا;اث ازﺧﺮى‬٠:‫ورى رس ا‬: ‫*ن رى رﺳﻢ غ ’و'؛ر ﺀورى‬ «Sen benden çekiniyorsun ،‫اا‬،‫ ا؛ا‬emeklisinden... Bense diye korkuyorum .»

az yiyeceksin

‫ﻟﻰا‬٠>‫)؛‬7 ‫ﻳﺒﻢ‬٠‫ل‬،‫ﺣﻢ‬٠١ ‫ ﺟﻪ ﻣ ﺬأ و م ح;او‬r ‫ ﻳﻢ‬٠‫از‬

‫و‬:

‫ ﻧ ﺮ اازون‬٠‫ك‬٠

«Ben şeker kırmakla meşguliim, lüki.ı öyle olmakla beraber, fazla şeker verecek kadar a Irmak değilim.»

13098

‫و ﺛ ﻚ ; را آزدود‬: ٠‫ ون 'ﺑﺘﻎ‬٣ ‫داﻧﻰ ارق وﻏﺎﻓﻞ ئ ﺑﻮد‬

‫ﻟ ﻰ‬٠

«Sen şeker alrlr da tecriilre edirree azalmrş olduğunu görecek, ahmak ve gâfilin kirrr olduğıııru 0 vakit anlayacaksur.» Cenâbı Pir, birkaç beyt evvel, daneyi uzakdan görüb de ona meftun olan kugdan bahsetmiş, arada kil nreraklısı ile Attar fıkrasını söylemişti. Şimdi evvelki bahse avdetle diyor ki :

13099 ‫د‬:‫ر غ زان دا'ﺑﻪ ﻇ ﺮ ووش ى ئ‬ ‫ﻟ ﻰ ﺛﻢ از دور را ش ى ز د‬ «Kuş, o daneye bakmakla lıoşlanır, daire de uzakdan onun yolunu vurur'..» Yani tuzaga tutulmasına sebep olur. Kuşun hırs ile daneye bakışı, nlhayet onu tuzağa düşürdüğü gibi, bir güzele şehvetle bakıb göz zinası ."tmenin bir kliislümam adeta zehirli okla vurulmuş gibi yaralayacağın! beyan İçin Hz. M evlânâ buyuruyor ki : '‫!؛‬

‫ا‬٠ ‫ا؛‬


Y.ÜİU . «Ve ١١"/،.،‫اا ا‬،ı ‫ اراط‬٠‫أ‬٦‫!اااا‬,‫ ؛ا 'اا‬١١, „ ‫ا‬،|, ‫ اا‬,،:III çok ٤ ٠ ٠ ١ ١ ١ ١ /. ‫ا ا‬١‫ا‬،. ‫واﻧﺎل‬.. Hakikaten t'enabı ‫ال‬،١1'.‫ ا ا‬1١‫ اا‬11,‫! اااااااا‬،!') ,١'‫ا;د ااذ‬٠٠‫ذ‬،٤‫ا اأ ا ا‬-‫؛ ا‬،٠‫ ا‬.،٠٠ '، lıakktyl tidierdardır. Ilîibibi.11, mümhı 1،‫اا ؛‬1‫ااا‬1،‫ ا‬١-‫;ا< أ‬١ söyle !،‫؛‬, harama |‫ذا‬، 1، ٠‫ا؛اا‬1،،.'‫ااا‬ ، tizlerini sakınsınlar, ırzlarını korıısııular. «، islerini göstermesinler, 1‫اا ؛‬١‫ ا‬. |‫اااا‬1:١‫ أ‬görüneli kısın müstesna. Ve baş örtülerini yakaların.» üstünü -surette) koysunlar- Aneak koralarına, yahut babalarına, .ya ' deşleriı، e ve oğullarına, ya-، ، ilil، koralarının babalarına, yabul erkek k٠ -illi( kız kardeşlerinin oğullarına, yahut kadınlarına (yani: hizmeti;! ya lıııl. komşu yahut da ahbap kadınlara) yahut eariyelerine gösterebilir* İri11.» Süslerin görünen Kısmı: Parmaktaki yüzük, eldeki kına ve yüzdeki ■‫؛‬ıırırıe gibi iş görürken görünen kısımlardır. Bazı müfessirler ziynetten maksat, onların bulundukları yerlerdir, demişlerdir. O halde kadının gö­ rülebilecek olan yüzleriyle elleridir. Bazıları (Evma meleket) cümlesinin hükmü, cariye ve köleye şamil­ li ir. Eğer köle afif olursa hanımın ona ziynet yerlerini göstermesinde beis voktur demişlerse de bazıları, meselâ ulemayı tabiinden Said Bin El Müoyyib (R.A.) «Bu cümle sizi şaşırtmasın, o istisna cariyeler hakkmdadır» demiş ve tecviz etmemiştir. |‫)! اا‬،‫)؛‬-.

.‫ ﺷ ﺔ ز ز\ ط\ﻹذؤﻳﻠﻤﻴﻔﻲ‬١ ‫اواﻟﻖ‬ Yani : «Çok ihtiyar, yahut erkekliği olmayan, yahut erkeklikten kalıııış bulunan hizmetçilere ziynet uzuvlarım gösterebilirler«.» Lâkin Hanefi imamlarından çoğu, hadim edilmiş olanların da ecne‫ ذ)ا‬hükmünde bulunduğuna, çünkü kendilerinde mücâmeat uzvu bulunUlamakla beraber şehvetin bâki olduğuna kail olmuşlardır.

‫ ﻻ ذ إ‬١‫أ و‬

‫ ر ﻻ ﻻ ﺿ ن‬٩ ‫ ﺗ ﺎ ﻟ ﺗ ﺎ‬١‫ ن " ﻳ ظ ﻪ ء و ا ى ش‬٠‫اق‬ ‫ و و و ا ا ث‬، ‫ ﺻﺎ ; ﻣ ﺤ ﻌ ﻶ ﺑ ﺸﺎ ذ ﺗ ﺒﺎ‬A - L ‫ﻶ‬

‫ ﺋ‬٠‫ﻻاًذ‬

® ‫ ﻓ ﻸ ذ ؤ ت‬٠ ‫ ﻹ ﻳ ﺆ ﻟ ﺘ ﺜ ﺪ‬١"4 ١ ‫; ﺳ ﺘ ﺊ‬ Yani : «Yahut henüz kadınların avret mahallerine muttali (41) (42)

olmayan 412

S û re i N ur: 30-31 S û re i N ur: 31

163


13101

‫'و ار؛ ﻣﺎ'ﻟﻜﺘ ﻦ‬٠ ‫م‬١‫ ن — ب‬٠‫م‬ ‫ ﻛﺘﺎ ن‬- ‫ ا‬٠ ‫ از ا ا‬r . U ‫ﻛﺪ م ن ر‬:‫ﻳﻠﻢ‬ «Ben Süleymanım; s ‫؛‬z ‫ ؛‬n miilk ve hükümetinizi istemedi^ijn Rİb‫؛‬, -bel l،i sizi her türlü tehliketlen kurtarırım .»

13105 ‫ ا ك‬٠ ‫ﺋ ﻦ زﻣﺎن ﺀ— ﺗﻴﺪ ﺧﻮد ﻣﻤﻠﻮك‬

‫زك‬٠‫اﺀ او ز‬٠‫ ﺑ ﻜ ﺎ ﻣﺢ‬: ‫ﻣﺎﻟﻚ ﻣﺎ ﻛ ﺂ‬ «Siz şimdi mülkün sahibi geçindiğiniz hâlde, o mülkün, kulu, küle.sisiniz. Asil mala sahip olan kimse, lıelâk olmaktan kurtulan, mala mülk،, esir olmayan kişidir.»

13106 ‫از ﻧوﺗﻪ اى ا ر ا ن ﺟﻬﺎن‬ ‫ان‬٠‫ن ج‬.‫'ام وود ﻛ ﺮد ى اﻣﺮ ا‬ «-Ey bu cihânm esiri olan haris ve tamâkâr; sen tersine olarak k.'iı «.dine bu Dünyânın emiri dedirtiyorsun Halbuki Dünyânın emiri değil esirisin.

١ :'..

,

'٠

... -

.٠ ٠ ‫ئ‬ :

f

‫؛‬-'.٠ ١ ،٠

'

13107 ‫ﺟﻬﺎن ﻣﺤﺒﻮس ﺟﺎن‬٠ ‫ ﻣﺪة ا ن‬٠‫اى 'و‬ ‫ ان‬٠‫ ﺟﺔ ج‬١‫ ز ا ﺧ ﻮﻳﺜ ﺮا ﺣﺔو‬/ .‫ﺟﻨﺎ‬ «Ey ruhu bu cihan hapsine düşen. Dünya esiri... Ne vakite kadar kendine Dünyânın efendisi diyeceksin?» 165


13113

‫ﺀق راى ان دذد اى ﻧ ﺮ ا ن‬ ‫ﻛﻴﻦ‬٠> ‫روز تﺀﺛﺎ ا ن ﻧﻤﻴﻦ را‬ «Ey altın istiyen ve seçcıı; Ccııâbı link kudretini izhar etmek İçin hu Dünyâyı mahşer gününde gümüşden ‫ا‬١ ‫ آ؛‬âlem yapaeakdır.»

13113 (،^٠ ٠/ ،j -‫•؛؛‬. &j j ) ١ ‫؛‬،“ -‫ '؟‬،j . j

١j

١٠‫ ؟‬١٠-

«-Biz, altına aldırış bile etmeyiz, Fen sahibiyiz. Bütün yeryüzüııdeki leri o fen sayesinde altın hâline getiririz .»

13114 ،^٠j ٠ j .،.■■،5" ^ ١ ،\i j c S

' ^

j ^١ ٠ ■

«Sizden altın mı isteriz biz? Biz sizi kimyager yaparız .»

13115 ‫ ﻟ ﺖ‬٠‫ﻻﻟﻚ س‬٠ j

f ١‫"رﻛﺂﻧﻜﻞ_ﻟﺪ‬

‫ ى د ﻛ ﺎأ ﺳ ﺖ‬٠‫أ إ‬٠‫ﻛ ﺎ رون اراب و^؛ا‬ «Mânen kimyâger olmak İÇİ11, Sebâ mülkü bile olsa vazgeçin o I)i'ınya mülkünden. Suyun, toprağın dışında nice mülkler var!»

13116 ٠‫ﻳﺪ‬٠١‫ﻛﺎ ﻣﺨﺖ; ؛ ﺣﻮ‬

٢ ‫ﺳﺖ‬

‫~د‬

C:

٠‫ا'د‬٠ ‫ﺻﺪر 'ﻧﺪ ار ى و ردر‬ «Setlin taht dediğin şey, teneşir tahtası demektir. Konduğun yeri baş köşe sanışııı da yanlıştır. Çütıki orada oturuş kapıda kalış gibidir.» 107


13122 ‫ ان از د و ى‬٠‫ ان ج‬٠‫؛ دذا‬

s X ‫اا ب‬-' ‫ ز‬١ ‫ﻧ ﺮ د د‬ -4

«Diinya padişahları, soysuzluklarından almamışlardır .»

‫ﺑﻮ‬

kulluk şarabının

kokusunu

1:51,23 ‫ ن ودﺳﻤﺚ‬١‫ ادر( وار ﺳ ﺮ ﻛﻠﺪ‬،‫ور‬ ‫ﻣﺎك را رر( زد'دى ﻟﻰ د ر ﻛ ﺚ‬ «Yoksa, İbrahim Bin Edileni giÎJİ lıayran ve sergerdan liir 1‫ا';ا‬1‫ ‘ا‬g< lirler, mülkü de hükûnıeti de terk ederlerdi.».

13124

‫ان‬،‫ر دات ا_ن ج‬٣ ‫د ك ﺀق‬ ‫ودءان‬

‫ و دا ن بءاد ر ﺑ ﺘ ﻢ‬، .

«Lâkin Cenâbı Hak, Dünyânın devam ve intizamı İçin hükümdarların gözünü ve ağzını mühürlenıişdir.»> Ki kulluğun yüksekliğini göremezler ve kulluk şarabının tadını al‫؛‬ı mazlar.

13125 ‫ﻣﺤﺖ وا ج‬

‫ اﺛﺎ ن‬١ ‫ا ﻧ ﻮ د ﻧ ﺮ ن ر‬

‫ﺣﺎﻳﻢ از ﺟﻬﺎداران وراج‬

£

«Bu suretle de onlara taht ve taç tatil gelir ve : Âlemdeki halktan haraç alalım, derler.»

13126 ‫از ﺧﺮاج ارﺟﻊ آرى ر ﺟﻮ ر ك‬

‫ ر_اذ‬٠‫ د ﺻﺪ‬٠"‫وﺀا‬٠ ‫اوران از‬ «Ey gafil hükümdar, aldığın haracdan kum gibi altm toplaşan dn ilihâyet senden arda kalır.» !٠ ‫؛‬٠ »


‫ا‬٠‫ﺀ‬٠٠،‫ا‬١‫ ا«ا‬٠ ‫ااا‬1،‫اا‬1‫اا‬,’‫ا‬٢ , ‫زال‬.. Yakııb’n (.1111 gösterili, Yusuf'u kurt paraladı <1٠ '‫ا‬1‫ا‬ ‫اا‬٠‫ ا‬Maliud 1‫ اا ؛‬١' ‫ أ‬başına ‫ 'ا ؛ ا ؛‬kafile kondu, ‫(؛‬,.'!elinden l.iı'i kovasım kuyu ١٠٠ <‫اء‬,‫ا‬١‫ ا‬1‫ اا‬. ١'‫؛اا‬:‫ اا‬A.S.) kovanın ipini tuttu V(‘ kova) '1 <١'(",(‫ ؛‬1‫ا'اااا‬- ‫ااااااااا‬٠‫ا‬ : : ; ٠, ٠٠٠٠ ‫ا‬.‫ اا‬.، ، ‫ء‬1.’‫ ؟ ااأ‬ikil. Kovayı ‫ ؟‬eken «Mi'ı.jde, 1‫ا‬، ‫ ا‬bir gen‫اا ؟‬-(‫ اا'(ا‬I) .، 1، ١٠ ‫ >ا‬,.irada Yusuf’un biraderleri, onu» hayat ve menıfılından 1‫ ا(ا‬1‫ اا 'اا‬،‫ ا‬1 ,٠٠٠٠!'. ‫ااا ااا'اا‬-;‫ا‬١' ‫ اإ‬gelmişlerdi. Yusuf’un kuyudan çıkmış olduğunu göl'üm'e: 1٠‫ اا‬I'I.'II. kiilcııiizdi. evden ‫ذآا‬،،.."‫>اا‬١ diyerek kafile.ve gnyel ‫اا اااا‬٠٠‫اا‬،‫ا‬ ‫اا‬٠ ‫اااا‬11‫ ا‬1;‫ اا‬. Kafile Mısır’a gidiyordu. Yus، .، f'ıı orada esir pazarına gbltıı ٠‫ا ا‬٠11 ١٠ Mısırın Başvekiline sallılar. Kıssanın alt tarafı tnalfun. II.'. klev ٠، ٠,٠!. I.uııyayı kuyuya, Düny.'ı ile meşgul olaııı kuyuya duşmuş lıuluıııuıa ‫ ا‬, 11٠٠’،1١٠,Oradan kurtulmak ve Hakikat alemine çıkmak İçin llıaiılııl 1 nıeliıı urvetülvdskâ) olan. Kur'ana sarıl diyor. Bu metili anlatmak . 1.111 ,lıcyli söylüyor: «Ey can Yusuf'u: neden beden kuyusunda luılılı dııi'iı 11 yııısuı، ':' Şu Kur'an ipine sarıl yani onun emir ve yasaklarım tut da . 1

١٠-

l'،ıı,uıl،k kuyudan yükseli -،

13130 ٠‫ ﻛ ﺎ ا ت ئ‬٠'٠‫ ا‬.‫ درب‬.

‫دﺀ‬

‫ ذ ك زر‬٠ ‫ د‬1‫ ئ‬٠‫ﻛ ﺰ ن آﺛ ﻚ‬

«Kuyuda göz, akisler sebebiyle, ters görür. Bu ters görüşün en baya i.ısı taşın aitm gibi görünmesidir.»

13131 ‫و؛ت ﺑﺎزى آ ودﻛﺎ ن را زاﺧﻬﻶل‬ ‫ر ا ﺑ ﺎ زر وا ل‬

‫ د آ ن‬٠_‫ى ﺀا‬

«Oyun esnasında ‫ ؟‬ocukların akil m uhtel olduğundan ‫ ؟‬anal،, ‫ ؟‬ilmlik «.kırıkları onlara altın ve mal görünür Altın ve mala tamâ' edeir Dünya ehli de tıbkı çocuklar gibidir. 10، ki nimetlere nisbetle fânî bulunan Dünya nralma ‫ ؟‬oeukcasma V (> ‫اا‬،‫اااا‬-‫؛‬،‫ا‬ ne rağbet gösterirler, onları elde etmek İ‫ ؟‬in uğraşıb dururlar. 171


( 3131‫؛‬

١‫ ل‬٠‫ آ ن ﻣﺘﻮ‬:‫ة ﺧﺪا ﺛ ﺮ ن \(ل‬ ‫ ا‬, ‫ ﺳ ﻨ ﺪ ك‬y ‫در دﻫﺎن‬ ..١' ‫ أ‬d ed iler ki: A llah, 1)11 m e y v e le ri bizim h im m e tle rim iz le seıdıı 1١'، ‫اا‬ ta tlıla ş tırd ı .»

‫ا‬:1‫ ا‬:‫؛‬7

‫ن د و ر ﺑ ﺬ وﺀاﻵل و ل و ﻳ ﺐ‬٠‫ﺀإ‬ ‫ ة ل ﺑﺎﻻ وﻧﺜﻴ ﺐ‬٠‫ى د ا ع و‬ ..iste Imııları zahmet çekmeden ve yukarı ‫ﺀ اةا؛ﻳﺄذ‬ ‫آذ‬٠ ‫؛ا‬i lmeden» 1٠‫ااأ‬1، ١ <- 1‫اا‬٠ 1‫ا"أ‬olarak ve hesabi olmaksızın y e 1!»

13138 ‫ﺑ ﻰ ا ا ﻧﺎن رزق ﻷﻓﻰ ى 'ﺀود‬ ‫»ود‬٠ ‫ر‬

‫دوف ﻛﻔﺖ ﻣﻦ ﺧﺮدﻫﺎ ى‬

«O rızıkları yeyince sözlerimde ö١ ’le bir feyiz, bvle bir ،esir basil o l ilil ki kalbimden ilikmet manbaları kaynadı. Sözlerimin verdimi zevk, a k il İarı hayran bırakmaya başladı.»

13139 ‫ان‬٠‫وب ج‬

‫ا ن ﻓﺘﻨﻪ ﺳﺖ اى‬

‫ﻛﻔ ﻢ‬

‫ان‬٣ ‫ﺋ ﺜ ﻰ دﺀ ازﻫﻤﻪ ﺣﻠﻘﺎن‬ «Rabbim, dedim, bu bir im tihan... Sen bana biitiin halktan «izli bir ihsanda bulun!»

13140

‫ ن د ل ﺧﻮش اﻓﻢ‬٠ ‫ﺋ ﺪ ﺳﺨﻦ اذ‬ ‫ﺟﻮن اا ر از ذوق ى ﺑﺜ ﻜﺎﺗ ﻢ‬ «O güzel ve ârifane söyleyiş benden zâil oldu. Onun yerine kaillin, de bir hoşluk buldum ki zevkimden nar gibi yarılacakdım.» 17:1


13115 ‫ را زو ر د د ت‬٠ ‫ ر‬٠‫وه ﻋ ﺮ و‬:‫م‬

‫ د—ت‬-‫ را آﻣﺎ‬٠١-‫رزق ﺧﺎدى ح‬ ‫ ا‬11,‫ﺮا‬ ‫ا؛ﺑ‬

1‫ا‬II

‫ا‬٠ ;‫اذا‬

g itm ey en yabani m e y v e le r oldun, b e n ...»

‫اا‬:‫ا؛أا‬

bos g e lm e k te

1‫ااا‬١ ‫اا‬١ ‫ ا‬bir

‫اا‬/-

1314.0 ‫ ز ﻣﺎ و‬١‫ﺗﻢ‬- ‫ﻛﻊ م ن ﻓﺎرغ ذ د‬٠‫ﺟﻮ‬ ‫ ن ﺑﺪر؛ ﺑﺪو‬١‫ت‬٠ ‫د‬:‫حع; ح‬ «Ben madem ki, boğaz düşüncesinde» kurtulmuşum. ‫ﺚ‬ ‫ ااﻳ‬halde, su ilil kaç habbe altını ona vereyim.»

13147

‫ا‬

‫دﻫﻤﺎ ا ن زررا ﺑﺪ ن دﻛﻞ;ف‬

‫د روزك ﻧ ﻮ د از ذوت ﺣ ﻮ ل‬-‫"ا د و‬ «Bu aJtıııları, şu kiiJfet ‫ ؟‬eken fakire vereyim ki, iki ü ‫ ؟‬günceğiz <٠ ٠ .١ nn, gıda ile bedeni kuvvet bulsun .»

13148 ‫ز ود ﺳ ﺐ م را ﺀن دا؛— ت او‬ ‫ و‬٠ ‫•ﻣﻌﺶ دا ﺛ ﺖ زر اذ ﺷ ﻊ‬- ‫زادﻛﺪ‬ «O, benim kalbimden geçen niyeti bildi. Çünki kulağj Hak mırıl ‫؛‬٠ ٠ * nurlanmış ...»

13149 ‫ د ا ذ ا‬٠‫س ﺳﺮ ص ا‬.‫اود ﺑﻴﺚ‬ ‫وف ﺟ ﺮا ى در درون ﺛ ﺒ ﻨ ﺔ‬٢ «Şişe içindeki bir ‫ ؟‬İrağ gibi, her düşüncenin sırrı, onun gözü öııUııde idi.» ‫ا‬7 ٢ ٠


13155 ‫د‬ ‫أا‬٠ ‫ زم‬٠

‫ ; 'ﻧﻮ ﺣﺎﻟﻰ غ او‬٠

٠١‫ ن دا‬٠ ‫ در ر ﻫ ﻨ ﺖ ﻋﻌﺬو‬٠‫ﻟﺮز‬ .<()‫ اااأاا‬،‫ ا‬١ ‫ ااااأا‬yere komasındaki ‫ل‬ ،‫'؛‬،‫ اا؛ا‬heybetiyle hellim yedi uzvııııı üremeye haşladı، .» 1 : 1 ‫؛(؟‬

‫ذد‬:‫ن ه‬LU-

١‫ر‬

r ‫ﻳﺎرب‬

‫ﻛﻔﺖ‬

٠‫ﻛﺬ ﺑﺎ ر ك دﺀو ت وارخ ﺀت‬٠ «Dedi ki: Ya Rabbi. eğer senin duası makblıl ve izleri mübarek has kulların varsa.»

13157 ‫ﻃﻒ او ﺧﻮا ﻫﻢ ي ﻣﺪﻧﺎ ﻟﺮ ﻧ ﻮ د‬.‫ا‬ ‫ا ن زﻣﺎن ا ن ﺗ ﻜ ﺚ ﻫﺰم ز رﺛ ﺮد‬ «Dilerini ki lütfü keremin kuyumcu gibi olsun da, bu otlun yiikii şu anda altına tallavvül etsin..»

13158 ‫در زﻣﺎن ﻟ ﺪ م ي ﻧ ﺮ ﺛ ﺪ ﻫﺜﺮ»س‬ ‫اات و ش‬- ‫ﻫﻣﺟو اً ض ر زﻣﻴﻦ ى‬ «Bunu derdemez, gürdüm ki, odunu altın oldu; yerde ate‫ ؛‬gil.i İıı.ş bir surette parladı.»

13159 ‫ ﺀ و د ﺛ ﺪ م "ا د ر ﻛ ﻪ‬٠‫ ن دران‬٠

‫ش اﻣﺪم ض ازوﻟﻪ‬.‫ اﺧﻮ‬٠‫ﺣﻮﺗﻚ‬ «Ben bu vâkıa dolayisiyle uzun müddet kendimden geçdim. Hayret, ten şuura avdet edince.» F :1 2

177


‫ا‬.'،‫ ا‬6.٦ ٠/ /

‫ت او‬-‫ا‬:.‘ ‫ د ان‬,١ ٠- ‫؛‬

‫ را‬٠ ‫ﻼﻋﺎ مه‬ ‫اﺛﻠﻠ‬,;٠ ‫ل‬٠ ‫ﺧﺎدان و‬

‫اا‬

..<٠ ‫ اااااا‬heybeti belli adeta bağladı. .'İİÎİ،İ ‫ر‬ ١ 11‫ا؛‬1‫'ا‬،‫ا‬، has 1، ‫اا‬1‫ اآأ؛ا‬1١ ‫راا‬.‫اأ‬ ٠ ٠ ٠ ٠ ٠ ,، ‫اا‬٧ ‫ا'؛‬،١ ‫ اا‬nâs yol bulamaz .»

13İÖ6

‫ ﻋﺎﻟﺜﺎ ن‬/ ‫ى را رﺀ ﺷ ﻮ د‬ ‫رؤ‬ ‫و‬ ‫ن‬1‫از ر ر ت واز ﺟﺬإش‬

٠١‫؛ و‬

‫ﻛﺎن‬

"l':ğer biri can ve baş vererek yol bulursa, bu da onların rahmeti ve t .,' besiyle olur.» Şeyh Gâlib der ki:

"Vuranlar asitarı.ı evliyaya Bütüu davetlidir Gdliij s a ١U y u ١١ «Sakin surette kalma aldanırsın Komazlar yoksa, gelmezler s a n ır sırı.)) Evet evliyaullah hazarâtında bir câzibe, bir de dâfia kuvveti vardii. istidadı olanları 0 câzibe kuvvetiyle ‫ ؟‬ekerler, ehliyeti olmayanları dil 0 dâfia kuvvetiyle uzaklaştırırlar. Yukarıki iki beyti söylemi? olan Gâlib Dede Galata Mevlevihânesi" ٠' şeyh olunca bazı bektâgiler, meclisine devam etmeye başlamış]‫؛‬،،,, ],ieyhin :

«İkrârımıza ser veririz ahde kaviyiz, Biz Şakı velayet Buluyuz, k m Aleviyiz.، ! (',ibi sözlerinden onu Bektâşi vehmetmişler. Şeyh bunların âmiyane soh]).-‫؛‬tinden sıkılmış. Genişce ve mavi bir kâğıt üstüne kalın kalemle (Ya llazreti Muaviye Bin Ebî Süfyan) yazıb ba? ucuna as?nı§: çünki Bektâş!Iı'r Onu, hatta ismine benzettikleri İçin maviyi sevmezler. Ondan sonra II ].evhayı gören Bektâşiler devamı kesmişler, şeyh de levhayı kaldırmış. İşte şu hâl, avâmı defedigin vasıtali-Oİan şekli. Ey sâlik: 17»


‫ا‬.'[‫ا‬٠ ‫؛‬3

٠‫ ب ذا‬٠ ٠‫ اد‬١‫ ذذب‬٩١‫ا ا‬٠‫ ا ذ‬K

‫ﻟﻰ‬

.‫ا ن در ا د ا ن دم زرا‬- ‫ وا‬Jr l'adisalun yakınlığına erdiği halde, lıiçdt.û ،lir s '•،‫ا؛‬١ ،'‫ اا»ا‬yakııılık ‫اا‬١ ‫أ'ا‬«!hilesiyle birlikte yolunu kaybeden ،،،!.lala gibi olma '.'I ).'iler ki: Hükümdarın biri: «Miinâsebetsiz denilen adam nasıl olur Iıdardan birini getirin do göreyim» den) ‫ ؛‬:ş. Bulmuşlar, huzUra ‫ ؟‬، karmış |‫ ااا‬: Hükümdar. ona iltifat etmiş. Herif de lâkırdı olsun diye :Bindim siz Bursa'ya gittiniz mi'.'» di.ye sormuş. Hükümdar : Heyr. cevabim ''.’ermiş Münasebetsiz :Ben de gitmedim, babam da gitmemişti, demiş; hükümdar .Anladım, götürün, emrini vermiş Hz. Mevlâııâ da saliklere nasiliat İçin : «Mânâ sultanlarının sohbet trefine nail olursan bir münasebetsizlik ederek 0 şereften dür olma» di'.<٠٠' ١'e münasebetsizliğe diğer bir misâl gösteriyor :

13169 ‫وو ن ز ذ را د د ﻫ ﻨ ﺪ ش ﺑ ﻐ ﺰ‬ ‫م‬

x

‫ ن‬١ ‫ ت‬- ‫ ن ﻛ ﺎ و‬١‫ • ر‬/ \

‫ ا‬٣‫؛‬

«Birine, fazla kurban eti verilince: Bu, galiba sığır budu, der.»

13170 ‫ ﻧ ﻤ ﺎ و اى ﻣﻐﺰى‬١‫ي— ت ا ن ازر‬ ‫ اوت ى 'ط د از ح; ى‬٣ ‫ر'ف‬ «Ey iftiracı adam; l١ u٠sığır budu değildir, fakat eşekliğinden sana iiyle görünüyor.»

13171 ‫ ن ل رذول‬١ ‫ﺀذل داﺀازت‬٠

‫ ت ا_ن از رﺣﻢﺗﻰ‬٠‫ﺑ ﺜ ﺶ ﻣﺤﻢ‬ «Bu, padişahların rüşvetsiz ve ücretsiz ،,ir atiyyesidir, Allah'ın rai،metinden etlilıııiş bir ilısaııt'lır.» 181


1317.Î

‫ ﻛﺎ ن رود‬٠‫ ﻧ ﻜ ﻐ ﺖ‬١‫ﺑ ﻰ ب‬ ‫ د ﻧ ﺪ ن ﺀ و د‬٠‫ﺑﺒﺲ و‬٤‫ر ى ﻟﻞ‬ «Hz. Süleyman dedi ki: Ey elçiler; Belkis tarafına gidin ve ‫ا‬٠‫ اااا‬1‫ااا‬ dine, İnandırın.»

13177 ‫ا ا_ﺀا"ﺀام‬ ‫ ﻵم‬١‫د ﺀ و ا ل‬

‫ ﻣﺪ ش‬/|

‫اﻟﺬن‬

‫ﺑﻰ‬

‫زود ﻛﺎن‬

«Ona çabucak buraya gelmesini tamamen söyleyin. Zira, Ceııâbı Hal، selâmet yurdu olan Cennete davet etmekdedir.» Siirei Yunus'taki şu âyete İşaret edilmektedir.

Yani : «Allah selâm evine (Cennete) çağırır ve O, kimi, dilerse onu doğru yola iletir“،6.»

13178 ‫ﻧﺘﺎ ب‬

‫د وﻟ ﺖ‬

‫ ى ﻃﺎﻟﺐ‬١ ‫ﻫﻦ ;ا‬

‫ ح ا ب‬:‫ﻓ ﺘ ﻮ و ت ا ن زﻣﺎن وا‬

£

«Ey devlet ve saâdet talibi olan sâlik; âgâh ol ve koş ki bu an, feyiz zamanı, kapıların açıldığı çağ!»6 4 (46)

S ûrei Y unus: 25

18:1


, Ijııluıımnz 1,1, .١‫ال‬1‫ أ‬1،‫ﻻ؛‬١ Hum kayserinden ',ledlne'yo İ Ç İ geldiği ١،٠1١‫'ا‬ Ihdif ،‫ ؛‬llz . <'.‫ااؤ‬١،'‫ 'ا‬R.A.) yahu/. başına ) 1 ‫ااا‬٠‫ ا أ ا | ا ا‬bulm uş ١٦٠. ,. ١‫اا‬.‫ 'ااا‬1 ‫ا'ا‬ . ‫(آووا‬، .İçin m uhafızdan m üstağni bulunuyorsun» dem işti İbrahim b. Edhem H azretleri de ad ;،‫؛‬o t ‫ ؛‬dolayısiyle emin V،' ‫ااااا‬1‫ا‬،‫ا‬ Itzdan m üstağni olduğu hâlde, ınalızâ âdet diye sarayının daırıı üstünde .l.eeo bekçisi b u lunduruyor ve nevbet çaldırıyordu Nevbet; H üküm dar saraylarının (inimde sabalı, ikindi V(> yabadan mira çalm an ve evvelce davul, zurna ve çifte nakkâre .. ‫؛ز‬،‫ ؛ ذﻻ‬eylerden ،bit t Im lunan saz takım ı idi. Sonra bu n lara m ûsiki âletleri de İlâve ulun .11

13183 ٠ ٠ ٠ >،»٠ }

i. j \

-V dİ.)

، .jUa»■ ٠ jt J l j ٠- ‫؛‬jlilli..، .}‫؛‬,»A «L âkin İb n -i E d h e m ’iıı re b a b sesin d en m ak su d u , s a ir m ü ştak o la n ­ lar gibi (E le stü b i-R ab b ik ü m — B en sizin K abbiniz değil m iyim ?) hi.:>.-"٠١١ ta h a y y ü l ve h a tırla m a k idi...

Sofiye hazerâtı derler ki: Cenâbı Hak ruhlara• «Ben sizin itahhiııi/. değil m iyim ?» diye hitab etti. Onlar da (Beli), yani: «Evet» diye cevap verdiler. Fakat o hitabın zevki ve lezzeti runlarda sabit kaldı. Dünyaya geldiklerinde ne vakit güzel bir ses işitseler o hitabın lezzetini hatırlar­ lar. Mûsikiden zevk alınmasının sebebi budur. Bu bahse dair ‫ ؟‬arilıi mes­ nevi İsmail Ankaravî (Kaddese Sırruhu)nun (Hüccetüssemâ) isimli ese­ riyle Gazâlî’nin İhyasında ve (Kimyâ-yi Saadet)inde Kuşeyrî’nin de meşhur (Risâle)sinde tafsilât vardır. Merak edenler oralara müracaat buyursunlar.

13184

‫ د دﻫﻞ‬٠ ‫ا)ا ر'ا وﻣﺪ‬

‫اﻧ ﻮ را‬- ‫ﺟﺮك ا د دا ن‬ «Zurnanın figânı ‫ ﺀو؛‬davul sesleri 1١ ‫ا؛‬- parçacık kıyamet giinünd(. çı٠ . Iıuacak olan sûr'un sesine benzer.» IH.'.

٠

‫ ا ا ا | ا ا ا ا ا‬٠|


‫ل‬:‫اا‬0 (> ‫ازاب ﺀ“ ش در ج— د‬

‫ى ﻛﻨﺪ‬ «Ccsedde bir parça söndürür.»

SI

١‫ر‬

‫ﺟﺰ ى‬

‫ى‬ ‫ و‬١ jf ‫ل‬

‫ﺑﻮل‬

*

. vardır, 0‫ا‬١‫ اا‬idrar farz et. ö y le iken yine ateşî

13191 lî ‫؛‬٠٣،.]. ،.^٢I ٠ _j ١ •*JL j LiJ

iy ،_>-

٥ ١ f

£-»‫ ؛‬،‫ ؛‬j

٠٣٠£٠"

1 ‫؛‬

«-Su necis olduysa bile, gam ateşini söndürmek yine onun tabiatin de kaldı.» Cenâbı Pir,'mûsikinin insana olan tesirinden bahsederken diyor ki: Cennetin tesiratı, her şeyi güzelleştirir. Ceddimiz Hz. Âdem ve Hz. Havva (A.S.') da Cennette iken orada türlü güzel ses işitmişlerdi. Kendi sesleri de güzeldi. Oradan ‫ ؟‬ıkıb da tabiat alemine geldiklerinde maişeti, heşeriye icabmca yediler ve ‫ ؟ ؛‬diler, o yeme ve İ‫ ؟‬me onlarda olan ve su gibi s'af bulunan güzel sesi kirletti., kiaamafih su gibi olduğu İçin onda yine ateş söndürmek, tabiati vardı. İşte mûsiki nağmelerini dinlemeğe insanlarin rağbet'göstermesi .ve güzel sesin tabiati beşeriyedeki gam ve ketler ateşini söndürmesi bundand-ir. .

'

-

13192 ۶ W- ‫اس ﺀداى ﻋﺎدﻗﺎن اﺷﺪ‬ ‫اﺀ‬:‫ج‬١ ‫ﻛﺎ'در وا ﻧ ﺪ ح;أل‬ «o hâlde güzel ses diuleuilmcs‫ ؛‬âşıkların ruhi gıdasıılır. zira onda

kalb huzuru ve Hitâbı İlâhîyi hatırlama vardır.» Yani güzel ses işitilince onun aslı bulunan Cennet sesleri tahattur ve tahayyül edilir. Kur’am Kerim.de bildiriliyor, ki Cehennemdeki halk yıl­ larca şöyle dua edecek.: 18‫؟‬


«SUSAMI‫ ا؟‬1 ‫ﺀ‬ KİMSENİN, ÇUKUKDA BULUNAN »EBEYE YETİŞEMEDİĞİ ،^:tN, SUYUN SESİNİ DUYMAK MAKSAD.YLE CEVİZ AĞAÇ، ÜSTÜNDEN SUYA CEVİZ SİLKELEMİŞİ VE SUYUN SEStNİN GÜZEL NAĞMELER GİBİ ONU NEŞELENDİRMESİ»

13195 ‫ب آن ﺗﺜﻶ< را'د‬1 ‫و د‬٠ ‫ﻟﺬوﻟﻰ‬٠‫در‬ ‫ر درﺧﺖ ﺟﻮز ﺟﻮزى ى ﻓ ﺜ ﺎ د‬ «Dere derîn bîr ‫؟‬،. kurda îdî. Susamış bir adam ceviz ağacına çıktı ve ceviz sîlkeledi.»

13196

‫ اﻣﺪر اً ب‬3‫ن ﺟﻮ‬. 3‫ ﺟﻮ‬3‫ى ﻓﺂب ا‬ ‫د د او ﺣﺒﺎ ب‬

‫ا ﻛ ﺚ ى آ ﻣ ﺪ ﻫﻤﻰ‬

«Ceviz agacmdan suya cevizler düşüyor, düştükçe sudan ses «eliyor ve su kabarcıkları görünüyordu.»

13197

‫ ى ﻓﺘﻰ‬١ ‫ ﻛ ﺬ ر‬٠‫ﺀا؛ﻟ ﻰﻛﻐ ﺶ ك‬ ‫رد را‬٢ ‫ دوﻧﻤﺎ ﺧﻮد ﺗ ﺜ ﻜ ﻞ‬. «Bir akıllı dedi ki; ey yigit; bu yaptığından vaz ge‫ ! ؟‬Cevizler, soniıiı hararetini artırır.»

13198

‫ﺑ ﺜ ﺮ در آ ب ى اﻓﺘ ﺪ ﻛﺮ‬ ‫و د ورر‬٠ "‫از‬

■I ‫آ ب در‬

«Ceviz meyvelerinden ‫ ؟‬oğu suya düşer, su ise senden uzakda ve ‫ااا‬‫ ؟‬akdadır .»


‘ ‫(أ;؛;؛اا;ااا‬l١l ;'ın ،i :1 ٨ ،‫د‬- ‫ أ‬lfay،"،t'‫ ؛‬nu ‫ا‬.‫ا‬.;‫»ا ؛اااز‬1‫؛ اااأ‬.;٠ 1)1.1'،., ‫ اا‬٨ ‫ﻻ‬-‫ ا‬11‫ ااا 'اذ;ﻹا؛‬ce rey a n (>ll.i.ı'‫؛‬i y e r ‫اا‬1:‫ ا(ا‬âril'i 1‫ ا‬، 11‫ل‬ '‫ا‬1‫ ا‬V،. ‫ااا‬1'‫'اا‬

‫ا‬،‫ااا‬.(‫ اا‬1‫ا(|ا؛‬

‫ااا ا‬ ‫|اا‬

، llallahdır .

‫ذ؛‬،‫اااااﺑﺈا‬.‫أل؛بﺀ‬

ceviz „‫اا ؛‬.;‫ أا>ا‬.‫ا ؛ة‬

‫ ﻣ ﻤ ﺎ ﻏ ﺮ ة‬١‫ف ﺀ ذ " ﻳ ﺬ ﺗ ﻐ ﺌ ﺐ ' ﻋ ﻮ‬ Yani : «Siz, sevdiğiniz ‫ ؟‬eylerden (Allah yolunda) harcayınrayn ٠ ،‫•؛‬ ılııı asla iyiliğe ermiş (birr-ü taat etmiş) olmazsınız48.» Ayeti kerîmesi mûcibince sâlikin infak ve tasaddukıı; suyun sesi d،• ٠ '. Inisi di Kâmil’in kalbinden zuhur edecek maarif ve hakayık sadasıdıi Hz. IVIevlânâ münasebet dolayısiyle Hüsâmeddin Çelebt’ye hilal) ‫؛‬.di ..٠ >)- :

13204 ‫ودس زن ﻓﻨ ﻮى‬٠ ‫ع‬ ‫ ﻣﺔ‬0 ‫ﻫﻤﺨﺎ‬

‫اى ض;اﺀ اﻟﺤﻖ ﺣ ﺎ م اﻟﻠ ﻦ ر ى‬ «Bunun gibi ey Hak’km ziyası olan Hüsâmeddin: benim Mesnevide» maksadım da sensin.» Yani bu beyitleri, senin, yazarken tekrar etmen, benim d، , senin Si', ':ini işitmem İçin söylüyorum.

13205

‫ﻓﻨﻮ ى ادر ﻓﺮو ع ودر ا و ل‬ ‫ ﺑﻮل‬٠ ‫ ﺳ ﻰ‬٠‫ ن ' ف ﻛﺮد‬١ ‫ ﺟﻪ‬٠ «Mesnevi fürû’da olsun, usûlde olsun - yani şeriat ve hakikat bahis, lerinde - hepsi senin ahvalini beyandır. Sen de 0 beyanatı kabul eyle, mişsindir.» 13206

‫ د ﺛﺎ ﻫﺎ ن ﺋ ﻴ ﻚ و د‬٠‫در ﻧ ﻮ ل ا ر‬

‫ﺑﺶ رد‬. ‫و ن ﻧﻮل ا ر'د و د‬ «Padişahlar iyi, kötü her takdimeyi kabul ederler. Bir şeyi onlar k». bul edince de artık reddedilmez.» (48)

Sûrei Alt imran: 92

‫اا؛ا‬


‫ ا ا‬١1‫ ا 'اأ 'ا‬١ ‫ا;!ل‬1-‫ا'؛‬.1‫'اا‬.' . livoi " . <), 1, 1:1:,

'

‫اأااااا اااا‬ ٠ l ،fıy ‫؛؛‬iz

•la ‫ا‬..'‫ا'ا‬١,'‫ا‬1‫ اا‬11 ‫ ا‬1١ ‫ 'إ ’ ااا‬١'.:‫اا'ا‬., ‫ 'ا؛)ا‬irtibat V(.‘ ittisal buhınduytınu . 1;‫ إ؛ا‬İ11 ‫ اا‬iı'libatııı 1. ‫\'ا‬

ve k ıy ası yelm ez bil' İıiıltle bulunduğunu söyl،yı»r. Meselâ İ n l ’.d

ü r e s i n d e ,' ;

Y ani

: «Bilin ki şüplıesiz Allah ki‫ ؛؟‬ile kalbi arasına girer‘‫'؛‬.« !>‫اا‬

r u lııııış tu r . B u h u li il, ş ü p h e s i z v a k i o lm a k l a

b e r a b e r k ıy a s a

g ‫'؛‬lir v e ‫ ؟‬u n u n

bitli!', d iy e t a r if e d i l i r b ir ş e y d e ğ ild ir , İ ş t e n â s ’ın B a b b i n in , n â s 'ın ru lu l II.t u la n ir t i b a t ı d a b ö y l e k e y f i y e t s i z v e b e n z e r s iz d ir . M e v lâ n â d a d iy o r iti:

13211

‫ﻟﻰ‬٠ ‫ذذا س‬

J A

‫ﺑ ﻚ ﻛﻬﺘﻢ ا س‬

"‫ ﺑ ﻦ اﻧﻨﺎس ﻟﻰ‬٠ ‫اس ﺀرﺟﺎن‬ ٠ <Lâk‫؛‬n ben nâs dedim, nesnâs demedim. Hatta nâs demeliden mailSildim: Kullun İıakikatiııi bilenlerden başkası değildir.» N e s ı ıâ s

G û y a Y e m e n t a r a f la r ı n d a b u lu n a n ,bir n e v i m a h lû k im i‫ ؟‬iti

te k e l l i v e t e k a y a k l ı o lu b y ü z ü i n s a n a b e n z e r m iş . O t la r v e y e r d e n d a n e t o p la r m ış . B u n l a r ı n A d k a v m in d e n m e s h o lu n a n b ir c e m a a t in a lıf â d ı o ld u g u d a r i v â y e t e d ilm iş d ir . B u p u in s a n s û r e t i n d e o ld u ğ u h â ld e in s a n l ık d a n h a b e r i o lm a y a n k illis e le r d i y e t e v i l e t m e k d e m ü m k ü n d ü r . O n la r ın b ir e l l i v e b ir a y a k lı o ln ıa s ı, y a l ı n ı z D ü n y a , i l e m e ş g u l o lm a la r ı, o t la y ıp d a n e t o p la m a la r ı d a h e lâ l, h a r a m a y ır d e t m e y i b n e b u lu r l a r s a y e m e l e r i ' o l a b i l i r . H z . M e v k u t d iy o r k i: A l l a h ' ı n n â s 'ile k e y f iy e t s iz - b ir i t t i s â l i v a r d ır . A m m a

٥ ittis â l

nâs

ile d i r , n e s n â s o la n l a r l a d e ğ ild ir . Ç ü n k i :

13212

١'‫ د ى‬/‫اس ا د م ﺀ ا ﺛ ﺪ و ﻛ ﻮ‬ ‫ ق ﻟ ﻰ‬- ‫ﺑ ﻮ ر ا د م ﺑﺪد‬ «Nâs: insan demekdir. insan ise göz bebeğidir, ö y le göz bebeği gilıi (49) F : 13

Sûrei Enfal: 24

19:1


Iı١v n u m ’.ıı m aiy etin d e a le m le rin Kuhhi olan A llah ’a teslim ı.ldıım (mu.

hinimi oldum ‫؛؛‬٠.» dediği gibi, sen de öyle diyerek varlığını ve benliğini, imanının Süleymanı bulunan mürşidi kâmil’in huzurunda terk eyle. Hz. IVlevlûnâ da burada bir istidrad yapıyor. Sözlerine kalben itiraz eylemiş olan bir münkire karşı: (L a h a v le v elâ k u v v e te illâ billalıil aliyyil azim ) ılcdikden sonra onu niçin söylediğini beyan için diyor ki:

13215

‫م ﻷﻣﺪول ل ا ز ﻛ ﻬ ﺖ و ش‬-‫س ك‬ ‫ك از و وا س آ ن ا'داﺛﻪ ﻛﺪش‬.‫اا‬ «Ben (Lâ havle velâ kuvvete İllâ billah) diyorum, lâkin lıuııu söyli'.yişim kendi sözüm İçin degil. 0 düşünceli şahsın vesvesesindendir.» 13216

‫ةو واﻟ ﻰ ز ﻛﻨ ﺪ درﻛﺬت ﻣﻦ‬٠ ‫وا س واﻧﻜﺎرات و ش‬-‫در د ل از و‬ «Çünki o benim sözümden, kalbinde vesvese, İnkâr ve zan gibi şey. Icr duymakdadır.». 13217

‫ ز ت‬٠‫ ﻻﺣﻮل ﻟﻌﺊ ور‬,٦. ‫ﺑﺿدم ﻛ ﻔ ﺗ و ت‬

‫ون “را در دل‬٢

«Ben (Lâhavle) diyorum çünki, senin kalbinde bana zıd olarak söz­ ler bulunduğundan sana çare yokdur.» 13218

‫ﻏ ﺖ ﻣ ﺰ ا ﻧ ﺖ د ر ﻛ ﺘ ﻮ‬.‫ﺟﻮﺗ ﻰك‬ ‫ د م 'وا ن و د ﻛ ﻮ‬/ ‫ض ﻟ ﺾ‬ «Madem ki benim sözüm senin boğazında tıkıldı kaldı, onu hazmede, medin; igte ben sustum, sen kendi sözünü söyle ve düşünceni anlat.» Cenâbı Pir buna dair bir. misal de irad ediyor: (51)

Sûrei Nemi: 44

195


1:12:1 ‫ ت‬٠;‫ل‬، > ‫ ا ن غ د‬V > t»‫ ا د‬٢‫ا‬

‫ﻛﻮ ا ا ت‬

‫ د‬٠

‫د ﺀ و ر ا او‬

‫ا ن‬/

\)

‫أ‬ . ١ 1‫؛‬،1‫آا‬ ‫ا‬١ ١ ‫ااا‬١ olsun ki ٠ ‫ ا‬şikâyetçi ki،،،‫ ؛‬bo.ıludıır. Zira ،‫؛‬, bir kötü ‫ا‬،‫اا‬.١"‫ااا‬١;‫ ا‬kötü söylemekdedir.»

13224 ‫ ﺣﻮا ن ﻟﻮ ﻛﺎ و در ﺣﻤﻮل‬٠. y > ٠‫ ﺗﻚ‬١;‫ا‬ ‫ ﺣﻮ و د ﺑ ﺎ ن ر و ل‬٠‫ا ﻧ ﺪ از ﺀد‬ -.Çüııki ‫؛‬yi huylu kimse, kendi"! gizliyerek, k،‫؛‬-tü tabiallilerin teca izlerine talıatumiil eder ! .»

13225 ‫ ﺧﺪا ﺳ ﺖ‬/ ‫ ك د ر ﻧ ﻴ ﺦ ا ن ﻛﺎﻟﻪ ز ا‬:‫ا‬

‫ ت وﺀواﺀ ت‬١‫ﻧﻰ ﻟﻰ >~\ وﻣﻤﺎر‬ «I'âkin şeyhdeki şikâyet Emr-İ İlâh ‫ ؛‬iledir: gazali, iuad ve lıevâ ١ ٠ ‫؛‬ heveslerinden dogma değildir.'،

13226

‫ ت و ت اﺻﻼح ﺟﺎن‬٠٠‫ات ب‬.‫ ن ذﻛﺎ‬١ ‫ ﻣ ﺮا ن‬.: ‫وو ن ﻧﻜﺎﺀ ت ﻛﺎردن‬ «Şeyhin şikâyeti şikâyet değildir. Peygamberlerin şikâyeti gibi rutıııu ıslahı ‫؟؛‬ilidir.»

1,3227 ‫"اﺣﻤﻮفﺀ ا دﻳﺎ ا ز ا ر د ا ن‬

‫ت ﺑﺪرا ﺀﻟﻤﻨﺎن‬ ‫ورل راود‬ «'Peygamberlerin sabırsızlık ve tahammülsüzlük göstermelerini Emr-İ İlâhi icâbı ilil. Yoksa onların İıilmi, kötülüğe mütehammil idi.» Meselâ Aleyhissâlât Efendimiz. Zeyd b. Hârise ile Tâif'e gittikleri vakit Tâifliler. Zat-İ Akdesini taşa tutmuşlar ve mübarek ayaklarım ka197


٠‫'اا‬,,‫ ' اا‬٠"‫ ؛ اا‬di'■ "Y a H e s û lu lla h m ü ş r ik le r a l e y h i n e ( 1‫;اا‬١ b u y u r s a n - V‫أ؛‬ ‫ااا ا‬1' ‫ا‬.-‫؛‬،‫ »" أ ' ا؛ ا’< 'اا‬d e d ile r . A l e y h i s s a l a t !.‫؛‬i l e n lı١n o t» :f e n d im iz İst٠ ‫اا ؛ ا(ى‬ ٠‫ اااأﺀ‬e lm e k ‫ﺀ؛‬٠‫ ا‬،١ ‫ﻻ‬٠١‫« اأ؛ة‬d a v e t e t m e k v c r a i l .n e t o ln ia k ü z e r e g ih ıd o r d d ım

‫؛‬

ı.lVUMİıddmı

so n ra

: « Y a K a b ili k a v i l i m i h id â y e t e y l e . G ııla r h a k ik a ti

Ol illi» d iy e d u a e t t i l l n d ١.

"Ş.KKDE İSRAR ETME VE ‫؛‬ ، , MANGA GECİKME 1)،YE S ،) ٠,EYMAN (A S .) IN, BEGKİSE TEHDİÜ GGNBER.MES،.. 132:51 ‫ﻗﺨﺲ ورﻟﻰ ﺑﺪ ﻧ ﻮ د‬.‫ا ؛ا‬ ‫ ﻧ ﻮ د‬٠‫ﻧﺮ‬٠‫ﻧ ﻮ د ﺀﻻ‬

‫ ن‬١‫ﺀ‬٠

‫ت‬-٠‫ ﺛﻜﺮ ت ﺣﻢ‬1

‫اا‬1':.٧ ‫ا‬،<is, kendine gel, aklını başına topla... Yoksa fena olur. Asko,.l١ " ،٠ »، ٠‫ اااااا‬düşman oiur ve itaatinden çıkar.» 13232 ‫و در ت را ؛ ﻛ ﻨ ﺪ‬٠ “ ‫ دار‬I‫ر د‬ ‫ﻛﻨﺪ‬

‫ ل اﺣﺎﻟﻰ "و >ﻣﺲ‬: ٠‫ب‬

"Senin perdecin, perdeni yırtar. Senin canin senin cnııına düşmanlık eder.» 13233 ‫ ﻧ ﺮا ت ز م ن وأ ﻣﺎ ن‬٠‫ﺣﺎا‬ ‫ ا— ﺗ دا ن‬٠‫ر ءذﻧد ﻛ ﺎ‬٤‫ك‬

"،intihan ve İbtilâ vaktinde, yerde ve gökdeki bütün zerreler, Allah'ın oıd'darını teşkil ederler.» S l r e i F e t h 'd e b u y u r u l m u ş t u r k i:

١'a n i : «Giiklerin ve yerin

(azt'ılı)

orılnlarıfda

ra h m et v e n u sr et ord u -

‫ﻻذا‬


13230

‫ ﻳﻞ ﻛ ﺮ د‬٠ ‫ن‬٦ ‫ ل ﺑﺎ‬٢‫وآ ب ﻻا‬

‫وا ' ب ﻳﺚ< ﻛﻠﺖ ﺀرود ﺀورد‬ ,.‫ ا‬:‫ ا؛ اا‬1٠‫؛‬k ıışların ın f 1‫ ؛‬J-e vc aslıab-ı ‫؛ﺀ‬1-‫ ﺀ‬yap tığ ım , N e n ıru d 'u n 1‫ ا) ا‬١‫ا‬

nı sivri sineğin nasıl ,yediğini.» 13237

«Dı'ıvııd (‫ار‬.s.) m sapan taşını nasıl attığını, «illin alt. yilz pnr‫ ؟‬tı < ٠ ‫ااااا‬ ılllşnııın ordusunu nasıl bozduğunu.» 13238 ‫ ; ا ﺀ دا ى ﻟﻮ ط‬٠ ‫ﻛ ﺖ ى ﺑﺎر د‬ ‫ﺧﻮرد"د ﻏﻮط‬

<‫آ ب ﺳﺖ‬

‫د در‬٤ ‫"ا‬

<٠ l.ut (A.S.) in düşmanları üstüne taşın yağdığını vc onların karıı bir »Iiya. - yani Bahr-İ Lût’a - daldığını ililmiyor ıuusuıı:'»

13239 ‫ان‬٠‫ت ج‬.‫'ز ﺣﻤﺎدا‬

‫ﻋﺎذﻟﻤﺰا ارى ﺑﻤﺮا'ن‬ «Dünyadaki cemâdâtııı, insanlar gibi., akıllıca, peygamberlere var. ılım ettiklerini uzun uzadıya siiylersem.»

13240

‫ ﺛ ﺰ‬٠‫ ﺛ ﻮ د ﻛﺪ ﺟ ﻞ‬.‫ﻣﺜﻮ ى ﺑﻨﺪا ن‬ ‫ا ﻛ ﺪ د ﻋﺎﺟﺰ ﺷﻮد از ﺑﺎر ر‬ «،١ tesııevi ‫ﻻ‬kadar büyür ve o derece lıaciııı peydalı eder ki, kırk deve taşınıakdaıı âciz kalır 1111» .» 21.1


‫ا‬:‫ﺀ‬2 ‫< ا‬٠

‫ ا ل‬٠‫ إ ب را ادوان ا ب ا ا‬٠ ‫از ﺋ ﻦ‬ ‫ ر ن‬١‫ز ر ن ر‬

‫ف‬:‫ﻧﺎ ب‬

. | , 1> ‫ا‬،‫؛‬،‫ذ‬٠‫اا‬٠٠‫ ا‬, :‫ا؛ﻻ ؟ا‬١ hastalıklar halisini oku... ‫ا ا ا ا‬ ١ '‫اا‬,,<‫زا‬. 1‫ا‬،‫ ا‬giir.»

askerinin ıiîh'r

13247

‫ذ ى وا_ ت‬:‫ وﺗ ﻰ ﺟﺎن ﺟﺎن اا ب‬٣ ‫ ت‬٠٠‫و ﻧ ﺴ ﺎ ﺟ ﺎ ن ﺟﺎن آ د ا ﻧ ﻚ‬ ..'ladeni ki herşeyin caninin cam, Allah'dır; Canin caııı İİ٠ > dlişınıii 1‫ اا«ا‬Kiiişınrk kolay mıdır?» 13248

‫رى‬,‫ﺀو و‬,‫اااف أﻧﺎ ر د‬٠‫ﺧﻮد ر‬ ‫ م ﺻﻔﺪرى‬٠‫ذذه‬-‫ ذ ﺟﺎد ﺻﺊ‬: ‫ا م‬ «Bclkis, ş e y ta n ve cin askerili! de bırak, Ç ünki o n la r heniııı İI'İII 11111 ilan, gönülden h a r b ederler.»

13249

‫ ﻟ ﺖ‬٠‫ز ﻧﺦ‬١ ‫ا ك را آ ﻛﻨﺎ ر ;ﻟﻘﺪس‬. ‫— ت‬:‫ آن‬٠‫ ا إ ا ﻻ ﻫﻤﻪ ﻣﺎﻟﺖ‬/ ‫ﺑ ﻮ ن‬ «Ey Belkis. ibtida saltanatı bırakıb bana gel. Beni nıülk ve devlet, senin olur.»

bulunca, lı،،،t،tı

13250

‫ ﻧ ﺎً * د ى‬٠‫ﺧﻮد دا ﻟﻰ ﺟﻮن ر‬ ‫اﺑﻪ دى‬٠; ‫ئ وﻟﻰ س ﻗ ﺶ‬ «Benim nezdime gelince, bensiz, kentlinin hamamdaki resimler gibi cansız bir nakış olduğunu hakikaten anlayacaksın.» 21:1


‫ا‬:،25 ‫ا‬٠

‫ ى‬٠‫ران او>ا‬

‫ ﺑﺎﺗﻰ‬S ‫ن ر‬,,‫ا‬

&

‫ﺻﺎ ز ر ر ت رودى‬٠‫غ ﺣﻮش وز‬ «Halbuki ‫)ا‬II ‫أ‬،،.١‫ اا‬١‫ا‬٠ ‫ اا‬-olabilir? Stil, « tek kişisin; Sen keııdlııin filize ".li ve kendinin sarhoşusun Yâni, sende (Hakikat-، insâniyye) denilen bir haslet var ki Sıfât ve -Zât-ı İlâhîyye'nin mazharıdır. 'lek olan o hakikat, gayriden zevk almaz, on daki zevk ve lezzet kendisinin hoşluğundan ve gdzelliğindendir.

13257

‫ ش دام >ﻟ ﺶ‬. ‫ ش و ﺑ ﺤ ﻮ‬٠‫ غ ﺧﻮ‬/ ‫ش ﺑﺎم ﺣﻮ ش‬٠‫ ش ﻓﺮش ﻃﻮ‬.‫ﻣﺪ ر ﺣﺬ‬ «Sen kendinin kuşu, kendinin avı, kendinin tuza^, Jiendinin sadrı, kendinin döşemesi, kendinin danıısın.» Yani maksud kuşunu, akil tuzagmla avlar ve hât'ıza kuvvetiyle onu bağlarsın. Kezâ (Hakîkat-1 insâniyye. itibariyle kendinin sadrı, süfli bulu nan beşeriyetine nisbetle döşemesi, ruiiuna ve aklina nazaran da kendinin damısm. Herşey senin vücudunda mevcuddur. Kendini bil ve hakiku-. ten gayre muhta‫ ؟‬bulunmayan bil' cevher olduğuna âgâh ol.

13258 ،l٠ ٠ o٠ ۶٠-l

S

-Uil.

c —٠UİJ١۶ y £ -eil. .j .V .1

«Cevher, kendi kendine kâim olan şeydir. Onunla var olan vo oııuıı fer’i bulunan ise arazdır.» Meselâ cisimler cevherdir; onların rengi ve kokusu gibi, cevherle kaim olabilen fer’leri de ârazdır. Bir kimse de, gayriden istiğna gösteril :،e cevher, gayre muhtaç olursa âraz hükmüne girer.

20f.


-

(A.s .) IN KEN،M١SENİN ،MANA GELMEN، ANCAK AL IA II KIZASI İÇİNDİR; NK NEI’SİNDE, NE

NE DE SALTANATINDA KİK ZERRE GARAZIM YOK... 1-IAK NURUYLA GÖZÜN AÇILINCA, KÖYLE OLDUÖUNU SEN DE GÖRÜR VE ANLARSIN, DEMESİ...» 13262

‫وﻟﻢ د ﺀ و ل‬-‫ ض ر‬٠‫ب ك‬

‫ن‬١ ٠ ‫ه‬

‫ و ت ﻛ ﺜ ﻢ ل ﻧ ﻬ ﻮ د‬١‫ﺟﻮن ا ﺟ ﻞ ش‬ «Ey Belkis âgâh ol ve bu' tarafa gel ki ben dâvete memur bir peygam. berim. Ecel gibi, şehveti öldürdüm, şehvetperest bir şahıs değilim.» 13263

‫ور ﻟﻮد ﺋﻬﻮت اﻣﻴﺮ ﺛﻬﻮﻧﻢ‬ '‫ﻧﻢ‬. ‫وت وروى‬٠‫ى اﺳﻴﺮ ش‬ «Farazâ bende şehvet bulunsa bile şehvetin emiriyim; yoksa şehvel esiri ve güzel bir yüzün kölesi değilini.» Helâle karşı olan şehvet de helaldir. Çünki nesillerin devanu inilin kündür. Bir insanda şehvet ve recûliyyetin bulunmaması bir eksikliktir ki hilkatte bir ku'surdur. Enbiyâ ise yaratılışta kus.ur noksandan miinozzehdir. Derler ki Dâvud ve .Süleyman (A.S.) m miiteaddid zevceleri VIII di. Zira, Hz. Musa şeriatinde taaddüdü zevcat caizdi. Bundan dolayıdır ki, Yâkub (A.S.) ailesi yetmiş bu kadar kişi olarak Kenan diyarından Mısır'a gelmişlerdi. Bir iki ,asır İçinde bu taaddüdü zevcat sayesinde o kadar çoğalmışlardı ki Hz. Musa ile Mısır'dan hicretleri esnasında alil yüz bin kişi olarak çıkmışlardı. Şeriati Muhammediyede dc nikâhı, ola rak dört -kadın alınmasına müsaade edilmiştir. Çünki bir kadııı her ay İçinde on gün tabii olarak hastadır. 0 günlerde zevci ondan istifade ٠'(، !' mez. Beİk'i 0 müddet İçinde başka bir sûretle teskini şehvete mecbur olur Yahud kadm daimi sûrette hasta, meflûc ve yatalak bulunur. Oylc bir hâl vukuunda zevcinin diğer bir helâli bulunursa hem o kimse haram )1 tikâbmdan kurtulmuş, hem hasta bulunan kadma yine bir kadın eliyle bakılmış olur, hem de pek ziyade muhtaç olduğumuz nüfus çoğalması husûle gelir. Koca bulamadığından dolayı sefalete düşen kadınlar da bil rmacak bir yuva, yiyecek bir lokma ve giyecek, bir elbise sahibi olur. Şu da var ki Müslümanlığın dört zevce alınmasına müsaadesi, zevce lerin sayısını artırmak değil, bilakis indirmek olmuştur. Çünki Arabların 207


i:٤2٠»r. JJ (_۶٠ ) (.‫؛‬١‫؛‬.-J ٥ A٠ m snk,

l.

٠ 3٠ )١٠ 3^>t٠ .-٠O.

«Ey gaflet ve cehalet esiri olan kimse; biz puthaııeye girecek ol puta secde etmeyiz, belki put bizim karşımızda yere kapanır.» 13266

‫ﺧﺎﻧﻪ رﻓﺖ‬. ‫ ل در‬٠‫ﺣﻤﺪ وﻟﻮ ج‬١ ‫— ت زرف‬ ‫زن ﻧﺪن ﺑﺎ آ ن ارﻗﻲ‬ «Hz. Muhammed (S.A.V.) de, Ebûcehil de putlıaneye gitmişti. Fakat im gidişle o gidiş arasında büyük bir fark vardı.» 13267

‫ ا_ ت‬١ ‫ﺀاﻧﻪ‬.

ü

‫ و‬٣‫ﺟﻬﺎن ث‬٠ ‫ا ن‬

‫ د ت‬٠‫ ا‬،‫ ﻻ‬١ ‫آﺑﺪا وﻛﺎذران ر‬ «Bu Dünya bir şehvet alemi, bir puthanedir kâfirlerin de mekânıdır.»

ki, peygamberlerin de

13268 ‫ﻟﺪك شﺀوت ﺑﺘﺪة ؛ ﻛﺎن ﻳﻮد‬ ‫ﻟﻔﻜﺎ ن ﻟﻮد‬

٠‫ ﺛﺔ‬٦ ‫زر؛— وزد‬

«Lâkin şehvet, pâk ve sâfî olan nebi ve velilerin bendesi ve emrine tâbidir. Onun ateşi, hâlis altın gibi, o zevât-1 kirâmı yakmaz.» 13269

;‫ﻛﺎذران ﻧﻠﺪ ﻧﺪ و؛ ﻛﺎن ر ﺟ ﻮ ز‬ ‫اﻧﺪر ن ﻟﻮﺗﻪ دردا ن دو ﻟﻨﺮ‬ «.Kâfirler kalp, pâk olanlar ise altm gibidir. Bu alemi olan Dünya potasının içindedir..» F: 14

iki fırka da şehvet

2.9


13271

‫ ر ب را‬۶

S

‫زوان اد ود ا ن‬

‫ > ل‬١‫وﻛﻮ‬: ‫>\ ل م_ل‬

\ /

«Nebî ve velilerin ruhları ve ınânev'iyatı güııeş gibidir. 0 parlak ve siinmcz güneşi ١ ,ir avuç çamurdan ibaret olan cesedle sıvamak ve siindürmek nasıl mümkin olur? Bana haber ver.»

13275 .٠/ ..‫ ؟‬١٠، ٠ ٠.} ١٠u

ja

ıf

j J

jj

■^}ji

) j -*

j

«Eğer nûrun üstüne yüz küfe toprak ve kül düksen nıır kaybolmaz, yine o kül ve toprağın üstünde parlar.»

13276 . j١

L *S

١

s

c

l

«Saman kim oluyor ki suyun yüzünü örtsün, çamur kim oluyor ki güneşin yüzünü setretsin?»

13277 ‫ وار‬٠‫ د را ﺛ ﺎ‬١‫ ﻟﻠ ﻬﻴﺎ ﺣﻮ‬٠‫ﺣﺰ‬

‫رار‬. .‫دود ار_ن ﻋﺄاث ﺑﻮﺳﻪ رون‬ «Ey Belkis; ‫ ؟‬ah Edlıem gibi, kalk da, şu üç g'üıılük saltanat dıımanıııı dağıt.» 211


ı :‫؛‬s ,2 :‫؛‬

٠١t٠- ،__ j yi ،٤ ،..T.“^*٥^' ^ .^ ٢٠ Aİ I o Ö ٠ >١ ٠ * ،y >- ^

j ٠ j 3‫؛‬-

«Cevaben dediler ki: Sen saltanat tahtı üstünde olıır١ i|> Allahı l.ııl mayı nasıl arıyor ve umuyorsun ?»

13284 ‫د د ^ اورا ﻛ ﻰ د د‬

‫و د ﻣﺎن‬

‫رون رى از آد ى د د 'ا د_د‬ «İçte bu oldu, o andan itibaren onu kimse görmedi, peri gil.i insanla1-111 gözünden kayboldu.» Peri : Cin demekdir. Cinin vücudu Kur'amn gehâdetiyle sabittir. ()I. salar görünürlerdi, diye itirazın manası yokdur. Çünki mevcut olanlar, .‫؛‬örülenlerden ibaret değildir. Mikrob da gözle görülmez amma, varlığın dan kimsenin şüphesi yokdur. Eger mikroskob gibi, cinleri de gösterecek liir alet bulunsaydı 0 vasıta ile görür ve İnanırdık, o vasıta ve 0 alet ()(٠ vardır. Ve Basar-I basiret dedikleri manevi görüştür amma, yalııız (Hak Erleri) ne olduğundan herkes ondan istifade edemez.

13285

‫ﻟﻬﺎن واو ﻟﺮﻳ ﺶ ﺧﻠﻖ‬, ‫ﻋﻠﻴﺶ‬٠ ‫ع ﻏﺮ رش ود و‬

6

‫ﺧﺪق‬

«İbrahim b. Edhem’in maneviyatı halkdan gizli idi. Zaten halk, sakal ile abadan " yani sûretten - başka ne görebilir?» 13286 ‫دورﺛﺪ‬

‫أون ز ﺟﺜﻢ و ش وﺧﻠﻨﺎن‬-

‫رﺟﻮﻋﻨﻔﺎ د ر رﻣﺎن ﻣ ﻮ و ر ﺛ ﺪ‬ «Halkın ve akrabasının gözünden kaybolunca, ankâ kuşu gilıi Dünya' da meghur oldu.» Ankâ :,Zümrüd-ü Ankâ denilen ve masallarda zikredilen gâyet illiyük bir kuşmuş. Adi vardır, kendi yokdur. izzet Molla’nm şu beyti ne kadar güzeldir: 21:1


13299

‫ ى داد ﺑﺪﻫﺎن‬٠‫ ر د‬١‫ر‬ ‫ﺑ ﻚ ﺑﺪا ق ﻣﻰ ر ب از آ ﺳﺈ ن‬ “«.işte semadan bir nida geliyor diye, biri birlerine miijde verdiler Ve Süleyman Peygamberin davetini semavi bir nidâ telakki eyledi-

‫ا‬٠t

13291

‫أا ر ى ر د ﺑ ﺪ ؟ﺑﺮ‬٠ ‫د‬٠ ٠ ‫زان ﺑﺪا د‬ ‫ د ﺑ ﺪ ﺳﺰ‬/ ‫ﺛﺎ خ و ر ك د ل ر ى‬ «Bu Oyle bir nida idi ki, onun tesiriyle, dinler yükseliyor: gönülle.... .lalları ve yapraklan yeşeriyordu..

13292

‫ض وون ﻧ ﺦ ﻣﻮر‬

‫از أ ؟ ا ن آ ن‬

‫ر‬٠۶-‫؛ را وار ﻫﺎ ب از ;؛‬٢ : / «Süleyman’ın

0

davet nefesi, isrâfilin sûru gibi. Ölüler‫ ؛‬kabirlerin-

‫ا‬1‫'ا‬٠ ‫« ا‬.kurtardı Yani Sabâ halkım gafletten uyandırdı.

13293 ‫ت ﺑﻌﺪ ازن‬ '‫اد‬٠ ‫ ادا د‬١ ‫ﺻﺮ‬ ‫ان ﻛ ﺪ ﺷ ﺖ و ا ذ ا م اﻟﻨﻨﻴ ﻦ‬

«Ey mânâ yolcusu! Allah daha iyi bilir ya, o dev.‫؛‬r geçti, bundan b،،y «.le, saadet senin olsun Yani asrinin SUyleymam bulunan bir' (kâmil velijnin davet V.' ، 1, 11 diyle sen de Sabâ halkl gibi çüş u lıurfışa gelib mes'ud olasın ,


‫ ا‬:l‫ ‘ ؛‬٠٠s

( ‫ ذاف ا و وا ل‬٠‫ اا‬،‫ام‬ ‫ ا ك‬1‫ ﻟ ﻞ‬، ‫اﺗ ﻢ ا ب؛ون و‬ «Ey âşıklar; ilâlı ‫ ؛‬aşk şarâbının içilmesi size mahsusdur. Siz llak ile liakisiniz, Bekâ da siziıı ‫ ؟؛‬ilidir.» 1 3 2 .9 ‫ ﻻ' و ن ﻧ ﻮ ر ا وا ﺀذﺗ ﻮا‬١ ١‫ا م‬ ‫ذاك ر ع _ﻟﻮد ف وا ﺳﺘﻨﺪﻧﻮا‬ «Ey kalblerinde aşk derdi olmayanlar, kalkın ve âşık olııtı. İşte ila kikat YusUfunun koknsu gelm ekte... Hemen koklayıp, o kokuyu alili!.» Böylece, gözünüz ve gönlünüz açılsın. Malum ya, Yakub (A.S.) Yûsuf (A.S.) in ayrılığından ağlaya ağlaya gözleri görmez olmuştu. Sonra Hz. Yusuf, Mısır'a gelen kardeşlerine gömleğini verdi: «Bunu götürün, babamın yüzüne sürün, gözleri açılacakdır» dedi. Gömlek Mısır'dan, ayrılır ayrılmaz, Hz. Yakub, onun râyihasini duydu. Sonra yüzüne sürülmekle de gözleri açıldı. Hz. Mevlânâ: ,Süleyman Peygamberin mektubunu Sebâ'lılar İçin Yu suPun gömleği misâli olduğu gibi, ey İlâhî Aşk’tan nasibeder olnuyan kimseler, bir mürşidin daveti de, sizin İçin Yu'suf'un gömleği mesâbeslndedir. Onu koklayın ki basarı besiretiniz- açılsın, diyor. Kezâ buyuru yor ki:

13300 ‫ ا‬٠ ü ‫م; ﻃ ﻖ اﻟ ﻄ ﺮ ﻣﺎ ب‬

‫ا د ى ﻣﺮا‬

£

‫ا ك ر ر ى‬

«Ey mürşidi kâmil; sen de gel ve Süleyman’a mensub olan kuş ilil!ili söyle ve her kuşun ötüşü gibi öt!»

13301 ‫ ت ﺣ ﻖ‬٠‫ﺟﻮ ﺀر ﻏﺎذت ﻓ ﺮ ﻣﻨﺎ د ع‬ ‫ ت ﺳ ﻖ‬٠ ‫د ن ر ر ى ﺑﺪا د ر ا‬ «Allah seni kuşlara gönderdiği İçin, her kuşun ötiişünü sana ders olıırak 'vermiştir.» 217


13303 ‫ش را ﻛﺪ ﻣﺎد او ى ﻟﻮا‬.‫وان ﺣﺬا‬

‫ﻮ ر ﺟﻔ ﺖ وآﺛﻨﺎ‬ ‫ﻟ‬٦ ‫ب‬ ‫ى ﻛ ﺶ‬ «Nur ve ziyadan nasipsiz kalmış olan baykuşu nlır ile tanıştır ١٠“ ziya ile yift et.»

13301İ

٦ ‫ ىل‬y ‫ا دوزان‬:. ‫ت ﺟﺎ(ى را‬٠~‫ك‬ ‫ي‬-‫ص►ﻧﺮو د ا را ﺀا ا ﺛ ﺮا ط ى‬ «Döğüşgcn kekliğe .sulh öğret, lıorozlara da sabalnn alâmetlerini «Is

‫آآا‬.‫ا‬ "D ö g ü ş g e n k e k l i k l e g e ç im s iz , k i m s e l e r ,

h o ro z la rla d a g e re v a k ti

kal

l.ıb i t a a t v e i h â d â ı i l e m e ş g u l o l a n l a r i f a d e e d i l i y o r ,

13307 ‫ب‬،‫ اﻣﺔ‬.، s

A

1

‫ى رو‬

‫ا ن‬.'..‫ﻣﺬب‬

‫ ا ﻣ ﻮا ب‬1‫ ذا واﻧﻠﻪ اﺀز ل‬٠‫ر‬ «BOyleee hüdh‫؛؛‬d'den karakuşa kadar biitün kuşlara yol «، isler lalı doğruyu en iyi bilil':»

٨1٠

.S İ L K İ S İ N SA LTA N A T KAYDINDAN K L R T L L M A Sl VE i m a n ŞE V K İY L E SÜLEYM AN'IN İLTİFATINDAN MEST DEMASl, MEMLEKETİNDEN HAREKET ESNASINDA TAHTINDAN BA ŞK A HERŞEYDEN VAZGEÇİŞİ»

13308

‫ﺟﻮن ﺳﺎﻷن رى رﺋﺎن دﺑﺎ‬٠ ‫ﻋﻰ آرد إ~ ت آن ﺣﻤﺎه را‬٠ ‫غ‬٠‫قت‬ «Süleyman (A.S.) Sebâ kuşlarına bir islik ‫ ؟‬alınea itaati altına aidi.»

onların hepsini

‫ذذ‬1‫ا‬1


.،:‫ ؛‬I I

‫ا وﻗﺪره' وﺀ ب رود‬،‫اة‬ ‫ى ﻧﻮد‬

‫ا‬٠ ‫ﻛﺎﺧﻢ‬

‫ ﺀﺋﻖ‬٠‫از‬٠ ‫م‬-‫دش ج‬

«BagJar, köşkler ve nehirler, Süleyman'a olan aşkı dolayısiyle, kiill،a،j gibi görünüyordu.» 13315

‫ﻵ و و ﺛ ﻢ‬١‫ﻛﺎم اﺳﺘﺖ‬٠‫ﺀﺛ ﻖ در ﺀ‬ ‫ ﺑﺜﺒ ﻢ‬٠ ‫زﻧ ﺖ ﻛ ﺮ د ا د ﻟ ﻌ ﺒ ﺎ 'را‬ «A§k kalbi İstilâ ederek orayı İşgal eylediği zaman, İâti، olan şeyle, ri dalıi âşıkın gözüne ‫ ؟‬irkiji gösterir.».

13316

‫ د ﻛ ﻨ ﺪ ا‬٠‫ﺀا‬٠ ‫ر ز ﺻﺪ را‬ ‫ ى ﻻ‬٠‫ ود م‬٠ ‫ﻏﺮت ﻋﺪ ق ا ن‬ «Aşk،n kıskançlığı, zümrüdü bile, insanin gözüne pırasa gilıi değersiz gösterir (Eâîlâhe illallah) kelimesinin mânâsı da budur.»»

13317

٠‫ﻻ ا ﻟﻪ ا ﻻ ﺀو اذ _ ت اى ﻣﺎ‬ ٠‫ئ;ا‬- ‫ﺀا_دب "را دﻳﻒ‬

£

«Ey sığınacak yer arayan talib; (Lâilâhe İllâ Hû) budur... Ay bile sana kara dipli çömlek gibi görünür!»

13318 ‫ ﻳ ﺞ ﻣﺎل وﻫﻴﺞ ﻣﺨﺰن ﻫﻴﺞ رﺣﺖ‬٠ ‫ﻧﺨﺖ‬

£

‫'اﻣﺪ اﻻ ﺟﺰ‬

‫ﻳﺨﺶ‬

‫ى در‬

«Belkis’e hiçbir mal, hiçbir hazine, hiçbir değerli tesir etmemiş ve fakat, tahtından geçememişti.»

şeyden ayrılması


١ ‫'ا‬,‫« ; اااا‬Sülcymaıuıı cinlerden, insanlardan, kuşlardan orduları ..... 1‫ااا؛‬،)‫ا‬. İşte IiiiUiii ،.unlar (ontıtı taralından) zabt ve ‫؛‬.٠ ;،٠ -٠ .ediliyorlardı Halta Karınca v adisi üzerin« yeldikleri zaman (cliyi) 1>٠ ‫ آ‬1،‫اا؛‬-‫اا‬. ‫ل'أ‬ ‫ا‬٠ 1‫ا‬.‫ا‬1‫ ؛‬I،‫؛‬: «-E.v karıncalar, yuvalarınıza yiriıı. Sakin Süleyman ve orduları, kendile ri, bilmiyerek, sizi kırmasın.» (S(ileyman) onun bu süzündeî ‫أﺀ‬١ ‫اذ‬٠ ٠ ‫آ‬٠ '٠ ٠ ١ ‫اا؛‬٠ . tebessüm etti de: « E yRabbim, d b d i, bana ve ana ve babama lı'ı،،'etl‫؛‬K İu nimetine şükretmemi ve (geri kalan ömrüm ‫ ؟؛‬inde) Senin razı ol.ıcağın .iyi (İşler) yapmamı bana ilham et. Rahmetinle beni de (cennetti.) salil kullarının arasına sok57.» 13322

٠‫د د از دورش ة اً ن آ~ﻟﻤﻴﻢ ﻛﺜ ﺮ‬ ‫ ش‬٠‫ﺣﻮ‬٠ ‫ د ش آ ﻣ ﺪ ﻓﺮﻗﺖ آ ن ﻧﺨﺖ‬٠ «Hz. Süleyman; teslimiyyetkâr olan Belkis'e, tahtından ayrılmasının tesir ettiğini uzaktan gördü.»

13323 ‫ز‬،‫ ان د ب ﻣﺮدد در‬r

/ /

‫ﺟﺮا إودش ﺀ ت ان ﻋﻨ ﻖ ا ز‬ —

tahtım neden sevdiğini sOyleyecek olursam ballis uzar.»

Şöyle bir temsil ile anlatmış olmak İ‫ ؟‬in diyeceğim .ki:

13324 ،l—ı—.- <J ay>-

lI

*■ ■ ■ ■.. y ٠ \y ^ ١

^

ijf

t f"

٠c‫؟‬-

،.„..A

«Vakıa bu kamış kalem hissizdir, kâtibin cinsi değildir, fakat kât il. ona munistir, eştir, arkadaştır.» Yani meyi ve muhabbette cinsiyet değil, ünsiyet şarttır. Belki.s ile tahtı arasında da cinsiyet birliği yoktu, fakat ünsiyet vardı. Ondan dola­ yı Belkis de onu çok seviyordu. (57)

S ûrei N em i: 17-19

22.-1


!:‫؛‬:‫؛‬:‫؛‬٠ ٠

‫ ر ى‬- ‫ ر و زآ ر د‬. ٠‫و ن ذ وﺣﺪ ت ﺑ ﺬ‬ ‫و د و د ﻓﺮ ى‬١‫ﺟ ﻢ را اذ ر‬ «Can, vahdete ulaşıp, oradan baş gösterince, onun nuru karşısında cismin ferr ve ziyası kalmaz.« 13331 ‫ ﻗﺮﺀار‬3i ‫ آ د ﻛ ﺮ‬. ‫؟ون ذ‬-

‫ ار‬٠‫ ف وﺧﺎﻧﺎ ﻟد ﺣﻮ‬5 ‫'"ﻟﺪر‬١‫' ( ; ى‬٠ «inci denizin dibinden çıkınca, onun yanında dalga köpüğü ile ,, ‫ ؟‬ör çöp ve süprüntüye lıakâretle bakarsın... 13332

‫ر ا رد آﻓﺘﺎب اﻧﺮر‬ ‫دم ﺀﻧﺮب راى ا ز د «~ذةر‬ «Nurlar saçan Güneş doğııb fezada yükselmeye kuyruğunda kim yurt tutıııal، ister...

başlayınca, akreb

13333

‫ د ﺑﺎ ان ﻫﻤﻪ ر ﻓﺪ ﺣﺎل‬٠‫ر ك ﺣﻮ‬ ‫دةال‬١‫ ا ا‬,‫ ت ﺑﺒﺪ ﻵﺀ ت او‬-‫ح‬ «Lâkin, bütün bunlarla beraber, yine de onun tahtıııı nakletmek gerektir.» 13334

‫ءذﻛﺎم ﻟﻘﺎ‬

.(Tl"

‫ روا‬٠‫ د‬f İ ‫ﺟﺘﺬل‬1 ‫ح‬،‫ردة‬ «Bizimle mülakatı sırasında, çocuklar gibi, dileği yerini bulsun da, kalben müteessir olmasın.» F: 15

225


‫ﻛ ﺰ زا آور د ن اى د'ﺑﺖ‬ ‫ ازان آ د رى حذ ; ﺛﻨﺖ‬٠٤ »Ey kötü niyetli; kak ki seni ne halden ne hale getirdim‫ ؟‬tlnları «ör. dükçe şimdi sana nefret gelmektedir.> ١der. Târık sûresindeki :

Yani : «Şimdi, insan hangi şeydan yaratıldı? (İbretle) baksın. O, alı .... dökülen bir sudan yaratılmıştır•8‫؛‬.» âyetine işar، ٠.ir.

13340

‫"ﻟﻮدان ﺀادق د ى در ﻟﻮران‬ ‫ﻣ ﻨ ﺰ ا ن ا ﻧ ﻞ ﻟﻮدى آن زﻣﺎن‬ «Sen 0 devirlerde toprak, nutfe ve et parçasına âşıktın... o zamanlar, Imgiinki insanlığının münkiri idin; bu kerem ve ilısaııı İnkâr ediyordun!»

13341

‫ ذ ت‬٠، : ‫ ون داح آن ا‬٣ ‫ا ن اً ر م‬ c J «-

‫ود ى‬

‫ ﻣﺪاك ﺧﺎك ى‬٠٤"

Benim bu keremim - yani seni insanlık mertebesine getirişim - o

VII

l،‫« ؛‬.t ki inkârını gidermek içindir, o vakit, heniiz toprakta devrediyordun Âciz bir topraktan bir insan viicude getiren îlâhî Kudreti düşün de u kudretin, yine toprak olmuş bir bedeni yeniden halk edebileceğine intan et. Öldükten sonra tekrar dirilmeği İnkâra kalkışma58 ,

(58)

S û re i T ârık: 5-6 227


<،Bn's ü lıaşre inanmilyonlardan meşhur (Ubcy b. birfiun ı.;، ıı :iımmüş bir kemik parçası alil) Kesûlullah'm yanma Kelmiş ve ',1 Ya Muhammcd»: ،‫ ﻻد‬çi'lrümü.‫ ؟‬kemimi yeniden insan hâline kim )‫ ؛‬، '!‫؛‬ .lebilir?» diye istifham-! inkâr'ıde bulunmuş, onun üzerine bu âyetler na zil olmuştu,

13344

‫و ن در ان دم ى دل وى ر د ى‬ ‫ ة ; ﺑﺪ ى‬٠ "‫ واذﻛﺎر را م‬0 ‫ﺀﻛﺮ‬ «Ey haşre inanmayan: sen toprak ve ııutfe alemlerinde iken kalbsiz ١٠• ruhsuz olduğun İçin fikre de, İjıkâra da miiukir idin.» Yani, düşünmeye ve tasdik etmeye muktedir değildin.

13345 ‫ ﻟ ﺖ‬٠‫ر‬

‫ ت‬-‫ذ د د ر‬

‫ ا ﻧﻜﺎرت‬٠‫ ؟ا د ى و ذك‬3‫ا‬ ‫وت‬٠‫ﺗﻜﺎرﺣﺶ‬١ ‫ر ن‬

(‫ر‬

«Ceınad'keıı insan olacağını inkar ederdin. Yakta ki insan ondan sonra da ba's ü Irasri İnkâra kalkıştın.»

oldun,

13346 ‫ﺖ‬

‫ﺑ‬

‫ وآ ن >ﻟﺔه ز‬٣

y

‫ﺑﺲ »ﺛﺎل‬

«Senin hâlin, kapıyı çalıp, içerdeki ev sahibinden : (Ev sahibi evde yok) cevabını alan kimseye benzer.»

13347 ٠٤" jjlı

٠ı ٠~.،‫ ؛‬،> 3 03 ٠‫•>■!؛‬

٠ J^،.«o ‫*؟‬t...»

^■٥ l٠ >٠ ٠ ı ....r"‫؛‬

«­Kapı çalan hu (Yoktur) sözünden ev sahibinin içeride bulunduğu «.nu anlar ve elini halkasından çekmez ­Yani kapıyı çalmakta devam eder. Ev sahibinin ev içinde bulunduğu nu inkâr etmesi; inkâr değil, ayniyle ikrardır. Ziıu. onun sesi, evde mev‫ا؛ث‬


‫ ﻛﺎ ر ز ت‬١‫أ ى ﻛﻔ ﺖ ﺧﻮد‬،‫اً ب وك‬ ‫ ء ﻏﻠ ت‬٠

‫ﺑﺎﻛﺎث ﻣﻰ زد ل طﺑﺮ اﺣﺒﺎر‬

«İşte, su ve çamurdan yaratılmış insan da İnkâr da bulunuyor : lııılııkatte İnkâr etmemekte... Yalnız o ev sahibi gibi (٧ baber veren lir yık) diye bağırmakta!...» N ite k im ev s a h ib in in ev iç in d e n : E fe n d i b u r a d a y o k d u r, (1٠'‫' اااا‬.. ‫ا‬ İI.'.III.'I d e lâ le t e tm e k d e id i.

13351

‫ﻟﻖ‬-‫ ن اذ ﺻﺪ ﻃﺮ‬٠‫ ﻧ ﺮ ح ا‬r / ’. JA ‫ذزد ا ذ ﻛ ﺬ ت د؛ﺑ ﻖ‬.‫ﺑﻚ ﺧﺎﻃﺮ ا‬.‫ا‬ ««en bunun şerhini yüz türlü söyler ve izah ederim. Lâkin kırkı 1 1 ilerin sözlerden aklilar sürçer.» Ve a n la m a y a n k im s e le r d e lâ le te d ü ş e r.

BELKİSIN TAHTINI SE BÂ D A N KUDÜS'E GETİK ١ IEK K.İN SÜLEYRIAN (A.S.) IN Ç.AKE BULUŞU.» Bu v a k 'a S U rei N e m l'd e şu s u r e tle h ik â y e b u y u r u lu y o r :

‫ه‬

1

‫!ﻳ ﺬﺗ ﻤ ﺨ ﺰأ‬

#

٠

‫ ! ﺑ ﻪ ﺑ ﺪ \ د ﻣ ﻮ م‬١١‫ ﺗﻴﺎ'ﺣ ﺎً ت‬٠‫ ةلﺀﺋﺮ‬o ‫ﺣﺜﻴﻔﺘﻎ‬ > ‫ ﻓ ﻰ ﻳﻠ ﻪ ؛‬١‫ د‬١‫ ق‬٠ ‫ﺗﻴﻌﺎﻣﻠﺚ وا ﻓﻌﻠﻴﻪ ىﻳﺬ\اﻣﺜﻦ‬,

\ ‫ة‬

‫ﻸ‬

‫ﺒ‬

‫ﺳ‬

|

: ;\ \

‫ش ﺗﺖ‬

‫ة‬

‫ﻖ‬

‫ﺟ‬

‫ة ا ذ‬

‫ ﺋ ﻠ ﻰ‬: ‫ ﻣ ﺬ ى ﺗ ﻠ ﻰ‬١‫;؛ ’ • ذ | ﺗ ﻬ ﺔ ز ; ا‬ ‫ ؤﻟ ﺴﻜﺘﺮ‬٠‫ ﺷ ﻪ‬5 ‫\ث\ ت‬٩‫ ﺧﻮﻫﻨﻤﺖ^ر‬١ ‫ ﺛ ﺔ ؤ ﻵ‬١‫؛‬


‫ل ﺑﻠﻨﺈس ان زﻣﺎن‬

‫اﺧﺮ ات‬

‫ زآﻣ ﻒ زا ن ﻋﻨ ﺮﺑﺎ ن‬٠‫ﻟﻴﻠﺬ‬ «Belkis’in tahtJ 0 anda hazır oldu. Lâkin Âsaf’ın kerâmetiyie oldu.»

ifritlerin sihriyle d٠ ٠ ٠ ٤ ll,

13356 ‫ ; ن وﺻﺪ ج; ن‬٠ ‫اس‬٠‫ﻟﻐ ﺖ ﺣﻤﺎ‬

‫ﻛﻪ د د ﺳﻢ ز رب الﺀاﻟﻤﺒﻦ‬ «Hz. Süleyman dedi k'i: Allah'ın lütfü kereminden gördüğüm ‫ا'ا اااا‬١ emsali yüz türlü nimete şükr ve hatnd olsun.» 13357

‫و ى لﻣﺤﺖ‬- ‫ ن‬١‫ب‬٠ ‫ﺑ ﻰ ﻧﻈﺮ ﻛﺮد ان‬ ‫ﺣﻰ اى د;ﺣﺖ‬٢ ‫ﻛﻔﺖ آرى ا ل‬ «Sonra Süleyman Peygamber ta'hta baktı da dedi ki: Evet, ey ‫ااةاا‬١dan mamûl taht, sen ancak ahmakları avlayabilirsin.» Y a n i, ü z e r in d e k i o y m a la r , n a k ı ş l a r v e m ü c e v h e r a t ile b elk i b ir k im b u d a la y ı a ld a tır s ın .

‫ا‬.‫ أ‬-

13358 ‫ن‬.‫ع‬:5>

‫كت‬:İM İ ‫ﺑﺶ ﺟﻮب وض‬

‫ ﺑ ﺪ‬٠‫اى‬٠‫ا ﻛﻮﻻن ﻛﻪﺻﺮ‬..‫ى ا‬١ «Nakş edilmiş ağaç ve taşın önünde birtakım ahmaklar yerlere kilpamrlar.» 13359

‫ل ﺑﺮ‬

‫— ا ﺑ ﺪ و ﺑ ﺠ ﻮ د از ﺟﺎن‬

‫دد» ازﺟﺎن ﺟﺒﺌ ﻰ وأد ك ا ر‬ «Secde eden de, kendisine secde edilen de candan habersizdir. cak candan bir hareket ve azıcık bir eser görmüştür.»

An-

‫ة‬3.'‫ا‬


‫ ﻏ ﻴ ﺔ‬3ً‫ و \ ' ﺟ ﻴ ﺜ ﻴ ﺎ‬١‫ إ ة ذ ﺑ ﺖ‬١١‫ﻳ ﺎ ﺧ ﺰ ﺷ ﺬ‬

‫ ﺋ ﻺ‬١‫ ق‬١‫ ﺋ ﻐ ﺔ ة‬٠‫ ﺗ ﺌ ﺬ‬١‫أﻷﺧﺘﺄن ى ةﺧﺎاس‬ ٠ ‫ ى ذ و ر ﻻ ﺳ ﺪ‬٤ ‫ ة‬١? ‫ س ﺀ ﺳ ﺄ ﻧ ﻰ‬% ‫ ﺗ ﻢ‬١‫ ﺀ ا‬: ‫ي‬

۶‫ د ﺛﺑذىري‬١‫ﺳﺄءﺷشرﻣﺊ د;;ذثﺑو‬٠‫ر ﻗ ﺎ اق‬

‫ ر ز ﻏ ﺎ ﻫ ﻬ ﻴ ﺔ ﺟ ﻨ ﻜ ﻶ‬١‫ة ئ \ ﻟ ﻜ ﺸ ﺔ ي ﺀ ^ ر‬

٠ ‫ﻳﺔؤوة‬ Yâni : «Hatırla 0 zamam ki İbrahim : “Rabbim, demisli, bu şehri Mekke-i M ükerrem eyilenıniyetli kil. Beni de, oğullarımı da ‫ اااأ‬1;‫ اااا‬،‫؛‬٠ ,٠ inaktan uzak tut. Rabbiııı, çünkü onlar insanlardan liir çoğunu 1٠ ‫اا‬١،;‫ ااا‬çı kardılar. Bundan sonra kim bana uyarsa İşte o, belidendir. Kim dr baııa karşı gelirse... Hakikat, Sen çok yarğılayıcı, çok esirgeyicisin. Ky Rabbimiz, ben evlâtlarımdan kimini Senin mukaddes olan evinin yamnda ekinsiz bir vâdiye yerleştirdim. Sebebi şudur ki, Rabbimiz, dosdoğrıı ııam az(lannı) kılsınlar. Artık Sen insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyletdir. Onların şükretmeleri memul olduğu İçin kendilerini bazı meyvelerle rızıklandır,,s2.,> Mekke-i iviükerreme kayalık, ziraata gayri müsait bir yerdi. Rivâyet olunduğuna göre hazreti Hâcer, hazreti Sâre'nin câriyesi idi. İbrahim Aleyhisselâma bağışlamıştı. Ondan, İsmail Aleyhisselâm Dünyaya gelince (hasbelbeşeriyye) kendisinde bir kıskançlık hasıl oldu. Onlarm nezdinden çıkarılm alarını ısrar ile istedi ibraliim Aleyhisselâm da kendilerini (Hz. Hâcer ile oğlu ismaili) Mekke tarafına, götürdü. Mekke susuz, çorak, kayalık bir yerdi. C en ab ı Hak orada Zemzem suyunu meydanu çıkardı. Bu suretle urası şenlendi. Cenab-I Hak İbrahim Aleyhisselâm'ın 62 (62)

S ûrei İb rah im : 35-37

2‫؛‬،5


«RESÛLULLAH’IN SÜT M NESİ HALIMI NiN, ZAT-I KIsÂLLTİ SÜTTEN KESTİKKEN SONKA KAYBETMESİ VE PUTLARDAN SOKMASI, PUTLARIN SECDE EDEREK NEBİYY-İ EKREM’İN YÜCELİĞİNE ŞEHÂDETTE BULUNMALARI» Halime (R.A.), Arab kabilelerinin fasihlerinden bulunan (Benî S â ’d) a mensubdur. Aleyhissalât Efendimizi, Mekkelilerin usulü veçhile, dede­ sinden alıp yurduna göt.Nrmüş, iki sene emzirdikden sonra Mekke’ye ge­ tirmiş ve fakat, süt oğlunda gördüğü bazı fevkalade hâller ve onun yü­ zünden nail olduğu bereket dolayısiyle bırakmak istememiş, Mekke'nin havasının ağır ve sıcak olduğundan bahisle tekrar yurduna götürmüş, Nebiyy-i Ekrem (S.A.V.) Efendimizi dört yaşma girdiği sırada Mekke’ye getirmiş ve şehir dahilinde Aleyhissalât Efendimizi kaybetmiş, sonra ceddi Peygamberi Abdülmuttalib hazretleri torununu bulmuştu. Sûrei Duhâ d a v

$£٠‫؛‬..£٠C‫؛‬âSl

٠‫؛‬٠*•-?-/ $$■

١

Yani : «O ,bir yetim olduğunu bilip de (seni) barındırmadı mı? Seni (çocukluğunda) gaaib olmuş bulup da yolunu doğrultmadı m ı64?» âyetle­ rinde buna işaret edilmiştir. Hz. Mevlânâ diyor ki :

13364

: .f

1 ‫ﻣﻪ‬:‫ص; راز >ا‬ ‫ذ‬

‫از د ا د داﻣﺘﺎن ا و ز ت‬ «Sana Halimç’nin esrarengiz lussasıııı sOyleyim de kalbinden gam V.,. keder pasını izale etsin.»

.

13365

‫ون زﺷﺮ او ا ز ا د‬٣ ‫ﺳﺎﻓ ﻰ را‬ ‫ون رﻣﺤﺎن ورد‬٢ ‫ ; ﻛﻨ ﺶ ر دا د ت‬٠ «Halime, Hz. Mustafa (S.A.V.) i sütten kesince onu gül gibi ve reyhan gibi el üstünde tutuyordu.» (64)

S ûrei D uhâ: 6-7

2:17


‫ و ز 'رد در ’ ور ﺣ ﺖ‬/ ‫اﺧﺎ ﺣﺬذﺀ ا‬ ‫ت‬٠‫ﻣﺢ‬٠ ‫ و ﺳ ﺬ‬١ ‫ك‬:‫ ل‬4،‫ ذا ش ك‬١ ;‫ﻣﺤﺖ‬ «١i،kuııü Ey Hatim, bildim muazzam ve muhterem bir sultan sana ‫ااا‬ .!iriyor; baht ve saadet O Sultanin peykidir .»

1371‫ئ‬

‫وز ﻟﻰ ﺷ ﻚ از ﻧﻮى‬٠‫ ا ر‬١‫اى ﺣﻌﺐﺀ‬

‫ﻣﺒﺮل ﺟﺎ بى اﻻﻟﻰ ذوى‬ «Ey Hatim, bugün şübhesiî yeniden, yücelikler alemine mcnsuh ‫ااآ‬1‫ ا‬larjn konağı olacaksın.» 13372 ‫وق ﺟوق‬٣‫ب طﻠب و‬٠1‫ﺟﺎن ﻳﺎﻛﺎت ط‬

‫ت ذ وق‬٠٠٠‫آ_دت از ر ﻧﻮاﻣﻰ م‬ «Birtakım pâk ruhlara, şevklerinden sarhoş olarak, her taraftan ‫ ؟‬ok çok sana geleceklerdir.» 13373 ‫؟ذ ت ﺣﻴﺮان ا ن ﺣﺎﻧﻤﻪ زان ﺻﺪا‬

‫ﻏﺎ‬٠ ‫ﻟﻰ و ى‬٠‫ﻛﻠﻰ درد ش‬،‫ﻟﻰ‬ «Halime bu sesden hayran kaldı. Çünki ne Önünde kimse varili, ne ardında.» 13374

‫ دا‬٠' ‫ ن‬٠‫ﺧﺎﻟﻰ زﻣ ﻮ ر ت و‬

‫ذش‬

١‫ د‬٠ ‫ دا را ﺟﺎن‬٠‫ل و ن‬, ‫ﺛ ﺪ دا‬ «Altı cihette, de kimse olmadığı hâlde nida devam ediyordu. 0 nida, ya canlar feda olsun.» 2:،‫اا‬


133811

‫ﺣﻴﺮه ت ا د ر ﺣﺮ ت اود ر دا ش‬ ‫ت وس "ار ك از ﻧﻢ وز ا ش‬-‫ ؛‬١ Kalbine hayret üstüne hayret yeldi; gam ve kederle. hulııııdnğıı yer *imsiyah kesiltli.» 13381 ‫دو_ د واﻛﺎ ث د ا ﺛ ﺖ‬ ٠ ‫ا‬،!‫د و ى ور‬ ‫ ﺗ ﻜ ﺎ ﺛ ﺖ‬٠'‫ ر د ر داﻟ ﻪ ام ﻏﺎ‬٠ ‫أةي‬ «Evlere doğru koştu koştu ve: inci dânemi kim alıb feryad etti.»

götürdü? diye

13382 ‫ ﺀؤ ﻳ ﺪ ث‬١‫وﻛﻴﺎ'ان ا ﻧ ﺪ ﻣﺎر‬

‫ﻣﺎ'داﻧ ﺰﻳﻢ ﻛﺎﻧﺠﺎ ﻛﻮدﻛﻲ_ت‬ «Mekke’Iiler; bilmiyoruz, orada bir 5 ٩cuk bulunduğundan haberimiz yoktu, dediler.» 13383

‫ا ﺛ ﻚ ﻛ ﺮ د ا و س أﻧﺎن‬

‫ف‬١‫ر ز ت ﺀأذد‬

‫ ن‬١‫ ن د ﺀ‬1 ‫ ا ن ﺛﺪ *د‬/ ‫ زو‬١ ٠‫ك‬ «Halime 0 kadar gözyaşı döktü, o kadar ‫ ؟‬ok feryad etti ki, onun ağ-. İayıb inlemesine karşı, diğerleri de ağlaştılar.»

13384 % }

y

>

‫ﻧﺤﺬﻳﻦ ﺑ ﺮ ﻳ ﺖ‬٠٢‫دﻳﻨﻪ ﻛﻮا ن‬

‫ ش‬١ ‫ ز ﻛ ﻠ ﻴ ﻪ‬١‫ ا ن ﺛﺪ ﺀ د‬/ ‫ ن‬١‫ﻛﺎﺣﺰ‬ «Göğsünü döğerek öyle ağladı ki onun ağlamasından yıldızlar da ağladılar.»

F : 16

241


‫ت‬-‫ ن 'دا ل ار ﻛﻠﺢ‬١ ،' ;X ‫"ا‬ ‫ ت‬-‫ و؛ و ﺛ ﻬﻴ ﻞ‬۶۵ ‫— ل إﻃﺰ‬ ‫ئ ﻳﺪا ﻟﻰ إ‬

..٠‫ ااا‬-،،sözleri killi söylüyor, göreyiııı dedim. Çiinki, çok lâ.if ve çok m ٠sd i.،cssir .,ir s .»

13331 ‫زﻛﻼى د د م‬٠

‫ﺛ ﻨ ﻮ د ةذا ن‬

‫ل 'داﻛﺎ ﻣﺬةﻫﺌﺢ ﺛ ﺪ ﻳ ﻚ زﻣﺎن‬ «Ne etrafımda kimsenin bir nişanını gördüm, ne de bir an ٠ ٠ses kedildi.»

13392 <٠ ‫ ؛•؛‬،‫ ؛‬V J’١ >٠ J İj

»JjAı

‫&؛‬

y

i£ _) ١ ٠ ٠ ١*tJ،İİ

­Çocuğu bıraktığım yere dönünce hayretler içinde kaldım. Çütıki ço» cuk orada yoktu. Vay benim başıma gelenler !.»

13393 ‫ر‬١‫ »د‬٠‫'د‬١‫ د ﺑو‬٠‫ى ؤرز‬١j i l i S ‫& ﺀاﺑﻢ ص را ﻳ ﻚ ز را ر‬ «ihtiyar, Halime’ye dedi ki: Kızım, miiteessi'r olma; sana !>١ ١ 11‫؛‬,- ٠ dişah göstereceğim.>»

13394 ‫إا‬٠ ‫ﻃﻎ‬

‫ ﻣﺤﻨﻮاﻣﺪ ﺣﺎل‬j f

‫ﻛ ﻮﻳﺪ‬

‫ﻛﻲ‬

‫ ر ل ورﺣﺎل ﻧ ﻞ‬٠ ‫او دا' د‬ «Eğer isterse çocuğun hâlini söyler. Çüııki 0, onun gittiği ve İmluııduğu yeri bilir. 243


‫ا‬.'‫ا؛‬00

‫ ﺑ ﻰ اﻛﺮاﻣﻬﺎ‬y ‫ ى‬، / ‫ﻛﻬﺖ اى‬٠ ‫ﺑﻢ از ﺑﺎﻣﻬﺎ‬٠‫ﻛﺮد»' ا ر ت ا‬ «Ey Uzzâ; sen pekçok lûtuflarda kulundun da biz, birtakım tuzaklar‫ا‬1،‫ ااا‬kurtulduk.،

13401

‫ﻟﻮ‬٠ ‫ ﺣ ﻨ ﺖ از ا را م‬٠‫ر ﺻﺐ‬ y ‫ﻓﺮض )ﻧﺘﻪ ا ر اً ب ذ د رام‬ «Senin Arak kavmine olan ikramın dolayısiyle onların sana ram olı.ıaları farz olmuştur.»

13402 ‫ ﻳ د "ﻟو‬٠‫ا ن ﺣدﻳﻌﺄ ﺷ د از ا‬

‫و‬٠ " ‫ د ا ' د ر ﻳ ﻠ ﻠ ﺪ ا ﺧ ﺐ‬٠ً‫ا‬ «Sa’d kabilesinden olan bu Halime, iimidvar olarak senin gölgene gelip sığındı...»

13403 ‫ﻟﻐﻠﻰﻛﻢ ﺛ ﺪ ﺳﺖ‬٠‫ة ازو ﻓﺮزﻧﺪ‬

‫ ام آن ﻛودك ﺧﻣد آ ﻣ ﺪ ﺳﺖ‬٠ «Onun (Muhammed) isminde küçük bir çocuğu kaybolmuştur.»

13404 ‫ت اًنﺣﻤﻠﻪ ﺑﺂن‬ ٠ ‫حون ﺧﻤﺪك‬ ‫ان‬٠ ‫نز‬٦‫اﺟﺪ‬٠ ‫رﺋﻜﻠﻦ ﻛﺜﺘﻨﺪ‬٠ «ihtiyar, (Muhammed) ismini söyleyince o p.utlarm hepsi o anda bu, aşağı secdeye kapandılar.»

Ve dediler ki: 245


13410 /

j

\

،£١ '٠ ،>■

>-‫ ■؛‬jj ■‫؛‬

j r

٠/٠•،*’ ‫؛‬٠٣•'I) ،5j>>-‫ ؛‬١ ■ «­Hey ihtiyar, Allah rızası için çekil, uzaklaş ki Kazû ve Kader ate şine bizimle birlikte yanmayasın .»

13411 ١—^1 ،>.‫ ؛‬çs J ١ . ٠- ‫؛‬j • ١

،i

%■■"*,>

i١ ٠ ^ > -

٧١ ٠ }-٠ c_٠ .

«Bu, adeta ejderhanın kuyruğunu sıkmaktır. Bu ne çeşit haber geli iş tir •،?.»

13-412 ‫ذ ن ض ر و ﻧ ﺪ دل دراو ﻛ ﺎ ن‬ ‫ت اب'ن‬،‫ز ن دﺑﺮ ر زا ن ود لﺀ‬ «Bu liaberden deniz ve madenin yüreği oynar; bu haberden yedi kat K‫؛؛‬k titrer.» 13413 ‫ﺳﺤﻦ‬

‫;ﺑﺮ ا ن‬

l،.L

‫ﺟون ﺷ ﺬ د ا ذ‬

‫ن‬،‫ ء ما ا د ا ﺧ ﺖ آ ن ؛ﺑﺮ؟‬W٣1

..,Taşlardan bu sözleri işitince, 0 gün gör'müş ve çok yaşamış ihtiyar elindeki asayı attı.» 13414 ‫و و ف و م اً ن 'دا‬

‫ﻧﻠﺮزﺀ‬

‫دس‬

‫ﻳﺰ دا‬٠ ‫م ر‬٣ ‫ﺑﺮ د ' دا ﻣﺎ‬.‫ا‬

«O sesin korkusundan ve titremekten ilıtiyarııı dişleri bir birine vuruyordu.» 2 -1‫آ‬


‫ ا‬:‫>؛!!؛‬ ‫ل‬،‫انﺀ‬: ‫ع‬

‫ال ا >رذا ﺳﺨﻨﻬﺎ‬

‫ ﻫﺪ‬٠‫ا ﻣ ﺎ‬:‫ م اث‬، ‫ك وا ر ؛ ا‬:‫س‬ «Rüzgâr, bana söz söyler, ta§ ve dağ eşyanın hakikatini anlatır.«

13420 jL u ،■ ،.‫؛‬.y ) IJ ‫؛‬.iil» ٠l5٠ .

,3 — ■1 ،٠/ ٠y٠ _?■*** «­Gâh olur gayb erleri, gökyüzünün yeşil giyinmiş melekleri, çocuğu mu kaparlar.»

13421 ‫ا‬

‫ ن‬1‫ﻢ‬

‫ ﺑ‬/ ‫ل\ ئ ة‬1٠ ‫ ك‬3‫ا‬

‫ض ﺛ ﺪ م ﻣﻮدا ى ا ﻛﺬو ن ﺑ ﺪ ﻟ ﻪ‬ «Bu şikâyeti kime inleyim ve kime söyleyim? Ben şimdi yüzlerce gö niille, sevdâlara kapılanlara döndüm şimdiî»

13422 ‫ ت‬٠٠‫ب ﺑﺲ‬٠‫ﻋﺒﺮﻟﺜﻰ از ﺛ ﺮ ح ﺀﻳﺒﻢ ل‬ ‫؛ ﺛ ﺪ ﺳ ﺖ‬5 " ‫ﻟﺬﻟﻢ‬٠ ‫ى‬

‫ﺑﻢ‬f ‫ذدر‬

‫ان‬

«0 çocuğun gayreti, gördüğüm sırları söylemeliden dilimi bağlaılı; ancak, çocuğum kayboldu diyebiliyorum.»

13423 ‫ﻛﺘ ﻮ ن‬

‫ن‬٠

‫( ﺟﺰ د ﻛ ﻞ‬.

‫ زﻧﺠﺮﺟﻨﻮن‬٠‫ﺣﻠﻖ ر ﺑ ﺪ م‬ «Şimdi başka birşey söyleyecek olsam halk, beni delidir diye zcnclr ile bağlar.» 24»


1312.1

‫ ش‬٠‫ •— ت در ع«ﻟﻮد‬/■ ‫ل‬ ;

‫ ﻟﻮدا‬٠‫ا ﻣ ﺾ > د د د‬:‫“ و‬٠

«Taş, mabud ٤ 2 ‫ اا؛؟ذ اةاﻫﺎﻻال‬kabahatsizdir. Sen ise ona ، ‫ﻖ‬ ‫اا»ﻟ‬١ ‫اا‬١,kı.l kOJe olmakta mecbur değilsin !»

13430 ‫ﺋﻦ "ردان د د ﺳ ﺖ‬:‫ ﺀ‬٠‫ ﺀ ا‬, ‫اوى د ط‬ ‫ ت‬٠‫إ‬

‫ ذ وا ﻫﻨﺪ‬٠ ‫ا‬٠‫ رﻣ ﺤﺎ;م ج‬٠ ‫"ا ى‬

«Taş, mecbur iken bu kadar korkarsa, ona tapan suçluya neler olacali, bir düşiin!» Burada, taşın mecbur oluşu;'taş oîuşu .sebebiyle, kendisine mabud diyerek yönelen ve tapman insanin bu hareketine mani olma ve reddetme irâdesine sahip., bulunmayışı, mâ.nâsma.dır

«MUHAMMED (S.A.V.) İ HALİME’NİN KAYBEDİŞİNDEN MUSTAFA (S.A.V.) İN CEDDİ ABDÜLMUTTALİB’İN HABERİ OLMASI VE ŞEHİRDE ARAMAYA ÇIKMASI, KÂEE’NİN KAPISI ÖNÜNDE DUA EDEREK BULMASINI CENÂB-I HAK’DAN İSTEMESİ VE BULMASI»

13431 -mi‫؛‬ y ı .. j

،٠T”. '.٠١ )3

A٠٠-l > *j

١

«Halime'ııin kalabalıkta feryad ve figan etmesinden, Mustafa (S.A. V.) in ceddi Abdülmüttalib haber aldı.»

٠

- '

•*’«&


13437

‫ﻗﺪرى ﻟﻮد‬

‫ا‬/

0‫ر وﺳﺠﺪ‬٠‫ﻳﺎس‬

‫ دووق ﻧ ﺪ ا ن ﺛ ﺮ د‬/ - ‫ا ا‬ «Yalıud başımın ve secdemin bir değeri olacağını, yahud göz yaşıınla bir devlet gülüm seyeceğini ummuyorum.»

13438 ٢٠--. ^.5 ،^)١ ،£ ١£٠— J-2 .-٠٧

«Lâkin ey Kerîm olan Allah; O eşi bulunmaz tek incinin — Muhammed (A.S.) — ın yüzünde senin lûtfunun eserlerini görmüştüm.» Dürr-i Yetim : Sadef içinde tek olan incidir ki büyük ve o nisbette kıym etli olur. Aleyhissalât Efendimiz de öksüz büyüdüğü ve bütün peygamberler arasında tek olduğundan kendisine (Dürr-i Yetim-i Risâlet) denilmişdir.

13439

‫ زﻣﺎ ت‬٠٢/

‫ ا د ﻋﺎ‬٠

‫ل‬

٠‫ك‬

/■ -‫;ا و‬/ ‫ﻣﺎ ﻫﻤﻪ ﻣﻤﺒﻢ وا ﺣﻤﺪ‬ «Ahmed bizden olmakla beraber bize benzemiyor, biz hepimiz bakirız, o iksirdir.» '

13440 ‫ﻣﻦ ﺑﺪم ازو‬. .‫ ب "اك‬١‫آن ﺗﻢ‬ ‫ دم در دﻟ ﻰ ودر ﻋﺪو‬٠‫ د‬٠ ‫ض‬ *Ben onda gördüğüm fevkalâde halleri, dostta ve düşmanda görme, dim.». 25:1


1314:.

‫ د ا ﻧﺑﺎل او ﻣﺣﻔﺈوظ ﻣﺎﺳت‬٠‫ا دو ه‬ ‫ ﻃﺎ ب دﻟ ﻚ ﻣﺤﻔﻮظ ﻣﺎد ت‬٠ ‫ا دوﺻﺔ‬ «O, yüzlerce ikbal ve saadetle bizden nasip almıştır. Yüzlerce bölük melek, 0*1111 korumadadır. Bizim hıfzımızdadır٠ »

13446

‫اان ﻛ ﺘ ﻢ‬

f

‫ ﺛﻬﺮه‬١‫ﺻﺶ ر‬،‫ط‬

١: :‫ دا ن ك‬٠‫ي ﻃﺬش را از ر‬ «.Onun z a h irin ‫؛‬, A Jem e m e şh u r edeceğiz, lâ k in b â tın ın ı cüm leden, giz. li tu tacağız.»

13447

f/

‫ازر‬٠ ‫زرﻛﺎن ر د آ ب و ﻛ ﻞ‬

‫;;م‬. ٢:‫ ل وﻛﻊ ﺧﺎ‬٠ ‫ئ ﻣﻬﻨ ﻰ ﺣﻠ ﺨﺎ‬ «Su ve to p ra k , a ltın m ad e n id ir, biz d e k u j’u m cu g ibiyiz; on d an b azen h a lh â l, b âzen y ü zü k yaparız.»

13448

‫ ى ﺛ ﻣﺛﺑ ﺮ ش ﻛ ﻴ ﻢ‬1‫ ﺣﻣﺎىﻟﻪ‬٠‫ك‬

‫ ﺋﻔﻢ‬٠ ‫رش‬٠‫ دن ث‬f

X/'

٠‫ﻛﺎ‬

٠

«o a ltın m âd en i o lan (su ve ‫ ؟‬a m u r) d an .bâzan k ılı ‫ ؟‬bağı, b âzan d a arsla n , b a h â d ır k im se le re g e rd a n lık İm âl e d e riz .»

13449

‫;' غ ﻣﺤﻨﺖ ر ا ز _ م ازو‬

r

‫اﺀ ا ج ﺀ ردا ى ﻣﻠ ﻚ ج و‬.‫م‬ «Y ine o a ltın d a n bâzan, ta h tla r ın sü sü olm ak ü z e re tu ru n c çekil, leri, b âzan da s a lta n a t ta lib i h ü k ü m d a rla ra tac yaparız.» 255


‫ ز رو ده\ﺀ‬١‫ ر‬١‫ ر ر‬١‫ ل 'حﺀ‬: ‫ ف‬٩ ‫ا ن‬ ١-٠ ‫ ﻳ م‬٣٠ ‫رﺑﻜﺎن‬٠‫ع و ت دش ى‬١ ٠;‫ا‬3 «Biz, ııîmeti âciz ve ınütevâzî olanlara verdiğimiz için, toprağa bu fazileti ihsan ettik.» 13455

‫ اﻋﺒﺮى‬، ‫ﺑﻲ دأرد ﺧﺎﺋﺚ ﺛ ﻜﺎ‬-:‫زا‬ ‫ ا و ر ى‬0 ‫وز درون دارد ﻣﻐﺎ‬ « ‫ ؟‬linki toprak zâhiren karanljk renklidir; fakat, derUnunda parlak alfatlar vardır.»

13456 ٠‫ﻣﻰش ﺑﺎ ﺑﺎﻃﻨﺌﻰ ﻛﻨﺘ ﻪ ﻣﺤﺘﻜﺚ‬٧‫خ‬

‫ ﺣﻮﺳﻜ ﻒ‬٧‫ وﺑﻼم‬٣‫ م‬f

‫ﺋﻰ ﺣﻮن‬.‫ﺑﺎﻇﺎ‬

«Onun ‫ اؤاه‬İçine muhâlifdir. Zâhiri ta§, bâtını inci gibidir.»

13457

‫ ﺑ ﻢ وﺑﺲ‬١ ‫ا‬٠ ‫ﻇﺎر ش ﺑﻮ د ى‬ ‫ﺑﺎ ﻃ ﺸ ﻤ ﻮ _ د ﻧﻜﻮﺑﺲ ﺀﺑﺶ و ﻳ ﻦ‬ «Zâhiri; biz ancak buyuz, der. Bâtını ise; sûret ve bak: ihtarında bulunur.»

siretime iyice

13458

‫ ي ﺣﻧن ﻫ ﻳ ﺞ ' ﺑ ث‬J j j

i

; ‫ظﺎﻣﻰ‬

‫ ت‬٩ ‫ش ر د ى ﺑﻐﺎ_ﺑﻢ‬:‫اط‬ «Zâhirî; içimizde hiçbirşey yoktur, diye İnkâr ederken, bâtını; hele durd da sana hakikatimizi gösterelim der.» F : 17

257


I :، ٠<‫؛‬:، ‫ن 'ى ز د‬- ‫ دزد ا زم ؛ ( ; ى‬٠> ■ / ٠‫ئ;ا‬: ‫ا ن از ﺀﻋﺎ ﺑﻴﺪا ﻋﺖ‬

4‫ﺤ ﺬ‬

‫ﺛ‬

'«Hırsız çaldığı mail İnkâr ederse de zâbıta memıırıı onu sıkışiırır ve çaldığını meydâna çıkarır.»

13464 ‫ا‬،‫ا د ا ن ﺧﺎ'؟‬

» ‫دذدﻳﺪ‬

‫ﺀﻗﻨﺎﻫﺎ‬

‫ ن از اﺑﺘﻼ‬، ‫ ذ‬، ‫ ة را ر‬٠ ‫ا‬٠ «Bu topraklar da Ijir takını fazl 11 kerem çalmış ve gizlemişlerdir. Biz onları İbtilâ ve imtihan ile ikraz ettiririz.،. Bir hırsız, girdiği evlerden bir takım eşyâ çalar götürür; ya satar, yahiid satmak üzere bir yere saklar. Zâbıta memurları, polisler, jandur malar onu yakalarlar. Çaldığı .eşyayı sorarlar; herif: ben almadı، '، ، der. yahud sükût eder. Onu söyletmek İçin biraz okşarlar ve itiraf ettirirler. Böyle, hırsızı yakalayıb, dövmek sûretiyle ‫ ؟‬aldığı malların yerini öğrenmek ve onları saliiblerine teslim etmek eski zamanlarda olurmuş ki Hz. Mevlânâ hikâye ediyor ve diyor ki: Toprak da Allah'ın bir takım fazl 11 1، .'remini, yani ona verdiği nebâtat yetiştirmek kabiliyetini gizler. Cenâbı Hak da eski zâbıta memurları gibi onu kışın soğuğu, yazm fazla sıcaklığıyle sıkıştırır ve toprağı, kendisine verilen kabiliyeti izhar etmeye, yani ot, çiçek ve meyve yetiştirmeye mecbur eder. İşte bütün nebatat, hatta hayvanlar ve insanlar da bir bakıma 0 toprağın evlâdı demekdir.

13465 ‫ ت‬-‫ا‬

.‫ود‬

‫ﺑ ﻰ ﻧﺤﺐ ر ز ' د ( و ر ا‬

‫ اﺳﺖ‬.‫ر ى اﻓﺰود‬

‫ك‬:‫ل‬

٠ < .Toprağm - enbiyâ ve evliyâ gibi " nice şaşılacak çocukları vardır Lâkin Hz. Ahmed (S.A.V.) hepsinin fevkindedir .،، 25!)


I :( ٠ ٠ ‫؛؛‬، ‫ﺛﺜﻤﺤﺚ‬٠‫ ﺣﺬق ا ﻧ ﺪ‬٠‫ ا >وو م‬۵ ‫ر‬

‫( اﻟﺪ ور؛(ت‬،'.‫ذ;ﻧﻰ ح‬٠‫ﻟﻮد م‬, ‫ا‬ «Kim Aliah İçin nefsiyle sav ‫؛‬١ ١ a girişirse, ııihâyet <٠ ‫ اااااا‬da hakikat ‫؛‬, rengin ve kokunun (çekil ve görünüşün) düşmanı olur .»

13470 ‫ﻃﻠﻤﻨ ﺶ اﻧﻮر او ﺛ ﺪ در ا ل‬ ‫ ﺑ ﺬ ش را ﺳﺪود زوال‬٠ ‫آﻫﺘﺎ ب‬ «Onun zulmeti, nuru ile liarb eder, lâkin ruh güneşine zevâl olmaz.» Nuru da zulmetine galib gelir.

13471 ‫ ر ﻣﺎدر ا ﺷ ﺤﺎ ن‬١٠ ‫ر ﻛ ﻮ ؟ و ﻧ ﺪ‬ ‫ﻧ ﺜ ﺖ ذ ر ا ش آ رد اً ﺻﺎن‬ «Her kim Kizim - yani Ahali - İçin riyâzet çeker ve ihtilâya tabammiil ederse asiiman sırtını onun ayaklan altma getirir.»

13472

j L .‫ ؟‬jUil J ‫ ؛‬Jiı. ) ١ o ،/٠٠٧.

٠JJ

j t - J

‫ '؛‬y ^ 1.1;

«Senin zahirin karanlıklardan feryad ettiği hâlde, bâtının gülistan içinde gülistan olur .»

13473 Oy i f j i j

öb*j٠٥>■

-،-٠‫؛‬

.٠٣‫^؟‬j y ،/٠ ٠ ،‫ ؛‬٠ ،، ١~ l ­Zahirin, nur söndüren yabancı kimselerle ihtilât etmemek için, so » filer gibi ekşi suratlı olmuştur .» 261


Hz. Mcvlana 1‫ ااإأ‬edilen luıkllınlleı'lu ‫'ااا‬١ '‫ااااﺀ‬, ‫(ا‬1!‫ااا‬ vamını anlatmak İçin diyor ki:

‫ااا‬،';‫ا ا‬١‫ا‬:'.:.،‫ا‬،‫ا‬،١<!‫'؛‬

13178

‫ﻧ ﻮ د ﺳﺖ‬-

‫ ى ؟ودك‬٠‫ ج‬/

‫ت‬٠‫و د س‬١‫ل‬:‫ﻃﻪ‬

‫ﺗﺈﻫﻞ و‬

‫ﻫﻤﺎ د و ﺗﺎﻟم ﻧ ﻮ د‬

«Ey Abdülrnuttalib; senin çocuğun henüz çocıık tabiatli ise de, iki âlem, - yani Dünya ve Ahiret ٠obun sâyesimle yaratılmıştır.» 13479

‫ ا ت‬٢١٠‫ ب*ﻛﻦ د‬٠‫ﻟﻤﻌﺘﻞ‬١‫^ﻓ ﺖ ﻋﺐ‬ ‫ ر ا ت‬٠١‫ ر‬٠‫ ى ﺀاﻳﻢ ا و ر ذ ﻧ ﺎ ن د‬١

«Abdülrnuttalib dedi ki: Ey gizli sırları bilen Rabbim; şimdi 0 nerede dir. Doğru yolu târiî et!»

«ONU NEREDE BULAYIM? DİYE MUHAMMED ALEYHİSS/\LÂTÜ VESSELÂM’IN BULUNDUĞU YERDEN, ABDÜLMUTTALİB İN NİŞAN İSTEMESİ VE KÂBE DAHİLİNDEN CEVAB GELİB NİŞAN BULMASI» 13480

‫از د ر و ز ﻛ ﺒ ﻪ آواز ش رﺳﺒﺪ‬

«Kabe dahilinden bir ses geldi ki: Ey o aklı başında, çocuğu arayan.» 13481 ‫ ت زراف د ر ﻧ ﺖ‬٠ ‫در ﻓﻼن و'د؛‬

‫ ر ﺑ ﻤ ﺨ ﺖ‬١‫دى روان ﺛ ﺪ زو دﺑﻞ‬٠ «O, Filân vadide ve bir ağacın altındadır. Bunun üzerine o iyi bahtlı muhterem ihtiyar o vadiye teveccüh etti.» 26:1


‫ا‬:‫اا‬8 .‫م‬٠

‫دورﺳﺖ واﻟﺚ‬

w

‫^از او داود از ا‬

‫ ﺳﻤﺎك‬ir yj ‫ز— د ك‬١‫ ا‬٦٠‫ت ' ل‬-‫ب‬ «Kcsul-‫ ؛‬Ekrem‫ ؛؟؛ »؛‬ve ‫؛‬iz ،‫؛ ؛‬-s،‘ soy ve sopdan uzak ve pâkdir. Balık tan (simak) deni‫؟‬-en yıldız.a kadar onunla cins ve eşit olacak kimse yok tur.» 13486

‫ور ﺀ ق ر ا ﻛ ﻞ ﻧ ﺠﻮد زاد و و د‬٠ ‫ ا ﺟ ﺖ "ار و ﻟﻮد‬٠ .‫ ت ﺣﻖ راح‬٠‫ﺣﻞ‬ «Hak k'ur'unun kimden ve nasıl doğduğunu kimse araniaz. Alkil، 1,1 haikmııı nescin‫ ؛‬arayıp sormaya ne lüzum var.»

13487 ‫ ب‬١‫رو‬

‫ دﻫﺪ در‬، ‫ﻧﻠﻤﻊت‬.- ‫ك ; ن‬

‫رﻃﺮاز ا ﻓﺘﺎب‬٠‫ ر ذ زا د‬٠ «basit bir hil al Allak'jn sevab karşılığı olarak kir kuluna verdiği e٠ ١ «.parlaklık itibariyle Güneşin şualarından daha üstündür

Böyle olunca N ur-u M uhammedinin ne derece parlak olacağ، ve o nurun haseb ve nesebden ne kadar müstağni bulunacağı şüphe götürm ez ,

«B lE K İS.‫ ؛‬RAHMETE DÂVET KISSASININ GERİSİ»

13488

‫ن‬٠‫ب‬،‫؛‬.‫ ا دا ورزا‬٠‫ذ؛‬1.‫ﺣﺰ؛‬

،>‫رﻟﺐ درزى زداف در ﻣﺢ‬٠ «Ey Belkis; kalk, gel de mülk ve hükümet gür, Deryay-i ilkli ‫ ؛‬kıy،s،n٠ da inci topla ...

2.8


«İNSANİN, DÜNYAYA KANAAT KI>،1٠ , DÜNYA İÇİN IIIKS VE TAMA GÖSTERMESİ, KENDİ CİNSİNDEN DEAN RUHANİLER: (NE OLURDU, KAVMİMİZ HALİMİZİ BİLSE) DİYE BAĞIRIP DURURKEN, ONLARIN DEVLETİNDEN GAFİL OLMASI» Bahis başında zikredilen âyet-i kerîme (Yasin) sûresindedir ve (IJa bib Neccâr) m bir temennisine işarettir. Hüseyin Vâız’m (Mevâhib-i Aliyye) isim li tefsirinde deniliyor ki; İsa (A.S.) m ref’inden sonra havariyyûndan ikisi halkı tevhide dâvet etm ek üzere Antakya’ya gitmişlerdi. Orada bir ihtiyara rast geldiler ve selâm verdiler. İhtiyar, bunlara kim ol­ duklarını sordu. Onlar da ; «Hz. İsa’nın meb’uslarıyız, halkı hidâyet yolu­ na dâvet edeceğiz» dediler, ihtiyar; «Dâvanızın doğru olduğunu isbat ede­ cek bir hüccetiniz var mı?» dedi. «Duamızla hastalar şifâ bulur» cevâbını verdiler. İhtiyar; «Benim bir oğlum var ki yıllardanberi hastadır, hekim ­ ler tedâvisinden âciz kaldılar, onu iyi edebilirseniz ben de Mâbudunuza iman ederim» dedi ve havârîleri evine götürdü. Baş ucunda dua ettiler. Hasta iyileşti, babası da imana geldi. Havârîlerin haberi Antakya'da du­ yuldu. Birçok hasta duaları berekâtiyle iyi oldu. Fakat şehrin putperest hükümdarı bunları zindâna attırdı. Kur’an-ı Kerim’de bu hâdise m isal olarak şöyle hikâye ediliyor:

١$ | ١if 1 .5

© 0 . ^ 4 / . .. ■ ‫ = ؛ ؛‬. ‫ ؛ ؛‬i

١ ) L Ğ٠ ٥ ‫ _؛‬d ١

< £ ‫؛‬# ‫؛‬

١‫ ؛‬٠

#

£

٠٥١

٠ 207


re -

B u n u h a b e r ‫؛‬، la 11 İ l a b ı b

N ı ı ı c a r . ş o l ı r i i ı 1‫ا‬، ‫ ا‬u c u n d a k i 1,11,1

z i l i n d e n k o ş a r a k g e l d i . B u h â d i s e d ،: K ı ı r 'a n d ı v b .v in e ( Y a s i n ,

‫؛‬،,،•,٠:. , i l d i

şu şekilde naklediliyor :

. ‫ ا‬٠‫ث‬1‫ص‬ ‫ﺀ‬١‫ﺋﺞ‬ ١ ‫؛ > ﺗ ﺒ ﺘ ﺎ ﻟ ﻤ ﻴ ﻌ ﻮ‬٠‫ ئ‬١ ‫ر‬٠ ٠ ‫ﺳﻪ ;; ﺟﻠ ﻰﺑ ﻰة ل ؛ ز‬,٠ ١ ‫ﻷ‬

‫ﺛﻼائﺀ‬١‫ ة‬٠ ‫ﺀوﺋﺐ^ﺷﻮق‬/\٠‫ﺋﺜﻼﺋﻠﺆ‬ ‫ ؛ ﻏﺬ ﻫﺎ ي‬4٢‫ﺀ‬٠ ‫ا رﺋ ﻈ ﺬﻧﻴ ﺬ؛ﺋ ﺬ رﺑ ﺬذ‬ ‫ ﺀ ﻧ ﺜ ﻼ ﺗ ﻲ ﺀ ذ ﺋ ﺔ ﻏ ﻴ ﺖ ؛ ا‬3‫اذﺿﺬﻗﺎ‬ ‫ ' ﻣ ﺬ‬١‫ إﺑﺬ‬0 ‫ ﺑ ﻦ‬٩‫إﺑﺄأ!ﻟ ﺼﻼؤ‬.‫وﻻﺛﺬوﻓﻬﺎ‬

‫ ؤ ؛ د‬# | ‫ ; ء‬١‫ةﻳ ﺔ ﺳ ﻣ ﺔﺛ ﺔ‬ ‫ئ‬٠‫ذرذﻗﺣﻜﻠﻰﺋﺔؤ‬:‫ﺋﻎ‬١‫® ﺋذﻓﻬﺄات‬ Yani: «o şehrin en u‫( ؟‬kenar)mdan koşarak bir adam geldi: “Ey kavmim, dedi, uyun 0 gönderilmiş olanlara. Uyun sizden hiçbir ücret istemiyen 0 kimselere. Onlar hidâyete ermiş (zâtler)dir. Ben, beni yaratana neden kulluk etmiyecek mişim? Siz (hepiniz) ancak Ona diindürü(lüb götü":* ٠ Ben Ondan başka Tanrılar edinir miyim? Eger o ‫ ؟‬ok esirgeyici (Allah) bana bir zarar (yapmak) isterse onların (İddiâ ettiğiniz) şefââti bana hi‫ ؟‬bir fâide vermez. Onlar beni asla kurtaramazlar. Şüphesiz ben o takdirde mutlak apaçık bir sapıklık içindeyim (dem ek) tir. Gerçek, ben Rabbinize iman ettim. İşte bunu benden duyun.” (Ona) “Gir cennete’, denildi. (O da) “Nolurdu, dedi, kavmim bilselerdi. Rabbimin beni yargıladıgını, beni (cennetle) ikram edilenlerden kıldığım')s6.» İşte Cenâbı Pir'in *Kale yâ leyte kavmi ya'lemUn» diye na’ra atan dedigi zevât, Habib Neccar ile emsâlidir.

(66)

S ûrei Y âsin: 20-27

2 ،‫ا؛ذ‬


‫ا‬:،‫؛ا‬،‫ذأ‬ ‫ ن د ﺑ ﺦ و ر‬١ ‫رك ا_ن ز و ر‬ ‫ﺑذد ﻛور‬- ٠‫ رد‬١

cT ‫اً ب ﻧ ﻮ ر ى‬

«Ey AJJah’m rızasından nefret eden sahte şeyh; Sen, başına birkaç ki‫؛‬rii toplamış acı suya benziyorsun..»

13497

‫ ب ود‬٦

‫ﻣﺤﺮﻟﺪن‬. ‫ﺛ ﺮ ن ﻛﻦ از‬ ‫ﻛ ﻦ‬٠‫ف‬

‫دا م ا ﻧ ﺎً و ر ا‬

‫درا‬.

‫آب‬

«Kendi suyunu, Bahr-İ İlâhîden tatlılaştır. Kötü ve acı bir suyu birtakım körlere tuzak yapma!» Yani senin hâle uygun olmayan sözlerin acı bir su gibidir. ٥ sözleri bir güruh gafilleri avlamak İ‫ ؟‬in tuzak yapma!...

13498 ‫ﻟﻮرﻫﻤﺮ‬

‫ س‬١‫ﻃ ﺪ‬

‫ﻟ ﺆ ﻳﻴ ﺮا ن‬

‫ زرﻓﻰ ﻛ ﻮ ; ﻛ ﺮ‬٠ ‫ ى‬٠‫"’ و ﺟ ﻮ د ك ﺟﻮ‬ «Kalk, Allah arslanlarım - yani evliyaullah-ı - gör de sen de onlar gibi yabani merkeb avla. Sen nasıl oluyor da köpek gibi kOr yakalıyorsun'.'»

13499 ‫ ت دور‬٠‫ا ر د ا ذ ﻣ ﻴ ﺪ ض د ؤ‬ ‫ﺑ ﻪ ﺛ ﻴ ﺮ و ﺛ ﺮ ﻛ ﺮ وم—•ت ﻧﻮر‬ «Yaban eşeği de nedir ki? Onlar dost’ıın gayrisini avlamakdan uzak olan arslanlardır. Hepsi de arslandır, arslan avcısıdır, nur sarlıoşudıır.»

13500

‫رة ﻣ ﻴ ﺪ و ﺻﺎد ى ﺛ ﻪ‬،‫در ذظ‬ ‫ دروﻟﻪ‬٠‫ ﺑ ﺪ و ﺻ ﺪ‬٠ ‫ر ك‬

.‫ﻛﺮد‬

«Avı ve Pâdişâhın avcılığını seyrederken mışlar, temaşa hayretiyle adeta ölmüşlerdir.»

hepsi de avlamayı lurak271


13501 O »

‫؛‬-■.٠٢-

0 /

^٠✓ ٠. ٠,٠ ١ ; ١

V

>٠.

S٧٠b~ j T ✓ ٠ ١J ٠ ‫؛‬V ٠’ ٠ j ١ ،1— ".١

«Her kim bu ölü kuşdaıı - yani ıııürşid-i kâmilden b ‫؛‬١ş ..ekerse !،‫؛‬.kiki avcı olan Cenabı Hak’kın kudret elini ،ısla bulama /,»

13505 _>v

i

)*

- ٠.?١

xy

،_>٠ • ،^j ١ -،٠١ -‫ ؛‬٠ ;■ ‫؛‬O‫ ؛؛‬١“ ٠ _٠-،• «­Ölü kuş der ki: Benim münkirler nazarında murdar olduğuma bak ma. Beni muhafaza hususunda şahın muhabbetine bak !»

13500

‫ ت‬- ١ ،..‫ اﺛ ﻪ ﻛﺬ‬/‫؛رم ﺀ‬٠ ١ /‫ه ﺀ‬1 ‫ل‬ /‫م‬ :‫ م‬١ ١‫ه‬:٠ ‫ه ﺻﺪه ك‬:‫ش‬ ‫ﺻﻮرن م;؛‬

«Ben murdar değilim, çüııki lıeııi, şalı öldürmüştür. Suretim benzemiş.»

ölüşe

Maneviyâtım ise ebedi bir hayat bulmuştur.

135Ö7 ‫رود اذ ا ل و ر‬٠ ‫ ﺑ ﺶ‬٠‫ ن‬٠‫ﺟﻨﺒﺪم ز‬ ‫؛‬٦١‫ت د‬-‫ ر‬٠; ٠٠:،‫م ا ؟‬١ ‫ﺚ‬ ‫ﺟﺬﺧ‬٠ »ö ı ı c e hareketim kaııad kuvvetiyle idi . ‫ ؟‬ilildi ise âdil l a n eliyle hareket ediyorum .»

tlla h

in

13508

«Bellim faili hareketim kalıhınıdaıı eıkdı ‫؛؛‬illi ise bâkiriir. ،:linki O ldandır.». F : 10

Şimdiki

hareketim


1:1.11 ٠>،/■٠ ..)١٠

•■٨ J

٠) A.،.

،٠ £٠ ،*٠ *- dr u. ٠ J١ ٠ ■y١ ‫ ؟‬٠ ١3 ١ — «Ölü, îsâ’nın duasiyle dirildi, lâkin yine öldü. Benim gibi bir İ.sâ’ya um veren ise şad olur ve ebedi kalır.» 13515

‫ﺣﻮ ش‬

‫ﻣﻦ ﺀ ﻣﺎ ام د ر ﻛ ﻒ ر س‬

‫ ض‬٠٩ ‫ ا ن و س ﻟﻤﺘﺪا‬٠‫ وﻣﻴﻢ ﺛﺊ‬٠ «Ben kendi Mûsa'mın elinde asâ gibiyim. Lâkin benim Mûsâ’m gizli.lir, meydanda olan ben’im.» 13516 ‫دو !ادوم‬

J i

‫ر ﺑﻺ'ران‬

‫از رأرﺀون ازدرﺀا ﺛﻮم‬ «Ben miislümanlara deniz köprüsü, Firavn’a da ejderhâ olurum.» 13517 ‫ا»ﺑﻴﻦ‬. ١; ‫ ىار؛ ا ى ﻳ ﺮ‬٠ ‫اﻳﻦ‬

‫ ﻛ ﻒ ﺣﻖ ﺑﺒﻮل ﺟﻴ ﻦ‬٠٠‫ﻛﻲ ﺀﺻﺎي‬ «Ogul; bu asâyı yalmız görme. Zira Hak’kın kudret eli olmayınca hiç bir asâ böyle olmaz.» 13518 ‫وج ﻃﻮﻓﺎن ﻫﻤﻢ ﺀ ﻣﺎ د ؟وز درد‬٠

٠‫ﺑﺪو رﺷﺎرا ﺑﻮر‬٠ ‫ﻓﻄﺬة‬٠ «TUfan dalgası da asâ kesildi ve sihirbazlara taparcasına hiirmet eden Firavn’llerin şevket ve kudretini yuttu.» Buradaki tufan dalgasının Şap denizine aid olması, Nuh tufanından daha miinâsibdir. ‫ ؟‬ünki Fir'avn ile ordusu Şap denizinde boğulmuştur. 275


flfifiz Şii'âzi der ki ‫ \;« ؛‬şk ‫ا)ﺀ‬،‫ ؛'ال‬1،, ‫<ااا«ا‬1،‫'؛ ا‬. .‫؛ااااااااااا ااأاا ؛‬,‫؛ا ا ا‬.‫ ا‬,'.‫اااا 'اا‬ illi. Ebuleheh olmaz ,•-‫ ﻻ‬a te ‫ ؛؛‬1‫اااذ؛‬، «’.■•yakar l.şte Kir’avıı ve e m s a l i horitier, Cehennem ili ‫اا؛ا‬1،‫ا‬.١ ‫ ااا؛‬le.ı.ı! ederler izg in h k larin a bir m ü d d e t rmısâmı,، ١،‫؛‬ı edilm esi ،It" heslt'iiil . ‫ا 'ا؛اا؛'ا؛‬١)،'!‫ا 'ا 'أ‬ v e C ehennem e bylece ‫*؛‬irm eleri ‫ ؟؛‬itidir .

13523 ‫ ان‬٠‫ﻣ ﺮ' و د ى ﺀدﺑﻢ ودوﻧﻤﻦ در ج‬ ‫ﻧﺮدى ﺣﻨ ﻢ ادر ا د ﻣﺎ ن‬

‫ي;ا‬

‫اأ‬:‫ ﺀﻣﺔ‬Dünyada düşman ve düşmanlık olmasaydı, tt" iti dtl t" ‫ﺀ‬ölmüş bulunurdu.»

insanlarda gazal,

‫ل‬352‫ا‬ ‫ى رد ش‬٠‫دوزخ آ ذ حث ﻣ ﺖ وﺣﻌﻞ‬

‫ ﺛﺪ ش‬٤‫ا‬. ‫ازﻳﺪ وﻧﻒ رﺣﻨﻰ‬«Cehennem, ‫ ﻻ‬hiddet ve gazah «illidir. Olla liir düşmanlık lâzımdır ki yaşayabilsin. Yîksa .kllah'ın merlıameti tıım söndürür.» 13525

‫ د ى‬٠‫ﻫﺮ و‬٠ ‫ اﻻ ﻧﺎﺑ ﺰ ى إﺣﻨﻒ ﻧﻰ‬٠ ‫ى ﻧﺪى‬٠ ‫ﺣﺨﻠﻰئدﺑﺬا لﺀ‬٠‫ﻷ‬٣‫؛‬ «0 vakit, gazabsız ve kalıırsız lütuf kalırdı. Bil takdirde, nasıl kemâl-i saltanat olurdu?» S a lta n a tın

k e m â li iy ile r e

lı'ıtııf v e

k ü llile ri k a lır e tm e k le d ir .

Y a ltn z

i y i l e r e l ü t u f e d i b k ö t ü l e r i c e z a s ı z 'o ı r a k m a k d a e k s i k l i k v a r d ı r . B i n a e n a l e y h .'k lla h l ü t u f İc:in C e n n e t i , k a h r iy in C e h e n n e m i y a r a t m ı ş t ı r .

1352« ‫ن‬١ ‫ دآ ل »ذ^ر‬٠ *‫ ا‬٠‫ د‬٠ ‫ك‬٠‫ر؛دﺣﺤﺬ'دى‬

‫اى ﻳﺎ ن ﻧ ﺎ ر ا ن‬٠‫ر ﻓﻞ‬ «O münkirler, öğütçülerin sözlerine, getirdikleri misallere aldırış et. mediler.» 277


‫ا‬.٠‫ا‬.٣»‫ااة‬ ‫دا‬

‫ د ى‬/‫ا ذ د ش‬٠

‫ل‬

‫ر‬

‫را>و‬

‫ رو‬- ‫در^ان ا غ از‬

«B ‫؛‬r bahçede sarmısak, soğan vesaire g ‫؛‬l١ i scbzeJtri» vardır.»

ayrı yerleri

13530

‫ا ﺟﻨﺒ ﻰ ﺧﻮد د ر ر د ﺧﻮد‬

S' /

‫ﻣﺨﺒﺮ ﻧﻢ ى ﺧﻮرد‬. ‫اذ را ى‬ «Bu sebzelerden herbirij kendi cinsi etrafında yetişib kemâle gelmek İçin rûtubet cezb eder.»

13531

‫ر ك ر د ذ ﻋﻔﺮاد رﻋﻔﺮان‬ ٠ ‫ا د ر ا ن‬٠ ‫ ﻛ ﻦ‬٠ ‫ وآرز ش‬٠‫اش‬ «Ey Allah’ın velilelerini seven kimse; Sen safran çiçeğinin yunıbaşıııdasm. Safran ol da başka cinslerle ihtilât etme!» Yani : Madem ki evliyâ muhibbisin, velileri İnkâr edenleri، ‫} ؛‬:('‫ ؛‬itişiib konuşma.

13532

‫وز ﺧ ﻮ ض‬٠ ‫د ر ر د ﺛ ﻨ ﻢ‬

cf

*

‫در‬

‫ك ر د د ا ر اوﺗﻢ ﺑ ﻊ وﻛﺒﺶ‬ «Ey safran tabiatli saiik; ağzını şalgam tabiatlilerin ihtilâliyle 1‫اااااا‬١dırnıa ki onunla bir tabiatte ve bir mâhiyyette olmayasın.» 13533

‫ودﻋﻪ‬- ‫ و ر د ى‬١ ‫ز ر د ى‬ ‫وا ﺳ ﻪ‬

‫ﻟﻪ ارض اﻟﻦ اﻣﺪ‬7 ‫زأ‬

«Ey safran gibi olan; sen bir tarafa, 0 şalgam tabiatliler de bir taraf،، konulmuştur, ‫ ؟‬linki Allah’ın arzı genişdir.» 27î

٠


1.'!٠ ‫ آ‬: 17

«Ey lıatib, su üstüne nakış ,yapına ٠ yani herkesin anlayamayacağı süs­ leri söylemede ٠kısa kes; ‫ ؟‬üııki dinleyen uyumuştur.» Burada: »Gafillere nasihat veren, su üstüne nakıs yapan gibidir» .... seline işaret edilmişdir. Bundan sonra yine kıssanın beyanına d ö n ü l e r e k Belkis'e hitâb olunuyor:

13538

‫ذ‬:‫ل‬- ‫ ت‬. ‫ا زا را‬

£

‫ﻟﻨﻲ ا‬. ‫ر ز‬

‫ ز‬٠/ ‫ ﻛ ﻞ‬٠١ ‫ز ن ح—ﻋﻴﺎ«ا ك ﺀاد‬ «Ey Belkis: kalk: Bu revaclı pazara kesad vermek den ka‫ ؟‬.»

isteyen hasisleı-

Dünya. Âhiretiıı mezreası. yani tarlası ve. ticaret pazarıdır. (> ١ic، ıı'e. te kesarl vermeye ، :alışan bir takım cin ve insan şeytanları ، 1) vaıdır ki onlardan kaymak gerektir.

13539 ‫ا اح;ﺗﺎر‬

‫ﻛﻨ ﻮ ن‬

1_ ‫ا>ز ﺑﻠﻘﺐ‬

‫د ش ا زا ي ا ك ارد ﻛ ﻞ ودار‬ «Ey Belkis: ö.iim hengâmesi gelmeden evvel ihtiyarınla kalk!» Ve Hak’k'11 dâvetine icabet eyle...

13540 ‫ ك اًﻧﺠﺬان‬/ ‫ ز ا ﻧ ﻜ ﻠ ﺬ ت ﻛ ﻨ ﺪ‬٠ ‫بﺀر‬

٠‫إ ذ ﺣ ﻨﺎ ر ن ﻛﺬات‬

Ü

‫دزد آ‬

‫ﺣﻮ‬

‫ك‬

«ölüm geldikden sonra senin kulağını öyle ‫ ؟‬eker ki, hırsızın can ‫؟‬،٠ kişerek zahita memurunun karşısına geldiği gibi gelirsin .» 2H1


‫ﻳﻮﻧﺎ ن ا او دوان ص ب رود‬ ‫ﻧﻬﺎن ى ﺗ ﻮ د‬. ‫ﺑ ﻚ آ ن از ﺣﻨﺎق‬ «Nereye giderJerse bâtında (.،ıırdııkları gül bahçesi de onlarla berabel gider, lâkin o bahçe, halkııı g.izüııden gizli kalır.»

13547

‫ ﻋﻦ ﻣﺤﺮ‬3 ‫ ن ا‬1; ‫ ﻳ ﻬ ﻚ‬٠‫م;ودﻫﺎ ﻻ‬

‫از ض ﻣﺤﻨﻮر‬

٠‫ د‬٠ ‫ا‬

‫آ ن ﺣﻨﻮان‬

«O bahçelerin meyveleri: bizi topla, diye yalvarır; ab-1 hayat, yanİaruıa gelib bsnden İç diye niyaz eder.»

13548

‫ال‬, ‫ل رو‬. ‫اوف ع؛ﻛﻦ ر ﻓﻠﻚ‬٠ ‫>ل‬

‫و ودر و ﺟ ﻮ ن‬

‫رمورﺛﺪد‬

«Gel de, kanatsız olarak hilâl gibi, dolunay gibi, Güneş gibi felelidc cevelâıı et.»

13549

‫اش روان و؛ى ’ﻟﻰ‬. ‫و ن رواذ‬ ‫ﻰ‬ ‫وإﻧﻤﻪ ﺧﺎى'ﻟ‬

‫ى ﺧﻮرى ىد!وت‬

«Ayaksız olarak ruh gibi yürürsün, lokma çigneycıı olmadığı halde yüzlerce mânevi lokma yersin.» Yani edeceğin sefer ve cevelân mânevi olduğu İçin 0 seferi ayaksız ve kanatsız olarak icra edersin; yiyeceğin lokmalar da mânevi bulunduğu İçin, onları ağızsız ve çiğnemeksizin yersin. Hülâsa: Seferi rullun eder gıdâyı da yine ruhun yer. ‫«ﻳﺬ‬:‫ا‬


«Ey m anevi er; sen in ،alillin. sen in za tin u lursu ٠‫ ا‬vak ir 1٠‫ ا؛‬1‫ ا‬1‫ ااا‬senden

!١‫ ! ا^ﻻ‬ayrılır ‘.’..

‫ ﻟ ﻤﺎ ل‬٠‫ذو ى اى ﺣﻮ"ل‬

٠ ‫ ا; ﺣ ﻮ دذ‬.‫ﻧﻢ‬

«Ey güzel ahlâklı. setlin ! ‫ئ‬، I‫اﻻ ; أ ﺛﺎا‬:‫اا ;ا‬١Ü!; vc ttiairır olunca, kendinden

ııasıl ayrılırsın '..»

"

(..١.s . ) IN M E S t İ O . ‫ ؛‬A K S Â Y I Y A P T I R M A S I ..

13556 ‫ﻋﻰ ﺑﺎ ز‬٠‫— ﺣﺪ ا‬ Â ‫اى ﺑ ﺎ ن‬ ‫ﺀاز‬٠‫ د در‬٠ً‫ى ﺑﺪﻗﺒﻰ ا‬٠‫ﻛ ﻚ‬ «( ٠ ١ Jesc :Ey Süleyman ‫؛‬١ksâ'yı. d.i 1١ ‫ ﻷاا؛‬et, Bclkis'in ordusu Iiamaz ‫»؛؟؛‬ geldi) diye kendisine vahy 'îâzil oldu .» 13557

‫ان‬٣ ‫ ﺟﺪ‬٠٠‫ ا و دا د آ ن م‬٠‫ﺟﻮﺛﻚ‬ ‫ ض آ ﻣ ﺪ د ن درﻛﺎر داد‬١‫ﺟن و‬ «Süleyman (A.S.) 0 mescidin temelini atmca cin ve ins gelilj orada çalışmaya başladı.» 13558

‫ د‬١‫ از ﻋﻨ ﻖ وذو ى د ص‬٠‫ﻟ ﺜ ﺎ ﻛ ﻤ ﻮ‬ ‫ ﻃﺎ ﺀ ت ﺀا د‬٠‫ ﻧﻜﺪ در ر‬1‫ر ﺟ ﺬ‬ «Kulların, taat ve İbâdet hususunda oldukları gibi, mescid binasında 2s;>


 yet -‫ ؛‬k . n ı kailinin (>،'‫ا‬1!‫ا‬١‫ ؛‬tı.'ivil ‫ أ‬1(,،،1 . ‫لﺀاا‬Ona .1 ‫}ا‬،‫؛؛ا‬1‫ ا; أ‬-’. t،'ırl،i m ânâ V ren ler de ' tiz M evkili ) (1,1 1‫ا اأأاااا‬١ ‫اا'؛‬.‫؛‬.'،)) nefslere teşmil ،.'diyor, 13563 . ‫اﺀذاذه‬

‫ اﻟﺤﺒﻞ ل‬1 ‫ا د ﺟﻤﺎ‬

‫ ﻵا ﻫﻢ‬١‫ ن ا ح‬٠ ‫ا د ل‬

‫واﻧﺨﻦ ا‬

«Biz, insanların boyunlarına, onların alılâkındaıı ip bağladık.» Bu beyt'te Yâsin sûresindeki şu âyete işâret vardır:

‫ﺲ‬

‫أ ﻫ‬1

‫ ئ‬٤‫ج‬ ‫ﻹ ؟ذ ؛ﻟﺔإذل 'ﺛﺮﻏﺰ ؛‬ ١ ‫ﻰ‬ ‫ﺀوﻵﻫ‬٢

Yani: «Hakikat biz onları boyunlarına öyle lâleler geçirdik ki bunlar çenelerine kadar (dayandı). Şimdi onlar ,kafaları ve burunları yukarı kal­ dırılmış haldedirler70.»

13564

‫ﺗﺔذو ﻣﺘﺎ ب‬٠‫ م‬JA ‫)ﺑﻰ‬ ‫ ﻓﻰ ﺀش‬٠‫ﻗﻂ اﻻ ﻃﺎر‬ «Murdar ve temiz hiçbir kimse yoktur ki onun amel defteri boynunda bulunmasın..» (Miistakzer) pis, murdar, ahlâkı bozuk demekdir. (Miistenkah) da hastalıkdan İyileşmiş nekâhat devrine girmiş, ahlâksızlık hastalığından kurtulmuş mânâsınadır. (Tair) ise herkesin amel defteridir ki kıydmette 'uçarak sahibinin eline vâsıl olacağı cihetle ona (Tair) tâbir edilmiştir. SUrei Esrâ'da buyuruluyor ki:

٠

‫ﻊ‬

‫ ( ﺋ ﺌ ﺘ‬١‫ﺊ‬

‫ﻬ‬

‫ ﺋ‬١; ‫ب ﺀ ﺑ ﺒ ﺘ ﻐ ﺬ ﻏ ﻼ غ‬

© ‫ ئ | د ﺗ ﺌ ﺬ ; ﻛ ﺪ ﺗ ﻜ ﺤ ﺎ‬١‫•ﻷاﺟﻘﺖ‬ (70)

SUrei Y âsin: ö 287


.ih r s ve tama zamanında koınüı, Kor gibi gürünür. 1'akat ٠ ٠gürüniiş, ٠ -.،,٠güzelliğinden d،‘‫ اﻧﺞ‬hırs ateşindendir.»

135ÖÎ1 ‫ود‬:

‫ ر ا ﻣﺪه‬1‫س‬

‫ ن رذت و ﻣﺎد ﻛﺎر ﺗﻮﻛﻴﺮود‬٠ ‫ح;ح‬

«Hırs ve tamâ ve şehvet, senin iş ‫؛‬n‫ ؛‬süslemiş ve sana kümürü, kor gi ٠ > ! güstermişti. Hırsın geçince İşin çirkiı، olduğu ve kor gibi parlak gi‫؛‬-r٠ i nenin, kömür gibi kapkara bulunduğu meydana ‫؟‬، kar.»

13570 ‫ﻒ ﻋﻮل‬ ‫ﻟﻴ‬٠‫ارا‬٢‫ ب‬٠٤ ‫ﺀوك را‬

‫تﺀﻛﻮل‬.‫ ل‬S ‫؛رد ﻛﻰ‬,‫ه ﺋﺬد‬:‫ﻣﺢ‬ «Şeytânın bezediği ekşi otu, ahmak bir şahıs pişmiş ve tatil s a m r .»

13571 ‫او‬

‫ﺑ ﻦ‬٠ ‫ﺀ ا د‬

‫ااش ﺟ ﻮ ن‬٠ ‫از‬

‫ و‬١ ‫و ن د دا ن‬. ‫ذد ا د د ز اً ز‬-‫م‬ «O ahmakhn ruhu 0 ekşi otu çiğneyerek tecrübe ederse dişleri .1،‫؛‬،،،،،،ş،r “

13572 ‫'اب دوس ا ن دا م داﻧﻪ ى ﺀود‬ ‫ا ﻟﻮد‬٠‫ﻋﻼ س ﺀ و ل ﺣ ﺮ س وا ن ز و د دا‬

«Giilyabani gibi olan hırsın aksi tuzakdan ibaretti; hırs ve hevesi, ٠ ٠ tuzağı yem gibi güsterdi.» F: 19

2X‫؛‬.


13578

‫ﻟﻮل‬٠‫ا ل ﺣﺮس‬:‫ى اب‬t ‫آن‬ ‫ا ﻓﺰود‬٠‫ روﻟﺔ‬٠‫زان ﺟﺄن أﻳﻮﺳﺖ‬ «Peygamberlerin binası hırstan ârî olduğu İçin daima revnak ve leta feti artmaktadır.» 1,3579 ‫ا م‬/

. ‫ ر آ و رد‬٠

‫—ا و ﺟ ﺪ‬ ‫اى ؛‬

‫أم‬٠ ‫ﺣﺪ اﻗﻌﺎ ش‬٠‫ود مل‬.: ‫ﻟﺪك‬ «Z engin ve k e rim o lan k im seler, b irço k m eseid y a p tır m a la r d ır . Fak a t o m escid lerd en h i‫ ؟‬b iri S ü le y m an (A .S.) m y a p tırd ığ ı gibi M escid-i A k sâ n a m ın ı aln ıam ışd ır.»

Çünki bu bina hırs ve tamâ eseri değildi. Diğerlerinin mescidlerinde ise hayr ve hürm etle yâd edilmek hırsı vardı. Belki de »Allah İçin bir meseid yapan kimseye Allah cennette bir ev yapacakdır., Hadis-i şerifinde vâad olunan eve sahib olmak tam âiyle yaptırılmıştı.

1358Ö

‫ ﻛ ﻪ ر د ى ﺀ>اى ﻓﺰود‬١‫دد ر‬٠‫ك‬

‫اً ن ز اﺣﻼﻫﺎت ا راﻣﻢ د د‬ « K abe’n in h e r a n izzet v e h ü rm e tin in (A .S .) in ih lâ s m d a n ile ri gelm iştir.»

a rtm a sı o n u y ap a n

İb ra h im

13581 ‫ﺑﺴﻌﺖ‬٠‫ﺛﻞ‬٠‫ ﻵ ن ﻣ ﺠ ﺪ زﺧﺎ ك و ﺳ ﻚ‬٠‫ﻓﺾ‬

:.~‫ إ ش ﺣﺮ ص وﺟﻨﻜﺜﻪ ي‬٠'‫ﻟﻴ ﻚ د ر‬ «M escid-i A k sâ v e K âbe.i. M tik erre m en in fa z ile ti to p ra ğ ın d a n v e taç ın d a n d eğ ild ir. O n u b in a ed en S ü le y m a n ve İb ra h im (A .S .) d a h ırs V . sav a ş o lm ad ığ ın d an d ır.» ’

Yani 0 binalan şahsî ve dünyevi bir emel ile değil, .ancak Allah rızası İçin yaptırmış olmalarındandır.' 2S1


‫ ﺋ ﻜ ﻦ \ ذع ؤ ﺋ ﺰ ر ﻏ ﻞ ؛ ﺋ ﺆ‬١‫ و ذ ذ ﻛ ﺎ ﻗ ﺰ‬١ Yani : «Onlar (0 Peygamberler) Allah'ın l،‫؛‬.dâyet ettiği kimselerdir O lıaJde sen de onlarjn gittiği ،1‫ا‬٠ ‫ أاآة‬yolu tutup una uy72.» Hitap Hz. Peygambere olmakla beraber «Uy» emri ümmetin fertle rinedir .

13586 ‫اا ز ر ن د ﺳ ﺖ‬-‫ﻳﺾ‬٠ ‫ ﺀ— ا ; ا‬/

‫>ﻣﺤﺮك< ﺑﻴﻦ ذدوت‬٠‫ﺋﺎن‬٠ 1 ‫ﺐب‬ ‫ﺻ‬ “‫ي‬ " «O nların ta v u k la r ı a ltın y u m u rta y u m u rtla r, o n la rın ru h u gece y a r iSI sab a h v a k tin i gö rü r.»

Yani onların İşleri ve halleri İhlâs ile müzeyyendir. Onlar bcşeriyyet zulmeti İçinde hakikat sabahının nurunu müşâhede ederler.

13587

‫ ن ﻣﺤﺎن ك وى أوم‬٠ ‫ ﺑ ﻢ‬/ ٠‫ر ج‬ ‫ ى ﻗﻮم‬/ ‫' ﻟ ﻀ ﻜ ﻪ ;ا ا ﺗ ﺎ ا ا ض‬

«o k av m in

٠ y a n i en b iy a ve e v liy a n ın ٠ iy iliğ in e d a ir can ve giiniil"

d en ben n e sö y lesem n o k san söylem iş olurum .»

13588 ‫ ى ﻛ ﺮ ا م‬1‫ﻣ ﺠ ﺪ اﻧ ﻤ ﻰ إ ﻣ ﺎ ز د‬ ‫ د و ا ﻟ ﻼ م‬٠ً‫ ﺑ ﺎ ن ا ز ا‬٠‫ك‬ «Ey k e rim o lan k im se le r M escid-i A ksâ y ap ın ız zirâ, S ü le y m an (A .S .) te k r a r g e lm iş tir vesselâm .»

Yani, ey sâlikler, iyi niyetler ve sâlih amellerle kalbinizi Mescid-i Aksâ hâline getiriniz. Çünki, Süleyman, yani Allah'ın, halifesi olan insân-1 kftm il gelmişdir. Cenâbı Pir, «Süleyman tekrar gelmis ‫؛‬ir» demekle belki de kendini murad etmişdir. (72)

S û re i E n ’am : 90

293


vermişti. O hassa dolayısiyle lnnnnl.r, .،.ytanlar, devler, periler Süleyman Peygambere muti’ olmuşlardı. Birgürı Süleyman (A.S.) abdesthaneye gi­ derken yüzüğü parmağından çıkarma,‫؛‬, bir câriyeye teslim etmişti. O İm lâda iken onun şekil ve kıyâfetine giren bir cinnî câriyeden yüzüğü a l­ mış, Süleymanlık etm eye kalkışmıştı. Hz. Süleyman ise saraydan çıkarıl­ mış, ötede beride dolaşmaya mecbur olmuştu. Yüzüğü çalan cinnin saçma sapan harekâtından onun Süleyman olmadığı anlaşılmış ve kaçırılmış, o da parmağındaki yüzüğü çıkarıp denize atmış, sonra Süleyman Peygam ­ ber deniz kenarında balık tutan balıkçıların yanma gitmiş, onlar Hz. Sii leym an’a bir balık vermişler, Süleyman, balığı yardığı gibi yüzüğünü onun içinde bulmuş v e onunla sarayına gelib saltanatını elde etmiş. Bu hikâyenin aslı olub olmadığı şüphelidir. Çünki bir cin veya şey­ tan, bir Peygamberin şekline giremez. Hadis-i şerifde: «Ş ey tan , benim siire tim e girem ez» buyurulmuşdur. Kezâ hâdise Kudüs’de cereyan ediyor. Yüzüğü çalan cinnî onu denize attığı gibi, Süleyman (A.S.) da deniz ke­ narına v e balıkçıların yanma gidiyor. Hâlbuki Kudüs’te deniz yokdur. Belki bu rivâyet, Süleym an (A.S.) aleyhine masonların çıkardıkları bir ih­ tilâlden kinâyedir. Hz. M evlânâ’mn; «Şu gönül senin yüzüğündür. Aklı­ nı başına topla v e ihtiyatlı bulun ki, yüzük ifritin avı olmasın» buyurma­ sı ve kalbi yüzüğe benzetmesi de nüktelidir. Evet, cin senin yüzüğünü av­ layacak olursa, o zaman:

13594 y

j

<\*S i

; ^.1— ٠

f}k J ١ ٠ )٠ j Tj ■ i». ‫؛‬،٠ "‫؛‬،‫؛‬- I y ı «Cin, sa n a k a rşı o y ü zü k le S ü le y m a n lık eder, o n d an sakın!»

13595 ،— .— ٠ ٨y y— .٨» ^ ı .(٠ ٠

.^٠ ٠ ...■ _ ،

j ı

«Ey gönül, o S ü le y m an lık , o m a h lu k a tı te sh ir k u v v e ti yok edilm iş d e­ ğ ild ir; h âlâ m e v c u d d u r ve sen in b a şın la k a lb in d e S ü le y m a n lık etm ek d e . dir.»

Hadis-i şerifde: «H epiniz çobansınız ve h ep in iz sü rü sü n d e n m es’uldür» buyurulmuşdur. Bu raivye; aile efradından, bir memleket halkına• kadar çıkar, onların 295


‫ا‬:‫ا‬٢ ٠ :.«

‫زار‬٠‫ر»ودش‬٠‫ م'ﺧﺮم رد و‬٠‫دا‬ ‫ات ودار‬٠‫ ر ح و ؛ را‬- ‫از زر‬ «Padişah kerem sahibi idi. Şâire hin İâne kırmızı altın ve bundun başka daha da ihsanlarda bulunmalarım emretti.» ٠ 13519

‫وزرش د ﻏ ﺘ ﺎً س ا د ك ود‬ ‫ "ارود‬.‫واد‬

‫ﺀدﻳﻪ‬

ifl

‫ﺀزارش‬

٠ ‫د‬

«Sonra veziri dedi ki: Bin altm azdır, on hin altın ihsan et ki memnuniyyetle gitsin.» 13600 ‫از و ﻣﺤﺮدﺳﺖ‬

‫ا‬٠٣‫ د‬/

‫ ' د ﻛ ﺖ‬١‫ﻛ ﻔ ﻢ‬

‫از ﺟﻮن اوﺛﺎ‬

*S \/ ‫ﺀزارى‬

٠‫د‬

«Onun gibi bir şâire senin ^ b i eli deniz kadar cdmerd bir hükümdar İ‫ ؟‬in, on bin altm verilmesini tavsiye edişim bile azdır.» Çünki medhiyye, hicviyye ve m ersiyye.söylem ek, eski şâirlerin âdetleri idi. Birini evvelâ medh ederler, mükâfat alamazlarsa hicvederler, iyilik gördükleri bir kimse, yahud onun m ensublanndan biri ölecek olursa onun İçin de teessüf ve teessürü hâvî bir m ersiye yazarlardı. Bilhassa Arabl'ar hicv olunmakdan çekinirlerdi. Çünki o sözler halk arasında yayılır v e hicvedilm iş olanı mah'Ciib ederdi.

Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimize bir şâir gelmiş, medh-1 Nebeviyi hâvi h‫؛‬rka‫ ؟‬beyt okumuş, Iıuzur-İ Peygamberide bulunan Cenabı Fârıık'a taraf-1 Risâletten: «Yâ Ömer, şunun dilini kes» buyurulrhuşdu. Hz. Ömer,’ şâiri dışarıya çıkarmış, adamcağızın dilini kesmeye kalkışmışti. Bereket versin ki Hz. Ali yetişti. Emr-İ Nebevinin, mecâzen: «ona birşey ver de fazla söz söylemesin» demek olduğunu Hz. Ömer'e anlattı, islâmdan sonra med;holunmaya rağbet gösteren ve kendilerini medjı edenlere avuç dolusu para veren Emeviyye hükümdarlarıdır. Tabii Ömer b. Abdül’aziz (R.A.) müstesna. Çünki Emeviler, hükümeti gasb etmiş oldııklarını unutturmak ve kendilerini halka sevdirmek İçin medh olunmaya lüzûm görüyorlardı. Ne ise... 297


!.'‫؛‬٠ ،(٠ :>

‫رى در از‬٠‫در ا ى او ;ق ذ‬

‫ر ددت ودوى 'ﺧﺎﻣﻪ رزت ااز‬ «Onun medhine dair uzun ،lir ،،aside yazdı, vezirin konağına pütürdü.»

13Ö06 ٠‫ﻟﻰ زا ن وﻟﺐ ﻣﺎن ﻧﻌﺈى ﺛ ﺎ‬ ٠‫ ا ى ﺛ ﺎ‬١‫رد ﺣﻠ ﻢ‬١‫؛‬

ij

‫ﻣﺪ ح د ه‬

«Gene de, dilsiz, dudaksız pâdişâhın nimet ve hil'atlcrini zikr etti." Yâni, kaside, vezirin senâsmda olduğu İçin, onu medh ediyordu. Filkat: (Senin himmetinle padişah bana şunları ihsan etti) diye aldığı câizeleri sayıb döktüğü İçin dolayısiyle pâdişâhı medh etmiş oluyordu.

«ŞÂİRİN AYNİ CÂİZEYİ ALMAK ÜMİDİYLE BİRKAÇ SENE SONJtA TEKRAR GELMESİ, EAÖİŞAHIN ÂDETİ VECDİLE, BİN ALTJN VERİLMESİNİ EMRETMESİ; YİNE HASAN NAMINDAKİ BAŞKA BIR VEZİRİN; BU MİKDAR. ÇOK FAZLADIR, BİZİM MASRAFIM1.Z ÇOK. HÂZİNEMİZ İSE BOŞTUR. BEN ONU, İHSAN BUYURDUĞUNUZUN ONDA BİRİNE, RÂZİ EDERİM DEMESİ»

13607 ‫ ﻟ ﻞ "ﻫﺮ رزق و ﻛ ﺪ ت‬: ‫ﺑﻌﺪ ﻣﺎﻟﻰ ج‬ ‫ ذ ت‬١ ‫اج‬:‫ﺛﺎ ص از ﻓﻘﺮ وﺀوض ﻣﺢ‬ «Şâir birkaç sene sonra rızık ve ekine muhtac oldu ve fakr ve zarurete uğradı.»

13608 ‫ﻛ ﻔ ﺖ وﻧﺖ ﻓﻘﺮ و"ﻛﻰ دودد ت‬ ‫ زﺳﺖ‬٣ .‫اوى آزﻣﻮد‬-‫ ت و‬-‫ج‬ «Dedi ki: Fakirlik ve el darlığı zamanında, tecrübe edilmiş bir zâtı aramak evlâdır.» 2 ً‫ ا‬٠‫ا؛‬


1:1612 ‫راران اا؛ل ادر وﻧﺖ درد‬. ‫ﺳﺪ‬ ‫ﺟﻠﻪ 'اﻻن ض ان دوات زرد‬ «Yüz b in lerce ak ıllı k im se bir dertle ııg ra d ık la rı v a k it ،> y egane Deyy â n 'ın h u z u ru n d a y a lv a r ır v e y ak arır.»

(D eyyân)‫ ؛‬hâkim mânâsınadır. Adâletle hükmederek, ،‫ ؛‬uiJarı.mıı amellurini mükafatlandırır veya cezalandırır.

13613 ‫واﻧﺔ اﻟﻴﻮى ا ن ﻛﻨ ﺪ‬,_‫ق د‬-‫ﻫﺖ‬ ‫ ﻛ ﻨ ﺪ‬٠٠S ‫زى‬٣‫ر ﻣﺢ;ﻟﻰ ط‬ « g u u rsu z ve id rak siz b ir deli, hasis b ir h e rife g id ib d ile n ir illi?»

13614

f

‫ ا رﻳﺜ ﻰ‬٠ ‫زاران‬. ‫ﺗﻠﺬد‬.‫'ا‬

‫ﺑﺶ‬٠‫ش‬٠‫د‬٠ '‫ﻛﺜﻴﺪ‬

‫ﺑﻨﻜﺎ‬٠‫ﻋﺎﻧﻼن‬

«Eğer ak ıllı o la n la r b in le rc e k e rre A lla h 'ın lu tu f ve k e re m in i gOrmeselerdi ça n la rın ı o n u n y o lu n d a fed a ederleı-m i idi?» Sâde insanlar degil:

13615 ‫ا‬٠‫و‬٠‫ا ﻫﻴﺎن در و‬٠‫ ﺟﺰه‬٠‫ك‬.‫ﺑﺎ‬ ‫ا‬٠‫وح‬١‫ دﻛﺎان در‬٠ '‫ا ر‬.‫ﺟﺎ‬ «D a lg a la r a ra s ın d a k i b ü tü n b a lık la r, y ü ce le rd e u ‫ ؟‬aıı b ü tü n k u ş la r ;»

13616 ‫ وﺣﻨﺪر اﻧﻜﺎرﺑﺰ‬â f j ‫دذل‬٠

‫ازدﺀاى زات و موروﻣﺎرﺑﻦ‬ «Fil, kurd, avlanan arslan, iri ejderha, karınca ve yılan.» 3.1


Yâni : ٠(Müm.klcr) A llahı hal. (١ /.. ،ayık) oldugıı voclı ‫؛‬İt. la k ılir c< tn cd iler. H alb u k i k ıy a m e t güllü <Uui ،' ı) ar/, lopdaıı (ancak) O nun h‫؛‬r k ab zasıd ır. G ö k ler de O nun sağ eliyle (toplanıp) d ü rü lm ü ş lc rd ır (dunıle çeklerdir). O, (müşriklerin kendisine) k a tm a k ta d ev a m e ttik le ri o r ta k ­ la rd a n m ü n ezz eh tir, çok y ü c e d ir73.» Bahrülhakâyık sahibi diyor ki: Bu âyetin tahkiki hususunda benim mezhebim, onun mânâsını Muradullah’a bırakmak, yâni: «Arzı k ab zasın a alm ak , sem ây ı eli iç in e to p la ın a k .d a n maksadı ne ise odur demekdir. Zirâ bu ve emsâli kelimâtı müteşabihâttan saymışlardır, müteşâbihâta îman et­ mek ve onların n e olduğundan bahsetmemek lâzımdır. Evet, eski âlimler, müteşâbihâtm mânâsım îlm -i İlâhîye havâle etmişler, sonradan gelenler ise birtakım kâfirâna te ’vilâta m e y d a n vermemek için onları münâsib kelim atla izâha çalışmışlar, meselâ (Yed) yâni (el) kelim esine kuvvet ve kudret mânâsını verm işler : «R abbim in ik i elid e sa ğ d ır ve m ü b a re k tir» hadîsini bu sûretle te’v il eylemişlerdir. Kezâ :

13620 ‫ﺑﻦ ﻛ ﻮد ﻛ ﻪ دارﻣﺎﺳﻮار‬٠‫ا ن ز‬ ‫ د ﻟ ﻠ ﻰ ر ا ر‬/ ‫ ; أﻳﻢ ر‬٠‫ ى ﻛ ﻪ‬١ «Bu A rz da d e r ki: E y b e n i su ü s tü n e b in d ire n ; b e n i h e r v a k it sak in kil.»

Zemin su üstüne konulmuştur denilmesi: Allahü Â lem bimuradihi onun yevmî ve senevi hareketleriyle arasıra vukua gelen zelzeleler dolayisiyle olsa gerekdir. Çünki su üstüne konulan bir cisim, sabit kalmaz, daima kımıldanır. Nitekim bu mevzuda şöyle bir âyeti kerîme de vardır:

Yâni : «Biz y e ri b ir beşik, d a ğ la rı b ire r k az ık y a p m a d ık m ı74?» Şeyh Sâid (rahmetullahi aleyh) de bu mânâya işâret edib buyuru­ yor ki: «Zemin sıtma titrem esi gibi hareketten âciz kaldı da onun eteği­ ne dağlar kazığını sapladı.» Bu şerhinde Şarih Şeyh İsmail Ankaravî diyorki: «Her dem Arzı ve Semâyı kayyum iyyetile O hıfz eylemekdedir. Bu ikisini hıfzeylem ek,

(73) (74)

: 67 ’: 6-7

S U rei Z ü m er Sûrei N eb e

:‫اال‬:‫ا‬


13623

‫ه از ﺑ ﺮ او‬٠‫ د‬٠: ‫ ازو ﺣ ﻮا ه‬a) ; ‫ﻧﺪ ك ر و‬.- ‫آ ب اذ_ﺑﻢ >وﻣﺤﻮ از‬ «A klınızı b aşın ıza alin .1:1 m u la jla r ın ız ın lıusııle g elm esin i, başkasınillin değil, A lla b ’d an istey in . S uyıı k u ru m u şu b ir d ered en ‫ ه‬٠‫ ا آ ة‬, A llalı'daıı ،eıııennî eyleyin...

Çünki Vehbâb, Muti ve Rezzâk olan ancak AJlah'dır. Onun İhsanı deniz, sairlerinin İkramı kurumu? dere yatağı gibidir.

13624 ‫ ﺑ ﺎ از د ا ﺋ ﻰ او ﺑ ﻬ ﺪ‬١‫ورﻣﺤﻮ‬

‫ د‬٣٠ ‫ ﻟ ﻒ ﻣﻴﺎش ﺳﺨﺄرا او‬٠‫ر‬ «E ğer b aşk a sın d a n b irşe y iste rse n v e re c e k olan A lla h ’dır; çünki onun eline cö m erd lik m ey li v e re n yine odur.»

13625

‫اً ك ﺳﺮ ض را زرر ﻓﺎرون ﻛ ﻨ ﺪ‬ ‫ ﻃﺎﺀت ﺟﻮن ﻛ ﻨ ﺪ‬٤ ‫ د و اً ر ى‬٠‫رو‬.

«zat-ı S ü b h an isin e ita a t etm ek d e n yüz ‫ ؟‬ev ire n i bile v erd iğ i a ltın la rla K ârun y a p a n A llah , ona tâ a t ve ib â d e tle tev ec cü h ed ersen san a n e le r verinez.» Kârun, Beni isrâilden biri idi. Altın hâzinelerinin anahtarlarının güçliikle taşındığını Kur'an haber veriyor. Bu herif Hz. Mûsâ'ya hased ederek ve onun yerine ge‫؟‬ib Beni israili emri altma almak isteyerek Kelimullah hazretlerine iftirâda bulundu. Bir fahişeye birka‫ ؟‬altın verib Mfısâ'nın kendisiyle zinâ ettiğini söyletmek istedi. Fakat ka-dın, hakikati sdyledi ve Kârun'un verdiği altınları gösterdi. Bunun üzerine Hz. Müsâ'nın duâsiyle Kârun ve hâzineleri yere geçdi. Buna İşaret olmak üzere şu rubai söylenilmişdir: *Isa parasızlıkdan semâya ‫ ؟‬ıkdı. Kârun akılsizhkdan yere geçti. Eğer altm ve gUmiigle bir kimse adam olsaydı; isâ yere geçer. Kfirun gök yüzüne çıkardı.» Bundan sonra hikâyenin nakline avdet ediliyor. F :2 0 ١

٠

3.5


I :‫؛‬٠ ‫؛‬:‫؛‬، ‫ و وأ■■" ﺀﻳﻞ‬٠..../‫وى د ب و ر ى ﺀﻣﺪ‬٠ ٠ ‫س‬ ‫ﺣﺮس واﻣﻞ‬- ‫ ل از‬.‫ ر ل‬٠٠‫اد‬٣ ‫ﺣﺎن‬“Ticâret, gasb ve yüz türlü h.‫؛‬-îe etmek İçin, b.،rs ve emel sevkiylc ca IIIIU avucuna - yâni beJJesini koltuğuna " almıştır .»

13832 ‫'ﻋﻰ زﻣﺎن‬١' ‫و‬

),— •■lif'‫در‬L. o ‫ﺣو‬٠

‫ﺷﺎﻫﻤﺎان‬٠ ‫ وﻣﺪح‬:‫ص‬ ٠''‫ﻋﺎﺛﻖ ام‬ «Fakat, az bir şey elde eder de ekmek İçin çalışmaya ihtiyacı kaJınazsa artık şöhrete, ada, sana ve şairlerin methine aşık olur.»

1,3633 ‫ا ﻛﻪ ر و ر ﻧﺮ ﺑ ﺘ ﻰ او‬/ ‫ر ﺑﻮ ﺑ ﻬ د د ر ﻛﺌ ﺖ ل‬٠ ‫ر ﺟﻮ ءذا‬ “ister ki onun azameti ve cömerdligi halkın konuşması arasında zik, edilsin ve anber gibi râyiha versin.»

13634 ‫ ; ﺻﺮدت ﺧﻮد ' د د ﺀق‬٠‫ﺧﻠﻖ ﻫﺎ‬ ‫ ق‬- ‫ﻫﻒ اﺀك^د‬٠‫ا از و‬٠‫وﺣﻒ‬ «Cenâbı Hak, bizim sUretimizi kendi sûreti iizere halk eyledi. Bizim vâsfımız, 0 ’nun vasfından ders alır.» Resul-i Ekrem (S.A.V.): «Allah, Adem’i kendi sûreti iizere yarattı. buyurmuş; buradaki sûretin sıfat mânâsına olduğu muhakkikler tarafın­ dan beyan kılmmışdır. Meselâ Allah, Hayy’dir, Alimdir, Sem i’dir, Basîr’dir... Âdem’i ve evlâdım da (diri), (bilir), (işitir) ve (görür) olarak ya­ ratmıştır. Yoksa (Âdem'in yüzü, Allah’ın yüzü gibidir) demek değildir. ‫؛‬1


13636

‫ت‬٠ ٠ ‫ﻵت ب‬-‫ل‬٠ ٠ ‫ دوام‬٠‫ق '؛‬٠‫ﺧﺎﻟﻪ ا دﻵ‬

‫ر دود زان اد >ﺗﻚ د ر ت‬ «Husûsiyle, fazilette ‫ ؟‬-evik vt. üstü» olan ricâlullah, o medh ü se»« rüz «.gârıııdan sağlam bir tulum gibi ،!ularlar Yâni ondan hazzederler, iman ve irfanları fazlalagir .

13637

‫ ن ا ل دروغ‬١‫و ر ى ا ﺀ ل ز‬ ‫ د ﻓﺮوغ‬٠‫ ﺗ ﻜ ﺄ ﺀﺀي‬٠‫ﺧﻴ ﻚ در_د‬ «Eğer medh edilen medhe ehil ve lâyık değilse 0 yırtık tulu»'، gil.idir; u yalan rüzgârından nasıl dolar?.» Yâni 0 yalan medihleri dinlemekle iman ve İrfanı nasıl ziyade olur? HuzUr-u Peygamberide bulunan iki kişiden biri, diğerini yüzüne karşı medhetmişdi. o âdem, 0 medhe lâyık olmadığı ve 0 sözlerin kendisine gurur vereceği cihetle Aleyhissâlât Efendimiz, medh eden kimseye: (Vay sana: Din kardeşinin boynunu kestin) buyurdu.

13638

‫ ﻛ ﻤ ﻢ ا ى وﻧ ﻖ‬٠‫ رﺛ ﻞ از ﺧ ﻮ د‬٠‫ا ن‬ ‫ ﺛ ﺬ و ﺟﻮاﺀﻟﻰ وﺣﺬق‬٠ ‫ﺳﺮﺳﺮى‬ «Arkadaş; bu tulum meselini kendimden söylemedim. Eğer lâkırdı anlamaya ehliy-etli ve aklin başmda ise yanlış dinleme!» 13639 J .İ

‫ ر ﻟﺬت ﺟﻮن إذﻟﺬد‬٠‫ا ن خ‬

‫ د ح‬٠‫ ﺣ ﺰا ارﺑﻪ د ود ا ر د ز‬£ «Müşriklerin, (Muhammed niçin medihden şişiyor?) diye zemmet،‫!؛‬،lerini işitince bu meseli Hz. Peygamber söyledi.» Hz. Ayşe (R.A.) dan rivâyet olunuyor ki: Yâni ResUlullah (S.A.V.) Hazretleri mescide Hüssan İçin bir kürsü koy‫(ﻻ‬١9


Sahlh-I Müslimde Cerir b. Abdullah'dnn ‫ا اال؛‬ ، ‫؛‬ ‫ا‬ ‫ﺀ‬ ‫ل‬ ‫ة؛ًا‬:rivayet. edilmiştir Hir killise Dili »-‫ ؛‬tslâmda güzel bir âdet ihdas cylcsc ‫ا‬٠ ‫ اااااا‬sovâbı ona 1, 1.1 <٠ ‫ل‬ ،‫ ﻻﺧﻼا‬gibi, 0 âdetle amel edenlerin çerinden Inir şey eksilmeksizin ٠ ٠ -liimseyc de ayrıca sevâlı verllccekdlr. D iî-i İslânıda kötü Inir ،.،det ihdas ey -leyen kimseye de onun günahı verileceği gibi, o âdetle anııel edenlerin gii ı.ıılundan da bir ‫« ؛‬.ey eksllmeksizln o kimseye ayrıca günah yazılacakdır -Emeviler, halkı Hz. Ali ve evlâdından nefret ettirmek İçin minberler ılı. cenâbı Murtazâ'ya İânet ederler ve ettirirlerdi. Bu kötü âdet Muaviye imanında başladı,- Ömer b. Abdiil'aziz'in hilâfetine kadar sürdü ve onun;./' irâdesiyle kaldırılıb, Nahl sûresindeki :

‫ﻻﺛﺤﻦ‬٠١; ‫ ﺋ ﻠ ﻞ‬١‫ان‬ Yani ; «Şübhesiz ki Allah adaleti ve iyiliği emreder79.. âyeti okunmaya başladı. İşte bu hareketlerin birincisi (âdet-i seyyie), İkincisi (sünnet-i hasene) ılulaşma misâldir.

13644 ‫رد‬٤ ‫ ك ا وا ﻧ ﺶ‬٠‫—ن ل‬ ‫ا د ﻋﻲ‬

‫زد زدا ن د ن واح— ان ' ﺑ ﺖ ورو‬ «ihsan eden kim.se ölür, fakat İhsanı ölmez. Daima yâd edilir. Allalı indinde Din ve ihsan küçük bir şey değildir.» Nitekim Rahman sûresinde:

٠ ‫ ﻟ ﺒ ﺜ ﺎ ل‬١‫ ﻻ‬١‫ ذ ئ \ ذ‬١‫ ر‬١‫ﻫﻔﺮ‬ Yani : «iyiliğin mükâfâtı iyilikten başka mıdır9.',» buyurulmuştur. (79) (80)

S û re ‫ ؛‬N ahl: 90 S û re i R ahm an: 60 311


1361 ‫؛‬.

‫ﺀزار‬٠‫ ر( ر زوى ﺧﻮدﻛﻔﺘ ﺶ‬٠‫ﺛﺎ‬ ‫ م ﻋﺎﺑﺖ اًت شﺀرار‬،>‫ون ﺟﺬ‬٢ “ âdet ‫ ؛‬şairlere bin altın vermekti; bu şaire 'de âdeti ve tabiati mucibince, bin altm verilsin, dedi.»

13650 ‫رك رن ار آن'وزر رزﺣﻮد‬ ‫ر راق ض ز دﺑﺎ رده ود‬ «Lâkin bu sefer 0 cdmerd vezir, izzet ve saadet bürâkına binmiş, diinyadan göçiip gitmişti.» Biirak ‫ ؛‬Âhirette binilecek bir hayvan İmi§ ki atdan küçük, merkebden büyükmüş. Gayet sür'atü yürür, gözünün gördüğü yere adımını atarmı§. Miraç geces.inde Nebiyy-i Ekrem (S.A.V.) efendimize böyle bir bürak getirilmiş ve onun üstünde Kudüs’e götürülmüştü.

13651

‫ﻗﺎم او وزر 'و ورس‬٠ ‫ر‬

‫ ﺑﺶ ﺧ ﺖ ل رم وﺧﺪى‬٠‫ﻛﺲ‬ «Eski vezirin yerine yeni birisi vezir olmuştu. Lâkin ‫ ؟‬ok merhametsiz ve hasis bil. şahıstı .،'

13652

‫ا‬٠ ‫ﻛ ﻔ ﺖ اى ﺛ ﻪ زر ﺟﻬﺎ دارﻳﻢ‬ ‫ ﺑ ﻮ د ا ن ﻣﺨﺜﺶ ﺟﺰا‬١‫ﺛﺎ ر ى ر‬ «Dedi ki: Şahım: bizim birçok masrafımız var. Bin altın bahşiş bir şairin mükâfatı olamaz.» Yâni ‫ ؟‬oktur. 513


‫ا‬:‫م « ا‬٠«

‫ان ﺀن ﺑ ﻤ ﺪا ر ﻛﺎ ﺗ ﻨﺎ د م درن‬ ‫ ﺑﻮدﺗﻢ اه;ان‬/ ‫ ذ أ‬٠‫ﺋﺎ‬7 «Bu İŞİ bana bırakın, şâirin talebi demir gibi sert olsa da ben onu yumuşatırım. Çünki im İşin ustasıyjm.»

13659 ‫رد"ارا‬٢‫ارراﻛﻞب‬ ١‫ اوص‬٠‫ ﺑ ﺖ‬/ ‫رم ا د د‬ «Süreyya yjldızmdan, Arza kadar uçsa bile, beni görünce yumuşar!»

13S6Ö ‫ﻏﺖ ﺳﻠﻄﺎ ﻧ ﺶ ﺑﺮو ﻓﺮﻣﺎن راﻣ ﺖ‬-‫م‬٠ 6

‫اﺳﺖ‬٠f

f i S ‫رك ث دش ﻛﻦ‬

..Sultan ona dedi ki: Haydi git, fernran şenindir, lâkin onu sevindir ki bizim medhedicimizdir.»

13661 ‫س‬:‫ ﻣﺘﺪ ا‬١‫ﻛ ﺬ ت اورا و د و د‬ ‫ ن ﻧ ﻮﺑ ﻰ‬٠‫"و ؟ن ﺑ ﻤ ﻨﺎ ر واش ﺑﺮ‬٠ «Vezir dedi ki: Onu ve onun gibi iki yüz tane ümid yalayıcıy، sen bana b.rak.»

13662 ‫ﺑﺲ ﻛ ﻨ ﻌ ﺶ ﻣﺎ ﺣ ﺐ ا*در ا*ﻳﺘﻐﺬار‬ ‫ د ﻣﺎر‬٠ً‫د د ز د ﺗ ﺎ ن ود ى و ا‬ «Ondan sonra vezir şâiri bekletm eye başladı Okadar ki k.ş ge ‫ ؟‬ba- ti٠ har geldi .» 315


'‫ ا‬:،،،،‫«؛‬ ‫ و ر ى اً ن ﻋﻄﺎ‬3 ‫ د د‬٧ I* -L ،

‫ﻻ‬٠‫ر ى اﻓﺘﺎد ﻧ ﺤﻨ ﺶ راح‬

f

Evvelce sana verilen caizenin kat kat olması onun te’siriyle idi. Onun» zamanında bahşişlerde böyle hata vâki’ olmazdı.»

13669 ‫ان اووآت وا وا' را ﺑ ﺮد‬٠‫ا ن ز‬

‫ﺀرد اﻟﺤﻖ ﻳﻠﻰ ا د ا ن ﺋﺮد‬٠ ‫او‬ «Şimdi ise 0 kerim vezir gitmiş, İhsanı da beraber götürmüştür. Evet, ٠ölmüş, fakat lutuf ve İhsanı ölmemişdir.»

13670 ‫وﻓﺖ ازﻣﺎ ﺻﺎﺣ ﺐ رادوو ﺛ ﻴ ﺪ‬ ‫ ن ر ﺳ ﺪ‬1‫رواث‬٠ ‫ﺻﺎ ﺣ ﺐ ﺳﻼخ د‬

«O kerîm ve akıllı vezir gitti, yerine, fukarayı soyan bu vezir geldi.»

13671 ‫ﻧﺠﺎﻛﻠﺰ‬.‫ا_ن را وﺷﺐ ز‬ ‫ز‬٠‫ﺻﺎﺣ ﺐ ﺳﺖ‬

<‫ا ز‬

‫او‬٦‫ب‬

«Verdiği parayı al da gece buradan, savuş ki bu vezir seninle ufcra,masm.»

13672 ‫ﺣ ﻠ ﺖ ازو ا ن ﻣ ﺈ ه را‬ ‫ ا‬٠ ‫ﻟﻰ ﺧ ﺮ از ﺟ ﻬ ﺪ‬

‫اى‬

‫ا ﺑ ﻤ ﺪ‬٠ ‫إ ﺀﺗ ﺪﻳ ﻢ‬

«Ey bizhn ‫ ؟‬alışmamızdan haberi olmayan; bu yirmi beş altını da b،z ondan yüz türlü hile ile kurtarabildik .» :‫اا‬7


13078 ‫ زﺷﻪ اﺻﺪا ﻟ ﻨ ﺪ‬٣ ‫ا'ﺑﻨ ﺶ ﺻﺄ ﺣ ﺐ‬

‫ ا ﻛ ﻠ ﺪ‬۶‫ادو رم‬١‫ ن ر‬٠‫ﻛﻞ‬٠‫'ﺷﺎه ﻣﻞ‬ «Padişah böyle bir vezirin sözünü dinleyecek olursa mülkünü ve ‫ﻻاا‬٠ kûmetini onunla riisvay eder.٠ ٥ Ebû Dâvud ile Beyhaki Hz. Ayşe (R.A.) den şöyle bir söz naklediyori r : «Cenâb-1 Hak, bir emir hakkında hayır murad ederse, ona, doğru ve sadık bir vezir verir ki emirin unuttuğunu liatırlatır, hatırladığısın meydaua gelmesi İçin yardim, eder. Eğer Allah bir emir İ‫؟‬in hayırdan başka bir şey murad ederse ona kötü bir vezir verir ki emirin unuttuğunu hatırlatmaz, hatırladığının meydana gelm esi İçin ona yardim etmez.» Buna misâl olmak üzere Hz. Â'Ievlânâ Firavn'm veziri Hâmân’dan halis ediyor:

«PÂDİŞÂHIN MÜRÜVVETİNİ İFSÂD ETMEK H USUSUNDA, BU ALÇAK VEZİR, KÖTÜ DAVRANIŞI İLE, FİRAVNIN VEZİRİ HÂMÂN’A BENZERDİ»

13679

‫ﺧ ﺪ أن ﻓﺮﻋﻮن ى ﺛ ﺪ رم ورام‬ ‫ﻵم‬٠‫ﺟﻮن ﺛﺬ;د ى او زﻣﻮس ا ن ة‬ «Fir’avn Hz. Mûsâ’nın kelâmını işitince kaç def’a yumuşamış ve Kelim ullahln teklifini kahûle m eyi etmişti.»

13680 ‫ د ى ﻛ ث ﺛﺑﺮ‬١‫اد‬

S

‫اًن‬

‫ د ﻧﻐﻴﺮ‬٢‫ن ﻛﻌﻶ‬٦ ‫ازﺣﻮﺛ ﻰ‬ «Mûsâ’nın sözleri okadar latif ve o derece müessirdi ki taşa söylese taş süt verirdi.» :1 .


!:(، ‫« ؛‬."٠

‫ وا „ ت‬٠ ‫اوب‬٠‫ور ﻟ ﻢ‬:..• ‫ﺀذل و د‬ ‫ ﺧ ﺪا ﺳ ﺖ‬٠‫در وﺟﻮدت رﺀزن را‬

«Senin akljn da hava ve hevesine mağlûb olan bu vezir gibidir. ٠ ٠ ٨l!ah yolunun, senin vücudundaki kesicisi demekdir.»

13Ö86 ‫ دﺀد‬j X ; ü ‫ﺻﺢرﺑﺎ‬ ‫ا‬

V ‫ را او ض ﻃﺮ س‬٠‫آ ن ﺳﺨﺰ‬ «Rabbani bir nasihat‫ ؛؟‬sana Oğüd verse, §akî aklin o öğüdü fen ve lille ile çürütmeye kalkar.» Ve sana der ki :

13687 ‫ﺸﻮ‬ ‫ﻋ‬١ ‫ﺶ ازب‬ ‫ﻪ رﺑﺄﻳﺖ ﻫ‬ ‫ﺑ‬Z )İA

jf

‫أ‬-‫ا‬: .1.1‫ﺣﺒﻮد‬ ٠ ‫ن ا‬ ‫ا‬١ ‫ ه‬٠‫ح‬٠ ‫ت‬ -‫ﺢ‬ ‫ﺀﻟ‬ -

«Bu söz,, yerinde değildir. Aklını başına al da. yerinden ayrılma. Kezi'، bu söz okadar makbûl de değildir. Kendine gel, deli olma!»

13688 ‫ ﺑ ﺪ‬٠ ‫رش ا_ن‬٠‫ اغ وز‬٠‫واى آف ش‬ ‫ﻟﻮد‬٠ ‫رﻛﺶ‬٠ ‫ر د و دوزخ‬ «Veziri böyle olan pâdişâhın vay hâline: Her ikisinin de yeri Cehennem olur.»

13689 ‫ ﻻ ﺣ ﺮ‬٠‫ و را د‬١ ‫ ﻛﻲ‬٠‫ف ﺛ ﺎ ر‬٢ ‫ﻇ ﻦ‬ ‫ ف وز_ر‬٠ ‫واﺛﺪ أ د ر ﻛﺎر ﺟ ﻮ ن آ‬

«Ne mutlu o padişaha ki müşkül işe düştü mü Asaf gibi bir vezir onun yardımcısı olur.» F : 21

321


\j‫ ؛‬٠/، £ = ٩

^

r‫ ؛‬، j١)

^ '3 &

^ i y ş i c / ، ٧i ١

Yâni : «O küfr eden‫؟‬er(e gelince:) Onların amelleri (etrafında dağlar ve tepeler görünmeyen) dümdüz ve engin çöllerdeki bir serab gibidir ki susayan onun bir su olduğunu sanır. Nihâyet o, buna vardığı zaman onu ‫؛‬.ir şey olarak bulamamıştır. Kendi (ameli) yanında (yalınız) Allah’ı bul muştur. O da onun hesabını tastamam vermiştir. Allah, hesabı çok sıir'atll olandır8‫؛‬.» Allah’a iman ve peygamberini tasdik etmemiş amelleri vardı.

olanların da bâzı iyi

Meselâ kul âzâd ederler, sadaka verirler, fukarayı doyururlardı. Kl'ıl'irler ve müşrikler, yaptıkları bu işlere îtimad ederler onların kendilerim kurtaracağını sanırlardı. Fakat bu amellerin kabulü, iman ve tasdike bağ­ lı idi. Bunlarda ise o yoktu. Cenâb-ı Hak, o amellerini seraba, kendilerini de susamış olanlara benzetti. Kırda, bayırda dolaşıb fevkalâde susamış t١ir kimse uzakdan gördüğü hir su parıltısına nasıl koşarsa, bu kâfirler de mah ‫?؛‬erde o amellere öyle koşacaklar, fakat su zannettiklerinin serabdan ibârot, yâni faydasız olduğunu göreceklerdir.

Yani : «Yahud (kâfirlerin ameli) öyle derin b‫؛‬r denizdeki karanlıklar gibidir ki onu (o denizi) hir dalga kaplayıp hüıümektedîr. Bunun üstünde 81

(81) Sûrei Nur: 39 323


Fir’avnın vezîri bulunan HAmnn gibi ki Fir’avn’ın yaptığı zulümlerin çoğu vezirinin tavsiyesi ve teşvikiyle olmuştu. (Vezir) kelimesinde müteaddit! mânâ vardır. Bir mânâsı «Yüklenmiş, lir ki hükümet yükünü uhdesine alan demekdir. Diğer bir mânâsı (Günah­ kâr) dır ki hükümdârı şerre teşvik etmesinden ve onun zulüm icrasına mâni olmamasmdandır. Beyhakî ve Camiüssagîrde Ebuhüreyre’den şöyle bir hadis rivayet olunmuştur: «Kalb, cesedin hükümdarıdır. Onun orduları vardır ki bede­ nin azalandır. Hükümdar salih olursa orduları da salih olur. HUkiiıııdıır bısık ve fâsid olursa orduları da fâsık ve fâsid olur.»

13697

-vA ٠ ۶٥٠U» ٠t *٥ .o .٠١١۶٠. ١ y ‫؟‬-«Akıl m eleği Hârut gibi olunca yüzlerce kötü kişiye sihir öğretir.» Hârut ile Mârut gûya iki meleğin adı imiş. Melekler insanların A l­ lah'a isyanına i’tiraz etmişler. Cenab-ı Hak: «Onlarda nefis vardır, bu is­ yanları ondandır. Eğer o nefis sizde olsaydı siz onlardan beter olurdunuz, buyurmuş. Melekler: «Olmazdık yâ Rabbena» demişler. Sonra içlerinden iki meleğin intihab edilmesi emr olunmuş. Hârut ile Mârut’u seçmişler. Allalıü Teâlâ bunları İnsan görünüşüyle Babil’e indirmiş. O vakit Babil’dc sihir çok muteber imiş. Bunlar da sihirbazların yaptıkları sihre mukabele etmek için sihir öğretiyorlar, akşamüstü gökyüzüne çıkıyorlarmış. Sonra Zühre namında güzel bir kadına âşık olmuşlar. Onun teklifiyle şarab iç­ mişler, sarhoş oldukdan sonra ona (İsm-i Âzam)ı öğretmişler. Kadın (tsm.i Azam)ı okumuş, gökyüzüne çıkmış, fakat Cenâb-ı Hak onu yıldız hâline getirmiş ki bugün Zühre denilen seyyâre o imiş; Hârut ile Mârut’u da Bu. bil’de baş aşağı olmak üzere asmış. Kıyâmete kadar orada kalacaklarmış. Kur’an’da Hârut ve Mârut ismi vardır. Fakat anlattığım masal yok tur. Onun için müfessirlerin çoğu bu masalın aslı yoktur, demişlerdir. Burada onları Hz. Mevlânâ meşhûra göre zikr etmiş, sonra da buyur­ muştur ki: :‫ ؛‬2 r.


îlevâ ve heves içindeki lifti, akl-ı inaad ise geleceği ve son 11 düşünür. bahçevanm, gül yetiştirmek içlıı fitlâ ıııııı dikib onun dikenlerine tolıammUl ettiği g'ibi, akil da Cennet güllerine kavuşmak ve onları koklainak İ‫ ؟‬in, Dünyânın diken gibi ، .lan felâketlerine ve musibetlerine sabr iller. 1‫؛‬،|-

137.2 ‫ ررد در ﺧﺰان‬٠ ٠‫ ﻓ ﺮا د‬،٠‫ة‬

‫ال ص ﺧﺮﻃﻮم ا ﺧﺜ ﻢ دور ازان‬ «Aklin, dikenine tahammül ederek beklediği gül, Oyle bir güldür ili ne solar, ne dökülür. Koku almayan her burun o gülden uzak olsun.“

Uzak olsun, zirâ, koklamaya lâyık değildir.

«CİN NlNİN S ü l e y m a n (A.S.) IN MAKÂMINA OTURMASI VE ONUN HAREKÂTINA KENDİN‫ ؛‬BENZETMEYE ‫ ؟‬ALIŞMASI, İKİ SÜLEYMAN ARASINDA GÖRÜNEN FARK VE CİNNÎNİN KENDİNİ SÜLEYMAN OLARAK TANITM ASI.

137.3 / ‫ عﺀﻟﺖ و ث اﺀذن د‬،‫ ر ج‬٠

‫ در‬٠ ‫ار اش وﻣﺪور ت ﻛ ﻦ اى‬ «Aklin varsa diğer bir akli sahibi ile dost ol görüş, istişârede bulun.“

13704 ‫د و ر زود را ﺑ ﺎ ن ا م ﻛ ﺮ د‬ ‫ رد وﻣﻤﻠﻜﺖ را رام ﻛﺮد‬diu «Cinni kendine Süleyman adını koydu, hükümeti elde edib, memleke. ti hükmü altına aidi ise de;» 327


13708 ‫ ا ب‬.‫ ن داد‬- ‫ و ر ت‬- ‫ى‬ ‫ ﻟ ت‬٠‫ﺳذل‬

‫دورا‬

‫ ﻓ ﺪ ا ز د ﺷﺎرا او‬٠‫'ا‬

«Allah, o şeytana benim sürelim i vermiştir, Hikkat ediniz ki o şeytan sizi ağa, tuzağa diişürmcsiu.*

13709 ‫ر‬،‫ر د ر آ د دﻋﻮى زﻳﺄ‬ ‫ د اﻋﺘﺒﺎر‬٠‫ﺻﻮرت اورا د ا ر‬

«Eğer O; Süleyman ben’im, diye dâvâ ederek ortaya ‫ ؟‬-ikarsa onun sü retine . ٠yâni bana benzer olmasına ٠itibar etm eyiniz .*

13710 .‫ى ﻛ ﻬ ﺖ );ﻟﺚ‬

‫ ن‬١;

C

‫د وﺛﺎ ن از‬

‫ ﻛ ﺲ در دﻟﻬﺎى ﻳ ﻚ‬٠ ‫ى ﻧﻤﻮد ا ن‬ «ifrit, bu sözleri halisi aldatmak İ 0 ‫ ؟‬in söylüyor, lâkin anlayanların kalbine alts.i tesir yapıyordu .*

13711 j ١ < ٠١٠- ٠f ،‫؛‬١ ı ، £3 ١٠c — ،<

^ ،_٠٠t .٠٣l i ،.٠j .^٠، şy S Hak ile batılı fark edebilen bir kimseye oyun edilemez; husûsiyle » o kimsenin aklı ilhama mazhar olarak gaybden haber verirse ...*

13712 ‫ ح ر وﻫﺞ "ﻟﻠﺒﺒﺲ ودﻏﻞ‬- ‫ﻋ ﺒ ﺞ‬

‫ ل دول‬٠‫ ; ا‬٠ ٠‫ى ﺑ ﺬ د رد‬ «Hiçbir sihir, hiçbir hile ve mekr, devlet ve saâdet erbâbı olan ehlullâhı şaşırtıp aldatamaz.* 32»


1 7

‫ا‬H

‫و;؛ﻏﻐﻠﺖ *ا رم اورا ﺑﺒ ﺲ‬ ‫ر آ د ا) )ﻣﺲ‬

‫ﻣﺎﻟﺢ‬

Af

«Gafletle, onun karşısında yere kapanacak olsak, yerden bir pençe /.IIhur eder de bizim yer öpmemize mânî olur.» Şöyle diyerek ki:

13719

‫ زررا‬r ‫رص ن‬- ‫ك ﺳﻪ اًن‬ ‫ﺛﺮ را‬٠ .‫اد‬

‫ ص ن‬٠‫ ﺣ ﺪ‬- ‫س م ش‬٠

«Bu baş aşağı olası habise karşı başını eğme ve aklını başına al da l.u bayağı adama secde etme!»

1.3720

‫ﻛ ﺮ د ى ض ﺛ ﺮ ح ا ن ﺑﺲ ب'ﺋﺰا‬ ‫ا ﺑ ﻮ د ى ﻏﺮت و ر ﺛ ﻚ ﺣﺪا‬ «Eğer Hakkin gayreti, ٠yâni kıskanması " olmasaydı, ben bu kıssayı cana canlar katan bir sûrette şerh ederdim.»

13721 ‫ ﻣ ﺬ ر ا ن ﻗﺪر‬٠ ‫ﻗ ﺎ ق ﻛ ﻦ ز‬

\‫ا‬

‫ن و؛ق د ا‬,‫ ﻧ ﺮ ح ا‬f f.M .

Şimdilik bu-kadara kanaat et. Bunun geniş şerhini başka bir vakit » söylerim .»

13722 ‫ ى‬٠ ‫ن‬١‫ب‬- .‫ﻧﻮد ﻛ ﺮ د‬- ‫ام‬ ‫ ر ﺻ ﻤ ﻲ‬٠ ٠‫ش‬

‫روى و س‬

«O Sahre.i cinni, adını Süleyman peygamber koymakla , ‫ ؟‬ocuk gibi akli ermez olanları aldatıyordu .» 331


1727

‫ ا ﺳ ﺖ‬٠‫وﺑﻪ دا ر و ل ﺟﺊ ا ﻣ ﺖ ج‬."

‫ض زا ن ك و ﻓ ﺖ ر ﻛ ﺪ ت‬ «Sen ne ilâcısın, nesin, adin nedir, kime zararın, kime fâidcn dokunur?»

13728 ‫> ﻳ ﻰ ﻧ ﻞ وام‬

/

\

‫س‬١

‫ ﺣ ﻤ ﺎ م‬، ‫ﺋ ﻨ ﺎً ر ا ﺑ ﺒ ﻤ ﻮ ا ﻧ ﺮ‬ «Her ot, hassasım ve adını söyler; ben filâna hayat’ım. filâna ö١ iim٠ üm.»

13729

‫ض ا ن را ﻧ ﺮ م واو وا د ر‬ ‫ ﻓ ﺖ رﻟﻮ ح ﻧﺪر‬٠‫ا‬

‫ ن‬٠ ‫'ام‬

«Ben, buna zehr’im, ona şeker’im. Benim adim, (Kader Levhası)nda şöyle yanhdır, derdi.»

13730

١

ıf ‫ ا ﻷ ن زان‬.‫اس ﻳ ﺒ ﺎ ن اذ‬٠ ‫ةذدا‬٠‫ا ﺛ ﺪ ' د ى‬٠ ‫ﻋﺎﻟﻢ ودا‬ «Hekimler, o otlar hakkında Hz. Süleyman’dan mâlûmat alırlar V. mesleklerinde âlim ve kendisine uyulan kimseler olurlardı.»

13731 ‫ا ﺧ ﺪ‬

‫ﻳﻲ‬

‫“ اﻛﺒ ﻬﺎ ى‬

‫ﺟ ﻢ را از ر'غ ى ردا ﺧﺪ‬ «Bu sûretle tıb kitablan yazdılar ve cisimleri hastalıklardan tedâvi et" tiler.» 333


37:17 ‫ ; »و ا د ﻛﺎﻧﻰ د‬V.‫ﻟﺮح< اﺑﺪر م‬ ‫ه وام ﺑﻰ اودﺗﺎ ذ ذ د‬-‫دﺀ ج ﺑﺚ‬ «Akil, mekr ve lıîJe yulııy.a kılı kırk yarar, aıııa 1،İÇ tiir sanat ustası, elde edilemez.»

13738

‫داﻧﻨ ﻰ ﺑ ﺜ ﻪ ا ز ن ﻋﻘﻞ ا رد ى‬ ‫;دﻧﻪ ﻧﻰ اوﻣﻨﺎ ﺣﺎﺻﻞ ﺛ ﺪ ى‬ «Eger san’at bilmek bu akılla miimkin olsaydı, ustasız Sfiıı’at elde edilirdi.»

«ÂLEMDE MEZAR KAZMAK SA N ’ATI YOKKEN, ONU, KÂHİLİN KAKGADAN ÖĞRENMESİ»

13730 ‫ ور‬٠ ‫ ﺑ ذ ه‬١ ‫ﺰ‬

‫ﻛﻨﺪ ن ر ر ى ك ﻛ‬

‫ ود‬٠ ‫ وا د ﻳ ﻨ ﻪ‬4 ‫ وﺣﺖ‬P ') ‫كﺀ‬ «Mezar kazmak âdî bir san’attır; bu san’at, nasıl düşünce ve hile ile bulunmuşdur.» Hasreti Havvâ ilk defa (kaabil) ismindeki oğlu ile (İklimâ) nâmın., daki kızını, sonra (Hâbil) isimli oğlunu ve ikinci kızını doğurmuştu. Bunlar büyüyünce Âdem (A..S.), Kâbil ile doğan kızı Hâbil’e, Hâbil ile tioğaııı Kâbil'e vermek istedi. İklimâ daha güzel olduğundan Kaabil babasının hükmüne razı olmadı. Sen (Hâbil)'i daha ziyâde seviyorsun da (iklima)yi ona vermek istiyorsun dedi. Hz. Âdem: «Allah’ın emri böyledir. inanmıyorsanız Cenab-I Hak’kıı birer kurban arz ediniz. Kimin kurbanı kabUl edilirse (iklima) yi o alsın, dedi. Kâbil çiftçilik, Hâbil çobanlık ediyordu. Onun İçin Kâbil bir dest، ‫؛‬ başağı, Hâbil de çok sevdiği güzel bir kuzuyu bir dağ başına koydular.

3:‫ا‬٠٦


örteceğini göstersin. “ Yazıklar olsun bana, ٠l٠٠٠li, ben şu karga gil)i bile olııp ٠la kardeşimin cesedini ör.inekten âciz mi oldum?” Artık o, (etliğim‫ )؛‬peş.manlığa düşenlerden olmuştu8•1.» Kâbil, anası babası tarafından kovulmuş, kardeşini öldürdüğüne na­ dim olmuş, kız kardeşi (Iklirna)yı alıp pederinin yurdundan uzaklaşmış, Hâbil’in kurbanını yakan ateşte ulûhiyyet vehm ettiğinden, ateşe tapın­ maya başlamış, ilk cinayeti o icra eylediği gibi müşrildiği de o meydânı, çıkarmıştı. Sonra âmâ doğan bir oğlu tarafından öldürüldüğü tefsir-i Hu seynî’de beyan edilmiştir. Dikkat buyuruldu mu? Dünyâ’da ilk kavga ve ilk cinayet kadın yü­ zünden olmuş ve garibdir ki o cinâyeti Dünya’da ilk doğan insan yapmış­ tır. Kâbil’in evlâdı ve torunları babaları gibi ateşperestlikde devam etmiş­ ler ve Âdemzâde Şit (A.S.) ve evlâdı ile muhârebelerde bulunmuşlardır. Tevratta, Şit Peygamber evlâdına (Ebnaullah) Yâni (Allah’ın çocukları), Kâbilzadelere (Ebnaüşşeyatîn) yâni (şeytan oğullan) denilmektedir. İş­ te Hz. Mevlânâ’nm buyurduğu gibi mezar kazmak, âdi bir sıfat iken o bi­ le kendiliğinden bulunamamış, Allah’ın tâlim için gönderdiği bir karga­ nın gagasiyle toprağı kazmasından öğrenilmişti.

13740 ‫ ﺗﻞ را‬٠ ٠ ‫ر ة‬

‫ م‬،‫ ن آ‬١‫ى‬

‫رﺳﺮ او ﻫﺎﻳ ﻞ را‬ -E ğ e r da

‫ 'ﻣﺎدى‬S

K a b i l ’d e b u a n l a y ı ş o l s a y d ı H â b i l ’i n

ta ş ım a z

Ve

‫اد‬

c e s e d in i b ir m iid d e t b a ş ın »

:

13741 ‫را‬

d

‫ ﻣ ﺎ ﻏﺄب ﻛ ﻢ ا ن‬،

‫ ﺀذﺗﻪ را‬٦ ‫ا ن ﺑﻨﻮن وﺧﺎك در‬ « Ö lm ü ş v e k a n ile re tte

‫ ؛‬S û re i M aide

F : 22

to p ra ğ a b u la ş m ış c e se d i n e re y e s a k la y ım

d iy e h a y

.

k a l m a z d ı .»

(83 : 27-31

337


7‫ا‬:، 7 ‫ا‬

‫ﻣﻞ‬٠‫ازاح اات‬. ٠‫ﻟﻞ 'و واك‬٠‫ﺀ‬ ‫اﺳﻮ ﻧﻨﺎر‬٠‫ م‬.‫د‬:-١ ‫ ى‬٠‫ ل‬٠‫ﺀﻫﻞ ﺟﺰ‬ «Cenâb-1 Hak AkJ-1 Kül İçin: (

;‫ع‬ ‫از غو‬٠) dedi. Akl-ı cüz١ i is.. her

larafa bakar durur.» A k li Kül’den maksad Hz. Peygamber (S.A.V.) dir. Cendtı-ı Hak Neem adresinde buyuruyor ki:

xZ©،/i / A ١٠

o١j .

١۶١‫ ؛‬C٠ ٠i l »•J-dj; j ١ « « £ ? & ‫؛؛‬

Yâni : «O (gördüğü) zaman Sidreyi bürüyordu onu bürümekte olan (melekler veya Nûr-u İlâhî). (Peygamberin) göz(ü, gördüğünden) ağ­ madı, (onu) aşmadı da. Andolsun ki o, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını görmüştür84.» İşte Akl-ı Kül olan Rasûlü Ekrem (S.A.V.) noktayı maksûda bakmış, gözünü ondan ayırmamıştır. Akl-ı eûz’î ise noktay-ı maksûdu bulamadığı için her tarafa bakmaktan hâlî kalmaz.

13748 ‫ ﻛﺎا ن‬٠‫ ﺧﺎ‬j y ‫ﻋﻨﻞ ا ز ﺀ ت‬

‫ﻋﻘﻞ زا غ ا ﺿﺎد ر ص د ﻛﺎ ن‬ «Has kişilerin nûru, (mazagalbasar) akildir... Karga akil ise Oltller. mezar kazma üstâdı!» Hz. Mevlâna (Mazag) ile (Zağ) kelimeleri arasında lâtif bir cinas yapıyor. Ma’lumya cinas: Müteaddid mânâya delâlet eden lâfızları bir sözde birlikde kullanmaktır. İsmail Safa merbumUn:

<،Beklerim haftadabir nâme bu yaz, Yazacaksan dediğim vechile yaz!» (84)

S û re i Necm: 16-18

339


1.17.53 .‫ذو اﻳﻤﺎن وار داد ا ود‬ *■'• ‫رازوى ا ى رد روى‬. ‫ل‬ 4

«Sen de, Süleyman g ‫؛‬b ‫؛‬, ،‫اااااا‬١!،a k lin , ver. Ondan ‫؛‬iham ‫؛‬،٠ , üstüne red ayağıyla basjb geçm e !»

13754 ‫ﺛﻦ ﺑﺎﺛﻤﺎت‬٠‫ ا ل ا ن زا‬٠‫اذك‬3 ‫ ا ت‬٠‫ﺑﺎزﻛﻞ د ﺑﺎو و اﻧﻮاع‬ «Çünk ‫ ؛‬bu sâbît zeminin hâlini onda biten türlü nebâiâ، sana söyler .»

13755

f

‫ك و ور ﺀ ود ﻵ س‬1 ‫ي‬٠

‫درز»ش‬

‫ﺑﺖ و د ت‬٠ ‫ﻳﻦ‬٠‫"رﺟﺎن ﻣﻰز‬ «Zeminde şeker kamışı, yahud sari kamış bulunabilir. H erzem i ،،‫!؛‬، ‫ا‬،،5‫ﺀ‬ bâtâtı oranın tercümanıdır .» Yâni bir arazinin münbit olub olmadığı yetiştirdiği nebâtâttan belli o lu r .

13756 ‫ﻛﺮ ﺑﻮد‬٠‫ﺑﺲ ز»س دل ﻛﻞ'اﻓ ﺶ‬

‫اك;ه\ اﻣﺮار د ل را وا ﺀود‬ «Gönül tarlasının nebâtı da fikirdir ve bu fikirler, gönül esrânm gösterir.»

13757

‫در اﻧﺠﻌﻦ‬٠'‫ﺑﻢ ا‬.‫ ﺳ ﺤ ﻜ ﺶ ا‬/ ‫ﺑﻢ درﺟﻦ‬.‫;و‬٠ ‫ ﺀزاران ﻟ ﻞ‬٠‫ىد‬ «Eğer meclisde söz ‫ ؟‬ekici ٠-yâni bana söz söyletici - bir t a - bulur sam, hakikat bağından yüz binlerce gül bitiririm .» 341


‫ ا‬37« ‫ا‬ ‫ار او اﻣﺪن‬٠. ‫ا ﻧ ﺰ اووى‬ ‫ﻟﺬن‬٠ ‫ را‬٠:٠٠;‫؛‬٠'• ‫< ون‬/ ‫ ﻟ ﻨ ﺶ‬y Sen kör bir deve gibisin, boynundaki yulur »eni» ‫ ؟‬eker durur; fakat Sen o yulara bakma, onu ‫ ؟‬eken Yed-İ Kudrete bak !"

13762 ‫ ب ودﻣﺎر‬١‫ﻛ ﺮﺛﺪ ى ﺀ—وس ﺣﺬ‬ ‫ ا ’ ﻋﺎد ى ا ن ﺟﻬﺎن دار اﻟﺬرار‬٠‫ﻟﻢ‬ «Eger yularla birlikte ‫ ؟‬eken de göriinseydi senin İ‫ ؟‬-..in bu Alem alda «.ma yurdu olmazdı Yâni, kazâ ve kaderin sırrı zuhûra gelir, fâil-i hakîkî meydâna ‫ ؟‬ikar ve bütün vasıtalar aradan kalkardı,

13763 ‫ ى رود‬٠‫ ﻛ ﺚ‬٠ ‫ى‬٠‫ﺑ ﺮدد ى دو‬ ‫ و ﺳﻘﺑﻧﻪ ى ﺛ و د‬٠‫ﺑ ﺧ ﺮة د‬ «Bir mecusi bir köpeğin ardınca gittiğini ve büyük şeytânın maskarası olduğunu görseydi.*

13764 ‫ اذﺗﺪ ﺑ ﺰ‬٠ ‫د ر د ا و ق ﺛ ﺪ ى‬ ‫ا ى ﺣﻨﻮد را وا ﻛ ﺸ ﺪ ى ا ﻳ ﻦ‬ «O nefis köpeğinin arkasından ahlâksız bir şahıs gibi nasıl giderdi? Gitmezdi ve 0 mecusi, nefse tâbi oluşundan ‫ ؟‬abucak ayağını ‫ ؟‬elterdi.*

13765 ‫ د ى‬٠ ‫ﻛﺎ و ﻛ ﺮ واﻧ ﻒ زﻗﺌﺎ؛ ن‬ ‫ ل اﻳﺜﺎ ن د ا ن دﻛﺎن د ى‬S Sığır eğer kasablarm kendisini keseceğini bilseydi onların arkasına » düçüb de kasab dükkânına gidermiydi ?»

34:1


1:‫ا‬77 ‫ا‬

‫زان ر ى 'ا ل ﺑﺪاد ى ن ﻛﺎر‬ ‫ د دار‬5‫ از روﺀ؛؛ش ا‬٠‫د‬:‫ﻛﻮ روث‬ «Allah onun aybınj senden gizlediği ‫ ؟؛‬in sen o İşle meşgûl olabilirsin .»

1:1772 ‫ ا ى دران‬.‫ر ﺑ ﺎ ن ر د ر ك‬ ‫ ن‬If ‫ و‬3‫ﻋﻨﺐ اً ل ^ ر ت د د ﺳ ﺖ ا‬ «Bunun gibi, harâretle müdâfaa ettiğin bir fikirdeki ayıb ve mahzur senden gizli kalmıçdır.»

13773 ‫ ى ز و ﺀﺑ ﺐ وﻧﻴﻦ‬٠‫ ر ﻣ ﻮ ﻛ ﻼ ﻳ ﺪا ذ د‬٠ ‫ د اﻟﺬرﻟﻤﺒﻦ‬٠‫زو رﻣﻴﺪ ى ﺟﺎﻧﺖ إ‬ «Eğer ondaki ayıb sana aşikâr olsaydı, rullun ondan iirker ve §ark ile garbin arası kadar ondan uzaklaşırdı.»

13774 ‫ﺣ ﺎ ل ﻛﺎ ﺧﺮ ذ وﻳﺒﺈ ن ى ذوى‬ ‫'؛ت اودكﺀ دوى‬١ ‫ ن ح‬١‫ود‬١.; «Bir hâl ki, sonunda pişman olacaksın, saydı onun peşinde nasıl koşardın?»

o

pişmanlık başlangıçta ol,

13775 ‫ ر ﺟﺎن ﻣﺎ‬٠‫ﺑﺲ رو ﻣ ﻴ ﺪ اول آ ن‬

‫روا ق ذﻫﺬا‬.‫"اﻛﺘﻴﻤﺂﻧﻜﺎر‬ «O İŞİ (K azâ)ya uygun sûrette işieinekliğim iz İ ‫ ؟‬in Hak, onun aybını bizim ruhumuzdan gizledi .» 345


13781

‫ﻵور د ﺳ ﻰ‬٢٠‫ور 'دارى ﻛﺎر‬ ‫ ا ﻟﺜﺘﻌﺎ'ﻳﺖ ر اورت ﺣﻪ اﻣ ﺖ‬٢‫ب‬ «Eğer elinde daha iyi bil- İş yoksa pişmanlığın neden dolayıdır?» Yâni: Neyi sarfettin de pişman oluyorsun?

13782 ‫ ت‬٠ ‫ر‬٠ ‫'ﻟﻰ ر »ﻳﻜﻮ‬١‫ا ر ى د‬

‫ت‬٠‫ل‬٠‫ د‬٠‫ ﻳ ﻦ‬٠‫ور دا ل وون دا ل‬ «Eğer biliyorsan doğru yol, Allaha ibadet etmektir. Bilmiyorsan, gittiğin yolun kötü olduğunu nasıl biliyorsun?»

13783 ‫ د د ا ﺑﻰ "ا *دا د ﻣ ﻚ را‬٠ ‫اق‬

‫وان د دا ى‬." ‫ﻧ ﺪ را ازﺿﺪ‬

« iy iy i b ilm ey in ce k ö tü y ü b ilem ezsin ey y iğit; Zid, Ziddıyle bilin'ir.»

13784 ‫ا ن ﻋﺎرز ﺛ ﺪ ى‬

/ ‫؛‬

‫ﺟﻮن ز ر ك‬

‫ﺟﺰ د ى‬١‫ را ﺀ‬٠‫ أ‬0 ٠‫ازﻛﺬا‬ «Bu kötü fikrin terkinden âciz olursan, giinahdan da 0 vakit âciz kalirsin.» Meselâ kötü bir fikirde bulunur, onu dbşünüb durursun; hatırından ‫ ؟‬ikarmaya muktedir olamazsan, o fikri fi'le getirmekden ve ondan dolayı günaha girmekden de âciz kalırsın.

13785 ‫ز ﺟﻴ ﺖ‬

‫اﻟﻰ‬،‫ط رز دﺛﻶ‬

‫وون د ى‬

‫ت‬٠ ٠ ‫ﻋﺎﺟﺰرا ازﺟﻮ ﺋﺰ ﺟﻨﺐ ﻛﻲ‬ «Madem ki âciz kaldm, pişmanlık nedendir? o acizlik, kimin takdiriyl'e, onu ara!» :(47


‫ا‬:‫ل‬7‫؛‬٠‫ا‬٠ ‫ر و ص ور‬

‫وان ﺑ ﻤ ﺪ ﻛﺎرى‬

‫ﻻور‬٠‫زان وﺑﻚ ﻋﻴﺒﺶ ات در‬ «Başka bir İşten nefret edişinin sebebi: o İşin a y b .n .î zahir «،ma«.<Jır.»

Hz. Pir buraya gelince Cenâb-1 Hakka bir münacâta başlıyor da ، 11yor ki:

13791

‫ ﺧ ﻦ‬- ‫اى ﺧﺪاى را زدان وﺣﻮل‬ ‫ﻋﻴﺐ ﻛﺎر د زﻣﺎﺿﺎن ﻣﺨﻦ‬ «Ey her Sirra vâkıf ve kelâmı lâtif olan Allah; kötü bir İşin aybını bizden gizleme.»

13792 ‫ﻋﻴﺐ ﻛﺎر ﺳ ﻚ را ﻣﺨﺎﻋﺎ‬ ‫ م از روش ﻣﺮد و ﺑ ﺎ‬٠‫ ا ; د‬«iyi bir ameli de bize ayıb olarak gösterme ki onu' işlemekden soğumayalım.» Bundan dolayi Resul-i Ekrem (S.A.V.) Efendimiz: «Bâtılı da bize bfttıl olarak göster ve bizi ondan sakindir» diye dua ederdi.

13793

‫ز‬

‫اﻷن‬٠ ٠‫ ران ﻃﺪذ‬١‫ر‬

‫رﻧﺖ دو ﻣ ﺠ ﺪ ﺑﺎ ن ر وﺛ ﻰ‬ «Ali olan Hz. Süleyman, âdeti üzere sabah aydınlığında mescide gitti.»

13794 ٠‫ﻫﻌﺪة ر روز را ى ﺟﺴﺖ ﺛ ﺎ‬ ‫ئ ﺑ ﻨ ﺪ ﺑ ﺠ ﺪ (إ د ر‬ «Hem peygamber, hem şah olan Süleyman, her günki âdeti vechile ye. ni bir ot görmek İ‫ ؟‬in Mescid.i Aksâ’ya girdi.»

34٥


‫ا‬.'‫ا‬7‫؛‬٠‫ا؛‬ ‫ ﻧﻨﺎرو‬١ ‫ ت‬.‫دﻓﻦ‬

٠‫ذو ة‬٠‫ إئ‬٠ ‫اص ﺣﻮ‬

.)‫د و ى ا_ن اًﻣﺎر ر ص آ و ر‬ «Cenab-J Hakkin emrini ‫ﺀ‬ ‫ل‬ ‫ل؛‬ '،‫ «ا‬ki ( ٠ #‫ر ررﺗﺎ‬ ‫ﺮ ال ا ;ا‬ ‫ﻈ‬ ‫)ىﻧ‬, "Yâni: Şİİ ruh «.met eserlerine nazar et buyurmuştur Sûre-i Rum'daki şu âyete işarettir:

‫ ﺳ ﻜﺘﺌ ﺆإ ﻵ ر ز‬١‫اً;ﺗﺤﻤﺚ‬:١‫ت‬١‫ ﺋﻌﻖ‬١‫ئ‬

٠ ‫| ي‬# ‫ ق ﺀ ؤ ﻻ وه‬١‫؛ش;غ\ةذ‬ Yâni : «şimdi bak Allah’ın rahmet ,eserlerine: Arzı, ölümünün ar.lı.1dan, nasıl diriltiyor.. Şüphe yokki o , ölüleri de herhalde (tekrar) diriltir‫؛‬ dir. O, her şeye hakkıyle kaadirdir»..» O mûteriz fodul’un anlayışına göre (Rahmet) den maksad: Bahar yağmuru, âsârı da: onun vasıtasiyle nebâtâtın yeşermesidir. Fakat, İlâhi Rahmetin ٨٨ muradın ne olduğunu heyan İ‫ ؟‬in cenabı Pir, sOfi 1‫ا‬ sânından diyor ki:

13800 ‫ ى‬٠‫اﻟﻬﻮ‬

‫ﻟ و‬٠

‫رش د ﻟ ﺖ اى‬،‫ أ‬: ‫ﻛ ﻎ‬

‫ن ر وﻧﺂ *ا ر آ ﺀا ر د ت و س‬٦ «Sofi dedi ki: Ey heveskâr adam,' Rahmet-i ‫ ؛‬.lâhiyyeni. l'lr ı (;dnü dür. Hariçdekiler ise ancak âsârın âsârıdır.»

13801 ‫ا در ص ﺟﺎن‬٠‫ا وﺳﺰ‬٠‫ﺑﺎﺀ‬

‫ر رو ن ﺀ و ش ﺟﻮ رآ ب روان‬ «Ruhda öyle bağlar ve yeşillikler vardır ki hariçdeki akisleri, akarsuda görülen akisler gibidir.»

(86)

Sûrei Rum: 50

351 /


،‫اا‬،'١ ٠ <‫'اا ا‬:‫ا‬1،1:‫ا‬١ ،، ‫ا‬-‫ا‬1١ ‫ >ا‬eennele sokulursa ar.ll، ... muhakkak muradına ٠ ٩ ‫ااا‬،‫ ﻹا‬olur . ( ‫ )ﻻؤا‬düny،ı hayat. ،ıldıuıınn ‫اااا‬٠ (‫ل‬ '‫اااا‬,1‫>! اااا‬،‫ 'ا‬1, ‫ ( اا‬bil. ...ey) ‫ا‬1٠ ‫؛؛ ا‬1 ‫ا‬٠ ، ‫ا‬'‫ا‬٠ . ‫ﺀ‬ .

Uyet،‫ ؛‬١e i§»، "‫ ؟‬ttir. ı :‫؛‬r٠.80 ‫ ل‬1;‫ ى ا ن ح‬٠‫ب‬, ‫ ر آ و ت‬٠٠‫ا ن ض‬

‫ا دل وجﺀن رﺣﺎل‬٠‫و ت از ﺀدزم‬ “Bu aldanış, Hak Erlerinin kalb ve ruhundan akseden bu baya.‫ ؛‬،١‫ اا‬٠ I،ll،‫؛‬ı، zarinetmekden iJeri gelir ."

13806 »J j S c - ‫اه م»روران ر ن‬،‫ر‬-

‫ﺑﺬت ﻛﺪﺀ‬٠‫ود‬٠‫د ﻛ ﻦ‬

xfj

-Bütün aldanmış olanlar. Cennet budur sanarak, bu aks’e gelmişler» lir. » - . ...

. .. '

13807 ‫ا‬،‫ ز و و ل ﺑﺎﺀ‬١‫ زﻟﺪ‬٠‫ى ﻛ ﻞ‬

‫ا‬٠‫رواﻟﻰ ى ﻛ ﺬ ذ د اًﻧ ﻼة‬. «Asil bağ ve bahçelerden ٠ yâni evliyaullah’dan ٠-kaçarlar da, o ha yâle meyi ve arzu gösterirler.»

13808 j j .

‫ﻧﻮاب ﻏﻐﻠﺖ آ د ﺛﺎ ن‬- ‫ﺑ ﻮ ذ ة‬

‫ودﺳ ﺖ اً ن ﻧﻈﺮ‬،- ‫را— ت ﺑﺬذد وﻣﻮﺗﻪ‬ *Birgiin gaflet uykusu nihâyet bulur, gözleri açılıp hakikati görürler, fakat son nefeste o görüşün ne faydası olur?» (87)

F: 23

Sûrei Âli imran: 185

353


٠»، :٠:، ‫ ﺗ ﺲ‬٠‫ا د در ا ل اً ف >ي‬١ ‫ س‬٠‫ م‬٠‫إ س ﺳﺺ‬

r

r

‫ ت اؤحودي‬، ‫ ت وﻷك‬٠ ‫؛ ى‬I‫او جو‬

nebat, Siileyman (A .S 1.0.) ‫ أ‬derinil selâm ver.11. <) da mukabelede b u lu n m a k la b e ra b e r, « tu n güzelliğine ‫و‬ ، ، ‫و‬ ‫ا‬ ‫ ا‬k a ld ı .»

13814 ‫را د د ﻫﺎ ن‬

‫ ت‬٠٠‫ ت 'اﻣﺖ ﺟﻲ‬٠‫ك‬

‫ ﺟﻮان‬٠‫ اروإ_ ت 'اﺛﻢ اى دا‬٠‫ ت ل‬، ‫ك‬ «Adin nedir, ağızsız söyle - yâni nıâneıı bildir - dedi, o da; Ey ça lıı ‫ﺀ‬ ‫ئ‬ ‫إ‬lıaıı adim (liarrubdur) cevâbını verdi.» Harrub: Keçiboynuzu dediğimiz ağaçdır.

13815 ‫ﻛ ﻔ ﺖ ا د وا ﻣ ﻮﺑ ﻪ ﺧﺎﺻﺒﺖ >ود‬

‫ ﻛﺎن وﻣﺒﺮان ﺋ ﻮ د‬٠ ‫ ن ر ﺳﻢ‬٠ ‫ﻛ ﻔ ﺖ‬ «Süleyman; sende ne hâsıyyet vardır? diye sordu, o da: ben lılr yet . de çıkdığım zaman orası harâb olur dedi.». Ve İlâve etti ki:

13816 ‫ﺑﻢ ﺧ ﺮا ب ﻣﺮﻟﻢ‬.‫ ﻧ ﻚ ﺧﺮو‬٠

‫ ﻫﺎدم ذﻳﺎد ان آب وﻛﻠﻢ‬, «Ben harrub’um, bittiğim yer perişan olur. Bu su ve ‫ ؟‬amur aleminin yıkıcısıyım.»

13817 ‫ان دا ﻓ ﺖ ﻧﻮد‬٠‫ﺑ ﻰ ا ﺑ ﻨ ﺰ‬ ‫ﻏﺮ ﺧﻮاﻫﺪ'ﻋﻮد‬٠‫ﻛﻎ اﺟﻞ آﻣﺪ‬٠ «Bunun üzerine Hz. Süleyman, ecelinin geldiğini ve Ahire،«‫ا‬٠ ‫ﺀ‬٠ ‫ﺀ‬ed٠. ceğini çabucak anladı.» ‫ءﻫﻞ‬


I U، dis-i şerifte. «K ütü l>‫؛‬r rclıkden Mıhımın/.» tmyurulmıiftdur. Mümtehine sûresinde :

ü

٠ü u ü j '

i . *s jj - ü \?

١ ‫ ؛‬h ~١ ٠y Ü ١

t

Yani : «Ey iman edenler, benim de düşmanım, siziıı de düşmanını/. (nlanlar)ı dostlar edinmeyin. (Kendileriyle aranızdaki) sev..‫ ؛‬yüzünden onlara (peygamberin maksadım) ulaştırırsınız (değilmi)? Halbuki onlar llıık’dan size gelene küfretmişlerdir88.» buyurulrnuştur. Bu sûrenin sebeb٠i nüzulü, şudur: Hudeybiye musâlahası esnasında (Benî Bekir) denilen kabile Kurey‫؛‬,.ııı, (Benî Huzâa) da Resulullah Efendimizin himayesine girmişti. Sonra Heııî Bekir, Huzaîlerden birkaç kişiyi öldürmüş, bu hususta Kureyşîlerdrn yardım görmüştü. Peygamberimizin, himayesinde bulunanlara edilen tecâvüze Kureyşîler de yardım ettiklerinden muâhedeyi bozmuş oldular, İleni Bekir’i himâyelerinden çıkarmadılar. Bunun üzerine Aleyhissaîât Efendimiz Mekke’nin fethine azm etti, fakat müdâfâaya kalkışılıb bey­ imde kan dökülmemek için hareketini gayet gizli tuttu. O esnâda Mekke ٠û!İyelerinden (Sare) isminde biri, Medine’ye gelmiş, kendisine epeyce yar­ dımda bulunulmuştu. Ashab-ı kiramdan ve Bedir gâzilerinden Hâtıb b. Ebi Beltea, Mekkelilere hitaben bir mektub yazdı. Resul-i Ekrem’in Mek­ ke üzerine yürüyeceğini bildirdi ve bu mektubu Mekke’ye avdet eden Sâre ile gönderdi. Aleyhissaîât Efendimiz, vahyen haber aldı ve Hz. Ali ile Mikdad’ı ka­ dının arkasından yolladı. Gidenler, Sâre’ye yetiştiler ve mektubu alub ge­ tirdiler. Mektub Huzur-u Nebevide açıldı ve Hâtıb tarafından gönderildi­ ği anlaşıldı. Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Hâtıb’a bu işi niçin yaptığım sordu. O da: «Ya Resûlallah; Vallâhül’azîm irtidad etmedim. Mekke’de çoluğum ço­ cuğum var, bakacak kimseleri de yok. Kureyşîler, üzerlerine edilecek ha­ reketi öğrensinler de bunu bir iyilik telakki ederek âiîeme yardımda bu­ lunsunlar diye yazdım» cevâbım vermesi üzerine, taraf-ı risâletten af olundu. O münâsebetle bu âyet-i kerime nâzil oldu,

(88)

Sûrei Mümtehine:

357


1827

‫از د و اووز اى روﺛﻦ ﺟﺒﻴﻦ‬ ‫ط ﻛ ﻔ ﺖ وﻃﺪﻧﺎ دش از ن‬٠‫و‬ «Ey yiizii nurlu ‫ ؟‬ocuk: büyük babandan - yân ‫ ؛‬Hz. Âdem ’den ٠،.i‫؛‬rcıı k ‫ ؛‬E ab b im iz, biz n efsim ize z u lm e ttik ) d e m işti ) 0.»

13828

‫ ﻛﺮد وى ز و را و ت‬٠‫ل ﻣﺎ‬ ‫ ﻛ ﺮ و ﺣﻴﺎ ت ر ﻓ ﺮا و ت‬٠ ‫" ى ﻟﻮاى‬ «Zellesi i‫؟‬in٠ne bir behâne, ne bir tezvir yaptı, ne de mekr ve bile bayrağını kaldırdı.» Yâni Şeytan gibi İsyanını Cenâb-1 Hakka isnad etmek sûretiyle mekr ve hileye kalkışmadı.

13829 . ‫ ﺑﻠﻴ ﻰ ﻧ ﻤﺜ ﺎً ﻇ ﺰ ﻛﺮد‬١‫ز اً ن‬1‫ب‬

‫ي د م ض ر خ روﻣﺮد_ﺑﻢ زرد‬ «Lâkin iblis, Allah ile mübâhaseye kalkıştı ve dedi ki: Benzim kirmızı idi, sen sararttın.» Yâni, güzel bir mahluk idim, sen beni, ‫ ؟‬irkin bir mahluk .haline getirdin.»

13830 ‫ ل‬y ‫و ﺻﺎﻧم‬

‫ﺗﺖ‬

‫ر'ك ر"ﻟﻰ‬

‫اﺻﻞ ﺟﺮم واًﻓﺖ وداﻧﻢ رو_ﻟﻰ‬ «Benk senin boyadığın renkdir, ‫ ؟‬iinki boyacın sensin. âfeti ve dağı şendendir.»

Çürmümün

13831 ‫ﻫﻴﻦ ﻧﻤﻮان رب ﻋﺎ ا ﻏ ﻮ ى‬ ‫ ى‬٠ ‫ ﻛﻠ ﺪ ى ﺟﺒﺮى وﻛﺮكا‬٠ ‫"ا‬ «Ey sâlik ; (

‫ﻰ‬ ‫ﻏﻮﺗﻨ‬ ‫رﺑﻌﺎ ا‬

) Âyetini oku da cebri ve küstah olm a ‫»؛‬ 353


13837 1^١ ٠١y ^ ٠٠ ٠—٠١. ١ ٠٠٠٠١^٠. ، '

^..Aı

ı

^j S

‫ ؛ ؛‬-٠٠ .)*“ ١،/'.. .-.^٠ -١٠.; £

«­Doğru yol ancak budur. Bu hususda nâkeslerden (alçaklardan) baş kası bana tâ’n etmez .»

13838 ‫ ﻣﺬر ﺀ ت‬٠ ‫ﻛﻮ‬

٧

fjj f

‫ﻛﺔ ﺟﻨﻴﻦ‬

‫ت‬-‫ ﻟﻰ رﻷﺀ‬/ ‫ﺑﻜﺪ ﻛ ﻰ‬- ‫ﺟﻮ'ث ﺟﻴﻦ‬ «Cebir altında ve mecbûr olan k ‫؛‬m şe nasıl böyle söyler? Yolsuz bir şahıs nasıl böyle uğraşır ?» ٠٠ ‫؛؛‬

.'٠

٠٠ ....... ‘

‫؛‬

...٠.;٠٠٠

٠

٠;٠!

13839 ‫ ﺧﻮا ت دارى اج;ار‬ü ٠٠‫رﺣﻪ ﻟﺬ‬ ‫ا ﺿﻄﺮأر‬

‫ ﺣ ﻪ ﻋﻨﻠﺖ ﺣﻮارى دارى‬/

«Nefsinin istediği şeylerde ihtiyarin ve iraden var, aklinin dilediği şey. lerde ise muzlar ve mecbUr görünürsün.» 1

13840 ‫ ﻣﺨﺖ و ر د ﻣ ﺖ‬٠‫دار \ل( ﺗﻤﻠﺚ‬ ‫ ﺑ ﻠ ﺒ ﻰ وﻋﺜﻖ 'ز آ د ﻣ ﺖ‬١‫ز ر ا ز‬ «iyi talilıli ve insan olan kimse bilir ki zekâ şeytandan, aşk ve übûdiyyet Adem'dendir.» ١; • , .1

13841 ‫ﻣﺤﺎر‬٠‫ﺑﺎس آ ﻣ ﺪ در‬٠ ‫ ﺗ ﻚ‬3 ‫—ت او؛؛ن ﻛﺎر‬ ‫ د ض؛‬٠‫ر‬

f

-Şeytanî bir zekâ, denizlerde yüzmek gibidir. Koca bir ummanda yü » zen kimsenin kurtulması nâdirdir. Nihayet batar ve boğulur .»

381


1384. ‫ا‬٠>‫ﻋﺎ‬4 ‫ د ش م‬٠١٠j

‫ﺀة'ل ﻧﺮﺑﺎن‬

‫ م ﻛ ﻨ ﻰ‬٠‫س ا ك اﻟﻞ‬١‫ ي‬٠٠‫ح‬ «Aklını, Hz. Mustafâ (S.A.V.) nm huzurunda kurban et ve: (Hasbiyallah). Yâni (Allah ilana kifâyet eder) de."

13847 ‫ ش‬٧ ‫ ر ر ﻣ ذ ق و‬٠‫ىن‬

٠‫رﺟو‬

‫رﻛﺶ‬٠3 ‫ورش داد ' ض‬،> ‫غ‬ «Nuh (A.S.) in iman etm eyen oğlu Kenan gibi gem iye girmekten kaçınma. Zeki olan nefsi: dağa çıkar, kurtulursun, su oraya çıkamaz, diye Onu aldatmıştı.» Evet. Hz. N ^ o n u gemiye çağırmıştı da:

‫ ﺀ ﻗ ﺄ ﻛ ﺎ ﻻ ﺗ ﺎ ﺻ ﺴ ﺰ ﻳ ﺈ اً ز‬١‫س \ و ﻛ ﺎ أ ﺧ ﻠ ﺒ ﺜ ﺼ ﺲ‬

‫ﻳﺔت‬٠ ‫ﻟﻢ‬١ ‫اﻟﻤﺬﺣﺔةة؛‬١ ‫ ﺗﺔة‬١ ‫ ﺳ ﺠﻤﺔ‬٠ ‫اﻏﻞ ؛‬ Yâni : «O, dedi ki: “Bir dağa sığınırım, o beni sudan korur” (Nuh da şöyle) dedi: “Bu gün A llah'ın’emrinden, esirgeyen kendinden başka, hiç bir koruyucu yoktur”, ikisinin arasma dalga girdi, o da boğulanlardan oldu«3.»

13848

‫( رﺛﺪ‬j ‫ﺟﻮن ر ى از ﻣﻨ ﺶ اى‬ ‫ذت اوى ﻛ ﺜ ﺪ‬٠‫ئ ﺧﺪش‬ «Ey Kenan gibi olan sapık; Nuh gibi olan (İnsan -1 kâm‫؛‬l)in minnetdarlığından nasıl çekiniyorsun? Allah bile onun m innetini çekmekte...» Yâni, taat ve ibâdetine şükreder ki Zât-1 Akdes-i İlâhî şekUrdur. ( S û re

(89 ‫ ؛‬H u d : 43

3.3


‫ا‬:‫«ا‬5:‫ا‬ ‫ ل‬٠ ‫ودن‬.. ‫ا‬٠ ‫؛< د ل‬٠٠‫ا ؛‬

‫ﻟﻰ‬,‫ﺀﻟﻢ وس ﺀق رﻣﻮدى از‬ «Yahud da nakil ilim lerle ‫ *ﻻ‬dolmu‫ ؛‬- yâni öğrenmemiş V،‫ ؛‬ona ‫ا‬١ ،‫ ا أ‬rur olmamış ٠bulunsaydı da bir veliden (v « h y ٠ ‫ ؛‬Ilak) ‫؛‬imini kapsayd،.» îmam-ı Gaza)‫ ؟‬pencere önünde Kur'aıı okuyormuş, liiriideri Şeyh ٨ İ1med Gazalinin geimekde olduğunu ve sonra döndüğünü görmüş, Ark», smdan koşmuş, almış, eve getirmiş: — Birâder geliyorken niye döndün? diye sormuş, o da: Kur'an okuyordun, memnun oidum. Sonra kan deryasında yüzmeye başladm, onun İçin döndüm cevabini vermiş. Meğer Hz. imam o esnada bayz meseleleriyle zihnen meggul olmaya başlamış. Gazâli, biraderinin bil keşfe ne vasıta ile nâil olduğunu sormuş V.' (Tarikat! sofiyyeye intisab ile) cevâbını almış ve kendisi de 0 tarika girmiş. İşte nakl‫ ؛‬ilimden maksad: Hayz, nifas mes'eleleri gibi bilgiler, (Ilııı-i Vahy-İ Hak)dan murad da Ahmed Gazali'nin keşfi gibi İlhâm-1 İlâhî ile Öğrenilen şeylerdir,

13854 ‫ ش اًر ى ﻛﺘﺎ ب‬١ ‫ ا ﺑ ﻴ ﻦ رورى ﺑ ﻮ‬٠ ٠‫ ﺟﺎن و س و ى ') ارد ﻋﺘﺎب‬٠

«Böyle bir nura karşı önüne kitab alıb onunla m eşgul olursan, illıamu mazhar olmuş ruhun seni azarlar.»

13855 ‫ وﺟﻮد اب دان‬١٠ r - ‫ﺟﻮن‬ ‫ﺳﻠﺐ زﻣﺎن‬

‫ادم‬

‫ﻟﻢ ﻟﺬل‬٠

«Zamâmn kutbu olan (İnsân -1 K âm il)‫؛‬n .kelâmına karşı nakli ilmi, su varken teyemmüm etmek gibi bil.» Mâlumya, su varken teyemmüm caiz olmaz ve onunla namaz kılınmaz. İşte âlim, ârif ve mülhem olan (İnsan-ı Kamil)in-kelâmı yanında, kitablann miinderecatı böyle kalır. ;،(‫؛‬:٠


lîha Hz. Yusuf’a: .Çık da kadınlaı٠،ı gürıııı.. ٠U٠di. Bıı husus Sure ٠ YtV.uf'd« şöyle beyân edilir.

‫ ؟‬v % ^ ٠r o 4 ^ 3 ■١5^‫؛‬ ١٠*■ —-٠٥l ٠٠٥ j - \ ٠£ ^ 5.J -V ,x \jjk ı* j

~jzd===2\ ٠C‫؛‬٠١J

5 ٠ ‫ ؛‬a ‫ ؛‬i ١!‫ ; ؛‬j ١£ ‫ ؛‬r Yâni : «Vaktaki (Züleyhâ) onların gizliden gizliye yaptıkları dediko­ duları işitti, kendilerine (da’vetçi) yolladı, onlar için (rahatça) yaslana­ cak bir yer (bir de sofra) hazırladı, onlardan her birine birer bıçak verdi. (Yusuf’a): “Çık karşılarına” dedi; Şimdi onlar bunu görünce kendisini b ü ­ yük bir varlık olarak tamdılar, (hayranlıklarından) ellerini kestiler ve de­ diler ki: “Allahı tenzih ederiz. Bu, bir beşer değildir. Bu çok şerefli b ir melekten başkası değildir” . (Züleyha) dedi: “İşte beni kendisi hakkında ayıpladığınız şu gördüğünüz (zat) dır.”90» İşte kadınların şu hâli müşâhede neticesinde düşülen bir hayrettir, yoksa alıklık değildir.

13860.‫ﻋﻘﻞ را ﻗﺮان ﻛ ﻦ ا د ر ﻋﺪ ق دوﺳﺖ‬ ‫ﻫﺎ ﺑ ﺎ ر ى ازان ﺳﻮﺑﺴﺖ ﻛﻮﺳ ﺖ‬٠‫ﺀةﺀل‬ «Dostun aşkında akil kurban et. yük altındadır..

Çünki aklilar, taraf-! İlâhîden, hlr

Aşk, ffîâkûlâttan değildir. Bu sebeble akil onu idrak edememekti! v٠١ yük altında kalmış gibi olmaktadır.

(90)

Sûrei Yusuf: 31-32

:‫ااا‬7


‫ا‬.'‫ ؛‬86٢٠

‫ زك رﻫﺪاﻧﻰوارن‬٠‫ادرﻧﻮ‬ ‫ب‬:

y ۴ ‫ﺑﺪ‬:‫ﻣﺢ‬

‫ا ﻗﻼ وزت‬

«-'،، Bu yolda nam ve nişanı lir ik , kılavuzun kımıldamayınca sen de «!mıhlama Kılavuz kımıldanmadan kımıldanmamak, mürşid-i kâmile tamamiyle 1.1)1 ‫ ؛‬olmak tavsiyesidir,

13866

‫ﺀود‬٠‫دم‬٠‫اوﻟﻰ ﺳﻢ ﻣﺤﺐ‬

£

/

‫ ود‬.‫ون ﺟﺒ ﺶ ؟ﻧﻠﻢ‬٢ ‫ﺟﺒﺜ ﺶ‬ «Bir kimse başsız kımıldanırsa 0 kuyrult olur. Onun kımıldanması akrebiıı hareketine benzer.»

13867 ‫ رو وﻧﺬﻛﻮر وذﺷﺖ و ﻧ ﺮا ك‬/ ‫أم اك‬٠٠‫ﺑﺜ ﻪ اوح— ن اج‬ «O akreb çarpık gider; gece görmez, çirkindir ve zehirlidir. San’atı ،se |iîk olan cisimleri sokmakdır.»

13868 ‫ﺀود‬٠‫ش ا ن‬ ‫رﺑﻤﻮن آراة ﺳﺮ‬.

‫ﻟﻮد‬.‫ن‬,‫ﺧﻠﻖ وﺧﻮى ﺷ ﺮ ش ا‬ «0 akrebin başını ez. Onun s im ve daimi huy ve tabiati böyle insan sokmaktır.»

13869 ‫ﻼ ح اوﺳﺖ اًن ﺳﺮﻛﻮس‬

‫ﻫ‬

‫ﺧﻮد‬

‫ش زان ذوم"ن‬ ‫ ا‬٠‫ز‬.‫؟ان ر‬- ‫ د‬٠‫"ا ز‬ «Onun başının ezilmesi, salâhına hizm et eder. Onun can kırıntısı ٠-، y ni tam bir can dem eye lâyık olmayan ruhu ٠-o ugursuz cesedinden kurtul muş olur .» F : 24

.٠,،>٠٠


‫ا‬

‫ا‬

|.' 8 7 .'

«Sarhoş bir sipâhî'nîA eline hıl,١ : vermek, i:ısan olmayan hir şahsa ilim ii^retmekden ehven kalır.»

13874 ‫ و؛ران‬٠‫ب و ب‬٠‫وﻣﺎل و ﻣﺬ م‬

‫\ن‬/ ‫; در و ف د ا‬

‫ﺀﻟﻢ‬ * .j

«Alçakların el‫؛‬nde ilim, mal, m evki ve lıüküm, halk İ‫؟‬in fitne «dur.. Abbasilerden halife (Mu'taSım Billâh)ın Başkadısı mûtezile mezhcbinde idi. Halkı kendi mezhebine sokmak İçin, ortaya bazı meseleler atrnış ve bunlarla ilgili olarak, ehl-i sünnet ulemâsından bir çoğuna, hushsiy!،.' (imam Ahmed b. Hanbel) (R.A.) gibi pek muhterem bir müctehide tiir‫ا‬،'‫ ا‬türlü ezâ ve cefâ ettirmişti. İşte böyle b-irinin ilim öğrenmiş olma»), ohl-i İslâm İçin müdhiş bir fitne olmuştu.

13875 ‫رﺀؤﻣﻨﺎن‬. ‫دس ﺻﺎ'زن ﻓﺮض ﺛ ﺪ‬٠ ‫ذون ﺻﻨﺎن‬۴ ‫ ﺳﺘﺎﺳﻨﺪ ازﻛﻒ‬IT «Gazâ, delilerin elindeki kılıçları almak İçin mii’minlere farı olmıı," tıır.a Çünki :

1387(‫؛‬ ‫دراو‬٠‫ضث‬ ‫ان او ﺑﻨﻮن ﻵ‬٠ ‫ج‬ ‫ورﻧﺎن ﺛﻤﺪررا زان زﺷﺖض‬ «Bunların can. delidir, cesedi ‫اا‬٠ ‫ ا‬elindeki kılıçdır. Binftenalcyh 0 ‫ ؟‬lr. kin huylıı delilerin elinden kılıçlarını a li. 371


‫ا‬.'‫ﺀ‬87 ‫أ‬٠ ‫ت‬٠‫ ﻻﻣﺎ ﻛﺎرد إد‬١ I ‫ب‬٠ ‫اﻏﻤﻊ‬٠‫ال و‬٠ ‫ او ﺛ ﺪ ﻣ ﺖ‬r ‫ب رﻛ ﻮا؛ا ■حو؛‬٠‫ﻻإ‬٠ «Bir alçak mal ve mevki e lle etlerse kendi rczâlctinc tftlib ..Imıış olur .»

13880 ‫؛ ﺑ ﻬ ﺪ‬.٠ ‫ﺀﺗﻞ وﺀﻃﺎﻫﺎ‬٠‫ا د د‬ ‫ د‬٣٠ ‫وﺿﻊ‬٠. ‫— خ ا آ ر د ب‬١‫ب‬ «O şahıs ya hasislik eder, kimseye birşey vermez; yahud cömerdliğe kalkışır, yersiz ihsanlarda bulunur.»

13881 ‫ د‬٣ ‫ را در ﺧﺎﻧﺔ ﺳﺪق‬٠‫ﺛ ﺎ‬

‫ د‬٠‫ا ﺀ ﻧ ﻦ ا ﺛ ﺪ ﻋﻄﺎ ﻛﺎﺣﻤﺂ( د‬ «Satranc oyunundaki şâhı, piyâde hanesine kor; ahmağın vergisi İşte lıiiyle olur.»

13882 ‫ﻓﺘﺎب‬

( /

‫ ون در د ﺳ ﺖﺀﻛﻤﺮا‬٣

‫ذا ﻓﺘﺎب‬۶‫ ﺷﺖ درﺟﺎ‬٠‫ى اﺗ ﺪا‬

f>

.‫ب‬

«Hiikiim ve hükûme، sapık bir herifin eline geçince onu mevki sa. nir; lâkin hakikatte 0 m evkie geçmiş değil, kuyuya düşmüş olur.»

13883 ‫دذ ﻻ و ز ىﻛﺬد‬٠ ‫رﺀﺀى د آ‬ ٠‫ﺟﺎن زﺷﺖ ا و ﻣ ﺎ ﻧ ﻮ ز ى ﻛ ﺬ م‬ «Kendisi yol bilmediği hâlde kılavuzluğa kalkışır da, onun çirkin rûhu Dünyâyı yakar.» 373


Inıum-ı ٠tuU>A z a m (Rnhm ‫؛‬ıh(i aleyh) AbbasUerrlen Mnı١‫؛؛‬u r 'ım t e k i t kadıl٠)ı ‫ ؛‬kubûl etmemlg, ondan dolay ‫ ؛‬h a l i : konulm uş ve dövül llarunürreşid meşhıır (BehUJ I)،'u،â)ya: Gel insan içine kanş, sana bir vazife vereyim, halk senin dirftyctin. ılf٠ n istifâde etsin demiş. Behlûl:

İstişare edeyim de öyle, diyerek abdesthaneye girmiş ve luıyli müd ılrl kulrmş. Hârun tekrar çağırtıb: Nerede kaldın? diye sorunca: Müşavere ediyordum demiş. Hârun: Kimlerle? deyince: Abdesthanedekilerle, demiş. Hârun: — Ne dediler? diye suâl edince: liiz nefis yemekler idik, insan içine karıştık da böyle olduk- Sakın hu karışma. Sen de bizim gibi olursun dediler, cevâbım vermiş.

«YÂ EYYÜHELMÜZZEMMİL ÂYETİNİN TEFSİRİ» 13888

‫ن ﺳﺪب‬٠‫و ا ﺗ ﺪ ر ﻣ ﻞ ى را ز‬ ‫ ر ب‬٠‫ ﻛﻠ ﻤﻴﻢ اى وال‬3‫ى ر و ز اً ا‬ “Bu sebebden Cenâb.ı Hak, Nebiy.yi Zîşânâ dedi ki: Ey ahmak V. sefihlerden kaçan: örtündüğün kilimden dışarıya çık,* Hakkin, Halkı tevhide dâvet İçin peygamberi teşvikidir. 13889 ‫ش‬ ‫ورو ﻣﺜﻮ‬

‫ا'در ﻛ ﺎ ﻳ ﻢ‬

/

*

r

‫ ﺑ ﺖ' ﻋ ﻤ ﺎ د ا ن")وﻫﻮش‬٠٠‫ ان ج‬٠‫ ج‬٠‫ك‬ «Başını kilime çekme ve yüzünü örtme: Çünkü, cihan dalâlette kal. mış bir beden, sen ise şuur ve idraksin.» Kalk ve görün de, 0 dalâlet cihânı senden nur-u İrşad alsın. 37. ٦


٠٠٠

A rş la rı ve ta v s a n hikftycNİrıcIc. ge d ،ğ i g ib i.

،<•٠ .

٠/ ;j jl-jû -f ‫؛‬jr1!)

l٠L^». ‫؛‬.،‫؛‬١ L ^٠_y ^ «Bu safa ve m â n â d en izin in k a p ta n ı ol ey M ustafa! (S.A .V .) (.'iinU.ı se n o d en izin ik in ci b ir N û lı’usun.»

Hadîs-i şerifd e: «B enim şe rîa tim , N u h (A .S.) ın gem isi g ib id ir. Onn t u ­ tu n a n , k u rtu lu r, o n d a n a y rıla n ise b u h a y a t fırtın a s ın d a boğulur» buyurul m u ş tu r.

13894

٠_j ١ ٠١j

<-،>١٠-١.> ،^.;،✓ ٠

«A kıllı k im se le r için, h e r yo ld a, h u sû siy le deniz y o lu n d a b ir k ılav u z lâzım dır.»

Zâhiri seferlerde böyle olduğu gibi mânevi yolda da, sâlike, yâni ma­ neviyat yolcusuna bir kılavuz, bir delil mutlaka lâzımdır. İşte bu delil kâmil bir mürşittir.

13895 .-3 ‫ • ؛‬j ،3١.d 3 ٠۶

.İ m.

".‫؛‬١..."

5". ,٠٠.٠. .،J

«K alk da yolu v u ru lm u ş k e rv a n ın h alin e bak. H e r ta r a f k a p ta n lık id ­ d iasın d a b u lu n a n g u ly a b a n île rle dolu.»

Hz. Pirin ricâsı, Cenâb-ı Peygambere olduğu gibi, onun vâris-i ekmeli ve asrının gavs-i âzami bulunan zâta da âid olabilir. Demek isteniliyor ki; Ey gavs-i âzam, kalk da bak: Allah yolunun kervânı vurulmuş, kimi he. lâk edilmiş, kimi soyulmuştur. Çünki gulyabanî birtakım müzevirler, kap­ tanlık ve kılavuzluk iddiâsma kalkışmiş, o müctehid ve mürşid taslakla­ rına uyanlar da çöllerde şeytan eşkiyâsmm hücumuna uğramıştır. :،77


buyurmuştur. Hakikaten l.tınüli Ekrem (S.A.V.) Mekke'de; bulunduğu vakit Kureyşîler refah ،‫ ؟‬inde idiler. Hicret-i Ncbeviyyeden sonra müthiş bir kıtlığa ve açlığa uğradılar. Evveldi refahları şübhesiz sâye-i Muham­ medi’de idi. Zât-ı Akdes-i Nebevi böyle olduğu ğibi onun vârisleri bulu­ nan evliyâullah da böyledir. Onlar da bulundukları halk için, kazalara karşı siper olurlar. Nitekim cenâb-ı Pir zamanında Konya’yı muhasara et­ miş olan Moğol kumandanı bir türlü şehre girememişti. 13899

‫ ب روان‬٠ ‫در رﺻﺪر ذاﻟﺜﺎ د د ث‬ ‫ ن‬١‫< ﺳﻚ‬ i C \ 3‫رد ا‬١‫ ^ د‬١‫ﻣﻴﺰ ر‬ «D olunay, g ö k y ü z ü n d e g ec eleri y ü rü r ve k ö p e k le rin h a v la y ıb u lu m aS indan s e y rin i te r k eylem ez.»

Her asırda bulunan Hak erleri İşin, münkirlerin târiz ve tecâvüzleri de köpeklerin dolunaya karşı uluması gibidir. 13900

‫ﻳﺎ‬:‫ اأص‬/ ‫ ا‬٠ ‫د ا‬

‫ان ﺳﻜﺎن‬

‫و‬٠ " ‫ر در‬٠ ‫ازﺳﻐﻊ وع وع را ن‬ ««Bu k ö p ek ler: (

1‫ذ ﻣﺘ ﻮا‬

) =

«susun» e m rin e sa ğ ırd ır. O n u n İşin sen

gib i b ir d o lu n a y ’a k a rşı h a v h a v ederler.»

Â'raf sûresinde şu âyete işarettir :

\)‫ا‬

'■‫ ى ;— ﺟ ﻌ ﻮ رت‬j‫ ﻧ ﻨ ﺪ ا‬١‫ع زئ‬.‫ئ‬ ٠

'‫د ذﻳ ﺆ و‬

Yâni : « K u r’an o k u n d u ğ u zam an d e rh a l onu d in ley in , susun. T âk i (Allahın rahmetiyle) esirg e n m iş 0İasınız33.» Bu âyetin nüzûlüne sebeb olmak üzere rivâyet edilir ki: Ensarilerden, yâni Medine ahâlisinden biri, Resûl-Ü Ekremin arkasında namazda iken93 (93)

Sûrei A ’raf: 204

37٥


«K ü r g ib i o la » ve h a k ik a t y o lu n u ‫اااﺀﺀ‬٠ "‫ااا‬٠ ٠ ,٧ ‫ا‬٠ ‫؛؛ اا‬.'‫أ‬،‫ ا‬1‫ا‬,'‫ اا‬:-;.‘‫ا‬٠ ‫اااا‬،‫أ‬.<- ،.'ik a ra c a g ım » d e m e k d ir . '‫؛‬ 13901

‫ل ﻧﺮار‬. ‫ان‬+‫ و ; ن ﺀ‬٠ ٠‫ض ؛ﻛﺘﺮ‬. ‫ر ا د ر ﻧﻄﺎر‬،‫ ؟ورا را ذط‬،3‫ﺟﻮ‬

«O hâ.de sen bu sebatsız dünyâ’daki٠ er ‫؛‬ır،n elinden ، 1.1، da .,ular، l،a٠ katar hakikat ve seba't âlemine götür.» 13905 ‫وﻫﺎدى‬." ‫ ود‬٠ ‫ﻛﺎر ﺀاد ى ا ن‬

‫ا'را ﻧﺎ د ى‬٠‫ط"ﺑﻢ آ ز ر ز‬ «Doğru yolu gösterenin İÇİ budur; sen de doğru yolu gösterensin Ahir zamanın yasma neçesin sen! Ey takvâ sahiplerinin imâmı ilil lıjıyalı. kapılanları (yakin) makamına kadar götür.» 13906 ‫ﻟ ﺪ ر‬

‫ا ر ر دأ ر د‬

‫در‬

‫وﺛﺎد رو‬." ‫ د ش راس زﻧﻢ‬/ «Her kim, sana mekr ve hile etmeye kalkışacak olursa, onun lioynunu ben vururum, sen şâd olarak vazifene devâm et.» Müzzemmil sûresinde buyurulmuştur ki:

٠ ^ ‫ ﻋ ﻮ ﻻ و ا ﻏ ﺊ ; ر ز‬١; ‫ﺗ ﺎ ذ ب ﺀ د‬ Yâni : «Onlar (gerek benim hakkımda, gerek senin hakkında) ne ilerlerse katlan (sabret). Onlardan (güzel bir ayrılışla) sızıltısızca ayrıl.J*.» Yine Hicr sûresinde Aleyhisselât Efendimizi teselli İ‫ ؟‬in :

© ‫ ح‬٠‫ ا ﻗ ﻰ ة ﻟ ﻤ ﻤ ﺨ ﻲ‬٩ Yâni : «Habibim seninle ist.ihzaya cüret edenler İ‫ ؟‬in iliz kâfiyiz, ııııı. lıakkak onların hakkından ge!iriz»5.»945 (94) (95)

Sûrei Müzzemmil: 10 Sûrei Hicr: 95 :iki


Yâni : «Onlar (Seınık. kavıııi) böyle bir tuzak kurdular. Biz dc١ , ken­ dilerinin haberleri olmadım, onların plânlarını altüst ediverdik'1'.» me/ı !indedir. Salih (A.S.) ın kavmi olan Semudîler, iman etmediklerinden ii<٠ . .‫؛‬ime kadar Allah’ın azabına uğrayacakları peygamberleri tarafından haber ve riîmişti. Onlardan 9 kişi Hz. Salih’i öldürmeye karar verdiler. Salih (A,S.) dağda bir mağaraya gidib ibâdet ederdi. O dokuz kişi, o mağaraya gidlb Saklandı ve Hz. Salih’i beklemeye başladılar. Fakat dağdan yuvarlanan büyük bir kaya üzerlerine düşüb hepsini ezdi. İşte bu ceza, Semûdil.rln mekrine Allah’ın bir mukabelesi idi. Kezâ Âli İmran sûresinde:

Yani : (Yahûdiler gizli) gizli hileye saptılar, (îsâyı ansızııı öldürmeye adam tâyin ettiler), Allah da onların o hilekârlıklarına (öldürmek isteyeni îsâ’ya benzetmek, kendilerine onu öldürtmek, Jsâ'yı yukarıya kaldırmak sûretiyle) mukabele etti. Allah, bütün hilekârlan hakkıyle bilendir»?.« buy. rulmuştur. Yahudiler, Hz. İsa'yı idam ettirmeye çalışıyorlardı. Havarilerden (Ye hudâ) yahud (Hain Yuda) ya birka‫ ؟‬para verdiler, r.uhullah’ın bulundu, ğu yeri öğrendiler ve Roma askerlerine göstermek İçin Yuda'yı gönderdiler. Cenâbı Hak İsa'yı ref' etti ve Yehudâ'yı ona benzetti. Romalılar, Y. huda’yi İsa diye yakaladılar ve ‫ ؟‬armıha gerdilei'. İşte bu da mekre karşı İlâhî bir mukâbele idi. 13909

‫ ﻻ ﺑ ﻖ اً ن ﻧ ﻜﺎ ن‬٣ ‫ﺟ ﺒ ﺖ ﺧﻮد‬ ‫ان‬٠‫ﺑﻶن ج‬٠ ‫ﺑﺌﻰ ﻳﺎى زه‬٠ «Cihandaki erkek fillerin ayağına göre, bir Tiirkmenin karaçadırı n٠ ١ olabilir?» Ve nekadar dayanır?967 (96) (97)

Sûrei Nemi: 50 Sûre‫ ؛‬Ali imran: 54


‫ اا|اا‬kalbili'‫ ؛‬Sıii-U manevi ٠,nnıbı'u'('k 111(1 ‫أ؛‬،'.٠.،‫ اا‬VI' dAvetinle ‫ ا‬1‫ا ا؛‬،‫* ا‬0 .٠‫اس‬ ‫اا‬،‫ ا‬،>‫؛‬,- Kıyiitnel. zuhura gelir. Nitekim ‫؛؛‬.:yiv <!<' oldu ,B ir sa b a h zunmn) d a y ın d a n ,B ir ses ■işitildi lla lc o l a y ı n d a n B ir b ü lb ü l ş a k ıd ı e ، ٠ flwe٤ ,b a tim d a n .B i l d il e r r u h la r a sa fii g e l i y o r

*k“ ,D i y o r d u o ses k i b u y o ld a n s a p ın ,AUah'% b ir b ilin , b ir H a k k a ta p ir i ,H a k s iz lik e tm e y i n , a d a le l y a p ı n .H a k s i z li k sem am da b e la g e l i y o r

U f u k d a a k is le r y a p ın c a b u ses , ‫; ؟‬ır l a d ı g a f le t te n Ilg a n a n h e r k e s İ s lâ m ın s e s i y d i 0 b a n ğ -ı a k d e s S a d â s ı s e m a d a n h â lâ g e li y o r .

13913 ‫ و ا;اﻣ ﺖ ا ى ﺻﻢ‬5 ‫ د‬٠‫ﻟﻮ‬

(\/

‫ ﻗﺈ ﻣ ﺖ 'ﻟﻰ ﻣ ﻢ‬٠‫ ش ز ا ك‬.‫ﺧﻮ‬

«Ey Habîb-J İlâhî, her kim. Kıyamette nerede? diye sorarsa: İşte benim, ıliyerek kendini göster.» (Kâmet ve kıyâmet) kelimeleri arasındaki lâfız münâsebeti dolayisiylc '‫؛‬airler, sevgilinin boynuna kıyâmete benzetir ve meselâ: Ö ld ü r d ü â h ö l m e d e n e v v e l b e n i 0 ş u h , G ö r m e m 0 s e r v k a d d i k i o ls u n k ı y a m e ti m .

derler. Hz. Mevl'ânâ bu beytinde Resûl-İ Ekreme (Ey Sanem) diye hitâb ediyor. Sanem : Put demektir. Sevgililer, tapılırcasma sevildikleri İçin onlara (Biit) ve (Sanem) d‫ ؟‬rler ki lıuradaki (Sanem) i (Habib-i İlâhî) diye terciime ettim. Canâmn kâmeti görülünce kalbde kıyamet koptuğu İçin de ona (Kıyâmet) tâbir ederler, igte cenâb-1 Pir, .bu usûle göre Hakkin mahbubu olan Peygamber-i ekberi tavsif ediyor. Hz. Mevlânâ b'Undan sonra kıyâmeti ve oradaki İikâ-yi İlâhîyi bekleyen bir âşıka hitaben diyor ki: F : 25

385


‫ا‬:‫آااااا‬

‫ب‬ ‫وا‬٣‫ب‬ ]U

jV

-‫ﻖ‬ ‫نﺣ‬ ‫ا‬0 ‫ﺀ‬ ً‫زا‬

‫ “ ﻧ ﺪ ا ب‬. ‫ ا ا‬, ‫ ﺣﻮن اود ﺣﺎ'ا د‬٠

«Ey can; duâmız kabul olunmaz.sn, ١11.‫ ﻻا'ااا‬semâsından sükûl ile e«, vab verilir.» Bir kimsenin duâsının kabûl edilmiş olması, istediği şeyin husUle gel mesiyle anlaşılır. Çâyed murâdı hâsıl olmazsa, 0 şey'e İstîdâd،' olmadığı İ‫؟‬in murâdı husule gelmez ki ettiği duâ siikht ile mukabele görür. Hz. Mevlânâ, bu hakâyıkın beyânından sonra, hasbihâl ediyormuş gibi, boş yere vakit geçirmiş Olanlara târiz ediyor da diyor ki: 13917 a.، »&İUj> ٠ ،■ “

L.

،£١ 3١j j j dU

«Harman zamanı geldi. Lâkin yazık ki bizim tabimize, giin vakitsiz oldu, geç kaldık.»

Yâni : «(Ey mü’minler) bugün sizin dîninizi kemâle erdirdim, üzeri­ nizdeki ni’metimi tamamladım ve size din olarak müslümanlığı (verip on­ dan) hoşnud oldum99.» Âyet-i kerîmesi onuncu sene-i hicriyyedeki hacc-ı vedâ’da nazil olmuş ve dînin kemâli ve nîmet-i ilâhiyyenin itmamı beyân buyurulmuştur. 13918 ‫ ت وﻓ ﺮد ى ا ن ةا>ام‬.,.‫ك‬

‫وﻧ ﺖ‬

‫ م‬٠‫" ﻛ ﺖ ى آ د روﻫﻤﺮ دو‬

«Vakit dardır. Bu bahsin genişliğine bir ömrün devamı dahi dar gelir.» (99) s ٥rel Mâide: 3

387


«CEV A P V E R M EM EK !>!٠ : C E V A P T IR S O zO . A IJM A fiA V E R .E E ( e k C E V A I. S U SM A K T IR , SÖ ZÜ N Ü T E K İ E I .E R H E R » K ،s، IJE BU H IK A Y E Y E E A N K A TILM A K TA IH R ."

13.23 ‫ داورا ﺑﻨﺪ؛‬r ‫وود ﺛ ﺎ ى‬ ٠‫ﺻﺪه ﺀذﻟﻰ وود ش ﺀ وﻧ ﺰ د‬ «Bir pâdişâhın şehveti diri ve akil 01ü bir bendesi vardı.» 13924

‫ﺛﻨﻰ‬١ ‫ورده ﺀاى ﺧﺪﻣﻨﻰ آةذ‬ ‫ﺑﺪ ﺳﻜﺎﻟﻰ راك^ ﺑ ﻨ ﺪا ذ ق‬ «O bende, padişah hizmetlerinin inceliklerini bırakır, onlar hakkin،laki kotii düşüncelerini iyi sanırdı.» 13925 ‫د‬:‫ ﺷﺘﻢ ﻛﻞ‬١٠ ‫ل ﺛﺎ'ﻃﺬد ﺟﺰا‬

‫ورﻣﺤﺒﻜﺪأﻋ ﺶ از ﺧ ﻂ رذﻧﻴﺪ‬ «Padişah; onun aylığını azaltın, kanaat etmezse defterdeki adını ‫ ؟‬izin dedi.» Yâni hizmet'den çıkarın, dedi. 13926

‫ﻋﻨﺪ اوﻛﻞ ﺑﻮد و ﺟﺮ س اوﻓﺰون‬ ‫ﺟﻮن ﺟ ﺰاﺗ ﻢ د د ﺛ ﺪ ﺗﻨ ﺪ وﺣﺮوف‬ «Onun akil eksik, hırsı fazla idi. Aylığın azaldığını ،örünce, hiddet, lendi ve sertleşti.» 13927

‫ﻛﺮدى ﻃﻮا ف‬

‫وود‬

‫ﻋﺘﻞ ﺑ ﻮ د ؛ ا ﺗ ﻤ ﺪ‬

‫“ اﺑ ﺪ د ى ﺟﺮم و ود ﻛ ﺬ ق »»اف‬ *Eğer akli olsaydı kendi etrafında dolaşır; yâni ahlâkına dikkat eder, kendi kabahatini görür ve af olunurdu.» 3.0


13931 ‫ را ؟ﻟ ﻪ ﺀذل وﺀام و د و د‬٠‫ ﻛ ﻚ ل‬٠

‫ ﻧﺪ ﺟﺰ ﺳﺞ)د‬١‫او و رﺛﺘﻪ ت او ﻧ ﺪ‬ «Mahlûkattan kir takımı; akil, ilin vc .:.)mertlikten ،I.Hrettir. ،tunlar Allah’a secde etmekden başka hirşey !)ilmez.«

13932

١‫ ﺀ ر س ﻫﻮ‬٠‫'ﻳﻊت اﻧﺪ ر ﻋﻨﻤﺮ ش‬ ‫ از ﺀ د ق ﺧﺪا‬٠‫ﻋﻠﻠﻖ زﻟﺪ‬٠‫ور‬: «O nun u n s u ru n d a h ırs, h e v â v e h ev e s y o k tu r, A lla h ’ın aşk ıy la yaşar.»

o

n u r-u m u tla k tır ve

13933 ‫ ى‬٣ ‫ ; ﺀز دا؛ش‬. ‫ د‬٠‫ و‬/ ‫ك‬

‫ ﺀ;وان از ﻋﻠﻒ در ﻓﺮﻣﻰ‬٠ ‫رﺟﻮ‬ «D iğer h irta k ım , ilim sizd ir... H a y v a n gibi ot y e r ve sem irirler.«

13934

‫ ﺑ ﺘ ﺪ ﺟﺰ^ اﺻﻂﺀل وﻋﺎف‬٠‫او‬ ‫از ﺛﻐﺎوت ﻏﺎﻓﻠﺖ واز ﻧﺮف‬ «O nlar, a h ırd a n v e o tta n b aşk a b irşey görm ezler. K ö tü lü k te n de ،،afild irle r, y ü c e lik te n v e iy ilik te n de...»

13935

‫ د ى زاد وﺑﺬر‬٦ ‫ان س وم ﻫ ﺖ‬ ‫اﻧﻔﺮدﺗﻪ ' ﻳ م اوﻧﻤﺒﺶﺀر‬ « M ah lû k atın ü ç ü n c ü k ısm ı ise A d e m o g u lla n d ır, in sa n la rd ır, « u n la r, y a ri y a ra tılış la rı b a k ım ın d a n m e le k tirle r, y a ri y a ra tılışla rı b ak ım ın d an da e ş e k tir le r ‫»؛‬

:،»،


13940

‫ ل‬: ٠‫ﺟﺮ‬

‫ ا‬٠"‫م‬

‫ﺑﻨﺶ ادم اﺗ ﻚ‬

‫أل و ذ ل‬٠‫ر ت از ﺧ ﺜ ﻢ ﺀوا و‬ «O n la rın s û r . t ‫ ؛‬Â dem , m ânâsı Cebrail, y â n ‫ ؛‬l‘n ı٠١l٠،،‫" ؛‬r. O n lar: gazali -d an ,h ev â ve lievesdcn, ilim n am ın a b irta k ım d e d ik o d u d a n k u r tu lm u ş la r

dır.» Kezâ : 13941

٠١‫از وا ﻣ ﺖ ر ت وز زﻫﺪ وﺟﻬﺎ‬ ‫از آ ﺑ ﻰ زاد او زاد‬

\ ‫ا‬/

«RJyâzetten, zühdden, mânevî mttcâhededen de halâs olmuşlar; sanki (Beni Âdem)den vtfcUde gelmemişlerdir.» Riyâzet ve mücâheâe gibi hâller, bedendeki kesâfetin sâfiyyet p٠yd،'ı etmesi içindir. Matlub hâsıl olduktan sonra vasıtaya hâcet kalmaz. 13942

‫ان ﻣﻠﺣق ﺷدد‬٠‫ﻧ ﻢ د ء اﺧﺮ‬

‫ﺧﺜﻢ ﻣﺤﺾ وﺛﻬﻮت ﻣطﻠق ﺛ ﺪ*د‬ «Diğer bir kısım eşekler dâhildir id rettir.» 13943

onlar, gazab ile şehvetten ibft-

‫ ﻟﺜﺎن ﻧﻮد ورﻓﺖ‬٠‫و ﻣ ﻒ ﺟ ﺮ ل در ا‬ ‫ا< وآن وﻣ ﻒ زﻓﺖ‬٠‫إن ﺧﺎ‬٣‫ص ﺑود‬ «Onlarda da Cebrâil'ik . yâni melekiyyet - vasfı vardı. Lâkin o haslet büyük, onların ise havsalası dar olduğu için o haslet, o havsalaya sığmadı ve gitti.» Bir hadîs-i şerifte: «Her doğan çocuk İslâm tabiatinde olarak doğar. Sonra anası babası onu Yahudi, Nasrânî ve Mecûsi olarak yetiştirir. İ mi yurulmuşdur. Bu kısımdaki insanlar da, insan olmaları dol.yisiylo, l،٠ ١ n dilerinde akıl ve iz’an ve melekiyyet vasıfları olmak lâzımdı. Fakat hıın larm havsalası o vasıfları kabûle müsteid ve' mütehammil bulunmadığı için hayvaniyyet derekesine düştüler


‫ا‬:‫يﺀ‬٠48 ‫ ا ى زر ﻛﺌ ﻰ را ا؛ﻟﻤﺎ‬٠ ‫ﻣﻪ‬W -

‫ ر درا ا ش‬٠‫درﺀا در ة‬ «A ltın e lb ise le r dokur, d en izin d ib in d e n in ciler çıkarır.»

13949 ‫اى ﺀﻟﻢ ﺀذدئ‬٣ ‫ﺧﺮده ﻛﺎر‬ ٠‫ا ﻣﺤﺪوم و م ﻃ ﺐ و ﺋ ﺪ‬ ،.Hendese ilm in in in celik lerin i, n iicu m ilm in i, t،b v e fc lsc le ilim le rin i e n ince ta ra fla rı ile bilir.»

13950

‫ﻫﻤﺎن دﻧﺎﺳﺘﺶ‬1 ‫&ل ﺗﺈ ق‬

‫ر'ﺑﺬ ش‬. ‫ﻣﻐﺘﻢ ا ﺳﻤﺎن‬٠‫رﺀ‬ «Ç ü n k i o n u n , a n c a k bu D üııya ile alâk a sı v a rd ır; yedinci k at .‫؛(؛‬٥٠■ ‫ ؟‬٠!،' m ağ a y o lu y o k d u r .»

13951

‫ ﺑﺄ ى اﺧﺮﺳﺖ‬t ‫ا ن ﻫﻤﻪ‬ ‫ اد !ود وﻛﺎل_ اﺛﺰﺳﺖ‬۶ & « B ütün b u b ilg ile ri ve m a h â r e tin cüm lesi a h ir b in â e tm ek - y in i D ün y a y ı İ’m ar e y le m e k - v â sıta sıd ır ki, a h ırd a , sığ ır ve d ev e gibi h a y v a n la rın m u h afa zası için dir.»

13952

‫ر ا ﺧﺘﺒﺎ ى ﺣﻴﻮان ﺟﻨﺪ روز‬٣ ‫ﻟﻦ ﻛﻨ ﺠﺎ ن رﻣﻮز‬٠‫ د ا‬٠‫ رد‬٢ ‫ا م ا ن‬ «H a y v a n la rın b irk a ‫ ؟‬g ü n lü k y aşa y ışın ı te m in e y aray u n 1.11 ،ilin ve h ü n e rle re o b u d a la la r (K üm üz) d e r le r .»

Fakat,


dır, b u n la rla görm ezler; k u la k lın ı v arılır, h ıııılarlu ‫؟؛‬itm e z le r. O n la r dört ay ak lı h a y v a n la r g ib id ir. Ilııtla dalın .،upık dırlar. O n la r g a fle te düden­ le rin ta k e n d ile rid ir100.»

Aynülmeânî tefsirindi: deniliyor ki: Mükellef ile guyr-i mükellef, mü­ savi değildir. İnsan, mükellef ve .,.kİ ile şehvetten mürekkebdir. Eğer aklı hevâ ve hevesine gâlib gelirse, meleklerden efdal olur. Nefsine ve hevâ ve hevesine mağlûb olursa hayvandan da aşağı kalır. Bir beyitte bu husus şöyle dile getiriliyor; «Ey insan; sende meleki. yet ve şeytanetten nasib vardır. Şeytanı ve şeytanlığı bırak da fazilet itibariyle melekleri ge‫ ؟‬.» Sûre-i Hasrın sonunda buyurulmuştur ki:

Yâni : «Ateş (Cehennem) yârânı ile Cennet yârânı bir olmaz. Cennet yârânı, (ancak) onlar muratlarına erenlerdir!.).» Sûretâ ve ma’nen insan olanlar ehl-i cennet, sûretâ insan mâ'nen hayvan olanlar ehl-i cehennemdir ki, birinciler fefz ü necât bulacak, ikinciler ise Cehennem ateşinde yanacaktır. 13956

‫وم‬٠ ’‫و آ ل دا رد ﻏﺮ‬

‫روح‬

‫ﺣﻬﺎى ﻣﻨﻜﻰ دارد ﻗﻮم‬ «Hayvani ruh sahiplerinde ancak uyku bulunur. Bu nevi insanlarda aksine duygular vardır.» Öyle iken kendilerini uyanık sanırlar ve aldanırlar. Fakat (Ruh-u insani) sahihleri daima agâhtırlar, uykulannda bile kalben uyanıktırlar. Nitekim Sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz: «Benim gözlerim uyur da kalbim uyumaz» buyurmuştur.

(100) (101)

s ٥ re٤ A 'raf: 179. SUrei Haşr : 20.

3»7


V E

1.1 K | l|. rn، ll،MM E R A D U NF K Z AI»1٠:T„İM R İC S E NİI.Alt،< sllllrv iA Y I:'.'-، K E R ،M i;S ،N ،N T K I' Sht،..

Bu âyet-i kerîme Tevbe süresinde ve ınünâfıklar hakkında nâzil ofmuştur.

‫ ؛‬٠£

te

‫ ؛‬# .

V

Ss >‫؟؛■'؛؛؛‬١

١ «‫؟‬ Yâni : «Bir sûre indirildiği zaman içlerinden kimi: “Bu (sûre) hangi­ nizin îmânını artırdı” der. İman etmiş olanlara gelince: (Her inen sûre) dâima onların îmânını artırmıştır ve onlar (Kur’an indikçe sevinçlerin­ den) birbiriyle müjdeleşirler. Fakat (o sûreler) kalblerinde maraz (küfür ve nifak) bulunanların küfürlerine küfür katıp artırdı ve onlar kâfir kâ­ fir öldüler102..

13960 ‫زادي ا ﺗ ﻌ ﺪ ا و ﺗ ﺒ ﺪ ﻳ ﻞ و زد‬ ‫إودش ﻟ ﺪ ق وآن را ﻓﻮت ﻟﺮد‬ ‫» ؟‬iinki, hayvani rûha sahib olan kişinin, huylarıııı değiştirmeğe ve nefsiyle cihad etmeğe, adilikten kurtulmağa İstidâdı vardı ama, o İstidâdı fevtetti.»

(102)

SOrei Tevbe: 124-125.

399


AKLIN NEFS İLE UÖRA.ŞMASI‫ ؛‬MECNflNUN DEVE İLE MÜNAZAASI GİBİDİR. ZİIiA, MECNUN İLERİYE, VAN. LEYLÂ TARAFINA GİTMEK ARZU EDİYORDU. BİNDİĞİ DEVE İSE, GERİYE, YAVRUSU TARA FİN A DÖNMEK İSTİYORDU. NİTEKİM MECNUN: «DEVEMİN 1IEVA VE HEVESİ YAVRUSU TARAFINA, BENİM MUHABBETİM İSE İLE­ RİYE, LEYLÂ TARAFINADIR. ONUNLA, ARAMIZDA HAKİKİ BİR MÜHÂLEFET VARDIR» DEMİŞTİR.» Burada Mecnun’dan murad: İnsanî Ruhtur; Mâşûk-u ezelînin m ecnu­ nu ve aşıkıdır. Deveden maksat da: Nefs ve rûh-u hayvânîdir ki o da yavrusu mesâbesinde bulunan hevâ ve hevesin meclûbu ve mağlûbudur.

13966 ‫ﻟﻘﻴ ﻦ‬

‫رﺟﻮ ﻣﺤﻨﻮﻧﺪ وا'ا؛ش‬

‫ إ أ د د آن ﻳﺜ ﻰ وا'ن واﺑﺲ ﺑﻤﺌﻴﻦ‬٠ «A kl ile nefs. M ecn u n ile devesi g ib id ir k i b iri ile ri, d iğ eri geri gitm e k ister.»

13967

‫ﺑﺶ آن وﻟﻰ روان‬٠‫ﺗﻞ ﺟﻨﻮن‬٠ ‫ ﺗﻞ 'اﻧﻪ ﺑﻰ ى ﻛﺮ ش دوان‬٠ «M ecnûn’u n m ey li, ile riy e L ey lâ cih e tin e g itm e k ister. D evenin m ey il ise, g eriy e , y a v ru s u n u n y a n m a ko şm ak diler.»

13968

‫ﻟﻰ دم ار ﻣﺠﻨﻮن؛ ا ﻛ ﻞ ﻏﺎش د ى‬ ‫ د ى و واﺑ ﻰ آﻣﺪى‬٠‫ا ﻗ ﻬ ﻜﻠ ﺪ‬ «E ğer M ecnun b ir a n gafil b u lu n say d ı, deve d ö n er ve g eriy e giderdi.»

F: 26

401


‫ا‬:‫اﻟﻢ'ا؛ا‬

‫*ا‬.‫ د ن ا ﺀوا ا‬٠‫ و‬٠‫ ووز‬.‫درك‬ ‫ ا‬٠‫در ردد داا‬

jy f

‫ﻣﺎد‬

« Ü ç gü n lü k yolda . .١‫أل‬،'‫ اااااا‬1‫»ا ااا‬،،‫ ا‬il،‘ yıllarea teredditdde ‫ا‬،:‫<(ا‬1‫ا‬.,.

1397 .‫؟‬

‫?وص دوﻋﺎ ذذﻳﻢ‬- .‫ اى ا؛‬: ‫ﻛ ﻪ‬ ‫ ﻻﻟﺬﻳﻢ‬1٠ ٠‫ ا ﻫﻤﺮ‬٠٢.‫ا دوﺿﺪ ا‬٠ «Nihâyet ded‫ ؛‬k ‫؛‬: Ey deve; ‫؛‬killi‫؛‬، de ،lifi ،lirimize Zid âşıkız. O lıâld،“ yol arkadaşlığına lâyık değiliz .» 13976

'‫ر ا و ق ﻣﻦ ﻣﻬﺮ وﻣﻬﺄر‬, ‫ﺑ ﻨ ﺖ‬

y‫ا د از‬

‫ ا ﺣﻨﻴﺎ ر‬: ‫ﻟﻤﺤﺐ‬

‫ﻛﺮد‬

«Senin muhabketin ve yuların ilana muvafık değildir, obâlde senin sohbetini terk etmek gerektir.» Hz. Mevlânâ buyuruyor ki: 13977

‫ ﻛ ﺪ ﻛ ﺮ را را ﻫﺰن‬٠ ‫ا ن دو ﻫﻤﺮﺀ‬ ‫ ﻏ ﺮ و 'ا_د ز"ن‬/ ‫ن‬١‫ج‬- ‫ اً ن‬٠‫ا ر‬ «Bu iki yol arkadaşı biri birinin yolunu vurmaktadır. Onun İÇİ11, ،enden inmeyen ve onu terk etmej'en ruh, yolunu azıtır gider... Burada Mecnûn’dan murad; Akl ve ruh, deveden maksad da, m‫؛‬fsdir. ikisinin de gitmek istediği yol başkadır. Akıl, Mâşûk-u ezelî yönüne, nefs ise yavrusu mesabesinde bulunan hevâ ve hevesi tarafına gitmek is­ ter. Onun için Mecnûn’un yaptığı gibi deveyi, yâni nefsi terk etmek lâ­ zımdır. 13978

‫ا(ﺛﺲ ادر ﻓﺎذن‬٠ ‫واﺀ‬

‫اﻧﺄ‬

‫ﺑﺎن‬-

‫"ن زﺀد ق ﺧﺎرن ﺑ ﻮ ن‬

«Senin ruhun da Arş’ın ayrılığı ile yoksulluğa düşmüş. Teııiıı ise di­ ken arzusuyla deveye dönmüş.» '!،٠ :،


٠ eylâ

yu rd u n a,n û n ’u n I /.٠ilm،*k l«t«rl<wn, blndlgt devenin, yavrusunu görmek İçin geri dönmesi ve hu m ünâsebetle ،،‫ أ‬،‫ آ(ا‬0 ‫ا‬، ١.٠ e.1 mesfifeyl kntederek I' lû'yB vâsıJ olamayışı. B en ‫ ؛‬İsrail'in, 'l'ltı çölünde dolaşm alarına benzetiliyor .

139 « 1

‫ "ا و ﻣﺎ ل‬٠‫ن ر‬٠ ‫ح > ش ﻳﻮد ا‬ ‫ ز ﺛ ﻨ ﺖ ﺛ ﻤ ﺖ ا ل‬.‫ ام درر‬٠‫ﻣﺎزد‬ «Ey deve; v isâle k a d a r gid en yol iki adi nid an ib a re tti. F a k a t sen in inekrin d e n , ٠ y â n i ben ile ri g itm e k iste rk e n sen in g e ri d ö n m en d en - altm ış yılılır v u s la tta n m alıru m kaldım .»

Bir kimse (Şeyh Şiblî) KaddesallâhU Sirrahu'ya: «Ya şeyh: kul ile Allah arasında ne kadar mesâfe vardır?» diye sormuş. Hz. Çiblî: «o mesâfe iki adimdir. Onları geçince vâsıl-1 ilâllah olursun» cevâbını vermiş. Bu iki adımdan biri: Dünya, İkincisi Âhirettir. Nihai hedef olarak Allaha vasıl olmayı gâye edinenler, Dânya'dan da, Ahiretten de geçmelidirler. Yine Mecnun lisânından deniliyor ki :

13982

; ٠; ‫ ك وﻋﺎدم د ﺧ ﺖ‬٠‫ زد‬٠‫را‬ ‫ رى ﺳ ﺮ ﺳ ﺮ‬١‫ﺳ ﺮ ا ﺗ ﻢ ز ن د و‬ «Y o l y ak m d ı. B en ise ‫ ؟‬ok ge ‫ ؟‬senin k ald ım . Bu siiv ârilik d e n - y â n ٤ S irtm d a g itm e k te n - u sa n d ım .»

13983

‫ﺳﺮﻛﻮن ﺧﻮدرا زاﻧﻪ در ﺑ ﺪﻧﺪ‬ ‫ﺟﺬد‬٠‫ﻟﻐ ﺖ د و ز د م زﻧﻢ ا ﺟﻨﺪ‬ «M ecnun: A y rılık ateşin d e n y an d ım , bu gam , daha, n e v a k te kadııı. su re c e k ? diye k en d in i d ev ed en fırla ttı attı.»


Sulike lâzım ola ، , ‫اا‬،٠1‫ا‬1‫ا‬1‫ا‬1‫ ’ا‬bulunursa 1،،‫ا‬1‫ﻻأ؛؛اااا‬١,ve olursa olsun velev ki kalçaları üs ١iu !‫؛‬l'' ıdıı'uneıel ‫ 'ا|'؛'ا ؛‬1٠ ‫ا‬1:.,‫ااا‬. ‫؛‬:‫ 'ا‬١ ' ‫ 'ا‬siildkden ve iddeki 0 tuleb etm ekten ,‫؛‬eli killin,ııııalelıı Malunı.vn 1‫ﻷ;ا‬ 1‫ أ‬liir M lslb m an a.vnkta .duracak ،.aide değilse nuıııazuu o lu rd u ,' 11 . 011,1 ilil m uktedir olmazsa .vak tığı ‫ر‬e ld e kdar. Kumuz kılalı ‫ااا‬،١'‫'ا‬،،‫ ا‬l.ıkiıiııu sari eylediği İ(١ '، ،ıı f'euiılı .!'lak lu tf ıı keremi.vle 0 eksik namaz, k a ild i eder ve lam bir nam az sevi 1 bun. belki dalla fazlısını ilısaıı eylet

13988 ‫ ~ﺧﻦ‬i} }> ‫ا‬٠‫ز ن دذد در ت >ﻛﺐ‬ ‫ن‬

‫ د‬1٠ ‫ ز و‬٠‫ ارى ؟‬٠‫رس‬

«Beden merkebinden inmeyen Bir siivâriden güzel siizlu «liiıı bakini ı١ e،re٠eder.‫'؛‬

18989 ‫رﺑﻮى وﻧﻖ‬

j

f

‫ص‬ ‫ﺀا‬ «Ey sâlik: sen top ol da aşk ccvganınm darbesiyle yuvarlan."

1899(، ‫ﺟﻨﺐ ﺣﺪا‬ ‫ ا‬٠ ‫ ز‬٠٩‫س‬

‫ﺑ ﻰ ﺑﻮد‬

‫ﺑﺎﺛﺪ‬

‫— ﻧﺮ زن‬،>‫"؟‬

‫اؤد‬

f

y i

'‫وان‬

«Deve üstünde gidiş bizim seyrimizdir, ondan indikten sonraki gidiş artık İlâhî ‫« ؟‬.ekişle olur Mecnûn'un deveden atlayıb kırılmış ayağıyle sürünerek gitmesi gibi.

13991 ‫( ر و ف‬j l l I I■# ‫ﻣ ﺮ إﺳﺖ‬

١

‫ ﺣﻠﻤﺎد ﺟﻦ واﻧ ﻰ‬١ ‫ﻛﺎن ﻓﺰود اذ‬ «Bu hareket, gidişin müstesna bir einsidir ki. cinlerin çalışması ،٠ ٠ ' d. olmaz insanların çalışması ili. de:...» .،،(


«p a d Iş Aiia l Ay ik Iv u : ii Iz m i t ETMEDİf‫؛‬، K،N MAAŞI ١K،AZAIIIIAN KOU'İNİN H،‫ ؛‬A ş Ik AVET’MI)Al٤،»

13993 ‫ان ﺀﻻم‬

‫ ﻧ ﺮ ا ى‬١ ‫وﻟﻪ‬١ ٠‫ا د‬

‫ زة ﻻم‬١ ‫ ذ ذ ا ت‬٠‫ﻛﻢ ﺳﻮى ﺛ ﻪ ر‬ «Sözü k ısa kes de p cd işah a m e k tu p yazıp g ö n d eren köleyi anlat!»

13994 ‫ ; ه— ى و؟ ن‬٠‫و‬

٠ ‫رﺟﻜﺚ‬

:‫م‬٠

‫ 'ارﺑﻦ‬٠‫و ى ﺛ ﺎ‬- ‫ى ر ت‬ «O köle, ceng ile, v a rlık la ve k in le dolu b ir m e k tu p yazm ış ve nazil o lan o p ad işah a gönderm işti.»

13995 ;

‫ﻛﺎإﺑﺪ ﻛﺎﻣﻪ ﺳ ﺖ آﻣﺪروى‬

‫ اً ﻣ ﻢ )ر‬١ ‫ ر‬٠‫ ﺗ ﻼ ﻳ ﻘ ﺜ ﺎ‬٠ «Ey sâlik; o n âm e senin k a lıb ın d ır. O na d ik k a tle b ak , p ad işah a lây ık o lu b o l m a d . m a n la da o n d an so n ra ta k d im et!»

13996

‫ﻧﺤﻮان‬1‫رو ا م ه را ﻟﻜﺚ‬ ‫ان‬٣‫ ﺀ ر ش ع— ت درﺣﻮرد ئ‬I

*c f &

‫إس‬

«B ir k öşeye ‫ ؟‬ekil, m e k tu b u a ‫ ؟‬v e oku da gör: H a rfi ve lâfzı p a d işa h , la r a m ü n âsîb m id ir?»

Yâni halvette oturub halk ile ihtilâttan kesil. Orada kendine dikkat e t ve ahvâlini ٠ku, kendini iyice tedkik eyle ve padişahlara lâyık olub

olmadığını anla. Şârihler, buradaki İŞahan) dan muradın. Enbiyâ ve CV' liyâ olduğunu söylüyorlar ve onlara lâyık olan Allah’ın da makbulü olur, diyorlar. 409


14001

‫ ر ﺳ ﺖ دا س ﺗﺎم< وا‬، ‫ا د د ا ﻧ ﺰ‬ ‫ان 'اﻣﻪ زا‬٠ .‫"ا ﺟﻨﺎن دارﻧﺪ‬ «M ek tu b u n iç in d e k ile r ..." fib ris tte k ile r ‫ ذﺀاذيﺀ‬,z a n n e d ilsin diye fih ris t a v â m .n ،«zağı o J .î u ş .u r .»

14002 ‫ ب‬1‫ ر د ف دئ‬,

‫ ه‬٠‫ ﻣﺮا‬f (

) .

‫ ب‬١‫ز ن ﺳ ﺨﻦ واﻟﺬ اﺀﻟﻢ ا ﻛ ﻮ‬ «Fihristi kapa da kitabin baş tarafım aç ve bu sözden baş çevirme: Doğruyu en iyi bilen Allah'dır.»

14003 ‫ﻧﺎ ن‬

‫ و اﻧﺮار‬٢ ‫اﺗ ﺤﺎ ن‬

‫د ت آن‬ ‫ﻣﺘﻰ 'اﻣﺔ ~ﻟﺤﺬد را ش‬ ‫ﻋﻨﻮان‬

«0 Unvan, ٠yâni kitabin ilk sahifesl - dil ile ikrar gibidir. Yalınız «nunla kalma, gönül metnini imtilıan et.» Ma'lUmya: «Müslümanlık İkrar-ı billisan ve tasdik-i bilcenan» dır. Tevhid-i İlâhi ve tasdiki Risaletpenah‫؛‬.yi söyleyen bil' kimse zâhiren kîüslüman olur, fakat lisâneıı söylediğini, kalbiyle tasdik etmezse 0 kimse hakikatte münâfıkdır. Onun İçin sen de bir- kere kalbini imtihan etmelisin.

14004 y

‫ »وازق ﺀ— ت ;ا اﻧﺮار‬£ ‫ا ﻣﻨﺎزق وار ﺑ ﻮ د ﻛﺎرق‬

«İşin münafıkçasına olmamak İçin, -kalbinin tasdiki lisânının ikrarına uygun .İmalıdır.»

‫إ؛؛وإ‬,‫ا‬ 4‫ا ا‬


Tasavvufta buna (Muh،uob<٠ ) tftbir ..derler ki bir kimsenin, gece 0٠ lunca: *Ben bugün no yaptım?, diye o günkü işlediklerini hatırlarnusı. ha­ yırlı işleri için şükür, şer amelleri içlıı istiğfar etmesi demektir. Hudis-i şerifte de: « M uhasebeye çekilıncıl.-ıı ev v el, k en d i k e n d in iz in h esab ın ı gü­ rü n » buyurulmıışdur. Her insan için bir Ahiret yolculuğu vardır. Yolda ise azık lâzımdır. Dünyadaki salih ameller, Âhiret seferinin azığıdır. Onun için Cenâb-ı Hak:

‫ ة ر ى‬١‫ د‬١‫ دذ‬١‫و ز ؤد و\ ﻗ ﺈ ﻟ ﻴ ﺌ ﺖ‬ Y â n i : « A h iret y o lcu lu ğ u İ‫ ؟‬in azık te d a rik ediniz. M u h a k k a k ki azığın en h a y ırlısı (Allah’dan korkup, dilenmekten, 'insanlara yük olmaktan) k a ç ın m a k tır 1.8.» buyurmuşdur. Sonra, bir yere gidilirken bir yol hediyyesi götürülür. Fakat 0 hediy-

ye, götürülecek zatin mevkiine göre olmalıdır ki makbule geçsin. Yoksa bir bedevinin yaptığı gibi, Bagdad'daki Halifeye testi İçinde yağmur suyu götürülmez. Çünki Halifenin sarayı Çat nehri sahilindedir. Yalınız şu var ki acz ve noksanım itiraf etmek ve Hakkin lûtf u keremine iltica eylemek de bir nevi hediyyedir. Çünki Allah'ın dergâhında acz ve noksan yoktur. Binaenaleyh: E li boş g i d il m e z g i d il e n y e r e , R a b b im b o ş g e lm e d im b e n , su ç g e ti r d im . D a ğ la r ç e k e m e z k e n

0 a ğ ır y ü k ü

i k i k a t s ır t ım la p e k g ü ç g e tir d im .

diye Gufran-I İlâhîye dehâlet etmek gerektir.

«H IR S IZ IN , K O C A M A N S A R IK L I B ÎR F A K İH İN S A R IĞ IN I K A P M A S I V E F A K lH İN : S A R IĞ I ‫ ؟‬ö z ) N E K A P T IĞ IN I A N L A D A O N D A N SO N R A GÖTÜ R, D ÎY E SE SL E N M E Sİ»

14009 ‫رد‬٠. ‫ا د ر ﺟﻴﺪ‬٠٠‫ت ا ﺑ ﻰ ز'د‬

‫ ود‬٠ ٠‫؛؛ب‬,‫در راﻣﺔ > ش دو‬ «Bir fa k ih , p a ç a v ra p a rç a la rım to p lay ıp , sa rig in in İçine d o ld u rm u ştu .» ( j 06)

Sûrei Bakara : 197.

Al..،


Buradaki koca kavuklu ‫ﺀ‬ ‫اا‬1<٠ 1‫(ا‬1‫اأ‬١ ıııaksad: '، ’ ; ١ ‫ اا‬hırka \ ‫ >ا‬kilinin..«! ،'Ibı.ie ile me‫ ؟‬îl،al diıvâsındıı bulunan millili V(‫ ؛‬ıııılzevvir heriflerdir k، <‫ااا‬lar، 0 kıyafette «tiren ‫؛‬iifdllloı. zfdıir hallerine lıakıb aldanırlar. Uz. Mevlânâ mesnevinin ilil yerinde: «Dışarısı, kâfir kabl'i gibi Süslü, dür. içerisinde ise Allabiı Azze ve Celle’nin kalırı bulunmaktadır, tliye târif eder. Mesnevi şârihi şeyh İsmail Hakki da şöyle tasvir eylemişdir: <(D e s tâ r i k u b b e d e n lû Y o k d in i h a b b e d e n lu , H ubb'ı lib a s ü c ilb b e H il’a t o n a v e d ia t . S a T e tte H izt u ‫ ؛‬byas S i r e t t e a z le m - i n ds.»

1285 den sonra vefat etmiş ve Eyyubdaki (Hâtuniyye Tekkfcsi) ne ‫ةبء‬٠ mülmüş olan Ârif-i Billâh, mesnevihân HUsameddin efendi ise bOyleleri İçin (Çeyh-i posteki) tâbirini kullanmıştır. 14013

‫ ﻳ ﻦ‬٠«‫ وح‬.‫ دا ق وﻧﺐ‬.; ‫ ا‬٠‫ار‬ ‫دردرو ن آ ن راﻣﻪ د دﻓﻴﻦ‬ «O sarığın ‫“ ؟؛‬.inde abâ ve posteki parçalariyle pamuklar gömülmüştü Yâni 0 müraî fakih'in kafası mekr ve hile ile dolu bulunuyordu . 14014

‫ ﻟ ﺪ ر أ ﻛﺮدى ﺻ ﻮ ح‬٠ ‫ و ى‬- ‫روى‬ ‫اﻣﺮى ا د اواﺗﻮ ح‬. ‫"ا د ن‬ «Bu kıyafetle fütûhâtâ, - yâni birinin vereceği parayı bulmak İ‫ ؛‬in medreseye doğru gidiyordu.» 14015

‫ ' ا ر ك ا د ﺟﺎﻣﻪ ﻛ ﻦ‬٠‫در ر‬ ‫ رﻓ ﻦ‬٣ ‫ا— ا د ه‬٠‫ذﺗﻐﺬر ﺑﻮد ا‬ «Bir hırsız, karanlık ve ıssız bir yolda durmuş, bekliyordu.» 415


11021

‫ او‬٠‫ ت‬-‫ا ا ؛‬٠‫ ) ل و‬A٠٠U ' ‫زان‬ ‫ ت او‬-‫ه;ه د ود‬5 ‫ﻣﺎ دﺑ ﻚ ؟ز‬ «O ‫؛‬r‫ ؛‬ve ohnaz olasıca sarıktan elinde bir arşın kadar eski bir bez kaldı.»

14022

‫ ه را ﻛﺎى ى ﺀﻳﺎر‬٠> ‫ن زد‬١‫ر ذم‬ ‫ر‬١‫ارا ر أورده زك‬٠ ‫ز_ن ﻟ ﻐ ﻞ‬ «Hırsız, bez parçasını da yere vurup: Ey. ayarsız ve değersiz: Hu hile ile beni işimden alıkoydun, dedi.» Hırsızın bu hitabım İşiten fakih dedi ki:

14023 ١ ‫ﻛﻔﺖ ودم ﺑﻐﺪ دش ذ‬

\;>‫ ازﻛﻐﺘﻢ ﻣﺎ‬٠ :‫از ﻧﺼﺪح‬ «Evet bile ettim, fakat nasihat yoluyla da, sarığı çöz, öyle götür dedim.» Fakihin koca kavuğunu görüb de onu değerli bir meta zanneden hıru n aldanmasına karşı, fakihin: «Sarığı ‫ ؟‬öz de öyle götür» diye seslenmesi, kalıbına, kıyâfetine aldanılan şeyhler ve hocalardan insaflıca olanlann: «Bende irfan ve ilim namma birşey yok. Sen kıyafetime bakma. Hâlimi tahkik et de ondan sonra müridim ve talebem olmaya kalkış.» 'diye nasihat vermesi kabilindendir. Bunu yapabilen ve bir hakikati bu türİÜ de olsa itiraf eden kimse yine 'birgeydir. Nitekim kevn ü fesâd âlemi olan Dünya da tahavvülâtı ve fesâdı dolayisiyle ehl-i dünyaya nasihat vermektedir. F: 27

-417


14027

‫اور س;د ﺧﻮ>ب‬- ‫ ت‬٠‫ﻻ‬٠‫روز دﺑﺪ ى‬ ‫ ل ض وب‬٠‫ اا‬١ ‫ ا د‬،‫ا ل اور‬ «Gündüzü» güzel Güneşi» doğuşım.ı gürünce, gurup zamanı onun Ülümü demek olan batışını hatırla!» 1402H

‫ ق‬1‫ﺀوﻧﻰ ﺗﻤﺮط‬٠ ‫د ر را ﻟ ﺪ ى ر ن‬ ‫ ن وذت ﻣﺤﺎق‬١‫ﺣ ﻢ ض رار( ب‬ «B u hoş ‫ ؟‬a rd a k ta , - y â n i fezâda - b e d ir h â lin d e k i K a m e rin le tâ fe tin i «,:!<، g ö rü rsü n ; o n u n b ir d e a y so n la rjn d a u ğ ra d ığ ı zâafı ve b e d ir h â lin e

hasretini düşün ‫؛‬M -Bütün mevcudat böyle olduğu gibi, insan da bOyledir. Onlarııı da ko mâl ve cemâli zevâie mahkûmdur, 14029

‫ و ﻻ ى ﺧﺪق‬. ‫»™ن د د‬- ‫ك از‬

‫ا‬

‫ذﻟﻖ‬٠‫ﺑﻌﺪ ﻧﺮد؛ ﻧ ﺪ ن ﺣﺮف رﺳﻮاى ل‬ «G üzel b ir ‫ ؟‬-ocuk, b a k a rsın , g ü ze lliğ iy le h a lk m d ild a rı olu r. B ir m ü،l d et so n ra ih tiy a r b ir b u n a k h âlin e g ire r ve İıalka rezil o lu r .»

14030 ‫س ﺗﺘﺎ ن ر د ت ﺛ ﻜﺎ ر‬٠‫ ز' ن ﻣﺐ‬٢

‫ﻟﺮى ﻷن "ن و ن ﻧﺒﻪ زار‬٠ ‫ د‬٠‫ب‬ «E ğer g ü m ü ş te n li g ü ze lle r sen i av la d ıy sa ih tiy a rlık ta n so n ra b ir de p a m u k ta rla s ın a d ö n en b ed en e bak!»

14031

‫ ذ ز‬٠‫ ﻟﻮﺗﻤﺎى و ب‬. ‫اى ﺑ ﺪ د‬ ‫ن در اًرﻳﺮز‬.‫ ا'را ﻷ‬، ‫ئ‬ «Ey yağlı, b a llı y e m e k le r ve n efis g ıd a la r g ö rü b im ren e n , k a lk h elâya g it de, o n ların fazlasın ı o ra d a görî» 418


‫ا ا‬.'‫ﺀ‬.٢ ٠

0 ‫ ﺀار رج> ب‬r ١~r ‫ﻟ ﻰ‬ 1<

‫ر‬

‫ ﺑ ﺎ ذ و ى ﺑ ﻜ ﺎ ن‬٦5 ‫ا ر ش ﻷن‬

٠>K czâ can gibi v e n erg is bakışlı m a h m u r b ir gözü, so n u n d a, ‫ ؟‬ipi. olm u ş v e su la r ak m ağ a b aşlam ış !»ir bilide görürsün.»

14.38 ‫ ف ﺛﺮان وود‬٠ ‫ﺣﻴﺪرى ﻛﺎ'در ﺀ‬

‫اً ﺧ ﺮ او ﻣﻐﺎوب از ﻣﺮﺛ ﻰ ر د‬ «Kezâ arslanların safında giden arslan gibi yiğit bir er, gün gelir, f ‫؛‬،ro gibi âciz birine mağlub olur.» 14037

‫ ز دورس ﻣﺤﺰف‬7 ‫ﻃ ﻊ‬ ‫ رش ﺑﺲ آﺣﺮﺣﺮف‬٠>

‫ﺟﻮن‬

«Kezâ: Üstün kabiliyetli bir san’atkân, sonunda yaşlı bir merkeb giW, ،‫؟‬e yaramaz bir lıâlde görürsün.» 14038 Jf ^J،٥C٠

٠1٠S-

١٠^. ٠iL >• ،l~ ij _٥j jy> - jî «Kezâ, akıllar alan misk kokulu ve kıvırcık bir zülüf, ihtiyarlıkta kır eşeğin kuyruğu gibi çirkinleşir.» 14039

‫ﺧﻮش ﻳ ﺰ ﻛ ﻮ ﻟ ﺶ زوال ﺑﺎ ﻛ ﺪا د‬ ‫و اً >ا ن رﻣﻮاﺑ ﺶ ﻳ ﻦ و ﻓ ﺎ د‬ «Bütün bu şeylerin ilk ve letafeti‫ ؛‬hallerine bak, sonra da onların nasıl bozulduklarım ve ne hâllere girıhiş olduklarım gör !» 421


11011

; ‫ و د‬. —. ‫> ى ا > دن ذ او‬ ‫ر او ﻣﺒﻌﻮد"ر‬- ‫ﻫﻤﺎة ا ووس‬ .H e r .kim sonu d ah a iy i g ö rü rse o d a h a m es’u d d u r. H e r k im de I.Ü I1ya a h ırın ı d ah a iyi g ö rü r ve ona b a ğ la n ırsa , o d a A lla h ’d an ‫ ؟‬ok fa rla u zak tır.»

14045 ‫ ن‬٠‫ك ﺟ ﻮ ن ﻣﻪ ﻷﺧﺮ ب‬

‫ا‬

‫روى‬

‫ ﺛ ﺪ ا > ﻟ ﺒ ﻌ ﻦ‬٠‫ل ا و ل د د‬$0‫ﺟﻮ‬ « H ü sn ü y le iftih a r e d e n ay gibi p a r la k o lan h e r gü zelin y ü z ü n e lıak. F a k a t e v v e lin i g ö rd ü k te n so n ra so n u n a da n a z a r et» ki:

14046 ‫ﻧﺎ ﻧ ﺎ ش ﻫﻤﺠﻮ ب؛ س اﺀ ور ى‬

‫ و ن اﺑﺰى‬٣ ‫ﻳم ل‬٠‫ ﻳ ﺘ ﺪ‬٠ ‫' ﻳ ﻢ‬ « Ş ey tan gibi te k gözlü - y ân i b ir şey in y a rısın ı g ö rü b y a rısın ı görm ez b ir e b t e r " olm ayasın.»

Şeytân’a tek göz denilmesi, şer’ri görüb hayr’ı görmek istemediğindendir. 14047 ‫د د‬

‫ ن ا دم و د ش‬٠‫د د ط‬

‫ ﻳﺬ ش ﻧ ﺪ د‬٠ . ‫ﺟﻬﺎن د د ا ن ﺟﻬﺎ ن‬٠ ‫ا ن‬ « Ş ey tan  d e m ’in ç a m u ru n u gördü, d in in i görm edi. B u c ih an a âid olan o ‫ ؟‬a m u ru se y r etti, fa k a t o b ir âlem i g ö re n 'm aneviyâtım m ü çâh ed e edem edi.»

Evet Âdem (A.S.) çamurdan yaratılmıştı, fakat jna İlâhî bir ruh nefh edilmiş ve kendisine (Halifetullah) unvanı verilmişti. Şeytânın bilmek istemediği insanin İşte bu tarafıdır. 423


14052 ‫ ذ د‬٠‫ى آ د إ‬

‫ ان وو ﺀ ف‬٠‫از ج‬

‫ د‬٠‫و ا ش ﻣﺴﺖ‬٠ ‫ن را‬١‫ م‬1‫ل‬5 ‫ا‬ «Dünyadan biribirine Zid iki ses gelir. Acâba senin hangisin ‫ ^ ؛‬kabt istîdâdın vardır?»

14053

‫"ﻟﺬ;ا‬١ ‫ ﺑ ﻜ ﺶ ﻧﻨﻮر‬S i ‫اًف‬ ‫ ا ﻛ ﺌ ﻰ ﻓ ﺮ ب اﺛﻘﻨﺎ‬S . ‫وان‬ «O seslerden biri inananların hayat», diğeri ise şakilerin aldanması ve aldatmasıdır.» (Kevn ü fasnd) yâni (Olmak ve bozulmak) âlemi bulunan Dünyânın iki nidâsı vardır. Biri (Kevn) in yâni mevcud ve mâmur olmamn sesidir ki insani aldatır. Diğeri bozulmanın ve fenâ bulmanın sadâsıdır ki uyandırır. Meselâ (Kevn) tarafından gelen ses der ki:

14054

‫ م دار‬/ ‫ ى ﺧ ﻮ ش‬١‫ﻛﻮذت ﺧﺎرم‬٠‫ ن ث‬٠ ‫زد ض ﺑﻤﺎﻧﻢ ﺛ ﺎ خ ﺧﺎر‬.‫ر‬٠ ‫ ﻛ ﻦ‬٠ «Ey -kimse; ben dikenin çiçeği ve gülüyüm. Beni hoş ve sevgi ile tut ki gül dökülür, ben dikenli bir dal .?arak kalırım.»

14055

‫ ﺑ ﻨ ﻚ ﻛ ﻞ ارو ش‬،‫ا ﻛ ﻒ اﻧﻶوﻓﻪ ش‬ ‫ ﻛﻮش‬٠‫ا‬٠ ‫ر ا و ك و ى‬١‫< ﻛ ﺶ خ‬ «Çiçeğin sesi: İşte gül satan geldi der... Dikenin sesi de, bizim tarafa gelmeye çalışma, deri» 425


J)son o b lrin ln zıddı vo m a h rû m u o lu rsu n . JIı٠ ‫؛‬s-j şe rifte : «DUnyn , ٨ » r٠ ١ ،٠ ، e h lin e h a rım ıd ır , ‫ر‬ ١ ‫اا‬٠ ٣ ٠ ‫ا‬، ٠ ‫ا‬٠ ٩ ‫ا‬،‫اا‬١ ’،‫ ا‬٠ ٩ ٠ ‫ا‬1، ‫ااا‬٠ ‫ا‬٠ ‫ل‬ ٠ ٢ ،‫أا‬١ ٠ ‫اا‬٣ ٠ - dlfior bir h ad iste ‫؛‬،<٠ : «،) iin y a ve ٨ ‫ا‬٠ ‫؛‬٣ ٠ ٠ ، ‫ « ا‬rlııl ، ،٠ ٠ ، *e v re g ib id ir , ‫ا‬،‫؛‬٣ ‫ آا»أ‬ne k a d a r lı٠ ı‫ ؛‬٠ ١ der«en n„ıl b irin » ‫ ؛‬٠ k a d a r k ızd ırırsın .« buyı olmuştur ,

٠ ٠ < ٠ <‫؛‬٠ ٠

‫ آن ؟وز اول ا ن ﺷﻨﻲ‬٠‫اى ﺧﺬﻟﺚ‬ ‫ ن ﺛﺘﻴ ﺪ‬١‫ع ﺻﺪ‬٠٠‫ﻋﻨﻮل ﻣﺲﺀﻟﺖ‬

r

5‫ا‬

«Ne mutlu 0 kimseye ki, Hak erlerinin duydukları b'U sesi önceden «!İşitti H er' iki sesten b i r i :

14061

j f

>

) \

‫ه ﺧﺎﻟﻰ ﺑﺈﻓﺖ ﺟﺎرا‬٠‫ﺧﺎ‬

‫ذت‬.‫ د ﺑﺈﺛﺢ‬٠‫ا 'ﺀا‬

‫ﻏﺮ اً؛ش‬

«Kalb evini bo§ bulunca.girer ve yerleşir. Artık sahibine ondan bil‫؟‬«.kasr çarpık ve şaşılacak birşey görünür Y â n i, D ü n y a y a d â v e t sesi g ö n ü ld e y e r ed erse, Â h ire t n a sih a ti ona -y a n lış g elir, Â h ire te d â v e t sesi y e rle şirse , D iin y a ’y a d â v e t fik ri ona y a .b a n c ı k a lır Hz. P ir b ir m isâ l g etiri.y o r :

14062 -U iT J_y -I. j .1، ١ ٠ y٠ - ،.^١ij

i

^)٦ ٢

«Toprak ve yeni bir çanak, pis bir koku almış olursa su, ondan ko­ kuyu gideremez.» O n u n gibi, b ir k a lb e de D ü n y a ’y a m e y il k o k u su b u la ştı m ı onu te m iz ­ lem ek , old u k ça m ü şk ild ir. Ç an ak , çö m lek d ek i k o k u y u g id e rm e k için ateş lâzım d ır. B u n d a n d o la y ıd ır ki k ö tü a h lâ k sah ih leri, o k ö tü h u y la rd a n te ­ m izlen m ek için C eh en n e m d e y a n a c a k la rd ır. 427


lio .ir .

‫ ا س‬y ‫ ﻟ ﻐﺎ ﻃﺒﻠ ﻞ او‬٠ ‫ رد‬٠ ‫ 'ى‬، / ‫ ر ا ل‬٠‫ر ؛‬. ‫ورﻛﻴﻰ‬

. Demir isen seni mıknntiN ‫ ؟‬eker, suma» isen kehrilbi etrafında do .«‫؟‬irsin .» 14066

S -‫آ ن‬ ‫اوى ﺑﺎرﺟﺎر‬٣ ٠‫ﻻج م ذل‬

‫ﺑ ﻮ ن ' ﺑ ﺖ ﺑﺎ ا ﺧﺒﺎ ر ا ر‬

«Hayırlı kimselerle dost olmayan, şiibhesiz kötülerin yanında yer alır, onların komşusu olur.» 1 1 7

‫ ض ذ مﻳﻢ‬،> : ٠ ‫ ﺑﺜﻰ‬٠ ‫ﻛ ﺎ‬

‫ و‬٠

‫ ت‬٠

‫ ﺑ ﺶ ﺳﺒﻌ ﺮ ض رﺟﻴﻢ‬٠ ‫ﺀ ت ﻫﺎﻣﺎن‬ «Mûsa (A.S.), Kjbt .kavmi indinde ‫ ؟‬-ok kotii idi. Fir’avn’m vezir، lift man da Beni Isrâil’în indinde ‫ ؟‬ok mel'ûn idi.» ; ‫ا‬٠‫ب‬٠

٠

٠٠> ٠

٠.

14068

٠‫ان ﺟﺎﻧ ﺐ ﻗﺒﻄﻰ ﺛ ﺪ‬٠‫ا‬٠ ‫ﺟﺎن‬

٠‫ﺑﺎن ﻣوﺳﻰ طﺎﻟب ﺳﺑﻬﻠﻳﻰ ﺛ د‬ «Hamân’ın cani Kıbtileri cezb ediyordu. Mûsâ’nın ruhu ise tsralloftııllarmın talibi bulunuyordu.» Zirâ aralarında cinsiyyet vardı.

1406٥

‫ ﻛﺜﺪ در اﺟﺘﻨﺎب‬،‫ﻣﻤﺪة ﺧﺮ‬ ‫ب‬٦ ‫د ؛ ادم ﺟﺬوب ﻣﻤﺘﺪم‬ «Eşeğin- midesi samanı, insan midesi de buğday çorbasını cezb eder.» 42.


14071

‫ ل ﻣﺎدو رود‬٠‫ر‬١ ‫ﻧﺨﺪ ص‬١‫ز‬ ‫ﻧﻮد‬

‫ذدا‬٠‫ ا‬٢:A ٠ ‫ل‬ ‫ﺀ‬ XV

‫ا‬

‫دن‬ ‫ر‬ ‫"اا‬

«(,'iiııki h e r y a v ru , Uiıasııııı، a rd ın c a g id e r , | ‫ ااا‬٠ le cin siy y ell g id işle k ıs ılır .»

1.11

14072

‫ رﺳﺐ‬٠‫آدﻣﻰ را ﻧ ﺮ از ﺳﻴﺊ‬ ‫ر— د‬

C j

‫ﺛﻴ ﺮ ﺧﺮراﻳﻢ ز‬

«insanin sütü, insanin göğsünden ge ٠ ‫؛‬r, fakat eşeğin sütü yar. -‫ا‬٠ ‫أ؛اأ‬ ٠ !٠ ٠ ,٠aşağısından gelir.»

z ‫؛‬râ onun memesi aşağı tarafındadır. insanin maddi gıdası yukarı ya ı:aııdan geldiği gibi, mânevî gıdâsı da âlem-i bâlâdan gelir V I ' o gıdâ nınııı ruhunu besler. 1

14073

>** ±;‫ﻋﺪل ؤا ﻣ ﺖ و؛*د ت ا ل‬ ‫ي— ت‬٠ ‫ ﺟﺒﺮ ل وﻧ ﻢ‬٠ ‫ة‬

L /f

‫ان‬

«Şu hâl. Ezeli Taksim Edici’nin, adaletle taksimidir. Eakal şaşılarak şey §11 ki: Bu taksimde ne cebir vardır, ne de zulüm...» 14074

‫ا'ﻟﻰ ﻧ ﺪ ى‬0‫ ودىﻛﻞ ﻟﺚ‬٠ ‫ﺟﺮ‬ ‫ﻟﻰ د ى‬

{■

g S ‫و ﻟ ﻰ‬: )

‫ﻧﻢ‬

«Hakkin taksiminde cebir olsaydı insanlarda nasıl pişnıaıılık olurdu' Tak.sim-İ İlâlıide zulüm bulunsaydı. Hakkin, kullan üzerindeki Hıfz-1 Ilı'،hisi nasıl olabilirdi?» Allahii Teâlâ (Hayrülhâfızin ve erhamürrahimin) dir. ikiyle bir Zat-1 Eceli ü Âlâdan zulm olmaz. Çünki (Hâfız ve Rahim) muhafaza «den, esirgeyen demekrir. Hem esirgemek, hem de zulm etmek nasıl blrl٠‫! ؟‬r? Vakıâ, rızık taksiminde kimine az, kimine ‫ ؟‬ok verilmiş, 1)11 veriş, yine ruhların istidatları lisâniyle talebleri üzerinedir, yân، ne kullar istenilmiş 4:11


14070 ٠٠‫;اد و ا‬،■‫ ا‬٠‫اى آ و د‬

‫ ر ا د س د ﻓ ﻰ‬٠ ‫ردم‬ «Ey bir fâsıkın sözün, ve yaltaklanmasına İnanan, sözlerini doğru sayan,»

14Ü77 ‫ﺧﺈ~ﻗﺎ از >ﺑﺎب‬٠‫ﻗﺒﺔ ر ﺳﺎ‬ ‫ ﺳﺖ ض وا ى ﻃﻨﺎ ب‬٠‫ا ﺧ ﺮ آ ن ﺣ ﻢ‬ «O itimadınla, sü kabarcığından bir kubbe yapmışsın ve o kubbe, ip­ leri çürük bir çadır gibidir.» Yâni fâsık ve fâcir olanların dostluğu ve yaltaklanması, su kabarcı­ ğından kubbeye ve çürük ipli çadıra benzer. Bu su kabarcığının hafif bir dokunuşla söndüğü gibi, çürük ipli çadır da çabucak yıkılır. Fısk-u fücûr erbabının sözleri ve dostluk göstermeleri de böyledir. Onlara karşı gös­ terilen itîmad çadırı, adamın başına yıkılır.

14078

‫ ت ا د ر رورآن‬-‫ دون ا رأ‬- ‫زرق‬ ‫ ﻧﺘﻮا ﺳﺪ د_دن ر*ااوان‬٠‫وا‬ «Riyâ ve mekr şişmek gibidir ki onun çakmasiyle yolcuların gidecek­ leri ıerı yolu yoıu iyi görmelerine imkân ımaan yoktur.» yoKiur.» Binaenaleyh, hilekâr ve riyakâr şeyh taslaklarına ittibâ’ edenler de şimşek ziyâsiyle yol almak isteyenlere dönerler.

14079

‫ا ن ﺟﻬﺎن واﻫﻞ او ل ﻟ ﺤ ﻠ ﻨ ﺪ‬

‫ر د و اﻟﺪر ﺑﻰ وﻓﺎل ﺑﻤﺪﻟﻨﺪ‬ «Bu dünyada da‫ ؛‬onun ebli olanlarda da iş yok... Her ikisi de vefâsız. lıkta gönül birliği etmiştir.. F : 28

433


I10H1 ‫ دان‬.‫ < )'; ك— ت وﺧﺮد‬: ‫ا‬

‫ﺀس ا‬

‫ دان‬. ‫ ت او را ا د‬- ‫ﻧﺒﻪ اش د ب‬ «Nefs, zeki vc ince İşlere aklj erer l٠ ‫؛‬r hâlde ise de, kıblesi Dünya olduğu İ‫« ؟‬.in, onu 01ü bil Meğer ki Hak'kın inâyetine nâil ola . 14085

‫ﻣﺪ‬٠‫ ر‬٠‫د ﻧ ﺮ د‬

‫اب و ى >ق‬

‫ﻟﺪﺋﺪ‬٠ ٠‫د ئ ز 'د‬/ ‫ﺛ ﺪ زﺧﺎك‬ «Allah’ın vahiy suyu bu ölüye erişince 0 ölü topraktan bir diri zu,hUra gelir.» 14086

‫اش‬٠‫ ع‬٠ /; ‫ﻏﺎش‬٠

‫ ا د وى‬٠t"

‫\و;ه ﻃﺎل‬٠‫ﺗﻮ د ن ﻛ ﻞ‬

«Hak tarafından sana ilham gelmeyince o yüzüne sürdüğü. bekâlııı) düzgününe aldanma!»

(Tâle

(Tâle Bekâhu) : «Uzun müddet pâyidar olsun» meâlinde bir duâdır ki İûtf u İhsanı, yahud ilm ü İrfanı .ile meşhur bir kimse hakkında edilir ve: ,uzun müddet yaşasın da halk, onun ilminden, irfânmdan, yâhud lutfundan, ihsâmndan istifâde.etsin, mânâsı kasd edilir. 14087

‫وى او ﺧﺎ»ل ﻧﺜﺪ‬٢ ٠ ‫ﺻﺪى‬ ‫ ن ا ﻧ ﻞ ذ ذد‬١ ‫ل‬$ ‫ د ى‬٠‫ا ب ﺧﻮرث‬ «Ey sâlik; sen unutulmayacak bir şöhret ve gurup etmeyecek bir giineş ara.» Yâni öyle bir şöhret ara ki o baki olsun, öyle bir şöhret, halkm tammasiyle değil, Hak'km tamtmasiyle olur. Kezâ batmayacak ve fenâ bulmayacak bir güneş taleb et ki 0 da Allah'dan ibârettir. 435


‫ا‬.‫اا‬٠ ‫ﻳﺬا؛‬ ‫ ﺛ ﺪ 'ا ز و ن وﺑ ﺶ‬: ‫'ﻛﻞ ر ا ﻧﺎ ن روودن‬ ‫و ﻛﻠﺪت دش‬٢ ‫ ت‬-‫ﺑﻞ ﻣﺎن ا؛‬ «Sabahın nuru, gecenin karanlığını yutmakla fnzlalnşmadı. Kvvelce n«.١,lsa yine «yj. kaldı." 1409:1

‫در ا ر اﻓﺰون ﺛ ﺪ ودر ﻧﺎ ت ل‬ ‫ات ل‬٠ ‫ﻧﺎ ت را ا ﻓ ﺰ و د و ا‬ «Fazlalık, Zatta değil, eserdedir. Zât l‫؛؟‬n artmak ve eksilmek yok،,ir." Yâni Âsâ-yi Mûsâ, sihirbazların değneklerini ve iplerin، yutmakla artmadı. Nur, ayni nur; zulmet, ayni zulmet olarak kaldı. Çüııki fazlalık ve eksiklik Zat'ta değil, eserde olabilir. Hz. Mevlânâ, dolayisiyle mühim bir bahse giriyor: 14084

.‫رﻓﻰ زا_ﺗﻤﺎد ﺟﻬﺎن اﻓﺰون ص‬ ‫ا ﻧﺤﺎ اول اف 'ﺑﺒﻮد ا ﻛﻨﻮن ﻧﺜﺪ‬ «Cenâb-ı Hak, cihânı icad etmekle fazlalaşmamışdir, evvelden olmayan şimdi de yoktur.» Lâteşbih bir blnâmn, yapılmadan evvel, onu yapacak mimarin zlhninde mevcud olduğu,,.onu İnşa etmenin, zihindeki bu mevcüdu moydanu getirmek oldugu gibi, bütün mükevvenat da, zuhûra gelmeden evvel tuf silâtiyle İhn-i İlâhîde mevcûd idi. Onları ilmiyyet mertebesinden aynlyyet derecesine izhar etti. Fakat bu âsarı meydana koymakla Zat-1 îl٥h‫؟‬, bir fazlalık kazanmadı. Nitekim, onları yaratmasaydı da b،r eksikliği olma, yacaktı. Hz. Ciineyd’in meclisinde: .Allah vardı, onunla beraber hiç bir §ey yoktu» hadisini okumuşlar, Hz. Cüneyd: »Hâlâ da olduğıı gibi. demi, ve mevcûdâtm varlığının (Vücûd-U miimkin) den Ibfiret olduğuna i.ûret etmiş. Molla Çâmi de bu mânâyı: »0 güzellik mâdeni olan Allah varili da cihandan bir nişan yoktu. Eğer sen anlayabilirsen hâlâ da tiyledir, hakiki varlık ondan ibârettir» beytiyle İfâde eylemiştir. «7


Hulûsu: S e n i, y o k b ilm e n in im k â n ı, Y â R ab! T a a k k u ld e n m ü n e z z e h , m ü s tc t ir s in Ş u â c iz a k lın itlr â k -i k a siri! v H a k ik a t, v a r o la n s e ris in v e b i r s i n »

Hz. Mevlânâ mezkûr iki fazlalık arasındaki farkı anlatmak i<^in bu­ yuruyor ki:

«MÛSÂ, NEFSİNDE KORKU HİSSETTİ; BİZ DE: KORKMA, SEN YÜ.CE VE GÂLİB OLACAKSIN DEDİK, MEALİNDEKİ ÂYET İ KERÎMENİN TEFSİRİ»

14098 ٠ ı

j

١ j o ٠ f ^>، ■٠

£.—‫ ؛‬٠r ٠، ١o y

y* j

،.i .-

& ?

«Hz. Mûsâ kendi kendine dedi ki: Sihir de halkı hayran eder. Halkın sihr ile mûcizeyi ayıd edecek tem yizi yok ne yapayım?» Mûsâ (A.S.) ın korkusu, sihirbazların sihir kuvvetiyle yılan şeklinde gösterdikleri ipler ve değneklerden değildi. Çünki asâsmm ilk defâ e j­ derhâ oluşunda da korkmuş, fakat A llah’dan müjdesini almıştı. Korkusu sihirbazların sihriyle kendi mûcizesinin halk tarafından ayırd edilemiyeçeği endişesinden idi. Buna dâir Sûre-i Nem l’de buyuruluyor ki:

١;

٠

‫ ^؟‬٠

Yâni: «Asanı bırak.» (Mûsâ asâsını bırakıb da) onu çevik bir yılan gibi hareket eder görünce arkasına dönüp kaçtı ve geri dönmedi. «Ey Mûsâ, korkma, Çünkü ben (varım). Benim yanımda peygamberler (hiç bir şeyden) korkmaz (lar) 109.» (109)

Sûrei N em i: 10. 439


14101 ‫ ﺣﺮﺟﺰ وت ﻋﺎﻧﺪ‬٠‫وا'ﻟﺜﻪ د ﻧ ﺖ س‬ ‫ﺑﻢ ر ر ﻓ ﺖ"ﻋﺎﻧﺪ‬ «Sihir çömleğinin sesi lanetten başka bir akis yapmadı; Din çöm leği­ nin sesi de yücelikten başka bir akis bırakmadı.»

14104 ‫ادوذ ن‬

‫ ا ن ﺛ ﺪ ﺳﺖ از‬٠‫ﺟﻮ ن ﻣﺤﻚ ﺀف‬

‫د ر ﺑ ﻪ آ اى ﻓﻠﺐ ا ﻛﺬ و ن ﻻ ف زن‬ «Madem ki erkek ve kadın nazarında mihenk gizlidir. Ey kalp .lan, artık sen de gel, safa karış da; halis altınını, diye lâf et‫؛‬..» 14105 ‫و؛ت ﻻ فﺀ ت ﻣﺤﻚ ﺟﻮن ﻏﺎ'د ت‬

‫ از رن زى دﺳت ﺑ د ت‬.-‫ى ردو‬ . Evet, mihenk meydanda olmadığı İçin senin İçin tam 1‫ ﺀة‬.zamanıdır At, tut lii seni el iistiinde gezdirsinler.» 14106

‫ ﻛ ﻮ د زﻣﺤﻨﻮت ردﺗﻢ‬٠‫ﻗﻠﺐ‬ ‫ ﻛ ﻜ ﻢ‬/ ‫ا ى زر'ﺧﺎ)س ض ا ز‬ «Kalp para heran kibir ve azametinden der ki: Ey hâlis altınî Bon senden nasıl eksiğim.» 14107

‫ د !ﻟﻰ ا ى ﺧﻮاﺟﻪ "اش‬٠‫زر ﺀ و‬ ‫ش‬ ‫ادا ﺑﺎ‬٠ ‫ﻟﺪك ى آ د ﻣﺤﻚ ا‬ «Altın ona cevab verir ki: Evet, kapı yoldaşı; lâkin mihenk taşı ge. liyor, imtihana hazırlan!» Buradaki kalp paradan maksad: Sahtekâr mürailer, hâlis altından murad da hakiki miirşidlerdir. 411


‫ا‬.‫ﺋﺬااا‬ ‫إوﻳ ﺶ‬. ‫ ا ل‬٠ ‫ ه د ل ذ د ى از‬: ‫ع‬- ( ‫ج>ﻻ ذ‬ ig Ty

‫ش ﺑﻪ‬ ‫ﻛﺎن دﺑﺪ‬٠ ‫ع‬ ٠ ‫خ‬٠ ‫ث‬ ‫ﺟﺎر ا‬-

«() -kalp VC ınürni şalısın kalbi kırık olsaydı, kırıkları snııb sarmala yan ‫ا؛ااا‬I١ ٠ ٠ v ‫ ؛‬kir ‫ ؟‬ıkıkeıyı it‫اأ‬-٠ ‫»اأﻵاب‬،‫« «ل‬.görürdü '

Nitekim bir hadis-i kudside: «1،1٠ Î , ‫ >اا؛ﻻ'اال‬İÇİ11 kalbi kırık ٧ ٠ ١ ‫ااا‬،‫ا‬1‫ ا‬...... nezdindeyim» buyurulmuştur. 1 4 1 1 ..‫؛‬ -O .

٠

١i o ١j

«O kalp müzevvir ve müraî, âkibeti görüb <lc kırılırsa, o mânevi ،,٠kıkcıııın sermâyesiyle derhâl iyi olur.» 14114

‫را ﺳﻮى ا ور را*د‬ ‫ﻣﺄ د‬

‫ازرم ا و م‬

(

i p »

‫ادود‬

‫ا مل‬

‫آن زر‬

Allah’ın fazl u keremi, bakırları İksîre dogru sevk eder. 1'nkı.t, kirken üstündeki yaldız dolayısiyle altınlılî da’vasında bıılıma.ılıır llııbbânî keremden mahrum Kalırlar.» Buradaki kalp paraya benzetilenler: Meşâyih kisvesine .،iı.ih lı.ad dâvâsmda bulunan riyakâr ve müzevvir heriflerdir. (Zereııdtul) yâni yaldızlı olması, derviş kıyafetinde bulunmasıdır. (Mis) avam-ı nns, (İk­ sir) de mürşid-i kâmildir. Bundan sonra o gibi şahıslara hitübeu buyu­ ruluyor ki: 14115 ‫د ن‬

‫د ﻋﻮ ى‬

٠ ‫ﻣﻜﺰ‬

. ‫زر ا د و د‬

‫ﻟﻢ‬٠‫ر‬١;‫ت‬٠‫ﻣ ﺚ;ا ت اﻫﻤﻰ ل‬

‫ﻛﺎ د‬

‫اى‬

‫ق‬

«Ey yaldızlı bakır, (yâni ey sahte mürşid), ettiğin irşııd dâvâ٠.mdnıı vaz geç. Zira, müşterilerin ٠ yâni müridlerin - böyle lıe.) ،،özü kapalı kul mazlar.» Günün birinde senin sahtekârlığını görürler.

...


Gecenin N<IUJ١ ,١ ،İI٠ . ‫ﺀﻷ‬،‫ {اا‬tarifinin üstündü ‫اا‬1‫ا‬٠boynzhk görünül. VC ‫"اوا‬ ruz sonra kuyb 0)1. 1". C) beyazlığın ‫؛ر‬0 ‫ل‬-،<‫ ا(اا‬،‫ﺀا‬،، ٧‫اا‬1، ‫اا‬٠( Sıj)ıl.-l l،‫؛‬٠ zl)١ ) derler. 1)(‫ا‬1‫ ا‬،‫ ا‬sonra, yine ‫ ؛‬ark ufkundu, l٠ -r>kr٠،>،٠ " beyazlık zuhur «der. ٨!‫اا‬,،،salla 1 başladığı " (> ،‫ ؟‬in o.'ia da ( ‫ﻻﻟﻞ‬1‫)ا‬،-، ،sildik) tâbir «derler öâzı kervanlar, subh-i kâz،bk, hnklk‫ ؛‬sabah zannlle yola çıktıkları İçin yol kayb etmek, eşkıya baskınına uğramak ‫أﺀ‬،‫ )اا‬tehlikelere uğramış lartlır. IJurada subh-i sadıkla hakiki ıııül'şld, sııblı-. kâzlble de mukallld ve miirııİ bir müteşeyyih Iiiurad edilmiştir , 14121 : ■-- 1:

‫ ﺑ ﺖ ﺛ ﺪ ى ﻛ ﻨ ﻰ ﻏﻠ ﻂ ا دا ز‬٠

‫ ت‬٠‫ب‬٠‫ ش ﻣﺤﻚ وﻛﺎز‬٣ ‫واى أ ن ﺑ ﻦ‬ «Bir nakdin mahiyyetini takdir edemeyenleri aldatmayarak para ynktur. Mihenk taşı ve makası olmayan ruhların vay haline‫»؛‬ Yâni altın para ile kalp bir akçeyi ayırd etmek İçin millenk taşı, ya. tıııd makas lâzımdır, o para mihenk taşına sürülür, yahud makasla k ٠. silerek bakir mi, altın mi olduğu görülür ve mahiyyet، anlaşılır. Mllıeıık taşından maksad: Tecrübedir. İrşad dâvâsında bulunan bir kimsenin hakik، bir şeyh mi, yoksa müraî bir şeyh mi olduğu da tecrübe ile anlu.ılir. Eğer. 0 kimse geriate riayetkâr ise, Allah’ın ve peygamberlerin emir, l.rlııl ifâ ediyor, ricâlullah yolunda gidiyorsa altın gibi hâlis bir mtl٠'٠ld. dlr. Değilse kalp akçe gibi bir müzevvirdir.

-

KALKIŞAN KİŞİYE, d a v a d a n g e ç m e » ، ،Ç،N . » . a . VE p e y g a m b e r l e r e UYMASINI EMREDİŞ» 14122

‫ ردم‬١‫و دﻟ ﻢ ﻛﻔﺖ ن ﺧﻮد‬

‫ زﻧﻢ‬١‫ ; ر‬٠ ‫د ن ا ﺣ ﺪ وا ﻧ ﻦ‬ demlgdlr ki: Ben hakikaten Ahm.'d'lm, onun dinini fen ve san’atla vurup kıracağım.» Miiseylfeme, Yemâme’de peygamberlik dâvâsıha kalkışmış bir" lıer.f. ti. Aleyhissalâtu vesselâm efendimize: (Peygamber Müseyleme'd.’iı, Pey. ‫>اا‬


‫ذاع‬ «Son J to s o n de. istem esen de k a n d illi ay d ın lığ ı ،!٠ ١ , doğtııı izi ile kur«‫؛‬I izini « ü rü r ve ay ırd e d ersin ."

Ylni mürşid.i kâmilin rehberliği .sayesinde ve onun irşâdı nurlyle her taraf aydınlanır ve gördüklerinin iyi mi, kötü mü ve hakik‫ ؛‬nıürylıl illi, yoksa müddeî ve mukallid mi olditgu, sen istesen de, istemesen ،!٠ , müşâhede edilir. 14127

‫ ا ن زاﻏﺎن دﻏﻞ اﻓﺮوﺧﻨﻨﺪ‬،‫ور‬ ‫ذد‬1‫ﺑﺎزان ﻣﻐﺬد اً»وط‬ «Elinde ı.şığın yoksa olmaz, zira, bu kargalar, hile v . tezvir ile ukdoganlaritt sesini öğrenmişlerdir.» Yâni karga mesabesinde olan miizevvir ve müteşeyyihler, akdoğan (‫؛‬ibi olan mürşid-i kâmilin sözlerini öğrenerek, onlarla İr^ad dâvâs.nu kalkmışlar ve birtakım safdilleri' başlarına toplayıb onları sapıtmalardır Fakat: 14128 ‫ﺗﻰ‬٠‫ ا »وز د‬/

‫ د ﻫﺪ‬٠ ‫ﻣﻤﺚ‬١ ‫ﺀ‬

1‫ د ﻛﻮ ورﻣﻴﺎم ﺳﺐ‬٠ ‫راز ﻫﺪ‬ «Böyle bir kimse (Hiidbiid) ün ötüşünü öğrenmiş olsa da onda h،،d lıüdün-uçarken toprak altındaki suyu görüşü gibi ٠l٠ ‫؛‬r sır ve Selı،١ -Üİ kesinin haberi ne gezer ?» ، 14129

‫ن‬١‫ اد‬٨:-‫ر إ‬٠‫ ى رر ت ز‬١ ‫ﺀ‬ ‫ د ءدان‬٠ ‫"اج ذاﻫﺎرا زاج‬ «Arızî ve taklidi olan sesi zâtî ve tabii olan sesten, padişahların ta cini da hüdhüdün tacından ayrı bil.» '،'،7


111:11

‫—ت‬ ‫اد‬٠‫ ﺗ ﺪ و ر‬۶ ‫ ﺛ ﻬ ﺬ د‬: ٠:٠‫ﺀال‬

«Pâdişâhın ‫؛؟‬ırınılu, Kalmu'،!‫؛‬ ‫« ؟‬.ıırnııhı afv cd ilem ez

. Ifibiyyeden ıı/ıık değildir. I،âkiıı

‫ا‬،،»‫ا‬٠٠٠٠‫ا‬

Ç arm ıh, yahud Tiirkçesi ‫ ؟‬arınık: l'‫؛‬،.ski işkence âletlerinden b irid ir işkence edilecek kim se ona ellerinden, ayaklarından boglıınır ve çarkı evrildikçe 0 kim senin bütün vücııdu gerilirdi. B urada ،Çarm ıh i-.. ‫اﻻ‬٠ 1 ‫ا‬١ ,den m aksad: Cenâb-1 H ak'kın bâzı k ullarına v.'rdi^i beliyyelerdir. Beyle A llah tarafın d an m usibetlere uğrayan kim senin A llahın indindeki dere 'eesi yükselir ve Hakkin, rah m et ve m ağfiretine nflil olur. 1 -1 irs. Isınıl VI lıased gibi ‫ ؛‬e y le r de b ir ‫ ؟‬arm ıkdır. O nlara m übtelâ olanlar ila çarnıık ' 1، gerilm iş gibi işkence ‫ ؟‬:,ekm ektedir. F a k a t onların bu İıali m âzur V I . ma tu r olam az ,

14135 ‫م‬

٠;

;

١ ‫أ‬:‫ ﻟﺚ_ت ه‬L

‫ﺑﻼت ﺑ ﺖ‬٠> 1 ‫ ﺟﺸﻢ‬Ü ‫ﻛﻠﻮ‬

‫ د‬٠

“J':y balık, oltaya iyice dikkat et. Pisboğazlık, senin sonu görecek olun «özünü kapar.» Buradaki balıkdan maksad: Deryâ gibi olan âlemde gezib dolayan lıııris ve pisboğaz kimsedir. Ona deniliyor ki: «Şeytan, sana olta atıyor. Ucundaki yem e aldanma ki onun oltasına tutulmayasın.»

14136

‫ ﺧ ﺮ د ن‬٠٢‫ﺑﺎ دو ﻟ ﺪ ه اول و‬ ‫ ف‬٠‫اﺑﻠﺒﺲ د‬

‫ﺟ و‬

‫ﻳﻦ ﻣ ﺒ ﺎ ش ا ﺀ و ر‬٠

«iki gözünden biriyle İşin başlangıcına, biriyle d٠ ١«onunu M elun şeytan gibi tek gözlü olma!»

bak.

Yâni zâhiri görüb de bâtına karşı körlük etme. F : 29

44»


11111 ‫ود‬f.ı، ۶‫‘•م ادﻣﻰ‬: ‫ى‬ ٠ ;‫زا‬

‫ ى دذد‬٠ ‫ ذ م ا؛ر>؛اوﺀا‬r , ‫ل د‬ ٠ ‫ااا‬.

« ٠ 1 ،‫اا‬1،‫ آ‬insan b ir güzü ‫ذ‬bir do slu ım n v ird im V،‘ m ü zııh errliııe ‘1٠‫ااااا‬1‫ا‬ıılıııııksızm ٠ |‫ و؛ ا؛‬g ü re b ilir .»

14142

‫إرﺑﻮ ن اوا ش ل ا > ; س‬- ‫ﺑ ﻨ ﻢ‬ ‫; د و ﺑ ﺪ ﻣ ﺶ ﻫﺖ ﻛ ﺶ اﺀورﺳﺖ‬ «Eşeğin güzü, ba§ı gürüb sonu gürmedigi ‫ذ‬١ -‫ اا؛‬iki güzü olsa bile ، ٠ >!، ٠ 1‫أ‬٠ 1،‫ ا‬hükmündedir .»

14143 ‫ ن >ﻏﺘ ﻒ‬٦ ‫ ﺧ ﻦ ﻳﺎﺑﺎن 'دارد‬- ‫ا ن‬ ‫ع رﺀ;ف‬٠ ‫ ﻟ ﻮ ﻟ ﺪ رﻣﻪ رﻃﻞ‬. ‫ى‬

“‫ا‬،‫أ‬

süzün sonu gelmez. Hikâyesine başladığımız ahmak küle, yiye ٠ ٠ ،، ، «.ıımâiyle pâdişâha dilekçe yazıyor I'iı k ö l e n i n ‫ ا‬1« ‫ اا‬b il m i k t a r l ٠،،‫ ؟‬-l ٠٠٠ı ıl m iş i d i d n

p a d iş a h h iz m e tin d e k u s u r e tm e s i d o la y is iy le , t a h s is li m k e s ilm e s i h a k k ın d a p â d iş â h ın

ir a d e s in e

d a ir b ir k ıs s ıy ıı

k i o r a d a k ö le n in e f e n d is in e b ir d ile k ç e ta k d im

e y le d iğ in

b a h s e d ilm iş ti

(ECİR VE NAFAKA TALEBİNE DÂİR o KÖLENİN FAdJ‫ ؟‬A11A DİLEKÇE YAZMASI HİKÂYESİNİN BAKİYYES.»

14144

‫ﺀى‬٠ ‫راﻣﻪ ﻳ ﺶ ﻣﻂ‬٠‫ت ﻳﺶ از‬٠ ‫ف‬ ‫ر‬ ‫ﺗﻰ‬- ٠ ‫خ دا‬٠ :‫ﻛﺎى ﻧﺤﻴﻞ از ﻣﻂ‬ «O küle dilekçeyi yazmadan evvel aççı başının yanma gitti ve dedi ki: Ey cömerd pâdişâhın hasis aşçısı!»


‫ااا‬٢ ٠ ‫أ‬ ‫ ﻟ ﻞ ﻛ ﺮ‬٠‫ ز ا‬١ ‫ ن‬١ L

>

‫ز‬١ ‫ ن ﻛ ﺮ‬٠‫ا‬

‫ ر ﻛ ﺎ ز ك ( ز ن ة از ا ز و“ ا ت ' ﻧ ﺮ‬٠

«Bunu fer’dcn değü, asıldan bil. Yaya pek kabahat ‫ا‬٠ ‫ا؛اأااا‬, oku ‫اا‬،‫اااا‬ koldur.» Bunun gibi, sen de tahsisatının eksilmesini bizden degil, padişahtan bil.

14151. ‫ﻣﺎ رﻣﻴ ﺖ اذ رﻣﻴ ﺖ إ ﺗ ﻼ ﺳ ﺖ‬

‫ ت‬- ‫ ﻛ ﺌ ﻬ ﻜ ﺎ ن از ﺧ ﺪ ا‬٠' ‫ر ى ﻟﻢ‬ «(Attığın vakit sen atmadin) âyeti bir İptijâdır. Fakat, Peygamberin KÜnâhına da girme ki o atış Allahdandır!» Bedir gazâsmda Aleyhissalâta Vesselâm Efendimiz bir avuç taş ‫اا‬،‫'اا‬çasını düşman tarafına atmış ve o atış düşmanın bozulmasına sebob olmuştu. Cenâb-ı Hak tarafından onu hikâyeten:

’■>)٠ ‫؛ <؛‬١ ٠ .-.. Yâni: «Habibim; o taşları attığın vakit sen atmadın, lı.kiıı Allulı at­ tı 110.» buyurulmuş, Hz. Peygamberin arada bir vasıta olup, hakikatte ata­ nın Allah olduğu beyân buyurulmuştu. Ceııâb-ı Hak (Mâni) ve (Mult)dir, yâni veren de, meneden de asıl O’dur. Bir şeyi vermeyi, yahuri ver­ memeyi bir kimsenin kalbine ilham eder. O kimse de o ilhama göre ya verir, yahud vermez. 14152 ‫ ا ﻣ ﺖ اى ﺣﻨﺮﺀ ر ﻧ ﻢ‬٠‫اً ب از ﺳﺮﻟﺮ‬

‫ى >ﺛﻢ‬1‫زك ئ؛ؤ؛ آ ة د‬ «Ey beyhude hiddetlenen, su baştan bulamkdır. Gözünü sine bak.» ( 0 ! ‫)ا‬

٠ » ٠ ٠‫ا‬1٠ ‫ا‬٠ '‫ا‬

SUrei Eafal : 7‫ا‬.

41‫ا؛ا‬


‫؛ااا‬.»

‫ت وزدت‬-‫ور‬٠ ‫ل‬ ‫ود ر ﺷ ﺖ‬٠' ‫اذ‬

y

‫< ﻛﺎر‬ ‫زانﻫﻢ‬

‫دودى دور‬

‫و‬٠ ‫ﻛﺎ‬

«Ey ahmak adam; ‫اﻻﻻ‬،٠ ‫ أ‬٠ ‫ا؛ي‬,‫آ‬٠senin ‫ا‬1‫ا‬٠İş.ıı ıııırsu/. vc çirkindir. ‫'ا‬،،‫اا‬ki lıilkat nurundan ‫ ؟‬ok U lakla «.!،.«

1415Ö ‫ د د ود‬٠‫ق ﻛﺎر ﺧ ﺎ ﻧ ﻜ ﺎ‬:‫رو‬ ‫ وة ازه زو ﻓﺎﺳﺪ ﻧ ﻮ د‬٠‫ﻫﻤﺠﻮم‬ «Diinya’mn parlaklığı ve letafeti de ‫ ؟‬,ahucak kesâda uğrar, IjUnki o «،.olma ve bozulma âlemidir Nasıl ki tâze meyve ‫ ؟‬abucak ‫ ؟‬ürür.

14160 ‫د و د د اذ ﻣﺪ ض دﻳﻨﻪ ﻫﺎ‬

y3 >

‫ح و;ﻛﻢ در ﻣ ﺪا ح ﻳ ﺎ ﻧ ﺪ ي ﻫﺎ‬ «Medheden kimsenin kalbinde kili bulundu mu, ettiği medihden «İİ،،iiller hoşlanmaz.»

14161 ‫ﺑﻦ وﻛﺮاﻫ ﺖ اك د و‬۶ ‫اى د ل اذ‬ ‫ ذ واﻧﺒ ﻼﻛﺬ و‬٠‫واﻣﻤﺎ ن ا ل‬ «Ey gOniil, evvelâ kinden ve kerâhattan temizlen, ondan sonra hamd eyle ve ‫ ؟‬evik ol:»

14162 ‫ر زان اﻛﺎد وا ر ا ه درون‬. ‫ا ﺑﺎ ﺛ ﺪﺑﺎزون‬٠ ‫از زان'ذﻟﻴﻢ‬ «Kalbijjde kerâhat bulunan kimşenin (Elhamdülillah) demesi, şeytanhktır, hiledir, efsundur ve münafıklıktır.» 455


‫ااا‬، 7 ‫ ر د‬.. ‫د‬

٧r

٠‫ ا ر‬٠٠٠‫ا واﻣﺪ‬٠ ‫د ﻵ ر‬

‫ وﺑﺮد‬.‫ ﺣﺪ وادار‬3 ‫ةر ا‬٠‫د د‬٤ ‫ا‬ .٠ T٠ ‫؛‬.١€îklii‫؛‬r vc mc(lilıl٠ ٠ ri S1I.V4.I ٠ ‫اا‬٠ ‫ )( اا<اا‬، Cflikiirlcr haddim, <»1٠ ‫ ا ا‬١‫اااا‬،‫ا‬ ٠ ‫ي‬ ٠ ٠ ‫اﺀةا‬٠ ٠ ‫ﺀ‬٠ ..

14K.K ‫ ا ﺀ وا ل ر ' د‬٠‫دش ك‬:‫ت‬، ٠<

‫ﺑﺲ‬

‫ د‬٠‫ ى د‬٠‫ ا ر‬/ ‫ و‬٠ " ‫ر دروع‬ «Ona dediJer k i ‫ ؛‬elbisenin eski, püskü olması, yalan söylediğine şahit " ،‫؛‬k ediyor.»

14 ?69

‫ و ت‬- ‫ ه‬٠٠‫ ر‬/ ٠■٠;, ‫'ن‬ ‫ﺗ ﺪر ا دز د د ه ا اﻣﻮﺧﺘﻪ‬ «Vücûdun çıplak, başın açık, zaruret ve ihtiyac ateşine yanmış bil- bal desin. Teşekkürü birisinden çalmış, yahud öğrenmiş gibi ediyorsun.» 14170 ‫زوذ ﻧ ﺎ ن ﻧﺎزر وﺣﻤﺪ ﻣﻴﻌﻮ‬ .‫و ﻓﺮﺗﻢ‬٠ ‫ررو رﻳﻞى لل‬, «Senin begine ettiğin şükür ve hamd’in, başında ve ayağında luılıın. mas. lâzım gelen nişaneleri nerede?.، 14171 ٠‫ﻧ ﺮ ز ؛ وت ﻣ ﺪ ح ا ن ﺛ ﻪ د ﻛ ﺘ ﺎ‬ ‫ ذ د‬٠١‫ه؛ﻟﺖ ا ادا ﻣ ﺖ ﺛ ﻜﺎ ﻳ ﺖ ﻣﻲ‬ «Dilin 0 pâdişâhı medlı ediyorsa da bütün bedenin lisaıı-i ‫ةاا‬ile .nulıın 1 şikâyette bulunuyor.» .‫ ا‬:>-‫ر‬


14177 ‫وﺧﺎر‬٢ ‫ را ﻫ ﺖ در درون ﻧﻢ‬١ ‫ د‬٠‫م‬ ‫ذاد‬.،‫ د ادع اﻧﺎن ا‬y ،5 «Stil ‫؛‬،، İçinde diken «illi yüzlerce kerâhet, - yüîi «ani ve ketler - var Gani ve keder ııasıl sevilir nişânı olur ?» 141.78 ‫ﻛ ﻮاﺛﺎ ن ﻋﻨ ﻖ واﻧﺬار ورﻣﺰا‬

‫اﻣﻌﻰ‬٠ ‫ ﻛﻪ ﻛ ﺎ ى‬٠‫و د ر ﺷ ﺖ آ‬ «Eğ'er söylediklerin doğru ise, aşkın ve başkalarım netsine lerrilı .‘iliŞİÎ, bir de (Kaîâ ve Kader .)e rızâ gös‫؛‬eriş‫؛‬ııiıı alâmeti nerede?» 14179 ‫ل ﻛ ﻮ‬:‫ ؟ ; وﺀ\ ﻣﺎل ﻟﻢ ﺛ ﺪ ع‬/ ٠‫ﺣ ﻮد‬

/ ‫ ل‬٠ ‫ﺟﺎى س‬٠٠‫ت‬.‫ﺑﻜن د‬

f

\

‫; و‬-

«Farz edelim ki dağıttığın mal gitti, onu verene kaillen meylin 111.1." «?de? Sel akıb gittiyse geçtiği yer l'iaııi Çünki, sel gider de kum kaili" derler. 14180

‫ وﺟﺎﻟﻧﺰا‬٠1‫ﻧد س‬

f

‫ﺟ ﺜ ﻢ ﻛﻮ‬

‫ر ﺀا'ﻟﺪ او ﺟﺎﺀزا ازرق ج ;ا‬ «Gözün, evvelce cana canlai" katan siyah bir göz idiyse, İıaydi diyelim 0 güzellik geçti... Fakat şimdi gözün neden gök?» ‘

mavi göz sevilmezdi. Mevlânâ ona işâret ediyor. 14181 ‫ى رش‬١‫ر ﺷﺎن ﻳﺎ ﻛﺎا;ى‬

‫ﺣﻤﺶ‬

‫اد‬

‫>ى ﻻل ﻛﺰرى‬

«Ey ekşi suratlı adam, teccrrüdünüîün alâmeti nerede? Sözlerinden yalan râyihası geliyor, sus!» 4٠ ٩ ‫اا‬


Herden dolay. göğüslerinde .»،r ihtiyaç (ınoyli) bulmn/.lnr. Kendilerinde îakr-u ihtiyâç olsa hile (tinim ı) öz eunlarındaıı dıdu. ،islim ،ııtnrlar. Kiııı nefsinin (mala olun) hırsındım ve cimriliğinden korumırsu işle nıuradlurına erenler onların ta kentlileridir111.»

14183 ‫ا ف‬ ‫ﻃ ﻒ‬

‫ردد‬

‫ ﺋ ﺄ ر ا ﻟ ﺮ‬١ ‫ﻣﺎل در‬

‫ﻣ ﺪ ز ﺑ ﺪ ﻛ ﻼً د‬

‫د رد ر و ف‬

«Eğer hir mal îsar edilmekle ve ihtiyaç ehline verilm ekle sureta telef olur ٠yâni elden giderse ٠verenin kalbine yüzlerce mânevi hayat gelir.

14184

‫در زﻣﻴﻦ >ف ز راﻋﺖ ﻛﺮد ى‬ ‫" دﺑﺎ ى اى واﻣﻤﻪ دﺧﻞ ل‬ «Tanrj tarlasına temiz ve sağlam tohumlar ekilsin de mahsul ahninu sm... imkan mi var?»

14185

‫ﻣﻤﺮ ر ود ﺧﻮﺛﻪ از روﺿﺎت ﻫﻮ‬ ‫ ذ د ارض اﻫﻘﻤﻤﻮ‬١‫إس ﺣﻪ وا ح ﺀ‬ «Eğer Allah’ın bağçelCrinde başak bitmez ve yetişmezse, Arzullah nasil vâsî olur?» Sûre-i Nisâ’daki bir âyete İşaret ediliyor. Ashab-I kirâmdan çoğu M،;dine’ye hicret etmiş, fakat müsltimanlardan bâzıları Mekke'de kalmış, hat" ta (Kays bin Fâkih) ve (Kays bin Velid) gibi bâzı miishimanlar müşriklerden çekinerek Bedr gazâsmda onlarla beraber bulunmuş ve mücâhidler ‫وا‬ ‫ا‬ rafından öldürülmüştü. 0 münasebetle şu âyetler nâzil oldu:

(111)

S ûrei H aşr: 9

4(!|


Yani : ‫ أ‬1،، ‫ ( ااا‬Allaha) liir ‫ا‬:‫اﺛﻢ‬1،‫ا‬، 1،١ ٠‫ﻻ‬،،‫ي‬ .‫"ا‬11‫؛‬1،1‫ا‬٠l‘K٠ ‫؛‬rs٠ ١٤ ٩ ٠ ٠ ١‫ا‬,‫ اااا‬٠ ‫ااا‬،‫اااا ااااا‬ )'،,٠ ٠«.vnrn:l buyuruyor ki, bu v eriled i ?،‫'ا‬٧;،|,)‫ ااا‬،٠ ‫ اا‬az derecesidir. Keza:

‫ﻛﺪ‬ ‫ش ﻟ ﻜﺘ ﺚ \ ﻣ ﻤ ﻬ ﻞ'ﺛ ﺌ ﺖ‬

‫ﻞ‬

‫ﺠ ﺜ‬

‫ﺴ ﻴ ﺘ ﺒ‬

‫ﻏ ﻴ‬

‫ظ ; ا‬

‫ﻛ ﺔ‬

' ‫ ر ' ﺋ ﺒ ﺎ ﺑ ﺒ ﺰ‬٠ً‫' ﺑ ﺬ ﻟ ﺒ ﻐ ﻀ ﺬ ا‬

\‫؛‬

‫ﻺ‬

‫ﺗ‬

5 ‫ا‬

‫ﺰ‬

‫ﺨ ﺘ ﺒ‬

‫ﺳ‬

Yûni : «Mallarım Allah yolunda harcayanların ‫ >؛اةاا‬yedi dıaş,d، ٠ ‫دا‬ ٠‫اا"ا‬, J٠ t١ r başakta yüz tâne bulunan ،١ ‫؛‬r tek tohumu.، ildi gibidir. AII..I، Uı ،،،٠ - dilerse oua kat kat verir1‫؛‬diye buyrulmuştur «.4.

1418Ö

‫ ﻛﺪ ا ن ارض ﻓ ﺎ ل رﻳﻊ ب— ت‬٠‫ﺟﻮ‬ ‫ ﻳ ﺖ‬٠- ‫ﻟﻮد ارض ا ذ ﻣ ﺘ ﻮ‬, ‫ﺀون‬»Fâni olan hu Arz bile, mahsulsüz ol،nad،ğ،na ‫؛؛‬öre, ondan ‫ ؟‬ok K.'îiş dan mânâ ve Ahiret âlemi J١ asıl mahsulsüz olur.,».

14187 ‫ ﺀ د ﺳ ﺖ‬٠ ‫ا ن زم؛ن را واع ا و ﺣ و د‬

‫ ت‬- ‫داﻧﺔ و ا ﻛ ﺰ ن ﺀ ود ﻫﺬت ﺻ ﺪ‬ «Bu Dünya toprağının mahsulü bilfi hadsiz, hesabsizd،r. Bir daıınıiıı ٠ ‫؛‬،، az mahsulü yedi yüzdür.» Buna dikkat et de obir tarafın mahsulünün nekadar olacağını anla,.

(113) (114)

Sûrei E n ’am : 160 Sûrei B ak ara: 261

'٠ ،،٠،


le r d e b u lu n u n ta r b ıış k

».

. ,' b ı ı k t t o n l a r İ ç i n

(‫)؛‬١z ) k ٠١N،l l >ı ı ‫؛‬l ı n ٠7، m l i k ı t f a ،

VII

‫'ا‬-

«.dır“ s ٠ ıİ!tn Btlnyaılan kuriulub yükselmek- İşte şu îıâlj kuyu ve zindan gibi dir. 14191 ‫اﻃﺎ س لﺀوى وﻧﻮر ﻋ ﺆ " ل‬ ‫ ف‬: ‫ ا‬٢ ‫ ت او را ار‬- ‫آ ن ﺣﻤﺪ‬

«Sırtındaki takvâ atlasıyle iiJfet n٥ru٠onun omuzunda hamd alâmetidir. 14192 ‫ از ﺟﻬﺎ ن ﺗﺎرﻳﻪ‬٠‫وا ر ﻣ ﺪ‬

*ik ‫ ﻛ ﺰا ر ﺀﺑﻦ‬j

L

«O, şu eğreti ve fânî Dünyâ’dan kurtulmuş, akar su kenarlarnıda ve gül bahçelerinde yurt tutmuştur.» Buradaki gUlzardan maksad: Arifin kalbidir ki orada irfan çeşmesi

daimi sûrette akmakdadır. 14193

‫ ﻃﻠﻰ ر ش‬r .‫ر‬.‫رﺳﺮ‬

‫ﻣﺤﺪس وﺟﺎى وﻣﻘﺎم رﺑﻤﺘﺶ‬ «Onun meclisi, makâmı ve rütbesi, yüce himmetinin sır sedirinin üzcrindedir.» 14194 ‫ د ﺻ ﺪ و ﻛ ﺪ ﻣ ﺪ ﻫ ﺎ ن درو‬٠‫ق‬٠ ‫ رو‬. ‫ﺑﺪ وﺷﺎد وا ز‬٠‫ﺣﻤﻪ ﺳﺮﺳﺜﺰ‬ «Orası Oyle bir Siddikiyyet makamıdır ki doğruların (Siddiklerin) hepsi' de orada, ter ii tâze, mesrûr ve handan olarak yurt tutmuşlardır.» Sûre.i Kamerde Cenâb-1 Hak:15 (115) Sûrei tin: 4-6 F : 30

4 .5


٠

‫ ل‬11‫ ا‬٠7 ‫ا‬٠٠٠٠‫ ر‬1‫ اوان ﻣﺎاﺀ‬٠٠ ٠‫ا‬.‫ﺀ‬٠‫داؤﺀد د ا‬ ‫ ص در د د و‬,‫م‬

)‫رج‬

‫ و س‬٢ ‫در‬

«Sedef içindeki ‫اذ‬،‫ آ"ا‬gibi, ‫ا‬،‫ آ؛‬güzelin hiisuiine, her ، ‫اذأاذ‬،‫ آ‬،،٠ 1‫ ا؛‬-binler «.ce alâmet mcvcuddur Hz. Pir, şu hakâyıkın beyânından sonra halifeye haind ü senada 1‫ااا‬ lunan yalancıya hitaben buyuruyor k i : 14198 ‫ د ازدﻣﺖ‬1‫ت‬- ‫ د‬٠‫ ر‬٠‫ﻟﻮى ل‬٠

‫ ى ﻻﻓﻰ رت‬١‫ادو‬- ‫از رورو‬ «Ey yalancı atlam; senin nefesinden kütü bir sır kokusu yeliyor, başındaıı ve yüzünden gani ve kederin apaçık gürünüyor.»

44199

kjLtft* ‫اف‬/

j

‫ ﻃ ﺌ ﻖ د ر‬٠ ٠‫ د‬: ‫ﻣ ﺎ ا‬

‫ﻟ ﻮ ثع ا‬

‫دى ﻫﺎى‬.‫و ﻣﺤﺎ‬٠ "

«Mücâdele ve uğraşıb çalışma yeri olan Dünyada râyihadan anlayaı. ıııalıaret sahibi kimseler vardır, ö y le ataklık edip haylıuy etmeye kalkışma ve saçma sapan sOyleme.» Evet, «Allalı'ın, lıalkı alâmetlerinden anlayan kulları vardır» ve: «Mü’m iîin zekâsından sakillin ki o, Allalı’ın vermiş olduğu ferâset yüz.üyle bakar ve bakdığıııııı ııasıl liir ıııalılûk olduğunu anlar.» hadisleri 1111.1cibince herkesin esrarım hâl. ve tavrından anlayan ârif kimseler vardi!'.

14200 ‫ ز ﻓ ﻜ ﻜ ﺎ ن اﺀوى ﻳﺎ ز‬١‫»ﻟﻤﻠﻒ‬

y

‫ﺛﻮف ران‬-‫ ذد ﻣﻚ‬٣ ‫ازدم"رى‬ «Ey yalancı kimse; sen de miskden bahs etme... zirâ, nefesinden du. yulan soğan kokusu, sırrını izhar edij'or.» 4‫!ا‬7


<&’ ‫ ﻟ ﺠ ﻮ ل ؛ \ ﺀ ^ | و ﻫ ﻒ‬٠ Yâni : «Ey Âdem oğulları, şeytan ana ve babanızı, fena yerlerini ken­ dilerine göstermek için, elbiselerini soyarak cennetten çıkardıysa sakın si­ ze de bir fitne (belâ) yapmasın. Çünkü o da, kabilesinden olan(lar) da si­ zi, sizin kendilerini göremiyeceğiniz yer (ler) den muhakkak görür(1er). Biz şeytanları îman etmiyeceklerin velileri yaptık117.» Bu Âyet-i kerimeden de anlaşılacağı üzere şeytan ve kavmi insanlarin ahvaline bir yoldan vâkıf olur ki, insan o yola vâkıf değildir. Çünki o yol mahsusat ve emsâline benzemez. 1.4206

‫ش‬٠ ‫د ر ﻣﻴﺎ ن 'اﻗﺪان رزق‬ ‫ب دو ن ﻻﻓﻰ ز ن‬٠‫ ر ﺀ ك اى ﻗﻞ‬٠ «Ey kalp akça gibi olan: Hakikat mihengi olanlar ve Hakikati görenler arasında riyakârlığa ve atıb tutmaya kalkışma!» 14207 ‫ ود ر ر و ﻗ ﻠ ﺐ‬. ‫ز ﻣﺤﻚ را رﺀ‬

‫ ﺧﺪا ش ﻛﺮد اﻣﺮ وﺟﺰ رو ﺟﻠﺐ‬، «Hakikat milıeııgi olan her Er)in, kalbe ve oradaki esrâra vukuf yolu vardır ki Cenâb-1 Hak, onları celb ve def’ emiri kılmıştır.» Bâzı nüshalarda bu beyit: *Mihenk taşının hâlis ve kalp altını tanımak hassası vardır. Zira ٨1lah, onu cism ve kalbin emiri kılmıştır» meâlindedir. (117) Sûre، A’raf: 27 4.1»


‫ اااًا‬٠ ı٠ ll 't - i C('li! c i l i ‘, ilik lin

k a lb in d i ' '..‫'راا‬1،‫اﻻ‬1‫ اا؛'اا 'ااا‬١ ‫ ا ا اا؛اااا'ااا 'ا!ا‬1 ' ‫ 'ا‬1 ‫اا‬

‫اااا؛ا‬.‫ا‬, n ı'ııd ıın (‫ا‬.1 ‫ )ا؛'ا‬v ı 'sv.'.sı . ‫ ا ا أ ا‬1 ‫ا‬1 ‫ا‬1 ٠ '‫'ا •ااااا‬,‫؛‬،‫ا'اأ;'ا ا'ااا‬1 ‫'اا‬. ‫اذح‬٠ ‫'ؤ‬1 .;‫ااا‬1 ;‫ا'اا‬1 .‫ ا‬1111,.‫"'؛‬ ‫ا‬,II

1 ،‫اا‬٧٧،'‫)ا ا‬1 (,)‫ا؛)اا‬-‫ ا‬h a ille :

!‫واﺛﻨﺎ‬

‫ان‬،‫اى ر وذ ن درح‬٣ ‫ ?را ﺀا‬I ‫اس‬ ‫ﻫﺎن‬.' ‫ﻫﺎن‬- ‫ل وﺑﺮ ﺑﺎ ﺛ ﻨ ﺪ ار‬

«Dünyada münevver ruhlu insanlar, birtakım gizil ‫؛‬،‫'؛‬.ilerden ,،‫؛‬٠ ;‫؛‬,٠ haberdar olmasınlar.»

14212

‫ ا ﺗ ﻜ ﺮ از دوان ﺷﺪﻧﺪ‬١r ‫در‬ ‫ ه ر ر د و ن زدﻧﺪ‬٠:‫ووﺀﺑﺎ ﻛﺎ خ‬ «Felekler üstüne çadır kurmuş olan ruhlar, insan kalbine vâkıf olmalı hususunda şeytanlardan aşağı mı olurlar?»

14213

‫دو دزداﻧﻪ و ى ود و ن رود‬ ‫ازنﺀاب ﺀرق اوﻣﻌﺪون د ود‬ «Şeytan, hırsızca güğe çıkar da, yakıcı bir şihab ile kovulur, sürülür

> ٠

14214

‫ ن از ؟ ر خ زر ا ﻧ ﺪ ؟ﻧﺎ ن‬/ T /‫از ز م دﻧﺎ ن‬

٠‫د ر ﺟ ﻜ ﺚ‬

‫ﻛﻪ ذ ق‬

«Bir ‫ ؛‬akî‫ ؟‬in muh‫ ؛‬reb‫ ؟‬de mız‫ ؛‬.ak yarasından yere düş.üj{،، gibi u٠ ٠ k Sonra iki beyitte temas edilen (şihap)larla ilgili olarak Silil"-، lllcı'dı

buyurulmugtur ki : ‫ا‬7 ‫ا‬


ı.tv٠j ٠£j٠٠/ ,٠ _y.u ١‫؛‬j‫\؛؛‬$j0S ^ b

٠>١ ٠ c٩j£ i ٥١

sS —**h sj

Yâni : «De ki: “Ben peygamberlerden ilk defa (gelmiş biri) değilim. Bana ve size ne yapılacağım bilmem. Ben bana vahy olunınuktn bulunan­ dan başkasına uymuyorum. Ben (Allahın azâbıyle) apaçık korkutandan ha٠ . kası da değilim”120.» diye buyurulmuştur. Evet, İnsanlar gayb’i bilmez, fakat Allah bildirince pek âlâ bilir. Bu­ nun için Hz. Mevlânâ diyor ki:

14216

‫وﻟﻨﻚ وﻛﻮروﻛﺮ‬

‫را ر ﻓ ﻖ‬

‫ ﻣ ﺮ‬o ‫ ا ى‬٠۶‫ر رو‬. ‫ا ن ﻛ ﺎ ن‬ «Sen. çolak, topal, kâr ve sağır isen; yüksek ve bllyllk ruhları ila kendine fayas ederek senin gibi sanma!»

14217 ،>٤٠ . û٠ r 0) Cf

f

S İ ) h

r S

،£٠ >-٠o ٢،1.—٠ ٠،/.>^ ١ ٠ ■( j —‫؛‬

S

■Utan, gevezelik etme ve can çekişme... Cismi gözeten ve ondakl na­ ran anlıyan nice casus vardır!» Evliyaullah hazerâtmdan ibtidâ zuhûr eden kerâmet, k.şf-i kulûb v . kubur, yâni kalblerdeki esrarı va kabirlerdeki mevtâyı keşf etmek İmi.. Hz. Mevlânâ buna dair bir misâl olmak üzere diyor ki :

(120) Sûrei Ahkâf: 9 473


likshıir. (kakat A la lıd a n ) başkası

‫اااال‬1‫ا‬٠ ‫ ا‬bııııhır(ın)

derhal y، ، /.leri 11.1 «، ،

‫ا‬٠ •‫ى'ا؛ اا‬ . „ ‫ا‬١ ‫ا‬ly‫)ا'! ا‬m 1‫ ا ا ا ا‬1. is te ;ilild

.‫ا‬٠‫ا ا ا‬

‫ ا ا‬1; ، ‫ا ا‬

h â lle r b ir e r a b o n e ttlı .t . i r

ş a h s ın

m la k im

ki

< ، ‫ ا ا‬1‫ ا ا أ‬- ‫ا‬

( :< ‫اا >ا "اا‬

fe ra s e t s a h ih le ri,

1‫ ؛ ' ا ا ا ا‬, ‫ا ا‬

ıın h ıy ıv e r ir

Ş o y h l'e k b e r (K uddise Sİrınhıi) Biltııhalında iler ki: ،)Sinan 1 ı, Affnn , K.A.) 111 İıuzüruna bili ) ‫أﺀ‬1 ‫ا‬٠ ,‫اا‬،‫اﻷ‬،. t'eııâb-1 ^ İnnüıoyn: «Siibhanııllah; 1,1ı lakını kim selere ne oluyor ki güzlerini A llah'ın haram kıldığı peylerden ayırm ıyorlar?» dedi. Çünki gelen adam , haram olan bir şeye bakm ıştı , ( ‫ا‬ ‫؛‬idilin; «Yâ e m irü l’m ü'm in ‫؛‬n, ldesühıllahdan sonra Villıiy v ar mıdır'.' Yııııl 'benim haram a baktığım ı nereden anladın?» diye sordu. .1 iz. Iliilil'.‘: .(M il ferâsetinden sakilim. Çünki A llalı'ın verdiği zekâ tıııi'iyle bakar) ilil 11111111، dişilli duym adın mi? Ben, setlin haram a olan nazarıtıı yanım a (:ildiğin VII k it g ü rd ü m » c e v â b ın ı v e r d i,

14218 ‫ ﺑ ﻦ دن دا ; ﻧ ﻮ ر د‬٠‫ان‬

‫ ﻗﺎم وز و واﻧﻔ ﺮد‬- ‫ر‬ «Bu beden hekimleri pek bilgilidirler. Senin hastalığının III. oldıığıııın senden ziyâde vakıftırlar.»

14219

‫"ازةروره رى ﺑﺘﺘﺪ ﺣﺎل‬ ‫ﺀ ر ل‬

‫وازان از‬٠ " ‫ﻛ ﻬﺬآﻟ ﻰ‬

«Senin İıâlini idrar kabından anlarlar. Sen illetini onlar loıılıır bil mezsin.» Kârure :

i d r a r k a b ı d e m e k t i r . E s k i d e n i d r a r t a h l i l i o l m a d ı ğ ı İ‫ ؛ ؟‬ıı h e

k im le r k a r u r e y i m u a y e n e e d e r le r , iç in d e k in in r e n g in d e n , k o k u s u n d a n , az lığ ın d a n , ç o k lu ğ u n d a n h a s ta lığ ı te ş h is e ç a lış ırla rd ı.

14220

‫ ﻧﺪ س ور( ﻧ ﺮ ت ور( ﻧﺪم‬٠‫ر‬ ‫ ﺳﺪم‬٠ ‫ﺑﻮ ر دا ﻧ ﺮ ز ر ﻛ ﻮ‬ «Kârureden anladıkları gibi nabzından, renginden ve nefes alışından da sendeki her nevi hastalığı teşilis ederler.,.12 (122)

S ûrei Z iim er: 45

47JV


٠ Nitekim BAyozid-l Bl.tAmt liHa‫؛‬r٠tl٠rl, Şeyh Kbulhusan HurkAnl'nln velâdetinden yıllarca evvel, onun u(٠ ]٠ ٠ ceglrıl ve kâmil bir zat olacağım müridlerine bildirmişti. Nitekim bahisle ilgili olduğu için llz. MevlflnA da o mevzua temas ediyor:

-ŞEYH E B .L H A S A N HARKA n INİN DOĞMASINDAN YILLARCA EVVEL, DÜNYAYA GELECEĞİNİ, SĞRET VE SİRETİNİN NİŞANLA. RINI BÂ YEZİDİN BtRER BİRER HABER VERMESİ; !'A lilli YAZANLARIN DA ŞEYH HARKÂNÎ’Y ، BEKLEMEK ÜZERE O HABER‫ ؛‬KAYD ETMELERİ.

14226

‫ ى د ا ﺗ ﺎ ن ا ز د‬٠‫ش‬

‫آن‬

‫ د د‬٠‫ ﺀ وا ض ﺑ ﺸ ﺞ‬٠ ‫ﻧﺤﺎل‬

،

«Bâyezid Bistam i’iiin (Ebulhasan Ilarkanî) dogmadan ünce onun ahvâline dair neler gürdüğü menkabesini işittin mi?»

14227

‫روزى آن ا ﻃﺎ ن ﻗﻮ ى ى ﻛﻨ ﺸ ﺖ‬ ‫ان ﺟﺎﻧب ﻣﺣﺮا ودﺷﺖ‬٩‫اص‬ «O miittekiler sultani birgün müridleriyle kabirden geçiyordu.*

14228

‫ان‬٠‫ﻻك‬٠ ‫ا اودا‬ ‫ﺧﺎرﻧﺎن‬ «Rey ‫ ؛‬ehri *

‫و ى‬-

‫اوى ﺣﻨﻮش آ ﻣ ﺪ‬ ‫ز‬

‫'رى‬

‫ واد‬- ‫در‬

Harkan küyü taratmdan ona latii l،‫؛‬r râyiha gel .

di.» 477


٠

11231 ‫ ﻻ د دد_د‬٠..‫*اوص‬I ,‫ در‬0‫ﺟﻮ‬ ‫س;د‬.‫ا د اووا د را ن دم ر أ‬

«Bayezid * bir‫ ؛‬ona yaklaştı.»

‫ف‬

mânevi mestlik ■/.Ahir olunca, miitidleiiml.il

14235 ‫ا ن ا ﺀ وا ل ; و ش‬

İ

‫;د ش‬-‫ﺑ ﺮ‬

‫ﺑ ﻰ‬

‫ﺶ‬ ‫ ح وﻧ‬٩ ‫ ا ب‬۶ ‫ﺖ از‬ ‫ﺻ‬ ‫وأ‬ ‫&ر‬ «Şeyhine sordu: Beş duygu ile alt. cihetten dışarı olan ‫ أاا‬hoş hal ler nedir? Yüzün gâh kızarıyor, gâh sararıyor, gâh bembeyaz oluyor, hu ne hâldir ve ne gibi bir müjdedir?«

14236 /

‫ت‬

—‫ب‬

‫و ؛ ﻇﺎ ر‬

‫;و ى‬

‫؟ﺛ ﻰ‬

‫ى‬

‫ت و ا ز ﻛ ﺮ ا ر ﻛ ﻞ‬٠‫ل ذ ك از ﺀ ﺗ ﻞ‬ «Sen birşey kokluyorsun, fakat görünürde gül yok. Şüblıeşiz o lıol.u gaybden ve hakiki güllerin açtığı gül bahçesindendir.«

14237 ‫ﺗﻮﻛﺎم ﺟﺎن ر ﺧ ﻮ د ﻛﺎﻣﻪ‬

‫اى‬

‫ م وا ﻣ ﻪ‬1‫ ت ﺗﺖ‬٠‫ر د م از ف‬

«Ey her kendini tanıyan, bilen kişinin muradı ve ıııaksadı olıııı er, her an sana gayb âleminden l.ir haller, bir mektup gelmekte. »

14238

‫ف‬-‫ﺳﻮب وار اذ ﻳﻮ‬, ‫ر د ى‬ ‫ م ﻧﻮدﻓﻰ‬1‫ى وﺳﺪ ا'در ﻣﺚ‬ «Her ân, Yâkub gibi, senin lıurnuııa da mânevi lı‫؛‬r Yusuf'tan ş،fı‘١ko kusu erişm ekte ...» .‫ ا‬7 ‫أ‬


‫ د‬٠‫و‬

K

‫ وﺑﺪو ن‬٠*‫ ا‬:..‫ ى را ث‬,٠

‫ون زﻧﺪ‬٢ ‫أ را‬٠'‫ار‬١‫ئ‬

)‫> و‬

‫ت‬

‫ر‬

‫ ﻟ م‬٠‫ﺣ ﻞ‬

«Bâzı

ilâçla ağzının kokusunu gizleyebilsin, gözünün Nurho‫؛‬.jluğuna VI mahmur mahmur süzülm esin, ne yapubilir ?»

14245

‫ ا ن ﻟ ﻮا ت ا ن ﻛﺎدر ﺟﻬﺎن‬٠ ‫وود‬ ‫ ن‬١٣٠ ‫زاران ردﺀا ش دارد‬. ‫ﻣ ﺪ‬ «Hususiyle hu, öyle hir manevi koku ki. Dünyada yüz binlere.‫ ؛‬perde onu gizleyemez.»

14246

‫_زى او ﻣﺤﺮا ودﻧﺖ‬٢‫ رﺋﺪ از‬٠

‫ در ﻛﻨ ﺸ ﺖ‬٢‫ ﺋ ﻚ ر‬٠' ‫دﺛﺖ ﺑ ﻪ ﻛﺰ‬ «Bu râyihanın keskinliğinden bütün ova doldu; ova ne demek:‘ (٠rı١ yiha dokuz teleği de geçti.»

14247

‫ ﻛﻞ در *ﻛﺮ‬٠‫زا را ﺑﺔ‬٠‫ر‬

‫ان‬

‫ت ﺧﻮد;وﻧﻤﺲ ﻧ ﺮ‬-~‫ي‬٠ ‫رﻫﺬه‬٠C y f «Bu sır küpünün ağzını çamurla sıvama: çüııki bu iiryan, örtünme kabûl etmez.»

14248

‫اف ﻛﻦ اى راز دان را را‬٠‫ل‬ ‫ د ﻛﺮدش ازﻣﻮ‬٠ ‫ن ﺟﻪ ازت م‬٦ «Ey sır bilen ve sır söyleyeni lutfet, ruhunun avladığını bize izah et.» F :3 1

4«1


‫ ا‬42 ٢٠.'‫ا‬ ;-‫ﺗﻪ ﺑو د‬٠ ‫واس از ءوا;\اﻻ ﻛث‬١‫ول‬ ‫ود‬:( ■ 1

< ‫ﻓﻌﺎاﺳﻤﺎل‬:‫ان زم‬

«tiz. üvc.ys, kendinden geçmiş, yere ıncnsııb ‫؛‬1،٠ ٠ ‫ اا‬semavi olmuşlıı.»

I ‫ل‬2‫ااة‬

‫ در ثءر‬٠_‫ره روو؛‬:‫ل‬٠ ‫آن‬

«O, bir heJiJe ‫؛‬di. ŞekerJe terbiye edilmiş, artık onda acılık çeşnisi kalmamıştı.» Helile : Karahalile dedikleri dânedir ki döğülerek müshil rnakâııııııdıı kullanılır. Lezzeti acıcadır. Onun İçin şekerle karıştırılır. Ovıkit :‫ا‬،'‫ا‬1‫ا‬.‫ا؛ا‬ ,kalmaz. Hz. Mevlâna, Avn-İ İlâhî ile benlik 'acılığından kurtulmuş ulan ‫ا‬iz. tlveys'i şekerle terbiye olunmuş helileye teşbih ediyor.

14255 ‫ﺗﻠﻤﻪ رسﺗﻪ از ﻣﺎ ووق‬1‫آ ن ه‬ ‫ ﻟﻢ ﻟﻰ‬٠ 4 ;‫ﻟﻨﺶ دارد از ﻫﻞ‬ «Benliğinden kurtulmuş bir helilede sâde helile nakşı ve şekli vuıdır, acılık tad، yokdur.» Hz. Pir nefsine hitah ederek diyor ki:

14256

‫إن 'دارد ا ﻧ ﺎ د‬،‫ﺧن ا‬- ‫ان‬ ‫ت از و ى ﺀ ﺑ ﺒ ﺂ ن ﻧﻴ ﺮ ا د‬،‫"ا ﺟﻪ م؛‬

«Bu sözün ııihâyeti yoktur. Geri dön de, 0 arslan er’in - yâni BAyezld Bistâminin " gayb aleminden neler söylediğini anlat!»


٠

1 •12.il

.»y، ٠ ^ ' >١‫؛‬٠f j

<^٠ ٠ ٠

Oy jU. -. ٠،> ' .,1• j ١٠ O ‫؛‬،‫؛‬-. j ١ .

«Onun iç huylumu, mânevi sıfııllı.r.ııı ve yolunu, yerini ve ınulunuıııı hep tarif etti.» Beyitteki Hilye kelimesi, esasen zînet demekdir. Sonra şekl ü şemail mânâsına kullanılmıştır. Cesedin zînetî olduğu gibi ruhun du zineti vardır. Hz. Mevlânü onu be­ yân için buyuruyor ki: 14262 < ‫ن رﺟﻮ"ن ﻋﺎر ﻧ ﺖ‬ " ‫ﻟﻴ ﺔ‬

‫ ا ﺀ ذ ~ ت‬٠‫ﻧﻪ ك ا ن ﻳﺚ‬

‫ر اًﻧﻜﺎ‬

‫دد‬

«Bedenin zineti beden gibi iğretidir. MUddeti liir saat olan ٠ ٠siislere ğiinül verme!»

Evet, İğreti olan bedenin çeki ü gemâili de iğretidir. Meselâ kara f‫؛‬٠'٠■/. İÜ, kıvırcık kirpikli, fidan boylu diye târif edilen bir kalıb, bakarsınız 1.1 fjir göz ağrısına tutulur, 0 kıvırcık kil'pikler döküldüğü gibi, 0 şâlıânc güz ler kan çanağı oluverir. 0 fidan boy bükülür, yay şekline girer! o güzel saçlar dökülür, kafa tası balkabağı hâlini, alır. Her an değişmeye ve helâk'0 ıııâruz bulunan böyle İğreti süslere gönül bağlayıp da onlar İçin tutuşup yanmak tabii akıllıca bir hareket sayılmaz. Onun İçin Hz. Mevlânâ ilil ١-‫ا‬٠ buna benzer İğreti güzelliklere gönül verilmemesini tavsiye ediyoi'. llııttû: 14263 ‫ ت‬- ‫ ﻟﺒﻴ ﻰ را ﻧ ﺎ‬٠ ‫ﺣ ﺐ رو ح‬

‫—ت‬ ‫ﺣﻠﻴﺔ آن ﺟﺎن ﻃﺎ ب ﻛﺎف در ﺳﻤﺎ‬ «Ruh-u tabiinin süs ve çekli de fânidir. Binâenaleyh, semâda bulunan ruhun ziynetini ara!» buyuruyor.

Ruh-u tabiiden maksat, bedeni sevk ve İdâre eden kuvvettir. Evet, 1)11nun zineti de fânidir. Bir gençlere bir ihtiyarlara bakalım. Gençlerde 1)11 ruh, yâni bu kuvvet fevkalâdedir. Fakat yaş ilerlemeye başlayınca 0 itil azalmaya, nihayet hiç kalmamaya mahkûmdur. Onun İçin asil tidcb edile cek olan kadri semâdan da yüksek bulunan (Ruh-u Sultân‫)؛‬, yâhud (Ruh 11 Ilâhî)dir. ttl


‫ ا‬12<‫؛‬6

‫ﻻغ‬

‫_( ﻝ‬

‫ﺑﻒ‬٠ ٠ ‫ﺗ ﺸﻜﺄا درؤ‬ ‫ﻭ‬

‫ ﻓ ﻰ وررا ن ﻟﻌﺎ ع‬-

;

٠‫؛ و ى ﻛ ﻞ‬

«Gülün nakşı kurunun altındadır, lâkin kokusu dimağın bâl‫<<'؛‬.ısındadır Gül koklandıgı vakit tabii burunun ‫؛‬،-itina tutulur, fakat rayilıası, b u runa nisbetle tavan kadar yüksek bulunan dimağa çıkar ,

14267 ‫ارق‬

. ‫ا د ﺧﻔﺘﻪ درﺀدف د د‬

3‫ﺍ‬

.‫اﻓﺘﺎد‬

‫ﺟ ﻢ‬

‫ﺀ ﻛ ﺴ ﺎً ن ر‬

«Meselâ bir kimse rüyâsında Aden memleketinde korkulu lıâ îer gc. ‫؟‬irmiştir. o rüyânın aksi cisminde ter sûretiyle zul١ ûr eder.» Bu rüyâyı görenin bâlini ruh ile- cismin hâline kıyas edebiliriz. Ruh ile cisim arasında herhangibir m esâle mefhumu tasavvur olunamaz, !>('deni terk ettikten sonra da yine cismine ve cismin bulunduğu kabre al."... kası bulunur.

14268

‫ح;ا س‬

‫ﻳﻒ‬

‫ رﺀن‬/ ‫س‬

‫ ن د ر‬٠ ‫ﻟﺒﺮ‬١

‫ ن ذ ص‬٦ ‫ ﺋﻦﺀان ز ﺑﻮى‬٠‫ ر د د‬٠

«Yusuf (A.S.) un gömleği Mısırda lıaris bir kimsenin - yâni Yusuf'un birâderi Yehûdânın . elinde rehiji iken Kenan diyarı o gömleğin râyîhâsiyle dolmuş ve Yâkub (A.S.) onu duymuştu.»

14269 ‫ر ﻳ ﺜ ﺌ ﻨ ﺪ آ ن ز *ان "ارع را‬ ١‫ر‬

‫ دﺗﺬد آ ن‬٠‫ آرا‬. > \Ş 1‫ز‬

«Hz. Bâyezid’in haber verdiği tarihi yazdılar ve onun beyânıyla tarilı sahifesi süslediler.» 487


I .'V İI - İ ‫ئ‬

M a h fil’ / . : M u k a d d o ı â t ı u , y ı ı 'n l i l i l ’l e v h a d ı r

B asu r، b a s ire t o la c a ğ ın ı ğü

İç in

s u h lb l

‫اا‬1 '‫’ا أا‬ 1 ( ،٠ 1 ,‫أاااااااا ا اا‬٠ ‫ا‬, o r a y a

g ö r e b ilir le r . İş te le v h -i

، a a i i ’s o n r a

m a h fu z d a k i

doğacak

٠ ‫ا‬1 (‫أا‬٠ ، ، 1 ‫ ا‬b ü tü n

II/ .. I M y o z i d

‫ا‬1 ‫ ’ا‬ü m m e t i n

m ü şah ed esi

E b u l 'h u s u n

m u c ib in c e

l l a ı k â n j 'ı d n

b a k ili

‫ا‬، ( ‫ا‬.٧ ‫ا‬1 , 1 ‫ا‬

u lu rs a

onun

y a n ılm a k

1 ‫ذا‬ ، ، 1 ‫ا‬. ٠ ٠ ;‫ا( ااا(ا‬،‫»ا‬ ‫ا‬1

o k û b irh ıd c n k e n d is in d e n

d o ğ u m u n u , a lillik

h a b e r v e r m i ş ,z a m â n ı g e l i n c e ، ، ٠ ’ < ! ‫؛‬ ,‫؛‬ ،g ib i d e o lm u ş tu .Z ir a la v u z u L e v h -İ m a h fu z

lü id is A tın

1 ، 11 (‫’ااا‬ '‫ا'اااا‬1 ( ‫ ا‬V I . :,‫’اااا‬I ‫ا‬‫؛‬ ‫’اا'ا‬ ‫’(اا‬ '( 1 ‫ اا‬1 ‫ااا‬1 ‫؛ا‬ ‫( ا‬ ) 1 ‫ر؛اااااأاا‬1 ‫’ااا‬

1 ‫ااا‬1 ‫اااأ‬1 ‫اا‬ b ir

1 ‫ااا‬,٠ ’ ‫اا‬1 ‫ا‬

V I. f a z i l e t i n

b ir k im s e n in

ki

ih tim a li y o k tu r ,

. 4274

‫ رﻣﻠﺖ وره ﺣﻮاب‬،‫—ت و‬ .‫ا ن ﻟﻪ ﺟﻢ‬ ‫وس ﺣﻖ وا ذ اﺀﻟﻢ ا)ﺋﻮاب‬ «Bayezidhn bu İhbarı, Jie yıldız bilgisidir, ne remil, nc ile rfıyıı ،ıılıii’i. Hak’kın ilhâmıdır ki, doğruyu en iyi bilıen de Halidir.» Yıldızların biri birine yaklaşıb uzaklaşmasından birtakım ahkâm < ‫ا'ا‬ karmaya İlm-i nücum derler. Onunla uğraşanlara müneccim derler. îinnı ve kâğıd üzerine birtakım çizgiler ve noktalar çizib koymakdan !.usule gelen şekillerden istikbali keşfe çalışan bir ilim de vardır ki onu 11.11-1 10 mil, onunla meşgul olanlara da (Remmâl) adını verirlei'. Bir de ilm i tAlııı vard'ir ki görülen rüyaların delâletinden bâzı şeyler anlayabilmek،،,' Bunlardan çıkarılan hükümlerin bâzan doğru çıktığı olur. lhiMÛMİyle riiyâlar (MUbeşşirat) nev’inden, yâni sâlih bir kimsenin gördüğü, yaluiıl görüldüğü riiyâlardan olur, tâbir eden de vukuf ve salâh elli‫ ؛‬bulunur»., tâbirin isâbeti daha ziyâde olur. Fakat bu üç ilmin ortaya koyduğu ııllıAyot zan ve tahmini geçrnez. îlhâm-ı İlâhî ve levhin müşâhedes‫ ؛‬ise tamamlyle yakini bildirir. Onun İçin Hz. Mevlânâ, Bâyezid'in ve emsali büyük evli, yaullalnn keşf ve ihbarlarının böyle olduğunu haber veriyor. Ondan dola yi eskiden beri mesnevihanlar, mesnevi derslerinin sonunda bu beyti oku mayi âdet edinmişlerdi. Bundan dolayi Hz. Pir, (Vahy) ile (İlhâm) in ayni şey olduğunu VI. ilhamın her mahlûka olabileceğini, lâkin sofiyye hazerâtı, avâmın itirazından kurtulmak İçin ona (Vahy-İ dil) tabir ettiklerini bildiriyor. 14275 ‫ ﺑ ﻦ‬٠‫ ﻟ ﺮ و و ر ﻃ ﻤ ﻬ ﺪ‬١ ‫از‬

‫ آ' را ﻫﺮوان‬i f

‫وس دد‬

«.sofiler halktan bunu gizlemek ye onların itiraz,nu meydan verme mek İ‫ ؟‬in bu illıâm -1 İlâhîye (Vahy-İ kalbi) tâbir ederler.» .،«,٠


‫ ا‬427 !‫ا‬

«Çüııki cennet, nefse kerih ‫ﺀ‬ ‫ت‬ ٠ ٠ ‫ا‬٠ * ،‫ ا‬şeylerdin ‫ااا‬٠ ‫ﻼ‬ ‫ﻤ‬ ‫اﺗ‬1‫ أااأ‬gclmiş.ir. MirJıamct ise kalbi kırık âciziıı misillidir.« «Cennet, netsin hoşlaııııiiMİıgı ‫؟‬eylerle ilıı'ıtft edilmiştir« diye 1،‫اا‬- ilil dîs-i gerif vardır. Fukaralık, husUsiyle açlık ise, nefsin hoşlanmadığı ‫؟‬ey lerin en başında gelir. Fakir ve muhtaç bir kimsenin tabii, kalbi kırıkl.11 Hadîs-İ kudside: «Ben, İıcniın İçin Itall»‫ ؛‬nıiilikcsir ،،lıuılarııı Iiczdhıdeylm« buyurulmugtur. Erhamerrahimin olan Allah'ın şu lut.f-ıı keremi ve ficlz ilil) kuluna olan bu iltifatı ise rahmet ve şefkati İcabıdır.

1428. ‫ﻋﻠﻮ‬ ‫ او از‬i

(t \

[ k fjt

٦

‫ر م ﺣﻖ وﺣﻠﻖ ا_ﺀد دو ى او‬ «Mevkiinin yüksekliği ve servetinin ‫ ؟‬okluğundan âcizlerin başını yaraiayan kimse Hakkin da halkirt da merhametine nâil olamaz.« Acınmak İçin acınacak hâlde tıulunmak lâzımdıi'.

14281

‫رن ﺳﻨ ﻦ ﻳﺎﺑﺎن 'دارد وان ﺟﻮان‬ ‫وان‬-‫ را ى ا ن ﺛ ﺪ 'ا‬٣١ ‫ا ز ﻛ ﻰ‬ «Bu bahsin sonu gelmez. . Evvelce başlanılan hikâyede tahsisatının azaltılmasını pâdişâhın emr ettiği gen‫ ؟‬perişan Ijir lıııle gelmişdir.«

14282

‫ ﻧ ﻮ د‬٠‫ﻧﺎ د آن ﺻﻮف ي رزةﺋﻰك‬ ‫اًن ﺛﺐ<ش در ﻛ ﺮدد واًن ﻳﻢ ﻧ ﻮ د‬ «Rızkı az olan sOfi sevinir,

()illin

boncuğu inci kemlisi ile d.ıılz olur.»

Bin sOfi, rızkının az olmasiyle mhkedder olmaz, bil'ııkls sevinir. 1.011 cuk gibi kıymetsiz olan rızkını inci gibi kıymetli farz eder, ikiyle yıi|i makla da kendisi mânevi bir deryâ olur.

IIH


1128« ‫ ؛ ت‬- ‫ن ا‬،‫ ا از ﻟﺬﻣﻞ‬٠‫ا ن ﻛﺎن ﺛ ﻠ ﺨ ﻢ‬: ‫ر ج‬

‫ت‬ ‫ >ﻣﻦ ﻷد‬،.;> ‫ﻋﺎ‬ ٠ ٠ ‫ﻋﻪ دوىﺀ‬ ٠ ‫ر‬ «İşte o ‫ اأااإلﺀﻻ‬da, ek ‫؛‬noksan oldu diye, harıııaıı sahibine bir ı٠‫ااا‬٠ ‫أاال‬ yazmıştı .»

14287

‫ اش ردد ﻳﺶ ﻣﺮداد‬٨٠‫ر؛‬ ‫ ﺟﻮا ن واداد‬٨٠‫ﻟﺤﺈوا'د او رة‬ <،٠nun mektubunu o âd‫؛‬l zâtın huzûrıına götürdüler. Okudıı ve ٠ -٠ ٠ vah vermedi.» 14288 ‫دﻧ ﺖ اورا ' ﺑ ﺖ ا ﻻ در دﻟﻮت‬

‫ﻳ ﻦ ﺟﻮاب اﺣﻤﻖ اوﻟﻴﺶ ا و ت‬ «Dedi ki: Ahmagm yiyecekten başka bir derdi .yok. Alııııak ،١ -‫اااا أ؛‬ muvafık cevab de sükûttur .»

14289 ‫ ج‬٠:‫ﻧﻢ— ﻧ ﺶ درد ﻟ ﺮا ق و وﻣ ﻞ ه‬ ‫ ا ﻣ ﻞ ﻫ ﻴ ﺞ‬٠‫ ت ا و ﺗﻤﻮﺻﺪ‬٠ ‫ ا ر ﺀ‬٠‫ ذد‬٠

«Onun visâl ve firâka dair hiçbir endişesi yok. FUruata bağlanmış, asil bi‫ ؟‬aramıyor.»

14290

‫ ى‬٠‫ا و‬٠ ‫اﺣﻤﻨ ﺖ ور^دة‬ Ü

‫ﻛﺰ ﺛﻢ رﺀش را غ ا ﻣ ﻞ‬

«O ahmaktır, biz ve ilen derdiyle ölmüştür. Füruât gaıııından kıırtıılulı asli düşünecek vakti yoktur.» Hz. Mevlâna bir misâl irad ederek buyuruyor ki:

411:1


nâonalyyh onların 0 kuvvet v٠ . hareketine 0 clıntı dııyıınumaz, yıırılır, on lar 0 ‫ ﻻإأ‬kayd-i tabii 1‫اﺀا‬,’‫"(؛‬1‫ااا‬٠(:ıkıırlıır.

14291

‫ د‬٠‫ا‬- ‫ أ‬/ ‫ ن‬٠‫اً ض ﻛﺎول ز ا‬ "V

‫“ " ت ﺑﺮون ى‬

‫ ا‬٠٢‫ل‬

‫او أدم‬

«Çakmak demirinden sıçrayalı kir kıvılcım ihtida «ayet zait zuhftı eder.»

14297 ‫ ﺧﺒﺮ‬١‫ ت اول ﻟ ﺪ ك‬- ‫داﻳﻪ اس ﻧﺒﻪ‬ ‫رﺑﺮ‬1 ‫ﻣ ﺮ ﺳﺎﺑﺪ ﺛ ﻌﺎ ه ﻫﺎرا "ا‬

«O kıvılcımın miirebbisi evvelâ pamuktur, o kıvılcımı paınııklıı, kavla beslerler, fakat kuvvetlendimi çıkardığı yangının şûleleriııi feleğe kadar yükseltir.» Bunun gibi :

14298

‫ا د اول ﺑﺘﺔ ﺧﻮاب وﺧﻮرت‬ ‫ ر“ ر ت‬٠ ‫ ا ز ﻣﻼﺋﻒ‬/ ‫آ ﺧ ﺮ ا ﻻ‬ «insan da evvelâ yemeye ve uykuya bağlıdır, lâkin sonundu meleklerden yiiksek olur.»

14299

‫ا‬٠‫ذ‬.‫د راآ ه ﻧﺒﻪ وﻛﺒﺮ‬ ‫ رﺑﺎ‬٠ ‫ر د‬

‫ورش‬:‫اه و‬٠‫ش‬

«îbtidâ pamuk ve kükürdün, yâni yiyib İ‫ ؟‬men‫؛‬n ve yııtılı Iiyıııııntıııı yıldızı. muhafazasında bulunur, sonra terakki eder, şulesi ve nüru K،،hı١ nin fevkine ‫ ؟‬ikar.»

-ilin


11305

‫ و د ر؛ ذ د اى ﻣﺎم‬٠‫ذداد‬-‫ﻣﺎ ﻹ‬ ‫روح را اﻣﺪر ﺗﻤﻮر 'ﻳﻢ ﻛﺎم‬ «Ey büyük adam. Bağdad ve Semerkand ruhun tasavvurun ،la yaruu adımdan ibarettir.» 14306 ^ —٠ ٠ ٠ (٠ ٠'٠ ^

٠ .

—Jv*.— (٠ >■^

٠٠_, ،

öW ٢j lic l ..r-’-jj

jy

«Gözlerinin yağı iki dirhem ağırlığında olduğu hâlde onun nıluııuın nuru - yani görme kuvveti - göklere kadardır.»

143٠‫ًا‬

‫ﻣﺨﻮاب‬. ٠‫ ﺑ ﺎ‬٠ ‫ى ا ن ﺟ ﺜ ﻢ ى‬ ‫ﺟﺰ را ب‬

‫ﺑﻮد‬

‫ورﺑﻪ‬:

‫ور‬:

‫ن‬٠ ‫ىا‬ , ‫رم‬

«Gözdeki 0 nûr, göz vasıtası olmaksızın da rüyâ görür, o nur ohnoyinca göz, harâbeden başka, ne dir?»

14308 ‫ﻓﺎ رﻓ ﺖ‬

‫"ن‬

‫و ﺟﻠ ﺖ‬

‫ﺟﺎن ﻧﺮض‬

‫ﺖ‬ ‫ر و؛”ﻟ‬١ ‫ود ﺻﺪ‬: ‫ن ل ﺟﺎن‬ "‫رك‬

«Ruh, ceseddeki sakal ve bıyıkdan müstağnidir. Lâkin cansız bir ecsed, bayağı bir cife olur.» 14309 ‫اﻣﺔ رو ح ﺀ ; وا " ﺑ ﺖ ا ن‬٠'‫ار‬ ‫س‬٠‫روح ا؛_ال‬

‫ﺑﺜ ﺰ وو‬

“O "sakal, bıyık ve sâ.ir âzâ hayvani ruh’a verilmiş muvakkat bir icft. zetnâmedir. Sen ileri git de İnsanî ruh’u gör:» F: 32

4»7


‫ا‬.‫ا‬:، ‫ ا‬:‫ا‬

‫اد اًن د ه و ا ب‬.‫و ﻧ ﻢ د‬

‫ى‬

‫ه ر زاب‬٠‫ود ;ا‬١ ‫ا را ث‬ «köle diyordu k 0 ‫؛‬: Nas.1 oldu ٠ ‫ﻻ‬ ‫ ا‬şah cevah vermedi ? ١ '، ٠ kxı٠ ‫ا‬1!1‫ااا‬١ '‫اأ‬٠

mi «ölüreı» bana hased eltimi ‫أ‬١ ;‫اا؛‬, hiyânel eyleyerek «‫؛؛‬،،irmedi mi?»

I4 :‫؛‬n

.‫ و د آ ن ﺑﺪا‬٠ ‫ ؤا ن ﻛ ﺮ د‬٠ ‫وﻗﻌﻪ‬ .‫ ل زرﻛﺎ‬٠ً‫ ق و د و ا‬٠‫ﻛﻮﻣﺬا‬ «Galiba dilekçemi gizledi ve şaha göstermedi. 0 , bir îiüııâfık ve saman altmdan su yürüten biri İmiş.»

1431,5

‫ ون‬٠ ‫ذ‬٦‫ وﺑﻢ ز‬.' ‫رﻧﻌﺄ دﻛ ﺮ‬ ‫دﻳ ﺮ ى ﻟﺒﻮ_ﺑﻢ ر و ل ذوﻓﻨﻮن‬ «Tecrübe İçin ikinci bir dilekçe, akıllı ve mâlûmatlı bir elçi arayım."

14316 ‫و ﺑ ﻰ واﻣﻪ ر‬ jfl'

‫ﻳﺮ‬٠‫ر ا‬

‫ن‬١ ‫ ز و ل‬٠‫ اد‬٢‫ ب‬r ± c

«Gâh şahı, gâh aşcıbaşıyı, gâh da dilekçesini takdim crleni, celıli d..layisiyle, ayıplıyordu.» 14317

‫ ﻣﻦ‬، ‫ د ى‬٠‫ ح ا د و د ﺗﻠﻚ‬٠‫ت‬٠

‫دأ ر د ى ﻛ ﺮدم و ا د ر ﻟ ﻰ ﺛ ﻤ ﻦ‬ «Hiç kendi etrafında dolaşmıyor ve: Ben. dinde putperestlik gibi dulâlete gittim, demiyordu.» i


14323 ‫ ن‬٠ ‫ا د ز ﻣ ﺬ و ر ﻓﺮق‬

‫ت ا‬٠‫ك‬

‫ ﺛ ﻮ ازاو ق *ن‬٠ ‫ ز‬5 ‫ا ا‬:‫اً؛‬ «Dedi ki: Ey saltanat güneş‫ا ؛‬٠ 1;‫ ااا‬tac, başımda doğru dur, l١ ‫؛‬r tarafa meyi etme :* 14324 ‫ﺷﺖ ار ش راﺳﺖ ا د و د ﺷ ﺖ ﻛ ﺰ‬٠ ‫ *ذز‬/ >

٦ ‫ﺣﻲ— ت‬٠‫ ﺟﺎ‬1 ‫ﻛ ﺬ ت‬

«Sekiz defa tacı düzeltti, tac da eğrildi. Süleyman dedi ki: Ey tae, bu meylin neden? Artık eğrilme!»

14325

‫ ن‬٠‫ ﻟ ﻮ را ت‬٠ ‫ﻛﻨﻰ‬٠ ‫ﺻﺪر‬/‫ا‬ ‫ ون وز روى اى *ؤﻧﻤﻦ‬٣ ‫ﻧ ﻮ م‬ «Tac cevab verdi k-i: Ey emiir olan Süleyman, sen çarpık hareket edersen yüz de‫؛‬â diizeltsen de ben yine eğrilirim.»

14326 ‫را ﺳ ﻦ ﻛ ﺮ د‬

‫ودش ر د ﻛ ﺮ د‬

،

‫ا ا د ا ﺑﺪرو‬

‫ﻟ م;ا‬

‫ و ﺗ ﻜ ﺎ‬٣‫د ل ر اً ن ث‬

«Süleyman (A.S.), rüzgârdan ve tacından bunu ‫؟؛‬-itince niyetini dd zeltti. Hatırına gelen arzuya karşı kalbini suğııttu.»

14:127 ‫ ا ﺟ ﺶ ﺷﻤﺎدم ر ا ت ﺛ ﺪ‬٠‫ د ازان‬٠‫إ‬ ‫ ا ﺛ ﻲ "اج را ﻣ ﻴ ﺨ ﻮ ا ت ﺛ ﺪ‬۴ ‫آ‬ «Ondan sonra,tacı doğruldu ve istediği gllıl başındı، durdu.. Bili


‫اا‬:،.'‫ﺀ‬ .'‫ا‬

‫ﺑﺶ اً د ﻧﺪرد‬٠‫ﺻﺮﺀ غ‬١‫ ﺳ ﺮ‬. ‫ ع‬/ ‫ر > ش‬. <٠‫ت م‬٠‫رﻛ ﺲ ﻟم‬. «Şu hâlde sana derd ü ganiden her ne gelirse kimseyi itham etlin., kendi etrafında dolaş.» Y â n i s e b e b in i k e n d i n d e n bil.

14334 ‫دو ﺳﻜﺎم‬

‫اى‬

‫ ر ﻫ ﻰ‬٠ ‫ ﻟﻦ ﻣ ﺮ‬٠

٠‫ش ى ى ذ ﻛ ﺎﻟ ﺪ د اً ن ﺀﻷ‬

‫آن‬

«Ey dostların muradınea, - yâni istedikleri gihi - olan itimse, lıikâyesinden bir parça bahs edilen köle gibi SU-İ zanna düşme:»

14335 ‫ ود‬٠ ‫ﻣﻮ س ﻫﻨﺘ ﻪ‬

6 ‫ﻓﺮﺀول‬

‫ﻫﻤﺠﻮ‬

‫ﻃﻐﻠﻜﺎ ن ﺣﻠ ﻖ را ﻣ ﺮ ى رود‬ «Tıpkı, Fir’avn gibi... Hani, düşman zanniyle Iıalkm çocuklarının bilşmı kestirdiği hâlde Musa'yı bırakmıştı.»

14336 ‫ذذ آ ن ؟وو د د‬١‫آ ن ﻋﺪو درخ‬

‫ ﻛ ﻠ ﺪ ن ﻛ ﻞ‬١‫ اﻃﻐﺎل ر‬٠‫او ﺛ ﺪ‬ «Korktuğu düşman, 0 kalbi kör olan Firavn’m sarayında bulunduğu hâlde, 0, sair çocukların boyunlarım vurdurmuştu.»

14337 ‫ ورا از ﺑﺮون د ى ا د ; ا ن‬٠ ‫ ﺿ ﻤ ﺮ ا ن‬١ ٠‫و'درون ﻃ ﻮ ﺷ ﻤ ﺜ ﺖ‬ «Sen de ey gafil; dışındakilerle ltötü olmuş, lâkin dahilindeki 0 kötü nefs ile dost, olmuşsun, hoş geçiniyorsun.» ‫ام‬٠‫ا‬:‫ء‬


٠

S ü rc-i 1١) ‫ ا‬1، ، ‫ ' ا ; آ ا‬، ! ‫ ا ا‬k A fir h a kkın d a

‫ ر ق ; ئ‬١‫) ت‬٠ ; ‫ ذ‬١ ‫ا‬، ‫ﻵ‬

، ‫ ا ا ا ا ا ' ا ا ا‬1‫ ا ا‬، ‫أ ا‬

lu r k ‫ا‬

٠‫ ا ث‬: ١‫^ ; \ ﺳو‬

‫ﻗ ن‬١ ‫ف‬١

‫ﻷﺗﺌﺒﻖ\ارﺷﺊ‬: ‫ي‬ ‫ص >ﻏﻨﻢ ;ور‬ \‫ﻋﺤﻖ‬١ ‫ت‬ ; '‫ﻻ ; ؛‬ ٠ ‫ز ﻧ ﻴ ﺌ ﺄ ﺑ ﺒ ﺬ‬

‫ﻋﺜﺎ و ذ‬

: «Şu muhakkak ki küfür edenleri ‫؛‬،،zar etsen ‫ ا‬1‫ > ا‬onlarca 1‫ آ؛ ا‬, kendilerini inzar etme ‫;؛‬e،ı de. inanmazlar. Allah onların ‫؛‬،‫؛‬،itlerine ‫ اا‬٠‫؛ أ‬،،،laklarjna da mühür basmıştır. Güzlerinin üzerimle ،,ir de perde v‫؛‬،r. En İiyük azâb onlarındır.!)2٩» Y ani

E v e t A l l a h b il' k i m s e n in k a l b i n i v e k u la ğ ın ı m ü h ü r l e r , g ö z le r in in (ilin r e d e g a f le t v e c e h a l e t p e r d e s i ‫ ؟‬e k e r s e 0 k im s e E f l a t u n k a d a r b a k im o ls a da h a y v a n la ş ır, h a k ik a ti d u y m a z v e h id â y e ti g ö rm e z ,

14343 ‫ د د د‬٠‫>ﻛم >ق ر ﻟ و ح ى آ‬ ‫د‬٠ ‫ﺀﻳﺐ ﻻز‬٠‫ >ﻛﻢ‬٠‫آ ﻟﺤﺎ ﺗﻚ‬ «Bayezid Bistâmi’nin kendisinden yıllarca sonra doğacak Khnl’haMu، Harkani’nin doğumu ile ilgili gayb hükmü nasıl zuhur ettiyse, Allah'،'، hükmü de Levh-İ Mahfuzdaki kayıtlara göre öylece zuhur eder.»

»İΠY EZİD K A H M E T U L L A H İ A L E Y H İN , Y IL L A R C A EVVEL, K E N D İS İN İN D O Ğ A C A Ğ IN I V E A H V  L İN İ H A B E R V E R D İĞ İN İ, Ş E Y H E B Ü L H A S A N H A R K  N İ’N İN İŞ İT M E S İ»

14344 ‫ ﺑﻮد‬٠‫ﻫ ﻤ ﺠ ﺬاﻧ ﺎً ﻣ ﻪ ﺀ او ار»ود‬ ‫ﺑﻮاﻟﺤﻦ از ا د ﻣﺎن اًن را د ﻧ ﻮ د‬ «Bayezid’in buyurduğu gibi. Şeyh Ebul'hasan Dünyaya geldi ve bil’âhare Bayezid’in ke§٤ ve İhbarını insanlardan İşitti.» (124)

SUrei B akara: 6-7 .٦٠٠٢.


‫ ا‬1:‫ا‬.٢،<٠ ‫ ن ﺀﻟﻢ‬, ٢٠‫ ا ر‬٠‫اوى ر ذو را‬

‫ى ام‬,:‫اا‬٠ ‫د‬.‫ د د و ث‬٠-‫ ؛‬،،:٠ «k ab rin üzeri sau eak gibi ku b b e K a t k a t k a r yağm ış v٠١ ‫»اااا‬٠‫ا‬٠‫ا‬- -y ü k

rl٠٠ıı٠li<selmiş ol.lıığıı İÇİ» ke،l٠.»

1.4:151 ‫ ى‬٠‫ أ‬٦‫وﻃﻴﺮة ﺷﻠﺖ‬- ‫ ﻣﺪ از‬٦‫واﻛﺘﻪ‬ ‫ﻻ ادﺀوﻟﺬﻛﻞ او ى اﻟﻰ‬٠‫ا ا‬٠ «M anen h ay o lan şeylı B âyezid'in m ezârm d an : K oşup 1‫ أ ا ا ا إ ا‬g elm e» İçin seni ‫ ؟‬a ğ r ıy o r u m , diye bir ses geldi.» S û r e - i A li i m r a n 'd a :

‫ ا ﻗ ﺜ ﻘ ﺆ \ ﻳ ﻴ ﺠ ﻠ ﻬ ﺎ ﻫ ﻲ‬٠‫ﻫ ﻐ ﺎ ر‬

‫ﺀغ ;ﺧﺐ ;زدﻷ‬: ‫زﻟﻴﺎ‬: ^ ‫اا‬. Y âni : «A llah y o lu n d a ö ld ü rü le n le ri sak،،، ö lü le r sanm a. l،،lâki.s ‫ا‬،،، ‫اا‬٠‫ا‬K a b le ri k a tin d a d irid irle r v e K ableri in d in d e m erz u k o lu r la r 2 ‫؛‬s.>, b u y u r u l m u ş tu r.

« M ü 'm în ler ölm ezler, belki d â r.ı d ü n y a d a n d â r-1 âliire te göç e d e rle r." m e a l i n d e b i r h a d i s i ş e r îf d e v â r i d o l m u ş tu r . M a 'lû m y a A l l a h y o lu n d a c ih a d , ik i t ü r l ü d ü r . B ir i: D in d ü ç m a n la r ) .y ٠ l e ç a r p ış m a k , y a g a z i, y a h u d ş e h id o l m a k t ı r . H a d is - i ş e r if d e b u n a (C ih o d - I a s g a r ) d e n i l m iş t i r . O b ir i d e ; A l l a h y o l u n d a n e f s ile u ğ r a ş m a k t ı r k i b u n a d a (C ih a d -I e k b e r ) t â b i r b u y u r u l m u ş t u r . Ş e y h E b u S a i d i n ş ö y le b i r r u b â îs ، v a r d ı r : « G a zi, ş e h â d e t y o lu n d a k o ş u b d u r u y o r , f a k a t a ş k ş e h id in in k e n d is in d e n , e f d â l o l d u ğ u n u b ilm iy o r . S e v a b v e m ü k â f a t c i h e t i n d e n h a r b ‫ ؟‬e h ،d i, a ş k ş e h i d i n e n a s ı l b e n z e r ki. o n u d ü ş m a n , b e r i k i n i d o s t ö ld ü r m ü ş t ü r .» Y u k a r ık i. â y e t- i k e r im e n in , h e r i k i s i n e d e ş ü m U lü v a r d ı r . B i n â e n a le y h M e v l â n â 'n ı n B â y e z i d İ ç in ( Ş e y h - i H a y y ) t â b i r i n i k u l l a n m a s ı d o ğ r u d u r . Y in e H z . B â y e z id l i s a n ı n d a n E b û ! 'h a s a n 'a h it â b e ı ı d e n i l i y o r iti: ( t 25)

S ûrei Ali im ran : 169

5٠>7


‫ا ا‬:‫ا‬.٦ .٦ ‫ر‬١‫ ;ﺀ‬٠٠ ‫ر د ك ﻣﻰ اورد اودا‬ ‫ ار‬:٠،

f.»‫ﻟﺮ د و‬٠‫د ر‬,‫اوﻣﻚ‬

« Padişah o n a da e e v a b v e r m e d i . ، ‫ ؛‬ö le is». m U r â c a a tım ‫ا‬٠٠‫ت‬ ‫ و‬-defa ، o k r a r l a d l ..‫؛‬

1435 « ‫ ت‬- ‫ و ﺳﻨﺪة ذ إ‬i > ً‫ب ا‬،‫ا ج‬٠- ٠‫ﻣﻜﻌ ﺖ‬

‫ روادت‬١‫ى ﻫﻢ‬٠٠1‫ ; ;و‬٠‫ا و ا ش‬ . mabeynci dedi k i: o, sizin kolenizdir. Bir cevab ، e r e c e k olur sanız lâyıktır.»

14357

‫ د ﻋ ﺎ ﻟ ﺮ‬/ ‫ازشﺀى'ذ و ﺟ ﻬ ﻜ ﺎ‬ -‫م وﺑﻨﺪه أ'دأز ى ذﻧﺈ‬١٠‫ر غ‬٠ « B ir k ö le y e

1‫ﻵ‬، ‫ء‬

-i n a y e t l e b a k a c a k « ، u r s a n ı z s a l t a n a t ı n ı z d a n n e e k 11

s i l i r ?»

14358

‫ﺣﻤﺔﺳﺖ‬١ ‫اﻣﺎ‬

‫ا ن ﻣﺄ‬٠ ‫دذت‬

‫ر د اﺣﻤﻖ ز ﺛ ﺖ و ر د و د ﺣ ﻨ ﺖ‬ «Padişah dedi ki: 0 kolay am m a, köle ahm aktır. A hm ak bir şahıs isn çirkindir ve A llah’ın m erdududur.»

14359

‫ س‬:‫ ﻟﻞ‬٠; ‫ ﻣ ﻰ‬: ; ‫ ; ا‬/ «Onun suçunu affetm ek isterim , lâkin ahm aklık illeti bana da sirâyet eder diye korkuyorum .»»

.١٠.«


‫ ا‬.٠:، ٠‫؛‬.٠

‫ ا ﺀ ق ر غ ﺀ ت‬، ‫ ﺑ ﺜ ﺮ‬٠‫ﻛ ﻔ ﺖ‬

‫ ز ﻓ ﺖ‬٠;‫او ﻋﺪو ﻣ ﺎ ت وﻋﻮل و‬ *A lıııu k ulu,, b iz :Hz. P e y g a m b e r b u y u rm u ş tu r k ٤‫»؛‬، .d iişm ı،nı»ıızdır yoJdan ‫؟‬، «.k a ra n b ir g u ly a b â n id ir A h m ak b en im diişm am m , ak ıllı d a d o stu m d u r» d iy e ،-.ir h a d i s riv â y e t » .e d i l i r Y in e İ is a n - ı M u h a m m e d i 'd e n d e n i l i y o r k i :

14365 ‫ن‬

‫ او ﺗﺎ ش ر د ا وﺑﺎ ن ﻣﺎ‬£ / ‫ا‬

‫ ت‬- ‫ا‬٠ ‫ﻣﺤﺎن‬.‫رو ح ا و و ر خ او ر‬ «Herkim âkil ise o bizim câmmızdır. Onun ruhu ve rayihası bizim rey hânıımzdır.»

14366 ‫ ن راﻧ ﻰ ﻳﻢ‬٠ ‫ﻋﺘﻞ دثﺀاﺗﻢ ﺑ ﻬ ﺪ‬

‫ﻣﻰ دارد ازﺑﺎذﻳﻢ‬٠ ‫ﺀ‬،‫ﻛﺎ‬:‫زا‬ «Akil, hana sögerse de ben razıyım. Çünki akil, feyyâzım olan Allah’" m feyzini hâizdir.» B u b e y t: H z . M e v lâ r ıâ t a r a f ı n d a n s ö y l e n m i ş ti r . A k l i n s ö g m e s i: S a h ib in i m u z ir v e ‫ ؟‬ir k in b ir iş in d e n d o la y i te v b ih e tm e s id ir k i:

14367 ٠‫ و د آ ن د ﺷﻨﺎم او ﻟ ﺔ د‬٢ ٠‫ﺑ ﻮد ش ﻣ ﻬ ﺈ ﻳ ﺘ ﻰ ﻟﻰ ﻣﺎﻟﺪ‬ «Aklin sahibine olan 0 tcvbihi fâidesiz olmaz. Ona misâfir olan sofra, siz, - yâni a‫ ؟‬- kalmaz.»

٠ ‫اا»م‬


‫؛—؛‬

----------

* Ş E R H ‘ İ M E S N E V İ» XIII üncü asır Anadolu’sunun huzursuz toplu­ luklarına İlâhî heyecanın, saf îmdmn, rabbani aşkın kapılarını açarak onları huzûra ve kurtuluşa götüren Hz. MEVLÂNA’yı ve ölümsüz eseri MESNEVİ’yi; hakikatiyle tanıtan bir külliyattır. Ruhen hasta ve yaralı bulu n an bugünkü nesil٠ lerimizi de ALLAH’m izniyle kurtaracak, yeni b r imdn, aşk ve heyecan devrinin temellerini atacak nitelikte olan MESNEVİ’yi akıcı bir üslûbla şerhe٠ den bu eser, şu anda yeni b ir nüshası ile okuyucu٠ lanmıza ulaşmış bulunmaktadır. ٠

Aynı şekilde intişâra devam edecek olan bu müstesnd eserden ve Cenâb-ı Pir’in ruhâniyyetinden bütün okuyuclann müstefid olmalarını temenni ederiz. ŞAMİL YAYINLARI

J


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.