Yusuf Karadavi- Sünneti Anlamada Yöntem

Page 1

Prof. Dr.

Yusuf

el-

KARADÂVÎ

SÜNNET ANLAMADA YÖNTEM



A0m

^^me^ma 's-siumeli n-nebeviyye

1.

Keyfe

2.

i's-Simneiü

3.

et-Medhâl U-ttirâseti s-sümeti aahevijye

masdaznt fi '/-ma 'rijeli ve 'l-hadamti

12/ f^ff&dû^ KrtUirat :7

Recep Sonf^tV Hasan Karayiit

Editör

Redaksiyon

M Ali AO0U

Mizanpaj

Ahmci

Kapak Bask&Ciit

Mavh

Kanmi

Malhaa- Zcyiinbrm/lstanbd

Tel:02i24H94n 9

gjH 9^44 n47H-3-H I

2(m

A^usiüs

»Basm

Yaynclk Pazarlama ç ve Dt Ticaret Bnhban A^n Mnb. Bi/ük Reit Paa Cd.

Nida

Turistik

bnn 28/43

Tel :<0 212)

Web

II

Copyright

Tl^

ll I

* I

-

II

II

H

© 2008 Nida Yaynclk

Yusuf el-Karadâvî eserlerinin Türkçe'de tercüme ve yayn haklan, yazar tarafn-

dan Nida Yaynclk Pazarlama

Bunun

527 93 8$ Fax: (0212) 63 1 67 32

wwwjMayayindlk.cem I

Prof. Dr.

Eninöfui/stmü'ul

ç

dnda yazarn herhangi

dr. Yazarn eserleri

ve

D

bir kii,

Ticaret'e

devredilmi olup, her hakk sakldr.

kurum ve kurulula anlamas bulunmamakta-

bakas tarafndan yaynlanamaz,

yaplacak ksa alntlar

hariç,

yayncnn yazl

ortamlarda kopyalanamaz, çoaltlamaz.

zni

kullanlamaz.

Tantm dnda

olmakszn yaynlanamaz,

elektronik


Prof. Dr.

Yusuf el-KARADÂVÎ

Sünneti Anlamada

Yöntem

Notlar ilaveli Çevri

Hanifl

Akn


Prof. Dr.

Yusuf el-KARADÂVÎ

yâm ^«^mm

Mm

Kara(âv^ 192^

en

s^p IHmlerinden

biri

yhnda Msr'da dodu. On

ttk^c^ Miaratk

cabul edilen

Msrl

âlim Prot Oc»

varmadan Kor'an' ezberledi Temel

«nN^' de

"mtf

ei-

etM

m fMs ^ mmm mm^

tamamlad. 1975 ylnda doktorasn tamamlayan Üstad

Karadâvî,

Msr

ba^ta ohnak üzere birçott

Arap ülkesinde önemli görevler üstlendi. Gençliinin bir

slâm

ilk

ytlanndd Müslüman Kardeler hareketine katlan Üstad Karadâvî, mücadeleci

âlimi olup birkaç kez hapse girdi.

BirçoK önemli ve

Üs^dKarat^^,

çd rpa n

h^sas konularda

eserleri

bulunan Üstad'm, ISO'ye yakn eseri bvluou

W-

ay» slim fH^nyenl^^

yönlerine özellikle vurgu yapyor.

lerlemi

yana ramen

çok ülkede konferans,

dünyadaki Müslümanlarn dertleriyle ilgilenen Üstad Karadâvî,

sempozyum ve seminerlere katlarak slâm'n doru anlalmas

e(lpr.JS» îMitamda uluslararas düz^e birçok kurulup ve

için

bir

çaba sarf

çal^y bizzat yürütmekte ya da den^-

laneMr.teta ea&TKmMnMH: »4 W^Rteni^Atimter^i|lâfilir AvtU[)a Fetya Konseyi

Bakanl

Bi^ç(^k

slâm Hukiiku Aratrma Konseyi

«

slâm Medeniyeti Aratrma Komisyonu

Avmps Islâmî Etütler Merkezi

Sürinft ve Siet Aratrmalar Merkezi

slân« Finans Kurulularnda Denetim

Bakanl

Kendisine hâyr t, sabr ve sebat dolu dmürler dilerken,

Mevla'mzdan

dileriz...

onun

emâM^de çoalm^mrlNke


3

içindekiler Ysync Önsözü

«--™*M«rt,M«,«^*^.«*M-M*-->-MM-..«t,(^^

—,^^„.^„

lahi Düstur'dan

Peygamberlik Kandilinden

Yazarn Ondördüncü Baskya

11

^.^.«^«.«™.^_..J7 18

Yazd Önsöz

19

Tâhâ Câbir el-Alvânfnin Sunum Yazs

23

Yazarn BîHmffiaskya Yazd Önsöz

39

I.

BÖLÜM: SÜNNET, SÜNNETN KAPSAMI VE ÖNEM 1,

Sünnetin

Tanm ve Kapsam

^_..„„„..^.,^,,^.,^4

».*,»,^^^.,s,wMfw"'i*w«j-t^<^

Hadisglere Göre Sünnete Dönü...„

l.Nebî

55

..

(s.a.v)'in Sözleri:

55

a. Nebevi* Belagat

66 69

70

-

m^^vY'm Takrirleri (Onaylar)'. 4. NçMe^t^'ÎB Sman 3,

«

Sünnetin

^

.„

Tamam Haktr ve Sünnette Bâtla

B.

Sünnetin Delâleti

C.

Sahabe ve Onlardan Sonra Gelen Ümmetin

D. I^khtaki

85

.™„...^..-„„92

,..^.„„^^„^^„^,M

t mai

Çounun Kajfna Sünnettir

Rey Ekolü'nde Sünnet

f

Bütün Fakihlerin Sünnete Bavurduklar

103

Fkh mamlarnn Baz

105

.

98

Sünnetlerle

H. Sünnetin, Tasavvuf çin

Amel Etmeyilerindekl Mazeretleri

de Bir Kaynak Olmas

1 1

•hkSufHerin, Sünnete Sarlmalan I.

114

Sünnet, fslâmi Hayat çin Detayl Bir Metot Çizer

ISt^'n Getirdii ^llatmMfktân,Kmite^ Siw«*iif^ln5lfe'

M

Müslümanlarn, SünnetiKorumadakîSayretleri A. Güvenilirlii B. C.

II.

4

»*..,^.^1IÎ

«

Açsndan Sünnet

^„....

..„„..^.....„.™^

Sünnet ve Hadisleri Elde Etmek çin Yaplan Yolculuklar^.™ Hadis Usûlü (Usûl-i Hadis)

(mi

BÖLÜM: SÜNNETN SLÂM'DAK YER 1

117

.-.«.«,«,^*,^.«,..125

,

"Kuldan Varken Sünnete htiyaç Yoktur^ ddas»,,.... 4.

„83

E.

6.

3,

wat%

YerYoktur..

......

Hükümlerin

aaa^

82

5. ttefiî(s.a.v)'n Sîretl (Hayat) 6.

»*< >«

Sünfi^tin

slâm ddk

Yeri

1j[1

131

135 137

„„..

......™„„_„._..^-^«...„

147

««f*«*>>*«>>t«>«*aPH<a4*a*H*>*B*»>«n«'*a>««qH*>«H«B#*a>««a«««aBu«#>*»**Ki««^wr4f»va>4*ii< 1

49

5


SOM Alflamada Yöntem A.

Kapsaml

B.

Dengeli Bir Metot

C.

Tamamlayc Metot

Bir

D. Olgusal Bir E.

2,

Metot

™.«™«.-...„«™«™„„

151

153

.

155

Metot

Kolaylatrc

Bir

158

Metot

Kar Görevi

Müslümanlarn Sünnete

Sakndnlan Üç Afet

163

164

hAmlann Tahrifi..

Z Bozgunculam Sokuturmas

166

.

Enetin Sahih Olup (Mmadmn Tes|ft Editaesi 2. Sünnetin Doru Bir ekilde Anlalmas 1.

3.

„,.™.™.„«..„172

.

1

.„™...........

175

Nassm, Kendisinden Daha Kuvvetli 8ir Nass'la Çetimekten Kurtarlmas

A. Terii Konularda

B. Sahih Hadisleri 1.

Önceki

2.

Yeni

ve darede Bavurulan Sünnet

Reddetmek, Uydurma

Hadisleri

175

180

Kabul Etmek Gibidir

Dümanlarn Sünnete Kar üpheleri

Dümanlarn Sünnete Kar

üpheleri.

C.

Kur'an'n Yol Göstericiiiiyle Yetinmek

D.

Hatal

Anlay

....181

«...™..,^.«™^

183

-

184

Sebebiyle Hadisi Reddetmek

185

Yanl Anlay Sebebiyle Sahih Hadislerin Reddedilmesi F. Manas Karmak Olsa Bile Sahih Bir Hadisi Çabucak Reddetmenin Pervaszlk Olmas

186

E.

I.

BÖLÜM: SÜNNETN, FAKH VE DÂVETÇ 1.

2.

Hüküm

Fkh Kaynaklara Bavurmann Gereklilii Shhatinin

204 212

Hakkndaki Görüün ncelenmesi ....^.^^Mt 236

Geveken tKe Kavray.!..

bb** «aflara aa*a«<«>Ha a**'

a**H la »aa •aa**afl*taB««

a

aAua«« .....251

Y ANLAYABLMEK IgN ÖLÇÜLER VE KURALUR

Konuda Gelen Bütün

Inda Anlalmas

„...263

«

,,^^^>^^.^.^JÎM

Hadislerin Toplanmas......

Db^in Ua^Mj^MM^

B.

2%3âf itel^l

H^^MF

261

ddias Hakknda BirDeerlenmKv....^.»^.

A.

3. Muhttliful-Rads

226

Aratrlmas

hyf lt# A. Tembih EdÜmâiMcen Gerçekler

2. Bir

197

216

Terlb ve Terbb KonusuMib

Sünnetin Kur'an- Kerim

193

203

Tebli ve Rehberlik Alannda Sünnet

Hadislerin Kur'an'la Çelitii

6

Ba^rmas

...

199

Fkh Birletirmenin Zorunluluu

C.

ile

BÖLÜM: NEBEV SÜNNET 1.

Verirken Sünnete

Hadis

B. DâVetçide Olmas

IV.

B.

A. Delil Gösterilecek Hadisin

3.

ÇM BB KAYJWKaJ«ASL„.„..._«™,..™..

Hukuk ve Yasama Alannda Sünnet A. Fakihlerin Hepsinin

74

^«.»»H.H

«.»aH.»».a».«>..»a4.->

285

A^nda Bada^tns veîetdh ..^.aaa.aa...a...^«,».»a,.,...#.«.«*^.w»a^»^...,^»290


çind^iler

Cem' Tercihten Önce I.

Kddnidnn Mezarar

25Ö

Gelir

Ziyaret Etmesi

293

le lgili Hadisler

296

tl.AzI Hadisleri

301

Hadiste Nesh

III.

4. Hadislerin; Söyleni; Sebepleri,

A.

artlan ve Maksatlar

B.

L %,

H^irm Deien Bir Örf Üzerine Kurulmas Lâfz He Bul» v^a&hîr

Hadisteki,

6. Hadisi

30S

Balamlarm GâzOrMe tet HtBosumta SaNabe ve

Nasslarn Vaz' Hikmetini ve

Tabunun Metodlan

Inda Anlalmas

'rte

...

„.......».,

.,

Maksatlar Arasnda Söm^...»™...™.

...-^».^

.--.3Î9

Dei^ Araç le Sabit tmm ^irindert Ayrt Edilmesi.

Anlamada Hakikat !!e Mecazn AyiEt ^hn^t

Ahkâm

Hadislerinde Mecaz

344

354

.,

Çada Kültürle Yetien Kimselere Mecaz Kapsm Kapatmann Teilkesi Arca }^^çma|tan Saknlmas

Mecazi Yorumlarda

357 361

....„

362

Reddedilen Yorumlar 7.

Gaybi Olan le Gaybi Olmayan Hususlar Birbirinden Ayrt Etmek

366

-

Sonradan Çkan Istlahlardan ve er'i Nasslarn

EK: V.

Bu Istlahlar Üzerine ndirgenmesinden Saknmak

374

"Tasvir" ve "Naht" Kelimeleri

375

BÖLÜI^ SÜNNETN

-

TER (HUKUK) BOYUTU ™

Giri

Mânas Tahrif Edilen

Bir

,

379

381

382

Hadis

387

Sünnetin Teri'deki Fonksiyonunu nkâra Yönelik Aiirhklar frat ve Tefrite

390

Düenler Arasnda Teriî Sünnet

Tahkike Muhtaç Büyük Bir Mesele Sünnetler Konusunda

....396

mâm ibrr Kuteybe'nin Görüleri

397

mam el-Karâfî'nin Deerlendirmesi

400

-

,

n Teblii c lift@9Rnjpl^â^^^.<M^.^i»«..».^.»^ MeseesinPe Al. Re^Kos'tunMe^^^

Risâtef

—.„,.>»,^^.,,i,k.MS 412 417

Üstad eltut'un, Sönnetl Teri! ve Terii Olmayan Diye Ayrm............ Genel ve Özel Teri' Tâhirb.

Bakmndan Sünnet»

Âûr'un Görüleri

Meselenin Deerlendirilip Üzerinde htilaf frat ve Tefrit

Hacla

ilgili

Edil

418

-

-r-

42^

-

Ayrtrlmas

memesi Gereken ki

,

Hakftat......

.......

429

Srlarn Zekatna

432

Bazlar Sünnetten Deildir

Hadis Kitaplarndaki Zekâtla

lgili

,...,.427

.».^.«,*.-*^.,i«^.î*^..-.428

Arasnda Bocalamak

Fiillerden

439

htilafn izah

441

Dair

44Î

Atlarn Zekâtna Dair

Çok Sklkla Nesh Görüüne Smmamak Gerekir

..~

7


Sünneti AnlâEHg^%ien

Hz.

448

Peygamberin çtihatlar

Sünnet'te

rad Yoluyla Gelen Emir ve Nehiyler„«..^™-«.«.«™-.«..-»,~«-«-««.«

Tpla

Hadisler

lgili

tbn Kayyim'in

Tbb-

.^«««^ Nebevi le

lgili

452

454

BazHadhlertVorumu

459

Sahih Addedilen Bu Hadisleri Nasl Yorumlamak Gerekir?

Tbbî Hz.

Nitelikli Hadislerle lgili

bn

Haldun'un Görüsü

450

Peygamberin Beser Olmas Gerei Tasarruflan

460 -.461

Ulalan Sonullar...»

Baka Bir Tembih .

477

ndex Prof. Dr. Yusuf el-Karadâvi Eserleri.....,..»

8

..„..

«-..«.-.-....513


Ksaltmalar

:

Atl ^E^^j^er

:Ac ccçcn a. s

a.y. J

>-

;

rrtâteale

Alcyhissclâm

:Ayn

yer

:Bin/oeul :K?:

bU

:Bîikn/.

c.

ia\t

DA

:Diyancl

H.

;Hicri

Ha/.

:Ha/,rlayan

slam Ansiklopedi

M. rölüm r.a.

Radivallâhu atl

i'.unhâ

:Radiyallâhu anlâ

:RahncUllâhl alc^h s,a.

'Sallall^u aleyhi vc scllcm

.La. r.n.r.

:Türkiyc Diyanci

tahk.

:Tahkik

icrc.

rTcrcümc

irs

:Tarhsr/

Vakf

;Ta.shîl

9


Yaync Önsözü

Turh btyunca. cn

vc o

hir dine inanan

insanlir

*^olc

bir yttrumu

&\m

olmuiur. Bunun

megul nicn

tlittifi

tlFcninû

ile

u^^an

mesele; kendisi de varlk aleminin

îinTu^lmam ve ymmlûim^ schcM.ptîck Allah'an gelen vahyîn/ilahî

msHn'^^

l^ma

m

vi^j^ fmlk uygulayK«a «lan p^^mb^n siöj^ davranlannm. sO/lü vc yazl ilade tarzlaryla, nesilden ncsile mkledîlraei^fn. gerekse

mcsîdir. Zira. tesanlann

kulland

1^ H^pImnda. mlk ^kîl^ ki^inîn

biina söz ve

leh^i;

l@t^M^

tek

rivayci.

Oph^^

yer

hrakmaya-

mak^«w heîirtmcde. muradn ortaya MaM pLpvsx ; nuhkmn faA^4W ve

l^arti &tüm;/.

delen vantndc te^hihh

herhangi bir dilde vc^a ayni UHin

^

meAl

emsi,i ve

amMik

lar/a ma

anlîttnn

^vurulm^^ bu foye w m^t^nn wla$&nesnt güçletirmitir. Kâl^ d ki. bu metinleri okuyan vc dinfç^in. tmcfcn ^^toroa d^^i de hir^«d

w te^kmsat dururmma*

na vcdin diline SSrtalgnin Tarkl

ifâhî

kelâmn aü t^i;^ #tîli

oluum ^"îrc de deiiklik

&»r«tlar^

ar/ eder.

Dolaysyla, dinin nass olarak kabul ellii metinleri anlamak it;in, $âri"in jaye ve naksallann lespi etmek esastr. Ancak bu gaye vc maksad sadece dil bihjisi kurallar ile lâfzlardan istinhat elnek mömkün deildir, /.ita. kelime \c lal/lar gayenin kendisi olama/. bret ve ilihar

olmadan yaln/ca

ün

dtirl

asr

iharc. hi/i asla

i;indc.

alt!

hak ve hakikate götürenle/..

yü/ saylahk Kuran gihi

kitahn yü/ olmas. slâm Pcvtambcrinin hir

i/ahun vanlms sö/.lü sciylcmlcrini vc anlaml eylemlerini uhlil eüebiliTick kadar erh ve haiyenin kalenK alnm ohast bunun cn canl binlerce

cill

tcl'sir

ve

için. bir

o

iladcsidir.

11


Sünneti AnlasiKb

Kald

meni

çada

insann yönelileri, bu çaba ve gayretlerin tcyamete kadar anar4k. devam edeceini çok açd; l?lr ckildG fgimcrmckiedin ki,

^W m ^

Am$k m\mm

ve yomifdama raayett^ ne tefiîr ve köüijm yazma ameliyesinden ibarettir. Mühim olan, bu fâaliyet :$mknei^£i£Mg Allah ve Ete^lânÜn ^yc ve mabsadt ile so-

m

vardmz

m

nuçlarn drt^jmEMr^ $ft>^ bu ^£ia ^yrçtlcr devam ^l^^oic, çaginsana ymietl^ttl boa ^temamak ve mhm hayal ktnkl#na u^

n yollarm arama^ d^a t£^tsu anladklanmsm Allah ve Resûlünün murad m S^^mât örtOm^nm pttatmt tes^ mtmM ^m^^ Jüpue totm m dört asrf^tai W anlama m yoMte» ^%clîmn ^s^riMndcn m^in ^M^ y@nMt^ ^ edilccct^ bu. zorunluluktur. Menfî anlamda gelenekçi olrmâda^ i^^ «mkumda ild

î^to

MM

rstifdie

bir

W gelenee

sahip ctesl iarkh eyferdir. Müsbet anlamda bir getenefe sahip olmayanlar» yenidm anlama ve y^Hito ^rumlama

Mly^e

giriecek imkân bulamazlar. Köksüz bir hareketin öksüz ve aktm kal-

mas kaçndmazdr.

.

Cinnetin

anlalmas ve yorumlanmas 14 Hadis

ile

meselesi,

Ehl4 Ftkh

ka^ k^ya

getirmitir. Muhaddisler fî:khlcri, hadis bilmemekle ve rey

tlitt

kyas

mU ^is'e, rivayet

#ti^*^mefâe îa^ataî miM^ is© eltikW ihmndc düünmeyen lircr râvi vc nakilci hadisle»^

«nlan

ite

h#nalta1, bili

gö/üylc

bakm

ve

tayclar olarak dccrlendîrmîUr.

Netice itihariyJe Ha<Iis. imi ve Usûlü, kendi içinde bir anlama ve ,yorurnluma yöntemi gelitircrtKclii içindir ki. bilâhere muhaddisler de, fakih vc mLifessirler gibi. Hadis ve Sünneti

Fkhn

anlamak

için.

büyük oranda

cimek durumunda kalmlardr.'Zira Usiil-i Fkh, slâmî ilimler içinde, dört ayr ilmin (dil. mantk, kelam, fkh) esas vc prensiplerini cem eden, gerek hiigi felsefesi bakmndan, gerekse anlama ve yorumlama yönlemi bakmndan, müstakil (Jsül-i

(vc

kural ve kaidelerini kabul

ksmen dc

olsa)

müLckâmil

bir metodoloji gelitiren tek disiplin

olarak kabul edilmitir.' Sünnet: Kur'an- Kerim'dcn sonra slâm'm ikinci inançlar, ii^dcilcr,'ihMik,

Dr. loji

12

muamelât vc âdabla

Mchmel .Görmez. Sünnet vc Sorunu, T.D.V. Yaynlan.

Hadisin

ilgili

Anlalmas

kaypadr.

Kur'an;

slâm'n temel csaslann

vc Yurutnlanimsnda Metodo-

bask. Ankara 2()00.

s.

1-4


Yayna Önsözü vc

kuraliiinn

ana kituplr. Sünnet

içeren

ise;

bütün bu konularda

Kur'un'n icurik olarak a^^klanas vc pratik olarak uygulgmmifiu:.

le huA^ Icr ile

0% sünndc uymak

vc enun

g^tai olduu hUkÜm;

yöntcndirmctcrte amel etmek hayait bir konudur.

MUHlcraras

Dâ13^

Lsfâniî

EnütUSsÛ

ha^n

Üs6ul

CkUr

el-

Alvânî'nin dc dedii gibi. sünnet, Kur*an'1a iç içedir. Çünkü sünnet. Kurban* m^bemlni beyan câ(^, mSemetmi 1^1 eder, âyetlerini açk-

n

lar,

beyanlarn

BEMt

eder vc hükümlerin uygulama sahalarn gösterir.

tefsir

do görülürde

mmm ttsA eden bir eyi

tah^s edebifir

^

^rûnürde mutlak »k» ûâ mmihîâmMVit. Hiç üphesi/ yukarda belirttiimiz önemli hususlarn, çada slam dünyasnda ilVal ve letVil çi/gilcrindcn u/ak. son derece ilmî bir üslûp ile sistematik hir

yap

içerisinde deerlendirildii eser, gerek genel

slam

corafyasmda gerekse de ülkemi/.de önemli takdirleri ka/anm üstad Yusuf el-Karadâvî"nin tercümesini sunduumu/ 'Keyfe Neîeâmehi

Maa 's-Sünnet 'n-Neheviyrc " isimii çalmasdr. Bu kitap, ya/tid günden günÜmü/e kadar slam dünyasnn

her

yerinde, akademisyenlerin, âlimlerin', ilim örencilerinin, vaiz ile haUplerin

ve ö/ellikle de hadis

hir el

okumak

isleyen

hemen her Müslüman'n

âdeta

kitab olmutur. Kitap, birçok ilahiyat fakültesinde, enstitülerde,

ilim meclis ve

yuvalarnda ders kitab olarak okutulmas sebebiyle Müs-

lümanlar nc/.dinde (inemli bir yer edinmitir.

Bu dccrii

ülkm^le^ dM

tercüme eltirmcmizdeki gaye, hir bilgilenme var oluu, dier bir deyile insanmzn yanl bilgilerle donatlm oJnasdr. En temel konularda bij^ 0ihih slamî bilgilerden yoksun olmalar gerçeinden hareketle; ü^nmmt eseri

açnn

d^^l^

doruya Kur iyi

an vc hadislerle muhatap klniak% bu sorunu

yöntemlerinden

biridir.

Bu nedenle de yaygn

hedcUcmi olmas hasebiyle bu kadar önemli olduu aikârdr.

Bu

esxsân

bir '*ümnfX^

(^ümrm

ülkemiz insanlar açu»ndan nq

Mâ dnce yapUn tMl^ ^Mfe ayan olmas ve

dönanin hUyacn

belli

mIa^to»nda Bmn}

mem%

eserin,

fimenin cn

ölçüde

il

karlatüasm n^merr; temâmede. konumn

bir yeri c4an alt

balklara gerei kadar yer

veril-

mmiAa t#riç yaplmamtr. Baz yerlerde tenine skntfonna ik eastlanmaktadm Bunlarn yan sra Ütâd Yusuf KârMvTnin tercümemizde esas dördünü baskya yapt yeterli

Mptm m

teoKilc

der belirttii gibi;

ya/^ru

ttte

yeniden

M M^^

^sta

i^^mp m mmmi^ym çk^tMtatfM bulunmas,

gcçirme^îy

13


Sünneti Antanada

Yöntem

a;klamalar eklcmcsiyle kilabn haemi üçte bir orannda artmtr. Ayrca ayn önsö/de ÜsI;k Karacirvî. daha önee dier dillere lereüme edilmi hu eserin tekrar gi)/dcn geçirilmesini talep ederek. yapUc 'k tercümelerde bu yeni 14. basknn kullanlmasn önemle ilave etmesi. yarari

vurgu lamdr, :yttkrn# mKfiçitiimi/ bu vc bcn/cri sdcplerdcn dolay kitabn

yeniden ictümc cdîlmcsinc ihtiyaç duyulmutur. Elini/deki bu tercümenin,

eksih^ üom

mk olmas

hasetliyle Ö-

Mili biH»)luu doldumca timidindcyi/. '^Sifuncti

eser.

AnlamaJa Yöntem"

balyla

tercümesini

sunduumuz bu

Üstad Karadâvî"ni üç kitabndan meydana gelmektedir: "Keyfe Neteâmeîu

Birincisi:

Maa 'sSiUveti 'n-Neheviyye", "

kincisi: "el-Medhai li-DirâscO s-Sûnneti 'n-^I^ehc}^^

'V,v-.^w^

Üçümîüsriise,

Mmh^ ft^kh^t^ vel-HadâmÜ"

Üslâd YusuC el-Karadâvî NVashtngton'daki

Düünce

Ensliriisii

ya/ar

sonra

adyla

bu

"nm ilei

eseri

" Milletleraras

ü/crine birinci eseri

"el-medha!

slâmi

ha/rlamlr. Daha

i-Dirdseti'.s-Sünneti 'n-Neheviyye"

enstitülerde. laküUelerde vc çeitli yerlerde örencilere ders kitab

amacyla ö/ellcmitir. Yalnz özetledii bu esere, 83 sayfalk bir ek hazrlamtr. Bu ek, elinizdeki tercüme etliimiz eserin birinci bölümü olan "Sünnet, Sünnetin Kapsam ve Önemi" balkl

olarak okutulmas

ksmn oluturmaktadr. "Keyfe Neteâmeîu Maa's-Sünneti'u-Nebeviyye" adl eser. tercümemizin esas ana gövdesini tekil etmekledir vc bu eserin tamam, son eklemeleri dâhil, eksiksiz bir metin olarak kitapta yer almaktadr. Eserin isimlcdirilmcsindc dc bu kitabn

bal

Üstad Vusul el-Karadâvî'nin bu alanda

kullanld. Çünkü bu eser,

yapt çalmann temelini

olu-

turmaktadr. "es-Sünnetü Masdaran li'l-Ma'rifeti ve'l-Hadârati" kitabnn

ise,

70 saylalk Sünnetin Teriî ile lgili kifMnu elinizdeki eserin eki olan beinci bölümünü oluturmakladr. Bu son bölüm. Prof. Dr. Özcan Hdr'n tercümesini yapt "Bilgi ve Medeniyet Kayna^ Sûmef adl

çalmasndan

iktibas edilmitir.

Tcpcümcte tekfii,

'*^î'M^al H-irâseti*s-Mnneti'

Vehbc yayn©^ 14

^Kej^c

mtfm^ hm\m

I»irc 1425/2004 heînci

basiküt ite


Yaymfi Önsözü

"cs-Siinnc'tii

Masdamn

li'l-Ma 'rifcH \c'l-Hadârali"\\\n

yuynevi 1426/2005 diirdüncü

Günümü/de

alnd

hsks esas alnmlr.

hadis kaynaklarmm; ^spiütKnî CsJiiardancc usulü

alnm

bu çalmada, da ayn usul esas

i(,'in.

Dâru'- uruk

esa

vc hadisler,

ConoH'dancc usLilünc göre verilmitir. ConciMdancc içerisinde yer almayan hadislerin, hungi kaynakta gisçl^i çounlukla icspil edilerek ha/en bu, kay^klarm ciU Mc sayla numaras gösterilmi, bazen de eil vc sayla

nunrans yerine parantez içcrimndc haû.K numaras ¥3)immit.

kUnç»fara

rin

h^isMtt ^tici huuRunil

Mh

belirttt#

ve

lE^tfck^na^

ite

Hadislerin lahricinde kullanlan eser isimleri.

münde

s<V7>k(musu

IhnM^ had^ri

"Kaynakça" bölü-

verilmitir.

Hserin lereümesi

kasiedilen

arkadam/ Hanill Akn. olametinlerine bal kalm, /aman /aman

esnasnda çevirmen

bildiince hadislerin orijinal

için

M

^im:t eter» (Icrlpnç

N^t^uj^. dote^^^ da fi^^ltem

huiummmjt

verilmitir.

manann günümü/ okuyucusu

'\:a^daf bir üslupla bira/ scrbcsi

A/ami dikkat vc

olmu

gayrçlienc

laratndan daha

davrand

ramet^

iyi

anlalmas

da olmutur.

iaricmda olunmadan tercüme

Yt|¥l@ eletiri ve uyanlara her /arnan ihtiyaç duyd^umu/u* ^kuyueulanm/ tafat'ndaa bUinmus&ioi isteri/. hatalar

\mm

olabilir.

mmmm.

I^tfl^3vf mjî

fmit

adam onaytT^ liJi^^M

taft

im

eChne

Wm

NEb^^

bir

Fftrf.

ör.

bîr külliyat

m

Yusuf l^ftmks

elt(r-

i^^m&âsu tomli

kühür düflyamriea kifisandrarak, mUhim hr

boful

tcb;^ Ki\m ;^pcUml@ elan yayn ^^^Tm^mt yeni s»la|u Hida Ytjymahm feu Ûfa(to ^yj)(i5aw taiicnnîsiylc, bu vc katk ba^mmda yafnlmfc icMu l^^ sahlpM^ ^mdidcn ükranlarm/. sunacamz bclitmck istû'r, bu eserleri

bîr

ûfMmm

ftoM

anlaml vc zor çal^mada^ncsp

tOm dc#^i d<^arvmi3ia leokkür

ederi/.

Çaba bi/den. haar O.

ni'

elbette Allah'landr.

^üzcl Mevla ve

w gite yardmadr. stanbul

Aüslos/2(K)S

15


"

lahî Düstur'dan %(yt/uCmu^ eytann errinden J^üaf

^'^rusu

içlerinden^ kmtffhFine Altah'm

J0^ier£krt ve

mkârdmi kenditmim

'a

snrm

âyetkrm

temizleyen^ kendiierim Kitt^ ve

kfkmetr öf^-eten hir Pt^'gamher göifâermeMe Âfhk, \iîk hir linufta

sapkhk

okuyan, teff-

m&mfrer^

huftnmu^tur. Halbuki daha önce onlar

apaçk

hir

içinde tdi/er."

(ÂMmrân,

"Ey

^

imm

3/164)

i'd^ttkrl Allah'a itaat edin.

Pey^mnber'e ve sizden olan

nht 'i-emre (idarecilere) de itaat edin.

Eer hir Htsusta anla^^-

inerseniz Allah'a ve âhirete gerçekten Vi-

inm^^y^^ mm AMh hem

ve f^esV'e götürün (onlarn talimatna göre halledin); bu

hayrl, hem de netice

bakmndan daha güzeldir.

"

(cn-Nisâ\4y59)

"(Ey müminler!) Peygamher'i, kendi aranzda birbirinizi gihi

çarmayn.

çarr

çinizden, birini siper edinerek svt^'ip gidenleri

muhakkak ki Allah btlneki&dû\ Bu

sebeple,

onun

em'in&^^m

nmanlar, balarna hir bela gelmesinden veya kendilerine çok

e^

tmhli bir azap isabet etmesinden saknsnlar.

(cn-Nûr, 24/63)

"Peygamber

size

ne verdiyse

da saknn. Allah'tan korkun.

om aln,

size

ne yasakladysa ondan

"

(cl-Har,

S^H) 17


"

Peygamberlik Kandilinden

'*RcsûIü!Iah (s.a.vK *¥ih çevirenler dtmth ftmneftmin

5i'

buyurdu. Shahilcr. '£r Allah 'm Resûlii!

te

girecvk

17

kim istemez

'

ki?^ dediler.

Bunun

üy'.crinc

taat edenler cennete girer ve bana

kar

c-cmte-

Cemele girme-

Rcsûlüllah

(s.u.v).

'Bana

gelenler de cenneti

iste-

memi demektii-' buyurdu," (Buharî,

V

"(Benden sonra)

sise

iU

hirakfm,

l'tiîöim:

2)

8mkt (a sardiit^mn

mla) sapnmmE:. ^nhr, Aihh*my^î^^metim'dir.

"

(Hâkim, cl-Müslcdrck, 1:172)

>

*

"Ben

sizi.

gecesi gündüzü gibi

apaydn olan

(en

küçük bir üpheyi

kabul etmeyen gayet açk) hir din üzerinde braktm. Bu sebepledir

benden .sonra .sünnetime ve benim yolumda yürüyen Halifelerimin sümtetine sanlnz. Bu sünnetleri az dilerinizle alsa dahi sikiki.

ca

nmmm. lAhîmâ ft HtnfjfâL el-Müsned.

18

IV, 126. 127)


4

Yazarn Ondördüncü Baskya

Yazd Önsöz

^snâfMimltinânirmâhB

Hamd:

nimelini sâlih ilerle litniîimlayan. ihsanyla

vc bcMvkcHi

\'ç

.'jcylcr

hayrl

uygun halo g.Minosiylc maksallar

gayeleri ger(;ckleiire Allah'a mah.su,smr,

Salât vc sclûm: Allah'n

CTnm

indiren,

ilgili

mhmetiylc âlemlere hidayet rehberi alfv^

miTietwfc^ fTrfiTiînlcre yol gffeîierîci

faîmm

ve O'nun höeeetiyfc

büûin insanlara gönderilmi efendimi/, önderimi/, örneimi/, sevgilimi/, ne.

öreimenimi/ Muhammed

O

(s.a.v)'o.

O'nun

ehli beytine, sahabeleri-

nun yilunda yürüyenlere vc kyamete kadar

O

nun sünneliyie

hidayGic ercn kimselere olsun. ftli

giriten sonra: ncbevî

Kikunmayan

nellu\

Müslümanlan

^îMlieit, îkinei

vahiy)*dir.

vahiydir veya vahy-i gayr-i

Kur'an' Kerim'in ncbcvî beyandr.

elinde hükümlerin ve

tüm yönelilerimizin dcerlcndi-

rilng.si i(;in (Kinçi Kfiynukir.

ile hu sebepledir vi hayat, davet,

lüman'a

kî.

anlama, kavrama, imnç^

eilim ve öretim alanlarnda

i'ar/dr.

Ö/eliikle

de

lur bir

dönemden sonra bu

far/.iycii

amel. mâne-

sünneti anlama her

Müslümanlarm

Kur'an' ve peygamberin sünnetini anlama

ballk,

gerileme

faaliyetlerini

Müs-

devrinde,

donuklalrdtk-

hatrlatmak çok gereklidir.

19


MÛslUman kine cn uygun

âlimler, dâvetçiler

ism^

Ifif

ve dÜUnOrler

ile

dîni

çamzn idrâ-

anlatmay düünen her gayret sahibinin*

^

alandaki görevlerini yerine getirmeleri gerekmektedir.

Aslnda bu kitab **el-Ma%edu%Âlemiyyu n%FikrV-slâmr {U\\-

DüUnce

leUeraras kiâmî

£n$titUsÜ)'Un istei üzerine bu alanda bir

katk olmas îpa hazrladm. Bu

Msr'da

kitap geçen on bir

yl zmnan zarfnda

ve Beyrut'ta onlarca bask yapt. Bunca aradan sonra bu kitap

hakknda yeniden gözden geçirme, düzeltme ve tamamlayc baz deer-

yaplmasnn uygun olacan gördüm. Görcv ve sorumluluklarmn fazlal vc vaktimin darlma ramen bahsettiim çalmay gerçekletirmek için buldu^m vakit kaçtsnamam fecel&m bir tîrsat oldu. Bu kitabn sahip olduu güzelliklerden birisi de; bu kitab lazHarlendirmelerin

ken kendimi tamamen bu ç^^mya vererek ona eksiksiz bölttmler, sahih

açklayc bilgiler bakmndan tamamlayc hususlar ilave etmem, dü/üllmc yapmam ve gö/dcn geçirmelerde bulunmam oldu. Böylelikle bu kitap, aslnn üçte biri kadar artt. Bu sonuç, Yüce Allah'n lütfundan ve

ve artlar uygun hale gelirmcsinden kaynaklanmaktadr,. Buradan hare^

keib bu kitab

dillere

tercüme eden kpd@$[mm4€Y« ^np^: tercü^

meler! yeniden gözden geçinpek ve etmelerini

farkllk

tamamlamak

için

bu

mâkya

timat

umuyorum. Böylelikle Arapça aslndan yaplan tercümelerde

olmam olur.

Sünnete hizmet etmek

için (bu alanda) birçok kitap

yazmamda

beni

ba^U küma^nt^ dolay Allah'a hi^»i ed^^m. Bu kitaflana '^msinde;

"&^ûm^ Masdaran li'I-M&'rl^i m^^Hat^tiZ

mrâ5eW's-mm&l*\

*'er-^^î v€%km'\

"et-Afârttekâ

''Medkal t-

mfrm%Terîh

ve't'Terhîh li'l-Münzirî".

"el-Merciiyyeht'î-Ulyâ f'l-slâm !i'l-Kur'an

ve's-Sümet"

sünnetle

gibi

direkt

Sâlihatun li-Kulli

Zemân

ve

ilgili

Mekân".

kitaplar

"Medhaî

vc

"enatu'l-I.slâm

li-Dirâsetr^-^eriati'l-

slâm^e'\ "Teysîru'lSikhi M 'i-MiLslimi'i-Muâsr "nn birinci cildi ....gibi kontak llgllt direkt b^^ttl olmayan kkapteryer almaktadr. Dâru'-urûk yaynevi, geniletilmi vc yeniden gözden geçirilmi bu basky neretmeyi üstlenmede hana imkân .salad.

20


YazarmORdârdÜiKii

Yüce Allah'tan, bu kilâbl pmxmu toksn yazya geçirene, okuyana, s^ymtayan ve genel bir fayda sâ#masna katk gösteren herkese hayrlar vermesini dilemekteyim.

ÇÜd^ Allah,

her eyi iiten

weeva^

edendir.

Hamd, bata ve sonda Allah'a

p:ahsustur.

Rabbinin Affna Muhtaç Prof. Dr.

Yusuf el-Karadâvi

Cumaaiye'l-Ulâ 1421/Agustos 2000

21


Tâhâ Câbir

el-Alvânî'nin^

Sunum Yazs

amd. âlemlerin Rubbi Alfeh'a mahsusiur. O.

slâm'

^

nebi. rehber ve rcsûl t)lar;k

Ascf^milir. Muhammcd'i

upra ye sapkln yayld

lclcyici.

(s.a.v):

büün

ise

Mm din ftaric

Muhammcd"i

insanlara

Hakk

(s.a.v)

ile

müj-

Allah'a dSvcl edici; rcsûllerin gönderilmedii ve rcltot

aOncrnIni aydnlatmak ü/crc bir nur olarak

g<indcrdi.

Mühammed dan

ald

Yüce Allah'n emrini

^^rilfö gçljçdi; O-sanlara indirileni unlara

litikümlerini

deiiklik yapma-

erdi. onlara gönderilen

(ilarak ise;

ycryü/ünc vc içindekilere

sabit olan.

nuru sönmeyecek.

edilmeyecek slâm' onlara

Yüce

bayranm

beyan

yüklenen

etti:

Allah'n

açklad, rarzlam prîfie m^tâl Böylece iusaalaca göadc-

kemale

salnda

hiçbir

gibi at^klad. risâlel görevini lebli elli ve kendisine

bM öMü^ti Hîen

(s.a.v).

Allah, bu risâlel dalgttâftnttisllM

nimet lamamiand. Allah, din

rtrifasçî

i:?areticri

ohiffcâya fca^te'

«i^^ll

kaybolmayacak, hükümleri

^

iptal

seçti

nrunun yaylmas ve kyiEm^e kadar

alamak

i<^,

^k

risâlet

ResûlüUah (s.a.v)'n

vc gerekse vefatndan st>nra sözün çelimemesi ve kalpliSfln

hulanklamamas çin nurun

vc hidayetin kaynaklarn

açklamtr.

an

Yüce Allah bu konuda t>ylc buyurmaktadr: -

Millcilcraras Islâmî

Düünce

En.stitüsü (ci-Ma*hcdu'l-Âlemiyyc Ii'1-Fikri'l-Îslâmî)

Bakan 23


SlinnetiMrtlMm "Allah'a ilaal cUini/, Rcsûl'e itaal cUini/. ve si/dcn (ilan emir sahip'

/ef#)?fulu*l-cmre) dc

Bu

itaat edini//'^

sö/konusu

SycUc

*Utf'l-emir"i]cn

edilen

kasiedilcn

ise,

"...Hâlbuki onu, ResâKc veya aralarnda yetki sahihi kimselere gö-

türsclarUt

a]^aj8Ur« oma ne oil^tee^^ hüküm çkarmaya güca yeten

mUarm mmiflan iin

dugntu MTterd'"*

âyctinîn

içyûzünll

âUml&r Kc Umtncl tarafndan k^:^imne huna

yetkisi verilen vc

AtWn hükümlerini uygulanm

skca sarlp ondan

asla

aynimayan yön^icüer-

dir.

Allah'a itmt;

Q'w yjjce kitabna itaatle, O'nun muhkem âyetlerine

up^^

tamamm itifmkla, emir^ît

I^^Ekniîte l^^omkta,

mttt^lvih âyetlerine teslim olmakla, verdii haberlere

itibar

etmekle ve

sünnciultahn kîivramakla gerçekleir. Allah Resulü (s,a,v)'ne itaat

ve tamamen 1e

ilaat

ise;

hayatta iken emirlerine uymakla

uymak nctiy-

Gimcklc, vefatndan sonra ise sünnetine

orta^ ^^fkar. Islum'n /ulurindan itibaren. Resûlüllah

gclirmc;

{s.a.v)'in

sünncliyle delil

Müslümanlarn imamlarnn vc müttehitlerinin

etmi

tespit

ku^lam uygun olarak Yüce Allah'n kitat^yli* delil getirmesi giM a^kof^TT. Bmn E^ümator, Mllüllah (mvj'im fdj% ^ri^ olduklar

v& ifd^tfft^

sTOrtae

delil

d())iUk sr)/lerindctu rîlicrindcn

gclirmc ilcvîftm.

iöeff

olarak Allah'n dininin hir gerei

ve

^mm

ftöt nieyedretri taâîî

olduunu

ol^n

ve tMrlerindeit

bilirler.

Bu durumda

Allah'a

vc peygamberlerine iman eden birisinin, bunun aksini söylemesi caiz deildir.

le

sünnetin bu

konumu gerei,

bir

Müslüman'n, bunun

aksini

s<>yicmcsi nasl caiz olabilir ki!

Sünnet, Kur'an'la

beyan, mücmelini

tafsil

i<;

içedir.

Çünkü

sünnet. Kur'an*n

eder, âyeüerini açklar,

hükümlerini uygular. Bazen dc görünürde tahsis edebilir vc yine

^

cn-Nisâ. 4/59

'en-Nisa.4rti3

24

beyanlarn

umum

ifade

mübhemini

tefsir

eden

görünürde mutlak ulam da takyid edebilir.

eder vc bir

eyi


TâhâCâbir el-Alvânî'nin

Bundan dolay ncbcvî sünnclin MüslümunlarmUan rsc

anlay

kimsenin

hi^

k! vc

bilgisi

az,

tartt^md dinî bir mstm cahil,

lürcdi bir nesil

RcsOIülIah (s.a.vVdcn sabit, kesin veya sünnci

oluu: bu ümmclin

delil

Dakst

bu

mc^'s^^a^i

M

Yiç^

vö aktlia <?îlimesî haiincte de$rtfenîf) etmediler.

desielçlgîn-

Bu ^^l türediler, ^2kt)nusu bu nt^ododelil ge-

bir

"haber vcrmc"dcn ibaret olduunu, dolaysyla bütün

haberle

^^mlar,

tartma olduu yanlgsna dütüler. Bu metartmann tamam; sünnclin hadislerden olutuunu, hadisle-

hakknda yaplan

rin ise

bir

delil getirile-

problem konusundaki tartmann, bizzat nebcvî sünneti

todolojik

Bunlar

snriarnn vc beeri

lür bir haberle delil gclirmcnin

lih* halîerlerîîî.

tirme

smm

apaçk olarak gelen salam

Hg^^ lu^jadaki yerinin n@ olduunu

lojik

düncm

gcgmi^lckilcin haberleri ve sünnetleri arasnda bir fark gö-

ile

bileceini vc

bu

ilk

yetiti.

/clmedier. Önceki nesillerden nakledilen haberle ne kadar

bi^

Sunum Yazs

ü^ode

i>ldtSMj]i)

kaJmt

Gimk mn^yl^

sünnet dairesine kaydrddar. Bunlar, sünnet

tartmann

{^^^^

oluu yönünden

nebevi

bi/^at ne^

bcvf ?Kltmci Hc dier yandan onun nakil yollan vc haberler arasndaki önemli farklara dikkat etmediler.

Ayn

yaplan nakillerde kullanlan yönlcmler

ekilde Resûlüllah (s.a.vVdcn ile

bakalarndan yaplan

yöntemleri arasndaki larklar da önemsemediler.

Bu

nakil

kark tartmann

son^U ü^ak bu ^^ip tartma^ bizzat sünnt^i detil §€tiiW mmfyo^ da pffl^ Usûl lmi ite Hadis alannda yi4>fUtn lmî g^A^fmlarda geni yer kaplad. Hâlbükî fm çal malarm; Angtf atkmsi 5«twrttefii mSmmû anlama yollar, ondan alnabilecek dersler vc ibretlerden yararlanma

melollarn açklama

Bu

tür

gibi sahalara tahsis edilmesi

mümkündü.

çalmalar, her hâlükârda Müslümanlarn düüncelerinin,

savvurlârmm, kültürlerinin, hayat metotlarnn ve

sof^ ^^tttlannn

sünnete yönelilerini vc ondan yararlanlan prensipler edebileceklerini kolaylatran

Genelde bütün haberleri dcitl

giîm :trarn(kki

sndaki

ihtilaflarn

nda nasl bina

çalmalardandr. delil

getirme ve Özelde ise âhâd haberleri

bu yapay kavgalann, tynca Müslibnanlar am-

olumas

ve fHcalann

unlukla olumlu br sonuç salamayan

ç^lmas,

teorik

isaman zatnan §0"

konularn, sünnet

hakldiMd

25


S6ni»tt an&mada1f8ntera

tslâmî ti

aralrma vcçaUmalann yön dcgitîntmmle t>liiiHW ve tehlikeolmuiur. Halta

etkileri

tehlikeli etkiler

ilmî vc

fikrî,

hundan daha

^-oklur.

olumlu

v^^alar

aîanntlak

Nehevî sdmelîh Kufân'a göte

yeri

meselesi, sünnelin Kur'an'k vc Kur'an'm sünnetle neshi meselesi; Islûm âlimlerinin hadisi nakleden raviyi güvenilir görme: rivayet, senedlcrin

çdilmaâ vctcnkitM gihi konularda haka kültürlerde rasig^omnclcrini huaa ümek oimk vo'^iliri^tanmayaeak kadar Gct^ten metin cnkîd alan ile metin çalmalar ve maift de|0'lefl•sahih' katJUl

go^

dirme melollanna hakifîmzda* ile

büyük

mesafe ülduu ortaya çkmaktadr.

ile ilgili li

mmifii^

metin tenkidi alannda hareanâri ^fnûi

gayretler bir

^îasmda harcanan bi^k

îsîfâd tenkidi

çalma

ve

metotlar

tahlili için ilmî

hadi&ton z^man. mekân vc

realite ile

Ayn

ile

durum, metin tenkidi

ölçüler

balantlarn

koymada vc çeittrtaya

çkarmada

da sfi/konusudur. Nitekim slam hukukçular -Allah onlardan ra/ olsun- teriî alanda takdire

ayan

birçok gayretler göstermitir.

bütün yönlerini vc dier çeitlerini de

Bu

kapsam

gayretler

eer

sünnetin

olsayd, sünnetin anla-

olmas ym ibüyamn ^iilcrilniQ^i nümkUn pl^r çakt. Fakat «mlar daha ^k teriî olan sünnete iincn verdiler vc bu saha^

lt^^t^ maksadn

hâsl

daki rivayetlere uygun bir

yöntem ^le^te*.

Ncbevî sünnet, zamansal ve mekânsal olarak Resûlüllah

yHad dönemdeki açklama vc tif,

toplumsal vc

uygulama merhalesini; slâm'n objek-

fJcrî karakteristik mcrhalesiinin

mmûh ^îMc a^t^^rdu.

Bu

(s.a.v)'in

bülün özelliklerini yan-

nedenle sünnciî anlama mct^tlan i^ ilgili

çalmann, önemli vc zorunlu alarak Usul ve Hadis çatmalanndan olduu kabul edilmelidir. Gerçekten de bu mcrtiale, Allah'n yeryüzünde olmasn isledii metodun somut bir bilgisini oluturmaktadr. Nitekim Yüce

Kur'an, pratikte

lamas toclu^ni bu

olmas gereken mclodun uygulanmas vc somut-

bizasat kcnaisi

yönetmektedir, metoduna uygunluk arz

hareketin bütün yönlerini gözetip kollamaktadr ve€îbedî

eim<^

için

olarak

însanlm taMne^^afimnas çin meramn

de ifade etmektedir. Ku'an

zckmck,

26

tenkit cunek,

âyetleri

çok defa

pratikle

deerlendi nnck, onaylamak,

m

l^tfli

slanan

domya yönlendirmek ya


Tâhâ Câbir el-Alvâni'nin

Sunum Yazs

miytau. Nitekim bu husus. Âl-i mnln. HnlUl ve daha birçok sûn;nin aydtlcrirtdc açkça bîr ckiUlc gözükmek-

da

cksikitsri

^rrmtnl^pt^

Ö^îbtb

ledir.

Gerçeklen "el-Ma'heâu'l-Aieuiyyu li'I-Fîkri'l-sIâmr (Millcllcn-

rm tolî Düünce yine sünnetin

baslilüsü). ncbcvî siiniiotid

çalma mcUHu

ile

btjyullannn bilinmesini: slâmî î^ekîfdc Icaynak

alulmiis

deerlendirme rti^^nö vf onun dier

bilgi.

mcd<aî^

ile

küUür

cdinHccegîni MösIÖraan dü^Ürkîit)

lormesi gereken en ünemli

meselesini,

düünce

için

onun ne

m ^wM^mm gös-

problemlerinden

biri

saymakladr.

Çünkü jslâm'n asllar vc kaynaklarnn tannmas, meselelerinin a^klanmasi vc slam' anlama iTieU)ülarK slâm düüneesinin oluumunda vc bwinwsnda. slam ümmelinin

islik^mei lerinin

yeniden inasnda cn jincmli etas olarak kabul

le

ensiiiü.

ve medeni sisicn-

ilmî. kültürel

bu düünceyi gerçekletirebilmek

ediliTK;kledir.

için.

bu alandaki ça^

aada o/etlenen ekilde öyle hir taslak (;i/mitir: U Mis vc Usûl çulmalarmdaki ge^kli üi/.li^n, de ainmif turî-

lmalara

hî problemlerden,

ienüz ele alnmamfî^pnîblcmlcrc kaydrlmas yönüne

gitmek. Enstitü, sünnetin delil

oluu

meselesini, ü/.crinde yetcrinec durul-

mu bir

konu oliM^ kabul çimekledir. Zalcn Allah ve RcsûUi'ne iman

eto

Müslüman'm, sünnetin dcül oluunu inkâr etmesi

Χ1@

bir

m^tÜ, bu konuda

kapsaml

çalmay

bir usûl

sünnetin delil tjluu

çalmas Bu

yaynlad.

eai?^

hakknda çok öncmîi Ve çOk

kabul edilen gerçekten ifn#dfeere sahip bir da.

çada

Usulcülcrin

üstad

Ahdülgânî Ahdülhâlk'n "Hucciyetu's-Sûnte" {Sünnetin Delil

adl kilabdr. EnstUü^ bu mcierl

p^Muniâpcek

dcgildk-

eseri,

ckilcte

merhum

Oluuf

aratrmaclarn, baka konulara yönclbu alanda yaplabilecek en

yeterli bir ça-

lma nkâ^k'kabut etmektedir. 2.

Çeitli hranlardaki ilim adamlar

layca örenmelerine

liu

yardmc olmak

kitap. Dilaver Selvi

için,

ile

aratrmaclarn

sünneti ko-

ncbevî sünnet alannda aratrma

tarafndan "HHcdyetü^S'Sunne" (Sünnetin Delil

Oluu)

adyla (stanbul 19%)"da Türkçe'ye tercüme cdilmilir.

27


"

SitöiM Anlaitiacb Yöntem

ve inceleme yaj^Hiian bu al^da bilgisayardan (aydalanmaya yönlendir-

nH^^liffffî^ Nitekim enstitü, bu amac g^çet^lctirmck 4skî çalmalardanlirçounu desteklemektedir. konularna

3. Sünneti

sadece fktî

gte snllandrmaya özca^tennek.

bu atan-

Sünneti

kaynak edinmekle yetinmeyip onu hütUn ^il-

bilgi ij^n bir

leriyle tn^rrî

için

ve toplumsA bilgiler içn de kaynak olarak ele atma b^ef-

crimizi gcrgcklclirmck ü/.cc bu alandaki yararl görülen bilimsel

mctodlardan yararlanmak. 4»

^

Mmm m ^llm ufKi^^^r^ yeniden inastndst m hWm tm kalmlktan kurtarmada

metini geri

sünnetin rolü

ile ilgili

önemli konu-

lan ete alan eserler vermelerini büyük âlimlerden istemek.

Bu dorultuda büyük £'A//7-//fl</w"

içinde

maya yönelik

Bu büyük yeccâe

Ya/^ar. bu ecrinde, «ünnetin

ile

haberleri kavrama, ibretler

(izen gösterenler

ile

ktyranmas

dersler çkar-

arasndaki fark açklamaya

çalmtr.

üslad ^stitünün j^özünde- kçndisi için bir çerççve ;^;sileme^

veya kemlisine nasl yaza^gt

yaynIMiMtft

^lenemeyec^ v^ahut

kjfâbt

anec gdzden geçiHletfi^yea^ kadar ba^^k bir

adamdr. Ardndan misaller

(Ö.

ve rivayet kalplan

içerisinde, isnad ekilcilii

boulan kimseler

el-Gazzâlî

(Fkihgiüra ve Hadisçilcre Göre Sünnet)'

adyla bilinen escrmi yakmtr. ve anlalmas çabas

adam Muhsunmed

yazmas istenmi, o &d "es-Sünnetû Beyne

I4l7/I996)'dcn bir kitap

Ehiri-Fkhi ve

ilim

ise

Üstad Gaz/âltnin

delil

getirmi olduu ba/

veya aynnular ctralinda haku devam etmekte olan

koptu ve nercücysc bu detaylar etrarnda çkan

ilirft

bir gürültü

gMltü arasnda kitabn

esas mesaj kayboldu.^

^

Bu

dser. Ali

Özek tarafndan

''Fakihlere ve Mukaddislere

adyla (tslanbul 1992) Türkçe'ye vt^vrilmlr. Bununla ilgili olarak Mü.slimûo gazetesi, sy. 273.

(.11-17

Göre Nebevi Sünnet"

Mays

1990). sy. 276. (18-

24 Mays 1990). sy. 277. aV3l Mays 1990ydaiçlenndeMuhammedGaz7^rnin kiilik bir Imyei Ut de bulunduu Ezfaerl âlim ve tm^lÛF^âgn Mtttm araya getirip Sünnet ve Hadis ile ilgili meseleler tartlmtr. Bu tartma ile lgili yaz. Mehmet Görmez tarafndan tercüme edilip Islami Aratrmalar V/2. Nisan

m^

1991. sh. l(X)-llK^dcyaymlanmur.

28


Tâhâ

(m el-AMnn Sunum Yazm

Gerdekle bu kitabn mcsaju Öncelikle cr'î iUnKcn. iimî kimlilOen

tk^m

H'' hadisi

lkh

vc

bir^î©kil^c anlamaj^

mümkün klaa

larh^S^i',

yeterli

almayan toy feimseîcre y5n«!1k

lügsai bilgisinden nasipleri

Viirkü bu tür kimseler, herhangi bir hadis kitabna

bakp orada

«ff.,

hakikati-

M. hoyilann. vürOd sebeplerini bilmedikleri, öncesini ve sonrasn idrâk edemedikleri bir hadise rastlyorlar: lar,

bil

insanlar

hnu uldüp

arasnda

anlayim/, Yüeç AJlah'm

letlir'

mUm,

*Bt fîvî^.

denildiinde

ise,

dafrn

hi/.nie edenleri |>rt)blemleri

(Jiinkü

kiUlüru

}?a:?ay

ka/ ederek ^ymlerinden

bir

doru

hareketle

vc ncbcvî sünnete

ksmm du sünneti unlama

yöneltmelerini istemekteydi.

bir sünnet

miM OmMUMti kîl^nn

anlay

ve sünnete da-

slâm medeniyeti vc slÜm

(.ars etraMa

*an kar-

ve bin;ok kimsenin zihninin onun esas mesaj vc içeriinin anlauzak

kaldgn

Karadâvî'den '*Menâhicu

hakknda geni

benzer bir

kftaj^

gsirüncc. deerli ilim

VS!

it^in

Yusuf cN

üstad

Yiiniemlc-

''e^Sünnetu Mmdarptf (i*-^a>ife(i

U^m^m Kayn^ Otok

hazrlamasm

yerine getirerek bizim

adam

Fehmi 's-Sünne" [SmncU Anlama

bir kitap ii;

vel^^m'' (Biigi ele

gclimek-

bir rivayetle

m^j, > âUmW, âm|tirtwlan

bir

lmasndan ri)

baka

yöntemlerini dc bilmezler,

sü/geeinden gedmeyen

5. Enstitü»

"Si/Jn

onlar bu t^eli^kinin hakikatini, tercih yollarn,

fkh anlayndan ol uiun lama/M

yanmayan

ele alyor-

ve Kur'an' neshedkndif' der-

*sahih'

ve kavrama metodlarna

hkh

onu

dcnîldiinde; mlar.

sei/ilyle (^çelimekledir'

anlay üslûplann. kurallarn vc y'\m bu kiiabîn

bir anlayi!>h

)yy<¥lar; kcmliicdnc,

SüHitei, Kur'an'dan cVnce ele aîJnmaîrdr

Uf. Tîttö

kt

rica etli.

SüniKStf**

eklif^

Deerli hocamz hu isteimizi

hcrlkî kitah da hazrlad. Hnstilü birincisini

yaynlanakla bahtiyardr. nallah dierini de yakn

bir

/amanda yayn-

layacaktr.

Yîne

enstitü ncbcvî sünnet alanndaki

sünneti îtirfan?^

meseMm;

man'daki Kraliyet Akademisi

liu kiinp. I'rol

.

aratrmalur ve

ytmlemfirme giriimi

^^mkrf,

v'^'^V^^vcsîndc,

slâm Medeniyeti Aratrmalar

Dr. ()/cun IIkIu uritrndiin "Bilgi ve

atlyla Türk,\'"jo tercüme edilmitir.

Am-

Enstitüsü

Medeniyetin Kftynttt Süfmet"

(Nd: Yaymctlk

2(K)8)

29


Sünnet! AnlamajdaYSmem

yardmlaarak

ile

Bu

miltcUecarofu bir luplani dü/enlcdi.

loplant is^

Kmti)^ Akademisi Medeniyet Aratrmalar Yedinci Genel Kongresi <;cr<,cvcsindc gcrçciticli. Toplantya 126 ilim adam. OSiad vc (ffia^irma-

c

katld.

T^iiinU

ite ilgili

«çalmalar, 15 Zilkade 4()9 (19

Pazancsi günü badad, 18 Zilkade I4<)9 (22

A§mm

Austos 1989)

mm P^r^smbe

Tt^tortmn ad, ^esSûnuetu'ti'Nebev^: MmhmmM (Bilgi ve hfcdeniy^lh frt^^ Mefi Bmân-Ma'nfeü ve*l-Hadâra" bcvî Sünnclin Metodu) eklindeydi. Her üç olurumda yer alan dier günü sona

crdî.

kymetli aratrmalara ilaveten orada üstad Ga/./^irnin kitab

birisi dc,

trtîias

i|c

tartlgmz

cn önemli konulardan

üsiad Yusul' cl-Karadâvî'nin ara-

idi.

ve

Enstitü. ncbevT sOnhciin anla^lmaiîi

mm

^îti takip

cdîl*^

mctodlann hclirlcnmcsi: mcln tenkidinde esas alnacak ölçülerin ve kurallarn saplanmas ile nebevi sünneti; slâmî kültür, bilgi vc medeniyet için bir kaynak edinmeye

yardmc

olacak meseleleri

nanmaktadr. Bu meseleler o kadar büyük öieme

ySmt hfijmUn inasnda, nchilmcsi ra ihltyaç

için.

olduuna

i-

çi#las

sahiptir ki;

sünnetin yeniden olumlu vc etkin rolünü

birçok ilmî çabalara,

çalmalara ve îl«^

Uiplanila-

duyulmakladr.

Yine slâmî

iiMmlannm

iiniycrsitelcr. fakülteler vccnstilülcrdcki hadis dersleri

^

mesek^lcri kupsan^tsna

«e bunlarn^ ü/^inde >%t^in-

duful«m ve tekrar aratrnmya ^rck katmam olan konulann rini almasna çok fa/la ihtiyaç olduu anlalmaktiKltf.

ec

yerle-

Üsiad Karadâvî'nin bu deerli kitabnn, okuyuculara ulamas, on-

larn ellerinde dolam^iM vg bu meselenin onlar urafmdan anlalmasm-

dan sonra MUslümantann ihimamnm: ncbçvl sünnetin anlalmas meanlama kaidelerinin iyice öretilip j^ylmasm, bunun kuselesini.

wn

anlarnn belirlenmesini, anlaylarn farkl ve bazen de birbirleriyle çelikili olmasnn scbc plerini vc bunlarn açklanmasn kat kut arlracan ümit elmcklcyi/.. Yine sünneti anlama problemi nasl rallarnn vc

ortapijetkmtr? Bunun sUitnei ito

30

ilgili

etkileri nelerdir?

Anlama meselelerine

götüren.

sonradan gündeme gelen vc ön plana çkartlan

ikincil


'^âhâCâbir el-Alvânî'nn

Sunom Yazs

esciclcr nasl çö/ümlcncccklirV Anlama probleminin, sünnetin

oluu mcsclosinUc tarttmulann Bu

gerçevcdc. I'uzlasyla

ortaya

çkmasmdaki

arairlmasma

sinctin ankijilmas meselesiyle

ilgisi

etkisi

delil

nc oLmuj^ur?

ihilyav cluyuliin vc nchcvî

bulunan ba/. meseleler unlardr;

Anlamann artlan

1.

oirnndaki problem, 'anlama problemi* olunca,

SürrnetiiT

/aman /aman anlay rarkllklan

ytiK'a

lir* Hirtileriyle

lu en

çelineleiin

skllarnn

ile

sebepleri nelerdir'.'

tarih

bo-

etkileri nelcr-

Süeii

anLiiiya vc

gü/el bir ekilde pratie tlökneyc^ij*;ü yelen bir akln ayrt

edc

anl^^m. islâm'a hi^Uhkla iiikisi açiurma hasl Üsün gclinceektir"? Anlama

ö/eltikicri vc vîisHarr telcrlir? B(|

nedir ve dar ve

probl^îi.

^m

ksr bak

ûiki

eden dier

Sonradan ortaya allan ve anlayij probleminin karma!;;klüna

eektir','

sebep olan problemler nasl vö/ülceekir

atksna

haki!>

nasl çö/ümlene*-

prtiMitSnlerie Mrfîkte

,g(>re

bu anlama problemi,

'

Çünkü hi\ok arairnaenn

külli

veya eü/'î olarak sünnetin

humu

larHijnalara vc mücadele-

delil

oluM Riçseksini öne v'KniPI

lere

tlönümesiyle kendini gdsiçrmüjür. Hâlbuki hu mesele, bilindii

iSmo^

iMnMm^'t feî^ir MîÎHüm^'a göne lafti^t^ kfcinm çtfî«îttw#r. Ayrlklar lnî Aratrmalar Tetkikler çin Öngörülen Problemler htilaflar,

2.

ile

slâmî frkalar nasl bölünmütür? Ayrlma ve bölünmenin etkilcd nelerdir

'

R

etkiler içerisinde -anlama, detii üelirne. dirayet \e rivayet

olarak- sünnetin s(irunlar ve ondaki ihtilalin yeri nedir? Sünnet,

Ulûmî

Itrkalar

arasnda birbirlerine

mr? Uydurma hatifler nKselcst. lustl 'i^c

nasl bir silah olarak kullanl-

jiîirçîîci

yaklî^m

ort^^ çkt ve bunlarn ortap ^^kfktimH

^âycî limlerinde u/manlk

ortaya

çkdnda

ihtilalin rolü

Yim U^»\mlm vc litî

kar

^ hukukî -akjmUr

elktlcri nelerdir? Dirayet

isteyen teknik meselelerden trogunun

nedir?

Kclamejiir ae/dinde;

jiüjruelin delil aMSjU,

&r^ki*â |örc konumu, Kuran'n sünnetle nesh cdilmesî

^Imü^

çesyitli

tal^d^lil3^^^€^^d''in

;^î^-

tâhsîs

l^tU vc bu hmtaki tart^^. 31


Anlamada Yöntem

Siiniteti

Kerim nasslar^^ î*y» toyl^ de a\nmu bu meselelerin birçounda her iki nassü dayal onak hükümlcrittt^lvlmaü giN hustskria slinnci i^almalan alam^ ha^ p$^1^Sk»in girmesi de kavlî sühriciin Kyr'an-

biiylcdir'.^

dir?

Di^ünee ve eilim a(;smUan slâm düüncesinde bunun cikisi neçkaran iarihî sMar ssleKir? Eski ve yeni Bu problemleri

açsndan d(^rIendirHdi|înde bunun

Çada

ün

va bütünlüü

i!c

nöt olarak ortaya

Yine ümmeiin si

ve

clkisi nedir?

sünnet çnliTialannda bu meseleleri içeren en

ve bunun için kararlatrlan birlik

fikrî belirlisi

pmgram

ümn^in

iyi

yol nedir

nasl olmaldr? Müslümanlarn

>NaiUen

io^ m^lesinik;

slâmî görü-

çkartimasma yardm edecek düünceler nasl

akiii.

nasl haanlacukur?

ol-

doru yönlendirilmearatrlmas öngörülen ilmî

üretken ve medenî rolüne

le

bülün bunlar,

meselelerdir.

3.

Zaman vc Mekân Boyutlaryla Sünnetin Anlalmas

Gerek ncbcvî

riilicr ile takrirlerin

vc gerekse hccrî leerübeyc dayal

.^ljp s^UmaySi^ meselesinde zaman ve mekân ile fe^llar ile çeîU TOBrhale ve dummlît»fl Sg^mdcrinn 0m öMündc

lîaierin- sünnet

Mtih^töîmas)

-hicri birinci

de açkça bilinen kurallar (s.a.v)"in

koymulardr.

O

halde

çeitli sö/lciinde bu

rallarn Oltaya

hadis

olf^

Mr temstu. Dolaysyla dâ m$m, durumlar

ü/erinc

l^ffitin

dü^n

ele alan

baz

înr lâteW

kiilerin.

Ncbî

kurallar belirle-

hu nasl olaeaktr? Yine bu ku-

konulmasnda ve bunlarn

aratrmaclarnn

Üsûlçüterce

hu alandaki l/man

mümkün müdür? Eer mümkünse

mesi

ile

asndakilercc de

binsr asl

yaplmasnda çada

rol nedir*?

slam hukukçusunun çö/.ümleyeeei içlihalla ilgili düünür, lilo/ol ve kelanclan çö/.ümcyeeegi

ikineii hir likrî

mesele

problem vc

msmlaki öze dayanan aynlMan; süniMHi anlama' ve onunla yî^nada çeitli metinlar (fmy$ koymay »mtn» klmaktadr. Bun^ gom slam hukukçusunun ilgi alast^^o^un

nna 32

ftUtonleysscei sosyal olay

giren cüz'i bir meseleyle

balantl

bir hadis ile

anlateMlfnes

için


Mw>t>l»g larulnlun bölün ypnlcrinin tlis|@j|?mMlc^k rt'kon.

genel swyi)k)jik

Hr olayla

ilgili

de alnniüi

haKi birMrindcn

rarfcllk goslc-

nr.

Yine herhangi

kllîinhnaM sebebiyle

n

iarihJ

eyin lehinde veya aleyhimle yeilli hadislerin ortya çkan aynlk vc bOlanmcidcn d(|^ Mo-

bir

hastal klan>Mu

kunulma klm

mmMn alac^dctp? Qinm her

lrk» sadea* kendi Idiindcki h;His|erc sanlnutktadr.

Durum

Nlylc altm-

mlan diiüteanae^lfiafflt. gnel ve n^âsdla îfeîifi kurallar, yeniden fi:«iil ollrulacuklr? Ö/elliklc dc sOnncI île râvilcri bir unya loparia-

i-a,

iKim kolaylat.

hi

iplanilarm

ihTiî

aratrma ve çalrelann. karlkl divalog vc

yapld

bir

dönenKe. bahscUiinii/ bu

çl^ma

nasfl

uU^urulacakir? 4.

Ümmetin Sonmlarm Çizmede ^Vanctin Rolü

Genelde slâm dünyasnda ve ö/elde

ise

Arap dünyasnda

^da s-

ht dii^nneesi îk: ilgili problemin hu yönünü ulutiHa ha^ lwn»Kd|ik^ W ortaya v^knuir. Bunlar yeilli ckîUcfdc ba grutcrmefeledir. Hu ohtsu/luklimlan ha/itan unlanlr

Ûnmelin

lana

(.eitli birimleri

arasndaki balann «çözülmesi, siyasî

ilaveten her lürlü fikrî, toplumsal,

grup ve nKvhcpIcrlc

luhmurn hâkim olmas ve ûmmcii parçala)^ çcÎUi rliKist

\v bnlann btr

fikirlerin

bouma anland-

ütti^H^f^â^dcmc gciirilmcM.

• Toplumsal ve bölgesel dengelerden geride kalanlarn v'iknvsi vc

Ivu

illik

korku,

veya

laralgirlik

yaanlan

ruhunun galip olmas. Gelecekten endie ve

hayattan bc/ginlik vc Omitsi/lik. herhangi olumlu bir

dnm karsnda ccsarelin kaybolup sahte tevekkül vc ihmal duygulan-

m egemen olmas, çalma

vc ha$kal

;na

icM^ |^0fevMt terii cttiflmc-

afasm^ki diyalog otambrmn. lam anlamyla kavga ve kic ortamlarna dönümesi. Hi.

gnifihtr

çç-

UmnKiin lapknsal burunlarnn ^M\vk nedeni lakknda olaylara

Uyiîin bir bilirein ve hu bilincin tarihle ilgisinin kayb^tVLSi. Paf^ayf,

|îl^?0^ duypa] ye dayanaksrz nulufelar ^lmdeki yaklamlarn annvsnn yum Umm(A^n pmblemlerinin tahlili ve sebepleri le ilgili

m


Sünneti Anlamada Yöntem

slâm UüimcçHmiiH herhangi ura^innaks/n vc^ pati;ck itlclindcn haka bir illd

hülüncül )rukia$i»l*nrf /ayllamas.

hir

s^n

ile

illetini

mu

»natî/ eüen:^

açk ottmu» glM

kabule

tek tek

saylmas /or

olan

peyler.

O

halde slinnelin

sulkl

bir

ekilde cic ulnmasyta

ümme-

birlikte

ün gidiatn dü/.üUneücki rolünün belirginlemesi ve bütün bu problemlere ikna

dogn

^ici

bir

g^lmyc ^rdm edecek açk

bir £^kJaffla

d9Gnee ekPr nasl mtîmkün

«labilir*.*

gMi ite

bir

Oysa MÖsfÖman kiide

eytcn ndcsini vc Müslüman loplumda du sosyal kuvvcllcri sclcrhcr Cime vc onlar, kendisinde hayaln vc umudun yeniden dirilecei slâmî gayeler çral nda h)rlc$limw kudreti bulunmaldr.

Bu kuvvetlen kendimne icrnatil*.

tadcf

edecek

kO^re

koymas

için

uuru

5. Sünneti, Lafzi

asrnda

Risalct

Yüce Kur'an'

da,

(Lugavî) Olarak

Anlama Tehlikesi yayorlard.

sünneti, bülün boyuliaryla

insanlar,

dorudan doruya, açk

anlayla bu

vc derin bir

ya-

le. ifrat vc iclVitlcn u/ak (mutedil), intamamen bayrla bjUUnlCnl. tüm meydan

çerçevesinde allyorlard.

okumalara

mm^ olan, kar ^lü vc bütün

munda Kur'an*m nsanlar

sunda

d^r

dönem

ö/lü etkisi

açk

y<1c^lan aabilen bir ümmetin oiüu^ bir

ekilde ortaya

çkmtr.

risdet arasndaki /.aman u/aynca, nass

ile

anlama husu-

anlaylann. yorum unsurlarnn ve vastalarnn yan ortaya çtkt.

nas^jannda ülger

Bu

tat>î

dtincm o kadar

ilerledi ki.

geldi. BiVylece lügate

dayal lal/e

lar/

dodu.

Hallu hu suretle /aman. mekân, iarih ve hayaln

vesi

dnda

lal/a

dayanarak amel eden bir

Onlarn bu tavrlar*

tsffitt

takm

etkin

^nUUa ihtiyaç duymadklar

mesdesîni cngelkycn kavga, bûtünttsie

.sra

ba/tlannn

sbiIî^ vaRitalarm da gcçtp anlama vc yorumlamada

ycgûnc bir araç haline

34

ümmeti

iyice.gcliccektir.

sanlar için bir

Mt^

bir at-

y(>nlcndirecek ve höyiccc bu güçlerde; köklü, yüce bir tarih vc

medeniyete yetime

laf/î

hüviyehî

toplumsal, fikrî ve amelî bir plan ortaya

çalmaya

am

uslf

ka^aa

bir

düünce

ak çerçe-

akmlar

Ümmetin

yetiti.

uyan

vc huzursuzluk daha da attrd. s-

^^larda^ ^illaxk; ve geçmiten kalan M^nlerdc


Yazs

TâhâCâhir el-Alvân'nm Sunum

;amya

haladlar. Birçok düüncelerini ve

^>'lcr ü/crinc

bm& aülcr.

le/lcrini.

çounlukla imkân-

Bir hadisi, hüiün iiplcriylc her hâlükârda

yanlgya dülülcr. Oysa bu durum,

ayrtcn laibikini dertcmek gibi hir

k^^d^ya hayalnda imkftns/dr. O halde sünnet

çalmalar bu problemlere çö/.üm nasl mkân bulacakir? slâm düüncesini kendisine kar

litneye

hadis

ile iluili

gc-

umrteian na.sl uicaklatracakur*? slâm', küllürcl vc tc^i ivvrigindcn nemkyüc soyulanmya çalan mihraklarn baükiKindaiA nasl

lti)lik«;li

krtamcükUf? CÛnfcÜ fsitml

SÜ«d

toplum, bir

ümmet vc

nilnkün olmayan lügavî ve lU"

tigavi

laf/î

(laM)

ftftfHmjya

çalan

kimseler;

medeniyet meydana getirmesi

bir

kalplar

ile

bireysel

davran

biçimleri-

ve ekilcilie indirgemilerdir.

6.

Sünnet vc Ümmetin

Uyan Projesi

Hiç kukusu/ ümnetimi/in. hugün. kendisini yeniden üstün,

luledd

bir

medeniyet seviyesine yükseltecek kapsaml bir

uyan

âdil,

projc-

Hnc hor zamankinden daha çok ihliyac vardc. MOsUUnan U^lumlar, bu smiyeye ulamak için g<^lj satfen hazrlamad kça bu amacn |!crççkle§mesi

mümkün ^Mif. Bu artlann bamd&

Okrî ve küUBfeî

Mzammn nas

vc

yaplandrmas

Bugün ümmetimiz, etim-ögrclim gören birisiyle beslemektedir: Birisi;

her

ise,

bu ötmnsâfe

gelmekledir.

kitlelerini

u

ça ve çevrenin kendine

iki

küllürden

m0 @|^dcn

devam ede gelen uuhî küllürü. kincisi ise; sler tercüme otsuit, olmasn dardan alman MMr. Çada imm ^ünccsi, bu her iki Ivri

HBrÛn âflûnde etkilenmi vc kültürel

dankla uram

bir

ster köl-

konumda

durmakladi'. Fylemden âciz. etkilenmeye açk. kültürel üretkenlikten

yoksun, tiikciimlc yetinen bir düüncenin bir devlet kurmas^ bir

oluturmas veya

bir

medeniyet meydana getirmesi sözkonusu olamaz.

Hiç kukusu/ toplumsal lar ile

ümmetin

için gerekli lin hiltün

te

ümmet

deiim

dini vc akidesi

olan kültür vc

fikri

için

âmaçlanan hedefler ve vasta-

arasnda gereken

ban kurulmas;

tayacak olanlarn oluumu

güçlerini sclerber etmesine ve

için,

ümmet ümmc-

bu ümmetin cumhurunu hareke-

eçirmesinc çounlukla katkda bulunacakur. Buna

scrert)er olan

bu

35

.


Sünneti Anlamada Yöntem

luyclunnn

külür

güller,

yüklenmeyi istedii bu büyük yükleri omu/.-

layacaklr.

tslAm üUÜnccsinin

p salam

hir hakiki

aamann

bu

Kiütcmlcrini

u anda kar karya hutundugu h prnhlemi a-

a^s,

kudrtil

ve verimlilik

gereklerine ccvup verebilmesi vc

y^iU^ ina

etmeni i^n

aamasma kavumas ümmetin

yaplmm

fikrî

vc

ve kültürel

gereken ey; Kitap vc

Sünnet eklindeki slâm'n sagfam icmcl kaynaklannn yeniden okunup

yorumlanmasdr. Bunun he engin siamî

bnk

hir

in;s

ile

yaplmas

bir

gerekir.

bulmaya v'alnak ve gayelerini bilmek

NBiUnyla d^rlendirmeyc karlaldcalc problcmlcrc

siplerin ele

ahnmasyla gerçekleeeektir.

Yüce

çada

da. s5/.konusu maksatlar

bak Wim

vc bu

ve bütün

abmda

ccvaplann verilmesi vc Ümmeti gOç-

yapnn

Dt)|rusu

vc

için her türlü etkileriyle

Icndirccck

ycfiidcn

Bu

fH>l^talir hir

Isiflmf

^ anlay

uur, Snce

kurulmas

k;in

geneli

iticini

Kur'an, 8Ccncrimi%i: milletlerin ve

vc genel pren-

ü^pUmlann dci-

Mr1n( antamiya. ynmhnaya. analiz etmeye hakikatlerin iç yMtû koymaya vc vakalara dayanmak

ortaya

me

yol açan O/et kanunlar ortaya

sureliyle

bÖyOk medeni deii-

koymaya muktedir Hkrî

bcsIemiiir. Yalnz, bu metodun vakalara dayanmasnda,

ilmS^l^da

vc

tt^lumMg g<^Güto

bir metotla

uygunluunda,

^ikiMn ortaya çkmla* hu

J^^eksrini ve otaj^ çk^ nc' koymâjya muktedH^ oKunda üpheye dümeye gctâk

(j^iklMn medeiî^fefde dcnlcrint ortaya

hu ncioi.

kalmamaldr. Bununla

birlikle

meleri lam bir açklkla

onaya koymaldr.

Gcrtr'ckcn Rc«lttailab (».a.vVin rekse

ilk

uygun

tarih içerisindeki

sOnnd vc

sTrci.

bütün geli-

gctk Cnun vc

ashabnn yaam hiçimi, bu fikrî metodun, vakaya hayata aktarlmasn sembolize eder. Çada slam

dtincmdcki

ilmî olarak

dü^nUrleru insann kâinatla vç varlkla uyum içerisinde olaca huyal

ge-

tam çin

bir kural

oluturan

balayc

bir

bir

yOnimne k^vuturaf^

genel prensipleri, gayeleri vc maksatlar aratrarak,

KurW

çada

o /aman karma-

hir

anlay

k büyük f^üüncc 36

-

ve

düünceyle

ele aldklannda ancak

problemlerin üstesinden gelebilirler.


Bum

^^Ittllul Cmvl'in

tt*lw7 luthik TUt

her

iiayclori.

vtitTîinÜ ihata

KiL'i (Hiiisii. kin ile

Allah

ai)

n

i/niylc

ilâhî vahyi

nsanlarn hayailann canl tutan vakaya vc

anlay

cücn hh- sfinnct

bu ümmciin önünden

sonnlann çö/mcklc

mu

Mvc

âa

(^alma haks/hklan ve

kii. kiisel /aallyct engellerini

\v likri

^Mmi olduu

uygularken

edildii /snrom:

zorluklar

silinip «lideccklir.

çkarma

etmeye,

hüliîn küliiircl

ayn zamanda

#^#enlcrinden ayrt etmek, maksatlar kavramak

t1f*^crkri

b^HîteÂ

ü^fs^t^^ llBârit'n genel prensipleri

engeli

Böyleee Müslü-

a^mk çada insann

kna

ha^/â*

sabit olan

^'e

gayeleri

Mte ma hidâyet m

knrUlu'ia gölürrteyc muktedir olaeaklr.

le -AlM'n Muturmuda

izniyle- clini/dcki

hu

kilap. sünneli

anlama metodunu

iemci dayanaklardan bir ^',^^uk olacak, hu konuyiü itgiU

bi^t^î soruya cevap verecek ve dikkatleri ncbcvî sUnneltcn stiradc ct-

tiKMe önemli yönlenlen biri olan melo! nK^sclosine çcvnx'ckllr.

HAlhki

hu molol konusuna gerek diyaloy seviyesinde, yerek ilmî arattrma ve kitap ya/.ma seviyesinde vc gerekse

pereken

önem

Umulur kallnr.

de ders

ile

(ivnim

seviyesinde

verihnemilir.

ki

hu güvenilir

kitap, ji^ncti

anlama pFohlcmfeerM cmmiân

Bu pnblemlerin einilnda konuulan konularm.

\e ^'il^ima çevrelerinin

netin. it^erisine

dütüü

ilmî

anlrma

gündemine de girmesini salar. B(iyleee ünbu

ksr münakaalardan

kurtulmasna

yardmc

utacakur.

Vttee Atfefelm kitahm mHtHKTine

n ondan situle yer

taydalanmasnu \e hu

ahuasn.

*VV-.\/rt7/£'rfif

eseri,

ecir vermesînk

ya/arn

MdMi¥la«

iyiliklerinin tcra/tsi içeri-

7- lVfmV/7-/VAr/Y-/,vW

letas sâmi Düünee Hnstilüsü'nüni de slâm iinnKiine hi/mel ve düünce problemlerinin i;0/ümüne yönelik hedenerini gen^'ckletirmüde iHivulTnk

klmasn diliyoruz..

üphesi/

ki

Allah,

^'ok(,'a

iiten ve (dualara) (^okça icahei edendir,

Rehiülevv^ I41t/Bkim

37


Yazann

Ham^. Onun

Birinci

AM'n chl-i

Baskya

Yazd Önsöz"

Sûtai ve selâm.

msihsHMr.

hcviino. suhabilcrinc vc

RcSÛlüHah

(s.a.v)'C,

O'nun rehberliine uyan

kimselerin ü/erine t)lsun. Gerede Washînglonyaki '*mietleraras

slâmi Duiince Emt^ÜsU"

^Kr^^^ Acemisi slâm Me^fyeÜ AraitrKr'an- Kerim'den sonra stâm% ikînci kayna

ve üevkse Ürdün'deki

malan

nMu

i:nsfitiisir\

iihanyU nchcvî sünnetin: fkh,

rehberlik Liçlanndan nc

nm

ekilde

vu|Mi)ajn ve hir kilap

aalnmy

bakmndan kha iH-vkli

yarg. dâveU eilim vc

ahnmas gerekliine

ha/.niamam

-Yüec Allah'n

Imla bu kmu. tldk^^a

cic

icri*.

isledi.

yaramyk-

muvalTak

suslarda

^sirsMma \^ tiaha kap^nlll

durmaUmi. Çünkü bu husus, baka

bakalar laydal ve lîüipNîl^ter

ya/dm. Ben

isler tir\clt;iicr

rmsiV..

ise

feîf

^M\t^ ^C almm^

hir bahis

j^^

'sahih* olarak

gibi.

oluunu anklama alandr.

Bu

hu-

bervdc hu hususla

^

fkhtlar »lamte ahrken uymam/ gereken cmel pren-

bu eserimde, daha çok,

okuak. sünneti cic

sipler ile sünncli

Hu

As-

kdnukudr.

ii/erinde

'

Mum.

vc kemlisine ihtiyaç duyultTtms

lUi iiraliniKinda. sünnelii) sabil oluîju ve delil

kilap

amUr-

Nispeten geeikmi olan bu

ymmyM

(ineni ar/, cimcsi

dair bir

isler

anlayabilmemi/

için gerekli kurallar

vc

yereameli \fatt*x-SSHneli*n-.\eheriiye*'dc yer a!nîikt:Kr

39


aidlcri aK^lima. taindc «lundum. Yalnz hunu yapaHccn;

hafitleri.

mhm (lar/j) mânalan Gtcic dnmhrup lar/m aricasm^ ^mUui makssölardan jafl tHân,

sureliyle hariî hareket

haldik

Mi^ îtmal ctme^

ede» kimselerin hu ekildeki dar yaklanlanndan

Uifak kalnlaya 1,'alim. iyi

d yapsra ^ltfgt

SÜrtnctîn

Yine evlere kapdanndan haka yerlerden

yapamayaca eylere hunnlann

s*tkan.

giren,

Allah ve RcsÛlü (s.a.vk

hakkmla hilncdillcri eyleri söyleyen âlim laslaklan ve

sfinnetî küv*ihn-

scmkrin sulandrmasndan da u/ak dumaya filim. Kîluhmm maya ve

ilmî vc güvenilir

si>/.ü

sahihine dayandr-

her iddiay deliliyle dcstckkncye. hakalanna

tauttia kendin] dümü;} hadisle delil

yararlanmak âlînlerine de

olmayaym

sadocc

km^ çkUim

*sahih^

veya *hascn'

gdinncye vc nurianyla aydnlanmak vc rndodlanndan için.

ö/clliklea taiyilt hailler hala olinâk ^msK ümmetin

havunnaya çalmm.

l>tnKu nnasun «lan Nehî iKa.vrdcn haka hcricesin garüa

alna-

^ «ânn^in

tnult-

hilir de, atla^hHir

kcm

olmasna, her

de^

Bunun

^^ir

ld>»

ancak

nasslan k: leker (eker nasslanndan ve

çkamlm olan eriatn maksatlanna

deliller

y ilke edMiriin. raifbil

says/

Yalnz l^nu ^^pakjço;

vc göKtas

A^anncdcii^

^he

^^gtic

cüz'i hOkümlcrinden

ve kaidelerine

sünneti,

hal

m^

kalma-

dümanla^

^pbkknn uftklannm darl ncdcnv|rle i^Omelc kar WiSi^

niyellctfnc

vc

ift^lslanna

n#aa^

lük yapan sünnet taraftartannn da yanlj lutumlanna

kar

insafl olma-

ya «;ahim.

kmuyu ^Ickcn tkuyucuntm mcscl^ yice anlayahlmcs ve lti^fü?l(min iyicx- aydmlanlffiBKi anickk^ri ^altmaya v'alln. Çünkü Yine

anlalmasnda kiiye

her (tnek. meselenin iyice

Büylccc

henden

Um

ifilencni

de.

hem

hir

k

olur.

ma cuiimî elde etmi ilufum «c hem dc

yerine getinni -veya huna

ya/dm eserle, aif^mlann lahriHnî.

yaklam- hrum.

Belki bu

hor^unculann sokuturmalann vc

ytmnunu nübüvvet ilminden u/iiklalran adaletli 'halef /Umresi' içerisinde olmay unanm. B(^i bununla resullerin efendili vc netlilerin ^munom olan Muhammed (&a.v|i'in daatîc naîlolunn.

cahillerin

40


Alluh'a

haml olsn

lanmtktiKr.

huUcuk

bütün saiih aiTKHIcr O'nun

Yine *Hidnyeiiylc

hatmktlsun! Allah bizi yolu

ki.

bi/.i

doru ytU

nim^l^ lamam-

hi mmöte kavuuran AHah'a

ilcimcscyli kcndiliirii/dcn

doru

deildik."''"

Prof. Dr. Yusuf cl-Karadâvî

evval I40y( Mays I989)/Dolu

41


«

/.

^öfürn

Sünnet, Sünnetin Kapsam ve Önemi «

Tanm ve Kapsam

>

Sünnetin

>

Sannet^Kur'ân likisi

>

Müslümanlarn Sünneti Korumadaki Gayretleri


I

Sünnetin

1.

iintief

feeîtesl

Tanm ve Kapsam"

^SSrîîîlttei:

ister iyi olsun, isicf költt tüHmtt

vc ai^ltnij yol anlamrut gclncklctlirlsünncl.

S'

rak ancak

S0m

yu

omck

bir

sfat ya da

(stlnncicn huscncicn)

u hadisi a(,-ar.

kimselerin eeirlerindcn

veya kötü ola-

iyi

ijckhndc kullanlr.

MOHim'in ^esrSüh$k''imG Cçdr

(ilank^

(r.a.rtan rivayet cuigi

tamtama

bir

"Kim

Islârtf4*4

snra da onunla amel

edilirse,

lit^hir

verebiliri/.:

J

AhduiluK

h.

hir

onu

çtr

iîjlcycn

^ey eksîlmcksi/in. tMinla amel eden kim-

senin ecri kadar ona da ceir ya/lr. Jîjüanctcn seyyieien) açar.

nytte

Kim

bundan sonra

de slâm'da köfi hir

(tnunla amel edilirse,

(,r

onu ile-

ym kmiml&m

ek^i'i^cksi/in, onunla amel gürtJîjmüan hiçbir nien kimsenin günai kadar da om^mh^Mlr."'" f '

Tamlamaya (imek

(nu/al'un ileyhc) yöre.

olarak uelen sünnet kelimesi

övme veya yerme

'

" li^ '

'

'

' I

î^nlmaim

f^^lnn "sünnc" kelimesi

hadiste .m" "'""

(sUmcli'l-huleTâi)

e

l

I

.

1

*

II

I

.LJJ I M

ise

tamlanana

ilevi üörür. Nitekim "Si/c.

sitm^fitm' (stinneiî) ve benden sonra gelen yol gösleriei

HiUmtme

,

Wm)^

Râid

halifelerin

ederim"'' eklindeki

ve övülmüitlr.

iyi

—^—

Ml^ Mttfim» mâm^fti sandtgtnm/ ^ leituptan tOHn

birisi

uhm

**el^Medhal H-

Ncsâû Zekât 64: 359 Iht Mfcc. Mukuddimc 14 (2(M); Ahai h. thmbcl. cl-Müsned. IV. 357. lu. rhad b, SSriyc {r.a.l hadisinden bir biiiiinuKir. lîu hadisi; Rbu Dilvd. Sünnul 5 Müslim. Zck't

(4W)7i:

r')

(

10171. Ihi 15

hn Mfuo. MuknddimL-

(

Tirni/Î. lin 15 2f)75l:

O (42) \c Tirmi/Î.

Mm

If (207r)"da rivayci etmitir.

"Bu hadis, hascn-sahihir. Ayrca bu hadis. NL-\evî'nm "EhâdîmfF.rhatti^m^evîyye" K\A ffl es^nvâc geven IteMml^ MIÎT.

Jirmi/t der

"

ki:

l

45


Sünneti An^tmtal'iâttnn

Yine "Allah'n

ncirci ellii

ivcrisindc cahiimie

eklindeki hudisic

mi^w"f

üç

(sUnncic'I-cahiliyyc) isleyen kimsedir"'"'

ise "siînnci" kelimesi,

Yine Buhârî

Müslim'in

ile

W)plumu

stml' iîisainiteo biri dc. Ulara

kmü ve ycrilmiiir.

"5fl/H7j"lerinde

Ebu Saîd el-Hudrî

(r.a.Vn rivü^f^ ^Uiii pA hadis dc hi|t?a timckir: "Peygamber (s.a.v), Siz-

^kiiçathmm

den Ünvekienn

(raya muhakkak sf/ dc

Yahudiler vc HrisUyanla

kim

men kabkkum) kar fep.

nuilaka uyaeaksmz. Halla onlar bir kelerin'^ del||tii6 |irse"

Irt^ 1er,

(suncnü

(il;c;k'.''

gîreecfcf^iîfeç"

m?'

bi)^ü. Sattl^.

diye sordular Peygamber

•©ftfc "^a

(s.a.v),

hyrd."'^

Yme mam lfitnin rivayc ellii Abdullah b. Amr te) hatüüi dc hmm tmM\n "Sttkm üncekUerm ytthma (sünniic men kâne kahlekünj). latlsyU-acsyla mullaka

^

'

siz

de katlacaksnz!"

"Sünnet" kelimesi, Kur'an'da, genellikle

için ickil.

lapdcn

çoguU

bir yol

kmunlar

belirsiz

olmas

Üslerine

deime/

kanunlara dcIâlci

itibariyli^

^tlm$l^n

dOs^tRi bu

kurmutur. Biiylcce genel olarak

yuMtm^tar

mede, özel olarak da azgnlar vc yalanclan cezalandrmada

^

ahdc^mc/

Allah,

ve tiirotem&«ekiia^

yönet-

kader

ilahî

K im.ym m «ûfc Btfl^w l%a C^i» l^h*. m >mM n^ld^ **Anah'n ^ m m^* fS^ m) üç

rfvayot edilen hadisten

.MöîlâtTi

lm^m LKeen fe^gerinde r.nlüm ve hakszlk yapan kimse.

nf) toplumu içerisinde

vahiliye ya^ay^m isteyen kimse,

.1.

2.

(s-

tslâm

KendÜnî haksz yere

bir

kimsenin kann dlikmeve adayp hu yolda koan kmse.^* Ayrcii hu h:dis i(,in bk/: Bcyh:kî, cs-Süncnü'l-Kübrâ. VIII. 27: Tabcfmî. el'Mu'ccm"l-Kübîr. X.3()S " Bunda geven >- {sünen veya senen) kelimesi, "Jtncn" eklinde "sin" harfinin

«tön** okunmas) ile rivaym BanUllStt^ -3«C RiteiW«î( anlamnda (iknms durumunda se "sünnet" kelimesinin çoulu

Iclhas (öslUnlÜ

eklinde

«tnîli

kullanlm

tlur.

Keler: Siiriincnlcrlcn don aynkl \v

kLi>

nnda bi)û,nlar bulunun, kertenkeleye

ben/cyc, lakui mula hia/ ilaha büyük olan " Buhân. Linhiyâ' lisam 14: Müslim. Müsned. 111. X4. 8»*

bir

h

hayvandr.

6 (2669); Ahmed

Hafiz Ibn Haee*^* F^h»'l-Baf. tIKîra'l-Hkir Basks). Xiri.

hmlsin scneli.

Bu

46

"Mim

Hanbel. el-

âar

kî:

^Bü

sahihtir."

hadis için bk/:

}9?>). lahk.

b.

mam âl.

Abdulmu

Emîn Kal

cs-Süneml*l-Me"sûra, (Mü/eni rivayeti.) (H. Hlt act. Dâru'l-Ma'rife.

Beyrul 1406/198.')


Sünnetin

Tanm ve Kapsam

hu üciiH;/. kanunlara göre meydana gclir.''^

öyle hu vurmakladr: "Si/dcn önce

Nilckirrt YEfco Allah

hakknda

k-r

hlan

ilâhi kanuni,

r

(sünen) ^olip UL\nili ^'cyii/ündc jiC/j,

da yalanclan sonunun nast uldugunu

önç^^üt kammmdtm

"Onlar

AUah'm kantmtt^

NkliyorlarV

nice millci-

iiörün."^

fsönnciû'l-evvclin)

iMvinciu\\ah) bîr

l^^^^sn

deime

m

bulama/sui.

iMlah'm kanununda hir sapna da hulama/stn."'

"Sizden önce geçenler arasnda idi.

d Allah'n âdeti (sünncluilah) böyle

Allah'n emri. olup bilmi bir kaderdir.""'

âfft^^&tmecn

ara^îiftda

uygLihman ki^^if"

kannnh bir dei:ine hükmn/sm.""*'

Allah'n

(//*r(sOnnetullah).

geçen mifleI«?F

1

"^unet

J

"

kcl«iHaii.

laksyla

elil-lâm

sahsl^ ve Ummeiin îi^ikiiin lü^^aundc ckil ve

"marire"

(belirli)

ktllutdt* \^

olarak

s(>ylenildiinde.

Nmmla Yüce

Ncbî

Allah'n göndermi

(s.^ivfin stînneti

i^^in

nldnt insanla

rehber olma ve hak dini leblig eInK* giHVvini yerine

i'etirmc

Dier hüUi

hususuula Nehî

(s.a.\) is.a.vl'n

seçmi olduu yo

kastedilir.

"sünnet". Allah'n dinini anlama vc onu hayadaki

hir ifade ile

i^krc u^jgUnnada Nebî (s.a.v)'in gelirmi

olduu

teorik ve prulik

nebevîmeUîi denKkiirJ^

YTc

"siinnet.

saliahilerindei a^n

'"

Hu konud;

^'

Al

i

Inrâ.

mw.

(

ve

ibâdet

(s.a.v)*in.

/ühd

nidentefe.'^ "Gerçekten ben. Allah'tan

d:th; j:.-i'i hilzi için.

SiiniK-tMlah"' '"

N*^î

Ankar

Dr Öu't 0/Mi\

hususlarnda

en çok ki)rkann/

n. RxT Yaync\i*ndc çkan

1*)W) adl eserine bakahilirsini/.

.V1.17

mm

'

"'l-Ah/fh" cl- Ah/âh. .VVfO '

H/. I'c>::tmli.'i'ir tnosi li/i'iiiK-.

s.;

M/, Ali

erup

hir

keslllah

n

cl

lvli.

4S/Tdc

(r.ii.).

vc lîolccck bütün giinahlannn alTcdil-

Amr (r.a.) Osman PcyganhLTn hanmlarnn

Ahdnlkth

Miislüinai.

ih;dclinin ne

i!(.\'ini h.

ekilde olduunu

sorarlar.

b.

M;Vn (r.a.) ol-

odalarna gelerek Bunlar. Peygamber'in az

ibadet etliini i^reninee kendilerinin çokt^a ibadet oimcklc

bu garanliye sahip

ola-

killnuk^ ve "hiç kadnlarla evlenmemek*^ ü/cre karara varrlar. Hunu duyan Peyr i'anhcr onlara. tnokie nii; \o\\ laVip ctnolorini heiirlir Çünkü ibadet, sadece

manvl

olmak çin yaplnayp kulluun gea-gi olarak yaplr. Bunu da.

"en. 47


SWt Anlamada Yöntem vc en

i^ok

mkval olumn/m. Fakat

hem uyurum; ha/cn rim.

hcn,

oruç tutann, ha/en tutmam, li^mlarla da evleni-

Hi^ kim K*fM'm stmneillîKkm yü/

(Çevirirse,

buyurarak (inlarm yü/ çevirmelerinden

Yine Ncbî geceleri ihya

ise bir

etme ve

>^aynt

hanmhn

b.

Amr

terk

Kimin

olur.

o kii

sakmdrdg

tx;m|cn dcgilüir"^^

eydir.

jbnü'l-As (r.a.)'n «rug tutma,

ht^t^nüa

^:da

^U^m

arkamda /.ayll benîm sOnnctime yfiKir^ 0 Mmr

ariict için hir gayreiliTik

^r^m KiTnin

bulmu

sc yolu

Abdullah

|;S,îi*v).

gdrUncc tma. 'Her

hem {gem tmtminn) kalkann^

zuyll

vardr. Her#yvciin

da sünnetimden baka

eye

liir

yönelirse o kii helâk Dur" buyurdu.""*

Allah'm» Kur'an'da indirdiklcrirü tebli ve a^eikrini

Ncbî

(.s.a.v)'m bir görevi de.

te töm/lik vc (s.a.v):

icvhid ve âhirci süsü bir ifade ile

müminleri c/kîyc etmek

yeiilirmc anlamlanm

müminleri, ^irklen vc

Ncbî

ile

içercii

Mr

lu/iletlerle

yeiiliriyord.

eilim mcUKMy)^

utamal

Bt

onunla ve onun

imndr

lemi/liyor.

Nebt

onlar

Dier

onlar, dini en gü/el hir ekilde anlamay vc

ona inanmay ivc^. Mmil, Oylc hir

idi. Te/.fciyc

kelimedir. Çüttkt

rc/alellerden

«çVilli

in/ivay içeren

(s.a.v).

ukurma fa-

kt. sahibini

hir

için

yctttjFdi«

amel etmece

lievk

^McMr. Bu da gftsrcl birîlrft^Ifklc gerçekleir. Bu

uygulamal

tc/.kiyc*

Ncbî

birlikle

uymada ajrmamalar

Kur'an' iinlama ye ona

Allah'tan vn ç(»k

ile

için;

müminlere,

(s.a.v).

indirilmi

korkann/ ve en çok lakvah olann/m"

ilahi

itulcsiyle

kiUh

suytcmi^

lir.

Buhârî. Nikah

I

:

Müslim. Nikâh 5

i

1401

);

Ncsâî. Nikâh 4:

Ahmcd

b.

Hnbcl.

el-

Mösned.llî.l^l.l^ -tff-rr^ w'l-r«*»*^ -c(^T^ib n itlihait-Kilabt v^S-MStlnncl' (Kilap ve silnncc uytavii iç\ik) hhsitlc kaydetmitir. (Bu eserin Mhcmned BeyyÛmî tahkikli Mektcbclu'1-lmâ basksiKa se hailis 'el-Tcrhib ni Terk's-Siinot ve irikahil-BiJai ve'l-F-nvai' (.Siinneli lerkie vc bidelere dümekten sakndrma) bal allnda /ikredilmitirti. 52. H No: H'J) ,

^ MümM.

h

mam Ahmed de (el-Miisncd.

çin bir j^yreOilik vardr. Her gayretin arkacnda ise /ayllk vurdr. Buna güre /uyllk. ya benim «ibnefinK ya üa btd'utc yönelik otur. Bu durumda kimin /ayil.^^ taTsnyla rivayet eimlir. Üsiad Ahmcd $âklr. el-Müsneü'c (6477) yapl tahrifinde bu hadisin 'sahih' olduutm bclirlmilir. (bn Ehi Â.sn. cs-SüneU I. ^K: bn lihhûn. Yine bu

hadisi.

cs-vSahîh.L IK7)

4S

II.

188. 210) **Herâhid kul


Sünnetin TanntveKapsanM

lieimc.

ünlamlannk

â>ctlcrinin

^ttcn açklama: yasaklarndan ve haherlcriden ksa olan yerleri-,

Ktr'ri'n emirlerinden, ni

delaylandrma

YMc

,

de

Nchî

iigretmi:^ir.

ryla

jîörc\ini

(s.iiA

1

de yerine eiirmilir.

unlara; Kilaj'la hirliklo teorik ve piiUik 'ItsMmtî'

hikm"

Burada ^leorik

amele sevk edici ilim kas

ilgili

I^K^ma. düvel ve cihadda en ona bol hayr vc ihniii

lamalann Ncbî

lh'n

'

ediln>cktetlir. "Pratik

iluiti

).

hikmet" iledg:

^ en fîsHn a/iîellcre uyma

otar;k 'Kime hikmc! verilmise,

buyrulnukiadr.

Nt^hî is.a.\

hem din

lar t)larak,

"

hükünilerin srlar vc ama(;la-

ile.

uii/el yollâra

tît^M^I muktedir. Nitekim konuyIn

Daha sonra

PtbMik cime

Kur'an"^ onln ks^li

iiHaitmu

îiirliu^m

nmkuUiifîm.

^

genek bireyler olarak vc gcrüksc lofîluluk-

îlerndC' ve

hem günlük yanllarnda

tîfllarn

lgn-

sîiplayatttk bitmedikleri jjeyleri île ohtara ("mreinitir

(^.a.\ )'in

dillini

önemli

^(irev

LTntien olan

iju d(iri

(i/cilik:

Yülv AI-

anlama, uygulama vc Rahb'inin emrellii gibi dine "bikmet

\e gü/el üülle

"

^

dâvei elnivule.

O'nu

sünnetini, yolunu veya

neitKum

olviurir.'}

Yine Ku'an'n Bakara Snvsi'uic. "Nitekim ;\vtleriiîii/i I

okuyan,

öreten

ini/i

k^n husus

t|; butlur.

i^ini/den.

^i/.e

teni/leyen. si/e Kitab, hiknn-ü \ç hUncdlklC-

Rcsûl ^iiHerUik"'"

bir

deiykaîr:

bilisi

si/i

kentli

sjckUttdt' /-ikJiîU^ âyetle sft/Q cdi-

Hu anlamda baka

üçlj^^i daha vui-Utn*"

Bmlardiü

'^AndulsUfi ki itffetfttfcf. keuîffctîtie Allîih*fn âHHk^rlni

«»krym. MH^IOklenlen ve inkârdan kemlilerini arndran, kendilerine

Klap

\e liknu:ti

Mi\

bir

iik

lk iviiHe

Mf

IVyunmher »jöndermekle Mlal. nuiniinlev hittla bulnnmsinr. Hâlbuki daha önce onlar u|iavK bir sapk'C^*\xW\-\ bir

idiler."*'

hu "l^nn^f

-veya hl mcHit- hu

lanayla birlikle slâm'n lannnast

it^in

Kn

anhmyta. amel \o uvttan n yannda ikiiei kaynak

'"''i-Niihl. If>/ll'^

'"el-liakara. 2/151 DiÜL-r iki f\ei için hk/: el-liakan. 2/12'-': ''

Âl

I

im.

(

n;!.

fC2

v'IM

49 f


Yöntem

Sünneti Anlamada

odu. Bu,

bi/./al

Nchî

daha hayalia iken slâm'a giren herkes

(s.a.v)

turalmdan açkla bilinen bir husustu.

Ku/an la beraber olmaaM vc hemen onu izlenesi itibaNchî (s.a.v) in docnindc örciildiinc dclûlct eden rivayetlerden

''Siinnenn. riyle

MüsliVin.

birisi

dc:

"Ba/.l

iiM«mu:.Hebî

Fcs

(r.a.)'lan rivayet

Mâlik

b.

(s.a.v )'c gelerek. 'Bi/lmlc birlikte

vc simn0ti Öretecek baia

adiiralar

m gönderdi."

u

hadistir:

kavmimi/c Kur'a

güntocni/.' dcUUec Eunjn üzerine

onlara, kcndiicrinc *kurrü'^ denilen

mWim^>fl

ellii

BsafOan yetmi

ada-

'

Nitekim Buhârî vc Müslim'in rivayet ettii Huzeylc hadisinde dc beraber, onun gO^U|^ fere, Ncbî (s.a.v), 'Sünnet" kelimesini Kur'an ile ardndan öyle kullanmn "EmaocU önce insanlarn kalplerinin derinimi»:

sonra insanlar emanetin bölümlerini Kur'ân'dan (irendiler,

indi.

bundan sonra da âSfmr^^ ö^^îlcr/'^^

bn Abbûs

Abdullah "Kurra"

hadisinde ise bu husus

öyle gedmekledir:

kelimesi stvlüktc: okuyucu. ;lbid vc /:hid anlumlaruy gelen "kârr"

kelimesinin

çogüu

kcsulullah

Lbu Hu/cyrc

n

ulup

sUm'm

kendilerinden

nin a/adhs Salim.

yllunnJan

itibaren

Kuran örenilmesini

MV

dilmesi (Buhârî. re/üilu'l-Kur ün

kiiler" antamndii

ilk

^

b.

ite

Cebel

bU

\-e f

kcfime.

kllanlmlr.

la\siyc ettii Ahduilüh b. Mes'ûd.

lbcy b.

KâMan lîaf^

bahse-

"Ku'an km^li konusunda Uiman

kulhndmlr.

isl!?are etliini H/. ()mer"in. meclislerinde ha/r bulunan gcnv ve yal kurrâ ile "ti:u kastedilebelirten rivayetle ise (Buhârî. Telsim Suv-i AVal'.S. tisam 2. 28l "kunâ

nin "ilim sahihi

kiijiler"

okluûu söylenebilir.

Feygambc lualdu Âmir b. Sa's; kabilesitK' goiKk-rilen vc *rgönBi'r-i Maûnc'de chid edilen Knsar'dn yetmi kiilik bir gnpiafl bât^^t jllmuitlklann dü/lcri o^^i)pl;van. jeeeleri natwb*|»\-ivtt b» kiileri knrfTulivc [Znes b. Mâlik. !l/.

hc1nîl"<Bthaiî.

C»t mMeîâEkt

m Vr

7).

Bunhmn kraat alannda /manlîim ve)".! ilim ehli kiile olmayp ibatlet maksadyla iiiAçd Kuran okuyan, nama/ klan, ayrca kendilerine \erilen görevleri yerine Mnraki dönemlerde âhid ^e fîc'iren sonmlu kiiler okluyu arla>?lnakiadn-. Daha kayiiiklan/âhid kimseler olan sûlîlenn de kurrâ diye andmas muhtemelen buradan mukiad-

(Ga//âlî. Kitabu'l-likfin.

s.

K^V.

Takyyüddin thn Teymiyye. el-Fukan.

H\\imtma»s^ ttmmmnn üo^m K^^eâtl. »IV. m*1 w fciHTÂkm u/ak dumlmas

s.

M-

kurrâlann tekil ctigi (AhnKxl b. Hanbel,

a'rânî. Tahakâl.

1. .'îKf

gca-ktii (S(ilemî.T!ibakâl.

eklindeki iKikilledç k;stcdiL*nlein dinin ölvülerînden

sûHler okluu anklnmkiadr. " Müslim. mare 147 (6771

liuhâî. Kikâk

50

.V'i.

('ilen \},

riisam

2:

Müslim.

man

2M)

1

14.^1

s.

el1

1.

/iiklam


Sünnetin

"KcsûlüUah

(s.a.v).

Veda Hacc nUa

Tanm ve Kapsan»

insanlara hitap ederek.

'ayian

iisiil

loprsktunfi/da kmdisinc kutluk etmenizden ümidini kesmitir. Ancak,

dnda. kCt<^k

iMiivun

m/t

kalmtr

gCVrdUPna/ amcllcrini/de kendisine itmt cimeni/c

saknnz! Gerçekten hcn

k. ondan

nlîira sarldkla asla «îüplmayacaksn/.

Yine Ncbî

nakadn

ey, Allah'n kilab vc

Rama/^n ayndan bahscdoricct aydrr ki Alliah ^â^^^fsnüt

{s.a.v),

"O. öyle bir

die

^%

feiipr-

^m^'U Uu kld.

(teravihle geceleri)

Bu

iki

siimeiidiv buyurdu."'"'*

\'fhi.si'nin

Ucn do

Bu

ey braktm k

si/e iki

ihyasn sünnet kldm."^

u ekilde yerlemiti:

husus, sahabeye

ksm

Kur'an'n getirdiklerinden vc bir

crialn

bir

ksm. Yüce

ktivm olduu süit-

da Resttim

m'Hen olumaktadr.

mran

b.

Husayn

der

(r.a.)

ki:

"Kuran

indi.

Resûlüllah (s.a.v)

de

simnctkr koydu.""

Ömer

bnü'l-Hatlâb

(r.a.)

da iiyle den "Size

bir

lakm

insanlar.

Kr'an'n mütcabih ayoil^iyle mflaulele etmeye ^Icciîklm'. Si/

lm kar

sünnetleri e!c alarak

kar

koyun. Çünkü shmetlere

# m"

sahij)

0an

'

kimseler. Allah'n kitabini cn

iyi

bilendir."

Kay& hadisinde Ömer bnü'^HaUâb (m>» ^B'z, duyduu bir haberi ykîc heöe^^p bellemediifii bilmediimiz bîr kadnn sii/ü i(^jn RabbffB^m klî^in ve ^y^mt^m^mitr sâmsM efk Yine Fâtuoa

binli

vir«i.'"*'

'*

tmtim. d-Müslcdrek. Hu.

Kia^

I,

-sithir

«.t'Uî btt hadisi rivayci ctmilir.

Hakim devamla der

'*4^A&ls»0^% fSfmt olduu Insisunda Mâdm^c muvaOtktt .ctmi^r. Ay^

htKislIrr

hir

7W/rj!v"itKe hu hadisin

sahih'

ma

lihu llürvya' lr.a.)'tan iKTru" olarak bir

YiiK'

Hâkim, bu tuuUsc.

Mii/iî

"ei-Ter^îb

tlc

ve't'Terhîh"i\c

Siinncl" b;:jlg ;lttiK; l^ hailisi naklederek

hanncd

licyyîiniî tjlkikli

nlank rivayet edilm^lir.) Atntgd h.

ki:

Vi-Tcrgîb

1.

191.

1^:

^ctinitir. ve's-

iiiihâi*l-Kik1h

Hfkin'i nnaylantr. (Bu csltii Mu-

Mcktchcfu'l-nûn hasksmda

imd. MlMât

11

ald

ise

bu hadis 63 nolu hads

mm. St^4(^ lm

ll^MV

Salfu 173 (1328)

MntL'd

h.

Ihnhcl.el-Müsned. IV. 445

Dftniî. MLikaddiiK' 17 Nhislin, 1 alak 4(>

1

1480);

Ubu Dlvud. Talak

3X-4() (2291

):

Tirni/Î. Talak

.S

(

1

1

80)

51


Yöntem

Sünneti Anlamada

Abdullah

Mcs'uU

h.

da öyle

(r.a.)

der: "Allah'n

kitabndan bildii-

eyi sorduunuzda, om »«e haber veiriz veya Allah'n Nchrs'm'm hr süme^rnkfi prarsan/ onu üa size haber veriri/.. Ama ^;/ii M>nradan tmaya ^^karüign/ pyte ^lince, bi/im onlara gücümüz mi/

bir

ycimcz. Ahdullah lah b. Abbâs,

m^.

Abhâs

b.

ayaklanma

(r.a.)'n ipi

a/alls krinc

ba^ayp bau. Kuran

"stmm'i" kelimesi ve onunla

ftîrf^rteH ofeuyait

(rh.a) ise ()ylc def:

msl mxx\

Arapça

ilgili

"Abdul-

ve .vw/m'// öretirdi."

dipr maddelerde zöcrcdlcn

m fellni^

Wr l^îw ^â^nu,

araya gelÎPiffi onun -Yahudilerin. Tevrat' at;klayan srailî rivaycileri esere isim olarak verdikleri- -Minfrdn"'' alnmadn vc oryantalisUcrin iddin ellikleri pibi. Müslünunlann onu siinnel kelimesi eklinde A-

npvalatrmadkiarn da örenmi

olur. Ki bu.

tarlaya

dcgmo/. bâtl

bir iUdiadu'.'^ a.

IJsûlcülcrc (iörc SünncI

U^Ök'fllcr. slîim'n ilk tlönemlerindcki

kavramn, yasama

rckclle "sünner'

bu yaygn kullanmmdan har

için Kitap'lan

sonra gelen ikinci bir

YaliK/ rütf^Kn hu hatliSM Bttfilhî'4o gemliini helirtmckledic. Hu hadis, hu ekliyle 12.'». Biihfiî'tlc huluiKiTiunu. Mch/lt rivayet K'in hkr. Bulârî. Haç -^2, 34.

i;h\;th"l-t'tc

I

I

.

Mc/i

(>l).

(»7

'"irninî. MnkiKdirnL' 17 " Dftinil. Mukaddim: 4(»

Hu

eser.

l'JK

ylnd

Bu

kRiliyci

eser. 7

t

J.

W:nsinck*in bu^kiintgiBda bir heycl aralndan hsfif^î^ yllk fek ^hma. .^O^ akn aRilrma*^, 15 taa^-

20 bte s^» iBn möe«SBseîânîfl

laniîiya basçlium.

kdci.

A.

mali'

ihir. S, eilli. indeks (intU^tlJUir.

yauInUr soucu ueydina Hn

eserde: kiilüh-i sine.

jîclnilir.

man

Mâlik

Ahned h, llanhel 'el-Müstu'd^c hluan ladislerin kcliueleri lari sinsna üie dii/eulemuis- hadisle e^'en lehami bir kelimenin snlasi kr>k malar madde ha;>lgi yaplarak hu kelimenin itkinde jcvUi ladister. kelimenin :ev;i-î dnmnna üde sralanm, nHilctkibcn hadisin hiUndugu •U'l-

Muratta'". DârinH "es-Sihten" \v

ksahfiSâlA sctîlîMi^i'. Tafett^^rftl sc^üSKS fcaym^n «Ja^OKm t!*rat'iaK dinî \e ahlakî kurallnnmn l.\'î-22ü) iiViklannusndan iharetiir Nl.S. MOO(K) yllan ansuda Yuüa Ha-Nasi laralnda derlenmisiir. Mina. lekrar ederek nm-nim anlamna gelmekledir. kiut(>l:rdaki yerleri

(

" I

kiatl

ee\ah

52

Mahmul

^eltOt

verni.'jlir.

"el~slûa, Akide vc

eria" Mh kiuhnula hu

iddiaya gerckh


m kmiiik olarak ele N'hi

(s.îi.vt'dcn

u ckilUc lariroimî^lcrdir: ^'Sâitnef.

almlar vc tmu

Bu

gelen «>z. lÜl ve lakritlir.

iUbarla bunlardan her hîri.

Allah'n cliini mlniTia ve uygulamada Ncbî {s.a.v)"iu yolunu göstermek ll/k-u-

niKan sadr olnm^lur.

Sünnet

b. Ilüdisçilorc (iörc

Maiisçiter. ü';ulciikTn sünnci iantn»ma ilavede

n\ r M'

clnilcrdir: Ncbî

laril

\araliliM

!,\'icks.'

O

"\loaUi".

hakle

ludis(,-iiere

geidi kapsunukla-

ve örnek vermeye gc(,'medcn unee hurada. "sünnet"

tahlile

akilkM

sLinriL'U.

anlam

jki

daha kullanlduu iavi

için

ct-

lar/n \e -kabul edenlere uoro- vacibin k;n!>h^

nlaak kHlannnsIardn'

Mend^tb

lan

konusunda

a>n

m

"

bir

l

isledikleri

eyler

««fö icrk etliJnK'sidg» 4îl^y

derler: "Sabah

nmwjiTin

ritr/mdît"

i^Kc

uinak

Aeaha bu

sünneltir. lirkeklerin stinnel

eemaalle klma-

Yoksa larz- kilTve ya da larz-

ni

ederler Yine.

ihtilal

nama/

'

vilir

nama/( sünnet mi. yoksa

gibi.

O'hakle delildir,

nrue

eklimle

\aeih ni?

oJmakM/n

Mm mt^miit. -ftatm^n ftiiym«maî(ir m^m- fi^töi

mum/

nvMida alt

\Mîlt

sfen?Hii

^yK*

nvîi verilnKV. {hnç^tM

feMt

^riatni kesip

ise.

kü^l^k,

nienduh \e)a uuistohab anlaniMuladr.

da.

liu

müslelah

VQ'ii

vitrp yiî|fllmasinii

î

cJilcn

sUytm/.. I

er

ho

göre "sünnci". hu

i/iilc

kimseye göa^ Inuiislec^ anlamldr.

kelimiuin bundan baka,

iif

(akrir (onay), lîLMvk alinkî

O'mtt sR-liif

ile

"siirmet"\

FakhlcrcGfit^Sannct

Tani!.

HK'k

liil.

ti/clliklcri

ilüili

ik"

M. lU lamm. hivok c.

(s.a.\ )'in sö/.

hulump

stlnnet. usûleülere giVe. er'î

akihler

aasnda

ise.

hu

hükümlerin

dclîllettrrden bîr

delil ile lierlanüi bir lülini sahil

tnikündür. Yani (akihlee göre o,

be er'î

hükümden

olduûu

bir lancsi-

dt*.

Hi\^ki\

ladr. k'di:

rbâd

Ur kmwna b.

Sâriye

ise *;ünnet.

(r.ii.)'n

Yaayanlarn/

brd'îâS^lcî^l olarak kutlanlmalc^

rivayet eltii hadis

bir(;ok

ihtilal"

bun

iiylc i;i!\M etmek-

göreeekler. C) /.aman

si/

benim

53


.

aiterinizlc

htiEuto

smsk

mm^i sanln/..

Râid

Aman

halilclcrin sünncline

yapma. Ona

sonradan ortaya çkan durumlardan

sakmm/. ÇÖnkfl herHîd'a. sapkhfctif Abdullah yollu

h.

davranmak,

Yine

Mcs'ud

(r.a.)

öyle

bid'al içerisinde

der: "Siinncf

ç^ba

sarl

(snrlar)

i(;indc oria

ci^klon daha hayrldr."

rivayetlerin birisilide. "Bir u>pluluk. herhangi bir bid'al ortaya

ktysLin da. sünncilcn

onun

bir bcn/crini yitirmi^^ olmasnlar"'*''

denilmek-

ledir.

km mk\W akihiermsmla 'sünnc üzere boama" ve

'bid'al üzene

bt^ma' ifadeleri de mehurdur.

^

'

mmm

Mrc:. Muka^me 6 (42); Tirittik. Um 16 (267f). T Tirmizî devamla der ki: "Rn hadis. hasL-n-sahihtir." Ahmci b. Hiinbci. ci-Müsncd. IV. 105; Hey.*a;nî, MecnauV-Zcvâid. I, 8H; Mun/.irî. et-Terb vc'i-Tcrhîb. m. 84

mm

54

bn


1

Dönü

Hidisçîler^ Q5re Sünnete

Mahiyetini daha

iyi

onaya koyabilmemi/,

için hadisçîlerc

göre sün-

mnmnü ickrar geri tÜHiclim:

netin

Onlru

üotv sünnci: Nchî (s.u.v)"in sözlerini,

V

luiuiyliinm). ^crck ahlakî vc yctcksc

unun

siretini

yaratl

fiillerini

i!c ilgili

imdi bu be ksmdan

kupsamaklaUn'.

ve takrirlelnf

ö/.clliklcrini

vc

her birinden ayr

ayr bahsedecei/.:

1.Nebî<s.a.v)'in Sözleri: Her

ksmlara ayrlmas

s(i/ün ge^iili

laher' vc "ina"

olmak ü/cv ikiye

Nebî (î^^vfM verdii n vc

riillcri

gibi.

Nebî

ayrlr.'*'

hûh&hn IfîB Atl^, ^PiHin

u

hadis gibi: "Allah

doktr/ yani bir nüslesna olmak üzere yüz ismi var.

Kim bu

n

doksun

isimleri sa-

cenni^fto."^**

"Yüce Allah mahlûkâl yarallnda. kendi

RahmeUm. öl\eme ^'

îsimltsrîy »tfalla-

haklctnda Olabilir.

Ebii HUreyR: (r.a.)"in rivayet ellii

yî*rsa

(s.a.v)'in sözleri de,

eliyle

/.alna hitaben.

üslün gelmitir' diye ya/.d" hadisi.^'

B#ipric. dunttim VC yerine joa- söjflcncn Anpça vasUsyli) bilinen lmo "Mcrtnî" dott

sü/lcrin

Uunm

vu kendisi

.

Ikliigric. bütün Mi/lcr. va //«Acr

(bildiriTtol

veya

(ili

Ick nauiMndadr.

HaluT Sö/ü sö\locno. O. hu Mvünde duüudut ve);! ylancdr" diyebileceitni/ KM kelâma denir. Eer M>\lcnen sö/. ;e\cge >;jn ise onu söyleyen ahs sözünde dorudur. Eer süylenen sir/. yermee livgn deilse (MBi «t'yiL'yen ahiS sö/tinde yalanedr.

sdr.

ise:

sö/ü söyleyene,

ceini/ cümlelere

denir.

lihârî. (leavât 6S.

urût

Rhâri. Ked'ul-Halk Deavft HM)

(3.'i43);

1.

bn

ffiüteiifl,

mma gew^ uygun

«Ima-

feee^^'e uymanasdr.

Ysilân «lmistt<fen

na' '^

liâM^ ^#t tSltfKBanüat

IK.

Ö. ha sö/önde dtîgrdur wya yalancdr' diyemeyeTevhid

12;

Mü-

Tevhid 13. 22. 2«.

''m. Zikr 5 12677)

5.*»:

MiisHm. Tevbc 14

(27.*il);

TirmiZÎ.

Mâee. Zühtl y5 (4295)

55


Sönneti Ahlamada Yöntem

Yine Sclmân (r.a,)* rivayCi ellii leri

\v yeri

mei. uök

yunU^

yore iulinüîiiir.

yabani

hadis gibi: "'Yucc Allah gök-

yü/ rjlmct yîiraimir. Onlardan her bir rah-

arasn kuplayacak kadardr. Allah onlardan

yer

ile

güij

u

hir anne. v*<**-'Ui"if

hayvanlar

ve

kendi

ku^lar

bir ianesini

bununla cIVal uttstemcklc.

aralarnda onunla

yumuak

dav-

Yüo: Allah hu yü/ ralmctten doksan doku/Uftu imî%)nraya brakmur. Kyama günü olduunda ise o rahmclini bununla lamamHrannutkUiUir.

yaeafelr."^ •

Kutsi

liiKisIcr

dc hu kiitcuorivc ülnncklcdr.

de Yüce Allah'tan gelmektedir. Tereih edilen jîörüe

anlann Yüce AlUl'a

ilisin

Hbu Zcrr

u

j!öre ise

NcM tsai.v)'c

\aî sö/.lcri ise

(r.a.)'ian rivayet cüigi

Çünkü Kdsî

hadis

Kudsî ha-

aiUF^ MüsUn'in.

hadîs gtb: "Nehî (s.a^v),

%

Am.

vc

Yüce Rabbinin #yle btfytnlrf una haber veHrr kulkntnl Bm /ulmS kc?dlne hanm elün ve onu si/in aran/da da haran kddmi. halde birhirini/e /ulnelneyini/,..."

iUu»5b

duyulam

ile

âkiHJUa ^rtni <>Uiu

beer

"Melekler •

mckklcr. :ialer.

a^ kürsü ^ibi

dnda

kalan haberler

îlmine dayal idrAk dairesinin

de bu kiöcgtrtd^md^.

MMm'il

ntlan yaraiinn.

Yine Nelî

u

^'

rtvayel

cinler ise atelen

(s.a.\l*in.

u

enii

hadîste

olduu

gib:

yarailnlr."^"

tilünden soîinki hayattan (b^y^hUülürel.

yurdundan vc omdaki

»(X*iüi ballcr.

ncl-aHcnnemlc

olanik /ikretikleri de bu kategoridendir. Kabir

sorgustn kabir

ilgili

korkunç dummlar. scvap-^M* ücn-

ai^b Tcya ntmeife'ff. yeniden

dirilme,

maherde toplanma

\e durma, elaai. hesap, mi/an. srat. cLMineileki nimet yeilleri

hennemdeki a/ah •

(^cjitleri

Yine Nebî

hakkmda vermi olduu

ce-

hilaller gibi.

ksm

ls.a.v)*in haberierinden bir

ile

'm, igcçmi pcy-

ganbericrin huyallanndan.' sO/lcrinden. sâlih insanlardan vc onUfntv hallerinden bî/e anlaliklarn oluiurnakladr. (a.s.V

ve

Musa

(a.s.)'n k.ssalan.^"'

1lâM*it*LiWl4ted,^.4Hfe

II/.

ihruhin

ile

snuil kss:s

it;in

brahim

maaradakilerit

^filslim.

Tcvbc

(a.s.),

smail

ks.sas:''^ kor. alacal

2(>-2l (2753»

hk/: Huhûrî, Rnhiyâ* 9. Mü»iuka( 10


Sünnetin iznimi ve Kapsam

M- kel kssîKi.

l*jmkaat tüvlü

\v icn|k,kîi#

duyduu

ihiiynv

li'iin

Yic

Nehî

Nvbî

(*i.a.v>.

cikilcnlcn

gibi skii

tltveivilcr ile cgitimci-

kapsanuna. Yüce Allah'n O'nu

(s.a.v)"in luhcrlcri

iyi

tklay

^

vo%'iM1 kiHSafef trHî.

hcdar ederek gelecee

h

udamu

tl»ksan Utku/. kimiyi öldüren

dair /ikrcimis

veya

isler

myk dç pm,

uld^

külü tlsun. gerek tinmcJm

ÇüokM

gerekse dc

konulardan ancak Allah'n kenfei^k lt^If.:^^m Alî^. înamn «^lum 'n;m uyarc vc

tnsanlann hîilarru»

hiHitn

disini? htidiînliklcrifli

niiitleleyicidir.

lî yiip

hahcrlcrin

içerisinde

'J-'i^a

lameilerV dc girmektedir. Nebî (s.ü.vrfn \erdikleri hah«?rte\Icn

birçou

HMiJ

ftir

sm

"^cnî a/«frt

için.

hakknda

(r.a.

ise

Hadisleri'

de

inekteki

olaylara dair

^civcklt:s«!Slîr.

mtluhk

NeHT

'Kl^am0 Amînâ^

f s.îi.vnn.

öldürecek""' buyumias: lorunu Ha-

"Ku olun»,

onun araclyla

elendidir. Allah,

H/, Alma Sv-i T;la

Üe 11». kik)xm im^l ksstm i<3*n Kfe/; HttIM. I5t^yâ' Töfiîia t ^7: I. Kader II. 'JV\li(l Mii^lim. K.lc ilU^lV. Bn DSvd. SmiKM (47fH): l'inni/. Kaikr 2 (2t.*5i: hn M;'c. MukiKdinK- 1(1; Muvaltu", K;ukT Aiir.l h. l!:K-|. cI-Mümk-ü. II. :48. :M. ,^'):. 44S 11/ Msa nm t,i|ilak ykamnas kssas için hk/: Hhrrî. (nsi 20; Müslim. Hay/ t.' ^»t. Kvâil 155 (.V1'>K rirni/L Tels l-KiH-

h

I

ri/.

lin.

hn

;

Musa

ik-

ntiin uk-IcüI

mU

ks^ i^hfe^

f#;.J^I^^

f^/âl 157 12(72»; Nvsâî. (Vrtfti/ 121: MiiKtl llihhaiKcs-Salih. XIV. II ^ 1(>

II/,

I

h.

Mifâf-

llanbcK ol-MHskxt. M. ^15;

|

\I(is;

ile

ll/n kssas

lihâi. Iln h.

için hk/:

44. kâre

I^).

7, î^uill

12.

bt>;r 27, IVfsi Siik-- Kolil' 2. v 4. i;\man 15. "IVvltid '1; Miislint. Iv/iîil 170 :iS(li; lih l)â\ntl. Sinnci 1(>(47()7); l inni/i. Ictsirn l-Kiir an IS (.M.lOi, (.^14^); I

MiHK-d

h.

tlanhd. d-Miisnal. V.

snstw#

K*v^flÛiM''îW nfn,-

Mu fisaifkon

otiMcsi

trkla

cfv

(27n:khn " '

I),i\ik1.

Hhiyâ

MmiL-tl b.

ykv

I

.

1

kvnan

5.^;

labcl.

konumas He Kyanm

11a., Mfistt

Musi'nn yanma

2S(,iîS7): «;

Milslim.

Müslim.

L'l-M(isiK'd.

;MinlhiK-\.-nk'i lilir

'

imi

Alkh. Kiratf4a

licriR-vi

1»>

1

Ii>n" 'm. Vlt/araa

i:.

lihâiî. lahiya

Ituhân.

IX.

ailmcsi

ile ilîîili

kssa

d

efaat hadis kihplaiifinii

iilm;kl;Kh-.

\\'r-

Hhfrî.

II/.

I

v

laNya

M.

20.

5,^.

(27'>f»i;

5:

Müslim. /Jkr

cl-Mil.snct!. II.

ht

Mâcf.

Diyiii

l

\m

I<t

2

(2622);

72

ilsilî

iVyle

himnmMadr: T»

kimseyi nnliali klma/

lk-diyi pcyjîamhcr hunim

îidch

AhiKith ll;nhol. /tiK IO(2'-)rt4

Icvbc 4h-47

h *myla

Sdanna

1

dndadr"

'("iti.

(AUalto bölün

Ancak, gtyh

îlf il^li hit-

72/2f>-27i

Itnlâl. SalâM.C'ilîinl 17: Mislin. riiçr 7()(2'>15»

57


Küstûtmnlardnn

u

iki

gruhun arasm dü/citcccklir'

buyurmaMiida oldu*

gibi.

Pe'ygaihor (s.a.vrin labcr verdii ba/ haberler

gerçeklemitir. Ncbî rivayet

(s.a.v)"in

müjdeleyip dc Abdullah

cUii *stmhuVun fethi*"^

Yine Peygamber

(s.a.v)"in

\m )MA

haber verdii baz haberler

"Cehennemliklerden görmedijim krniHjJlar

iki

u

halan. Horasan develerinin

Ebu Hürcyrc

sml

bulunup onlarla

çplak kadnlar

1. öiyinîk iîlduklan halde

ytirüyen:

(r.a.)'m

gibi.

ra d()kunmaklay/,. Müslim'in rivayet etlii

sr kuyruklar gibi

Arar

b.

ha-

gö/Ierimi/,ie görmekteyiz ve cllerimi/le onla-

zrda ger;ekle:?mekle olup

gibi;

asrlar sonra

ise

vardr:

inîianlan

hadisi

Yanlarnda

I.

döven

gibi ca/ip olan

eilmi

(r.a.)

bir feaviraj

vc krlarak

högügleri gibi hîrtaliim

kadnlar! lilar. eennele giremeyecek ve onun kokusunu duyamayacak-

u

eennein kokusu,

lardr. Hâlbuki

kadar vc

u

kadar u/akian duyula-

-caklr.*''

ÜMMüfÛ

\m

cellatlar istihdam

Bu

/ikrelmitir. tahrikte ve

eden

hmmNu^

polilik

zorbalk

;ö/ülnedc

ahlâkî

loplumlar

hâdî«,

ketHilcrine bayan ile

'giyinik

ulvi davalarla

^meM ^in

ahlâkV çözülmeyi bir

çplak

mtda

kadnlar, ehvetleri

uramaktan alkoyup oyalamada

birer araç olarak kullaulmakUdir.

Yine hadisi de

oburlarn

'"

''^

lMfu.

Ahmed

h.

bunun

gibidir.

Hanbcl

ile

"I*cygambcr

çanaa çullalklan

Sulh

9.

Mcuikb

Ebu Davud'un (s.a.v).

rivayGltHlIIî

Sç^ân

(r.a.)

'Çeitli wmtetlertn. i{k\

gibi her taraftan gelip üzerinize

üümeleri

Ehu Dûvud. SÜnno Xt Cum'a 27: Ahmcd b. HanheL el-

25. Fczailu's-Sahabc 22. Filen 20:

MtUlv. Tirmizt MtsSösb 31 ^ mtmak. V. tl^m. 47

%yW^ PWî.

Ahdlhh

"Bir defasnda Resulullah'in eirafnda (hadis) yaz-

h.

Anr

(r.Li.)

der

ki:

'

V

yorduk. Sdtn. kLslaliah'a. "ki ehirden hangisi (daha) öntc Iclhcdileeck? Islandye soruldu. Rcsulullh dn -stunbul'u kastedcrckbl nu. RiKi 'Herakliusun ijchi ötec Iclhcdüecek' buyurdu." Ahmed b. Hanbel. el-Müsned. II. 176; Dârimî.

Mukaddime 43

M.

m IWm (4H&);

bn

Ebi

eybc.

el-Mu-sannef. IV. 219: Hâkim.

Is hadbto *sahih' »ridu|unu bcfifl^ir. 468, %s\vM hu ftadKn '^Mii" o1â(# nesclejütdc K^im'e kdllmlr. El^^i! (b es-Sahîh. (4)'de hu hadisi ka\delmilir, Müslhi. Cennet 52 (2128): Âhnod b. Hanbcl, cl-Müsned. 11.355, 440

Aîl-Mtisiedn.'k. IV,

^

58


Tammr

SOnnetîn

yaknlr*

buyurtlu. Sahabilcr, 'Bizim

a/lmu^an

dolay

Rcsûlü?' diye sordular. Peygamber (s.a.v), 'Aksila

Mât

iiu/u

larm/n

seîîî

v Kapsam

m ey Allah'n

a^Ün

si/lcr çoksu^-

sBfükleüii vcr-^öp gibisiniz. Gerçekten Allah,

düman-

kaiplcrindon si/in kotkunu/u ;liic;k. si/in kalplcrini/c ise vohn

siihcakl' huyrdu. Sahahilcr. 'Vchn nedir, ey Allah'n Rcsûlü?' dediler.

I'eygamher

Dünya

(s,a.v) dc.

sevgisi vc

ölümden holanmamadr' bu-

yurdu.""'

Bu

günümü/dc aynnUlanna tank olduumuz evrensel bk birlemeye iaret elmcktedir. Öyle k. ^e^itli milletler Müslümtnlun hadîs,

;r)kcinek

i(;in

ramen

1,-okluuna

dohy

hir araya gelmilerdir.

!^y.eili bir

selin

önündeki

l^to»

çcr-çQrî^* ben/eiilmilcrdir. i!ibi

O/ellik Icrinin

sönuen

(;cr-(,-öp

ywçaklir.

jiih»

Çünkü

oianric

saylarnn

Fakal Müslümanlar,

hallflik.

misali bir (.-okluk

ie

olduundan

hu hadisle Müslümaalar,

^p^ieilîk

vc yCb^ysGlik

kendi aralarnda tchîrhirfik

i!c

gaye vc

akp gidecekleri belli bir yer varthr. Yine bu hadis. slâmî mücadelenin /ayllgnn arkasnda gt/li hastal da aça çkarmakladr, ki, _ibu nicelie deil, nilelic dönüktür. Bu< her eyden önce kiisel veraü&fâkî /^ylla dönüktür. le bu. 'dünya sevgisi ve ölümden ..hjlanmma' ne

tle

halidir.

Yine Nebî lettigi

k_\amelin büyük vc küçük alâmetlerinden /ik-

(s.a.v)'in

eyler de böyledir.

Ki.

bunlarn büyük

mitir. Cibril hadisinde geçen clcndisini (ioiirmas. u/.un

u/un binalar

Bu

alametlerde

k.sm.

olduu

bilfiil

gibi:

gerçekle"Cariyenin

bas u^k. yaln ayak yoksul koyun çobaniannn

yükselttiklerini görmen..."'^

ba/ toplumlarn hayalnda ortaya çkan korkunç deiikçimektedir. Anne \c babava kar iyiliin yerini, onlara cefa

hadis,

lie iarei

vc isyan alacaktr. Öyle caktr. Yine

ki.

doura-

birdenbire köy hayalndan, ehir haya-

Ma^

kuüanmaktan, lüks otomobillere

eylere dönOmî^h'. Bu da herhangi bir /ahmet vc

Ahma!

b.

Uuhâî.

num M:

!

efendisini

boUu^ ^udrlarda yaamaklan k^^mç verici e.v \xs mmy-

Urda oiurn^ya. yayalktan gibi

kadn olunu deil,

sanki

ayn ekilde toplum,

tna. Uarlklan

binme

u

bir

u

lahct. el-Müsncd. V. 27H: Vhu Dâvud.

Müslim.

5

t^>K

bn

^}fm

Mclahim? (4297)

Mâcc. MukaddinK'

'>

(64)

m


"

SBrmeti At!an»da3^tBH

sarf ctmcksî/.in.

^k

h/l hir ekilde scrvcifcrc kavuîjmanr hir sonucu^nfl [ilkelinde girdUüma/ pbl Bundan dolay

hîtx

dur.

you

insanlarn

dcnsclcrini yilirmilcr. ktaulilerînî

Uinli kilikl.'rii

l;mm:/

unutmular ve hiAa

hale yclnt.loitlir.

Kyanioi alanH;tU,TM)to

ksm

hir

ise hâlen

m

tenli* MisUa'in erkek düceck kadur erkeklerin azalp ile

beklenmektedir. Buhârî

"Kili kt^liBii. ilerini

^mcsL

gören

bir

kadnlarm se voalsmk

k^imiist."^''

nirdc kyamclin büyük aUmcIlcri vurdr. Hadislerde geldii

la

mek ve

Meryem olu Mesih sa'nn slâm

ü/cre''''

enii çu hadis "*

ka

hir hüktti!rte iu(^4;kir-

itdîl

batuhm

'

gihi:

ile

Müslim'in Bbu

"Meryem olu (sa)

Yine Nehî

(s.;.\)'in

;n;!klamak. onlarn

yönlerini

Yine Dahi^e'nin çtiucagn ve günein

ha/

e^>;lar. k:\ramlar ve idlerin gerdek

deer

\e derecelerini

naklanan sevap veya ee/.ay a^klanak

haber dairesi

Ncbî

i<;erisine

(s.a.v)'ir!

girmckUidIr,

m^hur

ve onlardan kay-

ü/.cie /.ikrcUni

olduu

sö/.ler

Cibril hadisinde

huyunlüu

^ söz gM: "s^

komamn, nama/ meleklörîlte. kftaflannü. Rol-

i

eyi oiak

dosdoru kdmandr.-.man da: Allah'a, lerine iman elnendir. hsan ise: Allah'a O'nu görüyormu^îgasna çimendir. Sen O nu görnesen de muhakkak O seni görmektedir.

Hnhâri. Ihtlul

^

2^ U04.M;

IHüdha^afl^Hî

bîmâ

2d-.

Müslim. Ilm H

Alncd

myak

h.

i2(->l\):

rirni/î. Filon

llabcl. cl-Miisaal.

aiîmlcrlmîc»

CîstatI

dc

^

lam: Allah'a kulluk etnvn ve O'na h vb n-

l-iton

mutla-

doacan haber veren hadisler gihi.**

ayn

eriaityla hükmet-

Deeeal't öldürmek ü/ere inmesi gibi. Buhârî

HUç*:ya' (r.uU'lan rivayei

icvaUir yoluy-

f:n.T

III.

(22().S|:

MK. 120. I7f. 202.

çl-KejjraîVr

Temm J! ^'nztVrt-^fe^Ü^'^ {Ua \Wsih'\^^

U

hu Inmuda

neceinin Müicvniir

kulluk

Ibn Mfcc.

2IX

273.

**et-Tasrîh lladislorlc

AKlirenfit liht Cludde bn kil:b laltkik el ini ve lîerckl lîördüü yertm- ^o-jilli tlipnotlar (lii!>niitür. Kitapla krktan l;/la saliir \e hasen' ladis ile bunlardm hii^kii /ayl hadisler de mevcuUur. linbiya 4^: MiKlim. man 243 (153) Bulfuî, Biiyu" 102: Me/aiim

A(;klanmas) iKnda

bir

kiUp ya/mUr.

i

t'siad

.

mm

l>jvud.mal^ tJiMlöKhn Mta /mmUK^^, ^Jtoncd. n. iM^m M^trn^K ^mr (r-a.rian. Müslim. Micn <294l

Buhar.

man

Ehu

57: Milslînu mart 5 (9): îbn MScc.

IUtvynMr.ii.»'ia.

60

):

Mukaddime 9 (64rde Bkx


Tanm) vif|ap^

Sünnetin

"Müslüman

licr Mii.sliinialrm «iHcndc

diliuJcn \v elinden

"MKicii. Allah'n _v;tsakkKt eyleri kiosc

"Cîü,;lii

Insanliin

kendine hâkini

niiin

"Yedi .vilüesinin

güvie

lerk

o(-

eden kimsedi.""

yenen kimse

tlegil.

öfkelendii /a-

(ilan kimsedir."^"

sntl* insan

vardr

ki. hiv^'hir L!rtli!cnin

bulunduu yünde Allah

olmayp, ^adocc

/Vllah'n

(Hilan kendi ^iilesinde yölgelendire-

eekir...."'^

"C'had edenler

ans.

leeenin

hfitu

g(>k ile yer

"Kini inanarak \e

mtm

Afeh i«w*tt^

film.

aras kadardr."'^

sL'\ahn sadece Allah'ian

tmaak Kana/an

ha^lanr. Kim nmrak Ranu/an geeelcrn

de inanarak vc sevahnn siideee Allah'tan dcgerlemtid^îç (inceden ilemi;

nru-

ksm

litosu. r>needen iledii giinahlarmdai hir

îbîîdtile

M

«teef ltwboit^îr*

olduu

günahlaîlrtdâri

hk ttmt

hag^lanr."^^

Cjördüümü/

gibi

hu

hadisler,

hem de t*rdçfl ve AMid'a isyandai ilirmeler

le ahifkî

Müslüman 11

"

\e

ferdi

h

rar

.,

bu hadislerden bir

yönlcn-

ksm: hem

lem de Müslüman loplunu haiayie ba/

kpsanukladr.

Micllir.

leviki.

ir^-adlan ijjennekiedir.

Haber seklinde olmasna

hem hayr ve Allah'a ilaaie ^femdtmak üzere, ha/ dini

lüdislerde

'Ahlllal

nidir i.;

yasaoiidu-

tldu gibi;

h.

(nor

(t,;,ri; !itik-li.-k ;i.->h" iliyorsa tn

Am

somaki laüsin lairiciuie de ioniktviii ti/etc. AMullal h. (r.a.)"tan iKiIlcIckm alcyhlr. Iludisin golis yollan ile lgili ulurak, Kctrnî'nin. "S'aznu'tMûtenâsire mie%HttdîsrMtaev0in^ im\c%mir tlidisl^J. (ÎUfa hafel^irî^ M/. bil

'

i

'

'

'

;b!i

I

)rv(td.

nKK

liahArî. Iklch 76;

llhrri. l-/;n

V..

lliicvv

Un.

{[-.a-i

2

f

:4S

1

1:

Ncsûî. iman

1

2Me

Abdullah

h.

MKiim. lin |()7-I()K t2<m\ /.ckâl d. Kikâk 24. Iltiiikl l'>: Müslim,

Müslim. ZfkâlVl fia^h tic l-bt Mürevrc M\mci\ K tranbcL el-Miisncd. II.

(r.a.l ile

Kbu

Air tr.iLVliin.

/ckiii 41

Siiîd

HüHm. aUhi

(lO.Ml'lc b.b

cl-HuUrî 4.

(r.a.l

ia.

IVvhid 22'de

Rb

IKivyrL' (r.a.)'ian, •

2'^.

27. 2S. Sitlftu

i

"IV-râvîh I. 2.

S;vn

(n Milslinu SiiliiUi'l MusiViîriiî 17^

nm)\kc

libi lliircvrc)r.u.ri;n.

m


1

SSnneti Anlamada Ydntem

kazanmak i^n

*Fa/Ja scvab z:

Haram,

Mte$cid-i

1.

2.

u

üç iTKSPüen baka!»na yolculuk

Mcseid-i Rcsûl (Mcscid-i Nehî),

3.

Mcscid-i Aksa."'^

"slam'da zarar görmek dc zarar vermek dc ypkUr."" "Bir

kadm

tlatâsylEl

veya

tey^icsiyic

(ayn kocann nikâh altnda)

bir araya getirilemez.

"Nesep yönünden haram olan, sül emzirme yönünden de hanun olur."^*

Müslpmana mims^ olamîK. Müslüman da knütc

"Kâfir,

ö-

ttiitrmç

lama/-.'**"

Ncbî

(s.ii.v)'in

sözlerinden -"islck" anlamndaki-

renler ise emir. yasak,

dua ve bu anlamdaki eyleri

Emre ömek olar^ mlan

krrrk.

(lediin kölülüün ardndan)

onu imha

elsin.

nsanlara

liuhârî.

Piidlu s-Salâtl

11

gi-

içerir.

vcrehilite: ^Hüsr t»^@de

AHahtan

kar

ina kusmna

bir iyilik

yap

dltrm d

ki

bu

iyilik

güzel ahlâkl o/.""^

Mescidi

Mekke ve'l-Medinc

MUslîm. Hac 51

1:

(I397)'du Kbu Hürcyrc (r.a.)"um. Buhârî. Cc/au's-Sayd 26. Mcvjkiurs-S;tUl

ve'l-Medinc

Hudrî

1.

Savm

6.

07; Müslim,

(r.a.)'lan.

^-c. Îfcâmcüi's-Salât

4)^^ ANuîf^îi, A»r

Ahtmd h. ttobel. el-Mühed. V. Abbâs (r.a.)'Ian. bn Mâcc- Ahkâm

" ^'

Fadlu Sahili II Mescidi Mekke Hac 415-416. 423 ll34ü)*da Ebu Saîd el-

527:

Jb».

îf

bn Mîkx\ Ahkâm 7 a34irtfe Abdullah h, 1

Ubâdc ibnu's-Sâmit (r.a.)*ian. I408)'dc Ebu Hiireyre (r.a.)*tan. Yu/ar. "Âie (r.anhâ)'dan muiîdckun ak-yh"" diyorsa da. bu hadis. Abdullah b. Abbâs 0'-a.)'ian mutlclekun aleyhtir. Uk/.. (luhâri. chûdâl 7. Nikâh 20: Müslim. 17 (2341)'dc

Buhârî. Nikâh 27: Müslim. Nikâh

Buha^. BsF^z 26:

mmm, ¥iamt

(

\

itm4)t

ma MiHvFefâK 10 mKD^t^rmizt.

Ferâi/ 15 (2107): Ncsâî. os-Sanenü'I Kiibra. IV. RO. 81. «2:

12729):

Almed

b.

Hanbel. cl-Miisncd. V. 201

Bmir: Üstünlük yoluyla bir iin

.

yaplmasn

bn

202. 203. 2(>9"da isiencklir.

Fnir

Mâce. Fcraiz 6

ÜsÛmc kipleri

(r.a,)"tan.

ba/,en asl

manasndan ,kp si/ün ycliindcn anlalan dier manalarda kullamhr. Bunlar; rad. dua. iltimas (islck). temenni, serbesi brakma, uillik. aciz brakma, tehdit vc mubuh kRKi gibi. Bu konuda daha geni bilgi için "Sekiz ftaâis mamnn Rivayet i^ffip $var Yatak Ha^shf'* (cl-Evâmîr ve'n-NevâM» adl eserit önsiiziine

m

bakabilirsiniz.

" Ahmcd

b.

Ilanbcl. cl-Müsned. V.

Hâkim. cl-MüstcUrck.

62

'

i,

IZI

t2S.

153. 15S. 177; lirmi/î.

dc Ebu Zcrr

(r.a,)*ta.

Hâkim, bu

Bin 55

(l')K7):

hadi.sin

\sahih'


Sünnetin

"Beni nama/, klarken "(Hilâli) g()rüncc

Hcr

ediniz.

/(//

"Hac

hava

gördüünü/ gibi nama/ klmz."

nnç

tutunuz. Hilali (ickrr) uiördüünü/.dc ise

bkllu

aban aynn saysn

olursa

ibadcIlerini/i (menasikini/i)

Y0saHlara^^ örnek tHafak dn

vknmz.

"

mhmt tente

artrmannz.

tii

{hal<)"^^

miM ^©tcbiHf/: '"HKiHM zamdan

mis^firmefi^^mm.

K'lirirtiir.

AVmf^^^nm m^UP Uli

Birt>irini/c s u't çevirmeyiniz...'

ar ekilde övmeleri gibi

"HrisUyanlarn Meryem olunu

nlluym

eye

Çflnkö zan. stizün en yalandr. Kulak hrst/.Ig» va^ök^v/-

<îî^tî

riyalim

//-

ou/.a tamam-

benden

"Sana ^üphc vccn eyi iurak. ^üphc vermeyen •

tomtves^^

Devamla da dor

ki: "Itu

huds. Hulûr

ile

si/lcr

de

Mii.slin'in iiiullan-

yulv salillir."

Mnod

h.

HmhcL

cl-Miisal. ^/22R. IMv, Tinii/Î. Ilir 55

(IW):

licyhakî.

^tçtbrM-nmn. Vt. 244"do Muâ/ h. Cohcl (r.;unîm, tiw Aî^kir. Trrîhu Dmck. LXI. 3 <2447m'ite Kks b; MSlik r.a. rtan. Hulfrî. F-:/:n IS. P.dch 27. Ahbmri-Ahâd l'dc Mâlik bnu'l-Huvons (r.a.Via. lluhfn. Sa\m M: Mü>Im. SvLin 17-20 (1(1X1). Ayrca bk/: Tirmi/Î. Savm 2 (fS-l): Ncsfî. Sy;m 11). 1: hn Mâtr. Svam 7 (!655)'tlc Cb Hüreyv (r.a.)"!an. Ncsâi. S\am 12'dc Abdullah b. Abbâs (r.a-)'ian. Miislîftk HaE 3ia |m7>: Ebu l>âvud. Mcnâsk 77 (1970); Ncsâî, SMftk AUm«î h. Hanbel (â-i^tod. Ilt. ^1 >18. ttt. .^78: Ibn Huzeyme. cs^ Sahîh. (2877)\L-CÛbir h. Abdullah (r.a.)"lan. Ahmetl b llaht-l. cI-Miisnwl. 1. 2(K): Tirnii/î. S<nuu'l-Kiyaniel 60 (2.518); bn (

1

m

.

llibbân. cs-Sahîh. (51 2)'Lk-

Almal

Ihsan b Mi d

h. llathL-l. cl-^lii^tod. III.

!

12.

\

m.

J l'ian.

yy'W

lincs (rLi.i'ia.

Taherânî. cl-M'cciKi'l-Kcbîr, 22/147'k' ise Vâhisa (.a.)"ian vc daha

nmlan (hk/: Tabcrûî. cl-Mu (

r.a.

lum. lîI-S^^t'iem's-Saîr.

K hatlîs.M)Utn "

1 .

\^\

vi|Mn;nasn

1

l-Kebîr.

«ü'dc

XXII. Hl'dc

AI*dtflliUt

i

viindcn

i(;Unscnw.

i23b4)

f

ile

üstün olan birisinin ondiUi

islemezdir, lia/cn îkMit> (yusak) kipi,

manasnn

haka manalarda

knama,

dn-

kullanlabilir.

ic yis

(ümilsi/ kdmu), iddil,

aktheli bildirme, f^irkin görm.'k, eitlik gibi.

Bu konuda daha geni

(isickl,

l'Aamir \e'n-NVvrht) adl liuharl

K ^nar (r^bîlan).

mhaiabmda

da cirnlctn yeli'iîndcn \e durunuiKLn anlatlan

OiMck. dua. iliinm

Vâsilç

yotlanyta sal^tfr.

Yasak Nchiv): Muddi \v manev bir

ccm

bir<,-i)kla-

ibnu'l-Esk;!'

dob

lomcnni,

e>a.*rin

irijad,

önsn/ünc hakâhlrsin/.,

Nikah 45. IViü/ Hhu llüreyre (rj'lun. ss.

57.

2:

Milslîm,

llirr 28-.*l

(2563i 32^33

.


'

Sünnet) Anlamada Yöntem

ekil^

benî

iivmeyhnz. (Di)rusu ben Kudccc Allah'n kuluyum^

Fakai benim îçin 'Allah'n kulu vc RcsÛIü* deyini/"**

Dualara örnek olarak da unlar

"AjU^'mî Her iimN ^»ruyucusu nunla beni j^lah cytc! çîiT#

yam

verebiliri/:

»fem

Muyrm.

^moc mm^

benim

g^^iiHim alan dün-

t^ln

bana hayrl kl. KcmHsînden kyunci ünti

benim

Ûhirctimi

slah cylc! Benim

i(;in

i;;in

mûmk

t^ÜÜm

butunun

hayat her hayr hususunda

ziyade kl. Bana ölümii hercrden rahal kl."*'

Nchî vardr.

dualar oraHtnda

(s.a.v)'in

Ömck: "Yarallkiarmn

Isiiâ/clcri

(AUah'a

errinden. Allah'n

snmalar)

da

mükemmel fcelmcG^

rine safmrmp.*''-

"AMahm! Sapkla dümekten veya hakalarn sapkla düürmekicn. doru yoldan kaymaklan veya bakalarn doru yoldan kaydrmaktan, huLs/hk eimckîen vc b;j^kalarmi cahilce davranmaktan vc cahillerin

sana

uj'atmakian.

davranlarna muhatap olmaktan

snrm."*'" Bunlar ve bunlara ben/er Allah'a

anlam 'a

haks/la

itibariyle üsc

s^nmafc Bazen

u

^^iîi^cn

eylerden Allah-

O'ndan bîr istei içcrmcktcdrHcr,

bir hadis,

olarak gelen

itibariyle haber,

inadr. Çünkü bunlar.

suretiyle

yasak olsun- bir

snmalar, ekil

hem

bir

haberi ve

birlikle t^crebilir.

hadiste

liuhfrî. l-.nbiy.T 4«.

olduu

gibi:

HikkI îTJc ()ncr

hem dc

-ister

Ehu Hüreyre

emir olsun,

(r.a.)'lan merfu"''*

"Kuvvetli mümin. Allah'a,

(r.a.l'la. Miicllil.

isler

/.ayii

hu hadisi Müslinrin dc

da ha hîidis. Müslim'de hufmaniiinulr. <2720); Bhari. cl-Edcha^l-MûM. #6»rde Etnî îfcynî

rivayci elliini hoIiniytTrsii ""

Müslim. ZIkr 71 (r.aj'lan.

Müslim. 7Jkr 54 (2708); Tinni/î. tVvfl 41 (34.17): Ncsaî. Amclu"l-Ycvm !hn Mâcc. l h 9 M4.*>7); Ahmcd b. Hanbcl. cl-Mü.sncd. VI. Ml\\c Hüvlc binli Ihikîn (r.;nlr)'.l;. Lcyl.

Ehli Dfivud. Ed^-h 102 10.^ (5094); Tirmi/î.

bn

Mâcc. I>ua IX {3KR4):

Ahmed

b.

Dcavji 3.S(3427); Ncsâî,

Manbcl. cl-Müsncd. VI.

Isliâ/.c

.3(K>.

.318.

30.

6.5;

322 dc

Peygamberi 9t^^ i^dHi^ sü/. llil \^ Erillerle -ba/ flimlcrc yöresnad isfer nnUast otsun Nlcrolm^n. Altuh Rc>aj|uc isnad edilen bülUn rivaycllçr nerf" kylr. Merin':

si

64

II/.

l:ilara denil.


Sünnetin TanrniveKapsanu

indcn

daha hayrl vc daha makbuldür.

.Sana l'ayda ,si^ayan

illi.

&yc t^aba^stcr.

Bana bir ey gelirse

olum!

M». Allah'n kaderidir.

Nebî

Allah'tan yar^Um dile ve âciz

öyle olurdu* deme! Fakat O. ne dite© ©nu yapar* de! Çünkü 'eef Cte»)

{s.a.v)'in kavli

oluir,

t'ilvledcn

her birinde hayr var-

'iîylc yapsanv

eytan ncmnun edecek

ki'lincsi.

Ama

ilen':

kapsn

hadislerinden bir

"K/ma"^

sö/ündc

açar."**

ksm ksa-öz olup tek

ald^gibü Bazlar da

bir

sayfalar

iniaMlccek kadar u/utdur. Ncht (s.a.v)'in önceki ümmetlerin kiüsalart i-ya kyaHi^in ttateH vcyn t-nnlüpi riiynlânn^tn ffSO^h&^Us âcHikSfgl,

ltm veya olacaklarla Baz

Imdislcrde

hadislerinde

gördüümüz

öretmek

için

yaplm

gbi.

hakknda

(kavlî) hadisler, insanlara dinleri

hu^u

bF

U'ken

ilgili

çalma

bir ilk

bilmeleri gc-

eklindedir.

u

olduu gibi:

"Size büyük günahlarn en

"S/.C nama/, oruç ve

büyüünü

haber vereyim mi?

sadakann derecesinden daha

fa/ilellistni

gös-

U'tvym m.' Nebî •

v;p

(.s.a.v)"in

Ba/jcn

olabilir.

ve bayram hutbeleri de böyledir.

kava hadm^ Nebî i«^v)'€

j^orulan bir

Cebrail {a.s)'n slâm, iman, ihsan ve

itiirduu sorulara

olduu

Cuma

scnuya verilmi m^-

kyamet

m^^mr hieWf^

vern^^oi^tiHpevapImK! fâ^e

gibi.**

Yine 'Ey Allah'n Rcsûlü! Bana slâm hakkuda öyle ki.

hMMa

bir söz söyle

o hususta senden sonra kim.seye hiçbir ey sormayaym' diyen adama.

'Müslim. Kader .M (2664) Ilhâr. Edcb 76; Tirmizî. Hirr

'

^ Huhilrî.

14.1

ehâdât

10.

Edcb

(202)"dc Ehu Hürcyre

6. sli'/.an 35,

{r,a.)"tan.

stitabclul-Müneddin

4 (1901), ahâdcl enâil. flM): ^Bned b. IMd. d-MSsaed.

(87); Tirmizî. Birr

HM^

7.^

1:

Müslim.

man

3 (2.101), Tefsiru'l-Kur'an 3 (3019):

Wût em Mre

tr.a.**4m. '

"

na\ud. Edcb 58 f4919); Tirmizî. Sfatu'l-Kyamet 56 (2509); Ahmcd b. llanbcl. el-Müsncd. VI. 444"de Ebu'd-Dcrdâ" (r.a.)'tan. Mhârî. hnan 37; Müslim, man 5 (9); bn Mâce. Mukaddime 9 C64)'dc Ebu r.bu

llilcyrc (r.a.)'an.

65


Slbn^ Anlamada YfiiM

Ncbî {s.a.v)'in.

iman euim de, sonra da dosdo^

'Allah'a

sözü gibi

ol'

'Kyamet ne zaman kopacak?' diye soran kimseye, 'Emaftet kaybolduu zaman kyameti bekle!* buyurmas ve *Emanelin kaybolmaYine,

s

nasl olacak?' sorusuna da 'Yönelim (i),

dii /aman o zaman kyametin kopmasm

s

olmayan kimseye

ehli

veril-

eklinde cevaplama-

bekle!'

^bi. •

Ba/.en dc kavlî hadis,

tii bir sö/

ile ilgili

olarak

Ncbî

(s.a.v)'in

söylenmi

gördüü

ey

bir

veya iit-

"Mescide ieyen bedevî

olabilir.

kssasnda olduu gîhi. Unu gören sahabe hemen harekete geçmi, ancak Siz Nrfîî (s^v), 'emesini ke^me^j edii yere bir kpvf ancak kola^^nclar olan^ J^uterildiniZr zorlatfiikr cAarak g5n^

m

rilmediniz' buyurdu."'*"

"Olu

brahim'in vclat ettii gün, günein tutulmas üzerine, baz

'brahim'in ölümünden dolay

insanlar,

üzerine Ncbî (s.a.vX

'Göne ve

güne

tutuldu'

dediler.

ay, Allah'n âye^lepiKen

M

Hiç IdmHeniB OlUmünücn veya yaamasndan dolay da

Bunu

lyeuirler.

tutulmazlar''

buyurdu/''*^

a.

Ncbevî Belagat

Üzunuyla ve ksî^yla

K^t <&&^f^n

nebcvî sözler (kavff Wîsfef)*, üslûp olarak insanla tadr.

Çünkü bu

gerçeklerini, leri

ait

olan beyan ve belagatn zirvesînî

kavlî sözler;

yasama

kapsaml

güzelliklerini,

h.

es-Sekan

bn

ki

^ü^lMk*

özlü hikmetleri, bilginin

esiz yönlendirmeleri,

Hanhel. Müsncü. .V4I3; Müslim.

Nesâî. es-Süncnü l-Kübra, 6/458; lah

ilimleri,

vc ender tebihleri içermektedir. Öyle

* Ahmed

MM^)

o\mk. söyleni, anlam, k^^^öu p^it Û)^ ve *sahih'

ilginç örnek-

belagatU ve hikmetli hiçbir

man 62 (38):

TIrmi/î. ZühtI

Mâcc, Fiten 12 (3972)'de Süfyân

fO (2410); b.

Abdul-

(r.a.)'tan.

Buhârî. îlm 2. Rikak ?5'de

Ebu Hüreyre

(r.a.)'tan.

Buharî. Vudu' 58. EUeb ^S; Müslim, Taharet 98-99 (284). 100 (285): Tirmizî,

Buhââ. Kösuf

J. 15.

Btleb 109; MOslîn,

Ktiaf 29 (915rde

Ua0^ ibttu'l^*be

(r.a.)'tan.

Buhârî, Küsut"

m

1.

6, 17, Libas 2; Nesâî.

KüsuC 1,5. 24 de Ebu Bekre

(r.a.)'tan.


Sânneün

bunlan böylesine kolay, bu kadar tatl ve

si)/.,

o\m^

runt

bitki

htiva etmemitir. Nebevî

datlarm skarak

yami

sözMt

Tanm ve Kapsam

bir elçildet

bu denli

li^ettmelerindcn de, ttpfct

sûzen kimsenin

yapt

ruh

gibi

Bu sözler 'Allah tarafndan indirilenlerden hareketle ya^kanm. Hukîm vc Zikir olan Kur'an'n nurundan bir alnt'

sii/.ülmütür.

plm

bir

eklinde vasflandrlmaya daha layktr. Nitekim bu, çeitli asrlarda

y;$gm$ olan büyük edebiyatç ve

l?elâgatçiierin

da

takdir ettikleri bir

ImmiSiuf.**

imdi

ise

**e/-B£yân ve't-Tebytn"

ls,a.v)'in sözlerini niteleyen

Câhz

sözün; harflerinin

(s.a.v)'e ait olan

(ö.

(II,

255/868)'a kulak verelim: "Nebî

says

dan üstün ve zahmetten uzaktr, Nebî

14-15) adl eserinde Nebî

az,

anlamlan çok, sanat açsn-

(s.a.v),

açlmas gereken yerde

m

bir ttsMP kuUm^* tttuUiM ge^^^^ Yabancn prip kelimeleri terk e^mi^ prftyft ait argo ifadelerden yüz çevirmitir. O, ancak bir hltm^'nHrasndan konumutur. Nebî (s.a.v),

^*ni| ve Içss

ancak Allah'n kendisine verdii smct'"^ sfatyla süslenmi, tekle

gü^lenmi,

ilahî

baaryla kolaylalnlm

bir üslupla

layd. Bu. Allah'n sevgiyle besledii vc kabul etmekle M)zdür. O, sertlik

ile

talll^ ve güzet^ anlatma

ile

ilahî

des-

konumak-

bürüdüü

bir

s^suim a/Jtn

Tekmdtö uzak olmasma ve tekrariamasm olan ihtiyat mh^m ramen herhangi kstîme ^^S9d^p ölmam^, #K sürçmemitir. Nebî (s.a.v)'! ne bir delil çürütebilmi, ne karsna bir hasm çkabilmi ve ne de O'nu bir hatip suslurabilmitir. Çünkü Nebî (s.a.v). uzun hutbelerini, ksa sözlerle akc hale getiriyordu. Hasmn bir

âi^dâ toplamtr.

ançak onun bildiklcriyle susturmaya kalkt^yor* ancak dorularla ttciiriyor. zaferi

ançak

Hak

"smet" (musumiyci)

tle

talep ediyordu.

delil

Aldatmaya bavurmaz.

"koruma" (men etme) aUmndadr. Araplar, bu kelimeyi: "Ben. onu yemekten korudum" Yani "Ben, onu yemee ulamaktan meneilim" veya "Ben, onu yalan söylemekten korudum" Yuni "Ben onu yalan söylemdcten menettin" eklinde kullanrlar. pn^V^i^k^mm gelince ise ismet; Yüce All^'n, nebilertnl ve resullerini günahlardan. Masiyetled» ^kîitâd^ ve haramlar leme mey^^j^âdil^ cek ulan eylerden korumasma denir. Bu konuda daha geni bilgi çin bkz. M. AH Sâbûnî Ay^tef I^nda Pey^mberismet:

kelimesinin, lügat anlam:

WfR

Icr Tarihi, s.

103-212 (stanbul 200.-) (ç)

67


5

SOmietf knkmadi Yöntem

yalunu kullanma/, arkadan konumaz, ayplamazd.

hile

ne uzatr vc nc de ksa

Ne 0^kir^ ne Net^

dc

sder,

(s.a.v)'in

sö/ündcn daha yararh, daha doru, daha ölçülü, daha güzel,

daha cinncrl. daha

baka

gin

bir

iyi,

daha kolay, anlam daha açk, içerii daha bcHr-

sö/ iiimcmilcrdir."

Bu asrda Ulâm olarak

ilgili

oylc

der:

"Ncbî

lafz düzgün, söylenii

(s.

4âM24)

adh

er-Râfî

»tenda

konuyla

'sahih' olarak nakle-

(s.a.v)"in so/Icrinden

baktn

yönünden

dilenlere lügal ve beyan sanatlar le

Sâdk

vc Arap Din Bdcbiyatçs Mustafa

1356/1937) «/VtfzY-lfm'^*

(ö.

tutard. Sonra insanlar

salam,

/.amun onu öncelik-

terkibi güçlü, kelimelerin dizimi u-

yumlu^ Cümlelerin fayct dcjcrli oldugrou, gerek lalz vc gcmksc lafz

ile

kuJlanmnm dizim ve t^ibinde

Yînc Nctîfs.a.v)'in sözlerinde

kark

ile

mânâ arasnda

aralarndaki ilikinin

bir harf. farkl

anlamlan

ça-

rtran bir lalz veya zorlama göremeyecein gibi. kendisine yüklenen anlam yitmede, i.siediîni ifade etmede ondan daha mükemmel hiçbir kelime dc bulamazsn. O'nun

si>zlcrinin

en gOzcI

bir

ekilde sunulduu-

smrtan h^li ve en güzel bir ekilde olduunu, anlamnm da güçlü olduunu görürsün. Kelime lüretmînde

nu^ eSml^mtnin gayet açk, detayl,

oldukça

rahal, çeitli konulara iaret

bcy^unn YîiKî

net

plduunt

etmede esiz,

bak açsnn

ilginç,

görürsün.

O'nun ^^özlerude oynaklk, zca-lam^

dz)ik&@n^]^ b^ ^E^m^^ay ve

hiçbir

^iWP« ^mm^k^^r ^yflk

dcilde herhangi bir

da göremezsin."

Büyük edebiyatç vc

lügatçi üstad

MahmÛd Muhammed âkir

(ö.

1418/1997) de *'0l-Aiukm/ liergisi*^dc\â bir makaipde'^ öyle de-

yüce

psM^ koHlf

ânk^Mtf felsefenin konumunun ^fîRf, Mseft bric açsnn ba

mektedir. "Bu zamanda, lîkr^

w kfilîtaMi

canl hakikatin derinliklerine dalp gitmesi, asnmzdaki esiz büyük edebiyatç ve belâgalçilerin seçkin ise,

'

nedenlerinin

Arab'n ancak airlerinden çok aznda,

^ 1943-,

68

olu

Ha/jran Says,

s.

1

14- 11

banda

gelir.

Bu

hatla o airlerin iirlerinden


Sünnetin

|H-k

br

uicmda gCrdOgü

(ntci/.c) vardr: Birisi; Kur'an

okrak nakledilen

lil'

lamlr. l;rn

fade vc

vc

iarz

türden, Arapça'da sadece iki <^$i/

ve diferi

ise

Dü^ncc

hadislerdir.

lal'/Jaryla.

kuaimasyla.

Bu

türdür.

Tanm ve Kapsam

Rcsûlüllah (s.a.vrden

sadece bu îkisüidc zirveye

sarm okluu kelimelerinde

bülün genzeklerin anlamseher

güzel

vaklindeki

kokuyu eslirmcsIytc. bülün bunlarn da ölcsinde. lüm bu anlamlar ara-

iîtalk^

Nindaki kulaylUc.

diytîm/

te

ki:

karlkt yaknlk

vg

kaynama karsnda

bölün bunlar, güzellik vc holuk

bakmnn

ni/t*&^i^ tar/i*

Mr'itewcyc lamakta, uMumlam

kesmesi gibi

durum olumakla,

hir

kalplerin

asrmct

Fmlanm

yine ondan adela yanp-lutuan bir

aie domakla, engin, anlayl insanlk binasn ianzim eden hususlar }!crgcklcnx;ktc vc o, /.cl/cicnin ycryü/ünü

sallad

gibi kiiyi sarsmak-

ladr.

te

Kur an böylesine csi/dir. O'nun ne önünden ve ne de ardndan

ey

hful herhangi hir

dan)

tpk

gelmez. Rcsûlüllah

Kur'an gibidir.

O

(s.a.v)'in hadisleri de. (bu

aç-

da. becriyci belagatinin zirvesidir ve bun-

dan iUcsi de insanlarn boyunu aar."'^ b. Kavlî Hadislerin

Yalnz

Çükü

Önemi

burada kavlî sünnellcr hakknda sözü biraz uzatlk.

biz,

çounluunu temsU Yotcn^m ^^mm ^arla i£ade edilir. N^cvî b^ra^ ©skrta ortaya konulur. Onlar. Mubammedî belagat en güzel ekliyle temsil kavlî (sözlü) hadisler, gerçekle, sünnetin

m

Allâh'm, Resûllerin

vermi olduu cevâmiu'l-kelim li/lü

mom^^

ötiiîi

toâfttllah (s.a.v)%

denilen, az lafzla çok

anlam ifade eden

sözler de bu kavlî hadisler içerisinde yer almakladr.

OysâL ^rurmsda ba^nlan. kavlî hadisleri reddçcüp sadoçe

W\ kabul edebileceklerini iddia ederek baz Gerçekle

ise

hepsini

reddetmi

çerdii

hadislerin

'

Ahnccl

tinsü/den

fiilî

sünn^-

görüler ileri sürmülerdir.

bu iddiada bulunan kimseler böyle yapmakla sünielin olurlar.

ancak cüz'î bir

Muhamned îilnmtr.

Çünkü

âkff'în.

Hilî sünnci, .sünnet

koiek-siyonlarnm

ksmn uluturmaktadr.

'*M^âhH KKüâ^'s-SnHe'' adl

kitaba

yazd


Stinneti

Anlamada Yöntem

çUm soyut atarak Nebî (s.a.v)^in olduunun

buna

fazla

o

fiilin

caiz ol-

$^u inttstefiab (sünnet^

duunu gMtr. Oysa Nebî (M.'v^e ait fiilî veya vacip

m

fiilleri^

belirlenmesi için

(s.i.Vf

h

ttffi)ln

delâlet etmesi gerekir.

Bu, Nebî

namaz

(s.a.v)'in

hakknda söyledii

fiilleri

u söz

gibi:

"Beni namaz klarken gördOUnüz gibi naniaz kln."

Yine bu, hac ibadetlerinizi

u

hakknda söyledii

fiilleri

(uygulamalarnz) benden alp

söz gibi: "Hac

ile ilgili

öreniniz."**''

Nebî (s.a.v)'m FüUeri

2.

ikinci

ksmm ise "Nebt(s.a.v)*in filllerf" oluturmaktadr.

Yani onun özel vc genel,

dinî ve

rndan olumaktadr. Hatta ev

dünyevî hayaUndaki pratik uygulamala-

içindeki hayatndan, eleriyle ilikilerin-

deki en özel durumlara varncaya ITadar her

ey

Nebî

(s.a.v)'den nakle-

dilmitir.

Büyük kimselerden bazlarnn bilebildii

sebebiyle

baz

anlatlmasn

eyler

önemsiz

çeitli

gizli yönleri

istemezler.

ashabndan hcrhsngi

özel hayatlannda, ancak dostlarnn

zayf kusuriar bulunmas

veya

sözkonusu olduunda onlar, bu tür eylerin

Rcsûlüllah

birinin,

(^v)

ise

hanmlarndan ^ya

kendm»te^g|^ v^-^H^ b^^i

naklaroesine ktstttama gairmen^tir. ite bundan dolayi uykulu ve

uyanklk giyinmesi,

sava

ve

yalnzl,

l*&li,

binee

bar

dolamas,

girip-çkmas,

yeme-içmesi,

alamas, yerleik vc yolculuk hâli, günlük hayalnn detaylar dahi rivayet edilmitir.

binmesi, gülmesi,

gibi

Çünkü bunlarn her

birinde

Nebî

(s.a.v)'e uyulabilecek birer örneklik ve

modellik durumu vardr. Nebî (&^v)'4n bu hususlardaki rehberlii

ise,

en hayrl ve en mOkcmnel cehbernktir. .

Bu

sebeple fiilî hadislerden bir

ksmnn,

ibadetlerle

ilgili

oldu-

unu görmekleyiz. '

Buhât

18,

Edeb

27,

/lAbâm^jM^ IWISt!k

m

M*m»^$ (r.a.FM

m

Müslim. Hac 310 (1297): Ebu Dâvud. Menâsk 77 (1970): Nesâî. Menâsk b. Hanbel, el-Müsned. 301 318. 3.S7, 367, 378; bn Huzeyme. esSahîh, (2877)'de Câbir b, Abdullah tr.a.)'lan.

'

Ahmed

70

,


Sünnetin

Örnein. /oAare/ "Nobî (s.a.v) iiiiTiîz ivin

vi ak

ile

(nimhâj'nm

u sözünü /ikrcdchiliriz:

iscediitde. cinsel

jse serinlie

olarak

Pazartesi

.

h.

Mâlik

(r.a.)'m

souk olduunda namaz

ile ilgili

(s.a.v)

Encs

ilgili

olduunda

"Nchî

ajmak

cünüp iken

(s.a.v). (^ok

Oruç

Âic

organn ykar ve

ald abücs gibi abdcst alrd" (Mutterdtun aleyh).'*"

Mamaz "Nobî

iic ilgili

Tanm ve Kapsam

sö/.ünü zikredebiliriz:

erken vakitte kdard ve çok

brakrd."'*^

Ebu Hüreyre

günü

u

ile

(r.a.)'n

Perembe günü

u

sözünde olduu

gibi:

oruç tutard.""^

^

Sadaka (ze^M Ue il^li Enc^ b. Mâlik Cr.a4'o siminde old^u j'ihi: "Ncbî (s^vfdcn bir ey istendiinde onu ya verirdi ya da suîMir-

Hacc (s.a.v)

ile

Âie

ilgili

u

(r.anhâVnn

ihrama bürünmek istediinde,

sözünde olduu

bulduu en

"Ncbî

gibi:

gü/el kokuyla kokula^

...rd..""^

Zikir bi:

"Ncbî •

lerden

n

"^

'11^

Ubâdc

h.

Ycme-içme, giyim, uyku

.% unlar

%mh.

Ahsar

yalana vardnda

(s.a.v),

(r.u.)'n

u sözünde olduu gi-

"Kâfirun" suresini okurdu.""

gibi normal hayatla

ilgili fiilî

'

hadis-

zikredebiliriz:

Mâlik derki: "K#J^(fe%v) yemek yedii zaman üç parma-

yâtâfKh.*-'^

Yine Encs

Çünkü

ve

olarak

ile ilgili

r^—nt

Mâlik der

b.

bu: daha

— —— ~-

"

ho. daha

1

ki:

"(Bir

ey)

içtii

zaman üç

nclcjitc içerdi '"^

lezzetli

ve daha

iyidir' derdi,"'

;

Hhnrî. Gusi 26. 27: Müslim,

nm 22 ÇWJ

Hhâ'ri. Cuma 17. Yazar. "Bu hadis mutlcCcku aleyh" diyorsa da Müslim'de hlun:tnat!ir. Aynen hkz: Ncsâî, Mcvakil4 ""hViriL-c. Siyam 42(1740) "' Hâkim. cl-Müsledrck. 11. 142 "'Müslim. Hac 7 (liyO) "* liu hadis. Tahcranî'nin üç ",WoVej«1ndc Ubâdc b. Ahsar (r.a.) yolundan huluna''

ft«^t. r^k^

b.

mris

{îM,S

yohndan

ise bfefâ

tsWh^. ^-mCxmmCyiM^^

2K7 (2105): ol-Mu"ccmu'l-F\sat. I. 272 (888), II, 2?5 (m68). AlmiL-d b. Hanhcl.el-Müsncd. III. 29(K1. 454: Müslim. Erbe l?6 {2034)

II.

"'

liullân- t:riho

2.'>:

Mü.slim.

Eribc 122 (2028)

71 I


'

Sftnet Anlamada Yöntem

Ali

(r.a.)

der

Abdullah

b.

ki:

"ResûlüUah

Ömer

(r.a.)

ayakta su içerken gürdüm.

(s.a.v)'i

der

"Nebî

ki:

(s.a.v),

"

sark kullandnda,

sarn on/una kadar u/atrd.""^ £bu Saîd

el-^Hudct (r.a.) der ki:

dikerek elleriyle

Aic

matl."

"Nebî

(s.a.v)

oturduunda, d/lerini

"* '

(r.anhû) der ki:

"Nebî

evine girdiinde, önce misvak

(s.a.v),

kullanrd.""^

Yine Atc (r.anhâ) der ki:

"Ndb

{&m..v% beriangi bir j^hatsizlk hisr

«Iptc^ "löuavvi/^^'*'"'^ urckrini disiie üiîirür vc

onu cUyle aryan ycrc

Hafsa (r.anhâ) der

yanagnm dan

ki)ru'

«

ki:

"Nchî

okumak

surütiyle ncresani

sürcrdî" sO/ü gibi.'"'

uyumak islediinde,

(s.a.v).

sa

elini

ailma koyar ve Allah'm, kullarn diriiUigin gün beni azabndiye dua ederdi."'"

Ev hayati

unlar da

ve eleriyle ilikisi hakkndaki rtlî hadisler içerisinde

/.ikrcdehiliri/:

Meymûne

(r.anhâ) der ki:

"Nebî

hanmlarndan hay/l

(s.a.v).

ne dokunmak istediinde izar (boklca

as^

£^y>l<3fî

petamaln)

mesini emreder, sonra tenini onun tenine dokundururdu."

Âie

(r.anhâ) der ki:

münde hanmlarma urard Ahmetl

k^

h.

"Nebî

(s.a.v)

I.

lOU

1

giy-

"'^ '

gece veya gündü/.ün bir bolü-

(cinsel ilikide bulunurdu)."

Hanhel. cl-Musned.

biri-

14. 134,

^

136

'"Tirmi/,î, Libas 12(1736)

Ebu Dâvud. Edeb 22 (4846) Müslim, Taharet 43-44

'Mavvss«$^

gMnct

(2.'i3)

île kastedilen: thlâs.

^lak ve

tmmm.

Resululluh'n '^-

mnw ântamnda "Mitammtytr denen bu ^ not^ fsm vimm^m-

du ve hem de dier rivaycllerdc geçtiine gore yalana yattnda da ükur, mübarek ellerini vüeuduna sürer, rühatszif iyice artt zaman bu sureleri onun yorne Âie (r.anhâ) okuyup Rcsulullah'n mübarek elinc ütlcr. .sonra yine onun elini kendi vücuduna sürer idi.

Buhar. Meâzî 83. Fe/.ailu'i-Kur an Ebu Dâvud, Edeb 98 (5045).

14,

Tb 32.41;

Mü.slim,

Selam 50 (2192)

Aynca bkz: Müslim. Hayz 28 (309): Rbu Havud. Taharet 84 (218: Trmiid. Tabana 16 (140H Nesâî. TabanS 170; bn Mâ^. Taharet 101 (588. Buhârî. Gusl 12. 24.

589)

72


8

Tanm ve Kapsam

Sünnetin

Âic

Yine

"Elerinden

(r.anhâ) der ki:

birisiyle

öpüür, stmra abUcsl

atmuks/.n nanw. klard.'''^^ Yine

Aic

der

ki:

"Ncbî

(s.u.v)

Âic

der

ki:

"Ncbî

(s.a.v).

onurlu Ikon dc

hanmlarn

()pc'-

di."'-'^

Yine ntmlan

umnda kttr'ît (;ekcr.

kur'u

yolculua

çkmak

isediiindfi ha-

kime çloirsa. yolculua ünunia Hrlik-

lC(,-kard."'~^

Aic

Yine

ksm cinsel •

der

"Nchî

ki:

(s.a.v).

erkek ve

Uk srajinda hirJeiiindc

kadnn

bs>y abdcstî alrd."'"*'

siym^^^^ île

T0piUM$at, iKi^erl re

sünnci edilen

iki

ilgili

u fiilî ka^^

dc savabilin/: Sehl

b.

Huncyl

(r.a.)

der

"Ncbî

ki:

(s.a.vi.

lanlarna gelip onlar dolar, hastalann

MüslUnvinlatin /ayU*«^

/.iyarci

eder vc ccna/clcr'ne

knhal."''" Abdullah

yündc

Caler

b.

fr.a.)

der

ki:

"Nebî

(s.a.v). yoiciiluklan

döndü-

Hhl-i bcyLi laralndan karlanrd."'"^'

Kât) b. Malik (r.a.) der ki: "Nebî (s.a.v). herhangi bir ga/vcye

çk-

uk islediinde, baka Hir savaa (çkyormu gibi görünürdü."'"^' Abdullah

'^ '

AincJ

h.

h.

Büsr

(r.a.)

der

ki:

"Ncbî

(s.a.v),

herhangi birinin

kapsna

Il;bcl. L-l-Mdsncd. V|. f2. Yaln/ hu hadis. Ebu Uâvud'da bu ^*kliylc

hîunarnan^lr. Nfsâf. Tuharci 2 'dc cçncklodir. Bhâri. Savm 2.^. 24. 25; Müslim. Syâm ()5-(f) 106): Timi/.î. Sa\n .^1 (727); Nosâî. cs-Süncniri-Kiibrâ. Mâcc. .Syâm 19 (1684): Ahmcd b. HunbeL t'l-Müsned. VI. 44; Muvaila". Syilm Hühârî. Mibc \5. chulal \5. 30. Cihud ft4. 34, Tcfsim Sure-î Nur 6. Nikâh ')S; MiMini. Pc/ailt*s-Sah:he XS (244.5). Tcvbe 5ft (2770) 1

1

mm: b

(

1

1

'

"

Ahmcd 5.5.

b.

Hanbcl. cl-Mü.sncd. VI. 123. 227. 239; Tahavî.

crhu

Mcûni'l-Âsâr.

1.

60

lahcrânî.

:l-M

ccnuri-KL'bîr. VI. K4: Hrkim. cl-M(isL-drck.

II.

.506.

Hu

hadis.

Abdurc/zâk'n "el-MusanneJ^imk hu ekliyle hulunamumir. Yulu/ bcn/çr bff ri«â^ |0n ftk/. AbiOttrrLV/ük. Msanncr. III. 5IK. Ahncd b. Hanbcl. cl-Misned, I, 203; Möslm. Fezailu's-Sah-ae 66 12438>: Ebu "'

DfiMK. Cihud 54 (2566). [^h DfuiK. Chad '.M liuhâri.

Cihud 103;

2617: Ncsfî. cs-SiiiK'iui"l-Kubai. V, 239. Ayrcii Miislini. Tcvbc 53 (27(>9) 1

hk/,:

73


Sünnetf

Mmada Yântem

vardnda, kapltln tam te^mda 4um^ j^p^n Vip m\ Köesine gcpr vc 'cs-Selâmu aleyküti, es-Selâmu aleykUm' dîyesesleAirdi." ''^^

Avl bir

h.

Malik

(r.a.)

der

ki:

"Nebî

savasz

(s.a.v)'c.

olarak cic geçen

ganimet geldii /.aman onu geldii gün taksim eder. evliye

bekâra

ise birliisse vçriîdi^"'^^

H(M (s.â.v)*in, lafz kendisine ait olmakszn

«

ve

iki

tm^^Mei

veyargtlan anlatan ri^^^lcr de O'nun flllM kapssmnm ^mektecBr^ Abdullah

Abbâs

b.

"'^^

(r.a.)

minle

hüküm

ikinci

ahit yerine koydu. b.

bi:

"Ncbî

verdi.

"Resûlüllah

ki:

Yani ResûlüUah

<s.a.v)

(s.a.v), bir

ahid ve

baz durumlarda

Hakmîln, feate yoluyla dedeîhîden mâlcttii

(s.a.v), bir

Ehu Hürcyre

töhmetten dolay bir

Cr.a.)

Uhyln oguUatndan bir köle veyâ

der

bir

der

ki:

Mm

adam

ye-

yemini,

u W&s gi-

tutuklad."'^"'

"Resûlüllah (lut.v), dövütükleri için

iji^ürdf^

caH>e yelmesini hükmetti. Sonra

MciKta 4iy^^taj^ hâlckndâ Mr köle diyeli

hükmü verilen kadn vefat etti. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v) onun mirasn çocuklarma vc kocasna verdi, diyeti ise baba taral akrabalarma yükledi."'^

gto

hakknda

kV^ ymm$Xf.

PMm M^l^^m eî-^C^yye de

"Zâdul-Meâd** diCAi kitabnda bu hususa geni •

Yine Ncbî

bir

(s.a.v)'in Hillcrinin içerisine.

O'nun lafzyla bbgelmc-

yen emirleri ve yasaklanmn girmesi mümkündür.

'''^Ahmed, b. Hanbel. el-MUsned. IV. 190-191:

m\m

bölüm ayrmtr.*^^ '^^

Ehu Davud,Edeb 138

(.<;i86)

\\^\ naktedlten rtvaydler hususunda Elbânî'nin **SaMhtt% Câmiu 's-Saîr ve Ziyâdetihr adl es^ne dayandk. Ehu nâvud. Harâc 1- 14 (29^i,l); Hâkim. cl-MüMcdrek. II. 1.52(2622) Müslim. Akdiye (1712): Ehu DâviK. Akdiye 2i(.'î6()8) '^^ Ehu Dâvud. Akdiye 29 (.^630): Tirmi/Î. Oiyât 21 (1417); Nesâî, Kafu's-Sânk 2 Buhârî. f)iyât 26 îhn Kayyim^ift ^Ûdu^i-Meâ/'' adl föicrndun derleme olan "Fkhu's^iyre" adl lle

1

i^atUm T^l^^^i&ciimi

edilm^dstaMl SX»).

Nebi'nin ^^rlcri ve yasaklan !c fladis

ilyîli

Imammn Rivayet Ettii Emir ve

olarak Türkçcye icrcümc edilen "Sekiz

Yasak Hadisler" (cl-Evâmir ve'n-Nevâhî)

kiluhna (.slanhul 2(X)6) bakabil irsiniz. Yazunn kasleuii kitap bu

74

olabilir.


"

Bcrâ' lli

eyi

b.

Â/Ab

Sünnetin

Tamn ve Kapsam

eyi

emretti ve ye-

(.a.) ücr ki: "RcsOlüllah. bize yedi

yasaklad..."'^'* '

Rlbcyyi" b.

Muavvîz (ranhâ) der H: "NcH

binli

$cmmâs'n hanmna -kocasyla

dümesi

ihlilal'a

Kays

sebebiyle- bir

hayz

|_|Q

uddeli

bekleyip, sonra ailesine dönncsini cmreiu.

Ebu HüKjyre (r.a.) der ki: "ResÛlüUah. Fbu Cuhaylc vo fahie

(r.a.)

der

ki;

ka/.ancn yasaklad.

Çâbir to-) der

tsn

(s.a.v),Sâbit b.

"Ncbî

sat ymktaU!."''*'

hileli

^s.a.v)

.

köpek vc kan

"Nebî {s^.v), eitilmi ktjpck

ki:

sat parasm

"'^^

dnda,

köpek pa-

yasaklad"'^'^

Hâl'/ Suyûlî **eI-CânH 'sSaîr" \dU eserinde hir;ok yasaklama hadisleri kaydcimilir.

11^:111

ve Ziyâdeiihr

Allâme Elbânî de "Sahîh'l-Câmiu'sSaîr

adl cscriutç bu yasaklama

ile ilgili

younu da turadan Bu ncbcvî

l

hadislerden

ulamtr.

vc 'hascn* olanlar /Ikrctmi vc bunlar 173 hadise terîn

ile

'sahih'

Buradaki-

naklettik.

ksmnn,

iiUcrdcn bir

Ncbî

(s.a.v)"in i'öraft//j ve

mi-

zavndan kaynakland da burada güz önünde bulundurulmaldr^

Ömcgia

'sahîh* olarak gelen "Ncbî(s.a.v)

Yine. "Ncbî

(s.a.v),

kaba severdi" hadisi.'^'*

(koyun) kol elinden holanrd"'^'' eklindeki

ri-

vaycUcr vc benzerleri gibi.

Yine Ncb!

bmmdttiuk'.

'**

1

Mcxaltm S.

124, îsü"/an S.

nytm

9:

Him 7U Efribe 28. Müslim. Libas

i:lch 45 (2S(W); Ncsûî. Ccnai/ 53.

Cl

1

S).

.ihas 16 (,1389);

'*'Ncsru. Talak ' ' '

ksm,

ise.

Sde^ kayflak-

Mmk mrmm ve sar iiniB^dan arasna uMiüms gibi.''*^

llhât. Cam/.

I'iii'h

(s.a.v)*in nîllcrindcn bir

Ahmed

b.

Lyman

Mcnia

^ (2()6f):

4. Libus 28. 36, 45.

Trmizî. Libas 26 (1760),

Mâcc. KolTardt 12 284, 287. 299

L^. Zinci 92: Ibn

Hanbd, cl-Mü.sncd. V.

.'i.'î

Müslim. Hüyu' 4 (15L^) Uuhût. Bûyû' 2S. 11

Uimm, 97

"*Ahm^h>IMd.^Mfi!aeâ.ni,îl6: Nesâî.Sayd Ahncd

b.

Hanbd, el-MÜsn^

111.

177, 273;

16

Nes^. es-Sünenri-Kübrâ. IV. 155

(6664) l-ht

DâvLK. Li imc 20 f 378ü)"üc Abdullah

b.

Mos'ud

(r.a.)"lan.

'"'Tirnt/î. Libas 12(1736)

75


iümeti Anlamada ^ntern

* /ani

Yitm

(s^.y)'m nülerinden bir

Yüce ABah'a yakiama

kast^

ksm

ise, Icurbet cibeliyie

yaptklandr. Namazdaki

\m

ve

IMdMldeki iiniei ife^srtei ve duatm^i. Nebî (^y)'in

t^r fiU;

mn

far%,

veya durum |^ d^

gfistcren hir

stmâi

nin

r^arkl

tercihim îsc §udut: AllaVa

Sahabe, Nebî U4i»v)'m getirdikleri

ünt^h okluunu

Nka bir karine olmadkça,

yapTAâHma Milak rnsmada f^n verildiini U&Ûlcükr bu kaaud^

^

^^rtt

o

Oîltn

gösterin-

^nin^co^l^ir^ Burada b^

yaklama kaslyla

AUahk yaklama

jfiâplanlar sünnettir»

kastyla

yapuma

kanaat

konularda ona uymada hrsl davranmtr.

Bundan dolay

hi/.,

Ömer

(r.a.)""n

dediini görmekicyi/.: "Ey ta! Senin ne fayda ve ne de zarar

ccini bildiim halde seni öpüyorum.

öyle

Haecru'l-Esvcd'i öperken

Bcr

vMi^e-

RcsOlûllah (.s.a.v)*n seni

aplûpnü görmeseydim seni öpme/^m."'"*^ Bazen sahabe, Nebî

(s.a.v)'in,

herhangi birlcjujuda kcadilerinc mer-

hamet ettiinden dolay o eyi nchycitîgi kanaatine varmlasa, yapma-^

lanm ^Mklamasna

^Mîn ona ^^^^ard.

lan gîbi. Çûnkfi f^e*^

fs.a.v^),

kcndtsf visal orucu tuttuu halde sahabeyi

bundan nehyelmili. Bunun üzerine halde,

benim

bi/.i

ondan

Visal orucunda'^

sahabilcr.

'Visal

niçin nehyediyorsun?* diye sordular.

orucu

O

tuUuun

da, "Hanginiz

Ben geceliyorum, ama Rabbim beni doyurup- içiriyor'

gibidir?

buyurdu;'-*'^

'"^

mm. Ihc 50, S7, 6^ »Hm. H^»(I2TO|; ENuHtvud. Menüstk^S (I»

Timi/Î. Mac

M

Mv;uui\ Hac

1

(860): NesSÎ.

15;

Ahmcd

b.

Mcnâsk

147: blt

Hanbcl, el-Müsned,

I.

Mâcc Mendik 27 16. !7. 21. 26. ?4.

(»^î

m

<)mcr Ibmri-Maltâb (r.aj'um, 1

Visal orucu: ki tir.

-

vcy dah

Visal orucunun. H/.

bcbi: oruçlunun

iMiSl^ 0^

gün, geceleri hiç iftar etmeden >ruca devam etmekPeygambcr'e mubah ve ümmetine ise yasak olmasnn se-

Myllayp

Mr

t;<k

l^uvveUen dümesi, böylece fara olan

tm^n

omca

w

ve dier

ma^vms^m fc^mef^ vt^ tmlann karlatklar skntnm. farz ulun orucu da terk elmelerine sehcp olma ihtimalidir liuhârî, Savm 48, 50; Ehu Davud, Savm 24 (2361): Ahmcd HanbcL cUMüsnedIII. 8, 87, 96 da Ebu Saîd cUHudrî (r.a.)*tan.

76


Sünnetin

Sahabeden bazs da, Ncbî iinde ona uymaya olan

an

tfMi.v)*ç olan

ü^Un

hrsndan dolay.

Tan)R»wi^^mfi

sevgisinden ve her

Altah*a yüRl^fitm üiheli

biM

tlnasa dahi onun bütün nîllerinc uymaktayd. Iic onlârd^ ANluIlah

Ömer'dir.

b.

Mücâhit] Ahtlullah b. Ivir

öyle dedii

(rh.a)'in

Ömer

rivayet edilmilir: "Biz. bir

diye st)ruldü.

O

hcn dc

Zcyd

b.

defasnda

(r^.)*ia birlikle bir yolculukla bulunuyorihk. Sonra.

ycrc varp onun ctrafmda biraz kavis

»leH'plc

de,

Ona. 'N%îft bayie yspun?*

da. *RcsÛlüllah (s.a,v)'in böyle

htiylc

Hsicm

yaplm' diye cevap

(rh.aVin

yapin gü^^.

tn

verdi.

öyle söyledii

rivayet edilmilir: "Abdullah

K Ömer (r.a,)"w bir dcrasnda dümelen vözök bir ekilde mm^ kk^ kn giirdüm. Ona bunun schcbînî sordum. Bunun üzctinc o, 'ResÛlÜlIah h^&'yafmricen g5rdüm* diye cevap

(ü.a.v)'i

Yine Abdullah hir lif

acn böyle

yanma

yapugn

Encs

b.

b.

Ömer

gelir,

Me

Medine arasnda bulunan (.<i.a.v)'in

söylerdi."''^"

tziltim.

vc ikindi

dundulu

hayvan

b.

Ömer

(r.u.l'la

beraberdim.

O

bir

gittikçe,

Ömer (r.a.). imama yeiierek, namazm kld. Sonm O, ben vc arkadalanm^iidâ Nihayci Abdullah

b.

mam hareket edince biz dc onunla birlikte ilerledik.

(Arafat ile Mü/dclifc

pelince

ile

îrîn (rh.aVin de öyle dedii rivayet edilmitir: "Ben,

onunla ben dc

öle

Mekke

onun allnda biraz uyur vc RcsÛlüllah

telasuda Arafat'ta Abdullah

birlikte

(r.a.).

vcrtfi,^*'"

arasnda bulunan) Mc'zenrin'c varmadanv boaza

çÖk^,

biz tte çökerttik. Biz

onun nama/

klacan

«anyorduk. Hayvan tutan kölesi, 'O nama/ klmak istediinden deil. Resûl'ün buraya geldiinde luvalci ihliyacn giderdiini hatrlad da

AlniLil h. Hanbcl. cl-Müsncd.

II. .^2

vc Bcvyür hu

hadi.si

ccyyid bir scnedlc rivayet

t."imilir.

Yalnz hu '

hadis. Be/JEâr*da bu ekliyle

bulunamamur. Ayrca

bk/: Hcysemî.

Hus^rmc. ^s*ffi. !, 3fâ 079^ Beyhal^ es-SUn^^l^KM^ H. 2^ ît, .M 13). Aynen bk/: Heysemî, Mecmau'z-Zevûid. 1. 175 HL'//âr. Üe/zfr bunu 'snadnda hir saknca yokluf diyerek rivayei etmitir. Y;(ln/ bu hadis Hez/.âr du bu ekliyle bulunamamir. Bu tads için bkz: Ik-yscnî. MccnauV-Zcvâid. I. 174; Taberânî. el-Mu'ccmu"i-Evs;t. IV, 199. ifea

77


^fineti AnlamadaYÖntem

Abdullah

Amr

h.

<r.ii.)

da der

ki:

"Ncbî

(s.a.v).

yaslanarak

yemçk

Bunlaru bcn/cr Uuhu birçok misâller vardr.

3.

Nebî

Sünnclin üçüncü çeidi

Ncbî

iillii ya da bir

Tabiî

iMnda cahtn

ki

ona

Ncbî

almadjfö gibi,

insanlardan

ma

ey

bildii halde, buna (s.a.v),

bir

(s.a.v)'in

çkmadn

gibi

(s.a.v).

bir

kar-

saku^

45^10&3fn far/, kld. Onu

(ö.

bir

kölülügü bildii halde

Çünkü bu

olmasn

inkâr

ekilde nitelemi vc Ncbî

bir

eklindeki sö/lerini

kii; Nebî

cuai, onu (s.a.v), *AI-

in^lan 'Hvet' d^h@^ 'Alyalanlam olmaktadr. Ncbî

bu sözlerini Veda Hacc'ndu söylcmiLir."'^

Umjon Ncbî (ji^v^B

çknmmEi^itdc olduu

in

tebli eimi

TcblOt «ttim tnl^ buyurduunda^ ol!'

ey

haber verdi. nsanlara indirileni onlara açkla-

iddia eden kii kâfir olur.

emrolunduu

lah*m! ahid

Ha^m

"Çünkü Yüce AtlîA, Ncbrsinc teblii

koruyacan

bir söz

o eyi onaylama-

o hususla herhangi

psierir, ffunun sebebi ise brt

Rabbtnn nitelediinden baka

M^m!

gördüü veya

bâtl bir eyi onaylamaz ve köiu bir

görevini de ona yükledi. Nebî (s.a.v)'

kar

fiil

edilen se;

île kast

çkmayp

kariji

Omn (^^4amas.

sessin kalaim/..

da dedii

^'TMr"

ûâclrdtr.

sahabeden birinde herhangi

(s.a.v)'in

sidir.

(Onaylar)

(s.a.v)^in Takrirleri

gibi.

olabilir.

W üiU ot^lamas sadte mmm ve kar

MudSfcbe"^'' denilen

nsanlar gerek ^htliyyc

ortakl

ddnMude

om0iimm^

ym gafökse slâm'dan

sonra birbirleriyle bu lür ortaklklar yapyorlard. Sahabeden de bunu yapanlar oldu. Fakal Nebî le

bütün mezhepler bunun

(s.a.v).

onlara

kar çkmad.

meru olduunda

b()ylcdir.

Ncbî (^t^M.

Ahmcdb. Hanbcl. cl-Müsncd. Mbn ffâmV4^-lf^^ 1. 1^ '

^

'*

Mdârebe:

U- 165.

ikindi

mm

m7: Ebu Davud.&'ime î7C3f70î

Bir veya daha ta/la ortak sermayeyi

masn ortava kdvarak kumlan nrlakla denir. hn Hüzn.'cl-Muhailâ, VIII. 28.*>. Mesele; 1.^07

80

icma' etmilerdir.'^

namazn klma mesele^ ^lale^ H^d^ savanda

Yine Kurey/a oullan'nn yurdunda

inâe de durum

Buradan hareket-

ve di^ tntat yaintzeâ

^^


Sâ^l^ Tanm ve Kapsam

mttenm ^o&k Sahühcdçn hüzm

lU-r birin^^ ikimii

Mir

hü|^am|t]^Ut.

\iirnndtk;a

nama/ klmay/' derken, ba/.la se.

kikin/, vünkii

DiiKi sonra bu

lM!

Nchî

(s.a.v)'in

durum Ncbî

knamad." Böylece '^

kine erup. r-*^

nn

yurUunüu kl-

numam vaki oluUim'm yurduna

yolda gklcrkcn ikindi

Bunun ü/crine sahabeden h/.lar. 'Kureyza

^"11x11.

zm

oullar

K>urç^/;a

hi/dcn isledii

haber

(s.a.v)*c

nama-

'Bilakis ikindi

ey

hu deildi' dediler.

verildi. C) da.

onlardan

hi(;bi-

sahabenin içiihudlan hibirindcn larkl oldu.

Mtt^fO^mfteria y aplikte h(»/an Kurcy/a oullarna ocrckcn dersi vermek üzere gider-

i

l;-<m:y

î^.a.v)'ÎR bif sfî^Jtatoi

oyatannadan h/lca onlarn ü/crlcrinc ilerlemeyi kast

ken, sadii-sdlda

i'liii anlamlard. IV|cflcr( ise sadece

Hakla HIK ;k

nassm

(yani

Ncbî

direimiler veya Müslinftt rivayet

(s^,v)'in emrinin) zahirini

ettifi

iR 'Vakil çksa dahi

RcsOlüllah (s.a.v)'i emreltii yerde klar/'"'** demilerdi.

Ncbî

(s.a.v)

her

i.se

iki

grubun

yaptn

da

onaylam

'^^

ve hiçbirine

kar^ çkmai3v^r« Nitekim alinkrbr ^>aftk^B, elinden gelen tüm gfty^

eden

vli i!£yslcrerek içtihat

hivusunda bunu

delil

birisinin hata etse bil^

Göstermilerdir.'™

Ba/en dc onaylama, susmann da

srasmia <ok Siiuk

sereri

Si'lûsil

g^aha girmc^^

bir

(ilesinde lehessiim ile sevinç

gecede eiînüp oltluu

haltte

boy

i^tmâm teyemw0mle ymrne^ ^^^^^m^ mnm Mûxm Aif !bnü'l-As (r.a.) kssasnda olduu L^ibi. Onlar. Medine'ye geri dört-

tû%)m\

düklerinde Nebî (s.a.v)'e hu ^ikâyel eltiler.

Ibnü"l-Âs

Nehî

(r.a.1,

(s.a.v).

davranrndan dolay .Amr Ihnü'l-As ona. niçin böyle

Yüee Aliahn.

'"'

Hhfî. SajurMlavT

'^.

l

"'

"'

iiK'

(

"olc nana/"

lîkA

hn

()y

Buna

Çünkü.

d^arak

(1770)

"

Hadis. Abdullah b. Ömfâr ir.a.l'mn f»«)

âycini hairiacm.

Mc^;/i M): Milsli. Cihad

Müslim. CiluuU^M 1770» tim. t'ihud

yapünn sorduunda, Amr

'*Ve kenUinui de tildürmeyin.

Allah, si/c çok merhametlidir"'^'

(r.a.)"

h hudisi ifadesi ver

nuterekun

rivuyt'i

uleyhltr. Bulûrî.

Mea/

30; Miis^

timilîr. MisUm'tJe "ikindi namui^" yc-

almaktadr.

Haccr. rclhu l-Bârî. VIII. 413 (cl-Halcbî baskmi.

Nis;r.2/2'>

81


Sâfiiââ Anlamada Yöntem

ieyemn^m edip

namaz kldm' diye cevap

sonra da

verdi.

Bunun

üzeri-

ne Nehî M.V)göldü.'^"

Bazen

onaylama, bundan da fazla bir eyle gerçekleir. Bay-

ise

ram günü Habclilerin, mesciUc mzralclanyla oynamalarn onaylamasmda olduu gibi. le Nebî (s.a.v)'in, onlara "Aln, ey Erfide oullar!" '^^

demesi ve Âie (r.anhâ)'nm onlara bakmasna izin vermesi de böyledir. 4.

Ne!^{sj.vrî SfaHai

Hadisçlerc göre, Ncbî

le

r

ilgili üilallari

(s.a.v)'in

gerek ahlâk ve

^c\:c\^sc

yaratl

da sünnettendir. Yaratl sfatlanna örnek olarak unla-

zîktedcbiliiz:

Ebu Saîd cl-Hutlrî (r.a.) der ki: "Ncbî (s.a.v)'in sründaki nUbüvvet mührü, ikin bir el part^as (eklinde) idi.""* C^âbir b.

Semurc

{ta.} der

kû "Nebî

mührü, güvercin yumurtas kadar krmz Enes

b.

Mâlik

(r.a.)

da der

ki:

"Ncbî

(s.a.v)'in

bir

srtndaki nübüvvet

ikinlik eklindeydi."

(s.a.v)'in

ba, elleri

ve ayaklan

büyüktü."

Yine tes

%.

Mâlik

(r.a,> iter ki:

^ kisa

wm uzunluktayd. Çok uzun olup

fes'la

Ali '^^

(r.a.)

"N«*î t^v), dier insanlara göre tîoylu deildi. Parlak renkli

beyaz ve ne dc esmefd.*'^

da der

ki:

"Ncbî

(s.a.v)'in

ba büyük vc sakal çoklu."

Ahmt-d b. Hanbel, el-Müsned. IV. 203-204; Ebu Dâvud, Taharet 124 (334); Dârekumî, es-SUnen, I. 178 evkânî dc. Ncylu l-Evtâr, l. 258'de der ki: "Bu hadisi: Buhâî. (Teyemmtta el-tts^n): Hâkim, el-Müstedrek, 7)'de senedsiz olarak, îbn Hibbân, IV, I. I77'de rivayet etmitir." Bkz. cl-Müntcka. Buhârî, tydcyn 2. 3. 25, Cihad 81. Mcnakb 15. Menakhu'l-Ensar Ab: Müslim, Salatu'l-lydcyn 1^ («92):

'^^

Tirmizî.

e-emâil,

bn

Mâcc. Nikâh 21 (I897)'de Âie (r.anha)'dan.

(21)

Ayrca bkz: Müslim. He/.âil 10 (2344) Buhârî. Libas 68, 69. Yalnz Buhârî'nin mevcut nüshasmd^ ta^sito Arapça metninde bulunan "ba" kelimesi yer almamaktadn %\ \54X Menakb 4 m. Müslim, Fe?iîl 94 {%%m\ Tirmizî, Tirmizî.

Menakb

1

1

(3644).

1

Üm

mm, mm

(3623);Nesâî. Zinct6 Ahmed b. Hanbel. el-Müsncd.

I.

116. Î33. 151:

Hibbân, es-Sahîh. XIV. 216-217; Beyhakî.

62

uabu

bn

Sa'd. et-Tabakât- 1,410: Ihn

l-man.

II.

149


Sünnetin

Aiîjc (r.anhâ)

du öyle der: "Nebî

iiUndu vc omu/lannn üstünde

AhdH^h h. Ömer (ria.) kadar bcya/

Kâh

b.

kil

(s.a.v)"in

Tanm ve Kapsam

saç, kuiak memelerinin

idi."'^*'

ise

öyle

'

"Nebî

der:

(s.a.v)'in

saçnda yirmi

vard."

Mâlik

(r.a.)

yu/ü sanki ay parças

da öyle der: "Nebî

(s.a.v), sevinçli

olduunda

gibi porlardi""*'

AMâk ile ilgili sfatlanna ise unlan zikredebiliriz: Âie

(r.anhâ)

öyle

"Nebî

der:

(s.a.v)'in

ahlâk, Kur'an

idi."'"^

Ebu

el^Hudd (r^) da öyle der: "Nebî ^^vjit dan perde gerisindeki bekâr kzlardan dîtfa utangaçt.""*"^ Enes

b.

Mâlik

öyle

(r.a.) ise

der;

"Nebî

(s.a.v),

bakmn-

insanlarn cn

iyisi,

en sevimlisi vc cn cesuruydu."

Nebî

(s.a.v)'in fiilterimten

v&Bözlerinden oluan bu

nilolikleri.

onun

imam Tirmizî bu hususta müstakil bir eser ya/.mtr."''^ A^^m getg^ erh yazarlan vc gerekse Ncbevî ^rel yazlar bu meseleye oldukça önem vermilerdir. emailini oluturmaktadrid,

5.

Nebî

Sünrtet;

(s.a.v)'in Sîreti

Nebî (5,a.¥)Mn

söç,

(Hayat) fiil,

onay ve sfatlarna ilaveten bu dört

kMna trm^>^ §k^0bm da l^t^mmakta^. BuMa,

peygamber

tîönderiliinden önceki hayal da dahildir.

mevcul Tirmi/Î nüshas arasnda rarkiilk vur. Ya/arm verdii metin, "kânc a'ruhu dijte'leEonntai: ise râvka'l^veâe^ vâKfi^ bu metin için bkic Hbu m^oâ. rmasx^\ 9 ^tSl): MSce. Libas 36 (MltS't Ahmed^ b. Manbel. eU Müsned. VI. 108. 18. Tercümede, yazana verüigi mein dikkate alnmtr. " Ahned b. Hanbel, el-MüsncO. 11. 90; Tirmizî, e-emâil. (39); bn Mûce. Libas 35

""'Tirmi/Î. Libas 21 (1755). Ya/ann. hadisle

ilgili

verdii melin

ile

^Udfr^ Ymmn

m

1

(.î63())

Mcâ/.î X 19, Menakbu'l-bn.sar 43, Müslim Tevbe53 (2769) liuhârî.

Tclsiru Sure-i

Tevbc

14.

17.

Ehu Dâvud. SalaluH-Tatavvu* 26 (1342) Ahmed b. Hanbel. el Müsned, lU, 77. 79. 88. 91. 92: Buhârî. Menâfcb 23, 72. 77; Müslim. Fezâil 67 (2320) Huhârî Cihüd 24. 82.

18;

Ed*

Müslim, Fezâil 49 (2307) Daha imce dc geçtii ü/jck. hu eserin adu *^ef^emâilu7*Mithammediyye"^d\r. 1

65. R<t<^h

^g-,

83


doumu, sût emme dönemi, yetimesi, p^gamber alarak gCMdcnli vc lunun chnda onun sözleri araclyla bilinmeyen hususlar bu ksma girmekledir. Ayn ekilde vclal. le<;hi/ edilmesi ve Nchî

loprda

(s.a.v)'in

bunun

verilii de

Buna örnek

olarak

unlar

gibidir.

Ncbî

(s.a.v), hiçbir

leda olsun!)

verebiliriz:

^Is^», mirk rtt^ar^lincfeygörmezdi ki o, sabah aydnl gibi çkma-

"Ncbt (&a.v)*c gelen vattan di.

(Annem ve babam, ona

rüya

tik

Yine (Bizans hükümdar) Herakiius

ile

bbu Sütyân arasnda geçen ks^'^

say

anlatan Abdullah b.

Ali

(r.a.)

da der

Abbâs'n naklettii uzunca hadis de

ki:

"Ncbî

Garra' denilen bir karavana

(s.a.v)'in, dört

Bilâl ve

Ömer (r.a.) da der ki: "Nebî (s.a.v)*in âmâ olan bnu ÜmmU Mcktûm.*''^''

^c

Âic (r.anhâ) bir baka hadisinde de pe pee tmn Mfâl geçerdi de RcsÛlÜllah

Yine

yanmazd

(ocakla

iki

tcy/.c?' diye sordu. *'" Hurma ve su' dedi.

tj^ Hinlar ve fhe» konuda

ancak Nebî ler,

Ncbî

Bunun üzerine Aic

bcnrjeri

hadisler,

ban

koyup u-

ay

ate yayordunuz,

(s,a;'*^%eVterinde

(r.anhâ),

ile

"u

iki

siyah eyle:

onun tüm insanlk çin üsvc-i

m p^el Mek) oluu

(s.a.v)"in fiillerine

müezzini var-

(kr. "iki

yemek pimezdi).- Urve. 'O halde ne

ey

'el-

ka/an vard.""*"

Aic (r.anhâ) da der ki: "Nchî (s.a.v)"in geceleyin yuduu yastk deridendi vç içi iitlc doluydu.""* sinde

'

adamn tayabildii

AbdullaJî b.

d:

böyledir,

ahnd

ciheiiyte

vc slatianna dahil olur.

(s.a.v)'in sîrct indendir. Sîreti de,

Ncbî

takdirde

Çünkü bu

(s.a.v)'in

hadis-

sünnetinden bir

bölümü oluturmakladr. "*"Buhârî. Bcd"u'l-Vahy3

Buhârî, Bcd'u'[-Vahy6

Ebu mvni, Efime l's (3773) "^Müslim. Salat 7 (380), Siyam 38 {1092)

.w

Tirmizî,

Buhârî. Hibe

VI. 244

m

27 I.

{1

Zühd l #01) MöslimZühd 28 (29^: Aimed

761 ); îbn Mâce,

Rikâk

17:

b.

H^beU fîl-MOsnefl.


Snnetin

tanm ve Ka^amt

Bundan do^cir M, Nebî (&.a.v)'in dagiMrnta veratTna kadar hayatna hadis kiSs^panA^ geni yer verilmitir. Bilhassa pcygamherIHeten

sonra ve^TIfkl& de Itfcre^ten sonrasna daha çok yer verîlmitir.'

Çünkü bu dönem. slâm loplumunun olutuu kendi

çarsn

den. O'nun yolunda cihal Alcn ve O'nun

criiitylii

hükme-

bülün âlemlere icbli

edecek alan devletinin kurulduu bir dönemdir.

Sünn^Uo

6.

Tamam Haktr ve Sflane^e Yoktur

Bâtila

üphesiz

imr

ki

Nebî

(s.a.v)'in sünneti, asla bir

batl içermez. Sünnet,

i^

takriri alsua. AUah, ya 4a ister TiU olsm veya (s.a.v)'nO bundan korumutur. Çünkü sünnetin hepsi, insanlar

kavlî ol&un

RcsÛliî

için bir örneklik

m ktitm (uytm) konusuâur.^ NU^'H Yte Allah dylc

buyurmutur: "Gerççklen Allah Rcsûlü

(s.a.v)'ndc si/in için gü/cl bir

örnek vardr."''*^

^Us buytii;maktadr; "De ki: Eer «i/ Allah' sevittymm ki AHd da sîzi sevsin ve günahlannrz hala-

Yine Yüce Allah

yorpnm bana

Allah, kullarn saptacak

a uymyt meru klsn! Nîlet^ Ab^»

b.

her

deil

ki,

bâtl örnek almay veya .sapkl-

AitM^îbnriA

fna.>,

î^î^.a.vrto

eyi ya/yordu. KurcyIiler ona bunu yasaklayarak.

(s.Li.v)

kzgnlk

de

ve hon^tluk hallerinde

konuan

iittii

'Allah Rcsûlü

bir insan iken.

tn-

dan iiuiin her eyi yazyorsun, öyle mi?" dediler. Bunun üzerine Abdullah b.

Amr

{r^.)«

dururnu Nebî (s.a.v)*c sc»du.

Nel'sm tlînde olan

|AM^^ yemin Me»rhn kî buradan Hak^ bs^n

ey çkma/.'

buyurdu.'**

'"'Al-imrûn.

VM

Ahncd hu

b.

ey t) yazmaktan ya^gc^Hi. Bu Nebî (s.a.v) de azna iaret ederek, *Yaz!

(ondan iittii her

Hanbcl. ol-Müsned. K, 162. 192:

hadt.si 'sahih' bir

scncdic rivayet etmitir.

Ehi

l>âvud. ira 3 (364«).

W

Eba Dâvud


Sünneti Anlamada tntem

Nebî

meru

j^apr vc üaüccc

baka

haktan

(s.â.v),

W tg s%]eeyince Cktm

olan hir ii onaylar.

ancak güzel

herhangi bir

ohm

haram

veya mdcfüht ilemesi ya da onaylamas düünülemez. Fakat Ncbî

(s.a.v)'in.

Bedir

esirleri

durumlarda Allah taralndan

git^i

sebebi; onun. evlâ olan

iylikiei, Allah'a

eyin

yakm

aksini

olaymda'^^ vc Zeynep kssas'*^ edilmesine gelince, bunun

ika?:

sapmasdr. Bu

kuffarm

ise,

olan kullann neredeyse kötülükleri mesabe^

sndedir"'^^ düsturu sebebiyledir.

üphesiz

ki sünnetin bir

gamberlerinden vc bunlardan lenk; oldtSi ft^*

ksm;

Allah'tan, meleklerinden, pey-

fm^ gayb

konularndan bahseden hadis-

Aüab tarafndan Resulüne^

Wce

veya uyank iken vahiy yoluyla gcimiiir,

"Yüce Allah

unu

farz

kld", "bunu

helâl

ya da "bunu girkin gürdü" gibi Allah'tan

cümledendir

yâ/

b.

ki,

kar

Yîne Nebî

(s.a.v)Mn

bunlar da ancak vahiyle olur.

Hmâr ^.a.^^ u ki

ve^ sih «ykuda

kidf veya "unu haram kld" vermi olduu haberler dc bu

hadisinde geçtii gibi« bu htems.

dsterdc açkça ifade edilmitir: "Allah bana vahyetli.

gizli

kimse kimseye

kar

sizin alçakgönüllü

ba% haolmanz

gururlanmasn ve kimse kimseye

a/.gnlk yapmasn!"'^

Yine Hhu flMf»e

"Ruhul-Kudas

tM^fm

CCebrail).

u hadis de 1%leiÜr: Mmlâff^^

tf^^

kalbrhe. 'Ecelini

tm m^û^ hft*bir^m#fmcyeceklir* diye ülîirdü. O halde Allah'tan saknn

vc güzellikle islcyîn.**'"

Yine Nebî ve onunla

'^^

(s.a.v)

öyle buyurmupm

birlikte bir misli verildi"

el-Enfâl. S/67-68, ayetler.

"um iyi Miia ki, bana kitap

(Bbu mvud,

Bu konuda daha geni

Mkdâd

b.

MaMIkerib

M. Ali Sâbûnî, Ayctlcr Inda Peygamberler Tarihi, s. 179-185 {çev. Hanifî Akn). stanbul 2()03. el-Ahzâb, 33/37-39. ayeiler. Bu konuda daha.geni bilgi için bkz; M. Ali Sâbûnî.

^^a.g.e.

s.

205-21 Z

^

Müslim. Oennet 64 (2865): Eha EKlvud. (4179)

Ebu Nuaym, el-HiIye. X. 27

86

bilgi için bkz:

Ed*

40

(4Î95); Ibo

Mlee, Zöhd 16


Sünnetin

Bu

(r.a,)Han)r

nedenledir ki âlimler, Kur'an'\, ''^vahy-i metlafy" (Oku-

ttun

vahiy) ve sünneti ise ^vahy-i gayr-i

tliyc

îsimtendirmilerdir.^' •

Sünnciin bir

Ba/

Tanmr ve Kapsam

ksm

Ncbî

ise

meüuv" (okunmayan

(s.a.v)"in içtihadlanyla

vahiy)

ahit olmu-

tayan emirleri önUndc bulundurarak Nchî (s.a.v)'in tçühadlan konusunda görü aynhna dl^^t^j^. Nebî (:s.a.v)*in dünya maslahatlar sava idaresi ve h;nmi hususîmlakî içiihadlarma gelirce bunîann vajl^ fcma ile sabitun".

usûlcüler. cr'î hükümleri ve tavsiye nitelii

cvkânî'nin dc dedii

âlimK

gibi,

NcM'dne, tpk kulianna

Allah'm,

V'c^tU örnekler

in

hitap

ve^^nu düitotesi^

çounluu, bu ati0

Halaya i/.

düme

olunca. hataxtan

ihtimali

gibi hitap ett^nî,

^ iki^ ^l^m

leHl gdstes-nHUr. Nel^ (^^v)* Allah'm âyetleri en yücesi ve ibret alanlarn en

hususta Yiice

ona

emretmesini

hakknda düünenlerin

büyüüdür.

olmasma ramen ümmetin

masun olann

içtihat

igtihat

etmesi ea-

etmesi öncelikle caiz olur.

Gerçeklen Ncbî (s.a.v)'den rivayet edilen haberler ahitlik etmektedir ki,

Allah Resûiü

yapma,

bir

(s.a.v) birçok

eyin miktarn

durumlar ve olaylar hakknda kyas

tayin etme, maslahatlara riâyet

hcn/cri yollarla içtihat etmitir.

etme

gibi

Kendisine soru soranlardan birisine,

"öabamn ödemesi ^seken (bir kul) bocu ol^^ ne yapardn'I'"*^'^ su al^ âtaJü cMn?"'"^ siMi ile yt}m&-^% vc yine amcas Ahbâs (r.a.)'a söyledii, "zh^^ otu hariç..."^"'

m

^sm

'"" '"'

Hbu Dâvad. Sönnel 5 (46(H) Bu knuda daha geni bilgi içn bk/: Hayri Krbaogtu. slam DÜUnct^înde Sünnet, Ankara Okulu Yaynan. 6. bask. Ankara 2(}()2. s. 2l!>-2.^9

Ahmcd

b.

Hanbel. cl-Müsncd, fV. 5; Bcyhakî. cs-Sünenü"l-Kübrâ. IV. 329'de

Abdullah bnu'z-Züheyr (r.a.)'la. bn Hibbân. es-Sahîh, IX, .^2-303, 305: Nesâî, es-vSünenü'l-Kübrâ, tbn Mâce. Menastk 10 (2909)'de Abdullah b. Abbâs (r.a.)'tan. mtatd b. Hanbel, cl-Müsited, 1, 21, 52: Nesâî. es-Sünenü'I-Kübrâ, Hcyhakî. es-Sünenii NKübfâ,

Müstcdrek. î/.hr:

I.

Mekke

596 (I572)'de

IV,

Ömer

218 (780»). IV, 261

II,

324 (3619):

198 (3048): (8044); Hâfcinu clII,

(r.a.)"an.

ayn denilen kokulu hiroltur. 87


Sünneti Anlamada Yöntem

b*ji,

hâdisindc

Ncbî

çoundu hctl/orl

mm. Mttermczdef oldup gihi.

iiri

bunlardan hiçbirinde ve kendisine snrukn sonlarm

(s.a.v).

Vühi^

onu öldürmezdim"

fttcc iitscydim,

Nklom^miMr* Bununla birlikle esirlerden Ud^ej^lmak

konularda Allah'n unu ika/.

çtihadyla gcrt^ekiemiiir.

^kli göstermektedir ki, bu,

Eer onun

olsayd. Allah, onu ika/ cimc/di. Ncbî

bu yapiklar. vahy (s.a.v)'in.

"Bama

rumu iinccdcn bilseydim, kurbanlklar gclirmczdim""

ec,

böyle bir

ey olmas

halinde.

ve

onun

olmu*

île

gelen bu du-

sözü

gibi."

Müslümanlar o konuda ona uymasn

Yüce Allah onun halasn onaylamayaeaklr. Ona mutlaka doru

diye

olan at;k!amas gerekir. Nasl olmasn

knda

eyin aksine" saylan

"Evlâ olan

ki...

Nebî

kendisi hak-

(s.a.v).

ey yaptnda Allah, okunan

bir

Kutbun indirmiken, hata miigtndc nasl müdahale etmez?!

Sahih olarak gelen bir rivayette

adamn

birisi.

tW

mk. kaptidm d^l,

olduun günahlarn

C^4-v}»

(s.a.v)'c.

gümdlarm

buyurursunuz^ cger Allah yolunda öldürülürsen^ mi?' dîye sord»,

Ncbî

"Ne

alTedilir

'fr sabrla, ccrtnî soda-e Allah'ta mm-

iterlerken Alfah ytitunda ^l^rttlürncn,

cevap

alTcdÜir!' diye

adama. 'Nasl demitin?' buyurdu.

'Eer borç

verdi.

Adam

Sonra Rcsûüllah

(s.a.v),

sözünü tekrarlad, Bunun üze-

rine

Ncbî

rak,

kaçarken deil de ilerlerken öldürülürsen, evet! Cebrail bana böyle

siîyleUi'

(s.a.v).

harig, sabrla, ecrini sadece Allah'tan

uma-

buyurdu.

Ncbî

(s.a.v)'in, soru

sorana önce verdii

cevab düzeltmek üzere

yapm olduu bu lamamlunan eksiklii ona Cebrail yclilirmiti. Ruhârî. lin M). Lukula 7: Müslim. IIüc 447 (^5^): (2017). Iln

(3644):

hn

tibu'l-herL'c ct-stchânî.

Mâcc. DiyCl ^ (2624)"dc Ebu Hürcyre

Hânî.

{lahk. Ur.

O): cs-Sîctu'l-H:lchi>yc. II. 441 Buhârî. Temenni 3: Mü.slim. Hac

m

evkSnl

1.30

hsan

(121

1);

Abbâ.s.

Ahmed

Dâr b.

(r.a.)'lan.

Sâdr, Beyrut),

I.

13

Hanbel. el-Müsned. (M.

33S (os-Saâdet basks) 17 (ISS.M: Tirmizî. Cihad .32 (1712): Ncsâî.

trâcIu'I-Puhûl.

s.

Müslim. marci 1 Hanhel, cl-Müsncd, V. 297.

m

Ebu Dâvud. Mcmuîilt 89

m, 3t)8 dc Ebu Katâüe (r.a.)'tan

Ohad .32; Ahmed h;


Sünnetin

Allah'n

"Q h^v^t^ konumaz. Onun

Ur

vufiycdllcn vahiyilm

N^hî

(s.îi.Vf in

nnla

k^uiuu

ttctklir"""^ âyetini eletil

l^ihadl «laittayacan söyleyenlere geline^;

"Kur'an"dr.

kastedilen.

(Kr'an')

^

bir insan

Çünkü

mürikler

öretiyor""" diyorlard.

le

Ayciini în/iiJ cimiiir.

yacn mi

0m^!0^ mmÛM bu»-

bu sebepledir biri

ki,

0*na Allah,

öretti"^'^

Buradaki "vahiy"ücn kastcUitonn, ssteT "Kur'an"

kahut etsek hile hu yine de Nehî (s.a.v)Hfi tçtihadmn piama-

j^ösiifmi^. C^tifcü

edebilmesi

kendisine

"Geîtjekten

hu âyetlerin peinden "...O'nu mülhi kuvvetleri olan

tlmadtn

Tanm ve Kapsam

it;in

kendisine verilen

olup hevadan

bir

^âr^vTn i/.in

MhMf httkOrrteâe

dc ayn ekilde vahiy yoluyla gel-

konumaya dayal

deildi.''^

''-cn-Nccm. 5.V5 '

'

Ayn

kityuk. (cvkânî, râdu'Urulûl.

s.

25(t)

89


2.

^^iinnet.

^'^'"'f":

kJ

Sünnetin

Kur'aninançlar,

Önemi ve Delil Oluu

Kerim'dcn ibâdetler,

slâm'n

stnra

ikinci

ahlâk, muameleier

islâm'n tcm&l csasUutn ve kurall^^

kaynadr, a<^la

ilgili

^mt mpsadir. SBmet

se: bütün hu konularda Cur'an'n teorik olarak açklamas ve pratik olarak i}yp)arm!«tdr.

te ler"

bundan dolay sünnete uymak vc onun getirmi olduu ''hüküm-

mxm% ^^ir, Tibli ettii KUT'an hususlarda Raitîl'e itaat ^mck de farz^

ve "y<'mk'ndinn4m-% atnel

âyetlerine itaat

olundp ^bi,

bp

dr.

Bu duruma: Kur an, sünnetin mantk delâlet etmektedir.

kendisi,

ümmetin icmas vc akl

ile

A. Kur'an*n Delâleti Kur'an, Müslümanlara, Allah'a itaatin

yan

sra. Rcsûl'c

itaati

de far/

klmaktadr. Yüce Allah öyle buyurmaktadr: "Ey iman edenleri Allah'a itua edin ve Res&Ve de Haatedin"'^* Kur'an. itaat

Nebî

eden neticede Allah 'a

ert-Nisa'.4/59

^"en-Nsa\4/80

90

(s.a.v)'c itaat etmeyi, Allah'a itaat

itaat

etmi olur.

"^''^

saymtr: "ResâVe


Sünnetin Önemi ve

A1£^ îfebî (s^vVe belirlemitir

"H^ Hctt ^s.a^vVc

Vc Nebi*ye uyun ki,

Ayn

mulirclini

ilaat ederseniz,

ka/anmann

sevh'orsanz hana uyun

(s.a.v)"c

NcH ki

diyse

onu aln,

belirlemitir:

uymay, Alteh^ sevme ve tfnun saymtr: "De ki: Eer si/ Allah'

Allah da

sizi

(s.a.v>'in

sevsin vc günahlarnzi

mafiret

emrettii VC yasak k0^:||u husus-

uymay Müslümanlara emretmitir

ona

bulursu-

(s.a.v)'c

hir delilli

Yims YIM: AlJâh. Ncbî larda

dom

uyma konusunda da doru yolu bulanz»

ekilde Allaî.

Cfts^u;

taatin meyvesini, -ftidâyct ü/^rc olma' diye

Yine Allah. bunu. Ncbî "

M

size neyi yasakladysa

'^Peygamber

ondan saknm."'^^

Yüce Allah, Müslümanlara. Nebî (s.a^v)' in dâvetine icabet etmeyi cmmmH vc »nun dâvet eUgi hususu 'hayat' olar^ ^i^^t\mMwâ0tATÎal

öyle buyurmakladr "Ey iman

edenler! Sizi 'A<o«*' verecek eylere

(çardklar /aman Allah'n ve Resûlii*nün dâvetine icabet edin\"

Yüce

Allah, Müslümanlara. Ncbî (s.a.v)'in emrine muhalefet ct-

"NebVninemrm^ mu^^^iedenkr^ jk^dU^nae onlara ac hir a/abm uruma.^ndan akm^ bir he^îi ^^masndan tnektcn sakmdrmt$lu-:

anlama/la dütükklmtr: "Eer herhangi bir ey-

Yine Yüce Allah. Müslümanlard. herhangi

bavurmay farz a/^m^ms^^ d^fmm»^^ ~A\W'd ve

lerinde

de

Ncbî

(s.a.v)"c

âhirct

hir

gününe inanyorsanz- o

meseleyi Allah'a ve Res&lM'ne götürün

Yine YUee Allah. Nehî susunda erkek veya

'"cn-Nr. 24/?4 ''"'el-A'raf. 7/1

Al-i

mran.

3/31

en-Nûr. 24/63

en-Nisa'.4/59

kadn

(s.a.\)'in hitjbir

hükmünü

kabul edip

etmeme hu-

mümine se^mc hakk vermemitir


Sünneti Anlamada Yöntem

hüküm ver^mman, artk inanm br erkek m kadmm, a ii kendi isteklerine gâre seçme hakki yoktuf. Kim Aüahk ve Resûl&'ne kar geihme^ apaçk Mr sapkha dümü o"Allah ve RestVii, bir ite

Yine Yüce Allah. Ncbî çcvircnifl

veya Ncbî

yen kimsenin,

(s.a.v)'i

(.s.a.v)*in

hakem

Mmi etme-

hüknnioö tim Ve teslimiyetle

imanmm olamaya^

Raimin hakk

otarak kabul etmekten yüz

ifetalne

yemin ctn#if:

çkan çekimeli iterât seni yapp, sonra da .tenin verdiin hükme kor^ içlerinde bir burukluk duymadan tam anlamyla teslim olmadkça iman etmi olmazlar "'^^^ hefyiri

için

tmiar aralartnda

Yüce AUah, Nebî t.s^v)*in verdii hükmü kabul vcfdigi hükümden yüz çevirmeyi, iman nifaktan a^Mt eden

ta )sM ûtmiiir:

''AUaJfâ ve ftesûl^ imatt

ve

1^ ontm bîr

mihenk

flaat ettik* diyorlar.

Sonra onlardan bir grup. bunun ardndan dönüyor. Bunlar iman etmi deillerdir. Onlar aralarnda

hükmetmesi

rldklar /.aman hemen onlardan

metmesi

için

bir

için Allah'a

grup yü/

çevirir...

Allah 'a ve Sesûlû'ne çairiUikian

m

sözü fffK^

itaat ett&t*

ve Rcsûlü'nc

demehHdir.

Aralartnda hük-

zaman

te

ça-

mm edenlerin

umduklarna erenler

bunlardr, bunlar.""^

Yine Yüce Allah. Ncbî

AUah'm Resüli

(s.a.v)*c

uymay

tavsiye etmitir:

'nde sizin için Allah' ve âhireti

"Dorusu

arzu eden ve Allah' çok

anan kimseler için (vytdacak) güzel bir örnek vardr.""^ B. Sünnetin Delâleti Sünnct*c gelince, birçok hadis, Nebî (s.a.v)'e tin

l'ur/.

.

(s.a.v)'e,

d-Ah/nh. 3.V.% cn-Nisa'. 4/65

92

(r.a.)'n rivayet ettii

'Ümmetimin hepsi cennete

buyurdu. Nebî

-'^

ve ona

itaa-

olduuna delalet etmekledir. Hürcyrc

(s.a.v)

uymann

cn-Nûr. 24/47-4S

u hadis bu cümledendir:

"Nebî

girecek, ancak yüzçeviren müstesna'

Yü/çcvircn kimdir, ey Allah'n Rcsûlü?' diye


teûM ^iftt

Bonetin Önem!

soruldu. girer.

Bunun ü/crine Ncbî

Kim dc ban»

i^t e^rm

*Kim bana

(s.a.v).

mmm

isyün cttersc cennete girnicklcn yü/.«;cvirmi olur'

buyurdu.*'^""

rbCd

Sâriye (r.a.)'n rivayci

h.

Rcsûiiilliih (s.a.v

u

cUii

hadis dc böyledir: "Rir gün

bize öyle bir vaaz verdi k, onun clkisinden J«jJpjQr

)

^^4.

korKM^ lUfg^.

Bmmft m$s^m ^m.

'Ey Allah'n Rcsûiûî

Sanki bu. v0da eden kimsenin son nasihati gibi! Bi/e biraz daha lavsiyo

Bunun terine

ferde bulun!' dodik.

korkmanz,

Rcsûlüllah

Si/c

AMto

ilaai

cimcni/.i

yöneticiniz bir Vti\c bile olsa onu dinleyip

lavsiyo ediyorum. Si/dcn bira/

halitel^in

u/un süre yaayacak olanlar

Aman benim sünnetime

lallar grreecklir.

Hünneilejrie

Nehî

Gr>riidLiLi ü/.ere

olmalar ve ih(ilanarm

^-ok

Bu durumda

ve

doru

^tm^' mAn.

bf'alcnen dc saknrn! Çünkü her bid'al.

eunckiedir.

(s.a.v).

olduu

yolu gösteren

$otimdan

ayn

.srada sünnete

ortaya

Râid çkan

buyut^u."^

dalalettir"

(s.a.v). sahabilcrc.

hirt^ok ihli-

bak

açsma

sarlmalarn

sahip

tavsiye

saptamaz vc çeitli yollar onlar

bid'al onlun

ayrtramaz. Yine Ncbî

(s.a.v)'in. sahabilcre.

un

gibidir.

hih"

kabul etlii. Zehcbî'nin dc

luUii> gibi;

Abdullah

h.

'Si/c öyle bir

Ahhâs

Veda Hacc'ndaki

HQkim"in dc

(r.a.}"n rivayet etlii.

onayiad

ey brakm

ki

tavsiyesi dc hu"sa-

ve daha önce zikrettiimiz

emlara

sanid^m^mrccc

u

asla

saptmayacaksnz! Bunlar: Allah'n kitah \c NeM*sinin nânneHtnr"'^^ MuHviyc (r.a.Vn "Uesûlülah ki

(s.a.v),

Ehl-i Kitap

rivayet ettii

bir gijn

yetmi

iki

ayaa

millete

o da cemaate

lLihâri.

hadis dc

kalkp, 'unu

mehur

cehenneme,

hadislerdendir:

iyi bilin ki,

ayrld, bu ümmet

aynlacaktu:. Onlardan yeln5§ ikisi ki.

u

si/den önce-

ise

yetmi üç frkaya

biri ise

cennete giecekür

tâbi olanlardr* buyurdu."'^*

Tlisam 2

""l-b Dâvud. Süncl

04(^1: n0X^t

(4607); TirmizK

lm

16(2676):

bn

Hibbân, cs-Sahîh. (I, 179 Ehâdî.su'l-Erbaîni n-Ncbcviyye. (28). Tirmi/Î der ki: "Bu hadis. .*>

Iascn^^hilrttrr

""Hâkim. cl-Müstcdrck. f. 171 Ahncd b. Hanbcl cl^Müsned, IV. 102; Ebu lîâvud, Sürmöt

t

t4.S97Vrfe

Muâviye

ir.u.J'lan.

m


SSnnetl ÂnlaiAada Y3mem

Bu

hadisin geli yollannn hirtsindc, "Ncbî (s.a.v)'e,

hfdâyâ

û/isre

olduu soruldu. Bunun üaoedm 'Benim ve ashabmm üzerinde bulunduu yola uyanlardr'

olup kurtulacak bu frkann kim (s.a.v):

diye

cevap verdi.""'

Görüldüü üzere Ncbî

ocamda yetiip yine kendi rn metoduna uyanlara Burada

u

kurtuluu, kendi metoduna ve kendi

medresesincten

mezun olan o güzide nsanla-

vermektedir.

hususu belirtmek gerekmekledir: Zengin servet sahiple-

aznhm

rinden hir

Cs.a.v),

durumunda olduu

sünnete ihtiyaç

gibi.

Kur'an'la yetinme iddiasndan

duymakszn

sakmdran ladislerde de

ssanki,

NebT ^3.^), ^yb ötesinden ontan g^Myle^Süyomu^'asma, onlarn

^eoMieki^üyü

açmaktadr.

Bu, Nchî(s.a.v)*in

u sözünde geçmektedir: "unu

tap ve onunla birlikte bir ben/eri

ve bir benzm verildi.

daha

iyi bilin ki,

Bana

ki-

unu iyi biUn ki. Bana Kur'an

verildi.

Vme unu iyi bilin ki. Konu tok bir adamn koltuu-

^ m

na yadanarak fSyle yia si yakndn Siz Kur'an'a sanln^ Kur^an^da ^lâJ bulduunu/u helâl ve haram bulduunuzu da haram kln.*'^^^ j

Tirmizî ise bu hadisi ki!

u

lafzla rivayet etmektedir:

Kaltu|una yaslanm bir adama bendtm

"unu

iyi bilin

utatnda ^ki de Onda he^ buUuumuzu he^i ve bir badis

'Aramzda Allah'n MUtU var. kâram buUsmnum da haram sayam' dfy^ekdr. Oysa AeaM^lr^ haram ktidt da tpk Allah *n haram gibidir, Ov

kld

Yine Nebî

(s.a.v)

öyle buyurmakladr: "Kendisine benim

emretti-

kti da yasakladm herhangi bir emir gekliinde »izden birmi^ koltuunt yaslanm olarak, 'Bilmiyoruz, biz Allah'n Idtabmda bul^ duumuza uyutul dediini görmeyeyim."^

man 8 (264 hn Mâcc. Filen 7 (399 )'de Ebu Tirmizî. man IK (2641)'de Abdullah b. Amr (r.a.)'tan. -'"Tirmizî, man 18(2641) Tirmizî,

Ahmed

1

b.

1

):

1

1

Hün^yrc (r.a.)'tan.

Hanbcl. el-Müsned. IV. 130-13!; Ebu Dâvud. Sünnet 6 (4604)"dc

U^mm b. Ma'tfteib <na4*teB. Ahmcd 12663)

94

b.

Hanhel. el-Müacd, VI. 8:

Ebu mvud.

Sünrtec

6 (4«Kî);Tînnizî. îlm

l(»


SUnm Önemi veM Mm

u mehur

aiduu gihu Nebî

ha^lisle

yc ve onu

{s.a,vVm, sünneli

tevik ctmcsincfö |a|ilacak

teblijl

ctmcr

durum yoktun den bir hadisi onu öylece belleyen ve ba/tasma ulaümn kimsenin Alla kyamet günü yü/ünö afartsn. Çünkü nice ikh laycs insunlar vardr ki. duyduunu kendisinden daha lakih olana ulalrir. Nice

ikh tayanlar da vardr ki,

Tm ^}

fâkih deildir.""^'

^öyl; huyunîiakladr:

(s.a.v)

bir

"^Mm bir ey iiUp onu

%WSS^»kalara ulatran kiinin Allah kyamci yü/ünü aartm. Çünkü

kendisine ulalrian niceleri vardr

ki bizzat

iitenden daha

kavrayldr."-^**

YHC

Ncbî

Veda Hacc'nda da îîylc ^üBrtupuf: "Burada bulnnanhr, hulmmayanlara uhtimn. löm Mîr bciki 4fe burada bu4s.a.v),

hsmn. kendisindöh daha anlayl

ulatrm olur."'"

birisine

Gct\ckicn sahabe -Allah onlardan ra/ olsun- Ncbî (s.a.v) hayi^a iken de sünnciia kymaini ve cfnun Allah'm Kiubmdan sonra kendileri ij^B ikinci kaynak olduunu bilmelOeydîlcr. Mehur h^ii^nd©

Mlz

oldua ftW, Nebî<S^V) MuâzH

YenfKsn'c

duunda la

sa,

bu

halini

onaylamtr: "Ncbî

gönderecei srada ona. 'Sana herhangi

bir

Ncbî

dedi.

(s.a.v)

/aman neyle hüküm

tekrar.

verirsin)?'

sSm^yie hüküm

ResâlüUaA'm

dava sorul-

'Eer Allah'n kitabnda yok-

di^e s^rtku Ml^te,

mtirim'

dedi,

diyc g^pdo.

MaM.

verdi.

Muâ/

*Kcndi görüümle der

ki:

vurup. 'Allah'n dimisinin

clt^isini,

Tirnti/. Iln 7 (26.'i6)'dc

Zeyd

b.

Allah'n dimisinin

bu

gösüme honut olduu eye (s.a.v)

Sabit (r.:.)'tan.

lm 7 (2657)'de Abdullh b. Mcs mimAitt^^mmiu Bckrc(r.a.)'tan. -J^ âlimler

verirsin)?'

buyurdu."'"^**

'^'Tirmizî.

Ba/!

(te^î^,

etmekten geri kalmam' diye

'Bunun ü/erine Resûlüllah

nuvallak klan Allah'a hamd olsun'

;^

içtihat

O mmm

Nöbî

'ResÖUillah* sünnetinde de jMksa (o /Airtm neyle hükîin cevap

(s.a.v).

nc yaparsn?" diye sordu. Muâ/. 'Allah'n kitabnda bulunanlar-

hükmederim* (o

örtlann

h;«M '£^r Wil

ud

(r.a.)'(an

dinilerdir.

bn

Kayyim,

Muvakkiûr'dm bu "ft'/(iT'fl"smda-

hadisi müdafaa etmitir. bn K^îr lefsîrinde, bn %^yy:e Zchcbî do "Teibîsri-Uein-\menâbiye'^\t\ûc ve daha bfifçoklan

hadisin senedinin ceyyid

ulduunu

bel inmilerdir, (y)

95


Sünneti Anlamada Yöntem

cmai

C. Sahabe ve Onlardan Sonra Gelen Ümmetin

sâme^ bavurulmas

ResÛlüllah ^&.a.v)'n saha&itet, Kur'an'ta birlikte

ert hükümler

için bir

kaynak ntarak

hususunda icma e,tmilprdir. Gerek RAtl

ve sünnetin,

itibar

edilmesi

vc tîorcksc onir-

hiilifclcrin

dan sonra gelenlerin söz ve amel olarak uygulamalar da bu ekilde

ol-

mutur.

Abd

unu

olarak

ilgili

'Korku

ile

Nesâî,

bn Mâce, bn Hibbân

bulamyoruz!

*

Nama/fn

'Mukm

dedi. Abdullah b.

Ömer (r^K ona,

Allah bi/c

'Ey

Ömer

Kiinin Nama-

buluyoruz., fakal 'Sefer (yolculuk)

ey bilmi, iken

Bt7^ hiçbir

Bcyhakî konuyla

ile

rivayet etmilerdir: "Hâlid b. Üscyd. Abdullah b.

'Bz. Kur'an'Ua. normi ikamet halindeki

(r.a.)'a.

z"

Humcyd.

b.

Namaz'n

kudcimin olu!

Muhammed'i gönderdi. Biz ancak

gSr'â^âihk îfi$fM yaptym^ Nama/m yof^lüta kt^^lmiföi da onun koymu olduu bir sünnettir" dedi." Bunu. Suyûtî **ed-Dürrü'lMensûr*'iX kaydetmitir.''^^

Ebu

Bckr'in halilclii

dm p^n (r.a.),

m bir

almak isteyen

ey

durumunla

ilgili

-voi'at

ed@n tmn^iMn- mîmtn-

Ebu Bekr

bir nine.

ona. 'Senin (bu meselen) için

gihi, senin (hu

Ebu Bekr ey bulamad-

(r.a.)'a geldi.

Allah^ Kitabnda bir kimseler) hakkmda Rcsûlüllah"m da

söylediini bilmiyorum" dedi. Sonra Ebu Bekr

oradaki) insanlara .sordu.

kalkp. *Re.sûluUal'jn dedi.

dönepinde

Ebu B^r

vm myûtT

fr.a.).

mm

ahitlik

i'^f

h.

ube

(konuyu

(r.a.)

ayaa

nineye allda l»r vcrdi^ni i§iuim'

'O srada seninle

diye sonlu,

ayn hususa

Bunun üzerine Muîrc

(r.a.).

birlikte

(bunu iiten)

baka br

tamn D^ng Mhmn^ b. ^Me^ic tm.) M

elti.

Bunun üzerine Ebu Bekr

(r.a.)

hu hükmü uy-

gulad,.'-"'

(Hadis (3.592):

Ahncd Trmi/î. Ahkâm ii,i[i

.3

Ktibrâ. X. '

Nesâî.

m

bk/:

1

\5: Tayâlisî.

'm^'^i^ât

b. Miinbol.

cl-Misned. VI.

(1.327); Dârimi.

2.'^6:

Mukaddime

Ebu Dâvud. Akdiyc

20; Kcyhakî. cs-Sünenü'l-

el-Müsned. 1. 76 ) 1: Ihf M^ce. kamgtttVMtt

el-lh.s^): Bcyhakî. es-Süncnü'l-Kübrâ,

{824. 826). Bkz. Suyfltî. od-Dürrii'l-Mcnsûr,

111.

1.16;

Abd

b.

tbe H^sâa, {m, Humeyd. cl-MUsneU.

il. 6.'i5

Ebu Dâvud. Fcrâi/ 5 (2H')4); Tirmi/î. Ferâi/ 10 (2I(H). 2101); (2724): Muvaua". Fcrâi/ 8'dc Kabîsa b. Züeyb (r.a.)"lan.

'

96

II

bn

Mâcc, Fcrâi/ 4


Sünnetin Önemi ve

hüküm bulunmadnda Ebu Bckr y! hu iOi. sj^ct biliyorlarsa süm-

AllalVm Kilabnda at^k bir

l^lc

Ömer (r.a.)'n takip etlikleri hKmih veriyorlard. Eer kendilerinde o konuda

a.) ile

1 1

li-

hir biîpî |i»ksa

MMn'n

b.

Oluu

Delil

Müslümanlara struyorlard. Dûrimî

öyle dcdr|im

rivayet etmilerdir:

sünneiten herhangi

ile

Bcyhakî.

"Ebu

Mcymûn

Bekir'e bir dava

jM-ldiindc. önce Allah'm kilabma bakard. Egcr o hususla Kur'an'da

\nilchiiccck

hit

hüküm

bulursa, insanlarn

lücr Kr'an'da bulamazsa^ O

?MimH

var

m

mman

mm takard.

arasnda ununla hükincdcrdi.

acaba NebVin bu hususta bir

Eer

biliyorsa

pnMna hükmed^rdî.

l^to^M i^kar vc Müslümanlara. *Bana ^^te^Je hir dava gel#.

Al-

sönnrnne'kktm. Ben bu hususta hcrey bulamadm. Acaba si/ bu konuda Ncbî'in herhanjji bir

lah'm Kitab'na vc Rfâ^tö*n(h

U-Aup bir

hkümlc hükmettiini

muunu/?'

biliynr

iiyaa kalkp. 'H\cl. Rcsûlüliah I

hu Bckr

(r.a.)

diye sorard. Ba/en birka,' kii

hu hususla

öyle hükmetti' der, Ua RcsAlüUah'm bu hükmünüm alr vc o csiiitj4u '|?,inizd© ^;öy!c

Nebî'dcn onun >iünnctlcrni örenenleri bulunduran Allah'a lîanul olsun' «ulardan da Bîrhîingi bir

tli'rtli,

rn'lcnlcrini

hususta

ve âlimlerini

görü

^:arr ve

birliine varu larsa. o

ey hulama/sa.

Müslümanlarn

ileri

onlarla istiare ederdi. Onlar belli bir

/aman onunla hüküm

verirdi.""'*'^

Y'km Cton^if^i, kendisini Kule kadU#fta ts^n ^îîn^c §çeR^i#e "Önec Allah'm kmhmda açkça bir höküm var m, öna bak

^d:

v- fcî^i^^

;bîf

y mmmî St^mt^ açkça

hmtfSta ResûUiUahUfi sünnetini

hlama/san, kendi g^nüünle et."

izle\

içtihat et!

Eer

hir

sünnetle de

Âlim ve

bn Kayym- "Uâmul',fuvakkitn"dc bu

le

ibadcIlcnlc,

iiVisndan.

hüküm bulamazsan o açk

sâlih insanlarla

hir

hüküm

da istiare

hadisi kaydcunitir."""

muanelclcrde vc dier hükümlerde hsU\ ve haram

AUah^n. krîîanndm islemi olduu kulluun i)rcnilmesi

hususunda Kur'an'dan sonra sürncic ha\urma lar/. gerek sahabede ve jîorekse onlara jü/.ellikle

uyan lâbiundan olan kim.selcrde böylece devam

elti.

nru-imî. VLikadditnc 20: tkyhakî.

cs-Sünenü'I^hrâ. X,

lieyhakî. cs-.Süncnîi'l-Kabrâ. X.

10.

Suyûiî.

Miririhu'l-Ccnnci

Mekichcuri-Ku a):

bn

1

ll'l-lhlicAc

hi's-Stinne.

s.

1

14

77, (lalk.

Muslalu Aur.

Kayyin. Mâmri-Muvakkiîn. 1.52

97


Sahabe vç (ühMJito rine uyulan mezheplerin

de hr

li

lümleri

mtm ^ ÇCilH

imamlar, o mezhebin

^cmi sürdürdü.

^l^nleii vetaiebete»-

ileri

Böylece sünnet, herkes

hakknda oldukça /engin

kaynak haline

bir

bütün

için

fkh

Çounun Kayna Sünnettir

üphe

ki, çeitli

edilme/ bir gcrc;cktir

çou

Emtt^ber mezheplerde,

büUn açklyla

^r lkh küllütüiöw?<teki J^tncllerle* onlardan

lanlar vc unlardan alnarak

cak olunak. ellmi^

le

bundan dolay -Kur'andan sonra

fkh

delil olarak

herhangi

ikinci dcll

görü-

çkar-

kaldrm

dctaylandiAM|^ükllfiM

fkh adna /ikrcdilt^ilecek

"sünncl". gerek bülün

fkh

sünncile sahil olmulur.

inceleyenler için hu husus.

t-kh kitaplarn

bö-

geldi.

D. Fkhtaki Hükümlerin

konularndaki hükümlerin

nür,

bölgelerdeki lâkihlcr, kendile-

bir^ kalmaz! olmas

ilibariylc-

usûlü kilaplarnda vc gerekse büiün muteber

mc/hcpler nc/dindc «Idukça geni ve u/ui

bir konudur.

Bu

alanlarda

çulühlarm dançrk^^ bikKgi j^U, bt kaynaklardaki sünnet konusu; (Wf¥ delil

oluu,

sabit

oluu, kabul artlar,

dcMM,

sttaöin kiSt^löH fîM

birçok konular içermektedir.

Bu luâsus» k^s ve taÜiU ChitottO gerekçesine itibar) mczhebiadda Dâvutl ez-lâM îk te Ite^iö fi*oM diye bilinen Ebu Hânifc ve

ilert

inkâr eden

Tm-' pWcrttHî kadar bü-

tün mezhepler için geçerîl Wteû*ttEtef.

E.

Rey Ekolü'ndc Sünnet

Evet -lt<^ Ekolü'nün

imam- Ebu

sünnetten yü/ çevirmem itir. sünneti delil olarak

Hanifc'nin mc/hcbi. hiçbir

Rey BknirnÖn dîcr

kullanmlar ve

imatrrtaîl

da

zaman iteiffta

verdikleri hükümleri sünnet üzerine

kurmulardr. Mezhebin birçok kitaplarnda görülecei üzere, meselelerden birçou hadis ve

rivayetlere

çi hadislerle dtto 1

-^^

197)'nin '*el-Hi(lâye

Bu

m

csLT.

dayanmtr.

Mr Aas^ne kitab

ile

bulabilmek

için.

M^gMö^

Hanefi mezhebine mnsup

Ahmci Meylani lararndan Türkçe'ye tercüme edilmitir.

5W

mMkK


Sünnetin Önemi veOellI

bnü'l-Hümâm

vc müçtehii Kcmaiuddin ii/i»inc

yazd

(ö.

86.1/I4^7)|'m

"Felhu'l-Kadfr** adh erhini ele alp

Oluu

bu kitabn

ncelememiz

yeter-

lidir.

Hm/

Ccnalüddîn

C7.-Zeylaî

mehur

lihâdisi'l'HJdâye" adl

{ö.

762/1360)

kitabnda bu

''/Vasbu>-Râye U-

adl kitabn

'^el-'Hidâye'^

hiidislcnni lahriç etmitir.

Zcyaf nin bu

kitab, o asrlardaki en

büyük

tahriç kitaplarmdan bi-

olarak itibar görmütür.

risi

Nitekim

bn Haccr

(ö.

S52/Î447) de onu -ba/. ilmî faideicr eklemek

Ehâdksi^Hid^e**

mircüyie- **ed^mrâyefi Tahrîri

adm

v)Mxii|i kita-

bnda <feceiemitir.

Asnm/da olduunu ii/crine (ö.

hâlen

Hbu Hanile'ye göre sadece on

Bu

iddia eden ya/arlar var.

olduu anlamma

kurulu

ise

me/.hchin

yedi hadisin fiilî

'sahih'

olarak ancak rey

gelmektedir. OnUir» bunu,

bn

Haldûn

S0S/14()6)'un ''mkaddime''s\x)âGt\-*^ nakletmektedirler.

Söylenen sözü incelemeden aktarmak, birçok kimsede görülen lususlur. /.ayl" bir

Oysa bn Hadûn'un siyga

(lemrî/)*^'*^' ile

UatU bu ^ferc^r. îte "Bilesin

ayn

tni. ki.

tr" dcnilii (kîie).

h.

Mâlik

(rh.a)'in

says,

iddi^ty

biri.

(rh.a)

mdM^ W^

Bisksd*^'c0fU âm

a/lg ve gokluu asndan hakknda, 'Ebu Hanife'nin

yedi veya buna (yani elliye)

"el-Muvatta'" mih kitabnda

^ ^ veya buna yakn

Hanbelln (yh.af iiî

vardr. Bunlarn her te

Ebu Hanifc

says ancak on

hadis olan hadislerin

hu

görüü benimsemediini

ibarcsidir. '*Üfytta*l-Madlt

deildirler. Nitekim

Ahmed

smm

mügiehit imamlar, rivayeün

rivayet ettii hadis

lir.

bakacak olursak, onun bunu

söylediini ve bu

naklettik^

M}7.ü

onun

ya/dna

bir

^^MBsne^mâc

bir

ulam'sahih'

sayya lüan^^

ise oluz bin hadis

bu konuda kendi içtihad sonucu

ulat kanaa-

göre hadisleri toplamtr.

stanbut 2(K)4) ayr ayr Türkçe'ye iercüne cdilmilir. femri/: Tiviye", *"nuklc". yu/keru" gibi kesin rivayete delâlet etmeyen eda siyaknn; tlonir. Tcnri/, siygalan datia v*'k. KcsuluUah'a ait olduu kesin olmayan /ayt hadislerin ciasnda kulknlmlr. (

99


IBMiAntomada Yöntem Ba/. inRafsz taassup sahipleri, 'Müçtchit imaTitlanlan

bEU'.ilanntn

Bundan dolay da naklettikleri rivayetler az d*Büyük imamlar hakknda bOyle bir eye inanmaya

hadis sermayesi azdr.

mutur'

diyorlar.

imkân yokur. Çünkü crial (cr'î hükümler), ancak Kitap vc sünneltcn

ahnp

t;kürllr.

Buna

sahih" esaslardan

giiro hadis

sermayesi a/ olan hir kimsenin, dini.

ahp örenmesi ve hükümleri, Allah'tan atarak tebli

eden Ncbî (s.a.v)'dcn

alm

olmas

mcû vc bu hususta ciddi ^0^^ Mi^^it ttrmATÛûtt bakmam

için,

giderip canla-ha^ pif^Stsi ^^?^r, hadîs rivayet etmesinin sebebi; riva-

meydana çkan

ycllcrdc yaralayjc kusurlar, isnâdlarda

lua

g(>rc cerhin

hadis tahsil etmesi, rivayet el-

illetler

vc

çoun-

daha önce gelmesinden kaynaklanmakladr.

Bu durumda

b(>y!c bir

müçtchidin içtihad, kendisini, hiUslcrdcn ve

dorum ^zkonuss <ktnlar tifmeyler çoalnca, sened yollarnn zayfl

scncdlcr^R gdli ^)llanndan Niylesi bir

maya

scvfe

elmi ve bu

tür

sebebiyle rivayeti a/ t)lmu[ur.

Bununla

birlikte

tinden daha v»klur.

d idi.

yerdir.

Hicazldann Jadi&

ÇDnkü Medine

^M^ll'ler^ h^'a

îmam Ebu

sk

yurdudur vc sahabenin bann-

hicret

gidenler

Hanife'riin rivayeti ise.

aktarma artlarnda

rivayeti^ Irakllarn badis rivaye-

se daha çok

cihat ile

megul

ancak onun hadis rivayeti ve alp

davranmasndan, hadisin

kal'î aklî hir delille

çelitiinde hadisi zayT saymasndan vc böylece ii zorlatrmasndan

dolay a/ olmutur. vc \mlim

te bu sebepten

m olmusttür- mam Ebu

Ctn^ föpl^r. Onun hakknda böyle

ötürü

mam Ebu Hanife'nin rivaf^

Hanifc, h^lîs rivayetini

ka!ta

tstk

AM^a s^nm. arasnda mam Ebu

biresrf tföünttckten

Hadis ilminde büyük müçichi olan kimseler

Hanite'nin mc/hcbine itimad edilmesi, ona güven duyulmas ve hadislerin rei

etme veya kabul etme

4m dikMe

alnp

büyüklerinden

de olsa hadis^Ua-

itibar edilmesi,

ile

ikO^Iar

onun hadis ilminde de mUçtehitlerin

müsamaha göstermiler, böyçok olmutur. Ancak Ebu Hanife'nin ileri

hadisçilcr ise artlarda

onlarn naklettii

hadisleri

gccn örencileri de ondan

sonra hadisi kabul etme artlarnda

ha gCilcrmilcr ve böylece onlarn rivayetleri dc çok olmutur.

100

teftn-

old^nu fterm^in Pîrita îmam ^u Hanifc dndaki,

OTnhuru oluturan lece

ile

müsama-


Sfoft^O^^rveDelit Oluu TyhOtvî hüUi^ rivayci edip

bu hadis rivayci^ne iini çoj*lUi ve *W-

Mnsned^în 3^^. Ki bu mm^ *^kikt^^0 denk Yummakla ürlikte oldukça deerlidir. ÇUnkO Buhârt vc Müslim'in, kitaplanna aldklar hadisler için aradklar kabul artlan, hadisçilerin söyledii gibi, ümmci iirasnda. ü/crindc ise bir

görü

salanm

birlii

anlardr. Tahâvî'nin artlan

aranmas tereken bütün artlan tamamakladr. Durumu

hadisle

lilinmcycn (mesiûru'l-hâl) râvinin ve dierlerinin rivayetini kabul etmesi

le bu i

laldûn'un.

ifadelen insafl, birçok

Ebu

Hanil'c vc

^u

Burada

eyden haberdar olan

tarihçi

mc/hcbi hakknda söylemi tlduu

belirtmek gerekir

ki,

Ebu Csîlkr

AHâne bn

sCizlcrdir.

CT'^Tahâvî

(ü.

^21/933K Hara;rlcrin muhaddislerindcn vc hafr/.îanndan mkcc hm deildir. Mkk% Hmfk^'rn içerisinde çok sayK^ bâyük M/htr^

m

hiiyük muhaddislcr mevcuttur. Nilckim

el-KcvsLTÎ

olduu

(ti.

I371/19.'^l). Zcylaî'nin

()ns()/.ünde

Allame

Muhammcd Yusur cl-Bcnût de

el-Kcvserî. hu önsö/ü bir

kilap

daha

ilîîve

Ahdulctlah Ebu Gudde

Zahid

ve

ncrcUiindc.

(ö. 1423/2(H)2)

hadi.sç) /ikrctmilir.

bunlara sadece Hind afim-

Daha sonn Muhammcd Zahid

elmilir.

"Fkh Ebli'l-lrâk halinde

eyh Muhammcd

"\ash'r~Râye" ddh kitabna ya/.m

Hanel iler' den yü/ küsur kadar

Icrindcn olu/ üç isim

müstakil

Allamc

ad allnda

Hadîsuhfm dostumu/

Allamc

de bunlara yedi kii daha

eyh ilâve

etmitir*

Kcvscrî ••Te'nîhu'l-Haâh" adl kilabmda der rivayet edilen (yeilli

"Miisned/ûr'^c

incini

ki:

"Ebu Hanife'<^

ickrarlannaks/.m vc

bir hadîsin

geli yollan vcrilmcksi/in rivayet edilen büyük miktarda ahkâm

hadisleri mevcuttur. Bi/./.at kendi rivayetlerinden ^d^. fmiindc

dislerin

bulun(|urulamk

miklannT

bitenler,

\mtm

Ebu

Mâlik

ile

almadklan

tmm âf!

hadisler de

nc/dindoki ha-

Hanîrc'ninkilcri a/.msayama/.""'*^

1143-1145 Lecnclu'l-Bcyam l-Arabî nn ikinci îmktk. !>. Ali Abdulvâhid VSlTdü^.) Bu kilap. "Haneli Fkhnn Fsashr" adyla Abduikadir S^n'^r K* M. Cönal SoliHi laratndan (Ankara I9K2) Türkçe'ye tercüme ^jlmtr. bJi Haldun. Mukaddime. MI.

hmm.

Kcvscrî. Tc'nîbri-Hatîb.

s.

222 (Bcynl 198 1}

101

*


Hasan

b.

"Ehu Hanife,

(ö. iki bini

rndan olmak üzere

ve

204/819) ise konuyla

(hocas) Hammâd'dan ve

dört bin hadisi rivayci

Bunlar,

o zaman ve o

mâkul

görünmektedir.

ediyordu."^

eyann «l^atina uygun

tarafm^

mam

tannaifl

Hanîfc'nin. mOsukiI ve mutlak çtihat mcvk!$fta1âyik

Ebu

u

Kule

Yc/.îd.

Hanife, büyük takih sahahi Abdullah

Fkh

eter:

de dier hocala-

iki bini

ilmî çevre içeri&indç

Herkes

öyle

olarak

ilgili

b.

Ebu

bitdtîr.

Mcs'ud (r.a.Vn kurdu-

Ekolü'nün mezunudur. Ki bu ekolden Alkamc. Esved

Mcsrûk bnü'l-Eoia' vc onlann tabakasndan

l^yük iakihler yetin^Sr. Öyle

onlard

ki Ali b. Ebi T^lib,

Köfe'ye

b.

daha nice

p^^^

ta^M fakihlcrin çoklugutte doky ^ni^ Rylc dcmitiin '*Âlîah, Ibo

ÜmmÜ

bay

ilimle

Abd'e (yani Abdullah

b.

Bu

Mes'ud'a) rahmet eylesin.

kasa-

doldurmu!"

üphe&i/., ki -Abdullah b. Mcs'ud (r^)'m ashahiv

tffîtof}

smfs^ Ali

komuluk etmi olan Sa'd b. Ebi Vakkâs, Huzeyf^ Ammâr» ^ln#îv bu Musa giM heyOk sahabilcr. Küfe* (fe yaamlard; Bunlar, hadis ile fkhn arasn vc rivayet ile rey in urasm birletirmi(r.a.)'a

lerdi.

vc bu ikisine

Bunu

yapanlar, bi//.at sahabIcrdi.

^m^ ANuU^ h, MW#I birrtakâ

fd«li.

Bunkr,^

^^.a.) ile

ikr *«habirtin

AH

(r.aj't,

^atei^n

ptii^m^l

Kkh île

yctiti-

ÇcilM merkezlerin ilimleri ile kendi ilimlerini birlciirdiler. Ümmclin büyük âlimi Abdullah b. Abbâs {r.a.)'m ümi ile kendi ilmini bir araya getiren Saîd b. Cübeyr (rh.a) ile bunlardan birisidir. ter.

"Mea'udiy® Ekolü"'nan (yani Abdullah

Küfe Ekolü'nün) lmine bu tabakadan sonra»

büyOk

tabii

mam

tbrabim b. Yezîd en-Nchaî

a'bî

(Ö.

104/722).

(fi.

b.

Mcs'ud'un

t^kth

ban

le rt^rS^i

çektii

brt^M

95/7 1 3) mirasç oldu.

brahim on-Nchaî*nin öldüü gün, onun

lkht hakknda, "nsanlarn en fakihini

del'ncttini/!''

Sika (güvenilir) büyük hafzlardan

birisi

olan

demitir.

A'mc. brahim

Nehaî'nin rivayeli hakkuda. 'brahim'e her nc /.aman bir hadis arz

miscn, o hadis hakkmda onda birtakm

bilgiler

buldum" demitir. 4

250

Muvâlk el-Mckkî. "MenSkbu Ebu Han^e^s bunu

kaydclmilir.

cnel-


Sünnetin Önemi ve

Yine

A'mc (ö.

t4K/763J

(icr ki:

vayet ise ancak rey

brahim'in

ile

fkh

Oj.

Oluu

"b^iiîi hadis samUytli. Ba/

kadahrm/.dan. hadis iîUiim zaman,

brahim cn-Nalmî

Delil

ar-

ona arz ederdim."

hadisi

95/713) öyle derdi: "Rey ancak rivaycLlc,

ri-

dOzgtin olur."

ü/crinc

Hhu

Haniic'nin ht)cas

Hammâd

Ebi Sü-

h.

"Bi/., senden W, lZ()/737) yetiti. Nilckim brahim cn-Nchaî'yc. mmm kime biralm?" dediklerinde, o. "Hammûd'a" demitir.

Hainâü la

i.sc

120 (737) senesinde

Hammâd'n

vcliil olmilii".

likhy-

Ebu Hanic ycü^û-

i.sc

\lhu Hanitc ise

hem Hammîd'n.

tohîm^-î^©ftafflî vü hem

hetrt

dc •"Kurc Ekoli"iUin ilmine mirasç tldu.'-

'

Allah da onun f'khma bolca

kavray, h/.l cevap verme ve hüküm <;karma. kyas

ile

icrcih

gücünü

ilâve elli."^'

F. Bütfin Fakihlerin Sünnete Buruda

unu

Bavurduklar Müslüman

kesin olarak söyleyebiliri/.:

ne/Mbj i^r y»yö..

isler tarihe

karsn,

isler

lakihicrin hepsi

bals

bulunsun veya

U\M\ biHgetercIen delil t)laTîâ mîfm^î «lmy ve hiikümicrtlc ona müracîia dmeyî: Allah'n itoinüen va/iîe;i!ne/ bir pa\a olarak görmüler vc onun cmr! 4i|l^ ftkrnaiîilcr

:t]^ls

bulunmam

jekollcrdcn.

hususla Re'y Hkolü'ne

mlatdr. Bu

bal

»itJi

mensup

olanlar

ile

B^tt^t

oianlarn durumu ayndr.

Hk/.

oyh

cl-Kcvserî.

Fkh

EKh'^îrak vc Mît^^thum^

(latife.

AbdHcUîîh Ebu

Gudde). ii/unu- hk/. Dr IsniLil Eten HanÜc'nin ve Huncl Mc/hchi'nin hadis anlayt-ji HanUc'nin H.dis Anlayp vc HneH Mc/hchinin Hadis Ihkk tliKil. Muhanmod A\vÛnc. \Km.kUi. Diyanet hi'n lîa^kanly Yaynlar. Ankara l'W4:

mam Rb

Hayri Krba^nlu. Kaydan hamlann Tklî tliLilarnüa Hadislerin Uolii. Yavnlan sianhui lyHS: Dr. Mulummcd Kasm AhJuh cl-Hürisî. Miltât^^m. ^ton^ /a'nuia man Ebu Hmnfc Misvak Nctiyal. 2 clt. slantul 2mW. M. pjltt:t«. kram h'/M Bu ltenîfc*nin Hadis lmindey ^m. Rahci Yaynlaî^f^un ^Fiiirmalyn Vakl (K^RAV) lararnda 16-19 f-km n. I^t^mif Düünce Ssicmt 2t)0^'lc Mmlaiîya'da dil/ctlcten Imm- A"/iira Ebu Hanüc vc

Scnpo/junu.

103


Sönneti Anlamada Yöntem

Bcyhakîiö. 4W1()66). Osman

mam

m^tin "Bir adam,

mam

sordu.

Bu

görüün

nedir?' dedi.

bn

Yine Beyhakî', der

sorduu

ki:

âyetylecf^p Vchb'in

dediim

bir mesele

m^m.a-

hakknda soru

öyle öyle buyurdu'

dedi.

man Malik, davrananlar, bakrm

Bunun üzerine

gelmesinden veya kendilerine çok elemli

sinden saknsnlar'"^^

lar

Mâlk'e gelip ona

"Bu sebeple Peygamberin emrine aykr

bir helA

lik

Ömer'in iiyle

Mâlik. ona. 'Rcsûlüllah (s.a.v)

dcCa adan. 'Senin

ona.

b.

bir

azap isabet etme-

vcdi.""'^

öyle dediini nakaiOÛUr:

"mam Mâ-

"ÂlimlcFç, 'Niçin bi)yle dedin' denilmesi Öncdci însanlani

çeyksrdcn deildi.

Çünkü o /amaUm'

caûs^i rfv^^fCsUc y^îniyor-

ve ona ra/ oluyorlard."™''^

Yine Beyhakî, Yahya

b.

Durays'n

%te

dediini tvayel etmitir:

"Sülyân'm yanmdaydm. Sonra bir adam onun yanma geldi ve 'Ehu Hanifc'yi

yadrgamyor musun?'

dedi.

Süi'yân. 'Nc olmu:? ona?' dedi.

Adam. 'Onu öyle derken iinim: Herhangi

hükmü önce Allah'm

bir

eer onda bulama/sam, H^Uilah'n

kiiabodun alrm,

sünnetinden,

Allah'm kitab vc RcsûlÜ'nün .sünnetinde de bulama/^sam o zaman Resûlüllah'n

alrm

vc dilediimi

bakmam. Fakal

AU'

ashabnn görüünü alrm. Yalnt/ i.

ise

bnknm.

onlardan, dilediimi

Onlarn sö/ünden bakasnn sö/ünc

brahim en-Nehaî, e-a'bî. bn îrîn. Hasan

cl-Basrî,

ve hnu'UMüseyyeb'c -daha birçok âlim isimlerini my4i-

^iinm

onlar iv'ihai eden bir topluluktur vc onlar gibi ben de çtihat c(U;rim*

Y'm B^akî. gün si

Rebînin 5ylc dediini nakleden

bir hadis rivayet etmiti.

"mam âHî

Bir adam, ona, *SyEbu Abdullâhl

alyor musun?' dedi. Bunun

ü/.erine

mam

âriî.

bir

Bu l^i^

Ben ne /aman

Resûlüilah'tan sahih bir hadis rivayet eder de onu almazsam, o /.aman

üt-Nûr. 24/63.

Mirâhu'l-Ccnne, Syftî. Miltâhu'l-Cennc. .Suyûlî.

^ SyClî. MiUâhu'l-Ccnnc. 104

s.

49 49

s.

49

s.


Sünnetin

sizi

aklmn

(^mi

ve

M

Oluu

giuiinc ahit klarm' dedi."""

Yine Rcbî". îm;m îfirnin öyle dediini rivayet etmilir: "Ki-

lahmdu Kosûlüllah

n

aykr

sünnclic

Rcsûlüllah'n

bir

ey

hulduunu/.da.

henim söylediimi se

sünnetini alp-kahul ediniz ve

lerk

alini/.""''

G.

Fkh mamiannn Bsm tinnetlere Amel Etme^limndek!

.Sünncln ikinci kaynak

oluunun

luen; lkhlannda. slluli subii,

W mui hir

'sahih'

te duu

hu.

fkh

agfe vc noman/j plui^pjî

mc/.hd>inin veya müvicftil

Mmdâ kaste^îefl husus:

delalelllin

bn Tcymiyyc

hiidmlft

deildir.

72H/l327Vnin.

(ö.

yazm

^'Hefu^-Mefâm anVI'FJmntem-A'lâm*^^'* adl veciz ve

V^n

kitabnda açklamaya

mm

onun ne/dinde at^k oluudur,

a^k olmas

göre "sahih* ve

eyhülislam

kabul edilmesi esasna bi-

hükme deiâleli

tlö^öflülcmc/..

olmas, hükme

bakalana

yoksa

itlirakla

kasfön lerk etmeye dayiil hir

imamiî olmas

yannda

(Vlâzeretleri

gdslerdii husustur.

\ht\

ol-

ttej^ti

Tcymiyye. bü

fctt^*

hnda lkth imamlarn, hadise uhalclci cimek vc sünneli terk cimcklc su^-Iayan ha/ Zahirilcr'c veya acelecilere kar savunmutur. hn leymiyye. kilabnn önsözünde konuyla

ilgili

olarak

unlar söylemekte-

dir:

"Ki^ntt^mda l'ade ettii sevip

haladklan

Müslümanlann -Allah' ve Resûlü'nü

sonra- müminleri de. ö/ellikle dc âlimlere sevip

B

lanmalar ücrekir.

üibi,

âlimler.

Nebî

(s.a.v)"in

ba-

mirasçlardr. Allah da

onlar karada \e denizdeki karanhklarda kendileriyle yol bulunan yddzlar ^ibi Vi^lelfmiiir^

dirayctlci

tilnlî)

hakknda iema

Resffî'fln hiilîfelefî

ayakla

kalm,

Nitekim Müslümanlar, onlarn yol göüterimUii ve

ve

iSlen sünnetlerini

onlar da kitapla ayidtta

SuyÛtî. Mliyhu'l-Conne.

.s.

Miriâluri-Conc.

s.

'"''Sttyûlî.

Mil

eser,

etmilerdir. Onlar,

ümmeti

canhtndrankrdr.

içerisinde

FCitap onlarla

kalmlardr. Kilap onlardan bah-

50 50

Hyrcddin Kar;ui;nriTK

Risale"

(s.

43'9())

aUyla (crcümc edip

ha/u luüig kiUipUU stanbul 1971) gevmekledir,

105


Sünneti Anlamada Yöntem

selmî, onlar üa Kitaptan bahsetmilerdir. Blintnelidir kl ammci tara-

fmdan genel

bir kabul

görmü

hüyük herhangi

RcsLiUillah'n kü;ük veya

cime/.

Çünkü

(müçichil) imamlardan hiçbiri, kasten

onlar, her türlü

üphe

hir sünnetine

aykr

vc icrcddültcn uzak olan

u

hareket nokta-

larda iuitak etmilerdir: 1 .

ResÛlÖllah'n

2. Rcsûlüllah'lan

kat

vc peinde olmak, dafma Orta

is^ftdc

baka, her insann sö/ü ahnr

hu müt^lchi imamlardan

mrm^ o hadisi Bu 1.

terk etmesinin

mazeretlerin hepsi

üt;

Re.sûlüllah (.s.a.v)*n

sahih' hadise

birinin

mutlaka

aykr

bir sti/ü bulu-

osözü söylediine inaommasu kastetmi u^^una inantiamas.

3.

Bu hükmün, ncsh edildiine inanmas.

sazlc, stj/konusu meseleyi

ksmdan

da. Icrk edilir dc. Fa-

ksmda toplanmaktadr:

Bu

gereklidir.

bir mazereti olacaklir.

2.

Bu

uymak

da birçok mâkul sebep domaktadr:

Birimi sefep: Hadisin müçlehidc ulamamas. Kendisine hadis u-

lamayan

müçlchil ise onun gereini bilmekle mükellef deildir. Hadis

kendisine

ulamaymca

tftîimiJfla*

ya baka

gare hükmedeeeklk

da. onunla

bir hadisle,

Bu

ilgili

me.sclede ya bir âyclin zahirî

ya kyas gereince yahut da isÜshafeC^

Wik*«si

^ sözktMam M§@

tfeS» U^tfB

mzcn de

aykrr

hadislere

aykr

(s.a.v)*in

bütün hadislerini, nezdinde loplayahilmck hiçbir

olabilir.

îte

sözlerinin

tüt scbg|î,

çounda

selefm

(ilk

dönem âlmleriün)

rastlartan sebeptir. Çürtkfl R^ifflÖtlâft

imama

nasip

olmamtr. Bir kimse çlkl|} da, 'Hadisler

durumda onlann

bir

yaklm vc kitaplarda j,^l»E)^tn|iir!« %n

müçtelrldc

gl/li

kalmas uzak

bir

ihtimaldik

diyemez. Çünkü;

sbn

Hukuku Melodolojisi'nc pSvc: sivtükte. benhcrcc bLikmna veya beraber olnumn devan etmesi dcnekür. Terim olarak ise Geçmile sabit olup sonradan deilii bilinmeyen hir eyin, hali ha/rcla da aynen kamusma hükmcimeklif. CkftEH^ifî. tiinp nlfticdigj Fnlînme;^ Wie ^ttfstn. tmir hajürdu da tmymta »Iduj^ bu Ms^k kahul cdilK Vhc kan ile kt^ann nikâhlannm devam ^üî. aküt Istshab:

'

i^M

Ht haNzr gelinceye kadar kâbUt üdllin 106


Si'nnptin

Mehur

-

hadis kiiaplan. kendilerine uyulan

Önemi vp DpI Oluu

imamlarn vcrailann-

dan sonra mcytlana gciirilmiiir. '

-

Burtunki birlikte. Rcsulüllah (s.a.v)"in hiiiin hadislerinin bclli ha-

dis kilaplurnda -

Bu doru

Hu ncredoysc

toplanm olduunu

hiçbir

lamamen

cinck

kimse

için

deildir.

eyi bitem^^

miinkün olmamtr. Halta

olduu

halde, kemlisi

ihaU» edeneiTii^^itir. Bilakis

tlevrindcn önce

caiz.

olsa bile. bir filim o kitaplarda bulunan her

yiinnda birçok ladis kllapIan bile

iddia

onlarn

bir Alimin içindekileri

bu hadis kitaplarnn tedvini

yaam olanlar, sonra gelelilerden daha gcni^ bir sünnet Çünkü onlara ulaan vc

hilfrsinc sahiptirler.

hadisicrden .^|u^ rraEs^tl bir

kopukluk bulunan)

W

scnedic

B^jünde 'sahih' t)lan yoldan ya da munkalf (ravHta- arasnda (*nlar

^\m^ 0UiMHr vefa W.c

ulamam

hiy

olabilir.

Onlarn

kiiaplan. bu kilaplakilerin kal kal lazlasm ihUva eden en-

gin hal/alan

i

Ki bu da. meseleyi Mlet

idi.

himînB

hiç ipüph©

(^Im^ece^

bir husustur.

de fikpu "Hadislcrto h^^sini bilnus)^ fliÖSphil olaraii/' iliycme/. ÇOr^« Tntî^^în. ResSmîlîrf» (s.a.vyîn^ üMeâmra fl^ti biMn Yine

biri

sö/ vc lüllcrini bilmesi ick bir müçichil bile

ijart

buna güre hu ümmel içerisinde

ko!;iulürsii.

olama/. Âlimin varabilecei derece, bunlann büyük

çounluunu hilmesidir. Öyle ki âlim. ancak tal'silatla ilgili ba/ hadiskemiisine ula^rmyun bu a/ mikiardaki l^te bubt^m (ilabilir iç lafsiUttla itgili hadislere aykr bîr hüküm vermi oJibilr. kinci Schep Hadisin, nüçlohidc ula^n^ olmas. Fakal lehidin nc/dindc sahil (sahih) deildir. 1.

Hiltlisi

râvilerticn

kendisine nakleden

baka

birisi,

\

cyii

Bunun da

hadis,

çcilli sebepleri

daha önceki

râvi

müç-

vardn

yahni isnaddaki

o müçlchit taralndan lanmma/, (yani meçhuldür)

veya yalanelkla itham edilen

birisidir

ya da hai'/as

salam

oJmayîtn

biridir.

2.

Hadis, muttasl (bitiik) bir senedlc deil de nunkal" bir senedle

rivayet edilmitir.

107


SSnneâÜnlamada Yöntem

Yahul hadisin laf/ Rcsûüllah (s.a.v)Mn a/.ndan çtkugibi zapt

3.

(sdilmcmîtir.

hak

Hâlhuki hu hadisi, Vtiiyd

scçüle

bir

Bu

müçtchidc göre sika olan

bir

sebepledir k, birçt>k müçlchît

u

bir hadis

benim görüüm dc o

imamn

sÇzüikJç, hadisin

'sahih^'t^tfmsitm

Ktgf âldt^ünu

Eer

dc rivayet ediliyor.

o hadis "sahih'

haüisicki gibidir.

ytT^îârtnâ

ttâktmJ^ft h^kft zayf

ichit ise.

hu konuda dier üçlchide

o hakh olsun,

t)ldugufta lers

feli

Imm^,

bir tüöç-

düebilir (yani o hadisin

*sa-

göre

ister

inanahilir). 'Her müt^lehit isabcl eder' diyenlere ister

ise

"

Üç^mU Sebepi Bir müçtchîdin. kendi içtihadtyfa badsn

olduuna

irade

"Bu meselede benim görüüm udur.

sü/.lcrc rasllanmaktadu-.

Bu konuda öyle

hih"

mut-

rivuyci cimilcrdir.

rcgincc vcrdiff hÜkmSn. hadisin

eden

râvilcr,

dierleri vc balla hepsi de hakl olsun mesele

dei-

mez. Bunun da birkaç sebebi vardn 1

Hadis rivayet edenlerden

.

/ayr görmekledir.

hil ise

Rical

birini, bir

ilmi'**'

ise

müçtehit sika ve

geni

bir ilim

2. Müçiebiidtertfeîn biri» kendisine rivayette disi

d^^^^^nt ^ iicri

hiKasiKÎan

Büiîtri

ise

dier müçte-

daldr.

buluna mubaddisin, ha-

duydu^na

kanaat

getirt^îlir.

da bHill^^ti^gsplerî vardr.

-bn Tcymiyyc bunlardan baka ü^ sebep daha Dordûncü

Sebep', Müçiehidin,

hafzas vc

zikretmiti r.-

adaletiyle bütnen bir tek

kiinin h^ltenfiî ttabcnj1-vabi#) kabul etme hususunda bakalarndan farkl artlar 1.

ileri

sürmesi.

Ba/lar böyle

Örnein:

bir hadisi

Sünnct'earz edilmesini

(bunli)ra

için

onun. Kitap ve

olmadm

ineelcmeyi) art

kabul edebilmek

uygun olup

koarlar.

Rical, kelime olarak "cr kii"

Imdis usulü ilmînde hâdi^îteH

Hadis rivayctiylf

da daha geni

uraan

M^ ed^

ravilcri

hilgi için bkz: Dr.

Yaymlar (FAV). stanbul 997 1

108

ananasna gelen "racul" kelimesinin çoulu olup

milâf

krî^Un

konu alan ilme dc "Ricâl lmi'"

Emin Âkkutlu. Hadi^Ue

teri»^

bir

denilir.

Bu konu-

Ricâl Tenkidi,

MÜFV


Sânnetîn Önemi veDelil

2.

3.

Ba/ian

lkh umlü

Isc ludLs,

olmas durumunda

iiykn

lek

Ba^lur

iso

veya genel kumJlarn veya

olmasm art

râvinin lakih

herkesi ilgilendiren bir konu

ko:;iarlar.

Bu

kollularla

ilgili

yerlerde, bunlardan

Beinci Sehep Hadis. mUçtöhlâe

Iem

Kitap ve

hem

1.

yaygn olmasn

baka

ukm ve

I^nun datjGHU

artlar da vardr...

orttn

m#n£^ MMt Bu

husus.

hükme

sti/konusu

delâlet etili-

sebepleri vardr:

Ba/cn hadisteki hükümle

u

:jart

de sünnet hakknda vûrid olmutur.

4Ume Sebep; Müçichidin» hadisin ni bîlmesî.

hadisin,'

i^ir

üöriilmütür. aneak o bunu daha sonra unutmutur.

(sithih)

fctyasa

koarlar.

hakkndaki

kii [aralndan rivayci edilmesi yerine, onun

Oluu

ilgili

kelime, müçlehidc göre "garib"

köle a/ad

olduu gihi: "Ilak halinde yaplan boama ve etmenin hükmü yoktur.""''" Ra/. âlimler buradaki "'ilak" kc-

linasifti.

ikral' (/urlama)

olur.

mcrfu' hadiste

anlayanlar ise bu

anlam

eklinde açklamlardr. Bunu baka ekilde

hilcmcmilcpt'"'".

Ba/.en nü^tehit. hadisteki bir kelimeyi, kendi lügal ve

2.

örfünde

linin

anlamda

kullanlan

(s.a.v)'in lügatindeki

mlî^m aiT^m

alr.

anlam bakadr. Fakat o

btf

kural

oldumu

bunun.

Hâlbuki

memlekeRcsûlüllah

mü^;tchit, kelimenin lügat

düünerek,

kelimeye

kendi

%mmlak anlam yükler. 3.

len)

Ba/en müçtehil kendine göre müterek (birden

veya mücmel (mânas kapal) ya da

anlama gelebilen

bir

kelimeyi cn

hitka bir anlam ka.stcdilmi 4.

Ba/cn dc müçlehil

hem

l'a/Ia

hakikat ve

yakn anlamyla

anlama ge-

hem de mecaz

Hâlbuki bundan

alr.

olabilir.

için,

nassn

delâleti hal7 (gi/li) olabilir.

Çünkü

sö/lcrii çeitli anlamlara delâlet hit;imleri t;ok genitir ve insanlar onlar

anluyabiimede birbirlerinden larkllk arz ederler. Yedinci S^^^t Mll^^idin, hadisle,

na

kanaat getirmesL

Ahmcd

b.

Müslcdrok.

meseleye delâlet olmad-

Bunurl^ taNski sebep arasndaki

Hanbcl, cl-Musned. VI. 276: 11.

ilgili

hn

Mâcc. Talak

216. 217: Beyhîikî. es-Sincnü"l'Kiibrâ. V(l,

cl-MLisnat.VlI, 421. VIII. 52'dc

Âic

Ift

l'ark

udur:

(2046): Hâkim,

3.'î7.

cl-

X, 61; Ebu Ya'lâ.

(r.anhû)'dan.

109


SüflnefiMnada Töntero

M^^it. dncdcmdc,

mt,

sö/Ün

ksCE^ecBlen

'm delâlet tar/n

ikincisinde

anlama

tarzn anlayama-

delâlet

anlad. Takat

ister

doru,

isler

yanl

olsun ona göre. usûldeki ba/. esaslarn bu dclâlcii reddetmesi sebebiyle

doru

sO/.konusu delâlet

deildir.

Örnein: Uhsis edilmi

âmmm'^'''' delil

olmadna; mcllum-u muhalelelin" delil olmadna, bir sebep terine gelmi bulunan umumî bir hükmün si£dce0 ^ !»@bpt^ aU Qdu|m; b^m çmir kîf^Bin nc vaciplii ne de fevrilî^ (pl^fea derhal ys^*ne g€âMfi«^Mn> pmM klmadm: Nfida elîr-4am hultftan '^

umum

marifenin"*'^

(genellik)

ifade etmediine, menli

fiillerin

kendi

zatlarm veya bütün hükümleri olumsu/lalrmadna; muktezann u-

kmtüi^mm/.

ald

ferdler.

i(,L;risinc'

üç ve daha la/ la olacaktr.

alm

olacaktr. Birden la/la

Çünkü müterek kl/, bir^ok nanaya kin hir manas kastedilirsc âmm olur. Mutlak

Buna gOrctam îçbe Snrsz ve saysz olacaktr, BütÜ^ ferdleri manas olan müterek lafzlar, âmm Ucgildir.

olarak h(lWtti Tef^lcriM 1ç«kS alan lafza denir.

tebadül yoluyla delâlet cUcr.

Ancak mütere-

âmm

arasmdaki fark udur: Mutlak bir del'ada ya yaygn bir lerd ya olun f(»YIcri ümulüne aln;d(ta bütün fcnllcre amil olmanrakladr. ile

Âmm

da yaygn ise hutün Mlert îçâflsine almakladr.

Âmm umum

ilüde

isimleri,

unlardr Mmifo cemfil^^ marilb mUfredl^, eden kelimeler, "küllü" ve "ccmî*" lafzlar. smi

laft/lar

ari

Fkhtlar,

Mm NPUfed manas mevsullfa". isliftiam

siyakmda gelen nekreler. delaletinin kat'î veya zannî oluunda

isimleri; art. nehiy ve netly

âmmn

l'erdlerinc

^"^^l^lhaffiha mahatcfet: Söylenmeyenin siiylencn ve zikmiunan

vasüanm,

ihtilal

etmiler-

hükümde "muhalif

anla artlanm, bir gayeyle gayelenmi veya hir sayyla snrlanmiij ise kaydn bulunduu bir yerde sözün hükmü, sü/ün söylenmi olduu hsusiur. Daha hir ksa ifadeyle, sözün söylenene muhalil olan anlamma "mel'humu nuhaleler' denir. (")rnein. "De ki; Rana vahyuluada leten, akan kandan ... baka bir eyin haram olduunu görmedim" fel-En'am. (y/145) ayetinde •'kan" lafz, "akan kan" ktfyâf^tla l^yn^mm^. Bunun mclhumu mul^ltfîraktltls^H N^Tdlr Hu âyet. söylenmi sö/e gOre "akan kann" haram olduunu açkça lHdbnekiedr. Munum-u muhalefetiyle ise "akmayan kann" helâl olduuna delâlet etmekletlir. gösterirse,

"''"^

iirncin bir vaslla

hir

Marite: Helirli hir eyi gösteren isme denir. Marife simler unlardr: Ö/el isimler (alem), zamirler, tsmi iaretler, i.smi mevsuller. izafetle marifelik kazanan isimler,

harl

la'rlli (elim

lam'l) isimler.

Dal^ ^n^^nm (mmffi) hiMr içerisinde, marife cem ilerin yer ald belrtiK miii Itona ^ehariî larilli (clif îim'l) isimler, âmm lafl?^ fi^shîKt^EöKasIdr. Çünkü ismin bantfcki elif lam lakiüi- srfVylenen le nuhîHab lafafridan bilihfât erkeklere delâlet eder.

110


Sünnetin Önemi ve

olmad^ »nirter

fiumilii

Detil

Olüju

manalardimrmiTnilik iddia cdilnK^e-

ile

ccinc inanmas gib. Daha buna bcnjffir birgok husus zikcdichîUr. Sekizinci Sebep: Mü<;tchidin. bir dciâlclin

dilmcdiini gösteren

in,

^nn

hâs"^'

baka

bir

delilin

mutlak'n"'^'

ile,

vücubu ortadan kaldran

genitir.

t,a

Çünkö

mukayyçd"*^''*

delil ilc^ tmkikaiin

stî/lcrîh

kasic-

onunla ;eliliinc inanmas. Örne-

çt^mekîri vc tcana fillerinde oiduu

la

karsnda, onun

mutlak emrin,

m^m^ gibi.

tfeîMlerinn

ile:

4^n ^Cudar-

Yine bu

ksm da olUrk-

î^rftîlcriyle

çclimeW

'm

hunlurdan birinin dierine tercih edilmesi meselesi büyük hirdcoi? gb*^

d r.

Milçt^dm* bir htdiiMi), ya myl olduunu, ya mm\x^ ol^una ^hut leVilc mösaiise cVd cdMifint fiaercn ve ÛûkmifHc»

ittilakla

Seb^

baka

muarr/ olabilecek hh^ ûyet,

vetli bir delil ile

kuv-

(gelitiine inanmas.

Onuncu S^Aue^: Bir olduunu ya da

veya teiâ

bir hadis

tc'vil

müçichil, budisin ya

zayf olduunu, ya mcnsuh

baka bir delil olmayabilir. Bu durumda

edildiini giistcni

InüHrrk^ tHf^âttrr bu kanaatte

ile v^li^M^iinc

hadis dcgîl dç

hadisin deerlendirilmesi gereken kategoride ;clikilcr olabilir.

Veya

hakikatte (çoklarnca) kahul cdÜchilccck ^elien bir delil hulunmayahilir.

Örnein. Kûlcli

(^eliehtec^i

«MEtta.

ûc /ahr olmayan

bir

llîi-ss:

mânaya

Tek

nlard: mkyycd. Muihk:

umumî

feabui «icr. Onlar,

yahirt^itn. hadîsin

s{>/.lcrin

\sahih' hadisin Kur'an'n zahiriyle

âlimlerin (;ou,

Mrn !edil;mGS ^Jt^tiinc inanrlar.

^^în

/.ahir

olduuna inanm

deîEfeleliiifi birçok

hiii

bir

mana

isimler,

vc bcn/cri olan Kur an

;eidi ta^r.

iladc eutielî U/ero

cins iüimler.

say

olabilirler.

n

Büj^ ÇÜnkÖ

le bu sebeple m\%t.

ktnlnu;;

sii/tliir,

ll'ssn çcUlüri

simleri, emirler. yu-skUiF.

mutlak»

icsniyc,

Ocirk-t ellii rcrülcrdcn hciunsii hirii ifüLc eder. Hepsini küpsama/..

a/ad etmek" sö/ü a/ad edilecek kölenin; mümin oUp olmadn, birden *;ok tîlmasm gösterme/. Sadeee bir kölenin u/ad edilmesini gösterir. aft kayeft^ Jail olarak kendi Ur Mukayyed: Bir \v^t Ut ^^sinden yaygnlk kazanm hir medlule delâlet eden lass hir sö/dür. Önein. "mümin hir laile a/iH elmck" siVziindeki "köle" lalV-i. "müminlik" vasfyla kayt()rncin. "hr

kiîlo

m

W

lunnlr.

111


i

Anlamada Yten

"Bir ahil Icrüir.

ve^inte

hükmctme""*^'^

kont^itaki

hadisi kabul

etmcmif-

^^Mmm 0tc Kur'an- Kcrim'dc bir ahit ve ^inlc

Hâlbuki

hüküm vermeyi yasaklayan açk

Eer

bîr âyci yoktur.

bulunsayd, onlara göre sünnet, âycli

icisir

böyle

W

âyet

cini^ saylacak ve yine çeli-

göriilmcyccckli."

ki

Daha

som bn T^miyye öyleden te bu on sebep açktr. Hadi!^ Nr âlimin

crtn çt>|unda.

belli bir hadisle

amel etmeyi terk ederken,

da biî'imi feîw?mjOTadf mtsç bÎF^lîHn bulunmas dereceleri çok

genilir. Bizler âlimlerin

fa/.la

caizdir.

üphesi/

ilmin

dünyalarndaki her eyi

kavnyamayz.

Yim Açklasa

âiira.

biîc

mm delî

â&^mâm

delili

bazen açklar vc t^zen de açkteaz.

bu bizö bazen ular vc bazen dc ulaamast.

getiri lai^tm hadd-i /aimtfa ister

doru

Ulatmda ise, yanl

olsun, isler

olsun ha/.cn anlarken, ba/cn dc anlamayabiliriz,""™

Ayrca burada

u sebepleri dc

(luu ^nnttin onun nazarmda (s,a.v)'ücn

/ikrcdchiliriz: Fakihin Icrk eUijiî qI-

olmamas. Örnein. RcsÛlüllab mizaç vc âdet ü/cfc sâdr olan baz fiiller hakknda olmas teriî

gibi.

Yahul da onunla genel Allah'tan lebl^ veya

b^anlf

ondan. Yüce

bir Icrî kaslcdilmcyip akiiiç

Tetm «tnesi siau^ln

fj^.

yf^mlik.

tkvlet

veya hâkimlik sfatyla sâdr olmutur. Rcsûlûllah (.a.v)*n

^ hadlslcri^^ktou gt^: "Kim ölü

bir araziyi (ckip-biçcrck)

"Kim savata dümandan se. silâh

ic

birini öldürürse,

öldürdüü kimsenin

(cfoi-

vc digcro^alan glbt) selt^ onundur.""^' lakihlcr, bunlara

Müslim. Akdivc -

canlandnrsa, oras onundur-

li:nTeymiyyL.'.

^

(

[712):

benzer iadislcrin iladc

etlikleri

hükümlerde

Ebu Dilvud. Akdiyc 2Il^r()S)

Rcfri-Melâm.

M

(cl-Meklebt'tri-sIfmî b;sks. ikinci bask). Ahmcd t». Hanbcl. cl-Miisned, III. 303. 3()4; Tirmi/.î. Ahkâm (37S): Ebu Ö^ud. Haraç 35-37 (3073)'dç Saîd fe.- Zcyd (r.a.)'lan. Tirmi/.î. Ahkâm %% I.

M

TinteS. ha hadisin, ''tmm^^' sfâügMisa fe^fi«i^f; muUelckun aleyhtir: Buhârî. Far/u'l-Humus 18. Ahkâm 21. Mcazi 54; Müslim. Cihad 41 (175!). Ahmed b. Hunbd. el-Müsned, III. 114, 123.. tyO: Ebu Dâvud, Cihad 136 (2718)'daisc Encs b. Mâlik (r.a.)'tan.

(

1

379) de Câbir

Ebu

112

(r.a.)tan.

Kiitüdc (r.a.)'lan


hükmctii husasundaki ihUlajlurncUu

t^gjimbçrirni/in hangi sfatyla th%li^

0m ynlklanna

aii$MSl&îclir.-"

Bu

ise özel bir

bahisle ince-

B^^ bîr mâuföd)cftle ilesMe. m konuya tc^ar B-

lenmeye fiw^ta<^r. nccci/..

Bu

bu husustaki

nrcHCCiyi. hadisin dclaleileri ve

ihliiallîir

bal

aJ-

nit î^jkffKinz mtimkündür.

H. Sünnetin, Tasavvuf çin de Bîr Kaynak Sünnete dayanp tna tcrîdc \e

Olmas

hüküm i^ikarmada ikinci kaynak Qa-

rak itibar edenler sadece fakihlcr deildir.

Ünnclin bülön î'îikihlcr ic^rî

sünnelc

âlimlere,

kavna

ayn ekilde

ve bunlara

ihliyat;

olarak ve suflcr ise (lasavvufî) yönlendirmede

birinin

"Kuldeseâ"

\erdi) ve

sö^ü öyledir: "Sullyi "ahbcrunâ" (bize haber

Ihi/e lahdis

elli)

eklinde hadis

rivayeli ile

megul

ondan derhal u/.akla!"

tilurken görürsen birisi

de

dcmilir:

plfJbî

^%1^^xlfc^im YmâH dînfencyc (

vc^ bütün ilimlerden u/uklatran eden bir takm sO/ler nakledilmitir.

sünnet ilminden

olmadna iaret

Örnein, sunicrden

"Bu I^ye^ *^^ük muhaddis

gitmiyor g«3OTt^ «îmîlîntiî.

Yarale)*dan dinleyen kimse. AbdUHig^7.âk'lan hadis

nekie ne yapacak Bir

dayanmlardr,

dayanmlardr. fiililerden,

*Hal!âk

sünnete

bakas

ki?'

O

da^

dinie-

diye cevap vermitir."

öyla demitir:

smu/. Biz sc ifmimi/î

Diri olan ve

Yani mlar -kcil yoluylalekim onlardan kimileri

öyle

"Si/ ilmini^ei

ölmeyen

T^f>P ük^n^ ^rytfr-

(Allah)'lan alyörtz!"

ilmi direkt olarak Allai'lan alyorlar. Ni-

der:

"Kalbim bana Rabbimden haber verdi

ki..!"

Bu

sr>/Ier

Ve bcn/crlcri:

sulllerin

ne hepsi, ne «younluu ve ne de

muhakkikleri taralndan iCade edilmitir. Böyic hir sö/.ü söyleyenin en ^t;ü/.cl

na/ercli -Allame

Hu konud

hkân

ti

tk/:

uh

hn

Kayyim'in dc dedii gibi- ya cahillii mazur

VclyyulUh

ect-Dihlcvî, Hc:cclull:hi'l-Bâliga: (Karalî.)

eU

Tcmy/i'l-Feiâvâ unj'i-Ahkâm: clûl. cl-.slân AkîüclUn ve cria.

113


^lineti Anlamâdatntem

nlmas veya atahalnr

görülecek kudar cahil

iiçaf

eden

bir aiahatçt

olmasdr.""

lk

Sufilcrin,

Sünnete Sanimalan bazlannm, lûtap ve Sünnet ilmine

leri gelen suHlerdcn scimedîkldfîrri iddia gcten

bu yt)tdan

klm gömcmi/.dc aracak

kar

Kayym ta

Biz burada îbn

kitabnda mutedil

adlt

çkm insanlarn bir

durum

ilgili

ihliyat; his-

ddialarna

yoktur.

751/l350)'in

mem^u'a^^mn'^^^

u

büyük eyhlerden nacJmtii

"A-

mdecci/:

"Bu lopluluitt

Badâdî lar

(rh.a)

duda

îfedc gelen eyhlerinden

öyle

der:

"Bütün

halka tiapahdr.

Bu

larikallar.

Cüncyd

b.

Muhammed

el-

Rcsûl'ün rivayetlerine uyan-

hususla Kur'an' c/hcrlcmcycn vc hadis

yazmayan kimselere uyulmaz. Çünkü

bi/.im Ümimi/., Kitap vc Sünnetle

kayllandnimtr." Yine Cüncyd cl-Badâdî üylc

der:

"Bi/im bu yolumuz. Kitap vc

Sünnetteki esaslarla Ninrlandrlmur."

"Yapp etliklerini her an Kitap vc ölçmeyen. havâtr'"dan (kalbine düen ilham gibi eylerden)

Ehu Hafs Sünnetle

(rh.a)

dc öyle der:

kuttulanmayan kimseler,

erler

Ebu Süleyman ed-Dârânî

u

bime

divannda saylma/." (rh.a)

dc öyle der: "Ba/cn günlerce kal-

sul topluluj4n nüktelerine benzer

ancak ik

âdil

bir nüklc

düüyor

da,

onu

ahidin ahl1i|iyle kabul ediyorum: Onlar da, Kitap vc

Sünn^tk.^

"'"^

lahai: Inhi

\\'y/

co;n \e Unn ^criala aykr gibi

\c kuvvetli lecclMtoric kendilerinden ye^cn.

velilerin gayr-i illiyrtî söyledikleri sii/.lcrüir.

li

s()/lerin

çdgu.

piman

görünür.

Bu yü/det

Prol". lir.

Süleyman Uluda. Tasavvuf Terimleri Sflzlüü. Marilbt Yaynlan. sHm-

veliler, kendilerine geldiklerinde

olarak levbe ederler.

tbn f^^fyim. Sfe(#rKuVSâîikrfu H, 468 (es-Sanneiu>Mliamraedyye bâskia. tahk.

Bu

eyh Muhammed Hâmid el-Fkî).

kilap. bir heyet laratulan

Türkçe'ye (stanbul 1990) icreüme ediimiUr.


Ehu

Yczîd

^i-Bistâmî

(rh.a)

öylc

ise

scte

"Olu/,

(Jcr:

güçMr^g^-

nfcahcdedc"^^ huluhdutn. lim vc ilme uymaktan daha

medim." Yine Hbu Yc/îd cl-Bistâruî ncrüini slah etmesiyle

mehur

(rh.a) hir

u

dcüsnda

hi/mclçisinc. "Kalk.

adamt /Jyarei edelim" dcdu Mci*a4fö

doru vardklarnda o adam kbleye doru

tükünJU.

^CMt 1^

yâpt}|n

adama selam vermeden geri döndü vc 'Bu adam. ^s.aM'în ^îehlerinden hir cdehî bîc yapmazken, nas! olur

görünce) Ebu Yczîd o HesâlîîflaY

da

idtliu

eüiüi hu salihük hususundu kendisine üLvcniicbihr?' dedi.

Yine Ebu Yç/îd t;-Bis»ânî l^adnlan iuv;ulamulîiîm

(rh.a) (jyle der: "Yu):e

kmannay isW(^i

kcndinie. 'Rcsûlüllah (s.a.v) biic lah'tan

daha

dÖÖtrmtttÖtt. Semra kcjtdî

bunu slememi

iken.

bt^m

bunu Al-

Ama

istemcin nasl caiz olabilir?" dedim ve bunu islemedim.

Mnu

du\ arla

Allah'la% bm^>

Allah beni bundan kurlard. ()y\c

m kar;jilaln. aldn

tjj

kadnla

m yoksa

bir

cime/, hale gcldin."

Yine Ebu Yezîd cl-BislSmî yükselmeye varncaya dek

ki bir

^le

(rb.a)

«^«^tll

der "Bir adama, havada

kc-amellcr verildiini görsen^br

Mle

nir. yasak vo had cezalarnm korunmas vc eriatn yaanmas hususlarnda nasl da\

A^lfö^

randn

K

görmedikçe ona uymaym/,!"

tibu'UHavâjI (rh^aJ ise

and etfcn kîmscnin amcH Tasa\\Lir orhah

:^">yle

b'ivçok

hadis ihnindeki sernayelcnnin

/ayf ve

miinkcr"^'*

hadislerin

clc^lirilcbilir. Öyli' ki

a/.lndan ve

birbirinden ^irt ©inlediklerinden

"sahih'

ile

onlann onlarn

/ayl hadisi

dolay uydurma vc lusdsz hadisler

ktîltirlerine girmilir.

M(!c:hcdo: IslanTn

ck

uymaksiiçn

Intillr.""^'*

nc/dindc yaygnlk ka/amnas atksndan

onlarn

der: "Sünnete

hkM mMsc

iioIlti evleri nels-i emtnvvc vüklcvet>nlîî sa\a^nKikir\ Miicahedc: tuk\u sahibi olnak ^'in \c islikaniLi ü/crc ol-

isictliöi,

/ur

mak vc itUai yolunda virnnck ü/crc yaph, Ituna tore nUeaht:di.\ slam'n omirkrie \\m >larnk riay:l olnck vc kalbi lemi/ tulmak için nefsi di:siplin allna alma esasini* ^3^if. ft^f îîr, Söle^fi^ Ulmk, a-g.c. s, ['^

hn KayyiL

McdarLu's-Salikîn- Il.4fi4-46S

Miinkcr hadis: Kavinin muhalclctimfcn ^îckiUcrüi; laril

ediimilir

doan

bir îaytr hadis <^dMi!",

Çiidi


"

1

SOoni^Mmad? Yöntem ""

ite bu. onlann

oldukla

0i4fl^

fakihlcrin

I

-hir

I

.

.1

--

T

I

l

t

iT-

-

^MM

|i. f

j- .

.

noktaya kadar- ilim ehlinckm dier topluluklala

bir durumdur.

kendileri

.1

bile

Hatta

fakihlcrin

kitaplar

ve bizzat

korunamamtr. Niickim

hu durumdan

"rt^

Tahkik", "et~Tenkîh", "Nashu'r-Râye". "Telhîsu'I-Habîr" \e bunlar gibi Lahriç kitaplar

Burada

buna ianklk etmekledir.

hadisçilerc

düen önemli

g@rcv, bu topluluklarn kitaplann

makbul olan

tenkil sü/gccindcn geçirmeleri,

edilmeyen) hadislerden ve özellikle dc uydurma rinden ayrt etmeleridir.

Çünkü

birt;ok âlimin

-birtakm artlarla- vaaz, rekaik (kalbi

dis

merdud (kabul

hadisleri ile

asdsz olanlar

dc lx;irtlii

birbi-

gibi, /.ayf ha-

incelikler) ve benzeri konular-

da kabutcdilebilir.

le

(ö.

Hâfz Zcynuddîn el-Irakrnin (ö. 805/1402). mam Gazzâlî'nin .^05/1 III) *hyâu Ulfmrd-Dîn''^'"' adl kitab üzerine yapm oldu-

u

tahriç

çalmas

böyle bir

çalmadr. Hâfz Zcynuddîn

el-Irakî,

ümm iki ktapU tahriç etmitir^ "Büyük" olafu, heni^ daha bad(mmW' *IIN<âk^ &m\ /tyâ'ûn geçen hadisleri "büyük" vc "küçük" olmak

baslm

"eP-lhyâ' ie birlikte haiyesinde

ise,

Bamli'l-Es/ar" adl kitaptr. üphesiz

ki

bu

olan

kitap,

"ei'Munt

m

oldukça büyük bir

hizmet görmütür.

ksm suflcrin clciirilcbilccek yönleri dc hadis imamlar, hadiç^ini /^f ^rpjer veya "asl j^kâur" ya da "uydurma bir badîsBir

^ th*''

hih"

^seîer

bile,

görme

surUein böyle

îd«M^r. meVfm

idim. (mahlukat tarafmdan)

malar

için

bir hadisi

onlatdan

tannmak

kcf^' ve ilham ^k^h birisi,

istedim.

"Ben

Bu

'sa-

gizJi hir hattfte

sebepte beni tan-

maltlûkat yarattm"-^- eklindeki ("sözde"

bir

hadisi) I

( J

....

Bu eserin. TCirk;o"ye çeitli tercümeleri yaptUntif. Kef: Tasavvuf silahnda: dorudan ve aracsz Allah'tan alnan bilgidir. Bu bilgi, ya ilahî hilah iitmek ve dinlemek veya gayb âlemini görmek sureliyle elde edilir. Prof. Dr. Süleyman Uluda, ii.g.e. s. 310-31 lhan: Tasavvurjsulahtda; lejy. yoluyla kalbe gelen ii/cl bir anlam ve bilgi. Kalbe ktmaftlil^^lîk hissidir.

Düünmekle kazanlan

et-Tal3k suresinin sonunda yer alan

hrakmamakladr: "Allah, yedi

116

bir bilgi deildir. Prof. Dr. vSüleyman

Yüce Allah'n

u ayeti höyle bir habere ihtiyaç

kat g(^gü ve yerden hir

o kadarn yaratandr. Allah-


Sünnetin Önemi ve

öyle demitir: "Bu

"kudsi hadis" içerisinde getirip

mmUun

le hu.

Ömmclin

senedi ve metniyle

ölçüdür.

itam^Kjm

ilgili

Sâdk

icma

âlimlerinin

kü hadisin kabul veya reddi

sel bir

kef yönünden

'muAh' deilse hile. hizc güre

ile

Oluu

Delil

hadis, scncd biikjsahihtir!!"

reddedilmi

bir sözdür.

Çün-

âlimlerin koyduklar kriterler, hadisin

i(;in

konulara ö/.gü öMlcrdir.

kimseler ne/dindc bile

Ke^ac,

sadece kii-

keim dorulukludan emin

bu kei' crhub olduklarn iddia cttenl^inkine nasl

gfive^

kef iddiasyla Allah r/m vermedi^ haldc^ din k^mun^ l^n^@rte gte Im^m MMh*m Immm kldm heltl, heiai kldrithttfamkMartft. Bger hu kap a%ilii^, tasanlar

nilebilirî?

Nitekim

tabii

mam Muhammcd bn

lâkihlcrden

öyle demitir: "snâd dindendir.

îrîn

Eer isnâd olmasayd,

(ö.

1

10/728)

dileyen diledii-

ni söylerdi."-**'^

eyh

Kbu'I-Hasen c-a/clî

kciRe yanllardan korunma bi/.e

(ö.

654/1256)

ise

garanlisi verilmedi.

aneak Kiiap ve Sünnei hakknda

öyle

çn

der: "Bi/.im

Bu korunma

garantisi

verildi."

I

L Sünnet, slâmî Hayat çin Detayl Bir Metot Çizer •

Sünnet. Nebî

Müslüman

ferdin,

(s.a.v)'in sö/lcri, Hillcri. takrirleri

Müslüman

ailenin.

Müslüman dçvlcut:k blûmî haym •

is^io

ve slattanyla;

Müslüman toplumun hayal ve

"«Mayii bir melal" is^crmektcdir.

kur*an'hlCerîm. genel kurallar

ile külli

prensipler

bif

^f^m çizer ve gerekli eûî^'î h0kQn^^ fsam Örnekler

ler

ortaya koyar.

koy^^ genci

Sünnet ise. Kur'an- Kcrim'in mücmel (mânas kapal) olanna detayl a^klama geiirir. müphemini atmklar ve yönlendirme atksndan uygulamal örnek-

111

her

lalt'n

eye

kadir

uklyuu

ve Allah'n her

eyi

ilitnle

kualün

içerir.

biincnb ^-n Al-

emri bunlar arasmla iner durur" (cl-Tulâk. 65/12).

Ciirüldiiil ii/crc âyel.

nahlCkatn

ymul^ gayesini.

Tm ^pmt&dt^ öHrak belirlemekledir. S» ö^^mm i<^R hfcz: Alîj^'y'Vfâ

m

Sclâü. el-Makâsd'l-Hüscne.

s.

TeynNve. r.hâdîsu'l-Kssâs.

(.^1:

'let>î/.s

Allah'n isirlerini \e slalla-

t^^I^N^'î-Mcrtta.

M7: Mlûnt Kcli"l-Ham\

II,

tmy,

sfe

|bn

s,

Suyûlh Lt-Diiren (BÖ): Ibnu'd-lîiyba'.

ot-

122: Kermî. el-revâlU. (K() v-l

Müslim. Mukaddime ^

117


Sünneti Anlamada Yentem

Yani Kur'an anayasa konumunda. Sünnet

onu açklayr|i ^nm-

îsc

layan kanun vc yöncimciiklcr konumundadr.

Bu

sebepledir

ki

siinnciic:

Resûllerine. Ahirei gününe,

Yüce

Allah'a, meleklerine, kiiaplanna.

hayr vc crriylc kadere imann

lal'silaint

da

hulmaklay/..

Mükcllcncnn r)lümündon sonra kahirlerinde

karlaaca

sorgu

vc imlihiindan itibaren, nimcücr. a/.ap. dirilme vc yeniden verilen haya-

ln korkun; yönleri, büyük claatlcki durum, amc! denerinin

ilahi

huu

hesap ve

alnp açlmasumiif^nlarn konulmas.

siîmiMJ

i/.lcycn

kurulmas,

Ai^bUn todi.sinc tiM^imlere: ccnneue hiçbir gü/ün gdrmcdii,

kuM^ ^&fEi@(fip

ve manevî a/ap (.eilien

knda

^teK^^@e^

ve hî^Hr insann kalbine (hatnnal

Tnetter fta/îrîîOTiastndan. kendîsinc isyan edenlere ise

hiçbir

cehennemde

ni-

hissî

tu/rlanasna kadar hülün Bcr/ah hayal hak-

sünnci âdeta gö/lc görmü»;esinc detayl bilgiler vermitir.

Müslümanlar, gayb veya "scmlyyât" (Ajlah vc RcsÛlü (,a.v)'în hahcrtet^fte)

^ nlmîd He

îfgili

hm^T konulüitb olduu

(s.a.v)'dcn sahil olan sünnetlerle delil getirme

Hevasndan konumayan vc ma^^um

hMim

'mhih'

akaid

IsSer

îte ilgili

inanmas da htilaf

edenin kâfir

m;

aUluu

k^m^; ile 11^11 olsun, onun l^l^to nanm her Müslüman^ hadisin

kanaaline

olsun, ister amel

ise

ancak slâm'a giren herkesin inanmas istenen vc inkâr

olacana hükmedilen

akaid esaslar hakkndadr.

olmu

hu sebepledir

ki.

todundan aynidkiarna Ehl-i

Sünnai Câ^fmdan

konuîan •

irtkâr

vc

Ehi-i Sünnetin

vp.

çounluu;

ic'vil

çsasla-

gölürmcycn

me-

hükmamiierse

d^

bidatlere dütüklerine

\sahih' hadîslerle tespit

etmelerine

Mule/ilc. Hariciler

gü/elliklc lâbi olan kimselerin

edilmi akaîd

ile ilgiif

^men onlar tekfir ctmcmîterc^.

Yine sünnette: namaz, zekât, oruç ve hac

malarn özünü

118

kai'i

Bu

bir nassla tespit cdilncsi gerekir.

dier frkalarn, sahabe ve onlara

ha/-i

olan Nebî ls.a.v)"dcn gelen bir

Kyflan ve müicvalir sünnet gibi. delâletleri

te

ihtilaf ctmc/lcr.

gerekir.

kctîin olarak sabit

ve

hususunda

gibi Rcsölüllah

temsil eden dört

büyük

gibi

dinî uygula-

ibadetin tafsilatn bulmaktayz.


'

Sünnetin Cnemî ve Delil Oluu

Bunlar

kesin lar/ olsun; günlük

isler

umî^u

he

her yi vc her üründen vcrilmo»)

vc

/.an orucif

bir yol

vc

ccincfc

ister

vakit lar/.

Cuma

nama/, her halla

&lm /jekH*

bulup güeö yetene Ömründe

her yl

Rm-

bir defa Kâbc'yi hae-

bunlara ih^ssten nafile ibadetler olsun, sünnet bunla-

nn hepsinin lr^Vîhrtm ortaya koymutur. Örnein: namaz

Mümlerinin va bahiarun Im^ok

lîîHUU/la il^iil

Hmm

gdriirü/.

mcstter üzerine

mn.

iincesi

yapla

/aman. sünnetin

mmnn

mesh ctfiK;k*..^M Wr^fc^^(ste beratefftî^i ve htamiâ, Vîfkîtlerî. rckU saytlan. nasl

nmm

yupilaeaklan. ikünlcri. siinncllcri vc t)nu b>/an îjeylerin

hunlann

lav. olan türleriyle: revalib sünnetler

olanlar

ve

olduunu teyemmüm,

hadisle dolu

temizlik» ahdcsi. gusül.

mmm

krnm.

baktm/

bir far/ ibadeie

kalkp

geceleri

ibadcllc

ile"'^"'

açklanmas,

viir gibi

geirmek, kuluk

mückked

nama/

gibi

niickked olmayan sünnet türlerinin açklunmas. yine t>nlyrda« (»îSSlle

UUnanlar

klmmîî^lm'it* Bîiyram nama/lan |h senede

ile

bir

veya ik

güne luUlmas. yamur ikileme gibi te lariht istihare nama/ gibi özel sebepler dolaysyla klman na-

üela edil edilenlerin, sebepler veya

ma/larn açklanmasna ^aflf

katlar hepsinin

detay sünnette yer almakladr.

yoinc getirildikten sonra taunlar dnda clnck anucyla yaplan ila\e ihüJelc denir. Naille naina/lar

naitm/.: lar/ vc vacip olan iladci

Uîiln» lî»/la

scvab

cltlc

Hkvtsk ikiye iiyt l r;

Rfvatib Sünnetler: Bir vakti bafc« ifâfile^ naiîS^m ^€«lr» femtâf. bclfi hir li/cn \l- i-rii]: içerisinde be \aKit nana/f:rla birlikle kdndg için bn ckild*?' adliHKrtlntn-. lînlann ba/dan miiekketl \l' ba/lan da tayr- miiekkcd sünneliir. 1.

Hanelilere

ürc

sinnei-i miiekked olan naille nama/lar

nüekkcd

ksaca "KÜnnet"

diye. ^^ayr-i

olanlar ise müslehab" ya da ncndub diye aüiandnimir. Sabah, oyli.va%Mîu eutmttrtt »îüâîâf/nn sünneller ile valsnn son .siinncli müekkcü sünnettir,

feiimtyaift

mückked

'

ayn^ vam tama/mdim lii

'

'

tmdeiKir. îkindi

attm klnan t^vih

nama/mn

sünneti

ile

yats

tm^m

nama/mm

#

sünnct-i

ilk sünneti

hi

gaM-i [nickkeddi, 2.

denir,

lU'îiâib Sünnetler: l-îunlar.

Kcvatib sünneller

dnda

kakn dier

naille

namazlara

H/. Pevüanber'in uvizalanalanna dayandarak belirli zamanlarda

veya baz vesilelerle ya da kiinin kendi isteiyle liertiangi bir zamanda Allah'a yakmlüm^ suvab fcaanmak amacyla klman nma/lardr. Bunlar, gönüllü i^as* tes^fiiintlcn klnd| *^tmmt namadar** (gönüllü namazlar veya ar/tv^. bal namazlar) olarak adhtndmlr. Tciocl^ lonMuk (duha>. üvvabin, iahiyyctn'i-meseid. abdestten sonra klnan namaz, ynleulua çkla ve yolculuklan dönüle kdnan nama/, hace namaz, istihare namaz. Icvbe nama/4. iC'^ih na-

m

^

ma/. yamur isleme namaz, kusul ve hüsul namaz

jihi.

119


SÖmeti Anlamada Yöntem

maHann ti»

tie:j^man ve kîmlefc

Ayn

eyler oruç^

te sünnet Bu

ftenlduuna açklama

detler,

bunlarn hepsinin hükümlerini d^f^f olarak tek tek or-

ki

yaklak dörtle

bir

Cöm** adl eserini

olduunu

Yine sünnetle, detayl

i(;in

O

Kuran okuma

f^ft

zdd

ektde

bir

ahlâk

ki:

olanlar da

da.

**el-

ahlâknn yönleiKfTme-

\Mft\

Allah. Resulü ls.a.v)'i bu ahlâk tafaziletli bir

ahlâk"

'insanî

davranlar

olan

ile ilgili

ile bitirmitir."*^^'

hayaln ancak kendi-

i(;crmcktedir.

hmu^ îmnnt ubel^lmlau, mtainksm

onun

ibâ-

bize gösterir. Nitekim Buhârî

göndermitir. Bu ahlak,

gcr(;cklcccci

siyle

dualar vc

böylesi bir hadis

crini de bulmaklayz.

bu

bunlar da ibadetlerden bir bölümdür- sünne-

ki

onlarla nc kadar dolu

mamlamak

kaplamak-

bir yer

kadar yet tutmaktadr

zikirler,

eklediimizde -üphesiz

oldukça büyük

Bühârî'nin "el-Câmiu'sSahîh"]^"^ gibi bir kilapia

Bunlara birde,

lik.

getirdiini görürüz.

hm V@ umre için de oylçnileçekUr.

ibâdetler, sünnet kitaplarnda

Öyle

ladr.

net

farz olân miktarlam, zekâr

koymutur.

taya

tin

bitinte verilmesi

ni^taplanna vc her

Nitekim

sün-

Ayarken,

faziletlerinden

mûnalkltk alâmetlerinden ve münafk-

miIlfkksM^ ^ymakiatfif. Ba

doruluk,

ll^rfî

cömertlik, ccsuriuk. vefakârlk, hây^. incelik,

güzel davranma, alçak gönüllülük, sabr, öllte

acma,

annda

güvcnit*-

adalet, iyi vc

sakin davranma.

gü(;lülük halinde alTcdcbilnc. ana-babaya iyilik etme. akrabalarla ilikileri

devam

komuya

ettirme,

ikr4m etme. yctjmû

düküo

lulîvîeyi

vc

yolda kalm kiiyi gözetme gib birçok faziletlerden olumaktadr

slâm ahlâk, dircbilcccimz

Hlâr in

ruhsal hayal (Ju^iluran "Rabbani ahlâk" diye isimle-

u

içermekledir:

faziletleri

"el-Cânî'sSaiîh"

;kIIi

JfaAfAi Y-JStf/^/f " îKy lüinuhlasur

SubHmaOâhn-azîm"

(Altah

Î20

5X.

Ayrca

bkz:

Bhâri

Ona

lürarmdan "SafretH'l-Kârî bi htsâri

yap Imlr.

icsMSt ve hafflstbdcfttt.

etlerini) so/ii: dile hiilf. iTii/aiK:

TcvhK

eseri

Yüce Allah' sevme.

aör ve

Dccivâl

6.S,

Büyük nlan

Ralniiin'; sevgili

Eynan

19;

iki

AlW tt^ffi

kelimedir" (Buhârî.

Müslim. Zikr^l (2694)

).


'

Sünnetin Önemi ve

kar

ytinclmc. O'na icvckkül cime, O'na

olma. rahmelini

ihlâsii

hükmüne nzu göstermi^

it/^hndan ki}rkma;

O'nun dosilann

ol

dümanlann düman

dost.

çokmc. insanlarn yanndaki dünvalk

kalndaki ecir ve

la/iletlere

rahel

Oluu

umma,

yeilli muHbcUeFe^imtihii-

MiiH sabretme, nimcilcrine ükretme. Allah için sevip ritîîc.

Delil

gibi

AUtt i^in^Ng/

edinme. Iaramlardan

eylerden kut,'mp AÜah

eline gibi tasavvur

erbabndan sadk

ulan kimselerin (i/en gösterdii ahlâk ve makaralara kadar daha birçok

mW

H^si (itimakladr. Bu iiüicUîr^s

"T^ynf.

ite bu

ahlây^an

hosuskrdîî seni kim gcJtîrirsc, tasavvufla

senm CT-

Yine ayn ekilde sünnette. Müslüman kiinin günlük hayatyla

• ilgili

§4wte *temi§lcrdir:

slâmî edeplerin larsilaln da hulmakiay/.. siâm ümmetinin

ortak

/cvk vc ortak edebi bunlardan olumaktadr.

Bu edepler eve girmek

ise:

yenc-içmc. olurma-yürüme, selamlama,

i/in isteme.

i(;in

Liyuma-uyanma. giyim-kuam.

susma, toplanma ve ayrlma

âdab phi

«yeilli

edeple

ilgili

ziyaret.

ktmuma hususlar

vo i-

^ermckledir.

Ömein, Müslüman liyie

yer ve

Allah'a

i(,'er.

hamd

AfBt

î!(*ftrti?î.

önünden

yer.

an

bir

fte^^ sün»^«u Müslüman'» ^alük j^iiiB*^ hakekilde bcfîrlcnfl% ;to5^k edepler ortaya

MOsTÖrnsm ttîpltmu.

^er iofrîumteffdan

larn nrtak âdetleri hu edeplerden

liina

ferde,

la^^Uracak

Ikm

bams/, bir kiilii dc

gelir.

^sn MSslöît^n-

Yine hu edepler. Müs-

zar, hffrudft $^v»^{fi

zor-

kazandrmakladr.'^*'^

Müslüman Muhammcd Eiscd'in '*cl-Islâm kil;hnda kdmyla ilgili kymetli bir bcHüm vardr- Ya-

sc;cn A\uslryal

alâ \fijientki*t'Tânk^ 'A\\

biami

h£f;f^mtfdrî

mmA, MmHimmm ki^^mto ^

wMn

salam Wr

timt ^M^Ree v^rçcvcsindc açiklamur. YiB^ ö/güriik çgrlkanlanna cevap vmcklcdir. Çünkîi ö/gürlîik ^grlkanlan

Usittnl^iîdckî roKinl htmunlii

meydana

ayrt

ko^munu

görünüte ve tecrübede hakalaruca asimile edilmeyi

ayrt edici

llidyclu rrip

Yüce Allah'm ismiyle yer-içcr. sa cyeme/, yemeini yedikten sonra da

eder.

^dy@

knda dcJi^h

bir kii.

hyfii. "fnsiinn

s;

s£>I

cliylr yenesini \c

ksnin

site

veya MTa iîcclik vcmie^

sinin nc deleri var ki!" diyorlar. Allah onlara hidayci versin.

121


SlnnetiAnlamaEdaYdRteff)

Yîne ayn ekilde süntK^lc;

kurulmas

^\\\\ ddayl

için

aile

hayatnn salam

bir temet Ü/^rine

bulmaktayz: Kantoca arasndaki

bilgiler

devamnn salanmas,

ilikilerin lO/cnIcnmesi, ailenin

kar ailenin korunmas, muhala/as yönellilmesi, uyumazlk ve boanma meydana

bozacak ve y-

kacak etkenlere

i^ln gerekli vesile-

lere

geldiinde her

tarata gereken eyler...

clc^ m gü/cl bir ekilde sc<;il-

Yine sünnette;

mcsine. dünürlük ve hükümlerine, cvülik ve âdabna,

üzeHpdGk h^^lm-^J^

k»nm hanm

hffeîîmlCs, (Wrtn«f

da

ikinri

iki

kadnm

kocast

üzerindeki haklarna: b<î!^Bi«öâm1

boanmadan

iddcl."^^ ilâ."^' /.har^'^' ve nafakalara,

sonra evlilie) geri dönme,

çocuklarn annc-baba üzerindeki

haklan, annc-babann gocuklar ü/erindeki haklar, cvicnilmcsi haram

olanlarn haklan, baha laratndan akrabalarna

hukuku"

kar

haklan...

"Aile

"Ahval-i ahsiyyc" ya

da "slâm eriaU" denilen dier haklara kadar hepsine çok önem verdiim giirürüz. Yine ayn ekilde sünncilc: Müslümanlar arasnda veya Müslümanlann birbirleriyle olan muamelâl ve sosyal ilikilerle

bulmaklayz. "Muamelâl"

ve me.

ve

liearî

ufa."'' vâkf,

mn

vafiiyci.

kümlerde olduu

lkhnm dayanm olduu

mH)i\s^^ kira. emanet.

had eezalar,

kiKa.s!^B*>

ilgili

birçok

al-vcri,

Wal^,

hüküm

hib*^ borç

havale, R^te,

f^îtliklcr ve benzeri hü-

gibi.

Yine sünncilc; yönetim, malî. yarg ve

ben/.eri ilerde, yönelenler

yönciilenler arasndaki ilikileri düzenleyen hükümler vardr.

ile

te

lamlulan "Yolamt Ayrl Noktasnda /.v/a/H"üd>la (simhul 1982) iürkçc yc ka/andrlmijir. dilei: Hr erkein veyu kadnn evlilik sona erdikten sonra helli hir süre bakasyla evlcnmcyip beklensîde htth»}aatandr. hWL ikiye aynlr I, Eft^Hn iddeti (ddct~i \m\l % ^^m)mam&C\ i\ââ>M ntiâtn. lâ": KcK'ann eiyle t insel least yemin, adak veya bir ana haglyarak. helrll voya helirsi/ hir süre kentlisini bndan nenelmesi anlamnda hir Isirui hukuku terimidir. Yemin ederken .süre belirlenirse, bunun en a/ diîr ay ulma.M gereklidir. (MhanitiL-d

fîscd'in

hu kitab. Mayrcdtiin Kiiranan

)

^

'

Ktnuyla '

^

ilgili

Kur'an- Kerîm ayeti

Zhîir: Kir kimsenin

fifae îsc:.

i(;in

"sen bana

bk/: Bakara. 2/22f-227

anamn

.srl gibisin" diyerek,

onu kendisine

|ftil%M^^ ^JB S^afimâk^il^^ etmek »nlîtmmifBmd^ir.T^in »krjk

satlm

olan bir akan

k Imaks/n sal 122

karsna

belli

artlar dahilinde müteri veya bayiin

Uyan ü/crinden üçüncü

bir

r/asna

ba-

ahsn cebren temellük etmesine denir.


MMin önemi 'm-Siyâsettr-er'^^*\ ••0'Bmvâr\c

r k^mt^

hu

Olu$u

el-Harâc'' vc hcn/cri kilapJa-

barla vc

iliîjkileriiiin

i,vr(;evesini

"CiMad" lkin

Uu.

{;\/.cn

levlelier arsntlaki ilikileri ile

hükümler de

\mW i^sym

Müslüman DÎnayanlann

al

kurilmulr.

"S'yer" veya

^le

vardu-.

slâm Âlimi AhmcU

Hindisiynl

ismiffe bilinen

dier

rX'\leti ile

savakta Müsiiinunlar

(lii/onlcyen.

Vcliyuilah Dihlcvî b.

Abdurrahîm

(ti

mtteeefiMm^Hâliii'^''^ adl csi/ kiabmda sünnetin

Mtün vönlcrinn srlarn

at;tkl:maya ö/cn tîöslermur.'

Sünnetin Getirdii

i.

Delil

tür hükümlerdir.

Yine sünnette. slâm

nWÎ7ra

ve

"

atsilatn Miktar,

l

Konulara Göre Farkllk Arx Eder Zikretligini/ bütün

avn miktarda lâllaki Liih

deildir.

bu yönlerde,

Oneüin.

deildir. Yine aile

olduu

gelirmi

stlnnelin

nuane-

ihâdeiler hususundaki lalsilal.

ile ilüili

ilerdeki

lalsilal da,

lalsilal

devlel ileri

gibi deildir.

nsan hayaimn (*/Ö sabitlik \e

gibi

leri

olduu

lalsilal

daha

îbâ^lcr, ahlûk. edepler ve

île ilgili

devamllk

aklr.

aile

mesele-

o/ellii olan ilerde, sünnetin getirmi

Böylelikle insanlarn hevalur. bu tür ilerle

«yalanp elenmesin ve her an

deiim

riizgârlarnnn esintisine

kaplma-

sn.

Wmel1m. -siyaset, yarg, açk ise

iefâ

ve ftöni^ ilerde olduu

ve elasiikilik (i/ellii olan ilerde sünnetin getirmi

bo

daha a/dr. Bu hususlardaki

sanlar.

alan.

gibi

dciirnt

olduu

lalsilal

daha büyüktür. Böylelikle

Allah'n kendilerine genilik verdii ve hiçbir güçlük

in-

klmad

bu konularda, onlar sklrabilccçk herhangi bir suretle ve uygulamalarla

/orunlu

kdnra

lendirdii alamhT. nc>i helâl

olmasmlar.

Bu

klmsa

Bu

eser:

o helâl ve neyi dc bir

ey

Mchmci Erdoan tarafudun chkik

ise

Nebî

tovf n

"afi^^ dij^c isim-

Hususta i*1yfc bir hadis gelmitir: "Allah kitabnda

O'nun sükût edip herhangi

Kil cSer.

Bu

cdiIniL-si.

haram

klmsa

söylemedikleri

o da haramdr.

ise "-aj

(alan) "(\r.

Tiirkçc"yL'(îst;tnbl 10'M)tercümc edilmitir.

mlislcrin lahrici. k;pat olan kelimelerin açklunmasi

gibi hi/mct edilmesi gereken kilaplann en onemlilcridcndir.

123


SitnHl AnldiiMdi Yöntem

bu

Oylcyjtc Allal'n

'^qflyeUm'*

(hogöra ve 9crle»t br«MiI«^) Allah bl^fr eyi unütmaz.*' Daha

0*ndan kabul edinil ttilcaliz sonra Ncbî (s.a.vî "Rabbin unutkan deildir""* âyetini okudu .

J^'

Meryem. 1^/64 Hfkim. cl-Müsiedrek. bu httlisin -sahih'

II.

4{)6'de Ebu'd-I)erdâ* (r.a.)'tan rivayci ctmilir.

olduunu

Hâkim,

#

Bîh^^î dc (H. 375)'dc hadisin 'sal^* da^ gOnitiac kîtttnunf. Hcyj^mî d^. Ma:mau'z-Zevâid. I. ITI**!^ fcft k;\deiTi^lir. Iîe//âr ve Tahennî de "el-M'ccnu'l-Kchîr"dc bit hadisi rvayel erni!;.!!!. Hadisin senedi, hascndir. Kavileri, sika kimselerdir. Yukarda geçen âyci ise. Meryem. l9/(a tiir. 124.

ftçlîrt^^it.


Sünnet-Kur'an likisi

3.

tr'a/M Kerim,

Ku

an'n at^klaycsdr.

^ kayna iilur.

ve

lÎLinLin

^üveneesidir. sünncie.

it^in

ksm,

tevatürle vc

büyük (younluu

hudisi vc gerekse

nein, koeanm

ve

evlilikien ümidini

.^irmtOT kü<çük hamile olmayan Kur*

hanmndan

Dnu^ar.

RaiU Hülilcto «^üornlac, te-

m'l Nr iiM^göö mm, Kut^^t*^ arantaei#m. bulunmasa bu tJefa sflftncte haklacaan üslermeklcdir. aneak, Kur'an'da dclfdeli

Çünkü sünnetin

ise Tlu'd haberlerle sahil

haogj

hay/dan \c

ikinci

Çünkü a(;klamimin mertebesi. a»;klananian Zia Kaf^îi'm lamam, hiç üphe edilmeyecek Nr ekilde

Gerek Muâ/

Bu

slâm'n

ise

gelir.

kesin tevatürle sabit olmt^tüf. SüiîHöl îse hîîyle cfeptfrr. bir

Sünnet

olarak ilibar edilmi^iiir. SünÇLÜfl mertehosi. Kur'an'n

mcrichcsindcn sonra

«ra

cialn esas

açk

Kur*an*da

olan hükümlerde ht'yle tkr. Ör-

hannm

da ki)easmdan

kesmi kaUn

ile

henüz

alaca

miras,

crgcftlik

k/n boanmton hatifi^ iddcUcri. kocas ölen Caka hanmn iddcli vc benzeri hMKar. Eer bu lür basuslar

aWa açkça

ifadö edilmiyorsa,

o /aman sünnete bavurulur. Çünkü

sünnet, hükümleri atmklar ve detaylarn verir.

dan akrabalarn miras, kocas

ölmü

hamile

Ninenin ve baha laraln-

kadnn

iddcli ve bçn/eri

hususlar buna örnektir.

Sünnet kitaplarn doldumn Hu feâ#toe

Mmn \m Mmsc. onlarn üç 125


Herhangi

1.

W

detay vc

agklama cklemcksi/.in, Kur'an'n ^ctircli

hükümleri destekleyen vc pekitiren hadisler: Örnein, anne-habaya

t^arp onlara kar asi olmaktan sakndran, akraba ilikisürdürmeye t^anp Ii:?kileri kopanaklan sakndran, kmuya

yilik etmeye lerini

çarp on

ikram cimcyc

duu

gibi.

Dorusu bu

rahats/,

Tcrîb (tevik cime) vc il'udc

ol-

olduu

hü-

hadisler daha çok. Kur'an'n gelirmi

kümleri onaylayp pekitirmekten

kssulun

etmekten sakndran hadislerde

baka bir ey gelirmi deildir.

lerhîb (korkulma), mcv'iza

eden hadislerden

çou

hu

ksnu

a*;kU^an ha^isicn Buda,

2. Kur'an'

Mücntc'Vm

tafsili.^

^

Örnein,

her gün

girer.

Kur'au'tto

umumu tahsis, ya da mutlak lakyid etmesi

ya

açklanmas

Bütün bunlar. Yüce Allah'n

n/"~''^

gihi.

eklindeki buyruu

için birer

<îiöerwi

vc nama/.n nasl

khnaeann

"Namaz dosdoru kU-

açklama saylr.

Yine zekâtn nisaplar, /ckâl verilecek mallarn neler olduu, mesi

l'ar/

boyam

ulan

da.

mikUiar

ia'sij,

klnaeak narna/n miklarnn,

saysnn

olduunun

fci

ve ben/eri ekilde öluf.

vakitlerinin, rekâl

ne

(Öüt verme) ve

\e /ekâim ne

Yüce Allah'n "Zekât da

/aman

lar/

verini/""

olaca

gibi

veril-

hususlarn

buyruunun açklanma-

sdîr.

Benyer eyler oruç. hm, h^^^m\WFt^ af-v^% fOl^lJmEl

^mt'/^-

hususlarda da s(iylenüblir.

ri

Umumun tur""*^'

Tahsisi."^^

zaman eer

bir

Yani Kur':n'd:t

\'-B;k;in.

2/4.1

el-Hakara.

2/4."^

^

'

(s.a.v)'in "Katile

miras yok-

ladisi gibi.

Mmfaim

'

Örnein. Ncbî

Örnein, Yüce AHah*m

'•BMnîsse ölBm geldii

mal btrakacaksii. anneye, babaya, yakn akrabalara uygun

k

kapal ifadulcn: sünnetin açkhk ve detay getirmesi.

Sünnetin Kur'un'duki genel bir iradenin

kupsamndun ha/lann. hükmün

dmda

llm^u Vtsc! bir durum vermfâi. '

'

TirnM*^ Ferâiz 17 (2109): hn MScc. »iyâl 14 (2645). Fc^z 8 Hüreyrc (r.a.)'tan. Oârimî. Ferâiz 41 (3078>'de Ali (r.a.)"lan. Kuylsi7. artl/, hir

126

hükme .sünnetin

belli .snrlar gclirmejii.

(27Wde Ebu


KiT'iin li'^kis

^i'r'''''t

hir

hiçimde vasiyci cimck. Alkh'lan korkanlar ü/crino hir horviur"

ayelindcki mullak vasiyete Nchî (s.a.v)'in "üt;tc

biri

vasiyci cL butmügU:-

lirgok hile" (nulicrckun alcyl)*^'* liatlisiylc üçle hir

lniKsinüc olduu 3.

nama/

lakal

omn

tmnndîi snr

gC-

gibi.

ey

Kur'an'm kabul veya rcddcimcyip herhangi hir

hir hususla yeni

"

hüküm

getiren hadisler.

ka/a cime/""'"' hadisi

gihi.

söylemedii

"Hay/. kadn orucu Yine kiinin

ka/.a eder,

hanmmn

ü/crinc

nikâhlamasmn haram klnmas, nine vc haha larulndan akrahalarma düecek miras. vuTa ile ilgili hükümler. iL-sL-[(lc duluy c\lcnihne>'i lunan olanlarn sül emmeden dolay da hala veya icy/csini dc

haram olmas,

evcil eeklerin, her lürlü yn'Uc-pengeli hayvanlar ile

lc-tnnakl kularn

hem

hem

erkeklere ve

m ijTcin

ellerinin

gümü

haram klnmas, alln ve

klnmas,

dc kadnlara haram

kaplarn

/iyncl olarak alln

sadece erkeklere haram kHnjTms. kabirlari

ise

yr-

m^^U e4inmc-

do\mc yapana vc yaptrana, saç cklcicn vc ekleyene, tea^ sâm vc aldrana vc benzeri eylere lânci edilmesi

nin vasakUttHîas. ^iîifiell^tfTKJk tf^n

ve bunlardan

N^j |*3ek

geta ^îid>vlwieki

ile

(s,a.^l"e

iliiai

de dedii ghi.

çelime/. Çünkü hunlar

konulmu

ortaya

ilk

birer le^ri (yasama)dir.

kaj^ ^cJiKk

cMiJck lar/

Yâim/ bu husus,

h üçüncü ksm hiçbir ekil-

olarak Nchi Is.a.v)

itaat

ise

haramdn

i^^lmcsi dcn^k decdHtt^ îyrörttrtiîl mim

sünnetin. Kur'an'n öntinc

hr anlam kalma/

ve O'na mahsus olan

'Kurana /ivade olarak

uygun olan hususlarda lar/dr' bir ilaal

itaat

etmi

olur""*"'^

iiaal

hükümlerde

olunmazsa. O'na

dümü dctzil

ilenilecek olursa orada, O'na

olur.

de.

O'na

Kur'an'a

mahsus

(i/.ei

buyurmakladr.

MMm. «ytâ T#î tmt^ Al^ttah AMj fr.a,f

licn/iT lat/la hk/:

Bulul Ihy/

104 CfO. 2(3): Tirni/Î. "rjlCrci

bn

ijclirdiüi

iiaa!

bulunma/. Nilekin \üce Allah. "Ucsûlc itaat eden, Allah'a

UuhSrî. Vcsâyi

64;

larafndan

Dolaysyla bu konularda Nchî

0\k. Blîsfcls bu. Altathii Rtj^lÖ <3»4.^ )^ iiaai ucrnek tlcmeklir. Kâcr Nehî (s.a.v)'c bu ksmda ilaalin

konularnda

hUlfömlei'de oldugLi gihi.

hn Kayyin'i

Allane de Kuran

5«enî

ibadetler ve gerekse muatcleler

\1;Vc.

"l

ahûrci

I

\'>

(6.^1

»;

20: Miislin.

Hay/ h?

llhu Dâviid.

')7 {1,^0!.

S:\n

Ahmcd

llanhcl. VI. 2.11-2.^2

b.

'6K (7S7):

Tahârd

Ncsfî. Hixy/ 17. S;ivm

127


Âlimlerden ba/lan. bunu. sOnn^in yasamada KuKan'dan müstakil

oluu eklinde görmemiler, kaideleri altna

Kur'an'a

ar/,

sokma vc

etmilerdir.

aksine Kur'an'n

hükmüne kyas veya onun

bcn/.cri hususlar gihi herhangi

Örnein, kiinin,

de nikâhlamasnn haram

kimmas;

hannmn

hr

cihcllc

onu

hala veya ley/esini

sadeec Kur'iin'n /jkiççi^i

kardei tek nikâh akma almann haram kümmasndan

yaplm

iki

kz

bir

k-

ystsuf.

Yine annenin olmamas halinde nineye miras verilmesi, ninenin anneye kyas edilmesi sebebiyledir.

Yrte, pcn<^ l^^an

m k^ann ^ilm&iMntn haram klnmam

Yüce AUah'm *»0 (Nebt), onlara ^f^ ^erî* haram kapsam içcrlshc fta*. Altm ve

olduu

gümü

kaplarn haram

kimmas

lise

ktlar"^"** âyetinin

da. Kur'an'm

kötülcmi

lüks vc konforlu hayalm içerisine girer.

u

Yalnz burada Önemlî öÎoti htsus vardr: Âlimlerin hepsi, sünnetin baz eyleri helâl, baz eyleri haram klabileeei. ba/. hususlar Tarz klabilecei, ba/. eyleri ise devre brakabilecei görüünde birlemilerdir. Buna ister, bazlarnn açkga ifade etlikleri gibi sünnete

d

Kur'£ia'4an Jiüsiakil gibi

bir

yasama .dcniisio v&

ona müstakil denmesin, netice "Kttr*»!! Variuat

Bu

iitbariyle

islerse tüerlcrinin

yapt

durum ayradr.*^^

Mnn^ tltîyaç Yökttr^ fddto

söylcnilcnJcrin hepsi

blmmu ^k^ orta^ l^ymakuuir: B^i

Yüce AUah'm "Biz sana Kitab ll«r jffçifct^...olarak Mrâik"'^*" %^te dayanarak iddia etlikleri 'Kur'aa varken sMnnete insanlarn.

ihtiyaç yöktur* id£k$, bizzat Kur'an'm da reddettii bâtl

Çünkü Kur an, "Sana da

zikri

(KurW)

indirdik

ki,

ddiadr. kendilerine

7/157 Bkz. Mustafa es-Sbâî, es-Sünnciü vc Mckânetuhâ IT-Teriî'l-sirmî,

el- A'ral",

s.

281-2S.5

Wm

(el-Mjel^fe^%kfeâ. fe^t> Bu to^sfe^ha geni bilgi için Hayri Kîrhaolu. fcta Dü^ncesinde ^iinu^, Ankara <^ulu Yiayntan, 6. Hask. Ankira 2002.

s.

117-214.

"'^cn-Nahl. 16/89

m


Sünnet-Kur'an likisi

indirileni insanlara açklayasn..."^'^ âyetiyic, Rcsûl'ün, Allah'n indir-

açklayKas

olduu

ResÛl'e itaatin de far^

olduunu,

tlikicrinin

itaatten

beyan ediyor.

Ayn

ekilde Kur'an,

R^l'c

itaatin

de Yüce Allah'a

çtlnkii

oldutmu açklamtr.

Daha imccdcn da at^kladmt/

gibi,

bu iddiay, sünnet vc icma da

rcddclmeklcdir: Bcyhakî (0.458/1066). senediyle

öyle dediini

rivayet 6t.mitir: "Bir

Eyyûb

adam. Mularrif

b.

cs-Sahliyânî'nin

Abdullah'a, 'Bize

h^is Jîa|Ue*â*P ^u^y»"» ancak Kur'an'dan bahsedin!' deyince Mularrif, 'Dorusu bk, mll^î Nn^U IC^m-m ^ioe bir bed@l a^m peinde W^. -t&MWM'^mâemk- Kur'an' bizd^ daha îy bite-

mm

nin bildiklerini istemekteyim' diye ccsv^^rdi."'*"*

Yine Eyyûb cs-Sahtiyânî der

ki:

"Bir adama, herhangi bir sünneti

haber verdiinde o, 'Bunu brak, sen bize Kur'an'dan haber ver!' derse ki

bil

o kii sapkur."'"

Ksacas,

merhum

dâvetçi

allâmc

Dr.

Mustafa

es-Sibât

^.

rW/1964) öyle der "'AITah^m dînini vc eriatn hükümlerini tam anlamyla bilen br Müslüman, gcrt^cc kar koyarak sünnetin delil oluunu inkâr edip slâm'n sadece Kur'an okluunu söyleyemez. Çünkü crial hükümlerinin çou. sünnetle sabil olmutur. Kr'an'daki hükümler ise genellikle müçmcl vc külli kurallar eklindedir. Aksi takdirde biz be Vükit namaz, namazn rekâtlarn, zekât miklarlarm, hac ibâdctlerinij ^t¥te»ll. muamelât

m ibadetlerin dier hükümlerini Kur'an'rn

ncrsSiîn-

de buluruz?"'"

bn Hazm (ö. 456/1063) (rh.a) ise öyle der: "Bu bâtl sözü söyleyene soryomz; Ölen namaznn (tarznn) dört rekât, akam namaznn farznn

üç rekât olduunu, rükûnun

u ekilde, secdenin bu ekilde

olduunu,

nama/4a Kur'an ^kurna ve selam vermenin nasl olacan, oruçta yeterli ve sgriaran ;£Gkatnm miklartn at^klann^m; altn, gümü, k(^, nasl olduunun açklanmasn, hangi tür mallardan zekât

"»^

""

alndn

ve

m-mA. imi Suyûtî. Miftâtu'l-Osine,

s.

35-36

SuyÛlî. Mil'tâhu'l-Cenne.

s.

35

Dr.

Mustafa es-Sibâî. es-Sünnel ve Mekânetuhâ

Mcklebetu'l-slâmî,

2.

f^-T^'l-slâmî.

s.

165

(el-

bask).

129


Sünneti An9m9da Yöntem

i\mm

fsktun miktanni; ArafaM vakfe

vaktini, MÜzdelife'de

klndn* ^tan lalamanm nasti yaptldtgm* ihramn

nasl

gunu ve Ihrâmda

îIîgîi

namazn

nasl oldu^

sâktniîaeak eyleri, Nrsîzm dînîn nasl kesilece-

emmenin nasl olduunu, yiyeceklerden nelerin haram olduunu, kurbanlar vc dier hayvanlarn kesilme ekillerini, had cc/a!anyla ilgili hükümleri, boamanm ne ekilde meydana geldiini, ah-verile ilgili hijküflileri; Taiz. mahkeme davalar, bir eyin kendisine ait olduunu iddia ^^ffl^^ vateflac* ölünceye kadar olmak j^lm imörlök afeft* sadak^^ ûMm fl^r îtrf^ifl ^îMteWtw«., lOJ adam Wiffl'm hufefeî^^î^. pipteîz ini, haram klan süt

a^a

^ a^l^

Cur'^'öa iiylc cümleler vardr

\mm^ Hâsl de, kendisine

vc sünnet

ki.

bavualacak yegâne kaynak, ancak Nebî

Eer

gerekir.

olduu

bir kimse. 'Biz

ahnz* dese, o kii ümmetin icmasyla

in

snda

bir

mMi

nam^s kîmass

rckâ vc

cek tbadcin cn

'Dolaysyla bu

zîlcr

hepsin-

(s.a.v)*dcn hadis

da böyledir. Ancak az

baancak Kur'an'da bulduumuzu için, zaruri

kâllr olu£.

olarak hadise

Artk o kipicnin. güne-

aa) kaymas ile gecenin kararmasna kadar kî zamn ara-

(uftkla

Bu görülü

cma

olarak yaplan nakildir.

saydaki meseleler ü/erinde icma

alm olsâk, o

te böyleSlî fe(WtülaNi

amel edeceimizi bilemeyiz.

ile ilgili

vurulmas

onlar kca^tt halleriyle

bir rekât

a/,

da ^hah vaktinde

genektrdl^'^

Çünkü bu

olm^ Vmm

bfr rekât,

miklandr vc onun fazlas

sö/.ü söyleyen,

ancak, ümmetin,

kan vc mal

kâl'ir

ysimsea

M

namaz

denilebile-

snr

da yoktur.

için bir

helâl olan kâfir bir müriktir.

olduklarnda icma cUii baz

ar Raf-

benimsemilerdir.

Yine i^cr bk kimse, yalnzca ümmetin îcma ^l^' hususlîm alp

hakknda nasslarm geldii, ama ümmetin etse.

o kii hu durumda ümmetin icmasyla

te

bu

iki

ihtilaf ettii

ask

öncül, nakli sünneti ve hadi.si

her hususu terk

olur.

almay zorunlu klmakta-

dr."*'-'

u

Yüce Alfc^m ayciîoe ^xm ta^m ^S^Sme^in (ufukla aksa) kaymam/fai* gecetrin kararmasna kadar nemm kl ve sabahm ^ur'art'm da (unutm^ kü sahal (namarj) Kur'an ' (melekler tarafmdam) gSfölâr. " ( cl-tsra'. i 7fi^R) ^ hn Huzm. cl-hkân, II. 79-80

130

0^


4.

Müslümanlarn, Sünneti Korumadaki Gayretleri

A. Güvenilirlii

Açsndan Sünnet

Sahabe -Allah onlardan ra/. olsun- döneminden beî MÖsîömarrIaf» sütnclin. gerek

"yasama" vc gerekse "yönlendirme" açsmdan

hayailarmdaki deerini vc yerini bilmiler, bu nedenle onu koru-

mada vc bakalarma lehli etmede çok özen göstermiler vc onu birbirNebî (s.^vX onlan buna ^yik ^iti; ini^ {^#^^^idir. "Allah, t^him sözütü itip de ©m Mle^en. sonra da onu

bakasna tebli eden kimsenin yü/ünü (kyamet

güttr) a|âtett.

kendisine lehli edilen kimseler vardr ki (sözümü bi/zal) iitenden daha

kavrayldr."'"'

Sahabe ler.

ilk

Maysyla

ijekildc

zamanlarda **g(iüslerde ^^berlcmcyi'* esas kabul etmi-

e/.berlemcye ve

nnda ya/ ya/mann da ve

baka

Mrs^anyla bcür^n^s^kr vc cn gü/cl bir korumay çaran dinî etkenin yan sra, arala:-

da güçlü

a/,

bilinmesinden dolay onlar bu ezbercilii, iir

eyleri rivayet cime geleneinden miras aldlar.

Tirm/î. Ilm 7 (2657-2658); bî Mlice. Mukaddime !S (2321; Ahmcd b. Hanbol. cl-Miisned. I. 437; Beâvî, erhu's-Sünne. I. 233-234; Humcydî. cl-Müsncd. (88); Sâlî. L'l-Müsncd. I. 14"dc Abdullah b. Mes'ud (r.a)'tan. Ebu Dâvud. tim 10 (3660); Tirmi/.î.

ln

7 (2636);

bn

Mâcc. Mukaddime 18 (230)'dü Zcyd

b.

Sabit (r.a.)'tan.

131


Nitekim Ebu.Saîd el-Hudt (r.a.rm da rivayet ettii l»alangçta Kur'an'dan baica bir eyin

(s.a;V>,

yasaklamt. Bunun sebebi

kar

fevkalâde ihtiyatl

lark

aym

bir

^rcçleri de

MtÜn

)mk^

Buna

Dahü soma Rcsûl

Bunun

.

Böylelikle bu

edemeyen kimseler

Bu

sebeplerden

Ncbî

Kur'an'a

gibi,

ötûril

bak^

ym

o merhalede

üzerine Abdullah

b.

Amr

ah

(r.a.),

adl

bir

it^in

unlara

i-

"esSâdka*' adl adama, hutbesini

izin vcrdi,^** (s.a.v),

Medine

devletlerin

ve bakalarna

bir

Yahudilerden onlarn sözlemesi altna

arasndaki ilikilerin

sakinleri

Yine çeitli

yazdrd. Bunlardan

bi/zal kendisi birçok yazlar

dine Sözlemesi" diye bilinen)

Mukavks

it^in

söz arasndaki

kendisinden iilliklerini yaznaldr

tanesi dc; Rnsar. Muhacirler ve

giren

sahabilcre

yazmna yöneltilmek dahâ uygundu.

sahibini ya^ik^^^ Yine Yemen'den Ebu

yazmasna

iki

m olduu

ilaveten, kâiplcr

hu^gauiHiyontu.

gayrcttcMn Mii^ân

zin verdi.

ile

yazlmasn

Ndsf

Kur'an hakknda, her türlü aibelere

olunmasyd.

edebilen kunscler

^ }mmmn.

ise.

gibî,^'^

snrlarn

ihtiva

eden ("Me-

mehur "vesika"dr.^'^ yöneticilerinden

Kisrâ,

Kayser, Necaî,

göndermi olduu slâm'a davet mektuplar da

böyledir.

^let^,

^^âllar,

ferâiz (miras hukuku^)

m ^netlerin açclm:^

hakknda kmh. Heo^O^ft'J'tn j^usm olduu

saMf^ de böyte^^

Müslim. Zühd 72 (3()04): Tirmi/Î. lm II (2665); Nesâî, Fezailu'l-Kur'an, (33); Ahmedb. Hanhel. ol-Müsned. M. 12.21.39.46 Abdullah suretiyle

b.

Amr

(r.a.)'n.

oluturduu

hadisleri bir araya getirmek

eser. *'esSahîfetu's-Sâdka"ö\r.

dis ifatVa^tmelaedir. Bt^

nuda <faih gent^ bilgi

Resuullah 'den iillii

lk

hatfis

için bkz:

kaynaklanndan

M. M. d-A'zâmt

Bu

birini

tik

eser,

KKH) civarnda ha-

tekil etmektedir.

Devir Hadis Edebiyat,

Bu ko-

h Ya-

yncilk. stanbul 1993

lm lm 3

Müslim. Hac 447 (1355); Ebu Dâvud. Mcnask 89 (3649), Diyât (4505)'de Tirmizî. lm 12 (2667); bn Mâce. Diyât 3 (2017). (2624)"de Ebu Hüreyre (r.a.)"tan. ^'^ Bu vesika için bkz: M. Hamidullah, slam Fey^mberi, 1. 18S-2I0, Yeni afak Buhârî.

39. Lukata 7:

Gsz^e^^lân l^ll^ Armaan. An»- b.

namaz

Hazm

tstfMIMm

(r.a.$*m dlinde. Re^lullah'tan kalan

^ me^^ vaf^ Bu

nektu|K

vakitlerinden, nasl ibadet edileceinden, abdest. ganimet, vergi, zekât, diyet

gibi husu&lîffdan bahsetmelUeydi.

Amr

b.

Hazm

(r.a.).

Rcüulullah'm mektuplarm


Müslümanlarn Sünneti Konmâdaki

(r^V^nes

Etaw^ Bciyr

kmTcrift

b. Mâlik'e,

Rcsûrun

koymu olduu

Gayretleri

zekât hü-

ymp göndermitir.'^^'

Ömer

(r.a.)

cnn knnda,

Utbc

da.

odaklara

h.

Fcrkad'a ha/. sünnetleri

salnm

yazmtr. Yine kl-

yazlm

hayvanlarn zekâdan

bir

sahdc

hulunmuLu.''^^

AH

y^mda da baz

(r.a.fm

hükümlerin yazl oljdugu bir sahife

vard.^"-'

.Yukarda ad geçen sözkonusu habeden ha/.larmm hadis

yasaklamJ^nadair haberlere

Kitabn

I^aha sonra ise

gelin-

Âie

yitirmelerinden korktuklar içindir. (r.anhâ),

Ehu Hürcyrc. Abdullah

Abdullah b. Abbâs» Abdullah b. Arat, Encs b.

sa-

ilk

sebebiyle Allah'n

Haüan

de dâhil olmak üzere,

dönemde Kur'an'a kiff çok Grj&n göstermelerinden tmm&in yapt gibi, its^lmn hadislerle m^gul olnutlan

o

ce; bu, onlann,

wQMm\â

yazmn

haille

Al

b.

Mâlik, Bcrâ' b. Âzib.

Muâviye ve dierlerinden

(r^anhüm).

Ömer,;

b.

rivayet edildii ü/cre,

MM&tîn ^tmasmn tsak olduumda KîTâk etnra'^/^^ Daha sonra hadis yazmnn alam genilemi vc tedvin dimemi

mhsâm.

gel-

mitir. Artk sünnet kitaplarndan bazlar, "Müsned'*\cr yani konular

deiik

olsu bile, her bir sahabenin rûf£^|f^ ^^f^^ hadislerin hepsinin bir

ar^^iTimes eklinde K^vin catnitîr, ^ein. 1.

Ehu Dâvud

2.

Humcydî (o. 2 19/834)'nin

I.

imam Ahmcd

Baz.lar II

üc lcni^i tr.

Hk/.

Bhân.

\.-

Hanbel

b.

^^el-Musned*"!

(ö.

ise akaid, ibâdetler, •

M

'

IJ

I

"W i

olu

|l

" l t"'

"

"

I

lâmu

muamelat, üdâb,

b.

bn

^

I.

ile birlikle

baslm-

un Külübi Soyyidi'l-Mürselîn. 48-52

.39.

erike

2.

Fayu'Mlumus

5.

10;

bn

.5.

Libas 55. Hiyci

Mâcc, Zekat 10

.3:

(18(X));

I.

%14

um

(4tm% "nmm^ Ahmcd h. Hahcl.

Tûlûn'un kitab

.1

2 Libâ.s 25: Müslim, Libas (2069): Ebu Dâvud, Libâs 7 18 05^5); l (I72I); Nesâî. Ztna 93: ibn Mâcc. Libâs

Hanbel. cl-Mü.sncd.

Buhârî. Cizye

siyer, rekaik ....

Rhu DfvcJ, Zckâ 9 (l.%7): Ncsâî. Zckâl

Ahmcd

Let'sir,

II

s-Sâilîn

Zckâl 33. U. 3?. 37. 3H.

vc

24l/«55)'in **el-Miisned'^ gibi.

uraluitiat rivyct edilip

hn Tlûn.

SVnin '*el~Müsned%

cl-Tayâ!isî (ö. 203/8

l, 6, 50. 51 Ahmcd b. Ilanbcl.

cl-Miisned.

Buhârî. Par/u'l-Humus 5:

Hu konuda daha geni

bilgi için bkz;

M. M.

cl-Müsncd,

I,

141

cl-A'z.ânî. a.g.e..

s,

29-161

133


Ocalbi tncdtklcr) ve benzeri bcllî bablar ve konulara

*^dft»#1^ve

lîla

«S'fine»"ler'^*' eklindedir.

Ebu Calct cl-Mansur"un Mâlik

Hnes

b.

(ö.

istei

179/795)'in tedvin

Abbasi halifelerinden

etmi olduu

bu

türdendir.

Bunlardan

ikisi

mam Muhammcd

Birincisi:

"es-Sahth"]û'n

se "Sakihayn" diye bilinirler b.

smail cl-Buhârfnin

imam Müslim

b.

Haccâc

(ö.

sK^ata Buhâri'finkine ^#i^n^. MetT naipleri tmkr^n ve bu da

1

.

256/869)

(Ö.

2.

Ebu sa Muhammed

3.

Ebu Ahdurrahman Ahmcd

4.

Rbu Abdullah Muhammed

b.

2^lMTÂym

''«^oÂâEf'Idir

yakndr. Dierleri

sahihlik

Bbu Dâvud Süleyman bnü'l-E'as

bn Mâcc

mehur olan u alt

Kur'an'dan sonra en 'sahih' kitaptr.

ki

ikincisi ise.

imam

"el-Muvatta'*' adli

kitab ve Müslümanlar arasmda "Kütiib-i Sitte" diye kitap

edilmi

tasnif

yurdu olan Medine'nin

hicrel

ile

göc

fse <l3t

cs-Sicistanî (ö. 275/8Î8)

sa ci-Tirmizî (ö. 279/892) h.

uayb cn-Nesaî (Ö. b.

Yezîd

(o.

303/915)

275/888)'dir ki kendisi

ismiyle mehurdur.

Ümmet

pek çok âlim '*el-Muvatta*'

içerisinde

ile birlikte

bu alt

ki-

taba çok özen göstermilerdir. Onlar ü/erinc birçok erhler, açklamalar

yazmlar, baztannm muhtasar

içinden bir

yapm veya

baz

tap%

CSmi': Nebi

konulardaki hüdislcrlf^

Tefsir, tarih

ve

siyer,

ft.

email.

MüslitTi'in "el-Cattiu's-Sahth'*\cn hu alad:!

Sünen: Nehi

göre

ta!>nil'

isnâdiatt

u S konudaki hadislerden meydana gelir:

Rikâk. 4. Adah,

"in

ilk

sünnetini olrluran hadisierin

edilmi ahkâm

derleme veya

kiti^jlan bir araya g^tinw^ter, yine

ppek aratrma ^pn^ardr.

(s.a.v)'ln çciili

denir. Genellikle

^

hadisleri seçerek

hazjflami|lsr,

metinleri üzerine birçok

~

takm

hadislerini ihtiva

7.

Fien.

amya I.

8.

ve

baz

ki-

^^^m

kitaplk Ahkâm.

getiren

Akaid.

2.

Menakb. Buhârî

ile

alan gelen eserlerdir.

yazh olduu ve fkh bablanna

»len kitaplara denir.

bg^M&tm^^l^fdtap»t^ Mâ^-

Hadis Eâ&hiyati î^tâo, bir kimbm, blf nifi ikinciden fazla olarak ihiva ettii hadiMerdçn bir araya an yeni cscrlerv "Zevâid Kitaptan" denir.

m

getiriliTHMii

soniKU öU-


m anlarn

V'J'J'j

B.

Sünneti Korumadtîki Gayretleri

Sünnet ve Hadisleri Elde Etmek çin Yaplan Volcuiukhr

sirm ünmcli zibi ilim cidc cimck i^in yolculuk yapm hl^-hir ümmet bilinmemekledir. Ö/clliklc üc hüdis ûlimleri hu hususla lakdire ayan yolculuklar yapmtr. (;,lar. ya c/.bcrlcycn hir kimseden veya kendinden daha iyi yaayan bir kaynaklan sadece lek bir hadisi Tarihle

dinlcnc ar/usuyla. deve srtlarnda ya da yaya olarak

gcn sahralar kal'

cimcüG en ^üml örnekleri sergilemilerdir.

kibarcn

balamtr.

am

lah

d

Örnein, Câbir b. Abdullah (r.a.). bölgesinde bulunan Abdulb. Üneys (r.a.)'n yanma gitmi, kendisinin. Nebî (s.a.v)'dcn duymaondun dinlemek ü/ere

lek bir hadisi

yapt

bu yolculuu lum

bir

ay

sürmüMr, Ebg EyyÛh cI-Ensârî de, Msr'daki Ukbc b. Âmir (r.a,)'n i^s^Aa gitmi Ut Müslüman'n aytunm gi/temeh^T^t^m^ ma^ hakfcflTda HesSIÖItah (s.a.v)'dcn iittiini naklet! Çünkü onu benden ve senden baka iitmi hiç kimse kalmad" dedi. Ukbe b. Âmir (r.a.). Bbu Eyyûb el-Ensârî' ve o hadisi nakledince. Hhu Hyyûb el-Hnsârî devesinin palann dahi indirmeden tekrar bineine bindi ve derhal Medine'ye ^er dondu.

m

Ym i^habedcn gitti

Ubo^û {t^^^m ^ma^ v^'m.^Ianea* mvk lâ^^a^ ^mek îb^e fsbn^an. Ben ve Ipmi^k. O hadis hakknda senin ts^vf^g t^r birisi.

Msr'daki Fudâiç

Mk

M. E^Mab

bilginin olabileceini ümit ederek saflkfbldim'

Abdullah

h.

b.

Mes'ud

hangi hir yerde. Allah'm

(r.a.)

da öyle

der:

"Devenin ulaabilecei her-

Kitabn benden daha

nu örensem, derhal ona giderdim.

dedi.''''**

iyi

bilen biri.sinin

olduu-

"

1^ Mdis iiylcdir: ^Kt« iJOfi^t^ tnüminin (yayp üü etmedii) bir aybn mmm> M\s^ hymm geiQnâ(^ f^^^Im) wm." (âI^r^ ^ KaiM.

^mu

MüsiK-d. IV.

bn

L'^.-'.

1.S9)

tTmiu BcyÛni'l-lm vc Fadlh. Dfrimî. Mukaddime 47; Haiîb. cr-Rthlc. s. 75 Ahdilbcrr.

1,

93-94

HiUÎh.cl-Kirâyc.s.4«2

135


Bu haberlerden anlaldna göre; malanmn

o sahabenin Resûlülah

sebebi, ya

iiimek ya da kendi c/berledii

hadisi

ezberlemi bal<a

birisi

olabilmeli çindir.

Bu

olmad

it^in,

bu

sahabilerin

(s.a.v)Men

bir hadisi,

ft^ iitmedii Mt

tür yolculiâc

bulunduu beldede

ezberledii bu hadisten lam emin

sebeple sahabe, bir aylk bir mesafede bile olsa,

hadisi es^berlemi olan

dier ahabnn yanna kadar yolculuk yapmtr.

Sahabeden sonra, tabiundan olan örencileri de hadis elde etmek

amacyla yolculukta onlarn konuda

dalnca,

Dolaysyla da

lm 1

bu

oldular,

seyah^ ye çalara da-

çeitli bölgelere

görüme yapmakszn,

götürmü

Resûlûllah (s^v)'n hadisleri

ile

Me etmedi' kc^ Mr i deildi

Tabiunun 94/7 2)

sahip olduklar ilimleri dc oralara

bir kimsenin,

sahabeyle

bilgiyi

ilgili

daha fazlasn yapmlardr. Çünkü sahabe, çeitli

.sahal'cdcn

bölgelere

izinden gitmilerdir. Belki dc bunlar, bu

büyüklerinden

öyle der: "Gerçeklen

birisi

olan

Îbnü'l-Müscyyeb

Saîd

(ö.

tek bir hadisi elde etmek için geceli gün-

düzlü günlerce yolculuk yapyordum."^^^

Hasan el-Basr?

110/728) de tek bir mesele için

yapmUr.

Kûfc'ye yolculuk

Ebu.fCLâb@

(ö.

iö.

Bm'te

"

14H/722) is% bir hacUsi

rt^y^edea binsimu^lme-

H

baka hbin* olmadan Medine'de üç beklemi ve aâam gelme de @na o hatfts îH>mmtur. sîni

beklemekten

âbî

(ö.

103/721) de

öyle demitir: "O verdik. Hâlbuki

hadisi,

adamn

Ebu'l-ÂIiyc

er-Riyâhî

ra'da Rcsjlüllah (s.a.v)'in

için tâ

(ö.

bn

Abdilberr,

ra7.

"'Buhârî, Tim 31

13e

ise

ey almakszn

402-403

sana

gidiliyordu."^'*'^

iiyle

den

"Bi?;

Baf-

bir rivayeti iitiyorduk,

onlarn azlarndan duyuncaya

olmuyordu."

"*Haiîh,qI-Kilayc,s.402

s.

Medine'ye

ashabmdan nakledilen

Câmiu Beyâni'l-lm ve

Halîb. el-Kifâyc,

herhangi bir

90/709)

fakat tâ Medine'ye kadar gidip bizzat

kadar gönlümü/.

onu

birisine bir hadis rivayet ettikten sonra

karlnda

bundan daha az

l^ltp

Fadiihi.

1.

94; Halîb. el-Kifâye.

s.

402


Müslümanlarn $$M)forumddaki

Tahiun neslinde onlar hadis elde elnnek

ckcn daha

sevk eden yeni hir

ortaya

^c\cn hadisin geli yollarnn cn

Bu sebeple labiundan almak yerine,

|u

kendisi rivayet

böylece

almak

ald

sn^d'^'^'^**

ü/.erc

elde etmdt di.

baka

bir

lahiuulan

o sahabinin hulundu-

o sahabidcn

hadisi

bir scnedle

'

direkt olarak

'^'^

^sÖMf

!f%lc

yolculuk yapmaya

tnuttast'

kendisi gibi

bmi

o df'menlcrde hadis

im*^)

b^^rdu"

rivayet

ûl^

eden

boteten

bu

kimselerin»

hadi?i

akitl^am»

ÇMO onlar da, t^ctli etkenlerden dolây. istiââa RcsÛlüllah

adma

(s.a.v)

Psâlfi

kimse,

sanmasn.

vi£

^

olan "Âli

birisi, hadisi,

etmi olurdu.

mm "Rcsûliillah

ksas

hadisi bi/v.at sahabidcn

kadar gidir

Hiç

gktL Bu

için

Gayretleri

yalan söyleyenlerin olabileceini biliyordu. Onlar, bu et-

kitaplarnda a^'ikUunlar, yalan uyduran bu dcccallcrin

kenleri

peine

dürmüler ve onlarn bu durumlarm ortaya çkarmlardr, tÜtckim

mam

Abdullah hnü'UMübarck'c, *Bt

ne olacak?* diye sorulmutu. Bunun ü/erinc 'Hadis ilminde outrîle olan kimseler, onlan

uyûmm Mster

ANuUah fbnüM-MUbtalt ayklamak

için

yaamakta-

drlar!' diye cevap vermitir.

Bmk^^

O^^^a a âllmlor hiE(^ km^llar k^apnt^âjt^ Hûlii aUtUr

mn

çeitli esaslar belirlemilerdir.

le

bu. "Hadis limleri" (Üsul-i Hadis) denilen ilimdir.

6%t^îklc konulan bu

kurallar, za-

mmU bîrviîk îfmrffetdcn olu^ eft m âm^$fâe Mf îlim haHne fdfttî^r. Nitekim bnu's-

mehur "Mkaddime" adl kitabnda tnlardan 65 ilim veya çeit saym, daha sonra Nevcvî. Irakî ve bn Hacer gibi âlimler bunlar ondan Salâh.

Muttasl: Her

h;ka

biri

l;ulis rivayet

kL'tdidcn tncL-ki

r;i\iylc

gtirüüp tndan hiz/at iiterek veya

silcriylc almak sureliyle rivayetle bulunan ravilerdcn meyda-

na gelen isnada denir. '

Ali tsnad: Herhangi hir hadisin ravisi ile

rivayet

eini bulunan mehur

ravîfiin

huftMtch^ veyahut

on *

i\7

ra\ iyle

hadis

kayna

olan Nehî (s.a.v)

imumlanndun

hirisi

tannm hadis kitaplarndan

arasnda

veya t hadimi ati

M

iîiyt#i

birinin musannifîne

anda

ulalabilen scneddir.

Hk/. Dr. Ekrcra Ziyâ Unerî. Buhûsu

fi

Târîhi's-Sünncti'l-Mücrrct'c.

s.

20H ve

devam.

137

*


naklctmilerdir.

N

Daha sonra Suyûlî ise. Ncvcvînin '^«rfi^^adl

yazd

Ü7.erinc

erhinde baka ncv'ilcr dc

ilâve

etmi

kita-

vc (inlan 93

ncv'c ulatrnulr."^'"'

Bu

kuraiUrdan

ilki;

bî (s.a.v)'i gören ve

|»ds3ihibîr hadisi

ondan hadis dinleyen

kahul etmemeleriydi. Ne-

bir sahabi

a\mm dnda,

öyle buyunfe'" dij^a kitmeden nakledecei bu

"Resûlüllah

hadis kabul

edilemez.*^'

Çünkü sahabenin hepsi âdildir. Onlarn adalelU olduunu bizzat Yüce Allah Kitab'nda beürl^i ve Kur'iMi'da birkaç urede onlan övmütür. Fetih suresinin sonunda oldt^ fiW. Orada Rabhimiz, o/cl olarak Muhacirleri, Ensar vc Rdvan Biatine katlanlar övmütür.'"*'

Ayn ekilde Resûlüllah otd^mu vurgulamtr.^-'

(s.a,v) dc, birçok

hadisinde sahabenin âdil

H erhi Takribi 'n-Ncbcvî, II. 386 \c devam. (Maibaatu-sAbdulvehhâb Ab<lullatîr,iEirteî hask. Kahire 1385/1966 ).

SuyÛtî, Tedrîbu'r-Râvî îîaâdet. thk.

Sahabinn tanm hakknda bfeK Höfe fc^-fiagtfâdî, i^Kif3yc fi llHöt-Rivâyet, s. 49-52. Haydarabâd basks; bnu's-Salâh'n *Wukaddimc"'snden 39. nev'i ile onuît furûu.

Bk/. 48. el-Feth. 29;

9,

e(-Tevbc.

1(X); .^9.

chHaT,

8-9; 22, cl-Hâcc. 58-59; 48, eJ-

Tcth. 18

Bununla

ilgili

olarak

fe^ÎJta^, temim

peinden

u

mehur

/ikreitnemi? yeterlidir; "nsanlarn en a-srmdakilcr, sonra hftnlann peinden gelenler, sonra da onlarn hadi.si

gelenler." flu hadis, .^diiliah b.

(r.a.)'tan birbirine

yakn

Bk/. Buhârî. Buhârî.

Mes'ud (ri)

w îm^

k

Hasayn

lafzlarla rivayet edilmesiyle multefekun aleyhtir.

ehâdât

9. Fezaih's-Sahabe I. Rikâk 7. Ryman 10; Müs^ 212 (2533)'de Abdullah b, Mes'ud (r.a.)'tan. Buhârî. Fczailu'l-Ashab I. ehadat 9. Rikîik 7. F,yman 10: Müslim, F-V/Ltilu'sSaMbc 214. 215 (25.35); Tirmizî. Menakb 57 (38.59): Hâkim, el-Müstedrek. III. 535'dc b. Husayn (r.a.)'tan, Müslim. Fe/ailu's-SahSbe 213 (2534)'dc Ebu Htin^ (r^^tan. Miishm. f-e/ailu's-Sahâbe 216 (2536rdc Âie (r.anha)'dan. Taberânî. el-Mu eemu'l-Kebîr. II, 285; Hâkim. çl-Müstcdrek. 111. 21 Tdc Ca*de

lim. Fezaiiu's-Sahâbe 210. 21

b.

1.

Ilubeyre |r.ü.)"ian.

Bunun

i(,-indir ki

Suyûtî:

"Bu

hidis. millevatire ben/emektedir" demitir. Bk/.

Münavî, Rtyzu'l-Kadîr irhu'l-Câmiu'.s-Suîr, III. 478^79. (Dâru'l-Ma'nfe basks. B^ftrt YiSfe Sahîhu'l-CâmuVSagîr ve Ziyâdctuhu. III. (^283 3288.

t»t97^ 3289. 3290. 32^

Nâsuriddîn t^l-EIbânî. Bcynt).

138

m-Mmm\'km£ mm. m.

IWmhammed


Muslütranlarn Sünneti Korumadaki Gayretleri

Yine onlarn kendi yaanllan da.

kimseler oldukla-

âdil (güvenilir)

rn göstermektedir. de. Kur'an ve Siinncii e/hcrlcyip.

Yine laih

onlar ümmcic nakle-

den vc Allah'n dinini ycryü/ünün lcr yanna yayanlarn onlar olduuna ahillik çimekledir. Onlar,

günümüze kadar insanlm

tand

en saygn

neslidir.

Muhamncd

Tarih,

(s.a.v)"in

ashabn landig

kadar, hiçbir pey-

gamberin ashabnn böylesine ciddi durumlarn, fevkalâde kahramanlklann, yüec ablâklanm vc mütlakî makarnlarm muhala/a etmemitir.'"

Sahabeden sonra ^leffletin

im

vc sahabiyo varncaya kadar hadisi

dayanömmten

hadîsi Mi^mftahiyc

alm

olduu dier

râvileri

dc

belirt-

meleri gerekir.

Yine

râvi

halkalarmm bitiik olmasf gerekir. Öyle

ahstan

rivayet ettii

biri.

/incirinin

bandan

düjnü olsa bu râvi

adn

olmaldr.

veya orlasndan ya da sonundan ick /.inciri

onlardan her

Eer

br

halka dahi

halkalar bitiik bu /.incire **isnâd"

vermilerdir. Onlar, bu konuda lk dönemlerden beri

olduk;a üli/ davranmlardr. Bu dönemi belirleyecek olursak. (r.a.,)

döncraiodcki litne dönemi

lamamn onaya çknmmdan Büyük {ö.

hu röv

kabul edilme/.

slâm ll1fm0fi« Y^ilenckn «fufan veya "scncd"

alm

direkt kendisi

ki

bir labi.'"^^ fâkih.

balangcndan ve

Ama

çeitli bid'al vc grup-

itibaren diyebiliri/,.

muhaddis ohm

110/72S) bu konuda öyle der: "lk

isnad sormuyorlard.

Osman

mam Muhamncd

dönem

b.

îrîn

hadis rivayetinde onlar

fitne ortaca, .çiknea, 'Bi/.e hudis

kimselerin tsimk;rini-s%leytn!' dediler. Sünnet ehli

bHs

olup

aldn/

olmadna

V.

Bu

hsMa ü/c!

dhrak sadece Sahahc hakknda iclit edilmi kilaphra havarulahibi Ahdilhcrr (ü. 45.VI0Al)"in "e-sfiâh". hnu'l-tisîr Ebu'l-Hascn

Onein: AH b. MuhammcU lir.

krlabilir.

Sahabenin

(ö,

âdi!

Wî3m*ft "IMm^^&U^.

oluu hakknda

bl^.ifctffe.c!-Kirayc.

ttafefc

s.

K Ham-

(îi.

46-49

Tabi'ndcn maksat, sîihahcyc örencilik yapm vc onlardan ilini alm kimselerdir. Yüce Ailal n "vc iilan (sahahcyej gü/clliklc uymlar* (cl-Tcvhc. '>/l(H}) âycündc lahülcrc

iarc

edilmitir,

139


Sânnet Anlamada Yöntem

Eer

baklrd.

stbnet ehli

Ama btd*atehlt ise onlann

mam

naidcttigi hadîsler

naklettii hadislenien

Abdullah bnü'l-Mübarek

(ö.

ahnnl.

saknlrd."'^

181/797) dc öyle der: "snâd

Eer isnâd olmasayd, o zaman dileyen dilediini süylerdi.

dindendir. YîfKî

onlann

birisi ise,

Muhammed

Sî^

h.

çekten bu hadisler, dindir.

O

ve bakalar

öyle dcmilerefin "Ger-

ise

halde dininizi kimlerden

aldnza

ba-

iyi

kn,/.."^ EUvayctlerin birinde^

I^lmitir:

"Öneclcri

Muhammed bn

Sîrîn'in

öyle, s^lenlyordu:

dyle dedii

'GerçcktKi

Bü îf^e^ \m sMn. Muhamnecl sahabe döneminde yaygn olduunu gösterir.

bu

rivayet tedisler

ftm Sîrfn'den önce yani

dindir*..."'-^^

bn Ha/m, bn Tcyniyye ve bakalanmn da ded^ gibi, railkilfir ve dinler tarihi

örenimi

ilmi"nin naklinde

yapm

'sahih*

olan ilim ehli, **dint ilmin" vc "nübüvvet

ve muttasl senedb art koulmas,

arasnda sadece slâm Ümmetinin kendine has bir

Ümm^er

zdMk olduunu

çok

iyi bilirler.

uak

Burada slâmî küjtanlen

söyknüen

h^

isnad kabul

RcsûlittM (s^vf

hadisi,

rt^cm

ettiklerini

to

isîn'Mnden oluan bir sened

bir araya

durumu

ve onlardan herhangi

onlar, senedi,

belit)

birisinin,

olmah^r. Dier bir

otuturabifme

zhfcfft

geldii zaman kabul ediyorlard.

Râvilcnnden her

okuy»»^ önlann keodUerine

u

kabilenin filan

imkânnn

aneak gerekli birçok art

öyle

ki:

"ma'lumu'l-ayn ve'l-hâl" (kin^fi ve ifadeyle, gerek kiilii ve gerekse

hayat bilinmelidir. Bu nedenle ismi zikrcdilmeksizin, "Bize

adamdan veya

birisinin,

sal^^)^ loncaya kadar gC^îl^

bulunduunu sanmasn. Çünkü

1.

olan

hocasndan veya güvenilir

de

filan, filan

birisinden

hadis rivayet etti" eklindeki bir scncd kabul edilmez.

^'

Müslim, Mukaddime 5: Tirmizî. leluM-Câmi'. V. 141) bn Ebi Hâlim er-Râzî (ö. 327/938). el-Cerh ve'l-Ta'dîl,

tB7M9

l.

(1.

ksnu)

s.

16.

(Haydîtt^^ basks, bn Ebi Hâlim er-Râzt S. IS. hm BM HUim burada bunu senediyle Muhatîimed îbn îrîn ile bakalanndan kaydetmitir.

bn Ebi 140

Hâlim er-Râzî.

a.g.e. s.

i

5.


Yine

içerisinde

nin kîmler

kim olduu,

olduu, nmû&^

olduu, hocalannm ve

nereli

talebeleri-

m mttm fa^i m ner@% tm mman

ettii biHnnneyen bir râvinin

bulunduu

limler böylesi râvilere "meçhulü'l-ayn"

bir sened

vefat

de kabul edilmez, ki

(durumu bilinmeyen) veya

"el-

mestur" (kapal) demekledirler.

vasfna sahip olmalda. Buradaki

X, Ravllerden her birisi, "adalet"

adalet; râvinin dini,

M

ilgflidir.

Yüce

ahlâk ve

ettii husulardaki

ile

râvinin gerek sözleri ve gerekse davrant$lâm, âfftiât

Allah'tan korkan,

O'nun hesabndan çekinen, yalan söylemeyi,

hadise kendisinden bir eyler ilâve etmeyi veya tahrif etmeyi

görmeyen

birisi

olduunu

ilade edebilmelidir.

Hadis âlimleri bu konuda çok ihtiyatl

dav^mlardr.

ahsî hayatmdaki en küçük

hadisi, nakledenin

kahul etmiyorlard.

Rcr

mubah

bir

Hatta ontar^

üpheden dolay

bile

râvinin herhangi bir sözünde yalan söyledii

örenilirse derhal unun rivayetini crk ediyorlard. Râvinin hadis rivayetûode

^sdm

siSyiadiini bilmcseler bite rivayet ettii hadisine "mevsu*-

(uydurma)' veya "mekzub" (yalan) diyorlard. Onlar, yalancnn dahî

bazen

doru

ihtiyatl

söyleyeeeini bilmelerine

bft

konuda böylesine

davranyorlard.

^flmâm umk göstergeleri

olmak' okiinde açklamlardr.

Bu

adalet va^^fnn bazt

unlardr: Râvinin büyük günah ilediinin görülmemesi ve

küçük günahlarda

ise

srar etmemesidir.

Hatta hadis âlimleri, daha da te

ramen,

ileri

giderek râvi için 'takva'

mMrBvvetpaim da getirmikr#^ Buradaki

çak düürücü ve insanlar nczdindc

ho

ile birlik-

mâr0md de« %My ^1-

görülmeyen eylerden saknmak*

diye at^iklamlardr. Yolda bir eyler

yemek veya bu

âlimlerin dönemle-

ba açk yürümek gibi. Görüldüü lt^mQ Mis âlimteH,

râvmin Mdeee

^atm

rinde

düü

çirkin gör-

eylerden kaçnmasyla yciinncmîîcr. buna örfün kötü gördüü

kaçnmasn da ilâve etmilerdir. Böylelikle râvi, hem Allah ne^thde ve hem de insanlar ne>^inde J^abul görmü bir insan otsun.

eylerden

141


Sünneti Anlamada Yöntem

Burdda "ha/.

insanlar. Allah'

tnUnafktann dtruraumia olduu gibi gi/leyen, çeitli

yapmayaca

aldaM^ Q^J^ aça vurmad çeitli eyleri

vc iman edenleri

eyleri söyleyen,

dolmu

hcva vc heveslerle

içleri

olduklar halde

olmu, kalpleri yapmack hir mürüvvet harap

ve göstermelik hir adalet sergileyebilirler" denilemez.

Çünkü

gerçekler,

unu göstermektedir: Örtü mutlaka a(;lacaklr. Münafklk da ayn ekilde mlaka orüi)^^teaktr. Nüekim Ali (r.a.) öyle demitir: "Kalplerin

aldatmas, yüz hatlarnda ve

bir âir

dil

yalpalamalarnda or^ya çkar." Hatta

de î^le demîi^n

"Gösterecektir içindekileri riya elbisen

Sanki Çplaksn sen.

eer onu giyc^cnr

Zübeyr, bu airden daha öncesinde Kabe'ye aslan bir iirinde öyle demekledir:

"'Yapmack her ne huy bulunsa Bilinir, hâli

3.

vo^iUr

bir

kimsede

onu insanlardan gi/Jesc de."

Yine herhangi

m makbul

bir

*'mbt" (Örendiini

bir râvi,

sadece adalet vc takva sahibi oluuyla gü-

kimse alamaz. Bilakis adalet ve #y^ilirl||tne<

kartnmdan muhafaza

edehilnne)

kaMlI^înin de

eklenmesi gerekir.

Çünkü

bir râvi

Allah'm en muttaki kullarndan. Allah korkusu vc

dürüstlükte en üstünlerinden olabilir^ takat rivayet

ett^ hax^

iyice

ezberleyemez, büçok hataya dUcbîlh' veya unutarak bir hadisi dieriyle

kantrabilin

Bunun

içindir ki, ister hal'/a gücüyle c/bcre

dayanan 'göüs zabt'

ya/ya güvenerek yaz yardmyla gerçekleen 'yaz

olsun vc islerse

zabt' olsun mutlaka hadisÂn en iyi bir ekilde "zabt edilmesi" (kaydedilip

korunmas) gerekmektedir. Hadis âlimleri burada

iyi bir

'sahih' hadis için. râvisinin c/.bcrlcmc ve en

ekilde bellemesinden mutmain olunacak kadar en üst derecelerde,

bir zapt sahibi

baarl olmasn art komaktadrlar. Bunu da, o ile hâftz ve güvenilir olan baka lâvilerin rivayetlerini

vc

râvinin rivaymieri bir

'

msLeiiTtnsk sumtiyle ortaya koymak^dtriar.

142


MOslumanlann Sünneti

Yine <;oun)ukla,

vc bundan dolay da hadisçilcr

"Hayatnn sonlannda Altk ladis deliller

rnda tir.

W r&V

da 7.ayf

orru

!«tyarak hâklcftda.

karirmir"

(örendiklerini birbirine)

ondan

âlimleri,

baarl birisi ik0f) örendi^ eyleri kantrmaya bftlar ve

râvi, zabt satubi^r

tandi zaman hârr/as /ayHar ve

KsrumaM^M

derler.

rivayette bulunan râviieri çcilli iaret vc

vastasyla snllandrarak öyle

derler:

"Bunu, ömrünün sonla-

kartrma dpnemiîiden önce riva^ etmite bundan dolay kabul otunur. Bu ondan kartrma (föncnündçn hellcdiklcrini birbirine

mntA ii^^i^

ondan

veya

eimîstif

fcîPpmfeed^. tie hanto dolay da

muuasl ve

fir^^nd^

p

bal

zayf saylr vc

vc /apt

rivay^

reddedîfîrl*

olmaidu-,

da sonundan tek

râvilerin adalet

çoklar

birbirine

zaman

bandan sonuna kasnad y^juüOT bamdan veya

halkalarn hepsi, senedin

4. Isnâd /incirindcki

dar

ne

bîr balka

bakmndan

reddedilir. Hatta

zaman, scncddeki

mcncbclcri ne olut^a olmn. hadis

Hasan

gibi kendileri sayesinde

düup

cl-Basrî. Atâ'. Zührî ve

yamur

daha

bir

yadrlan'''" ve kendilerinden

haz

ilim alabilmek için yoluna nice develer leda edilen

tabiî

imamlar

dahi olsa. hadisi> Rcsûlüllah (s.a.v)'dcn iiten sahabiyi /ikrctmeksizin

micoi

öyle buyurdu" dcmcleriyle

"Rcsûlüllah (s.a.v)

edilme/. ÇÜnkti hadisi

^tmî «Inms

tmka

bir tabiînden,

te aradaki

iîtîmalt vaf^tr.

iTian

hadis kabul edilme/. Her nc kadar

ba/

ö/el

"mürsel"

artlarla

adn

kabul

o tabiînin

ha/

hadisi kabul

ise bir

l^ka iabi^

vasta bilinmedii 7^-

fakihler böylesi hadisleri

ediyorlarsa da, hadisçilcr bu tür hadislere

vermektedirler/**^'

Bunun anlam udur: Her râvi, hadisi bir üstündeki râviden götlet6k \^tm kendisi tmamr. ts^k almaldr. Râvinin. kendi nezdindc güvenilir olmasndan harekclle aradaki râviyi /ikrelmeyip düürmesi caiz deildir.

Çünkü ba/en ona göre

güvenilir olan

ahs, bakasna

göre

cerh edilmi (kusurlu) görülebilir. Hatta srf aradaki râvinin düürülmesi, ismi /ikx:dilmcycn

Knmyla

ileili

bu

ahs hakknda üphe olutumr.

hadis için hkz.

R kunuda d;ha geni

bilgi

vc Delil t)lma Yönünden

Ahmcd çin hk/:

b_

212 Pol^, "Mürsel Hadüsler

Hanbcl. ei-Mü.sned.

Prol'.

Deeri" (Ankara

Dr, .Sdahutlin

I.

lyK-i)

143


Sünneti

AnbiAââ Yöntem

Genel olarak adalet sahibi ve kabul

zaman ^aman baz olaslk içeren

adn

aradaki vastalar

bir lafz zikrettii

vermekledirler.

dis rivayet

etti. filan

riv^ leiEty^krini

de

Onun

görmü baz

düafüp

râvilerin halinden»

"filandan^ (an flâg)

anlaldnda

hadisçilcr

buna

ûat

iMGr

naklettii hadislerden ancak "filan hana ha-

haber verdi veya falandan iittim" vc benzeri ekilkabul etrodkj^rler. NiJiIim mt^hur ''esSiret'^"

$Mh\ Muhammed ibn shSk hakkmda dedikleri gibi.

Ama ^Jan)

"filandan"

dedii zaman, hadisi arlk zayftr. Çünkü

döjrudâö ^üma

fâdalfeiu

ihtiraalitn

alabilme ibtinmlini de \s^%

la

^yff saylmas 5* Jtiadis

için

eldMb

bir kiple

⣠qlmarMÎi4M'.

vj^te^f-

%e sadece bnyle bîr ihtimal h$le disin Hadu^ilcre göre sim

mlmm,

"Güvemiir

daha güvenilir olan kimselerin rivayetine aykn

fiVayet ctmcKidif.

veya

i^disi= birisi

(-den

ycterMi".

bir râvinin, kendisinden bir

tad gbJ

'an'

örnein,

güvenfli-

Itît'

tvînlr had!^

belli bir fazlalkla rivayet ettii halde,

daha güçlü ve daha güvenilir baka

baka

bir râvinin

betti

daha sonra ondan bir siygâ

üe ve bu

^^#Qmakszm rivayet âmesi gibi. Yine

luun baka nilir

veya daha çok bir toplu-

bir râvinin rivayet ettii bir hadisi, iki bir ifadeyle rivayet etmeleri

de böyledir. Burada daha güve-

olann hadisi kabul edilir ve buna "mahfuz"

^m^m tekmen nnhalir olamnki

ve makbul "^ttz"

ad

denilir. Râvisi güvenilir

ise reddedilir

verilir.

^ Hadisin, gefek taeak bir lleti

Bunu

ise

senedinde ve gerekse metninde, shhatini zaydla-

banndrmamas. ancak hayat, hadislerle geçen, sened ve metinlerden ha-

d

^rünijiüyle. H^Ma Mis kondurulmayacak kadar makbit g^ükse de bu tenkitçi sfu^

berdar olan bu sahann imamlar bilebilir. Üzerine toz raflar

ona bakar bakmaz, hadisin yapsnda

recek bu

'^^

Bu

144

ve buna da

bozukluu

kitap, Sczui

tad vc zayfln

derhal ortaya çkarrlar.

te

buradan

gerekti-

^'ilel*'

Özel larattndan Tilrk^'ye (stanbul 1988) tercüme edilmitir.

ilmi


'

Mü'^Imsnlar'n Sünneti Korumadaki Gayretleri

denilen ^gcni bir ilim

domulUF.

unu

Yine buradan

anlamaktay?:: B\s ^^le^ lminden u/ak olan ba/J

kimselerin ortaya aiulilan

insanlarn oldukt^a

'

iju

kukulara

asla yer

sahih' bir isnâd oluturarak

yoklun (Güya) "Razr

peinden

diledikleri hir

hususu helal veya haram klan yahul far/ klan ya da yükümlülükten

düüren

bir badis

kmi^ieiG g^rmelçi düüii^^^^nnadan öylede kabul etmlei

ulugunink

vc onlann da bu hadisi

utnu fakihlere

müm^ümlilr/ C^^lâcn bu, hayai ortasna

saplanm

bir

içerîsîic

bwtî, 4Ma <:chaietin

kimsenin sözüdür. Çünkü

o, bildiini

mm

zannettii

halde aslnda cahildir.

Bu kotluda

Prof.

bakabilirsiniz.

melodik

hir

[)r.

Bu.

Hcmmâm Abdrrahîm

Saîd'n "lelu'I-Uadîs" d(\h kitabna

bn Receb'n "lelt't-Timzî"

adl kitab ü/crinc

yaplm

(^almadr. Hu kitab. Amman'da Daru'l-Adevi Yaynevi yayniamnr.

145


//.

(Böfüm

Sünnetin slâm'daki Yeri

> Sünnetin slâm'daki

Yeri

> Müslümanlarn Sünnete Kar Görevi > Sünneti

Ele

Almada Temel Esalar


1

.

Sünnetin slâm'daki Yeri *

'W'JTur^an- Kerim,

X

Muhammed

(s.a.v)

için

çok önemli, harikulâde

ve büyük bir meizedic* Hiçbir tamfmdan bâtl bir eyin giresenuna kadar teöwm«S fet ît^afitc^ \fe

Bac^

sabit

kaynaklara getirilmez.

oh^ konusunda cma edilmi ilk kaynatr. Bütün îstamt

e

örijtnfgts

onunla

Nebevî Sünnet

olarak gelir. Nitekim

ise

delil

Kur'an'a

getirilir,

ikincil

Yüce Allah. Rcsûlüllah

onMa Ka^m^a ^il

ve

açklayc

bir

kaynak

(s.a.v)'e, "insanlara,

ken-

düünüp anlasnlar diye sana da bu Kur'an' indirdik""'''^ buyurmaktadr. Bu nedenle de Resûlüllah C.a.y), sözleriyle, davanlanyla ve takrirleriyle Kur'an' açklamür. dilerine indirileni

açklaman

için ve

Mj^t lmm ^WcC%n Dolay.syla Nebî

tatbikidir.

bir

slâm

(s.a.v). tefsir

ve slâm'n edilmi

bir

ise

Kuf^

pr^k

bir

vc yaayan

idi.

Âie (r.anhâ) da fkh, ileri görülülüü vc E^UUlat (s.a.v)'le birlikte yaamas münasebetiyle bu manay anlayp açk bir ifakcO^îsiöS toMöHah ^^v)% ahlâk sorulduunda deyle, *'Ö*nm ahWa, Kur'm (dr^^ diye cevap vermitir. Müminlerin annesi

m^

^ Buradan Uharen kitabn sonuna kadar yapdan

lerciime,

"Keyfe Neteâmelu Maa's-^

SttateH*t-Ncbeviyye"nin adl eserin tercümesini içemektedir. Hanbel. el-Müsned, VI. 54. 111: Müslim. Salaiu'l-Musâfrîn 139 (746); Ebu Dâvud. Salalu't-Tatavvu' 26 (1342); Nesâî, Kyâmu*l-Uyl 2, 18. Bkz. bn

Ahmed

Kesir.

b.

Kalem

suresi letsiri.

149


Sünneti Anlamada Yöntem

Q Mdc

her kim, özellikleriyle

metodunu llremck ve

takrir!

isterse,

temel esaste^la kfâm'tt «indî

onu detayl ve

yaanm olarak kavlî. amelî

nchcvî sünnetten {^grensin.

'Sünnef' kelimesi, Arapça'da "yol" veya "melot" anlamna mektedir. Sünnet, Kur'an' açklamada.

metk

slam'm

gel-

hakikatlerini izah et-

w ^mete örctilmeimte "hikmet" kelimesiyle ifade

edilmitir.

te

\m m^enlc Yüce Allah, Reüûla ^s^v)'c, ^KU&b"\ ve *'Mikmen îrtrtni^ir. Buna da. Kametin oluumun^ yam^m önemli bölümleri içerisinde yer vcnuitr,"''^

A.

Kapsaml

Bir Metot

Yüce Allah'n "Bu Kitapl da sana, ker ey için bir açfkhma o\w^ indMik'^ hüyurmasmdan dolay. Kur*anî mcioi; ümullü ve kapsaml bir metol olunca, "'sünnetin

reket eder.

Çünkü

mclodu"da. Kur'an'm metodu alanmda ha-

sünnetin metodu, Kur'an'n meU)dunu

açklayc ma-

hiyettedir.

te

bu; kapsan, ^kînrUn ve nüfuz olarak

"kapsamas"

ile

Kapsam

inann bütün hayatm

belirginleen bîr mctoitur.

ile;

insann d$;t^mundan plümüne kadav hatta cenintik

tel^eröte Ülümden Mim^sina kadar bütün bayatm ka|mE^ zaman dilimini kast^iyoraz.

Etkinlik

ile

de; evde, çar$da, mescitte, yolda, ite. Allah

likide, kiinin kendisi, ailesi,

ile

olan

i-

dier Müslümanlarla veya Müslüman

olmayanlar, hatta insan, hayvan ve bitkiler ile olan ilikilerde dahi kiinin

Yüce Allat bu konuyla

ilgili

olarak

öylc buyurmaktadr: "Dogm.su

kendilerine Allah'n âyetlerini okuyan: (kHül tiklerden

öreten

vl-

içleHltdes.

nkârdan) kendilerini

te-

Pf^^amAer göndermekle Allah, müminlere büyük birjülufta bulunmutur. Hâlbuki daha önce onlar apaçk bir .sapklk içinde idiler (Âl-i mrân. 3/164) Yine Yüce Allah. Peygamberdin hanmlarna hitaben ise öyle buyurmakladr *'EvleriniZâ€^^(Hilin Allah'n âyeOerhi ve hikmeti hatrlayn" (el-AhzSb, 33/34) Kur^aa' açklamada ve lskiffl* i^^mt^ AJINl^'n kendisine Kur'on*! i^ikK^ mm insanlara açklamakta gâfcvli mttou Resuhllah*^ da^ uygun hî^r mizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti "

kimse yoktur. ''en-NahI, 16/89

150

bir


Sünnefin islâm'daki Yeri

daima sünnetin rehberliinde yürümesiyle hayaln her alann kuatan gîirü mesafesini kastediyoruz.

Nüfuz

yapsndaki alan kastediyoruz. Bu

de kuatr.

Ba/. Müslümanlarn,

k^m^

akl ve ruhu kapsar, /ahir ve baln içine alr; söz, amel vc

da; vücut, niyeti

hayalnn

de; insan

ile

w

isler

olsun, ister

fsfcr

manla sava halinde olsun, hâkim olsun vc

isler

genç otsun ve

yait olsun,

dümanla anlamal

ister /.engin

mahkûm

ister

olsun ve

bekâr

ister

olsun vc islerse

dü-

ister fakir olsun, ister

olsun. ..her insann örneklik çin bir alan

bulabilecei kapsaml ncbcvî mcloltan gaili olarak sünnetten ncrcdcyüc

mkm

u^nmyu ^Ib^ii^i

i^ul

olan Arâk (salvadora pcrsica)

ksaltma^ ve yunu^k

bir

aaç

ç^idi

aacndan misvak kullanmay hilmes

U/ünlü verici bir durumdur.

B. Dengeli Bir Metot

Bu

belirginlcp

da,

"denge"

ile^

beden, akl

île kalp.

dünya

gayb

ehadct. hürriyet

ile

Sünnete

u;

illiha ile hid'alc llj-u).

ile

ile

uyma

mpotmr. )ü

misâl

Jhi

mmt^ nft

\h

ile gt?fvek. teori île pratik,

yükümlülük, fcrd

ile

toplum, Kur'an vc

gibi unsurlarn arasndaki dengeyi salar.

mMU

}m ümmet için« im^^ Bu mcioUa, la^mlk ve ekmklik yoktur. Ç^nkÛ Y^c

l^Tl itMi^4

yallu) h\x mcâi^tur.

Alkh $yle

ile ahiret,

bir

\m^mm\mâm Artda

amaym» Tany aâtNlk

yapn, terazide eksiklik yapmaytn,"^^

Bundan dolay Nebî ritten bir

(s.a.v),

sahabilerinden

ba^smn

ifrat

veya

tef-

yöne meylcuimî görür görmez, onlan, var gücüyle ortaya

yollu olmaya (vasata) çevirmi, onlan

arlk

vc eksik

yapmann

sonuç-

termdan tmkifidrmtm

Bu

sebepledir

ki.

Nebî

(s.a.v)'jn ibadetini

sorup sonra da bunlar

sanki kendileri için a/ görmelerinden vc ibâdet etmeye

rinden dolayu hiç

birisi hiç iftiir

uytttms^pf

er-Kahnân.

^sclm

ar

rabetle-

©im^erek ömür boyu oruç tt^î^^ ^^^i

i(^dct

etm^le.

g^rm^^

ÖpncUsü

5^-9 151


Icadnlardan u/atclap hîç evlenmemeye karar veren bu Üç kiinin sdzleri kendisine

kannz

ulatnda, onlara, "Dorusu ben,

sizin

AII^*tan en çok kor-

rum,

otannzm. Bununla beraber ben, hem luluyorurn, hem de tutmuyorum. Hem geceleyin nama/ klyohem de gecenin bir ksmnda uyuyorum. Kadnlarla da evleniyo-

rum.

te

oruç

ve en çok takval

benim yolumdur. Kim benim sünnetimden yüz

bu,

kii benden deildir"

Yine Abdullah

arln

çevirirse

o

diye cevap vermitir.

b.

Amr (r.a.)'m

onaç, gece

gördüünde. öyle buyurarak onu

namaz ve

Kur'an

dengeli oJmaya

okumada

çarmt:

"Bedenin senin üzerinde (dinlenme) hakk vardr. Gö/ünün senin üzerinde (uyku)

hakk

vardr. Ziyarctçikrinin ise senin üzerinde (kendilisine

ikram cime) hakk vardr.

Ncbî

hakk

vardr. Ailenin senin üzerinde (faydalanma ve sevgi)

olmada büyük

Ve

ontiara

O halde her hak sahibine hakkn ver."^'

hayatnn tamamnda

(s.a.v),

kMiUm

dengeli davranmada ve

itidalli

örnek olmutur. Zalcn Rabbiyle, kendi nefsiyle,

bir

siyle, sahubilcriyle

ve bütün

Insanlaria olan .sünneti ve sireti

buna

aile-

delâlet

ctmektedir.^^

Kur"an"da yer alan dualar da insanlar çounlukla dengeli davran-

maya ve

itidalli

iyilik vcr>

âhireUc dc

Mdiî

olmaya (çarmaktadr: "Rabbimiz! Bize dünyada da

(s.a.v>1n

iyilik ver.

kmuyla

Bizi cebeanerf»

azabndan koruP^

Hgili duatoR^iflft birBi

de

öyMr.

"Al-

ba oîm diftîm k^tfs^ndâ hâfâya dümekten Yaadm u dünyadaki ilerimin yolunda gitmesini sala!

âh*#MÎ Bütün ilerimin beni koru!

Dönüp varacam

âhirctimi

kazanmama yardm

daha çok hayr yapmama imkân

salayacak

bir

HhÛn. Nikâh Buhârî. Savm

ölüm nasip af

1;

s.

lüriü kölülükten

(

1401 )'de Encs

b.

Malik

Amel IVs-Salât 19. Nikâh 89. Edcb 84. sti'/an

55. 54. 56. 57. 58. 59.

I59)'de Abdullah b.

zm

Her

Hayatm boyunca kurtulmam

'*'^

Müslim. NikÛh 5

37. 3S, Fc/,ailu"l-Kur'an 34, (i

ver!

et!

Amr (r.a.)'lan.

53-65'e bakabilirsiniz.

ei-Bakara. 2/201

^ Müslim. Zikr 71 (2720)'de ö)u Hüreyre

(r.a.)'tan.

(r.a.)'tan.

20.

Teheccüd 7. Enbiya Siyam 181

38; Müslim.


,

SnnAlMdaHYeri C.

Tamamlayc Metot

Bu da, "lartiLimlayc" bir mcloUur. Ki bu mclol. Yüce Allah'n buyurmas gibi. her birinin dierine "nûr üslüne nûr""**"^ eklinde olmas için iman bilgiyle veya vahyi aklla tamamlar. Yine yasama, eitimle tamamlanr. Eitim, yönlendirmeyle lamamlanr.

karlama, suçlular

cri

Yasamann

ise

yap oluturma ve

haklan koruma, gerdcstnim-

ve cezalandrma

etme

terbiye

bir

sözkonusudr. Buna göre yasama olmakszn sadece eitim dir.

Yine eilim olmakszn sadece yasama üa

eitim ve hem de yasama

(!i.a.v)3phcm

Yme feövvm

We

ite,

koymadm

marnlanr. Allah, Kur'an'la

engellerse kuvvet de onu enjellcr.

Kim

deil-

yeterli

yeterli deildir.

te

Nebî

durmutur.

ü/A;rinde

j^ctim Kur'an

pozisyonu

ve devlet ise dâvet

ile

yönetimle sm^Ret.

davete

kar

lÖm

e

ta^

Itakkl

koyarsa devlet de

onu cezalandrr. Görüldüü üzere her vaz' edilen eyin

bir

slah sahas

vardr. Pogru olan hir sahann, bâtl bir eyle bir araya gelmesi caiz

Çünkü Nebî

deildir.

dâvetin ve

to)

bidir.

Yine

Nebi

(l,a.v),

hem Kur'an'n hem de devletin

(s.a.v).

mrmk^

t«Mmlara

\mm

hem de yönetimin sahisahibidir. Bu nedenledir ki vc

Sava alannda

olur.

insanlara

Anlamazlk durumunda insanlarn arasnda hüktim y&hâl; ûf. Siyaset, bar ve sava halinde mmte y^N^.. srailoullannn herhangi bir durumda (fâvete çaran bh" ffieS^mm oritm Ond^rlk

^

hükümdarn onlar yönetmesi gibi peygamberlerinin, onlara, "Dorusu Allah.

yönlendirmesi ve devleti idare eden bir

Nitekim Kur" an:

deildir. Taiûl'u*

si/,c

Îtya,

hükümdar olarak gönderdi"'** dediini Allah

ile

bi/e anlatmaktadr.

.

Kayser^' arasnda bStü^^ttra ve ^nH Allal'a vc

olmas eklinde HMyatltktaki Mesihlik düüncesinden gelen ey, Nebî (s.a.v)'dcn gelmemitir. Çünkü A1M« Nebî (s.a.v) e. "Benim namazm, ibadetim, hayatm ve ölümüm hep âlemlerin

toktle

Rabbi

ise ]Cays«ir*e

Allah

idindir.

O'nun

hit^hir

çmrolundum vc ben Müslümanlarn

orta

ilkiyim"

yoktur.

Ben.

bununla

demeyi öretmitir.

"^el-flukara-l^ KaysLT. \iom:\ vn *

<J;

Bizaas mpaföUfflanna voiJcn

br unvandr.

d-En'am. 6/162-163

153


Sünneti Anlamada Yöntem

Yine Ne^î ij^y), ümmcü iüm ediyor ve ümmetin hayatmt tamamen Kitab*a vc Mizam^'^^ yönlendiriyor. Buna göre. her kim, ve mizandan yüz çevirirse onu büyUk bir kuvvete sahip demirîe^^" ye etmekledir. Nitekim Yüce Allah bununla

makladr; "Dorusu

hiz,

insanlarm adaleli yerine getirmeleri Zffn' indirdik*

olarak

öyle buyur-

delillerle

gönderdik ve

ilgili

açk

peygamberlerimizi

terbi-

için beraberlerinde

KUah' ve Mi'

Bu demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve in^*

lar için faydalar vardr"^''

bn Tcymyyc kitap vc

ve

yardmc

(ö.

728/1327) dc der

olarak

"nsanlara, hidâyet vcrci bir

ki :

demir gerekmekledir. öyle

ki:

"Yol

yardmc olarak RabbD yçtcr."^'^ Öndcriîin, halkla bütünlemesi hu

önder olan kiinin gökte uçmas aneak toprak üzerinde yürüyen lardan uzakla manastrda

olmas

arasnda

bir

vs.

gerek yoktur. Bilakis insanlann

üzünlülerinde-scvinçlerindje^

mWh

Nebî

skntl zamanlarn bamda

(s.a.v),

sözkonusu olmaz. Önder kii

insandr. Önder olan kiinin, insan-

yaamasna

vc

tmsm mmmmm ^^^G^e^me-

skmiiacnda

hiriikie

olmas

gerekir.

Nebî

atl^Hloriude-

(s.a.v) gibi.

onlarm modeli

idi.

ayramaz

sahabeden

Uzaktan yabanc ve

bu

idi.

kii gelirdi de, Nebî

Muhammcd'dir?"

"Hanginiz

Sahabiler, mescidi bina ederken ve

bir

Çünkü

actkr, sonunda ise doyrab^

Sm^ifl^ m m «afla bulunurdu. 7%maz(£a insanlann imam ta

gösterici'

yapm

diye

Ahlâk(s.a.v)'i

sorard.

iinde ta tarken. Nebî

Mizan: Tart yapldnda hak vc bâtlm arasiKtaki fark gösleren. düünce, ahlâk ve muamelat konusunda il'rai. telrit vc itidal noktalarn onaya koyan ölçüdür. Pcy-

gamberM

dünyada kiisel ve sosyal ^Itunda adaleti tesis etmektir. Kiiiet anlamda. heHtcsrn tayâimm nâsM Ome ecHI^ her dO^tetce. ablfle ve münasebetlerinde mükemmel bir -olgunlua ulalmas hedeflenir. Sosyal anlamda ise. toplum hayaunm adalet ilkeleri ü/erindc tesis edilerek, fert ve toplum hedefi,

Mb

Ma

arasnda, ruhsal, ahlâkî vc maddî rerah

lanmasna çallr. "Hadîd" ifadesiyle:

mH"

154

uyumun sa-

ve askeri kuvvete Iarel edilerek, peygamberlerin sadegörevlendirilmedikleri ve bunun yan sra adaleti fiilen uygusonffilâ

ederek, adalet üzere kufduklân

el-Furkân, 25/31

^lilcilerin deil,

siyasi

ile ^. "asâafteli ^maya gcçiro^lg de

el-Hadîd. ?i7/25

bakmmdan

dduklan

kâs^ffiM^M* ^^^efx

nmm söîdudUmeieridir.

kw)f&â ekle


fisnetln islâm'daki Yerî

dc onlarla

(s^.v)

birJiklc

birlikte hareket ederdi. *'l\ehî (s.a.v)

ta lar

vc bina yapiili

Hatta onlardan

çalmasnda

onlarla

derdi:

birisi

çalt halde eer biz otursak, o zaman bizimki an-

cak soj^tk bir çalmadtr.*^^^ Müminler, toplumlarn elde edebilecekleri bir seviyece ve ümmet<>mck bir

lerini

ümmdt darumtma

yaya ulatrmak

i^in birbirleriyle

yflk^îeftmdk

ve

mcs^arm bütüt* âm-

hu mclodun gölgesinde bütünleirler.

konumda ve imkân salanan her durumda "tamamlama" ve "görev alma" ile ilgili bu önemli icn sorumludurlar: Dünya bilgisini harcyor, /enginlik maln lükciiy^, SMÇIü kimse konumunu hitiriyor» Onlar, her

^

ö/ci^

^ mm

Oysa Allah kiiye ancak verdii eyi yükler. Kii, ihsanla-

erdirmektedir.

rn cn

kuw4îi ^ahîbi herkes kendi yannda bulunun

aa seviyesinde olmasna ramen kcndîsMe veHten sömm<ul#i

almaya koar vc oiann en geride olmasna

ramen

onlar arkas sra

sürükler.

Müminler, kendilerinh

dnda kalanlara dc$tek dunmanidSh'^ CN^

rek mfhnln clcekter ve gerekse münrin Kadnlar birbirlerinin vclisidirler.

Nitekim Yüce Allah ()yle buyurmaktadr:

kadnlar da alkoyarlar,

birbirlerinin

nama/ dosdoru

itaat ederler.

D.

velileridir.

"Mümin

erkeklerle

mümin

Onlar iyilii emreder, kötülükten

klarlar, zekât verirler. Allah vc

Rculü'ne

te Allah onlara rahma cdccckiir/*"^

Olgml Bir Metot

Sünnet, "pratik bir mctot"tur. nsanlan. kanallar olan meleklerle bir luinaa;.

Çünkü onlar,

beerdir. Dolaysyla da

yemek

yerler vc

çarlarda

fEî^î^k^^rlar. Eilimleri, ehvetleri, gereksinimleri vc ihtiyaç duyduklar eyleri vardr. Yine onlann yüce ruhsal özlemleri vc ruhlar âlemine

dönük hcdencri vardr. Onlar, çamurdah ve kura bi* bal^tklat yaratiK mlardr.'^'' Yine onlarda. Allah'n ruhundan bir ülürmcdc vardr."''

Hî^ M-Sîrclu VNobcviyye, Ht. 25 cl-Tcvhc.9/,7i

Bkz. el-Hcr. 15/26. 28 Bk/..

d-Hicr.

1

5/29;Enbiya. 21/91: Secde. 32/9;Sâd. 38/72;Tahrîm. 66/12

155


SönnetiUma&yâiiten

tnsamn

ay^nn

yücelmesinde-sUflilemesinde,

kendine

gelmesinde-

kaymasnda, hidâyet bulmasnda-saptmasnÖB dosdoru yola

kavumasnda-doru etmesinde

alacak

yoldan sapmasnda, Allah*a isyan etmesinde-tevbe

bir

durum

yoktur.

Sahabeden brm, evindeki luh

olmasmdan dolay kendi^nin

ki ruh halinde farkl

hmm

zannedip

lU^üUah (s.a.v)'in mzmnda'

laii

çivinden

çkt

^ Iharak

yanma varp, "Hanzala münafk

(s.a.v)'in

dedi. Sahabi,

ResûlüUah

birlikte iken kalbinin ince

Öyte

oldu, Hanzala

d

ftesûlüllah

münafk

oldu"

bu münafklk durumunu; O'nunla

(s.a.v)'c.

duygulara

unu, Rabbini hatrladn ve

gitti.

mtofk olduunu

kapldm,

âhireti

.

gözlerinin

yala doldu-

gözünde canlandudn, sanki

Ihtai gözleriyle gördüünü, emm döndüpnde ise^uki^ia akalanftm. hamm^k o^at^m ve 0*nun yannda iken hissettiklerini unut-

tuunu açklad. Bunun

nmda bulunduunuz yollarnzn üzerinde larn hail

fi^enne ResÛlüllah

hâl ü/crc sizlerle

(s.a.v),

"Sizler,

benim ya-

bulunmaya devam ederseniz, melekler;

musafaha

ederler. Fakat cy Hanzala!

nsan-

zaman öyle, baz zaman böyle olmas normaldir" buyurdu,'"

O sah^i, bu ekikle Mratml It^n, e^f c^^rmp^^sanM olayml mmm da gafil davranp kestiriyor. Vaktini ve hayatn, nefsinin honutluu

Rabbinin hakk arasnda veya dünyas

ile

ile âhireti

arasnda bölü-

türmesinde bir saknca yoktur. Nitekim bir atasözünde, "Bazen kalbin için

ve

bwm m Rabbin için" denilmektedir. tainn zayfln

Bundan dolaydr d,

ortaya

bahlarn dairesini geniletmekte ve haramlann dairesini dr.

Bu

husus,

klmsa

u. hadiste öyle

ey

ise daraltmakta-

geçmektedir: "Allah kitabnda neyi helâl

o helâl ve neyi dc haram

edip herhangi bir

kcyup mu-

klmsa

o da haramdr. O'nun sükût

söylemedikJeri ise "itf'alam"dr. Öyleyse Allah'n

brakmasn) O'ndan kabul ediniz. unutmaz." Daha sonra Nebî (s.a.v), "Rabbin

bu '"ajiyetint (hogörü ve serbest

ilbesiz Allah hi^ir

Müslim. Tcvbc 12 (2750); Tirmi/.î. Sfatu'l-Kyamet 20 (2452). 59 (2514): Tbn Mâcc, Zuhd 28 (4239); Ahroed b. Hanbel. el-Müsned, IV. 178. .Wde Hanzala h. Rchî' cl-Üscydî (r.a.)'lan.

1^


Sünnetin slâm'daki Yeri-

'''

unutkan deildir"''*' âyetini okudu." Sünnet, insann

meydan insann

zayfln

om^ kaynmkladr.

o kiiye mah&h oltnaktadr. Çünkü hâsl olunca. ihliya(; annda ba/ haramlar o kiiye

gelmesi halinde /^rurctlçr

ihliyat^lan

mubah ekline dönmektedir. Nilckim Resûlüllah

k^m\x hasialm ikâyet

^i^m

jrâiSaklann

(s.a.v),

sahabeden

iki

etmeleri üzerine onlara ipek giymeye

izin vermitir.

Sünnet, insann olgusal halini onaya koyup kii bîr günaha /.aman

um

sayp tcvbc

/.ayf

kapcn onun

yüzüne kapatmyor. Aksine

balanma dileyerek piman olmas

Rabbine diinüp

için

kapsnn

dm öte s^^tadr. Bu husus, u hadisle öyle geçmektedir: su Allatv gündüzün günah i^teyenîn tevbesinî kabul etmek için eîM ^ft^C^leyin günah ^3^nn tevbesini kabul etmek

düzün

vam

elini açar.

Bu durum,

güne batt

dütüü

yerilen

kana-

'Doru-

g^j^it

M ^ â^ncaya

gün-

kadar de-

eder."""

bu huutö 3yie g^^ktedir: "Canm elinde olan Allah^a yemin ederim ki, siz hîç günah ilemcyip Allah'tan Ni»lanma dilememi olsaydnz Allah sizi yok ^fen- (yMiK©) gtoah îfteyîp

Bîtkü

Allah'tan

bir hadiste i»e

balanma

dileyecek ve Allah'n da onlar

balayaca

bir

toplum getirirdi.""

Yine sünnet, rîddci

ister

vehbî olsun V0

ister

kesbî ols^t

ins^Mrn

halle-

W6d# ve onlann arasndaki gft^ p^Ilöiîîi^tlttt tmm koy-

maktadr.

le

soruya, onlarn lar vermitir..

kiiden gelen ayn

Hesûlîlllah (s.a.v), birçok

bu sebeple

durumlarnn

Çünkü yal

oluunu dikkate

farkl

bir kimse,

genç

birisinin

alarak çeitli cevap-

yaptn

yapamaz.

Meryem.

'

Hâkim. ci-Miistcdrok. II. 4()6 dc Ebu'd-Derd3' (r.a.)'mn rivayel etmitir. Hâkim, hü hadisin sahih' olduunu b-lirlnitir. Zchcbî de hadisin 'sahih' olduu görüüne kailmtir: Hcysemî dc. Mccmau'z-Zcvâid. I, ITl'de der ki; "Bezzâr ve Taberânî de "el-Mu*cemu%Kebh**iXc bu hadisi rivayet etmitir. Hadisin senedi, 'hasen'dir.

'

Ravilert, sika (güvenilir) kim.«;le«lir.*'

Müslim. Tcvbc 31 (27S9>:

Abmed

b.

HanM. el-MÜsned,

IV, 395. 404'de

Ebu

MLisâel-E'arî(r.a.)'tan. '

Müslim. Tcvbc

1 1

(2749),

Ahmed

b.

Hanbcl. cl-Müsned.

II.

309-da Ebu Hürcyre

(r.a.)'lan.

157


Ki$î,

zaruri halincte

yapt davran

rahatlk ve serbestlik halndis ser-

gileyemeK.

Yine Ncbî zetmitir.

Bu

(s.a.v)

.

topluluklarn âdetlerini ve rarklilklarn da gö-

sebeple Ncbî (m-v), Habclilece bir bayram günü mesciu@

m»3!aklanyla oyun oynamalanna

vermi vc kendi omuzlanntn gifsinden Âie (r.anhâ)*nn onlara hakmasma müsamaha göstermiti.'** Yine Nebî (s.a.v), Aic*nin yaça küçük olmasn dikkate alarak kz çocuklarn toplu halde onun yanna gönderirdi, onlar Âic'yle oyun i/.in

oynarlard."'*'

ksamn elence vc da düünlerde, lan

uzîdctan bir kimsenin

elence ekli Vakalar

^ip dolamaya olan

gel^Me ve

balad.'^**

çoktur. Örnekler

bunu çevrelcycmcz.

Nebevf-Rabbânî metodun olgusal

E.

altndmfâtede yap-

ihtiyac dkkale

Kolaylatnc

te bütün

bunlar, bu

halini göstermektedir.

Bîr Metot

Bu metodun belirgin özellikleri içerisinde: kolaylk, kolaylatrma ve hogörü vardr. Nitekim Besûlüllah (s^.v)'i öCHS^i küapirtan Tevve teird^i "hrolara emredip kMliHcto sâkndnrtar, tcmk ^cri helâl ^m îm hsmm Ita^ fmdc^l arlklar ve strllanndaki /incirleri kaldrp alar."^ Bu Nebî

(s.a.v)'in sünnetinde; dinleri

hususunda insanlara zor geie^

cck vc dünyalannda ise kendilerini ^nUjfa, düürecek

Ncbî

)^)ktur. Bilakis

'

(s.a.v),

W. ydcyn

kendisi hakknda, "Eten

her^g^ bir ey ancak tahm^ ve

Nikâh 82. 114. Chad 81, Menakb 15: Müslim. Salalu'l-ydcyn 18 (892); Ahrayd b- Hanhel, el-Müsned, VI, 84. 85, 166. 247. 270' de Âie(r.anhr)"dan. Buhârî. Edcb 8 1 Ebu Dâvud. Edeb 54 (493 1 ); bn Mâcc, Nikâh 50 ( 1 982); Ahmcd d-Müsnetf, ¥t 233: 234'de Âie ( r.iinhâ)'dan. ^ BunuA^ ÎI^H olarak '*MM^^^mm0*t-Mmlim*' khabmzm "^lenBuhârî. Sahil

2.

25.

;

\

mi

ccler vc Sanatlar"

d-A'râf. 7/157

m

bölamüSî

w VZ-NiSm w7-F0A''adl ri-salem^ bakabilirsiniz.


Sünnet'in -^lâm'daki Yeri

buyurmakladr. Nebî

hidâyet rehberiyim"

(s.a.v).

bu sözüyle; Yüce

Allah'n. "Biy. seni ancak âtçmlcrç rahmet olarak göndenlik"^'*^ âyetini tefsir

ediyordu.

Yine Ncbî

(s.a.v)

ra sürükleyici olarak

öyle buyurmakladr: "Allah

beni /.urlayc ve zo-

göndermedi. Bilakis beni öretici ve kolaylatrta

olarak gönderdi."'***'

Yine Nebî

(s.a.v).

Ebu Mûsad-E'arî

Yemet'e gönderirken de onlara "Kolay iatunz. Birbirini/le

u

ö/.Iü

zorlalrmayu/..

(r.a.) ile

Muâz

K Cebe! (r.a.)'i

ve kapsaml tavsiyeyi

Müjdulcyii/.,

yapmtr:

cuinncyini/;.

nclVcl

anlamz, ayrla dümeyiniz."

onlara^^ hu" Kolay latrmz» zorlairmaymz. Mtpete^M:^ iKâ^ ümmetinin bir%etmcni ofarak

¥îhü yurmakladr:

ellirmeyini/."'^'

Yine Nebî

ts.a.v), risâlcti

hakkmda da öyle buyurmakladr: "Bçn

hogiirülü Hanîr diniyle gönderildim"

bn

"

Sa'd,

TahukâluM-Kübrâ.

Bh

I49"da

I.

192

ile

cl-H:ikî ct-Tirmi/î. Ncvâdiu'l-üsûl.

Sâlih'dcn mürscl olarak i\aycl cimilir.

Hâkim

ist'.

III.

(cl-Miisledrck.

I.

Uürc>rc (r.a.) lan cvsûl olarak rivayet cimi ve Buhârî ile Müslim'in attanna göre bu hudistn "sahih" olduunu belitlmitir. w»7-llara»* lülti kilatnmizm Zehcbî (G buna kallmtm liihrcitKe bu hadisin -sahih' olduuna kaydeitiiiir. Bk?-. Hatl-s Ho: t

9rdc) Ehu

Salih

yokytu

fc-bu

^

cl-Enbiyâ, 21/H)7

Müslim, Talâk 29(1478) "

Mâ/

M, Fuâd Cihad AbdLilbâk. cl-Ui"Uiü vc'I-Mercân. (21.U)). Bk/. Buhâri. Mcgâ/.î 60. câre 164. Mca/i «). Edcb »(). stilabclu'l-mürlcddin 2. Ahkâfl 7. 11 1%. M«N*ttm. F.bu

Musa e!-F'arî

(r.a.) ile

b. Cl'bel ir.aj'ian

muiicrekn

aleyhtir.

I

''*Etö*i b.

MSlik

lr.a.)'lan

muUcfckun

aleyhtir.

.

M. Fufd Ahdulbakî. cl-LUMÜU

vc't-

lm

ll.t:deh80: Müslim. Cihad 8 (17.14) " Taberânî. cl-Kcbîr. VIII. 210. 222"de bu hadisi Ebu ("imâme (r.a,)'tan rivayet etmitir, (Hcysemî'nin) MeemauV-Zcvâid (111. .^()2)'de de pevtii ü/ere. senedinde

Mercân.

(21.-^1).

Bk/. Buhârî.

/.ayr bir râvi vardr. Hatîb (Târîh-i

Câbir

(r.a.)'ian

011. 20^)'de ise

.^lipfe de

m-.

bakalar ise bu hadisi cimilerdîr. (Münâvî'nn) Feyzu'U(S&K«i,

Badâd.

/ayd' bir isnâdla rivayel

Vtl. 209) \c

u ifadesi yer almakladr: "Fakal bu hadisin üç gKi yöJttVîBfefttt

"^mC

dereoîsinden

aa inmez." Bkz. Elbânî, GâsaMü'l-Merâm. (H.

«).

Hafz (bn Haccr) de. Fcthu'i-Bârî, 11. 444'de bunu Serrâc yoluyla EhuV-ZinâdUrve-Âie lr.anhû)'du Habelilcrin mescide oynamalar kssasnda zikretmitir.

159


Sünneti AnbnB^l^ÜHn

Yi^

(s.a.v)

öyle buyurmaktadr; ''Amellerden devam etm^

yetec^^ sanhn. Dorusu sizler amel efea^fel usftnmatfikça Allh sevab vermekten bkp usanmaz.**^ gacfinfizOn

Görüldüü

nda

üzere Nebî

yürümektedir.

kultaodan kolaylk

Alliih,

zorluu istemez. Dinde onlara

Yüce

iarci etlii Kur' an metodunun

(s.a.v),

Çünkü

bir güçlük

istemez*'^^'*

hususundaki

insany (sabr ve

ar

teklifleri)

Qnto

istea".

ilgili

omki *UW^

buyurmaktadr. Yine YÜee

Allah evtcnlmes haram olan kadnlarla ilgiü "ayetten sonra (din

-

de çikarmamtu-. Nitekim

Allah, abdest ây^inin bitifint^tena^^a

kerfimr^ bir güçlük çtkarmak

bkp

sizden hafifletmek

ise

^Allah^

istiyor.

Çünkü

tahammül bakmndan) zayif yaratdmtr*'^^^ buyur-

maktadr. Nölit (S.a.v), MüslîhMttert dinîlconulafda inatç bir tavr sergileme-

arya

lerinden ve ki,

kac^cnalarmdan

ruhbanl, münzevi

bir

ve

te

bu sebepledir

hayattan

itidal

ü/crc yararlanmaya

Maysyla da "Dorusu Allah gü/cidir. Güzellii

"Ophesz

klmay

hayat sürmeyi ve temiz eyleri haram

meru klmamttr. Müslümanlar çammsttr,.

sakndrmaktadr.

AM Uuna verdii

sever"^*^

nimetinin eserini kulunun Üzerinde

)uyurmulur.

^ *^M^ter

ge^^

bi7Jm (finiMOe Var^, I^^Mna Hanif diniyle gönderildim" (Ahmud b. HantK;!. cl-Müsncd, VI. 1 16, 233). Yine Ahmed b. Hanbel'in. Abdullah b, Abbâs (r.a.)"ian rivayet ettii hadis de buna ahittir: "Resulullah'a. "Dinlerin hangisi Allah'a daha sevimlidir" diye soruldu. Resuullah. 'Hogörülü Hanif dini' diye cevap verdi" Hcysemi {Mecmau'zbilsinler ki.

u

Ahmed. ei-Müsncd. I. 236 ve Tahcrânî de. elKeWi M, 227 ile el-Evsat. 1, 30rdc ve BezzSr ete rivayet etmitir. Bu hadisin seneme ise Ihn tshâk vardr. Bu kii, madcllistir. Hadis rivayet edî^ et^ed^ni

Zevâid,

1.

öÜ'da) der k: "Bu hadisi;

açklamamtr. Buhâri ise îman 29'da bu hadisi scnedsz olarak rivayet etmitir. ^'^^

Buhâri.

man

Siyam 76- 77 el-Mâdc. 5/6 1

1

32. (

1 1

Teheccüd 56)'de

18.

Âie

Savm

52: Müslim. Salatu'l-Musalîrin 221 (785).

(r.anhâ)'dan. Bkz. Sahîhu*l-Camiu'.s-Saîr. (.7887)

^**en-Nisâ\4/28 Müslim, tmn 147#tr(le Abdüllâh m Cr^a::^ ™' Tirmizî, Edeb 54 (2819); Hâkim. cI-Müsledrek. IV. 150'de Abdullah

^''^

(r.a.)'tan.

Elbânî. Sabîhu'l-Câmiu's-<Saîr, (18H7)'de bu hadisin 'hasen'

belirtmitir.

160

b.

Amr

olduunu


Sânn«rtatslâfli'daklYerf

^ )m

Tahan ^tw* likleri belirtmitir.

mmm

Abdest yerine

kiî^altmay ve

yenii kadar

teyemmüm

etmeyiî

mhsat ve

hususlardaki

hmM.

hafif-

alm^ yc^^ü^k srasmda srasmda tiiaiA

gk^Un

namaz klmay; Ramahamile kadn ile süt emziren kadm

ayakla, dayanarak ve göz iaretiyle

zan orucunda hasta için

île ilgili

yolcu

it^in.

için.

oruç tutmamay da ifade etmitir. Ramazan aymdaki bir yolculuk

msr^ a^ ssdc dolaysyla ins^mlmn etmfm^vngl^^k k^istn0 ^ge yapug

ve Qzcrine su serptii bir

Yine Ncbî

(s.a.v),

rumu olmakszn öle cem' b.

de

Medine'de

lunca, Abdullah b.

akam

yamur yama ile

du-

yalsnm arasm-

(s.a.v)

Abb^

.

{m.),

böyfe

^^mkla ne^ istedi?'

diye soru-

'OmmeMkn torluu kaldrmay isle-

KM verdi."

Yine Nebî

(s.a.v),

yapimm

eylerin ise

arasn ve

"foi"

ma vermitir. EuHonuyld ilgUi hadisia mvisi. Abdullah

Abbâs Cf,a.Ta, *Nebî

dV diye cevap

hiçbir yolculuk ve

ikindinin

ile

adamn dununu baklatda

bu k.onuyla iever.

ilgili

Yasak

olarak. "Allah, ruhsal verdii

iald ^l@rin ilenilmeim

i;^

Sevmez"'*' ve "Allah, ruhsat verdii eyteia pftlfisisn sevö-. Azimet

kld eylerin ilcrtflmesîtl ^ sevef^ fen^j^nml^^tr. Sahabiierine

Ruhârî.

Savm

mutlcfckn

yumuak

36; Müslim,

bir tarzda visal orucu'**''

tutmay yasaklad.^^

Siyam 92 (lll5)'de Câbir

b.

Abdullah

(r.a.)"lan

aleyhtir.

Müslim, Salatu'l-Musatrin 49-51 (705)'de Abdullah

m

b.

Abbâs

Yaim/

lr.a)'Un.

yi^lî^erdigi hadisin metni. îlrmizî, Salat (187)'dc gcçmcktedir.

^

k HiiflfK,^-MtWd, n,

HibNbl.«s^W^ ¥1. m% B<MMi^^^ Ömer (r.a.)'tan. Bkz. Sahîhü'l-Camiu's^

fibn

S.iMcniri-Kühra, IH, I40'da Abdullah b. Sagîr. (lS8()

Ahmcd Abdullah

b. h,

Hanbd. ol-Müsnc-d.

Ömer

(r,u.)"lan.

II.

108: Beyhakî. c,s-Siincui-|-Kübr3.

Taberân. el-Mu"cemu"l-Evsal.

III.

140"la

III.

89. el-Mu'cemu'l-

Mes'ud (r.a.>"lan ve Taberânî. cl-Mu"cemu'l-Kcbîr. Abbâs {r.a.)'tan. Bkz. Sahîhu'I-Câmiu's-Saîr, ( 885) göl. geeclfâf hîç iftar etmeden oruca devam etm^-

Kcbîr. X. 84"dc Abdullah b.

XI. 323'de ise Abdullah b.

Visal orucu: ki

d^ ^

1

tir. '

-

Huhân, Savm 49 de Ebu Hüreyre (r.a.nan. Bubârî. Sayra 48, 50'de Ehu Sa&i Huürî

el-

(r.a.)'tan.

161


Sümted^lamada

Bir

YMm

M^U^Uk Q^ms^

için

mm akmada

ve sahuru da ge-

acele etmeyi

ciktirmeyi onlara müstehablcld.

Sahabilerden

Âs

(r,a.)'a

birisi,

Ncbî

Amr bnü'lAmr bnü'l-Âs

srasnda

(s.a.v)'e; bir sefer

cünüplük isabet ettiini, bunun üzerine

UyemmUm alarak kendilerine namaz ktldmlgn ikâyet eui. Nebî (s.a.v), Amr îbnöM-Âs (r.a.)*a bunun sebe^ni (r.a.)'m

sordu.

boy abdesti almayp

O da, gecenin çcdc idd^i souk olduunu zikretti. Aynca, *Yüce

Allah'n **Kendi kendinid Öldürmeyin! Allah

size

kart gerçekten mer-

hametlidir*^^ âyetini haUrladm' dedi. Bunun üzerine Rcsûlüllah

tebessüm

ctti.'*^''

te

Nebî

bu;

(s.a.v)'in.

yaplan

bir

fiili

(s.a.v)

onayladgma

delildir.

^

Mr

bir

kims^ Mr yara Ssdet eSmî^. Daha sonra

bu lii cüntip olmutu. nsanlardan desti

almasna

fetva verdi.

da öldü. Bu olay, Ncbî

^Fetvay rini

verenler)

Bunun

birisi

üzerine

(s.a.v)'e

onu öldürdü!^.

ona yarama

adamn

yaras

ulat. Bunun üzerine Ncbî Allat)

(s.a.v),

da onlan öldürsün. Bilmedikle-

sorsalard ya! Cehaletin ilac ancak sormaktr' buyurdu;^

Buhârî,Savm 45; Müslim. Siyam 48 (I098)'de Sehl

b.

Sa d

(r.a.)'tan.

Ebu Dâvud. Taharet 124 (3:t4)'de AmranttlMb^^t)*^ Ebu oavud. Taharet 25 (.i:^6)'de Câbr (r.a.)*tan. Bu riv^efte 1

!Ctmesi yetcnli" ifadesi

162

ramen boy abkötületi. Adam

yer almaktadr.

*Xkm t^emn^m


2.

Müslümanlarn Sünnete

Müslüman

^ebevî Sünnet,

ferd ve

Kar Görevi

toplum hayat

metot olup -daha önce de iaret ettiimiz gibiKMr'an*! ve

Dorusu tyla; ister

yaayan

ResÛlüllah

yalnzken ve

ister

bir

slâm'

için

tefsir

dclayl bir

edilmi

bir

temsil etmektedir.

(s.a.v), sözüyle,

davranyla,

bakalar arasnda

bütllîi

haya^

iken. ister yerleik hayat-

uyank ve ister uykuda iken. ister özel vc isler kamu hayatnda iken; ister barta ve ister sava halinde iken, ister salkl ve ister skmti annda; Allah'la, insanlarla, yakn akrabalaryla, uzak akrabalaryla, dostlaryla ve dümanlanyla olan ilikilerinde

la

ve

ister

yolculukta iken,

ister

K-ur'^'m açktaytmst ve slam'n hayâta aktanlnu ekli

idi-

Müslümanlann görevlerinden birisi de; içerisinde kapsamlhk, te^ kâmül, dengeli, olgusal ve kolaylatrma özellikleri bulunan bu detayl Ncbcvî metodu ve bundan yönlü insanî deerler leri

vc hayatlarnn

ile

tecelli

asalete

eden köklü Rabbânî anlamlan, çok

uygun ahlâkî yapnm mânalarn bilme-

tamamnda bu

metottan güzel örnek almalardr.

AUah'm ResVûy kavufmiiy umanhr ve AUah't çok

Nitekim Yüce Allah öyie buyurmaktadu*: **porusu

Ml^J^.JM^0 mM^^Mne zOsrethnler

güzdbir »meloir.'^

Yine Yüce Allah bununla size

^

ne verdiyse onu

altn,

ilgili

olarak

öyle buyurmakladr: "Resûl

she ne yasaUadysa ondan da saknn.

'^'^

cl-Ahzâb. 33/21

*™el-Har..W 163


kU

Yine Yüce Allah konuyla ilgili olarak öyle bufum^îimdr;

Eer AüahU sevfyamam bana uyunuz *^ nahlartmz balasn, Bu

da,

Müslümanlarn,

bir sünneti

U AUah da sM sevsi» ve gü-

en gü/c! bir ekilde nasl anlaya-

ssMe ve onlam ^z^l bir mk\cn glN^ gerde fkh m $&!^m

eakhmm^ bu ümmetin en hayrl jibsUM olan ekilde uyanlann sünnetle ameÜ ahlâk olarak sahahiler,

güzel

güzel

onu ne ekilde

ele

alacaklann bîlmelerhi jgemktin>. ÇÜnkO

Muhammedi MedreseMe eitim görmüler ve bu eitimleri^

yapmlar, sonra örcndiklcriyle amel etmiler ve bu amellerini yapmlar, sonra da bunlar slam toplumlarma öretmiler ve bu

ö^me iini de güzel yapmlardr. üphesiz

ünce

mtr^ MüsHlmantoli

m We gelen

lrcrtslemi,

dü-

problemidir. Kanaatimce bu, ahlâk probleminden de önce gelmek^

tedir

Düünce

mak

problemi, en

@taya çkmaktadr,

açk ekilde

Sünneti

mimm w onunla yaa-

özellikle de kendilerine

^^ed^

çevrildii,

baland, douda mteîdlâ ömmetin kafalarm kaldrp bakt (baz) slâmî uyan aktmlannn yaklamlarnda daha iyi görülmektedir. Bu Islamî uyan akmlarnm sünneti anlamada yaadkgönüllerin ümitle

tan

düünce

probleminin temelinde; onlann sünnete, çounlukla

yanl

bak açsyla yaklamalaMr anla^ p^vesinde bakmalar ve far r -temklerihi Wr @nçf*i bölümde ailattraz- Nebevî metodu anlamay

pratie dökmeksizin sünneti Hietedeyse bir taktn fenomenler

ile

ekilsel kalplarla kstlamalar yatmaktadr.

Sakndrlan Üç Afet Resûlüllah (s.a.vftift, nüfeavv^ ilminin ve risâlet mirasma: nlar,

bozguncular ve cahillerin ellerinde maruz

eden

bir hadis rivayet edilmitir:

'

im fen Cerîr et-Taberî (ö. ^imZL}, Temmâm âdU

Âl-imrân,3/31

m

kalaca husu^^

eserinife,

fim

(ö-

(ö.

ç-

Ijâfflet

414/1 023)

365/975) ve bakalannn Nebî


Müslümanlann Sünnete Karj Görevteci

(s.a.v)'dcn rivayet ettii

u

"Bu

hadiste geçmekledir:

Onla, bu

adaletli olan kimseler yüklenir.

hos^unculann sokuturmalarndan vc

ilmi;

ilmi. her nesilde

'arlarm

ulrinndcn,

muhafaza

cahillerin tevillerinden

ederler."^'**

Bunlardan her

birisi

Nebevi mirasa kar,

ykc

ü<ç-

tehlikeyi temsil

etmektedir: /.

Arlarn

Tahrifi

Mi

ama, arlk ve bu dinin ayrt edici özcllikleBuntdaiOM^ rindat ölat f^'^a^ Hâttif daîni» öz^li^ «tap "mi^^ated ol-

mak^^ ve bu eriatn yflkümU&IOltlennîn en belic^ (^t^ olan May-

hm icrk edilmesi gibi yollardan gelen bir durumdur. Bu,

ister

akidede ojsun ve

ister ibadetle

olsun bizden önceki £hl-i

kiuibm helak olmasna yol açan anlkttr. Kur'an' Kerîm onlarn bu durumunu öyle kaydelmektedîft "tJe Mî

Ey

kitap ehli! Haks/. olarak dininizde

saplan,

çounu

saptran ve

doru

arda

kaçmayn. Daha önce

yoldan ayran bir milletin heveslerine

uymayn!"*"

Bu

sebepledir

k% Abchdlah

Abbâs

b.

(na.)

bu konuda Ncbt

rivayet etmektedir:

"Dinde

anla

saknm/,! Çünkü sizden öncekiler dinde

arlk

yapmalar sebebiyle

(s.a.v)*dcn

u

hadisi

kaçmaktan

hclâk olmutur.*'

Kayym. Beyrut)'tl& hu tbii

Miilâhu Dari s-Scâdet, I. 163-164 (Dân'l-Külübi'l-Ilmiyye basks. hâtHî^ ^krctmi ve <;eicli isdteâan geldii için de onu kprvetli

Ayn

ekilde Allame hnu'l-Vczîr de. mütahiâlarnn genilii ve güvenilir Ahmed ile Hal/ bn Abdilberr'in bu hadisi oln:l;n münasdvtiylc gerek 'sahih' giirmelcridcd ve gerekse de senedinden ütürü Ukaylî'nin lereihi yönünde nakledilenlerden ddlay hadisin "sahih" veya "hasen" olduunu desleklemilr.

mam

b

Bk/,.

er-Rav/u"l-Bâsim

iVz-Zebhi an Sünneti Ebl'l-Kâsm,

MaVil'e hasks, Beyrut). Yine bkz:

er-RavduM-Bl^ fi

Ahmed b. Hanhel. el-Müsned. I. 215. Monask 63 (3029): Hâkim, el-Müstedrek.

bn

IMd Mftdi Temmâm.

347; NesÛÎ. 1.

6:^7;

Hibbân. es-Sahîh. IX. 183"dc Abdullah

b.

21-23 (Dâru'U

I.

Menask

bn Huzeyme. Abbâs

217;

bn

Mâce.

es-Sahîh. IV, 274;

(r.a.)'lan.

Bkz. Sahîhu'l-

Câmiu's-Saîr vc Zyâdeiihi, (26SÜ)

165


SSnnsti Anlamada fBAtem

YMm Abdullah b. Mes'ud (u^)^ Nebî (^v^te'^t Myet etmeictedin

"Nebî (s^v) üç defa "Haddi a^nlar helâk oldu" buyu^u.'**"

u

Burada

meye yönelik

husus ortaya (ykmaktadr: Hadis,

bir

davran olduuna

kolaylk, kolaylaimaltk

Anhk,

&tnda yoktun

ile

dikkat çekmektedir.

ama görevi

bir

et-

Çünkü arlk;

olma özelliine, sahip dinin

ofta

insanlara haddi

zorlua sevk eden baka

arln dini tahrif

ya[n-

yükleyen ve onlan

yapda sözkonusu olur.

X Bazgumukntt SojkutHrms

mmm ttimayan eylett mm mM-

1m bozgunctten, w^b&^ nebevî metodun yapsnn reddettii,

maya,

çkt

kar

ortaya

akide

ile

slam eriatnn

ve kendisinden usûl ie fürûunun nefret ettii, sonradan

çkan eyleri

ve bidatleri bu metoda kalma ve

sokuturma teeb-

büsleri sözkonusudur.

M

Bu

bozguncular, s^pslerde muhafaza edilen, mushafarda

dizili o-

okunup duran KuMfa herhangi Ur ey itSve eStffieta kalnca, herhangi bir kant göstermeksizin sadece "Resûlüllah (s.a.v)

ve

âciz

dillerde

öyle buyurdu" demeye imkân bulmalar suretiyle sünnete baz eyler sokuturma yoiunun kolay olduunu sandlar. l^kin

tNu

ümmetin büyük

Wmled Ue

sünnetin koruyucular,

to-

as^^M^tea Jmm te Mû mpM l^jpatg^bileceklcri t^^^c bnlan hmt bit vaziy^ b^edter.

gunculmn ^abilec^M ttku-

Bundan dolay dâ

Onlar, senedi

olmayan

bir hadisi kabul etmediler

ve teker teker hadisin râvilcrinin bi/zat kimler olduunu,

doumundan

ölümüne kadar; o râvinn hangi "halka"dan olduunu, hocalarnn kimler

olduunu, arkadalarnn kimler olduunu, nu,

^^ilir oluu ve mkvst* hfe ve

limvaftell bilip

ile

garip

talebelerinin kimler

zabu,

mehur

güvenilF râvilere

haM^e tl^ katausmm b^utlannm ne olduunu

açtkiimdkça sene/l de kflkl e&ttedte.

Bu

sebepledir

ki.

hadis âlimleri

"snad dindendir.

olmasayd* herkes her dilediini söylerdi" ve "snadsz ilim kimse, gece odun toplayan kimse gibidir" demilerdir.

^'^

Müslim,

166

olduu-

lm 7 (2670)

Eer

isnâd

talep eden


Müslömanlarn Sünnete Ka^

Onlar ancak, senedi güvenâlir râvilenn, j^li

gelmi

senedle

ten uzak

bandan sonuna kadar, âdil ve zabt iyi olan veya açk bif ks^ukluk olmakszn muttasl bir

olan hadisi kabul

olmasn da

etliler.

Yine

onlar, hadisin

lili/lik.

nin özcUiklerindendir, slâm, bununla, tarih ilminin

Yalnz

una

bir asl

ve

bir senedi

dair u/-man âlimlerin

illet,

slâm ümmeti-

metodlann temel

olmayan veya uydurma ve

hüküm verdii

bâtl hadisler, halk arasnda

Örnein;

ve

ç^sU^edcni toplumlan geçmitir.

da yaygnlk kazanmas üzüntü

gibi.

âz

zorunlu gördüler^

artlar ve kaytlaryla isnâd konusundaki bu

alma hususunda

Görevleri

bâtl hadislerin,

verici bir

ölîîu-

ümmet arasn-

durumdur. Bununla

yaygnlk kazand. Kadnla

"Kz çocukta, âsaWi öMUrandan

ilgili

birlikte

hadisler

dolay topraa

mölm^^,

**Kadnlarla istiare edin, fakat onlarn söylediklerine

halefet edin"

ve *'Kadnlan göze çarpan m©¥dtere otufttflE^

yaz ya/may da öretmeyin"

Bu

hadislerin bir

HaceruM-^ved'e gibi.

Bh-

^ Ofllaa

gibi.

tevhid akidesine

itikat etse elbette

terstir:

"Eer

MeruM-Esved ona

sizden

fayda

birisi

a^"

ksm û& mû hurai^^îr: "GÜly Peygamber (s.a.v)'in terinden

yaratlmtr'

te

ksm,

mu-

gibi.

ümmetin âlimlerinden birçounun Müslümanlan bu tür hadi^:d£»î^kodH:Br^ im uydurma hadisler hakknda kitaplar yazmaya bu;

^Vk i^gi

bir mesele^îf.

^Ökfe& d^ yerinde Saânî

650/10521,.

59in2mi3w/m

0. 911/1505). Aliyyu1-fâW #• 1014/1605). bn Arrâk (ö. 963/1555). cvkânî (ö. 1150/1834), Le*me^ (ö. 1848/1886) vc asrmzda Elhânî (ö. !914/I999)*nin dc bulunduu

femrMDe^zt

birçok kimse, hatta

baz

hadis kitaplarna varncaya kadar mcv'izc (vaaz-

lar)^ rekâik (kalbi, incelikler), ri

bir araya gelirnitir.

tasavvuf ve benzeri

Dolaysyla bu

kiiaj^lar*

bu

tür hadisle-

kitaplardan yararlanmak, bir gö-

tmâm i.

Camerin

Btt^ \fm lanld. slâm'n

Te'viü

hatîMinh) l^^ndii, kavramlar^ t^laf^t dii kuldar bir çer^cvcyc hapsedilerek onun temci amaçlarndan

167


Sünneti Anlamada

Yöntem

uzaklatald, tpk bâtl ehlinin, slâriî olmayan eyi slâmîymi gibi gösterme im Sfie almalan gereken eyi eteleyip ikincil otanlm öne almalan gibi bir '^yanl

Bu yanl Bu

vardr.

çarpk anlay, bu dinin özünü bilmeyen ve

bu dinin hakikatlerini kavrî^amayan

retieriyle (iir.

te'vil ile

te'vil*'

kimselerâ;

tür

basi-

cahillerin ö/.clliklcrinden-

anlamda s^pnE^Kra ve y^lara kayipaJM

m^tat uymk suretiyle âyeM kMî mm^t^ Wf0m

engel olacak

hevalanna

W*^ î^ttt^ '^ fitne oluturmak

için

müteâbih

ayetlere

lerfn alkoyacak ilmî bir yeterlilikleri ve hakka

Bunlar,

ister

uteâ

lakaplany^ destek

uymaktan kendi-

ulama çabalan

lüsvelmne bürünsünler v&

görsfinler,

W

ister

yoktur.

hikmet ehlkin

yine de bu, cahillerin tevillerinden

\mka

bireydepdfr. ite bu, dikkat edilmesi, için

zomniu

kurallar

konulmas gereken

ve

bir meseledir.

eriatmdan kopan topluluklar ve gerekse

rn büyük

bir

ksmm,

ayn duruma düülmemesi

Mahn je^ âmmetten

Gerek helÂk tÂm ile

saknlmas

üphesiz yanl

Burat^ EesÛlüllab (,s^v)'dea

«^l^^m mm

ve bu ümmetin akidesi

doru

yoldan sapan grupla-

teVi! helak etmitir.

haberleri

i^ anlamann zarut>

Wa^^ (6. 751/Î35öî'în *'&^Mk ^" adl

bndai kotuyla ililî

bir

bölüm

var.

Biz irlai

Idta-.

^fcS ^dan öyle ^k-

lediytteiî

"Resûlüllah'n ne kastettiini, herhangi bir iyice

anlamak

gerekir. ResOttUlal'm

ifrat

ve

tefrite

kaçmadan

sözünün; muhtemel olmayan bif

nutftayâ hamledilmesi

ve Resûlüllah'iA *ne kastetügtnden*, hidây^ ve

açklat

O^mm

unahiye^nde

eyi eksiltmemesi

M g^ei

belltmî olduu eylerden herhangi

bir

gerekir.

ihmal etmenin ve bundan yU;^ evrihsesi neticesiade

m-

t^fte dorudan sapmanm hobini ancak Allah Hatta Allah ve KesÛlÜ (s.a.v)'den gelen hte-teH yanl «lam^ yinM öftaya çkm bilir.

her bid'at ve

Bu

168

eser.

sapkln asldr. Dahas, bu durum, usûl ve fürûdaki bütün

aban Hakl

tarafndan (istanbul 1993'de) Türkçe'ye tercüme edilmitir.


Müslümanlann Sünnete Kar Görevleri

kaynadr.

h^n^ art niyet ilâve edild^inde durum daha da Ic^lem^edin Ni^^linn iyi olmasna ramen kendisine tâbi olunan âlimde görülen ba7. ^\^ti yail^ anlama ile, tâbi olandan hulalann da

Ö/clliklc bir dc

kaynaklanan ar niyet bir araya gelirse o /aman dinin ve Müslümanlann

Bu durumda arlk

vay haline!

yardm

Allah'lan

beklenilir. Kadcriyyc,

Mürcic. Hariciler. Mulc/.ilc, Cehmiyyc. Ral'/îler ve bid'at ehli dier topluluklar, bu bidatlerine ancak Allah ve Rcsûlü'nden gelen haberleri

yanit anlamalan düünnaü mi? Öyle Kl lardan dolay dîni

trir

çok

tür

insan,

y^Ii^m-

yanh anlamaya balad.

Neticede sahabe -Allah onlardan raz Olsun- vc labiûn'un, Allah ve

Resulü {s.a.v)'dcn tir.

Bu cahil Hana

ald

kimselerin

hlr

anlay

terkedilmi ve buna

önem verilmemi-

kafasn kaldrp da bunlara bakt

kMa ha$mdan mmm

yoktur...

bâkmmn da «mhlMtn

vc RcsÛlü (s.a.v)'in ne kastettiini gerei gibi

anlad

tek bir

J^ftah

konu bu-

lamazsn. Bu hususu ancak, insanlarn durum ve artlarn bilen vc bunlar Rcsûlüllah (s.a.v)'in getirdii eylere ar/ edebilen kimse bilebilir.

Bmm lam |î

i&)^teri.

hom^

M

^inçc bw teii, ResûlüUah (s.a,v)"ifl |eii«iifoenlm^^ hm&lam ar/ eder ve bu konuda

olan ki^iye

m

nanif bs^^ip }

kin^^ Ncîft

eder ki, arlk

mm

fayda

verme/. Artk onu vc kendisi için seçtiini brak! Diledii tarafa

Onun bana

gelen bu beladan seni koruyan Allah'a

ster Kj^'an

m i^t^ sUnnetle

ilgili

hamd

el!.."

uLsu, nas&lacla akkal kötü

hak dininde ss^maianna, Allah'n insanlara

tcVil: Atlah^n

gitsin.

'

k verd^

wMf mtm\^&^ m îns^art katanftklapd^ ntra parmak maksatlarnn dna çkmalarna sebep olan önceki ümmetlerin

s(izlerinî

istedii

denendii

gibi

Müslümanlarnda denendii skntl,

eski bir meseledir.

Mii^lj^manlar, çeitli frkalann teviUeriyle imtihan edilmilerdir.

frkalardan hçr

biri,

kaideleri dikkate

uygun

bir lar/a

ve akl

eriat,

îl^H

asli

kurallan vc kesin

almakszn nasslar kendi frkalarnn düüncelerine

yorumlamaya

mayacak derecede

ile

Bu

çalmtr.

arya giderek

'^bn Kay^im. cr-Kûh.

s.

98-99

(Msr

ksm, her türlü snrn dna çkmtr. Bunlardan

bir

akla uy-

Baunîler

1979).

169


Sünneti Anlamada

gibi.

Yöntem

Bunlar, lUg^tm

(^fzl^n)

VB nakle uygun olmayan

delalet eui£i anlamlan tenkit ederek akla

yanl bir yolda hattsket etmiimin

îte burada akla dayal cknllcrdcn olan niozollarn, kclamclann ve ödc Mutezile kelamclannn çeitli

zclliklc

Yine nasslar

z

fklifilar,

desünn^i- te'vU^mef^yini üstlenen ba-

-özellikle

l%^

sozkonusu olmaktadr.

tc'villcri

olduktan

mezh^Mni dotulan^k

amaeiyla kendi

mezheplerini temel edinmiler ve nasslan ise liru' (ikincil) kabul etmilerdir.

te

Burada yaplmas gerekli olan ey;

bu, tehlikeli bir unsurdur.

mezhepleri, nasslar anlamaya

dödü ekli

.

Zalen asl olun,

masum oiana {peygambere hususi anlamuuU^ düerseniz

olmayan insanlann düüncelerinin ^iaa) t^ilmesi^. ahircte gerçekto

Te'vil

"Eer

bir

masum

(s.a.v.)

arz

Allah'a

ve

inanyorsanz onu Allah'a ve ResÛl'e götürün."^

yapmak, zorunludur. Fakat

ic'vilin

artlan ve kurallar vardr. Biz bu meseleyi

dc kendine göre

kitabmzn

bir

alan,

birisinde detay-

lca açkladk.""^

ksm,

Kötü tevfKn bir tâbi

olmann, baka

bir sebebi

hevâya

tâbi

edtali^n veya ^hinsel gafletin ya da zanna

bir ifadeyle aklî

olduunda o zaman

tembelliin veya ilmî yetersizliin

teville ilgili

dier

cinslerin sebebinin,

olduu ortaya çkar.

Bunlarn birisi. mam Aîmsd^in rivayet ett|^ ^ hadistir: '*<SfRn savanda dit edilen) ^mm^ k '¥ltenr (r.a.)*m ^mn Wf topluluk

m

öldürecektir"

hadisi,

Muâviye

(Muâviye'nin safnda yer alan) buraya getiren kii^ani

ite bu,

gamber

)m i^m^e

(s.a.v)'în

birçok sahabeleri tur

AU

(r.a.)

(r.a.)'a

Amr

hatrlatlmu. Bunun üzerine

Îbnü'l-Âs

ameas Hazma

(r.a),

Müs^ab

b.

Çünkü bu

Ümeyr

tevil.

(r.a)

Pey-

ve daha

savaa götürerek ve ölümlerine sebep olarak öldürmü-

sonucunu ^kanr.

419

(s.

bölümüne bakabilirsiniz. Ahmcd b. HanbeL el-Müsncd, 11, 2()6 Bkz. el-Mcrciiyyetu'1-Ulyâ tV-slâm,

2§6-33ö) adl

tevil"

170

'Ammâr' ancak

öldürmütür' dedi."*'*

terk edilen bir tevildir.

"el-Merciyyelu'l-Ulyâ fi'I-sIâm".

^'^

(r.a.),

s.

298-299

kt^imzda

yer

dan ^ötü


ÜHMMi^ Sünnete Ka^ Göre^ri üphe olmakszn bumyiUn kayne^ Ayrca konuyla

ilgili

sözkonusudur. Bu

tevilleri

gerekse mecburen

<le

hevadr.

dinî ve kclamî frkalarn çeitli tevilleri dc

aratran

bir kimse,

olsa ancak mezhepleri

bunlarn, gerek zorla vC

dorulamak

için

olduunu

anlar.

Asrmzda baz ri,

kimselerin, kendi hevalarna uyarak 'sahih* hadîsle-

hatta Kur" an ayetlerini garip

buki hcva. kiiyi kör eder vc

manalarda

sar

tclsir etliklerini

eder: "Allah'tan bir yol gösterici ol-

makszm kendi hevasma uyandan daha sapk kim olabilir.

el-Kasas, 28/50

görürüz. Hâl-

' '


3.

Sünneti Ele Almada Temel Esaslar

Burada nebevî sünneti ele atacak kitmenin; bozgunculann soku'turmasm.

actan

uzaklatrabilmesi

ve caMHet^ teN^îini süftnetföü

tahrifini

için

baz

esaslara

sarlmas

gerekir k, bunlar

bu alanda temel esaslar olarak kabul edilmektedir. 1.

Sünnetin Sahih Olup

sli^

fc^vli, ister fiili, ister takriri

\m\\\r imamlarinm kî^ttiü

açsndan

metin

Olmadnn Te^pU Edilmesi

Aratrmac

sahih olup

olsun sünns^i hu ümmetin cn

elduu hassam ilntf

olmadnn

kriterlerc

görc sened ve

icspi edilmesi.

kii burada kendisini

haberi olan tecrübe ehline

gtf.

hu alandaki ilim vç her ba^^F^ktats mi^^^i 0mtm.

^^n hu

kimseler, hadis sarraflar olup Ömürlerini hadîs tahsili ve öretimiyle,

onun

sahihini

^^fidani itmii ofenrm makbul olmayandan

ayrt

et-

mdtle geçirmilerdir. Nitekim Yüce Allah bir âyetle "Sana. het eyden haberdaroim (Allah) gibi, haber veren olma/""*'' buyurmaktadr.

te bü

lanluluk* hadis için kfkleri

salam v^ Mhn yüksek

bir

il-

min temelini atmlardr. Onlarn temelini attklar bu îUm, hadi» lmi îçte*fifcha nispetle Hklh usölti flmi mesabesindedir. Bu ilim, birçok ilimden olumutur. Allâme bnu's-Salâh

trm,

ondan sonra Suyûtî

(ö.

91

(ö.

W15Ü5)

643/1245) bunu 65 çeide ulaise

onun üzerine

rak *'Tednbu'r'Râvi alâ TakrîbVn-NevevV'û^ 93

Fatr.35/U

172

ilaveler yapa-

çeide çkartmUr.


Sünneti Ele Almada Temel Esaslar

Bilindii Ü/cre; Hadis Usulü ilmi

vardr^ bir

ile ilgili

baz meseleie^le

ksmnda \m ihUl^ ^f^tr. lim ehline düen

l meseleleri incelemek ve bu konuda

tercihte

görev se,

bulunan kimsenin

iuilak ihtilal-

tercihini,

bildirmektir.

Bi/

burada

ise

ilk

asrlarda yetien ümmetin âlimlerinden olun

devir (mütekaddimui) âlimlerinia

l^inlennin âlimleri^

ha^

devir (müteuhhirun)

^Mm

m^oduna fitnesini tercih etdk. Çünkü îtk hadisi reddame hususunda daht im ve aha ce^nr dler^

SaglafhMie yönünden

Bu

metoduma tn

ilk

meselelerden

ise

son devir âlimlerinde» tfaha

biri

de; sika râvinin hadise

ileri

di\7cyöo îdiler

yapt

ilâve vc

bunun

oranda kabul olunaca] melesidir. Yine bu m^elelertkn t»riM

de; hadîsin birçok rilen hadisin

zayf ^llaTla pekitirilmesi, birçc^

yolla kuvvetlendi-

ha^^ okt# ve 3^fh»dl^ hangi tûf^£brt Uul^M!^

i meselesidir. Yine bu meselelerden

birisi de,

mevkuf

hadistir.

Mevkut

hadis; sa-

otma& mümkün olmayan bir konuda olmas halinde sahabinin bu bilgiyi Hz. Pe^nnberden ald kabul edildiinden, hükmen mcrfu' hadis konumundadr. hadisçifcr. mevkuf hadisi, görü belirtilebilir ve hakkmda konuulabilir konular içerihabenin» kiisel lOarak bilgi sahibi

^ hm

sinde tjlacak ekilde

geni lulmulardr

Yim bu me>sclelefden bîrîsî (te; hadîsin iç^ine v^a metnine stlah! bk deerlendirmeyle baknmlor. Daha öt^âdMn^

kendi asrlanndakî

Mevkuf, hadis stlahnda, sahabiicrden rivayet edilen sözler ve fiillere denir. Hz. Peygamber (K.a.)'în çcvttiiM oluturan müzminlerin ^Mlms «e^^fHMtfi^ltlEr^kUf delmesi. snadtnm Altoh Resulü'ne kadar uUmajnp sahabîde durmas dtâj^^yladn Burada dikkai cdilnesi j^erekli husus udur: Isnad! sahabîdi; son bulan her hadis mevkut deildir. Sahahiyc kadar ulaan isnadla rivayet edildii halde mevku! olmayan hadisler de vardr. Sö? gelii sahabenin "B7 Hz. Peygamber (s,a.) znmanmda öyle yapardk; ununla emrolunduk: undan men edildik gibi ifadelerle rivayet cttigt hadk^ fnevkardciK hükmen merAdur. Bu itibarla isnad H/. Peyg;mbcr ritemt^f» sahabe kalan mevkuf hadisten hükmen merfu olanlardmt ayr'

mak "

gerekir.

"Teysîru'l-Fkhi li%MüsUmi't'Muâstra^^ adh eserin "Usûlu'l-FikhiM-Müyesserc" adl bölümde "Sünnel" ile

birinci ilgili

cüz^ünde yer alan

yazdiklanmzy baka-

bilirsiniz.

173


SSnnetfelama^ Yöntem bilgilerine

dgyttmk

gs^nesinden ûols^

%

Sfinnetin

gölgesinde,

düUncenin

kabul edilebilir sa^nlmamdctadr.

Doru Bir eklide Anlaimas

Nebevî nassn: lügavî

^fûM Cs^leni)

asnmm^ ilmî

bu durum,

uj^un olarak hadisin

delâletine

tgmda,

sebdjinht

Kur'anî ve

slâm'n genel maksat ve

bf^^

ve

dier nebevî nasslann

prensipleri çerçevesinde

doru

bir

ekilde anlalmas.

Yalnz burada nebevi nassl^dao, bunun

ligine yönelik sünnet ile

dini

dnda

emir ias^^

W^mimn leb-

olan sünneti birbirinden ayrt

etme zorunluluu vardr.*^ (Hindu slam

Ahmed

b.

filimi

Abdurrahîm

"ah Vi^^^llâh

(ö.

1176/1762) bu

ed-EMhlevT* adyla

tanM

snflandrmay yapmada çok

baarl olmutur.)

Di^r bir yanlar, (Ezher rizc

etmede

fadeyle; sünnetin tert anmçIj olan

eyhlii

ile

târî

amac olma-

yapm hocamz MahmÛd eltÛt da bunu kategoumum

vc devaml-

özel veya geçicilik özellimi olanlann

arasm aytt

baarl olmutur)

lk özellii olanlar

ile

lerî

amaçl

olanlardan

A. Risâlct (peygamheirKk) gch^vinin tebliine yönelik sünnete lanlar dahildir:

Ahirct hayat ve melekût âlemine dair hadisler.

Bu

tür sünnetin

tamam, vahye

1.

da-

hükümler ve onlan belirleyici hadisler. 3. htiyaçlarn karlanmas yollarmm zabt-u rabuna yönelik hadisler. Bu tür sünnetin bir ksm vahye ve bîr ksm da içtihada dayahdr. 4. Helangi bir ekilde kaytlamakszn mutlak olarakzikrettlgi hiktnetler, maslahattela^H^netlef. 5. ÜstOn ameller ve menkbelerle ilgili sttnnet. Bunlann bir ksm vahye ve bir \asmi da içtiheda dayanmaktadr. B. Risalcl görevinin teblii kabilinden olmayan sünnete ise unlar dahildir Tbla ilgili hadisler. 2. "S7. siyah ve aln sakar ata bakm" (Tirmizî, Cihâd 20) türünden yaldr.

2.

badetlerle

ilgili

1

olan hadisler.

Bu

tür sünneli

kabilinden, bir kast

dayana,

tecrübedir. 3.

bulundurmakszn gelii güzel

badet

yapt

niyeti

.

olmakszn

âdet

tasarrullan. 4. Folklor

ÜmmO Tâ^ hadisi ttmik^n immi^ y^lik alm Ssmes^ mmm

kabilinden olup kavminin anlatagpldikleri eyleri zikretmesi.

gibi için

$.

O gsm Oj^s hm

balayc olmayan

sünnet. Devlet

bakan

sfatyla ordunun teçhizat,

alâmet seçimi gibi konularla lgili tasarruflan böyledir. Bkz. Dihlevî. Hüccetullâhi'l-Bâlia.

174

I,

.395-397 (stanbul 2003)

ah

aync

Veliyyullah ed-


Sünneti Be Almada Temel Esaslar

etmek

gcrt;kir.

birisi dc.

bu

iki

Çünkü

düülen en büyük yanllardan

ksm birbirine kartrmaktr. sünnciin sahil (sahih) olmasyla alakal olmayabilir.

Bu yanllk, Aksine sünnet,

sönncit anlamada

bu yanllk, sünneti yan-

'sahih' olabilir. Fakat

sabit vc

Allamadan kaynaklanabilir. Çünkü ymkg anlama, eski bir ha&talktr. Bu konuda sünnet için ^^di ülan durum, Cur^an için de geçerlidir. te

1$$

bu sebeple âlimlerimizden muhakkik olanlar, Allah ve

yanl anlamadan 3.

bizleri

R^ft hakknda

sakmdrmttir.

Nassm, Kendisinden Daha Kuvvetli Bir Nass'la

Çelimekten Kurtarlmas

Nassn, kendisinden daha kuvvetli veya sayca daha

bir nass i!e

salamlk bakmndan daha

ta/la,

örnein Kuran le

'sahih', asllara

uygun, tcrî hikmetine daha lâyk olan dicr hadisler

ile

veya

daha

kat'iyct

«den eriatn genel maksatlanyla çelimekten salim oimasnm piirilmesi. ifmie

Çünkü hükümler, tirilmek sureliyle-

bir

veya

iki

nassian alnmaz. Aksine -bir araya ge-

salam oluuyla eminiik ve

kesinlik ifade eden nasslar

ve hükümler loptuluijutjMn SLmr.

Ü^B Hmi

®a î, Fk^

bir meseleyle ilikilidir.

d

Bu

ile

hkA Usûlü ilmi me^lcferi^n önemli

mesele de, 'Tearuz" ve "TerLWtir. N^^lm^,

görünümleri itibariyle birbirleriyle çeliebilir. Gerçekte

ise

böyle bir

düen görev; nassn dtgörünümü aramdaki çeliikhi mümkün olursa cem'

çeliiklik yoklur.

veya

.

tercih

Bu durumda

çimekle

takihc veya âlime

^mtam^u mam

Suyûö

(ö.

91

nass

ile

etmekle

U 1505)

''Tedrfbu*r-Râ}4'^dQ tercih olunan hususlar kaydetmitir. Bunlar, lOO'Ü

geçmitir.

A. Terîî Konularda vc

darede Bavurulan Sfinnct

Sünnet yasama ve yönetmede» slâm^n ikinei kaprtlft^^ eitimci, ondan Icri, (.m-d

mülhem mânt^an.

hayra yönlendirici, erden

bavurduu

gibi, lakih

sakndnc

Î^^i ve îikme-

mesajlar ortaya çkarmak için

de hükümler çkarmada ona müraeaat eder.

175

'


.

Sünneti Anlamada

Yöntem

Yalnz bu önemli ilevin hakkyla tin^

Rcsûlüllah (s,a.v)'den felî^to

ilminde delil gösterilecek hadîsh

Msr'daki

ifade edilir. lakdirlik

^

basmas gsnMr. B«

-sahih'

üniversite not deerlendirmesine göre;

basenin en üstü

da, hadis

veya 'hasen' olmas eklinde

veya pekiyi derecesine benler. Hasen de

Buna göre

benzer.

yerine getirilebilmesi için, sünne-

'sahih'e ve

iyi

en

'sahih',

veya orta dereceye

aas da "zayfa

yakndr,

M^^. ^n^n b^mton varncaya kadar uzak

bir

sonuna, hatta Resûlüllah

(s.a.v)'e

boluk veya kopukluk olmaks^.n. az vc illetten ekilde adaletli ve tamamen zabt sahibi bir râvinin, kendisinin

ayns baka

bir

bir râvidcn rivayet ettii hadistir.

\mrm

Zahiren adalet sahibi olduklar

m^ul

fffle^Ûlü'1-hâl) veya kefidisinden rivayette bulunan tek râviden hiçbir hadisimi tarafndan

veya zabtnn

tannmaydn (mechûlu'l-ayn);

tamamnda veya

adaletli

t)tan

baka

oluunda

haikaiann herhangi birinde boluk ya da

kopukluk üphesi bulunan veya -sika Evinin kendisinden daha ^ka bir râvîye muhalefet ©tra^i olaîir az veya kendisinde hadi^n senedini yada îJKtnini

y^ml^mt

bir illet

bulunan bir râvinin rivayet ettii hadis kabul

olunmaz. Garip bir zanda bulunan kii, ilimden ve ilim adamlanndan aslafu ekilde zanda bulunmamahdn ÜmuiPtin âlimimi, msk&iSi g^en üerleyen her

ej kabul etmek@#l^ Çalara

filancadan... Resûlüllah

^tîl'

Ct4.«fâen"

derier,

biri^

|^

m

'^lanc^a^an.

OnMs da, md^ ^Doru

derler. Kadtlerific bir hadis getiren herkesin, ona,

hangisinden yklabilir? Hocalar

.

söy-

"Halkann

kimdir? ilim yolculuu srasndaki

arkadalar kimlerdir? Kendisinden ilim örenen talebeleri kimlerdir? Hocalarnn, arkadalannm ve örencilerinin gözlem altnda tutulmas

hakkndaki tavr ve.g|d9«ö AedF?*Bua ^tirilir nra? jEzber ve

yeterli

olmak ve takvayla

salamllk yönüyle o kiiye tanklk

telil

itebilir

mîl

Bunu önvü boyuna süKRnebilir mi veya ömrünün sonunda deiiklie urayabilir mi? Yallk halindeyken kendisinden ilim örenen örencileri kimlerdir? Ömrünün sonlarnda deiiklie uramadan önce kendisinden ilim tahsil eden kimlerdir?" eklinde soru sormalan yememektedir.

176


Sünneti BeAtmaâsTemel Esaslar

Hasen Hadis: bu konuda disin

'sahih' hadisi gibidir.

ravilcrinin derecesi, ezber

Yalnz 'has^'

ve zabt yönünden

ha-

'sahih* hadisin

ravilcrinücn daha azdr.

Bu ümmetin lan

lkh

âlimleri;

^rî-amelî hükümlerde

ilminin direi, helâl ve

haramm esas

delil ^cûrebiiecek hadislerde

o-

bu artn aran-

trm hususunda görü birlîindedîrier. Yalnz bu likler),

terîb

âlimler: amellerin ta/i!et!eri, zikirler, rekaik (kalbi inec-

(iyi

eylere tevik) ve tcrhib (kötü eylerden sakmdrma)

ve buna benzer hususlarda

âçkçd sünnetin yasama

ksmna

girmeyen

hakknda i^ ^iti^ ayrlna dümülerdir. Seief ülimlerinden Wîi$Wj(( Hvayetinde rrâsiimhal bajalan, bu iSf Müâftjafei davranm ve bu hadisleri rivayet etmede bir sakmca görmemitir. hadisler

Bu. mutlak vardr. Fakat insanlan

bir

çou

doru

müsamaha olmayp onun

belli bir

kimseler, onu^ kötü bir ekilde

yoldan

saptrm

alan ve artlar

kullanm, onunla

ve slâm'n tertemiz

kaynan

kirlet-

milerdir.

Nitekim vaaz. rekaik vc tasavvuf kitaplar bu çeit hadislerle doludur. Hatta bunlardan

çounun, zayf vc çürük

aîflaadklarn gördük^ Öyle ki bir

dir.

Âlmer

ise îjsanlan

aslî

bu uydurma

hadisleri kontrol altna

ve bir senedi olmayan hadisleri,

hafiRslenden

aîandtrmîar ve im

uydurrti hâdisî^W i^lcliini' açklfttnrft î^it kîtapfâf tttsMf etmiler

bu uydurma hadislerin çeitti kitaplarda nakledilmesi suretiyle halk

snda yaygnlk kazanmamas mahiyetinde yalan

lamakszn bunlar

rivayet etmenin

ile

bâtl

m

ara-

olduunu açk-

haram olduu hususunda

ittifak

etmilerdir.

Yine bu çeit çürük vc münkcr

yaygnlk kazanmtr. rinin faziletleri

hadisler, tefsir

Halta lelVir kitaplarndan bir

hakkndaki

mehur uydurma

kitaplarnn

çounda

ksm. Kuran

surele-

hadislere yer vermeyi ge-

^^cm^ür. Hâlbuki hâli/ mamlar, bunun yanl olduunu ortaya koymular ve bâtl olduunu bclifi0:^lcrdir. Bu tür uydurma hadîsleri rekli

rivayet eden

çin ve Vitahmn

sayfatittin

bu

tiir

vadislerle ka^layaii

kimseler için ha^hangi bif MftAUMafiiMadir.

177


Sünneti Anlamada Yöntem

Fakat Zemaherî

538/1 143) Sa'lebî

(ö.

Ham Bursevî (ö.

691/1291). smail

1

^7/1035)* Beyzâvî, m. 137/1725) ve dig^ tefeler Iç(ö.

tapsnda uydurma hadislere yer verme hususunda srar etmilerdir. Hatta ^'Rûhu'l-Beyân''*^^ adl tefsirin sahibi smail gibi bir tefsircinin,

hu

tür

uydurma

hadisleri

Hakk

Bursevî

kitabnda zikretmeyi

doru

bulduunu ve onun, bu düünceyi savunan bir avukat konumunda olduunu görüyoruz. Öyle ki Tevbe Suresi tefsirinin sonunda yadu^anacak blr tavrla öyle diyor:

Wîm^ t^, hu surenin sonlannda ''eUKeâf sahibi Zemaherî' nin Kad

ve ona uyarak büyük tefsircilerden

Suûd Efendi'nin dc geri

zikrettii hu

çok konumulardr.

ken,

Baz

Beyzâvî

uydurma

âlimler,

ise

hadisler

bu uydurma

uydurma olduu iddialanna binaen,

bakalan

(ö.

691/1291

hakknda

)

ve Ebu's-

âlimler

ileri

hadisleri kabul eder-

mam Saânî (Ö.

650/1252) ve

bu hususta olumsuz kanaat bildirmilerdir.

AM

u

^K^h'dtan müsamaha göstersin fakir kula (Bursevî) zahir olan udur: Bu hadisler ya 'sahih' ve kuvvetli, ya illetli ve zayf yahut da mevzu ve uydurmadr. Eer 'sahih' ve kuvvetli iseler, onlar hakknda konuulacak

ey

bir

yok.

Eer

676/1277)'nin '*eI-Ezkâr", Ali

Uyân" ve bn Kitabi

trap>

(134

ve

bu

ise.

Ncvcvî

(ö.

Burhaneddîn el-Halebî'nin ^^nsânuH-

b.

'"el-Esram^Muhammed^" âdUdi^ ÜM^ j^^^ler ^im

Fahruddîn er-Rûmî'nin

d^ ki^Ma

ifade

eylere tevik ^me) ve

hususunda zayf hadisle amel

Eer

bunlarn senedleri zayf

hadisler,

uydurma

terhîb (kötü

etm^m

#^toen

oluun^

saîcndrma)

ittlfâk ^mi$liE^*difi

Hâkim ve bakalan unu zikretmitir: vc surelerinin fazileti hakknda hadis

iseler;

"Zahidlerden bir adam, Kur'an

uydurma yoluna girmi. Ona, 'Bunu niye yaptn?' diye sorulmu, o da, insanlarn Kur'an'dan koptuklarn görünce (Kur'an ve surelerinin fazileti

hakkmda

Ona, Nebî

hadis (s.a.v),

uydurmak "Her

suretiyle)

buna engel olmak istedim' demi.

kim benim ürerime

ka^^lan s^lerse çehen-

b^ütth d^iffi%; Imm o adam, 'Ama ben O'nun aleyhine d^l, l^ke yalan söyledim! V dettÂ^*"'^^ nemdeki

Bu

y^ni

hazsrls^m'

tefsir.hem muhtasar ve

hem de

tara

Bursevî, Rûhu'l-BeyânJI, 977-978

178

halinde Türkçe'ye tercOme edilmitir


Sünnpîi Ele Almada Tpmel Esaslar

unu kastetmdOedir: Nebî Cs.a.v) aleyhine yalan söz söyleyâm'm esaslann ylmy& ve slam @iaU ilc^ ahkâmn b(^mutya

Bursevî

mek,

yol açar.

Ama Nebî (s.a.v)

Çünkü Nebî

lehine yalan söz söylemek, O'nun

(s.a.v)

vc O'nun yolunda O'nun

zzüddîn

lehine yalan söz söylemek ise böyle deiMir.

izini takip

crialma uymaya

cimcye tevik etmek

Abdüsscâm hu konuda öyle

b.

,

içindir.

eyh

der: "Söz. insanlar maksalla-

nm ^Kîen bir vesiiedilU UM yönden güz^I kabul edilen

bir

maksada,

m

burada yalan Kîm dc^ru vc hem d& )^\m sözle ulalmas n^oi^tbiK siykmek haramdn Eer H:mksada» dt^rü söylemekle d^l de yalrti» @ ifsad ge^ll^^Pyalan söylcnfe^fe ulart^ îiiCWrimtt oluyorsa

m

mek muhah ise

ise

burada yalan söylemek mubah olur.

Eer o

maksad vacib

yalun söylemek de vacip olur....'

Bmia %ft havle velâ fcavvete illa billâhi'l-Aliyyi'UAîsîm" çekmekicn vc "Innâ Hllâhi

vc innâ

ileyhî râciun"

demekten kendimi/ alamyoruz.

St)nra kii. böylesi bir sözün, kendisini Allah'm

arama

ler

^r^

çikmasma

ha/lannm

kalan ve

KiUy4,)r!

merepli bu

Tahkik

eyh

lelsir

tarafndan öncelikle

ehli âlimler

bilmiyor

ki,

fkh vardr acaba?

mz

uydurduu

(S^

hadislerle bizim dinimizi

nrkmn i}\m uydurduum

mam bundan

f&pt^

âîM

!

tamamlamasna

birisi-

ihtiyac-

yolte. Sanki o* (haa) Yüce Allah'n eksiklerini gi<teripr ve

hammed^e

bi-

Allah bi/im için dinini kemale

erdirmi ve nimetini bizim üzerimize tamamlamtr. Dolaysyla nin kendi

eden-

iakih vc usûlcü dedikleri bir âlimden

linmesi geR^enlert dahi bilmeyen birisinde hangi Sufi

kitahm

mW hatrlatmk öyle

diyor:

tamamlamak ve ondaki açkiklan

Mu-

"Ben senin

kap^Mk ^n

hadislerle senin lehine yalan söylüyorum!"

a^zeddin b. Abdüsselâm (ö. 660/1262)'n sözüne gelince, o

tas^k

kovalayan bir zalimden

nû^m^s bir

sava

arabuluculuk, kendisini

suçsuzu kurtarma ve bunun gibi yer-

lerde yalana ruhsat veren hadislerle ilgilidir.

Bu

tür sözler,

bu

konutâttft

s.

133-134'de

bulunabilecei yerlerde de zikrolunan eylerdir.

*^ Seyh AbdüUcuâh Ehu Gudde. Leknevtnin, el-Ecvibctü'l-Fâdla.

yapt

a(;klamada Nebi'nin lehine hadis uydurmay caiz gören ayplayarak naklet milir. (kinci bask. Kahire 1984)

görüü

rcddedip-

179

.


SûnnçtiAnbne^lMm

Aynca haeâûm

b.

Abdûsselâm'm ayn sözü, bu

îddia sahibinin id"

diasn reddetmektedir. ÇUnkû tzzüddîn b. Abdüsselâm, güzel görülen maksada hem doru ve hem de yalan sö/le ulamas mümkün ise orada

olduunu

yalan söylemenin haram

mu

/ikreimilir. Öyleyse burada

rahatlkla söylf^biliri?.: Yalan hadislerin rabet ettirdii bütün faziletlere

ve korkulup-sakmdud tttm ^ilUkkne

'hasen* hadîslerle

msd^ara

de ul^^mak üphesiz mümkündür.

darma>k^in ^raak liffî^»ndr« tra^ büyük Sahih Hadîsleri Reddetmek,

B.

dyair

'sahih'

ve

O halde ysdan (uy-

gü^^km mi bamân^.

Uydurma Hadisleri

Kabul Etmek Gibidir

UyâMm ile (s.a.v) 'e nispet

ümmet

Allah ve

Rcsûü

yanl

ve km ve

kar

(s.a.v)'c

tadiM

PMlOM

tehlikeli ise; heva,

ve bu ümmetin âlimleri, imamlar, en

kendi

bilgiçlik taslamak,

la/ilctli

nesilleri

ile

bu cn

bakkada su-ijan belemek surctiyic 'MkU' olan hadi^ reddelmek de o kadar tatildir. Geçmi asrlarda ümmetin avam,

imyrl lerî

€mek

Mifâeri

etmek ne kadar hatal,

hccnmc.

fikrini

M

aüurlan

ladisM

çürük ve

avam;

Mul

^rnejctey^efv

bir bilgiye, bir yol göstericiye

makszn

Çünkü

bunlar, kendilerinin güzel

vermeye kalkmazlar. "^Avam"

}^^m^tuhn

bilgiyi

ile

ise

fimmetin

ve aydnlalc bir kitaba dayan-

\sahih' hadisleri bile reddetmilerdir.

mi (okuma-yazma bilmeyen) kimseler

Bu asr^

ile

Burada "avam"

üm-

ile,

benzerlerini kastet mcmckic-

görmedii iler hususunda akl

ancak evlerine

kapUruian §mmm,

ahnî^mn» formalite eyleri Üim diyc bilen vc bu for-

malite eyleri ikinci kaynaklardan, müsteriklerden, misyonerlerden veya

benzerlerinden

aran

gururlu olan üst tabakadan kimseleri kastetmekteyiz.

Burada ûnemli olan husus udur: Hiçbir neden yok iken disleri

*&ahih* ha-

kabul etmemek, eitlik sminnda dinde reddedilmi hadisleri kabul

^m^^bfdir. Çünkü yalan kar. Fakat

çkanr.

hadisleri kabul cimck. dinde

'sahih'

hadisleri

üphe yok ki ^erek bâtln

de yerilip reddedilmitir. 180

reddetmek

ise

olmayan eyleri ona

so-

dinden olan eyleri ondan

kabulü ve go^kse hakkn mddi,

ikisi


Önceki Diimanlann Sünnete

1.

Hak yt)dan sapanlann ve vc ddialar vardr. Âlimler

Kan üpheleri

bidat(;ilcrin

önceden

beri

baz üpheleri

anttrmactar, sözlconusu bu üpheleri ve

iddialar çeitli ekillerde çürütmek ve geçersiz

klmak

suretiyle

tasH^

cAmi^rdir.

mam âLbî (ö. 790/1388) der ki: "Bidatçi türedilerden bir toplul*, feffff

ma

^iât

gibi Kur'an'da

fcttiini,

zemmedüdiini

neiislerinin isteine

driar.

zannn

Oysa zan

îse

Yüce Allah'n

ileri

u ayetlerinde olduu

sürmütür: "Onlar sadece zanna ve

uy maktadrlar""*

'hakikat ten bir

Misleri r^detmek Ozee, hadîs-

zanm liymajctaVe bu manaya

ve/'Onlar sadece

ey ifade etmez."*^^

dn* ayetler... Öyle ki bu kimseler, nass olarak Kur'at'da olmad haldo, Tmee Allah'n, NeM (s.a.v)'in lisanyla haram

len

haram

kld

eyleri helâl saymlardr. Onlar bununla ancak akllarnca güzel gördükleri

eyleri kendileri için sabit

lerde kast olunan

zanm

klmay amaçlamlardr.

Âyet ve hadis-

onlarn ddia ettiklerinden bakadr. Biz bu

z^n

^ l£^0k!!de ^lamakmyg

Birincisi:

Din esaslar hakkndaki zan. Zanla hareket eden kimsele-

m^

zddmn da olma ihtimalinden dolay, âlimlerce ey ade etmez. Bu tür bir %annm aksine ikincil meselelerde. zjlEnla mrâr re göre,

zannn

it

Je delâlet

eden delillerde

Dolaysyla dur. Alimler

ikincil (fer'i)

iHûrü, eriat ehline

meseleler

dnda zm

mmlu mmi ^^. yerilmitir. Bu,

doru-

bunu bu alanda zikretmilerdir.

kincili Zan borada

terçih

unsuru bir

delil

olmakszn, ^li^îH

iki

eyden birisini dierine tercih eUndctir. üphesiz burada da nefsanî hüküm verme sözkonusu olduu için bu da yerilmitir. Bu sebepledir ki ayette

hemen peinden gelmitir: "Onlar ancak zanna ve

istediine uymaktadrlar"'*'*" âyetinde

en-Nccm. 53/23 •.-'^cn-Necm. 53/28

cn-Necm. 53/23

nefislerinin

zannn pei sra "Nefsin isteine


Sünneti An^matfaYfimem

uyma** gelmitir. Sanki onlar, hcrtiangi bir hususa srT istslcte meylediyorlar.

Herhangi

garaz ve

Bundan dolay zannn kötülendii sabiUr.

bir dcliic

dayanan zan

genel itibariyle yerilmi deildir.

uymann dondadr. Bu (fÖm*)

belli bir

ise

bunun

aksinedir.

im

Çünkü bu

Bu tür bir

türü^ hevaya (istee)

nedenle de \$p9i edilmi ve ikincil

gSbi benzeriyle amelin

zan,

m^telo-

uygun okluu yerde gereince de

amd

ediimiiir.

Üçüncüsü: Zan,

iki çcillir: Birincisi,

kal

bir asla

dayanan zandin

Her nerede olursa olsun oîatta bu zanta amel edilmitirt Çüdcü bu belirli bir asla da)^mtr ve mahiyeti biline kabildendir. Dieri se katt bir asla dayanmayan mâiT. ât^^rusu, ya he^angl Mf %-

Mm

baka

sl"dan

bir

veya kendisi gibi kai'î bir asla

baka

bir

eye dayanmtr ki yukanda bir

zanna dayanmtr.

belirtildii gibi ycrilmitir

Eer

dayanyorsa o zaman durum

bu zan

yerilmitir.

s^cdi

sahih' olan bir hab^-i vahidin, eriatta kat't

gerekir.

Ki böyieee bunu kabulü vacip olsun.

lerin

etlik.

son cevap, âiibî'ni

itibar

Yahut

Her hâtükârda-

Utmk durmas

te buradan harekette onu

Ama herhangi bir asla dayanmad

zanlannm reddedilmesi, onlara

Bu

ayn ekilde

birincideki gibi olur.

eye dayanyorsa o zaman bu da

mutlak olarak kabul

türü,

içn

kâfir-

edilmemesi gerekir."

"«Msbo^/S^'^^' kitabnda geniçe

ele

alnan bir a.^Uc^ faydalanlarak verilratir. BlhamdüHlah.

Baz rin

sapknlar; hadisleri reddetmede haddi

görülerini reddetmi, böyle bir

rini ise

görüü

am, ona itimat edenle-

akla

aykr

ve

görü

mecnunlardan saymtr.

T^irci Ebu Bekr IbnüM-ArM^ 0- 543/1148} Bor'da ve Allah'n görüleceini inkâr edenlerin birinden

'Yüce Allah'n tekfir

edilir

edilmez).

ahirctte

mi,

edilmez mi?'

diye soruldu.

fMr

O

da,

bir

'Hayr,

"Ona,

kimse (tekfir

M^ut öhmym l^4M&

olmaz!* diye cevap verdi. bnu'l-^:al^

Bu eser, Mehmet Erdoan tarafndan ( 993

182

unu anhtr

Çünkü Allah'm görüleceini söyleyen kimse» bu düüncesini,

dayanan kimse ise

'

toilatg

görüleceini benimsediini söyleyen

makul olmayan (zaimî hadisle^) «Eylemitir.

^

sahiple-

1

stanbul) tcrcü;ne edilmi^r.

d^

kt:


Slnneti Qe AInMa

%iB jbjzim,

TMMr

yannda konumumuz! Artk baarabilen kimse> nefsin is^^pie üym)^ sebep o\m ususlan dö^üp ders aism. Mtab^ i^tu hmMfh hmi bundan kontsun."^^^

mam

onlarn*

bn

Kuteybe

(ö.

276/889) de "Te'vila Muhfelif'l-Hadis"^^^

adl kitabnda sünnet dOmanlanmn

çounu

zikretmi, sonra bu

ileri

üphdere

süEdüü

külli

tek tek cevî^

ve cüz'î eylerden

veemk

iptal

etmi,

cmlann ateini küle ^virip söndürmütür.

^ Vi^t 1l%nljlniaru Sünnete Kar üpheleri Asrmzda se

kar yeni dümanlar ortaya çkmtr. I^nbizim 4^mmmtt d^mdaîlihr. Müsterikler misyoner-

lardan tm/lan ler gibi.

îfes

Bazlar

örencilik

re

sünnete

ise

diyanmzdadr. Bunlar. Müsterikler

yapm

iic

misyonerle-

vc dolayl ya da dolaysz bir ekilde onlardan etki-

lenmilerdir.

En ra,

ycsnî gelenler,

^ki bdâimtan Ehlimi kiillandklar

asrm kültürünün ilham

eskiler

ve

yeniler,

sikbtan da ilâve

ettiler.

Böylece

yayasyla-süvarisiylc. sünnete, sünnet kitaplarna^

âlimlere ve melodlanna

kar koymak

üzere bir

amj^ ^4i\^x. Bunun

takm güç ve entrika saltfptol ve müesseseler de onlan telektir Fakat YWm M\dh, sünn^ için. üphe lîahiplerinin üphelerine kar.

i^a di.

ettîgi yeni

gibi, onla-

bir

Oldukça

isabetli delillerle

ve

baya

insanlarn bâti iddialarna

kar

onlar kahreden gerçeklerle mukavemet eden asrn daMlerini hazrlayp

"B^kceMükk^rçekte^ ve onlann yapüktart bâtUMt. Orada yenüdüer ve kSçük dût&lerA^ güçlendirdi.

Bu

âlimlerden; takih dâvetçi mücahid bir ilim

es-Sibaî (ö.

1

384/1 964)'yi

Bu

eser. Hayri

ikinci

olan Mustafa

"es-Sünnetü ve Mekânetuhâ f'i-Tetîri-

slâmt" (Sünnet ve slâmî Yasamadaki

"'âtibî. riisâm.

adam

Yeri)"^^'*

adl deerli vc faydal

l.2.\'i-2."^7

Krbaolu

tarafndan "Hadis Müdafaas" adyla (stanbul 1989,

bask) Türk^^toreüme edilrttftir.

"'el-A'râf. 7/(18-119

1

Edp Gönenç

tarafndan "slâm 9K 1) Türkçe'ye tercüme edilmitir. Bil eser.

Hukukuuh SSttm**

adyla

(ÎSfertbu

183


Sünneti Anlamada YSntem

kitabn zikretmemiz

yctet.

Allah ona rahmet eylesin ve onu mizannda

hasenat ve katmda yüksek derecele için vesile klsn/^

C. Kur'an^n Yol Göstericiliiyle Yetinmek Sünnet dümanlarmiB

üphelinden

tucisi

de; Kur'an'u her eyi et-

raflca a^klafhg jfçatdâm çerçevesinde Kur*an*la yetinme ddialannr sürdürmeleri sebeMyle

«Ome^

yurmaktadn "Bu Kitab', bir

rahmet

kayna

sana;

fieddi^neMdfr. 1^Qe@ Allâh öyle }m-

kigrey

için bir

açklama,

vc Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.'**"

Yine Yüce Allah öyle buyurmaktadr:

"D«^nm ^ann (geçmi

peygamberler ve ümmetlerinin) kssalannda akl ssd^Ii^ ibretler vardr.

1^

pdk çdc

(Bu Kur'an) uydunhârilecek bir s$z deildir. F^kat

kendinden öncekileri tasdik eden, her eyi açklayan

eden toplum

bir hidâyet ve

için bir

rahmet vc

bir

(bir kitaptr);

bir

iman

hidayettir.*^

Aynca Yüce Allah bize Kur'an' korumay garanti korumay ise garanti etmemitir. Cevap: Sünnet, herhangi

üphe olmakszm

etmitir. Sünneti

Kur'an' n açklama-

sdr. Bu nedenle dc sünnet; Kur'an'n mücmelini etraflca açklar,

m^t

o,

u-

kayto. E|er sünnet oimttmm^ mam, mMSm^ ha^M ve ^er e^lbrto ^ta^tarm bîl^ticzdik. Ige bu s^ip^ Yüce Allah öyle büyurmakfadu: "fasântoü, hükümlerini tahsil eder> mutlak oiantn

nw^,

l^ndÜerîne f»dtrilet^

â0$^mm l^in ve düünüp ahh^dar diye sana da

hu Kur'an' indirdik."*^

SMt'»

Yine hu SJh^te: rOa On'slis oC mbammâaa Jtrispudence*' (tslam BklU vis SOniMâ) adl eseri^) nasterik Scbadit'a cevap yemn Dr. Mu"ef-Envân'l-Kâ^ife" adl kitabn sahibi eyh Ahdumhman h. Yahyu cl-Mualllmî el-Ycmân"yi. "Zlumâtu Reyye^y ve MCidafaas" ("Sünncl adyla Türkçe'ye icrcümc edilen) "Di/Su ani's-SÜnnetr adh

hammed Muslata

el-A'/âmî'yi.

Eb

Ebu ehhc'yt ve {"Sinnelin Tespiti" -Myla 20()5"de Türkçe'ye çevrilen) "esSünnetü Kable't-Tedvîn" le Ebu Hüreyrc hakkndaki "Ebu Hüreyre Râviy&M'I- tslâm" adl kitaplarn s^ibi Dr Accâc cl-HatU) ve burada zikr^nttye^MSi^âiihfi Hp0% mymk matnkândfir. *^'en-Nahl, 16/89 kiliibn sahibi

Um0

*'^Yusur. 12/111 ^"'eO-Nahl, 16/44

184


^mâ Be Almada Temel CsKbs Aynca Kur'an hi/e Allah'a (s.a.v)'c

de

itaat

elmeyi emrettii gibi Resûiüllah

cimeyi emretmefctefc

Resâre de itaat edin:^

"De

ki:

''Ey

iman edenler! Allah'a

Allah'a itaat edin;

olan ulu'l-cmrc

itaat

îie

itaat edin.

f^t e#n. Eer

Allah'a vc ahirde gerçeklen

Resûl^e

bir hususta

Ham

ediH ve sizden

anlltptâj^

inanyorsanz onu Alktk%

^mnh

w Re^l% gW-

..44P

..

run.

tehanf i hir ii "Allah'a ^Uirme"nin, onun kitabna götürmek öldüü ve "««sö/V g&mrme^\n cfc omn süniMine götürmek olduu hususunda îcma etmilerdir. Âlimler,

Yüce Allah öyle buyurmakladr: "Bu sebeple Peygamber'in emrine aykr davrananlar, balarna çok elemli

hir belâ

gelmesinden veya kendilerine

azap isabet etmesinden saknsmlar."

bir

"Allah'm Kur'an' koruduu yani Kur*a*î koruma iini Üstlendii ve sünneli koruma iini üstlenmedii" iddiasma gelince,

imam âtbî

(ö.

790/1388) "el-Muvaiakât"' adl eserinde "Kur'an' koruma iinin, sünneli

de

komnmy

garanti atiini,

çünkü sünnetin Kur'an'n

bir

açklamas

olduunu ve açklaian eyin korunnrasmm onu açklaydm da korunma^

smt^^tirdi^i a^klam^tr. D. Hatal Aolay Sebebiyle Hadisi Reddetmek Bi/im burada dikkat çekeceimiz husus udur: Alannda uzman vc

aratrma

sahibi

olmayan

binâen sünnet vc

'sahih'

hir

kimsenin zihnine taklan hatal anlaya

hadisleri ret etmesidir. Biz sünneti

okm araUrmann, konuyla tm;ya koynmya pJmanm vç ^met alannda kaynak-

tltöUSUml» teenniyle hareket citnenîn, en

%m

ineeliklcri

lar îte sSnncl ehtin© ileri

anlama

iyi

mUmcaat elm&nin zorunluluuna inaTuyomz. Bu,

ayialarda ü/erinde

duracamz bir

meseledir.

"'eii-t*^îsa'.4/59 ert-NÛr. 24/63

185


Sgnneri An^mada YSntem

E.

Yanl Anlay Sebebiyle Sahih Hadislerin Reddedilmesi

Sünnetin maruz bir hadisi

kald

problemlerden

okuyunca manasn anlamada yanlgya dümesi ve

o kimse, kabut edem^esceg

hadisi

bu

mskM deildir.

yanh anlayla t^k fâtnesidir. Bu n^siu 9 kiiye

te

insanlarn

birisi; ba/, aceleci

mânayt t^Mifîâi sanarak hemen

bîr

reddetmeye kalkr.

hadisi

Eer

o kii, insafl davransa ve biraz

mânasnn anlad

gibi

olmadn

k^disine glre^ hadise öyle

bir

düünüp aratrsayd,

muhakkak

bilecekti.

anlam vcrmi^ir

Oysa o

onu

ki

hadisin

k^i,

Kuc'an ve

sUnim |etiita;tfr. ne Aapça o mana^ ggftsktif mîtir ve ne de

kendisin-

ûm Mnmmâsaygm bir ^îttt sidyksrii^if.

^

**Pe^ambm Minde ikm 4e bana mrmktM ben 4e izaram ipe^mamn) balardm, ten^ tenime 4okun4ururdu'^ efcUtdeki Âie (r.anhâ) Hadisi •

Bu annesi

\}sm

hadislerden

Âie

de; Buhârî

ile bir(;ok

kimsenin, müminlerin

"Pey^mber, ben ay halinde «mnvderdi ben de umnm (petamabm) balardm,

(r.anhâ)'nn rivayet ettii

bam

(te

birisi

tebt tenime dokondururdu'*^'^ hadisidir. **MeceIIetu'l-Arahiyyeti*l-KuveyHyye*'î\\n yazarlarndan

lak

oluz yl kadar önce bu hadisi inkâr

"Sana kaulmlam ay sebeple

«9^

halini sorarlar.

cimi ve bu

De Ici:

birisi,

hadisin.

yak-

Kur'an'n

bir rahatszlktr.

haiînde iUan kadi/^fdan uzak durun,

Bu

Temkenmc^ ka^

^mdam pM^m^^ %eri% ters ^^tl^Ü M^ssyla bu hadisi red^ detme mahiyetinde Yazar der yor. Hadis ilstunden

Buhârî.

186

makale yazmtr.

durmay emreditenini, .hanm Âie'nin tenine petamalnn

Kur' an, ay halinde kadnlardan uzak

Resûl'ün,

dokundurduunu söylüyor.

Cevap: zetelerde

i^

ki:

bir

O yazara detayl

vc

Hayz

dergilerde

5. tikat 4;

olarak bir cevap verdim. Bunu. o vakil ga-

nerettim.

Müslim, Hayz

Ayrca

bu

yazy, "Fetâva-i

(293): Tirmizî, Taharet 99 (132)


.

5ünn?îi Ele Almada Temel Esaslar r

Muâsm*^^ adl kitabmn birinci ftmi udun Ya/^n anlad gibi,

Bu

cüz'ünde ncreuik.

reddiyenin

mm mfm arasmla herhangi

Çünkü

çeliki bulunmamaktadr.

ite

hadîs.

Kur'an'

tefsir

bir

etmekte vc Yüce

AUah'n âycuc emrettii "uzak durma"nn manasn açklamaktadr. Âyette "uzak durma"

ile

kastedilen. Yahudilerin

yapt

gibi ay hali

srasnda kadndan tamamen ka(;nmak demek deildir. Nitekim Yahudilerden

ay hali

biri.

bamnayla ayn» aaekânda gccelemezdi. Âyette

^k^.

hanmyla ay hali^ i^n ginttîme^fc feaam» ^nun dmcto bir eyle haittîni)^an

^zak durma" ilikiye

t>lan

ite kastedilen;

stifade etmesi; yasaklanan uzak

durmadan de|iMfr*^

Yaat» Madisi

"Allah *m! Bern Miskin Olarak

bn

Mâcc'nin,

Ehu Saîd el-Hudrî

Ubâdc bnü's-Sâmit

''

(r.a.)'tan"*^

(r.a.)'tan""^ rivayet ettii

ve Tabtatn^în

ise

"Allah'm! Beni miskin

miskin olarak Öldür ve beni miskinler zümresinde kimseler okuyup, burada geçen "miskin" keliharet""^^ bdisini alarak yaat,

tm

m^den "fakirlik*' ve "insanlam ttiM^ 9ma"y anladlar. Bu ise Nebî (s.a.v)*in

frieîrlifc

fitnesinden Allah'a

sgnnras*^ ve

olup bakalarna muhtaç etmemesini istemesi;*^ Sa'd takva sahibi ibâdetleri

mas

^ Bu

ve

Amr bnü'l-Âs

gizli

Allah^tan (r.a.)*a,

illetli

"Allah

yapan, gösterisiz zengini scver"*^' buyur-

(r.a.)'a ise,

"Salih bir kimse için helâl bir mal ne

tarafndan Türkçe'ye (stanbul 1994^ tercüme edilmeye balanmtr. Halen tercümesi devam çimektedir. Ayrca bu eserin, daha önce yaplm farkl bir tercümesi de vardr. csor. bir heyet

Bu konuda "Fetâva-i Muasra" adl kitabmzn birinci cü/."ünde "'Sahîh-i liuhâri'yi Savunma" ile ilgili fetvamza bakabilirsiniz. •"^ bn Mâc:.Zühd7(4126) *'^Tabeanî. Bk*. m/wM' ftföeattu'z-Zevâid, X. 262 iddia Bkz. Sahîhu'l-CSmiu's-Saîr, (1261). Bazdan bu hadisin /ayf olduunu böyledir etmilerdir. Hadisin zayf olmas dummu. Âie (r.anhS) yttUmdan geleni (23Ü2) ). Fakat sö/konusu Ebu Saîd cl-Hudrî (r.a.) ile Ubâdc (Tirmizî. Zühil bnu's-Sâmil (r.a.)'tan gelen hadisler ise zayf deildir. (r.anhâ)'dan rivayet eti^ Buhâri. Deavâi 39. 44; Müslim. Zikr 49 (589)"de

M

Âe

lir.

Bkz. Sahîhu'l-Câmiu's-Sagîr. (1288).

m^m:n%f^mtin rtttm, memlJi Omy, ibn

Mâee. Dua 2 (3832)'dc

AWaah b.

Abhâs (r.a.rtan rivayet etmitir. Bk/. Sahîhu*l-Câmiu"s-Saîr. (1275). Ahmed b. HanbeL el-Müsned. 1, 168: Müslim. Zühd 11 (2965Vde Sa'd b. Ebi Vakkis (r.a.)'tan rivayet clmiUr. Bk/..Sahîhu'1-Câmiu's-Sagîr. (1288).

187


tali iM»if»^M güzeldir"'*^^

buyurmasyla br çeliki ortaya çlcar.

Bazlart bu te ise,

gclis^ki

burada ^miskinlik

bunu nasl kastetmi

m ten

yüzünden sözkonusu ile.

olabilir

ve fakirlii külürie sfflia

"

hadisi reddetmitir.

"lukirlik" kastcdilmemcklcdir.

kU Bizzat

Gerçek-

Ncbî

(s.a.v)

kendisi fakirlikten Allah'a

sn-

anmir: "Allah'm! KâfSr vefakirUkRabbi ise Nehî (s.a.v)'e îEciHgîîiHk ihsan etmi

birlikle

sjgnmm"*^^ ve

ve bununla it^H olarak öyle buyurmutur: "Seni etmedi mi?"*^

fakir buldu da,

zengin

Dokusu burada ''mislmlik"m makm, tevazu ve ^^^tMâ ^lmânm ÎTl^im ATffime ftn^m^ (ö. 606/1209) bununla ilgili olarak öyle

"Nehî

der:

(s.a.v),

bununla, tevazu ve alçakgönüllü olmay, zorba-

clardan ve büyüklük taslayanlardan

Nebî

(s.a.v) (s.a.v),

olmamay

ekil ve görünü

taslayanlarn hayatndan uzak bir hayal gibi

oturmu, ontann yedii

^Jir ve Nebî (s.a.vX

mmr,

yaamtr. Öyle

Köleler ve fakirler

ki yabanca bir

sahabi terinden ayrt edemezdi. birisi gibiydi.

elbisesini yamar,

büyüklük

itibariyle bile olsa

gibi yemitir-

onlarn yannda» onlardan

yal^cabsm birlikte

(s.a.v)'i,

kastetmitir."

kimse

Çünkü Nebî

BvMe kendi

e%1e

koyununu saar, cariye ve uakla

deirmenle un öütürdü.

Bîr adara, (s.a.v)'e olan

üzerine Nebî

^

gSn)

1^ C^Y)*în yanma girmiti. Bu adam, Nebî

saygsndan doîay eli-aya (s.a.v),

birbirine

o adama, 'Kendine sahip

Dorusu ben Mekke'de kurutulmu

ol.

et yiyen

dolamt. Bunun

Ben

bir kral

Kurey'tcn

bir

deilim.

kadmm

oluyum* buyurmutu/^**

Ahmed

Hanhcl. cl-Müsncd. IV. 197. 202: Hâkim. el-Müstedrek. II. 2'de bu hadisi rivayet etmitir. Hâkim hu iadisin 'sahih' dldugunu belirtmitir. Zehebî de b.

buna katlmtr. Konuyla

ilgili

olarak "Mûkilâtu'l-Fakr" ndh esaimizde yer alan

tahriçteki ilk hadis.

HSkinu el-Müsledn;k. I, 252: Bcyhakî, es-Sünenü"l-Kübrd. riv^ ^ntlir. Bkz. »îhö'KSr^ VSaîr, ( 285).

VII.

12'de Enes

1

ed-Duha. 91/8 " bn Mâce. Et'ime Mi 0312): Hâkim, cI-Müstedek. Bedrî (r.a.)'tan.

168

111.

50'de

Ebu Mes'ud

e|-


Dini Yenüeme (Tecdit^ Hadisi

Ba/lan da Rbu Dâvud

Hb

Hûklm'in.

ile

olarak rivayet ettii ve hirçok kimsenin

Hürcyrc (r.a.ytan mcrfû'

"Alah bu

"sahih" kahul etlii,

ümmete iter yüz senettin bamtle, o (ümmetin) dinitû}i0mieyecek birini gMtderir"*^'^ hadisini

ukt^p fttf^a

'>ffwffflfc*'len;

0imm

ûimn

^

uyum sagYâm^Al fihlâfin^kf "Din yenilenmez, «aMtfr ve deimezdir. Dtnin gcHmcyc uyum salamas gerekmez. Fakat gelimenin üzerine düen, dine uyum salamaktr"" demilerdir. vû /amaifâ

'DinB lenikam^" kUJi^

mm

ilkelerini

derck tnsanlann iltiyaçtann ka^layacak vc

ekilde her

ey

ala tmaya

yeni bir

m ^njtüerini ^lah e-

gelnu^cd tî^mMlec^k

stj^m kc^n^ntrjr

ise genzekleri tersine çevirmektir.

â^rn&kttf Siiyle .

îtîF

Zaten hadis de bu iddiay kabul

etmemekledir.

Bu *

""y^Ueme**^ %^mi^u eer

iddiada bulunan kimsenin

nda geçen) açklamas Bir

ise

aratumamda da

(yuka-

o /aman onun dedii dorudur. belirttiim

anlama, ona iman vc onunla amelde

gb, yenileme'âcn Çünkü

maksat; dini

eyin yt^ilcnmcsi. onun ina edilip onaya çkiît günkü gibi, eski almasna >^fiM Mnki ycniymi gibi eski haline ^^ffitta^9îl*|fflakHr. rteonun Hk ekline en yakm hak geltte^ Icâ^^ M^St^^ ^çs^i? I^k^yg mesi, yklan yerinin onarlmas ve yanlan yerin birictirilmcsiyle olur. yeniliktir.

"'Yenîleme'mn manas, onun eski halinin siyle ilgisi

olmayan

Bu. herhangi

bir

Bu konuyu nann

d^r ysni

eyde

yenilik

bir

'

saylma/.

st)mut bir örnekle ele alalm: Tarihî

deeri olan

bir bi-

yenilenmesini kasteltigimizdc. buradaki yenilemenin manas; onun

etkilerden

Ebu

r^^.

dolay bozulan

Mi^îthîn

I

yerlerinin

(4291):

*\Ma'riJc'tu'\-Sünffi vi''l-Âsâr'*dd vc

Fcy/! beli ri

deimesi veya eskime-

eyle dciUrilmcsi demek deildir.

asimin, eklinin ve belirgin alâmcllerinin

doal

bir

Kadir, l,

2H2ÜC dcgcçlii

«âym.

ayn

özellikleriyle

kalmas,

onanimasu ona bitiik

ya-lerin.

el-Müstedrek.

He^Mt

tV. Sftî

düha hirt;khn rivavLn etmitir. (Miinfivî'nîn)

gibi râkî

ile

Suyûlî hu hadisin •sahih-

olduunu

m itir. 189


Sünneti Anlamada

Yöntem

girilerin gUzelleiHiriUp

m sn

ysim Üflenmesi

onm

ve

bilinir

ykp

Yoksa *>»fîfem«**den maksat, onu yerine modem bir tarzda böyük bür bina dikmek deildir. hale geürilniesi...demektir.

le din

dc böyledir. '^Yenileme"

ile

ona yeni

bir biçim

ka/.andrmak

kastediimeyip Resûiüllah (s.a.v). &ababesi ve onlara en güzel bir ekilde

uyan tâbiun ctönemindcki haline döndürülmesi kastedilmektedir.^^

slâm Be

MnmtâA

Üzifirine

Bina Edilitir HAdisi

*ssMh* bir hadisin eksik bir anlayla reiâ yönünden

ittiimen âeayip eylerden

birisi

de; insanlardan

bazsnn, Müslüman-

larn büyük-küçük ve genel-özel hepsinin ezberledii en hadisi reddeimcsidir.

Bu

Ömer (r.a.)

ile

mehur

bir

birçok kimsenin

he temel üzerine kurulma^: AOahfM baka

"slâm

rivayet ettii,

da, Abdullah b.

i-

olmadna, M^tamun AllaHUn Resûlü olduuna ahitlik etmek, namaz dosdoru klmak, zekât vermek. Ramazan orucu-

hl^r

ilâh

nu tutmak

ve oraya gitmeye

gücü yetenlere BeytulUüt U haccetmek

hadisidir.

Bu ramen

cesur cahilin

kanl

ise

"cihaf' zikretmemitir.

udur: "Hadis, slâm'da önemli olmasna

Bu

onun uydurma olduuna

da,

bir de-

lildir."

Oysa bu kii,

eîMn,

olduunu, özel artlar vc

olmadn olduu bu

Bu

mant

kiinin

eer doru

farz

herkes için f"arz- ayn

cihat,

bütün Müslümanlarn tâbi

Yüce

Allah, kitabnda müminler-

ise;

Rahman'n kuilanndan.

iyi

kimselerden, ihsan

(987) çkan "Merkezu Buhûsi's-Sünnet Araurmalan Merkezi) dergisinin 2. saysndaki

aratrmamtm

DavTs^nne'*' {Sünnet tndca^|$tiii^

Aynm

Inda

Ni

ym.

ve's-Sîret" (s.

Dinin Yenilenmesi) Bea^rut'Udâ

11-144) (s.

29)

^-IMteMIU-

yaynlad "Min Btff Sahvetin Râide" adl bîr kitapb yaynland. man Müslim, nan 20 (16) Ncsât îman 13; Tnni^. man 3 <2609)'de

Islâmî'nin

Abdullah

190

dmda

Ünivcrsitesi'nde

'*TecdMa*d'Dfn fi

Buhârî.

durumlar

bazsna

be esastan farkldr.

(Sünnet ve Siret

adl

belirli

da bilmemekledir. Çünkü

den, takva sahiplerinden,

Katar

insanlann hepsine deil, ancak

I

b.

;

Ömer (r.a.)'tan.


Sünneti Ele Almada Temel Esaslar

sahiplerinden, akl sahiplerintlcn ve daha birçok kimseden övgüyle bahsedip, onlara

büyük mükâfatlar vaat çtüi haWe,

d zikretmedii

iin o kimsenin bu

btt

vasflan arasmda ciha-

de reddetmesi gere-

fCur'an âyetlerini

kirdi.

Bu konuda

doru

lakva sahiplerinin

kimselerin

vasUarn

vasHann

(

Bakara, 2/2-5), iyiler ve

mnüsmü

(Müminûn, 23/|-l0k Rabajan'ua kultomR

(Furkân, 63-77)»

(^iyâ. 51/15-23), iMÎamM tt^^^.

takva vc msari sahiplerinin vastlartn netlerinde ikram olunanlanitt

AlWfl

âm.

vasflann

(Bakara, 2/177), müminlerin

kftaftmdaJd

bu ve ben/eri bütün

yerler,

Allah'm cen-

^kuijMI^»^

cihad

zikret-

mcmitir. Buna göre bu küstah cahil kii, Yüce Allah'n kitabndaki bu âyellcri

de reddedecek mi?!

töj^yye

$cyhülisiam Ibn

be

728/1327). islâm'n,

(ö.

eyle snrlandnlp dhat. anne-babaya

iyi

s@tefw m

davranmak, sla-i rahim

ve bcn/cri icmel görevlerin /ikrcdiimemcsinin sebebini

öyle açkla-

maktadr: "Sorulan sorulardan

be eyden

birisi

çok olmasma

Irld^ ^hirî ameller, tm

de; Allah'n

ramen Ncbî

(s.a.v). niçin

"slâm bu

be ey-

dir"

huyurmuturV Ba^j insanlarn, bunlann slâm'm nianelerinin en

açk

ve en büyükleri

tanj^m^^»^

olduu, kulun bunlar yerine getirmesiyle slâm'

l>unu terk etmesiyle ise ona olan

ba^otn çtfeüldüünün

aiitâlâ^f alinde cevap vermitir.

Bu

unu görürü/: Ncbî (s.a.v). kulun mutlak olarak Rabbinc teslim olacan ve sadece Allah'a ibâdet Ctn»ek re herkese tar/ olan dini y&ln/. Allah'a özgü klarak O'na küHu^ gücü meseleyi incelediimi/de

yeten herkesin Ölçerine düeni, yani

dndakiler durumu

ise

ise çeitli

1mm

etme vc

maslahatlar sebebiyle

Bunlann

enast T^kretmth'. iar/.

olur ve

bu

lar/,

olma

bütün insanlar kapsamaz.

Cihat, iyîli^

âms

M b&$

Na|!

emretmek

îîlan

ile

kötülükten

alkoymak ve

ctevlei

îdaesîn-

durumlar, hüküm, fetva, okutma ve hadis rivayet

bcn/.eri hususlar,

ya larz- kilâye olur ya da kul

hakk

sebebiyle

lar/ olur.

191


Sünnetf Anlamada Yfimem

Bu rumdur.

da,

k0Ddism

kar

bakkt pj^ea kimseye

farz olan özel bir du-

Bu taakkn dümesiyle farz olma durumu da düer. Uzlaldgn-

da veya borcun kapatldmda. borçlarn ödenmesi, gasp edilen eylerin, emanetlerin;

bakalarna braklan eylerin

hakszlklarda hakkn alnmas

ile ilgili

lkl haklarndan baka (ü'/jik)

baz

hir

ey

gibi kul haklan, insanlarn

kimselere faiz olur ve

kar-

deildir. nsanlar, hu lür eylerden berî

NsMia

da farz olmaz; yine baz halimle

ve baz durumlarda ise farz oln^. Btmlâr,

Allah'a özgü

Mr ibâdet

olarak far/

0m yeten her kul

klnmamUr. Bu

Miaslümanlar. Yahudi ve Hristiyanlar da buna katlrlar.

ise

r/.

i^ldukiarnda bu tarz utma durumu düer. Böylece bu tür eyler,

Farx olur

ki

mal vc

geri verilmesi; kan,

bunun aksine olup sadece Müslümaniarm

sebepledir

Bu be

esas

özclliklcrindendir.

Ayn

ekilde sîa-i rahim, kan-lcoca, çocuklar, komular ve ortakiann haklan ile ilgili farz olan haklar, ahitlikler, fetva, hüküm verme, devlet idaresi, iyilii

bunlarn hepsi

se deTetmek

bir

emretmek vc kötülükten

takm

sakndrmak,

salamak ve

geçici sebeplerle faydalar

için insanlardan

sadece

bazsna £arz (tor

cihat vc

zararlan

E^ bu $@yte

olmakszrn meydana feLscydi, k^îye farz olmayacakt.

Eer bu fausus^ ^tek (genel) bir mesele ise-o zaman farz- kifâye'dir. Eer bu husus, îse o wnart A ahsma deil dc, B ahsma farz olur. Bu be insan

eyin

fiili

dnda

s konusunda

insanlardan gücü yeten herkes, bizzat bir amelin farz olma-

A ahsnn hanm ve akrabalan, B deildir. Ranuuo mcu, Beyt'i haccet-

ortak deildir. Mesela

ahsnn hanm ve akrabalar mek, be vakit namaz tlCJEckât

ise

bunun

malt bir hak ise de Allah için yaplan edilen) sekiz

snf

ise,

onun

nin

adna

de

(î^rbe. ^60'da iaret

Bu sebepledir ki, bu olmakszn bunlar o kimse-

kurtulmu

otur.

Ayn zamanda

istenir.^'^^

bn Teymiyycni. 192

Zekât her nc kadar

yerlerdir.

birisinin i/ni

yerine getirirse, zimmetinden

kâfirlerden

bndan.

Nr gömvdif.

datlaca

meselede niyet farzdr. Ayrca

tersinedir.

Mccmûu'I-Felâvâ. (VU. 314-316) içerisindeki "cl-riâli" kita-


Sünneti

Manas Karmak Olsa

F.

Bile

ahih

üe Almada Temel

Esaslar

Bir Hadisi

Çablcak Reddetmenin Pervaszlk Olmad Dorusu hadisi

-sahih vc sabit olsa bile-

karmak limde kök salm

manas

çabucak reUUcimek pervas/ I kur.

jcicn bir

bi/c

kimseler,

böyle bir eyi yapmaya cesarc edemez.

Bu

ilim sahibi kimseler,

Onlarn bu

beslerler.

iimmcnn

hadisi kabul ellii vc

hcrtiangi bir söz

veya shhalinî sarsacak

rilccek bir yeritft'

g^tnemi olmakfiîn

akledilchilir hir

te

düen

ile Hhl-i

imamnn

hir hadis

bir illeilen

doky

bir

hadisin elt^-

semkirir.

görev; hadisin ü/crinde

mâna ya da uy^un

Mulc/Jle

muteber

^Ml Pugii, hiLdumm da mlmm Muml

da bu hadisi ink^r oitKHîi

nsal'l bir âlime

[löncmtlekilerinc hüsn-ü /an

ilk

durmas ve ona ya

yorum bulmaya çalmasdr.

Sünnet arasndaki fark hu alanda ortaya çk-

makladr.

ve dinî prensipleriyle çeliik gördükleri her problemli

Mulc/.ile. ilmî

hadisi

hemen risddelne cihetine gfajeicen,

yorumlamada,

ihtilalin

arasn tt/llitrnada vc

olanlar arasnda uygunluk

nmm

Bundan. doJay

Muiczile'nrm

Khl-îSflnnet böyle htr hadisi:

Eba Muhammcd bn Kieyhc akla

wm

dtttûp^ö.

hadislerle çeliki tekil

koparm olduu

cuafnda

**Te'vîu

Muhte/ifi 'l-Hadis " ddl kitabm ya/mtr.

.^2

1

M}}

1

o

gcimi..

"Mii^kitu'I-. tsâr"

Haneli Misçisi

î4c

da

MU

bu

konuyla

kar

rmnalara

cevap olarak

mam

Ebu CaMcr ct-Tahâvî

ilgili

olarak

dön

kilabm ya/m'"'" vc hu problemli

Moiin ickiüirdc \c lmüslcrin lirasn hagdalrmLidii ile ta'iikini

267/880),

M«t mff^^tft

kabul edilebilir yorumlar ve akla uygun yönler bulmaya

olan \e lalkik. uhric

(ö.

eniini iddia ellii ba/.

hadisler

Ondan sonra

görünüünde çeliik

salamada akllarm çallrnakladiar.

te^^^ ^im

yalanladn veya dier

d:^

i^ok

cill

halinde

hadisler için

çalmtr.

Önemli hir yere sahip

ayh cl-Aruûrun y^tplg bu deerli eser.

halinde MLicssesctu'r-Kisûle iaralmdan

(ö.

16

cilt

bashnir.

193


Sünneti AnUmadd Yöntem

u

.Buradan 'sahih' olarak

mek ve srf

da ortaya çkmaktadr: Hadisin, ResÛlüllah (s.a.v)'den

geldii

akla ters

sabit olunca, hadisi

dü^iU

ekilde sakmnak akta

ge^elççesiyje

-ÇOnka

için

onu

iyice iopele*

ma neddetmekten

hata. hacSste

dep

ciddi bir

de bizzat ki^Mn

a^n gar^nde gîzli <)lâbilir. Bununla

gelen

en

ilgili

açk

örnek, müminlerin annesi

Âie

(r.anhâ)'dan

baz haberlerdir.

Aie (r^â). donttâdbiMB olmayan sahabenin

sna ramen, ya zeri

anlamak

w MsM

baz

rivayet ettii

hadisleri,

eftnelerinde

mânalar

'sahih'

üphe olma-

slâm'n baz temel prensiplerine ve benhususlara muhalif olduunu zannederek re^etmitir.'**' Örnek

Kur'an'a ya da

olarak, ölünceye kadu- eziyet edilen kediden

anlatan "kedi** haldtmdâE

öyle dediini

YMM ele alalfm: mam

dolay cezay Ahmed, Alkame'nin

rivayet etmitir "Biz bir gün Âie'nin

ken Ebu Hürcyre

doyurmad

ve

manda

idi.

içeri

girdi.

Âic

yannda

(r.anhâ). ona, 'Bir

idik.

Der-

kadn, balayp

sulamadg kediden dolay a/ab gördü' diye hadis rivayet eden sen misin?' dedi. Ebu Hüreyref (r-a.)» 'O hadisi. O'ndan yani Nebî (s^.v)*den duyduo* dedi. Bunun üzerine Âie (r.anM^ *Sk!n o kadnn kim ödi^nu biliyor miKUfit O kadn, öyle yaparken, ayn zakâfir

Çünkü mümin kimse, Yüce

dolay azab edilmeyecek kadar

sevimlidir.

Allah'a göre bir kediden

Bu nedenle

ResÛlüllah

(s.a.v)'den hadis rivayet ederken nasl rivayet ettiine iyi baki' dedi,'***^

Bu

derlemitir.

kitap.

BünyamnErul

\axz{tsAu"^Âke'^S9hâk^tiMl^

Eletiriler" adyla (Ankara 2002) Türkçe'ye tercüme edilmitir.

Heysemî. Mocmarz-Zevâid. X. I90'dc bu hadisi kaydetmitir. Hcyscmî devamla der ki: "Bu hadi.si, Ahmtxl rivayet etmitir. Hadisin ravileri, 'sahih' kimse-

mam

lerdir..."

Kadmm

Mc m Umm, Müshed. Hüreyre -

dolay cehenneme giriini ise: Buhar, Bed'u'lSelam 152 (2243): Ibn Mâce. Ztthd (4i'î6); Ahmed b. Hanbel. el-

kediyi hapsetmesinden

II,

269. 317. 467, 479, 501. 5D7: Beyhal^. ^ifrtMi*I-tnan.

CÖ47)^^

(r.a.)'tan.

Aynca (2242)'de

bkz: Buhârî, Enbiyâ 53. Bed'u'l-Halk 16. Müsakât 9; Müslim, ise

Abdullah

b.

Ömer

Selam 151

(r.a.)'tan.

Buhârî. Ezan 90. Müsâkât 9; tbn Mâce, kametu's-Salat 152 (1265)'de

194

Esmâ'


MüminU anesi Aie (r.anhâ), hadisin bu si^gasyUifiy^üi ve (T^)'n, |i

Ne^

(sa,v1Men

mânini

iittigincte hadisin

zannyla reddetmitir.

Âe (r.anhâ)'nn

delili ise, bir

kediden dolay

mümin

bir

azap edilmesini çok görmesidir. Çünkü Allah yannda mümin,

yan

bir

layvan yüzünden cehenneme auirmyacak

M^, gafil

iyice

Mtnhâyyi bâglasn.

kv^mt^r. O

O

Miida

da yaplan iin gösterdii

kimseye

konuma-

^u MaUn

dneml Hr s^den Açlkkn

kadmn kalbinin donulc olmaStkar katlna ve merhamet klarnn

5T{höey&^^âüirVedinin hapsedilmesi; o na,

Allah'n /.ayf yaratklanna

kalbine girmediine dair en

açk

bir delildir.

Cennete

ise

ancak merha-

metli olan kimseler girer. Allah, ancak merhametli olan kimselere mer-

hamet

eder.

Eer

ona merhamet

o kadn, yerdekilere merhamet etseydi Yüce Allah da

ederdi,

üpbe^

bu ve

benM hinler,

insanî

deerle

Övttm k^rig^ ^Imaktadt:, Ö^e ki her canl mahlûka hizmet edilmekçe ve her p4 tger ^yan canhy gözetmekten dolay edrvm^lmete^

açsndan klâm

için bir

manay tamamlamakadam, oldukça susam bir köpei sulad. Bu yaptndan dola-

Buhârrnin rivayet ettii dier bir hadis de bu tadr: "Bir

y Allah onu övdü ve balad."'**-^ da Allah onu

Konuyla vayetinde tek dilsin.

balad.*^ ilgili

dier

bir

kalmamtr

husus

ki,

Ebu

Hüreyre.(r.a.)

hadisin lafzlarn!

Mutlak olarak sahabenin en

hadisleri iyi ezberleyemedigi)

ise,

iyi

ezberleyeni

nasl zannedilir?

Yine Ahmed, Buhârî ile Müslim, Abdullah ettiine göre Rcsûlünah (s.a.v)

iyi

bu hadisin

ri-

bclleyemedii zann^

p olduu

halde, (onun

.

b.

Ömer (r.a.)'tan

öyle buyurmakladr;

rivayet

"Bir kadn, bir kedi

BuhSî, MUsakât 9. Vudu* 33, Mezalim 23. Edeb 27; Müslim, Selam 153 (2244); mvt Dâvud. Cihad 44 (2550); Muvaua', Sfatu'n-Nebi 23: Ahmed b. Hanbel, elMüsned, II, 375. SITde Ebu mKymtm.ytan. Enbiya 54; Müsüm. Selam 154 (2245); Ahmed Ebu Ya'lâ. cl-Müsned, X. 433; Taberânî. 170'de Ebu Hüreyre (r.a,)'tan.

Buhârî, Bed'u'l-Halk

Hanbcl.

el-Müsned,

Mu'cemu'l-Evs#,

1,

il.

17.

510;

b.

el-

195


Um0 Anlamatb Yöntem uratld. Çünkfl a^tkun ölünc^ kadar kadn onu hapsetti. Bundan dolay da cehenneme girdt^ ona öyle buyurdu: "Kediyi hupscuiinde onu nc doyurdun, ne suladn, ne dc saldn. Bari yü/ündcn

a/.aba

AM

salsaydm yeryüzündeki ylan, yeilli canllar, kular gibi haerelerden yerdi dc olmc/.di.'"*'''

mam (s.a.v)

döl^

Ahned'in, Câbir

(r.a.)'tan rivayet

ettiine göre Resûlüllah

^yfe huyumkfâdn "Ölünce^ kadar balad bir kediden Wr cadn îKaba ugraüldu Onu almad ki yeryü7tetefâ canUlar-

dan ycseydi.'"*^

Ayrca Ehu Hüreyre oiiuft

&^bGr\^memc

(r.a.)

bu hadisi rivayetinde yaln/ deildir

ihtimali olsun.

Kald

ki

yaln/ kalsa

bile bu,

hadise hiçbir ekilde zarar vermez.

Buh3rî. Enbiyâ 53, Bed'u'l-Halk 16. Müsakât 9: Müslim. Selam 151 (2242) Bk7..

196

Sahîh Câmiu's-Sagîr ve ZiyâdcMihi. 0995. 3996) nolu

iki

hadis.

ki


///.

mûüm

Sünnetin, Fakih ve Dâvetçi için Bir

Kaynak Olmas

> Hukuk ve l^^i^ma Alannda Sünn^ > Tebli w Terberlik Alannda Sünnet > Terib ve Terhîb Konusunda Zayf Hadis Rivayeti Hakkndaki Görüün ncelenmesi


1

.

Hukuk ve Yasama Alannda Sünnet

^^ünnet. tkh

ve yasama

için.

Yüce Allah'n kitabndan sonra

ikinci

kaynaktr.

Bu ve bir

geni

sebepledir iû* silnpet bahsinin

delil

oluu

bir yer

Hatta

itibariyte^

kapladn

'^'i bülûlmir

butûn mezh^lerîn

Fkh UsÛlO kitaplannda

157/774) der

"Kitab'n sünnete olan

ki;

tiyac, sünnetin kitaba olan ihtiyacndan daha fazladr. sünnet,

Kur'an'n mücmelini

kaynak

görmekteyiz.

mam el-Evzâî (ö.

Çünkü

için bir

Kur'an' beyan edicidir. tafsil

eder,

mutlakn

Bu

ih-

"''^^

nedenle de sünnet,

takyid eder ve

umumunu

tah-

sis eder.

ie bazlannin, ^ade

^mek

Üzere, ''Sünnet kitaba

s^€ibl ite bu

Fakat mitir:

sünnetin Kur'an'da kastedilen mânalan

açkladn

Kâd'dr^ yansna

varmalarnn

duymu

ve öyle de-

yaklamdr.

mam

Ahmcd, bu ifadeden rahatszlk

"Ben bu sözü söylemeye cesaret edemem. Sadece

'sünnet,

Kur'an' beyan edicidir* derim.""^

'

'

a^kânt t^lâ^lMiCil. imrkân?. bu sözü. Yahya

Rcyânn-Im

vc Fadlihi.

(II.

U (Mustafa e-M^^^te) b.

Ebi K&ât*Q

^s&t Mtni^.

Tbn Abdilbcrr.

Ibn Abdüberr C^nUu

I92)'dcbumrzikrclmiîir.

Câmiu Beyânî'l-Uin vc Fa^Üb^aU Bcyrul Münîriyye basks.

'

^

i.^l-

192)'de hunu zikreüîûtin

199


Sörmeti Anlamada YSntem

te bu. tmam Ahmcd-in fkh anlay ile vcrasmdandr. Bu

hususla isahclI olan

yaklam

da budur. Çünkü sünnci. bir yan-

dan kilah beyan ederken, dier iaralLun Kitabn yörüngesinde döner vc

ondan

dar çkma/.

badetlerde ve muamelelerde lin hir

kaytu oluunda

yasama

toplum vcâevlet

Icrt* aile,

herhangi bir

için

stoms^

tartma üözkonusu deil-

dir.

\mmvi evkânî {ik 1050/4834) der

unun sabili|î. tur, ^m^, cimc/.

mîM

"Ksm:as; sünnetin deUl olu-

mÜMakU oluu

hÛloHiilflri teriinde

^nivte

ki:

dinî bir zorunluluk-

slnmpnt^

kimsc muhalefet

..470

slamî ükihlerin

fkh

kitaplanm okuyan kii. hangi mc/hcpicn olursa olsun,

vard

fkhî sonuçlarda,

kavlî.

fiilî

ve

takriri

sünnetle delil

gclirdfcMnl gtecekiir. Hatla hu at,da.

Fkh

Tarihi"ndc gerek "Hadis Ekolü" vc gerekse

dc "Re y Ekolü" isimleriyle bilinen mc/Jeplcr arasnda bile rurk yoktur. Dola^Fistyla sünnet, esas itibarîyle her iki tamfça

ancak

htilaf

hadisi

kabul

da kabul (bilmitir.

etme artlanndaki vc onunla amel ko-

nusundaki ihtilallarnn bir sonucu olarak,

ayrm

vc uygulama

ile ilgili-

dir.

^M. Jm klaplann, âlimler tamfmdan

duunu

olan

gctîilm

hadislerle dolu ol-

görecektir.

Örnein. Haneli olan B;M^'e

delil

baU

bn

Mcs'ud cl-Mcvsilî

(ö.

683/1 284)'nin,

Uiclcrde bile (yani Hanefi talebelere) zorunlu ders kitab

**el~h^r^rku'!'MulUât'^^'

\Wfm.

Hitaptakt

¥Akmmtfâc

Hanefi

talebelere /orunlu olan "el-Hidâye"* ve Hanefi

bnü'l-Hümâm

(ö.

861/I457)"n hu cscrc

adl kilaplardaki hadislere öyle bir

gö/.

v<^«!-Merginânî

mczhebmo mensup

Muhakkik Kcmaluddin

ya/.d

erhi "Fethul-Kadîr**

atlmas, bu gert^ei dorulamak

evkânî. rçâdu'l-Fuhûl. s. 33 (Mustafa cl-Halcbî basks) Bu kitap. Mehmet Kpskin tarafndan Türkçe'ye tercüme edilmitir.

200

(ö.


Hukukve Yasama Alannda Sünnet

Bu

için ycicrlidir.

ise,

tpk

Rc'y ehlinin de

Kscr (hadis) ehli gibi sünnete

dayanm olduklar gerdeidir. Buna ramen asnm/cht ba/ da aiKuk on yedi hadis

Bu yetime Ebu

insanlar

"Khu Hanile'nin yann-

sahihtir..!" diyehilmekledir.

yapsn

> asrn ilim nerküy.lcrinin

sö/.

^kp.

ve oralardaki âlimlerin

edemeyecei bir st^-dür. Mes'ud (r.a.)'m kurduundan beri.

lar/.m hilen insall hir insann kabul

Abdullah

Hanil'c. btiyttk sahabi

müminlerin cmiri Ali

b.

Ebi Talih (r.a.)'n vamiastyta. ilmi ve

Ckh

daha üa ular vc kc[ldi^InJc

Kule Ekolü mc/unudur. Abdullah

Ümmü Abd^

b.

b.

Mes'ud

(r.a.)

ilmiyle

(yani Abdullah h. Müs'ud'a> tabmui eylesin,

ehrini itimle doldurmu" diyen de Hz.

alaeak söylenen hu

mehur hakknda. "Allah. bn

topland

vc luüisin

hususlardan sti/ü

bn Haldun

kimseler.

Kb

Hanile hakknda

dayandrmakladr,

K()S/l4()6)'a

(ö.

O. lu Kule

Ali'dir.

ba/

birisi de:

ra/ilcli

tiir

konu hakkmda söylenen her sö/ü incelemeden armak, birçok kimsede

karlatm/ olursak,

bir husUKttu*.

onun bunu /ayi'

Q^sü bn

llaldOn'un

bir siyga (tcmnV.)^^" ile

ya/U^na bakacak

söylediini vc bu görü-

ü benimsemediini görürü/. Halta bu sözü naklettikten sonra bu iddiay reddeden eyler zikreder.

te

bu.

onun

ibaresidir.

"L'lûmu*l-Uadis (Ha-

Bahsî^ndc öyle der:

dis lUmteri)

"SUesin

mUçtchii imaraUiF. rivayelîn

ki,

a/l vc)(?(iStlügu

açsndan

ayn dcltMite Nîmklm hu ^mfelffli.a> hakknda, *Ebu Hanilc'nin rivayet ettii hadis says ancak on yedi veya buna (yani elliye) ulamtr* denildi (kîle).

Mâlik

(rh.a}'in *W-;W//rö//fl'"

hadis olan hadislerin say>. tr.

Ahmcd

b.

sayya

bu konuda kendi

i<^tihad

sonucu

ulam-

ulat kanaa-

insais/ taassup sahipleri. 'Müttehit imamlardan

hadis sermayesi

a/Ur.

Bundan dolay da

naklettikleri

ba/larnm

rivayetler

a/

•*K-jrps-

'•

Tctri/: "rnviye". "nukle". "yu/kun"

siyuiihnu

bir

toplamtr.

te gönî hadi.sleri

:).

yü/ veya buna yakn

-sahih'

Hanbcl'in (rh.a) in 'W-A//V.v/f^<rindc Lsc otuz bin hadis

vaccir* Stnktnt) her bîri.

Ba/

i'n;

adl kitabnda

denir.

Tenri/ sygalar daha

iiihî

t;ok.

kesin ri\;ycle dckîlci etmeyen eda

Rcsûlüllah'a ail

olduu kcsn olmayan,

/ayl hadisicnn eda.snda kullanlmlr.

201


BÜyÜk imamlar hakknda bAyle bir eye nanmaya imkân yolmp. ÇÜnktt eHat (er*î hükümler), ancak Kitap ve sünnetten alnp çkartlr. Buna göre hadîs sermayesi az olan bir kimsenin, dini,

olmutur*

diyorlar.

'sahih' esaslardan

alp örenmesi ve hükümleri, Allah'tan alarak tebli

eden Nebî (s.a.v)'den

alm

olmas

hadis tahsil etmesi, rivayet çt-

için,

mesi ve bu hususta ciddi çaba gpsterip eanUi'^ba$la

lua

gör£^€{S#fn

Ma ^im i^m^sffiden kaynaklanmaktadr.

Bu durumda senedlerin geli

galmas g^Mr*

böyle bir müçtehidin içtihad, kendisini, hadislerden ve

yonanndan böylesi hu durum sözktmusu olanlar alma-

ma sevk etmi ve hu

tür

eyler çoalnca, sened yollannm zayfl^

sebehiyle rivayeti az olmutur:

Bununla

birlikte Hicaz.llann hadis rivayeti,

Çünkü Medine

tinden daha çoktur.

d

hicret

Irakllarn hadis rivaye-

yurdudur ve sahabenin barn-

y^dir. Medinelilerden Irak'a gidenler ise daha çok cihat

A mam Ebu ^tam

Hanife'nin rivayeU

ise,

ancak onun hadis

mk

çelitiinde hadisi

teranmasndan, hadisin zayf saymasndan ve böylece

dolay az olmutur.

te

artlannda

ve hadisi az olmutur.

etmi

dejildir.

bu sebepten ötürü

mam

Onun hakknda

Ebu

ile

n1^g^l

rivayeti

ve alp

kat'î aklî bir delille

ii

zorlatrmasndan

mam Ebu Hanife'nin rivayeti

Hanifc, hadis rivayetini kasten terk

böyle bir eyi düünmekten Allah'a

s-

mlr. Hadis ilminde büyük müçtehit olan dier kimseler arasnda

Ebu Hanife'nin mezhebine onun görülerinin

mam

ona güven duyulmas ve

itimat edilmesi,

hadislerin ret veya kabulü

konusunda hadisçiler

ile

almg itibar edilmesi, onn hadis Umind# de müçt^iH]^ My^teMea olduunu göst^mitir. Vakat imam Ebu Hmife d^n^ki eumhum c^of^uran hadisçiler, hadisi kabul veya fikihçüar tarafndan dikkate

m

artlannda müsamahakâr davranmlar, böylece onlann naklettii hadisleri

çok olmutur. Ancak Ebu Hanife'nin

sonra ri

gelen örencileri de, ondan

bu artlarda müsamaha göstermiler ve böylece onlann

de çok olmutur.

m

ileri

rivayetle-


Hukuk ve Yasama Alanfnda Sünnet

Tahâvî

(ö.

321/933) hadis rivayet edip hadis rivayet etme iini ço-

altt ve "el'M^ned'^m yazd. Ki )m

em, "SaWu^"e

dcnic

olma-

mmm ^dukça deerlidir. Çünkü Buhârt ve Müslim'in, kitapüanna aldklan hadisler

için

ümmet arasnda,

gibi,

aradklan kabul artlar, hadisçilerin söyledii

görü

ü/crindc

salanm

birlii

artlardr.

ta-

Tahâvî'nin artlar ise bir hadiste aranmas gereken bütün artlar

mamaktadr. Durumu bilinmeyen rivayetini kabul

te

emm

gibi."'*^

ha ifadeler âlim,

808/1406)'un,

tarihçi,

ister

unu

ister

bals

rak sünneti

yaasn,

isler tarihe

bulunmasn,

karsn,

Müslüman

fakihlerin hepsi

bals

bulunsun veya

ister

çeitli ekollerden, farkl bölgelerden delil ola-

almay ve hüküm çkarmada ona müracaat etmeyi; Allah'n

^s^p^mez bir ^^maBS^EEte Bu hususta Beyhakî

(ö.

458/1066),

etmitir: "Bir adam,

Bu

sözlerdir.

Hüküm Vcnrken

kesin olarak Eyleyebiliriz:

dtatite

sordu.

(ft.

Bavurmas

Sünnete

mezhebi

uzman, musannif Ibn Haldûn

Ebu Hanife ve mezhebi hakknda söylemi olduu

A. Fakihlerin Hepsinin

Burada

(mestûru'l-hâl) râvinin vc dierlerinin

*

kw

mam

görmüler ve onun emri dna Re'y Ekolû*ne mensup olanlar ile Ha^s olarak

Osman

b.

Ömer'in öyle dediini rivayet

Mâlik'e gelip ona bir mesele

Mâlik, ona* 'E^suMUah (^h^v) pyte

hakknda

öyle buyurdu'

defa adam, '^m&a görüün .nedirT dedi. Btmun üzerite

soru dedi.

mam Mâlik,

emrte ^d^l âmmtuM^, SS^MOS kendilerine çok elemli br azap isabet etme-

ona, '*Ba sdeple Pt^^gmt&er^n bh" belâ gelmesinden veya

sinden saknsnlar"

âyetiylc cevap verdi.

Yine Beyhakî'nin. Mâlik der

'^^

ki:

bn

Vehb'in

""^^'^

öyl^ dediini

re^ktetmiUf;

"mam

"Âlimlere, 'Niçin böyle dedin' denilmesi önceki insanlarn

Ihn Hüldûn. Mukaddime. lI.

basks. Tahkik, Dr. cn-Nr. 24/63

1143-1145 Lecwm*l-B^ri-Arrf«'tfn îldad

AH vMdulvâhid Vârdir.

Suyûtî. Mittâhu'l-Ccnne.

s.

49

203

-


Sfinne Anlamada Yantem

sorduu eylerden lar

edildi.

ÇÜnkû o /amanlor

onlar, rivayetle yetiniyor-

vc ona raz oluy<rlard. Yine Bcyhakî. Yahya

b.

Durays'n oylc dediini rivayel eimillr:

"Sülyân'm yanndaydm. Sonra

bir

adam onun yanna

geldi vc 'Ebu

yadrgamyor musun?" dedi. Sülyân. 'Nc olmu oaa?' dedi. Adiu* Onu Sö5(le derto iiUm: Hcrtm^i Mr hUkma önce Allah'n Hanifc'yi

alam

onda buiamazsam, Resûlüllah (s.a.v)'n sünnetinden. Allah'n Mtâbr ve Rföiûlü C^v^n sünnetinde de ^a^M^tit o kitabfl4afl

mmm UiS^MMi t&M.'^fîn mMhmm pMi^m almm alrm

dilediimi

nn

vc dilediimi

(el-Basrî).

AuV

sayd- gciinec onlar i<;tihal

si

brahim cn-Nchaî. e-a'hî. hn îrîn.

vc Ihnu'l-Müscyyeb'c -daha hirgok âlim isimlerini it^ihat

eden

I^nin #yle

bir hadis rivayel etmiti. Bir

ben de

Rcsûlüllah (s.a.v)"den sizi

Ylm tabmda

dediini nakledet: ffiam afiî bir

adam, ona. 'Ey Ebu Abdullah! Bu hadi-

mam

musun?' dedi. Bunun üzerine

aliyur

/aman

bir u>pluluklur vc onlar gibi

ederim' dedi.'"*"

Yine Bcyhakî. gün

onlardan,

brakrm. Onlarn sözünden bakas-

ise

sö/.ünc haknaiTi. Fakal

Hasan

Yalmz

"sahih' bir hadis rivayel

aklmn gittiine

ahit klanm*

«\ Imm mm

ederde

(H.a.v)lfi <^mictini

mu

nc /.aman

almazsam, o

dedi.'"*^**

d^nî

l^csûîöllah (S-atî^in sünnetine ayfcn^

teÖlBIÎah

âfiî. 'Ben

1^

^

mmîlir: "Ki-

bulduun uala.

alp-kabul ediniz vc benim söylediimi

ise Icrk cdini/."^'^

B. Hadis

ile

Fkh

Birletirmenin Zorunluluu

|lttn^« islam Huktiku'nün tem^l bh-

fkh

kayna

olunca. hadisçicrin

ilmini iyi bilmeleri gereklii gibi. l'akihlcrin dc hadis ilminde dcrin-

Icjiclcri gerekir.

uraanlar

ile

beri üzxrindc

Kapallmas crekcn

hadisle

ilmî gediklerden birisi dc,

uraanlar arasndaki

durduum bir meseledir.

Suyûlî. Miliâhu'l-Ccnne.

s.

50

SuyOlî. Miriûhu'J-Ccnnc.

s.

50

gediktir. Bu,

fkhla

uzun yllardan


Hdak ve VâsaRH Atanmda Sâmet

fikhla uraanlar çounlukla hKis iminin dallann Û/clliklc (c cerh ve taVH!

ilmi^ vc

râvîlcfi sika

iyi

biJnvs£)^.

veya zayf sayma giM

WÎH ÎW datlannda defînlemcmîîerdîr, Bt se^^eplcdit ki. ladîs sarraflan olan bu ilmin

yannda rahci

imamlarnn yannda

sahil

olmayan

hadisler,

Buna ramen kiiaplannda hu

görür.

verirler ve hcIâl-haram

konularnda olsun, vacip

hükmündeki konularda olsun,

lür hadislere yer

(far/)

veya müstehab

hükümlerde bu

verdikleri

tkhçlar

hadisleri delil

^kterirler.

HaUu bazen

kilaplardu zikredilen iylc hadisleri delil getiriyorlar ki

bu

hadislerin ne ipi var. nc halkas, ne bir asl ve nede bir senedi biliniyor!

M0^h^ i^^^^^iiir 1^ gEâ^îfc ftkh dakî ha/inclcri vc incelikleri t^karahilmc

vc

\'tk\h

usulünü bilmt^i

p^nü elde etmeyi ihmal ede-

rek me-/ftef> imamlafimn görülerine v3kîf oltnamakia: onlant fâJlcfîJkl-

larn. iyi

ihlilal

ytllarn. ihlilariarnn sebeplerini, içlihallarnn

kavrayanamakiadniar. Hâlbuki -gcrck fakililcrdcn

$,n^te^ dc hadisçllcrdcn- her

kendisinde olan lamamlayahilmcH

Fakihe hadis gereklidir. Çünkü tir.

(ç'cilliliini

fkh

Hadisçiye de.

.satjeec nakilçi

lkh

dierinin

it^in

oimahu veyy ony myruuiiadM

muhtaçtr.

çou.

sünnetle sabit-

tadn

kavrayabilsin,

hükümlerinin

gereklidir. Böylelikle

ilmine

gftfl,

larkli bir gpkild^

a^jlamasm-

Bu durumu, onü^i âümlaimîy'. de anlamlar ve bunu îhfttal edenleayplamlardr.

ri

öyle

ba/t rlimlerîn

Uma

dediklerini

Söfy^

K

rivayet

edilmekledir;

bi/im elimi/de olsayd, gerçekten fkhla hadisle

Nc

uasmuyan gariptir

her

Uyeyne

uramayan

ki "lükümler" (ahkâm)

birçok /.ayl" hadis bulunmaktadr. fa/ileiler,

"'Eer yönetim her hadisçiyi vc

lkhçy hurma dalyla döverdik." ile ilgili

^

kcmulanla zayf hadisle

amel edilmeyecei ü/erinc iuifak edilmesine ramen,

sadece

t^^S) fM

fÖ.

Cumhur-u ulema

fkh

ise,

kitaplarnda

zayf

hadisleri,

icrîb (müjdeleme) vc tcrhîb (kürkutma) da kabul

et-

miti e.

'

Cerh vc Ta'dl

lini:

Hadis nvilcrnin cerh vc l;rdilinüen Vü gCTck

dc lu'ditdc kullunlan lal'/lardun bahseden

ilimdir.

ccrlttc

gerekse

.

205


SBmetf Anlamada YSmem

Haîfö Clkll lütaplannda çokça zayf, uy<turna ve hiçbir asl

olmayffitt

haberler hile hulufimaktadr

te

büyük hadisçilerden bazlarn,

dimlerin ç^hrici için kitaplar te'lif

Ibn0*l-Cevzî kitapta

yapt

fakihlcrin delil getirdikleri ha-

etmeye sevk eden

ey de budur.

(ö. S97/I2(X}>'nin

'^el-MlUk fi Taht^cl^t-Tâm** adl

bff AMffUktr

imi^m bul^ ^immm^

gibi,

Tahkik*' adyla özetlemitir.

Yine baz hadis hafzlar, baz

mehur

kitaplann hadislerini tahric

Örnein, Hâfz Gemalüddin ez-Zeylaî

etmilerdir.

(ö*.

763/1360) "el-

Hk^" kttobffîîn hadisleri için tm e^i "Nasbu'r-i^ U-EM^m^ HitU^" Mtaib gibi. Bu es^^ âm dt MlMe ÛMmm talm^. Nitebn

kim

Hacer

852/1447) dc bu esere baz faydal

(ö.

adyla

rek "ed-Dirâye fi Tahrîci Ehâdîsi'-Hidâye*'

bilgiler

üâve ede-

ihtisar etmitir.

Bu

eser 4e bir cilt halinde neredilmitir.

^^^n^ bn Hacer (ö. 852/1447)1n '*3f^eaut% Aziz fi erhVt-Vech " adh k^ba yupi tahric kitabdr. Bu kitap, Râft Yine buna benzer

(ö.

mam

623/1226)'nin,

bna

yapm

bif

Gazzâlî

(ö.

505/1

mehur tahncini yapmtr.

bu

Fakihlerden bazlan ise

pit

baz

1

adl

kita-

çlerinde

bn

)'nin ''el-Vecîz"

erhtir.

kitab da bata olmak üzere

hadisleri kitaplarnda delil

fakai onlardan sonra gelen âlimler

ler,

1

olduu ^^e-erhu'l-Kebîr" adl

Hacer*in '*T^kUu'l-Habîr** adU

tÛFçok kii

1

göstermi-

bu hadislerin zayf olduunu

tes-

etmilerdir. Önceki fakihler, bilmeyerek yaptklan bu delil getirme-

lerde mSzurdurlar. Fakat

bu

zayf olduklann sonradan örenen

âlimlerin,

myf hadisleri delil fö^emlerinde isç. kabul edilebilecek bir yoktur. Eer zayf hadis, eriat nasslanndan baka bir delile umumi maksatlardan birisine dayanmyorsa o çkarlan hükmün terk edilmesi gerekir.

yahut genel kaidelere ve

zaman o hadisten

üçr ^ico,

t|bi

olunan mezheplerin

mehur fkh

kitaptan üzerine

y^L-

e^pl^-'' taM: kitaplanm okursa, bu meseleyi bUtân açkh;^yla kavnr. Nitekim bu hus^

ptifl 4s&ret

—Zcylaî(ö. 762/1360)'nin **Nas^'i^Kâye 206

li-Ehâaîsi'i-Midâye**.


Hukuk ve Yasama Alannda Sünnet

— bn Haccr Mlt^

852/l447)*in ^TeihtsuU-Habît fi Tahrîci Ehâdîsi

(ö.

(3.

"rvât'^^km fi TahHd MmUkH's-

]42Q^1999)'nm

— Ahmcd bnü s-Sddîk cl-Gumârî

(ö.

1910/1993)'nin.

595/1 198)'ün '*Bidâyetü'l-Müctehid''\ üzerine

yapm

bn Rüd

(ö.

oldi^u '^el-HiMye

fi Tahtici Ehâ^i%Bid^**"^ adl eserde dc açkça ortaya çkar.

FiAclr% incelerken, hadis imamlannca cerh edildii halde

bals

bulunan mezheplerin

-delil

getirdii birçok hadis

olduunu göz-

lemledim. Örnein; "Sebzelerde zekât

yokm"*^

"Öör ile hamç, Mû Mrden at mmdc sureftîylâ m^hil^m^

.

"Malda /ekâUan baka herhangi

Bu

mm

hadte» faldhlefin

bîr

hak yoktur."^

yanmda me^^dur. Bu

hadisi;

fakihlerdcn Mavcrdî (ö. 450/1058) *'el-Ahkâmu'sSultâniyye"c, irâzî (ö.

476/1083) ''ei-Mühezzeb"ûc vc

bn Kudâme

(ö.

682/1283)

ise "c/-

Muni"de kaydetmilerdir. Hâlbuki Nevevî

öyle

(ö.

676/1277) "el-MecmÛ^^dâ bu hadîs hakknda

der: "Bu, cidden bilinmeyen

Omten

«rtce

BeyMk*

(ö.

zayf bir

^1066)

hadistir."

den

ise tyor, fdk&t

bu

h^î^ dair

hiçbir isnâd ezbertemi deilim."

baslmtr. eyh Elhânî. bu eserin tahricini yapmakla: Hanelilerde ve âfîlcrde olduu gibi, Hanbelilcrin de ahkamla ilgili hadislerde lahrici olan bir kitap bulunmasm stemi. ^ Mâlikî fkhn esas alan "BidâyetiVl-Müctehd" adh eser dikkate aimmak sureliyle '

Bu escT.Beyruria "cl-Mcklcbu'l-tslâmî" tarafndan 8

Mâlikî

Fkh

hadisleri ite ilgili bir tahric

çalmas

cüz"

halinde

mahiyetinde 7 cüz' halinde bsh

*mmâvl*»r3(638) ^ Beyhakî, es-Sünenü'l-Kübrâ, IV. 132

bn

Mâcc, Zekât 3 (1789) Nevevî. el-Mecmû', V. 332 ^ Beyhakî, es-Sünenü'l-Kübrâ, IV.

83-84

207

.


Trmi/1 tbn Mâce vc Tabcrf nin tefsirinde bu hadisit iföl%"Malda zekâttan baka bir hak vardr"'**'*' eklindedir. Daha sonra Ibn MsîMn baz nüshalannda eski bir hala yaplp hadisin bana "Icyse" (yoktur) kelimesi ilâve edildi vc hala bu ekilde

Zeynu«i) el-lrâkî'niîi Tesr^fi erhi't-Takm\

Ahmcd akir

Hâfîz

(IV, 18)'dc

1378/1958)

(ö.

Ebu

ise

devam

edip geldi. Nitekim Hâliz

Zur'a (ö-

82^1423) da Tarhu't'

buna iaret etmitir. Yine Aüâme

Taberfnin

yapt

tefsirine

tahricmde •

bu meseleyi a(;klam ve burada

yeterli

tlacak kadar

FTkh kl^^unntn vc babtannn ^ûunda yer alan bu

türdendir.

i'z

cz-Zcylaî

Bu

ifade,

Bu [i).

hadislerin senedi, hadis

489

delil getirmitir.

badislelil

UM

haf/tannca bilinmez. Bu, HH-

762/1 36())'nin **Nashu')r-Râye'*ûc "garip" dedii eydir.

ona ö/gü

ifade eder. Hâliz

bir terim

bn

Hacer

olup hadisin bir senedinin

(ö.

852/447)

iiç

hulunamadm

'^d^Dirâs^^o bu^ür du-

rumlarda "6u hadisi bulamadm" veya "Bu hadisi merftf

pMp^rum''

vc benzeri lafzlar kullanr.

Bu husus, ha/l

bablarda ise dikkat çekecek kadar çoktur.

Bir ara "ed-Diraye"dc yer alan "/T/toftu'c-Z^öâ/A" (Hayvan Kesimi

Bülümü'm) hadi&k-ini Myf. basts tsc bâfz tim miden

fazla hadis

inodiy^Nidum. Orada

Hacer'in

farfc

buldum. Bunlardan

lafzla

W

tatikltrfifi

«fes

bulan^t

yir^

bazsn burada zîkn^ftn

yrasyîo/

Ibtt

Yahz

H«eer der

kadnlaryla ev-

ki:

"Bu

hadisi

bu

bulamadm."

"Müslüman kii. Allah'n üzerine keser."

ftaiîf.

Mft

adn

ansn veya anmasn Allah'n i.sm

hm Hacer der ki: ^Buhmli^î bu lafzla bulamadm."

mm t Ihn i^fi. mm ^ mm: Taberî. amîu'l-Beyân an

Telsîri'UKur'iin. li.

(2527)

Bu knuda bk/: "Fkhu'z-Zekât" adl kiubmtzm RKilç tmsksmn 967'dfk y ve 4 nolu dipnotlar.

208

hmM%

'^ahU]'^

edcmecfi^

"MeeÛsicre Ehl-i kitap muamelesi yaj^m. Icnmeyifl

\mm

s.

966-


"

Hukuk ve Yasarru Alannda Sünnet

"Yalt/ca besmele

eklimlcki Abdullah

(pekini/"

b.

Mcs'ud

hadisi.

ht Huecr ücr ki: "Bu hadisi bulamadm. "Bua/lann. hoyu hadisi.

hn

Haccr der

ki:

(.ukuru

"Bu

ile

hadisi

iki

kemii arasndan yaplr"

(,-ene

bulamadm."

"Hayvanm boynundaki boru vc damarlar dilediin eyle bn Haccr de ki; Bu hadisi bulamadm."

disi.

"Ncbî ^ia,^î, koyunun mst

kes!" ha^

Mmûm Mm kcsilm^i p^ad."

Mgg«mniri^# dedi ki: "Yan bça tâ cart dâiWfm kadar vardtrn^y yasaklad." Hûf/ bn Hatn^r dcdcr kî: "Bu hislisi hulamadrn." -"Nehî

(s.a.v).

Aie

(r.anhâ).

kelcr(in yenilip ycniliîieyeeein}i

sorduunda keleri yemeyi yasaklad" bulamadm."

salm

'*Ncbî (s.a.v). yengeç;

"Bu

hadisi

hadisi.

bn

yasaklad"

Hacer der

bn

hadisi.

"Bu

hadisi

Haccr der

ki:

hulamadn."

Bu duniT^a olun daha baka hadisler dc

vardr.'^'"

Her ne kadar, uran, ne/heplen me/hebe

deise

ee -isimlendirdikleri aksine

ki;

gibi-

dier me/heplerin

Rc'y

FkoKi'nün kilaplarna

kitapliurui

kilaplarnda da /ayl' olan ve

de hu durum sadcii/yii

olmayp

da kapsamaktadr. Bu me/heplerin

ayn ekilde

asl olmayan haberler buJun-

maktadf. Râfiî (ö. 623/l226)'nin. Ga//âiî fö. 5()ü/l

mamlardandr-

'^el-Vecîz"

adi

kiLabna

1

1

1

)'nin -ikisi

yapt

erhindeki

de âllî

i-

hadisleri

bn Haeer (i). S52/I447)'in "TeJMsu'l-!lahî-"\nc bakan kimse, bunun doruluunu orada açkça bir ekilde görür. bn Haccr dc ruü olmasna ramen kitapla deül olarak yöslerilen hadislerin birç»lahrie

una

eden Hal/

/ayr demitir. Çünkü hak. uyulmaya daha layklr.

Keler: SiiriiniZL-nL-rtlcn

bcn/cycn.

bn

I';k;i

cmI aynkl

\ l-

kuyruunda hournlurlmlman. kcrtcnk*Jcyo

unti;n hini/ diiha hiiyiik oian bir layMuulr.

Haccr. cd-Dirûve

fi

Tulrici'l-Hitlâvc.

(Ilâim cl-Ycnfnî'nin dipnoluvla)

II.

205-2 1.^

209


Yine bu konuda Hâfz Rbu Bekir 458/1066). mamu'l-Harameyn

(ö.

Muhammet! Abdullah

Ebi

b.

Ahmed

îbnüM-Hüseyin el-Beyhâkt

(ö. 47?î/lü85)'in

Yusuf cl-Cüveynî

(ö.

438/I046)'yc, onun

"el-Muhît" adl kitabnda yer alan baz hadis halalarn edepli

bu durumu ona yazmtr, Örnein,

tenkit ederek

"Günete

snm suyla ykanmay yasaklama"

mam

babas olan bir

kitaptaki

ekilde

ilk

ile ilgili hadîstir.

hadis

Bu

ha-

dis, 'sahih' de^Uiir.

Beyhakî'nin insafndan olan husus udur: Beyhakî -kendisi âtlî

mezhebine mensup olmasna ramen- afiî ashabmdan olan kendisiyle delil getirmenin

'sahih'

olduu

haberler

ile

hadisçilcri,

'sahih'

olmayan

ayrma ve zayf kimseler ile meçhul kimselerden konusunda gevek davranmalarn eletirmitir. Beyhakî

haberleri birbirinden

rivayet

Rasînetu 'r-Rakîne'* adl risalesinde bunu söylemekledir.

'

Bundan daha garip olan ise, bizzat Fkh Usûlü kitaplannöa Mc çü^ uydurma ve aslsz rivayetlerin yer almasdr.

rük,

Örnein;

"Ashabm

gökteki yldzlar gibidir. Onlardan hangisine

dayete ularsnz."'*^^ sin

Bu

hadis, gerçekten zayftr.

eyh

uysanz

hi-

Elbânî bu hadi-

uydurma olduuna hükmetmitir. "Müslümanlarn güzel gördüü ey, All^ Mifrfa

Bu, Abdullah

b.

Mes'ud

(r.a.)'n sözüdür.

^da

^Izelâ

Merfu' bir hadis deildir.

Bkz. Muhakkik üsiad es-Seyyîd Ahmed Sakr'm. "Ufa'rifetu'sSünen ve'l-Âsâr"d Mukaddime, s. 19-24 (el-Meelisu'l-A'lâ li -uûni'l-slâmiyye basks.

yazd

Kahire).

AcIÛnî, Kefu'l-Ha(â\

DeyM

ete

Cftmfö'tJim.

I.

132*de der dî

bu hai^ Abdullah II,

9rdc

b.

"Bu

hadisi Beyhakî rivayet etniîtic*

M^'k ^ptâim^.

tbn Abdilben- de

senediyle bidikte Câbir (r.a.ytan rivayet edip dû- ki; "Bu,

kendisiyle delil getirilemeyecek bîr seneddîr."

79'da bu hadisin senedinde yer alan Sellâm b. Suleym'den dolay bu hadisin uydurma olduunu ileri sürmütür. Bu hadisle ilgili olarak el-Mîzân, I, 348'e de bakabilirsiniz. Möslim* Ayrca sahabenin yldzlara beazetildii dier bir hadis için Elbânî de. Silsiletu'l-Ehâdîsi'z-Zaîfe.

1.

te

Ahmed

b.

Hanbel

el-Mîisned,

I.

379; Taberânî. el-Mu'cemu'I-Evsat, IV. 5^,

Heysemî, Mecmau'z-Zevâid. I. 177; Aciûnî. Kefu'l-Hafa', 1. 192, U, 245bu hadis, Abdullah b. Mes'ud (r.a.)'Gn merfu' olarak da gelmitir.

2tO

'

Yahz


.

Hukuk ve Yasama Alannda Sünnet

"Ümmetimin

^''^

Bu

hadisle

ilgili

ve benzeri hadisler.

rahmettir"^^^

ihtilali

Bunlar,

"cs-Suhvelu'l-sl5miyyc bcyne'l-htilâtri-Merû'

olarak

ve

bal

Tctcrruki'l-Me/nûm" adh kitabmzda "htilaf Rahmollir" altnda, Bu hadis sahil deildir. lUkat anlama ve türu'daki ihtilaf dikkate alndnda bu hadisin ma-

nas

Bu

sahihtir.

lür ihtilaf da. sahabenin

fkhî ihtilafnda olduu gibi

mm

dümanlk

haM û^i

(AKyyuM-Kârî. el^Ejmfl-M^g^ s. V4t h^ yer verir: "Hadis imamiannn bir çou, bu hadisin br aslnm

vc

f^^te

olmadn

iddia et-

mitir. Fakat Hallâbî "Garîf>u'l-Hadîs"tc hu hadisi ara söz olarak nakletmi ve kendi yannda bu hadisin bir aslnn olduunu helinniiür.

"Nasr el-Makdisî "el-Hucce/ " adU eserinde ve Beyhakî'dc "erRisâetu*l'E*uriyye^ adl kitabnda bu hadisi scnedsi/ bir ekilde rivayea etmitir. Suyûlî'dc der

ki:

mvm, um Hmytn. tmart«r-Harameyn ve daha bifçoklan bu hadisi nakletmiulamayan hadis hâft^ âlimlerini kitaplannm Yine de doruyu en iyi bilen Allah'tr."

Reiki bu ladis. bi/e

tir.

ledilmi

olabilir.

Zerkcî de der

ki:

"NaüT el-Makdisî "ti-Huccet"

adlt eserinde

bu

birinde nak-

hadi.*il

meriü"

olarak rivayet etmitir.

Beyhakî'de "ei-Medhar^c

Kâsm

b.

Muhammed

ile

Omcr

b.

Abdulaziz'dcn

öyle söyledikleri rivayet edilmitir: '^d^uBnne^ln »lîaliHle4nfMlar^me(iî«lnudân beni !»vb^it|tie^ ^ttt)0 onlar htilaf etmemi olsalard ruhsat diye bir

Suyûtî der

nn

ki:

"Bu

rivayet.

Ahkâm

ey olmaz-d."

kfinusunda âlimlerin

ya^j^ gâr^

aynlllcla-

kast edildiini gösiermekledir."

Ba/lari da der k: "Burada kast edilen

ayrlklardr." Bu goriiü.

lah

îi.

AbhSs

(r.a)'tan

bir topluluk

ihlilal'.

zanaatlar

ile

mesleklerdeki gtirii

nakletmi! ir. Kast ettii ilerde kullarn ça-

merfu olarak rivayet ettii hadis öytesdîr:

''SahaUMllblflMAlfl,

sizin için |dr

tbn Sa^d da *'TabakÂt'\a

rvhmetm^

K^mh Muhammed'in öyle söylediini nakletmittr:

"^Muhammed't sahabllerinin IhtOaf, nsanlmr çin rahBMti^.^ Derim

ki:

Bundan anlalan: bu

tsîlam

ümmetinin d]$iAdaki ümmellerin

nn sknt ve telakct olmasdr. Lut L/ bakmndan arkl olsa da mana bakmndan birisi

ihtilaf-

bunu destekleyen hadistcnlcn

öyledir:

^^Ümmetim, sapklk üzere birlemez.^

Bu hadisi; bn Ebi Asm '*es-Sünnet*\c Enes (r.a)'tan rivayet elmilir. Trmi/J de bu hadisi Abdullah b- Ömer (r.a) lan lal'zla rivayel emitir: \'4

ihc»

^ ^^

u

00^ 'â\ ua^i ^

211


SStratfAnlatmdaYamem

ai^^tUlYatnkrca bilinen

Fkh

Usûlü kiUtpUnn okuyanlarn bulahîlccei

hadislerdir.

C.

Fkhî Kaynaklara Bavurmann Gereklilii

Asrmzda ilim ehline düen görev; açk aklî basireüç; taldis ltîii îSîgnda Fkt vc Fkh UsulU ilo li&U lîkhî J^ynaklanm/a bavunnalan ve ^a^ tâl^^1M1TK^ kurulu hakümleri incelemeleridir. Çünkü zayf ha^ ffisrte bir hükUm esas olannz ve yh^ç helâl ile hanm !«)rumlulu-

u da hLinun

îi/erine

Güvenilir ilim

kmlamay. adamlarnn yapaca bu

ilmî

aratrma müracaat,

yasama ve önemli toplumsal mcsclclcrdcki hükümleri bize %ayl' hadi.sicr

.senedi olan

aça çkaraeakur,

Müslüman Olmayann Dl^tî Örnek

olarak.

Ceza Kanunu'nda

Ehl-î

zimmetiçte er*i diyetin mik-

tarm ele alalf m. I.

Fakihlcrin

(younluu/"*

Eh(-i klaptan olan /.immilcrin diyetinin

-lukahann da ilade ettii üzere slam ülkesinde yaayan kimseler olmas cihcliylc-

Müslüman'n diyetinin yans olduunu ileri sürmütür.

^mpP ve **SS§ten^ MrM^ M

Cumhurun bu l^tnnMÎ <k^ö| t. ^hitayn^da vep Sahihayn^

^Alah bu slam ümmetini

kesinlikle sapkkkittK^erine birletirme^/'

Hâkim de "et-Mtstedrek*'lc bu hafis Abdullah oluruk üylc rivaycl cimilir;

^U«

^m

4I

J^j

Âl^

^ o^ iM

b.

çUi^.

Abbâs

(r.;)'tan

racrt'v

"i

bu slam ümmetini sapldk ÜMrine blrletirmez. Allab*n eli, Müsianun toplumuyla birliktedir. Yno bn h;Kisi: man Atmctt. "el-Miisned" adl eserinde de rivayet etmitir. Tabeânî"de "el-\îu\emu'l-Kehtr"iQ bu hadisi tbu Basra cl-Glarî (r.iO'lan iâe tncrl'u olarak rivayet citigî hadisin çerisinde konuyla ilgili olarak

**Allah

u

almakiiKlr:

"ÜmmetimiD sapklk

Özerine tophiitiainaait

R^kfmâin l^ete; Rabbm^âe

Malikilerit yörtiiidiir,

Bkz. evkfnî, Ncylu l-Hviâr. tEhl.i Zimmetin Diyeli Bahsi), Vil, 221-224


Hukuk ve Vasama Alannda

bu/

hadis bile yoktur. Bunlar, bilimler ise

hu

hadisleri kabul

Amr

Örnek:

h.

uayb

etlii hadiste

Peygamber

Müslüman'n

diyetinin

âlimlerin kabul etlii hadislerdir.

^umc

Dier

clmcmilir bahas yoluyla

(rh.a)'in.

öyle buyurmakladr:

(s.a.v)

yarsdr.

Meinden

Bu

"

hadisi;

'

rfvayct

"Kafirin diyeti,

Ahmed. Ncsâî

ile

Tirmizî

rivayet etmitir/''*'

Konuyla (yani Tevrat

ilgili ile

Ahmed, Neâî

Yahudi

rmn^m dîyelînîn ü^k^ Hm hadis.

(ö.

kitap ehli, Yahudiler

ile

M It^^

yans Hrisliyanlardr." Bu diyetinin

bn Mâcç rivayet etmitir/'**

ile

2. Dîgcr âlimler

Ncvevî

(s.a*vî'

Müslümanlarn

neil) ehlinin diyetinin,

olduunu hükmcimitir. ki hadisi;

*^'^aHiher

bir lafz ise öylcdirr

iîc

oldüiürtü

HriMiyan'n diyctini^

îtert

^rttfift^.***

feîr

Müslü-

Nk^M bu husus.

676/1 277)'nin **e'Mmhâc"* adl eserinde geçmekledir.

Yahudi

ile

Oysa

Hrisliyan'm diyetinin Müslüman'n diyetinin yars

olduuna dcJalct etmektedir. Ki by hadi>,

bunlara güre sabii deildir,

Ebu Hanife ile ashab ise diyetiyle ayn tlduunu ileri sürmmiTrîmn dfyctinîn. mülerdir. Yine bunlar. Ncbî (s.a.v)"in, anlamal kimselerin diyetini Müslüman'n diyetiyle ayn sayd ve bir Müslüman"m diyeti kadar bir Zcyd Mr Mösîtîma'm

cs-Scvrî, Zührî,

3.

/imminin diyetinin ödedii^**' rak gerililerdir.

Bunann

ile

h. Ali,

ilgili

hadisleri ve rivayetleri delil ola-

muhalilleri ise

hu

hadisleri za^t'

kabul

et-

milerdir.

Gcrvck olan udur: Her ihlimal

hulunmaks/m

iki laral'n ileri

sahihtik dereecsine

sürdüü

hadisler, en ufak bir

ulaamamtr. te bu

genci nasslara. er'î kurallara ve külli maksatlara

sebeple

bavurmak gerekmek-

tedir.

Kur'at'a

bavurduumuzda

onlar arasnda bir

Ahmcd

h. ttanbel.

ister

anlama bulunan

e-MUmt'd.

II,

18?.

mümin

olsun veya ister bizim

bir topluluktan bir

ile

kimse olsun her

^4: Nrf, Kasâme U\ bn MâccJty«

M

{2f>44)

U

dil.

îiNcrin görüüdür,

flkz. Tirmi/Î.

Oiyât 12

(

1404)

213


Sünneti Anlamada Yöntem

iki

durumda hataen Öldtlfmede

verme ve mümin ile

bîr köle

^ölcmin ailesine teslim edîle<»k bir diyet

olduunu ve Müslüman

azad etme"nin gerekli

Müslüman olmayan arasmda bir farkm

olmadm görmekteyiz.''^

1^ bu hususlar. slam eriattnm, MüsliMd her bir kimsenin

kamn masum

insanlar arasmda, ÖzeHîkîe efe

da eitlik olduu konusunda

kld

ve

Müslüman oloayat)

b^^^tp^ saygnl

i^ti

Mam devldSnde yaayan kimsder wmm-

ittifak

oluturmaktadr. Abbâsi

ile

Osmanl

ramen, slam devletinin uzun asrlardan beri karara balad görü, ie budur. Büyük dcvleler, aznlklara bask uyjguland ve slam Ceza Hukuku'nda eitlik olmad iddiasyla Müshilafetinin eksikliklerine

lüman olmayan aznlklar meselesini

etmek

su-i istimal

istiyoriar.

Kadmn Diyeti slam Ceza Hukuku*nda müracaat birisi de.

kadnn

nn diyetinin,

edilmesi gereken hükümlerden

diyeti meselesidir. Fakihlerin

erkein

diyetinin

Cumhurun bu konuda

yars olduunu

delti

büyük çounluu; kadileri

sürmülerdir.

getirdii fe^^g^ delil vardr. Onlar bu

kMida Md^ itria.)'t!m merfo* ^tomk ^ ha^ a>^âmî$ter^n ^^l^a^nm diyeli,

erkein

Hâfz Beyhakî olmamtr."

diyetinin yarsdr.'*

senedinin bir benzeri daha sabit

YB^ Byhakj,

Ali

(r«a4'MiJi

der

ki:

"Bu

wu rivayet etmitir "Kadmn

Bu hadis, brâhîra en-Neh# Bt haffl^ kopukluk vardr. Ytne bu

erkein dîyainin yansdr." (r.a.)*tan rivayet edilmitir.

bn

Ebi

hadisin

eyhe, a'bî yoluyla

Ali (r.a.)'tan rivayet etmitir.

üzere bu hadis, her halükârda mevkuttur. Mcrt'u

olmad

Ali hadisi;

Görüldüü

için dclii ola-

rak kuUanüamaz.

Yine Ölunüe sonuçlanmayan yaralanma ve benzen durumlarda ka^

dntn diyetr^n erkein diyetine eit olduu httsusunch detayl vardr.

Bu konuda

sübutu ve delaleti 'sahih' hiçbir hadis yoktur.

Yine bu konuda söz söyleyenler, icmaya dayanarak kadnn

smflandnh^

"'^en-Nisa.^

214

bilgiler

suretiyle, delil getirmilerdir.

diyetini

Hiç kukusuz icma\ bir


Hukuk ve Yasama Alannda Sünnet

Fakat bu hususta igjna'

delildir.

selef âlimlerinde ikisinin

âlim

Rsamm

ise,

erkein

olumamtr. Çünkü

konuda

buna aykn davrandt^n belirtmilerdir, fi» iki

Ibn Afiy3»*dir.^^

ile

onlar bu

kadmm

Bu

ikî

île

haramlarda hükümleri a^kla-

âlime göre:

diyeti.

diyetiyle ayndr."

slam'n Tutumunu Açklama badetlerde,

mak

muameteMe.

'sahih' hadis istenildii gibi,

için

vc bcn/.cri konularla

de 'sahih' hadis -

-

-

-

ilgili

düünce, eitim, âdab muâeret

slam'n tutumunu açklamak

meselelerde

istenilir. .j

dünya hayatmm

Dünya hâyaH içeri^iMe lüJbda p^msk

HkMMsn

için

yarm^^mft

île

ilgili

olarak tslam'n tutumunu

istediimizde bu konuda zayf hadisler

— Tevekkül ve tevekkülün

yeterli deildir.

sebeplerini elde

etme

güziel-

açklamak

Örnek: ile ilgili

slam'n

tutumu,

— Koruyucu hekimlik veya IslamMn tutumu, — Çevreyi veya yeillii koruma slam'n tutumu, — Maddî manevî tslam'm tutumu, meselesi le tedavi ile

ilgili

ile ilgiü

iterieme

—^ Harikuladelikler ile Bm

m

ilgili

kerametlerle

meselelerde,

ilgili

baz

içi

maktadr. Aksine bu konuda sabit oluu

salam Bu

slam'n tutumu.

*sahîh'

hadisler

ve

yemii olma-

delâleti

w0 olan

hadisler gerekmektetfin

hususta sadece müstakil bîr hadisle dc yetinmemek lazmdr.

konuda asl olan husus,

ilgili

Bu

meselelerde konunun tüm detaylarn açk-

layan ve vaziyetini izah eden bir çok hadisin olmasdr. Yalnz, Kur'an

hakknda bu

^lde y^l^m^

Kur' an'n kendisi aslî bir

bulunmak dogm olmaz. ÇÜnkÜ

bavuru kaynadr.

m^m ^0S^ r^tmm^ '^t^^^lâ^^

'

227'de kate '

se '"ba

Aiiyye** îfeKte^î

evkânî, NeyluM-Evtâr, VII, ysr almtodir. Çeviri de, evkârf'nin ifedesi dikvar.

alnmtr.

Bkz. evkânî, Neyiu'l-Evlâr, VII, 224-227

215

*


Tebli ve Rehberlik Alannda Sünnet

2.

sünnci: Ncbcvî okuyacîi

bir egilimcinîn

Vnin

hulbcsindc.

Mr rehberin ya da bîr^^vetyapacu vaa/nda. verecei der-

veya

sinde ve eiliminde Kur'an'dan sonra

kaynak vc lükenmcyen

bir ha/inedir.

va

jEoaamdâl

icriî için

ibiUclIcr

sarlaca kurumayan

Buna göre

ikb

'uiin

bir

hir

sünnci: hükümlerin

Myaak jaiduu

gibi,

lasavvuf için vc nefîs le/kiycsî i^in de itilak edilen bir kaynaktr.

tlc bu sebeple lasavvuC âiimlcri. mürid-i kâmiller, savvur ^eyllüri

ile

üninci

i(,-erisindc itibar sahihi

ilk

dönem

ta-

kimseler, salikin veya

müridin Allah'a ulamada; fikrinde, ihâdclinde vc yolculuunda AlUUria. kendi nclsiylc \v inîmnlaria «lan münascbclindc sünocie sarlma-

snn

zaruri

olduunda cnu*

mam Cüncyd

etmilerdir.

el-Badâdî

(ö.

297/909)

(rh.a)

kailar -Rcsûl'ün rivaycilcrinc uyanlar hariç- halka

Yine

Cüni^ ^-Ea|dadî

der: ''Bütün lari-

kapaldr."

"Bu hususla Kur'an' czve hadîs ya/.mayaft kimst^cfc uyulmaa. Çûnkû ilmiKilap ve Sünncilc kayliandnlmtr." (rh,aî iîylc der:

Wm

N^my^ mi/,.

öyle

Tasavvur imamiarmdan olan £buHal>i

m

(ö.

26()/X73) tri.a) de

öyle

ve Sünnetle ölçmeyen, havânrdan "Yapi! ettiklerini Imr (fcîilbine dîl^h ilham ^îbi eylerden) kuku lanmaysn kimseler erler cli-

VÜttmdâ^lnm/.''

216


Tebli ve Rebberlik Alannda Sünnet

Hbu Süleyman cü-Dârânî

(rh.a)

dc öyle der: "Ba/.cn

u suü mpluluun miktolarinc ta/or ^ir nükc düü-

kulhim^

l^linik^a?

2LV830)

(ö.

yor da. onu ancak

ahidin ahitliiyle kabul ediyorum: Onlar da,

adil

flti

Kitap vcSÛmrcllir."

Ahmcd

h.

Hbi'l-Havarî

246/860)

{i).

uymks/u amel eden kimsenin ameli

^

(rh.a) ise

öyle

der: "Sünnete

bâildir.""^'^

^îtimdMnv tfiNei^ferin

vc l'khçlartn sünnete fhtîy^

duyduklar ortaya çkmaktadr. Nebevi sünncuc; harekele ge(;Fccçk»

katlam

g^^lll

kalpleri

^kil^tn uyaracak

ndcler^ eitici kssalar, çeitli emirler

icrih (müjdeleme)

ile

ile

gayretleri

aydmlaua y^kl^mlitr.

etkili

^mM. ^-

hikmetler, iUlö siî/icr, etkileyici vaa/lan

deliller,

le

yumuatacak, kuru

yasaklar, vîmt ile

uh^vi

tehdit,

icrhib (korkutma) vardr.

ncbcvî sünnet, insann

unsurlarnn hepsine, aklna vc kalbine

hitap ederken Kur'an (^i/.gisinde hareket eder.

Yine nebevî sünnet: uyank bir

vücuda sahip tlgun

Baf^lH

m0

bir

bir dâvclçi,

bilgisiyle birlikle

temiz bir kalbe vc kuvvetli

Müslüman ahsiyetin Duturuimasnu çalr.

eitimci vç rehber klm!^

O.

bir servet vardr,

farvjgm MntMla

bir zekaya,

a^jifli

dj^Jdiarar. «fâvel

için^

M yj^lardaa

%§g^n#r|Sk i^ft

Siiuet kit^P^-

W0 t*

edtoir,

^^ ^paipttü Kur'ânî

sünncUen dcvirir.

Dâvclçinin itimat edip doyasya yararlanmas gereken sünnet kitap-

laru^m babnda, ümmetin kabulünü jiirmü 4ki *sakib ' kjtap (Sahi hi^t) vardr. Bunlar: Buhârî-nn ^^SahUt'^ le Müslim'in «.SrAat"dir.*"'' "5flfA?A'*in

ancak sayl ba/ hadisleri tenkit fâdilmitif;

hakkiTuhiki ickil. eklî ve loknik

Hn

Kiivvin. Mal;uiars-S:likîn.

l-Lihfrî

ik'

Müslim'in

".SuA/V

II.

durumlala

ilgilidir.'""

M^A^M^^

"criin nmlusiirkn yapfImlr. Buhlrî'nin "Sa3 gilt haXh^ ve

1

Müslim Muhfasan" adyla. 3 (starhl 2K)f^) nc^vdilmlr.

lih'i

tinlârî

Kfî

ni

'Sahîh"\

ile

ilyili

bi lHisrri Sahihi' l-lluhân.

iki

BtinlM

um. *m^^mtt%m M Imm SkMl%SMr a^^ ta l»de 1^ lobide *t5^^î »t) ^wb»a^m *«âjKtn*îa ''"^

Bu

cll halinde dsîanhul

^» 'mm

clc^tihlcr vc vcrikn cevaplar 1.

ve

i(;in

I

"1

ise

"Sa-

öll halinde

bk/: S;rvcU'l-

44-79

217


MiMMi Yemem

^

mvüd, Hrmîzî, Kesâî île bn MSce'nin ^%$-Sfyten"[ gibi sünnet kitaplian^ mam Mâlik'in *^M«vaUa\ imam Ahmed'in **e-Müsned\ Dârimrnn **es-Sünen'*i, bn Huzeyme ve tbn Sonra dört sünen kitab;

Hibbân'n

"Sahîh"\cr\.

Hâkimin

Bezzâr'n "

Mtisned

vc Tabcrânî'nin

^Icrl

Ebu

^^el-Müstedrek'"],

**uabu*l4mân** vc hadis hafzlar

Ya'lâ

ve

**Mu'cem"\cn, Bcyhakî'nin

ile tenkitçilerinin

hadislerinin

*sa-

olduunu beliruikleri benzeri kitaplarla, dier ^nnet ldtapMfii€sas almas ve maalc^r hatipler île dint m^Mdi^ younun sermayesi olan zayf, münker uydurma hadislere ise itimt etmemesi

bih*

*\idSE,rC

V

gerekmektedir.

YÜGS Allah'n fazlnd^dr Üzerinde aratirmalar

^nl^

ki,

(en^ s^nct

talit^ edildi.

kitaplarmdan birçou

mam

Mâlik'in

**el-Mu'i

IMMn ^miSiM*^ v& Km l^âs^n ^U!»Silkmn% j^nnetîn hizmetçisi

Muhammed Fuad

hizmeti olarak tahkik edilmi,

Abdulbaki

rakamlanm

baslmtr. Yine Ebu Davud'un SÜnen^i de

tahkikli,

rakaml vc

hz£i Ubeyd ed-De*âs'm

(ö.

vc

1388/1968) (rh.a)'in,bir fihristi

"esSünen"] bir

l'ihristli

bir hizmeti olarak

ile

^karllm

olarak

Tirmizî'nin

"es-

ekilde kardeimiz üstad

yaynlanmtr.^*^

ülkemizde ise dokuz hadis kitab üzerine yaplan belI bal tercüme çalmalar Ö2ette öylecUn t. Buhârî'nin '*es-Sahîh'* aâh eserinin tam metni. '*SalM-i BuhâH ve Tereem^ adyla Mehmed Sofuolu tarafndan 1 6 cilt tuUinde tereme edilm^tir. Çe^tit ttohtasarlarn da Türkçe çevirisi yaplmtr. Bu konuda daha geni bitgi içn bkz: "Sa/vetu'I-Kâri bi htisâri Sahîhi'lBuhârV* adl çalma, önsöz, 1. 41-49. 2. Müslim'in "esSaMh" adl eserinin tam metni se *'Sahîh'i MSsim

w

mmmtF^si^TM 19g^Mdmnd Sofuolu tacafidHbnacHtfiAlid&ve^Mâl^ baMe Ahmed Davudoglu i UflMn Werem» wlS^la^ihkiih:â V9m 1 1 tarafmdan tercüme edilmitir. Aynca Münzrî'nn *'Muhtasar Sahtk-4 HÜdUt Tercemesi " dc Halil Günaydm tarafndan

Bu konuda önsöz, 3.

I.

datia

bilgi için bkz:

'*Sahh- Müslim Muhtasun" adl çalma,

30-32

Ebu Dâvud'un "es-SânâV^ ise-hratim Koçal (stanbul 1983) tarafndan;

Itaig^T^a^ Serhf^ adyla nea-i

Ebu

te edilmitik

I1B

geni

dit halinde tercüme edilmitir.

Hflseyin (tstîotbul

Kayapmr 16

cîlt

ifffaAnâan

''^^hm4^Mml[f^mmmm

halinde; Abdullah

Pmhym tarafn^

fercgm0ai'' s^y\a (Kotya 2007) tarafindai 3

cilt

hal&ide

teirCâ-


Allame

eyh

Nesârnin kitab üzerinde lafzlanyla

Ebu Gudde (ö. Uimmi) (^M 'm bir çalma yapp onu rakamtandmu ve hadiâ

Abdulfettâh

sözlüü koymutur.

ilgili fihrist

Bundan daha büyük

bir

hizmet

ise; hadislerin lahricinin

zayfmdan ayrlmas

hadisi© sblmLdeBecfiMainî^kianiiasi ve sahihi

Nitekim hadisçi 3^yh NSsruddîn cl-Elbânî

idi.

**Sahmu

bn

yaplmas,

I42ü/1999)'ni

(il

Mâce** (bn Mâce*nin "Sünen'*indcM

M^

Hadisle^,

"Sahîhu't-Tirmizr vc "Sahthu'n-Nesâî'' adU çahmalan yaynland. ''Sahthu Ebi Dâvud'" ise yine Elbânî'nin bir

t^almas

olarak

yaknda

çkacakur.

§myb

y\m Hibbân*'m

ciltleri

el-Amaût*un tahkik ve tahficiyle *'SuMhu thn

de tamamlanmak

Özeredir.'^'*'

Dr.

Muhammcd

bn

Huzcyme'nin "es-Sahîh"i yaymlanmt.

Ahmcd h

Muhammed

üür%

tahkik VC

Hanbcî'in "eZ-J^fisnenndcn on b^cIBjçtkü.^" Bu,

kitabm üçte birine yakndr. Bundan daha önce ise

4.

dtice Is©

Mustafa el-AVam'nin tahkiki vc Elbânî'nin tahriciyle

Yine bundan önce Allâmc Ahmcd tahriciyle

Buiüte

Tirm7.î"nin "es-Sünen"\ ise

Osman

Zeki

Ahmed

Mollamehmetolu tarafndan "Sü-

nen-i Tirmizî Tercemesi" adyla {stanbul 1981) 6 cilt halinde ve Abdullah Pahyan tarafndan ise "Sünen- Tirmizî Tercemesi" (Konya 2()04) ^ tîft

M^^

Wüme edilmitir.

m Ur

Ito^öB ^^^^Mnm*^

heyet trfindan **SSnen'ün-NeseV' adyla (stanbul 1981 ) 4 cilt halinde ve 8 cüz" olarak ve Abdullah Parlyan tarafndan ise **Snen-i A'esâ/ Tercemesi" Konya 2())S) 3 cill halinde tercüme edilmitir. 5.

(

Haydar Halipolu taralmdan "Sünen i hn Mâce Tercemesi ve erhi" adyla 10 cill halinde ve Abdullah Parlyan taralndan ise "Sünen-i bn-i Mâce Tercemûsi" iKony'd2(m) 2 cilt halindeWö*t«Ei3dilmi6.

bn

Mâce'nin "es-Sünen"i

ise

^

tir.

t> cilt

S.

tim Mâttkin '^{•Muvatla'^i

tarafndan (stanbul 1982) 2 ve 4

halinde tercüme edilmitir.

Dârimî'nin

"Siinen"[

adyla (stanbul 1994) 6 9.

ise bir heyet

Ahmed

b.

cilt

ise

Abdullah

Aydnl

halinde tercüme ve erhi

tarafndan *'Sûnen-i Dârim!"

yaplmtr.

Hanbel'in "el~Müsned"\ {el-Felhu'r-Rabhânî Tertibi)

Rfat Orai taralndan açklamas yaplarak tercüme itilmitir.

ise

6

cildi

u ana kadar tamam-

anmamur. nallah^ ^ssria^ilfemtetmYmntaea^ Bum. I^UE'nâ^ 1M^^esâetti%^!^e neretti.

'"'^

baslmtr. " Bu eser. 20 cilt halinde baslmur. Bu

^

eser, 18 cill halinde

219


BoR^Mmada Yöntem AbUurriüiman cl-Bcnnâ

ise

(Ahmcd

h.

Hanbd'in) *'\fiisne("m konula-

o^f>.c^ **eUFetbu*r^altMni'' adm vermi vc onu '^Bûlütt-Bmânî** adyla da erh etmi ve bu eser 23 cill olarak çkm-

m$ gte^ip lr.^'-

Yinc

eyh hi

iclVirindcn

A.

Muhammcd âkir

(i).

1378/1958). Hâliz

».kamayii ^al^iH:?.

nulilasai

di^e feiîmfcndirm' ve ondan 5

yaynlam,

cill

bn

Kcsîr'in

ou

"UanIeiu%Tefsîr'*

fakat

bu

tamamla-

eseri

maya ik; ycîpemcmiiir.

Muhammcd âkir ile cdcbiyatv'i Mahmud Muhammcd âkir (ö. 1418/1997), Yiiic

A.

vc muhakkik kardei

mam

Tahcri'nin

310/922) tefsirinden tahkik ve rivaycilcrinin lahriciylc U) küsur

ynlamlar, sonra höyük kante üsiad

eyh Ahmel

MaHfmd kî sât â#fa çkarm,

veföl

daha sonra

cill

mm> CMidan

ise

(ö.

ya-

sonra

bu büyük ilmî ça-

lma durmutur. Mimm*^^*^ ile 11 cilt

Yine tan'da

es-San'ani'nin

AhduiTcz/,ak

Yino

Uindli ladisçi

halinde

hn

eyh

eyh

(ö.

21 1/H26)

"Kitâhu'I-

llabiburrahman el-Azaniî'nn tahkiki

çkmtr.

Kbi cyhc'nin

(ö.

225/K39) ''el-Musannef' de Hindis-

Muhlâr cn-Ncdvî"nin tahkikiyle

15 cilt halinde "cd-Dâru's-

Selcfyyc" taralndan haslmtu'. "^Itre

hm m&mn

iteiieme

kiUpar da tatkik

Elbânî'nin tahkik edip kifmeâ hâdistertjö töNHe as.

Öm*^n. ffeMftr^»fi^n

tsJinritir.

737/1336) "Mikâtn'l'Mesâhîhi"^" vc Elbânî'nin sahihini zayfndan

ayrarak Suyûlî'nin

{0.

91 1/1505) ''eI-Câmi's-Saîr"-^^ ü/.crinc

"SahîhuH-Câmiu'sSatr veZiyâdetihr kitab Yine Ahdilkadir el-Afnâöl'Ui

Bu dcgc

li

CSLT. Türkt^v yo

ta*ikjk

vc

yapt

gibi.

tahric cuigi. Ibnu'l-Esîfin

tercüme cüilmcktedF.

B« eser. Türkçe'ye ict^m edilmilir. Vüa Itlap.

muhtîsar

Msde Ut

heyet .lwaftmfan Tîlrkçe'yc tercüme edilmiiir. lanlndan ise harf srasna göre deil de konu balklarna

Aynt'M Abdöfliih Aydn Syût'nin "Câmi'sMIünmii va/îycue Türkiye'ye tercüme edilmiiir. Sitîr vc Ziyâdeluhu" dl eseri ise harf srasna gore düzenlenmi ekliyle tercü-

mam

me edilmi

220

olup Ocak

a\

ncl)k laralmdan nercdileceklir.


'

TeblvelMerlIk Alannda Sünnet (ö.

HKy/mm

Daha ünce Hcysenî'in

cltncktcyim.

una

ise

edilmi (ilm;s; da-

-lahkik

vc

lahkikli. tahriçU

Bu kitabn

Bununla

oldu-

Bu faydal kilabn

nlanasin

ni-

Icncnni etmek-

güniinü/de laydal kiiaplamza yaplan tahkik

birlikte

Valmalarmdan

(ykmasn icmcnni

••.Wif'c^ff;"indc yer alan ladislcrdcn

lahkikli, lahi^li vu l'ihi^Ui iilarak ya\

teyim.

^kmlr.

*s«jhih'''Kqfa /5i5«tf

"'Kütüh-i Sitte"yc ziyade olanlarn vermektedir.

eedi

el-

Ahmcd. Bc/yûr vc Ebu Ya'lâ'nm

eser;

Taherfnfin üç

"Mff;çwerf'1cri ile

ühristli oluruk

(îzellii ise hadislerin*

Bu

liîikracimcsidir.

Nureddin

Hâli/.

'^Mecmau'z-ZevtVd"^'^"' adl kitab

(ö. S()7/14()4)

hu )^iUhn.

Yttlniic

"

**Cânru'l-Vsûn yaynlanmtr.

ledir^nlik

d^nak^ym. Çünkü

bm kia^lcr.

ihiya^

tîuyulmayaçak ekilde küçük hacimU ^îpnolarla lahkikli kitap yaymla-

da bu dipnotlar h^f kiap da tekrar etmekcdirt^.

t€

u/almak. y{>ksul okuyuculardan kazan; elde etmek

için

n^âkiadirtaf. St^iifa sö/ii

bu

bir ulan

îjekilde

oluturmakladr.

mmf^^ baslm 4()VI()I4)

kitaplardan

ve

**el-Müstedrek"\

73S/I337) *'Tc'lhis" ki

önemli

basld

Hâfcîifi'îîT

(4

yapt

(f).

onun ü/erine

Zchebi'nin

'dalarca

ise

der

birisi

halde, henüz lahrici ve tahki-

yaplmamtr.

bn

Yine

taplar tahkik

Kayyin'in

edilmi ve

tahkik etmitir. Risale

(ö.

751/1350) "ZâdVl-Meâd*^}

tahriei

yaplmtr. Bu

Yaynevi

i.se

be

cilt

kitab.

gibi

uayb

önemli

ki-

el-Arnavûl

vc bircill de Hhrist hazrla-

yp nereimitir/

lli csL'i.

lu

'rtn^\"">'-'

.\,k-

kiUi|).

hn Ka>>iri i.

.'>iikni

(stunbl 2.

Ml'Iiiik-i

>\-miu!l- l;i[;riK;iM TiikvL-'yo

icr vinc olilmilr.

hu il'üitI csci li/ciic Türk^'t' Viipln

O/cn. t, Ahmet O/dcniir. Mutala

;;li!jin;il;r

[-rkckli.

nliirdr:

Al Vslt Kri

larurtulu

(kcsulllah Yolunda) O ciI halinde ypUm lerc. tararndan yaplm (sanbl imm 'mk*l-ftic^'* (MnltS^

l')8S) "Ziulri-ML';i'f

Cm m IMvM

Muzariîr ^itirrtîert

"1.

icviinc cdiln!>tîr.

halirtde

Ynlc. Atdi Kcskinsov

Mfûd" (Kcsululluh'n

w^tlan tercüme, ile

hraliirn Türklii

lmrdan

Yand Mam),.^ eil halinde 6 cü/'

(st;nbul) "Zâdiri-

peklinde yaplan tcrcü-

nc.

221


Sünneti Ariamada

Mem

Yine oldukça faydal ve 676/! 277i

Nevevrnin

bereketli bir kitap olan

^^ku's^likn" adl kitabn Elbânî

ve

(ö.

uayb el-Amâvût

tah0t? ve fâhkik etmiidir.*'*

Yine bu kitaplarn cn önemlilerinden

birisi de,

uayb

c!-AmâvÛl*un

tahkikiyle 2 cü/'ü fihrist ve 16 cildi kitap

olmak üzere (bn Hibbân'n

yaplm bir çalma olan)

**el-hsân fi Takrîbî Sahîhi-

"Sahîh"\ üzerine i b,

Bu kitab, ^-RMle Yaynevi neretmitin

Hibbâtt" adl kitaptr.

1^ teMt'^ Öft^îk^to deerli

âlm arkadayla

ansiklopedik bir tan Devleti'nin

birlikte tahkikini

mam Ahmed'in

olacak bir ekilde

birisi de,

uayb el-ArnâvÛt ile be

yapt

40

ciltten

daha fa7a

"cl-ÎV!üsned"i üzerine yaptklar yeni

çalmadr. Bu kitabn tamamlanmas ve Suudi Arabisyardmyla er-Risâle Yaynevi taralndan yaynlanmas

yakndr/'^

Faydalanlmas ve Hâfi7.

Zeynuddîn

bavumlMi

el-rrâkfttîr

(ö.

|efeken eski tahricler de vardr.

8Û6/I403),

mam

Gazzâirnin

(ö.

505/1 III) "eZ-Z/o^ö'"^^" adl eserinde geçen hadislerini lahric ettii ve

"el'Munîan Hamli'-Esför fi Tahrîci ma fi'l-îhyâi mine'l-Ahbâr'' diye isimlendirdii kitab gibi. Bu kitap, "W-//r>'â "'nn dipnotlarnda baslmtr. "hyâ*"y\ okuyan kimse, Gaz/âlî'nin delil olarak getirdii t^^ti^in 4@:@ce^i öretmek i^a Itu tUtat» ^vurmalM u;^ Icataaz. i^akö ^^^^^^ am zayf hadisler» aslsz ve uj^Untîa olduuna hükmedilmi haberief vardr. Yine Hâfz

"Keâf

bn

Haccr el-Askalânî

(ö.

Tefsirr'ne yer alan hadislere

kitab, tclsirciler arasnda

852/1447)'nin, Zemaherî'nin

yapt

dolaan ve birbirinden

lahrici gibi.

Bu

tefsir

naklettikleri hadislerin

birçouna bakma açsndan laydahdr. Vaizcilerin ve dâvetçilerin sinde. Haf

z

Münzirî

(ö.

yannda önemli ve me^ar kta|Kâf tir-

656/1258ynin "et-Terîb ve'i-Terhîb'^ vâi\

Türkiye'de "Riyâzu's-Sâiihîn" üzerine yaplan tercüme ve erh

çalmalan

hakknda aynnth bilgiler için bk/.: Hanif Akn. Riyâzu*»-^!^ T^mMmoA, Önsöz ksmt. ^ ^'"^ Bu eser, 52 cilt halinde baslmur. Ülkemizde "el-kyâ**' üzerine birçok tercüme çalmas yaplmtr. Bu eser. bir heyet tarafndan 7 cilt halinde Türkçe'ye tercüme edilmitir. Ayrca îbn Haccr'in. "et-Terîb ve'hTerhîb" üzerine yapt muhtasar ise Abdulvehhâb

222


Tebli ve Rehberlik Alannda Sünnet

Bu kiiobm p^blcmli lunmaldr. Bu hadtslerâ^ kiiahKr*

yÖtiU

t^^Mc (^okp

W ksm pa^eâcH^

uydurmann cn ar bizzai kendi görüü öns()/-ünü

bnda

okumayan

m cm

seviyesine inmitir. Öyle kî bu durum,

Münzf^tln

içerisinde yer almaktadr. Mün/.irî'nin

bu kitabnn

hatiplerin ve vaizlerin

çou.

Münzirî'nin bu kita-

yer alan sllahiarn bilmelidirler. Nitekim bu durum, beni, bu

kitaptan bir Bt]

?S{^litrr

Misin bu4a Mr

"ayklama" (münieiy yapmak

çjalm^ evketti.

sureliyle

f^hm: ka^lpm ii^klama, maksatlann hey^

^mlctîrcn, üpheleri

gi<toa vc kavramlar

iCNfUteay

tashih eden dipnotlarla bir-

mme*t-Terîb veU-Terh^** €\yc adlaidrdm.

Ayrca konuyla niî

ilgili

bilinen

m böyOO* Ibn Haccr

in

mt

baz

kitaplarn erhleri vardr. Bunla-

852/1447]

**F^*lSmfi erhi%

Bukârt** adl eseridir/^ evkanî. bu kitap hakkmda, "Fctihden sonra hicret yoktur" demitir.""

onunla

çada

Bunun yan sra gerek bu

ve gerekse ondan sonra

yazlm

kitaptan önce, gerek

vc her birisinden yarar-

lanlmas gereken baka erhlerde vardr: Kirmânî'nin Kevâkihu'd-Deran".

Aynî'nin

(ö.

852/1448)

(ö.

676/1277) 'W-

''Umdetu'l-Kârr

vc

Kasiallânî'nin (ö. 923/1517) "//îflrfK's^arr erhleri gibi.

Yine Müslim'in *'Sahîh'\ üzerine

ise

Ncvcvî'nin

(ö.

676/1277) ^1-

Minhûc f erhi Müslim" erhi, Kad yâ/ n (ö. 544/1 149) "kmâlu'lMu'lim f erhi Müslim", Ühbî nin (t). 827/1423) mmâlu kmâWU Mu'lim" ve Scnûsî'nin (ö. 892/148^), "^Mukemmilu kmâli 'l-kmâl" gibi

@rhler de vardn Yine Müslim'in ^es-$<^!^"i tlzepe^ l^ndli lUm?

lerden

biri

olan

Mevlana

Ahmed cl-Usmânfnn

(ö.

I353/934)

*^Pm»t^mulhim erhu Sahth- Afilslinfi^ üdl^B bir hadis erii vardr. Bu eserin 4 cildi baslm olup tamamlanamamlr. Arkadam/. Ailame Kad eyh Muhammcd Takî cl-Usmânî bu eseri tamamlamakla megul

ö/türk tarafndan (stanbul 1982) Türkçe'ye tercüme edilmitir. Aynca hu eser me!S^ yaplan muhtasarlrtrtmm^j^ tel^mtalm. ^ Ba metin muhtâi^an. Mrfaeyct taratndan Türkçe'ye «SE^SKse^iRitir. ^ i&vkânî burada Peygamhcr'n "Mekke'nin fethinden sonra hicret yoktur" hadisine atfta bulunarak, hu erhin baka bir erhe bakmaya gerek kalmayacak kîuiar yeterli

olduunu ȟyiemek

istemitir.

223


dmt^ur. MÜcllir hu eseri bu konuda müstakU tek bir erh yapmak amacyla bu erhe asrn bilgileri vc pmblcmlcrini çtt/.me ile ilgili hususlara da yer vcrmiiir. Bu kiiup 6 cilt halinde baslmlr. "Muvatta'"mn

Ebu'l-Vciîd

ise

M»nteka'*%\ ve Suyûlî'nin leri

(ö.

cl-Bâcî'nin

474/I08)

(ö.

*W-

911/1505) **Tenvîru%HavâUk"

erh-

vardr. *'Ebii Dâvuel'\\r\

Hallâbrnin

Dâvud" diye

751/ 350) "Tehzftfiu SUnen-i hbi 1

Hind

âlimlerine

DyBnevrm

1346/1927) *'Bezlu'l-Mechûd

(ü.

(cyhu'l-lladis el-Kandchlcvî'nin

Nedv'nin Ukdimi

Mahnud Hatâb

la'liki

bîr

ise

f Halli EM Oâvud\\

vc es-Seyyid Ehu'l-Hasen en-

1352/193?)

es-Subkî'nin (ü.

(ö.

'^AvHul-^am^.

"el-Ccm'iyyeiü'-cr'iyye"nn

ile).

Mewâd*\3L vardr. Bu erh, doyurucu cilironu

crhförindcn

yeni

13^^1911)

(ö.

Kayyim'in

îsîmlendirilcn tallkîdir.

Dâvud^*\t\

**£2n

ait

(Ai^nfiMafnin)

Schârenlûrrnin

bn

*'Meâ/imü's-Siinen'' vc

388/998)

(ö.

mam

da erhleri vardr. Bunhinn cn deerlileri;

kurucLisLi

eyh

"ef-MenhehtH Azhu'I-

erh olup

10 ciU

çkm vc mü-

tamamlayamamtr.

"Tirmizr*n\n erhleri de vardr. Bunlarn en deerlileri: eskilerden

cn

büyüü imam Hhu

yenilerden

**Ândatii'l'Ahvezî**s\. '^Tuljfetü 'l-AhvezM-'s\

"/Ves^^

isç

Mübarcklürî'nin

CSvud vc

haiyeleri mevcut olup,

ikisi

(6.

543/1 148)

1354/1935)

erh edilmem^; Ancak Mr Sîn^hltt m. 3W1 birlikte baslmtr.

de Ncsâî ile

^

7m

1 1

**Mikâtii'l-\fesâbîh" adl eserinin de erhleri vardr.

Bunun cn mehur erhi.

Aliyyü'l-Kârî'nin (ö.

âlimlerinden

Ube)4ü^'

MefS^^ s0i d^mcu

1014/1605) "Mirkâtü'l-

5 ^iH halinde baslmtr. Yine bunun,

iM^tîh** adh erhidir* fiu

Hînd

(ö.

Tirmii^î gifeî

mnm ÛTt^ms Suyamin m. ti Itmm ^ Tcbrî/.î'nin

cl-Arûbî'nin

nKvcuimr.

Bu

ise.

brahim

Bekr

ycnî bir

el-Mabarckmri'yc

erhi

ait

^'MU^mH-

vardr. Htndt^m^^akî

ehrinde bulunan "el-Câmiatu's-Selcilyyc" bu kitab 9

ciit

Wh

halinde bas-

mn yapmtr. Dâvctçi

için

muteber ve

Abdüraûf cl-Münâvî'nin

(i).

faydal

10.12/1623),

crhüLçu'dcn

birisi

dc.

.^^fame

Suyûfnin "el^Câmm's-kttir''


Tebli ve Rehberlik Alannda Sünnet

atili

cscrHc yapU| crhlir. Bu erh. "Feyztti-Kadr ft crhul-Cânmrs-

Satt^

dJî haîindc neredilmitir. Bu. tahkik edilmeye ihtiyaç

6

atlyla

duysa bile fii\dal hirkhaplr. **Ri\â:.if'?i-Sânhî"\n dc lân'a

1037/1647)

ii).

halinde

lannn;?

"Deimn-tâli/în" adl

;vil

hasdmlr. Yine bu

ait

Yine Ncvcvînin

hcFn

Fakai

Al-

da. 8 cill

mechum

Dr. Suhhî

Mulara cl-Hmn vc

Dr.

676/1277) V/-£"cAâr'*'-" adl kîtahnu

(ö.

MhâtVr~Mhâtt^^^^

arkadaf-

hn A-

7 ciltlik iir ^erh vyrUir,

en-Nehet%^'^^ iidl kiküçük ve hem de mehuttur. Bu khabm birçok cfhî vmdtt,

Yine Ncvcvrnin fiib.

ile

Bu

h

'^^m^m%MmaAht'%^'* /ikredebiliri/.

olan

\m\i iül\'l-i

crhlir.

eserin yeni erhlerinden

cs*Sâlh*m '^Mm^S*l-Vâri^n'^\ lanna

bir ijcrhi viirtlr. Tin da.

hntan

Halvli yc

iö.

c

(ö.

67f/l 277} ^'el-Brham

ivisi.

795/1.

l'ii

ait

üCntsî vc on

laydals

ise

hn Receh

el-

H'dn'ut'-l lûm ve'l-Uikem'*'' adl erhtir.

hn Receb el-Haiheli krk hadisi elliye lamalanir. Henüz tunmtnltmam^ da. Dr. Muhumni^ ct-^hnedî Hbu'n-Nûr bunu U^bkik eimitir. Yuc eyh ua}^^ cl-Amâv'Ûi bu kitabm tahkikini yapmt. hadi.sMücllir

crni

etmi

lahriç

Mücsscsciu'r-Risâle

hum

Bcyrurti'

Yine laydat kitaplardan nt ve stîsyal srlan

açklamada

dipm>tlarda iki cilt

butufli^^itr.

halinde ncrclmilir.

birisi de: hadislerin

arka planmda yatan di-

ve hikmetleri açklayan Dhlevî'nin

(ü.

1

17C>/762)

"//fefflMflA/Y-ffâA/^"dl kitabdr."'* Basiretli hir dâvct(;i. hadi.s

kiluplar ve bahisleri

kaynaklarnda en

hepsinden yararlanrsa da.

Kil

ihtiyaç

duyduu

bilir.

Her ne kadar ufku geni «Yan jüçia

''^

la/.la

ühcsiz

ki

bir dâVC^U^. hadis

batisMnri

iman, tovhiil Ihâd^ler. itim, edep.

Abüuivchhâh Ö/iirlv (tsUtnhtl 2005) lartndan Tiirkvv'ye tercüme

eser.

edilmitir. ^-^

Bu kitabn

basklan Türkçe'ye (eseömeeyftfflîth-. i^^^Tfftkçe'ye hirvofe^al^:s^f#fflt$ttr. Hu khîip. "Hîidislerle lim vc Hikmet" adyla 3 cîll halîdc Ali Kaya (stanbul ;eilli

''-''^

i;tral'ntl;m

lîu kitap.

Türkt^e'ye tercüme edilmitir,

Mehmet EnJcan (slanhul

\

W) lariilmdan Türkçe'ye tercüme edilmi-

tir.

225


/üK.

Shirci.

Icri.

v<e

rikak (kalhi incelikler), zikir, Kur'^t, dua, iyilik vc

ccmci

île

fKrrmrr kîrnplar

ile ilgili

cehennem

hadislerden daha

(^(>k

ve nc|u/i. kssalan mrih

hullcri. siyer

île hnfHsler. t^vciçinlfi

dîkkaM

it^in

Ûümkl olarak

tIMm

çGkcr^

A. Delil Gösterilecek Hadisin Shhatinin Burada dâvclgi

«^iM^ iliju-

Aratrlmas

önemli olan husus; herhangi hir mâna veya her-

durum üzerine bir kaynakkra dayanmal vc kültürlerini

hangi bir dcgcr ya da herhangi hir

hadisle delil getirir-

ken, eihcnilif

^-ürük,

münkcr. uy-

durma ve asl olmayan hadislerden kurlarnaldr. Aslnda hu. hülün chlUÛU ^Vcevidir. Bunlar öylesi haberlerdir

ki.

dinî kültürümüzde

ilim

yazlan

çounun içi bunlarla iirilmekle, makbul vc mcnlûd smllur amndu âH&flMrtm^i/in 'sahih* vc 'hascn* hadislerle kantnlmak-

kitaplann

ladtr.

Hadisin insanlar arasnda öhrci kazanmas, kitaplarda veya

dfller-

de yayjn olmas ha/ insanlar aldalmakladr. Bu da. o insanlarn böylesi hadislete

güven iKcrinc vc^e^i

ile

kabul

vcrn)elerineycnckicdir.

izni

Ans^trniîîctür (ardfmdan da bilindii Üzere, hadîs, bayken dillcrcte

mehur ma

olaHlif.

bir hadis

Oldukça zayf,

olduu

halta bcîki

insanlarn dilinde

derecesini m^Mklamak n^a özel kilapiar

l^ff/^fi'^rra"'

uydur-

halde insanlar onu birbitfcrtndcn nakledip dururlar.

îjtc hirt;ok âlimin,

in. bunlardan:

^mAt «hnayan veya

Zert^m

(il

mehur

^msuMA J^ebebi feudUi*.

Jhnâ Yedüru alâ

adl kitabn. Hafz Ibn Hacor'in lihâdîsi'l-Mc'^hûra"

adl

(kjm-

794/1391) *'et-Tezkira bi'l-Bhadmn-

adl kilabm. bnu'd-Deybâ'nn

Tfityih Htine'l'Hahîs

olan hadislerin shhat

(ö.

Eh'ntcti'n-S'âsi mine'l-Hadis"

(ö. S.'S2/144X)

kitabn.

^Wlf^7> Tetf^^M-

"cl-LcâlVl-Mansûva f't-

Suyulî'nin

(ö.

911/1505)

j^0mm'-^«^eira Ji*l-'EhâtU!a%MM^^ kilobau. SchâvTnin m2f\4<m *^e-MekâslM-Haiene fhnâ'jgiehera mine%Ha^/alâ*tEhin^ mili kîuihm ve î^utfeî'nifl t^. T f2:^t7lt^> hu iîtaba Vapmt oldut ".Mhfasar"

\

zikredcbilM/.

Onlarn cn k^msiimls

ise Aclûnî'nin (ö

l

162/1748) "Ke^ft'l-Hafö'

ve MeM't-Elhâs mmna'stehera mme'/-Ha4îsi alâ Efsiu^i'n-Nâs'* mih kîlidrdr.

m


V

Teb'i ve Rehberlik Alannda Sünnet

Yine

Suyûî/""

bnu'l-Ccv/Î.""

cvkânu''-

cl-Kâil"'

(Ali)

hn ^râk^"^ Elbûnf «e Uftbu bir^^oklannn''^'' meI umdurma hadisten ahlamak içîn ymkkhn müstakil kitaplar da bu atanda fmcmlidir.

Ldtncvî/'

*

vu/

Tasavvur,

uydurnu

Bu durum,

tclsir

kiiaplannda sO/konusudur, Ö/elliktc dc Hurclcrin

peygamberler

ra/.ilcllcri.

Bu

rivaycUcr.

ile sâlih

kimselerin kssalan vc nüzul sebebiyle

rivayellcrdcn ancak a/ bir

ksm

sahihlir.

Yaknlarda yaplan hr konlcransU aratrmaclardan h.

üâlib

kssasm <lciU olarak

üMckl

"Onlardan kimi de

e\b&XQ

^^kka vsreecp^

and

hadisler

Okuyucu bunlardan sakumaidr.

t^okiur.

ilgili

vc rckâik kilapîanla da bu lür

i^^lilcr.

/.ikretü.

Tcfs^pdlcr

birisi.

Salebe

bu kssay Tgvie ^rI"

*^r All^. lüiuf vc ketçmindcn bize verirse

ve faydat insafttai^n c^âc^/' diye Allah'a

Fakal Allah onlara lazl-u kereminden verince onda cimrilik

edip (sö/lcrindcn) döndüler. Zalen

ttnlar

(dönek) insanlardr. Keulisie

verdikleri sö/dcn döndüklerinden ve yalan söyledikicrlnden dolay, kcn-

duy^le kapKM^'aklan

^nc kadar Alliib* unlarn kolplcinu

s(^)kmutur"''*^^ âyt^inin nü/.Ûl

mU/ hn lelsirine

den

Haccr

yaplg

lahrii;

((i.

iki yü/.lüliik

sebebi olarak kaydederler.

S52/I447rin. Zemaherî'nin **el-Ke^^âr adl

(^almasnda dedii

gibi.

bu k.s.sanm senedi

cid-

(^ürüklür.^

hnii"l-C\-s/t. "cl-}fi'VTMtu'l~Kiihrâ"

Meâir{-\/usnûa J'l-Ehâdisi'l-Mertûa"

Suyiî.

"el-lIsrânriMerfûa

Âliyyu'l-KfMÎ. Kiihnl).

Hu

kUp

rürks;c'>c tcrcüiK- edilmitir.

/M^^«tt^ id«Miî«![;â^V%^) vmhn "^'^

^ mm.

î>evkârî.

Jî'l-.ihhâr'l-.Mt'vziia"

(cl-Mcv/ûflri-

Ayrca ''el-Masnû' J't

KlKU

bir uydurma;

\mm

Aît'rifeti'/-

t^tahf

mim

Kuiky um^tndan Türktfc'yo för^rv edilmi<Mr. "el-I'evâitfu l-Mevmûa fil-F.hâlîsi'l-Mevzûa" t&Rdfhn

I-cknc\î. '"el-Âsârul-MerJTm Mecntita f'l-f^hâdîsi'l-Mevziîa"

hA

rftk.

"^ nih;nî.

"Tenzih

".Silsileni

't-criatri-\fer/ua anri-Abbâri'-^erh^^^

'l-Lhâlhi'z-Zaifc"

K;y>in cl-l'cv/tyyc. "ei-Menâru'I-\§ünîJJi\sSah!h ve'z-Zaîf' (Bu eser Tiirkçe vv im-üMö ^^fflî^H' Sa^lnî. "eN^m^^*^. Kcrmî. "rf-ftTutf/rf": Itk/.

ihn

mmt llttbîs

":

*^^h*m-%mm^^.

^Temyi&i^'Tay^'i/

mim%

T\hu \'f-truma'' pbl

'fcl-TcvK\ y/75-77

Çünkü hu d;:

tbnud-lîcyha-,

Münkcm

b

ki^i hakknYc/kl cl-i-.lhfuî'in ri\;wiiKcndir. Huhfn Sika hi kinsL' deildir' demi^lir. l-hadis' dcuilir. Ncsâî de

kissa.

.Ali b.

227


)

teetiftnlamada Yöntem

Çounun Afeti

B. Vaizlerden

Bi\uk slâm mcmlckcllcrindc bulunan mcsci ilerdeki izlerden

(;i)uun

tcli. onlarn geceleyin

toplayanlar gibi olmalardr.

OnUnn

odun

kast:

hatipler

birlikle

ile

her

Cuma

va-

ylanlar da

veya 'hasen* bir se-

sahili"

nedi olma:^ bile, halk harekete gef^ûsocck hadisleri almakiu-.

f^ti^^m Hdundt^m

ile

Öyle

ki

hmbeitindc veya her vaa?. dersinde

/ayl" hadislerden, halta çok zayllarmdan. bazen dc uydurmalardan

W

demci muhakkak iilmiimdir. Sanicim- "Nehevî Sîrci" münasebetiyle

bulunduum

ts^.v)'in ahsiyeti, sirdima umii/.liî, gklinin

^

bir

ehirde Ncbî

^^1^. ahlâknn büyük-

hutb^ ^fl oldum. Oysa bu. aps^ Kur'ai sabii olmu ücrçckleHe dola zengin hIf Mnudur.

etral'mda anlatlan bir

ve 'sahih* sünncilcn

Fakal halîp. bilgi

âJEnkrin 'nc

daarcndan

var ve nc dc

ipi

hadîs aklanrkcn.

'sahih*

mp

çürük,

münker veya uydurma yahut

var' dedikleri

asl bilinmeyen birçok

veya *hascn* hadislerden sadece

iki

veya üç

Xam '/^Mi. ^îffldî Nu hadislerden ha/sm zikrediyorum: "Allah'm ilk^araltg ey, Ncbî'nin ruhudur."" *'AUah.

cHylc

Peygamber

için

annc-babasna hayat

Vjçrdi.

Onlar da.

O nun

MösÜJMi oldular."'^'

"Kim Muhammeü "Ncbî

(s.a.v) in

ismiyle crellenisc ona efaat vacib olur.""

dounarala meydîma gelen oaanüsUi olayta an*

"^^ latan hadisler,..

:

:

Dârckuinî de

'Kâsm Ehu

Ahdumtam

^

yaluttâan nvsmktur' demitir. Ahffied de

onun hakknda. 'Ali b. Yc/îd ondan hirçok garip rivayetler naklomiîir" jdcmitir.' bn Hibbiin da der ki; "Sahabeden bicçok mu'dal rivayel nakleder ve sika lamsiclerden dc '

ters

yüz

nlmu

nakiller getirirdi."

{Bu konuda daha geni bilgi için bkz: Ahmet Nedim Serinsu, Sa"lebc Kssas. ule Yaymlan. stanbul: Kadir Paksoy. "Sa'lcbe Hadisinin Scned ve Metin Açsndan Tenkidi". Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD). 11/2,3004, s. etAclûnî. Kefu^l-Ham\ I, ^-204. (827): Saym, el-Hâvt. I. y2S;

GmM.

Muayyer.

s.

6-7

Ibnii--Ccv7.î. el-MevzÛât.

I.

hnü

I.

bn 228

l-Cev/Î. el-MevzÛât.

28^-284 54-I3S-. Suyûtt. cl-Leâli'l-Masnûa.

Sa d.ei-Tabakâtu'l-Kübrâ,

I.

l.'i-16S:

Tabcrî. Târîh.

11.

II.

166-Ift7

I02-U)6


Teb)^

Ym mclinin

hu bM^Hiîn iiu^im^

haiip. /ikrctligi bir hikâyeyi

bâmnied

b.

'Sa

»an Musamm^ smin

Muhamm^d

b.

tm ilerdin

Musa

Ebu Hâmid

(a.s.) ile

na?* diye mirdu»

O

cl-

karlat. 'Mu-

dîi,

Muhamirö^l el-Gavr/ÛK c-TÛsî,..' dedi. Musa

elindeki nedir'' diye

'Q.

"mam

Hikâyenin içerii öyledir:

yetirdi.

Allah'u koline^i

sorduunda. O'na. 'Asadr' deyip susma-

benim asamdr. Onun ü/erine dayanrm. Onunla davarlarma

kopanmm ve benim

dal

üm-

de bu hadisin 'sahih' oldu-

Ga/yflî rüyada veya ruhlar âleminde efendimi/

du!

O nun

hadislerden birisidir. Alimler, ha-

kiUplurmda hu hudisin yulun olduunu bel

SöAktmisu tlelil

uyduma

hadis. tiK^lur

dis sUUhlvtrt

sana.

dc;

biri,si

KmlfsMT.

Oysa hu

ûuna

çjflmGn

IMM hakkndaki. "Ümmciin ûHmbri. srail *|nllarmn Nebile-

iîibidir"-'"

ri

garip

veItehMr#annda Sünnet

onda daha baka

için

ihtiyaçlar

da vardr"^"" diye

cevap verdin?!' dedi/' Böylece

Haiîp.

mam Ga/./.âlî. Musa'ya diliyle üstün geldi*

dedi.

Hatîp bunutlii yukarda geçen yalan hadisin domluEirtu k^di^ioce ispaM ettnî oldu. BIS>4e^

an

yokluuyla

sermayenin

srailiyyauan oluan kesai 'âdi fsra, iyi

paray

Asbnda

hile

"j^ahih*

hikâyelerden,

garip

mal sata

W

âlet

de1i#r. Hmia tmdi^ rt'^yâtin^

hile

vaaz konularn

ederlprken. oldukt^a

le'lil

hareket etmesine

ayn eyi

l

'

s.

MasL-nc.

104: ^evkfnî.

tei

üe\ck davranmlardr.

mnmi)

"^el-MevzÛât*' kiiaht

ra|n^. ^^j^em«m%§ev&^ phi

m^

sk

kural-

fcilaplarifid^

görmekteyiz..

>tiî^n"i£s«.

Mckfsdu

ve

kurallarla hareket eden) uüvenilir ilim ehli kimseler

'*el4hlu*I-MStenm}'efl%Ehâ(nsn-yâhiye'\ic kilabmda

larla

'

rüyalardan

çkarui. kisaitj'ilarm dedii gibi

NUek.im Ebu'l'Fev^t bnu'l-Çev/,î'nin île

ve 'hasen' hadislcrdi^n ölu^

dclcdcr.'

bu. eski

müleeddid (sk

haitp,

247 s.

tm>n

2S6:

l'MvvÛU.

S-

mm.

Syûtt

Kcru*-H»rr.

cd-D(i1w,

{2*J4);

.

au^ ^Mei-

74 îbmM4>cyh:t', t^-TemyîV^

S.

286

Tâhâ. 20/17-18

2^


^n^iM!«»(b Yöntem Bunun

gibi.

cmsÖddin ez-Zd^ <ö. 748/1347) mâ**r^iMft^ adl kitabnda bu konuda

Hâf/. münckkid

mahiyetindeki

üuhi

samahakûr davranmir."''*^

Yînc m\'\7 cl-Mün/irî

(ö.

656/1258) dc "et-Tergîh ve't-Terhîh"

l kapsaml ktiah»nda -kendisini buniantao

mak

klacak

«alam

d-

haberler

varken- çürftk. münkcr ve haiia t^rdurma hadisleri büyük oranda zikret-

asnmz okuyucusu gafil olsa da, Münzirî, kitabnn mukaddime ksmnda /.ikrcimi olduu ha/ iaretler ve stlahlarla

mitir. Fakat ö/clliklc

bu lu^u^ü Ukkatlci t^ckmi vc böylece sorumluluktan kurtulmutur.

te beni. halinde

cilt

Katarda

qkm,

Sûmei

MÜnzirî'nin

ve Sîrei

Araprmahn Merkez^

ve *hasen*

\Hahih'

M

hadislerini mhri*; ettir

im **el-Miintekâ'* -âdU çalmaya sevk ^^den etken â@ bu olmutur. bn

C.

Haccr cl-Hcyscmi'nin Fetvas

Mehur anî

Rkihi Allâmc

bn

Haccr cl-Hcysemî

râvM

/.umanndaki yöneticilerden: naklcUigi hadislerin haberleri bâtl haberlerle

'sahih"

kartran

(ö.

973/1565),

açklamayan.

her hatibi, hitabetten

clnclcrini srarla istemesiyle gerçekten isabetli bir

men

i yapmtr.

Il|^l# ^^h^^^ «MM&^j^^Mndc bu konu ile iigUi okrak ör îtitto pyle der: "Kendisine, 'Her Cuma minbere çkan ve ne had!^ ^d^ kitab, ne dc râvilcrini hatibin

açklamadan

hakknda gereken

toe^nasm^ birçok

nedir?' diye sorulunca

hadîs zikreden

öyle cevap

verdi;

"Hadiste ehil olmak artyla, hutbelerinde hadisIcrA râvilcrini veya

onlan zikredenleri belirtmcksizin hadis okunuua veya müellifi if^rte »lan tnr kitapim nakilde

bulunmas

caizdû*.

Ancak mücllî

ehlinden olmayan bir kitaptan, hadiste ehil olmayan bir hatibin.

masnda, deildir.

satlccc kitaptan

Bu ekilde

bn Kayyim harekc

okumasna dayanarak

hadis zikretmesi caiz

davrananlar iddetli bir lazir cc/asna

'

çarptrlr.

el-Cev/.iyyc dc "el-Menâru'l'Miittîf ft^s^ahth ve'd-ZaîTdc

«Icrfcen. *^ef'VShilt*s-Se^iS^ adft

4sc^de uydurma

hadîslere ve

sk

zayf

hîtdisleru yiîrwfifl|lftr.

Ta'/îr kelimesi sö/lükte: l'crim oturak ise: dinin

2M

le'clib cliîîck.

yusaklsd. uma

yola getirmek gibi anlamlara gelmektedir,

karlnd»

cc/u belirlemeyip devlet yct-


TeM$weNberlik Alannda Sünnet

Çünkü unlur. rusliiulklun kiiuptiU^i hiKUisIciîi. (Jnlann asi» olup-olmadna hakmaks/n e/bcrU^^î> artlarla huThe ti^Hytfl'hr. Dolaysyla hor Mde yönclteilerinc haiiplcrini hu el^i^Dk hiilihin

iJMitm

bVylcUir^

sakndrmas düer. Hcr durumunu dü/c itmemekle snr ederse, o yöneticilerin yapmas gereken :?ey; halihi bu ekilde hilabellen alkoymas ve jiöcvdcn u/,aklairiTiasdr..." kilde da\ r;innaktan

"Bu durumda vîTr*;a.

hatihc

-kemlisine itim^

ûl}m iifcv

^fmtmîîs

lamasdr. Aksi takdirde Itra/

sz

i^în- rivayelinde

kar

vererek onu laiiplik görevinden almas bile

da

hadîî^ isnadn açk-

edilebilir. Hallu yöncliciniiK hatibin

yere hiiylesi yüce bir meriehoye

Keke

hadisin *sahih" bir isnad

ise.

cüretkâr

hak-

davranmasna son

caiz. olur."

hu lükOn. gOnümü/dcki hatiplere dc yityîansa. 6u durum-

hîi%-r)fe hîilfp.

hadisteri hîlmcdîkleHftddh ve n^lchul fsahHtî tiâdi**

reddedilmesi tereken (uydurma) hadisleri birbirine

hs

kartrmalarndan

dolay gitrevden alnrd.

I

kilîsînB utfîdiffnc hifi*!^ ^^(Ijr. jio I

îis

MölflJ^Mi-

mcnt

«*lp|»N3i

dirliine viutnikfe hiflîkk* ekil ve ntiklitfrKU l'arkl iîttifori^ s^ihip

iYnu*

ardr. cl-l'Ctiivâ

e-cr'iyyç.

s.

43-44 (Dâm'l-Ma'rite basks. Lübnan).

231


3.

Terîb ve Terhîb Konusunda Zayf Hadis Rivayeti

Ba

jîörc

Hakkndaki Görüün ncelennnesi

bülü

haiîp,

halrlalc

nninkcr ve uytluriîia hadislere

t;Clriik.

hanm, meknh. îi ho hükiinKc horhanüi bir ^elOl.

ra/iL'llori. rckrik. /iihd. riu

vaa/c kimselerin, hu

v-c

ilgi

dtyttiHurmm

liir

^sebeti:

vad|5 (lr/.) ve müsichib* eklinde »lu-

hükümle

:>er'i

icrîh. icrhîb

w

ilgisi

ohnayan. amellerin

kssalar gibi

koukrda

illimle-

^w|unllliuuua/a>'il hadis rivayelini nullak olarak eai/ görmclcridir-

hmm önsö/ünde

Mîin^rî

rö.

bti Ict^tûyia

çcillcrindc

656/1 25Hî ""et^Terîh \W*PT^ntîb*'

tt^i

tVJârak

iis:nahal (ilmay

iîyle

i/in

m^hm^

a*X\\

d^ ^'Aifnfc mf^h ve tertp

vermilerdir. Halta onlardan go^i-

shhat derecesini bildirmeden uydnnia haberleri dahi /ikrctnilerdir!" Hakitn

Mida buna

(5.

4t)5/H)l4) dc

bcam #yle

{îö/iimf'nöc

Bhârî

ile

"el^üfU^Mt^nlifi 'Dtm Mülmiö'mii ha-

^ylcniir: "AHah'rn

gtire

Abdurrahman

aklaracam." b.

im/\ fkM

Mehdînn

u

U^mt^^

h.

Mehdî'nin

Daha sonra da ona si)/üni'.

232

lâbi

lö.

daan

>mttcTr

feaM^fm

I9K/HI3) göbir

scnedlc

naklcUi:

fmram ve hüUümkr (ahkâm) hak-

kntla bir haber rivayet edildiinde scncdlerdc

adamlar lenkiUe

i/niylc.

Müslim'de'yer alamayan habefterî

hususunda bunu Kbu Saîd Ahdurrahnan rücüne

\

lili/.

uiuik. Fakat amellerinin

davrandtki

la/ilellcri.

sm^^^M

sevab, ce/a.


mbîihhtr vc dunlar ycv>ek

gibi

kiMiula\la rivayei edildiinde ise isnâdlarda

«litvriindk."^^*'

Halîp

mam

4(>.VI()7i do "el-hijayi'"t\c senediyle

(ö.

Ahned'in

^öylc dediini rivuyci eder:

"Bini fe^^üîlah (s.a.v)"den: helâl, haram. sUnnciIcr ve hükümJerli; hir hadis rivayet

ilgili

lerin fa/ilellcri.

Nehî

iCklK

^(islerdik,"

(s.a.\ )"den bir

Ytnc der

ki:

hüküm

ey

nsîilan

lik

helâl

bile

samaha

gibi

hir

i-se

kaknnayan konuise

sencdlerde jîcv-

îneelikte ^iratî nkâk

nlmueNeklik

kl,vy«.

veya ruhsal

davîar»d*£. l%fcittanl§-

olunduunda

rivayet

kalbi

Ehn Zekori\ yâ el-Anbcrr

bumm

iki/.

helniiii hir Inikiin üelrmicycn ve

larda

içerisinde

edildiinde senedterdc

hadisJcrîîide.

üösteifehîlir."

tule

"Gelen haber, helâli haram,

der:

bükünü vacip klnyiirsa. icrîb. lehîh.

kfuvuhrda ise ona

yummak

g(V/

ve rivayeiindc

liii/-

mü-

iîösicrnxTk gcr^ir."^'*'^

Fakat senedlerdeki bu go/ yunnna \e

müsamahann snnj

nereye

kadardr'.'

Mi ftf ^klâfimUudan harokeHe. /ayd" hadisin ravrsî cihetinden Ick kalsa vcva rivavet elliöi mimker hadisleri ^ok olsa

Ba/ hatalar!

da. vahui

insaMîtr

\

;lada illam edilse

bile

lerîb \c (erhibe

dair hadisin kabul

edileceini anladlar.

b/r cahil

î>Hhas!

solller.

iyilie tevik cliirdii ve kölülüktct saktv-

dni

müddeiçc Ttn.^/. uydurtta ve dlîs^mmre hadis rivayetinin caiz olduunu ileri sürdüler. Halla ba/. cahil stfler. bu maksada; KhrHtn sûrelerinin la/iletleric dair veya

uvdurnay

kendilerine

ba/ lavni

i.ler

hakknda

mubah ^tudüler.

ünlal. "Her kim benim ü/erime kasien yaUm

söylerse,

deki verine ha/rlans*'*''^^î?eklindeki nülevâtir *>r hîidiK

Hi»t%».^M^% s. 1Ji4(j;l-RiMat;hcuM4lT*rt '

Bu

hmiislc il-iI olarak hk/. Kcllânî. Vliiic\:lir

44-56.

(;cv.

llanÜî

bi//at hadis

h^rtattM^mla

McdiiL'-i I

hdisicr

eehcnnem-

(Na/m

Münevvere) l-Miiic,îsirc|.

Akn. Kanca Yayulan. Isunbul 2tHU; Aliyy'l-Kâil

s.

cl-

233


Sünneti Anlamada Yöntem

Nebî

(inhr. bülün küstahirklaryln "Bi/

söyledik" demilerdir!

yalan

Ki t>nlarn hu

daha büyük! Çünkü onlarn bu

duunu

vc onlarn

ise

(s.u.v)*in aicyhinc

sö/lcri.

Nebî

ö/iirleri.

deil, lehine

kabahatlerinden

(s.a.v) in dininin eksik ol-

bu çkjiiKlÜ giUeftliklcâ aniamUK* gelmekledir.

Hâlbuki Yüce Allah. "Bugün

î^ft dininizi

si/itt

scmalc Crdinlin"'"

buyurmaktadr.

Muhakkik

âlimler, scncdlcrdcki

bu gevekliin nedenini öyle at^k^

lamlardr:

Taln/ca ilham (ikr^u^n^n püct vc i^^itffn iHiklu^radmî dolay /ayC kabul edilen râvilerden gelen hir hadîs, hakularnca bilinmiyorsa, onunla delil içtirilme/" eklindeki Tirmi/i'nin sö/.ünü.

hn

Rcceb el-Hanbclî (ö.79,VI3y2) ''erhu leiri-Tirmizi"iic a(,-klama mahiyclindedcrkl: Trrmî/Î'm'ft

/snm

sdkmiine gelinec.Hcrne Mar hu

naklcllii hadis; rckaik. lerîb vc leriîh hususunda rivayet edile-

bilirse de. Tirmi/Î'nin ilgili

tîrm^ltord@n ba-

durumlarda

delil

bundan maksad; er'i hükümlerde ve amel gclirilcmeyeceidir.

Çünkü imamlardan t;ou.

rikâk vc hc/cri hususlarda hadislerin rivaycdnc

/.ayt' râvilerden

vmm^t^ Bum

ile

veren imamlarn ilerisinde

i/iti

bn Mchdt vc Ahmcd b.

HiUhel de vardr."

Ravvâd bnü'l-Ccrrâh dedi

Um:

'Helal vc

ki:

"Süryân es-Scvrî'yi öyle derken iil-

harum konusunda, bu

fimi

ancak eksii la/.lay

bilen, ilim-

ka/4tnm ileri gelen mehurlardan alm/. Bunun dmdaki i>ie dier âlimlerden alman/.da hir saknca ytkiur.**

le ^)hQC:t

nularda

bn Abede

h.

Ebi Hâlim de dedi

ki:

"Babamm

Süleyman el-Mcr/evî öyle

dedi:

bi/e rivayci etliine göre.

'Adamn

rivayci etliinde bnu'l-Mübârek'c.-'Bu itayl' bir

'Yalna bu kadar veya buna Abcdc'yc. ^angi

cytor^bi

birinden bir hadis

adamdr!'

bcm^^jfbr ondan olursa?' dedim,

ko*

denildi.

O

da.

rivayci edilebilir' dçdi^

O da.

'Edcb, vaaz vc /ühd

teulannda'dcdl" Esrâru'l-MclOa.

bask 1896 '

öt-MSîdc. 5/3

234

s.

37-74. Ihk. M.

Liitlî

üs-Scbb;lg. cl-Mckîchetu'l-Isirmî. ikinci


tbn Muîn.

Musa

mehur

h. IJheytlc

ohnasma ramen,

bir abid

cr-Idw.î

rivaycitir

m^f öJâin

Irakkrnda. 'Rckâik lüründen hadisleri ya/la-

dedi.

hitir"

hn

IJyoviK'

•Rosûlüllh

ise.

liakivyc'dcn \ani Bakivve

K.'..vrin

Velîd'dcn iadiii

h.

hu.susunda

»iiinnoli

dulcmcvm. Anu scvab vc

ben/eri konularda olursa ondan hatls dinleyebilirsini/" dedi.

AhmoJ

hn shâk ya/.lr"

h.

nclur

llabel.

hakknda. "Ondan ancak

Mhammcd eyler

lîu/velcr (n)e^â/î) vc hcn/eri

dcd,

bn

Maîn. Xiyâd el-Bekkâî hakknda

hnUrtnnda

r^^iycf(e

im:.

"Ga/velef hakknda opdan

bir •^akuca yoklur. iakat

dier konularda u^an

hu!unma\a havr!" dedi."

rivavL'llc

-

bn

Reeeb devamla der

ki.

Tergîb. terhîb. /iihd

laru^ yalancdkla suçlanmayan Pakm

kilahn ya/an

''Sîrct"

konu-

gibi

gallct ehlinin hadislcl rivayet cdîlirr

suçhmonlarm 1»c hiKfisM

yatenclrfs>!i

^dub

reefeJedîRi^:.

^bn

» »îm

ve bakalar da hu güü^iledir."^^'

Bu ve

benzeri sü^Jerden

ki.

hadis

suçlanan veya çok hatal olsalu* bile.

bilinmc^ftiin.

lerinin

anhyna/

h^^j^l^ ec^ kaiden

Onlar ancak.

hit^hiri;

ie^b ve lebîb

hydis^

rivayet edi1ebilc®?fMit%-leiiK20^tff-

Il'/nda bira/

ravücrn r\ayelni caiz

inamlaurmia

licvcklik

veya

HaUa

man

gr(rnü:jlctdir.

olan

/.ayllk

cs-Scvrî'nin

ha/.

dedii

eer iJUar hadislcrdeki eksiklik ve ta/-tai^ bileiv ilimleriyle mehur blmu ileri gelen kimselerden olmasalar blc hadisleri aînabilir.

gibi.

Çünkü onlarn ktrukkhnnda

üphe

ancak

te

bu

nuliirrnda

de

ÜS.

91

onkrm

scbcpl*!

hl/.

uyanklk

üphe

yoklur.

ve itinalanndadr.

Ha*^

Hâtm

zayf haberin kabulü 1/I.S()5)

vc adalclIcrinJc hiçbir

i\h 852/1447)*,

fm

içitt ttç

"Tedrfht'f^/tâvfik

mkftk

teri sürmütür.

bmu bn

^

lî^rîh kat^

Hafz Suyûî

Hacer'den öyle t^fej*-

ni^^tir:

''^

bn Kccebel-HanMî. crlu

Hcli'l-Tirni/Î.

1.

72-74 (Tahk. Nurcddin

el-llr)


Sünneti Anlamada Yöntem

"Birincisi: tliraklu kabul edilen bir

/ayf olmamasdr. Bu

fa/la

hallisi ii^y Danliiitlan

arttr

ki.

o

t^k

da. rivayetin

artla; yalancrlar, yalanclkla suçlananlar ve

lannm

rivayclindc ick kalanlar bu

dna çkar.

kMmm: Rivayei^

Hcnel l«r Hsl^tn allmîL girjû^ «imas. Biinunla asl olmamalar yüzünden uydurulan haberler bu Ha-

da: kesinlikle bir

mmdar»

dar ^kar.

Üçüncüsü: Amel esnasnda, Ncbî na nispci etmi olmamak

i^in,

(s.a.v)'in

söylemedii br eyi O'-

sabit

olduuna inanmayp

ve arkada

bn Oakîk cl-lyd'c ait-

bunun tmdaj

ihtiyatla alnak.

Dedi tir.

ki:

Son

Alâî. birincisi

iki

art.

hakknda

hn Abdüssclâm ise âlimlerin

«ioi birliini

nakleimekieüir."^^^

A. Tembih Bdilmcsî Gereken Gerçekler Burada bu konuyu aydnlatacak ba/. gcrvcklcr üzerinde durmak isliyuum. Çünkü hir^ok kimse bu konuyu

lümanlarn büyük kültürünün

kitlelerini

yanl

anlamakla, halla Müs-

yönlendirmekte olan pek çok kimsenin dinî

berrakl bu sebeple bulanmaktadr.

Birinci Gerçek:

Âlimlerin Tcrgîb ve Terhîb Hususunda

Baz

Za^if Hadisi l'crk Etmesi

G^k

Önceki ve ^5Ek:se ytai ûlimlcrdcn bir

m ^rm^ ^mMaki

f^Afk.

hadi>s1er ile

kategoride görmüler, dolaysyla ancak

'sahih'

ksm: ahkSm

terhîb,

hadisleri

ayn

veya *hascn" hadik

kabul etmilerdir.

Het^b cl-Hanbclî olarak

795/1392) **$erhuH-Uel"i\c konuyla

ilgili

lorindcn

(ö.

26()/873)"in

bilgilerin /.ahiri,

ahkâm

ile ilgiti

kilahm " MvkaMm'" s\nc

/ikrellii ko-

Icrîb ve terhîb hadislerinin de aneak kcndi-

hudisicnn rivayet edilebildii kimselerden rivu-

ycî gerektirmekledir."''^^

Abdullaîîn

ht 236

ilgili

öyle der:

"Müslim nuyla

(ö.

»n-^IMWI^adîs ne^. K^îrc)

Rixch üI-HanbcIÎ. vtHu leli 'l-Tirmi/î.

l.

74 (Tahk. Nurcddîi cMtr)


-

Terib ve Terhib Konusunda Zayf Hadis Rivi^eti

Mkmh/im'

Nilckim Müslim. '*SahWitm\

münkcr

hadisler

ile

rivaycilcrin r3vilcrini kiHillamiglir.""^

mam Buh^ «le (ö. iSö^^ bu gSîfCîUxHr. Ccriî vc lâ'dil

Avk^as. ini;m

zayf

sinöc

Yhya

rinÜL'u

ise:

bnu'l-Anbî

h.

Mîrîn

fa

1"^3/K47l"in

hn \h/m

Zahirîlerden

(ü 4.'S0/I()63}.

34.VH4S) vc âiülerdcn

(ti.

hudur. Son devir âlimlc-

uörüü dc

Mâikücrden Kfd

Hb ûmc

dc

(6-V1266)

(ö.

liyn görüledirler.^^' Çagduij

hdîsçilcrxJcn

n7S/|y5S)

eyh

ile

eyh Antm

ise

Muhammcd

$âkir

MatlâiTtmcd

Nasruddîn

(O.

cI-Elbânî

I42()/I99y)nin gnrülcti dc hu doruluidaür.

A^km A.

Muharamed §^r.

Vlûnt(%Haiiis*' adl eserine

kitabnda, /ayl'

s/n

ayetle

ri\

^*^^berit^l1

h Ke^r Ok

yazd

erh

374/13731

"^htis^U

*ykn *^ef-Bâisu%Hash'* ad!

/Ikfettiinii/ !>iir(laryla /ayd

hLilmuya ba/.lannn

i

ln a(;klamak-

gördüünü /krcUiklen

caiz.

sonra

ö/.ctlc- stiyle der:

uçkUna

"Kanaalîme ^Sre: /ayt* hadisiekt ztyllf

her hâlükârda

Çünkü bunun açklanmamas, hadisi okuyan kimseye onun bir hadis olduu vehmini verir. Ö/ellikle de hadisi nakleden, hu

vaeiptir. sîihih*

sahada kendisine bavurulan hadis âlimlerinden

ahnnanastndan. hükümler

rivayetin

kiinular

arasnda

(s.u.\)'lan

hit;hir fark

u

köH

dumm

n\aycllcn' ortaya koyarken,

amellerin faziletleri vc ben/eri

sahih" veya hascn'

gürmeklcyiz. Onlar,

doruluk ve emanelleryle

üüi nk'shr "sahih" hadislerle yeiinmemcklodir.

de

itiraf

t^irckledirlcr

yafl

ki.

Gerçeklen zayf

yokUr. Çünkü hi^;br kimsenin. Rcsûlüllah

sahih" olarak sahil olan

Isîjctktetnnda hilu

ile

ise...

insanlara

hiidislcr ile

hIirt-n sika

l'siL-lik

ri\ayel

myi

haUitcn

nn

münkcr

ilcrin naklct-

nlar hilnoklc

enikleri

baka

ve dilleriyle

haherlerin

çogi ya

laraldan kendilcriüen hadis rivayei cdilm;si iyi güriilmeyen. kendilerinden honut ulunmayan insmhrdun nakledilmitir. te gödüllnii/ hu kötü durumliir olmasayd hadislerin jSfthiMni mftUttm t^firm ve niinkerdir >a da hadis ehl imamlar

feüUto

msiMis CâEH^icad

isiegin yerine giabröiEâc bizim için pek

Fakai bir lopluluun /ay!' vc

n»:^^ hspMhS^

kfay

«teasHl. münkcr haberleri yaynusndan vc

tn haherlerin ayptann bilmeyen acsnoi^^ vermelerinden spnra bildiklerimi/ sebebiyle ileine ce\ ap \ ermek, kalhim'/e kolay (hallO gekti."

Suyûü. Tedrhu r-küvi a)â

I

akrîbi"n-Neve\î,

f.

2yK-2')9. (Tahk.

Abdulvehhâh

Abduliaiîr, Dânt'l-Kütiibi'l-HîKÎs neri. Kahire)

237


göstcrchilcccgi htr

Ahmcd h. Hunbcl, bn Mehdt ve fa/ilctlcr vehcnml hususlarda bize hadis rivayet

kant

Ihnu'l-Mübârek'in.

müsamaha

edilince

gizlerdik' demelerine gelinee. onlar -Allah

benim icrcihino göre-

may

kusl etmilerdir.

fdiKi^Uert

mmekitddimun

'sahih" derecesine

Çünkü

rark.

lüLilah

y>ktur. Fukal

ulamayan

sahih' hadis

onlarn üSTUidn

ile

bilir,

'hasen' hadisi al-

'hasen' hadis arasmdaki

^nk^

ycrk^mcmiti. sadece sahihtik ya da

(ilk dicvir) âlimlç*în *;t>u. hadisi

^yflkla /^flamakayd.^^^

hn Tcymiyyc manada

sö/.leri

(ö.

bn Kayyim

728/1327) vc

vardr. Nitekim onlar da.

man

(ü.

751/1350)'in dc bu

Ahmed'dcn

rivayet edi-

te« mtiA myii' hadisi alp \q kj^a takdio cuii ckJindcki ^mür nü tefsir edip (mam Ahmed^in '/ayf hadis'lc kast etliinin, **1ascn''

olduunu ff^deeim^srdir^ Bilindii ü/et^ TMssfv Mis k^goiçerisine '"hasen" badis" kavramn yerletirerek bu snflandrmay

badis' rileri

mehur etmitir.

^h

Elhânfye ^lin^.®* özellikle '*Sah$bu%Câmîii*S'Sai^ ve

m^mUhl'*

ile

"Sahlku'l-Ter^

ve't-Terhnt**^c

vc dier

baz

ki-

taplarnn önsözlerinde bu konuyu serpiiirmitir.

kinci Gerçek:

CunUmrm f^tM^% Koymu Olduu artlara Riayet Edilmemesi

Terîb,

Icrhîh. rekâik vc benzeri

eai/ görenlerin

koymu olduu

üt;

konularda 'zayf hadis' rivayetini

arla -maalesef- ilmî a(;dan

edilmemitir. Zühd vc rekaik hadisleriylc hadis

ile

megul

olanlarn <,\)u. /.ayf

çok zayf hu4i« arasndaki fark görmüyorlar

no bakmyorlar. ÜHha

finoc

^

M0

Wr asla ters belirttiimi/, gibi, h^^n

Kur'an'la vcj^ 'sahih' sUnncle sabit, cr'i

riayet

M

hadisin

flftsmcdigi-

tvldükçâ

mOnkcr

veya ü/.crinde uydurma alametleri görülen bir hadisi, çarpe ve yeni bir

eyi

ilk

defa

aktarm olmann verdii

ca/ibeyc kaplarak nakletmede hir

saknea görmüyorlar.

A.

Muhunmtcü 3kir. d-HâisM-lfiKÎs

(Uuru'l-KiUühi'l-lmiyye neri, Hcyrut)

238

yerii thlisâri

Ulûnn"t.Had^.

S.

^1-92


'"orö'b

Üçüncü Gerçek: Zayf Hadisin

vp Tethib Konusunda Zayf Hadis Rivayeti

c/m

C

(Kesinlik) Siygasyla

Rivayetinin Mcn^cdilmcsi

hraUa önemli bir uyanda hulunmulardrr. Ö Ja, 7.ayf hadîü rvaycinde "Rcsûlüllah Oylc buyurdu" civiindc kai'i vc kesin bir siga Âlimler

söylenilmencsidii'.

hnuH-Saiah

(*>.

64.VI245),

"mmu^Hadh" kMbnm yirmi ikinci

babmda öyle der: "Zayf

ladisi hvayci

cimek islediinde 'Rcsûlüllah öyle buyurdu'

veya buna ben/er kesinlik ilade eden

duunu

lal/.larla

onu Resûiüllah'in buyur-

söyleme! Böylesi durumlarda jmuiiL 'teÂUüikh'U^ öyle riva-

yet edildi' veya 'Ondan varid <»ldu

ki'

hi/jûi^k^^^

\cya 'O'idan geldi

ki'

xytdm

(birîaher} ulai' veya

yahul 'Ba/lar rivayet

elliler'

gibi

ifadeler kullanabilirsin.

Sahihlik ve

/.ayfmmda üphe

cUigin haberlerde de hitkiip böyle-

Ru durumda duJu »ümc uçkladgmt/. gibi- 'sahili* olduu Mît âi^k ^5yle ifu^mA* ^rsin. En iyisini Allah hiolîHi Haberde 'ResûliHluh

dir.

Ibnu's-Sairh'n hu söylediini: Ncvevî {ö. 676/1277). Ibn Kesîr (ö.

714^Um

râkî Ul

W1403), bo

Haccr vc hadis .ulahlar alannda

kiti# yazan lîefkcs uygun görmüiür, Hakal lalipler. vaizler vc

/yl"

bihe aldrp etmeyip ladislerini

hadis rivaycl eden ya/arlar bu Icm-

devaml

'Rcsûlüllah

öyle buyurdu' diye

nakleimektcdirlcr.

Kadar Sahih ve Hascn Hadis Vardr

Döriiihtci Gerçek: Yeteri Bir konuda elini/de

veyn

Uiitta <;ok

hadis^

veya hasen" hadis

/^yl hadis smrndan da

t)hnas duriMiunda bize

yp

"sahih* hadis

düen

bir

snlndan

vaya duha

fa/la hadis

görev, ikinci grapakilere illivi^.

elimizde olan birinci snftaki hadislerle yetinmektir.

Zayf

duyma-

hadisleri

hali/alanm/a cluklurmaya hi; uerck yoklur. Çünkü hu. kesinlikle hih" hadisin alcvhine bir

''^'^

hnu

s

bir

"sa-

durum olacaktr.

Snlfh. Muk:ultlinKt

Ihn

s

Solâh

vt^

Mchfsintri-Kulah,

AhdunalunaTU el-lkv ciu t-Misriv\L'Uri-Annc i'l-Kilfh nesri

s,

217

ri

iihk,.

Aic

i

239


Sünneti Anlamada Yöntem

le

hu sebepledir

bazsndan öyle vârid olmutur: dorultusunda valrsa sünnetten onun mislini sahabenin

ki.

"Bir (opiluk, bir bid at

kaybeder."

Bu

müahede edilen

ise

durumdur.

bir

Haiîb. *'el-Kifâye"c butlunla Ic

ilgili

mam

olank

bn

Mchdî'oifi

gy-

dediini rivayet eder; "Kiinio /uyl' Misleri ya/makla rncgul olma-

sna gerek

Çünkü bundan

yoktur.

rin hadii^esttüen

kayt»cdcHx;gi

cn

m

say,

my( kiiKGe^

yazd oriîda güvcaflatf kitn^llii l^M^Ö^ftcten y*^^

sun kalmasdr."^^'*

nsann gücü

herhangi bir eyi e/bcrlcme. hatrlama, kavrama ve

simlinn& ^ibi hususlarda

^mm

snfl

-ki tiyle

^mm

^îökir- insan,

bunlan cn lâyk vc uygun olan dorutusunda hîuvamaldr. üphesiz bu güçlerin. xaytf hîidfslen

çok

ve vakitlerin hu dorulluda

*sahih' hadîîie yöneltilmesinin, bütün gayret

harcanmasnn cn uygun olduunda

hiç

kim-

se ihliiat etmez.

Beind Gerçek: Ameller Arasndiski Nispetlerin Bozulmasndan Sakndrma Rekâik. (erîb ve lerhîb hadislerin -her ne kadar helâl veya ^afiim

klan lJ^t^M^

hütoü kapsamasa da- biz onlarn hem (inemli ve hem dt tehlikeli bîika br eyi lu^dtklarmr gOrm^tsy/. Geçmi Inmmta^ nmzn dncm vermedîfi hr hmm «Î!^ da. bu. Mkiw^ sahibi olan âri'in (kanun koyucunun) yükümlülükler ve ameller için koymu olduu "nispellerin

göre

feir

h(vulmas"ndan meydana gelen

-ister

emredilen olsun ve

isler

bir

durumdur. Çünkü ûri'yc

yasaklanan olsun- her bir amelin

dier lUDCle^ mmla bir ölçüsü ve belli bir deeri viirdu^. Ori'in. ^mn için çizmi olduu smn amamz, onun deerini düürmemi/ yahut deerinden yük«^ Mrtncrtcbcyc yerletirmemiz caiz deildir.

Çok

vab çok

tehlikeli

durumlardan

abartm;tk suretiyle

k^mt

dengedeki amellerin haddini

240

L*3

ba/

sâlih amellere,

ondaki se-

deerinden daha büyük ve hak eui^ndçn

verilmesi* halta dut

llniîb. cl-Kilayc. s.

birisi dc;

na/^nnda daha dnemU vc daha

bile

amasdr.

d^üji

fa^tildlli


Tefib ve Terhib Konusunda Zayf Hadis

Bunun ka.'^snJa

ise.

mh/urlu bulunun ba/ ameller

(dinî in^uianl

konusunda, daha kölü amelleri basite ulaeuk derecede biiyilliilerck iladc

ec/

ve u/abn

edilmesi vardr.

Bu durum, ba/

sjllih

dinden la/la scvah \aai

amellere kaniilk er'i nasslann dijuda had-

(.'dilmesi

nuihalaakna

kunt; lalk'ic \c

Rivayeti

yol

\v cv/ayla

acnuUr.

korkuUlmasndaki bu

lîiylclikle dinin ^ckli.

kor-

aydn

at:mda dcitmm* alfWMir> Çünkü tmlar a^Miikian b» tknmu dnn hUAiü kcndhlm nispci cu Hâlbk dtn. bdvle bir eyden u>îirivtr.

ve ktiliürlü kimselerin bakis i§iU|ti)i*ri

milcrdîr.

Çounlukla bt^

sâlil amellere karv;lk er'i

nasslann dibanda had-

dinden la/la sevah \aal edilmesi ve ee/ayla korkululmasndaki bu miibalagaku -tveliikle de korkulma yönünden- aksi smMM^lum v© psakaiujik

m;\mm.

ValknnikiKi yu\

smUr nelVei

ik\'n in.sanlarm

M

mUbîîliipcltM-,

pfHiklar bu davranp

Rabbini insanlara bug/ ettînni. (mlan

te-

OWan

elirmi ve onlar O'nnn rahmeiinin uei^ltginden u/aklatrmur.

O

halde \apdmasi ucreken. bi/i. \a ifrata ya da iclVile çeken bu

haiiiyiiedurn

am

m^to mhckim lîîiddi

gelenin

ise

Uii'jmeksizin. amelleri er'i mertebesinde

Alî b. Kbi

aann

(yani

THib

(r.a.)

konuyîa

ilgili

olarak

n^î^laacnml kemJ^raK^ee^

ona kalHae;

'orla yol'a

mü-

bmkna-

^yle der

\?eî«onmdan

sarhm/."

AAmc Cierçek: AnKScrtn Fa^^tlcri Hususunda T^yf Hadislerin Rivavct

Anlamna Gelme/ Hu

sarihr

\- r>iKekila'in

açklamasyla

/av

il"

hadis rivayetini caiz

ksm. MYiteri isûdünnda müsamaha ^tisiermi^ Onlr bununla ancak, nnleber eri lelllcrle doptklu sabit

güren ûümktUen bir lerdir.

ofmu "SîUaih' anide l^î^vîlî etmeyi veya er'i delillerle ktHÜlüü sabit olmu kötü amelleri yasaklamay kasicimilerdir. Ynksa /ayf hadis" ile. bir iin iyi

\eya

kilii

genel olarak insanlarn

bu artJiifb rivayeline smdîiki

ayrm

njduyunu

ispal

çou -hatta

elmeyi amaçlamanlardr. Fakat

ba/. hadistiler de dâhil-

/ayf luiyiin

verilmesi ile onunUi bir iimolin ispat üfa-

vaprrKimI ardr.

241


Sünneti Anlamada Y5ntem

Bu sna

Müslüman

sebepledir ki

B^

gelen

rast

Kandili

beldelerin

fesinin kutlandgm

Ali (r.a.)'tan mcrfû' olarak rivayet edilen ibfidctlc

vc gündüzünü

gelen uecc

rin.

Çünkü Yüçe

m

balanmak

ri\Hiyei etmitir.

u

bfttttct

bu geceyi

"aban aynn yarsna

gündüzü se

ihâdclle ve

yan-

gflrtiyoruz. Onlar.

hadise

oruçlu gc^iriyorlar:

ise

olduMiKn- geceyi

lasl

çomda. aban aynm

oi"in;Iu

geli-

isleyen,

balmnda dünya semasna iner vc "Var balayaym' bMy44fi«:." Bu hadisi bn Mâcc

Münzifî

(ö.

Allah, o gece

iarci cEmitir. Yfnc

BûsM

{S.

dc bu hadisin ?4^if

H4()/l^> dc

^.^vMl

öMuum

I^ MM^^ hü

hadisi zayii' saynt^iUr.^

Yine ayn ekilde Müslüman beldelerin çounda.

Aure gününün kmlaiHn görüyonu/,, Onlar, /^yl" -baiia bn Teymiyye ve bi^MMrma gîîre uydurm obn- bir hadii;^ dayanarak Aure gOnündc kurban kesero güne

ler,

yakn

bir

bayutm veya

bir toplant vesilesi

mehur

akrabalara ikramda bulunurlar. DÜIerdc

udur: "Kim

olâmk

Aure gününde yakm akrabasnda

itimat ederter

ve

olan bu hadis ise

ikramda bulunursa. Allah

da senesinin kalannda onu holca n/.k verir." Mün/irî der vc birçok kimse bu hadisi bir grup sahabeden

deiik

ki:

"Bcyhakî

yollarla rivayet

etmitir."

Bcyhakî der

ki;

"Bu isnfdlar her ne kadar /.ayf

lnca unlar kuvvel ka/.annlr. Allah en

iyi

ise

de birbirine ka-

bilendir."

Ancak bu görü tartma götürür. Îbnu'l-Ccvzîlö. 597/1 2(X)) ve *'Mwhâcr*s-Sütme*'i\c (ö.

bn Tcymiyyc

72S/1327) \e daha birçoklar bu hadisin kesinlikle uydurma okluunu

söylerken. Irâkî (ö. 806/140.^) ve

bakalar

vc hu hadisin 'hascn li-gayrihi' bir hadis Ij^rdift

M^^l>iTin âHmicrindcn

^una

ise

bu hadisi müdarau etmeye

lduunu

ispatlama^

çalm-

da hadisin uydurma olduuna

hükmettikleri nispet edilir!

bn mât^

mm% mTAn

tkanmu's-tt^ 1^1 ^«MfSssctflndc geçtiine bu ladlsin senedinde yer alan Rhu Bckr b. Abdullah b. Muhammccl b. Ehi Scbe"yi: Ahned. bn Hihhf. Hfkin Hc Ihn Adyy hadîs uydurmakla su(;lamAlr.

'

iî(trc;

Nitekim bu husus. "Teh:jhu't-Tel^h''dc dc geçmektedir.

242


iç'îyh

Benini iccih citigin jiOrüc

gitrc;

Tp'h'h

Konrnnd?! Z^yf Hadis

Rivayeti

Aure gününü

hu hadis. ia'nn

matem günü y^tna eklindeki mühuluafunm roddcin«^k ü/ere SÖnncUcn ba/ cahillerin uydurduklar hadslcTXcndir. DuHymifUt

liUüiv Ehl-i

VII!

hu göml

onlar,

hthmm ytinü

söstlenîp

temî/lcnmc v;

aileler

arasmda bitea ikramda

yapmlardr.

Müslümanlarn hirçogu arasnda iMMcn yanl anlayliu'in ve yay-

pu i>iU>tein akllan

p)|u, gerileme asrlarunia y^yjgnik

açklad

(. 7»t^S8)*nin

-c^/'feffifi^da

^îr%n^

yannda anlay vc hayaln

Kerim'in

'sahih" hadislerin

ve oilann

yerlemi /ayriadisicrden kaynak lanmtitr.

kalpl^ire

île

ka/anm

k

/CTO.

?:Jyîf

ÛlM

hfl#î»,

ohnas gereken

icnüli

de ü/crinc (ykmlardr.

Âlimlerin "Amellerin fju^ctleri veya terîh vc icrhîh konularnda

/ayr

Hîulislc

amel

edilir"

eklindeki sözlerinden ne

da eyhiiHsItm îbn Teymiyye sin-

öyle ^ok

la/.ileilcri

eklindeki

73«/t .12^fttm -Allal ona rahnci eyle-

sC>/lcri.

konusumEa âüiulerin Vayi" hadiük amöi

zayf Kadslc

kendisiyle dclH getirilemeyen

möstehablann^' tmaya k^ufma;^ anlamiîa getm/,. Ç^nkü da. cr'i hir

o!maks/n

hükümdür vc ancak

Iilt kini.

verirse. Allah i/in

Allah'tan.

tlir

l MÜml^ dier

O'nun herhangi

da

ihtilafa

hir

esasdr.

haramlh

leklitî

dlmü^^jtiir.

ameli sevdiini hahcr olur.

ispat clnîcsinc hcn/er.

hükümlerde

Samidmn

hir

koymu

ya.sa

ihlilaf ellikleri gibi.

Nilckim bu.

Bu

seheple-

müslehahda

müstchah da dinin meru'

aksine,

Onlarn bundun maksad, nass veya icma

ile

Allah'n sevdii veya

gi>rdüü sahi ol^n; Kur'm okuma, tebih, dua, sadaka, kük;

mme, iMnlara

iyilik

cime

v^'

yalan, hainlik

ile

umel edilmesidir. Müsichab olan ha/ amellerin NîK« arncilerin

Müsichab: H/. sevip

t^stöh^

cr'i hir delille .ahit olur. cr'i hir delil

vermedii halde dinde

herhansji hir vacipligi vc

çirkin

hakkm-

nel hir a(,-klamast vardr;

"...Amellerin edilebilir'

(ö.

kaslcttiklcri

ledii

kötülük gibi husufilMa fa/ileli

kötülüü vc ce/as. sevap ve ce/ann

IV'yt:anbei''in

ha/cn ileyip ha/cn icrk

ve ruhcl etlikleri iler

anlamnda

bir

iimJ^

lkh

vc s@valtf

ölçüleri ve çeitleri

sâlihin .Mendup'h e^ an-

ellikleri.

icrini.

s<.-\c\-'

lamldr.

243


Sünneti Anlamada Yöntem

haJkuA'i^ir hsii riyaj^ edildiinde,

eer bu

nu bilmiyorsak, zikredilen konularda onun caiz olmas,

uydurma olduu-

rivayetinin

ve onunla amelin

ûeMn bu sevab umduu veya böylesi Wr cc^dan korktuu

manasnadr. Bu da

rumu

hadisin

gibidir:

Ona

adamn u dugcirccci hildirildiindc, eer bu

ka/anç getirdiini bilen

licarclin

gok kâr

licarclin

bir

don^ çkarsa laydalanr. Yalsn çkarca da ona sarar dokunma/. Bunun ömcgi âtfmleftti

cr'i bir

ise,

IsraMy)^, rü^te, selefin ve âlimlerin î^zleri

ile

karlatklar ba/ olaylar vc bcn/en husu«ilarda kendisiyle hükmün ya da müstchab vc baka eylerin ispat ca/ olmayan

hususlarda müjdcIcnmcsi vc korkutuimasdr. Fakat bunlann; terîb, lcrbîb«

Mmiicndinnc vc

kt)i:kun[)a

kuniilannda /ikrcdilmcsi caiz olur.

Mr rivayetin

UyduTftm olduunu bilmedi^mi?: iyi

âtii anlamn

veya kötü olduu crT delillerle biliniyorsa, bu rivayetin faydas

/arar olma/. Bu rivayet, gergcktc bûll veya etme/.. Fakat bâll vc

uydurma olduu

berin

'saltih*

olduu

tatn» da muhtemel olmas halinde nunla

ilgili

ise

unu

sahitse ise

zarar

hiçbir

ey

fark

olma/» Ha-

Ama

ik

ontm doruluu mÛmEjln oldafundan ve yalan

olmadndan

rivayet edilir.

mam

Ahmcd

bu-

söylemitir: "Terîb vc tcrhîb gihi hususlara gcldiindç^

haberleri ancak scnedleriylc rivayet ederi/. leriyle delil

pirite» sika kimselerden

yf hadiste,

amellerin Pa/iletleri

holanlmayp

eye tayda

onunla hükümler ortaya konulur.

scncdlerde geveklik gösterdik." Bunun

de anlalan da;

'sahih" olsun hir

olur.

bilinen haberlere gelince, onlara

yönelmek caiz deildir. ÇünkÜ yalann

ise

delâlet

anlam udur: Bu konuda b/ Onlar rivayet edenler, kendi-

olma^ da,

yioc

ekilde "m-

hakknda amel edilir" diyenin s^Ünden Kas^m «dom^ zSer giH sâfih ameller le kendisinden

sakimloi kdtÜ

am^er

konularnda bu

tür hadislerle

amel

edilmesidir.

Fakat 7.ayf olan bu tür fa/ile vakitte, belirli bir

snrian

oluu

244

içeriyorsa

okuyula,

ile ilgili hadisleri:

belli hir

örnein,

^l Û7ere:)Hr mnm

helirii bir

gibi»

vc

bu caiz deildir. Çünkü beliH ekil ü/crc müstchab

cr'i delillerle sabit deildir.

Yalnz "Kim çarya

girer vc

"Lâ


Terib ve Terhib Konusunda Zayf Hadis Rivayeti

"

ilâhc illallah

hadis rivs^t

u

Ue«e ona

&M\\m tou^ bunun

arasmda Allah'n

7.ikri

mükafat vardr..

eklinde

Çünkü bu^ gafil kimseler cümlesinden saylacandan çarda Allah' /ik-

çou

kimse taralndan bilinen

u

de gelmilir: "Gafiller arasnda Allah' zikreden kimse, kuru

aaçlar arasndaki

ya Cycil) aaç gibidir."''*^

Burada rivayet odilcn sevabn miktarna gelince, bu durum,

omn

olmamas 7jmr verme/.

sabit -

bir

tersinedir.

rclmck müstchabtr. Nitekim hu husus, hadi>;tc

~

Özetle: hu

konuda böylesi

hadisler rivaycl edilir.

Bu

hadisler ise

müslchab olup olmama konusunda deil dc tcrîb ve Icrhîb konusunda amel

edilir.

Sonra unun gcrckUFdi| sevap ve cezann miktarlarna inan-

ma konusunda ise er^ delile braklr."^ Bu açklamaya ramen tarlar icspil elliklerini

biz,

çoklannm zayf

hadîsle snrlar ve mik-

görmekleyiz.

re^ud Gerçek: Zayf H«dte Rivayetinin lUbulfi çin ki Mükemmel art Tagîb ve terbîb konularnda ?4yf hakkini CMllur un zikrettii

olduu görülerini alrko mükcmrtol iki ^rt

h^nlLs rivayetinin caiz

tiÂm

'^Semf^u'^âiye*''^^ adl kitop da /.ikmaifim

u

^;ekk^meniz gerektii kamartmdcyim;

Zayf hadisin; akln, eriatn veya dilin kabul etmedii mUbar |^4^n ve korkutmalar kapsamamas 1,

Nitekim bi/zai hadis imamlan. uydurma haberin; ya râvidcki ya da rtvayciieki belirtilerle bilinebileceini söylemilerdir.

Çeillt ylliin olmasna

ramen

hadisin ctun

yannda /ay t olduuna

ledir F-lhânî. Ibn Tcymiyye'nin "cl-Kclimt'l-Tayyib" adU eserine

iaret etmek-

yapU

lahrivle

olduunu helilnilir. Bu hadis. Ebu Nuaym'n "el-HUye"Kc Abdullah b. Ömer (r.a.)'tan rivayet etlii hadisten hit t^mmOSn iMS hu Msî sâtyfTiMyfnif^^m^bH IHB^ (Münâvt.) r^^l^lMr. geçmektedir, ibn Te^^lriîn sözü* buram kavvâlendirildiinc arei etmektedir. bu hadisin 'hasen'

-^^

lÜ^Mt^

îbnTeymiyye. Mecmiia Felevâ-i eyhülislam. XVIII. f5-6X (Riyad Basks). Bu kiâp. Said imek Taralndan "navetçinin Kültürü" ve Ai Seraeeddin larafmdan ise "Müslümum Tenei Kültürü" adyla Türk(;e'ye lereünic edilmilir.

"'^'^

24S


Rivaycicki cümlesinden:

ler

his ile

hclirfilcfdcr. hatta le'vil

tlclâlci

kubul etmeyecek derecede akla

müahedenin kabul cimcdii

Veya böyle

uydurma olduufiis

bir

ey

eden ey-

aykr olmas

ve

gclirmcsini /ikrcdcbiliri/.

bir rivayetin, kal' i olan KitaH'n

ve mütevâlir

üni}@<iii

mümkün olmayacak kadar teni dümesi, (yaln/ uratann tc*Iir ît^&i Man nn^« /ada^ ise durum btWlc deildir) veya younluun hu/.urunda vuku

delâletine ^îtcrlf veya kai'i icmaya. aralarn l^fcte^rrf^

bulmas sebebiyle bir^oklnnca nakledilmesi gereken

bir haberi,

onlann

<^crisiücn sudcec biLsini nuklctneN.

I

W

Yine bunlardan ya da

basil bir

küçük

birisi de:

stn^

içîn

btty^

kssaciarn nakleili hadislerde

bir

günah

için iddetli bir ajîab ile

Mr mfîjis ^mftm^dlr. Bo

dttftet

çoktur.

Üzünlüytc belirinmk gerekir

ki.

hadls;ilerin

çou,

icrîb, icrhîb ve

Mr&m teiulurda rivayet ettiklerinde de.bu kurullar uygut^mB^mltr1ar. Belki onlarn, asrlarnn j^mdan kaynaklanan lY/Ürlcri olabilir. Fakal ît^rttnt^m mc/... bi/./al

Bu

tür hadislerle

karladdnda

kabul cimt^J^i haberlere; ^llnce;

hadîslerden

i%fedir.

T^mm^îîrf baz kelimelerin dilde

belki de bu ladisicr sebebiyle

dinin kendisini ilham edilir

DUB tt|î

aktlot. mühalâalal kabul etme/ ve onlar ha/mct-

agkça

kelimelerle ler rivayet

delâlet ettii

ilgili (ilarak;

t^i kM*»eMin tiim^ «a^

Öme#M. Dcrrae

tefsirinde

Ebu's-Samh'n, Rifan-/

bunu yapmtr. Bu kelimelerin

eyler olmasna

dilin delâletinden

ramen

o.

Kur'an'daki ba/

u/ak ve oldukça garip

etmitir.

Dcrrâc'm. Ebu'l-Hcyscm'den, onun Ebu Saîd cl-Hudî

meM* Y^hrak rivayet enii bir vadidir.

^

iclsir-

Kâfir,

hadislerden

biri

(r<^Fta

öyledir: "Vcyl. cehennemde

onun dibine ulamadan önce una doru krk sene

Hasmn getirdii delile hticun elmeyp. yalnz bu delilin gereine tg^^m m^^fr. ispat çdic baka bir Uell ikame etmektir. Ömott, ki delildorl hrt. bîr mks^SL &â^tû, t^eri de çate ^OHaa^m ^^f^sSm.-bm^ Uf mara/a meydana gelmi (»lur. M. &dagw. Fikih ve Hukuk Ten'mleri SütMUgÜ. s. Muara7;:

3X5. Ensar Ncriyal, stanbul 2(KK^

m


Terîb veTerhtb Könusuhda

Bunun

inerr

bcn/crini,

Dcrûc brnd; "yetmi lâVd;n ndan

i)tKv

Ahmcd sene"

Zay^Ms^f^

vc Tirmiz? dc rivayc ctmiür,

kullaram^tm

trîîlcsini

Aynm

Yalm/

'

"¥s^r. s-

dc sonra da bilinen \c hclâk eunekic korkulmak iin kulla-

.

bir kelimedir.

Bunun

bcn/i;ri

de:

Abdullah

b.

bir

4.WTîWnin.

Tahcrânî

Mcs'ud

(ö.

360/970)

nesil geldi

ÖAî^lakî

Allah'n

kt bunlar

mma^l

braktlar; nefislerinin arzularna uydular. Bu yü/dcn onlar

sapklklarnn

(j;avy)

cezasn

\m "cthennendii

Rct^

verecekledir""'^ uyctindcki 'U'l-fiayy"

kelimesinin telsiidir. Dcrrâc. onun. "celcnncndc bir vadi" vc rivityiîMc

bir

söylemi^it. HCUbukl

olduunu

bir nehir"

dier

•*gayy" kelimesi, bilinen bir kelimedir. Hûlbuki "gayy" kelimesi.

Allah"

(ö.

Yto

gelen

(r.a.)'dan-'"*

"Nihayet onlarm peinden öyle bir

il«

Yüee

m "Artk dograhtlda saptkhk (gayy) birbirinden aynlratr'"^

ayetndeki ihi

"Rid" (doruluk)

Yinq Heyhakî

(ö. 45K/l()6()

kelimesinin ile

birçok kimsenin. Hnes

etlii"' Yüt^c Alluh'm "Biz

tr.a.l'lan rivayci

futlmn erahnna

b.

Mâlik

tehlikeli

koydttk"'^^ ayei-i kcrimcsîndeki "mevhik " hak-

bir ul

urum imevMkan)

knd

SO. onun "îrin ve kandan hirvntR"

Bundan daha

kartdr.

«Iduunu sî^enî^.

garibi Lse Ihn Hbi'd-Dünya (ü. 28I/S8.^Vnm. ^^uleyy h.

"Cehennemde 'bsânuV denilen bir Yüce vadi vanir. Orada ylantor. akrepler.. .vardr." Güya o. bununla.

Mâü'dea rj\i^ l^^,fU AlWh-m

*^Kftn

%m\&n

hadistir:

<$ÎH^ lü^nss

^re adam

nidttrroe, /iifa gibi)

yaparsa îjiinahnn eez:>sn 'esâmen' bulur""^ âyetine aret cimclitcdir.

Hâlbuki "bsam" kelimesi ancak "Ism" (günah) kelimesinden Itfe-

iTii^lir.

Ahnett '"^

h.

'nK-rfnî.

Mii/iî. L't Mcr\cn.

H:nhoI. cI-Mümk-J.

.I-Mn\vmu

1(1.

l-Kchir.

75; Tinui/Î. IVIsi

IX.

227:

IVrslîh vc't-'IVrhîh. IV. 2.53-254

iic\l:kî.

(

^K>4i

cl-Uus vc"n-Nü^ûr.

im):

i5557

lîak-n. 2/256

'^

nc\\y.\U. el-Hü s ve

n-Nüfe^ f^lfc

d-l^^h

vü'l^Tcrhîb. IV.

25>

1555 'î»

"'cl-F«rknn.25MK

247


Sönneâ Anlamada

ta»

Üzüntüyle belirtmek geckir 656/1258) -Allah ona

bu

ki,

hadisleri,

mam

Münzirî

(ö.

^met eylesin- '^Terîb MV-rerA/ft" kitabnda

/.ikrctmilir.""*

Bu

sebepledir

'el-Mântekâ mine't- Terîb ve't-Terhîb" isdU

ki bi/.

kitab m/4u bu tür hadislere yer vermedik.

2.

Kendisinden daha kuvvetli dlgcr btr crtâ^nileçellnemesl

Bunun ürnci

dc.

Abdurrahman

vc unun /enginlii sclx;biylc

Avffr.a.)

b.

hakkmda

rivayet edilen

Luncic emekleyerek gireceini

ifadC

eden

/.ayl hadislerdir.

Burada "hu

tür hadisler, rral

dan sakndrma eklindeki lalnarn/ gerekmekledir

Abdurrahman

Avf

b.

temsil ^ti^ini Icr

ki,

b.

(r.a.l ise

oyunu

onu

gerek sabil olan

t^eitli olaylar

sa-

bir /engini

mc^ur rivaycilcr bir yana. hu ^^yf rvaycHBu

sebepledir ra/.

ki.

olduu

Abdurrahman

Bundan dolaydr

kl

Nebî

b. Avl' (r.a.).

halde vefat etmitir.

ûraya kalp oylarn eit gelmesi halinde

dikerleri ü/erine bir tercih uasuru olarak layin

ile

ve gerekse

Müslümanlarn hayrllarndan, takva

kendisinden

all kiilik

den birçok isnâd

azgnln-

Avl" (r.a.)' cennetle müjdelenen oh kiiden sayan

hadislerle de (gelimektedir.

Rcsûlüllah (s.a.v)

Jitenginliin

olduunu vç goç^lcn ükreden

koyan

Abdurrahman

ve

ilkenin altna girer" denilebilir. Kakal hatr-

(r.a.)'üi

hiplerinin büyüklerinden

kffg^te

ttÖfm

Mffit?1iff

#,

(s.a.v)'den geleft

malnn çokluundan dolay

Ömer onui)/ '

elmlir.

1^1

bîr grup sahabe-

Abdurrahman

b.

Avf

(r.a.)*n.

cennete emekleyerek gireceini bildiren bir

hadisi reddedip j^öylc demitir:

"Bir grup .sahabeden, bitdcn fazla scncdic naklalilnti| ofatt bîr

\mXU dc NebfT (s.a.vm "Abdurmhrmn b. Avf (r.a.). malnn çokluundan dolay cennete cnK?klcyerek girecektir" diye buyurduu nakledilmilir. Bu rivayetlerin cn iyisi bile. tenkide maruz, kalmlr. Bu rivayetlerden hiçbirisi "lek

bana

kalma.sr (inlirud) sebebiyle bu hadis "hascn* dere-

cesine ulaamaz. Hâlbuki onun

'

Mün/irî. ei-Tcrib vc t-Tcrhih.

mû.

Rcsûlüllah

V. 2.*>3-254

(s.a.v)'in /ikn;Ui|t

u


.^Ii&iet^hib Konusunda Zayf Hadl$ Ri«^

vasttuyd: "Salih hr kii

u

dir."''^^

çn,

helalinden

ka/amim

sâlîh

mal ne gui^l-

ttksanlüsn veya

halde onun derecesi âhirestie

fw,

naion üunciin /cnyinlcritutcn bakasna tfcil de sadece onunla snr-

laiKnKn' Kald

konuda ancak nullak

eei hususu

bankas hakknda

bu.

ki

olarak, bu

ünnciin

'sahih* olarak gelmitir.

En

bn Haccr

(ti.

lakirlcrinin. /enginlerini gc^'C-

yisini Allah bilir.""''

Hadis harmlarnn en büyüklerinden Sahîh"ini ^crl eden

Bu

naklcdimcmi^lir.

hile

birisi

olan ve Buhârî'nin "cs-

Olay"

852/1447)'in. ''Garanik

ile

uylc dediini zördük: "Bu ohy, hi\-ok yoldan rivaycl cdilnilr. Bu da, hu olayn bir aslnm olduuna dclalcl eder." Oysa bu utarak

ilgili

hadis, sarih

eyh

r^euii

akim

KîbSnî (i.

ve

142(VI999).

br

^nâttik"* adyla

risale

etmedii

"sahih" naklin kabul

bir hadistir.

Ktsmti%

**Mashu'i-Mecân!k H-Nesfi

ya/.mur. Yine Allamc

c^

Muhammcd

Sâdk Urcûn **Muhantmed ResViiflah r^-ff-^adl deerli kitalrtndabu olayn hrnl olduu ile ilgili nuikennel bir bölüm ya/.n ve bunun uydurma olduunu ortaya koynuiîjUr.^^

Ahrml hadisin

b.

Ilanbel, cl-MüMiod. IV,

'siihih'

Miin/irî.

nkluym

hclirtniîilii'.

Tcrîb

vc'i-Tcrhrb.

cl

U)7: Hftkim. cl-Miistcdrck.

II.

3.

Hâkim bu

ZcK'bî dc bunu kaUlmtlr. (45761.

Muhamctl

(Tahk.

Muhyiddin

AbdulhaîJ). islam liicnuiiriind^ 0âr0nfk

Ife.

Pe^fflttfeerMt

niirikMn

g«ftâÖiwa

islam'a M(fl*R«îwa^irm( üMig bîrsm(â^.^î3*ssRitfelkiniylc vahiylere Allah kelam (ilnay;n b;/ sü/k-r kurjttdtgn vc dahii sunra Cebrail'in ika/yla bundan va/gc;liüini

Jd; alc

i.fvi''-20)

konu

ra

ile

ri\ayLilcr niinasebeliyle

fkif

kllalm^i

ve daha

v'<'k

Necn

suresi

snv^indeki (22AS2-S4) ayellerin nu/il oluuna ilikin UrtuKila-

(ilni'jun-. C"r:ntnîk i\c ilztü ilk riviivL-.

erken devir syer ya/.arlannüaa

bn

ila>na aynnh larak yer veren ilk kaynaklar, ilt. (IX.) ytl/ylda ya/.lmir. Bunlarn baimtü VSaS lliî Ito Sa-«[ -MI «serleri gelir. Taberî IshakU

ailir. (iiiiuik

^Hp

olmatlp:tna

araya getirmeye

^-al^iin^itn-.

tk«

Cîarâîk

hakmaks/m

ile ilyili riva_\eiler

Ciarânîk ile

ilgili

hülUn bir rivayetleri

hr

çelikili biljiler ihliva etliinden âlimler bunlun farkl

ekillerde deerlendi rnilerdir.

Bu deerlendirmeler

üt;

m>klada lnplamak miim-

kLiiHür:

dtru olup H/.. Peygamber (s.a.v) eytanm telkini ve müdahalesiyle pullarn elaaiçi olaeamn ilkle eden iki cümleyi yanfla^ %eit dîye eamleler Albh tanlndan cshedilmi ve bunun eyluan Peytm^. Uaha.«t«wa anher"i vanllmavuun bîr snneu nldtiu hiUIrilniIr. Bata Taberî olmak ii/ere 1

.

CKirânîk nlay.

h

ZcmahK'i- Ib» Altyyeel-lindclsî. bnTcymiyye. Ferîd Vetdî. K. Avni Ktcndi. M.

2^

'


Sun^Mmada Yöntem

EsacI Frcvli.

Muhammcd HamidulUh

gibi hir

ktsm

eski ve yenî ûlim

bu gnh^

dahildir

GarOnîk ncsclcsinin hir;Lsl bulunmiiklii hirliklo koniylii

2.

ilgili

livjyotlcrin hepsi

dcj^m \c güvenilir olmulgndan hüdisc luiarh hi ekilde w'\\ edilmelidir Ivta \

Begavî. Kaslallanî.

hu görütedir. S. Ganînîkte

bn

Hicer et-Askalfmî. Ehii'l-Pidâ Ibn Kesîr, Syûlî gibi

ci-

rtlirnler

rlv»^f^l^Mls/dr ve hunlann tamam uydurmadr. Bala el-Mâtüridî olmak ü/ere Ebu Bekir hnii'l Ar;bî. Kad 1ya/, Fahreddîn erRa/î- KurUbî. Kirmânî. Aynî, evkfnî, elfhetklin MatmOd el-,Airsî. Muhannied Abdnh ;ihi fMinlerin ;ogu bu görüledir. Bunk a göre Caranîk hadisesine dajr rivailgili

Mansu

i>lduunu gösteren pek *;t>k delil \ardir. Rivayetlerin h4;biri nHiUasi isnadla li/. Peygambere uhumakliL dolaysyla

yellerin asl:s/.

L

meenualan Garanîk hadisesine ilikin herhangi hir rivayete yer vemîemi??ir. Clarfnîk rivayellerindeki snad /incirinde yer alan ravilerin (;ogn givenitir bnlunmanlr. snad açksndan ^^ahih^ k:bnl etlilcn ve Saîd h, C'iibe\r laralnulan hn Abbüs'a al [edilen nva>ei tle shlaini /-\lele\eeek [i[iheler la^nnakadr. Zra ri\ayetin si^nifiuhL "Zanneuiime göre hn Ahbas ^öyie demilir" iladesine yer \erilmeklüdîf ki bu dunun rivayetin güvenilirliini üpleli luk: getinnekledir b, Gariinîk îbaa^si. ngîtî lv^t^teKle farkl be melîn halinde nnkledîtm^^îr.

hih' hadis

m

iTielîn fesahat

srirülerî

Neen

ve heUgai

sOresinifi

avsndar Kran

dier

ayetlerine \v *»zcllikle yer aldtg

ileri

ayetlerine göre son derece sönük kalmakladr. Hz.

IVyganher bir yana nnirikler bile hu ibarenin Allah kclân olnadgn hemen anlamal vc ba/ \chirnlere kaplnamal yd. Bundan baka hu rivayetler olayn vki' buldtgu \er. cereyan ekli \e olayda Resûl-i Ekrem in rolü gibi hususlarda da ,clikflî Ngtler ihli\a eliK^ktedir. t^mnîk hafc^âtî^^ ri^v^ç^ter i^t^ lakmdan KHrWa :^wd*r, Ht^ ^ydcfi önce Kur anda, ilahî konmia altmda bulunan H/. PoygsaMber^în k^l^ vüSmsuyla veya bakalarnn lelkiniyle sö/ler uydurup Allah'a isnal etînesinin, yahut vahiyleri kendi kendine deilimesinin mümkün olmadk böyle bir ey yapmas ha-

^t

linde iddetle ce/alandnlacagj fvlijlilmi (sra. 17/74. T>\ Hakka. 69/44-47;

Yûnus,

unuonayacag ve kalbine yerlemesi it^in vahiyÎ^W "iy^'i '»yet mmtrrtUlugu bildirilmi (A'ia. «7/6; FurkAn. 2-V32), ayrca iiahî buyrul^ûil nçk^a u^ti ^fff müriklerden yü/ çevinneklc emredilmi iU ^Ûf 10/1?). kendisine okutulan vahijleri

W

gelinecei ifade edilmitir (Hicr, I3/94-9S), Bütün bunlar, H/, vahyi al-ken ve bunu insanlara icblig ederken ilâhî k*ruma altmda

tîdenlt rin üsiesinden

Peygamber in

bulunduunu

mümkün

\

c herhangi hir

olmadm

ekilde vahiyler arasna yabanc hir sö/ kanrnasinin

açk^^t gösterir,

Kuram n iniine ilikin bilgilerle de (gelimekledir. Çünkü id^ j^tldiginc görü lw »laym meydana gelmesi ü/crine Hac .suresinin 51, ayeti Inmt^. HSItftiM Cteff»nlfc ^lay ^Ae^pi irt^^^anAn^Sa» f^em Mek^ «i^tneminde ve Hac suresi ise Medine dflnemi na/il olmutur. Bu iki surenin inii arasnda all veya seki/ yla yakn bir /aman ge^nilir. H/. PeygamhcKi teselli etmek d.

it;in

Garanik i)layK

indii söylenen

I

lae suresinin 32- ayetinin

hu kad;r u/.un hir aradan sonra nazil


Tefp) ve Terib Konusunda Zayf Hadis

B. Dâvctçide

Baarl

i

hir

Olmas Gereken nce Kavray

dâvcn;ini yapmas lîcckon l-v;

"sahih" hile olsa

her hadisi insanlara hahor vcnncncsidir. Nitekim

1332/1914) "IC<rfl/rfH7-r«/<ffA

"Her

cyhayn ellii

u

ladis.

-sahih*

(yani

Buhfrî

hadislir:

Rivayeti

ile

"liî

hileli-^

Aliac Kâsimî

(0.

öyle der

herkese h:ber verilme/..

Müstin')in

Muâ/

"Ben. (bir yün) Peygamber

b.

Bwmm

Cehel

defil

m%

ir.aj'lan rivayci

(s.a.v) in lerkisindc

(Uleyr

aUntla) bir merkebin ü/erinde idim. Sonra Peygamber, bana, 'Ky Muâ/.!

Alte'HÎ kullar ü/erindeki luUck

m dduunu

ite

kullarn Allah ü/erindçki hakkunn

musun?^ buyurdu.

hiliyctr

Ben de Allah ve Restlü daha

iyi bilir'

rusu Allah'n kullan ü/enndcki hakk.

dedim. Peygamber

O'na

hit,-bir

(s.a.v).

'Do-

e>i niak kt)nayarak

kulluk eimelcriüin Kullarm Allah üzerindeki haklan ise kendisine hiçbir

buyunUu Ben de Ey AlJah'n KcsûUiî Bunu isulara müjdelencycyim miT dedim. Peygamber dc

igeyî

Ottuk fcç^mi^ankra a/ap^uncmeüidir'

'Hayr. nüjlelenK. Sonra (buna) güvenip

Nilar (.0» h%Mr

iyi

amel ile-

ne/ler)' buvurdu."

M»ârî .^c

('>y]Cdt

l^'tm Ha#it

ile

Müsliui'in, Kncs b. Millik (r.a.)'lan naklellii rivayel

^H^î ^^y\. hincmm ttat

itrkiKana

hiamif tiaa Muîm'*** 'A-

tîlmadgma ve Muhamîiicd'it Altah Resulü »leto^a

kiUbinden lasdik ederek ehadcl eden hiçbir kTnse yoktur ki eehennenii haram insanlara (s.a.v).

îilmifiii

klmasn" buyurdu. Muâ/,

"F.y

Allah'n Resiiaî

Bltf

deyince.

Nebî

müjdeyle sevinseler!"

haber versem de bu

() /aman gevcyiverirlcr" buyurdu. Nihayci Muâ/

aiKK-a uygurt

UO^nH^î

gibi

k:lmas Jt niimkün deildir. c. Carânîk nlv. poyiüihcricri

hu

siirc

vihî(i

MUk tm

(r.a.).

bu

/arfnda ganinîk myiinin Aycl olarak

on;l;in

lîL-rckcn

sHnilarh batlam:/..

Mulk'lif naslara vc âlimlerin i(lil;ikna \ön- pcyyamhcrlcr. hem vahyi lohli ederken hala yapmakia \e len de kühe tUinekien kiirunmularlr. IVygamherlerin vahvi alglayp ichlig einektc vc ilahi leri

mümkün «Isuyd

ilahi mcsüjlîîn

huynklan ycrino getirmekle haiay düme-

ihîvö£lm

m^tt b^ikmû^fvepf^ssv^

immmm^np^^a^ imadan kulkard. ^^

(îuhârî.

Cihâd 46. Lihas lO. sli"/an 30. Rikak ^7. Tcvhid

(30): Tirmi/t.

man

IS

{2M^): Nesâî. es-Sünenü"l-Kührâ.

i:

Miism. man 49

VIII.

411-412;

bn

llibbân.tvSahîh.(2IO)

251


Sünneti Anlamada Yöntem

bilgiyi,

yapmama günahndan dolay, ölecei srada

icbli görevini

(ya-

nndakilere) naklcimiiir."'"'^

Yine Buhârî. scncdsiz olarak Ali

ister

dc Abdullah

bir benzeri

"nsanlann akllarnn ermeyecei onlardan ba/.lan

[mam önce

^-

"nsan-

hn Hacer

((>.

Mes'ud

hadîslerde

Bunu Müslim

S32/1447) der

Mâlîk'i/^^ gayh

mam

"Baz

ki:

ise kemlisinden

MM. tim 4% tel

iki

Bnhiyii

rivayet etmitir.''*'

hadisleri rivayet

ctmefi

bakanna kar çkmay

mam

Ehu Yusufu. onlardan rivayet edildii

dostusu'*'* hadisin

m MMiia,

T.

bu

hakkndaki hadîslerde

tmherlcnte

kap

u sö^tUdOn

sfte

AhnK^l'u'^'

ile ilgili

(r.îi.)*tn

bîr hadisi onlara rivayet edersen,

flnc olacaktr."

ic^in

b.

kerih jörenlcr içcri.indc; z^iri yCinü devlet

tMc aûm

rivayet eder;

misini/?"^*"

Yine bunun

Hâliz

unu

eyleri haber verin! Allah vc -RcsÛlü'nün yalan-

lara l<avrayabilcccklcri

lanmasn

(r.a.)*tiin

\itim

Ebu

51 (m ^«^hi

Misaliir vc ö/cllklc i(ualkâr müminler ii/crirc ctkiÜ bir nüluzü sahip

olmadn!

heyan ilmekledir (Nisa, 4/76: hrahim. 14/22: llicr. 15/42: Nahl. 16/99). Peygamhcrlcr ü/erinde. Ö/elliktc dc nübüvvelle gürcvtcnclirilmelerinin ana hcdcllni tlutu-

nm

tebli srasmda elkiü olabilecei Cerrahogla. •Gaalnîk". DA, XIII. 361-366) vahyi

i.se

asla

düünülemez.

(smail

^" Buhârî. îlm 4V

imam Ahmcd. gerek kendt j^n^nda Kur'an'n mahlijk olup olmad tartma-* sndan dolay gördüü eziyet ve gerekse çeitli olaylardan dolay halkn karlat

kar yöneticilere itaat etmeyi emreden hadisleri dikkate alarak hallu hep yönelciiere kur ayaklanmamaya ve onlara kar sabrcimeye çarmtr. "an Yüce olan Rabhimi/ her gece. gecenin son üçle biri kaldnda dünya semasrnainit: 'Kim Bana dua «itaie, emin duasn kabul ederim! Kim Benden bir ey Metm. f^tict^ni «ma veirlmî tCim Bmden bâflanma dilerse. &m hî^lâttmi* skntlara

^

btyurur" (Ruhârî. Teheeciid 14. Deavât 14. Tevhld 35: Ebu Dâvud. Salalu'lTaiavvu* 21 ( LMf;); Tirmi/Î, neav:i 7^) (3498) eklinde «Nüzûl Hadisi" diye bilinen bu hadis, yirmi kadar sahabiden ri\ayet elilmitir. Hadisin rivayetleri arasnda baz tarkhiklar vardr, tmam Mâlik. "nü/ûr"u iki ekilde le'vil etlii rivayet edilmektedir: 1. "Allah'n emri", "rahmeli". "melekleri nazil olur" demektir. 2. "Yüce

^^Mr 1^ Anin dâlm kuhül etmesi, Ahmed

ona

lütuf ve

merhametle muamele

et^

Ebu Hüreyre (r.a.) öyle der: "Resulü ilah' tan üç kap (dolusu ilm) örendim. Bunlardan ikisini yaydm..." (Yalnz bu hadis. "el-Miisncd"(c bulunamamtr. Bu hadi-sin '^ei-MiLstedVih: geçtii

252

ile ilgili

b.

Hanhel'in

''el-Msned"'\ndc

olarak bk/. Ibn Haccr. Felhu"l-Bârî, 1,216)


Terib ve Terhib Konuîundai^f Hâds

Hürcyrc

-ki rivayet cimcdigi hadislerden inaksal, insankr

(r.a.)'>

noyctlüürebilccck oiHilandr-

/.ikreUchiliri/.,

Bunun

lit-

Hu/cy-

bir t>cn/eri.

da rîvayc edilmitir.

fc (r.ü.)'tan

Hes

Yine Hasan tei-Basri) de: sasinî^"''

Rivayeti

Haccâc'a rivayet etmesini

\m ekilde

plij) kjiUü

ic'vil

cdcn;k

Mâlik (r.a.)n. UrcyeÜlcrin kîs-

h,

ho

gOniiemiijtir.

um kan

Çünkü

Haeeîie. hu

dökme hrsna

gerekge

bir

0lamk kultanUhiIinli.

Bu konuda

kural:

ashnda hadisin

/.ahiri

lin hchaniii bir bid'ali ku vvcllcndirivor /.ahirini

olmasdr. Böylesi

alacandan korkulanlar yannda

zahW"

kaslalilmcdigi halde

hir haberin,

rivayet edilmemesi

ar/ula-

mr.

NcM

(s*».vnn yi^TstaniîBiu

hardk M»

lahat için olunca Muâ/. bu haberi Ichli

^cil

ile iljiili

dc. insaniarm mas-

âyelin gc^îî ttfemiîl^

dyn hareketle velalndan önce haher verniilir. Ba/ilan

N^m*'

3Rmk.

bir

ha/

ilmini

ba/sma

YiiK- lîhfiiî'ni

••UcsLiHiil"i;in

iki

rine ycliiKc cgcr l.'reyneliicr.

baka

mahsustur. Niu>

anlayamamalarn

insafttann

aptar'"^*^

ve bi^ok eyi

"esSahîb"\m\c Fhu Hürcyrc fr.a.rn söyle kap Ulolisu ilimi nörcndim. Bu

(cdijii

gös-

gören''

cçnckicdir;

yaydn, die-

tmüa/n kesilir" Itthârî. Iln 42). Müslüman ohm (ycdi-scki/. kiijilik) bir gruplur. Medi-

onu da \ avirsLim

Nebi ye yelip

mthah

ikisiniicn hirisiii

kerih

ohmk

insanlara tahsis edchilceeine bu haberi delil

Zira köUi niyetli,

icrnitir.''^

^

dcniiiir; "N^hî i.a.vrin sci/ündeki 'Onlara nüj-

eklindeki bu yasaklama, insanlarn

kim Buhârî. görerek

öyle

ise

-jt

(

havas onlar ^Lir (iyilomel^ H1ftt*^lîin»î«^Vri<^ yaptlar ve iyjU>li!cr. Ancak daha sunra

ne'nin

hm

i(,-nelerii cnrelli.

Onlar da

edip develerin vf'banl.rn Nehi. pelerinden dilrdiilcr, develeri de kendi aralarnda pa\ laftlar. Itumm ii/erine adamlar siönderip onla ueliriii. Sonra onlann ellerini \e ayaklarm kesü. eu/icine Iladi.s. Buhûî mil eekii \e ilincc\c kjdar unlar (ed;i\i elniedi ve unlar da öldüler. \e Miislim in ".Ç(//f/V"ieride \e diycr ladis kitaplarnda (Buhlrî. Vudu' 6f>, Zekâf 68.

Mudûd

I.

16. 17.

Meâ/î

36.

Tb 1

irlidat

ftiMls. Cöîîame

II

(1671):

Hdid 3 (4;m #W^«6.4». 4»4»?It.TttBiKÎ, Taharet (1846): Nesâî.

Tahrnmrd-Oem

Ilanbel. el-Miisncd. "

ibn llacer. belhu

'

Buhar.lm 44

III.

7.

H:

bn

(72). Rl

Mâee, Hndfd 20 (257Si:

ISf) mevcuiiur. Bk/.

l-Jiari. 1.

55

bn

Ebü tK^d. imc 39

Ahmed

Huçer. Fclhiri-Bârî. XII.

h.

ys

225

253


Silnnetî

Anlamada Vânten

bmmi haOisIçri üorumluiuklac rt çim(* ve hükümterl

kinselcr. bu vc

ortadan kaldrmak içîn Nrcr vcsili ^lYiaktadrtaf.

h&m de

dünyafemftm ve

boa

âhif^lerînli

Bu

da,

gitmesine yol

önlann

hem

nçm Hercâe

müjdclcndiklcritulc kulluklanndakî dddiycUcri daha da artacak olan u

nsanlar? Nilckim Nchî

(s.a.v)'c. "Allah senin

lad

ibâdellc

halde geceyi

"ükrcdc

(,s.a.v).

bir kul

mi

gelmi ve geleceini

gcv'iriyor.sun?"

olmayaym m?*

ba-

denildiinde. Nebî

buyurmuiuc.'"^*

te bu i^îe^dîf ^ **^cin ycnce düiüündc batrlmas

!" lîa-

dKni.'""

Veya "Musa'nn, ölüm meleini tokatlamas!"

babam

mr^f

^team

Veya

mtm kto^ cevap

ofetml

"^m^

da, senin baban da cehennemdedir' hadisini/

Veya gerek lah'a ait haberi

Anpça'da

hir

sek-rin vc gerekse halefin,

vc

liilî

slailar

l'nâmc

Eîbu

Müslim Hm 49 nu.

^^^^r^

b,

I

i^c

hsrcüii.

Al-

"^tsl-Bctalc" î»ei

knhcl. cl-Miisncd. (V. 24^,

okytnu/-

Vc ona hüyücülcin

25Sl^

7ira onu

icl-Rcialc)

«Hîlneslar

konuyla

ilpi-

alp-nkutak

gücü yetine/" Bu-

l-Müsaliru 252)'dc rivayet etmitir. Ayrca bk/: Buhârî.

Salât (Salalu

l%srfîr.

ihtilal' ellikleri,

hadislcri/'^^

hadisi >i)_vL'dir: "ll;k;ra suresini

eick

berekci. terk

hakkndaki

hakknda

kimse bir ball getirince "ehlate" Ueatp.

vc L-ylanlar demektir. AIiK'tI li

ûîy&

hadisini,^'^"

ftt^lö

^

kasicUiM 4m

^-ftahiyyc'dlf.

budur. Bnhârî. Tchcecüd

7y

(2S1')):

u'he

Tefsiri! Sure-i Fclh 2, Kikiik 20:

fi.

lirni/î.

Salâ (412); Ncsâî.

(r.u-l'lan rivayet

^' Buhârî. Bcd u l-Malk t.^5(>5):

Ahncd

b.

etmitir. 17.

Sünenü" l-Köbrl

Th

Ebu Djvud. nt"imc4H (3844); bn Mâce,Tb3l

Hanbel. el-Müsncd.

He>A:yme. cs-Sahîh.

JtMT

Müslim. Sfatu'l-Mnankun bu hadisi Muîrc b.

Kyarm'U^y IVdc

I.

56:

bn

L 229, 246.

2ft.^.

llibban, ES-Sahîh.

V.

Mi). }fiX .^88. .^98. 44.1;

53.

Xn. 55: Boyhak!.#y

252; $üal»B*l-lmmt. V. 119: Tabcrânî. cl-Mu'cemu'l-Eviiait. Hl. 2.H. Bu hadisle ilgili a(,klama i^'in bkz: Salvetu'l-KM bi Ihtisüri Sahîhi'l-Buhfirî. (1514 noiu hadisin aeiklanas) Buhârî. Ccnâi/ M. Bnbiya .^1: Müslim. Fe/âil l.'>7 t2.^72t: Nesâî. Cenâ/ 121; Ahmcd b. Hanbel, cl-Müsned. II. bn Mibbân. es-Suhîh. XIV. 113. 116. Bu hadisle il^di a^-klama i<;in bk/; Salvelu'l-Kârî bi hli.sâr Sühîhi"l-Buhâri. (771 nolu hadisin açklamusil Müslim, iman ®Hi Vmm. SOmet t? f471S^ (Mel. el-MüfiBçd. III. 119, 268: Bbu AvOne. Müsncd, 1/99; bn Hihban. es-Sahîh. (578) l.

mmm

(m%

'''^

Allah'a

ait

haberi vc

Birincisi.

254

llilî

statlar

hkkmda

âlimler, iki

mc/hebe ayrdmtr.

Selef medteöi: Allah'm mütcahih st'atlun gibi görünürse de, bu


Terib ve Terhib Konusunda Zayf Hadis

Veya /ali

her

lcri

slaluan ümidi kcsnc vcya her lürlü Icsada

lüi'lü

kur^ yaplhilcütök hcrlungi üüi^üren ftcn

{

nineler

Veya insanlarn

çuunn

d

i^ca

t>ir

ile ilgili)

vvkme gereklii yanlgsnî)

hadisleri

kavrayanayacag

olmad,

tnlara ihliya^larnn da

Rivayeti

ince

mânalar

li/erlcrine herhangi hir

içeren vc

hükmün de

ge-

rcklirmcüii vc ömürlcn hiyunfâi uulan duymasalar da. onlarn dininden

ey eksiltmeyecei daha haka hadisleri hâlâ insanlara /ika\Up duran df^etçilcrin dunnrnu lduk^ yudr^anukiaymt! kadar bir

ianesi

|-u»rdal

Yahu/

ihliyae duyarsa,

o /aman ü/.erine dü^en

lîiinas \e ondaki

gtirev:

onu

"sahih" hir ;er(;cvcdc

yanduuyia iTmnasm i|icçuydn-

'^^h ve a^klaraalar

cic almasij

le

h Uir hîulislcrdcn hirsnc

di'nctçi ki.i. hcrlüivji hir schc|i!c

üphc vc problctlcri

gidermeye

çîdmasdr.

yanh anladklar

vc bu an-

layi-annn ncUeesi ü/crine önemt lususlarn oiuijluu meîjhur

hir hadisi

bundan dolay hTlen insanlx\vx\ann

örnek verelim. Bu da hnes

b.

Mfdik U'.aJ'm

aada /.ikrcdUen hadisidir:

Buhârî Hadisi: "Her Gelen Zamamn, Bir Öncekinden

Daha Kötü Oimas" Buhârî.

Adi»' c ulaan îlTOyte

Z.itbc)ff b,

vayet elncklctlir: "Bi/. (bir Bîatnst-f

ne

TMfm^ûcn Mâlik

Mies b.

Hüp

gidecektir.

Kncs

h.

t>yl*;

dediini

Mâlik tr.a-Vm yanmt

ri-

^p ^îa

kurîaln/ ei^tyelted îfeâyS e(lî|ç, Wmm ^ymi~

(r u.).

Hfiize iii'U'cek T.anun, lük. (si/

güi

onm

u hihne

'Sahredinî

ki.

httidah sonra sizin

muhakkak handan daha kötü

de) Rahhini/e

olacaktr.

iize-

Bu kHü-

kavuuneaya kadar (yüzyllarca) höyic sürüp

Ben bunu Peygamberin

i

/.den iittim' dedi."^

slullann Allira isn:Kt muhal «ktugundan.

hu!;nn rodklk'rinil

layiiii sclof

lcas

B

AM;l'; k-fvi/ \c h;\aIo ^,'l1I1:^lcrdir. ()la;t s;dccc inannak UL-rcktr. hususla cMicrcsa nncklor pok fokir. lîmlarda bir laiK'sini vcnckk' yciidcccfii/. Malik h. I'tc-^o "isiiva" hakkmla ^clluüuula. n: 'siiva maiumir. kcyll-

mam

m.\lldil. niKa ^uru MMinak hidiillir. Senin lrrin. «m U:ndcn u/akl:ttn&"kii^fir. \x[\

lâyk h.

dIuii hir

fhi

/H)><5|

nuuya

Ahdilah vi.-

ituhâî.

I

vc

b.

>un

ilen

kiiui hir

nsan olduunu

/iintc-

mamri-Harcmcyn. Abtlu'hMclik L-I-Cuvcynî c-Sâlli, Ebu'l-Maûlî fö, 47H

hamk-lcricr. lîu niLVK'p.

Yusuf

h.

Muhancd

u»kip(;iL'nnc nispci cliiir.

6

255


Sünneti Anlamada

Bu Hadisin Çizdii Snrlar

Bu/

pe

Yöntem

insunlar.

durumlarna,

(,xil(üntü

nclcbodon daha köUi

pc:jC bir

hadisi:

devaml

hir

düüe

siivkli hir

ncichcyc

inijjc

vc

eden hu

dclalci

çahîînadan oturmaya vc slah edip dcgilinic ve mevcut kötü

durLimtla kurtulma t^ahalanndan

gckncye

el

bir

dayanak yupmHiUdJf-

kyamci insanlarn cn köülcri ü/crtee ^ipoi^ya vc insiinlar Rahh'lcrino kavuuncaya kadar. îucak hir kiHiiIükten daha kölülar.

Öyle

söfte.

ki bu.

mûm ise ^nik dHra kflRî^thTe Mlcal etmefele^r.

Dier haiiii

dis.

ksm

hir

insanlar ise bu hadisi kabul

emede duraksaaku.

ba/.lan da acele ederek belki dc reddcinK'kiedirler.

î lîlmsenin zannma

Çünkü hu ha-

gte

1.

Ye'se ve ümiisi/ligc ve

2.

Yt)ldan

çkan a/gn

yöneticiler

karsmda otumsu/

bir

po/Jsyona

dümeye çarmakladr. 3. Kîlinai

riyie

ve hayat

ni/ammn

ü/.crine

kumlu olduu "tekâmül"

çelimekledir. 4.

Müslümunlurm

iarih

anlayna

Icrs

dümekledir.

B. Ycryü/iinü adalette dtlduracak t)lan

çkmas

halifenin

onaya

devletini

kurmas

hiidilcrle

dc

ile

ve Mehdi ismiyle tannan

Meryem olu sa'nn yeryii/üne itip slam mesajm tüm dünyada yüceltmesi hakkndaki ^cncl \e

çclii^tîi*;kicdir.

unu söylememi/

Burada

limlerimi/. hu hadisteki

düen bir görevdir: Geçmi 4manann 'mutlak* Dup olmad problemine ü/.crimi/c

taktmlurdr. Manann 'mutlak' olmas durumundu onlar, hu her

/munn

ctmilenlir.

iincx^indcn daha kötü

Oysa ha/ /armmîafda

old^

fccHttlifte,

olabilmektedir. Velev ki bu hususta sadece

dflinde

müddet ^«radr. Nitekim Ömer-

mehur olmu^^

b.

Oner

hîultsicn.

anky^

kast

daha a/

/aman Maeeâc"n zamanndan

b.

Ahdüla/.i/'in

Abdüla/i/ dönemindeki

iyilik

l^ikr "önccsindca dria kötü demek tiylc dursun,

onun /atinnda Kt^tOlUk tamamen yok oldu* denilse

256

hir

iftncesTne nispetle

olsun. Ki hu. kendisinden herkesin ikâyet ettii bil

l'ik-

yeridir.


Terib ve Terhib Konusunda /ayf Hadis

flivayeti

Ba/lan bu hususla larkl yorumlar yapmlardr. Bunlardan ba/lan unlardr:

«^^sH^in Yorttuu:

a. HiHHiD

mam

Hasan cl-Basrî bu

rumiamir. Ona. 'Ömer

duunda b.

Abdullah

b.

çounlukla,

eklinde yo-

ferahlama gereklidir' diye cevap vermitir.

b. IVIcs*ud (r.a.)^n

Mes'ud (r.a,)'m

/in üzcrifii;^e

'genellik"

Ahdülau;U'iaiteâ*;'4a0 sonra geldii* sorul-

b.

ise o,"Jnsanlard bir

Abdullah

hiidisi

Yorumu:

m öyle dedii

rivayet edilmitir: "^i-

msm, öncesinden datm k©lü tjlur* ^t b^nmh

hir

ayn dier bir aydan (^ha hayrl olduunu ü^mâi '^mmfymsm. ^Akm âlfmlerimi^ I^HMerimi/. gidibir yaneUciflin bir yBneicidçn, bir

^

yorlar, sonra si/

kavim

tjcIir

onlarn yerine (gerçek) halef bulamayacaksm/. Bir

ve kendi görüleriyle felva verirler."

Dier

bir rivayetle ise

"Ulâm'da gedik açarlar ve onu ykarlar." Hafi/

bn

ve •"k^Mök"' dullah

Haccr

manas

için,

"Bu. uyulmaya daha uygundur" diyerek Ab-

Mes'ud'un bu yorumunu kabul etmitir.'^'*

b.

a

Pakal

praikie

pmbkmi kökünden kaldrmyor, Çmkü

bmm bilinmeyen ve mesaMun olmasa

852/1447) *'Feth%Bâii"öc bumdaki "iyilik"

(ö.

devirler

bile abîr /amîrtj

Yine

larih

unu

Mehdi ve Mesih'in /aman

tcspi etmektedir;

dönemlerini lakip eden hacckci olarak.

sonra,

l^^nm

kJânVm dalplanacafim olduuna tfölâie etmekten fek

ifirottikrda

^lü^

v^i

avSirda

ortaya

yeterlidir.

Bu ülcmde sönüklük

sarsld

yedinci asnlan

çkan âlinlMen ve

yenüeyicilcrdcn

cyhilisISm

bn Tcymiyyc

7.'îl/13.*i())'i.

am'daki dier örencilerini. Hndülüs'te

e-âlbî

79()/l?S8)

Haccr

(ö.

yi.

(ö.

ve donukluk

yenilenme zamaalar geJmilir. Örnek

slâm! halifeliin çöküp statükonun sekizinci

naslar,

728/1 327yyi. örencisi

Marib'de bn Haldun

(ö.

bn Kayyim

mam

Rbu shâk

808/ 4()6)'u ve 1

(ö.

bn

**ed'Dûrera'l'Kâmine fi A'ym%MM'3^ Sâmine*' adl kitabnda hayatlanndan bahsettfi 4^rlerini fMmmmiz (ö.

8.'î2/1447)'in

yeta*lidir.

bn Haccr.

Fclhu'1-Barî.

XIIL 21

257


SânnetiAfilanaâaYten

Bunu

tukîp

eden a&rlarda

Yümcn'dc

9U/I505yyî.

I250/18-Wyi ve San'ûnî I

I76/I7(2)'yi. NcciJ'dc

büyük müyichit

5a/M/ "idc

»nu

Msr'da

ise

bnu'l-Vezîr (O,

(ö.

Muhammed (ö.

mUHUyU

0*

cvlcfinî

182/!768)'yi. Hindistan'da Dihlevî (0.

1

h.

Ahdülvchhâb

âlinlcri vc ycnilcyici

hn Hibbân

tbn Hacer vc Suy0tf {Q.

12()6/I792)' vc

(ö.

imamlar bulmakuy/..

te

**es-

354/965)', ycryü/ü zulümle dolduktan 50nra

MeKi.tukkda gelen hadisleri delil g^tererc^ hadîidnin 'gcneP olmad^# {^f^ne sevk eden

uUalcilc dolduracak

yukanda geçen Bncs dOöttee hudr.^ c.

Tercih Ettiimiz Yorum:

Bu ^^plcdtr hn Hacer la

k. bu haMft yontolan arasnda en

tercih edileni,

m^m^f^ ^/^Hhr^^&f^jnkrettii u sIlscteHatd^

kanaatindeyim:

"Hadiste zikredilen

'zaman"

le kas edilen: onunla

muhUab olmalarna binaen sahabe /aman olmas mhlcmcldir. Böylece büküm onlara has olmu olur. Onlardan sonrakiler ise. sö/.konusu haber hutsuHunda kast olunmanulurdr. Fakat sahabe bundan 'genellik* anla-

mtr. Bundan hfjylc

dulay Encs

b. Mâlik'e.

cevap verdi ve onlara sabrl

hepsi veya hüyüfe lîr

Haccâc'dan ikâyet edenlere

davranahra emcBUL 0ysA onlarn

ksm iSbiîndcndi."^

Bu yoruma gore Abdullah

b.

Mcs'ud

(r.a.)'m sözü.

ayn ekilde

o-

/imanna h^ olduuna Mcs'ud (r.a.), Osman (r.a.) ttö-

nun. sahabe ve tabiînden hitap etlii kinselerin

da tmtvMiMHr. NHekîm Abdullah nemindc

b.

vefat etmitir.

Yalnz bu

hadisin:

zulüm

karsmda

susmaya, bask ve güg

kar-

snda sabrl davranmaya, kötülük ve bozgunculua rza göstermeye düveli iverdigini. yçf>(741ndc üstünlük taslayan azgnlar

lumsu/luu Buna I.

o-

dcKlckledigini iddia cdcnterin iddiasna telince...

birkaç-

ckiklc cevap

verilebilir;

"Sabredin!" diyen Bnes b. Mâlik (r.a.)*n kendisidir. Yok.sa bu.

Ibn Itacer. Rihu'l-BM. XIH. 21

bsks) hn llaccr. 258

karsnda

Fcthu'URârî. XIII. 21

KN

ffetssr.

FeAö"l-W^ XVI. 22R

el-Halebr

(hn HafXT. Rihu l-im. XVI. 228 d-HaleH


^bveTertltrKonMâalayfHadkffiv^

Enes

(s.a:v)'den nakledilen nrjeriu' bir hadis deildir.

Nebî

sadece bundan

(r.a.),

dnda, 2.

hÜkOm çkarmtr. Masum

b.

Mâlik

olan Nebî (s.a.v)'in

herkesin s()zü ahnabilccci gibi Icrk cd1c*>ÎRrdc.

Encs

Mâlik

b.

/ulum vc ho/guncuiua "raz olma-

onlara;

(r.a.),

y" emretmeyip "sabrl 4»vannay" («îimimilir^ B« iki hâl arasndaki fark SO büyüktür. ÇÖnkö Idifrc nza küfürdür; kötülî^ nza ise kötumklür. Sabrl davranmaya gelince, ondan ç(* mk\^ uzdt kalabilir. Zm kii, çirkin gördüü vc deitirmeye çalt halde de herhangi bir eye

kar

subrcdcbilir. 3.

j^er kii.

zulrrie

hazrlk yapmaya vc

tayan adaletin

heritcjfe

ve

kar k^ynm^ güpü yetmiyorsa, koîll^E^9^tMij|j^« 8@b^# tkri^i

mki

sebepleri

güce

destek olarak ve Hâlck'n kuvveti

yardmclar

ile

zulmün yardmclarna

ile

bâtln kuvvctiKî;

kar koymak

için yerin-

de olan her frsat deerlendirerek sabr vc teenniye sarlmaktan

yaplabilecek

bir

ey yokur.

Nitekim Nobî yl

sabretti.

baka

Öyle

(s.a.v),

ki

Nebî

Mekke'de putlara ve pJE^0liE^^ içinde v© çevresinde

(s.a.v),

sm^

on aç

püt mluîliei

Mcscid-i Haram'da nama/ klyor. Kabe'yi tavaf ediyordu. Hatla hicretin 7.

ylnda ka?a umresinde o

Kabe'nin etrafn tavaf etmi, fakat ke'nin l ethi günU*

uygun

vakit

gördüü halde ashâbyla beraber onlnra dokunmamtr. Tâ ki Mek-

putlar

gelmi vc o

Bu scbcpl^îf kî SlîmiefHffSz

/.aman on lan

krmtr.

u sonuca varmlardtf: Mr>

gidermek, ondan daha büyük bir kötülüü getirecekse böylesi durumlar d^ijsînç^ye

Buna

gnla

kadar ona

kar susmak vacip olur.

0m "sabrl davranmrya" tavsiye ifadhMifem; mm vc az-

lestîFn

G\tm istei ank^lmasiiU. aksine Allah hükmcdinc^cyc

kadar gö/etlcmc ve kollama anlalmaldr.

Çünkü

Allah, hükmedenlerin

cn hayrhsdr.

^M^snda hak okn li^a M^y^rne^, iyii^Ü. Yalnz b^lar. 1^ emn^mcye ve kötülükten s\lm^m$& I^ndsl. ailesi ehî^RndaMter hakkt^ korkan kimse için vacip deil4. Sabin ilâhlaan lautlar

w

dir.

Nitekim

bir hadiste

konuyla

ilgili

u iladc yer almakladr:

"Cihadn

2^


;

Sünneti Anlamada Yöntem

cn

Dî^f )ât hüâte 0y\c Ahtlutmutalib kötülükten

ht

'

hükürodarm yannda hak sö/ü söylemektir."

i'^/.UcUisi« /.âlim bir

sakndran ve bundan dolay

n^lYdc Ebu

1)-

yöneticinin

Hâkim. cl-Miisicdrek. IV.

S:îd cl-Hudri

(r.a.)"tan.

Ahmcd

h.

Bmm

efeaaâtm».

yönetHn^ tafsnrdâ Atiip ona

ile bir

Mâcc. Filen 20 (401

II.

buyrulmaktadr: "ejtiflMi

iyilii cmredi|i

öldürdüü

.S5I;

h.

bir

adam-

Humcydî. cI-Müsned.

Hanbcl. cl-Müsned. V,

2.S1

Ibn Mâcc. Fitten 20 (4012); Tabcrânî. cl-Mu'cemu'l-Kebîr, V|H. 282; Beyhakî.

Ebu Ümâme

Ahmed

Hanbel, el-Müsned, IV. 314, ^^5.Nes3î. Biat 37; es-Sünentt'l-Kübrâ, IV, 435; Beyhakî, uâb, VI. 93, {r.a)'tan ve daha birçoklar, Bkz. Eftânt Sahîhu'l-I^miu's-Sa|îr ve h.

uâb.

M

VI. 9,^"de

iMb (1

100)

Hâkim. cl-Müstcdrek. \% Ziyâdetihi.

260

b.

.3t^

Ziyâdetihi. '

(r.a.) tan.

III.

(3.'i75)'dc

215'dc Câbir (r.a.)'ta. Elbânî. Sahîhu"l-Câraiu's-Saîr

bu hadisin hascn' olduunu

belirtmitir. 1


IV

(BöCüm

Nehem Sünneti yi Anlayabilmek çin Ölçüler ve Kurallar

>

Sünnetin Kur'an- Kerim

>

Bir

>

Muhtelifu'l-Hadis

>

Hadislerin;

Konuda Gelen Bütün

Inda Anlalmas Hadislerin

Arasnda

Toplanmas

Badatrma ve Tercih

Söyleni Sebepleri, artlan ve Maksatlan

Inda Anlalmas ^

Hadisteki,

Deiken Araç ile Sabit Amacn

Birbirinden Ayrt Edilmesi

>

Hadisi

>

O^ybl Olan ile Gaybi Olmayan Hususlar ff birîndeiî Ayrt Bmek

>

Hadislerin

Anlamada Hakikat

ile

Mecazn Ayrt

Edilmesi

UfzJarnn Delalet Ettii eylerin yi

Tespit idflfmsi


5

*

1.

Inda Anlalmas

Sünnetin Kur'an- Kerim

Sünnclin:

lahrit. istismar

ekilde ;nlalahilncsi haber verdiginUc

Kur'an

m gmUa

vs*

vc

yanl icvîklcn

it^-in

uzak olarak

yaplmas gereken

doruluu, hükmciliindc

'sîihîh" bîr

giirevlercicn hiri;

ise adaleli

katî olan

onun Rabbani j^r^vo^ûmc anlatlmasdr. Yüce

Kurandn bu durumu ile ilgili olarak ijiîylc buyurmakladr: adalet bakmmdan l^man^raK^liT. (Tnun "RabbMiit ûMl thntluk

Allah,

m

s()/.lerini

deiiiiceck hiç kimse yoktur.

O

hcrcyi iitendir, her eyi

Çünkü Kuran. sîâmî yapnn ö/ü ve hiasnn

hilelidir."''"'

ü. slam'daki ter kanun

bavurulan

it^n kentlisine

bir

temelidir,

anayasa ncsahe-

sinUc olup onlarn icmcli ve ttayunadr,

M^n'f Kur'an'n icorik bir görevi

ise.

bü att^iusmn y<)rumu vc dahu dciayU ^kli, açklamas vc pralik bir uygulsifâSdtf.

îs^.

insanlara indirilenleri onlara

a^klamaklr.

Nc açklamann, açklananla çelikiye dümç^ v^* n@ dc ikincil olann asl olana aykr olma durumu vardr. Çürtkü Ncbcvt açklama, devaml hr ekilde yüce Rîiabm ytirünges'mdc dtSnüp durur, onun yiîlüngcsindcn

Bu ieni

dar

liebi^laJiir

düen i,

'sahih*

çkma/. ki Kur'a'ia muhkem ve ?^bit hiçbir

sÜJirtct

âycilcrinc vc

açk

belcelerine

yoktur.

#11

263


SOnneti Anlamada ^ffîmon

B0F bm slar böyle bir eyin rumda ya sünnetin

mamas

'sahih'

olmamas,

var

olduunu

0 bizim anla^mzn doru

veya çelikinin hakiki deil, vehme

le Rilnnciin. Krtm pnd;»

sany<n-larsa bu du^

dayanm olmas

ol-

gerekir.

îinlalmiisnn imlam hudr.

Garftntk HadUinin'^^ Kur*âi*a Ters

Dohy

Dümesinden

Reddedntrî Olmas Bunun hadis

it^indir ki

Çünkü bu

*r.

de^rfik ilâhlan

sözkonusu Garânîk hadisi üphesiz reddedilmi bir Kuran'a

t^adis,

zplayp

rezil

dümekledir. Zaten

icrs

ejii^ bir

bi^to

içerisinde

Kur'an'in*:

(II

orfcat^^^

nün pJmcsi düünülemez. Niickim Yüce Alah bu durumla îlîli olarak öyle buyurmaktadr GMÜCâ^. mö o Lât Uî^ püttartm'? Te tt<^' **

cülcri olan öteki

O

Menfa putuhuTDcmek erkek

takt

isimlerden

haka

delil indirm&miltir. lar.

bir

Onlar

ey

"Bu

lur"^''*'*

Allah'a öyle

mi?

aalarnzm

pullar, sizin ve

deildir. Allah onlar takk«dit hiçbir

anok %anna ve

nollsicrinin

ayphyan hu

a%UMa uyuyor-

^ssbûM fdmliir."'^'^

Hâlbuki kendilerine Rabler tarafndan Pullan inkâr edip

vc

Bu

/.aman hu. insal's/ca bir paylama!

si/.c. diîji

âyetlerin

ak

unlan öven

i(^ensino.

yüce garanik (kuular) idi Onlann efaatleri umudiyen kcJimclcrin girmesini akl nasl kabul eder? putlar,

'"Kadnlarla stiare Edin, Fakat Onlarn Söylediklerine

Muhalefet Edin'' Hadisi

Yine kadnlar hakkndaki "Kadnlarla istiare edin. fakat onlann söylediklerine muhatefct cdin"^^ hadisi hadis, nnn<>-babanm süt ç(x-*uklan

aralarmda

damarak

de bâtl vc yatadr. ÇOnkÛ bu

hakkndaki Yüce Allah'n "Anne-baba

ve anlatarak çocuklarn süticn kesmek islerlerse.

Hununla ilgili açklama daha (tnoc geçmiti. ''cn-Necm. 5:^19-23 "

Garâmk

hikayesinin hatl

"Muhammed

Kesulullah"

/ndkt^a uydurulmu

hir

olduu

ile ilgili

(11. 3Ü-I.'î3)

yalandr"

(ilruk

Muhanmed Sâdk

cl-Urcûn'un

adl kitabnda "Garânîk kssas ahmakla vc altnda ya;^d geni bir arairmayii ba-

bal

lona (Daea'M^lem Mcm. I^mek^m) Aliyyu"l-Kârî. cl-Esrâm'l-McrtTa.

Fcvâid. (76): cvkânî. el-Fevâid.

K»;§rui-HaiaMi..

s. .s.

225 (240):

Tîhî. cMluIâsa,

129: Schâvî. el-Makâsd,

s.

s.

S2; Kermî, el-

248: AcIÛnf.


Sünnetin Kyr'an- Kerim Ifgmda Anlatlmas

dc sorumluluk ><)kLu

)ki.vinc

Kn Uygun

Doru Görü,

Sünnetlerden ihtilafl

hüküm v^karmmdM

vc arihlcrin anlaylar

llakihlerin

u Syctinc bakn: vç

^lan

"Ç'""^*'kl ve t^arJaks/ (ü-

yaratan O'dur.

Mekke'de inen bu

(/.ckât

ve sadakasm)

(ilîirak

vc detayl «tarak ycryü/tindc Micn

olduunu

vcrin..."'^'^

Bu

meyve

âyet-i kertnie.

isthmz

ve bunun \erilniesini etirclmiiîiir.

iHter biri

her

eyde

'-^M

hetli

âyette "gene! olarak'

emrolunan hak. daha sonra Kuran ve sünnelin "/ekâl" lulsil

des-

buK^clcri. ürünleri çeit çeil hurmalar, ekinleri, birbirine benzer

Nn/OT^ lî^0»k /^eytin

hak

Inda Olandr

doru ^$r3^îlr.

Örnein. Yüce Allah'n

¥^

Kur'an'n

olduunda hunlarm cn uygun vc en duru olum. Kur'an';

tekledii

/üm)

ûyctinc Icrs dümekledir.

'

bal

almda

ettii haktr.

Bmunta hcnrfcr hi/. lukihlcrc^ ba/fknnn. vjckMtl A\\&Wm yerâsn (^kard hububai ve meyvelerden, normal hayal artlarmda hesin olarak yedikleri, kurululahilcn. öi^ülebilcn \e ihtiyaç /aman için saklanabilen dön smlla snrlandklarm jîiilymlitr

tarlalannt* zeri

elma

kazandran île

mango

ekeri 'vmip 0%m

Ama dier tK^vteL yörüyoru/..

bahvelcrîni.

ftafe'

yahut slamî yasamay: /.iraalçlar ü/erine

pamuk itet^r

kukm

Ua

^y

kamm ve ben-

kapsarmttfc çkardlar. Halla

Asya

duydum ki. Komünistler. hBH\ RkHi >ükünü msr, hugday ve arpa eken küçük

'/.ekra

yüklüyor

-ki

bu kimseler belki de

il, kiralayanlardr- vc Hindistan

larn sahiplerini

Burada bnu'l-Aruhî

âyeti

i«;fe/£!eri,

/iyareiimden birinde

ülkelerini

sliytHu/..

onlar; sahiplerine binler.

ise

ecvi/.i.

ara/.inin sahibi de-

çay vc kauçuk vc

hcn/.cri tarla-

bundan mual' tutuyor' diye ilham ediyorlarm!

yaad asrda Malikilcrin önde gelen mam olan Bbu Bckr (ö. .^43/1

l4S)'nin

beendiimi/,

bir

görüü

ü/erindc durmak

Ebu Bckr bnu'l-Araht, **Ahkâmu'l-Kiir'ân" adl kitabnda bu

erh etmi ve ycryü/ündeki

bitkilerden zekât verilmesi gerckip-

cl-linkan. 2/23,^ cl-lin"run.

6/4I

265


StiitetiAnlanaâaYat^

gerekmeyenler hakknda Mâlik, âfi» vc

Ahmcd olmak üzcm üç

fakihin

gÖF^«^ ^kl&£m^r. Bunlardan feir^ M kendi mezhebi olan mam Malik'in görüüdür, ^al Ebu Bekf IhftU'J-Afâbî, insaf ve ilmiodckî derinliinden dolay hepsini zayf "Ebu Hanifc'ye gelince,

böyte hakk $toi^ (s.a.v) (s.a.v)

lerde

onda

sinde

açklamtr.

bir I/IO

far?,

ise

vc öyle demitir:

o. ilgili âyeti kendisine bir

mm^c besin

eylerin he^^inde /ckâl

Nebî

görmü

için

ayna

yapm

vc

oLsun veya olmasn yenilen

kabul etmitir.

bunu

"Göün (yamurun) sulad mahsul-

orannda zekât vardtr"^

hadisinin

•umumu'

içeri-

mam hhmâ'm gi^l^e gelince, o. "Be vesk (653 kg) 'dan az olan

mahsul içh zekât yoktur'^ eklindeki Ncbî

dolay ona göre

(s.a.v)'in

zekât, ölçülebilen itKÖtsönerdedir. Fakat

hadisinden

bu gÖrÜ m^f-

meyve vc hulmMta muteber olmasdr. Zekât hakknn bunlarn dndakilcrdcn kalkmasna gelince, bu. kuvvcili bir görü deildir. Fakat zekâl; ihtiyaç dolaysyla yenilen gdalarla snrlandran âfiîlcrin görüüne gelince, o da. bir iddia vc müracaat edilecek bîr asl dimayan bir manadr. "Kyâs" adl kitapla

ur.

Çünkü

hadisin /ahirinden anlalan, nisafnn

da açklad|ll»«g üslere, mânalar ancak d6n0#^. y^sa dflnümc/.

belli

asllar varsa hükümlere

^

Yine Yüce Allah, gerek ü/üm ileTîdHtm gibi (t^. kuru) evsaf ienlerde vc gerekse ekin gibi cinsi deienlerde olsun, genel olarak besin ve meyvelerdeki nimetleri ve gdalara ilâveten, karanlkta nimetlerinden hakkyla istifade edilebilmesi için kendisiyle eyadaki nimetin

klmakladr?

'

Ehu DâMiJ. Zckâl 12 (15%): Tinizî. Zekât 14 (640); Ncsâî. Zckâl 25; Ihn MÛcc. Zekât 17 (lK17) Muvala. Zekât 3.rdc Abdullah b. Ömer Buharî. Zekfl 55:

m mmtn.

Zekâl 3 (979): Ehu Dâvud. Zokû 2 (1558. I^59HTrmi/î. Zckâl 7 (f2f>): Ncsaî, Zckâl 5. 18. 24: bn Mâce. Zckâl 6 (170.^): Mu\attu. Zckâl 1; Ahmed b. HiuibcL el-Müsncd. IIL 6. 30. 86, 92'Uc Ebu Saîd cl-

Wm^.

Zckâl 4. 31, 42,

Hudrî(r-a.)'lan.

mm


Adi^te

Sünnetin Kur'an- Kerlet.^nâs

Daha ndrûîi ve

kh "Eer. 'Ncbî

sHnra bnu'l-Arabî der

gcr^^ de

Haybcr'in sebzelerinden zekât

dilmcnitir" denilirse, buna cevap olarak deri/ rimi/.

dc huna

dayanmtr. Bu iin

olmamas, onlar

delilin

mutlaka

i^in

de

nakledilirdi' denilirse,

ald

niçin

nkle-

bizim mc/.hep âlimte*

ki.

tzc\ek yönü udur:

bir delil deildir.

Mctli-

(s.a.vritt

Bu

hususla hir

uyci. 'her olsayd

o /aman. 'Nakline nc gerek var

ki.

bu.

bunun

tçîn Kur*aîi ycicrlidir*/!" dtaiz."''"'

Nchî

(s.a.v)'den rivayci edilen "Ye^il sebzelerde

hadisine gelince, hu hadisin senedi /.uydtr.

vc

mehur

hadislerin

umumunu

lahsis

Bu

sadaka yoktur"

lür hudislcrle.

Kur'an'n

cimck öyle dursun, onunla

delil

bile getirilmez.

Kîidîim bu ki:

ftadt»t

"Bu hadisin senedi

hih' haber

TrmÎKîi riva>vi etmitin 'sahih' deildir.

D^a v«ra TirmizT der

Nebî'dcn bu konuda hiçbir 'm-

gelmemitir.

çocuunu dlH diri topraa fçömet luldm ve topraf|a gömülen kz çocuu da cehennemdedir** Hadisi

**iCz

Herhangi bir hadisin Kur'an'n

gtta fccm

bir Mtisîttman'm,

ona

âyetlerine icrs

tc'vil

Örnein, ben. Ehu Dâvud vc birçok kimsenin

çoeuunu

diri diri

dütüünü

bwlamadgmda yapmas gcmvermekshn hekl€mesi)<Xir.

iyi bir

^^ lMkkur etmesi hûkÛm

muhkem

lopraga gtimcn

rivayet cUii. "K/.

kadm ve topraa gömülen k/ echcn-

nemfledir"''''

^kliadçki hadiste hüküm vermeksizin bekledim. Hadiiü

ofcudt^ttda

gfft^

chUnin bildii

Wk atftr. Bu sahanm

Ebu DAvud'un **Sünen''m dc her rivayet ettii hadis, dedim, ^km a^kga bü hadîsin 'Sahib' oMugunu söy-

gibi.

Nahih' dcfiîdfr** leyenleri

«krsâî >^ "Bella bu

buldum.

Bunlarn

[-bu lickr bnu'l-Arahî.

itelerinde

**Sahîltu

Ahkfmu'l-Kuran. kinci

l-Câmiu 's-Saîr'*

ksm.

s.

ile

749-752 (sa d-Halcbî

bsks). Bk/. Tirni/î. /.ekîl t} (O.'S) vc .Suhîhu'l-Tirmi/î bi-erli bni'l-Arabî.

(111.

132-

133)

mm S:hîh. Kiilcvb ien.

mim ît imit^ imâm h Mm'ötf ir.&.mti, bn HibhSfi. esM^i T^fie^t Heysemî

et-Hr^B-Mr,

X. 93.

138'de

Heysem

b.

diM-kîi "Bii hadîsin rîftIon'. 'sahih' kin.sdcrdir;* (Bkz. Fcyz.

VI. 371)

267


Sünneti AnlamadaYÖntem

"Sffhîhu Ebi Dâv»d"fX^ bu hadi«n 'sahih*

olduunu söyleyen BlhSnî dc

var.

Yine buna-hcn/cr öyle

"K/.

hir hndis vardr:

diri diri

topraa gö-

u

men kadn vc topraa gömülen k/ cehennemdedir. istisnayla ki, gdmcn slâm'f^ yO^in 4c Mü^lUm olîiuo."^'^ Yani gömen kadnn (xhenncmdcn kutulma frsal var. fakat gömülen çocuu cehennemden kurtulmaya hiç frsat yok! Burada, daha önce dc geçtii ii/crc sahabilcrin. Nchî

Müslüman, khçiaryla karlatklarnda,

(iidüsiî

dC

öldürülen ^e ce-

'^

buyru^au duyduklannda Mirduklan gbi ben dc dum. Nitekim sahabiler. 'Öl^Ûenfn durumu MY. fy^at öMrâlesn l^nnemdcdir"'

"ki

(s.a.v)'in.

cehennemdedir?' diye sordular. Peygamber

(s.a.v)

de.

sotv niye^

Çünkü o

da.

arkadan öldürmeye hrslyd da ondan" buyurdu. Böylece Peygamber (s.a,v). onlara, arkadan öldüren kimscftin çehcnneni hak. etme yönünün. "Arkadan öldürme niyetiyle çkmas" ekFindc tefsir etli. Burada hen de diyorum ki

k/n

gömülen

durumu

Hadi

k/

nedir? Hâlbuki

hüknelmck. Yüce Allah*m.

M ti0«$ 0mBlilü&

ki:

gömen kadn celcnncmdc.

pe-

onun da cehennemde olduuna

"Kx çoc^tHfli

hangi suçlan dç^iâp

kendisine sorulduu zaman../'

^w

eklinddci

âyetine tcFS lÖ&meli^^îr.

Hadisi hangi yönde anladklarn ve

^Irmcfe

için erlilere

gideren hiçbircy

konuda iddetli susuzluumu

b^m da, senin Im^n4a cehennemdedia:" Hadisi

benzeri bir hadis de. Müslim'in Encs h. Mâtik

yet ettii vc

"

fakat bu

Nchî

(s.a.v)'e

babasnn nerede olduunu

Elbârfnin. "SahîhuU-Câniu's-Saîr"i\c gc(;iii

Müsned. Buhûrî.

l)em' 2K;

lil.

tf^)*^

soran bir

llVa^

adama

Ahrtcd b. Ahncd. el478: Ncsâî. cs-vSünenü*l-Kübr3. VI. 507'de bu hadisi Seleme b. Yc/M

mun

Ahmcd

l.

ii/orc;

Fien 10: Müslim, Filen 14 (288X): NcsST. TfOnmu'dHanhcl.el-Müsncd, V.4rdcEHiBckn:<r.a.yt^

22. Diyal 2.

''"sl-Tckvîr. Si/8-9

268

edenlerin ne dediklerim

bulamadm.

^Dorusu benim Bunun

bavurdum*

erh


Sünnetin Kur'an- Ketim ^|HiâkjNl^tlnas

cevap olarak verdii "DoruNU benim babam da, senin baban da cehennemdedir"'*'*' hadisidir.

Kendi kendime. "Fetret ehlinden olduu vc "sahih" olan görüe göre

kurilmu

de

günah

olu

olduklar halde/^'^ AbdulmuUaiib'in

Abdullah'n

cehennemde ulsun?"

nedir ki

**Renim babam** siV/ündcn makî^adm,

lndan sonra Ncbî

Ahdutmuttalib'în vefa-

sorumluluunu üzerine ahp O'na bakan ve kollayan amcas Ebu Tâlih olmas ihtimali, gerek lügalla ve gerekse Kur'un'da

Yüce ki.

amcasnn

Allah.

Ya'kub

'Biz tek

shâk'n

{s.a.v)*in

l^aba olarak ilade cdiincsi

(a«S,)"n

oullarnn

ulm» senin

ilah

diliyle

lalnma gedi. örnein. buyurduu gibi. "Dediler

lla^^ baMarm brâkm^

mâU

ilahna kulluk edecei/. Biz O'na teslim olanlanz"^*** H/. s-

Yâ'kuh

mail

(îi.s)*ifl

^am^^* olnrasna ramen.

Kur' an onu "ba-

ba* olarak ifade etmektedir.

Hayatnn

annda

kclimc-i tevhidi söylemeyi rcddclmesindcn

^

cehennem chUnden olmasnda atal^ Mt y^Nitekim onun. cehennem ehlinin cn az ^sa|i gereni oUügmu haber

sEmr«k tur.

son

Ebu

TâJib'in

veren bir grup 'sahih' hadis nakledilmitir.'''^ Fakai bir yandan bunun akla taraftan ise "soruyu soran

ilk

gelen

düünceye

adamn babasnm

aykrl

knda herhangi

''^

ben. sadra ifa veren bir

ey

dier

ne günah olduu" sorusu

^fijUi hu ihtimali /ayflail. Çünkü /ahkindcn anlald babas da. slâm'dan unce öfn#^l^. Bu sebeple

ve

Ü'zerc

adamn

buluncaya kadar hadis hak-

bir hüküm vermeksizin beklemeye karar verdim.

Müslim. îman 347 (203) [-cua ehli: ki peygamber arasnda risaieiin >cni hak dine davetin kcsinliyo ura/aman dilimidir. Hz. Peygamher'in annc-babasnn durumu" ve "lelre ehli" ile

d â^n^ ilfili

HoE M.

Al^ **Pcygamber'in anne-bahasnn ahirettcki durumlar

^

tac feSrâ^rtesarm^, P^ten Der^isf. 6. Eylül 2005, lim Muhiasun. Pulen Vaymlan. stanbul 2tX», 1.212^19 '''"el-Bakara. 2/13.3

Müslim.

man

Satd el-Hudrî

357-

m

(2()9)'dc;

Ahbâs (r.aj'tau Müslim,

s.

"^44;

man

üze-

^m^A

36(J (2IU)*dc

Ebu

(r.a.)'tan.

26d


Sünneti

Alan«^1MW

Ama ce, o.

bu

»uîcamz

eyh Muhimmed eJ-Caz^Mî' ye U). Ûna

hîKisî açtkça rcdüctmiiir.

âyetlerine ters

giirc

hu

1

hadis,

4

1

7; 1

996) gelin-

Yüce Allah'n

u

dümektedir:

"Bit bir peygamber gSndemeiikçe hiç kimseye azab etmeyiz,"^^

"Eer

onlart

Muhammed'den önce

etseydik, 'Rabhimizî Bize

olmadan önce Senin

re/ii

"E^ Ki^p

ehli!

peygamber

âyetlerine

bir

mM

gönderseycfift

uysaydk'

de

^

9ma>e^

bflyle alçak

ve

dcrlerdi."^^^

Peygamberlerin aras kesildiinde, 'Bize

bir

müj-

m UtV^mt ^raedi' iteâniz diye te^^ a^k^ii&latâcak peygambenmz^t^M'^ ^tesiz O, si/e Mr müjdeci ve bir uyarc olarak gclmilir."*^^

Araplara da peygamber göndcrilnncmi onlara, bir

Muhummcd'den önce de

uyarc gelmemitir. Nitekim bunu Allah'n kitabmdaki

bir

takm âyetler açklamaktadr: "Bahalar tyanimam, bu yü/dcn

kalm bir toplumu uyarman otan

mühH uyarman

doru

için

i(;in

de

kendileri

gaflet içerisinde

(seni gönderdik)."

saia Rabbirtden gelen bir

^^kfir. Beki artk

yolu bulurlar."*^

"Senden önce de onlara bir uyarc (peygamber) göndermemitik."''-'

Hx msxm\

Fakat ben. henüz bizim îçîn kapal

bu

.tür

'sahih'

hadisleri mutlak olarak

öltfMIir endiaesî|^C

reddetmeden bunlar hakknda

herhangi hir hüküm vermeksizin beklemeyi tercih ediyorum.

u tevafuka bakn arîMcainden her

ki,

biri birer

Ncvevî

tîiha.2D/l34

"-^

cs-Secdc.32/3

Scbe\ 34/44

676/J277)'den

baka

allâme ülan Übbî (ö. 827/1 424)

892/l486)'nin de dediklerine

cl-srâ'. 17/1."i

(ö.

bOsmak makp oMu

ile

Müslim'in

Senûsî

m m\mn bu

(ö.

hadisin


Sünnetin Kur'an- Kerim

muhala/a

/.ahirini

elliklerini

mam

gördüm.

Inda

Anla^dmasi

Ncvcvî'yc gelince o, hadis

i\mnm p ut^klamay yapmtn "Ncbî (s^.v), hunu, gjtz& ablâkm gecg! olarak, adam csclli için. musibclini paylamak için j%t<mitir. Yine' hu hadisle.

yaknl

''Kâllr olarak ölen kii.

lah ise

"Nevcvî'nin

ki:

öyle dcmiiir: '^Ölülere

verme/" anlam du vardr.'^^

bir Tayda

Ubhî der

Bk höyk

sövmckte

bir

u

genellemesine bak! Hâlbuki Süheylî

ey

dirilere atiyci

"Mkb'i vc Peygamhcrîni

ameyinm**^^^ indiiiîrfk*fR

gcüp.

bunu sdiyu soran adama

ise

C)

buyurm^f. Yüce

Âllnh,

dünyada da

hazrlar"^'"**

tescili

to.V),

âhirette

buyurmutur. Nebî

Adam

olarak söylemitir.

halde senin. baban nerede?' deyince ona bunu söylemitir.

Neiftjvî der ki:

"Bu

bu. dâvct

ukmadar

ki:

vardr.

Yalnz

dâveli

uianutr."^^

"Nevevfnin bu sözümteki çel^kîyi düün! Çünkü

dâv^ ulamlar

kendilerine

manas

önce a/ab Ctme cümlesinden deildir. Çünkü onla-

brahim ve dier peygamberlerin Übhî de der

oldap

döneminde, Araplarda

hadiste, 'fcirci

timre putfera Ittparak 0lenn cohennemche olduu-

ra.

Çünkü

scSyleycmcyiz.

de îânel eder ve onlarj alçallc bir a/ab (s.a.v)

Ona yaknlarnn

cehennemdedir.

/aicn Ictrc

mel: .suretiyle kavrayabilsin.

gamber gönderilmemi ve

Oysa

(M deildir.

fetret ehli;

ikincisine ise

Bunu

iyice dinle-

kendilerine birinci pey-

yelicmeyen. böylesi

iki

pey-

gamberin /umanlar arasmda olan ümmetlerdir. Kendilerine sa (a.s)'n gönderilmedii ve Nehî gorc

her

letrci,

iki

Fakat lakihler

Nebî

(s.a.v)

Ncbî

(s.a.v)

yelicmeyen Araplar

gibi.

Bu yomma

peygamberin arafun kapsamaktadr. fetret

hakknda konutuklarnda, bununla.

Isa (a.s) ile

arasm kasielmeklediicr. Buhfn, Sciman'dan; sa arasndaki dönemin uli yüz yl olduunu

Nc\c\î. cl-Minhâc

cyh'Halil

(s.a.v)*ç

Mc mûn

crtu

Suhit-i Mü.siim.

111.

(a.s) ile

/ikrelmekledir.'^^'*

74 (l):m'l-Mü"rit"c bask.s. lahk.

iyhii. Bcyrui)

TirmM. mrr B (1^^ MihfeSn. ^SaHtt^ VH. fcl^^h. u'be (r.a.)-tan. Hâkim el-Müsiedrek.JII..irrdc Abdullah b. Abhlfe^fr^J'tan. ''-^

cI-Ah/âb. 57

Novc\î. L'l-Minhfc

eyh

orh SMIU

MüjiUm.

III,

74 (Daru'l-Ma'riç hysks, lahk.

Ihll Mc'rnn iyhâ, Hcyrul)

Uuhâ. Mcnakhul

-tnsar^.l

271


r

Kal*l nasslar, hüccet

kam

oluncaya kadar a/ab etmenin olmayaca-

na delâlet edince, onlara a/ahted^mcysecgini dc örenmi oluyoruz. Eer: 'Bu

iadis vc

"Amr

b.

Luhayy'*'" cehennemde bagirsaklann

sürüklerken gördüm"''^" hadîsinde

u/ab görecei îg Akîl

ilgili

gibi fetret ehli

ba/

kimselerin

'sahih' hadisler gelmitir' dersen.. derim ki:

Rbi Tâlih buna

b.

olduu

ü(,-

ekilde cevap vcrmilir:

i.

Bunlar, âhâd haberlerdir vc kati nasslan nak/cdcmc/.lcr.

1.

Azablandrmanm

ontarta

snrlandn! nms. 0unun

scât^int

en

Bu hadislerde zikredilen a/abi andrman m. Icirci ehlinden dinini, gidiaim deitiren kimselere snrlandn Imastdr. Bu da, onlarn sapk3.

lktan dolay''*' bu deiiklikle mâzur otay^aklanndisn dolaydr/'^*^

HiUfeMr KarWI& Çelitii tfMiiiBi Hakknda Burada

^ner^

Bir Deerlendirme

^sahih' bir esidi

l^f^ffi^k çcfitî^fil

Nitekim Mrtczilc,

dlmaks/m,

bir hadisin,

ilgili.

Mdia ^Kikten f^ktnmsmm'. ^^ractedîr.

âhireltc Rcsûl

vc dier peygamber kardeleri, melek-

Yüce Allah'n

fazl, rahmeli ve efaat;;ilcrin efaatiyle onlara ik-

ramda bulunaca vc böylece onlarn, ya '1

I

Amr

^

ileriye

vc sâlih müminlerin, günahkâr icvhid ehli hakkndaki claalleriylc

ler

'

daha da

Luhayy.

brahim

am dün

asla

cehenneme girmeyecekleri

Hubcl pulunu Mekke'ye yelirerek Araplar arasnda

H/..

kalma Hanillik dinini deitirerek insLmiar ürasnün pulculuu yaym vc onlara la/imc lc\ik cimi hir kimsedir Bundan sonra klk. U/. brahim (a.s.)'n tebli ettii Hanîl dinini brakarak putperestlii ve \;ok tannel (politci/m) (u,s)'dan

hcnimstiiTÛtir.

Âm kuber4« somu

fiâ\^ Vj^^ Sü^ Yieâfe, Umt mhims^ p&k çok pul dikip Araplar bunlara tapmaya çarmtr. Hz. Peygamber, bu yaptklarndan dolay Amr' b£^r$aklanm cehennem ateinde sürUrlû^n gUYü^nU .sîtykiniIs&f;

tir. ^^'^

BhârL

Müslim, Cennet .'îl (2K5ft)Me Ebu Hüreyre (na.)^lan muttefekun aleyhtir Bkz, eI-Lü'lüü,veM-Merean- (1816), Hadisin devamnda a^iJeveleriiH lfc onaya koyanEftr^ iM& dîn Uîrî topm^ |^t»^1 bomm eyter, alalh iy\m ht^km Hi^ttin vc bütün din mensuplarnca bilinen hususlardr îilenakb

9:

u

m^m

kmn

w

Bkz- erhu'l'Übbî ve's-Senûsî ala Müslim, L 363-373

m


Sünnetin Kur'an- Kerim

vcyii

cehenneme

Inda Anlalmas

müdücl (orada kaldkia) sonra oradan

girip bir

i;\ka-

caklan ve varacaklan yerin &îtinct hadislcri*^'^

rcddeimc cesaretini

olao^ hakkndaki yay^n \sahih* göstemKiklc iM^^ küçrmlanlr.

Oysa bu durum, rahmet yan.

aüalci

yanndm

daha yüksek ohn Yü-

ce Allah'u kullarna olan bir cömertliidir. Bundan dolay da Yüce Allah, iyiliin on mislinden yedi yü/ ile daha fa/lasna çkarm

karln ve köülüün karln

ya ancak

ise

yapm ya da alicim ili r/'^^

bir misli

mm/i^ Csmâ nmmtiu Vkmmm orucunu, teravih narrroiT* ve saUakafen, hac UWcyl Suhhanallah imm^ l tm^ fltoiMfe immx Mmm mkt^ C«^)* el-HamdUiniah flahmid) vc benzeri ûm ile zÜdrierl MOsIuttantann bana gelen bir kötülük vc3^ hastahfT. gaa ö^ffiîtttt }mm Bîr t>\m ma

yum 411^*1

Yine

vakit

m

Mm m

klmtr. te

vctcû eyleri hep («imfcrere Wrer kefamt biriyle Allah,

kulunun günahlann öner.

Ailesinden olsun veya

olmasn rnüninlcrin Allah r/as

duay, vclutndan sonra kabirdeki o kiiye

dMmdu

Bu

bunlarn her

AHah*^.

için

yapl

l'aydal klmlr.*^"*'

hayrl kullanna ikramda bulunup

onlann daTcvhtd kelimesi ü/erinc ölenlerden diIcdtklcHneeM «^meleri azak lîh^ ihtimal deildir. Bit hakknda birçok hadisin nakledildii feîr

konudur:

"Cehennemden cennete

bir

topluluk.

girer. Bunlar, 'cehennemlikler'

Mr

'

Muhammed'in

Bhlrî. iiin

diye adlandrdrlar,

topluluk

çkar

onlar seârir"'* gibidir-

L

15.

hn lihfrî. man M: Ncsâî. man H)\k lîbu Saîd îl: Miisit. man 207 l.^l): Ahmed b. Hant)d. (

^

man

302

cl-Hdrî (r.a,)"lun. Huiâî. Rjkâk cl-Müsncd. l..^l()'dc Abdullah b-

(r.a.)"an

Tîni/Î. Cenâiz Cciiiliz

ki

Telsim Surc-i Nisu K, Rlkdk Tevl^ Mtislimv llihbrm. cs-Sahîh. aS2V<Je Ebu Saîd cl-Hudrî (-.a.)'iim.

(183):

Abbâs

çkar vc

efaatiyle

.^8

(U)24)'dc bu hadisi Lhelî

iic

M-mam] Yûems hu hadisi Ebu Küvyre

Ahmal (r.a.)'ian.

b.

Hbu Hürcyre dcn: Ebu fJâvud.

p^si,')

Ilanhei. cl-Müsncd. IV,

îte

Ela

Udc

Sl'de

lmân

(r.ü.)'tan.

h.

Hus^n

îk/. Elbânî. Sahîhu'l-Câmii's-Sagîr, (8055) Asp:raj:us) gibi birhiikidir,

Hclc>o (Kkonma?.

Bhûl

Rikak 51: Müslim. îman .^16-320 (lyil'do Câbir (r.a.)'Uu mullclckun alcyhic Hk/. Ulbânî. Saiîhu'l-Câmiu's-Saîr. (8058)

273


)

Sünneti Anlamada Yöntem

"Ümmetimden daha çok insan

hir

adamn

efaatiyle cennete

Temim Oullarndan

girer.

"chid. cv halkndan ycimi kiiye claal

"Kyamet gününde efaatime en lâyk ekilde 'Allah'tan

baka hiçbir ilah

"Her peygamberin nü efaat etmek ü/ere

bir

olan: kalbinden

samimi

yoktur' diyen kimsedir. ise

ümmetime kyamet gü-

geciktirmek isliyorum inallah."

im p^^mberin bir duas

"Her peygamber Ihc. istek istemitir

vardr- ve onuhlâ dua edip duas kabul edilmitir. Ben i&c duam

gönü

kyamet

îhtmctime efaat olarak braktm."*"''

için

Buhar biler,

bir

"'"^'^

duas vardr. Ben

duam

cdcr."*^"

ile

Müslim'deki Ebu Saîd el-Hdrî hadisine gelince... "Ne-

melekler ve müminler efaat eder. Bundan sonra Cebbar olan Al-

m

Mh, 'Geriye benim efaatim kald' der vc cçhcmemdcn bir avuç alr

ymtm olan ba/. topluluklar çkarr. Sonra onlar cennetin 'hayat suyu" denilen hir rmaa hrak lrlar."*^

b5y1ccc orada

Mcrindefci

"Her Ncbî

(s.a.v)'in

olmu

kabul

bir

duas vardr. Ve her Nchî dua-

yapmtr. Ben ise dmmu kyamet glinü ümmetime efaat etmek îl/cre geciVinlim. Vc o efaat inallah ümmetimden Allah'a hiçbü* eyi

mm

ifle

i^^madan ilenlere ufa^^ktr."'^^

Tirni/Î. SJiuri-KyanK-i

'

Abdullah

h.

'

Buhâff.

{24^: Hâkim. ol-Musk'dmk.

hm

^^.

KIkak

SVde Ebu HOreyre

CSmiu's-Saîr. {%7) Bh-irî. Ocvâ I. Tcvhid .M: Müslim. Imun

mttlctckn Biihfrî.

aleyhlir.

alcyhiir. Bk/.. cl-Lü"liiû

Dcavat

mau

(2522)*d{! Ehird-l^enlâ* (r.a.)^tan.

'

'

I.

142.

III.

46rde

Bhi-l-Cod'iV (r.a.)"um. Bk/.. ElhÛnî. Sahîhu'l-Câmiu's-Saîr. (8069)

Ebu Dâvud. Cihad 2K

-

12

l Müslim. man

(r.a.riun.

.1.^8

vc'I-Mercûn.

(

EM. ^t^'l-

Bk/. Elbânt Sahthu'l-

(198)'dc

Ebu Hürcyrc

(r.a.)'tan

121

341 (200)"de Encs

b.

Mâlik

(r.a.)'ian

mutlelckun

Bkz. cl-Lü'mü vc'I-Mcrcân. (122)

MM:

hMm.

W4

îmm tl Tefte um^f S. 5t: Imm el-UiMtMi ve'l(r.aî*tffli mucrekun alc^ir. Bkz. dc Ebu Saîd e-Hudî (I84) Mercân.(ll5) Müslim. man 3.^8 (199); Tirmi/Î. Dcavai 131 (3f()2): bn Mâcc. Zühd .37 (43()7)'dc Ebu Murcyrc (r.a.)'ian. Bk/.. Elbânî. Sahîhu'l-Câniu's-Saîr. (.S17fi)

'

274


MffBefin Kur'an- Kerim

te

Mulc/lle; vuia'i

vaad'c/*^'' idaictl

ltfiH^Vi^raki nakle üstün tut-

tular} çin. sUhutlannm tcuy^li vc delâletlerinin

bu hadislerden

yö3î

Onlarn hu

açk olmasna mfmcn

çöVÎfmicrdk. reddetmedeki üpheleri

hadisleri

ise

bu hadislerin, elaal

edenlerin efaatini yasaklayan Kur'an' la gelimeleridir.

Oysa Kur'an' okuyan

bir kimse, ondâ. sada:c

ve dîgcf din mensubu sapklarn

Arap olan müriklerin

nanm

olduu

AÜab'lifc

be^ab^ ts^öitet

"

irk craaLi"nin

ncrycUiImi olduunu huur. Mürikler. Allah'tan

ilahlan-

ntn Aliih katmda kendilerine efaat cdeGdcferinî ve kendilerinden

savacakiann iddia elmil^ir. NlmJâtt

¥te Alteî bumtrir

az^

<^F$

öyle buyurmakladr: "Onlar Allah' brakarak, kendilerine fayda ve ra taparlar.

/.arar

vermeyen

pulla-

Vc Banlar, Allah katmda bizim efaatçilenmizdir'

der-

ler."'^''

Kkiit Kur'an. ilahlaruun onlara hiçbir fayda vermeyeceini bildirerek iddia edilen bu cfaali iplal elmiiir.

Yüce Allah öyle buyurmakla-

dr:

Toksa

m\mMM^m bakasmt efaatçiler mi edindiler? Dc

kî:

eye güç yelircmc/lcr vc akl crdircmczlcrsc dc mi (efaatçi edineceksini/)? Dc ki: Bütün efaat AUahUndr. Göklerin vc yerin

Ofrtitr hi(;bir

hükümranl O nundur. "Onte. kendilerine tan

baka lahlar

lerini

m

mra O na döndürüleceksiniz."®" bir itibar

edindiler.

tanmayacaklar ve onlara

MüiLVlc'yL' girc

vc kuvvet

(vesilesi) olsun d!yc>i/Alr'^

Hayr, hayr! (Taptklan), onlann

hasm olacaklar."

ibadet-

'^^'

dünyada anollcri trii/cl nlanlarn ahirellc miikâtallandnlnasdr, Vaid ise dünyada ancllcri kiHü olanlarm ahicUc cc/alandrlmas demektir. H. unlarn ad;»it'i prensiplerine dayanmakladr. Çünkü iy ameller yapanlarn Iffkâlallandnlmamas. Allah'n adaleliyle gibi kötülük yapanlarn

^

\:uk1:

badamad

da$)^^M^lt^

ilahi adaletle badama/. Bu sebeple mule/ilc. günah ledikten son ra K^^hi elmeyettin,lw^lanmas ve peygambcrljri efaati söz konusu otamaz.

'

'

'

Yunts. 10/18 ez-Zümer. .^9/4.^-44

Meryem. 19/ S 1-82

275


Sttoneti /iftamatfa Yöntem

Em*

müriklerin

iUMn

$^i^mjn plmadnt, hem de olunacak craatçilerinin bulunm^dmi sO^H^t

Kur an bu degcm/ itaat

Nitekim ¥Öcc Allah öyle buyurmaktadr: "iklimlerin ne bir dostu, nc de itaat edilen bir efaatçileri vardr.* P

1

Bilindii gibi.

»seder. Çünkü Yaln/

Klta 9 ikten ziKtm. müriklerden i^ zâlimle diye

iffc.

bOyük

Kur'an, çlaalin

bîr TâHttridür.*^"

varln

artla ortaya koymutur:

iki

L ^Minin eteitin, AH^'m zniuten bonm olm^^. ÇüdcÛ kim feltm yetkisine ^ip deildiM dmm, Atfete h^l^t Urw^ dir.

Nitekim Yüce Allah, Âyetc'I-Kürsi de *'0'nun izni atmadan, O'nun

katnda efaat edecek de kimdir?"^^^ buyurmaktadr. 2. eTaalin, tevbid ehline

hakknda.

olduu kimseden bakasna efkat huyumttit^r. Kyamet gÖn^O yafanl^nlar hakkmda

''Onfar,

edemczler"'^'^*'

obnas. Nitekim Yite Altah'jn melcUa'

Allah'n honut

"Artk kyamet güniinii yalanlayan

ise,

kimselere^ efaatçilerin efa-

fayda vermez"''^ buyurmakladr.

atleri

Bu ^tl^n

EiKMHimit ofiiiM^ilcrin

varhnt

^ss

olardan tsakalar-

na dâ efaatçilerin ^faatinin fayda veret^gin ifade eden Ki bunl^ da

man

üzere ölen kimselerdir.

O

halde iddia edildii gibi, Kur'an, "efaati" mutlak olarak reddct-

mem^,

akninc mürikkîrin ve

j^ktan

iddia ettii, çeitli din

K zorba yöneticilerin )^l| ^l

lannm birçok fesatlanna scöcp olan efaatin 0nl^,

^n^da

claatçilcrinin

zalim hakümdariar

araclarnn

ve

hükmederek helak

ile

mcnsup-

olmadn

kendilerinden

ces^

söylemitir.

kâ^m^lmu

edici günahlar ilemekledirler.

Üzüntüyie belirtmek çenekteki, asnmu^dada, Mute^lc'nin yolunda

ba/ Müslümanlann, efaatin dünyada insanlarn KKrtfgirlic sebep olduunu icidia ederek

yürilyen

ahMM

a

*^ Gâfr/Mümin. 40/18 •^^Bkz.

eH^aa. 27/165;

cl-Bakara. 2f2!y5

^

bildii aracl-

cl-Enbivâ\ 21/28 iil-Müddcstr. 74/48

276

-.^

Âl-i tmrân, 3/15!:

Lükn#,3I/l?

fsfaati kabul


Sünnetin Ku'a.H Kerim

cimcdikUli ve konuyla

m^k

ilgili

hadîslerin Kur*an'la

Ilnda Anlalmas

^^rg

kidiasyla

'Kahih' hâdi^Ieri kth^Smscdîkletim görmekteyiz.

Açk

delillerle ve güvenilir iladclcrle

tapçkla reddiye yazdm.

bu düüneedc olanlara bir

ki-

Bu kitapça. "e-efâatu fi'lrÂhireü beyuen-

Nakli ve^MkU" adm verdim.


2» Bir

Konuda Gelen Bütün

Sünnclin

"sahih' bir

<;cylcrdcn

birisi

muka|ycil*2

ekilde anh:?labimcsi

tlc;

için

yaplmas

gereltcn

mülcahihi muhkeme ar/cimck. mutiak

hamlctm^

açklamak y&ntcmiylc

Toplanmas

Hadislerin

bir

^eajel

(^m)

ötem

özel tjlarUa

konudaki büiün *sabih* hadislerin top-

lanmasür. Böylelikle hadislerde kas edilen mâna. (daha

iyi)

anlalm

olur vc hadisler dc hirhirleriyle (^cli^mcmi olurlar.

ünn^iî^ lini iarsit

KiB-'aftM Kcrim'i icfsir

BötolKlrt^

bir gtirç^^tir.

icfsh-,

ve beyan cuii, yani onun

umumuTRj ^Avm

%j^^#r^. ^h^^tin kehd

mücme-

^ n^îakn takyid ctiii içinde dc var

ümaKindan

dolay, hadislerin bir arada bulundurulmas en uygun olandr.

A. Ilbiscnin

Örnek

Uzatlmas le

olarak, elbiseyi

tehdit içeren hadisleri ele

lgili

uzatma ve konuyM ÖglB

lopklannn yukarsnda

iddelli

kar çklarnda dayandklar

ar

gdkcn

(uhrcvi)

alalm. Bunlar; birçok heyecanl gencin, elbi-

selerini

o kadar

Hadis

olacak ekilde hadislerdir.

giuilcr ki. neredeyse elbiseyi

ksaUnayan kimselere Bu gençler bu konuda

ksa giymeyi slâm'n lemel

kim^ elbisesini kcndiîcrinB ^püt |jbi kUmayan bir âlim veya bîr dâvot^ grdilklcrinde. b^^en Içl^mdm ve tm/en dc açk bir et^l^ Cî fermey dinî alâmetlerinden ve büyük lar/larndan

hassasiyetinin

278

a/.Uyla suçluyorlard.

biri

sayvercccklerdi.


KrKonudâ Gelen Bütün h'.^cr

hu

gcnt^-Icr.

Hadislerin

normal hayal ilerinde mükcilcllcrin ü/crimlcki s-

lam'n maksaila mu kapsaml kir hiik îM^sjyla bu hkkîkc Ig

nuiusl

Toplanmas

hiifcüite mfiracîiai edip ontar birbirleriyle

UgiJi

biUün

karlatrsalard. hu

konudaki hadislerden nc kastedildiini mulliika anlayncaklar. anlkla-

rm

ölçüyü de kaçrmayacaklar ve dolaysyla da Allah'n

halîfteteeefc-fer.

kendilerine genilik verdii hir hususta insanlara

sknt vermemi

ola-

eaklad.

Bbu Zerr

Mtbiltm'in.

hkn:

had.SG

1

.

M4

Verdiini ancak

Ve

yoluyla Mebî (.a.v)"dcn ri¥ö^^tî|i

^^»dr kL

ha^ja

kakmak

k^^mts gününde

için verip

u

onlarla

ba kakan kii.

yemînc malma revaç saglamava çaldan kii/'"

2. Yîilan ?.

"ft;

(r.a.)

elbisesini uzatan kii.""^**

Yine Müslim'in. Ebu Zcrr

{r.a.)'um

mttltîfi

l^ka

bir rivayet ise

(smO în^n vardr ki. Allah feyaM görtön^ imlaria fvuma>»k. mkmü bkmayacak. nlan armdrnayacaklr. Onlar için tîyledir:

"Üv

ac

bira/ah

verici

Hadisin ra\

\

isi

ardr' buvurdu.

der

ki:

Peygamber

(s.u.v) *

Khu

'M\m\

/err.

batsn! steklerine kavuamasmlar!

(S.ii.-Vj'Onrar kimlerdir 1.

bu sö^ü üç dela

''

diye sordu.

Peyanher

lekrarladi-

F-y

{s...\

Allah'n

).

Hlhisçsini p/aian.

2.

Sk

?.

Yalan yeminle malna revaç s^lunaya

stk

haa

kakan ve i^-aJjan kiiji" buyunlu."^'"'

Burada H^zmmakh " Kastedilen ey Sedir?

O ki^^i.

hakle hurada elhisesini uzatan kimseden maksat

kibir

olduu

ii/.ere

ladisiM

on

\o

kendini

beenme olmaks/n.

kendi

Aeaha o

toplumunda

âdet olarak da olsa, elbisesini uzatan herkes midir?

A;pç: iK-iiiKc cçefi "el-MnciTk''. nnl

rniica çkîifmuya

çaliifli

ve

piiyclcndircn kii dcmi'klir.

Müslim. 'Müslim. '

kasi

nedir'.'

IU.III

171 (1061

man

I7|

(

U)f>)

279


Sünneti Anlamada Yöntem

^Mmn alana u-

Belki Buhârî^nin ''es-Sahm*^mtki "EtbiseOm

mmm ^^mmemdetür"^*"

eklinde gelen Ebu Hürcyre hadisi de bu

hadîsi destcklemekfödir.

Bu

hadis.

Ncsâî de

ise

u lal/la nakledilmitir:

"Elbisenin lopukla-

rndan alu cchennenKcdir."'*' Hadisin

puundan ile

rtmm udur

"Uzon

Mhit^fn

elbise

ayann

db^sesi,

to-

aada ise cehennemdedir Yaptna bir ceza olarak "elbise"

onu giyenin "bedeni" kinaye edilmitir."*^

gden tüm hadisim ^kujfan bir kii^ jaeseienm; Ncvevî. bn Hacer ve dier birçok kimscnm tenih ettii ekilde aldt|uFakat bu k£»uda

nu anlan ^Bumatti 'genellane^/D kiide var hamicdilmitir. Kibirlilik

hakknda

ise,

o\m

iiLilakla

kaydna

'kiTMinc^

uhrevi lehdil gelen bir

haldir.

Burada Iduhâî'nin)

'*fs-^alrfA *'indc

bu hadislerle

ilgili

okuyalm: Buhât, "Kibir olmaks/jn elbiscâilnI ktmc babamda Abdullah b. Ömer (r,a.)'un hadisî leri

^Ifttkleycn

u

"Nebî

(s.a.v),

*Kim

elbisesini kibirle sürürse. Allah

bakma/' buyurdu. Ebu Bekr

min

iki

eteinden

sus^ ne

biri

ttersini/?)*

(r.a.).

diye «rdu.

t)nu

etmitir:

rivstycl

kyamet günü ona

"Ey Allah'm Resûlü

yere sarkyor, ancak

nakledilen-

(s.a.v)!

Elbise-

kaldnyorup. (Bu hu-

Bunun ü/erinc Nebî

'Sen iim

(s.a.v>.

kibir olsu^k yapanlardan deilsin' buyurdu."^'''^

Yine Buhârî. ayn bahiste Hhu Bekrc milir: "Bi/. Nehrin yanndayken

(r.a.)"tan

güne ululmas

u hadisi oldu.

rivayet el-

Bunun

Nebî. acele bir ekilde kalkp elbisesini yerde sürüyerek

ta

ü/.erinc

mescide

kadar geldi...'"

Yine (r.a.)'lan

BuhJlrî; "Elbisesini kibirle sOrtiycn

rivayet etliine gure

RcsûiüUah

babrnda

(s.a.v)

îfeft

ter,

ma csiclc nine l-ka'beyni lehuvc 103. "Bahu ma lahtc'l-lâ'beyni mino*I-7lr" Fcha-i-Bârî. X. ZS7 (Dân'l-Rkr basks,

olarak). '

*

bn

Hacor. Fcthu'l-Bâî. X.

Buhârî. Libas 2

2B0

257

Ebu Hürcyn;

öyle buyurmakladr:

Buhâri. Libas 4. •"Bahu

Neüât

ise

iVn-Nâr"

çkO^d^

ftHi*fe»^î


'

Bir

"Allah kibirle elbisesini

yie

imM

nna kadar

(r.a.)'tan

kyurdu

veya Ebu'l-Kasm bir

Hadislerin Toplannras

sürükl^ene balcmaz.

Buhâî, Ebu Hürcyrc

beenmi

Konuda Gelen Bütün

u kdiüi rivayet etmitir: "Nebî "(öncdti ötnmctlerdc) kendini

ki:

adam, gü/cl elbisesini giymi vc

sarklm olduu

onu birden yerin dibine

bamn

saçlann omu/la-

çalml yürüdüü srada Allah da kyanct gününe kadar yerin

halde çahmlt

gcçiriverdi,

O

dibine geçip gitmektedir.

K

Yîne Böhâff. Abdcrllal Hürcyrc

adam

bir

(r.a.)'lan-

Ömer

Ebu

(r.a.)ta -ve h4r hemçerîm dc

öyle nakletmitir:

"(Vaktiyle srail oullarndan)

br

defasmda elbisesini yerde sürüyordu. Bu sebeple ans/.m yere

batnldi. Aruk o.

kyamet gününe kadar urada çrpnarak debelenip

dur-

maktadr."'*^

Müslim

Ebu Hürcyrc

dc.

etmi. Abdullah

b.

Ömer

(r.a.Vn hu hadisini vc bir öncekini rivayet

rivayet etmitir. Bunlardan birisi

öyle buyururken

Kim

iittim:

kibirlenmeyi isterse Allah te 'bununla

hadisini ise bütün

(r.a.)'n

geli yollarndan

u

udur: "Resûlüllah'

elbisesini yerde sürür ve

kyamet

sathce kîhirlmmeyi

kulaklarmla

bununla sadeçc

Bu rivayesnrlama yap-

günOn<ibâ:()na bakma/^"'**'

isterse'

eklinde apfeça

makla 'kibirlenme' kayd zikredilmitir. Bu durunv

baka türiü

bir te'viie

imkân brakmamtr.

mam Ncvevî (ö. 676/1 277). bir âlimdir.

Bu

alanda

müsamahal davranmakla suçlanmayan

Nianlarn hiUi^

gibi^

^âtx\^U^i ve ihti^^lsm

ultmtp daha mailidir, *'Elbsesmi û/Man*' hadisinin erhinde der (^.a.vf

pp aii kibirle

n "elhisesînt

r/atan*

sMnün

mnanr. "tmu gcnl-bol

ya-

salan, kibirlenerek bir laral'n sürüklcven" demektir. Rlbisenin

sürünmesi eklindeki bu kaytlama, "elbisesini sürüyen"

il'udesint tahsis ediyor. ()

Kuhâri.

ki:

I..lhas 2.

lluhArî. l.ihus 5:

umum

halde burada yaplan (uhrevi) tehdillen maksat.

Hadisin A-.p;;! iKrlnnde gc^cn "balar" kelimesi, kibirlilik ve

Müslim, Uhus 4^

^li^TcIccl" U'MuK'si

ise >vTV

(2(1X8).

flOÜtâMiM on^ çiiMHip ^ur-

Hadisin Arap(p

haup itkUnli strapla tKadan

naklif^'^

lihfri. Lib:s

^.

t-nhi\f

Miisittn. J.ilas

50

(2()XX)

Müslim, Lilxs 45<2()K5)

281


Si^neti Anlamada Yöntem

mu kibirle AÜklcycn kiiye yteUklr, Nitekim Ncbî (suuyK bil tusu^ Ehil Bckr cs-Südîk (r.a.}'a ruhsat

vermi ve ona,

'Sen «nturdan deilsin*

buyurmutur. Çünkt a. dhKatînl yerde IdMrdcri l^aka (haya gaye

sürüyordu.

n,'in

Hâl

i/ h.

biseyi yerde

Haccr

(ö.

852/1447)

BuhârTnin, elbiseyi u/aima vc el-

ise.

trine ge^kecck

sürüme

ettii hadislerin

(uhrcvi) tehdit

hakknda

rivayet

erhinde ^yl& den

"Bu hadislerde

duu

gihtj hîr

'kibir' için elbiseyi

gc(^"mcklcdif. Kibir

u/almanit. büyük bir günah ol-

olmuk.s/n u/aimtyu

eclincc. hadislerin zahi-

olduu anlatlmakladr. Fakat 'elbiseyi u/almann' bu hadislerde 'kihir" ile kaylhnmasnn yan sra. elbiseyi u/ulmamn ^^mi hakkmda gelen sakndrmadaki genellemenin nwkayycd rinden onun da haram

h^mtuuonuLsyt^

ii/orc

duunda

elbiücyi

Abdilhen* kihir

makladr.

u

[>)layy|a kihirdcm

olun-

sürüme ve u/atma haram olma/. Hâft/ fakih

m konuyla

dnda

delil gösterildi,

elbiseyi

ilgili

cütamk

0y\e

«fomdctcfflr

sürümeye (uhrcvi) tehdidin

katlar var ki elbiseden

dShi!

bn

"Meflumundan.

olmad alad-

gömlek ve ben/eri

bi

eyin yerde

sürünmesi her durumda ktMülenmi^lir."'*™

Hakkmda (uhrevi) tehdidin geldii, t^bisepin kihir kastyla u/atlAydndaki bu ekildeki anMy^ fftlh fej^kbm^e^in Hjaâ^rdc s0/konusu cdîfcn (uhrcvi) tehdit, iddetli hr tehdittir. Öy\c ki clhisc«ini wa(an kîi. (Allah'rn kyamet gOnörde konumayaea. bakorayacaarndrmayaca) üt; snl" insandan biri olarak /ikredilnitir. Halta

mm

.

Nehî

(s.a.v)

tehdidin

bu (uhrevi) lehdidi üç defa tekrarlaynca lhu Zerr

korkusundan 'Atllan

baisinl

Allah'n Resûlü?" demeklen kendini lanlar:

bu

leklerine kavuanasnlar! Hy

alkoyamamlr. Bütün bu

anlat-

onlarn yuptklarmn. sahihini hctâk eden günahlardan ve haram-

larn büyüklcH'imten

unm

(r.a.)

olduunu

gösicrmektedir.

Bu

ise.

am^k slam

yerletirmek ve korumak ü/cre geldii din. can, akl.

tratââkî *i^ruri mkSiftlarm' gerektirdii eylerime ölür.

eria-

m» my

1^1^

ve

Mâm

eriatnn temel maksailandr.

'^ '

S:hîh-i

Scvbi

bn

2^

Müslim

hi

crtf ft-Ncvc\l

HcvhcV"

Haccr. Ixlhu*l-Bârî. X. 26.1

IV.

(a'htiasksf). "Bahu Tiitrimî refrt's-


^tada GeletSM Hadislerin Toplanmas

a^i

Bclto mas.

kn ilgili

giyiltsn

k^ymm

koidisij^e

tmm

vcyu elbisenin mücerret olarak ksultl-

gü/ellciii. zevklerin

derinlcligi «sdeplcr ve

tamamlayc

artinl^ vc güzel

ahlâ-

unsurlar (cl-raökcmmUâl) ilq

olun gü/.ciliklcr (ci-iahsiniyyâl) bahsine dahildir.

Amu hcrhiingi kötü hir kasl olmaks/.n elbisenin yerde sürünmesi, u/ailna ise ten/ihî mekruhlar*''^' hükmüne daha u^umlur. Burada, dinin

mühim gördüü ve en

eidisaun arkasnÜLiki nivcilcr ve ö/.c

ait

konulmasna ()ncm verdii ey. kalhiüdu

la/la

önem verdii ey.

/.ahiri

manalardr. Burada dinin dahi

/.unc fiikla

kar

bulunduun-

da kimsenin ccnncic giremeyecei, kalp hasialklanndan ve ruhsal alet-

böbürlennt* kendini beenme,

lerden

kibir,

övünme ve bakalarn

bcpftnficmczlik gibi eylerdir.

Bu :;;iddeili

ise

dier

hadislerin de delalel etlii yihi elbiseyi

(uhrevi) leldidin

t/alnada gelen

kaytlannasnn. kibirlenmeye ^al^an kimse

hakkmda olduunu tamamen destekleyen eylerdendir. Söylediklcrtfflf/e ilâve edilebilecek

dier

bîr iT^na ll^

td^K

gerek keyliyeliyle ve gerekse ekliyle insanlann örncrine ve adetlerine

baldr. Öyle

ki

ba/en güçlülük etkisi olan

$ari*

ha/en seaklk ile

aei/lik

ya da

türü.

yaam

seviyesi ve

buna

ben/.cr

htmtJü îm^liwâaB *t^yrtlîEH^kri' kfctarok bu durumu hafirile

markln ortaya k(mulmasmi veli^ndü

se bakalarm beennieme/liin ancak hu duruma

tür eyler,

i

fakirlik ile /enginlik,

hususlann larkh olma.syla da deiebilir.

lelnekiedir. Zahirde israf

i(;in

soukluk, ha/en

ile

ilgili

belirli

\e kibrin kasiedilmcsine engel

olmak

snrlar içerisinde müdahale elmekledii'. Bu

yerlerde detayl olarak

açklanmtr.

"

imam BulM, "«r^a^ft'lmle "mk^f%Lmâs*' (()iyinvKu,an/Klbisclcr) B(>lünui'uin bana "Yüce Allah'n. 'De ki: Bu sebepled^

Kullar

için

ki.

çkard

fgî^M MeküK Tk^fe

^n

/.iynellerini

haram klan da kimdir?"

Mekruh se uk edilmesi yas;k olmayan huknmayan lildir.

olan nekruhlu'.

hakknd: kesin bir ''e-Helûf ve*l-Uamm" MU kilahum/.n "Giysi vc Süslenme Bölümi".

olan vc ilenmesi lik/..

Allah'n

Östön

s.

79-

283


)

SMEMnadaYSriteR

buyruu bah""^ eklinde balk atmt

(cl-A*râr. 7/32)

u

vc orada

iki

rivayeti naklcimttir:

"Nchî

Birincisi:

o!maks/n

'sraC vc kibir

(s.a.v).

yiyiniz, içiniz,

giyininiz, sadaka vcrini//*'^^ buyurmutur."'''^

kincisi: Abdullah b.

halaya

Abbls <r.a.)

düürmedikçe dilediini ye vc dilediini

bn

Yine

mU/. râkt

Haccr. hocas

^ylc d@diim raklmHÜ^in

hinde

nm dâ haram

hmm Mup olur).

gelmi

üphe

dcmiti^

^

giy: israf

ve

lldt^ey sedi

kibir."

df^n

"Elbiststo kibûde

k^m

^ylcnîrsc bu da, doruluktan u^ak ölm^' jp^î

vc çeitli insanlarn onunla

tannd

her nc zaman kibir gayesiyle giyilirsc. bunun

yoktur.

Tirmizî er-

(ö. 8()6/l4()3ynin

Fakat daha sonra elbiseyi uzatmak insanlar arasnda

bir hale geldi

Ama

oldu.

ise £iyle

Âdet olamk u/aitlandu

i^*

y«^k

bir

allaalamet

haramlnda

olan elbise etei sürüme

ekline varmadkça bunda haramlk yoktur."

Kâd

lyâz (ö. 544/1 149) da. âlimlerin, elbisedeki her uzunluk ve ge-

allmn dnda

nilikten

vc Adetlcn

l'azla

olann mekruh olduu ek-

lindeki görülerini kaydetmitir.*'^'

HâTm

Ir^kfnin

de dedt|î

gibi, ÎUtetin bir

hükmü vc ioplumM

gm anlayn da Wre(k^ tJA:^ buradan anta^a^hfmkladff'. Bazen

dma

çkmak,

sahihini

öhret /.anls yapar. öhret

da yerilmilir. Hayrl olan ^•'^

ise

elbisesi ise eriatta

dengeli olmaktr.

îhn Haccr. f-clhu l-Bâî. X. 2(.^ (liuhâri. Lihu.s

Buhar. Libas

d^n

I

I

''"'^

BuhâH hu hadisi cc/.m (kesinlik) kipiyle scneüsi/ olarak kuyd(^mitir. HaOz tbn Haccr Btlârfnh hu hadisi halm bir yenle ntmsul hîriKRcdte nakKîtno^gini belftnlt^. Hkot Tayâlisî ile Haris b. Ehi ÜsSmc "MSsln/lcriiKe bu hadisi Amr

m

b.

uayb

br

yttuyla babas yoluyla dedesinden gelen

Iclilerdir, Tayâlisî'nn rivaycliuk-

'

isr;!!'

\c kibir

sencdic nwvsul olarak nak-

olnnks/m"

MîrIl's

vc Itâris'in

"sadak \cnni/ IIlkc^ yokur, bn Ebi"d-I>ünya i.sc "e-iikr" -ddU kitabnda bu hadisi tamamen nK;\sul lUarak nakletnitir. Bkz. bn Haecr. Fcthu'Irivayetinde

Bârî- X.

'

i.sc

*

253

^(^'^

m

mm}

tf l Harrz tbn Hatvr. fbn Ehr MÛ^m»^ ) d© hu hâdfei re^sul olaral^ «alletigin IvtMmt^îr. Hk/. h» Haeer. Rîifa'l-Rafî. %. (Buhârî. Libas

bn

m

I)

Haccr. Fethu l-Barî. X. 262

mX


Bir Konuda

Buna göre kim sünnete u^rak,

kibirle

Geta

giym^mnrüâm

M/aklaa-

ve üJimlcria ihlilafntlan kurtulmak üzere ihyaih (>lan almak için elbisesini

hamil

ksalimay kasicn^. 0

hfltfin

balayc

tnsanlan

kî$i

kallah hunun

ecrini

alm Aneafe

olarak görmemeli vc /ikrcttiinii/ hak

ü/crc olan muhakkik sarihlerden \e imamlardan birinin görüüyle ikna olup da bunu lerk edene bir ekilde kar (çkmamaldr. Çünkü her

an

mü^'iehidin kendisine

düen

bir nasibi

vc her kimsenin dc niyci cUigi

ey

vardr.

O halde digpr hîidislcrc vc konuyU

ilgili

dier

nassluru

bukmaks/.n

sadece bir hadisin zahiriyle yeinmck. kiiyi ;ok defa hataya düürür,

doru

yoldan ve hadisin beliniigi mak.saiian uzaklatrr.

B. Ziraat

le

lgili Hadisler

Buhârî'nih "ev-5'<//H7"inde

''Kiiahu'l-Muzâraa" (Zirai ()rlakt,-lk)

Ünâme el-Bahilî (r.a.)'lan rivayet ellii u hadise bakn! "Kbu Ümâne el-Bahilî (r.a.). (pulluk, saban gibi) bir larunalcU Bölümü'ndc

gördüünde»

Bbu

öyle bu^rurkcn iiUim:

Ee-SÛlLilkt is,a.v)*i

kavmin evra^ ^in de Allah oraya

Dorusu

bu hadisin

/eliHik

st>km^n*

de^."*^^**

Resûlüllah (s.a.v)"in.

/ahiri.

'Bii (alcl) bir

galanlarm

hor

görülmeye gölüren larm ve /iraaUan holanmadn ilade çimekledir. Nilckim haz müsterikler. slâm'tla 74ragtn konumunu koiü göstermek

çin bu

hadisi isiismarelmeye

çabmlardn-.

O *mWe hadisle kast edilen slam,

/iraallan ve

aa^

husus, /ahirinden

dikmekten holanmamakla

te bu hadi», nidas

gayet

açk ve

anlalan mâna

mdr?

mdr?

'sahih' olan

dier nasslark

(gö-

rünürde) çelimekledir...

Ensar /iraalç vc aa<; ycliliren kimseler olmasna (s.a.v) onlara di.

ziraatçlktan vc

Aksine sünnet:

hakto

aaç

ziraat, .sulama,

m ^vlcri

ramen Ncbî

dikmekten vazgeçmelerini emretme-

ölü arazileri kttiianim

beyan etmi, slâm

fkh

bunitu-la ilgili

da bunlarn her

birisini

ctetayl hirckîldc açnklamfir.

^"^

Bhârî. Muzfuua 2

285


Buhârî.

lMWim

ite

vayet etmilerdir: "Bir

dierleri Nchî (s.a.v)'în

Müslüman

ku, ift» veya herhangi için kesinlikle

Müslim

Mi^lUman için bir

hy

diker veya ziraat yapar da ondan

hayvan yerse önün hu yedii o Müslüman

hadisi

ÇM>n (r^yian

aaç dikme, o aaçtan

sadakadr.

u lati/ia rivayet t^ra^in "Bir

yenilen (yemi) mutlaka

O ^a^ çalman (yemi) @ khxm

't^\tt

hayvanlann yedii sadaka, kulann yedii bile o kimsc dr. (O/.clIc;) bir kimse, o

mutlaka

ri-

sadaka olur."**^

ise

bir

bir

öyle huyurd^unu

bir sadiika

aacn

yemiini yiyip

a?;allr.sa,

o kimse

mdaka,

için bir

sadaka-

bu o kimse

için

olur."^

roe Müslim, dbif (m.rmn mn rivayet ctmi^t "Nebr (tevX. (m ph) Ümmö Ma*fe*îd1 bahçesine girdi ve "Ey Omnrö Ma%ed! Bu hurmalafi kîm dikti? Müslüman m. yoksa kâfir mi?' buyurdu. Ümmü Ma'hcd. 'Hayr. Miislüman

Müslüman kimse

için

bir

aag

dikti' dedi.

Bunun

üzerine Nchî (s.a.v),

diker de. ondan insan, hayvan veya

kyamet gününe kadar

ku

yerse,

'Bir

bu o

bir .sadaka olur."^'^'

Aaç dü^ kiinîfl herhangi hir nlycAî <îlmasa hile pençeli

hayvanlar,

kularn yedii, hrsrzn çald, kendisine i/in vcrilmcksi/in alpcksillcnin zarar verdiinde olduu gihi. o kii. diklii aaçlarn meyvelerinden alnmasna karük olmak üzere Allah katnda sadaka sevabyla ile

mükâfatlandrlmUr. Bu,

Mi^m

ve bitenden f^î^lanan eanlla*

kale. devaml, kesilmeyen

bir

Bundan daha büyük hangi

W olduu mö^Mje

sadakadr. ü-stünlük

vardr? Hangi tevik unsuru,

zi-

raaU böylesine tevik edebilir?

te eskiden baz dirten ey de budur. Ekip

{f.a.)'tan " '

dikmeye

âlimlere. "Ziraat, kazançlarn en laziletüsidir" de-

tevik

eden

en

çarpc

hadis

muttefekun aleyhtir. Bk/. cI-Liriüti vc'l-Mcrc3n. (lOOI)

Müslim, Misakâ 7 (1552). "Bahu Fadli' 1-Garsi vc"z-Zcr'i" Müslim, Mü.sakâl I()(l.'i52)

286

ise

Ahmed'in


"tf/-MH.v/ferfnndc vc tJuhürî'nin **el-Edebül-M&fred'\v}a lik (r.a.)'un

rivayet ellii

vakc

kyamet kopmadan onu dikcbilcccksc onu

lmamn

hadd-i /atm«to* itü^a^tt

gii/cl gürül mcsidir.

sapt

kasnn, bu

kyiimcl dcrlal

tayda üiiit clmcsi sö/kuuiNu

ü/cre olsa vc

diksin."''**"

Halta onu dikenin vc ondan sonra bir

hil»;

olmasa

bir mcnlaali

Çünkü kyamet koparken aat; diken

böyledir.

kupak

yaanlr klmak için ya^te

ardnda lcrhangi

i:?in

lr.

çalmak

da

Buna

çuhijun bifi olarak

deildir!

iu ^•l

i.ste

«aamrm %^

c-anlandrmakla yeyüzünü

UmOe

hem dc

yaanlr

hale gciirmcye

b.

ey

y^aun

nedîr'^'

dediini iitiîm.

Weeeim!'

cmrcdiyofin. oraya mutlaka

dedi.

aaç

mam

Bu

dela

^t^m, Ömer

ona.

(r.a

dikeceksin' dedi. Sonra

Hallâh' babamla birlikle kendi elleriyle

Yine

kul vc

budur.

diknte^e engel olan bir

için.

yaraüln-

Huzeyne b. Sâbk (.rt,a)'4i: ^>y|(? dMgai ^dmcr îbnu'l^Ha^ itMjm. Wsöm, •Tt>pifM

Cerr.

MM^^

hale gelirnck için

büri"

sahabenin vc Miisömanlann an^a{tft ve onlar

ilk asrlatxla.

sevk eden cîy

yaanlr

dünyann son anlarna kadar hem yaamaldr.

ziraat fe^îlîl tm-^neri

bu

bu dikliinden

birisinin

insan,

Lîöre

Daha

ve yeryüzünü

ba^

bile

Hayal devam ettii müddeiçe dikmeye ve mahsul yeritinîieye dan tUha fazta tevik olamaz. Çnfea \wm\ ^fm kMh\ (çulluk stînn)

Mâ-

b.

u hadisir:

"Si/clon bilisi cliulc hir litlan

Bu durum,

Enes

Ahmcd, Ehu'd-Dcrda'

'Bm,

y^t

ona.

Sana

Ömer

bnü'l-

aa^ dikerken gördüm."^" (r.a.î1an

fuau rivayci ctmîlîn

"Ebu'd-Dcrda' tnîu) ,^m'4a ö|aç Ülkerken kendisine bir ona. 'Rcs^lÖMah (s.a.v)*m bir <mhabisi

).

riy^-

olduun

adam uradt

w

halde sen dc mi bunu

S3. X4. 191: lihârî. ci-Rdchii'l-MiilVcd. ^4*^. 480). Hlhnî. bu hadisi. Miislim'in artta yöv sahih* olduunu hclriniUr tes-.%tfaiâ. UmM. Ilcy.sLMiî dc MccmauV-Zcvâid, IV. tTût hu hadi^ Um elaîirf^mrfielöit tît ^îyie detir: "Bu hadisi rivayet dna öft^fftKHfial lan \t; sika/eivcnilir kist*ler*lir.'* Hcyseilîî Ku hadîsi mam Ahmiö'e dayândtfAhiiK'ü

m;y

b.

IknbL-l. cl-MiiMicd,

d;t Iiitili

Syûî.

l-i

111.

nu'mi^lir.

cl-Câniiu'l-Kchîr.

Itk/.. Elhflrtî.

cs-Sahîha.

I.

12

287


Sünneti Anlamada Yöntem

yapyorsun?' dedi. Bunun ü/crinc Ebu'd-Dcrda' (r.a.). 'Hakkmda acele hüküm vcrmcl Ben, Rcsûlüllah' öyle buyururken iinim: Bir kimse diker de, ondan insan veya Allah'n yaraukianndan herhangi

aaç

yerse, -

bu onun

O

biri

muhakkak bir sadaka olur' dedi."^

için

halde Buhârî'nin rivayet eUii

Ebu

Ümâme

hadii^

msl

yorum-

lanmaldr? Buhârî bu hadisi "Ziraat Aletimle Me^g^yl Ofmamn Somçlarmdan veya Zrmt Hususmda Emmlunan Stmnn Geçilmeni TürSmku Sakn-

eyler Bahnda" kaydclmilr.

lacak

Hâil/ îbn Hacer

bu balkla. Ebu

Ümâme

hakknda geçen (Enes etmitir.

Bu

îs©

852/1447) '*Fethu'I-Bârri]e öyle der: "Buhârî,

(ö.

u

h.

hadisiylc,

Mâlik) hadUinin

durumdan

iki

la/.ilcti

smm bjjdalrmaya Bu,

birisi ile olur:

min bu iin sonucuna hamlcdilmesi

megul

(yukarda) ekip dikmenin

ekRn^

iaret

^ W>

p

olur. Böylelikle Ziraaüû

emrolunduu (örnein, farz olan cihat görevi yapmam olur. Ya da böyle herhangi

olup bu sebeple yapmakla

görevini lerk elme gibi) bir bir giircvi

ihmal etmemise, onun tarladaki

Hadis arihlcrindcn seler iindir.

durumda

Çünkü bu

düman

ona

biri ise

öyle den Bu. dümana yakn olan kim-

kii. tarmla

kar

snn geçtiine h^nledilir.

urarsa

aslan kesilir.

binicWtte

Dolaysyla onlarm

uramaktr. Bakalarna dücj görev duyduklan eylerle onlara yardm ctm^^r."**^ binicilikle

Hadisten kastcslîl(m birisi de,

Ahmed

ve

olarak rivayet etlii

mânann bu'olduüfla

Rbu Dâvud'un Abdullah

u hadistir:

uraam^.. Wn

"yne tarz"^^^

k

b. ile

ise,

vazifesi

onlann ihtiyaç

tutan rivayetlerden

Ömer

(r.a.)'fâtt

tmfii'

alveri yaptnzda.

Hcyscmî. Mecmau'/-Zcvâid, tV, Sî-Srâe t» hadisi nakledip der ki; "B» l^i^. Ahmcd vc Taheranî de **eI-Jiâr«cmu'l-Kebî''cte rivayet etmitir. Ravileri, güveipr hadise ism kimselerdir. Onlar hakkmda baz eyler söylcnmise de bunlar verme/.."

Hucer. Fcthu l-Bârî. V. 402 (cl-Halcbî baskst sonra lyc: Kiinin niLiln bakasna vaadcylc satp mal müteriye teslim etmesi, matn bedelini almadan imce ayn mal. ayn adamdan önceki t>edclinden daha az lwr al^nakille geri saUii ük^*r. Bu se gerçekte kast0k(II^ ^«ödBF)Sipllan

bn

bir

288


Birkonudd Gelen Bütün Hadislerin Toplanmas

sr

kyruklana

yapp

/iraala dalarak

si/c /ellilii musalla» eder ve dininize geri

cihad

cuiini/dc. Allah

icrk

dününccye kadar hu

/^lillii

si/den kaldrma/.."''"^

le sine ve

gun

bu hadis, ümmetin dinî görevler

dünyadaki görevlerinden

karsnda geveklie düme-

riayet etmesi gerekenleri

ihmaline uy-

bir ee/a olarak, kendisine musallai olan /.elilliin sebeplerini

alkça

onaya koym*kladr.

kld

Yine yne yöntemiyle yaplan alveriin: AlfaVm haram hu konuda iddetli a/ahn (ilduu vc bunu

yupnn

ve

Allah'a ve Rosûlü'nc

kar sa\ a ilan etmi olduunu bildirdii faiz hususunda ümmetin küçük dütüüne ve yönü helâl gibi gö/.üken. lakal m; yapsi gçi'ci üphesiz

d

haram oian ratli ekillerde j^uklun muamelelerle

om yeme hilelerine

bavrd|unü deiaic çimekledir. Nitekim \c

ta

lar

sr kuynklarui

ilerde

devamlla

i/lemek ve tarmdan

homl

olmak, ziraa-

ve ö/ellikle de askerî alanlarla

ilgili

olan-,

bala olmak ü/ere geiUi sanallarn ihmal edilnKsinc iaret clneklc-

dr.

Cihadm

terkine gelince, bu da

yukarda geçen hususun manlksal

bir

sonucudur.

le hiitun rumu

bu sebeplerle, imnttel dinine geri dörtricdikçc,

du-

tmlafi çc|ie*^*pgi%(^ur.

veritir.

Alnîctf hadisin

Kantla >aplnnk islenilen husus h.

Habcl. c!-Mii?^.

hiiiün

cI^; yollnnn

II.

84:

"sahiir

iHicak, para k:t/anmiiklr.

Fbu DîH-ûO. i!onuitiir,

feâre

54

{c.s-Suhilu.

Doliytsyla bu.

tmm. II).

'lUyUtl-yiürthahati in-Âmiri hi'i-irâi'' adl kiub|in/.du kmtyla

n

/etilîîk

BfâtL

^

Uu hususla ilgili hu.su.sla-

li'inas uuik.

îhn lUiLvr. Ivllu l-Bârî.

V.402

289


3.

Muhtelifu'l-Hadis^'

Arasnda

Badatrma ve Tercih

Sahil

olan cr'î nasslarda asl olan. birbirleriyle çelimemcieridir.

Çünkü

hu

hak, hak

ile

çelimez. Ecr,çclikinin

varl

kabul edilirse

anciâc iifl /ahirindedir, hakikatte ve praükte \^f\e hir

yoktur.

Bizim üzerimize

düen

ise,

iMa edilen

bu çelikiyi

gi-

dermektir.

Herhangi bir zorlama ve

amel edilecek ekilde

îki

sapumm almszn,

ikisiyle birlikte

nassn arasn cem* (tc'lO vc tevfk

uygun hale getirme) le çelikinin giderHm^t

^ndc^

h^ kiÇünM terdtî,

olursa,

sinden birini tercih yoluna gitmekten daha uygun olandr. iki

(birbirine

nasstan birinin ihmali ve dierinin onun üzerine takdim edilmesi

demektir.

Cem' Tercihten Önce Gelîr Sünnctn leri

çelien ve

lerin

iyi

anlalahiimesi

-ilk

bakta-

arasn uygun

doru olan

ite hiffiaföt

tercih

290

metinlerin

bütünlük

birisi

mânalar farkl olan

hale getirme, aralarn

larkllk oIu»q[«^^^ birisini

önemli hususlardan

için

de; zahir-

'sahih' hadis-

badaUnT% uyum salanp

salanp çelimey^k ekilde

yerine koynuktn*.

arasn hirt^rmek ve birl^ne^ mOnkUn olmayanlârdan

elmeye denir.

her

mM


Muhtelifu'l-ltadis

Arasnda Badatiraa ve Tercih

Burada "sahih hadisler" iladeini kullandk. Çünkü ^ayl' hu fsaHmy^ girmem. Zayf

mâmi badaunmtH^ gibi

almak

hadislerle*

sahihl^^îs^i|btd0 bizden

zayf Hlduu

îstentne3&. Aiteftk

suretiyle olursa

hadisler,

haltte,

mâmn

sahihmi

o /.aman baka.^'"

Ebu Dâvud ile Tirmi/î'dc geçen da olsa kadnn on^iMpasn haun. klan '%ijniz de mi âmâerkek snz?" eklindeki Ümmü Seleme hadisini, müminterin annesi Âîn ie Fâtnu bînti Kays'n Hvayet ettii hadise -ki hu ki hadis tte ^ihtirBu

sebepledir ki muluikkik âlifnler,

dayanarak reddetmilerdir.

Bu

Ümmü

olay,

Seleme (r.anhâ)'dan öyle nakledilmitir:

"Ben,

KesûUULah*»3^uda bulunuyordum. (O srada dier hanm) M^mÛne de vard. Derken Abdullah b. ÜmmÜ MdctÛm 0ka^M^ Su

(bû-

n^n)

olay, bîis

dttanektc

emmknf^tan mtm

•Örtünün!" buyurdu. Bi/, *0,

âmâ

biri

deil

mi.

Peygamber (!t^^% bkeu Ey Allah'n Resûlü? Bizi

göreme/, hileme/.' dedik. Bunun üzerine Peygamber

(s.a.v), 'Siz ikiniz

de mi âmâsmiiT., pnu görmüyor rpusunu/V buyurdu."

Bu

hadisi,

Ebu Dâvud

dis, *hasen'-sahlhtir"

ile

demitir.^'

Her ne kadar Tirmizî bu dinde

Ümmü

kimse

0Up bn Hibbân

meiî^ir. yi

'sahih* kabul etse

{ö.

354/965}'dan

baka

hiç

s<^Mr 1^ S^hebi (ö. 748/1 MT),

hadis,

ile

(r.anhâ)

de hadisin sene-

Bu

kii, meçhul bîr

kimse onu sika g^"-

"d-Muni^'ûG bu kii-

zikretmitir.

kadnn yabanc

eden Buhârî

Âie

hadisi

Selcmc'nin azatl kölesi Nchhân vardr.

zayf râviler arasnda

Bu let

Bu

Tirmizî rin^pa etmitir. Twmizî, 'Bu ha-

erkeklere

bakmasnn caiz olduuna

delâ-

Müslim'de gelen baz hadîslerle ^ilimektedir. dan rivayet edilmitir: "Ben, mescitte (ksa mzrakla-

nyla) oyun oynayan Habclilcrc bakarken, Ncbî (s.a.v), ridasyla*^ benî

mlann "

yalun ve batl olduunu: kitaba, sünnete,

ksâ^,^^ye

ve

erM naksatla-

nna ters düiüünti üçklama dnda onlarla uramaya gerek ^ktur. Efu Dâvud. Libâs 34 (4112): Tnmm. Edob 29 {2778) Ridu' thrum gibi belden yukars için giyilen elbise çeididir. :

291


Anlamada Yöntem

ürtüyordu;""

Kfd

\yî\/ (ö.

yaplkliinu

lerin

544/1 \49) der

hakmasn

ki:

cai/

"Burada kadnlann, yabanc erkek-

oilu

edilmektedir.

il'adc

Yalnz

kadnlann. erkeklerin gü/el yönlerine bakmalar ve bununla /cvk almay ur/ulamalar mekruhtur."

Buharfrin bu badis

i(;in

M

koymu oldua

l^lklanndan

"Ba^kakrm Snizanna Dii^iirmeksizm, Kadnn, Hahelilere Kimselere Bakmas öt//»/" eklindedir.^'"* m

Yhu;

buu Buhârî'ua ^âunta binli

Kays

birisir

ve Benzeri

(r.anhâ)'dan rivayet elli-

i u badis de desteklemclciöiir. "Kocas, Fâtma binti Kays' üç talakla mtsL tWî Ibn Ümmi Mckûm'un evinde iddel bfîadn^î Nelt Çünkü

heklcî

âmâ

o.

giJicnc/' buyutdu." iddel beklemesini

t

hir

bir

adamdr. Olur

Daha önce de

ki elbiseni

Ümmü

ashabmn yanna

bn Ümmi Mckûm'un

kaduidr. Sen.

seni

(r.anhâVnm evinde

erîk

sonra da. "O,

i:;.ael elmi:?.

çkarrsn ve o girip

yk-

evinde iddel bekle* buyur-

Hhâî. Müslim ile dierleri yeilli lar/larla livayel etmiiir. Hu hadislerin genci an;s. birdir. Bkz. el-Lü lüü ve'lMcrcân. (51M. relim 7-e«/7 ile hirlikte Buhîin\ Nkâh 1(4(950). 14- Chiid 81. Mcnakb 15: MttsIÎHi. (tttrttâ fâ. m, lydcyn 1. 1% SLdauri-tvdeyli ISimjî Alttt^ h. lanbel. e(-Müscd- VI. 84, «5. 166. 247. CTl Rli

nttcrckn

tutJis.

aleyhtir

Bu

hadisi;

mm

Ibn llacer.

l

1

elhu'l-Han.

(1.

445. (Bnhâri. Nikâh 114)

Ya/ar. hn hadi^n Buhân'tle evlisini s<iyUiy<rsa da hu ckliyk- Huhâri'de

iKimmit. Bu

hadis i^in bk/: Müslim. Talak M^^-M

(22S4. :2Sf). limy. Nesâî. Nikah

1^. 22.

(

Müsncd. VI. 412. 41.^414.415.416 Buhar de konuyla ilyili alaKik lîr*-e ihftû VrZilbt^

IVvd. Talak .^7\y Ahmed b, llanbel. el-

USO);

Talak

blu-

1-bu

{^M^m iayle Hir hadis rivayet

edilmitir:

athâ'ya. ilakem'in kr/ lllacay görmedin mi? Koeas o kaüm kesin olarak h(t^<ad. Bunun tilerine kadm hemen k(X'asmm evinden dar t,'ikl' dedi. Âi^e. "O kadn. d^;ary; ykmakla kölii bir i vapmlr" dedi. Urvc. Âie'ye. 'Sen. l âtma binli Kays n (kendisine bolland e\dcn dijar t;knasna

"llrve. (loy/esl) Ât^e (r

hakkndaki) sö/Uni iitmedin mi'.'' dedi. Âise, unu iyi Wl ki. d^g^fS^ su hu hadi.sin zikrinde ^in^ feWtt« tCv^f Sey wfctuf. <ÇOnkü o hüküm, kulece i/in verildii

Âi^e.

'Dotsu Fâtma.

kendisinin ü/erine bir bir yyrdc ddeiini

292

kimsesi/ hir orSanda id.

(Kocasnn) bulunduu

iaratta

endie duyuldu. I^e bundan dolay. Peygamber, onun baka

bcklcne.snc

i/in

\

erdi" deli." (Buhârî.

Talâk 40»


Arasnda

Muhtelifu'l-Hadîs

Sonuç

bu

ilibariyle.

suhih

hadisler

Badatrma ve teA

zuyll

varken,

sobcbiylç

Ümmü Seleme hadisine itibiirodilctie/.. Hununla hirüklc hu \acip deilse dc

bahiKan- zayf hadis

kiilui eiiK-

ile

-bir

/ayT

:n için

sahih'

ticlili

arasn hadaur-

'sahih' hadisin

maya ^al^uak da eai/.dir.

Bu

sebepledir

Ümmü

sO/konusu

ki

Seleme

h. Nehî

lakdirdc ise

mam

Kurtubî

hadisi

(s.a.v)'dcn

67Mt2?3) ve bakalar.

(ö.

hakknda

t")yle

dcmilir: "Sahih

lunmlann üriusünde

lili/

lduu

oiduûu

uihi.

onkrn muhrcnliinde üc hsh uasndiin kaynaklanmaktadr. NUckim iuüiihrdun Hbu Oâvud ve biikalar da buna i^jiuet cuiUr. Nebî (s.a.v)*in Falma cvintfe iddel

hcfelcnesi emreden

nas kalyor. Sonra Nehî girip

çkl

Çünkü

o.

hir

âmâ

(s.a.v)

ve

sabii viöyle

bir

ÖmmB

ttmltMfmn

ohm bu hadisin ma"O. aslabtn yanna

'sahih'

buyurdu:

adamdr. FJbiscni çkarrsn ve o

kh ^Br/r âlimler bu

idde! bekle!

seni göreme/."*

hadîsi,

erkein. hY kuh-

ve kulak memesi gibi oruanlann lîöremeveeeöine. lakai

erkein hu orL-anlarm iiörnesinin

A\çl

m^^â.

kadndr. Sen. bn Ünuui Mektûm'un evinde

Kurtubî devamla

nm ba

binli

eai/

olduuna

deli!

kadnn,

belirmilerdir.

yerleri ise mbii ki eai/ deildir."

Vdurm himî Kays'a. Ürtimö $erkn evinden bn Ümmi HiâilÖiM m^û (u^tûmsm mw^^. bu. Falma binli Kavs'tt Ncbî

Umnü

*s.a.vK

erik'in evinde kalmasndan daha uygun

e\ine girip binil

ise

nü.

Kays'

om

hl^

çkann gi'ren

I.

(,-ok

Ümmü

mM Hm

erîk.

Fâlma

bn Ümmi Mektûm'un evinde Dt)laysjfla Fâuna binli Kaysn güzü-

kii olacakt. Fakai

Wmm giVrauîyetsckii. t».».vl

çckivermcsi daha. kolay vc daha uygun

buna îMd ve«i Y'vm 4&

Kadnlarn Mezarlar Ziyaret Etmesi le

Kudtnlar me/urlarj ziyard

Hüt^tr.».yn

/ira

(Çokluuyla lanumaklayd. Dolaysyla orada

bn Ümmi Mcklûm'dan

Bundan

ili.

naklettii

eim^^

u hadisiir:

"Ncbî

m ^M Allah

idî.

t*^

lgili Hadisler

eto tenM^^ Mrfi Wtm (s.a.v)

me/arian /iyarel eden

"IVrsînri-KrUihî. Xn. 22X (l)ru"UKiilühi"l-Msriyyehii.sksi.

293


ÜmeâMRiadaYSntMi

Mnto IIUu^ eui." Bu maâdr. Tirmizî

Ahmed,

bn

ve TStmizî rivayet

der ki: ^'Bu hadis, haseft-sMtir/ Yine

%p^tf*J»*fnde bu hadisi Yine bu

hadisi;

rivayet etmitir.**"

hadis. "Kabirleri ziyaret

Abbâs (r.a.) ve Hassân

eden kadnlar" lafzyla Abdullah

talcip

etmelerini

yasaklayan hadisler

Bu hükümden hareketle, kadnlann hükmüne varlabilir.

desteklemekledir.

tinden

men

edildii

b.

b. Sâbii (r.a.)'tat rivayet edilmitir.^^**

Bunu, kadnhtrm eenazeyi de^^'*

bn WMa 4la

kabir ziyare-

Bu hadisM) Ism^m^^im, arkekl^ gibi, kadnlann liym^m de izin

vcril£^ anfa^kn hâ$ka hadisler vardr. Bunlardan

birisi,

Nebî

(s.a.v)'in

u

sözfldür: "Sizi kabirleri ziyaret

etmeklen yasaklamUm. Aruk onlar ziyaret edebilirsiniz."™** "KablHcri ziyaret edin.

Çünkü

kahiricri ziyaret

cunck, ölümü hatr-

latr."™'

Bunu göne kadnlar da bu

Bu

hadisterdcn

birisi

(r.anhâ)'dan rivayet etlii

genel ziyaret izni içerisine girmektedir. de;

Müsfîm,

u hadistir

Ahmed'in

Âie

"Ben, *Ey Altah^m ResÛlü! Kabir-

ziyaret

ettiimde onlara ne ekilde dua edeyim?* diye sordum.

Rcsûlüllah.

'Allah'm selam, müminlerden ve Müslümanlardan bu diyar

leri

ahalisinin üzerine olsun. Allah bizden

önce gidenlere

lam da rahmet

de

eylesin.

nallah

bizler

siztere

de, sonraya

kaan-

katlacaz' diye dua

et'

buyuKu."'"-

bn Mâcc, Ccnâiz 49 (1576): Ahmet b. Hanbel. elWf. hn HibNln. es-Sahîh, Vll. 452 {,^179. hsan); Heysemî. MevâriduVZcn%. (789)*de ba hadise iaret etmitir. Beyhakt. e»-^n«U% Tirmizî. Ccnaiz 61 (lO.V);

Müsned,

II,

Kübrâ. IV. 78"cie rivayet etmitir. Hadis ve hadisin lahrici için bkz: Elbânî. Irvâu'l-Galîl. (761 774) Buhârî, man S. Cenâiz 57. 58; Müshm. Cenaiz 52 (945); Ebu Dâvud, Cenâiz 4041 (3168. :^169); Tirmizî. Cenâiz 49 (()40); Nesâî, Cenâiz 79; bn Mâce. Cenâiz .

34

(15,^9);

Ahmed

MM

Ahmed

b.

Hanbel, el-Müsned.

II.

401

Hanbel, cl-Müsned, li. 38; Hâkim, el-Müstedrek, fr.a.rtaa. Bkz. Blbânî. Sahîtu'l-<Mu'j^agrr, (4^) b.

Müslim. Cenâiz 108 (976) Müslim. Cenâiz 102 (974); Nesâî. Ccnaiz 103; 221

m 294

Ahmed

b.

I.

53rde Enes

Hanbel. el-Mösned,

b.

VI


Muhtelifu'l-Hadis Arasnda

Bu

hadislerden

rivayet ettii

biri

de; Buhârî ve Müslim'in,

u hadistin

"Nebî

(s.a.v), bir

kadnm >mndiu geçmii. Ona.

olan bir

nin

git

Mâlik

(:.a.)'ian

adamakta

'AUah^Üfi kork ve (Im^na

Kadn, Nebî

bama

yanmdan! Çünkü benim

(s.a.v)M

tan-

gelen musibet, se-

bana gelmemi§iir„.' dedi."™ GarüldaO Ozerc Nebî (s4.^X kadnn

Kabir ziyaretine

bir

"Rcsûlüllah'n

kz

^retm^l^^ Imm

^kt.

ey demedi.

Yine bu hadislerden

her

b.

memtn t»tda

gelen musibetten dolay) sabret* buyurdu.

mayarak, 'Çekil

Encs

Badatrma ve Tercih

birisi de.

Hâkim'n

rivayet ettii

u

hadistir:

Falma, (Resûlüilah'm) amcas Hamza'nn kabrim

Cuma ziyaret eder, dua eder ve kabrinin yannda alard."^^

KM-d^^^lne izin y&m hadisler, onu men

hadislerden daha

müm-

çok olmakla hîrWkte aralarnn birletirilmesi ve bagdatnimas kündür.

Bu

ise.

lâa kipinde

hadiste zikredilen lanetin -Kurtuhî'nin

dedii

olan "zevvârâi" kelimesinin gerektirdii bir

gibi-

müba-

mâna olan sk

sk kabir ziyaret eden kadmlar üzerine hamledilmek suretiyle olun Kurtubî

hakknn

(ö.

671/1273) der

"Belki buna götüren sebep;

kadmm açlp saçlmas, barp çarmaeyler vc benzeri hususlar olabilir. Bu durumda

denebilir:

Kadnlar bütün bunlardan emin olunca, onlar

^iya^ti için gerekli izne bir engel yoktur. erkekler de, kadmlar da

cvkânî le

kocann

yerine getirilmemesi,

sndan kaynaklanan

öyle

ki:

(ö.

için

kabir

Çünkü ölümü hatrlan:myâ

ihti^ 4uyar/

1250/1834) de der

ki:

"Bu

d görünüü

sözler,

itibariy-

çeliik olan bu hadislerin birletirilmesinde güvenilmesi gereken söz-

Icnlir."^"^

D ic'lif

görünüleri

mümkün olmadnda

rettii tercih

Suyûtî 7tn

itibariyle,

(ö.

unsurlarndan 911/1505).

Buhârî, Cenâiz 32. 43, 7.

çeliik iki veya daha RmcIa hadis arasnda

onlar arasnda tercihe biriyle, birisi

dierine

''Tednbu'r-Hâvt alâ

Ahkâm

1 1 ;

gidilir.

Âlimlerin zik-

tercih olunur.

Hafz

TakiibVn-Nevev" adl

^^s. Cenâiz

Î5 (626)'de

fâes

b.

MâUk

muttefekun aleyhtir. Bkz. el-Lü'!üü ve'^-Mercân. (533) ^'"cvkânî. Neylu'l-FAtâr. IV. 166. (Hâkim, el-Müstelrek. 1, 533) (r.a.)"tan

evkânî. Neylu'l-Evtâr. IV. 166

^5


SurmetfAnlanrada Yöntem

saym vc bunlann says

kitabnda bu unsurlar

Çclii^mc ve tercih edilen bu konu:

ve

hem de |[.

hem Tkh

usûlü,

hem

hadis usûlü

Kur'an ilimleri sahalarna giren önemli konulardandr.

Azl Hadisleri

Örnek ÎH^I

l(K)'ü geçmitir.^'^'

olarak, a/l yani hamile

mp^m^ meniyi

f&tm

kalmamas

için

erkein eiyle

^m ^^^Urem Imlteda

cinsel

gelen hadisleri

cic alalm:

bn Tcymiyye 6^ia34)'nin "e/-Müntekâ mia AMm'hMmi^" adl ER^ur Mîftnmn ''Azl Hakkm^a Gelen Hâdiler Bûh"nû^ kaj^Hfi hâdiîcrc Burada (bn Tcymiyyc'nin dedesi oUu) Ebu l-Bcrckât

bakalm. "Câbir

der

(r.a.)

"Bi/. Kur'arVn

ki:

/amunmda azi }'apf}urduk' (MuUelckun Müslim'in bîr rivayeti

yapyorduk. Bi/im

ise

öyledir:

inmeye devam cuii Resûlüllah aleyhi^'" "Bi/.,

Resûlüllah

yaptmz bilgisi O'na ulat.

a/.l

zamanmch

azl

Fakat O, bize bunu

yasaklamad."^'*^

Yine Câbir

'Benim

îîp.

(r.a.)'tan

ate R^luAl^'a ge-

hem livivmspM ve hemilt Hwf ma ti^üMdu; ISmm mm^ 4t;^|â@ bglu^âk l^tfi imi

carî^çm

bir

rivay^ çlilmiiin "Bir

hâh^^sîntte

var.

O, bizim

ugruyorum. Fakat hamile kalmasn da istemiyorum* dedi. Bunun üzerine

Nchî

(s.a.v). 'istersen azl

edecektir buyurdu"

bi/.c

çok

ettik.

Bu srada kadnlara kar arzumu/ artm

ar geldi.

syotf.ftiântHi^^M. Buhârî. Nikâh

%:

^* Müslim. Nikâh

AhniL'd

h.

)

ve bekâr-

Fakat bunlarla hirlcirsck hamile kalr da çocuk

Bunu

Rcsûlüllah'a sorduk.

Bunun

II.

Müsiini. Nikâh 137

M440)

38(1440)

Hanbcl. ol-MüseU.

Dâvud. Nikâh47-48 (217.1)

296

için takdir tecelli

(r.a.)*tan rivayet edilmitir: *'Bîz. Rcsûlüllah'la

olur endiesiyle azil yapmay isledik.

TK

onun

Mustalkogullan Gazvcsi'nc çktk. Neticede Arap kadnlarndan

birçok esir c!dc

lk

Ama üphesiz

(Ahmcd. Müslim, Ebu Dâvud).

Ebu Saîd cl-Hudfî birlikte

yap!

III,

312. 386: Mü.stim. Nikâh 134 (1440); Ebu


»

MtfMi^l-Ha^i^^a Badatrma veTer^ üzerine Nehf (s.a.v). 'Az!

kmmseie

kmittr

yapmmtzk

^i^^u

Resöüllah

diri

(s.a.v) ise,

^ yalamak hmm A* fAhmcd.

(r.a.)*ian rivayet cdilmiiir:

uspraa

iUri

giintiK^nin

(mutlclckun a-

"Yahudiler^

'a/A,

kii^fi^i^' dcmiicnli.

'Yahudiler yalan sJiyiediIcr. Çfifikii Allah, cgcr bir

buna engel dlmaya kimsenin gücü ycimc/' buyur-

Dâvud)/" Hbu DâMid'un

fibu

ÇCmki Aîlah

_u>kfifr.

unW(Kiklann vazm^nr' buyurdu"

Yine Ebu SüîU cl-Hudn k)/

hir saknvtt

lal/t ise :?öylcdir:

"Bir

adam

ky Allah'n kcsûlü! licnin hi eui\L'it var. Haifiile kulasn islemediim için ondan a/ yapyorum. Ben bu harekelimle digcr erkck^

gelip,

(kadnlara yaklanaklai isledikleri eyi isliyorum. Fakat Yahudiler,

lerin

;A/>ltn

...ilh*

Kayym

Ibn ijtiyle

olduunu (ö.

"Hadisin

der:

söylûyt?rlar* dedi."

7.'s

1/1350) "Zâaff'i-Mcâtr&d konuyla

açsndan lu senod sana

slhali

olarak

ilgili

yeler.

Çünkü

râvilcrin hcj.si sika ve hâli/ kimsedirler.""'

Usâne h. 7-cyd (r.a.)'ian rivayet edilmitin "Birtlam, B^«silürîah% gcMp, 'Ben eime az! yapn anm' dc'. Resûlüllah. ona. 'Bunu niçin yapdiye sordu.

yorsun'.''

Adan. Sülüne

/arar verip

rn etkilemesinden korkuyorum' dedi. Bunun Eer bu /ararl bir ycy olsayd, ranllar vc buyurdu

"

vayet edilmitir.

^"

b.

itabcL

Vchb

Biivi'

M)9.

cl-Milsned.

y Ibn Kayyini. /rKl'l-MeruI. V. Ahneti

ü/erine Resûlüllah (s.a.v).

Bi/anslito

b,

çimekledir.

tlcr '

nmr

verirdi'

/el

birlikle

13. Nikflh

51.

.'î3:

%.

Ebu

CtîiKer der. H«tHs(fîfeF ea^

ri-

Rcsûlüllah'n huzuruna

Kader

4.

TcvhiU

IK;

Müslim.

nfivud. Nikîih 47-4H (llîl

20'':

Müslim. Nikâh 14^ (I44"î) \c nokias/ Ual harllyicdir. Zcl harfiyle hala

Askori'nin de b(iyle siiylaliini bcütiir."

harlytc

öyle dedii

144

"Ciidâmc: cini

ki:

Ihl/.

lukun noktal

lk

IJI. .11.

Hanbcl. cl-\tiisrK-ü. V.

Dârckti

eI-E.scdiyye (r.anhâ)'nm

"Ben ba/. insanlarla

BtMri. McgiVÎ 32. Nîkâh I2.S(I4.1H) AlmK'il

çocukla-

(Ahmed. Müslim).^"

YfneCtilfâmC' *^%inti

"

çocuunu veya

olduu da

"î^im

^

nakietliiniitir.

Vehfe"

H

ismin, bir

Taberî dc.

Mrr^m

ise

Cüdâme

tplbinli

onun "bnetö

Vrnâc] cl-Esediyye oltlugudur, llfcd^nemti Mtâ^^Kfe^man olü?^ Mm Mnij ve kavmiylc birlikte Medine'ye hicret eintitif fBk/. ttihzîhu"i-TcKzîh. Xn. "

4(}.'S-4()f)).

297


Sünneti Anlamada Yöntem

vardm. Nebî

(s.a.v).

'Çocuk emziren kadnlarla birle$n%i yasaklamay

düünmütüm. Sonra baktm ki, Bizansllar ve ranllar da bunu yapy^1ar. Bu durum, <^uk1anna bir zarar varmiyor. pölaysyla ben de biini yasaklamaktan vazgeçtim)' buyumyordu. Daha sonra O'na azî yapmay sordular: Bunun üzerine Rcsûlüllah (s.a.v), "Bu. çocuu diri diri topraa gömmenin gizlisidir ve o, "diri diri topraa gömülen kz çocuu (hangi günah yüzünden öldürüldü? diye) sorulduu zaman"^''' eklindeki Ün hükmüne girer' buyurdu" (Ahmed, Müslim).'"^ Yine Ömer Ibnü'l-Haltâb "ResOlÜlIah, hür kadna, izni hadisi, iyi

Ahmcd

ve

bn Mâcc

öyle dedii

(r.a.)'m

olmakszn

azl

rivayet edilmitir:

yaplmasn

rivayet etmitir."'

Bu

âye-

yasaklad."

Bu

hadisin isnad o kadar

deildir."^'*

Ben de derim M; "ÇankH bu hadisi senekle, bn L^efa^ «dâda biri vardr ki onun hakknda söylenilen sözler bellidir. Yalnz Abdulbcrr/*'*

u

Ahfne4 ve Beyhakfnim Abdullah k Abbâs (r.a.)'tan rivayet ettikleri hadîs buna ahitlik etmektedir "Nebî (s.a.v), hür kadnm izni olmakszm

yaplmasn

azl

yasaklad."

Nitekim

cvkânî'nin

bu,

"NeyluU-

Evtâr"ir\&d da geçmektedir.'^'

Zikredilip

bu heydü^i^

h^nin

zfdirleri.

azfn mubah olduuna

d^lgL Mfekte^. lu«ta, Mhlerin cumhurunun varm olduu gör^ tcjr. Yalnz hür k^nnn, imm hajây ©Iduundaa do^, asd Hiî ve rzas ile yaplabilir.

mm

Fakat bu da, yukanda zikredilen lin

çocuu

diri diri

Cüdâme

topraa gömmenin

gizlisi

binli

Vehb

hadisinde "Az-

olduu" açkça ifade edilen

hadisin ikinci bölümüyle çelimektedir.

'"et-Tckvîr, 81/8.9

Müslim. Nikâh 140-141 (1442): Ahmed b. Hanbel. el-Müsncd. VI, 361, 4.M Ahmcd h. Hanbel. el-Müsned, I. 31: bn Mâcc. Nikâh 30(1928) Ebu'l-Bcnikât bn Teymiyyc. cl-Müntckâ, 11. 56\-5M (Dân'l-Ma'rife basks. Beyrut).

evIM^ Ngflu'UE^, Vî,

I^Tlfe "Abdulberr'' yerine "Abdurrezzâk" ifadesi yer "Abdurrezzâk^ yerine **mâ^fb&f* '00nildi. yoksa yazann burada bununla "bn AbdiIbeiT"e iaret ^ini bilemlyonz. Ahmed b. Hanbel, el-Müsned. I. 31; Beyhakî, es^SüBena'HCÜbrÜ. VIK Abdurrezzâk, el-Musannef. VII. 146(12577) evkânî. Ncylu'I-Evlâr. VI. 197

aMstadtF. Burala

la^ «Mc m

m

BU

290


Baz

mi

bu hadis

âlimler,

ile

bundan Öttcdk hadislerin arasn te'Uf et-

yapmanm tenzkm meh-uh olduunu Mnm^lcrdir. Bu,

vc a/l

Beyhâki'nin görüüdür.

Ba/. âlimler

ise,

"

bu Cüdâme hadisini, sayca doha çok scnedlc gelen

bn Haa^

çelimesinden dolay zayf î^ymiardar. Hâliz

hadislerle

i^.

se öyle demekledir. "Bu, *sahih* hadisleri zann ile defctmckiir. üphesi/ hadis sahihtir vc iclif mmk mömfeön^*^ <tbn 852/1447)

Haccr, Fclhu"l-Bârî, IX, 309).

Baz dir.

âlimler ise

Cüdâme

iddia etmiler-

hadisinin, ncsh edildiini

Ancak bu görü, nesh edilme

tarihinin bilinmcmCvSi sebebiyle rcdde^

dilmitir.

Tahavî

32 r/933) dc der

ki:

"Cüdâme

hadisindcki Rcsûlüllah

durumunda, kendisine vahiy indirilmemi

(s.a.v)'in

gçla

((i.

EhH

kitaba

bir

konuda balan-

uygun olmasndan dolay kabul cimi olmas

ihtimali

hükma feildinîM vc O da bu huaiîHa Yahudileyalanlamtu-/ bn Röd (a 520/1 126) vc bnuM-Arabî (ö. 543/1 148)

vardr. Sonra Allah, O'na ri

ise,

n

Rcsûlüllah (s.a.v)'in Yahudilere uyarak bir

eyi haram klamaya^a^

ve sonra da hu konuda onlarn vülan söylediklerini açklayamayaca-

gcrekt^siylc, Tahâvî'yi eletirmilerdir.

Ba^

âlimler dc Müslim'in *«s-îSrigfe^Wg sabit

olmas

hasebiyle

d^me h^tsini tercih etmi* senedindeki fariçliik vc tzlmb^"^ seb«#|^ Ic

karsndaki

hadisleri ise

zayf saymlardr,

mm

bft

\{mt

m

II:

"Bu, onun bir hadiste zayf görülebilecei, ancak birbirlerini destekleyen hadislerde ise bu

durumun sö/.konusu olamayaca, aksine onunla amel

cdUa;e# IGKekçcsiyle reddedilmitir ki burada da böyledir. Hadisi badatrmak mümkündür" <bn Haecr, Rcthu'l-Bârî, IX, 3()9).

hn Ha^m (ö.

456/1063)

aslna uygun olmas ve gerekçesiyle

l?t

Cüdâme

konuyla

ilgili

m.

dier

hadislerin

mubahlk

hadisinin ise yasaklamaya delalet etmesi

Cüdâme hadisiylc amel etmeyi

iaiaJNc^^@Ien fkjç.

ise

doan bir zaytlk

tercih

sebebidir.

etmi vc öyle demitir:

Bu konuda dafiâ geni

Mücföba Ugur. Hadis Terimlei Sözlüü. nzttraT

bÜgl

nratklesi.

s.

için

17i-

'74

299


"Hef kim. ü/X yapmann yasaklandktan sonra mubah

klndm

iddia

ederse bunu açkiaraas! gerekir."

Cüdâmc h;urisinin yasaklamada kesin olmad, çünkü, tebih ypluyla "çtKUu diri Darak lopraa gömme" eklinde adlandnimasmm, onun haram olmasn gcrckiirmeycecgi gerekçesiyle bu görü dc elcliFakal

'

rilmitîr.

bn Kayyim

751/1350) dc bunlar badatrarak öyle der:

(ö.

"Rcsûlüliah (s.a.v)"n Yahudileri yalanladi ey, onlarn asla

birlikte

yapnm i^l,

onlar, a/l

tasavvur edilemeyecei

hamileliin

mek mesabesinde

4tötu*M diri

yapmakla

Çünkü

iddialardr.

dm ^)p^ gömmek gibi

Bundan dolay Ncbî

görnfiüGrtlîr.

a/.l

(ü-a-U)

nesli kes-

de onlar

yalanlad ve '^Tla]^m

yaramay mtemc^ haHnde hamilelie

olunamayacam' haber

verdi.

/aman (s.a.v)

ise

Çünkü Yüce

hu hakikaten \-ocuu

de bunu

Cüdâmc

diri diri

hadisinde

'gt/.ii

Allah,

cng

yaratmay dilemedii

topraa gömmek' olmaz. Ncbî

gömme*

olarak

adlandrmtr.

Çünkü kii. einin hamiUî kalmasndan k!«;;namk a/l yapm, dolaysyla da o kiinin kast, çtKUu diri diri topraa gömtnc yönitoe kaymtr.

M ûuwm vmmMt\

\m ve

kasT!

te

Hil bir araya gelirken,

bu sebeple Nchî

dirmitir. Yîiic

(s.a.v) a/l

Bu y/.lalrma

gaym gktr: Canl ola^ gtame. a/l yapma ise sadece kastla alt^Idm yapmay 'gizli gömme" ekliyle nitelen-

fark.

ise kuvvetlidir.

Cüdârhc hadmî.

sencdiflin

yf saylmtr. öyle 1^: Md

b.

sonanfa^i

IM^t^^ftif

Ebi Eyyûb, Eb1-Esved'daft

i

M m-

ppg riva-

kalmtr. Hûlbuki Mâlik ile Yahya b. Eyyûb bu ttadîM EbTlEsvcd'den rivayet etmilerdir. Yalnz hu ikisi hadisteki o la/lal zik-

yette tek

rctmcmilerdir. Nitekim bu konudaki hadi.slerin hepsiyle gelimesi sebebiyle

dön sünen

W3fiy

sahipleri

bu ziyadeyi almamlardr.^^''

Bcyh^î m. 4W1066) dc '^s-mfmm4£mfi^ffûn aM

yapmann mubah olduuna hökmcden birçok hadis vc rivayet naklcimitir. Daha sonra da az! yapmay mekruh görenler, bu hususla kendisinden farkl rivaycller gelen kimseler ve a/l yapmann mekruh olduu hakknda

-'

cvkûHÎ. Ncylu'l-Eviâr.

VL -M6-.^50

(

Dâru' 1-Ccyl baskua).


Muhtelifu'l-Hadis Arasnda

naklcUii rivaycilcr

için ö/.cl bir

Müslim'in- naklcligi

Cödamc

hc Bcyhakî {)ylc

sonra

"B/c

unu

Vchb

binil

dc

hadisini

/.ikrcimilir.

Daha

Muhah

oldu-

Rcsûlülluh'tun hunun aksi dc rivayet cdilmilir.

daha

Câbir

b.

AbduHlrt, Atedullah

dâha birçoktan) bUtu

Baz

uygundur.

ia/.la

vc hi/ açsndan daha kuvvetlidir.

myûi^mi^* iym

Sahabeden. MÛmlarini

Burada

lahsis cimilir.

der:

rivayet edenlerse

Sâbit.

huii

hah

Badatrma ve Tercih

miM

âlimlerin

te/iict mekruh olduu

Zayü

Sa'd h. ^bi Vakkâ&.

b.

AbbSs. Ebu Eyyûb cl-Ensârî vc

b.

gönnülân pol^sylâ bu gürü. daha

hunu mekruh görmersî ijcklinde

îsc*^

KîiiRifnbfîi

yorunlau. Vic de en

^il Allah

iyisini

biiir."^^-''

111.

Hadiste Ncsh

Hadisler

msnc^i

çeliki kontmuyla

hususlardan birKi dc,

ilgili

ncsh veya hadiste nâsih-mcnsuh meselesidir.

Ncsh meselesinin. 'UIûmu'l-Kur'an' (Kur'an

duu gibi

'UIÖmu'l-Hadis* (Hadis ilimleri)

iie

dc

ilimleri)

ilgisi

bana

âyetin tek

iddia

gM

biriiinc

birlikle "kln; âycli 'nin

ve hu

de nesh görüüne

Gerçekle

inektedir.

iki

hadisten sonraki

ümmetinin

hangi âyci

olduu

husu-

arasn hadaurmak güç gelen bilindiinde ha/ hadist^iier hadisin

ise hadisle ne.sh iddias. Kur'an'daki

Çünkü

isimlendirdikleri bir

snmlardr. ncsh iddiasndan daha

mm ak^^i tUnmn

Kur'an'da asl olan. Kur*an âyetlerinin

ebedi olmasdr. Sünnete üelince.

le.

iki

mmakmdr. Oysa ûvtmm. bunun

iw bîr yer

uiimi.

varamamlardr?!

Hadisle de. birbirleriyle çeliip

olduunda

âyeti" diye

an

Allah'n kitahndan yü/ ayetten la/lasn nesh etliini

amiicf. bununla

iîuma

"kdç

ha/.lan sadece

ilgisi ol-

vardr.

Ba/? mülessiricr. Kur'an^f Kcrîm'dc ncsh iddiasnda hatla onlardan

le

lideri tii.lalyla

oMLa ha/s:

ve ümmetin üünlük

cüa' dâvalara vc geçici ballcre

Ik-yhakî.cs-.Sücnin-Kiibr. VIL

umum

için vc

Kesûlüllah (s.a.vl'in

i:>lcini

çözüm getiren

g«mkti^

yönelmesi sebebiy-

hükümlerdir.

.<2K-.1.12

301


BUmmla ce

birlikte

hakkndft vmh iddia edilen hadislerin çounun,

iyi-

aratrldnda mcnsuh olmaâ# ajtâ|m çkar. Bazen hadislerden kimisi

'ruhsat' kasi edilir.

ile

"azîmef kast edilirken, kimisiyle dc

Dolaysyla her

iki

hüküm,

ilgili

yerlerinde geçerli

olur.

Baz hadîsler. Ur hâl île ve tRer1«H*t haa»* de ba^a bir hâl ile i1

lintili olabilir.

Bu durumlarn baka baka oluu,

Nitekim kurban

etîcrînin üg

günden

saklanmasnm yasaklanmas hakknda denildii gibi. Hâlbuki

fazla

khnmas öukww«î ilgili y^mdc de açkladmz

ve daha sonra da onun mubah bu. nesh deildir. bii-

nesh anlamna gelmez.

durum hakknda, ndiidik im b^^l^ Burada Hâf/ Beyhakî

gibi. yasak,

W durum hakkndadr.

458/l()66)'nin "Ma'rifetu'sSûnen

(ö.

Âsâr*' adli kitabnda belli bir senedle

mam âfi

(rh.a)'in

ve%

öyle dediini

zikretnem iyi o^^lar;

"M hadisin birlikte kullanlmas amel

edilir, birisi için

lal'tan

baka

bir ihtimal

L Bunlardan fiâsihle

amel

edilir,

ihtimali

oldtitida her

dieri terk edilmez. Fakat

olmazsa o zaman bu

birisi nâsih

M

ikisiyle

de

hadis arasnda iMi-

ihtilaf için iki yol

vardr;

ve dieri dc mensuhtur. Dolaysyla-

men^t terk edilir.

ki hadisin çelimesi, hangisinin nâsih ve hangisinin mensuh olduuna dair herhangi bir delaletin olmamas. Burada benimseyeceimiz 2.

hadisin, terk ettiimizden

Ut

sebep

Bu, ya

daha kuvvetli olduuna delâlet eden herhangi

olmada müddc^^ b^ini brakp

iki

dierini benimseyemeyiz.

hadisten birinin sObutunun dierinden daha kuvvetli

0ma$

bu duniftda d^a ^Sbii olmn benlmserH^ l^eya ikisinden birisinin. Yüce Allah'n kiubna veya ResÛlü'nün sÜHne^ daha uygun olmas ya da ilim ehlinin bildiine daha yakn olmas yahut kyas yö-

hâli \}& öh£r ki

nünden daha ^ahih" olmas veyahut Rcsûlüllah'n ashabndan çounun

benimsedii görüü yanstmas

Yine

belli bir

"Bunun sonucu

ile

gerçekleir."

senedle gelen rivayette

olarak; ancak'âdil

olduu

nstm pPf {ihM) #yte

bilinen ahitlerin ahitlii ka-

bul edildii gibi, hadislerden de ancak sabit

302

der:

olan kabul

edilir.

Yalnz

'


Muhtetfu'l-Had5

hadis, mc<;hul bir hadis yü7.

olduunda veya onu

ve Tercih

nakledenler, kendilerinden

çevrilmi (metruk) kimifCCEUen olduunda, sanki o hiç gelmemi

gihî saylr.

Çünkü o hadiü,

Bcyhakî der

sabit deildir."

"Bu kitabm

ki:

Muhammed

"Ebu Abdullah'n,

inceleyenlerin, burada ismi geçen

smüîl cUBuhârî olduunu; "Ebu'l-

b.

Hüseyin"in Müslim ibnü'l-Haccâc cl-Nîsâbûrî kie.

Ansnda Badatrma

Bunlann her

de,

ikisi

tamam

olduunu da

bilmesi gere-

'sahih' olan hadisleri t(q)layan birer

yazmtr.

kitap

Geriye

düük

ceden

her birisinin shhat konusunda belirtmi olduklar dere-

i.sc.

olmalar sebebiyle kitaplannda nakletmedik leri

hadisler kalmakladr.

Onlardan ba^»n}«m.

Ba/su, Ebu

sa:

A

Dâvtt^.

Muhammed

SOl^rman RnO'l-E

Bckr;

a cs^î^tî

sa cl-Tirmizi

b.

Ba>:sm, Ebu Abduttahman: Ahmcd

Bazsn. Ebu

'sahih'

Muhammed

îbn

h.

uayb cn-Nesât

shâk

hn Huzeyme

rivayet et-

mitir.

^

Buntaitten

birisi,

kiubmda, keng^ çtihadmn ün^Srmü olduu

artlâr ve imkânlar dorultusunda rivayctlo*! toplamtr.

Rivayet edilen hadisler üç çeittir:

Bu U^^t^te J^ir ksmuKulis âlimlerinin, shhatleri ü/ere ittilâk ektikleri 'sahty ka<ikîerdîr. Mcnsuh olmad müddetçe, hif kimse bu 1

.

tür hadislerin aksine hareket

Bir

2.

ksm

edemez.

ise hadis(,ilerin

hadislerdir. Bunlara

/.ayllklar üzere

ittifak ettikleri

zayf

da hiç kimse itimad edemez.

Dier bîr kifnm ise »nlann, sühutlan hakknda ihtilaf ettikleri hadislerdir. Ba/ âlimler hadisin ba/. râvilcrinde görülen cerh sebebiyle bir hadisi zayf sayarken, baka bir âlim ise bu cerh sebebini görememitir. 3.

Veya

haberinin kabulünü gerektirecek kadar râvinin haliu:

bir âlim.

vâkf dertken* bakii

rck^s yahut

larnn

olarak

tea

^rdüü h^susu,

âlîm.

dümü

bir âlim

vâlgütr.

âUmm

cerh ge-

Nefesi bîr âtim cerh olarak görm^..

brMertn kedinin

olduunu veya

Yahut »f

munkâtt^ (kopuk) veya ba?j lafz-

râvilerin kimisinin

baz

râvilerin

sözünü

303


Sünneti Antmad?

hadî!îit

YMn

mcminc soktuunu ya

senedine

kulum

(müdrcc)

tla hir

bilir,

hadisin ücncdim

hu hususlar

baka

baka

t>ir

bir âlime

WliüiQ

'm $M\

kalr.

Bu anlatlanlardan sonra, hadis ilmiyle uraanlarn yapmas gereken ey; âtimtehn ihüiallan §iU ününda bulumlurmok» oolarm ^f hadisi ret veya kabul ederken ^)7xitiklc1 husustan dikkate almak ve

sonra da onlarn görülerindi' en "Kahih^ olan seçmek olacaktr.

Baan,

Allah'tandr."'^

Bcyhikî. Ma'ritctu's-Sünon vc"l-Âsâr.

I.

101-103 (Tahic »;s->Scj7d

cl-MecliMt'l-A'lû ll>-uûi'l-.slâmiyyc, Kutirct.

304

AhmcU

Sakf.


Söyleni Sebepleri, artlar ve Maksatlar Anlalmas 4. Hadislerin;

Inda

cbcvT Aneiiti cn

gii/cl

Hr

ciclltte

anlalmas

için

gcreitlî

hususturdiin hirisi Uc: hadislerin, ü/crinc hina cdildikk-ri ()/ol

-A.

na

^

sebeplere veya

hakiimasdr. Bu

kurtlr

yada

ise hadisle

hadiste anlatlan

Haîfeîîeri 4eri'nlemesîfie

unkm

düf aça hükmün

mkûi

var t)laca ve

(illet) ü/.erine

Bu

udur: Hadisin

çkthîlîr.

îsc:

kurulduu

edilir,

olup olmad-

ya hadisten

%K^Try^ Mr aratrmac; baz

/amann anlarn gö/cimc

Bunun

bal

ç-

olayn hulummdan anlalr.

veya o /aman mevcut olan

belirli bir

(illele)

ya açkça ilade

maslahat gerçekletirmek ya da

TTiLilebcr bir

deriTick

gerekçeye

belirli bir

iyice

bir

belirli

hadislerin.

zararl bir

eyi

probleme çö/iim bulmak

ü/.crinc

gi-

için,

kurulduunu göüL

tad httktün genci vc devaml

ol-

düünülmesi durumunda, varlyla

yokluuyla

d

hükmün kalkaca

bir

gerekçe

görülecektir.

önceki ûlimlerin yai^? da nesilden nesîlc aklara geldikleri

î^yfere ters dtîseJîlc hakfcraçkça söyleyeiilmck için cdcl^ l>îr ccsavt

ve psikolojik bir kuvvetle beraber, derin bir kavraya, hassas bir

açsna, bütün nasslar kapsayan

ilmî bir

bak

çalmaya, eriatn maksatlarna

ve dinin hakikatine iyice nül'u/ eden bir bilince ihtiyaç duymaktadr.

da elbette basit bir

eyhülislam

ey

Bu

deildir. Nitekim hu ö/cUiklcs; sahip oimak.

N Tcymiyyc m.

728/1 327Vyc. ;^amanmdakî

j^H

alimin

305


Sönneti Anlamada Yöntem

dümanln

kapanmasna sebep olmutur. Öyle

çeitli eniFikalar «klz^temiler ve birkaç defa

ki

bu

âlimler,

ona

kar

onu hapse attrmlardr.

O

da orada ölmütür. Allah ondan raz olsun.

doru

Hadislerin

aktmda meydana

vc hassas bir ekilde anlalabilmesi

gelen artlar

^Mmlara çg^üm q«f^ Büytelilcle

ile

nassn

bu artlar açklamak üzere ve bu

UgiU huiHistarn

^

bilinindi

^p^ir.

hadi^ kaî» edilen ey <fikkaüi bir ekilde beliri^mi, zanna ey söyletimefl^ düülmemi olur.

dayanarak akla gelen her bir

için,

manann peine

ve kast ecUUneyen yüzeysel

Açkça da bilindii üzere; âlimlerimiz, Kur'an'n iyi bir ekilde anlalmasna yarcUmc o^ esasladan birinin de^ â^tl^in nüzul (ini) sebeplerini bilmek olduunu zikretmilerdir. Böylelikle Hariciler ile dier birçok kim^fn dümtt^ oldt^ b^ hamlara düCÜmem oltrî Nitekim bu kimseler, mürikler hakknda inen lümanlara uygulamlardr. Bundan dolaydr

Allah'n kitabnn

alp onlan Müs-

âyetleri

ki

Abdullah

inmi olduu hususlar deitirmeleri

b.

Ömer

(r.a.),

sebebiyle onlan

yaratklann en kötüsü olarak görmektedir.^^^ Kur'an'n nüzul sebeplerini bilmek, onü anlamaya lefsir

eden kimse

lerinin bilinmesi

için gerekli olunca; hadislerin

daha da fazla

çalan veya

om

vürud (söyleni) sebep-

gereklidir.

Bunun sebebi ise Kur'an'm^ yapts g^l v@ n^^M olmasdr^ Baz mslar ve ibreüer aimmas; dmck cüz? eyleri, detaylar vege^lc eyleri insanlara sunmas onun

Sünnete gelince, getirir.

o,

Aynca sünnette.

vozi^nden deildir.

çok defa bölgesel,

cüz'i

ve anlk problemlere

Kur'an'da bulunmayan hususlar

ik:

çözüm

detaylar vanlr.

Bttmten dolay neyin nass, neyin genel, neyii geçici ve neyin ve neyin

cü/."i

kü bunlardan her

Sonuç

birinin,

itibariyle

Misüt halamna,

vnaki Atteh*m muvaflak

na

olduunu ayrt etmek ayr ayr bir hükmü vardr.

ve neyin lümel (külli)

306

Çün-

ve sebeple bak-

kld bir kimsenin sünn^ dostfe^n anlamas-

yardm eder.

Bkz. âtbî. el-Muvâtakât,

lgili artlara

gerekir.

kalc

III,

347-3.50


"

Hadislerin SÖ^üâ^epleri, artlan ve Maksatian

"Sizler Dûnyantztn

lerini Daha yi Bilirsiniz.

Bunun örnei: ba/ insanlarn ekonomik, alanlarda crialn hükümlerinden

yamztn ilerim daha onlarn iddia

4alu

iyi biliyoru/.

kaçmak

iyi hilirsiniz"

ettikleri gibi-

Iknda Anla^rlmas

bi/im

~

için

Zaten Rcsûlüllah

dayandklar

(s.a.v)

dûn-

"Sizler,

Çünkü hu

ladisidir.

dünyam/m

ve benzeri

siyasal, sosyal

alanlar

iijlchndcîdir ve

Uc sö/konusu bu

onlar

bi/.

ilevi bi;ee

Nmkmi|ur! Acaba

Çünkü

Asla!

liünyuUaki haklar lerini

kaslctüi mâna bu mudur?

hadis-i crilln

insanlar için adalet kurallar

ölçülerini

ile

koymak,

esaslar biiilirmük; Allah'n, Kesûl^

ile jgürevlcrlc ilgili

kantrmunr^ ve Nitekim Yüce Allah öyle bu-

giTndo-me* sebeplerindendir. Böylelikle ölçüleri

onlar sebebiyle yollar

ayrmam

yurmaktadr: "Dorusu

olur.

rcsûllcrimi/i

bi/..

açk

gönderdik ve

delillerle

insanlarn adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitab \c

mizam

indirdik."^-''

Bumliüi dolaydr

M

ah-V(^ maansldsri#*

t>rtakhK rsbln. klr%

borç ve benzeri ileri düzenleyen Kitap ve Sünnet nasslar gelmitir.

Nitekim Allah'n kitabndaki cn u/un

âyet.

dünya ilerinden

düzenlenmesi olan "borçlarn" yazlmas hakknda inen

iman edenler!

Birbirinize belirli bir süre için

Jmrfm. çinizden "Siz

bir kâtip

dünyanzn

ilerini

sebebi açklamakladr. sahabilere

hurma

etnai^tt Hâlbujki y.irdâtin

olmad

dc (bunu)

Bu

daha

ise

âdil bir

hunnalan

bir vadide

ziraat

bir

eyin

ayettir:

"Ey

horçlandimz zaman

ottu

ekilde yazsm."^'"

iyi bilirsiniz" hadisini,

adamas hakknda Nebî (s.a.vi

u

a/,

onun söyleni

alama kssasdr. Nebî

(s.a.v).

zanna dayanan görüüyle iaret

erbabndan

yetimiti. Ensar

bir

ise,

kimc

deildir ye

Nebî (s.a.v)Nn hunia

!$Mn3 ^ty vey^t dînî tnr emir seanm ve alamay terk etmitir. Alama yapmamann meyveler üzerinde kötü etkisi ortaya çknca Nebî (s.a.v). 'Ben ancak zavum i!c daha iyi olacan sandm. Dolaysyla beni, z^nnm sebebiyle eletirmeyin...' buyurdu. Sonunda da

alama

tle

Müslim.

II^I

Mcnakb

141 (Z163rdt; Âictr.anhâ) ilcEiK»

t).

Mâlik<r.a.)'lan:

cl-Hadîd.57/2.'^

cl-Bakara. 2/2H2

307


Sünneti fttlamada Yöntem

'Siz

dmymtzm

Hr (lummda

hadis.

daha

idlerini

te

buyurmutur.

iyi bilirsiniz'

bu

siVytcnmiiir."'

*' ^Bm, H^^MerArasmda Oturan Ha- MûdSmandtm Vzaatt.

"Ben. mürikler arasnda oiuran her Müslümandan u/agm. onlar, birbirlerinin atelerini görmemektedirler"

"

Çünkü

baka

hadisiylc

bir

örnek verelim: Ba/t ^îrmeter. birisinin

telMe de ttinyamn

dc dedii gibi- sanki "global bir köy" olmasndan sonra îirc-

htsshrla

nin. icthvi. i. licarcl. scyahai vc hcn/cri

çkan

trlaya

^^s^n

bîrbirînc

ihtiyaca

bir(;ok

ramen

asrm/da

ilgili

bu hadisten, genel itibaryla

bir

Müslüman'n* Müslüman olmayanlann beldesinde oturmasnn haram

olduunu

anlayabilir.

Hâlbuki hadis -Allârnc

Reid R/a

Mekke'deki Müslümanlarn Ncbî

bi-

(ö.

1354/l*)35)'nn da dedii gi-

(s.a.v)"c

yardm

etmeleri için

mü-

hakknda nakledilmitir. Bu hadisi, Siinett sahipleri rivayet etmitir* IFakat Ebu Dâvud'a gelince, o. bu hadisi CeHir b. Abdullah (r.a.)Uan rivayet cimi^ir.^3Pt^

yanndan 0*na

riklerin

bir

topluluun. Ce!%

Yine Tirmi/Î de bu hadisi

demi

budur" lir.

AbduM (r.ûj j^îkr^tmödîfetotîi yani bu hadisi

olarak rivayet ellikleri bclinilmitir. Ncsâî dc bununla yetinmi-

müsel tir.

b.

hicret cimclerinin vaciplii

Yalm/

tjnun

derdi.

ohrak

ve Buhârî'nin dc bu mürscli

hu.susuiitdâ usÛl

öyledir "Nebî

Bu

elmi vc "En sahihi gördüünü naklctmi-

rivayet

'sahih*

Buhârî, '*€S^eJtîh**\nac bu hadisi rivayet etmedii gibi. hadis

artna da uygun d^Mir. Mürs^l

m]mmi ni ise

niürscl

kabileden

ilminde

(s.a.v).

ha/

hadislerin deiii olarak kuil^

mehur hlilaflar vardr. Bu

"Hassân denilen yere

insanlar

hadisin met-

bîr askeri

Müslüman olduklarn

MrHk gön-

belirtmek için

secdeye kapandlarsa da askeri birlikte yer alan kimseler bu dikkate

almakszn

taö

derhal onlar öldürdüler.

Bu durum Ncbî

davran (s.a.v)'c

"esSvnelS Masdaran tn-Ma'rfeti ve'l-HadâratV (Bilgi v: Medeniyet Kayna Siinnel) adh kitabmzn "Sünnetin Terii Boyutu" bölümünde ya/dk!annua bakabilirsini/ (Dfnr-urûk. Kahin;).

î^H

olardk

Ehu Dâvud.Cihad M)^

308

(2(>43); Timii/Î. Siyer

42 (1604); Ncsâî. Kasâmc 27


Hadisleriv^^l^i^ Sebepleri, artlan ve Maksatla l;mda Anfa;lmas

ulüi. Bunun

Ncbî

tt/£rinc

(s.a.v),

bundan dolay unlam

panm

vermelerini cmrclti vc 'Ben. müriklerin arasnda oturan hçr

mandan uxs#fn^ buyurdu. Ncbî

(s.a.v).

diycl

Kftllitt--

R«lö?' dcdte.

Sahabilcr, 'Niçin ey Allâft'm

'Çünkü onlar, birbirlerinin atelerini görmemcklcdiricr*'^''

huyurdu.""(Yani: tc birhirlcinc yaklaabilirler, nede hirbirlcylc buluahiIiIlt.

Öylcki her

biri

dierinin

ncsale m)k uzaktr. Kinayeli

yakt

bir

atei görebilir

ama

aralarndaki

uzakl

anlatm olup, mekansal

ilaUc

eden)

fy insaninr, Müslüman olduklar halde. Nebî

yarm

diyet verilmesini cmrcUi.

Çünkü

(s.a.v).

onlar. Allah ve

savaan müriklerin arasnda yaamalar sebebiyle eyhlerine

yardm

etliler

hakknd Resûlu'nc kar onlar

kendileri, kendi a-

ve böyleee bütün olan haklarnn yansn""'

di'ürmü i>lduJar. Yim AHah v© R@ail'Q@ yimtitMi kalmay douran bu tür ikamclerc Kur'an'da da iddetle kar çklmtr. Nckîm

Yte Allah böylclcri

"man edip de

hakknda öyle buyurmaktadr

(miirikler arasmda kalarak) hicret etmeyen kimselere jielinee, onlar, hicret

elineeye kadar tnlarn velayetinden

onlar dinde

yardm

si/.e

bir

ey

yokiur. Fakat

isterlerse onlara yattija etmeni/, gerekir.

nzda anllamîi bulunan

bir ivjpluma

Yalnz

ara-

kar yardm etmeni/, (ilma/.."^

*^

Görüldüü üzere Yüce Allah burada hicret etmek vacip okluktan'"^ sonra. hcre etmeyenlerle dostluu vc yönelim sorumluluklarn ortadan -kalclrmtr. Dolaysyla Nebî hct

Müslümundan

tada M

man kii

zömre

Haitabî.

uhn

.

u/om"

îfelÜ

îlfcile^

dyclm yanya disûiilnosinin

onlaK hpkt bankasyla

"Ben mürikler arasnda oturan

s()zünun anlam. '(>ldürütdüü

ansnM

kanrlor iimsuut;»

yihi oklular.

(s.a.v)'in.

oiunnlanyla kendi kendi

gerekmesi

kar

iiüvcnsizlik il'adc

lukkmda öyle

aleyhlc' inc

yardunc

kynasyla LnaycIinin pay düliL**

nrli»kliivirak

Bn lcIikL" diycUcn

hilMiferîîte^

/aman kanndan

kendi ciinna

der:

"Çth-

oldular. Höylc-

hijlak

olan kifnsc

''cUBntâhH/72 Hicret. Medhte^^feî

ûnm^m ife yiîteA ccsiircti

RcsuPe vc

sahahilerine

katlmak vc slam' ogaMimek

ivin

mMn^ öfenlierte ism^t ^* «(»yLMklc slam a^maiii

kuvvcikniynrdi-

Mekke

rcthctlilincc,

Modinc'ye hefiSE

cHit^

k^tl*

mad. Bundan dolay RcsuluMah,

emek

'^(Mckke) îlnhinden sonra arlk (Medine'ye) hicrel yokür, Siidcce cihad etmek \c (cihad) nivMinde olmak vardr". iHuharî.

Menfkhu'l-Ens;V4?. McgO/l 53: Müslim. îmarei 86

(l«(>4) k

309


sommtu demlim)*

beriyim (yani

kar

devletine

buna

ar/,

demektir.

ÇUnkO böyle

kita

birisi,

savaanlar arasnda Ikamçt etmek suremle kendisini

clmi^; olur.

Bunun manas udur: Hakknda nass ifade edilen artlarn deiip ktenilen maslahatm veya defedilen bozgunculuun arkasnda 3^ ddg

dOÜnUtf^ ^sr^(S^^ yok olmasyla, bu nass ile daha önce sabit otail hükmün ortadan kalkt anlalr. Çünkü hüküm, gerckçenîn wl^yla var olur ve yokluuyla da yok olur.

"Kadnn Mahremiyle Birlikte

Bu konu

ile ilgili

örneklerde

Yolcululc

birisi

Yapmas"

de; Euhârî

ile

Müslim'in "Sa-

M*^nûe Abdullah b. Abbâs (r.a.) ve bakalarndan merfu* olarak u j^mdtsine ha^R gelmitirr ^&!t kskim m^k im^mün^ k6^ nikah

dümeyen) mahremi olduu halde yöleuluk

Bu yasan arkasndaki

jîcrckçe:

yapabilir."

*

eek

yolculuun deve, katr veya

üzerinde y^plmae^ vc genellikle de nercdeyse^ yerleim merkezlen

yaayanlarn pek

bulunmad

ald

sahralar ve çöllerin

bn-

ile

zamanda

kadnn, kocasz veya mahrcmsiz olarak yapt yolculuundan kaynaklanan korkudur. Bu lür bir yolculukta kadmn kendisine bir kötülük isabet etmese bile en a/ndan onun hakknda kötü eylerin yaylmas sözkonusu

WkM

olabilir.

-^nnmzda

oh^^ ^î-

durum

€^^i oiapf ^IMJgUn m takadn kadn

az yüz veya daha fazla yolcunun bindii uçak ya da yüzlerce yolöi

yan

yaplmas

bir irende

halinde ise yalnz

bana

yolculuk yapan

hakkmda korkmaya gerek yokur. Dolaysyla bu konuda er'an hakknda

bir

günah yoktur vc bu durum, hadise muhalefet etmek de

saylmaz. Bilakis Buhâtî'dc Adiyy

"

fîuhâri.

Chad

b.

Hâtim

140. Cezâu*.s-Sayd 2f. Nikâh

(r.a.)'n

merfu' olarak

riv^c

li; Müslim. Hac 424 {1341)'de

Abbâs tr.a.)'lan muUelckun aleyhtir. Bk/.. el-Lü*lüü ve'-Mercân. (850) vc aynca bundan önceki üç hadis (847. 848, 849 notu hadisler). «blt^aîîn^s^aflal 4: Müslim. HîK413-4t4 tl»rö6^«aöl^ h. Ömer (r^^Ttan: Buhârî, Taksim's-Salat 4: Müslim. Hac 421 (I339)'de Ebu Hüreyrc (r.a.rtan; Buhârî. Cezau's-Sayd 26; Müslim. Hac4I5-4t6.4Z3 (34(î)'dc Abdullah

h.

Aî« te

Ebu Saîdci-Hudî

SI©

(r.a.)*tan.


rtlÖjâerlh^?te^*fipteâartIanve Maksatlar

u

eiliî

hadis bunu dikleyebilin "Bir

kadnn, Hîra

Inda Anlalmas

denilen yerden

çkp fcoca& olmakszn tâ Bi^c CKâbc^e) kadar gelmesi yakndr. Bu

hadis;

ve yeryüzünde güvenliin

ysyla da böylg kim bn Hazm

çkn,

slâm'n ortaya

bir

(ö.

nurunun âlemlerde yükselmesini üzere söylenmitir. Dola-

yaylmasn övmek

yolculuun

caiz

olduuna

delâlet etmektedir. Nitedelil getirmitir.

456/1063) da bu hususla bu hadisi

Yine baz imamlann bu konuda

bir

kadnn mahremî ve kocas

ol-

güvenilir kadnlarla birlikte veya kendilerine güvenilen bir

makszn

cemaatle hac

yapmasn

caiz gördüklerini (r-anhâ)

bulmamzda alacak

müminlerin annelerinden

bir

du-

hir grup,

rum y^mxf*

f^itekim

Ömcf

döneminde yanUrmda mahremleri olnrakmn (Medine'den

îr.a.)

Hfekkc yc

gide^

geçtii üzere,

ile

laööMnteîd'ff. Hatta

Osman

b.

Affân

(r.a.)

Buhâf nin

««»-^irfra^nde

vc AbdurrahmanlI^Avf <r*«4 yolcu-

srasnda onlara arkadalk etmilerdir.

luk

Hatta imamlardan bazs, "Güvenilir bir

kadn

bile yeter"

demekte-

dir.

Baz imamlar

ise

"Yol güvenilir olduunda kadn tek

luk yapabilir" demektedir.

kitobn sahibi de

yolcu-

Bu görüü, âlülerden "el-Mühezzeb*' adl

doru bulmaktadr.

Bu duram tew tt^^^teütöiohrfâ g^rHdir. bunu bütün yolculuklar iin gerekli görmütür.

âfîîlerin

bazs

'

"Devlet Balkanlar (mamlar), Kurey'temlir"

Yine bu konu

ile

ilgili

Buh3r,

Mcnakb

bakanlar (mamlar).

"Devlet

olarak

Kurey'tendir"^* hadisi de vardrJ^! Allame

bn

bana

bn

Haldûn

(ö.

808/1406),

25

Hacer. Fclhu"l-Bârî. !V. 446 vc

devam

(cI-Halchî

basks)

Enes b. Mâlik (r.a.)"lan rivayet etmitir. Heyst:m"nin, Mccmau z-Zevâid. V, 192'de dedii gib*v%ttM^

Ahmed

b.

Hanbei. cl-Miisned.

ravileri güvenilir

MbK#t â&

III.

129. I83'de bu hadisi

kimseladir.

*^«^r^f© vi%^TerkS$^d&

ise:

^

fta^n

senedi, ceyyiddir'

(fer.

Aynca **^-Müniekâ" adl kitabmzn 1299 nolu hadisine bakabilirsiniz. mam Ahmcd. cl-Müsncd, IV, 421. 424'de bunu baka bir hadisin içeri.sinde tendir." Heysemî lalvzla öyle rivayet etmitir: "Emirler (devlci bakanlan) Kurey'

311


Sünneti Anlnn^

Mem

**^ftkaâdime"mm3iB

K«î^1fl

ca

'NcM

hunü.

ile

dfincmddci

ü/crinc kurula-

ald'

asabiydi (yani gü^ ve nüfuzu) dikkate

eklinde

cdcTck öyle der:

Icl'sir

artnn. m\&Qc

"KutcyIilik .seHibiyie

Imma

bu

i0n bu ^rt.

Offtift

'^Kuroys^'tcn

olma"

hu artn

ile

sagîpcak güçUi

içerisinde

engellemek

^(k||unQ anlarz.

deerlendirmemi/ vc

kapsaml gerekçeyi -ki bu

kasi edilen

asubiyctin

Bundun dolay Müslümanlarn

gerekir.

çandaki dier

geçecek halilenin: kendi

cek, onlun kcndiHne

a^^^/Jklar

'yeterlilik'* ile ilgîH

art

-yeterlîtik""

olmasdr- esas almam/

bana

«nfecda teulunan asabiyet vc üsiünlük

meydana clebilccek

için t>ldu|u sabit olunca,

var

hükümdarln

ftM|î trf4ü^ vc haHfclik veya

kuvvci

yaad

{s.a.v)'în

asabiyeiteu Üstün gele-

b^ klacak ve böylece bütünlüü en güzel ekilde mensup olmasn prt

bir asabiyete

fc<e^mami7. gcrck-

mekiedir™"

Balamlarn Göz Önünde

A. Nasslarn Vaz* Hikmetini vc

Tutma Hususunda Sahabe

Mi?îWn fsghmlann dunit

ha/

illetlerini

hadislerin. ResLiLillah (s.a.v)

ve sonradan bu

lerin /îijiriyle

Bu

göz önünde bulundurma mcio-

uygulayanlar, saliahe ve onlara gii/clce uyan tabiundur. Onlar,

ilk

aldm

liîr

19.1)

dttruTOaKîm

k'r

belli

bir

durumu

ele

tür hadis-

ameli terk etmilerdir.

eimeyip Müslüman

Siik.'\r h

dtînemindeki

durumun deiliini görür görmez bu

birisi de:

arasnda taksim etmi,

sahahilcri

(V.

ve

vc Tabiunun Mctodlar

ki:

nesiller için

Hcbî

lakai

(s.a.v). Haybcr'i.

()ner

" devaml

rak

(r.a.)

bir

güç

oray fetheden

ara/isini taksim

kayna

olsun diye

"liklisin lavilci. Slikoyn b. Ahüula/î/ hariç 'sahili' kimselerdir. is<j. sik: hi Milisedir " Münzirî

Ahdui;/i/

yüM-ilr kinsckTitr," lk/.

tCT

ki:

"Bu huüMn

ravilcri.

.-i-M(inickâ. (1.^1)0)

K(>n>l; iluili ilmî hi tle^iTL-ndiriK' KrcyIilii". A. V. 1. 1-. Dergisi. XXIII.

için hk/:

Iklipoglu.

M.

Said. "llllarclin

Ankara 1978 Bkz. thn Myld^. mukaddinK-, t. W5-(m (Ucclu'l-Hcyûi'l-Arabî -ikinclhask. thk, Ati vm.

^ '

m

Omcr s.

(r.a.)'i(i

iuinul

bil

Ahdmmâ

ara/i\i ll-iiedclcr ;n;iSMuia h(ilîiiiinm;fn(>

ivin hk/: cs-Siyâselu'^-er'iyyc

ISSOOI fNlektL'hcu Vehhe

312

1-93.

neri).

n^it^esi^ %^î«lll^

Hcync NusÛsi>Sertîflî vc Maîâsdih»!


Hadislerin Söyleni Sebepleri, artlan ve Maksatlar

iruy

sahiplerinin elinde

haknu:?

koymay

vc ara/iye vergi (hara<;)

bn Kudânc (ö.

daha uygun görnüiür.

nda Anlalmas'

62(VI223) bu konuda öyle der:

,

"NcbîfR.a.vrm Haybor'i taksim cimcsi. slOm'n baijlangcnda ihliyacn çok olduu bir /anandayd \c bunda :imnclin maslahal vard.

Oala sonra

ise

bu maslahat,

peklinde hciirginlcli vc

/fc.

bunun yaplmas vacip

nmmlrr. Ncbî

is.a.v)

alnp loplanlnasn

Onu

dc suyu

brakdmas

oldu."^^"*

Osman (r,a,} 'ih Kayp Develer Hakkndaki Tutumu

BuMm hlfe^ bir Îmoi

ieV

ara/.inin. sahiplerinin ellerinde

yc

dc_

kayp

Nobî

(s a.v)-in

kayp

dcvcleric ilgli tu-

develerden sorulunca. O.

kayp

develerin

yasaklad. Soruyu soran kimseye de. "Ondan

kendi haline hnak. \ardir. Sahibi

Çünkü onun

gü(;lü

ayaklan

.sana

h«fi^*yiuJe

buluncaya dek suyunu içer vc ^î^ffattJan ycf

buyurdu."'^^

Resûlüllah (s.a.\) (s.a.v) /aniLiifnda \e Hbu Bekr (r.a.)

dönelerinde hu uygulama bu ckilUc devam

develer. diklcri

Resflüilah ts.a.v)*m

vc

çölleri

elti.

(r.a.)

ile

Ömer

Buna göre kayp

rnvim uyulank. k^aikfini koruyabü-

amyy 4a3M¥Hâll ^k'an

sayesinde çöllerde yîyccek

vc içecek su bulup ikembelerinde dcp» dU^l^lcri sürece, lîah^fe^ iarafndan hulummcaya kadar kendi hallerine brakhr. onlar hiç kimse

Ol

ahkt>vma/d. Sonra

Osnân

**Muvatta'"iia

h.

AlTân

irau)

dönemi

gdtli.

mm

JMâlk

riv^ ^|îik: ^\ kctîdisi. bn ihûb c/-?;uhrfnift00*;

"Ömer îbnü^mattîft» (r.u;) mmsmmâ^ Myrp devefibf o kadar (,'oaIml. sada-solda yavnlrlard da hç kimse onlara dokunamazd. Osman fr.a.! halile olunca hunlarn toplanp ilan edilmedcdif ini iitmiiîr:

n

sahipleri

"

KuI'tnL-. lI-MiiüiiÎ. I.

sini,

bn

(,kma/sa satlp sonradan sahipleri bulunduunda paralu-

onlara verilmesini emrcui.""'^

598 (N^TH>^^feirfr-îslâmiyyc «sathiiea. Mte4 :?L-\k;tî. NL'\ln"t-i;vifr. V. î^K. Hu hadis: lîhâil Mm 2S Mu.sakal 12, Lukala 2. II, !:iak 22. \-xkh 7?: Mislim. ^. 4. 2 U?23*'Uc /eyd h. Hâlid clCliciiî (-.;,) l:n miicrckun alc\hlir. Mvalta'. Akdiyc 5\

Ukl

313


SSnfieti

Anlamada Yöntem

Osmân (r^,)'dan sonra, durum biraz daha deiti. Ali (r.a.) halife olunca k^y^ mâmin„ ^^len »âm korumnak üzere tutilmalarmda OsTîiâii (t.a.)% fttöPihi ki^l etmekle birlikte bunlann satlarak paralannn sahiplerine verilmesinin, sahiplerini zarara sokabilecei görüündeyÇünkü devenin bedeli, bi/zal devenin yerini tutamaz ve salad fayday salayamazd. le bundan dolay Ali b. Ebi Tâlib (r.a.) kayp

di.

d^^erin toplanlarak Beytü'l-Mal tarafndan baklmalarna ve

sahipleri

çknca da teslim edilmelerine karar verdi/^^ Osmân

(r.a.)

ve Ali (r.a.yn bu yaplkîîm Î^Sst^ tîaSS^ mftâferf^

maksadn' göz Önünde bulundurmulard. Çünkü insanlarn ahlâk bozulmu, hak-hukuk anlay zayflam ve bir lak^m kimseler ellerini harama uzatr olmulard. Buna göre kayp

deildi. Bilakis onlar, 'bu emrin

hiplerirtc

iirlac ke*di ballcrme brakmak^ oniaft ^yi eunek v« î^bir daha dönmemelerine sebep olmak olurdu. Bu ise Nebî

(s.a.v)'in

onlar toplama yasayla katiyen kastetmedii bir eydi,

dcveM

ysyla bu sakncal durumun ortadan kaldrlmas B. Nasslann

gerekiyordu.

Deien Bir Örf Üzerine Kurulmas

Yukanda geçen

hususlara îttve cdilesfeStec^ eylerden

nasslann. peygamberlik asrnda varken daha sonraki asrlarda

döneme

olan, o

ka-

ait örl'

üzerine kurulup

birisi

de;

deimi

kurulamayacana baklmastdr.

Asrmzda ise durum deimitir. Buna göre nassn b^lannmyp nasstan kast olunan eyi e^s almamzda

lafzna harfiyen bir

saknca yok-

tur,

tnunl^ VnBHfiB Öl^r ve Tartlar HafckmdttkiGdraa

Fkh âlimleri, "Buday ile buday, ayn ekilde arpa, hufma ile tuz. ile gtaU ise tartt musma fazölçei Mçeine, misti nûstine v& lahk alnmakszn dei^ir^ endeki mehur nebevî faiz olabilecek (ribevî) mallaria ilgili oUutdc

geçen

182/798)'un

'^^

Merhum Fkhu". I

314

Dr.

görüünü

\mm W^

^m

bilirler.

MuhammötJ YusurMusa.Târîhu'1-Fkhi'l'slâmî. "Sahabe veTabiun

s. 83-8.'S


HMjIslefn S^^^bepleri, artlan ve Aal^tlan

Im^ Aa^trras

Ebu Ymu^ hadiste geçen SffliöarO» '^H©^' ini. y«to 'tartca' sm itibar edilecei hakknda bunun 'örifc bal* bir hüsus okuU g^E^Mh, dr. Buna göre örf deiirse, örnein -asnm^a olduu gibi- hürrm île

u/ tan* ile alnp satlr hale gelse, muamelenin yeni örfe göre yaplmas gerekir. Dolaysyla hurmann hurmayla, luzun tu/la -'ölçek' olarak farkt bile olsa- *lartr ile eit olarak

allar j;aiz olur.

amm

Hbu Hanife'nin il<^i sûrcU^ ve Hanefi td^linnn kaydettii u görüe ters dümdde^ ^^esfflÖThA (s.a.v)'m, hâfâttt^ 'ölçek' itibaryla fazlal haram kldif! mallarda ebediyen 'Ölçee' iti-

Bu im,

bar edeceklerdir, hatta insanlar hu mallarda ölçek kullanmay terk etseler

Yine Resûlüllah

bile.

d

da tan kullanmay biraksatâr

ile

trmadr; hâlbuki

doru

Ebu YusuPun

ilgili

eskiden

kIamlat

sidir.

dlçii,

Miktarnn

mmu&ân deiiklie urayan

Un #m3t@n

mskal veya

kyamet gününe

''FMu'z-Zekât**^^"

I

birisi de;

ve

tartyaMM Olur.

Varl

bir örfe

Ncbî

bal olarak

(.s.a.v)nn, nakit

vaz' edil-

pamJtmu

^00 dirhem (595 gc) ve dt^ert de altndan 20

dinar (85 gr.)

Çünkü o dönemde

zmmmmhki nsan-

ujpm dü^ktedir. Bu durumda hdmbat

diinin en açk örneklerinden

y^ma

ve arpann

söylediidir. Bu.

Nakit Paralar çin Nisap

N-dmm.

buday

u

larn maslî^atma daha

'*

tu/,

alnp satlmas gerekir. Bu ise insanlar için bir zorlahalde bu hükmü koyann böyle bir maksad yoktur.

olan görü,

bcn/cri eylerle

fazlal haram kl-

bîic."

bu görüe göre hurma.

kadar "ölçek"

ile

itita edilecektir; hatta insanlar bu mallar-

mallarda, daima

te

haklannda Hart"

ts.a.v)'in

olmak üzere

iki

çeit nisap takdir etmi olma^

dinar H) dirhepe eil

durumdayd.

adl kitabntda da a^ntaadlm ü/crc; Nebî

ayn nisap miktan fcs^may kast etmi deildir. Aksine onun kasl, tek bir nisaptr. Bu nisaba kim sahi^ o kimse, zen(s.a.v),

gin

zekât için

iki

saylr ve zekât vermelc

mm

tedavülde bulunan altn ve

'

Bil kilap.

"slam

olw-

Bu msapfee,

^inüten oluan

//«AHAHnrfff ZcAâl"

adyla 2

cilt

iki

halinde

nöbövvet «snndfi

para einsiylc takdir

brahim

Sarm tarafn-

dan Türkçe'ye tercüme edilmitir.

315


Sühn^Atiam«j|BM ctUlroi^ir.

Dtjlaysyla bu konudaki nass. o gün gc^rlî «lan

mök> gOrc

meytoa eln^

riyali

iki

dunm ümamcn deimi

vc

Asnm/da

ise

düü

allna jOrc korkunç hir

ytistcrmilir.

Bu durumda

/ckfu nisahn. hirtjrindcn oiduk*;a larkl dcgcricr ilaüe eden ii/crindcn lakdir eimcmi/,

ömefia "«5

gr.

almn nii^

Dmm

^^t

miifi

veya Ünlün dinarna ya da olan hir kimse. "Parann

paras olat

larsak

0is$l0e

nl^ m^çMRtmkn

bf^^fe nnftea, mesela bir miktar

Msr cüncyhinc^^" veya

nisahm

gümü

dc

mebla

595 gjr, gümüe dememi/ eaiz deildir, on

Kuveyt

Suudi riyaline sahip

ü/crinden hesaplarsak sen /en-

dolaysyla /ckâl vermen gerekir" dememi/ vc bundan

ginsin, la/la

iki

altna veya

denk nakit paras ulan kimse /ckâl vercoîktir"

bu durumda

Icâ*

vc zekât nisabn, birbirine tamamen eit

mehlaîi göre snrianmtr.

gümüün

vc

ftrfc

kat kat

nisabn altn ü/crindcn hesapsen lîikirsin" dememi/ düünülemez.

Asrm/da

bir

kunscyc

"Parantn

hu tlurundan kuruilnann yolu. nakil paralarda /ckâl

snrn iladc eden bir ick nisabn bclirBüyük fisiad eyh Mhammed Ehu Zehra (ö. 1394/1974) lemnesidir. rae&lckiaiar uUn t^h Abdül v^h^ HaMî m> 1376/ l<Pi) le

ucvklircn or'î /enginliin asgari

eyb

Abdurrahman Hasen -Allah onlara rahmet

y^fl^feri ""/i^âr toferansnda dett

bu

hesap edihncsini

üöüü

delillerivle

ileri

/ckG nisabnn, sadece

sürmülerdir. Zckâl hakkmdaki

am%

'altn" üzcrin-

aratrmamda

levih vc tc"vid ellim.

sanld

git

eylesin- 1952'dc

gibi

nuJu {^rl'ü/crine kurulmutur.

na.s.sa Icrs

dümemekledir. Aksine nass bu-

Bu hüküm ancak bu

j^rltln

kalkmasya mn

birkr. L

'^''Cinovh. 7*1

Msr n;ra biciniHr. Miisliu.

oldk,; linkli iki ;yn nsap miktan ultjiurmas anlam ,'ik»inakt.dr. Bu. "Ikl'z-Zekâ("[d knuyla ilgili lurlnann/h lercih elliimi/ tiörii idi. Çünkü nisap miklannm. nakit pardda hirIçtrîhtcsmih /trtnU t^d^ugu^rdirk. Wm\i §w&^ nsah nt. >nksa alim nisab fm ft^crli olur? Ben. nakil pimmn nKih î^n. ^ttnü nisabn J-ûI \v alUi n'sahm lereih ellin», HiHiila

ni,s;p

niktjtnn. birbirimlcn

Mwi Ms^Mp^.

lik/.

316

(Uh

/-/ekili.

I.

Z<rl-l(^5


SövIph

Hadislerin

Âkife'nin

Zumuni LTcIcn birisi

//c

Ömer (r.a.) Döneminde Deimesi

sonradan d(;^en örlinc

ûtr,

NcM

arak

lîii/

bal olan vc ibh-i

(s.a.v)"in hala ile

akmhalan olan

tliinnclcrdc diyeli klilin mrsitlir

rLihlcr Ncbî

(s

neimiierdir. Hâlbuki bu

lkhvlan

Haneliler eihi

iiCvA

amd

dier ha/lar

ise

ödemesine hükmel-

kM^ ^î

old^ç h^n.

delil

^j^'le

p^

hTrmdmtftmhrdr bu görüle olan lakihlere muhalel'el

gammilcrdir. bn Teymiyye

M konuyu rfi^teltefc

[l

RcsûMUlaft fs.a.v)*rt

edip ()mer (r.a.)'n kendi döneminde diyeli di\an ehline

sm

/;tliine

oJmas g^ktiinç hük-

asr- saadette,

fiflfmîte

mek^

(kasta ben/er) öl-

hükmün

a.\Vij \erdii hu

ve desteklileri crkcfe okrubalan

fmlanf ^lcdiini

nasslam verilen

âkik'sinin

âkilenin daima kaiilin erkek akrabalar

dnncs

Inda Anlalmas

S^beplP'i, artlar ve Mak^.tl^n

(ö.

yüklemi oU^'-

728/1327). ^^Fetâvâ'^smûii

der:"Ncbî (s.a.vi diyeli âkilenin

ekle-

mesine bökmctmlir. Akifc. kimiye yardnn eden ve ona destek olan kimselerdir.

Ömer

ise

(r.a.)

bumda

ail

esas alman âkile:

bcMi kimseler midir?

k^.inin erkek akrabalar

ili.

kendi d(ineminde divan ehline yükledi. Bundan

diyeli

dolay lakilk diyelin kime ba

diMiciule

Âkile. Nehî (s.a.v)

olaca hususundu

.mr^mts

Giiata

Yoksa hcrîmnfî

iluilar elliler

bir

m\t

ve Aca-

m ityin i^îlmi

sö/konusu t)lnrak/m

kî#nin yardmet ve destekçileri midir?* denildi. Fakihlerden hirinei

e"

dçiîiijjlerdir.

Çünkü

Ikin4 i^!^ ler

yardm

tlc\

rinde kiinin

görüü

esas alanlar. 'Diyci ancak akrabaya dü-

akrabalar. Ncbî ts.a,v)

âkile

idi.

âlmlât \m. Terine ve isremma göpr kiiye kim-

edîyor ve kolluyoriarsa âkile onlardn-. Peyuamher

yardnnc ve arka çkanlar akrabalar

da âkile onlard. Çünkü Resûlüllah

(maa verme)

di^c bir sistem yaktu.

mîSjynjvi kulunca, her birlie

dahi birbirlerine

Dolaysyla

döneminde

âkile

Âkile: Kiijiyc

bal

(s.a.v)

idi.

Bundan

zamannda divan

(s.a.\)

d(tlay

ve aliyye

Ömer (r,iu)* kendi tUjnemind*î*Uvan bulunan askerlerin akraba olmasalar

yardm edeeckM v& Hrbirt^n fetlay^Eart belliydi. de onlard" demilerdir.

yuUnu eden

vc ona destek olan kimseler.

317


4-

$s^h ohm* bu ikin^ ^^ütür. Yani atlana dl^imesiyle âkile olacaklar da d^l^. Yoksa batda oturan bir adam dOOnOn M, OiM dmc ve destekçileH oradadr. Bu durumda liasl otur da âkik^i ûöIa tarafndaki bir memlekette oturan kimseler olabilir? Hatta belki de onun

douda

oturan akrabalaryla hiçbir

berlemesi bitmi

gayb

için

ve3:esesi

(s.a.v), katil bir

Bir kimsenin

olabilir!

diyetini asabesine,

lanna wtorfstîr. Yim^^ wfe fmka.

hastay hata

mühendis •

âkilenin

mümkün olduuna

mesinin

ile

mirasn orada bulunmayan

mirasn

ise

^tk ise ba^

kocasna ve oul-

W

asrmzda meslek odalar

birliine

Buna göre

dair letva verdim.

öldürdüünde onun

için ise

ve herhangi bir ha-

muhafaza Omesi mümkündür. Çünkü ResÛlüUab

luuimm

Bundan dolay

kalmam

ilgisi

fidyesi, doktorlar

dönü-

hir doktor, bir

odas birliine ve

mühendisler odas birliine düer.

FtOr Sadakas

Sabit

olan

hususlardan

birisi

dc:

Resûlüllah

(s.a.v)'n.

I'tr

dakîuum vcnyt)r vc bunun bayram günü sabah namazndan sonra

bayram namazndan önce

saile

verilmesini emrediyor olmas idi.^'^

Toplumun hacminin küçük olmas, halkn

birbirini

tanmas,

onlar-

dan ihtiyaç sahiplerinin bilinmesi ve evlerinin birbirine yakn olmas gibi sebeplerle

trmak

ftr sadakasn <;karp onu almay hak eden kimselere ula-

için

Resûlüllah (s.a.v) dönemindeki bu vakit yeterli idi vc bunda

herhangi bir problem de yoktu.

Sahabe asnna

lam,

fertler

gelince, toplum

(;oalm

sadakasn verebilmek

genilemi, evler birbirinden uzak-

vc araya yeni unsurlar girmi, dolaysyla da ftr için

sabah

namaz

ile

bayram namaz arasndaki

gelmemeye batadiU te sahabenin, ftr sadakasn, bayveya iki gün önce* vermeye balam olmas, onlarn ince

bu vakit

yeterli

ramdan

bir

kavrayl olnmlarndan kaj^aklanmaktadr.™

tbn Tcymiyye.

Mecmuu

Fetâvâ, XIX, 255-256

Buhârî. Zckft 70. 76; Müslim, Zekâl 22-23 (9K6)'de Abdullah b.

Buhârî. Zekâl 77

318

Ömer (r.a.)*tan.


Inda Anla^lmaa

Hadislerin Söyleni Sebepleri, artlan ve Maksatlar

Müçlchil lakihicrdcn kenililerinc uyulun imamlar döneminde

irpltm daha da

pmilemi

%e zorluklar

bira?^ (abiL

mmi^

olduu

ise

Bu s&

hqlc flr saddcasn; Hanbeli mezhebinde olduu gibi Ramazat'm yansndan, hatta aftî mezhebinde olduu gibi Ramazan'n bandan itibaren verilmesini

cai/.

gördüler.

Yine sünnette

kalmayp

hclirtilcn yiyecekler ü/crînde

genelin^ var olan yiyecek maddelerini bunlara kyas le burilardan

da

iVlr

de iukir

ü/.clliklc

için

daha l'aydah olmas du-

yivceek maddeleri yerine onun bede-

rumunda. Tlr sadakas

için verilen

linin verilmesinin cai/.

olduunu da

ilâve euilcr.

Çünkü sadakadan mûmi* böylesi

Bunlar

ise

kutsal bir

lar muhtaçlktan kurtarmaktr. Muhiaçlktit kurtarma,

vcklccbilüii ö/clükle de

gibi.

onun bedelini ödemekle dc

asrm/da- sadaka

verilecek

bunda, nebevi nassta kastedilen

lkh

C. hiftt ile

(ince

y^^^^ f^-

gcrt-cklcir.

maln

Ruh veya Zahir

bsmm Ams^n

riayci vc

-

Bazen

ödenmesi,

bedelinin

olabilir.

te

onun ö/ünün uygulamas

kavray) da ite budur.

Sümele harOycn sarlmak, da^

eye

Hhu Hanifc

günde yoksul-

yoksullarn yiyecek ihtiyacn gidermcklen daha l'aydah

vardr. Gerçek

ve böylelik-

eltiler

sadakas vermeyi eaiz gördüler.

HuUa onlardan ba/.s.

vc ashabdr.

her bölgenin

ile

Maksatlar Arasnda Sünnet

d görünüüyle ona sarlmak

gibi olsa

ruhunu ve ondan kast (ilunan eyi yerine getirmek

otmaya^ gibi, hatta tam onun zdd bile olabilir. Örnein. Ehu Hanife ve ashabnn mezhebinde olduu

dakasun leri

bedelinin nakil olarak verilmesine iddetle

örnek alalm. Bu görü,

ayn /.amanda Ömer

b,

gibi,

kar çkan

ftrsakimse-

Abdüa/.iz vc daha

birçok elci 'akihlerinin de görüüdür.

Bu görüe iddetle kar çkanlann

delilleri.

Ne^t (s.a.v>,

kaSn; hurma, kuru üzüm. buday vc arpa olmak üzere Buna göre belirli .smllanndan verilmesini vacip klmtr. Buharî. Zekât 76: Müslim. Zekât 17 (985):

1829);

Ahmed

b. llanbel.

sda-

yiyeceklerin bi/c gereken,

Ebu Dâvud. Zekât 20 (1616. 617.

1618): Tirmi/Î. Zekât 35 (673): Ne'^âî. Zekât 37. 38. 39. 42. 43: (

Rftr

bn

Mâcc. Zekât

cl-Müsned. lU. 73. 98"dc Ebu Saîd el-Hudrî

21

(r.a.)'tan.

319


RcHÛlültah (K.a.vyîn belirledii hususlarda durup rc*y (g(lrüiimU/.)

sUnncHc

Icrs

üümememi/dir.

Hâlbuki hu kardeler, bu

-d

lar,

ile

i

görünüü gerei Nehî

Q'm

srnsian isjctKilçrinia

ü/criulc gereklii uihi düünniii:? olsa-

aç-

(s.a.v)'c lâbi olsalar bile- gerçeklik

muhaicic

eniklerini gölUîeklardiî:.

Yani bg-

hulta onUfin KÜnneiin ekline iSncm verip ruhunu ihmal cUklcrini fasletmekteyim.

Aslnda RcsûlüMah

alm

ve böylcee

lr

sadakasn. insankmn.

icrden vermelerini, vacip kU>4^J^

alan

kolay

ktmc için

gümü

Altn ve

ise

ellerinde bulunan yiyceck-

daha faydal

idi.

eklindeki nakil paralar

ise

Araplar ve ö/elliklc de

id. Yiyecek vermeleri onlar için

daha kolayd. Zalcn yoksullar da bu yiyecek maddelerine

makla

Bunun

idiler.

dikkalc

ÇUnk^ bu durum, veren kimseye daha

halk arasnda ender bulunmakla

çöl

/amanm ariiann

çevrenin ve

(s.a.v).

için sadaka, onlara

duy-

ihtiyaç

kolay gelen eylerden

lar/,

klm-

d. Halla Nebî

ma

ellerinde

sm

ya

(s.a.v):

deve. koyun ve

sr sahibi

olan köylülerin dai-

bulunmas ve vermeleri kolay olmas hasebiyle

alman

sütlen sü/ülüp

fe^yj

hale gclirilen

llir

sadaka-

(yourt kurusu veya

çtikclck türünde «lan) "ckt 'icn vî*mcU;rine bile izin vermiUr.^^^

deiip

Fakat durum

/aldmda. gerekse

I'akirin

ailesi için

dc nakil paralar daha bol vc yiyecekler

bayramda o yiyeceklere deil de gerek kendisi vc

baka eylere

ihtiyaç

duyduunda,

nakit olarak verilmesi, verene daha kolay ve alan

dal hale

geldi.

yaplti»

bir

Bu

ise a-

yaklamn

da. nebevi

.sadaka

deerinin

kimseye dc daha

fay-

ruhuyla vc ondan kast olunanla

amel y\du.

Örnein. Kahire ehri, on milyon

gibi

sa' (1

on milyondan

sa".

(iril

la/la

Müslüman'n

dirheme göre 3,334

yaad

kg'dr)^'''*

bir

buday

veya arpa veya hurma ya da kuru ü/.üm vermeleriyle mükelicr klsan.

Muhârî, ''^

Sâ': kg'dr..

320

Ztîkiîl

76: Müslim, Zekât

Bir sâ'mn

uri.

1

7 (<}S5>\1l-

Fh

Saîd L-I-Hdrî

1040 lirhcnUir. Urlî dirhem esas

(r.ii.)"tan.

alndnda, 3334


Hadislerin Söyleni Sebepleri,

artlan ve

onlar bunu nerede buliiGi*klar? BuniJtt hepsini veya bir

bilnck

için kfiy-k^y

buBimya

ksmm eUc edc-

kadar arayp dururken kim

bilir

ne tSk

ve güglüklerie karlaacaklardrî Hâlbuki Allah, dinden' güçlüü kaldrm ve kullan için güçlüü deil, kolayl istcmiiir. zorluklarla

Haydi, bir an inanlgrn

larn düünelim.

Eer

bw yiyecek maadcIcrini kolaylkla bulduk-

fakir kii, kendisine verilen yiyecek

maddesini

öütemiyor, hamur yapp ekmek piircmcyip de cl<mci frndan hazr olaralc

saln alyorsa, o /aman bundan nasl yararlanacak Ur?

Aslnda man. ona,

biz fakir kin^eye

aldtfclan

mmm

bû^>

tekrar

ve

satmas

Oigcr laraflan çevresindeki insanlarn

hcmm

gibi bir

hiçbiri,

verd^#x

»

yük yüklemi oluru/.

tahla ihtiyaç duymuyorsa

o /aman bunu ondan kim satn alacak?

Nitekim alimlerinin îiS^konusu yiyecek maddelerinin bedellerini ya-

siiklad ba/ ülkelerden iir sa

hLuma veya

iakir ise riyal

pirinci

daha

ucu;!:a

yiHe

bir sa'

sîtim afthg fiyatla,

için

Zekât veren kii.

tüccara

sattndan,

bîr

^^or, veya

iki

m^ym. almp aUly^. Hakikatle ise, burada almtr. Üstelik, zdcât vercnin direkt ola-

birkaç defa

Bjfi^âiteU,

çeken yine u

anlattlar;

on riyala saln alp onu Ütkre teslim

pm

rak vermesi halndeh daha eksiiyle.

zdd

unu

bana

ayn anda o gda maddesini ayn

Böylece bu, iiiki:

karde,slcr

fakirin

fakirdir.

ona

enai.

Dolaysyla zekât verenin tüccardan

sal

fakirlerin

Uyat arasndaki farkn /.ararn

malah^

için mi,

yoksa bunun

mi geldi? Yoksa eriat, bu kadar ekilci mi?

Tüm insanlara kar bu konuda iddetle kar çk, gerçekle sünnete uymak mdr? Yt)ksa devaml ilkesi "kolaylatrn, zorla^trmayn" olan sünnetin ruhuna muhalefet midir?

Aynca Ptr .sadakasnda

bedelinin verilmesini caiz görmeyenler, bir

beldede en çok bulunan, lakat hadiste belirtilmeyen yiyecek çeitlerin-

den verilmesini nasl caiz gördüler?

Bu.

bîr

yaj^ftui halidir.

mmm

yorumu veya mevcut

Onlar orada herhangi

bir

bir nass ü/crine

kyas

güçlük görmcksizin imamlarm


Sünneti AfflarRadaYSntem

taklit

etmilerdir.

Bu

ise

-hizim

görüümü/^

görc- *sahih' bir

kyas ve

kabul edilebilecek bir yommcIur.

O

halde ("tr sadakasnda, onunla kast olunan; böylesi hir günde

yoksullar dilenip dolamaktan kurtarmak olmasna

atemesi

Ukrinî

ramen,

bedel olarak

bu kadar iddetle reddetmenin sebebi nedir? Belki de

hu. bi/?^ yiyeceklerin ödenmesinden daha çok bedelinin Ödenmesiyle

gerçekleecektir.

322


Deiken Araç le Sabit Amacn

5. Hadisteki,

Birbirinden Ayrt Edilmesi

âtflatimlâ hlOsyt ve karkla düme sebeplerinden HM Sünnmî dc: baz insmlann sünnclin gcn^cklciirmcyc çahu ahit hedefleri

vc islenilen bu bedellere

ulamada

ha/,cn

ona yardm eden an-

lk ve gcNTcscl vesileleri birbirine karlrmuluriür. Bundan dolay onlann, sanki bu etkenleri

bU/M kas

dü^ncelerini bu hedefler üzerine KQnnetl vû

#çlcriylc

(xMta|l^]y^m ^l^^n.

H|IM

mm ^trannt M^tmda derinleen k$i. oncrtli ölânm Hedef

olduunu ve hu gevre,

olunan cylcnmçesînc

buna

hedefin dc sabit ve

tesir

devaml olduunu

eden asr veya örf vc bcn/eri

bilir.

Vesileler ise

unsurlarn farkllyla

üciir.

Bundan harekede sOnnct alannda aratrma yapp

**ncbcvi ibb'^tt

^nem versnMn birçounu, Irt^lene ve dccrlondltimdSfh^ Hn^t (s.a.v)*in haz!

bedenî hastalk le dertlerin tedavisinde ve tedavi

bclinni olduu

ilaç,

gda,

ol.

için

dancicr vc benzeri eyler ü/,crine odakla-

trdiklarn ^iirürsün.

Bundan Mûi onlar, öme^.

Mm u

hadisleri zikrederler:

323


Sünneti Anlamada Yöntem

"Tedavi ulUuunU/. eylerin en hayrls, kan aldrmaktr." 'Tedavi olduunuz eylerin en hayrls, kan aldrmak ve buhur köküdür."''^

Ud-i Hin4i*yi^^' kullanmay tavsiye ederim.

"Si%e

idinde yedi lüriü

u

"Si/c

Çünkü onun

ifa vanlr."^"

çörekotunu tavsiye ederim. Çünkü sâm hariç, onda her

derde deva vardr.

Sâm

ise,

öiiim denmektir.

-Çdrekoiunda, ölüm hariç her drade deva vardr."^**

"smid

(denilen sürme

la)

lendirir, saçlara dinçlik verir.

lönaalime göre bu ve nebevî

dir. Bilakis

sürmelenin.

ile

b«Mi2eri vasflar, •'nebevi

tbbn rühm insanm

saglamlgm. gücünü; yorulduunda

talandnda

tedavi

Çünkü

o,

görmeyi güç-

"'^

tbbim mhu

i^-

salm ve tiâyMi, vücudünun

rahatlama, aCikttgmda doyma, has-

olma hakkn korumaktr. Tedavi nc kadere imanla

ve nc de Yüce Allah'a tevekkül etmekle çeliir. Her derdin bir devas vardr.

Ahmed IS6;

'"*'

eUMüsned. V.

19;

Taberânî, el-Mu'ccmu'UKebîr. VII, 185.

Hâkim, el-Müstedrek. IV, 23rde Semure

Ahmcd

Encs

Hiinhel.

b.

b.

b.

(r.a.)'tan rivayet

etmi ve Hâkim bu

Hanhcl, el-Müsncd. li. 107: Ncsâî, cs-Süncnü'l-Kübrâ. IV. 373. 376"de

Mâlik (r.a.)'un rivayet eUnitir. Elbânî de "Sahîhu 'l-Câmiu 'sSaîr''(ie bu

hadisi /ikretmilir.

yag sm arsna fayda verir, ç uzuvlan gaz çkarr, zatülccnp haslalma faydaldr. bn Sina. Ûd-i

Ud-i Hindi'nin kokusu: nezleyi giderir, takviye eder. vücuttaki

HindTnin bademciklerin tedavisinde

^ Buhari. Tb

(r.anhâ)*dan.

10, 21. 23. 26:

Bu

MosUfn*

haüLs. (Elhfinfîn)

ilaç olarak

koOanldgn

belirtir.

Smammw&ei!yma& K^lMMIIm '*Samii*l<âmlm'3^aglr'^n&

mm&kte^

dir.

Ibn Macc.

Tbh

6 (34:^y)'dc Abdullah

b.

Ömer

(r.a.l'tan.

Tirmizî.

Tbh

5 (2041):

bn

Hibbân. es-Sahîh. XIII. 43?'de Ebu Hiireyre (r.a.)'tan. Ahmed b. Hanbcl. clMüsncd. VI, 138'dc Âie (r.anhâ)"dan rivayet etmitir. Bu hadis, (Eibânî'nin)

.

*Sahthu%CâmM*s-Si^*^nâ& de ge^maktediT. ''^

Buhâl

aleyhtir. '"^

tb l

Müslim.

S^am

^ m\^ûe Ebu

324

ki:

mon^Hin

Bkz. el-Lü*lüü ve'I-Mercân. (1430)

Tirmizî, Libas 23 (I7.'i7)*de Abdullah b.

der

Httreyie (^^ft.)^

"Bu

hadis, hasen-garibtir."

Abbâs

(r.a.)'tan

riv^et etmitir. Trmiz!


Hadisteki.

Hastaln bulamasnda: megru oluu;

ev ve

insan,

Dej^Ar^ileSab^AraanBûbinnde Ayrt Ediloesi Allah'n sUnnclinin ikrar, {karantinann

mma veritas^ü su

temizliine

yosl

ve yeryü*

zünün

kirlciilmesinin

verilmesi,

alnmas

yasaklanmas, tedaviden önce korumaya önem

insana zarar veren her tUrlö

rucu maddenin veya zararl s.

Yüce

gdann

veya

homk

sarho

içecein haram

Allah'a kullukta dahi olsa. insan cisminin

eyi yüklenmesinin haramii, bedeni korumak

lrimas, cesedin beniTi^ ^ylcr,

al

yannda

hm Mlükârda

ruhsal

veya uyutu-

edici

güç yctircmcyccci

için ruh.satlarn

sj^^n

klnmayasalla-

da korunmas ve huna

geçerli olan gsaçek "nebevi

tKb^' tmapl

^^:âeiamlanlr. Vesileler ise

imesi

gerekir.

onunla

se, hu.

ara

asrdan

Eer

bizi

hadis,

ve çevreden çevreye

hu vesilelerden herhangi

balamak ve

omm karsnda

deil; ancak her hâlükârda meydana gelen Hatla Kur'an'n kendisi leyi

deiir

belli bir

bir

bizi

ve hatla de-

eyi belirtmi-

dondurmak

vakay açklamak

için

içindir.

mekâna ve zamana uygun

bir vesi-

karsnda duraklamamz ve zaman vc medaha baka gelimi vesileler hakknda düünmeme-

belirtmi olsa, bu. onun

kânn gelimesiyle

min anlamna gelmez. Nitt^lm KtH%n* Kisûfif^

kadar kuvvet vc cihat için

balanp

"D^^mtûm kar beslenen

dümannz

Allah'n

dümann,

sizin

iniz,

Allah'n

bildii

atlar

hazrlayn. Bu

vc onlardan

düman)

gücünüz yettii

baka

atlarla;

(sizin bilmedi-

korkulunsunuz"^^

kimseleri

huyurulmam mdr? Büttiinla birlikle hiç kimse, buradaki

zrlamay", sadece Kur'an'n

anlamamtr. Aksine hçrkes,

asrn adarnn;

"düman karsnda

kuvvet ha-

ifade ettii gibi. "at!ar"la olacak

lügavî ve lalzî (crî) tanklar,

anlam

eklinde

bilen vc akl olan

zrhllar vc benzeri a.srn silahlar olduu-

nu anlamtr. •

Al yetitirmenin

"Allarn alnlarna,

cl-Klal.

fazileti

vc bu ite büyük ecir

kyamet gününe

kadar

olduu hakknda

(âhirctte) sevap,

(dünyada da)

8/()

325


gMiimet oJarak hayr d^ötlennfâ^ir"'®^ gibi hadisler nakledilmitir.

te

bu hadislerin: daha sonra kefedilecek, aun yerine geçen veya ondan kal daha üsiün olan her arav hakknda da uygulanmas gerekir.

kal

Yine "All^ yolunda kim

bir

ük

atarsa

u kadar sevap

««a

eklinde ok atmann l^ileti hakkmda gelen hadîs de böyltKir.

vardr"'*"*

Dolaysyla

bura^

alrm" da tüfek,

lop, füze

ve 'gayb zamiri'nin

içerdii dier bötîin araçlara uygulanr.

Ben, dilerin icmizlenjesinde 'misvakn' tayin cdilmE^imn de

MM^

bu könudaa olduuna inanyorum. Çünfel (miv^^) ^in temizUamesidir. B%îelikle Rabb (az tcm/leme iietnind^i) ho^til olur. Hfââkîm hadiste konuyla ilgili olarak "Misvak, temizleyid ve

az

Rabbi de honut

^ Ahmcd

b.

Hanbcl. cl-Miisned.

Mcnakb

8.

edicidir"''^'' ifadesi

28; Müslim.

7'de Urve cl-BSrikî ret

97 rira):

V.

yer atmakladr.

375. 376: Buharî. Cih;1d 44. 43. Farzu'l-Humus

narci 98 (1873); Tirmizî. Cihad

(r.a.)'tan.

Atmed

NcsSr, Mayi 5'dcrGöfr

b.

(I(94): NcsSÎ. HayI

Hanbcl. cl-Müsncd. IV. 36

f^\m

er.a.)'tan.

Bu

;

i

Müslim.

ma-

hadis. (Elbânî'nin.)

Sahîhu'l-Câmiu's-Saîr. (3^53rdc de geçmekledir. Ahmed h. Hanbcl, el-Müsncd, IV, 113, 384; Nesâî. Cihad 26; bn Mace, Cihad 19 (2812): Taberânî. Müsnedu'-âmiyyîn. II. 140. 238; Hâkim. cl-Mü.stedrek. II.

Amr

Abese (r.a.)"lun rivayel etmitir. Tirmi/.î. Fczailu'l-Cihad Ncsâî. Cihad 26; Hâkim. cl-Müstcdrck. II. 104. 132, III, -•>l "de Ebu Necih I04*dc

baka Necîh

1

bir hadisi

(r.a.)'n.

™ Ahmcd 14;

h.

b.

Ahmcd

Bkz. Elbânî. Sahîhu'l-Câmiu

(r.a.) tan

s-Safiîr.

(6267,

Amr b.

Abe^tRBi.) olduunu Mrtîf.ç) I. 3. lO'dc Ebu Bckr (r.a.rian. âllî. el-Müsncd. I, Hanbcl. cl-Müsncd. VI. 47. 62. 124. 146. 238; Nesâî. Taharet ^:

Hanbcl, el-Müsncd. b.

VdV

nârimî,

rivayci cimitir.

(1638):

1

19:

bn H/cyme.

es-Sahîh.

1.

70;

bn

Hibbân. es-Sahîh.

III.

.348;

Hâkim. cl-Müslcdrck: Beyhakî. es-Süncnü l-Kübrâ. I. 34'de Âic (r.anhâ)"dan. bn Mâce. TahartM 7 (289)'da Ebu Ümâmc (r.a.)"tan. Buhârî. ct-Târîh. VIII. 396 tmfen morant cJ-Mu*ccmu'l-fcal* vr. 27r*! Abdullah b. Abbâs (r.a.)'lan. Bk/. Elbânî, S^îhttl-CâmîuVSagîr, (3695). Kitabm yazan Yu.sul' el-Karadâvî: Elbânî'nin. Sahîhi'l-Câmiu's-Saîr. (369.5)'e bal kalarak Âie (r.anhf) yolundan gelen hadisin Hâkim'in *W-A/«sterfre*'*indc geçtiini

bctitmiiîr.

Fakat

hu^ hadis.

Âic

Hâkim'in "elHâkim'in "ef(r.anhâ) yoluyla benzer rivayetler yer almakladr. 0mSTdc bu hadisin (r.anhâ) yoluyla (r.anhâ)

Müstedrek"inde bu metniyle bulunamamtr. Bununla Mfistedrek**inüc

Âic

mtm fee .^^MOm^s^^r.

m

olarak **tvâu*l-Ganr

ile

birlikle

Âc

ElbM baesMd^t^ IMî''Ailkâtu*lMesûbn'' adl &ter\eai yapt tahf iç

Hâkim'in ''el-MIlriNM^tndc geçtiini kaydetmitir. le ilgili

yoluyla


Hadisteki,

Deiken Araç ile Sabit Aracn Birbirind^ Ayut Edilmesi

Fakal burada kast olunan, misvalcn bl/zat kendisi midir? Yoksa bu

Arap YarmmuMnUa.

icmiitoçUci uygun vc kuUy

((li

mûm dolay Nebî (s.a.v)"tn QnW için /ot olmayan,

bir araç

laka (dî

datn^ bu aleli onlara hclirtmesi midir? misvakn, aacnn kolayca bulunamad dier

idm»^

temi/Ji'-

indc) hedefe

Bu

"di frças" na yetecek

yaplmas mümkün

gibi bolca

baka

deimesinde

bir alcLlc

Nilelcim

baz

Hanbelî

lklnda

fakihlcr

küm

bir

saknca

y<}klur.

yer alan kiaplardan "Hidâyer'r-Râtft" mücllin lgili olarak

sinde kullaml^M «^Pf tt^*^;

krp

olan vc yü/ milyonlarca insa-

buna benzer cytcr söylemilerdir.

{bn Kâid cn-Nccdî) konuyla yen ve bunlan

goyle

di ile damaktan

titer:

"Dilerin temizli-

yarafayp zarar verme-

kuvvt^biî gidcrmcycn misvak afactfidm (l^fe%

îHrma dalndan, zeytin vc benzeri agaç dalmdan

rcsiccn.

lgn

lar

krp

dan

baka

loplumlarda.

vc bcn/cri

di

ile

damaklar yaralayp

olur. Fakat nar,

/.arar

veren ve bun-

zayllaian eylerle misvaklamak ise mekruhtur. Misvak bir

eyle dilerini misvaklayan cmi/.Ieyen

aacn-

ise sünneti yerine

getirmi olama/."

Bu kilab erh eden eyh Abdullah el-Bcssâm ise Nevevî'dcn unu nakleder: "A/daki koku; deiiklik giderici bez parças, parmaklar gibi herhangi bir eyle temizlendiinde mi.svak kullanma temizleme hâsl olur."

Bu da. delillerin

genel

llattt^l föfclhi ftm

olmasna dayanan Ebu Hanitc'ain^^rüüdür.

Hnmm ^. munm âo ^el-Munrdc der

"Kii temizleyebildii kadaryla sünneti yerine getirmi yapmaktan

bunun

âciz

sahih'

olduunda a/m da

bn Kudâmc,

d^ ftr^

Haz kîmseler misvak kullanmay

vc macunun,

asnmzda

"Silsilem 'l-Ehâdtsi 's-Sahîha "da

uyh

-her ne ka-

aac"

(Erâk) yerine

mümkün olduunu örenmekteyim.

çaluahnnu allu buknm;kladr. Hu "

(devamla)

kötü görseler de- özclfiklc dc evde.

yemekten sonra ve uykuya yatma srasnda "misvak geçmesinin

Çounu

'

(doru) olduunu söylemitir.

tle buradan hareketle dar

terk etmez."

olur.

ki:

ila

hadis.

Aic

(ranhâ) ypluyla Elbânî'nin

goçmemckit-'dir,

Abdullah ci-Bcssâm. Ncylu'l-Mcârib. 1.40

327


Sünneti Anlamada Yöntem

»

Yine sofra adabyla

eylerin yalanmasnn

Ncvcvî

(ö.

'û'iû

fa/tleti

olamk tdbt^n, parmaklann ve benzerî

hakknda gelen

hadisler

de bu

ksma girer.

676/1277) **Riyâzu'sSâlihtn''6& bu hadislerden bir ks-

mm kaydetmitir. "Bunlardan

edii

(r.a.)"tan rivayci

ladr; Si/dcn birisi

"Resulüllah^n üç

u

ile

birisine)

Abbâs

b.

öyle buyurmak-

yiyip bitirdiinde

parmaklarn

yalatmadkça onu

silmcin."^^'

parmayla yemek yediini

yaladn

Abdullah

Müslim'in,

"Rcsûlüflah (s.a.v)

hadistir:

yemeini

madkKçp veya (baka

parmaklarn

Buhârî

birisi.

ve

yemei

yala-

bitirdiinde

gördüm.

Yine Müslim. Câbir (r^)*Un parmaklan yalayp

u hadiiM rivftyel^miUr: "Resûlüüabi

tcmi/lemcyi emrederek, 'Bereketin^ ycmcSî-

Min nan^sfndenkltgtnu bilemezsiniz* buyurdu/'^^^ Yine

Müslim,

Enes

öyle dediini

(r.a.)"m

"Rcsûlülah, yemek yedii zaman üç ni/.in

rivayet

parmam yalayp,

etmitir:

'Herhangi

birî-

dUtüp /aman onu alsn, üzerine bulaan ^ayt ^ide^ o bkft^ ^sin. Onu eytana braknrasn' buyurdu. Yine

lotm^

r^ $onra

da

Rcsûlülah, bize yemek ketin,

kabn

iyice

syrmamz

emretti ve 'Çünkü bere-

yemeinizin hangi parçasnda bulunduunu bilemezsiniz' buyur-

du"^^*

Dorusu bu

hadlsterin sâdece lafzna

bakan

birisi,

onlardan ancdc

Üç pattf^k yitmesinin, yenildikten sonra parmaklann yalanmasnn, taban veya kabn yalanp temizlenmesinin nebevî bir sünnet olduunu anLir.

Böyle

hir kii. holki

de

kakla yemek

yiyen birisinden nefret eder

ve ona münkir gözüyle bakar. Çünkü, ona göre bu kii sünnete muhalefet

etmekle ve kâfirlere benzemekledir!

Genzekle

Buhârî.

'

Efime

muitcrekun ^ '

*

ise

bu hadislerden alnacak sünnetin ruhu;

^2: Müslim.

aleyhtir. Bk./.. cl-Lü'lüü ve'

Müslim. Erile 131 (2032) Müslim, Eribe 133(2033) Müslim, Eribe 136(2034)

328

Eribe 129

(2()3I)"de Abdullah b.

1-Mercân. (1.120)

HM ^4'V>^n Abbâs {r.a.nan


1

Hadisteki,

Deiken

Araç

ile

Sabit

Aracn Birbinnden Ayrr Edilmesi

mülcva/. oluu. Yüce Allah'n ycmeklcki nimelini laküir cimcsi vc ye-

mim

meklin

hi^tir

c^in faydas/, yere kaybolmamas

gösterdii

kimsenin tabakla braklan yemek artklarm veya ba/r

titi/liidtr. Bir

insanlardan düeri

W lokmay,

mak veMr ekmek lokmas lere

için

kibirlenip zengin

bile olsa

ve muhtaçlara bcn/cmeklcn

küçük peylere

u/aklamak

için

olduunu

kar

ortaya koy-

hrsl olan

almamas

fakir-

gibi.

Hâlbuki RcsûUiUah (s-a.vK labakta braklan lokmamn, ancak eyta-

na ic^ edildiim' îlkle etncktcdirJ'''

üphesi/

ki bu. psikolojik,

Müslümanlar bununla amel

ahlakî vc

Eer

ba/mda

hföiaplasan,

knun ekonomik

O halde hu, bir

milyonlar bulir.

bir terbiyedir.

Eer

öün- çöp

kovala-

bunu. bülün Müslüman

ümmet

gün

etseler her

rna atlan artklar görmeyecektik.

ekonomik

-halta her

gün mlyonlan veya tm ay v&ya br ytkk ne kadar lutart! tteeri her

îtc hadisin ardnda gi/lcncn ruh budur. Oysa yere oturup parmaklaryla yemek yiyen vc ttnla

-sünnetin

laf/in;!

leva/u uhlâktndao, $ükür ahiâkadan

beklenen gaye olan nimetleri

uyarak- yalayan nice insan;

m

bu edebî kucalUnt ardndan kullanma da dengeli olma ahlâkndan

/.aktr.

Alimlerden birinin bana naklettiini iittiim garip eylerden de udur:

O

âlim.

Müslüman Asya

(inlarn Uiv^eUerindc, kcnarlanna

Onlara

bum» mttm

ülkelerinden birini /iyarel

y^Jn^ k^ük

«nu. Onl^ 4.

lar,

etmi ve

talan

^anö.

*Bi/ sünneti ihya eimek için hu

kîiij^ fiöltl tâ^lanylâ aharctleniymtmr dîye

Buna göre onlarn, sünnete uyarak

birisi

cev^ -mineler.

mescitlerine çakl talar

yayma-

sünnete uyarak köpeklerin bile girip çkabilecei ekilde mescitleri

Siilum kaplan olmaks/m öylece açk bnkmalan, mescitlerinin tavanlarna hurma dallunyla gölgelik yspmalan ve yine tsttomfö u^rali cillerini leri,

ya

lambahnyla aydnlaimalan

dekorlanm.

seccadelerle

döenmi

gerekir! Hâlbuki

mm-

onlann mescit-

vc elektrik avi/eicriyle aydnla-

tlmtr!

''^

Müslim. Erihc (ISO,^);

Ahncd

\

h.

U^\M^

(20?}): Rhu Dâvud. Rl'inic 49 (3S45); Tirmi/Î. El'ime

Hüibct. cl-Mü.sncd.

III.

1

177. 29(rdc Cûbir t. Abdullah (r.u.)"lan.

329


Sünneti Anlamada Yöntem

Mekke'nin Tarüsi ve Medine'nin Ölçüsü

%mve^z

%

ÎH hususlardan birisi dc.

tartdr. Ölçü

ise Medinelilcrin

u hadistir: ^artK MM^elMn

ölçüsüdür.""^

Bu had5 -çadalarn dilini ku!!andm/da- Ncbî (s.a.v)'in içinde yalad atira ^rc Nehî'^ ait eski Ncbcvî bir iretiyi içermektedir. Bu Öretinin hedefi

ise,

û^m

insanlarn alverilerinde,

dcgi-tokularnda kullanacaklar ölçü ve

muameletcrinde,

birimlerin hirlciirilmcsi vc

bu

hususla bildikleri cn hassas ölçü birimlerine bavurulmasdr.

MtökkeUier ticaret ehli olduklanadan,

aUM^tonde

muamele ediyc^'tal. Bumda esas olan

larla

nmNl/'** difhem^^ ve dank Hlekkclilcrin

gayesi

korumaya

birimlerini iyice

tartma annda hüküm

Mrimlcrinin

tart

ve

katlann

küçük

Dolaysyla onlarn bu ayarlarnn,

yönelikti.

bavuracaklar

verilirken kendisine

alacak,

güvenilen ayarlar olmasnda

tart; ukiyyc {okkn)J^^

dirhem) vc benleri birimler di.

bu

ise,

madeni para-

ey

bir

yoklur.

bir ölçü

te

olduunu kabul eden

Ü/>cnnc "tarttnm Mekkelilerin tarts"

vc

bu esas bir hadis

Medineliler ise ekip diken ziraatçlar, hububat vc meyve sahipleri

olduklarndan ürünlerini, hurmalarm vc üzümlerini pazarlamadaki yaçlarndan dolay müdd, ler.

sa'

Dolaysyla Rcsûlüllah

almasnda yine alacak

vc

baka

(s.a.v)Mn

bir

ölçüleri

<Ûmer

(r.a.)'riM.

Un

11,

ey yoktur.

MihfiSfi^

gümii:^ d:>ndaki

eye

eyler

Hibhân. (1105. Mevârid):

ilâ

^^l^Fclh cl-Kucyrî ba Mi-

^j^sü^s. tlt

bu hadisi kaydt^iîlftir

Dârçkuint

(Msr hai^s). Snaîde. Sahîh, Ukiyyc: Tartlan

bn

99; Bcyhiikî. cs-Süncnü'l-Kübrâ. Vi, .H'dc Abdullah b.

sin ^fiMh" ^tâc^ona belinmi^^.

^

korumaya özen gösterdi-

unlann ölçüsünü birim olar^ <^as

Ehu Dvud. Buyu' 8 OMOy. Ncsfî. Büyu* 54: Tahâvî, Mükilu"l-Âsâr.

ihti-

Wm

I.

t6.^de hu hadisi zikretmitir.

miktar lrkl olan bir Ölçü birimidir. Altn vc ukiyye. 40 dirhem 127 yr.). gümü için ukyye 40

nispetle için

1

(

dirhem ancak bira/ hatif olduundan 19 gr. eder. Alim için 7.5 miskal (29.7.5 gr.). Bk/.. M. Erdoan. Fkh ve Hukuk Terimleri Sözlüü, s. 585 " Miskal: 20 krat yani 100 arpu arlnda bir arlk ölçU birimidir. Bir dirhem denk (danik), bir denk buday arlnda i^^M. Erdo^. a.g.e. & 381 " Dirhem: Muayyen arlklarda (6 danik=48 hsrt>be=2.979 gr) gümü parças. Gümü sikke. Tart birimi olarak kullanlan dirhem ise 5t habbe=3.l71 gr. a^rlndadr. Bkz. M. Erdoan, a.g.e. s. 104-lOS 1

dm

330

âm

MM

l^M


HadisteM,

Deiken Araç ile Sabit Aracn

ey udur: Hadis-i erifin,

Burada belirtmek istediimiz

UMM«^ ve

lin

MBdifflSlUcriri ölgt^fitJ tayinin,

deimesiyle deiebilen

Birbirinden Ayrt Fdilmesi

vesileler

Mekkclilc-

zaman-mey& ve

babmdan olduudur. Yoksa

rinde durulup asla geçilmeyen laabbudî (ibadete yönelik) bir

halin

bu, Ü/^i

emir deil-

dir.

tMmn

-bedjsOrp gelince, basiret sahibi

kimseye

gizli

kalmayaca

ve yukariflu da /Ikr^^imiz ü/ctc. bu sahada iniutnlann, bildikleri en îtt^ birimlere varncaya kadar ölçülerini Nfk^^fmderidir.

Bu rimleri

sebepledir ki bugün bir

le katlarndaki tmdalk

kar%W)Cuy^ti^' Çmkü

ko^jgl^k dierlerinden

Mü^lünan: 'kitügramr. onun kullanmada herhangi

ölçüleri

bu«

hem

ince hirimiyk ve

farkllk göstermektedir.

da tmdfee mhalcfct saylmaz, bundan dolay

Bu

küldük bi-

bir

güçlükle

hem dc hesap

ise hiçbir

durum-

çada MMmaiYâr^ Ur-

çok ülkede kg. birimlcn kullanmakta ve hiç kimse de buna

kar çkma-

maktadr.

f\m ayn

ekilde uzunluktaki 'metre

ince Hrimlcrc vc birlie

vc

mu

ulamak

ise

o

ölçülori*

üe büylolir. Hedcl',

mmm hikmet müminin yitiidir

nerede bulursa alr ve o. buna bütün in.sanlaFdan daha fazlasyla

layktr.

Aym

*

Bu

T&yrili

çin HUâtin Gozetfenmesi

k(>nuya girmefîî lîiffin^ÛR m\m. huMiJîlarto

u

âeî;

m^iur

"Ramazan hilâlini gör^ düünüzde orucu tutunuz. evval hilalini gördüünüzde ise iftar ediniz (yani ba> ram yapnz). Eer bava size bulutlu olursa o zaman hilâli "sahih" bir hadiste gelen

ncbcvî buyruktur

takdir ediniz."*

Baka lufzdâ ise u ifade var "...Eer ha^ /aman aban aynn saysn otuza tamamlaym/.." FakUlin burada £iylc söylemciU mümkündür:

hedefe

kapal gclte o

"Hadis-i

erif bir

aret etmi ve bir vesile tayin etmitir."

Ruhân.

Svm

?>.

Hanbcl. cl-Miisncd.

II; 11.

Müslim. Svam 6-9 SO^^O); N;sâî, Siyam Abdullah b. ()mcr (r.u.)'tun

10;

Ahmcd

b.

331


Siteneti Anlamada Ydntem

"Ramazan aymm tamamnda oruç tutulmas, banda Yoya sonunda ondan bir gün b^ €âm zayi edilmemesi veya aban ya da cvva! aylan gibi Ramazan'm dndaki bu aylardan Hadisteki hedere gelince, o;

bir

gün

oruç lutulmamas" eklinde gayci

bile olsa

da, insanlarn

herhangi bir

çou

skntya

gfjz/t'r/t'

len kolay bir vesile

le ile

bir

olduu

sorumlu klsuyd,

için hadis,

(s.a.v),

ile ilgili

olarak

mesini,

luiTetiyle olur.

Zoralne

ta^lef aimm nümkün klacak

kadar

slâm ümmeti çerisinde de u/ay çapnda uzman ilim adamlar ile bilginler sonra ve

beni öretici "^^

olarak göndermedi.

s^n sathna

flerr

ile

in-

topraklanndan

Mr ^viyeye ulatktan

ile jeoloji

alanlarnda dünya

var olduktan sonra, hadisin

aym giriini tespitle; hata. yanlma ve daha uzak baka bir vesile bulunmusa -haddi mUa^

gerçekletireeck;

yalan ihtimalinden kast edilen

bir vesi-

T^uu temî^ordu. KiMfeîftt

onun yüzeyinde dolamasn ve onun talar

iyi

baka

zorlaacakt. Hâlbuki Allah, NeMT

ilminin» insan bi?y.at aya yükseltmesini,

hedefini daha

yaplabi-

için

onlara hilalin gö/lcria gözlenme-

öyle buyurmaktadr: "Allah

ve kolaylatrc olarak gönderdi.

Beer

ko-

Ummi a /aman ymrm vc hesap biJmeyea ümmî,

Ümmetine kolayl^ Miyor<

kendisi

ispatlamak

hadis onlar astronomik hesap gibi

toplum olduundan dolayt

(».a-v^in

Ki bu

çklUm

gözlenmesi, o asrda insanlarn geneli

Her

sini belirlemilir.

bir "vesile" ile

neltir.

olan vc onlar dinlerinde

vc zorlua sokmayan, ay'a girilip

layc örenebilecekleri Hilalin

mümkün

yaplabilmesi

için

açk ve

heM oimad^ halde- hükmüm niçin sadece

g^le g3istemi oldu^

hislin

rUnbesi eklînddci vesile üzerinde donduralm da hadisin

hedefte gafil kalatnn?

sile

Hadis,

ayn

olmas

hasebiyle bir veya

giriini;

ümmetin iki

seviyesi için

mümkün

kiinin

ç^lak

hilali

iddia ettikleri haberleriyle sabit klarken; hata,

dii bu astrommH v^lcnîn

nomik hesap öyle

Bu astronomik

^sdîlme^

vc kolay bir ve-

gsxJtö gfkdOklcrini

vehim ve yalann girme-

bir veSÎÎerfir ki. yakin ve katiyet derecesine

hesapla;

Bu astroulamtr.

nasl düünülebilir?

slâm ümmetinin dousunda ve batsnda onun

Müslim. Talak 29 (1478): Ncsûî. es-Süncnü-l-Kübîâ, (9208); Ahtncd el-Müsncd. III. 328. 342 de Câbir b. Abdullah (nartan.

332

k

Hanbel,


m Hadisteki,

De#en Araç le Sabit AracmMMnden

ü/erinc birlemeleri, omçta. oruca larda farkl beldeler

süregelen

tarima^ ve fîBchln

manlgi kabul

eder.

iartmas/

bitircncsckt

bayram-

arasnda üç günlük fark bulunacak kadar devaml

farkll: ne akl kabul rinin ise

batomadiu0rucu

Ayrt Edilmesi

Bu

eder. nc ilim

ü<;

hatal

mümkûn^r,

giderilmesf

manl

Baylesî

kabul eder ve ne de din

günlük farktan sadece birisinin doru, dierle-

olduu

Bugün kameri aylarn giri

artk kein olarak bilinmekledir^

çkm bpa etmek

için 'kesin

he^*

"kyas- evli^ babndan öncelikle kabul edilmesi gereken bir Yani sünnet rü'yet gibi- kendisinde üphe vc olaslk bulunan

esas almak, vesiledir.

meru

cn basit bir vesileyi alp amel etmeyi bi/e tUSt üiuruin gerçekletirmede, orucun

me â'JMtn

belirlemede ümmeti

deii

çeitli aISmetler ile

ilikili,

bitimi ve kurban kes-

onun hayatnda vc ruhî varl-

Ibâ^l^ Mkfnda

salayabilecek daha yüksek^ daha

bir vesileyi

balangc,

gibi,

ar dcra^ede ihilarian kun^np Üm-

metin dininin cn özel husaslanyla

yla birlemi

ktlp "kesin hesap*

mükemmel

mjti e#len ^f^h-

ve daha uygun olan

reddelme/.

B«wla

büyük hadis

birlikte

eyh Ahmod âkir

âlimi

Cü.

ralm^ eyt^in- bu meseleyi baka bir yönden edîîmesiele almt eyh Ahmcd âkir. hfîkûm ifibariyle rö*ycste nin bi/./at sünnette belirtilen illetle^**"* hükme balanmasn esas alarak, kameri aylarn giriini astronomi hesahyla ispat cihetine gitmitir. Ona 1

-Allah ona

378/1

Wm

r:

göre, bu

ysyla ^

illet

rü'yetle

1409/1989

ilgili

hükmün varimn da

ylnda Ruma/an aynn

reyn. Tunus vc hilali

u an ortadan kalkmtr. Dola-

(rü'ycti gerektiren gerekçe)

bcn/^

ortadan kalkmas gerekir.

girii; Suudi Arabistan. Kuveyt, Katar,

ülkelerde^ Nisan 1989

Perembe günü, SUUdt

gSStm^lirtd^) îte olmulur. Mar, Ürdün.

Irak,

günü olmutur. Paki^flö* Hindistan. Amman. Cumartesi günü oru(,' tutmulardr, Biylccc üç yünlüK

Bah-

AMHUt*

Cezayir ve Fas'la

ise

Cuma

Türkiye vc ran'da ise Müslümanlar

meydana ücimitir. illet. s(i/lükEc. deitirici manasma yelmekledir, Hasila. insanda hir deiiklik liK'ydana getirdii iin "lct" denilmitir. llf. hükümde üe bir deiiklik meydana hir fark

getirmekledir. Fakihler,

hükmün

vmi, kendisine nispet ve i/are edilen, haka hir ifa(k*yle.

M'tün hÖkOiiî koyarken g(îzclft maslahat ile hikflidkSE de 'lkn" dem'ltîKktödir.

333


Sönneti Anlamada Yamem

cm

Çünkü cdiien husu^Man birisi de udur Hilkaîm, Ute^ varlnda da yokluunda da onunla (illetle) beraber hareket eder. (Yani illet varsa hüküm vardr, illet yoksa hüküm yoktur.)

eyh Ahmcd âkir gOj^ a)ur^ eyii Ahmed

Burada güçlü oluu vc netliinden dolay (rh.a)'in

$u

ifadelerini

-0^^-

nakte^smri^s

âkir (i.aX "Evâiiu'-^uhüri'Mrab^'' (A^p Aylarnn Bâ^langçlan) adl risalesinde (}ylc der:

"üphesiz

iangcmda u/ay

ba-

gerek slâm'dan önce ve gerek slâm'n

ki Araplar,

ilimlerini kesin ilmi bir bilgiyle bilmiyorlard. Onlar,

yapm^rso ve t@s^ Mlns^n ümmî bir topluluktular. Bu konuda bir Mll|GiMf. W$r öyter bîbnlcr de, anc^ 3^a^scî ve sathî bazt ia,

talari matem^iksel

kal'i

burhanlar üzerine bina

haber alma yolu

onlarm birisinin

ile

ibâdetleri

veya

örenmilerdir.

te bundan dolay

(s.a.v),

dâhilinde gözlemleyebilecekleri

kat'i bir

kl^ ^nzca hilâlin çi|ilak gözle görülmesidir. Çünkü

gB/Je görühncsi^ onlarn alâmetlerinin ve ibâdelloinin

hilâlin fifilak

daha salam vc daha

Zira hu husus, onlarn imkânla-

iyidir.

r dâhilinde kendisinde yakin vc güvenin birletii

da kiiyi ancak gücü

Bu

Resûlüllah

hususunda ayn tespitinde bavuracaklar eyi. her

çounun imkân

durum kld. Ki vakitleri için

dayanmaym, kesiH öneOUete liaydt edilmeyen baz gfi/lcmlcr, izleme, iitme ve

kurallara

durumdur. Allah

nispçiinde sorumlu tutar.

in&ânlâm

astronomiyi tayin etnK^t

dümezdi. Çünkü

bir

onlar,

fil^tmi fe«^tt e^tneîeri için hmp ve ^tîn ^anun koyucunun) hikmetine ü^pn

yaadklar bu

yerlerde bir

ey

bilmiyo^Jö^r.

çou. veitii dönemler hariç kendilerine ehirlerin ulamayan hcdcvilcrdi. Eer Allah onlara ayn giri

Halta onlardan berleri dahi

vakiilcrini

mutlaka

çk

hesap vc astronomi olarak tayin etseydi o /aman onlar

im bir d^uruma lUiNN^UtMi,

birl^ kii ancak halk

ise

l:hl-i

Vinç bunu onlardan çiMlcrde sadece

jcfer kendilerine bir

ancak hesap chHni

veya hepsi

kilaplan

taklit

A^y^ dprak ^örenmileri

ve ehir

^ ânlarn

ederek

(fc^u

idi.

Da^ mmm Müslümanlar dünsfa.y tcthcttilcr, iünkain cflcrne geçiniilcr vd bütün

334

ha-

lim dâllarmda

ilerlediler,

kontrollerini

öncdcîlerin ilimlerini


Hadîsteki,

Deiken

dc terciimc cUiicr, hutU hu alanlarda reitîler

Araç

ile

Sabit

ilerlediler,

Aracn Birbirinden Ayrt Edilmesi

birçok

vc bunlan kendilerinden sonra gelenler

Bunianlan ^a/.s; astronomi, ko/tnogmfya v&

için

yldz

gi/.li

eyleri

kc-

muhataxa< eteler.

hesaplan (astrolo-,

ji)dir.

Fakihlcrin vc ladisgilcnn t^ou, asironomi ilmini bilmiyorlard veya

üiU^t^ ^rnl^ b^.l taslar bili^rlacdL Onlarn bazt& veya bitenlere

yit

§$wmî|S[r^

^ mmh mutmun olmuyordu. Hatta

dan bâ/isL bu ilimlerin c^li bununla

/unnyla

Ho

sut^Liyolard. likle

dc

hem

ilimle

umanlan

p0

hem dc

biline iddiasma

saprffTfc%

Çünkü onlann bazs, bunu

kendisine ve

«ft

M#at

fîl^

l^rc

onlar-

kâlkaa^ çkarHföMa

Hilen iddia ediyordu. Böyle-

ilmine kolülük ediyordu. Fakihlcrin bu

konuda mâ/xrcücri vardr. Fakihlcrdcn vc âlimlerden bu 4ttm

çou ise, onu

ilimleri bilenler

kmamma dpru

imm

olarak

Kinn*îanârumyorlar. aksine ona ancak korkuyla iaret edebiliyorlard].

Onlarn durumu ile hu ekildeydi. Tabiî

yaygn

limlcr kadar

salaml

kurallarnm

lerin

deildi.

Yttce Allah, hu dünya ;;;enai

Dolaysyla

le

yanmda bu

î-

tabiî ilim-

hayalnn sonunu eriat, her

ilan

cdfnaeye kadar bu yÖe^

ümmel ve

her asr için bir ya-

hu scheple Kitap ve Sünnetin nasslarnda, sonradan mey-

dana gelecek

hir

lakm

ilere ince iarcüer görürüz. Her ne kadar

de^ir âlimled imuiekiiddimuu)

etmi

âlimlerin

vc hen/eri

da kesin dcikli.

kalcdr. Dolaysyla da

samadr.

ilimler, dinî

olsalar bile

ilk

bunu haktkatindcn baka bir^kildc tete

hu iareti tasdik eden

bir

hususmeydana geldiinde. G

mfim <^fO î# yitikte M^edteek vebifmeediaîf;

u an ü/crinde Lurduumu/ meseleye dilmitir. Buhârî, Abdullah

h.

Ömer

"sahih' sünnette

dc iarel c-

ir.aj'lun rivayet eUiginc göre

Nchî

(mvi öyle buyurmaktadr: "Bi/.lerokumt^yasRmabilmeyeikbirlaplUr yapnmym. Ay. ba/cn iiyledir vc bazen dc luuz. Yaz yazmaz ve Mui^.^fiyledir, yani ay bir del'asmda yirmr ^ikm ve bir deT^^ ker."'^'

Bu

hadisi:

dala birçoklar

Kulârî.

.Sa\

m

u

mam

Mâlik *\\tm'afta\\dJ^-

lafzla rivayet ciniilir:

Buhârî. Müslim vc

"Ay yirmi doku/dur.

hilâli

II. 13.

335


görünceye kadar oruç tutmâ^n.

Eer

bayram etmeyin).

Onu görünceye dek orucu açmaym ^^l

hava size kapal olursa o zaman

hilali takdir

edin

(otuza tamamlayn)."''**

lk devir âlimlerimiz -Allah onlara rahmet eylesin^ hadisin manasm açklamada isabet etmiler, fakat hadisin yorumun^ hata c^iterdir. Bu

Im^mt

konuda onlann görüünü en Hacer

852/1447)'in

(ö.

ekilde ymstan

bir

H^t Hn

u sözleridir:

"Burada **hesap"tan maksat, yldzlarm hesab vc yld/larn hare-

Önceki âlimler, femlaa çok

ketlendir.

m

eyler biliyorlard. Bunda»

)^ldziann hareketlerini izlemenin gcürcce^

idolayj

zoHuu

ortadan

kaldrmak için, oruç ve dier ibâdetter htkk^ v^l^^ ^Ükte, hf^lk görünmesine

balanmt.

sa da oruçtaki bu

anlamnm

Öncesi

Onlardan sonra bunlar bilenler ortaya

hüküm devam ede gelmiijtir. Aslnda hadisin /.ahiri vc sonras, hükmün hesaba balanmasn kesin olarak

olumsuz klyor. Bunu. Ncbî

"^!^ hava s\m l^pal

(s.a.v)*in

olursa,

^^n hadisteki u sözü açklyor:

sayy» tAvm inmmkiym:'

(s.a,v)«

burada ^Hcsap ehline sorun" demedi. iCaiEdrîtk halinde böyle bir

olmasndaki hikmet ihtilal"

çkm-

ise

saynm

orada sorumlularn eit olmalan vc onlardan

vc çekimenin kaldrlmasdr. Bunun

yan sra

bir

grup âlim

hu konuda gezegenlerin vc yldzlarn hareketlerini inceleyen bilim

damlanna bavurulmasn benimsedi. Bunlar.

ki; "Sclef-i

kma' onlarn aleyhine bir delildir." tbn Bczîzç isc fe^l Wt gfkit^r. Nitekim eriat, asiroloji'ye dalftîtyi

Savm

il: MiLslim.

5.

Hünbel. el-Miisnett, '

ilmi. sezgi

ve ne de zann- galip vardr.

Buhârî.

Haliz

bn

ki

ve tahmin olup onda ne kesin-

buna

baml

Vâfe

f3'de Ahdullah

tas^^^kitm ''Sen

Ui

kitnrsa insanlar

Siyam 6-9 flOHO): Ncsâî. Siyam h. ile

()mcr

Ahracd

b.

kimleri kasleltiini bilemiyoru/,.

Eer ii

hesab almak

caiz de-

^^t^töra, aaöarclian

10:

(r.a,)'lan

kastediyorsa, bildiimiz, kadaryla onlara göre

Mmed âl^r:

mâmn

maks^lm,

kim olduunu bilemiyoruz.!

W

^m^^

P\-

zanntalîyorum*"^ demidir. ÇttnkU caikffn böyle söyledikleri nâklcdilmi^ir.

(Karddâvî)

336

II.

Kald

Hacer'in burada "Ratziier"

mamyyo'yi

duunu

Yine baz

salîhn

öyle to: "Ön, yasaklamtr. Çünkü yldzlar

'

a-

de oalann bu j^rüüne kauldklar naktedUmiiin> Bâcî de der

fakihlerm

lik

Ral'iziicrdir.^''^^

ise


Msd^ty^Atali^bitAracm BrbitÜnden j^Wne!

skniya düer. Çünkü onu iincak

az saydaki kimseler biUr."^"^

Bu. hesabn deil de, rü'yctin (gö/!c görmenin) ilibara

h;kkndu diru

at^klamadr. Fakal sonradan bilenler orlaya gksa

hir

hrurau*

ise

yanltr. Çünkü sadeee

fflÛ^Mi feelirtilcn bir

konu olan eyle bMittö olun dc

yt>ktur.

^>/.lc

görmeye güvenilmesi

oluumdur. llet

bir topluluk

varsa

illet

hüküm

vardr, ülci ytiksa

ümmet olunc.

hir

hesaplamada yakin ve kesinlik derecesine ulama

h^abiu,g^le^M«^ Ü^^diHM da mptuluktaki herkesin durumu

hmta

btiyic

ancak, hesap ehlinden kendilerine sabit vc

insanlarm

^fil

veya köylerde

bilmeleri /or olan zamanlarda

Gö/lc görme vacip olunca,

etmek

illetinin

için

Cözle görmeye

talktüfl

ayn

gece

Bitnu ilim «*li lerdcn birisi dc

at

u

olur.

olsa gÖ/ktt|»^l|@!

olur.^*^*

deimesi Ic hükmün

bilir. Bjî

baka

bavurma

olmadn

olup

hmu

dc

Bu dunm.

ile i^ili

deimesi" ekeriatla «^ökiur.

vcrilebilceck (Sfnck-

hadistin "E|ef Hava size kapal olursa

takdir edin." Btt ilkle;

lalzlarlu da gelmitir.

Ptlha'^^. IV. UÛ-^m örü. ayn, günein

Tcrcil edilen

orkya c^knas minkiin olacak iiöm 15 \cya 20 dakikadr. (Karadâvî) k;id;c.

mümkün

anlk biie

sö/lerdcn deildir.

bakalar

hesab

gerekir.

yinnciiin

evveli, hilâlin bir

"MükelleHerin hallerinin

Ihn HacxT.

bavurmalar

gibi,

ortadan kalkmasyla sadece hcsaha

mm kaybolduu

bu sözüm, bid

olduu

ise

ulamad-

'sahih' haberlerin

dc gerçek hesaba bavurmak vacip

Nihayet gerçek

güv^ ^\mtf

bavurmalar vc aylarn

buluttimaîii lialinde

ayn ekilde gÖ/le

giriini

olunca ve okuma-yazma bilmeme

lespitinde sadece he.sab/ dikkate almalar vacip ulur.

lindeki

üym

imkân bulunca hc

dahîi la/la

gerekçesi ortadan kalkmca. sabit olan ynktnc

tespit

hüküm

yani içerisinden hu

bilenler yetiince -geneliyle ve ö/eltylc- insanlar

ilimleri

ise. illete

Dt^laysyla ümmet, yazma vc hesap bilmeme konumundan

Vikp da ya/an vc hesap eden

,

O da, '*üm^n

gec^w^c^i3yandnImilir.

Ummî

yu/nia vc hesap btimcycn

hijc

mulchcr olmas hükmü devan eder"

orunla "sadece g()/ie görmenin

eklindeki yorum

alnmas

biilttula sunn bir süre

t,i[il;k

kahnasdr. Bu

o zanran onu

Bazlarnda "Eer

lîii/Ie

$&{k

da, iin

u/maflfanm

337


kapal olursa

hava

sayy

Buna göre "Sayy i^nm} tamam-

otuza tamamlayn" eklindedir.

mücmel

âlimler, "takdir edin" eklindeki

rivayeti

layn" eklindeki müfesscr rivayetle açkladlar. Fakat afiî imamfarmdan hüyük

Abbâs Ahmcd rivayet

imam.

hir

arasm

b.

Omcr

b.

u ekilde u/latrmlr:

iîrmicflc st^kin

kld

buyruu

Görüldüü

üne

te

olmad

o.

sabii

yiöncitti bir hit^^^n ""^^ro*

î^ritaMrfilmiSîr.^* Süreyc'in görü-

bunu, 'havann bulutlu olmas' sebebiyle

/amana* i)?^ klarken: 'hesap'

haberlerin

biuen u/ saydaki kimseye Benim

dier

ü/.gü

bilenlerin

ile

amel etme

saysnn

onlarn

hrlgelere

ge*,-

ulamas

gibi illetlere

klmtr.

g(irû:iim ise, hassas ve kendisine güvenilir olan,

amel ^möiYn gend

(Çabukça

Bu^ Allah'n bu

vc hesaplarna güvenllmcmcsi. baw yerlerde aym g^IröMtJgÜ

olduunda hu

(Vnunlâ

olmt

hesab alp

ve tm gttnleKe haberlerin

ulap yaylmasnn kolayl haberlerin

ulamad,

hakknda kcndisiia güvenilen bir topluluk için geçerli

"

"Stlreyc". sin harfiyle

hcricese

sebebiyle bunun bütün insanlar

i^n 'genel' olduuna hükmetmektir. Gözle görmeye güvenmek tlilerine

iki

buyruunun

takdir edin"

görüüm, neredeyse bn

hükmünü de kendi /umannda bunu so/lcrine

"Onu

ise gcrtel tttefftfe hötöfl

Yalnz

olan Hbu'l-

farkl hâl kabul ederek,

iki

takdir edin' demektir^

kimselere

ü/crc benim bu

ben/cmcktcdir.

'ay güFcnleFn

bunu

Süreye

anlam, 'onu harekotk:rinc göre 'Binnttfnteym"

/umannda onlarn imam

halta kendi

astronomi,

ilim sahibi

güne

vc

bulamayan

aym a/,

ise

ken-

hareketleri

saydaki nadir

kalmaktadr.

fltreli

ve sonu ise cim'dir). Baslan kitaplann

^

çounda

hatal

y»m^r. Ih. yanlMltarf degiçtiMktîr. olamk *'^nuyh" eklinde (m ve ha) Bu Ebu'I-Abbâs. 306/918'de vetut etmitir, "^firt^n** sahihi Ebtt Dâvud'un örencisidir. Ebu IshSk L*-îr3zî. "Tahakâtn'l-Fukaha" (s, 8')) d; onun h;kkn(l: öyle der: "ânîlorin büyüklerinden. Müslümanlann imumlanndand!. afilerin hepsinden, hatla cl-Mü/onî'den de üsUtn saylycTÜu. Halîb'in, "Târîhu Badâd,", (IV. 27S-29(}) adl kitabnda ve bnü's-Subk 'nin. "Tabakâtu'-âfiyye" (II. 67-90) kituhnda onun hakknda iyi hir hal tercümesi vardr. Baklan nnu tlçOncU yü/.ydm '

1^1 Rbu fZeynuddîn

ya/dg erh (III. 207-208); 1-1 13) ve (Üm Haocr'in) (V,

Bekir hnul-Anhî'nin. Tirmizî üzerine cl-lrâkî ile

olunun) "Tarhu't-Tesiîh"\

1 1


Hadistekr,

Demen Araç ile Sabit Aracn BfrbHnden

Bu görüümün: görülerin en dorusu^ salam jmUsn hadisleri

doru

bir

ekilde anlamaya

ti\âm ve

Ayrt EdiM^

bu

ktJtiMda

c yakn olduu kanaatinde-

ym. Ahncd

Bunlar. Aliârnc

önce

ya/.m olduu görüleridir Astronomi

jîihi

îlmi,

o

asrm/da cn

(Zilhicce

1

357/()cak

ilerlemelere

ince dclaylarna kadar cn son mcrlchcyc

^pyh A. âkir. her eyden Önce

yazmtn

oldu|u halde bunlar

hkmel etmek

samimi

939).

1

ulaabilmi deildi. Bu

iliulcki hala ola.sii saniyede yü/. bindu bi

hadise

daha la/la bir /aman

insann u/ayda savamas, aya çtkint^

vakitle

bugün güç yclircbildii

yarn asrdan

âkir'in

uiaU. Öyle

bir hadisçi

hu

vc Önemli bir ahsiyet

Yl^rmm»

Allah ona rahmet eylesin.

u\an

ki.

(.nadudr.

^ nehie^ sünnete yardun etmek

bir scIcIT olup nasslara

ilim ise

birisidir, bid'at

yaad. O.

için

çkaran

bir

kimse

deildir. Fakal o. sclcrilii. hi/dcn öncekilerin (selelm) dediklerini ay-

nen almak s^cklindc alglamad. Aksine onun

onlarn mcUuiyla metodknnatnm^ «nlann mi/.,

genzek

ruhunu

içtihat

sclcl'ilik;

035Ön[isi^ne*

onlar kendi /^amanlannda nasl içtihat etmilerse bizim de kendi

/amanm/da la

anlad

içtihat

edip bi/im

karlasitm/ olaylar

onlarm akllary-

deil, kendi akllarm/la çö/ünlcmeni/ vc sadece eriatn kesin

hükümlerine,

muhkem

nasslar

ile

tümel rnak.sallarna

bal kalmam/-

dr. I

Hal

b%l^te

Östadlarto

ha sene (1409/1989) Rama^jan aynda Mkstli

Mrynh»^ /unca

okuma-ya/ma bilmeyen y/"

:>eklindeki

yannda ona

Eer

topluluu/.

"sahih" nebevi hadisin,

itibar

kötü bir

ederdi.

okudum. Bu kii. "Bizler

Ya/ ya/ma/ hesab

edilmemesini içerdiine iaret

onun bu söyledii

yazmann da delide!

hir

bir makalesini

ey

Çünkü

dogm

rel

vc hesap yapma-

euiini vc ümmetin

elti.

kabul edilse o ^tiân hadis: ya/

kabul edildiine ve ona da itibar edilmemesine

hadis,

ümmetin "okuma-yazma bilmemcsi"ne

EvâiIu'-uhûri'I-Arahiyye" risaksi. s. 7-17 (McktcbelU tl%1f^id?^ptnL*ft^ O ki^i. Suudi Arahisian "Yüksek Yarg Konseyi" bakan olan eyh Sâlih b. Mhanncd cl-Lahîdân'tIr. Makalesi. Suudi Arabistan'dnki günlük azelclcrdcn "ef~l 'kâz" vc dierlerinde 21 kanuuan I4(W (arihindc yaynknlr.

330


Siinneti

AnlamadMeta

4pMel eden

iki

hususu içermekledir. Bunlar da 'Yaz ya/ma* ve *hesap-

lamâMr.

ya/nn

kö-

çevirmesi gereken bir

ey

Hâlbuki ne eskilerden vc ne de yenilerden hiçbir kimse,

oldu^nu UzetiG

olduunu vc ümmetin ondan yü/

^cy

tü bir

söylemitir. Aksine Kur'an, sünnet ve icma'n delalet etlii

yaz,

istenilen bir

tnda vc Bedir

esirleri

durumdur.

hakkndaki

üzere*

fililindt|î

Nebî (s^,v)*in

uy^ta^Mk ^>ty

h^-

yayma^^

ilk

balayan MmitOTur.

Bu balamda

sözlerden

s(iylenilen

de udur: "Resûlüllah

birisi

meru kdmad ve ona itibar etmeyi bize ^iüMîedi^ Âylann ^s|^ti hususunda bi^meak gözle görmeye (rü'yclc) hesapla amel etmeyi

(s.a,v), bi/c

kibar etmeyi vc onunla amel etmeyi emretti."

Bu

sö/lerdc

u iki eyden dolay hata vc safsata vardr.

L Ümmetin; yazmayan

ve hesap bilmeyen

Ümmî oldua

bir

dö-

nemde Resûlüllah (s.a.v)'m hesapla saymay entretmcsi' mâkul olmaz. Bundan dolay Nebî (s.a.v). onlara, /aman vc mekân bakmndan uygun olan ve insanlarn ru

kld

ki.

o da gözle görmedir

lam vc hala itibar

çounun o asrda güç

ile

yelircbildiklcri bir vesileyi

(rü'yeltir).

vehimden daha uzak

Sünnet,

havanm

bulutlu

dilmcsine iaret etmitir.

bir vesile bulunursa sünnette

Bu

olmas

da,

halinde

bi'l-fiil

buna

onun Resûlüllah

(s.a.v)'den

badisMn "Resûlüllah

(s.a.v)i,

oluan "alln

Baz 'sahih'

itibar e-

silsile"™

b.

ile

Ömer

(r.a.)'dan,

rivayet ettii

Ramazan'dan bahsedip öyle buyurdu:

^rUnccye kadar oruç tutmaym, yine

vermc^rî.

hesaba

Buhâr'nin "*eI-Câmiu's-Sahh"\nc

"Kitabu's-Savm'dc Mâlik'In, NâtTdcn, onun Abdullah

**

sa-

Fakat daha dakik, daha

etmeye bir engel yoktur.

2.

lâli

me-

Ofit

u

'Hi-

^nccye kadar oruca son

K^hava size kapal olursa o zaman onu takd*^ediiî,**^

Mâlik-Nâl'-Abdullah b. Ömer eklinde gelen hadis senedini en isnad kabui ederek ona bu özet ismi vermilerdir. Tamamen özel br ifââ^

hadistiler.

dir. ^'^

(Hadf^in Arapça

metn^S^ ssç€n)

'Icadera" (yakdura

veya yakdiru) kelimesi

manasmüadr. Nitekim Yüce Allah'n: "Biz (bunu) takdir oilk (kader:!). Bz ne güzel takdir edenieriz! (kâdirijn)" ( el-MUntCâU 77/23) ayetinde ge^cn "kadcra" keimcs de "kaddera" anlamndadr. "kaddera" (takdir

340

etti)


1

Hadisteki,

le

Deiken

':açiIeSabit Aracn Birbirinden Aytrt Edilmesi

"onun takdir edilmc-

hadiste emredilen "onun miktan" veya

sî"dir.

Bunun

lu/ur

bulaca

içerisine»

bir

hesab

derce^

iyi

bilen

ve onu herkesin

utatrabilen kimseler ^n^, hesaba

asnm/da

edilmesi de girer. Hesaba itibar edilmesi durumu, ler

do^l^n^a^ itibar'

kesin bilgi-

mcrlchcsinc t^itmtr. Nitekim bu. asrn ilimlerini bilme hakknda vc

kabhinin kendisine bilmediklerini ögretüi insann bu ilimlerde ne kadar flericdigi

hususunda en a/

olan herkes taralndan dahi bilinip

bilgisi

kahui gören bir konudur.

Hcr 'yK orucun ve Ramazan hayrammn balangcmda ortaya çikun vc çeitli islâm beldeleri arasnda üç günlük fark

yaygn

azaltmak ü/ere. senelerden beri'-en azndan-

ihtilaf

rüldüünü deilse de

k^n,

açlmasna kadar

astronomi

hiç

olmazsa görülmediini

hesabm aip

mmfk

m^

gözle görme (rü'yel)

ile

ispatma

görünme imkânn olumsu/ klar

&ixm^

^^m>

hilâl.

slâm dünyasnn

okmk.

hilâlh

fakat hesap, hilâlin

"Bu durum, mümkün deildir: çün-

hiçbir yerinde asla

domamtr"

mmm

hiçbir halde ahitlerin ahitliklerinin kak^j^l

Çünkü

kesin maienKitikscl bilginin ortaya

g(irü!düünü iddia

Hilâlin

almann manas

gi)rüüne uygun

devam etmemiz,

da.

gö-

hilâlin

ispatta olsun insanlar

gö/lc görülemeyenini tespit hususunda hesab dikkate

amm/dak fkhçlann çountm

varan

orniiek sureliyle ahitlik

edtlmemam ^^^^r.

koyitp; ^^k,

yapmak

derse, o

mim

isleyenlere

kaplarn

bile açma/,.

Bu. benim, çeitli st)ylcyi'p

duttltfpm v&

Telvalar. dersler, konferanslar

wm

«ntdtrgut kanaatifndk

ye programlarda

Daha

Allah'm dilemesiyle bu görtîün. büyük allî fakihlerinden

dan delayl

bir

ekilde

ulat

nelebesine

açklandn söylenen

tespit ettim.

mam

Bu

Takyuddin

wm \m

birisi

tarafn-

fakih de. içlihal

cs-Suhkî

(ö.

756/1355)"dir.

I^^fm lumsu/

^Vetvalannd»'* he^bifi gözle görme

klmas durumunda,

Buhârî, S;\

\\\

mkânn

(î-

hâkimin, ahitlerin ahitliini reddetmesi

1

341


SiTnnefi Anlamada

IMtt

gerekliini /.ikrclm^ vc (^ylc demitir: "Çünkü hesap, kesindir» ahitlik

ve haber

ise zannidir.

Zanni olan bir eyin, kesin olan bir

delilin

önüne

geçmesi öyle dursun, onunla çelikili olduu dahi .söylenemez. (Çünkü bu

iki

ey

birbirine

denk deildir

ki

çelisin.)"

Yine Subkî, hangi dâva olursa olsun, hâkimin, ahitliine baknras gcrcktifini, cgcr his

yalanladn

v<^

d

yantMW

ahidin

görüntünün bu ahîlUi

o /aman onu reddedip ona itibar etmemesinin onun yetkisi dâhilinde olduunu zikretmi ve öyle demitir: "Delilin kabul edilme art ise, ahitlik yapt hususun hi.s, akl vc eriat açsndan mümkün olmasdr. Kesin olan hesabn delâleti, gözle görmenin anlarsa,

imkânst/ln

«^)dc

ortaya koyunca^ ahitlUc

y^ulan feyin imkâfma oL^MiSdan dolay er'an görüldüünü söylemek de imkânsz olur. eriat ise imkânsz olan hükümler girmesi. kesin bir

Bu durumdti ahilicnn ahitlii Köylcmi olabileceine

ise

onlarn vehimli, hatal vc yalan

hamledilir. (Böylece onlarn ahitlii kabul edil-

me/..)

Rer, Subkî asnm/a kadar yaayp da astronomi veya insanlann •ki)/noj!rarya" diye

adlandrdklar

seydi, iaret ettiimiz

bu hususlar

^tocd

ilimlerin

hu kadar ilerlemesini gör-

karsnda tavr

nasl olurdu acaba?!

âkir'dc, aratnnasmda. ^^mnmnmda

Eçbef eyhi oian büyük Üsiad

mehur br

eyh M^uuîmîed lîîusfefa d-Mcrâî

crt Mahkeme" bakan iken, hesabn, görünme imkânn olumsuz klmas halinde ahitlerin ahitliinin I365/I945)'nin, "Yüksek

dilmesi eklindeki Subkî'nin

den bahsetmektedir.

"Ben

görüüne yakn

bir

(ö.

hilâlin

redde-

görüü benimsediin-

eyh A. âkir konuyla ilgili olarak öyle der: bazs, büyük

M. Mustafa elMerâgî'nin bu görüüne muhülcfct eden kimselerden idik. Ama imdi ben. onun bu görüünün doru olduunu açkça söylüyorum vc bu görüve

ka^delerimitr

e, hesab bilmesi zor oian kimseler la tespit

edilmesinin vacip

Subkî. cl-Fetâvâ.

Ahmed iKtiyurum:

342

1.

olduunu

ttstad

hariç hilallerin her halükârda hesap-

ilâve ediyomm."^'^^

219. 220 (Mcktehelu'l-Kudös neri.

Ev âilu'-uhûri'I- Arabi yye. s. 15. Burada $U01| da söylemek A>snm/da hu görüü benimseyenlerden birisi de: bÛyük t'akth iistad

âkir.


Hadisteki,

^yh MuMüfb C2-Zericâ%Nf' Her nc ttrucuk kadar kedisine

1

1;

kadar

di^ üyelerden

yardm eden butamamsa

"Is/âmi Fikrh Kurtmit'*\d'd

Bu konuda dahu geni

Deiken Ara^ ile Sabit Araaft

hn etmi vc savunmutur

hitgi için bk/:

Hayrcddin Karam:tn, slam^n

rfan YüccK

nda Günün

EMiA i^vt

slenilen

Edilmesi

çounluu

benimsoHi

N

olu$-

gÖi1i0

(Kandâvî)

"llilar'

maddesi.

Meseleleri,

DA- XVUL

J-

L I27rl52

343


6. Hadisi

Anlamada Hakikat le Mecazn Ayrt Edilmesi

jâ rt^^, \i^tH\tfc

j/ t

^

^

böl miklarda

de

ise belagat ilimlerinde

mecaz bulunan

O'nun

belirgin olandn".

hemdir. Dolaysylii Uu

Q'mm

sö/ii. Allah'lan

birçok hadislerinde,

cfcildc Uade eden mccay;lann

âiWt, Mecaz

belirtildii gibi. hakikafc göre

belirgindir. Rcsûlüllal (s.a.v) dc. "dad" harfini

ru lisan cn

bir

konuan

daha

Arapla-

inen vahiyden mül-

m^k^

cn gü/cl bir

bulunmasmüa garipscnccck

bir

durum

y>ktur.

Burada "meea/"' SK)

kinayeyi.

ile

kas olunan. Lügavî ve

temsilî isliareyi ve laf/

olan deirdeii 'nden

olsun,

onun meea/ olduuna

le hayvanlara, len Ktî/

istiareyi.

içermekledir.

olsun ya da delâlel

mecaz,

veya cümleyle onu, "aslna uygun

dan çkaran her eyi

Bir s>/dcki meear. tsl€f

aklî

Mer halefe fhevcul

eden karineler vaslasyla

(hâlî)

bilinir.

kulara, çans/.lara vc çcilli kavramlara nispcl edi-

vc konumalar bu meselenin içerisinde yer alr.

muvukkicn baku mânuda kullanmak veya li^ hangi hir viirhu. y& dît jikl^t^^ ^l îfdm deil de hm^s^ baka bir varl^j adnt verme san'auru istfea^^ör^r.Ccsur viî feuvvcilf bir ittsam "ioslm^ kuma? bir

'

Ktiârc: i)ir kelît^Hîn mânu.*4in

kimseye "llki" demekle *

Kinaye:

dtkunakl

Ddlays

ile

yapm oluru/,

Maksad dolays ile anlatan söz. Jstii örtülü olmayp hakiki mânây baka ekilde ifâde ederek dokunak-

dttktnakl

sö/. A<,klun

l konumak.

istiare

sii/-


'

Hadisi

u sö/lcrüc olduu

gihi:

-}^likleH düruitmaya. Yani

"Yaa,

Anlamada Hakilâ^MeM ^irtEdilnKsr

gid^üun' ^Mi, onaya çkan bedendeki â^^â-

'Nereye

/aytllfictan

kapatmaya' dedi."

fi

Keresle, çiviye, "Beni niçin yaryorsun?" dedi.

O da.

"Beni çakana

s»r" dedi.

Bu îM@^n

hepKî^m^ir ve tötn^l

hiihcrlcrdcki yalandan '

ez-Zerîa

uluruk '

^

ila

öyle

mam

saylmaz.

N^ifdadn D<laysy1a dâtm, Râgb

el-îsfahânî {ö. 502/1 108),

Mekârimi'-erta" adl deerli kitabnda konuyla

ilgili

der:

"unu

bîl ki: bir

^ta^

ti^YUc söylenîl^^

sft?..

haber vermek kasUiyHt deil de

\mM\m tesnda

îb^ alnmas

iâ^tdM EU sebepledir ki yalandan saknan kimseler, bunlar konumaktan kaçmna/.Iar. Buna arslan. kur vc tilkinin oriaklaa yapm olduklar mehur iiv

kssas örnek

bir

tavan

Sonra

senin, ecyian benim,

U'/erinc arslan. tilkiye. 'Sen

ona

bir

tavan da

paylatr' der.

Bunun

O da,

cl-ü^hM devamk

'Zaten

paylal-

dt^i^vap

verir.

kanlar içerisinde yttû serer.

'Zaten pay edilmitir.

tavan da

Eek

kah-

akam yemeiniz

bulanm postu' diye cevap verir.

klî

'HTte AHgât^tn

doksan dttku/ koyunu var. benimse

bir

"^e

koyunum

bu

var'*

k^^lm. ^ttin eklindeki sözü

böyle bir drunut hamledilir."

Yine Yüce Allah'n "Dorusu lara

O da.

bir ecylan vc

paylatrmay sana kim örcUi?'

ü/.erine arslan, 'Bu

diye M>rar- Tilku "Kurdun kana

tle.

eek.

tilkinindir

^rfm ve onu

valhn!/ için. ceylan (ile yemeini/, için. idindir' der.

yalâtt

olarak verilebilir: Onlar bir avda bir

avlarlar. Arslan, kurda, 'Paylatr!' der.

nutr. Eek;

Bunun

Itnju

sunmuu/dur da ^

sorumluluu gükkr^

yere,

da-

onlar bunu yüklenmekten çekinmiler vc ondan

kotkup titremilerdir. Pt^k nilir'"

Bi/..

/.âlim

vc çok cahil olan insan ise onu yüklen-

eklindeki sözü hakknda

tcrsircilcrin

çounun

söyledii

ey

de bunun gibidir.

cl-Alv,âb. 3.V72

345


^nneti Anlamada yemem

Sözün baz dtrumlarda mecazvi harolcdilmcsi kaçnlma/

olur.

Aksi

takdirde ayak kayar vc insan hataya dûcr. •

Rcsûlüllah

(s.a.v).

müminlerin anneleri ohn hammtanna, 'Bana

en çabuk kavuacak olanmz. kolu cn uzun olann/dr" buyurduunda, onlar bunu gen^ oUrak aqlaxian kol uz.uluMwa hamlettiler. Nitekim

Âie (r.anhâ), kolu uzun

olduunu Ölçmeye Tozuldular' baz

Hatta

ölçmek

^Allah onlardan raz olsun,

R^ûlüllah

demektedir.

hadislerde onlarn, hangisinin kolunun uzun

kam

bir

için

bunu fei}^ duymaz hangisinin

parças

alp

iilçlükleri

bunu kaMC^peniür. Nchî

(s.a.v)

olduunu Oysa

geçmektedir!

bununla, ancak

(s.a.v).

hayrda ve iftWk yapmadaki kol uzunluunu kastetmitir.

Vakanm dorulad ilk

önce kavuan Zeynep

bir

kadnd;

.

d.

da budur, Ona vefatndan sonra hanmlarndan

Cah

binti

(r.anhâ) oldu.

Çünkü

o,

çok hünerli

yapar ve ka/ancn sadaka olarak

eliyle çeitli iler

dair-

803

Bu durum,

gelmitir. Nitekim celerinde

ini

sünnette

iin,

K^f%^ ^ mefdana

yaklaabilirsiniz. Allah'm sizin için takdir

Tan yerinde, beyaz

kate

gibi,

Yüce Allah'n oruç hakkndaki "Aritk (Ramazan

hanmlarnza)

dileyin.

meydana geldii

iplik siyah iplikten sizce

geetli-

ayrt edilinceye

$mmmm^mf^ War tamamlaym"**'" âyetini anla-

Adî^y 1. Hâtim bu tör bîr hataya dümütür. BuhârÛ

Adyy

b.

Hâlim

(r.a.)'n

öyle dediini

rivayet etmitir:

"...Beyaz iplik, siyah iplikten sizce ayrt edilinceye kadar yiyin,

için...'

iei-Bakard, 2/187) âyeti inince, biri siyah vc dieri beyaz olmak üzere

yastmn

baladm. Beyaz siyahtan ayrt edince yiyip-içmeyi brakp oruca baladm. Sa^ bahleyin Resûlüllah (s.a.v)'n yanna varp ona (geceleyin) yaptm eyi iki

pm^

\p

%hp

altna koydum. kisine bakmaya

Müslim. Fczaiiu's-Sahâbc 17 (24.S3): Buhar. Zekâl ll'üe bu hadisi rivayet cHmîen önce kavuacak olann evde (t.«nfiâ) olliu Yalnz Buhâî'de kolu en uzun lâvikrden kaynaklanan ve duu île îlgîM ItoySHt^t M^tea gelmitir. Bu Ttnu'UCevzî'nin iddetle* eletirdii bir hafâdr. Bkz. Zdiebî. Sîyen A'fânai'n-

"

^

Nubclâ. lI,21.^(Risakîbastts.Beyrut).

el-Bakara.2/IR7

346


haber verdim. Nebf

(s.a.v),

siyahhndan

gecenin

"O

halde

yastn

w

'O halde ^mslsn bir hayli ge^ni! Bu, ancak

gündüzün bcya/lgnn ayrlmasdr' buyur-

bir hayli

dilen siyah vç bcya/ iplikleri ile

dou

bcya/h

geni"

unun

yastnn

altna

%etlcn

kaslc^

M^^IHM lunun

baU

geniliinde obtmîom g^ktirir. Çünkü bunlarla, gündüzün ile

gecenin

siyahl

kasicdilmitir!^

Herkes tarafndan bilinen

ifadesinin anlanu;

u

Yüce Allah'n sözü yaklarsa ben ODU bir dir-

kudsi hadisteki

"ter kulum bana bir kar yaklarm. Eer o bana bir dirsek boyu yaklarsa ben otm Wr yaklarm. I^r kulum bana yü^^dc ^lirse ben ona ko^rak

üc bunun gihdr:

mk kütaç

Mutc/.ilc. hu lür hir meinl rivayet etmeleri ve

clmclcri sebebiyle Ehl-i Hadise

bunu Allah'a

satamtr. Çünkü bu

nispet

metin; Allah'n,

koma gihi hususlarda yaratklara benzedii yanlgsna sebep olmaktadr ki. bu dunm O'nun utûhiyyctinin taâte maddî yaknlk, yürüme ve

uygun dümez.

Dahu sonra

mam bn

Kutcybc

(ö.

276/889) "Te'vîli Muhtelifl-

Hadis" adl kiiabnda onlara öyle cevay vOTiiiir; "Bi^ ts^^bi^tir.

kilde

Allah

îliuit

davranrm.

kastetmitin

le yüfüffiffe ve komay da bundan kinâye etmitir. br4ama»ma yananlara

lifin) birttirkrini

gelince, ite onlar,

elki.siz

h-

(sa'y edenlere)

cehennem dostlardr"**^ eklindekl%ctl 4e laledir.

Buradaki "sa'y". surette

ve

Kim bana

Niiekim Yüce Allah'n. •Âyetlerimi/ hakknda (onlar i'ukmuk

umm\

hd bîr ^ ben de ona sevap vermekle t^m Mt

tmüak afli^^u

edcFck gelirse,

biT

hzl yürümek

dencklir. Bununla, onlarn

devaml

yürüyüp durduklar kastedilmcmekiedir. Bununla ancak, onlarn

niyetleri

liuhâl.

ve amcllcriyie

Savm

hzl

16, Tofsiru .Surc-i

i.u.)'lnn muitefckuft aleyhtir.

olduklar kastedilmektedir. Yine de

AHah

Bakaru 28: Müslim. Siyam 33 (1090)

Bkz. el-Lü' Ü& ve't-Mertmi. (1721, 1746)

>i*s

i:l-Hacc. 22/51

347


SSnnçti Anlamada

daha

iyisini Mlir.-'""'

Yine ba/

çada

hadisler. ö/cliklc

açsndan problem oluturmaktadr. Bu

hir küilür i<;crisindc yclicnicr

da. kelimelerin aslî delâletlcriyle

anlamlarn hakikat anlamna hamlcdiJüiindc ortaya çk-

ifade etlikleri

m proHcm çö/aimcktç

makladr. Fakal mecazi anKpoa jhamledildiiulc

ve kastedilen antannn gSf^eE yâs^ aça çkmaktadr.

Bu Nebî

(s.a.v)'den rivayet ellii

Bunun

bulundu.

ksmm,

ü7.crinc Allah,

yoluyla

en iddcIlisi

M

ile

üc%ettö aynda ve bir

bir losiiunu yedi' diye

cehenneme;

dc ya/ aymda olmak tere

Duyduunuz scam

(r.a.)

u hadisi örnek olarak ele alalm: "Cehen-

nem, Rabhînc. 'Ey Rahbim! Bir

ne^

Hhu Hüreyrc

sebepledir ki Buhârî ve Müslim'in.

defa

souun

bir nefes

ne^

k

almuîmâ

M

verâl^

en iddcIlisi ite budur".**'"

Oysa asrm/.daki okul örencileri, corafya dersinde mevsimlerin deine sebt^crini^ ya^ ile ve scak île sogu^n ortayia se^

kn

bejlerini Öreniyorlar.

Ki bu durum, tabiat kanunlarna ve hu alanda

j^rennn ^Mcn kimselerin bildii

.sebeplere dayanmtricts^m

Nitekim herkes taralndan bilinmekle vc görülmekte olduu

ksm, kn Çmh^ muk plmaku*. Ben yerkürenin hir

Orada

k

1988

ziyaret etmî^lîm.

Buna göre

souk

souu

bir edehî tasvhv

iddetli sv^uk ve

^

ksm

karm 19^9 k^mda

ise

çok

ise Gflncy

Omda da s^k b^yazTa kartlam.

hadisin mecaza; iddetli

bir nel'cs ve iddetli

dier

olurken,

^uda Avusiralya'j ;djarc eAJXû0m.

vc çc^ idd(^H hir .soukla

Amerika'y

&*3m

iddetli

ü/.ere;

sca

da nefeslerinden

hamledUmesi

iddetli scalk

cehennem nefeslerinden

baka

gerekir.

O

bir nefes olarak las-

halde cehennem çok

ç^itK mssp

ISrlcrini içermekte^

dîr.

Buharî

ile

Müslim'in

"5aA(A "lerinde

Resûlüllah (s.a.v)'dcn rivayet etlii

Omek

u hadis dc

Ebu

^iteyl%t4''A Mttelâr].ffairs^ii..m Me^îii^^^ât^. <b ii^ittL (r.l7)'tic Eb Hüreyrc (ra-Vtan. Bkz. M. Fuat! Ahdulfiâkî. fînû tuufcka itl^hi'-cyhayn.

(r.a.)'n

bu anlalUklanmaa

tekil ctncktedir: "D()ru.su Allah, mahlûkât yaratt.

Buh:irî.

m

Hüreyrc

mmM

Wr

Bu yaratmay Beyrut).

m m% m

fil-lUi'lîK

vc'I-MciTân


Hadisi

Anlamada Hakikat

ile

Mecazn Ayrt Mlmpsi

lamamludmUa akrabalk ayaa kalkp. "Bu, akrabalk ban koparandan Sana s|nunw buruudur' dedi. Alluh. 'Scninla ban d@van cUi^

bam

Benim dc süKtirmcm vc inkîlerini la»^mnla benim dç. bafm koparmamdan ra/ olma/ msn?* buyurdu. O da. 'Evci. (ra/ »lurumîcy Rabbimî" dedi. Allah. '^lc hu sana vcrilmiiif buyurdu. rcn\c

*

RcüulüUah

"Kcr

{s.a.v).

isterseniz

*

Demek

siz

i

oiursmnz yeryüzünde (hozgnmuluk çtkaracaksrm ve)

Imlanmztt^ramksimz^kmiT^^' âyetini ^Mnyum/: buyuMu."'**" Acahu huradu rahm"in yani akrabaln sS/ü hakikî mdir, yoksa mecazî midir? Hadis arih 'eri bu kunyda iblilat clmiicrdir.

^

Fakai

darb- mesel

babimlffiî

hn

Yine

m,

oldU^Hir ?f%temi^ir.

Cemre

Fhi

'akrabalk

/Stltâri"{/e'"^

544/1 149). bü hadisi mecaza hamicimi. onun

(ö.

699/î!?(îif)|Vl)

haianm devam

kummsiin' itt^klanm mahiyclinUc öyle

(ba) devam Bumda.

cllircnc

d^

Allah,

yakn olmak,

''erhu MuhtasarH-

Yücc Allal'n da baj

"Burada 'AIlah*m vastt

ihsanmn böyüMüünden b# feiîâyefc sadece insmlarn anlayaca ekilde konumutur. Sevgi-

elUrmcsi". O'nun

sevenine verebilecei en hüyük ey;

linin,

dc.

ba

islediini yerine gelirnek. t)nun

devam

cllirmek vc ona

holanaca eylerde

ona

yardmc

olmak, bunlar olunca ve bunlarn hakikî anlam Yüce Allah

hakknda

imkânsii?

okaca; NiJim Q'nun k^Una olan

büMk

ihsanndan

l^îM '^tenn kijpuntnas' hakknda da bilecek ey t^lî^ir. Bu da, ihsmâi tem^^n bir kinaj^r/ bir

[

kinâjaoi4#*

MuhamiK'd. 47/22 Ruhârî. Telsini

-

Hk/.

L-I-I.in(iii

Mic^^llil.

'

sivylenile-

Sro Mhammcd i

\c"l>Mcrcân

Huhiîrî'nin

secdicrini

ha/lcimck

(

I.

Edcb \X Tcvhid.^5: Müslim.

Birr 16 (2554).

l(.S5)

c/kTcncbilocek .^00 hadisin "Cem''n-.Mhâye Bcdl'l-Hayri vel-Gaye

"t'S-Sahîh"intlcn sureliyle

kolayca

f

bn Ehi Cemre)" luiylu meydana gciirdii L-scrini. "Behcet'n-Mifûs ve tehaimâ Mm*fip^ mâ lefcâ m mâ adyla erh etmi olup eser vc ^orhi skenderiye 18» KaMro (12^» tteki \3m. MI. tsm, tîW> v# Hir(Muhtasaru

(

lak'ln

(13141

Ahdssnmcd

haslm: daha

sonra

smail cs-Sâvî. Abdulkadîr et-Tûnisî vc

cl-Museynî (aralndan dori

yuvmlamir.

l'chrî ve ba/

Yaalm, 'hn Ehu Cemre".

hülindc yine Kahire'dc (1348. \}55) âlimler bu eser ii/erjne erh yazmlardr. Bk/. Ali

DA.

cili

XIX. 426-427


Kurtubî sö/.Un

671/1273) dc iiyle den "Akrabala nispel edilen bu

(ö.

mecaz veya hakikat

HBariye

sonuç

söyleydîm.

diini

U'Asrc, isterse takdir

sanki

vc cmsil cîhctiylc denil-

mâna,

aklcdchilcn. konuabilen hir varlk olsayd, nullaka dedir.

daa

Bunun

indirscydik.

Bu

ki âyetidir.

halde

öyle

"Bu 3^â}mkadr.*'

"ban devam

tebesinde

W

t@rk

kas olunun ey;

sabab

edip himayesine

ald

bilmi

iMsmym^m

komu

olmak

kimsenin mer-

hadisinde konuyla

baber ^^^rmektödir. Nitekim Nebî l^^^v) ilgili

olarak ()ylc buyurmaktadr:

namam mnemtle Murm o krttse Aflah^iff

Allah,

sla-i rahim

gördüünü, böyle olunca da Allah'm komusunun yardmsz

baka

bir

komu

eklinde-

düünsünler diye

emrinin ;ok önemli olduu. Yüce Allah'n onu kendisiyle isleyen kimseyi kendisine

eklin-

biz bu Kur'an' bir

örnekleri nsanlara

ettirilmesi" ile

akraMk

derdi'

onun mutlaka bo^un ediini görürdün.»"

âyetin sonunda.

veriyoruz" ifadesi

o

Yüce Allah'n. "Eer

bir ben/cri dc.

'Eer

korumasnn

terk

Allah, güvencesini terk yü/, üstü aiar"

"Kim

gÜv^i€c» almd^r.

olunmasna karlk sizden hiçbir ey islemez. eden kimseye yetiip onu cehennem aiei içine

(Müslim).

Had>si>-M@j^ h^pliyle ya^l^ bu ^it

kmu^ iEd^r^acama nan^yo^um^

bir

yorumun, hiçbir çkil-

M hmM

de

dini

tan

^rmmn Wsû k^iünc vc zca-lama bir yorum deil de febul «ditebile^

OT*"

W

Hr ckiSâ simas ve orada yc$mmii hâ^lkaiM tneim çkmay gerektirecek Mr durumun olmas gereklidir. Yine bu anlamda, açkça

a>k

akl vc eriatn

'sahih' bir

dii eyler açsmdan

emri veya ilmin kesin

bir engelin

bulunmas

verileri

da. hakikî

ya da pekitir-

manay

islemeye

engel olur.

Burada hakikî

bir engelin

bulunup bulunmayaca hususunda htilaf

çfcabilh*.

Çünkü

bir insan

veya bir gruba göre aklcn imkânsz, kabul edilen hir

eyi dierleri mümkün

görebilir.

te

bu, iyice tetkik edilmesi gereken

bir husustur.

'^cl-Mar. 59/21

Müslim, Mcsacid 261-262 (657). Aynca bkz: Trmizî. Salal (222): tbn Hihbân, C!^ SHhîh. (174.^): Bcyhakî. CK-Sünenü'l-Kiibrâ.

1.

464


Hadisi

Al<lî. ijc'î. ilmî

syla

Anlamaca Hakikat ile Mecazn AyutfctÜme»

veya pralik hayalian herhangi

bir sc)/ün hakikatle

bulunma-

bir cngctin

hunlinin terk edilmesi gihi, ca7. olmayan veya

zorlama eklindeki bir yorum da kahul edileme/.

snmann

mcca/a

Burada,

asslar" (sahih menkul) akli)

arasnda

yoktur" diye öreten

ççii^ki

'sahih

a^k ge\eklcr'

akien uvgun görülen

ile

nakledilen

"Islftm'da

icrki.

aklc

insanlar

it^in

(sarih

bir l'iinc

kaps olabilir. inndî de öharî

yet ellii

tfU

ile

Müslim'in. Abdullah h.

okuyalm: "Resûlüilah

hadisi

(s.u.v)

Ömer

buyurdu

cr ecnnctc. echcnncmlikler dc echcnncmc vannea. ölüm ile

cehennem arama konulur ve sonra da

%%îno«?llikJef

ölüm yok' diye

için üc)

Mm da

imm

ank

Yine Buhârî (r.a.)"ian

rivayet

lirilir..."'^'^

seslenir.

Bunun ü/crinc

ise

ile

Müslim'in

ettii

hadiste,

ifadesi yer

Kad Ehu

kanklij^

s^Uih'

f^yi

olduunu

getirilip

bir

cennet

çanc,

'Ey

ccntcilîktcrin sevinci

ve ba^ikalannm

"Ölüm. alacal

Fbu Saîd cl-Hudrî

bir

koç eklinde gc-

almakladr.

Bekir Ibnü'l-Arabî

de 4Mrap ^yl^ demitir; "Bi* için

Cennetlik

hüzna daha da çoalr."*"*

Acaba bu hadisten ne anlalr*.' Ölüm nasl Nitekim

Sonra

ki:

u^nl iilüm yok; By cehennemlikler «rtk teiiî

Cehennemliklerin

âtnaf.

kesilir!

(r.a.)'tan riva-

kesilir?

(ö.

Veya ölüm nasl

öiür?

543/1 14H) bu hadis üzerin-

akln açk fOH^Içrac

ters

dütüü

^^r. Çünkîî ölüm, hir ar.K'^r. Araz'^"* ise cisme

inkâr edip

onu reddetmitir.

'm hu Misi yorumlat^^mk hunun hir mrts^l olduunu gerçek hir kesme ii olmadn söylemitir.

Bir uptultik vc ortada

Bthârî. Rikîik 51. 50: Müslim. CenncI 43 (28SO). Bk?.. cl-Lil'lüti ve'l-Mcrcân

(1812) '

Buhârî. TeCsiru Suni-i

Meryem

l

;

Mtislim, Cbnnct

40

(2849). Bk/. el-LÜ'lÜtl ve'î-

Morcân (1811) '^"^

Ara/: Sö/Hik(c. hjka hir nesne ile \ar olan. kendi hama var dlmayan "devaml olmayan ey" anlanua gchnokledir. Terim anlam ise bakasna yani cevher ve cisme hal dlaak varln goscrcbilc vc devaml olmayan eytlir.

351


Mrtneti Anlamada Yöntem

Ba$ka üzeredir.

Kesilen dc

melei, onlarn hepsi

^y\c demitin

bir topluluk ise

hesr

Ölüm i^ni

üstlenen

"IStlalcis

©nlanv

için,

onu tanr." 852/1447) dc Teskn'lrBârr: der

(ö,

Daha sonra bn Haccr.

Mâ/.irî'nin

u sö/ünü naklcimitir:

ölüm. arazlardan bir arazdr. Mutezile ye göre

O

halde

dOfüjpBüi

iki

olma/..

"Son

ise o, bir

"Bi/c gö-

mâna deil-

mezhebe göre dc ölümün koç veya hcrlan^i

doru

ki:

gMfi benim!MXi1er."

devir âlimlerinden bazlan hu

dir.

ii, hakikat

Ölüm meleidir. Bu ölüm

¥m(ûn mtunu alma ii^ üstlendii

Hm bn Haccf re,

kesme

cîsmç

bir

Öyleyse bununla kaMcdtlen ^y, temsil ve

te-^

bihür."

Daha sonra da bn Haecr

t)ylc der: "Faka! Allah, bu eismi önce ya-

ralp sonra kesebilir ve bunu cennetlikler iin artk ölümün gelmeyece-

ine dair

bir

örnek klabilir."

Kuttübî

(ö.

671 /la:^) dc

^Fe^fc^ndl

kitabtadâ buna

b^Gcr

^yler söylemitir.

te bütün bu

yorumlar; Ibnu'l- Arabi'n in dc dedii gjbi, bir sözü. ak-

im M^ik gerçeklerine te^ bîr

ters

düen

lügatteki hakikat

maftasma hamletmek-

t^^r.

Hadisi bu ekilde mecaza hamletmek, hadisi inkâr edip reddetmekten

daha

iyidir.

Nitekim bu hadis, birçok sahabeden, çeitli

Hnâdlarla sabit olmutur.

O

'sahih'

halde hadisi bu ekilde yorumlama

imkân

varken reddetmek pcrvas/.lk olur.

Bununla limin

hirliktc

Hafz bn Hacer, kim olduunu belirtmedii

öyle dediini de

ratp sonra da onlara

bir S-

nakletmilir: "Allah'n cisimlerinden ara/lar ya-

madde vermesinde

"JS^ih'^indc geçen, "Bakara ve Âl-i

bir engel dc yoktur.

mran j^lçri

Müslim'in

(âhireite) sanki iki

bulm gh ^lirier"**''' hadisi ve benzeri hadisletie oia»^gibi."""

Mislim'. Satalu'l-Msafirin Salatu'l-Musadrin 253

C804)'de Efeu

(HO.'i)'de

Bu görüler lakkndubk/: hn

Nevvâs

ttaa-r,

b.

Sem'ân

ÜmSme e-HâhiB

ftarial,

fr.a.)'lan.

FclhuM-Bûrî. XI. 421 (»ân'UFkir hasks)


Hadisi

AnUmada Hakikat ile MeozmijHt Edilnf^

eyh Ahmed Muhammcd âkir

Allâmc

yapm olduu

1378/1958) dc.

(ö.

Ahmcd

görüe meyletmi V© hnu'l-Arabî'nin bu hadis ile ilgili kark görüünü ve onu yo-, rumlama çabalamasn ^'Fethu'l-Bârî^öen naklettikten sonra öyle der: Hanbd'in '*el-Müsned"c

b.

"Bunlünn

hepsi, bir

dece kendisine mahsus

meakkati üsClennek vc Allah'n,

bilgisini sa-

kld

gaybn üzerine gilmeklir. Bi/e düen ise. inanmam/, inkâr etmememiz vc yorumda

ancak gelene geldii gibi

buLinmamamzdr.

lahricindc bu

Hadis, sahihir. Hadisin manas. Buhârfdeki

bn Mâcc

Saîd el-Hudrî hiuüinde**"' ve

bn

ile

Bbu

Hibbân'daki Ehu Hürcyrc

hadHn4a"'~ 4e f^nektedin Makule arkasmdaki gayb âlemini^ bu y^yü^ /ündeki cî^^^^ hah utan akllar kavrayamaz. Hatta akIiaT* M^k

g^^klcri dah

kapasitesi içerisinde olan birçok

kalmt

güç ve kuvvet

iken.

alamnâm çkan

küm vermeye nasd kalkabilir?! le te dönüümünü idrâk cuik. Sanayi ve

m

l^vy<3lts

çalma

ile

bizler,

$mh

gaybî konular hakkmda hü-

asrm/da maddenin kuvve-

ne bunun vc nc de

nntddfi^ dl^niî^üiüna îdâk

y^^te

unun

hakikatini biUmskiü'

^^iri. tM$

^>nr4 neler

ttdîfinâ% ey aneak, inan aklnn, âci?. vc noksan olduudur. Madde, kuvvet, an^ ve cevheri^* ancak gerçeklere yaklatrmak için konulmu birer terimdirler. nsan için cn hayrl olan ey ise

olacan

bilemeyi/.,

iman etmesi ve

sâlih

amel ilemesi, sonra da gayb hakkndaki eyleri

gayb âlemine brakmasdr. Belki bu ekilde kyamel gününde kurtuluru/.

"Dc

ki:

Rabhimin

ilâve gelirsek dahi.

IC-Kchi;

sini,

Rabbimln

bir

o kadar da

bitmeden önce deniz tükenecektir"

sözleri

iler

A. fikîr'în bu sö/ü, -Allah kendisine rahmet

hakknda muhkem nasslarn yorumunu

salam

vc ikna edici bir

"

Ebu Saîd el-Hudrî

;^

hn MEtee.

^8

Cevher: Kendi

bana

kendisi yiiklcn ri

mürekkep olsa vc

18/l()9).''''

eyh ilgili

sözleri için derya

mantk

icrk

elsin-

gayb

ile

etmenin gerekçe-

ü/crinc oturmutur.

dahu önce gevmili. tbn Hibhân. es-SaMh. bulunan, deimeyen, daima

hadisi

olmayan

xm^4«7

ite

varlkur.

Bu

kelime: bir

bir

yüklemin konusu olup

Ke^m, Manuk ve Fel^fö te-

midir.

Bk/..

Ahmcd

b.

Hunbcl, cl-Müsned. VIII. 240-241. (Tahk.

eyh

A. âkir, Dân'l-

Maûrif basks). (599.^ nolu) hadisin tahrci

353


Sânneti AnlamaâalUen

Fakat bu, özellikle de böyle bir

yMkKkn

l^^tnann, kabul

ttifak ettii

salam

ayrlmas demek bir

fskvat' AlUin ve naklin

edilir iyi bir

ve çok

iyi

Mtinen bir husus da -insann hayattan

olan- ölüm, bir koç veya

Öküz ya da dier hayvanlardan

hayvan deildir.

Akmne ölü^ mâoaMan

MMar

bir

mâna veya ön^kUeria ifadeyle,

araz-

so^ iomtilppan t&mr ve tebih dnda diHfntem veya hay^M ^m^em. Ig^lKi^ mxmmn

larte ^1

konumda kabuUenile^im Burada

bir arazdr.

mânalar ve

ise,

akhna hitap etmede daha uygundur. Yine Allah en yisini

bilir.

Ahkâm Hadîslerinde Mecaz Meca?;,

(hüküm lerini

fmher^

(ahbâr)

bildiren) hadislerde

ve

ile

ilgili

de geçer. Fâkihlerin bu konuda

hem de hakaiarn uyarmalar

ahhâm

hadislerde geçtii gibi,

gerekir.

hem

Bundan dolay

müçtehit hakknda, onun nübüvvet ve sahabe asrnda

tpk

kendi-

âlimler,

sade bir A-

^'m fmLad| gibi» Arapçay. çeitli delâletlerini anlama imkânot vmcek kadar bilmi

te

mecaz

olmasn art komularcbr. Her ne kadar Arap bunu

ile

hakikatin

arasn ayrt etmekten galü davranmak,

iyi çok defa halaya düürür. Nitekim bunu,

haram,

unu

ietvaya

koup onu

vacip klanlar ve fîlan bid'atçilikie, dierini de fasklkla

su^l^^lAi^da

M

asrmzda

ki-

blM a^kl^la gScmks^.

kilbül edilse

Bazen de sabitlii ve i-,

b^ «çtkça delâleti kabul edileiK^^^k baz nasslarda

ihsanlar tekfir etmeye bile kalkrlar. •

dan

Baz çada

kimselerin,

haram olduuna

&^ u

günümüzde erkein kadmla tokalama-

Mr <M1 @Mk gstirdükl^

tadtsî örnek olarak

de

alalm:

ddr^sMn^i, kendisine hdâl olmayan

354

^'Birinizin,

bîr

TaberMnin m^^^^ denûrde^ bir ine ile

kadna dokummute


Hadisi

Anlamada Hakikat

ile

Merazn Ayrt

Fdilmesi

liiiyridr."-"

ve^-HarSm" ndh kitabmi/a yapt ve gerekse '*Sahîh%Câmiu'sSaîr*'c yapt lahricindc. bu hadisin 'hascn* olduunu belirtmitir. -Sahabe vc onlarn lalcbcleri asrnda mehur olElhûnT, gerek

mamasna ramenhile,

Elbânî'nin bu hadisi 'hasen' görmesini kabul etsek

erkein kadnla tokalamasnn

hadisin

nma) olmad anlalmaktadn Çünkü

haramh hakknda

bir delil

Kurban ve sünnet dilinde, '^mt^s'^

(dokunna), mücerrcd olarak derinin deriye dokunmas anlamnda 4^)1âiT ftiîmrtâ

•^^^unman"n anlam, Kur'an'm tercüman olat

u

Abeltfîl^ft

k

Abbâs

(r.a.)'m

iTicss".

"cl-lems" vc "el-mülâmcse" (dokunma) ifadeleri, cinsi birleme-

sö/ünün delalet ettii anlamdadr: "Kur'an'daki

"cl-

den birer kinayedir. Çünkü Allah, hayâ sahihi vc kerimdir. Dilcdijini diledii eyle kinaye eder." ,

te

"Fy

Yüce Allah'n

iman

edenler!

"dokunma"'dan bekletmeniz

u âyetinden bundan baka bir ey de anlalmaz:

Mümin kadnlar nikahlayp boanrsaniA

(mesh)

vc

fâkihlerin hepsi -Zahirîler

geçen "el-mcss" (dokunma)

etmilerdir. Ba/en buna.

ba baa

henüz

iddei

onlara

müddelince

gerekme/...."''"*^

'RîfstTDÎk»"

âyette

onlar

da

kalmalar

"cinsi

fiilini,

'sahih' halveti (helâl

halini)

de dâhil olmak üzere- bu

birleme" olarak

olmayan kadn

ile

tefsir

erkein

dc dâhil edebiliyorlar. Çünkü bu, cinsel

lememin ntijmkün »Iduu siuulan

bir durumdur»^^

Bakam

bir-

»uee^indeki

"chkunma^n (tn^) &r\cc" yani "cinsel birlemeden 5nce boama" hakkndaki ss^kr dc bunun gibidn-. Yine Rju^a»^ M@t^enrt (st^^tn diliyle

söyledii

u

söz de bu

manay

desteklemektedir: "Bana hiçbir

nsan Joknmam^ken (mess), benim nasl

Eu

konuda Kur'an ve sUnnatte

çocuum olabilir!?"

delUlcs' yoktur.

O

halde bu hadisle,

ehv&le olmayan vc arkasndan Jlme çkmasmdem kmhilmayan mücerret '--^

HeysemT. lltlâcnâai''£-^î!M

h»^ M^ldl

nr^^ila bu ha<^ nakledip der M: *^âb^M^ tteMs mviteri ^sahili' kimseler-

¥e^tria.ftaa l'i^et etsftâr.

|}.

dir." (Bkz.Taberânî.

eI-Mu'cenu1-KrfȔr.

XX,2I1. 212 ç.)

'-^d-Ahzâb. 33/49 el-Bakara. 2/236-7 '2"

Âl-i

mrân. 3/47

355


Sünneti Anlamada Yöntem

ydctur. Ö/^slUkle tokalatmmn haram olduuna delâlet eden bir dc yclculukan dönü, hastaln iyilemesi veya herhangi bir skntdan kurlulm ve ben/eri durumlarda insanlarn bana gelen haller sözkonusu olursa... Yine yakn akrabalar birbirini öpüp tebrik ediyorlar. Erkek (baz durymi^;^ ^HlC^nn vçya daysnn hanmyla, amcasnn ya da daybir

styia

kiiMm^

kzyla yahu^

hissedebiliyor. Ö7£1ikle dc

IMyap

bir kadiîla ^jk^liinil

kadn, ekdcIe

bulunduunda aklna mmtr ve gerdc etkek açsn-

birlikte

düünce gcimediindecrkce elini dan ve gerekse dc kadn açsndan ehvet hissi hatra gelmez.

k(Hü bir

BUMi dföUckiçycn delillerden birisi Mes»^"3Xi Bnes b. Mâlik (rat^)'l^

W mnyc de

cariyelerinden (s.a.v)

dc:

mam

rm^ mi§ $M

olsa,

Resûlülhk'm

dc cariye onu istedii yere götüriinceye

Ahmed'in,

"e/-

"Medine

badföiir;

eindm tutf^. Nöbî köctar cariyenin cUn

brakmazd."^'' Buhârî

m bu

den herhan^

batisi

m

civ^yet etmitir: "Medine cariyelerin-

Mr (^y# 4l

olsa,

ResûMlh'm dirnkn tumr

ve

Cnu

î«ii yere kadar giSlürünlD."*^ Hadis. Ncbî (s.a.v)'in bir cariye

tali^inn ne (^îa.#î*î«

^i«dcn

sokaklarna

kMö«t

^yu^ma

denli

u^^or,

Mebî

(s.â.v) fec

tr.

Hac^

jL0.

^n

ile

hayâsmn fazfalimcMa yOce ahl§^

iR^le mm tem^,

devam ediyor.

de herhangi bir cariyeyi, 'istedii yere'

<^itMrÛ kapsamaktadr.

^ Ahmed

hakknda

bir

'cariyeler* ^^7.\ly\c

bir iaretUr-

Öyle

dc

takm mübalâa

'Elden tutma' ifadesi ise tasarrufu

Harib^^-Masned. m. 174 **'Bnhâî.Edeb6l b.

ymmridk-

kadn, hür kadn deil de cariyeyi,

herhangi bir yeri ifade elliinden tevazu

ariyeye vmliine

Medîi^

Q'imj

"Elden tutmaktan maksat, bunun gerektirdii incelik ve

eklinde genelleme

Nebî

^2/1447), Bubârrdeki hadisin erhinde 0yle

Hadis, erkei deil de

356

ki cariye,

ve

islemiyor, aksine cariyenin ihtiyac giderilinceye

kadar onunla bu halde yürümeye b.

Öyle

^(j^arok

dotayr c^vi cariyenin elinden çclünfl^

W(u

bile tevazusu, edebi

deJalet çenektedir.

vnm K^.tt^l«t

duygularm yaralamay

der:

karsnda

tamamen

ki cariyenin ihtiyac egpr

Medine


Hadisi

dnda olsa sini istese,

Bu

Anlamada Hakikat

Meran

vc Nebî (s.a.v)"dcn bu ihtiyac iin kendisine

Ayrt Edilmesi

yardm

etme-

mutlaka buna da yardm ederdi.

da.

Nebî

(s.a.v)*in fazlaca

olduuna

Vcitlcrindcn u/uk

mülcvazi olduuna vc kibrin bülün

bir delildir."*-^'

Hâf/ bn Haccr (rh-a)'ia kaydeUi|i bu bul edilebilir. Fakat

iinlamm^

onun

0\mp

*elden

ve

incelik

Çünkü burada her ikisi birden belirli

ite

bir delil

nttma'y muhtevasndan hareketle /ahirî

yumt^^la yormam

kabul edileme/..

kastedilmekledir. Bir sözde asl olan.

onun

veya karine bulunmadkça, /ahirine hamlcdÜmcsidir.

Murada buna engel olacak livâyctindcki

eyler, bütünü içerisinde ka-

'Cariye

bir

ey

göremiyorum. Bilakis

mam

onu diledii yere .götürüno^G kadar

Ahmcd'in

eiini

onun

clintl^ <;ckip alma/" ifadesi

ne delalet etmektedir.

açkça bundan mutlaka ;^hinn kastedildiiBunun d^^ çkmak isç, hlama vc liaptrma

kabIrmtendir.

Çada Kültürle Yetien Kimselere Mecaz Kapsm Kapatmamn

Tehlikesi

Hadisleri anlamada harit

manas

Q;eerinde

necaz

kapsnn kapanmas

durulmas,

çada

kültürle

ve nassm

ve

yciicrt kimseterin

voguna sünneti anlamaktan, hatta slâm' anlamaktan yüz çcvirtmckicdir. Yine bu kimseler: mcca/da kendilerini tatmin eden. kültürlerine uygun olan

anlam buldukiannda

sö/.ü

tamamen

siplerine arz cimcksizin.

çada insanlar hadisin shhati Nitekim

baz

ne dilin

islâm

mantna

vc nc de dinin pren-

zahirine göpc aldikkn

hakknda

dümanlar

mm.

bu,

üph^ düürmektedir. da

^ok

defa

(meca/a

ham-

ledilmeyen) bu aslî mânalar. !;lâmî kavramlar ve onlarn modern ilme vc

çada

düünceye

icrs

dümcleriyie alay etmek

için bir

dayanak yap-

uakiadriar.

YlIaFdan ve

h&ri,

dierlerinin

bn

Hristiyanlk propagandas yapanlardan

rivayet

ettii

Haeur. l-cthu-j-Hfn. XUi.

s. I?l.

"Humma

biri;

Buhârî

(stma) hastal, cehennem

(X. 490 Oâru"l-Ma'ritc

basks)

357


ateindendir, onu su le soutunuz."

baz ndislere dayana-

hadisi

aydnlk asnnda tslâm düüncesinin hâlâ hurafelere inansöyleyerek ona hücum ederek der ki: "Humma hastal cehennem

rak bilim vc

dn

ateinden deil, ycryü/ünün ateindendir. Bu hastalkla, mikroplarn üremesine

yardm eden baz

Ahmak

voya ahmak gibi gözüken bu yazar, ya

w Arapça'nn zevkine varan ya da bilme/den

herkesin

hadi^n kastedilen anlayaca mecazî anlam bilmiyor

geliyor. Hatta bi/ bile

<;km

cehennemden

iten kimse sözden •

pislikler vardr."

bir

gün"

çok scak gün hakknda, "Sanki

Bu

deri?:.

sözü stiylcyen kimse ve bunu

kastedileni anlar.

"el-Hacerü H-Esved Tai, Cennettendir" HadisRn Manimi

Yine

Islâm'te sayanlardan

keiîdiSîtiî

cennettendir""^" hadisi

birisi

"Acvc (denilen Medine-i Münevvere) hurma-

ile

s, cennettendir"**'"* hadisiyle alay eden bir üslupla

Onlm-| bu vebonzcri

rm g^ge^ liiTft

ve

gesf iklAnda

Bu

ettip

yaz yazmtr,

M^n, "Bit^iEki^çw^Ml^9-

hem Buh^'nin ve hem de Mü$Ctmi^ü^üa al^h) had»^ kastedilen anlamdan eklindeki

teimrlad ve ^nî cennetin gerçekten klçlarm gölx)tdu^ ckGnâa mimm/., böyle tî^avvur m&em. Bununla

HS|Mîl^ AMilhHn yerin 0Û kadar ^eni

ganidirler.

göün

ibamlim^»

altmdiKr'"''^'^

Ûm^i

de, "Haccru'l-Esved,

Tb

takva sahipleri için

kld

Müslim. Selam 78 (2209)'dc Abdullah b. Ömer (r.a.)'lan: BuhÛrî. Bcd'u'l-Halk 10. Th 28: Müslim. Selam 81 (2210);'de (r.anha)"dun; Buhârî. Tb 28: Mü.slim. Selam 84 (22l2)"de RâtV b. Hadîc (r.a.)'tan: Buhârî, Th 28: Müslim. Selam 82 (22!I)'de Fsmâ" bini F.hi Bckr (r.anhâ)'dan mullctekun alcyhlir. Yine Buhârî. Bcd'u'-Halk lO'de ise hu hadisi Abdullah h. ^r.».)* Rm lîvayet etmitir. Bkx. Sahîhu'I-Câmiu's-Sagîr. (3191). Yine bkz: el-Lü'lüü ven^Rferein,(1424. 1426) Ahmed h. Hanbel. el-Müsned. III. 277'de Encs b. Mâlik (r.a.)'lan; Nesâî, Mcnasku'l-Hacc 145 de Abdullah b. Abbâs (r.a.)'lan. Bkz. Sahîhu'l-CâmillV Saîr. (3174). Ahmed b. Hanbel. el-Müsned. II. ?>56. 490: Tirmizî. Tb 22 (2066. 2068): bn Mâce. Tb 8 (34.'i.'i)"de Ebu Hüreyrc (r.a.)"tan. Ahn^d b. Hanbel. el-Müsned, III. hadis;

Buhârî.

28:

Âe

m

Mudrî

esh^&fKT^'I^^M (r.a.) ile

BuhÛrî. Cihâd 22. (r.a.)'tan

m

IV.

Câbir (r.a.)'ta. Bkz. !

12.

156:

muttcfekun aleyhtir.

tm tbn

m

8 (3453)Me Ebu Saîd

SaMb*î-;^A^s.^#r.<4î^.

Müslim. Cihad 20 (I7421'dc Abdullah b, Ebi Bkz. el-LU'lüU ve'l-Mercân, { 1 137)

EvS


Hadb Anlamada tMatf^ifi^fj^a^y^ Idilmesl

ancak Allah yolunda cihadn

sembpUi kkçUr- özellikle de Alah bu cihadda oia ^hid almay ^^az^r^^ hanm yakn yal (^41^âii mikr. Hcite (^.v)Mn, aiteiitdan bakma muhtaç olan annesini bira-ki

m

itock

^ H sözü de

üzere O'na biai etmek isteyen kimseye söylemi oldu-

böytediî:

"O zaman annene

hi»ö ötî

ecamet, an-

nenin ayaklannm altndadr."*^

Akl

sahjbi herkes, gerçek cennetin, annenin ayaklan altnda

dn

anlar.

ancak

Naîm

Anneye

iyi

anlar.

Anlatlcb^na i^; varRiEdâ

torine o yordum.

uramann

cennetlerine giden kaplardan cn ratiai bir ekilde içeri gir-

meyi kap.^adgn

nna

davranmann vc onun bakmyla

olma-

sâiih kimselerden biri,

kanfelprinin ya-

^jel^ mpMm l^mm 'Ben^ceimâc bahçelerinde ^^ammk topra sürü-

^feî^\

sâlih kimse,

1^ gün

Ona

kalmasnn

SrWa t^, Enetin, an^lcrin

ayaklan

olduu

haberi ulau'

diye cevap verdi.

Yüce Allah'n sevabn vc cennetini arzu vc bakmnda olmasndan baka bir ey anla-

Kardeleri, bundan, onun.

ederek annesinin hizmeti

madlar. *

'^NU ve Fira^ Cmneiienaâr** Hadisi

Üstad Mustafa ez-Zerkâ' bana

u:j anlatmt: Msr'da,

hatla

Arap

dünyasnda t^ada hukukçulardan büyük bir üstad, ona. br gün "SahîhI Bu/târV kitabn satn aldn, sonra onu açp baktmda gözünün

u

hadise ilitiini söylemi: "Nil ve Frat, cennet jrmaklanndandr."*'"

Üstad bunun vakaya

ters

dütüünü

görünce,

tamamen yüz çevirmi. Çünkü bu rmaklarn

Buhâfnin kitabndan

dou yerleri, eitim gören

herkes tarafndan bilinmektedir ve bunlar, cennetten deil yerden çk-

maktadr. Bu kii, kafasnda oluan bu olarak reddedii

Ahmed

b.

yanlgnn sonucu

olarak, soyut

hakknda da daha sonra hiç düünmemitir.

Hanbel, el-Mü.sncd.

111,

Sahîhu'-Câmiu'-Sa^.(1249)

429; Nesâî, Cihad 6"de Câhime

â (r.a.)'tan.

Bkz.

,

verilen hadis. Buhârî'nin metni deildir. Buhârî'deki metinde farkllklar vardr.

Yukarda geçen

hadisin metni için hkz: Müslim. Cennet

2<^

(28.39):

Ahra^

b.

Hanbel, cl-Müsned, U. 289. 440)

m


Eer hu adam-birax alçakgönüllü olsayd risine

havursayd veya çagdalanndan güçlü

gözleri olana

aydnland

sabahn

aydnlanacakt. Fakat

kibir

gibi.

ve

Buhât erflcHnden

bir Mîme^

bi-

bunu sorsayd,

hu gerçek mutlaka onun

için

de

ve gurur, gerçeklerin görünmesine engel olan

unsurlarn en büyüüdür.

ktamî külarumOzün oluumunda katks olan büyük imamlardan birinin,

bu hadisin anlam vc açklamas hakknda görüünü burada ak-

tarmam hcnim Hu/.m

Ha;r.m'

barlttinc vc

âhp ona

ti\ l'rr.

O

kii,

mam

Ebu Muhammcd bn

456/1 063 Vdr.

(Ö.

bn

için yeterli olacaktr.

Çünkü

pî^^cri

g()rc o,

bt^^ ^eçm^in ile

sebebi» biUadii gibi, ö, n^^^uifi

bâktnlanna bakmaksii^m onlarn /ahtrlefi-

amel etmeye ftmmm ^bifî mt^^blne

Arapça'nm

içerisinde, hakikat ve mecaz,

menmp br £^îh-

olduuna atanmak-

tadr.

imdi onun hu

bn Ha/m.

hadis

hakknda nc dediine bakalm:

burada "Seyhan. Ccyhân. Nil vc Frat'n her

nchirierindendir"^'^ eklindeki

"sahih' hadis

ile

"Evim

hiri

cennet

minberimin

ile

aras, cennci bahçelerinden bir bahçe (Rav7.a)dr'"^"^ hadisini zikredip

p^G dm;

"Bu

f^m- b^ anlamna

baz cahmcrin enettii ümm^ Râ^m'ma« ee»^ olduu vc bu ncbirlcrin de cennetten da§^ Ihdiklerî

iki badis,

gcim©?.. Bu*

^d ve yalandr."

Daha sonra hn Hazm. Ncbî

(s.a.v)'in evi ile

oluunun anlamnn, oranm

ccnncilcn bir bahçe

lazilctindcn ve orada

isîennm e^Midülünden dolay olduunu «ikmctec*

kliman

dolay cennete

nehirler ise, onlarn bereketinden

kim

minberinin arasnn,

iyi bir

izafe edilmitir. Nite-

gün geçirdiinde, "Bu cennet günlerinden

Yine koyun hakknda

ise,

Bu

bir

gün" dersin.

"O, cennet hayvaniarndandr" denildii gibi'

Müslim. Ccnnci 26 t2839)'de Ebu Hürcyre

(r,a.)"lan,

Bkz.

Muhmsaru Müslim.

(I9f.8) '^^

<

Bühârî, Faülu's-Salâti

tWd& Ahdttffi*

Mekke

ve'l-fsfedîue 5,

fi39l)'dc

ise

Saîr. (5586.

m

fi

Mescid-i

5; Mü.slim.

^rUMi»

Hac 5(X»^I

raOto'MNf^

Fj^» Mî#îe m, msk n. t'üsam m Müslim. Hac 501

Ebu Hömyrc .5587).

Mekke vc'1-Mcdine

(r.a.rtaii

muttcfckuf

aleyhlir.

Blö*

Sahîhu'l^amiüV


Hcidi^.'

vc Ncbî

îbn

Mecazn Ayrt

Edilmesi

gibi.

bir hadis dc. "Haccru'l-Esvcd. cenneltcntlir"^""' hadisidir.

Hu/m. bu haberler hakknda öyle

cicr:

koyduu

sc dc hissin /orunlu olarak ortaya re

iie

"Cennet klflarn gölgesi allndaclr" buyurduu

(.s.a.v)"in.

Buna benzer

Anlcimacia Hakikat

"Gerek Kuftm vc gerek-

yarg, bunlarn

üze-

/.ahirleri

olnadklandr.

te

bu, zahirîlii vc nasslara donukluk derecesinde harfi harfine Ibn

Rimm

hu nasslarn. /ahirlerine hamlcdilmesini cai/ görmcmilir.

Onun

hahlyla hile.

bn Hazm'n

bilinen

dedii ^hi, bunu uncak

ramen

yorumudur. Buna

cahiller böyle /.anncdcrÜ

Mecazi Yorumlarda

Arya Kaçmaktan Sakmlmas

Burada hadislelîi -vc genel olarak nasslann- yorumunun ve /ahir

anlamlarnn

dna

çkarmanm

da hir tehlike

mm

kaps olduunu

vc

bundan sakmhnas gereklimi söylemek istiyorum. Müslüman âlimin, akti

veya nakilden bunu gerektiren bir durum olnadkçu, bu kapdan

ijgeriye

girmemesi gerekir.

Çok edilerek

del'a hadisler: kiilere, belirli

yorum yaplrlar.

zahiri üzerine

tma^m

Ama

tetkik

zamanlara veya mekânlara tibar edebilen bir

aratrmac, onun

braklp o ekilde anlalmasnn daha uygun olduunu

fet^ytr.

Buntmk

ftgîîî

bislan kira/)

aac

^ h^lsi îdkredebîlî^: "Kim Ur

«tak

keserse. Allah

onun

bam

cehennemden

Am-

f

aa sark-

lr/'''^

Hu arîhlcri,

hadis,

çounlukla

ba^î

'sidre*

çeitli kiplerle rivayet edilmitir.

Mimesî art cümlesi

sna ramen, bununla. "Harem bölgesindeki li ^'^

Kidisin

Uhrci

tlaha

oncc

Baz

hadis

içerisinde nekre*""* olma-

sidrc

aaenn

kesilmesi"nin

^ctjli.

bn Ha/m. el-Mulallâ, VII. 230. 23 1. (919 ulu ncsclel Ebu imad, Edet IM^im 023^ l^)lt^ ss-Sünenü'l-Kübra. VI. IBNia me&M k HttM t^^Lfim. Elbânî dc ''SaHtha%Cûmitt's^^a0l''^ bu hadisi kaydelmr^îlir.

Nekre: Helirsi/ isim lomckiir. Hu. olur. Belirsiz isim.

knuan

smin sonuna

lenvin

(çift

hareke) gelmesiyle

veya kullanan kii taralndan daha önce bilinmeyen vc

lannnayun simüir,

361

'


kastedildii eklintte yorumlamIaFdr. Onlar,

azabla korkutulduunu görünce bunu

kesenin iddetti

Harem bölgesindeki

aacyla

sidre

sn iri andml] ardr. Benim

rmni

hm

Arap ülkelerindeki

çada

aacnn-

dünyann

Öyle

gruplann ve mtilerin

tlar ve konferanslarm

Daha buldum:

önemli oluudur. Dolaysyla bu aabu,

bu

ki

çevrecilik,

günümüzde srf onun

olut^ld^^lakkifldabEÇok toplan-

düz^endigi önemli

bir husus haline gelmitir.

unu

Davud'a hu hadis soruldu, o da öyle dedi: "Bu hadis,

"t-.hu

unu demek

istiyor:

Her kim

yolcunun veya hiiyv^-

bir

aac bo yere, zalimliinden dolay haksz

fficm

gö^elendji çöldeki

ysB

keserse Allah da onun

ban cehenneme salktr."**^

Allah'a hamdolsun

sadece benim böyle

ite

te

hayrdan men edecekür.

sonra Ebu Davud'un "5fln«f"inc müracaat ettim ve onda

muhtasardr ve

husus

-yine özellikle

"yeili ve çevreyi kuruma" diye isimlendir-

dikleri faaliyete girmektedir. için birçok

aacn

iBe5»vesinden yaöfm-land

sidre

olctulOar Q-

O da, özellikte sahrada, tnsanlann hem

kesilmesi, insanlarn hepsini birçok

imdilerde

hmtov g^ji

hadi^n*

ise

bir hususu ikaz etmesidir.

gölgesinden ve

cn

görü

nfieylctügim

bir

ki,

anladm sandm

bu

mam Ebu Davud'un yorumu birbirine uygundur,

Su V€ büzeri ha^sMe, klam cfâvetçiteri. hmmm^. fE^UE le aaçla mS^sSms elme^ etmektedirler. Bunu,

^^M

girmeyi

eeiîfiefö

davran

uman ve cehennemden korkan müslüman kii

eklinin içerisine dâhil etmekteyim,

için dinî

'

Reddedilen Yorumlar Reddedilmesi gereken yorumlardan bir metnin

ak

ksm da ne ibarede ve ne de

olmakszn yaplan batnî yo"Sahur yapnz! Çünkü sahurda,

içerisinde herhangi bir deli!

rumlardr. Örnein, onlardan

birisinin,

bereket vardr"^'*'' eklindeki hadiste geçen "sahur" far'

''^

oid^nu

söylemesinde

Ebu Dâvud, Edeb 158-159 Buhârî,

Savm

20:

olduu ^bi.

Dt^su

"'^^

sahur zatnanlafiv^

(52^

Müslim.

Siyam 45 (Î095)'de Enes

mutletckun aleyhtir. Bkz. el-Ui'lüü ve'l-Mercân. (665)

362

ile kastedilenin,

b.

Mfflifc

{f.D'tan


IM^madattakikat ite Mec^ Ayrt Ed^m^ istifar etmek, Kuf'an vc sünnetin tevik ettii en

Fakat *"salur"dan maksadm, Mstifar' körü körüne bir yorum

Ö/cllikc "sahur"

büyük amellerdendir.

olduunu söylemin bu

olduundan kabul edilemez. i!c

Yine "Sahurun hepsi

"Hurma, ne güzel

berekettir.

Onun

bir saiurluktur."

için -îtîzden

su i(;mcklc dc olsa- sahuru terk elmcsit"'**^ hadisinde

Yine her

'

nc ka.sicdildiini kesin olarak at^kla kavutu-

mn baka hadisler de gelmitir:

sözü.

^mm^

|errinden

fitnesini»

b^tiss bir ymlUm

olduu

gibi.

snmakla

Allah'a

emrolunduumu?. Mesih Dteâ) hal^tertl î»k Wlen

hadisfcain^

bu^-

i^ fearant^kBatt medeniyetini sinmedii eklindeki yommlar da böyledir. Çünkü Bat medeniyeti, Dcccâl'in kÖiPöatk nftel^^ildii gib kâr bir medeniyettir. Zira Bal medeniyeti, hayata ve insana tek bir gözle bakyor ki. o da sadcee maddedir. Dolaysyla da Bat medeniyeti, bundan

bakasm görme/..

Öyle

ki

sanki ona göre nc insann ruhu, nc kâina-

Im bir ilâh ve ne dc bu dünya hayatndan sonra Ûhiret vardr.

Bu yorum

ise.

pek çok hadislerde sabit

olduu

üzere Deccâl'in gc-

Icn-gidcn, girip-çkan. propaganda yapan, tahrik edip ho/.guneuluk ran. IchtÜ, eden... bir insan, bir feri. bir

ahs olduu

n^meye aykmdr. Bu konuda o kadar çok bunlar tevatür dcrcecsîne

^ m ^imn. cs-Sahîh.

VIIl.

Terîb.

11.

I

III.

12.

ki,

111.

(r.a.)'Uin. Eltrânî

350. Beytakî.

de "SahihaH-

44'dc riv:yet etmitir. Münzirî'nin.

cl-

^y'du gcviigine göre bu hadisin senedi, güçlüdür.

^ Yazarn bu yorumunun, kitabn bandan ve isabetli

hadis gelmitir

25^ (3475); Ebu Nuaym. el-Hilye,

Hanhct. cl-Müsned.

h.

ve

uli^tr.

cs-Süncnü'l-Kübrâ. IV. 23f-237"dc Ebu Hüreyre Câmiu's-Saîr"dc bu hadisi kaydctmilir.

Ahmed

tanm

eklindeki

'.sahih'

çka-

olmad

beri,

kamöSîideyiz. Çünkflu

savunduu düüncelerle uyumad bulundu^ Mühammed Esed'in

DeccaPm Bat Medeaiyci «rfarak kabul c^elteegi eklindeki yorumu dlkkile deer br yorumdur. Yani. buna göre Dcccal. bir ahs deil, manevi bir kiiliktir. Bat Medeniyetinde giirüldüU hiç de yanl bir yorum saylma/, .Mickim Karadavî'nin kendisi de "Müceddid Hadisi'ni benzer ekilde yorumlamur. Oeccal konusundaki hadislerin levatür dereeesinde olduu tikri de tartlr. Çünkü, hadisler hayli problemli hadislerdir. Bu konuda (^Jffl br tetkik Santopak. Ayet vç«sdfeleraGö©!^c^, Mc!m s^ttSö. olarak bkz, Nlzul-i sa fe^dan^ ^^Mikferi çin de geçerli. ..Bu konuda yine Zeki Sartoprak'n te'Iif etlii. Kur'am ve Sönueie Göre Nüzlu-i sa (Ik yaynlan) adil Ki.

Deccalm

Â^t^

ö/elliklerinin

Mi

kitaba baklabilir.

(Yaync)

363

,'


)

Yine bâtl yommlardan Mth\ de; baz

çada Müslüman

yazarlarn,

kyamete yakn bir zamanda tm Mesih'in inmesiyle ilgili hadislerin -ki birçok ha^s Miz imamn**' açklad gibi icvatür derecesine ulamtr-

bar

ve güvenliin egemen

olaca

bir

asr simgeledii eklindeki

yorumlardr. Nitekim insanlar arasnda sa Mesih'in, beer içerisinde ban ve hogörü davetçisi olduu giirüü yaygmdr. Yazffl'.

bu yorumun, sa Mesih'in

nitelendirildii

'sahih* hadislerin delalet ettii hususlarla

tiini unutmaktadr:

haç kracak,

inii ve onun, bunun aksine olarak

"Meryem olu mutlaka

adli

tamamen geli-

bu hüküm indirecek,

domu:f.u öldürecek ve cizye koyacaktr"^™ ve ancak

kabul edecektir. Bunlar

ise

sözkonusu ytHirala

tmmnm

slâm'

çelikilidir.

bu yanm, [»lâm'm

eHs

(!)

olduunu

iddia

klç dini ve Hnstiyanitm ise y^ftne lan ^en zalim nri^^^Hk ve arkiyatçlk propa-

^^dasma güç kâzandmudctad^. Ibn Tcymiyye ve

Dtî^su

ben. eyhülislâm Ibn

ha^ ve ildeki görüünü Yine nunla.

mecaz

bn

Yüee

genel itibariyle inkâr etliini biliyorum. O. bu

Teymiyye'yi bu görüe

Allah'ta afatlarn te'vil

ÜMedilflen

iten etkenleri 4e.

yorumlamaâa

kapsn k^^^mk

kmselerdfr. Bunlara göre

mesabesindedir.

yt)k

Ti^t^ye fö. t38^32?)^nin Ku%n/

çeitli deliller ve deerlendirmelerle desteklemitir.

önündeki bu

se

Mecaz Reddetmesi

Onlar

MU^flm O, bu-

anlfa

ittw{aitn

Önlarcte, **Muattrtâ^^ tfiye

Yüce Alah'm

sözkonusu

bu

sfatlan neredey-

sfatlan

kabul

et-

memilerdir.

Bu konuda Allamc Enver cl-Ke^Mtftdn *^eMM9l« AMfâ Tevâtere Nuzûli% fl Mesîh" (tntk. Abdulfettât Ehu Gudde) adl kitabna bakabilirsiniz. Konuyla lgili olarak daha fa/la hadis olmasna ramen bu kitapta 40 tane 'sahih' ve 'hasen' hadis bir araya getirilmitir.

Buhârî. Buyu'

Hüreyre

102,

Mezâlim 31, Enbiyâ 49: Müslim. îman 242

(r.a.)*lan birbirine

yakn

lalzlarla muiteiekun aleyhtir.

(15,'i)"de

Ebu

Bkz. Sahîhu'l-

Muattla: tik dönemlerde Allah'n zalm sfaUarrâto fâmt edenCT için kullalttlsonralan Allah'n variin tanmayan, tabiatn yaraicmm ta^sanuTunÜîKi

m. daha

bams/ varln ürtlürdüünü ileri sün;nlcr için dc kullanlmtr. 364


Hadisi

hn Tcymiyyc

n

Allah

ile

Mecazn Ayrt Edilmek

görüünü canluKirnMÜc, YVm Kilabmda vc Rç^lUlÖn diJin^ spt cuiklerinl ümmetin

ise

kendisi için

cmck

ispat

Anlamada Hakikat

vc Kur'an

ile

selefinin

sünnetin nefyettiklerini de nefyetmek istemiT

tin

Fakai yin

hn

Tcymiyyc. hu konuda,

dilin

bütününde mecaz diye bir

e-

otmadm savunacak kadar ileri gitmitir. *

imam

Ibn Tcymiyyc.

ümmetin

âlimleri içerisinde kalben

en sevdik-

lerimden -belki de tnlardan en ;ok sevdiim- ve onlarn içerisinde akl-

ma

cn

yakn olandr.

muhalelci cUii

gibi.

di^üonetü/.i. laklii insanlarla ttofeon

Fakal ben. onun kendisinden önceki imamlara

ben dc burada ona muhalefei ediyorum. Nitekim

ctmemcmid, ahslara de^t

deil insanlar hak

ile

tanmamz

ben. Ibn Tcymîyye'y J^iyonrm.

Nitekim Hât/ Zehcbî

"eyhülislâm

(ö.

bn Tcymiyyc'

fatert

delilie

bi/jc

o Öretmitir. Bundan

**Tcymiyyeer deilim!

74K/Î347) bununla severi/.,

^mnmh hakk

ilgili

olarak

öyle

ama hakk ondan daha çok

der:

seve-

ri/."

Bvct. ben,

yatyla

ilgili

Yöec Allah'n sfatlaryla

biilün

konularda eyhülislâm

olmaks/n bunlarn

delil

hilmcdiimi/

dedii

gibi,

bir

ilmi

tc'vilinc

ilgili,

ile

gayb âlemi ve

beraberim.

dalmayp onu

üstlenmememi/ vc ilimde

âhiret ha-

En uygun olan,

bilenine derinlik

brakmamz, sahiplerinin

"Ona inandk ve hepsi Rabbimi/. kalndandr"**^' ttememiz-

dir.

te

Âl-i

bu. gelecek bi^lümde bira/

mrân.

aydnlatmay ar/uiadm eydir.

.V7

365


7.

Gaybi Olan le Gaybi Olmayan Hususlan Birbirinden

Sünnet,

gayb âlemi

ile ilgili

Ayrt Etmek

konular üzerinde durmutur. Bunlar-

dan ba/s. Yüce Allah'n kendilerine çeitli görevler verdii ve "Rabbinin askerlerini ancak kendisi

bilir"'''^'*

buyurduu

melekler-

dir.

Bazs de onlarn

da. bizler gibi mükellef olan, bizim onlar bizi

Sîöîis da.

gördüü, yeryüzü sakinlerinden olan

hal-

cinlerdir.

Yüce Allah'n huzurunda bizM aldrmak, ^ül ve erri

bize Mislü göstermek için ki

görmediimiz

yemm^â^

^'feln zzet ve erefine andolsun

onlardan samimi kullann hariç onlann hepsini azdracagim"**^^ diyen

blis'in askerleri olan

eytanlardr.

Yine Ar, Kürsü, Levh-i Mahfia ve Kalem de böyledir. Bt! gaybî konulardan

bazs

da;

kyametin kopmasndan önce ve

ö-

lümdcn sonra gerçekleecek olana kabir sorgusu, nimetleri veya azabyla alakal bir hayal olan berzah

Dier bazs

Mevkif: n^erilmesi

366

ise

Kyamet günü

hqyaüyU

ilgilidir.

yeniden dirilme,

^r

ve meicif (b^eme)^^'

canllaffn hesaplannn görülmesi,

ve amellerin tartlmas için duracaklar yerin addr.

^klanmn

sahi[Merne


Gaybi Olan leGaybi Olmayan Hususlarn Biririnden Ayrt Etmek

Kyamci gününün korkum;

yünleri,

büyük cfaai. mizan,

cennet vc oradaki maddî vc ruhî açdan

hesap, srat,

nimcilerr aradaki in-

çp^illi

sanlarn dereceleri, cehennem ve oradaki hissî ve manevî açdan ;c!^itlcrt ile

onlarn dütükleri

tabakalann varolduu âhiret hayatiyim

alt

ilgilidir.

Bu

veya çou, Kur'an- Kcrim'in de deindii ko-

hususlarn

nulardandr. SüniKt ise Kur'an'tn icmalî olarak ksaca bahsettii bu hususlara

detayta

^îîrttir.

Burada iarci

ctrncrrirz

ledilen hadislerden

bazs,

gereken

u husus var:

sahihtik

mcricbeinc

Bu konuyla

ulamad

ilgili

için

nak-

bunlar

dikkate almaya gerek yoktur.

Burada WeM:

(s^^vll'in

b^Hl^indm

ye

3Umla-

yer vereceiz.

ra

Burada Müslüman

düen

bir âlime

görev, ilim ehlinin ve kendileri-

ne uyulan ümmetin selefinin yöntemine göre onlardan 'sahih*

de

.sabit

gelmesi aklcn imkân dâhilinde

masndan dolay

olduu

müddetime,

reddedilmesi caiz deildir.

eyler yapmaya güç yetirmitir

ki,

bilisine anlatlsa, o. urihalan deli

vukuunun uzak sayl-

Günümüzde

ise insan,

ej^ bu

hususiar*

olmakla suçlârd.

mm^i

O

imnlayrda»

hal4c akla Uisk

^ gdkte W^ eyden

gözüken bu gaybî hu«ms1ar, ne yerde ve ne

âciz

olmayan Yüce Allah'n kudreti sayesinde neden olmasn? ki.

âlimlerimiz, dinin;

gGitifebileceini, fakat

mümkUn

hih' nasslar

olmadn

ile

akledilen

^ MN^ertn; yazm 1##

ken-

imkânsz hükmünde olan öyle

gibf

,B« sebepledir

ter$

gclmesîrtî îmMtns/. görsek bite, fiieydana

disine verilen ilim sayesinde, normalde

ftîn

ekil-

olanlarn kabul etmesidir. Bunlarn srf yaadgmiK hayata

düse veya normalde meydana

eyler

l>ir

akln hayrete düecei baz

akln imkânsz görecei eyleri g^irme&i-

belirtmilerdir.

Bündan dolay nakledilen

açk veriler hiçbir ekilde

çelikiye

'sa^

dümez.

Mte

^tHneUerhtf flsetin&^önya^ îte l^scm i^sm^ olduklar amel defterlerinin ya da amellerinin tartldg terazidir. Fakat gerçek mahiyetinin ne olduu hususunda kesin bir ey söylemek zordur. Bildiimiz tek ey. amel defterlerinin ya da amellerin, belirtilen bu nesne taralndan tartlmasdr.

^

367


SUnmti Anlamada Yöntem

beki

me^am

msmösL çelikinin olduu sanlan hususlarda, bir yanlln gelmi olmas gerekir kî bu da, ya nakledilen nasstn 'sahih'

olmamas ya da akln

ya insann din /anncitii olarak kabul çui|i

Dorusu zak göpdött

olmamasndan kaynaklanr. Yani bu

sarih

ey

dinden deildir ya da ilim ve akln

ey gcrt^cklc

ta

ilim vc

baz

Muiezîle gibi

ba/larnn

Islâmî ekoller ve fn-kalar,

pei sra kabrin

nimetleri

kahirde

verileri

akldan kaynaklanmamaktadr.

*î^th^ hadisleri reddetme hususunda

lardr. Nitekim

noktada,

u-

arya kaçm-

melein sorgusundan ve bunun

iki

ile a/.apLiin

aklimmi

bahseden hadisleri reddelmedeki

lavrlann görmekleyiz.

MM* n8n^nl@rto cinnçpe âlMh* ^mM, dnfer ve'^dnMn insanoluyla balantsndan mîzân*^^ ve srât

ile ilgili hadisleri,

bahse-

den baz hadisler karsnda sergiledikleri tulumlar da yine böyledir.

Nitekim

mam

tabnda konuyla

âihî

ilgili

(ö.

790/1388). «<î/-/WsflJw"*^* adl deerli ki-

olacak

kaydetmektedir: "Bidatçi ve sapklarn

t>zel1iklerfnden bir tanesi de: keadi

maksatlarna ve mezheplerine uyma-

yan hadisleri reddetmeleridir. Onlar, bu lar vc delil

tür hadislerin, akla

olmaya elverili olmadklar

liini iddia ederler. Kabir

için

aykr

olduk-

onlarn reddedilmesi gerek-

azabn, sral, mizam,

âhirette Allah'n görül-

ayn ekilde sinein bir kanadnda zehir vc dierinçle ise panmoldji^ ve on^ ;^irH kanadn soktuu, (dolaysyla panzehiri i^n|

mesini; hir

di^* mtnms gerektii'"''

A^fHiz^ IKn^ ha^^^i

ve

ile ilgili

mW ta^

sinek hadisini*^ ve l^ffi^hifl

ffic^lt ölçen ve en ince noktaya vanncaya kadar birçok eyi Ölçen çeitli ve »l^Uer Hasia N^I«$^rm haz yüksek modellerinde saniyede milyonda bir olan eyler bile hesapianâbîlmek-

k^M^.

tcdir.

Oysa Mi/.an'n, Mu'ttvile'nin '^'^

düündüü

gibi.

ki gözü yoktur.

Bu kitap. Dr. Ahmet yibildiren tarafndan Türkçe'ye tercüme edilmitir. Bu hadisle ilgili olarak ''Felâvâyi Muasra" adl kilabmzda yapümz açklaBuhârî, Bed'u'l-Halk 17.

TbSS; fâm Dâvud.

Etmmm0^^ ttmmm»^Sl

O505): Ahmed b. Hanbel. el-Mösned, 11.229, 246^263, 340. Eb« Hüreyrc (r.a.)'tan. 4

368

m

388. 39».

44rde


Gaybi Olan le ûaybi Olmayan Hususlann Biririnden Ayrt Etmek

kam aryana vc

si^'^''

Nchî

âdil i'uvilcr

(s.a.v)*in hal it;mesini'

tarafndan nakledilen

'

cmrcUigini anlaian hadi-

'sahih' hadisleri inkâr edenler

gibi.

Ba/cn

sahabe vc (ahiundan olan

onlar,

sun- vc âdil olduklar l'ak ri

ile

ravilcri

-Allah onlan kont-

imamlklar hususunda hadis imamiannn

illi-

ellii ravilcri dahi tenkil cimilcrdir. Bütün bunlar, sadece nc/.heple-

hususunda kendilerine muhalerci eden kimselere cevap vcvbiImcGri

i^intlir-

tin.

Bazen dc onkr, seleip vermi aldiiu Icvalar

rçtitle4ip ünfl|0^

sünnete vc sünnet chtinc uymafetan nefret cimclerini si^lamak Mfl

Srat, mi/an ve havu/un

almayaca

varlm

bir s()z olarak gördüler.

ispai

yaca

^

bir

ile ilgili

mkT 4*y0

kâlîr Qiir

'H^yr. kâfir oima/. Çünkü bunu jfâ^ydtl

eyi söylcmiiîf.

Aklîft

söylemi, akln

Onlardan ba/sma. Ahircllc, yarat-

clar ola« Akî'Mi ^rülece^nj söyleyen gunda o

etme

^madg

TOîIiIjut

ukln alma-

eyleri .söyleyen kii ise kâfir

deildir!' diye cevap vermitir.

Bir topluluk ise 'ahâd haherier'in^*'^ hepsinin gereksizliini

1%

Kur an*

Mtl^m h^iMl^t^ «^lknmn

I

tînmifcrdir.

Öyle

ki ontar,

yüce AÎah'in iman edip

ileri

sü-

^4Ukl^^i^ ytîyî îm* ^pmÛm^n

yc'dikUrinden dolay bir günah yoktur"*^ üyeliyle içkiyi

mubah gi>rmü-

Icrdir.

^ bmm^ym i^. Rc^Jüllab («^v) ^yic tHiyurmutur-

le imlai'

'Sîzden birinizi

veya

koll^lût-^^Ianm olarak.

yasakladm Nsftogi

W

Icendisînc

benim cmmttlgira

mt^tü gcldiîntl^ Hîtotsm.

RcsLiil;h (,s.a.) hgiin modern ihhn liivsiye etlii eyi emreimiiir, Çünkü nolern ip. eskklet yapld gihi. kiirtiin it:erisinde tlann boalllusni vc kokulu

naddclc

lo

lcda\

" Bhâri.Tb4.

i

vukra yidihnenesi uerekliini

lav.siye L'lmckledir.

Müslim. Selama (22n): Trmizî. Tb (2()«2) Ahâd haber: "Ahad", fcîr W^ f^mulanna ^Icn chad ya da vahidin çouludur. Umumiyt^le dmsceitftfö yak$i^^â^en Nherlcre â^tr. ^na pm. bîr nesilde hir lek nivi urrmdan rivayet edilen habere haber- vûhi! ;d verilir. Birkaç nesilde birer ra\i lanlmdan ri\a>el edilmi olan haberlere ise haber-t rhâd veya 24:

I

miMr

ksacLi âlâd denilmitir. rimleri

Muelcba Uur, "Ahad" maddesi. Ansiklopedik Hadis Te-

Sözlüü

^"'el-Mâide.

.V'j.'i

369


Sünnet Arlamada Yönt^

Allah'n kitabrtda

bu

ifade,

yasan

te

bulduumuz eye uyanz* derken bulmayaym.**^^

içerdii iddetli bir tehdit olup sünneti reddetme suçu-

nu ileyen kimseyi hükmü içerisine almakladr."'*'*

Yine

yenilik taraflar

baz modemist

akla uzak bulmalan da böyledir ki,

süvari

onun gölgesinde

kimselerin

u

*sahih' hadisi

"üphesiz cennette öyle

^

mui^ ^dcr de onun

bir

aaç vardr'

g^e^

a&la

bitiremez..."

Bu

hadis, Buhârî ile Müslim'in ittifak ettii bir hadistir. Buhârî ile

MüsIira,M hadisi, Sehl

Bbu

b. Sa'd4r.a.)'tan,

Ebu

Saîd el-Hudrî (r.a.)'tan ve

Hiireyre (na.)*tan rivay^ etmitir.**^^ Buhârî de, Enes b. MlUik

^(ra.ftan*^ rivayet

Allah'n. "Ve

mm^. Banan 4^

uzam

774/1372),

âyetinin tefsirinde

gölge..

olmu,

Rcsûlüllah (s.a.v)'tan sabit

IMr

ftm

halta hadis

öyle

der;

Yüec "Bu,

imamlarna göre shhati

kesin olan mütevatir bir hadistir."

Zahir olan, buradaki

^z sene"nin dünya senelerinden oluudur. -

m ha sdsepte PMâ rahvan,

hzl

^4fidfmt mayagnd© X!ök

Eba

buyurmaktadr. Dünyamzdaki zaman

bir binekli"

katndaki /aman arasndaki oran ancak Allah

yannda

bir

gün

sizin

buyurulmaktadr.

Hadis "^^h*

^ma.

dik etlik" Cr.a.),

demekten haka

saydklarnzdan

^

yan Özel kanunlar olduunun hir

bilir.

ile

î^,

Allah

Kur'an'da, "Rahhinin

bin

yl

gibidir'

iAit^t bil Ayann kanonlMm Wfm0r

bilinciyle, içten gelerek,

ey

"îman

ellik, tas-

yapamayz. Hatta Abdullah

b.

Abbâs

"Cennetle, dünyadan ancak isimler vardr!" demektedir.

^ Ebu mvâ, tenct 5

Tim^,

<^mf^

M'

Bbu #.a.)*tan. ftm tO Ahmed b. Hanbei. eMVtiMnftd. V!. se bu hiidisi ksa olarak naklet mi tr. âlbî. el-'tisâm. I. 231-232 (Metâbiu irkctiM-riânâti'-arkiyyc basks). Buhârî. Telsim Sure-i Vâkiü 1. Rikak 51: Müslim. Cennet 6 (282f)'dc Ebu

''''^

(4605)):

Müslim. Cennet (2828)"de Ebu Saîd cl-Hudrî {r.a.)"tan. Buhârî. Rikak 51 Müslim, Cennel (2827)'de Sehl b. Sa'd (r.a.)'ian. Bkz. el-Ui'lüü ve'l-Mercân, (1799-1801 nolu hadisler) Buhârî, Bed'a'l-Halb« el^Vâka. 56/30 :türeyre {r.a.)"lan. Buhârî. Rikak :

^

eUHacc. 22/47

370

.'^l:


Gaybi 0!an le Gaybi Olmayan Hususlarn Birirlnden Ayrt Etmek

Yine cehennemde

p£^

kâfirlerin

büyül^L^

kadar)

azab hakkndaki;

omzu

iki

amnm

u%aki^.

hakknda gelen hadis deP* &^<^ir. En sagtkl

trvDetaym aratrmak

Baanh

ise

yol,

diinin (Uhud

derisinin

huna tesUm olmak-

bir dâvctçi. bilinmesi halinde bile dinî bir nahiyeii

problemlere

yol

bu

açacak

megul

(îijol^Gsrtin zihinlerini

kalnl

genk^ûtr.

vc dünyevî mutluluu s^ams^acak, hatla

îMiffâsiâhieSi

kafirin

tür

çada

olmayan

kai'alarda çt^ilii

okuyucusunun

h^KttsIerie,

etmez, onlan ancak

vc^s

Öuruttcja

çerçevesinde zikreder.

Müslüman'n

bizzat

gcnncti ve kendisini ona

vc ona yaklatran söz

megul olmas en uygun

yaklatran söz

ile fiilden

Allah'a

yola girmesi ve kendisini cehennem

ile

olan

ey;

Allah'tan

ameli istemesi, cehennemden

srgmms.

ccnncdiklerin girdii

ashabnn yoluna girmekten u/ak^

latrmasdr.

Mümin

bir

mantn

kabullendii ve akln da reddetmedii en sâlim

tavr i»m taabbtudî olan her hususta gelen haberlere "iittik

dediimiz

gibi, dinin

gayb

ile ilgili

ve.

Uta j^tik^"

hususlarda haber verdii her

eye

dc

InmA. mâ^mM' imemi^ir. Bu tür nassn hakikatini vc nasl olduunu sormayz, detayn aratrmayz. Çünkü bizim akllaEvci,

nm

jj^k

nassn getirdii eylere îman

d^a

yaratan Allah,

ÇünfeÜ yat;

feu tür

^bî

ederiz.

dunmiblya almaktan

âci^.

onu böylisi durumlar idrâk etmeye elverili

ten. yeryüzünde^

kmmtt

hilafet görevini yerine gctiriricen

buna

KttI*

duymaz.

Eer

Mutczilc'nin temsil ellii

aklc kelam

edip kabul etseydi, Riüminlerin âhircttc

koyan

ekol,

dWü

bu gerçei

Müminler. Rablerini

gecesindeki (dolunay) gibi göreceklerdir.^ Buradaki

benzetme (tebih); görmenin (dolunay görmede olduu

Bkz.

Hum.

idrâk

Yüce Allah' g<ireccini ortaya

^sahih' hadisleri inkâr ihtiyac hissetmezdi.

ayn on

'

insan

ki^t.

mm

si: Müslim.

Gamet

ÇZ851),

4B

gibi) açk-seçik

(miTös

mu

BOteym

(r.a.)'tan. '

Buhar. Mcvâkitu's-Salât Mosâcîd 211 (633)'de Cerîr

16. b.

26. Tetsiru

Abdullah

Sureci

Kâf

2,

Tcvhid 24; Mü.sli.

(r.a.)'(an

^71

,


SSnneti Anlamada Yöntem

olacam il'iidc için yaplmtr, yoksa görülecek {)lan AUah'm a)m benzemesi içiny^mamir. Mtmki otlan I^li0â& SBpMtkIan "Yüzler vüt

o gan

ki,

nin zahirine dc

Onlarn

âbM

itQ

RMme bakar^^^

fl ^t

cklind^j KX£ftm

âyeti-

balanarak bu hadisi kabul edip inkâr cimcycbilirlcrdi.

içine

dümü oldklan temci hata; gaib alam ahid «lana m

4üo^ya kyas

HIM^

^meleridir.

"^kym

bu,

.^rflt"tr.^^ Çünkü hcryfâön, kendine özgü kanunlar

-

nuta*l^

veesasl^ vaizdir.

Bu sebepledir ki, bizim Allah' âhirette normal gözle görmemiz gibi ulumayaca noklasnda onlarla ayn fikirde olmalarna ramen Ehl-i

varln

Sünnet, mümin/ermâhir^te AllahU görmesinit {rü'y^

@Um^f. Haun bu da tiM- ke3%^i gîirme. aneak

A1Wm

--imam

ve

tarifi

kabul

Muhammed

Abduh'un

olmayan

görme ektkHf. Böyle

bir

âhirct yurdundakilcrc

1323/190S)

kddg

mahsus

bir

bir

bakla

veya dünya hayatndaki bilinen görme duygusunun deimesiyle mey-

dana

gelebilir.

Bu

ise

haberin

'sahih' olarak geldiinde,

ceii tip^rulitsak hile, mahiyetini

bilemeyeceimiz

meydana

gelc-

bir husustur."^

Rza P. 1354/1935) da âhirette AM'm gMm^i konusunda hocas Muhammed Abduh'un sözleri üzerine u açklamay yapmtr:

"Ahircttc hakikatle idrâk edebilme, ruha

dcec onun

için birer araçtr.

yannda

uykuda. rüyada

Yine baz

ramen sinin,

bir

insanlar -ki

HI7.1

buna

eyler hari^

dou

ki; gözleri

ve bat âlimlerinin

kapal olduu halde

*(^m^^ ^mmm'

ȉ^^ar-

^Mkttiii^^ görenler vardr.

insanlar, aradaki birçok engellere ve fevkalâde

eyi görebilmektedir. Örnein.

durum,

sa-

Msr (yani

uzakla

Kahirc)'dcki birigibi.

u âlemde görme hususunda bütün insanlar için allm-

aksine sabit olunea. akll bir insana, bu âlemden daha garip,

mtan

daha da uzak olan cennetteki görme olaym

yakr m? O cennet, âdetleri

bir

allproblem yapmas

ve kanunlar chattcl âleminden farkl olan

el-Kyâmc, 75/22-2:1

Kyas

maa"l-fârk: Hrbirlcrine

Muhammed Abduh, 372

Duygular

skenderiye'de evinden duraa çkan akrabasn görmesi

fto

n

olmutur

kesin tecrübelerle sabit

m ^is^

göm

Nitekim bu asrda,

aittir.

kyas edilemeyecek

Risâlclu'l-Tcvhîd.

s-

187-188

iki

ayn

ejftlr.


Gayb Olan le Gaybi Olmayan Hususlann

âlcmimlcndtr.

O

Bcjrtnden Ayrt Etm^

halde Allah'n âhircuc görülmesini inkâr edele-

kark bir pn>hlcm olarak görmelerinin

görme ve görü-

rin,

hunu

len

hususunda gayh alemini, dünya âlemine kyas eimelcrindcn baka nc

olabilir?

sebebi,

Hâlbuki bu. bâul bir kyaslr. Buil oluu, görülen Allah hak-

knda daha açktr.**"*'

Muluunned Ahdth. a.g.c.

373


8.

Hadis Lafzlarnn Delalet Ettii

eylerin yi Tesbit Edilmesi

anlalmas için önemli olan hususlardan dc sünnetin gelirmi olduu lafzlarn delâlet ettii eyleri tespit etmektir. Çünkü lafzlann delâlet ettii eyler, asrdan

SüiTt^îit hirisi

iyice

ara

dögru olarak

vc çevreden çevreye deiebilir. Bu. diller

nokmkkmnm ile mekân

y& lm

ile

faktörlerinin etkisi

lafzlann gelimesi

konuyla

ilgilenenler-

ce hilihen bir durumdur.

madan Çkan stlahlardan ve erM Nasslann ma âUlâiir Üzerine ndirgenmesinden Saknmak

Imm^ ^mm bellî tt^lam Tmk

etmek

anlaabilirler ve istilalar üzerinde

tizeve bazr lâfzlar

tartmaitrtt anlami

Fakat burada korkulan ey, sünnetle gelen lafzlann, sonradan

stlaha

hamlcdiimesidir.

bu

(Ki

sö/konu sudur.) Karklklar

ile

durum.

Kur'an

yoktur.

çkan

bir

için

de

lafzlan

ayaktann kaymas ite burada ortaya

çkmaktadr.

Nîtdâm tmam GazîM fö. 5(^1 î

1

1

),

baz

ilimlere ait

kavramlann

ve birtakm mânalann, selef dönemindeki delâletlerinin daha sonralar

deimesi

ile

ilgili

tembihatta

bulunmu ve bu kavramlann tanm

smrlarnda derinlemeyenlerin anlaylarn, sapma linden

sakndrm, hmm Gazzâlî bu konuda

"A7/ö^7-/fer" Bölariündc deerli

374

ile

kargaa

**e-hyâ'*'

ile

tehlike-

acU eserinin

br bahis ayr^tk onu^^le ett


Gaybi Olan re Gaybi Olmayan Hususlarn Biririnden Ayrt Etmek

yerilmi ilimlerm^

"Bil ki,

dvUlns^ i^mkrm

kanurilmasnn menei;

jer'i ilimlerle

talamlmm,

deitirilmesi \s bozuk

Uhrit' edilip

maksatlarla selef-i sâlih ve îlk asnn kastetmedi^

baka

manalara akla-*

nl^ (ve bambaka manalarda k^te^nasda'). Muhtevalar deiiklie urayan terimler u be lafzdr: Bkh, lim, Tevhid, 4; T^fcîr, 1

5.

Hikmet. Asimda bunlar, övülmü:

ler,

dinde mevki sahibi kimselerdir.

nalara

aktanlmlardr.

Bu

2.

.

3,

isimleridir.

Bu

Ama imdi

bu lafzlar, yerilmi ma-

isimlerin,

isimleriyle nitelenen-

bu yerilmi manalara verilmesinin

daha da yaygmlamasmdan dolay, kalpler bu manalarla nitelenenlerin

kötülüünden ncfm eder hale gelmitir.""" Allah r^mdt etsin. O, bu hususu ^yfalarca açklamtr.

fÜm sahasmda

m^

deiliini düündüü bu

Gaz/.âlî'nin

be

Gazzâlî'ye

lafz böyle

snrlandrlmas /or olan t^eitli alanlarda, bu ekilde deien birçok lafzn bulunduu açktr. Sonra bu deiiklik, i^aman ile mekûnn deimesi» insanm ilerlemesi sebebiyle lal/m aslî er'î delaletiyle sonra(Myi^^n öTÜ ve stlah delâleti arasndaki açklk gittikçe büyü^ olunea,

^p^p^^^iedir.

te

tuuudat hareketle, kastU

kastsz büyük

Itott^' dr.

^

bu:

sakndrd,

hatalar ve

ümmetin gerçek

yanl

d^itû^ ^ ^ma

anlamalar da domakta-

ve ölorifö

ilim ehli

afeti

âltml^^tîiî

asrlann geçmesiyle er'î lafzlarn, sonradan çkan stlah-

lara indirgenmesi

olaydr.

«Tasvir" ve "Naht" Kelimeleri

A^m^a da gördüpmüz giM« Wi }mM^ riayet etmeyein kimseler; birçok halaya dümekledir.

Örnein, ü/crindc Buhârî lerde

geçen

ile

"tasvir" kelimesini ele

bu hadislerdeki

"tasvir^'den

Müslim'in

En

alalm:

maksat acaba

ittifak

etlii

iddetli azab

'sahih' hadisile

nedir'.^^^

Hadis ve fkhla uraanlarn çou, asrmi7Xa. "kamera" ve "fotoraf"

korkutulan

(musavvir) diye isimlendirdiimiz herkesi

verilen

çalan "fotorafç" bu a/ab tehdidinin hükmü

bu

(suret) denilen "ekli" veren

ad

aletle

altna sokmaktadrlar.

Gaz/âlî.

hyâu Ulûmiddîn,

I,

31 -:î2

(Oam"l-Ma"rire basks. Beyrut).

Buhârî, Büyü* 40; Müslim. Libas 96 (2107)'de

Âie {r.anhâ)'dan.

375


SnnetiAnlanMdatömetn

Hâltmki kamera sahibinin '*roU>grarç" CflMmvvir) "fotorafçlk''

n ppf

de

diye isimlendirilmesi, lûavî bir isimlendirme

(tasvir)

deil mrdîr? Hiç kimse, Arap'n bu kelimeyi ortaya koyduunda, akllannda

tosun bu olabileceini iddia edeme/. O halde bu, üavî bir

canlanan'

îsimicfldirmcdir.

Yine hiç kimse, bu isimlendirmenin, er'î

bir isimlendirme

olduunu

da iddiu cdcmc/.. Çünkü bu sanat çeidi, yasama asrmda bilinmemekteydi.

Dolaysyla o donemde olmayan

"fotorafç" (musavvir) lafzmm

bir

buna dâhil edilmesi dtiünülcm^.,

Buna

giirc

o kiiyi "fotorafç" (musavvr) ve iini de

"^orafç-

lk" (tasvir) diyc isimlendiren kimdir?

Dorusu

bu, sonradan

orla^ ^kan

hu

dedelerimiz, onlarn zamanlarnda

fotorafçlk) diye

vir^

^elip

bunu baka

ve Körle/

bir ad

Mm

Dorusu bizler veya orutyt fâct§nB ona "tas-

bir örfUlr.

saMm

vermilerdir. Hâlbuki önlann bir araya

le isimlendirmeleri mûmkUndU. Örnein, Katar

lalkmn dedii

gibi "foiograr'a "akis"

(yansma) ve bu ii

yapana da "akkâs" (yanslan) diyc isim vermeleri mümkündü. Örnein,

oraiank ikaüiet tsto bîriM» .

^^îit^n

istiyorum^

pnsMa

mvâ^

rmT diye soruyor* Onann

sSUsksâ

CToic^^aCi^yajL i^dip ^na. "Beni

iMB^Mm)

Allâmc husus.

bir

ey deildir.

eyh Muhammcd (>nun

Tmmm Mili*

bu sö/1^ bu ith pnçf^inû dal^ yalndr^

Ç&M fm. ipk ektif a^^Mdâ yansd gibi. smasndan baka

nc

Nitekim

belirti

/amann

f^laria eklin yan-

Msr Ülke

Müftüsü

Bahil cl-Muiirnin de söyledii budur.

Bu

*^el-Ce\'âhu*hKâfi fi lhâhQii*t'Tatviri%FotoFttr i^I>

risalesinde geçmektedir.

Asrm/, fotoraf yansmasn simli tasvire

"tasvir**

diyc isimlendirdii gibi. ci-

de "naht" (yiHiimaclk/oymaclk yani heykeltralk)

adn

Bu du. selef âlimlerinin "gölgesi olan" eklinde tabir ettikleri ve ^cuklann oyuncaklu hariç- hanm olduunda icma ctükkai eydir, vermi^ir.

O

halde bu çcil tasvirin, "naht" (yonlmaclk/hcykcltralk) diye

isimlendirilnKsi.

onu

tasvir vc lusvireiler

eden nasslar dairesinden çkarr

m?

hakkndaki a/ab

tehdidini ifade


6a)4)[0tinl

Cevap l

kesinlikle plumsu/. olacaktr.

hcm

lügat olarak vc

Çünkü bu

hem de ^*sa

tür tasvirler (heykel-

"tasvir''

lafzna cn uygun

377


Ek:

^. (BöCüm

Sünnetin Teriî (HukuM) Boyutu*

Ku bölüm, ÜsUid Kandavî'nin, Frot. Dr O/can Hdr laratndnn tercüme edilen '^sSiinnelii masdaran fi-nta>i/eti veU-hadâmtf^ (Bilgi ve Medeniyet Kayna Sünnet)

adl kiiahmdan

iktibas

odilmiir.


Giri

Sünnci. insal'

Bat kaynakl

(son yllarda)

ölt^kni iLc

ht^ams^

Sii/J£(musu kimseler, bOlÜn

teiseterB lar

fikirlerin etkisindeki kimselerin

çirkin

îmkâniann scfertcr

kallattarak sünncii ortadan

n#u/ kalrptr. câp iflm hile ve

saklmlanna

kaldrmaya çalmaktadrlar. On-

bu konuda amai; birliine sahip olmakla

birlikte,

hu amaca ulamak

için kullandkîan vasta ve laktikler muhlcliilir.

©M y^tmirtm bazdac. jiimacn ya tamammn yd

\iö^

Hürcyrc

^^h^m ^1

(r.a.) gibi

mehur

drmaya valrlar. Bazlar slâm ilham

teriinin

ve

kayna

siibötuna ySnetîk ve-

eden kavlî sünnet hakknda

râvilcrin güvenilirlii

konusunda üphe uyan-

da. sünneti-^ hücciyycli (cr'î delil

olmas, hu leriye yon vermesi konusunda çeitli

karalamann bay rak arln yaparak. erT

Kur'an'n kendilerine yeterli

ykmann

bir

dier topluluk daha vardr

gayreti içerisindedirler. Zira onlar,

mecrasndan saptrarak

delil

i(;in

sadece

olduunu /annedcrUr.

Yine bu ki gapian oluan neti sünnetle

oluu) vc

lahril'

ba/

ki onlar,

sün-

hadisleri asl

eder vc delâlet etmedii bir hususla onlar

delilolarak kullanrlar.

381


^nneti Anlamada Yöntem

Mân^ Tihtif CklUefi Bir Hadis Asl mânasndan uzaklatn lp yanl bir anlam yülclwten bu tür hadislere örnek olarak, itam Müslim'in Sahh'irtde hunnalann alatmas kodlusunda rivayet etiî Mts psleriîebiîfr. Btma göre, sö/konusu hadisin baz rivayetlerinde Hz. Peygamber, "Siz

dünyanzn

idlerim

daha

ivi bilirsiniz"

buyurmutur.

Baz kim^,

olmad

ntnin

siyasit*

sadece bu hadisi göiekçe gö^ercFdc slâm'n siyasî yö-

hem yöntem herp

ve^bunu biz insanlar daha

söyleyecei

Q&sm -bu kimsete

gort^ünü dillendimiiimlin

kütüttto

iyi biliriz.

rfffl^JirtîJa

m m olgudur

Dölâyrsyla. vahyin siyaset Iconusunda

sözü ve yönlendirmesi olamaz.

bir

^te-

Bu söylem

sahiplerine

göre slâm, devletsiz bir din; günlük hayata müdahale eden bir sistem

olmaktan ziyade vicdanî bir olgudur.

Vte bu nizamn göz

tandm iktisadî

bir

baka

hadisi gerekçe göstererek ard(

slâm'n

iktisadî

cimek istemektedir! Nitekim çeyrek yüzyldan

dostum

yönünün

birileri ise.

beri

slâm'n ekonomik hayata müdahalesinin, yani

da.

olmadn

iddia ederek benimle uzun bir

mmke^J

doiMm ^ m konudaki en ö^mli a^man bu had^ idi. toJom^ ME^Ma dostumun ilen sürdt^ delilleri -^s^ girmiti

ki,

deitek daha dorudur, delilleriyle

m ^nara nm

etffm

M

ve

onun bu üphelerine cevaplar verdim.

Burada daha da (memli olan husus,

kimselerin bu hadimi

karmkt ainnei kaynafclarmu S^}«di al^M«a, muan^ât. ve siyasî hayaüa ilgi li ra

giSref

bu

hadîsini

takrirî hadislerini

notu

saymaya çalmalardr. S^îk onlave

neshetmek için onaya koymutur.

akir*!,

bu tavn, büyük

ha^n nmm

^

»Bte lOMM^ Ahned

Ahmed'in Ai^netfudeki rivayetine

a

hadis, oryantalist ve misyonerlerin fikrî kölesi gibi hareket

Msr'daki baz

dinsiz ve

Avrupa

kimseleri^ hakknda

Maslim. Fedâil. 139-41. Hadisin daha geni tahrici

382

kavlî, fiilî

u

dümeye sevk etmitir "Bu

•^'^

ladfel yok

sosyal, îkdsadî

Hz. Peygamber, sünneti oluturan dier bütün

te baz amlann

M^med

^

ön©0r

ileride

eden

ilcri-gori

aynca yaplacaktr.


Sümet'n Teriî (Hukukî) Boyutu

konutuu

bu

hadislerdendir. Onlar

Sünnet vc Allah'n dininin

hadisi, Ehl-t

hizmcikân kimselere kai^ g^nlikleri delillerinde temel almlardr. Böylece onlar, sünnetten bir

ahkâmnn

bir

vc Encs'len

yönO inkâr etmek«

hükmünü yok saymak

(r.a.)

rivayci edilen "Siz

Allah ahiair

ki onlar,

etjnilöKin (^lar

iinizi

^â^

M ^»ttl rahatl

Msr

mc/.: hatta

onu lemih etmekten

görür ve çine sirayet sonra da

hadisi-

Aneak

iddia etliler.

ö^i^^^ler* Oalarmmk kaTp^ muimaitt ve

h^M

©c^ tepramk

daha 4&

kayna

olan Kitap

yani eriatn

iki

alm

temci

olduu

kültür ve eitimle

ald bu eitimi daha üstün gcirmede tereddüt gf>ster-

Avnpa'da

bunlardan

iyi /^///rvm/z"

kimseler nezdinde mesele,

vc Avrupa'da

^elîijjce,

MÜn

O

kazandnda

ve Sünnet, kendisinin

öne sürdüler

içinde

M

Wct^ Mmttye

kurduklar eylere meyleder.

büyüyüp ciddiyet

hadisi

ne dinin asllanna ne de Allah ve Pcygainber'e iman

Kur'aft'J

#6,

daha

olduunu

ail

dan iman edenler, zahîmn imanl görünürler,

güt^fi^^

bu

istediklerinde

dünya

ne sarlarak yaptklar iin dünyaya

ve sosyal hayatta tslâm

dini

)^mm\m Efendüerind^ âld^ bilgileri etmi bu

kendilerinin

iyi

bilgileri

tctih

Müslüman olduunu zannedip,

tanmadan insanlann da kendisini bu ekilde benimsemesini bu hadis son dceec

sarihtir

ilerini Ugilcndimn

yasam

Bütün

edcrlîer.

isterler.

u-

Hâlbuki

ve hiçbir slâmî delille gelimcnfiektcdir.

Dünya

ve yürittne fibj konulanla sünnete müracaat

iftkir eiheiîte gidici 5?o1canda

vasftâr saylan kittselere, îsTâm teinin bir

^üfM^ deil, öyle demek düerdi: "Bu hadisiyle Hz. Peygamber, bir emr vc nchiyde bulunmad gibi, Allah Teâlâ'dan bir ihbarda bulunmam ve kendisi dc bir sünnet oîan sünneti

ortaya bir

ykmaya

koymamtr.

yönelik

f\kW^

ilcM

Böylece bu hadis dinin asllarndan

birini

yok .saymann

arac olarak sözü edilen nrânada kullanlmamaldr." "Siz BSttymmn î^eritü Daha yi BiHrsbUz"

HadisitB

Mânas

Öyleyse bu hadis ne anlama gelmektedir?

eyden Önce hadisin mânasnm son derece lama

<M^mi

komimi H^hangi bir fenklm olmadm belirtmek gatkilr. Buiia

göre hadis

öyle anlalmas

gerekir. "Din,

olan ilere, bu ilerde herhangi bir

dünyevî ihtiyaç vc ar/.ulann gerei

ilVal-lcfrit

ve sapma

olmad

sürece

383

.


teeti Anlamada Yöntem BRi^hok! mtim. Nitekim din. Rohbanî-yücc hedefler vc

d<^^ ^MuA^ insann da

dâhil- bütün

üsifin ahlakî

-maksatl veya maksatsz normal

davranlarna mâdohttleHgder ve hu

de insan hayvanlardan ayracak

ulvî, insanî

davm^ar

ileri yerine getirme-

vasllar ortay koyur."

Burada dünya ii diye nitelenen eylere ba/. örnekler vererek. slâm'n bunlar I.

karsndaki konumunu

Sava

slâm, onun

içîn

belirtmek meseleyi daha

açklayc (Alacaktr.

(Ktal)

savan

hcdellerine yönelik birtakm snrlamalar

^^i^p%

ha/rlk yapmayk tH^mn karsnda tedbiri elden bnkmsumjî«

^

d@ü ptti^ »mndasav^ için maddî ynak yapmay cmr^itir^ Âlafa Telâ öyk; buyurmaktadr: '*Ev

iman edenler!

Tedbirinizi aln; bölük bölük savaca

çkn

yahut

(gerektiinde) topyekün savacn.

"Onl&ra (dü^maniara) km-f ^iînik

halamp

çitî

beslenen atlar hazrlayn,

dtl^mmmsi ve

mhrâm

ye^ iadar kmfet w cihmi

onmta Allah'n tkmamr», stmn

min hUmdiiniz.

Allah

*în

man) kimseleri korhtursumz. Allah yolunda ne harcarsanz ödenir. Si- asla

sm

/-

bildii (dü.size

eksiksiz

hakszla uratdmazsmz.

"O kâfirler arzu ederler ki siz silahlanntzdan ve e^n^hn gafil olada &s0nCm hifxkn baslmyf^alai'. H/. Peygamber de bu konuda

öyle buyurmutun

"Muhakkak kuvvet, atclktr"^^

"Kim atp örenir sonra da unutursa, nankörlük etmi^ olur.

sa,

"Kim Allah'n kelimesinin (mesajnn) en üstün olmas "^^ ile o kimse Allah yolundadr.

için

savar-

't;n-Nisr.4/7l. el-Enlâl. 8/60.

'V'n-Ni.sâ4/1()2.

Müslim. marci. 167. Ayrca hk. Ebu Dâvûd. Cihâd Mâcc. Cihâd. 19. Ebu D3vQd. Cihâd 2^;

'

M^

'

»fn^

MiisieJrek'tcki ekliyle rivnycic

mvarnkal

Terh

bakn?

ve'l-Tcrhih" adh eserimize

(bk.

Bulârî. lim. 45; Tevhîd. 28; Müslim, îmârcl.

384

2.'^:

etmitir. I.

Tirmizî, Tefsir, 8:

bn

^

de

tt

Aynea eJ'-H0htekâ mîm^-

361.362). Tirmizî, Fcdâilü'.dhûd. 16.


Siinne-in Tçriî

Savala göA;lilncsi gereken ba/ âdûb \c "Allah yolimiü '<izmUi îtffVct^fCinhrh

savacn

(Htkjk) Boyutu

kurallar vardr. Bir âyetle.

fakal haddi

akmayn. Çünkü

i^mkm .^mm" tujfrulnmkuçln Bir hadiKtç ise. "(Ganimet elde etme hmmmda) hainlik etmeyin, ahdînizi bozmayn, (diisfmtmm

ÂUih haddi

yOfif gîhi (ilüleri kesip fmtçalayarak) HK7 aklan öldiirmeyin... " buyrulmulur. Ancak savala kullanlan larla

silahlarn cinsi,

olan eitim vb. konulara din

m^^unm^

Lctia

ile ilgili

misillemede hulunmmurt ve ço~

yapl

karma/. Bu

yöntemleri ve hu silah-

vc dcv-

gibi iler, her millet

kurumlarn (Savunma

Bakanl

ile

Silahl Kuv-

vtal0ia ail birîmtcr) iîtiir.

Buradaki silahtan maksat: bir asrda kl*;, mzrak, ok ve yay olabilirken

dier

bir

asrda

mancnk

çeilli ekillerdeki

baka ;ada

bombalar olarak karnrt/a

vakitle harp ederken al.

uça

olabilir. Bir

fil

kullanabilir:

ne

n

sevmez"

âyeii jierei.

bulunmayn eklindeki "

"Anlamay

belli bir

bir /.aman ise. lank.

vc u/ay mekikleri kullanabilirler. Dinin allarn

larda insanlar yönlendirmesi yal ^i^gormcsi

Sava;lar

t^kabilir.

baka

fü/e vc

ise tabanca, top,

ise.

sava

kullanld /aman-

u/^ gemilerinin

loilla-

ho/.up hainlik etmeyin, misiücmcde

ilkelerdir.

Bu itibarla güç yettii ölçüde ha/rlk yaplmas, tedbirin elden h^ tantciin uviia ha/rlkl olmausmn ^1^ie%i>^i taiK mktl0ama^

w

t^se Nle.

bu konudaki premlp

^ Wtm^x kunu.<iunda deiiklik hjlunha-

makta ve onlar her asir^^Ml kalmakladr. 2. Ziraat

Dünya

ileri diye nilelcncn alanlara bir

Her eyden önce slâm,

ziraatla

baka

uramay

AUah iatmU en t%ük !»&vahm verike^ini

misSI de

ziraatlir.

tevik eder ve

çiÜÇJej:<e

müjdeler. Zira. "Zirm»

m^t,

aaç diken ve ht aaç ve ekininden ku^larm, hayvanlarm m insanofamm 'cl-liakara. 2/190. ^

Müslim. Cihâd.

2:

Ehu Oâvûd.Cihâd.

S3: Tirmizî. Oiyûl.

4;

Siyer. 47;

bn

Mrcc.

Cihâd. 38.

385


msiplend^i hiç bir Atösi&mm Stoktur ki sm'^*^ hadisi hunu ifade etmektedir.

Ancak

bilinmelidir ki din. ziraatn nasti

/aman ekilecei, ekim âletlerin

bu, kendisine bir

âleti

yaplaca, nc

olarak kovu, lulumha, saka

mi kutl^U^t;;^ veyahut da ^iençkse)

kurulularn

mi yöntemlerin mi

sulj^tna yftîfesînteiîiip

ÇUÛ bunlar, dînin htilas alantna

Mkîs bunlar, Tanm Bakanl gibi, tarmla

mcmektcdrr.

ekilecei, nc

m yoksa mekanik

yoksa sulamada yukaftdan serpme ve)^ ya|murtama vb.

kullantlaogma nUdahalc clmei^

sadaka olma-

ilgili

gir-

kurum ve

iidir.

Ihmla

ilgili âlet

vç m^inelc^, Okuz

aFMwd£^ UM4n d» mekanik \ 0kitde

!«ulania âleücri

kow ve sakalâr^M ilkel bitakm yöntemlerde modem

de

mdkahik âldlere, suyu bete Sâffvmte yeHnc yukandan serpitirme veya-

yamurlama

hut

Görülüyor

ki

yUcc ve

taki

3.

sistemlerinin

kullunlmasma kadar oldukça gelimitir.

bütün hu gelimeler, dinin ilke ve esaslara yönelik balangç-

i^abit

konumunu deilirmcmektcdir.

Tedavi

bir Bor^a kadar ki a^^klamatarm^ i^ib^^nm Mim^ai^ Uek darak tchK ve tedavi yöntemlerini de ^ikmtmgir^r^ndc ulamaktr.

Eski zamanlarda

baz

insanlar

hastaln, Allah'n

takdiri

olduunu ve

düünmüler; dolaanlaya sahip olmulardr.

Allah'n takdir ettii eyin de mutlaka gervcklccceini

ysyla H7.t

P^amhdr

ifanm

faydasmn

tedavinin

hu dutMAHi

olmad

bi/.

gibi bir

ümmetine Mist

Allah'iân «fdugunu beyan ederek

âz^m^kt^

^^ buyurmâkiadr:

"Ey Allah'm kullan! Tedavi olunuz. Çünkü Allah, hiçbir

hastal

hastalk ve

kullarna vermez. Yalnz

hr

ifasn yarafnad

dert hariç,

o da

ihtiyarlk-

ur/'"'

Dier bir hadiste de öyle buyrulmutun BuhM.

Hars.

I:

MiLslim.

MüsâkâU

yene yâsarm ma^len^ ^kilden zer'an" ifadesinden

3^

Mit

Bulârî ve Müslim'in Sahih'lerindeki rivaolan^ "yegiMI garsen" ifadesi, "ytmm.

Önce zikredilmitir

Dâvûd.Tb. l.ll; Tirmizî. Tb. 2: tin MâccTb. I: Almed b. Hanbel. Müsmd. 27H. Hadis aynca hn Hibhân. Hûkim tararndan da rivuyct cUilmiiir.

Etîu

V,

12.


.

Sünnetin Teriî (HukukO Boyutu

"Allah ifijasm

Bâka bir

yamttmd hiçbir hastahk vermez.

hadîste ise, "Allah ^ifantz

haram

kld peylerde yarat-

mamriftr^^' buymlmuiur. Bir keresinde Hz. Pcygambcr'c ila ve tedavi yollarn suntUl '"Allah'n kaderi dciiircbilir mi?" diye

arama konu-

sorulduunda öyle cevap

vcrmilin "Tedavi ve ^i/a yollarna ha^^vurmak da Allah'n kaderi udendir. ÇicncI olarak bütün

^ im

her

bu

badister

gö^sektottir

ej^n if^m^

ki

Hz. Pe>^amh<^,

Wm% Ml⻫asn

çmiiir. Çünkü hö^çi 5f ^mkla mümin, her daim cilada hazrlkl olur ve de RâMtt©, tadî nefsîn<s, aiîcsme ve bülün insanla kar vazifesini

Ancak tedavinin ne i)lduu. nasl uygulanaca, nelerden elde edilecei ve miktarnn nc kadar olaca gibi hususlar,

yerine «îelirmi oiur.

olmayp Salk Bakanl gibi salkla ilgili kurum ve KmuUlarn idarcsindcdir. Ne var ki 4m»h tedavi olunmas haramla tt^davi olunmamas ve bedenin Kap|na dikkat edilmesi gibi dinin müdahale alannda

tavsiye vc yîinlcnd irmeleri gcverHdîr,

le

"Siz diinya i.)lerinizi

daha

iyi

d^^ve/. biUrsmb" mealindeki hadisten

anla-

lmas gevken mâna budur; yt)ksa dinin dünya hayatndan çekilmesi deil. Sünnetin Teri*clcki Fonksiyonunu

nkâra YöneUk Anlklar

Ahdülmünim en-Ncmr es-Simnetü vc't-Te^rf isimli bir rainma neretmi vc hu arat rmasmda. "hadis kitaplarndaki her Prof. Dr.

teriin kendisidir" diycnterc

kar

^

çkarak, könuyla

ilgili

Karâlî, Dihtevî

ve cltât'un deerlendirmelerine güvenmiti. So/konusu lîfM-Nemr. Taydah

Buhâî. Th.

Bhûrî bu

1

:

hadisi

görü vc dccrîendfhnder

bn

MÛcc. Tt.

a-

çatnKmmk

»itaya koymakla birlikle,

I

Tb hölimUndc bn Mesûd'tan

mevkut vc muallak olarak

rivayet

BKÎi.7(«î«ie^ ifflhih Mrsen^lemifâStfflt^dtTivayei cimiilr. Tb. 21: fbn MSce.m Ahmed h. HiiM. iNta^ ll um.mMmb&

elmifÎT. Iha

**^Trmi/,î.

hadisi sahih k;bul elmilir (bk. Müstedrek. IV. 199. 402). Ilrmi/Î

yapmtr. Elbânî ise. hasen olduunu stiylenitir.

da, "hascn-suhih" deerlendirmesini

eserimize

yapt

lahriijtc

bu hadisin

de hadis hakknMükiletû'l'Fakr adl

387


Sünneti Anlamada Yöntem

iddialarnda o kadar

ileri

gilmilir

hUkUmlçrin neredeyse tcpsini

li

k'u

medenî hukuk ve muamcIâlla ilgi-

stlnnct dairesinin

cn-Ncmr'in bu anlay» önu,^nnclin helâl

fkh

mezhep-

Buna

Peygamberin, insanlarn iltiyaçlar dorultusun-

(irnck olarak. H/.. bir

lit;

anlama/J^ ye ald^mii^a mcydan vermeyecek mr/r koyduk^ smim ^âfm&tta ruha v^fi î^lem (para

surcUe

Uu. iUilîirm

pcin tm\ vcmsiyeî akdiyle ^rn^^t^'

Bu

ey-

^(Hüiiylc haram olarak dccrlcndinncsinc kadar gölürnülür.

kctuli

leri,

lîr.

-bölün

vc ckollcriylc- Müslilmanann da helfUlii ü/.crinc icmâ cUii

leri

da,

sayd

dnd ^kârmtr.^'^'^

ahs-ve^^^ baîclârnn

^tei mÛîle yaplan

hususla hadis varil

simlcfidrdM gîW

al-vcri kcMOmi'M^

olmutur vc uygulama da

v^lifif-

selefin talbikalna

uygundur. Ayrca on dürt asrdr ümmetin uygulamas hu yöndedir.

bn Abba&'lan

(r.a.)

riVfii^ edilen bu konudaki hadise göre o.

öyle

dcmilir: "H/. Peygamber, Medine'ye hicret ettiinde onlar (Ensar vc

l^t^ne^âlM). Mr d. Bunun ü/crlnc

iki

H"/.

Kcncliing ülrmlc â^emüûlem akdi yapyorlar-

Peygamber. 'Kim selem akdiyle al-veri- yaparsa

bilinen ölçü vc larfJa ve ele helli bir süreye kadar

îbn

lur."

Ahbas

AJll^'m kitabnda

da. "ahitlik helâl

ederim

yapsm' buyurmu-

ki. vakti tayin

edilen selem akdi

kld ve i/jn vcrdi^ a^MGRj^OdJr"

4iycrck

u

0ku11Uî^ur*^^ "Ey inmn e^nler! Betirlmmk hir sûrv îçin hMirî-

;ûyç(i

H^e- h&f%4&mhnz vakit onu yamn.

Bu

rivayetle îbn

Abhas'm

(r.a.).

"chcdü"

(ahitlik ederim ki) .sözünün

yemin mesabesinde olduu ve hunun "Kur'an'n Tercüman" sialm haiz bir sahâbînin

görüü olduu unutulmamaldr.

\m Isonüs Uz. Peygamberdi muamclâ ktmusundaki emir ve nchiylcrinit ;slnn vahiy mahsÜ olmayp tçlhat mahsulü Dldugunu hclrlmitir. üphesi/ tu jcrck^cnM dium iddiasna tiir kalk yoktur. Çünkü Hz. Pcygamhcr'in Dr.

on-N^'nr.

i(,'tih;K

yoricik \:

^iahil

hale geldiinde \ahiy mesabesinde telakki edilir. Zira usûl

ellii ü/erc Resûlüllah (.s.a.v) yanl bir ey ü/erne ikrarda hutunma/^ Bit^itt dolaydr ki âliaflçrbu duninâ: "ii^vahy(|'l-bâln" (gi^li vahiy)

kitaplanm da

'"'^

icyil

Bk. evkânî. \'cyl'l-Evfâ: V. 342. MI. Hadisin

tahrici için bk. BuhSrî,

Müslim. Müsâkât. 127-128: Ebu RâvÛd, Büyü' 55: Tirmizî,ftüyiU68. Rk. evkânî. a.g.e. V. ?A2AX

2:

cl-Bakaru 2/2K2.

388

$etem,

(.


.

Sünnetin Tf^ri fHulcukî) Boyutu

Ruîîiink

iîirlikie

eyh

öi-Ncmr ssclcn kunusudaki gömüünü üylc

^;rlcliimîikadr:

"Selem. îttü*U«»

üMîf. T^sdîikî

iMlüRJan pek

^ckilde gasp çimekledirler.

(^k

mUhp /immele

p^mo

bu yolla ^rtçtcrin haklanni

(,t>gu

le

<ilaiîin1

bu durum

bi/i,

a-

km bir

bu akdin haram olduu

."

g()rüünc iztHiii

Bumda eyhe yakan. sUnnc

ve

kfm U'^ ^1 ujmu bir uyguiamsnm

asln haram klmak deil, haramh >sadöee hu konuda oruya H>m£lr. haksz ka/ant,- vc gasp ü/crine tahsis tamesyd.

çkalîiiccck*

.

le bu. "Siz suKa vc nurat giriimidir.

dünva ilerinizi dalu

Amm hi^ giire bu,

»fünns^ törT

île

%iK

badire

ka^

ki.

oynalan ha/ ya/arlarn osorloindc hâkim tlan

UâÎH

ile

gör-

tîlarofc

iM^l^m

inkâr

hamasî duygularla kalem

anlay

hudur.

Tpk

adl makaleye reddiye

Fethi c.v-

için tclil

U^mn Dmmun'^'' udl es^in^ va Dr.

Mûsâ

Dr. Ali el-Karadâgrnin Dr. cn-Ncmr'i rcd sadedinde kaleme

aldklar ve Kalar Ünivcrsitesi'ndeki Sünnet ve zi

if^erig^Bin

cl-Avâ laral'mdan kaleme alnan

SünnetiVt-Te^niy}X' \v Gaynt't-Teninv*'

,^| rn^m^

arlk

hususlatrn

Ne ya/k

Muiamned Schm

mm

^km

rcddcalilmcsini

ölmayan

cimcmi/i gcckirmcmckicdir.

AhdülkcrinVin.

ama

olunan mânasutlan sapirmadaki lahrif vc haddi

yok saylmiis demek olan laibikaim

m^.

hadisini usl mccra-

ivi l)ili.\niz"

'ni nerettii derginin

l

.

saysnda

Shv

Amiftmnaîan Merke-

viiyunlanan tçiiinalarda

olduu

gibi.

Oysa bu tesefcnk ^)/ü*nü kuniföunda yaphnas zorunlu dan ©|, muhkem muiedil vc dengeli krckei ederek. Kur*an vc önnel'icki nasslar. öriâtin

rmk^d ^ kumflan, ömmmin m âUmlml öfan selefin yol

anlaylar dorultusunda, ön yargdardan uzak. insaO. derinlemesine \e irrat-telVillcn arnm olarak meseleyi ele aimaknr. Bu gösicricilii vc

ise.

hcnin

eimckie

Ht

senelerdir

olduum

yapmakla

ayialar, bu

nakiilc. vl~ Miislimîî

tlduun

konuda yol

eydir.

Umarm

gösterici

u

anda takdim

vc aydnlatc

olur.

l-\^âxrûdh derginin ÎIe S9:^nda ncrcdiimilir.

K;Mt^M!.ikt«üVclh.'iii5sri.

389


Sgnnti Anlamada YMflI

ft^t ve TcfHtc BOralcr Arasnda Teriî SOnnct Burada aratr i mas gereken cn önemli husus, insanlarn

uygulamalar Igtmujsunda sünnetin ne derece teriî stinnci

île btiylc

açklk

Iconusuim

itibara

uymas ve alnp alnmayaca,

olmayan sünnetin nasl anla9ilq>4^erlendîrilecogi

Ayn

getirmektir.

ekilde sünnetin, kyamete kadar

bülLn insanlar içine alacak ekilde genel ve devaml bir teri"

olmas konusu

ile

geçici hir

durumdan

kaynaç olmas meselesinin

teri'

m

1&t)nuda gihümüMtIcki

mülcvcllit hususî bir mesele için

kavumas lazmdr.

vu/.uha

vaka

ise,

Müslümanlar arasnda hirbitmn

grubun Mtendu^fdBr.

iki

Birinci grup siinncuc olun her eyi. bülün

durumda herkes H41b^kj lindCi,

uyulmas

için

Hiintçili, öbillî

/aman ve /.eminde ve her

/.orunlu bir teri' olarak kabul edenlerdir.

(yaratltan kaynaklanan) örf ve âdetler kab-

bultnulan çevrenin tecrübe vc maharetlerinden kaynaklanan,

kastl olarak deîl dc tevaruk olarak Pcygambcr'e mahsus olan

kayna

fiiller olabilir.

(rastgcle) ve (%cl olarak

Bu

sebepledir ki usûl âlimlerinden

ba/ nuhakkklar. yukarda sö/konusu

hususlarn mubah ve

nem

Ancak

hi/lcr.

bir

eye

delâlet

eime-

uygutam^ kastnn bulunmas durumu mteMmadr.

Allah'a ibadet

çam/da

edilen sünncl çciUerinin. o

olduklarnn ölcsinde

kanaatini ta^mak^ladrlar^

esnasnda kiinin

da Hz.

Ancak bu

gibi sünnetlerin

minberin merdivenlerinin üç basamakl

olmasnn

sünnet, üç basamaktan ta/la olan minberin sünnete muhalif

olduunu

ve

MM

knanmas

S<SrH3ektcyi?«. fclâlbuki

hali

gerektiini söyleyen kimselerin

^ andaki minhmn

bulunduunu

P^gambcr'in hay^fâ iken

kütüp ilindeki minberin fdîarî^' olduu ve bö n«inberB%aâe yaplp eMtmcyc gidiklii konusunda da bulbc trad etlii hurma

hiç bîr delilin varit

olmad ftffînmc^icdir.

Yine gününü/de ne ihtiyac ne de

tanmas konumida kabinin

âW olmadk, li^lik tamas kendisini zahmete st)ktuu» dayanma ihtiyac hî^elms^ifi.

m Mymn gütmek

ne de

h^l^

^^e^e^ i^n kültontttad haMe fetmtemn sünnet olduunu söyleyenler va«'dr! Daha vahimi de günümü/dc ellerinde âsû olmaks/n minbere çkp ite

için

l^r

Me \^m

cemaate hutbe okuyan hatiplerin bu durumunu knayan ve bunun sünnete

390


Sünnetin Teriî;Hulcukî) Boyutu

muhalcfel anlamna gcskliini siiylcycn dini Bir dcfasmda bu

kimseler dc vardr.

$^ Mn^HcnJcn htri hcni knadnda ona, "Hayatmn hiç

bir diincmindc Jtiç bir surctc basion

hulhc okurken nasl

Bu.

büün ba/

lamamsam"*'*' sadece minberde

lanm?" diye cevap vermitim.

yakn /umana

kadar'""'

pek çok Müslüman ülkesinde

Cuma

aaç^m klc bana huUrlalmur

bciiinin gereklerinden olan

ki,

hul-

daha

stmra bu uygulama crk edilmitir. Hâlbuki bütOn insanlar dennnten ya-

plm kUç ac

bir alay

konuKU deil de nedir!

kinci

tîî

Lip

kimseler ise sünneti

tamamen pntik hayatn

|^pWiîMlüJitoüjppmakladrktr! Onlara §ütc klîsadî vc «yasî hayatla

ilgili

s^tnelîfl siîylcyccegi bir etlilmclidir. Sünnet,

anlamn iyi

ey olmayp

tip kimsck:rin

ve

M

hu saha

doruyu

«^myla

konulmia

insanlara

tek

gösteren de olama/.

^mda ¥c

îrad bM^fuUlU,u<

dnda bir mâna ySIdfeyerek icvil euikleri "Siz ttöt^a t^terinm daha

alanmas diteki esUs

Müslimln Sahîh'tfs^

konusunda /ikrettii bu hadisin

maksadn

a^k^-a onaya

ykmas

hmm a^lannn

rivayetlerini incelemek, im^ it^in

gereklidir.

Hz. Talha'dan rivayea^ ^»rc o öyle demitir; "RcsûMlab

herfcr hurma bahçesindeki ne yojyyorhr"' diye

a yapyorlar"

verilince

bir

toplulu^

mi ve mlar da dediler.

hir fayda temin L'dccc-j^ini

Mber

ç-

olarak bu alana miklâhil ola-

^llpri dc maksadnn

hiUrsini2" hadisidir. Öyleyse

sumliyle

dna

vcîkk^r. muamelât.

iter ile yönelim ve harp sanat gitM

emcdici veya nchyedici

mayaca gibi teveil edici Bu

olmas

ktlemn

kullanrken sadece MasTüman hatibin

a yapmaktan

^dk ve RcsÛKilah, "m/ar

l^ffeek

iüMtm

irtonu

Bunun ü/erine Rcsûlüllah

zanucnniynnm

(s.a.v) ile

"

huyurduiar.

(s.a.v).

A

va/ge*;tilcr. Rcsûlüllah (s.a.v)

'Bunun

yapanlara bu

durumu öre-

nince i>ylc buyurdu:

'

Bel

ars

niibleinsnîi yafelattUlfm hugünlorac

Allah âfîj^ni '

flj^Tnde

Mlah.

\m\m tanmam

diledi.

csirucriK'sin

KîbkisLHvlanleiMokhgrnjnlflhmMiKKntM^

kaiptT.iânû'niirtadc

h M^stktam .suüîindctcfiTcr. 391

<


Sünneti

AnMltöntem

*E^r ottmv fnmtm faydas doktmactdaa btnu y^nlar:

knmda

zan

w zanmm

ktmttm

ile

Ancak A/la Teâîâ'dan

Ruii

b.

Mcdinc'y©

Haüîc

p^Ü

yapardk' diye cevap 'Belki

kar^ asla yalan komt^man^"^"'

öyle (feffliiir:

"ResÛIüllîah (s.a.v)

ResMIal

yapyorsunuz?' diye sorduundu 'Önceden böyle verdiler.

Bunun üzerine Rcsûlüllah

de böyle yapmamanz sizin haynmza olm

zerine onlar da bundan vazgeçtiler.

meyvesi a/ oldu. Hadisin

dunum fe^üllah'a (s.a.v) 'Muhakkak

beni sorgu/amaym!

«»man Medine halk hurmalan aily(»rdu.

We

(s.a.vy onlara.

'a

rivayetinde

(r.a.) ise

ben

bir

k îMeln

haber verdiklerinde size

:#öylc

dininiz

Bu söz Öhunm aaçJarmm

buyurdu.

Ancak o sene

lâvisi Raft'

becerim:

'

(s.a.v).

MIdIrdiine gön;

Âic

vc Kncs'len

tlmakladr: "Resûlüiiah ve-

'Böyle

ve

gelen rivayete göre

(r.a.)

ts.a.v)

yapmazsanz daha

hurmalann alayan

iyi

Pe^itfrte imlaca

olur' buyurdu.

m

buyurdu;

hususmda

bir

emreckrscm ima sarln, ancak kendi vyimie hir ^ey söylediim^ ancak bir becerim. Hz.

bu

haber verirsem onun muhakkak gere-

size hir .ycv

ini yerme getirin. Çünkü ben Allah

amustnch da

zira ben,

ise

hadise

öyle

toplulua

bir

bm

anla-

urad

Ancak hurmalar o yd kötü

^pdJinda. 'mtrma^'mM hmh ^»/'dife^^rfuumJa onlar tfct 'Sen öyle $î5yieha^ttep^£^ t)lüu

H/..

# f^^olduî* 'Siz

dediler.

dünyanzn

Bunun tij^neRe^rattah (s.a.v)i.

idlerini

Bütün bu ri^yctksH yailan

delili

tekcae

daha

iyi bilirsiniz'

ile hadis. H/..

Pcygambc'in. sahabenin ^nlük ha^

bir komttte. ieerübeM'nin

konusunda /an

ile hir

buyurdu."^

görü belimiini

olmad

dünya ilerinden

gösterir.

Çünkü

dikin yapmaya müsait olmayan topraklara sahip ve

O

ziraat

bir

i

(s.a.v).

ckim-

aaç

dikimi

vc

hususunda tecrübesi bulunmayan Mekke chlindcndi. Sahabîlcr ise, H/-. Peygamber in bu sözünü, itaai edilmesi ^a^to dinî bir hüküm Mimet|fa ve neiie^c hurmalar ifUcnildii giN olmad. Bunun

1)1)1

Müslim. FedâiK I3*k îhn MSce, Rtihûn. 15; Ahltiud b. tfe^Net Miislin.Rxl;iI.I4).

'"•^

ü/i:rinc

Müsliüi. FcUûil. 141:

^2

AhmoJ

b.

Hanbcl, üflyKti.

III.

152.

H^. P^^^her

mmdi U

»


Sünnetin Teriî fHnldikîl Boyutu

sahasuu girncyip sadece leknik ve

onlara, söyledii ^eyin dinin

haUiairm vc

hitijjsrini ilgilendirdiini

Öyleyse huyaltn/da

ktmus'n, girip de

bilgi

Bu

sebepledir

ki

"hâhu vücûhi imtisal

\e lp vh. tihi leknik ilimlerin

/iraal. /.enâal

uyulttKUîi

da gerekmez.

îtam Ncvevî. Müslim'in Sahib'imie bu hadisi, nû kâlclu' cr'an düne mâ /ckcruhû -sallalhu

veseliem- min meâyîi'd-dünyû

aleyhi

re> kabilindcfl düny^ iieriylc

(s-UvK)

hüküm

jm^ ^^mk

îitimla

i^in

ulf ilgili

sij/iinc

deil de

er'î bir

vlcipligi) kcHUi

ile

sünneti hayatn

dna

sosyal hayattan ve toplumun ilerinden teerit

dcîlii bir husuvStur.

mvm.

bal-

Çünkü Islâm-Kur'an ve

\

e

hayatn her sailasmdaki

temin için gönlerilcn

akn

mükemmel

sebepledir ki Rçsûlüllat

itmek ve dini la-

etmek

m. ckHiiyiHiylu Km'an

hayat fib^rmsfefef) ffleoi«c#rî âhiset

Bu

bir

(Rcsûlüllah'n

^leiOTîiin

kulianma j^irimi. >ine

letirici

sebîli'r-rc'y"

byurduklanna liymnn

Risâlelin lûhaniyeli iddias

manon

hüküm

ve tecrübe gecektimn leknik konular da.

koyucu leriî sünnmcn olmayp

sn

iyi

olduklarn belirtmitir.

sahibi

t'i/ikî

dimya ileriiiti daim

"Sis

hu hususu kendilerinin daha bilgili vc tecrübe'

bilîrsini:" buyurarak,

mi

len

vfi

it;in

bu hadi-

slâm'n

red-

Sünnct'lc- manevî hayatla

ha^^

Allah'n

ile

dünya hayaUn

bir-

ahkamna uygun ohna-

bir hayat modelidir.

n (s.a.v) ^etirm^ plduu hüküm ve lav-

M^^r-

^BHc-i^-m. ^ytinle-kuanrtia. alrvcri, bii|^ fsj^m vt ^^|tf Stî^ vc ec/alat« nîî^ît^siyet. kabul cime. evtefime4«ifîmnra.

^

VC akrabann

dost

har:?. de\

let

hatrn

sorma,

tom/dadr. Bu "dcyn âycl!"ni

kuaUei

dünyabk

Omck^^cmck

vc ahlâk kitaplarnn ihliva

bir mahiyet

tayan

hadisler olarak

çounLiktiKr-

bir

i hakknda hüküm

ortaya koyan

hu

nitelikteki ha-

yeterlidir.

Hiç üphesi/ sünnetin teriî

durum

sava-

konuda Allah'n ICilab'ndaki en u/44n Uyct olan vc

bi>rçlann ya/.lmas gibi

hususî bir

Ikh

ytinclimi eibi hadis, tefsir.

etlii ve hayatn bütün yönk-rini

disler

ahlâk ve edeple be/cnme.

bit nitelikle

nitelikli

oianian

lmayanlanm:

bildiren hadisleri

problcnv bir çok karklklara ve

ile -ki

umum

kast olunanlar

ile,

ayrmamak eklinde te/ahür eden bu yanl anlamalara sebep olmakla vc 393


b^pffiOn hadîsle

ilgili

cn önemli meselelerinden

biri

olarak MN'lenclitil-

mcktcdir.

Nc ya/k

ki

bu konuda pek çok kimseyi -mulad

olduu

üzere- ifrat-

arasnda hocalarken görmekleyiz. Nitekim bir keresinde ben. ycnc-içme âdah konusunda iVat-tcrril snrlarn zorlayan hu iki grup icfril ç'i/gisi

düünceye sahip kimseler arasnda sava» andran olmuumdur.

Bu

gn^n biri, nrnsada ^mek

hir

bfiylc

grup

ahit

ve yemekre^ts^^^tk kul-

lannmyr reddetmekte ^'$^to3& j@âeiat»op ^l^^i^küm

ydmtmm

tanmaya

mtm fmemâîMn

Pnj^^ttelfl Afrt^fifte uymak öduunu söylemekte: yapmayanlar sünnete muhalefet etmekle itham etmekteydi. Dier Hîe.

ycmc-içmcnin. içinde bulunulan çevre ve

/amann deimesiyle farkllk ar/ eden dünyam/a ait hir i olduunu savunuyor; slam Dini'nin. insanlar nasl yiyip içecekleri konusunda eilmek için gelmediini ise,

savunuyordu. nsanlarn

yoksa so

elle

elleriyle

mi yoksa

mi yedikleri konusunun,

kak

kullanarak

m. sa

elle

mi

dini ilgilendirmediini iddia cdi-

yoniu.

Bu iki gruptan birincisini ele al^tfm/da onlarn, sade bir ha;^ 0,fm, kanaatkar ve leva/.u sahibi olma, hayatn calcaflar karsnda züht Hayal yaama, müsrif vc zorbalara bcn/cmektcn kaçnma gibi bütün hal vc hareketlerinde Rcsûl-i Ekrem'e liiz.

üphesiz hu kmscler. tpk sahabîlerdcn

rinin Icri

uyma düüncesiyle

tavr ^ibi. M/^ Pc^^^ml^Er'in

bu

hareket ettiklerini görü-

bj Üracr Çr.a.)

vc benzerle-

»ûo^nc ujp» kenumda ^^^«terdik-

an hassasiyet ve niyetlerinden dolay sevaba nail olacaklardr,

Ancak, onlarn hata yaptklar ffite sünnetin ve dolaysyla dinin bir

htiiisvratît

biilümüymü

ve anlaylanmn tanimfn, gibi

alglamalar ve içinde

bulunulan durumu gö/ önüne almadan, böyle davranmayanlar

yarglama konusunda il^lik

düman

ar

gitnelcri. hiç

de meydan

gibi gördükleri kimselen^

nqy^

okumay

knayp

hak etmeyen

pkuçaiartUr. HOlbaki

kcni«Wa onlürm ^net diye takdim ettikleri eylerin neredeyse lamam, Hz. Pcj^ambcrin kavminin örl" ve âdetksrinî gözeterek yapt, tamanncn bulunulan çevre ve zamanla alakal Ahap âdetyen©f%me, giy'""™:

lerinden ibarettir.

394

gibi


Sünnetin Teriîfl^ki) Boyutu

Dier

plmasn

emterm

aoki3«!|îna

îstedip

lUt

cylcHc istemedii eyleri

ainia tîlarani^cl verip ya-

birf^irîrîc

k^oî^mi^^rn 0-

^ra #n. her ne kadar yerde mi. sifM da m. oJte mi yoksa yemek yeneceine karmyorsa da. sa cllc ycnip-igilip so! elle

rüyoa^.

m

itilmemesine karmakladr. gamhcr'iu bunu böyle

Sa elle

yenip inilmesi olgusu yalnz

yapnu olmasyla

ilgili

deil. bi//al

si)/,

yenip

H/,.

Pcy-

vc lavsiyeleri-

bu yönde olmasyladr. Çünkü

nto» «smir ve nchyi gerektirecek s^iidc,

ResOlüUah'ian (H.a.v) bu konuda pdt çok hadis varit olmuî^iHr, Ra/lar»

unlardr:

Si elinle ve önümku ye!"

"Bhrtillah de! '

"St>/ elle yemeyin,

çHakii

eytm ml eliyle yer.

"Sizden hiriniz bir ,vev yedii

mek istediinde dc

Bu

zaman

sa eliyle içsin:

hadisin ba^ka bir rivayetinde

Seleme zurunda

b.

ise,

^mesin: ^fmkü eytan, sol

el-Rkva'dan rivayele göre bir

yemei

daha

elini

te bütün me

Bu kimse "Yapamyomm"

bu cmrcdid. yasaklayc vc uyarc

Müslüman

Hulnrî. l-fimc.

bir

râvi.si

2.

(s.a.v)

hu-

Re;!iûlüiluh

Bunun ü/erine

a/.na giHürcmedi.

li

giîslaTTieteedir.

kimse vc Müslüman

dandr. Çünkü eretli ve

"*"

eliyle

"Sa elinle ye!"

deyince

(sana) em^el oldu" buyurdular.

ve tçmcnit gerdkfliini

igme.

adam Resûlüllah'n

eliyle yedi vc ResûlüUah (s.a.v) ona.

sol

"Yapamayasca! Kibir bir

"'"^

içer.

buynlmulur.

diye ika/da bulundu.

adam

1(7ne hh- .\ey iç-

çünkü eytan, sol eliyle yer ve

"Sizden hiç biri sol eliyle yiyip içer'^"^

sa eliyle yesin.

asaleili milletler,

hiilisin

bir

sa elle

Büna göre sag toplumun

hayatn normal

mciintt- miollü.

()nK'r h. Kbî Sclmuc'vc hiuiben

hadisler,

II/.

cllc

ayrc

yemc-

vasllarn-

ilklerinde bile olsa

Pcygambcr'in htlisin

kullund "Yâ ulân"

ye-

iladesini

sahiibî

naklelmcmi-

tif.

Müslim. Eribc. 104. îh OniLTiL'n i\aycl edilen hu hadis için bk. Müslim. Eribc. 105. li hir önceki hr Oncc luKisinii bku bir rivyctidir (bk. Müslim. Eribc.

Câhi'ionrh^^iKJikfi ha hadis için

^ Müslim,

hlt.

l()fi).

l-iribc, H)7.

395


Sânnetl Anlamada Yöntem

yaptklar ilerinde, bu ie

orijinallik

kaum

Mhanncd

itina göslcririlcr. Üstad

slâm adl

eserinde,

baz

rutin

davranlarna

olan

davran VG aJkaaliklar

insanknn

tirf

taalluk

özel bir yönün

Escd Yo/lann Aynluf Noktasmda

vc âdcllcrinc, günlük

yaaylarndaki

eden vc Müslüman'n ahsycttiDe

yaklam,

iki

grubun iddialar konusunda

sünnetin terii olan

kapsayc genel olan

si

arasnda lymt jfi^O

ile

ok^

hasusî bir

ile

adaletli

vc

bu nitelie sahip oimaymnmi; Jjcrkc%!cya

kimse içn

olan

^l^mdr. Bü fiüel^mt set^l^^Inek %^ ^

Kufan ve Sünnet'i an%iftîa ^^îelti ve fkh Ttttikfkc

talenmel 'm

alnmaldr.^

Sözkonusu elliimiz bu insall

te!«i|^

hususundaki sünnetleri degelcndrirken, çok

kymetli iz^lârda bulunmutur. Üstadn bu eseri okunujr gerekli demlo*

bulunmasna

sahibi

olmak

gerckir.

Muhtaç Büyük Bir Mesele

üphesiz sünnet konusunda tahkik ve Idkike ihtiyaç du^» g@|n:fl|te ve gunümU/de araurmalara medar otan mtemH me^eksMlâeii hM.

m

sünnetin teriî ve gayr-i teriî olarak

vc pratie

ilim

için

helikte oîün

anlay eski

Ckh

t^ok.

Uir bir

antrmann

usûlünü ilgilendirdii

ve

ile

balkla

otani.^*lM^fan ve

esas, sahas

hadis usûlünün

aikâdr Ancak

her iki

ele alan

el-Ksâs" (Kur'an

VGiftsInaa

için

olup da

ilk

MahmOd eltûl'lur. O. "Fkhu'l-Kur'an ve'sy' Si'mnet Fkh: Ktmv ÖnK!^) afUy\A\ia^^

verdii

Rfcültesi'nddci yüksek lisans

dcrs^to ^la^tf ve daha sonra eUlslânm

Akidenin ve er'ia (fsMm Akide ve eriatta) dcreedilcn ders ntllarnda

Bcyrwm

kapsay-

kimse -bildiim kadanyla- Ezhcr Üniversitesi

iy3Q"M yllarda Kahire Hukuk

VCSCk^ktora talebelerine

Muhammet!

hericcsi

hususî bir olay ve kimseyi ilgilendireni konusunu, bu

eyhlerinden merhum

Siinne:

bu

adl eserinin

içine

aynm dile getirmitir.

Esed'in bu eseri Arap^y olarak ef-hlâmu alâ Müfteraki'l -Tunik adyla

yaymîmfflitte

Mn

Arapça'ya tercüme edenler Or.

Dr. Mustafa d-Haiid'dir. lgili fconu için eserin «in

396

ayrmn

sMuJinkbükHUuk birbirinden müstani olamayacaklan da açktr,

SütMî

c

Aslnda hu

etkisi problemidir.

konusu olmaktan

bir

ayrlmas vc bu

ifef

(mcr

Ferrüh

torna baktabitn-.

ile


Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu

c>h

clût'lun stsmapdc ^)k

yîp !*ünncllc î|Ui

t^da âlin% (iw tiu uynmu bcümsc-

filolarnda byna

Benim burada

yer vermi#cpdir*

kastdtigim. bu âlimlerin cltût'tn bü ayifrnift aslnda sadece

na/mun

vc muhteva olarak bunu dile gctinnili.

b.

Abdurrahîm

(ö.

I

Reîd R-

âh

Vcliyyullah cd-Dihlcvî diye mâruf

176) bu

aynm yapmi^lr^ mâm gfcni'l-Abbâs

/a'dan (;ok ünce ise -XII. Asrda-

âtaol

ofei-,

daha önce. Allûmc Rcîd Rza. el-Menâr

rak aîdklan gerdeidir. Zira

adl lelsirindc

M

ihîaxxMîn cl-Karâlî de m, 684) sünnetin

^ ^mc %tt

belli bir olay,

büfeân^^ttti hususi ytinünc temas c^miör

ki.

bütün bunlar ileride gclec^-

tir.

lkh bilginlerinden haslklar allnda larU .müna-scbcMcrlc de alanlar da vardr.

Öle yandan

konuyu dt^i^ik

selcl"

vc halci âlimlerinden, usûl ve

beyan edilmitir

Kiîmca sahahedcn îibanen konu etrafnda

ki,

bu da

ileride /.ikrcdilccektir.

Sünnetler Konusunda

tmâm bn KutcyH^nî GSrOicri

Bildiimi/, kadanylsu iBiUekaddim âlimler

hükümlcnn

tpk

çeitti

ksmlanla olduu noktasna

aibiî^'n Ps^teîlc'yî

yapm

awnda, sümuün

savunduu

olan ansiklopedik âîim

mâm

gibi

ilk

Ehl4

Um^*

dikk^ SfKifteHn

aflWligmi

bn

Kulcybc'dir (Ö.

kavulurman^

olsa da. Te'vilii

Ebu Muhammcd

276/K89). O. meseleyi kâll derecede tahkike

getirdii

Muhtelifi'l-Hadis adl eserinde, bu konuya yer vermitir.

bn

Kuleybe'nin

konuyu yeterince tahkike kavuturamanvuA nedeti^ pnun ansiklopedik

ar

basmas ve bunun neticesi olarak, konunun uzman bir mltochasss gibi m^teyr cic alanmmasdr. Bundan dölaydr ki ba^m'i

yönünün

tarafndan

o.

"cdebiyai<;!annn fakîhi" ve "fakîhlcrin edebiyal(;sr' olarak

vasllandntmir! Bbu Muhammed bn Kuteybc cîyle demitir: Bi/c göre hadisler üç

ksmdr: I.

Cebrail'in Allah'tan alarak H/.

asllann oluturan sünnetler

ki,

nan sünnetleri kastetmektedir.

Peygamberce indirdii vc dinin

bn Kulcybe bu .sözüyle, esas vahye dayaBu çeit hadislerden bazlar unlardr:

397


Sünneti AnlamadâYiMitem

"Kadm,

hakm ve tevzm tlzcrite nikâhkmantaz.

"Neseb tibarîyle haram olan, süt kardelii sebebiyle de haram o-

"Bir ve iki d^a süt emme haram hlmaz. '*Diyet,

âkile (baba tarafindan akrabalar) üzerinedir.

Allah Tcâlâ'nn H/. Pcygamber'c kentli içtihaUu»

2.

açklamasn

koymasn rauM kîlâ£it de ö/ör ve illet sahiplerinden dMiii knBete mh^

emrettii VG ktauUnden bir sünoct Oltaya RcsÛlülfeih (s^,vyin

vGfC^

sPnnetk^: Hx. Pej^ambcf^in ipei srf^cptcn

Yine

gibi.

kopantmaz.

dolay Abdurrahman

H/.

aac

b.

eMcto team ktM# Avfn

giymesine

Mekke hakknda.

Pcygambcr'in

buyurduunda, Abbas

kesilmez"

mz

vardr" dt^inee, H/. Peygamberin, "Peki, izhir

om

hariç olsun

"

aaçlarnn bülününü yasaklam olbu genci hükmün dnda tutulmas için bir Allah, uygun gördüüne ruhsat verme konu-

Allah Tcâlâ. Mekke'nin "i/.hir'In

bulunamazd. Fakat

Jîunda

çünkü ona evlerimizde ihtiyac-

böyledir."'''*'

sayd. Hz. Ahbas lalcpte

Abdülmutlalib'in,

b.

Resûlcllah. i/hir oiu*'^ hariç olsun,

Eer

vermesi

izin

"Orann ya^ dal

"Yâ

buyurmas da

hâle

Pçy^rfî^ ^elki

vermitir ki 0(sm^v) dc

kt)pan1ma.'îma onlarn fej^alan

"tîhtf'in

kesUj)

dc^usunda nh.^ vt^rnitk.

Buhürî, NikSh. 27; Müslim. Nikâh. .17-39. Hadi.s

Ebu Hüniynî'den

rivayet olun-

nuur. Buhârî. Telsir (9).

3.1;

Nikâh. 27: Edeb. 93; Mpslim. Radâ.

S.

Hadis

bn

Abbus

"lan rivayet edilmitil'i

Ebu Dâvûd. Nikâh, nnrimî. Nikâh. 49:

10:

Tîrmzî,

Ahmcd

b.

1^*,

3; Ncjs»,

mm. $\\ Ihflîifâ^ Nikâh. 35:

Hanbül. Müsned. IV, 4: VI, 31. Hadis Hz,

Âi^

ve

H/. Ziibeyr'dct rivayci edilmitir, '"^

Kasânc.

."10-38;

ayn manaya sahip rivaycUcr i(;in bk. Buhârî. Diyât. 26; Müslim. Ehu Oâvd, Diyât". 19: Tirmi/î. Fcrâi/. K: Diyât. 18; bn Mâce.

Diyât. 7,

L*î.

Bu

hadisler göstermekledir ki H/. Peygamber, diyetin katilin akrahala-

Farkl ial/larla

rt

(3kile) lürafndîin ödenmesine hükmetmitir (bk. Elbânî. Irvâul-alil, -Beymt

Mcklebii'l-slâmî baskjsa- Hadis '"^

ntr.

22î)5).

ü/ol kttkusuyh bilinen birbtki olup Mekke'nin Alla otu diye bilinir. hn Ahbas ve baka sahabîlcrden rivayH edilmi olan bu hadis içn bk. Buhârî. zhir:

Cenâi/. 76; lim. 39; .Sayd 9. 10; Büyü. 28: Lukata. 7: Maslim. Hac.

398

44.5.


.

.

"Her imdi

Hz. Pcyg:mbcr umre hakknda.

yapacak olsaydm, tnvte

Tejrit

(Hukukî) Boyutu

yaptm

ii yeniden

Sünnetin

de ihrarm,ir^dim" buywnîulur,'"^ Yals

için

namaz hakknda da O (s.a.vK "Eer ümmetime zor gelmeyeceini hil-, sey^rn^ ht namazm vaktini hu {gecenin en geç vaktÜ \'akit olarak tayin ederdim

"

buyurmulur.**"

Hz. Peygamber önce kurban etlerinin ü; günden fazla süreyle birikliriimcüini^ kabir /.iyareiini

vc kaplar içindeki nchi/i yaiiaklam sonra da

öyle buyurmulur: "Sizi

kurhan etlerinin

nehyetmifjlim.

Sonradan insanlarn hu

do olmayan (yakmlon)

için

eti misafirleri

yin.

ÇiiM

giderir.

Armk^mtl^ m^k^& ^âe^

Ve yine kaplarda heklettiiniz

ey içmeyiniz.

hir

anda yanlarm-

kaMr siyaretüuk^ nehyetmitim:

Ikma aikâr olduuna göre kahir

holuk veren

ve o

sakladklarn} anladm; hu etlerden yiyiniz

m M^^i^mz .süre için akk^Hn^^ kahirleri ziyaret ediniz.

Jirikdrmckien

üç gitndcn fazla sürcvle

ray

zi\W4it^,

EylemekalMh katltm ancak sar-

içebilirsiniz:

""'^

£bu Mubmvmed (tm Kulübe) öyle dcniiir: "BiUün bu hadi^, psaklamas konuîUinda Hz. Pcygambcr'c Allah Tcâlâ'nm. baz nhsaf verd^ifH. bireyf team kildiklan ^mm da dikd}^ Mt^@r l^n

^M

istisna

etme iznine sahip olduunu göstermekledir.

ayet Hz. Peygambcr'in bu

gibi lasarrullarda

ma 0}^^!^ t(p4a# MMdiM âurpsintn

bulunmas

caiz olma-

kadmiv ki^f^ hakknda, ''/.!hûr''m hükmünü sormas vc Hz» î^^^tnbcf in de herhangi bir mukabelede bulunmayp sadece. "Allah hu tmm^ HnkmnU bildirecektir"'"''

diyerek tevakkul" etmesi gibi. bu meselede de tevakkuf ederdi.

Huhârî. Hac. (r.a.)

lukuL üGbebi olan

(^'S.

7S:

Müslim. Hac, 132; Ebu Dâvûd, Mcnâ-sik.

2.^.

Hadis Cûhir'dcn

rivayci cdiimilir.

Hadisi

Bhâ-î

(bk.

mân.

m

2(>;

Taharci. 42: MesScid. 219) ise.

Müsnm, Cot^-

350. "^^K Ees'dcn

Mcvâkît, 24: Savn. 27).

Abbâs'lan.

Müslim

(bk.

bn (")ncr vc Âie'den rivayet elmilir,

Ertbe. 63

(r.a.)

bn

(Btr^ hadisi): Ahraed b. «lartbel. mnted.

rivayet edilen

"Miicâtlilc hadisi" diye bilinen

bu

bu

hadisi

rivayeti

aynca Hâkim

Ahned

b.

uthric

V.

ctniii

Hanbel. Ruhârî -rmiaüak

Mûcc, bn Ebî Hatim. bn Cerir gbi âlimlerden bazlar muhtasar. ha/.!ar da u/un olarak rivayel etmilerdir. Bu konuda bn Kesîr'in Tcfs'ni'nm Mücâdele sûresi telsirinn bama baklabilir. olarak- Nesâî.

bn

399


Yine, ihramn Üzerine yün hir cûbbe

sürünmü

Hz. pcygamber'e gelip bunun fclvasm sormutu.

bir bcdcvî.

Rcsûlüllah (s.a.v) ona

hemen cevap vcrmcmiii. Daha sonra

hrltl

ne bürünerek ha/.

gi^> ayn zammda koku da

çkarm, ardndan

sesler

ise elbisesi-

da bedcvînin soru-

suna fetva vermilir/^^

Hz. Pcygamber'in

3.

faziletli bir

Pcygamber'in ri

ve tavsiye kabîlîndcn hclirlcdiî ve cger

i yapm olacamz, ancak yapmazsak herhangi günah ilemi saylmayacam/ sünnetler: Bu çeit sünnetlere Hz.

yaparsak hir

ögü

ile

sarn

boyundun

atii hayvanlar) vg h»^ma( ^peftan faei almasn y^akîamast^^

"ccllâlc'nin (pislik yiyip

elinin yenmî^Hini'*^'

konusundaki

aaya sarkilmas konusundaki emirle-

sünnetleri

bu pisliin dc etine

tesir

örnek olarak gösterilebilir.^"^

Ihn Kutcybe'nin hu çeit sÜnndfcri. usûlcülcrin "iradî"

olarak deerlendirdikleri sünnetler

balamnda

ele

almak

(öül

verici)

i.stcdii anla-

lmakladr.

mam el-Karâfî'nin D<^crlcndirmcsi VII.

asrda

yaam

Maliki ailamctenndcn olan

mam

ihâbcddîn

Karâlî cl-Msrî. Hz. Peygamhcr'in imamet, kaz4i. Iclva ve Allah'tan bir

icbli etme söz

kmula^d^ im

ile ilgili

umum

tasamjllann

W ^^rnflarmn

hmm ohrak

bn

hadisin mcini öyledir: "Rcsûlillah (s.a.v) 'ccllâlc'nin "cellûle" kelimesi,

^imk^

hüküm vermede vc^

Müslim. Kac. 6. lk. ['hu nüvûd. Cihâd. 46: Tirmi/Î. El'imc. 24.

saklad" Hadisle geçen

ihtilali}

Ömer'den

d

ilp

cl-

ey bu

meseteyi

rvLiycl edilen hu

ve süiiiniin yenmesini ya-

pislik yiyen huyviinian ilade eden bir

M

tdMr»^ kaijpmSsevR ^siIe yemeleri etlerine vc .sütlerine icsîr eder. tbn Kuleyhe kmdald nsiyln ten^hen met^uMik ^lî^ âçfcç» ifRieçtltffg muftsu. buynldugu kanaat ndedir.

irut kabilinden irad

tbn Mi'ce. Ticârâl. eserini lahkik

eden

10.

bn

Mâce'nin /cvâidi konusunda eseri olan

/.aln belirttiine göre hadis Buhârî'nin

art üzere

Bû-sîrî'nin

senedi sahih,

sikadr. (>yle görülüyor ki buradaki nehy. lenzihen mekruhluk veya irat H/. Pcygamber'in de hacamal yapana ücretini verdii rivayet edilmitir.

râvileri de,

içindir.

mm.

mmon^

m ms^^âs. ^ tants ^«s^ ^hk etmi.

lerdir.

bn Kmcyhc. YeVfffi Muhtefifi'l-Hadîs.

m

s.

196^8.


Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu

mullak-mukayycd balanmda

ilID^fnU;

Q

almada nc dcrccc

cic

hu mtsiclc^i* kcnduuuicn önce hiç kirr^cnin

ekilde oklukça geniçe bu^kun^ vc konuyla

TemytVt'Fe^m M'mel-Ahkâm

H/. Pcyuaiîibcr'in ka/âî (yarn). tctvaî let

bakan

ifalyla ortaya

5cyan eden açklamalan

"^frmeMr W,

ile

koyduu

lahî

iki

eser trtaya koy-

fark" olarak /JkrcUigi

vc icblîî (iral-ahlâk)

(iltfO

sünnetler konusundaki temci krilerlcri

d^löf bîikam. (indcri.

risâlcl va/iCesi

ha k-ad

vc en hilgit müftü olan Hz.

kads vc dinî makam

bütün kadlarn

süresince bütün

Allah Teâlâ O'na ihsan etmitir. Buna göre kyameic kadar

leri konuundu Nir makatn «ahibi olan

Hiç bir dinî

sahiptir.

makamda ondan dir.

makam

bakanl

vc mevkileri

O

herkc^^ dulm iUlün

vc mevki yoktur

(s.a.v).

hir

din

makâma

RcsÛlüllah (s.av). bu

ki

çounluu,

gerei olarak teblii-

ilahî risâlctinin

H/. Pevgamber'in diücr tüsanullun da unlardr:

fetva igercn.

bütün âlimle-

UMOn mrmlarla muftasf olmasn. Ahcak teiÛlüflâ

lasarrullarmn

(s.a.v)'in

dev-

ile

yciinmck istiyoruz. <>ylc demitir;

Peygamber, bütün imamlarn rin âlimidir.

almc

"olu/,

yapmad

Furûk ve el-îhkâm f

ilgiH,

adh. sahasnda esiz

mutur. Biz burada. O'nun Fun'k'mda

olduunu

cikisinin

insanlarn yurg

ile ilgili

konusu (ka/aî) olarak

tasanulîan ile

teen da dig^yiinü

iki

vc

^a

ç()k yi|nü

ttil'akla lehliü

ve

birletikleri, devlet

W

iigjjefl^M^

ar basan vc âlmlerin ki usarmlu ayrma notenda

kîmrsz kaklktan ^fulamaiar. H/. Pcygamber'in bu vasllar haiz lasarrulTarnn dindeki farkl olmaktadr.

dii ve

yapt

hukmü Uade

geleni

Buna göre Resûlüilal

her

ey.

etmekledir.

kendisi

y^nc

insanlar

ve cink^

Eer cmiedk;r ^îrir.

Tpk

k^nmnda ise.

bakan

mubah

kyamöe

^

kl

olarak ortaya

y%q^s

için^

kadar

lamna liir

ay^ mubah

yasak-

koyduu tasam*lan

ken^i 4@vl^ te^^^ffîîn

Çünkü Hz. Peytebli olmayp devlet ha-

caiv:

konudaki tasarrufunun sebebinin

kiinlnn gerei olmas, bunu

tebli maksadyla söyle-

gerekir.

R^UUlajh'a|^.a.v} uymak

izB olmakszn kimsenin bir

gambefln

i^^in

de

mahiyette olursa her ktmsc onun

lanm olursa, herkesin ondan kaçnmas Hz. Pcyganher'in devlet

(s.a.v)'in

tesirleri

olma/-

gerektirmekledir.

401

,


Sünneti Anlamada Yöntem

Hz. Peygamber'tn hukukla

nnar konusunda olmakszn

(kazaî) olarak ortaya

ilgili

da, Rcsûlöllah'a (s.a.v) ittiba için de, bir hâkimin karan

hiç kimsenin

öne çkntes

cate deildir. Zira Hz, Peygambcr'i

kad sfatyla böyle bir lasarrula sevk eden

le bunlar, ele

Mesele:

âmil bunu gerektirir.

bu üç kaide arasndaki farklar olup ancak dört meselede

amrsa belli oranda I.

l@^i# tasar-

bir

vu/oha kavuur

savalmas

Kâfirler. Haricîler ve

gerekenlerle

savamak

üzere ordu göndermesi, hcyiülmâl için gelir toplamas ve bunlar yerli yciinc hareaiTias. çeitli höige ve ehirlere vali ve kadlar atamas, ga^-

nimeikri paylatrmas vc

m bj^lüik anlamalar imy^-

kâfiri

b^^ran ^/a7^Mmî l)iinlanür. Hk P^gamber de hangisini y^maa biliriz ki Rcsûlffllah (sa.^ bunu,

lamam.^ Bir devlet bu

ç(^it ilerden

btka Ifirsfktla deil Ne zaman

Resûlüllah

(s.a.v),

yemin veya eezaolarak

da, bir delil,

O

ki

de devlet frrakanl sfatyla

yapmtr.

mal-mülk ve insanlara dair konulariki

e^i

birbirinden

ayrmsa biliriz

bu konuda ijgvlet bakam vb. olarak d^îi k&d sfatyla hareket etmitir. Çünkü böyle damnmak feklann ii olup kadln

ki

(s.a.v).

gerei de budur. Hz. Peygamber bir

in ibadetler

konusundijU

.^lü veya

fiilî

olarak sUnî

mesele hakknda soru soran biriüc vcrdJ^ j^vaptaki la«Euflar

fetva

ile ilgili

ve tebli görevinin kapsamna giren tâsarruflandr.

Sa^rtusu

edilen bu gibi konularda herhangi bir

Asl kapallk, imdi I I.

ise,

Mesele:

kapallk yoktur.

zikredilecek olan meselelerdedir.

'*Ktlt

^^mmmi bir araziyi diriltirse bu arazi

onun olur"

hadisi

Hz. Peygamber'in "Kim bir araziyi diriltirse o arazi arlk onundur" hadisi'^''*

-

hakknda:

Buharî. Hare, 15:

Ebu DâvÛd, maret,

MtkMmeâ brlMd* msned. Suîr'indc de lur.

Bütün bu

>t,T

iilmakladr.

OTcrdc

aynca Câbit'dcn

Muvai/a'.

Akdiyc

MÜnâS de;^^WgM;fe*as*uMseteltfSai^|^

etmi vc

Câhir'den rivayet edilen bu hadi.s.

402

Trmm. Ahkâm. 38: Mâlik.

III, 303. 304, 327. Aynca haüs SuyûlTnn, el-Camht's-

h:dîs, Saîd b.

rivayet

37:

Zeyd

"hasen

Ahmed b.

rivayeti olarak geçmektedir.

-^-Mh" degerii3idirme.sint

TmMm^t

yapmtr. Aynca

Haibel lanlndan da tahric edilmitir (bk. 111.


Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu

Bu mesele hakknda

âlimler,

bunun devlet

bakan

i/in versin

vcrmc-

m

"ki iumi U>yu~eUcn herkes için ge^rtû fiuva ilgüi tui' uisamf bu Mite ve anrnin gürüOdürdlmaks/m d^vlG^ bapUhilua

MQ»

bir

M

hi^ânhg

arazi ihya

etmenin caiz ohnatl^ dcvlci

oldrgu

bu 4a Ebû Hanîfiî^in görtiüdUi^kttfttsurtda

-ki

man Mâlik'in. eklindeki ayifirm.

bu

it;in

bir lasîirruf

ititîlâf

imara yalkn ara/inin ihyasnn dcvlcl

imar edilmekten u/.ak arazinin ihyas

ile

ile ilgiU

eimife^f.

hakann

izne gerek

u an s^îzkonusu cttiiraK nncscîe

mu

ile ii§Ui

i/ni

ohad t»lmj^?^

baka bir kaideye mebnitlir. mm^^k^n ara/ilerin ih^^^tmtm^ fitne yc zamf'Ziyana sdep olaeî^mdan. daha önce de belirtîy^ tetc^ müh*^ temel bir ihtilaf ve

hmrnm^n^ ^&mm(

Htkanihtn görüüne bavurulmas arazilerin

iman

i<;in

ise

^in^

W k(înuda

devlet

mara yalknh olmayan

gereklidir.

böyle biri/nc gerek yoktur.

Ara/i imar konusunda

mam

Mâük

ile

alu'nin görüleri tercihe

Maha ayandr.'"^ Çünkü H/. Pcygambcr'in lasarruflar

içerisinde, müj'lü

ve mübelli olarak yafUiklan dierlerine oranla daha la/ladr. Nadir bîr

^s^ kere olan tasarruf konusunda» ^^nlukla olandan tavr almnm daha evK olduu kirîdesi gereince. Iw mcscbde laüamr

ile

^

JunUkla yaplan lasarrulum yana tavr konulur.

**k&dine ve çocuum yetecek kadar at** hadi^

Kbu Sülyan'm Süryân ytk cimri

hanm

Hind ne

hiri:

Binli

Ufbe

H/..

Peygambcr'e

gelip.

"Ehu

bana ne de (gocuuma yetecek geçimi

salamyor" dediinde Resûlüllah (s.a.v) ona. 'Mârufu gözeterek Ehu Süjy-a'n ma/uuim kendin ve çtHuttnun nzkm temin edecek kadar al' buyurmutur."'*""

Ocr'üo nk.'\knl' nlank. llmrf \e Rtktf K \/. Âi^-Vk-n. "Kim \ahlpsiz hir araziyi imar iayc (c'mura) o m inde kimse ini arazinin sahihi olnuna ilaha knUr" kl/yk ri\ livc clni?lir. M^y

.^Sîl,

lîlu'n" liiulK ili

"-^

lirAî giEtetk^

lKt

hu Inl'/l Kiirhül-mii/fnKi'd;!. \

i

Etlffffl^i goii^ü icrcIK* dahii ,s;wa"di'.

M^^^MtzM na^j^â ve

Dm

s^t-'iî

ihyasna

»,^k

rir.

/ll

Çünkü umunî

maslahiit. iilü

lâiHâ£ti^d3ME»nc j^kiMitin. devlete âh »t^»sm ^gfdt^

\c lx.'i/cr^fflaçk>rl; belli

II/.

klhnlan hiijLkn

jantr m^^^aK>Il^L*

arii/ilcr

vardr

ki dcvlcl

huralann

/i vuc^Tzin vcnifls^'Uchdli htrsnriiça

Vlllf.

Bhân.

Hiiji' 9.^;

NalaknU

V. 14;

Ahkâm.

2S. Müslim.

Akdyc,

7.

403


Âlimler fÜAi gerek bit

ofeiffi

ihlilaf

Mu

Fe^^^tnber'in bu

hakti^^^kss hasmnn

bilgisi

fclva olup oliöAtt^mt,

olmadan hangi yolla olursa

almasmn caz olup otmayaca^ konusunda bu konudaki daha mehur olun görüü. ca/. caiz olaca yönündedir. H/. Peygambcr'in

yolunu bulann bun

etmilerdir. Mflik'in

olmayaca. ûfî'ninki

ise

sö/.konusu lasarrut'unun yarg

zorhnan

lasâmfunun

birinin

iic ilgili bir

tasarruf olup., borcunu almakla

bu borcuyla ayn miklan borçlunun malndan, hâkimin

olmadan almasnm ca^ olup olmad^ konuumda

tzni

isç,

Hattâbfnin

I^mun ynrg ile lgili bir tasarruf olduunu söyleyenlerin delili, onun muayyen bir malla ilgili bir iddia olduu, dolaysyla yargdan bakasnn buna karamayacadr. Çünkü fetvalar genellikte umumîdir. Bunun bir ifta/fetva tasarrufu olduunu savunanlann delili ise, Ebu Süfyan'n o srada Medine'de olmas vc herhangi bir bildirimi bulunmadan yarg ile ilgili bir hûküm nâkline

giSrc,

âlrmlcrn ha!«ga

^ki göriiii btrmrrmlcllfftrf.

vermenin ca/ olma^aef^r. Burate haroMe, Hz* P^^TrtfserA edilen hadisindcki tasarrufunun fetva

"Kim

IV. Mesele:

bir

ile

düman

olduu açkla kavumu

öldiiriirse ganimetleri

^Q

olur.

onundur"

hadisi

'Wîm

W- dalmam

Öldürürse

ganimeti

ommdur"

Resûlüllah'n (s.a.v) tasarrufunun keyfiyeti konusunda âlimler lir.

Buna göre

mam

ganimet olarak

hadisindek ihtilaf

Mâlik, bu tasarrufun, öldürülen kimsenin

alnmasnn

devlet

hakanmn

izni

eimi-

mallarnm

olmakszn kimsenin

bakan Wrfufij (^^ görüündedir. Ancak M^^ Ut ara/înin iman konusumM usûlüne bu Iconuda muhalcft cttnthakk olana^^a^

lir.

Çünkü

nnn

bir

ara/inin

devl^

iman meselesinde

fetva tasarrufu

o,

Hz. Peygamber'in

çou tasarmfla-

olduunu ve sözkonusu meselenin de çounlukla

yaplana hamledilmcsi gerekliini söylemiti. Mâlik'in yukardaki a.

içindir"

sebq)k;ri unatxlr.

Esasen ganimet. "E/e geçirdiiniz ganimetin bete '

âyeli

'-'el-Enlal.K/4i.

biri Allah'

gerei, onu elde edenlerindir, Ganimctin(sctbin) bu kap-

samdan çkarlmas

404

görüüne muhalif davranmasnn

âyetin /ahirine

uykndr.


.

Sünnetti Terii (Hukulû)

Bir kimseyi öldörenin onun gartnieini almas, mücalUlcrin sava-

K taki

BtOu

samimiyet ve ihlasm

ve onlann "îl%- I^UmctuUah*' için

azaltabilir

deil de ganimet elde etmek

için

savamalania

yol akabilir.

Yine bunun, dier dümanlar brakp da ganimeti olan kimseyi

c.

ordu içinde ayrdk ve 3u gaüma malma sahip olanmtu bozguna sebep olabilir. Zira dümann Müslümanlar için çok daha /arar verici olma mOif^^r.

öldürmeye yol açmas ihtimal dahili;dedic

le

büiün bu sebeplerden dolay Mâlik, ölü araziyi diriltme meselesin-

vazgeçmiin

ddki iM^sibindcn burada

Bu

kaide ve tarklarla birlikte, H/. Pcygambe^in cr'î es^ferte"

plan lasarrutlan iic

ksm nihayete ermi bulunmaktadr."

ilgili

mâm bn Kayyim*in G6r0fl Zâ(JO'I~MeâJ ddh eserinde

mâm bn

Kayyim cl-Cevziyye, Huneyn

Ga/.vesi'nden çkarlaeak fkhî hükümlerden bahsederken,

konuyu da ele

dilen

alm ve öykî demitir:

gamber öyle buyurmutur: "Kim

birini

a/,

önec zikre-

"Bu gazve srasnda Hz. Pey-

âhtörû^e ve öldüren kimsenin de

onu oidiirdüüne M^iE^ varsa ganini (nmukm."^^ H/..

Peygamber hu

hadisi

hyurmuiur. Bum^ice ctorak

aimmasmm

<sclb),

ai^ ^p

olduLi konusunda,

görü

Ahmed

b.

gazve srasmda da îrâd

öldürülenin

mahnm

ganimet

m ytlm^Btt feitU «toO^ W W-

görü

üzere

MMciMMik Bu hör

iki

biruid

förOe fîte d&vki bakam art kosun

komasm, ötdürUIcn kimsenin ganimeti öldürene aiUir.

Bk. KiirâiT, cl-Frûk.

*

iki

bir

Hanbcl'dcn nakledilmitir.

alînin beninasedii veya

baka

fakihJtef, bttra^îiki

küm mü de

daha önce

I.

2().S-20) (lieymt. Dâru'l-Marir;

basks otup

Kahire,

cl-

Halcbî basksndan olseilir). Aynca bk. KaraR. el-fltkamf Temyti'l-FetâvâMheHb^için Halep AsÜ Ahkâm ve Tasarrufaü'-Kâdi ve'l-mâm. lgili

ksm

m ve Abdulfetiah Ehu Göddc lahkiki hüknz. Daha önce dc

zikri

Ma^^

ola bu eserin XXV. sual ksmna (s. ^1^)

gc<?a bu hadis çin bk. Buhâri. Hums* 18:

Mç^î.

54;

Müs-

lim. Cihâd. 42.

405


Sünneti Anlamaâ^ntem

Bhu

Hanîl'e'nin Junaaiini

yanstan

kimseye ancak ücvlct bakannn Mâlik'in

görüü

komas durumunda

baknmm

bunu Huneyn'dcn baka

bir

ise.

bu ganimet o

ile helâl olur.

bunu savan sonunda art

olaca

ganimetin helâl

önce) caiz oimayacar yönündedir, bcr'in

görüe göre

bunuan komas

devlet

ise.

ikinci

aksi

takdirde

MUik ^yte donitir:

y^ söylediine

"Hz.

(savatan

Pey^m-

dair bir bi^i bize

ulamamtr. Ancak Onun (.s.a.v>m^tMâttm sonra ganimet mallanm

mk^m etlifi birtnen bîr^crçektir.'^'" Bu meselede

alimler arasndaki

ganhcr'in risâlcllc gömvli olarak

hem

görü

ayrlnn

sebebi. Hz. Pcy-

bakan hem hâkim-kad ve Nsm <fe möftü olmas, dolaypjfla bazen risâlet görevinin Ht ^e^ olarak ba/cn da fciva ve devtel bakanl makamnn yetki ve sorumluluuyla hîHcam vermesidir. M^. Peygamber eer risâlcl vazitesi gereince bu söz. kyamclc kadar gcgcri cr'î bir

bir sö/ söylerse

Tpk u

hadislerde

%im

bu

kip dikenin

olduu

olmakszn

ondan olmayan

bir

dc

olur.

bir hiâ'at ortaya koyarsa^

kavmin arazisine ekip

dikerse,

mahstlû

e-

olmayp om njck e/mesi gerekir.

Apfi ekilde Resûüllah'n (s.cv%

^ %^mi

hüküm

gibi:

k'ifttizde (din)

"Kim, izni

dçvJet

yaplmam

^hî

hökn^tes^^ hakkn pmmcsl

ve yeminle

malda iiPa (satta öncelik)

böyledir.''-^

Bu

u demektir; Suvan gevemesi ve soumaya yüz tulmasndan sonra mücahit-

l^^k vii cesarellcndirmek îMffbt kimsenin nmlhm iSf

için

Mmm

Mâlik bunu söylemitir. Sanki a bu ÜMrumda. GamlUn gaiifme olarak alnmasn câiz gör-

mektedir. Buhflrî. Sulh. 5:

Müslim. Akdiye.

Ae'den rivayet editniiir. "^'^ Ebu Dâvd. Büyü. 32: Ihn Mâcc. IV. 141.

Bu kaynaklarda

sin senedinde yer alan

17:

Ibn

I^ühûn. 13:

hadis. RalV b.

Hadîe

Möcc Mukaddime.

Ahmed

2.

Hadis Hz.

Miisned 111.415; tlaak nakledilmitir. Hadiedilmi ve "seyyiü'l-hlV" b. HLinbel.

rivayeti

erik, hafza yönünden lenkil

olarakMr^to^iHImitir. MttsÖBt Mdiye. ,1 Müslim klladisi. "yeminle Mlcûm vmm' ktmu bal^ altnda zikretmitir. ahitle ilgili olamkda îbn Abbas hadisi delil olarak gösterilir. Buhârî. erike. 8-9; Hayl. 14; Ebu Dâvûd. Büyü'. 73. Hadis. Câbir b. AbdUlah ,

rivayeti olarak nakledilmitir.

406


Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu

tpk kocas Ebu Sül'yan'n s^n dmrî bîri nafakasn temin mtte^^ konusunda ikâyette bulunan

H/. Peygamber bazcn de olup kendilinin

Hî^d

Btoli Utbc'yc hifâben söyledii, "îyilikle

sam v ^m^mm ymec^k

hadis irad eder. Burada Hz.

olduu gib. illâ görevi gerei Peygamberin bir hüküm deil. Iclva verdii

agklr. Çünkü Rcsûlüliah

(s.a.v)

kadar (omm malndan)

Stilyân' (dcliî)

çarp

hadisinde

al*^'^^

ne Ebu

olarak,

ikâyeiinm ne olduunu strmu ne dc Hind'dcn karînc

taraftan Rcsûl-i

rumda ümmetin Müslümanlar

olduu

her

Ekrem bazen da

bir

için

maslahat

devlet

bakant ftfomr

olan hadisleri, o /aman, /emin ve du-

Onun bu sfala

söylemekledir.

Öyleyse Asr- saâdet'len sonraki

içindir.

Rcsûlüllah"n (s^.v) gii/jClüi bu maslahatn mevcut

zaman vc durumda. Onun

{s.a-vi

bu lasarrutunun gcx;incc

etn^ gerckîr.

amel

te

buradan hareketle âlimler,

kimseyi öldürürse biSidMlîd^

maln

tpk

ganimet olarak almas kendisine helâl olur"

I^an

ois^ ^^M^

hükmü kyamete kadar göi^i

s(iziinün

sö/k(înusu etliimi/ "Kim bir

oidugu gibi, H/^ Pt^ygamberin bu sUü. verdii hüküm devlet

b'^âHiyla da triil^l

gerei mi söyledii konusunda.

risâlel

ederse o arazi

Rc.sûlüllah'lan (s.a.v) varit olan

sin, devlet

omm ohu'^^^ hadisinde

bakannn

kes çin geçerli

gwl

ara/iye anuak devlet

hakanmn

Birinci

görü,

f^afiî

gören görüüdür. kincisi

âlimliESr, iki

mc/hcbi

ise.

Çünkü bu

hadi-

bir

«pra

olmad

ihya edenin, o

Hbu

ile

görü

ü?aetts

ihtilaf mm\%-

Hanbclî mezhebinin daha kabul

Hanîlc'nin görüüdür. Mâlik ise geni,

vc insanlan rabet elncdii. çounlukla çöl olan ara/iler

tanii

rabcinio oidMu

ln Buna

g(îre

insanlarn

Hadisin lahrici yukarda

Bu

arazileri

haüi.sin luhrici

her-

î/ni iic sahip otabilcccini bildiren bir

hüküm mü olduu konusunda da lerdir.

imar

de durum ayndr.

hüktU» mÜ, yoksa

bir

pek çok

(ölü) bir araziyi

vermemesinin öneminin

i/in verip

y^k^

jl'atyia mt«

ve peygamheriik vazifesi

hakknda ihtilaf emilerdir. "Kim çorak

hadis

'"^

ilgili

talebinde bulunmuluf-

Dicr

açk

bu meseleyle

hüküm bakmntjan

B#f^ ettikteri

ile

birbirinden

topraklarn îhya ve

insan-

ayrma-

man

devlet

yaplmtr.

daha üntc geçmitir.

407


1

Sünneti Anlamada Yöntem

huk.annn

t%ni ile

Kayym

Ibn

âlim de.

burada KarâtTnin nx;Uxlunu lakip ctmilir. Ancak her iki

balaycl

lamamen

bulunan vahiy

ni

bclinmck

ilgili

bn

Allâmc

bir

gerekir.

er'î bir

ile

hükümle iniball olmayp

ve çevre arllarmda kazanlan Iccrübclcrle ala-

llral. ört-âdel

kal hadisler hakknda lerinde

'^"^^

olup dierleri böyle deildir

hir

görü bcIirimcmiUr. Ancak

yine dc

Kayyim'in, yeri geldikçe bu konulara

baz

eser-

ksmen deindii-

Onun Miftâhu Dân'sSaâde'smde dik

^^Rii

konuyla

ksm bilgiler ise ileride /.ikredilecckiir.

âh Vd^nlUh cd-tmevTm Sâmeffier KonusmdaldTâkteatt

R konuda kapsaml ve anlalr den sonrakilerin

ühn lan

istifade

bir

ekilde sö/ stiyicycn ve kendisin-

edebilecei iar/da gü/cl biraynmla konuyu ele

w

ûUm. ûh Veliyyullah cd-Dihlcvî namyla maruf olan HiiKî^ Biilgcsî'ndc slûm'n ylmaz savunucusu Allâmç Ahtncd b.

ilk

Abdurrahîm'dir

böyle

0n«yam

Biî/icj

76% Büyöfc maâ, sihmetin terît (htrfmkî) ekm te konusunda güzel bir aynma gitmitir. Hik-cetullâhi'l-

(ö.

1

adl esiz eserinde

o.

meseleyi

"Risûlct'in tchiiiyle ilgili sünnetler

Risâlct'in

d^flFtîr:

allnda ele

almtr:

ve böyle olmayanlar."

P«g^^»=nbea^^ rivayet edilip hadis

musanncfatnda yer alan sünnetler

iki

ksmdn

"Peyganîher size ne getirdiyse onu aln

de ondan sakmn'^'^'^ âyetinde sünnetler...

bahk

Tebliine Yönelik Varld Olan Sünnetler

^la^t^le Birincisi,

u

sizi

neden nehyetmise

belirtildii üzere, risâlelin teblii ik: ilgili olan

Âhiid ve âlemin srlan

ile ilgili

vahye dayanan sünnetler bu

ksma gircr.'^^'* kincisi detler, irtifak

rin bir

ksm

ise,

önceki sayfalarda zikredilen artlar muvacehesinde iba-

haklan vh. konulardaki sünnetlerdir.

vahiy mahsulü, bir

*'"tel^cm.^»£^.M£

ksm

ise ittihat

Bu ksma

giren hadisle-

ürünüdür. Hz. Pcygam-

nU4^#i^scsetü'r-Risâlc neri)

]'V*l-Har,SW7. Yani ^;lihadn kunusu dltnayan hususlardr kî daha çok gaybîyyâlla ilgi ktnülan kapsamakladr. Bu sebeple akâid âlimleri bunu baka br eye di^l. vahye dayanan

manasnda "scm'iyyûl" diye

406

nitelemilerdir,


Sünnetin Teriî (Hulcukî) Boyutu

bcr'in

ivUhi^l^

^attbcr'in

ise.

vahiy mtsabesindcdir. Çünkü Allah Tcâlâ, H/. Pcy-

çllhadmn

nedîldigi gidi,

m.

hala üzcrc maifâBçnmcsinücn

Peygamberin îçtiftadmn

onu kofumulur. Zan-

«^kanlmt olmas

nasslairdan

çou. Allah Tcâlâ'nn Ona (s.a.v) Orcitigi c'î nakâsd, lüküm koyma, kolaylatrma vc dier ha/ hükümlerle

gerekme/. Bilakis onlarn

kanunlar olup H/. Peygamber de bu kanunlarla, vahivle elde edilmi

ilgili

makâsd açklamtr. Rfc^laîn teblii (s.a.v) genci

amacn myart

hadislerden üçüncüsü

#itîîk^kla

anlamdaki güzel ahlâk

ilgili

ise.

Onun

agtklamalan

gb.

vo smrlan hclli olmayan maslahat vc hükümlerdir. Bunlarn

/aman

da>'anak noktalan mumiycllc"^'* içlihallr. Yani Allah Teâlâ. H/.

da

Pcygam-

hu irtUak haklannm yöniemlcrini öretmi. H/. Peygamber dc buna göre hüküm vermitir. Yuni küllî kaideler olarak ortaya koymutur. bcr'e

Yine hu

a'mH)

ile

lür

hatlislcre

(jmck olarak, amellerin

bu amelleri yerine getirenlerle

gö.slerilebilir.

Bi/e göre bunlarn bir

içtihaddr. Bunlarla

ilgili

le bu son ksm,

ksm

vaatlerle alSkal hadisler

mahsulü, ba/.s da

vahiy

risâtetl

ey emrerfiim zaman

gcçmi-

burada açklanmas istenen btMümdür.

^bfi

Olmayan Hadisler

mm tmaana

yclnclik

olmayan hadîsMir

H/. Peygamber'in. "Ben ancak bir beerim. Size dininiz

ki

(rczâilû'1-

hükümler, DihlcvTnin eserinde daha önce

Risâletin Teblii le lgili

Mt\^â

ilgili

fa/ilcttcri

onu derhal aln. kendi

re 'yimle

hmumnâa hir

7r :fey emrettiimde

huralarm alanmas hadi.sesinde toCUüHah'n* "Ben sadece zanntmt dile getirdim, hu zannmdan ötüii beni kmarm^m. Ancak size Allah'tm ^ir ey bUdimsem* derka mm aln. rsnad etmem" buyurduu hadis bu kabildendir.^^' ^m lm ise.

1%'n

ancak

m- beerim"

hadisi

ile

Mâ^y^n

Tbb-

nebevi

ile ilgili

hadisler

de böyledir (Bç da

gösumud^ir

d ed*

tem^ surene hu hakümlcr îv^bal mrtlsulü olrtwyi|if sadece hî^Utr

vghiy

mahsulüdür. '

Dalu ontv

tahrif edildii ii/ea-

hu hadislerin her

iki.'^ini

de Müslim rvayci

clmi^ir.

409


SünneH Antamda Yömero

Oihtevî.

ubb- nebevi

dâhil clmcmcktcdir.

ila îî^iH varit

Dier bir

saymamaktadr. Çünkü ona

Yine RcsÛlülIah'm. edûfim

ifadeyle o,

giirc

"Size siyah ve

hadisinde

olduu

olan hadisleri, risâJelin tebî^ konusuna

bu

bu gibi

hadisleri teriî hadislenJen

dayanmaktadr).

hadisler, lecriibcyc

alnnda biraz beyaz olan atlan

tavsiye

dayanan hususlar da bunun

gibi, tecrübeye

gibidir;^-*'

RcsÛlülIah'm ibadet kastyla deil, genel âdeti üzere yaptklar ten

d^il de

dii

rasigele

yaplklan da bunun

gibidir.'^""

tarzda. Hz. Pcygambcr'in dc zikrettii

gihi hadisler,

buna ömck

gösterilebilir.

kas-

Kavminin yapp söyle-

Ümmü

Buna göre

ile

Zer' vc Hurafe hadisi

bir

grup Zcyd

b.

Sabit

gelerek. "Bi/e RcsÛlülIah'm (s.a.v) Uadlislcrindcn haber ver!" dediklerinde

Zeyd'in söyledii

u sözfcrdc bunu gösterin

ResÛlüllah'n komusuydum. Vahiy geldiinde hana haber vc ben de gider vahyi ya/ardm. Runun dmdaki vakitlerde, biz

"Bert

gönderir

dünyadan sö/ edince o da bizimle beraber dünyadan söz eder; biz âhiretle ilgili bir ey söylediimiz zaman bizimle biriikte o da âhifcti anad. Biz

bn Mâce, Cihâd. 14: Ahmcd b, Hantel (bk. Mümed, V. 300). Hanbel Katüdc'den ri\ayet etniiiir. Trmizî de hadis hakknda "hasen-garib-satih" deerlendirmesinde bulunmutur BüUin bu rivayetlerde tadis nBaââB gaçcr: "Atlann en hayrls, siyah vc alnnda bira/ beyaz olan burun v& dudaklar da hey^ i)M^^**^^v^ng(le'Zfkri geçen oldukça siyah

-

Tirmizî, Cihâd 20;

tladisi

Ahmed

Eb

b.

u

*M^f^"

renkli

ohn

"cl-akrah". sakar denecek kadar

olmteafî. aim alnmfâkl HaSf yazlk: "cl-erem" de burnu ve duda beyaz olan at demektir. "Size krmz, alm sakar, ayaklan beyaz veya ko\n krmz, aln sakar, ctvaklan hcvaz va ila siyah, aln .sakar, ayaklar hcyaz olan alan tavsiye ederim" hadisi için de bk. Ebu Davûd. al:

Cihâd. 42: Tirmizî. Cihâd. 20; Nesâî. HayI,

Afmm ^ mm. "k\im^\

am,

3. 4;

msm^, v.

bn

Mâce. Cihâd.

14;

Dârimî.

345; v. 300.

Bu hadKte geçen <^pEâffîl^(fo \atnm\ik nlan at ^k. Ebu 3 m.la dipnot), "el-egarr". ainmda beyazlk olan a(: "el-muhaccel". ayaklanma tamamn^ veya üçünde beyazlk olan at demektir. Bu. Ebu Vehb el-Cucmmî'den rivayet edilmitir fe,

Mesela.

"Kullandnz

güçlendirir" hadisi gibi. 22, 23: sirû

A

Tb.

9) ve

€^m

sürmelerin en hayrls.

Bu

hadisi Tirmizî

onu "hasen-garib" diye

çünkü

Abbas'tan rivayet

etmi

o,

görmeyi

(bk. Libâs.

"smid" ile sürmelenin; girmeyi güçlendirir" hadisi de_ böyledir. Aynca bu hadisin dier hadis

Û&m

'

bn

"ismid"dir:

nitelemitir. Yine.

musanncrain^kî tahrici t^n Ebu mvûd. Lîbâ.s.l3smi* l**^iffit^ Hz. Peygamberin giyim kuam konusunda yapt ki. fbn Kuyytm'n Meâd'û-A Resûliillah

in küllelsi/

ve

rettii rivayetler bunlara örnektir.

410

^M^%

k*ilay giyilen elbiseleri ICftrh ettiine dafr zik-


^nne6n Teriî (Hukukî) Boyi^ 3^îî3eU*;rtien

iinmcl

11

ivin

izünün

;rlhrua

O (s.a.v) dc, yemeklerden

yaplmas

gerekli

hüUn

cü/î hir masLihtln kaslcciUlii vc

olmayan iler dc bunun

bakanmn rdunm hazrlanmasn

dcvicl kti""'

hi/imlc birlikle

BflUln bunlann hepsini size nasl haber verebilirim?"*^^

bal^crtH. Yine

^m/^ y'm

iU

gibi hususlar bunlurüandr,

Meselâ

yibidir.

cmrcimcsi. parola belirleme-

^mm içindir

ki H/..

Ömer.

"Bmm Om

^rlan remel île ne ilgimi/ alabilir kjl O î^amünlar Alliil'irt î mfltk )mtm gösteri yapycîfdük!"'"^ demi vc sorm bimutt

csna&mda>

^»^f bir

baka

sebebinin olabileceini düünerek, remeli (erk etmemilir.

FLtnun gibi pek <;ok

hükmün

cü/î maslahata hamledildigini görmekteyiz.

Tpk

(s.a.v).

"Kim

Resûlüllah'n

gmümeti öldüren Yiîie

M

gibi halleide.

kimsenindir"''^'^

buyurduu

onun

hadisle t)lduu gibi.

vate tMw ve yarglar da kmm giMdt. <JKnkÖ h Resûlüllah'n Ha Ali'ye S()ykxiii. "ohîf olan kimse ora-

»larak

lpk

ilnniiivtn

da

hir dii^mau askerini öldürürse

t^yih)

olduu

<iöremc\vce<;ini ^örm''^'" hadisinde

üzcrp, dejil ve yeminlere güre hü^^üm verilir."*^

ah

Veliyyultah cd-Dhlevînin burada st)/.k()nusu ettiimi/., sünnetin

icriî (yasal) olant

ile

^'^^g^JN/StHt'in hu

olmayan: ya da onun kendi

ifadesi, "hîlfi&n

^nfem

tabiriyle, risâletîn

tebliine

»a»; anlafamaffC* demeti*, ttö

rt^^t-

ge^ft "Fc küllü ha/3" ifadesi, aslnda "VSc küllü h;/â" demek olup bu hatylc stilKin- inkirîcÜr. Mtdisi Hcyscnî nakletmekte olup (bk. Mccma'z-'/.fvâkl. X. 17) rMi>ein ükabitulc n övto tletnilir: "Hu hadisin isnad hascn olup Tabcrûnî

(e

ed hniijlir." savaijilankrla dümaulan

laralndan da ri\ayel Parola, birlikle

'

birtirindeu

ayrlp tannmas

(;n

kuttankn alâmele denir. k<v%'6tl( tM(i|Btntum 'i^ Mdta imkAfü 0i^ Yîmi 0 /nnnnlaf mti|rikleri mir eitiklori gibi Medine slnasnn hi/lcri /ayf düürmediini zJarcttnck vin bunu ynpa\lk. "kemer', ksa admlarla h/l l/lt >iitinek k-mekir.

''"^

liharî ve Müslim'in ri\ayei ellii hu hatlisit i;lriei thla ünce i!et;niii. Hadisi Ahncd b. Ilanhel. \\/- Ali'nin (r.a.) Mn.sn'J'i bolCmiintlc zikretmitir.

isnadnda bulunan inkiUKan dolay eyh âkr onun zayf bir rivayet olduunu bclirmiir. Ayrca fenii^^Ü Ete Nuaym Hilyc'sindfe Bt^t £#v^ &£yyU^W tim Mende de Ma^0' ^Sioh^^^^^ sn^^Ûmycl etmilerdir. Öte yandan hu rivaj^ctin. Kudâî'nin ihâh'rnda Enes'ten rivayet edilen bir ahidi bulunnukluür. Ru sebepledir ki Elbânî S^hiim'iCâi}nfi's-SLi<î,ir'(le /ikrclmiijlir (bk. Hadis no:9()4).

Ancak

rivayelin

mma^

T^^^M^f^M^

o^

Bk. I>ihle\î. lULLelUalii'l-Bali^a,

I.

128-129.

411

'


SQtnetiAnlana^Y5ntem

yönelik olarak varit olan sünneler

böyle olmayan sünnetlerin taksimi

ile

konusunda dile g^rdtkM konusunda bir

Rcîd Rza*nn Hz.

Hz. Peygamberce

Pcygamb^e

ele alrken

Allah Tcâlâ'nn, "O'na uyun

deinmi

saylr.

Uyma (ttiba) Meselesini Ele Al

konusunu ve bu husustaki

töiba

MOceddid Allâmc Rcîd

bu meseleye

ilk

ki.

j^nl

R^ ^ mesele}^ tcUtlk dffl^fr. O.

hidâyete eriesiniz" âyetini

ve öyle demilir: "Allah Tcâiâ'nn bu âyetteki 'Ona

Nr'a

ittiba

sö/.ündcn daha geneldir. Zira bu, Kur'an'a itlibaya iaret ederken

dieri, ittiba

ederken

tefsir

uyun' sözü, bir önceki ûycttc bulurm, 'Onunla birlikte inen edin'-

anlamalan

Peygambcr'c kendi içtihad Ue teri'

kkl^ |Mi|4@n^

etmeyi muhtevidir. Zira Yüce Allah*n RcsÛlüHah'a hu

dii g§#ste göre,

(s.a.v) vermitir.

arada nikâh nikâh altna

ver-

ge^ içiilrâdyla gerekse Ku'anÜflî hOkün* Mlibatmda

bulunarak, hükümlerini ortaya

da Ona

de

koyduunda

Tpk

kendisine

uyulmas

Kur'an'da zikri gc(;cn

iki

ayrcaln

k/ kardei

bir

alma almak ile bir kadnn, halas veya icyz^ile bir atada alnmasnn ResûUiilah iarat'mdan haram klnmasnda olduu

gibi.

davranlar

Resûlüllah'in âdeti ü/crc olan söz ve

çen Hz. Peygamher'e

bn

ittiba

kapsamna girmez.

ise,

yukarda

Tpk Ahmed b

zikri

ge-

Hanbel vc

Mâce'nin tahric ettii ve ayrca Hâkim'in de sahih addettii "Zeytin ya^^

yiyin,

zikri

amniaye^hmm çün^ a j^zelve mükaf^ektir" geçen musanniHcrden bakalar da.

rivayet etmilerse de.

^' IbR

baz

Mm

gibi«

BiH^

lafz deiiklikleriyle haJiM

s&tousu bu tîy^^&Mtt

senetleri

Mte Wnie,4*: Dârimî. Et'hne. Kfe Ahmed ^ Nanbet

zayftr.^'

»1^491.^

Mâce'nin ZevâiJ'indc öyle denilmitir: Bu hadisin isnadnda "me^uk^ Âh^U lah b. Saîd cl-Muîî vardr, ttâkm bu rivaydin sahih olduunu siiyletnise de. Zehebî Abdullah'n /yl' bir rüvi olduunu g«z Onütic* alarak bunu n^ddclmitir. Feyzii'l-Kadh'dc (bk. V. 43) râkî de onun

Tirmizî

hem

zayf bir râvi olduunu bildirmilir. hem de Ahmed ve Hâkim ile birlikle Ebu Saîd'den u etmitin "Zeylin yiyin, onunla valamn; çünkü o. mülmrek Jr

Hz. Ömer'den,

mks rivayet

ya

Bu livayâi MÖEîmSafiffi ts^mkm^^mSf, ^rfel»*^«ms«u^ fakat etmitir. bn Abdîlberr ise hadisin iki tarikinden gelen sencdîndetîtosp vaf)^

aaçtamtti^"

demilir

(bk.

Feyzii'l-Kudh:

Çâmiu'S'Sa 'dc

412

V. 43).

Dier

taraftan Elbanî i.«

/.ikrctmilir(bk. Hadis no: 4498).

,

bu

rivayfet

^-


Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu

bn Mâcc

Ncsâî.

ve Hâkim'in H/. Âio'dcn rivaycl edip sahih addelliklc-

hmm^Mffv Immm Ue yiy

ri,

normal ûdellcrlc ilgilidir.

Ahmcd

Hanhcl

h.

vc lâkiin'in Khu Saîd vc Kalâdc h. Nu'mân'dan

sahih bir scncilc rivayet ellikiciû

"Ktubmt et!criy yiyin vc

ibadet

tersi bir

0m

liu^han

hiriklinck do

ayci hu hir cmfr olsayd, kurbann bayram ile ilgisi Alla TcâUTnm müminlere hir /.iyarci vc ikram olma-

cai/.dir.

vc bayram günlerinde

sndan dolay, onun haram veya mekruh olduu Teri', ya vacip veya

mcndup

knlamakla emrolundugumuz

dokunmayaca

l^^llnek

ad

Mr

J^tdnra

halkasna upnmak. Allah'tan

bakas

hn Mâcv hk.

iinladiüitn

ü/crc

nchyotunmu

bakasn

bîr mcfsedcIlir.

g^Mm

Veyahut gibi,

ehl

cmrdlundumuz veya a^Ji^ ye^îMS gS^r^ Hrkim

El'imc. 40) vc

kadaryla tc

daymdynu

da öylece

va^j kamu mcntaati

bir efcflit

iyi

hn Mâcc

M/. Âic'dcn n\aycl cui^lerdir.

c Uc Hâkiii. bu hadisi sahih olarak dcgcr-

IciHircni^ilcrdir. feyzVI-KiUir'imc Mtlnvî. ZSikeyr'e

Mftm

gibi dine. akJ^» bedene, mala,

daieri'. miraslar, nalakalar. elerin

Ancak

da insanlara hî?

anlarak yüeelliiiyorsa. Allah'tan

olanlara icvdî etmekle

Allak Tellâ'ya $%•

yemek. hay\;nlar keserken veya yemin ederken

adma zararndan sakmmak

H:disi.

/.anncdilcbilirdi.

t>larak kendisiyle

bir ibadet; ya

hakle. Allah'lan

kesilen ellerden

nasl Allah'n

-

hiriktirin"''^'^

durum sii/koaasudur. Çünkü kesilen kuctaîaf, niymiye kesilir ve bu ctienlen yemek sünnettir. ResÛlÜllah'n tm eÖi^ kcsenlcn? yönelik bi f^firi mi^4n£ ^fâ\f. BtBm lam

badisîdde

adna

Uc"" hu cürnkUcnUir. Bu

hadisi

icril gerektirecek bir hukukun hu-

yaknlk veya

pibi hadisler. Allah'a

lunmad

in,.. "'

omnl^H lariklcriylo birlikte Ebu

söylemi. Ihr Hibbân'. onunla

Mvm (j«fi0HWJ*öce#iA m-

bcliniigini söylemitir. Ukaylî IrnmttMim mgmm Olumla affldt^efncj-^ vc htmn ancak ile., j«î nsaycli dcslcklcyccck "niil;bî"ni <lnuKhn soylcns

hnn

mikcr br 'nda ise /chchî. hadis ldunu. lashillc c\ck ulan llfkiiiin nnt ri\ayclinc raûcn. saiih görsebeptedir ki lhnü'l-C c\/, bu ri\aycli Mcvzuâi'na almUr mediini sn\lcn^iir. (bk, f\yzii'}'KaJir. V. 441. Elhaî de hu rvaycli mcv/u nlaak Zaifu't-Cûmkt^

otum \asitaM\la bilinvcyini

hclirimi^iir.

\fi:itt'

K

Saii-

ikili

eserinde /.ikrmmilir

mnmvimm

l'iMt^-^^iF

nüUr.

Ilâlbuki Suyûli'nin bu eserinde neler

Hadisin lahricindc lar

Rcîd R/a

2').

vardr

Suyûiî'yc i!ii\cnmi

barndrmaktadr. Hâlbuki bu

(bk. l-Aâhî.

RcM

StigJröürt ^lno: 4204). fazlaca ibar cincsindcn dolay bu hataya <lü-.

thfe. tfeilîs

pcIlt...!

>Up onun

yuriiicri

ba/

kusur-

hadisi. Buhârt. ScIlmik- b. cl-Kkva'dan Miisiim

M), .^h ise, t-bu .Saki. (Tbir

\

e

II/.

Aileden

ri\ayci elniilir.

413


"

muamelelerin muhara/iLSi için balanmakla cmrolunduuifmiis n^^dî-

mancvî haklardr. Hâlbuki müstehap vc tcn/Jhen mekruh olan hükümleri.

Icriin

alanna sokmakla, biraz sonra söyleneceklerden dc

ü/.crc. âdetler

ÂMt^,

anlalaca

sivkonusu olunca onun hükümlerini gcniicieccklir.

arapnna^

ve

sanatlar, ziraat, tecrübe

^l

bitimler

vc

teknik nitelikli sahalar gibi. Allah Teâlâ'nm veya insanla^n haktan ÎTe

bulunmayan, yine herhangi

ilgisi

dc dcrcimeycn hususlar

eklinde

chiyicr

ise

turi'den

bir

maslahat ccibctmcyip

yaplmas

gerekli emir.

Bu

saylmaz.

bir mcfscdcli

saknlmas

gerekli

emir

ve

nchiylcri âlimler, teri" olarak deil, irad diye isimlendirmilerdir.

Nc

var

ipek gl^mek

ki

gereken

rüllcr.

gibi,

hususlarla

hakknda yasaklama olan vç

bir

kar çkmasn

ie

maktan vazgeçmilerdir. Nc var

Hz. Pey^mbcr'c

deil

kendi

giyenlere oe^^a

bundan müstesnadr.

Sahahîlerdcn bazlar. Rcsûîüllah'n hurma

dayal dünyevî

ilgili

teri"

hurmalar kuru ve kötü olunca, annda

ki

f

re'yi

gibi tecrübeye

zannetmiler ve bunu yap-

ba vurmyJar w O M-V) ^

/ann vc

alama

onlara,

bunu te0'

olarak sfiylcdlini bildirmi ve

krak buyur-

mutur: ''Siz

tiimyamzn

idlerini

daha

/'v

hUirsmiz.

Oaha önce p^t$ Vimm bu badis. Müslim'in Skhh'im^ tahti^ edim^ feteHsin hîkmcir isc,bu gft» dünyaya ait ilerle ziraat vc sanat gibi geçim lemininc yinclik ilerin ö/c! bir teri' gibi ilerin

ile

ilgisinin

insanlarn bilgi vc tecrübelerine

bulunmadn;

brakld

bilakis

bu

konu.sunda insanlar

uyarmasdr. Yine sahabe,

tpk Huhâh

*in

scçiii karargâh yeri

ati

vc dünyevî

br

b. cl-Mün/.ir'in

hakknda sormas

içtihad

Bctfirgünü Hy-

gibi.

ResûlüHab'n kiisel kana-

m yokSa. yüce Allah'tan gelen

böyle deilse, teri' olmayacaktr-

P^gsmbc^-

bir

emir

ini

-eer

kartracaklarna inandklar hususlar-

da Hz. Peygambcr'c bavuruyorlard. Buna göre Hubâh. Bedir günüRcsûlüllah'a. geri

"Bucm mii

Allah'n konaklatt ve dolayiMyla ikri veya

ycfimâM dcitifomcyceeimi^ bir yer mi^ yoksa bir

(«kiîk

mî?" tüye (»rmu vc Resûlüllah'm. bunun htt imslahal vc

414

sava

stratejisi

ns'y.

harb ve

M m'y

olduunu söylemesi


Sünnetin Terii (Hukukî) Boyutu

Hubâb, Ona baka bir yer göslcrmi vc H/. Pcygachcr dc

ü/.crinc

bum

muvafakat etmitir.

Bu

dndakilere daha knrnuk gelmesi

ashiihn

kark

birtakm hususlar ashaptan ba/lanna

gibi

gelen hususlar Resûlüllah onlara

bile

kark

gelmise:

()lduk;a iabiidir. Sahahîlere

i/.ah

edip açklamaklayd, peki

daha smraki asrlardaki insanlara bunlar kim i/ah edecek?

Bgcr insanlar Rcsûlüllah'tan sonraki gerekli

br

din gibi telakki eimcsclcrdi.

i

bir içtihad,

oldukça kdlay olurdu. Fakat bu

skntlar da beraberinde

içtihadn din gibi alglanmus. hirlakn zorluk vc gelirdi

trtrtm

Müslümankr. H/. Pcyganhcre iuiba edilmesinin dumura

ve

urad

zamanlarda büyük zorluklara duçar oldular vc davGildklan

iMilara

zorluk

ar

oldukça

ar gelen

kendilerine

dolay

sknt kendi

edip.

Ptkahann

Vc

meru kîmm

huknnayan

mîras

içcrîsintlc

vc yaffrtmasmJa

hsLiskn

somu

hertrangî

Hr

eire

eesareiini

hu. ba/. kimselerin dini

lananyla

lerk

hile

dndakileri dc buna davci cimcye kadar vard!

s^

i<ç'lihaUanna

yamalarm pr^îi

giircn

üiktya

tkh

bunu

bulunduranlar

^htu^

iiml^^

lakliiçilcrindcn llkrî

son dcn,vc kötü sonucu idrak edemedikleri elirtde

bu

neticede

hususlar bir bh* terk etmeye baladlar. Bundan

w»far. fcesîn oîm-ak

ve

gcMi.

gösterebilmilerdir. Hatla daha lerk

edilmesi

iiiiba

kendilerine

gibi,

4ini

bu ekilde

donuk kimseler, bu

slahatçln mealesini

anlaltklannda

aldr

da buna

etmeyip kllarn kprdatmadlar!

Rcîd Rza

öyle sürdürmütür: "Onlardan bazlanmn alnlklarnm cn tipik ömckicrindcn biri. beyaz saçlar siyaha boyama konusundaki aîrilklandr. Hâlbuki Hu. maKah olan TÎHet îfc nII normal Wr lasarrullur. Zira

Teââ veya

sözlerini

bunun laahbudî herhangi

insanlar

sö/ktjnusu deildir.

kâtifte mahsus lardan hir

ksm,

tiir

Ne

ilgilendiren

var

mtulayla

kânrlcrc

ki.

bir

boyulu

herhangi

yaplmas

\'cya

hir

olmad hukukla

gibi.

da

Allah

alakas

yaplmamas dumunda

ka> karya ^ittecekse,

yani Müslüman-

benzeme kaslyla bunu yapacaksa veya yaptk-

te"iis^t«nlardan ayri edilemeyecek ekilde onlara benzeyecek lerse. gayei tabiîdir ki

burada, toplumdaki sosyolojik dalgalanma

vc deiiklikleri

gizleyenler ne/dinde bir siyasî ve manevî /arar bulunur. Zira lierhangi bir

415


Sünneti Anlnadd Yöntem

kavme bcn/eycn di miltet

kimsenin,

o kavmi

kendi gÖ/jJmk:

yik:cluttc.sî

hr yana

ken-

ve tplumuyla olan laglan da zayi Hami demektin Be^m mn^m

ht>yama konusunda,

hir

NMümü

taahhüt^ »larak olmasa da, âdet kabilinden

bunun müsichap olduunu göslcrcn hirUikm

-siyah bilcOlsa-

rivayetler

bulunmakladr. Bu rivaycilcrdcn hareketle ba/. âlimler, beyaz saçlar bo-

yamann cr'an müsichap olduunu söylerken, dier bazîan da hcya/ sa<; siyah ile boyamanu rncknh olacan hcyan cimilcrdlr. Maua ha/ âimlcr btra/ daha '^n giderek onun haramhgna hükmetmilerdir. Bu sebeple 0ffkn

t£dcTt

edenlerde, heya/. Kaçlarn «tyaha boyayana

davranlarnn Allah Tcâlâ'ya bunu yaparken

hakknda

ihtilal"

Ûmû

d

u/atm

aykr

Ancak

bu meselede lakp ellii yol

bulunan iclihudî konularda kimseye

kar

ile

tç'iklmamas

hareket etmilerdir."

ve neticede i)ylc demitir: "RcsÛlüIlah'n. Arafat ve

konumunda olduüu jb. ba/

uygulanalarnn ha/snda dii^nuluc

U

isi.i\.\ )

tan ve AJlah i/in

Onun

teri"

ibadellcri verine belirirken

kastetmedii yönünde ümmetini uyar-

bu u^nyu ümmainin buniaro^din adna ^lmnm-

^em^ii hakle din adna hQkûmlcr tntaya koymtnatan

amacyla yapmtr. Öyle dolay.

söyleyebilmilerdir.

Rt^ m^ûn hof&m ve hutta bal mö^elctdc s^m Mr

Mü/dcIifc'doki olan

olduunu

onlar. sclcf- sâlihînin

eklindeki genel prensibe

hayli

isyan

kar çka^k^fnj

M hsr

Peygamba%

feltj

olan sevgisinden

hayatn hatrlayarak, dinden olduuna

(s.a.v) erefli

mayarak insanlar da böyle

bir

yanlgya düürmcycrck. cr'an

inan-

bir /.arara

u^amaks/n ve er'î olarak /.cmmedilmi bulunan öhret sebebi olmakszn Onun (s.a.v) ha/ âdetlerine uymaya gayret etse: bu ûtibas o kiinin imann k^le erdirecek takdim bir lavr olup, bu mvtt sj^biylc o. Resûlüllah'

dîU^^ hatrlayacak. Om taa.v) olan .sevgisini daha da güç-

Icndircccklî*'.

amellerine.

î*^ît^îm sahahîcrdcn

Onun

olarak da veda

(s.a.v)

ftrt

Ömer

(r.a.).

Rci^töllal^

fidet

ve

yolculuk anndaki hâl ve hareketlerine, ö/e!

hace srasndaki hareketlerine aynyla uymas ve bütün

Ona (s.a.v) illiba elme aray içerisinde olmasyla münferit kalmtr^ mmnlarm bunu t^i' ji^Kmamalan i^in^iger sahatûicen ^yle bunlarda

yapm^dfn dîne

416

^^^

^rOyoru/.

bu. dine

kar

cütfim

îfe «î^. ^sta bir eyi çtk^mâ^

^l^mek

olurdu, ^i^kfl ÎM4

a, Aaft


S'Jnnetin îotii

(Hukkil Boyutu

Tcûlû'nn. 'Bu^'m size tlininti kcmilc erdiniim'^'^^ âyelnin yalanlanmas

anlamna

gclirdi."*^^^

Üstad cltutHn, Sünneti

Asnmtü^

criî vc

I

bal

konuda ya/.dklarndan

koyan

Rcîd

eltût'ur. O. daha önco Dihlcvî.

Olmayan Uiyc Ayrm

hamda da beÜsladm/ eyh Muhammcd

R/.a vc Karalî gihi âlimicnn bu

aada nakledeceimi/

islifadc clni^ vc siinncli.

O öyle ücmiiir; mQB*m cm^^A. fiil w.^rirfe5jrin-

luunuUr.

ü/xrc, «Ü/a:! hir taksi nK* labi

IPs^mMta

dcn olmak

crii

bu hususa ehemmiyet veren ve -konunun

Iif1tiim^/ gibi- hali ha/rdaki

"Mi.

I

musannci'atm^

ti/ere hadis

5®rini alan her hadisin

u fcjsm-

lam avrddm dikkate alnmaldr:

Ycmc-ivmc. uyuma, yiinic. karlkl /iyarellcmc. toplumda

1.

yardmyla

yerleik örllor

iki

verile pazarlkla bulunma

alyaplan davran-

kiinin araMin huima. araclk etme vc

beerî hiiyaglar yoluyla

gibi.

lar.

2 varil

Zîraai.

olan

lp ve

elbisenin u/.un veya

riva\ ellerde

olduu

alkanlklar yoluyla yaplan

X

tecrübe,

n^. hücum

dmc

m^M\ kmVaeak hilakn eilime Hu

ûi;

m^^dardanna orduatt e\kL bu

RcsOlillah'm

v^rrlenie

vc gtri çekilme nokialamn cspii vc yertbt^n

veya

toplumsal

imf Hrtukuu t^>i^kr >^>lt^yla

^\imi

*!ihi.

ordtdun «izk-

ian/anii. hîffpte kii*

içerende tulunulan tutlam

wtet

tlayanai nsgulamalar hu kabildendir.

lsusiii^ uakledilenlcrden hiçbiri,

cdilrtcM

kiisel

gibi hususlarda

lüller.

Qjii\ \c istisuü (^ruulurdtt iilnai

yaplanJur. Sav^^

lerk

gibi.

ksa olmas

islom^}

ler

er'î

bir

dmm

yaplmas emredilen

deildir.'^

olaruk heritangt hir etkisinin

BilakJj»

bulunmad,

veya

bunlar^

tcri'e

ktynak da ohnayun hcetf ündendir.

"'Vl-MûiJc. ''''

Rl-ÎiI

eyh

R/a. Tcfsn 1-Menar. IX. J?clûi

un bu

kmyla

3

ilgili

1

7 \d.

görüleri h;kkndaki deerlendirmemi/ biraz

sonra /ikrcdik'Lcklir.

417


Sünneti Anlamada

Yöntem

Genel ve Özel Teri* Teri' yoluyla

4.

varil

Bakmndan Sünnet olan hadisler

bunlar da ^ciili

ki

ksmlara

ay-

rlmakladr: a.

RcsûlÜUah'tan "ResCU"

mMyla

vc tebli yîinUyle sadr olanlar.

Hz^P^^urAv^n. Kur'an'n mücmelini bej^t, umumunu tahsîs, muUakm lakyîd cimcsi vcy ibadcllcrdcn. hcIâl-h aramdan, inanç csaslan île ahlâktan vcyahul da yanlar

zikri

gc^en hu hususlarla alâkal açklamalar

kyamcic kadar genel

nchycdilmise.

leri'

aillK herkesin kendini

ifade elmckiedir.

gibi.

Eer

Bu

lür be-

bunlardan

ondan sakndrmas vc bu hufiuMa-

bilcmk onu yerine gctirmcklcn geri durmamas ^rckîf.

ki nehyi

Müslüman toplumun

b.

Resûlüllah'lan

sâdr

olan

idaresi

hatlister.

vc

devlet

Sava

it^in

bakanl

konûsunda

ordulan

sevkeimek.

bevlülmâlde bulunan mallar uygun giirülcn yerlere sarfclmek ve alnmas

fsidl^m ycricrto de almak, hâkim vc

valileri layin

sim etmek vc antlamalar yapmak

gibi, devlet

kamu yararn temin ile tIgfli Bu

gibi hususlar, genel teri'

dt^dir.

bam

'Ifesûtüllab

bakanl, yünetm

hüknuindo

(»Imaü izni

gibi, devlet

ler.

Hakimlik ve

kadlk

Buna gore Resûlüllah

bir elçi

kadar.

Müslümanlarn

ayn

balayan

)^|8nt| ve^a ptal etimde' diycnck.

deildir.

bm

iiîianlar

m^

caiz.

yoktur.

(s.a.v). Allah'tan

ilerini

ald

hükümleri tebli eden

tanzim edip düzenleyen bir önder olduu

birtakm cczalaria davalar hükme

kaddr.

Bütün hu hususlar,

hükmünde

hiç

slatyk» H/. Peygamber'den sadr olan rivayet-

/itfnanda deliller, yeminkîrvc

bir hâkim ve

bakannn

olmadan hu ileri yapmak

kimscmn kt^dtlîînden Knlan uygulamaya ktîyma hakk c.

hususlar bu kabildendir.

-veya onun taralndan layin edilen yöneiieicaiz

etmek, ganimetleri tak-

Bu

tpk daha ilibaria

öncekimle olduu

gibi genel teri'

herhangi hir insanm. Hz. Peygamber'in

hakknda verdii bu hükümlerine bakarak ayn hükmü verdebidir. Aksine mükellef, hâkimin o konutk kend^i hakknda'

ife^p hiSkmâ yorîm girmekte mesuldür. ResÛltlTlah'm bu sfatyla yapm olduu tasarrullar, mükellefi benzer hükümleri yerine getirmekle ilzam cimcz. Kimin bir baka kimsede hakk olur vc o kimse de bunu inkâr


Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu

ederse: haklu olun kimsenin

lc bu konuda delili var^ o

ptn^/.m bu

inin- hâkimin hükmü

Rcsûlüllah (s.a:v) döneminde

alnmas, bu

yolla

h&\skm

karlkt

takdialc

bu ki-

tm

âtm Mkf ^kim

nkâr vuku bukUunda Itaklann

salanmaklayd.

Pcygambcr'dcn sâdr olan lasamllarn hafgi cihcUcn oltluu-

H/.,

mnttUnmpsi^ oi^j^ l'aydaKr. ^m* çounlukla KcsOUtlI^b'Uin mkt olan

{>«.a.v}

sö/^

i^^â ^M^Mnaka

dunm

bu

tanarruflarda

vc

ûoh^m^â Onun

VG lakirtcrinc yaln/ca Rcsu olmad yönüyle bak takta-

lifi

dr. Buradan harckcUc biz, RcKÛüllah'lan teri' veya din, sünnet veya

mcndup eklinde

nakledilen rivayetlerden

çounun,

dyla sadr

olmadn

ye

eden davranlar yoluyla Ondan

islinad

gimneklcyi/.

Beer

hakikatle teri' tnaksa-

sfatyla veya âdcl ve Iccrübc-

sadr olan fuUcnlc, bu

(s.a.v)

durum daha da belirgin olarak görülmektedir. yandan yine

()le sil

sadr

atyla

(ilan

bakan

Peygambcr'den devlei

H/..

ba/en

da.

lasarrul'lar

yenci

veya hâkim

teri' .olarak

kahl

giivbiineklc ve hu sebeple verilen hükümler ve,olaya konan meseleler

kuEimnda

gi>sterilcn

yaklumiar kanklk

^Im Migrk^ndc bmcn her

fiil.

sadtr

olduu

bt yön

hÇitOn

arz edebilmektedir. Rivayei

a^kl^l

ytine göre lakyîd cdilcbîlmcktedir.

^l^iht^ta ve Baz dummlanta

H/. Pcygambcr'dcn ne vasfla sadr olduu, bu

se sö/koniisu

Milin

Icikik cdcnicr

laratndan kanlnlmakladr. Bu durumda da. tcri'in sadr

olduu yün

hususundaki

ulema aPismda

ihlilalu binaen,

ihtilaflar

s()/kousu

teri' keyl'yoii

meydana ^mcklcdir. Bu

Ililt

hakknda

tür lasarru carn i^ice

açkla kavumas için ba/ ömeklçr verdim: a tirse,

H/. Peygambcr'in. "Kim

fliti

hir

foprag ileyerek ihya edip

artk o toprak onuru/tr" hadisi sahih

âlimleri,

bunun

^enel

tebli ve (elva amacyla

ayci t^yî^ vefmi^tt.

bir

m

,#|n* t>{^M$><^

var

ki

slâm

#V@l b|#Wi

veya yönetici

i/Jn versin

veya

Utmtâ^ ibya^i^ (l^n) kimse oraya sahip olur ve baka

bakanl

genel bir

Ne

hüküm ohnas için H/,. Peygumher'dcn sadr olduu hususunda ihtilaf etmilerdir.

kimsenin artk o ara/idc hakk olmaz. devlet

bir hadistir.

diril-

Yok eer bu

hadis.

Rcsûlüllah'n

ve yöneticilii dolaysyla sâdr olmusa, hu

hüküm olma/ vc

devlet

bakannn

izni

olmakszn

durumda

sözkonu.su

419

.


Sünneti Anlamada Ydrtem

âi^Jnin il^mngs) hiç kimsüyc cm. olnw~ Fakihlcril

EHu

HunTI'c ise ikinci

Hint

h.

h.

icmin

gezimini

birinci.

bcnimsaütir,^'^^

IJhc H/. Pcyyambc'c.

,\)cuunun

vc

v^unluu

"Eh

edecek

Sülyûn cimri

nitUiikii

birisidir:

vermiyor"

benim

dediinde

HesAUIah'n (s.a.v) om hiuiben, "Smm ve fmtma yek^ hmkr mikmn îtfe m-gtm olacak ekilde al" buyurdu^ hadis^'^'* sahîh bîr rivayctlir.

slfm ulemas. H/. Pcygamhcr'in hu sii/ünü Iclva vc tebli yoluyla m. yoksa bir hüküm vcrnx; maksadyla îrad buyurduu konusunda ihtilaf

m

Buna g^n

Ibva wî tebli amagtyi» mtJ etnüstî, bir hukk ku/4Mi birinlt, bM fudckn atâc^ M^nin i/ni olmaksiKin almas cum olmakta; buna kailk ^cr H/. Pcygambâf bt^E^na hOkCHn v^fHe kMpt cimilerdir.

irad

buyurmusa. bu takdirde

hakku

nusa.

bir

kimse box;ludan

hükmü

ancak hâkimin

ile

alabllccckir.

iKsele. lakihler arasnda "mcsclctü'/-zarer"*'^''

lususia onlarn birçok c. H/..

gOrU

P(^^mbcr%,

e:i,yatan (ganimeti)

Bil

L'

liîili

Tkh

bakn/

birlikte

bu

düman amerini öl<Mrürse. sahihtir.

üzerindeki

Bu

hadisle

askerinin üzerinde bulunan elbise vc

lpk yukardaki

ihtilafa

hadislerde

dümülerdir. Buna

olduu

gibi

bu

giHic pnlardan

kil;i|il;rnda 'ihyûii'l-tnevâr" (iiKi ;rü/îlerin ihya ctliincsi)

hnlünlcrdc cic

dirmelerine

'tr

düman

hüküm hakknda da

konu. HancIÎ

Bununla

adyla bilinmekle vc bu

omtn olur" buyurduu hadis dc

eyalar demcklir. slâm âlimleri budisicki

almakla zorla-

vc tevcihleri kaynaklarda yer almaktadr.*^'*'

%m h

geçen "sclb". öldürülen

zikri

alacan

aimnir. Ayrca

bu knnuda Zcylaî'nin erh vc deerlen-

(bk. \ashi'r-Rüye. IV. 288-9.^).

Dah» »neetöhf^i geçtii

ü/enJk

HtM Bkd^ %iftH^mm ^s^\ b«lM^Ke

hu

H/. Âic'dcn rivayet einiiîr. Hiidt!i{«ynt

^M\c Müslim dc tahric ctüitîr.

Huun mânas

udur: "Bakasnda hakk (ilan knse. bu hakkn aynyla veya onun malndan buna eijil oranda almaya eii^' yclirirsc. bu kimsenin sö/konusu hakkn bu yolla almas caiz midir, deyii midir Fakihler bu konuda hlilala dümüler ve onlardan bir ksm line ^e re/illi;e sebebiyet vermemek kouluyla, alnan isler ayn maln cinsinden olsun, isler olmasn, isler bilsin veya hmesn. bunun eaiz oldu'

unu

hiiknK'imilerdir.

Dier

hir

ksm

t'akihler Lse

bunu. men etmiler. tKi/tan da

nK'sel^yl^ayh ola^e^almur. Bu meseleyle ilgili olarak. bn Kayyim'in Îâsctü'l-Lahfân. Sanânî'nin se Siihüh'i'sScli adl eserinin "Âriyc" bölümünde detayl hilgi tulunmaktadr. Eer geni '

bilgi ar/u edilirse buralara baklabilir.

420


.

.

Sünnetin

(Hukuki)

hokunlt vui'ylu sâdr olduJaysylu sav^ meydannda ntmk dcvlc hakanmttt ^^^ya

ha/lan. Rcsûlüllah'n hu lusarrurunu devla

dugunu.

vckiHnin-siylcmcsiylc. iUönûn ü/critdck cibisc vh

Oigcr

ni söyler.

hir

ksm Alimler ise. bu ladisi lebliin bir parças

Jlaysyh

görmekle vc

eyay hak cdehitegi-

dcvlc h;^k;n

askerini öldüren her kinsenin.

hn

elsin

olarak

vcy; elnesin. tUiijman

onun ü/erinde bulunan eyaya hak ka/a-

nabieçq^ni söylemekledirler.

Kemâleddîn

^Ummm**^"* üphe

shhati ktnusunda

tttdisihîn

öylc tot^în

'^nr.

Peygambe^n b«

yoktur. Burudaki tari^tna. H/.. Pey

gamher'in hunu her halükarda ve /amanda geçerli, genel cr'î hir

m.

olarak

yoksa

belli

hadiselere

mahsus olarak

leijvik

maksadyla

söyledii komsundadr. ullî'yc ^örc bu. cr'î bir bclirlcapdir. PeygambfcT'ifl ^itteiuufc asal «»lan. crîlik tlup

dc

csîlsen budur..."

Yine hu meseleyi, -genel rinde (bk.

Huneyn

1. 2(>5-2i)i9),

Ie^^î

wX\\

terl

mâm

Karalî

el-Funk adl

ese-

mâm Ib Kayym d<,ev4yy4^^^«i^y-A/£'«t/'//;t/(*

sözktnusu cdcrittm ^^k. HI. 489î icikik ctmile-dîr.

âyti ekilde rukahadaii

s^igu. Resûlüllah'm lasaiTullannn hangi yön-

den sâdrr t)lduu hususundaki

arasnda

Ha.

bak açsyla ele almur.

ekilde-

hir

/.ira

m

crnun (sauv) gadcrili pipM

Ibnü'l-Hümûm hu meseleyi Fefim'l-Ka(Br

IV. Ciltfi^n "TenHI" bölümünde hu

hüküm

ihlilala

hagl

olarak,

me/hcp imamlar

larlL-jmal olan lali/cü/î meselelerden bahsederken,

hu hususu

da gündeme je lir inilerdir.

görüldüü

Burada

ii/erc

Takhferln

lamniu

H/..

Peygamberdin

«mtirtermn kayna lusu»mi!da orluya çkaft îk lafkl yön ant^Hhkî ayrln balangcn onaylama konusunda hemlîkirolup hu duum. onlar ''''

laral'ndan ikrar edilmilir.

Buntya

kad4»r

hariyle )veftclcr

örencilerine*

0«Vi^ eUui'ian Ikihafs î?uî§îlsî/

.

üctlil

esas ii-

önce Kahire Üniversiiesi'ndeki dokora ve yiik^

oluan

derslerden

Y:/at KcnTÛIttkHt lfefî#{.M(tt#fl*fW

'

ksm, onun

îîlmitTi

cklrulc \mnittr. Ancak mciitdo

"f'kbu'l-Kur'âu

l^trada «âate'.

Vmm

vc's-SiUmc:

'tîîMUR^ft^'^^K^tmM

zikri gfc%x'n l-'rihi'l-Kadr isinili

csL-nder!

;nla!acaû ü/cyc buhn inaksal, llanolî lakihî Kfnflcdtlîn htu'l'Uüniânrdu' ^cllûl. cl-sl;"m. AkKelün \l- ^ria. s. 427-4.1

(fc

1

421

' ,


el-Ksâf" adl eserinde dîle getirdii, daha sonralan h&^-slâmÜ ve

erm adl eyh

gihi

ald

kitabna

Ancak daha Önc& de Mirl^iim

hususlardr.

cllul'un burada dile getirdii ba/.

kaynarolarak örmcdigi

icijri'

sö/lcri. özellikle

Itsmdaki görüleriyle

birinci

AMde^n

dc sünneti ba/. de-

ilgili

erlendirmelerde bulunmadan geçemeyecei m.

^m

Ben

ki:

Ycmc-içrae, uyuma, yürüme, oturma, zy^^^tte^c

beerî

gibi hususlarla ilgili bütün tasarruflar

ihtiyaçlardan kaynaklanan

davranlar deildir. Bilâkis burada. Hz. Peygambcr'in bi//,al sö/.üylc sabit

de /ikrctlihniz gibi len

baka

bir

eye

olan birbirinden fiil,

uyrmamz

sti/.konusu tasarrufun

delâlet etme/.

Tpk

tsl

gerekir. Zira

ile

daha oncc

meru" oluunu gösierrr^k-

yemek yeme

ile

olan

fiiliyle sahil

vb. meselelerde

d ile yemek yeme fiiH, bu tin vacip veya müstehap olduum dclâbt etme/. Fakat her kim. RcsÛlütlah-a hernsme telyla* Ö&âm j^.a.V) okjugu gibi

ki

sâdr olan her eyi severek yaparsa, daha önce de belirttiimiz

gibi

o kimse,

i yapm olur vc bu niyetinden dolay çerini aaeakur. Yukarda Rcîd R/a da bu duruma ve sözkonusu ellii hususlar muvacehesinde bunun, kiinin gönlünde yapaca güzel tesirlere iarette bulunmutur. Hx. Peygambcr'in yapt ba/ lüllcrc uyma konusunda bn Ömer'in ^r.a.) davrannda olduu gibi. gü/.cl bir

T^

Bu konuda

söylencnlcns gelince,

Tef.sfni'l-

söyledii ve usulcülerin dikkat çektii edebilir.

lua

Bazen da

bu.

delâlet 4@debilir.

gibi,

Menâr

bu

haram olmaya

allm-gümü

bazen irada delâlet

(lül)

emirde müsichapia, nchiy hususunda da mekruh-

Ayn

ekilde emirdeki

katîlik.

nehiy hususundaki

delâlet edebilir. Sol el ile

yeme ve içme

gibi. hadislerin

liniii meselelerdcki

durum bundan

iharciiir.

ilgili

vc elbisenin u/unluk veya

bad^tMe^^duu

ü/x^re,

yulmk

ksaU

haram olduunu bc-

hakknda

nakkxlilen

hena^t

ve

f@tit41^!n

birtakm alkanlklar neticesinde örenilen hususlar konusunda

varit olan hadislerin bir

olduunu düünmek her

^îd

ycme-içme. ipek elbise giyme,

kaplarda

Tp

Rcîd Rza'nm

bittakm karînclere ha:^ 0an^, emirde v^iplie nchtyde dc

(tchdiO

Tpla

snhibi

gerekir.

dummda uygulanmas

Bu

ksmnn,

için

de

söylenebilir.

bizzal tecrübeyle sabit

nedenle bu kabil hadisler, herkes

gerekli

gene)

gc<^r

bir

hüküm

için

ve

utarak


Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu

tU^leiHirilmez. Nitekim

Me^inâa bu durums

bn

Kayyira gibi muhakkik

iarcuc bulunmu otup.

ileride

âlim ZâdiVl-

bir

bunu ayrca ele

ala-

maksadyla

îrad

caz. Bu

tür ha/1 hadislerin dc, Icri' vc icvcih (y()nlcndirme)

buyrulduuna

hamledilir. Meselâ. "Ey Allah'n kullar! Tedavi olunuz.

Çimim Allah Jeâlâ hiç Ancak

sin.

hir hastalk

yawtmamur ki,

onun ifmtm verme-

yhbk" bunâm mmesmttkr^^ hadfeâ tte "Tedavi okm, aneak

fmwn He f&dd^ olmt^m*^ hadîsleri bünui gibidir. Elbiseler kunusuidaki hadisler dc böylcdii-. Nitekim erkeklerin ipek elbise giymesini

-ayn ekilde alln lakmasn-yasaklayan

laril^Jlmt^n Hakknda «Iduk^ja iddetli vaîdbuUmtm ^rfiklianc hiföusund^i hadislerin bütünü

dc )mem

ûh\&t& vurgulanan hasm. «younlukla hangi hir

illeie

ba/. hadisler

elbiseyi

gibidir. Zira

itlctincdir.

kim

H/..

hu iür ha-

Ba/s

ise

hait olmaksr/n mutlak ifadeler tamakladr. Burada mut-

Ne

olann, mukayyed olana hamledilceci kolayca anlahr.

lak

u/aima vc

Peygamher'c uyma kast

ile

elbisesini

kisallm

olsa.

var ki her

daha önce dc

kamr. Bununla birlikte tpk ycme-i(;mc hususunda old^ fîM, elbi.^ kpmMsdtii feîinn'm, din^ âttU^kî* i^imave4e%nsl ^etm^^imiy. «iiyascttc ^lti birtakm hcdcllcri vc t aync vasi ilan bulunmaktadr ki. inallah br baka münasebetle bu konubclimigimi/ iizcn; o. bundan çcjt

ya üa temas ederi/.

Tâhir b. Ââr*an CdrOleri

Asnm/da

hu

konuya

önemli

misallcndircn âlimlerden birisi de.

hammcd

Tabir

b.

dctaylandnp

getiren,

i/ahlar

TunuH ulqQWjnm üstad, allâmc Mu-

Âûr'dur. Üsiad. KMâsidu^-ertatil-slâmnye^^ Odh

Eb

Ahncd h. Mahcl. Milsned. Dâvfd. Tb. bn MÛec. Tb. 111. 156: IV. 27S, Onh nncc dc lahrici ycçlii ü/.ea- hadisi hn Ihhhân vc Hakim dc (;sûmc b. crîk'ücn rivayc clniicrdir. Ayrea bk Elbanî. Sahh'l-Câmiu'S' Siigir. Hadis no: 2934 Tirmi/Î.

Tb.

2:

Bu hadis, Ebu I3»mtt^ bistûm».

I

:

B»û'd^D»a^a*cfcn tahric

I

:

eu^^ Tb,

I

î) bir

hadisin bir

'

slâm Hukuk Fchcfcsi -Gaye Problemi- adyla Vecdi Akyiiz-Mchnel Erdoan tarahndan Türkçe'ye tercüme edilmi vc X Basks Rabet Yaynlar larahndan IVyy'duyaymlanmtr. Bil eser.

423


eserinde, (ine© muhtasar bir ekilde konuyla ilgili Karuffnin ef-Fw:M'ta 4\\e

^Urdigi

si)/.forini

u dcericndrmclcri yapmakladr:

verdikten smra.

"Rcsûlüllah'n (s.a.v) birtakm statlur vc

den sadr olan

s(>z

h'M itmnUn

sknza

yaksfâ»

llillcr

o sfatlara

isiinad eder.

O

ki.

kendisin-

halde bi/Jm

hu^

Hokan çeitli pmbbmlcri aydnlatacak bir

k

^tckir. Nitekim sahabîlcr. ResÛIüIlah'tn teri' maksadyla

si>yle#kW larnda da

vc

dummlan vardr

olmayanlarn ayrmakla,

île teri' i(;in

Ona

(s.a.v)

Meselâ sahih

tiinde Bcrîre.

müracaat edip st)rmaklayd.

hir hadiste hclrtildiine göre, sahibi kendisini

MuÎN adiflda bir MHesR Hanmyd.

m bu konud^îpjkisini çok 0 m

kullanarak fcocasmfcn ajrtiM.

sevmekte,

görülü vc

Rcsfliillah ile

karlatk-

birgü*,lükle

Mupto O

(s.a.v)

k(K-asna tkinnesini söyledi. Bcrîre.

Hürriyetim

azâd

et-

kav^n-

MMki Kftgfe mm

holanmamaktayd. Sonunda

da bu hususta Bcrîre

ile

"Yâ Rcsûlcilah! Bu bana

Muîs

konuarak ona bir

emir mi?"

diye sorunca Resûlüllah (s.a.v). "flaytr,

ben ancak

amalk ^mmt**

Bcrîre.

koeasma dîimncyi kabul etmedi.

(s.a.v)

de Müslümanlar da knamadlar.

Bu Onun bu davrann, buyurdu.

Bhârî'njn Sahih'mck Câhir b, Abdillah'tan 4%t; "€âbir'ifl

\mm\

îf^)

eim^ti, Üâhir.

mhasnda alaca

(s.a.v).

Resûlüllah

u hadis nakledilil^te|@-

âb^ak % Amr b. Harara bovlu olarak vefa

geçmtWkiîrm!mftU görümesi Resûlüllah

duyal

bulunmtUtrtn bö âlaeBktarmdmt vaz-

için

Hz. Peygamber'c müracaat etmiti.

hu kimselerden bunu talep

etti

aneak onlar bunu ver-

meye yanamadlar. Câhir öyle demektedir; "Resûlüllah hu hususu onlarla

Ne

koninea.

vür ki

onlar sanki hira/ bana

Müslümanlar bu

k/^lar vcs»uk- davrandlar."

seb^e «mlan knamamlardr.

nekler ileride de gelecektir. Usul âKmterî, rNîbt^ sünnetle ler

iverisndc.

.RcsÖltilIah'n

(cihillî) riillcrini

teri'

incelemilerdir.

yarallinn. O'nun

Hcn/cr ör-

ilgili

mesele-

alanna girmeyen yaratlla

Bunu yaparken dc

ilgili

onlar. Rcsûlüllah'n

ve irat alanna girmeyen bir

takm hallerinde rolünün huiunduu konusunu da ihmal etmemilcnlir. Ne var k onlaf* ResOimial'* deve üzerinde hace^mcsi gibi* hem cihillî hem ic^rîî

p\mm 424

teri'

ibîimal dâhilinde olan railerinde ise

tsmim ^^(nj^^t;


'

Baz

âlimler ise.

sadr okluunu

s^plc

Peygamberin birtakm lasarmnannn hangi

H/..

lespil

vc tayin etmeden. bu tasarruHan ktyaiOart çin birer

aslniîj gihi görerek halaya dü:jnnilexlir."

Tâhir

devamla

Â.sûr

b.

sürdürmüLür:

öyle

sii/.lcrini

Resûlüllah'n sö/ vc lillerinUcn oluan laHan-ullaruim,

m

feî

"Ben.

W* durumda

sadr olduunu bclirledim. Bunlardan ba/tlar. KaralTnin s&rktimk geç-

mise de omm

/.ikrelmedikleri tlc

vaxlm tafem

tye sralamak mümkün-

dür: Teri". L'lva. yarg, idarecilik, rehlvrlik. arahuliiculuk.

asih.l.

nc\"is

ve c^Uii

Tîvliir b.

Âûr. Knlann

kailp ba/larma da u/adya

bilgi

ise

örclmc.

hepsini i/ah letmîf

katlmadmz

\cnn^.ir

ki.

icrbiyc vc slah

^ b/im dc bazsna

birtakm örnekler /lkfö«l@ttk

dileyen onun zikri geçen eserindeki bu

ksmnn

bakabilir. Ö/elle o. stinioün bir

ksmnn

uc\-cklcri

olmayan dier durumlar,

ilgili

Üslad

uUÎ

ic/kiyc \c tchiyc>i.

danmanlk,

hiç bir surefle leri' alanna

bfc/im tle yukitrda /iknetlifimi/ âlimlerle

devaml

genel \c

girmedii gtiriiünü savunun,

ayn görüü paylajnakladn Onun

dummktukm

dier durumktr" ismiyle

zikrettiklerini aklarniakla iktilaetl^*cim.

sonuneusu. yani "irafUa

bulunmavan lasarruHar

ic/kiye ve (erlû^si ve de toplum dü/eni ile

ilgili

bir

yapt

karklk

bulunnumaklatlr.

dnmnlar olmayp

Zim ev ^kfî

tüer ilerde ResflM Kkren^n.

i/inden gitlilmesi gibi hir

teri'

ilei dc ynklur.

giM

Fkh

ilgili

hususlar

ise, (esriî-dinî

maddî luiyatm prekürdii birtaknn ilea? yijaliW t^^,

ha^i

ksma

bir leri'. bir

blrada sîvzkonus enii

Irsalla iLîisi

Uîsun

Usf

^

(»Irtayan

ile

nefsin

eihillî

ve

btW).Mnia i|§iU h*^-

fütlî^ t«(i|^t^

IHühî

olmad

gibi,

usûlü eserlerinde de degi-

niklii ü/ere. Resûliillal'n eibillî nlelikli Inllerinin ben/erlerinin ümmet-

ya|ilmasmn islenmesi sözkonusu deildir. Aksine lerkes kendi du-

ten dc

nmuna uygun

gl^m

yatmîL yürüiK.

davranlar

nda

bir ysal sc

isler

lam bcnimcychiUr. Bu

Nnme

vb. olarak

yolculukta yürümek

ulsun: isler hacda deveye

bira/ kilo ellerini

alnca

yapln

ekilde.

kabul eden

Resûîüllah'm

kususUn. ^fcmc,

sralamak mümkündür. Bu

W tünmek

gibi

crl

binmek veya Rcsûlüllah

bacaklarndan önce koymak

Ayn

gihi

-Kb

afnell^itt

ts.a.v)

d-

yalanp

Hanîle'ye göre- secdeye giderken

gibi dini lülleroLsun,

(s.a.v)

gibi

sonuç ayndr.

Veda Haca esnîisnda Kinânc-

425


Sünneâ Anlamada YSntnn

Muhassab -Ebtah da

baliinde kon^latnasyla lg^i rîvayt» d^? bui^ ^lidir. Hz. Pt^mbcr orada öle, ikindi akmt ve Mma/lann klm, sonra bir n^lar uyumu vc ardndan beraberinde pgullan'na

ait

bulunanlarla

Ömer

(r.a.)

denilir-

veda tavafn yapmak ü/cre Kabe'ye gitmitir.

birlikle,

bn

hae esnasnda bu mekânda konaklamay Icrk eimcyenik bunu

sünnet olarak görüyor ve Resûiuilah orada ne

yapmsa aynsn yapya

du. Hâlbuki Buhârîdcki bir rivayete göre Hz.

Âic "Muhassab'da lwtk-

Om ^\mm toÛKîUah'n

^kli Mr ey di^Uin çjfcîüâs f^n tfalta ete^B ttlrftm

lam^k* hacda uyulmas

tf^imV*^ yola

sebebiyle

konaklad

Bu ifadesiyle Hz. Âic. hu yerin insanlarn bir araya mekân olduunu söylemek istemitir. Nitekim Mâlik b.

bir yerdir" demitir.

geldii geni bir

Encs vc

bn Abbas'm da bu görüü benimsemesi, namazndm sonra sa taraf

Yine sabah

O

mtHr" hadislerinde okluu

da biledin

bir

hökmü

bildirip

Omni döeinde

onu

hadisînj^

oldu^ ^H,

taS^ttuftttt

fe^*

konuyu herkese

küllî kaide

eklinde ortaya koymas, sözkonusu

gösteren delillerdir.

"Sam ym ymm^ Mr ^mdan sonfa ^^mpmnm''

^m^m int

ki,

» uygulama konM^ srar etmemek

o

M; etmediini gösteren iaretlerdendir.

bn Ahbas öyle 'Allah' in

yakk

bir

iken Hz. Pcygamber'in*

^ 4m Mr

takdim edin vc

Pcygambe'n

mu pratie ditme konusunda srarii Ûmtm-

olduunu

bu lasarrunann teri'

ha/s,

Pcygam-

vc imalar iyice ortaya koymaktr. "Dik-

üzere, Hz.

biklirmeyc itina gasierme&i^

etmek

Ü7X!rinci£sanTimk

mirasçya vasiyetjxjkWr" ve "V&lâ ^mmhlk^ ancak azâdedme

kat eü'm,

^

gösterir.

halde lakihin görcvi. bütün bu durumlar incelemek vc Hz.

ber'in tasarrullanyla ilgili iaret

mas,

bunu

demitir: "Bu konuda sahabe

KUib't

h7£

sizin için

kâfidir' dcrkofi;

ihtilaf

teilar

mu ^mn, RcsûlUKah'm

etmi ve onlardan

da, 'Ona islediini/i

huzurunda

münakaa

atma/' dedte. Âshabsn ba ihtilafna ahit olan Hz. Pey-

gamber. Beni brakn, içei'h^ik

kâmâium

hâl daha hayrldr' bu-

yurdu." ResûlUllab'a

Mlerdcn 0*na (s^avî en ozgû olandr. Zira Allah Teâlâ'nn O'nu peygamb^ ol^k

Bmhsus

otahi, leri' ile ilgili

göndmncsinin temel

426

zikrcttigûnüt itt

mim

feü 0lup,

Allah

(c.c.)

O^mm

bu durumlmîm.


Sünnetin T^i {Hukukî) Boyutu

Muhammed

" fyctindc ö/cllcmili-. sack'ce Allah'n hir elçisu/ir"

H/. Pcygambcr'den sadr olan

i^-cUIi hallerle ilgili

nilGikli lüsarrullarolamk

Bu

flimlcri.

Sâd

hahcri kabulde icmâ clmilcrdir; "'Sâd.

ta^^

Peygiimber'c siirmu.

H/..

Mkf^zMf'hüyunm^ur" Bu

fMs

Miîrten

\^^ye«

zcn^^in ohrafi

rakmndm istiarede

h.

vc

fiilleri, tc^jri'

Ebî Vakkfs'lan nakledilen

malnn

kadarn

nc

vasiyol edebi-

O £s^.v) da* '£4v^ kkini. kma iKtc Nri

nedenle âlimler, varislerin

ksM mmmâ^m^.

hmhmu.

siî/.

deerlendirmek gerekmektedir.

slfm

yii/dciKir ki

vc ef e^tr

bulumna

lasihauc

her ne kadar RcsûlUtlah

ile

malar durumunu gö/ önüne alank buna

izîn

ve onun

ResOlüllah (s.a.v) biiylc

yapm,

nc de Sâd

b.

muhüç

kimse bunu söylememi oLsa da,

varisleri

nW4

isp Mriû^ fazlasn vanîye

etmesine

hir halde bulun-

Hâlbuki ne

vermitir.

Ebî Vakkâs'm bu ekilde

Vârisi bulunma/^sa.

/enuin

daha fazlasna da

görüü benimsemi olduunu

görüüne aykr)

bir

belirtir.

izin verilebilir

tanmam/

âz

vfe

Veyahut

N^rf^

Ur grup

(âlimlerin

mai-

m

fen

âlîmi#

W

cumhurunun

Ayntnlmas

K önemli usûl pnblemi hakknda

bini/ dü-

görülere müraeaal ederek, bu hususta açklanan

g('>rülc-

Bütün bu nakillerden sonra. ilgili

ise.

kimselerin,

görütür."

Meselenin Deerlendirilip

konuyla

Bu

lan

i/in vcrikbiüiv

Ha/m. sahabî îbn Mc^tfd vc Obeydc cs^Sdn^nT

gerekmektedir.

Bunu yaparken

kaideler, prensipler vc maksatlar (gaye)

fM ^Mi» l^yo^pi ^'

bile.

rivayet eimilerdir. Öyleyse, lakihlerden hi; biri ve ehl-i ilimden

hiç

ri

ht-

Bu karlkl

Sâd arasnda geçmi lsa

an

ünüp

M^

huLinnas eklindeki Usarrullanna lanle-

varislerinin

fîpitn

P^

daha hanrhdr" buyürnasi. hu hükmün, H/. Pcygamber'in

l^fö^âmilâH telltkte

yapUn

hariq. Üçle

totWlahtnv "Mmm-iktrmt

mhfaç

onlar insanlara

mm

dilmesinc uygun ise dc« âlimler bunu ona hamlcUncmiIcrdir.

kpnuma

kurlat

bulunmliJü^a. üronjçlin

sebeple*, akjiini gösteren bir aIcIü

Bu

de. meseleyi

ilgili

nasslar.

nda ayrtrarak oradan

Allah Teâlâ'dan bi/e

bir

doruyu ilham

Al-i Imrân. 3/144.

^Tahirb. Aûr. MLisdü'^-i'riaindsUmiyy^^^

s. .'^()-39.

427


etmesini, ecir vc scvaplanndan bizi

mahrum bifakmamasifi, ncflsloHn^ taassup, laklil. he%^ vc hevese kaplma vc bakalanna sû-i zanda bulunma hasialmdan halSs eylemesini diliyoru/,. I

üzerinde htilaf Edilmemesi Gereken ki Hakikat

Bu konunun

n sandm

tahkike kavuturulabilmesi için. üsscrinde Mlafn

veya olmamas gerekli

iki

hakikati

olmad<$naya koymak lazm-

dr. Bunlar unlardr:

l sler

^cr

tül

isis^m

MMn

büA

«younluu, icrr rçmdir ve bu hususlarda Allah

^^ mâ^ k^^"

âyciiylc.

Tc^iâm '^m wtm M hidâyete ertncmi?* kendisine ittibaya bal

kld H/. Peygambere uyulmas islenmekledir. 2.

Bir

ksm sünncilc de icri' söxkonusM»lmayp^îî!tdeasdail^lGh

Mlmasodan dolay» Hx.P«9^nböj% îi^ ^mck de gerekli deildin Daha zikri geçen. "Si/ cA7mw i^kn'nmi thha iyi bilif^imz" rmt^ riyk

i%ili

lTRtekî sahih biidtîîlc b(iylc hir

ayet

sö/.kunusu bu

iki

durum sö/konusudur.

hakikai ü/crindc ililak edilirse, geriye sa-

dece bu prensibin baz hadisler ilebirUikm konulara lalbikindc meydana gck>n ihiiallar k^ln^kfta^r. ^i^il

^

^a^£^^ g5^ zînö,

sömc

^kme- «p. birtakfm ilaçlarn l^jf^î leoeüMa ilgili l^ster vml^fir. Buna g(teî(^ bu aknlarla ilgili konular, bizim daha iyi bilebileceimiz vc bi/c

braklm

dünyam/la

ilgili

ilerden inidir? Zira vahiy, bu gibi

husnsiada insanlar il/am edecek, emir vc nehiy olarak gciirmcmiiir. Y()ksa bunlar, vahiy ürünü

ve

iiaai

cimemi/ isicno dinimi/le

ilgili

bir

sommluluk

olduunu düünmemi/ gereken

hususlardan mdr'.^

BStÖn btfnhn. Hz. Fcygamber'den sadr olan umumîlik vc devamllk nitelii bulunmayan teri' ile ilgili dier hususlar lamamlamuktadr. Aksine Rcsûliillah bunlarla, belli

anlar muvacehesinde ba/ hususlar (;özmeyi

amat;lamtr. Hz. Peygamber'den dcvicL hîMSk^nMii. idTOtüK VC hâkimlik sfatyla sadr oMu^ bildipit^ husus bundan ibarettir. Bu konunun

csasmda

428

ittifak, ijncak

muh^M mi mm^tt^m

taM»%lt^ 'm,

ihtilaf


Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu

frat vc Tefrit Arasnda Bocalamak

Asnm/n

birtakm problemler karsnda

izclirdii

problemlerde- genellikle yani

ikî

bu büyük meselede dc

l'ikrî

ifral-iclrii,'

öyle kimsetef varfei* g^tsk yöfeanda zîkri geçen ileic ge-

rekse hu dünyadaki

baka

iyi hilirsiniz'"

elbisesini

çkarmak

muamelelerle lgili olsun. "Siz cfünya

istemektedir. Yine öyleleri de vardr

eyin sünnet oldfu iddiasndadrlar. Bu

nasslar ve

kma ile sübul

edilemeyeceini

Sahabe vc

idlerinizi

hadisini kendisine kalkan edinerek, sünnetin teri'

WM ^^eUm;.UUba etmekle emrolunduumu/u to

dc

an uç arasnda bocalayp durmaklayz..

Aram/da daha

yapim/. gibi.

-()/clliklc

bultkklan stmm^

ki, H/..

Peygam-

söyleyerek, sünnetle olan

kintseler, Rcsûlütlah'a illiba.

^ute^îteak

sünncUen

bir

söylerler.

Sclvl'-i

Sâlihînin Sünnet

Burada /.ikrcmck islediim

Anlam

bir hijsuü da. gerek

sahabe gcn:k.sc en

güzel ekilde sahabîlcrin yolundan giden tabiîn ÛîMcrîfl. siizkonusu btî

problemin larknda okluklar: Malla hu konunun

No

gayret gösterdikleridir.

var

onlar hu konuyu, sünnetin leri'

ki

veya olmayan eklinde ele

<lan!

l^^iiUllih'tpi^.f J ^ii#lim bu

almamlardr.

Ü

SMiM*ft

Sünnet

i)larak

nakledilen

asr âlimlerin "teriî degiI" diye

bi. bir

dtr.

stlah olarak sünnet,

niteledikleri

^jc;^l*;d|r

sö/.

fl ve

ve bu, sü^ndin

^att^ sahabe dc« sünnet ifadesi

knuyu

onlar.

*

imî.

oldukça önctnli

iki

ken davranlar sünnet

tabiri ile

hususlar, sünnet deildir.

Mu-

ey dc ile budur. onavladû

Islâmî ilimlerin

takrirler olarak H/..

t^-

Peygamhcr'den

lü^ mânasndan çk daha ummnîmutlak ul^^ küUantldgmda bunu

Ulamakta ve ^^^Mrtl'^ gctcn vc

Bunun

baz

üorisinde vatan mercek udur:

edilen

ile ilgili

görülen ey. kendisine uyulmas istenilen hususuir.

k B/» Beyfambcr'dcn Bunun

Bilâkis

biHül

pi4tk4e^l ^i'.' ^klindc,

ba^a Hr balk altnda d^rlendirmilerdîr. Bu

a.

aratrlmasnda

illl^ edilip

örM alnmas

gere-

ifadelendirmekleydi.

sebebi ise. sünnei kelimesinin sö/lük

anlam

-ki

onda aslolan

429


0QReti Anlamada Yöntem

itmr

söi^ük anlamdr- iuU^ edilen yol,

vc bu da

Nc

kastedildi^ durumlarda sö/kcmusu olabilir. ehlinin terim

tma

olamk ©itaya kt>yduu ÛTCre

olmaz- sünnetin mânas.

an^

iuibM

var ki daha fumralan ilim

kavramlar konusunda

-kî

Pcygiimbcr'dcn söz,

H/..

^rit

tar-

slat

lül. lakrir.

vc sîrci olarak rivayet edilen bütün eylere intikal cdinec. sünnetin genelinde

bulunan teri'

eylerle

ile ilgili

birlikte,

az bir miktar da olsa teriî

olmayan hususlar da bulunmakladr.

^

lelttikcli

tavrlardan

biri -ki

çou

zaman bu tavr, a-

ralrmacMlan dalâlete düürür- önceki (mülckaddim) âlimlerin

stlahlarn sonraki (mülcahhir) vc

Buna

meleridir.

misal

müekaddim âlimler,

müt^hhlrâyiMn dc bunun

O

olarak

çada

ibare vc

âlimlerin tabirlerine hamlet-

"ncsh"

kelimesi

Zira

gösterilebilir.

"ncsh" kelimesini mutlak olarak kullanmi^ta ve linunla

kasiclidpn kasiclmcmektedtrlcr.

te

"sünnet" l^limcsi

gibidir.

halde tekrar meseleye diinersek

zini sünnet diye

öyle

diyebiliri/.:

Sahabe, bugün

bi-

bahsettiimiz konuyu, "bu teriî mi yoksa teriî deil mi?"

bal aUnda dep 0^ '%mmmm mu d^l mT bal alunda aratnbütün

uMte

Mmcd h.

Hanbcnn MTmed'imk rivayet cUÇ açklyla bu güriiflirr ^neyc ve T6ms -Hwm^ K Seteme

yordu. Nitekim

Âsim cl-Anc\^ - Ebu't-Tulcyl

-

fen

mrikiylc nakledildiine g()rc Ebü't-Tulcyl

bn

Abbas'a ()yle dediini bildirmitir:

"Senin kavinin* Resûlüllah'iî Kpe'yi la%^* rtricmim^

yapu^m

ve

bunun da s&mci uldauni kdia cdiyot nc dciiiin?" Ibn Ahhas.

"Hem doru hem "Neyi

de

yanl

cevabn

vermitir. Ona,

dom neyi yanl söylüyorlar" dediimde,

"Do|u yüfMi^

îUylüyorian zira Rcsûlüllah (s.a.v) tavaf esmasnda heybetli

¥îmt «C)ylüyorlar;

çünkü böyle yapmak sünnetten deildir" de-

mitir. Hudcybiyc musalahas

vc

söylüyorlar"

ashabn brakn

da. tipik

srasnda KureyIi mürikler. "Muhammed deve ve koyunlarn burunlarnda bulunan

kurtlarn tildüü giii ölsünler" demirlerdi.

Daha

st)nra

gelecek yl tekrar

gelmek vc yalm/^ üg gün kalmslarrg^yia ypljama yaptlar^^ R^lilM

umre yiapmak üzere tekrar ^di. Mekke tepesine v

430

nîîiriklerî ise,

bu

esm^ Ktiaykan

to^^. Bumm nm^m UMllâf (s.a.v) Mmu,


Sünnetin T^riî (Hukukî) BajfUtu

ki

hu sün-

Merve

arasmi'

"Khc'yi üç kere tvmel yaparak tavafedin" buyunlu; nc var net deildir.

Daha

sonra

tbn

îse

'^^in,

Abbas'a.

Rcsûlülah'n. devesinin ü/erindc

sa'y ettiini

Saft

ile

ve bunun sünnci

olduunu

bn

iddia ediyor, ne dersin?" diye ickrar sorunca Ebu'l-Turcyl'c hitaben

Abbas,

don

hem 31^^ ^Iearffle*" (öye mvn^ vermitir. Ona, "Doru söyledikleri n^fc y^anl söyl^kte rrcdîr?" diye «^m^^^ ""Hem

karl vermitir: "Doru

söylemilerdir; j!r: gerçekten de Resûlüllah (s.a.v) Safa

Ûa^^

Mcrv© atlasm da

sünncticn

deildir.

konnnuyorhal ve Ona neJiindcn

Zira (s.a.v)

etmiür^ Yanl^ ü^iylcniGF; ^ünkü bu

it^in

R^pmbcr^ tol

H/.

sahabe

yaklamak

hcn Ona u/aan

olacak,

iyice iiiebilnelevi

fâvajL'

ile

elleri

olarak

isteyen insanlar da geri çcvril-

Cmlenck.

hem de Onun sö/ünü

Ona

deve ü/erindc laval etmitir."

tekrar ciylc

denildi:

"Kavmin. Rcsûlüllah^m

Ma

îte

Mcrve msifltk m'y

nun sünnel olduunu iddia ediyor, ne dersin?" "U*j|öi .süyftoiMcrdir. Zira Hz.

brahim )mi

m bu-

Ahbas.

mmmki ite ^r^MJJunM*.

bnhin dc timi |^i#r. ^mra Cebrail <mu alp Akabe

önOne ge*p^H/. cemresine

bn

elliini

u(">türmü^<

ilim (a.s.i Liiincsini

\

c

eytan yîfi^tersna

salamak

için

eytana

ke/ orta cemrede gürUnmülür. brahim

çkmtr

yedi

laij

(a, s.)

olunu)

alm,

îtttia^

ancak eytan bu

la atmin'. yalrnlr. Bu rivayetin

lekrar yedi

Daha sonra (kurban edecei olunu) yan üzere ravilerindcn Yûnus. "(kAirfeanhk

Bütttm tls^te

omk pm i^mm

^ctniltr.

H/. I.smairin üzerinde bu srada beyaz hir gömlek bulunmaklayd vc

bitesma öyle demitir:

"Babacn!

Benim, kelen olabilecek bundan baka elbisem yoktur.

Üzerimdeki bu elbiseyi çkar

'

Müslim. Hae.

M: Et>u

ki.

bana onu kelen yapasn." Bu soz üzerine Hz.

Dîivûü, Menâsik. 51: Ahnctl

K

llanbcl.

MüseJ.

I.

3^7,

431


brahim

elbiseyi

balamt ki. aricasndan. "Ey hrahim! Rûp0t bir im iiimiiir. Baktnda bir dc ik görsün,

çkarmaya

^^^^nm*^

diye

boynuzlu, kocaman beyaz bir koç orada durmakladr..."'"'*

Hacla

ilgili

Fiillerden

Bilindii a?îMÇ hac birlikte

Bazlar Sünnetten Deildir

ile ilgili

Hz. Peygamberin hacla

len ve hac mcnâsikindcn sayhr

fiilte-

ilgili

m

dsto ziyade taahhüd».

baz

konusunda. "Bu sünnci-

füllcri

m?"

saylma/

Bumnk

diye ashabn

ihtilal'

elliini görüyoruz.

Ming'te inUf "Mw^hab"ta konaklamak^ bu kabil fillcnkmdr. "Ebüh" diyc de isimlcndirikm NtoMfâb. R«ke îfe Mto

^^da

düz ve geni

bir arazidir.

Nâfi'in

bn Ömer'den

naklctliie giMc

Mlsahhab denen yerde konaklamann sünncl olduunu söylemekle. dc hunu

ÖîTier'in

yaptn

tarafndan lahric c\li|miiir.

helirlmckledir.

Bu

in dc burada konaklamas vc omd^iîgîc. ikindi,

delili,

H/.

Müslim

rivycl, Buhârî vo

Bu konuda bn Ömer'in

o.

Hz. Peygamber-

akam ve yais namazlar-

n klm olmasdr. Nc

"

var ki H/.

Âic

Ahttga b. BartM.

isnd

vc

bn

»m^.

X, 'Bl. A.M.âfcif

îsnadUa bulunan

sahihtir.

Abbas, bu konuda

Eb Asm

laikli

birgörtic

sahipli-;

öyle dcmckicdin "Bu

cl-Ancvî

hadisin

t^m^. \\m

silta bir

onun yüvcnilir olduunu belirtmitir. Buhârî dc cl-Kiina adl L-scrindc (hk. no: 527) onun hiyoizralsinc vlt vermi gi--nel LKclindc oîdugn gibi. bu hadisicki detaylara da iarctL' hlun;r:k Oylc demitir: "Ehu Asn. hn Abbas'an "c/-/ebîh" dedi. Haccâc b, Minhâ da Hatnmâde h. Seleme'den gelen bir senello demitir. Hadisi

Hylz bn Kcsîr Tefsir'huie (bk. VII. 149) nakldmiiir ki, gc. "Hâ. Ibrjhim hac menfeiki ile emraftmrfî

rivayeiin buradaki

mm

bmâ&

balan-

zikri get^igi

lleysenî de Mema'z-Ze\'âid'(Je (bk. «f. 2(X)-200 feÖyö ya^K*. Abbasa dedim ki. ka\ min. RcsûlÜllah' Sata ile Merve arasnda sa'y elliini ve bunun sünnet olduunu iddia ediyor..." iladesînin banda nakleUai. ilk ksmda. "Onu Ahned ve vl-Mu'ccmii'l-Kcbr'hde Taberânî lahric elmi olup. ric;li sikadr" ilemilir, kinci bölümde ise. "Onu Ahmed rivayet etmitir ve ricalinin. F.bu Âsim el-

gibidir

Anevî

dnda

o da sikadr- Sahîh'in nivileri gibi olduunu söylemitir. Dier taraftan Suyûiî de hu hadîsten bir kts^m ^-mrtû^^y^^ ^k-. letmi ve onu bn Cerîr. bn Hbî Halim. bn Menkiveyh ve <f^'i4nm^a^ -ki

^ m. %

Bcyhakî.

Müsnanndc

lim'in Sahih'imtj

432

(no: 2029. 2077. 26«8.

Hae bölümüne

27K3)

Ahmöl

(hk. 237) nishel etmitir.

b.

Hanbcrc VC MKs-


Sünnetin Teriî (HtM|

BuluVî >ttr

bn Abbas'n

Oras

mîinas) yokiur.

"Musahhub da kiinaklumaniT

^iylc dediini nîiklcdcr:

Bu rivaycc bulunan

yaln/cîi Rcsûliilluh'n

"bîr

mtms yokiur"

konaklum olduu yerdin

iradesi, "yani

burada konaklamak

uyulacak bir siinnci deildir" anlamndadtr. M/. Ai.c*nin öc ^övlc dedii

berin, sudete

"Musahhah. H/. Peygam-

y^M -»iikmaya Uaha uym^ oIUhm

Müslim

dr",

naklcdiliii^viii":

Hz.

Âîc'dn

Me»w

l«»UMkW

bir

yc^

u sö/önü nakleder: "Ebiah'a nî sünnetten

deUdiî^..."

H/.

ma

Ai:^.- I'i

ba^-ka

i\aycUc H/. Pc\uahcr'in M>ahiah'ia konakla-

Buna göre Ahmed

sebebini dc i/ah etmektedir.

Âi^

bu rivaydiG

ellili

ti".iu)

Hanbe'in

b.

lahric

^>ylc d*aiiir: "Allahla ^Krain olsun ki

Bu

ResötülUl tN.a.v\ liraya uncak benim i^Mn inmitir."

Bmr fe^iIMH^mk >9*teffli^ir.'"'

bn Kayyim

rivayeti Hat'/. ise

bn

^i#?rMWda

tH'le demektedir: "Selel

ulemas, Musahlab'da konaklamann siinncHei mi yoksa

euluu gen^ r^^^e pri^

^kn

â/cre ihilaf etmilerdir:

ko^Jama m olduu konu^undîi iki Bîr gmp âlim onu. sünnet olarak kahuf

bir

elmi^lir. Zira onlara göre. Sahîhayn'cfa

hadisle.

Ehu Hürcyrc'den

rivayet edilen bir

Mina'dan hareket etmek istedii sradt H/. Pcviianhor ^öyle

buyurmulur:

'Biz

Kimmco^îdhn

Hüimogunan

yarn, nnkriklerin bir zamanlar

küjîirdt'

Jcastctmekleydi^ ile

Kurey

Çünkü

kur

Abdulmulialîift^lhm'na

yemmle.likleri

Peygamber bu

t/üzli^finck' kanak/ayacaz.''^^' H/,.

Müsabhab'

\q

yol-

m

sö/.üy-

Kii]âna^uiiar.

onlarla nikSb yaptm-

mak. Res01üMah'V%cndlerif«e tatlîti t2dîm?eyg al^'veri^le

htlunnamak ü/ere

tirada

bfr

yeminCmilerdi. Bu sebeple H/.

Peygamber. geçm:jle kütVün sembllerinii i/har lü'ne

diitaln

ilan

Allah ve Resf-

edildii bu yerde. slâm'n sembollerini göstermek

ist<îm*Sli^.

Zm H/.

mesel^l

yipt phu külîir ve irkin

rini

edlp

Peygamber,

tpk

fiil

ve U//.a pullarnn yerine

Tâil'

bulyndtgu yerlere tevhidin scmbolkî-

dikneyi âdei edinmiti.

öyle Uk,

h

domilertlir: Müslin'in Sahh'incU-

liiitv.

r,'///// /-/;</>/,

Hulâi. Hac. -J^ Müslim,

bn Ömer'den

naklen.

H/..

1II.5'>I.

llae.

U.-M.S: AlmcU

h.

Ihmhcl. MihniiL

II.

H7.2f>'

433


Peygamber, Ebu Bekir ve Ömerlin

ora^ konaklad

(r.a.)

rivayet

edilmekledir. Müslim'in bir rivayetine göre de Ibn Ömer, Musahhab'da

konaklamay sünnet

olarak görmckicydi.^^^ Buhârî dc. !bn Ömer'in

iikam vc yals nama/lann orada

ikindi,

Rcsûlüllah'm da bi)ylc

Bu

yapun söylediini

konudaki û%ar göriî

olmad

ve

rivayet etmektedir.*^^^

ve tbn Abbas

sahâbîlcrdcn nakledilen görütür. Onlar, Musahhab'da netten

uyuduunu

klarak, orada

MjB

Hz.

ise,

öle.

görüünü benimsemektedir.

dier

gibi

konaklamann sün-

Nitekim Sahfhm'fi'da

bn

Abbus'n öyle dedii nuklcdilmcklcdir; "Musahhab'da konaklamann (dinî) hir

anlam

yoktur.

Oras yaln/ca Hz. Peygamber'in, yola çkmaya

uUuu için konaklad bir yerdir. "'^^ MMm'in mmn^ (fe Ebu Râmt öyle dedii

daha clveri^U

"Rcsûlüllah

(s.a.\

)

bana.

yanmda

bildirilmitir:

bulunanlarla birlikte Ebiah'da

emretmedi. Ancak ben yine dc önceden gelip Rcsûlüliah'n

oraya kurdum ve

t)

konaklamay

(s.a.v)

çadrn

da gelip orada konaklad."'"'' Netice itibariyle tcvfik

mür^km f^ mamim' l^r Üzere yemmletiklei Kînâne^ahn d&M^de komîdayacaiz'' sözüve

inayctiyle. Allah Tcâiâ«

nün bk 0"na

tasdiki olarak.

(s.a.v) hir

"Yarm hizkr,

0*nun

(s.a.v)

muvafakat olarak Resûlüllah' orada konaklatlrmtr.'^^^

Tavaf yaparken remel yapmak

dUm tavafnn

azmettii eyi gerçekletirerek ve dc

ilk

da,

buna benzemektedir. Remel,

üç avttnda biraz hzlca yOümektir. Hz. Peygamber bunu

j^t^ m yaplmasn emetmi okb^unte dolay âlinâerin bu uygulamann sünnetten olduu

hur),

yapp dileyenin de yapmayabileceim

Buhârî tarafndan *in

nvayd

edilen

bn Abbas ise -daha olmadn, dileyenin

belirtmektedir.'"*

u hadiste bn Abto, Ife. P^gamber-

^ls \mk Emektedir '^K^lUllf^ ve Mürikler, "Siz Medine'nin scann zayf

remeli emretmesinin sebeHni

hab.

(Kfefcfce'ye)

Müslim. Hac.

gelmilerdi.

IO..W.

3.^8

Buhârî, Hac. 148

Buh&î,

Hac 147

bn

Kyyini. Zâdii 'l-Meâd

Bk.

bn

III.

(cum-

kanaatindedir.

önce Müsned'den naklettiimiz ü/crc- onun sünnet rcnci

lo^^

294-95

HiH:a. Felhu l-Bâi, 111.471.

(uâyb el-Arnavûd tahkikli

n^ir).


SOnnetfn Teriî (Hukukî) Boyutu

düÜnJüU kimseler goli^i^jr' ilk iMi

Bunun

Ü/çrinc H/.

avtnda cme! y^rhalann (koar adtm yemelerini). ki köe

arasHtliââ

onlara

doüilcr.

da yürümelerini emretmi;

emretmeye

ise.

tHitün*

avtlarda reme) yaprmtarm

bunun öylece kalverccci endiesi mani olmu-

ur.

H/. Ömer dc mmci yapmay daha sonra bundan

uim crit dmcyi düOnmti, aneak Buhârfde nakledildifîap göre yine

bir un

va/g^^0r.

ftwfra4* îilaeert'î'-Esyed)

k()esîne*eslemaTcfc. '*VaîlaW. iyi

feîHyomm

br tasn: nc zarar verirsin, ne de Tayda lemin edersin. Eer hcn Resûlüllah'n seni selâmladn görmemi olsaydm. seni selamlamaydm" demi vc sonra da onu sclâmlamur. Daha sonra ise. "Bi/im remelle ki sen,

sadece

ne iimi/

olabilir ki?!

mck Ktcmitik: ancak

Biz o ^sanum remelle müriklere (kuvveilii görüiiAllah onlan hclâk

elti"

diyerek (>yle

devam ekmi-

tir:

"Ancak Rcsûlüllah'u

(s.a.v)

Fethii%BâtV(k' de belirtildii husus. H/. Ömer'in, lemelin için.

lavaf

yapi

ü/ce bu

yapl

annda remel yapmay

bir

evi

terk

etmek isteme-

hadîsten ra^^s 0^fttk antâttan

kaktn

sebebinin ortadan

terk etmeyi

bildii

düünmesi ve sebebin

orta-

dan kalkmasyla bunun terk edilmesi gerektiini anlamas; ardmdan da, hu uygulamada kendisinin bilemedii lini

gii/ önüne^iUarsk.

nay

itibara alarak.

mih mül^if,

Ihii

hikmetin bulunabilecei ihtima-

bu g^it^Ur^l^ #niTicHdir. Sonu!|^>Mk

Ha %^mhcr'e IHaecr

K'pIcri hatrlaynca. Allah itç'i

bir

%

bu^^

tl^^

laibann daha evla oldtUu

öyle dcshl^e^ft

'*Hif. Ötftcâ*.

harta

dki cdît !^

Terhînn slâm vc Müslümanlar erellendirmek

gönderdii nimetlerini düünerek

btiylc

davranmtr,"

^babcnin uygukmas da. Hz. Ömer'in bir ad için düiindüpnü dcîiekk:r. Buna güre enlat mOrikJerc kar yapm oldukla^ ktmâ fdift^Hsindc. müriklerin

h/.l yürürken.

Huhârî. Huc.

bulunduu

bn Abhas

taraf olan sadece

am

taral'ndaki

köede

Yemen

tarafna

hadisinde dc belirtildii üzere

Ayrtcahk. bnHaccr.Frtfe/'Afiâ/-/. IIJ.294.95.

BiûiHau.')?.

435


SÖnnef Anlamada Yöntem i

düen

klielere

umdkiurnda. normal

RcsOliilluh'a itaat

ramen

ve sünnetine

itlihu

etme konusunda

ha/ zamanlar O'nun

hi/. saluibcnin

kesinlik vc

ekilde yürümülerdir.

bir

halayclk

ifade elmetlitni

olmalanna

emir ve yasaklarnn

(s.a.v)

veya bunun dünya ilerinde larl-

lahilecck. O'na mulalcreltc hulunulabilccck bir

veya

rc'y

od^ ^tmm

olduklarndan vcyuhai 4a

titiz

içtihat

ve 4avlcl

olduunu

için itsylet

N^tolgl ve idiirccîlik v^f^lâ sadr olup da bunun kt^amelc kadar Ümm^in her ferdi için gcnd v& esmt& fifr Icri'yc ha%^lai@m^ Anmuncla.

dklann

H/..

ise

Pcygambcr'in ba/ emirlerine muhalclcl eUiklcrini yasakla-

yuplklarn görncktcyi/. H/. Pcygamber'in savm-i visalden

salabcyi nchycunesi. bunun cn gü/el örneidir. Bununla beraber sahabe.

H/. Peygamber'

iîi

bu yasaklanmasnn -Büyük Üslad Rcîd R/a'nn da söyle-

dii ü/(^v k(^i}crine merhani^ etmekle için.

oUthilü^ini düündükleri

hüm oruçlarn tutmu hem dc nama/larm klmlardr. Ra/

kereler de sahahîlerin.

lerini göi'üyoru/..

*îstWMU!La(fU(; ler

ilgili

hakknda.

ba/

/orluk olmasna

konularla

ramen

ilgili

/anlarnda hala

sahabeden hu/larnn yoleuluk

mnrt srurl «malar ve Hz. Pcygamber'in bu gibi kiniJ»> buyurmas, bunu |^e$bmnektcdir.

'^Ûnht- âmhier"'^'^^

H/. Peygamber. NfetKne mahsuftertt^n Üçle birini afmalan vc

lk Medine'yi kuatmaktan vazgeçmeleri le

anlamaya varmak islediinde

lunmular, halta Sâd

dr.^-

ellik-

b.

karlnda.

sahabîlcr

Muâ/ ve Sâd

b.

0"nu

Yit»:

buna fcar-

Galafan Kabilesiy-

(s.a.v)

muhalcrcllc bu-

Ubâde bu hususla ayak diretmiler-

.

Bcya/laan

saç-safeâ1kri Noyâtjlll^/boyamak suretiyle

liyanlara muhalefet etmeyi

emreden nebevî emir

'

Yahu^

dc bunun

W

Miris-

Bu

gibidir.

emre ramen salil olarak nakledilen haberler dikkate alndnda, sahabeden pek onlar,

çou heya/lam

tpk

olan saç ve sakallarn

Bedir Gazvesinde

Hubâb

b.

boyamamlardr.

Zira

cl-Münzir'n, "Ya R^sÛcllah! Bu-

Müslim. Styâm. W). Bk. Ihn Kayym. /uk/t'l-MeM III. 273. **** Htmida. "Yahmiilcr vc Hnîstiyanm- ktyamazim': öyt&m? Xz (hoyamak svfiyle) onlara mhalvleite hulumm" hadisine ;ia,i vardr. Hdis çn bk. Buhfrî. Enhiyâ. 50: l.ibfs. 07: Müslim. Ltâs. X(): Hl>n I):ivik!. TcrL-ctrül. l8:Nesaî. Zînci. 14; bn ^-

MÛcc. Jhâs.

436

.^2:

AhnK-d

b.

Hanhel,

Müsm-d

N. 240. 260.


Sinnptin Teriî (Hukukî) Boyutu

ras seni Allah'n konaklatt

wus(nda l^^nc Dhp (iltTKKgn

veya tuzak sulu vc

hir yer mi.

Umnclin (r.a4, chlî

(ince hahsi

hir re'y,

sava

laktii

giN, Kiylc hir uu^rrurun vahiy

m?"'''^^

mulardr. Daha

yoksa bu

mhr

daha hay^tâ^to H/. Pe^mhcr'c sor-

geçen Bcrîrc vc Mugîs'in durumlar dahiyledir.

bilgini. "lercümanu'l-Kur'ân" diye nitelenen Ibn Abbits

merkeplerin elinin yenilmesiyle

Haybcr günü H/, Pcygam-

ilgili

^r olan yasaklamann. ^^^ ^ m^sus hr yasuklam^y mliini #yicra^ ve bo nehyî Mü h\r maslahata hamkam^îf. Bu

hcr'dsn ifatte

olduu halde kesilip yenilerek lükekomma amacdr. Dolaysyla bu da, genel hir ya-

maslahîil ise. hinck olarak ihlya^-lar

lilmcktcn nK-rkcpIcri sak,

devaml

bir

lc:;^ri'

ruC H/.. Peyganbcr'den.

mutur:

letva

le âlimler vc muhakkklann. "Bu lasardcvicl bakanl vc önderlik vasfyla sadn" ol-

deildir.

^^ep AUab Tcâlâ'dan aldt^

deil" ifackMylc kasUHtjl ^udur. Bu

iliharla

dediini 1vay@t etmektedîn ^RetÛMl^h binek hayvanlarna olan ihtiyaçlarn nin yok

haram

Bn

olmasn istemedii

için

m kld bilmiyDium/'

hüdis. Ihn

shak'um naklen

bir

vahym

tcbUgi amacyla

Buhût? Ibn Ahhas'm

0y\c

@hit mcrkcpleti. Hi!»nkfif(

g(i/ iînünde bulundurarak, binekleri-

mi yasaklad, yoksa Hayber günü

ellerini

"

hi

lliauVa

ail

Shv'cte yer

:lmaklad

(bk. 11,272),

"^I^^^öH^r^î^^fr fe/ kimsrküln h;ma hahcr verfUbih" eklinde gevmekledir, Muh;nnncd Cja//u!î"nin F/kht\s-Src

îbn tshâk ^iyL' dctiE^^fr^ dî^nie giirc

Flbnn. hu hiKisin tahriciyle ilgili öyle eler: "Bu hadis, senedinde hulnnan 'Selemcnyulan'ndaîi ha/ kimseler ile (ki bu kimselerin kindcr ulduklan vc Hubâb ile muasu' nUp ilmadiklan meçhuldür) bn îslak arasnda hlunan râyiterin hilînnicmesindcn dolay /ajHu. Hakim Müsiaink indc adlî eserinin hadislerinin liihricindc

w

MU 427) hu ktoî rnmtaNi t ^ar&k lâhrk tffaü^sîne ratnen ^ttM a^d^mt^ ml#T. hmsssk &hchi buna çkmam Kmonlâ MHik^ îteîr W/vcî/e'sinde fbk. 427» bn shak'n Si/v'</< buknun farikiyle ri\aye1i nnllasl olar rak naklederek iiyle deni:^lir: Hana Ye/îd b, Me\an rr\eden \e Redir kssaspn-

0ik.

I,

da huhnan pek

enel

sahihlir.

ise onuTi

mm. «na

mma

kimseden ri\ayol elerek Iluhâb'r /ikeüi..." Ur\eyc dayanan hu Çünkü Hubâh- 11/. (»merin hilfreli duneminde velal emn:>. l'iAe ^'ok

döneminin sonlarnula

h:*Her A^ermcd^'

olup

\e ununla gi>rüenem!>Iir-

M

Haeer.

I

cihî

\

Ne

\ar

ki

ks-

Ha kîttlKel^^/\^ ti^^ierlâlM ^s^klaifa^dcltrFar- *îl»^ hölmas ttmm Ktkviycsi unla-

bn

llaeerin el-sabe'sinde ve îbn

isnada da olsa ^ahiden bnkmnakîadTV. Sîre

bu haberini nakletmiler

bn

my^

gelr. Yine bu rivayetin

zayii" bir

^

dognn

iLVve ye ycli$iT% au^âlk^ âirmmcte

ile

i

Igi

li

ahinin

eserinde

cscrkT dc Hlhâh'm

e ünunel de bunu kabul oimilir,"

Uiari VIL 4X2,

437


Buhârfnin BncK delâlet

b. Mûlik'lcn rivayet etlii

u haber, birinci ihtimale

etmekledir "RcsÛlÜllah'a %jlv) bîr kimse gelerek, "Motelleri

yeme hususunda nc buyurursunuz?" dedi. Hz. Peygan#îer

kesip

(s.a.v) her-

hangi bir cevap vermeyerek suslu. Sonra ikinci bir kimse gelip yine,

"Merkepleri kesip yeme hususunda nc buyurursunuz?" diye sordu. Hz.

Peygamber yine

bir

cevap vermedi. Daha sonra üçüncü bir kimse gelerek,

"Merkepler yok olmakta!" dedi. Bunun ü/crinc Hz. Peygamber,

bir

münadî

^S^smk insanlara unu iletmesini emretti: "Allah vc Rosûlü. chlî merkepleri kesip ycmcni/.i dr."

hal

Bunun

.si?_c

yasaklamakla-

merkep

ü/erinc onlar, ka/^anlunnUa kaynayan ehli

ellerini der-

a^tnOlçrdif."^ Yine Buhâri, konuyla

vayet etmitir:'**"

merkepleri

Amf.

i

Igi

cmt

I

i

b.

Amr b.

DüüfiMtft D^ledilen

u haberi

Zeyd Ebl'-âsâ'ya, "Resûlüllah'm

ri-

mt

yemeyi yasaklad iddiasnda bulunuyorlar, ne dersin?"

deyince, Câbir

u karl

vermitir: "Basra'da cl-Hakcm

b.

Amr

cl-

Glârî bi/e böyle söylemekleydi. Ancak "cl-Bahr" diye nitelenen büyük âlim

bn Abbas buna kar çkarak "De

-ki

ki:

u âyeti okumutun

Bana vahyohmanda. le veya

aktlm

kan yahut domuz

bakas adna

pisliin kendisidir- ya da günah imlenerek Allah'tan

silmi bir hayvandan baka, yiyecek kimseye haram

mim^f^^0._ Bakastna zarar ^mnemek ve (bunlardan)

yem^ zorunda kahrsa,

Buradaki

bn Abbas'n

itira/,

biism

fl,

hm^ Hz.

Rabbvt

olduunu

bir

ke-

ey

üzere kim

k^^c^n v@ es^"-

bulmadma deildir.

itiraf

etmekledir.

Ne

var

Peygamber'den devamllk «0 tmumîlii gcreklâr@qk bir

^Imi^an t^bdus

bn

smr amamak

nchyin vuku bulup

Zira o, bunun H/. Peygamber'den sadr ki

ki,

kimm

eti

insanlarn maslahatlOM

P!^^I#-

mmm iktetei^ &^mk

îte

VH, 4&7. Ayncabu ve ehlî merkeplerin etlerinin yenilmesinin yîtöâklMgt Buhârrdeki dier hadisler i^n hk. Zebâih, 28: Humus. ^; Hacer, a.g.e.

Nikâh. 31.

bn

Haccr.a.g.e. IX. 654.

el-En'âm. 6/145.

438


'

Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu

ilgili

Ucvlci

bakanl

ü man ahalinin

ise.

bn Abbas% gte buradaki

Mas-

bmck hayvanlanm kcsilcfck tâketm^kieff korumakür.

Bizler

bn Ahhas'n

haram ohnadgt eklindeki görüü-*

ehli ncrkcplerin elinin

nc kallalm \cya kailiîiayalm. mc/hcp âhmlcri bu konuda

ayrca cumhurun görücü de. asl

ilgilcndiasn

hn

Alhas'a muhalif olmutur.

ihlilal

etmi:

Bi/,i

burada

H/^ P^^asnNr'i» birisiyim yas^klarmi

husus,

Abbas'm unpum- ve chcdî.nchîylcr olarak gfifncrHesl vc bimu

Mmflti maslahaim lahakk^ lasanut

olarak

görmesidir.

içfö

iUidccC

<^

Fkbn'z^^kMt adlr eserimi teîf e^erte, slalyla deil de. devlet ba-

aldm

ve idarecilik vasfyla sadr olan f)ck çok hususu ele

nisap miklarlari ile

bn

^^fe fe^ÎKUnm tasamnail^n bir

Rcsûlülhh'lan lehii. lelva vc pcygamherlik

kanh

bir

ilgili

masîahai,

kurar t)Iduunu söylemektedir. 1

KÜm^'ûi^c

tüsarmnanndat^ hir lasaml*.

baz mallardan /ckâlm alnmamas

ve /ckâl

konularda

gibi

nakledilen birçok rivayetteki pfol^kîmi çtizümc kavulurmîi b]üsws*Wi£da

ayrmn vii/üm gctird^ittt f@rdüm. Bu hususla ü/crindc erj i0fL durduum konular ise. hay\*anlm' ve hayvansal kaynakîann /ekStyla ilgili bu

çanda

olanlardr. Zira nübüvvet

kaynayd. Bu buradan alnmtr.

lav\anelk. Araplarn en önemli geçim

ve servel

schcple. /ekflla ilili

ç(iu.

Zekâl hadisleri

lit

/.ikrcuiim

birtakm

görü

sîi>âonu*a einrtoku; hcrhar^j bir

iic

hüküm

uenel olarak üç konu etrafn-

dc^Ui^irmelerimi, burada <k

vc

sakmea görmüyorum. Hz. P^^^ite'-

den sadr olan bu en^V vc yasîAlantî. en <^ O'nun vc idarecilik vasfyla

ilgili

olmas

ve prensiplerin pek

sebebiyle, bu

nn, pek çok problemi halledecek en

iyi

(s.a.v»

ayrm

dcvkH gö/.

balilttîl|t

önüne alma-

çö/üm yolu olduu

kanaatini

lamaklaym. Bu konular unlardr: a.

SMim fârîf ve tahdidi hususunda, rivayet kitaplarndaki

ihilanarla

alakal olanlar. b.

Srlarn

nisap miktar ilç

ilgili olanlar.

£lUimT/@M \h ll^i olanlar. Hadis Kitaplanndaki ZckâHa

lgili

htilafn izah

Burada Hz, Pcy^mbcr vç Hulcia-i Râj^tBn^dco riva^adilip dis

kiiaphtnnn sockâ bölütmlcinde naklcdikîh

Hriâkm

tie

ha-

rivaycder üzerinde

439


durmam/

îcup çimektedir. Zira. sö/konusu hu hadîsler iinsula

m da osa

ha/T htilaflr yönler KrluntKiktadr.

Burada "livaycUcr" deyince, makbul

^tî ve

kastcinckteyi/. (Yani

hir scncilc nakledilen hahcrlcri

reddedilen rivayetlerle ilgilenmiyon/,). Hz.

Ali'nin zekâtla lgili nckluhundaki. "Sadaka Ct^F^yaft \^il'eti (muKaddk).

hvanlardan Hr

^

hfl^k olann alacak

gcnekir" eklindeki emri

Hncs

hunun

Mâlik'tcn

h.

un dirhem

geri

vcrmcM

gibidir.

rivayci edilen

Ir.a.)

imlim

Fcygamber'in

olursa,

île

f (Vnilerdii ya/l emirde Onun

il^iii

îki

hadisle gc;lii ü/.crc. H/..

belirledi^ vc H/.

Ebu

fîde-^in

kcç veya yinnî dirhem vermtKîînî

durum da h%cdîr. Aym ^\\tk U% Alî'nitt t^th cminuurtesinde de. Kbu Bekir ve Ömer'in (r.anhüm) cmim:melcri-

bildiren haberdeki ilgili

nc mhaiir hususlar

Pcyganbc'c nielikli bir

buiunnaktadr. H/. Ali'nin bu emirnamesinin

cdilcdii dorudur ve esasen hu emirname, mevkuf haberdir. Ancak mevkuf bile olsa. H/.. Ali. Resûltillah'm nisbcl

belirledii bir

eme

muhalclet

^tm^l a^aha na)

^^e^iluiilr'^

leysc biz burada birkaç* sahih uriktcn sabîl olan. Hz.

Ehu Bekir vc Ht

Ömer'in yazl emirlerini mi tenkil edeceiz? Yoksa Hz.

dmdaki ya/l

emirlerin ncshcdildiini mi

nin de bunlar ncshclliine mi

mi

olursak. H/.. Ali'nin

lelkrt diincmindc

düünmekle ve

s^msuyla

neiicc ise

^dur:

ka^an/.. Öyleyse

bakanl durumu

ifal

için

devlei ise.

kkam

biilûn

H/..

Peygamber, zekâtla

deil

de.

ilgili

bü-

sö/konusu dö-

ve idanx'isi olarak helirk;mitir. Dcvla

içiinde bulunulan

en faydal olan neyse onu

emreder. Bazen da. bu devlei

hila-

ihtimallerdir.

tün bu miktar ve öl(;üleri. peygumberiik ifalyla

nemde ümmetin

kendi emri-

bunu neden Hz. Ehu Bekir ve H/. Ömer'in

mümkün olmayan

çkardm

Ali. kendisinin

inanmaklayd diyecei/.? ayci böyle de-

açklamad

bunlar, kabul edilmesi

Benim

Hz.

mnm* itibara alarak hir i^ loplunnttt,

vc u anki

yaf^lmaKin

bakanl slai bir ortamda bunu emrederken,

zaman, mekân vc i^erisindc bulunulan artlarn deimesiyle, daha bir

ey

emredebilir: hatla bu emri

nübüvvet sfatyla sadr olan emirler metin

440

tamam için balayc

tamamen ise.

deilirebilir.

baka Buna karlk

bütün /aman vc zeminlerde, üm-

hir teri' niteliindedir.


Sünnetin Teriî (Hukuki) Boyut»

âj^M^ yiJl*: tenuatinc gi^r. /ckât okrak verilecek hayvanlar arasndaki yaij liirkm (madan kaldrmak için bcUrlcHiJn iki koyun veya yirmi dirhem snirlandrniiLst da, bu cümleye dOlildir. Çünkü bu hallerdeki' lark. donuk (Cîimid) hir Ick deerle sabilIenenK/.. Zira ko^EOj^H ilc ik^ a iisiKki oran sahil kalm olsa blc. îk k(K;/koyurm kar$iUk iEiftmk»Icncn yirmi

diic

sahil

kaiama/.

arlabileceöi uibi. dirhemin satn

ü/dc

13u

alma

herkesin hüdigi ü/ere, hu

''

rmda

de düebilir. Yahul da. günü-

iiiicü

dmmun

koyun/kt><;larn deerleri

lam

aksi

O

de gerçekleebilir.

laldc H/. Peygamber, koyunlarn deerini yirmi dirhem olarak helirlerk^, <>l«u 4uvl*Miu^nh ve yoncUci slalyla ve kendi /.amann ilihara

akmk 0]WÛ, t

Ahmm

w fijsakrdaki deinçlccc uygun

Öyleyse

lakdir tHmitîr.

bi/lcrin

Tariti

de Iraka dtîldc lak#*ettlirt^

ek hiç bir mani bulun nframakiadr.

ya

arasndaki lark.

lîntn

iki

le bu esasa istinaden

kovtnlann

Ya/h yukardaki

/ckrtt

gili

H/..

iki

takdir eimitir. hilâfeti

döne-

Peygamberin emrine

.

etnimamcterindcki

baz

detaylarda görülen bu ihtilaikn.

\()nmlayp gerokçtMiim ortayökt^msk.?*»!'^^^^^

rcddeftek snuNiylc lamamcn ledir ki

Ali'nin

H/..

minde ucu/lam olduu ve dolaysyla onun, nuhulcIvivMi^diidir.

M/- Alî dc.

koyun veya on dirhem eklinde

bi/e «jösierliüi husus ise.

^^Ap-

'nan Yahya

b.

lertc

cimt*fem taliM ki

d^evladf.

Maîn. develerin yalan vc saylar

fiu

î^ep-

ile ilgili belir-

lann ve dc srlarn nisaplarn kastederek öyle dcmi"/ckâl miklarlann belirleyen sahih hiç hir hadis bulunmamakladr."

lenen nisap mikuu lir:

bn Ha/.m'n Yahya'ya oldukça sel bir ekilde kar çkmasna sebep atW»wn /ki hn Ha/JTîU^îiim bu iddia, tamamen reddi gereken Bu

M/,.

dcinsiz bir kidiadr. \\& i%î11 H/,.

J.

Schacht

f^^bcr'dcn

pM bir t«ia?3jl^m da* slâm zekai sistemi ^ok

nakledilen

sarih vc sahih hadis hak-

knda üphe uyandrmaya çalrt^t da böyMr.'*^

Srlarm /.ckâtlia Dair Burada inceleyeceimi/ ilgilidir.

ikinci

Buna göv srlarn nisab

mcv/u

da. snlariri flisap miklon

ile

mtî^akl^ üzcnx otuz miHur.

441


Sânneti Anlamada Y6ntem

yoKsa dir*?

utetmmJiin

selel

Bu

benimsedii veçhile on veya

ba/ dföge^l^h'mc ve

hususla

Anladma

oörc Rcsûliillah

bakam

devlet

toiannn

vc

lespitlerdc

imkân vermek

eline

yönetiminde hMluiHyOan toplumlar

bulundum. öyle

mi-

kî:

Müslümanlarn bandaki bulunan

(s.a.v).

idarecilerin

be

için.

mmm,

ve

m^kâa ve

bu

yolla

içerisinde

olann scçmcl^i için. zekâtm miktar ve nisabj mtt olarak betirkîmcmi vc bunlarn nisaplarn

bulunuian duruma cn uygun ile lgili

birtakm husustan

Mlerck terk etmitir.

feeîîrj^Tie)^

Mesela ba/. dönemlerde, birtakm devlet bakanlan vc

Ç^m/da dünyanm

muhielir bölgelerinde

spr Ginîîl^nde olâ#a giN, ipn daha bol

sül veren,

ysyla hu

daha

çolc

bHluWs^ mani oian birtakm

deveden daha kymetli,

Unsym hk hayvan

bölgelerdeki devlet

bakam

idareciler,

veya

d^ ^rarf vc

ti^amk gerebilirler. Dola-

be^ deve olarak takdir edebilir ve buna bir k>(;/koyun. on deveye yun, yirmi deveye

döt koyun

alnabilir.

nisab

idareciler, sö/.konusi

Bundan sonras

ise

iki

ko-

Muû/. hadisinde

sr cinsinin sahipleri, eer önde gelen /^inkr<km&. ^^ntm hu gir^ tercih Yine nisaba on sgr Qmk olduu

gibi

alnr. Bu

edilebilir.

itibari ehr b. Havcb'in göföünü almak da iml^ ilindedir. Ancak

ba/, hölgclcTxle.

srn, be

on ianesine sahip olanlarn bile

saylamayaca kadar deeri de, faydas da a/, ise, oralarda makul olan mehur görüte olduu îi/ccc, rû^ ©lHB^adr, te bu, nfâm Züte-Î'nia iiinabn msA olmk belirlenmesi hakkndaki. "Bu /engin

jgnk»m«

YcmctllifcT

hakknda

bir hafilletme idi" mealindeki ifadesini i/ah

etmek-

doru olmas durumunda, daha sonra sllah haline gelen anlamda burada bir nesihten sö/ euiK'k mümkün deil demektir. Bu durumda H/.. Peygamber bunu. deiebilen vc bu deiime bal

ledir.

ZÖhrTnîn dediinin

hükmü dc deiebilecek olan. dönemin maslal^na onlar hakkndaki hükümleri idare eden Müslümanlarn bir olarak

%0m jf^^ür. yapp

Resûiüllah'n {s.a.v) cfevtet

söylediklerine gdhtfc bunlar.

teblide bulunma- slalyla

arasnda büyük

Karadav.

442

fark

ü.<i.t'.

yapp

rdarceîsi sfa-

ve idanx"ilik vasfyla

Onun peygamberiik

-veya Allah'ian

stiyledklcrindcn farkldr ve her

bulunmaktadr.**

I.2{)3.

bakanl

m^m o»rak,

ikisi


Sîînnetn Teriî (Hukukî] Boyutu

Atlarn Zckâdna Dair Atlann /ckâl bahsinin sonunda bu mevzuya (ckmr döndüm vc atlardan

fMit

Bunü

inceledim.

lar

olmad konusunda âlimler arasmduki

verilmesinin far/ olup

/.ikrcttikicn st)nra

affcftim" hadisini

orada ö^^lc dcmilim: Burada Icrcih elLiim giirüü,

srlann

daha önce

"irden arlarn zekâtn

göre.

ihiilaf-

miklannn

nisap

cmimâmelcneki küçük

gibi, zckâl ile ilgili yasEil

d<^erkmdimemde de söylemitim. Bu Hz. Peygamber

(s.u.v)

ihtilaf

hakkndaki

bir ihtilar

udur

hunu ümmetine vc

lanmak maksadyla kasdî

olduu

belirlenmesi konusunda

idarecilerine bir genilik

olarak terk cimitir.

H/..

Peygamber bunu

uys^

ancak ümmciin vc milletin o dönemdeki maslahatnn g(M\;^tac cmrpdcn-j^sakkyan.

balayc

N(>ylûmttif^ Nitekim

o dönem, atlann /^kâttan muaf tutulnfi^»

klan-aiTcdcn bir dcvld

bakam

sfatyla

gmk-

iîrmitir.

Bu durumda Hz. Peygamhcr'in pcygamhorlik sfatyla ile

devlet

yolu nc

bakanl|^ vc

idarecilik vasfyla s()ylediklerini

ayn

tahkiki vc birbirinden

dehllerinin bilinmcsiyle olabilir. Hadisin

nomik, askerî,

ötasyla

edilmesi ancak,

Bir

fiil

^ir âlyMU

devlet

/.ikri

ni

dc

delil

umumî

Karafî ve

bir le^ri'

mam

a/

çeli-

kasledilmcdii anlaijiln

Dihlevî'nin

uyulduu. olur.

dabu önce naklettiimiz

Daha

sözleri-

olarak zikrettim vc ardndan ^Sy\c dedim:

Bana göre -eer sahih mas,

vc

nassn. halta birkaç nassn bir arada bulunmasdr. Buradan

onunla ebedî ve

mam

b^kan-

geçen bir na^la

harekcUc. o hususla helirli /amanda, geçici cii/î bir miislahala

sonra

eko-

mnm

Smilkmicn Hii de. /aman.

Versnde bulunulan durumlarm deimesiyle,

baka

siyasî,

maslahata isiinad eden bir durum

ve^ sö/ün» Ife. pGypmbcf'dcn

g^O^

dummlann

ilgili

mcv/uunun. devletin

idarî gibi ileriyle alakal,

bilinebilir.

sUauyta

bir

ayrt etmenin

olacaktr*.'

Bunun

en

söyledikleri

önce bahsi geçen

mindeki cü/î

bir

maslahat

ise-

H/. Peygamber

ksma -ki

girer,

in

allan /ckâllan

/ia H/. Peygamber,

bu maslahat,

muaf tut-

kendi döne-

cihat için at edinip

binmeye

443


SOM Anlamada Ydmem icvik clmcklîr^ kastcimîlir. Hz. Pcygambcr'in,

f^t^ buyurduu hadis dc buna verilmesi gerekli nullar

huih/at

''Sizi

va/£C(;ilncsi.

stmra

dcfâlcl çimekledir. Zira.

kapsamma girmemi olsayd.

muaf ttum" buyunna/dl. Çünkü

aek

^*Sizi

bir

hun^ ayet H/..

eyin

Ht-

atlar zckîil

Peygamber,

ondan

alTcdilip

ve ancak sö/konusu eyin istçjimcyi hak cUncsinden

ulemann da

(}^ali>ittr.

ücdîgi gibi burada. üö?iumu.su iin Hz.

PcygarTWc bmkHl|wa dair tma vardr. ^ildc Hz. Peygamber'4n mmm pfe^ ammi Jd^mleifl dslamu yararnn gerektirdii hallere bakarak, allardan zckal alma veya affesMp

almama

yciki vc salahiyetleri

vardr.

ba/

beldelerde allar tiahiplcri

laratu^

rîieUtf

MI^Mi

)^iliriHyorsa vc bu dcliylc dcvclert; oranla daha büyük vc ancmlî bir servet

dummtttm gelmise,

arasnda hiç

suretiyle zenginler

ksmrftdan alp

f^f

bir

hr ksmndan almamak

lakhlik gö/cimcksi/.in, allardan da

/ekâl almak, devlcl ha:îkan veya idareeinin hakk, halta vazifesi olur,

le. eer

sahihse. H/.

FVygamher

allardan zekât

almay

aflaiigi

hate

daha sonra H/. Ömer'in atlardan ieklLalma.smn makul yorumu hu olsa gerektir. Yine dc dorusunu Allah Tbâta hilir.*"'

m

Sktkla

Ncsft

Gdrfi;fieStmn»mk Gerekir

Sünncie. yukarda nakillerde kiih ve

aj^klmmlm

^nda

maksadyfe pîî snmktöftl^s^kttrtîmcîig sühul bulma/.

eyehilmek

i(;in.

okluunu hilnck lardan

hu

Çünkü iki

benimsemi tldugu kanaatini tamaktaym. Zira âlimin

iki

ntâ^ ¥if

i^iyaseri

mensûh olduii hükmü

mensûh deildir. Aksine,

beli] scbeiî

ve anlar altnda

temsil etmektedir.

Hükmün

vc artka dciinee. bu sebebin sonucu olan

Kiiradavî.

444

«.jj.c. I.2.V)-.^.^

ncsh. ihtimal-

nassdan hangisinin önee. hangisinin sonra sadr

*^^.^r<^e konuda,

nesh görüüne

nassdan birinin öbürünü ncslelliini söy-

gerekir. Hâlbuki,

belirli bir

^^U 4ii«lte

lahkijt

bakfe«^* t^ter ajandaki çelikilerden

kurtuliîMik

lerle

bulunduumuz

verilen husus-

bir husustaki iki nass.

îsaEbr

ölniö bufenan

c^-

verilmesine yol açan sebep

hüküm de deiir.


Sünnetin Te$h (Hukuki) Boyutu.

Kurban

ellerinin hiriklirilmcsinin

yasaklanp sunra ickrar mubah k-

ba/Unnn söyledikleri, bunun en güzel iimeklcrimlcmlir. VJm,^*mm'Uslân aül cscriiKc de açkladgîM. H/.. Pcyfumbcr. Krhan btynunndan sonrasndaki üv ^,^n olmalgyla

iinniKillMl nesli

inamlanJan

ilyili

m

sonra kurban mlcrinî HHktnncyi nchyci inili. Çtnkü. insanlar o günlerde

sknt

Ayrca dardan

ve zorluk iverisindeyiiiler \e eie muhtaellar.

ihtiyac bulunan ba/. delegeler geii^li. Bu sebeple U/. IVy^anber.

bakuuj plraas vc loplunia önderlik çinKsi

ele

ttevlel

hasebiyle, etleri birikiincyi

yasaklarm emrini vermîir.

^feme l. cl-RtaUm

Buhârî'nin

rivayetine gCH^

krhan kcMnisc. iiç '^hukn sonra hir ey hraknasm" bu\urnuu. Hi lesi sene sahabe.

milir; "H/. Pcyiiamber. 'Sizlen kim

omlar

(ellen) evinde

"Ya ResuUîüah! Yine diye

sormu 'Yivin,

vc H/. Peygamber öyle

har^t

(ü<,'!k

firier si'ht'im fe

W.

men

'

"Ben

Cnnlldügü ü/cre bu \e

yasaklamasnn

sizi

etmitim'*

illeiii

kalkmtr.

Kald

ki.

mubah

okluunu

avkt;a

mi yapaca/,?"

Imie yapmanzn olmalarml

buudaih (Akdine

r>necki rivayet. H/.

ulan

"Sizi

onhn

nehyeimitim: artk

si'ne

ve zorluklar!

akudr. Buna

tasarnt'u. ^;arilann getirdii gemici hir

hükme medar

gibi

vc ben böyle

e!mii:tim. "

dndan)

selk'iit,

Bu

hadisin

^elen miso-

bynlmuUt.

(maya ktn

yöneliktir ve

^eçen

bulunmanz mra!

sizin onlara yardnnda

W^nllucindu

yapin/

buyurnuir:

vedirin \v hirikfirin! /.im

insanlarn o zaman skmiuia

yapmakla

geven sene

(elleri)

illet

h^yan

g('»re

H/. Peygamberin bu

problemin ^ö/üme kavuijlurulmusna

onadan kalknca. hüküm de orladan

kurHmlann

yiyin,

Pcyganbcr'in buradaki

bU^tmekten

etlerinin

yedirm \v hirlktiin" eklinde, bunun eden

hir

M

hadi$

^mtsâm imi

buyruimuîjiur.

Pek çok

lakih,

buKHi^i mübahhgm. ö%"eki yasakhunay (nehy)

dunm ^if^ *âciil4îc- Bu ktJiUKfe anim. îmam K^uH^it Temri*/^ ^ Meitp

nesheK^ini zannet mî^erak yaplaüîîk Hir

ki.

esasen

bunun nesh kapsanua girmediini gösterecektir Kurtubî "Aksine bu. mensûh

kalkm

olduu

i;in deil, illetin

orladan

olan bir hükümdür. Zira ueshel ilerek bir

#öylc demitir

kalkm

ohnasyla

hükmün kalkmasyla. 445


Sttnned' Anbmada Yöment

Ul«Un lik

ortadan kalkm^^ dolaysyla ortadan kalkan hUkÜin

bulunmaktadr. Çünkü nesh

ile

ortadan kalkan bir hükümle îlS-nttye

liökfnedîfömcT:. Hâlbuki ÎTIetin ortadan

dönüüyle Ickar

nnda

geri gelir.

ihtiyaç sahibi insanlar

larn

ihtiyaçlarn

üpk

Hz. Pcygambcr'in

kalkmasyla kalkan hüküm. ldin

bir bölge

halkna kurban kesilme /.ama-

gelmise, bu bölge halknn gelen hu iasan-

kurbanlar

FîKa bt^lctnumielçT

yapt

haricinde gibi

gerckir.'^^

gid^n^ g^Jkjri

onlann da kuri^at

&^-RL*iâlM^

daki

»kriPiflîg

etlerini

illdlerle

nin,

etleri

ü fünden

namaz kddnp

insanlara hitap

etU^ mttmt

so-

haber Hz. Ali'ye

ile ilgili

reken gtl%^ onun bunu, insanimin ihtiyac

dailmasyla

bir

giderilecek olsa,

beklclilmcmcsi

ant baz haramlk.

kalkm

vakadr. Aksi

eer

bu durumda

var

dolay

idi.

ki illetin geri

XII. 47-48.

Hacüf. F^fhul-Bâri. XII. I2<VI2S

Hk. aiîî. Risak:

jbn Haccr,

ge^

etlerin

gece dahi olsa hiç

etlerin bir

llet ortadan kalknca,

kan^tindedirkM-.'^'*'

bn

ancak bütün

ihtiyaç

a^^f.e,

s.

239.

XII. 120-125.

hüküm de

dönmesi, hükmün de

dcsleklcmise de. dier âfiler bu görüün uzak

KurtuM.Te^M

ufe^i oldAiU-

doiî^u^ s@5^»^ okUgudur.

gerektirmemektedir. Her ne kadar Fethu'-Bâri 'sinde

"

mam

^aîîneln öyle dediklerini nakletmektedir: "Bu konudaki

Ne

-

Hâlbuki

gerckirdi.'^'^^

hir illetten

oldu.

takdirde,

Hz. Ali'nin hu

W& ^tA^si

u

ilgili

sureliyle

inml^

Ahmcd, bu konudaki mühahlgn da ruhsaln da Hz. Ali'ye nu j^lklGca] habcrbrc yer v^rm^Un ImUto {3Ur#l

durumla

Ife, Ar^

menetmsl de^ hu görüü f<^t:^m burada bir ncsh olduu kanaatinde olanlar. "Belki fazla birikirmcktcn

ulamamtr" diyerek, uygulamas karsnda aknlklann izhar etmilerdir.

de ncsh

446

kmmn

bu konudaiu Hz, Pcygambcr'in yasaklamasn hatrlatmak

dcstcktemekiedîr.

^

ilgili

üç günden

ftjiftîs

Bir bayram günü

ü

bulunmam,

balamnda mam afiî de, kesin olmasa da bu konuyasaklamann dardan gelenlerle ilgili olduuna iaret etmitir.'*'

numla

li

Eer

^mda Mil-

bn

geri

ortadan

dönmesini

^u görü-

bir ihtimal

Olclt^

.


5'jnnetin Jç^f' fHukukî) Boyutu

Eer unlar, bu konudaki nebcvî yasaklan^. halkndan mesul hir devlet bakan vcî^ idaFecinin tasamjdtmndan vc o günkü anlarla ilgili er'î

|^^ olarak

Kiyasetin

bah olan

bir

klmaktan

gOncbilscIcTtli,

rahallam olacaklanl. Zira hu, mu-

eyi snrlamaktan, artlarn gerektirdii

öle bir

DoluyMyia

ey

bir

yardm

gerekli

deildi.

Allah'a ükürler olsun ki burada da problem Ickil ede-

cek bir durum btlunmamaktadr.'*''^'

Bu konuyla dnlatiLi

olarak.

ilgili

Alânc Ahmcü Muhammed

hr deerlendirmeye rjsliadm. O.

man

nR mübahi hakknda /.ikrcttii hususlan

ay-

ait

afiî'nin cr-Risâlc'si

yasaklamadan sonra kurban

hfiUyî'l-JlcHîs'ifulc.

âkir'c

ile

etlerinin biriktirilncsi-

naklettikten sonra

öyle demi^

görüünde

tereddüt ge-

tir:

mam

"Görüldüü ü/cre

görüünü benimsemekle, ba/en da

tirmitir. Zira o ba/en nesh

mann

gerekli deil, ihtiyari

w

afiî, bu konudaki

olduunu söylemekle; ba/cn

lulviis

sabit

tîlacagn siiybmcktcdir. Hâlbuki bana göre tercihe

udur:

Etleri

unottü

bir iLisaiTurtur.

dandan

olan

görü

P^^m^

gelen misafirleri itibara alarak ortaya

koyduu

O halde bu. genel

Mfiktm^^m

ilerle ilgili bir lerî' yoluyla

larn masiuhatlann görüp gö/eten bir de\ bir tasîUîite.

ayan

n^fy^ H/.

üg günden Ta/la bir sörtî

ber'in yaln/.ea

nehyi bir mâ-

anun ortaya çkfuriluuu durumunda n(%in

na^a

ctmoklâ

ise

yasakla-

CKlaysyla buradan

let

hukan

deil

de. insan-

vc idarci sfatyla sadr

hareketle, bir yöneticinin ben/,cr

durumlarda emir ve nehiy salahiyetinin bulundu^ vc onun bu emrine

olduu vc kimsenin kendisine muhalcfcl edcmcj^ia^i sonucunun çkarlmas mümkündür. Bunun delili ise. sâmMlerin bu feonudaki sîkmly atlatp tekrar H/. Peygamher'e sorduklannda H/. Pcyganv itaatin gcn^kli

her'in.

hususla

"Bunda ne var ki?" buyurmu olmasdr. Onlar H/. Peygamher'e bu ilgili

yasaklamasn haürlauklanndii. onlara bu

illetini

bîr

hükmün vaf olduunu

onlara

'

at^klamtr. ayet bu nehiy

söylerdi.

Bu kontt geni

Halbuki

bilgi için

kiiabm/.a baklabilir (bk.

s.

fakat «ionradan

Hz.

erhti ü

icri'

konutlaki nchyinin

olsi^d. ResûlüUah böyle

ncslediMl@ni mutlak surette

Pcygambcr*in sadcöç «ehiydcki ilütî

'l-s!

dm {\i^'T\.\\

el-Mcklcbü'I-.slâmî nc^ri) adl

149-l.so).

I

A47


Sinnpfi Anlamada

Yöntem

açklamas, bu lahata

gÖc

tür hususlarn

ücvla

çi^/üldi^rtO vc bu gi^

h;^^.

i^areçiij)

gÖPtUiü mas-

duniMnla ona imik ^mk\i olduunu

ögrctneji murat ctt%lnl gösterir. Dolay«myla bu konudaki emir, ihtiyarlk

deil, gereklilik (far/iyct) ifade eder. Fakat bu. yalnzca bcHi bir zamanla

snrl

olup hususî bir

mânas

hi naslahalian öle geçmeyen

Nc var ki

bu, oldukça dikkat gcrclaircn, asrinde

m;1nahrn da bilmeyi

ald

itibara

w J^îtW^î

icap cUircn

bir

düünelim^ muh-

yamnda mimn ncselc olduu kadar. Allah îyî 1«3tmeftin

Tcâlâ'nn kendilerine hidâyet ellii kimselerden bakalar lede

da

bir Tarzdr.

görülü olmaj» ve Kitap

taç, îbri

bakannn

olan ve dcvicl

mese-

için birgok

uygulamas oldukça zor bir durumdur."'™^

Hz. Pcygambcr'in çtihatlar Usûl ve kelâm âlimleri. Resûliillah'n

nusunda

ihtilal

etmilerdir.

(s.a.v) içlihalla

Buna göre onlardan ba/lar.

Hz. Pcygambcr'in içtihadnn olamayaeagm,

bulunmas

cr'î hususlarda

Unun tovi

*;iinkü

ko-

vahiy

alnayt imiktedir olduunu, Uolay.syla vahye göre daha al derecedeki i^îh^Sda

bavurmak

surclyte dalra üstün bir kaynak

Zanna bavurarak yakînden müstani

Nccm

lar \

kalamayacan

dan

VfMj^

belirtmilerdir.

On-

sûresinde bulunan. "O arzusuna göre kom.'jmaz. o ^bildikleri}

ahyedikn(Jen halkas

deildir'^'*''

g()stermilerdir. Zira onlara göre

âyetlerini

hu

âyel.

de hu görülerine

Onun

(s.a.v)

delil

olarak

ancak vahye daya-

konutuunu haber vermektedir. çtihadndan sadr olan büküralcr ise. vahiy olmayp buradaki olumsuzluun (nely» kap.samna da gîrmemcktc-

narak

üir.

Dicr

âlimler

ise.

bu görüe Kur'an. Sünnet vc aklî ha/ deliller ge-

linnek suretiyle cevap \etx:rck

bu

fvycl.

öyle demilerdir: "Onlarn

lehlerine bir delil deildir. Zira

delil getirdikleri

bu âyel Kur'an'dan bahsetmekledir.

Kaiâdc'den nakledilen bir rivayete g(>rc de anlam, "Kur'an'da

sundan

alî.

ssöitf

Risale,

Hcdis'inJcn

'on-Nccm.

448

olan bir

(hV.

s. s.

.'i.V.l-a.

ey

yoktun

bWs

o,

mm rnm-

Allah tarafndan kendisine

241-242 -A. Mthaiîiim ^ir'ift notu- {allfnin !ktiimi% l.lf)-37) naklen).


^nnetin Teriî (Hukuki) Boyutu

bunu Kutubî dc Tejkir'mde-

bir vahiydir" eklindedir ki,

gönacrîimi

evkânî de bu konuda

/.ikrcimitir.^

ayetini delil getirenlere.

"Bu Syeöe

Immm^-"

arzusuna

''O

mürikler

kastedilen Kur'an'dif; zira

'Om bir he^îc-r öretiyor..."'^' demekleydiler. Onlarn dedikleri bir an* olumayacait;in doru kabul edilse biic. bu H/. Peygamher'in it,-tihadnn ^na delâlet cimu. Zira O (s.a.v). i(^lihal ile de vahiy ile dc müleabbid iken armsu

ile

bilakis yine. vahye istinad etmekledir"

k^mumamakta.

eklinde

t&mp vermekledir.'""' Bu

Peygamher'in içtihadnn

âlimler. H/.

Onun

hahcmm borcu

(s^.v). "Peki,

kail olanlara,

vakalar zikrederek eevap vermiler-

hi//al H/. Peygamher'in içlihai ellii dir* IVkseiâ

olamayacana olmu:^

olsayd

Int

hususta

mrmk oru*; öncesi Hie. Ömer'^ hil^m "^/kznmayapm ve 0km m^Amsk^ " demesi. bn Abbas'a, "zMr otu hariç o^n ne derdin?"

"Bu

nihayet.

öklürmezdik"

ifadeleri,

Bu sebepledir nin caiz

ve

edebilir

Onun

pek çou. H/. Peygamher'in

birçok davada

(s.a.v)

O

fiilî

olarak

H/. Peygamber,

bu hatasn

(s.a.v). asla

karsndaki hususi

^lo bükümleri

d^M.

^itmi^

onu

hu cümledendir.

Ote

ruyu atmklar. Böylece müçiehiller

nmrmesden Mme

ki âlimlerin

olduuna vc

S()ylemi§lettBn

da

mv

,v/VW

(k

hala ü/ere

bâtm"

etmesi-

bulduunu

zaman ba/en

bata

etmek üzere vahiy inerek

braklma/. Bu. Onun dier

bir me/iyelidir.

usûieüler. "vahy-i

\mm vuku

içtihat ettii

tashih

igiihai

Bunun

(gi/li

i^in, i(,-ihat

yoluyla

vahiy) olarak isimlcndir-

milcrtfir ki bu, her ne kadar vahyin kendisi deil.se dc, vahye bcn/cmek-

Ancak H/. Peygamher'in bu içtihad mah/,a dünya

olduu zaman, bu

iki

gmp âlim

arasndaki giirü

^mim^i^ Hîlî

ileriyle alakal

ayrlnn

daha da

H/. Peygamher'in

belir-

içiihailan ile

âlimler arasnda var olan ihtilaf zikrcdildiklon sonra iiylc dçtifniür:

*'Âlimleritî

iamam.

öma tovj

kendi rc'yiyle amel etmesinin caiz

vc dc

dü^ ^sü

hmm^

olduu kiHusmda lUMt haliöM«rler.

84 (Dâm'l-Kifübîl-Msnyyc basks)

Bk. Kurtubî, Tefsir, XVII. """'en-Nahl. 16/10,\

%Q\)f^u\JaaUm-Fuhül,

s.

238 (Msr. Saâde

327 neri).

449


Stinneti Afilamada

Yine

sava

onlar,

koymasnn

/3

iicnlc Hz. Po^^mbcr'in içlihül ve ro> öriaya

olduunda

savatan va/gevmclcri

vermek islediinde

)

ittilak etlikleri gibi.

bu

tür hususlarda

Afm

etmitir.

Hubilb

b.

karlnda Sâd (Sâd

iki

ckiîdc Bedir

fftHfil

b,

Medine hurmalannn üçle Muâ/. vc Sâd

Ubâdc)

b.

n)ubii((^«t

ordu karargâhmm yeri kjnt^öflite da

edilmesinden

Beîre. kiK;aM Muîs'c dönmesi

suniii

konusunda H/. Pcyjanherin arabuluculuuna muhalclci

kmmi mm

»kiukça

bal olmaHim ^mcn

o.

elmi§4it.

Zira

kocauîtndtfl

hiç

bolanmydifdu. H/. Pey^nher, onunla kocasma dönme hususunu kendisinin yalnzca bir

ihtiyacm yok" dcmilir. Bu

Sünnct'tc

amc

varit

olan

rivayet, sahih

kaynaklarda sabiuir.

Allah'tafn

hmsimdan Mrl^. sevap almak \c

ka/annak ar/usyla yaptinas veya /ak

dumnas

dan olmamas meselesidii. iiaiu hu taleplerden bir

sasnda gelseler 4ik:,, durum ir;^" va^ imâ* onlar, btffvianma

Hz. Peygambcr'-

Onun

(c.c.)

r/.asm

islenilen dinî konular-

ksm,

emir ve nchiy

4îwkülk ar/clmcz. Usûk:üiqr bUüM, "emr-i

îs^telltîri^. Eminteki

âyeindc Ailah TcÛia'nin.

mm* nehiydeki irîida

ho.'fjmuza }i'HmcYccck olan cv/cri tedirler.

Ne \arki onlarn

ise.

"Ey iman edcnhr'. Açklanrsa

sornuyn"""" nehyini örnek gösionrek-

h lususu.

ilgili

ba/

hadi.slerle

nisâilcndirmeleri

daha uygun olurdu. /ra hu konuda hadislerdeki i*al. daha at;k ve tlata barii^Uir,

nx^(nhluk

m

rad Yoluyla Gelen Emir vc Nchiylcr

h:/ konilann.

y^fmmtm^^'^

görti-

olduun»! bîldrtn^ Bcffec, ^'Bcmim

Burada bilnKitiz gcvkcrt Muli dcn

birini

e-Mfln/ir Hz. Peygamberce muhaGfelic bulunmutür."^'^

C)ic viiiKhn. a/ü'd

üp

Ona

(»Idunda da görü birlii i;crisinNiickim H/. Peygamber. Hendek sava srrasmda Gütalan Kabî-

dcdilcr.

(I

caiz

gibi

muhalclclle bulunmann. c;i/

(s.a.v)

lesi'nc

YMm

ÇünM

Kr'an'm

emirleri,

mendupluk ve irud. nehiykri de

v^^ \t^\d iftik? ctnvsi yönüyle lartdaNlir.

cl-lillârî. Kc:ifii'l~i:snr ah}

""'V'l-MALk'. 5/101. " oi-Hiik:r. 2/2K2.

(;ok

lisVi'l-mâm el-Pezhvi. IL 626.


Apt f^îldc

onim; fteUb

ile

i^ amsnda da

scv^ elde etmeye, iradn

demilerdir: "Bu konudaki Tark. tcdhin âhircUc ise

dUnya menftmtinl temhc y^nefik

tnmay

ahit

lork

etmekle

gti^cierck iiyle

larts

bon^ianmalarda

çrfmîisdtr. Btina göre

sevah eksilmeyecei

âhirci

gibi.

bunun

yerine gelirilnKsiyle Uc sevapla bir artma olmaz."

^

durum

bî/c.

mO^tchaplk ifade cimcdifîsl.

M

ba^a Hr görüe

edip

yönelik bir irat

baz

Pcygumbcr'in

H/..

emiricrinin

de bu konuda çtihat

bilakis kendilcrinirt

tml^

ölmalarma

olduunu anadkhrmdu

vücup ve

tanyan dünyevî

salabîlcrin

nmWlefe

Resûlüilah'm ba/.

emirlerini nasl lerk edebildiklerini gösterir.

ffft^m^' W sakûfhtrmi} &mm^^w^" i^mse ^mmuk sn-efiyit*^ niz tmUm hu hmmU9

^nm misâli. H/. PypmNr'tt ecm"^

mhalcfef

aarm

mealindeki,

Hal/ bn

emridir.

ilgili

"Yahudi

mayanlar bulunmaktadr

Encs

ki.

ilerisinde sat; ve

Ali b. F.hu Talip,

Mâlik gibi birçok sahabî

b.

Hal/ bn

bu hususla

flacer.

saç ve sakallarm bt)yanmas!yla

Hacer'in Fcfhn'l-Bâri'i/c bclintii gibi -H/. Pey-

gamberin hu hadisine ramen- sahabe

Bk\a'.

\'e

sclcî"

Übey

boyamay

sakallarn boya-

b. Ka'b.

Seleme

terk edenler

fümleinin kna

ile

b. el-

ar4smda-

boyama hakkn-

boyamay icrk ölmelerini /.ikrcderek ijtiylc demitir. suretle kna kuUamimas dala evladr. Zira knada. Ehl-î

daki ihtilariarn ve de

"Ancak nutlak

upi^ Hî^fm^t^^ kar kommuk da mümköndüf. Ne var k,

kitaba mutmjteiî^ emrine

\h p^em

^t^h ^^^^^ t^ hir bçltein \^-

imm gibi HKHrt>'e^tînfîito1iTast,twrtdiitT möstesrtadif. Çönköbayh; W durumda toplumdan ayr

hareket eden kimse, öhret

makamnda

olur

ki,

o

kimsenin bunu lerk ölmesi, kendisi i^in çok daha evladr."

\h(ltil;/r/ cl-lîuhfrî. o.i'.c.

I.

IVKi

C

fibit

ovkânî.

hk. Mahsûl.

(/- \hls)rii>hlc>! iKikIt'initir

us. Ol

107

II.

/r^(hfii'l-rtluf'i\m\c

hülüm.

I.

.'iS

ri\;nî (alkiki-i: Anidî. cl-hkâm

buu.

Rf/Î'nin

-Riynl vru/lük nutha-

//

IJsnli'l-Ahkâm.

II.

207

(lîcynt. Drri'l-Kilühil-tnivvc basks).

P.!Kidîsin-Rhivû.'5():

Teiret^aU 2-(),

2H).

lîk

bn

tîfe

?^^\î. Zrnci. 14: tlw

Ijbâs. 67:

MUv. Lihfs.

Müslim. Ubâs. 80: Ebu DâvûU. .12:

Ahmed

H. Hitttbcl. Ateffe^,

II.

IIiKvr. Fcilnri-liân. X..\^.*i"

^""MhnlLtcc../..-.'.f.

X..V\V

451


1

Sünneti Anlamada Yöntem

QijrüUlüü

gibi.

bu tür bir «nvi UHÜumuii örf vc âdetine brakp mede almftKk Haft/. bn Haccr -Allah ona mhmetiyle

müsamaha ile muamele cisin- SOnnet'e îltiba adna günfimOzde baz larndan çok daha insall bir görü ortaya koymutur. seleyi

Ayn

ekilde. hadisi

"Olunu Rebâh,

Yesâr, Eflah ve

kimselerin yaptk-

N0' (üye ramen

4e \m kabildeadir. Zîm bu hadise

ismim-

sahabe dö-

neminden bu ymn. Müslümanlar çocuklarm bu isimlerle isimlendir-

mc^cdrl^. Hâ^ki bunda larm bu

dinî bir kerahet

Bmu olsayd, onlar çocuk-

isimlerle smlcndirmc/.lcrüi.

Tpla

lgili Hadisler

Kanaatimce, tbbî MiteHk arx eden veya bir tür sürme veya

belirli

türden yiyeceklere veyahut da giyeceklere tevik etmek suretiyle böyle bir

mâna

iladc

eden hadisler de bu cümledendir. Yani

rumunda sevabnda

eksiklik olmayan,

terk edilmesi du-

yaplmasyla da sevab artmayan

iratlar kubilindcndir.

Buna

göre, bir

hadi^ de

birine Rcsûlüllah'm (s.a.v).

buna uyanm sevap ka/.anp

geçtii Û^sre, siyatik

"Arap koyununun kuyruunu" önermesi,'**'" terk

Arap toplumunun tecrübesiyle cümlesindcndir.

Bu

itibarla

hastalna tutulmu

edenin de ilgili

kmanaca

dünyevî

bir

dinî ilerden deil;

i hususundaki irad

günüm^^e bir^itöUimaateu^

ederek

ibtwMIH W Mlorun yamnda tedavi olup onun f^finü alabilir vc bu durumda da Sünnet'c muhidir davranm ^mm. Hz. Pcygamber'in, tavsiye ederim; zira o.

"Uyuyacanz zaman

size

'ismid/antimuvan'

gözü güçlendirir ve saç da büyütür"'*"' hadisini

de böyic anlamak gerekir.

""^ Müslim, Âdâb.

"""bn Mâcc. Tb,

1

14. Bû.sirî

«izlerinden sonra bu hadis

hu hadisi sahih addetmitir.

hakknda deeriendirme aynca

"mgtfndâ ^^a^yyt!^" diye geçen tercim).

gelecektir.

metimte 'Vlâbiyye

^

Abhas'tan lahric etmitir. I

452

ksm orijinal

Kayyim'in konuyla

'

ilgili

Öte yandan

cklnMTM-

Mâcc Câbir ve bn Ömer'den (bk. Tfti Hâkim îbn Ömer'den: Ebu dc ////ir sinde, inde'n-n^vm" (uyuyacaauz zemm) fadesi olmakszn bn

Hadîsi Ihn

Naym

bn


.

Sünnetin Teriî [Hukük) Boyutu

H/„ Pcygambcr'den nakledilen "Size 'ismid' tavsiye ederim: zira o xaçt

sga^e^f giderir ve

bitirir,

görmeyi

netletirir"'"'~ gibi. "ismid" ile

lamam

süntelcnmcyi tavsiye eden hadislerin

irat ytluyla irad edilmi-

u halde Müslümanlarn gö/ doktorlarnn tehis vc reçetesine uyma-

tir.

snda

hit;

bit"

Kcr

saknca yoklur.

iltmul edilir hir

man'a, "smid sana münasip deil vc sana

Müslüman'm i^mM^en mwJh^' davranm

durmas

lizak

doktor bir Müslü-

yaran da yoklur" dese. bu

bir

gerekir vc bununla da sünnete

bu \Ç\xm^ her alanda ilim vc ehliyet sahilM kiilcm müracaat eimcnift gerekti olâjlir ^îjttieü btto^Ht göstcriciligM Nstamtl: ^Mmm^vmm^ htrt mmkt^^ik vermek yakntr"""'^ mealindeki hadis gereince de amel etmi olur. Zira Rcsjlüllah

v\ttm.. Bilâkis

(s.a.v). cisimlerin

;ünkü hu ihbn

tir:

akl ve gönüllerin

bulunmaktadr. Bilakis

ehli olan kimseler

tbb

o. kalp.

(tedavisi) için gönderilmitir.

Güntimüzde hakknda

cn

tbbini ikame cunck ü/crc gönderilmemi-

ytun

sinein lamancn batrlmas

müftakaalarn

ile ilgili

yapld,

hadise bu

bir

kaba

«Kl-

açdan baklrsa, hem

hcn de bakalar rahatlam olacak. Buna göre hadis, dünyevî bir konutla, gda maddeleri az vc smirl bir çevreye yönelik irad temsil

biz

Mu

cd€r.

iUtala çtKuklanm

ve

hayat

^ayat

duumuna 0m p^ren bir I^ÜUIÂ i<;^risim mçk yc mcin tûfmrmm dfifenlek g^^fe^eyiöEi^lf

teyakkuz pten

Bununla

dnda

birlikle hadisin,

iscpan/chir

olduunu

sinein

bir

kanadnda

bildirmesi, gerek

dier kana-

dier toplumlarn gcrcksC

Araplarn ^'rübcvsinin fevkindeUir, Bu sebeple,

gcrck^^0c bu

/ehir.

dümü

srt'

mümkün görmeme

hadiste bildirileni rcddctme veya yalanlama yoluna git-

memeliyi/.

Ru

hadisi Tabcrânî \e

Ebu Nuayn

H/.. Ali'den rivayci

etmilerdir. F.lhanî

se onu "hascn"

addcdc;k. Salîlu'l-C 'âmiu'.\-Sa0r'inde (bk. Hadis no: 3934) zikrelmilir.

mm, m Mmmt.Bukyc, m-, MmaEâh Mb^mmâ % ffi tfa&ü Hofbd se yaünzca Il» ^iU^ thn^îi^telhn AbbâK ^ tlNlâs^^ Ahmetf ve ge^vn pek Kuran vc Chc yandan aî kaide hükünlertlcn alnm mânas u Ibn Mâcc.

h.

etmilerdir.

hadisin.

olan

Siinnct'tc zikri

ise katidir.

»,x>k cii/î

sebeptedir ki hadis, iuitakla

nass

bir

haline gelmitir.

453

.


"

Mnneti Anlamada Yöntem

Hâm dar

âlimlerinin "Tbb'i Nehcvî" diye

4u3^a^ duyalm^

gurur

kabul

ilUrakta

Peygamber, thhf konulan bildiini iddia

adlandrdklun cyic no ka-

|pe m.

edildiine

amemi. bunun

gönderil-

dii iddiasnda da bulunmamtr. Bildiim kadaryla, görülerine

itibar

edilen âlimlerden hiç birisi dc. sahih hadislerde zikri geçen muhtelif iciavi

olduunu söylcmemilir. Bilakis-baz

ekillerinin genel vc mutlak

umumî

olsa da- söyleni

lalV/.larla varit

zaman, mekân vc

belli

kereler

dummlara

mahsustur,

bn Kayyim'in Tbb- Nehcvî le lgili Baz Hafijsicl Yorumu Asnnn

"Tbb- Ncbevî"

ilmî ölçülerine göre

hikmetlere oldukça

önem vermi olmakla

birlikte.

vc ondaki fayda ve

Zûdü'l'Meüü

Hedyi

bn Kayyim (cl-Cevziyyc). bu çounun bütün insan ve toplutrlar

Hayri'l-hâd adl eserinde muhakkik

ko-

nudaki Ncl>evî emir ve iratlarm

için

genel oinmyp. bilakis söylenilen çevreye mahsus

olduuna

dikkatleri

ekmekledir. Meselâ. Hz. Peygamber'în siyatiin tedavisi

hn

burada ele alalm.

Mûcc'nin Siinen'inde

Mâlik'in Hz. Pcygamher'dcn

yal

öyle

Muhammed

ilgili

h.

tavsiyesinin

îrîn. Encs

b.

iittiini bildirmitir: "Siyatiin tedavi-

kuynundadn: Kuyruk hm^ ^m sade i^amk bîr^ içilir, si,

ile

çöl koyununun

üç parçaya ayrdr. sonra

Kayyim öyle der: "Sî^^, yluk mafsalnda baIS^ Hv a|ri oup, uyluun arfe^ tismRifHJari. halta bîsert topua kâdarAfn^lA. SÜ^ îbn

u/adkça inmesi de göre hu hadiste,

m,

arlar

hem

vc bu artlâ hiHikte diz ve ayak zayf düer. Buna

lügat

hem de

bu ekilde adlandrmaya

itbbî (sllahî)

kar çkanlarn

"rku'n-nesa" eklinde "siyatik" olarak bir delildir. Bir kimse, "ncsa" ile

'dumur'

^^^na

geldi|ii ve

meyeceini

I.

216) hadisin

464

hastaln simlendirimesinin caiz olduuna

da

l^ndisinu izafe

dölî^sya bj^^ ti£ ^in ekiMecevap

kabul edile-

w^îîfe

bu hadisi bn Mâcc sivaiigin !odu\isi ktnsnda hndisn rfvüci '\ik;rdr. i^-^m. cZ'Zi-'\md''iudc ihk-

ii/crc

nliip

aksine o, bu

W ^io

siiyleycbfHf I^Lfeöttü ^iyieycnc iki

Daha Once dc jrcçiigi lahric etmi (bk. Tp. 14)

anla-

"rk" kelimelerinin her ikisisin dc

taun

edilmesi ânlâ^ffla ji^^gecgini vc

anlam vardr. Lügat

Lsudnn sahih oidunu tKlmni^lir.


Sünnetin

Birincisi:

'ncsa'dan

'Irk',

hVIIiû' (diriaîikrin

daha büyük olup hu.

lumau

tpk

Tejriî

(Hukui()}^yutii

'küHü'd-dcrrUim cv

veya bir k^ou) kyllütuunda olduu

gibi.

ummî tFunn hususî olmu nishct edilmesi kubilîndcndir. (kincisi;

Umlama.

binic bir

Bu

ijckildc

lUrmasi

Ncsa'.

hir ^cyin yer

adlandrlmastnn

kapsamnda

onun

arsnn

uyluk marsaludan

gi/li

ilalî) anlaiTl ise.

(

olup. daha

bu unhunda

iki

önce dc

/.iktvdildii üzere

îi^îmn. iTickan. îîlns ve tlüîiHtlara

2.

Bu

hususlar

si^Hlik

ile

hunlardan

liivsulimn mh\isi

ha/sm

itv

rcnei

olduu olaya

ha.suin

p^knt* ve

(;kar.

ledavisi de.

yum^ama

oihmd

w

ilebilir.

iki

ise.

P/elh'kle kuy

tabii

büljüBjfltiafetadtr.

güt,'lüdür.

;i siUle

de

bazen

özere

d^ alma

bu koyunlarn

hulunmamakladu-.

Buna göre

itibarla

kdü-

alklarnn

Ipis)

ile

bir

oliad

(;öl

a/

yerlerin

hayvan bu otlardan

d üak yumuak hak;

birlikte kuyruktaki

Bu

iy/elîî|î

scak bölge iklimlerinde bulunan

hayvanlarn sülüne olan

Bununla

hem

Yani

olarak etinde de hu ollarm ö/clliklcri

ruu olmak

lerde bulunan oiiann

daha

ii/cllikle

hale rmhlaçlr. Burada hi//ul

Zira hu koyunlar,

kuru ollardan oilanmakiadr.

/aman.

H/. Peyganv

^ra. kuruma

tlmas. eitssesiin kin^uklüü. övünün yunnu^akl

hitakn

(ftîtrtliH-.

onlar iein en faydal vc gcgerl teda-

gibi iki ()/c1Hi

belirlilmesinin sebebi

gösle

(s.a.v)

Bu durumda kurumadan dolay meydana yumuumakir. Koyunun kuyiî^amu i;,

Hu haslaln ledami dc bu

öiy'ellikleri

ki.

MpsJeâle y^ayan-

pi^t^^j|Etilalnna hem de meveui hasialg

koNunnnn

O'nun

vc

ûm ik bu ksnu dâhildir. ÇiMikü

jlc il^li

alndnda,

sarlan dikkate

yöntemi

balam

madde dolaysyla /ulr eden hu haslahgn. bedevi-

eiaslikî hir

lerin hayal

lUtrkî.

kemii

liHelîkli

uöre 'vel olanlar

VtVklc hayal sOren betlevtk^re yiîndik bîr hatapln*.

gelen bu

babyar^

unul-

türlüdür

hu. Araplar ile fliea/ ahalîsi ve eivar

vi

dier arlar

ResüUinah'n sözlerinin

1.

da kaim

durumda

arasnda bulunan sag urpugun arkasndan ayak arkasna kadar

Bunun lhhî

|)u')'in

haslalk olup, hu

bir

ve malnllinc nisheli peklinde olmakladr.

gerclcvt-'si ise.

Bu daman

!iM3Gfeîylc4if^

ile siniri

s()/.leri

damarda onaya ^tka

rmpim fellr

gefîr.

îît ttr îHin-

billül etkisi, ellerine

olandan

yunu:jatma vc piirme

dala tmce de /ikrcdiidii

niteli-

gibi. mulaçlii"

455


.

Sünneti Anlamada Yöntem

milletler ile

he^viMn

gen&l olamk kullandktan

ilaçlar,

herhangi bir

katks olmayan sade ve tcrkipsi/ ilaçMr. MyrmWntAk KM^â^le^ rinin

uygulad tbbî yöntem de budur. Rum/Bi/ans vc Yunanl

oluturulan crkipli ilaçlara

mkm mpûmn

tabipler ise, birkaç

önem

verip onlan tavsiye

birlii içerisinde

olduu

kanmyla ed^-lar* Ne var ki

maddenin

nokta, bir tabibin hOneri-

mm

öm^Hkte diyet tedavisindcm geçtii; eer o bu tedavi ySmetninde dümüse McpsT: olamk yahîizea bir madde ile tedavi edecei, bunda nin

da aciz kalrsa cn az crkipli olun tedavi yöntemini

tcrcii

edecei hususu-

dur.

0s^

Daha önce de gjU ve bedewler. genel olanak basit hastalklar ile bu hastalklara münasip sade ve basil ilaçlara alkn idiksr. biisil

Ayn

/amanda

bu. onlann yiyip içtikleri

olmasndan kaynaklanmaktayd.

Kark

gda

maddelerinin sade ve

vc kompleks hastalklar

ise.

genel olarak çeit çcil gdalarn bilemesinden meydana gelmekle ve tabiatyla da bu hastalklarn tedavisi için bilcimli kompleks ilaçlar tercih

edilmekleydi.

En

iyiyi

Allah bilir."'""

bn Kayym ayn metodu Medine hutmasndan mektedir. Sahihayn'da Sâd Resûlüllah (s.a.v)

b.

Ebî Vakkas'tan nakledilen

öyle buyurmutur;

''Hsr

zamm

mm m^îKir,"

Hadîsin

her kim Medim'Hin

iki

baka

bir hadise

pimm^ ne z^r m ^

bir rivayethde se.

karatasl""*'

"SahahMtt

ammna yetien fntrmak^

0mcaya kadar ona zehir zarar

dem yedi tanei^me.

göre

^Jmbahhn. Medine civarnda

bulunan hurmalardan yedi hurma yersBr sihir hir

sö/ ederken de sürdür-

veremez""*^^

huyrul mutur.

bn

Kayyim. ZmUVl-Meâd. IV. 1\-12. Bumda "kuntialk" ttlarak tercüme edilen

ifade, "lâbeteyhâ" ifadesidir ki bu, "gfba" vcv.riindeki ""lâbe" kelimesinin lesniye.si olup. Medine'yi iki tarafndan kualan siyah laar ile krater lalannn aras için kullanlmaktadr.

"

Buhâfî. a'ime. 43:

Tb.

52. 56: MOslîm, Erit»e, 154, 155:

Ahm^ b. Hanbel. Xmtned.

456

1 .

18 1

Ebu Dâvûd, Tb,

12;


Sünnetin Teriî (HukuM) Boyuta

Kendi vc (^11411 ilmi ölçüterinle hurma ve hurmann f$)^lannda, flzollilclc

dc Medine halkmn cn öncmti lutt vc hcKinkâyna^ölan Medine

Kayym öyle demektedir:

hurmasndan bahseuiktcn sonra bn "Bu

hadis. \Tcdinc

hususî bir

ey

halk

olmak

ile civarndakiicr

kendisiyle

ii/crc.

kastedilen hir tiiap lar/.dr. Hiç ;?üphe yoktur

ki.

muhlclif

muMMarda bulunmayan vc kendilerine n^huiH^klukça faydal itaçart bulunmaktadr. Buna gÖc bir hi^^ gg^litirîlen bir ilaç, ö^da ba gösteiBti Mr tiE^Ml^ cdavi cdclccn: baka hir belgede gelitirilt)(}l^eleân*

diinde toprak veya hava vcyahul da her lamayabilir.

Çünkü, tpk insanlarn

topraklarn da tabiai farkllk

gda

ar/,

ayn yarar saiarkl olmas gibi

ikisinin tesiriyle,

karakterlerinin farkl

gok

eder. Pek

bitki türü,

ba/

bölgelerde

maddesi olarak yenilirken, dier ba/ yörelerde öldürüeü bir zehir ola-

bilmektedir^ Bir bölge

insanlar için

gda

halk için

ilaç

olabilmekledir.

hastalktan tedavi etmek için

bir t^ldc

Ayn

pek

<^Tk

madde» b^ka bölgelerin

ekilde niee halklarn, muhtelif

bulmu okluu

ilaçlar,

baka

halklann farkl

kulland ilaçlar, halknn kullanmna münasip olmayaca gibi fayda da

hastalklar iin kullandktan hir ilaç

baka

«Un

olabilir.

Bir beldenin

salamayabilir-

Bu rumda

geçen

itibarla. :^îkri

hadis,

umumî olann

huma hm ^ifl^

faydal otabtHr vc bu du-

tahsisi kabilinden olur ki.

ye vc bu topraklara mahsus her lürlü

valn/ca bu helde-

/.ehire pan/.eliir <.)labi!ir.

Ne

var

ki

burada açklanmas gereken bir nokta vardr: Bir ilaen hastaya faydal olabilmesi SI,

için,

o hastann sözkonusu bu ilac kabul edip yararna inanrm-

bünyesinin de ilac kabullenmesi ve bi>ylelikle hastal^

ondan yardm beklemesi arttr. yi

kabullenmeyle vc

eder.

u kadar

mükemmel

ki

umut besleme ile fayda temin

Nitekim ba/. kimselerin hu konuda önemli

ar

için

pek çtk tedavi, inançla, tedavi-

rtrânada bir

lunmaktadr. Zira insan tabiul. onu

t^la^ilm^

tespit

vc gö/lemlcri bu-

bir istekle kabul

etmek

i.sicyip

tmunla sevinmek arzusundadr. Böylece hastann kendisine hir güç ve kuv-

pir v@ bu

kuvvpi

mm tabiatm

hatdcetlendirir. Nebice tUbariylc

ât^^tmna yaatae hastaln

güçlendirecek meyil vc içgüdüsOnU

de bUtün bunlar» ha.stann rahaLsztm

ohr. Buftun aksine

@bn ^mm£»4^

tedavisinde oldukça faydal vc etkili olan bir

ilaç,

ke.

b^ W

hasln

bu

457


i^nneS Anlamada Yöntem

hususm lifâiicmn bo/Aik olmas ve bünyesinin biyc ilaç Ona bîr yarar salamaz.'"'**

Kayyim

Ibn

burada, meselenin psikolojik yönü ve bunun

ichis ve tedavisindeki (ineni

lcmniycinc telkin

iiac kabullenmemo&î

hastaln çabucak Günümü/dc ise hu,

ile

dikkaiicrî ^^îkcr.

ye motiv^yon" olarak

bilinir

ve

il'a

hastaln

bulnasndaki

"hastîjya pikolojik

mdcm tp imrttm& M dmiûl-

inc uygulanmaktadr. Kayyim'in ZckUVI-Meâd'mda, muhtelif vesilelerle tekrarlayp

Ibn

durduu

alnmas

iradelerinde itibara

konularda

varil

pnto

Oisa" bir

taus m.A\^

olat bijdi^b^ çounun, gcnci ve mutlak olarak

gibi

anlaima-

5^aj4r. ^mmm bü teid^aF, kcrc bdlî art. mckis <mmlarla ilgili olup, baka dummlar için geçcrîî addedilmesi uygun düme/.

w

f^f^m

Afesine.

B^ttS'-SiHide adl eserinde zikrettii gibi bu hadisler. H/.

Pcygambcr'in srf beerî görü^ ve leerübeierindcn sadr olmutur bu kitaptaki görüünü ileride nakledecei/. I

Oylcy.sc imdi. '%ze if^n' tf/

yat ^r ^^^.

e/em,

tarikiyle

Fakat etinden sakmm: çünkü onun

Hâkim bu

naklctmilcrdir.

eri

uytm^m

Solnbt 'i-Câmiu's-Saîr'inde yer vermitir.

Bu

iMMîffitv^ Bbü Nuaym

ya deva Miileyke

e/i ise

Binli

Nuaym bn

Elb^î

ise

olduupa riva^te

rivayetin bir benzeri,

e adetim: zira orntn sutül

kmahktir^ eklînde, Suhej^s kanalyla

Buna hen/er baka

hask/ktr

rivayetin "sahih"

hükmetmi, Zehehî de bu hükmünde ona

sr m ^ .^S^m

tahric

hastalktr

Amr

im

rivayet edilmitir ki.

etmi. Elbanî

"Sim

ise "sahih"

bunu da

addetmitir.

"Srn

sütü

0,

Bunu da Taberânî eI-Mu'cemü%Kelm

'imie

bir rivayette "

onun

mvey^m mmfye e^rim: 2ira onun sd-

(hastalk ihvfir)" Bu hadisi. Hâkim. hnü's-Sinnî ve Ehu

Mesûd

ki.

tarikiyle

de (>yle geçnx:ktedir;

naklctmitir.

Bu

rivayet

de Sahihul-

Câmiu's-Saîr'de yer almakladr.""'^

bn KayytK.»fe*^5l^ IV. 98-99.' Hu nu:

hadislerin lahrici için

m.

m^).

461

bic.

Elbanî.

Sahm%Câmm%Sair ve Zmdm^m.

(Reyrui. el-Mckicbifl-slâtf nci), Ayttea hk. Miinftvt Fyzii'l-Kadiy ^erlm'l-Câmnt's-Sar. IV. «43.

458


Teriî {Hukukî) Boyutu

s u n netin

Sahih Addedilen

Kr'an vc

Bu Hadisk ri Nasd

Sünnci'tcki delilcri»

V

orumiamak Gerekir?

yamula vakayla da

(çeliki ar/ elli-

i"*^' gerekçesiyle vc ö/e!lik!c de HâkinVin hadisleri sahih addelne konu-»

sundaki gev^ckliini dikkale alarak, bülün hu rivayellerin sahih olarak dcerlcmiirilmcsini kabul eincyip onian reOsfcUmdt raümkündür. Akl. nakil ve usûle nuftalir »Isa Ua.

almaks/.m sadece

tarîklerinin

bu rivaydlcri Klbaaî. nclnlcrinî Uihara

(^okluunu dikkate

akmk

sahih .^inakta-

dr.

Dier

larallan

bu nvayctlcrn sencllcrindc hMunai

râvilerin de. çc-

Uh yönkriylc tenkil edildî|i gö/ önünde bulundumlmadr. Hîlkim vc Flbanî^m bu rivay^lM *!mhür addemnSJfeSîlff memi/.

dummunda. sözkunusu bu

srlarn

öyledir; Acaba,

hadislerle

ili^ili

ellerinin haslalk

fe#füJ

bi/im yorumumu/,

olduunu haber

iso,

veren bu

konumayan H/. Peygamber'den sadr olan dini vc teriî nitelikli miUir vs tle vakaya uygun dümekle midir? ayet hu tefciainSen afs^ bülün yonlorrylstî vatoya u^u" dümesi v0 ^^ft haULskr, heva vc hevesinden

saylp

ü/erinc sorumluluk terettüp etmesi gerekirdi.

olarak addedilen

su"

elinin yenilmesi de.

Aynca hastalk

/ararndan saknmak iin haram

veya cn a/ndan lahrimen mekruh olurdu. Zira /arar vermek dc /arara

karlk vermek dc yoktur. Ancak yukarda tinde. "Sizi xn' utinchn Makmdumt"

zikredilen iladcsiylc

bn

Mcs'ûd rivaye-

a^li

bir

ekilde

nchyedilmilir.

Bu ri\avcilcr. Kmm ile scüki ohmaeakim- difimhi^

ar/ cucklcdir:

/ra Allah Teflf. "...{Aj/ü^i she

In^m^sm %fe fe^ M»»*^. " tel-MûidC. -Vl

yttftif.

Yniî.

^t^\ mmAwk Oifc, hfiMi geçen.

''Dt'Vc'<k'it

de

iki.

srdan

I

da

buiki

[vk çok :\\c\w Aîlnh Tcâlâ. huyv:ml:rt kcruiilerl için yaratl kullarna bu niiKilcniK-n hlsak-r. lîn rivayellerin ahit sünnete kurbn elyönüytedir: liilindiü ü/erc H/. l'eyyanher. «lan icnaku/.u ise da ipk "helcne" gibi yedi \e kurh:n ulnast nK^u niisorlak taralndan kurhan edilebileceini holinmilir. Bu rivayetler vakaya du (v«fv///r üyelinde

okluu

i:ibi.

sr

u

klm

srn

diinK'ktcdir: zira -MSstîfinait

^m

srn

gayrintislim tîtsm- insanlar,

sr

»airti

y^R-

Ancak sun /amanlarda ba vtu>mn(Mîden herhangi MîliaBrtalkkapm glHercn "deli dana" haslal hariviir ki. bu hastaln da lamanen "riraillah 'm dna vtkp srlara sunî hinakm besinlerin ycdirilmesiyle dlutuu bilinmektö

ledir.

459


*.

^reti Anlamada YöDtem

sim 4ü^wdâbU dünyann her ys^na yenilmekte-

Hâlt:)Mki dir.

Asrlardan beri Müslümanlar bu &d yemi, yenme^nâe

görmemi aynca

da, omte hefhangi bir

baz

sahih olarak nakledilen

Mr ssümm

hastala rastlamamlardr. Hatta

hadislere göre. Hz.

Peygamberin kendisi de

sr kurban etmitir. Yine Peygamber, hacda ve kurban bayramnda sr kesmeyi mem klm ve onu yedi orta|n kurban edebiailesi

adna

H/..

leceini bildirmitir.

0haMe, bufttan

îbn Kayyim'in Zâda'I-Mead'

ile

Miftâh'nda

dile ge-

tirdii hususlar dorultusunda nasl

yorumlamalyz? Yani bütün bu hadisleri H/. Peygamberin, cinslerinin tamam hakkmda deil de, muayyen bir cinsi hakknda ve özel bir durum için îrad buyurmu olmasn kastediyorum. Msi ta^^ bu hadislor, Mâide, En'âm ve dier

sr

sr

sur^@^ sur

etinin helâl

olduunu

ifade

eden Ku^an ây^erine to^

düecektir.

Tbbî NitcUkU Hadislerle lgili bn Haldun'un Görüü

u

Bana göre Allâme bn Haldun sözünde dorudan sajnnam^r "eriatn kaynaklarma ^^ml Sünnefte- tbbî hadisler de,

^ted^

Dihlcvrnin de belirttii

gibi, risffett'n

teblti kabilinden deildir. Bilakis

ancak, âdet ve yaratltan kaynaklanarak dendir.

"

bn

Haldun daha sonra, en

(cibillî)

mehur

eseri

meydana gelen eyler-

MukacUiime\\n^c öyle

demitir;

•^Öde yaayanlarn da, ço^nlukteMakmr kin^lee ve snri

icc-

rübefârtîMftaa «Stdikleri ve bulunduklan mahallin önde gelenleri

ile kt)ca-

kanlanndan

tür

icvatiis ettikleri bir

bilgiler içerisinde

doru

Haris b. Kelede

sahiplirier.

mi;^

temlerdir. Hz.

nakledilirken.

özellikteki

tp oldukça yaygnd ve

«(te bulanmaktayd.

460

onlar arasnda

erî

istinad

kaynaklarda

eden bir

ey

Araplann mutad bir ekilde uygulayageldikleri yön-

Peygamberin âdet ve

Onun

tbbî

ve karaktederine de uygun dümez.

n^ledilen tp da. bu eOmledendîr ve bu hususta vahye yoktur. Onlar sadece

Bu

olanlar bulunsa da, onlar, tabii bir kurala dayan-

mamasjnitt yannda, insanlann

Ara^af n^ffKto: bu

çeit tbbî bilgiye

tpla alakal

tabii

hayalyla

ilgili

baz hususlar

baz hususlan da anlatlmtr ki

bunlar.


meru olmas veya ayn tarzda uygulanmas yönüyle nakledilmemitir. Zira Hz. Pcygamlw fe^ere, ip ve dier tabiî ilimleri öretmek için öretmek ü/ere

deil, cr'î esaslar

de

eiralltca tetkik edildii üzere-

besinden sonra.

'Siz

dünya

hurmalarn

daha

ilerinizi

halde sahih hadislenJenakledilen tpla getirilmesi istenmi)

buna

hadislerde

(tchcrrük) ve

îmann

eden tar yiin

yenilenmesi

hadisesindcki tecrü-

hususlann.

tesiri

durum deil,

O'nun

olduu

{s.a.v)

#

meru

(yani yerine

pfctur. Pfe var ki nriibtMiGk

Ancak

olur.

kam aryan

bu

ki

sayma

düftmtunâa

\m

bu, labii tpta bulunan bir bir

kimseye bal yemesini

imann mesajndaki

gibi,

O

buyurmutur.

iyi bilirsiniz'

Ts^M kutalhm^i

de büyük

tayda temin eder vc

tavsiye etmesinde

ilgili

alanmas

eylere hamledilmesi gerekmemektedir. Kald

delâlet

bilâkis.

-daha Önce

gönderilmitir. Nitelcim

ula^nada bizlere hidâyet eden Allah'tr ve Ondan

etkidir. (c.c.)

En doruya

baka da

ilah

yoktur.-"^'

Olmas Gerei Tasamflan

Ptiygambâi^ Hz. Peygamber'in^ melek

ve

risâlcti

Onun \m

bir

beer olduunda üphe yoktur

beer olma özelliini ortadan i^aktanttmtr. olmas fe^i sadr olmaktadr. Meseîî^z'^ Mleri. mif

Onun

lâ,

koyunlarn kol

u

gibi ki,

lar

olmayp

(s.a.v)

etini

ve

kaba

sevmesinin

anlatld

bu ve benzeri durumlar, insanlarn mizaçlar

rivayetlerde olduile

alakal husus-

olup mi/açlardaki farkllklara göre deiiklik arz eder. Buna göre

eer bir Müslüman

mm olmad

sakncas da yoktur. Kezâ kabak sebze çeitk^rinden holanmasnda da. durum ayndr.

o dnHSsye herbangi

sevm^^

kalelini deil de srt" et veya buttan holanjrsa. bunun gibi,

Yine Hz. Peygamber, beer olmas gerei

holanmad

gibi bazen

da

kar kastetmedii söz Bu durumda ilim ehline 4Mi»la.r Ondan S^v) sadr olabiliyordu. p^l^n, bunu t^mm atp bu gibi durumlar, teri' ve hüküm istinbat etme ölkelcnebiliyordu.

Öfke halinde

ise.

baz

insanlara

^

^hf^^lCAe dâhil ^memeleridir. îbn Haidun. Mukaddime.

LecinetüVBeyâni'l-Arabî

II.

liK

1243.

î244 (AU

Abdülvâd

Vâft tahkiklü

bask).

461


SfifMalanada yöntem

Buna g(>c. Müslim. Ahmcd h. Hanbcl ve dier baz musanniflerin Abbas lurikiylc lahrîc ettii bir hadiste Hz. Pcygambertn, Muâviye

Ibn

ler

kamm dtmtrmayascar hadisini birtakm âlim-

hakkndaki "Âliah

(r.a.)

hu esas ü/crc

MüsUm'jn

cuniicrtlir.

Icl'sir

bn AMjas

rivayetine göre

bu

hadisi

öyle nakleuni^r:

"Ben çocuklarla oynuyordum vc birdenbire Rcsûlüll^ (s^.v) çkageldî.

Bunun Vmx\mhm kap^icî^m sakladm; ancak MesâRîtlaft

srtma vrarakJ'* döndüm

vc 'O

"

yemek

(s.a.v) gelip

hana Muâviye'yi çar!' buyurdu. Ben

'Git

gidip geri

yiyor dedim." RcsûJüHah tekrar.

'üU bma Mmvm^'yi <tmt*'t' buyürdu. Ben tekrar gidip geldim ve 'O dedim. Bunun ö/crinc ftcSûM Ekrem, yemek ^Alah onun

kamun kmrmasm!' buyurdu.""*^^

Ba/. âlimler.

plm^tp^ Araplarn

t^nmi bif dklün

Pcygamber'dcn sadr olan bu bedduann, kasten

H/..

ifade $cklî

olduunu

s£iyk;mifcrdir.

ramen Muû/

Cchel'e.

b.

Muâz!" buyurmas vc "Sen dindar olan gibi ö/Jeri

bir

hvr

^Râ

yorumu vardr.

hadislerinde

olduu

gibi.

O

öyle

mk^famadm mksr

H/..

dar

ha^

bir

seç

çknca,

demitir:'""*

biri de. H/..

ki,

em hevketemin!'*

iki

"Bunu pek çok mütcvâtir

beer oluu yönüyle söylemi

Âic'den

adam

Mkmda

rivayci edilen

u hadis-

vc ne dediklerini

girdi

si^ior.öyjeyeek, O'nu öfkeMkdilcc.

Peygamber onlara

Bundaki "katedcni

lAnci ederek

"Hy Altal'n RcsÛlü!

kalVk'"'

i>nm/Un iirasu Müslim. Birr. %.

ekilde

\

Kilnut \rduî

uulnu.s'

i)laruk

ta'ltk (tlarak zikrîlmilir.

pc^

Min

bedduada bulufdu. Bu kim-

Bu kisinin kavumu olduu il'ndesîni

rûvilerdcn

biri.

"elin

a<,'ik

iHjiklanlr.

Peygamberin Mtâviye'yî kmtîdcn^i ^Aifth

4&2

annen dü^ürseydi ya ey

H/. Pcygambcr'in

hu/umna

"Resûlüllah'm (s.a.v)

U^erinc

"Seni

PfiMiMdfît ^^Elbafffn^n ha hadnt

olmas mümkündür. Bunlardan tir:

Uursuz, to^.'* demesi, çok

de bu kabildendir,

W^ ^mlâf baka

sn»^ Imlan-

Yine H%. Peyganifer'in, hamm-

haazm anfsm!

lanndan ba/lanna. "Alhh

sevmesine

^/m.

âdeti

8(iy-

mm kammt tn^ttmmMt"

tiâdîsiâe


Sünnetin TeriîfHticukî) Boyutu

hayra, acaha

kim ulaabilir

inde

'Bu

iki

Bunun Q/crnc O

dedim. H/. Peygamber. 'Ne var ki?' dedi-

ki?'

kimseye tâna edip bedduada bulundunuz' dedim.

(s.a.v),

'Bilmez misin ki hen

Rabbimc

:föyk' hir .arr ko-^rum:

Allah

m!

Ben

ancak hir hcyerim: Miislimanlardan kime lanet elmi^ veya bedduada

btm

bulunm^sam,

o kimse hakknda hir

annoa

ve ecir vesileni kl!' bu-

yurdu."

M!felîm% 5"(fi/M/f W)? bu ve bundan hemen önce gcgen hadis. "Hak etmedii hakle. II/. Peygamberin lanetledii veya bedduada ellii kimseler için

bu

konu

iânel

bal

almda

u

naklcdikii

yannda

veya bedduann

bir

bir

arnma ve sevap

/ikcudilmiiir.

vesilesi

Daha sunra da

ile ilgili

finçs b. Mâlik tarikiyle

hadise yer verilmitir: "Encs'in annesi

yelim vard. Bir keresinde RcsÛlÜllah

olduu"

Ümmil

(s.a.v)

Sülcyniln

bâi^}n^^r<|fli

ve ona hil^h. 'O yetim sen misin'/ Kendin hiiyünni^sih. bari ya^m büyümesin!' hnyurdu.

Bunun

ü/crine yelim k.^ alayarak

ÜmmÜ

^d

yanna Câriye Vyic dedi:

Sülcym'in

Üm^Ü 3iteym. 'K/ca/m neyin var"?' diye sordu. 'RcsÛlÜllah ebediyen yamm Kl^mmaâ ^n hana «dduada

VS

Bvt

bulundu.'

sM du^tm Ünmii Siileym baörtüsünü alarak alelacele çkt ve Rcsûl-i

Ekrem'e yetiti. Rcsûlüllah

(s.a.v) ona.

Qmmü Siileym tmin m'/' f^m «Hunca Ümmü 3ül^fm^ Y.c^im.k^ «1. hi^mmm^ içm ma beddua aU|ifii iddia cdiyt»' dedi Bmun üzerine H/. R^g^ber ichessOm ederek i'^lc buyunlu: 'Ev

gili

l

Ben ancak

'mmii Siileym!

ho^nl

olur.

beerin

kzd ^ihi de kzanm.

etmedii hakle her kime ttî

tmttisitmm

hir he:<erim. hederin ho.^nut

w k^ymnet

'Ümmetim

be^hm mmi^sm, hum o kime gtiml onu Athh'a

yaklama

olduu

içerisinde için

hirm^m

\H*silesi

eyler diye

Rahhim 'e .yar kmfUtmm bilmiyor mmm'/"

an Müslim hu Mtâviyc

(r.a.l

^mher'n

rivayetin

ardndan, ayn mânaya geldiini belimii

hadisini ^jkrcdca'k

yetim

k>^

yapm

konuya stm verjiUr."*"'^ Yani Hz. Pey-

olduu beddua <ma

zanu* vcrmcyctsjlçsc.

MJisli(Hiir.Sy\d

463


'

Sünneti An^maifo Yöntem

mam.

için

Muâviye^ye

(r.a.)

hatta

annma ve Allah'a yaknlama vesilesi olacaksa» yapt^ beddua da azmidir. mam N&v&/î ö&^A^isiim bir

j^

öyle demektedir. "Hz. Peygamber'in Muâviye'ye olan bedduas hakknda iki tür yommâa tmtutulabiiir W^ knlardan bîrincM, bu ^Mln olduudUt. Ikîl^ bir fcasrt olmafcszfn Hz. Peygante'fe «^mdan

hi*nde

çkm

cisi ise. H/..

bir

Peygamber kendisini çagmhgnda geciktii

için

bu Muâviye için

Muâv iye'nin bu bedduay hak etmediini bu konuda lahrc etmitir. Dier musannif-

cezadr. Müslim bu hadisten

anlam

ve dolaysyla hadisi

ler ise hadisi,

tâhric

Hz. Muâviye'nin menkbeleriyle

ilgili

^Ui]iMir« ^ra hakikatle bu, Muâviye'nin

rivayetler

lehine

arasmda

yaplm bir dm

halini alacaktr."

Dier

taraftan

olarak zikredilen

ci

bu, Hz.

Zehebî de. Siyeru A'lâmVn-Nühelâ adl eserinde,

ikin-

mânaya iarette bulunarak c>ylc demitir: "Belki de

Pcygambcr'in, 'Allah'm, ben kime lanetle

beddua etmisem, bunu o kimse

için bir

annma

bulunmusam veya

ve rahmet vesilesi eyle!'

sözü sebebiyle Muâviye'nin lehinde bir menkbedir denilebilir.

bu ^bi had^lecde, 'Ben ancak

tmlidir ki^ Hz. Peygamber'in

u

bilin-

bir hederim,

kzd

kzarm... homtt ol<k^ gH>î honut olur, beerîn be^&n: ne mua^ büyütme k\\sk 'MMPnm, 'De M: yar ki bana vahyolmuyor...''^^ âyetinin açklamasdr.""^

^

b&ferin

Heva ve heyecan bu

tür ifadeleri

hadisleri

sahibi

birtakm kimseler, Hz. Peygambcr'e tâzim ve

Onu

kullanmaktan

çabucak inkâr cihetine

(s. a. v)

tenzih

gidebilirler.

etmek gayesiyle, böyle

Hâlbuki bu tür hadisleri

intta kalk^mamn iml^ ^km^. Çünkü hadis sahih, hatta mütevâtirdir. Zîra bctirtitymiz üzere bu hadisi mam Mü^îm, aynca Ebu iram$ii&. Câbir, Selmân, \m^tyU tahHe ^i^ir.

m ÜmM Mmm

WbM

Bnes, Semürc. Ebu*t-Tûfeyl, tarikiyle

de

Ebu Said (r.anhum) ve daha baka

sahabiler

nakledilmitir.'"^''

Hz. Peygamber'e olan tâzimin slâm'a uygun olmas, öncelikle it^âîüitab'ifi rektîrit

Bu

girmi oldt^ sahih

lsc«

ve

frat ve tefrite dümeksizin.

'el-Kehf. 18/110. '

Zehebî. Syeru A'lâmi'n-Niibclâ,

^

BkAüii-MüBaklAkM3rAaw7ii',U,

464

abK <^i^

X,

124.

171.

h^^ kuamay ^«

Onun

<s.a.v)

hem

kul,

hem


Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu

de Rcsûl (ilduuna inanmakla ki

H/. Pcygan:l:>cr.

(s.a.v).

beeriyetin

eft

Ona

ermemi

ahlâk güzellikleri

bunu gösterse

Bütün

ile

'

Ayh

ekilde Allah

hiç bîr

beerde kemâle

hasletlerin

Onda bulunmas,

Onun hakknda. "üphesiz sen

Teâlâ

O

hüyiik

de bunu dorulamaktadu".

âycli

bunlar. Hz.

kadaryla

l^i^efdigi

ve efendisidir;

övgüye layk

mutlak

sjthih hadislerin

bulunmu olmas vc baka

gerektir. Allah

bir ahlâk üzeresin"

hem hayatmu

(».».v)

ikziletliüî

Tcâlâ'nrn

ihsandift

Sünnci ahitlik etmektedir

beerdir, ne var ki

.bir

hem de Onun

ifadclcrinlu

olur. Kilap vc

Pey^robcr'ikn rivayet edilen hadislerin

bir

ktsn-

AU^te HT mhîy olmadgitn ^^M^ fibi. RaN^ite t0hM| ^mityîa s^^jNîdikcri kapsamma da girmediin! gösterir. Aksînc O (s.a.v) n%,

btmfari, vöh>1h hcftiifiE^^ bir ffiölahîrt^

mi

ve

mMvyU

ölmteft.

söyle-

yapmtr.

Hz. Peygambcr'i Verdii Haberlerden Bir

Ksm

Vahiy Kaynakl Deildir

Bt taus. bcricri

knda

sudece ahkâma dair (mh" ve nehiyle^ ilgiH

olmayp

dc kapsamakladr. Buna göre Hz. Peygamber bazen vahiy eseri deil de. kendi görüü, beerî bilgisi ve

bir

itkinde

gevrenin teeriihcsiylc hir haber verebilir. Meselâ hurmalarn

hususunda verdii haber dc olduu

memesinin yannda, o haberin Zaten Hz.

gibi.

irad edilmesi için

Hastalklarn

bulamas

îrad

yaad

alanmas uygun dü-

dc bir zamrci yoktur.

"ilk

olmadn bildirmitir.

ile alakal olarak

haberler dc bu kabildendir.

hîa.^mast olmaz" ve

mu;

hak-

Pe3^mbar dc Mtnradan bunun kendi zann ^ldt^nu vc Allah

Tcâlâ'dan gelen tcvktft (gaybî) bir emir

duu

bu haber mahalline

ey

ha^

Buna göre

Hz. Pcygamber'in vermi

O (s.a.v) önce.

ol-

"'Hasialklarn

olarak hastal^} hukiKtran kimdir?"'"'^" buyur-

uncuk sonradan bunu

baka

hadislerle destekleyerek

u hadislerini

buyurmutur:

" cl-Kal^i^/4.

%â adm^ •'miillcrakun

" tmtnsi. I^es ve

Hürcyrc

:leyh'r (bk. Bhârî. Tb.

Tirni/Î. Kader.');

bn Mâce. Tp.

4.^1.

IHiircjc hadisi dc "nuiltcrokun alcyh

lâm. 101.

|()2;

Ebu Oavûd. Ttb.

"

^liyUî

tivaiym cdftsökfö

19. 25. 4.^-45. 5.1. 54:

Fc

'tir

n7en a'clc'I-evrclc.^"

(bk. Buhûrî.

Tb.

MiisUn. Tb. 24: ^ckVmöc gdcn Ebt

25, 53-54; Mü.slim. Se-

24).

4fiR


"Anlandm k<Kttm gibi cûzzamDdan kaç!"'"^'

salkl olann yanna

"Develeri hastalkl olan kimse,

vaklasma-

sn! Yine Hz. Pc^gju^r'in, laun hulurian

mas kgnusunda

Buhârî vc MüHim'in

bir

beldeye girilmesini yasakla-

ittifak

etlii

v

cya tek

tefc

taMe

mikM hadislerin tamam bu ekildedir. lk

badatrmak ha/.lan,

için.

muhtelil'

"Hîimii^o

oljtm (tecHinin

bulacln olmu

slâm

devirlerden bu yanu

âlimleri,

bu husustaki

hadisleri telif edip

yolkm bavumulardr. Meselâ âlimlcskn

Mmm ^tt^^

varln

cto

ifade

varlndan bahseden

s^tesf^ hîidîslerirt. bulac ha^sTer M^fînrfm teshcdîl^^i: hadisler dierlerinden sonra varil

olup. sonraki (incekini neshcder" demilerdir. Hâlbuki ilk olarak

geçen hadisler, "haher'^dir ve haberler arasmda ncsh sözkonusu

zikri

deildir. Zira haberler, ya

bn Kayyim.

dorudur ya da yanl ve

yalan.

Dâri's-^^ adl eserinde bu hadislerin tclff etmek maksadyla âlimlerin bavurduu yöntemlerin lamann Miftahu

milir. Burada bizi ilgilendiren, onun

baka

bir

¥aihiy

iki

kaynakl ^arak verdii halrfist^ Bo

olarak halasz

k H/.

u sözleridir: "Âlimlerden bazlar da

(^^iuin

zihnin dahilinde gerekse zihin

mutabk

zikret-

yönteme bavurarak öyle demilerdir: H/. Pcygambcr'dcn

gelen haberler â.

anisini

tfir

haberler, gerek

dnda olmak üzere, her yönden haberi

(masum)

verene

haberlerdir,

Pe^^mbor'in dün^ii

t^^m^ ^sJ^ll

olarak

m^ ^Mî

ha-

dier insafitar hu hususla Ondan daha bilgilidir. Bu tür harfler, h^ îlk ktaki haberier dcrecesiftte deildir, hem de bunlaria herhangi bir hüküm sabit olmaz. berlerdir ki.

Bhârî. Tb,

I'J;

Ahmcd

h.

Hanhcl. Mûsned.

11,

443 (Ebu Hüroyrc'dcn

rivayci

edil mi iir).

Buh0f,m. ^-54: MasHm. MâsSL fO. Mt^ti Mâcc. Tb, 24. 53; Ahmcd b. Harthel, ^Msmâ, IK406.4M. M3tî vc MisKm Ehtt IttB^c laîkîyfö fâk

MM

leimilcrdir. Hadisti: geçen

"cl-nusihh"

466

ise.

salkt

"cl-mümnz". uyuz haütaligna yakâlanm dcve sahttî, deve sahibi demektir.


Sünnetin Terii

H/. Pcygumhcr. hu

kmumu hakkmla duyunca.

"Bit

lür

iki

hahcr

amnâa aymna gklc çk kendi ^ü^e

vcrmiiir. Hfflromtom

^ti^

nedir?" diye somfiii. bu tailanfi

îffi^lR^

i^i

\mtm OJi^lkkn

bindi-

"On/arn hutn yapmaktan vazgeçmelerinin hurmaîanna zarar

rilince de.

a

verecvi kamutidc deilim" huyurnu^lur. Bunun ü/crinc

hrmlann alamay

hraknulardr. Fakal sonuçla iurmalar

heim Alah

'tart

haber verdiklerimi yerine getirin. " rnchtrolup. nühii\VLMin dc

hadis, sahih vc oldukça

nctlefiml^dir. Çünkü, s(inra bir

ht^yteîii

beerin bilncsi

dün3^

iliden

lan hir vahiyle ücidigi vönündedir.

âdeti,

delil

vc

alf-

tutesi/. alan himi* 4uha

mkans/ olan ba/ bîlgi

yism. AllöH TeâhTnm hü husustaki genel

ndan.

vc

zayii"

mnmmh haber verdim ve aiz, i^^^0m0 $^^0

tlt^ith Ancfik

R

yapanlar,

Bu durumu güren Hz. Peygamber öyle buyurdu:

kiilü oldu.

*'B^

(HMt^^^

vc limlerden haber vcri-

bu

bilgilerin

ancak Allah'-

Âlemdeki hülün mahlûkaln varail-

ccnneliik olanlarn eonncle. cehennemliklerin de

cehenneme

ji-

riecye kadar olmu, olmakla vc olacak olan her ey. yer ve göklerdeki gayhî

Xmm

bilgiler,

m.

1U lcH

insiinlann matematik,

^rxm elde

konusunda

ctnfic

tfet*^

mühendislik, sanat, yeryüzünün

^ilgUi (»fc^klar

bedbahtlna

^ âînj!^ Ny-

yollan vc ikmal cdiimesi hususundaki Mt^fiâ1« H;^.

gambcr'in bilgisinden daha çok olmasna

veya

dünp

vesile olan

ramen

dünya-îihirct mutluluk

küçük-büyük büün sebepler

âhirel maslahat vc sebepleri ile ilgili

ile

dünya vc

lamam

bu

olduu bü humlar^ ^ramt;,

id*

vermi t)iduu

haberlerin

cümledendir.

ayM lekkür,

H^. Peyptmte'in getirmi

aratrp inceleme

elde edilebilecek eyler çckielirirler ve

gibi

olmu

dier insanlann da yapabilecei (ilsayd. si'/konusu bu insanlar

yollarla

bunu

hu hususla H/. Pcyganbcr'in önüne geçerlerdi. Zira

ya/. hesap, aratrp inceleme gibi muhlelil" sanallara

onlar, likir.

gcr-

bulunu>orMii 3u durum. Rcsûlüllah'n (!Ulv) E^gamherl^nin «m

.sahip

b%ük

doruluunun da en (önemli gM^fgeCtindendir. Onun gelirmi olduu haberlerde beerin herhangi bir müdahalesi olmad gibi.

dcinkrinden,

tdckkür edip çalmakla elde edilen hususlar da deildir. Nitekim. "O (hildikleri)

vahyeddenden halkas deildir. Çünkü onu güçlü kuvvetli ve

467


Sünnet! Allamada Yöntem

üstiirt

yaratüth hPi

fû^$ ^>mir"'^^^

âyeti

buna

delildir.

O Cebrail

yer vc göklerdeki bütün srlan biir ve Onu, gaybî bilgilerin mutlak

ki,

hâkimi (Allah) indirmi olup, ra/

gayb

olduu

elçiler

dnda du kimseye Allah

bildirmez.

Ba/ âlimler ^yM j^fi^^dîn "Tpk burmalan alamann tesiri olmayacama dar vermi olduu haber giM, tetalgn bulamasnn C\mar yacagn

ifade eden haber de, Hz. Peygamber'in

iurm

llli/.lerindcn

bunun

tesiri,

bu

istinad etmektedir.

bal

altndadr. Çünkü

bu ikisi yakn ve halta ayn konu

Zira, özellikle

ile

zannna

erkek lohunun diisiylu bite^li ilmesi sonucunda

ayn hastal bulatran

ve hastalk kendisine bulaan kimse

hs^ln ona etki^ giUdir* ^h@

kümle alakas

Q\m^m

Teâlâ'nn Mfat,

Mi m

âM^

^

kw

itoi

<le

^

bir hü*

erinden öiü^ bu haberler. AHah hUkümM^len bahseden haberler tftrM^ 4^il-

dir.

pirbiiyle ügii bM itE^^^ler çerçevesinde, âd^Mlaha da uygun olara^

^Ummn

tesiri, devleri hastalkl ttm (At^m kims^in, salam olann yanma yakla^nasmn tesiri gibi, dOoya)^ ait ilerin hakiki durumu ortaya çknca, Hz. Peygamber onlann hurmalar alamasn onaylarken, develeri hasta olann salam olann yanna yakla-

ttl^vel^n

îyi

masn yasaklamtr. Onlar

#â{musu

yinsi^Jete^latÜn "^ü^ bu agdm meseleye yak^landc hsâkfm'

mfltni^ mûm ^kla

1^kt# mâi

ka-

vumu

etmi demektir ve isimlendirme yani görüntü üzerinde tartma gerei yoktur. Bu sebeple hadisin râvisi Ebu Selem b. Abdurrahman öyle demitir: "Acaba

nesh mi

etti

Ebu Hüreyre mi

unuttu,

yoksa hadislerden

biri

dierini

bilmiyorum?..."

u Mide Wm S^eme. W Mer old^ hdâe ba konuda tes^ görmektedir

ki bu.

Netice olarak

en-Necm

meselenin bizim ifade ettiimiz' yönü hibariyledir.

bn Kayyim de, "Bu yaklam

,s:^/4-5.

bn Kayyim, Miftâhu Dâri's-Sadde,

4^

II.

267-68.

tar/ güzeldir" demitir.'"^


SünneSn Tenl (Hukuki} Boyutu

Ulalan Sonuçlar Bu aralrmam? sonucunda, icriin

kapsamna girmeyen

bi/e

ulaan Ncbcvî

sünnetlerin dc

siinnci it^crisindc

bulunduu

çkmUr.

ortaya

m i:Mm

^tcak Nnlar, idam ve^^ çevirmiîM Ims^iî» hi^rD aJal braklm -ki biz bu tOr ileri daha iyi biliriz- hususlanir. Sünnetin hir ksm ise, bütün zaman ve zeminlotte insanlâm hitap eden, dainî ve umumî bir teri' nitelii

durumlarla devlet

tamamakta;

lundumn

VG.

bir

ve yöneticilik

nih^^ yasama, yürütme vc yag

yetkisini

ûukçd geni

uhdcîundG bu-

t)lan

mirasm/

fkhî

bak at;syla aratrp leikik etmek, içerisindeki pek

Mmi^ sm^

katlanlar

arasn^ Nu^tn

savanda

islemesi vc

bu

arazilerin

elde

haü^*

mer'în Irak arazisini taksim etmeyip, g&lirlerini mücahitler vc

koruyucu kuvvetleri

ol-

yek pa)blcmi dc çözü-

kavuuracaktr. Bunun mn^i, Hz. Peygj^nbç^ Haybcr

^t^n

idarecisi,

mevkiyc sahiptir.

Sünneti hu ekilde dikkatli bir

cdl\m

belli

Bu da. Onun (s.a.v) MfaUylu îad buyurduu sü/. ve nilleridir.

Peygamber aym zamanda, Müsümaniann devlet bakan,

Itdm

me

Peygamber bu sünnetiyie

hususî halleri kastetmi olmaktadr.

ilgili

bakanl

Zira H/.

bilâkis Hz.

0-

tlâm dcv-

dier baz kimselerin mal-mülk edinmesini

ile

kontrolünün dc gelecek Müslüman nesillerinin

maslahatlarna braklmas görüünü benimsemi olmasdr. Bu sebeple

Ömer (r.a.),

"Öncekiler için dc sonrakiler için de hayrl olacak bir

sUîdim" demitir. Esasen

Muâz

b. Cehcl'in iarette

i yapmak

bulunduu

ey

dc

budur.""'

Ancak H/. Ömer'in bu yorumlanamaz. Zira

H/,.

tasarrufu,

Resûlüllah'a

ayn ekilde

Pcygamber'in. uygulamalarnda da

Müslümanlarn hayr vc maslahai öne ^karlmtr. adl eserim^

muhalclct olarak

"Sm^ yoluyla

istila vesilesiyle vakfolunur**

bn Kudüme el-Mum

l@Uodifçn ^paklar^ sahabenin

ittilieJc^la^

bu

s5z0nü deerlendirirken üylc demitir: "Hz.

Pcygamber'in Hayber arazisini taksimi. slâm'n balangç dî^neminde v© ihtiyacn çok

olduu

gerektiriyordu.

hir

diincmdc olup. o gün

Daha sonralan

Karadâvî. Mlm'z-Zckas.

1.

ise

bu

için

maslahat böyle

maslahat,

arazinin

407-418 (MÜrascscUrr-Risûtc. X. hask).

yapmay

sahiplerine


Sünneti

Mtta^lMiA

^rujkUmusnn uygun olaca eklinde t£/ahür elli

ki,

yaplmas gerekli

olan

dabiidi."'"-''

Bunun

bir bcn/.cri dc.

Ahncd

u

Cebel kiinlyla nakleUikleri vali tlarak giinderdii

#mT

veya buna

"flieâilf"

b.

Peygamber Muâ/' Yemcn'c

haberdir: "H/..

/aman. ondan bulu çdgt)^

m^i

Muâ/

Hanbcl. Tirmi/Î vc Ncsâînin

h.

erimi

her kiiden bir

Yetmi^km ataM^m »-

ad \m\m

cuü'^;''"'^ Buna kalplk H/. Omcr'm kendi djincmifidc

ciT0W» fmi^

^M\t elliini efeye «eflncsi gcrelM^ (M#tfB»iflanna göre ksma ayrdn görmekleyiz. Ebu Ubeyd ve Beyhakrnin rivayetine

bif ölçfl

üç

gcirc o.

smrl

zengin olanlara senede 48 dirhem, orta hallilere 24 dirhem, gelirleri

olanlara ise 12 dirhem ci/yc

verme yükümlülüü .getirmitir. t-

üphesi/ hu. RcsOtülah'n gelmeyip içinde bulunulan

s'ünnctinc muhalcfcl

(s.a.v)

/amann k;aplunn

gö/ctmcdir. Zira.

anlamna

amllarla

Irakhiann durunar. Yemenlilerin durumu gibi olmayp, bunlar birbirinden farkldk ar/ etmekledir. H/. Ömer'in

yapt

da bu

larkll

gö/.ci

lerek

hükmünü ona göre vermekten

Nüeeyh'ten i>yie

M

im

W

haber nakleder;

itel^

mesinin hîkmei nedir?" /jcnginligini

mam

bn

Bu

sebeple Buhârî.

W Nü^b-

edilirken,

Ycmeninere

sotlum

u cevab

(tiye

bn

Ebî

Mücâhide, "amil-

bir

ûifm tiMr

vcndi:

"O,

edil-

amhl^

dikkate alarak böyle takdir etmitir."

evkânî öyle

dcr:'"^''

"Hz.

Ömer

ve dier sahabîlcrin bir dinar-

mh nüloartk my; almaicu-am sshA imlam mmMcyi H?» Pey-

dan

gan^erlfl cî/ye konusunda

yukun^ durum dr."

"'^'^

ibarettir.

MIM

dkri geçen

için

belli bîr

olmas, ci/ycnin

bir tür sulh

miktar tayin etmemesinin yannda,

mmm ttb «imcyip.

hmi0

olduu eklinde anlam olmalar-

,

bn Kudâme. Muni.

598 (Msr. Matbaulu nerüs-Sckâre'l-lslâmiyye neri). Ebu Dâvûd. Harüf, 29: Trmizî. Zekât. 5 (Trmizî hadisin "hasen" olduunu söylemitir); Nesâî. Zekât 8. Öte yandan bazlan rivayeti münse) olarak nakletmitir II.

""^

kî^

mtel Mm s^faâr.

Aynca

.m^ mnB0Bâf^Uhâe eSââ nin sözkonusu

mttetnf

Kara^ &u lv^^ltm l^teM âe âs, m3k1^sm tltm Mm âyeti-

Umm^ m

eniimi/ bu rivayciiîmlan olarak

karlamadnt ve olduk^ fald-

lk ar?, ettiini göslernilir. evkânî. Nevlü'l'Evtâr. VIII. 217 vd. (Bcyrul. Dâru'l-Ol basks). evkânî. ag.c. VII. 1.217vd.

470


Sünnetin Teriî (HuN^ Bojrut^

Yine öyle söylemek de imkân dahilindedir: Bu, ResûUijiy'^

UpTOlin

lînderi. y()neiieisi

vc aysi olmas hasebiyle cnla^t fg^0^

l^arruHiu: nçvindcndir. S(i/ktmusu düncmdcki arllann

klmtr. Bu

maslahatlar böyle yapffltyt /iirunlu

hcr'dc st>nn gelen ikv\&

mslahatn gereini

tov)

ha^an

ve

gcrcKtM^

durumda. Hz. Pcygam-

y^înclieilcr,

kendi dönemlerindeki

uygulayabilir vc bununla da H/. Pcygamhcr'c

muha-

da\ranni! olma/lar. Aksine, /aman mekân vc insanlarn durumlarna göre maslahuun gereini yapUkiar için, Hz. Peygamber'in rehberlik ve lil

iradna

riâyci

eimi olacaklurdr^

Zi^^te

mW

ktm^^m^d. karsntîa, zîta ee?^

ttiimkitc

zas vt^ilmejiim öngören hadis

^

yti

olarak Kor*an'da

b^MMfu ^'^d^" ile hffIîfele if^gffn cczasmn ayn anda verilemeyecei gt)rüönii benimseyen Hanelilerin

görüü

de.

burada ar/ clliklerini/le

örlümekieiir. H/. f*cygamher'in sürgün ee/as vermesini Hanelîlcr. /.aman.

/emin ve ariknn deiimiyle deiebilecek

yorumiamlarüM'. Buna

g(>re devlet

bakan

bir "lâ/ir" ve "siyasel" olarak

veya yönctici^y-inn^^isua baka

ûm

okun lâ/ircu buau uygs^ft^ilir. M^Jâ* te«mIann vc fesada dümesine vesile ohn Nasr b. Haccâc' Hz. Ömc'in Mcdineto sürmesi, buna mis^k Haf^lcr aynea bu görülerini. Hz. Ali'den nakledihususlarda

len.

"O

ik3sîn& Hine olarak sürgün yeler!" sö/üylc de desteklemilerdir.

Yine Hz. Ömer.

udum

içki içen birini

Hristiyan

olmu

ve

Ömer. "Vallahi! Bir daha hiç demiiir.*'^

ceza olarak Hayber'c Hirakl'e bir

sürgün

kaulmlr. Bunun

edince,

üzerine

H/..

Mü.siuman' sürgün etmeyeceim"

Baka Bir Tembih Bu aratrtîian/n

düündüümü/

,

bir

sonunda, insanlarn dikkatini çekmemiz gerekliini

dier husus da udur; Sünnetin

Icjd' için

olan

ile

böyle,

olmayan, genel, mutlak vcdiumît^teP le öylçalraayan, dcvlcl bakan vc itiareci slan ile m. ^^mbiirto sadr olan îie olmayann birbirin-

den ayrîîbilmek

bu sünnetlerin

iyi bir

feâklke

^

Ujiulup gü/elec

arî^irlmas zorunludur.

btui'l-Hünân. rcihuU-KaciU: IV,

135^36 (Bulak

ha.ski.si);

bn

Âhidîn. tfasive,

ili 147,

4T1


SUm\ Anlamatia Tûnrm

Bu val^tWi7-da gMlsrini nakMgurü?. ^ki /.ikrcuiklcri taksimi esas olarak ortaya

csaMn samctte huhman lasamfla^ meselesi kalîiakiatir Iclrilc

düüichilccek

ki.

ve

çada

âUmterin

koyduktan sarn^ f@Hye saâ/m

mfst\ âs^Hi

Hrekikfe

tathik

edilec^

aslnda bu nokla. ayaklann kayabilecei vc

kritik hir

alandr.

noktay temsil eden

ifral-

ifrat-tcfrit

çi/gisindcn ancak. Allah'n kendilerine basîrci verdii vc eriatn maksat

vc mânalar

ite kiiUt-cü/î

kunvlabilir.

Bu kurtulu

nmthima yn^aktan

kaid^ler

ise,

ammnda

irtibal

HaMIannit ^^nifiMhÜnc v^î olmalda^ ma^ts^ «ifeiyiat tt^k*â vc gayreti gösftm^fe

titizlik

^

vasl olma ar/usuyla hadislerin sahih vc sakîmini ayrtrmakla

Tpk

H/. Peyganbe'in, "Allah kim hakknda hayr

küar"'"" buyurduu

imlar

kiinin kendi nefsi yamncfa

kmm^K

incelemede gerekli olan

kucatüto

dilerse,

olabilir.

onu dinde fakîh

gibi.

An-^WBii^k{iRmhkta6nomCM>t^dmkttâc^ hirnurihsm^^ edebilme melekesi bahet;

la^jitmas /(ir meseleleri icnvi/

Hakk'a

isabet

meydana gelen

ctienin her .sürçiK-

^ipyteya ^vcya

iki

ecrini tic ver; llkir ve

içtihat

ederek

kalemimi/ sebebiyle

ve hatalarm/dan dolay bi/i mallrel eyle; gö/,

bundan daha

a/,

bir süre

de

an-

olsa- bi/bri

açp

nefsimin ye-

nacdüürmeî Allahümme âmîn!

Buhâri. lim. H): 'tisâm. 10: Müslim, tnârc, 175: Zekât. 98: Tirmia lim, 4: bn Mâco. Mukaddime. 17: Oârimî. MukiiddiiHc. 24: Mâlik. Muvalla'. Kader, 8:

Ahncd

m

b.

tahcL

Müsned.

I.

My.

II.

H; IV, 92. 93.

%. 97. 98.


Sonuç

u

aralrmann sonunda

Müslümanlarn

y^anm. yarg

hidayeti ile

tekrar pekitirmemi/, gereken i(;in

ikinei

korunmu kaynak

udur:

ve gerek

l'kh alunluraUa vc gerekse duvcu eilim

rchbcriik alanlannda Allah'n kilahmdan sonra ikinci

havuru

ite

kayna

olduu konumuna ve Hkat IS* asnn balannasnn arclcsindc slâm ümmciinin anna uygun bir hizme-

msbevî sünnei: sahip

olâilr-

da- Miladî 2

Bu,

malâ^

1

.

duymaktadr.

te Ihti^'uç

ter,

ey

MmS iM ti|ta«^@rin karlkl

Ü7J:r^

geekr

olgun

bir hi/mctttr. Böylelikle

mey veler ve koyu

gölgeler

^mâ y^^^k-

bütün âlem

çkm

yafdmla-

ol«afl.

Sünnet konusunda, uydurmaclar ve yalanclar da dâhil olmak üzere bütün

lîrttkleri ty

lanmm. kiilikleri veya güvcnivc ssayfhklan hakknda siiylenilen her eyi kapsayacak kapsam^kmH Am^^gm^lsi'^c ihi)^ duyulmakladr.

raviteri içine alacak

hlr

hliyaç

duyduumu/

ve her birinin

asrn sonlarna kadar,

isler

baslm

ve

geli yollaryla. Hicrî

5.

y^.ma^ ölisuns

bulunmas mümkün olan her kaynaklan

içinde

ve hütün

hir h;t^ka Ltisiklopedi ise. scnedleri

islerse el

sünncii ve

Kesûl'e nspci edilen her rivayeti içine alan bir *^Hadis Metinleri AmUt-

Bu

iki

ansiklopedi, bu

büyük

çalmann ardndan

olan üçüiKü bir ansiklopediyi ha/.rl ayacaktr.

Bu

da,

ar/.u

edilen hedef

ümmetin geçmi

473


^lîÜ^OtamadaYöDten

muhakkik olarak,

alimlerinin kurallann

çada

ümmetin

koydöü

ince ilmî ölçütlere uygun

âlimleri içerisinde yer alan ilim ve ihtisas ehli

iarafmto

^ onaylanmas gereken vc kapsaml

**Sahih ve

Hasen Hadisler Ansikhpedisrdk.

^M

Bu

ansiklopediden sekilmi

kapsaml ^iMUn ^îdcn hablara ayrlarak smflandnlmas. yeni kapsaml bir Hhrisiinin çkanimas; dint atsiklopcdinin. daha

insanî, toplumsal

ht/mci edecek, nlle dc

bütün ilimlcrc ve sünnetin deindii dier ilimlere

(çeitli

sahalardaki

snnandnimasi

aratrmucdara iaydal olacak

gerekir.

Bütün bunlara yardmc olacak ey Rîögi vç lijiun emrine amade rtn

kullanlmas

hîî*frrîfl

gelir ki,

Dorusu

Çünkü -eer

dir.

Allah'n insana bu aströa

bu elha/lann en önde

%

cîhffi^â-

gelehi. kardelerimizin

isimlendirdii

bilgisayar, hâli/

u

'compulcr' veya

kiiden daha ^ok

i

görmekle-

i>ndan gereklii ekilde istifade etmesini bUeyhiliriick^

bilgisayar, bi/e. öntx'kiGrin

meyecek

ise;

kId^^lIî^letMiî ve gelimi

"asrmzn haf/" eklinde

bilgisayar'dr.

bir tas-

çeitli, ince vc

yükl^mym^ vs^^ hülrlüfina dahi gel-

büyük ilmî hizmetler verebilir.

Katardaki "Siimet ve Siref müesseseler ve merkezlerle de

Aratrmalar Merkezrnm, ben/cri karlkl yardmlamalar sureliyi*^ bu

dorultuda kendisinden hcklcnibn rolü yerine getireceini ümit ediyorum.

tmha sonra aydnlatacak,

îs^ Jîönnctin: olaylar yorumlayacak,

yanl anlaylar

tashih edecek,

kapal olan

üpheler

iie

yerleri

bâtl eylere

cevap verecek, hu asrn insanlarna gerekli a(;klamalar yapabilmek onlarn dili vc mantyla ya/lm yeni erhlere ihtiyac yarfr.

Asnm/da Kur'am Kur'an'n gün yüzüne çkarlmasna yöneten, edebilen ve insanlar en

-hak ettii

lefshine, mesajlar ile cevherlerinin bilgi

ve küliürüyle modern akla hitap

geni kaplardan akllara vc ekilde- büyük âlimlere kavumutur

Bmm

için

kalplere girdirebilcn

Ift^ammcd Reîd Rza. C^teârffn «1-Kâsmî, Tâhir b. Âûr. Ebul-A'â cl-MevdM£ Scyyid Kutup. Mahmûd ellûl ve bakalaüBffi tersirlcrindc

474

göldük.


Sünnpl kitaplar -ö/clliklcdc Buhârî sir kimptüfi gibi rini

gelenek

ile

Müslim'in ''es-Sahîh*"\-

icf-

hirlciiren etkili âlimlerden nasiple-

almamlardr. Burada

mehur dön

".ViVh*'/!"

Uin ve Pakistan âlimlerinden tur.

miHomi

ile

kiuplaruun erhi hususunda. Hindis-

ha/ kardelerimizin

Fakat bu erhlerde, nakileilik ve

Dolayrstyta da hu erhler, kültürlü ve

taklil(;ilik

»;ada

etkili gayretleri

yünü

ar

olmu-

basmakladr.

bir insana hitap etmerra:fc-

itHir.

Umulur

ki

Allah,

lim'in "^ffftf/ricri la Lslamî kültüre

it;in

büyük dâvclçilcrdcn huzsn; Buhûrî ilmî ve

i!c

Müs

t^ada hr erhe muvalTak klar da bunun-

üstün bir hizmet edilmi olur.

\>mmm\ mm^

hürmt'^in. âlemlerin

Rabbi olan Allah'a

ail

olduu

eklindedir...

Prof. Dr,

Yusuf el*Karadâvt

475


SÜNNET ANLAMADA YÖNTEM Prof. Dr. Yusuf

Bu

cI-KARADÂVÎ

eserimde; tdkih olsun, dâvetçi olsun, daha çok sünneti ele

alrken

uymamz

gereken teme! prensipler

olarak anlayabilmemiz

i(,4n

ile

sünneti

'sahih'

gerckü esaslar vc kurallan açklama

Üzerinde durdum. Yalnz hunu yaparken; sünnetin zahirine

sanldg halde (r/ünü ihmal etmek suretiyle

(lafzna)

hai-fi

(ekilci)

yaklamlanndan uzak kalmaya kaplarndan deil de baka yerlerden giren,

hareket eden kimselerin dar

çaltm. iyi

Yine evlere

yapamayaeag

hakknda

ilere

burunlanm

s<)k.n, Allah ve

Resulü

(s.a.v)

bilmedikleri eyleri S()yic)'en ve sünneti küçimse\vnlc-in

sulandrmalarndan da uzak durmaya çaltm.

Kitabmn

ilmî vc güvenilir

dayandmaya ve eserlerinde

sadece

kar

'sahih'

ler iddia\

olmasna, her sözü sahibine

çktm durumlara

veya 'hasen' hadisle

bakalann kendim dümeyeyim diycj

desteklemeye,

delili\ le

delil

getirmeye ve nurlaryla

avdnlanmak vc metotlarndan yararlanmak için, özellikle selcfi sâlihin bata »lmak üzere ümmetin deerli âlimlerine de

ba\ urmaya çaltm.

Dorusu masum

alnabilir de, terk edilebilir de.

dümanlarndan

görüü Sünneti, gerek azgn vc ihiislarna ramen- iyi

olan Nebî (s.a.v)'dcn

ve gerekse

-iyi

yaptklarn zanneden, gerçekte

niyet i.sc

baka

herkesin

utiklarnn darig nedeniyle

kar kötülük vapan sünnet taraftarlarnn tttumlarna kar ins.fl olmaya çalttm. sünnete

Prof. Dr.

da

yanl

Tnsnf el- KnrMavi


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.