Prof. Dr.
Yusuf
el-
KARADÂVÎ
SÜNNET ANLAMADA YÖNTEM
A0m
^^me^ma 's-siumeli n-nebeviyye
1.
Keyfe
2.
i's-Simneiü
3.
et-Medhâl U-ttirâseti s-sümeti aahevijye
masdaznt fi '/-ma 'rijeli ve 'l-hadamti
12/ f^ff&dû^ KrtUirat :7
Recep Sonf^tV Hasan Karayiit
Editör
Redaksiyon
M Ali AO0U
Mizanpaj
Ahmci
Kapak Bask&Ciit
Mavh
Kanmi
Malhaa- Zcyiinbrm/lstanbd
Tel:02i24H94n 9
gjH 9^44 n47H-3-H I
2(m
A^usiüs
»Basm
Yaynclk Pazarlama ç ve Dt Ticaret Bnhban A^n Mnb. Bi/ük Reit Paa Cd.
Nida
Turistik
bnn 28/43
Tel :<0 212)
Web
II
Copyright
Tl^
ll I
* I
-
II
II
H
© 2008 Nida Yaynclk
Yusuf el-Karadâvî eserlerinin Türkçe'de tercüme ve yayn haklan, yazar tarafn-
dan Nida Yaynclk Pazarlama
Bunun
527 93 8$ Fax: (0212) 63 1 67 32
wwwjMayayindlk.cem I
Prof. Dr.
Eninöfui/stmü'ul
ç
dnda yazarn herhangi
dr. Yazarn eserleri
ve
D
bir kii,
Ticaret'e
devredilmi olup, her hakk sakldr.
kurum ve kurulula anlamas bulunmamakta-
bakas tarafndan yaynlanamaz,
yaplacak ksa alntlar
hariç,
yayncnn yazl
ortamlarda kopyalanamaz, çoaltlamaz.
zni
kullanlamaz.
Tantm dnda
olmakszn yaynlanamaz,
elektronik
Prof. Dr.
Yusuf el-KARADÂVÎ
Sünneti Anlamada
Yöntem
Notlar ilaveli Çevri
Hanifl
Akn
Prof. Dr.
Yusuf el-KARADÂVÎ
yâm ^«^mm
Mm
Kara(âv^ 192^
en
s^p IHmlerinden
biri
yhnda Msr'da dodu. On
ttk^c^ Miaratk
cabul edilen
Msrl
âlim Prot Oc»
varmadan Kor'an' ezberledi Temel
«nN^' de
"mtf
ei-
etM
m fMs ^ mmm mm^
tamamlad. 1975 ylnda doktorasn tamamlayan Üstad
Karadâvî,
Msr
ba^ta ohnak üzere birçott
Arap ülkesinde önemli görevler üstlendi. Gençliinin bir
slâm
ilk
ytlanndd Müslüman Kardeler hareketine katlan Üstad Karadâvî, mücadeleci
âlimi olup birkaç kez hapse girdi.
BirçoK önemli ve
Üs^dKarat^^,
çd rpa n
h^sas konularda
eserleri
bulunan Üstad'm, ISO'ye yakn eseri bvluou
W-
ay» slim fH^nyenl^^
yönlerine özellikle vurgu yapyor.
lerlemi
yana ramen
çok ülkede konferans,
dünyadaki Müslümanlarn dertleriyle ilgilenen Üstad Karadâvî,
sempozyum ve seminerlere katlarak slâm'n doru anlalmas
e(lpr.JS» îMitamda uluslararas düz^e birçok kurulup ve
için
bir
çaba sarf
çal^y bizzat yürütmekte ya da den^-
laneMr.teta ea&TKmMnMH: »4 W^Rteni^Atimter^i|lâfilir AvtU[)a Fetya Konseyi
Bakanl
•
Bi^ç(^k
•
slâm Hukiiku Aratrma Konseyi
«
slâm Medeniyeti Aratrma Komisyonu
•
Avmps Islâmî Etütler Merkezi
•
Sürinft ve Siet Aratrmalar Merkezi
slân« Finans Kurulularnda Denetim
Bakanl
Kendisine hâyr t, sabr ve sebat dolu dmürler dilerken,
Mevla'mzdan
dileriz...
onun
emâM^de çoalm^mrlNke
3
içindekiler Ysync Önsözü
«--™*M«rt,M«,«^*^.«*M-M*-->-MM-..«t,(^^
—,^^„.^„
lahi Düstur'dan
Peygamberlik Kandilinden
Yazarn Ondördüncü Baskya
11
^.^.«^«.«™.^_..J7 18
„
Yazd Önsöz
19
Tâhâ Câbir el-Alvânfnin Sunum Yazs
23
Yazarn BîHmffiaskya Yazd Önsöz
39
I.
BÖLÜM: SÜNNET, SÜNNETN KAPSAMI VE ÖNEM 1,
Sünnetin
Tanm ve Kapsam
^_..„„„..^.,^,,^.,^4
».*,»,^^^.,s,wMfw"'i*w«j-t^<^
Hadisglere Göre Sünnete Dönü...„
l.Nebî
„
55
..
(s.a.v)'in Sözleri:
55
a. Nebevi* Belagat
66 69
70
-
m^^vY'm Takrirleri (Onaylar)'. 4. NçMe^t^'ÎB Sman 3,
«
Sünnetin
^
.„
Tamam Haktr ve Sünnette Bâtla
B.
Sünnetin Delâleti
C.
Sahabe ve Onlardan Sonra Gelen Ümmetin
D. I^khtaki
85
.™„...^..-„„92
,..^.„„^^„^^„^,M
t mai
Çounun Kajfna Sünnettir
Rey Ekolü'nde Sünnet
f
Bütün Fakihlerin Sünnete Bavurduklar
103
Fkh mamlarnn Baz
105
.
98
Sünnetlerle
H. Sünnetin, Tasavvuf çin
Amel Etmeyilerindekl Mazeretleri
de Bir Kaynak Olmas
1 1
•hkSufHerin, Sünnete Sarlmalan I.
114
Sünnet, fslâmi Hayat çin Detayl Bir Metot Çizer
ISt^'n Getirdii ^llatmMfktân,Kmite^ Siw«*iif^ln5lfe'
„
M
Müslümanlarn, SünnetiKorumadakîSayretleri A. Güvenilirlii B. C.
II.
4
»*..,^.^1IÎ
«
Açsndan Sünnet
^„....
..„„..^.....„.™^
Sünnet ve Hadisleri Elde Etmek çin Yaplan Yolculuklar^.™ Hadis Usûlü (Usûl-i Hadis)
(mi
BÖLÜM: SÜNNETN SLÂM'DAK YER 1
117
.-.«.«,«,^*,^.«,..125
,
"Kuldan Varken Sünnete htiyaç Yoktur^ ddas»,,.... 4.
„83
E.
6.
3,
wat%
YerYoktur..
......
Hükümlerin
aaa^
82
5. ttefiî(s.a.v)'n Sîretl (Hayat) 6.
»*< >«
Sünfi^tin
slâm ddk
Yeri
1j[1
131
135 137
„„..
......™„„_„._..^-^«...„
147
««f*«*>>*«>>t«>«*aPH<a4*a*H*>*B*»>«n«'*a>««qH*>«H«B#*a>««a«««aBu«#>*»**Ki««^wr4f»va>4*ii< 1
49
5
SOM Alflamada Yöntem A.
Kapsaml
B.
Dengeli Bir Metot
C.
Tamamlayc Metot
Bir
D. Olgusal Bir E.
2,
Metot
™.«™«.-...„«™«™„„
151
153
„
.
155
Metot
Kolaylatrc
Bir
158
Metot
Kar Görevi
Müslümanlarn Sünnete
Sakndnlan Üç Afet
163
164
„
hAmlann Tahrifi..
Z Bozgunculam Sokuturmas
166
.
Enetin Sahih Olup (Mmadmn Tes|ft Editaesi 2. Sünnetin Doru Bir ekilde Anlalmas 1.
3.
„,.™.™.„«..„172
.
1
.„™...........
175
Nassm, Kendisinden Daha Kuvvetli 8ir Nass'la Çetimekten Kurtarlmas
A. Terii Konularda
B. Sahih Hadisleri 1.
Önceki
2.
Yeni
—
ve darede Bavurulan Sünnet
Reddetmek, Uydurma
Hadisleri
175
180
Kabul Etmek Gibidir
Dümanlarn Sünnete Kar üpheleri
Dümanlarn Sünnete Kar
üpheleri.
C.
Kur'an'n Yol Göstericiiiiyle Yetinmek
D.
Hatal
Anlay
....181
«...™..,^.«™^
183
-
184
Sebebiyle Hadisi Reddetmek
185
Yanl Anlay Sebebiyle Sahih Hadislerin Reddedilmesi F. Manas Karmak Olsa Bile Sahih Bir Hadisi Çabucak Reddetmenin Pervaszlk Olmas
186
E.
I.
BÖLÜM: SÜNNETN, FAKH VE DÂVETÇ 1.
2.
Hüküm
Fkh Kaynaklara Bavurmann Gereklilii Shhatinin
204 212
Hakkndaki Görüün ncelenmesi ....^.^^Mt 236
Geveken tKe Kavray.!..
bb** «aflara aa*a«<«>Ha a**'
a**H la »aa •aa**afl*taB««
a
aAua«« .....251
Y ANLAYABLMEK IgN ÖLÇÜLER VE KURALUR
Konuda Gelen Bütün
Inda Anlalmas
„...263
«
,,^^^>^^.^.^JÎM
Hadislerin Toplanmas......
Db^in Ua^Mj^MM^
B.
2%3âf itel^l
H^^MF
261
ddias Hakknda BirDeerlenmKv....^.»^.
A.
3. Muhttliful-Rads
226
Aratrlmas
hyf lt# A. Tembih EdÜmâiMcen Gerçekler
2. Bir
197
216
Terlb ve Terbb KonusuMib
Sünnetin Kur'an- Kerim
193
203
Tebli ve Rehberlik Alannda Sünnet
Hadislerin Kur'an'la Çelitii
6
™
Ba^rmas
...
199
Fkh Birletirmenin Zorunluluu
C.
ile
BÖLÜM: NEBEV SÜNNET 1.
Verirken Sünnete
Hadis
B. DâVetçide Olmas
IV.
—
B.
A. Delil Gösterilecek Hadisin
3.
ÇM BB KAYJWKaJ«ASL„.„..._«™,..™..
Hukuk ve Yasama Alannda Sünnet A. Fakihlerin Hepsinin
74
—
^«.»»H.H
«.»aH.»».a».«>..»a4.->
285
A^nda Bada^tns veîetdh ..^.aaa.aa...a...^«,».»a,.,...#.«.«*^.w»a^»^...,^»290
çind^iler
Cem' Tercihten Önce I.
Kddnidnn Mezarar
25Ö
„
Gelir
Ziyaret Etmesi
293
le lgili Hadisler
296
tl.AzI Hadisleri
301
Hadiste Nesh
III.
4. Hadislerin; Söyleni; Sebepleri,
A.
artlan ve Maksatlar
B.
L %,
„
H^irm Deien Bir Örf Üzerine Kurulmas Lâfz He Bul» v^a&hîr
Hadisteki,
6. Hadisi
30S
Balamlarm GâzOrMe tet HtBosumta SaNabe ve
Nasslarn Vaz' Hikmetini ve
Tabunun Metodlan
Inda Anlalmas
'rte
...
„.......».,
.,
Maksatlar Arasnda Söm^...»™...™.
...-^».^
—
.--.3Î9
Dei^ Araç le Sabit tmm ^irindert Ayrt Edilmesi.
Anlamada Hakikat !!e Mecazn AyiEt ^hn^t
Ahkâm
Hadislerinde Mecaz
344
354
.,
Çada Kültürle Yetien Kimselere Mecaz Kapsm Kapatmann Teilkesi Arca }^^çma|tan Saknlmas
Mecazi Yorumlarda
357 361
„
....„
362
Reddedilen Yorumlar 7.
Gaybi Olan le Gaybi Olmayan Hususlar Birbirinden Ayrt Etmek
366
-
Sonradan Çkan Istlahlardan ve er'i Nasslarn
EK: V.
Bu Istlahlar Üzerine ndirgenmesinden Saknmak
374
"Tasvir" ve "Naht" Kelimeleri
375
BÖLÜI^ SÜNNETN
-
TER (HUKUK) BOYUTU ™
Giri
Mânas Tahrif Edilen
Bir
,
379
—
381
382
Hadis
387
Sünnetin Teri'deki Fonksiyonunu nkâra Yönelik Aiirhklar frat ve Tefrite
390
Düenler Arasnda Teriî Sünnet
Tahkike Muhtaç Büyük Bir Mesele Sünnetler Konusunda
....396
mâm ibrr Kuteybe'nin Görüleri
397
mam el-Karâfî'nin Deerlendirmesi
400
-
,
n Teblii c lift@9Rnjpl^â^^^.<M^.^i»«..».^.»^ MeseesinPe Al. Re^Kos'tunMe^^^
Risâtef
—.„,.>»,^^.,,i,k.MS 412 417
Üstad eltut'un, Sönnetl Teri! ve Terii Olmayan Diye Ayrm............ Genel ve Özel Teri' Tâhirb.
Bakmndan Sünnet»
Âûr'un Görüleri
Meselenin Deerlendirilip Üzerinde htilaf frat ve Tefrit
Hacla
ilgili
Edil
418
-
-r-
42^
-
Ayrtrlmas
memesi Gereken ki
„
,
Hakftat......
.......
429
Srlarn Zekatna
432
Bazlar Sünnetten Deildir
Hadis Kitaplarndaki Zekâtla
lgili
,...,.427
.».^.«,*.-*^.,i«^.î*^..-.428
Arasnda Bocalamak
Fiillerden
—
439
htilafn izah
441
Dair
44Î
Atlarn Zekâtna Dair
Çok Sklkla Nesh Görüüne Smmamak Gerekir
..~
7
Sünneti AnlâEHg^%ien
Hz.
448
Peygamberin çtihatlar
Sünnet'te
rad Yoluyla Gelen Emir ve Nehiyler„«..^™-«.«.«™-.«..-»,~«-«-««.«
Tpla
Hadisler
lgili
tbn Kayyim'in
Tbb-
.^«««^ Nebevi le
lgili
452
454
BazHadhlertVorumu
459
Sahih Addedilen Bu Hadisleri Nasl Yorumlamak Gerekir?
Tbbî Hz.
Nitelikli Hadislerle lgili
bn
Haldun'un Görüsü
450
„
Peygamberin Beser Olmas Gerei Tasarruflan
460 -.461
Ulalan Sonullar...»
Baka Bir Tembih .
477
ndex Prof. Dr. Yusuf el-Karadâvi Eserleri.....,..»
8
..„..
«-..«.-.-....513
Ksaltmalar
:
Atl ^E^^j^er
:Ac ccçcn a. s
a.y. J
>-
;
rrtâteale
Alcyhissclâm
:Ayn
yer
:Bin/oeul :K?:
bU
:Bîikn/.
c.
ia\t
DA
:Diyancl
H.
;Hicri
Ha/.
:Ha/,rlayan
slam Ansiklopedi
M. rölüm r.a.
Radivallâhu atl
i'.unhâ
:Radiyallâhu anlâ
:RahncUllâhl alc^h s,a.
'Sallall^u aleyhi vc scllcm
.La. r.n.r.
:Türkiyc Diyanci
tahk.
:Tahkik
icrc.
rTcrcümc
irs
:Tarhsr/
Vakf
;Ta.shîl
9
Yaync Önsözü
Turh btyunca. cn
vc o
hir dine inanan
insanlir
*^olc
bir yttrumu
&\m
olmuiur. Bunun
megul nicn
tlittifi
tlFcninû
ile
u^^an
mesele; kendisi de varlk aleminin
îinTu^lmam ve ymmlûim^ schcM.ptîck Allah'an gelen vahyîn/ilahî
msHn'^^
l^ma
m
vi^j^ fmlk uygulayK«a «lan p^^mb^n siöj^ davranlannm. sO/lü vc yazl ilade tarzlaryla, nesilden ncsile mkledîlraei^fn. gerekse
mcsîdir. Zira. tesanlann
kulland
1^ H^pImnda. mlk ^kîl^ ki^inîn
biina söz ve
leh^i;
l@t^M^
tek
rivayci.
Oph^^
yer
hrakmaya-
mak^«w heîirtmcde. muradn ortaya MaM pLpvsx ; nuhkmn faA^4W ve
l^arti &tüm;/.
delen vantndc te^hihh
herhangi bir dilde vc^a ayni UHin
^
meAl
emsi,i ve
amMik
lar/a ma
anlîttnn
^vurulm^^ bu foye w m^t^nn wla$&nesnt güçletirmitir. Kâl^ d ki. bu metinleri okuyan vc dinfç^in. tmcfcn ^^toroa d^^i de hir^«d
w te^kmsat dururmma*
na vcdin diline SSrtalgnin Tarkl
ifâhî
kelâmn aü t^i;^ #tîli
oluum ^"îrc de deiiklik
&»r«tlar^
ar/ eder.
Dolaysyla, dinin nass olarak kabul ellii metinleri anlamak it;in, $âri"in jaye ve naksallann lespi etmek esastr. Ancak bu gaye vc maksad sadece dil bihjisi kurallar ile lâfzlardan istinhat elnek mömkün deildir, /.ita. kelime \c lal/lar gayenin kendisi olama/. bret ve ilihar
olmadan yaln/ca
ün
dtirl
asr
iharc. hi/i asla
i;indc.
alt!
hak ve hakikate götürenle/..
yü/ saylahk Kuran gihi
kitahn yü/ olmas. slâm Pcvtambcrinin hir
i/ahun vanlms sö/.lü sciylcmlcrini vc anlaml eylemlerini uhlil eüebiliTick kadar erh ve haiyenin kalenK alnm ohast bunun cn canl binlerce
cill
tcl'sir
ve
için. bir
o
iladcsidir.
11
Sünneti AnlasiKb
Kald
meni
çada
insann yönelileri, bu çaba ve gayretlerin tcyamete kadar anar4k. devam edeceini çok açd; l?lr ckildG fgimcrmckiedin ki,
^W m ^
Am$k m\mm
ve yomifdama raayett^ ne tefiîr ve köüijm yazma ameliyesinden ibarettir. Mühim olan, bu fâaliyet :$mknei^£i£Mg Allah ve Ete^lânÜn ^yc ve mabsadt ile so-
m
vardmz
m
nuçlarn drt^jmEMr^ $ft>^ bu ^£ia ^yrçtlcr devam ^l^^oic, çaginsana ymietl^ttl boa ^temamak ve mhm hayal ktnkl#na u^
n yollarm arama^ d^a t£^tsu anladklanmsm Allah ve Resûlünün murad m S^^mât örtOm^nm pttatmt tes^ mtmM ^m^^ Jüpue totm m dört asrf^tai W anlama m yoMte» ^%clîmn ^s^riMndcn m^in ^M^ y@nMt^ ^ edilccct^ bu. zorunluluktur. Menfî anlamda gelenekçi olrmâda^ i^^ «mkumda ild
î^to
MM
rstifdie
bir
W gelenee
sahip ctesl iarkh eyferdir. Müsbet anlamda bir getenefe sahip olmayanlar» yenidm anlama ve y^Hito ^rumlama
Mly^e
giriecek imkân bulamazlar. Köksüz bir hareketin öksüz ve aktm kal-
mas kaçndmazdr.
.
Cinnetin
anlalmas ve yorumlanmas 14 Hadis
ile
meselesi,
Ehl4 Ftkh
ka^ k^ya
getirmitir. Muhaddisler fî:khlcri, hadis bilmemekle ve rey
tlitt
kyas
mU ^is'e, rivayet
#ti^*^mefâe îa^ataî miM^ is© eltikW ihmndc düünmeyen lircr râvi vc nakilci hadisle»^
«nlan
ite
h#nalta1, bili
gö/üylc
bakm
ve
tayclar olarak dccrlendîrmîUr.
Netice itihariyJe Ha<Iis. imi ve Usûlü, kendi içinde bir anlama ve ,yorurnluma yöntemi gelitircrtKclii içindir ki. bilâhere muhaddisler de, fakih vc mLifessirler gibi. Hadis ve Sünneti
Fkhn
anlamak
için.
büyük oranda
cimek durumunda kalmlardr.'Zira Usiil-i Fkh, slâmî ilimler içinde, dört ayr ilmin (dil. mantk, kelam, fkh) esas vc prensiplerini cem eden, gerek hiigi felsefesi bakmndan, gerekse anlama ve yorumlama yönlemi bakmndan, müstakil (Jsül-i
(vc
kural ve kaidelerini kabul
ksmen dc
olsa)
müLckâmil
bir metodoloji gelitiren tek disiplin
olarak kabul edilmitir.' Sünnet: Kur'an- Kerim'dcn sonra slâm'm ikinci inançlar, ii^dcilcr,'ihMik,
Dr. loji
12
muamelât vc âdabla
Mchmel .Görmez. Sünnet vc Sorunu, T.D.V. Yaynlan.
Hadisin
ilgili
Anlalmas
kaypadr.
Kur'an;
slâm'n temel csaslann
vc Yurutnlanimsnda Metodo-
bask. Ankara 2()00.
s.
1-4
Yayna Önsözü vc
kuraliiinn
ana kituplr. Sünnet
içeren
ise;
bütün bu konularda
Kur'un'n icurik olarak a^^klanas vc pratik olarak uygulgmmifiu:.
le huA^ Icr ile
0% sünndc uymak
vc enun
g^tai olduu hUkÜm;
yöntcndirmctcrte amel etmek hayait bir konudur.
MUHlcraras
Dâ13^
Lsfâniî
EnütUSsÛ
ha^n
Üs6ul
CkUr
el-
Alvânî'nin dc dedii gibi. sünnet, Kur*an'1a iç içedir. Çünkü sünnet. Kurban* m^bemlni beyan câ(^, mSemetmi 1^1 eder, âyetlerini açk-
n
lar,
beyanlarn
BEMt
eder vc hükümlerin uygulama sahalarn gösterir.
tefsir
do görülürde
mmm ttsA eden bir eyi
tah^s edebifir
^
^rûnürde mutlak »k» ûâ mmihîâmMVit. Hiç üphesi/ yukarda belirttiimiz önemli hususlarn, çada slam dünyasnda ilVal ve letVil çi/gilcrindcn u/ak. son derece ilmî bir üslûp ile sistematik hir
yap
içerisinde deerlendirildii eser, gerek genel
slam
corafyasmda gerekse de ülkemi/.de önemli takdirleri ka/anm üstad Yusuf el-Karadâvî"nin tercümesini sunduumu/ 'Keyfe Neîeâmehi
Maa 's-Sünnet 'n-Neheviyrc " isimii çalmasdr. Bu kitap, ya/tid günden günÜmü/e kadar slam dünyasnn
her
yerinde, akademisyenlerin, âlimlerin', ilim örencilerinin, vaiz ile haUplerin
ve ö/ellikle de hadis
hir el
okumak
isleyen
hemen her Müslüman'n
âdeta
kitab olmutur. Kitap, birçok ilahiyat fakültesinde, enstitülerde,
ilim meclis ve
yuvalarnda ders kitab olarak okutulmas sebebiyle Müs-
lümanlar nc/.dinde (inemli bir yer edinmitir.
Bu dccrii
ülkm^le^ dM
tercüme eltirmcmizdeki gaye, hir bilgilenme var oluu, dier bir deyile insanmzn yanl bilgilerle donatlm oJnasdr. En temel konularda bij^ 0ihih slamî bilgilerden yoksun olmalar gerçeinden hareketle; ü^nmmt eseri
açnn
d^^l^
doruya Kur iyi
an vc hadislerle muhatap klniak% bu sorunu
yöntemlerinden
biridir.
Bu nedenle de yaygn
hedcUcmi olmas hasebiyle bu kadar önemli olduu aikârdr.
Bu
esxsân
bir '*ümnfX^
(^ümrm
ülkemiz insanlar açu»ndan nq
Mâ dnce yapUn tMl^ ^Mfe ayan olmas ve
dönanin hUyacn
belli
mIa^to»nda Bmn}
mem%
eserin,
fimenin cn
ölçüde
il
karlatüasm n^merr; temâmede. konumn
bir yeri c4an alt
balklara gerei kadar yer
veril-
mmiAa t#riç yaplmamtr. Baz yerlerde tenine skntfonna ik eastlanmaktadm Bunlarn yan sra Ütâd Yusuf KârMvTnin tercümemizde esas dördünü baskya yapt yeterli
Mptm m
teoKilc
der belirttii gibi;
ya/^ru
ttte
yeniden
M M^^
^sta
i^^mp m mmmi^ym çk^tMtatfM bulunmas,
gcçirme^îy
13
Sünneti Antanada
Yöntem
a;klamalar eklcmcsiyle kilabn haemi üçte bir orannda artmtr. Ayrca ayn önsö/de ÜsI;k Karacirvî. daha önee dier dillere lereüme edilmi hu eserin tekrar gi)/dcn geçirilmesini talep ederek. yapUc 'k tercümelerde bu yeni 14. basknn kullanlmasn önemle ilave etmesi. yarari
vurgu lamdr, :yttkrn# mKfiçitiimi/ bu vc bcn/cri sdcplerdcn dolay kitabn
yeniden ictümc cdîlmcsinc ihtiyaç duyulmutur. Elini/deki bu tercümenin,
eksih^ üom
mk olmas
hasetliyle Ö-
Mili biH»)luu doldumca timidindcyi/. '^Sifuncti
eser.
AnlamaJa Yöntem"
balyla
tercümesini
sunduumuz bu
Üstad Karadâvî"ni üç kitabndan meydana gelmektedir: "Keyfe Neteâmeîu
Birincisi:
Maa 'sSiUveti 'n-Neheviyye", "
kincisi: "el-Medhai li-DirâscO s-Sûnneti 'n-^I^ehc}^^
'V,v-.^w^
Üçümîüsriise,
Mmh^ ft^kh^t^ vel-HadâmÜ"
Üslâd YusuC el-Karadâvî NVashtngton'daki
Düünce
Ensliriisii
ya/ar
sonra
adyla
bu
"nm ilei
eseri
" Milletleraras
ü/crine birinci eseri
"el-medha!
slâmi
ha/rlamlr. Daha
i-Dirdseti'.s-Sünneti 'n-Neheviyye"
enstitülerde. laküUelerde vc çeitli yerlerde örencilere ders kitab
amacyla ö/ellcmitir. Yalnz özetledii bu esere, 83 sayfalk bir ek hazrlamtr. Bu ek, elinizdeki tercüme etliimiz eserin birinci bölümü olan "Sünnet, Sünnetin Kapsam ve Önemi" balkl
olarak okutulmas
ksmn oluturmaktadr. "Keyfe Neteâmeîu Maa's-Sünneti'u-Nebeviyye" adl eser. tercümemizin esas ana gövdesini tekil etmekledir vc bu eserin tamam, son eklemeleri dâhil, eksiksiz bir metin olarak kitapta yer almaktadr. Eserin isimlcdirilmcsindc dc bu kitabn
bal
Üstad Vusul el-Karadâvî'nin bu alanda
kullanld. Çünkü bu eser,
yapt çalmann temelini
olu-
turmaktadr. "es-Sünnetü Masdaran li'l-Ma'rifeti ve'l-Hadârati" kitabnn
ise,
70 saylalk Sünnetin Teriî ile lgili kifMnu elinizdeki eserin eki olan beinci bölümünü oluturmakladr. Bu son bölüm. Prof. Dr. Özcan Hdr'n tercümesini yapt "Bilgi ve Medeniyet Kayna^ Sûmef adl
çalmasndan
iktibas edilmitir.
Tcpcümcte tekfii,
'*^î'M^al H-irâseti*s-Mnneti'
Vehbc yayn©^ 14
^Kej^c
mtfm^ hm\m
I»irc 1425/2004 heînci
basiküt ite
Yaymfi Önsözü
"cs-Siinnc'tii
Masdamn
li'l-Ma 'rifcH \c'l-Hadârali"\\\n
yuynevi 1426/2005 diirdüncü
Günümü/de
alnd
hsks esas alnmlr.
hadis kaynaklarmm; ^spiütKnî CsJiiardancc usulü
alnm
bu çalmada, da ayn usul esas
i(,'in.
Dâru'- uruk
esa
vc hadisler,
ConoH'dancc usLilünc göre verilmitir. ConciMdancc içerisinde yer almayan hadislerin, hungi kaynakta gisçl^i çounlukla icspil edilerek ha/en bu, kay^klarm ciU Mc sayla numaras gösterilmi, bazen de eil vc sayla
nunrans yerine parantez içcrimndc haû.K numaras ¥3)immit.
kUnç»fara
rin
h^isMtt ^tici huuRunil
Mh
belirttt#
ve
lE^tfck^na^
ite
Hadislerin lahricinde kullanlan eser isimleri.
münde
s<V7>k(musu
IhnM^ had^ri
"Kaynakça" bölü-
verilmitir.
Hserin lereümesi
kasiedilen
arkadam/ Hanill Akn. olametinlerine bal kalm, /aman /aman
esnasnda çevirmen
bildiince hadislerin orijinal
için
M
^im:t eter» (Icrlpnç
N^t^uj^. dote^^^ da fi^^ltem
huiummmjt
verilmitir.
manann günümü/ okuyucusu
'\:a^daf bir üslupla bira/ scrbcsi
A/ami dikkat vc
olmu
gayrçlienc
laratndan daha
davrand
ramet^
iyi
anlalmas
da olmutur.
iaricmda olunmadan tercüme
Yt|¥l@ eletiri ve uyanlara her /arnan ihtiyaç duyd^umu/u* ^kuyueulanm/ tafat'ndaa bUinmus&ioi isteri/. hatalar
\mm
olabilir.
mmmm.
I^tfl^3vf mjî
fmit
adam onaytT^ liJi^^M
taft
im
eChne
Wm
NEb^^
bir
Fftrf.
ör.
bîr külliyat
m
Yusuf l^ftmks
elt(r-
i^^m&âsu tomli
kühür düflyamriea kifisandrarak, mUhim hr
boful
tcb;^ Ki\m ;^pcUml@ elan yayn ^^^Tm^mt yeni s»la|u Hida Ytjymahm feu Ûfa(to ^yj)(i5aw taiicnnîsiylc, bu vc katk ba^mmda yafnlmfc icMu l^^ sahlpM^ ^mdidcn ükranlarm/. sunacamz bclitmck istû'r, bu eserleri
bîr
ûfMmm
ftoM
anlaml vc zor çal^mada^ncsp
tOm dc#^i d<^arvmi3ia leokkür
ederi/.
Çaba bi/den. haar O.
ni'
elbette Allah'landr.
^üzcl Mevla ve
w gite yardmadr. stanbul
Aüslos/2(K)S
15
"
lahî Düstur'dan %(yt/uCmu^ eytann errinden J^üaf
^'^rusu
içlerinden^ kmtffhFine Altah'm
J0^ier£krt ve
mkârdmi kenditmim
'a
snrm
âyetkrm
temizleyen^ kendiierim Kitt^ ve
kfkmetr öf^-eten hir Pt^'gamher göifâermeMe Âfhk, \iîk hir linufta
sapkhk
okuyan, teff-
m&mfrer^
huftnmu^tur. Halbuki daha önce onlar
apaçk
hir
içinde tdi/er."
(ÂMmrân,
"Ey
^
imm
3/164)
i'd^ttkrl Allah'a itaat edin.
Pey^mnber'e ve sizden olan
nht 'i-emre (idarecilere) de itaat edin.
Eer hir Htsusta anla^^-
inerseniz Allah'a ve âhirete gerçekten Vi-
inm^^y^^ mm AMh hem
ve f^esV'e götürün (onlarn talimatna göre halledin); bu
hayrl, hem de netice
bakmndan daha güzeldir.
"
(cn-Nisâ\4y59)
"(Ey müminler!) Peygamher'i, kendi aranzda birbirinizi gihi
çarmayn.
çarr
çinizden, birini siper edinerek svt^'ip gidenleri
muhakkak ki Allah btlneki&dû\ Bu
sebeple,
onun
em'in&^^m
nmanlar, balarna hir bela gelmesinden veya kendilerine çok
e^
tmhli bir azap isabet etmesinden saknsnlar.
(cn-Nûr, 24/63)
"Peygamber
size
ne verdiyse
da saknn. Allah'tan korkun.
om aln,
size
ne yasakladysa ondan
"
(cl-Har,
S^H) 17
"
Peygamberlik Kandilinden
'*RcsûIü!Iah (s.a.vK *¥ih çevirenler dtmth ftmneftmin
5i'
buyurdu. Shahilcr. '£r Allah 'm Resûlii!
te
girecvk
17
kim istemez
'
ki?^ dediler.
Bunun
üy'.crinc
taat edenler cennete girer ve bana
kar
c-cmte-
Cemele girme-
Rcsûlüllah
(s.u.v).
'Bana
gelenler de cenneti
iste-
memi demektii-' buyurdu," (Buharî,
V
"(Benden sonra)
sise
iU
hirakfm,
l'tiîöim:
2)
8mkt (a sardiit^mn
mla) sapnmmE:. ^nhr, Aihh*my^î^^metim'dir.
"
(Hâkim, cl-Müslcdrck, 1:172)
>
*
"Ben
sizi.
gecesi gündüzü gibi
apaydn olan
(en
küçük bir üpheyi
kabul etmeyen gayet açk) hir din üzerinde braktm. Bu sebepledir
benden .sonra .sünnetime ve benim yolumda yürüyen Halifelerimin sümtetine sanlnz. Bu sünnetleri az dilerinizle alsa dahi sikiki.
ca
nmmm. lAhîmâ ft HtnfjfâL el-Müsned.
18
IV, 126. 127)
4
Yazarn Ondördüncü Baskya
Yazd Önsöz
^snâfMimltinânirmâhB
Hamd:
nimelini sâlih ilerle litniîimlayan. ihsanyla
vc bcMvkcHi
\'ç
.'jcylcr
hayrl
uygun halo g.Minosiylc maksallar
gayeleri ger(;ckleiire Allah'a mah.su,smr,
Salât vc sclûm: Allah'n
CTnm
indiren,
ilgili
mhmetiylc âlemlere hidayet rehberi alfv^
miTietwfc^ fTrfiTiînlcre yol gffeîierîci
faîmm
ve O'nun höeeetiyfc
büûin insanlara gönderilmi efendimi/, önderimi/, örneimi/, sevgilimi/, ne.
öreimenimi/ Muhammed
O
(s.a.v)'o.
O'nun
ehli beytine, sahabeleri-
nun yilunda yürüyenlere vc kyamete kadar
O
nun sünneliyie
hidayGic ercn kimselere olsun. ftli
giriten sonra: ncbevî
Kikunmayan
nellu\
Müslümanlan
^îMlieit, îkinei
vahiy)*dir.
vahiydir veya vahy-i gayr-i
Kur'an' Kerim'in ncbcvî beyandr.
elinde hükümlerin ve
tüm yönelilerimizin dcerlcndi-
rilng.si i(;in (Kinçi Kfiynukir.
ile hu sebepledir vi hayat, davet,
lüman'a
kî.
anlama, kavrama, imnç^
eilim ve öretim alanlarnda
i'ar/dr.
Ö/eliikle
de
lur bir
dönemden sonra bu
far/.iycii
amel. mâne-
sünneti anlama her
Müslümanlarm
Kur'an' ve peygamberin sünnetini anlama
ballk,
gerileme
faaliyetlerini
Müs-
devrinde,
donuklalrdtk-
hatrlatmak çok gereklidir.
19
MÛslUman kine cn uygun
âlimler, dâvetçiler
ism^
Ifif
ve dÜUnOrler
ile
dîni
çamzn idrâ-
anlatmay düünen her gayret sahibinin*
^
alandaki görevlerini yerine getirmeleri gerekmektedir.
Aslnda bu kitab **el-Ma%edu%Âlemiyyu n%FikrV-slâmr {U\\-
DüUnce
leUeraras kiâmî
£n$titUsÜ)'Un istei üzerine bu alanda bir
katk olmas îpa hazrladm. Bu
Msr'da
kitap geçen on bir
yl zmnan zarfnda
ve Beyrut'ta onlarca bask yapt. Bunca aradan sonra bu kitap
hakknda yeniden gözden geçirme, düzeltme ve tamamlayc baz deer-
yaplmasnn uygun olacan gördüm. Görcv ve sorumluluklarmn fazlal vc vaktimin darlma ramen bahsettiim çalmay gerçekletirmek için buldu^m vakit kaçtsnamam fecel&m bir tîrsat oldu. Bu kitabn sahip olduu güzelliklerden birisi de; bu kitab lazHarlendirmelerin
ken kendimi tamamen bu ç^^mya vererek ona eksiksiz bölttmler, sahih
açklayc bilgiler bakmndan tamamlayc hususlar ilave etmem, dü/üllmc yapmam ve gö/dcn geçirmelerde bulunmam oldu. Böylelikle bu kitap, aslnn üçte biri kadar artt. Bu sonuç, Yüce Allah'n lütfundan ve
ve artlar uygun hale gelirmcsinden kaynaklanmaktadr,. Buradan hare^
keib bu kitab
dillere
tercüme eden kpd@$[mm4€Y« ^np^: tercü^
meler! yeniden gözden geçinpek ve etmelerini
farkllk
tamamlamak
için
bu
mâkya
timat
umuyorum. Böylelikle Arapça aslndan yaplan tercümelerde
olmam olur.
Sünnete hizmet etmek
için (bu alanda) birçok kitap
yazmamda
beni
ba^U küma^nt^ dolay Allah'a hi^»i ed^^m. Bu kitaflana '^msinde;
"&^ûm^ Masdaran li'I-M&'rl^i m^^Hat^tiZ
mrâ5eW's-mm&l*\
*'er-^^î v€%km'\
"et-Afârttekâ
''Medkal t-
mfrm%Terîh
ve't'Terhîh li'l-Münzirî".
"el-Merciiyyeht'î-Ulyâ f'l-slâm !i'l-Kur'an
ve's-Sümet"
sünnetle
gibi
direkt
Sâlihatun li-Kulli
Zemân
ve
ilgili
Mekân".
kitaplar
"Medhaî
vc
"enatu'l-I.slâm
li-Dirâsetr^-^eriati'l-
slâm^e'\ "Teysîru'lSikhi M 'i-MiLslimi'i-Muâsr "nn birinci cildi ....gibi kontak llgllt direkt b^^ttl olmayan kkapteryer almaktadr. Dâru'-urûk yaynevi, geniletilmi vc yeniden gözden geçirilmi bu basky neretmeyi üstlenmede hana imkân .salad.
20
YazarmORdârdÜiKii
Yüce Allah'tan, bu kilâbl pmxmu toksn yazya geçirene, okuyana, s^ymtayan ve genel bir fayda sâ#masna katk gösteren herkese hayrlar vermesini dilemekteyim.
ÇÜd^ Allah,
her eyi iiten
weeva^
edendir.
Hamd, bata ve sonda Allah'a
p:ahsustur.
Rabbinin Affna Muhtaç Prof. Dr.
Yusuf el-Karadâvi
Cumaaiye'l-Ulâ 1421/Agustos 2000
21
Tâhâ Câbir
el-Alvânî'nin^
Sunum Yazs
amd. âlemlerin Rubbi Alfeh'a mahsusiur. O.
slâm'
^
nebi. rehber ve rcsûl t)lar;k
Ascf^milir. Muhammcd'i
upra ye sapkln yayld
lclcyici.
(s.a.v):
büün
ise
Mm din ftaric
Muhammcd"i
insanlara
Hakk
(s.a.v)
ile
müj-
Allah'a dSvcl edici; rcsûllerin gönderilmedii ve rcltot
aOncrnIni aydnlatmak ü/crc bir nur olarak
g<indcrdi.
Mühammed dan
ald
Yüce Allah'n emrini
^^rilfö gçljçdi; O-sanlara indirileni unlara
litikümlerini
deiiklik yapma-
erdi. onlara gönderilen
(ilarak ise;
ycryü/ünc vc içindekilere
sabit olan.
nuru sönmeyecek.
edilmeyecek slâm' onlara
Yüce
bayranm
beyan
yüklenen
etti:
Allah'n
açklad, rarzlam prîfie m^tâl Böylece iusaalaca göadc-
kemale
salnda
hiçbir
gibi at^klad. risâlel görevini lebli elli ve kendisine
bM öMü^ti Hîen
(s.a.v).
Allah, bu risâlel dalgttâftnttisllM
nimet lamamiand. Allah, din
rtrifasçî
i:?areticri
ohiffcâya fca^te'
«i^^ll
kaybolmayacak, hükümleri
^
iptal
seçti
nrunun yaylmas ve kyiEm^e kadar
alamak
i<^,
^k
risâlet
ResûlüUah (s.a.v)'n
vc gerekse vefatndan st>nra sözün çelimemesi ve kalpliSfln
hulanklamamas çin nurun
vc hidayetin kaynaklarn
açklamtr.
an
Yüce Allah bu konuda t>ylc buyurmaktadr: -
Millcilcraras Islâmî
Düünce
En.stitüsü (ci-Ma*hcdu'l-Âlemiyyc Ii'1-Fikri'l-Îslâmî)
Bakan 23
SlinnetiMrtlMm "Allah'a ilaal cUini/, Rcsûl'e itaal cUini/. ve si/dcn (ilan emir sahip'
/ef#)?fulu*l-cmre) dc
Bu
itaat edini//'^
sö/konusu
SycUc
*Utf'l-emir"i]cn
edilen
kasiedilcn
ise,
"...Hâlbuki onu, ResâKc veya aralarnda yetki sahihi kimselere gö-
türsclarUt
a]^aj8Ur« oma ne oil^tee^^ hüküm çkarmaya güca yeten
mUarm mmiflan iin
dugntu MTterd'"*
âyctinîn
içyûzünll
âUml&r Kc Umtncl tarafndan k^:^imne huna
yetkisi verilen vc
AtWn hükümlerini uygulanm
skca sarlp ondan
asla
aynimayan yön^icüer-
dir.
Allah'a itmt;
Q'w yjjce kitabna itaatle, O'nun muhkem âyetlerine
up^^
tamamm itifmkla, emir^ît
I^^Ekniîte l^^omkta,
mttt^lvih âyetlerine teslim olmakla, verdii haberlere
itibar
etmekle ve
sünnciultahn kîivramakla gerçekleir. Allah Resulü (s,a,v)'ne itaat
ve tamamen 1e
ilaat
ise;
hayatta iken emirlerine uymakla
uymak nctiy-
Gimcklc, vefatndan sonra ise sünnetine
orta^ ^^fkar. Islum'n /ulurindan itibaren. Resûlüllah
gclirmc;
{s.a.v)'in
sünncliyle delil
Müslümanlarn imamlarnn vc müttehitlerinin
etmi
tespit
ku^lam uygun olarak Yüce Allah'n kitat^yli* delil getirmesi giM a^kof^TT. Bmn E^ümator, Mllüllah (mvj'im fdj% ^ri^ olduklar
v& ifd^tfft^
sTOrtae
delil
d())iUk sr)/lerindctu rîlicrindcn
gclirmc ilcvîftm.
iöeff
olarak Allah'n dininin hir gerei
ve
^mm
ftöt nieyedretri taâîî
olduunu
ol^n
ve tMrlerindeit
bilirler.
Bu durumda
Allah'a
vc peygamberlerine iman eden birisinin, bunun aksini söylemesi caiz deildir.
le
sünnetin bu
konumu gerei,
bir
Müslüman'n, bunun
aksini
s<>yicmcsi nasl caiz olabilir ki!
Sünnet, Kur'an'la
beyan, mücmelini
tafsil
i<;
içedir.
Çünkü
sünnet. Kur'an*n
eder, âyeüerini açklar,
hükümlerini uygular. Bazen dc görünürde tahsis edebilir vc yine
^
cn-Nisâ. 4/59
'en-Nisa.4rti3
24
beyanlarn
umum
ifade
mübhemini
tefsir
eden
görünürde mutlak ulam da takyid edebilir.
eder vc bir
eyi
TâhâCâbir el-Alvânî'nin
Bundan dolay ncbcvî sünnclin MüslümunlarmUan rsc
anlay
kimsenin
hi^
k! vc
bilgisi
az,
tartt^md dinî bir mstm cahil,
lürcdi bir nesil
RcsOIülIah (s.a.vVdcn sabit, kesin veya sünnci
oluu: bu ümmclin
delil
Dakst
bu
mc^'s^^a^i
M
Yiç^
vö aktlia <?îlimesî haiincte de$rtfenîf) etmediler.
desielçlgîn-
Bu ^^l türediler, ^2kt)nusu bu nt^ododelil ge-
bir
"haber vcrmc"dcn ibaret olduunu, dolaysyla bütün
haberle
^^mlar,
tartma olduu yanlgsna dütüler. Bu metartmann tamam; sünnclin hadislerden olutuunu, hadisle-
hakknda yaplan
rin ise
bir
delil getirile-
problem konusundaki tartmann, bizzat nebcvî sünneti
todolojik
Bunlar
snriarnn vc beeri
lür bir haberle delil gclirmcnin
lih* halîerlerîîî.
tirme
smm
apaçk olarak gelen salam
Hg^^ lu^jadaki yerinin n@ olduunu
lojik
düncm
gcgmi^lckilcin haberleri ve sünnetleri arasnda bir fark gö-
ile
bileceini vc
bu
ilk
yetiti.
/clmedier. Önceki nesillerden nakledilen haberle ne kadar
bi^
Sunum Yazs
ü^ode
i>ldtSMj]i)
kaJmt
Gimk mn^yl^
sünnet dairesine kaydrddar. Bunlar, sünnet
tartmann
{^^^^
oluu yönünden
nebevi
bi/^at ne^
bcvf ?Kltmci Hc dier yandan onun nakil yollan vc haberler arasndaki önemli farklara dikkat etmediler.
Ayn
yaplan nakillerde kullanlan yönlcmler
ekilde Resûlüllah (s.a.vVdcn ile
bakalarndan yaplan
yöntemleri arasndaki larklar da önemsemediler.
Bu
nakil
kark tartmann
son^U ü^ak bu ^^ip tartma^ bizzat sünnt^i detil §€tiiW mmfyo^ da pffl^ Usûl lmi ite Hadis alannda yi4>fUtn lmî g^A^fmlarda geni yer kaplad. Hâlbükî fm çal malarm; Angtf atkmsi 5«twrttefii mSmmû anlama yollar, ondan alnabilecek dersler vc ibretlerden yararlanma
melollarn açklama
Bu
tür
gibi sahalara tahsis edilmesi
mümkündü.
çalmalar, her hâlükârda Müslümanlarn düüncelerinin,
savvurlârmm, kültürlerinin, hayat metotlarnn ve
sof^ ^^tttlannn
sünnete yönelilerini vc ondan yararlanlan prensipler edebileceklerini kolaylatran
Genelde bütün haberleri dcitl
giîm :trarn(kki
sndaki
ihtilaflarn
nda nasl bina
çalmalardandr. delil
getirme ve Özelde ise âhâd haberleri
bu yapay kavgalann, tynca Müslibnanlar am-
olumas
ve fHcalann
unlukla olumlu br sonuç salamayan
ç^lmas,
teorik
isaman zatnan §0"
konularn, sünnet
hakldiMd
25
S6ni»tt an&mada1f8ntera
tslâmî ti
aralrma vcçaUmalann yön dcgitîntmmle t>liiiHW ve tehlikeolmuiur. Halta
etkileri
tehlikeli etkiler
ilmî vc
fikrî,
hundan daha
^-oklur.
olumlu
v^^alar
aîanntlak
Nehevî sdmelîh Kufân'a göte
yeri
meselesi, sünnelin Kur'an'k vc Kur'an'm sünnetle neshi meselesi; Islûm âlimlerinin hadisi nakleden raviyi güvenilir görme: rivayet, senedlcrin
çdilmaâ vctcnkitM gihi konularda haka kültürlerde rasig^omnclcrini huaa ümek oimk vo'^iliri^tanmayaeak kadar Gct^ten metin cnkîd alan ile metin çalmalar ve maift de|0'lefl•sahih' katJUl
go^
dirme melollanna hakifîmzda* ile
büyük
mesafe ülduu ortaya çkmaktadr.
ile ilgili li
mmifii^
metin tenkidi alannda hareanâri ^fnûi
gayretler bir
^îasmda harcanan bi^k
îsîfâd tenkidi
çalma
ve
metotlar
tahlili için ilmî
hadi&ton z^man. mekân vc
realite ile
Ayn
ile
durum, metin tenkidi
ölçüler
balantlarn
koymada vc çeittrtaya
çkarmada
da sfi/konusudur. Nitekim slam hukukçular -Allah onlardan ra/ olsun- teriî alanda takdire
ayan
birçok gayretler göstermitir.
bütün yönlerini vc dier çeitlerini de
Bu
kapsam
gayretler
eer
sünnetin
olsayd, sünnetin anla-
olmas ym ibüyamn ^iilcrilniQ^i nümkUn pl^r çakt. Fakat «mlar daha ^k teriî olan sünnete iincn verdiler vc bu saha^
lt^^t^ maksadn
hâsl
daki rivayetlere uygun bir
yöntem ^le^te*.
Ncbevî sünnet, zamansal ve mekânsal olarak Resûlüllah
yHad dönemdeki açklama vc tif,
toplumsal vc
uygulama merhalesini; slâm'n objek-
fJcrî karakteristik mcrhalesiinin
mmûh ^îMc a^t^^rdu.
Bu
(s.a.v)'in
bülün özelliklerini yan-
nedenle sünnciî anlama mct^tlan i^ ilgili
çalmann, önemli vc zorunlu alarak Usul ve Hadis çatmalanndan olduu kabul edilmelidir. Gerçekten de bu mcrtiale, Allah'n yeryüzünde olmasn isledii metodun somut bir bilgisini oluturmaktadr. Nitekim Yüce
Kur'an, pratikte
lamas toclu^ni bu
olmas gereken mclodun uygulanmas vc somut-
bizasat kcnaisi
yönetmektedir, metoduna uygunluk arz
hareketin bütün yönlerini gözetip kollamaktadr ve€îbedî
eim<^
için
olarak
însanlm taMne^^afimnas çin meramn
de ifade etmektedir. Ku'an
zckmck,
26
tenkit cunek,
âyetleri
çok defa
pratikle
deerlendi nnck, onaylamak,
m
l^tfli
slanan
domya yönlendirmek ya
Tâhâ Câbir el-Alvâni'nin
Sunum Yazs
miytau. Nitekim bu husus. Âl-i mnln. HnlUl ve daha birçok sûn;nin aydtlcrirtdc açkça bîr ckiUlc gözükmek-
da
cksikitsri
^rrmtnl^pt^
Ö^îbtb
ledir.
Gerçeklen "el-Ma'heâu'l-Aieuiyyu li'I-Fîkri'l-sIâmr (Millcllcn-
rm tolî Düünce yine sünnetin
baslilüsü). ncbcvî siiniiotid
çalma mcUHu
ile
btjyullannn bilinmesini: slâmî î^ekîfdc Icaynak
alulmiis
deerlendirme rti^^nö vf onun dier
bilgi.
mcd<aî^
ile
küUür
cdinHccegîni MösIÖraan dü^Ürkîit)
lormesi gereken en ünemli
meselesini,
düünce
için
onun ne
m ^wM^mm gös-
problemlerinden
biri
saymakladr.
Çünkü jslâm'n asllar vc kaynaklarnn tannmas, meselelerinin a^klanmasi vc slam' anlama iTieU)ülarK slâm düüneesinin oluumunda vc bwinwsnda. slam ümmelinin
islik^mei lerinin
yeniden inasnda cn jincmli etas olarak kabul
le
ensiiiü.
ve medeni sisicn-
ilmî. kültürel
bu düünceyi gerçekletirebilmek
ediliTK;kledir.
için.
bu alandaki ça^
aada o/etlenen ekilde öyle hir taslak (;i/mitir: U Mis vc Usûl çulmalarmdaki ge^kli üi/.li^n, de ainmif turî-
lmalara
hî problemlerden,
ienüz ele alnmamfî^pnîblcmlcrc kaydrlmas yönüne
gitmek. Enstitü, sünnetin delil
oluu
meselesini, ü/.crinde yetcrinec durul-
mu bir
konu oliM^ kabul çimekledir. Zalcn Allah ve RcsûUi'ne iman
eto
Müslüman'm, sünnetin dcül oluunu inkâr etmesi
Χ1@
bir
m^tÜ, bu konuda
kapsaml
çalmay
bir usûl
sünnetin delil tjluu
çalmas Bu
yaynlad.
eai?^
hakknda çok öncmîi Ve çOk
kabul edilen gerçekten ifn#dfeere sahip bir da.
çada
Usulcülcrin
üstad
Ahdülgânî Ahdülhâlk'n "Hucciyetu's-Sûnte" {Sünnetin Delil
adl kilabdr. EnstUü^ bu mcierl
p^Muniâpcek
dcgildk-
eseri,
ckilcte
merhum
Oluuf
aratrmaclarn, baka konulara yönclbu alanda yaplabilecek en
yeterli bir ça-
lma nkâ^k'kabut etmektedir. 2.
Çeitli hranlardaki ilim adamlar
layca örenmelerine
liu
yardmc olmak
kitap. Dilaver Selvi
için,
ile
aratrmaclarn
sünneti ko-
ncbevî sünnet alannda aratrma
tarafndan "HHcdyetü^S'Sunne" (Sünnetin Delil
Oluu)
adyla (stanbul 19%)"da Türkçe'ye tercüme cdilmilir.
27
"
SitöiM Anlaitiacb Yöntem
ve inceleme yaj^Hiian bu al^da bilgisayardan (aydalanmaya yönlendir-
nH^^liffffî^ Nitekim enstitü, bu amac g^çet^lctirmck 4skî çalmalardanlirçounu desteklemektedir. konularna
3. Sünneti
sadece fktî
gte snllandrmaya özca^tennek.
bu atan-
Sünneti
kaynak edinmekle yetinmeyip onu hütUn ^il-
bilgi ij^n bir
leriyle tn^rrî
için
ve toplumsA bilgiler içn de kaynak olarak ele atma b^ef-
crimizi gcrgcklclirmck ü/.cc bu alandaki yararl görülen bilimsel
mctodlardan yararlanmak. 4»
^
Mmm m ^llm ufKi^^^r^ yeniden inastndst m hWm tm kalmlktan kurtarmada
metini geri
sünnetin rolü
ile ilgili
önemli konu-
lan ete alan eserler vermelerini büyük âlimlerden istemek.
Bu dorultuda büyük £'A//7-//fl</w"
içinde
maya yönelik
Bu büyük yeccâe
Ya/^ar. bu ecrinde, «ünnetin
ile
haberleri kavrama, ibretler
(izen gösterenler
ile
ktyranmas
dersler çkar-
arasndaki fark açklamaya
çalmtr.
üslad ^stitünün j^özünde- kçndisi için bir çerççve ;^;sileme^
veya kemlisine nasl yaza^gt
yaynIMiMtft
^lenemeyec^ v^ahut
kjfâbt
anec gdzden geçiHletfi^yea^ kadar ba^^k bir
adamdr. Ardndan misaller
(Ö.
ve rivayet kalplan
içerisinde, isnad ekilcilii
boulan kimseler
el-Gazzâlî
(Fkihgiüra ve Hadisçilcre Göre Sünnet)'
adyla bilinen escrmi yakmtr. ve anlalmas çabas
adam Muhsunmed
yazmas istenmi, o &d "es-Sünnetû Beyne
I4l7/I996)'dcn bir kitap
Ehiri-Fkhi ve
ilim
ise
Üstad Gaz/âltnin
delil
getirmi olduu ba/
veya aynnular ctralinda haku devam etmekte olan
koptu ve nercücysc bu detaylar etrarnda çkan
ilirft
bir gürültü
gMltü arasnda kitabn
esas mesaj kayboldu.^
^
Bu
dser. Ali
Özek tarafndan
''Fakihlere ve Mukaddislere
adyla (tslanbul 1992) Türkçe'ye vt^vrilmlr. Bununla ilgili olarak Mü.slimûo gazetesi, sy. 273.
(.11-17
Göre Nebevi Sünnet"
Mays
1990). sy. 276. (18-
24 Mays 1990). sy. 277. aV3l Mays 1990ydaiçlenndeMuhammedGaz7^rnin kiilik bir Imyei Ut de bulunduu Ezfaerl âlim ve tm^lÛF^âgn Mtttm araya getirip Sünnet ve Hadis ile ilgili meseleler tartlmtr. Bu tartma ile lgili yaz. Mehmet Görmez tarafndan tercüme edilip Islami Aratrmalar V/2. Nisan
m^
1991. sh. l(X)-llK^dcyaymlanmur.
28
Tâhâ
(m el-AMnn Sunum Yazm
Gerdekle bu kitabn mcsaju Öncelikle cr'î iUnKcn. iimî kimlilOen
tk^m
H'' hadisi
lkh
vc
bir^î©kil^c anlamaj^
mümkün klaa
larh^S^i',
yeterli
almayan toy feimseîcre y5n«!1k
lügsai bilgisinden nasipleri
Viirkü bu tür kimseler, herhangi bir hadis kitabna
bakp orada
«ff.,
hakikati-
M. hoyilann. vürOd sebeplerini bilmedikleri, öncesini ve sonrasn idrâk edemedikleri bir hadise rastlyorlar: lar,
bil
insanlar
hnu uldüp
arasnda
anlayim/, Yüeç AJlah'm
letlir'
mUm,
*Bt fîvî^.
denildiinde
ise,
dafrn
hi/.nie edenleri |>rt)blemleri
(Jiinkü
kiUlüru
}?a:?ay
ka/ ederek ^ymlerinden
bir
doru
hareketle
vc ncbcvî sünnete
ksmm du sünneti unlama
yöneltmelerini istemekteydi.
bir sünnet
miM OmMUMti kîl^nn
anlay
ve sünnete da-
slâm medeniyeti vc slÜm
(.ars etraMa
*an kar-
ve bin;ok kimsenin zihninin onun esas mesaj vc içeriinin anlauzak
kaldgn
Karadâvî'den '*Menâhicu
hakknda geni
benzer bir
kftaj^
gsirüncc. deerli ilim
VS!
it^in
Yusuf cN
üstad
Yiiniemlc-
''e^Sünnetu Mmdarptf (i*-^a>ife(i
U^m^m Kayn^ Otok
hazrlamasm
yerine getirerek bizim
adam
Fehmi 's-Sünne" [SmncU Anlama
bir kitap ii;
vel^^m'' (Biigi ele
gclimek-
bir rivayetle
m^j, > âUmW, âm|tirtwlan
bir
lmasndan ri)
baka
yöntemlerini dc bilmezler,
sü/geeinden gedmeyen
5. Enstitü»
"Si/Jn
onlar bu t^eli^kinin hakikatini, tercih yollarn,
fkh anlayndan ol uiun lama/M
yanmayan
ele alyor-
ve Kur'an' neshedkndif' der-
*sahih'
ve kavrama metodlarna
hkh
onu
dcnîldiinde; mlar.
sei/ilyle (^çelimekledir'
anlay üslûplann. kurallarn vc y'\m bu kiiabîn
bir anlayi!>h
)yy<¥lar; kcmliicdnc,
SüHitei, Kur'an'dan cVnce ele aîJnmaîrdr
Uf. Tîttö
kt
rica etli.
SüniKStf**
eklif^
Deerli hocamz hu isteimizi
hcrlkî kitah da hazrlad. Hnstilü birincisini
yaynlanakla bahtiyardr. nallah dierini de yakn
bir
/amanda yayn-
layacaktr.
Yîne
enstitü ncbcvî sünnet alanndaki
sünneti îtirfan?^
meseMm;
man'daki Kraliyet Akademisi
liu kiinp. I'rol
.
aratrmalur ve
ytmlemfirme giriimi
^^mkrf,
v'^'^V^^vcsîndc,
slâm Medeniyeti Aratrmalar
Dr. ()/cun IIkIu uritrndiin "Bilgi ve
atlyla Türk,\'"jo tercüme edilmitir.
Am-
Enstitüsü
Medeniyetin Kftynttt Süfmet"
(Nd: Yaymctlk
2(K)8)
29
Sünnet! AnlamajdaYSmem
yardmlaarak
ile
Bu
miltcUecarofu bir luplani dü/enlcdi.
loplant is^
Kmti)^ Akademisi Medeniyet Aratrmalar Yedinci Genel Kongresi <;cr<,cvcsindc gcrçciticli. Toplantya 126 ilim adam. OSiad vc (ffia^irma-
c
katld.
T^iiinU
ite ilgili
«çalmalar, 15 Zilkade 4()9 (19
Pazancsi günü badad, 18 Zilkade I4<)9 (22
A§mm
Austos 1989)
mm P^r^smbe
Tt^tortmn ad, ^esSûnuetu'ti'Nebev^: MmhmmM (Bilgi ve hfcdeniy^lh frt^^ Mefi Bmân-Ma'nfeü ve*l-Hadâra" bcvî Sünnclin Metodu) eklindeydi. Her üç olurumda yer alan dier günü sona
crdî.
kymetli aratrmalara ilaveten orada üstad Ga/./^irnin kitab
birisi dc,
trtîias
i|c
tartlgmz
cn önemli konulardan
üsiad Yusul' cl-Karadâvî'nin ara-
idi.
ve
Enstitü. ncbevT sOnhciin anla^lmaiîi
mm
^îti takip
cdîl*^
mctodlann hclirlcnmcsi: mcln tenkidinde esas alnacak ölçülerin ve kurallarn saplanmas ile nebevi sünneti; slâmî kültür, bilgi vc medeniyet için bir kaynak edinmeye
yardmc
olacak meseleleri
nanmaktadr. Bu meseleler o kadar büyük öieme
ySmt hfijmUn inasnda, nchilmcsi ra ihltyaç
için.
olduuna
i-
çi#las
sahiptir ki;
sünnetin yeniden olumlu vc etkin rolünü
birçok ilmî çabalara,
çalmalara ve îl«^
Uiplanila-
duyulmakladr.
Yine slâmî
iiMmlannm
iiniycrsitelcr. fakülteler vccnstilülcrdcki hadis dersleri
^
mesek^lcri kupsan^tsna
«e bunlarn^ ü/^inde >%t^in-
duful«m ve tekrar aratrnmya ^rck katmam olan konulann rini almasna çok fa/la ihtiyaç olduu anlalmaktiKltf.
ec
yerle-
Üsiad Karadâvî'nin bu deerli kitabnn, okuyuculara ulamas, on-
larn ellerinde dolam^iM vg bu meselenin onlar urafmdan anlalmasm-
dan sonra MUslümantann ihimamnm: ncbçvl sünnetin anlalmas meanlama kaidelerinin iyice öretilip j^ylmasm, bunun kuselesini.
wn
anlarnn belirlenmesini, anlaylarn farkl ve bazen de birbirleriyle çelikili olmasnn scbc plerini vc bunlarn açklanmasn kat kut arlracan ümit elmcklcyi/.. Yine sünneti anlama problemi nasl rallarnn vc
ortapijetkmtr? Bunun sUitnei ito
30
ilgili
etkileri nelerdir?
Anlama meselelerine
götüren.
sonradan gündeme gelen vc ön plana çkartlan
ikincil
'^âhâCâbir el-Alvânî'nn
Sunom Yazs
esciclcr nasl çö/ümlcncccklirV Anlama probleminin, sünnetin
oluu mcsclosinUc tarttmulann Bu
gerçevcdc. I'uzlasyla
ortaya
çkmasmdaki
arairlmasma
sinctin ankijilmas meselesiyle
ilgisi
etkisi
delil
nc oLmuj^ur?
ihilyav cluyuliin vc nchcvî
bulunan ba/. meseleler unlardr;
Anlamann artlan
1.
oirnndaki problem, 'anlama problemi* olunca,
SürrnetiiT
/aman /aman anlay rarkllklan
ytiK'a
lir* Hirtileriyle
lu en
çelineleiin
skllarnn
ile
sebepleri nelerdir'.'
tarih
bo-
etkileri nelcr-
Süeii
anLiiiya vc
gü/el bir ekilde pratie tlökneyc^ij*;ü yelen bir akln ayrt
edc
anl^^m. islâm'a hi^Uhkla iiikisi açiurma hasl Üsün gclinceektir"? Anlama
ö/eltikicri vc vîisHarr telcrlir? B(|
nedir ve dar ve
probl^îi.
^m
ksr bak
ûiki
eden dier
Sonradan ortaya allan ve anlayij probleminin karma!;;klüna
eektir','
sebep olan problemler nasl vö/ülceekir
atksna
haki!>
nasl çö/ümlene*-
prtiMitSnlerie Mrfîkte
,g(>re
bu anlama problemi,
'
Çünkü hi\ok arairnaenn
külli
veya eü/'î olarak sünnetin
humu
larHijnalara vc mücadele-
delil
oluM Riçseksini öne v'KniPI
lere
tlönümesiyle kendini gdsiçrmüjür. Hâlbuki hu mesele, bilindii
iSmo^
iMnMm^'t feî^ir MîÎHüm^'a göne lafti^t^ kfcinm çtfî«îttw#r. Ayrlklar lnî Aratrmalar Tetkikler çin Öngörülen Problemler htilaflar,
2.
ile
slâmî frkalar nasl bölünmütür? Ayrlma ve bölünmenin etkilcd nelerdir
'
R
etkiler içerisinde -anlama, detii üelirne. dirayet \e rivayet
olarak- sünnetin s(irunlar ve ondaki ihtilalin yeri nedir? Sünnet,
Ulûmî
Itrkalar
arasnda birbirlerine
mr? Uydurma hatifler nKselcst. lustl 'i^c
nasl bir silah olarak kullanl-
jiîirçîîci
yaklî^m
ort^^ çkt ve bunlarn ortap ^^kfktimH
^âycî limlerinde u/manlk
ortaya
çkdnda
ihtilalin rolü
Yim U^»\mlm vc litî
kar
^ hukukî -akjmUr
elktlcri nelerdir? Dirayet
isteyen teknik meselelerden trogunun
nedir?
Kclamejiir ae/dinde;
jiüjruelin delil aMSjU,
&r^ki*â |örc konumu, Kuran'n sünnetle nesh cdilmesî
^Imü^
çesyitli
tal^d^lil3^^^€^^d''in
;^î^-
tâhsîs
l^tU vc bu hmtaki tart^^. 31
Anlamada Yöntem
Siiniteti
Kerim nasslar^^ î*y» toyl^ de a\nmu bu meselelerin birçounda her iki nassü dayal onak hükümlcrittt^lvlmaü giN hustskria slinnci i^almalan alam^ ha^ p$^1^Sk»in girmesi de kavlî sühriciin Kyr'an-
biiylcdir'.^
dir?
Di^ünee ve eilim a(;smUan slâm düüncesinde bunun cikisi neçkaran iarihî sMar ssleKir? Eski ve yeni Bu problemleri
açsndan d(^rIendirHdi|înde bunun
Çada
ün
va bütünlüü
i!c
nöt olarak ortaya
Yine ümmeiin si
ve
clkisi nedir?
sünnet çnliTialannda bu meseleleri içeren en
ve bunun için kararlatrlan birlik
fikrî belirlisi
pmgram
ümn^in
iyi
yol nedir
nasl olmaldr? Müslümanlarn
>NaiUen
io^ m^lesinik;
slâmî görü-
çkartimasma yardm edecek düünceler nasl
akiii.
nasl haanlacukur?
ol-
doru yönlendirilmearatrlmas öngörülen ilmî
üretken ve medenî rolüne
le
bülün bunlar,
meselelerdir.
3.
Zaman vc Mekân Boyutlaryla Sünnetin Anlalmas
Gerek ncbcvî
riilicr ile takrirlerin
vc gerekse hccrî leerübeyc dayal
.^ljp s^UmaySi^ meselesinde zaman ve mekân ile fe^llar ile çeîU TOBrhale ve dummlît»fl Sg^mdcrinn 0m öMündc
lîaierin- sünnet
Mtih^töîmas)
-hicri birinci
de açkça bilinen kurallar (s.a.v)"in
koymulardr.
O
halde
çeitli sö/lciinde bu
rallarn Oltaya
hadis
olf^
Mr temstu. Dolaysyla dâ m$m, durumlar
ü/erinc
l^ffitin
dü^n
ele alan
baz
înr lâteW
kiilerin.
Ncbî
kurallar belirle-
hu nasl olaeaktr? Yine bu ku-
konulmasnda ve bunlarn
aratrmaclarnn
Üsûlçüterce
hu alandaki l/man
mümkün müdür? Eer mümkünse
mesi
ile
asndakilercc de
binsr asl
yaplmasnda çada
rol nedir*?
slam hukukçusunun çö/.ümleyeeei içlihalla ilgili düünür, lilo/ol ve kelanclan çö/.ümcyeeegi
ikineii hir likrî
mesele
problem vc
msmlaki öze dayanan aynlMan; süniMHi anlama' ve onunla yî^nada çeitli metinlar (fmy$ koymay »mtn» klmaktadr. Bun^ gom slam hukukçusunun ilgi alast^^o^un
nna 32
ftUtonleysscei sosyal olay
giren cüz'i bir meseleyle
balantl
bir hadis ile
anlateMlfnes
için
Mw>t>l»g larulnlun bölün ypnlcrinin tlis|@j|?mMlc^k rt'kon.
genel swyi)k)jik
Hr olayla
ilgili
de alnniüi
haKi birMrindcn
rarfcllk goslc-
nr.
Yine herhangi
kllîinhnaM sebebiyle
n
iarihJ
eyin lehinde veya aleyhimle yeilli hadislerin ortya çkan aynlk vc bOlanmcidcn d(|^ Mo-
bir
hastal klan>Mu
kunulma klm
mmMn alac^dctp? Qinm her
lrk» sadea* kendi Idiindcki h;His|erc sanlnutktadr.
Durum
Nlylc altm-
mlan diiüteanae^lfiafflt. gnel ve n^âsdla îfeîifi kurallar, yeniden fi:«iil ollrulacuklr? Ö/elliklc dc sOnncI île râvilcri bir unya loparia-
i-a,
iKim kolaylat.
hi
iplanilarm
ihTiî
aratrma ve çalrelann. karlkl divalog vc
yapld
bir
dönenKe. bahscUiinii/ bu
çl^ma
nasfl
uU^urulacakir? 4.
Ümmetin Sonmlarm Çizmede ^Vanctin Rolü
Genelde slâm dünyasnda ve ö/elde
ise
Arap dünyasnda
^da s-
ht dii^nneesi îk: ilgili problemin hu yönünü ulutiHa ha^ lwn»Kd|ik^ W ortaya v^knuir. Bunlar yeilli ckîUcfdc ba grutcrmefeledir. Hu ohtsu/luklimlan ha/itan unlanlr
Ûnmelin
•
lana
(.eitli birimleri
arasndaki balann «çözülmesi, siyasî
ilaveten her lürlü fikrî, toplumsal,
grup ve nKvhcpIcrlc
luhmurn hâkim olmas ve ûmmcii parçala)^ çcÎUi rliKist
\v bnlann btr
fikirlerin
bouma anland-
ütti^H^f^â^dcmc gciirilmcM.
• Toplumsal ve bölgesel dengelerden geride kalanlarn v'iknvsi vc
Ivu
illik
korku,
veya
laralgirlik
yaanlan
ruhunun galip olmas. Gelecekten endie ve
hayattan bc/ginlik vc Omitsi/lik. herhangi olumlu bir
dnm karsnda ccsarelin kaybolup sahte tevekkül vc ihmal duygulan-
m egemen olmas, çalma
vc ha$kal
;na
icM^ |^0fevMt terii cttiflmc-
afasm^ki diyalog otambrmn. lam anlamyla kavga ve kic ortamlarna dönümesi. Hi.
gnifihtr
•
çç-
UmnKiin lapknsal burunlarnn ^M\vk nedeni lakknda olaylara
Uyiîin bir bilirein ve hu bilincin tarihle ilgisinin kayb^tVLSi. Paf^ayf,
|îl^?0^ duypa] ye dayanaksrz nulufelar ^lmdeki yaklamlarn annvsnn yum Umm(A^n pmblemlerinin tahlili ve sebepleri le ilgili
m
Sünneti Anlamada Yöntem
slâm UüimcçHmiiH herhangi ura^innaks/n vc^ pati;ck itlclindcn haka bir illd
hülüncül )rukia$i»l*nrf /ayllamas.
hir
s^n
ile
illetini
mu
»natî/ eüen:^
açk ottmu» glM
kabule
tek tek
saylmas /or
olan
peyler.
O
halde slinnelin
sulkl
bir
ekilde cic ulnmasyta
ümme-
birlikte
ün gidiatn dü/.üUneücki rolünün belirginlemesi ve bütün bu problemlere ikna
dogn
^ici
bir
g^lmyc ^rdm edecek açk
bir £^kJaffla
d9Gnee ekPr nasl mtîmkün
«labilir*.*
gMi ite
bir
Oysa MÖsfÖman kiide
eytcn ndcsini vc Müslüman loplumda du sosyal kuvvcllcri sclcrhcr Cime vc onlar, kendisinde hayaln vc umudun yeniden dirilecei slâmî gayeler çral nda h)rlc$limw kudreti bulunmaldr.
Bu kuvvetlen kendimne icrnatil*.
tadcf
edecek
kO^re
koymas
için
uuru
5. Sünneti, Lafzi
asrnda
Risalct
Yüce Kur'an'
da,
(Lugavî) Olarak
Anlama Tehlikesi yayorlard.
sünneti, bülün boyuliaryla
insanlar,
dorudan doruya, açk
anlayla bu
vc derin bir
ya-
le. ifrat vc iclVitlcn u/ak (mutedil), intamamen bayrla bjUUnlCnl. tüm meydan
çerçevesinde allyorlard.
okumalara
mm^ olan, kar ^lü vc bütün
munda Kur'an*m nsanlar
sunda
d^r
dönem
ö/lü etkisi
açk
y<1c^lan aabilen bir ümmetin oiüu^ bir
ekilde ortaya
çkmtr.
risdet arasndaki /.aman u/aynca, nass
ile
anlama husu-
anlaylann. yorum unsurlarnn ve vastalarnn yan ortaya çtkt.
nas^jannda ülger
Bu
tat>î
dtincm o kadar
ilerledi ki.
geldi. BiVylece lügate
dayal lal/e
lar/
dodu.
Hallu hu suretle /aman. mekân, iarih ve hayaln
vesi
dnda
lal/a
dayanarak amel eden bir
Onlarn bu tavrlar*
tsffitt
takm
etkin
^nUUa ihtiyaç duymadklar
mesdesîni cngelkycn kavga, bûtünttsie
.sra
ba/tlannn
sbiIî^ vaRitalarm da gcçtp anlama vc yorumlamada
ycgûnc bir araç haline
34
ümmeti
iyice.gcliccektir.
sanlar için bir
Mt^
bir at-
y(>nlcndirecek ve höyiccc bu güçlerde; köklü, yüce bir tarih vc
medeniyete yetime
laf/î
hüviyehî
toplumsal, fikrî ve amelî bir plan ortaya
çalmaya
am
uslf
ka^aa
bir
düünce
ak çerçe-
akmlar
Ümmetin
yetiti.
uyan
vc huzursuzluk daha da attrd. s-
^^larda^ ^illaxk; ve geçmiten kalan M^nlerdc
Yazs
TâhâCâhir el-Alvân'nm Sunum
;amya
haladlar. Birçok düüncelerini ve
^>'lcr ü/crinc
bm& aülcr.
le/lcrini.
çounlukla imkân-
Bir hadisi, hüiün iiplcriylc her hâlükârda
yanlgya dülülcr. Oysa bu durum,
ayrtcn laibikini dertcmek gibi hir
k^^d^ya hayalnda imkftns/dr. O halde sünnet
çalmalar bu problemlere çö/.üm nasl mkân bulacakir? slâm düüncesini kendisine kar
litneye
hadis
ile iluili
gc-
umrteian na.sl uicaklatracakur*? slâm', küllürcl vc tc^i ivvrigindcn nemkyüc soyulanmya çalan mihraklarn baükiKindaiA nasl
lti)lik«;li
krtamcükUf? CÛnfcÜ fsitml
SÜ«d
toplum, bir
ümmet vc
nilnkün olmayan lügavî ve lU"
tigavi
laf/î
(laM)
ftftfHmjya
çalan
kimseler;
medeniyet meydana getirmesi
bir
kalplar
ile
bireysel
davran
biçimleri-
ve ekilcilie indirgemilerdir.
6.
Sünnet vc Ümmetin
Uyan Projesi
Hiç kukusu/ ümnetimi/in. hugün. kendisini yeniden üstün,
luledd
bir
medeniyet seviyesine yükseltecek kapsaml bir
uyan
âdil,
projc-
Hnc hor zamankinden daha çok ihliyac vardc. MOsUUnan U^lumlar, bu smiyeye ulamak için g<^lj satfen hazrlamad kça bu amacn |!crççkle§mesi
mümkün ^Mif. Bu artlann bamd&
Okrî ve küUBfeî
Mzammn nas
vc
yaplandrmas
Bugün ümmetimiz, etim-ögrclim gören birisiyle beslemektedir: Birisi;
her
ise,
bu ötmnsâfe
gelmekledir.
kitlelerini
u
ça ve çevrenin kendine
iki
küllürden
m0 @|^dcn
devam ede gelen uuhî küllürü. kincisi ise; sler tercüme otsuit, olmasn dardan alman MMr. Çada imm ^ünccsi, bu her iki Ivri
HBrÛn âflûnde etkilenmi vc kültürel
dankla uram
bir
ster köl-
konumda
durmakladi'. Fylemden âciz. etkilenmeye açk. kültürel üretkenlikten
yoksun, tiikciimlc yetinen bir düüncenin bir devlet kurmas^ bir
oluturmas veya
bir
medeniyet meydana getirmesi sözkonusu olamaz.
Hiç kukusu/ toplumsal lar ile
ümmetin
için gerekli lin hiltün
te
ümmet
deiim
dini vc akidesi
olan kültür vc
fikri
için
âmaçlanan hedefler ve vasta-
arasnda gereken
ban kurulmas;
tayacak olanlarn oluumu
güçlerini sclerber etmesine ve
için,
ümmet ümmc-
bu ümmetin cumhurunu hareke-
eçirmesinc çounlukla katkda bulunacakur. Buna
scrert)er olan
bu
35
.
Sünneti Anlamada Yöntem
luyclunnn
külür
güller,
yüklenmeyi istedii bu büyük yükleri omu/.-
layacaklr.
tslAm üUÜnccsinin
p salam
hir hakiki
aamann
bu
Kiütcmlcrini
u anda kar karya hutundugu h prnhlemi a-
a^s,
kudrtil
ve verimlilik
gereklerine ccvup verebilmesi vc
y^iU^ ina
etmeni i^n
aamasma kavumas ümmetin
yaplmm
fikrî
vc
ve kültürel
gereken ey; Kitap vc
Sünnet eklindeki slâm'n sagfam icmcl kaynaklannn yeniden okunup
yorumlanmasdr. Bunun he engin siamî
bnk
hir
in;s
ile
yaplmas
bir
gerekir.
bulmaya v'alnak ve gayelerini bilmek
NBiUnyla d^rlendirmeyc karlaldcalc problcmlcrc
siplerin ele
ahnmasyla gerçekleeeektir.
Yüce
çada
da. s5/.konusu maksatlar
bak Wim
vc bu
ve bütün
abmda
ccvaplann verilmesi vc Ümmeti gOç-
yapnn
Dt)|rusu
vc
için her türlü etkileriyle
Icndirccck
ycfiidcn
Bu
fH>l^talir hir
Isiflmf
^ anlay
uur, Snce
kurulmas
k;in
geneli
iticini
Kur'an, 8Ccncrimi%i: milletlerin ve
vc genel pren-
ü^pUmlann dci-
Mr1n( antamiya. ynmhnaya. analiz etmeye hakikatlerin iç yMtû koymaya vc vakalara dayanmak
ortaya
me
yol açan O/et kanunlar ortaya
sureliyle
bÖyOk medeni deii-
koymaya muktedir Hkrî
bcsIemiiir. Yalnz, bu metodun vakalara dayanmasnda,
ilmS^l^da
vc
tt^lumMg g<^Güto
bir metotla
uygunluunda,
^ikiMn ortaya çkmla* hu
J^^eksrini ve otaj^ çk^ nc' koymâjya muktedH^ oKunda üpheye dümeye gctâk
(j^iklMn medeiî^fefde dcnlcrint ortaya
hu ncioi.
kalmamaldr. Bununla
birlikle
meleri lam bir açklkla
onaya koymaldr.
Gcrtr'ckcn Rc«lttailab (».a.vVin rekse
ilk
uygun
tarih içerisindeki
sOnnd vc
sTrci.
bütün geli-
gctk Cnun vc
ashabnn yaam hiçimi, bu fikrî metodun, vakaya hayata aktarlmasn sembolize eder. Çada slam
dtincmdcki
ilmî olarak
dü^nUrleru insann kâinatla vç varlkla uyum içerisinde olaca huyal
ge-
tam çin
bir kural
oluturan
balayc
bir
bir
yOnimne k^vuturaf^
genel prensipleri, gayeleri vc maksatlar aratrarak,
KurW
çada
o /aman karma-
hir
anlay
k büyük f^üüncc 36
-
ve
düünceyle
ele aldklannda ancak
problemlerin üstesinden gelebilirler.
Bum
^^Ittllul Cmvl'in
tt*lw7 luthik TUt
her
iiayclori.
vtitTîinÜ ihata
KiL'i (Hiiisii. kin ile
Allah
ai)
n
i/niylc
ilâhî vahyi
nsanlarn hayailann canl tutan vakaya vc
anlay
cücn hh- sfinnct
bu ümmciin önünden
sonnlann çö/mcklc
mu
Mvc
âa
(^alma haks/hklan ve
kii. kiisel /aallyct engellerini
\v likri
^Mmi olduu
uygularken
edildii /snrom:
zorluklar
silinip «lideccklir.
çkarma
etmeye,
hüliîn küliiircl
ayn zamanda
#^#enlcrinden ayrt etmek, maksatlar kavramak
t1f*^crkri
b^HîteÂ
ü^fs^t^^ llBârit'n genel prensipleri
engeli
Böyleee Müslü-
a^mk çada insann
kna
ha^/â*
sabit olan
^'e
gayeleri
Mte ma hidâyet m
knrUlu'ia gölürrteyc muktedir olaeaklr.
le -AlM'n Muturmuda
izniyle- clini/dcki
hu
kilap. sünneli
anlama metodunu
iemci dayanaklardan bir ^',^^uk olacak, hu konuyiü itgiU
bi^t^î soruya cevap verecek ve dikkatleri ncbcvî sUnneltcn stiradc ct-
tiKMe önemli yönlenlen biri olan melo! nK^sclosine çcvnx'ckllr.
HAlhki
hu molol konusuna gerek diyaloy seviyesinde, yerek ilmî arattrma ve kitap ya/.ma seviyesinde vc gerekse
pereken
önem
Umulur kallnr.
de ders
ile
(ivnim
seviyesinde
verihnemilir.
ki
hu güvenilir
kitap, ji^ncti
anlama pFohlcmfeerM cmmiân
Bu pnblemlerin einilnda konuulan konularm.
\e ^'il^ima çevrelerinin
netin. it^erisine
dütüü
ilmî
anlrma
gündemine de girmesini salar. B(iyleee ünbu
ksr münakaalardan
kurtulmasna
yardmc
utacakur.
Vttee Atfefelm kitahm mHtHKTine
n ondan situle yer
taydalanmasnu \e hu
ahuasn.
*VV-.\/rt7/£'rfif
eseri,
ecir vermesînk
ya/arn
MdMi¥la«
iyiliklerinin tcra/tsi içeri-
7- lVfmV/7-/VAr/Y-/,vW
letas sâmi Düünee Hnstilüsü'nüni de slâm iinnKiine hi/mel ve düünce problemlerinin i;0/ümüne yönelik hedenerini gen^'ckletirmüde iHivulTnk
klmasn diliyoruz..
üphesi/
ki
Allah,
^'ok(,'a
iiten ve (dualara) (^okça icahei edendir,
Rehiülevv^ I41t/Bkim
37
Yazann
Ham^. Onun
Birinci
AM'n chl-i
Baskya
Yazd Önsöz"
Sûtai ve selâm.
msihsHMr.
hcviino. suhabilcrinc vc
RcSÛlüHah
(s.a.v)'C,
O'nun rehberliine uyan
kimselerin ü/erine t)lsun. Gerede Washînglonyaki '*mietleraras
slâmi Duiince Emt^ÜsU"
^Kr^^^ Acemisi slâm Me^fyeÜ AraitrKr'an- Kerim'den sonra stâm% ikînci kayna
ve üevkse Ürdün'deki
malan
nMu
i:nsfitiisir\
iihanyU nchcvî sünnetin: fkh,
rehberlik Liçlanndan nc
nm
ekilde
vu|Mi)ajn ve hir kilap
aalnmy
bakmndan kha iH-vkli
yarg. dâveU eilim vc
ahnmas gerekliine
ha/.niamam
-Yüec Allah'n
Imla bu kmu. tldk^^a
cic
icri*.
isledi.
yaramyk-
muvalTak
suslarda
^sirsMma \^ tiaha kap^nlll
durmaUmi. Çünkü bu husus, baka
bakalar laydal ve lîüipNîl^ter
ya/dm. Ben
isler tir\clt;iicr
rmsiV..
ise
feîf
^M\t^ ^C almm^
hir bahis
j^^
'sahih* olarak
gibi.
oluunu anklama alandr.
Bu
hu-
bervdc hu hususla
^
fkhtlar »lamte ahrken uymam/ gereken cmel pren-
bu eserimde, daha çok,
okuak. sünneti cic
sipler ile sünncli
Hu
As-
kdnukudr.
ii/erinde
'
Mum.
vc kemlisine ihtiyaç duyultTtms
lUi iiraliniKinda. sünnelii) sabil oluîju ve delil
kilap
amUr-
Nispeten geeikmi olan bu
ymmyM
(ineni ar/, cimcsi
dair bir
isler
anlayabilmemi/
için gerekli kurallar
vc
yereameli \fatt*x-SSHneli*n-.\eheriiye*'dc yer a!nîikt:Kr
39
aidlcri aK^lima. taindc «lundum. Yalnz hunu yapaHccn;
hafitleri.
mhm (lar/j) mânalan Gtcic dnmhrup lar/m aricasm^ ^mUui makssölardan jafl tHân,
sureliyle hariî hareket
haldik
Mi^ îtmal ctme^
ede» kimselerin hu ekildeki dar yaklanlanndan
Uifak kalnlaya 1,'alim. iyi
d yapsra ^ltfgt
SÜrtnctîn
Yine evlere kapdanndan haka yerlerden
yapamayaca eylere hunnlann
s*tkan.
giren,
Allah ve RcsÛlü (s.a.vk
hakkmla hilncdillcri eyleri söyleyen âlim laslaklan ve
sfinnetî küv*ihn-
scmkrin sulandrmasndan da u/ak dumaya filim. Kîluhmm maya ve
ilmî vc güvenilir
si>/.ü
sahihine dayandr-
her iddiay deliliyle dcstckkncye. hakalanna
tauttia kendin] dümü;} hadisle delil
yararlanmak âlînlerine de
olmayaym
sadocc
km^ çkUim
*sahih^
veya *hascn'
gdinncye vc nurianyla aydnlanmak vc rndodlanndan için.
ö/clliklea taiyilt hailler hala olinâk ^msK ümmetin
havunnaya çalmm.
l>tnKu nnasun «lan Nehî iKa.vrdcn haka hcricesin garüa
alna-
^ «ânn^in
tnult-
hilir de, atla^hHir
kcm
olmasna, her
de^
Bunun
^^ir
ld>»
ancak
nasslan k: leker (eker nasslanndan ve
çkamlm olan eriatn maksatlanna
deliller
y ilke edMiriin. raifbil
says/
Yalnz l^nu ^^pakjço;
vc göKtas
A^anncdcii^
^he
^^gtic
cüz'i hOkümlcrinden
ve kaidelerine
sünneti,
hal
m^
kalma-
dümanla^
^pbkknn uftklannm darl ncdcnv|rle i^Omelc kar WiSi^
niyellctfnc
vc
ift^lslanna
n#aa^
lük yapan sünnet taraftartannn da yanlj lutumlanna
kar
insafl olma-
ya «;ahim.
kmuyu ^Ickcn tkuyucuntm mcscl^ yice anlayahlmcs ve lti^fü?l(min iyicx- aydmlanlffiBKi anickk^ri ^altmaya v'alln. Çünkü Yine
anlalmasnda kiiye
her (tnek. meselenin iyice
Büylccc
henden
Um
ifilencni
de.
hem
hir
k
olur.
ma cuiimî elde etmi ilufum «c hem dc
yerine getinni -veya huna
ya/dm eserle, aif^mlann lahriHnî.
yaklam- hrum.
Belki bu
hor^unculann sokuturmalann vc
ytmnunu nübüvvet ilminden u/iiklalran adaletli 'halef /Umresi' içerisinde olmay unanm. B(^i bununla resullerin efendili vc netlilerin ^munom olan Muhammed (&a.v|i'in daatîc naîlolunn.
cahillerin
40
Alluh'a
haml olsn
lanmtktiKr.
huUcuk
bütün saiih aiTKHIcr O'nun
Yine *Hidnyeiiylc
hatmktlsun! Allah bizi yolu
ki.
bi/.i
doru ytU
nim^l^ lamam-
hi mmöte kavuuran AHah'a
ilcimcscyli kcndiliirii/dcn
doru
deildik."''"
Prof. Dr. Yusuf cl-Karadâvî
evval I40y( Mays I989)/Dolu
41
«
/.
^öfürn
Sünnet, Sünnetin Kapsam ve Önemi «
Tanm ve Kapsam
>
Sünnetin
>
Sannet^Kur'ân likisi
>
Müslümanlarn Sünneti Korumadaki Gayretleri
I
Sünnetin
1.
iintief
feeîtesl
Tanm ve Kapsam"
^SSrîîîlttei:
ister iyi olsun, isicf költt tüHmtt
vc ai^ltnij yol anlamrut gclncklctlirlsünncl.
S'
rak ancak
S0m
yu
omck
bir
sfat ya da
(stlnncicn huscncicn)
u hadisi a(,-ar.
kimselerin eeirlerindcn
veya kötü ola-
iyi
ijckhndc kullanlr.
MOHim'in ^esrSüh$k''imG Cçdr
(ilank^
(r.a.rtan rivayet cuigi
tamtama
bir
"Kim
Islârtf4*4
snra da onunla amel
edilirse,
lit^hir
verebiliri/.:
J
AhduiluK
h.
hir
onu
çtr
iîjlcycn
^ey eksîlmcksi/in. tMinla amel eden kim-
senin ecri kadar ona da ceir ya/lr. Jîjüanctcn seyyieien) açar.
nytte
Kim
bundan sonra
de slâm'da köfi hir
(tnunla amel edilirse,
(,r
onu ile-
ym kmiml&m
ek^i'i^cksi/in, onunla amel gürtJîjmüan hiçbir nien kimsenin günai kadar da om^mh^Mlr."'" f '
Tamlamaya (imek
(nu/al'un ileyhc) yöre.
olarak uelen sünnet kelimesi
övme veya yerme
'
" li^ '
'
'
' I
î^nlmaim
f^^lnn "sünnc" kelimesi
hadiste .m" "'""
(sUmcli'l-huleTâi)
e
l
I
.
1
*
II
I
.LJJ I M
ise
tamlanana
ilevi üörür. Nitekim "Si/c.
sitm^fitm' (stinneiî) ve benden sonra gelen yol gösleriei
HiUmtme
,
Wm)^
Râid
halifelerin
ederim"'' eklindeki
ve övülmüitlr.
iyi
—^—
Ml^ Mttfim» mâm^fti sandtgtnm/ ^ leituptan tOHn
birisi
uhm
**el^Medhal H-
Ncsâû Zekât 64: 359 Iht Mfcc. Mukuddimc 14 (2(M); Ahai h. thmbcl. cl-Müsned. IV. 357. lu. rhad b, SSriyc {r.a.l hadisinden bir biiiiinuKir. lîu hadisi; Rbu Dilvd. Sünnul 5 Müslim. Zck't
(4W)7i:
r')
(
10171. Ihi 15
hn Mfuo. MuknddimL-
(
Tirni/Î. lin 15 2f)75l:
O (42) \c Tirmi/Î.
Mm
If (207r)"da rivayci etmitir.
"Bu hadis, hascn-sahihir. Ayrca bu hadis. NL-\evî'nm "EhâdîmfF.rhatti^m^evîyye" K\A ffl es^nvâc geven IteMml^ MIÎT.
Jirmi/t der
"
ki:
l
45
Sünneti An^tmtal'iâttnn
Yine "Allah'n
ncirci ellii
ivcrisindc cahiimie
eklindeki hudisic
mi^w"f
üç
(sUnncic'I-cahiliyyc) isleyen kimsedir"'"'
ise "siînnci" kelimesi,
Yine Buhârî
Müslim'in
ile
W)plumu
stml' iîisainiteo biri dc. Ulara
kmü ve ycrilmiiir.
"5fl/H7j"lerinde
Ebu Saîd el-Hudrî
(r.a.Vn rivü^f^ ^Uiii pA hadis dc hi|t?a timckir: "Peygamber (s.a.v), Siz-
^kiiçathmm
den Ünvekienn
(raya muhakkak sf/ dc
Yahudiler vc HrisUyanla
kim
men kabkkum) kar fep.
nuilaka uyaeaksmz. Halla onlar bir kelerin'^ del||tii6 |irse"
Irt^ 1er,
(suncnü
(il;c;k'.''
gîreecfcf^iîfeç"
m?'
bi)^ü. Sattl^.
diye sordular Peygamber
•©ftfc "^a
(s.a.v),
hyrd."'^
Yme mam lfitnin rivayc ellii Abdullah b. Amr te) hatüüi dc hmm tmM\n "Sttkm üncekUerm ytthma (sünniic men kâne kahlekünj). latlsyU-acsyla mullaka
^
'
siz
de katlacaksnz!"
"Sünnet" kelimesi, Kur'an'da, genellikle
için ickil.
lapdcn
çoguU
bir yol
kmunlar
belirsiz
olmas
Üslerine
deime/
kanunlara dcIâlci
itibariyli^
^tlm$l^n
dOs^tRi bu
kurmutur. Biiylcce genel olarak
yuMtm^tar
mede, özel olarak da azgnlar vc yalanclan cezalandrmada
^
ahdc^mc/
Allah,
ve tiirotem&«ekiia^
yönet-
kader
ilahî
K im.ym m «ûfc Btfl^w l%a C^i» l^h*. m >mM n^ld^ **Anah'n ^ m m^* fS^ m) üç
rfvayot edilen hadisten
.MöîlâtTi
lm^m LKeen fe^gerinde r.nlüm ve hakszlk yapan kimse.
nf) toplumu içerisinde
vahiliye ya^ay^m isteyen kimse,
.1.
2.
(s-
tslâm
KendÜnî haksz yere
bir
kimsenin kann dlikmeve adayp hu yolda koan kmse.^* Ayrcii hu h:dis i(,in bk/: Bcyh:kî, cs-Süncnü'l-Kübrâ. VIII. 27: Tabcfmî. el'Mu'ccm"l-Kübîr. X.3()S " Bunda geven >- {sünen veya senen) kelimesi, "Jtncn" eklinde "sin" harfinin
«tön** okunmas) ile rivaym BanUllStt^ -3«C RiteiW«î( anlamnda (iknms durumunda se "sünnet" kelimesinin çoulu
Iclhas (öslUnlÜ
eklinde
«tnîli
kullanlm
tlur.
Keler: Siiriincnlcrlcn don aynkl \v
kLi>
nnda bi)û,nlar bulunun, kertenkeleye
ben/cyc, lakui mula hia/ ilaha büyük olan " Buhân. Linhiyâ' lisam 14: Müslim. Müsned. 111. X4. 8»*
bir
h
hayvandr.
6 (2669); Ahmed
Hafiz Ibn Haee*^* F^h»'l-Baf. tIKîra'l-Hkir Basks). Xiri.
hmlsin scneli.
Bu
46
"Mim
Hanbel. el-
âar
kî:
^Bü
sahihtir."
hadis için bk/:
}9?>). lahk.
b.
mam âl.
Abdulmu
lî
Emîn Kal
cs-Süneml*l-Me"sûra, (Mü/eni rivayeti.) (H. Hlt act. Dâru'l-Ma'rife.
Beyrul 1406/198.')
Sünnetin
Tanm ve Kapsam
hu üciiH;/. kanunlara göre meydana gclir.''^
öyle hu vurmakladr: "Si/dcn önce
Nilckirrt YEfco Allah
hakknda
k-r
hlan
ilâhi kanuni,
r
(sünen) ^olip UL\nili ^'cyii/ündc jiC/j,
da yalanclan sonunun nast uldugunu
önç^^üt kammmdtm
"Onlar
AUah'm kantmtt^
NkliyorlarV
nice millci-
iiörün."^
fsönnciû'l-evvclin)
iMvinciu\\ah) bîr
l^^^^sn
deime
m
bulama/sui.
iMlah'm kanununda hir sapna da hulama/stn."'
"Sizden önce geçenler arasnda idi.
d Allah'n âdeti (sünncluilah) böyle
Allah'n emri. olup bilmi bir kaderdir.""'
âfft^^&tmecn
ara^îiftda
uygLihman ki^^if"
kannnh bir dei:ine hükmn/sm.""*'
Allah'n
(//*r(sOnnetullah).
geçen mifleI«?F
1
"^unet
J
"
kcl«iHaii.
laksyla
elil-lâm
sahsl^ ve Ummeiin îi^ikiiin lü^^aundc ckil ve
"marire"
(belirli)
ktllutdt* \^
olarak
s(>ylenildiinde.
Nmmla Yüce
Ncbî
Allah'n göndermi
(s.^ivfin stînneti
i^^in
nldnt insanla
rehber olma ve hak dini leblig eInK* giHVvini yerine
i'etirmc
Dier hüUi
hususuula Nehî
(s.a.\) is.a.vl'n
seçmi olduu yo
kastedilir.
"sünnet". Allah'n dinini anlama vc onu hayadaki
hir ifade ile
i^krc u^jgUnnada Nebî (s.a.v)'in gelirmi
olduu
teorik ve prulik
nebevîmeUîi denKkiirJ^
YTc
"siinnet.
saliahilerindei a^n
'"
Hu konud;
^'
Al
i
Inrâ.
mw.
(
ve
ibâdet
(s.a.v)*in.
/ühd
nidentefe.'^ "Gerçekten ben. Allah'tan
d:th; j:.-i'i hilzi için.
SiiniK-tMlah"' '"
N*^î
Ankar
Dr Öu't 0/Mi\
hususlarnda
en çok ki)rkann/
n. RxT Yaync\i*ndc çkan
1*)W) adl eserine bakahilirsini/.
.V1.17
mm
'
"'l-Ah/fh" cl- Ah/âh. .VVfO '
H/. I'c>::tmli.'i'ir tnosi li/i'iiiK-.
s.;
M/, Ali
erup
hir
keslllah
n
cl
lvli.
4S/Tdc
(r.ii.).
vc lîolccck bütün giinahlannn alTcdil-
Amr (r.a.) Osman PcyganhLTn hanmlarnn
Ahdnlkth
Miislüinai.
ih;dclinin ne
i!(.\'ini h.
ekilde olduunu
sorarlar.
b.
M;Vn (r.a.) ol-
odalarna gelerek Bunlar. Peygamber'in az
ibadet etliini i^reninee kendilerinin çokt^a ibadet oimcklc
bu garanliye sahip
ola-
killnuk^ ve "hiç kadnlarla evlenmemek*^ ü/cre karara varrlar. Hunu duyan Peyr i'anhcr onlara. tnokie nii; \o\\ laVip ctnolorini heiirlir Çünkü ibadet, sadece
manvl
olmak çin yaplnayp kulluun gea-gi olarak yaplr. Bunu da.
"en. 47
SWt Anlamada Yöntem vc en
i^ok
mkval olumn/m. Fakat
hem uyurum; ha/cn rim.
hcn,
oruç tutann, ha/en tutmam, li^mlarla da evleni-
Hi^ kim K*fM'm stmneillîKkm yü/
(Çevirirse,
buyurarak (inlarm yü/ çevirmelerinden
Yine Ncbî geceleri ihya
ise bir
etme ve
>^aynt
hanmhn
b.
Amr
terk
Kimin
olur.
o kii
sakmdrdg
tx;m|cn dcgilüir"^^
eydir.
jbnü'l-As (r.a.)'n «rug tutma,
ht^t^nüa
^:da
^U^m
arkamda /.ayll benîm sOnnctime yfiKir^ 0 Mmr
ariict için hir gayreiliTik
^r^m KiTnin
bulmu
sc yolu
Abdullah
|;S,îi*v).
gdrUncc tma. 'Her
hem {gem tmtminn) kalkann^
zuyll
vardr. Her#yvciin
da sünnetimden baka
eye
liir
yönelirse o kii helâk Dur" buyurdu.""*
Allah'm» Kur'an'da indirdiklcrirü tebli ve a^eikrini
Ncbî
(.s.a.v)'m bir görevi de.
te töm/lik vc (s.a.v):
icvhid ve âhirci süsü bir ifade ile
müminleri c/kîyc etmek
yeiilirmc anlamlanm
müminleri, ^irklen vc
Ncbî
ile
içercii
Mr
lu/iletlerle
yeiiliriyord.
eilim mcUKMy)^
utamal
Bt
onunla ve onun
imndr
lemi/liyor.
Nebt
onlar
Dier
onlar, dini en gü/el hir ekilde anlamay vc
ona inanmay ivc^. Mmil, Oylc hir
idi. Te/.fciyc
kelimedir. Çüttkt
rc/alellerden
«çVilli
in/ivay içeren
(s.a.v).
ukurma fa-
kt. sahibini
hir
için
yctttjFdi«
amel etmece
lievk
^McMr. Bu da gftsrcl birîlrft^Ifklc gerçekleir. Bu
uygulamal
tc/.kiyc*
Ncbî
birlikle
uymada ajrmamalar
Kur'an' iinlama ye ona
Allah'tan vn ç(»k
ile
için;
müminlere,
(s.a.v).
indirilmi
korkann/ ve en çok lakvah olann/m"
ilahi
itulcsiyle
kiUh
suytcmi^
lir.
Buhârî. Nikah
I
:
Müslim. Nikâh 5
i
1401
);
Ncsâî. Nikâh 4:
Ahmcd
b.
Hnbcl.
el-
Mösned.llî.l^l.l^ -tff-rr^ w'l-r«*»*^ -c(^T^ib n itlihait-Kilabt v^S-MStlnncl' (Kilap ve silnncc uytavii iç\ik) hhsitlc kaydetmitir. (Bu eserin Mhcmned BeyyÛmî tahkikli Mektcbclu'1-lmâ basksiKa se hailis 'el-Tcrhib ni Terk's-Siinot ve irikahil-BiJai ve'l-F-nvai' (.Siinneli lerkie vc bidelere dümekten sakndrma) bal allnda /ikredilmitirti. 52. H No: H'J) ,
^ MümM.
h
mam Ahmed de (el-Miisncd.
çin bir j^yreOilik vardr. Her gayretin arkacnda ise /ayllk vurdr. Buna güre /uyllk. ya benim «ibnefinK ya üa btd'utc yönelik otur. Bu durumda kimin /ayil.^^ taTsnyla rivayet eimlir. Üsiad Ahmcd $âklr. el-Müsneü'c (6477) yapl tahrifinde bu hadisin 'sahih' olduutm bclirlmilir. (bn Ehi Â.sn. cs-SüneU I. ^K: bn lihhûn. Yine bu
hadisi.
cs-vSahîh.L IK7)
4S
II.
188. 210) **Herâhid kul
Sünnetin TanntveKapsanM
lieimc.
ünlamlannk
â>ctlcrinin
^ttcn açklama: yasaklarndan ve haherlcriden ksa olan yerleri-,
Ktr'ri'n emirlerinden, ni
delaylandrma
YMc
,
de
Nchî
iigretmi:^ir.
ryla
jîörc\ini
(s.iiA
1
de yerine eiirmilir.
unlara; Kilaj'la hirliklo teorik ve piiUik 'ItsMmtî'
hikm"
Burada ^leorik
amele sevk edici ilim kas
ilgili
I^K^ma. düvel ve cihadda en ona bol hayr vc ihniii
lamalann Ncbî
lh'n
'
ediln>cktetlir. "Pratik
iluiti
).
hikmet" iledg:
^ en fîsHn a/iîellcre uyma
otar;k 'Kime hikmc! verilmise,
buyrulnukiadr.
Nt^hî is.a.\
hem din
lar t)larak,
"
hükünilerin srlar vc ama(;la-
ile.
uii/el yollâra
tît^M^I muktedir. Nitekim konuyIn
Daha sonra
PtbMik cime
Kur'an"^ onln ks^li
iiHaitmu
îiirliu^m
nmkuUiifîm.
^
genek bireyler olarak vc gcrüksc lofîluluk-
îlerndC' ve
hem günlük yanllarnda
tîfllarn
lgn-
sîiplayatttk bitmedikleri jjeyleri île ohtara ("mreinitir
(^.a.\ )'in
dillini
önemli
^(irev
LTntien olan
iju d(iri
(i/cilik:
Yülv AI-
anlama, uygulama vc Rahb'inin emrellii gibi dine "bikmet
\e gü/el üülle
"
^
dâvei elnivule.
O'nu
sünnetini, yolunu veya
neitKum
olviurir.'}
Yine Ku'an'n Bakara Snvsi'uic. "Nitekim ;\vtleriiîii/i I
okuyan,
öreten
ini/i
k^n husus
t|; butlur.
i^ini/den.
^i/.e
teni/leyen. si/e Kitab, hiknn-ü \ç hUncdlklC-
Rcsûl ^iiHerUik"'"
bir
deiykaîr:
bilisi
si/i
kentli
sjckUttdt' /-ikJiîU^ âyetle sft/Q cdi-
Hu anlamda baka
üçlj^^i daha vui-Utn*"
Bmlardiü
'^AndulsUfi ki itffetfttfcf. keuîffctîtie Allîih*fn âHHk^rlni
«»krym. MH^IOklenlen ve inkârdan kemlilerini arndran, kendilerine
Klap
\e liknu:ti
Mi\
bir
iik
lk iviiHe
Mf
IVyunmher »jöndermekle Mlal. nuiniinlev hittla bulnnmsinr. Hâlbuki daha önce onlar u|iavK bir sapk'C^*\xW\-\ bir
idiler."*'
hu "l^nn^f
-veya hl mcHit- hu
lanayla birlikle slâm'n lannnast
it^in
Kn
anhmyta. amel \o uvttan n yannda ikiiei kaynak
'"''i-Niihl. If>/ll'^
'"el-liakara. 2/151 DiÜL-r iki f\ei için hk/: el-liakan. 2/12'-': ''
Âl
I
im.
(
n;!.
fC2
v'IM
49 f
Yöntem
Sünneti Anlamada
odu. Bu,
bi/./al
Nchî
daha hayalia iken slâm'a giren herkes
(s.a.v)
turalmdan açkla bilinen bir husustu.
Ku/an la beraber olmaaM vc hemen onu izlenesi itibaNchî (s.a.v) in docnindc örciildiinc dclûlct eden rivayetlerden
''Siinnenn. riyle
MüsliVin.
birisi
dc:
"Ba/.l
iiM«mu:.Hebî
Fcs
(r.a.)'lan rivayet
Mâlik
b.
(s.a.v )'c gelerek. 'Bi/lmlc birlikte
vc simn0ti Öretecek baia
adiiralar
m gönderdi."
u
hadistir:
kavmimi/c Kur'a
güntocni/.' dcUUec Eunjn üzerine
onlara, kcndiicrinc *kurrü'^ denilen
mWim^>fl
ellii
BsafOan yetmi
ada-
'
Nitekim Buhârî vc Müslim'in rivayet ettii Huzeylc hadisinde dc beraber, onun gO^U|^ fere, Ncbî (s.a.v), 'Sünnet" kelimesini Kur'an ile ardndan öyle kullanmn "EmaocU önce insanlarn kalplerinin derinimi»:
sonra insanlar emanetin bölümlerini Kur'ân'dan (irendiler,
indi.
bundan sonra da âSfmr^^ ö^^îlcr/'^^
bn Abbûs
Abdullah "Kurra"
hadisinde ise bu husus
öyle gedmekledir:
kelimesi stvlüktc: okuyucu. ;lbid vc /:hid anlumlaruy gelen "kârr"
kelimesinin
çogüu
kcsulullah
Lbu Hu/cyrc
n
ulup
sUm'm
kendilerinden
nin a/adhs Salim.
yllunnJan
itibaren
Kuran örenilmesini
MV
dilmesi (Buhârî. re/üilu'l-Kur ün
kiiler" antamndii
ilk
^
b.
ite
Cebel
bU
\-e f
kcfime.
kllanlmlr.
la\siyc ettii Ahduilüh b. Mes'ûd.
lbcy b.
KâMan lîaf^
bahse-
"Ku'an km^li konusunda Uiman
kulhndmlr.
isl!?are etliini H/. ()mer"in. meclislerinde ha/r bulunan gcnv ve yal kurrâ ile "ti:u kastedilebelirten rivayetle ise (Buhârî. Telsim Suv-i AVal'.S. tisam 2. 28l "kunâ
nin "ilim sahihi
kiijiler"
okluûu söylenebilir.
Feygambc lualdu Âmir b. Sa's; kabilesitK' goiKk-rilen vc *rgönBi'r-i Maûnc'de chid edilen Knsar'dn yetmi kiilik bir gnpiafl bât^^t jllmuitlklann dü/lcri o^^i)pl;van. jeeeleri natwb*|»\-ivtt b» kiileri knrfTulivc [Znes b. Mâlik. !l/.
hc1nîl"<Bthaiî.
C»t mMeîâEkt
m Vr
7).
Bunhmn kraat alannda /manlîim ve)".! ilim ehli kiile olmayp ibatlet maksadyla iiiAçd Kuran okuyan, nama/ klan, ayrca kendilerine \erilen görevleri yerine Mnraki dönemlerde âhid ^e fîc'iren sonmlu kiiler okluyu arla>?lnakiadn-. Daha kayiiiklan/âhid kimseler olan sûlîlenn de kurrâ diye andmas muhtemelen buradan mukiad-
(Ga//âlî. Kitabu'l-likfin.
s.
K^V.
Takyyüddin thn Teymiyye. el-Fukan.
H\\imtma»s^ ttmmmnn üo^m K^^eâtl. »IV. m*1 w fciHTÂkm u/ak dumlmas
s.
M-
kurrâlann tekil ctigi (AhnKxl b. Hanbel,
a'rânî. Tahakâl.
1. .'îKf
gca-ktii (S(ilemî.T!ibakâl.
eklindeki iKikilledç k;stcdiL*nlein dinin ölvülerînden
sûHler okluu anklnmkiadr. " Müslim. mare 147 (6771
liuhâî. Kikâk
50
.V'i.
('ilen \},
riisam
2:
Müslim.
man
2M)
1
14.^1
s.
el1
1.
/iiklam
Sünnetin
"KcsûlüUah
(s.a.v).
Veda Hacc nUa
Tanm ve Kapsan»
insanlara hitap ederek.
'ayian
iisiil
loprsktunfi/da kmdisinc kutluk etmenizden ümidini kesmitir. Ancak,
dnda. kCt<^k
iMiivun
m/t
kalmtr
gCVrdUPna/ amcllcrini/de kendisine itmt cimeni/c
saknnz! Gerçekten hcn
k. ondan
nlîira sarldkla asla «îüplmayacaksn/.
Yine Ncbî
nakadn
ey, Allah'n kilab vc
Rama/^n ayndan bahscdoricct aydrr ki Alliah ^â^^^fsnüt
{s.a.v),
"O. öyle bir
die
^%
feiipr-
^m^'U Uu kld.
(teravihle geceleri)
Bu
iki
siimeiidiv buyurdu."'"'*
\'fhi.si'nin
Ucn do
Bu
ey braktm k
si/e iki
ihyasn sünnet kldm."^
u ekilde yerlemiti:
husus, sahabeye
ksm
Kur'an'n getirdiklerinden vc bir
crialn
bir
ksm. Yüce
ktivm olduu süit-
da Resttim
m'Hen olumaktadr.
mran
b.
Husayn
der
(r.a.)
ki:
"Kuran
indi.
Resûlüllah (s.a.v)
de
simnctkr koydu.""
Ömer
bnü'l-Hatlâb
(r.a.)
da iiyle den "Size
bir
lakm
insanlar.
Kr'an'n mütcabih ayoil^iyle mflaulele etmeye ^Icciîklm'. Si/
lm kar
sünnetleri e!c alarak
kar
koyun. Çünkü shmetlere
# m"
sahij)
0an
'
kimseler. Allah'n kitabini cn
iyi
bilendir."
Kay& hadisinde Ömer bnü'^HaUâb (m>» ^B'z, duyduu bir haberi ykîc heöe^^p bellemediifii bilmediimiz bîr kadnn sii/ü i(^jn RabbffB^m klî^in ve ^y^mt^m^mitr sâmsM efk Yine Fâtuoa
binli
vir«i.'"*'
'*
tmtim. d-Müslcdrek. Hu.
Kia^
I,
-sithir
«.t'Uî btt hadisi rivayci ctmilir.
Hakim devamla der
'*4^A&ls»0^% fSfmt olduu Insisunda Mâdm^c muvaOtktt .ctmi^r. Ay^
htKislIrr
hir
7W/rj!v"itKe hu hadisin
sahih'
ma
lihu llürvya' lr.a.)'tan iKTru" olarak bir
YiiK'
Hâkim, bu tuuUsc.
Mii/iî
"ei-Ter^îb
tlc
ve't'Terhîh"i\c
Siinncl" b;:jlg ;lttiK; l^ hailisi naklederek
hanncd
licyyîiniî tjlkikli
nlank rivayet edilm^lir.) Atntgd h.
ki:
Vi-Tcrgîb
1.
191.
1^:
^ctinitir. ve's-
iiiihâi*l-Kik1h
Hfkin'i nnaylantr. (Bu csltii Mu-
Mcktchcfu'l-nûn hasksmda
imd. MlMât
11
ald
ise
bu hadis 63 nolu hads
mm. St^4(^ lm
ll^MV
Salfu 173 (1328)
MntL'd
h.
Ihnhcl.el-Müsned. IV. 445
Dftniî. MLikaddiiK' 17 Nhislin, 1 alak 4(>
1
1480);
Ubu Dlvud. Talak
3X-4() (2291
):
Tirni/Î. Talak
.S
(
1
1
80)
51
Yöntem
Sünneti Anlamada
Abdullah
Mcs'uU
h.
da öyle
(r.a.)
der: "Allah'n
kitabndan bildii-
eyi sorduunuzda, om »«e haber veiriz veya Allah'n Nchrs'm'm hr süme^rnkfi prarsan/ onu üa size haber veriri/.. Ama ^;/ii M>nradan tmaya ^^karüign/ pyte ^lince, bi/im onlara gücümüz mi/
bir
ycimcz. Ahdullah lah b. Abbâs,
m^.
Abhâs
b.
ayaklanma
(r.a.)'n ipi
a/alls krinc
ba^ayp bau. Kuran
"stmm'i" kelimesi ve onunla
ftîrf^rteH ofeuyait
(rh.a) ise ()ylc def:
msl mxx\
Arapça
ilgili
"Abdul-
ve .vw/m'// öretirdi."
dipr maddelerde zöcrcdlcn
m fellni^
Wr l^îw ^â^nu,
araya gelÎPiffi onun -Yahudilerin. Tevrat' at;klayan srailî rivaycileri esere isim olarak verdikleri- -Minfrdn"'' alnmadn vc oryantalisUcrin iddin ellikleri pibi. Müslünunlann onu siinnel kelimesi eklinde A-
npvalatrmadkiarn da örenmi
olur. Ki bu.
tarlaya
dcgmo/. bâtl
bir iUdiadu'.'^ a.
IJsûlcülcrc (iörc SünncI
U^Ök'fllcr. slîim'n ilk tlönemlerindcki
kavramn, yasama
rckclle "sünner'
bu yaygn kullanmmdan har
için Kitap'lan
sonra gelen ikinci bir
YaliK/ rütf^Kn hu hatliSM Bttfilhî'4o gemliini helirtmckledic. Hu hadis, hu ekliyle 12.'». Biihfiî'tlc huluiKiTiunu. Mch/lt rivayet K'in hkr. Bulârî. Haç -^2, 34.
i;h\;th"l-t'tc
I
I
.
Mc/i
(>l).
(»7
'"irninî. MnkiKdirnL' 17 " Dftinil. Mukaddim: 4(»
Hu
eser.
l'JK
ylnd
Bu
kRiliyci
eser. 7
t
J.
W:nsinck*in bu^kiintgiBda bir heycl aralndan hsfif^î^ yllk fek ^hma. .^O^ akn aRilrma*^, 15 taa^-
20 bte s^» iBn möe«SBseîânîfl
laniîiya basçlium.
kdci.
A.
mali'
ihir. S, eilli. indeks (intU^tlJUir.
yauInUr soucu ueydina Hn
eserde: kiilüh-i sine.
jîclnilir.
man
Mâlik
Ahned h, llanhel 'el-Müstu'd^c hluan ladislerin kcliueleri lari sinsna üie dii/eulemuis- hadisle e^'en lehami bir kelimenin snlasi kr>k malar madde ha;>lgi yaplarak hu kelimenin itkinde jcvUi ladister. kelimenin :ev;i-î dnmnna üde sralanm, nHilctkibcn hadisin hiUndugu •U'l-
Muratta'". DârinH "es-Sihten" \v
ksahfiSâlA sctîlîMi^i'. Tafett^^rftl sc^üSKS fcaym^n «Ja^OKm t!*rat'iaK dinî \e ahlakî kurallnnmn l.\'î-22ü) iiViklannusndan iharetiir Nl.S. MOO(K) yllan ansuda Yuüa Ha-Nasi laralnda derlenmisiir. Mina. lekrar ederek nm-nim anlamna gelmekledir. kiut(>l:rdaki yerleri
(
" I
kiatl
ee\ah
52
Mahmul
^eltOt
verni.'jlir.
"el~slûa, Akide vc
eria" Mh kiuhnula hu
iddiaya gerckh
m kmiiik olarak ele N'hi
(s.îi.vt'dcn
u ckilUc lariroimî^lcrdir: ^'Sâitnef.
almlar vc tmu
Bu
gelen «>z. lÜl ve lakritlir.
iUbarla bunlardan her hîri.
Allah'n cliini mlniTia ve uygulamada Ncbî {s.a.v)"iu yolunu göstermek ll/k-u-
niKan sadr olnm^lur.
Sünnet
b. Ilüdisçilorc (iörc
Maiisçiter. ü';ulciikTn sünnci iantn»ma ilavede
n\ r M'
clnilcrdir: Ncbî
laril
\araliliM
!,\'icks.'
O
"\loaUi".
hakle
ludis(,-iiere
geidi kapsunukla-
ve örnek vermeye gc(,'medcn unee hurada. "sünnet"
tahlile
akilkM
sLinriL'U.
anlam
jki
daha kullanlduu iavi
için
ct-
lar/n \e -kabul edenlere uoro- vacibin k;n!>h^
nlaak kHlannnsIardn'
Mend^tb
uü
lan
konusunda
a>n
m
"
bir
l
isledikleri
eyler
««fö icrk etliJnK'sidg» 4îl^y
derler: "Sabah
nmwjiTin
ritr/mdît"
i^Kc
uinak
Aeaha bu
sünneltir. lirkeklerin stinnel
eemaalle klma-
Yoksa larz- kilTve ya da larz-
ni
ederler Yine.
ihtilal
nama/
'
vilir
nama/( sünnet mi. yoksa
gibi.
O'hakle delildir,
nrue
eklimle
\aeih ni?
oJmakM/n
Mm mt^miit. -ftatm^n ftiiym«maî(ir m^m- fi^töi
mum/
nvMida alt
\Mîlt
sfen?Hii
^yK*
nvîi verilnKV. {hnç^tM
feMt
^riatni kesip
ise.
kü^l^k,
nienduh \e)a uuistohab anlaniMuladr.
da.
liu
müslelah
VQ'ii
vitrp yiî|fllmasinii
î
cJilcn
sUytm/.. I
er
ho
göre "sünnci". hu
i/iilc
kimseye göa^ Inuiislec^ anlamldr.
kelimiuin bundan baka,
iif
(akrir (onay), lîLMvk alinkî
O'mtt sR-liif
ile
"siirmet"\
FakhlcrcGfit^Sannct
Tani!.
HK'k
liil.
ti/clliklcri
ilüili
ik"
M. lU lamm. hivok c.
(s.a.\ )'in sö/.
hulump
stlnnet. usûleülere giVe. er'î
akihler
aasnda
ise.
hu
hükümlerin
dclîllettrrden bîr
delil ile lierlanüi bir lülini sahil
tnikündür. Yani (akihlee göre o,
be er'î
hükümden
olduûu
bir lancsi-
dt*.
Hi\^ki\
ladr. k'di:
rbâd
Ur kmwna b.
Sâriye
ise *;ünnet.
(r.ii.)'n
Yaayanlarn/
brd'îâS^lcî^l olarak kutlanlmalc^
rivayet eltii hadis
bir(;ok
ihtilal"
bun
iiylc i;i!\M etmek-
göreeekler. C) /.aman
si/
benim
53
.
aiterinizlc
htiEuto
smsk
mm^i sanln/..
Râid
Aman
halilclcrin sünncline
yapma. Ona
sonradan ortaya çkan durumlardan
sakmm/. ÇÖnkfl herHîd'a. sapkhfctif Abdullah yollu
h.
davranmak,
Yine
Mcs'ud
(r.a.)
öyle
bid'al içerisinde
der: "Siinncf
ç^ba
sarl
(snrlar)
i(;indc oria
ci^klon daha hayrldr."
rivayetlerin birisilide. "Bir u>pluluk. herhangi bir bid'al ortaya
ktysLin da. sünncilcn
onun
bir bcn/crini yitirmi^^ olmasnlar"'*''
denilmek-
ledir.
km mk\W akihiermsmla 'sünnc üzere boama" ve
'bid'al üzene
bt^ma' ifadeleri de mehurdur.
^
'
mmm
Mrc:. Muka^me 6 (42); Tirittik. Um 16 (267f). T Tirmizî devamla der ki: "Rn hadis. hasL-n-sahihtir." Ahmci b. Hiinbci. ci-Müsncd. IV. 105; Hey.*a;nî, MecnauV-Zcvâid. I, 8H; Mun/.irî. et-Terb vc'i-Tcrhîb. m. 84
mm
54
bn
1
Dönü
Hidisçîler^ Q5re Sünnete
Mahiyetini daha
iyi
onaya koyabilmemi/,
için hadisçîlerc
göre sün-
mnmnü ickrar geri tÜHiclim:
netin
Onlru
üotv sünnci: Nchî (s.u.v)"in sözlerini,
V
luiuiyliinm). ^crck ahlakî vc yctcksc
unun
siretini
yaratl
fiillerini
i!c ilgili
imdi bu be ksmdan
kupsamaklaUn'.
ve takrirlelnf
ö/.clliklcrini
vc
her birinden ayr
ayr bahsedecei/.:
1.Nebî<s.a.v)'in Sözleri: Her
ksmlara ayrlmas
s(i/ün ge^iili
laher' vc "ina"
olmak ü/cv ikiye
Nebî (î^^vfM verdii n vc
riillcri
gibi.
Nebî
ayrlr.'*'
hûh&hn IfîB Atl^, ^PiHin
u
hadis gibi: "Allah
doktr/ yani bir nüslesna olmak üzere yüz ismi var.
Kim bu
n
doksun
isimleri sa-
cenni^fto."^**
"Yüce Allah mahlûkâl yarallnda. kendi
RahmeUm. öl\eme ^'
îsimltsrîy »tfalla-
haklctnda Olabilir.
Ebii HUreyR: (r.a.)"in rivayet ellii
yî*rsa
(s.a.v)'in sözleri de,
eliyle
/.alna hitaben.
üslün gelmitir' diye ya/.d" hadisi.^'
B#ipric. dunttim VC yerine joa- söjflcncn Anpça vasUsyli) bilinen lmo "Mcrtnî" dott
sü/lcrin
Uunm
vu kendisi
.
Ikliigric. bütün Mi/lcr. va //«Acr
(bildiriTtol
veya
(ili
Ick nauiMndadr.
HaluT Sö/ü sö\locno. O. hu Mvünde duüudut ve);! ylancdr" diyebileceitni/ KM kelâma denir. Eer M>\lcnen sö/. ;e\cge >;jn ise onu söyleyen ahs sözünde dorudur. Eer süylenen sir/. yermee livgn deilse (MBi «t'yiL'yen ahiS sö/tinde yalanedr.
sdr.
ise:
sö/ü söyleyene,
ceini/ cümlelere
denir.
lihârî. (leavât 6S.
urût
Rhâri. Ked'ul-Halk Deavft HM)
(3.'i43);
1.
bn
ffiüteiifl,
mma gew^ uygun
«Ima-
feee^^'e uymanasdr.
Ysilân «lmistt<fen
na' '^
liâM^ ^#t tSltfKBanüat
IK.
Ö. ha sö/önde dtîgrdur wya yalancdr' diyemeyeTevhid
12;
Mü-
Tevhid 13. 22. 2«.
''m. Zikr 5 12677)
5.*»:
MiisHm. Tevbc 14
(27.*il);
TirmiZÎ.
Mâee. Zühtl y5 (4295)
55
Sönneti Ahlamada Yöntem
Yine Sclmân (r.a,)* rivayCi ellii leri
\v yeri
mei. uök
yunU^
yore iulinüîiiir.
yabani
hadis gibi: "'Yucc Allah gök-
yü/ rjlmct yîiraimir. Onlardan her bir rah-
arasn kuplayacak kadardr. Allah onlardan
yer
ile
güij
u
hir anne. v*<**-'Ui"if
hayvanlar
ve
kendi
ku^lar
bir ianesini
bununla cIVal uttstemcklc.
aralarnda onunla
yumuak
dav-
Yüo: Allah hu yü/ ralmctten doksan doku/Uftu imî%)nraya brakmur. Kyama günü olduunda ise o rahmclini bununla lamamHrannutkUiUir.
yaeafelr."^ •
Kutsi
liiKisIcr
dc hu kiitcuorivc ülnncklcdr.
de Yüce Allah'tan gelmektedir. Tereih edilen jîörüe
anlann Yüce AlUl'a
ilisin
Hbu Zcrr
u
j!öre ise
NcM tsai.v)'c
\aî sö/.lcri ise
(r.a.)'ian rivayet cüigi
Çünkü Kdsî
hadis
Kudsî ha-
aiUF^ MüsUn'in.
hadîs gtb: "Nehî (s.a^v),
%
Am.
vc
Yüce Rabbinin #yle btfytnlrf una haber veHrr kulkntnl Bm /ulmS kc?dlne hanm elün ve onu si/in aran/da da haran kddmi. halde birhirini/e /ulnelneyini/,..."
•
iUu»5b
duyulam
ile
âkiHJUa ^rtni <>Uiu
beer
"Melekler •
mckklcr. :ialer.
a^ kürsü ^ibi
dnda
kalan haberler
îlmine dayal idrAk dairesinin
de bu kiöcgtrtd^md^.
MMm'il
ntlan yaraiinn.
Yine Nelî
u
^'
rtvayel
cinler ise atelen
(s.a.\l*in.
u
enii
hadîste
olduu
gib:
yarailnlr."^"
tilünden soîinki hayattan (b^y^hUülürel.
yurdundan vc omdaki
»(X*iüi ballcr.
ncl-aHcnnemlc
olanik /ikretikleri de bu kategoridendir. Kabir
sorgustn kabir
ilgili
korkunç dummlar. scvap-^M* ücn-
ai^b Tcya ntmeife'ff. yeniden
dirilme,
maherde toplanma
\e durma, elaai. hesap, mi/an. srat. cLMineileki nimet yeilleri
hennemdeki a/ah •
(^cjitleri
Yine Nebî
hakkmda vermi olduu
ce-
hilaller gibi.
ksm
ls.a.v)*in haberierinden bir
ile
'm, igcçmi pcy-
ganbericrin huyallanndan.' sO/lcrinden. sâlih insanlardan vc onUfntv hallerinden bî/e anlaliklarn oluiurnakladr. (a.s.V
ve
Musa
(a.s.)'n k.ssalan.^"'
1lâM*it*LiWl4ted,^.4Hfe
II/.
ihruhin
ile
snuil kss:s
it;in
brahim
maaradakilerit
^filslim.
Tcvbc
(a.s.),
smail
ks.sas:''^ kor. alacal
2(>-2l (2753»
hk/: Huhûrî, Rnhiyâ* 9. Mü»iuka( 10
Sünnetin iznimi ve Kapsam
M- kel kssîKi.
l*jmkaat tüvlü
\v icn|k,kîi#
duyduu
ihiiynv
li'iin
Yic
•
Nehî
Nvbî
(*i.a.v>.
cikilcnlcn
gibi skii
tltveivilcr ile cgitimci-
kapsanuna. Yüce Allah'n O'nu
(s.a.v)"in luhcrlcri
iyi
tklay
^
vo%'iM1 kiHSafef trHî.
hcdar ederek gelecee
h
udamu
tl»ksan Utku/. kimiyi öldüren
dair /ikrcimis
veya
isler
myk dç pm,
uld^
külü tlsun. gerek tinmcJm
ÇüokM
gerekse dc
konulardan ancak Allah'n kenfei^k lt^If.:^^m Alî^. înamn «^lum 'n;m uyarc vc
tnsanlann hîilarru»
hiHitn
disini? htidiînliklcrifli
niiitleleyicidir.
lî yiip
hahcrlcrin
içerisinde
'J-'i^a
lameilerV dc girmektedir. Nebî (s.ü.vrfn \erdikleri hah«?rte\Icn
birçou
HMiJ
ftir
sm
"^cnî a/«frt
için.
hakknda
(r.a.
ise
Hadisleri'
de
inekteki
olaylara dair
^civcklt:s«!Slîr.
mtluhk
NeHT
'Kl^am0 Amînâ^
f s.îi.vnn.
öldürecek""' buyumias: lorunu Ha-
"Ku olun»,
onun araclyla
elendidir. Allah,
H/, Alma Sv-i T;la
Üe 11». kik)xm im^l ksstm i<3*n Kfe/; HttIM. I5t^yâ' Töfiîia t ^7: I. Kader II. 'JV\li(l Mii^lim. K.lc ilU^lV. Bn DSvd. SmiKM (47fH): l'inni/. Kaikr 2 (2t.*5i: hn M;'c. MukiKdinK- 1(1; Muvaltu", K;ukT Aiir.l h. l!:K-|. cI-Mümk-ü. II. :48. :M. ,^'):. 44S 11/ Msa nm t,i|ilak ykamnas kssas için hk/: Hhrrî. (nsi 20; Müslim. Hay/ t.' ^»t. Kvâil 155 (.V1'>K rirni/L Tels l-KiH-
h
I
ri/.
lin.
hn
;
Musa
ik-
ntiin uk-IcüI
mU
ks^ i^hfe^
f#;.J^I^^
f^/âl 157 12(72»; Nvsâî. (Vrtfti/ 121: MiiKtl llihhaiKcs-Salih. XIV. II ^ 1(>
II/,
I
h.
Mifâf-
llanbcK ol-MHskxt. M. ^15;
|
\I(is;
ile
ll/n kssas
lihâi. Iln h.
için hk/:
44. kâre
I^).
7, î^uill
12.
bt>;r 27, IVfsi Siik-- Kolil' 2. v 4. i;\man 15. "IVvltid '1; Miislint. Iv/iîil 170 :iS(li; lih l)â\ntl. Sinnci 1(>(47()7); l inni/i. Ictsirn l-Kiir an IS (.M.lOi, (.^14^); I
MiHK-d
h.
tlanhd. d-Miisnal. V.
snstw#
K*v^flÛiM''îW nfn,-
Mu fisaifkon
otiMcsi
trkla
cfv
(27n:khn " '
I),i\ik1.
Hhiyâ
MmiL-tl b.
ykv
I
.
1
kvnan
5.^;
labcl.
konumas He Kyanm
11a., Mfistt
Musi'nn yanma
2S(,iîS7): «;
Milslim.
Müslim.
L'l-M(isiK'd.
;MinlhiK-\.-nk'i lilir
'
imi
Alkh. Kiratf4a
licriR-vi
1»>
1
Ii>n" 'm. Vlt/araa
i:.
lihâiî. lahiya
Ituhân.
IX.
ailmcsi
ile ilîîili
kssa
d
efaat hadis kihplaiifinii
iilm;kl;Kh-.
\\'r-
Hhfrî.
II/.
I
v
laNya
M.
20.
5,^.
(27'>f»i;
5:
Müslim. /Jkr
cl-Mil.snct!. II.
ht
Mâcf.
Diyiii
l
\m
I<t
2
(2622);
72
ilsilî
iVyle
himnmMadr: T»
kimseyi nnliali klma/
lk-diyi pcyjîamhcr hunim
îidch
AhiKith ll;nhol. /tiK IO(2'-)rt4
Icvbc 4h-47
h *myla
Sdanna
1
dndadr"
'("iti.
(AUalto bölün
Ancak, gtyh
îlf il^li hit-
72/2f>-27i
Itnlâl. SalâM.C'ilîinl 17: Mislin. riiçr 7()(2'>15»
57
Küstûtmnlardnn
u
iki
gruhun arasm dü/citcccklir'
buyurmaMiida oldu*
gibi.
Pe'ygaihor (s.a.vrin labcr verdii ba/ haberler
gerçeklemitir. Ncbî rivayet
(s.a.v)"in
müjdeleyip dc Abdullah
cUii *stmhuVun fethi*"^
Yine Peygamber
(s.a.v)"in
\m )MA
haber verdii baz haberler
"Cehennemliklerden görmedijim krniHjJlar
iki
u
halan. Horasan develerinin
Ebu Hürcyrc
sml
bulunup onlarla
çplak kadnlar
1. öiyinîk iîlduklan halde
ytirüyen:
(r.a.)'m
gibi.
ra d()kunmaklay/,. Müslim'in rivayet etlii
sr kuyruklar gibi
Arar
b.
ha-
gö/Ierimi/,ie görmekteyiz ve cllerimi/le onla-
zrda ger;ekle:?mekle olup
gibi;
asrlar sonra
ise
vardr:
inîianlan
hadisi
Yanlarnda
I.
döven
gibi ca/ip olan
eilmi
(r.a.)
bir feaviraj
vc krlarak
högügleri gibi hîrtaliim
kadnlar! lilar. eennele giremeyecek ve onun kokusunu duyamayacak-
u
eennein kokusu,
lardr. Hâlbuki
kadar vc
u
kadar u/akian duyula-
-caklr.*''
ÜMMüfÛ
\m
cellatlar istihdam
Bu
/ikrelmitir. tahrikte ve
eden
hmmNu^
polilik
zorbalk
;ö/ülnedc
ahlâkî
loplumlar
hâdî«,
ketHilcrine bayan ile
'giyinik
ulvi davalarla
^meM ^in
ahlâkV çözülmeyi bir
çplak
mtda
kadnlar, ehvetleri
uramaktan alkoyup oyalamada
birer araç olarak kullaulmakUdir.
Yine hadisi de
oburlarn
'"
''^
lMfu.
Ahmed
h.
bunun
gibidir.
Hanbcl
ile
"I*cygambcr
çanaa çullalklan
Sulh
9.
Mcuikb
Ebu Davud'un (s.a.v).
rivayGltHlIIî
Sç^ân
(r.a.)
'Çeitli wmtetlertn. i{k\
gibi her taraftan gelip üzerinize
üümeleri
Ehu Dûvud. SÜnno Xt Cum'a 27: Ahmcd b. HanheL el-
25. Fczailu's-Sahabc 22. Filen 20:
MtUlv. Tirmizt MtsSösb 31 ^ mtmak. V. tl^m. 47
%yW^ PWî.
Ahdlhh
"Bir defasnda Resulullah'in eirafnda (hadis) yaz-
h.
Anr
(r.Li.)
der
ki:
'
V
yorduk. Sdtn. kLslaliah'a. "ki ehirden hangisi (daha) öntc Iclhcdileeck? Islandye soruldu. Rcsulullh dn -stunbul'u kastedcrckbl nu. RiKi 'Herakliusun ijchi ötec Iclhcdüecek' buyurdu." Ahmed b. Hanbel. el-Müsned. II. 176; Dârimî.
Mukaddime 43
M.
m IWm (4H&);
bn
Ebi
eybc.
el-Mu-sannef. IV. 219: Hâkim.
Is hadbto *sahih' »ridu|unu bcfifl^ir. 468, %s\vM hu ftadKn '^Mii" o1â(# nesclejütdc K^im'e kdllmlr. El^^i! (b es-Sahîh. (4)'de hu hadisi ka\delmilir, Müslhi. Cennet 52 (2128): Âhnod b. Hanbcl, cl-Müsned. 11.355, 440
Aîl-Mtisiedn.'k. IV,
^
58
Tammr
SOnnetîn
yaknlr*
buyurtlu. Sahabilcr, 'Bizim
a/lmu^an
dolay
Rcsûlü?' diye sordular. Peygamber (s.a.v), 'Aksila
Mât
iiu/u
larm/n
seîîî
v Kapsam
m ey Allah'n
a^Ün
si/lcr çoksu^-
sBfükleüii vcr-^öp gibisiniz. Gerçekten Allah,
düman-
kaiplcrindon si/in kotkunu/u ;liic;k. si/in kalplcrini/c ise vohn
siihcakl' huyrdu. Sahahilcr. 'Vchn nedir, ey Allah'n Rcsûlü?' dediler.
I'eygamher
Dünya
(s,a.v) dc.
sevgisi vc
ölümden holanmamadr' bu-
yurdu.""'
Bu
günümü/dc aynnUlanna tank olduumuz evrensel bk birlemeye iaret elmcktedir. Öyle k. ^e^itli milletler Müslümtnlun hadîs,
;r)kcinek
i(;in
ramen
1,-okluuna
dohy
hir araya gelmilerdir.
!^y.eili bir
selin
önündeki
l^to»
çcr-çQrî^* ben/eiilmilcrdir. i!ibi
O/ellik Icrinin
sönuen
(;cr-(,-öp
ywçaklir.
jiih»
Çünkü
oianric
saylarnn
Fakal Müslümanlar,
hallflik.
misali bir (.-okluk
ie
olduundan
hu hadisle Müslümaalar,
^p^ieilîk
vc yCb^ysGlik
kendi aralarnda tchîrhirfik
i!c
gaye vc
akp gidecekleri belli bir yer varthr. Yine bu hadis. slâmî mücadelenin /ayllgnn arkasnda gt/li hastal da aça çkarmakladr, ki, _ibu nicelie deil, nilelic dönüktür. Bu< her eyden önce kiisel veraü&fâkî /^ylla dönüktür. le bu. 'dünya sevgisi ve ölümden ..hjlanmma' ne
tle
halidir.
Yine Nebî lettigi
k_\amelin büyük vc küçük alâmetlerinden /ik-
(s.a.v)'in
eyler de böyledir.
Ki.
bunlarn büyük
mitir. Cibril hadisinde geçen clcndisini (ioiirmas. u/.un
u/un binalar
Bu
alametlerde
k.sm.
olduu
bilfiil
gibi:
gerçekle"Cariyenin
bas u^k. yaln ayak yoksul koyun çobaniannn
yükselttiklerini görmen..."'^
ba/ toplumlarn hayalnda ortaya çkan korkunç deiikçimektedir. Anne \c babava kar iyiliin yerini, onlara cefa
hadis,
lie iarei
vc isyan alacaktr. Öyle caktr. Yine
ki.
doura-
birdenbire köy hayalndan, ehir haya-
Ma^
kuüanmaktan, lüks otomobillere
eylere dönOmî^h'. Bu da herhangi bir /ahmet vc
Ahma!
b.
Uuhâî.
num M:
!
efendisini
boUu^ ^udrlarda yaamaklan k^^mç verici e.v \xs mmy-
Urda oiurn^ya. yayalktan gibi
kadn olunu deil,
sanki
ayn ekilde toplum,
tna. Uarlklan
binme
u
bir
u
lahct. el-Müsncd. V. 27H: Vhu Dâvud.
Müslim.
5
t^>K
bn
^}fm
Mclahim? (4297)
Mâcc. MukaddinK'
'>
(64)
m
"
SBrmeti At!an»da3^tBH
sarf ctmcksî/.in.
^k
h/l hir ekilde scrvcifcrc kavuîjmanr hir sonucu^nfl [ilkelinde girdUüma/ pbl Bundan dolay
hîtx
dur.
you
insanlarn
dcnsclcrini yilirmilcr. ktaulilerînî
Uinli kilikl.'rii
l;mm:/
unutmular ve hiAa
hale yclnt.loitlir.
Kyanioi alanH;tU,TM)to
ksm
hir
ise hâlen
m
tenli* MisUa'in erkek düceck kadur erkeklerin azalp ile
beklenmektedir. Buhârî
"Kili kt^liBii. ilerini
^mcsL
gören
bir
kadnlarm se voalsmk
k^imiist."^''
nirdc kyamclin büyük aUmcIlcri vurdr. Hadislerde geldii
la
mek ve
Meryem olu Mesih sa'nn slâm
ü/cre''''
enii çu hadis "*
ka
hir hüktti!rte iu(^4;kir-
itdîl
batuhm
'
gihi:
ile
Müslim'in Bbu
"Meryem olu (sa)
Yine Nehî
(s.;.\)'in
;n;!klamak. onlarn
yönlerini
Yine Dahi^e'nin çtiucagn ve günein
ha/
e^>;lar. k:\ramlar ve idlerin gerdek
deer
\e derecelerini
naklanan sevap veya ee/.ay a^klanak
haber dairesi
Ncbî
i<;erisine
(s.a.v)'ir!
girmckUidIr,
m^hur
ve onlardan kay-
ü/.cie /.ikrcUni
olduu
sö/.ler
Cibril hadisinde
huyunlüu
^ söz gM: "s^
komamn, nama/ meleklörîlte. kftaflannü. Rol-
i
eyi oiak
dosdoru kdmandr.-.man da: Allah'a, lerine iman elnendir. hsan ise: Allah'a O'nu görüyormu^îgasna çimendir. Sen O nu görnesen de muhakkak O seni görmektedir.
Hnhâri. Ihtlul
^
2^ U04.M;
IHüdha^afl^Hî
bîmâ
2d-.
Müslim. Ilm H
Alncd
myak
h.
i2(->l\):
rirni/î. Filon
llabcl. cl-Miisaal.
aiîmlcrlmîc»
CîstatI
dc
^
lam: Allah'a kulluk etnvn ve O'na h vb n-
l-iton
mutla-
doacan haber veren hadisler gihi.**
•
ayn
eriaityla hükmet-
Deeeal't öldürmek ü/ere inmesi gibi. Buhârî
HUç*:ya' (r.uU'lan rivayei
icvaUir yoluy-
f:n.T
III.
(22().S|:
MK. 120. I7f. 202.
çl-KejjraîVr
Temm J! ^'nztVrt-^fe^Ü^'^ {Ua \Wsih'\^^
U
hu Inmuda
neceinin Müicvniir
kulluk
Ibn Mfcc.
2IX
273.
**et-Tasrîh lladislorlc
AKlirenfit liht Cludde bn kil:b laltkik el ini ve lîerckl lîördüü yertm- ^o-jilli tlipnotlar (lii!>niitür. Kitapla krktan l;/la saliir \e hasen' ladis ile bunlardm hii^kii /ayl hadisler de mevcuUur. linbiya 4^: MiKlim. man 243 (153) Bulfuî, Biiyu" 102: Me/aiim
A(;klanmas) iKnda
bir
kiUp ya/mUr.
i
t'siad
.
mm
l>jvud.mal^ tJiMlöKhn Mta /mmUK^^, ^Jtoncd. n. iM^m M^trn^K ^mr (r-a.rian. Müslim. Micn <294l
Buhar.
man
Ehu
57: Milslînu mart 5 (9): îbn MScc.
IUtvynMr.ii.»'ia.
60
):
Mukaddime 9 (64rde Bkx
Tanm) vif|ap^
Sünnetin
"Müslüman
licr Mii.sliinialrm «iHcndc
diliuJcn \v elinden
"MKicii. Allah'n _v;tsakkKt eyleri kiosc
"Cîü,;lii
Insanliin
kendine hâkini
niiin
"Yedi .vilüesinin
güvie
lerk
o(-
eden kimsedi.""
yenen kimse
tlegil.
öfkelendii /a-
(ilan kimsedir."^"
sntl* insan
vardr
ki. hiv^'hir L!rtli!cnin
bulunduu yünde Allah
olmayp, ^adocc
/Vllah'n
(Hilan kendi ^iilesinde yölgelendire-
eekir...."'^
"C'had edenler
ans.
leeenin
hfitu
g(>k ile yer
"Kini inanarak \e
mtm
Afeh i«w*tt^
film.
aras kadardr."'^
sL'\ahn sadece Allah'ian
tmaak Kana/an
ha^lanr. Kim nmrak Ranu/an geeelcrn
de inanarak vc sevahnn siideee Allah'tan dcgerlemtid^îç (inceden ilemi;
nru-
ksm
litosu. r>needen iledii giinahlarmdai hir
îbîîdtile
M
«teef ltwboit^îr*
olduu
günahlaîlrtdâri
hk ttmt
hag^lanr."^^
Cjördüümü/
gibi
hu
hadisler,
hem de t*rdçfl ve AMid'a isyandai ilirmeler
le ahifkî
Müslüman 11
"
\e
ferdi
h
rar
.,
bu hadislerden bir
yönlcn-
ksm: hem
lem de Müslüman loplunu haiayie ba/
kpsanukladr.
Micllir.
leviki.
ir^-adlan ijjennekiedir.
Haber seklinde olmasna
•
hem hayr ve Allah'a ilaaie ^femdtmak üzere, ha/ dini
lüdislerde
'Ahlllal
nidir i.;
yasaoiidu-
tldu gibi;
h.
(nor
(t,;,ri; !itik-li.-k ;i.->h" iliyorsa tn
Am
somaki laüsin lairiciuie de ioniktviii ti/etc. AMullal h. (r.a.)"tan iKiIlcIckm alcyhlr. Iludisin golis yollan ile lgili ulurak, Kctrnî'nin. "S'aznu'tMûtenâsire mie%HttdîsrMtaev0in^ im\c%mir tlidisl^J. (ÎUfa hafel^irî^ M/. bil
'
i
'
'
'
;b!i
I
)rv(td.
nKK
liahArî. Iklch 76;
llhrri. l-/;n
V..
lliicvv
Un.
{[-.a-i
2
f
:4S
1
1:
Ncsûî. iman
1
2Me
Abdullah
h.
MKiim. lin |()7-I()K t2<m\ /.ckâl d. Kikâk 24. Iltiiikl l'>: Müslim,
Müslim. ZfkâlVl fia^h tic l-bt Mürevrc M\mci\ K tranbcL el-Miisncd. II.
(r.a.l ile
Kbu
Air tr.iLVliin.
/ckiii 41
Siiîd
HüHm. aUhi
(lO.Ml'lc b.b
cl-HuUrî 4.
(r.a.l
ia.
IVvhid 22'de
Rb
IKivyrL' (r.a.)'ian, •
2'^.
27. 2S. Sitlftu
i
"IV-râvîh I. 2.
S;vn
(n Milslinu SiiliiUi'l MusiViîriiî 17^
nm)\kc
libi lliircvrc)r.u.ri;n.
m
1
SSnneti Anlamada Ydntem
kazanmak i^n
*Fa/Ja scvab z:
Haram,
Mte$cid-i
1.
2.
u
üç iTKSPüen baka!»na yolculuk
Mcseid-i Rcsûl (Mcscid-i Nehî),
3.
Mcscid-i Aksa."'^
"slam'da zarar görmek dc zarar vermek dc ypkUr."" "Bir
kadm
tlatâsylEl
veya
tey^icsiyic
(ayn kocann nikâh altnda)
bir araya getirilemez.
"Nesep yönünden haram olan, sül emzirme yönünden de hanun olur."^*
Müslpmana mims^ olamîK. Müslüman da knütc
"Kâfir,
ö-
ttiitrmç
lama/-.'**"
Ncbî
(s.ii.v)'in
sözlerinden -"islck" anlamndaki-
renler ise emir. yasak,
dua ve bu anlamdaki eyleri
Emre ömek olar^ mlan
•
krrrk.
(lediin kölülüün ardndan)
onu imha
elsin.
nsanlara
liuhârî.
Piidlu s-Salâtl
11
gi-
içerir.
vcrehilite: ^Hüsr t»^@de
AHahtan
kar
ina kusmna
bir iyilik
yap
dltrm d
ki
bu
iyilik
güzel ahlâkl o/.""^
Mescidi
Mekke ve'l-Medinc
MUslîm. Hac 51
1:
(I397)'du Kbu Hürcyrc (r.a.)"um. Buhârî. Cc/au's-Sayd 26. Mcvjkiurs-S;tUl
ve'l-Medinc
Hudrî
1.
Savm
6.
07; Müslim,
(r.a.)'lan.
^-c. Îfcâmcüi's-Salât
4)^^ ANuîf^îi, A»r
Ahtmd h. ttobel. el-Mühed. V. Abbâs (r.a.)'Ian. bn Mâcc- Ahkâm
" ^'
Fadlu Sahili II Mescidi Mekke Hac 415-416. 423 ll34ü)*da Ebu Saîd el-
527:
Jb».
îf
bn Mîkx\ Ahkâm 7 a34irtfe Abdullah h, 1
Ubâdc ibnu's-Sâmit (r.a.)*ian. I408)'dc Ebu Hiireyre (r.a.)*tan. Yu/ar. "Âie (r.anhâ)'dan muiîdckun ak-yh"" diyorsa da. bu hadis. Abdullah b. Abbâs 0'-a.)'ian mutlclekun aleyhtir. Uk/.. (luhâri. chûdâl 7. Nikâh 20: Müslim. 17 (2341)'dc
Buhârî. Nikâh 27: Müslim. Nikâh
Buha^. BsF^z 26:
mmm, ¥iamt
(
\
itm4)t
ma MiHvFefâK 10 mKD^t^rmizt.
Ferâi/ 15 (2107): Ncsâî. os-Sanenü'I Kiibra. IV. RO. 81. «2:
12729):
Almed
b.
Hanbel. cl-Miisncd. V. 201
Bmir: Üstünlük yoluyla bir iin
.
yaplmasn
bn
202. 203. 2(>9"da isiencklir.
Fnir
Mâce. Fcraiz 6
ÜsÛmc kipleri
(r.a,)"tan.
ba/,en asl
manasndan ,kp si/ün ycliindcn anlalan dier manalarda kullamhr. Bunlar; rad. dua. iltimas (islck). temenni, serbesi brakma, uillik. aciz brakma, tehdit vc mubuh kRKi gibi. Bu konuda daha geni bilgi için "Sekiz ftaâis mamnn Rivayet i^ffip $var Yatak Ha^shf'* (cl-Evâmîr ve'n-NevâM» adl eserit önsiiziine
m
bakabilirsiniz.
" Ahmcd
b.
Ilanbcl. cl-Müsned. V.
Hâkim. cl-MüstcUrck.
62
'
i,
IZI
t2S.
153. 15S. 177; lirmi/î.
dc Ebu Zcrr
(r.a,)*ta.
Hâkim, bu
Bin 55
(l')K7):
hadi.sin
\sahih'
Sünnetin
"Beni nama/, klarken "(Hilâli) g()rüncc
Hcr
ediniz.
/(//
"Hac
hava
gördüünü/ gibi nama/ klmz."
nnç
tutunuz. Hilali (ickrr) uiördüünü/.dc ise
bkllu
aban aynn saysn
olursa
ibadcIlerini/i (menasikini/i)
Y0saHlara^^ örnek tHafak dn
vknmz.
"
mhmt tente
artrmannz.
tii
{hal<)"^^
miM ^©tcbiHf/: '"HKiHM zamdan
mis^firmefi^^mm.
K'lirirtiir.
AVmf^^^nm m^UP Uli
Birt>irini/c s u't çevirmeyiniz...'
ar ekilde övmeleri gibi
"HrisUyanlarn Meryem olunu
nlluym
eye
Çflnkö zan. stizün en yalandr. Kulak hrst/.Ig» va^ök^v/-
<îî^tî
riyalim
//-
ou/.a tamam-
benden
"Sana ^üphc vccn eyi iurak. ^üphc vermeyen •
tomtves^^
Devamla da dor
ki: "Itu
huds. Hulûr
ile
si/lcr
de
Mii.slin'in iiiullan-
yulv salillir."
Mnod
h.
HmhcL
cl-Miisal. ^/22R. IMv, Tinii/Î. Ilir 55
(IW):
licyhakî.
^tçtbrM-nmn. Vt. 244"do Muâ/ h. Cohcl (r.;unîm, tiw Aî^kir. Trrîhu Dmck. LXI. 3 <2447m'ite Kks b; MSlik r.a. rtan. Hulfrî. F-:/:n IS. P.dch 27. Ahbmri-Ahâd l'dc Mâlik bnu'l-Huvons (r.a.Via. lluhfn. Sa\m M: Mü>Im. SvLin 17-20 (1(1X1). Ayrca bk/: Tirmi/Î. Savm 2 (fS-l): Ncsfî. Sy;m 11). 1: hn Mâtr. Svam 7 (!655)'tlc Cb Hüreyv (r.a.)"!an. Ncsâi. S\am 12'dc Abdullah b. Abbâs (r.a-)'ian. Miislîftk HaE 3ia |m7>: Ebu l>âvud. Mcnâsk 77 (1970); Ncsâî, SMftk AUm«î h. Hanbel (â-i^tod. Ilt. ^1 >18. ttt. .^78: Ibn Huzeyme. cs^ Sahîh. (2877)\L-CÛbir h. Abdullah (r.a.)"lan. Ahmetl b llaht-l. cI-Miisnwl. 1. 2(K): Tirnii/î. S<nuu'l-Kiyaniel 60 (2.518); bn (
1
m
.
llibbân. cs-Sahîh. (51 2)'Lk-
Almal
Ihsan b Mi d
h. llathL-l. cl-^lii^tod. III.
!
12.
\
m.
J l'ian.
yy'W
lincs (rLi.i'ia.
Taherânî. cl-M'cciKi'l-Kcbîr, 22/147'k' ise Vâhisa (.a.)"ian vc daha
nmlan (hk/: Tabcrûî. cl-Mu (
r.a.
lum. lîI-S^^t'iem's-Saîr.
K hatlîs.M)Utn "
1 .
\^\
vi|Mn;nasn
1
l-Kebîr.
«ü'dc
XXII. Hl'dc
AI*dtflliUt
i
viindcn
i(;Unscnw.
i23b4)
f
ile
üstün olan birisinin ondiUi
islemezdir, lia/cn îkMit> (yusak) kipi,
manasnn
haka manalarda
knama,
dn-
kullanlabilir.
ic yis
(ümilsi/ kdmu), iddil,
aktheli bildirme, f^irkin görm.'k, eitlik gibi.
Bu konuda daha geni
(isickl,
l'Aamir \e'n-NVvrht) adl liuharl
K ^nar (r^bîlan).
mhaiabmda
da cirnlctn yeli'iîndcn \e durunuiKLn anlatlan
OiMck. dua. iliinm
Vâsilç
yotlanyta sal^tfr.
Yasak Nchiv): Muddi \v manev bir
ccm
bir<,-i)kla-
ibnu'l-Esk;!'
dob
lomcnni,
e>a.*rin
irijad,
önsn/ünc hakâhlrsin/.,
Nikah 45. IViü/ Hhu llüreyre (rj'lun. ss.
57.
2:
Milslîm,
llirr 28-.*l
(2563i 32^33
.
'
Sünnet) Anlamada Yöntem
ekil^
benî
iivmeyhnz. (Di)rusu ben Kudccc Allah'n kuluyum^
Fakai benim îçin 'Allah'n kulu vc RcsÛIü* deyini/"**
Dualara örnek olarak da unlar
•
"AjU^'mî Her iimN ^»ruyucusu nunla beni j^lah cytc! çîiT#
yam
verebiliri/:
»fem
Muyrm.
^moc mm^
benim
g^^iiHim alan dün-
t^ln
bana hayrl kl. KcmHsînden kyunci ünti
benim
Ûhirctimi
slah cylc! Benim
i(;in
i;;in
mûmk
t^ÜÜm
butunun
hayat her hayr hususunda
ziyade kl. Bana ölümii hercrden rahal kl."*'
Nchî vardr.
dualar oraHtnda
(s.a.v)'in
Ömck: "Yarallkiarmn
Isiiâ/clcri
(AUah'a
errinden. Allah'n
snmalar)
da
mükemmel fcelmcG^
rine safmrmp.*''-
"AMahm! Sapkla dümekten veya hakalarn sapkla düürmekicn. doru yoldan kaymaklan veya bakalarn doru yoldan kaydrmaktan, huLs/hk eimckîen vc b;j^kalarmi cahilce davranmaktan vc cahillerin
sana
uj'atmakian.
davranlarna muhatap olmaktan
snrm."*'" Bunlar ve bunlara ben/er Allah'a
anlam 'a
haks/la
itibariyle üsc
s^nmafc Bazen
u
^^iîi^cn
eylerden Allah-
O'ndan bîr istei içcrmcktcdrHcr,
bir hadis,
olarak gelen
itibariyle haber,
inadr. Çünkü bunlar.
suretiyle
yasak olsun- bir
snmalar, ekil
hem
bir
haberi ve
birlikle t^crebilir.
hadiste
liuhfrî. l-.nbiy.T 4«.
olduu
gibi:
HikkI îTJc ()ncr
hem dc
-ister
Ehu Hüreyre
emir olsun,
(r.a.)'lan merfu"''*
"Kuvvetli mümin. Allah'a,
(r.a.l'la. Miicllil.
isler
/.ayii
hu hadisi Müslinrin dc
da ha hîidis. Müslim'de hufmaniiinulr. <2720); Bhari. cl-Edcha^l-MûM. #6»rde Etnî îfcynî
rivayci elliini hoIiniytTrsii ""
Müslim. ZIkr 71 (r.aj'lan.
Müslim. 7Jkr 54 (2708); Tinni/î. tVvfl 41 (34.17): Ncsaî. Amclu"l-Ycvm !hn Mâcc. l h 9 M4.*>7); Ahmcd b. Hanbcl. cl-Mü.sncd. VI. Ml\\c Hüvlc binli Ihikîn (r.;nlr)'.l;. Lcyl.
Ehli Dfivud. Ed^-h 102 10.^ (5094); Tirmi/î.
bn
Mâcc. I>ua IX {3KR4):
Ahmed
b.
Dcavji 3.S(3427); Ncsâî,
Manbcl. cl-Müsncd. VI.
Isliâ/.c
.3(K>.
.318.
30.
6.5;
322 dc
Peygamberi 9t^^ i^dHi^ sü/. llil \^ Erillerle -ba/ flimlcrc yöresnad isfer nnUast otsun Nlcrolm^n. Altuh Rc>aj|uc isnad edilen bülUn rivaycllçr nerf" kylr. Merin':
si
64
II/.
l:ilara denil.
Sünnetin TanrniveKapsanu
indcn
daha hayrl vc daha makbuldür.
.Sana l'ayda ,si^ayan
illi.
&yc t^aba^stcr.
Bana bir ey gelirse
olum!
M». Allah'n kaderidir.
Nebî
•
Allah'tan yar^Um dile ve âciz
öyle olurdu* deme! Fakat O. ne dite© ©nu yapar* de! Çünkü 'eef Cte»)
{s.a.v)'in kavli
oluir,
t'ilvledcn
her birinde hayr var-
'iîylc yapsanv
eytan ncmnun edecek
ki'lincsi.
Ama
ilen':
kapsn
hadislerinden bir
"K/ma"^
sö/ündc
açar."**
ksm ksa-öz olup tek
ald^gibü Bazlar da
bir
sayfalar
iniaMlccek kadar u/utdur. Ncht (s.a.v)'in önceki ümmetlerin kiüsalart i-ya kyaHi^in ttateH vcyn t-nnlüpi riiynlânn^tn ffSO^h&^Us âcHikSfgl,
ltm veya olacaklarla Baz
•
Imdislcrde
hadislerinde
gördüümüz
öretmek
için
yaplm
gbi.
hakknda
(kavlî) hadisler, insanlara dinleri
hu^u
bF
U'ken
ilgili
çalma
bir ilk
bilmeleri gc-
eklindedir.
u
olduu gibi:
"Size büyük günahlarn en
"S/.C nama/, oruç ve
büyüünü
haber vereyim mi?
sadakann derecesinden daha
fa/ilellistni
gös-
U'tvym m.' Nebî •
v;p
(.s.a.v)"in
Ba/jcn
olabilir.
ve bayram hutbeleri de böyledir.
kava hadm^ Nebî i«^v)'€
j^orulan bir
Cebrail {a.s)'n slâm, iman, ihsan ve
itiirduu sorulara
olduu
Cuma
scnuya verilmi m^-
kyamet
m^^mr hieWf^
vern^^oi^tiHpevapImK! fâ^e
gibi.**
Yine 'Ey Allah'n Rcsûlü! Bana slâm hakkuda öyle ki.
hMMa
bir söz söyle
o hususta senden sonra kim.seye hiçbir ey sormayaym' diyen adama.
'Müslim. Kader .M (2664) Ilhâr. Edcb 76; Tirmizî. Hirr
'
^ Huhilrî.
14.1
ehâdât
10.
Edcb
(202)"dc Ehu Hürcyre
6. sli'/.an 35,
{r,a.)"tan.
stitabclul-Müneddin
4 (1901), ahâdcl enâil. flM): ^Bned b. IMd. d-MSsaed.
(87); Tirmizî. Birr
HM^
7.^
1:
Müslim.
man
3 (2.101), Tefsiru'l-Kur'an 3 (3019):
Wût em Mre
tr.a.**4m. '
"
na\ud. Edcb 58 f4919); Tirmizî. Sfatu'l-Kyamet 56 (2509); Ahmcd b. llanbcl. el-Müsncd. VI. 444"de Ebu'd-Dcrdâ" (r.a.)'tan. Mhârî. hnan 37; Müslim, man 5 (9); bn Mâce. Mukaddime 9 C64)'dc Ebu r.bu
llilcyrc (r.a.)'an.
65
Slbn^ Anlamada YfiiM
Ncbî {s.a.v)'in.
iman euim de, sonra da dosdo^
'Allah'a
sözü gibi
ol'
'Kyamet ne zaman kopacak?' diye soran kimseye, 'Emaftet kaybolduu zaman kyameti bekle!* buyurmas ve *Emanelin kaybolmaYine,
s
nasl olacak?' sorusuna da 'Yönelim (i),
dii /aman o zaman kyametin kopmasm
s
olmayan kimseye
ehli
veril-
eklinde cevaplama-
bekle!'
^bi. •
Ba/.en dc kavlî hadis,
tii bir sö/
ile ilgili
olarak
Ncbî
(s.a.v)'in
söylenmi
gördüü
ey
bir
veya iit-
"Mescide ieyen bedevî
olabilir.
kssasnda olduu gîhi. Unu gören sahabe hemen harekete geçmi, ancak Siz Nrfîî (s^v), 'emesini ke^me^j edii yere bir kpvf ancak kola^^nclar olan^ J^uterildiniZr zorlatfiikr cAarak g5n^
m
rilmediniz' buyurdu."'*"
"Olu
brahim'in vclat ettii gün, günein tutulmas üzerine, baz
'brahim'in ölümünden dolay
insanlar,
üzerine Ncbî (s.a.vX
'Göne ve
güne
tutuldu'
dediler.
ay, Allah'n âye^lepiKen
M
Hiç IdmHeniB OlUmünücn veya yaamasndan dolay da
Bunu
lyeuirler.
tutulmazlar''
buyurdu/''*^
a.
Ncbevî Belagat
Üzunuyla ve ksî^yla
K^t <&&^f^n
nebcvî sözler (kavff Wîsfef)*, üslûp olarak insanla tadr.
Çünkü bu
gerçeklerini, leri
ait
olan beyan ve belagatn zirvesînî
kavlî sözler;
yasama
kapsaml
güzelliklerini,
h.
es-Sekan
bn
ki
^ü^lMk*
özlü hikmetleri, bilginin
esiz yönlendirmeleri,
Hanhel. Müsncü. .V4I3; Müslim.
Nesâî. es-Süncnü l-Kübra, 6/458; lah
ilimleri,
vc ender tebihleri içermektedir. Öyle
* Ahmed
MM^)
o\mk. söyleni, anlam, k^^^öu p^it Û)^ ve *sahih'
ilginç örnek-
belagatU ve hikmetli hiçbir
man 62 (38):
TIrmi/î. ZühtI
Mâcc, Fiten 12 (3972)'de Süfyân
fO (2410); b.
Abdul-
(r.a.)'tan.
Buhârî. îlm 2. Rikak ?5'de
Ebu Hüreyre
(r.a.)'tan.
Buharî. Vudu' 58. EUeb ^S; Müslim, Taharet 98-99 (284). 100 (285): Tirmizî,
Buhââ. Kösuf
J. 15.
Btleb 109; MOslîn,
Ktiaf 29 (915rde
Ua0^ ibttu'l^*be
(r.a.)'tan.
Buhârî, Küsut"
m
1.
6, 17, Libas 2; Nesâî.
KüsuC 1,5. 24 de Ebu Bekre
(r.a.)'tan.
Sânneün
bunlan böylesine kolay, bu kadar tatl ve
si)/.,
o\m^
runt
bitki
htiva etmemitir. Nebevî
datlarm skarak
yami
sözMt
Tanm ve Kapsam
bir elçildet
bu denli
li^ettmelerindcn de, ttpfct
sûzen kimsenin
yapt
ruh
gibi
Bu sözler 'Allah tarafndan indirilenlerden hareketle ya^kanm. Hukîm vc Zikir olan Kur'an'n nurundan bir alnt'
sii/.ülmütür.
plm
bir
eklinde vasflandrlmaya daha layktr. Nitekim bu, çeitli asrlarda
y;$gm$ olan büyük edebiyatç ve
l?elâgatçiierin
da
takdir ettikleri bir
ImmiSiuf.**
imdi
ise
**e/-B£yân ve't-Tebytn"
ls,a.v)'in sözlerini niteleyen
Câhz
sözün; harflerinin
(s.a.v)'e ait olan
(ö.
(II,
255/868)'a kulak verelim: "Nebî
says
dan üstün ve zahmetten uzaktr, Nebî
14-15) adl eserinde Nebî
az,
anlamlan çok, sanat açsn-
(s.a.v),
açlmas gereken yerde
m
bir ttsMP kuUm^* tttuUiM ge^^^^ Yabancn prip kelimeleri terk e^mi^ prftyft ait argo ifadelerden yüz çevirmitir. O, ancak bir hltm^'nHrasndan konumutur. Nebî (s.a.v),
^*ni| ve Içss
ancak Allah'n kendisine verdii smct'"^ sfatyla süslenmi, tekle
gü^lenmi,
ilahî
baaryla kolaylalnlm
bir üslupla
layd. Bu. Allah'n sevgiyle besledii vc kabul etmekle M)zdür. O, sertlik
ile
talll^ ve güzet^ anlatma
ile
ilahî
des-
konumak-
bürüdüü
bir
s^suim a/Jtn
Tekmdtö uzak olmasma ve tekrariamasm olan ihtiyat mh^m ramen herhangi kstîme ^^S9d^p ölmam^, #K sürçmemitir. Nebî (s.a.v)'! ne bir delil çürütebilmi, ne karsna bir hasm çkabilmi ve ne de O'nu bir hatip suslurabilmitir. Çünkü Nebî (s.a.v). uzun hutbelerini, ksa sözlerle akc hale getiriyordu. Hasmn bir
âi^dâ toplamtr.
ançak onun bildiklcriyle susturmaya kalkt^yor* ancak dorularla ttciiriyor. zaferi
ançak
Hak
"smet" (musumiyci)
tle
talep ediyordu.
delil
Aldatmaya bavurmaz.
"koruma" (men etme) aUmndadr. Araplar, bu kelimeyi: "Ben. onu yemekten korudum" Yani "Ben, onu yemee ulamaktan meneilim" veya "Ben, onu yalan söylemekten korudum" Yuni "Ben onu yalan söylemdcten menettin" eklinde kullanrlar. pn^V^i^k^mm gelince ise ismet; Yüce All^'n, nebilertnl ve resullerini günahlardan. Masiyetled» ^kîitâd^ ve haramlar leme mey^^j^âdil^ cek ulan eylerden korumasma denir. Bu konuda daha geni bilgi çin bkz. M. AH Sâbûnî Ay^tef I^nda Pey^mberismet:
kelimesinin, lügat anlam:
WfR
Icr Tarihi, s.
103-212 (stanbul 200.-) (ç)
67
5
SOmietf knkmadi Yöntem
yalunu kullanma/, arkadan konumaz, ayplamazd.
hile
ne uzatr vc nc de ksa
Ne 0^kir^ ne Net^
dc
sder,
(s.a.v)'in
sö/ündcn daha yararh, daha doru, daha ölçülü, daha güzel,
daha cinncrl. daha
baka
gin
bir
iyi,
daha kolay, anlam daha açk, içerii daha bcHr-
sö/ iiimcmilcrdir."
Bu asrda Ulâm olarak
ilgili
oylc
der:
"Ncbî
lafz düzgün, söylenii
(s.
4âM24)
adh
er-Râfî
»tenda
konuyla
'sahih' olarak nakle-
(s.a.v)"in so/Icrinden
baktn
yönünden
dilenlere lügal ve beyan sanatlar le
Sâdk
vc Arap Din Bdcbiyatçs Mustafa
1356/1937) «/VtfzY-lfm'^*
(ö.
tutard. Sonra insanlar
salam,
/.amun onu öncelik-
terkibi güçlü, kelimelerin dizimi u-
yumlu^ Cümlelerin fayct dcjcrli oldugrou, gerek lalz vc gcmksc lafz
ile
kuJlanmnm dizim ve t^ibinde
Yînc Nctîfs.a.v)'in sözlerinde
kark
ile
mânâ arasnda
aralarndaki ilikinin
bir harf. farkl
anlamlan
ça-
rtran bir lalz veya zorlama göremeyecein gibi. kendisine yüklenen anlam yitmede, i.siediîni ifade etmede ondan daha mükemmel hiçbir kelime dc bulamazsn. O'nun
si>zlcrinin
en gOzcI
bir
ekilde sunulduu-
smrtan h^li ve en güzel bir ekilde olduunu, anlamnm da güçlü olduunu görürsün. Kelime lüretmînde
nu^ eSml^mtnin gayet açk, detayl,
oldukça
rahal, çeitli konulara iaret
bcy^unn YîiKî
net
plduunt
etmede esiz,
bak açsnn
ilginç,
görürsün.
O'nun ^^özlerude oynaklk, zca-lam^
dz)ik&@n^]^ b^ ^E^m^^ay ve
hiçbir
^iWP« ^mm^k^^r ^yflk
dcilde herhangi bir
da göremezsin."
Büyük edebiyatç vc
lügatçi üstad
MahmÛd Muhammed âkir
(ö.
1418/1997) de *'0l-Aiukm/ liergisi*^dc\â bir makaipde'^ öyle de-
yüce
psM^ koHlf
ânk^Mtf felsefenin konumunun ^fîRf, Mseft bric açsnn ba
mektedir. "Bu zamanda, lîkr^
w kfilîtaMi
canl hakikatin derinliklerine dalp gitmesi, asnmzdaki esiz büyük edebiyatç ve belâgalçilerin seçkin ise,
'
nedenlerinin
Arab'n ancak airlerinden çok aznda,
^ 1943-,
68
olu
Ha/jran Says,
s.
1
14- 11
banda
gelir.
Bu
hatla o airlerin iirlerinden
Sünnetin
|H-k
br
uicmda gCrdOgü
(ntci/.c) vardr: Birisi; Kur'an
okrak nakledilen
lil'
lamlr. l;rn
fade vc
vc
iarz
türden, Arapça'da sadece iki <^$i/
ve diferi
ise
Dü^ncc
hadislerdir.
lal'/Jaryla.
kuaimasyla.
Bu
türdür.
Tanm ve Kapsam
Rcsûlüllah (s.a.vrden
sadece bu îkisüidc zirveye
sarm okluu kelimelerinde
bülün genzeklerin anlamseher
güzel
vaklindeki
kokuyu eslirmcsIytc. bülün bunlarn da ölcsinde. lüm bu anlamlar ara-
iîtalk^
Nindaki kulaylUc.
diytîm/
te
ki:
karlkt yaknlk
vg
kaynama karsnda
bölün bunlar, güzellik vc holuk
bakmnn
ni/t*&^i^ tar/i*
Mr'itewcyc lamakta, uMumlam
kesmesi gibi
durum olumakla,
hir
kalplerin
asrmct
Fmlanm
yine ondan adela yanp-lutuan bir
aie domakla, engin, anlayl insanlk binasn ianzim eden hususlar }!crgcklcnx;ktc vc o, /.cl/cicnin ycryü/ünü
sallad
gibi kiiyi sarsmak-
ladr.
te
Kur an böylesine csi/dir. O'nun ne önünden ve ne de ardndan
ey
hful herhangi hir
dan)
tpk
gelmez. Rcsûlüllah
Kur'an gibidir.
O
(s.a.v)'in hadisleri de. (bu
aç-
da. becriyci belagatinin zirvesidir ve bun-
dan iUcsi de insanlarn boyunu aar."'^ b. Kavlî Hadislerin
Yalnz
Çükü
Önemi
burada kavlî sünnellcr hakknda sözü biraz uzatlk.
biz,
çounluunu temsU Yotcn^m ^^mm ^arla i£ade edilir. N^cvî b^ra^ ©skrta ortaya konulur. Onlar. Mubammedî belagat en güzel ekliyle temsil kavlî (sözlü) hadisler, gerçekle, sünnetin
m
Allâh'm, Resûllerin
vermi olduu cevâmiu'l-kelim li/lü
mom^^
ötiiîi
toâfttllah (s.a.v)%
denilen, az lafzla çok
anlam ifade eden
sözler de bu kavlî hadisler içerisinde yer almakladr.
OysâL ^rurmsda ba^nlan. kavlî hadisleri reddçcüp sadoçe
W\ kabul edebileceklerini iddia ederek baz Gerçekle
ise
hepsini
reddetmi
çerdii
hadislerin
'
^Ü
Ahnccl
tinsü/den
fiilî
sünn^-
görüler ileri sürmülerdir.
bu iddiada bulunan kimseler böyle yapmakla sünielin olurlar.
ancak cüz'î bir
Muhamned îilnmtr.
Çünkü
âkff'în.
Hilî sünnci, .sünnet
koiek-siyonlarnm
ksmn uluturmaktadr.
'*M^âhH KKüâ^'s-SnHe'' adl
kitaba
yazd
Stinneti
Anlamada Yöntem
çUm soyut atarak Nebî (s.a.v)^in olduunun
buna
fazla
o
fiilin
caiz ol-
$^u inttstefiab (sünnet^
duunu gMtr. Oysa Nebî (M.'v^e ait fiilî veya vacip
m
fiilleri^
belirlenmesi için
(s.i.Vf
h
ttffi)ln
delâlet etmesi gerekir.
Bu, Nebî
namaz
(s.a.v)'in
hakknda söyledii
fiilleri
u söz
gibi:
"Beni namaz klarken gördOUnüz gibi naniaz kln."
Yine bu, hac ibadetlerinizi
u
hakknda söyledii
fiilleri
(uygulamalarnz) benden alp
söz gibi: "Hac
ile ilgili
öreniniz."**''
Nebî (s.a.v)'m FüUeri
2.
ikinci
ksmm ise "Nebt(s.a.v)*in filllerf" oluturmaktadr.
Yani onun özel vc genel,
dinî ve
rndan olumaktadr. Hatta ev
dünyevî hayaUndaki pratik uygulamala-
içindeki hayatndan, eleriyle ilikilerin-
deki en özel durumlara varncaya ITadar her
ey
Nebî
(s.a.v)'den nakle-
dilmitir.
Büyük kimselerden bazlarnn bilebildii
sebebiyle
baz
anlatlmasn
eyler
önemsiz
çeitli
gizli yönleri
istemezler.
ashabndan hcrhsngi
özel hayatlannda, ancak dostlarnn
zayf kusuriar bulunmas
veya
sözkonusu olduunda onlar, bu tür eylerin
Rcsûlüllah
birinin,
(^v)
ise
hanmlarndan ^ya
kendm»te^g|^ v^-^H^ b^^i
naklaroesine ktstttama gairmen^tir. ite bundan dolayi uykulu ve
uyanklk giyinmesi,
sava
ve
yalnzl,
l*&li,
binee
bar
dolamas,
girip-çkmas,
yeme-içmesi,
alamas, yerleik vc yolculuk hâli, günlük hayalnn detaylar dahi rivayet edilmitir.
binmesi, gülmesi,
gibi
Çünkü bunlarn her
birinde
Nebî
(s.a.v)'e uyulabilecek birer örneklik ve
modellik durumu vardr. Nebî (&^v)'4n bu hususlardaki rehberlii
ise,
en hayrl ve en mOkcmnel cehbernktir. .
•
Bu
sebeple fiilî hadislerden bir
ksmnn,
ibadetlerle
ilgili
oldu-
unu görmekleyiz. '
Buhât
18,
Edeb
27,
/lAbâm^jM^ IWISt!k
m
M*m»^$ (r.a.FM
m
Müslim. Hac 310 (1297): Ebu Dâvud. Menâsk 77 (1970): Nesâî. Menâsk b. Hanbel, el-Müsned. 301 318. 3.S7, 367, 378; bn Huzeyme. esSahîh, (2877)'de Câbir b, Abdullah tr.a.)'lan.
'
Ahmed
70
,
•
—
Sünnetin
Örnein. /oAare/ "Nobî (s.a.v) iiiiTiîz ivin
vi ak
ile
(nimhâj'nm
u sözünü /ikrcdchiliriz:
iscediitde. cinsel
jse serinlie
olarak
Pazartesi
.
h.
Mâlik
(r.a.)'m
souk olduunda namaz
ile ilgili
(s.a.v)
Encs
ilgili
olduunda
"Nchî
ajmak
cünüp iken
(s.a.v). (^ok
Oruç
Âic
organn ykar ve
ald abücs gibi abdcst alrd" (Mutterdtun aleyh).'*"
Mamaz "Nobî
iic ilgili
Tanm ve Kapsam
sö/.ünü zikredebiliriz:
erken vakitte kdard ve çok
brakrd."'*^
Ebu Hüreyre
günü
u
ile
(r.a.)'n
Perembe günü
u
sözünde olduu
gibi:
oruç tutard.""^
^
Sadaka (ze^M Ue il^li Enc^ b. Mâlik Cr.a4'o siminde old^u j'ihi: "Ncbî (s^vfdcn bir ey istendiinde onu ya verirdi ya da suîMir-
Hacc (s.a.v)
ile
Âie
ilgili
u
(r.anhâVnn
ihrama bürünmek istediinde,
sözünde olduu
bulduu en
"Ncbî
gibi:
gü/el kokuyla kokula^
...rd..""^
Zikir bi:
"Ncbî •
lerden
n
"^
'11^
Ubâdc
h.
Ycme-içme, giyim, uyku
.% unlar
%mh.
Ahsar
yalana vardnda
(s.a.v),
(r.u.)'n
u sözünde olduu gi-
"Kâfirun" suresini okurdu.""
gibi normal hayatla
ilgili fiilî
'
hadis-
zikredebiliriz:
Mâlik derki: "K#J^(fe%v) yemek yedii zaman üç parma-
yâtâfKh.*-'^
Yine Encs
Çünkü
ve
olarak
ile ilgili
r^—nt
Mâlik der
b.
bu: daha
— —— ~-
"
ho. daha
1
ki:
"(Bir
ey)
içtii
zaman üç
nclcjitc içerdi '"^
lezzetli
ve daha
iyidir' derdi,"'
;
Hhnrî. Gusi 26. 27: Müslim,
nm 22 ÇWJ
Hhâ'ri. Cuma 17. Yazar. "Bu hadis mutlcCcku aleyh" diyorsa da Müslim'de hlun:tnat!ir. Aynen hkz: Ncsâî, Mcvakil4 ""hViriL-c. Siyam 42(1740) "' Hâkim. cl-Müsledrck. 11. 142 "'Müslim. Hac 7 (liyO) "* liu hadis. Tahcranî'nin üç ",WoVej«1ndc Ubâdc b. Ahsar (r.a.) yolundan huluna''
ft«^t. r^k^
b.
mris
{îM,S
yohndan
ise bfefâ
tsWh^. ^-mCxmmCyiM^^
2K7 (2105): ol-Mu"ccmu'l-F\sat. I. 272 (888), II, 2?5 (m68). AlmiL-d b. Hanhcl.el-Müsncd. III. 29(K1. 454: Müslim. Erbe l?6 {2034)
II.
"'
liullân- t:riho
2.'>:
Mü.slim.
Eribc 122 (2028)
71 I
'
Sftnet Anlamada Yöntem
Ali
(r.a.)
der
Abdullah
b.
ki:
"ResûlüUah
Ömer
(r.a.)
ayakta su içerken gürdüm.
(s.a.v)'i
der
"Nebî
ki:
(s.a.v),
"
sark kullandnda,
sarn on/una kadar u/atrd.""^ £bu Saîd
el-^Hudct (r.a.) der ki:
dikerek elleriyle
Aic
matl."
"Nebî
(s.a.v)
oturduunda, d/lerini
"* '
(r.anhû) der ki:
"Nebî
evine girdiinde, önce misvak
(s.a.v),
kullanrd.""^
Yine Atc (r.anhâ) der ki:
"Ndb
{&m..v% beriangi bir j^hatsizlk hisr
«Iptc^ "löuavvi/^^'*'"'^ urckrini disiie üiîirür vc
onu cUyle aryan ycrc
Hafsa (r.anhâ) der
yanagnm dan
ki)ru'
«
ki:
"Nchî
okumak
surütiyle ncresani
sürcrdî" sO/ü gibi.'"'
uyumak islediinde,
(s.a.v).
sa
elini
ailma koyar ve Allah'm, kullarn diriiUigin gün beni azabndiye dua ederdi."'"
Ev hayati
unlar da
ve eleriyle ilikisi hakkndaki rtlî hadisler içerisinde
/.ikrcdehiliri/:
Meymûne
(r.anhâ) der ki:
"Nebî
hanmlarndan hay/l
(s.a.v).
ne dokunmak istediinde izar (boklca
as^
£^y>l<3fî
petamaln)
mesini emreder, sonra tenini onun tenine dokundururdu."
Âie
(r.anhâ) der ki:
münde hanmlarma urard Ahmetl
k^
h.
"Nebî
(s.a.v)
I.
lOU
1
giy-
"'^ '
gece veya gündü/.ün bir bolü-
(cinsel ilikide bulunurdu)."
Hanhel. cl-Musned.
biri-
14. 134,
^
136
'"Tirmi/,î, Libas 12(1736)
Ebu Dâvud. Edeb 22 (4846) Müslim, Taharet 43-44
'Mavvss«$^
gMnct
(2.'i3)
île kastedilen: thlâs.
^lak ve
tmmm.
Resululluh'n '^-
mnw ântamnda "Mitammtytr denen bu ^ not^ fsm vimm^m-
du ve hem de dier rivaycllerdc geçtiine gore yalana yattnda da ükur, mübarek ellerini vüeuduna sürer, rühatszif iyice artt zaman bu sureleri onun yorne Âie (r.anhâ) okuyup Rcsulullah'n mübarek elinc ütlcr. .sonra yine onun elini kendi vücuduna sürer idi.
Buhar. Meâzî 83. Fe/.ailu'i-Kur an Ebu Dâvud, Edeb 98 (5045).
14,
Tb 32.41;
Mü.slim,
Selam 50 (2192)
Aynca bkz: Müslim. Hayz 28 (309): Rbu Havud. Taharet 84 (218: Trmiid. Tabana 16 (140H Nesâî. TabanS 170; bn Mâ^. Taharet 101 (588. Buhârî. Gusl 12. 24.
589)
72
8
Tanm ve Kapsam
Sünnetin
Âic
Yine
"Elerinden
(r.anhâ) der ki:
birisiyle
öpüür, stmra abUcsl
atmuks/.n nanw. klard.'''^^ Yine
Aic
der
ki:
"Ncbî
(s.u.v)
Âic
der
ki:
"Ncbî
(s.a.v).
onurlu Ikon dc
hanmlarn
()pc'-
di."'-'^
Yine ntmlan
umnda kttr'ît (;ekcr.
kur'u
yolculua
çkmak
isediiindfi ha-
kime çloirsa. yolculua ünunia Hrlik-
lC(,-kard."'~^
Aic
Yine
ksm cinsel •
der
"Nchî
ki:
(s.a.v).
erkek ve
Uk srajinda hirJeiiindc
kadnn
bs>y abdcstî alrd."'"*'
siym^^^^ île
T0piUM$at, iKi^erl re
sünnci edilen
iki
ilgili
u fiilî ka^^
dc savabilin/: Sehl
b.
Huncyl
(r.a.)
der
"Ncbî
ki:
(s.a.vi.
lanlarna gelip onlar dolar, hastalann
MüslUnvinlatin /ayU*«^
/.iyarci
eder vc ccna/clcr'ne
knhal."''" Abdullah
yündc
Caler
b.
fr.a.)
der
ki:
"Nebî
(s.a.v). yoiciiluklan
döndü-
Hhl-i bcyLi laralndan karlanrd."'"^'
Kât) b. Malik (r.a.) der ki: "Nebî (s.a.v). herhangi bir ga/vcye
çk-
uk islediinde, baka Hir savaa (çkyormu gibi görünürdü."'"^' Abdullah
'^ '
AincJ
h.
h.
Büsr
(r.a.)
der
ki:
"Ncbî
(s.a.v),
herhangi birinin
kapsna
Il;bcl. L-l-Mdsncd. V|. f2. Yaln/ hu hadis. Ebu Uâvud'da bu ^*kliylc
hîunarnan^lr. Nfsâf. Tuharci 2 'dc cçncklodir. Bhâri. Savm 2.^. 24. 25; Müslim. Syâm ()5-(f) 106): Timi/.î. Sa\n .^1 (727); Nosâî. cs-Süncniri-Kiibrâ. Mâcc. .Syâm 19 (1684): Ahmcd b. HunbeL t'l-Müsned. VI. 44; Muvaila". Syilm Hühârî. Mibc \5. chulal \5. 30. Cihud ft4. 34, Tcfsim Sure-î Nur 6. Nikâh ')S; MiMini. Pc/ailt*s-Sah:he XS (244.5). Tcvbe 5ft (2770) 1
1
mm: b
(
1
1
'
"
Ahmcd 5.5.
b.
Hanbcl. cl-Mü.sncd. VI. 123. 227. 239; Tahavî.
crhu
Mcûni'l-Âsâr.
1.
60
lahcrânî.
:l-M
ccnuri-KL'bîr. VI. K4: Hrkim. cl-M(isL-drck.
II.
.506.
Hu
hadis.
Abdurc/zâk'n "el-MusanneJ^imk hu ekliyle hulunamumir. Yulu/ bcn/çr bff ri«â^ |0n ftk/. AbiOttrrLV/ük. Msanncr. III. 5IK. Ahncd b. Hanbcl. cl-Misned, I, 203; Möslm. Fezailu's-Sah-ae 66 12438>: Ebu "'
DfiMK. Cihud 54 (2566). [^h DfuiK. Chad '.M liuhâri.
Cihud 103;
2617: Ncsfî. cs-SiiiK'iui"l-Kubai. V, 239. Ayrcii Miislini. Tcvbc 53 (27(>9) 1
hk/,:
73
Sünnetf
Mmada Yântem
vardnda, kapltln tam te^mda 4um^ j^p^n Vip m\ Köesine gcpr vc 'cs-Selâmu aleyküti, es-Selâmu aleykUm' dîyesesleAirdi." ''^^
Avl bir
h.
Malik
(r.a.)
der
ki:
"Nebî
savasz
(s.a.v)'c.
olarak cic geçen
ganimet geldii /.aman onu geldii gün taksim eder. evliye
bekâra
ise birliisse vçriîdi^"'^^
H(M (s.â.v)*in, lafz kendisine ait olmakszn
«
ve
iki
tm^^Mei
veyargtlan anlatan ri^^^lcr de O'nun flllM kapssmnm ^mektecBr^ Abdullah
Abbâs
b.
"'^^
(r.a.)
minle
hüküm
ikinci
ahit yerine koydu. b.
bi:
"Ncbî
verdi.
"Resûlüllah
ki:
Yani ResûlüUah
<s.a.v)
(s.a.v), bir
ahid ve
baz durumlarda
Hakmîln, feate yoluyla dedeîhîden mâlcttii
(s.a.v), bir
Ehu Hürcyre
töhmetten dolay bir
Cr.a.)
Uhyln oguUatndan bir köle veyâ
der
bir
der
ki:
Mm
adam
ye-
yemini,
u W&s gi-
tutuklad."'^"'
"Resûlüllah (lut.v), dövütükleri için
iji^ürdf^
caH>e yelmesini hükmetti. Sonra
MciKta 4iy^^taj^ hâlckndâ Mr köle diyeli
hükmü verilen kadn vefat etti. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v) onun mirasn çocuklarma vc kocasna verdi, diyeti ise baba taral akrabalarma yükledi."'^
gto
hakknda
kV^ ymm$Xf.
PMm M^l^^m eî-^C^yye de
"Zâdul-Meâd** diCAi kitabnda bu hususa geni •
Yine Ncbî
bir
(s.a.v)'in Hillcrinin içerisine.
O'nun lafzyla bbgelmc-
yen emirleri ve yasaklanmn girmesi mümkündür.
'''^Ahmed, b. Hanbel. el-MUsned. IV. 190-191:
m\m
bölüm ayrmtr.*^^ '^^
Ehu Davud,Edeb 138
(.<;i86)
\\^\ naktedlten rtvaydler hususunda Elbânî'nin **SaMhtt% Câmiu 's-Saîr ve Ziyâdetihr adl es^ne dayandk. Ehu nâvud. Harâc 1- 14 (29^i,l); Hâkim. cl-MüMcdrek. II. 1.52(2622) Müslim. Akdiye (1712): Ehu DâviK. Akdiye 2i(.'î6()8) '^^ Ehu Dâvud. Akdiye 29 (.^630): Tirmi/Î. Oiyât 21 (1417); Nesâî, Kafu's-Sânk 2 Buhârî. f)iyât 26 îhn Kayyim^ift ^Ûdu^i-Meâ/'' adl föicrndun derleme olan "Fkhu's^iyre" adl lle
1
i^atUm T^l^^^i&ciimi
edilm^dstaMl SX»).
Nebi'nin ^^rlcri ve yasaklan !c fladis
ilyîli
Imammn Rivayet Ettii Emir ve
olarak Türkçcye icrcümc edilen "Sekiz
Yasak Hadisler" (cl-Evâmir ve'n-Nevâhî)
kiluhna (.slanhul 2(X)6) bakabil irsiniz. Yazunn kasleuii kitap bu
74
olabilir.
"
Bcrâ' lli
eyi
b.
Â/Ab
Sünnetin
Tamn ve Kapsam
eyi
emretti ve ye-
(.a.) ücr ki: "RcsOlüllah. bize yedi
yasaklad..."'^'* '
Rlbcyyi" b.
Muavvîz (ranhâ) der H: "NcH
binli
$cmmâs'n hanmna -kocasyla
dümesi
ihlilal'a
Kays
sebebiyle- bir
hayz
|_|Q
uddeli
bekleyip, sonra ailesine dönncsini cmreiu.
Ebu HüKjyre (r.a.) der ki: "ResÛlüUah. Fbu Cuhaylc vo fahie
(r.a.)
der
ki;
ka/.ancn yasaklad.
Çâbir to-) der
tsn
(s.a.v),Sâbit b.
"Ncbî
sat ymktaU!."''*'
hileli
^s.a.v)
.
köpek vc kan
"Nebî {s^.v), eitilmi ktjpck
ki:
sat parasm
"'^^
dnda,
köpek pa-
yasaklad"'^'^
Hâl'/ Suyûlî **eI-CânH 'sSaîr" \dU eserinde hir;ok yasaklama hadisleri kaydcimilir.
11^:111
ve Ziyâdeiihr
Allâme Elbânî de "Sahîh'l-Câmiu'sSaîr
adl cscriutç bu yasaklama
ile ilgili
younu da turadan Bu ncbcvî
•
l
hadislerden
ulamtr.
vc 'hascn* olanlar /Ikrctmi vc bunlar 173 hadise terîn
ile
'sahih'
Buradaki-
naklettik.
ksmnn,
iiUcrdcn bir
Ncbî
(s.a.v)"in i'öraft//j ve
mi-
zavndan kaynakland da burada güz önünde bulundurulmaldr^
Ömcgia
'sahîh* olarak gelen "Ncbî(s.a.v)
Yine. "Ncbî
(s.a.v),
kaba severdi" hadisi.'^'*
(koyun) kol elinden holanrd"'^'' eklindeki
ri-
vaycUcr vc benzerleri gibi.
Yine Ncb!
•
bmmdttiuk'.
'**
1
Mcxaltm S.
124, îsü"/an S.
nytm
9:
Him 7U Efribe 28. Müslim. Libas
i:lch 45 (2S(W); Ncsûî. Ccnai/ 53.
Cl
1
S).
.ihas 16 (,1389);
'*'Ncsru. Talak ' ' '
ksm,
ise.
Sde^ kayflak-
Mmk mrmm ve sar iiniB^dan arasna uMiüms gibi.''*^
llhât. Cam/.
I'iii'h
(s.a.v)*in nîllcrindcn bir
Ahmed
b.
Lyman
Mcnia
^ (2()6f):
4. Libus 28. 36, 45.
Trmizî. Libas 26 (1760),
Mâcc. KolTardt 12 284, 287. 299
L^. Zinci 92: Ibn
Hanbd, cl-Mü.sncd. V.
.'i.'î
Müslim. Hüyu' 4 (15L^) Uuhût. Bûyû' 2S. 11
Uimm, 97
"*Ahm^h>IMd.^Mfi!aeâ.ni,îl6: Nesâî.Sayd Ahncd
b.
Hanbd, el-MÜsn^
111.
177, 273;
16
Nes^. es-Sünenri-Kübrâ. IV. 155
(6664) l-ht
DâvLK. Li imc 20 f 378ü)"üc Abdullah
b.
Mos'ud
(r.a.)"lan.
'"'Tirnt/î. Libas 12(1736)
75
iümeti Anlamada ^ntern
* /ani
Yitm
(s^.y)'m nülerinden bir
Yüce ABah'a yakiama
kast^
ksm
ise, Icurbet cibeliyie
yaptklandr. Namazdaki
\m
ve
IMdMldeki iiniei ife^srtei ve duatm^i. Nebî (^y)'in
t^r fiU;
mn
far%,
veya durum |^ d^
gfistcren hir
stmâi
nin
r^arkl
tercihim îsc §udut: AllaVa
Sahabe, Nebî U4i»v)'m getirdikleri
ünt^h okluunu
Nka bir karine olmadkça,
yapTAâHma Milak rnsmada f^n verildiini U&Ûlcükr bu kaaud^
^
^^rtt
o
Oîltn
gösterin-
^nin^co^l^ir^ Burada b^
yaklama kaslyla
AUahk yaklama
jfiâplanlar sünnettir»
kastyla
yapuma
kanaat
konularda ona uymada hrsl davranmtr.
Bundan dolay
hi/.,
Ömer
(r.a.)""n
dediini görmekicyi/.: "Ey ta! Senin ne fayda ve ne de zarar
ccini bildiim halde seni öpüyorum.
öyle
Haecru'l-Esvcd'i öperken
Bcr
vMi^e-
RcsOlûllah (.s.a.v)*n seni
aplûpnü görmeseydim seni öpme/^m."'"*^ Bazen sahabe, Nebî
(s.a.v)'in,
herhangi birlcjujuda kcadilerinc mer-
hamet ettiinden dolay o eyi nchycitîgi kanaatine varmlasa, yapma-^
lanm ^Mklamasna
^Mîn ona ^^^^ard.
lan gîbi. Çûnkfi f^e*^
fs.a.v^),
kcndtsf visal orucu tuttuu halde sahabeyi
bundan nehyelmili. Bunun üzerine halde,
benim
bi/.i
ondan
Visal orucunda'^
sahabilcr.
'Visal
niçin nehyediyorsun?* diye sordular.
orucu
O
tuUuun
da, "Hanginiz
Ben geceliyorum, ama Rabbim beni doyurup- içiriyor'
gibidir?
buyurdu;'-*'^
'"^
mm. Ihc 50, S7, 6^ »Hm. H^»(I2TO|; ENuHtvud. Menüstk^S (I»
Timi/Î. Mac
M
Mv;uui\ Hac
1
(860): NesSÎ.
15;
Ahmcd
b.
Mcnâsk
147: blt
Hanbcl, el-Müsned,
I.
Mâcc Mendik 27 16. !7. 21. 26. ?4.
(»^î
m
<)mcr Ibmri-Maltâb (r.aj'um, 1
Visal orucu: ki tir.
-
vcy dah
Visal orucunun. H/.
bcbi: oruçlunun
iMiSl^ 0^
gün, geceleri hiç iftar etmeden >ruca devam etmekPeygambcr'e mubah ve ümmetine ise yasak olmasnn se-
Myllayp
Mr
t;<k
l^uvveUen dümesi, böylece fara olan
tm^n
omca
w
ve dier
ma^vms^m fc^mef^ vt^ tmlann karlatklar skntnm. farz ulun orucu da terk elmelerine sehcp olma ihtimalidir liuhârî, Savm 48, 50; Ehu Davud, Savm 24 (2361): Ahmcd HanbcL cUMüsnedIII. 8, 87, 96 da Ebu Saîd cUHudrî (r.a.)*tan.
76
Sünnetin
Sahabeden bazs da, Ncbî iinde ona uymaya olan
an
tfMi.v)*ç olan
ü^Un
hrsndan dolay.
Tan)R»wi^^mfi
sevgisinden ve her
Altah*a yüRl^fitm üiheli
biM
tlnasa dahi onun bütün nîllerinc uymaktayd. Iic onlârd^ ANluIlah
Ömer'dir.
b.
Mücâhit] Ahtlullah b. Ivir
öyle dedii
(rh.a)'in
Ömer
rivayet edilmilir: "Biz. bir
diye st)ruldü.
O
hcn dc
Zcyd
b.
defasnda
(r^.)*ia birlikle bir yolculukla bulunuyorihk. Sonra.
ycrc varp onun ctrafmda biraz kavis
»leH'plc
de,
Ona. 'N%îft bayie yspun?*
da. *RcsÛlüllah (s.a,v)'in böyle
htiylc
Hsicm
yaplm' diye cevap
(rh.aVin
yapin gü^^.
tn
verdi.
öyle söyledii
rivayet edilmilir: "Abdullah
K Ömer (r.a,)"w bir dcrasnda dümelen vözök bir ekilde mm^ kk^ kn giirdüm. Ona bunun schcbînî sordum. Bunun üzctinc o, 'ResÛlÜlIah h^&'yafmricen g5rdüm* diye cevap
(ü.a.v)'i
Yine Abdullah hir lif
acn böyle
yanma
yapugn
Encs
b.
b.
Ömer
gelir,
Me
Medine arasnda bulunan (.<i.a.v)'in
söylerdi."''^"
tziltim.
vc ikindi
dundulu
hayvan
b.
Ömer
(r.u.l'la
beraberdim.
O
bir
gittikçe,
Ömer (r.a.). imama yeiierek, namazm kld. Sonm O, ben vc arkadalanm^iidâ Nihayci Abdullah
b.
mam hareket edince biz dc onunla birlikte ilerledik.
(Arafat ile Mü/dclifc
pelince
ile
îrîn (rh.aVin de öyle dedii rivayet edilmitir: "Ben,
onunla ben dc
öle
Mekke
onun allnda biraz uyur vc RcsÛlüllah
telasuda Arafat'ta Abdullah
birlikte
(r.a.).
vcrtfi,^*'"
arasnda bulunan) Mc'zenrin'c varmadanv boaza
çÖk^,
biz tte çökerttik. Biz
onun nama/
klacan
«anyorduk. Hayvan tutan kölesi, 'O nama/ klmak istediinden deil. Resûl'ün buraya geldiinde luvalci ihliyacn giderdiini hatrlad da
AlniLil h. Hanbcl. cl-Müsncd.
II. .^2
vc Bcvyür hu
hadi.si
ccyyid bir scnedlc rivayet
t."imilir.
Yalnz hu '
hadis. Be/JEâr*da bu ekliyle
bulunamamur. Ayrca
bk/: Hcysemî.
Hus^rmc. ^s*ffi. !, 3fâ 079^ Beyhal^ es-SUn^^l^KM^ H. 2^ ît, .M 13). Aynen bk/: Heysemî, Mecmau'z-Zevûid. 1. 175 HL'//âr. Üe/zfr bunu 'snadnda hir saknca yokluf diyerek rivayei etmitir. Y;(ln/ bu hadis Hez/.âr du bu ekliyle bulunamamir. Bu tads için bkz: Ik-yscnî. MccnauV-Zcvâid. I. 174; Taberânî. el-Mu'ccmu"i-Evs;t. IV, 199. ifea
77
^fineti AnlamadaYÖntem
Abdullah
Amr
h.
<r.ii.)
da der
ki:
"Ncbî
(s.a.v).
yaslanarak
yemçk
Bunlaru bcn/cr Uuhu birçok misâller vardr.
3.
Nebî
Sünnclin üçüncü çeidi
Ncbî
iillii ya da bir
Tabiî
iMnda cahtn
ki
ona
Ncbî
almadjfö gibi,
insanlardan
ma
ey
bildii halde, buna (s.a.v),
bir
(s.a.v)'in
çkmadn
gibi
(s.a.v).
•
bir
kar-
saku^
45^10&3fn far/, kld. Onu
(ö.
bir
kölülügü bildii halde
Çünkü bu
olmasn
inkâr
ekilde nitelemi vc Ncbî
bir
eklindeki sö/lerini
kii; Nebî
cuai, onu (s.a.v), *AI-
in^lan 'Hvet' d^h@^ 'Alyalanlam olmaktadr. Ncbî
bu sözlerini Veda Hacc'ndu söylcmiLir."'^
Umjon Ncbî (ji^v^B
çknmmEi^itdc olduu
in
tebli eimi
TcblOt «ttim tnl^ buyurduunda^ ol!'
ey
haber verdi. nsanlara indirileni onlara açkla-
iddia eden kii kâfir olur.
emrolunduu
lah*m! ahid
Ha^m
"Çünkü Yüce AtlîA, Ncbrsinc teblii
koruyacan
bir söz
o eyi onaylama-
o hususla herhangi
psierir, ffunun sebebi ise brt
Rabbtnn nitelediinden baka
M^m!
gördüü veya
bâtl bir eyi onaylamaz ve köiu bir
görevini de ona yükledi. Nebî (s.a.v)'
kar
fiil
edilen se;
île kast
çkmayp
kariji
Omn (^^4amas.
sessin kalaim/..
da dedii
^'TMr"
ûâclrdtr.
sahabeden birinde herhangi
(s.a.v)'in
sidir.
(Onaylar)
(s.a.v)^in Takrirleri
gibi.
olabilir.
W üiU ot^lamas sadte mmm ve kar
MudSfcbe"^'' denilen
nsanlar gerek ^htliyyc
ortakl
ddnMude
om0iimm^
ym gafökse slâm'dan
sonra birbirleriyle bu lür ortaklklar yapyorlard. Sahabeden de bunu yapanlar oldu. Fakal Nebî le
bütün mezhepler bunun
(s.a.v).
onlara
kar çkmad.
meru olduunda
b()ylcdir.
Ncbî (^t^M.
Ahmcdb. Hanbcl. cl-Müsncd. Mbn ffâmV4^-lf^^ 1. 1^ '
^
'*
Mdârebe:
U- 165.
ikindi
mm
m7: Ebu Davud.&'ime î7C3f70î
Bir veya daha ta/la ortak sermayeyi
masn ortava kdvarak kumlan nrlakla denir. hn Hüzn.'cl-Muhailâ, VIII. 28.*>. Mesele; 1.^07
80
icma' etmilerdir.'^
namazn klma mesele^ ^lale^ H^d^ savanda
Yine Kurey/a oullan'nn yurdunda
inâe de durum
Buradan hareket-
ve di^ tntat yaintzeâ
^^
Sâ^l^ Tanm ve Kapsam
mttenm ^o&k Sahühcdçn hüzm
lU-r birin^^ ikimii
Mir
hü|^am|t]^Ut.
\iirnndtk;a
nama/ klmay/' derken, ba/.la se.
kikin/, vünkii
DiiKi sonra bu
lM!
Nchî
(s.a.v)'in
durum Ncbî
knamad." Böylece '^
kine erup. r-*^
nn
yurUunüu kl-
numam vaki oluUim'm yurduna
yolda gklcrkcn ikindi
Bunun ü/crine sahabeden h/.lar. 'Kureyza
^"11x11.
zm
oullar
K>urç^/;a
hi/dcn isledii
haber
(s.a.v)*c
nama-
'Bilakis ikindi
ey
hu deildi' dediler.
verildi. C) da.
onlardan
hi(;bi-
sahabenin içiihudlan hibirindcn larkl oldu.
Mtt^fO^mfteria y aplikte h(»/an Kurcy/a oullarna ocrckcn dersi vermek üzere gider-
i
l;-<m:y
î^.a.v)'ÎR bif sfî^Jtatoi
oyatannadan h/lca onlarn ü/crlcrinc ilerlemeyi kast
ken, sadii-sdlda
i'liii anlamlard. IV|cflcr( ise sadece
Hakla HIK ;k
nassm
(yani
Ncbî
direimiler veya Müslinftt rivayet
(s^,v)'in emrinin) zahirini
ettifi
iR 'Vakil çksa dahi
RcsOlüllah (s.a.v)'i emreltii yerde klar/'"'** demilerdi.
Ncbî
(s.a.v)
her
i.se
iki
grubun
yaptn
da
onaylam
'^^
ve hiçbirine
kar^ çkmai3v^r« Nitekim alinkrbr ^>aftk^B, elinden gelen tüm gfty^
eden
vli i!£yslcrerek içtihat
hivusunda bunu
delil
birisinin hata etse bil^
Göstermilerdir.'™
Ba/en dc onaylama, susmann da
•
srasmia <ok Siiuk
sereri
Si'lûsil
g^aha girmc^^
bir
(ilesinde lehessiim ile sevinç
gecede eiînüp oltluu
haltte
boy
i^tmâm teyemw0mle ymrne^ ^^^^^m^ mnm Mûxm Aif !bnü'l-As (r.a.) kssasnda olduu L^ibi. Onlar. Medine'ye geri dört-
tû%)m\
düklerinde Nebî (s.a.v)'e hu ^ikâyel eltiler.
Ibnü"l-Âs
Nehî
(r.a.1,
(s.a.v).
davranrndan dolay .Amr Ihnü'l-As ona. niçin böyle
Yüee Aliahn.
'"'
Hhfî. SajurMlavT
'^.
l
"'
"'
iiK'
(
"olc nana/"
lîkA
hn
()y
Buna
Çünkü.
d^arak
(1770)
"
Hadis. Abdullah b. Ömfâr ir.a.l'mn f»«)
âycini hairiacm.
Mc^;/i M): Milsli. Cihad
Müslim. CiluuU^M 1770» tim. t'ihud
yapünn sorduunda, Amr
'*Ve kenUinui de tildürmeyin.
Allah, si/c çok merhametlidir"'^'
(r.a.)"
h hudisi ifadesi ver
nuterekun
rivuyt'i
uleyhltr. Bulûrî.
Mea/
30; Miis^
timilîr. MisUm'tJe "ikindi namui^" yc-
almaktadr.
Haccr. rclhu l-Bârî. VIII. 413 (cl-Halcbî baskmi.
Nis;r.2/2'>
81
Sâfiiââ Anlamada Yöntem
ieyemn^m edip
namaz kldm' diye cevap
sonra da
verdi.
Bunun
üzeri-
ne Nehî M.V)göldü.'^"
Bazen
•
onaylama, bundan da fazla bir eyle gerçekleir. Bay-
ise
ram günü Habclilerin, mesciUc mzralclanyla oynamalarn onaylamasmda olduu gibi. le Nebî (s.a.v)'in, onlara "Aln, ey Erfide oullar!" '^^
demesi ve Âie (r.anhâ)'nm onlara bakmasna izin vermesi de böyledir. 4.
Ne!^{sj.vrî SfaHai
Hadisçlerc göre, Ncbî
le
r
ilgili üilallari
(s.a.v)'in
gerek ahlâk ve
^c\:c\^sc
yaratl
da sünnettendir. Yaratl sfatlanna örnek olarak unla-
zîktedcbiliiz:
Ebu Saîd cl-Hutlrî (r.a.) der ki: "Ncbî (s.a.v)'in sründaki nUbüvvet mührü, ikin bir el part^as (eklinde) idi.""* C^âbir b.
Semurc
{ta.} der
kû "Nebî
mührü, güvercin yumurtas kadar krmz Enes
b.
Mâlik
(r.a.)
da der
ki:
"Ncbî
(s.a.v)'in
bir
srtndaki nübüvvet
ikinlik eklindeydi."
(s.a.v)'in
ba, elleri
ve ayaklan
büyüktü."
Yine tes
%.
Mâlik
(r.a,> iter ki:
^ kisa
wm uzunluktayd. Çok uzun olup
fes'la
Ali '^^
(r.a.)
"N«*î t^v), dier insanlara göre tîoylu deildi. Parlak renkli
beyaz ve ne dc esmefd.*'^
da der
ki:
"Ncbî
(s.a.v)'in
ba büyük vc sakal çoklu."
Ahmt-d b. Hanbel, el-Müsned. IV. 203-204; Ebu Dâvud, Taharet 124 (334); Dârekumî, es-SUnen, I. 178 evkânî dc. Ncylu l-Evtâr, l. 258'de der ki: "Bu hadisi: Buhâî. (Teyemmtta el-tts^n): Hâkim, el-Müstedrek, 7)'de senedsiz olarak, îbn Hibbân, IV, I. I77'de rivayet etmitir." Bkz. cl-Müntcka. Buhârî, tydcyn 2. 3. 25, Cihad 81. Mcnakb 15. Menakhu'l-Ensar Ab: Müslim, Salatu'l-lydcyn 1^ («92):
'^^
Tirmizî.
e-emâil,
bn
Mâcc. Nikâh 21 (I897)'de Âie (r.anha)'dan.
(21)
Ayrca bkz: Müslim. He/.âil 10 (2344) Buhârî. Libas 68, 69. Yalnz Buhârî'nin mevcut nüshasmd^ ta^sito Arapça metninde bulunan "ba" kelimesi yer almamaktadn %\ \54X Menakb 4 m. Müslim, Fe?iîl 94 {%%m\ Tirmizî, Tirmizî.
Menakb
1
1
(3644).
1
Üm
mm, mm
(3623);Nesâî. Zinct6 Ahmed b. Hanbel. el-Müsncd.
I.
116. Î33. 151:
Hibbân, es-Sahîh. XIV. 216-217; Beyhakî.
62
uabu
bn
Sa'd. et-Tabakât- 1,410: Ihn
l-man.
II.
149
Sünnetin
Aiîjc (r.anhâ)
du öyle der: "Nebî
iiUndu vc omu/lannn üstünde
AhdH^h h. Ömer (ria.) kadar bcya/
Kâh
b.
kil
(s.a.v)"in
Tanm ve Kapsam
saç, kuiak memelerinin
idi."'^*'
ise
öyle
'
"Nebî
der:
(s.a.v)'in
saçnda yirmi
vard."
Mâlik
(r.a.)
yu/ü sanki ay parças
da öyle der: "Nebî
(s.a.v), sevinçli
olduunda
gibi porlardi""*'
AMâk ile ilgili sfatlanna ise unlan zikredebiliriz: Âie
(r.anhâ)
öyle
"Nebî
der:
(s.a.v)'in
ahlâk, Kur'an
idi."'"^
Ebu
el^Hudd (r^) da öyle der: "Nebî ^^vjit dan perde gerisindeki bekâr kzlardan dîtfa utangaçt.""*"^ Enes
b.
Mâlik
öyle
(r.a.) ise
der;
"Nebî
(s.a.v),
bakmn-
insanlarn cn
iyisi,
en sevimlisi vc cn cesuruydu."
Nebî
(s.a.v)'in fiilterimten
v&Bözlerinden oluan bu
nilolikleri.
onun
imam Tirmizî bu hususta müstakil bir eser ya/.mtr."''^ A^^m getg^ erh yazarlan vc gerekse Ncbevî ^rel yazlar bu meseleye oldukça önem vermilerdir. emailini oluturmaktadrid,
5.
Nebî
Sünrtet;
(s.a.v)'in Sîreti
Nebî (5,a.¥)Mn
söç,
(Hayat) fiil,
onay ve sfatlarna ilaveten bu dört
kMna trm^>^ §k^0bm da l^t^mmakta^. BuMa,
peygamber
tîönderiliinden önceki hayal da dahildir.
mevcul Tirmi/Î nüshas arasnda rarkiilk vur. Ya/arm verdii metin, "kânc a'ruhu dijte'leEonntai: ise râvka'l^veâe^ vâKfi^ bu metin için bkic Hbu m^oâ. rmasx^\ 9 ^tSl): MSce. Libas 36 (MltS't Ahmed^ b. Manbel. eU Müsned. VI. 108. 18. Tercümede, yazana verüigi mein dikkate alnmtr. " Ahned b. Hanbel, el-MüsncO. 11. 90; Tirmizî, e-emâil. (39); bn Mûce. Libas 35
""'Tirmi/Î. Libas 21 (1755). Ya/ann. hadisle
ilgili
verdii melin
ile
^Udfr^ Ymmn
m
1
(.î63())
Mcâ/.î X 19, Menakbu'l-bn.sar 43, Müslim Tevbe53 (2769) liuhârî.
Tclsiru Sure-i
Tevbc
14.
17.
Ehu Dâvud. SalaluH-Tatavvu* 26 (1342) Ahmed b. Hanbel. el Müsned, lU, 77. 79. 88. 91. 92: Buhârî. Menâfcb 23, 72. 77; Müslim. Fezâil 67 (2320) Huhârî Cihüd 24. 82.
18;
Ed*
Müslim, Fezâil 49 (2307) Daha imce dc geçtii ü/jck. hu eserin adu *^ef^emâilu7*Mithammediyye"^d\r. 1
65. R<t<^h
^g-,
83
doumu, sût emme dönemi, yetimesi, p^gamber alarak gCMdcnli vc lunun chnda onun sözleri araclyla bilinmeyen hususlar bu ksma girmekledir. Ayn ekilde vclal. le<;hi/ edilmesi ve Nchî
loprda
(s.a.v)'in
bunun
verilii de
Buna örnek
olarak
unlar
gibidir.
Ncbî
(s.a.v), hiçbir
leda olsun!)
verebiliriz:
^Is^», mirk rtt^ar^lincfeygörmezdi ki o, sabah aydnl gibi çkma-
"Ncbt (&a.v)*c gelen vattan di.
(Annem ve babam, ona
rüya
tik
Yine (Bizans hükümdar) Herakiius
ile
bbu Sütyân arasnda geçen ks^'^
say
anlatan Abdullah b.
Ali
(r.a.)
da der
Abbâs'n naklettii uzunca hadis de
ki:
"Ncbî
Garra' denilen bir karavana
(s.a.v)'in, dört
Bilâl ve
Ömer (r.a.) da der ki: "Nebî (s.a.v)*in âmâ olan bnu ÜmmU Mcktûm.*''^''
^c
Âic (r.anhâ) bir baka hadisinde de pe pee tmn Mfâl geçerdi de RcsÛlÜllah
Yine
yanmazd
(ocakla
iki
tcy/.c?' diye sordu. *'" Hurma ve su' dedi.
tj^ Hinlar ve fhe» konuda
ancak Nebî ler,
Ncbî
Bunun üzerine Aic
bcnrjeri
hadisler,
ban
koyup u-
ay
ate yayordunuz,
(s,a;'*^%eVterinde
(r.anhâ),
ile
"u
iki
siyah eyle:
onun tüm insanlk çin üsvc-i
m p^el Mek) oluu
(s.a.v)"in fiillerine
müezzini var-
(kr. "iki
yemek pimezdi).- Urve. 'O halde ne
ey
'el-
ka/an vard.""*"
Aic (r.anhâ) da der ki: "Nchî (s.a.v)"in geceleyin yuduu yastk deridendi vç içi iitlc doluydu.""* sinde
'
adamn tayabildii
AbdullaJî b.
d:
böyledir,
ahnd
ciheiiyte
vc slatianna dahil olur.
(s.a.v)'in sîrct indendir. Sîreti de,
Ncbî
takdirde
Çünkü bu
(s.a.v)'in
hadis-
sünnetinden bir
bölümü oluturmakladr. "*"Buhârî. Bcd"u'l-Vahy3
Buhârî, Bcd'u'[-Vahy6
Ebu mvni, Efime l's (3773) "^Müslim. Salat 7 (380), Siyam 38 {1092)
.w
Tirmizî,
Buhârî. Hibe
VI. 244
m
27 I.
{1
Zühd l #01) MöslimZühd 28 (29^: Aimed
761 ); îbn Mâce,
Rikâk
17:
b.
H^beU fîl-MOsnefl.
Snnetin
tanm ve Ka^amt
Bundan do^cir M, Nebî (&.a.v)'in dagiMrnta veratTna kadar hayatna hadis kiSs^panA^ geni yer verilmitir. Bilhassa pcygamherIHeten
sonra ve^TIfkl& de Itfcre^ten sonrasna daha çok yer verîlmitir.'
Çünkü bu dönem. slâm loplumunun olutuu kendi
çarsn
den. O'nun yolunda cihal Alcn ve O'nun
criiitylii
hükme-
bülün âlemlere icbli
edecek alan devletinin kurulduu bir dönemdir.
Sünn^Uo
6.
Tamam Haktr ve Sflane^e Yoktur
Bâtila
üphesiz
imr
ki
Nebî
(s.a.v)'in sünneti, asla bir
batl içermez. Sünnet,
i^
takriri alsua. AUah, ya 4a ister TiU olsm veya (s.a.v)'nO bundan korumutur. Çünkü sünnetin hepsi, insanlar
kavlî ol&un
RcsÛliî
için bir örneklik
m ktitm (uytm) konusuâur.^ NU^'H Yte Allah dylc
buyurmutur: "Gerççklen Allah Rcsûlü
(s.a.v)'ndc si/in için gü/cl bir
örnek vardr."''*^
^Us buytii;maktadr; "De ki: Eer «i/ Allah' sevittymm ki AHd da sîzi sevsin ve günahlannrz hala-
Yine Yüce Allah
yorpnm bana
Allah, kullarn saptacak
a uymyt meru klsn! Nîlet^ Ab^»
b.
her
deil
ki,
bâtl örnek almay veya .sapkl-
AitM^îbnriA
fna.>,
î^î^.a.vrto
eyi ya/yordu. KurcyIiler ona bunu yasaklayarak.
(s.Li.v)
kzgnlk
de
ve hon^tluk hallerinde
konuan
iittii
'Allah Rcsûlü
bir insan iken.
tn-
dan iiuiin her eyi yazyorsun, öyle mi?" dediler. Bunun üzerine Abdullah b.
Amr
{r^.)«
dururnu Nebî (s.a.v)*c sc»du.
Nel'sm tlînde olan
|AM^^ yemin Me»rhn kî buradan Hak^ bs^n
ey çkma/.'
buyurdu.'**
'"'Al-imrûn.
VM
Ahncd hu
b.
ey t) yazmaktan ya^gc^Hi. Bu Nebî (s.a.v) de azna iaret ederek, *Yaz!
(ondan iittii her
Hanbcl. ol-Müsned. K, 162. 192:
hadt.si 'sahih' bir
scncdic rivayet etmitir.
Ehi
l>âvud. ira 3 (364«).
W
Eba Dâvud
Sünneti Anlamada tntem
Nebî
meru
j^apr vc üaüccc
baka
haktan
(s.â.v),
W tg s%]eeyince Cktm
olan hir ii onaylar.
ancak güzel
herhangi bir
ohm
haram
veya mdcfüht ilemesi ya da onaylamas düünülemez. Fakat Ncbî
(s.a.v)'in.
Bedir
esirleri
durumlarda Allah taralndan
git^i
sebebi; onun. evlâ olan
iylikiei, Allah'a
eyin
yakm
aksini
olaymda'^^ vc Zeynep kssas'*^ edilmesine gelince, bunun
ika?:
sapmasdr. Bu
kuffarm
ise,
olan kullann neredeyse kötülükleri mesabe^
sndedir"'^^ düsturu sebebiyledir.
üphesiz
•
ki sünnetin bir
gamberlerinden vc bunlardan lenk; oldtSi ft^*
ksm;
Allah'tan, meleklerinden, pey-
fm^ gayb
konularndan bahseden hadis-
Aüab tarafndan Resulüne^
Wce
veya uyank iken vahiy yoluyla gcimiiir,
"Yüce Allah
unu
farz
kld", "bunu
helâl
ya da "bunu girkin gürdü" gibi Allah'tan
cümledendir
yâ/
b.
ki,
kar
Tâ
Yîne Nebî
(s.a.v)Mn
bunlar da ancak vahiyle olur.
Hmâr ^.a.^^ u ki
ve^ sih «ykuda
kidf veya "unu haram kld" vermi olduu haberler dc bu
hadisinde geçtii gibi« bu htems.
dsterdc açkça ifade edilmitir: "Allah bana vahyetli.
gizli
kimse kimseye
kar
sizin alçakgönüllü
ba% haolmanz
gururlanmasn ve kimse kimseye
a/.gnlk yapmasn!"'^
Yine Hhu flMf»e
"Ruhul-Kudas
tM^fm
CCebrail).
u hadis de 1%leiÜr: Mmlâff^^
tf^^
kalbrhe. 'Ecelini
tm m^û^ hft*bir^m#fmcyeceklir* diye ülîirdü. O halde Allah'tan saknn
vc güzellikle islcyîn.**'"
Yine Nebî ve onunla
'^^
(s.a.v)
öyle buyurmupm
birlikte bir misli verildi"
el-Enfâl. S/67-68, ayetler.
"um iyi Miia ki, bana kitap
(Bbu mvud,
Bu konuda daha geni
Mkdâd
b.
MaMIkerib
M. Ali Sâbûnî, Ayctlcr Inda Peygamberler Tarihi, s. 179-185 {çev. Hanifî Akn). stanbul 2()03. el-Ahzâb, 33/37-39. ayeiler. Bu konuda daha.geni bilgi için bkz; M. Ali Sâbûnî.
^^a.g.e.
s.
205-21 Z
^
Müslim. Oennet 64 (2865): Eha EKlvud. (4179)
Ebu Nuaym, el-HiIye. X. 27
86
bilgi için bkz:
Ed*
40
(4Î95); Ibo
Mlee, Zöhd 16
Sünnetin
Bu
(r.a,)Han)r
nedenledir ki âlimler, Kur'an'\, ''^vahy-i metlafy" (Oku-
ttun
vahiy) ve sünneti ise ^vahy-i gayr-i
tliyc
îsimtendirmilerdir.^' •
Sünnciin bir
Ba/
Tanmr ve Kapsam
ksm
Ncbî
ise
meüuv" (okunmayan
(s.a.v)"in içtihadlanyla
vahiy)
ahit olmu-
tayan emirleri önUndc bulundurarak Nchî (s.a.v)'in tçühadlan konusunda görü aynhna dl^^t^j^. Nebî (:s.a.v)*in dünya maslahatlar sava idaresi ve h;nmi hususîmlakî içiihadlarma gelirce bunîann vajl^ fcma ile sabitun".
usûlcüler. cr'î hükümleri ve tavsiye nitelii
cvkânî'nin dc dedii
âlimK
gibi,
NcM'dne, tpk kulianna
Allah'm,
V'c^tU örnekler
in
hitap
ve^^nu düitotesi^
çounluu, bu ati0
Halaya i/.
düme
olunca. hataxtan
ihtimali
gibi hitap ett^nî,
^ iki^ ^l^m
leHl gdstes-nHUr. Nel^ (^^v)* Allah'm âyetleri en yücesi ve ibret alanlarn en
hususta Yiice
ona
emretmesini
hakknda düünenlerin
büyüüdür.
olmasma ramen ümmetin
masun olann
içtihat
igtihat
etmesi ea-
etmesi öncelikle caiz olur.
Gerçeklen Ncbî (s.a.v)'den rivayet edilen haberler ahitlik etmektedir ki,
Allah Resûiü
yapma,
bir
(s.a.v) birçok
eyin miktarn
durumlar ve olaylar hakknda kyas
tayin etme, maslahatlara riâyet
hcn/cri yollarla içtihat etmitir.
etme
gibi
Kendisine soru soranlardan birisine,
"öabamn ödemesi ^seken (bir kul) bocu ol^^ ne yapardn'I'"*^'^ su al^ âtaJü cMn?"'"^ siMi ile yt}m&-^% vc yine amcas Ahbâs (r.a.)'a söyledii, "zh^^ otu hariç..."^"'
m
^sm
'"" '"'
Hbu Dâvad. Sönnel 5 (46(H) Bu knuda daha geni bilgi içn bk/: Hayri Krbaogtu. slam DÜUnct^înde Sünnet, Ankara Okulu Yaynan. 6. bask. Ankara 2(}()2. s. 2l!>-2.^9
Ahmcd
b.
Hanbel. cl-Müsncd, fV. 5; Bcyhakî. cs-Sünenü"l-Kübrâ. IV. 329'de
Abdullah bnu'z-Züheyr (r.a.)'la. bn Hibbân. es-Sahîh, IX, .^2-303, 305: Nesâî, es-vSünenü'l-Kübrâ, tbn Mâce. Menastk 10 (2909)'de Abdullah b. Abbâs (r.a.)'tan. mtatd b. Hanbel, cl-Müsited, 1, 21, 52: Nesâî. es-Sünenü'I-Kübrâ, Hcyhakî. es-Sünenii NKübfâ,
Müstcdrek. î/.hr:
I.
Mekke
596 (I572)'de
IV,
Ömer
218 (780»). IV, 261
II,
324 (3619):
198 (3048): (8044); Hâfcinu clII,
(r.a.)"an.
ayn denilen kokulu hiroltur. 87
Sünneti Anlamada Yöntem
b*ji,
hâdisindc
Ncbî
çoundu hctl/orl
mm. Mttermczdef oldup gihi.
iiri
bunlardan hiçbirinde ve kendisine snrukn sonlarm
(s.a.v).
Vühi^
onu öldürmezdim"
fttcc iitscydim,
Nklom^miMr* Bununla birlikle esirlerden Ud^ej^lmak
konularda Allah'n unu ika/.
çtihadyla gcrt^ekiemiiir.
^kli göstermektedir ki, bu,
Eer onun
olsayd. Allah, onu ika/ cimc/di. Ncbî
bu yapiklar. vahy (s.a.v)'in.
"Bama
rumu iinccdcn bilseydim, kurbanlklar gclirmczdim""
ec,
böyle bir
ey olmas
halinde.
ve
onun
olmu*
île
gelen bu du-
sözü
gibi."
Müslümanlar o konuda ona uymasn
Yüce Allah onun halasn onaylamayaeaklr. Ona mutlaka doru
diye
olan at;k!amas gerekir. Nasl olmasn
knda
eyin aksine" saylan
"Evlâ olan
ki...
Nebî
kendisi hak-
(s.a.v).
ey yaptnda Allah, okunan
bir
Kutbun indirmiken, hata miigtndc nasl müdahale etmez?!
Sahih olarak gelen bir rivayette
adamn
birisi.
tW
mk. kaptidm d^l,
olduun günahlarn
C^4-v}»
(s.a.v)'c.
gümdlarm
buyurursunuz^ cger Allah yolunda öldürülürsen^ mi?' dîye sord»,
Ncbî
"Ne
alTedilir
'fr sabrla, ccrtnî soda-e Allah'ta mm-
iterlerken Alfah ytitunda ^l^rttlürncn,
cevap
alTcdÜir!' diye
adama. 'Nasl demitin?' buyurdu.
'Eer borç
verdi.
Adam
Sonra Rcsûüllah
(s.a.v),
sözünü tekrarlad, Bunun üze-
rine
Ncbî
rak,
kaçarken deil de ilerlerken öldürülürsen, evet! Cebrail bana böyle
siîyleUi'
(s.a.v).
harig, sabrla, ecrini sadece Allah'tan
uma-
buyurdu.
Ncbî
(s.a.v)'in, soru
sorana önce verdii
cevab düzeltmek üzere
yapm olduu bu lamamlunan eksiklii ona Cebrail yclilirmiti. Ruhârî. lin M). Lukula 7: Müslim. IIüc 447 (^5^): (2017). Iln
(3644):
hn
tibu'l-herL'c ct-stchânî.
Mâcc. DiyCl ^ (2624)"dc Ebu Hürcyre
Hânî.
{lahk. Ur.
O): cs-Sîctu'l-H:lchi>yc. II. 441 Buhârî. Temenni 3: Mü.slim. Hac
m
evkSnl
1.30
hsan
(121
1);
Abbâ.s.
Ahmed
Dâr b.
(r.a.)'lan.
Sâdr, Beyrut),
I.
13
Hanbel. el-Müsned. (M.
33S (os-Saâdet basks) 17 (ISS.M: Tirmizî. Cihad .32 (1712): Ncsâî.
trâcIu'I-Puhûl.
s.
Müslim. marci 1 Hanhel, cl-Müsncd, V. 297.
m
Ebu Dâvud. Mcmuîilt 89
m, 3t)8 dc Ebu Katâüe (r.a.)'tan
Ohad .32; Ahmed h;
Sünnetin
Allah'n
"Q h^v^t^ konumaz. Onun
Ur
vufiycdllcn vahiyilm
N^hî
(s.îi.Vf in
nnla
k^uiuu
ttctklir"""^ âyetini eletil
l^ihadl «laittayacan söyleyenlere geline^;
"Kur'an"dr.
kastedilen.
(Kr'an')
^
bir insan
Çünkü
mürikler
öretiyor""" diyorlard.
le
Ayciini în/iiJ cimiiir.
yacn mi
0m^!0^ mmÛM bu»-
bu sebepledir biri
ki,
0*na Allah,
öretti"^'^
Buradaki "vahiy"ücn kastcUitonn, ssteT "Kur'an"
kahut etsek hile hu yine de Nehî (s.a.v)Hfi tçtihadmn piama-
j^ösiifmi^. C^tifcü
edebilmesi
kendisine
"Geîtjekten
hu âyetlerin peinden "...O'nu mülhi kuvvetleri olan
tlmadtn
Tanm ve Kapsam
it;in
kendisine verilen
olup hevadan
bir
^âr^vTn i/.in
MhMf httkOrrteâe
dc ayn ekilde vahiy yoluyla gel-
konumaya dayal
deildi.''^
''-cn-Nccm. 5.V5 '
'
Ayn
kityuk. (cvkânî, râdu'Urulûl.
s.
25(t)
89
2.
^^iinnet.
^'^'"'f":
kJ
Sünnetin
Kur'aninançlar,
Önemi ve Delil Oluu
Kerim'dcn ibâdetler,
slâm'n
stnra
ikinci
ahlâk, muameleier
islâm'n tcm&l csasUutn ve kurall^^
kaynadr, a<^la
ilgili
^mt mpsadir. SBmet
se: bütün hu konularda Cur'an'n teorik olarak açklamas ve pratik olarak i}yp)arm!«tdr.
te ler"
bundan dolay sünnete uymak vc onun getirmi olduu ''hüküm-
mxm% ^^ir, Tibli ettii KUT'an hususlarda Raitîl'e itaat ^mck de farz^
ve "y<'mk'ndinn4m-% atnel
âyetlerine itaat
olundp ^bi,
bp
dr.
Bu duruma: Kur an, sünnetin mantk delâlet etmektedir.
kendisi,
ümmetin icmas vc akl
ile
A. Kur'an*n Delâleti Kur'an, Müslümanlara, Allah'a itaatin
yan
sra. Rcsûl'c
itaati
de far/
klmaktadr. Yüce Allah öyle buyurmaktadr: "Ey iman edenleri Allah'a itua edin ve Res&Ve de Haatedin"'^* Kur'an. itaat
Nebî
eden neticede Allah 'a
ert-Nisa'.4/59
^"en-Nsa\4/80
90
(s.a.v)'c itaat etmeyi, Allah'a itaat
itaat
etmi olur.
"^''^
saymtr: "ResâVe
Sünnetin Önemi ve
A1£^ îfebî (s^vVe belirlemitir
"H^ Hctt ^s.a^vVc
Vc Nebi*ye uyun ki,
Ayn
mulirclini
ilaat ederseniz,
ka/anmann
sevh'orsanz hana uyun
(s.a.v)"c
NcH ki
diyse
onu aln,
belirlemitir:
uymay, Alteh^ sevme ve tfnun saymtr: "De ki: Eer si/ Allah'
Allah da
sizi
(s.a.v>'in
sevsin vc günahlarnzi
mafiret
emrettii VC yasak k0^:||u husus-
uymay Müslümanlara emretmitir
ona
bulursu-
(s.a.v)'c
hir delilli
Yims YIM: AlJâh. Ncbî larda
dom
uyma konusunda da doru yolu bulanz»
ekilde Allaî.
Cfts^u;
taatin meyvesini, -ftidâyct ü/^rc olma' diye
Yine Allah. bunu. Ncbî "
M
size neyi yasakladysa
'^Peygamber
ondan saknm."'^^
Yüce Allah, Müslümanlara. Nebî (s.a^v)' in dâvetine icabet etmeyi cmmmH vc »nun dâvet eUgi hususu 'hayat' olar^ ^i^^t\mMwâ0tATÎal
öyle buyurmakladr "Ey iman
edenler! Sizi 'A<o«*' verecek eylere
(çardklar /aman Allah'n ve Resûlii*nün dâvetine icabet edin\"
Yüce
Allah, Müslümanlara. Ncbî (s.a.v)'in emrine muhalefet ct-
"NebVninemrm^ mu^^^iedenkr^ jk^dU^nae onlara ac hir a/abm uruma.^ndan akm^ bir he^îi ^^masndan tnektcn sakmdrmt$lu-:
anlama/la dütükklmtr: "Eer herhangi bir ey-
Yine Yüce Allah. Müslümanlard. herhangi
bavurmay farz a/^m^ms^^ d^fmm»^^ ~A\W'd ve
lerinde
de
Ncbî
(s.a.v)"c
âhirct
hir
gününe inanyorsanz- o
meseleyi Allah'a ve Res&lM'ne götürün
Yine YUee Allah. Nehî susunda erkek veya
'"cn-Nr. 24/?4 ''"'el-A'raf. 7/1
Al-i
mran.
3/31
en-Nûr. 24/63
en-Nisa'.4/59
kadn
(s.a.\)'in hitjbir
hükmünü
kabul edip
etmeme hu-
mümine se^mc hakk vermemitir
Sünneti Anlamada Yöntem
hüküm ver^mman, artk inanm br erkek m kadmm, a ii kendi isteklerine gâre seçme hakki yoktuf. Kim Aüahk ve Resûl&'ne kar geihme^ apaçk Mr sapkha dümü o"Allah ve RestVii, bir ite
Yine Yüce Allah. Ncbî çcvircnifl
veya Ncbî
yen kimsenin,
(s.a.v)'i
(.s.a.v)*in
hakem
Mmi etme-
hüknnioö tim Ve teslimiyetle
imanmm olamaya^
Raimin hakk
otarak kabul etmekten yüz
ifetalne
yemin ctn#if:
çkan çekimeli iterât seni yapp, sonra da .tenin verdiin hükme kor^ içlerinde bir burukluk duymadan tam anlamyla teslim olmadkça iman etmi olmazlar "'^^^ hefyiri
için
tmiar aralartnda
Yüce AUah, Nebî t.s^v)*in verdii hükmü kabul vcfdigi hükümden yüz çevirmeyi, iman nifaktan a^Mt eden
ta )sM ûtmiiir:
''AUaJfâ ve ftesûl^ imatt
ve
1^ ontm bîr
mihenk
flaat ettik* diyorlar.
Sonra onlardan bir grup. bunun ardndan dönüyor. Bunlar iman etmi deillerdir. Onlar aralarnda
hükmetmesi
rldklar /.aman hemen onlardan
metmesi
için
bir
için Allah'a
grup yü/
çevirir...
Allah 'a ve Sesûlû'ne çairiUikian
m
sözü fffK^
itaat ett&t*
ve Rcsûlü'nc
demehHdir.
Aralartnda hük-
zaman
te
ça-
mm edenlerin
umduklarna erenler
bunlardr, bunlar.""^
Yine Yüce Allah. Ncbî
AUah'm Resüli
(s.a.v)*c
uymay
tavsiye etmitir:
'nde sizin için Allah' ve âhireti
"Dorusu
arzu eden ve Allah' çok
anan kimseler için (vytdacak) güzel bir örnek vardr.""^ B. Sünnetin Delâleti Sünnct*c gelince, birçok hadis, Nebî (s.a.v)'e tin
l'ur/.
.
(s.a.v)'e,
d-Ah/nh. 3.V.% cn-Nisa'. 4/65
92
(r.a.)'n rivayet ettii
'Ümmetimin hepsi cennete
buyurdu. Nebî
-'^
ve ona
itaa-
olduuna delalet etmekledir. Hürcyrc
(s.a.v)
uymann
cn-Nûr. 24/47-4S
u hadis bu cümledendir:
"Nebî
girecek, ancak yüzçeviren müstesna'
Yü/çcvircn kimdir, ey Allah'n Rcsûlü?' diye
teûM ^iftt
Bonetin Önem!
soruldu. girer.
Bunun ü/crine Ncbî
Kim dc ban»
i^t e^rm
*Kim bana
(s.a.v).
mmm
isyün cttersc cennete girnicklcn yü/.«;cvirmi olur'
buyurdu.*'^""
rbCd
Sâriye (r.a.)'n rivayci
h.
Rcsûiiilliih (s.a.v
u
cUii
hadis dc böyledir: "Rir gün
bize öyle bir vaaz verdi k, onun clkisinden J«jJpjQr
)
^^4.
korKM^ lUfg^.
Bmmft m$s^m ^m.
'Ey Allah'n Rcsûiûî
Sanki bu. v0da eden kimsenin son nasihati gibi! Bi/e biraz daha lavsiyo
Bunun terine
ferde bulun!' dodik.
korkmanz,
Rcsûlüllah
Si/c
AMto
ilaai
cimcni/.i
yöneticiniz bir Vti\c bile olsa onu dinleyip
lavsiyo ediyorum. Si/dcn bira/
halitel^in
u/un süre yaayacak olanlar
Aman benim sünnetime
lallar grreecklir.
Hünneilejrie
Nehî
Gr>riidLiLi ü/.ere
olmalar ve ih(ilanarm
^-ok
Bu durumda
ve
doru
^tm^' mAn.
bf'alcnen dc saknrn! Çünkü her bid'al.
eunckiedir.
(s.a.v).
olduu
yolu gösteren
$otimdan
ayn
.srada sünnete
ortaya
Râid çkan
buyut^u."^
dalalettir"
(s.a.v). sahabilcrc.
hirt^ok ihli-
bak
açsma
sarlmalarn
sahip
tavsiye
saptamaz vc çeitli yollar onlar
bid'al onlun
ayrtramaz. Yine Ncbî
(s.a.v)'in. sahabilcre.
un
gibidir.
hih"
kabul etlii. Zehcbî'nin dc
luUii> gibi;
Abdullah
h.
'Si/c öyle bir
Ahhâs
Veda Hacc'ndaki
HQkim"in dc
(r.a.}"n rivayet etlii.
onayiad
ey brakm
ki
tavsiyesi dc hu"sa-
ve daha önce zikrettiimiz
emlara
sanid^m^mrccc
u
asla
saptmayacaksnz! Bunlar: Allah'n kitah \c NeM*sinin nânneHtnr"'^^ MuHviyc (r.a.Vn "Uesûlülah ki
(s.a.v),
Ehl-i Kitap
rivayet ettii
bir gijn
yetmi
iki
ayaa
millete
o da cemaate
lLihâri.
hadis dc
kalkp, 'unu
mehur
cehenneme,
hadislerdendir:
iyi bilin ki,
ayrld, bu ümmet
aynlacaktu:. Onlardan yeln5§ ikisi ki.
u
si/den önce-
ise
yetmi üç frkaya
biri ise
cennete giecekür
tâbi olanlardr* buyurdu."'^*
Tlisam 2
""l-b Dâvud. Süncl
04(^1: n0X^t
(4607); TirmizK
lm
16(2676):
bn
Hibbân, cs-Sahîh. (I, 179 Ehâdî.su'l-Erbaîni n-Ncbcviyye. (28). Tirmi/Î der ki: "Bu hadis. .*>
Iascn^^hilrttrr
""Hâkim. cl-Müstcdrck. f. 171 Ahncd b. Hanbcl cl^Müsned, IV. 102; Ebu lîâvud, Sürmöt
t
t4.S97Vrfe
Muâviye
ir.u.J'lan.
m
SSnnetl ÂnlaiAada Y3mem
Bu
hadisin geli yollannn hirtsindc, "Ncbî (s.a.v)'e,
hfdâyâ
û/isre
olduu soruldu. Bunun üaoedm 'Benim ve ashabmm üzerinde bulunduu yola uyanlardr'
olup kurtulacak bu frkann kim (s.a.v):
diye
cevap verdi.""'
Görüldüü üzere Ncbî
ocamda yetiip yine kendi rn metoduna uyanlara Burada
u
kurtuluu, kendi metoduna ve kendi
medresesincten
mezun olan o güzide nsanla-
vermektedir.
hususu belirtmek gerekmekledir: Zengin servet sahiple-
aznhm
rinden hir
Cs.a.v),
durumunda olduu
sünnete ihtiyaç
gibi.
Kur'an'la yetinme iddiasndan
duymakszn
sakmdran ladislerde de
ssanki,
NebT ^3.^), ^yb ötesinden ontan g^Myle^Süyomu^'asma, onlarn
^eoMieki^üyü
açmaktadr.
Bu, Nchî(s.a.v)*in
u sözünde geçmektedir: "unu
tap ve onunla birlikte bir ben/eri
ve bir benzm verildi.
daha
iyi bilin ki,
Bana
ki-
unu iyi biUn ki. Bana Kur'an
verildi.
Vme unu iyi bilin ki. Konu tok bir adamn koltuu-
^ m
na yadanarak fSyle yia si yakndn Siz Kur'an'a sanln^ Kur^an^da ^lâJ bulduunu/u helâl ve haram bulduunuzu da haram kln.*'^^^ j
Tirmizî ise bu hadisi ki!
u
lafzla rivayet etmektedir:
Kaltu|una yaslanm bir adama bendtm
"unu
iyi bilin
utatnda ^ki de Onda he^ buUuumuzu he^i ve bir badis
'Aramzda Allah'n MUtU var. kâram buUsmnum da haram sayam' dfy^ekdr. Oysa AeaM^lr^ haram ktidt da tpk Allah *n haram gibidir, Ov
kld
Yine Nebî
(s.a.v)
öyle buyurmakladr: "Kendisine benim
emretti-
kti da yasakladm herhangi bir emir gekliinde »izden birmi^ koltuunt yaslanm olarak, 'Bilmiyoruz, biz Allah'n Idtabmda bul^ duumuza uyutul dediini görmeyeyim."^
man 8 (264 hn Mâcc. Filen 7 (399 )'de Ebu Tirmizî. man IK (2641)'de Abdullah b. Amr (r.a.)'tan. -'"Tirmizî, man 18(2641) Tirmizî,
Ahmed
1
b.
1
):
1
1
Hün^yrc (r.a.)'tan.
Hanbcl. el-Müsned. IV. 130-13!; Ebu Dâvud. Sünnet 6 (4604)"dc
U^mm b. Ma'tfteib <na4*teB. Ahmcd 12663)
94
b.
Hanhel. el-Müacd, VI. 8:
Ebu mvud.
Sünrtec
6 (4«Kî);Tînnizî. îlm
l(»
SUnm Önemi veM Mm
u mehur
aiduu gihu Nebî
ha^lisle
yc ve onu
{s.a,vVm, sünneli
tevik ctmcsincfö |a|ilacak
teblijl
ctmcr
durum yoktun den bir hadisi onu öylece belleyen ve ba/tasma ulaümn kimsenin Alla kyamet günü yü/ünö afartsn. Çünkü nice ikh laycs insunlar vardr ki. duyduunu kendisinden daha lakih olana ulalrir. Nice
ikh tayanlar da vardr ki,
Tm ^}
fâkih deildir.""^'
^öyl; huyunîiakladr:
(s.a.v)
bir
"^Mm bir ey iiUp onu
%WSS^»kalara ulatran kiinin Allah kyamci yü/ünü aartm. Çünkü
kendisine ulalrian niceleri vardr
ki bizzat
iitenden daha
kavrayldr."-^**
YHC
Ncbî
Veda Hacc'nda da îîylc ^üBrtupuf: "Burada bulnnanhr, hulmmayanlara uhtimn. löm Mîr bciki 4fe burada bu4s.a.v),
hsmn. kendisindöh daha anlayl
ulatrm olur."'"
birisine
Gct\ckicn sahabe -Allah onlardan ra/ olsun- Ncbî (s.a.v) hayi^a iken de sünnciia kymaini ve cfnun Allah'm Kiubmdan sonra kendileri ij^B ikinci kaynak olduunu bilmelOeydîlcr. Mehur h^ii^nd©
Mlz
oldua ftW, Nebî<S^V) MuâzH
YenfKsn'c
duunda la
sa,
bu
halini
onaylamtr: "Ncbî
gönderecei srada ona. 'Sana herhangi
bir
Ncbî
dedi.
(s.a.v)
/aman neyle hüküm
tekrar.
verirsin)?'
sSm^yie hüküm
ResâlüUaA'm
dava sorul-
'Eer Allah'n kitabnda yok-
di^e s^rtku Ml^te,
mtirim'
dedi,
diyc g^pdo.
MaM.
verdi.
Muâ/
*Kcndi görüümle der
ki:
vurup. 'Allah'n dimisinin
clt^isini,
Tirnti/. Iln 7 (26.'i6)'dc
Zeyd
b.
Allah'n dimisinin
bu
gösüme honut olduu eye (s.a.v)
Sabit (r.:.)'tan.
lm 7 (2657)'de Abdullh b. Mcs mimAitt^^mmiu Bckrc(r.a.)'tan. -J^ âlimler
verirsin)?'
buyurdu."'"^**
'^'Tirmizî.
Ba/!
(te^î^,
etmekten geri kalmam' diye
'Bunun ü/erine Resûlüllah
nuvallak klan Allah'a hamd olsun'
;^
içtihat
O mmm
Nöbî
'ResÖUillah* sünnetinde de jMksa (o /Airtm neyle hükîin cevap
(s.a.v).
nc yaparsn?" diye sordu. Muâ/. 'Allah'n kitabnda bulunanlar-
hükmederim* (o
örtlann
h;«M '£^r Wil
ud
(r.a.)'(an
dinilerdir.
bn
Kayyim,
Muvakkiûr'dm bu "ft'/(iT'fl"smda-
hadisi müdafaa etmitir. bn K^îr lefsîrinde, bn %^yy:e Zchcbî do "Teibîsri-Uein-\menâbiye'^\t\ûc ve daha bfifçoklan
hadisin senedinin ceyyid
ulduunu
bel inmilerdir, (y)
95
Sünneti Anlamada Yöntem
cmai
C. Sahabe ve Onlardan Sonra Gelen Ümmetin
sâme^ bavurulmas
ResÛlüllah ^&.a.v)'n saha&itet, Kur'an'ta birlikte
ert hükümler
için bir
kaynak ntarak
hususunda icma e,tmilprdir. Gerek RAtl
ve sünnetin,
itibar
edilmesi
vc tîorcksc onir-
hiilifclcrin
dan sonra gelenlerin söz ve amel olarak uygulamalar da bu ekilde
ol-
mutur.
Abd
unu
olarak
ilgili
'Korku
ile
Nesâî,
bn Mâce, bn Hibbân
bulamyoruz!
*
Nama/fn
'Mukm
dedi. Abdullah b.
Ömer (r^K ona,
Allah bi/c
'Ey
Ömer
Kiinin Nama-
buluyoruz., fakal 'Sefer (yolculuk)
ey bilmi, iken
Bt7^ hiçbir
Bcyhakî konuyla
ile
rivayet etmilerdir: "Hâlid b. Üscyd. Abdullah b.
'Bz. Kur'an'Ua. normi ikamet halindeki
(r.a.)'a.
z"
Humcyd.
b.
Namaz'n
kudcimin olu!
Muhammed'i gönderdi. Biz ancak
gSr'â^âihk îfi$fM yaptym^ Nama/m yof^lüta kt^^lmiföi da onun koymu olduu bir sünnettir" dedi." Bunu. Suyûtî **ed-Dürrü'lMensûr*'iX kaydetmitir.''^^
Ebu
Bckr'in halilclii
dm p^n (r.a.),
m bir
almak isteyen
ey
durumunla
ilgili
-voi'at
ed@n tmn^iMn- mîmtn-
Ebu Bekr
bir nine.
ona. 'Senin (bu meselen) için
gihi, senin (hu
Ebu Bekr ey bulamad-
(r.a.)'a geldi.
Allah^ Kitabnda bir kimseler) hakkmda Rcsûlüllah"m da
söylediini bilmiyorum" dedi. Sonra Ebu Bekr
oradaki) insanlara .sordu.
kalkp. *Re.sûluUal'jn dedi.
dönepinde
Ebu B^r
vm myûtT
fr.a.).
mm
ahitlik
i'^f
h.
ube
(konuyu
(r.a.)
ayaa
nineye allda l»r vcrdi^ni i§iuim'
'O srada seninle
diye sonlu,
ayn hususa
Bunun üzerine Muîrc
(r.a.).
birlikte
(bunu iiten)
baka br
tamn D^ng Mhmn^ b. ^Me^ic tm.) M
elti.
Bunun üzerine Ebu Bekr
(r.a.)
hu hükmü uy-
gulad,.'-"'
(Hadis (3.592):
Ahncd Trmi/î. Ahkâm ii,i[i
.3
Ktibrâ. X. '
Nesâî.
m
bk/:
1
\5: Tayâlisî.
'm^'^i^ât
b. Miinbol.
cl-Misned. VI.
(1.327); Dârimi.
2.'^6:
Mukaddime
Ebu Dâvud. Akdiyc
20; Kcyhakî. cs-Sünenü'l-
el-Müsned. 1. 76 ) 1: Ihf M^ce. kamgtttVMtt
el-lh.s^): Bcyhakî. es-Süncnü'l-Kübrâ,
{824. 826). Bkz. Suyfltî. od-Dürrii'l-Mcnsûr,
111.
1.16;
Abd
b.
tbe H^sâa, {m, Humeyd. cl-MUsneU.
il. 6.'i5
Ebu Dâvud. Fcrâi/ 5 (2H')4); Tirmi/î. Ferâi/ 10 (2I(H). 2101); (2724): Muvaua". Fcrâi/ 8'dc Kabîsa b. Züeyb (r.a.)"lan.
'
96
II
bn
Mâcc, Fcrâi/ 4
Sünnetin Önemi ve
hüküm bulunmadnda Ebu Bckr y! hu iOi. sj^ct biliyorlarsa süm-
AllalVm Kilabnda at^k bir
l^lc
Ömer (r.a.)'n takip etlikleri hKmih veriyorlard. Eer kendilerinde o konuda
a.) ile
1 1
li-
hir biîpî |i»ksa
MMn'n
b.
Oluu
Delil
Müslümanlara struyorlard. Dûrimî
öyle dcdr|im
rivayet etmilerdir:
sünneiten herhangi
ile
Bcyhakî.
"Ebu
Mcymûn
Bekir'e bir dava
jM-ldiindc. önce Allah'm kilabma bakard. Egcr o hususla Kur'an'da
\nilchiiccck
hit
hüküm
bulursa, insanlarn
lücr Kr'an'da bulamazsa^ O
?MimH
var
m
mman
mm takard.
arasnda ununla hükincdcrdi.
acaba NebVin bu hususta bir
Eer
biliyorsa
pnMna hükmed^rdî.
l^to^M i^kar vc Müslümanlara. *Bana ^^te^Je hir dava gel#.
Al-
sönnrnne'kktm. Ben bu hususta hcrey bulamadm. Acaba si/ bu konuda Ncbî'in herhanjji bir
lah'm Kitab'na vc Rfâ^tö*n(h
U-Aup bir
hkümlc hükmettiini
muunu/?'
biliynr
iiyaa kalkp. 'H\cl. Rcsûlüliah I
hu Bckr
(r.a.)
diye sorard. Ba/en birka,' kii
hu hususla
öyle hükmetti' der, Ua RcsAlüUah'm bu hükmünüm alr vc o csiiitj4u '|?,inizd© ^;öy!c
Nebî'dcn onun >iünnctlcrni örenenleri bulunduran Allah'a lîanul olsun' «ulardan da Bîrhîingi bir
tli'rtli,
rn'lcnlcrini
hususta
ve âlimlerini
görü
^:arr ve
birliine varu larsa. o
ey hulama/sa.
Müslümanlarn
ileri
onlarla istiare ederdi. Onlar belli bir
/aman onunla hüküm
verirdi.""'*'^
Y'km Cton^if^i, kendisini Kule kadU#fta ts^n ^îîn^c §çeR^i#e "Önec Allah'm kmhmda açkça bir höküm var m, öna bak
^d:
v- fcî^i^^
;bîf
y mmmî St^mt^ açkça
hmtfSta ResûUiUahUfi sünnetini
hlama/san, kendi g^nüünle et."
izle\
içtihat et!
Eer
hir
sünnetle de
Âlim ve
bn Kayym- "Uâmul',fuvakkitn"dc bu
le
ibadcIlcnlc,
iiVisndan.
hüküm bulamazsan o açk
sâlih insanlarla
hir
hüküm
da istiare
hadisi kaydcunitir."""
muanelclcrde vc dier hükümlerde hsU\ ve haram
AUah^n. krîîanndm islemi olduu kulluun i)rcnilmesi
hususunda Kur'an'dan sonra sürncic ha\urma lar/. gerek sahabede ve jîorekse onlara jü/.ellikle
uyan lâbiundan olan kim.selcrde böylece devam
elti.
nru-imî. VLikadditnc 20: tkyhakî.
cs-Sünenü'I^hrâ. X,
lieyhakî. cs-.Süncnîi'l-Kabrâ. X.
10.
Suyûiî.
Miririhu'l-Ccnnci
Mekichcuri-Ku a):
bn
1
ll'l-lhlicAc
hi's-Stinne.
s.
1
14
77, (lalk.
Muslalu Aur.
Kayyin. Mâmri-Muvakkiîn. 1.52
97
Sahabe vç (ühMJito rine uyulan mezheplerin
de hr
li
lümleri
mtm ^ ÇCilH
imamlar, o mezhebin
^cmi sürdürdü.
^l^nleii vetaiebete»-
ileri
Böylece sünnet, herkes
hakknda oldukça /engin
kaynak haline
bir
bütün
için
fkh
Çounun Kayna Sünnettir
üphe
ki, çeitli
edilme/ bir gcrc;cktir
çou
Emtt^ber mezheplerde,
büUn açklyla
^r lkh küllütüiöw?<teki J^tncllerle* onlardan
lanlar vc unlardan alnarak
cak olunak. ellmi^
le
bundan dolay -Kur'andan sonra
fkh
delil olarak
herhangi
ikinci dcll
görü-
çkar-
kaldrm
dctaylandiAM|^ükllfiM
fkh adna /ikrcdilt^ilecek
"sünncl". gerek bülün
fkh
sünncile sahil olmulur.
inceleyenler için hu husus.
t-kh kitaplarn
bö-
geldi.
D. Fkhtaki Hükümlerin
konularndaki hükümlerin
nür,
bölgelerdeki lâkihlcr, kendile-
bir^ kalmaz! olmas
ilibariylc-
usûlü kilaplarnda vc gerekse büiün muteber
mc/hcpler nc/dindc «Idukça geni ve u/ui
bir konudur.
Bu
alanlarda
çulühlarm dançrk^^ bikKgi j^U, bt kaynaklardaki sünnet konusu; (Wf¥ delil
oluu,
sabit
oluu, kabul artlar,
dcMM,
sttaöin kiSt^löH fîM
birçok konular içermektedir.
Bu luâsus» k^s ve taÜiU ChitottO gerekçesine itibar) mczhebiadda Dâvutl ez-lâM îk te Ite^iö fi*oM diye bilinen Ebu Hânifc ve
ilert
inkâr eden
Tm-' pWcrttHî kadar bü-
tün mezhepler için geçerîl Wteû*ttEtef.
E.
Rey Ekolü'ndc Sünnet
Evet -lt<^ Ekolü'nün
imam- Ebu
sünnetten yü/ çevirmem itir. sünneti delil olarak
Hanifc'nin mc/hcbi. hiçbir
Rey BknirnÖn dîcr
kullanmlar ve
imatrrtaîl
da
zaman iteiffta
verdikleri hükümleri sünnet üzerine
kurmulardr. Mezhebin birçok kitaplarnda görülecei üzere, meselelerden birçou hadis ve
rivayetlere
çi hadislerle dtto 1
-^^
197)'nin '*el-Hi(lâye
Bu
m
csLT.
dayanmtr.
Mr Aas^ne kitab
ile
bulabilmek
için.
M^gMö^
Hanefi mezhebine mnsup
Ahmci Meylani lararndan Türkçe'ye tercüme edilmitir.
5W
mMkK
Sünnetin Önemi veOellI
bnü'l-Hümâm
vc müçtehii Kcmaiuddin ii/i»inc
yazd
(ö.
86.1/I4^7)|'m
"Felhu'l-Kadfr** adh erhini ele alp
Oluu
bu kitabn
ncelememiz
yeter-
lidir.
Hm/
Ccnalüddîn
C7.-Zeylaî
mehur
lihâdisi'l'HJdâye" adl
{ö.
762/1360)
kitabnda bu
''/Vasbu>-Râye U-
adl kitabn
'^el-'Hidâye'^
hiidislcnni lahriç etmitir.
Zcyaf nin bu
kitab, o asrlardaki en
büyük
tahriç kitaplarmdan bi-
olarak itibar görmütür.
risi
Nitekim
bn Haccr
(ö.
S52/Î447) de onu -ba/. ilmî faideicr eklemek
Ehâdksi^Hid^e**
mircüyie- **ed^mrâyefi Tahrîri
adm
v)Mxii|i kita-
bnda <feceiemitir.
Asnm/da olduunu ii/crine (ö.
hâlen
Hbu Hanile'ye göre sadece on
Bu
iddia eden ya/arlar var.
olduu anlamma
kurulu
ise
me/.hchin
yedi hadisin fiilî
'sahih'
olarak ancak rey
gelmektedir. OnUir» bunu,
bn
Haldûn
S0S/14()6)'un ''mkaddime''s\x)âGt\-*^ nakletmektedirler.
Söylenen sözü incelemeden aktarmak, birçok kimsede görülen lususlur. /.ayl" bir
Oysa bn Hadûn'un siyga
(lemrî/)*^'*^' ile
UatU bu ^ferc^r. îte "Bilesin
ayn
tni. ki.
tr" dcnilii (kîie).
h.
Mâlik
(rh.a)'in
says,
iddi^ty
biri.
(rh.a)
mdM^ W^
Bisksd*^'c0fU âm
a/lg ve gokluu asndan hakknda, 'Ebu Hanife'nin
yedi veya buna (yani elliye)
"el-Muvatta'" mih kitabnda
^ ^ veya buna yakn
Hanbelln (yh.af iiî
vardr. Bunlarn her te
Ebu Hanifc
says ancak on
hadis olan hadislerin
hu
görüü benimsemediini
ibarcsidir. '*Üfytta*l-Madlt
deildirler. Nitekim
Ahmed
smm
mügiehit imamlar, rivayeün
rivayet ettii hadis
lir.
bakacak olursak, onun bunu
söylediini ve bu
naklettik^
M}7.ü
onun
ya/dna
bir
^^MBsne^mâc
bir
ulam'sahih'
sayya lüan^^
ise oluz bin hadis
bu konuda kendi içtihad sonucu
ulat kanaa-
göre hadisleri toplamtr.
stanbut 2(K)4) ayr ayr Türkçe'ye iercüne cdilmilir. femri/: Tiviye", *"nuklc". yu/keru" gibi kesin rivayete delâlet etmeyen eda siyaknn; tlonir. Tcnri/, siygalan datia v*'k. KcsuluUah'a ait olduu kesin olmayan /ayt hadislerin ciasnda kulknlmlr. (
99
IBMiAntomada Yöntem Ba/. inRafsz taassup sahipleri, 'Müçtchit imaTitlanlan
bEU'.ilanntn
Bundan dolay da naklettikleri rivayetler az d*Büyük imamlar hakknda bOyle bir eye inanmaya
hadis sermayesi azdr.
mutur'
diyorlar.
imkân yokur. Çünkü crial (cr'î hükümler), ancak Kitap vc sünneltcn
ahnp
t;kürllr.
Buna
sahih" esaslardan
giiro hadis
sermayesi a/ olan hir kimsenin, dini.
ahp örenmesi ve hükümleri, Allah'tan atarak tebli
eden Ncbî (s.a.v)'dcn
alm
olmas
mcû vc bu hususta ciddi ^0^^ Mi^^it ttrmATÛûtt bakmam
için,
giderip canla-ha^ pif^Stsi ^^?^r, hadîs rivayet etmesinin sebebi; riva-
meydana çkan
ycllcrdc yaralayjc kusurlar, isnâdlarda
lua
g(>rc cerhin
hadis tahsil etmesi, rivayet el-
illetler
vc
çoun-
daha önce gelmesinden kaynaklanmakladr.
Bu durumda
b(>y!c bir
müçtchidin içtihad, kendisini, hiUslcrdcn ve
dorum ^zkonuss <ktnlar tifmeyler çoalnca, sened yollarnn zayfl
scncdlcr^R gdli ^)llanndan Niylesi bir
maya
scvfe
elmi ve bu
tür
sebebiyle rivayeti a/ t)lmu[ur.
Bununla
birlikte
tinden daha v»klur.
d idi.
yerdir.
Hicazldann Jadi&
ÇDnkü Medine
^M^ll'ler^ h^'a
îmam Ebu
sk
yurdudur vc sahabenin bann-
hicret
gidenler
Hanife'riin rivayeti ise.
aktarma artlarnda
rivayeti^ Irakllarn badis rivaye-
se daha çok
cihat ile
megul
ancak onun hadis rivayeti ve alp
davranmasndan, hadisin
kal'î aklî hir delille
çelitiinde hadisi zayT saymasndan vc böylece ii zorlatrmasndan
dolay a/ olmutur. vc \mlim
te bu sebepten
m olmusttür- mam Ebu
Ctn^ föpl^r. Onun hakknda böyle
ötürü
mam Ebu Hanife'nin rivaf^
Hanifc, h^lîs rivayetini
ka!ta
tstk
AM^a s^nm. arasnda mam Ebu
biresrf tföünttckten
Hadis ilminde büyük müçichi olan kimseler
Hanite'nin mc/hcbine itimad edilmesi, ona güven duyulmas ve hadislerin rei
etme veya kabul etme
4m dikMe
alnp
büyüklerinden
de olsa hadis^Ua-
itibar edilmesi,
ile
ikO^Iar
onun hadis ilminde de mUçtehitlerin
müsamaha göstermiler, böyçok olmutur. Ancak Ebu Hanife'nin ileri
hadisçilcr ise artlarda
onlarn naklettii
hadisleri
gccn örencileri de ondan
sonra hadisi kabul etme artlarnda
ha gCilcrmilcr ve böylece onlarn rivayetleri dc çok olmutur.
100
teftn-
old^nu fterm^in Pîrita îmam ^u Hanifc dndaki,
OTnhuru oluturan lece
ile
müsama-
Sfoft^O^^rveDelit Oluu TyhOtvî hüUi^ rivayci edip
bu hadis rivayci^ne iini çoj*lUi ve *W-
Mnsned^în 3^^. Ki bu mm^ *^kikt^^0 denk Yummakla ürlikte oldukça deerlidir. ÇUnkO Buhârt vc Müslim'in, kitaplanna aldklar hadisler için aradklar kabul artlan, hadisçilerin söyledii gibi, ümmci iirasnda. ü/crindc ise bir
görü
salanm
birlii
anlardr. Tahâvî'nin artlan
aranmas tereken bütün artlan tamamakladr. Durumu
hadisle
lilinmcycn (mesiûru'l-hâl) râvinin ve dierlerinin rivayetini kabul etmesi
le bu i
laldûn'un.
ifadelen insafl, birçok
Ebu
Hanil'c vc
^u
Burada
eyden haberdar olan
tarihçi
mc/hcbi hakknda söylemi tlduu
belirtmek gerekir
ki,
Ebu Csîlkr
AHâne bn
sCizlcrdir.
CT'^Tahâvî
(ü.
^21/933K Hara;rlcrin muhaddislerindcn vc hafr/.îanndan mkcc hm deildir. Mkk% Hmfk^'rn içerisinde çok sayK^ bâyük M/htr^
m
hiiyük muhaddislcr mevcuttur. Nilckim
el-KcvsLTÎ
olduu
(ti.
I371/19.'^l). Zcylaî'nin
()ns()/.ünde
Allame
Muhammcd Yusur cl-Bcnût de
el-Kcvserî. hu önsö/ü bir
kilap
daha
ilîîve
Ahdulctlah Ebu Gudde
Zahid
ve
ncrcUiindc.
(ö. 1423/2(H)2)
hadi.sç) /ikrctmilir.
bunlara sadece Hind afim-
Daha sonn Muhammcd Zahid
elmilir.
"Fkh Ebli'l-lrâk halinde
eyh Muhammcd
"\ash'r~Râye" ddh kitabna ya/.m
Hanel iler' den yü/ küsur kadar
Icrindcn olu/ üç isim
müstakil
Allamc
ad allnda
Hadîsuhfm dostumu/
Allamc
de bunlara yedi kii daha
eyh ilâve
etmitir*
Kcvscrî ••Te'nîhu'l-Haâh" adl kilabmda der rivayet edilen (yeilli
"Miisned/ûr'^c
incini
ki:
"Ebu Hanife'<^
ickrarlannaks/.m vc
bir hadîsin
geli yollan vcrilmcksi/in rivayet edilen büyük miktarda ahkâm
hadisleri mevcuttur. Bi/./.at kendi rivayetlerinden ^d^. fmiindc
dislerin
bulun(|urulamk
miklannT
bitenler,
\mtm
Ebu
Mâlik
ile
almadklan
tmm âf!
hadisler de
nc/dindoki ha-
Hanîrc'ninkilcri a/.msayama/.""'*^
1143-1145 Lecnclu'l-Bcyam l-Arabî nn ikinci îmktk. !>. Ali Abdulvâhid VSlTdü^.) Bu kilap. "Haneli Fkhnn Fsashr" adyla Abduikadir S^n'^r K* M. Cönal SoliHi laratndan (Ankara I9K2) Türkçe'ye tercüme ^jlmtr. bJi Haldun. Mukaddime. MI.
hmm.
Kcvscrî. Tc'nîbri-Hatîb.
s.
222 (Bcynl 198 1}
101
*
Hasan
b.
"Ehu Hanife,
(ö. iki bini
rndan olmak üzere
ve
204/819) ise konuyla
(hocas) Hammâd'dan ve
dört bin hadisi rivayci
Bunlar,
o zaman ve o
mâkul
görünmektedir.
ediyordu."^
eyann «l^atina uygun
tarafm^
mam
tannaifl
Hanîfc'nin. mOsukiI ve mutlak çtihat mcvk!$fta1âyik
Ebu
u
Kule
Yc/.îd.
Hanife, büyük takih sahahi Abdullah
Fkh
eter:
de dier hocala-
iki bini
ilmî çevre içeri&indç
Herkes
öyle
olarak
ilgili
b.
Ebu
bitdtîr.
Mcs'ud (r.a.Vn kurdu-
Ekolü'nün mezunudur. Ki bu ekolden Alkamc. Esved
Mcsrûk bnü'l-Eoia' vc onlann tabakasndan
l^yük iakihler yetin^Sr. Öyle
onlard
ki Ali b. Ebi T^lib,
Köfe'ye
b.
daha nice
p^^^
ta^M fakihlcrin çoklugutte doky ^ni^ Rylc dcmitiin '*Âlîah, Ibo
ÜmmÜ
bay
ilimle
Abd'e (yani Abdullah
b.
Bu
Mes'ud'a) rahmet eylesin.
kasa-
doldurmu!"
üphe&i/., ki -Abdullah b. Mcs'ud (r^)'m ashahiv
tffîtof}
smfs^ Ali
komuluk etmi olan Sa'd b. Ebi Vakkâs, Huzeyf^ Ammâr» ^ln#îv bu Musa giM heyOk sahabilcr. Küfe* (fe yaamlard; Bunlar, hadis ile fkhn arasn vc rivayet ile rey in urasm birletirmi(r.a.)'a
lerdi.
vc bu ikisine
Bunu
yapanlar, bi//.at sahabIcrdi.
^m^ ANuU^ h, MW#I birrtakâ
fd«li.
Bunkr,^
^^.a.) ile
ikr *«habirtin
AH
(r.aj't,
^atei^n
ptii^m^l
Kkh île
yctiti-
ÇcilM merkezlerin ilimleri ile kendi ilimlerini birlciirdiler. Ümmclin büyük âlimi Abdullah b. Abbâs {r.a.)'m ümi ile kendi ilmini bir araya getiren Saîd b. Cübeyr (rh.a) ile bunlardan birisidir. ter.
"Mea'udiy® Ekolü"'nan (yani Abdullah
Küfe Ekolü'nün) lmine bu tabakadan sonra»
büyOk
tabii
mam
tbrabim b. Yezîd en-Nchaî
a'bî
(Ö.
104/722).
(fi.
b.
Mcs'ud'un
t^kth
ban
le rt^rS^i
çektii
brt^M
95/7 1 3) mirasç oldu.
brahim on-Nchaî*nin öldüü gün, onun
lkht hakknda, "nsanlarn en fakihini
del'ncttini/!''
Sika (güvenilir) büyük hafzlardan
birisi
olan
demitir.
A'mc. brahim
Nehaî'nin rivayeli hakkuda. 'brahim'e her nc /.aman bir hadis arz
miscn, o hadis hakkmda onda birtakm
bilgiler
buldum" demitir. 4
250
Muvâlk el-Mckkî. "MenSkbu Ebu Han^e^s bunu
kaydclmilir.
cnel-
Sünnetin Önemi ve
Yine
A'mc (ö.
t4K/763J
(icr ki:
vayet ise ancak rey
brahim'in
ile
fkh
Oj.
Oluu
"b^iiîi hadis samUytli. Ba/
kadahrm/.dan. hadis iîUiim zaman,
brahim cn-Nalmî
Delil
ar-
ona arz ederdim."
hadisi
95/713) öyle derdi: "Rey ancak rivaycLlc,
ri-
dOzgtin olur."
ü/crinc
Hhu
Haniic'nin ht)cas
Hammâd
Ebi Sü-
h.
"Bi/., senden W, lZ()/737) yetiti. Nilckim brahim cn-Nchaî'yc. mmm kime biralm?" dediklerinde, o. "Hammûd'a" demitir.
Hainâü la
i.sc
120 (737) senesinde
Hammâd'n
vcliil olmilii".
likhy-
Ebu Hanic ycü^û-
i.sc
\lhu Hanitc ise
hem Hammîd'n.
tohîm^-î^©ftafflî vü hem
hetrt
dc •"Kurc Ekoli"iUin ilmine mirasç tldu.'-
'
Allah da onun f'khma bolca
kavray, h/.l cevap verme ve hüküm <;karma. kyas
ile
icrcih
gücünü
ilâve elli."^'
F. Bütfin Fakihlerin Sünnete Buruda
unu
Bavurduklar Müslüman
kesin olarak söyleyebiliri/.:
ne/Mbj i^r y»yö..
isler tarihe
karsn,
isler
lakihicrin hepsi
bals
bulunsun veya
U\M\ biHgetercIen delil t)laTîâ mîfm^î «lmy ve hiikümicrtlc ona müracîia dmeyî: Allah'n itoinüen va/iîe;i!ne/ bir pa\a olarak görmüler vc onun cmr! 4i|l^ ftkrnaiîilcr
:t]^ls
bulunmam
jekollcrdcn.
hususla Re'y Hkolü'ne
mlatdr. Bu
bal
»itJi
mensup
olanlar
ile
B^tt^t
oianlarn durumu ayndr.
Hk/.
oyh
cl-Kcvserî.
Fkh
EKh'^îrak vc Mît^^thum^
(latife.
AbdHcUîîh Ebu
Gudde). ii/unu- hk/. Dr IsniLil Eten HanÜc'nin ve Huncl Mc/hchi'nin hadis anlayt-ji HanUc'nin H.dis Anlayp vc HneH Mc/hchinin Hadis Ihkk tliKil. Muhanmod A\vÛnc. \Km.kUi. Diyanet hi'n lîa^kanly Yaynlar. Ankara l'W4:
mam Rb
Hayri Krba^nlu. Kaydan hamlann Tklî tliLilarnüa Hadislerin Uolii. Yavnlan sianhui lyHS: Dr. Mulummcd Kasm AhJuh cl-Hürisî. Miltât^^m. ^ton^ /a'nuia man Ebu Hmnfc Misvak Nctiyal. 2 clt. slantul 2mW. M. pjltt:t«. kram h'/M Bu ltenîfc*nin Hadis lmindey ^m. Rahci Yaynlaî^f^un ^Fiiirmalyn Vakl (K^RAV) lararnda 16-19 f-km n. I^t^mif Düünce Ssicmt 2t)0^'lc Mmlaiîya'da dil/ctlcten Imm- A"/iira Ebu Hanüc vc
Mî
Scnpo/junu.
103
Sönneti Anlamada Yöntem
Bcyhakîiö. 4W1()66). Osman
mam
m^tin "Bir adam,
mam
sordu.
Bu
görüün
nedir?' dedi.
bn
Yine Beyhakî', der
sorduu
ki:
âyetylecf^p Vchb'in
dediim
bir mesele
m^m.a-
hakknda soru
öyle öyle buyurdu'
dedi.
man Malik, davrananlar, bakrm
Bunun üzerine
gelmesinden veya kendilerine çok elemli
sinden saknsnlar'"^^
lar
Mâlk'e gelip ona
"Bu sebeple Peygamberin emrine aykr
bir helA
lik
Ömer'in iiyle
Mâlik. ona. 'Rcsûlüllah (s.a.v)
dcCa adan. 'Senin
ona.
b.
bir
azap isabet etme-
vcdi.""'^
öyle dediini nakaiOÛUr:
"mam Mâ-
"ÂlimlcFç, 'Niçin bi)yle dedin' denilmesi Öncdci însanlani
çeyksrdcn deildi.
Çünkü o /amaUm'
caûs^i rfv^^fCsUc y^îniyor-
ve ona ra/ oluyorlard."™''^
Yine Beyhakî, Yahya
b.
Durays'n
%te
dediini tvayel etmitir:
"Sülyân'm yanmdaydm. Sonra bir adam onun yanma geldi ve 'Ehu Hanifc'yi
yadrgamyor musun?'
dedi.
Süi'yân. 'Nc olmu:? ona?' dedi.
Adam. 'Onu öyle derken iinim: Herhangi
hükmü önce Allah'm
bir
eer onda bulama/sam, H^Uilah'n
kiiabodun alrm,
sünnetinden,
Allah'm kitab vc RcsûlÜ'nün .sünnetinde de bulama/^sam o zaman Resûlüllah'n
alrm
vc dilediimi
bakmam. Fakal
AU'
ashabnn görüünü alrm. Yalnt/ i.
ise
bnknm.
onlardan, dilediimi
Onlarn sö/ünden bakasnn sö/ünc
brahim en-Nehaî, e-a'bî. bn îrîn. Hasan
cl-Basrî,
ve hnu'UMüseyyeb'c -daha birçok âlim isimlerini my4i-
^iinm
onlar iv'ihai eden bir topluluktur vc onlar gibi ben de çtihat c(U;rim*
Y'm B^akî. gün si
Rebînin 5ylc dediini nakleden
bir hadis rivayet etmiti.
"mam âHî
Bir adam, ona, *SyEbu Abdullâhl
alyor musun?' dedi. Bunun
ü/.erine
mam
âriî.
bir
Bu l^i^
Ben ne /aman
Resûlüilah'tan sahih bir hadis rivayet eder de onu almazsam, o /.aman
üt-Nûr. 24/63.
Mirâhu'l-Ccnne, Syftî. Miltâhu'l-Cennc. .Suyûlî.
^ SyClî. MiUâhu'l-Ccnnc. 104
s.
49 49
s.
49
s.
Sünnetin
sizi
aklmn
(^mi
ve
M
Oluu
giuiinc ahit klarm' dedi."""
Yine Rcbî". îm;m îfirnin öyle dediini rivayet etmilir: "Ki-
lahmdu Kosûlüllah
n
aykr
sünnclic
Rcsûlüllah'n
bir
ey
hulduunu/.da.
henim söylediimi se
sünnetini alp-kahul ediniz ve
lerk
alini/.""''
G.
Fkh mamiannn Bsm tinnetlere Amel Etme^limndek!
.Sünncln ikinci kaynak
oluunun
luen; lkhlannda. slluli subii,
W mui hir
'sahih'
te duu
hu.
fkh
agfe vc noman/j plui^pjî
mc/.hd>inin veya müvicftil
Mmdâ kaste^îefl husus:
delalelllin
bn Tcymiyyc
hiidmlft
deildir.
72H/l327Vnin.
(ö.
yazm
^'Hefu^-Mefâm anVI'FJmntem-A'lâm*^^'* adl veciz ve
V^n
kitabnda açklamaya
mm
onun ne/dinde at^k oluudur,
a^k olmas
göre "sahih* ve
eyhülislam
kabul edilmesi esasna bi-
hükme deiâleli
tlö^öflülcmc/..
olmas, hükme
bakalana
yoksa
itlirakla
kasfön lerk etmeye dayiil hir
imamiî olmas
yannda
(Vlâzeretleri
gdslerdii husustur.
\ht\
ol-
ttej^ti
Tcymiyye. bü
fctt^*
hnda lkth imamlarn, hadise uhalclci cimek vc sünneli terk cimcklc su^-Iayan ha/ Zahirilcr'c veya acelecilere kar savunmutur. hn leymiyye. kilabnn önsözünde konuyla
ilgili
olarak
unlar söylemekte-
dir:
"Ki^ntt^mda l'ade ettii sevip
haladklan
Müslümanlann -Allah' ve Resûlü'nü
sonra- müminleri de. ö/ellikle dc âlimlere sevip
B
lanmalar ücrekir.
üibi,
âlimler.
Nebî
(s.a.v)"in
ba-
mirasçlardr. Allah da
onlar karada \e denizdeki karanhklarda kendileriyle yol bulunan yddzlar ^ibi Vi^lelfmiiir^
dirayctlci
tilnlî)
hakknda iema
Resffî'fln hiilîfelefî
ayakla
kalm,
Nitekim Müslümanlar, onlarn yol göüterimUii ve
ve
iSlen sünnetlerini
onlar da kitapla ayidtta
SuyÛtî. Mliyhu'l-Conne.
.s.
Miriâluri-Conc.
s.
'"''Sttyûlî.
Mil
eser,
etmilerdir. Onlar,
ümmeti
canhtndrankrdr.
içerisinde
FCitap onlarla
kalmlardr. Kilap onlardan bah-
50 50
Hyrcddin Kar;ui;nriTK
Risale"
(s.
43'9())
aUyla (crcümc edip
ha/u luüig kiUipUU stanbul 1971) gevmekledir,
105
Sünneti Anlamada Yöntem
selmî, onlar üa Kitaptan bahsetmilerdir. Blintnelidir kl ammci tara-
fmdan genel
bir kabul
görmü
hüyük herhangi
RcsLiUillah'n kü;ük veya
cime/.
Çünkü
(müçichil) imamlardan hiçbiri, kasten
onlar, her türlü
üphe
hir sünnetine
aykr
vc icrcddültcn uzak olan
u
hareket nokta-
larda iuitak etmilerdir: 1 .
ResÛlÖllah'n
2. Rcsûlüllah'lan
kat
vc peinde olmak, dafma Orta
is^ftdc
baka, her insann sö/ü ahnr
hu müt^lchi imamlardan
mrm^ o hadisi Bu 1.
terk etmesinin
mazeretlerin hepsi
üt;
Re.sûlüllah (.s.a.v)*n
sahih' hadise
birinin
mutlaka
aykr
bir sti/ü bulu-
osözü söylediine inaommasu kastetmi u^^una inantiamas.
3.
Bu hükmün, ncsh edildiine inanmas.
sazlc, stj/konusu meseleyi
ksmdan
da. Icrk edilir dc. Fa-
ksmda toplanmaktadr:
Bu
Uç
gereklidir.
bir mazereti olacaklir.
2.
Bu
uymak
da birçok mâkul sebep domaktadr:
Birimi sefep: Hadisin müçlehidc ulamamas. Kendisine hadis u-
lamayan
müçlchil ise onun gereini bilmekle mükellef deildir. Hadis
kendisine
ulamaymca
tftîimiJfla*
ya baka
gare hükmedeeeklk
da. onunla
bir hadisle,
Bu
ilgili
me.sclede ya bir âyclin zahirî
ya kyas gereince yahut da isÜshafeC^
Wik*«si
^ sözktMam M§@
tfeS» U^tfB
mzcn de
aykrr
hadislere
aykr
(s.a.v)*in
bütün hadislerini, nezdinde loplayahilmck hiçbir
olabilir.
îte
sözlerinin
tüt scbg|î,
çounda
selefm
(ilk
dönem âlmleriün)
rastlartan sebeptir. Çürtkfl R^ifflÖtlâft
imama
nasip
olmamtr. Bir kimse çlkl|} da, 'Hadisler
durumda onlann
bir
yaklm vc kitaplarda j,^l»E)^tn|iir!« %n
müçtelrldc
gl/li
kalmas uzak
bir
ihtimaldik
diyemez. Çünkü;
sbn
Hukuku Melodolojisi'nc pSvc: sivtükte. benhcrcc bLikmna veya beraber olnumn devan etmesi dcnekür. Terim olarak ise Geçmile sabit olup sonradan deilii bilinmeyen hir eyin, hali ha/rcla da aynen kamusma hükmcimeklif. CkftEH^ifî. tiinp nlfticdigj Fnlînme;^ Wie ^ttfstn. tmir hajürdu da tmymta »Iduj^ bu Ms^k kahul cdilK Vhc kan ile kt^ann nikâhlannm devam ^üî. aküt Istshab:
'
i^M
Ht haNzr gelinceye kadar kâbUt üdllin 106
Si'nnptin
Mehur
-
hadis kiiaplan. kendilerine uyulan
Önemi vp DpI Oluu
imamlarn vcrailann-
dan sonra mcytlana gciirilmiiir. '
-
Burtunki birlikte. Rcsulüllah (s.a.v)"in hiiiin hadislerinin bclli ha-
dis kilaplurnda -
Bu doru
Hu ncredoysc
toplanm olduunu
hiçbir
lamamen
cinck
kimse
için
deildir.
eyi bitem^^
miinkün olmamtr. Halta
olduu
halde, kemlisi
ihaU» edeneiTii^^itir. Bilakis
tlevrindcn önce
caiz.
olsa bile. bir filim o kitaplarda bulunan her
yiinnda birçok ladis kllapIan bile
iddia
onlarn
bir Alimin içindekileri
bu hadis kitaplarnn tedvini
yaam olanlar, sonra gelelilerden daha gcni^ bir sünnet Çünkü onlara ulaan vc
hilfrsinc sahiptirler.
hadisicrden .^|u^ rraEs^tl bir
kopukluk bulunan)
W
scnedic
B^jünde 'sahih' t)lan yoldan ya da munkalf (ravHta- arasnda (*nlar
^\m^ 0UiMHr vefa W.c
ulamam
hiy
olabilir.
Onlarn
kiiaplan. bu kilaplakilerin kal kal lazlasm ihUva eden en-
gin hal/alan
i
Ki bu da. meseleyi Mlet
idi.
himînB
hiç ipüph©
(^Im^ece^
bir husustur.
de fikpu "Hadislcrto h^^sini bilnus)^ fliÖSphil olaraii/' iliycme/. ÇOr^« Tntî^^în. ResSmîlîrf» (s.a.vyîn^ üMeâmra fl^ti biMn Yine
biri
sö/ vc lüllcrini bilmesi ick bir müçichil bile
ijart
buna güre hu ümmel içerisinde
ko!;iulürsii.
olama/. Âlimin varabilecei derece, bunlann büyük
çounluunu hilmesidir. Öyle ki âlim. ancak tal'silatla ilgili ba/ hadiskemiisine ula^rmyun bu a/ mikiardaki l^te bubt^m (ilabilir iç lafsiUttla itgili hadislere aykr bîr hüküm vermi oJibilr. kinci Schep Hadisin, nüçlohidc ula^n^ olmas. Fakal lehidin nc/dindc sahil (sahih) deildir. 1.
Hiltlisi
râvilerticn
kendisine nakleden
baka
birisi,
\
cyii
Bunun da
hadis,
çcilli sebepleri
daha önceki
râvi
müç-
vardn
yahni isnaddaki
o müçlchit taralndan lanmma/, (yani meçhuldür)
veya yalanelkla itham edilen
birisidir
ya da hai'/as
salam
oJmayîtn
biridir.
2.
Hadis, muttasl (bitiik) bir senedlc deil de nunkal" bir senedle
rivayet edilmitir.
107
SSnneâÜnlamada Yöntem
Yahul hadisin laf/ Rcsûüllah (s.a.v)Mn a/.ndan çtkugibi zapt
3.
(sdilmcmîtir.
hak
Hâlhuki hu hadisi, Vtiiyd
scçüle
bir
Bu
müçtchidc göre sika olan
bir
sebepledir k, birçt>k müçlchît
u
bir hadis
benim görüüm dc o
imamn
sÇzüikJç, hadisin
'sahih^'t^tfmsitm
Ktgf âldt^ünu
Eer
dc rivayet ediliyor.
o hadis "sahih'
haüisicki gibidir.
ytT^îârtnâ
ttâktmJ^ft h^kft zayf
ichit ise.
hu konuda dier üçlchide
o hakh olsun,
t)ldugufta lers
feli
Imm^,
bir tüöç-
düebilir (yani o hadisin
*sa-
göre
ister
inanahilir). 'Her müt^lehit isabcl eder' diyenlere ister
ise
"
Üç^mU Sebepi Bir müçtchîdin. kendi içtihadtyfa badsn
olduuna
irade
"Bu meselede benim görüüm udur.
sü/.lcrc rasllanmaktadu-.
Bu konuda öyle
hih"
mut-
rivuyci cimilcrdir.
rcgincc vcrdiff hÜkmSn. hadisin
eden
râvilcr,
dierleri vc balla hepsi de hakl olsun mesele
dei-
mez. Bunun da birkaç sebebi vardn 1
Hadis rivayet edenlerden
.
/ayr görmekledir.
hil ise
Rical
birini, bir
ilmi'**'
ise
müçtehit sika ve
geni
bir ilim
2. Müçiebiidtertfeîn biri» kendisine rivayette disi
d^^^^^nt ^ iicri
hiKasiKÎan
Büiîtri
ise
dier müçte-
daldr.
buluna mubaddisin, ha-
duydu^na
kanaat
getirt^îlir.
da bHill^^ti^gsplerî vardr.
-bn Tcymiyyc bunlardan baka ü^ sebep daha Dordûncü
Sebep', Müçiehidin,
hafzas vc
zikretmiti r.-
adaletiyle bütnen bir tek
kiinin h^ltenfiî ttabcnj1-vabi#) kabul etme hususunda bakalarndan farkl artlar 1.
ileri
sürmesi.
Ba/lar böyle
Örnein:
bir hadisi
Sünnct'earz edilmesini
(bunli)ra
için
onun. Kitap ve
olmadm
ineelcmeyi) art
kabul edebilmek
uygun olup
koarlar.
Rical, kelime olarak "cr kii"
Imdis usulü ilmînde hâdi^îteH
Hadis rivayctiylf
da daha geni
uraan
M^ ed^
ravilcri
hilgi için bkz: Dr.
Yaymlar (FAV). stanbul 997 1
108
ananasna gelen "racul" kelimesinin çoulu olup
milâf
krî^Un
konu alan ilme dc "Ricâl lmi'"
Emin Âkkutlu. Hadi^Ue
teri»^
bir
denilir.
Bu konu-
Ricâl Tenkidi,
MÜFV
Sânnetîn Önemi veDelil
2.
3.
Ba/ian
lkh umlü
Isc ludLs,
olmas durumunda
iiykn
lek
Ba^lur
iso
veya genel kumJlarn veya
olmasm art
râvinin lakih
herkesi ilgilendiren bir konu
ko:;iarlar.
Bu
kollularla
ilgili
yerlerde, bunlardan
Beinci Sehep Hadis. mUçtöhlâe
Iem
Kitap ve
hem
1.
yaygn olmasn
baka
ukm ve
I^nun datjGHU
artlar da vardr...
orttn
m#n£^ MMt Bu
husus.
hükme
sti/konusu
delâlet etili-
sebepleri vardr:
Ba/cn hadisteki hükümle
u
:jart
de sünnet hakknda vûrid olmutur.
4Ume Sebep; Müçichidin» hadisin ni bîlmesî.
hadisin,'
i^ir
üöriilmütür. aneak o bunu daha sonra unutmutur.
(sithih)
fctyasa
koarlar.
hakkndaki
kii [aralndan rivayci edilmesi yerine, onun
Oluu
ilgili
kelime, müçlehidc göre "garib"
köle a/ad
olduu gihi: "Ilak halinde yaplan boama ve etmenin hükmü yoktur.""''" Ra/. âlimler buradaki "'ilak" kc-
linasifti.
ikral' (/urlama)
olur.
mcrfu' hadiste
anlayanlar ise bu
anlam
eklinde açklamlardr. Bunu baka ekilde
hilcmcmilcpt'"'".
Ba/.en nü^tehit. hadisteki bir kelimeyi, kendi lügal ve
2.
örfünde
linin
anlamda
kullanlan
(s.a.v)'in lügatindeki
mlî^m aiT^m
alr.
anlam bakadr. Fakat o
btf
kural
oldumu
bunun.
Hâlbuki
memlekeRcsûlüllah
mü^;tchit, kelimenin lügat
düünerek,
kelimeye
kendi
%mmlak anlam yükler. 3.
len)
Ba/en müçtehil kendine göre müterek (birden
veya mücmel (mânas kapal) ya da
anlama gelebilen
bir
kelimeyi cn
hitka bir anlam ka.stcdilmi 4.
Ba/cn dc müçlehil
hem
l'a/Ia
hakikat ve
yakn anlamyla
anlama ge-
hem de mecaz
Hâlbuki bundan
alr.
olabilir.
için,
nassn
delâleti hal7 (gi/li) olabilir.
Çünkü
sö/lcrii çeitli anlamlara delâlet hit;imleri t;ok genitir ve insanlar onlar
anluyabiimede birbirlerinden larkllk arz ederler. Yedinci S^^^t Mll^^idin, hadisle,
na
kanaat getirmesL
Ahmcd
b.
Müslcdrok.
meseleye delâlet olmad-
Bunurl^ taNski sebep arasndaki
Hanbcl, cl-Musned. VI. 276: 11.
ilgili
hn
Mâcc. Talak
216. 217: Beyhîikî. es-Sincnü"l'Kiibrâ. V(l,
cl-MLisnat.VlI, 421. VIII. 52'dc
Âic
Ift
l'ark
udur:
(2046): Hâkim,
3.'î7.
cl-
X, 61; Ebu Ya'lâ.
(r.anhû)'dan.
109
SüflnefiMnada Töntero
M^^it. dncdcmdc,
mt,
sö/Ün
ksCE^ecBlen
'm delâlet tar/n
ikincisinde
anlama
tarzn anlayama-
delâlet
anlad. Takat
ister
doru,
isler
yanl
olsun ona göre. usûldeki ba/. esaslarn bu dclâlcii reddetmesi sebebiyle
doru
sO/.konusu delâlet
deildir.
Örnein: Uhsis edilmi
âmmm'^'''' delil
olmadna; mcllum-u muhalelelin" delil olmadna, bir sebep terine gelmi bulunan umumî bir hükmün si£dce0 ^ !»@bpt^ aU Qdu|m; b^m çmir kîf^Bin nc vaciplii ne de fevrilî^ (pl^fea derhal ys^*ne g€âMfi«^Mn> pmM klmadm: Nfida elîr-4am hultftan '^
umum
marifenin"*'^
(genellik)
ifade etmediine, menli
fiillerin
kendi
zatlarm veya bütün hükümleri olumsu/lalrmadna; muktezann u-
kmtüi^mm/.
ald
ferdler.
i(,L;risinc'
üç ve daha la/ la olacaktr.
alm
olacaktr. Birden la/la
Çünkü müterek kl/, bir^ok nanaya kin hir manas kastedilirsc âmm olur. Mutlak
Buna gOrctam îçbe Snrsz ve saysz olacaktr, BütÜ^ ferdleri manas olan müterek lafzlar, âmm Ucgildir.
olarak h(lWtti Tef^lcriM 1ç«kS alan lafza denir.
tebadül yoluyla delâlet cUcr.
Ancak mütere-
âmm
arasmdaki fark udur: Mutlak bir del'ada ya yaygn bir lerd ya olun f(»YIcri ümulüne aln;d(ta bütün fcnllcre amil olmanrakladr. ile
Âmm
da yaygn ise hutün Mlert îçâflsine almakladr.
Âmm umum
ilüde
isimleri,
unlardr Mmifo cemfil^^ marilb mUfredl^, eden kelimeler, "küllü" ve "ccmî*" lafzlar. smi
laft/lar
ari
Fkhtlar,
Mm NPUfed manas mevsullfa". isliftiam
siyakmda gelen nekreler. delaletinin kat'î veya zannî oluunda
isimleri; art. nehiy ve netly
âmmn
l'erdlerinc
^"^^l^lhaffiha mahatcfet: Söylenmeyenin siiylencn ve zikmiunan
vasüanm,
ihtilal
etmiler-
hükümde "muhalif
anla artlanm, bir gayeyle gayelenmi veya hir sayyla snrlanmiij ise kaydn bulunduu bir yerde sözün hükmü, sü/ün söylenmi olduu hsusiur. Daha hir ksa ifadeyle, sözün söylenene muhalil olan anlamma "mel'humu nuhaleler' denir. (")rnein. "De ki; Rana vahyuluada leten, akan kandan ... baka bir eyin haram olduunu görmedim" fel-En'am. (y/145) ayetinde •'kan" lafz, "akan kan" ktfyâf^tla l^yn^mm^. Bunun mclhumu mul^ltfîraktltls^H N^Tdlr Hu âyet. söylenmi sö/e gOre "akan kann" haram olduunu açkça lHdbnekiedr. Munum-u muhalefetiyle ise "akmayan kann" helâl olduuna delâlet etmekletlir. gösterirse,
"''"^
iirncin bir vaslla
hir
Marite: Helirli hir eyi gösteren isme denir. Marife simler unlardr: Ö/el isimler (alem), zamirler, tsmi iaretler, i.smi mevsuller. izafetle marifelik kazanan isimler,
harl
la'rlli (elim
lam'l) isimler.
Dal^ ^n^^nm (mmffi) hiMr içerisinde, marife cem ilerin yer ald belrtiK miii Itona ^ehariî larilli (clif îim'l) isimler, âmm lafl?^ fi^shîKt^EöKasIdr. Çünkü ismin bantfcki elif lam lakiüi- srfVylenen le nuhîHab lafafridan bilihfât erkeklere delâlet eder.
110
Sünnetin Önemi ve
olmad^ »nirter
fiumilii
Detil
Olüju
manalardimrmiTnilik iddia cdilnK^e-
ile
ccinc inanmas gib. Daha buna bcnjffir birgok husus zikcdichîUr. Sekizinci Sebep: Mü<;tchidin. bir dciâlclin
dilmcdiini gösteren
in,
^nn
hâs"^'
baka
bir
delilin
mutlak'n"'^'
ile,
vücubu ortadan kaldran
genitir.
t,a
Çünkö
mukayyçd"*^''*
delil ilc^ tmkikaiin
stî/lcrîh
kasic-
onunla ;eliliinc inanmas. Örne-
çt^mekîri vc tcana fillerinde oiduu
la
karsnda, onun
mutlak emrin,
m^m^ gibi.
tfeîMlerinn
ile:
4^n ^Cudar-
Yine bu
ksm da olUrk-
î^rftîlcriyle
çclimeW
'm
hunlurdan birinin dierine tercih edilmesi meselesi büyük hirdcoi? gb*^
d r.
Milçt^dm* bir htdiiMi), ya myl olduunu, ya mm\x^ ol^una ^hut leVilc mösaiise cVd cdMifint fiaercn ve ÛûkmifHc»
ittilakla
Seb^
baka
muarr/ olabilecek hh^ ûyet,
vetli bir delil ile
kuv-
(gelitiine inanmas.
Onuncu S^Aue^: Bir olduunu ya da
veya teiâ
bir hadis
tc'vil
müçichil, budisin ya
zayf olduunu, ya mcnsuh
baka bir delil olmayabilir. Bu durumda
edildiini giistcni
InüHrrk^ tHf^âttrr bu kanaatte
ile v^li^M^iinc
hadis dcgîl dç
hadisin deerlendirilmesi gereken kategoride ;clikilcr olabilir.
Veya
hakikatte (çoklarnca) kahul cdÜchilccck ^elien bir delil hulunmayahilir.
Örnein. Kûlcli
(^eliehtec^i
«MEtta.
ûc /ahr olmayan
bir
llîi-ss:
mânaya
Tek
nlard: mkyycd. Muihk:
umumî
feabui «icr. Onlar,
yahirt^itn. hadîsin
s{>/.lcrin
\sahih' hadisin Kur'an'n zahiriyle
âlimlerin (;ou,
Mrn !edil;mGS ^Jt^tiinc inanrlar.
^^în
/.ahir
olduuna inanm
deîEfeleliiifi birçok
hiii
bir
mana
isimler,
vc bcn/cri olan Kur an
;eidi ta^r.
iladc eutielî U/ero
cins iüimler.
say
olabilirler.
n
Büj^ ÇÜnkÖ
le bu sebeple m\%t.
ktnlnu;;
sii/tliir,
ll'ssn çcUlüri
simleri, emirler. yu-skUiF.
mutlak»
icsniyc,
Ocirk-t ellii rcrülcrdcn hciunsii hirii ifüLc eder. Hepsini küpsama/..
a/ad etmek" sö/ü a/ad edilecek kölenin; mümin oUp olmadn, birden *;ok tîlmasm gösterme/. Sadeee bir kölenin u/ad edilmesini gösterir. aft kayeft^ Jail olarak kendi Ur Mukayyed: Bir \v^t Ut ^^sinden yaygnlk kazanm hir medlule delâlet eden lass hir sö/dür. Önein. "mümin hir laile a/iH elmck" siVziindeki "köle" lalV-i. "müminlik" vasfyla kayt()rncin. "hr
kiîlo
m
W
lunnlr.
111
i
Anlamada Yten
"Bir ahil Icrüir.
ve^inte
hükmctme""*^'^
kont^itaki
hadisi kabul
etmcmif-
^^Mmm 0tc Kur'an- Kcrim'dc bir ahit ve ^inlc
Hâlbuki
hüküm vermeyi yasaklayan açk
Eer
bîr âyci yoktur.
bulunsayd, onlara göre sünnet, âycli
icisir
böyle
W
âyet
cini^ saylacak ve yine çeli-
göriilmcyccckli."
ki
Daha
som bn T^miyye öyleden te bu on sebep açktr. Hadi!^ Nr âlimin
crtn çt>|unda.
belli bir hadisle
amel etmeyi terk ederken,
da biî'imi feîw?mjOTadf mtsç bÎF^lîHn bulunmas dereceleri çok
genilir. Bizler âlimlerin
fa/.la
iç
caizdir.
üphesi/
ilmin
dünyalarndaki her eyi
kavnyamayz.
Yim Açklasa
âiira.
biîc
mm delî
â&^mâm
delili
bazen açklar vc t^zen de açkteaz.
bu bizö bazen ular vc bazen dc ulaamast.
getiri lai^tm hadd-i /aimtfa ister
doru
Ulatmda ise, yanl
olsun, isler
olsun ha/.cn anlarken, ba/cn dc anlamayabiliriz,""™
Ayrca burada
u sebepleri dc
(luu ^nnttin onun nazarmda (s,a.v)'ücn
/ikrcdchiliriz: Fakihin Icrk eUijiî qI-
olmamas. Örnein. RcsÛlüllab mizaç vc âdet ü/cfc sâdr olan baz fiiller hakknda olmas teriî
gibi.
Yahul da onunla genel Allah'tan lebl^ veya
b^anlf
ondan. Yüce
bir Icrî kaslcdilmcyip akiiiç
Tetm «tnesi siau^ln
fj^.
yf^mlik.
tkvlet
veya hâkimlik sfatyla sâdr olmutur. Rcsûlûllah (.a.v)*n
^ hadlslcri^^ktou gt^: "Kim ölü
bir araziyi (ckip-biçcrck)
"Kim savata dümandan se. silâh
ic
birini öldürürse,
öldürdüü kimsenin
(cfoi-
vc digcro^alan glbt) selt^ onundur.""^' lakihlcr, bunlara
Müslim. Akdivc -
canlandnrsa, oras onundur-
li:nTeymiyyL.'.
^
(
[712):
benzer iadislcrin iladc
etlikleri
hükümlerde
Ebu Dilvud. Akdiyc 2Il^r()S)
Rcfri-Melâm.
M
(cl-Meklebt'tri-sIfmî b;sks. ikinci bask). Ahmcd t». Hanbcl. cl-Miisned, III. 303. 3()4; Tirmi/.î. Ahkâm (37S): Ebu Ö^ud. Haraç 35-37 (3073)'dç Saîd fe.- Zcyd (r.a.)'lan. Tirmi/.î. Ahkâm %% I.
M
TinteS. ha hadisin, ''tmm^^' sfâügMisa fe^fi«i^f; muUelckun aleyhtir: Buhârî. Far/u'l-Humus 18. Ahkâm 21. Mcazi 54; Müslim. Cihad 41 (175!). Ahmed b. Hunbd. el-Müsned, III. 114, 123.. tyO: Ebu Dâvud, Cihad 136 (2718)'daisc Encs b. Mâlik (r.a.)'tan.
(
1
379) de Câbir
Ebu
112
(r.a.)tan.
Kiitüdc (r.a.)'lan
hükmctii husasundaki ihUlajlurncUu
t^gjimbçrirni/in hangi sfatyla th%li^
0m ynlklanna
aii$MSl&îclir.-"
Bu
ise özel bir
bahisle ince-
B^^ bîr mâuföd)cftle ilesMe. m konuya tc^ar B-
lenmeye fiw^ta<^r. nccci/..
Bu
bu husustaki
nrcHCCiyi. hadisin dclaleileri ve
ihliiallîir
bal
aJ-
nit î^jkffKinz mtimkündür.
H. Sünnetin, Tasavvuf çin de Bîr Kaynak Sünnete dayanp tna tcrîdc \e
Olmas
hüküm i^ikarmada ikinci kaynak Qa-
rak itibar edenler sadece fakihlcr deildir.
Ünnclin bülön î'îikihlcr ic^rî
sünnelc
âlimlere,
kavna
ayn ekilde
ve bunlara
ihliyat;
olarak ve suflcr ise (lasavvufî) yönlendirmede
birinin
"Kuldeseâ"
\erdi) ve
sö^ü öyledir: "Sullyi "ahbcrunâ" (bize haber
Ihi/e lahdis
elli)
eklinde hadis
rivayeli ile
megul
ondan derhal u/.akla!"
tilurken görürsen birisi
de
dcmilir:
plfJbî
^%1^^xlfc^im YmâH dînfencyc (
vc^ bütün ilimlerden u/uklatran eden bir takm sO/ler nakledilmitir.
sünnet ilminden
olmadna iaret
Örnein, sunicrden
"Bu I^ye^ *^^ük muhaddis
gitmiyor g«3OTt^ «îmîlîntiî.
Yarale)*dan dinleyen kimse. AbdUHig^7.âk'lan hadis
nekie ne yapacak Bir
dayanmlardr,
dayanmlardr. fiililerden,
*Hal!âk
sünnete
bakas
ki?'
O
da^
dinie-
diye cevap vermitir."
öyla demitir:
smu/. Biz sc ifmimi/î
Diri olan ve
Yani mlar -kcil yoluylalekim onlardan kimileri
öyle
"Si/ ilmini^ei
ölmeyen
T^f>P ük^n^ ^rytfr-
(Allah)'lan alyörtz!"
ilmi direkt olarak Allai'lan alyorlar. Ni-
der:
"Kalbim bana Rabbimden haber verdi
ki..!"
Bu
sr>/Ier
Ve bcn/crlcri:
sulllerin
ne hepsi, ne «younluu ve ne de
muhakkikleri taralndan iCade edilmitir. Böyic hir sö/.ü söyleyenin en ^t;ü/.cl
na/ercli -Allame
Hu konud
hkân
ti
tk/:
uh
hn
Kayyim'in dc dedii gibi- ya cahillii mazur
VclyyulUh
ect-Dihlcvî, Hc:cclull:hi'l-Bâliga: (Karalî.)
eU
Tcmy/i'l-Feiâvâ unj'i-Ahkâm: clûl. cl-.slân AkîüclUn ve cria.
113
^lineti Anlamâdatntem
nlmas veya atahalnr
görülecek kudar cahil
iiçaf
eden
bir aiahatçt
olmasdr.""
lk
•
Sufilcrin,
Sünnete Sanimalan bazlannm, lûtap ve Sünnet ilmine
leri gelen suHlerdcn scimedîkldfîrri iddia gcten
bu yt)tdan
klm gömcmi/.dc aracak
kar
Kayym ta
Biz burada îbn
kitabnda mutedil
adlt
çkm insanlarn bir
durum
ilgili
ihliyat; his-
ddialarna
yoktur.
751/l350)'in
mem^u'a^^mn'^^^
u
büyük eyhlerden nacJmtii
"A-
mdecci/:
"Bu lopluluitt
Badâdî lar
(rh.a)
duda
îfedc gelen eyhlerinden
öyle
der:
"Bütün
halka tiapahdr.
Bu
larikallar.
Cüncyd
b.
Muhammed
el-
Rcsûl'ün rivayetlerine uyan-
hususla Kur'an' c/hcrlcmcycn vc hadis
yazmayan kimselere uyulmaz. Çünkü
bi/.im Ümimi/., Kitap vc Sünnetle
kayllandnimtr." Yine Cüncyd cl-Badâdî üylc
der:
"Bi/im bu yolumuz. Kitap vc
Sünnetteki esaslarla Ninrlandrlmur."
"Yapp etliklerini her an Kitap vc ölçmeyen. havâtr'"dan (kalbine düen ilham gibi eylerden)
Ehu Hafs Sünnetle
(rh.a)
dc öyle der:
kuttulanmayan kimseler,
erler
Ebu Süleyman ed-Dârânî
u
bime
divannda saylma/." (rh.a)
dc öyle der: "Ba/cn günlerce kal-
sul topluluj4n nüktelerine benzer
ancak ik
âdil
bir nüklc
düüyor
da,
onu
ahidin ahl1i|iyle kabul ediyorum: Onlar da, Kitap vc
Sünn^tk.^
"'"^
lahai: Inhi
\\'y/
co;n \e Unn ^criala aykr gibi
\c kuvvetli lecclMtoric kendilerinden ye^cn.
velilerin gayr-i illiyrtî söyledikleri sii/.lcrüir.
li
s()/lerin
çdgu.
piman
görünür.
Bu yü/det
Prol". lir.
Süleyman Uluda. Tasavvuf Terimleri Sflzlüü. Marilbt Yaynlan. sHm-
veliler, kendilerine geldiklerinde
olarak levbe ederler.
tbn f^^fyim. Sfe(#rKuVSâîikrfu H, 468 (es-Sanneiu>Mliamraedyye bâskia. tahk.
Bu
eyh Muhammed Hâmid el-Fkî).
kilap. bir heyet laratulan
Türkçe'ye (stanbul 1990) icreüme ediimiUr.
Ehu
Yczîd
^i-Bistâmî
(rh.a)
öylc
ise
scte
"Olu/,
(Jcr:
güçMr^g^-
nfcahcdedc"^^ huluhdutn. lim vc ilme uymaktan daha
medim." Yine Hbu Yc/îd cl-Bistâruî ncrüini slah etmesiyle
mehur
(rh.a) hir
u
dcüsnda
hi/mclçisinc. "Kalk.
adamt /Jyarei edelim" dcdu Mci*a4fö
doru vardklarnda o adam kbleye doru
tükünJU.
^CMt 1^
yâpt}|n
adama selam vermeden geri döndü vc 'Bu adam. ^s.aM'în ^îehlerinden hir cdehî bîc yapmazken, nas! olur
görünce) Ebu Yczîd o HesâlîîflaY
da
idtliu
eüiüi hu salihük hususundu kendisine üLvcniicbihr?' dedi.
Yine Ebu Yç/îd t;-Bis»ânî l^adnlan iuv;ulamulîiîm
(rh.a) (jyle der: "Yu):e
kmannay isW(^i
kcndinie. 'Rcsûlüllah (s.a.v) biic lah'tan
daha
dÖÖtrmtttÖtt. Semra kcjtdî
bunu slememi
iken.
bt^m
bunu Al-
Ama
istemcin nasl caiz olabilir?" dedim ve bunu islemedim.
Mnu
du\ arla
Allah'la% bm^>
Allah beni bundan kurlard. ()y\c
m kar;jilaln. aldn
tjj
kadnla
m yoksa
bir
cime/, hale gcldin."
Yine Ebu Yezîd cl-BislSmî yükselmeye varncaya dek
ki bir
^le
(rb.a)
«^«^tll
der "Bir adama, havada
kc-amellcr verildiini görsen^br
Mle
nir. yasak vo had cezalarnm korunmas vc eriatn yaanmas hususlarnda nasl da\
A^lfö^
randn
K
görmedikçe ona uymaym/,!"
tibu'UHavâjI (rh^aJ ise
and etfcn kîmscnin amcH Tasa\\Lir orhah
:^">yle
b'ivçok
hadis ihnindeki sernayelcnnin
/ayf ve
miinkcr"^'*
hadislerin
clc^lirilcbilir. Öyli' ki
a/.lndan ve
birbirinden ^irt ©inlediklerinden
"sahih'
ile
onlann onlarn
/ayl hadisi
dolay uydurma vc lusdsz hadisler
ktîltirlerine girmilir.
M(!c:hcdo: IslanTn
ck
uymaksiiçn
Intillr.""^'*
nc/dindc yaygnlk ka/amnas atksndan
onlarn
der: "Sünnete
hkM mMsc
iioIlti evleri nels-i emtnvvc vüklcvet>nlîî sa\a^nKikir\ Miicahedc: tuk\u sahibi olnak ^'in \c islikaniLi ü/crc ol-
isictliöi,
/ur
mak vc itUai yolunda virnnck ü/crc yaph, Ituna tore nUeaht:di.\ slam'n omirkrie \\m >larnk riay:l olnck vc kalbi lemi/ tulmak için nefsi di:siplin allna alma esasini* ^3^if. ft^f îîr, Söle^fi^ Ulmk, a-g.c. s, ['^
hn KayyiL
McdarLu's-Salikîn- Il.4fi4-46S
Miinkcr hadis: Kavinin muhalclctimfcn ^îckiUcrüi; laril
ediimilir
doan
bir îaytr hadis <^dMi!",
Çiidi
"
1
SOoni^Mmad? Yöntem ""
ite bu. onlann
oldukla
0i4fl^
fakihlcrin
I
-hir
I
.
.1
--
T
I
l
t
iT-
-
^MM
|i. f
j- .
.
noktaya kadar- ilim ehlinckm dier topluluklala
bir durumdur.
kendileri
.1
bile
Hatta
fakihlcrin
kitaplar
ve bizzat
korunamamtr. Niickim
hu durumdan
"rt^
Tahkik", "et~Tenkîh", "Nashu'r-Râye". "Telhîsu'I-Habîr" \e bunlar gibi Lahriç kitaplar
Burada
buna ianklk etmekledir.
hadisçilerc
düen önemli
g@rcv, bu topluluklarn kitaplann
makbul olan
tenkil sü/gccindcn geçirmeleri,
edilmeyen) hadislerden ve özellikle dc uydurma rinden ayrt etmeleridir.
Çünkü
birt;ok âlimin
-birtakm artlarla- vaaz, rekaik (kalbi
dis
merdud (kabul
hadisleri ile
asdsz olanlar
dc lx;irtlii
birbi-
gibi, /.ayf ha-
incelikler) ve benzeri konular-
da kabutcdilebilir.
le
(ö.
Hâfz Zcynuddîn el-Irakrnin (ö. 805/1402). mam Gazzâlî'nin .^05/1 III) *hyâu Ulfmrd-Dîn''^'"' adl kitab üzerine yapm oldu-
u
tahriç
çalmas
böyle bir
çalmadr. Hâfz Zcynuddîn
el-Irakî,
ümm iki ktapU tahriç etmitir^ "Büyük" olafu, heni^ daha bad(mmW' *IIN<âk^ &m\ /tyâ'ûn geçen hadisleri "büyük" vc "küçük" olmak
baslm
"eP-lhyâ' ie birlikte haiyesinde
ise,
Bamli'l-Es/ar" adl kitaptr. üphesiz
ki
bu
olan
kitap,
"ei'Munt
m
oldukça büyük bir
hizmet görmütür.
ksm suflcrin clciirilcbilccek yönleri dc hadis imamlar, hadiç^ini /^f ^rpjer veya "asl j^kâur" ya da "uydurma bir badîsBir
^ th*''
hih"
^seîer
bile,
görme
surUein böyle
îd«M^r. meVfm
idim. (mahlukat tarafmdan)
malar
için
bir hadisi
onlatdan
tannmak
kcf^' ve ilham ^k^h birisi,
istedim.
"Ben
Bu
'sa-
gizJi hir hattfte
sebepte beni tan-
maltlûkat yarattm"-^- eklindeki ("sözde"
bir
hadisi) I
( J
....
Bu eserin. TCirk;o"ye çeitli tercümeleri yaptUntif. Kef: Tasavvuf silahnda: dorudan ve aracsz Allah'tan alnan bilgidir. Bu bilgi, ya ilahî hilah iitmek ve dinlemek veya gayb âlemini görmek sureliyle elde edilir. Prof. Dr. Süleyman Uluda, ii.g.e. s. 310-31 lhan: Tasavvurjsulahtda; lejy. yoluyla kalbe gelen ii/cl bir anlam ve bilgi. Kalbe ktmaftlil^^lîk hissidir.
Düünmekle kazanlan
et-Tal3k suresinin sonunda yer alan
hrakmamakladr: "Allah, yedi
116
bir bilgi deildir. Prof. Dr. vSüleyman
Yüce Allah'n
u ayeti höyle bir habere ihtiyaç
kat g(^gü ve yerden hir
o kadarn yaratandr. Allah-
Sünnetin Önemi ve
öyle demitir: "Bu
"kudsi hadis" içerisinde getirip
mmUun
le hu.
Ömmclin
senedi ve metniyle
ölçüdür.
itam^Kjm
ilgili
Sâdk
icma
âlimlerinin
kü hadisin kabul veya reddi
sel bir
kef yönünden
'muAh' deilse hile. hizc güre
ile
Oluu
Delil
hadis, scncd biikjsahihtir!!"
reddedilmi
bir sözdür.
Çün-
âlimlerin koyduklar kriterler, hadisin
i(;in
konulara ö/.gü öMlcrdir.
kimseler ne/dindc bile
Ke^ac,
sadece kii-
keim dorulukludan emin
bu kei' crhub olduklarn iddia cttenl^inkine nasl
gfive^
kef iddiasyla Allah r/m vermedi^ haldc^ din k^mun^ l^n^@rte gte Im^m MMh*m Immm kldm heltl, heiai kldrithttfamkMartft. Bger hu kap a%ilii^, tasanlar
nilebilirî?
Nitekim
tabii
mam Muhammcd bn
lâkihlcrden
öyle demitir: "snâd dindendir.
îrîn
Eer isnâd olmasayd,
(ö.
1
10/728)
dileyen diledii-
ni söylerdi."-**'^
eyh
Kbu'I-Hasen c-a/clî
kciRe yanllardan korunma bi/.e
(ö.
654/1256)
ise
garanlisi verilmedi.
aneak Kiiap ve Sünnei hakknda
öyle
çn
der: "Bi/.im
Bu korunma
garantisi
verildi."
I
L Sünnet, slâmî Hayat çin Detayl Bir Metot Çizer •
Sünnet. Nebî
Müslüman
ferdin,
(s.a.v)'in sö/lcri, Hillcri. takrirleri
Müslüman
ailenin.
Müslüman dçvlcut:k blûmî haym •
is^io
ve slattanyla;
Müslüman toplumun hayal ve
"«Mayii bir melal" is^crmektcdir.
kur*an'hlCerîm. genel kurallar
ile külli
prensipler
bif
^f^m çizer ve gerekli eûî^'î h0kQn^^ fsam Örnekler
ler
ortaya koyar.
koy^^ genci
Sünnet ise. Kur'an- Kcrim'in mücmel (mânas kapal) olanna detayl a^klama geiirir. müphemini atmklar ve yönlendirme atksndan uygulamal örnek-
111
her
lalt'n
eye
kadir
uklyuu
ve Allah'n her
eyi
ilitnle
kualün
içerir.
biincnb ^-n Al-
emri bunlar arasmla iner durur" (cl-Tulâk. 65/12).
Ciirüldiiil ii/crc âyel.
nahlCkatn
ymul^ gayesini.
Tm ^pmt&dt^ öHrak belirlemekledir. S» ö^^mm i<^R hfcz: Alîj^'y'Vfâ
m
Sclâü. el-Makâsd'l-Hüscne.
s.
TeynNve. r.hâdîsu'l-Kssâs.
(.^1:
'let>î/.s
Allah'n isirlerini \e slalla-
t^^I^N^'î-Mcrtta.
M7: Mlûnt Kcli"l-Ham\
II,
tmy,
sfe
|bn
s,
Suyûlh Lt-Diiren (BÖ): Ibnu'd-lîiyba'.
ot-
122: Kermî. el-revâlU. (K() v-l
Müslim. Mukaddime ^
117
Sünneti Anlamada Yentem
Yani Kur'an anayasa konumunda. Sünnet
onu açklayr|i ^nm-
îsc
layan kanun vc yöncimciiklcr konumundadr.
Bu
sebepledir
ki
siinnciic:
Resûllerine. Ahirei gününe,
Yüce
Allah'a, meleklerine, kiiaplanna.
hayr vc crriylc kadere imann
lal'silaint
da
hulmaklay/..
Mükcllcncnn r)lümündon sonra kahirlerinde
•
karlaaca
sorgu
vc imlihiindan itibaren, nimcücr. a/.ap. dirilme vc yeniden verilen haya-
ln korkun; yönleri, büyük claatlcki durum, amc! denerinin
ilahi
huu
hesap ve
alnp açlmasumiif^nlarn konulmas.
siîmiMJ
i/.lcycn
kurulmas,
Ai^bUn todi.sinc tiM^imlere: ccnneue hiçbir gü/ün gdrmcdii,
kuM^ ^&fEi@(fip
ve manevî a/ap (.eilien
knda
^teK^^@e^
ve hî^Hr insann kalbine (hatnnal
Tnetter fta/îrîîOTiastndan. kendîsinc isyan edenlere ise
hiçbir
cehennemde
ni-
hissî
tu/rlanasna kadar hülün Bcr/ah hayal hak-
sünnci âdeta gö/lc görmü»;esinc detayl bilgiler vermitir.
Müslümanlar, gayb veya "scmlyyât" (Ajlah vc RcsÛlü (,a.v)'în hahcrtet^fte)
^ nlmîd He
îfgili
hm^T konulüitb olduu
(s.a.v)'dcn sahil olan sünnetlerle delil getirme
Hevasndan konumayan vc ma^^um
hMim
'mhih'
akaid
IsSer
îte ilgili
inanmas da htilaf
edenin kâfir
m;
aUluu
k^m^; ile 11^11 olsun, onun l^l^to nanm her Müslüman^ hadisin
kanaaline
olsun, ister amel
ise
ancak slâm'a giren herkesin inanmas istenen vc inkâr
olacana hükmedilen
akaid esaslar hakkndadr.
olmu
hu sebepledir
ki.
todundan aynidkiarna Ehl-i
Sünnai Câ^fmdan
konuîan •
irtkâr
vc
Ehi-i Sünnetin
vp.
çounluu;
ic'vil
çsasla-
gölürmcycn
me-
hükmamiierse
d^
bidatlere dütüklerine
\sahih' hadîslerle tespit
etmelerine
Mule/ilc. Hariciler
gü/elliklc lâbi olan kimselerin
edilmi akaîd
ile ilgiif
^men onlar tekfir ctmcmîterc^.
Yine sünnette: namaz, zekât, oruç ve hac
malarn özünü
118
kai'i
Bu
bir nassla tespit cdilncsi gerekir.
dier frkalarn, sahabe ve onlara
ha/-i
olan Nebî ls.a.v)"dcn gelen bir
Kyflan ve müicvalir sünnet gibi. delâletleri
te
ihtilaf ctmc/lcr.
gerekir.
kctîin olarak sabit
ve
hususunda
gibi Rcsölüllah
temsil eden dört
büyük
gibi
dinî uygula-
ibadetin tafsilatn bulmaktayz.
'
Sünnetin Cnemî ve Delil Oluu
Bunlar
kesin lar/ olsun; günlük
isler
umî^u
he
her yi vc her üründen vcrilmo»)
vc
/.an orucif
bir yol
vc
ccincfc
ister
vakit lar/.
Cuma
nama/, her halla
&lm /jekH*
bulup güeö yetene Ömründe
her yl
Rm-
bir defa Kâbc'yi hae-
bunlara ih^ssten nafile ibadetler olsun, sünnet bunla-
nn hepsinin lr^Vîhrtm ortaya koymutur. Örnein: namaz
Mümlerinin va bahiarun Im^ok
lîîHUU/la il^iil
Hmm
gdriirü/.
mcstter üzerine
mn.
iincesi
yapla
/aman. sünnetin
mmnn
mesh ctfiK;k*..^M Wr^fc^^(ste beratefftî^i ve htamiâ, Vîfkîtlerî. rckU saytlan. nasl
nmm
yupilaeaklan. ikünlcri. siinncllcri vc t)nu b>/an îjeylerin
hunlann
lav. olan türleriyle: revalib sünnetler
olanlar
ve
olduunu teyemmüm,
hadisle dolu
temizlik» ahdcsi. gusül.
mmm
krnm.
baktm/
bir far/ ibadeie
kalkp
geceleri
ibadcllc
ile"'^"'
açklanmas,
viir gibi
geirmek, kuluk
mückked
nama/
gibi
niickked olmayan sünnet türlerinin açklunmas. yine t>nlyrda« (»îSSlle
UUnanlar
klmmîî^lm'it* Bîiyram nama/lan |h senede
ile
bir
veya ik
güne luUlmas. yamur ikileme gibi te lariht istihare nama/ gibi özel sebepler dolaysyla klman na-
üela edil edilenlerin, sebepler veya
ma/larn açklanmasna ^aflf
katlar hepsinin
detay sünnette yer almakladr.
yoinc getirildikten sonra taunlar dnda clnck anucyla yaplan ila\e ihüJelc denir. Naille naina/lar
naitm/.: lar/ vc vacip olan iladci
Uîiln» lî»/la
scvab
cltlc
Hkvtsk ikiye iiyt l r;
Rfvatib Sünnetler: Bir vakti bafc« ifâfile^ naiîS^m ^€«lr» femtâf. bclfi hir li/cn \l- i-rii]: içerisinde be \aKit nana/f:rla birlikle kdndg için bn ckild*?' adliHKrtlntn-. lînlann ba/dan miiekketl \l' ba/lan da tayr- miiekkcd sünneliir. 1.
Hanelilere
ürc
sinnei-i miiekked olan naille nama/lar
nüekkcd
ksaca "KÜnnet"
diye. ^^ayr-i
olanlar ise müslehab" ya da ncndub diye aüiandnimir. Sabah, oyli.va%Mîu eutmttrtt »îüâîâf/nn sünneller ile valsnn son .siinncli müekkcü sünnettir,
feiimtyaift
mückked
'
ayn^ vam tama/mdim lii
'
'
tmdeiKir. îkindi
attm klnan t^vih
nama/mn
sünneti
ile
yats
tm^m
nama/mm
#
sünnct-i
ilk sünneti
hi
gaM-i [nickkeddi, 2.
denir,
lU'îiâib Sünnetler: l-îunlar.
Kcvatib sünneller
dnda
kakn dier
naille
namazlara
H/. Pevüanber'in uvizalanalanna dayandarak belirli zamanlarda
veya baz vesilelerle ya da kiinin kendi isteiyle liertiangi bir zamanda Allah'a yakmlüm^ suvab fcaanmak amacyla klman nma/lardr. Bunlar, gönüllü i^as* tes^fiiintlcn klnd| *^tmmt namadar** (gönüllü namazlar veya ar/tv^. bal namazlar) olarak adhtndmlr. Tciocl^ lonMuk (duha>. üvvabin, iahiyyctn'i-meseid. abdestten sonra klnan namaz, ynleulua çkla ve yolculuklan dönüle kdnan nama/, hace namaz, istihare namaz. Icvbe nama/4. iC'^ih na-
m
^
ma/. yamur isleme namaz, kusul ve hüsul namaz
jihi.
119
SÖmeti Anlamada Yöntem
maHann ti»
tie:j^man ve kîmlefc
Ayn
eyler oruç^
te sünnet Bu
ftenlduuna açklama
detler,
bunlarn hepsinin hükümlerini d^f^f olarak tek tek or-
ki
yaklak dörtle
bir
Cöm** adl eserini
olduunu
Yine sünnetle, detayl
i(;in
O
Kuran okuma
f^ft
zdd
ektde
bir
ahlâk
ki:
olanlar da
da.
**el-
ahlâknn yönleiKfTme-
\Mft\
Allah. Resulü ls.a.v)'i bu ahlâk tafaziletli bir
ahlâk"
'insanî
davranlar
olan
ile ilgili
ile bitirmitir."*^^'
hayaln ancak kendi-
i(;crmcktedir.
hmu^ îmnnt ubel^lmlau, mtainksm
onun
ibâ-
bize gösterir. Nitekim Buhârî
göndermitir. Bu ahlak,
gcr(;cklcccci
siyle
dualar vc
böylesi bir hadis
crini de bulmaklayz.
bu
bunlar da ibadetlerden bir bölümdür- sünne-
ki
onlarla nc kadar dolu
mamlamak
kaplamak-
bir yer
kadar yet tutmaktadr
zikirler,
eklediimizde -üphesiz
•
oldukça büyük
Bühârî'nin "el-Câmiu'sSahîh"]^"^ gibi bir kilapia
Bunlara birde,
lik.
getirdiini görürüz.
hm V@ umre için de oylçnileçekUr.
ibâdetler, sünnet kitaplarnda
Öyle
ladr.
net
farz olân miktarlam, zekâr
koymutur.
taya
tin
bitinte verilmesi
ni^taplanna vc her
Nitekim
sün-
Ayarken,
faziletlerinden
mûnalkltk alâmetlerinden ve münafk-
miIlfkksM^ ^ymakiatfif. Ba
doruluk,
ll^rfî
cömertlik, ccsuriuk. vefakârlk, hây^. incelik,
güzel davranma, alçak gönüllülük, sabr, öllte
acma,
annda
güvcnit*-
adalet, iyi vc
sakin davranma.
gü(;lülük halinde alTcdcbilnc. ana-babaya iyilik etme. akrabalarla ilikileri
devam
komuya
ettirme,
ikr4m etme. yctjmû
düküo
lulîvîeyi
vc
yolda kalm kiiyi gözetme gib birçok faziletlerden olumaktadr
slâm ahlâk, dircbilcccimz
Hlâr in
ruhsal hayal (Ju^iluran "Rabbani ahlâk" diye isimle-
u
içermekledir:
faziletleri
"el-Cânî'sSaiîh"
;kIIi
JfaAfAi Y-JStf/^/f " îKy lüinuhlasur
SubHmaOâhn-azîm"
(Altah
Î20
5X.
Ayrca
bkz:
Bhâri
Ona
lürarmdan "SafretH'l-Kârî bi htsâri
yap Imlr.
icsMSt ve hafflstbdcfttt.
etlerini) so/ii: dile hiilf. iTii/aiK:
TcvhK
eseri
Yüce Allah' sevme.
aör ve
Dccivâl
6.S,
Büyük nlan
Ralniiin'; sevgili
Eynan
19;
iki
AlW tt^ffi
kelimedir" (Buhârî.
Müslim. Zikr^l (2694)
).
'
Sünnetin Önemi ve
kar
ytinclmc. O'na icvckkül cime, O'na
olma. rahmelini
ihlâsii
hükmüne nzu göstermi^
it/^hndan ki}rkma;
O'nun dosilann
ol
dümanlann düman
dost.
çokmc. insanlarn yanndaki dünvalk
kalndaki ecir ve
la/iletlere
rahel
Oluu
umma,
yeilli muHbcUeFe^imtihii-
MiiH sabretme, nimcilcrine ükretme. Allah için sevip ritîîc.
Delil
gibi
AUtt i^in^Ng/
edinme. Iaramlardan
eylerden kut,'mp AÜah
eline gibi tasavvur
erbabndan sadk
ulan kimselerin (i/en gösterdii ahlâk ve makaralara kadar daha birçok
mW
H^si (itimakladr. Bu iiüicUîr^s
"T^ynf.
ite bu
ahlây^an
hosuskrdîî seni kim gcJtîrirsc, tasavvufla
senm CT-
Yine ayn ekilde sünnette. Müslüman kiinin günlük hayatyla
• ilgili
§4wte *temi§lcrdir:
slâmî edeplerin larsilaln da hulmakiay/.. siâm ümmetinin
ortak
/cvk vc ortak edebi bunlardan olumaktadr.
Bu edepler eve girmek
ise:
yenc-içmc. olurma-yürüme, selamlama,
i/in isteme.
i(;in
Liyuma-uyanma. giyim-kuam.
susma, toplanma ve ayrlma
âdab phi
«yeilli
edeple
ilgili
ziyaret.
ktmuma hususlar
vo i-
^ermckledir.
Ömein, Müslüman liyie
yer ve
Allah'a
i(,'er.
hamd
AfBt
î!(*ftrti?î.
önünden
yer.
an
bir
fte^^ sün»^«u Müslüman'» ^alük j^iiiB*^ hakekilde bcfîrlcnfl% ;to5^k edepler ortaya
MOsTÖrnsm ttîpltmu.
^er iofrîumteffdan
larn nrtak âdetleri hu edeplerden
liina
ferde,
la^^Uracak
Ikm
bams/, bir kiilii dc
gelir.
^sn MSslöît^n-
Yine hu edepler. Müs-
zar, hffrudft $^v»^{fi
zor-
kazandrmakladr.'^*'^
Müslüman Muhammcd Eiscd'in '*cl-Islâm kil;hnda kdmyla ilgili kymetli bir bcHüm vardr- Ya-
sc;cn A\uslryal
alâ \fijientki*t'Tânk^ 'A\\
biami
h£f;f^mtfdrî
mmA, MmHimmm ki^^mto ^
wMn
salam Wr
timt ^M^Ree v^rçcvcsindc açiklamur. YiB^ ö/güriik çgrlkanlanna cevap vmcklcdir. Çünkîi ö/gürlîik ^grlkanlan
Usittnl^iîdckî roKinl htmunlii
meydana
ayrt
ko^munu
görünüte ve tecrübede hakalaruca asimile edilmeyi
ayrt edici
llidyclu rrip
Yüce Allah'm ismiyle yer-içcr. sa cyeme/, yemeini yedikten sonra da
eder.
^dy@
knda dcJi^h
bir kii.
hyfii. "fnsiinn
s;
s£>I
cliylr yenesini \c
ksnin
site
veya MTa iîcclik vcmie^
sinin nc deleri var ki!" diyorlar. Allah onlara hidayci versin.
121
SlnnetiAnlamaEdaYdRteff)
Yîne ayn ekilde süntK^lc;
kurulmas
^\\\\ ddayl
için
aile
hayatnn salam
bir temet Ü/^rine
bulmaktayz: Kantoca arasndaki
bilgiler
devamnn salanmas,
ilikilerin lO/cnIcnmesi, ailenin
kar ailenin korunmas, muhala/as yönellilmesi, uyumazlk ve boanma meydana
bozacak ve y-
kacak etkenlere
i^ln gerekli vesile-
lere
geldiinde her
tarata gereken eyler...
clc^ m gü/cl bir ekilde sc<;il-
Yine sünnette;
mcsine. dünürlük ve hükümlerine, cvülik ve âdabna,
üzeHpdGk h^^lm-^J^
k»nm hanm
hffeîîmlCs, (Wrtn«f
da
ikinri
iki
kadnm
kocast
üzerindeki haklarna: b<î!^Bi«öâm1
boanmadan
iddcl."^^ ilâ."^' /.har^'^' ve nafakalara,
sonra evlilie) geri dönme,
çocuklarn annc-baba üzerindeki
haklan, annc-babann gocuklar ü/erindeki haklar, cvicnilmcsi haram
olanlarn haklan, baha laratndan akrabalarna
hukuku"
kar
haklan...
"Aile
"Ahval-i ahsiyyc" ya
da "slâm eriaU" denilen dier haklara kadar hepsine çok önem verdiim giirürüz. Yine ayn ekilde sünncilc: Müslümanlar arasnda veya Müslümanlann birbirleriyle olan muamelâl ve sosyal ilikilerle
bulmaklayz. "Muamelâl"
ve me.
ve
liearî
ufa."'' vâkf,
mn
vafiiyci.
kümlerde olduu
lkhnm dayanm olduu
mH)i\s^^ kira. emanet.
had eezalar,
kiKa.s!^B*>
ilgili
birçok
al-vcri,
Wal^,
hüküm
hib*^ borç
havale, R^te,
f^îtliklcr ve benzeri hü-
gibi.
Yine sünncilc; yönetim, malî. yarg ve
ben/.eri ilerde, yönelenler
yönciilenler arasndaki ilikileri düzenleyen hükümler vardr.
ile
te
lamlulan "Yolamt Ayrl Noktasnda /.v/a/H"üd>la (simhul 1982) iürkçc yc ka/andrlmijir. dilei: Hr erkein veyu kadnn evlilik sona erdikten sonra helli hir süre bakasyla evlcnmcyip beklensîde htth»}aatandr. hWL ikiye aynlr I, Eft^Hn iddeti (ddct~i \m\l % ^^m)mam&C\ i\ââ>M ntiâtn. lâ": KcK'ann eiyle t insel least yemin, adak veya bir ana haglyarak. helrll voya helirsi/ hir süre kentlisini bndan nenelmesi anlamnda hir Isirui hukuku terimidir. Yemin ederken .süre belirlenirse, bunun en a/ diîr ay ulma.M gereklidir. (MhanitiL-d
fîscd'in
hu kitab. Mayrcdtiin Kiiranan
)
^
'
Ktnuyla '
^
ilgili
Kur'an- Kerîm ayeti
Zhîir: Kir kimsenin
fifae îsc:.
i(;in
"sen bana
bk/: Bakara. 2/22f-227
anamn
.srl gibisin" diyerek,
onu kendisine
|ftil%M^^ ^JB S^afimâk^il^^ etmek »nlîtmmifBmd^ir.T^in »krjk
satlm
olan bir akan
k Imaks/n sal 122
karsna
belli
artlar dahilinde müteri veya bayiin
Uyan ü/crinden üçüncü
bir
r/asna
ba-
ahsn cebren temellük etmesine denir.
MMin önemi 'm-Siyâsettr-er'^^*\ ••0'Bmvâr\c
r k^mt^
hu
Olu$u
el-Harâc'' vc hcn/cri kilapJa-
barla vc
iliîjkileriiiin
i,vr(;evesini
"CiMad" lkin
Uu.
{;\/.cn
levlelier arsntlaki ilikileri ile
hükümler de
\mW i^sym
Müslüman DÎnayanlann
al
kurilmulr.
"S'yer" veya
^le
vardu-.
slâm Âlimi AhmcU
Hindisiynl
ismiffe bilinen
dier
rX'\leti ile
savakta Müsiiinunlar
(lii/onlcyen.
Vcliyuilah Dihlcvî b.
Abdurrahîm
(ti
mtteeefiMm^Hâliii'^''^ adl csi/ kiabmda sünnetin
Mtün vönlcrinn srlarn
at;tkl:maya ö/cn tîöslermur.'
Sünnetin Getirdii
i.
Delil
tür hükümlerdir.
Yine sünnette. slâm
nWÎ7ra
ve
"
atsilatn Miktar,
l
Konulara Göre Farkllk Arx Eder Zikretligini/ bütün
avn miktarda lâllaki Liih
deildir.
bu yönlerde,
Oneüin.
deildir. Yine aile
olduu
gelirmi
stlnnelin
nuane-
ihâdeiler hususundaki lalsilal.
ile ilüili
ilerdeki
lalsilal da,
lalsilal
devlel ileri
gibi deildir.
nsan hayaimn (*/Ö sabitlik \e
gibi
leri
olduu
lalsilal
daha
îbâ^lcr, ahlûk. edepler ve
île ilgili
devamllk
aklr.
aile
mesele-
o/ellii olan ilerde, sünnetin getirmi
Böylelikle insanlarn hevalur. bu tür ilerle
«yalanp elenmesin ve her an
deiim
riizgârlarnnn esintisine
kaplma-
sn.
Wmel1m. -siyaset, yarg, açk ise
iefâ
ve ftöni^ ilerde olduu
ve elasiikilik (i/ellii olan ilerde sünnetin getirmi
bo
daha a/dr. Bu hususlardaki
sanlar.
alan.
gibi
dciirnt
olduu
lalsilal
daha büyüktür. Böylelikle
Allah'n kendilerine genilik verdii ve hiçbir güçlük
in-
klmad
bu konularda, onlar sklrabilccçk herhangi bir suretle ve uygulamalarla
/orunlu
kdnra
lendirdii alamhT. nc>i helâl
olmasmlar.
Bu
klmsa
Bu
eser:
o helâl ve neyi dc bir
ey
Mchmci Erdoan tarafudun chkik
ise
Nebî
tovf n
"afi^^ dij^c isim-
Hususta i*1yfc bir hadis gelmitir: "Allah kitabnda
O'nun sükût edip herhangi
Kil cSer.
Bu
cdiIniL-si.
haram
klmsa
söylemedikleri
o da haramdr.
ise "-aj
(alan) "(\r.
Tiirkçc"yL'(îst;tnbl 10'M)tercümc edilmitir.
mlislcrin lahrici. k;pat olan kelimelerin açklunmasi
gibi hi/mct edilmesi gereken kilaplann en onemlilcridcndir.
123
SitnHl AnldiiMdi Yöntem
bu
Oylcyjtc Allal'n
'^qflyeUm'*
(hogöra ve 9crle»t br«MiI«^) Allah bl^fr eyi unütmaz.*' Daha
0*ndan kabul edinil ttilcaliz sonra Ncbî (s.a.vî "Rabbin unutkan deildir""* âyetini okudu .
J^'
Meryem. 1^/64 Hfkim. cl-Müsiedrek. bu httlisin -sahih'
II.
4{)6'de Ebu'd-I)erdâ* (r.a.)'tan rivayci ctmilir.
olduunu
Hâkim,
#
Bîh^^î dc (H. 375)'dc hadisin 'sal^* da^ gOnitiac kîtttnunf. Hcyj^mî d^. Ma:mau'z-Zevâid. I. ITI**!^ fcft k;\deiTi^lir. Iîe//âr ve Tahennî de "el-M'ccnu'l-Kchîr"dc bit hadisi rvayel erni!;.!!!. Hadisin senedi, hascndir. Kavileri, sika kimselerdir. Yukarda geçen âyci ise. Meryem. l9/(a tiir. 124.
ftçlîrt^^it.
Sünnet-Kur'an likisi
3.
tr'a/M Kerim,
Ku
an'n at^klaycsdr.
^ kayna iilur.
ve
lÎLinLin
^üveneesidir. sünncie.
it^in
ksm,
tevatürle vc
büyük (younluu
hudisi vc gerekse
nein, koeanm
ve
evlilikien ümidini
.^irmtOT kü<çük hamile olmayan Kur*
hanmndan
Dnu^ar.
RaiU Hülilcto «^üornlac, te-
m'l Nr iiM^göö mm, Kut^^t*^ arantaei#m. bulunmasa bu tJefa sflftncte haklacaan üslermeklcdir. aneak, Kur'an'da dclfdeli
Çünkü sünnetin
ise Tlu'd haberlerle sahil
haogj
hay/dan \c
ikinci
Çünkü a(;klamimin mertebesi. a»;klananian Zia Kaf^îi'm lamam, hiç üphe edilmeyecek Nr ekilde
Gerek Muâ/
Bu
slâm'n
ise
gelir.
kesin tevatürle sabit olmt^tüf. SüiîHöl îse hîîyle cfeptfrr. bir
Sünnet
olarak ilibar edilmi^iiir. SünÇLÜfl mertehosi. Kur'an'n
mcrichcsindcn sonra
«ra
cialn esas
açk
Kur*an*da
olan hükümlerde ht'yle tkr. Ör-
hannm
da ki)easmdan
kesmi kaUn
ile
henüz
alaca
miras,
crgcftlik
k/n boanmton hatifi^ iddcUcri. kocas ölen Caka hanmn iddcli vc benzeri hMKar. Eer bu lür basuslar
aWa açkça
ifadö edilmiyorsa,
o /aman sünnete bavurulur. Çünkü
sünnet, hükümleri atmklar ve detaylarn verir.
dan akrabalarn miras, kocas
ölmü
hamile
Ninenin ve baha laraln-
kadnn
iddcli ve bçn/eri
hususlar buna örnektir.
Sünnet kitaplarn doldumn Hu feâ#toe
Mmn \m Mmsc. onlarn üç 125
Herhangi
1.
W
detay vc
agklama cklemcksi/.in, Kur'an'n ^ctircli
hükümleri destekleyen vc pekitiren hadisler: Örnein, anne-habaya
t^arp onlara kar asi olmaktan sakndran, akraba ilikisürdürmeye t^anp Ii:?kileri kopanaklan sakndran, kmuya
yilik etmeye lerini
çarp on
ikram cimcyc
duu
gibi.
Dorusu bu
rahats/,
Tcrîb (tevik cime) vc il'udc
ol-
olduu
hü-
hadisler daha çok. Kur'an'n gelirmi
kümleri onaylayp pekitirmekten
kssulun
etmekten sakndran hadislerde
baka bir ey gelirmi deildir.
lerhîb (korkulma), mcv'iza
eden hadislerden
çou
hu
ksnu
a*;kU^an ha^isicn Buda,
2. Kur'an'
Mücntc'Vm
tafsili.^
^
Örnein,
her gün
girer.
Kur'au'tto
umumu tahsis, ya da mutlak lakyid etmesi
ya
açklanmas
Bütün bunlar. Yüce Allah'n
n/"~''^
gihi.
eklindeki buyruu
için birer
<îiöerwi
vc nama/.n nasl
khnaeann
"Namaz dosdoru kU-
açklama saylr.
Yine zekâtn nisaplar, /ckâl verilecek mallarn neler olduu, mesi
l'ar/
boyam
ulan
da.
mikUiar
ia'sij,
klnaeak narna/n miklarnn,
saysnn
olduunun
fci
ve ben/eri ekilde öluf.
vakitlerinin, rekâl
ne
(Öüt verme) ve
\e /ekâim ne
Yüce Allah'n "Zekât da
/aman
lar/
verini/""
olaca
gibi
veril-
hususlarn
buyruunun açklanma-
sdîr.
Benyer eyler oruç. hm, h^^^m\WFt^ af-v^% fOl^lJmEl
^mt'/^-
hususlarda da s(iylenüblir.
ri
Umumun tur""*^'
Tahsisi."^^
zaman eer
bir
Yani Kur':n'd:t
\'-B;k;in.
2/4.1
el-Hakara.
2/4."^
^
'
(s.a.v)'in "Katile
miras yok-
ladisi gibi.
Mmfaim
'
Örnein. Ncbî
Örnein, Yüce AHah*m
'•BMnîsse ölBm geldii
mal btrakacaksii. anneye, babaya, yakn akrabalara uygun
k
kapal ifadulcn: sünnetin açkhk ve detay getirmesi.
Sünnetin Kur'un'duki genel bir iradenin
kupsamndun ha/lann. hükmün
dmda
llm^u Vtsc! bir durum vermfâi. '
'
TirnM*^ Ferâiz 17 (2109): hn MScc. »iyâl 14 (2645). Fc^z 8 Hüreyrc (r.a.)'tan. Oârimî. Ferâiz 41 (3078>'de Ali (r.a.)"lan. Kuylsi7. artl/, hir
126
hükme .sünnetin
belli .snrlar gclirmejii.
(27Wde Ebu
KiT'iin li'^kis
^i'r'''''t
hir
hiçimde vasiyci cimck. Alkh'lan korkanlar ü/crino hir horviur"
ayelindcki mullak vasiyete Nchî (s.a.v)'in "üt;tc
biri
vasiyci cL butmügU:-
lirgok hile" (nulicrckun alcyl)*^'* liatlisiylc üçle hir
lniKsinüc olduu 3.
nama/
lakal
omn
tmnndîi snr
gC-
gibi.
ey
Kur'an'm kabul veya rcddcimcyip herhangi hir
hir hususla yeni
"
hüküm
getiren hadisler.
ka/a cime/""'"' hadisi
gihi.
söylemedii
"Hay/. kadn orucu Yine kiinin
ka/.a eder,
hanmmn
ü/crinc
nikâhlamasmn haram klnmas, nine vc haha larulndan akrahalarma düecek miras. vuTa ile ilgili hükümler. iL-sL-[(lc duluy c\lcnihne>'i lunan olanlarn sül emmeden dolay da hala veya icy/csini dc
haram olmas,
evcil eeklerin, her lürlü yn'Uc-pengeli hayvanlar ile
lc-tnnakl kularn
hem
hem
erkeklere ve
m ijTcin
ellerinin
gümü
haram klnmas, alln ve
klnmas,
dc kadnlara haram
kaplarn
/iyncl olarak alln
sadece erkeklere haram kHnjTms. kabirlari
ise
yr-
m^^U e4inmc-
do\mc yapana vc yaptrana, saç cklcicn vc ekleyene, tea^ sâm vc aldrana vc benzeri eylere lânci edilmesi
nin vasakUttHîas. ^iîifiell^tfTKJk tf^n
ve bunlardan
N^j |*3ek
geta ^îid>vlwieki
ile
(s,a.^l"e
iliiai
de dedii ghi.
çelime/. Çünkü hunlar
konulmu
ortaya
ilk
birer le^ri (yasama)dir.
kaj^ ^cJiKk
cMiJck lar/
Yâim/ bu husus,
h üçüncü ksm hiçbir ekil-
olarak Nchi Is.a.v)
itaat
ise
haramdn
i^^lmcsi dcn^k decdHtt^ îyrörttrtiîl mim
sünnetin. Kur'an'n öntinc
hr anlam kalma/
ve O'na mahsus olan
'Kurana /ivade olarak
uygun olan hususlarda lar/dr' bir ilaal
itaat
etmi
olur""*"'^
iiaal
hükümlerde
olunmazsa. O'na
dümü dctzil
ilenilecek olursa orada, O'na
olur.
de.
O'na
Kur'an'a
mahsus
(i/.ei
buyurmakladr.
MMm. «ytâ T#î tmt^ Al^ttah AMj fr.a,f
licn/iT lat/la hk/:
Bulul Ihy/
104 CfO. 2(3): Tirni/Î. "rjlCrci
bn
ijclirdiüi
iiaa!
bulunma/. Nilekin \üce Allah. "Ucsûlc itaat eden, Allah'a
UuhSrî. Vcsâyi
64;
larafndan
Dolaysyla bu konularda Nchî
0\k. Blîsfcls bu. Altathii Rtj^lÖ <3»4.^ )^ iiaai ucrnek tlcmeklir. Kâcr Nehî (s.a.v)'c bu ksmda ilaalin
konularnda
hUlfömlei'de oldugLi gihi.
hn Kayyin'i
Allane de Kuran
5«enî
ibadetler ve gerekse muatcleler
\1;Vc.
"l
ahûrci
I
\'>
(6.^1
»;
20: Miislin.
Hay/ h?
llhu Dâviid.
')7 {1,^0!.
S:\n
Ahmcd
llanhcl. VI. 2.11-2.^2
b.
'6K (7S7):
Tahârd
Ncsfî. Hixy/ 17. S;ivm
127
Âlimlerden ba/lan. bunu. sOnn^in yasamada KuKan'dan müstakil
oluu eklinde görmemiler, kaideleri altna
Kur'an'a
ar/,
sokma vc
etmilerdir.
aksine Kur'an'n
hükmüne kyas veya onun
bcn/.cri hususlar gihi herhangi
Örnein, kiinin,
de nikâhlamasnn haram
kimmas;
hannmn
hr
cihcllc
onu
hala veya ley/esini
sadeec Kur'iin'n /jkiççi^i
kardei tek nikâh akma almann haram kümmasndan
yaplm
iki
kz
bir
k-
ystsuf.
Yine annenin olmamas halinde nineye miras verilmesi, ninenin anneye kyas edilmesi sebebiyledir.
Yrte, pcn<^ l^^an
m k^ann ^ilm&iMntn haram klnmam
Yüce AUah'm *»0 (Nebt), onlara ^f^ ^erî* haram kapsam içcrlshc fta*. Altm ve
olduu
gümü
kaplarn haram
kimmas
lise
ktlar"^"** âyetinin
da. Kur'an'm
kötülcmi
lüks vc konforlu hayalm içerisine girer.
u
Yalnz burada Önemlî öÎoti htsus vardr: Âlimlerin hepsi, sünnetin baz eyleri helâl, baz eyleri haram klabileeei. ba/. hususlar Tarz klabilecei, ba/. eyleri ise devre brakabilecei görüünde birlemilerdir. Buna ister, bazlarnn açkga ifade etlikleri gibi sünnete
d
Kur'£ia'4an Jiüsiakil gibi
bir
yasama .dcniisio v&
ona müstakil denmesin, netice "Kttr*»!! Variuat
Bu
iitbariyle
islerse tüerlcrinin
yapt
durum ayradr.*^^
Mnn^ tltîyaç Yökttr^ fddto
söylcnilcnJcrin hepsi
blmmu ^k^ orta^ l^ymakuuir: B^i
Yüce AUah'm "Biz sana Kitab ll«r jffçifct^...olarak Mrâik"'^*" %^te dayanarak iddia etlikleri 'Kur'aa varken sMnnete insanlarn.
ihtiyaç yöktur* id£k$, bizzat Kur'an'm da reddettii bâtl
Çünkü Kur an, "Sana da
zikri
(KurW)
indirdik
ki,
ddiadr. kendilerine
7/157 Bkz. Mustafa es-Sbâî, es-Sünnciü vc Mckânetuhâ IT-Teriî'l-sirmî,
el- A'ral",
s.
281-2S.5
Wm
(el-Mjel^fe^%kfeâ. fe^t> Bu to^sfe^ha geni bilgi için Hayri Kîrhaolu. fcta Dü^ncesinde ^iinu^, Ankara <^ulu Yiayntan, 6. Hask. Ankira 2002.
s.
117-214.
"'^cn-Nahl. 16/89
m
Sünnet-Kur'an likisi
indirileni insanlara açklayasn..."^'^ âyetiyic, Rcsûl'ün, Allah'n indir-
açklayKas
olduu
ResÛl'e itaatin de far^
olduunu,
tlikicrinin
itaatten
beyan ediyor.
Ayn
ekilde Kur'an,
R^l'c
itaatin
de Yüce Allah'a
çtlnkii
oldutmu açklamtr.
Daha imccdcn da at^kladmt/
gibi,
bu iddiay, sünnet vc icma da
rcddclmeklcdir: Bcyhakî (0.458/1066). senediyle
öyle dediini
rivayet 6t.mitir: "Bir
Eyyûb
adam. Mularrif
b.
cs-Sahliyânî'nin
Abdullah'a, 'Bize
h^is Jîa|Ue*â*P ^u^y»"» ancak Kur'an'dan bahsedin!' deyince Mularrif, 'Dorusu bk, mll^î Nn^U IC^m-m ^ioe bir bed@l a^m peinde W^. -t&MWM'^mâemk- Kur'an' bizd^ daha îy bite-
mm
nin bildiklerini istemekteyim' diye ccsv^^rdi."'*"*
Yine Eyyûb cs-Sahtiyânî der
ki:
"Bir adama, herhangi bir sünneti
haber verdiinde o, 'Bunu brak, sen bize Kur'an'dan haber ver!' derse ki
bil
o kii sapkur."'"
Ksacas,
merhum
dâvetçi
allâmc
Dr.
Mustafa
es-Sibât
^.
rW/1964) öyle der "'AITah^m dînini vc eriatn hükümlerini tam anlamyla bilen br Müslüman, gcrt^cc kar koyarak sünnetin delil oluunu inkâr edip slâm'n sadece Kur'an okluunu söyleyemez. Çünkü crial hükümlerinin çou. sünnetle sabil olmutur. Kr'an'daki hükümler ise genellikle müçmcl vc külli kurallar eklindedir. Aksi takdirde biz be Vükit namaz, namazn rekâtlarn, zekât miklarlarm, hac ibâdctlerinij ^t¥te»ll. muamelât
m ibadetlerin dier hükümlerini Kur'an'rn
ncrsSiîn-
de buluruz?"'"
bn Hazm (ö. 456/1063) (rh.a) ise öyle der: "Bu bâtl sözü söyleyene soryomz; Ölen namaznn (tarznn) dört rekât, akam namaznn farznn
üç rekât olduunu, rükûnun
u ekilde, secdenin bu ekilde
olduunu,
nama/4a Kur'an ^kurna ve selam vermenin nasl olacan, oruçta yeterli ve sgriaran ;£Gkatnm miklartn at^klann^m; altn, gümü, k(^, nasl olduunun açklanmasn, hangi tür mallardan zekât
"»^
""
alndn
ve
m-mA. imi Suyûtî. Miftâtu'l-Osine,
s.
35-36
SuyÛlî. Mil'tâhu'l-Cenne.
s.
35
Dr.
Mustafa es-Sibâî. es-Sünnel ve Mekânetuhâ
Mcklebetu'l-slâmî,
2.
f^-T^'l-slâmî.
s.
165
(el-
bask).
129
Sünneti An9m9da Yöntem
i\mm
fsktun miktanni; ArafaM vakfe
vaktini, MÜzdelife'de
klndn* ^tan lalamanm nasti yaptldtgm* ihramn
nasl
gunu ve Ihrâmda
îIîgîi
namazn
nasl oldu^
sâktniîaeak eyleri, Nrsîzm dînîn nasl kesilece-
emmenin nasl olduunu, yiyeceklerden nelerin haram olduunu, kurbanlar vc dier hayvanlarn kesilme ekillerini, had cc/a!anyla ilgili hükümleri, boamanm ne ekilde meydana geldiini, ah-verile ilgili hijküflileri; Taiz. mahkeme davalar, bir eyin kendisine ait olduunu iddia ^^ffl^^ vateflac* ölünceye kadar olmak j^lm imörlök afeft* sadak^^ ûMm fl^r îtrf^ifl ^îMteWtw«., lOJ adam Wiffl'm hufefeî^^î^. pipteîz ini, haram klan süt
a^a
^ a^l^
Cur'^'öa iiylc cümleler vardr
\mm^ Hâsl de, kendisine
vc sünnet
ki.
bavualacak yegâne kaynak, ancak Nebî
Eer
gerekir.
olduu
bir kimse. 'Biz
ahnz* dese, o kii ümmetin icmasyla
in
snda
bir
mMi
nam^s kîmass
rckâ vc
cek tbadcin cn
'Dolaysyla bu
zîlcr
hepsin-
(s.a.v)*dcn hadis
da böyledir. Ancak az
baancak Kur'an'da bulduumuzu için, zaruri
kâllr olu£.
olarak hadise
Artk o kipicnin. güne-
aa) kaymas ile gecenin kararmasna kadar kî zamn ara-
(uftkla
Bu görülü
cma
olarak yaplan nakildir.
saydaki meseleler ü/erinde icma
alm olsâk, o
te böyleSlî fe(WtülaNi
amel edeceimizi bilemeyiz.
ile ilgili
vurulmas
onlar kca^tt halleriyle
bir rekât
a/,
da ^hah vaktinde
genektrdl^'^
Çünkü bu
olm^ Vmm
bfr rekât,
miklandr vc onun fazlas
sö/.ü söyleyen,
ancak, ümmetin,
kan vc mal
kâl'ir
ysimsea
M
namaz
denilebile-
snr
da yoktur.
için bir
helâl olan kâfir bir müriktir.
olduklarnda icma cUii baz
ar Raf-
benimsemilerdir.
Yine i^cr bk kimse, yalnzca ümmetin îcma ^l^' hususlîm alp
hakknda nasslarm geldii, ama ümmetin etse.
o kii hu durumda ümmetin icmasyla
te
bu
iki
ihtilaf ettii
ask
öncül, nakli sünneti ve hadi.si
her hususu terk
olur.
almay zorunlu klmakta-
dr."*'-'
u
Yüce Alfc^m ayciîoe ^xm ta^m ^S^Sme^in (ufukla aksa) kaymam/fai* gecetrin kararmasna kadar nemm kl ve sabahm ^ur'art'm da (unutm^ kü sahal (namarj) Kur'an ' (melekler tarafmdam) gSfölâr. " ( cl-tsra'. i 7fi^R) ^ hn Huzm. cl-hkân, II. 79-80
130
0^
4.
Müslümanlarn, Sünneti Korumadaki Gayretleri
A. Güvenilirlii
Açsndan Sünnet
Sahabe -Allah onlardan ra/. olsun- döneminden beî MÖsîömarrIaf» sütnclin. gerek
"yasama" vc gerekse "yönlendirme" açsmdan
hayailarmdaki deerini vc yerini bilmiler, bu nedenle onu koru-
mada vc bakalarma lehli etmede çok özen göstermiler vc onu birbirNebî (s.^vX onlan buna ^yik ^iti; ini^ {^#^^^idir. "Allah, t^him sözütü itip de ©m Mle^en. sonra da onu
bakasna tebli eden kimsenin yü/ünü (kyamet
güttr) a|âtett.
kendisine lehli edilen kimseler vardr ki (sözümü bi/zal) iitenden daha
kavrayldr."'"'
Sahabe ler.
ilk
Maysyla
ijekildc
zamanlarda **g(iüslerde ^^berlcmcyi'* esas kabul etmi-
e/.berlemcye ve
nnda ya/ ya/mann da ve
baka
Mrs^anyla bcür^n^s^kr vc cn gü/cl bir korumay çaran dinî etkenin yan sra, arala:-
da güçlü
a/,
bilinmesinden dolay onlar bu ezbercilii, iir
eyleri rivayet cime geleneinden miras aldlar.
Tirm/î. Ilm 7 (2657-2658); bî Mlice. Mukaddime !S (2321; Ahmcd b. Hanbol. cl-Miisned. I. 437; Beâvî, erhu's-Sünne. I. 233-234; Humcydî. cl-Müsncd. (88); Sâlî. L'l-Müsncd. I. 14"dc Abdullah b. Mes'ud (r.a)'tan. Ebu Dâvud. tim 10 (3660); Tirmi/.î.
ln
7 (2636);
bn
Mâcc. Mukaddime 18 (230)'dü Zcyd
b.
Sabit (r.a.)'tan.
131
Nitekim Ebu.Saîd el-Hudt (r.a.rm da rivayet ettii l»alangçta Kur'an'dan baica bir eyin
(s.a;V>,
yasaklamt. Bunun sebebi
kar
fevkalâde ihtiyatl
lark
aym
bir
^rcçleri de
MtÜn
)mk^
Buna
Dahü soma Rcsûl
Bunun
.
Böylelikle bu
edemeyen kimseler
Bu
sebeplerden
Ncbî
Kur'an'a
gibi,
ötûril
bak^
ym
o merhalede
üzerine Abdullah
b.
Amr
ah
(r.a.),
adl
bir
it^in
unlara
i-
"esSâdka*' adl adama, hutbesini
izin vcrdi,^** (s.a.v),
Medine
devletlerin
ve bakalarna
bir
Yahudilerden onlarn sözlemesi altna
arasndaki ilikilerin
sakinleri
Yine çeitli
yazdrd. Bunlardan
bi/zal kendisi birçok yazlar
dine Sözlemesi" diye bilinen)
Mukavks
it^in
söz arasndaki
kendisinden iilliklerini yaznaldr
tanesi dc; Rnsar. Muhacirler ve
giren
sahabilcre
yazmna yöneltilmek dahâ uygundu.
sahibini ya^ik^^^ Yine Yemen'den Ebu
yazmasna
iki
m olduu
ilaveten, kâiplcr
hu^gauiHiyontu.
gayrcttcMn Mii^ân
zin verdi.
ile
yazlmasn
Ndsf
Kur'an hakknda, her türlü aibelere
olunmasyd.
edebilen kunscler
^ }mmmn.
ise.
gibî,^'^
snrlarn
ihtiva
eden ("Me-
mehur "vesika"dr.^'^ yöneticilerinden
Kisrâ,
Kayser, Necaî,
göndermi olduu slâm'a davet mektuplar da
böyledir.
^let^,
^^âllar,
ferâiz (miras hukuku^)
m ^netlerin açclm:^
hakknda kmh. Heo^O^ft'J'tn j^usm olduu
saMf^ de böyte^^
Müslim. Zühd 72 (3()04): Tirmi/Î. lm II (2665); Nesâî, Fezailu'l-Kur'an, (33); Ahmedb. Hanhel. ol-Müsned. M. 12.21.39.46 Abdullah suretiyle
b.
Amr
(r.a.)'n.
oluturduu
hadisleri bir araya getirmek
eser. *'esSahîfetu's-Sâdka"ö\r.
dis ifatVa^tmelaedir. Bt^
nuda <faih gent^ bilgi
Resuullah 'den iillii
lk
hatfis
için bkz:
kaynaklanndan
M. M. d-A'zâmt
Bu
birini
tik
eser,
KKH) civarnda ha-
tekil etmektedir.
Devir Hadis Edebiyat,
Bu ko-
h Ya-
yncilk. stanbul 1993
lm lm 3
Müslim. Hac 447 (1355); Ebu Dâvud. Mcnask 89 (3649), Diyât (4505)'de Tirmizî. lm 12 (2667); bn Mâce. Diyât 3 (2017). (2624)"de Ebu Hüreyre (r.a.)"tan. ^'^ Bu vesika için bkz: M. Hamidullah, slam Fey^mberi, 1. 18S-2I0, Yeni afak Buhârî.
39. Lukata 7:
Gsz^e^^lân l^ll^ Armaan. An»- b.
namaz
Hazm
tstfMIMm
(r.a.$*m dlinde. Re^lullah'tan kalan
^ me^^ vaf^ Bu
nektu|K
vakitlerinden, nasl ibadet edileceinden, abdest. ganimet, vergi, zekât, diyet
gibi husu&lîffdan bahsetmelUeydi.
Amr
b.
Hazm
(r.a.).
Rcüulullah'm mektuplarm
Müslümanlarn Sünneti Konmâdaki
(r^V^nes
Etaw^ Bciyr
kmTcrift
b. Mâlik'e,
Rcsûrun
koymu olduu
Gayretleri
zekât hü-
ymp göndermitir.'^^'
Ömer
(r.a.)
cnn knnda,
Utbc
da.
odaklara
h.
Fcrkad'a ha/. sünnetleri
salnm
yazmtr. Yine kl-
yazlm
hayvanlarn zekâdan
bir
sahdc
hulunmuLu.''^^
AH
y^mda da baz
(r.a.fm
hükümlerin yazl oljdugu bir sahife
vard.^"-'
.Yukarda ad geçen sözkonusu habeden ha/.larmm hadis
yasaklamJ^nadair haberlere
Kitabn
I^aha sonra ise
gelin-
Âie
yitirmelerinden korktuklar içindir. (r.anhâ),
Ehu Hürcyrc. Abdullah
Abdullah b. Abbâs» Abdullah b. Arat, Encs b.
sa-
ilk
sebebiyle Allah'n
Haüan
de dâhil olmak üzere,
dönemde Kur'an'a kiff çok Grj&n göstermelerinden tmm&in yapt gibi, its^lmn hadislerle m^gul olnutlan
o
ce; bu, onlann,
wQMm\â
yazmn
haille
Al
b.
Mâlik, Bcrâ' b. Âzib.
Muâviye ve dierlerinden
(r^anhüm).
Ömer,;
b.
rivayet edildii ü/cre,
MM&tîn ^tmasmn tsak olduumda KîTâk etnra'^/^^ Daha sonra hadis yazmnn alam genilemi vc tedvin dimemi
mhsâm.
gel-
mitir. Artk sünnet kitaplarndan bazlar, "Müsned'*\cr yani konular
deiik
olsu bile, her bir sahabenin rûf£^|f^ ^^f^^ hadislerin hepsinin bir
ar^^iTimes eklinde K^vin catnitîr, ^ein. 1.
Ehu Dâvud
2.
Humcydî (o. 2 19/834)'nin
I.
imam Ahmcd
Baz.lar II
üc lcni^i tr.
Hk/.
Bhân.
\.-
Hanbel
b.
^^el-Musned*"!
(ö.
ise akaid, ibâdetler, •
M
'
IJ
I
"W i
olu
|l
" l t"'
"
"
I
lâmu
muamelat, üdâb,
b.
bn
^
I.
ile birlikle
baslm-
un Külübi Soyyidi'l-Mürselîn. 48-52
.39.
erike
2.
Fayu'Mlumus
5.
10;
bn
.5.
Libas 55. Hiyci
Mâcc, Zekat 10
.3:
(18(X));
I.
%14
um
(4tm% "nmm^ Ahmcd h. Hahcl.
Tûlûn'un kitab
.1
2 Libâ.s 25: Müslim, Libas (2069): Ebu Dâvud, Libâs 7 18 05^5); l (I72I); Nesâî. Ztna 93: ibn Mâcc. Libâs
Hanbel. cl-Mü.sncd.
Buhârî. Cizye
siyer, rekaik ....
Rhu DfvcJ, Zckâ 9 (l.%7): Ncsâî. Zckâl
Ahmcd
Let'sir,
II
s-Sâilîn
Zckâl 33. U. 3?. 37. 3H.
vc
24l/«55)'in **el-Miisned'^ gibi.
uraluitiat rivyct edilip
hn Tlûn.
SVnin '*el~Müsned%
cl-Tayâ!isî (ö. 203/8
l, 6, 50. 51 Ahmcd b. Ilanbcl.
cl-Miisned.
Buhârî. Par/u'l-Humus 5:
Hu konuda daha geni
bilgi için bkz;
M. M.
cl-Müsncd,
I,
141
cl-A'z.ânî. a.g.e..
s,
29-161
133
Ocalbi tncdtklcr) ve benzeri bcllî bablar ve konulara
*^dft»#1^ve
lîla
«S'fine»"ler'^*' eklindedir.
Ebu Calct cl-Mansur"un Mâlik
Hnes
b.
(ö.
istei
179/795)'in tedvin
Abbasi halifelerinden
etmi olduu
bu
türdendir.
Bunlardan
ikisi
mam Muhammcd
Birincisi:
"es-Sahth"]û'n
se "Sakihayn" diye bilinirler b.
smail cl-Buhârfnin
imam Müslim
b.
Haccâc
(ö.
sK^ata Buhâri'finkine ^#i^n^. MetT naipleri tmkr^n ve bu da
1
.
256/869)
(Ö.
2.
Ebu sa Muhammed
3.
Ebu Ahdurrahman Ahmcd
4.
Rbu Abdullah Muhammed
b.
2^lMTÂym
''«^oÂâEf'Idir
yakndr. Dierleri
sahihlik
Bbu Dâvud Süleyman bnü'l-E'as
bn Mâcc
mehur olan u alt
Kur'an'dan sonra en 'sahih' kitaptr.
ki
ikincisi ise.
imam
"el-Muvatta'*' adli
kitab ve Müslümanlar arasmda "Kütiib-i Sitte" diye kitap
edilmi
tasnif
yurdu olan Medine'nin
hicrel
ile
göc
fse <l3t
cs-Sicistanî (ö. 275/8Î8)
sa ci-Tirmizî (ö. 279/892) h.
uayb cn-Nesaî (Ö. b.
Yezîd
(o.
303/915)
275/888)'dir ki kendisi
ismiyle mehurdur.
Ümmet
pek çok âlim '*el-Muvatta*'
içerisinde
ile birlikte
bu alt
ki-
taba çok özen göstermilerdir. Onlar ü/erinc birçok erhler, açklamalar
yazmlar, baztannm muhtasar
içinden bir
yapm veya
baz
tap%
CSmi': Nebi
konulardaki hüdislcrlf^
Tefsir, tarih
ve
siyer,
ft.
email.
MüslitTi'in "el-Cattiu's-Sahth'*\cn hu alad:!
Sünen: Nehi
göre
ta!>nil'
isnâdiatt
u S konudaki hadislerden meydana gelir:
Rikâk. 4. Adah,
"in
ilk
sünnetini olrluran hadisierin
edilmi ahkâm
derleme veya
kiti^jlan bir araya g^tinw^ter, yine
ppek aratrma ^pn^ardr.
(s.a.v)'ln çciili
denir. Genellikle
^
hadisleri seçerek
hazjflami|lsr,
metinleri üzerine birçok
~
takm
hadislerini ihtiva
7.
Fien.
amya I.
8.
ve
baz
ki-
^^^m
kitaplk Ahkâm.
getiren
Akaid.
2.
Menakb. Buhârî
ile
alan gelen eserlerdir.
yazh olduu ve fkh bablanna
»len kitaplara denir.
bg^M&tm^^l^fdtap»t^ Mâ^-
Hadis Eâ&hiyati î^tâo, bir kimbm, blf nifi ikinciden fazla olarak ihiva ettii hadiMerdçn bir araya an yeni cscrlerv "Zevâid Kitaptan" denir.
m
getiriliTHMii
soniKU öU-
m anlarn
V'J'J'j
B.
Sünneti Korumadtîki Gayretleri
Sünnet ve Hadisleri Elde Etmek çin Yaplan Volcuiukhr
sirm ünmcli zibi ilim cidc cimck i^in yolculuk yapm hl^-hir ümmet bilinmemekledir. Ö/clliklc üc hüdis ûlimleri hu hususla lakdire ayan yolculuklar yapmtr. (;,lar. ya c/.bcrlcycn hir kimseden veya kendinden daha iyi yaayan bir kaynaklan sadece lek bir hadisi Tarihle
dinlcnc ar/usuyla. deve srtlarnda ya da yaya olarak
gcn sahralar kal'
cimcüG en ^üml örnekleri sergilemilerdir.
kibarcn
balamtr.
am
lah
d
Örnein, Câbir b. Abdullah (r.a.). bölgesinde bulunan Abdulb. Üneys (r.a.)'n yanma gitmi, kendisinin. Nebî (s.a.v)'dcn duymaondun dinlemek ü/ere
lek bir hadisi
yapt
bu yolculuu lum
bir
ay
sürmüMr, Ebg EyyÛh cI-Ensârî de, Msr'daki Ukbc b. Âmir (r.a,)'n i^s^Aa gitmi Ut Müslüman'n aytunm gi/temeh^T^t^m^ ma^ hakfcflTda HesSIÖItah (s.a.v)'dcn iittiini naklet! Çünkü onu benden ve senden baka iitmi hiç kimse kalmad" dedi. Ukbe b. Âmir (r.a.). Bbu Eyyûb el-Ensârî' ve o hadisi nakledince. Hhu Hyyûb el-Hnsârî devesinin palann dahi indirmeden tekrar bineine bindi ve derhal Medine'ye ^er dondu.
m
Ym i^habedcn gitti
Ubo^û {t^^^m ^ma^ v^'m.^Ianea* mvk lâ^^a^ ^mek îb^e fsbn^an. Ben ve Ipmi^k. O hadis hakknda senin ts^vf^g t^r birisi.
Msr'daki Fudâiç
Mk
M. E^Mab
bilginin olabileceini ümit ederek saflkfbldim'
Abdullah
h.
b.
Mes'ud
hangi hir yerde. Allah'm
(r.a.)
da öyle
der:
"Devenin ulaabilecei her-
Kitabn benden daha
nu örensem, derhal ona giderdim.
dedi.''''**
iyi
bilen biri.sinin
olduu-
"
1^ Mdis iiylcdir: ^Kt« iJOfi^t^ tnüminin (yayp üü etmedii) bir aybn mmm> M\s^ hymm geiQnâ(^ f^^^Im) wm." (âI^r^ ^ KaiM.
^mu
MüsiK-d. IV.
bn
L'^.-'.
1.S9)
tTmiu BcyÛni'l-lm vc Fadlh. Dfrimî. Mukaddime 47; Haiîb. cr-Rthlc. s. 75 Ahdilbcrr.
1,
93-94
HiUÎh.cl-Kirâyc.s.4«2
135
Bu haberlerden anlaldna göre; malanmn
o sahabenin Resûlülah
sebebi, ya
iiimek ya da kendi c/berledii
hadisi
ezberlemi bal<a
birisi
olabilmeli çindir.
Bu
olmad
it^in,
bu
sahabilerin
(s.a.v)Men
bir hadisi,
ft^ iitmedii Mt
tür yolculiâc
bulunduu beldede
ezberledii bu hadisten lam emin
sebeple sahabe, bir aylk bir mesafede bile olsa,
hadisi es^berlemi olan
dier ahabnn yanna kadar yolculuk yapmtr.
Sahabeden sonra, tabiundan olan örencileri de hadis elde etmek
amacyla yolculukta onlarn konuda
dalnca,
Dolaysyla da
lm 1
bu
oldular,
seyah^ ye çalara da-
çeitli bölgelere
görüme yapmakszn,
götürmü
Resûlûllah (s^v)'n hadisleri
ile
Me etmedi' kc^ Mr i deildi
Tabiunun 94/7 2)
sahip olduklar ilimleri dc oralara
bir kimsenin,
sahabeyle
bilgiyi
ilgili
daha fazlasn yapmlardr. Çünkü sahabe, çeitli
.sahal'cdcn
bölgelere
izinden gitmilerdir. Belki dc bunlar, bu
büyüklerinden
öyle der: "Gerçeklen
birisi
olan
Îbnü'l-Müscyyeb
Saîd
(ö.
tek bir hadisi elde etmek için geceli gün-
düzlü günlerce yolculuk yapyordum."^^^
Hasan el-Basr?
110/728) de tek bir mesele için
yapmUr.
Kûfc'ye yolculuk
Ebu.fCLâb@
(ö.
iö.
Bm'te
"
14H/722) is% bir hacUsi
rt^y^edea binsimu^lme-
H
baka hbin* olmadan Medine'de üç beklemi ve aâam gelme de @na o hatfts îH>mmtur. sîni
beklemekten
âbî
(ö.
103/721) de
öyle demitir: "O verdik. Hâlbuki
hadisi,
adamn
Ebu'l-ÂIiyc
er-Riyâhî
ra'da Rcsjlüllah (s.a.v)'in
için tâ
(ö.
bn
Abdilberr,
ra7.
"'Buhârî, Tim 31
13e
ise
ey almakszn
402-403
sana
gidiliyordu."^'*'^
iiyle
den
"Bi?;
Baf-
bir rivayeti iitiyorduk,
onlarn azlarndan duyuncaya
olmuyordu."
"*Haiîh,qI-Kilayc,s.402
s.
Medine'ye
ashabmdan nakledilen
Câmiu Beyâni'l-lm ve
Halîb. el-Kifâyc,
herhangi bir
90/709)
fakat tâ Medine'ye kadar gidip bizzat
kadar gönlümü/.
onu
birisine bir hadis rivayet ettikten sonra
karlnda
bundan daha az
l^ltp
Fadiihi.
1.
94; Halîb. el-Kifâye.
s.
402
Müslümanlarn $$M)forumddaki
Tahiun neslinde onlar hadis elde elnnek
ckcn daha
sevk eden yeni hir
ortaya
^c\cn hadisin geli yollarnn cn
Bu sebeple labiundan almak yerine,
|u
kendisi rivayet
böylece
almak
ald
sn^d'^'^'^**
ü/.erc
elde etmdt di.
baka
bir
lahiuulan
o sahabinin hulundu-
o sahabidcn
hadisi
bir scnedle
'
direkt olarak
'^'^
^sÖMf
!f%lc
yolculuk yapmaya
tnuttast'
kendisi gibi
bmi
o df'menlcrde hadis
im*^)
b^^rdu"
rivayet
ûl^
eden
boteten
bu
kimselerin»
hadi?i
akitl^am»
ÇMO onlar da, t^ctli etkenlerden dolây. istiââa RcsÛlüllah
adma
(s.a.v)
Psâlfi
kimse,
sanmasn.
vi£
^
olan "Âli
birisi, hadisi,
etmi olurdu.
mm "Rcsûliillah
ksas
hadisi bi/v.at sahabidcn
kadar gidir
Hiç
gktL Bu
için
Gayretleri
yalan söyleyenlerin olabileceini biliyordu. Onlar, bu et-
kitaplarnda a^'ikUunlar, yalan uyduran bu dcccallcrin
kenleri
peine
dürmüler ve onlarn bu durumlarm ortaya çkarmlardr, tÜtckim
mam
Abdullah hnü'UMübarck'c, *Bt
ne olacak?* diye sorulmutu. Bunun ü/erinc 'Hadis ilminde outrîle olan kimseler, onlan
uyûmm Mster
ANuUah fbnüM-MUbtalt ayklamak
için
yaamakta-
drlar!' diye cevap vermitir.
Bmk^^
O^^^a a âllmlor hiE(^ km^llar k^apnt^âjt^ Hûlii aUtUr
mn
çeitli esaslar belirlemilerdir.
le
bu. "Hadis limleri" (Üsul-i Hadis) denilen ilimdir.
6%t^îklc konulan bu
kurallar, za-
mmU bîrviîk îfmrffetdcn olu^ eft m âm^$fâe Mf îlim haHne fdfttî^r. Nitekim bnu's-
mehur "Mkaddime" adl kitabnda tnlardan 65 ilim veya çeit saym, daha sonra Nevcvî. Irakî ve bn Hacer gibi âlimler bunlar ondan Salâh.
Muttasl: Her
h;ka
biri
l;ulis rivayet
kL'tdidcn tncL-ki
r;i\iylc
gtirüüp tndan hiz/at iiterek veya
silcriylc almak sureliyle rivayetle bulunan ravilerdcn meyda-
na gelen isnada denir. '
Ali tsnad: Herhangi hir hadisin ravisi ile
rivayet
eini bulunan mehur
ravîfiin
huftMtch^ veyahut
on *
i\7
ra\ iyle
hadis
kayna
olan Nehî (s.a.v)
imumlanndun
hirisi
tannm hadis kitaplarndan
arasnda
veya t hadimi ati
M
iîiyt#i
birinin musannifîne
anda
ulalabilen scneddir.
Hk/. Dr. Ekrcra Ziyâ Unerî. Buhûsu
fi
Târîhi's-Sünncti'l-Mücrrct'c.
s.
20H ve
devam.
137
*
naklctmilerdir.
N
Daha sonra Suyûlî ise. Ncvcvînin '^«rfi^^adl
yazd
Ü7.erinc
erhinde baka ncv'ilcr dc
ilâve
etmi
kita-
vc (inlan 93
ncv'c ulatrnulr."^'"'
Bu
kuraiUrdan
ilki;
bî (s.a.v)'i gören ve
|»ds3ihibîr hadisi
ondan hadis dinleyen
kahul etmemeleriydi. Ne-
bir sahabi
a\mm dnda,
öyle buyunfe'" dij^a kitmeden nakledecei bu
"Resûlüllah
hadis kabul
edilemez.*^'
Çünkü sahabenin hepsi âdildir. Onlarn adalelU olduunu bizzat Yüce Allah Kitab'nda beürl^i ve Kur'iMi'da birkaç urede onlan övmütür. Fetih suresinin sonunda oldt^ fiW. Orada Rabhimiz, o/cl olarak Muhacirleri, Ensar vc Rdvan Biatine katlanlar övmütür.'"*'
Ayn ekilde Resûlüllah otd^mu vurgulamtr.^-'
(s.a,v) dc, birçok
hadisinde sahabenin âdil
H erhi Takribi 'n-Ncbcvî, II. 386 \c devam. (Maibaatu-sAbdulvehhâb Ab<lullatîr,iEirteî hask. Kahire 1385/1966 ).
SuyÛtî, Tedrîbu'r-Râvî îîaâdet. thk.
Sahabinn tanm hakknda bfeK Höfe fc^-fiagtfâdî, i^Kif3yc fi llHöt-Rivâyet, s. 49-52. Haydarabâd basks; bnu's-Salâh'n *Wukaddimc"'snden 39. nev'i ile onuît furûu.
Bk/. 48. el-Feth. 29;
9,
e(-Tevbc.
1(X); .^9.
chHaT,
8-9; 22, cl-Hâcc. 58-59; 48, eJ-
Tcth. 18
Bununla
ilgili
olarak
fe^ÎJta^, temim
peinden
u
mehur
/ikreitnemi? yeterlidir; "nsanlarn en a-srmdakilcr, sonra hftnlann peinden gelenler, sonra da onlarn hadi.si
gelenler." flu hadis, .^diiliah b.
(r.a.)'tan birbirine
yakn
Bk/. Buhârî. Buhârî.
Mes'ud (ri)
w îm^
k
Hasayn
lafzlarla rivayet edilmesiyle multefekun aleyhtir.
ehâdât
9. Fezaih's-Sahabe I. Rikâk 7. Ryman 10; Müs^ 212 (2533)'de Abdullah b, Mes'ud (r.a.)'tan. Buhârî. Fczailu'l-Ashab I. ehadat 9. Rikîik 7. F,yman 10: Müslim, F-V/Ltilu'sSaMbc 214. 215 (25.35); Tirmizî. Menakb 57 (38.59): Hâkim, el-Müstedrek. III. 535'dc b. Husayn (r.a.)'tan, Müslim. Fe/ailu's-SahSbe 213 (2534)'dc Ebu Htin^ (r^^tan. Miishm. f-e/ailu's-Sahâbe 216 (2536rdc Âie (r.anha)'dan. Taberânî. el-Mu eemu'l-Kebîr. II, 285; Hâkim. çl-Müstcdrek. 111. 21 Tdc Ca*de
lim. Fezaiiu's-Sahâbe 210. 21
b.
1.
Ilubeyre |r.ü.)"ian.
Bunun
i(,-indir ki
Suyûtî:
"Bu
hidis. millevatire ben/emektedir" demitir. Bk/.
Münavî, Rtyzu'l-Kadîr irhu'l-Câmiu'.s-Suîr, III. 478^79. (Dâru'l-Ma'nfe basks. B^ftrt YiSfe Sahîhu'l-CâmuVSagîr ve Ziyâdctuhu. III. (^283 3288.
t»t97^ 3289. 3290. 32^
Nâsuriddîn t^l-EIbânî. Bcynt).
138
m-Mmm\'km£ mm. m.
IWmhammed
Muslütranlarn Sünneti Korumadaki Gayretleri
Yine onlarn kendi yaanllan da.
kimseler oldukla-
âdil (güvenilir)
rn göstermektedir. de. Kur'an ve Siinncii e/hcrlcyip.
Yine laih
onlar ümmcic nakle-
den vc Allah'n dinini ycryü/ünün lcr yanna yayanlarn onlar olduuna ahillik çimekledir. Onlar,
günümüze kadar insanlm
tand
en saygn
neslidir.
Muhamncd
Tarih,
(s.a.v)"in
ashabn landig
kadar, hiçbir pey-
gamberin ashabnn böylesine ciddi durumlarn, fevkalâde kahramanlklann, yüec ablâklanm vc mütlakî makarnlarm muhala/a etmemitir.'"
Sahabeden sonra ^leffletin
im
vc sahabiyo varncaya kadar hadisi
dayanömmten
hadîsi Mi^mftahiyc
alm
olduu dier
râvileri
dc
belirt-
meleri gerekir.
Yine
râvi
halkalarmm bitiik olmasf gerekir. Öyle
ahstan
rivayet ettii
biri.
/incirinin
bandan
düjnü olsa bu râvi
adn
olmaldr.
veya orlasndan ya da sonundan ick /.inciri
onlardan her
Eer
br
halka dahi
halkalar bitiik bu /.incire **isnâd"
vermilerdir. Onlar, bu konuda lk dönemlerden beri
olduk;a üli/ davranmlardr. Bu dönemi belirleyecek olursak. (r.a.,)
döncraiodcki litne dönemi
lamamn onaya çknmmdan Büyük {ö.
hu röv
kabul edilme/.
slâm ll1fm0fi« Y^ilenckn «fufan veya "scncd"
alm
direkt kendisi
ki
bir labi.'"^^ fâkih.
balangcndan ve
Ama
çeitli bid'al vc grup-
itibaren diyebiliri/,.
muhaddis ohm
110/72S) bu konuda öyle der: "lk
isnad sormuyorlard.
Osman
mam Muhamncd
dönem
b.
îrîn
hadis rivayetinde onlar
fitne ortaca, .çiknea, 'Bi/.e hudis
kimselerin tsimk;rini-s%leytn!' dediler. Sünnet ehli
bHs
olup
aldn/
olmadna
V.
Bu
hsMa ü/c!
dhrak sadece Sahahc hakknda iclit edilmi kilaphra havarulahibi Ahdilhcrr (ü. 45.VI0Al)"in "e-sfiâh". hnu'l-tisîr Ebu'l-Hascn
Onein: AH b. MuhammcU lir.
krlabilir.
Sahabenin
(ö,
âdi!
Wî3m*ft "IMm^^&U^.
oluu hakknda
bl^.ifctffe.c!-Kirayc.
ttafefc
s.
K Ham-
(îi.
46-49
Tabi'ndcn maksat, sîihahcyc örencilik yapm vc onlardan ilini alm kimselerdir. Yüce Ailal n "vc iilan (sahahcyej gü/clliklc uymlar* (cl-Tcvhc. '>/l(H}) âycündc lahülcrc
iarc
edilmitir,
139
Sânnet Anlamada Yöntem
Eer
baklrd.
stbnet ehli
Ama btd*atehlt ise onlann
mam
naidcttigi hadîsler
naklettii hadislenien
Abdullah bnü'l-Mübarek
(ö.
ahnnl.
saknlrd."'^
181/797) dc öyle der: "snâd
Eer isnâd olmasayd, o zaman dileyen dilediini süylerdi.
dindendir. YîfKî
onlann
birisi ise,
Muhammed
Sî^
h.
çekten bu hadisler, dindir.
O
ve bakalar
öyle dcmilerefin "Ger-
ise
halde dininizi kimlerden
aldnza
ba-
iyi
kn,/.."^ EUvayctlerin birinde^
I^lmitir:
"Öneclcri
Muhammed bn
Sîrîn'in
öyle, s^lenlyordu:
dyle dedii
'GerçcktKi
Bü îf^e^ \m sMn. Muhamnecl sahabe döneminde yaygn olduunu gösterir.
bu
rivayet tedisler
ftm Sîrfn'den önce yani
dindir*..."'-^^
bn Ha/m, bn Tcyniyye ve bakalanmn da ded^ gibi, railkilfir ve dinler tarihi
örenimi
ilmi"nin naklinde
yapm
'sahih*
olan ilim ehli, **dint ilmin" vc "nübüvvet
ve muttasl senedb art koulmas,
arasnda sadece slâm Ümmetinin kendine has bir
Ümm^er
zdMk olduunu
çok
iyi bilirler.
uak
Burada slâmî küjtanlen
söyknüen
h^
isnad kabul
RcsûlittM (s^vf
hadisi,
rt^cm
ettiklerini
to
isîn'Mnden oluan bir sened
bir araya
durumu
ve onlardan herhangi
onlar, senedi,
belit)
birisinin,
olmah^r. Dier bir
otuturabifme
zhfcfft
geldii zaman kabul ediyorlard.
Râvilcnnden her
okuy»»^ önlann keodUerine
u
kabilenin filan
imkânnn
aneak gerekli birçok art
öyle
ki:
"ma'lumu'l-ayn ve'l-hâl" (kin^fi ve ifadeyle, gerek kiilii ve gerekse
hayat bilinmelidir. Bu nedenle ismi zikrcdilmeksizin, "Bize
adamdan veya
birisinin,
sal^^)^ loncaya kadar gC^îl^
bulunduunu sanmasn. Çünkü
1.
olan
hocasndan veya güvenilir
de
filan, filan
birisinden
hadis rivayet etti" eklindeki bir scncd kabul edilmez.
^'
Müslim, Mukaddime 5: Tirmizî. leluM-Câmi'. V. 141) bn Ebi Hâlim er-Râzî (ö. 327/938). el-Cerh ve'l-Ta'dîl,
tB7M9
l.
(1.
ksnu)
s.
16.
(Haydîtt^^ basks, bn Ebi Hâlim er-Râzt S. IS. hm BM HUim burada bunu senediyle Muhatîimed îbn îrîn ile bakalanndan kaydetmitir.
bn Ebi 140
Hâlim er-Râzî.
a.g.e. s.
i
5.
Yine
içerisinde
nin kîmler
kim olduu,
olduu, nmû&^
olduu, hocalannm ve
nereli
talebeleri-
m mttm fa^i m ner@% tm mman
ettii biHnnneyen bir râvinin
bulunduu
limler böylesi râvilere "meçhulü'l-ayn"
bir sened
vefat
de kabul edilmez, ki
(durumu bilinmeyen) veya
"el-
mestur" (kapal) demekledirler.
vasfna sahip olmalda. Buradaki
X, Ravllerden her birisi, "adalet"
adalet; râvinin dini,
M
ilgflidir.
Yüce
ahlâk ve
ettii husulardaki
ile
râvinin gerek sözleri ve gerekse davrant$lâm, âfftiât
Allah'tan korkan,
O'nun hesabndan çekinen, yalan söylemeyi,
hadise kendisinden bir eyler ilâve etmeyi veya tahrif etmeyi
görmeyen
birisi
olduunu
ilade edebilmelidir.
Hadis âlimleri bu konuda çok ihtiyatl
dav^mlardr.
ahsî hayatmdaki en küçük
hadisi, nakledenin
kahul etmiyorlard.
Rcr
mubah
bir
Hatta ontar^
üpheden dolay
bile
râvinin herhangi bir sözünde yalan söyledii
örenilirse derhal unun rivayetini crk ediyorlard. Râvinin hadis rivayetûode
^sdm
siSyiadiini bilmcseler bite rivayet ettii hadisine "mevsu*-
(uydurma)' veya "mekzub" (yalan) diyorlard. Onlar, yalancnn dahî
bazen
doru
ihtiyatl
söyleyeeeini bilmelerine
bft
konuda böylesine
davranyorlard.
^flmâm umk göstergeleri
olmak' okiinde açklamlardr.
Bu
adalet va^^fnn bazt
unlardr: Râvinin büyük günah ilediinin görülmemesi ve
küçük günahlarda
ise
srar etmemesidir.
Hatta hadis âlimleri, daha da te
ramen,
ileri
giderek râvi için 'takva'
mMrBvvetpaim da getirmikr#^ Buradaki
çak düürücü ve insanlar nczdindc
ho
ile birlik-
mâr0md de« %My ^1-
görülmeyen eylerden saknmak*
diye at^iklamlardr. Yolda bir eyler
yemek veya bu
âlimlerin dönemle-
ba açk yürümek gibi. Görüldüü lt^mQ Mis âlimteH,
râvmin Mdeee
^atm
rinde
düü
çirkin gör-
eylerden kaçnmasyla yciinncmîîcr. buna örfün kötü gördüü
kaçnmasn da ilâve etmilerdir. Böylelikle râvi, hem Allah ne^thde ve hem de insanlar ne>^inde J^abul görmü bir insan otsun.
eylerden
141
Sünneti Anlamada Yöntem
Burdda "ha/.
insanlar. Allah'
tnUnafktann dtruraumia olduu gibi gi/leyen, çeitli
yapmayaca
aldaM^ Q^J^ aça vurmad çeitli eyleri
vc iman edenleri
eyleri söyleyen,
dolmu
hcva vc heveslerle
içleri
olduklar halde
olmu, kalpleri yapmack hir mürüvvet harap
ve göstermelik hir adalet sergileyebilirler" denilemez.
Çünkü
gerçekler,
unu göstermektedir: Örtü mutlaka a(;lacaklr. Münafklk da ayn ekilde mlaka orüi)^^teaktr. Nüekim Ali (r.a.) öyle demitir: "Kalplerin
aldatmas, yüz hatlarnda ve
bir âir
dil
yalpalamalarnda or^ya çkar." Hatta
de î^le demîi^n
"Gösterecektir içindekileri riya elbisen
Sanki Çplaksn sen.
eer onu giyc^cnr
Zübeyr, bu airden daha öncesinde Kabe'ye aslan bir iirinde öyle demekledir:
"'Yapmack her ne huy bulunsa Bilinir, hâli
3.
vo^iUr
bir
kimsede
onu insanlardan gi/Jesc de."
Yine herhangi
m makbul
bir
*'mbt" (Örendiini
bir râvi,
sadece adalet vc takva sahibi oluuyla gü-
kimse alamaz. Bilakis adalet ve #y^ilirl||tne<
kartnmdan muhafaza
edehilnne)
kaMlI^înin de
eklenmesi gerekir.
Çünkü
bir râvi
Allah'm en muttaki kullarndan. Allah korkusu vc
dürüstlükte en üstünlerinden olabilir^ takat rivayet
ett^ hax^
iyice
ezberleyemez, büçok hataya dUcbîlh' veya unutarak bir hadisi dieriyle
kantrabilin
Bunun
içindir ki, ister hal'/a gücüyle c/bcre
dayanan 'göüs zabt'
ya/ya güvenerek yaz yardmyla gerçekleen 'yaz
olsun vc islerse
zabt' olsun mutlaka hadisÂn en iyi bir ekilde "zabt edilmesi" (kaydedilip
korunmas) gerekmektedir. Hadis âlimleri burada
iyi bir
'sahih' hadis için. râvisinin c/.bcrlcmc ve en
ekilde bellemesinden mutmain olunacak kadar en üst derecelerde,
bir zapt sahibi
baarl olmasn art komaktadrlar. Bunu da, o ile hâftz ve güvenilir olan baka lâvilerin rivayetlerini
vc
râvinin rivaymieri bir
'
msLeiiTtnsk sumtiyle ortaya koymak^dtriar.
142
MOslumanlann Sünneti
Yine <;oun)ukla,
vc bundan dolay da hadisçilcr
"Hayatnn sonlannda Altk ladis deliller
rnda tir.
W r&V
da 7.ayf
orru
!«tyarak hâklcftda.
karirmir"
(örendiklerini birbirine)
ondan
âlimleri,
baarl birisi ik0f) örendi^ eyleri kantrmaya bftlar ve
râvi, zabt satubi^r
tandi zaman hârr/as /ayHar ve
KsrumaM^M
derler.
rivayette bulunan râviieri çcilli iaret vc
vastasyla snllandrarak öyle
derler:
"Bunu, ömrünün sonla-
kartrma dpnemiîiden önce riva^ etmite bundan dolay kabul otunur. Bu ondan kartrma (föncnündçn hellcdiklcrini birbirine
mntA ii^^i^
ondan
veya
eimîstif
fcîPpmfeed^. tie hanto dolay da
muuasl ve
fir^^nd^
p
bal
zayf saylr vc
vc /apt
UÛ
rivay^
reddedîfîrl*
olmaidu-,
da sonundan tek
râvilerin adalet
çoklar
birbirine
zaman
bandan sonuna kasnad y^juüOT bamdan veya
halkalarn hepsi, senedin
4. Isnâd /incirindcki
dar
ne
bîr balka
bakmndan
reddedilir. Hatta
zaman, scncddeki
mcncbclcri ne olut^a olmn. hadis
Hasan
gibi kendileri sayesinde
düup
cl-Basrî. Atâ'. Zührî ve
yamur
daha
bir
yadrlan'''" ve kendilerinden
haz
ilim alabilmek için yoluna nice develer leda edilen
tabiî
imamlar
dahi olsa. hadisi> Rcsûlüllah (s.a.v)'dcn iiten sahabiyi /ikrctmeksizin
micoi
öyle buyurdu" dcmcleriyle
"Rcsûlüllah (s.a.v)
edilme/. ÇÜnkti hadisi
^tmî «Inms
tmka
bir tabiînden,
te aradaki
iîtîmalt vaf^tr.
iTian
hadis kabul edilme/. Her nc kadar
ba/
ö/el
"mürsel"
artlarla
adn
kabul
o tabiînin
ha/
hadisi kabul
ise bir
l^ka iabi^
vasta bilinmedii 7^-
fakihler böylesi hadisleri
ediyorlarsa da, hadisçilcr bu tür hadislere
vermektedirler/**^'
Bunun anlam udur: Her râvi, hadisi bir üstündeki râviden götlet6k \^tm kendisi tmamr. ts^k almaldr. Râvinin. kendi nezdindc güvenilir olmasndan harekclle aradaki râviyi /ikrelmeyip düürmesi caiz deildir.
Çünkü ba/en ona göre
güvenilir olan
ahs, bakasna
göre
cerh edilmi (kusurlu) görülebilir. Hatta srf aradaki râvinin düürülmesi, ismi /ikx:dilmcycn
Knmyla
ileili
bu
ahs hakknda üphe olutumr.
hadis için hkz.
R kunuda d;ha geni
bilgi
vc Delil t)lma Yönünden
Ahmcd çin hk/:
b_
212 Pol^, "Mürsel Hadüsler
Hanbcl. ei-Mü.sned.
Prol'.
Deeri" (Ankara
Dr, .Sdahutlin
I.
lyK-i)
143
Sünneti
AnbiAââ Yöntem
Genel olarak adalet sahibi ve kabul
zaman ^aman baz olaslk içeren
adn
aradaki vastalar
bir lafz zikrettii
vermekledirler.
dis rivayet
etti. filan
riv^ leiEty^krini
de
Onun
görmü baz
düafüp
râvilerin halinden»
"filandan^ (an flâg)
anlaldnda
hadisçilcr
buna
ûat
iMGr
naklettii hadislerden ancak "filan hana ha-
haber verdi veya falandan iittim" vc benzeri ekilkabul etrodkj^rler. NiJiIim mt^hur ''esSiret'^"
$Mh\ Muhammed ibn shSk hakkmda dedikleri gibi.
Ama ^Jan)
"filandan"
dedii zaman, hadisi arlk zayftr. Çünkü
döjrudâö ^üma
fâdalfeiu
ihtiraalitn
alabilme ibtinmlini de \s^%
la
^yff saylmas 5* Jtiadis
için
eldMb
bir kiple
⣠qlmarMÎi4M'.
vj^te^f-
%e sadece bnyle bîr ihtimal h$le disin Hadu^ilcre göre sim
mlmm,
"Güvemiir
daha güvenilir olan kimselerin rivayetine aykn
fiVayet ctmcKidif.
veya
i^disi= birisi
(-den
ycterMi".
bir râvinin, kendisinden bir
tad gbJ
'an'
örnein,
güvenfli-
Itît'
tvînlr had!^
belli bir fazlalkla rivayet ettii halde,
daha güçlü ve daha güvenilir baka
baka
bir râvinin
betti
daha sonra ondan bir siygâ
üe ve bu
^^#Qmakszm rivayet âmesi gibi. Yine
luun baka nilir
veya daha çok bir toplu-
bir râvinin rivayet ettii bir hadisi, iki bir ifadeyle rivayet etmeleri
de böyledir. Burada daha güve-
olann hadisi kabul edilir ve buna "mahfuz"
^m^m tekmen nnhalir olamnki
ve makbul "^ttz"
ad
denilir. Râvisi güvenilir
ise reddedilir
verilir.
^ Hadisin, gefek taeak bir lleti
Bunu
ise
senedinde ve gerekse metninde, shhatini zaydla-
banndrmamas. ancak hayat, hadislerle geçen, sened ve metinlerden ha-
d
^rünijiüyle. H^Ma Mis kondurulmayacak kadar makbit g^ükse de bu tenkitçi sfu^
berdar olan bu sahann imamlar bilebilir. Üzerine toz raflar
ona bakar bakmaz, hadisin yapsnda
recek bu
'^^
Bu
144
ve buna da
bozukluu
kitap, Sczui
tad vc zayfln
derhal ortaya çkarrlar.
te
buradan
gerekti-
^'ilel*'
Özel larattndan Tilrk^'ye (stanbul 1988) tercüme edilmitir.
ilmi
'
Mü'^Imsnlar'n Sünneti Korumadaki Gayretleri
denilen ^gcni bir ilim
domulUF.
unu
Yine buradan
anlamaktay?:: B\s ^^le^ lminden u/ak olan ba/J
kimselerin ortaya aiulilan
insanlarn oldukt^a
'
iju
kukulara
asla yer
sahih' bir isnâd oluturarak
yoklun (Güya) "Razr
peinden
diledikleri hir
hususu helal veya haram klan yahul far/ klan ya da yükümlülükten
düüren
bir badis
kmi^ieiG g^rmelçi düüii^^^^nnadan öylede kabul etmlei
ulugunink
vc onlann da bu hadisi
utnu fakihlere
müm^ümlilr/ C^^lâcn bu, hayai ortasna
saplanm
bir
içerîsîic
bwtî, 4Ma <:chaietin
kimsenin sözüdür. Çünkü
o, bildiini
mm
zannettii
halde aslnda cahildir.
Bu kotluda
Prof.
bakabilirsiniz.
melodik
hir
[)r.
Bu.
Hcmmâm Abdrrahîm
Saîd'n "lelu'I-Uadîs" d(\h kitabna
bn Receb'n "lelt't-Timzî"
adl kitab ü/crinc
yaplm
(^almadr. Hu kitab. Amman'da Daru'l-Adevi Yaynevi yayniamnr.
145
//.
(Böfüm
Sünnetin slâm'daki Yeri
> Sünnetin slâm'daki
Yeri
> Müslümanlarn Sünnete Kar Görevi > Sünneti
Ele
Almada Temel Esalar
1
.
Sünnetin slâm'daki Yeri *
'W'JTur^an- Kerim,
X
Muhammed
(s.a.v)
için
çok önemli, harikulâde
ve büyük bir meizedic* Hiçbir tamfmdan bâtl bir eyin giresenuna kadar teöwm«S fet ît^afitc^ \fe
Bac^
sabit
kaynaklara getirilmez.
oh^ konusunda cma edilmi ilk kaynatr. Bütün îstamt
e
örijtnfgts
onunla
Nebevî Sünnet
olarak gelir. Nitekim
ise
delil
Kur'an'a
getirilir,
ikincil
Yüce Allah. Rcsûlüllah
onMa Ka^m^a ^il
ve
açklayc
bir
kaynak
(s.a.v)'e, "insanlara,
ken-
düünüp anlasnlar diye sana da bu Kur'an' indirdik""'''^ buyurmaktadr. Bu nedenle de Resûlüllah C.a.y), sözleriyle, davanlanyla ve takrirleriyle Kur'an' açklamür. dilerine indirileni
açklaman
için ve
Mj^t lmm ^WcC%n Dolay.syla Nebî
tatbikidir.
bir
slâm
(s.a.v). tefsir
ve slâm'n edilmi
bir
ise
Kuf^
pr^k
bir
vc yaayan
idi.
Âie (r.anhâ) da fkh, ileri görülülüü vc E^UUlat (s.a.v)'le birlikte yaamas münasebetiyle bu manay anlayp açk bir ifakcO^îsiöS toMöHah ^^v)% ahlâk sorulduunda deyle, *'Ö*nm ahWa, Kur'm (dr^^ diye cevap vermitir. Müminlerin annesi
m^
^ Buradan Uharen kitabn sonuna kadar yapdan
lerciime,
"Keyfe Neteâmelu Maa's-^
SttateH*t-Ncbeviyye"nin adl eserin tercümesini içemektedir. Hanbel. el-Müsned, VI. 54. 111: Müslim. Salaiu'l-Musâfrîn 139 (746); Ebu Dâvud. Salalu't-Tatavvu' 26 (1342); Nesâî, Kyâmu*l-Uyl 2, 18. Bkz. bn
Ahmed
Kesir.
b.
Kalem
suresi letsiri.
149
Sünneti Anlamada Yöntem
Q Mdc
her kim, özellikleriyle
metodunu llremck ve
takrir!
isterse,
temel esaste^la kfâm'tt «indî
onu detayl ve
yaanm olarak kavlî. amelî
nchcvî sünnetten {^grensin.
'Sünnef' kelimesi, Arapça'da "yol" veya "melot" anlamna mektedir. Sünnet, Kur'an' açklamada.
metk
slam'm
gel-
hakikatlerini izah et-
w ^mete örctilmeimte "hikmet" kelimesiyle ifade
edilmitir.
te
\m m^enlc Yüce Allah, Reüûla ^s^v)'c, ^KU&b"\ ve *'Mikmen îrtrtni^ir. Buna da. Kametin oluumun^ yam^m önemli bölümleri içerisinde yer vcnuitr,"''^
A.
Kapsaml
Bir Metot
Yüce Allah'n "Bu Kitapl da sana, ker ey için bir açfkhma o\w^ indMik'^ hüyurmasmdan dolay. Kur*anî mcioi; ümullü ve kapsaml bir metol olunca, "'sünnetin
reket eder.
Çünkü
mclodu"da. Kur'an'm metodu alanmda ha-
sünnetin metodu, Kur'an'n meU)dunu
açklayc ma-
hiyettedir.
te
bu; kapsan, ^kînrUn ve nüfuz olarak
"kapsamas"
ile
Kapsam
inann bütün hayatm
belirginleen bîr mctoitur.
ile;
insann d$;t^mundan plümüne kadav hatta cenintik
tel^eröte Ülümden Mim^sina kadar bütün bayatm ka|mE^ zaman dilimini kast^iyoraz.
Etkinlik
ile
de; evde, çar$da, mescitte, yolda, ite. Allah
likide, kiinin kendisi, ailesi,
ile
olan
i-
dier Müslümanlarla veya Müslüman
olmayanlar, hatta insan, hayvan ve bitkiler ile olan ilikilerde dahi kiinin
Yüce Allat bu konuyla
ilgili
olarak
öylc buyurmaktadr: "Dogm.su
kendilerine Allah'n âyetlerini okuyan: (kHül tiklerden
öreten
vl-
içleHltdes.
nkârdan) kendilerini
te-
Pf^^amAer göndermekle Allah, müminlere büyük birjülufta bulunmutur. Hâlbuki daha önce onlar apaçk bir .sapklk içinde idiler (Âl-i mrân. 3/164) Yine Yüce Allah. Peygamberdin hanmlarna hitaben ise öyle buyurmakladr *'EvleriniZâ€^^(Hilin Allah'n âyeOerhi ve hikmeti hatrlayn" (el-AhzSb, 33/34) Kur^aa' açklamada ve lskiffl* i^^mt^ AJINl^'n kendisine Kur'on*! i^ikK^ mm insanlara açklamakta gâfcvli mttou Resuhllah*^ da^ uygun hî^r mizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti "
kimse yoktur. ''en-NahI, 16/89
150
bir
Sünnefin islâm'daki Yeri
daima sünnetin rehberliinde yürümesiyle hayaln her alann kuatan gîirü mesafesini kastediyoruz.
Nüfuz
yapsndaki alan kastediyoruz. Bu
de kuatr.
Ba/. Müslümanlarn,
k^m^
iç
akl ve ruhu kapsar, /ahir ve baln içine alr; söz, amel vc
da; vücut, niyeti
hayalnn
de; insan
ile
w
isler
olsun, ister
fsfcr
manla sava halinde olsun, hâkim olsun vc
isler
genç otsun ve
yait olsun,
dümanla anlamal
ister /.engin
mahkûm
ister
olsun ve
bekâr
ister
olsun vc islerse
dü-
ister fakir olsun, ister
olsun. ..her insann örneklik çin bir alan
bulabilecei kapsaml ncbcvî mcloltan gaili olarak sünnetten ncrcdcyüc
mkm
u^nmyu ^Ib^ii^i
i^ul
olan Arâk (salvadora pcrsica)
ksaltma^ ve yunu^k
bir
aaç
ç^idi
aacndan misvak kullanmay hilmes
U/ünlü verici bir durumdur.
B. Dengeli Bir Metot
Bu
belirginlcp
da,
"denge"
ile^
beden, akl
île kalp.
dünya
gayb
ehadct. hürriyet
ile
Sünnete
u;
illiha ile hid'alc llj-u).
ile
ile
uyma
mpotmr. )ü
misâl
Jhi
mmt^ nft
\h
ile gt?fvek. teori île pratik,
yükümlülük, fcrd
ile
toplum, Kur'an vc
gibi unsurlarn arasndaki dengeyi salar.
mMU
}m ümmet için« im^^ Bu mcioUa, la^mlk ve ekmklik yoktur. Ç^nkÛ Y^c
l^Tl itMi^4
yallu) h\x mcâi^tur.
Alkh $yle
ile ahiret,
bir
\m^mm\mâm Artda
amaym» Tany aâtNlk
yapn, terazide eksiklik yapmaytn,"^^
Bundan dolay Nebî ritten bir
(s.a.v),
sahabilerinden
ba^smn
ifrat
veya
tef-
yöne meylcuimî görür görmez, onlan, var gücüyle ortaya
yollu olmaya (vasata) çevirmi, onlan
arlk
vc eksik
yapmann
sonuç-
termdan tmkifidrmtm
Bu
sebepledir
ki.
Nebî
(s.a.v)'jn ibadetini
sorup sonra da bunlar
sanki kendileri için a/ görmelerinden vc ibâdet etmeye
rinden dolayu hiç
birisi hiç iftiir
uytttms^pf
er-Kahnân.
^sclm
ar
rabetle-
©im^erek ömür boyu oruç tt^î^^ ^^^i
i(^dct
etm^le.
g^rm^^
ÖpncUsü
5^-9 151
Icadnlardan u/atclap hîç evlenmemeye karar veren bu Üç kiinin sdzleri kendisine
kannz
ulatnda, onlara, "Dorusu ben,
sizin
AII^*tan en çok kor-
rum,
otannzm. Bununla beraber ben, hem luluyorurn, hem de tutmuyorum. Hem geceleyin nama/ klyohem de gecenin bir ksmnda uyuyorum. Kadnlarla da evleniyo-
rum.
te
oruç
ve en çok takval
benim yolumdur. Kim benim sünnetimden yüz
bu,
kii benden deildir"
Yine Abdullah
arln
çevirirse
o
diye cevap vermitir.
b.
Amr (r.a.)'m
onaç, gece
gördüünde. öyle buyurarak onu
namaz ve
Kur'an
dengeli oJmaya
okumada
çarmt:
"Bedenin senin üzerinde (dinlenme) hakk vardr. Gö/ünün senin üzerinde (uyku)
hakk
vardr. Ziyarctçikrinin ise senin üzerinde (kendilisine
ikram cime) hakk vardr.
Ncbî
hakk
vardr. Ailenin senin üzerinde (faydalanma ve sevgi)
olmada büyük
Ve
ontiara
O halde her hak sahibine hakkn ver."^'
hayatnn tamamnda
(s.a.v),
kMiUm
dengeli davranmada ve
itidalli
örnek olmutur. Zalcn Rabbiyle, kendi nefsiyle,
bir
siyle, sahubilcriyle
ve bütün
Insanlaria olan .sünneti ve sireti
buna
aile-
delâlet
ctmektedir.^^
Kur"an"da yer alan dualar da insanlar çounlukla dengeli davran-
maya ve
itidalli
iyilik vcr>
âhireUc dc
Mdiî
olmaya (çarmaktadr: "Rabbimiz! Bize dünyada da
(s.a.v>1n
iyilik ver.
kmuyla
Bizi cebeanerf»
azabndan koruP^
Hgili duatoR^iflft birBi
de
öyMr.
"Al-
ba oîm diftîm k^tfs^ndâ hâfâya dümekten Yaadm u dünyadaki ilerimin yolunda gitmesini sala!
âh*#MÎ Bütün ilerimin beni koru!
Dönüp varacam
âhirctimi
kazanmama yardm
daha çok hayr yapmama imkân
salayacak
bir
HhÛn. Nikâh Buhârî. Savm
ölüm nasip af
1;
s.
lüriü kölülükten
(
1401 )'de Encs
b.
Malik
Amel IVs-Salât 19. Nikâh 89. Edcb 84. sti'/an
55. 54. 56. 57. 58. 59.
I59)'de Abdullah b.
zm
Her
Hayatm boyunca kurtulmam
'*'^
Müslim. NikÛh 5
37. 3S, Fc/,ailu"l-Kur'an 34, (i
ver!
et!
Amr (r.a.)'lan.
53-65'e bakabilirsiniz.
ei-Bakara. 2/201
^ Müslim. Zikr 71 (2720)'de ö)u Hüreyre
(r.a.)'tan.
(r.a.)'tan.
20.
Teheccüd 7. Enbiya Siyam 181
38; Müslim.
,
SnnAlMdaHYeri C.
Tamamlayc Metot
Bu da, "lartiLimlayc" bir mcloUur. Ki bu mclol. Yüce Allah'n buyurmas gibi. her birinin dierine "nûr üslüne nûr""**"^ eklinde olmas için iman bilgiyle veya vahyi aklla tamamlar. Yine yasama, eitimle tamamlanr. Eitim, yönlendirmeyle lamamlanr.
karlama, suçlular
cri
Yasamann
ise
yap oluturma ve
haklan koruma, gerdcstnim-
ve cezalandrma
etme
terbiye
bir
sözkonusudr. Buna göre yasama olmakszn sadece eitim dir.
Yine eilim olmakszn sadece yasama üa
eitim ve hem de yasama
(!i.a.v)3phcm
Yme feövvm
We
ite,
koymadm
marnlanr. Allah, Kur'an'la
engellerse kuvvet de onu enjellcr.
Kim
deil-
yeterli
yeterli deildir.
te
Nebî
durmutur.
ü/A;rinde
j^ctim Kur'an
pozisyonu
ve devlet ise dâvet
ile
yönetimle sm^Ret.
davete
kar
lÖm
e
ta^
Itakkl
koyarsa devlet de
onu cezalandrr. Görüldüü üzere her vaz' edilen eyin
bir
slah sahas
vardr. Pogru olan hir sahann, bâtl bir eyle bir araya gelmesi caiz
Çünkü Nebî
deildir.
dâvetin ve
to)
bidir.
Yine
Nebi
(l,a.v),
hem Kur'an'n hem de devletin
(s.a.v).
mrmk^
t«Mmlara
\mm
hem de yönetimin sahisahibidir. Bu nedenledir ki vc
Sava alannda
olur.
insanlara
Anlamazlk durumunda insanlarn arasnda hüktim y&hâl; ûf. Siyaset, bar ve sava halinde mmte y^N^.. srailoullannn herhangi bir durumda (fâvete çaran bh" ffieS^mm oritm Ond^rlk
^
hükümdarn onlar yönetmesi gibi peygamberlerinin, onlara, "Dorusu Allah.
yönlendirmesi ve devleti idare eden bir
Nitekim Kur" an:
deildir. Taiûl'u*
si/,c
Îtya,
hükümdar olarak gönderdi"'** dediini Allah
ile
bi/e anlatmaktadr.
.
Kayser^' arasnda bStü^^ttra ve ^nH Allal'a vc
olmas eklinde HMyatltktaki Mesihlik düüncesinden gelen ey, Nebî (s.a.v)'dcn gelmemitir. Çünkü A1M« Nebî (s.a.v) e. "Benim namazm, ibadetim, hayatm ve ölümüm hep âlemlerin
toktle
Rabbi
ise ]Cays«ir*e
Allah
idindir.
O'nun
hit^hir
çmrolundum vc ben Müslümanlarn
orta
ilkiyim"
yoktur.
Ben.
bununla
demeyi öretmitir.
"^el-flukara-l^ KaysLT. \iom:\ vn *
<J;
Bizaas mpaföUfflanna voiJcn
br unvandr.
d-En'am. 6/162-163
153
Sünneti Anlamada Yöntem
Yine Ne^î ij^y), ümmcü iüm ediyor ve ümmetin hayatmt tamamen Kitab*a vc Mizam^'^^ yönlendiriyor. Buna göre. her kim, ve mizandan yüz çevirirse onu büyUk bir kuvvete sahip demirîe^^" ye etmekledir. Nitekim Yüce Allah bununla
makladr; "Dorusu
hiz,
insanlarm adaleli yerine getirmeleri Zffn' indirdik*
olarak
öyle buyur-
delillerle
gönderdik ve
ilgili
açk
peygamberlerimizi
terbi-
için beraberlerinde
KUah' ve Mi'
Bu demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve in^*
lar için faydalar vardr"^''
bn Tcymyyc kitap vc
ve
yardmc
(ö.
728/1327) dc der
olarak
"nsanlara, hidâyet vcrci bir
ki :
demir gerekmekledir. öyle
ki:
"Yol
yardmc olarak RabbD yçtcr."^'^ Öndcriîin, halkla bütünlemesi hu
önder olan kiinin gökte uçmas aneak toprak üzerinde yürüyen lardan uzakla manastrda
olmas
arasnda
bir
vs.
gerek yoktur. Bilakis insanlann
üzünlülerinde-scvinçlerindje^
mWh
Nebî
skntl zamanlarn bamda
(s.a.v),
sözkonusu olmaz. Önder kii
insandr. Önder olan kiinin, insan-
yaamasna
vc
tmsm mmmmm ^^^G^e^me-
skmiiacnda
hiriikie
olmas
gerekir.
Nebî
atl^Hloriude-
(s.a.v) gibi.
onlarm modeli
idi.
ayramaz
sahabeden
Uzaktan yabanc ve
bu
idi.
kii gelirdi de, Nebî
Muhammcd'dir?"
"Hanginiz
Sahabiler, mescidi bina ederken ve
bir
Çünkü
actkr, sonunda ise doyrab^
Sm^ifl^ m m «afla bulunurdu. 7%maz(£a insanlann imam ta
gösterici'
yapm
diye
Ahlâk(s.a.v)'i
sorard.
iinde ta tarken. Nebî
Mizan: Tart yapldnda hak vc bâtlm arasiKtaki fark gösleren. düünce, ahlâk ve muamelat konusunda il'rai. telrit vc itidal noktalarn onaya koyan ölçüdür. Pcy-
gamberM
dünyada kiisel ve sosyal ^Itunda adaleti tesis etmektir. Kiiiet anlamda. heHtcsrn tayâimm nâsM Ome ecHI^ her dO^tetce. ablfle ve münasebetlerinde mükemmel bir -olgunlua ulalmas hedeflenir. Sosyal anlamda ise. toplum hayaunm adalet ilkeleri ü/erindc tesis edilerek, fert ve toplum hedefi,
Mb
Ma
arasnda, ruhsal, ahlâkî vc maddî rerah
lanmasna çallr. "Hadîd" ifadesiyle:
mH"
154
uyumun sa-
ve askeri kuvvete Iarel edilerek, peygamberlerin sadegörevlendirilmedikleri ve bunun yan sra adaleti fiilen uygusonffilâ
ederek, adalet üzere kufduklân
el-Furkân, 25/31
^lilcilerin deil,
siyasi
ile ^. "asâafteli ^maya gcçiro^lg de
el-Hadîd. ?i7/25
bakmmdan
dduklan
kâs^ffiM^M* ^^^efx
nmm söîdudUmeieridir.
kw)f&â ekle
fisnetln islâm'daki Yerî
dc onlarla
(s^.v)
birJiklc
birlikte hareket ederdi. *'l\ehî (s.a.v)
ta lar
vc bina yapiili
Hatta onlardan
çalmasnda
onlarla
derdi:
birisi
çalt halde eer biz otursak, o zaman bizimki an-
cak soj^tk bir çalmadtr.*^^^ Müminler, toplumlarn elde edebilecekleri bir seviyece ve ümmet<>mck bir
lerini
ümmdt darumtma
yaya ulatrmak
i^in birbirleriyle
yflk^îeftmdk
ve
mcs^arm bütüt* âm-
hu mclodun gölgesinde bütünleirler.
konumda ve imkân salanan her durumda "tamamlama" ve "görev alma" ile ilgili bu önemli icn sorumludurlar: Dünya bilgisini harcyor, /enginlik maln lükciiy^, SMÇIü kimse konumunu hitiriyor» Onlar, her
^
ö/ci^
^ mm
Oysa Allah kiiye ancak verdii eyi yükler. Kii, ihsanla-
erdirmektedir.
rn cn
kuw4îi ^ahîbi herkes kendi yannda bulunun
aa seviyesinde olmasna ramen kcndîsMe veHten sömm<ul#i
almaya koar vc oiann en geride olmasna
ramen
onlar arkas sra
sürükler.
Müminler, kendilerinh
dnda kalanlara dc$tek dunmanidSh'^ CN^
rek mfhnln clcekter ve gerekse münrin Kadnlar birbirlerinin vclisidirler.
Nitekim Yüce Allah ()yle buyurmaktadr:
kadnlar da alkoyarlar,
birbirlerinin
nama/ dosdoru
itaat ederler.
D.
velileridir.
"Mümin
erkeklerle
mümin
Onlar iyilii emreder, kötülükten
klarlar, zekât verirler. Allah vc
Rculü'ne
te Allah onlara rahma cdccckiir/*"^
Olgml Bir Metot
Sünnet, "pratik bir mctot"tur. nsanlan. kanallar olan meleklerle bir luinaa;.
Çünkü onlar,
beerdir. Dolaysyla da
yemek
yerler vc
çarlarda
fEî^î^k^^rlar. Eilimleri, ehvetleri, gereksinimleri vc ihtiyaç duyduklar eyleri vardr. Yine onlann yüce ruhsal özlemleri vc ruhlar âlemine
dönük hcdencri vardr. Onlar, çamurdah ve kura bi* bal^tklat yaratiK mlardr.'^'' Yine onlarda. Allah'n ruhundan bir ülürmcdc vardr."''
Hî^ M-Sîrclu VNobcviyye, Ht. 25 cl-Tcvhc.9/,7i
Bkz. el-Hcr. 15/26. 28 Bk/..
d-Hicr.
1
5/29;Enbiya. 21/91: Secde. 32/9;Sâd. 38/72;Tahrîm. 66/12
155
SönnetiUma&yâiiten
tnsamn
ay^nn
yücelmesinde-sUflilemesinde,
kendine
gelmesinde-
kaymasnda, hidâyet bulmasnda-saptmasnÖB dosdoru yola
kavumasnda-doru etmesinde
alacak
yoldan sapmasnda, Allah*a isyan etmesinde-tevbe
bir
durum
yoktur.
Sahabeden brm, evindeki luh
olmasmdan dolay kendi^nin
ki ruh halinde farkl
hmm
zannedip
lU^üUah (s.a.v)'in mzmnda'
laii
çivinden
çkt
^ Iharak
yanma varp, "Hanzala münafk
(s.a.v)'in
dedi. Sahabi,
ResûlüUah
birlikte iken kalbinin ince
Öyte
oldu, Hanzala
d
ftesûlüllah
münafk
oldu"
bu münafklk durumunu; O'nunla
(s.a.v)'c.
duygulara
unu, Rabbini hatrladn ve
gitti.
mtofk olduunu
kapldm,
âhireti
.
gözlerinin
yala doldu-
gözünde canlandudn, sanki
Ihtai gözleriyle gördüünü, emm döndüpnde ise^uki^ia akalanftm. hamm^k o^at^m ve 0*nun yannda iken hissettiklerini unut-
tuunu açklad. Bunun
nmda bulunduunuz yollarnzn üzerinde larn hail
fi^enne ResÛlüllah
hâl ü/crc sizlerle
(s.a.v),
"Sizler,
benim ya-
bulunmaya devam ederseniz, melekler;
musafaha
ederler. Fakat cy Hanzala!
nsan-
zaman öyle, baz zaman böyle olmas normaldir" buyurdu,'"
O sah^i, bu ekikle Mratml It^n, e^f c^^rmp^^sanM olayml mmm da gafil davranp kestiriyor. Vaktini ve hayatn, nefsinin honutluu
Rabbinin hakk arasnda veya dünyas
ile
ile âhireti
arasnda bölü-
türmesinde bir saknca yoktur. Nitekim bir atasözünde, "Bazen kalbin için
ve
bwm m Rabbin için" denilmektedir. tainn zayfln
Bundan dolaydr d,
ortaya
bahlarn dairesini geniletmekte ve haramlann dairesini dr.
Bu
husus,
klmsa
u. hadiste öyle
ey
ise daraltmakta-
geçmektedir: "Allah kitabnda neyi helâl
o helâl ve neyi dc haram
edip herhangi bir
kcyup mu-
klmsa
o da haramdr. O'nun sükût
söylemedikJeri ise "itf'alam"dr. Öyleyse Allah'n
brakmasn) O'ndan kabul ediniz. unutmaz." Daha sonra Nebî (s.a.v), "Rabbin
bu '"ajiyetint (hogörü ve serbest
ilbesiz Allah hi^ir
Müslim. Tcvbc 12 (2750); Tirmi/.î. Sfatu'l-Kyamet 20 (2452). 59 (2514): Tbn Mâcc, Zuhd 28 (4239); Ahroed b. Hanbel. el-Müsned, IV. 178. .Wde Hanzala h. Rchî' cl-Üscydî (r.a.)'lan.
1^
Sünnetin slâm'daki Yeri-
'''
unutkan deildir"''*' âyetini okudu." Sünnet, insann
meydan insann
zayfln
om^ kaynmkladr.
o kiiye mah&h oltnaktadr. Çünkü hâsl olunca. ihliya(; annda ba/ haramlar o kiiye
gelmesi halinde /^rurctlçr
ihliyat^lan
mubah ekline dönmektedir. Nilckim Resûlüllah
k^m\x hasialm ikâyet
^i^m
jrâiSaklann
(s.a.v),
sahabeden
iki
etmeleri üzerine onlara ipek giymeye
izin vermitir.
Sünnet, insann olgusal halini onaya koyup kii bîr günaha /.aman
um
sayp tcvbc
/.ayf
kapcn onun
yüzüne kapatmyor. Aksine
balanma dileyerek piman olmas
Rabbine diinüp
için
kapsnn
dm öte s^^tadr. Bu husus, u hadisle öyle geçmektedir: su Allatv gündüzün günah i^teyenîn tevbesinî kabul etmek için eîM ^ft^C^leyin günah ^3^nn tevbesini kabul etmek
düzün
vam
elini açar.
Bu durum,
tâ
güne batt
dütüü
yerilen
kana-
'Doru-
g^j^it
M ^ â^ncaya
gün-
kadar de-
eder."""
bu huutö 3yie g^^ktedir: "Canm elinde olan Allah^a yemin ederim ki, siz hîç günah ilemcyip Allah'tan Ni»lanma dilememi olsaydnz Allah sizi yok ^fen- (yMiK©) gtoah îfteyîp
Bîtkü
Allah'tan
bir hadiste i»e
balanma
dileyecek ve Allah'n da onlar
balayaca
bir
toplum getirirdi.""
Yine sünnet, rîddci
ister
vehbî olsun V0
ister
kesbî ols^t
ins^Mrn
halle-
W6d# ve onlann arasndaki gft^ p^Ilöiîîi^tlttt tmm koy-
maktadr.
le
soruya, onlarn lar vermitir..
kiiden gelen ayn
Hesûlîlllah (s.a.v), birçok
bu sebeple
durumlarnn
Çünkü yal
oluunu dikkate
farkl
bir kimse,
genç
birisinin
alarak çeitli cevap-
yaptn
yapamaz.
Meryem.
'
Hâkim. ci-Miistcdrok. II. 4()6 dc Ebu'd-Derd3' (r.a.)'mn rivayel etmitir. Hâkim, hü hadisin sahih' olduunu b-lirlnitir. Zchcbî de hadisin 'sahih' olduu görüüne kailmtir: Hcysemî dc. Mccmau'z-Zcvâid. I, ITl'de der ki; "Bezzâr ve Taberânî de "el-Mu*cemu%Kebh**iXc bu hadisi rivayet etmitir. Hadisin senedi, 'hasen'dir.
'
Ravilert, sika (güvenilir) kim.«;le«lir.*'
Müslim. Tcvbc 31 (27S9>:
Abmed
b.
HanM. el-MÜsned,
IV, 395. 404'de
Ebu
MLisâel-E'arî(r.a.)'tan. '
Müslim. Tcvbc
1 1
(2749),
Ahmed
b.
Hanbcl. cl-Müsned.
II.
309-da Ebu Hürcyre
(r.a.)'lan.
157
Ki$î,
zaruri halincte
yapt davran
rahatlk ve serbestlik halndis ser-
gileyemeK.
Yine Ncbî zetmitir.
Bu
(s.a.v)
.
topluluklarn âdetlerini ve rarklilklarn da gö-
sebeple Ncbî (m-v), Habclilece bir bayram günü mesciu@
m»3!aklanyla oyun oynamalanna
vermi vc kendi omuzlanntn gifsinden Âie (r.anhâ)*nn onlara hakmasma müsamaha göstermiti.'** Yine Nebî (s.a.v), Aic*nin yaça küçük olmasn dikkate alarak kz çocuklarn toplu halde onun yanna gönderirdi, onlar Âic'yle oyun i/.in
oynarlard."'*'
ksamn elence vc da düünlerde, lan
uzîdctan bir kimsenin
elence ekli Vakalar
^ip dolamaya olan
gel^Me ve
balad.'^**
çoktur. Örnekler
bunu çevrelcycmcz.
Nebevf-Rabbânî metodun olgusal
E.
altndmfâtede yap-
ihtiyac dkkale
Kolaylatnc
te bütün
bunlar, bu
halini göstermektedir.
Bîr Metot
Bu metodun belirgin özellikleri içerisinde: kolaylk, kolaylatrma ve hogörü vardr. Nitekim Besûlüllah (s^.v)'i öCHS^i küapirtan Tevve teird^i "hrolara emredip kMliHcto sâkndnrtar, tcmk ^cri helâl ^m îm hsmm Ita^ fmdc^l arlklar ve strllanndaki /incirleri kaldrp alar."^ Bu Nebî
(s.a.v)'in sünnetinde; dinleri
hususunda insanlara zor geie^
cck vc dünyalannda ise kendilerini ^nUjfa, düürecek
Ncbî
)^)ktur. Bilakis
'
(s.a.v),
W. ydcyn
kendisi hakknda, "Eten
her^g^ bir ey ancak tahm^ ve
Nikâh 82. 114. Chad 81, Menakb 15: Müslim. Salalu'l-ydcyn 18 (892); Ahrayd b- Hanhel, el-Müsned, VI, 84. 85, 166. 247. 270' de Âie(r.anhr)"dan. Buhârî. Edcb 8 1 Ebu Dâvud. Edeb 54 (493 1 ); bn Mâcc, Nikâh 50 ( 1 982); Ahmcd d-Müsnetf, ¥t 233: 234'de Âie ( r.iinhâ)'dan. ^ BunuA^ ÎI^H olarak '*MM^^^mm0*t-Mmlim*' khabmzm "^lenBuhârî. Sahil
2.
25.
;
\
mi
ccler vc Sanatlar"
d-A'râf. 7/157
m
bölamüSî
w VZ-NiSm w7-F0A''adl ri-salem^ bakabilirsiniz.
Sünnet'in -^lâm'daki Yeri
buyurmakladr. Nebî
hidâyet rehberiyim"
(s.a.v).
bu sözüyle; Yüce
Allah'n. "Biy. seni ancak âtçmlcrç rahmet olarak göndenlik"^'*^ âyetini tefsir
ediyordu.
Yine Ncbî
(s.a.v)
ra sürükleyici olarak
öyle buyurmakladr: "Allah
beni /.urlayc ve zo-
göndermedi. Bilakis beni öretici ve kolaylatrta
olarak gönderdi."'***'
Yine Nebî
(s.a.v).
Ebu Mûsad-E'arî
Yemet'e gönderirken de onlara "Kolay iatunz. Birbirini/le
u
ö/.Iü
zorlalrmayu/..
(r.a.) ile
Muâz
K Cebe! (r.a.)'i
ve kapsaml tavsiyeyi
Müjdulcyii/.,
yapmtr:
cuinncyini/;.
nclVcl
anlamz, ayrla dümeyiniz."
onlara^^ hu" Kolay latrmz» zorlairmaymz. Mtpete^M:^ iKâ^ ümmetinin bir%etmcni ofarak
¥îhü yurmakladr:
ellirmeyini/."'^'
Yine Nebî
ts.a.v), risâlcti
hakkmda da öyle buyurmakladr: "Bçn
hogiirülü Hanîr diniyle gönderildim"
bn
"
Sa'd,
TahukâluM-Kübrâ.
Bh
I49"da
I.
192
ile
cl-H:ikî ct-Tirmi/î. Ncvâdiu'l-üsûl.
Sâlih'dcn mürscl olarak i\aycl cimilir.
Hâkim
ist'.
III.
(cl-Miisledrck.
I.
Uürc>rc (r.a.) lan cvsûl olarak rivayet cimi ve Buhârî ile Müslim'in attanna göre bu hudistn "sahih" olduunu belitlmitir. w»7-llara»* lülti kilatnmizm Zehcbî (G buna kallmtm liihrcitKe bu hadisin -sahih' olduuna kaydeitiiiir. Bk?-. Hatl-s Ho: t
9rdc) Ehu
Salih
yokytu
fc-bu
^
cl-Enbiyâ, 21/H)7
Müslim, Talâk 29(1478) "
Mâ/
M, Fuâd Cihad AbdLilbâk. cl-Ui"Uiü vc'I-Mercân. (21.U)). Bk/. Buhâri. Mcgâ/.î 60. câre 164. Mca/i «). Edcb »(). stilabclu'l-mürlcddin 2. Ahkâfl 7. 11 1%. M«N*ttm. F.bu
Musa e!-F'arî
(r.a.) ile
b. Cl'bel ir.aj'ian
muiicrekn
aleyhtir.
I
''*Etö*i b.
MSlik
lr.a.)'lan
muUcfckun
aleyhtir.
.
M. Fufd Ahdulbakî. cl-LUMÜU
vc't-
lm
ll.t:deh80: Müslim. Cihad 8 (17.14) " Taberânî. cl-Kcbîr. VIII. 210. 222"de bu hadisi Ebu ("imâme (r.a,)'tan rivayet etmitir, (Hcysemî'nin) MeemauV-Zcvâid (111. .^()2)'de de pevtii ü/ere. senedinde
Mercân.
(21.-^1).
Bk/. Buhârî.
/.ayr bir râvi vardr. Hatîb (Târîh-i
Câbir
(r.a.)'ian
011. 20^)'de ise
.^lipfe de
m-.
bakalar ise bu hadisi cimilerdîr. (Münâvî'nn) Feyzu'U(S&K«i,
Badâd.
/ayd' bir isnâdla rivayel
Vtl. 209) \c
u ifadesi yer almakladr: "Fakal bu hadisin üç gKi yöJttVîBfefttt
"^mC
dereoîsinden
aa inmez." Bkz. Elbânî, GâsaMü'l-Merâm. (H.
«).
Hafz (bn Haccr) de. Fcthu'i-Bârî, 11. 444'de bunu Serrâc yoluyla EhuV-ZinâdUrve-Âie lr.anhû)'du Habelilcrin mescide oynamalar kssasnda zikretmitir.
159
Sünneti AnbnB^l^ÜHn
Yi^
(s.a.v)
öyle buyurmaktadr; ''Amellerden devam etm^
yetec^^ sanhn. Dorusu sizler amel efea^fel usftnmatfikça Allh sevab vermekten bkp usanmaz.**^ gacfinfizOn
Görüldüü
nda
üzere Nebî
yürümektedir.
kultaodan kolaylk
Alliih,
zorluu istemez. Dinde onlara
Yüce
iarci etlii Kur' an metodunun
(s.a.v),
Çünkü
bir güçlük
istemez*'^^'*
hususundaki
insany (sabr ve
ar
teklifleri)
Qnto
istea".
ilgili
omki *UW^
buyurmaktadr. Yine YÜee
Allah evtcnlmes haram olan kadnlarla ilgiü "ayetten sonra (din
-
de çikarmamtu-. Nitekim
Allah, abdest ây^inin bitifint^tena^^a
kerfimr^ bir güçlük çtkarmak
bkp
sizden hafifletmek
ise
^Allah^
istiyor.
Çünkü
tahammül bakmndan) zayif yaratdmtr*'^^^ buyur-
maktadr. Nölit (S.a.v), MüslîhMttert dinîlconulafda inatç bir tavr sergileme-
arya
lerinden ve ki,
kac^cnalarmdan
ruhbanl, münzevi
bir
ve
te
bu sebepledir
hayattan
itidal
ü/crc yararlanmaya
Maysyla da "Dorusu Allah gü/cidir. Güzellii
"Ophesz
klmay
hayat sürmeyi ve temiz eyleri haram
meru klmamttr. Müslümanlar çammsttr,.
sakndrmaktadr.
AM Uuna verdii
sever"^*^
nimetinin eserini kulunun Üzerinde
)uyurmulur.
^ *^M^ter
ge^^
bi7Jm (finiMOe Var^, I^^Mna Hanif diniyle gönderildim" (Ahmud b. HantK;!. cl-Müsncd, VI. 1 16, 233). Yine Ahmed b. Hanbel'in. Abdullah b, Abbâs (r.a.)"ian rivayet ettii hadis de buna ahittir: "Resulullah'a. "Dinlerin hangisi Allah'a daha sevimlidir" diye soruldu. Resuullah. 'Hogörülü Hanif dini' diye cevap verdi" Hcysemi {Mecmau'zbilsinler ki.
u
Ahmed. ei-Müsncd. I. 236 ve Tahcrânî de. elKeWi M, 227 ile el-Evsat. 1, 30rdc ve BezzSr ete rivayet etmitir. Bu hadisin seneme ise Ihn tshâk vardr. Bu kii, madcllistir. Hadis rivayet edî^ et^ed^ni
Zevâid,
1.
öÜ'da) der k: "Bu hadisi;
açklamamtr. Buhâri ise îman 29'da bu hadisi scnedsz olarak rivayet etmitir. ^'^^
Buhâri.
man
Siyam 76- 77 el-Mâdc. 5/6 1
1
32. (
1 1
Teheccüd 56)'de
18.
Âie
Savm
52: Müslim. Salatu'l-Musalîrin 221 (785).
(r.anhâ)'dan. Bkz. Sahîhu*l-Camiu'.s-Saîr. (.7887)
^**en-Nisâ\4/28 Müslim, tmn 147#tr(le Abdüllâh m Cr^a::^ ™' Tirmizî, Edeb 54 (2819); Hâkim. cI-Müsledrek. IV. 150'de Abdullah
^''^
(r.a.)'tan.
Elbânî. Sabîhu'l-Câmiu's-<Saîr, (18H7)'de bu hadisin 'hasen'
belirtmitir.
160
b.
Amr
olduunu
Sânn«rtatslâfli'daklYerf
^ )m
Tahan ^tw* likleri belirtmitir.
mmm
Abdest yerine
kiî^altmay ve
yenii kadar
teyemmüm
etmeyiî
mhsat ve
hususlardaki
hmM.
hafif-
alm^ yc^^ü^k srasmda srasmda tiiaiA
gk^Un
namaz klmay; Ramahamile kadn ile süt emziren kadm
ayakla, dayanarak ve göz iaretiyle
zan orucunda hasta için
île ilgili
yolcu
it^in.
için.
oruç tutmamay da ifade etmitir. Ramazan aymdaki bir yolculuk
msr^ a^ ssdc dolaysyla ins^mlmn etmfm^vngl^^k k^istn0 ^ge yapug
ve Qzcrine su serptii bir
Yine Ncbî
(s.a.v),
rumu olmakszn öle cem' b.
de
Medine'de
lunca, Abdullah b.
akam
yamur yama ile
du-
yalsnm arasm-
(s.a.v)
Abb^
.
{m.),
böyfe
^^mkla ne^ istedi?'
diye soru-
'OmmeMkn torluu kaldrmay isle-
KM verdi."
Yine Nebî
(s.a.v),
yapimm
eylerin ise
arasn ve
"foi"
ma vermitir. EuHonuyld ilgUi hadisia mvisi. Abdullah
Abbâs Cf,a.Ta, *Nebî
dV diye cevap
hiçbir yolculuk ve
ikindinin
ile
adamn dununu baklatda
bu k.onuyla iever.
ilgili
Yasak
olarak. "Allah, ruhsal verdii
iald ^l@rin ilenilmeim
i;^
Sevmez"'*' ve "Allah, ruhsat verdii eyteia pftlfisisn sevö-. Azimet
kld eylerin ilcrtflmesîtl ^ sevef^ fen^j^nml^^tr. Sahabiierine
Ruhârî.
Savm
mutlcfckn
yumuak
36; Müslim,
bir tarzda visal orucu'**''
tutmay yasaklad.^^
Siyam 92 (lll5)'de Câbir
b.
Abdullah
(r.a.)"lan
aleyhtir.
Müslim, Salatu'l-Musatrin 49-51 (705)'de Abdullah
m
b.
Abbâs
Yaim/
lr.a)'Un.
yi^lî^erdigi hadisin metni. îlrmizî, Salat (187)'dc gcçmcktedir.
^
k HiiflfK,^-MtWd, n,
HibNbl.«s^W^ ¥1. m% B<MMi^^^ Ömer (r.a.)'tan. Bkz. Sahîhü'l-Camiu's^
fibn
S.iMcniri-Kühra, IH, I40'da Abdullah b. Sagîr. (lS8()
Ahmcd Abdullah
b. h,
Hanbd. ol-Müsnc-d.
Ömer
(r,u.)"lan.
II.
108: Beyhakî. c,s-Siincui-|-Kübr3.
Taberân. el-Mu"cemu"l-Evsal.
III.
140"la
III.
89. el-Mu'cemu'l-
Mes'ud (r.a.>"lan ve Taberânî. cl-Mu"cemu'l-Kcbîr. Abbâs {r.a.)'tan. Bkz. Sahîhu'I-Câmiu's-Saîr, ( 885) göl. geeclfâf hîç iftar etmeden oruca devam etm^-
Kcbîr. X. 84"dc Abdullah b.
XI. 323'de ise Abdullah b.
Visal orucu: ki
d^ ^
1
tir. '
-
Huhân, Savm 49 de Ebu Hüreyre (r.a.nan. Bubârî. Sayra 48, 50'de Ehu Sa&i Huürî
el-
(r.a.)'tan.
161
Sümted^lamada
Bir
YMm
M^U^Uk Q^ms^
için
mm akmada
ve sahuru da ge-
acele etmeyi
ciktirmeyi onlara müstehablcld.
Sahabilerden
Âs
(r,a.)'a
birisi,
Ncbî
Amr bnü'lAmr bnü'l-Âs
srasnda
(s.a.v)'e; bir sefer
cünüplük isabet ettiini, bunun üzerine
UyemmUm alarak kendilerine namaz ktldmlgn ikâyet eui. Nebî (s.a.v), Amr îbnöM-Âs (r.a.)*a bunun sebe^ni (r.a.)'m
sordu.
boy abdesti almayp
O da, gecenin çcdc idd^i souk olduunu zikretti. Aynca, *Yüce
Allah'n **Kendi kendinid Öldürmeyin! Allah
size
kart gerçekten mer-
hametlidir*^^ âyetini haUrladm' dedi. Bunun üzerine Rcsûlüllah
tebessüm
ctti.'*^''
te
Nebî
bu;
(s.a.v)'in.
yaplan
bir
fiili
(s.a.v)
onayladgma
delildir.
^
Mr
bir
kims^ Mr yara Ssdet eSmî^. Daha sonra
bu lii cüntip olmutu. nsanlardan desti
almasna
fetva verdi.
da öldü. Bu olay, Ncbî
^Fetvay rini
verenler)
Bunun
birisi
üzerine
(s.a.v)'e
onu öldürdü!^.
ona yarama
adamn
yaras
ulat. Bunun üzerine Ncbî Allat)
(s.a.v),
da onlan öldürsün. Bilmedikle-
sorsalard ya! Cehaletin ilac ancak sormaktr' buyurdu;^
Buhârî,Savm 45; Müslim. Siyam 48 (I098)'de Sehl
b.
Sa d
(r.a.)'tan.
Ebu Dâvud. Taharet 124 (3:t4)'de AmranttlMb^^t)*^ Ebu oavud. Taharet 25 (.i:^6)'de Câbr (r.a.)*tan. Bu riv^efte 1
!Ctmesi yetcnli" ifadesi
162
ramen boy abkötületi. Adam
yer almaktadr.
*Xkm t^emn^m
2.
Müslümanlarn Sünnete
Müslüman
^ebevî Sünnet,
ferd ve
Kar Görevi
toplum hayat
metot olup -daha önce de iaret ettiimiz gibiKMr'an*! ve
Dorusu tyla; ister
yaayan
ResÛlüllah
yalnzken ve
ister
bir
slâm'
için
tefsir
dclayl bir
edilmi
bir
temsil etmektedir.
(s.a.v), sözüyle,
davranyla,
bakalar arasnda
bütllîi
haya^
iken. ister yerleik hayat-
uyank ve ister uykuda iken. ister özel vc isler kamu hayatnda iken; ister barta ve ister sava halinde iken, ister salkl ve ister skmti annda; Allah'la, insanlarla, yakn akrabalaryla, uzak akrabalaryla, dostlaryla ve dümanlanyla olan ilikilerinde
la
ve
ister
yolculukta iken,
ister
K-ur'^'m açktaytmst ve slam'n hayâta aktanlnu ekli
idi-
Müslümanlann görevlerinden birisi de; içerisinde kapsamlhk, te^ kâmül, dengeli, olgusal ve kolaylatrma özellikleri bulunan bu detayl Ncbcvî metodu ve bundan yönlü insanî deerler leri
vc hayatlarnn
ile
tecelli
asalete
eden köklü Rabbânî anlamlan, çok
uygun ahlâkî yapnm mânalarn bilme-
tamamnda bu
metottan güzel örnek almalardr.
AUah'm ResVûy kavufmiiy umanhr ve AUah't çok
Nitekim Yüce Allah öyie buyurmaktadu*: **porusu
Ml^J^.JM^0 mM^^Mne zOsrethnler
güzdbir »meloir.'^
Yine Yüce Allah bununla size
^
ne verdiyse onu
altn,
ilgili
olarak
öyle buyurmakladr: "Resûl
she ne yasaUadysa ondan da saknn.
'^'^
cl-Ahzâb. 33/21
*™el-Har..W 163
kU
Yine Yüce Allah konuyla ilgili olarak öyle bufum^îimdr;
Eer AüahU sevfyamam bana uyunuz *^ nahlartmz balasn, Bu
da,
Müslümanlarn,
bir sünneti
U AUah da sM sevsi» ve gü-
en gü/c! bir ekilde nasl anlaya-
ssMe ve onlam ^z^l bir mk\cn glN^ gerde fkh m $&!^m
eakhmm^ bu ümmetin en hayrl jibsUM olan ekilde uyanlann sünnetle ameÜ ahlâk olarak sahahiler,
güzel
güzel
onu ne ekilde
ele
alacaklann bîlmelerhi jgemktin>. ÇÜnkO
Muhammedi MedreseMe eitim görmüler ve bu eitimleri^
yapmlar, sonra örcndiklcriyle amel etmiler ve bu amellerini yapmlar, sonra da bunlar slam toplumlarma öretmiler ve bu
ö^me iini de güzel yapmlardr. üphesiz
ünce
\â
bü
mtr^ MüsHlmantoli
m We gelen
lrcrtslemi,
dü-
problemidir. Kanaatimce bu, ahlâk probleminden de önce gelmek^
tedir
Düünce
mak
problemi, en
@taya çkmaktadr,
açk ekilde
Sünneti
mimm w onunla yaa-
özellikle de kendilerine
^^ed^
çevrildii,
baland, douda mteîdlâ ömmetin kafalarm kaldrp bakt (baz) slâmî uyan aktmlannn yaklamlarnda daha iyi görülmektedir. Bu Islamî uyan akmlarnm sünneti anlamada yaadkgönüllerin ümitle
tan
düünce
probleminin temelinde; onlann sünnete, çounlukla
yanl
bak açsyla yaklamalaMr anla^ p^vesinde bakmalar ve far r -temklerihi Wr @nçf*i bölümde ailattraz- Nebevî metodu anlamay
pratie dökmeksizin sünneti Hietedeyse bir taktn fenomenler
ile
ekilsel kalplarla kstlamalar yatmaktadr.
Sakndrlan Üç Afet Resûlüllah (s.a.vftift, nüfeavv^ ilminin ve risâlet mirasma: nlar,
bozguncular ve cahillerin ellerinde maruz
eden
bir hadis rivayet edilmitir:
'
im fen Cerîr et-Taberî (ö. ^imZL}, Temmâm âdU
Âl-imrân,3/31
m
kalaca husu^^
eserinife,
fim
(ö-
(ö.
ç-
Ijâfflet
414/1 023)
365/975) ve bakalannn Nebî
Müslümanlann Sünnete Karj Görevteci
(s.a.v)'dcn rivayet ettii
u
"Bu
hadiste geçmekledir:
Onla, bu
adaletli olan kimseler yüklenir.
hos^unculann sokuturmalarndan vc
ilmi;
ilmi. her nesilde
'arlarm
ulrinndcn,
muhafaza
cahillerin tevillerinden
ederler."^'**
Bunlardan her
birisi
Nebevi mirasa kar,
ykc
ü<ç-
tehlikeyi temsil
etmektedir: /.
Arlarn
Tahrifi
Mi
ama, arlk ve bu dinin ayrt edici özcllikleBuntdaiOM^ rindat ölat f^'^a^ Hâttif daîni» öz^li^ «tap "mi^^ated ol-
mak^^ ve bu eriatn yflkümU&IOltlennîn en belic^ (^t^ olan May-
hm icrk edilmesi gibi yollardan gelen bir durumdur. Bu,
ister
akidede ojsun ve
ister ibadetle
olsun bizden önceki £hl-i
kiuibm helak olmasna yol açan anlkttr. Kur'an' Kerîm onlarn bu durumunu öyle kaydelmektedîft "tJe Mî
Ey
kitap ehli! Haks/. olarak dininizde
saplan,
çounu
saptran ve
doru
arda
kaçmayn. Daha önce
yoldan ayran bir milletin heveslerine
uymayn!"*"
Bu
sebepledir
k% Abchdlah
Abbâs
b.
(na.)
bu konuda Ncbt
rivayet etmektedir:
"Dinde
anla
saknm/,! Çünkü sizden öncekiler dinde
arlk
yapmalar sebebiyle
(s.a.v)*dcn
u
hadisi
kaçmaktan
hclâk olmutur.*'
Kayym. Beyrut)'tl& hu tbii
Miilâhu Dari s-Scâdet, I. 163-164 (Dân'l-Külübi'l-Ilmiyye basks. hâtHî^ ^krctmi ve <;eicli isdteâan geldii için de onu kprvetli
Ayn
ekilde Allame hnu'l-Vczîr de. mütahiâlarnn genilii ve güvenilir Ahmed ile Hal/ bn Abdilberr'in bu hadisi oln:l;n münasdvtiylc gerek 'sahih' giirmelcridcd ve gerekse de senedinden ütürü Ukaylî'nin lereihi yönünde nakledilenlerden ddlay hadisin "sahih" veya "hasen" olduunu desleklemilr.
mam
b
Bk/,.
er-Rav/u"l-Bâsim
iVz-Zebhi an Sünneti Ebl'l-Kâsm,
MaVil'e hasks, Beyrut). Yine bkz:
er-RavduM-Bl^ fi
Ahmed b. Hanhel. el-Müsned. I. 215. Monask 63 (3029): Hâkim, el-Müstedrek.
bn
IMd Mftdi Temmâm.
347; NesÛÎ. 1.
6:^7;
Hibbân. es-Sahîh. IX. 183"dc Abdullah
b.
21-23 (Dâru'U
I.
Menask
bn Huzeyme. Abbâs
217;
bn
Mâce.
es-Sahîh. IV, 274;
(r.a.)'lan.
Bkz. Sahîhu'l-
Câmiu's-Saîr vc Zyâdeiihi, (26SÜ)
165
SSnnsti Anlamada fBAtem
YMm Abdullah b. Mes'ud (u^)^ Nebî (^v^te'^t Myet etmeictedin
"Nebî (s^v) üç defa "Haddi a^nlar helâk oldu" buyu^u.'**"
u
Burada
meye yönelik
husus ortaya (ykmaktadr: Hadis,
bir
davran olduuna
kolaylk, kolaylaimaltk
Anhk,
&tnda yoktun
ile
dikkat çekmektedir.
ama görevi
bir
et-
Çünkü arlk;
olma özelliine, sahip dinin
ofta
insanlara haddi
zorlua sevk eden baka
arln dini tahrif
ya[n-
yükleyen ve onlan
yapda sözkonusu olur.
X Bazgumukntt SojkutHrms
mmm ttimayan eylett mm mM-
1m bozgunctten, w^b&^ nebevî metodun yapsnn reddettii,
maya,
çkt
kar
ortaya
akide
ile
slam eriatnn
ve kendisinden usûl ie fürûunun nefret ettii, sonradan
çkan eyleri
ve bidatleri bu metoda kalma ve
sokuturma teeb-
büsleri sözkonusudur.
M
Bu
bozguncular, s^pslerde muhafaza edilen, mushafarda
dizili o-
okunup duran KuMfa herhangi Ur ey itSve eStffieta kalnca, herhangi bir kant göstermeksizin sadece "Resûlüllah (s.a.v)
ve
âciz
dillerde
öyle buyurdu" demeye imkân bulmalar suretiyle sünnete baz eyler sokuturma yoiunun kolay olduunu sandlar. l^kin
tNu
ümmetin büyük
Wmled Ue
sünnetin koruyucular,
to-
as^^M^tea Jmm te Mû mpM l^jpatg^bileceklcri t^^^c bnlan hmt bit vaziy^ b^edter.
gunculmn ^abilec^M ttku-
Bundan dolay dâ
Onlar, senedi
olmayan
bir hadisi kabul etmediler
ve teker teker hadisin râvilcrinin bi/zat kimler olduunu,
doumundan
ölümüne kadar; o râvinn hangi "halka"dan olduunu, hocalarnn kimler
olduunu, arkadalarnn kimler olduunu, nu,
^^ilir oluu ve mkvst* hfe ve
limvaftell bilip
ile
garip
talebelerinin kimler
zabu,
mehur
güvenilF râvilere
haM^e tl^ katausmm b^utlannm ne olduunu
açtkiimdkça sene/l de kflkl e&ttedte.
Bu
sebepledir
ki.
hadis âlimleri
"snad dindendir.
olmasayd* herkes her dilediini söylerdi" ve "snadsz ilim kimse, gece odun toplayan kimse gibidir" demilerdir.
^'^
Müslim,
166
olduu-
lm 7 (2670)
Eer
isnâd
talep eden
Müslömanlarn Sünnete Ka^
Onlar ancak, senedi güvenâlir râvilenn, j^li
gelmi
senedle
ten uzak
bandan sonuna kadar, âdil ve zabt iyi olan veya açk bif ks^ukluk olmakszn muttasl bir
olan hadisi kabul
olmasn da
etliler.
Yine
onlar, hadisin
lili/lik.
nin özcUiklerindendir, slâm, bununla, tarih ilminin
Yalnz
una
bir asl
ve
bir senedi
dair u/-man âlimlerin
illet,
slâm ümmeti-
metodlann temel
olmayan veya uydurma ve
hüküm verdii
bâtl hadisler, halk arasnda
Örnein;
ve
ç^sU^edcni toplumlan geçmitir.
da yaygnlk kazanmas üzüntü
gibi.
âz
zorunlu gördüler^
artlar ve kaytlaryla isnâd konusundaki bu
alma hususunda
Görevleri
bâtl hadislerin,
verici bir
ölîîu-
ümmet arasn-
durumdur. Bununla
yaygnlk kazand. Kadnla
"Kz çocukta, âsaWi öMUrandan
ilgili
birlikte
hadisler
dolay topraa
mölm^^,
**Kadnlarla istiare edin, fakat onlarn söylediklerine
halefet edin"
ve *'Kadnlan göze çarpan m©¥dtere otufttflE^
yaz ya/may da öretmeyin"
Bu
hadislerin bir
HaceruM-^ved'e gibi.
Bh-
^ Ofllaa
gibi.
tevhid akidesine
itikat etse elbette
terstir:
"Eer
MeruM-Esved ona
sizden
fayda
birisi
a^"
ksm û& mû hurai^^îr: "GÜly Peygamber (s.a.v)'in terinden
yaratlmtr'
te
ksm,
mu-
gibi.
ümmetin âlimlerinden birçounun Müslümanlan bu tür hadi^:d£»î^kodH:Br^ im uydurma hadisler hakknda kitaplar yazmaya bu;
^Vk i^gi
bir mesele^îf.
^Ökfe& d^ yerinde Saânî
650/10521,.
59in2mi3w/m
0. 911/1505). Aliyyu1-fâW #• 1014/1605). bn Arrâk (ö. 963/1555). cvkânî (ö. 1150/1834), Le*me^ (ö. 1848/1886) vc asrmzda Elhânî (ö. !914/I999)*nin dc bulunduu
femrMDe^zt
birçok kimse, hatta
baz
hadis kitaplarna varncaya kadar mcv'izc (vaaz-
lar)^ rekâik (kalbi, incelikler), ri
bir araya gelirnitir.
tasavvuf ve benzeri
Dolaysyla bu
kiiaj^lar*
bu
tür hadisle-
kitaplardan yararlanmak, bir gö-
tmâm i.
Camerin
Btt^ \fm lanld. slâm'n
Te'viü
hatîMinh) l^^ndii, kavramlar^ t^laf^t dii kuldar bir çer^cvcyc hapsedilerek onun temci amaçlarndan
167
Sünneti Anlamada
Yöntem
uzaklatald, tpk bâtl ehlinin, slâriî olmayan eyi slâmîymi gibi gösterme im Sfie almalan gereken eyi eteleyip ikincil otanlm öne almalan gibi bir '^yanl
Bu yanl Bu
vardr.
çarpk anlay, bu dinin özünü bilmeyen ve
bu dinin hakikatlerini kavrî^amayan
retieriyle (iir.
te'vil ile
te'vil*'
kimselerâ;
tür
basi-
cahillerin ö/.clliklcrinden-
anlamda s^pnE^Kra ve y^lara kayipaJM
m^tat uymk suretiyle âyeM kMî mm^t^ Wf0m
engel olacak
hevalanna
W*^ î^ttt^ '^ fitne oluturmak
için
müteâbih
ayetlere
lerfn alkoyacak ilmî bir yeterlilikleri ve hakka
Bunlar,
ister
uteâ
lakaplany^ destek
uymaktan kendi-
ulama çabalan
lüsvelmne bürünsünler v&
görsfinler,
W
ister
yoktur.
hikmet ehlkin
yine de bu, cahillerin tevillerinden
\mka
bireydepdfr. ite bu, dikkat edilmesi, için
zomniu
kurallar
konulmas gereken
ve
bir meseledir.
eriatmdan kopan topluluklar ve gerekse
rn büyük
bir
ksmm,
ayn duruma düülmemesi
Mahn je^ âmmetten
Gerek helÂk tÂm ile
saknlmas
üphesiz yanl
Burat^ EesÛlüllab (,s^v)'dea
«^l^^m mm
ve bu ümmetin akidesi
doru
yoldan sapan grupla-
teVi! helak etmitir.
haberleri
i^ anlamann zarut>
Wa^^ (6. 751/Î35öî'în *'&^Mk ^" adl
bndai kotuyla ililî
bir
bölüm
var.
Biz irlai
Idta-.
^fcS ^dan öyle ^k-
lediytteiî
"Resûlüllah'n ne kastettiini, herhangi bir iyice
anlamak
gerekir. ResOttUlal'm
ifrat
ve
tefrite
kaçmadan
sözünün; muhtemel olmayan bif
nutftayâ hamledilmesi
ve Resûlüllah'iA *ne kastetügtnden*, hidây^ ve
açklat
O^mm
unahiye^nde
eyi eksiltmemesi
M g^ei
belltmî olduu eylerden herhangi
bir
gerekir.
ihmal etmenin ve bundan yU;^ evrihsesi neticesiade
m-
t^fte dorudan sapmanm hobini ancak Allah Hatta Allah ve KesÛlÜ (s.a.v)'den gelen hte-teH yanl «lam^ yinM öftaya çkm bilir.
her bid'at ve
Bu
168
eser.
sapkln asldr. Dahas, bu durum, usûl ve fürûdaki bütün
aban Hakl
tarafndan (istanbul 1993'de) Türkçe'ye tercüme edilmitir.
Müslümanlann Sünnete Kar Görevleri
kaynadr.
h^n^ art niyet ilâve edild^inde durum daha da Ic^lem^edin Ni^^linn iyi olmasna ramen kendisine tâbi olunan âlimde görülen ba7. ^\^ti yail^ anlama ile, tâbi olandan hulalann da
Ö/clliklc bir dc
kaynaklanan ar niyet bir araya gelirse o /aman dinin ve Müslümanlann
Bu durumda arlk
vay haline!
yardm
Allah'lan
beklenilir. Kadcriyyc,
Mürcic. Hariciler. Mulc/.ilc, Cehmiyyc. Ral'/îler ve bid'at ehli dier topluluklar, bu bidatlerine ancak Allah ve Rcsûlü'nden gelen haberleri
yanit anlamalan düünnaü mi? Öyle Kl lardan dolay dîni
trir
çok
tür
insan,
y^Ii^m-
yanh anlamaya balad.
Neticede sahabe -Allah onlardan raz Olsun- vc labiûn'un, Allah ve
Resulü {s.a.v)'dcn tir.
Bu cahil Hana
ald
kimselerin
hlr
anlay
terkedilmi ve buna
önem verilmemi-
kafasn kaldrp da bunlara bakt
kMa ha$mdan mmm
yoktur...
bâkmmn da «mhlMtn
vc RcsÛlü (s.a.v)'in ne kastettiini gerei gibi
anlad
tek bir
J^ftah
konu bu-
lamazsn. Bu hususu ancak, insanlarn durum ve artlarn bilen vc bunlar Rcsûlüllah (s.a.v)'in getirdii eylere ar/ edebilen kimse bilebilir.
Bmm lam |î
i&)^teri.
hom^
M
^inçc bw teii, ResûlüUah (s.a,v)"ifl |eii«iifoenlm^^ hm&lam ar/ eder ve bu konuda
olan ki^iye
m
nanif bs^^ip }
kin^^ Ncîft
eder ki, arlk
mm
fayda
verme/. Artk onu vc kendisi için seçtiini brak! Diledii tarafa
Onun bana
gelen bu beladan seni koruyan Allah'a
ster Kj^'an
m i^t^ sUnnetle
ilgili
hamd
el!.."
uLsu, nas&lacla akkal kötü
hak dininde ss^maianna, Allah'n insanlara
tcVil: Atlah^n
gitsin.
'
k verd^
wMf mtm\^&^ m îns^art katanftklapd^ ntra parmak maksatlarnn dna çkmalarna sebep olan önceki ümmetlerin
s(izlerinî
istedii
denendii
gibi
Müslümanlarnda denendii skntl,
eski bir meseledir.
Mii^lj^manlar, çeitli frkalann teviUeriyle imtihan edilmilerdir.
frkalardan hçr
biri,
kaideleri dikkate
uygun
bir lar/a
ve akl
eriat,
îl^H
asli
kurallan vc kesin
almakszn nasslar kendi frkalarnn düüncelerine
yorumlamaya
mayacak derecede
ile
Bu
çalmtr.
arya giderek
'^bn Kay^im. cr-Kûh.
s.
98-99
(Msr
ksm, her türlü snrn dna çkmtr. Bunlardan
bir
akla uy-
Baunîler
1979).
169
•
Sünneti Anlamada
gibi.
Yöntem
Bunlar, lUg^tm
(^fzl^n)
VB nakle uygun olmayan
delalet eui£i anlamlan tenkit ederek akla
yanl bir yolda hattsket etmiimin
îte burada akla dayal cknllcrdcn olan niozollarn, kclamclann ve ödc Mutezile kelamclannn çeitli
zclliklc
Yine nasslar
z
fklifilar,
desünn^i- te'vU^mef^yini üstlenen ba-
-özellikle
l%^
sozkonusu olmaktadr.
tc'villcri
olduktan
mezh^Mni dotulan^k
amaeiyla kendi
mezheplerini temel edinmiler ve nasslan ise liru' (ikincil) kabul etmilerdir.
te
Burada yaplmas gerekli olan ey;
bu, tehlikeli bir unsurdur.
mezhepleri, nasslar anlamaya
dödü ekli
.
Zalen asl olun,
masum oiana {peygambere hususi anlamuuU^ düerseniz
olmayan insanlann düüncelerinin ^iaa) t^ilmesi^. ahircte gerçekto
Te'vil
"Eer
bir
masum
(s.a.v.)
arz
Allah'a
ve
inanyorsanz onu Allah'a ve ResÛl'e götürün."^
yapmak, zorunludur. Fakat
ic'vilin
artlan ve kurallar vardr. Biz bu meseleyi
dc kendine göre
kitabmzn
bir
alan,
birisinde detay-
lca açkladk.""^
ksm,
Kötü tevfKn bir tâbi
olmann, baka
bir sebebi
hevâya
tâbi
edtali^n veya ^hinsel gafletin ya da zanna
bir ifadeyle aklî
olduunda o zaman
tembelliin veya ilmî yetersizliin
teville ilgili
dier
cinslerin sebebinin,
olduu ortaya çkar.
Bunlarn birisi. mam Aîmsd^in rivayet ett|^ ^ hadistir: '*<SfRn savanda dit edilen) ^mm^ k '¥ltenr (r.a.)*m ^mn Wf topluluk
m
öldürecektir"
hadisi,
Muâviye
(Muâviye'nin safnda yer alan) buraya getiren kii^ani
ite bu,
gamber
)m i^m^e
(s.a.v)'în
birçok sahabeleri tur
AU
(r.a.)
(r.a.)'a
Amr
hatrlatlmu. Bunun üzerine
Îbnü'l-Âs
ameas Hazma
(r.a),
Müs^ab
b.
Çünkü bu
Ümeyr
tevil.
(r.a)
Pey-
ve daha
savaa götürerek ve ölümlerine sebep olarak öldürmü-
sonucunu ^kanr.
419
(s.
bölümüne bakabilirsiniz. Ahmcd b. HanbeL el-Müsncd, 11, 2()6 Bkz. el-Mcrciiyyetu'1-Ulyâ tV-slâm,
2§6-33ö) adl
tevil"
170
'Ammâr' ancak
öldürmütür' dedi."*'*
terk edilen bir tevildir.
"el-Merciyyelu'l-Ulyâ fi'I-sIâm".
^'^
(r.a.),
s.
298-299
kt^imzda
yer
dan ^ötü
ÜHMMi^ Sünnete Ka^ Göre^ri üphe olmakszn bumyiUn kayne^ Ayrca konuyla
ilgili
sözkonusudur. Bu
tevilleri
gerekse mecburen
<le
hevadr.
dinî ve kclamî frkalarn çeitli tevilleri dc
aratran
bir kimse,
olsa ancak mezhepleri
bunlarn, gerek zorla vC
dorulamak
için
olduunu
anlar.
Asrmzda baz ri,
kimselerin, kendi hevalarna uyarak 'sahih* hadîsle-
hatta Kur" an ayetlerini garip
buki hcva. kiiyi kör eder vc
manalarda
sar
tclsir etliklerini
eder: "Allah'tan bir yol gösterici ol-
makszm kendi hevasma uyandan daha sapk kim olabilir.
el-Kasas, 28/50
görürüz. Hâl-
' '
3.
Sünneti Ele Almada Temel Esaslar
Burada nebevî sünneti ele atacak kitmenin; bozgunculann soku'turmasm.
actan
uzaklatrabilmesi
ve caMHet^ teN^îini süftnetföü
tahrifini
için
baz
esaslara
sarlmas
gerekir k, bunlar
bu alanda temel esaslar olarak kabul edilmektedir. 1.
Sünnetin Sahih Olup
sli^
fc^vli, ister fiili, ister takriri
\m\\\r imamlarinm kî^ttiü
açsndan
metin
Olmadnn Te^pU Edilmesi
Aratrmac
sahih olup
olsun sünns^i hu ümmetin cn
elduu hassam ilntf
olmadnn
kriterlerc
görc sened ve
icspi edilmesi.
kii burada kendisini
haberi olan tecrübe ehline
gtf.
hu alandaki ilim vç her ba^^F^ktats mi^^^i 0mtm.
^^n hu
kimseler, hadis sarraflar olup Ömürlerini hadîs tahsili ve öretimiyle,
onun
sahihini
^^fidani itmii ofenrm makbul olmayandan
ayrt
et-
mdtle geçirmilerdir. Nitekim Yüce Allah bir âyetle "Sana. het eyden haberdaroim (Allah) gibi, haber veren olma/""*'' buyurmaktadr.
te bü
lanluluk* hadis için kfkleri
salam v^ Mhn yüksek
bir
il-
min temelini atmlardr. Onlarn temelini attklar bu îUm, hadi» lmi îçte*fifcha nispetle Hklh usölti flmi mesabesindedir. Bu ilim, birçok ilimden olumutur. Allâme bnu's-Salâh
trm,
ondan sonra Suyûtî
(ö.
91
(ö.
W15Ü5)
643/1245) bunu 65 çeide ulaise
onun üzerine
rak *'Tednbu'r'Râvi alâ TakrîbVn-NevevV'û^ 93
Fatr.35/U
172
ilaveler yapa-
çeide çkartmUr.
Sünneti Ele Almada Temel Esaslar
Bilindii Ü/cre; Hadis Usulü ilmi
vardr^ bir
ile ilgili
baz meseleie^le
ksmnda \m ihUl^ ^f^tr. lim ehline düen
l meseleleri incelemek ve bu konuda
tercihte
görev se,
bulunan kimsenin
iuilak ihtilal-
tercihini,
bildirmektir.
Bi/
burada
ise
ilk
asrlarda yetien ümmetin âlimlerinden olun
devir (mütekaddimui) âlimlerinia
l^inlennin âlimleri^
ha^
devir (müteuhhirun)
^Mm
m^oduna fitnesini tercih etdk. Çünkü îtk hadisi reddame hususunda daht im ve aha ce^nr dler^
SaglafhMie yönünden
Bu
metoduma tn
ilk
meselelerden
ise
son devir âlimlerinde» tfaha
biri
de; sika râvinin hadise
ileri
di\7cyöo îdiler
yapt
ilâve vc
bunun
oranda kabul olunaca] melesidir. Yine bu m^elelertkn t»riM
de; hadîsin birçok rilen hadisin
zayf ^llaTla pekitirilmesi, birçc^
yolla kuvvetlendi-
ha^^ okt# ve 3^fh»dl^ hangi tûf^£brt Uul^M!^
i meselesidir. Yine bu meselelerden
birisi de,
mevkuf
hadistir.
Mevkut
hadis; sa-
otma& mümkün olmayan bir konuda olmas halinde sahabinin bu bilgiyi Hz. Pe^nnberden ald kabul edildiinden, hükmen mcrfu' hadis konumundadr. hadisçifcr. mevkuf hadisi, görü belirtilebilir ve hakkmda konuulabilir konular içerihabenin» kiisel lOarak bilgi sahibi
^ hm
sinde tjlacak ekilde
geni lulmulardr
Yim bu me>sclelefden bîrîsî (te; hadîsin iç^ine v^a metnine stlah! bk deerlendirmeyle baknmlor. Daha öt^âdMn^
kendi asrlanndakî
Mevkuf, hadis stlahnda, sahabiicrden rivayet edilen sözler ve fiillere denir. Hz. Peygamber (K.a.)'în çcvttiiM oluturan müzminlerin ^Mlms «e^^fHMtfi^ltlEr^kUf delmesi. snadtnm Altoh Resulü'ne kadar uUmajnp sahabîde durmas dtâj^^yladn Burada dikkai cdilnesi j^erekli husus udur: Isnad! sahabîdi; son bulan her hadis mevkut deildir. Sahahiyc kadar ulaan isnadla rivayet edildii halde mevku! olmayan hadisler de vardr. Sö? gelii sahabenin "B7 Hz. Peygamber (s,a.) znmanmda öyle yapardk; ununla emrolunduk: undan men edildik gibi ifadelerle rivayet cttigt hadk^ fnevkardciK hükmen merAdur. Bu itibarla isnad H/. Peyg;mbcr ritemt^f» sahabe kalan mevkuf hadisten hükmen merfu olanlardmt ayr'
mak "
gerekir.
"Teysîru'l-Fkhi li%MüsUmi't'Muâstra^^ adh eserin "Usûlu'l-FikhiM-Müyesserc" adl bölümde "Sünnel" ile
birinci ilgili
cüz^ünde yer alan
yazdiklanmzy baka-
bilirsiniz.
173
SSnnetfelama^ Yöntem bilgilerine
dgyttmk
gs^nesinden ûols^
%
Sfinnetin
gölgesinde,
düUncenin
kabul edilebilir sa^nlmamdctadr.
Doru Bir eklide Anlaimas
Nebevî nassn: lügavî
^fûM Cs^leni)
asnmm^ ilmî
bu durum,
uj^un olarak hadisin
delâletine
tgmda,
sebdjinht
Kur'anî ve
slâm'n genel maksat ve
bf^^
ve
dier nebevî nasslann
prensipleri çerçevesinde
doru
bir
ekilde anlalmas.
Yalnz burada nebevi nassl^dao, bunun
ligine yönelik sünnet ile
dini
dnda
emir ias^^
W^mimn leb-
olan sünneti birbirinden ayrt
etme zorunluluu vardr.*^ (Hindu slam
Ahmed
b.
filimi
Abdurrahîm
"ah Vi^^^llâh
(ö.
1176/1762) bu
ed-EMhlevT* adyla
tanM
snflandrmay yapmada çok
baarl olmutur.)
Di^r bir yanlar, (Ezher rizc
etmede
fadeyle; sünnetin tert anmçIj olan
eyhlii
ile
târî
amac olma-
yapm hocamz MahmÛd eltÛt da bunu kategoumum
vc devaml-
özel veya geçicilik özellimi olanlann
arasm aytt
baarl olmutur)
lk özellii olanlar
ile
lerî
amaçl
olanlardan
A. Risâlct (peygamheirKk) gch^vinin tebliine yönelik sünnete lanlar dahildir:
Ahirct hayat ve melekût âlemine dair hadisler.
Bu
tür sünnetin
tamam, vahye
1.
da-
hükümler ve onlan belirleyici hadisler. 3. htiyaçlarn karlanmas yollarmm zabt-u rabuna yönelik hadisler. Bu tür sünnetin bir ksm vahye ve bîr ksm da içtihada dayahdr. 4. Helangi bir ekilde kaytlamakszn mutlak olarakzikrettlgi hiktnetler, maslahattela^H^netlef. 5. ÜstOn ameller ve menkbelerle ilgili sttnnet. Bunlann bir ksm vahye ve bir \asmi da içtiheda dayanmaktadr. B. Risalcl görevinin teblii kabilinden olmayan sünnete ise unlar dahildir Tbla ilgili hadisler. 2. "S7. siyah ve aln sakar ata bakm" (Tirmizî, Cihâd 20) türünden yaldr.
2.
badetlerle
ilgili
1
olan hadisler.
Bu
tür sünneli
kabilinden, bir kast
dayana,
tecrübedir. 3.
bulundurmakszn gelii güzel
badet
yapt
niyeti
.
olmakszn
âdet
tasarrullan. 4. Folklor
ÜmmO Tâ^ hadisi ttmik^n immi^ y^lik alm Ssmes^ mmm
kabilinden olup kavminin anlatagpldikleri eyleri zikretmesi.
gibi için
$.
O gsm Oj^s hm
balayc olmayan
sünnet. Devlet
bakan
sfatyla ordunun teçhizat,
alâmet seçimi gibi konularla lgili tasarruflan böyledir. Bkz. Dihlevî. Hüccetullâhi'l-Bâlia.
174
I,
.395-397 (stanbul 2003)
ah
aync
Veliyyullah ed-
Sünneti Be Almada Temel Esaslar
etmek
gcrt;kir.
birisi dc.
bu
iki
Çünkü
düülen en büyük yanllardan
ksm birbirine kartrmaktr. sünnciin sahil (sahih) olmasyla alakal olmayabilir.
Bu yanllk, Aksine sünnet,
sönncit anlamada
bu yanllk, sünneti yan-
'sahih' olabilir. Fakat
sabit vc
Allamadan kaynaklanabilir. Çünkü ymkg anlama, eski bir ha&talktr. Bu konuda sünnet için ^^di ülan durum, Cur^an için de geçerlidir. te
1$$
bu sebeple âlimlerimizden muhakkik olanlar, Allah ve
yanl anlamadan 3.
bizleri
R^ft hakknda
sakmdrmttir.
Nassm, Kendisinden Daha Kuvvetli Bir Nass'la
Çelimekten Kurtarlmas
Nassn, kendisinden daha kuvvetli veya sayca daha
bir nass i!e
salamlk bakmndan daha
ta/la,
örnein Kuran le
'sahih', asllara
uygun, tcrî hikmetine daha lâyk olan dicr hadisler
ile
veya
daha
kat'iyct
«den eriatn genel maksatlanyla çelimekten salim oimasnm piirilmesi. ifmie
Çünkü hükümler, tirilmek sureliyle-
bir
veya
iki
nassian alnmaz. Aksine -bir araya ge-
salam oluuyla eminiik ve
kesinlik ifade eden nasslar
ve hükümler loptuluijutjMn SLmr.
Ü^B Hmi
®a î, Fk^
bir meseleyle ilikilidir.
d
Bu
ile
hkA Usûlü ilmi me^lcferi^n önemli
mesele de, 'Tearuz" ve "TerLWtir. N^^lm^,
görünümleri itibariyle birbirleriyle çeliebilir. Gerçekte
ise
böyle bir
düen görev; nassn dtgörünümü aramdaki çeliikhi mümkün olursa cem'
çeliiklik yoklur.
veya
.
tercih
Bu durumda
çimekle
takihc veya âlime
^mtam^u mam
Suyûö
(ö.
91
nass
ile
etmekle
U 1505)
''Tedrfbu*r-Râ}4'^dQ tercih olunan hususlar kaydetmitir. Bunlar, lOO'Ü
geçmitir.
A. Terîî Konularda vc
darede Bavurulan Sfinnct
Sünnet yasama ve yönetmede» slâm^n ikinei kaprtlft^^ eitimci, ondan Icri, (.m-d
mülhem mânt^an.
hayra yönlendirici, erden
bavurduu
gibi, lakih
sakndnc
Î^^i ve îikme-
mesajlar ortaya çkarmak için
de hükümler çkarmada ona müraeaat eder.
175
'
.
Sünneti Anlamada
Yöntem
Yalnz bu önemli ilevin hakkyla tin^
Rcsûlüllah (s,a.v)'den felî^to
ilminde delil gösterilecek hadîsh
Msr'daki
ifade edilir. lakdirlik
^
basmas gsnMr. B«
-sahih'
üniversite not deerlendirmesine göre;
basenin en üstü
da, hadis
veya 'hasen' olmas eklinde
veya pekiyi derecesine benler. Hasen de
Buna göre
benzer.
yerine getirilebilmesi için, sünne-
'sahih'e ve
iyi
en
'sahih',
veya orta dereceye
aas da "zayfa
yakndr,
M^^. ^n^n b^mton varncaya kadar uzak
bir
sonuna, hatta Resûlüllah
(s.a.v)'e
boluk veya kopukluk olmaks^.n. az vc illetten ekilde adaletli ve tamamen zabt sahibi bir râvinin, kendisinin
ayns baka
bir
bir râvidcn rivayet ettii hadistir.
\mrm
Zahiren adalet sahibi olduklar
m^ul
fffle^Ûlü'1-hâl) veya kefidisinden rivayette bulunan tek râviden hiçbir hadisimi tarafndan
veya zabtnn
tannmaydn (mechûlu'l-ayn);
tamamnda veya
adaletli
t)tan
baka
oluunda
haikaiann herhangi birinde boluk ya da
kopukluk üphesi bulunan veya -sika Evinin kendisinden daha ^ka bir râvîye muhalefet ©tra^i olaîir az veya kendisinde hadi^n senedini yada îJKtnini
y^ml^mt
bir illet
bulunan bir râvinin rivayet ettii hadis kabul
olunmaz. Garip bir zanda bulunan kii, ilimden ve ilim adamlanndan aslafu ekilde zanda bulunmamahdn ÜmuiPtin âlimimi, msk&iSi g^en üerleyen her
ej kabul etmek@#l^ Çalara
filancadan... Resûlüllah
^tîl'
Ct4.«fâen"
derier,
biri^
|^
m
'^lanc^a^an.
OnMs da, md^ ^Doru
derler. Kadtlerific bir hadis getiren herkesin, ona,
hangisinden yklabilir? Hocalar
.
söy-
"Halkann
kimdir? ilim yolculuu srasndaki
arkadalar kimlerdir? Kendisinden ilim örenen talebeleri kimlerdir? Hocalarnn, arkadalannm ve örencilerinin gözlem altnda tutulmas
hakkndaki tavr ve.g|d9«ö AedF?*Bua ^tirilir nra? jEzber ve
yeterli
olmak ve takvayla
salamllk yönüyle o kiiye tanklk
telil
itebilir
mîl
Bunu önvü boyuna süKRnebilir mi veya ömrünün sonunda deiiklie urayabilir mi? Yallk halindeyken kendisinden ilim örenen örencileri kimlerdir? Ömrünün sonlarnda deiiklie uramadan önce kendisinden ilim tahsil eden kimlerdir?" eklinde soru sormalan yememektedir.
176
Sünneti BeAtmaâsTemel Esaslar
Hasen Hadis: bu konuda disin
'sahih' hadisi gibidir.
ravilcrinin derecesi, ezber
Yalnz 'has^'
ve zabt yönünden
ha-
'sahih* hadisin
ravilcrinücn daha azdr.
Bu ümmetin lan
lkh
âlimleri;
^rî-amelî hükümlerde
ilminin direi, helâl ve
haramm esas
delil ^cûrebiiecek hadislerde
o-
bu artn aran-
trm hususunda görü birlîindedîrier. Yalnz bu likler),
terîb
âlimler: amellerin ta/i!et!eri, zikirler, rekaik (kalbi inec-
(iyi
eylere tevik) ve tcrhib (kötü eylerden sakmdrma)
ve buna benzer hususlarda
âçkçd sünnetin yasama
ksmna
girmeyen
hakknda i^ ^iti^ ayrlna dümülerdir. Seief ülimlerinden Wîi$Wj(( Hvayetinde rrâsiimhal bajalan, bu iSf Müâftjafei davranm ve bu hadisleri rivayet etmede bir sakmca görmemitir. hadisler
Bu. mutlak vardr. Fakat insanlan
bir
çou
doru
müsamaha olmayp onun
belli bir
kimseler, onu^ kötü bir ekilde
yoldan
saptrm
alan ve artlar
kullanm, onunla
ve slâm'n tertemiz
kaynan
kirlet-
milerdir.
Nitekim vaaz. rekaik vc tasavvuf kitaplar bu çeit hadislerle doludur. Hatta bunlardan
çounun, zayf vc çürük
aîflaadklarn gördük^ Öyle ki bir
dir.
Âlmer
ise îjsanlan
aslî
bu uydurma
hadisleri kontrol altna
ve bir senedi olmayan hadisleri,
hafiRslenden
aîandtrmîar ve im
uydurrti hâdisî^W i^lcliini' açklfttnrft î^it kîtapfâf tttsMf etmiler
bu uydurma hadislerin çeitti kitaplarda nakledilmesi suretiyle halk
snda yaygnlk kazanmamas mahiyetinde yalan
lamakszn bunlar
rivayet etmenin
ile
bâtl
m
ara-
olduunu açk-
haram olduu hususunda
ittifak
etmilerdir.
Yine bu çeit çürük vc münkcr
yaygnlk kazanmtr. rinin faziletleri
hadisler, tefsir
Halta lelVir kitaplarndan bir
hakkndaki
mehur uydurma
kitaplarnn
çounda
ksm. Kuran
surele-
hadislere yer vermeyi ge-
^^cm^ür. Hâlbuki hâli/ mamlar, bunun yanl olduunu ortaya koymular ve bâtl olduunu bclifi0:^lcrdir. Bu tür uydurma hadîsleri rekli
rivayet eden
çin ve Vitahmn
sayfatittin
bu
tiir
vadislerle ka^layaii
kimseler için ha^hangi bif MftAUMafiiMadir.
177
Sünneti Anlamada Yöntem
Fakat Zemaherî
538/1 143) Sa'lebî
(ö.
Ham Bursevî (ö.
691/1291). smail
1
^7/1035)* Beyzâvî, m. 137/1725) ve dig^ tefeler Iç(ö.
tapsnda uydurma hadislere yer verme hususunda srar etmilerdir. Hatta ^'Rûhu'l-Beyân''*^^ adl tefsirin sahibi smail gibi bir tefsircinin,
hu
tür
uydurma
hadisleri
Hakk
Bursevî
kitabnda zikretmeyi
doru
bulduunu ve onun, bu düünceyi savunan bir avukat konumunda olduunu görüyoruz. Öyle ki Tevbe Suresi tefsirinin sonunda yadu^anacak blr tavrla öyle diyor:
Wîm^ t^, hu surenin sonlannda ''eUKeâf sahibi Zemaherî' nin Kad
ve ona uyarak büyük tefsircilerden
Suûd Efendi'nin dc geri
zikrettii hu
çok konumulardr.
ken,
Baz
Beyzâvî
uydurma
âlimler,
ise
hadisler
bu uydurma
uydurma olduu iddialanna binaen,
bakalan
(ö.
691/1291
hakknda
)
ve Ebu's-
âlimler
ileri
hadisleri kabul eder-
mam Saânî (Ö.
650/1252) ve
bu hususta olumsuz kanaat bildirmilerdir.
AM
u
^K^h'dtan müsamaha göstersin fakir kula (Bursevî) zahir olan udur: Bu hadisler ya 'sahih' ve kuvvetli, ya illetli ve zayf yahut da mevzu ve uydurmadr. Eer 'sahih' ve kuvvetli iseler, onlar hakknda konuulacak
ey
bir
yok.
Eer
676/1277)'nin '*eI-Ezkâr", Ali
Uyân" ve bn Kitabi
trap>
(134
ve
bu
ise.
Ncvcvî
(ö.
Burhaneddîn el-Halebî'nin ^^nsânuH-
b.
'"el-Esram^Muhammed^" âdUdi^ ÜM^ j^^^ler ^im
Fahruddîn er-Rûmî'nin
d^ ki^Ma
ifade
eylere tevik ^me) ve
hususunda zayf hadisle amel
Eer
bunlarn senedleri zayf
hadisler,
uydurma
terhîb (kötü
etm^m
#^toen
oluun^
saîcndrma)
ittlfâk ^mi$liE^*difi
Hâkim ve bakalan unu zikretmitir: vc surelerinin fazileti hakknda hadis
iseler;
"Zahidlerden bir adam, Kur'an
uydurma yoluna girmi. Ona, 'Bunu niye yaptn?' diye sorulmu, o da, insanlarn Kur'an'dan koptuklarn görünce (Kur'an ve surelerinin fazileti
hakkmda
Ona, Nebî
hadis (s.a.v),
uydurmak "Her
suretiyle)
buna engel olmak istedim' demi.
kim benim ürerime
ka^^lan s^lerse çehen-
b^ütth d^iffi%; Imm o adam, 'Ama ben O'nun aleyhine d^l, l^ke yalan söyledim! V dettÂ^*"'^^ nemdeki
Bu
y^ni
hazsrls^m'
tefsir.hem muhtasar ve
hem de
tara
Bursevî, Rûhu'l-BeyânJI, 977-978
178
halinde Türkçe'ye tercOme edilmitir
Sünnpîi Ele Almada Tpmel Esaslar
unu kastetmdOedir: Nebî Cs.a.v) aleyhine yalan söz söyleyâm'm esaslann ylmy& ve slam @iaU ilc^ ahkâmn b(^mutya
Bursevî
mek,
yol açar.
Ama Nebî (s.a.v)
Çünkü Nebî
lehine yalan söz söylemek, O'nun
(s.a.v)
vc O'nun yolunda O'nun
zzüddîn
lehine yalan söz söylemek ise böyle deiMir.
izini takip
crialma uymaya
cimcye tevik etmek
Abdüsscâm hu konuda öyle
b.
,
içindir.
eyh
der: "Söz. insanlar maksalla-
nm ^Kîen bir vesiiedilU UM yönden güz^I kabul edilen
bir
maksada,
m
burada yalan Kîm dc^ru vc hem d& )^\m sözle ulalmas n^oi^tbiK siykmek haramdn Eer H:mksada» dt^rü söylemekle d^l de yalrti» @ ifsad ge^ll^^Pyalan söylcnfe^fe ulart^ îiiCWrimtt oluyorsa
m
mek muhah ise
ise
burada yalan söylemek mubah olur.
Eer o
maksad vacib
yalun söylemek de vacip olur....'
Bmia %ft havle velâ fcavvete illa billâhi'l-Aliyyi'UAîsîm" çekmekicn vc "Innâ Hllâhi
vc innâ
ileyhî râciun"
demekten kendimi/ alamyoruz.
St)nra kii. böylesi bir sözün, kendisini Allah'm
arama
ler
^r^
çikmasma
ha/lannm
kalan ve
KiUy4,)r!
merepli bu
Tahkik
eyh
lelsir
tarafndan öncelikle
ehli âlimler
bilmiyor
ki,
fkh vardr acaba?
mz
uydurduu
(S^
hadislerle bizim dinimizi
nrkmn i}\m uydurduum
mam bundan
f&pt^
âîM
!
tamamlamasna
birisi-
ihtiyac-
yolte. Sanki o* (haa) Yüce Allah'n eksiklerini gi<teripr ve
hammed^e
bi-
Allah bi/im için dinini kemale
erdirmi ve nimetini bizim üzerimize tamamlamtr. Dolaysyla nin kendi
eden-
iakih vc usûlcü dedikleri bir âlimden
linmesi geR^enlert dahi bilmeyen birisinde hangi Sufi
kitahm
mW hatrlatmk öyle
diyor:
tamamlamak ve ondaki açkiklan
Mu-
"Ben senin
kap^Mk ^n
hadislerle senin lehine yalan söylüyorum!"
a^zeddin b. Abdüsselâm (ö. 660/1262)'n sözüne gelince, o
tas^k
kovalayan bir zalimden
nû^m^s bir
sava
arabuluculuk, kendisini
suçsuzu kurtarma ve bunun gibi yer-
lerde yalana ruhsat veren hadislerle ilgilidir.
Bu
tür sözler,
bu
konutâttft
s.
133-134'de
bulunabilecei yerlerde de zikrolunan eylerdir.
*^ Seyh AbdüUcuâh Ehu Gudde. Leknevtnin, el-Ecvibctü'l-Fâdla.
yapt
a(;klamada Nebi'nin lehine hadis uydurmay caiz gören ayplayarak naklet milir. (kinci bask. Kahire 1984)
görüü
rcddedip-
179
.
SûnnçtiAnbne^lMm
Aynca haeâûm
b.
Abdûsselâm'm ayn sözü, bu
îddia sahibinin id"
diasn reddetmektedir. ÇUnkû tzzüddîn b. Abdüsselâm, güzel görülen maksada hem doru ve hem de yalan sö/le ulamas mümkün ise orada
olduunu
yalan söylemenin haram
mu
/ikreimilir. Öyleyse burada
rahatlkla söylf^biliri?.: Yalan hadislerin rabet ettirdii bütün faziletlere
ve korkulup-sakmdud tttm ^ilUkkne
'hasen* hadîslerle
msd^ara
de ul^^mak üphesiz mümkündür.
darma>k^in ^raak liffî^»ndr« tra^ büyük Sahih Hadîsleri Reddetmek,
B.
dyair
'sahih'
ve
O halde ysdan (uy-
gü^^km mi bamân^.
Uydurma Hadisleri
Kabul Etmek Gibidir
UyâMm ile (s.a.v) 'e nispet
ümmet
Allah ve
Rcsûü
yanl
ve km ve
kar
(s.a.v)'c
tadiM
PMlOM
tehlikeli ise; heva,
ve bu ümmetin âlimleri, imamlar, en
kendi
bilgiçlik taslamak,
la/ilctli
nesilleri
ile
bu cn
bakkada su-ijan belemek surctiyic 'MkU' olan hadi^ reddelmek de o kadar tatildir. Geçmi asrlarda ümmetin avam,
imyrl lerî
€mek
Mifâeri
etmek ne kadar hatal,
hccnmc.
fikrini
M
aüurlan
ladisM
çürük ve
avam;
Mul
^rnejctey^efv
bir bilgiye, bir yol göstericiye
makszn
Çünkü
bunlar, kendilerinin güzel
vermeye kalkmazlar. "^Avam"
}^^m^tuhn
bilgiyi
ile
ise
fimmetin
ve aydnlalc bir kitaba dayan-
\sahih' hadisleri bile reddetmilerdir.
mi (okuma-yazma bilmeyen) kimseler
Bu asr^
ile
Burada "avam"
üm-
ile,
benzerlerini kastet mcmckic-
görmedii iler hususunda akl
ancak evlerine
kapUruian §mmm,
ahnî^mn» formalite eyleri Üim diyc bilen vc bu for-
malite eyleri ikinci kaynaklardan, müsteriklerden, misyonerlerden veya
benzerlerinden
aran
gururlu olan üst tabakadan kimseleri kastetmekteyiz.
Burada ûnemli olan husus udur: Hiçbir neden yok iken disleri
*&ahih* ha-
kabul etmemek, eitlik sminnda dinde reddedilmi hadisleri kabul
^m^^bfdir. Çünkü yalan kar. Fakat
çkanr.
hadisleri kabul cimck. dinde
'sahih'
hadisleri
üphe yok ki ^erek bâtln
de yerilip reddedilmitir. 180
reddetmek
ise
olmayan eyleri ona
so-
dinden olan eyleri ondan
kabulü ve go^kse hakkn mddi,
ikisi
Önceki Diimanlann Sünnete
1.
Hak yt)dan sapanlann ve vc ddialar vardr. Âlimler
Kan üpheleri
bidat(;ilcrin
önceden
beri
baz üpheleri
anttrmactar, sözlconusu bu üpheleri ve
iddialar çeitli ekillerde çürütmek ve geçersiz
klmak
suretiyle
tasH^
cAmi^rdir.
mam âLbî (ö. 790/1388) der ki: "Bidatçi türedilerden bir toplul*, feffff
ma
^iât
gibi Kur'an'da
fcttiini,
zemmedüdiini
neiislerinin isteine
driar.
zannn
Oysa zan
îse
Yüce Allah'n
ileri
u ayetlerinde olduu
sürmütür: "Onlar sadece zanna ve
uy maktadrlar""*
'hakikat ten bir
Misleri r^detmek Ozee, hadîs-
zanm liymajctaVe bu manaya
ve/'Onlar sadece
ey ifade etmez."*^^
dn* ayetler... Öyle ki bu kimseler, nass olarak Kur'at'da olmad haldo, Tmee Allah'n, NeM (s.a.v)'in lisanyla haram
len
haram
kld
eyleri helâl saymlardr. Onlar bununla ancak akllarnca güzel gördükleri
eyleri kendileri için sabit
lerde kast olunan
zanm
klmay amaçlamlardr.
Âyet ve hadis-
onlarn ddia ettiklerinden bakadr. Biz bu
z^n
^ l£^0k!!de ^lamakmyg
Birincisi:
Din esaslar hakkndaki zan. Zanla hareket eden kimsele-
m^
zddmn da olma ihtimalinden dolay, âlimlerce ey ade etmez. Bu tür bir %annm aksine ikincil meselelerde. zjlEnla mrâr re göre,
zannn
it
Je delâlet
eden delillerde
Dolaysyla dur. Alimler
ikincil (fer'i)
iHûrü, eriat ehline
meseleler
dnda zm
mmlu mmi ^^. yerilmitir. Bu,
doru-
bunu bu alanda zikretmilerdir.
kincili Zan borada
terçih
unsuru bir
delil
olmakszn, ^li^îH
iki
eyden birisini dierine tercih eUndctir. üphesiz burada da nefsanî hüküm verme sözkonusu olduu için bu da yerilmitir. Bu sebepledir ki ayette
hemen peinden gelmitir: "Onlar ancak zanna ve
istediine uymaktadrlar"'*'*" âyetinde
en-Nccm. 53/23 •.-'^cn-Necm. 53/28
cn-Necm. 53/23
nefislerinin
zannn pei sra "Nefsin isteine
Sünneti An^matfaYfimem
uyma** gelmitir. Sanki onlar, hcrtiangi bir hususa srT istslcte meylediyorlar.
Herhangi
garaz ve
Bundan dolay zannn kötülendii sabiUr.
bir dcliic
dayanan zan
genel itibariyle yerilmi deildir.
uymann dondadr. Bu (fÖm*)
belli bir
ise
bunun
aksinedir.
im
Çünkü bu
Bu tür bir
türü^ hevaya (istee)
nedenle de \$p9i edilmi ve ikincil
gSbi benzeriyle amelin
zan,
m^telo-
uygun okluu yerde gereince de
amd
ediimiiir.
Üçüncüsü: Zan,
iki çcillir: Birincisi,
kal
bir asla
dayanan zandin
Her nerede olursa olsun oîatta bu zanta amel edilmitirt Çüdcü bu belirli bir asla da)^mtr ve mahiyeti biline kabildendir. Dieri se katt bir asla dayanmayan mâiT. ât^^rusu, ya he^angl Mf %-
Mm
baka
sl"dan
bir
veya kendisi gibi kai'î bir asla
baka
bir
eye dayanmtr ki yukanda bir
zanna dayanmtr.
belirtildii gibi ycrilmitir
Eer
dayanyorsa o zaman durum
bu zan
yerilmitir.
s^cdi
sahih' olan bir hab^-i vahidin, eriatta kat't
gerekir.
Ki böyieee bunu kabulü vacip olsun.
lerin
etlik.
son cevap, âiibî'ni
itibar
Yahut
Her hâtükârda-
Utmk durmas
te buradan harekette onu
Ama herhangi bir asla dayanmad
zanlannm reddedilmesi, onlara
Bu
ayn ekilde
birincideki gibi olur.
eye dayanyorsa o zaman bu da
mutlak olarak kabul
türü,
içn
kâfir-
edilmemesi gerekir."
"«Msbo^/S^'^^' kitabnda geniçe
ele
alnan bir a.^Uc^ faydalanlarak verilratir. BlhamdüHlah.
Baz rin
sapknlar; hadisleri reddetmede haddi
görülerini reddetmi, böyle bir
rini ise
görüü
am, ona itimat edenle-
akla
aykr
ve
görü
mecnunlardan saymtr.
T^irci Ebu Bekr IbnüM-ArM^ 0- 543/1148} Bor'da ve Allah'n görüleceini inkâr edenlerin birinden
'Yüce Allah'n tekfir
edilir
edilmez).
ahirctte
mi,
edilmez mi?'
diye soruldu.
fMr
O
da,
bir
'Hayr,
"Ona,
kimse (tekfir
M^ut öhmym l^4M&
olmaz!* diye cevap verdi. bnu'l-^:al^
Bu eser, Mehmet Erdoan tarafndan ( 993
182
unu anhtr
Çünkü Allah'm görüleceini söyleyen kimse» bu düüncesini,
dayanan kimse ise
'
toilatg
görüleceini benimsediini söyleyen
makul olmayan (zaimî hadisle^) «Eylemitir.
^
sahiple-
1
stanbul) tcrcü;ne edilmi^r.
d^
kt:
Slnneti Qe AInMa
%iB jbjzim,
TMMr
yannda konumumuz! Artk baarabilen kimse> nefsin is^^pie üym)^ sebep o\m ususlan dö^üp ders aism. Mtab^ i^tu hmMfh hmi bundan kontsun."^^^
mam
onlarn*
bn
Kuteybe
(ö.
276/889) de "Te'vila Muhfelif'l-Hadis"^^^
adl kitabnda sünnet dOmanlanmn
çounu
zikretmi, sonra bu
ileri
üphdere
süEdüü
külli
tek tek cevî^
ve cüz'î eylerden
veemk
iptal
etmi,
cmlann ateini küle ^virip söndürmütür.
^ Vi^t 1l%nljlniaru Sünnete Kar üpheleri Asrmzda se
kar yeni dümanlar ortaya çkmtr. I^nbizim 4^mmmtt d^mdaîlihr. Müsterikler misyoner-
lardan tm/lan ler gibi.
îfes
Bazlar
örencilik
re
sünnete
ise
diyanmzdadr. Bunlar. Müsterikler
yapm
iic
misyonerle-
vc dolayl ya da dolaysz bir ekilde onlardan etki-
lenmilerdir.
En ra,
ycsnî gelenler,
^ki bdâimtan Ehlimi kiillandklar
asrm kültürünün ilham
eskiler
ve
yeniler,
sikbtan da ilâve
ettiler.
Böylece
yayasyla-süvarisiylc. sünnete, sünnet kitaplarna^
âlimlere ve melodlanna
kar koymak
üzere bir
amj^ ^4i\^x. Bunun
takm güç ve entrika saltfptol ve müesseseler de onlan telektir Fakat YWm M\dh, sünn^ için. üphe lîahiplerinin üphelerine kar.
i^a di.
ettîgi yeni
gibi, onla-
bir
Oldukça
isabetli delillerle
ve
baya
insanlarn bâti iddialarna
kar
onlar kahreden gerçeklerle mukavemet eden asrn daMlerini hazrlayp
"B^kceMükk^rçekte^ ve onlann yapüktart bâtUMt. Orada yenüdüer ve kSçük dût&lerA^ güçlendirdi.
Bu
âlimlerden; takih dâvetçi mücahid bir ilim
es-Sibaî (ö.
1
384/1 964)'yi
Bu
eser. Hayri
ikinci
olan Mustafa
"es-Sünnetü ve Mekânetuhâ f'i-Tetîri-
slâmt" (Sünnet ve slâmî Yasamadaki
"'âtibî. riisâm.
adam
Yeri)"^^'*
adl deerli vc faydal
l.2.\'i-2."^7
Krbaolu
tarafndan "Hadis Müdafaas" adyla (stanbul 1989,
bask) Türk^^toreüme edilrttftir.
"'el-A'râf. 7/(18-119
1
Edp Gönenç
tarafndan "slâm 9K 1) Türkçe'ye tercüme edilmitir. Bil eser.
Hukukuuh SSttm**
adyla
(ÎSfertbu
183
Sünneti Anlamada YSntem
kitabn zikretmemiz
yctet.
Allah ona rahmet eylesin ve onu mizannda
hasenat ve katmda yüksek derecele için vesile klsn/^
C. Kur'an^n Yol Göstericiliiyle Yetinmek Sünnet dümanlarmiB
üphelinden
tucisi
de; Kur'an'u her eyi et-
raflca a^klafhg jfçatdâm çerçevesinde Kur*an*la yetinme ddialannr sürdürmeleri sebeMyle
«Ome^
yurmaktadn "Bu Kitab', bir
rahmet
kayna
sana;
fieddi^neMdfr. 1^Qe@ Allâh öyle }m-
kigrey
için bir
açklama,
vc Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.'**"
Yine Yüce Allah öyle buyurmaktadr:
"D«^nm ^ann (geçmi
peygamberler ve ümmetlerinin) kssalannda akl ssd^Ii^ ibretler vardr.
1^
pdk çdc
(Bu Kur'an) uydunhârilecek bir s$z deildir. F^kat
kendinden öncekileri tasdik eden, her eyi açklayan
eden toplum
bir hidâyet ve
için bir
rahmet vc
bir
(bir kitaptr);
bir
iman
hidayettir.*^
Aynca Yüce Allah bize Kur'an' korumay garanti korumay ise garanti etmemitir. Cevap: Sünnet, herhangi
üphe olmakszm
etmitir. Sünneti
Kur'an' n açklama-
sdr. Bu nedenle dc sünnet; Kur'an'n mücmelini etraflca açklar,
m^t
o,
u-
kayto. E|er sünnet oimttmm^ mam, mMSm^ ha^M ve ^er e^lbrto ^ta^tarm bîl^ticzdik. Ige bu s^ip^ Yüce Allah öyle büyurmakfadu: "fasântoü, hükümlerini tahsil eder> mutlak oiantn
nw^,
l^ndÜerîne f»dtrilet^
â0$^mm l^in ve düünüp ahh^dar diye sana da
hu Kur'an' indirdik."*^
SMt'»
Yine hu SJh^te: rOa On'slis oC mbammâaa Jtrispudence*' (tslam BklU vis SOniMâ) adl eseri^) nasterik Scbadit'a cevap yemn Dr. Mu"ef-Envân'l-Kâ^ife" adl kitabn sahibi eyh Ahdumhman h. Yahyu cl-Mualllmî el-Ycmân"yi. "Zlumâtu Reyye^y ve MCidafaas" ("Sünncl adyla Türkçe'ye icrcümc edilen) "Di/Su ani's-SÜnnetr adh
hammed Muslata
el-A'/âmî'yi.
Eb
Ebu ehhc'yt ve {"Sinnelin Tespiti" -Myla 20()5"de Türkçe'ye çevrilen) "esSünnetü Kable't-Tedvîn" le Ebu Hüreyrc hakkndaki "Ebu Hüreyre Râviy&M'I- tslâm" adl kitaplarn s^ibi Dr Accâc cl-HatU) ve burada zikr^nttye^MSi^âiihfi Hp0% mymk matnkândfir. *^'en-Nahl, 16/89 kiliibn sahibi
Um0
*'^Yusur. 12/111 ^"'eO-Nahl, 16/44
184
^mâ Be Almada Temel CsKbs Aynca Kur'an hi/e Allah'a (s.a.v)'c
de
itaat
elmeyi emrettii gibi Resûiüllah
cimeyi emretmefctefc
Resâre de itaat edin:^
"De
ki:
''Ey
iman edenler! Allah'a
Allah'a itaat edin;
olan ulu'l-cmrc
itaat
îie
itaat edin.
f^t e#n. Eer
Allah'a vc ahirde gerçeklen
Resûl^e
bir hususta
Ham
ediH ve sizden
anlltptâj^
inanyorsanz onu Alktk%
^mnh
w Re^l% gW-
..44P
..
run.
tehanf i hir ii "Allah'a ^Uirme"nin, onun kitabna götürmek öldüü ve "««sö/V g&mrme^\n cfc omn süniMine götürmek olduu hususunda îcma etmilerdir. Âlimler,
Yüce Allah öyle buyurmakladr: "Bu sebeple Peygamber'in emrine aykr davrananlar, balarna çok elemli
hir belâ
gelmesinden veya kendilerine
azap isabet etmesinden saknsmlar."
bir
"Allah'm Kur'an' koruduu yani Kur*a*î koruma iini Üstlendii ve sünneli koruma iini üstlenmedii" iddiasma gelince,
imam âtbî
(ö.
790/1388) "el-Muvaiakât"' adl eserinde "Kur'an' koruma iinin, sünneli
de
komnmy
garanti atiini,
çünkü sünnetin Kur'an'n
bir
açklamas
olduunu ve açklaian eyin korunnrasmm onu açklaydm da korunma^
smt^^tirdi^i a^klam^tr. D. Hatal Aolay Sebebiyle Hadisi Reddetmek Bi/im burada dikkat çekeceimiz husus udur: Alannda uzman vc
aratrma
sahibi
olmayan
binâen sünnet vc
'sahih'
hir
kimsenin zihnine taklan hatal anlaya
hadisleri ret etmesidir. Biz sünneti
okm araUrmann, konuyla tm;ya koynmya pJmanm vç ^met alannda kaynak-
tltöUSUml» teenniyle hareket citnenîn, en
%m
ineeliklcri
lar îte sSnncl ehtin© ileri
anlama
iyi
mUmcaat elm&nin zorunluluuna inaTuyomz. Bu,
ayialarda ü/erinde
duracamz bir
meseledir.
"'eii-t*^îsa'.4/59 ert-NÛr. 24/63
185
Sgnneri An^mada YSntem
E.
Yanl Anlay Sebebiyle Sahih Hadislerin Reddedilmesi
Sünnetin maruz bir hadisi
kald
problemlerden
okuyunca manasn anlamada yanlgya dümesi ve
o kimse, kabut edem^esceg
hadisi
bu
mskM deildir.
yanh anlayla t^k fâtnesidir. Bu n^siu 9 kiiye
te
insanlarn
birisi; ba/, aceleci
mânayt t^Mifîâi sanarak hemen
bîr
reddetmeye kalkr.
hadisi
Eer
o kii, insafl davransa ve biraz
mânasnn anlad
gibi
olmadn
k^disine glre^ hadise öyle
bir
düünüp aratrsayd,
muhakkak
bilecekti.
anlam vcrmi^ir
Oysa o
onu
ki
hadisin
k^i,
Kuc'an ve
sUnim |etiita;tfr. ne Aapça o mana^ ggftsktif mîtir ve ne de
kendisin-
ûm Mnmmâsaygm bir ^îttt sidyksrii^if.
^
**Pe^ambm Minde ikm 4e bana mrmktM ben 4e izaram ipe^mamn) balardm, ten^ tenime 4okun4ururdu'^ efcUtdeki Âie (r.anhâ) Hadisi •
Bu annesi
\}sm
hadislerden
Âie
de; Buhârî
ile bir(;ok
kimsenin, müminlerin
"Pey^mber, ben ay halinde «mnvderdi ben de umnm (petamabm) balardm,
(r.anhâ)'nn rivayet ettii
bam
(te
birisi
tebt tenime dokondururdu'*^'^ hadisidir. **MeceIIetu'l-Arahiyyeti*l-KuveyHyye*'î\\n yazarlarndan
lak
oluz yl kadar önce bu hadisi inkâr
"Sana kaulmlam ay sebeple
«9^
halini sorarlar.
cimi ve bu
De Ici:
birisi,
hadisin.
yak-
Kur'an'n
bir rahatszlktr.
haiînde iUan kadi/^fdan uzak durun,
Bu
Temkenmc^ ka^
^mdam pM^m^^ %eri% ters ^^tl^Ü M^ssyla bu hadisi red^ detme mahiyetinde Yazar der yor. Hadis ilstunden
Buhârî.
186
makale yazmtr.
durmay emreditenini, .hanm Âie'nin tenine petamalnn
Kur' an, ay halinde kadnlardan uzak
Resûl'ün,
dokundurduunu söylüyor.
Cevap: zetelerde
i^
ki:
bir
O yazara detayl
vc
Hayz
dergilerde
5. tikat 4;
olarak bir cevap verdim. Bunu. o vakil ga-
nerettim.
Müslim, Hayz
Ayrca
bu
yazy, "Fetâva-i
(293): Tirmizî, Taharet 99 (132)
.
5ünn?îi Ele Almada Temel Esaslar r
Muâsm*^^ adl kitabmn birinci ftmi udun Ya/^n anlad gibi,
Bu
cüz'ünde ncreuik.
reddiyenin
mm mfm arasmla herhangi
Çünkü
çeliki bulunmamaktadr.
ite
hadîs.
Kur'an'
tefsir
bir
etmekte vc Yüce
AUah'n âycuc emrettii "uzak durma"nn manasn açklamaktadr. Âyette "uzak durma"
ile
kastedilen. Yahudilerin
yapt
gibi ay hali
srasnda kadndan tamamen ka(;nmak demek deildir. Nitekim Yahudilerden
ay hali
biri.
bamnayla ayn» aaekânda gccelemezdi. Âyette
^k^.
hanmyla ay hali^ i^n ginttîme^fc feaam» ^nun dmcto bir eyle haittîni)^an
^zak durma" ilikiye
t>lan
ite kastedilen;
stifade etmesi; yasaklanan uzak
durmadan de|iMfr*^
Yaat» Madisi
"Allah *m! Bern Miskin Olarak
•
bn
Mâcc'nin,
Ehu Saîd el-Hudrî
Ubâdc bnü's-Sâmit
''
(r.a.)'tan"*^
(r.a.)'tan""^ rivayet ettii
ve Tabtatn^în
ise
"Allah'm! Beni miskin
miskin olarak Öldür ve beni miskinler zümresinde kimseler okuyup, burada geçen "miskin" keliharet""^^ bdisini alarak yaat,
tm
m^den "fakirlik*' ve "insanlam ttiM^ 9ma"y anladlar. Bu ise Nebî (s.a.v)*in
frieîrlifc
fitnesinden Allah'a
sgnnras*^ ve
olup bakalarna muhtaç etmemesini istemesi;*^ Sa'd takva sahibi ibâdetleri
mas
^ Bu
ve
Amr bnü'l-Âs
gizli
Allah^tan (r.a.)*a,
illetli
"Allah
yapan, gösterisiz zengini scver"*^' buyur-
(r.a.)'a ise,
"Salih bir kimse için helâl bir mal ne
tarafndan Türkçe'ye (stanbul 1994^ tercüme edilmeye balanmtr. Halen tercümesi devam çimektedir. Ayrca bu eserin, daha önce yaplm farkl bir tercümesi de vardr. csor. bir heyet
Bu konuda "Fetâva-i Muasra" adl kitabmzn birinci cü/."ünde "'Sahîh-i liuhâri'yi Savunma" ile ilgili fetvamza bakabilirsiniz. •"^ bn Mâc:.Zühd7(4126) *'^Tabeanî. Bk*. m/wM' ftföeattu'z-Zevâid, X. 262 iddia Bkz. Sahîhu'l-CSmiu's-Saîr, (1261). Bazdan bu hadisin /ayf olduunu böyledir etmilerdir. Hadisin zayf olmas dummu. Âie (r.anhS) yttUmdan geleni (23Ü2) ). Fakat sö/konusu Ebu Saîd cl-Hudrî (r.a.) ile Ubâdc (Tirmizî. Zühil bnu's-Sâmil (r.a.)'tan gelen hadisler ise zayf deildir. (r.anhâ)'dan rivayet eti^ Buhâri. Deavâi 39. 44; Müslim. Zikr 49 (589)"de
M
Âe
lir.
Bkz. Sahîhu'l-Câmiu's-Sagîr. (1288).
m^m:n%f^mtin rtttm, memlJi Omy, ibn
Mâee. Dua 2 (3832)'dc
AWaah b.
Abhâs (r.a.rtan rivayet etmitir. Bk/. Sahîhu*l-Câmiu"s-Saîr. (1275). Ahmed b. HanbeL el-Müsned. 1, 168: Müslim. Zühd 11 (2965Vde Sa'd b. Ebi Vakkis (r.a.)'tan rivayet clmiUr. Bk/..Sahîhu'1-Câmiu's-Sagîr. (1288).
187
tali iM»if»^M güzeldir"'*^^
buyurmasyla br çeliki ortaya çlcar.
Bazlart bu te ise,
gclis^ki
burada ^miskinlik
bunu nasl kastetmi
m ten
yüzünden sözkonusu ile.
olabilir
ve fakirlii külürie sfflia
"
hadisi reddetmitir.
"lukirlik" kastcdilmemcklcdir.
kU Bizzat
Gerçek-
Ncbî
(s.a.v)
kendisi fakirlikten Allah'a
sn-
anmir: "Allah'm! KâfSr vefakirUkRabbi ise Nehî (s.a.v)'e îEciHgîîiHk ihsan etmi
birlikle
sjgnmm"*^^ ve
ve bununla it^H olarak öyle buyurmutur: "Seni etmedi mi?"*^
fakir buldu da,
zengin
Dokusu burada ''mislmlik"m makm, tevazu ve ^^^tMâ ^lmânm ÎTl^im ATffime ftn^m^ (ö. 606/1209) bununla ilgili olarak öyle
"Nehî
der:
(s.a.v),
bununla, tevazu ve alçakgönüllü olmay, zorba-
clardan ve büyüklük taslayanlardan
Nebî
(s.a.v) (s.a.v),
olmamay
ekil ve görünü
taslayanlarn hayatndan uzak bir hayal gibi
oturmu, ontann yedii
^Jir ve Nebî (s.a.vX
mmr,
yaamtr. Öyle
Köleler ve fakirler
ki yabanca bir
sahabi terinden ayrt edemezdi. birisi gibiydi.
elbisesini yamar,
büyüklük
itibariyle bile olsa
gibi yemitir-
onlarn yannda» onlardan
yal^cabsm birlikte
(s.a.v)'i,
kastetmitir."
kimse
Çünkü Nebî
BvMe kendi
e%1e
koyununu saar, cariye ve uakla
deirmenle un öütürdü.
Bîr adara, (s.a.v)'e olan
üzerine Nebî
^
gSn)
1^ C^Y)*în yanma girmiti. Bu adam, Nebî
saygsndan doîay eli-aya (s.a.v),
birbirine
o adama, 'Kendine sahip
Dorusu ben Mekke'de kurutulmu
ol.
et yiyen
dolamt. Bunun
Ben
bir kral
Kurey'tcn
bir
deilim.
kadmm
oluyum* buyurmutu/^**
Ahmed
Hanhcl. cl-Müsncd. IV. 197. 202: Hâkim. el-Müstedrek. II. 2'de bu hadisi rivayet etmitir. Hâkim hu iadisin 'sahih' dldugunu belirtmitir. Zehebî de b.
buna katlmtr. Konuyla
ilgili
olarak "Mûkilâtu'l-Fakr" ndh esaimizde yer alan
tahriçteki ilk hadis.
HSkinu el-Müsledn;k. I, 252: Bcyhakî, es-Sünenü"l-Kübrd. riv^ ^ntlir. Bkz. »îhö'KSr^ VSaîr, ( 285).
VII.
12'de Enes
1
ed-Duha. 91/8 " bn Mâce. Et'ime Mi 0312): Hâkim, cI-Müstedek. Bedrî (r.a.)'tan.
168
111.
50'de
Ebu Mes'ud
e|-
Dini Yenüeme (Tecdit^ Hadisi
•
Ba/lan da Rbu Dâvud
Hb
Hûklm'in.
ile
olarak rivayet ettii ve hirçok kimsenin
Hürcyrc (r.a.ytan mcrfû'
"Alah bu
"sahih" kahul etlii,
ümmete iter yüz senettin bamtle, o (ümmetin) dinitû}i0mieyecek birini gMtderir"*^'^ hadisini
ukt^p fttf^a
'>ffwffflfc*'len;
0imm
ûimn
^
uyum sagYâm^Al fihlâfin^kf "Din yenilenmez, «aMtfr ve deimezdir. Dtnin gcHmcyc uyum salamas gerekmez. Fakat gelimenin üzerine düen, dine uyum salamaktr"" demilerdir. vû /amaifâ
'DinB lenikam^" kUJi^
mm
ilkelerini
derck tnsanlann iltiyaçtann ka^layacak vc
ekilde her
ey
ala tmaya
yeni bir
m ^njtüerini ^lah e-
gelnu^cd tî^mMlec^k
stj^m kc^n^ntrjr
ise genzekleri tersine çevirmektir.
â^rn&kttf Siiyle .
îtîF
Zaten hadis de bu iddiay kabul
etmemekledir.
Bu *
""y^Ueme**^ %^mi^u eer
iddiada bulunan kimsenin
nda geçen) açklamas Bir
ise
aratumamda da
(yuka-
o /aman onun dedii dorudur. belirttiim
anlama, ona iman vc onunla amelde
gb, yenileme'âcn Çünkü
maksat; dini
eyin yt^ilcnmcsi. onun ina edilip onaya çkiît günkü gibi, eski almasna >^fiM Mnki ycniymi gibi eski haline ^^ffitta^9îl*|fflakHr. rteonun Hk ekline en yakm hak geltte^ Icâ^^ M^St^^ ^çs^i? I^k^yg mesi, yklan yerinin onarlmas ve yanlan yerin birictirilmcsiyle olur. yeniliktir.
"'Yenîleme'mn manas, onun eski halinin siyle ilgisi
olmayan
Bu. herhangi
bir
Bu konuyu nann
d^r ysni
eyde
yenilik
bir
'
saylma/.
st)mut bir örnekle ele alalm: Tarihî
deeri olan
bir bi-
yenilenmesini kasteltigimizdc. buradaki yenilemenin manas; onun
etkilerden
Ebu
r^^.
dolay bozulan
Mi^îthîn
I
yerlerinin
(4291):
*\Ma'riJc'tu'\-Sünffi vi''l-Âsâr'*dd vc
Fcy/! beli ri
deimesi veya eskime-
eyle dciUrilmcsi demek deildir.
asimin, eklinin ve belirgin alâmcllerinin
doal
bir
Kadir, l,
2H2ÜC dcgcçlii
«âym.
ayn
özellikleriyle
kalmas,
onanimasu ona bitiik
ya-lerin.
el-Müstedrek.
He^Mt
tV. Sftî
düha hirt;khn rivavLn etmitir. (Miinfivî'nîn)
gibi râkî
ile
Suyûlî hu hadisin •sahih-
olduunu
m itir. 189
Sünneti Anlamada
Yöntem
girilerin gUzelleiHiriUp
m sn
ysim Üflenmesi
onm
ve
bilinir
ykp
Yoksa *>»fîfem«**den maksat, onu yerine modem bir tarzda böyük bür bina dikmek deildir. hale geürilniesi...demektir.
le din
dc böyledir. '^Yenileme"
ile
ona yeni
bir biçim
ka/.andrmak
kastediimeyip Resûiüllah (s.a.v). &ababesi ve onlara en güzel bir ekilde
uyan tâbiun ctönemindcki haline döndürülmesi kastedilmektedir.^^
slâm Be
•
MnmtâA
Üzifirine
Bina Edilitir HAdisi
*ssMh* bir hadisin eksik bir anlayla reiâ yönünden
ittiimen âeayip eylerden
birisi
de; insanlardan
bazsnn, Müslüman-
larn büyük-küçük ve genel-özel hepsinin ezberledii en hadisi reddeimcsidir.
Bu
Ömer (r.a.)
ile
mehur
bir
birçok kimsenin
he temel üzerine kurulma^: AOahfM baka
"slâm
rivayet ettii,
da, Abdullah b.
i-
olmadna, M^tamun AllaHUn Resûlü olduuna ahitlik etmek, namaz dosdoru klmak, zekât vermek. Ramazan orucu-
hl^r
ilâh
nu tutmak
ve oraya gitmeye
gücü yetenlere BeytulUüt U haccetmek
hadisidir.
Bu ramen
cesur cahilin
kanl
ise
"cihaf' zikretmemitir.
udur: "Hadis, slâm'da önemli olmasna
Bu
onun uydurma olduuna
da,
bir de-
lildir."
Oysa bu kii,
eîMn,
olduunu, özel artlar vc
olmadn olduu bu
Bu
mant
kiinin
eer doru
farz
herkes için f"arz- ayn
cihat,
bütün Müslümanlarn tâbi
Yüce
Allah, kitabnda müminler-
ise;
Rahman'n kuilanndan.
iyi
kimselerden, ihsan
(987) çkan "Merkezu Buhûsi's-Sünnet Araurmalan Merkezi) dergisinin 2. saysndaki
aratrmamtm
DavTs^nne'*' {Sünnet tndca^|$tiii^
Aynm
Inda
Ni
ym.
ve's-Sîret" (s.
Dinin Yenilenmesi) Bea^rut'Udâ
11-144) (s.
29)
^-IMteMIU-
yaynlad "Min Btff Sahvetin Râide" adl bîr kitapb yaynland. man Müslim, nan 20 (16) Ncsât îman 13; Tnni^. man 3 <2609)'de
Islâmî'nin
Abdullah
190
dmda
Ünivcrsitesi'nde
'*TecdMa*d'Dfn fi
Buhârî.
durumlar
bazsna
be esastan farkldr.
(Sünnet ve Siret
adl
belirli
da bilmemekledir. Çünkü
den, takva sahiplerinden,
Katar
insanlann hepsine deil, ancak
I
b.
;
Ömer (r.a.)'tan.
Sünneti Ele Almada Temel Esaslar
sahiplerinden, akl sahiplerintlcn ve daha birçok kimseden övgüyle bahsedip, onlara
büyük mükâfatlar vaat çtüi haWe,
d zikretmedii
iin o kimsenin bu
btt
vasflan arasmda ciha-
de reddetmesi gere-
fCur'an âyetlerini
kirdi.
Bu konuda
doru
lakva sahiplerinin
kimselerin
vasUarn
vasHann
(
Bakara, 2/2-5), iyiler ve
mnüsmü
(Müminûn, 23/|-l0k Rabajan'ua kultomR
(Furkân, 63-77)»
(^iyâ. 51/15-23), iMÎamM tt^^^.
takva vc msari sahiplerinin vastlartn netlerinde ikram olunanlanitt
AlWfl
âm.
vasflann
(Bakara, 2/177), müminlerin
kftaftmdaJd
bu ve ben/eri bütün
yerler,
Allah'm cen-
^kuijMI^»^
cihad
zikret-
mcmitir. Buna göre bu küstah cahil kii, Yüce Allah'n kitabndaki bu âyellcri
de reddedecek mi?!
töj^yye
$cyhülisiam Ibn
be
728/1327). islâm'n,
(ö.
eyle snrlandnlp dhat. anne-babaya
iyi
s@tefw m
davranmak, sla-i rahim
ve bcn/cri icmel görevlerin /ikrcdiimemcsinin sebebini
öyle açkla-
maktadr: "Sorulan sorulardan
be eyden
birisi
çok olmasma
Irld^ ^hirî ameller, tm
de; Allah'n
ramen Ncbî
(s.a.v). niçin
"slâm bu
be ey-
dir"
huyurmuturV Ba^j insanlarn, bunlann slâm'm nianelerinin en
açk
ve en büyükleri
tanj^m^^»^
olduu, kulun bunlar yerine getirmesiyle slâm'
l>unu terk etmesiyle ise ona olan
ba^otn çtfeüldüünün
aiitâlâ^f alinde cevap vermitir.
Bu
unu görürü/: Ncbî (s.a.v). kulun mutlak olarak Rabbinc teslim olacan ve sadece Allah'a ibâdet Ctn»ek re herkese tar/ olan dini y&ln/. Allah'a özgü klarak O'na küHu^ gücü meseleyi incelediimi/de
yeten herkesin Ölçerine düeni, yani
dndakiler durumu
ise
ise çeitli
1mm
etme vc
maslahatlar sebebiyle
Bunlann
enast T^kretmth'. iar/.
olur ve
bu
lar/,
olma
bütün insanlar kapsamaz.
Cihat, iyîli^
âms
M b&$
Na|!
emretmek
îîlan
ile
kötülükten
alkoymak ve
ctevlei
îdaesîn-
durumlar, hüküm, fetva, okutma ve hadis rivayet
bcn/.eri hususlar,
ya larz- kilâye olur ya da kul
hakk
sebebiyle
lar/ olur.
191
Sünnetf Anlamada Yfimem
Bu rumdur.
da,
k0Ddism
kar
bakkt pj^ea kimseye
farz olan özel bir du-
Bu taakkn dümesiyle farz olma durumu da düer. Uzlaldgn-
da veya borcun kapatldmda. borçlarn ödenmesi, gasp edilen eylerin, emanetlerin;
bakalarna braklan eylerin
hakszlklarda hakkn alnmas
ile ilgili
lkl haklarndan baka (ü'/jik)
baz
hir
ey
gibi kul haklan, insanlarn
kimselere faiz olur ve
kar-
deildir. nsanlar, hu lür eylerden berî
NsMia
da farz olmaz; yine baz halimle
ve baz durumlarda ise farz oln^. Btmlâr,
Allah'a özgü
Mr ibâdet
olarak far/
0m yeten her kul
klnmamUr. Bu
Miaslümanlar. Yahudi ve Hristiyanlar da buna katlrlar.
ise
r/.
i^ldukiarnda bu tarz utma durumu düer. Böylece bu tür eyler,
Farx olur
ki
mal vc
geri verilmesi; kan,
bunun aksine olup sadece Müslümaniarm
sebepledir
Bu be
esas
özclliklcrindendir.
Ayn
ekilde sîa-i rahim, kan-lcoca, çocuklar, komular ve ortakiann haklan ile ilgili farz olan haklar, ahitlikler, fetva, hüküm verme, devlet idaresi, iyilii
bunlarn hepsi
se deTetmek
bir
emretmek vc kötülükten
takm
sakndrmak,
salamak ve
geçici sebeplerle faydalar
için insanlardan
sadece
bazsna £arz (tor
cihat vc
zararlan
E^ bu $@yte
olmakszrn meydana feLscydi, k^îye farz olmayacakt.
Eer bu fausus^ ^tek (genel) bir mesele ise-o zaman farz- kifâye'dir. Eer bu husus, îse o wnart A ahsma deil dc, B ahsma farz olur. Bu be insan
eyin
fiili
dnda
s konusunda
insanlardan gücü yeten herkes, bizzat bir amelin farz olma-
A ahsnn hanm ve akrabalan, B deildir. Ranuuo mcu, Beyt'i haccet-
ortak deildir. Mesela
ahsnn hanm ve akrabalar mek, be vakit namaz tlCJEckât
ise
bunun
malt bir hak ise de Allah için yaplan edilen) sekiz
snf
ise,
onun
nin
adna
de
(î^rbe. ^60'da iaret
Bu sebepledir ki, bu olmakszn bunlar o kimse-
kurtulmu
otur.
Ayn zamanda
istenir.^'^^
bn Teymiyycni. 192
Zekât her nc kadar
yerlerdir.
birisinin i/ni
yerine getirirse, zimmetinden
kâfirlerden
bndan.
Nr gömvdif.
datlaca
meselede niyet farzdr. Ayrca
tersinedir.
Mccmûu'I-Felâvâ. (VU. 314-316) içerisindeki "cl-riâli" kita-
Sünneti
Manas Karmak Olsa
F.
Bile
ahih
üe Almada Temel
Esaslar
Bir Hadisi
Çablcak Reddetmenin Pervaszlk Olmad Dorusu hadisi
-sahih vc sabit olsa bile-
karmak limde kök salm
manas
çabucak reUUcimek pervas/ I kur.
jcicn bir
bi/c
kimseler,
böyle bir eyi yapmaya cesarc edemez.
Bu
ilim sahibi kimseler,
Onlarn bu
beslerler.
iimmcnn
hadisi kabul ellii vc
hcrtiangi bir söz
veya shhalinî sarsacak
rilccek bir yeritft'
g^tnemi olmakfiîn
akledilchilir hir
te
düen
ile Hhl-i
imamnn
hir hadis
bir illeilen
doky
bir
hadisin elt^-
semkirir.
görev; hadisin ü/crinde
mâna ya da uy^un
Mulc/Jle
muteber
^Ml Pugii, hiLdumm da mlmm Muml
da bu hadisi ink^r oitKHîi
nsal'l bir âlime
[löncmtlekilerinc hüsn-ü /an
ilk
durmas ve ona ya
yorum bulmaya çalmasdr.
Sünnet arasndaki fark hu alanda ortaya çk-
makladr.
ve dinî prensipleriyle çeliik gördükleri her problemli
Mulc/.ile. ilmî
hadisi
hemen risddelne cihetine gfajeicen,
yorumlamada,
ihtilalin
arasn tt/llitrnada vc
olanlar arasnda uygunluk
nmm
Bundan. doJay
Muiczile'nrm
Khl-îSflnnet böyle htr hadisi:
Eba Muhammcd bn Kieyhc akla
wm
dtttûp^ö.
hadislerle çeliki tekil
koparm olduu
cuafnda
**Te'vîu
Muhte/ifi 'l-Hadis " ddl kitabm ya/mtr.
.^2
1
M}}
1
o
gcimi..
"Mii^kitu'I-. tsâr"
Haneli Misçisi
î4c
da
MU
bu
konuyla
kar
rmnalara
cevap olarak
mam
Ebu CaMcr ct-Tahâvî
ilgili
olarak
dön
kilabm ya/m'"'" vc hu problemli
Moiin ickiüirdc \c lmüslcrin lirasn hagdalrmLidii ile ta'iikini
267/880),
M«t mff^^tft
kabul edilebilir yorumlar ve akla uygun yönler bulmaya
olan \e lalkik. uhric
(ö.
eniini iddia ellii ba/.
hadisler
Ondan sonra
görünüünde çeliik
salamada akllarm çallrnakladiar.
te^^^ ^im
yalanladn veya dier
d:^
i^ok
cill
halinde
hadisler için
çalmtr.
Önemli hir yere sahip
ayh cl-Aruûrun y^tplg bu deerli eser.
halinde MLicssesctu'r-Kisûle iaralmdan
(ö.
16
cilt
bashnir.
193
Sünneti AnUmadd Yöntem
u
.Buradan 'sahih' olarak
mek ve srf
da ortaya çkmaktadr: Hadisin, ResÛlüllah (s.a.v)'den
geldii
akla ters
sabit olunca, hadisi
dü^iU
ekilde sakmnak akta
ge^elççesiyje
-ÇOnka
için
onu
iyice iopele*
ma neddetmekten
hata. hacSste
dep
ciddi bir
de bizzat ki^Mn
a^n gar^nde gîzli <)lâbilir. Bununla
gelen
en
ilgili
açk
örnek, müminlerin annesi
Âie
(r.anhâ)'dan
baz haberlerdir.
Aie (r^â). donttâdbiMB olmayan sahabenin
sna ramen, ya zeri
anlamak
w MsM
baz
rivayet ettii
hadisleri,
eftnelerinde
mânalar
'sahih'
üphe olma-
slâm'n baz temel prensiplerine ve benhususlara muhalif olduunu zannederek re^etmitir.'**' Örnek
Kur'an'a ya da
olarak, ölünceye kadu- eziyet edilen kediden
anlatan "kedi** haldtmdâE
öyle dediini
YMM ele alalfm: mam
dolay cezay Ahmed, Alkame'nin
rivayet etmitir "Biz bir gün Âie'nin
ken Ebu Hürcyre
doyurmad
ve
manda
idi.
içeri
girdi.
Âic
yannda
(r.anhâ). ona, 'Bir
idik.
Der-
kadn, balayp
sulamadg kediden dolay a/ab gördü' diye hadis rivayet eden sen misin?' dedi. Ebu Hüreyref (r-a.)» 'O hadisi. O'ndan yani Nebî (s^.v)*den duyduo* dedi. Bunun üzerine Âie (r.anM^ *Sk!n o kadnn kim ödi^nu biliyor miKUfit O kadn, öyle yaparken, ayn zakâfir
Çünkü mümin kimse, Yüce
dolay azab edilmeyecek kadar
sevimlidir.
Allah'a göre bir kediden
Bu nedenle
ResÛlüllah
(s.a.v)'den hadis rivayet ederken nasl rivayet ettiine iyi baki' dedi,'***^
Bu
derlemitir.
kitap.
BünyamnErul
\axz{tsAu"^Âke'^S9hâk^tiMl^
Eletiriler" adyla (Ankara 2002) Türkçe'ye tercüme edilmitir.
Heysemî. Mocmarz-Zevâid. X. I90'dc bu hadisi kaydetmitir. Hcyscmî devamla der ki: "Bu hadi.si, Ahmtxl rivayet etmitir. Hadisin ravileri, 'sahih' kimse-
mam
lerdir..."
Kadmm
Mc m Umm, Müshed. Hüreyre -
dolay cehenneme giriini ise: Buhar, Bed'u'lSelam 152 (2243): Ibn Mâce. Ztthd (4i'î6); Ahmed b. Hanbel. el-
kediyi hapsetmesinden
II,
269. 317. 467, 479, 501. 5D7: Beyhal^. ^ifrtMi*I-tnan.
CÖ47)^^
(r.a.)'tan.
Aynca (2242)'de
bkz: Buhârî, Enbiyâ 53. Bed'u'l-Halk 16. Müsakât 9; Müslim, ise
Abdullah
b.
Ömer
Selam 151
(r.a.)'tan.
Buhârî. Ezan 90. Müsâkât 9; tbn Mâce, kametu's-Salat 152 (1265)'de
194
Esmâ'
MüminU anesi Aie (r.anhâ), hadisin bu si^gasyUifiy^üi ve (T^)'n, |i
Ne^
(sa,v1Men
mânini
iittigincte hadisin
zannyla reddetmitir.
Âe (r.anhâ)'nn
delili ise, bir
kediden dolay
mümin
bir
azap edilmesini çok görmesidir. Çünkü Allah yannda mümin,
yan
bir
layvan yüzünden cehenneme auirmyacak
M^, gafil
iyice
Mtnhâyyi bâglasn.
kv^mt^r. O
O
Miida
da yaplan iin gösterdii
kimseye
konuma-
^u MaUn
dneml Hr s^den Açlkkn
kadmn kalbinin donulc olmaStkar katlna ve merhamet klarnn
5T{höey&^^âüirVedinin hapsedilmesi; o na,
Allah'n /.ayf yaratklanna
kalbine girmediine dair en
açk
bir delildir.
Cennete
ise
ancak merha-
metli olan kimseler girer. Allah, ancak merhametli olan kimselere mer-
hamet
eder.
Eer
ona merhamet
o kadn, yerdekilere merhamet etseydi Yüce Allah da
ederdi,
üpbe^
bu ve
benM hinler,
insanî
deerle
Övttm k^rig^ ^Imaktadt:, Ö^e ki her canl mahlûka hizmet edilmekçe ve her p4 tger ^yan canhy gözetmekten dolay edrvm^lmete^
açsndan klâm
için bir
manay tamamlamakadam, oldukça susam bir köpei sulad. Bu yaptndan dola-
Buhârrnin rivayet ettii dier bir hadis de bu tadr: "Bir
y Allah onu övdü ve balad."'**-^ da Allah onu
Konuyla vayetinde tek dilsin.
balad.*^ ilgili
dier
bir
kalmamtr
husus
ki,
Ebu
Hüreyre.(r.a.)
hadisin lafzlarn!
Mutlak olarak sahabenin en
hadisleri iyi ezberleyemedigi)
ise,
iyi
ezberleyeni
nasl zannedilir?
Yine Ahmed, Buhârî ile Müslim, Abdullah ettiine göre Rcsûlünah (s.a.v)
iyi
bu hadisin
ri-
bclleyemedii zann^
p olduu
halde, (onun
.
b.
Ömer (r.a.)'tan
öyle buyurmakladr;
rivayet
"Bir kadn, bir kedi
BuhSî, MUsakât 9. Vudu* 33, Mezalim 23. Edeb 27; Müslim, Selam 153 (2244); mvt Dâvud. Cihad 44 (2550); Muvaua', Sfatu'n-Nebi 23: Ahmed b. Hanbel, elMüsned, II, 375. SITde Ebu mKymtm.ytan. Enbiya 54; Müsüm. Selam 154 (2245); Ahmed Ebu Ya'lâ. cl-Müsned, X. 433; Taberânî. 170'de Ebu Hüreyre (r.a,)'tan.
Buhârî, Bed'u'l-Halk
Hanbcl.
el-Müsned,
Mu'cemu'l-Evs#,
1,
il.
17.
510;
b.
el-
195
Um0 Anlamatb Yöntem uratld. Çünkfl a^tkun ölünc^ kadar kadn onu hapsetti. Bundan dolay da cehenneme girdt^ ona öyle buyurdu: "Kediyi hupscuiinde onu nc doyurdun, ne suladn, ne dc saldn. Bari yü/ündcn
a/.aba
AM
salsaydm yeryüzündeki ylan, yeilli canllar, kular gibi haerelerden yerdi dc olmc/.di.'"*'''
mam (s.a.v)
döl^
Ahned'in, Câbir
(r.a.)'tan rivayet
ettiine göre Resûlüllah
^yfe huyumkfâdn "Ölünce^ kadar balad bir kediden Wr cadn îKaba ugraüldu Onu almad ki yeryü7tetefâ canUlar-
dan ycseydi.'"*^
Ayrca Ehu Hüreyre oiiuft
&^bGr\^memc
(r.a.)
bu hadisi rivayetinde yaln/ deildir
ihtimali olsun.
Kald
ki
yaln/ kalsa
bile bu,
hadise hiçbir ekilde zarar vermez.
Buh3rî. Enbiyâ 53, Bed'u'l-Halk 16. Müsakât 9: Müslim. Selam 151 (2242) Bk7..
196
Sahîh Câmiu's-Sagîr ve ZiyâdcMihi. 0995. 3996) nolu
iki
hadis.
ki
///.
mûüm
Sünnetin, Fakih ve Dâvetçi için Bir
Kaynak Olmas
> Hukuk ve l^^i^ma Alannda Sünn^ > Tebli w Terberlik Alannda Sünnet > Terib ve Terhîb Konusunda Zayf Hadis Rivayeti Hakkndaki Görüün ncelenmesi
1
.
Hukuk ve Yasama Alannda Sünnet
^^ünnet. tkh
ve yasama
için.
Yüce Allah'n kitabndan sonra
ikinci
kaynaktr.
Bu ve bir
geni
sebepledir iû* silnpet bahsinin
delil
oluu
bir yer
Hatta
itibariyte^
kapladn
'^'i bülûlmir
butûn mezh^lerîn
Fkh UsÛlO kitaplannda
157/774) der
"Kitab'n sünnete olan
ki;
tiyac, sünnetin kitaba olan ihtiyacndan daha fazladr. sünnet,
Kur'an'n mücmelini
kaynak
görmekteyiz.
mam el-Evzâî (ö.
Çünkü
için bir
Kur'an' beyan edicidir. tafsil
eder,
mutlakn
Bu
ih-
"''^^
nedenle de sünnet,
takyid eder ve
umumunu
tah-
sis eder.
ie bazlannin, ^ade
^mek
Üzere, ''Sünnet kitaba
s^€ibl ite bu
Fakat mitir:
sünnetin Kur'an'da kastedilen mânalan
açkladn
Kâd'dr^ yansna
varmalarnn
duymu
ve öyle de-
yaklamdr.
mam
Ahmcd, bu ifadeden rahatszlk
"Ben bu sözü söylemeye cesaret edemem. Sadece
'sünnet,
Kur'an' beyan edicidir* derim.""^
'
'
a^kânt t^lâ^lMiCil. imrkân?. bu sözü. Yahya
Rcyânn-Im
vc Fadlihi.
(II.
U (Mustafa e-M^^^te) b.
Ebi K&ât*Q
^s&t Mtni^.
Tbn Abdilbcrr.
Ibn Abdüberr C^nUu
I92)'dcbumrzikrclmiîir.
Câmiu Beyânî'l-Uin vc Fa^Üb^aU Bcyrul Münîriyye basks.
'
^
i.^l-
192)'de hunu zikreüîûtin
199
Sörmeti Anlamada YSntem
te bu. tmam Ahmcd-in fkh anlay ile vcrasmdandr. Bu
hususla isahclI olan
yaklam
da budur. Çünkü sünnci. bir yan-
dan kilah beyan ederken, dier iaralLun Kitabn yörüngesinde döner vc
ondan
dar çkma/.
badetlerde ve muamelelerde lin hir
kaytu oluunda
yasama
toplum vcâevlet
Icrt* aile,
herhangi bir
için
stoms^
tartma üözkonusu deil-
dir.
\mmvi evkânî {ik 1050/4834) der
unun sabili|î. tur, ^m^, cimc/.
mîM
"Ksm:as; sünnetin deUl olu-
mÜMakU oluu
hÛloHiilflri teriinde
^nivte
ki:
dinî bir zorunluluk-
slnmpnt^
kimsc muhalefet
..470
slamî ükihlerin
fkh
kitaplanm okuyan kii. hangi mc/hcpicn olursa olsun,
vard
fkhî sonuçlarda,
kavlî.
fiilî
ve
takriri
sünnetle delil
gclirdfcMnl gtecekiir. Hatla hu at,da.
Fkh
Tarihi"ndc gerek "Hadis Ekolü" vc gerekse
dc "Re y Ekolü" isimleriyle bilinen mc/Jeplcr arasnda bile rurk yoktur. Dola^Fistyla sünnet, esas itibarîyle her iki tamfça
ancak
htilaf
hadisi
kabul
da kabul (bilmitir.
etme artlanndaki vc onunla amel ko-
nusundaki ihtilallarnn bir sonucu olarak,
ayrm
vc uygulama
ile ilgili-
dir.
^M. Jm klaplann, âlimler tamfmdan
duunu
olan
gctîilm
hadislerle dolu ol-
görecektir.
Örnein. Haneli olan B;M^'e
delil
baU
bn
Mcs'ud cl-Mcvsilî
(ö.
683/1 284)'nin,
Uiclcrde bile (yani Hanefi talebelere) zorunlu ders kitab
**el~h^r^rku'!'MulUât'^^'
\Wfm.
Hitaptakt
¥Akmmtfâc
Hanefi
talebelere /orunlu olan "el-Hidâye"* ve Hanefi
bnü'l-Hümâm
(ö.
861/I457)"n hu cscrc
adl kilaplardaki hadislere öyle bir
gö/.
v<^«!-Merginânî
mczhebmo mensup
Muhakkik Kcmaluddin
ya/.d
erhi "Fethul-Kadîr**
atlmas, bu gert^ei dorulamak
evkânî. rçâdu'l-Fuhûl. s. 33 (Mustafa cl-Halcbî basks) Bu kitap. Mehmet Kpskin tarafndan Türkçe'ye tercüme edilmitir.
200
(ö.
Hukukve Yasama Alannda Sünnet
Bu
için ycicrlidir.
ise,
tpk
Rc'y ehlinin de
Kscr (hadis) ehli gibi sünnete
dayanm olduklar gerdeidir. Buna ramen asnm/cht ba/ da aiKuk on yedi hadis
Bu yetime Ebu
insanlar
"Khu Hanile'nin yann-
sahihtir..!" diyehilmekledir.
yapsn
> asrn ilim nerküy.lcrinin
sö/.
^kp.
ve oralardaki âlimlerin
edemeyecei bir st^-dür. Mes'ud (r.a.)'m kurduundan beri.
lar/.m hilen insall hir insann kabul
Abdullah
Hanil'c. btiyttk sahabi
müminlerin cmiri Ali
b.
Ebi Talih (r.a.)'n vamiastyta. ilmi ve
Ckh
daha üa ular vc kc[ldi^InJc
Kule Ekolü mc/unudur. Abdullah
Ümmü Abd^
b.
b.
Mes'ud
(r.a.)
ilmiyle
(yani Abdullah h. Müs'ud'a> tabmui eylesin,
ehrini itimle doldurmu" diyen de Hz.
alaeak söylenen hu
mehur hakknda. "Allah. bn
topland
vc luüisin
hususlardan sti/ü
bn Haldun
kimseler.
Kb
Hanile hakknda
dayandrmakladr,
K()S/l4()6)'a
(ö.
O. lu Kule
Ali'dir.
ba/
birisi de:
ra/ilcli
tiir
konu hakkmda söylenen her sö/ü incelemeden armak, birçok kimsede
karlatm/ olursak,
bir husUKttu*.
onun bunu /ayi'
Q^sü bn
llaldOn'un
bir siyga (tcmnV.)^^" ile
ya/U^na bakacak
söylediini vc bu görü-
ü benimsemediini görürü/. Halta bu sözü naklettikten sonra bu iddiay reddeden eyler zikreder.
te
bu.
onun
ibaresidir.
"L'lûmu*l-Uadis (Ha-
Bahsî^ndc öyle der:
dis lUmteri)
"SUesin
mUçtchii imaraUiF. rivayelîn
ki,
a/l vc)(?(iStlügu
açsndan
ayn dcltMite Nîmklm hu ^mfelffli.a> hakknda, *Ebu Hanilc'nin rivayet ettii hadis says ancak on yedi veya buna (yani elliye) ulamtr* denildi (kîle).
Mâlik
(rh.a}'in *W-;W//rö//fl'"
hadis olan hadislerin say>. tr.
Ahmcd
b.
sayya
bu konuda kendi
i<^tihad
sonucu
ulam-
ulat kanaa-
insais/ taassup sahipleri. 'Müttehit imamlardan
hadis sermayesi
a/Ur.
Bundan dolay da
naklettikleri
ba/larnm
rivayetler
a/
—
•*K-jrps-
'•
Tctri/: "rnviye". "nukle". "yu/kun"
siyuiihnu
bir
toplamtr.
te gönî hadi.sleri
:).
yü/ veya buna yakn
-sahih'
Hanbcl'in (rh.a) in 'W-A//V.v/f^<rindc Lsc otuz bin hadis
vaccir* Stnktnt) her bîri.
Ba/
i'n;
adl kitabnda
denir.
Tenri/ sygalar daha
iiihî
t;ok.
kesin ri\;ycle dckîlci etmeyen eda
Rcsûlüllah'a ail
olduu kcsn olmayan,
/ayl hadisicnn eda.snda kullanlmlr.
201
BÜyÜk imamlar hakknda bAyle bir eye nanmaya imkân yolmp. ÇÜnktt eHat (er*î hükümler), ancak Kitap ve sünnetten alnp çkartlr. Buna göre hadîs sermayesi az olan bir kimsenin, dini,
olmutur*
diyorlar.
'sahih' esaslardan
alp örenmesi ve hükümleri, Allah'tan alarak tebli
eden Nebî (s.a.v)'den
alm
olmas
hadis tahsil etmesi, rivayet çt-
için,
mesi ve bu hususta ciddi çaba gpsterip eanUi'^ba$la
lua
gör£^€{S#fn
Ma ^im i^m^sffiden kaynaklanmaktadr.
Bu durumda senedlerin geli
galmas g^Mr*
böyle bir müçtehidin içtihad, kendisini, hadislerden ve
yonanndan böylesi hu durum sözktmusu olanlar alma-
ma sevk etmi ve hu
tür
eyler çoalnca, sened yollannm zayfl^
sebehiyle rivayeti az olmutur:
Bununla
birlikte Hicaz.llann hadis rivayeti,
Çünkü Medine
tinden daha çoktur.
d
hicret
Irakllarn hadis rivaye-
yurdudur ve sahabenin barn-
y^dir. Medinelilerden Irak'a gidenler ise daha çok cihat
A mam Ebu ^tam
Hanife'nin rivayeU
ise,
ancak onun hadis
mk
çelitiinde hadisi
teranmasndan, hadisin zayf saymasndan ve böylece
dolay az olmutur.
te
artlannda
ve hadisi az olmutur.
etmi
dejildir.
bu sebepten ötürü
mam
Onun hakknda
Ebu
ile
n1^g^l
rivayeti
ve alp
kat'î aklî bir delille
ii
zorlatrmasndan
mam Ebu Hanife'nin rivayeti
Hanifc, hadis rivayetini kasten terk
böyle bir eyi düünmekten Allah'a
s-
mlr. Hadis ilminde büyük müçtehit olan dier kimseler arasnda
Ebu Hanife'nin mezhebine onun görülerinin
mam
ona güven duyulmas ve
itimat edilmesi,
hadislerin ret veya kabulü
konusunda hadisçiler
ile
almg itibar edilmesi, onn hadis Umind# de müçt^iH]^ My^teMea olduunu göst^mitir. Vakat imam Ebu Hmife d^n^ki eumhum c^of^uran hadisçiler, hadisi kabul veya fikihçüar tarafndan dikkate
m
artlannda müsamahakâr davranmlar, böylece onlann naklettii hadisleri
çok olmutur. Ancak Ebu Hanife'nin
sonra ri
gelen örencileri de, ondan
bu artlarda müsamaha göstermiler ve böylece onlann
de çok olmutur.
m
ileri
rivayetle-
Hukuk ve Yasama Alanfnda Sünnet
Tahâvî
(ö.
321/933) hadis rivayet edip hadis rivayet etme iini ço-
altt ve "el'M^ned'^m yazd. Ki )m
em, "SaWu^"e
dcnic
olma-
mmm ^dukça deerlidir. Çünkü Buhârt ve Müslim'in, kitapüanna aldklan hadisler
için
ümmet arasnda,
gibi,
aradklan kabul artlar, hadisçilerin söyledii
görü
ü/crindc
salanm
birlii
artlardr.
ta-
Tahâvî'nin artlar ise bir hadiste aranmas gereken bütün artlar
mamaktadr. Durumu bilinmeyen rivayetini kabul
te
emm
gibi."'*^
ha ifadeler âlim,
808/1406)'un,
tarihçi,
ister
unu
ister
bals
rak sünneti
yaasn,
isler tarihe
bulunmasn,
karsn,
Müslüman
fakihlerin hepsi
bals
bulunsun veya
ister
çeitli ekollerden, farkl bölgelerden delil ola-
almay ve hüküm çkarmada ona müracaat etmeyi; Allah'n
^s^p^mez bir ^^maBS^EEte Bu hususta Beyhakî
(ö.
458/1066),
etmitir: "Bir adam,
Bu
sözlerdir.
Hüküm Vcnrken
kesin olarak Eyleyebiliriz:
dtatite
sordu.
(ft.
Bavurmas
Sünnete
mezhebi
uzman, musannif Ibn Haldûn
Ebu Hanife ve mezhebi hakknda söylemi olduu
A. Fakihlerin Hepsinin
Burada
(mestûru'l-hâl) râvinin vc dierlerinin
*
kw
mam
görmüler ve onun emri dna Re'y Ekolû*ne mensup olanlar ile Ha^s olarak
Osman
b.
Ömer'in öyle dediini rivayet
Mâlik'e gelip ona bir mesele
Mâlik, ona* 'E^suMUah (^h^v) pyte
hakknda
öyle buyurdu'
defa adam, '^m&a görüün .nedirT dedi. Btmun üzerite
soru dedi.
mam Mâlik,
emrte ^d^l âmmtuM^, SS^MOS kendilerine çok elemli br azap isabet etme-
ona, '*Ba sdeple Pt^^gmt&er^n bh" belâ gelmesinden veya
sinden saknsnlar"
âyetiylc cevap verdi.
Yine Beyhakî'nin. Mâlik der
'^^
ki:
bn
Vehb'in
""^^'^
öyl^ dediini
re^ktetmiUf;
"mam
"Âlimlere, 'Niçin böyle dedin' denilmesi önceki insanlarn
Ihn Hüldûn. Mukaddime. lI.
basks. Tahkik, Dr. cn-Nr. 24/63
1143-1145 Lecwm*l-B^ri-Arrf«'tfn îldad
AH vMdulvâhid Vârdir.
Suyûtî. Mittâhu'l-Ccnne.
s.
49
203
-
Sfinne Anlamada Yantem
sorduu eylerden lar
edildi.
ÇÜnkû o /amanlor
onlar, rivayetle yetiniyor-
vc ona raz oluy<rlard. Yine Bcyhakî. Yahya
b.
Durays'n oylc dediini rivayel eimillr:
"Sülyân'm yanndaydm. Sonra
bir
adam onun yanna
geldi vc 'Ebu
yadrgamyor musun?" dedi. Sülyân. 'Nc olmu oaa?' dedi. Adiu* Onu Sö5(le derto iiUm: Hcrtm^i Mr hUkma önce Allah'n Hanifc'yi
alam
onda buiamazsam, Resûlüllah (s.a.v)'n sünnetinden. Allah'n Mtâbr ve Rföiûlü C^v^n sünnetinde de ^a^M^tit o kitabfl4afl
mmm UiS^MMi t&M.'^fîn mMhmm pMi^m almm alrm
dilediimi
nn
vc dilediimi
(el-Basrî).
AuV
sayd- gciinec onlar i<;tihal
si
brahim cn-Nchaî. e-a'hî. hn îrîn.
vc Ihnu'l-Müscyyeb'c -daha hirgok âlim isimlerini it^ihat
eden
I^nin #yle
bir hadis rivayel etmiti. Bir
ben de
Rcsûlüllah (s.a.v)"den sizi
Ylm tabmda
dediini nakledet: ffiam afiî bir
adam, ona. 'Ey Ebu Abdullah! Bu hadi-
mam
musun?' dedi. Bunun üzerine
aliyur
/aman
bir u>pluluklur vc onlar gibi
ederim' dedi.'"*"
Yine Bcyhakî. gün
onlardan,
brakrm. Onlarn sözünden bakas-
ise
sö/.ünc haknaiTi. Fakal
Hasan
Yalmz
"sahih' bir hadis rivayel
aklmn gittiine
ahit klanm*
«\ Imm mm
ederde
(H.a.v)lfi <^mictini
mu
nc /.aman
almazsam, o
dedi.'"*^**
d^nî
l^csûîöllah (S-atî^in sünnetine ayfcn^
teÖlBIÎah
âfiî. 'Ben
1^
^
mmîlir: "Ki-
bulduun uala.
alp-kabul ediniz vc benim söylediimi
ise Icrk cdini/."^'^
B. Hadis
ile
Fkh
Birletirmenin Zorunluluu
|lttn^« islam Huktiku'nün tem^l bh-
fkh
kayna
olunca. hadisçicrin
ilmini iyi bilmeleri gereklii gibi. l'akihlcrin dc hadis ilminde dcrin-
Icjiclcri gerekir.
uraanlar
ile
beri üzxrindc
Kapallmas crekcn
hadisle
ilmî gediklerden birisi dc,
uraanlar arasndaki
durduum bir meseledir.
Suyûlî. Miliâhu'l-Ccnne.
s.
50
SuyOlî. Miriûhu'J-Ccnnc.
s.
50
gediktir. Bu,
fkhla
uzun yllardan
Hdak ve VâsaRH Atanmda Sâmet
fikhla uraanlar çounlukla hKis iminin dallann Û/clliklc (c cerh ve taVH!
ilmi^ vc
râvîlcfi sika
iyi
biJnvs£)^.
veya zayf sayma giM
WÎH ÎW datlannda defînlemcmîîerdîr, Bt se^^eplcdit ki. ladîs sarraflan olan bu ilmin
yannda rahci
imamlarnn yannda
sahil
olmayan
hadisler,
Buna ramen kiiaplannda hu
görür.
verirler ve hcIâl-haram
konularnda olsun, vacip
hükmündeki konularda olsun,
lür hadislere yer
(far/)
veya müstehab
hükümlerde bu
verdikleri
tkhçlar
hadisleri delil
^kterirler.
HaUu bazen
kilaplardu zikredilen iylc hadisleri delil getiriyorlar ki
bu
hadislerin ne ipi var. nc halkas, ne bir asl ve nede bir senedi biliniyor!
M0^h^ i^^^^^iiir 1^ gEâ^îfc ftkh dakî ha/inclcri vc incelikleri t^karahilmc
vc
\'tk\h
usulünü bilmt^i
p^nü elde etmeyi ihmal ede-
rek me-/ftef> imamlafimn görülerine v3kîf oltnamakia: onlant fâJlcfîJkl-
larn. iyi
ihlilal
ytllarn. ihlilariarnn sebeplerini, içlihallarnn
kavrayanamakiadniar. Hâlbuki -gcrck fakililcrdcn
$,n^te^ dc hadisçllcrdcn- her
kendisinde olan lamamlayahilmcH
Fakihe hadis gereklidir. Çünkü tir.
(ç'cilliliini
fkh
Hadisçiye de.
.satjeec nakilçi
lkh
dierinin
it^in
oimahu veyy ony myruuiiadM
muhtaçtr.
çou.
sünnetle sabit-
tadn
kavrayabilsin,
hükümlerinin
gereklidir. Böylelikle
ilmine
gftfl,
larkli bir gpkild^
a^jlamasm-
Bu durumu, onü^i âümlaimîy'. de anlamlar ve bunu îhfttal edenleayplamlardr.
ri
öyle
ba/t rlimlerîn
Uma
dediklerini
Söfy^
K
rivayet
edilmekledir;
bi/im elimi/de olsayd, gerçekten fkhla hadisle
Nc
uasmuyan gariptir
her
Uyeyne
uramayan
ki "lükümler" (ahkâm)
birçok /.ayl" hadis bulunmaktadr. fa/ileiler,
"'Eer yönetim her hadisçiyi vc
lkhçy hurma dalyla döverdik." ile ilgili
^
kcmulanla zayf hadisle
amel edilmeyecei ü/erinc iuifak edilmesine ramen,
sadece
t^^S) fM
fÖ.
Cumhur-u ulema
fkh
ise,
kitaplarnda
zayf
hadisleri,
icrîb (müjdeleme) vc tcrhîb (kürkutma) da kabul
et-
miti e.
'
Cerh vc Ta'dl
lini:
Hadis nvilcrnin cerh vc l;rdilinüen Vü gCTck
dc lu'ditdc kullunlan lal'/lardun bahseden
ilimdir.
ccrlttc
gerekse
.
205
SBmetf Anlamada YSmem
Haîfö Clkll lütaplannda çokça zayf, uy<turna ve hiçbir asl
olmayffitt
haberler hile hulufimaktadr
te
büyük hadisçilerden bazlarn,
dimlerin ç^hrici için kitaplar te'lif
Ibn0*l-Cevzî kitapta
yapt
fakihlcrin delil getirdikleri ha-
etmeye sevk eden
ey de budur.
(ö. S97/I2(X}>'nin
'^el-MlUk fi Taht^cl^t-Tâm** adl
bff AMffUktr
imi^m bul^ ^immm^
gibi,
Tahkik*' adyla özetlemitir.
Yine baz hadis hafzlar, baz
mehur
kitaplann hadislerini tahric
Örnein, Hâfz Gemalüddin ez-Zeylaî
etmilerdir.
(ö*.
763/1360) "el-
Hk^" kttobffîîn hadisleri için tm e^i "Nasbu'r-i^ U-EM^m^ HitU^" Mtaib gibi. Bu es^^ âm dt MlMe ÛMmm talm^. Nitebn
kim
Hacer
852/1447) dc bu esere baz faydal
(ö.
adyla
rek "ed-Dirâye fi Tahrîci Ehâdîsi'-Hidâye*'
bilgiler
üâve ede-
ihtisar etmitir.
Bu
eser 4e bir cilt halinde neredilmitir.
^^^n^ bn Hacer (ö. 852/1447)1n '*3f^eaut% Aziz fi erhVt-Vech " adh k^ba yupi tahric kitabdr. Bu kitap, Râft Yine buna benzer
(ö.
mam
623/1226)'nin,
bna
yapm
bif
Gazzâlî
(ö.
505/1
mehur tahncini yapmtr.
bu
Fakihlerden bazlan ise
pit
baz
1
adl
kita-
çlerinde
bn
)'nin ''el-Vecîz"
erhtir.
kitab da bata olmak üzere
hadisleri kitaplarnda delil
fakai onlardan sonra gelen âlimler
ler,
1
olduu ^^e-erhu'l-Kebîr" adl
Hacer*in '*T^kUu'l-Habîr** adU
tÛFçok kii
1
göstermi-
bu hadislerin zayf olduunu
tes-
etmilerdir. Önceki fakihler, bilmeyerek yaptklan bu delil getirme-
lerde mSzurdurlar. Fakat
bu
zayf olduklann sonradan örenen
âlimlerin,
myf hadisleri delil fö^emlerinde isç. kabul edilebilecek bir yoktur. Eer zayf hadis, eriat nasslanndan baka bir delile umumi maksatlardan birisine dayanmyorsa o çkarlan hükmün terk edilmesi gerekir.
yahut genel kaidelere ve
zaman o hadisten
üçr ^ico,
t|bi
olunan mezheplerin
mehur fkh
kitaptan üzerine
y^L-
e^pl^-'' taM: kitaplanm okursa, bu meseleyi bUtân açkh;^yla kavnr. Nitekim bu hus^
ptifl 4s&ret
—Zcylaî(ö. 762/1360)'nin **Nas^'i^Kâye 206
li-Ehâaîsi'i-Midâye**.
Hukuk ve Yasama Alannda Sünnet
— bn Haccr Mlt^
852/l447)*in ^TeihtsuU-Habît fi Tahrîci Ehâdîsi
(ö.
(3.
"rvât'^^km fi TahHd MmUkH's-
]42Q^1999)'nm
— Ahmcd bnü s-Sddîk cl-Gumârî
(ö.
1910/1993)'nin.
595/1 198)'ün '*Bidâyetü'l-Müctehid''\ üzerine
yapm
bn Rüd
(ö.
oldi^u '^el-HiMye
fi Tahtici Ehâ^i%Bid^**"^ adl eserde dc açkça ortaya çkar.
FiAclr% incelerken, hadis imamlannca cerh edildii halde
bals
bulunan mezheplerin
-delil
getirdii birçok hadis
olduunu göz-
lemledim. Örnein; "Sebzelerde zekât
yokm"*^
"Öör ile hamç, Mû Mrden at mmdc sureftîylâ m^hil^m^
.
"Malda /ekâUan baka herhangi
Bu
mm
hadte» faldhlefin
bîr
hak yoktur."^
yanmda me^^dur. Bu
hadisi;
fakihlerdcn Mavcrdî (ö. 450/1058) *'el-Ahkâmu'sSultâniyye"c, irâzî (ö.
476/1083) ''ei-Mühezzeb"ûc vc
bn Kudâme
(ö.
682/1283)
ise "c/-
Muni"de kaydetmilerdir. Hâlbuki Nevevî
öyle
(ö.
676/1277) "el-MecmÛ^^dâ bu hadîs hakknda
der: "Bu, cidden bilinmeyen
Omten
«rtce
BeyMk*
(ö.
zayf bir
^1066)
hadistir."
den
ise tyor, fdk&t
bu
h^î^ dair
hiçbir isnâd ezbertemi deilim."
baslmtr. eyh Elhânî. bu eserin tahricini yapmakla: Hanelilerde ve âfîlcrde olduu gibi, Hanbelilcrin de ahkamla ilgili hadislerde lahrici olan bir kitap bulunmasm stemi. ^ Mâlikî fkhn esas alan "BidâyetiVl-Müctehd" adh eser dikkate aimmak sureliyle '
Bu escT.Beyruria "cl-Mcklcbu'l-tslâmî" tarafndan 8
Mâlikî
Fkh
hadisleri ite ilgili bir tahric
çalmas
cüz"
halinde
mahiyetinde 7 cüz' halinde bsh
*mmâvl*»r3(638) ^ Beyhakî, es-Sünenü'l-Kübrâ, IV. 132
bn
Mâcc, Zekât 3 (1789) Nevevî. el-Mecmû', V. 332 ^ Beyhakî, es-Sünenü'l-Kübrâ, IV.
83-84
207
.
Trmi/1 tbn Mâce vc Tabcrf nin tefsirinde bu hadisit iföl%"Malda zekâttan baka bir hak vardr"'**'*' eklindedir. Daha sonra Ibn MsîMn baz nüshalannda eski bir hala yaplp hadisin bana "Icyse" (yoktur) kelimesi ilâve edildi vc hala bu ekilde
Zeynu«i) el-lrâkî'niîi Tesr^fi erhi't-Takm\
Ahmcd akir
Hâfîz
(IV, 18)'dc
1378/1958)
(ö.
Ebu
ise
devam
edip geldi. Nitekim Hâliz
Zur'a (ö-
82^1423) da Tarhu't'
buna iaret etmitir. Yine Aüâme
Taberfnin
yapt
tefsirine
tahricmde •
bu meseleyi a(;klam ve burada
yeterli
tlacak kadar
FTkh kl^^unntn vc babtannn ^ûunda yer alan bu
türdendir.
i'z
cz-Zcylaî
Bu
ifade,
Bu [i).
hadislerin senedi, hadis
489
delil getirmitir.
badislelil
UM
haf/tannca bilinmez. Bu, HH-
762/1 36())'nin **Nashu')r-Râye'*ûc "garip" dedii eydir.
ona ö/gü
ifade eder. Hâliz
bir terim
bn
Hacer
olup hadisin bir senedinin
(ö.
852/447)
iiç
hulunamadm
'^d^Dirâs^^o bu^ür du-
rumlarda "6u hadisi bulamadm" veya "Bu hadisi merftf
pMp^rum''
vc benzeri lafzlar kullanr.
Bu husus, ha/l
bablarda ise dikkat çekecek kadar çoktur.
Bir ara "ed-Diraye"dc yer alan "/T/toftu'c-Z^öâ/A" (Hayvan Kesimi
Bülümü'm) hadi&k-ini Myf. basts tsc bâfz tim miden
fazla hadis
inodiy^Nidum. Orada
Hacer'in
farfc
buldum. Bunlardan
lafzla
W
tatikltrfifi
«fes
bulan^t
yir^
bazsn burada zîkn^ftn
yrasyîo/
Ibtt
Yahz
H«eer der
kadnlaryla ev-
ki:
"Bu
hadisi
bu
bulamadm."
"Müslüman kii. Allah'n üzerine keser."
ftaiîf.
Mft
adn
ansn veya anmasn Allah'n i.sm
hm Hacer der ki: ^Buhmli^î bu lafzla bulamadm."
lâ
mm t Ihn i^fi. mm ^ mm: Taberî. amîu'l-Beyân an
Telsîri'UKur'iin. li.
(2527)
Bu knuda bk/: "Fkhu'z-Zekât" adl kiubmtzm RKilç tmsksmn 967'dfk y ve 4 nolu dipnotlar.
208
hmM%
'^ahU]'^
edcmecfi^
"MeeÛsicre Ehl-i kitap muamelesi yaj^m. Icnmeyifl
\mm
s.
966-
"
Hukuk ve Yasarru Alannda Sünnet
"Yalt/ca besmele
eklimlcki Abdullah
(pekini/"
b.
Mcs'ud
hadisi.
ht Huecr ücr ki: "Bu hadisi bulamadm. "Bua/lann. hoyu hadisi.
hn
Haccr der
ki:
(.ukuru
"Bu
ile
hadisi
iki
kemii arasndan yaplr"
(,-ene
bulamadm."
"Hayvanm boynundaki boru vc damarlar dilediin eyle bn Haccr de ki; Bu hadisi bulamadm."
disi.
"Ncbî ^ia,^î, koyunun mst
kes!" ha^
Mmûm Mm kcsilm^i p^ad."
Mgg«mniri^# dedi ki: "Yan bça tâ cart dâiWfm kadar vardtrn^y yasaklad." Hûf/ bn Hatn^r dcdcr kî: "Bu hislisi hulamadrn." -"Nehî
(s.a.v).
Aie
(r.anhâ).
kelcr(in yenilip ycniliîieyeeein}i
sorduunda keleri yemeyi yasaklad" bulamadm."
salm
'*Ncbî (s.a.v). yengeç;
"Bu
hadisi
hadisi.
bn
yasaklad"
Hacer der
bn
hadisi.
"Bu
hadisi
Haccr der
ki:
hulamadn."
Bu duniT^a olun daha baka hadisler dc
vardr.'^'"
Her ne kadar, uran, ne/heplen me/hebe
deise
ee -isimlendirdikleri aksine
ki;
gibi-
dier me/heplerin
Rc'y
FkoKi'nün kilaplarna
kitapliurui
kilaplarnda da /ayl' olan ve
de hu durum sadcii/yii
olmayp
da kapsamaktadr. Bu me/heplerin
ayn ekilde
asl olmayan haberler buJun-
maktadf. Râfiî (ö. 623/l226)'nin. Ga//âiî fö. 5()ü/l
mamlardandr-
'^el-Vecîz"
adi
kiLabna
1
1
1
)'nin -ikisi
yapt
erhindeki
de âllî
i-
hadisleri
bn Haeer (i). S52/I447)'in "TeJMsu'l-!lahî-"\nc bakan kimse, bunun doruluunu orada açkça bir ekilde görür. bn Haccr dc ruü olmasna ramen kitapla deül olarak yöslerilen hadislerin birç»lahrie
una
eden Hal/
/ayr demitir. Çünkü hak. uyulmaya daha layklr.
Keler: SiiriiniZL-nL-rtlcn
bcn/cycn.
bn
I';k;i
cmI aynkl
\ l-
kuyruunda hournlurlmlman. kcrtcnk*Jcyo
unti;n hini/ diiha hiiyiik oian bir layMuulr.
Haccr. cd-Dirûve
fi
Tulrici'l-Hitlâvc.
(Ilâim cl-Ycnfnî'nin dipnoluvla)
II.
205-2 1.^
209
Yine bu konuda Hâfz Rbu Bekir 458/1066). mamu'l-Harameyn
(ö.
Muhammet! Abdullah
Ebi
b.
Ahmed
îbnüM-Hüseyin el-Beyhâkt
(ö. 47?î/lü85)'in
Yusuf cl-Cüveynî
(ö.
438/I046)'yc, onun
"el-Muhît" adl kitabnda yer alan baz hadis halalarn edepli
bu durumu ona yazmtr, Örnein,
tenkit ederek
"Günete
snm suyla ykanmay yasaklama"
mam
babas olan bir
kitaptaki
ekilde
ilk
ile ilgili hadîstir.
hadis
Bu
ha-
dis, 'sahih' de^Uiir.
Beyhakî'nin insafndan olan husus udur: Beyhakî -kendisi âtlî
mezhebine mensup olmasna ramen- afiî ashabmdan olan kendisiyle delil getirmenin
'sahih'
olduu
haberler
ile
hadisçilcri,
'sahih'
olmayan
ayrma ve zayf kimseler ile meçhul kimselerden konusunda gevek davranmalarn eletirmitir. Beyhakî
haberleri birbirinden
rivayet
Rasînetu 'r-Rakîne'* adl risalesinde bunu söylemekledir.
'
Bundan daha garip olan ise, bizzat Fkh Usûlü kitaplannöa Mc çü^ uydurma ve aslsz rivayetlerin yer almasdr.
rük,
Örnein;
"Ashabm
gökteki yldzlar gibidir. Onlardan hangisine
dayete ularsnz."'*^^ sin
Bu
hadis, gerçekten zayftr.
eyh
uysanz
hi-
Elbânî bu hadi-
uydurma olduuna hükmetmitir. "Müslümanlarn güzel gördüü ey, All^ Mifrfa
Bu, Abdullah
b.
Mes'ud
(r.a.)'n sözüdür.
^da
^Izelâ
Merfu' bir hadis deildir.
Bkz. Muhakkik üsiad es-Seyyîd Ahmed Sakr'm. "Ufa'rifetu'sSünen ve'l-Âsâr"d Mukaddime, s. 19-24 (el-Meelisu'l-A'lâ li -uûni'l-slâmiyye basks.
yazd
Kahire).
AcIÛnî, Kefu'l-Ha(â\
DeyM
ete
Cftmfö'tJim.
I.
132*de der dî
bu hai^ Abdullah II,
9rdc
b.
"Bu
hadisi Beyhakî rivayet etniîtic*
M^'k ^ptâim^.
tbn Abdilben- de
senediyle bidikte Câbir (r.a.ytan rivayet edip dû- ki; "Bu,
kendisiyle delil getirilemeyecek bîr seneddîr."
79'da bu hadisin senedinde yer alan Sellâm b. Suleym'den dolay bu hadisin uydurma olduunu ileri sürmütür. Bu hadisle ilgili olarak el-Mîzân, I, 348'e de bakabilirsiniz. Möslim* Ayrca sahabenin yldzlara beazetildii dier bir hadis için Elbânî de. Silsiletu'l-Ehâdîsi'z-Zaîfe.
1.
te
Ahmed
b.
Hanbel
el-Mîisned,
I.
379; Taberânî. el-Mu'cemu'I-Evsat, IV. 5^,
Heysemî, Mecmau'z-Zevâid. I. 177; Aciûnî. Kefu'l-Hafa', 1. 192, U, 245bu hadis, Abdullah b. Mes'ud (r.a.)'Gn merfu' olarak da gelmitir.
2tO
'
Yahz
.
Hukuk ve Yasama Alannda Sünnet
"Ümmetimin
^''^
Bu
hadisle
ilgili
ve benzeri hadisler.
rahmettir"^^^
ihtilali
Bunlar,
"cs-Suhvelu'l-sl5miyyc bcyne'l-htilâtri-Merû'
olarak
ve
bal
Tctcrruki'l-Me/nûm" adh kitabmzda "htilaf Rahmollir" altnda, Bu hadis sahil deildir. lUkat anlama ve türu'daki ihtilaf dikkate alndnda bu hadisin ma-
nas
Bu
sahihtir.
lür ihtilaf da. sahabenin
fkhî ihtilafnda olduu gibi
mm
dümanlk
haM û^i
(AKyyuM-Kârî. el^Ejmfl-M^g^ s. V4t h^ yer verir: "Hadis imamiannn bir çou, bu hadisin br aslnm
vc
f^^te
olmadn
iddia et-
mitir. Fakat Hallâbî "Garîf>u'l-Hadîs"tc hu hadisi ara söz olarak nakletmi ve kendi yannda bu hadisin bir aslnn olduunu helinniiür.
"Nasr el-Makdisî "el-Hucce/ " adU eserinde ve Beyhakî'dc "erRisâetu*l'E*uriyye^ adl kitabnda bu hadisi scnedsi/ bir ekilde rivayea etmitir. Suyûlî'dc der
ki:
mvm, um Hmytn. tmart«r-Harameyn ve daha bifçoklan bu hadisi nakletmiulamayan hadis hâft^ âlimlerini kitaplannm Yine de doruyu en iyi bilen Allah'tr."
Reiki bu ladis. bi/e
tir.
ledilmi
olabilir.
Zerkcî de der
ki:
"NaüT el-Makdisî "ti-Huccet"
adlt eserinde
bu
birinde nak-
hadi.*il
meriü"
olarak rivayet etmitir.
Beyhakî'de "ei-Medhar^c
Kâsm
b.
Muhammed
ile
Omcr
b.
Abdulaziz'dcn
öyle söyledikleri rivayet edilmitir: '^d^uBnne^ln »lîaliHle4nfMlar^me(iî«lnudân beni !»vb^it|tie^ ^ttt)0 onlar htilaf etmemi olsalard ruhsat diye bir
Suyûtî der
nn
ki:
"Bu
rivayet.
Ahkâm
ey olmaz-d."
kfinusunda âlimlerin
ya^j^ gâr^
aynlllcla-
kast edildiini gösiermekledir."
Ba/lari da der k: "Burada kast edilen
ayrlklardr." Bu goriiü.
lah
îi.
AbhSs
(r.a)'tan
bir topluluk
ihlilal'.
zanaatlar
ile
mesleklerdeki gtirii
nakletmi! ir. Kast ettii ilerde kullarn ça-
merfu olarak rivayet ettii hadis öytesdîr:
''SahaUMllblflMAlfl,
sizin için |dr
tbn Sa^d da *'TabakÂt'\a
rvhmetm^
K^mh Muhammed'in öyle söylediini nakletmittr:
"^Muhammed't sahabllerinin IhtOaf, nsanlmr çin rahBMti^.^ Derim
ki:
Bundan anlalan: bu
tsîlam
ümmetinin d]$iAdaki ümmellerin
nn sknt ve telakct olmasdr. Lut L/ bakmndan arkl olsa da mana bakmndan birisi
ihtilaf-
bunu destekleyen hadistcnlcn
öyledir:
^^Ümmetim, sapklk üzere birlemez.^
Bu hadisi; bn Ebi Asm '*es-Sünnet*\c Enes (r.a)'tan rivayet elmilir. Trmi/J de bu hadisi Abdullah b- Ömer (r.a) lan lal'zla rivayel emitir: \'4
ihc»
^ ^^
u
00^ 'â\ ua^i ^
211
SStratfAnlatmdaYamem
ai^^tUlYatnkrca bilinen
Fkh
Usûlü kiUtpUnn okuyanlarn bulahîlccei
hadislerdir.
C.
Fkhî Kaynaklara Bavurmann Gereklilii
Asrmzda ilim ehline düen görev; açk aklî basireüç; taldis ltîii îSîgnda Fkt vc Fkh UsulU ilo li&U lîkhî J^ynaklanm/a bavunnalan ve ^a^ tâl^^1M1TK^ kurulu hakümleri incelemeleridir. Çünkü zayf ha^ ffisrte bir hükUm esas olannz ve yh^ç helâl ile hanm !«)rumlulu-
u da hLinun
îi/erine
Güvenilir ilim
kmlamay. adamlarnn yapaca bu
ilmî
aratrma müracaat,
yasama ve önemli toplumsal mcsclclcrdcki hükümleri bize %ayl' hadi.sicr
.senedi olan
aça çkaraeakur,
Müslüman Olmayann Dl^tî Örnek
olarak.
Ceza Kanunu'nda
Ehl-î
zimmetiçte er*i diyetin mik-
tarm ele alalf m. I.
Fakihlcrin
(younluu/"*
Eh(-i klaptan olan /.immilcrin diyetinin
-lukahann da ilade ettii üzere slam ülkesinde yaayan kimseler olmas cihcliylc-
Müslüman'n diyetinin yans olduunu ileri sürmütür.
^mpP ve **SS§ten^ MrM^ M
Cumhurun bu l^tnnMÎ <k^ö| t. ^hitayn^da vep Sahihayn^
^Alah bu slam ümmetini
kesinlikle sapkkkittK^erine birletirme^/'
Hâkim de "et-Mtstedrek*'lc bu hafis Abdullah oluruk üylc rivaycl cimilir;
^U«
^m
4I
J^j
Âl^
^ o^ iM
b.
çUi^.
Abbâs
(r.;)'tan
racrt'v
"i
bu slam ümmetini sapldk ÜMrine blrletirmez. Allab*n eli, Müsianun toplumuyla birliktedir. Yno bn h;Kisi: man Atmctt. "el-Miisned" adl eserinde de rivayet etmitir. Tabeânî"de "el-\îu\emu'l-Kehtr"iQ bu hadisi tbu Basra cl-Glarî (r.iO'lan iâe tncrl'u olarak rivayet citigî hadisin çerisinde konuyla ilgili olarak
**Allah
u
almakiiKlr:
"ÜmmetimiD sapklk
Özerine tophiitiainaait
R^kfmâin l^ete; Rabbm^âe
Malikilerit yörtiiidiir,
Bkz. evkfnî, Ncylu l-Hviâr. tEhl.i Zimmetin Diyeli Bahsi), Vil, 221-224
Hukuk ve Vasama Alannda
bu/
hadis bile yoktur. Bunlar, bilimler ise
hu
hadisleri kabul
Amr
Örnek:
h.
uayb
etlii hadiste
Peygamber
Müslüman'n
diyetinin
âlimlerin kabul etlii hadislerdir.
^umc
Dier
clmcmilir bahas yoluyla
(rh.a)'in.
öyle buyurmakladr:
(s.a.v)
yarsdr.
Meinden
Bu
"
hadisi;
'
rfvayct
"Kafirin diyeti,
Ahmed. Ncsâî
ile
Tirmizî
rivayet etmitir/''*'
Konuyla (yani Tevrat
ilgili ile
Ahmed, Neâî
Yahudi
rmn^m dîyelînîn ü^k^ Hm hadis.
(ö.
kitap ehli, Yahudiler
ile
M It^^
yans Hrisliyanlardr." Bu diyetinin
bn Mâcç rivayet etmitir/'**
ile
2. Dîgcr âlimler
Ncvevî
(s.a*vî'
Müslümanlarn
neil) ehlinin diyetinin,
olduunu hükmcimitir. ki hadisi;
*^'^aHiher
bir lafz ise öylcdirr
iîc
oldüiürtü
HriMiyan'n diyctini^
îtert
^rttfift^.***
feîr
Müslü-
Nk^M bu husus.
676/1 277)'nin **e'Mmhâc"* adl eserinde geçmekledir.
Yahudi
ile
Oysa
Hrisliyan'm diyetinin Müslüman'n diyetinin yars
olduuna dcJalct etmektedir. Ki by hadi>,
bunlara güre sabii deildir,
Ebu Hanife ile ashab ise diyetiyle ayn tlduunu ileri sürmmiTrîmn dfyctinîn. mülerdir. Yine bunlar. Ncbî (s.a.v)"in, anlamal kimselerin diyetini Müslüman'n diyetiyle ayn sayd ve bir Müslüman"m diyeti kadar bir Zcyd Mr Mösîtîma'm
cs-Scvrî, Zührî,
3.
/imminin diyetinin ödedii^**' rak gerililerdir.
Bunann
ile
h. Ali,
ilgili
hadisleri ve rivayetleri delil ola-
muhalilleri ise
hu
hadisleri za^t'
kabul
et-
milerdir.
Gcrvck olan udur: Her ihlimal
hulunmaks/m
iki laral'n ileri
sahihtik dereecsine
sürdüü
hadisler, en ufak bir
ulaamamtr. te bu
genci nasslara. er'î kurallara ve külli maksatlara
sebeple
bavurmak gerekmek-
tedir.
Kur'at'a
bavurduumuzda
onlar arasnda bir
Ahmcd
h. ttanbel.
ister
anlama bulunan
e-MUmt'd.
II,
18?.
mümin
olsun veya ister bizim
bir topluluktan bir
ile
kimse olsun her
^4: Nrf, Kasâme U\ bn MâccJty«
M
{2f>44)
U
dil.
îiNcrin görüüdür,
flkz. Tirmi/Î.
Oiyât 12
(
1404)
213
Sünneti Anlamada Yöntem
iki
durumda hataen Öldtlfmede
verme ve mümin ile
bîr köle
^ölcmin ailesine teslim edîle<»k bir diyet
olduunu ve Müslüman
azad etme"nin gerekli
Müslüman olmayan arasmda bir farkm
olmadm görmekteyiz.''^
1^ bu hususlar. slam eriattnm, MüsliMd her bir kimsenin
kamn masum
insanlar arasmda, ÖzeHîkîe efe
da eitlik olduu konusunda
kld
ve
Müslüman oloayat)
b^^^tp^ saygnl
i^ti
Mam devldSnde yaayan kimsder wmm-
ittifak
oluturmaktadr. Abbâsi
ile
Osmanl
ramen, slam devletinin uzun asrlardan beri karara balad görü, ie budur. Büyük dcvleler, aznlklara bask uyjguland ve slam Ceza Hukuku'nda eitlik olmad iddiasyla Müshilafetinin eksikliklerine
lüman olmayan aznlklar meselesini
etmek
su-i istimal
istiyoriar.
Kadmn Diyeti slam Ceza Hukuku*nda müracaat birisi de.
kadnn
nn diyetinin,
edilmesi gereken hükümlerden
diyeti meselesidir. Fakihlerin
erkein
diyetinin
Cumhurun bu konuda
yars olduunu
delti
büyük çounluu; kadileri
sürmülerdir.
getirdii fe^^g^ delil vardr. Onlar bu
kMida Md^ itria.)'t!m merfo* ^tomk ^ ha^ a>^âmî$ter^n ^^l^a^nm diyeli,
erkein
Hâfz Beyhakî olmamtr."
diyetinin yarsdr.'*
senedinin bir benzeri daha sabit
YB^ Byhakj,
Ali
(r«a4'MiJi
der
ki:
"Bu
wu rivayet etmitir "Kadmn
Bu hadis, brâhîra en-Neh# Bt haffl^ kopukluk vardr. Ytne bu
erkein dîyainin yansdr." (r.a.)*tan rivayet edilmitir.
bn
Ebi
hadisin
eyhe, a'bî yoluyla
Ali (r.a.)'tan rivayet etmitir.
üzere bu hadis, her halükârda mevkuttur. Mcrt'u
olmad
Ali hadisi;
Görüldüü
için dclii ola-
rak kuUanüamaz.
Yine Ölunüe sonuçlanmayan yaralanma ve benzen durumlarda ka^
dntn diyetr^n erkein diyetine eit olduu httsusunch detayl vardr.
Bu konuda
sübutu ve delaleti 'sahih' hiçbir hadis yoktur.
Yine bu konuda söz söyleyenler, icmaya dayanarak kadnn
smflandnh^
"'^en-Nisa.^
214
bilgiler
suretiyle, delil getirmilerdir.
diyetini
Hiç kukusuz icma\ bir
Hukuk ve Yasama Alannda Sünnet
Fakat bu hususta igjna'
delildir.
selef âlimlerinde ikisinin
âlim
Rsamm
ise,
erkein
olumamtr. Çünkü
konuda
buna aykn davrandt^n belirtmilerdir, fi» iki
Ibn Afiy3»*dir.^^
ile
onlar bu
kadmm
Bu
ikî
île
haramlarda hükümleri a^kla-
âlime göre:
diyeti.
diyetiyle ayndr."
slam'n Tutumunu Açklama badetlerde,
mak
muameteMe.
'sahih' hadis istenildii gibi,
için
vc bcn/.cri konularla
de 'sahih' hadis -
-
-
-
ilgili
düünce, eitim, âdab muâeret
slam'n tutumunu açklamak
meselelerde
istenilir. .j
dünya hayatmm
Dünya hâyaH içeri^iMe lüJbda p^msk
HkMMsn
için
yarm^^mft
île
ilgili
olarak tslam'n tutumunu
istediimizde bu konuda zayf hadisler
— Tevekkül ve tevekkülün
yeterli deildir.
sebeplerini elde
etme
güziel-
açklamak
Örnek: ile ilgili
slam'n
tutumu,
— Koruyucu hekimlik veya IslamMn tutumu, — Çevreyi veya yeillii koruma slam'n tutumu, — Maddî manevî tslam'm tutumu, meselesi le tedavi ile
ilgili
ile ilgiü
iterieme
—^ Harikuladelikler ile Bm
m
ilgili
kerametlerle
meselelerde,
ilgili
baz
içi
maktadr. Aksine bu konuda sabit oluu
salam Bu
slam'n tutumu.
*sahîh'
hadisler
ve
yemii olma-
delâleti
w0 olan
hadisler gerekmektetfin
hususta sadece müstakil bîr hadisle dc yetinmemek lazmdr.
konuda asl olan husus,
ilgili
Bu
meselelerde konunun tüm detaylarn açk-
layan ve vaziyetini izah eden bir çok hadisin olmasdr. Yalnz, Kur'an
hakknda bu
^lde y^l^m^
Kur' an'n kendisi aslî bir
bulunmak dogm olmaz. ÇÜnkÜ
bavuru kaynadr.
m^m ^0S^ r^tmm^ '^t^^^lâ^^
'
227'de kate '
se '"ba
Aiiyye** îfeKte^î
evkânî, NeyluM-Evtâr, VII, ysr almtodir. Çeviri de, evkârf'nin ifedesi dikvar.
alnmtr.
Bkz. evkânî, Neyiu'l-Evlâr, VII, 224-227
215
*
Tebli ve Rehberlik Alannda Sünnet
2.
sünnci: Ncbcvî okuyacîi
bir egilimcinîn
Vnin
hulbcsindc.
Mr rehberin ya da bîr^^vetyapacu vaa/nda. verecei der-
veya
sinde ve eiliminde Kur'an'dan sonra
kaynak vc lükenmcyen
bir ha/inedir.
va
jEoaamdâl
icriî için
ibiUclIcr
sarlaca kurumayan
Buna göre
ikb
'uiin
bir
hir
sünnci: hükümlerin
Myaak jaiduu
gibi,
lasavvuf için vc nefîs le/kiycsî i^in de itilak edilen bir kaynaktr.
tlc bu sebeple lasavvuC âiimlcri. mürid-i kâmiller, savvur ^eyllüri
ile
üninci
i(,-erisindc itibar sahihi
ilk
dönem
ta-
kimseler, salikin veya
müridin Allah'a ulamada; fikrinde, ihâdclinde vc yolculuunda AlUUria. kendi nclsiylc \v inîmnlaria «lan münascbclindc sünocie sarlma-
snn
zaruri
olduunda cnu*
mam Cüncyd
etmilerdir.
el-Badâdî
(ö.
297/909)
(rh.a)
kailar -Rcsûl'ün rivaycilcrinc uyanlar hariç- halka
Yine
Cüni^ ^-Ea|dadî
der: ''Bütün lari-
kapaldr."
"Bu hususla Kur'an' czve hadîs ya/.mayaft kimst^cfc uyulmaa. Çûnkû ilmiKilap ve Sünncilc kayliandnlmtr." (rh,aî iîylc der:
Wm
N^my^ mi/,.
öyle
Tasavvur imamiarmdan olan £buHal>i
m
(ö.
26()/X73) tri.a) de
öyle
ve Sünnetle ölçmeyen, havânrdan "Yapi! ettiklerini Imr (fcîilbine dîl^h ilham ^îbi eylerden) kuku lanmaysn kimseler erler cli-
VÜttmdâ^lnm/.''
216
Tebli ve Rebberlik Alannda Sünnet
Hbu Süleyman cü-Dârânî
(rh.a)
dc öyle der: "Ba/.cn
u suü mpluluun miktolarinc ta/or ^ir nükc düü-
kulhim^
l^linik^a?
2LV830)
(ö.
yor da. onu ancak
ahidin ahitliiyle kabul ediyorum: Onlar da,
adil
flti
Kitap vcSÛmrcllir."
Ahmcd
h.
Hbi'l-Havarî
246/860)
{i).
uymks/u amel eden kimsenin ameli
^
(rh.a) ise
öyle
der: "Sünnete
bâildir.""^'^
^îtimdMnv tfiNei^ferin
vc l'khçlartn sünnete fhtîy^
duyduklar ortaya çkmaktadr. Nebevi sünncuc; harekele ge(;Fccçk»
katlam
g^^lll
kalpleri
^kil^tn uyaracak
ndcler^ eitici kssalar, çeitli emirler
icrih (müjdeleme)
ile
ile
gayretleri
aydmlaua y^kl^mlitr.
etkili
^mM. ^-
hikmetler, iUlö siî/icr, etkileyici vaa/lan
deliller,
le
yumuatacak, kuru
yasaklar, vîmt ile
uh^vi
tehdit,
icrhib (korkutma) vardr.
ncbcvî sünnet, insann
iç
unsurlarnn hepsine, aklna vc kalbine
hitap ederken Kur'an (^i/.gisinde hareket eder.
Yine nebevî sünnet: uyank bir
vücuda sahip tlgun
Baf^lH
m0
bir
bir dâvclçi,
bilgisiyle birlikle
temiz bir kalbe vc kuvvetli
Müslüman ahsiyetin Duturuimasnu çalr.
eitimci vç rehber klm!^
O.
bir servet vardr,
farvjgm MntMla
bir zekaya,
a^jifli
dj^Jdiarar. «fâvel
için^
M yj^lardaa
%§g^n#r|Sk i^ft
Siiuet kit^P^-
W0 t*
edtoir,
^^ ^paipttü Kur'ânî
sünncUen dcvirir.
Dâvclçinin itimat edip doyasya yararlanmas gereken sünnet kitap-
laru^m babnda, ümmetin kabulünü jiirmü 4ki *sakib ' kjtap (Sahi hi^t) vardr. Bunlar: Buhârî-nn ^^SahUt'^ le Müslim'in «.SrAat"dir.*"'' "5flfA?A'*in
ancak sayl ba/ hadisleri tenkit fâdilmitif;
hakkiTuhiki ickil. eklî ve loknik
Hn
Kiivvin. Mal;uiars-S:likîn.
l-Lihfrî
ik'
Müslim'in
".SuA/V
II.
durumlala
ilgilidir.'""
M^A^M^^
"criin nmlusiirkn yapfImlr. Buhlrî'nin "Sa3 gilt haXh^ ve
1
Müslim Muhfasan" adyla. 3 (starhl 2K)f^) nc^vdilmlr.
lih'i
tinlârî
Kfî
ni
'Sahîh"\
ile
ilyili
bi lHisrri Sahihi' l-lluhân.
iki
BtinlM
um. *m^^mtt%m M Imm SkMl%SMr a^^ ta l»de 1^ lobide *t5^^î »t) ^wb»a^m *«âjKtn*îa ''"^
Bu
cll halinde dsîanhul
^» 'mm
clc^tihlcr vc vcrikn cevaplar 1.
ve
i(;in
I
"1
ise
"Sa-
öll halinde
bk/: S;rvcU'l-
44-79
217
•
MiMMi Yemem
^
mvüd, Hrmîzî, Kesâî île bn MSce'nin ^%$-Sfyten"[ gibi sünnet kitaplian^ mam Mâlik'in *^M«vaUa\ imam Ahmed'in **e-Müsned\ Dârimrnn **es-Sünen'*i, bn Huzeyme ve tbn Sonra dört sünen kitab;
Hibbân'n
"Sahîh"\cr\.
Hâkimin
Bezzâr'n "
Mtisned
vc Tabcrânî'nin
^Icrl
Ebu
^^el-Müstedrek'"],
**uabu*l4mân** vc hadis hafzlar
Ya'lâ
ve
**Mu'cem"\cn, Bcyhakî'nin
ile tenkitçilerinin
hadislerinin
*sa-
olduunu beliruikleri benzeri kitaplarla, dier ^nnet ldtapMfii€sas almas ve maalc^r hatipler île dint m^Mdi^ younun sermayesi olan zayf, münker uydurma hadislere ise itimt etmemesi
bih*
*\idSE,rC
V
gerekmektedir.
YÜGS Allah'n fazlnd^dr Üzerinde aratirmalar
^nl^
ki,
(en^ s^nct
talit^ edildi.
kitaplarmdan birçou
mam
Mâlik'in
**el-Mu'i
IMMn ^miSiM*^ v& Km l^âs^n ^U!»Silkmn% j^nnetîn hizmetçisi
Muhammed Fuad
hizmeti olarak tahkik edilmi,
Abdulbaki
rakamlanm
baslmtr. Yine Ebu Davud'un SÜnen^i de
tahkikli,
rakaml vc
hz£i Ubeyd ed-De*âs'm
(ö.
vc
1388/1968) (rh.a)'in,bir fihristi
"esSünen"] bir
l'ihristli
bir hizmeti olarak
ile
^karllm
olarak
Tirmizî'nin
"es-
ekilde kardeimiz üstad
yaynlanmtr.^*^
ülkemizde ise dokuz hadis kitab üzerine yaplan belI bal tercüme çalmalar Ö2ette öylecUn t. Buhârî'nin '*es-Sahîh'* aâh eserinin tam metni. '*SalM-i BuhâH ve Tereem^ adyla Mehmed Sofuolu tarafndan 1 6 cilt tuUinde tereme edilm^tir. Çe^tit ttohtasarlarn da Türkçe çevirisi yaplmtr. Bu konuda daha geni bitgi içn bkz: "Sa/vetu'I-Kâri bi htisâri Sahîhi'lBuhârV* adl çalma, önsöz, 1. 41-49. 2. Müslim'in "esSaMh" adl eserinin tam metni se *'Sahîh'i MSsim
w
mmmtF^si^TM 19g^Mdmnd Sofuolu tacafidHbnacHtfiAlid&ve^Mâl^ baMe Ahmed Davudoglu i UflMn Werem» wlS^la^ihkiih:â V9m 1 1 tarafmdan tercüme edilmitir. Aynca Münzrî'nn *'Muhtasar Sahtk-4 HÜdUt Tercemesi " dc Halil Günaydm tarafndan
Bu konuda önsöz, 3.
I.
datia
bilgi için bkz:
'*Sahh- Müslim Muhtasun" adl çalma,
30-32
Ebu Dâvud'un "es-SânâV^ ise-hratim Koçal (stanbul 1983) tarafndan;
Itaig^T^a^ Serhf^ adyla nea-i
Ebu
te edilmitik
I1B
geni
dit halinde tercüme edilmitir.
Hflseyin (tstîotbul
Kayapmr 16
cîlt
ifffaAnâan
''^^hm4^Mml[f^mmmm
halinde; Abdullah
Pmhym tarafn^
fercgm0ai'' s^y\a (Kotya 2007) tarafindai 3
cilt
hal&ide
teirCâ-
Allame
eyh
Nesârnin kitab üzerinde lafzlanyla
Ebu Gudde (ö. Uimmi) (^M 'm bir çalma yapp onu rakamtandmu ve hadiâ
Abdulfettâh
sözlüü koymutur.
ilgili fihrist
Bundan daha büyük
bir
hizmet
ise; hadislerin lahricinin
zayfmdan ayrlmas
hadisi© sblmLdeBecfiMainî^kianiiasi ve sahihi
Nitekim hadisçi 3^yh NSsruddîn cl-Elbânî
idi.
**Sahmu
bn
yaplmas,
I42ü/1999)'ni
(il
Mâce** (bn Mâce*nin "Sünen'*indcM
M^
Hadisle^,
"Sahîhu't-Tirmizr vc "Sahthu'n-Nesâî'' adU çahmalan yaynland. ''Sahthu Ebi Dâvud'" ise yine Elbânî'nin bir
t^almas
olarak
yaknda
çkacakur.
§myb
y\m Hibbân*'m
ciltleri
el-Amaût*un tahkik ve tahficiyle *'SuMhu thn
de tamamlanmak
Özeredir.'^'*'
Dr.
Muhammcd
bn
Huzcyme'nin "es-Sahîh"i yaymlanmt.
Ahmcd h
Muhammed
üür%
tahkik VC
Hanbcî'in "eZ-J^fisnenndcn on b^cIBjçtkü.^" Bu,
kitabm üçte birine yakndr. Bundan daha önce ise
4.
dtice Is©
Mustafa el-AVam'nin tahkiki vc Elbânî'nin tahriciyle
Yine bundan önce Allâmc Ahmcd tahriciyle
Buiüte
Tirm7.î"nin "es-Sünen"\ ise
Osman
Zeki
Ahmed
Mollamehmetolu tarafndan "Sü-
nen-i Tirmizî Tercemesi" adyla {stanbul 1981) 6 cilt halinde ve Abdullah Pahyan tarafndan ise "Sünen- Tirmizî Tercemesi" (Konya 2()04) ^ tîft
M^^
Wüme edilmitir.
m Ur
Ito^öB ^^^^Mnm*^
heyet trfindan **SSnen'ün-NeseV' adyla (stanbul 1981 ) 4 cilt halinde ve 8 cüz" olarak ve Abdullah Parlyan tarafndan ise **Snen-i A'esâ/ Tercemesi" Konya 2())S) 3 cill halinde tercüme edilmitir. 5.
(
Haydar Halipolu taralmdan "Sünen i hn Mâce Tercemesi ve erhi" adyla 10 cill halinde ve Abdullah Parlyan taralndan ise "Sünen-i bn-i Mâce Tercemûsi" iKony'd2(m) 2 cilt halindeWö*t«Ei3dilmi6.
bn
Mâce'nin "es-Sünen"i
ise
^
tir.
t> cilt
S.
tim Mâttkin '^{•Muvatla'^i
tarafndan (stanbul 1982) 2 ve 4
halinde tercüme edilmitir.
Dârimî'nin
"Siinen"[
adyla (stanbul 1994) 6 9.
ise bir heyet
Ahmed
b.
cilt
ise
Abdullah
Aydnl
halinde tercüme ve erhi
tarafndan *'Sûnen-i Dârim!"
yaplmtr.
Hanbel'in "el~Müsned"\ {el-Felhu'r-Rabhânî Tertibi)
Rfat Orai taralndan açklamas yaplarak tercüme itilmitir.
ise
6
cildi
u ana kadar tamam-
anmamur. nallah^ ^ssria^ilfemtetmYmntaea^ Bum. I^UE'nâ^ 1M^^esâetti%^!^e neretti.
'"'^
baslmtr. " Bu eser. 20 cilt halinde baslmur. Bu
^
eser, 18 cill halinde
219
BoR^Mmada Yöntem AbUurriüiman cl-Bcnnâ
ise
(Ahmcd
h.
Hanbd'in) *'\fiisne("m konula-
o^f>.c^ **eUFetbu*r^altMni'' adm vermi vc onu '^Bûlütt-Bmânî** adyla da erh etmi ve bu eser 23 cill olarak çkm-
m$ gte^ip lr.^'-
Yinc
eyh hi
iclVirindcn
A.
Muhammcd âkir
(i).
1378/1958). Hâliz
».kamayii ^al^iH:?.
nulilasai
di^e feiîmfcndirm' ve ondan 5
yaynlam,
cill
bn
Kcsîr'in
ou
"UanIeiu%Tefsîr'*
fakat
bu
tamamla-
eseri
maya ik; ycîpemcmiiir.
Muhammcd âkir ile cdcbiyatv'i Mahmud Muhammcd âkir (ö. 1418/1997), Yiiic
A.
vc muhakkik kardei
mam
Tahcri'nin
310/922) tefsirinden tahkik ve rivaycilcrinin lahriciylc U) küsur
ynlamlar, sonra höyük kante üsiad
eyh Ahmel
MaHfmd kî sât â#fa çkarm,
veföl
daha sonra
cill
mm> CMidan
ise
(ö.
ya-
sonra
bu büyük ilmî ça-
lma durmutur. Mimm*^^*^ ile 11 cilt
Yine tan'da
es-San'ani'nin
AhduiTcz/,ak
Yino
Uindli ladisçi
halinde
hn
eyh
eyh
(ö.
21 1/H26)
"Kitâhu'I-
llabiburrahman el-Azaniî'nn tahkiki
çkmtr.
Kbi cyhc'nin
(ö.
225/K39) ''el-Musannef' de Hindis-
Muhlâr cn-Ncdvî"nin tahkikiyle
15 cilt halinde "cd-Dâru's-
Selcfyyc" taralndan haslmtu'. "^Itre
hm m&mn
iteiieme
kiUpar da tatkik
Elbânî'nin tahkik edip kifmeâ hâdistertjö töNHe as.
Öm*^n. ffeMftr^»fi^n
tsJinritir.
737/1336) "Mikâtn'l'Mesâhîhi"^" vc Elbânî'nin sahihini zayfndan
ayrarak Suyûlî'nin
{0.
91 1/1505) ''eI-Câmi's-Saîr"-^^ ü/.crinc
"SahîhuH-Câmiu'sSatr veZiyâdetihr kitab Yine Ahdilkadir el-Afnâöl'Ui
Bu dcgc
li
CSLT. Türkt^v yo
ta*ikjk
vc
yapt
gibi.
tahric cuigi. Ibnu'l-Esîfin
tercüme cüilmcktedF.
B« eser. Türkçe'ye ict^m edilmilir. Vüa Itlap.
muhtîsar
Msde Ut
heyet .lwaftmfan Tîlrkçe'yc tercüme edilmiiir. lanlndan ise harf srasna göre deil de konu balklarna
Aynt'M Abdöfliih Aydn Syût'nin "Câmi'sMIünmii va/îycue Türkiye'ye tercüme edilmiiir. Sitîr vc Ziyâdeluhu" dl eseri ise harf srasna gore düzenlenmi ekliyle tercü-
mam
me edilmi
220
olup Ocak
a\
ncl)k laralmdan nercdileceklir.
'
TeblvelMerlIk Alannda Sünnet (ö.
HKy/mm
Daha ünce Hcysenî'in
cltncktcyim.
una
ise
edilmi (ilm;s; da-
-lahkik
vc
lahkikli. tahriçU
Bu kitabn
Bununla
oldu-
Bu faydal kilabn
nlanasin
ni-
Icncnni etmek-
güniinü/de laydal kiiaplamza yaplan tahkik
birlikte
Valmalarmdan
(ykmasn icmcnni
••.Wif'c^ff;"indc yer alan ladislcrdcn
lahkikli, lahi^li vu l'ihi^Ui iilarak ya\
teyim.
^kmlr.
*s«jhih'''Kqfa /5i5«tf
"'Kütüh-i Sitte"yc ziyade olanlarn vermektedir.
eedi
el-
Ahmcd. Bc/yûr vc Ebu Ya'lâ'nm
eser;
Taherfnfin üç
"Mff;çwerf'1cri ile
ühristli oluruk
(îzellii ise hadislerin*
Bu
liîikracimcsidir.
Nureddin
Hâli/.
'^Mecmau'z-ZevtVd"^'^"' adl kitab
(ö. S()7/14()4)
hu )^iUhn.
Yttlniic
"
**Cânru'l-Vsûn yaynlanmtr.
ledir^nlik
d^nak^ym. Çünkü
bm kia^lcr.
ihiya^
tîuyulmayaçak ekilde küçük hacimU ^îpnolarla lahkikli kitap yaymla-
da bu dipnotlar h^f kiap da tekrar etmekcdirt^.
t€
u/almak. y{>ksul okuyuculardan kazan; elde etmek
için
n^âkiadirtaf. St^iifa sö/ii
bu
bir ulan
îjekilde
oluturmakladr.
mmf^^ baslm 4()VI()I4)
kitaplardan
ve
**el-Müstedrek"\
73S/I337) *'Tc'lhis" ki
önemli
basld
Hâfcîifi'îîT
(4
yapt
(f).
onun ü/erine
Zchebi'nin
'dalarca
ise
der
birisi
halde, henüz lahrici ve tahki-
yaplmamtr.
bn
Yine
taplar tahkik
Kayyin'in
edilmi ve
tahkik etmitir. Risale
(ö.
751/1350) "ZâdVl-Meâd*^}
tahriei
yaplmtr. Bu
Yaynevi
i.se
be
cilt
kitab.
gibi
uayb
önemli
ki-
el-Arnavûl
vc bircill de Hhrist hazrla-
yp nereimitir/
lli csL'i.
lu
'rtn^\"">'-'
.\,k-
kiUi|).
hn Ka>>iri i.
.'>iikni
(stunbl 2.
Ml'Iiiik-i
>\-miu!l- l;i[;riK;iM TiikvL-'yo
icr vinc olilmilr.
hu il'üitI csci li/ciic Türk^'t' Viipln
O/cn. t, Ahmet O/dcniir. Mutala
;;li!jin;il;r
[-rkckli.
nliirdr:
Al Vslt Kri
larurtulu
(kcsulllah Yolunda) O ciI halinde ypUm lerc. tararndan yaplm (sanbl imm 'mk*l-ftic^'* (MnltS^
l')8S) "Ziulri-ML';i'f
Cm m IMvM
Muzariîr ^itirrtîert
"1.
icviinc cdiln!>tîr.
halirtde
Ynlc. Atdi Kcskinsov
Mfûd" (Kcsululluh'n
w^tlan tercüme, ile
hraliirn Türklii
lmrdan
Yand Mam),.^ eil halinde 6 cü/'
(st;nbul) "Zâdiri-
peklinde yaplan tcrcü-
nc.
221
Sünneti Ariamada
Mem
Yine oldukça faydal ve 676/! 277i
Nevevrnin
bereketli bir kitap olan
^^ku's^likn" adl kitabn Elbânî
ve
(ö.
uayb el-Amâvût
tah0t? ve fâhkik etmiidir.*'*
Yine bu kitaplarn cn önemlilerinden
birisi de,
uayb
c!-AmâvÛl*un
tahkikiyle 2 cü/'ü fihrist ve 16 cildi kitap
olmak üzere (bn Hibbân'n
yaplm bir çalma olan)
**el-hsân fi Takrîbî Sahîhi-
"Sahîh"\ üzerine i b,
Bu kitab, ^-RMle Yaynevi neretmitin
Hibbâtt" adl kitaptr.
1^ teMt'^ Öft^îk^to deerli
âlm arkadayla
ansiklopedik bir tan Devleti'nin
birlikte tahkikini
mam Ahmed'in
olacak bir ekilde
birisi de,
uayb el-ArnâvÛt ile be
yapt
40
ciltten
daha fa7a
"cl-ÎV!üsned"i üzerine yaptklar yeni
çalmadr. Bu kitabn tamamlanmas ve Suudi Arabisyardmyla er-Risâle Yaynevi taralndan yaynlanmas
yakndr/'^
Faydalanlmas ve Hâfi7.
Zeynuddîn
bavumlMi
el-rrâkfttîr
(ö.
|efeken eski tahricler de vardr.
8Û6/I403),
mam
Gazzâirnin
(ö.
505/1 III) "eZ-Z/o^ö'"^^" adl eserinde geçen hadislerini lahric ettii ve
"el'Munîan Hamli'-Esför fi Tahrîci ma fi'l-îhyâi mine'l-Ahbâr'' diye isimlendirdii kitab gibi. Bu kitap, "W-//r>'â "'nn dipnotlarnda baslmtr. "hyâ*"y\ okuyan kimse, Gaz/âlî'nin delil olarak getirdii t^^ti^in 4@:@ce^i öretmek i^a Itu tUtat» ^vurmalM u;^ Icataaz. i^akö ^^^^^^ am zayf hadisler» aslsz ve uj^Untîa olduuna hükmedilmi haberief vardr. Yine Hâfz
"Keâf
bn
Haccr el-Askalânî
(ö.
Tefsirr'ne yer alan hadislere
kitab, tclsirciler arasnda
852/1447)'nin, Zemaherî'nin
yapt
dolaan ve birbirinden
lahrici gibi.
Bu
tefsir
naklettikleri hadislerin
birçouna bakma açsndan laydahdr. Vaizcilerin ve dâvetçilerin sinde. Haf
z
Münzirî
(ö.
yannda önemli ve me^ar kta|Kâf tir-
656/1258ynin "et-Terîb ve'i-Terhîb'^ vâi\
Türkiye'de "Riyâzu's-Sâiihîn" üzerine yaplan tercüme ve erh
çalmalan
hakknda aynnth bilgiler için bk/.: Hanif Akn. Riyâzu*»-^!^ T^mMmoA, Önsöz ksmt. ^ ^'"^ Bu eser, 52 cilt halinde baslmur. Ülkemizde "el-kyâ**' üzerine birçok tercüme çalmas yaplmtr. Bu eser. bir heyet tarafndan 7 cilt halinde Türkçe'ye tercüme edilmitir. Ayrca îbn Haccr'in. "et-Terîb ve'hTerhîb" üzerine yapt muhtasar ise Abdulvehhâb
222
Tebli ve Rehberlik Alannda Sünnet
Bu kiiobm p^blcmli lunmaldr. Bu hadtslerâ^ kiiahKr*
yÖtiU
t^^Mc (^okp
W ksm pa^eâcH^
uydurmann cn ar bizzai kendi görüü öns()/-ünü
bnda
okumayan
m cm
seviyesine inmitir. Öyle kî bu durum,
Münzf^tln
içerisinde yer almaktadr. Mün/.irî'nin
bu kitabnn
hatiplerin ve vaizlerin
çou.
Münzirî'nin bu kita-
yer alan sllahiarn bilmelidirler. Nitekim bu durum, beni, bu
kitaptan bir Bt]
?S{^litrr
Misin bu4a Mr
"ayklama" (münieiy yapmak
çjalm^ evketti.
sureliyle
f^hm: ka^lpm ii^klama, maksatlann hey^
^mlctîrcn, üpheleri
gi<toa vc kavramlar
iCNfUteay
tashih eden dipnotlarla bir-
mme*t-Terîb veU-Terh^** €\yc adlaidrdm.
Ayrca konuyla niî
ilgili
bilinen
m böyOO* Ibn Haccr
in
mt
baz
kitaplarn erhleri vardr. Bunla-
852/1447]
**F^*lSmfi erhi%
Bukârt** adl eseridir/^ evkanî. bu kitap hakkmda, "Fctihden sonra hicret yoktur" demitir.""
onunla
çada
Bunun yan sra gerek bu
ve gerekse ondan sonra
yazlm
kitaptan önce, gerek
vc her birisinden yarar-
lanlmas gereken baka erhlerde vardr: Kirmânî'nin Kevâkihu'd-Deran".
Aynî'nin
(ö.
852/1448)
(ö.
676/1277) 'W-
''Umdetu'l-Kârr
vc
Kasiallânî'nin (ö. 923/1517) "//îflrfK's^arr erhleri gibi.
Yine Müslim'in *'Sahîh'\ üzerine
ise
Ncvcvî'nin
(ö.
676/1277) ^1-
Minhûc f erhi Müslim" erhi, Kad yâ/ n (ö. 544/1 149) "kmâlu'lMu'lim f erhi Müslim", Ühbî nin (t). 827/1423) mmâlu kmâWU Mu'lim" ve Scnûsî'nin (ö. 892/148^), "^Mukemmilu kmâli 'l-kmâl" gibi
@rhler de vardn Yine Müslim'in ^es-$<^!^"i tlzepe^ l^ndli lUm?
lerden
biri
olan
Mevlana
Ahmed cl-Usmânfnn
(ö.
I353/934)
*^Pm»t^mulhim erhu Sahth- Afilslinfi^ üdl^B bir hadis erii vardr. Bu eserin 4 cildi baslm olup tamamlanamamlr. Arkadam/. Ailame Kad eyh Muhammcd Takî cl-Usmânî bu eseri tamamlamakla megul
ö/türk tarafndan (stanbul 1982) Türkçe'ye tercüme edilmitir. Aynca hu eser me!S^ yaplan muhtasarlrtrtmm^j^ tel^mtalm. ^ Ba metin muhtâi^an. Mrfaeyct taratndan Türkçe'ye «SE^SKse^iRitir. ^ i&vkânî burada Peygamhcr'n "Mekke'nin fethinden sonra hicret yoktur" hadisine atfta bulunarak, hu erhin baka bir erhe bakmaya gerek kalmayacak kîuiar yeterli
olduunu ȟyiemek
istemitir.
223
•
dmt^ur. MÜcllir hu eseri bu konuda müstakU tek bir erh yapmak amacyla bu erhe asrn bilgileri vc pmblcmlcrini çtt/.me ile ilgili hususlara da yer vcrmiiir. Bu kiiup 6 cilt halinde baslmlr. "Muvatta'"mn
Ebu'l-Vciîd
ise
M»nteka'*%\ ve Suyûlî'nin leri
(ö.
cl-Bâcî'nin
474/I08)
(ö.
*W-
911/1505) **Tenvîru%HavâUk"
erh-
vardr. *'Ebii Dâvuel'\\r\
Hallâbrnin
Dâvud" diye
751/ 350) "Tehzftfiu SUnen-i hbi 1
Hind
âlimlerine
DyBnevrm
1346/1927) *'Bezlu'l-Mechûd
(ü.
(cyhu'l-lladis el-Kandchlcvî'nin
Nedv'nin Ukdimi
Mahnud Hatâb
la'liki
bîr
ise
f Halli EM Oâvud\\
vc es-Seyyid Ehu'l-Hasen en-
1352/193?)
es-Subkî'nin (ü.
(ö.
'^AvHul-^am^.
"el-Ccm'iyyeiü'-cr'iyye"nn
ile).
Mewâd*\3L vardr. Bu erh, doyurucu cilironu
crhförindcn
yeni
13^^1911)
(ö.
Kayyim'in
îsîmlendirilcn tallkîdir.
Dâvud^*\t\
**£2n
ait
(Ai^nfiMafnin)
Schârenlûrrnin
bn
*'Meâ/imü's-Siinen'' vc
388/998)
(ö.
mam
da erhleri vardr. Bunhinn cn deerlileri;
kurucLisLi
eyh
"ef-MenhehtH Azhu'I-
erh olup
10 ciU
çkm vc mü-
tamamlayamamtr.
"Tirmizr*n\n erhleri de vardr. Bunlarn en deerlileri: eskilerden
cn
büyüü imam Hhu
yenilerden
**Ândatii'l'Ahvezî**s\. '^Tuljfetü 'l-AhvezM-'s\
"/Ves^^
isç
Mübarcklürî'nin
CSvud vc
haiyeleri mevcut olup,
ikisi
(6.
543/1 148)
1354/1935)
erh edilmem^; Ancak Mr Sîn^hltt m. 3W1 birlikte baslmtr.
de Ncsâî ile
^
7m
1 1
**Mikâtii'l-\fesâbîh" adl eserinin de erhleri vardr.
Bunun cn mehur erhi.
Aliyyü'l-Kârî'nin (ö.
âlimlerinden
Ube)4ü^'
MefS^^ s0i d^mcu
1014/1605) "Mirkâtü'l-
5 ^iH halinde baslmtr. Yine bunun,
iM^tîh** adh erhidir* fiu
Hînd
(ö.
Tirmii^î gifeî
mnm ÛTt^ms Suyamin m. ti Itmm ^ Tcbrî/.î'nin
cl-Arûbî'nin
nKvcuimr.
Bu
ise.
brahim
Bekr
ycnî bir
el-Mabarckmri'yc
erhi
ait
^'MU^mH-
vardr. Htndt^m^^akî
ehrinde bulunan "el-Câmiatu's-Selcilyyc" bu kitab 9
ciit
Wh
halinde bas-
mn yapmtr. Dâvctçi
için
muteber ve
Abdüraûf cl-Münâvî'nin
(i).
faydal
10.12/1623),
crhüLçu'dcn
birisi
dc.
.^^fame
Suyûfnin "el^Câmm's-kttir''
Tebli ve Rehberlik Alannda Sünnet
atili
cscrHc yapU| crhlir. Bu erh. "Feyztti-Kadr ft crhul-Cânmrs-
Satt^
dJî haîindc neredilmitir. Bu. tahkik edilmeye ihtiyaç
6
atlyla
duysa bile fii\dal hirkhaplr. **Ri\â:.if'?i-Sânhî"\n dc lân'a
1037/1647)
ii).
halinde
lannn;?
"Deimn-tâli/în" adl
;vil
hasdmlr. Yine bu
ait
Yine Ncvcvînin
hcFn
Fakai
Al-
da. 8 cill
mechum
Dr. Suhhî
Mulara cl-Hmn vc
Dr.
676/1277) V/-£"cAâr'*'-" adl kîtahnu
(ö.
MhâtVr~Mhâtt^^^^
arkadaf-
hn A-
7 ciltlik iir ^erh vyrUir,
en-Nehet%^'^^ iidl kiküçük ve hem de mehuttur. Bu khabm birçok cfhî vmdtt,
Yine Ncvcvrnin fiib.
ile
Bu
h
'^^m^m%MmaAht'%^'* /ikredebiliri/.
olan
\m\i iül\'l-i
crhlir.
eserin yeni erhlerinden
cs*Sâlh*m '^Mm^S*l-Vâri^n'^\ lanna
bir ijcrhi viirtlr. Tin da.
hntan
Halvli yc
iö.
c
(ö.
67f/l 277} ^'el-Brham
ivisi.
795/1.
l'ii
ait
üCntsî vc on
laydals
ise
hn Receh
el-
H'dn'ut'-l lûm ve'l-Uikem'*'' adl erhtir.
hn Receb el-Haiheli krk hadisi elliye lamalanir. Henüz tunmtnltmam^ da. Dr. Muhumni^ ct-^hnedî Hbu'n-Nûr bunu U^bkik eimitir. Yuc eyh ua}^^ cl-Amâv'Ûi bu kitabm tahkikini yapmt. hadi.sMücllir
crni
etmi
lahriç
Mücsscsciu'r-Risâle
hum
Bcyrurti'
Yine laydat kitaplardan nt ve stîsyal srlan
açklamada
dipm>tlarda iki cilt
butufli^^itr.
halinde ncrclmilir.
birisi de: hadislerin
arka planmda yatan di-
ve hikmetleri açklayan Dhlevî'nin
(ü.
1
17C>/762)
"//fefflMflA/Y-ffâA/^"dl kitabdr."'* Basiretli hir dâvct(;i. hadi.s
kiluplar ve bahisleri
kaynaklarnda en
hepsinden yararlanrsa da.
Kil
ihtiyaç
duyduu
bilir.
Her ne kadar ufku geni «Yan jüçia
''^
la/.la
ühcsiz
ki
bir dâVC^U^. hadis
batisMnri
iman, tovhiil Ihâd^ler. itim, edep.
Abüuivchhâh Ö/iirlv (tsUtnhtl 2005) lartndan Tiirkvv'ye tercüme
eser.
edilmitir. ^-^
Bu kitabn
basklan Türkçe'ye (eseömeeyftfflîth-. i^^^Tfftkçe'ye hirvofe^al^:s^f#fflt$ttr. Hu khîip. "Hîidislerle lim vc Hikmet" adyla 3 cîll halîdc Ali Kaya (stanbul ;eilli
''-''^
i;tral'ntl;m
lîu kitap.
Türkt^e'ye tercüme edilmitir,
Mehmet EnJcan (slanhul
\
W) lariilmdan Türkçe'ye tercüme edilmi-
tir.
225
/üK.
Shirci.
Icri.
v<e
rikak (kalhi incelikler), zikir, Kur'^t, dua, iyilik vc
ccmci
île
fKrrmrr kîrnplar
ile ilgili
cehennem
hadislerden daha
(^(>k
ve nc|u/i. kssalan mrih
hullcri. siyer
île hnfHsler. t^vciçinlfi
dîkkaM
it^in
Ûümkl olarak
tIMm
çGkcr^
A. Delil Gösterilecek Hadisin Shhatinin Burada dâvclgi
«^iM^ iliju-
Aratrlmas
önemli olan husus; herhangi hir mâna veya her-
durum üzerine bir kaynakkra dayanmal vc kültürlerini
hangi bir dcgcr ya da herhangi hir
hadisle delil getirir-
ken, eihcnilif
^-ürük,
münkcr. uy-
durma ve asl olmayan hadislerden kurlarnaldr. Aslnda hu. hülün chlUÛU ^Vcevidir. Bunlar öylesi haberlerdir
ki.
dinî kültürümüzde
ilim
yazlan
çounun içi bunlarla iirilmekle, makbul vc mcnlûd smllur amndu âH&flMrtm^i/in 'sahih* vc 'hascn* hadislerle kantnlmak-
kitaplann
ladtr.
Hadisin insanlar arasnda öhrci kazanmas, kitaplarda veya
dfller-
de yayjn olmas ha/ insanlar aldalmakladr. Bu da. o insanlarn böylesi hadislete
güven iKcrinc vc^e^i
ile
kabul
vcrn)elerineycnckicdir.
izni
Ans^trniîîctür (ardfmdan da bilindii Üzere, hadîs, bayken dillcrcte
mehur ma
olaHlif.
bir hadis
Oldukça zayf,
olduu
halta bcîki
insanlarn dilinde
derecesini m^Mklamak n^a özel kilapiar
l^ff/^fi'^rra"'
uydur-
halde insanlar onu birbitfcrtndcn nakledip dururlar.
îjtc hirt;ok âlimin,
in. bunlardan:
^mAt «hnayan veya
Zert^m
(il
mehur
^msuMA J^ebebi feudUi*.
Jhnâ Yedüru alâ
adl kitabn. Hafz Ibn Hacor'in lihâdîsi'l-Mc'^hûra"
adl
(kjm-
794/1391) *'et-Tezkira bi'l-Bhadmn-
adl kilabm. bnu'd-Deybâ'nn
Tfityih Htine'l'Hahîs
olan hadislerin shhat
(ö.
Eh'ntcti'n-S'âsi mine'l-Hadis"
(ö. S.'S2/144X)
kitabn.
^Wlf^7> Tetf^^M-
"cl-LcâlVl-Mansûva f't-
Suyulî'nin
(ö.
911/1505)
j^0mm'-^«^eira Ji*l-'EhâtU!a%MM^^ kilobau. SchâvTnin m2f\4<m *^e-MekâslM-Haiene fhnâ'jgiehera mine%Ha^/alâ*tEhin^ mili kîuihm ve î^utfeî'nifl t^. T f2:^t7lt^> hu iîtaba Vapmt oldut ".Mhfasar"
\
zikredcbilM/.
Onlarn cn k^msiimls
ise Aclûnî'nin (ö
l
162/1748) "Ke^ft'l-Hafö'
ve MeM't-Elhâs mmna'stehera mme'/-Ha4îsi alâ Efsiu^i'n-Nâs'* mih kîlidrdr.
m
V
Teb'i ve Rehberlik Alannda Sünnet
Yine
Suyûî/""
bnu'l-Ccv/Î.""
cvkânu''-
cl-Kâil"'
(Ali)
hn ^râk^"^ Elbûnf «e Uftbu bir^^oklannn''^'' meI umdurma hadisten ahlamak içîn ymkkhn müstakil kitaplar da bu atanda fmcmlidir.
Ldtncvî/'
*
vu/
Tasavvur,
uydurnu
Bu durum,
tclsir
kiiaplannda sO/konusudur, Ö/elliktc dc Hurclcrin
peygamberler
ra/.ilcllcri.
Bu
rivaycUcr.
ile sâlih
kimselerin kssalan vc nüzul sebebiyle
rivayellcrdcn ancak a/ bir
ksm
sahihlir.
Yaknlarda yaplan hr konlcransU aratrmaclardan h.
üâlib
kssasm <lciU olarak
üMckl
"Onlardan kimi de
e\b&XQ
^^kka vsreecp^
and
hadisler
Okuyucu bunlardan sakumaidr.
t^okiur.
ilgili
vc rckâik kilapîanla da bu lür
i^^lilcr.
/.ikretü.
Tcfs^pdlcr
birisi.
Salebe
bu kssay Tgvie ^rI"
*^r All^. lüiuf vc ketçmindcn bize verirse
ve faydat insafttai^n c^âc^/' diye Allah'a
Fakal Allah onlara lazl-u kereminden verince onda cimrilik
edip (sö/lcrindcn) döndüler. Zalen
ttnlar
(dönek) insanlardr. Keulisie
verdikleri sö/dcn döndüklerinden ve yalan söyledikicrlnden dolay, kcn-
duy^le kapKM^'aklan
^nc kadar Alliib* unlarn kolplcinu
s(^)kmutur"''*^^ âyt^inin nü/.Ûl
mU/ hn lelsirine
den
Haccr
yaplg
lahrii;
((i.
iki yü/.lüliik
sebebi olarak kaydederler.
S52/I447rin. Zemaherî'nin **el-Ke^^âr adl
(^almasnda dedii
gibi.
bu k.s.sanm senedi
cid-
(^ürüklür.^
hnii"l-C\-s/t. "cl-}fi'VTMtu'l~Kiihrâ"
Meâir{-\/usnûa J'l-Ehâdisi'l-Mertûa"
Suyiî.
"el-lIsrânriMerfûa
Âliyyu'l-KfMÎ. Kiihnl).
Hu
kUp
rürks;c'>c tcrcüiK- edilmitir.
/M^^«tt^ id«Miî«![;â^V%^) vmhn "^'^
^ mm.
î>evkârî.
Jî'l-.ihhâr'l-.Mt'vziia"
(cl-Mcv/ûflri-
Ayrca ''el-Masnû' J't
KlKU
bir uydurma;
\mm
Aît'rifeti'/-
t^tahf
mim
Kuiky um^tndan Türktfc'yo för^rv edilmi<Mr. "el-I'evâitfu l-Mevmûa fil-F.hâlîsi'l-Mevzûa" t&Rdfhn
I-cknc\î. '"el-Âsârul-MerJTm Mecntita f'l-f^hâdîsi'l-Mevziîa"
hA
rftk.
"^ nih;nî.
"Tenzih
".Silsileni
't-criatri-\fer/ua anri-Abbâri'-^erh^^^
'l-Lhâlhi'z-Zaifc"
K;y>in cl-l'cv/tyyc. "ei-Menâru'I-\§ünîJJi\sSah!h ve'z-Zaîf' (Bu eser Tiirkçe vv im-üMö ^^fflî^H' Sa^lnî. "eN^m^^*^. Kcrmî. "rf-ftTutf/rf": Itk/.
ihn
mmt llttbîs
":
*^^h*m-%mm^^.
^Temyi&i^'Tay^'i/
mim%
T\hu \'f-truma'' pbl
'fcl-TcvK\ y/75-77
Çünkü hu d;:
tbnud-lîcyha-,
Münkcm
b
ki^i hakknYc/kl cl-i-.lhfuî'in ri\;wiiKcndir. Huhfn Sika hi kinsL' deildir' demi^lir. l-hadis' dcuilir. Ncsâî de
kissa.
.Ali b.
227
)
teetiftnlamada Yöntem
Çounun Afeti
B. Vaizlerden
Bi\uk slâm mcmlckcllcrindc bulunan mcsci ilerdeki izlerden
(;i)uun
tcli. onlarn geceleyin
toplayanlar gibi olmalardr.
OnUnn
odun
kast:
hatipler
birlikle
ile
her
Cuma
va-
ylanlar da
veya 'hasen* bir se-
sahili"
nedi olma:^ bile, halk harekete gef^ûsocck hadisleri almakiu-.
f^ti^^m Hdundt^m
ile
Öyle
ki
hmbeitindc veya her vaa?. dersinde
/ayl" hadislerden, halta çok zayllarmdan. bazen dc uydurmalardan
W
demci muhakkak iilmiimdir. Sanicim- "Nehevî Sîrci" münasebetiyle
bulunduum
ts^.v)'in ahsiyeti, sirdima umii/.liî, gklinin
^
bir
ehirde Ncbî
^^1^. ahlâknn büyük-
hutb^ ^fl oldum. Oysa bu. aps^ Kur'ai sabii olmu ücrçckleHe dola zengin hIf Mnudur.
etral'mda anlatlan bir
ve 'sahih* sünncilcn
Fakal halîp. bilgi
âJEnkrin 'nc
daarcndan
var ve nc dc
ipi
hadîs aklanrkcn.
'sahih*
mp
çürük,
münker veya uydurma yahut
var' dedikleri
asl bilinmeyen birçok
veya *hascn* hadislerden sadece
iki
veya üç
Xam '/^Mi. ^îffldî Nu hadislerden ha/sm zikrediyorum: "Allah'm ilk^araltg ey, Ncbî'nin ruhudur."" *'AUah.
cHylc
Peygamber
için
annc-babasna hayat
Vjçrdi.
Onlar da.
O nun
MösÜJMi oldular."'^'
"Kim Muhammeü "Ncbî
(s.a.v) in
ismiyle crellenisc ona efaat vacib olur.""
dounarala meydîma gelen oaanüsUi olayta an*
"^^ latan hadisler,..
:
:
Dârckuinî de
'Kâsm Ehu
Ahdumtam
^
yaluttâan nvsmktur' demitir. Ahffied de
onun hakknda. 'Ali b. Yc/îd ondan hirçok garip rivayetler naklomiîir" jdcmitir.' bn Hibbiin da der ki; "Sahabeden bicçok mu'dal rivayel nakleder ve sika lamsiclerden dc '
ters
yüz
nlmu
nakiller getirirdi."
{Bu konuda daha geni bilgi için bkz: Ahmet Nedim Serinsu, Sa"lebc Kssas. ule Yaymlan. stanbul: Kadir Paksoy. "Sa'lcbe Hadisinin Scned ve Metin Açsndan Tenkidi". Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD). 11/2,3004, s. etAclûnî. Kefu^l-Ham\ I, ^-204. (827): Saym, el-Hâvt. I. y2S;
GmM.
Muayyer.
s.
6-7
Ibnii--Ccv7.î. el-MevzÛât.
I.
hnü
I.
bn 228
l-Cev/Î. el-MevzÛât.
28^-284 54-I3S-. Suyûtt. cl-Leâli'l-Masnûa.
Sa d.ei-Tabakâtu'l-Kübrâ,
I.
l.'i-16S:
Tabcrî. Târîh.
11.
II.
166-Ift7
I02-U)6
Teb)^
Ym mclinin
hu bM^Hiîn iiu^im^
haiip. /ikrctligi bir hikâyeyi
bâmnied
b.
'Sa
»an Musamm^ smin
Muhamm^d
b.
tm ilerdin
Musa
Ebu Hâmid
(a.s.) ile
na?* diye mirdu»
O
cl-
karlat. 'Mu-
dîi,
Muhamirö^l el-Gavr/ÛK c-TÛsî,..' dedi. Musa
elindeki nedir'' diye
'Q.
"mam
Hikâyenin içerii öyledir:
yetirdi.
Allah'u koline^i
sorduunda. O'na. 'Asadr' deyip susma-
benim asamdr. Onun ü/erine dayanrm. Onunla davarlarma
kopanmm ve benim
dal
üm-
de bu hadisin 'sahih' oldu-
Ga/yflî rüyada veya ruhlar âleminde efendimi/
du!
O nun
hadislerden birisidir. Alimler, ha-
kiUplurmda hu hudisin yulun olduunu bel
SöAktmisu tlelil
uyduma
hadis. tiK^lur
dis sUUhlvtrt
sana.
dc;
biri,si
KmlfsMT.
Oysa hu
ûuna
çjflmGn
IMM hakkndaki. "Ümmciin ûHmbri. srail *|nllarmn Nebile-
iîibidir"-'"
ri
garip
veItehMr#annda Sünnet
onda daha baka
için
ihtiyaçlar
da vardr"^"" diye
cevap verdin?!' dedi/' Böylece
Haiîp.
mam Ga/./.âlî. Musa'ya diliyle üstün geldi*
dedi.
Hatîp bunutlii yukarda geçen yalan hadisin domluEirtu k^di^ioce ispaM ettnî oldu. BIS>4e^
an
yokluuyla
sermayenin
srailiyyauan oluan kesai 'âdi fsra, iyi
paray
Asbnda
hile
"j^ahih*
hikâyelerden,
garip
mal sata
W
âlet
de1i#r. Hmia tmdi^ rt'^yâtin^
hile
vaaz konularn
ederlprken. oldukt^a
le'lil
hareket etmesine
ayn eyi
l
'
s.
MasL-nc.
104: ^evkfnî.
tei
üe\ck davranmlardr.
mnmi)
"^el-MevzÛât*' kiiaht
ra|n^. ^^j^em«m%§ev&^ phi
m^
sk
kural-
fcilaplarifid^
görmekteyiz..
>tiî^n"i£s«.
Mckfsdu
ve
kurallarla hareket eden) uüvenilir ilim ehli kimseler
'*el4hlu*I-MStenm}'efl%Ehâ(nsn-yâhiye'\ic kilabmda
larla
'
rüyalardan
çkarui. kisaitj'ilarm dedii gibi
NUek.im Ebu'l'Fev^t bnu'l-Çev/,î'nin île
ve 'hasen' hadislcrdi^n ölu^
dclcdcr.'
bu. eski
müleeddid (sk
haitp,
247 s.
tm>n
2S6:
l'MvvÛU.
S-
mm.
Syûtt
Kcru*-H»rr.
cd-D(i1w,
{2*J4);
.
au^ ^Mei-
74 îbmM4>cyh:t', t^-TemyîV^
S.
286
Tâhâ. 20/17-18
2^
^n^iM!«»(b Yöntem Bunun
gibi.
cmsÖddin ez-Zd^ <ö. 748/1347) mâ**r^iMft^ adl kitabnda bu konuda
Hâf/. münckkid
mahiyetindeki
üuhi
samahakûr davranmir."''*^
Yînc m\'\7 cl-Mün/irî
(ö.
656/1258) dc "et-Tergîh ve't-Terhîh"
l kapsaml ktiah»nda -kendisini buniantao
mak
klacak
«alam
d-
haberler
varken- çürftk. münkcr ve haiia t^rdurma hadisleri büyük oranda zikret-
asnmz okuyucusu gafil olsa da, Münzirî, kitabnn mukaddime ksmnda /.ikrcimi olduu ha/ iaretler ve stlahlarla
mitir. Fakat ö/clliklc
bu lu^u^ü Ukkatlci t^ckmi vc böylece sorumluluktan kurtulmutur.
te beni. halinde
cilt
Katarda
qkm,
Sûmei
MÜnzirî'nin
ve Sîrei
Araprmahn Merkez^
ve *hasen*
\Hahih'
M
hadislerini mhri*; ettir
im **el-Miintekâ'* -âdU çalmaya sevk ^^den etken â@ bu olmutur. bn
C.
Haccr cl-Hcyscmi'nin Fetvas
Mehur anî
Rkihi Allâmc
bn
Haccr cl-Hcysemî
râvM
/.umanndaki yöneticilerden: naklcUigi hadislerin haberleri bâtl haberlerle
'sahih"
kartran
(ö.
973/1565),
açklamayan.
her hatibi, hitabetten
clnclcrini srarla istemesiyle gerçekten isabetli bir
men
i yapmtr.
Il|^l# ^^h^^^ «MM&^j^^Mndc bu konu ile iigUi okrak ör îtitto pyle der: "Kendisine, 'Her Cuma minbere çkan ve ne had!^ ^d^ kitab, ne dc râvilcrini hatibin
açklamadan
hakknda gereken
toe^nasm^ birçok
nedir?' diye sorulunca
hadîs zikreden
öyle cevap
verdi;
"Hadiste ehil olmak artyla, hutbelerinde hadisIcrA râvilcrini veya
onlan zikredenleri belirtmcksizin hadis okunuua veya müellifi if^rte »lan tnr kitapim nakilde
bulunmas
caizdû*.
Ancak mücllî
ehlinden olmayan bir kitaptan, hadiste ehil olmayan bir hatibin.
masnda, deildir.
satlccc kitaptan
Bu ekilde
bn Kayyim harekc
okumasna dayanarak
hadis zikretmesi caiz
davrananlar iddetli bir lazir cc/asna
'
çarptrlr.
el-Cev/.iyyc dc "el-Menâru'l'Miittîf ft^s^ahth ve'd-ZaîTdc
«Icrfcen. *^ef'VShilt*s-Se^iS^ adft
4sc^de uydurma
hadîslere ve
sk
zayf
hîtdisleru yiîrwfifl|lftr.
Ta'/îr kelimesi sö/lükte: l'crim oturak ise: dinin
2M
le'clib cliîîck.
yusaklsd. uma
yola getirmek gibi anlamlara gelmektedir,
karlnd»
cc/u belirlemeyip devlet yct-
TeM$weNberlik Alannda Sünnet
Çünkü unlur. rusliiulklun kiiuptiU^i hiKUisIciîi. (Jnlann asi» olup-olmadna hakmaks/n e/bcrU^^î> artlarla huThe ti^Hytfl'hr. Dolaysyla hor Mde yönclteilerinc haiiplcrini hu el^i^Dk hiilihin
iJMitm
bVylcUir^
sakndrmas düer. Hcr durumunu dü/c itmemekle snr ederse, o yöneticilerin yapmas gereken :?ey; halihi bu ekilde hilabellen alkoymas ve jiöcvdcn u/,aklairiTiasdr..." kilde da\ r;innaktan
"Bu durumda vîTr*;a.
hatihc
-kemlisine itim^
ûl}m iifcv
^fmtmîîs
lamasdr. Aksi takdirde Itra/
sz
i^în- rivayelinde
kar
vererek onu laiiplik görevinden almas bile
da
hadîî^ isnadn açk-
edilebilir. Hallu yöncliciniiK hatibin
yere hiiylesi yüce bir meriehoye
Keke
hadisin *sahih" bir isnad
ise.
cüretkâr
hak-
davranmasna son
caiz. olur."
hu lükOn. gOnümü/dcki hatiplere dc yityîansa. 6u durum-
hîi%-r)fe hîilfp.
hadisteri hîlmcdîkleHftddh ve n^lchul fsahHtî tiâdi**
reddedilmesi tereken (uydurma) hadisleri birbirine
hs
kartrmalarndan
dolay gitrevden alnrd.
I
kilîsînB utfîdiffnc hifi*!^ ^^(Ijr. jio I
îis
MölflJ^Mi-
mcnt
«*lp|»N3i
dirliine viutnikfe hiflîkk* ekil ve ntiklitfrKU l'arkl iîttifori^ s^ihip
iYnu*
ardr. cl-l'Ctiivâ
e-cr'iyyç.
s.
43-44 (Dâm'l-Ma'rite basks. Lübnan).
231
3.
Terîb ve Terhîb Konusunda Zayf Hadis Rivayeti
Ba
jîörc
Hakkndaki Görüün ncelennnesi
bülü
haiîp,
halrlalc
nninkcr ve uytluriîia hadislere
t;Clriik.
hanm, meknh. îi ho hükiinKc horhanüi bir ^elOl.
ra/iL'llori. rckrik. /iihd. riu
vaa/c kimselerin, hu
v-c
ilgi
dtyttiHurmm
liir
^sebeti:
vad|5 (lr/.) ve müsichib* eklinde »lu-
hükümle
:>er'i
icrîh. icrhîb
w
ilgisi
ohnayan. amellerin
kssalar gibi
koukrda
illimle-
^w|unllliuuua/a>'il hadis rivayelini nullak olarak eai/ görmclcridir-
hmm önsö/ünde
Mîin^rî
rö.
bti Ict^tûyia
çcillcrindc
656/1 25Hî ""et^Terîh \W*PT^ntîb*'
tt^i
tVJârak
iis:nahal (ilmay
iîyle
i/in
m^hm^
a*X\\
d^ ^'Aifnfc mf^h ve tertp
vermilerdir. Halta onlardan go^i-
shhat derecesini bildirmeden uydnnia haberleri dahi /ikrctnilerdir!" Hakitn
Mida buna
(5.
4t)5/H)l4) dc
bcam #yle
{îö/iimf'nöc
Bhârî
ile
"el^üfU^Mt^nlifi 'Dtm Mülmiö'mii ha-
^ylcniir: "AHah'rn
gtire
Abdurrahman
aklaracam." b.
im/\ fkM
Mehdînn
u
U^mt^^
h.
Mehdî'nin
Daha sonra da ona si)/üni'.
232
lâbi
lö.
daan
>mttcTr
feaM^fm
I9K/HI3) göbir
scnedlc
naklcUi:
fmram ve hüUümkr (ahkâm) hak-
kntla bir haber rivayet edildiinde scncdlerdc
adamlar lenkiUe
i/niylc.
Müslim'de'yer alamayan habefterî
hususunda bunu Kbu Saîd Ahdurrahnan rücüne
\
lili/.
uiuik. Fakat amellerinin
davrandtki
la/ilellcri.
sm^^^M
sevab, ce/a.
mbîihhtr vc dunlar ycv>ek
gibi
kiMiula\la rivayei edildiinde ise isnâdlarda
«litvriindk."^^*'
Halîp
mam
4(>.VI()7i do "el-hijayi'"t\c senediyle
(ö.
Ahned'in
^öylc dediini rivuyci eder:
"Bini fe^^üîlah (s.a.v)"den: helâl, haram. sUnnciIcr ve hükümJerli; hir hadis rivayet
ilgili
lerin fa/ilellcri.
Nehî
iCklK
^(islerdik,"
(s.a.\ )"den bir
Ytnc der
ki:
hüküm
ey
nsîilan
lik
helâl
bile
samaha
gibi
hir
i-se
kaknnayan konuise
sencdlerde jîcv-
îneelikte ^iratî nkâk
nlmueNeklik
kl,vy«.
veya ruhsal
davîar»d*£. l%fcittanl§-
olunduunda
rivayet
kalbi
Ehn Zekori\ yâ el-Anbcrr
bumm
iki/.
helniiii hir Inikiin üelrmicycn ve
larda
içerisinde
edildiinde senedterdc
hadisJcrîîide.
üösteifehîlir."
tule
"Gelen haber, helâli haram,
der:
bükünü vacip klnyiirsa. icrîb. lehîh.
kfuvuhrda ise ona
yummak
g(V/
ve rivayeiindc
liii/-
mü-
iîösicrnxTk gcr^ir."^'*'^
Fakat senedlerdeki bu go/ yunnna \e
müsamahann snnj
nereye
kadardr'.'
Mi ftf ^klâfimUudan harokeHe. /ayd" hadisin ravrsî cihetinden Ick kalsa vcva rivavet elliöi mimker hadisleri ^ok olsa
Ba/ hatalar!
da. vahui
insaMîtr
\
;lada illam edilse
bile
lerîb \c (erhibe
dair hadisin kabul
edileceini anladlar.
b/r cahil
î>Hhas!
solller.
iyilie tevik cliirdii ve kölülüktct saktv-
dni
müddeiçc Ttn.^/. uydurtta ve dlîs^mmre hadis rivayetinin caiz olduunu ileri sürdüler. Halla ba/. cahil stfler. bu maksada; KhrHtn sûrelerinin la/iletleric dair veya
uvdurnay
kendilerine
ba/ lavni
i.ler
hakknda
mubah ^tudüler.
ünlal. "Her kim benim ü/erime kasien yaUm
söylerse,
deki verine ha/rlans*'*''^^î?eklindeki nülevâtir *>r hîidiK
Hi»t%».^M^% s. 1Ji4(j;l-RiMat;hcuM4lT*rt '
Bu
hmiislc il-iI olarak hk/. Kcllânî. Vliiic\:lir
44-56.
(;cv.
llanÜî
bi//at hadis
h^rtattM^mla
McdiiL'-i I
hdisicr
eehcnnem-
(Na/m
Münevvere) l-Miiic,îsirc|.
Akn. Kanca Yayulan. Isunbul 2tHU; Aliyy'l-Kâil
s.
cl-
233
Sünneti Anlamada Yöntem
Nebî
(inhr. bülün küstahirklaryln "Bi/
söyledik" demilerdir!
yalan
Ki t>nlarn hu
daha büyük! Çünkü onlarn bu
duunu
vc onlarn
ise
(s.u.v)*in aicyhinc
sö/lcri.
Nebî
ö/iirleri.
deil, lehine
kabahatlerinden
(s.a.v) in dininin eksik ol-
bu çkjiiKlÜ giUeftliklcâ aniamUK* gelmekledir.
Hâlbuki Yüce Allah. "Bugün
î^ft dininizi
si/itt
scmalc Crdinlin"'"
buyurmaktadr.
Muhakkik
âlimler, scncdlcrdcki
bu gevekliin nedenini öyle at^k^
lamlardr:
Taln/ca ilham (ikr^u^n^n püct vc i^^itffn iHiklu^radmî dolay /ayC kabul edilen râvilerden gelen hir hadîs, hakularnca bilinmiyorsa, onunla delil içtirilme/" eklindeki Tirmi/i'nin sö/.ünü.
hn
Rcceb el-Hanbclî (ö.79,VI3y2) ''erhu leiri-Tirmizi"iic a(,-klama mahiyclindedcrkl: Trrmî/Î'm'ft
/snm
sdkmiine gelinec.Hcrne Mar hu
naklcllii hadis; rckaik. lerîb vc leriîh hususunda rivayet edile-
bilirse de. Tirmi/Î'nin ilgili
tîrm^ltord@n ba-
durumlarda
delil
bundan maksad; er'i hükümlerde ve amel gclirilcmeyeceidir.
Çünkü imamlardan t;ou.
rikâk vc hc/cri hususlarda hadislerin rivaycdnc
/.ayt' râvilerden
vmm^t^ Bum
ile
veren imamlarn ilerisinde
i/iti
bn Mchdt vc Ahmcd b.
HiUhel de vardr."
Ravvâd bnü'l-Ccrrâh dedi
Um:
'Helal vc
ki:
"Süryân es-Scvrî'yi öyle derken iil-
harum konusunda, bu
fimi
ancak eksii la/.lay
bilen, ilim-
ka/4tnm ileri gelen mehurlardan alm/. Bunun dmdaki i>ie dier âlimlerden alman/.da hir saknca ytkiur.**
le ^)hQC:t
nularda
bn Abede
h.
Ebi Hâlim de dedi
ki:
"Babamm
Süleyman el-Mcr/evî öyle
dedi:
bi/e rivayci etliine göre.
'Adamn
rivayci etliinde bnu'l-Mübârek'c.-'Bu itayl' bir
'Yalna bu kadar veya buna Abcdc'yc. ^angi
cytor^bi
birinden bir hadis
adamdr!'
bcm^^jfbr ondan olursa?' dedim,
ko*
denildi.
O
da.
rivayci edilebilir' dçdi^
O da.
'Edcb, vaaz vc /ühd
teulannda'dcdl" Esrâru'l-MclOa.
bask 1896 '
öt-MSîdc. 5/3
234
s.
37-74. Ihk. M.
Liitlî
üs-Scbb;lg. cl-Mckîchetu'l-Isirmî. ikinci
tbn Muîn.
Musa
mehur
h. IJheytlc
ohnasma ramen,
bir abid
cr-Idw.î
rivaycitir
m^f öJâin
Irakkrnda. 'Rckâik lüründen hadisleri ya/la-
dedi.
hitir"
hn
IJyoviK'
•Rosûlüllh
ise.
liakivyc'dcn \ani Bakivve
K.'..vrin
Velîd'dcn iadiii
h.
hu.susunda
»iiinnoli
dulcmcvm. Anu scvab vc
ben/eri konularda olursa ondan hatls dinleyebilirsini/" dedi.
AhmoJ
hn shâk ya/.lr"
h.
nclur
llabel.
hakknda. "Ondan ancak
Mhammcd eyler
lîu/velcr (n)e^â/î) vc hcn/eri
dcd,
bn
Maîn. Xiyâd el-Bekkâî hakknda
hnUrtnnda
r^^iycf(e
im:.
"Ga/velef hakknda opdan
bir •^akuca yoklur. iakat
dier konularda u^an
hu!unma\a havr!" dedi."
rivavL'llc
-
bn
Reeeb devamla der
ki.
Tergîb. terhîb. /iihd
laru^ yalancdkla suçlanmayan Pakm
kilahn ya/an
''Sîrct"
konu-
gibi
gallct ehlinin hadislcl rivayet cdîlirr
suçhmonlarm 1»c hiKfisM
yatenclrfs>!i
^dub
reefeJedîRi^:.
^bn
» »îm
ve bakalar da hu güü^iledir."^^'
Bu ve
benzeri sü^Jerden
ki.
hadis
suçlanan veya çok hatal olsalu* bile.
bilinmc^ftiin.
lerinin
anhyna/
h^^j^l^ ec^ kaiden
Onlar ancak.
hit^hiri;
ie^b ve lebîb
hydis^
rivayet edi1ebilc®?fMit%-leiiK20^tff-
Il'/nda bira/
ravücrn r\ayelni caiz
inamlaurmia
licvcklik
veya
HaUa
man
gr(rnü:jlctdir.
olan
/.ayllk
cs-Scvrî'nin
ha/.
dedii
eer iJUar hadislcrdeki eksiklik ve ta/-tai^ bileiv ilimleriyle mehur blmu ileri gelen kimselerden olmasalar blc hadisleri aînabilir.
gibi.
Çünkü onlarn ktrukkhnnda
üphe
ancak
te
bu
nuliirrnda
de
ÜS.
91
onkrm
scbcpl*!
hl/.
uyanklk
üphe
yoklur.
ve itinalanndadr.
Ha*^
Hâtm
zayf haberin kabulü 1/I.S()5)
vc adalclIcrinJc hiçbir
i\h 852/1447)*,
fm
içitt ttç
"Tedrfht'f^/tâvfik
mkftk
teri sürmütür.
bmu bn
^
lî^rîh kat^
Hafz Suyûî
Hacer'den öyle t^fej*-
ni^^tir:
''^
bn Kccebel-HanMî. crlu
Hcli'l-Tirni/Î.
1.
72-74 (Tahk. Nurcddin
el-llr)
Sünneti Anlamada Yöntem
"Birincisi: tliraklu kabul edilen bir
/ayf olmamasdr. Bu
fa/la
hallisi ii^y Danliiitlan
arttr
ki.
o
t^k
da. rivayetin
artla; yalancrlar, yalanclkla suçlananlar ve
lannm
rivayclindc ick kalanlar bu
dna çkar.
kMmm: Rivayei^
Hcnel l«r Hsl^tn allmîL girjû^ «imas. Biinunla asl olmamalar yüzünden uydurulan haberler bu Ha-
da: kesinlikle bir
mmdar»
dar ^kar.
Üçüncüsü: Amel esnasnda, Ncbî na nispci etmi olmamak
i^in,
(s.a.v)'in
söylemedii br eyi O'-
sabit
olduuna inanmayp
ve arkada
bn Oakîk cl-lyd'c ait-
bunun tmdaj
ihtiyatla alnak.
Dedi tir.
ki:
Son
Alâî. birincisi
iki
art.
hakknda
hn Abdüssclâm ise âlimlerin
«ioi birliini
nakleimekieüir."^^^
A. Tembih Bdilmcsî Gereken Gerçekler Burada bu konuyu aydnlatacak ba/. gcrvcklcr üzerinde durmak isliyuum. Çünkü hir^ok kimse bu konuyu
lümanlarn büyük kültürünün
kitlelerini
yanl
anlamakla, halla Müs-
yönlendirmekte olan pek çok kimsenin dinî
berrakl bu sebeple bulanmaktadr.
Birinci Gerçek:
Âlimlerin Tcrgîb ve Terhîb Hususunda
Baz
Za^if Hadisi l'crk Etmesi
G^k
Önceki ve ^5Ek:se ytai ûlimlcrdcn bir
m ^rm^ ^mMaki
f^Afk.
hadi>s1er ile
kategoride görmüler, dolaysyla ancak
'sahih'
ksm: ahkSm
terhîb,
hadisleri
ayn
veya *hascn" hadik
kabul etmilerdir.
Het^b cl-Hanbclî olarak
795/1392) **$erhuH-Uel"i\c konuyla
ilgili
lorindcn
(ö.
26()/873)"in
bilgilerin /.ahiri,
ahkâm
ile ilgiti
kilahm " MvkaMm'" s\nc
/ikrellii ko-
Icrîb ve terhîb hadislerinin de aneak kcndi-
hudisicnn rivayet edilebildii kimselerden rivu-
ycî gerektirmekledir."''^^
Abdullaîîn
ht 236
ilgili
öyle der:
"Müslim nuyla
(ö.
»n-^IMWI^adîs ne^. K^îrc)
Rixch üI-HanbcIÎ. vtHu leli 'l-Tirmi/î.
l.
74 (Tahk. Nurcddîi cMtr)
-
Terib ve Terhib Konusunda Zayf Hadis Rivi^eti
Mkmh/im'
Nilckim Müslim. '*SahWitm\
münkcr
hadisler
ile
rivaycilcrin r3vilcrini kiHillamiglir.""^
mam Buh^ «le (ö. iSö^^ bu gSîfCîUxHr. Ccriî vc lâ'dil
Avk^as. ini;m
zayf
sinöc
Yhya
rinÜL'u
ise:
bnu'l-Anbî
h.
Mîrîn
fa
1"^3/K47l"in
hn \h/m
Zahirîlerden
(ü 4.'S0/I()63}.
34.VH4S) vc âiülerdcn
(ti.
hudur. Son devir âlimlc-
uörüü dc
Mâikücrden Kfd
Hb ûmc
dc
(6-V1266)
(ö.
liyn görüledirler.^^' Çagduij
hdîsçilcrxJcn
n7S/|y5S)
eyh
ile
eyh Antm
ise
Muhammcd
$âkir
MatlâiTtmcd
Nasruddîn
(O.
cI-Elbânî
I42()/I99y)nin gnrülcti dc hu doruluidaür.
A^km A.
Muharamed §^r.
Vlûnt(%Haiiis*' adl eserine
kitabnda, /ayl'
s/n
ayetle
ri\
^*^^berit^l1
h Ke^r Ok
yazd
erh
374/13731
"^htis^U
*ykn *^ef-Bâisu%Hash'* ad!
/Ikfettiinii/ !>iir(laryla /ayd
hLilmuya ba/.lannn
i
ln a(;klamak-
gördüünü /krcUiklen
caiz.
sonra
ö/.ctlc- stiyle der:
uçkUna
"Kanaalîme ^Sre: /ayt* hadisiekt ztyllf
her hâlükârda
Çünkü bunun açklanmamas, hadisi okuyan kimseye onun bir hadis olduu vehmini verir. Ö/ellikle de hadisi nakleden, hu
vaeiptir. sîihih*
sahada kendisine bavurulan hadis âlimlerinden
ahnnanastndan. hükümler
rivayetin
kiinular
arasnda
(s.u.\)'lan
hit;hir fark
u
köH
dumm
n\aycllcn' ortaya koyarken,
amellerin faziletleri vc ben/eri
sahih" veya hascn'
gürmeklcyiz. Onlar,
doruluk ve emanelleryle
üüi nk'shr "sahih" hadislerle yeiinmemcklodir.
de
itiraf
t^irckledirlcr
yafl
ki.
Gerçeklen zayf
yokUr. Çünkü hi^;br kimsenin. Rcsûlüllah
sahih" olarak sahil olan
Isîjctktetnnda hilu
ile
ise...
insanlara
hiidislcr ile
hIirt-n sika
l'siL-lik
ri\ayel
myi
haUitcn
nn
münkcr
ilcrin naklct-
nlar hilnoklc
enikleri
baka
ve dilleriyle
haherlerin
çogi ya
laraldan kendilcriüen hadis rivayei cdilm;si iyi güriilmeyen. kendilerinden honut ulunmayan insmhrdun nakledilmitir. te gödüllnii/ hu kötü durumliir olmasayd hadislerin jSfthiMni mftUttm t^firm ve niinkerdir >a da hadis ehl imamlar
feüUto
msiMis CâEH^icad
isiegin yerine giabröiEâc bizim için pek
Fakai bir lopluluun /ay!' vc
n»:^^ hspMhS^
kfay
«teasHl. münkcr haberleri yaynusndan vc
tn haherlerin ayptann bilmeyen acsnoi^^ vermelerinden spnra bildiklerimi/ sebebiyle ileine ce\ ap \ ermek, kalhim'/e kolay (hallO gekti."
Suyûü. Tedrhu r-küvi a)â
I
akrîbi"n-Neve\î,
f.
2yK-2')9. (Tahk.
Abdulvehhâh
Abduliaiîr, Dânt'l-Kütiibi'l-HîKÎs neri. Kahire)
237
göstcrchilcccgi htr
Ahmcd h. Hunbcl, bn Mehdt ve fa/ilctlcr vehcnml hususlarda bize hadis rivayet
kant
Ihnu'l-Mübârek'in.
müsamaha
edilince
gizlerdik' demelerine gelinee. onlar -Allah
benim icrcihino göre-
may
kusl etmilerdir.
fdiKi^Uert
mmekitddimun
'sahih" derecesine
Çünkü
rark.
lüLilah
y>ktur. Fukal
ulamayan
sahih' hadis
onlarn üSTUidn
ile
bilir,
'hasen' hadisi al-
'hasen' hadis arasmdaki
^nk^
ycrk^mcmiti. sadece sahihtik ya da
(ilk dicvir) âlimlç*în *;t>u. hadisi
^yflkla /^flamakayd.^^^
hn Tcymiyyc manada
sö/.leri
(ö.
bn Kayyim
728/1327) vc
vardr. Nitekim onlar da.
man
(ü.
751/1350)'in dc bu
Ahmed'dcn
rivayet edi-
te« mtiA myii' hadisi alp \q kj^a takdio cuii ckJindcki ^mür nü tefsir edip (mam Ahmed^in '/ayf hadis'lc kast etliinin, **1ascn''
olduunu ff^deeim^srdir^ Bilindii ü/et^ TMssfv Mis k^goiçerisine '"hasen" badis" kavramn yerletirerek bu snflandrmay
badis' rileri
mehur etmitir.
^h
Elhânfye ^lin^.®* özellikle '*Sah$bu%Câmîii*S'Sai^ ve
m^mUhl'*
ile
"Sahlku'l-Ter^
ve't-Terhnt**^c
vc dier
baz
ki-
taplarnn önsözlerinde bu konuyu serpiiirmitir.
kinci Gerçek:
CunUmrm f^tM^% Koymu Olduu artlara Riayet Edilmemesi
Terîb,
Icrhîh. rekâik vc benzeri
eai/ görenlerin
koymu olduu
üt;
konularda 'zayf hadis' rivayetini
arla -maalesef- ilmî a(;dan
edilmemitir. Zühd vc rekaik hadisleriylc hadis
ile
megul
olanlarn <,\)u. /.ayf
çok zayf hu4i« arasndaki fark görmüyorlar
no bakmyorlar. ÜHha
finoc
^
M0
Wr asla ters belirttiimi/, gibi, h^^n
Kur'an'la vcj^ 'sahih' sUnncle sabit, cr'i
riayet
M
hadisin
flftsmcdigi-
tvldükçâ
mOnkcr
veya ü/.crinde uydurma alametleri görülen bir hadisi, çarpe ve yeni bir
eyi
ilk
defa
aktarm olmann verdii
ca/ibeyc kaplarak nakletmede hir
saknea görmüyorlar.
A.
Muhunmtcü 3kir. d-HâisM-lfiKÎs
(Uuru'l-KiUühi'l-lmiyye neri, Hcyrut)
238
yerii thlisâri
Ulûnn"t.Had^.
S.
^1-92
'"orö'b
Üçüncü Gerçek: Zayf Hadisin
vp Tethib Konusunda Zayf Hadis Rivayeti
c/m
C
(Kesinlik) Siygasyla
Rivayetinin Mcn^cdilmcsi
hraUa önemli bir uyanda hulunmulardrr. Ö Ja, 7.ayf hadîü rvaycinde "Rcsûlüllah Oylc buyurdu" civiindc kai'i vc kesin bir siga Âlimler
söylenilmencsidii'.
hnuH-Saiah
(*>.
64.VI245),
"mmu^Hadh" kMbnm yirmi ikinci
babmda öyle der: "Zayf
ladisi hvayci
cimek islediinde 'Rcsûlüllah öyle buyurdu'
veya buna ben/er kesinlik ilade eden
duunu
lal/.larla
onu Resûiüllah'in buyur-
söyleme! Böylesi durumlarda jmuiiL 'teÂUüikh'U^ öyle riva-
yet edildi' veya 'Ondan varid <»ldu
ki'
hi/jûi^k^^^
\cya 'O'idan geldi
ki'
xytdm
(birîaher} ulai' veya
yahul 'Ba/lar rivayet
elliler'
gibi
ifadeler kullanabilirsin.
Sahihlik ve
/.ayfmmda üphe
cUigin haberlerde de hitkiip böyle-
Ru durumda duJu »ümc uçkladgmt/. gibi- 'sahili* olduu Mît âi^k ^5yle ifu^mA* ^rsin. En iyisini Allah hiolîHi Haberde 'ResûliHluh
dir.
Ibnu's-Sairh'n hu söylediini: Ncvevî {ö. 676/1277). Ibn Kesîr (ö.
714^Um
râkî Ul
W1403), bo
Haccr vc hadis .ulahlar alannda
kiti# yazan lîefkcs uygun görmüiür, Hakal lalipler. vaizler vc
/yl"
bihe aldrp etmeyip ladislerini
hadis rivaycl eden ya/arlar bu Icm-
devaml
'Rcsûlüllah
öyle buyurdu' diye
nakleimektcdirlcr.
Kadar Sahih ve Hascn Hadis Vardr
Döriiihtci Gerçek: Yeteri Bir konuda elini/de
veyn
Uiitta <;ok
hadis^
veya hasen" hadis
/^yl hadis smrndan da
t)hnas duriMiunda bize
yp
"sahih* hadis
düen
bir
snlndan
vaya duha
fa/la hadis
görev, ikinci grapakilere illivi^.
elimizde olan birinci snftaki hadislerle yetinmektir.
Zayf
duyma-
hadisleri
hali/alanm/a cluklurmaya hi; uerck yoklur. Çünkü hu. kesinlikle hih" hadisin alcvhine bir
''^'^
hnu
s
bir
"sa-
durum olacaktr.
Snlfh. Muk:ultlinKt
Ihn
s
Solâh
vt^
Mchfsintri-Kulah,
AhdunalunaTU el-lkv ciu t-Misriv\L'Uri-Annc i'l-Kilfh nesri
s,
217
ri
iihk,.
Aic
i
239
Sünneti Anlamada Yöntem
le
hu sebepledir
bazsndan öyle vârid olmutur: dorultusunda valrsa sünnetten onun mislini sahabenin
ki.
"Bir (opiluk, bir bid at
kaybeder."
Bu
müahede edilen
ise
durumdur.
bir
Haiîb. *'el-Kifâye"c butlunla Ic
ilgili
mam
olank
bn
Mchdî'oifi
gy-
dediini rivayet eder; "Kiinio /uyl' Misleri ya/makla rncgul olma-
sna gerek
Çünkü bundan
yoktur.
rin hadii^esttüen
kayt»cdcHx;gi
cn
m
say,
my( kiiKGe^
yazd oriîda güvcaflatf kitn^llii l^M^Ö^ftcten y*^^
sun kalmasdr."^^'*
nsann gücü
herhangi bir eyi e/bcrlcme. hatrlama, kavrama ve
simlinn& ^ibi hususlarda
^mm
snfl
-ki tiyle
^mm
^îökir- insan,
bunlan cn lâyk vc uygun olan dorutusunda hîuvamaldr. üphesiz bu güçlerin. xaytf hîidfslen
çok
ve vakitlerin hu dorulluda
*sahih' hadîîie yöneltilmesinin, bütün gayret
harcanmasnn cn uygun olduunda
hiç
kim-
se ihliiat etmez.
Beind Gerçek: Ameller Arasndiski Nispetlerin Bozulmasndan Sakndrma Rekâik. (erîb ve lerhîb hadislerin -her ne kadar helâl veya ^afiim
klan lJ^t^M^
hütoü kapsamasa da- biz onlarn hem (inemli ve hem dt tehlikeli bîika br eyi lu^dtklarmr gOrm^tsy/. Geçmi Inmmta^ nmzn dncm vermedîfi hr hmm «Î!^ da. bu. Mkiw^ sahibi olan âri'in (kanun koyucunun) yükümlülükler ve ameller için koymu olduu "nispellerin
göre
feir
h(vulmas"ndan meydana gelen
-ister
emredilen olsun ve
isler
bir
durumdur. Çünkü ûri'yc
yasaklanan olsun- her bir amelin
dier lUDCle^ mmla bir ölçüsü ve belli bir deeri viirdu^. Ori'in. ^mn için çizmi olduu smn amamz, onun deerini düürmemi/ yahut deerinden yük«^ Mrtncrtcbcyc yerletirmemiz caiz deildir.
Çok
vab çok
tehlikeli
durumlardan
abartm;tk suretiyle
k^mt
dengedeki amellerin haddini
240
L*3
ba/
sâlih amellere,
ondaki se-
deerinden daha büyük ve hak eui^ndçn
verilmesi* halta dut
llniîb. cl-Kilayc. s.
birisi dc;
na/^nnda daha dnemU vc daha
bile
amasdr.
d^üji
fa^tildlli
Tefib ve Terhib Konusunda Zayf Hadis
Bunun ka.'^snJa
ise.
mh/urlu bulunun ba/ ameller
(dinî in^uianl
konusunda, daha kölü amelleri basite ulaeuk derecede biiyilliilerck iladc
ec/
ve u/abn
edilmesi vardr.
Bu durum, ba/
sjllih
dinden la/la scvah \aai
amellere kaniilk er'i nasslann dijuda had-
(.'dilmesi
nuihalaakna
kunt; lalk'ic \c
Rivayeti
yol
\v cv/ayla
acnuUr.
korkuUlmasndaki bu
lîiylclikle dinin ^ckli.
kor-
aydn
at:mda dcitmm* alfWMir> Çünkü tmlar a^Miikian b» tknmu dnn hUAiü kcndhlm nispci cu Hâlbk dtn. bdvle bir eyden u>îirivtr.
ve ktiliürlü kimselerin bakis i§iU|ti)i*ri
milcrdîr.
Çounlukla bt^
sâlil amellere karv;lk er'i
nasslann dibanda had-
dinden la/la sevah \aal edilmesi ve ee/ayla korkululmasndaki bu miibalagaku -tveliikle de korkulma yönünden- aksi smMM^lum v© psakaiujik
m;\mm.
ValknnikiKi yu\
smUr nelVei
ik\'n in.sanlarm
M
mUbîîliipcltM-,
pfHiklar bu davranp
Rabbini insanlara bug/ ettînni. (mlan
te-
OWan
elirmi ve onlar O'nnn rahmeiinin uei^ltginden u/aklatrmur.
O
halde \apdmasi ucreken. bi/i. \a ifrata ya da iclVile çeken bu
haiiiyiiedurn
am
m^to mhckim lîîiddi
gelenin
ise
Uii'jmeksizin. amelleri er'i mertebesinde
Alî b. Kbi
aann
(yani
THib
(r.a.)
konuyîa
ilgili
olarak
n^î^laacnml kemJ^raK^ee^
ona kalHae;
'orla yol'a
mü-
bmkna-
^yle der
\?eî«onmdan
sarhm/."
AAmc Cierçek: AnKScrtn Fa^^tlcri Hususunda T^yf Hadislerin Rivavct
Anlamna Gelme/ Hu
sarihr
\- r>iKekila'in
açklamasyla
/av
il"
hadis rivayetini caiz
ksm. MYiteri isûdünnda müsamaha ^tisiermi^ Onlr bununla ancak, nnleber eri lelllcrle doptklu sabit
güren ûümktUen bir lerdir.
ofmu "SîUaih' anide l^î^vîlî etmeyi veya er'i delillerle ktHÜlüü sabit olmu kötü amelleri yasaklamay kasicimilerdir. Ynksa /ayf hadis" ile. bir iin iyi
\eya
kilii
genel olarak insanlarn
bu artJiifb rivayeline smdîiki
ayrm
njduyunu
ispal
çou -hatta
elmeyi amaçlamanlardr. Fakat
ba/. hadistiler de dâhil-
/ayf luiyiin
verilmesi ile onunUi bir iimolin ispat üfa-
vaprrKimI ardr.
241
Sünneti Anlamada Y5ntem
Bu sna
Müslüman
sebepledir ki
B^
gelen
rast
Kandili
beldelerin
fesinin kutlandgm
Ali (r.a.)'tan mcrfû' olarak rivayet edilen ibfidctlc
vc gündüzünü
gelen uecc
rin.
Çünkü Yüçe
m
balanmak
ri\Hiyei etmitir.
u
bfttttct
bu geceyi
"aban aynn yarsna
gündüzü se
ihâdclle ve
yan-
gflrtiyoruz. Onlar.
hadise
oruçlu gc^iriyorlar:
ise
olduMiKn- geceyi
lasl
çomda. aban aynm
oi"in;Iu
geli-
isleyen,
balmnda dünya semasna iner vc "Var balayaym' bMy44fi«:." Bu hadisi bn Mâcc
Münzifî
(ö.
Allah, o gece
iarci cEmitir. Yfnc
BûsM
{S.
dc bu hadisin ?4^if
H4()/l^> dc
^.^vMl
öMuum
I^ MM^^ hü
hadisi zayii' saynt^iUr.^
Yine ayn ekilde Müslüman beldelerin çounda.
Aure gününün kmlaiHn görüyonu/,, Onlar, /^yl" -baiia bn Teymiyye ve bi^MMrma gîîre uydurm obn- bir hadii;^ dayanarak Aure gOnündc kurban kesero güne
ler,
yakn
bir
bayutm veya
bir toplant vesilesi
mehur
akrabalara ikramda bulunurlar. DÜIerdc
udur: "Kim
olâmk
Aure gününde yakm akrabasnda
itimat ederter
ve
olan bu hadis ise
ikramda bulunursa. Allah
da senesinin kalannda onu holca n/.k verir." Mün/irî der vc birçok kimse bu hadisi bir grup sahabeden
deiik
ki:
"Bcyhakî
yollarla rivayet
etmitir."
Bcyhakî der
ki;
"Bu isnfdlar her ne kadar /.ayf
lnca unlar kuvvel ka/.annlr. Allah en
iyi
ise
de birbirine ka-
bilendir."
Ancak bu görü tartma götürür. Îbnu'l-Ccvzîlö. 597/1 2(X)) ve *'Mwhâcr*s-Sütme*'i\c (ö.
bn Tcymiyyc
72S/1327) \e daha birçoklar bu hadisin kesinlikle uydurma okluunu
söylerken. Irâkî (ö. 806/140.^) ve
bakalar
vc hu hadisin 'hascn li-gayrihi' bir hadis Ij^rdift
M^^l>iTin âHmicrindcn
^una
ise
bu hadisi müdarau etmeye
lduunu
ispatlama^
çalm-
da hadisin uydurma olduuna
hükmettikleri nispet edilir!
bn mât^
mm% mTAn
tkanmu's-tt^ 1^1 ^«MfSssctflndc geçtiine bu ladlsin senedinde yer alan Rhu Bckr b. Abdullah b. Muhammccl b. Ehi Scbe"yi: Ahned. bn Hihhf. Hfkin Hc Ihn Adyy hadîs uydurmakla su(;lamAlr.
'
iî(trc;
Nitekim bu husus. "Teh:jhu't-Tel^h''dc dc geçmektedir.
242
iç'îyh
Benini iccih citigin jiOrüc
gitrc;
Tp'h'h
Konrnnd?! Z^yf Hadis
Rivayeti
Aure gününü
hu hadis. ia'nn
matem günü y^tna eklindeki mühuluafunm roddcin«^k ü/ere SÖnncUcn ba/ cahillerin uydurduklar hadslcTXcndir. DuHymifUt
liUüiv Ehl-i
VII!
hu göml
onlar,
hthmm ytinü
söstlenîp
temî/lcnmc v;
aileler
arasmda bitea ikramda
yapmlardr.
Müslümanlarn hirçogu arasnda iMMcn yanl anlayliu'in ve yay-
pu i>iU>tein akllan
p)|u, gerileme asrlarunia y^yjgnik
açklad
(. 7»t^S8)*nin
-c^/'feffifi^da
^îr%n^
yannda anlay vc hayaln
Kerim'in
'sahih" hadislerin
ve oilann
yerlemi /ayriadisicrden kaynak lanmtitr.
kalpl^ire
île
ka/anm
k
/CTO.
?:Jyîf
ÛlM
hfl#î»,
ohnas gereken
icnüli
de ü/crinc (ykmlardr.
Âlimlerin "Amellerin fju^ctleri veya terîh vc icrhîh konularnda
/ayr
Hîulislc
amel
edilir"
eklindeki sözlerinden ne
da eyhiiHsItm îbn Teymiyye sin-
öyle ^ok
la/.ileilcri
eklindeki
73«/t .12^fttm -Allal ona rahnci eyle-
sC>/lcri.
konusumEa âüiulerin Vayi" hadiük amöi
zayf Kadslc
kendisiyle dclH getirilemeyen
möstehablann^' tmaya k^ufma;^ anlamiîa getm/,. Ç^nkü da. cr'i hir
o!maks/n
hükümdür vc ancak
Iilt kini.
verirse. Allah i/in
Allah'tan.
tlir
l MÜml^ dier
O'nun herhangi
da
ihtilafa
hir
esasdr.
haramlh
leklitî
dlmü^^jtiir.
ameli sevdiini hahcr olur.
ispat clnîcsinc hcn/er.
hükümlerde
Samidmn
hir
koymu
ya.sa
ihlilaf ellikleri gibi.
Nilckim bu.
Bu
seheple-
müslehahda
müstchah da dinin meru'
aksine,
Onlarn bundun maksad, nass veya icma
ile
Allah'n sevdii veya
gi>rdüü sahi ol^n; Kur'm okuma, tebih, dua, sadaka, kük;
mme, iMnlara
iyilik
cime
v^'
yalan, hainlik
ile
umel edilmesidir. Müsichab olan ha/ amellerin NîK« arncilerin
Müsichab: H/. sevip
t^stöh^
cr'i hir delille .ahit olur. cr'i hir delil
vermedii halde dinde
herhansji hir vacipligi vc
çirkin
hakkm-
nel hir a(,-klamast vardr;
"...Amellerin edilebilir'
(ö.
kaslcttiklcri
ledii
kötülük gibi husufilMa fa/ileli
kötülüü vc ce/as. sevap ve ce/ann
IV'yt:anbei''in
ha/cn ileyip ha/cn icrk
ve ruhcl etlikleri iler
anlamnda
bir
iimJ^
lkh
vc s@valtf
ölçüleri ve çeitleri
sâlihin .Mendup'h e^ an-
ellikleri.
icrini.
s<.-\c\-'
lamldr.
243
Sünneti Anlamada Yöntem
haJkuA'i^ir hsii riyaj^ edildiinde,
eer bu
nu bilmiyorsak, zikredilen konularda onun caiz olmas,
uydurma olduu-
rivayetinin
ve onunla amelin
ûeMn bu sevab umduu veya böylesi Wr cc^dan korktuu
manasnadr. Bu da
rumu
hadisin
gibidir:
Ona
adamn u dugcirccci hildirildiindc, eer bu
ka/anç getirdiini bilen
licarclin
gok kâr
licarclin
bir
don^ çkarsa laydalanr. Yalsn çkarca da ona sarar dokunma/. Bunun ömcgi âtfmleftti
cr'i bir
ise,
IsraMy)^, rü^te, selefin ve âlimlerin î^zleri
ile
karlatklar ba/ olaylar vc bcn/en husu«ilarda kendisiyle hükmün ya da müstchab vc baka eylerin ispat ca/ olmayan
hususlarda müjdcIcnmcsi vc korkutuimasdr. Fakat bunlann; terîb, lcrbîb«
Mmiicndinnc vc
kt)i:kun[)a
kuniilannda /ikrcdilmcsi caiz olur.
Mr rivayetin
UyduTftm olduunu bilmedi^mi?: iyi
âtii anlamn
veya kötü olduu crT delillerle biliniyorsa, bu rivayetin faydas
/arar olma/. Bu rivayet, gergcktc bûll veya etme/.. Fakat bâll vc
uydurma olduu
berin
'saltih*
olduu
tatn» da muhtemel olmas halinde nunla
ilgili
ise
unu
sahitse ise
zarar
hiçbir
ey
fark
olma/» Ha-
Ama
ik
ontm doruluu mÛmEjln oldafundan ve yalan
olmadndan
rivayet edilir.
mam
Ahmcd
bu-
söylemitir: "Terîb vc tcrhîb gihi hususlara gcldiindç^
haberleri ancak scnedleriylc rivayet ederi/. leriyle delil
pirite» sika kimselerden
yf hadiste,
amellerin Pa/iletleri
holanlmayp
eye tayda
onunla hükümler ortaya konulur.
scncdlerde geveklik gösterdik." Bunun
de anlalan da;
'sahih" olsun hir
olur.
bilinen haberlere gelince, onlara
yönelmek caiz deildir. ÇünkÜ yalann
ise
delâlet
anlam udur: Bu konuda b/ Onlar rivayet edenler, kendi-
olma^ da,
yioc
ekilde "m-
hakknda amel edilir" diyenin s^Ünden Kas^m «dom^ zSer giH sâfih ameller le kendisinden
sakimloi kdtÜ
am^er
konularnda bu
tür hadislerle
amel
edilmesidir.
Fakat 7.ayf olan bu tür fa/ile vakitte, belirli bir
snrian
oluu
244
içeriyorsa
okuyula,
ile ilgili hadisleri:
belli hir
örnein,
^l Û7ere:)Hr mnm
helirii bir
gibi»
vc
bu caiz deildir. Çünkü beliH ekil ü/crc müstchab
cr'i delillerle sabit deildir.
Yalnz "Kim çarya
girer vc
"Lâ
Terib ve Terhib Konusunda Zayf Hadis Rivayeti
"
ilâhc illallah
hadis rivs^t
u
Ue«e ona
&M\\m tou^ bunun
arasmda Allah'n
7.ikri
mükafat vardr..
eklinde
Çünkü bu^ gafil kimseler cümlesinden saylacandan çarda Allah' /ik-
çou
kimse taralndan bilinen
u
de gelmilir: "Gafiller arasnda Allah' zikreden kimse, kuru
aaçlar arasndaki
ya Cycil) aaç gibidir."''*^
Burada rivayet odilcn sevabn miktarna gelince, bu durum,
omn
olmamas 7jmr verme/.
sabit -
bir
tersinedir.
rclmck müstchabtr. Nitekim hu husus, hadi>;tc
~
Özetle: hu
konuda böylesi
hadisler rivaycl edilir.
Bu
hadisler ise
müslchab olup olmama konusunda deil dc tcrîb ve Icrhîb konusunda amel
edilir.
Sonra unun gcrckUFdi| sevap ve cezann miktarlarna inan-
ma konusunda ise er^ delile braklr."^ Bu açklamaya ramen tarlar icspil elliklerini
biz,
çoklannm zayf
hadîsle snrlar ve mik-
görmekleyiz.
re^ud Gerçek: Zayf H«dte Rivayetinin lUbulfi çin ki Mükemmel art Tagîb ve terbîb konularnda ?4yf hakkini CMllur un zikrettii
olduu görülerini alrko mükcmrtol iki ^rt
h^nlLs rivayetinin caiz
tiÂm
'^Semf^u'^âiye*''^^ adl kitop da /.ikmaifim
u
^;ekk^meniz gerektii kamartmdcyim;
Zayf hadisin; akln, eriatn veya dilin kabul etmedii mUbar |^4^n ve korkutmalar kapsamamas 1,
Nitekim bi/zai hadis imamlan. uydurma haberin; ya râvidcki ya da rtvayciieki belirtilerle bilinebileceini söylemilerdir.
Çeillt ylliin olmasna
ramen
hadisin ctun
yannda /ay t olduuna
ledir F-lhânî. Ibn Tcymiyye'nin "cl-Kclimt'l-Tayyib" adU eserine
iaret etmek-
yapU
lahrivle
olduunu helilnilir. Bu hadis. Ebu Nuaym'n "el-HUye"Kc Abdullah b. Ömer (r.a.)'tan rivayet etlii hadisten hit t^mmOSn iMS hu Msî sâtyfTiMyfnif^^m^bH IHB^ (Münâvt.) r^^l^lMr. geçmektedir, ibn Te^^lriîn sözü* buram kavvâlendirildiinc arei etmektedir. bu hadisin 'hasen'
-^^
lÜ^Mt^
îbnTeymiyye. Mecmiia Felevâ-i eyhülislam. XVIII. f5-6X (Riyad Basks). Bu kiâp. Said imek Taralndan "navetçinin Kültürü" ve Ai Seraeeddin larafmdan ise "Müslümum Tenei Kültürü" adyla Türk(;e'ye lereünic edilmilir.
"'^'^
24S
Rivaycicki cümlesinden:
ler
his ile
hclirfilcfdcr. hatta le'vil
tlclâlci
kubul etmeyecek derecede akla
müahedenin kabul cimcdii
Veya böyle
uydurma olduufiis
bir
ey
eden ey-
aykr olmas
ve
gclirmcsini /ikrcdcbiliri/.
bir rivayetin, kal' i olan KitaH'n
ve mütevâlir
üni}@<iii
mümkün olmayacak kadar teni dümesi, (yaln/ uratann tc*Iir ît^&i Man nn^« /ada^ ise durum btWlc deildir) veya younluun hu/.urunda vuku
delâletine ^îtcrlf veya kai'i icmaya. aralarn l^fcte^rrf^
bulmas sebebiyle bir^oklnnca nakledilmesi gereken
bir haberi,
onlann
<^crisiücn sudcec biLsini nuklctneN.
I
W
Yine bunlardan ya da
basil bir
küçük
birisi de:
stn^
içîn
btty^
kssaciarn nakleili hadislerde
bir
günah
için iddetli bir ajîab ile
Mr mfîjis ^mftm^dlr. Bo
dttftet
çoktur.
Üzünlüytc belirinmk gerekir
ki.
hadls;ilerin
çou,
icrîb, icrhîb ve
Mr&m teiulurda rivayet ettiklerinde de.bu kurullar uygut^mB^mltr1ar. Belki onlarn, asrlarnn j^mdan kaynaklanan lY/Ürlcri olabilir. Fakal ît^rttnt^m mc/... bi/./al
Bu
tür hadislerle
karladdnda
kabul cimt^J^i haberlere; ^llnce;
hadîslerden
i%fedir.
T^mm^îîrf baz kelimelerin dilde
belki de bu ladisicr sebebiyle
dinin kendisini ilham edilir
DUB tt|î
aktlot. mühalâalal kabul etme/ ve onlar ha/mct-
agkça
kelimelerle ler rivayet
delâlet ettii
ilgili (ilarak;
t^i kM*»eMin tiim^ «a^
Öme#M. Dcrrae
tefsirinde
Ebu's-Samh'n, Rifan-/
bunu yapmtr. Bu kelimelerin
eyler olmasna
dilin delâletinden
ramen
o.
Kur'an'daki ba/
u/ak ve oldukça garip
etmitir.
Dcrrâc'm. Ebu'l-Hcyscm'den, onun Ebu Saîd cl-Hudî
meM* Y^hrak rivayet enii bir vadidir.
^
iclsir-
Kâfir,
hadislerden
biri
(r<^Fta
öyledir: "Vcyl. cehennemde
onun dibine ulamadan önce una doru krk sene
Hasmn getirdii delile hticun elmeyp. yalnz bu delilin gereine tg^^m m^^fr. ispat çdic baka bir Uell ikame etmektir. Ömott, ki delildorl hrt. bîr mks^SL &â^tû, t^eri de çate ^OHaa^m ^^f^sSm.-bm^ Uf mara/a meydana gelmi (»lur. M. &dagw. Fikih ve Hukuk Ten'mleri SütMUgÜ. s. Muara7;:
3X5. Ensar Ncriyal, stanbul 2(KK^
m
Terîb veTerhtb Könusuhda
Bunun
inerr
bcn/crini,
Dcrûc brnd; "yetmi lâVd;n ndan
i)tKv
Ahmcd sene"
Zay^Ms^f^
vc Tirmiz? dc rivayc ctmiür,
kullaram^tm
trîîlcsini
Aynm
Yalm/
'
"¥s^r. s-
dc sonra da bilinen \c hclâk eunekic korkulmak iin kulla-
.
bir kelimedir.
Bunun
bcn/i;ri
de:
Abdullah
b.
bir
4.WTîWnin.
Tahcrânî
Mcs'ud
(ö.
360/970)
nesil geldi
ÖAî^lakî
Allah'n
kt bunlar
mma^l
braktlar; nefislerinin arzularna uydular. Bu yü/dcn onlar
sapklklarnn
(j;avy)
cezasn
\m "cthennendii
Rct^
verecekledir""'^ uyctindcki 'U'l-fiayy"
kelimesinin telsiidir. Dcrrâc. onun. "celcnncndc bir vadi" vc rivityiîMc
bir
söylemi^it. HCUbukl
olduunu
bir nehir"
dier
•*gayy" kelimesi, bilinen bir kelimedir. Hûlbuki "gayy" kelimesi.
Allah"
(ö.
Yto
gelen
(r.a.)'dan-'"*
"Nihayet onlarm peinden öyle bir
il«
Yüee
m "Artk dograhtlda saptkhk (gayy) birbirinden aynlratr'"^
ayetndeki ihi
"Rid" (doruluk)
Yinq Heyhakî
(ö. 45K/l()6()
kelimesinin ile
birçok kimsenin. Hnes
etlii"' Yüt^c Alluh'm "Biz
tr.a.l'lan rivayci
futlmn erahnna
b.
Mâlik
tehlikeli
koydttk"'^^ ayei-i kcrimcsîndeki "mevhik " hak-
bir ul
urum imevMkan)
knd
SO. onun "îrin ve kandan hirvntR"
Bundan daha
kartdr.
«Iduunu sî^enî^.
garibi Lse Ihn Hbi'd-Dünya (ü. 28I/S8.^Vnm. ^^uleyy h.
"Cehennemde 'bsânuV denilen bir Yüce vadi vanir. Orada ylantor. akrepler.. .vardr." Güya o. bununla.
Mâü'dea rj\i^ l^^,fU AlWh-m
*^Kftn
%m\&n
hadistir:
<$ÎH^ lü^nss
^re adam
nidttrroe, /iifa gibi)
yaparsa îjiinahnn eez:>sn 'esâmen' bulur""^ âyetine aret cimclitcdir.
Hâlbuki "bsam" kelimesi ancak "Ism" (günah) kelimesinden Itfe-
iTii^lir.
Ahnett '"^
h.
'nK-rfnî.
Mii/iî. L't Mcr\cn.
H:nhoI. cI-Mümk-J.
.I-Mn\vmu
1(1.
l-Kchir.
75; Tinui/Î. IVIsi
IX.
227:
IVrslîh vc't-'IVrhîh. IV. 2.53-254
iic\l:kî.
(
^K>4i
cl-Uus vc"n-Nü^ûr.
im):
i5557
lîak-n. 2/256
'^
nc\\y.\U. el-Hü s ve
n-Nüfe^ f^lfc
d-l^^h
vü'l^Tcrhîb. IV.
25>
1555 'î»
"'cl-F«rknn.25MK
247
Sönneâ Anlamada
ta»
Üzüntüyle belirtmek geckir 656/1258) -Allah ona
bu
ki,
hadisleri,
mam
Münzirî
(ö.
^met eylesin- '^Terîb MV-rerA/ft" kitabnda
/.ikrctmilir.""*
Bu
sebepledir
'el-Mântekâ mine't- Terîb ve't-Terhîb" isdU
ki bi/.
kitab m/4u bu tür hadislere yer vermedik.
2.
Kendisinden daha kuvvetli dlgcr btr crtâ^nileçellnemesl
Bunun ürnci
dc.
Abdurrahman
vc unun /enginlii sclx;biylc
Avffr.a.)
b.
hakkmda
rivayet edilen
Luncic emekleyerek gireceini
ifadC
eden
/.ayl hadislerdir.
Burada "hu
tür hadisler, rral
dan sakndrma eklindeki lalnarn/ gerekmekledir
Abdurrahman
Avf
b.
temsil ^ti^ini Icr
ki,
b.
(r.a.l ise
oyunu
onu
gerek sabil olan
t^eitli olaylar
sa-
bir /engini
mc^ur rivaycilcr bir yana. hu ^^yf rvaycHBu
sebepledir ra/.
ki.
olduu
Abdurrahman
Bundan dolaydr
kl
Nebî
b. Avl' (r.a.).
halde vefat etmitir.
ûraya kalp oylarn eit gelmesi halinde
dikerleri ü/erine bir tercih uasuru olarak layin
ile
ve gerekse
Müslümanlarn hayrllarndan, takva
kendisinden
all kiilik
den birçok isnâd
azgnln-
Avl" (r.a.)' cennetle müjdelenen oh kiiden sayan
hadislerle de (gelimektedir.
Rcsûlüllah (s.a.v)
Jitenginliin
olduunu vç goç^lcn ükreden
koyan
Abdurrahman
ve
ilkenin altna girer" denilebilir. Kakal hatr-
(r.a.)'üi
hiplerinin büyüklerinden
kffg^te
ttÖfm
Mffit?1iff
#,
(s.a.v)'den geleft
malnn çokluundan dolay
Ömer onui)/ '
elmlir.
1^1
bîr grup sahabe-
Abdurrahman
b.
Avf
(r.a.)*n.
cennete emekleyerek gireceini bildiren bir
hadisi reddedip j^öylc demitir:
"Bir grup .sahabeden, bitdcn fazla scncdic naklalilnti| ofatt bîr
\mXU dc NebfT (s.a.vm "Abdurmhrmn b. Avf (r.a.). malnn çokluundan dolay cennete cnK?klcyerek girecektir" diye buyurduu nakledilmilir. Bu rivayetlerin cn iyisi bile. tenkide maruz, kalmlr. Bu rivayetlerden hiçbirisi "lek
bana
kalma.sr (inlirud) sebebiyle bu hadis "hascn* dere-
cesine ulaamaz. Hâlbuki onun
'
Mün/irî. ei-Tcrib vc t-Tcrhih.
mû.
Rcsûlüllah
V. 2.*>3-254
(s.a.v)'in /ikn;Ui|t
u
.^Ii&iet^hib Konusunda Zayf Hadl$ Ri«^
vasttuyd: "Salih hr kii
u
dir."''^^
çn,
helalinden
ka/amim
sâlîh
mal ne gui^l-
ttksanlüsn veya
halde onun derecesi âhirestie
fw,
naion üunciin /cnyinlcritutcn bakasna tfcil de sadece onunla snr-
laiKnKn' Kald
konuda ancak nullak
eei hususu
bankas hakknda
bu.
ki
olarak, bu
ünnciin
'sahih* olarak gelmitir.
En
bn Haccr
(ti.
lakirlcrinin. /enginlerini gc^'C-
yisini Allah bilir.""''
Hadis harmlarnn en büyüklerinden Sahîh"ini ^crl eden
Bu
naklcdimcmi^lir.
hile
birisi
olan ve Buhârî'nin "cs-
Olay"
852/1447)'in. ''Garanik
ile
uylc dediini zördük: "Bu ohy, hi\-ok yoldan rivaycl cdilnilr. Bu da, hu olayn bir aslnm olduuna dclalcl eder." Oysa bu utarak
ilgili
hadis, sarih
eyh
r^euii
akim
KîbSnî (i.
ve
142(VI999).
br
^nâttik"* adyla
risale
etmedii
"sahih" naklin kabul
bir hadistir.
Ktsmti%
**Mashu'i-Mecân!k H-Nesfi
ya/.mur. Yine Allamc
c^
Muhammcd
Sâdk Urcûn **Muhantmed ResViiflah r^-ff-^adl deerli kitalrtndabu olayn hrnl olduu ile ilgili nuikennel bir bölüm ya/.n ve bunun uydurma olduunu ortaya koynuiîjUr.^^
Ahrml hadisin
b.
Ilanbel, cl-MüMiod. IV,
'siihih'
Miin/irî.
nkluym
hclirtniîilii'.
Tcrîb
vc'i-Tcrhrb.
cl
U)7: Hftkim. cl-Miistcdrck.
II.
3.
Hâkim bu
ZcK'bî dc bunu kaUlmtlr. (45761.
Muhamctl
(Tahk.
Muhyiddin
AbdulhaîJ). islam liicnuiiriind^ 0âr0nfk
Ife.
Pe^fflttfeerMt
niirikMn
g«ftâÖiwa
islam'a M(fl*R«îwa^irm( üMig bîrsm(â^.^î3*ssRitfelkiniylc vahiylere Allah kelam (ilnay;n b;/ sü/k-r kurjttdtgn vc dahii sunra Cebrail'in ika/yla bundan va/gc;liüini
Jd; alc
i.fvi''-20)
konu
ra
ile
ri\ayLilcr niinasebeliyle
fkif
kllalm^i
ve daha
v'<'k
Necn
suresi
snv^indeki (22AS2-S4) ayellerin nu/il oluuna ilikin UrtuKila-
(ilni'jun-. C"r:ntnîk i\c ilztü ilk riviivL-.
erken devir syer ya/.arlannüaa
bn
ila>na aynnh larak yer veren ilk kaynaklar, ilt. (IX.) ytl/ylda ya/.lmir. Bunlarn baimtü VSaS lliî Ito Sa-«[ -MI «serleri gelir. Taberî IshakU
ailir. (iiiiuik
^Hp
olmatlp:tna
araya getirmeye
^-al^iin^itn-.
tk«
Cîarâîk
hakmaks/m
ile ilyili riva_\eiler
Ciarânîk ile
ilgili
hülUn bir rivayetleri
hr
çelikili biljiler ihliva etliinden âlimler bunlun farkl
ekillerde deerlendi rnilerdir.
Bu deerlendirmeler
üt;
m>klada lnplamak miim-
kLiiHür:
dtru olup H/.. Peygamber (s.a.v) eytanm telkini ve müdahalesiyle pullarn elaaiçi olaeamn ilkle eden iki cümleyi yanfla^ %eit dîye eamleler Albh tanlndan cshedilmi ve bunun eyluan Peytm^. Uaha.«t«wa anher"i vanllmavuun bîr snneu nldtiu hiUIrilniIr. Bata Taberî olmak ii/ere 1
.
CKirânîk nlay.
h
ZcmahK'i- Ib» Altyyeel-lindclsî. bnTcymiyye. Ferîd Vetdî. K. Avni Ktcndi. M.
2^
'
Sun^Mmada Yöntem
EsacI Frcvli.
Muhammcd HamidulUh
gibi hir
ktsm
eski ve yenî ûlim
bu gnh^
dahildir
GarOnîk ncsclcsinin hir;Lsl bulunmiiklii hirliklo koniylii
2.
ilgili
livjyotlcrin hepsi
dcj^m \c güvenilir olmulgndan hüdisc luiarh hi ekilde w'\\ edilmelidir Ivta \
Begavî. Kaslallanî.
hu görütedir. S. Ganînîkte
bn
Hicer et-Askalfmî. Ehii'l-Pidâ Ibn Kesîr, Syûlî gibi
ci-
rtlirnler
rlv»^f^l^Mls/dr ve hunlann tamam uydurmadr. Bala el-Mâtüridî olmak ü/ere Ebu Bekir hnii'l Ar;bî. Kad 1ya/, Fahreddîn erRa/î- KurUbî. Kirmânî. Aynî, evkfnî, elfhetklin MatmOd el-,Airsî. Muhannied Abdnh ;ihi fMinlerin ;ogu bu görüledir. Bunk a göre Caranîk hadisesine dajr rivailgili
Mansu
i>lduunu gösteren pek *;t>k delil \ardir. Rivayetlerin h4;biri nHiUasi isnadla li/. Peygambere uhumakliL dolaysyla
yellerin asl:s/.
L
meenualan Garanîk hadisesine ilikin herhangi hir rivayete yer vemîemi??ir. Clarfnîk rivayellerindeki snad /incirinde yer alan ravilerin (;ogn givenitir bnlunmanlr. snad açksndan ^^ahih^ k:bnl etlilcn ve Saîd h, C'iibe\r laralnulan hn Abbüs'a al [edilen nva>ei tle shlaini /-\lele\eeek [i[iheler la^nnakadr. Zra ri\ayetin si^nifiuhL "Zanneuiime göre hn Ahbas ^öyie demilir" iladesine yer \erilmeklüdîf ki bu dunun rivayetin güvenilirliini üpleli luk: getinnekledir b, Gariinîk îbaa^si. ngîtî lv^t^teKle farkl be melîn halinde nnkledîtm^^îr.
hih' hadis
m
lî
iTielîn fesahat
srirülerî
Neen
ve heUgai
sOresinifi
avsndar Kran
dier
ayetlerine \v *»zcllikle yer aldtg
ileri
ayetlerine göre son derece sönük kalmakladr. Hz.
IVyganher bir yana nnirikler bile hu ibarenin Allah kclân olnadgn hemen anlamal vc ba/ \chirnlere kaplnamal yd. Bundan baka hu rivayetler olayn vki' buldtgu \er. cereyan ekli \e olayda Resûl-i Ekrem in rolü gibi hususlarda da ,clikflî Ngtler ihli\a eliK^ktedir. t^mnîk hafc^âtî^^ ri^v^ç^ter i^t^ lakmdan KHrWa :^wd*r, Ht^ ^ydcfi önce Kur anda, ilahî konmia altmda bulunan H/. PoygsaMber^în k^l^ vüSmsuyla veya bakalarnn lelkiniyle sö/ler uydurup Allah'a isnal etînesinin, yahut vahiyleri kendi kendine deilimesinin mümkün olmadk böyle bir ey yapmas ha-
^t
linde iddetle ce/alandnlacagj fvlijlilmi (sra. 17/74. T>\ Hakka. 69/44-47;
Yûnus,
unuonayacag ve kalbine yerlemesi it^in vahiyÎ^W "iy^'i '»yet mmtrrtUlugu bildirilmi (A'ia. «7/6; FurkAn. 2-V32), ayrca iiahî buyrul^ûil nçk^a u^ti ^fff müriklerden yü/ çevinneklc emredilmi iU ^Ûf 10/1?). kendisine okutulan vahijleri
W
gelinecei ifade edilmitir (Hicr, I3/94-9S), Bütün bunlar, H/, vahyi al-ken ve bunu insanlara icblig ederken ilâhî k*ruma altmda
tîdenlt rin üsiesinden
Peygamber in
bulunduunu
mümkün
\
c herhangi hir
olmadm
ekilde vahiyler arasna yabanc hir sö/ kanrnasinin
açk^^t gösterir,
Kuram n iniine ilikin bilgilerle de (gelimekledir. Çünkü id^ j^tldiginc görü lw »laym meydana gelmesi ü/crine Hac .suresinin 51, ayeti Inmt^. HSItftiM Cteff»nlfc ^lay ^Ae^pi irt^^^anAn^Sa» f^em Mek^ «i^tneminde ve Hac suresi ise Medine dflnemi na/il olmutur. Bu iki surenin inii arasnda all veya seki/ yla yakn bir /aman ge^nilir. H/. PeygamhcKi teselli etmek d.
it;in
Garanik i)layK
indii söylenen
I
lae suresinin 32- ayetinin
hu kad;r u/.un hir aradan sonra nazil
Tefp) ve Terib Konusunda Zayf Hadis
B. Dâvctçide
Baarl
i
hir
Olmas Gereken nce Kavray
dâvcn;ini yapmas lîcckon l-v;
"sahih" hile olsa
her hadisi insanlara hahor vcnncncsidir. Nitekim
1332/1914) "IC<rfl/rfH7-r«/<ffA
"Her
cyhayn ellii
u
ladis.
-sahih*
(yani
Buhfrî
hadislir:
Rivayeti
ile
"liî
hileli-^
Aliac Kâsimî
(0.
öyle der
herkese h:ber verilme/..
Müstin')in
Muâ/
"Ben. (bir yün) Peygamber
b.
Bwmm
Cehel
defil
m%
ir.aj'lan rivayci
(s.a.v) in lerkisindc
(Uleyr
aUntla) bir merkebin ü/erinde idim. Sonra Peygamber, bana, 'Ky Muâ/.!
Alte'HÎ kullar ü/erindeki luUck
m dduunu
ite
kullarn Allah ü/erindçki hakkunn
musun?^ buyurdu.
hiliyctr
Ben de Allah ve Restlü daha
iyi bilir'
rusu Allah'n kullan ü/enndcki hakk.
dedim. Peygamber
O'na
hit,-bir
(s.a.v).
'Do-
e>i niak kt)nayarak
kulluk eimelcriüin Kullarm Allah üzerindeki haklan ise kendisine hiçbir
buyunUu Ben de Ey AlJah'n KcsûUiî Bunu isulara müjdelencycyim miT dedim. Peygamber dc
igeyî
Ottuk fcç^mi^ankra a/ap^uncmeüidir'
'Hayr. nüjlelenK. Sonra (buna) güvenip
Nilar (.0» h%Mr
iyi
amel ile-
ne/ler)' buvurdu."
M»ârî .^c
('>y]Cdt
l^'tm Ha#it
ile
Müsliui'in, Kncs b. Millik (r.a.)'lan naklellii rivayel
^H^î ^^y\. hincmm ttat
itrkiKana
hiamif tiaa Muîm'*** 'A-
tîlmadgma ve Muhamîiicd'it Altah Resulü »leto^a
kiUbinden lasdik ederek ehadcl eden hiçbir kTnse yoktur ki eehennenii haram insanlara (s.a.v).
îilmifiii
klmasn" buyurdu. Muâ/,
"F.y
Allah'n Resiiaî
Bltf
deyince.
Nebî
müjdeyle sevinseler!"
haber versem de bu
() /aman gevcyiverirlcr" buyurdu. Nihayci Muâ/
aiKK-a uygurt
UO^nH^î
gibi
k:lmas Jt niimkün deildir. c. Carânîk nlv. poyiüihcricri
hu
siirc
vihî(i
MUk tm
(r.a.).
bu
/arfnda ganinîk myiinin Aycl olarak
on;l;in
lîL-rckcn
sHnilarh batlam:/..
Mulk'lif naslara vc âlimlerin i(lil;ikna \ön- pcyyamhcrlcr. hem vahyi lohli ederken hala yapmakia \e len de kühe tUinekien kiirunmularlr. IVygamherlerin vahvi alglayp ichlig einektc vc ilahi leri
mümkün «Isuyd
ilahi mcsüjlîîn
huynklan ycrino getirmekle haiay düme-
ihîvö£lm
m^tt b^ikmû^fvepf^ssv^
immmm^np^^a^ imadan kulkard. ^^
(îuhârî.
Cihâd 46. Lihas lO. sli"/an 30. Rikak ^7. Tcvhid
(30): Tirmi/t.
man
IS
{2M^): Nesâî. es-Sünenü"l-Kührâ.
i:
Miism. man 49
VIII.
411-412;
bn
llibbân.tvSahîh.(2IO)
251
Sünneti Anlamada Yöntem
bilgiyi,
yapmama günahndan dolay, ölecei srada
icbli görevini
(ya-
nndakilere) naklcimiiir."'"'^
Yine Buhârî. scncdsiz olarak Ali
ister
dc Abdullah
bir benzeri
"nsanlann akllarnn ermeyecei onlardan ba/.lan
[mam önce
^-
"nsan-
hn Hacer
((>.
Mes'ud
hadîslerde
Bunu Müslim
S32/1447) der
Mâlîk'i/^^ gayh
mam
"Baz
ki:
ise kemlisinden
MM. tim 4% tel
iki
Bnhiyii
rivayet etmitir.''*'
hadisleri rivayet
ctmefi
bakanna kar çkmay
mam
Ehu Yusufu. onlardan rivayet edildii
dostusu'*'* hadisin
m MMiia,
T.
bu
hakkndaki hadîslerde
tmherlcnte
kap
u sö^tUdOn
sfte
AhnK^l'u'^'
ile ilgili
(r.îi.)*tn
bîr hadisi onlara rivayet edersen,
flnc olacaktr."
ic^in
b.
kerih jörenlcr içcri.indc; z^iri yCinü devlet
tMc aûm
rivayet eder;
misini/?"^*"
Yine bunun
Hâliz
unu
eyleri haber verin! Allah vc -RcsÛlü'nün yalan-
lara l<avrayabilcccklcri
lanmasn
(r.a.)*tiin
\itim
Ebu
51 (m ^«^hi
Misaliir vc ö/cllklc i(ualkâr müminler ii/crirc ctkiÜ bir nüluzü sahip
olmadn!
heyan ilmekledir (Nisa, 4/76: hrahim. 14/22: llicr. 15/42: Nahl. 16/99). Peygamhcrlcr ü/erinde. Ö/elliktc dc nübüvvelle gürcvtcnclirilmelerinin ana hcdcllni tlutu-
nm
tebli srasmda elkiü olabilecei Cerrahogla. •Gaalnîk". DA, XIII. 361-366) vahyi
i.se
asla
düünülemez.
(smail
^" Buhârî. îlm 4V
imam Ahmcd. gerek kendt j^n^nda Kur'an'n mahlijk olup olmad tartma-* sndan dolay gördüü eziyet ve gerekse çeitli olaylardan dolay halkn karlat
kar yöneticilere itaat etmeyi emreden hadisleri dikkate alarak hallu hep yönelciiere kur ayaklanmamaya ve onlara kar sabrcimeye çarmtr. "an Yüce olan Rabhimi/ her gece. gecenin son üçle biri kaldnda dünya semasrnainit: 'Kim Bana dua «itaie, emin duasn kabul ederim! Kim Benden bir ey Metm. f^tict^ni «ma veirlmî tCim Bmden bâflanma dilerse. &m hî^lâttmi* skntlara
^
btyurur" (Ruhârî. Teheeciid 14. Deavât 14. Tevhld 35: Ebu Dâvud. Salalu'lTaiavvu* 21 ( LMf;); Tirmi/Î, neav:i 7^) (3498) eklinde «Nüzûl Hadisi" diye bilinen bu hadis, yirmi kadar sahabiden ri\ayet elilmitir. Hadisin rivayetleri arasnda baz tarkhiklar vardr, tmam Mâlik. "nü/ûr"u iki ekilde le'vil etlii rivayet edilmektedir: 1. "Allah'n emri", "rahmeli". "melekleri nazil olur" demektir. 2. "Yüce
^^Mr 1^ Anin dâlm kuhül etmesi, Ahmed
ona
lütuf ve
merhametle muamele
et^
Ebu Hüreyre (r.a.) öyle der: "Resulü ilah' tan üç kap (dolusu ilm) örendim. Bunlardan ikisini yaydm..." (Yalnz bu hadis. "el-Miisncd"(c bulunamamtr. Bu hadi-sin '^ei-MiLstedVih: geçtii
252
ile ilgili
b.
Hanhel'in
''el-Msned"'\ndc
olarak bk/. Ibn Haccr. Felhu"l-Bârî, 1,216)
Terib ve Terhib Konuîundai^f Hâds
Hürcyrc
-ki rivayet cimcdigi hadislerden inaksal, insankr
(r.a.)'>
noyctlüürebilccck oiHilandr-
/.ikreUchiliri/.,
Bunun
lit-
Hu/cy-
bir t>cn/eri.
da rîvayc edilmitir.
fc (r.ü.)'tan
Hes
Yine Hasan tei-Basri) de: sasinî^"''
Rivayeti
Haccâc'a rivayet etmesini
\m ekilde
plij) kjiUü
ic'vil
cdcn;k
Mâlik (r.a.)n. UrcyeÜlcrin kîs-
h,
ho
gOniiemiijtir.
um kan
Çünkü
Haeeîie. hu
dökme hrsna
gerekge
bir
0lamk kultanUhiIinli.
Bu konuda
kural:
ashnda hadisin
/.ahiri
lin hchaniii bir bid'ali ku vvcllcndirivor /.ahirini
olmasdr. Böylesi
alacandan korkulanlar yannda
zahW"
kaslalilmcdigi halde
hir haberin,
rivayet edilmemesi
ar/ula-
mr.
NcM
(s*».vnn yi^TstaniîBiu
hardk M»
lahat için olunca Muâ/. bu haberi Ichli
^cil
ile iljiili
dc. insaniarm mas-
âyelin gc^îî ttfemiîl^
dyn hareketle velalndan önce haher verniilir. Ba/ilan
N^m*'
3Rmk.
bir
ha/
ilmini
ba/sma
YiiK- lîhfiiî'ni
••UcsLiHiil"i;in
iki
rine ycliiKc cgcr l.'reyneliicr.
baka
mahsustur. Niu>
anlayamamalarn
insafttann
aptar'"^*^
ve bi^ok eyi
"esSahîb"\m\c Fhu Hürcyrc fr.a.rn söyle kap Ulolisu ilimi nörcndim. Bu
(cdijii
gös-
gören''
cçnckicdir;
yaydn, die-
tmüa/n kesilir" Itthârî. Iln 42). Müslüman ohm (ycdi-scki/. kiijilik) bir gruplur. Medi-
onu da \ avirsLim
Nebi ye yelip
mthah
ikisiniicn hirisiii
kerih
ohmk
insanlara tahsis edchilceeine bu haberi delil
Zira köUi niyetli,
icrnitir.''^
^
dcniiiir; "N^hî i.a.vrin sci/ündeki 'Onlara nüj-
eklindeki bu yasaklama, insanlarn
kim Buhârî. görerek
öyle
ise
-jt
(
havas onlar ^Lir (iyilomel^ H1ftt*^lîin»î«^Vri<^ yaptlar ve iyjU>li!cr. Ancak daha sunra
ne'nin
hm
i(,-nelerii cnrelli.
Onlar da
edip develerin vf'banl.rn Nehi. pelerinden dilrdiilcr, develeri de kendi aralarnda pa\ laftlar. Itumm ii/erine adamlar siönderip onla ueliriii. Sonra onlann ellerini \e ayaklarm kesü. eu/icine Iladi.s. Buhûî mil eekii \e ilincc\c kjdar unlar (ed;i\i elniedi ve unlar da öldüler. \e Miislim in ".Ç(//f/V"ieride \e diycr ladis kitaplarnda (Buhlrî. Vudu' 6f>, Zekâf 68.
Mudûd
I.
16. 17.
Meâ/î
36.
Tb 1
irlidat
ftiMls. Cöîîame
II
(1671):
Hdid 3 (4;m #W^«6.4». 4»4»?It.TttBiKÎ, Taharet (1846): Nesâî.
Tahrnmrd-Oem
Ilanbel. el-Miisncd. "
ibn llacer. belhu
'
Buhar.lm 44
III.
7.
H:
bn
(72). Rl
Mâee, Hndfd 20 (257Si:
ISf) mevcuiiur. Bk/.
l-Jiari. 1.
55
bn
Ebü tK^d. imc 39
Ahmed
Huçer. Fclhiri-Bârî. XII.
h.
ys
225
253
Silnnetî
Anlamada Vânten
bmmi haOisIçri üorumluiuklac rt çim(* ve hükümterl
kinselcr. bu vc
ortadan kaldrmak içîn Nrcr vcsili ^lYiaktadrtaf.
h&m de
dünyafemftm ve
boa
âhif^lerînli
Bu
da,
gitmesine yol
önlann
hem
nçm Hercâe
müjdclcndiklcritulc kulluklanndakî dddiycUcri daha da artacak olan u
nsanlar? Nilckim Nchî
(s.a.v)'c. "Allah senin
lad
ibâdellc
halde geceyi
"ükrcdc
(,s.a.v).
bir kul
mi
gelmi ve geleceini
gcv'iriyor.sun?"
olmayaym m?*
ba-
denildiinde. Nebî
buyurmuiuc.'"^*
te bu i^îe^dîf ^ **^cin ycnce düiüündc batrlmas
!" lîa-
dKni.'""
Veya "Musa'nn, ölüm meleini tokatlamas!"
babam
mr^f
^team
Veya
mtm kto^ cevap
ofetml
"^m^
da, senin baban da cehennemdedir' hadisini/
Veya gerek lah'a ait haberi
Anpça'da
hir
sek-rin vc gerekse halefin,
vc
liilî
slailar
l'nâmc
Eîbu
Müslim Hm 49 nu.
^^^^r^
b,
I
i^c
hsrcüii.
Al-
"^tsl-Bctalc" î»ei
knhcl. cl-Miisncd. (V. 24^,
okytnu/-
Vc ona hüyücülcin
25Sl^
7ira onu
icl-Rcialc)
«Hîlneslar
konuyla
ilpi-
alp-nkutak
gücü yetine/" Bu-
l-Müsaliru 252)'dc rivayet etmitir. Ayrca bk/: Buhârî.
Salât (Salalu
l%srfîr.
ihtilal' ellikleri,
hadislcri/'^^
hadisi >i)_vL'dir: "ll;k;ra suresini
eick
berekci. terk
hakkndaki
hakknda
kimse bir ball getirince "ehlate" Ueatp.
vc L-ylanlar demektir. AIiK'tI li
ûîy&
hadisini,^'^"
ftt^lö
^
kasicUiM 4m
^-ftahiyyc'dlf.
budur. Bnhârî. Tchcecüd
7y
(2S1')):
u'he
Tefsiri! Sure-i Fclh 2, Kikiik 20:
fi.
lirni/î.
Salâ (412); Ncsâî.
(r.u-l'lan rivayet
^' Buhârî. Bcd u l-Malk t.^5(>5):
Ahncd
b.
etmitir. 17.
Sünenü" l-Köbrl
Th
Ebu Djvud. nt"imc4H (3844); bn Mâce,Tb3l
Hanbel. el-Müsncd.
He>A:yme. cs-Sahîh.
JtMT
Müslim. Sfatu'l-Mnankun bu hadisi Muîrc b.
Kyarm'U^y IVdc
I.
56:
bn
L 229, 246.
2ft.^.
llibban, ES-Sahîh.
V.
Mi). }fiX .^88. .^98. 44.1;
53.
Xn. 55: Boyhak!.#y
252; $üal»B*l-lmmt. V. 119: Tabcrânî. cl-Mu'cemu'l-Eviiait. Hl. 2.H. Bu hadisle ilgili a(,klama i^'in bkz: Salvetu'l-KM bi Ihtisüri Sahîhi'l-Buhfirî. (1514 noiu hadisin aeiklanas) Buhârî. Ccnâi/ M. Bnbiya .^1: Müslim. Fe/âil l.'>7 t2.^72t: Nesâî. Cenâ/ 121; Ahmcd b. Hanbel, cl-Müsned. II. bn Mibbân. es-Suhîh. XIV. 113. 116. Bu hadisle il^di a^-klama i<;in bk/; Salvelu'l-Kârî bi hli.sâr Sühîhi"l-Buhâri. (771 nolu hadisin açklamusil Müslim, iman ®Hi Vmm. SOmet t? f471S^ (Mel. el-MüfiBçd. III. 119, 268: Bbu AvOne. Müsncd, 1/99; bn Hihban. es-Sahîh. (578) l.
mmm
(m%
'''^
Allah'a
ait
haberi vc
Birincisi.
254
llilî
statlar
hkkmda
âlimler, iki
mc/hebe ayrdmtr.
Selef medteöi: Allah'm mütcahih st'atlun gibi görünürse de, bu
Terib ve Terhib Konusunda Zayf Hadis
Veya /ali
her
lcri
slaluan ümidi kcsnc vcya her lürlü Icsada
lüi'lü
kur^ yaplhilcütök hcrlungi üüi^üren ftcn
{
nineler
Veya insanlarn
çuunn
d
i^ca
t>ir
ile ilgili)
vvkme gereklii yanlgsnî)
hadisleri
kavrayanayacag
olmad,
tnlara ihliya^larnn da
Rivayeti
ince
mânalar
li/erlcrine herhangi hir
içeren vc
hükmün de
ge-
rcklirmcüii vc ömürlcn hiyunfâi uulan duymasalar da. onlarn dininden
ey eksiltmeyecei daha haka hadisleri hâlâ insanlara /ika\Up duran df^etçilcrin dunnrnu lduk^ yudr^anukiaymt! kadar bir
ianesi
|-u»rdal
Yahu/
ihliyae duyarsa,
o /aman ü/.erine dü^en
lîiinas \e ondaki
gtirev:
onu
"sahih" hir ;er(;cvcdc
yanduuyia iTmnasm i|icçuydn-
'^^h ve a^klaraalar
cic almasij
le
h Uir hîulislcrdcn hirsnc
di'nctçi ki.i. hcrlüivji hir schc|i!c
üphc vc problctlcri
gidermeye
çîdmasdr.
yanh anladklar
vc bu an-
layi-annn ncUeesi ü/crine önemt lususlarn oiuijluu meîjhur
hir hadisi
bundan dolay hTlen insanlx\vx\ann
örnek verelim. Bu da hnes
b.
Mfdik U'.aJ'm
aada /.ikrcdUen hadisidir:
Buhârî Hadisi: "Her Gelen Zamamn, Bir Öncekinden
Daha Kötü Oimas" Buhârî.
Adi»' c ulaan îlTOyte
Z.itbc)ff b,
vayet elncklctlir: "Bi/. (bir Bîatnst-f
ne
TMfm^ûcn Mâlik
Mies b.
Hüp
gidecektir.
Kncs
h.
t>yl*;
dediini
Mâlik tr.a-Vm yanmt
ri-
^p ^îa
kurîaln/ ei^tyelted îfeâyS e(lî|ç, Wmm ^ymi~
(r u.).
Hfiize iii'U'cek T.anun, lük. (si/
güi
onm
u hihne
'Sahredinî
ki.
httidah sonra sizin
muhakkak handan daha kötü
de) Rahhini/e
olacaktr.
iize-
Bu kHü-
kavuuneaya kadar (yüzyllarca) höyic sürüp
Ben bunu Peygamberin
i
/.den iittim' dedi."^
slullann Allira isn:Kt muhal «ktugundan.
hu!;nn rodklk'rinil
layiiii sclof
lcas
B
AM;l'; k-fvi/ \c h;\aIo ^,'l1I1:^lcrdir. ()la;t s;dccc inannak UL-rcktr. hususla cMicrcsa nncklor pok fokir. lîmlarda bir laiK'sini vcnckk' yciidcccfii/. Malik h. I'tc-^o "isiiva" hakkmla ^clluüuula. n: 'siiva maiumir. kcyll-
mam
m.\lldil. niKa ^uru MMinak hidiillir. Senin lrrin. «m U:ndcn u/akl:ttn&"kii^fir. \x[\
lâyk h.
dIuii hir
fhi
/H)><5|
nuuya
Ahdilah vi.-
ituhâî.
I
vc
b.
>un
ilen
kiiui hir
nsan olduunu
/iintc-
mamri-Harcmcyn. Abtlu'hMclik L-I-Cuvcynî c-Sâlli, Ebu'l-Maûlî fö, 47H
hamk-lcricr. lîu niLVK'p.
Yusuf
h.
Muhancd
u»kip(;iL'nnc nispci cliiir.
6
255
Sünneti Anlamada
Bu Hadisin Çizdii Snrlar
•
Bu/
pe
Yöntem
insunlar.
durumlarna,
(,xil(üntü
nclcbodon daha köUi
pc:jC bir
hadisi:
devaml
hir
düüe
siivkli hir
ncichcyc
inijjc
vc
eden hu
dclalci
çahîînadan oturmaya vc slah edip dcgilinic ve mevcut kötü
durLimtla kurtulma t^ahalanndan
gckncye
el
bir
dayanak yupmHiUdJf-
kyamci insanlarn cn köülcri ü/crtee ^ipoi^ya vc insiinlar Rahh'lcrino kavuuncaya kadar. îucak hir kiHiiIükten daha kölülar.
Öyle
söfte.
ki bu.
mûm ise ^nik dHra kflRî^thTe Mlcal etmefele^r.
Dier haiiii
dis.
ksm
hir
insanlar ise bu hadisi kabul
emede duraksaaku.
ba/.lan da acele ederek belki dc reddcinK'kiedirler.
î lîlmsenin zannma
Çünkü hu ha-
gte
1.
Ye'se ve ümiisi/ligc ve
2.
Yt)ldan
çkan a/gn
yöneticiler
karsmda otumsu/
bir
po/Jsyona
dümeye çarmakladr. 3. Kîlinai
riyie
ve hayat
ni/ammn
ü/.crine
kumlu olduu "tekâmül"
çelimekledir. 4.
Müslümunlurm
iarih
anlayna
Icrs
dümekledir.
B. Ycryü/iinü adalette dtlduracak t)lan
çkmas
halifenin
onaya
devletini
kurmas
hiidilcrle
dc
ile
ve Mehdi ismiyle tannan
Meryem olu sa'nn yeryii/üne itip slam mesajm tüm dünyada yüceltmesi hakkndaki ^cncl \e
çclii^tîi*;kicdir.
unu söylememi/
Burada
limlerimi/. hu hadisteki
düen bir görevdir: Geçmi 4manann 'mutlak* Dup olmad problemine ü/.crimi/c
taktmlurdr. Manann 'mutlak' olmas durumundu onlar, hu her
/munn
ctmilenlir.
iincx^indcn daha kötü
Oysa ha/ /armmîafda
old^
fccHttlifte,
olabilmektedir. Velev ki bu hususta sadece
dflinde
müddet ^«radr. Nitekim Ömer-
mehur olmu^^
b.
Oner
hîultsicn.
anky^
kast
daha a/
/aman Maeeâc"n zamanndan
b.
Ahdüla/.i/'in
Abdüla/i/ dönemindeki
iyilik
l^ikr "önccsindca dria kötü demek tiylc dursun,
onun /atinnda Kt^tOlUk tamamen yok oldu* denilse
256
hir
iftncesTne nispetle
olsun. Ki hu. kendisinden herkesin ikâyet ettii bil
l'ik-
yeridir.
Terib ve Terhib Konusunda /ayf Hadis
flivayeti
Ba/lan bu hususla larkl yorumlar yapmlardr. Bunlardan ba/lan unlardr:
«^^sH^in Yorttuu:
a. HiHHiD
mam
Hasan cl-Basrî bu
rumiamir. Ona. 'Ömer
duunda b.
Abdullah
b.
çounlukla,
eklinde yo-
ferahlama gereklidir' diye cevap vermitir.
b. IVIcs*ud (r.a.)^n
Mes'ud (r.a,)'m
/in üzcrifii;^e
'genellik"
Ahdülau;U'iaiteâ*;'4a0 sonra geldii* sorul-
b.
ise o,"Jnsanlard bir
Abdullah
hiidisi
Yorumu:
m öyle dedii
rivayet edilmitir: "^i-
msm, öncesinden datm k©lü tjlur* ^t b^nmh
hir
ayn dier bir aydan (^ha hayrl olduunu ü^mâi '^mmfymsm. ^Akm âlfmlerimi^ I^HMerimi/. gidibir yaneUciflin bir yBneicidçn, bir
^
yorlar, sonra si/
kavim
tjcIir
onlarn yerine (gerçek) halef bulamayacaksm/. Bir
ve kendi görüleriyle felva verirler."
Dier
bir rivayetle ise
"Ulâm'da gedik açarlar ve onu ykarlar." Hafi/
bn
ve •"k^Mök"' dullah
Haccr
manas
için,
"Bu. uyulmaya daha uygundur" diyerek Ab-
Mes'ud'un bu yorumunu kabul etmitir.'^'*
b.
a
Pakal
praikie
pmbkmi kökünden kaldrmyor, Çmkü
bmm bilinmeyen ve mesaMun olmasa
852/1447) *'Feth%Bâii"öc bumdaki "iyilik"
(ö.
devirler
bile abîr /amîrtj
Yine
larih
unu
Mehdi ve Mesih'in /aman
tcspi etmektedir;
dönemlerini lakip eden hacckci olarak.
sonra,
l^^nm
kJânVm dalplanacafim olduuna tfölâie etmekten fek
ifirottikrda
^lü^
v^i
avSirda
ortaya
yeterlidir.
Bu ülcmde sönüklük
sarsld
yedinci asnlan
çkan âlinlMen ve
yenüeyicilcrdcn
cyhilisISm
bn Tcymiyyc
7.'îl/13.*i())'i.
am'daki dier örencilerini. Hndülüs'te
e-âlbî
79()/l?S8)
Haccr
(ö.
yi.
(ö.
ve donukluk
yenilenme zamaalar geJmilir. Örnek
slâm! halifeliin çöküp statükonun sekizinci
naslar,
728/1 327yyi. örencisi
Marib'de bn Haldun
(ö.
bn Kayyim
mam
Rbu shâk
808/ 4()6)'u ve 1
(ö.
bn
**ed'Dûrera'l'Kâmine fi A'ym%MM'3^ Sâmine*' adl kitabnda hayatlanndan bahsettfi 4^rlerini fMmmmiz (ö.
8.'î2/1447)'in
yeta*lidir.
bn Haccr.
Fclhu'1-Barî.
XIIL 21
257
SânnetiAfilanaâaYten
Bunu
tukîp
eden a&rlarda
Yümcn'dc
9U/I505yyî.
I250/18-Wyi ve San'ûnî I
I76/I7(2)'yi. NcciJ'dc
büyük müyichit
5a/M/ "idc
»nu
Msr'da
ise
bnu'l-Vezîr (O,
(ö.
Muhammed (ö.
mUHUyU
0*
cvlcfinî
182/!768)'yi. Hindistan'da Dihlevî (0.
1
h.
Ahdülvchhâb
âlinlcri vc ycnilcyici
hn Hibbân
tbn Hacer vc Suy0tf {Q.
12()6/I792)' vc
(ö.
imamlar bulmakuy/..
te
**es-
354/965)', ycryü/ü zulümle dolduktan 50nra
MeKi.tukkda gelen hadisleri delil g^tererc^ hadîidnin 'gcneP olmad^# {^f^ne sevk eden
uUalcilc dolduracak
yukanda geçen Bncs dOöttee hudr.^ c.
Tercih Ettiimiz Yorum:
Bu ^^plcdtr hn Hacer la
k. bu haMft yontolan arasnda en
tercih edileni,
m^m^f^ ^/^Hhr^^&f^jnkrettii u sIlscteHatd^
kanaatindeyim:
"Hadiste zikredilen
'zaman"
le kas edilen: onunla
muhUab olmalarna binaen sahabe /aman olmas mhlcmcldir. Böylece büküm onlara has olmu olur. Onlardan sonrakiler ise. sö/.konusu haber hutsuHunda kast olunmanulurdr. Fakat sahabe bundan 'genellik* anla-
mtr. Bundan hfjylc
dulay Encs
b. Mâlik'e.
cevap verdi ve onlara sabrl
hepsi veya hüyüfe lîr
Haccâc'dan ikâyet edenlere
davranahra emcBUL 0ysA onlarn
ksm iSbiîndcndi."^
Bu yoruma gore Abdullah
b.
Mcs'ud
(r.a.)'m sözü.
ayn ekilde
o-
/imanna h^ olduuna Mcs'ud (r.a.), Osman (r.a.) ttö-
nun. sahabe ve tabiînden hitap etlii kinselerin
da tmtvMiMHr. NHekîm Abdullah nemindc
b.
vefat etmitir.
Yalnz bu
hadisin:
zulüm
karsmda
susmaya, bask ve güg
kar-
snda sabrl davranmaya, kötülük ve bozgunculua rza göstermeye düveli iverdigini. yçf>(741ndc üstünlük taslayan azgnlar
lumsu/luu Buna I.
o-
dcKlckledigini iddia cdcnterin iddiasna telince...
birkaç-
ckiklc cevap
verilebilir;
"Sabredin!" diyen Bnes b. Mâlik (r.a.)*n kendisidir. Yok.sa bu.
Ibn Itacer. Rihu'l-BM. XIH. 21
bsks) hn llaccr. 258
karsnda
Fcthu'URârî. XIII. 21
KN
ffetssr.
FeAö"l-W^ XVI. 22R
el-Halebr
(hn HafXT. Rihu l-im. XVI. 228 d-HaleH
^bveTertltrKonMâalayfHadkffiv^
Enes
(s.a:v)'den nakledilen nrjeriu' bir hadis deildir.
Nebî
sadece bundan
(r.a.),
dnda, 2.
hÜkOm çkarmtr. Masum
b.
Mâlik
olan Nebî (s.a.v)'in
herkesin s()zü ahnabilccci gibi Icrk cd1c*>ÎRrdc.
Encs
Mâlik
b.
/ulum vc ho/guncuiua "raz olma-
onlara;
(r.a.),
y" emretmeyip "sabrl 4»vannay" («îimimilir^ B« iki hâl arasndaki fark SO büyüktür. ÇÖnkö Idifrc nza küfürdür; kötülî^ nza ise kötumklür. Sabrl davranmaya gelince, ondan ç(* mk\^ uzdt kalabilir. Zm kii, çirkin gördüü vc deitirmeye çalt halde de herhangi bir eye
kar
subrcdcbilir. 3.
j^er kii.
zulrrie
hazrlk yapmaya vc
tayan adaletin
heritcjfe
ve
kar k^ynm^ güpü yetmiyorsa, koîll^E^9^tMij|j^« 8@b^# tkri^i
mki
sebepleri
güce
destek olarak ve Hâlck'n kuvveti
yardmclar
ile
zulmün yardmclarna
ile
bâtln kuvvctiKî;
kar koymak
için yerin-
de olan her frsat deerlendirerek sabr vc teenniye sarlmaktan
yaplabilecek
bir
ey yokur.
Nitekim Nobî yl
sabretti.
baka
Öyle
(s.a.v),
ki
Nebî
Mekke'de putlara ve pJE^0liE^^ içinde v© çevresinde
(s.a.v),
sm^
on aç
püt mluîliei
Mcscid-i Haram'da nama/ klyor. Kabe'yi tavaf ediyordu. Hatla hicretin 7.
ylnda ka?a umresinde o
Kabe'nin etrafn tavaf etmi, fakat ke'nin l ethi günU*
uygun
vakit
gördüü halde ashâbyla beraber onlnra dokunmamtr. Tâ ki Mek-
putlar
gelmi vc o
Bu scbcpl^îf kî SlîmiefHffSz
/.aman on lan
krmtr.
u sonuca varmlardtf: Mr>
gidermek, ondan daha büyük bir kötülüü getirecekse böylesi durumlar d^ijsînç^ye
Buna
gnla
kadar ona
kar susmak vacip olur.
0m "sabrl davranmrya" tavsiye ifadhMifem; mm vc az-
lestîFn
G\tm istei ank^lmasiiU. aksine Allah hükmcdinc^cyc
kadar gö/etlcmc ve kollama anlalmaldr.
Çünkü
Allah, hükmedenlerin
cn hayrhsdr.
^M^snda hak okn li^a M^y^rne^, iyii^Ü. Yalnz b^lar. 1^ emn^mcye ve kötülükten s\lm^m$& I^ndsl. ailesi ehî^RndaMter hakkt^ korkan kimse için vacip deil4. Sabin ilâhlaan lautlar
w
dir.
Nitekim
bir hadiste
konuyla
ilgili
u iladc yer almakladr:
"Cihadn
2^
;
Sünneti Anlamada Yöntem
cn
Dî^f )ât hüâte 0y\c Ahtlutmutalib kötülükten
ht
'
hükürodarm yannda hak sö/ü söylemektir."
i'^/.UcUisi« /.âlim bir
sakndran ve bundan dolay
n^lYdc Ebu
1)-
yöneticinin
Hâkim. cl-Miisicdrek. IV.
S:îd cl-Hudri
(r.a.)"tan.
Ahmcd
h.
Bmm
efeaaâtm».
yönetHn^ tafsnrdâ Atiip ona
ile bir
Mâcc. Filen 20 (401
II.
buyrulmaktadr: "ejtiflMi
iyilii cmredi|i
öldürdüü
.S5I;
h.
bir
adam-
Humcydî. cI-Müsned.
Hanbcl. cl-Müsned. V,
2.S1
Ibn Mâcc. Fitten 20 (4012); Tabcrânî. cl-Mu'cemu'l-Kebîr, V|H. 282; Beyhakî.
Ebu Ümâme
Ahmed
Hanbel, el-Müsned, IV. 314, ^^5.Nes3î. Biat 37; es-Sünentt'l-Kübrâ, IV, 435; Beyhakî, uâb, VI. 93, {r.a)'tan ve daha birçoklar, Bkz. Eftânt Sahîhu'l-I^miu's-Sa|îr ve h.
uâb.
M
VI. 9,^"de
iMb (1
100)
Hâkim. cl-Müstcdrek. \% Ziyâdetihi.
260
b.
.3t^
Ziyâdetihi. '
(r.a.) tan.
III.
(3.'i75)'dc
215'dc Câbir (r.a.)'ta. Elbânî. Sahîhu"l-Câraiu's-Saîr
bu hadisin hascn' olduunu
belirtmitir. 1
IV
(BöCüm
Nehem Sünneti yi Anlayabilmek çin Ölçüler ve Kurallar
>
Sünnetin Kur'an- Kerim
>
Bir
>
Muhtelifu'l-Hadis
>
Hadislerin;
Konuda Gelen Bütün
Inda Anlalmas Hadislerin
Arasnda
Toplanmas
Badatrma ve Tercih
Söyleni Sebepleri, artlan ve Maksatlan
Inda Anlalmas ^
Hadisteki,
Deiken Araç ile Sabit Amacn
Birbirinden Ayrt Edilmesi
>
Hadisi
>
O^ybl Olan ile Gaybi Olmayan Hususlar ff birîndeiî Ayrt Bmek
>
Hadislerin
Anlamada Hakikat
ile
Mecazn Ayrt
Edilmesi
UfzJarnn Delalet Ettii eylerin yi
Tespit idflfmsi
5
*
1.
Inda Anlalmas
Sünnetin Kur'an- Kerim
Sünnclin:
lahrit. istismar
ekilde ;nlalahilncsi haber verdiginUc
Kur'an
m gmUa
vs*
vc
yanl icvîklcn
it^-in
uzak olarak
yaplmas gereken
doruluu, hükmciliindc
'sîihîh" bîr
giirevlercicn hiri;
ise adaleli
katî olan
onun Rabbani j^r^vo^ûmc anlatlmasdr. Yüce
Kurandn bu durumu ile ilgili olarak ijiîylc buyurmakladr: adalet bakmmdan l^man^raK^liT. (Tnun "RabbMiit ûMl thntluk
Allah,
m
s()/.lerini
deiiiiceck hiç kimse yoktur.
O
hcrcyi iitendir, her eyi
Çünkü Kuran. sîâmî yapnn ö/ü ve hiasnn
hilelidir."''"'
ü. slam'daki ter kanun
bavurulan
it^n kentlisine
bir
temelidir,
anayasa ncsahe-
sinUc olup onlarn icmcli ve ttayunadr,
M^n'f Kur'an'n icorik bir görevi
ise.
bü att^iusmn y<)rumu vc dahu dciayU ^kli, açklamas vc pralik bir uygulsifâSdtf.
îs^.
insanlara indirilenleri onlara
a^klamaklr.
Nc açklamann, açklananla çelikiye dümç^ v^* n@ dc ikincil olann asl olana aykr olma durumu vardr. Çürtkü Ncbcvt açklama, devaml hr ekilde yüce Rîiabm ytirünges'mdc dtSnüp durur, onun yiîlüngcsindcn
Bu ieni
dar
liebi^laJiir
düen i,
'sahih*
çkma/. ki Kur'a'ia muhkem ve ?^bit hiçbir
sÜJirtct
âycilcrinc vc
açk
belcelerine
yoktur.
#11
263
SOnneti Anlamada ^ffîmon
B0F bm slar böyle bir eyin rumda ya sünnetin
mamas
'sahih'
olmamas,
var
olduunu
0 bizim anla^mzn doru
veya çelikinin hakiki deil, vehme
le Rilnnciin. Krtm pnd;»
sany<n-larsa bu du^
dayanm olmas
ol-
gerekir.
îinlalmiisnn imlam hudr.
Garftntk HadUinin'^^ Kur*âi*a Ters
Dohy
Dümesinden
Reddedntrî Olmas Bunun hadis
it^indir ki
Çünkü bu
*r.
de^rfik ilâhlan
sözkonusu Garânîk hadisi üphesiz reddedilmi bir Kuran'a
t^adis,
zplayp
rezil
dümekledir. Zaten
icrs
ejii^ bir
bi^to
içerisinde
Kur'an'in*:
(II
orfcat^^^
nün pJmcsi düünülemez. Niickim Yüce Alah bu durumla îlîli olarak öyle buyurmaktadr GMÜCâ^. mö o Lât Uî^ püttartm'? Te tt<^' **
cülcri olan öteki
O
Menfa putuhuTDcmek erkek
takt
isimlerden
haka
delil indirm&miltir. lar.
bir
Onlar
ey
"Bu
lur"^''*'*
Allah'a öyle
mi?
aalarnzm
pullar, sizin ve
deildir. Allah onlar takk«dit hiçbir
anok %anna ve
nollsicrinin
ayphyan hu
a%UMa uyuyor-
^ssbûM fdmliir."'^'^
Hâlbuki kendilerine Rabler tarafndan Pullan inkâr edip
vc
Bu
/.aman hu. insal's/ca bir paylama!
si/.c. diîji
âyetlerin
ak
unlan öven
i(^ensino.
yüce garanik (kuular) idi Onlann efaatleri umudiyen kcJimclcrin girmesini akl nasl kabul eder? putlar,
'"Kadnlarla stiare Edin, Fakat Onlarn Söylediklerine
Muhalefet Edin'' Hadisi
Yine kadnlar hakkndaki "Kadnlarla istiare edin. fakat onlann söylediklerine muhatefct cdin"^^ hadisi hadis, nnn<>-babanm süt ç(x-*uklan
aralarmda
damarak
de bâtl vc yatadr. ÇOnkÛ bu
hakkndaki Yüce Allah'n "Anne-baba
ve anlatarak çocuklarn süticn kesmek islerlerse.
Hununla ilgili açklama daha (tnoc geçmiti. ''cn-Necm. 5:^19-23 "
Garâmk
hikayesinin hatl
"Muhammed
Kesulullah"
/ndkt^a uydurulmu
hir
olduu
ile ilgili
(11. 3Ü-I.'î3)
yalandr"
(ilruk
Muhanmed Sâdk
cl-Urcûn'un
adl kitabnda "Garânîk kssas ahmakla vc altnda ya;^d geni bir arairmayii ba-
bal
lona (Daea'M^lem Mcm. I^mek^m) Aliyyu"l-Kârî. cl-Esrâm'l-McrtTa.
Fcvâid. (76): cvkânî. el-Fevâid.
K»;§rui-HaiaMi..
s. .s.
225 (240):
Tîhî. cMluIâsa,
129: Schâvî. el-Makâsd,
s.
s.
S2; Kermî, el-
248: AcIÛnf.
Sünnetin Kyr'an- Kerim Ifgmda Anlatlmas
dc sorumluluk ><)kLu
)ki.vinc
Kn Uygun
Doru Görü,
Sünnetlerden ihtilafl
hüküm v^karmmdM
vc arihlcrin anlaylar
llakihlerin
u Syctinc bakn: vç
^lan
"Ç'""^*'kl ve t^arJaks/ (ü-
yaratan O'dur.
Mekke'de inen bu
(/.ckât
ve sadakasm)
(ilîirak
vc detayl «tarak ycryü/tindc Micn
olduunu
vcrin..."'^'^
Bu
meyve
âyet-i kertnie.
isthmz
ve bunun \erilniesini etirclmiiîiir.
iHter biri
her
eyde
'-^M
hetli
âyette "gene! olarak'
emrolunan hak. daha sonra Kuran ve sünnelin "/ekâl" lulsil
des-
buK^clcri. ürünleri çeit çeil hurmalar, ekinleri, birbirine benzer
Nn/OT^ lî^0»k /^eytin
hak
Inda Olandr
doru ^$r3^îlr.
Örnein. Yüce Allah'n
¥^
Kur'an'n
olduunda hunlarm cn uygun vc en duru olum. Kur'an';
tekledii
/üm)
ûyctinc Icrs dümekledir.
'
bal
almda
ettii haktr.
Bmunta hcnrfcr hi/. lukihlcrc^ ba/fknnn. vjckMtl A\\&Wm yerâsn (^kard hububai ve meyvelerden, normal hayal artlarmda hesin olarak yedikleri, kurululahilcn. öi^ülebilcn \e ihtiyaç /aman için saklanabilen dön smlla snrlandklarm jîiilymlitr
tarlalannt* zeri
elma
kazandran île
mango
ekeri 'vmip 0%m
Ama dier tK^vteL yörüyoru/..
bahvelcrîni.
ftafe'
yahut slamî yasamay: /.iraalçlar ü/erine
pamuk itet^r
kukm
Ua
^y
kamm ve ben-
kapsarmttfc çkardlar. Halla
Asya
duydum ki. Komünistler. hBH\ RkHi >ükünü msr, hugday ve arpa eken küçük
'/.ekra
yüklüyor
-ki
bu kimseler belki de
il, kiralayanlardr- vc Hindistan
larn sahiplerini
Burada bnu'l-Aruhî
âyeti
i«;fe/£!eri,
/iyareiimden birinde
ülkelerini
sliytHu/..
onlar; sahiplerine binler.
ise
ecvi/.i.
ara/.inin sahibi de-
çay vc kauçuk vc
hcn/.cri tarla-
bundan mual' tutuyor' diye ilham ediyorlarm!
yaad asrda Malikilcrin önde gelen mam olan Bbu Bckr (ö. .^43/1
l4S)'nin
beendiimi/,
bir
görüü
ü/erindc durmak
Ebu Bckr bnu'l-Araht, **Ahkâmu'l-Kiir'ân" adl kitabnda bu
erh etmi ve ycryü/ündeki
bitkilerden zekât verilmesi gerckip-
cl-linkan. 2/23,^ cl-lin"run.
6/4I
265
StiitetiAnlanaâaYat^
gerekmeyenler hakknda Mâlik, âfi» vc
Ahmcd olmak üzcm üç
fakihin
gÖF^«^ ^kl&£m^r. Bunlardan feir^ M kendi mezhebi olan mam Malik'in görüüdür, ^al Ebu Bekf IhftU'J-Afâbî, insaf ve ilmiodckî derinliinden dolay hepsini zayf "Ebu Hanifc'ye gelince,
böyte hakk $toi^ (s.a.v) (s.a.v)
lerde
onda
sinde
açklamtr.
bir I/IO
far?,
ise
vc öyle demitir:
o. ilgili âyeti kendisine bir
mm^c besin
eylerin he^^inde /ckâl
Nebî
görmü
için
ayna
yapm
vc
oLsun veya olmasn yenilen
kabul etmitir.
bunu
"Göün (yamurun) sulad mahsul-
orannda zekât vardtr"^
hadisinin
•umumu'
içeri-
mam hhmâ'm gi^l^e gelince, o. "Be vesk (653 kg) 'dan az olan
mahsul içh zekât yoktur'^ eklindeki Ncbî
dolay ona göre
(s.a.v)'in
zekât, ölçülebilen itKÖtsönerdedir. Fakat
hadisinden
bu gÖrÜ m^f-
meyve vc hulmMta muteber olmasdr. Zekât hakknn bunlarn dndakilcrdcn kalkmasna gelince, bu. kuvvcili bir görü deildir. Fakat zekâl; ihtiyaç dolaysyla yenilen gdalarla snrlandran âfiîlcrin görüüne gelince, o da. bir iddia vc müracaat edilecek bîr asl dimayan bir manadr. "Kyâs" adl kitapla
ur.
Çünkü
hadisin /ahirinden anlalan, nisafnn
da açklad|ll»«g üslere, mânalar ancak d6n0#^. y^sa dflnümc/.
belli
asllar varsa hükümlere
^
Yine Yüce Allah, gerek ü/üm ileTîdHtm gibi (t^. kuru) evsaf ienlerde vc gerekse ekin gibi cinsi deienlerde olsun, genel olarak besin ve meyvelerdeki nimetleri ve gdalara ilâveten, karanlkta nimetlerinden hakkyla istifade edilebilmesi için kendisiyle eyadaki nimetin
klmakladr?
'
Ehu DâMiJ. Zckâl 12 (15%): Tinizî. Zekât 14 (640); Ncsâî. Zckâl 25; Ihn MÛcc. Zekât 17 (lK17) Muvala. Zekât 3.rdc Abdullah b. Ömer Buharî. Zekfl 55:
m mmtn.
Zekâl 3 (979): Ehu Dâvud. Zokû 2 (1558. I^59HTrmi/î. Zckâl 7 (f2f>): Ncsaî, Zckâl 5. 18. 24: bn Mâce. Zckâl 6 (170.^): Mu\attu. Zckâl 1; Ahmed b. HiuibcL el-Müsncd. IIL 6. 30. 86, 92'Uc Ebu Saîd cl-
Wm^.
Zckâl 4. 31, 42,
Hudrî(r-a.)'lan.
mm
Adi^te
Sünnetin Kur'an- Kerlet.^nâs
Daha ndrûîi ve
kh "Eer. 'Ncbî
sHnra bnu'l-Arabî der
gcr^^ de
Haybcr'in sebzelerinden zekât
dilmcnitir" denilirse, buna cevap olarak deri/ rimi/.
dc huna
dayanmtr. Bu iin
olmamas, onlar
delilin
mutlaka
i^in
de
nakledilirdi' denilirse,
ald
niçin
nkle-
bizim mc/.hep âlimte*
ki.
tzc\ek yönü udur:
bir delil deildir.
Mctli-
(s.a.vritt
Bu
hususla hir
uyci. 'her olsayd
o /aman. 'Nakline nc gerek var
ki.
bu.
bunun
tçîn Kur*aîi ycicrlidir*/!" dtaiz."''"'
Nchî
(s.a.v)'den rivayci edilen "Ye^il sebzelerde
hadisine gelince, hu hadisin senedi /.uydtr.
vc
mehur
hadislerin
umumunu
lahsis
Bu
sadaka yoktur"
lür hudislcrle.
Kur'an'n
cimck öyle dursun, onunla
delil
bile getirilmez.
Kîidîim bu ki:
ftadt»t
"Bu hadisin senedi
hih' haber
TrmÎKîi riva>vi etmitin 'sahih' deildir.
D^a v«ra TirmizT der
Nebî'dcn bu konuda hiçbir 'm-
gelmemitir.
çocuunu dlH diri topraa fçömet luldm ve topraf|a gömülen kz çocuu da cehennemdedir** Hadisi
**iCz
Herhangi bir hadisin Kur'an'n
gtta fccm
bir Mtisîttman'm,
ona
âyetlerine icrs
tc'vil
Örnein, ben. Ehu Dâvud vc birçok kimsenin
çoeuunu
diri diri
dütüünü
bwlamadgmda yapmas gcmvermekshn hekl€mesi)<Xir.
iyi bir
^^ lMkkur etmesi hûkÛm
muhkem
lopraga gtimcn
rivayet cUii. "K/.
kadm ve topraa gömülen k/ echcn-
nemfledir"''''
^kliadçki hadiste hüküm vermeksizin bekledim. Hadiiü
ofcudt^ttda
gfft^
chUnin bildii
Wk atftr. Bu sahanm
Ebu DAvud'un **Sünen''m dc her rivayet ettii hadis, dedim, ^km a^kga bü hadîsin 'Sahib' oMugunu söy-
gibi.
Nahih' dcfiîdfr** leyenleri
«krsâî >^ "Bella bu
buldum.
Bunlarn
[-bu lickr bnu'l-Arahî.
itelerinde
**Sahîltu
Ahkfmu'l-Kuran. kinci
l-Câmiu 's-Saîr'*
ksm.
s.
ile
749-752 (sa d-Halcbî
bsks). Bk/. Tirni/î. /.ekîl t} (O.'S) vc .Suhîhu'l-Tirmi/î bi-erli bni'l-Arabî.
(111.
132-
133)
mm S:hîh. Kiilcvb ien.
mim ît imit^ imâm h Mm'ötf ir.&.mti, bn HibhSfi. esM^i T^fie^t Heysemî
et-Hr^B-Mr,
X. 93.
138'de
Heysem
b.
diM-kîi "Bii hadîsin rîftIon'. 'sahih' kin.sdcrdir;* (Bkz. Fcyz.
VI. 371)
267
Sünneti AnlamadaYÖntem
"Sffhîhu Ebi Dâv»d"fX^ bu hadi«n 'sahih*
olduunu söyleyen BlhSnî dc
var.
Yine buna-hcn/cr öyle
"K/.
hir hndis vardr:
diri diri
topraa gö-
u
men kadn vc topraa gömülen k/ cehennemdedir. istisnayla ki, gdmcn slâm'f^ yO^in 4c Mü^lUm olîiuo."^'^ Yani gömen kadnn (xhenncmdcn kutulma frsal var. fakat gömülen çocuu cehennemden kurtulmaya hiç frsat yok! Burada, daha önce dc geçtii ii/crc sahabilcrin. Nchî
Müslüman, khçiaryla karlatklarnda,
(iidüsiî
dC
öldürülen ^e ce-
'^
buyru^au duyduklannda Mirduklan gbi ben dc dum. Nitekim sahabiler. 'Öl^Ûenfn durumu MY. fy^at öMrâlesn l^nnemdcdir"'
"ki
(s.a.v)'in.
cehennemdedir?' diye sordular. Peygamber
(s.a.v)
de.
sotv niye^
Çünkü o
da.
arkadan öldürmeye hrslyd da ondan" buyurdu. Böylece Peygamber (s.a,v). onlara, arkadan öldüren kimscftin çehcnneni hak. etme yönünün. "Arkadan öldürme niyetiyle çkmas" ekFindc tefsir etli. Burada hen de diyorum ki
k/n
gömülen
durumu
Hadi
k/
nedir? Hâlbuki
hüknelmck. Yüce Allah*m.
M ti0«$ 0mBlilü&
ki:
gömen kadn celcnncmdc.
pe-
onun da cehennemde olduuna
"Kx çoc^tHfli
hangi suçlan dç^iâp
kendisine sorulduu zaman../'
^w
eklinddci
âyetine tcFS lÖ&meli^^îr.
Hadisi hangi yönde anladklarn ve
^Irmcfe
için erlilere
gideren hiçbircy
konuda iddetli susuzluumu
b^m da, senin Im^n4a cehennemdedia:" Hadisi
benzeri bir hadis de. Müslim'in Encs h. Mâtik
yet ettii vc
"
fakat bu
Nchî
(s.a.v)'e
babasnn nerede olduunu
Elbârfnin. "SahîhuU-Câniu's-Saîr"i\c gc(;iii
Müsned. Buhûrî.
l)em' 2K;
lil.
tf^)*^
soran bir
llVa^
adama
Ahrtcd b. Ahncd. el478: Ncsâî. cs-vSünenü*l-Kübr3. VI. 507'de bu hadisi Seleme b. Yc/M
mun
Ahmcd
l.
ii/orc;
Fien 10: Müslim, Filen 14 (288X): NcsST. TfOnmu'dHanhcl.el-Müsncd, V.4rdcEHiBckn:<r.a.yt^
22. Diyal 2.
''"sl-Tckvîr. Si/8-9
268
edenlerin ne dediklerim
bulamadm.
^Dorusu benim Bunun
bavurdum*
erh
Sünnetin Kur'an- Ketim ^|HiâkjNl^tlnas
cevap olarak verdii "DoruNU benim babam da, senin baban da cehennemdedir"'*'*' hadisidir.
Kendi kendime. "Fetret ehlinden olduu vc "sahih" olan görüe göre
kurilmu
de
günah
olu
olduklar halde/^'^ AbdulmuUaiib'in
Abdullah'n
cehennemde ulsun?"
nedir ki
**Renim babam** siV/ündcn makî^adm,
lndan sonra Ncbî
Ahdutmuttalib'în vefa-
sorumluluunu üzerine ahp O'na bakan ve kollayan amcas Ebu Tâlih olmas ihtimali, gerek lügalla ve gerekse Kur'un'da
Yüce ki.
amcasnn
Allah.
Ya'kub
'Biz tek
shâk'n
{s.a.v)*in
l^aba olarak ilade cdiincsi
(a«S,)"n
oullarnn
ulm» senin
ilah
diliyle
lalnma gedi. örnein. buyurduu gibi. "Dediler
lla^^ baMarm brâkm^
mâU
vç
ilahna kulluk edecei/. Biz O'na teslim olanlanz"^*** H/. s-
Yâ'kuh
(îi.s)*ifl
^am^^* olnrasna ramen.
Kur' an onu "ba-
ba* olarak ifade etmektedir.
Hayatnn
annda
kclimc-i tevhidi söylemeyi rcddclmesindcn
^
cehennem chUnden olmasnda atal^ Mt y^Nitekim onun. cehennem ehlinin cn az ^sa|i gereni oUügmu haber
sEmr«k tur.
son
Ebu
TâJib'in
veren bir grup 'sahih' hadis nakledilmitir.'''^ Fakai bir yandan bunun akla taraftan ise "soruyu soran
ilk
gelen
düünceye
adamn babasnm
aykrl
knda herhangi
''^
ben. sadra ifa veren bir
ey
dier
ne günah olduu" sorusu
^fijUi hu ihtimali /ayflail. Çünkü /ahkindcn anlald babas da. slâm'dan unce öfn#^l^. Bu sebeple
ve
Ü'zerc
adamn
buluncaya kadar hadis hak-
bir hüküm vermeksizin beklemeye karar verdim.
Müslim. îman 347 (203) [-cua ehli: ki peygamber arasnda risaieiin >cni hak dine davetin kcsinliyo ura/aman dilimidir. Hz. Peygamher'in annc-babasnn durumu" ve "lelre ehli" ile
d â^n^ ilfili
HoE M.
Al^ **Pcygamber'in anne-bahasnn ahirettcki durumlar
^
tac feSrâ^rtesarm^, P^ten Der^isf. 6. Eylül 2005, lim Muhiasun. Pulen Vaymlan. stanbul 2tX», 1.212^19 '''"el-Bakara. 2/13.3
Müslim.
man
Satd el-Hudrî
357-
m
(2()9)'dc;
Ahbâs (r.aj'tau Müslim,
s.
"^44;
man
üze-
^m^A
36(J (2IU)*dc
Ebu
(r.a.)'tan.
26d
Sünneti
Alan«^1MW
Ama ce, o.
bu
»uîcamz
eyh Muhimmed eJ-Caz^Mî' ye U). Ûna
hîKisî açtkça rcdüctmiiir.
âyetlerine ters
giirc
hu
1
hadis,
4
1
7; 1
996) gelin-
Yüce Allah'n
u
dümektedir:
"Bit bir peygamber gSndemeiikçe hiç kimseye azab etmeyiz,"^^
"Eer
onlart
Muhammed'den önce
etseydik, 'Rabhimizî Bize
olmadan önce Senin
re/ii
"E^ Ki^p
ehli!
peygamber
âyetlerine
bir
mM
gönderseycfift
uysaydk'
de
^
9ma>e^
bflyle alçak
ve
dcrlerdi."^^^
Peygamberlerin aras kesildiinde, 'Bize
bir
müj-
m UtV^mt ^raedi' iteâniz diye te^^ a^k^ii&latâcak peygambenmz^t^M'^ ^tesiz O, si/e Mr müjdeci ve bir uyarc olarak gclmilir."*^^
Araplara da peygamber göndcrilnncmi onlara, bir
Muhummcd'den önce de
uyarc gelmemitir. Nitekim bunu Allah'n kitabmdaki
bir
takm âyetler açklamaktadr: "Bahalar tyanimam, bu yü/dcn
kalm bir toplumu uyarman otan
mühH uyarman
doru
için
i(;in
de
kendileri
gaflet içerisinde
(seni gönderdik)."
saia Rabbirtden gelen bir
^^kfir. Beki artk
yolu bulurlar."*^
"Senden önce de onlara bir uyarc (peygamber) göndermemitik."''-'
Hx msxm\
Fakat ben. henüz bizim îçîn kapal
bu
.tür
'sahih'
hadisleri mutlak olarak
öltfMIir endiaesî|^C
reddetmeden bunlar hakknda
herhangi hir hüküm vermeksizin beklemeyi tercih ediyorum.
u tevafuka bakn arîMcainden her
ki,
biri birer
Ncvevî
tîiha.2D/l34
"-^
cs-Secdc.32/3
Scbe\ 34/44
676/J277)'den
baka
allâme ülan Übbî (ö. 827/1 424)
892/l486)'nin de dediklerine
cl-srâ'. 17/1."i
(ö.
bOsmak makp oMu
ile
Müslim'in
Senûsî
m m\mn bu
(ö.
hadisin
Sünnetin Kur'an- Kerim
muhala/a
/.ahirini
elliklerini
mam
gördüm.
Inda
Anla^dmasi
Ncvcvî'yc gelince o, hadis
i\mnm p ut^klamay yapmtn "Ncbî (s^.v), hunu, gjtz& ablâkm gecg! olarak, adam csclli için. musibclini paylamak için j%t<mitir. Yine' hu hadisle.
yaknl
''Kâllr olarak ölen kii.
lah ise
"Nevcvî'nin
ki:
öyle dcmiiir: '^Ölülere
verme/" anlam du vardr.'^^
bir Tayda
Ubhî der
Bk höyk
sövmckte
bir
u
genellemesine bak! Hâlbuki Süheylî
ey
dirilere atiyci
"Mkb'i vc Peygamhcrîni
ameyinm**^^^ indiiiîrfk*fR
gcüp.
bunu sdiyu soran adama
ise
C)
buyurm^f. Yüce
Âllnh,
dünyada da
hazrlar"^'"**
tescili
to.V),
âhirette
buyurmutur. Nebî
Adam
olarak söylemitir.
halde senin. baban nerede?' deyince ona bunu söylemitir.
Neiftjvî der ki:
"Bu
bu. dâvct
ukmadar
ki:
vardr.
Yalnz
dâveli
uianutr."^^
"Nevevfnin bu sözümteki çel^kîyi düün! Çünkü
dâv^ ulamlar
kendilerine
manas
önce a/ab Ctme cümlesinden deildir. Çünkü onla-
brahim ve dier peygamberlerin Übhî de der
oldap
döneminde, Araplarda
hadiste, 'fcirci
timre putfera Ittparak 0lenn cohennemche olduu-
ra.
Çünkü
scSyleycmcyiz.
de îânel eder ve onlarj alçallc bir a/ab (s.a.v)
Ona yaknlarnn
cehennemdedir.
/aicn Ictrc
mel: .suretiyle kavrayabilsin.
gamber gönderilmemi ve
Oysa
(M deildir.
fetret ehli;
ikincisine ise
Bunu
iyice dinle-
kendilerine birinci pey-
yelicmeyen. böylesi
iki
pey-
gamberin /umanlar arasmda olan ümmetlerdir. Kendilerine sa (a.s)'n gönderilmedii ve Nehî gorc
her
letrci,
iki
Fakat lakihler
Nebî
(s.a.v)
Ncbî
(s.a.v)
yelicmeyen Araplar
gibi.
Bu yomma
peygamberin arafun kapsamaktadr. fetret
hakknda konutuklarnda, bununla.
Isa (a.s) ile
arasm kasielmeklediicr. Buhfn, Sciman'dan; sa arasndaki dönemin uli yüz yl olduunu
Nc\c\î. cl-Minhâc
cyh'Halil
(s.a.v)*ç
Mc mûn
crtu
Suhit-i Mü.siim.
111.
(a.s) ile
/ikrelmekledir.'^^'*
74 (l):m'l-Mü"rit"c bask.s. lahk.
iyhii. Bcyrui)
TirmM. mrr B (1^^ MihfeSn. ^SaHtt^ VH. fcl^^h. u'be (r.a.)-tan. Hâkim el-Müsiedrek.JII..irrdc Abdullah b. Abhlfe^fr^J'tan. ''-^
cI-Ah/âb. 57
Novc\î. L'l-Minhfc
eyh
orh SMIU
MüjiUm.
III,
74 (Daru'l-Ma'riç hysks, lahk.
Ihll Mc'rnn iyhâ, Hcyrul)
Uuhâ. Mcnakhul
-tnsar^.l
271
r
Kal*l nasslar, hüccet
kam
oluncaya kadar a/ab etmenin olmayaca-
na delâlet edince, onlara a/ahted^mcysecgini dc örenmi oluyoruz. Eer: 'Bu
iadis vc
"Amr
b.
Luhayy'*'" cehennemde bagirsaklann
sürüklerken gördüm"''^" hadîsinde
u/ab görecei îg Akîl
ilgili
gibi fetret ehli
ba/
kimselerin
'sahih' hadisler gelmitir' dersen.. derim ki:
Rbi Tâlih buna
b.
olduu
ü(,-
ekilde cevap vcrmilir:
i.
Bunlar, âhâd haberlerdir vc kati nasslan nak/cdcmc/.lcr.
1.
Azablandrmanm
ontarta
snrlandn! nms. 0unun
scât^int
en
Bu hadislerde zikredilen a/abi andrman m. Icirci ehlinden dinini, gidiaim deitiren kimselere snrlandn Imastdr. Bu da, onlarn sapk3.
lktan dolay''*' bu deiiklikle mâzur otay^aklanndisn dolaydr/'^*^
HiUfeMr KarWI& Çelitii tfMiiiBi Hakknda Burada
^ner^
Bir Deerlendirme
^sahih' bir esidi
l^f^ffi^k çcfitî^fil
Nitekim Mrtczilc,
dlmaks/m,
bir hadisin,
ilgili.
Mdia ^Kikten f^ktnmsmm'. ^^ractedîr.
âhireltc Rcsûl
vc dier peygamber kardeleri, melek-
Yüce Allah'n
fazl, rahmeli ve efaat;;ilcrin efaatiyle onlara ik-
ramda bulunaca vc böylece onlarn, ya '1
I
Amr
^
ileriye
vc sâlih müminlerin, günahkâr icvhid ehli hakkndaki claalleriylc
ler
'
daha da
Luhayy.
brahim
am dün
asla
cehenneme girmeyecekleri
Hubcl pulunu Mekke'ye yelirerek Araplar arasnda
H/..
kalma Hanillik dinini deitirerek insLmiar ürasnün pulculuu yaym vc onlara la/imc lc\ik cimi hir kimsedir Bundan sonra klk. U/. brahim (a.s.)'n tebli ettii Hanîl dinini brakarak putperestlii ve \;ok tannel (politci/m) (u,s)'dan
hcnimstiiTÛtir.
Âm kuber4« somu
fiâ\^ Vj^^ Sü^ Yieâfe, Umt mhims^ p&k çok pul dikip Araplar bunlara tapmaya çarmtr. Hz. Peygamber, bu yaptklarndan dolay Amr' b£^r$aklanm cehennem ateinde sürUrlû^n gUYü^nU .sîtykiniIs&f;
tir. ^^'^
BhârL
Müslim, Cennet .'îl (2K5ft)Me Ebu Hüreyre (na.)^lan muttefekun aleyhtir Bkz, eI-Lü'lüü,veM-Merean- (1816), Hadisin devamnda a^iJeveleriiH lfc onaya koyanEftr^ iM& dîn Uîrî topm^ |^t»^1 bomm eyter, alalh iy\m ht^km Hi^ttin vc bütün din mensuplarnca bilinen hususlardr îilenakb
9:
u
m^m
kmn
w
Bkz- erhu'l'Übbî ve's-Senûsî ala Müslim, L 363-373
m
Sünnetin Kur'an- Kerim
vcyii
cehenneme
Inda Anlalmas
müdücl (orada kaldkia) sonra oradan
girip bir
i;\ka-
caklan ve varacaklan yerin &îtinct hadislcri*^'^
rcddeimc cesaretini
olao^ hakkndaki yay^n \sahih* göstemKiklc iM^^ küçrmlanlr.
Oysa bu durum, rahmet yan.
aüalci
yanndm
daha yüksek ohn Yü-
ce Allah'u kullarna olan bir cömertliidir. Bundan dolay da Yüce Allah, iyiliin on mislinden yedi yü/ ile daha fa/lasna çkarm
karln ve köülüün karln
ya ancak
ise
yapm ya da alicim ili r/'^^
bir misli
mm/i^ Csmâ nmmtiu Vkmmm orucunu, teravih narrroiT* ve saUakafen, hac UWcyl Suhhanallah imm^ l tm^ fltoiMfe immx Mmm mkt^ C«^)* el-HamdUiniah flahmid) vc benzeri ûm ile zÜdrierl MOsIuttantann bana gelen bir kötülük vc3^ hastahfT. gaa ö^ffiîtttt }mm Bîr t>\m ma
yum 411^*1
Yine
vakit
m
Mm m
klmtr. te
vctcû eyleri hep («imfcrere Wrer kefamt biriyle Allah,
kulunun günahlann öner.
Ailesinden olsun veya
olmasn rnüninlcrin Allah r/as
duay, vclutndan sonra kabirdeki o kiiye
dMmdu
Bu
bunlarn her
AHah*^.
için
yapl
l'aydal klmlr.*^"*'
hayrl kullanna ikramda bulunup
onlann daTcvhtd kelimesi ü/erinc ölenlerden diIcdtklcHneeM «^meleri azak lîh^ ihtimal deildir. Bit hakknda birçok hadisin nakledildii feîr
konudur:
"Cehennemden cennete
bir
topluluk.
girer. Bunlar, 'cehennemlikler'
Mr
'
Muhammed'in
Bhlrî. iiin
diye adlandrdrlar,
topluluk
çkar
onlar seârir"'* gibidir-
L
15.
hn lihfrî. man M: Ncsâî. man H)\k lîbu Saîd îl: Miisit. man 207 l.^l): Ahmed b. Hant)d. (
^
man
302
cl-Hdrî (r.a,)"lun. Huiâî. Rjkâk cl-Müsncd. l..^l()'dc Abdullah b-
(r.a.)"an
Tîni/Î. Cenâiz Cciiiliz
ki
Telsim Surc-i Nisu K, Rlkdk Tevl^ Mtislimv llihbrm. cs-Sahîh. aS2V<Je Ebu Saîd cl-Hudrî (-.a.)'iim.
(183):
Abbâs
çkar vc
efaatiyle
.^8
(U)24)'dc bu hadisi Lhelî
iic
M-mam] Yûems hu hadisi Ebu Küvyre
Ahmal (r.a.)'ian.
b.
Hbu Hürcyre dcn: Ebu fJâvud.
p^si,')
Ilanhei. cl-Müsncd. IV,
îte
Ela
Udc
Sl'de
lmân
(r.ü.)'tan.
h.
Hus^n
îk/. Elbânî. Sahîhu'l-Câmii's-Sagîr, (8055) Asp:raj:us) gibi birhiikidir,
Hclc>o (Kkonma?.
Bhûl
Rikak 51: Müslim. îman .^16-320 (lyil'do Câbir (r.a.)'Uu mullclckun alcyhic Hk/. Ulbânî. Saiîhu'l-Câmiu's-Saîr. (8058)
273
)
Sünneti Anlamada Yöntem
"Ümmetimden daha çok insan
hir
adamn
efaatiyle cennete
Temim Oullarndan
girer.
"chid. cv halkndan ycimi kiiye claal
"Kyamet gününde efaatime en lâyk ekilde 'Allah'tan
baka hiçbir ilah
"Her peygamberin nü efaat etmek ü/ere
bir
olan: kalbinden
samimi
yoktur' diyen kimsedir. ise
ümmetime kyamet gü-
geciktirmek isliyorum inallah."
im p^^mberin bir duas
"Her peygamber Ihc. istek istemitir
vardr- ve onuhlâ dua edip duas kabul edilmitir. Ben i&c duam
gönü
kyamet
îhtmctime efaat olarak braktm."*"''
için
Buhar biler,
bir
"'"^'^
duas vardr. Ben
duam
cdcr."*^"
ile
Müslim'deki Ebu Saîd el-Hdrî hadisine gelince... "Ne-
melekler ve müminler efaat eder. Bundan sonra Cebbar olan Al-
m
Mh, 'Geriye benim efaatim kald' der vc cçhcmemdcn bir avuç alr
ymtm olan ba/. topluluklar çkarr. Sonra onlar cennetin 'hayat suyu" denilen hir rmaa hrak lrlar."*^
b5y1ccc orada
Mcrindefci
"Her Ncbî
(s.a.v)'in
olmu
kabul
bir
duas vardr. Ve her Nchî dua-
yapmtr. Ben ise dmmu kyamet glinü ümmetime efaat etmek îl/cre geciVinlim. Vc o efaat inallah ümmetimden Allah'a hiçbü* eyi
mm
ifle
i^^madan ilenlere ufa^^ktr."'^^
Tirni/Î. SJiuri-KyanK-i
'
Abdullah
h.
'
Buhâff.
{24^: Hâkim. ol-Musk'dmk.
hm
^^.
KIkak
SVde Ebu HOreyre
CSmiu's-Saîr. {%7) Bh-irî. Ocvâ I. Tcvhid .M: Müslim. Imun
mttlctckn Biihfrî.
aleyhlir.
alcyhiir. Bk/.. cl-Lü"liiû
Dcavat
mau
(2522)*d{! Ehird-l^enlâ* (r.a.)^tan.
'
'
I.
142.
III.
46rde
Bhi-l-Cod'iV (r.a.)"um. Bk/.. ElhÛnî. Sahîhu'l-Câmiu's-Saîr. (8069)
Ebu Dâvud. Cihad 2K
-
12
l Müslim. man
(r.a.riun.
.1.^8
vc'I-Mercûn.
(
EM. ^t^'l-
Bk/. Elbânt Sahthu'l-
(198)'dc
Ebu Hürcyrc
(r.a.)'tan
121
341 (200)"de Encs
b.
Mâlik
(r.a.)'ian
mutlelckun
Bkz. cl-Lü'mü vc'I-Mcrcân. (122)
MM:
hMm.
W4
îmm tl Tefte um^f S. 5t: Imm el-UiMtMi ve'l(r.aî*tffli mucrekun alc^ir. Bkz. dc Ebu Saîd e-Hudî (I84) Mercân.(ll5) Müslim. man 3.^8 (199); Tirmi/Î. Dcavai 131 (3f()2): bn Mâcc. Zühd .37 (43()7)'dc Ebu Murcyrc (r.a.)'ian. Bk/.. Elbânî. Sahîhu'l-Câniu's-Saîr. (.S17fi)
'
274
MffBefin Kur'an- Kerim
te
Mulc/lle; vuia'i
vaad'c/*^'' idaictl
ltfiH^Vi^raki nakle üstün tut-
tular} çin. sUhutlannm tcuy^li vc delâletlerinin
bu hadislerden
yö3î
Onlarn hu
açk olmasna mfmcn
çöVÎfmicrdk. reddetmedeki üpheleri
hadisleri
ise
bu hadislerin, elaal
edenlerin efaatini yasaklayan Kur'an' la gelimeleridir.
Oysa Kur'an' okuyan
bir kimse, ondâ. sada:c
ve dîgcf din mensubu sapklarn
Arap olan müriklerin
nanm
olduu
AÜab'lifc
be^ab^ ts^öitet
"
irk craaLi"nin
ncrycUiImi olduunu huur. Mürikler. Allah'tan
ilahlan-
ntn Aliih katmda kendilerine efaat cdeGdcferinî ve kendilerinden
savacakiann iddia elmil^ir. NlmJâtt
¥te Alteî bumtrir
az^
<^F$
öyle buyurmakladr: "Onlar Allah' brakarak, kendilerine fayda ve ra taparlar.
/.arar
vermeyen
pulla-
Vc Banlar, Allah katmda bizim efaatçilenmizdir'
der-
ler."'^''
Kkiit Kur'an. ilahlaruun onlara hiçbir fayda vermeyeceini bildirerek iddia edilen bu cfaali iplal elmiiir.
Yüce Allah öyle buyurmakla-
dr:
Toksa
m\mMM^m bakasmt efaatçiler mi edindiler? Dc
kî:
eye güç yelircmc/lcr vc akl crdircmczlcrsc dc mi (efaatçi edineceksini/)? Dc ki: Bütün efaat AUahUndr. Göklerin vc yerin
Ofrtitr hi(;bir
hükümranl O nundur. "Onte. kendilerine tan
baka lahlar
lerini
m
mra O na döndürüleceksiniz."®" bir itibar
edindiler.
tanmayacaklar ve onlara
MüiLVlc'yL' girc
vc kuvvet
(vesilesi) olsun d!yc>i/Alr'^
Hayr, hayr! (Taptklan), onlann
hasm olacaklar."
ibadet-
'^^'
dünyada anollcri trii/cl nlanlarn ahirellc miikâtallandnlnasdr, Vaid ise dünyada ancllcri kiHü olanlarm ahicUc cc/alandrlmas demektir. H. unlarn ad;»it'i prensiplerine dayanmakladr. Çünkü iy ameller yapanlarn Iffkâlallandnlmamas. Allah'n adaleliyle gibi kötülük yapanlarn
^
\:uk1:
badamad
da$)^^M^lt^
ilahi adaletle badama/. Bu sebeple mule/ilc. günah ledikten son ra K^^hi elmeyettin,lw^lanmas ve peygambcrljri efaati söz konusu otamaz.
'
'
'
Yunts. 10/18 ez-Zümer. .^9/4.^-44
Meryem. 19/ S 1-82
275
Sttoneti /iftamatfa Yöntem
Em*
müriklerin
iUMn
$^i^mjn plmadnt, hem de olunacak craatçilerinin bulunm^dmi sO^H^t
Kur an bu degcm/ itaat
Nitekim ¥Öcc Allah öyle buyurmaktadr: "iklimlerin ne bir dostu, nc de itaat edilen bir efaatçileri vardr.* P
1
Bilindii gibi.
»seder. Çünkü Yaln/
Klta 9 ikten ziKtm. müriklerden i^ zâlimle diye
iffc.
bOyük
Kur'an, çlaalin
bîr TâHttridür.*^"
varln
artla ortaya koymutur:
iki
L ^Minin eteitin, AH^'m zniuten bonm olm^^. ÇüdcÛ kim feltm yetkisine ^ip deildiM dmm, Atfete h^l^t Urw^ dir.
Nitekim Yüce Allah, Âyetc'I-Kürsi de *'0'nun izni atmadan, O'nun
katnda efaat edecek de kimdir?"^^^ buyurmaktadr. 2. eTaalin, tevbid ehline
hakknda.
olduu kimseden bakasna efkat huyumttit^r. Kyamet gÖn^O yafanl^nlar hakkmda
''Onfar,
edemczler"'^'^*'
obnas. Nitekim Yite Altah'jn melcUa'
Allah'n honut
"Artk kyamet güniinii yalanlayan
ise,
kimselere^ efaatçilerin efa-
fayda vermez"''^ buyurmakladr.
atleri
Bu ^tl^n
EiKMHimit ofiiiM^ilcrin
varhnt
^ss
olardan tsakalar-
na dâ efaatçilerin ^faatinin fayda veret^gin ifade eden Ki bunl^ da
man
üzere ölen kimselerdir.
O
halde iddia edildii gibi, Kur'an, "efaati" mutlak olarak reddct-
mem^,
akninc mürikkîrin ve
j^ktan
iddia ettii, çeitli din
K zorba yöneticilerin )^l| ^l
lannm birçok fesatlanna scöcp olan efaatin 0nl^,
^n^da
claatçilcrinin
zalim hakümdariar
araclarnn
ve
hükmederek helak
ile
mcnsup-
olmadn
kendilerinden
ces^
söylemitir.
kâ^m^lmu
edici günahlar ilemekledirler.
Üzüntüyie belirtmek çenekteki, asnmu^dada, Mute^lc'nin yolunda
ba/ Müslümanlann, efaatin dünyada insanlarn KKrtfgirlic sebep olduunu icidia ederek
yürilyen
ahMM
a
*^ Gâfr/Mümin. 40/18 •^^Bkz.
eH^aa. 27/165;
cl-Bakara. 2f2!y5
^
bildii aracl-
cl-Enbivâ\ 21/28 iil-Müddcstr. 74/48
276
-.^
Âl-i tmrân, 3/15!:
Lükn#,3I/l?
fsfaati kabul
Sünnetin Ku'a.H Kerim
cimcdikUli ve konuyla
m^k
ilgili
hadîslerin Kur*an'la
Ilnda Anlalmas
^^rg
kidiasyla
'Kahih' hâdi^Ieri kth^Smscdîkletim görmekteyiz.
Açk
delillerle ve güvenilir iladclcrle
tapçkla reddiye yazdm.
bu düüneedc olanlara bir
ki-
Bu kitapça. "e-efâatu fi'lrÂhireü beyuen-
Nakli ve^MkU" adm verdim.
2» Bir
Konuda Gelen Bütün
Sünnclin
"sahih' bir
<;cylcrdcn
birisi
muka|ycil*2
ekilde anh:?labimcsi
tlc;
için
yaplmas
gereltcn
mülcahihi muhkeme ar/cimck. mutiak
hamlctm^
açklamak y&ntcmiylc
Toplanmas
Hadislerin
bir
^eajel
(^m)
ötem
özel tjlarUa
konudaki büiün *sabih* hadislerin top-
lanmasür. Böylelikle hadislerde kas edilen mâna. (daha
iyi)
anlalm
olur vc hadisler dc hirhirleriyle (^cli^mcmi olurlar.
ünn^iî^ lini iarsit
KiB-'aftM Kcrim'i icfsir
BötolKlrt^
bir gtirç^^tir.
icfsh-,
ve beyan cuii, yani onun
umumuTRj ^Avm
%j^^#r^. ^h^^tin kehd
mücme-
^ n^îakn takyid ctiii içinde dc var
ümaKindan
dolay, hadislerin bir arada bulundurulmas en uygun olandr.
A. Ilbiscnin
Örnek
Uzatlmas le
olarak, elbiseyi
tehdit içeren hadisleri ele
lgili
uzatma ve konuyM ÖglB
lopklannn yukarsnda
iddelli
kar çklarnda dayandklar
ar
gdkcn
(uhrcvi)
alalm. Bunlar; birçok heyecanl gencin, elbi-
selerini
o kadar
Hadis
olacak ekilde hadislerdir.
giuilcr ki. neredeyse elbiseyi
ksaUnayan kimselere Bu gençler bu konuda
ksa giymeyi slâm'n lemel
kim^ elbisesini kcndiîcrinB ^püt |jbi kUmayan bir âlim veya bîr dâvot^ grdilklcrinde. b^^en Içl^mdm ve tm/en dc açk bir et^l^ Cî fermey dinî alâmetlerinden ve büyük lar/larndan
hassasiyetinin
278
a/.Uyla suçluyorlard.
biri
sayvercccklerdi.
KrKonudâ Gelen Bütün h'.^cr
hu
gcnt^-Icr.
Hadislerin
normal hayal ilerinde mükcilcllcrin ü/crimlcki s-
lam'n maksaila mu kapsaml kir hiik îM^sjyla bu hkkîkc Ig
nuiusl
Toplanmas
hiifcüite mfiracîiai edip ontar birbirleriyle
UgiJi
biUün
karlatrsalard. hu
konudaki hadislerden nc kastedildiini mulliika anlayncaklar. anlkla-
rm
ölçüyü de kaçrmayacaklar ve dolaysyla da Allah'n
halîfteteeefc-fer.
kendilerine genilik verdii hir hususta insanlara
sknt vermemi
ola-
eaklad.
Bbu Zerr
Mtbiltm'in.
hkn:
had.SG
1
.
M4
Verdiini ancak
Ve
yoluyla Mebî (.a.v)"dcn ri¥ö^^tî|i
^^»dr kL
ha^ja
kakmak
k^^mts gününde
için verip
u
onlarla
ba kakan kii.
yemînc malma revaç saglamava çaldan kii/'"
2. Yîilan ?.
"ft;
(r.a.)
elbisesini uzatan kii.""^**
Yine Müslim'in. Ebu Zcrr
{r.a.)'um
mttltîfi
l^ka
bir rivayet ise
(smO în^n vardr ki. Allah feyaM görtön^ imlaria fvuma>»k. mkmü bkmayacak. nlan armdrnayacaklr. Onlar için tîyledir:
"Üv
ac
bira/ah
verici
Hadisin ra\
\
isi
ardr' buvurdu.
der
ki:
Peygamber
(s.u.v) *
Khu
'M\m\
/err.
batsn! steklerine kavuamasmlar!
(S.ii.-Vj'Onrar kimlerdir 1.
bu sö^ü üç dela
''
diye sordu.
Peyanher
lekrarladi-
F-y
{s...\
Allah'n
).
Hlhisçsini p/aian.
2.
Sk
?.
Yalan yeminle malna revaç s^lunaya
stk
haa
kakan ve i^-aJjan kiiji" buyunlu."^'"'
Burada H^zmmakh " Kastedilen ey Sedir?
O ki^^i.
hakle hurada elhisesini uzatan kimseden maksat
kibir
olduu
ii/.ere
ladisiM
on
\o
kendini
beenme olmaks/n.
kendi
Aeaha o
toplumunda
âdet olarak da olsa, elbisesini uzatan herkes midir?
A;pç: iK-iiiKc cçefi "el-MnciTk''. nnl
rniica çkîifmuya
çaliifli
ve
piiyclcndircn kii dcmi'klir.
Müslim. 'Müslim. '
kasi
nedir'.'
IU.III
171 (1061
man
I7|
(
U)f>)
279
Sünneti Anlamada Yöntem
^Mmn alana u-
Belki Buhârî^nin ''es-Sahm*^mtki "EtbiseOm
mmm ^^mmemdetür"^*"
eklinde gelen Ebu Hürcyre hadisi de bu
hadîsi destcklemekfödir.
Bu
hadis.
Ncsâî de
ise
u lal/la nakledilmitir:
"Elbisenin lopukla-
rndan alu cchennenKcdir."'*' Hadisin
puundan ile
rtmm udur
"Uzon
Mhit^fn
elbise
ayann
db^sesi,
to-
aada ise cehennemdedir Yaptna bir ceza olarak "elbise"
onu giyenin "bedeni" kinaye edilmitir."*^
gden tüm hadisim ^kujfan bir kii^ jaeseienm; Ncvevî. bn Hacer ve dier birçok kimscnm tenih ettii ekilde aldt|uFakat bu k£»uda
nu anlan ^Bumatti 'genellane^/D kiide var hamicdilmitir. Kibirlilik
hakknda
ise,
o\m
iiLilakla
kaydna
'kiTMinc^
uhrevi lehdil gelen bir
haldir.
Burada Iduhâî'nin)
'*fs-^alrfA *'indc
bu hadislerle
ilgili
okuyalm: Buhât, "Kibir olmaks/jn elbiscâilnI ktmc babamda Abdullah b. Ömer (r,a.)'un hadisî leri
^Ifttkleycn
u
"Nebî
(s.a.v),
*Kim
elbisesini kibirle sürürse. Allah
bakma/' buyurdu. Ebu Bekr
min
iki
eteinden
sus^ ne
biri
ttersini/?)*
(r.a.).
diye «rdu.
t)nu
etmitir:
rivstycl
kyamet günü ona
"Ey Allah'm Resûlü
yere sarkyor, ancak
nakledilen-
(s.a.v)!
Elbise-
kaldnyorup. (Bu hu-
Bunun ü/erinc Nebî
'Sen iim
(s.a.v>.
kibir olsu^k yapanlardan deilsin' buyurdu."^'''^
Yine Buhârî. ayn bahiste Hhu Bekrc milir: "Bi/. Nehrin yanndayken
(r.a.)"tan
güne ululmas
u hadisi oldu.
rivayet el-
Bunun
Nebî. acele bir ekilde kalkp elbisesini yerde sürüyerek
ta
ü/.erinc
mescide
kadar geldi...'"
Yine (r.a.)'lan
BuhJlrî; "Elbisesini kibirle sOrtiycn
rivayet etliine gure
RcsûiüUah
babrnda
(s.a.v)
îfeft
ter,
ma csiclc nine l-ka'beyni lehuvc 103. "Bahu ma lahtc'l-lâ'beyni mino*I-7lr" Fcha-i-Bârî. X. ZS7 (Dân'l-Rkr basks,
olarak). '
*
bn
Hacor. Fcthu'l-Bâî. X.
Buhârî. Libas 2
2B0
257
Ebu Hürcyn;
öyle buyurmakladr:
Buhâri. Libas 4. •"Bahu
Neüât
ise
iVn-Nâr"
çkO^d^
ftHi*fe»^î
'
Bir
"Allah kibirle elbisesini
yie
imM
nna kadar
(r.a.)'tan
kyurdu
veya Ebu'l-Kasm bir
Hadislerin Toplannras
sürükl^ene balcmaz.
Buhâî, Ebu Hürcyrc
beenmi
Konuda Gelen Bütün
u kdiüi rivayet etmitir: "Nebî "(öncdti ötnmctlerdc) kendini
ki:
adam, gü/cl elbisesini giymi vc
sarklm olduu
onu birden yerin dibine
bamn
saçlann omu/la-
çalml yürüdüü srada Allah da kyanct gününe kadar yerin
halde çahmlt
gcçiriverdi,
O
dibine geçip gitmektedir.
K
Yîne Böhâff. Abdcrllal Hürcyrc
adam
bir
(r.a.)'lan-
Ömer
Ebu
(r.a.)ta -ve h4r hemçerîm dc
öyle nakletmitir:
"(Vaktiyle srail oullarndan)
br
defasmda elbisesini yerde sürüyordu. Bu sebeple ans/.m yere
batnldi. Aruk o.
kyamet gününe kadar urada çrpnarak debelenip
dur-
maktadr."'*^
Müslim
Ebu Hürcyrc
dc.
etmi. Abdullah
b.
Ömer
(r.a.Vn hu hadisini vc bir öncekini rivayet
rivayet etmitir. Bunlardan birisi
öyle buyururken
Kim
iittim:
kibirlenmeyi isterse Allah te 'bununla
hadisini ise bütün
(r.a.)'n
geli yollarndan
u
udur: "Resûlüllah'
elbisesini yerde sürür ve
kyamet
sathce kîhirlmmeyi
kulaklarmla
bununla sadeçc
Bu rivayesnrlama yap-
günOn<ibâ:()na bakma/^"'**'
isterse'
eklinde apfeça
makla 'kibirlenme' kayd zikredilmitir. Bu durunv
baka türiü
bir te'viie
imkân brakmamtr.
mam Ncvevî (ö. 676/1 277). bir âlimdir.
Bu
alanda
müsamahal davranmakla suçlanmayan
Nianlarn hiUi^
gibi^
^âtx\^U^i ve ihti^^lsm
ultmtp daha mailidir, *'Elbsesmi û/Man*' hadisinin erhinde der (^.a.vf
pp aii kibirle
n "elhisesînt
r/atan*
sMnün
mnanr. "tmu gcnl-bol
ya-
salan, kibirlenerek bir laral'n sürüklcven" demektir. Rlbisenin
sürünmesi eklindeki bu kaytlama, "elbisesini sürüyen"
il'udesint tahsis ediyor. ()
Kuhâri.
ki:
I..lhas 2.
lluhArî. l.ihus 5:
umum
halde burada yaplan (uhrevi) tehdillen maksat.
Hadisin A-.p;;! iKrlnnde gc^cn "balar" kelimesi, kibirlilik ve
Müslim, Uhus 4^
^li^TcIccl" U'MuK'si
ise >vTV
(2(1X8).
flOÜtâMiM on^ çiiMHip ^ur-
Hadisin Arap(p
haup itkUnli strapla tKadan
naklif^'^
lihfri. Lib:s
^.
t-nhi\f
Miisittn. J.ilas
50
(2()XX)
Müslim, Lilxs 45<2()K5)
281
Si^neti Anlamada Yöntem
mu kibirle AÜklcycn kiiye yteUklr, Nitekim Ncbî (suuyK bil tusu^ Ehil Bckr cs-Südîk (r.a.}'a ruhsat
vermi ve ona,
'Sen «nturdan deilsin*
buyurmutur. Çünkt a. dhKatînl yerde IdMrdcri l^aka (haya gaye
sürüyordu.
n,'in
Hâl
i/ h.
biseyi yerde
Haccr
(ö.
852/1447)
BuhârTnin, elbiseyi u/aima vc el-
ise.
trine ge^kecck
sürüme
ettii hadislerin
(uhrcvi) tehdit
hakknda
rivayet
erhinde ^yl& den
"Bu hadislerde
duu
gihtj hîr
'kibir' için elbiseyi
gc(^"mcklcdif. Kibir
u/almanit. büyük bir günah ol-
olmuk.s/n u/aimtyu
eclincc. hadislerin zahi-
olduu anlatlmakladr. Fakat 'elbiseyi u/almann' bu hadislerde 'kihir" ile kaylhnmasnn yan sra. elbiseyi u/ulmamn ^^mi hakkmda gelen sakndrmadaki genellemenin nwkayycd rinden onun da haram
h^mtuuonuLsyt^
ii/orc
duunda
elbiücyi
Abdilhen* kihir
makladr.
u
[>)layy|a kihirdcm
olun-
sürüme ve u/atma haram olma/. Hâft/ fakih
m konuyla
dnda
delil gösterildi,
elbiseyi
ilgili
cütamk
0y\e
«fomdctcfflr
sürümeye (uhrcvi) tehdidin
katlar var ki elbiseden
dShi!
bn
"Meflumundan.
olmad alad-
gömlek ve ben/eri
bi
eyin yerde
sürünmesi her durumda ktMülenmi^lir."'*™
Hakkmda (uhrevi) tehdidin geldii, t^bisepin kihir kastyla u/atlAydndaki bu ekildeki anMy^ fftlh fej^kbm^e^in Hjaâ^rdc s0/konusu cdîfcn (uhrcvi) tehdit, iddetli hr tehdittir. Öy\c ki clhisc«ini wa(an kîi. (Allah'rn kyamet gOnörde konumayaea. bakorayacaarndrmayaca) üt; snl" insandan biri olarak /ikredilnitir. Halta
mm
.
Nehî
(s.a.v)
tehdidin
bu (uhrevi) lehdidi üç defa tekrarlaynca lhu Zerr
korkusundan 'Atllan
baisinl
Allah'n Resûlü?" demeklen kendini lanlar:
bu
leklerine kavuanasnlar! Hy
alkoyamamlr. Bütün bu
anlat-
onlarn yuptklarmn. sahihini hctâk eden günahlardan ve haram-
larn büyüklcH'imten
unm
(r.a.)
olduunu
gösicrmektedir.
Bu
ise.
am^k slam
yerletirmek ve korumak ü/cre geldii din. can, akl.
tratââkî *i^ruri mkSiftlarm' gerektirdii eylerime ölür.
eria-
m» my
1^1^
ve
Mâm
eriatnn temel maksailandr.
'^ '
S:hîh-i
Scvbi
bn
2^
Müslim
hi
crtf ft-Ncvc\l
HcvhcV"
Haccr. Ixlhu*l-Bârî. X. 26.1
IV.
(a'htiasksf). "Bahu Tiitrimî refrt's-
^tada GeletSM Hadislerin Toplanmas
a^i
Bclto mas.
kn ilgili
giyiltsn
k^ymm
koidisij^e
tmm
vcyu elbisenin mücerret olarak ksultl-
gü/ellciii. zevklerin
derinlcligi «sdeplcr ve
tamamlayc
artinl^ vc güzel
ahlâ-
unsurlar (cl-raökcmmUâl) ilq
olun gü/.ciliklcr (ci-iahsiniyyâl) bahsine dahildir.
Amu hcrhiingi kötü hir kasl olmaks/.n elbisenin yerde sürünmesi, u/ailna ise ten/ihî mekruhlar*''^' hükmüne daha u^umlur. Burada, dinin
mühim gördüü ve en
eidisaun arkasnÜLiki nivcilcr ve ö/.c
ait
konulmasna ()ncm verdii ey. kalhiüdu
la/la
önem verdii ey.
/.ahiri
manalardr. Burada dinin dahi
/.unc fiikla
kar
bulunduun-
da kimsenin ccnncic giremeyecei, kalp hasialklanndan ve ruhsal alet-
böbürlennt* kendini beenme,
lerden
kibir,
övünme ve bakalarn
bcpftnficmczlik gibi eylerdir.
Bu :;;iddeili
ise
dier
hadislerin de delalel etlii yihi elbiseyi
(uhrevi) leldidin
t/alnada gelen
kaytlannasnn. kibirlenmeye ^al^an kimse
hakkmda olduunu tamamen destekleyen eylerdendir. Söylediklcrtfflf/e ilâve edilebilecek
dier
bîr iT^na ll^
td^K
gerek keyliyeliyle ve gerekse ekliyle insanlann örncrine ve adetlerine
baldr. Öyle
ki
ba/en güçlülük etkisi olan
$ari*
ha/en seaklk ile
aei/lik
ya da
türü.
yaam
seviyesi ve
buna
ben/.cr
htmtJü îm^liwâaB *t^yrtlîEH^kri' kfctarok bu durumu hafirile
markln ortaya k(mulmasmi veli^ndü
se bakalarm beennieme/liin ancak hu duruma
tür eyler,
i
fakirlik ile /enginlik,
hususlann larkh olma.syla da deiebilir.
lelnekiedir. Zahirde israf
i(;in
soukluk, ha/en
ile
ilgili
belirli
\e kibrin kasiedilmcsine engel
olmak
snrlar içerisinde müdahale elmekledii'. Bu
yerlerde detayl olarak
açklanmtr.
"
imam BulM, "«r^a^ft'lmle "mk^f%Lmâs*' (()iyinvKu,an/Klbisclcr) B(>lünui'uin bana "Yüce Allah'n. 'De ki: Bu sebepled^
Kullar
için
ki.
çkard
fgî^M MeküK Tk^fe
^n
/.iynellerini
haram klan da kimdir?"
Mekruh se uk edilmesi yas;k olmayan huknmayan lildir.
olan nekruhlu'.
hakknd: kesin bir ''e-Helûf ve*l-Uamm" MU kilahum/.n "Giysi vc Süslenme Bölümi".
olan vc ilenmesi lik/..
Allah'n
Östön
s.
79-
283
)
SMEMnadaYSriteR
buyruu bah""^ eklinde balk atmt
(cl-A*râr. 7/32)
u
vc orada
iki
rivayeti naklcimttir:
"Nchî
Birincisi:
o!maks/n
'sraC vc kibir
(s.a.v).
yiyiniz, içiniz,
giyininiz, sadaka vcrini//*'^^ buyurmutur."'''^
kincisi: Abdullah b.
halaya
Abbls <r.a.)
düürmedikçe dilediini ye vc dilediini
bn
Yine
mU/. râkt
Haccr. hocas
^ylc d@diim raklmHÜ^in
hinde
nm dâ haram
hmm Mup olur).
gelmi
üphe
dcmiti^
^
giy: israf
ve
lldt^ey sedi
kibir."
df^n
"Elbiststo kibûde
k^m
^ylcnîrsc bu da, doruluktan u^ak ölm^' jp^î
vc çeitli insanlarn onunla
tannd
her nc zaman kibir gayesiyle giyilirsc. bunun
yoktur.
™
Tirmizî er-
(ö. 8()6/l4()3ynin
Fakat daha sonra elbiseyi uzatmak insanlar arasnda
bir hale geldi
Ama
oldu.
ise £iyle
Âdet olamk u/aitlandu
i^*
y«^k
bir
allaalamet
haramlnda
olan elbise etei sürüme
ekline varmadkça bunda haramlk yoktur."
Kâd
lyâz (ö. 544/1 149) da. âlimlerin, elbisedeki her uzunluk ve ge-
allmn dnda
nilikten
vc Adetlcn
l'azla
olann mekruh olduu ek-
lindeki görülerini kaydetmitir.*'^'
HâTm
Ir^kfnin
de dedt|î
gibi, ÎUtetin bir
hükmü vc ioplumM
gm anlayn da Wre(k^ tJA:^ buradan anta^a^hfmkladff'. Bazen
dma
çkmak,
sahihini
öhret /.anls yapar. öhret
da yerilmilir. Hayrl olan ^•'^
ise
elbisesi ise eriatta
dengeli olmaktr.
îhn Haccr. f-clhu l-Bâî. X. 2(.^ (liuhâri. Lihu.s
Buhar. Libas
d^n
I
I
''"'^
BuhâH hu hadisi cc/.m (kesinlik) kipiyle scneüsi/ olarak kuyd(^mitir. HaOz tbn Haccr Btlârfnh hu hadisi halm bir yenle ntmsul hîriKRcdte nakKîtno^gini belftnlt^. Hkot Tayâlisî ile Haris b. Ehi ÜsSmc "MSsln/lcriiKe bu hadisi Amr
m
b.
uayb
br
yttuyla babas yoluyla dedesinden gelen
Iclilerdir, Tayâlisî'nn rivaycliuk-
'
isr;!!'
\c kibir
sencdic nwvsul olarak nak-
olnnks/m"
MîrIl's
vc Itâris'in
"sadak \cnni/ IIlkc^ yokur, bn Ebi"d-I>ünya i.sc "e-iikr" -ddU kitabnda bu hadisi tamamen nK;\sul lUarak nakletnitir. Bkz. bn Haecr. Fcthu'Irivayetinde
Bârî- X.
'
i.sc
*
253
^(^'^
m
mm}
tf l Harrz tbn Hatvr. fbn Ehr MÛ^m»^ ) d© hu hâdfei re^sul olaral^ «alletigin IvtMmt^îr. Hk/. h» Haeer. Rîifa'l-Rafî. %. (Buhârî. Libas
bn
m
I)
Haccr. Fethu l-Barî. X. 262
mX
Bir Konuda
Buna göre kim sünnete u^rak,
kibirle
Geta
giym^mnrüâm
M/aklaa-
ve üJimlcria ihlilafntlan kurtulmak üzere ihyaih (>lan almak için elbisesini
hamil
ksalimay kasicn^. 0
hfltfin
balayc
tnsanlan
kî$i
kallah hunun
ecrini
alm Aneafe
olarak görmemeli vc /ikrcttiinii/ hak
ü/crc olan muhakkik sarihlerden \e imamlardan birinin görüüyle ikna olup da bunu lerk edene bir ekilde kar (çkmamaldr. Çünkü her
an
mü^'iehidin kendisine
düen
bir nasibi
vc her kimsenin dc niyci cUigi
ey
vardr.
O halde digpr hîidislcrc vc konuyU
ilgili
dier
nassluru
bukmaks/.n
sadece bir hadisin zahiriyle yeinmck. kiiyi ;ok defa hataya düürür,
doru
yoldan ve hadisin beliniigi mak.saiian uzaklatrr.
B. Ziraat
le
lgili Hadisler
Buhârî'nih "ev-5'<//H7"inde
''Kiiahu'l-Muzâraa" (Zirai ()rlakt,-lk)
Ünâme el-Bahilî (r.a.)'lan rivayet ellii u hadise bakn! "Kbu Ümâne el-Bahilî (r.a.). (pulluk, saban gibi) bir larunalcU Bölümü'ndc
gördüünde»
Bbu
öyle bu^rurkcn iiUim:
Ee-SÛlLilkt is,a.v)*i
kavmin evra^ ^in de Allah oraya
Dorusu
bu hadisin
/eliHik
st>km^n*
de^."*^^**
Resûlüllah (s.a.v)"in.
/ahiri.
'Bii (alcl) bir
galanlarm
hor
görülmeye gölüren larm ve /iraaUan holanmadn ilade çimekledir. Nilckim haz müsterikler. slâm'tla 74ragtn konumunu koiü göstermek
çin bu
hadisi isiismarelmeye
çabmlardn-.
O *mWe hadisle kast edilen slam,
/iraallan ve
aa^
husus, /ahirinden
dikmekten holanmamakla
te bu hadi», nidas
gayet
açk ve
anlalan mâna
mdr?
mdr?
'sahih' olan
dier nasslark
(gö-
rünürde) çelimekledir...
Ensar /iraalç vc aa<; ycliliren kimseler olmasna (s.a.v) onlara di.
ziraatçlktan vc
Aksine sünnet:
hakto
aaç
ziraat, .sulama,
m ^vlcri
ramen Ncbî
dikmekten vazgeçmelerini emretme-
ölü arazileri kttiianim
beyan etmi, slâm
fkh
bunitu-la ilgili
da bunlarn her
birisini
ctetayl hirckîldc açnklamfir.
^"^
Bhârî. Muzfuua 2
285
Buhârî.
lMWim
ite
vayet etmilerdir: "Bir
dierleri Nchî (s.a.v)'în
Müslüman
ku, ift» veya herhangi için kesinlikle
Müslim
Mi^lUman için bir
hy
diker veya ziraat yapar da ondan
hayvan yerse önün hu yedii o Müslüman
hadisi
ÇM>n (r^yian
aaç dikme, o aaçtan
sadakadr.
u lati/ia rivayet t^ra^in "Bir
yenilen (yemi) mutlaka
O ^a^ çalman (yemi) @ khxm
't^\tt
hayvanlann yedii sadaka, kulann yedii bile o kimsc dr. (O/.clIc;) bir kimse, o
mutlaka
ri-
sadaka olur."**^
ise
bir
bir
öyle huyurd^unu
bir sadiika
aacn
yemiini yiyip
a?;allr.sa,
o kimse
mdaka,
için bir
sadaka-
bu o kimse
için
olur."^
roe Müslim, dbif (m.rmn mn rivayet ctmi^t "Nebr (tevX. (m ph) Ümmö Ma*fe*îd1 bahçesine girdi ve "Ey Omnrö Ma%ed! Bu hurmalafi kîm dikti? Müslüman m. yoksa kâfir mi?' buyurdu. Ümmü Ma'hcd. 'Hayr. Miislüman
Müslüman kimse
için
bir
aag
dikti' dedi.
Bunun
üzerine Nchî (s.a.v),
diker de. ondan insan, hayvan veya
kyamet gününe kadar
ku
yerse,
'Bir
bu o
bir .sadaka olur."^'^'
Aaç dü^ kiinîfl herhangi hir nlycAî <îlmasa hile pençeli
hayvanlar,
kularn yedii, hrsrzn çald, kendisine i/in vcrilmcksi/in alpcksillcnin zarar verdiinde olduu gihi. o kii. diklii aaçlarn meyvelerinden alnmasna karük olmak üzere Allah katnda sadaka sevabyla ile
mükâfatlandrlmUr. Bu,
Mi^m
ve bitenden f^î^lanan eanlla*
kale. devaml, kesilmeyen
bir
Bundan daha büyük hangi
W olduu mö^Mje
sadakadr. ü-stünlük
vardr? Hangi tevik unsuru,
zi-
raaU böylesine tevik edebilir?
te eskiden baz dirten ey de budur. Ekip
{f.a.)'tan " '
dikmeye
âlimlere. "Ziraat, kazançlarn en laziletüsidir" de-
tevik
eden
en
çarpc
hadis
muttefekun aleyhtir. Bk/. cI-Liriüti vc'l-Mcrc3n. (lOOI)
Müslim, Misakâ 7 (1552). "Bahu Fadli' 1-Garsi vc"z-Zcr'i" Müslim, Mü.sakâl I()(l.'i52)
286
ise
Ahmed'in
"tf/-MH.v/ferfnndc vc tJuhürî'nin **el-Edebül-M&fred'\v}a lik (r.a.)'un
rivayet ellii
vakc
kyamet kopmadan onu dikcbilcccksc onu
lmamn
hadd-i /atm«to* itü^a^tt
gii/cl gürül mcsidir.
sapt
kasnn, bu
kyiimcl dcrlal
tayda üiiit clmcsi sö/kuuiNu
ü/cre olsa vc
diksin."''**"
Halta onu dikenin vc ondan sonra bir
hil»;
olmasa
bir mcnlaali
Çünkü kyamet koparken aat; diken
böyledir.
kupak
yaanlr klmak için ya^te
ardnda lcrhangi
i:?in
lr.
çalmak
da
Buna
çuhijun bifi olarak
deildir!
iu ^•l
i.ste
«aamrm %^
c-anlandrmakla yeyüzünü
UmOe
hem dc
yaanlr
hale gciirmcye
b.
ey
y^aun
nedîr'^'
dediini iitiîm.
Weeeim!'
cmrcdiyofin. oraya mutlaka
dedi.
aaç
mam
Bu
dela
^t^m, Ömer
ona.
(r.a
dikeceksin' dedi. Sonra
Hallâh' babamla birlikle kendi elleriyle
Yine
kul vc
budur.
diknte^e engel olan bir
için.
yaraüln-
Huzeyne b. Sâbk (.rt,a)'4i: ^>y|(? dMgai ^dmcr îbnu'l^Ha^ itMjm. Wsöm, •Tt>pifM
Cerr.
MM^^
hale gelirnck için
büri"
sahabenin vc Miisömanlann an^a{tft ve onlar
ilk asrlatxla.
sevk eden cîy
yaanlr
dünyann son anlarna kadar hem yaamaldr.
ziraat fe^îlîl tm-^neri
bu
bu dikliinden
birisinin
insan,
Lîöre
Daha
ve yeryüzünü
ba^
bile
Hayal devam ettii müddeiçe dikmeye ve mahsul yeritinîieye dan tUha fazta tevik olamaz. Çnfea \wm\ ^fm kMh\ (çulluk stînn)
Mâ-
b.
u hadisir:
"Si/clon bilisi cliulc hir litlan
Bu durum,
Enes
Ahmcd, Ehu'd-Dcrda'
'Bm,
y^t
ona.
Sana
Ömer
bnü'l-
aa^ dikerken gördüm."^" (r.a.î1an
fuau rivayci ctmîlîn
"Ebu'd-Dcrda' tnîu) ,^m'4a ö|aç Ülkerken kendisine bir ona. 'Rcs^lÖMah (s.a.v)*m bir <mhabisi
).
riy^-
olduun
adam uradt
w
halde sen dc mi bunu
S3. X4. 191: lihârî. ci-Rdchii'l-MiilVcd. ^4*^. 480). Hlhnî. bu hadisi. Miislim'in artta yöv sahih* olduunu hclriniUr tes-.%tfaiâ. UmM. Ilcy.sLMiî dc MccmauV-Zcvâid, IV. tTût hu hadi^ Um elaîirf^mrfielöit tît ^îyie detir: "Bu hadisi rivayet dna öft^fftKHfial lan \t; sika/eivcnilir kist*ler*lir.'* Hcyseilîî Ku hadîsi mam Ahmiö'e dayândtfAhiiK'ü
m;y
b.
IknbL-l. cl-MiiMicd,
d;t Iiitili
Syûî.
l-i
111.
nu'mi^lir.
cl-Câniiu'l-Kchîr.
Itk/.. Elhflrtî.
cs-Sahîha.
I.
12
287
Sünneti Anlamada Yöntem
yapyorsun?' dedi. Bunun ü/crinc Ebu'd-Dcrda' (r.a.). 'Hakkmda acele hüküm vcrmcl Ben, Rcsûlüllah' öyle buyururken iinim: Bir kimse diker de, ondan insan veya Allah'n yaraukianndan herhangi
aaç
yerse, -
bu onun
O
biri
muhakkak bir sadaka olur' dedi."^
için
halde Buhârî'nin rivayet eUii
Ebu
Ümâme
hadii^
msl
yorum-
lanmaldr? Buhârî bu hadisi "Ziraat Aletimle Me^g^yl Ofmamn Somçlarmdan veya Zrmt Hususmda Emmlunan Stmnn Geçilmeni TürSmku Sakn-
eyler Bahnda" kaydclmilr.
lacak
Hâil/ îbn Hacer
bu balkla. Ebu
Ümâme
hakknda geçen (Enes etmitir.
Bu
îs©
852/1447) '*Fethu'I-Bârri]e öyle der: "Buhârî,
(ö.
u
h.
hadisiylc,
Mâlik) hadUinin
durumdan
iki
la/.ilcti
smm bjjdalrmaya Bu,
birisi ile olur:
min bu iin sonucuna hamlcdilmesi
megul
(yukarda) ekip dikmenin
ekRn^
iaret
^ W>
p
olur. Böylelikle Ziraaüû
emrolunduu (örnein, farz olan cihat görevi yapmam olur. Ya da böyle herhangi
olup bu sebeple yapmakla
görevini lerk elme gibi) bir bir giircvi
ihmal etmemise, onun tarladaki
Hadis arihlcrindcn seler iindir.
durumda
Çünkü bu
düman
ona
biri ise
öyle den Bu. dümana yakn olan kim-
kii. tarmla
kar
snn geçtiine h^nledilir.
urarsa
aslan kesilir.
binicWtte
Dolaysyla onlarm
uramaktr. Bakalarna dücj görev duyduklan eylerle onlara yardm ctm^^r."**^ binicilikle
Hadisten kastcslîl(m birisi de,
Ahmed
ve
olarak rivayet etlii
mânann bu'olduüfla
Rbu Dâvud'un Abdullah
u hadistir:
uraam^.. Wn
"yne tarz"^^^
k
b. ile
ise,
vazifesi
onlann ihtiyaç
tutan rivayetlerden
Ömer
(r.a.)'fâtt
tmfii'
alveri yaptnzda.
Hcyscmî. Mecmau'/-Zcvâid, tV, Sî-Srâe t» hadisi nakledip der ki; "B» l^i^. Ahmcd vc Taheranî de **eI-Jiâr«cmu'l-Kebî''cte rivayet etmitir. Ravileri, güveipr hadise ism kimselerdir. Onlar hakkmda baz eyler söylcnmise de bunlar verme/.."
Hucer. Fcthu l-Bârî. V. 402 (cl-Halcbî baskst sonra lyc: Kiinin niLiln bakasna vaadcylc satp mal müteriye teslim etmesi, matn bedelini almadan imce ayn mal. ayn adamdan önceki t>edclinden daha az lwr al^nakille geri saUii ük^*r. Bu se gerçekte kast0k(II^ ^«ödBF)Sipllan
bn
bir
288
Birkonudd Gelen Bütün Hadislerin Toplanmas
sr
kyruklana
yapp
/iraala dalarak
si/c /ellilii musalla» eder ve dininize geri
cihad
cuiini/dc. Allah
icrk
dününccye kadar hu
/^lillii
si/den kaldrma/.."''"^
le sine ve
gun
bu hadis, ümmetin dinî görevler
dünyadaki görevlerinden
karsnda geveklie düme-
riayet etmesi gerekenleri
ihmaline uy-
bir ee/a olarak, kendisine musallai olan /.elilliin sebeplerini
alkça
onaya koym*kladr.
kld
Yine yne yöntemiyle yaplan alveriin: AlfaVm haram hu konuda iddetli a/ahn (ilduu vc bunu
yupnn
ve
Allah'a ve Rosûlü'nc
kar sa\ a ilan etmi olduunu bildirdii faiz hususunda ümmetin küçük dütüüne ve yönü helâl gibi gö/.üken. lakal m; yapsi gçi'ci üphesiz
d
haram oian ratli ekillerde j^uklun muamelelerle
om yeme hilelerine
bavrd|unü deiaic çimekledir. Nitekim \c
ta
lar
sr kuynklarui
ilerde
devamlla
i/lemek ve tarmdan
homl
olmak, ziraa-
ve ö/ellikle de askerî alanlarla
ilgili
olan-,
bala olmak ü/ere geiUi sanallarn ihmal edilnKsinc iaret clneklc-
dr.
Cihadm
terkine gelince, bu da
yukarda geçen hususun manlksal
bir
sonucudur.
le hiitun rumu
bu sebeplerle, imnttel dinine geri dörtricdikçc,
du-
tmlafi çc|ie*^*pgi%(^ur.
veritir.
Alnîctf hadisin
Kantla >aplnnk islenilen husus h.
Habcl. c!-Mii?^.
hiiiün
cI^; yollnnn
II.
84:
"sahiir
iHicak, para k:t/anmiiklr.
Fbu DîH-ûO. i!onuitiir,
feâre
54
{c.s-Suhilu.
Doliytsyla bu.
tmm. II).
'lUyUtl-yiürthahati in-Âmiri hi'i-irâi'' adl kiub|in/.du kmtyla
n
/etilîîk
BfâtL
^
Uu hususla ilgili hu.su.sla-
li'inas uuik.
îhn lUiLvr. Ivllu l-Bârî.
V.402
289
3.
Muhtelifu'l-Hadis^'
Arasnda
Badatrma ve Tercih
Sahil
olan cr'î nasslarda asl olan. birbirleriyle çelimemcieridir.
Çünkü
hu
hak, hak
ile
çelimez. Ecr,çclikinin
varl
kabul edilirse
anciâc iifl /ahirindedir, hakikatte ve praükte \^f\e hir
yoktur.
Bizim üzerimize
düen
ise,
iMa edilen
bu çelikiyi
gi-
dermektir.
Herhangi bir zorlama ve
amel edilecek ekilde
îki
sapumm almszn,
ikisiyle birlikte
nassn arasn cem* (tc'lO vc tevfk
uygun hale getirme) le çelikinin giderHm^t
^ndc^
h^ kiÇünM terdtî,
olursa,
sinden birini tercih yoluna gitmekten daha uygun olandr. iki
(birbirine
nasstan birinin ihmali ve dierinin onun üzerine takdim edilmesi
demektir.
Cem' Tercihten Önce Gelîr Sünnctn leri
çelien ve
lerin
iyi
anlalahiimesi
-ilk
bakta-
arasn uygun
doru olan
ite hiffiaföt
tercih
290
metinlerin
bütünlük
birisi
mânalar farkl olan
hale getirme, aralarn
larkllk oIu»q[«^^^ birisini
önemli hususlardan
için
de; zahir-
'sahih' hadis-
badaUnT% uyum salanp
salanp çelimey^k ekilde
yerine koynuktn*.
arasn hirt^rmek ve birl^ne^ mOnkUn olmayanlârdan
elmeye denir.
her
mM
Muhtelifu'l-ltadis
Arasnda Badatiraa ve Tercih
Burada "sahih hadisler" iladeini kullandk. Çünkü ^ayl' hu fsaHmy^ girmem. Zayf
mâmi badaunmtH^ gibi
almak
hadislerle*
sahihl^^îs^i|btd0 bizden
zayf Hlduu
îstentne3&. Aiteftk
suretiyle olursa
hadisler,
haltte,
mâmn
sahihmi
o /.aman baka.^'"
Ebu Dâvud ile Tirmi/î'dc geçen da olsa kadnn on^iMpasn haun. klan '%ijniz de mi âmâerkek snz?" eklindeki Ümmü Seleme hadisini, müminterin annesi Âîn ie Fâtnu bînti Kays'n Hvayet ettii hadise -ki hu ki hadis tte ^ihtirBu
sebepledir ki muluikkik âlifnler,
dayanarak reddetmilerdir.
Bu
Ümmü
olay,
Seleme (r.anhâ)'dan öyle nakledilmitir:
"Ben,
KesûUULah*»3^uda bulunuyordum. (O srada dier hanm) M^mÛne de vard. Derken Abdullah b. ÜmmÜ MdctÛm 0ka^M^ Su
(bû-
n^n)
olay, bîis
dttanektc
emmknf^tan mtm
•Örtünün!" buyurdu. Bi/, *0,
âmâ
biri
deil
mi.
Peygamber (!t^^% bkeu Ey Allah'n Resûlü? Bizi
göreme/, hileme/.' dedik. Bunun üzerine Peygamber
(s.a.v), 'Siz ikiniz
de mi âmâsmiiT., pnu görmüyor rpusunu/V buyurdu."
Bu
hadisi,
Ebu Dâvud
dis, *hasen'-sahlhtir"
ile
demitir.^'
Her ne kadar Tirmizî bu dinde
Ümmü
kimse
0Up bn Hibbân
meiî^ir. yi
'sahih* kabul etse
{ö.
354/965}'dan
baka
hiç
s<^Mr 1^ S^hebi (ö. 748/1 MT),
hadis,
ile
(r.anhâ)
de hadisin sene-
Bu
kii, meçhul bîr
kimse onu sika g^"-
"d-Muni^'ûG bu kii-
zikretmitir.
kadnn yabanc
eden Buhârî
Âie
hadisi
Selcmc'nin azatl kölesi Nchhân vardr.
zayf râviler arasnda
Bu let
Bu
Tirmizî rin^pa etmitir. Twmizî, 'Bu ha-
erkeklere
bakmasnn caiz olduuna
delâ-
Müslim'de gelen baz hadîslerle ^ilimektedir. dan rivayet edilmitir: "Ben, mescitte (ksa mzrakla-
nyla) oyun oynayan Habclilcrc bakarken, Ncbî (s.a.v), ridasyla*^ benî
mlann "
yalun ve batl olduunu: kitaba, sünnete,
ksâ^,^^ye
ve
erM naksatla-
nna ters düiüünti üçklama dnda onlarla uramaya gerek ^ktur. Efu Dâvud. Libâs 34 (4112): Tnmm. Edob 29 {2778) Ridu' thrum gibi belden yukars için giyilen elbise çeididir. :
291
Anlamada Yöntem
ürtüyordu;""
Kfd
\yî\/ (ö.
yaplkliinu
lerin
544/1 \49) der
hakmasn
ki:
cai/
"Burada kadnlann, yabanc erkek-
oilu
edilmektedir.
il'adc
Yalnz
kadnlann. erkeklerin gü/el yönlerine bakmalar ve bununla /cvk almay ur/ulamalar mekruhtur."
Buharfrin bu badis
i(;in
M
koymu oldua
l^lklanndan
"Ba^kakrm Snizanna Dii^iirmeksizm, Kadnn, Hahelilere Kimselere Bakmas öt//»/" eklindedir.^'"* m
Yhu;
buu Buhârî'ua ^âunta binli
Kays
birisir
ve Benzeri
(r.anhâ)'dan rivayet elli-
i u badis de desteklemclciöiir. "Kocas, Fâtma binti Kays' üç talakla mtsL tWî Ibn Ümmi Mckûm'un evinde iddel bfîadn^î Nelt Çünkü
heklcî
âmâ
o.
giJicnc/' buyutdu." iddel beklemesini
t
hir
bir
adamdr. Olur
Daha önce de
ki elbiseni
Ümmü
ashabmn yanna
bn Ümmi Mckûm'un
kaduidr. Sen.
seni
(r.anhâVnm evinde
erîk
sonra da. "O,
i:;.ael elmi:?.
çkarrsn ve o girip
yk-
evinde iddel bekle* buyur-
Hhâî. Müslim ile dierleri yeilli lar/larla livayel etmiiir. Hu hadislerin genci an;s. birdir. Bkz. el-Lü lüü ve'lMcrcân. (51M. relim 7-e«/7 ile hirlikte Buhîin\ Nkâh 1(4(950). 14- Chiid 81. Mcnakb 15: MttsIÎHi. (tttrttâ fâ. m, lydcyn 1. 1% SLdauri-tvdeyli ISimjî Alttt^ h. lanbel. e(-Müscd- VI. 84, «5. 166. 247. CTl Rli
nttcrckn
tutJis.
aleyhtir
Bu
hadisi;
mm
Ibn llacer.
l
1
elhu'l-Han.
(1.
445. (Bnhâri. Nikâh 114)
Ya/ar. hn hadi^n Buhân'tle evlisini s<iyUiy<rsa da hu ckliyk- Huhâri'de
iKimmit. Bu
hadis i^in bk/: Müslim. Talak M^^-M
(22S4. :2Sf). limy. Nesâî. Nikah
1^. 22.
(
Müsncd. VI. 412. 41.^414.415.416 Buhar de konuyla ilyili alaKik lîr*-e ihftû VrZilbt^
IVvd. Talak .^7\y Ahmed b, llanbel. el-
USO);
Talak
blu-
1-bu
{^M^m iayle Hir hadis rivayet
edilmitir:
athâ'ya. ilakem'in kr/ lllacay görmedin mi? Koeas o kaüm kesin olarak h(t^<ad. Bunun tilerine kadm hemen k(X'asmm evinden dar t,'ikl' dedi. Âi^e. "O kadn. d^;ary; ykmakla kölii bir i vapmlr" dedi. Urvc. Âie'ye. 'Sen. l âtma binli Kays n (kendisine bolland e\dcn dijar t;knasna
"llrve. (loy/esl) Ât^e (r
hakkndaki) sö/Uni iitmedin mi'.'' dedi. Âise, unu iyi Wl ki. d^g^fS^ su hu hadi.sin zikrinde ^in^ feWtt« tCv^f Sey wfctuf. <ÇOnkü o hüküm, kulece i/in verildii
Âi^e.
'Dotsu Fâtma.
kendisinin ü/erine bir bir yyrdc ddeiini
292
kimsesi/ hir orSanda id.
(Kocasnn) bulunduu
iaratta
endie duyuldu. I^e bundan dolay. Peygamber, onun baka
bcklcne.snc
i/in
\
erdi" deli." (Buhârî.
Talâk 40»
Arasnda
Muhtelifu'l-Hadîs
Sonuç
bu
ilibariyle.
suhih
hadisler
Badatrma ve teA
zuyll
varken,
sobcbiylç
Ümmü Seleme hadisine itibiirodilctie/.. Hununla hirüklc hu \acip deilse dc
bahiKan- zayf hadis
kiilui eiiK-
ile
-bir
/ayT
:n için
sahih'
ticlili
arasn hadaur-
'sahih' hadisin
maya ^al^uak da eai/.dir.
Bu
sebepledir
Ümmü
sO/konusu
ki
Seleme
h. Nehî
lakdirdc ise
mam
Kurtubî
hadisi
(s.a.v)'dcn
67Mt2?3) ve bakalar.
(ö.
hakknda
t")yle
dcmilir: "Sahih
lunmlann üriusünde
lili/
lduu
oiduûu
uihi.
onkrn muhrcnliinde üc hsh uasndiin kaynaklanmaktadr. NUckim iuüiihrdun Hbu Oâvud ve biikalar da buna i^jiuet cuiUr. Nebî (s.a.v)*in Falma cvintfe iddel
hcfelcnesi emreden
nas kalyor. Sonra Nehî girip
çkl
Çünkü
o.
hir
âmâ
(s.a.v)
ve
sabii viöyle
bir
ÖmmB
ttmltMfmn
ohm bu hadisin ma"O. aslabtn yanna
'sahih'
buyurdu:
adamdr. FJbiscni çkarrsn ve o
kh ^Br/r âlimler bu
idde! bekle!
seni göreme/."*
hadîsi,
erkein. hY kuh-
ve kulak memesi gibi oruanlann lîöremeveeeöine. lakai
erkein hu orL-anlarm iiörnesinin
A\çl
m^^â.
kadndr. Sen. bn Ünuui Mektûm'un evinde
Kurtubî devamla
nm ba
binli
eai/
olduuna
deli!
kadnn,
belirmilerdir.
yerleri ise mbii ki eai/ deildir."
Vdurm himî Kays'a. Ürtimö $erkn evinden bn Ümmi HiâilÖiM m^û (u^tûmsm mw^^. bu. Falma binli Kavs'tt Ncbî
Umnü
*s.a.vK
erik'in evinde kalmasndan daha uygun
e\ine girip binil
ise
nü.
Kays'
om
hl^
çkann gi'ren
I.
(,-ok
Ümmü
mM Hm
erîk.
Fâlma
bn Ümmi Mektûm'un evinde Dt)laysjfla Fâuna binli Kaysn güzü-
kii olacakt. Fakai
Wmm giVrauîyetsckii. t».».vl
çckivermcsi daha. kolay vc daha uygun
buna îMd ve«i Y'vm 4&
Kadnlarn Mezarlar Ziyaret Etmesi le
Kudtnlar me/urlarj ziyard
Hüt^tr.».yn
/ira
(Çokluuyla lanumaklayd. Dolaysyla orada
bn Ümmi Mcklûm'dan
Bundan
ili.
naklettii
eim^^
u hadisiir:
"Ncbî
m ^M Allah
idî.
t*^
lgili Hadisler
eto tenM^^ Mrfi Wtm (s.a.v)
me/arian /iyarel eden
"IVrsînri-KrUihî. Xn. 22X (l)ru"UKiilühi"l-Msriyyehii.sksi.
293
ÜmeâMRiadaYSntMi
Mnto IIUu^ eui." Bu maâdr. Tirmizî
Ahmed,
bn
ve TStmizî rivayet
der ki: ^'Bu hadis, haseft-sMtir/ Yine
%p^tf*J»*fnde bu hadisi Yine bu
hadisi;
rivayet etmitir.**"
hadis. "Kabirleri ziyaret
Abbâs (r.a.) ve Hassân
eden kadnlar" lafzyla Abdullah
talcip
etmelerini
yasaklayan hadisler
Bu hükümden hareketle, kadnlann hükmüne varlabilir.
desteklemekledir.
tinden
men
edildii
b.
b. Sâbii (r.a.)'tat rivayet edilmitir.^^**
Bunu, kadnhtrm eenazeyi de^^'*
bn WMa 4la
kabir ziyare-
Bu hadisM) Ism^m^^im, arkekl^ gibi, kadnlann liym^m de izin
vcril£^ anfa^kn hâ$ka hadisler vardr. Bunlardan
birisi,
Nebî
(s.a.v)'in
u
sözfldür: "Sizi kabirleri ziyaret
etmeklen yasaklamUm. Aruk onlar ziyaret edebilirsiniz."™** "KablHcri ziyaret edin.
Çünkü
kahiricri ziyaret
cunck, ölümü hatr-
latr."™'
Bunu göne kadnlar da bu
Bu
hadisterdcn
birisi
(r.anhâ)'dan rivayet etlii
genel ziyaret izni içerisine girmektedir. de;
Müsfîm,
u hadistir
Ahmed'in
Âie
"Ben, *Ey Altah^m ResÛlü! Kabir-
ziyaret
ettiimde onlara ne ekilde dua edeyim?* diye sordum.
Rcsûlüllah.
'Allah'm selam, müminlerden ve Müslümanlardan bu diyar
leri
ahalisinin üzerine olsun. Allah bizden
önce gidenlere
lam da rahmet
de
eylesin.
nallah
bizler
siztere
de, sonraya
kaan-
katlacaz' diye dua
et'
buyuKu."'"-
bn Mâcc, Ccnâiz 49 (1576): Ahmet b. Hanbel. elWf. hn HibNln. es-Sahîh, Vll. 452 {,^179. hsan); Heysemî. MevâriduVZcn%. (789)*de ba hadise iaret etmitir. Beyhakt. e»-^n«U% Tirmizî. Ccnaiz 61 (lO.V);
Müsned,
II,
Kübrâ. IV. 78"cie rivayet etmitir. Hadis ve hadisin lahrici için bkz: Elbânî. Irvâu'l-Galîl. (761 774) Buhârî, man S. Cenâiz 57. 58; Müshm. Cenaiz 52 (945); Ebu Dâvud, Cenâiz 4041 (3168. :^169); Tirmizî. Cenâiz 49 (()40); Nesâî, Cenâiz 79; bn Mâce. Cenâiz .
34
(15,^9);
Ahmed
MM
Ahmed
b.
Hanbel, el-Müsned.
II.
401
Hanbel, cl-Müsned, li. 38; Hâkim, el-Müstedrek, fr.a.rtaa. Bkz. Blbânî. Sahîtu'l-<Mu'j^agrr, (4^) b.
Müslim. Cenâiz 108 (976) Müslim. Cenâiz 102 (974); Nesâî. Ccnaiz 103; 221
m 294
Ahmed
b.
I.
53rde Enes
Hanbel. el-Mösned,
b.
VI
Muhtelifu'l-Hadis Arasnda
Bu
hadislerden
rivayet ettii
biri
de; Buhârî ve Müslim'in,
u hadistin
"Nebî
(s.a.v), bir
kadnm >mndiu geçmii. Ona.
olan bir
nin
git
Mâlik
(:.a.)'ian
adamakta
'AUah^Üfi kork ve (Im^na
Kadn, Nebî
bama
yanmdan! Çünkü benim
(s.a.v)M
tan-
gelen musibet, se-
bana gelmemi§iir„.' dedi."™ GarüldaO Ozerc Nebî (s4.^X kadnn
Kabir ziyaretine
bir
"Rcsûlüllah'n
kz
^retm^l^^ Imm
^kt.
ey demedi.
Yine bu hadislerden
her
b.
memtn t»tda
gelen musibetten dolay) sabret* buyurdu.
mayarak, 'Çekil
Encs
Badatrma ve Tercih
birisi de.
Hâkim'n
rivayet ettii
u
hadistir:
Falma, (Resûlüilah'm) amcas Hamza'nn kabrim
Cuma ziyaret eder, dua eder ve kabrinin yannda alard."^^
KM-d^^^lne izin y&m hadisler, onu men
hadislerden daha
müm-
çok olmakla hîrWkte aralarnn birletirilmesi ve bagdatnimas kündür.
Bu
ise.
lâa kipinde
hadiste zikredilen lanetin -Kurtuhî'nin
dedii
olan "zevvârâi" kelimesinin gerektirdii bir
gibi-
müba-
mâna olan sk
sk kabir ziyaret eden kadmlar üzerine hamledilmek suretiyle olun Kurtubî
hakknn
(ö.
671/1273) der
"Belki buna götüren sebep;
kadmm açlp saçlmas, barp çarmaeyler vc benzeri hususlar olabilir. Bu durumda
denebilir:
Kadnlar bütün bunlardan emin olunca, onlar
^iya^ti için gerekli izne bir engel yoktur. erkekler de, kadmlar da
cvkânî le
kocann
yerine getirilmemesi,
sndan kaynaklanan
öyle
ki:
(ö.
için
kabir
Çünkü ölümü hatrlan:myâ
ihti^ 4uyar/
1250/1834) de der
ki:
"Bu
d görünüü
sözler,
itibariy-
çeliik olan bu hadislerin birletirilmesinde güvenilmesi gereken söz-
Icnlir."^"^
D ic'lif
görünüleri
mümkün olmadnda
rettii tercih
Suyûtî 7tn
itibariyle,
(ö.
unsurlarndan 911/1505).
Buhârî, Cenâiz 32. 43, 7.
çeliik iki veya daha RmcIa hadis arasnda
onlar arasnda tercihe biriyle, birisi
dierine
''Tednbu'r-Hâvt alâ
Ahkâm
1 1 ;
gidilir.
Âlimlerin zik-
tercih olunur.
Hafz
TakiibVn-Nevev" adl
^^s. Cenâiz
Î5 (626)'de
fâes
b.
MâUk
muttefekun aleyhtir. Bkz. el-Lü'!üü ve'^-Mercân. (533) ^'"cvkânî. Neylu'l-FAtâr. IV. 166. (Hâkim, el-Müstelrek. 1, 533) (r.a.)"tan
evkânî. Neylu'l-Evtâr. IV. 166
^5
SurmetfAnlanrada Yöntem
saym vc bunlann says
kitabnda bu unsurlar
Çclii^mc ve tercih edilen bu konu:
ve
hem de |[.
hem Tkh
usûlü,
hem
hadis usûlü
Kur'an ilimleri sahalarna giren önemli konulardandr.
Azl Hadisleri
Örnek ÎH^I
l(K)'ü geçmitir.^'^'
olarak, a/l yani hamile
mp^m^ meniyi
f&tm
kalmamas
için
erkein eiyle
^m ^^^Urem Imlteda
cinsel
gelen hadisleri
cic alalm:
bn Tcymiyye 6^ia34)'nin "e/-Müntekâ mia AMm'hMmi^" adl ER^ur Mîftnmn ''Azl Hakkm^a Gelen Hâdiler Bûh"nû^ kaj^Hfi hâdiîcrc Burada (bn Tcymiyyc'nin dedesi oUu) Ebu l-Bcrckât
bakalm. "Câbir
der
(r.a.)
"Bi/. Kur'arVn
ki:
/amunmda azi }'apf}urduk' (MuUelckun Müslim'in bîr rivayeti
yapyorduk. Bi/im
ise
öyledir:
inmeye devam cuii Resûlüllah aleyhi^'" "Bi/.,
Resûlüllah
yaptmz bilgisi O'na ulat.
a/.l
zamanmch
azl
Fakat O, bize bunu
yasaklamad."^'*^
Yine Câbir
'Benim
îîp.
(r.a.)'tan
ate R^luAl^'a ge-
hem livivmspM ve hemilt Hwf ma ti^üMdu; ISmm mm^ 4t;^|â@ bglu^âk l^tfi imi
carî^çm
bir
rivay^ çlilmiiin "Bir
hâh^^sîntte
var.
O, bizim
ugruyorum. Fakat hamile kalmasn da istemiyorum* dedi. Bunun üzerine
Nchî
(s.a.v). 'istersen azl
edecektir buyurdu"
bi/.c
çok
ettik.
Bu srada kadnlara kar arzumu/ artm
ar geldi.
syotf.ftiântHi^^M. Buhârî. Nikâh
%:
^* Müslim. Nikâh
™
AhniL'd
h.
)
ve bekâr-
Fakat bunlarla hirlcirsck hamile kalr da çocuk
Bunu
Rcsûlüllah'a sorduk.
Bunun
II.
Müsiini. Nikâh 137
M440)
38(1440)
Hanbcl. ol-MüseU.
Dâvud. Nikâh47-48 (217.1)
296
için takdir tecelli
(r.a.)*tan rivayet edilmitir: *'Bîz. Rcsûlüllah'la
olur endiesiyle azil yapmay isledik.
TK
onun
Mustalkogullan Gazvcsi'nc çktk. Neticede Arap kadnlarndan
birçok esir c!dc
lk
Ama üphesiz
(Ahmcd. Müslim, Ebu Dâvud).
Ebu Saîd cl-Hudfî birlikte
yap!
III,
312. 386: Mü.stim. Nikâh 134 (1440); Ebu
»
MtfMi^l-Ha^i^^a Badatrma veTer^ üzerine Nehf (s.a.v). 'Az!
kmmseie
kmittr
yapmmtzk
^i^^u
Resöüllah
diri
(s.a.v) ise,
^ yalamak hmm A* fAhmcd.
(r.a.)*ian rivayet cdilmiiir:
uspraa
iUri
giintiK^nin
(mutlclckun a-
"Yahudiler^
'a/A,
kii^fi^i^' dcmiicnli.
'Yahudiler yalan sJiyiediIcr. Çfifikii Allah, cgcr bir
buna engel dlmaya kimsenin gücü ycimc/' buyur-
Dâvud)/" Hbu DâMid'un
fibu
ÇCmki Aîlah
_u>kfifr.
unW(Kiklann vazm^nr' buyurdu"
Yine Ebu SüîU cl-Hudn k)/
hir saknvtt
lal/t ise :?öylcdir:
"Bir
adam
ky Allah'n kcsûlü! licnin hi eui\L'it var. Haifiile kulasn islemediim için ondan a/ yapyorum. Ben bu harekelimle digcr erkck^
gelip,
(kadnlara yaklanaklai isledikleri eyi isliyorum. Fakat Yahudiler,
lerin
;A/>ltn
...ilh*
Kayym
Ibn ijtiyle
olduunu (ö.
"Hadisin
der:
söylûyt?rlar* dedi."
7.'s
1/1350) "Zâaff'i-Mcâtr&d konuyla
açsndan lu senod sana
slhali
olarak
ilgili
yeler.
Çünkü
râvilcrin hcj.si sika ve hâli/ kimsedirler.""'
Usâne h. 7-cyd (r.a.)'ian rivayet edilmitin "Birtlam, B^«silürîah% gcMp, 'Ben eime az! yapn anm' dc'. Resûlüllah. ona. 'Bunu niçin yapdiye sordu.
yorsun'.''
Adan. Sülüne
/arar verip
rn etkilemesinden korkuyorum' dedi. Bunun Eer bu /ararl bir ycy olsayd, ranllar vc buyurdu
"
vayet edilmitir.
^"
b.
itabcL
Vchb
Biivi'
M)9.
cl-Milsned.
y Ibn Kayyini. /rKl'l-MeruI. V. Ahneti
ü/erine Resûlüllah (s.a.v).
Bi/anslito
b,
çimekledir.
tlcr '
nmr
verirdi'
/el
birlikle
13. Nikflh
51.
.'î3:
%.
Ebu
CtîiKer der. H«tHs(fîfeF ea^
ri-
Rcsûlüllah'n huzuruna
Kader
4.
TcvhiU
IK;
Müslim.
nfivud. Nikîih 47-4H (llîl
20'':
Müslim. Nikâh 14^ (I44"î) \c nokias/ Ual harllyicdir. Zcl harfiyle hala
Askori'nin de b(iyle siiylaliini bcütiir."
harlytc
öyle dedii
144
"Ciidâmc: cini
ki:
Ihl/.
lukun noktal
lk
IJI. .11.
Hanbcl. cl-\tiisrK-ü. V.
Dârckti
eI-E.scdiyye (r.anhâ)'nm
"Ben ba/. insanlarla
BtMri. McgiVÎ 32. Nîkâh I2.S(I4.1H) AlmK'il
çocukla-
(Ahmed. Müslim).^"
YfneCtilfâmC' *^%inti
"
çocuunu veya
olduu da
"î^im
^
nakietliiniitir.
Vehfe"
H
ismin, bir
Taberî dc.
Mrr^m
ise
Cüdâme
tplbinli
onun "bnetö
Vrnâc] cl-Esediyye oltlugudur, llfcd^nemti Mtâ^^Kfe^man olü?^ Mm Mnij ve kavmiylc birlikte Medine'ye hicret eintitif fBk/. ttihzîhu"i-TcKzîh. Xn. "
4(}.'S-4()f)).
297
Sünneti Anlamada Yöntem
vardm. Nebî
(s.a.v).
'Çocuk emziren kadnlarla birle$n%i yasaklamay
düünmütüm. Sonra baktm ki, Bizansllar ve ranllar da bunu yapy^1ar. Bu durum, <^uk1anna bir zarar varmiyor. pölaysyla ben de biini yasaklamaktan vazgeçtim)' buyumyordu. Daha sonra O'na azî yapmay sordular: Bunun üzerine Rcsûlüllah (s.a.v), "Bu. çocuu diri diri topraa gömmenin gizlisidir ve o, "diri diri topraa gömülen kz çocuu (hangi günah yüzünden öldürüldü? diye) sorulduu zaman"^''' eklindeki Ün hükmüne girer' buyurdu" (Ahmed, Müslim).'"^ Yine Ömer Ibnü'l-Haltâb "ResOlÜlIah, hür kadna, izni hadisi, iyi
Ahmcd
ve
bn Mâcc
öyle dedii
(r.a.)'m
olmakszn
azl
rivayet edilmitir:
yaplmasn
rivayet etmitir."'
Bu
âye-
yasaklad."
Bu
hadisin isnad o kadar
deildir."^'*
Ben de derim M; "ÇankH bu hadisi senekle, bn L^efa^ «dâda biri vardr ki onun hakknda söylenilen sözler bellidir. Yalnz Abdulbcrr/*'*
u
Ahfne4 ve Beyhakfnim Abdullah k Abbâs (r.a.)'tan rivayet ettikleri hadîs buna ahitlik etmektedir "Nebî (s.a.v), hür kadnm izni olmakszm
yaplmasn
azl
yasaklad."
Nitekim
cvkânî'nin
bu,
"NeyluU-
Evtâr"ir\&d da geçmektedir.'^'
Zikredilip
bu heydü^i^
h^nin
zfdirleri.
azfn mubah olduuna
d^lgL Mfekte^. lu«ta, Mhlerin cumhurunun varm olduu gör^ tcjr. Yalnz hür k^nnn, imm hajây ©Iduundaa do^, asd Hiî ve rzas ile yaplabilir.
mm
Fakat bu da, yukanda zikredilen lin
çocuu
diri diri
Cüdâme
topraa gömmenin
gizlisi
binli
Vehb
hadisinde "Az-
olduu" açkça ifade edilen
hadisin ikinci bölümüyle çelimektedir.
'"et-Tckvîr, 81/8.9
Müslim. Nikâh 140-141 (1442): Ahmed b. Hanbel. el-Müsncd. VI, 361, 4.M Ahmcd h. Hanbel. el-Müsned, I. 31: bn Mâcc. Nikâh 30(1928) Ebu'l-Bcnikât bn Teymiyyc. cl-Müntckâ, 11. 56\-5M (Dân'l-Ma'rife basks. Beyrut).
evIM^ Ngflu'UE^, Vî,
I^Tlfe "Abdulberr'' yerine "Abdurrezzâk" ifadesi yer "Abdurrezzâk^ yerine **mâ^fb&f* '00nildi. yoksa yazann burada bununla "bn AbdiIbeiT"e iaret ^ini bilemlyonz. Ahmed b. Hanbel, el-Müsned. I. 31; Beyhakî, es^SüBena'HCÜbrÜ. VIK Abdurrezzâk, el-Musannef. VII. 146(12577) evkânî. Ncylu'I-Evlâr. VI. 197
aMstadtF. Burala
la^ «Mc m
m
BU
290
Baz
mi
bu hadis
âlimler,
ile
bundan Öttcdk hadislerin arasn te'Uf et-
yapmanm tenzkm meh-uh olduunu Mnm^lcrdir. Bu,
vc a/l
Beyhâki'nin görüüdür.
Ba/. âlimler
ise,
"
bu Cüdâme hadisini, sayca doha çok scnedlc gelen
bn Haa^
çelimesinden dolay zayf î^ymiardar. Hâliz
hadislerle
i^.
se öyle demekledir. "Bu, *sahih* hadisleri zann ile defctmckiir. üphesi/ hadis sahihtir vc iclif mmk mömfeön^*^ <tbn 852/1447)
Haccr, Fclhu"l-Bârî, IX, 309).
Baz dir.
âlimler ise
Cüdâme
iddia etmiler-
hadisinin, ncsh edildiini
Ancak bu görü, nesh edilme
tarihinin bilinmcmCvSi sebebiyle rcdde^
dilmitir.
Tahavî
32 r/933) dc der
ki:
"Cüdâme
hadisindcki Rcsûlüllah
durumunda, kendisine vahiy indirilmemi
(s.a.v)'in
gçla
((i.
EhH
kitaba
bir
konuda balan-
uygun olmasndan dolay kabul cimi olmas
ihtimali
hükma feildinîM vc O da bu huaiîHa Yahudileyalanlamtu-/ bn Röd (a 520/1 126) vc bnuM-Arabî (ö. 543/1 148)
vardr. Sonra Allah, O'na ri
ise,
n
Rcsûlüllah (s.a.v)'in Yahudilere uyarak bir
eyi haram klamaya^a^
ve sonra da hu konuda onlarn vülan söylediklerini açklayamayaca-
gcrekt^siylc, Tahâvî'yi eletirmilerdir.
Ba^
âlimler dc Müslim'in *«s-îSrigfe^Wg sabit
olmas
hasebiyle
d^me h^tsini tercih etmi* senedindeki fariçliik vc tzlmb^"^ seb«#|^ Ic
karsndaki
hadisleri ise
zayf saymlardr,
mm
bft
\{mt
m
II:
"Bu, onun bir hadiste zayf görülebilecei, ancak birbirlerini destekleyen hadislerde ise bu
durumun sö/.konusu olamayaca, aksine onunla amel
cdUa;e# IGKekçcsiyle reddedilmitir ki burada da böyledir. Hadisi badatrmak mümkündür" <bn Haecr, Rcthu'l-Bârî, IX, 3()9).
hn Ha^m (ö.
456/1063)
aslna uygun olmas ve gerekçesiyle
l?t
Cüdâme
konuyla
ilgili
m.
dier
hadislerin
mubahlk
hadisinin ise yasaklamaya delalet etmesi
Cüdâme hadisiylc amel etmeyi
iaiaJNc^^@Ien fkjç.
ise
doan bir zaytlk
tercih
sebebidir.
etmi vc öyle demitir:
Bu konuda dafiâ geni
Mücföba Ugur. Hadis Terimlei Sözlüü. nzttraT
bÜgl
nratklesi.
s.
için
17i-
'74
299
"Hef kim. ü/X yapmann yasaklandktan sonra mubah
klndm
iddia
ederse bunu açkiaraas! gerekir."
Cüdâmc h;urisinin yasaklamada kesin olmad, çünkü, tebih ypluyla "çtKUu diri Darak lopraa gömme" eklinde adlandnimasmm, onun haram olmasn gcrckiirmeycecgi gerekçesiyle bu görü dc elcliFakal
'
rilmitîr.
bn Kayyim
751/1350) dc bunlar badatrarak öyle der:
(ö.
"Rcsûlüliah (s.a.v)"n Yahudileri yalanladi ey, onlarn asla
birlikte
yapnm i^l,
onlar, a/l
tasavvur edilemeyecei
hamileliin
mek mesabesinde
4tötu*M diri
yapmakla
Çünkü
iddialardr.
dm ^)p^ gömmek gibi
Bundan dolay Ncbî
görnfiüGrtlîr.
a/.l
(ü-a-U)
nesli kes-
de onlar
yalanlad ve '^Tla]^m
yaramay mtemc^ haHnde hamilelie
olunamayacam' haber
verdi.
/aman (s.a.v)
ise
Çünkü Yüce
hu hakikaten \-ocuu
de bunu
Cüdâmc
diri diri
hadisinde
'gt/.ii
Allah,
cng
yaratmay dilemedii
topraa gömmek' olmaz. Ncbî
gömme*
olarak
adlandrmtr.
Çünkü kii. einin hamiUî kalmasndan k!«;;namk a/l yapm, dolaysyla da o kiinin kast, çtKUu diri diri topraa gömtnc yönitoe kaymtr.
M ûuwm vmmMt\
\m ve
kasT!
te
Hil bir araya gelirken,
bu sebeple Nchî
dirmitir. Yîiic
(s.a.v) a/l
Bu y/.lalrma
gaym gktr: Canl ola^ gtame. a/l yapma ise sadece kastla alt^Idm yapmay 'gizli gömme" ekliyle nitelen-
fark.
ise kuvvetlidir.
Cüdârhc hadmî.
sencdiflin
yf saylmtr. öyle 1^: Md
b.
sonanfa^i
IM^t^^ftif
Ebi Eyyûb, Eb1-Esved'daft
i
M m-
ppg riva-
kalmtr. Hûlbuki Mâlik ile Yahya b. Eyyûb bu ttadîM EbTlEsvcd'den rivayet etmilerdir. Yalnz hu ikisi hadisteki o la/lal zik-
yette tek
rctmcmilerdir. Nitekim bu konudaki hadi.slerin hepsiyle gelimesi sebebiyle
dön sünen
W3fiy
sahipleri
bu ziyadeyi almamlardr.^^''
Bcyh^î m. 4W1066) dc '^s-mfmm4£mfi^ffûn aM
yapmann mubah olduuna hökmcden birçok hadis vc rivayet naklcimitir. Daha sonra da az! yapmay mekruh görenler, bu hususla kendisinden farkl rivaycller gelen kimseler ve a/l yapmann mekruh olduu hakknda
-'
cvkûHÎ. Ncylu'l-Eviâr.
VL -M6-.^50
(
Dâru' 1-Ccyl baskua).
Muhtelifu'l-Hadis Arasnda
naklcUii rivaycilcr
için ö/.cl bir
Müslim'in- naklcligi
Cödamc
hc Bcyhakî {)ylc
sonra
"B/c
unu
Vchb
binil
dc
hadisini
/.ikrcimilir.
Daha
Muhah
oldu-
Rcsûlülluh'tun hunun aksi dc rivayet cdilmilir.
daha
Câbir
b.
AbduHlrt, Atedullah
dâha birçoktan) bUtu
Baz
uygundur.
ia/.la
vc hi/ açsndan daha kuvvetlidir.
myûi^mi^* iym
Sahabeden. MÛmlarini
Burada
lahsis cimilir.
der:
rivayet edenlerse
Sâbit.
huii
hah
Badatrma ve Tercih
miM
âlimlerin
te/iict mekruh olduu
Zayü
Sa'd h. ^bi Vakkâ&.
b.
AbbSs. Ebu Eyyûb cl-Ensârî vc
b.
gönnülân pol^sylâ bu gürü. daha
hunu mekruh görmersî ijcklinde
îsc*^
KîiiRifnbfîi
yorunlau. Vic de en
^il Allah
iyisini
biiir."^^-''
111.
Hadiste Ncsh
Hadisler
msnc^i
çeliki kontmuyla
hususlardan birKi dc,
ilgili
ncsh veya hadiste nâsih-mcnsuh meselesidir.
Ncsh meselesinin. 'UIûmu'l-Kur'an' (Kur'an
duu gibi
'UIÖmu'l-Hadis* (Hadis ilimleri)
iie
dc
ilimleri)
ilgisi
bana
âyetin tek
iddia
gM
biriiinc
birlikle "kln; âycli 'nin
ve hu
de nesh görüüne
Gerçekle
inektedir.
iki
hadisten sonraki
ümmetinin
hangi âyci
olduu
husu-
arasn hadaurmak güç gelen bilindiinde ha/ hadist^iier hadisin
ise hadisle ne.sh iddias. Kur'an'daki
Çünkü
isimlendirdikleri bir
snmlardr. ncsh iddiasndan daha
mm ak^^i tUnmn
Kur'an'da asl olan. Kur*an âyetlerinin
ebedi olmasdr. Sünnete üelince.
le.
iki
mmakmdr. Oysa ûvtmm. bunun
iw bîr yer
uiimi.
varamamlardr?!
Hadisle de. birbirleriyle çeliip
olduunda
âyeti" diye
an
Allah'n kitahndan yü/ ayetten la/lasn nesh etliini
amiicf. bununla
iîuma
"kdç
ha/.lan sadece
ilgisi ol-
vardr.
Ba/? mülessiricr. Kur'an^f Kcrîm'dc ncsh iddiasnda hatla onlardan
le
lideri tii.lalyla
oMLa ha/s:
ve ümmetin üünlük
cüa' dâvalara vc geçici ballcre
Ik-yhakî.cs-.Sücnin-Kiibr. VIL
umum
için vc
Kesûlüllah (s.a.vl'in
i:>lcini
çözüm getiren
g«mkti^
yönelmesi sebebiy-
hükümlerdir.
.<2K-.1.12
301
BUmmla ce
birlikte
hakkndft vmh iddia edilen hadislerin çounun,
iyi-
aratrldnda mcnsuh olmaâ# ajtâ|m çkar. Bazen hadislerden kimisi
'ruhsat' kasi edilir.
ile
"azîmef kast edilirken, kimisiyle dc
Dolaysyla her
iki
hüküm,
ilgili
yerlerinde geçerli
olur.
Baz hadîsler. Ur hâl île ve tRer1«H*t haa»* de ba^a bir hâl ile i1
lintili olabilir.
Bu durumlarn baka baka oluu,
Nitekim kurban
etîcrînin üg
günden
saklanmasnm yasaklanmas hakknda denildii gibi. Hâlbuki
fazla
khnmas öukww«î ilgili y^mdc de açkladmz
ve daha sonra da onun mubah bu. nesh deildir. bii-
nesh anlamna gelmez.
durum hakknda, ndiidik im b^^l^ Burada Hâf/ Beyhakî
gibi. yasak,
W durum hakkndadr.
458/l()66)'nin "Ma'rifetu'sSûnen
(ö.
Âsâr*' adli kitabnda belli bir senedle
mam âfi
(rh.a)'in
ve%
öyle dediini
zikretnem iyi o^^lar;
"M hadisin birlikte kullanlmas amel
edilir, birisi için
lal'tan
baka
bir ihtimal
L Bunlardan fiâsihle
amel
edilir,
ihtimali
oldtitida her
dieri terk edilmez. Fakat
olmazsa o zaman bu
birisi nâsih
M
ikisiyle
de
hadis arasnda iMi-
ihtilaf için iki yol
vardr;
ve dieri dc mensuhtur. Dolaysyla-
men^t terk edilir.
ki hadisin çelimesi, hangisinin nâsih ve hangisinin mensuh olduuna dair herhangi bir delaletin olmamas. Burada benimseyeceimiz 2.
hadisin, terk ettiimizden
Ut
sebep
Bu, ya
daha kuvvetli olduuna delâlet eden herhangi
olmada müddc^^ b^ini brakp
iki
dierini benimseyemeyiz.
hadisten birinin sObutunun dierinden daha kuvvetli
0ma$
bu duniftda d^a ^Sbii olmn benlmserH^ l^eya ikisinden birisinin. Yüce Allah'n kiubna veya ResÛlü'nün sÜHne^ daha uygun olmas ya da ilim ehlinin bildiine daha yakn olmas yahut kyas yö-
hâli \}& öh£r ki
nünden daha ^ahih" olmas veyahut Rcsûlüllah'n ashabndan çounun
benimsedii görüü yanstmas
Yine
belli bir
"Bunun sonucu
ile
gerçekleir."
senedle gelen rivayette
olarak; ancak'âdil
olduu
nstm pPf {ihM) #yte
bilinen ahitlerin ahitlii ka-
bul edildii gibi, hadislerden de ancak sabit
302
der:
olan kabul
edilir.
Yalnz
'
Muhtetfu'l-Had5
hadis, mc<;hul bir hadis yü7.
olduunda veya onu
ve Tercih
nakledenler, kendilerinden
çevrilmi (metruk) kimifCCEUen olduunda, sanki o hiç gelmemi
gihî saylr.
Çünkü o hadiü,
Bcyhakî der
sabit deildir."
"Bu kitabm
ki:
Muhammed
"Ebu Abdullah'n,
inceleyenlerin, burada ismi geçen
smüîl cUBuhârî olduunu; "Ebu'l-
b.
Hüseyin"in Müslim ibnü'l-Haccâc cl-Nîsâbûrî kie.
Ansnda Badatrma
Bunlann her
de,
ikisi
tamam
olduunu da
bilmesi gere-
'sahih' olan hadisleri t(q)layan birer
yazmtr.
kitap
Geriye
düük
ceden
her birisinin shhat konusunda belirtmi olduklar dere-
i.sc.
olmalar sebebiyle kitaplannda nakletmedik leri
hadisler kalmakladr.
Onlardan ba^»n}«m.
Ba/su, Ebu
sa:
A
Dâvtt^.
Muhammed
SOl^rman RnO'l-E
Bckr;
a cs^î^tî
sa cl-Tirmizi
b.
Ba>:sm, Ebu Abduttahman: Ahmcd
Bazsn. Ebu
'sahih'
Muhammed
îbn
h.
uayb cn-Nesât
shâk
hn Huzeyme
rivayet et-
mitir.
^
Buntaitten
birisi,
kiubmda, keng^ çtihadmn ün^Srmü olduu
artlâr ve imkânlar dorultusunda rivayctlo*! toplamtr.
Rivayet edilen hadisler üç çeittir:
Bu U^^t^te J^ir ksmuKulis âlimlerinin, shhatleri ü/ere ittilâk ektikleri 'sahty ka<ikîerdîr. Mcnsuh olmad müddetçe, hif kimse bu 1
.
tür hadislerin aksine hareket
Bir
2.
ksm
edemez.
ise hadis(,ilerin
hadislerdir. Bunlara
/.ayllklar üzere
ittifak ettikleri
zayf
da hiç kimse itimad edemez.
Dier bîr kifnm ise »nlann, sühutlan hakknda ihtilaf ettikleri hadislerdir. Ba/ âlimler hadisin ba/. râvilcrinde görülen cerh sebebiyle bir hadisi zayf sayarken, baka bir âlim ise bu cerh sebebini görememitir. 3.
Veya
haberinin kabulünü gerektirecek kadar râvinin haliu:
bir âlim.
vâkf dertken* bakii
rck^s yahut
larnn
olarak
tea
^rdüü h^susu,
âlîm.
dümü
bir âlim
vâlgütr.
âUmm
cerh ge-
Nefesi bîr âtim cerh olarak görm^..
brMertn kedinin
olduunu veya
Yahut »f
munkâtt^ (kopuk) veya ba?j lafz-
râvilerin kimisinin
baz
râvilerin
sözünü
303
Sünneti Antmad?
hadî!îit
YMn
mcminc soktuunu ya
senedine
kulum
(müdrcc)
tla hir
bilir,
hadisin ücncdim
hu hususlar
baka
baka
t>ir
bir âlime
WliüiQ
'm $M\
kalr.
Bu anlatlanlardan sonra, hadis ilmiyle uraanlarn yapmas gereken ey; âtimtehn ihüiallan §iU ününda bulumlurmok» oolarm ^f hadisi ret veya kabul ederken ^)7xitiklc1 husustan dikkate almak ve
sonra da onlarn görülerindi' en "Kahih^ olan seçmek olacaktr.
Baan,
Allah'tandr."'^
Bcyhikî. Ma'ritctu's-Sünon vc"l-Âsâr.
I.
101-103 (Tahic »;s->Scj7d
cl-MecliMt'l-A'lû ll>-uûi'l-.slâmiyyc, Kutirct.
304
AhmcU
Sakf.
Söyleni Sebepleri, artlar ve Maksatlar Anlalmas 4. Hadislerin;
Inda
cbcvT Aneiiti cn
gii/cl
Hr
ciclltte
anlalmas
için
gcreitlî
hususturdiin hirisi Uc: hadislerin, ü/crinc hina cdildikk-ri ()/ol
-A.
na
^
sebeplere veya
hakiimasdr. Bu
kurtlr
yada
ise hadisle
hadiste anlatlan
Haîfeîîeri 4eri'nlemesîfie
unkm
düf aça hükmün
mkûi
var t)laca ve
(illet) ü/.erine
Bu
udur: Hadisin
çkthîlîr.
îsc:
kurulduu
edilir,
olup olmad-
ya hadisten
%K^Try^ Mr aratrmac; baz
/amann anlarn gö/cimc
Bunun
bal
ç-
olayn hulummdan anlalr.
veya o /aman mevcut olan
belirli bir
(illele)
ya açkça ilade
maslahat gerçekletirmek ya da
TTiLilebcr bir
deriTick
gerekçeye
belirli bir
iyice
bir
belirli
hadislerin.
zararl bir
eyi
probleme çö/iim bulmak
ü/.crinc
gi-
için,
kurulduunu göüL
tad httktün genci vc devaml
ol-
düünülmesi durumunda, varlyla
yokluuyla
d
hükmün kalkaca
bir
gerekçe
görülecektir.
önceki ûlimlerin yai^? da nesilden nesîlc aklara geldikleri
î^yfere ters dtîseJîlc hakfcraçkça söyleyeiilmck için cdcl^ l>îr ccsavt
ve psikolojik bir kuvvetle beraber, derin bir kavraya, hassas bir
açsna, bütün nasslar kapsayan
ilmî bir
bak
çalmaya, eriatn maksatlarna
ve dinin hakikatine iyice nül'u/ eden bir bilince ihtiyaç duymaktadr.
da elbette basit bir
eyhülislam
ey
Bu
deildir. Nitekim hu ö/cUiklcs; sahip oimak.
N Tcymiyyc m.
728/1 327Vyc. ;^amanmdakî
j^H
alimin
305
Sönneti Anlamada Yöntem
dümanln
kapanmasna sebep olmutur. Öyle
çeitli eniFikalar «klz^temiler ve birkaç defa
ki
bu
âlimler,
ona
kar
onu hapse attrmlardr.
O
da orada ölmütür. Allah ondan raz olsun.
doru
Hadislerin
aktmda meydana
vc hassas bir ekilde anlalabilmesi
gelen artlar
^Mmlara çg^üm q«f^ Büytelilcle
ile
nassn
bu artlar açklamak üzere ve bu
UgiU huiHistarn
^
bilinindi
^p^ir.
hadi^ kaî» edilen ey <fikkaüi bir ekilde beliri^mi, zanna ey söyletimefl^ düülmemi olur.
dayanarak akla gelen her bir
için,
manann peine
ve kast ecUUneyen yüzeysel
Açkça da bilindii üzere; âlimlerimiz, Kur'an'n iyi bir ekilde anlalmasna yarcUmc o^ esasladan birinin de^ â^tl^in nüzul (ini) sebeplerini bilmek olduunu zikretmilerdir. Böylelikle Hariciler ile dier birçok kim^fn dümtt^ oldt^ b^ hamlara düCÜmem oltrî Nitekim bu kimseler, mürikler hakknda inen lümanlara uygulamlardr. Bundan dolaydr
Allah'n kitabnn
alp onlan Müs-
âyetleri
ki
Abdullah
inmi olduu hususlar deitirmeleri
b.
Ömer
(r.a.),
sebebiyle onlan
yaratklann en kötüsü olarak görmektedir.^^^ Kur'an'n nüzul sebeplerini bilmek, onü anlamaya lefsir
eden kimse
lerinin bilinmesi
için gerekli olunca; hadislerin
daha da fazla
çalan veya
om
vürud (söyleni) sebep-
gereklidir.
Bunun sebebi ise Kur'an'm^ yapts g^l v@ n^^M olmasdr^ Baz mslar ve ibreüer aimmas; dmck cüz? eyleri, detaylar vege^lc eyleri insanlara sunmas onun
Sünnete gelince, getirir.
o,
Aynca sünnette.
vozi^nden deildir.
çok defa bölgesel,
cüz'i
ve anlk problemlere
Kur'an'da bulunmayan hususlar
ik:
çözüm
detaylar vanlr.
Bttmten dolay neyin nass, neyin genel, neyii geçici ve neyin ve neyin
cü/."i
kü bunlardan her
Sonuç
birinin,
itibariyle
Misüt halamna,
vnaki Atteh*m muvaflak
na
olduunu ayrt etmek ayr ayr bir hükmü vardr.
ve neyin lümel (külli)
306
Çün-
ve sebeple bak-
kld bir kimsenin sünn^ dostfe^n anlamas-
yardm eder.
Bkz. âtbî. el-Muvâtakât,
lgili artlara
gerekir.
kalc
III,
347-3.50
"
Hadislerin SÖ^üâ^epleri, artlan ve Maksatian
"Sizler Dûnyantztn
•
lerini Daha yi Bilirsiniz.
Bunun örnei: ba/ insanlarn ekonomik, alanlarda crialn hükümlerinden
yamztn ilerim daha onlarn iddia
4alu
iyi biliyoru/.
kaçmak
iyi hilirsiniz"
ettikleri gibi-
Iknda Anla^rlmas
bi/im
~
için
Zaten Rcsûlüllah
dayandklar
(s.a.v)
dûn-
"Sizler,
Çünkü hu
ladisidir.
dünyam/m
ve benzeri
siyasal, sosyal
alanlar
iijlchndcîdir ve
Uc sö/konusu bu
onlar
bi/.
ilevi bi;ee
Nmkmi|ur! Acaba
Çünkü
Asla!
liünyuUaki haklar lerini
kaslctüi mâna bu mudur?
hadis-i crilln
insanlar için adalet kurallar
ölçülerini
ile
koymak,
esaslar biiilirmük; Allah'n, Kesûl^
ile jgürevlcrlc ilgili
kantrmunr^ ve Nitekim Yüce Allah öyle bu-
giTndo-me* sebeplerindendir. Böylelikle ölçüleri
onlar sebebiyle yollar
ayrmam
yurmaktadr: "Dorusu
olur.
rcsûllcrimi/i
bi/..
açk
gönderdik ve
delillerle
insanlarn adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitab \c
mizam
indirdik."^-''
Bumliüi dolaydr
M
ah-V(^ maansldsri#*
t>rtakhK rsbln. klr%
borç ve benzeri ileri düzenleyen Kitap ve Sünnet nasslar gelmitir.
Nitekim Allah'n kitabndaki cn u/un
âyet.
dünya ilerinden
düzenlenmesi olan "borçlarn" yazlmas hakknda inen
iman edenler!
Birbirinize belirli bir süre için
Jmrfm. çinizden "Siz
bir kâtip
dünyanzn
ilerini
sebebi açklamakladr. sahabilere
hurma
etnai^tt Hâlbujki y.irdâtin
olmad
dc (bunu)
Bu
daha
ise
âdil bir
hunnalan
bir vadide
ziraat
bir
eyin
ayettir:
"Ey
horçlandimz zaman
ottu
ekilde yazsm."^'"
iyi bilirsiniz" hadisini,
adamas hakknda Nebî (s.a.vi
u
a/,
onun söyleni
alama kssasdr. Nebî
(s.a.v).
zanna dayanan görüüyle iaret
erbabndan
yetimiti. Ensar
bir
ise,
kimc
deildir ye
Nebî (s.a.v)Nn hunia
!$Mn3 ^ty vey^t dînî tnr emir seanm ve alamay terk etmitir. Alama yapmamann meyveler üzerinde kötü etkisi ortaya çknca Nebî (s.a.v). 'Ben ancak zavum i!c daha iyi olacan sandm. Dolaysyla beni, z^nnm sebebiyle eletirmeyin...' buyurdu. Sonunda da
alama
tle
Müslim.
II^I
Mcnakb
141 (Z163rdt; Âictr.anhâ) ilcEiK»
t).
Mâlik<r.a.)'lan:
cl-Hadîd.57/2.'^
cl-Bakara. 2/2H2
307
Sünneti fttlamada Yöntem
'Siz
dmymtzm
Hr (lummda
hadis.
daha
idlerini
te
buyurmutur.
iyi bilirsiniz'
bu
siVytcnmiiir."'
*' ^Bm, H^^MerArasmda Oturan Ha- MûdSmandtm Vzaatt.
•
"Ben. mürikler arasnda oiuran her Müslümandan u/agm. onlar, birbirlerinin atelerini görmemektedirler"
"
Çünkü
baka
hadisiylc
bir
örnek verelim: Ba/t ^îrmeter. birisinin
telMe de ttinyamn
dc dedii gibi- sanki "global bir köy" olmasndan sonra îirc-
htsshrla
nin. icthvi. i. licarcl. scyahai vc hcn/cri
çkan
trlaya
^^s^n
bîrbirînc
ihtiyaca
bir(;ok
ramen
asrm/da
ilgili
bu hadisten, genel itibaryla
bir
Müslüman'n* Müslüman olmayanlann beldesinde oturmasnn haram
olduunu
anlayabilir.
Hâlbuki hadis -Allârnc
Reid R/a
Mekke'deki Müslümanlarn Ncbî
bi-
(ö.
1354/l*)35)'nn da dedii gi-
(s.a.v)"c
yardm
etmeleri için
mü-
hakknda nakledilmitir. Bu hadisi, Siinett sahipleri rivayet etmitir* IFakat Ebu Dâvud'a gelince, o. bu hadisi CeHir b. Abdullah (r.a.)Uan rivayet cimi^ir.^3Pt^
yanndan 0*na
riklerin
bir
topluluun. Ce!%
Yine Tirmi/Î de bu hadisi
demi
budur" lir.
AbduM (r.ûj j^îkr^tmödîfetotîi yani bu hadisi
olarak rivayet ellikleri bclinilmitir. Ncsâî dc bununla yetinmi-
müsel tir.
b.
hicret cimclerinin vaciplii
Yalm/
tjnun
derdi.
ohrak
ve Buhârî'nin dc bu mürscli
hu.susuiitdâ usÛl
öyledir "Nebî
Bu
elmi vc "En sahihi gördüünü naklctmi-
rivayet
'sahih*
Buhârî, '*€S^eJtîh**\nac bu hadisi rivayet etmedii gibi. hadis
artna da uygun d^Mir. Mürs^l
m]mmi ni ise
niürscl
kabileden
ilminde
(s.a.v).
ha/
hadislerin deiii olarak kuil^
mehur hlilaflar vardr. Bu
"Hassân denilen yere
insanlar
hadisin met-
bîr askeri
Müslüman olduklarn
MrHk gön-
belirtmek için
secdeye kapandlarsa da askeri birlikte yer alan kimseler bu dikkate
almakszn
taö
derhal onlar öldürdüler.
Bu durum Ncbî
davran (s.a.v)'c
"esSvnelS Masdaran tn-Ma'rfeti ve'l-HadâratV (Bilgi v: Medeniyet Kayna Siinnel) adh kitabmzn "Sünnetin Terii Boyutu" bölümünde ya/dk!annua bakabilirsini/ (Dfnr-urûk. Kahin;).
î^H
olardk
Ehu Dâvud.Cihad M)^
308
(2(>43); Timii/Î. Siyer
42 (1604); Ncsâî. Kasâmc 27
Hadisleriv^^l^i^ Sebepleri, artlan ve Maksatla l;mda Anfa;lmas
ulüi. Bunun
Ncbî
tt/£rinc
(s.a.v),
bundan dolay unlam
panm
vermelerini cmrclti vc 'Ben. müriklerin arasnda oturan hçr
mandan uxs#fn^ buyurdu. Ncbî
(s.a.v).
diycl
Kftllitt--
R«lö?' dcdte.
Sahabilcr, 'Niçin ey Allâft'm
'Çünkü onlar, birbirlerinin atelerini görmemcklcdiricr*'^''
huyurdu.""(Yani: tc birhirlcinc yaklaabilirler, nede hirbirlcylc buluahiIiIlt.
Öylcki her
biri
dierinin
ncsale m)k uzaktr. Kinayeli
yakt
bir
atei görebilir
ama
aralarndaki
uzakl
anlatm olup, mekansal
ilaUc
eden)
fy insaninr, Müslüman olduklar halde. Nebî
yarm
diyet verilmesini cmrcUi.
Çünkü
(s.a.v).
onlar. Allah ve
savaan müriklerin arasnda yaamalar sebebiyle eyhlerine
yardm
etliler
hakknd Resûlu'nc kar onlar
kendileri, kendi a-
ve böyleee bütün olan haklarnn yansn""'
di'ürmü i>lduJar. Yim AHah v© R@ail'Q@ yimtitMi kalmay douran bu tür ikamclerc Kur'an'da da iddetle kar çklmtr. Nckîm
Yte Allah böylclcri
"man edip de
hakknda öyle buyurmaktadr
(miirikler arasmda kalarak) hicret etmeyen kimselere jielinee, onlar, hicret
elineeye kadar tnlarn velayetinden
onlar dinde
yardm
si/.e
bir
ey
yokiur. Fakat
isterlerse onlara yattija etmeni/, gerekir.
nzda anllamîi bulunan
bir ivjpluma
Yalnz
ara-
kar yardm etmeni/, (ilma/.."^
*^
Görüldüü üzere Yüce Allah burada hicret etmek vacip okluktan'"^ sonra. hcre etmeyenlerle dostluu vc yönelim sorumluluklarn ortadan -kalclrmtr. Dolaysyla Nebî hct
Müslümundan
tada M
man kii
zömre
Haitabî.
uhn
.
u/om"
îfelÜ
îlfcile^
dyclm yanya disûiilnosinin
onlaK hpkt bankasyla
"Ben mürikler arasnda oturan
s()zünun anlam. '(>ldürütdüü
ansnM
kanrlor iimsuut;»
yihi oklular.
(s.a.v)'in.
oiunnlanyla kendi kendi
gerekmesi
kar
iiüvcnsizlik il'adc
lukkmda öyle
aleyhlc' inc
yardunc
kynasyla LnaycIinin pay düliL**
nrli»kliivirak
Bn lcIikL" diycUcn
hilMiferîîte^
/aman kanndan
kendi ciinna
der:
"Çth-
oldular. Höylc-
hijlak
olan kifnsc
''cUBntâhH/72 Hicret. Medhte^^feî
ûnm^m ife yiîteA ccsiircti
RcsuPe vc
sahahilerine
katlmak vc slam' ogaMimek
ivin
mMn^ öfenlierte ism^t ^* «(»yLMklc slam a^maiii
kuvvcikniynrdi-
Mekke
rcthctlilincc,
Modinc'ye hefiSE
cHit^
k^tl*
mad. Bundan dolay RcsuluMah,
emek
'^(Mckke) îlnhinden sonra arlk (Medine'ye) hicrel yokür, Siidcce cihad etmek \c (cihad) nivMinde olmak vardr". iHuharî.
Menfkhu'l-Ens;V4?. McgO/l 53: Müslim. îmarei 86
(l«(>4) k
309
sommtu demlim)*
beriyim (yani
kar
devletine
buna
ar/,
demektir.
ÇUnkO böyle
kita
birisi,
savaanlar arasnda Ikamçt etmek suremle kendisini
clmi^; olur.
Bunun manas udur: Hakknda nass ifade edilen artlarn deiip ktenilen maslahatm veya defedilen bozgunculuun arkasnda 3^ ddg
dOÜnUtf^ ^sr^(S^^ yok olmasyla, bu nass ile daha önce sabit otail hükmün ortadan kalkt anlalr. Çünkü hüküm, gerckçenîn wl^yla var olur ve yokluuyla da yok olur.
•
"Kadnn Mahremiyle Birlikte
Bu konu
ile ilgili
örneklerde
Yolcululc
birisi
Yapmas"
de; Euhârî
ile
Müslim'in "Sa-
M*^nûe Abdullah b. Abbâs (r.a.) ve bakalarndan merfu* olarak u j^mdtsine ha^R gelmitirr ^&!t kskim m^k im^mün^ k6^ nikah
dümeyen) mahremi olduu halde yöleuluk
Bu yasan arkasndaki
jîcrckçe:
yapabilir."
*
eek
yolculuun deve, katr veya
üzerinde y^plmae^ vc genellikle de nercdeyse^ yerleim merkezlen
yaayanlarn pek
bulunmad
ald
sahralar ve çöllerin
bn-
ile
zamanda
kadnn, kocasz veya mahrcmsiz olarak yapt yolculuundan kaynaklanan korkudur. Bu lür bir yolculukta kadmn kendisine bir kötülük isabet etmese bile en a/ndan onun hakknda kötü eylerin yaylmas sözkonusu
WkM
olabilir.
-^nnmzda
oh^^ ^î-
durum
€^^i oiapf ^IMJgUn m takadn kadn
az yüz veya daha fazla yolcunun bindii uçak ya da yüzlerce yolöi
yan
yaplmas
bir irende
halinde ise yalnz
bana
yolculuk yapan
hakkmda korkmaya gerek yokur. Dolaysyla bu konuda er'an hakknda
bir
günah yoktur vc bu durum, hadise muhalefet etmek de
saylmaz. Bilakis Buhâtî'dc Adiyy
"
fîuhâri.
Chad
b.
Hâtim
140. Cezâu*.s-Sayd 2f. Nikâh
(r.a.)'n
merfu' olarak
riv^c
li; Müslim. Hac 424 {1341)'de
Abbâs tr.a.)'lan muUelckun aleyhtir. Bk/.. el-Lü*lüü ve'-Mercân. (850) vc aynca bundan önceki üç hadis (847. 848, 849 notu hadisler). «blt^aîîn^s^aflal 4: Müslim. HîK413-4t4 tl»rö6^«aöl^ h. Ömer (r^^Ttan: Buhârî, Taksim's-Salat 4: Müslim. Hac 421 (I339)'de Ebu Hüreyrc (r.a.rtan; Buhârî. Cezau's-Sayd 26; Müslim. Hac4I5-4t6.4Z3 (34(î)'dc Abdullah
h.
Aî« te
Ebu Saîdci-Hudî
SI©
(r.a.)*tan.
rtlÖjâerlh^?te^*fipteâartIanve Maksatlar
u
eiliî
hadis bunu dikleyebilin "Bir
kadnn, Hîra
Inda Anlalmas
denilen yerden
çkp fcoca& olmakszn tâ Bi^c CKâbc^e) kadar gelmesi yakndr. Bu
hadis;
ve yeryüzünde güvenliin
ysyla da böylg kim bn Hazm
çkn,
slâm'n ortaya
bir
(ö.
nurunun âlemlerde yükselmesini üzere söylenmitir. Dola-
yaylmasn övmek
yolculuun
caiz
olduuna
delâlet etmektedir. Nitedelil getirmitir.
456/1063) da bu hususla bu hadisi
Yine baz imamlann bu konuda
bir
kadnn mahremî ve kocas
ol-
güvenilir kadnlarla birlikte veya kendilerine güvenilen bir
makszn
cemaatle hac
yapmasn
caiz gördüklerini (r-anhâ)
bulmamzda alacak
müminlerin annelerinden
bir
du-
hir grup,
rum y^mxf*
f^itekim
Ömcf
döneminde yanUrmda mahremleri olnrakmn (Medine'den
îr.a.)
Hfekkc yc
gide^
geçtii üzere,
ile
laööMnteîd'ff. Hatta
Osman
b.
Affân
(r.a.)
Buhâf nin
««»-^irfra^nde
vc AbdurrahmanlI^Avf <r*«4 yolcu-
srasnda onlara arkadalk etmilerdir.
luk
Hatta imamlardan bazs, "Güvenilir bir
kadn
bile yeter"
demekte-
dir.
Baz imamlar
ise
"Yol güvenilir olduunda kadn tek
luk yapabilir" demektedir.
kitobn sahibi de
yolcu-
Bu görüü, âlülerden "el-Mühezzeb*' adl
doru bulmaktadr.
Bu duram tew tt^^^teütöiohrfâ g^rHdir. bunu bütün yolculuklar iin gerekli görmütür.
âfîîlerin
bazs
'
"Devlet Balkanlar (mamlar), Kurey'temlir"
•
Yine bu konu
ile
ilgili
Buh3r,
Mcnakb
bakanlar (mamlar).
"Devlet
olarak
Kurey'tendir"^* hadisi de vardrJ^! Allame
bn
bana
bn
Haldûn
(ö.
808/1406),
25
Hacer. Fclhu"l-Bârî. !V. 446 vc
devam
(cI-Halchî
basks)
Enes b. Mâlik (r.a.)"lan rivayet etmitir. Heyst:m"nin, Mccmau z-Zevâid. V, 192'de dedii gib*v%ttM^
Ahmed
b.
Hanbei. cl-Miisned.
ravileri güvenilir
MbK#t â&
III.
129. I83'de bu hadisi
kimseladir.
*^«^r^f© vi%^TerkS$^d&
ise:
^
fta^n
senedi, ceyyiddir'
(fer.
Aynca **^-Müniekâ" adl kitabmzn 1299 nolu hadisine bakabilirsiniz. mam Ahmcd. cl-Müsncd, IV, 421. 424'de bunu baka bir hadisin içeri.sinde tendir." Heysemî lalvzla öyle rivayet etmitir: "Emirler (devlci bakanlan) Kurey'
311
Sünneti Anlnn^
Mem
**^ftkaâdime"mm3iB
K«î^1fl
ca
'NcM
hunü.
ile
dfincmddci
ü/crinc kurula-
ald'
asabiydi (yani gü^ ve nüfuzu) dikkate
eklinde
cdcTck öyle der:
Icl'sir
artnn. m\&Qc
"KutcyIilik .seHibiyie
Imma
bu
i0n bu ^rt.
Offtift
'^Kuroys^'tcn
olma"
hu artn
ile
sagîpcak güçUi
içerisinde
engellemek
^(k||unQ anlarz.
deerlendirmemi/ vc
kapsaml gerekçeyi -ki bu
kasi edilen
asubiyctin
Bundun dolay Müslümanlarn
gerekir.
çandaki dier
geçecek halilenin: kendi
cek, onlun kcndiHne
a^^^/Jklar
'yeterlilik'* ile ilgîH
art
-yeterlîtik""
olmasdr- esas almam/
bana
«nfecda teulunan asabiyet vc üsiünlük
meydana clebilccek
için t>ldu|u sabit olunca,
var
hükümdarln
ftM|î trf4ü^ vc haHfclik veya
kuvvci
yaad
{s.a.v)'în
asabiyeiteu Üstün gele-
b^ klacak ve böylece bütünlüü en güzel ekilde mensup olmasn prt
bir asabiyete
fc<e^mami7. gcrck-
mekiedir™"
Balamlarn Göz Önünde
A. Nasslarn Vaz* Hikmetini vc
Tutma Hususunda Sahabe
Mi?îWn fsghmlann dunit
ha/
illetlerini
hadislerin. ResLiLillah (s.a.v)
ve sonradan bu
lerin /îijiriyle
Bu
göz önünde bulundurma mcio-
uygulayanlar, saliahe ve onlara gii/clce uyan tabiundur. Onlar,
ilk
aldm
liîr
19.1)
dttruTOaKîm
k'r
belli
bir
durumu
ele
tür hadis-
ameli terk etmilerdir.
eimeyip Müslüman
Siik.'\r h
dtînemindeki
durumun deiliini görür görmez bu
birisi de:
arasnda taksim etmi,
sahahilcri
(V.
ve
vc Tabiunun Mctodlar
ki:
nesiller için
Hcbî
lakai
(s.a.v). Haybcr'i.
()ner
" devaml
rak
(r.a.)
bir
güç
oray fetheden
ara/isini taksim
kayna
olsun diye
"liklisin lavilci. Slikoyn b. Ahüula/î/ hariç 'sahili' kimselerdir. is<j. sik: hi Milisedir " Münzirî
Ahdui;/i/
yüM-ilr kinsckTitr," lk/.
tCT
ki:
"Bu huüMn
ravilcri.
.-i-M(inickâ. (1.^1)0)
K(>n>l; iluili ilmî hi tle^iTL-ndiriK' KrcyIilii". A. V. 1. 1-. Dergisi. XXIII.
için hk/:
Iklipoglu.
M.
Said. "llllarclin
Ankara 1978 Bkz. thn Myld^. mukaddinK-, t. W5-(m (Ucclu'l-Hcyûi'l-Arabî -ikinclhask. thk, Ati vm.
^ '
m
Omcr s.
(r.a.)'i(i
iuinul
bil
Ahdmmâ
ara/i\i ll-iiedclcr ;n;iSMuia h(ilîiiiinm;fn(>
ivin hk/: cs-Siyâselu'^-er'iyyc
ISSOOI fNlektL'hcu Vehhe
312
1-93.
neri).
n^it^esi^ %^î«lll^
Hcync NusÛsi>Sertîflî vc Maîâsdih»!
Hadislerin Söyleni Sebepleri, artlan ve Maksatlar
iruy
sahiplerinin elinde
haknu:?
koymay
vc ara/iye vergi (hara<;)
bn Kudânc (ö.
daha uygun görnüiür.
nda Anlalmas'
62(VI223) bu konuda öyle der:
,
"NcbîfR.a.vrm Haybor'i taksim cimcsi. slOm'n baijlangcnda ihliyacn çok olduu bir /anandayd \c bunda :imnclin maslahal vard.
Oala sonra
ise
bu maslahat,
peklinde hciirginlcli vc
•
/fc.
bunun yaplmas vacip
nmmlrr. Ncbî
is.a.v)
alnp loplanlnasn
Onu
dc suyu
brakdmas
oldu."^^"*
Osman (r,a,} 'ih Kayp Develer Hakkndaki Tutumu
BuMm hlfe^ bir Îmoi
ieV
ara/.inin. sahiplerinin ellerinde
yc
dc_
kayp
Nobî
(s a.v)-in
kayp
dcvcleric ilgli tu-
develerden sorulunca. O.
kayp
develerin
yasaklad. Soruyu soran kimseye de. "Ondan
kendi haline hnak. \ardir. Sahibi
Çünkü onun
gü(;lü
ayaklan
.sana
h«fi^*yiuJe
buluncaya dek suyunu içer vc ^î^ffattJan ycf
buyurdu."'^^
Resûlüllah (s.a.\) (s.a.v) /aniLiifnda \e Hbu Bekr (r.a.)
dönelerinde hu uygulama bu ckilUc devam
develer. diklcri
Resflüilah ts.a.v)*m
vc
çölleri
elti.
(r.a.)
ile
Ömer
Buna göre kayp
rnvim uyulank. k^aikfini koruyabü-
amyy 4a3M¥Hâll ^k'an
sayesinde çöllerde yîyccek
vc içecek su bulup ikembelerinde dcp» dU^l^lcri sürece, lîah^fe^ iarafndan hulummcaya kadar kendi hallerine brakhr. onlar hiç kimse
Ol
ahkt>vma/d. Sonra
Osnân
**Muvatta'"iia
h.
AlTân
irau)
dönemi
gdtli.
mm
JMâlk
riv^ ^|îik: ^\ kctîdisi. bn ihûb c/-?;uhrfnift00*;
"Ömer îbnü^mattîft» (r.u;) mmsmmâ^ Myrp devefibf o kadar (,'oaIml. sada-solda yavnlrlard da hç kimse onlara dokunamazd. Osman fr.a.! halile olunca hunlarn toplanp ilan edilmedcdif ini iitmiiîr:
n
sahipleri
"
KuI'tnL-. lI-MiiüiiÎ. I.
sini,
bn
(,kma/sa satlp sonradan sahipleri bulunduunda paralu-
onlara verilmesini emrcui.""'^
598 (N^TH>^^feirfr-îslâmiyyc «sathiiea. Mte4 :?L-\k;tî. NL'\ln"t-i;vifr. V. î^K. Hu hadis: lîhâil Mm 2S Mu.sakal 12, Lukala 2. II, !:iak 22. \-xkh 7?: Mislim. ^. 4. 2 U?23*'Uc /eyd h. Hâlid clCliciiî (-.;,) l:n miicrckun alc\hlir. Mvalta'. Akdiyc 5\
Ukl
313
SSnfieti
Anlamada Yöntem
Osmân (r^,)'dan sonra, durum biraz daha deiti. Ali (r.a.) halife olunca k^y^ mâmin„ ^^len »âm korumnak üzere tutilmalarmda OsTîiâii (t.a.)% fttöPihi ki^l etmekle birlikte bunlann satlarak paralannn sahiplerine verilmesinin, sahiplerini zarara sokabilecei görüündeyÇünkü devenin bedeli, bi/zal devenin yerini tutamaz ve salad fayday salayamazd. le bundan dolay Ali b. Ebi Tâlib (r.a.) kayp
di.
d^^erin toplanlarak Beytü'l-Mal tarafndan baklmalarna ve
sahipleri
çknca da teslim edilmelerine karar verdi/^^ Osmân
(r.a.)
ve Ali (r.a.yn bu yaplkîîm Î^Sst^ tîaSS^ mftâferf^
maksadn' göz Önünde bulundurmulard. Çünkü insanlarn ahlâk bozulmu, hak-hukuk anlay zayflam ve bir lak^m kimseler ellerini harama uzatr olmulard. Buna göre kayp
deildi. Bilakis onlar, 'bu emrin
hiplerirtc
iirlac ke*di ballcrme brakmak^ oniaft ^yi eunek v« î^bir daha dönmemelerine sebep olmak olurdu. Bu ise Nebî
(s.a.v)'in
onlar toplama yasayla katiyen kastetmedii bir eydi,
dcveM
ysyla bu sakncal durumun ortadan kaldrlmas B. Nasslann
gerekiyordu.
Deien Bir Örf Üzerine Kurulmas
Yukanda geçen
hususlara îttve cdilesfeStec^ eylerden
nasslann. peygamberlik asrnda varken daha sonraki asrlarda
döneme
olan, o
ka-
ait örl'
üzerine kurulup
birisi
de;
deimi
kurulamayacana baklmastdr.
Asrmzda ise durum deimitir. Buna göre nassn b^lannmyp nasstan kast olunan eyi e^s almamzda
lafzna harfiyen bir
saknca yok-
tur,
tnunl^ VnBHfiB Öl^r ve Tartlar HafckmdttkiGdraa
•
Fkh âlimleri, "Buday ile buday, ayn ekilde arpa, hufma ile tuz. ile gtaU ise tartt musma fazölçei Mçeine, misti nûstine v& lahk alnmakszn dei^ir^ endeki mehur nebevî faiz olabilecek (ribevî) mallaria ilgili oUutdc
geçen
182/798)'un
'^^
Merhum Fkhu". I
314
Dr.
görüünü
\mm W^
^m
bilirler.
MuhammötJ YusurMusa.Târîhu'1-Fkhi'l'slâmî. "Sahabe veTabiun
s. 83-8.'S
HMjIslefn S^^^bepleri, artlan ve Aal^tlan
Im^ Aa^trras
Ebu Ymu^ hadiste geçen SffliöarO» '^H©^' ini. y«to 'tartca' sm itibar edilecei hakknda bunun 'örifc bal* bir hüsus okuU g^E^Mh, dr. Buna göre örf deiirse, örnein -asnm^a olduu gibi- hürrm île
u/ tan* ile alnp satlr hale gelse, muamelenin yeni örfe göre yaplmas gerekir. Dolaysyla hurmann hurmayla, luzun tu/la -'ölçek' olarak farkt bile olsa- *lartr ile eit olarak
allar j;aiz olur.
amm
Hbu Hanife'nin il<^i sûrcU^ ve Hanefi td^linnn kaydettii u görüe ters dümdde^ ^^esfflÖThA (s.a.v)'m, hâfâttt^ 'ölçek' itibaryla fazlal haram kldif! mallarda ebediyen 'Ölçee' iti-
Bu im,
bar edeceklerdir, hatta insanlar hu mallarda ölçek kullanmay terk etseler
Yine Resûlüllah
bile.
d
da tan kullanmay biraksatâr
ile
trmadr; hâlbuki
doru
Ebu YusuPun
ilgili
eskiden
kIamlat
sidir.
dlçii,
Miktarnn
mmu&ân deiiklie urayan
Un #m3t@n
mskal veya
kyamet gününe
''FMu'z-Zekât**^^"
I
birisi de;
ve
tartyaMM Olur.
Varl
bir örfe
Ncbî
bal olarak
(.s.a.v)nn, nakit
vaz' edil-
pamJtmu
^00 dirhem (595 gc) ve dt^ert de altndan 20
dinar (85 gr.)
Çünkü o dönemde
zmmmmhki nsan-
ujpm dü^ktedir. Bu durumda hdmbat
diinin en açk örneklerinden
y^ma
ve arpann
söylediidir. Bu.
Nakit Paralar çin Nisap
N-dmm.
buday
u
larn maslî^atma daha
'*
tu/,
alnp satlmas gerekir. Bu ise insanlar için bir zorlahalde bu hükmü koyann böyle bir maksad yoktur.
olan görü,
bcn/cri eylerle
fazlal haram kl-
bîic."
bu görüe göre hurma.
kadar "ölçek"
ile
itita edilecektir; hatta insanlar bu mallar-
mallarda, daima
te
haklannda Hart"
ts.a.v)'in
olmak üzere
iki
çeit nisap takdir etmi olma^
dinar H) dirhepe eil
durumdayd.
adl kitabntda da a^ntaadlm ü/crc; Nebî
ayn nisap miktan fcs^may kast etmi deildir. Aksine onun kasl, tek bir nisaptr. Bu nisaba kim sahi^ o kimse, zen(s.a.v),
gin
zekât için
iki
saylr ve zekât vermelc
mm
tedavülde bulunan altn ve
'
Bil kilap.
"slam
olw-
Bu msapfee,
^inüten oluan
//«AHAHnrfff ZcAâl"
adyla 2
cilt
iki
halinde
nöbövvet «snndfi
para einsiylc takdir
brahim
Sarm tarafn-
dan Türkçe'ye tercüme edilmitir.
315
Sühn^Atiam«j|BM ctUlroi^ir.
Dtjlaysyla bu konudaki nass. o gün gc^rlî «lan
mök> gOrc
meytoa eln^
riyali
iki
dunm ümamcn deimi
vc
Asnm/da
ise
düü
allna jOrc korkunç hir
ytistcrmilir.
Bu durumda
/ckfu nisahn. hirtjrindcn oiduk*;a larkl dcgcricr ilaüe eden ii/crindcn lakdir eimcmi/,
ömefia "«5
gr.
almn nii^
Dmm
^^t
miifi
veya Ünlün dinarna ya da olan hir kimse. "Parann
paras olat
larsak
0is$l0e
nl^ m^çMRtmkn
bf^^fe nnftea, mesela bir miktar
Msr cüncyhinc^^" veya
nisahm
gümü
dc
mebla
595 gjr, gümüe dememi/ eaiz deildir, on
Kuveyt
Suudi riyaline sahip
ü/crinden hesaplarsak sen /en-
dolaysyla /ckâl vermen gerekir" dememi/ vc bundan
ginsin, la/la
iki
altna veya
denk nakit paras ulan kimse /ckâl vercoîktir"
bu durumda
Icâ*
vc zekât nisabn, birbirine tamamen eit
mehlaîi göre snrianmtr.
gümüün
vc
ftrfc
kat kat
nisabn altn ü/crindcn hesapsen lîikirsin" dememi/ düünülemez.
Asrm/da
bir
kunscyc
"Parantn
hu tlurundan kuruilnann yolu. nakil paralarda /ckâl
snrn iladc eden bir ick nisabn bclirBüyük fisiad eyh Mhammed Ehu Zehra (ö. 1394/1974) lemnesidir. rae&lckiaiar uUn t^h Abdül v^h^ HaMî m> 1376/ l<Pi) le
ucvklircn or'î /enginliin asgari
eyb
Abdurrahman Hasen -Allah onlara rahmet
y^fl^feri ""/i^âr toferansnda dett
bu
hesap edihncsini
üöüü
delillerivle
ileri
/ckG nisabnn, sadece
sürmülerdir. Zckâl hakkmdaki
am%
'altn" üzcrin-
aratrmamda
levih vc tc"vid ellim.
sanld
git
eylesin- 1952'dc
gibi
nuJu {^rl'ü/crine kurulmutur.
na.s.sa Icrs
dümemekledir. Aksine nass bu-
Bu hüküm ancak bu
j^rltln
kalkmasya mn
birkr. L
'^''Cinovh. 7*1
Msr n;ra biciniHr. Miisliu.
oldk,; linkli iki ;yn nsap miktan ultjiurmas anlam ,'ik»inakt.dr. Bu. "Ikl'z-Zekâ("[d knuyla ilgili lurlnann/h lercih elliimi/ tiörii idi. Çünkü nisap miklannm. nakit pardda hirIçtrîhtcsmih /trtnU t^d^ugu^rdirk. Wm\i §w&^ nsah nt. >nksa alim nisab fm ft^crli olur? Ben. nakil pimmn nKih î^n. ^ttnü nisabn J-ûI \v alUi n'sahm lereih ellin», HiHiila
ni,s;p
niktjtnn. birbirimlcn
Mwi Ms^Mp^.
lik/.
316
(Uh
/-/ekili.
I.
Z<rl-l(^5
SövIph
Hadislerin
•
Âkife'nin
Zumuni LTcIcn birisi
//c
Ömer (r.a.) Döneminde Deimesi
sonradan d(;^en örlinc
ûtr,
NcM
arak
lîii/
bal olan vc ibh-i
(s.a.v)"in hala ile
akmhalan olan
tliinnclcrdc diyeli klilin mrsitlir
rLihlcr Ncbî
(s
neimiierdir. Hâlbuki bu
lkhvlan
Haneliler eihi
iiCvA
amd
dier ha/lar
ise
ödemesine hükmel-
kM^ ^î
old^ç h^n.
delil
^j^'le
p^
hTrmdmtftmhrdr bu görüle olan lakihlere muhalel'el
gammilcrdir. bn Teymiyye
M konuyu rfi^teltefc
[l
RcsûMUlaft fs.a.v)*rt
edip ()mer (r.a.)'n kendi döneminde diyeli di\an ehline
sm
/;tliine
oJmas g^ktiinç hük-
asr- saadette,
fiflfmîte
mek^
(kasta ben/er) öl-
hükmün
a.\Vij \erdii hu
ve desteklileri crkcfe okrubalan
fmlanf ^lcdiini
nasslam verilen
âkik'sinin
âkilenin daima kaiilin erkek akrabalar
dnncs
Inda Anlalmas
S^beplP'i, artlar ve Mak^.tl^n
(ö.
yüklemi oU^'-
728/1327). ^^Fetâvâ'^smûii
der:"Ncbî (s.a.vi diyeli âkilenin
ekle-
mesine bökmctmlir. Akifc. kimiye yardnn eden ve ona destek olan kimselerdir.
Ömer
ise
(r.a.)
bumda
ail
esas alman âkile:
bcMi kimseler midir?
k^.inin erkek akrabalar
ili.
kendi d(ineminde divan ehline yükledi. Bundan
diyeli
dolay lakilk diyelin kime ba
diMiciule
Âkile. Nehî (s.a.v)
olaca hususundu
.mr^mts
Giiata
Yoksa hcrîmnfî
iluilar elliler
bir
m\t
ve Aca-
m ityin i^îlmi
sö/konusu t)lnrak/m
kî#nin yardmet ve destekçileri midir?* denildi. Fakihlerden hirinei
e"
dçiîiijjlerdir.
Çünkü
Ikin4 i^!^ ler
yardm
tlc\
rinde kiinin
görüü
esas alanlar. 'Diyci ancak akrabaya dü-
akrabalar. Ncbî ts.a,v)
âkile
idi.
âlmlât \m. Terine ve isremma göpr kiiye kim-
edîyor ve kolluyoriarsa âkile onlardn-. Peyuamher
yardnnc ve arka çkanlar akrabalar
da âkile onlard. Çünkü Resûlüllah
(maa verme)
di^c bir sistem yaktu.
mîSjynjvi kulunca, her birlie
dahi birbirlerine
Dolaysyla
döneminde
âkile
Âkile: Kiijiyc
bal
(s.a.v)
idi.
Bundan
zamannda divan
(s.a.\)
d(tlay
ve aliyye
Ömer (r,iu)* kendi tUjnemind*î*Uvan bulunan askerlerin akraba olmasalar
yardm edeeckM v& Hrbirt^n fetlay^Eart belliydi. de onlard" demilerdir.
yuUnu eden
vc ona destek olan kimseler.
317
4-
$s^h ohm* bu ikin^ ^^ütür. Yani atlana dl^imesiyle âkile olacaklar da d^l^. Yoksa batda oturan bir adam dOOnOn M, OiM dmc ve destekçileH oradadr. Bu durumda liasl otur da âkik^i ûöIa tarafndaki bir memlekette oturan kimseler olabilir? Hatta belki de onun
douda
oturan akrabalaryla hiçbir
berlemesi bitmi
gayb
için
ve3:esesi
(s.a.v), katil bir
Bir kimsenin
olabilir!
diyetini asabesine,
lanna wtorfstîr. Yim^^ wfe fmka.
hastay hata
mühendis •
âkilenin
mümkün olduuna
mesinin
ile
mirasn orada bulunmayan
mirasn
ise
^tk ise ba^
kocasna ve oul-
W
asrmzda meslek odalar
birliine
Buna göre
dair letva verdim.
öldürdüünde onun
için ise
ve herhangi bir ha-
muhafaza Omesi mümkündür. Çünkü ResÛlüUab
luuimm
Bundan dolay
kalmam
ilgisi
fidyesi, doktorlar
dönü-
hir doktor, bir
odas birliine ve
mühendisler odas birliine düer.
FtOr Sadakas
Sabit
olan
hususlardan
birisi
dc:
Resûlüllah
(s.a.v)'n.
I'tr
dakîuum vcnyt)r vc bunun bayram günü sabah namazndan sonra
bayram namazndan önce
saile
verilmesini emrediyor olmas idi.^'^
Toplumun hacminin küçük olmas, halkn
birbirini
tanmas,
onlar-
dan ihtiyaç sahiplerinin bilinmesi ve evlerinin birbirine yakn olmas gibi sebeplerle
trmak
ftr sadakasn <;karp onu almay hak eden kimselere ula-
için
Resûlüllah (s.a.v) dönemindeki bu vakit yeterli idi vc bunda
herhangi bir problem de yoktu.
Sahabe asnna
lam,
fertler
gelince, toplum
(;oalm
sadakasn verebilmek
genilemi, evler birbirinden uzak-
vc araya yeni unsurlar girmi, dolaysyla da ftr için
sabah
namaz
ile
bayram namaz arasndaki
gelmemeye batadiU te sahabenin, ftr sadakasn, bayveya iki gün önce* vermeye balam olmas, onlarn ince
bu vakit
yeterli
ramdan
bir
kavrayl olnmlarndan kaj^aklanmaktadr.™
tbn Tcymiyye.
Mecmuu
Fetâvâ, XIX, 255-256
Buhârî. Zckft 70. 76; Müslim, Zekâl 22-23 (9K6)'de Abdullah b.
Buhârî. Zekâl 77
318
Ömer (r.a.)*tan.
Inda Anla^lmaa
Hadislerin Söyleni Sebepleri, artlan ve Maksatlar
Müçlchil lakihicrdcn kenililerinc uyulun imamlar döneminde
irpltm daha da
pmilemi
%e zorluklar
bira?^ (abiL
mmi^
olduu
ise
Bu s&
hqlc flr saddcasn; Hanbeli mezhebinde olduu gibi Ramazat'm yansndan, hatta aftî mezhebinde olduu gibi Ramazan'n bandan itibaren verilmesini
cai/.
gördüler.
Yine sünnette
kalmayp
hclirtilcn yiyecekler ü/crînde
genelin^ var olan yiyecek maddelerini bunlara kyas le burilardan
da
iVlr
de iukir
ü/.clliklc
için
daha l'aydah olmas du-
yivceek maddeleri yerine onun bede-
rumunda. Tlr sadakas
için verilen
linin verilmesinin cai/.
olduunu da
ilâve euilcr.
Çünkü sadakadan mûmi* böylesi
Bunlar
ise
kutsal bir
lar muhtaçlktan kurtarmaktr. Muhiaçlktit kurtarma,
vcklccbilüii ö/clükle de
gibi.
onun bedelini ödemekle dc
asrm/da- sadaka
verilecek
bunda, nebevi nassta kastedilen
lkh
C. hiftt ile
(ince
y^^^^ f^-
gcrt-cklcir.
maln
Ruh veya Zahir
bsmm Ams^n
riayci vc
-
Bazen
ödenmesi,
bedelinin
olabilir.
te
onun ö/ünün uygulamas
kavray) da ite budur.
Sümele harOycn sarlmak, da^
eye
Hhu Hanifc
günde yoksul-
yoksullarn yiyecek ihtiyacn gidermcklen daha l'aydah
vardr. Gerçek
ve böylelik-
eltiler
sadakas vermeyi eaiz gördüler.
HuUa onlardan ba/.s.
vc ashabdr.
her bölgenin
ile
Maksatlar Arasnda Sünnet
d görünüüyle ona sarlmak
gibi olsa
ruhunu ve ondan kast (ilunan eyi yerine getirmek
otmaya^ gibi, hatta tam onun zdd bile olabilir. Örnein. Ehu Hanife ve ashabnn mezhebinde olduu
dakasun leri
bedelinin nakil olarak verilmesine iddetle
örnek alalm. Bu görü,
ayn /.amanda Ömer
b,
gibi,
kar çkan
ftrsakimse-
Abdüa/.iz vc daha
birçok elci 'akihlerinin de görüüdür.
Bu görüe iddetle kar çkanlann
delilleri.
Ne^t (s.a.v>,
kaSn; hurma, kuru üzüm. buday vc arpa olmak üzere Buna göre belirli .smllanndan verilmesini vacip klmtr. Buharî. Zekât 76: Müslim. Zekât 17 (985):
1829);
Ahmed
b. llanbel.
sda-
yiyeceklerin bi/c gereken,
Ebu Dâvud. Zekât 20 (1616. 617.
1618): Tirmi/Î. Zekât 35 (673): Ne'^âî. Zekât 37. 38. 39. 42. 43: (
Rftr
bn
Mâcc. Zekât
cl-Müsned. lU. 73. 98"dc Ebu Saîd el-Hudrî
21
(r.a.)'tan.
319
RcHÛlültah (K.a.vyîn belirledii hususlarda durup rc*y (g(lrüiimU/.)
sUnncHc
Icrs
üümememi/dir.
Hâlbuki hu kardeler, bu
-d
lar,
ile
i
görünüü gerei Nehî
Q'm
srnsian isjctKilçrinia
ü/criulc gereklii uihi düünniii:? olsa-
aç-
(s.a.v)'c lâbi olsalar bile- gerçeklik
muhaicic
eniklerini gölUîeklardiî:.
Yani bg-
hulta onUfin KÜnneiin ekline iSncm verip ruhunu ihmal cUklcrini fasletmekteyim.
Aslnda RcsûlüMah
alm
ve böylcee
lr
sadakasn. insankmn.
icrden vermelerini, vacip kU>4^J^
alan
kolay
ktmc için
gümü
Altn ve
ise
ellerinde bulunan yiyceck-
daha faydal
idi.
eklindeki nakil paralar
ise
Araplar ve ö/elliklc de
id. Yiyecek vermeleri onlar için
daha kolayd. Zalcn yoksullar da bu yiyecek maddelerine
makla
Bunun
idiler.
dikkalc
ÇUnk^ bu durum, veren kimseye daha
halk arasnda ender bulunmakla
çöl
/amanm ariiann
çevrenin ve
(s.a.v).
için sadaka, onlara
duy-
ihtiyaç
kolay gelen eylerden
lar/,
klm-
d. Halla Nebî
ma
ellerinde
sm
ya
(s.a.v):
deve. koyun ve
sr sahibi
olan köylülerin dai-
bulunmas ve vermeleri kolay olmas hasebiyle
alman
sütlen sü/ülüp
fe^yj
hale gclirilen
llir
sadaka-
(yourt kurusu veya
çtikclck türünde «lan) "ckt 'icn vî*mcU;rine bile izin vermiUr.^^^
deiip
Fakat durum
/aldmda. gerekse
I'akirin
ailesi için
dc nakil paralar daha bol vc yiyecekler
bayramda o yiyeceklere deil de gerek kendisi vc
baka eylere
ihtiyaç
duyduunda,
nakit olarak verilmesi, verene daha kolay ve alan
dal hale
geldi.
yaplti»
bir
Bu
ise a-
yaklamn
da. nebevi
.sadaka
deerinin
kimseye dc daha
fay-
ruhuyla vc ondan kast olunanla
amel y\du.
Örnein. Kahire ehri, on milyon
gibi
sa' (1
on milyondan
sa".
(iril
la/la
Müslüman'n
dirheme göre 3,334
yaad
kg'dr)^'''*
bir
buday
veya arpa veya hurma ya da kuru ü/.üm vermeleriyle mükelicr klsan.
Muhârî, ''^
Sâ': kg'dr..
320
Ztîkiîl
76: Müslim, Zekât
Bir sâ'mn
uri.
1
7 (<}S5>\1l-
Fh
Saîd L-I-Hdrî
1040 lirhcnUir. Urlî dirhem esas
(r.ii.)"tan.
alndnda, 3334
Hadislerin Söyleni Sebepleri,
artlan ve
onlar bunu nerede buliiGi*klar? BuniJtt hepsini veya bir
bilnck
için kfiy-k^y
buBimya
ksmm eUc edc-
kadar arayp dururken kim
bilir
ne tSk
ve güglüklerie karlaacaklardrî Hâlbuki Allah, dinden' güçlüü kaldrm ve kullan için güçlüü deil, kolayl istcmiiir. zorluklarla
Haydi, bir an inanlgrn
larn düünelim.
Eer
bw yiyecek maadcIcrini kolaylkla bulduk-
fakir kii, kendisine verilen yiyecek
maddesini
öütemiyor, hamur yapp ekmek piircmcyip de cl<mci frndan hazr olaralc
saln alyorsa, o /aman bundan nasl yararlanacak Ur?
Aslnda man. ona,
biz fakir kin^eye
aldtfclan
mmm
bû^>
tekrar
ve
satmas
Oigcr laraflan çevresindeki insanlarn
hcmm
gibi bir
hiçbiri,
verd^#x
»
yük yüklemi oluru/.
tahla ihtiyaç duymuyorsa
o /aman bunu ondan kim satn alacak?
Nitekim alimlerinin îiS^konusu yiyecek maddelerinin bedellerini ya-
siiklad ba/ ülkelerden iir sa
hLuma veya
iakir ise riyal
pirinci
daha
ucu;!:a
yiHe
bir sa'
sîtim afthg fiyatla,
için
Zekât veren kii.
tüccara
sattndan,
bîr
^^or, veya
iki
m^ym. almp aUly^. Hakikatle ise, burada almtr. Üstelik, zdcât vercnin direkt ola-
birkaç defa
Bjfi^âiteU,
çeken yine u
anlattlar;
on riyala saln alp onu Ütkre teslim
pm
rak vermesi halndeh daha eksiiyle.
zdd
unu
bana
ayn anda o gda maddesini ayn
Böylece bu, iiiki:
karde,slcr
fakirin
fakirdir.
ona
enai.
Dolaysyla zekât verenin tüccardan
sal
fakirlerin
Uyat arasndaki farkn /.ararn
malah^
için mi,
yoksa bunun
mi geldi? Yoksa eriat, bu kadar ekilci mi?
Tüm insanlara kar bu konuda iddetle kar çk, gerçekle sünnete uymak mdr? Yt)ksa devaml ilkesi "kolaylatrn, zorla^trmayn" olan sünnetin ruhuna muhalefet midir?
Aynca Ptr .sadakasnda
bedelinin verilmesini caiz görmeyenler, bir
beldede en çok bulunan, lakat hadiste belirtilmeyen yiyecek çeitlerin-
den verilmesini nasl caiz gördüler?
Bu.
bîr
yaj^ftui halidir.
mmm
yorumu veya mevcut
Onlar orada herhangi
bir
bir nass ü/crine
kyas
güçlük görmcksizin imamlarm
Sünneti AfflarRadaYSntem
taklit
etmilerdir.
Bu
ise
-hizim
görüümü/^
görc- *sahih' bir
kyas ve
kabul edilebilecek bir yommcIur.
O
halde ("tr sadakasnda, onunla kast olunan; böylesi hir günde
yoksullar dilenip dolamaktan kurtarmak olmasna
atemesi
Ukrinî
ramen,
bedel olarak
bu kadar iddetle reddetmenin sebebi nedir? Belki de
hu. bi/?^ yiyeceklerin ödenmesinden daha çok bedelinin Ödenmesiyle
gerçekleecektir.
322
Deiken Araç le Sabit Amacn
5. Hadisteki,
Birbirinden Ayrt Edilmesi
âtflatimlâ hlOsyt ve karkla düme sebeplerinden HM Sünnmî dc: baz insmlann sünnclin gcn^cklciirmcyc çahu ahit hedefleri
vc islenilen bu bedellere
ulamada
ha/,cn
ona yardm eden an-
lk ve gcNTcscl vesileleri birbirine karlrmuluriür. Bundan dolay onlann, sanki bu etkenleri
bU/M kas
dü^ncelerini bu hedefler üzerine KQnnetl vû
#çlcriylc
(xMta|l^]y^m ^l^^n.
H|IM
mm ^trannt M^tmda derinleen k$i. oncrtli ölânm Hedef
olduunu ve hu gevre,
olunan cylcnmçesînc
buna
hedefin dc sabit ve
tesir
devaml olduunu
eden asr veya örf vc bcn/eri
bilir.
Vesileler ise
unsurlarn farkllyla
üciir.
Bundan harekede sOnnct alannda aratrma yapp
**ncbcvi ibb'^tt
^nem versnMn birçounu, Irt^lene ve dccrlondltimdSfh^ Hn^t (s.a.v)*in haz!
bedenî hastalk le dertlerin tedavisinde ve tedavi
bclinni olduu
ilaç,
gda,
ol.
için
dancicr vc benzeri eyler ü/,crine odakla-
trdiklarn ^iirürsün.
Bundan Mûi onlar, öme^.
Mm u
hadisleri zikrederler:
323
Sünneti Anlamada Yöntem
"Tedavi ulUuunU/. eylerin en hayrls, kan aldrmaktr." 'Tedavi olduunuz eylerin en hayrls, kan aldrmak ve buhur köküdür."''^
Ud-i Hin4i*yi^^' kullanmay tavsiye ederim.
"Si%e
idinde yedi lüriü
u
"Si/c
Çünkü onun
ifa vanlr."^"
çörekotunu tavsiye ederim. Çünkü sâm hariç, onda her
derde deva vardr.
Sâm
ise,
öiiim denmektir.
-Çdrekoiunda, ölüm hariç her drade deva vardr."^**
"smid
(denilen sürme
la)
lendirir, saçlara dinçlik verir.
lönaalime göre bu ve nebevî
dir. Bilakis
sürmelenin.
ile
b«Mi2eri vasflar, •'nebevi
tbbn rühm insanm
saglamlgm. gücünü; yorulduunda
talandnda
tedavi
Çünkü
o,
görmeyi güç-
"'^
tbbim mhu
i^-
salm ve tiâyMi, vücudünun
rahatlama, aCikttgmda doyma, has-
olma hakkn korumaktr. Tedavi nc kadere imanla
ve nc de Yüce Allah'a tevekkül etmekle çeliir. Her derdin bir devas vardr.
Ahmed IS6;
'"*'
eUMüsned. V.
19;
Taberânî, el-Mu'ccmu'UKebîr. VII, 185.
Hâkim, el-Müstedrek. IV, 23rde Semure
Ahmcd
Encs
Hiinhel.
b.
b.
b.
(r.a.)'tan rivayet
etmi ve Hâkim bu
Hanhcl, el-Müsncd. li. 107: Ncsâî, cs-Süncnü'l-Kübrâ. IV. 373. 376"de
Mâlik (r.a.)'un rivayet eUnitir. Elbânî de "Sahîhu 'l-Câmiu 'sSaîr''(ie bu
hadisi /ikretmilir.
yag sm arsna fayda verir, ç uzuvlan gaz çkarr, zatülccnp haslalma faydaldr. bn Sina. Ûd-i
Ud-i Hindi'nin kokusu: nezleyi giderir, takviye eder. vücuttaki
HindTnin bademciklerin tedavisinde
^ Buhari. Tb
(r.anhâ)*dan.
10, 21. 23. 26:
Bu
MosUfn*
haüLs. (Elhfinfîn)
ilaç olarak
koOanldgn
belirtir.
Smammw&ei!yma& K^lMMIIm '*Samii*l<âmlm'3^aglr'^n&
mm&kte^
dir.
Ibn Macc.
Tbh
6 (34:^y)'dc Abdullah
b.
Ömer
(r.a.l'tan.
Tirmizî.
Tbh
5 (2041):
bn
Hibbân. es-Sahîh. XIII. 43?'de Ebu Hiireyre (r.a.)'tan. Ahmed b. Hanbcl. clMüsncd. VI, 138'dc Âie (r.anhâ)"dan rivayet etmitir. Bu hadis, (Eibânî'nin)
.
*Sahthu%CâmM*s-Si^*^nâ& de ge^maktediT. ''^
Buhâl
aleyhtir. '"^
tb l
Müslim.
S^am
^ m\^ûe Ebu
324
ki:
mon^Hin
Bkz. el-Lü*lüü ve'I-Mercân. (1430)
Tirmizî, Libas 23 (I7.'i7)*de Abdullah b.
der
Httreyie (^^ft.)^
"Bu
hadis, hasen-garibtir."
Abbâs
(r.a.)'tan
riv^et etmitir. Trmiz!
Hadisteki.
Hastaln bulamasnda: megru oluu;
ev ve
insan,
Dej^Ar^ileSab^AraanBûbinnde Ayrt Ediloesi Allah'n sUnnclinin ikrar, {karantinann
mma veritas^ü su
temizliine
yosl
ve yeryü*
zünün
kirlciilmesinin
verilmesi,
alnmas
yasaklanmas, tedaviden önce korumaya önem
insana zarar veren her tUrlö
rucu maddenin veya zararl s.
Yüce
gdann
veya
homk
sarho
içecein haram
Allah'a kullukta dahi olsa. insan cisminin
eyi yüklenmesinin haramii, bedeni korumak
lrimas, cesedin beniTi^ ^ylcr,
al
yannda
hm Mlükârda
ruhsal
veya uyutu-
edici
güç yctircmcyccci
için ruh.satlarn
sj^^n
klnmayasalla-
da korunmas ve huna
geçerli olan gsaçek "nebevi
tKb^' tmapl
^^:âeiamlanlr. Vesileler ise
imesi
gerekir.
onunla
se, hu.
ara
asrdan
Eer
bizi
hadis,
ve çevreden çevreye
hu vesilelerden herhangi
balamak ve
omm karsnda
deil; ancak her hâlükârda meydana gelen Hatla Kur'an'n kendisi leyi
deiir
belli bir
bir
bizi
ve hatla de-
eyi belirtmi-
dondurmak
vakay açklamak
için
içindir.
mekâna ve zamana uygun
bir vesi-
karsnda duraklamamz ve zaman vc medaha baka gelimi vesileler hakknda düünmeme-
belirtmi olsa, bu. onun
kânn gelimesiyle
min anlamna gelmez. Nitt^lm KtH%n* Kisûfif^
•
kadar kuvvet vc cihat için
balanp
"D^^mtûm kar beslenen
dümannz
Allah'n
dümann,
sizin
iniz,
Allah'n
bildii
atlar
hazrlayn. Bu
vc onlardan
düman)
gücünüz yettii
baka
atlarla;
(sizin bilmedi-
korkulunsunuz"^^
kimseleri
huyurulmam mdr? Büttiinla birlikle hiç kimse, buradaki
zrlamay", sadece Kur'an'n
anlamamtr. Aksine hçrkes,
asrn adarnn;
"düman karsnda
kuvvet ha-
ifade ettii gibi. "at!ar"la olacak
lügavî ve lalzî (crî) tanklar,
anlam
eklinde
bilen vc akl olan
zrhllar vc benzeri a.srn silahlar olduu-
nu anlamtr. •
Al yetitirmenin
"Allarn alnlarna,
cl-Klal.
fazileti
vc bu ite büyük ecir
kyamet gününe
kadar
olduu hakknda
(âhirctte) sevap,
(dünyada da)
8/()
325
gMiimet oJarak hayr d^ötlennfâ^ir"'®^ gibi hadisler nakledilmitir.
te
bu hadislerin: daha sonra kefedilecek, aun yerine geçen veya ondan kal daha üsiün olan her arav hakknda da uygulanmas gerekir.
kal
Yine "All^ yolunda kim
•
bir
ük
atarsa
u kadar sevap
««a
eklinde ok atmann l^ileti hakkmda gelen hadîs de böyltKir.
vardr"'*"*
Dolaysyla
bura^
alrm" da tüfek,
lop, füze
ve 'gayb zamiri'nin
içerdii dier bötîin araçlara uygulanr.
Ben, dilerin icmizlenjesinde 'misvakn' tayin cdilmE^imn de
•
MM^
bu könudaa olduuna inanyorum. Çünfel (miv^^) ^in temizUamesidir. B%îelikle Rabb (az tcm/leme iietnind^i) ho^til olur. Hfââkîm hadiste konuyla ilgili olarak "Misvak, temizleyid ve
az
Rabbi de honut
^ Ahmcd
b.
Hanbcl. cl-Miisned.
Mcnakb
8.
edicidir"''^'' ifadesi
28; Müslim.
7'de Urve cl-BSrikî ret
97 rira):
V.
yer atmakladr.
375. 376: Buharî. Cih;1d 44. 43. Farzu'l-Humus
narci 98 (1873); Tirmizî. Cihad
(r.a.)'tan.
Atmed
NcsSr, Mayi 5'dcrGöfr
b.
(I(94): NcsSÎ. HayI
Hanbcl. cl-Müsncd. IV. 36
f^\m
er.a.)'tan.
Bu
;
i
Müslim.
ma-
hadis. (Elbânî'nin.)
Sahîhu'l-Câmiu's-Saîr. (3^53rdc de geçmekledir. Ahmed h. Hanbcl, el-Müsncd, IV, 113, 384; Nesâî. Cihad 26; bn Mace, Cihad 19 (2812): Taberânî. Müsnedu'-âmiyyîn. II. 140. 238; Hâkim. cl-Mü.stedrek. II.
Amr
Abese (r.a.)"lun rivayel etmitir. Tirmi/.î. Fczailu'l-Cihad Ncsâî. Cihad 26; Hâkim. cl-Müstcdrck. II. 104. 132, III, -•>l "de Ebu Necih I04*dc
baka Necîh
1
bir hadisi
(r.a.)'n.
™ Ahmcd 14;
h.
b.
Ahmcd
Bkz. Elbânî. Sahîhu'l-Câmiu
(r.a.) tan
s-Safiîr.
(6267,
Amr b.
Abe^tRBi.) olduunu Mrtîf.ç) I. 3. lO'dc Ebu Bckr (r.a.rian. âllî. el-Müsncd. I, Hanbcl. cl-Müsncd. VI. 47. 62. 124. 146. 238; Nesâî. Taharet ^:
Hanbcl, el-Müsncd. b.
VdV
nârimî,
rivayci cimitir.
(1638):
1
19:
bn H/cyme.
es-Sahîh.
1.
70;
bn
Hibbân. es-Sahîh.
III.
.348;
Hâkim. cl-Müslcdrck: Beyhakî. es-Süncnü l-Kübrâ. I. 34'de Âic (r.anhâ)"dan. bn Mâce. TahartM 7 (289)'da Ebu Ümâmc (r.a.)"tan. Buhârî. ct-Târîh. VIII. 396 tmfen morant cJ-Mu*ccmu'l-fcal* vr. 27r*! Abdullah b. Abbâs (r.a.)'lan. Bk/. Elbânî, S^îhttl-CâmîuVSagîr, (3695). Kitabm yazan Yu.sul' el-Karadâvî: Elbânî'nin. Sahîhi'l-Câmiu's-Saîr. (369.5)'e bal kalarak Âie (r.anhf) yolundan gelen hadisin Hâkim'in *W-A/«sterfre*'*indc geçtiini
bctitmiiîr.
Fakat
hu^ hadis.
Âic
Hâkim'in "elHâkim'in "ef(r.anhâ) yoluyla benzer rivayetler yer almakladr. 0mSTdc bu hadisin (r.anhâ) yoluyla (r.anhâ)
Müstedrek"inde bu metniyle bulunamamtr. Bununla Mfistedrek**inüc
Âic
mtm fee .^^MOm^s^^r.
m
olarak **tvâu*l-Ganr
ile
birlikle
Âc
ElbM baesMd^t^ IMî''Ailkâtu*lMesûbn'' adl &ter\eai yapt tahf iç
Hâkim'in ''el-MIlriNM^tndc geçtiini kaydetmitir. le ilgili
yoluyla
Hadisteki,
Deiken Araç ile Sabit Aracn Birbirind^ Ayut Edilmesi
Fakal burada kast olunan, misvalcn bl/zat kendisi midir? Yoksa bu
Arap YarmmuMnUa.
icmiitoçUci uygun vc kuUy
((li
mûm dolay Nebî (s.a.v)"tn QnW için /ot olmayan,
bir araç
laka (dî
datn^ bu aleli onlara hclirtmesi midir? misvakn, aacnn kolayca bulunamad dier
idm»^
temi/Ji'-
indc) hedefe
Bu
"di frças" na yetecek
yaplmas mümkün
gibi bolca
baka
deimesinde
bir alcLlc
Nilelcim
baz
Hanbelî
lklnda
fakihlcr
küm
bir
saknca
y<}klur.
yer alan kiaplardan "Hidâyer'r-Râtft" mücllin lgili olarak
sinde kullaml^M «^Pf tt^*^;
krp
olan vc yü/ milyonlarca insa-
buna benzer cytcr söylemilerdir.
{bn Kâid cn-Nccdî) konuyla yen ve bunlan
goyle
di ile damaktan
titer:
"Dilerin temizli-
yarafayp zarar verme-
kuvvt^biî gidcrmcycn misvak afactfidm (l^fe%
îHrma dalndan, zeytin vc benzeri agaç dalmdan
rcsiccn.
lgn
lar
krp
dan
baka
loplumlarda.
vc bcn/cri
di
ile
damaklar yaralayp
olur. Fakat nar,
/.arar
veren ve bun-
zayllaian eylerle misvaklamak ise mekruhtur. Misvak bir
eyle dilerini misvaklayan cmi/.Ieyen
aacn-
ise sünneti yerine
getirmi olama/."
Bu kilab erh eden eyh Abdullah el-Bcssâm ise Nevevî'dcn unu nakleder: "A/daki koku; deiiklik giderici bez parças, parmaklar gibi herhangi bir eyle temizlendiinde mi.svak kullanma temizleme hâsl olur."
Bu da. delillerin
genel
llattt^l föfclhi ftm
olmasna dayanan Ebu Hanitc'ain^^rüüdür.
Hnmm ^. munm âo ^el-Munrdc der
"Kii temizleyebildii kadaryla sünneti yerine getirmi yapmaktan
bunun
âciz
sahih'
olduunda a/m da
bn Kudâmc,
d^ ftr^
Haz kîmseler misvak kullanmay
vc macunun,
asnmzda
"Silsilem 'l-Ehâdtsi 's-Sahîha "da
uyh
-her ne ka-
aac"
(Erâk) yerine
mümkün olduunu örenmekteyim.
çaluahnnu allu buknm;kladr. Hu "
(devamla)
kötü görseler de- özclfiklc dc evde.
yemekten sonra ve uykuya yatma srasnda "misvak geçmesinin
Çounu
'
(doru) olduunu söylemitir.
tle buradan hareketle dar
terk etmez."
olur.
ki:
ila
hadis.
Aic
(ranhâ) ypluyla Elbânî'nin
goçmemckit-'dir,
Abdullah ci-Bcssâm. Ncylu'l-Mcârib. 1.40
327
Sünneti Anlamada Yöntem
»
Yine sofra adabyla
eylerin yalanmasnn
Ncvcvî
(ö.
'û'iû
fa/tleti
olamk tdbt^n, parmaklann ve benzerî
hakknda gelen
hadisler
de bu
ksma girer.
676/1277) **Riyâzu'sSâlihtn''6& bu hadislerden bir ks-
mm kaydetmitir. "Bunlardan
edii
(r.a.)"tan rivayci
ladr; Si/dcn birisi
"Resulüllah^n üç
u
ile
birisine)
Abbâs
b.
öyle buyurmak-
yiyip bitirdiinde
parmaklarn
yalatmadkça onu
silmcin."^^'
parmayla yemek yediini
yaladn
Abdullah
Müslim'in,
"Rcsûlüflah (s.a.v)
hadistir:
yemeini
madkKçp veya (baka
parmaklarn
Buhârî
birisi.
ve
yemei
yala-
bitirdiinde
gördüm.
Yine Müslim. Câbir (r^)*Un parmaklan yalayp
u hadiiM rivftyel^miUr: "Resûlüüabi
tcmi/lemcyi emrederek, 'Bereketin^ ycmcSî-
Min nan^sfndenkltgtnu bilemezsiniz* buyurdu/'^^^ Yine
Müslim,
Enes
öyle dediini
(r.a.)"m
"Rcsûlülah, yemek yedii zaman üç ni/.in
rivayet
parmam yalayp,
etmitir:
'Herhangi
birî-
dUtüp /aman onu alsn, üzerine bulaan ^ayt ^ide^ o bkft^ ^sin. Onu eytana braknrasn' buyurdu. Yine
lotm^
r^ $onra
da
Rcsûlülah, bize yemek ketin,
kabn
iyice
syrmamz
emretti ve 'Çünkü bere-
yemeinizin hangi parçasnda bulunduunu bilemezsiniz' buyur-
du"^^*
Dorusu bu
hadlsterin sâdece lafzna
bakan
birisi,
onlardan ancdc
Üç pattf^k yitmesinin, yenildikten sonra parmaklann yalanmasnn, taban veya kabn yalanp temizlenmesinin nebevî bir sünnet olduunu anLir.
Böyle
hir kii. holki
de
kakla yemek
yiyen birisinden nefret eder
ve ona münkir gözüyle bakar. Çünkü, ona göre bu kii sünnete muhalefet
etmekle ve kâfirlere benzemekledir!
Genzekle
Buhârî.
'
Efime
muitcrekun ^ '
*
ise
bu hadislerden alnacak sünnetin ruhu;
^2: Müslim.
aleyhtir. Bk./.. cl-Lü'lüü ve'
Müslim. Erile 131 (2032) Müslim, Eribe 133(2033) Müslim, Eribe 136(2034)
328
Eribe 129
(2()3I)"de Abdullah b.
1-Mercân. (1.120)
HM ^4'V>^n Abbâs {r.a.nan
1
Hadisteki,
Deiken
Araç
ile
Sabit
Aracn Birbinnden Ayrr Edilmesi
mülcva/. oluu. Yüce Allah'n ycmeklcki nimelini laküir cimcsi vc ye-
mim
meklin
hi^tir
c^in faydas/, yere kaybolmamas
gösterdii
kimsenin tabakla braklan yemek artklarm veya ba/r
titi/liidtr. Bir
insanlardan düeri
W lokmay,
mak veMr ekmek lokmas lere
için
kibirlenip zengin
bile olsa
ve muhtaçlara bcn/cmeklcn
küçük peylere
u/aklamak
için
olduunu
kar
ortaya koy-
hrsl olan
almamas
fakir-
gibi.
Hâlbuki RcsûUiUah (s-a.vK labakta braklan lokmamn, ancak eyta-
na ic^ edildiim' îlkle etncktcdirJ'''
üphesi/
ki bu. psikolojik,
Müslümanlar bununla amel
ahlakî vc
Eer
ba/mda
hföiaplasan,
knun ekonomik
O halde hu, bir
milyonlar bulir.
bir terbiyedir.
Eer
öün- çöp
kovala-
bunu. bülün Müslüman
ümmet
gün
etseler her
rna atlan artklar görmeyecektik.
ekonomik
-halta her
gün mlyonlan veya tm ay v&ya br ytkk ne kadar lutart! tteeri her
îtc hadisin ardnda gi/lcncn ruh budur. Oysa yere oturup parmaklaryla yemek yiyen vc ttnla
-sünnetin
laf/in;!
leva/u uhlâktndao, $ükür ahiâkadan
beklenen gaye olan nimetleri
uyarak- yalayan nice insan;
m
bu edebî kucalUnt ardndan kullanma da dengeli olma ahlâkndan
/.aktr.
Alimlerden birinin bana naklettiini iittiim garip eylerden de udur:
O
âlim.
Müslüman Asya
(inlarn Uiv^eUerindc, kcnarlanna
Onlara
bum» mttm
ülkelerinden birini /iyarel
y^Jn^ k^ük
«nu. Onl^ 4.
lar,
etmi ve
talan
^anö.
*Bi/ sünneti ihya eimek için hu
kîiij^ fiöltl tâ^lanylâ aharctleniymtmr dîye
Buna göre onlarn, sünnete uyarak
birisi
cev^ -mineler.
mescitlerine çakl talar
yayma-
sünnete uyarak köpeklerin bile girip çkabilecei ekilde mescitleri
Siilum kaplan olmaks/m öylece açk bnkmalan, mescitlerinin tavanlarna hurma dallunyla gölgelik yspmalan ve yine tsttomfö u^rali cillerini leri,
ya
lambahnyla aydnlaimalan
dekorlanm.
seccadelerle
döenmi
gerekir! Hâlbuki
mm-
onlann mescit-
vc elektrik avi/eicriyle aydnla-
tlmtr!
''^
Müslim. Erihc (ISO,^);
Ahncd
\
h.
U^\M^
(20?}): Rhu Dâvud. Rl'inic 49 (3S45); Tirmi/Î. El'ime
Hüibct. cl-Mü.sncd.
III.
1
177. 29(rdc Cûbir t. Abdullah (r.u.)"lan.
329
Sünneti Anlamada Yöntem
•
Mekke'nin Tarüsi ve Medine'nin Ölçüsü
%mve^z
%
ÎH hususlardan birisi dc.
tartdr. Ölçü
ise Medinelilcrin
u hadistir: ^artK MM^elMn
ölçüsüdür.""^
Bu had5 -çadalarn dilini ku!!andm/da- Ncbî (s.a.v)'in içinde yalad atira ^rc Nehî'^ ait eski Ncbcvî bir iretiyi içermektedir. Bu Öretinin hedefi
ise,
û^m
insanlarn alverilerinde,
dcgi-tokularnda kullanacaklar ölçü ve
muameletcrinde,
birimlerin hirlciirilmcsi vc
bu
hususla bildikleri cn hassas ölçü birimlerine bavurulmasdr.
MtökkeUier ticaret ehli olduklanadan,
aUM^tonde
muamele ediyc^'tal. Bumda esas olan
larla
nmNl/'** difhem^^ ve dank Hlekkclilcrin
gayesi
korumaya
birimlerini iyice
tartma annda hüküm
Mrimlcrinin
tart
ve
katlann
küçük
Dolaysyla onlarn bu ayarlarnn,
yönelikti.
bavuracaklar
verilirken kendisine
alacak,
güvenilen ayarlar olmasnda
tart; ukiyyc {okkn)J^^
dirhem) vc benleri birimler di.
bu
ise,
madeni para-
ey
bir
yoklur.
bir ölçü
te
olduunu kabul eden
Ü/>cnnc "tarttnm Mekkelilerin tarts"
vc
bu esas bir hadis
Medineliler ise ekip diken ziraatçlar, hububat vc meyve sahipleri
olduklarndan ürünlerini, hurmalarm vc üzümlerini pazarlamadaki yaçlarndan dolay müdd, ler.
sa'
Dolaysyla Rcsûlüllah
almasnda yine alacak
vc
baka
(s.a.v)Mn
bir
ölçüleri
<Ûmer
(r.a.)'riM.
Un
11,
ey yoktur.
MihfiSfi^
gümii:^ d:>ndaki
eye
eyler
Hibhân. (1105. Mevârid):
ilâ
^^l^Fclh cl-Kucyrî ba Mi-
^j^sü^s. tlt
bu hadisi kaydt^iîlftir
Dârçkuint
(Msr hai^s). Snaîde. Sahîh, Ukiyyc: Tartlan
bn
99; Bcyhiikî. cs-Süncnü'l-Kübrâ. Vi, .H'dc Abdullah b.
sin ^fiMh" ^tâc^ona belinmi^^.
^
korumaya özen gösterdi-
unlann ölçüsünü birim olar^ <^as
Ehu Dvud. Buyu' 8 OMOy. Ncsfî. Büyu* 54: Tahâvî, Mükilu"l-Âsâr.
ihti-
Wm
I.
t6.^de hu hadisi zikretmitir.
miktar lrkl olan bir Ölçü birimidir. Altn vc ukiyye. 40 dirhem 127 yr.). gümü için ukyye 40
nispetle için
1
(
dirhem ancak bira/ hatif olduundan 19 gr. eder. Alim için 7.5 miskal (29.7.5 gr.). Bk/.. M. Erdoan. Fkh ve Hukuk Terimleri Sözlüü, s. 585 " Miskal: 20 krat yani 100 arpu arlnda bir arlk ölçU birimidir. Bir dirhem denk (danik), bir denk buday arlnda i^^M. Erdo^. a.g.e. & 381 " Dirhem: Muayyen arlklarda (6 danik=48 hsrt>be=2.979 gr) gümü parças. Gümü sikke. Tart birimi olarak kullanlan dirhem ise 5t habbe=3.l71 gr. a^rlndadr. Bkz. M. Erdoan, a.g.e. s. 104-lOS 1
dm
330
âm
MM
l^M
HadisteM,
Deiken Araç ile Sabit Aracn
ey udur: Hadis-i erifin,
Burada belirtmek istediimiz
UMM«^ ve
lin
MBdifflSlUcriri ölgt^fitJ tayinin,
deimesiyle deiebilen
Birbirinden Ayrt Fdilmesi
vesileler
Mekkclilc-
zaman-mey& ve
babmdan olduudur. Yoksa
rinde durulup asla geçilmeyen laabbudî (ibadete yönelik) bir
halin
bu, Ü/^i
emir deil-
dir.
tMmn
-bedjsOrp gelince, basiret sahibi
kimseye
gizli
kalmayaca
ve yukariflu da /Ikr^^imiz ü/ctc. bu sahada iniutnlann, bildikleri en îtt^ birimlere varncaya kadar ölçülerini Nfk^^fmderidir.
Bu rimleri
sebepledir ki bugün bir
le katlarndaki tmdalk
kar%W)Cuy^ti^' Çmkü
ko^jgl^k dierlerinden
Mü^lünan: 'kitügramr. onun kullanmada herhangi
ölçüleri
bu«
hem
ince hirimiyk ve
farkllk göstermektedir.
da tmdfee mhalcfct saylmaz, bundan dolay
Bu
küldük bi-
bir
güçlükle
hem dc hesap
ise hiçbir
durum-
çada MMmaiYâr^ Ur-
çok ülkede kg. birimlcn kullanmakta ve hiç kimse de buna
kar çkma-
maktadr.
f\m ayn
ekilde uzunluktaki 'metre
ince Hrimlcrc vc birlie
vc
mu
ulamak
ise
o
ölçülori*
üe büylolir. Hedcl',
mmm hikmet müminin yitiidir
nerede bulursa alr ve o. buna bütün in.sanlaFdan daha fazlasyla
layktr.
Aym
*
Bu
T&yrili
çin HUâtin Gozetfenmesi
k(>nuya girmefîî lîiffin^ÛR m\m. huMiJîlarto
u
âeî;
m^iur
"Ramazan hilâlini gör^ düünüzde orucu tutunuz. evval hilalini gördüünüzde ise iftar ediniz (yani ba> ram yapnz). Eer bava size bulutlu olursa o zaman hilâli "sahih" bir hadiste gelen
ncbcvî buyruktur
takdir ediniz."*
Baka lufzdâ ise u ifade var "...Eer ha^ /aman aban aynn saysn otuza tamamlaym/.." FakUlin burada £iylc söylemciU mümkündür:
hedefe
kapal gclte o
"Hadis-i
erif bir
aret etmi ve bir vesile tayin etmitir."
Ruhân.
Svm
?>.
Hanbcl. cl-Miisncd.
II; 11.
Müslim. Svam 6-9 SO^^O); N;sâî, Siyam Abdullah b. ()mcr (r.u.)'tun
10;
Ahmcd
b.
331
Siteneti Anlamada Ydntem
"Ramazan aymm tamamnda oruç tutulmas, banda Yoya sonunda ondan bir gün b^ €âm zayi edilmemesi veya aban ya da cvva! aylan gibi Ramazan'm dndaki bu aylardan Hadisteki hedere gelince, o;
bir
gün
oruç lutulmamas" eklinde gayci
bile olsa
da, insanlarn
herhangi bir
çou
skntya
gfjz/t'r/t'
len kolay bir vesile
le ile
bir
olduu
sorumlu klsuyd,
için hadis,
(s.a.v),
ile ilgili
olarak
mesini,
luiTetiyle olur.
Zoralne
ta^lef aimm nümkün klacak
kadar
slâm ümmeti çerisinde de u/ay çapnda uzman ilim adamlar ile bilginler sonra ve
beni öretici "^^
olarak göndermedi.
s^n sathna
flerr
ile
in-
topraklanndan
Mr ^viyeye ulatktan
ile jeoloji
alanlarnda dünya
var olduktan sonra, hadisin
aym giriini tespitle; hata. yanlma ve daha uzak baka bir vesile bulunmusa -haddi mUa^
gerçekletireeck;
yalan ihtimalinden kast edilen
bir vesi-
T^uu temî^ordu. KiMfeîftt
onun yüzeyinde dolamasn ve onun talar
iyi
baka
zorlaacakt. Hâlbuki Allah, NeMT
ilminin» insan bi?y.at aya yükseltmesini,
hedefini daha
yaplabi-
için
onlara hilalin gö/lcria gözlenme-
öyle buyurmaktadr: "Allah
ve kolaylatrc olarak gönderdi.
Beer
ko-
Ummi a /aman ymrm vc hesap biJmeyea ümmî,
Ümmetine kolayl^ Miyor<
kendisi
ispatlamak
hadis onlar astronomik hesap gibi
toplum olduundan dolayt
(».a-v^in
Ki bu
çklUm
gözlenmesi, o asrda insanlarn geneli
Her
sini belirlemilir.
bir "vesile" ile
neltir.
olan vc onlar dinlerinde
vc zorlua sokmayan, ay'a girilip
layc örenebilecekleri Hilalin
mümkün
yaplabilmesi
için
açk ve
heM oimad^ halde- hükmüm niçin sadece
g^le g3istemi oldu^
hislin
rUnbesi eklînddci vesile üzerinde donduralm da hadisin
hedefte gafil kalatnn?
sile
Hadis,
ayn
olmas
hasebiyle bir veya
giriini;
ümmetin iki
seviyesi için
mümkün
kiinin
ç^lak
hilali
iddia ettikleri haberleriyle sabit klarken; hata,
dii bu astrommH v^lcnîn
nomik hesap öyle
Bu astronomik
^sdîlme^
vc kolay bir ve-
gsxJtö gfkdOklcrini
vehim ve yalann girme-
bir veSÎÎerfir ki. yakin ve katiyet derecesine
hesapla;
Bu astroulamtr.
nasl düünülebilir?
slâm ümmetinin dousunda ve batsnda onun
Müslim. Talak 29 (1478): Ncsûî. es-Süncnü-l-Kübîâ, (9208); Ahtncd el-Müsncd. III. 328. 342 de Câbir b. Abdullah (nartan.
332
k
Hanbel,
m Hadisteki,
De#en Araç le Sabit AracmMMnden
ü/erinc birlemeleri, omçta. oruca larda farkl beldeler
süregelen
tarima^ ve fîBchln
manlgi kabul
eder.
iartmas/
bitircncsckt
bayram-
arasnda üç günlük fark bulunacak kadar devaml
farkll: ne akl kabul rinin ise
batomadiu0rucu
Ayrt Edilmesi
Bu
eder. nc ilim
ü<;
hatal
mümkûn^r,
giderilmesf
manl
Baylesî
kabul eder ve ne de din
günlük farktan sadece birisinin doru, dierle-
olduu
Bugün kameri aylarn giri
artk kein olarak bilinmekledir^
çkm bpa etmek
için 'kesin
he^*
"kyas- evli^ babndan öncelikle kabul edilmesi gereken bir Yani sünnet rü'yet gibi- kendisinde üphe vc olaslk bulunan
esas almak, vesiledir.
meru
cn basit bir vesileyi alp amel etmeyi bi/e tUSt üiuruin gerçekletirmede, orucun
me â'JMtn
belirlemede ümmeti
deii
çeitli aISmetler ile
ilikili,
bitimi ve kurban kes-
onun hayatnda vc ruhî varl-
Ibâ^l^ Mkfnda
salayabilecek daha yüksek^ daha
bir vesileyi
balangc,
gibi,
ar dcra^ede ihilarian kun^np Üm-
metin dininin cn özel husaslanyla
yla birlemi
ktlp "kesin hesap*
mükemmel
mjti e#len ^f^h-
ve daha uygun olan
reddelme/.
B«wla
büyük hadis
birlikte
eyh Ahmod âkir
âlimi
Cü.
ralm^ eyt^in- bu meseleyi baka bir yönden edîîmesiele almt eyh Ahmcd âkir. hfîkûm ifibariyle rö*ycste nin bi/./at sünnette belirtilen illetle^**"* hükme balanmasn esas alarak, kameri aylarn giriini astronomi hesahyla ispat cihetine gitmitir. Ona 1
-Allah ona
378/1
Wm
r:
göre, bu
ysyla ^
illet
rü'yetle
1409/1989
ilgili
hükmün varimn da
ylnda Ruma/an aynn
reyn. Tunus vc hilali
u an ortadan kalkmtr. Dola-
(rü'ycti gerektiren gerekçe)
bcn/^
ortadan kalkmas gerekir.
girii; Suudi Arabistan. Kuveyt, Katar,
ülkelerde^ Nisan 1989
Perembe günü, SUUdt
gSStm^lirtd^) îte olmulur. Mar, Ürdün.
Irak,
günü olmutur. Paki^flö* Hindistan. Amman. Cumartesi günü oru(,' tutmulardr, Biylccc üç yünlüK
Bah-
AMHUt*
Cezayir ve Fas'la
ise
Cuma
Türkiye vc ran'da ise Müslümanlar
meydana ücimitir. illet. s(i/lükEc. deitirici manasma yelmekledir, Hasila. insanda hir deiiklik liK'ydana getirdii iin "lct" denilmitir. llf. hükümde üe bir deiiklik meydana hir fark
getirmekledir. Fakihler,
hükmün
vmi, kendisine nispet ve i/are edilen, haka hir ifa(k*yle.
M'tün hÖkOiiî koyarken g(îzclft maslahat ile hikflidkSE de 'lkn" dem'ltîKktödir.
333
Sönneti Anlamada Yamem
cm
Çünkü cdiien husu^Man birisi de udur Hilkaîm, Ute^ varlnda da yokluunda da onunla (illetle) beraber hareket eder. (Yani illet varsa hüküm vardr, illet yoksa hüküm yoktur.)
eyh Ahmcd âkir gOj^ a)ur^ eyii Ahmed
Burada güçlü oluu vc netliinden dolay (rh.a)'in
$u
ifadelerini
-0^^-
nakte^smri^s
âkir (i.aX "Evâiiu'-^uhüri'Mrab^'' (A^p Aylarnn Bâ^langçlan) adl risalesinde (}ylc der:
"üphesiz
iangcmda u/ay
ba-
gerek slâm'dan önce ve gerek slâm'n
ki Araplar,
ilimlerini kesin ilmi bir bilgiyle bilmiyorlard. Onlar,
yapm^rso ve t@s^ Mlns^n ümmî bir topluluktular. Bu konuda bir Mll|GiMf. W$r öyter bîbnlcr de, anc^ 3^a^scî ve sathî bazt ia,
talari matem^iksel
kal'i
burhanlar üzerine bina
haber alma yolu
onlarm birisinin
ile
ibâdetleri
veya
örenmilerdir.
te bundan dolay
(s.a.v),
dâhilinde gözlemleyebilecekleri
kat'i bir
kl^ ^nzca hilâlin çi|ilak gözle görülmesidir. Çünkü
gB/Je görühncsi^ onlarn alâmetlerinin ve ibâdelloinin
hilâlin fifilak
daha salam vc daha
Zira hu husus, onlarn imkânla-
iyidir.
r dâhilinde kendisinde yakin vc güvenin birletii
da kiiyi ancak gücü
Bu
Resûlüllah
hususunda ayn tespitinde bavuracaklar eyi. her
çounun imkân
durum kld. Ki vakitleri için
dayanmaym, kesiH öneOUete liaydt edilmeyen baz gfi/lcmlcr, izleme, iitme ve
kurallara
durumdur. Allah
nispçiinde sorumlu tutar.
in&ânlâm
astronomiyi tayin etnK^t
dümezdi. Çünkü
bir
onlar,
fil^tmi fe«^tt e^tneîeri için hmp ve ^tîn ^anun koyucunun) hikmetine ü^pn
yaadklar bu
yerlerde bir
ey
bilmiyo^Jö^r.
çou. veitii dönemler hariç kendilerine ehirlerin ulamayan hcdcvilcrdi. Eer Allah onlara ayn giri
Halta onlardan berleri dahi
vakiilcrini
mutlaka
çk
hesap vc astronomi olarak tayin etseydi o /aman onlar
im bir d^uruma lUiNN^UtMi,
birl^ kii ancak halk
ise
l:hl-i
Vinç bunu onlardan çiMlcrde sadece
jcfer kendilerine bir
ancak hesap chHni
veya hepsi
kilaplan
taklit
A^y^ dprak ^örenmileri
ve ehir
^ ânlarn
ederek
(fc^u
idi.
Da^ mmm Müslümanlar dünsfa.y tcthcttilcr, iünkain cflcrne geçiniilcr vd bütün
334
ha-
lim dâllarmda
ilerlediler,
kontrollerini
öncdcîlerin ilimlerini
Hadîsteki,
Deiken
dc terciimc cUiicr, hutU hu alanlarda reitîler
Araç
ile
Sabit
ilerlediler,
Aracn Birbirinden Ayrt Edilmesi
birçok
vc bunlan kendilerinden sonra gelenler
Bunianlan ^a/.s; astronomi, ko/tnogmfya v&
için
yldz
gi/.li
eyleri
kc-
muhataxa< eteler.
hesaplan (astrolo-,
ji)dir.
Fakihlcrin vc ladisgilcnn t^ou, asironomi ilmini bilmiyorlard veya
üiU^t^ ^rnl^ b^.l taslar bili^rlacdL Onlarn bazt& veya bitenlere
yit
§$wmî|S[r^
^ mmh mutmun olmuyordu. Hatta
dan bâ/isL bu ilimlerin c^li bununla
/unnyla
Ho
sut^Liyolard. likle
dc
hem
ilimle
umanlan
p0
hem dc
biline iddiasma
saprffTfc%
Çünkü onlann bazs, bunu
kendisine ve
«ft
M#at
fîl^
l^rc
onlar-
kâlkaa^ çkarHföMa
Hilen iddia ediyordu. Böyle-
ilmine kolülük ediyordu. Fakihlcrin bu
konuda mâ/xrcücri vardr. Fakihlcrdcn vc âlimlerden bu 4ttm
çou ise, onu
ilimleri bilenler
kmamma dpru
imm
olarak
Kinn*îanârumyorlar. aksine ona ancak korkuyla iaret edebiliyorlard].
Onlarn durumu ile hu ekildeydi. Tabiî
yaygn
limlcr kadar
salaml
kurallarnm
lerin
deildi.
Yttce Allah, hu dünya ;;;enai
Dolaysyla
le
yanmda bu
î-
tabiî ilim-
hayalnn sonunu eriat, her
ilan
cdfnaeye kadar bu yÖe^
ümmel ve
her asr için bir ya-
hu scheple Kitap ve Sünnetin nasslarnda, sonradan mey-
dana gelecek
hir
lakm
ilere ince iarcüer görürüz. Her ne kadar
de^ir âlimled imuiekiiddimuu)
etmi
âlimlerin
vc hen/eri
da kesin dcikli.
kalcdr. Dolaysyla da
samadr.
ilimler, dinî
olsalar bile
ilk
bunu haktkatindcn baka bir^kildc tete
hu iareti tasdik eden
bir
hususmeydana geldiinde. G
mfim <^fO î# yitikte M^edteek vebifmeediaîf;
u an ü/crinde Lurduumu/ meseleye dilmitir. Buhârî, Abdullah
h.
Ömer
"sahih' sünnette
dc iarel c-
ir.aj'lun rivayet eUiginc göre
Nchî
(mvi öyle buyurmaktadr: "Bi/.lerokumt^yasRmabilmeyeikbirlaplUr yapnmym. Ay. ba/cn iiyledir vc bazen dc luuz. Yaz yazmaz ve Mui^.^fiyledir, yani ay bir del'asmda yirmr ^ikm ve bir deT^^ ker."'^'
Bu
hadisi:
dala birçoklar
Kulârî.
.Sa\
m
u
mam
Mâlik *\\tm'afta\\dJ^-
lafzla rivayet ciniilir:
Buhârî. Müslim vc
"Ay yirmi doku/dur.
hilâli
II. 13.
335
görünceye kadar oruç tutmâ^n.
Eer
bayram etmeyin).
Onu görünceye dek orucu açmaym ^^l
hava size kapal olursa o zaman
hilali takdir
edin
(otuza tamamlayn)."''**
lk devir âlimlerimiz -Allah onlara rahmet eylesin^ hadisin manasm açklamada isabet etmiler, fakat hadisin yorumun^ hata c^iterdir. Bu
Im^mt
konuda onlann görüünü en Hacer
852/1447)'in
(ö.
ekilde ymstan
bir
H^t Hn
u sözleridir:
"Burada **hesap"tan maksat, yldzlarm hesab vc yld/larn hare-
Önceki âlimler, femlaa çok
ketlendir.
m
eyler biliyorlard. Bunda»
)^ldziann hareketlerini izlemenin gcürcce^
idolayj
zoHuu
ortadan
kaldrmak için, oruç ve dier ibâdetter htkk^ v^l^^ ^Ükte, hf^lk görünmesine
balanmt.
sa da oruçtaki bu
anlamnm
Öncesi
Onlardan sonra bunlar bilenler ortaya
hüküm devam ede gelmiijtir. Aslnda hadisin /.ahiri vc sonras, hükmün hesaba balanmasn kesin olarak
olumsuz klyor. Bunu. Ncbî
"^!^ hava s\m l^pal
(s.a.v)*in
olursa,
^^n hadisteki u sözü açklyor:
sayy» tAvm inmmkiym:'
(s.a,v)«
burada ^Hcsap ehline sorun" demedi. iCaiEdrîtk halinde böyle bir
olmasndaki hikmet ihtilal"
çkm-
ise
saynm
orada sorumlularn eit olmalan vc onlardan
vc çekimenin kaldrlmasdr. Bunun
yan sra
bir
grup âlim
hu konuda gezegenlerin vc yldzlarn hareketlerini inceleyen bilim
damlanna bavurulmasn benimsedi. Bunlar.
ki; "Sclef-i
kma' onlarn aleyhine bir delildir." tbn Bczîzç isc fe^l Wt gfkit^r. Nitekim eriat, asiroloji'ye dalftîtyi
Savm
il: MiLslim.
5.
Hünbel. el-Miisnett, '
ilmi. sezgi
ve ne de zann- galip vardr.
Buhârî.
Haliz
bn
ki
ve tahmin olup onda ne kesin-
buna
baml
Vâfe
f3'de Ahdullah
tas^^^kitm ''Sen
Ui
kitnrsa insanlar
Siyam 6-9 flOHO): Ncsâî. Siyam h. ile
()mcr
Ahracd
b.
kimleri kasleltiini bilemiyoru/,.
Eer ii
hesab almak
caiz de-
^^t^töra, aaöarclian
10:
(r.a,)'lan
kastediyorsa, bildiimiz, kadaryla onlara göre
Mmed âl^r:
mâmn
maks^lm,
kim olduunu bilemiyoruz.!
W
^m^^
P\-
zanntalîyorum*"^ demidir. ÇttnkU caikffn böyle söyledikleri nâklcdilmi^ir.
(Karddâvî)
336
II.
Kald
Hacer'in burada "Ratziier"
mamyyo'yi
duunu
Yine baz
salîhn
öyle to: "Ön, yasaklamtr. Çünkü yldzlar
'
a-
de oalann bu j^rüüne kauldklar naktedUmiiin> Bâcî de der
fakihlerm
lik
Ral'iziicrdir.^''^^
ise
Msd^ty^Atali^bitAracm BrbitÜnden j^Wne!
skniya düer. Çünkü onu iincak
az saydaki kimseler biUr."^"^
Bu. hesabn deil de, rü'yctin (gö/!c görmenin) ilibara
h;kkndu diru
at^klamadr. Fakal sonradan bilenler orlaya gksa
hir
hrurau*
ise
yanltr. Çünkü sadeee
fflÛ^Mi feelirtilcn bir
konu olan eyle bMittö olun dc
yt>ktur.
^>/.lc
görmeye güvenilmesi
oluumdur. llet
bir topluluk
varsa
illet
hüküm
vardr, ülci ytiksa
ümmet olunc.
hir
hesaplamada yakin ve kesinlik derecesine ulama
h^abiu,g^le^M«^ Ü^^diHM da mptuluktaki herkesin durumu
hmta
btiyic
ancak, hesap ehlinden kendilerine sabit vc
insanlarm
^fil
veya köylerde
bilmeleri /or olan zamanlarda
Gö/lc görme vacip olunca,
etmek
illetinin
için
Cözle görmeye
talktüfl
ayn
gece
Bitnu ilim «*li lerdcn birisi dc
at
u
olur.
olsa gÖ/ktt|»^l|@!
olur.^*^*
deimesi Ic hükmün
bilir. Bjî
baka
bavurma
olmadn
olup
hmu
dc
Bu dunm.
ile i^ili
deimesi" ekeriatla «^ökiur.
vcrilebilceck (Sfnck-
hadistin "E|ef Hava size kapal olursa
takdir edin." Btt ilkle;
lalzlarlu da gelmitir.
Ptlha'^^. IV. UÛ-^m örü. ayn, günein
Tcrcil edilen
orkya c^knas minkiin olacak iiöm 15 \cya 20 dakikadr. (Karadâvî) k;id;c.
mümkün
anlk biie
sö/lerdcn deildir.
bakalar
hesab
gerekir.
yinnciiin
evveli, hilâlin bir
"MükelleHerin hallerinin
Ihn HacxT.
bavurmalar
gibi,
ortadan kalkmasyla sadece hcsaha
mm kaybolduu
bu sözüm, bid
olduu
ise
ulamad-
'sahih' haberlerin
dc gerçek hesaba bavurmak vacip
Nihayet gerçek
güv^ ^\mtf
bavurmalar vc aylarn
buluttimaîii lialinde
ayn ekilde gÖ/le
giriini
olunca ve okuma-yazma bilmeme
lespitinde sadece he.sab/ dikkate almalar vacip ulur.
lindeki
üym
imkân bulunca hc
dahîi la/la
gerekçesi ortadan kalkmca. sabit olan ynktnc
tespit
hüküm
yani içerisinden hu
bilenler yetiince -geneliyle ve ö/eltylc- insanlar
ilimleri
ise. illete
Dt^laysyla ümmet, yazma vc hesap bilmeme konumundan
Vikp da ya/an vc hesap eden
,
O da, '*üm^n
gec^w^c^i3yandnImilir.
Ummî
yu/nia vc hesap btimcycn
hijc
mulchcr olmas hükmü devan eder"
orunla "sadece g()/ie görmenin
eklindeki yorum
alnmas
biilttula sunn bir süre
t,i[il;k
kahnasdr. Bu
o zanran onu
Bazlarnda "Eer
lîii/Ie
$&{k
da, iin
u/maflfanm
337
kapal olursa
hava
sayy
Buna göre "Sayy i^nm} tamam-
otuza tamamlayn" eklindedir.
mücmel
âlimler, "takdir edin" eklindeki
rivayeti
layn" eklindeki müfesscr rivayetle açkladlar. Fakat afiî imamfarmdan hüyük
Abbâs Ahmcd rivayet
imam.
hir
arasm
b.
Omcr
b.
u ekilde u/latrmlr:
iîrmicflc st^kin
kld
buyruu
Görüldüü
üne
te
olmad
o.
sabii
yiöncitti bir hit^^^n ""^^ro*
î^ritaMrfilmiSîr.^* Süreyc'in görü-
bunu, 'havann bulutlu olmas' sebebiyle
/amana* i)?^ klarken: 'hesap'
haberlerin
biuen u/ saydaki kimseye Benim
dier
ü/.gü
bilenlerin
ile
amel etme
saysnn
onlarn
hrlgelere
ge*,-
ulamas
gibi illetlere
klmtr.
g(irû:iim ise, hassas ve kendisine güvenilir olan,
amel ^möiYn gend
(Çabukça
Bu^ Allah'n bu
vc hesaplarna güvenllmcmcsi. baw yerlerde aym g^IröMtJgÜ
olduunda hu
(Vnunlâ
olmt
hesab alp
ve tm gttnleKe haberlerin
ulap yaylmasnn kolayl haberlerin
ulamad,
hakknda kcndisiia güvenilen bir topluluk için geçerli
"
"Stlreyc". sin harfiyle
hcricese
sebebiyle bunun bütün insanlar
i^n 'genel' olduuna hükmetmektir. Gözle görmeye güvenmek tlilerine
iki
buyruunun
takdir edin"
görüüm, neredeyse bn
hükmünü de kendi /umannda bunu so/lcrine
"Onu
ise gcrtel tttefftfe hötöfl
Yalnz
olan Hbu'l-
farkl hâl kabul ederek,
iki
takdir edin' demektir^
kimselere
ü/crc benim bu
ben/cmcktcdir.
'ay güFcnleFn
bunu
Süreye
anlam, 'onu harekotk:rinc göre 'Binnttfnteym"
/umannda onlarn imam
halta kendi
astronomi,
ilim sahibi
güne
vc
bulamayan
aym a/,
ise
ken-
hareketleri
saydaki nadir
kalmaktadr.
fltreli
ve sonu ise cim'dir). Baslan kitaplann
^
çounda
hatal
y»m^r. Ih. yanlMltarf degiçtiMktîr. olamk *'^nuyh" eklinde (m ve ha) Bu Ebu'I-Abbâs. 306/918'de vetut etmitir, "^firt^n** sahihi Ebtt Dâvud'un örencisidir. Ebu IshSk L*-îr3zî. "Tahakâtn'l-Fukaha" (s, 8')) d; onun h;kkn(l: öyle der: "ânîlorin büyüklerinden. Müslümanlann imumlanndand!. afilerin hepsinden, hatla cl-Mü/onî'den de üsUtn saylycTÜu. Halîb'in, "Târîhu Badâd,", (IV. 27S-29(}) adl kitabnda ve bnü's-Subk 'nin. "Tabakâtu'-âfiyye" (II. 67-90) kituhnda onun hakknda iyi hir hal tercümesi vardr. Baklan nnu tlçOncU yü/.ydm '
1^1 Rbu fZeynuddîn
ya/dg erh (III. 207-208); 1-1 13) ve (Üm Haocr'in) (V,
Bekir hnul-Anhî'nin. Tirmizî üzerine cl-lrâkî ile
olunun) "Tarhu't-Tesiîh"\
1 1
Hadistekr,
Demen Araç ile Sabit Aracn BfrbHnden
Bu görüümün: görülerin en dorusu^ salam jmUsn hadisleri
doru
bir
ekilde anlamaya
ti\âm ve
Ayrt EdiM^
bu
ktJtiMda
c yakn olduu kanaatinde-
ym. Ahncd
Bunlar. Aliârnc
önce
ya/.m olduu görüleridir Astronomi
jîihi
îlmi,
o
asrm/da cn
(Zilhicce
1
357/()cak
ilerlemelere
ince dclaylarna kadar cn son mcrlchcyc
^pyh A. âkir. her eyden Önce
yazmtn
oldu|u halde bunlar
hkmel etmek
samimi
939).
1
ulaabilmi deildi. Bu
iliulcki hala ola.sii saniyede yü/. bindu bi
hadise
daha la/la bir /aman
insann u/ayda savamas, aya çtkint^
vakitle
bugün güç yclircbildii
yarn asrdan
âkir'in
uiaU. Öyle
bir hadisçi
hu
vc Önemli bir ahsiyet
Yl^rmm»
Allah ona rahmet eylesin.
u\an
ki.
(.nadudr.
^ nehie^ sünnete yardun etmek
bir scIcIT olup nasslara
ilim ise
birisidir, bid'at
yaad. O.
için
çkaran
bir
kimse
deildir. Fakal o. sclcrilii. hi/dcn öncekilerin (selelm) dediklerini ay-
nen almak s^cklindc alglamad. Aksine onun
onlarn mcUuiyla metodknnatnm^ «nlann mi/.,
genzek
ruhunu
içtihat
sclcl'ilik;
035Ön[isi^ne*
onlar kendi /^amanlannda nasl içtihat etmilerse bizim de kendi
/amanm/da la
anlad
içtihat
edip bi/im
karlasitm/ olaylar
onlarm akllary-
deil, kendi akllarm/la çö/ünlcmeni/ vc sadece eriatn kesin
hükümlerine,
muhkem
nasslar
ile
tümel rnak.sallarna
bal kalmam/-
dr. I
Hal
b%l^te
Östadlarto
ha sene (1409/1989) Rama^jan aynda Mkstli
Mrynh»^ /unca
okuma-ya/ma bilmeyen y/"
:>eklindeki
yannda ona
Eer
topluluu/.
"sahih" nebevi hadisin,
itibar
kötü bir
ederdi.
okudum. Bu kii. "Bizler
Ya/ ya/ma/ hesab
edilmemesini içerdiine iaret
onun bu söyledii
yazmann da delide!
hir
bir makalesini
ey
Çünkü
dogm
rel
vc hesap yapma-
euiini vc ümmetin
elti.
kabul edilse o ^tiân hadis: ya/
kabul edildiine ve ona da itibar edilmemesine
hadis,
ümmetin "okuma-yazma bilmemcsi"ne
EvâiIu'-uhûri'I-Arahiyye" risaksi. s. 7-17 (McktcbelU tl%1f^id?^ptnL*ft^ O ki^i. Suudi Arahisian "Yüksek Yarg Konseyi" bakan olan eyh Sâlih b. Mhanncd cl-Lahîdân'tIr. Makalesi. Suudi Arabistan'dnki günlük azelclcrdcn "ef~l 'kâz" vc dierlerinde 21 kanuuan I4(W (arihindc yaynknlr.
330
Siinneti
AnlamadMeta
4pMel eden
iki
hususu içermekledir. Bunlar da 'Yaz ya/ma* ve *hesap-
lamâMr.
ya/nn
kö-
çevirmesi gereken bir
ey
Hâlbuki ne eskilerden vc ne de yenilerden hiçbir kimse,
oldu^nu UzetiG
olduunu vc ümmetin ondan yü/
^cy
tü bir
söylemitir. Aksine Kur'an, sünnet ve icma'n delalet etlii
yaz,
istenilen bir
tnda vc Bedir
esirleri
durumdur.
hakkndaki
üzere*
fililindt|î
Nebî (s^,v)*in
uy^ta^Mk ^>ty
h^-
yayma^^
ilk
balayan MmitOTur.
Bu balamda
sözlerden
s(iylenilen
de udur: "Resûlüllah
birisi
meru kdmad ve ona itibar etmeyi bize ^iüMîedi^ Âylann ^s|^ti hususunda bi^meak gözle görmeye (rü'yclc) hesapla amel etmeyi
(s.a,v), bi/c
kibar etmeyi vc onunla amel etmeyi emretti."
Bu
sö/lerdc
u iki eyden dolay hata vc safsata vardr.
L Ümmetin; yazmayan
ve hesap bilmeyen
Ümmî oldua
bir
dö-
nemde Resûlüllah (s.a.v)'m hesapla saymay entretmcsi' mâkul olmaz. Bundan dolay Nebî (s.a.v). onlara, /aman vc mekân bakmndan uygun olan ve insanlarn ru
kld
ki.
o da gözle görmedir
lam vc hala itibar
çounun o asrda güç
ile
yelircbildiklcri bir vesileyi
(rü'yeltir).
vehimden daha uzak
Sünnet,
havanm
bulutlu
dilmcsine iaret etmitir.
bir vesile bulunursa sünnette
Bu
olmas
da,
halinde
bi'l-fiil
buna
onun Resûlüllah
(s.a.v)'den
badisMn "Resûlüllah
(s.a.v)i,
oluan "alln
Baz 'sahih'
itibar e-
silsile"™
b.
ile
Ömer
(r.a.)'dan,
rivayet ettii
Ramazan'dan bahsedip öyle buyurdu:
^rUnccye kadar oruç tutmaym, yine
vermc^rî.
hesaba
Buhâr'nin "*eI-Câmiu's-Sahh"\nc
"Kitabu's-Savm'dc Mâlik'In, NâtTdcn, onun Abdullah
**
sa-
Fakat daha dakik, daha
etmeye bir engel yoktur.
2.
lâli
me-
Ofit
u
'Hi-
^nccye kadar oruca son
K^hava size kapal olursa o zaman onu takd*^ediiî,**^
Mâlik-Nâl'-Abdullah b. Ömer eklinde gelen hadis senedini en isnad kabui ederek ona bu özet ismi vermilerdir. Tamamen özel br ifââ^
hadistiler.
dir. ^'^
(Hadf^in Arapça
metn^S^ ssç€n)
'Icadera" (yakdura
veya yakdiru) kelimesi
manasmüadr. Nitekim Yüce Allah'n: "Biz (bunu) takdir oilk (kader:!). Bz ne güzel takdir edenieriz! (kâdirijn)" ( el-MUntCâU 77/23) ayetinde ge^cn "kadcra" keimcs de "kaddera" anlamndadr. "kaddera" (takdir
340
etti)
1
Hadisteki,
le
Deiken
':açiIeSabit Aracn Birbirinden Aytrt Edilmesi
"onun takdir edilmc-
hadiste emredilen "onun miktan" veya
sî"dir.
Bunun
lu/ur
bulaca
içerisine»
bir
hesab
derce^
iyi
bilen
ve onu herkesin
utatrabilen kimseler ^n^, hesaba
asnm/da
edilmesi de girer. Hesaba itibar edilmesi durumu, ler
do^l^n^a^ itibar'
kesin bilgi-
mcrlchcsinc t^itmtr. Nitekim bu. asrn ilimlerini bilme hakknda vc
kabhinin kendisine bilmediklerini ögretüi insann bu ilimlerde ne kadar flericdigi
hususunda en a/
olan herkes taralndan dahi bilinip
bilgisi
kahui gören bir konudur.
Hcr 'yK orucun ve Ramazan hayrammn balangcmda ortaya çikun vc çeitli islâm beldeleri arasnda üç günlük fark
yaygn
azaltmak ü/ere. senelerden beri'-en azndan-
ihtilaf
rüldüünü deilse de
k^n,
açlmasna kadar
astronomi
hiç
olmazsa görülmediini
hesabm aip
mmfk
m^
gözle görme (rü'yel)
ile
ispatma
görünme imkânn olumsu/ klar
&ixm^
^^m>
kü
hilâl.
slâm dünyasnn
okmk.
hilâlh
fakat hesap, hilâlin
"Bu durum, mümkün deildir: çün-
hiçbir yerinde asla
domamtr"
mmm
hiçbir halde ahitlerin ahitliklerinin kak^j^l
Çünkü
kesin maienKitikscl bilginin ortaya
g(irü!düünü iddia
Hilâlin
almann manas
gi)rüüne uygun
devam etmemiz,
da.
gö-
hilâlin
ispatta olsun insanlar
gö/lc görülemeyenini tespit hususunda hesab dikkate
amm/dak fkhçlann çountm
varan
orniiek sureliyle ahitlik
edtlmemam ^^^^r.
koyitp; ^^k,
yapmak
derse, o
mim
isleyenlere
kaplarn
bile açma/,.
Bu. benim, çeitli st)ylcyi'p
duttltfpm v&
Telvalar. dersler, konferanslar
wm
«ntdtrgut kanaatifndk
ye programlarda
Daha
Allah'm dilemesiyle bu görtîün. büyük allî fakihlerinden
dan delayl
bir
ekilde
ulat
nelebesine
açklandn söylenen
tespit ettim.
mam
Bu
Takyuddin
wm \m
birisi
tarafn-
fakih de. içlihal
cs-Suhkî
(ö.
756/1355)"dir.
I^^fm lumsu/
^Vetvalannd»'* he^bifi gözle görme
klmas durumunda,
Buhârî, S;\
\\\
mkânn
(î-
hâkimin, ahitlerin ahitliini reddetmesi
1
341
SiTnnefi Anlamada
IMtt
gerekliini /.ikrclm^ vc (^ylc demitir: "Çünkü hesap, kesindir» ahitlik
ve haber
ise zannidir.
Zanni olan bir eyin, kesin olan bir
delilin
önüne
geçmesi öyle dursun, onunla çelikili olduu dahi .söylenemez. (Çünkü bu
iki
ey
birbirine
denk deildir
ki
çelisin.)"
Yine Subkî, hangi dâva olursa olsun, hâkimin, ahitliine baknras gcrcktifini, cgcr his
yalanladn
v<^
d
yantMW
ahidin
görüntünün bu ahîlUi
o /aman onu reddedip ona itibar etmemesinin onun yetkisi dâhilinde olduunu zikretmi ve öyle demitir: "Delilin kabul edilme art ise, ahitlik yapt hususun hi.s, akl vc eriat açsndan mümkün olmasdr. Kesin olan hesabn delâleti, gözle görmenin anlarsa,
imkânst/ln
«^)dc
ortaya koyunca^ ahitlUc
y^ulan feyin imkâfma oL^MiSdan dolay er'an görüldüünü söylemek de imkânsz olur. eriat ise imkânsz olan hükümler girmesi. kesin bir
Bu durumdti ahilicnn ahitlii Köylcmi olabileceine
ise
onlarn vehimli, hatal vc yalan
hamledilir. (Böylece onlarn ahitlii kabul edil-
me/..)
Rer, Subkî asnm/a kadar yaayp da astronomi veya insanlann •ki)/noj!rarya" diye
adlandrdklar
seydi, iaret ettiimiz
bu hususlar
^tocd
ilimlerin
hu kadar ilerlemesini gör-
karsnda tavr
nasl olurdu acaba?!
âkir'dc, aratnnasmda. ^^mnmnmda
Eçbef eyhi oian büyük Üsiad
mehur br
eyh M^uuîmîed lîîusfefa d-Mcrâî
crt Mahkeme" bakan iken, hesabn, görünme imkânn olumsuz klmas halinde ahitlerin ahitliinin I365/I945)'nin, "Yüksek
dilmesi eklindeki Subkî'nin
den bahsetmektedir.
"Ben
görüüne yakn
bir
(ö.
hilâlin
redde-
görüü benimsediin-
eyh A. âkir konuyla ilgili olarak öyle der: bazs, büyük
M. Mustafa elMerâgî'nin bu görüüne muhülcfct eden kimselerden idik. Ama imdi ben. onun bu görüünün doru olduunu açkça söylüyorum vc bu görüve
ka^delerimitr
e, hesab bilmesi zor oian kimseler la tespit
edilmesinin vacip
Subkî. cl-Fetâvâ.
Ahmed iKtiyurum:
342
1.
olduunu
ttstad
hariç hilallerin her halükârda hesap-
ilâve ediyomm."^'^^
219. 220 (Mcktehelu'l-Kudös neri.
Ev âilu'-uhûri'I- Arabi yye. s. 15. Burada $U01| da söylemek A>snm/da hu görüü benimseyenlerden birisi de: bÛyük t'akth iistad
âkir.
Hadisteki,
^yh MuMüfb C2-Zericâ%Nf' Her nc ttrucuk kadar kedisine
1
1;
kadar
di^ üyelerden
yardm eden butamamsa
"Is/âmi Fikrh Kurtmit'*\d'd
Bu konuda dahu geni
Deiken Ara^ ile Sabit Araaft
hn etmi vc savunmutur
hitgi için bk/:
Hayrcddin Karam:tn, slam^n
rfan YüccK
nda Günün
EMiA i^vt
slenilen
Edilmesi
çounluu
benimsoHi
N
olu$-
gÖi1i0
(Kandâvî)
"llilar'
maddesi.
Meseleleri,
DA- XVUL
J-
L I27rl52
343
6. Hadisi
Anlamada Hakikat le Mecazn Ayrt Edilmesi
jâ rt^^, \i^tH\tfc
j/ t
^
^
böl miklarda
de
ise belagat ilimlerinde
mecaz bulunan
O'nun
belirgin olandn".
hemdir. Dolaysylii Uu
Q'mm
sö/ii. Allah'lan
birçok hadislerinde,
cfcildc Uade eden mccay;lann
âiWt, Mecaz
belirtildii gibi. hakikafc göre
belirgindir. Rcsûlüllal (s.a.v) dc. "dad" harfini
ru lisan cn
bir
konuan
daha
Arapla-
inen vahiyden mül-
m^k^
cn gü/cl bir
bulunmasmüa garipscnccck
bir
durum
y>ktur.
Burada "meea/"' SK)
kinayeyi.
ile
kas olunan. Lügavî ve
temsilî isliareyi ve laf/
olan deirdeii 'nden
olsun,
onun meea/ olduuna
le hayvanlara, len Ktî/
istiareyi.
içermekledir.
olsun ya da delâlel
mecaz,
veya cümleyle onu, "aslna uygun
dan çkaran her eyi
Bir s>/dcki meear. tsl€f
aklî
Mer halefe fhevcul
eden karineler vaslasyla
(hâlî)
bilinir.
kulara, çans/.lara vc çcilli kavramlara nispcl edi-
vc konumalar bu meselenin içerisinde yer alr.
muvukkicn baku mânuda kullanmak veya li^ hangi hir viirhu. y& dît jikl^t^^ ^l îfdm deil de hm^s^ baka bir varl^j adnt verme san'auru istfea^^ör^r.Ccsur viî feuvvcilf bir ittsam "ioslm^ kuma? bir
'
Ktiârc: i)ir kelît^Hîn mânu.*4in
kimseye "llki" demekle *
Kinaye:
dtkunakl
Ddlays
ile
yapm oluru/,
Maksad dolays ile anlatan söz. Jstii örtülü olmayp hakiki mânây baka ekilde ifâde ederek dokunak-
dttktnakl
sö/. A<,klun
l konumak.
istiare
sii/-
'
Hadisi
u sö/lcrüc olduu
gihi:
-}^likleH düruitmaya. Yani
"Yaa,
Anlamada Hakilâ^MeM ^irtEdilnKsr
gid^üun' ^Mi, onaya çkan bedendeki â^^â-
'Nereye
/aytllfictan
kapatmaya' dedi."
fi
Keresle, çiviye, "Beni niçin yaryorsun?" dedi.
O da.
"Beni çakana
s»r" dedi.
Bu îM@^n
hepKî^m^ir ve tötn^l
hiihcrlcrdcki yalandan '
ez-Zerîa
uluruk '
^
ila
öyle
mam
saylmaz.
N^ifdadn D<laysy1a dâtm, Râgb
el-îsfahânî {ö. 502/1 108),
Mekârimi'-erta" adl deerli kitabnda konuyla
ilgili
der:
"unu
bîl ki: bir
^ta^
ti^YUc söylenîl^^
sft?..
haber vermek kasUiyHt deil de
\mM\m tesnda
îb^ alnmas
iâ^tdM EU sebepledir ki yalandan saknan kimseler, bunlar konumaktan kaçmna/.Iar. Buna arslan. kur vc tilkinin oriaklaa yapm olduklar mehur iiv
kssas örnek
bir
tavan
Sonra
senin, ecyian benim,
U'/erinc arslan. tilkiye. 'Sen
ona
bir
tavan da
paylatr' der.
Bunun
O da,
cl-ü^hM devamk
'Zaten
paylal-
dt^i^vap
verir.
kanlar içerisinde yttû serer.
'Zaten pay edilmitir.
tavan da
Eek
kah-
akam yemeiniz
bulanm postu' diye cevap verir.
klî
'HTte AHgât^tn
doksan dttku/ koyunu var. benimse
bir
"^e
koyunum
bu
var'*
k^^lm. ^ttin eklindeki sözü
böyle bir drunut hamledilir."
Yine Yüce Allah'n "Dorusu lara
O da.
bir ecylan vc
paylatrmay sana kim örcUi?'
ü/.erine arslan, 'Bu
diye M>rar- Tilku "Kurdun kana
tle.
eek.
tilkinindir
^rfm ve onu
valhn!/ için. ceylan (ile yemeini/, için. idindir' der.
yalâtt
olarak verilebilir: Onlar bir avda bir
avlarlar. Arslan, kurda, 'Paylatr!' der.
nutr. Eek;
Bunun
Itnju
sunmuu/dur da ^
sorumluluu gükkr^
yere,
da-
onlar bunu yüklenmekten çekinmiler vc ondan
kotkup titremilerdir. Pt^k nilir'"
Bi/..
/.âlim
vc çok cahil olan insan ise onu yüklen-
eklindeki sözü hakknda
tcrsircilcrin
çounun
söyledii
ey
de bunun gibidir.
cl-Alv,âb. 3.V72
345
^nneti Anlamada yemem
Sözün baz dtrumlarda mecazvi harolcdilmcsi kaçnlma/
olur.
Aksi
takdirde ayak kayar vc insan hataya dûcr. •
Rcsûlüllah
(s.a.v).
müminlerin anneleri ohn hammtanna, 'Bana
en çabuk kavuacak olanmz. kolu cn uzun olann/dr" buyurduunda, onlar bunu gen^ oUrak aqlaxian kol uz.uluMwa hamlettiler. Nitekim
Âie (r.anhâ), kolu uzun
olduunu Ölçmeye Tozuldular' baz
Hatta
ölçmek
^Allah onlardan raz olsun,
R^ûlüllah
demektedir.
hadislerde onlarn, hangisinin kolunun uzun
kam
bir
için
bunu fei}^ duymaz hangisinin
parças
alp
iilçlükleri
bunu kaMC^peniür. Nchî
(s.a.v)
olduunu Oysa
geçmektedir!
bununla, ancak
(s.a.v).
hayrda ve iftWk yapmadaki kol uzunluunu kastetmitir.
Vakanm dorulad ilk
önce kavuan Zeynep
bir
kadnd;
.
d.
da budur, Ona vefatndan sonra hanmlarndan
Cah
binti
(r.anhâ) oldu.
Çünkü
o,
çok hünerli
yapar ve ka/ancn sadaka olarak
eliyle çeitli iler
dair-
803
•
Bu durum,
gelmitir. Nitekim celerinde
ini
sünnette
iin,
K^f%^ ^ mefdana
yaklaabilirsiniz. Allah'm sizin için takdir
Tan yerinde, beyaz
kate
gibi,
Yüce Allah'n oruç hakkndaki "Aritk (Ramazan
hanmlarnza)
dileyin.
meydana geldii
iplik siyah iplikten sizce
geetli-
ayrt edilinceye
$mmmm^mf^ War tamamlaym"**'" âyetini anla-
Adî^y 1. Hâtim bu tör bîr hataya dümütür. BuhârÛ
Adyy
b.
Hâlim
(r.a.)'n
öyle dediini
rivayet etmitir:
"...Beyaz iplik, siyah iplikten sizce ayrt edilinceye kadar yiyin,
için...'
iei-Bakard, 2/187) âyeti inince, biri siyah vc dieri beyaz olmak üzere
yastmn
baladm. Beyaz siyahtan ayrt edince yiyip-içmeyi brakp oruca baladm. Sa^ bahleyin Resûlüllah (s.a.v)'n yanna varp ona (geceleyin) yaptm eyi iki
pm^
\p
%hp
altna koydum. kisine bakmaya
Müslim. Fczaiiu's-Sahâbc 17 (24.S3): Buhar. Zekâl ll'üe bu hadisi rivayet cHmîen önce kavuacak olann evde (t.«nfiâ) olliu Yalnz Buhâî'de kolu en uzun lâvikrden kaynaklanan ve duu île îlgîM ItoySHt^t M^tea gelmitir. Bu Ttnu'UCevzî'nin iddetle* eletirdii bir hafâdr. Bkz. Zdiebî. Sîyen A'fânai'n-
"
^
Nubclâ. lI,21.^(Risakîbastts.Beyrut).
el-Bakara.2/IR7
346
haber verdim. Nebf
(s.a.v),
siyahhndan
gecenin
"O
halde
yastn
w
'O halde ^mslsn bir hayli ge^ni! Bu, ancak
gündüzün bcya/lgnn ayrlmasdr' buyur-
bir hayli
dilen siyah vç bcya/ iplikleri ile
dou
bcya/h
geni"
unun
yastnn
altna
%etlcn
kaslc^
M^^IHM lunun
baU
geniliinde obtmîom g^ktirir. Çünkü bunlarla, gündüzün ile
gecenin
siyahl
kasicdilmitir!^
Herkes tarafndan bilinen
•
ifadesinin anlanu;
u
Yüce Allah'n sözü yaklarsa ben ODU bir dir-
kudsi hadisteki
"ter kulum bana bir kar yaklarm. Eer o bana bir dirsek boyu yaklarsa ben otm Wr yaklarm. I^r kulum bana yü^^dc ^lirse ben ona ko^rak
üc bunun gihdr:
mk kütaç
Mutc/.ilc. hu lür hir meinl rivayet etmeleri ve
clmclcri sebebiyle Ehl-i Hadise
bunu Allah'a
satamtr. Çünkü bu
nispet
metin; Allah'n,
koma gihi hususlarda yaratklara benzedii yanlgsna sebep olmaktadr ki. bu dunm O'nun utûhiyyctinin taâte maddî yaknlk, yürüme ve
uygun dümez.
Dahu sonra
mam bn
Kutcybc
(ö.
276/889) "Te'vîli Muhtelifl-
Hadis" adl kiiabnda onlara öyle cevay vOTiiiir; "Bi^ ts^^bi^tir.
kilde
Allah
îliuit
davranrm.
kastetmitin
le yüfüffiffe ve komay da bundan kinâye etmitir. br4ama»ma yananlara
lifin) birttirkrini
gelince, ite onlar,
elki.siz
h-
(sa'y edenlere)
cehennem dostlardr"**^ eklindekl%ctl 4e laledir.
Buradaki "sa'y". surette
ve
Kim bana
Niiekim Yüce Allah'n. •Âyetlerimi/ hakknda (onlar i'ukmuk
umm\
hd bîr ^ ben de ona sevap vermekle t^m Mt
tmüak afli^^u
edcFck gelirse,
biT
hzl yürümek
dencklir. Bununla, onlarn
devaml
yürüyüp durduklar kastedilmcmekiedir. Bununla ancak, onlarn
niyetleri
liuhâl.
ve amcllcriyie
Savm
hzl
16, Tofsiru .Surc-i
i.u.)'lnn muitefckuft aleyhtir.
olduklar kastedilmektedir. Yine de
AHah
Bakaru 28: Müslim. Siyam 33 (1090)
Bkz. el-Lü' Ü& ve't-Mertmi. (1721, 1746)
>i*s
i:l-Hacc. 22/51
347
SSnnçti Anlamada
daha
iyisini Mlir.-'""'
Yine ba/
çada
hadisler. ö/cliklc
açsndan problem oluturmaktadr. Bu
hir küilür i<;crisindc yclicnicr
da. kelimelerin aslî delâletlcriyle
anlamlarn hakikat anlamna hamlcdiJüiindc ortaya çk-
ifade etlikleri
m proHcm çö/aimcktç
makladr. Fakal mecazi anKpoa jhamledildiiulc
ve kastedilen antannn gSf^eE yâs^ aça çkmaktadr.
Bu Nebî
(s.a.v)'den rivayet ellii
Bunun
bulundu.
ksmm,
ü7.crinc Allah,
yoluyla
en iddcIlisi
M
ile
üc%ettö aynda ve bir
bir losiiunu yedi' diye
cehenneme;
dc ya/ aymda olmak tere
Duyduunuz scam
(r.a.)
u hadisi örnek olarak ele alalm: "Cehen-
nem, Rabhînc. 'Ey Rahbim! Bir
ne^
Hhu Hüreyrc
sebepledir ki Buhârî ve Müslim'in.
defa
souun
bir nefes
ne^
k
almuîmâ
M
verâl^
en iddcIlisi ite budur".**'"
Oysa asrm/.daki okul örencileri, corafya dersinde mevsimlerin deine sebt^crini^ ya^ ile ve scak île sogu^n ortayia se^
kn
bejlerini Öreniyorlar.
Ki bu durum, tabiat kanunlarna ve hu alanda
j^rennn ^Mcn kimselerin bildii
.sebeplere dayanmtricts^m
Nitekim herkes taralndan bilinmekle vc görülmekte olduu
ksm, kn Çmh^ muk plmaku*. Ben yerkürenin hir
Orada
k
1988
ziyaret etmî^lîm.
Buna göre
souk
souu
bir edehî tasvhv
iddetli sv^uk ve
^
ksm
karm 19^9 k^mda
ise
çok
ise Gflncy
Omda da s^k b^yazTa kartlam.
hadisin mecaza; iddetli
bir nel'cs ve iddetli
dier
olurken,
^uda Avusiralya'j ;djarc eAJXû0m.
vc çc^ idd(^H hir .soukla
Amerika'y
&*3m
iddetli
ü/.ere;
sca
da nefeslerinden
hamledUmesi
iddetli scalk
cehennem nefeslerinden
baka
gerekir.
O
bir nefes olarak las-
halde cehennem çok
ç^itK mssp
ISrlcrini içermekte^
dîr.
Buharî
ile
Müslim'in
"5aA(A "lerinde
Resûlüllah (s.a.v)'dcn rivayet etlii
Omek
u hadis dc
Ebu
^iteyl%t4''A Mttelâr].ffairs^ii..m Me^îii^^^ât^. <b ii^ittL (r.l7)'tic Eb Hüreyrc (ra-Vtan. Bkz. M. Fuat! Ahdulfiâkî. fînû tuufcka itl^hi'-cyhayn.
(r.a.)'n
bu anlalUklanmaa
tekil ctncktedir: "D()ru.su Allah, mahlûkât yaratt.
Buh:irî.
m
Hüreyrc
mmM
Wr
Bu yaratmay Beyrut).
m m% m
fil-lUi'lîK
vc'I-MciTân
Hadisi
Anlamada Hakikat
ile
Mecazn Ayrt Mlmpsi
lamamludmUa akrabalk ayaa kalkp. "Bu, akrabalk ban koparandan Sana s|nunw buruudur' dedi. Alluh. 'Scninla ban d@van cUi^
bam
Benim dc süKtirmcm vc inkîlerini la»^mnla benim dç. bafm koparmamdan ra/ olma/ msn?* buyurdu. O da. 'Evci. (ra/ »lurumîcy Rabbimî" dedi. Allah. '^lc hu sana vcrilmiiif buyurdu. rcn\c
*
RcüulüUah
"Kcr
{s.a.v).
isterseniz
*
Demek
siz
i
oiursmnz yeryüzünde (hozgnmuluk çtkaracaksrm ve)
Imlanmztt^ramksimz^kmiT^^' âyetini ^Mnyum/: buyuMu."'**" Acahu huradu rahm"in yani akrabaln sS/ü hakikî mdir, yoksa mecazî midir? Hadis arih 'eri bu kunyda iblilat clmiicrdir.
^
Fakai
darb- mesel
babimlffiî
hn
Yine
m,
oldU^Hir ?f%temi^ir.
Cemre
Fhi
'akrabalk
/Stltâri"{/e'"^
544/1 149). bü hadisi mecaza hamicimi. onun
(ö.
699/î!?(îif)|Vl)
haianm devam
kummsiin' itt^klanm mahiyclinUc öyle
(ba) devam Bumda.
cllircnc
d^
Allah,
yakn olmak,
''erhu MuhtasarH-
Yücc Allal'n da baj
"Burada 'AIlah*m vastt
ihsanmn böyüMüünden b# feiîâyefc sadece insmlarn anlayaca ekilde konumutur. Sevgi-
elUrmcsi". O'nun
sevenine verebilecei en hüyük ey;
linin,
dc.
ba
islediini yerine gelirnek. t)nun
devam
cllirmek vc ona
holanaca eylerde
ona
yardmc
olmak, bunlar olunca ve bunlarn hakikî anlam Yüce Allah
hakknda
imkânsii?
okaca; NiJim Q'nun k^Una olan
büMk
ihsanndan
l^îM '^tenn kijpuntnas' hakknda da bilecek ey t^lî^ir. Bu da, ihsmâi tem^^n bir kinaj^r/ bir
[
kinâjaoi4#*
MuhamiK'd. 47/22 Ruhârî. Telsini
-
Hk/.
L-I-I.in(iii
Mic^^llil.
'
sivylenile-
Sro Mhammcd i
\c"l>Mcrcân
Huhiîrî'nin
secdicrini
ha/lcimck
(
I.
Edcb \X Tcvhid.^5: Müslim.
Birr 16 (2554).
l(.S5)
c/kTcncbilocek .^00 hadisin "Cem''n-.Mhâye Bcdl'l-Hayri vel-Gaye
"t'S-Sahîh"intlcn sureliyle
kolayca
f
bn Ehi Cemre)" luiylu meydana gciirdii L-scrini. "Behcet'n-Mifûs ve tehaimâ Mm*fip^ mâ lefcâ m mâ adyla erh etmi olup eser vc ^orhi skenderiye 18» KaMro (12^» tteki \3m. MI. tsm, tîW> v# Hir(Muhtasaru
(
lak'ln
(13141
Ahdssnmcd
haslm: daha
sonra
smail cs-Sâvî. Abdulkadîr et-Tûnisî vc
cl-Museynî (aralndan dori
yuvmlamir.
l'chrî ve ba/
Yaalm, 'hn Ehu Cemre".
hülindc yine Kahire'dc (1348. \}55) âlimler bu eser ii/erjne erh yazmlardr. Bk/. Ali
DA.
cili
XIX. 426-427
Kurtubî sö/.Un
671/1273) dc iiyle den "Akrabala nispel edilen bu
(ö.
mecaz veya hakikat
HBariye
sonuç
söyleydîm.
diini
U'Asrc, isterse takdir
sanki
vc cmsil cîhctiylc denil-
mâna,
aklcdchilcn. konuabilen hir varlk olsayd, nullaka dedir.
daa
Bunun
indirscydik.
Bu
ki âyetidir.
halde
öyle
"Bu 3^â}mkadr.*'
"ban devam
tebesinde
W
t@rk
kas olunun ey;
sabab
edip himayesine
ald
bilmi
iMsmym^m
komu
olmak
kimsenin mer-
hadisinde konuyla
baber ^^^rmektödir. Nitekim Nebî l^^^v) ilgili
olarak ()ylc buyurmaktadr:
namam mnemtle Murm o krttse Aflah^iff
Allah,
sla-i rahim
gördüünü, böyle olunca da Allah'm komusunun yardmsz
baka
bir
komu
eklinde-
düünsünler diye
emrinin ;ok önemli olduu. Yüce Allah'n onu kendisiyle isleyen kimseyi kendisine
eklin-
biz bu Kur'an' bir
örnekleri nsanlara
ettirilmesi" ile
akraMk
derdi'
onun mutlaka bo^un ediini görürdün.»"
âyetin sonunda.
veriyoruz" ifadesi
o
Yüce Allah'n. "Eer
bir ben/cri dc.
'Eer
korumasnn
terk
Allah, güvencesini terk yü/, üstü aiar"
"Kim
gÜv^i€c» almd^r.
olunmasna karlk sizden hiçbir ey islemez. eden kimseye yetiip onu cehennem aiei içine
(Müslim).
Had>si>-M@j^ h^pliyle ya^l^ bu ^it
kmu^ iEd^r^acama nan^yo^um^
bir
yorumun, hiçbir çkil-
M hmM
de
dini
tan
^rmmn Wsû k^iünc vc zca-lama bir yorum deil de febul «ditebile^
Mî
OT*"
W
Hr ckiSâ simas ve orada yc$mmii hâ^lkaiM tneim çkmay gerektirecek Mr durumun olmas gereklidir. Yine bu anlamda, açkça
a>k
akl vc eriatn
'sahih' bir
dii eyler açsmdan
emri veya ilmin kesin
bir engelin
bulunmas
verileri
da. hakikî
ya da pekitir-
manay
islemeye
engel olur.
Burada hakikî
bir engelin
bulunup bulunmayaca hususunda htilaf
çfcabilh*.
Çünkü
bir insan
veya bir gruba göre aklcn imkânsz, kabul edilen hir
eyi dierleri mümkün
görebilir.
te
bu, iyice tetkik edilmesi gereken
bir husustur.
'^cl-Mar. 59/21
Müslim, Mcsacid 261-262 (657). Aynca bkz: Trmizî. Salal (222): tbn Hihbân, C!^ SHhîh. (174.^): Bcyhakî. CK-Sünenü'l-Kiibrâ.
1.
464
Hadisi
Al<lî. ijc'î. ilmî
syla
Anlamaca Hakikat ile Mecazn AyutfctÜme»
veya pralik hayalian herhangi
bir sc)/ün hakikatle
bulunma-
bir cngctin
hunlinin terk edilmesi gihi, ca7. olmayan veya
zorlama eklindeki bir yorum da kahul edileme/.
snmann
mcca/a
Burada,
asslar" (sahih menkul) akli)
arasnda
yoktur" diye öreten
ççii^ki
'sahih
a^k ge\eklcr'
akien uvgun görülen
ile
nakledilen
"Islftm'da
icrki.
aklc
insanlar
it^in
(sarih
bir l'iinc
kaps olabilir. inndî de öharî
•
yet ellii
tfU
ile
Müslim'in. Abdullah h.
okuyalm: "Resûlüilah
hadisi
(s.u.v)
Ömer
buyurdu
cr ecnnctc. echcnncmlikler dc echcnncmc vannea. ölüm ile
cehennem arama konulur ve sonra da
%%îno«?llikJef
ölüm yok' diye
için üc)
Mm da
imm
ank
Yine Buhârî (r.a.)"ian
rivayet
lirilir..."'^'^
seslenir.
Bunun ü/crinc
ise
ile
Müslim'in
ettii
hadiste,
ifadesi yer
Kad Ehu
kanklij^
s^Uih'
f^yi
olduunu
getirilip
bir
cennet
çanc,
'Ey
ccntcilîktcrin sevinci
ve ba^ikalannm
"Ölüm. alacal
Fbu Saîd cl-Hudrî
bir
koç eklinde gc-
almakladr.
Bekir Ibnü'l-Arabî
de 4Mrap ^yl^ demitir; "Bi* için
Cennetlik
hüzna daha da çoalr."*"*
Acaba bu hadisten ne anlalr*.' Ölüm nasl Nitekim
Sonra
ki:
u^nl iilüm yok; By cehennemlikler «rtk teiiî
Cehennemliklerin
âtnaf.
kesilir!
(r.a.)'tan riva-
kesilir?
(ö.
Veya ölüm nasl
öiür?
543/1 14H) bu hadis üzerin-
akln açk fOH^Içrac
ters
dütüü
^^r. Çünkîî ölüm, hir ar.K'^r. Araz'^"* ise cisme
inkâr edip
onu reddetmitir.
'm hu Misi yorumlat^^mk hunun hir mrts^l olduunu gerçek hir kesme ii olmadn söylemitir.
Bir uptultik vc ortada
Bthârî. Rikîik 51. 50: Müslim. CenncI 43 (28SO). Bk?.. cl-Lil'lüti ve'l-Mcrcân
(1812) '
Buhârî. TeCsiru Suni-i
Meryem
l
;
Mtislim, Cbnnct
40
(2849). Bk/. el-LÜ'lÜtl ve'î-
Morcân (1811) '^"^
Ara/: Sö/Hik(c. hjka hir nesne ile \ar olan. kendi hama var dlmayan "devaml olmayan ey" anlanua gchnokledir. Terim anlam ise bakasna yani cevher ve cisme hal dlaak varln goscrcbilc vc devaml olmayan eytlir.
351
Mrtneti Anlamada Yöntem
Ba$ka üzeredir.
Kesilen dc
melei, onlarn hepsi
^y\c demitin
bir topluluk ise
hesr
Ölüm i^ni
üstlenen
"IStlalcis
©nlanv
için,
onu tanr." 852/1447) dc Teskn'lrBârr: der
(ö,
Daha sonra bn Haccr.
Mâ/.irî'nin
u sö/ünü naklcimitir:
ölüm. arazlardan bir arazdr. Mutezile ye göre
O
halde
dOfüjpBüi
iki
olma/..
"Son
ise o, bir
"Bi/c gö-
mâna deil-
mezhebe göre dc ölümün koç veya hcrlan^i
doru
ki:
gMfi benim!MXi1er."
devir âlimlerinden bazlan hu
dir.
ii, hakikat
Ölüm meleidir. Bu ölüm
¥m(ûn mtunu alma ii^ üstlendii
Hm bn Haccf re,
kesme
cîsmç
bir
Öyleyse bununla kaMcdtlen ^y, temsil ve
te-^
bihür."
Daha sonra da bn Haecr
t)ylc der: "Faka! Allah, bu eismi önce ya-
ralp sonra kesebilir ve bunu cennetlikler iin artk ölümün gelmeyece-
ine dair
bir
örnek klabilir."
Kuttübî
(ö.
671 /la:^) dc
^Fe^fc^ndl
kitabtadâ buna
b^Gcr
^yler söylemitir.
te bütün bu
yorumlar; Ibnu'l- Arabi'n in dc dedii gjbi, bir sözü. ak-
im M^ik gerçeklerine te^ bîr
ters
düen
lügatteki hakikat
maftasma hamletmek-
t^^r.
Hadisi bu ekilde mecaza hamletmek, hadisi inkâr edip reddetmekten
daha
iyidir.
Nitekim bu hadis, birçok sahabeden, çeitli
Hnâdlarla sabit olmutur.
O
'sahih'
halde hadisi bu ekilde yorumlama
imkân
varken reddetmek pcrvas/.lk olur.
Bununla limin
hirliktc
Hafz bn Hacer, kim olduunu belirtmedii
öyle dediini de
ratp sonra da onlara
bir S-
nakletmilir: "Allah'n cisimlerinden ara/lar ya-
madde vermesinde
"JS^ih'^indc geçen, "Bakara ve Âl-i
bir engel dc yoktur.
mran j^lçri
Müslim'in
(âhireite) sanki iki
bulm gh ^lirier"**''' hadisi ve benzeri hadisletie oia»^gibi."""
Mislim'. Satalu'l-Msafirin Salatu'l-Musadrin 253
C804)'de Efeu
(HO.'i)'de
Bu görüler lakkndubk/: hn
Nevvâs
ttaa-r,
b.
Sem'ân
ÜmSme e-HâhiB
ftarial,
fr.a.)'lan.
FclhuM-Bûrî. XI. 421 (»ân'UFkir hasks)
Hadisi
AnUmada Hakikat ile MeozmijHt Edilnf^
eyh Ahmed Muhammcd âkir
Allâmc
yapm olduu
1378/1958) dc.
(ö.
Ahmcd
görüe meyletmi V© hnu'l-Arabî'nin bu hadis ile ilgili kark görüünü ve onu yo-, rumlama çabalamasn ^'Fethu'l-Bârî^öen naklettikten sonra öyle der: Hanbd'in '*el-Müsned"c
b.
"Bunlünn
hepsi, bir
dece kendisine mahsus
meakkati üsClennek vc Allah'n,
bilgisini sa-
kld
gaybn üzerine gilmeklir. Bi/e düen ise. inanmam/, inkâr etmememiz vc yorumda
ancak gelene geldii gibi
buLinmamamzdr.
lahricindc bu
Hadis, sahihir. Hadisin manas. Buhârfdeki
bn Mâcc
Saîd el-Hudrî hiuüinde**"' ve
bn
ile
Bbu
Hibbân'daki Ehu Hürcyrc
hadHn4a"'~ 4e f^nektedin Makule arkasmdaki gayb âlemini^ bu y^yü^ /ündeki cî^^^^ hah utan akllar kavrayamaz. Hatta akIiaT* M^k
g^^klcri dah
kapasitesi içerisinde olan birçok
kalmt
güç ve kuvvet
iken.
alamnâm çkan
küm vermeye nasd kalkabilir?! le te dönüümünü idrâk cuik. Sanayi ve
m
l^vy<3lts
çalma
ile
bizler,
$mh
gaybî konular hakkmda hü-
asrm/da maddenin kuvve-
ne bunun vc nc de
nntddfi^ dl^niî^üiüna îdâk
y^^te
unun
hakikatini biUmskiü'
^^iri. tM$
^>nr4 neler
ttdîfinâ% ey aneak, inan aklnn, âci?. vc noksan olduudur. Madde, kuvvet, an^ ve cevheri^* ancak gerçeklere yaklatrmak için konulmu birer terimdirler. nsan için cn hayrl olan ey ise
olacan
bilemeyi/.,
iman etmesi ve
sâlih
amel ilemesi, sonra da gayb hakkndaki eyleri
gayb âlemine brakmasdr. Belki bu ekilde kyamel gününde kurtuluru/.
"Dc
ki:
Rabhimin
ilâve gelirsek dahi.
IC-Kchi;
sini,
Rabbimln
bir
o kadar da
bitmeden önce deniz tükenecektir"
sözleri
iler
A. fikîr'în bu sö/ü, -Allah kendisine rahmet
hakknda muhkem nasslarn yorumunu
salam
vc ikna edici bir
"
Ebu Saîd el-Hudrî
;^
hn MEtee.
^8
Cevher: Kendi
bana
kendisi yiiklcn ri
mürekkep olsa vc
18/l()9).''''
eyh ilgili
sözleri için derya
mantk
icrk
elsin-
gayb
ile
etmenin gerekçe-
ü/crinc oturmutur.
dahu önce gevmili. tbn Hibhân. es-SaMh. bulunan, deimeyen, daima
hadisi
olmayan
xm^4«7
ite
varlkur.
Bu
kelime: bir
bir
yüklemin konusu olup
Ke^m, Manuk ve Fel^fö te-
midir.
Bk/..
Ahmcd
b.
Hunbcl, cl-Müsned. VIII. 240-241. (Tahk.
eyh
A. âkir, Dân'l-
Maûrif basks). (599.^ nolu) hadisin tahrci
353
Sânneti AnlamaâalUen
Fakat bu, özellikle de böyle bir
yMkKkn
l^^tnann, kabul
ttifak ettii
salam
ayrlmas demek bir
fskvat' AlUin ve naklin
edilir iyi bir
ve çok
iyi
Mtinen bir husus da -insann hayattan
olan- ölüm, bir koç veya
Öküz ya da dier hayvanlardan
hayvan deildir.
Akmne ölü^ mâoaMan
MMar
bir
mâna veya ön^kUeria ifadeyle,
araz-
so^ iomtilppan t&mr ve tebih dnda diHfntem veya hay^M ^m^em. Ig^lKi^ mxmmn
larte ^1
konumda kabuUenile^im Burada
bir arazdr.
mânalar ve
ise,
akhna hitap etmede daha uygundur. Yine Allah en yisini
bilir.
Ahkâm Hadîslerinde Mecaz Meca?;,
(hüküm lerini
fmher^
(ahbâr)
bildiren) hadislerde
ve
ile
ilgili
de geçer. Fâkihlerin bu konuda
hem de hakaiarn uyarmalar
ahhâm
hadislerde geçtii gibi,
gerekir.
hem
Bundan dolay
müçtehit hakknda, onun nübüvvet ve sahabe asrnda
tpk
kendi-
âlimler,
sade bir A-
^'m fmLad| gibi» Arapçay. çeitli delâletlerini anlama imkânot vmcek kadar bilmi
te
mecaz
olmasn art komularcbr. Her ne kadar Arap bunu
ile
hakikatin
arasn ayrt etmekten galü davranmak,
iyi çok defa halaya düürür. Nitekim bunu,
haram,
unu
ietvaya
koup onu
vacip klanlar ve fîlan bid'atçilikie, dierini de fasklkla
su^l^^lAi^da
M
asrmzda
ki-
blM a^kl^la gScmks^.
kilbül edilse
Bazen de sabitlii ve i-,
b^ «çtkça delâleti kabul edileiK^^^k baz nasslarda
ihsanlar tekfir etmeye bile kalkrlar. •
dan
Baz çada
kimselerin,
haram olduuna
&^ u
günümüzde erkein kadmla tokalama-
Mr <M1 @Mk gstirdükl^
tadtsî örnek olarak
de
alalm:
ddr^sMn^i, kendisine hdâl olmayan
354
^'Birinizin,
bîr
TaberMnin m^^^^ denûrde^ bir ine ile
kadna dokummute
Hadisi
Anlamada Hakikat
ile
Merazn Ayrt
Fdilmesi
liiiyridr."-"
ve^-HarSm" ndh kitabmi/a yapt ve gerekse '*Sahîh%Câmiu'sSaîr*'c yapt lahricindc. bu hadisin 'hascn* olduunu belirtmitir. -Sahabe vc onlarn lalcbcleri asrnda mehur olElhûnT, gerek
mamasna ramenhile,
Elbânî'nin bu hadisi 'hasen' görmesini kabul etsek
erkein kadnla tokalamasnn
hadisin
nma) olmad anlalmaktadn Çünkü
haramh hakknda
bir delil
Kurban ve sünnet dilinde, '^mt^s'^
(dokunna), mücerrcd olarak derinin deriye dokunmas anlamnda 4^)1âiT ftiîmrtâ
•^^^unman"n anlam, Kur'an'm tercüman olat
u
Abeltfîl^ft
k
Abbâs
(r.a.)'m
iTicss".
"cl-lems" vc "el-mülâmcse" (dokunma) ifadeleri, cinsi birleme-
sö/ünün delalet ettii anlamdadr: "Kur'an'daki
"cl-
den birer kinayedir. Çünkü Allah, hayâ sahihi vc kerimdir. Dilcdijini diledii eyle kinaye eder." ,
te
"Fy
Yüce Allah'n
iman
edenler!
"dokunma"'dan bekletmeniz
u âyetinden bundan baka bir ey de anlalmaz:
Mümin kadnlar nikahlayp boanrsaniA
(mesh)
vc
fâkihlerin hepsi -Zahirîler
geçen "el-mcss" (dokunma)
etmilerdir. Ba/en buna.
ba baa
henüz
iddei
onlara
müddelince
gerekme/...."''"*^
'RîfstTDÎk»"
âyette
onlar
da
kalmalar
"cinsi
fiilini,
'sahih' halveti (helâl
halini)
de dâhil olmak üzere- bu
birleme" olarak
olmayan kadn
ile
tefsir
erkein
dc dâhil edebiliyorlar. Çünkü bu, cinsel
lememin ntijmkün »Iduu siuulan
bir durumdur»^^
Bakam
bir-
»uee^indeki
"chkunma^n (tn^) &r\cc" yani "cinsel birlemeden 5nce boama" hakkndaki ss^kr dc bunun gibidn-. Yine Rju^a»^ M@t^enrt (st^^tn diliyle
söyledii
u
söz de bu
manay
desteklemektedir: "Bana hiçbir
nsan Joknmam^ken (mess), benim nasl
Eu
konuda Kur'an ve sUnnatte
çocuum olabilir!?"
delUlcs' yoktur.
O
halde bu hadisle,
ehv&le olmayan vc arkasndan Jlme çkmasmdem kmhilmayan mücerret '--^
HeysemT. lltlâcnâai''£-^î!M
h»^ M^ldl
nr^^ila bu ha<^ nakledip der M: *^âb^M^ tteMs mviteri ^sahili' kimseler-
¥e^tria.ftaa l'i^et etsftâr.
|}.
dir." (Bkz.Taberânî.
eI-Mu'cenu1-KrfȔr.
XX,2I1. 212 ç.)
'-^d-Ahzâb. 33/49 el-Bakara. 2/236-7 '2"
Âl-i
mrân. 3/47
355
—
—
—
Sünneti Anlamada Yöntem
ydctur. Ö/^slUkle tokalatmmn haram olduuna delâlet eden bir dc yclculukan dönü, hastaln iyilemesi veya herhangi bir skntdan kurlulm ve ben/eri durumlarda insanlarn bana gelen haller sözkonusu olursa... Yine yakn akrabalar birbirini öpüp tebrik ediyorlar. Erkek (baz durymi^;^ ^HlC^nn vçya daysnn hanmyla, amcasnn ya da daybir
styia
kiiMm^
kzyla yahu^
hissedebiliyor. Ö7£1ikle dc
IMyap
bir kadiîla ^jk^liinil
kadn, ekdcIe
bulunduunda aklna mmtr ve gerdc etkek açsn-
birlikte
düünce gcimediindecrkce elini dan ve gerekse dc kadn açsndan ehvet hissi hatra gelmez.
k(Hü bir
BUMi dföUckiçycn delillerden birisi Mes»^"3Xi Bnes b. Mâlik (rat^)'l^
W mnyc de
cariyelerinden (s.a.v)
dc:
mam
rm^ mi§ $M
olsa,
Resûlülhk'm
dc cariye onu istedii yere götüriinceye
Ahmed'in,
"e/-
"Medine
badföiir;
eindm tutf^. Nöbî köctar cariyenin cUn
brakmazd."^'' Buhârî
m bu
den herhan^
batisi
m
civ^yet etmitir: "Medine cariyelerin-
Mr (^y# 4l
olsa,
ResûMlh'm dirnkn tumr
ve
Cnu
î«ii yere kadar giSlürünlD."*^ Hadis. Ncbî (s.a.v)'in bir cariye
tali^inn ne (^îa.#î*î«
^i«dcn
sokaklarna
kMö«t
^yu^ma
denli
u^^or,
Mebî
(s.â.v) fec
tr.
Hac^
jL0.
^n
ile
hayâsmn fazfalimcMa yOce ahl§^
iR^le mm tem^,
devam ediyor.
de herhangi bir cariyeyi, 'istedii yere'
<^itMrÛ kapsamaktadr.
^ Ahmed
hakknda
bir
'cariyeler* ^^7.\ly\c
bir iaretUr-
Öyle
dc
takm mübalâa
'Elden tutma' ifadesi ise tasarrufu
Harib^^-Masned. m. 174 **'Bnhâî.Edeb6l b.
ymmridk-
kadn, hür kadn deil de cariyeyi,
herhangi bir yeri ifade elliinden tevazu
ariyeye vmliine
Medîi^
Q'imj
"Elden tutmaktan maksat, bunun gerektirdii incelik ve
eklinde genelleme
Nebî
^2/1447), Bubârrdeki hadisin erhinde 0yle
Hadis, erkei deil de
356
ki cariye,
ve
islemiyor, aksine cariyenin ihtiyac giderilinceye
kadar onunla bu halde yürümeye b.
Öyle
^(j^arok
dotayr c^vi cariyenin elinden çclünfl^
W(u
bile tevazusu, edebi
deJalet çenektedir.
vnm K^.tt^l«t
duygularm yaralamay
der:
karsnda
tamamen
ki cariyenin ihtiyac egpr
Medine
Hadisi
dnda olsa sini istese,
Bu
Anlamada Hakikat
Meran
vc Nebî (s.a.v)"dcn bu ihtiyac iin kendisine
Ayrt Edilmesi
yardm
etme-
mutlaka buna da yardm ederdi.
da.
Nebî
(s.a.v)*in fazlaca
olduuna
Vcitlcrindcn u/uk
mülcvazi olduuna vc kibrin bülün
bir delildir."*-^'
Hâf/ bn Haccr (rh-a)'ia kaydeUi|i bu bul edilebilir. Fakat
iinlamm^
onun
0\mp
*elden
ve
incelik
Çünkü burada her ikisi birden belirli
ite
bir delil
nttma'y muhtevasndan hareketle /ahirî
yumt^^la yormam
kabul edileme/..
kastedilmekledir. Bir sözde asl olan.
onun
veya karine bulunmadkça, /ahirine hamlcdÜmcsidir.
Murada buna engel olacak livâyctindcki
eyler, bütünü içerisinde ka-
'Cariye
bir
ey
göremiyorum. Bilakis
mam
onu diledii yere .götürüno^G kadar
Ahmcd'in
eiini
onun
clintl^ <;ckip alma/" ifadesi
ne delalet etmektedir.
açkça bundan mutlaka ;^hinn kastedildiiBunun d^^ çkmak isç, hlama vc liaptrma
kabIrmtendir.
Çada Kültürle Yetien Kimselere Mecaz Kapsm Kapatmamn
Tehlikesi
Hadisleri anlamada harit
manas
Q;eerinde
necaz
kapsnn kapanmas
durulmas,
çada
kültürle
ve nassm
ve
yciicrt kimseterin
voguna sünneti anlamaktan, hatta slâm' anlamaktan yüz çcvirtmckicdir. Yine bu kimseler: mcca/da kendilerini tatmin eden. kültürlerine uygun olan
anlam buldukiannda
sö/.ü
tamamen
siplerine arz cimcksizin.
çada insanlar hadisin shhati Nitekim
baz
ne dilin
islâm
mantna
vc nc de dinin pren-
zahirine göpc aldikkn
hakknda
dümanlar
mm.
bu,
üph^ düürmektedir. da
^ok
defa
(meca/a
ham-
ledilmeyen) bu aslî mânalar. !;lâmî kavramlar ve onlarn modern ilme vc
çada
düünceye
icrs
dümcleriyie alay etmek
için bir
dayanak yap-
uakiadriar.
YlIaFdan ve
h&ri,
dierlerinin
bn
Hristiyanlk propagandas yapanlardan
rivayet
ettii
Haeur. l-cthu-j-Hfn. XUi.
s. I?l.
"Humma
biri;
Buhârî
(stma) hastal, cehennem
(X. 490 Oâru"l-Ma'ritc
basks)
357
ateindendir, onu su le soutunuz."
baz ndislere dayana-
hadisi
aydnlk asnnda tslâm düüncesinin hâlâ hurafelere inansöyleyerek ona hücum ederek der ki: "Humma hastal cehennem
rak bilim vc
dn
ateinden deil, ycryü/ünün ateindendir. Bu hastalkla, mikroplarn üremesine
yardm eden baz
Ahmak
voya ahmak gibi gözüken bu yazar, ya
w Arapça'nn zevkine varan ya da bilme/den
herkesin
hadi^n kastedilen anlayaca mecazî anlam bilmiyor
geliyor. Hatta bi/ bile
<;km
cehennemden
iten kimse sözden •
pislikler vardr."
bir
gün"
çok scak gün hakknda, "Sanki
Bu
deri?:.
sözü stiylcyen kimse ve bunu
kastedileni anlar.
"el-Hacerü H-Esved Tai, Cennettendir" HadisRn Manimi
Yine
Islâm'te sayanlardan
keiîdiSîtiî
cennettendir""^" hadisi
birisi
"Acvc (denilen Medine-i Münevvere) hurma-
ile
s, cennettendir"**'"* hadisiyle alay eden bir üslupla
Onlm-| bu vebonzcri
rm g^ge^ liiTft
ve
gesf iklAnda
Bu
ettip
yaz yazmtr,
M^n, "Bit^iEki^çw^Ml^9-
hem Buh^'nin ve hem de Mü$Ctmi^ü^üa al^h) had»^ kastedilen anlamdan eklindeki
teimrlad ve ^nî cennetin gerçekten klçlarm gölx)tdu^ ckGnâa mimm/., böyle tî^avvur m&em. Bununla
HS|Mîl^ AMilhHn yerin 0Û kadar ^eni
ganidirler.
göün
ibamlim^»
altmdiKr'"''^'^
Ûm^i
de, "Haccru'l-Esved,
Tb
takva sahipleri için
kld
Müslim. Selam 78 (2209)'dc Abdullah b. Ömer (r.a.)'lan: BuhÛrî. Bcd'u'l-Halk 10. Th 28: Müslim. Selam 81 (2210);'de (r.anha)"dun; Buhârî. Tb 28: Mü.slim. Selam 84 (22l2)"de RâtV b. Hadîc (r.a.)'tan: Buhârî, Th 28: Müslim. Selam 82 (22!I)'de Fsmâ" bini F.hi Bckr (r.anhâ)'dan mullctekun alcyhlir. Yine Buhârî. Bcd'u'-Halk lO'de ise hu hadisi Abdullah h. ^r.».)* Rm lîvayet etmitir. Bkx. Sahîhu'I-Câmiu's-Sagîr. (3191). Yine bkz: el-Lü'lüü ven^Rferein,(1424. 1426) Ahmed h. Hanbel. el-Müsned. III. 277'de Encs b. Mâlik (r.a.)'lan; Nesâî, Mcnasku'l-Hacc 145 de Abdullah b. Abbâs (r.a.)'lan. Bkz. Sahîhu'l-CâmillV Saîr. (3174). Ahmed b. Hanbel. el-Müsned. II. ?>56. 490: Tirmizî. Tb 22 (2066. 2068): bn Mâce. Tb 8 (34.'i.'i)"de Ebu Hüreyrc (r.a.)"tan. Ahn^d b. Hanbel. el-Müsned, III. hadis;
Buhârî.
28:
Âe
m
Mudrî
esh^&fKT^'I^^M (r.a.) ile
BuhÛrî. Cihâd 22. (r.a.)'tan
m
IV.
Câbir (r.a.)'ta. Bkz. !
12.
156:
muttcfekun aleyhtir.
tm tbn
m
8 (3453)Me Ebu Saîd
SaMb*î-;^A^s.^#r.<4î^.
Müslim. Cihad 20 (I7421'dc Abdullah b, Ebi Bkz. el-LU'lüU ve'l-Mercân, { 1 137)
EvS
Hadb Anlamada tMatf^ifi^fj^a^y^ Idilmesl
ancak Allah yolunda cihadn
sembpUi kkçUr- özellikle de Alah bu cihadda oia ^hid almay ^^az^r^^ hanm yakn yal (^41^âii mikr. Hcite (^.v)Mn, aiteiitdan bakma muhtaç olan annesini bira-ki
m
itock
^ H sözü de
üzere O'na biai etmek isteyen kimseye söylemi oldu-
böytediî:
"O zaman annene
hi»ö ötî
ecamet, an-
nenin ayaklannm altndadr."*^
Akl
sahjbi herkes, gerçek cennetin, annenin ayaklan altnda
dn
anlar.
ancak
Naîm
Anneye
iyi
anlar.
Anlatlcb^na i^; varRiEdâ
torine o yordum.
uramann
cennetlerine giden kaplardan cn ratiai bir ekilde içeri gir-
meyi kap.^adgn
nna
davranmann vc onun bakmyla
olma-
sâiih kimselerden biri,
kanfelprinin ya-
^jel^ mpMm l^mm 'Ben^ceimâc bahçelerinde ^^ammk topra sürü-
^feî^\
sâlih kimse,
1^ gün
Ona
kalmasnn
SrWa t^, Enetin, an^lcrin
ayaklan
olduu
haberi ulau'
diye cevap verdi.
Yüce Allah'n sevabn vc cennetini arzu vc bakmnda olmasndan baka bir ey anla-
Kardeleri, bundan, onun.
ederek annesinin hizmeti
madlar. *
'^NU ve Fira^ Cmneiienaâr** Hadisi
Üstad Mustafa ez-Zerkâ' bana
u:j anlatmt: Msr'da,
hatla
Arap
dünyasnda t^ada hukukçulardan büyük bir üstad, ona. br gün "SahîhI Bu/târV kitabn satn aldn, sonra onu açp baktmda gözünün
u
hadise ilitiini söylemi: "Nil ve Frat, cennet jrmaklanndandr."*'"
Üstad bunun vakaya
ters
dütüünü
görünce,
tamamen yüz çevirmi. Çünkü bu rmaklarn
Buhâfnin kitabndan
dou yerleri, eitim gören
herkes tarafndan bilinmektedir ve bunlar, cennetten deil yerden çk-
maktadr. Bu kii, kafasnda oluan bu olarak reddedii
Ahmed
b.
yanlgnn sonucu
olarak, soyut
hakknda da daha sonra hiç düünmemitir.
Hanbel, el-Mü.sncd.
111,
Sahîhu'-Câmiu'-Sa^.(1249)
429; Nesâî, Cihad 6"de Câhime
â (r.a.)'tan.
Bkz.
,
verilen hadis. Buhârî'nin metni deildir. Buhârî'deki metinde farkllklar vardr.
Yukarda geçen
hadisin metni için hkz: Müslim. Cennet
2<^
(28.39):
Ahra^
b.
Hanbel, cl-Müsned, U. 289. 440)
m
Eer hu adam-birax alçakgönüllü olsayd risine
havursayd veya çagdalanndan güçlü
gözleri olana
aydnland
sabahn
aydnlanacakt. Fakat
kibir
gibi.
ve
Buhât erflcHnden
bir Mîme^
bi-
bunu sorsayd,
hu gerçek mutlaka onun
için
de
ve gurur, gerçeklerin görünmesine engel olan
unsurlarn en büyüüdür.
ktamî külarumOzün oluumunda katks olan büyük imamlardan birinin,
bu hadisin anlam vc açklamas hakknda görüünü burada ak-
tarmam hcnim Hu/.m
Ha;r.m'
barlttinc vc
âhp ona
ti\ l'rr.
O
kii,
mam
Ebu Muhammcd bn
456/1 063 Vdr.
(Ö.
bn
için yeterli olacaktr.
Çünkü
pî^^cri
g()rc o,
bt^^ ^eçm^in ile
sebebi» biUadii gibi, ö, n^^^uifi
bâktnlanna bakmaksii^m onlarn /ahtrlefi-
amel etmeye ftmmm ^bifî mt^^blne
Arapça'nm
içerisinde, hakikat ve mecaz,
menmp br £^îh-
olduuna atanmak-
tadr.
imdi onun hu
bn Ha/m.
hadis
hakknda nc dediine bakalm:
burada "Seyhan. Ccyhân. Nil vc Frat'n her
nchirierindendir"^'^ eklindeki
"sahih' hadis
ile
"Evim
hiri
cennet
minberimin
ile
aras, cennci bahçelerinden bir bahçe (Rav7.a)dr'"^"^ hadisini zikredip
p^G dm;
"Bu
f^m- b^ anlamna
baz cahmcrin enettii ümm^ Râ^m'ma« ee»^ olduu vc bu ncbirlcrin de cennetten da§^ Ihdiklerî
iki badis,
gcim©?.. Bu*
^d ve yalandr."
Daha sonra hn Hazm. Ncbî
(s.a.v)'in evi ile
oluunun anlamnn, oranm
ccnncilcn bir bahçe
lazilctindcn ve orada
isîennm e^Midülünden dolay olduunu «ikmctec*
kliman
dolay cennete
nehirler ise, onlarn bereketinden
kim
minberinin arasnn,
iyi bir
izafe edilmitir. Nite-
gün geçirdiinde, "Bu cennet günlerinden
Yine koyun hakknda
ise,
Bu
bir
gün" dersin.
"O, cennet hayvaniarndandr" denildii gibi'
Müslim. Ccnnci 26 t2839)'de Ebu Hürcyre
(r,a.)"lan,
Bkz.
Muhmsaru Müslim.
(I9f.8) '^^
<
Bühârî, Faülu's-Salâti
tWd& Ahdttffi*
Mekke
ve'l-fsfedîue 5,
fi39l)'dc
ise
Saîr. (5586.
m
fi
Mescid-i
5; Mü.slim.
^rUMi»
Hac 5(X»^I
raOto'MNf^
Fj^» Mî#îe m, msk n. t'üsam m Müslim. Hac 501
Ebu Hömyrc .5587).
Mekke vc'1-Mcdine
(r.a.rtaii
muttcfckuf
aleyhlir.
Blö*
Sahîhu'l^amiüV
Hcidi^.'
vc Ncbî
îbn
Mecazn Ayrt
Edilmesi
gibi.
bir hadis dc. "Haccru'l-Esvcd. cenneltcntlir"^""' hadisidir.
Hu/m. bu haberler hakknda öyle
cicr:
koyduu
sc dc hissin /orunlu olarak ortaya re
iie
"Cennet klflarn gölgesi allndaclr" buyurduu
(.s.a.v)"in.
Buna benzer
Anlcimacia Hakikat
"Gerek Kuftm vc gerek-
yarg, bunlarn
üze-
/.ahirleri
olnadklandr.
te
bu, zahirîlii vc nasslara donukluk derecesinde harfi harfine Ibn
Rimm
hu nasslarn. /ahirlerine hamlcdilmesini cai/ görmcmilir.
Onun
hahlyla hile.
bn Hazm'n
bilinen
dedii ^hi, bunu uncak
ramen
yorumudur. Buna
cahiller böyle /.anncdcrÜ
Mecazi Yorumlarda
Arya Kaçmaktan Sakmlmas
Burada hadislelîi -vc genel olarak nasslann- yorumunun ve /ahir
anlamlarnn
dna
çkarmanm
da hir tehlike
mm
kaps olduunu
vc
bundan sakmhnas gereklimi söylemek istiyorum. Müslüman âlimin, akti
veya nakilden bunu gerektiren bir durum olnadkçu, bu kapdan
ijgeriye
girmemesi gerekir.
Çok edilerek
del'a hadisler: kiilere, belirli
yorum yaplrlar.
zahiri üzerine
tma^m
Ama
tetkik
zamanlara veya mekânlara tibar edebilen bir
aratrmac, onun
braklp o ekilde anlalmasnn daha uygun olduunu
fet^ytr.
Buntmk
ftgîîî
bislan kira/)
aac
^ h^lsi îdkredebîlî^: "Kim Ur
«tak
keserse. Allah
onun
bam
cehennemden
Am-
f
aa sark-
lr/'''^
Hu arîhlcri,
hadis,
çounlukla
ba^î
'sidre*
çeitli kiplerle rivayet edilmitir.
Mimesî art cümlesi
sna ramen, bununla. "Harem bölgesindeki li ^'^
Kidisin
Uhrci
tlaha
oncc
Baz
hadis
içerisinde nekre*""* olma-
sidrc
aaenn
kesilmesi"nin
^ctjli.
bn Ha/m. el-Mulallâ, VII. 230. 23 1. (919 ulu ncsclel Ebu imad, Edet IM^im 023^ l^)lt^ ss-Sünenü'l-Kübra. VI. IBNia me&M k HttM t^^Lfim. Elbânî dc ''SaHtha%Cûmitt's^^a0l''^ bu hadisi kaydelmr^îlir.
Nekre: Helirsi/ isim lomckiir. Hu. olur. Belirsiz isim.
knuan
smin sonuna
lenvin
(çift
hareke) gelmesiyle
veya kullanan kii taralndan daha önce bilinmeyen vc
lannnayun simüir,
361
'
kastedildii eklintte yorumlamIaFdr. Onlar,
azabla korkutulduunu görünce bunu
kesenin iddetti
Harem bölgesindeki
aacyla
sidre
sn iri andml] ardr. Benim
rmni
hm
Arap ülkelerindeki
çada
aacnn-
dünyann
Öyle
gruplann ve mtilerin
tlar ve konferanslarm
Daha buldum:
önemli oluudur. Dolaysyla bu aabu,
bu
ki
çevrecilik,
günümüzde srf onun
olut^ld^^lakkifldabEÇok toplan-
düz^endigi önemli
bir husus haline gelmitir.
unu
Davud'a hu hadis soruldu, o da öyle dedi: "Bu hadis,
"t-.hu
unu demek
istiyor:
Her kim
yolcunun veya hiiyv^-
bir
aac bo yere, zalimliinden dolay haksz
fficm
gö^elendji çöldeki
ysB
keserse Allah da onun
ban cehenneme salktr."**^
Allah'a hamdolsun
sadece benim böyle
ite
te
hayrdan men edecekür.
sonra Ebu Davud'un "5fln«f"inc müracaat ettim ve onda
muhtasardr ve
husus
-yine özellikle
"yeili ve çevreyi kuruma" diye isimlendir-
dikleri faaliyete girmektedir. için birçok
aacn
iBe5»vesinden yaöfm-land
sidre
olctulOar Q-
O da, özellikte sahrada, tnsanlann hem
kesilmesi, insanlarn hepsini birçok
imdilerde
hmtov g^ji
hadi^n*
ise
bir hususu ikaz etmesidir.
gölgesinden ve
cn
görü
nfieylctügim
bir
ki,
anladm sandm
bu
mam Ebu Davud'un yorumu birbirine uygundur,
Su V€ büzeri ha^sMe, klam cfâvetçiteri. hmmm^. fE^UE le aaçla mS^sSms elme^ etmektedirler. Bunu,
^^M
girmeyi
eeiîfiefö
davran
uman ve cehennemden korkan müslüman kii
eklinin içerisine dâhil etmekteyim,
için dinî
'
Reddedilen Yorumlar Reddedilmesi gereken yorumlardan bir metnin
ak
ksm da ne ibarede ve ne de
olmakszn yaplan batnî yo"Sahur yapnz! Çünkü sahurda,
içerisinde herhangi bir deli!
rumlardr. Örnein, onlardan
birisinin,
bereket vardr"^'*'' eklindeki hadiste geçen "sahur" far'
''^
oid^nu
söylemesinde
Ebu Dâvud, Edeb 158-159 Buhârî,
Savm
20:
olduu ^bi.
Dt^su
"'^^
sahur zatnanlafiv^
(52^
Müslim.
Siyam 45 (Î095)'de Enes
mutletckun aleyhtir. Bkz. el-Ui'lüü ve'l-Mercân. (665)
362
ile kastedilenin,
b.
Mfflifc
{f.D'tan
IM^madattakikat ite Mec^ Ayrt Ed^m^ istifar etmek, Kuf'an vc sünnetin tevik ettii en
Fakat *"salur"dan maksadm, Mstifar' körü körüne bir yorum
Ö/cllikc "sahur"
büyük amellerdendir.
olduunu söylemin bu
olduundan kabul edilemez. i!c
Yine "Sahurun hepsi
"Hurma, ne güzel
berekettir.
Onun
bir saiurluktur."
için -îtîzden
su i(;mcklc dc olsa- sahuru terk elmcsit"'**^ hadisinde
Yine her
'
nc ka.sicdildiini kesin olarak at^kla kavutu-
mn baka hadisler de gelmitir:
•
sözü.
^mm^
|errinden
fitnesini»
b^tiss bir ymlUm
olduu
gibi.
snmakla
Allah'a
emrolunduumu?. Mesih Dteâ) hal^tertl î»k Wlen
hadisfcain^
bu^-
i^ fearant^kBatt medeniyetini sinmedii eklindeki yommlar da böyledir. Çünkü Bat medeniyeti, Dcccâl'in kÖiPöatk nftel^^ildii gib kâr bir medeniyettir. Zira Bal medeniyeti, hayata ve insana tek bir gözle bakyor ki. o da sadcee maddedir. Dolaysyla da Bat medeniyeti, bundan
bakasm görme/..
Öyle
ki
sanki ona göre nc insann ruhu, nc kâina-
Im bir ilâh ve ne dc bu dünya hayatndan sonra Ûhiret vardr.
Bu yorum
ise.
pek çok hadislerde sabit
olduu
üzere Deccâl'in gc-
Icn-gidcn, girip-çkan. propaganda yapan, tahrik edip ho/.guneuluk ran. IchtÜ, eden... bir insan, bir feri. bir
ahs olduu
n^meye aykmdr. Bu konuda o kadar çok bunlar tevatür dcrcecsîne
^ m ^imn. cs-Sahîh.
VIIl.
Terîb.
11.
I
III.
12.
ki,
111.
(r.a.)'Uin. Eltrânî
350. Beytakî.
de "SahihaH-
44'dc riv:yet etmitir. Münzirî'nin.
cl-
^y'du gcviigine göre bu hadisin senedi, güçlüdür.
^ Yazarn bu yorumunun, kitabn bandan ve isabetli
hadis gelmitir
25^ (3475); Ebu Nuaym. el-Hilye,
Hanhct. cl-Müsned.
h.
ve
uli^tr.
cs-Süncnü'l-Kübrâ. IV. 23f-237"dc Ebu Hüreyre Câmiu's-Saîr"dc bu hadisi kaydctmilir.
Ahmed
tanm
eklindeki
'.sahih'
çka-
olmad
beri,
kamöSîideyiz. Çünkflu
savunduu düüncelerle uyumad bulundu^ Mühammed Esed'in
DeccaPm Bat Medeaiyci «rfarak kabul c^elteegi eklindeki yorumu dlkkile deer br yorumdur. Yani. buna göre Dcccal. bir ahs deil, manevi bir kiiliktir. Bat Medeniyetinde giirüldüU hiç de yanl bir yorum saylma/, .Mickim Karadavî'nin kendisi de "Müceddid Hadisi'ni benzer ekilde yorumlamur. Oeccal konusundaki hadislerin levatür dereeesinde olduu tikri de tartlr. Çünkü, hadisler hayli problemli hadislerdir. Bu konuda (^Jffl br tetkik Santopak. Ayet vç«sdfeleraGö©!^c^, Mc!m s^ttSö. olarak bkz, Nlzul-i sa fe^dan^ ^^Mikferi çin de geçerli. ..Bu konuda yine Zeki Sartoprak'n te'Iif etlii. Kur'am ve Sönueie Göre Nüzlu-i sa (Ik yaynlan) adil Ki.
Deccalm
Â^t^
ö/elliklerinin
Mi
kitaba baklabilir.
(Yaync)
363
,'
)
Yine bâtl yommlardan Mth\ de; baz
çada Müslüman
yazarlarn,
kyamete yakn bir zamanda tm Mesih'in inmesiyle ilgili hadislerin -ki birçok ha^s Miz imamn**' açklad gibi icvatür derecesine ulamtr-
bar
ve güvenliin egemen
olaca
bir
asr simgeledii eklindeki
yorumlardr. Nitekim insanlar arasnda sa Mesih'in, beer içerisinde ban ve hogörü davetçisi olduu giirüü yaygmdr. Yazffl'.
bu yorumun, sa Mesih'in
nitelendirildii
'sahih* hadislerin delalet ettii hususlarla
tiini unutmaktadr:
haç kracak,
inii ve onun, bunun aksine olarak
"Meryem olu mutlaka
adli
tamamen geli-
bu hüküm indirecek,
domu:f.u öldürecek ve cizye koyacaktr"^™ ve ancak
kabul edecektir. Bunlar
ise
sözkonusu ytHirala
tmmnm
slâm'
çelikilidir.
bu yanm, [»lâm'm
eHs
(!)
olduunu
iddia
klç dini ve Hnstiyanitm ise y^ftne lan ^en zalim nri^^^Hk ve arkiyatçlk propa-
^^dasma güç kâzandmudctad^. Ibn Tcymiyye ve
Dtî^su
ben. eyhülislâm Ibn
ha^ ve ildeki görüünü Yine nunla.
mecaz
bn
Yüee
genel itibariyle inkâr etliini biliyorum. O. bu
Teymiyye'yi bu görüe
Allah'ta afatlarn te'vil
ÜMedilflen
iten etkenleri 4e.
yorumlamaâa
kapsn k^^^mk
kmselerdfr. Bunlara göre
mesabesindedir.
yt)k
Ti^t^ye fö. t38^32?)^nin Ku%n/
çeitli deliller ve deerlendirmelerle desteklemitir.
önündeki bu
se
Mecaz Reddetmesi
Onlar
MU^flm O, bu-
anlfa
ittw{aitn
Önlarcte, **Muattrtâ^^ tfiye
Yüce Alah'm
sözkonusu
bu
sfatlan neredey-
sfatlan
kabul
et-
memilerdir.
Bu konuda Allamc Enver cl-Ke^Mtftdn *^eMM9l« AMfâ Tevâtere Nuzûli% fl Mesîh" (tntk. Abdulfettât Ehu Gudde) adl kitabna bakabilirsiniz. Konuyla lgili olarak daha fa/la hadis olmasna ramen bu kitapta 40 tane 'sahih' ve 'hasen' hadis bir araya getirilmitir.
Buhârî. Buyu'
Hüreyre
102,
Mezâlim 31, Enbiyâ 49: Müslim. îman 242
(r.a.)*lan birbirine
yakn
lalzlarla muiteiekun aleyhtir.
(15,'i)"de
Ebu
Bkz. Sahîhu'l-
Muattla: tik dönemlerde Allah'n zalm sfaUarrâto fâmt edenCT için kullalttlsonralan Allah'n variin tanmayan, tabiatn yaraicmm ta^sanuTunÜîKi
m. daha
bams/ varln ürtlürdüünü ileri sün;nlcr için dc kullanlmtr. 364
Hadisi
hn Tcymiyyc
n
Allah
ile
Mecazn Ayrt Edilmek
görüünü canluKirnMÜc, YVm Kilabmda vc Rç^lUlÖn diJin^ spt cuiklerinl ümmetin
ise
kendisi için
cmck
ispat
Anlamada Hakikat
vc Kur'an
ile
selefinin
sünnetin nefyettiklerini de nefyetmek istemiT
tin
Fakai yin
hn
Tcymiyyc. hu konuda,
dilin
bütününde mecaz diye bir
e-
otmadm savunacak kadar ileri gitmitir. *
imam
Ibn Tcymiyyc.
ümmetin
âlimleri içerisinde kalben
en sevdik-
lerimden -belki de tnlardan en ;ok sevdiim- ve onlarn içerisinde akl-
ma
cn
yakn olandr.
muhalelci cUii
gibi.
di^üonetü/.i. laklii insanlarla ttofeon
Fakal ben. onun kendisinden önceki imamlara
ben dc burada ona muhalefei ediyorum. Nitekim
ctmemcmid, ahslara de^t
deil insanlar hak
ile
tanmamz
ben. Ibn Tcymîyye'y J^iyonrm.
Nitekim Hât/ Zehcbî
"eyhülislâm
(ö.
bn Tcymiyyc'
fatert
delilie
bi/jc
o Öretmitir. Bundan
**Tcymiyyeer deilim!
74K/Î347) bununla severi/.,
^mnmh hakk
ilgili
olarak
öyle
ama hakk ondan daha çok
der:
seve-
ri/."
Bvct. ben,
yatyla
ilgili
Yöec Allah'n sfatlaryla
biilün
konularda eyhülislâm
olmaks/n bunlarn
delil
hilmcdiimi/
dedii
gibi,
bir
ilmi
tc'vilinc
ilgili,
ile
gayb âlemi ve
beraberim.
dalmayp onu
üstlenmememi/ vc ilimde
âhiret ha-
En uygun olan,
bilenine derinlik
brakmamz, sahiplerinin
"Ona inandk ve hepsi Rabbimi/. kalndandr"**^' ttememiz-
dir.
te
Âl-i
bu. gelecek bi^lümde bira/
mrân.
aydnlatmay ar/uiadm eydir.
.V7
365
7.
Gaybi Olan le Gaybi Olmayan Hususlan Birbirinden
Sünnet,
gayb âlemi
ile ilgili
Ayrt Etmek
konular üzerinde durmutur. Bunlar-
dan ba/s. Yüce Allah'n kendilerine çeitli görevler verdii ve "Rabbinin askerlerini ancak kendisi
bilir"'''^'*
buyurduu
melekler-
dir.
Bazs de onlarn
da. bizler gibi mükellef olan, bizim onlar bizi
Sîöîis da.
gördüü, yeryüzü sakinlerinden olan
hal-
cinlerdir.
Yüce Allah'n huzurunda bizM aldrmak, ^ül ve erri
bize Mislü göstermek için ki
görmediimiz
yemm^â^
^'feln zzet ve erefine andolsun
onlardan samimi kullann hariç onlann hepsini azdracagim"**^^ diyen
blis'in askerleri olan
eytanlardr.
Yine Ar, Kürsü, Levh-i Mahfia ve Kalem de böyledir. Bt! gaybî konulardan
bazs
da;
kyametin kopmasndan önce ve
ö-
lümdcn sonra gerçekleecek olana kabir sorgusu, nimetleri veya azabyla alakal bir hayal olan berzah
Dier bazs
Mevkif: n^erilmesi
366
ise
Kyamet günü
hqyaüyU
ilgilidir.
yeniden dirilme,
^r
ve meicif (b^eme)^^'
canllaffn hesaplannn görülmesi,
ve amellerin tartlmas için duracaklar yerin addr.
^klanmn
sahi[Merne
Gaybi Olan leGaybi Olmayan Hususlarn Biririnden Ayrt Etmek
Kyamci gününün korkum;
yünleri,
büyük cfaai. mizan,
cennet vc oradaki maddî vc ruhî açdan
hesap, srat,
nimcilerr aradaki in-
çp^illi
sanlarn dereceleri, cehennem ve oradaki hissî ve manevî açdan ;c!^itlcrt ile
onlarn dütükleri
tabakalann varolduu âhiret hayatiyim
alt
ilgilidir.
Bu
veya çou, Kur'an- Kcrim'in de deindii ko-
hususlarn
nulardandr. SüniKt ise Kur'an'tn icmalî olarak ksaca bahsettii bu hususlara
detayta
^îîrttir.
Burada iarci
ctrncrrirz
ledilen hadislerden
bazs,
gereken
u husus var:
sahihtik
mcricbeinc
Bu konuyla
ulamad
ilgili
için
nak-
bunlar
dikkate almaya gerek yoktur.
Burada WeM:
(s^^vll'in
b^Hl^indm
ye
3Umla-
yer vereceiz.
ra
Burada Müslüman
düen
bir âlime
görev, ilim ehlinin ve kendileri-
ne uyulan ümmetin selefinin yöntemine göre onlardan 'sahih*
de
.sabit
gelmesi aklcn imkân dâhilinde
masndan dolay
olduu
müddetime,
reddedilmesi caiz deildir.
eyler yapmaya güç yetirmitir
ki,
bilisine anlatlsa, o. urihalan deli
vukuunun uzak sayl-
Günümüzde
ise insan,
ej^ bu
hususiar*
olmakla suçlârd.
mm^i
O
imnlayrda»
hal4c akla Uisk
^ gdkte W^ eyden
gözüken bu gaybî hu«ms1ar, ne yerde ve ne
âciz
olmayan Yüce Allah'n kudreti sayesinde neden olmasn? ki.
âlimlerimiz, dinin;
gGitifebileceini, fakat
mümkUn
hih' nasslar
olmadn
ile
akledilen
^ MN^ertn; yazm 1##
ken-
imkânsz hükmünde olan öyle
gibf
,B« sebepledir
ter$
gclmesîrtî îmMtns/. görsek bite, fiieydana
disine verilen ilim sayesinde, normalde
ftîn
ekil-
olanlarn kabul etmesidir. Bunlarn srf yaadgmiK hayata
düse veya normalde meydana
eyler
l>ir
akln hayrete düecei baz
akln imkânsz görecei eyleri g^irme&i-
belirtmilerdir.
Bündan dolay nakledilen
açk veriler hiçbir ekilde
çelikiye
'sa^
dümez.
Mte
^tHneUerhtf flsetin&^önya^ îte l^scm i^sm^ olduklar amel defterlerinin ya da amellerinin tartldg terazidir. Fakat gerçek mahiyetinin ne olduu hususunda kesin bir ey söylemek zordur. Bildiimiz tek ey. amel defterlerinin ya da amellerin, belirtilen bu nesne taralndan tartlmasdr.
^
367
SUnmti Anlamada Yöntem
beki
me^am
msmösL çelikinin olduu sanlan hususlarda, bir yanlln gelmi olmas gerekir kî bu da, ya nakledilen nasstn 'sahih'
olmamas ya da akln
ya insann din /anncitii olarak kabul çui|i
Dorusu zak göpdött
olmamasndan kaynaklanr. Yani bu
sarih
ey
dinden deildir ya da ilim ve akln
ey gcrt^cklc
ta
ilim vc
baz
Muiezîle gibi
ba/larnn
Islâmî ekoller ve fn-kalar,
pei sra kabrin
nimetleri
kahirde
verileri
akldan kaynaklanmamaktadr.
*î^th^ hadisleri reddetme hususunda
lardr. Nitekim
noktada,
u-
arya kaçm-
melein sorgusundan ve bunun
iki
ile a/.apLiin
aklimmi
bahseden hadisleri reddelmedeki
lavrlann görmekleyiz.
MM* n8n^nl@rto cinnçpe âlMh* ^mM, dnfer ve'^dnMn insanoluyla balantsndan mîzân*^^ ve srât
ile ilgili hadisleri,
bahse-
den baz hadisler karsnda sergiledikleri tulumlar da yine böyledir.
Nitekim
mam
tabnda konuyla
âihî
ilgili
(ö.
790/1388). «<î/-/WsflJw"*^* adl deerli ki-
olacak
kaydetmektedir: "Bidatçi ve sapklarn
t>zel1iklerfnden bir tanesi de: keadi
maksatlarna ve mezheplerine uyma-
yan hadisleri reddetmeleridir. Onlar, bu lar vc delil
tür hadislerin, akla
olmaya elverili olmadklar
liini iddia ederler. Kabir
için
aykr
olduk-
onlarn reddedilmesi gerek-
azabn, sral, mizam,
âhirette Allah'n görül-
ayn ekilde sinein bir kanadnda zehir vc dierinçle ise panmoldji^ ve on^ ;^irH kanadn soktuu, (dolaysyla panzehiri i^n|
mesini; hir
di^* mtnms gerektii'"''
A^fHiz^ IKn^ ha^^^i
ve
ile ilgili
mW ta^
sinek hadisini*^ ve l^ffi^hifl
ffic^lt ölçen ve en ince noktaya vanncaya kadar birçok eyi Ölçen çeitli ve »l^Uer Hasia N^I«$^rm haz yüksek modellerinde saniyede milyonda bir olan eyler bile hesapianâbîlmek-
k^M^.
tcdir.
Oysa Mi/.an'n, Mu'ttvile'nin '^'^
düündüü
gibi.
ki gözü yoktur.
Bu kitap. Dr. Ahmet yibildiren tarafndan Türkçe'ye tercüme edilmitir. Bu hadisle ilgili olarak ''Felâvâyi Muasra" adl kilabmzda yapümz açklaBuhârî, Bed'u'l-Halk 17.
TbSS; fâm Dâvud.
Etmmm0^^ ttmmm»^Sl
O505): Ahmed b. Hanbel. el-Mösned, 11.229, 246^263, 340. Eb« Hüreyrc (r.a.)'tan. 4
368
m
388. 39».
44rde
Gaybi Olan le ûaybi Olmayan Hususlann Biririnden Ayrt Etmek
kam aryana vc
si^'^''
Nchî
âdil i'uvilcr
(s.a.v)*in hal it;mesini'
tarafndan nakledilen
'
cmrcUigini anlaian hadi-
'sahih' hadisleri inkâr edenler
gibi.
Ba/cn
sahabe vc (ahiundan olan
onlar,
sun- vc âdil olduklar l'ak ri
ile
ravilcri
-Allah onlan kont-
imamlklar hususunda hadis imamiannn
illi-
ellii ravilcri dahi tenkil cimilcrdir. Bütün bunlar, sadece nc/.heple-
hususunda kendilerine muhalerci eden kimselere cevap vcvbiImcGri
i^intlir-
tin.
Bazen dc onkr, seleip vermi aldiiu Icvalar
rçtitle4ip ünfl|0^
sünnete vc sünnet chtinc uymafetan nefret cimclerini si^lamak Mfl
Srat, mi/an ve havu/un
almayaca
varlm
bir s()z olarak gördüler.
ispai
yaca
^
bir
ile ilgili
mkT 4*y0
kâlîr Qiir
'H^yr. kâfir oima/. Çünkü bunu jfâ^ydtl
eyi söylcmiiîf.
Aklîft
söylemi, akln
Onlardan ba/sma. Ahircllc, yarat-
clar ola« Akî'Mi ^rülece^nj söyleyen gunda o
etme
^madg
TOîIiIjut
ukln alma-
eyleri .söyleyen kii ise kâfir
deildir!' diye cevap vermitir.
Bir topluluk ise 'ahâd haherier'in^*'^ hepsinin gereksizliini
1%
Kur an*
Mtl^m h^iMl^t^ «^lknmn
I
tînmifcrdir.
Öyle
ki ontar,
yüce AÎah'in iman edip
ileri
sü-
^4Ukl^^i^ ytîyî îm* ^pmÛm^n
yc'dikUrinden dolay bir günah yoktur"*^ üyeliyle içkiyi
mubah gi>rmü-
Icrdir.
^ bmm^ym i^. Rc^Jüllab («^v) ^yic tHiyurmutur-
le imlai'
'Sîzden birinizi
veya
koll^lût-^^Ianm olarak.
yasakladm Nsftogi
W
Icendisînc
benim cmmttlgira
mt^tü gcldiîntl^ Hîtotsm.
RcsLiil;h (,s.a.) hgiin modern ihhn liivsiye etlii eyi emreimiiir, Çünkü nolern ip. eskklet yapld gihi. kiirtiin it:erisinde tlann boalllusni vc kokulu
naddclc
lo
lcda\
" Bhâri.Tb4.
i
vukra yidihnenesi uerekliini
lav.siye L'lmckledir.
Müslim. Selama (22n): Trmizî. Tb (2()«2) Ahâd haber: "Ahad", fcîr W^ f^mulanna ^Icn chad ya da vahidin çouludur. Umumiyt^le dmsceitftfö yak$i^^â^en Nherlcre â^tr. ^na pm. bîr nesilde hir lek nivi urrmdan rivayet edilen habere haber- vûhi! ;d verilir. Birkaç nesilde birer ra\i lanlmdan ri\a>el edilmi olan haberlere ise haber-t rhâd veya 24:
I
miMr
ksacLi âlâd denilmitir. rimleri
Muelcba Uur, "Ahad" maddesi. Ansiklopedik Hadis Te-
Sözlüü
^"'el-Mâide.
.V'j.'i
369
Sünnet Arlamada Yönt^
Allah'n kitabrtda
bu
ifade,
yasan
te
bulduumuz eye uyanz* derken bulmayaym.**^^
içerdii iddetli bir tehdit olup sünneti reddetme suçu-
nu ileyen kimseyi hükmü içerisine almakladr."'*'*
Yine
yenilik taraflar
baz modemist
akla uzak bulmalan da böyledir ki,
süvari
onun gölgesinde
kimselerin
u
*sahih' hadisi
"üphesiz cennette öyle
^
mui^ ^dcr de onun
bir
aaç vardr'
g^e^
a&la
bitiremez..."
Bu
hadis, Buhârî ile Müslim'in ittifak ettii bir hadistir. Buhârî ile
MüsIira,M hadisi, Sehl
Bbu
b. Sa'd4r.a.)'tan,
Ebu
Saîd el-Hudrî (r.a.)'tan ve
Hiireyre (na.)*tan rivay^ etmitir.**^^ Buhârî de, Enes b. MlUik
^(ra.ftan*^ rivayet
Allah'n. "Ve
mm^. Banan 4^
uzam
774/1372),
âyetinin tefsirinde
gölge..
olmu,
Rcsûlüllah (s.a.v)'tan sabit
IMr
ftm
halta hadis
öyle
der;
Yüec "Bu,
imamlarna göre shhati
kesin olan mütevatir bir hadistir."
Zahir olan, buradaki
^z sene"nin dünya senelerinden oluudur. -
m ha sdsepte PMâ rahvan,
hzl
^4fidfmt mayagnd© X!ök
Eba
buyurmaktadr. Dünyamzdaki zaman
bir binekli"
katndaki /aman arasndaki oran ancak Allah
yannda
bir
gün
sizin
buyurulmaktadr.
Hadis "^^h*
^ma.
dik etlik" Cr.a.),
demekten haka
saydklarnzdan
^
yan Özel kanunlar olduunun hir
bilir.
ile
î^,
Allah
Kur'an'da, "Rahhinin
bin
yl
gibidir'
iAit^t bil Ayann kanonlMm Wfm0r
bilinciyle, içten gelerek,
ey
"îman
ellik, tas-
yapamayz. Hatta Abdullah
b.
Abbâs
"Cennetle, dünyadan ancak isimler vardr!" demektedir.
^ Ebu mvâ, tenct 5
Tim^,
<^mf^
M'
Bbu #.a.)*tan. ftm tO Ahmed b. Hanbei. eMVtiMnftd. V!. se bu hiidisi ksa olarak naklet mi tr. âlbî. el-'tisâm. I. 231-232 (Metâbiu irkctiM-riânâti'-arkiyyc basks). Buhârî. Telsim Sure-i Vâkiü 1. Rikak 51: Müslim. Cennet 6 (282f)'dc Ebu
''''^
(4605)):
Müslim. Cennet (2828)"de Ebu Saîd cl-Hudrî {r.a.)"tan. Buhârî. Rikak 51 Müslim, Cennel (2827)'de Sehl b. Sa'd (r.a.)'ian. Bkz. el-Ui'lüü ve'l-Mercân, (1799-1801 nolu hadisler) Buhârî, Bed'a'l-Halb« el^Vâka. 56/30 :türeyre {r.a.)"lan. Buhârî. Rikak :
^
eUHacc. 22/47
370
.'^l:
Gaybi 0!an le Gaybi Olmayan Hususlarn Birirlnden Ayrt Etmek
Yine cehennemde
p£^
kâfirlerin
büyül^L^
kadar)
azab hakkndaki;
omzu
iki
amnm
u%aki^.
hakknda gelen hadis deP* &^<^ir. En sagtkl
trvDetaym aratrmak
Baanh
ise
yol,
diinin (Uhud
derisinin
huna tesUm olmak-
bir dâvctçi. bilinmesi halinde bile dinî bir nahiyeii
problemlere
yol
bu
açacak
megul
(îijol^Gsrtin zihinlerini
kalnl
genk^ûtr.
vc dünyevî mutluluu s^ams^acak, hatla
îMiffâsiâhieSi
kafirin
tür
çada
olmayan
kai'alarda çt^ilii
okuyucusunun
h^KttsIerie,
etmez, onlan ancak
vc^s
Öuruttcja
çerçevesinde zikreder.
Müslüman'n
bizzat
gcnncti ve kendisini ona
vc ona yaklatran söz
megul olmas en uygun
yaklatran söz
ile fiilden
Allah'a
yola girmesi ve kendisini cehennem
ile
olan
ey;
Allah'tan
ameli istemesi, cehennemden
srgmms.
ccnncdiklerin girdii
ashabnn yoluna girmekten u/ak^
latrmasdr.
Mümin
bir
mantn
kabullendii ve akln da reddetmedii en sâlim
tavr i»m taabbtudî olan her hususta gelen haberlere "iittik
dediimiz
gibi, dinin
gayb
ile ilgili
ve.
Uta j^tik^"
hususlarda haber verdii her
eye
dc
InmA. mâ^mM' imemi^ir. Bu tür nassn hakikatini vc nasl olduunu sormayz, detayn aratrmayz. Çünkü bizim akllaEvci,
nm
jj^k
nassn getirdii eylere îman
d^a
yaratan Allah,
ÇünfeÜ yat;
feu tür
^bî
ederiz.
dunmiblya almaktan
âci^.
onu böylisi durumlar idrâk etmeye elverili
ten. yeryüzünde^
kmmtt
hilafet görevini yerine gctiriricen
buna
KttI*
duymaz.
Eer
Mutczilc'nin temsil ellii
aklc kelam
edip kabul etseydi, Riüminlerin âhircttc
koyan
ekol,
dWü
bu gerçei
Müminler. Rablerini
gecesindeki (dolunay) gibi göreceklerdir.^ Buradaki
benzetme (tebih); görmenin (dolunay görmede olduu
Bkz.
Hum.
idrâk
Yüce Allah' g<ireccini ortaya
^sahih' hadisleri inkâr ihtiyac hissetmezdi.
ayn on
'
insan
ki^t.
mm
si: Müslim.
Gamet
ÇZ851),
4B
gibi) açk-seçik
(miTös
mu
BOteym
(r.a.)'tan. '
Buhar. Mcvâkitu's-Salât Mosâcîd 211 (633)'de Cerîr
16. b.
26. Tetsiru
Abdullah
Sureci
Kâf
2,
Tcvhid 24; Mü.sli.
(r.a.)'(an
^71
,
SSnneti Anlamada Yöntem
olacam il'iidc için yaplmtr, yoksa görülecek {)lan AUah'm a)m benzemesi içiny^mamir. Mtmki otlan I^li0â& SBpMtkIan "Yüzler vüt
o gan
ki,
nin zahirine dc
Onlarn
âbM
itQ
RMme bakar^^^
fl ^t
cklind^j KX£ftm
âyeti-
balanarak bu hadisi kabul edip inkâr cimcycbilirlcrdi.
içine
dümü oldklan temci hata; gaib alam ahid «lana m
4üo^ya kyas
HIM^
^meleridir.
"^kym
bu,
.^rflt"tr.^^ Çünkü hcryfâön, kendine özgü kanunlar
-
nuta*l^
veesasl^ vaizdir.
Bu sebepledir ki, bizim Allah' âhirette normal gözle görmemiz gibi ulumayaca noklasnda onlarla ayn fikirde olmalarna ramen Ehl-i
varln
Sünnet, mümin/ermâhir^te AllahU görmesinit {rü'y^
@Um^f. Haun bu da tiM- ke3%^i gîirme. aneak
A1Wm
--imam
ve
tarifi
kabul
Muhammed
Abduh'un
olmayan
görme ektkHf. Böyle
bir
âhirct yurdundakilcrc
1323/190S)
kddg
mahsus
bir
bir
bakla
veya dünya hayatndaki bilinen görme duygusunun deimesiyle mey-
dana
gelebilir.
Bu
ise
haberin
'sahih' olarak geldiinde,
ceii tip^rulitsak hile, mahiyetini
bilemeyeceimiz
meydana
gelc-
bir husustur."^
Rza P. 1354/1935) da âhirette AM'm gMm^i konusunda hocas Muhammed Abduh'un sözleri üzerine u açklamay yapmtr:
"Ahircttc hakikatle idrâk edebilme, ruha
dcec onun
için birer araçtr.
yannda
uykuda. rüyada
Yine baz
ramen sinin,
bir
insanlar -ki
HI7.1
buna
eyler hari^
dou
ki; gözleri
ve bat âlimlerinin
kapal olduu halde
*(^m^^ ^mmm'
ȉ^^ar-
^Mkttiii^^ görenler vardr.
insanlar, aradaki birçok engellere ve fevkalâde
eyi görebilmektedir. Örnein.
durum,
sa-
Msr (yani
uzakla
Kahirc)'dcki birigibi.
u âlemde görme hususunda bütün insanlar için allm-
aksine sabit olunea. akll bir insana, bu âlemden daha garip,
mtan
daha da uzak olan cennetteki görme olaym
yakr m? O cennet, âdetleri
bir
allproblem yapmas
ve kanunlar chattcl âleminden farkl olan
el-Kyâmc, 75/22-2:1
Kyas
maa"l-fârk: Hrbirlcrine
Muhammed Abduh, 372
Duygular
skenderiye'de evinden duraa çkan akrabasn görmesi
fto
n
olmutur
kesin tecrübelerle sabit
m ^is^
göm
Nitekim bu asrda,
aittir.
kyas edilemeyecek
Risâlclu'l-Tcvhîd.
s-
187-188
iki
ayn
ejftlr.
Gayb Olan le Gaybi Olmayan Hususlann
âlcmimlcndtr.
O
Bcjrtnden Ayrt Etm^
halde Allah'n âhircuc görülmesini inkâr edele-
kark bir pn>hlcm olarak görmelerinin
görme ve görü-
rin,
hunu
len
hususunda gayh alemini, dünya âlemine kyas eimelcrindcn baka nc
olabilir?
sebebi,
Hâlbuki bu. bâul bir kyaslr. Buil oluu, görülen Allah hak-
knda daha açktr.**"*'
Muluunned Ahdth. a.g.c.
373
8.
Hadis Lafzlarnn Delalet Ettii
eylerin yi Tesbit Edilmesi
anlalmas için önemli olan hususlardan dc sünnetin gelirmi olduu lafzlarn delâlet ettii eyleri tespit etmektir. Çünkü lafzlann delâlet ettii eyler, asrdan
SüiTt^îit hirisi
iyice
ara
dögru olarak
vc çevreden çevreye deiebilir. Bu. diller
nokmkkmnm ile mekân
y& lm
ile
faktörlerinin etkisi
lafzlann gelimesi
konuyla
ilgilenenler-
ce hilihen bir durumdur.
madan Çkan stlahlardan ve erM Nasslann ma âUlâiir Üzerine ndirgenmesinden Saknmak
Imm^ ^mm bellî tt^lam Tmk
etmek
anlaabilirler ve istilalar üzerinde
tizeve bazr lâfzlar
tartmaitrtt anlami
Fakat burada korkulan ey, sünnetle gelen lafzlann, sonradan
stlaha
hamlcdiimesidir.
bu
(Ki
sö/konu sudur.) Karklklar
ile
durum.
Kur'an
yoktur.
çkan
bir
için
de
lafzlan
ayaktann kaymas ite burada ortaya
çkmaktadr.
Nîtdâm tmam GazîM fö. 5(^1 î
1
1
),
baz
ilimlere ait
kavramlann
ve birtakm mânalann, selef dönemindeki delâletlerinin daha sonralar
deimesi
ile
ilgili
tembihatta
bulunmu ve bu kavramlann tanm
smrlarnda derinlemeyenlerin anlaylarn, sapma linden
sakndrm, hmm Gazzâlî bu konuda
"A7/ö^7-/fer" Bölariündc deerli
374
ile
kargaa
**e-hyâ'*'
ile
tehlike-
acU eserinin
br bahis ayr^tk onu^^le ett
Gaybi Olan re Gaybi Olmayan Hususlarn Biririnden Ayrt Etmek
yerilmi ilimlerm^
"Bil ki,
dvUlns^ i^mkrm
kanurilmasnn menei;
jer'i ilimlerle
talamlmm,
deitirilmesi \s bozuk
Uhrit' edilip
maksatlarla selef-i sâlih ve îlk asnn kastetmedi^
baka
manalara akla-*
nl^ (ve bambaka manalarda k^te^nasda'). Muhtevalar deiiklie urayan terimler u be lafzdr: Bkh, lim, Tevhid, 4; T^fcîr, 1
5.
Hikmet. Asimda bunlar, övülmü:
ler,
dinde mevki sahibi kimselerdir.
nalara
aktanlmlardr.
Bu
2.
.
3,
isimleridir.
Bu
Ama imdi
bu lafzlar, yerilmi ma-
isimlerin,
isimleriyle nitelenen-
bu yerilmi manalara verilmesinin
daha da yaygmlamasmdan dolay, kalpler bu manalarla nitelenenlerin
kötülüünden ncfm eder hale gelmitir.""" Allah r^mdt etsin. O, bu hususu ^yfalarca açklamtr.
fÜm sahasmda
m^
deiliini düündüü bu
Gaz/.âlî'nin
be
Gazzâlî'ye
lafz böyle
snrlandrlmas /or olan t^eitli alanlarda, bu ekilde deien birçok lafzn bulunduu açktr. Sonra bu deiiklik, i^aman ile mekûnn deimesi» insanm ilerlemesi sebebiyle lal/m aslî er'î delaletiyle sonra(Myi^^n öTÜ ve stlah delâleti arasndaki açklk gittikçe büyü^ olunea,
^p^p^^^iedir.
te
tuuudat hareketle, kastU
kastsz büyük
Itott^' dr.
^
bu:
sakndrd,
hatalar ve
ümmetin gerçek
yanl
d^itû^ ^ ^ma
anlamalar da domakta-
ve ölorifö
ilim ehli
afeti
âltml^^tîiî
asrlann geçmesiyle er'î lafzlarn, sonradan çkan stlah-
lara indirgenmesi
olaydr.
«Tasvir" ve "Naht" Kelimeleri
A^m^a da gördüpmüz giM« Wi }mM^ riayet etmeyein kimseler; birçok halaya dümekledir.
Örnein, ü/crindc Buhârî lerde
geçen
ile
"tasvir" kelimesini ele
bu hadislerdeki
"tasvir^'den
Müslim'in
En
alalm:
maksat acaba
ittifak
etlii
iddetli azab
'sahih' hadisile
nedir'.^^^
Hadis ve fkhla uraanlarn çou, asrmi7Xa. "kamera" ve "fotoraf"
korkutulan
(musavvir) diye isimlendirdiimiz herkesi
verilen
çalan "fotorafç" bu a/ab tehdidinin hükmü
bu
(suret) denilen "ekli" veren
ad
aletle
altna sokmaktadrlar.
Gaz/âlî.
hyâu Ulûmiddîn,
I,
31 -:î2
(Oam"l-Ma"rire basks. Beyrut).
Buhârî, Büyü* 40; Müslim. Libas 96 (2107)'de
Âie {r.anhâ)'dan.
375
SnnetiAnlanMdatömetn
Hâltmki kamera sahibinin '*roU>grarç" CflMmvvir) "fotorafçlk''
n ppf
de
diye isimlendirilmesi, lûavî bir isimlendirme
(tasvir)
deil mrdîr? Hiç kimse, Arap'n bu kelimeyi ortaya koyduunda, akllannda
tosun bu olabileceini iddia edeme/. O halde bu, üavî bir
canlanan'
îsimicfldirmcdir.
Yine hiç kimse, bu isimlendirmenin, er'î
bir isimlendirme
olduunu
da iddiu cdcmc/.. Çünkü bu sanat çeidi, yasama asrmda bilinmemekteydi.
Dolaysyla o donemde olmayan
"fotorafç" (musavvir) lafzmm
bir
buna dâhil edilmesi dtiünülcm^.,
Buna
giirc
o kiiyi "fotorafç" (musavvr) ve iini de
"^orafç-
lk" (tasvir) diyc isimlendiren kimdir?
Dorusu
bu, sonradan
orla^ ^kan
hu
dedelerimiz, onlarn zamanlarnda
fotorafçlk) diye
vir^
^elip
bunu baka
ve Körle/
bir ad
Mm
Dorusu bizler veya orutyt fâct§nB ona "tas-
bir örfUlr.
saMm
vermilerdir. Hâlbuki önlann bir araya
le isimlendirmeleri mûmkUndU. Örnein, Katar
lalkmn dedii
gibi "foiograr'a "akis"
(yansma) ve bu ii
yapana da "akkâs" (yanslan) diyc isim vermeleri mümkündü. Örnein,
oraiank ikaüiet tsto bîriM» .
^^îit^n
istiyorum^
pnsMa
mvâ^
rmT diye soruyor* Onann
sSUsksâ
CToic^^aCi^yajL i^dip ^na. "Beni
iMB^Mm)
Allâmc husus.
bir
ey deildir.
eyh Muhammcd (>nun
Tmmm Mili*
bu sö/1^ bu ith pnçf^inû dal^ yalndr^
Ç&M fm. ipk ektif a^^Mdâ yansd gibi. smasndan baka
nc
Nitekim
belirti
/amann
f^laria eklin yan-
Msr Ülke
Müftüsü
Bahil cl-Muiirnin de söyledii budur.
Bu
*^el-Ce\'âhu*hKâfi fi lhâhQii*t'Tatviri%FotoFttr i^I>
risalesinde geçmektedir.
Asrm/, fotoraf yansmasn simli tasvire
"tasvir**
diyc isimlendirdii gibi. ci-
de "naht" (yiHiimaclk/oymaclk yani heykeltralk)
adn
Bu du. selef âlimlerinin "gölgesi olan" eklinde tabir ettikleri ve ^cuklann oyuncaklu hariç- hanm olduunda icma ctükkai eydir, vermi^ir.
O
halde bu çcil tasvirin, "naht" (yonlmaclk/hcykcltralk) diye
isimlendirilnKsi.
onu
tasvir vc lusvireiler
eden nasslar dairesinden çkarr
m?
hakkndaki a/ab
tehdidini ifade
6a)4)[0tinl
Cevap l
kesinlikle plumsu/. olacaktr.
hcm
lügat olarak vc
Çünkü bu
hem de ^*sa
tür tasvirler (heykel-
"tasvir''
lafzna cn uygun
377
Ek:
^. (BöCüm
Sünnetin Teriî (HukuM) Boyutu*
Ku bölüm, ÜsUid Kandavî'nin, Frot. Dr O/can Hdr laratndnn tercüme edilen '^sSiinnelii masdaran fi-nta>i/eti veU-hadâmtf^ (Bilgi ve Medeniyet Kayna Sünnet)
adl kiiahmdan
iktibas
odilmiir.
Giri
Sünnci. insal'
Bat kaynakl
(son yllarda)
ölt^kni iLc
ht^ams^
Sii/J£(musu kimseler, bOlÜn
teiseterB lar
fikirlerin etkisindeki kimselerin
çirkin
îmkâniann scfertcr
kallattarak sünncii ortadan
n#u/ kalrptr. câp iflm hile ve
saklmlanna
kaldrmaya çalmaktadrlar. On-
bu konuda amai; birliine sahip olmakla
birlikte,
hu amaca ulamak
için kullandkîan vasta ve laktikler muhlcliilir.
©M y^tmirtm bazdac. jiimacn ya tamammn yd
\iö^
Hürcyrc
^^h^m ^1
(r.a.) gibi
mehur
drmaya valrlar. Bazlar slâm ilham
teriinin
ve
kayna
siibötuna ySnetîk ve-
eden kavlî sünnet hakknda
râvilcrin güvenilirlii
konusunda üphe uyan-
da. sünneti-^ hücciyycli (cr'î delil
olmas, hu leriye yon vermesi konusunda çeitli
karalamann bay rak arln yaparak. erT
Kur'an'n kendilerine yeterli
ykmann
bir
dier topluluk daha vardr
gayreti içerisindedirler. Zira onlar,
mecrasndan saptrarak
delil
i(;in
sadece
olduunu /annedcrUr.
Yine bu ki gapian oluan neti sünnetle
oluu) vc
lahril'
ba/
ki onlar,
sün-
hadisleri asl
eder vc delâlet etmedii bir hususla onlar
delilolarak kullanrlar.
381
^nneti Anlamada Yöntem
Mân^ Tihtif CklUefi Bir Hadis Asl mânasndan uzaklatn lp yanl bir anlam yülclwten bu tür hadislere örnek olarak, itam Müslim'in Sahh'irtde hunnalann alatmas kodlusunda rivayet etiî Mts psleriîebiîfr. Btma göre, sö/konusu hadisin baz rivayetlerinde Hz. Peygamber, "Siz
dünyanzn
idlerim
daha
ivi bilirsiniz"
buyurmutur.
Baz kim^,
olmad
ntnin
siyasit*
sadece bu hadisi göiekçe gö^ercFdc slâm'n siyasî yö-
hem yöntem herp
ve^bunu biz insanlar daha
söyleyecei
Q&sm -bu kimsete
gort^ünü dillendimiiimlin
kütüttto
iyi biliriz.
rfffl^JirtîJa
m m olgudur
Dölâyrsyla. vahyin siyaset Iconusunda
sözü ve yönlendirmesi olamaz.
bir
^te-
Bu söylem
sahiplerine
göre slâm, devletsiz bir din; günlük hayata müdahale eden bir sistem
olmaktan ziyade vicdanî bir olgudur.
Vte bu nizamn göz
tandm iktisadî
bir
baka
hadisi gerekçe göstererek ard(
slâm'n
iktisadî
cimek istemektedir! Nitekim çeyrek yüzyldan
dostum
yönünün
birileri ise.
beri
slâm'n ekonomik hayata müdahalesinin, yani
da.
olmadn
iddia ederek benimle uzun bir
mmke^J
doiMm ^ m konudaki en ö^mli a^man bu had^ idi. toJom^ ME^Ma dostumun ilen sürdt^ delilleri -^s^ girmiti
ki,
deitek daha dorudur, delilleriyle
m ^nara nm
etffm
M
ve
onun bu üphelerine cevaplar verdim.
Burada daha da (memli olan husus,
kimselerin bu hadimi
karmkt ainnei kaynafclarmu S^}«di al^M«a, muan^ât. ve siyasî hayaüa ilgi li ra
giSref
bu
hadîsini
takrirî hadislerini
notu
saymaya çalmalardr. S^îk onlave
neshetmek için onaya koymutur.
akir*!,
bu tavn, büyük
ha^n nmm
^
»Bte lOMM^ Ahned
Ahmed'in Ai^netfudeki rivayetine
a
hadis, oryantalist ve misyonerlerin fikrî kölesi gibi hareket
Msr'daki baz
dinsiz ve
Avrupa
kimseleri^ hakknda
Maslim. Fedâil. 139-41. Hadisin daha geni tahrici
382
kavlî, fiilî
u
dümeye sevk etmitir "Bu
•^'^
ladfel yok
sosyal, îkdsadî
Hz. Peygamber, sünneti oluturan dier bütün
te baz amlann
M^med
^
ön©0r
ileride
eden
ilcri-gori
aynca yaplacaktr.
Sümet'n Teriî (Hukukî) Boyutu
konutuu
bu
hadislerdendir. Onlar
Sünnet vc Allah'n dininin
hadisi, Ehl-t
hizmcikân kimselere kai^ g^nlikleri delillerinde temel almlardr. Böylece onlar, sünnetten bir
ahkâmnn
bir
vc Encs'len
yönO inkâr etmek«
hükmünü yok saymak
(r.a.)
rivayci edilen "Siz
Allah ahiair
ki onlar,
etjnilöKin (^lar
iinizi
^â^
M ^»ttl rahatl
Msr
mc/.: hatta
onu lemih etmekten
görür ve çine sirayet sonra da
hadisi-
Aneak
iddia etliler.
ö^i^^^ler* Oalarmmk kaTp^ muimaitt ve
h^M
©c^ tepramk
daha 4&
kayna
olan Kitap
yani eriatn
iki
alm
temci
olduu
kültür ve eitimle
ald bu eitimi daha üstün gcirmede tereddüt gf>ster-
Avnpa'da
bunlardan
iyi /^///rvm/z"
kimseler nezdinde mesele,
vc Avrupa'da
^elîijjce,
MÜn
O
kazandnda
ve Sünnet, kendisinin
öne sürdüler
içinde
M
Wct^ Mmttye
kurduklar eylere meyleder.
büyüyüp ciddiyet
hadisi
ne dinin asllanna ne de Allah ve Pcygainber'e iman
Kur'aft'J
#6,
daha
olduunu
ail
dan iman edenler, zahîmn imanl görünürler,
güt^fi^^
bu
istediklerinde
dünya
ne sarlarak yaptklar iin dünyaya
ve sosyal hayatta tslâm
dini
)^mm\m Efendüerind^ âld^ bilgileri etmi bu
kendilerinin
iyi
bilgileri
tctih
Müslüman olduunu zannedip,
tanmadan insanlann da kendisini bu ekilde benimsemesini bu hadis son dceec
sarihtir
ilerini Ugilcndimn
yasam
Bütün
edcrlîer.
isterler.
u-
Hâlbuki
ve hiçbir slâmî delille gelimcnfiektcdir.
Dünya
ve yürittne fibj konulanla sünnete müracaat
iftkir eiheiîte gidici 5?o1canda
vasftâr saylan kittselere, îsTâm teinin bir
^üfM^ deil, öyle demek düerdi: "Bu hadisiyle Hz. Peygamber, bir emr vc nchiyde bulunmad gibi, Allah Teâlâ'dan bir ihbarda bulunmam ve kendisi dc bir sünnet oîan sünneti
ortaya bir
ykmaya
koymamtr.
yönelik
f\kW^
ilcM
Böylece bu hadis dinin asllarndan
birini
yok .saymann
arac olarak sözü edilen nrânada kullanlmamaldr." "Siz BSttymmn î^eritü Daha yi BiHrsbUz"
HadisitB
Mânas
Öyleyse bu hadis ne anlama gelmektedir?
eyden Önce hadisin mânasnm son derece lama
<M^mi
komimi H^hangi bir fenklm olmadm belirtmek gatkilr. Buiia
göre hadis
öyle anlalmas
gerekir. "Din,
olan ilere, bu ilerde herhangi bir
dünyevî ihtiyaç vc ar/.ulann gerei
ilVal-lcfrit
ve sapma
olmad
sürece
383
.
teeti Anlamada Yöntem BRi^hok! mtim. Nitekim din. Rohbanî-yücc hedefler vc
d<^^ ^MuA^ insann da
dâhil- bütün
üsifin ahlakî
-maksatl veya maksatsz normal
davranlarna mâdohttleHgder ve hu
de insan hayvanlardan ayracak
ulvî, insanî
davm^ar
ileri yerine getirme-
vasllar ortay koyur."
Burada dünya ii diye nitelenen eylere ba/. örnekler vererek. slâm'n bunlar I.
karsndaki konumunu
Sava
slâm, onun
içîn
belirtmek meseleyi daha
açklayc (Alacaktr.
(Ktal)
savan
hcdellerine yönelik birtakm snrlamalar
^^i^p%
ha/rlk yapmayk tH^mn karsnda tedbiri elden bnkmsumjî«
^
d@ü ptti^ »mndasav^ için maddî ynak yapmay cmr^itir^ Âlafa Telâ öyk; buyurmaktadr: '*Ev
iman edenler!
Tedbirinizi aln; bölük bölük savaca
çkn
yahut
(gerektiinde) topyekün savacn.
"Onl&ra (dü^maniara) km-f ^iînik
halamp
çitî
beslenen atlar hazrlayn,
dtl^mmmsi ve
mhrâm
ye^ iadar kmfet w cihmi
onmta Allah'n tkmamr», stmn
min hUmdiiniz.
Allah
*în
man) kimseleri korhtursumz. Allah yolunda ne harcarsanz ödenir. Si- asla
sm
/-
bildii (dü.size
eksiksiz
hakszla uratdmazsmz.
"O kâfirler arzu ederler ki siz silahlanntzdan ve e^n^hn gafil olada &s0nCm hifxkn baslmyf^alai'. H/. Peygamber de bu konuda
öyle buyurmutun
"Muhakkak kuvvet, atclktr"^^
"Kim atp örenir sonra da unutursa, nankörlük etmi^ olur.
sa,
"Kim Allah'n kelimesinin (mesajnn) en üstün olmas "^^ ile o kimse Allah yolundadr.
için
savar-
't;n-Nisr.4/7l. el-Enlâl. 8/60.
'V'n-Ni.sâ4/1()2.
Müslim. marci. 167. Ayrca hk. Ebu Dâvûd. Cihâd Mâcc. Cihâd. 19. Ebu D3vQd. Cihâd 2^;
'
M^
'
»fn^
MiisieJrek'tcki ekliyle rivnycic
mvarnkal
Terh
bakn?
ve'l-Tcrhih" adh eserimize
(bk.
Bulârî. lim. 45; Tevhîd. 28; Müslim, îmârcl.
384
2.'^:
etmitir. I.
Tirmizî, Tefsir, 8:
bn
^
de
tt
Aynea eJ'-H0htekâ mîm^-
361.362). Tirmizî, Fcdâilü'.dhûd. 16.
Siinne-in Tçriî
Savala göA;lilncsi gereken ba/ âdûb \c "Allah yolimiü '<izmUi îtffVct^fCinhrh
savacn
(Htkjk) Boyutu
kurallar vardr. Bir âyetle.
fakal haddi
akmayn. Çünkü
i^mkm .^mm" tujfrulnmkuçln Bir hadiKtç ise. "(Ganimet elde etme hmmmda) hainlik etmeyin, ahdînizi bozmayn, (diisfmtmm
ÂUih haddi
yOfif gîhi (ilüleri kesip fmtçalayarak) HK7 aklan öldiirmeyin... " buyrulmulur. Ancak savala kullanlan larla
silahlarn cinsi,
olan eitim vb. konulara din
m^^unm^
Lctia
ile ilgili
misillemede hulunmmurt ve ço~
yapl
karma/. Bu
yöntemleri ve hu silah-
vc dcv-
gibi iler, her millet
kurumlarn (Savunma
Bakanl
ile
Silahl Kuv-
vtal0ia ail birîmtcr) iîtiir.
Buradaki silahtan maksat: bir asrda kl*;, mzrak, ok ve yay olabilirken
dier
bir
asrda
mancnk
çeilli ekillerdeki
baka ;ada
bombalar olarak karnrt/a
vakitle harp ederken al.
uça
olabilir. Bir
fil
kullanabilir:
ne
n
sevmez"
âyeii jierei.
bulunmayn eklindeki "
"Anlamay
belli bir
bir /.aman ise. lank.
vc u/ay mekikleri kullanabilirler. Dinin allarn
larda insanlar yönlendirmesi yal ^i^gormcsi
Sava;lar
t^kabilir.
baka
fü/e vc
ise tabanca, top,
ise.
sava
kullanld /aman-
u/^ gemilerinin
loilla-
ho/.up hainlik etmeyin, misiücmcde
ilkelerdir.
Bu itibarla güç yettii ölçüde ha/rlk yaplmas, tedbirin elden h^ tantciin uviia ha/rlkl olmausmn ^1^ie%i>^i taiK mktl0ama^
w
t^se Nle.
bu konudaki premlp
^ Wtm^x kunu.<iunda deiiklik hjlunha-
makta ve onlar her asir^^Ml kalmakladr. 2. Ziraat
Dünya
ileri diye nilelcncn alanlara bir
Her eyden önce slâm,
ziraatla
baka
uramay
AUah iatmU en t%ük !»&vahm verike^ini
misSI de
ziraatlir.
tevik eder ve
çiÜÇJej:<e
müjdeler. Zira. "Zirm»
m^t,
aaç diken ve ht aaç ve ekininden ku^larm, hayvanlarm m insanofamm 'cl-liakara. 2/190. ^
Müslim. Cihâd.
2:
Ehu Oâvûd.Cihâd.
S3: Tirmizî. Oiyûl.
4;
Siyer. 47;
bn
Mrcc.
Cihâd. 38.
385
msiplend^i hiç bir Atösi&mm Stoktur ki sm'^*^ hadisi hunu ifade etmektedir.
Ancak
bilinmelidir ki din. ziraatn nasti
/aman ekilecei, ekim âletlerin
bu, kendisine bir
âleti
yaplaca, nc
olarak kovu, lulumha, saka
mi kutl^U^t;;^ veyahut da ^iençkse)
kurulularn
mi yöntemlerin mi
sulj^tna yftîfesînteiîiip
ÇUÛ bunlar, dînin htilas alantna
Mkîs bunlar, Tanm Bakanl gibi, tarmla
mcmektcdrr.
ekilecei, nc
m yoksa mekanik
yoksa sulamada yukaftdan serpme ve)^ ya|murtama vb.
kullantlaogma nUdahalc clmei^
sadaka olma-
ilgili
gir-
kurum ve
iidir.
Ihmla
ilgili âlet
vç m^inelc^, Okuz
aFMwd£^ UM4n d» mekanik \ 0kitde
!«ulania âleücri
kow ve sakalâr^M ilkel bitakm yöntemlerde modem
de
mdkahik âldlere, suyu bete Sâffvmte yeHnc yukandan serpitirme veya-
yamurlama
hut
Görülüyor
ki
yUcc ve
taki
3.
sistemlerinin
kullunlmasma kadar oldukça gelimitir.
bütün hu gelimeler, dinin ilke ve esaslara yönelik balangç-
i^abit
konumunu deilirmcmektcdir.
Tedavi
bir Bor^a kadar ki a^^klamatarm^ i^ib^^nm Mim^ai^ Uek darak tchK ve tedavi yöntemlerini de ^ikmtmgir^r^ndc ulamaktr.
Eski zamanlarda
baz
insanlar
hastaln, Allah'n
takdiri
olduunu ve
düünmüler; dolaanlaya sahip olmulardr.
Allah'n takdir ettii eyin de mutlaka gervcklccceini
ysyla H7.t
P^amhdr
ifanm
faydasmn
tedavinin
hu dutMAHi
olmad
bi/.
gibi bir
ümmetine Mist
Allah'iân «fdugunu beyan ederek
âz^m^kt^
^^ buyurmâkiadr:
"Ey Allah'm kullan! Tedavi olunuz. Çünkü Allah, hiçbir
hastal
hastalk ve
kullarna vermez. Yalnz
hr
ifasn yarafnad
dert hariç,
o da
ihtiyarlk-
ur/'"'
Dier bir hadiste de öyle buyrulmutun BuhM.
Hars.
I:
MiLslim.
MüsâkâU
yene yâsarm ma^len^ ^kilden zer'an" ifadesinden
3^
Mit
Bulârî ve Müslim'in Sahih'lerindeki rivaolan^ "yegiMI garsen" ifadesi, "ytmm.
Önce zikredilmitir
Dâvûd.Tb. l.ll; Tirmizî. Tb. 2: tin MâccTb. I: Almed b. Hanbel. Müsmd. 27H. Hadis aynca hn Hibhân. Hûkim tararndan da rivuyct cUilmiiir.
Etîu
V,
12.
.
Sünnetin Teriî (HukukO Boyutu
"Allah ifijasm
Bâka bir
yamttmd hiçbir hastahk vermez.
hadîste ise, "Allah ^ifantz
haram
kld peylerde yarat-
mamriftr^^' buymlmuiur. Bir keresinde Hz. Pcygambcr'c ila ve tedavi yollarn suntUl '"Allah'n kaderi dciiircbilir mi?" diye
arama konu-
sorulduunda öyle cevap
vcrmilin "Tedavi ve ^i/a yollarna ha^^vurmak da Allah'n kaderi udendir. ÇicncI olarak bütün
^ im
her
bu
badister
gö^sektottir
ej^n if^m^
ki
Hz. Pe>^amh<^,
Wm% Ml⻫asn
çmiiir. Çünkü hö^çi 5f ^mkla mümin, her daim cilada hazrlkl olur ve de RâMtt©, tadî nefsîn<s, aiîcsme ve bülün insanla kar vazifesini
Ancak tedavinin ne i)lduu. nasl uygulanaca, nelerden elde edilecei ve miktarnn nc kadar olaca gibi hususlar,
yerine «îelirmi oiur.
•
olmayp Salk Bakanl gibi salkla ilgili kurum ve KmuUlarn idarcsindcdir. Ne var ki 4m»h tedavi olunmas haramla tt^davi olunmamas ve bedenin Kap|na dikkat edilmesi gibi dinin müdahale alannda
tavsiye vc yîinlcnd irmeleri gcverHdîr,
le
"Siz diinya i.)lerinizi
daha
iyi
d^^ve/. biUrsmb" mealindeki hadisten
anla-
lmas gevken mâna budur; yt)ksa dinin dünya hayatndan çekilmesi deil. Sünnetin Teri*clcki Fonksiyonunu
nkâra YöneUk Anlklar
Ahdülmünim en-Ncmr es-Simnetü vc't-Te^rf isimli bir rainma neretmi vc hu arat rmasmda. "hadis kitaplarndaki her Prof. Dr.
teriin kendisidir" diycnterc
kar
^
çkarak, könuyla
ilgili
Karâlî, Dihtevî
ve cltât'un deerlendirmelerine güvenmiti. So/konusu lîfM-Nemr. Taydah
Buhâî. Th.
Bhûrî bu
1
:
hadisi
görü vc dccrîendfhnder
bn
MÛcc. Tt.
a-
çatnKmmk
»itaya koymakla birlikle,
I
Tb hölimUndc bn Mesûd'tan
mevkut vc muallak olarak
rivayet
BKÎi.7(«î«ie^ ifflhih Mrsen^lemifâStfflt^dtTivayei cimiilr. Tb. 21: fbn MSce.m Ahmed h. HiiM. iNta^ ll um.mMmb&
elmifÎT. Iha
**^Trmi/,î.
hadisi sahih k;bul elmilir (bk. Müstedrek. IV. 199. 402). Ilrmi/Î
yapmtr. Elbânî ise. hasen olduunu stiylenitir.
da, "hascn-suhih" deerlendirmesini
eserimize
yapt
lahriijtc
bu hadisin
de hadis hakknMükiletû'l'Fakr adl
387
Sünneti Anlamada Yöntem
iddialarnda o kadar
ileri
gilmilir
hUkUmlçrin neredeyse tcpsini
li
k'u
medenî hukuk ve muamcIâlla ilgi-
stlnnct dairesinin
cn-Ncmr'in bu anlay» önu,^nnclin helâl
fkh
mezhep-
Buna
Peygamberin, insanlarn iltiyaçlar dorultusun-
(irnck olarak. H/.. bir
lit;
anlama/J^ ye ald^mii^a mcydan vermeyecek mr/r koyduk^ smim ^âfm&tta ruha v^fi î^lem (para
surcUe
Uu. iUilîirm
pcin tm\ vcmsiyeî akdiyle ^rn^^t^'
Bu
ey-
^(Hüiiylc haram olarak dccrlcndinncsinc kadar gölürnülür.
kctuli
leri,
lîr.
-bölün
vc ckollcriylc- Müslilmanann da helfUlii ü/.crinc icmâ cUii
leri
da,
sayd
dnd ^kârmtr.^'^'^
ahs-ve^^^ baîclârnn
^tei mÛîle yaplan
hususla hadis varil
simlcfidrdM gîW
al-vcri kcMOmi'M^
olmutur vc uygulama da
v^lifif-
selefin talbikalna
uygundur. Ayrca on dürt asrdr ümmetin uygulamas hu yöndedir.
bn Abba&'lan
(r.a.)
riVfii^ edilen bu konudaki hadise göre o.
öyle
dcmilir: "H/. Peygamber, Medine'ye hicret ettiinde onlar (Ensar vc
l^t^ne^âlM). Mr d. Bunun ü/crlnc
iki
H"/.
Kcncliing ülrmlc â^emüûlem akdi yapyorlar-
Peygamber. 'Kim selem akdiyle al-veri- yaparsa
bilinen ölçü vc larfJa ve ele helli bir süreye kadar
îbn
lur."
Ahbas
AJll^'m kitabnda
da. "ahitlik helâl
ederim
yapsm' buyurmu-
ki. vakti tayin
edilen selem akdi
kld ve i/jn vcrdi^ a^MGRj^OdJr"
4iycrck
u
0ku11Uî^ur*^^ "Ey inmn e^nler! Betirlmmk hir sûrv îçin hMirî-
;ûyç(i
H^e- h&f%4&mhnz vakit onu yamn.
Bu
rivayetle îbn
Abhas'm
(r.a.).
"chcdü"
(ahitlik ederim ki) .sözünün
yemin mesabesinde olduu ve hunun "Kur'an'n Tercüman" sialm haiz bir sahâbînin
görüü olduu unutulmamaldr.
\m Isonüs Uz. Peygamberdi muamclâ ktmusundaki emir ve nchiylcrinit ;slnn vahiy mahsÜ olmayp tçlhat mahsulü Dldugunu hclrlmitir. üphesi/ tu jcrck^cnM dium iddiasna tiir kalk yoktur. Çünkü Hz. Pcygamhcr'in Dr.
on-N^'nr.
i(,'tih;K
yoricik \:
^iahil
hale geldiinde \ahiy mesabesinde telakki edilir. Zira usûl
ellii ü/erc Resûlüllah (.s.a.v) yanl bir ey ü/erne ikrarda hutunma/^ Bit^itt dolaydr ki âliaflçrbu duninâ: "ii^vahy(|'l-bâln" (gi^li vahiy)
kitaplanm da
'"'^
icyil
Bk. evkânî. \'cyl'l-Evfâ: V. 342. MI. Hadisin
tahrici için bk. BuhSrî,
Müslim. Müsâkât. 127-128: Ebu RâvÛd, Büyü' 55: Tirmizî,ftüyiU68. Rk. evkânî. a.g.e. V. ?A2AX
2:
cl-Bakaru 2/2K2.
388
$etem,
(.
.
Sünnetin Tf^ri fHulcukî) Boyutu
Ruîîiink
iîirlikie
eyh
öi-Ncmr ssclcn kunusudaki gömüünü üylc
^;rlcliimîikadr:
"Selem. îttü*U«»
üMîf. T^sdîikî
iMlüRJan pek
^ckilde gasp çimekledirler.
(^k
mUhp /immele
p^mo
bu yolla ^rtçtcrin haklanni
(,t>gu
le
<ilaiîin1
bu durum
bi/i,
a-
km bir
bu akdin haram olduu
."
g()rüünc iztHiii
Bumda eyhe yakan. sUnnc
ve
kfm U'^ ^1 ujmu bir uyguiamsnm
asln haram klmak deil, haramh >sadöee hu konuda oruya H>m£lr. haksz ka/ant,- vc gasp ü/crine tahsis tamesyd.
çkalîiiccck*
.
le bu. "Siz suKa vc nurat giriimidir.
dünva ilerinizi dalu
Amm hi^ giire bu,
»fünns^ törT
île
%iK
badire
ka^
ki.
oynalan ha/ ya/arlarn osorloindc hâkim tlan
UâÎH
ile
gör-
tîlarofc
iM^l^m
inkâr
hamasî duygularla kalem
anlay
hudur.
Tpk
adl makaleye reddiye
Fethi c.v-
için tclil
U^mn Dmmun'^'' udl es^in^ va Dr.
Mûsâ
Dr. Ali el-Karadâgrnin Dr. cn-Ncmr'i rcd sadedinde kaleme
aldklar ve Kalar Ünivcrsitesi'ndeki Sünnet ve zi
if^erig^Bin
cl-Avâ laral'mdan kaleme alnan
SünnetiVt-Te^niy}X' \v Gaynt't-Teninv*'
,^| rn^m^
arlk
hususlatrn
Ne ya/k
Muiamned Schm
mm
^km
rcddcalilmcsini
ölmayan
cimcmi/i gcckirmcmckicdir.
AhdülkcrinVin.
ama
olunan mânasutlan sapirmadaki lahrif vc haddi
yok saylmiis demek olan laibikaim
m^.
hadisini usl mccra-
ivi l)ili.\niz"
'ni nerettii derginin
l
.
saysnda
Shv
Amiftmnaîan Merke-
viiyunlanan tçiiinalarda
olduu
gibi.
Oysa bu tesefcnk ^)/ü*nü kuniföunda yaphnas zorunlu dan ©|, muhkem muiedil vc dengeli krckei ederek. Kur*an vc önnel'icki nasslar. öriâtin
rmk^d ^ kumflan, ömmmin m âUmlml öfan selefin yol
anlaylar dorultusunda, ön yargdardan uzak. insaO. derinlemesine \e irrat-telVillcn arnm olarak meseleyi ele aimaknr. Bu gösicricilii vc
ise.
hcnin
eimckie
Ht
senelerdir
olduum
yapmakla
ayialar, bu
nakiilc. vl~ Miislimîî
tlduun
konuda yol
eydir.
Umarm
gösterici
u
anda takdim
vc aydnlatc
olur.
l-\^âxrûdh derginin ÎIe S9:^nda ncrcdiimilir.
K;Mt^M!.ikt«üVclh.'iii5sri.
389
Sgnnti Anlamada YMflI
ft^t ve TcfHtc BOralcr Arasnda Teriî SOnnct Burada aratr i mas gereken cn önemli husus, insanlarn
uygulamalar Igtmujsunda sünnetin ne derece teriî stinnci
île btiylc
açklk
Iconusuim
itibara
uymas ve alnp alnmayaca,
olmayan sünnetin nasl anla9ilq>4^erlendîrilecogi
Ayn
getirmektir.
ekilde sünnetin, kyamete kadar
bülLn insanlar içine alacak ekilde genel ve devaml bir teri"
olmas konusu
ile
geçici hir
durumdan
kaynaç olmas meselesinin
teri'
m
1&t)nuda gihümüMtIcki
mülcvcllit hususî bir mesele için
kavumas lazmdr.
vu/.uha
vaka
ise,
Müslümanlar arasnda hirbitmn
grubun Mtendu^fdBr.
iki
Birinci grup siinncuc olun her eyi. bülün
durumda herkes H41b^kj lindCi,
uyulmas
için
Hiintçili, öbillî
/aman ve /.eminde ve her
/.orunlu bir teri' olarak kabul edenlerdir.
(yaratltan kaynaklanan) örf ve âdetler kab-
bultnulan çevrenin tecrübe vc maharetlerinden kaynaklanan,
kastl olarak deîl dc tevaruk olarak Pcygambcr'e mahsus olan
kayna
fiiller olabilir.
(rastgcle) ve (%cl olarak
Bu
sebepledir ki usûl âlimlerinden
ba/ nuhakkklar. yukarda sö/konusu
hususlarn mubah ve
nem
Ancak
hi/lcr.
bir
eye
delâlet
eime-
uygutam^ kastnn bulunmas durumu mteMmadr.
Allah'a ibadet
çam/da
edilen sünncl çciUerinin. o
olduklarnn ölcsinde
kanaatini ta^mak^ladrlar^
esnasnda kiinin
da Hz.
Ancak bu
gibi sünnetlerin
minberin merdivenlerinin üç basamakl
olmasnn
sünnet, üç basamaktan ta/la olan minberin sünnete muhalif
olduunu
ve
MM
knanmas
S<SrH3ektcyi?«. fclâlbuki
hali
gerektiini söyleyen kimselerin
^ andaki minhmn
bulunduunu
P^gambcr'in hay^fâ iken
kütüp ilindeki minberin fdîarî^' olduu ve bö n«inberB%aâe yaplp eMtmcyc gidiklii konusunda da bulbc trad etlii hurma
hiç bîr delilin varit
olmad ftffînmc^icdir.
Yine gününü/de ne ihtiyac ne de
tanmas konumida kabinin
âW olmadk, li^lik tamas kendisini zahmete st)ktuu» dayanma ihtiyac hî^elms^ifi.
m Mymn gütmek
ne de
h^l^
^^e^e^ i^n kültontttad haMe fetmtemn sünnet olduunu söyleyenler va«'dr! Daha vahimi de günümü/dc ellerinde âsû olmaks/n minbere çkp ite
için
l^r
Me \^m
cemaate hutbe okuyan hatiplerin bu durumunu knayan ve bunun sünnete
390
Sünnetin Teriî;Hulcukî) Boyutu
muhalcfel anlamna gcskliini siiylcycn dini Bir dcfasmda bu
kimseler dc vardr.
$^ Mn^HcnJcn htri hcni knadnda ona, "Hayatmn hiç
bir diincmindc Jtiç bir surctc basion
hulhc okurken nasl
Bu.
büün ba/
lamamsam"*'*' sadece minberde
lanm?" diye cevap vermitim.
yakn /umana
kadar'""'
pek çok Müslüman ülkesinde
Cuma
aaç^m klc bana huUrlalmur
bciiinin gereklerinden olan
ki,
hul-
daha
stmra bu uygulama crk edilmitir. Hâlbuki bütOn insanlar dennnten ya-
plm kUç ac
bir alay
konuKU deil de nedir!
kinci
tîî
Lip
kimseler ise sünneti
tamamen pntik hayatn
|^pWiîMlüJitoüjppmakladrktr! Onlara §ütc klîsadî vc «yasî hayatla
ilgili
s^tnelîfl siîylcyccegi bir etlilmclidir. Sünnet,
anlamn iyi
ey olmayp
tip kimsck:rin
ve
M
hu saha
doruyu
«^myla
konulmia
insanlara
tek
gösteren de olama/.
^mda ¥c
îrad bM^fuUlU,u<
dnda bir mâna ySIdfeyerek icvil euikleri "Siz ttöt^a t^terinm daha
alanmas diteki esUs
Müslimln Sahîh'tfs^
konusunda /ikrettii bu hadisin
maksadn
a^k^-a onaya
ykmas
hmm a^lannn
rivayetlerini incelemek, im^ it^in
gereklidir.
Hz. Talha'dan rivayea^ ^»rc o öyle demitir; "RcsûMlab
herfcr hurma bahçesindeki ne yojyyorhr"' diye
a yapyorlar"
verilince
bir
toplulu^
mi ve mlar da dediler.
hir fayda temin L'dccc-j^ini
Mber
ç-
olarak bu alana miklâhil ola-
^llpri dc maksadnn
hiUrsini2" hadisidir. Öyleyse
sumliyle
dna
vcîkk^r. muamelât.
iter ile yönelim ve harp sanat gitM
emcdici veya nchyedici
mayaca gibi teveil edici Bu
olmas
ktlemn
kullanrken sadece MasTüman hatibin
a yapmaktan
^dk ve RcsÛKilah, "m/ar
l^ffeek
iüMtm
irtonu
Bunun ü/erine Rcsûlüllah
zanucnniynnm
(s.a.v) ile
"
huyurduiar.
(s.a.v).
A
va/ge*;tilcr. Rcsûlüllah (s.a.v)
'Bunun
yapanlara bu
durumu öre-
nince i>ylc buyurdu:
'
Bel
ars
niibleinsnîi yafelattUlfm hugünlorac
Allah âfîj^ni '
flj^Tnde
Mlah.
\m\m tanmam
diledi.
csirucriK'sin
KîbkisLHvlanleiMokhgrnjnlflhmMiKKntM^
kaiptT.iânû'niirtadc
h M^stktam .suüîindctcfiTcr. 391
<
Sünneti
AnMltöntem
*E^r ottmv fnmtm faydas doktmactdaa btnu y^nlar:
knmda
zan
w zanmm
ktmttm
ile
Ancak A/la Teâîâ'dan
Ruii
b.
Mcdinc'y©
Haüîc
p^Ü
yapardk' diye cevap 'Belki
kar^ asla yalan komt^man^"^"'
öyle (feffliiir:
"ResÛIüllîah (s.a.v)
ResMIal
yapyorsunuz?' diye sorduundu 'Önceden böyle verdiler.
Bunun üzerine Rcsûlüllah
de böyle yapmamanz sizin haynmza olm
zerine onlar da bundan vazgeçtiler.
meyvesi a/ oldu. Hadisin
dunum fe^üllah'a (s.a.v) 'Muhakkak
beni sorgu/amaym!
«»man Medine halk hurmalan aily(»rdu.
We
(s.a.vy onlara.
'a
rivayetinde
(r.a.) ise
ben
bir
k îMeln
haber verdiklerinde size
:#öylc
dininiz
Bu söz Öhunm aaçJarmm
buyurdu.
Ancak o sene
lâvisi Raft'
becerim:
'
(s.a.v).
MIdIrdiine gön;
Âic
vc Kncs'len
tlmakladr: "Resûlüiiah ve-
'Böyle
ve
gelen rivayete göre
(r.a.)
ts.a.v)
yapmazsanz daha
hurmalann alayan
iyi
Pe^itfrte imlaca
olur' buyurdu.
m
buyurdu;
hususmda
bir
emreckrscm ima sarln, ancak kendi vyimie hir ^ey söylediim^ ancak bir becerim. Hz.
bu
haber verirsem onun muhakkak gere-
size hir .ycv
ini yerme getirin. Çünkü ben Allah
amustnch da
zira ben,
ise
hadise
öyle
toplulua
bir
bm
anla-
urad
Ancak hurmalar o yd kötü
^pdJinda. 'mtrma^'mM hmh ^»/'dife^^rfuumJa onlar tfct 'Sen öyle $î5yieha^ttep^£^ t)lüu
H/..
# f^^olduî* 'Siz
dediler.
dünyanzn
Bunun tij^neRe^rattah (s.a.v)i.
idlerini
Bütün bu ri^yctksH yailan
delili
tekcae
daha
iyi bilirsiniz'
ile hadis. H/..
Pcygambc'in. sahabenin ^nlük ha^
bir komttte. ieerübeM'nin
konusunda /an
ile hir
buyurdu."^
görü belimiini
olmad
dünya ilerinden
gösterir.
Çünkü
dikin yapmaya müsait olmayan topraklara sahip ve
O
ziraat
bir
i
(s.a.v).
ckim-
aaç
dikimi
vc
hususunda tecrübesi bulunmayan Mekke chlindcndi. Sahabîlcr ise, H/-. Peygamber in bu sözünü, itaai edilmesi ^a^to dinî bir hüküm Mimet|fa ve neiie^c hurmalar ifUcnildii giN olmad. Bunun
1)1)1
Müslim. FedâiK I3*k îhn MSce, Rtihûn. 15; Ahltiud b. tfe^Net Miislin.Rxl;iI.I4).
'"•^
ü/i:rinc
Müsliüi. FcUûil. 141:
^2
AhmoJ
b.
Hanbcl, üflyKti.
III.
152.
H^. P^^^her
mmdi U
»
Sünnetin Teriî fHnldikîl Boyutu
sahasuu girncyip sadece leknik ve
onlara, söyledii ^eyin dinin
haUiairm vc
hitijjsrini ilgilendirdiini
Öyleyse huyaltn/da
ktmus'n, girip de
bilgi
Bu
sebepledir
ki
"hâhu vücûhi imtisal
\e lp vh. tihi leknik ilimlerin
/iraal. /.enâal
uyulttKUîi
da gerekmez.
îtam Ncvevî. Müslim'in Sahib'imie bu hadisi, nû kâlclu' cr'an düne mâ /ckcruhû -sallalhu
veseliem- min meâyîi'd-dünyû
aleyhi
re> kabilindcfl düny^ iieriylc
(s-UvK)
hüküm
jm^ ^^mk
îitimla
i^in
ulf ilgili
sij/iinc
deil de
er'î bir
vlcipligi) kcHUi
ile
sünneti hayatn
dna
sosyal hayattan ve toplumun ilerinden teerit
dcîlii bir husuvStur.
mvm.
bal-
Çünkü Islâm-Kur'an ve
\
e
hayatn her sailasmdaki
temin için gönlerilcn
akn
mükemmel
sebepledir ki Rçsûlüllat
itmek ve dini la-
etmek
m. ckHiiyiHiylu Km'an
hayat fib^rmsfefef) ffleoi«c#rî âhiset
Bu
bir
(Rcsûlüllah'n
^leiOTîiin
kulianma j^irimi. >ine
letirici
sebîli'r-rc'y"
byurduklanna liymnn
Risâlelin lûhaniyeli iddias
manon
hüküm
ve tecrübe gecektimn leknik konular da.
koyucu leriî sünnmcn olmayp
sn
iyi
olduklarn belirtmitir.
sahibi
t'i/ikî
dimya ileriiiti daim
"Sis
hu hususu kendilerinin daha bilgili vc tecrübe'
bilîrsini:" buyurarak,
mi
len
vfi
it;in
bu hadi-
slâm'n
red-
Sünnct'lc- manevî hayatla
ha^^
Allah'n
ile
dünya hayaUn
bir-
ahkamna uygun ohna-
bir hayat modelidir.
n (s.a.v) ^etirm^ plduu hüküm ve lav-
M^^r-
^BHc-i^-m. ^ytinle-kuanrtia. alrvcri, bii|^ fsj^m vt ^^|tf Stî^ vc ec/alat« nîî^ît^siyet. kabul cime. evtefime4«ifîmnra.
^
VC akrabann
dost
har:?. de\
let
hatrn
sorma,
tom/dadr. Bu "dcyn âycl!"ni
kuaUei
dünyabk
Omck^^cmck
vc ahlâk kitaplarnn ihliva
bir mahiyet
tayan
hadisler olarak
çounLiktiKr-
bir
i hakknda hüküm
ortaya koyan
hu
nitelikteki ha-
yeterlidir.
Hiç üphesi/ sünnetin teriî
durum
sava-
konuda Allah'n ICilab'ndaki en u/44n Uyct olan vc
bi>rçlann ya/.lmas gibi
hususî bir
Ikh
ytinclimi eibi hadis, tefsir.
etlii ve hayatn bütün yönk-rini
disler
ahlâk ve edeple be/cnme.
bit nitelikle
nitelikli
oianian
lmayanlanm:
bildiren hadisleri
problcnv bir çok karklklara ve
ile -ki
umum
kast olunanlar
ile,
ayrmamak eklinde te/ahür eden bu yanl anlamalara sebep olmakla vc 393
b^pffiOn hadîsle
ilgili
cn önemli meselelerinden
biri
olarak MN'lenclitil-
mcktcdir.
Nc ya/k
ki
bu konuda pek çok kimseyi -mulad
olduu
üzere- ifrat-
arasnda hocalarken görmekleyiz. Nitekim bir keresinde ben. ycnc-içme âdah konusunda iVat-tcrril snrlarn zorlayan hu iki grup icfril ç'i/gisi
düünceye sahip kimseler arasnda sava» andran olmuumdur.
Bu
gn^n biri, nrnsada ^mek
hir
bfiylc
grup
ahit
ve yemekre^ts^^^tk kul-
lannmyr reddetmekte ^'$^to3& j@âeiat»op ^l^^i^küm
ydmtmm
tanmaya
mtm fmemâîMn
Pnj^^ttelfl Afrt^fifte uymak öduunu söylemekte: yapmayanlar sünnete muhalefet etmekle itham etmekteydi. Dier Hîe.
ycmc-içmcnin. içinde bulunulan çevre ve
/amann deimesiyle farkllk ar/ eden dünyam/a ait hir i olduunu savunuyor; slam Dini'nin. insanlar nasl yiyip içecekleri konusunda eilmek için gelmediini ise,
savunuyordu. nsanlarn
yoksa so
elle
elleriyle
mi yoksa
mi yedikleri konusunun,
kak
kullanarak
m. sa
elle
mi
dini ilgilendirmediini iddia cdi-
yoniu.
Bu iki gruptan birincisini ele al^tfm/da onlarn, sade bir ha;^ 0,fm, kanaatkar ve leva/.u sahibi olma, hayatn calcaflar karsnda züht Hayal yaama, müsrif vc zorbalara bcn/cmektcn kaçnma gibi bütün hal vc hareketlerinde Rcsûl-i Ekrem'e liiz.
üphesiz hu kmscler. tpk sahabîlerdcn
rinin Icri
uyma düüncesiyle
tavr ^ibi. M/^ Pc^^^ml^Er'in
bu
hareket ettiklerini görü-
bj Üracr Çr.a.)
vc benzerle-
»ûo^nc ujp» kenumda ^^^«terdik-
an hassasiyet ve niyetlerinden dolay sevaba nail olacaklardr,
Ancak, onlarn hata yaptklar ffite sünnetin ve dolaysyla dinin bir
htiiisvratît
biilümüymü
ve anlaylanmn tanimfn, gibi
alglamalar ve içinde
bulunulan durumu gö/ önüne almadan, böyle davranmayanlar
yarglama konusunda il^lik
düman
ar
gitnelcri. hiç
de meydan
gibi gördükleri kimselen^
nqy^
okumay
knayp
hak etmeyen
pkuçaiartUr. HOlbaki
kcni«Wa onlürm ^net diye takdim ettikleri eylerin neredeyse lamam, Hz. Pcj^ambcrin kavminin örl" ve âdetksrinî gözeterek yapt, tamanncn bulunulan çevre ve zamanla alakal Ahap âdetyen©f%me, giy'""™:
lerinden ibarettir.
394
gibi
Sünnetin Teriîfl^ki) Boyutu
Dier
plmasn
emterm
aoki3«!|îna
îstedip
lUt
cylcHc istemedii eyleri
ainia tîlarani^cl verip ya-
birf^irîrîc
k^oî^mi^^rn 0-
^ra #n. her ne kadar yerde mi. sifM da m. oJte mi yoksa yemek yeneceine karmyorsa da. sa cllc ycnip-igilip so! elle
rüyoa^.
m
itilmemesine karmakladr. gamhcr'iu bunu böyle
Sa elle
yenip inilmesi olgusu yalnz
yapnu olmasyla
ilgili
deil. bi//al
si)/,
yenip
H/,.
Pcy-
vc lavsiyeleri-
bu yönde olmasyladr. Çünkü
nto» «smir ve nchyi gerektirecek s^iidc,
ResOlüUah'ian (H.a.v) bu konuda pdt çok hadis varit olmuî^iHr, Ra/lar»
unlardr:
Si elinle ve önümku ye!"
"Bhrtillah de! '
"St>/ elle yemeyin,
çHakii
eytm ml eliyle yer.
"Sizden hiriniz bir ,vev yedii
mek istediinde dc
Bu
zaman
sa eliyle içsin:
hadisin ba^ka bir rivayetinde
Seleme zurunda
b.
ise,
^mesin: ^fmkü eytan, sol
el-Rkva'dan rivayele göre bir
yemei
daha
elini
te bütün me
Bu kimse "Yapamyomm"
bu cmrcdid. yasaklayc vc uyarc
Müslüman
Hulnrî. l-fimc.
bir
râvi.si
2.
(s.a.v)
hu-
Re;!iûlüiluh
Bunun ü/erine
a/.na giHürcmedi.
li
giîslaTTieteedir.
kimse vc Müslüman
dandr. Çünkü eretli ve
"*"
eliyle
"Sa elinle ye!"
deyince
(sana) em^el oldu" buyurdular.
ve tçmcnit gerdkfliini
igme.
adam Resûlüllah'n
eliyle yedi vc ResûlüUah (s.a.v) ona.
sol
"Yapamayasca! Kibir bir
"'"^
içer.
buynlmulur.
diye ika/da bulundu.
adam
1(7ne hh- .\ey iç-
çünkü eytan, sol eliyle yer ve
"Sizden hiç biri sol eliyle yiyip içer'^"^
sa eliyle yesin.
asaleili milletler,
hiilisin
bir
sa elle
Büna göre sag toplumun
hayatn normal
mciintt- miollü.
()nK'r h. Kbî Sclmuc'vc hiuiben
hadisler,
II/.
cllc
ayrc
yemc-
vasllarn-
ilklerinde bile olsa
Pcygambcr'in htlisin
kullund "Yâ ulân"
ye-
iladesini
sahiibî
naklelmcmi-
tif.
Müslim. Eribc. 104. îh OniLTiL'n i\aycl edilen hu hadis için bk. Müslim. Eribc. 105. li hir önceki hr Oncc luKisinii bku bir rivyctidir (bk. Müslim. Eribc.
Câhi'ionrh^^iKJikfi ha hadis için
^ Müslim,
hlt.
l()fi).
l-iribc, H)7.
395
Sânnetl Anlamada Yöntem
yaptklar ilerinde, bu ie
orijinallik
kaum
Mhanncd
itina göslcririlcr. Üstad
slâm adl
eserinde,
baz
rutin
davranlarna
olan
davran VG aJkaaliklar
insanknn
tirf
taalluk
özel bir yönün
Escd Yo/lann Aynluf Noktasmda
vc âdcllcrinc, günlük
yaaylarndaki
eden vc Müslüman'n ahsycttiDe
yaklam,
iki
grubun iddialar konusunda
sünnetin terii olan
kapsayc genel olan
si
arasnda lymt jfi^O
ile
ok^
hasusî bir
ile
adaletli
vc
bu nitelie sahip oimaymnmi; Jjcrkc%!cya
kimse içn
olan
^l^mdr. Bü fiüel^mt set^l^^Inek %^ ^
Kufan ve Sünnet'i an%iftîa ^^îelti ve fkh Ttttikfkc
talenmel 'm
alnmaldr.^
Sözkonusu elliimiz bu insall
te!«i|^
hususundaki sünnetleri degelcndrirken, çok
kymetli iz^lârda bulunmutur. Üstadn bu eseri okunujr gerekli demlo*
bulunmasna
sahibi
olmak
gerckir.
Muhtaç Büyük Bir Mesele
üphesiz sünnet konusunda tahkik ve Idkike ihtiyaç du^» g@|n:fl|te ve gunümU/de araurmalara medar otan mtemH me^eksMlâeii hM.
m
sünnetin teriî ve gayr-i teriî olarak
vc pratie
ilim
için
helikte oîün
anlay eski
Ckh
t^ok.
Uir bir
antrmann
usûlünü ilgilendirdii
ve
ile
balkla
otani.^*lM^fan ve
esas, sahas
hadis usûlünün
aikâdr Ancak
her iki
ele alan
el-Ksâs" (Kur'an
VGiftsInaa
için
olup da
ilk
MahmOd eltûl'lur. O. "Fkhu'l-Kur'an ve'sy' Si'mnet Fkh: Ktmv ÖnK!^) afUy\A\ia^^
verdii
Rfcültesi'nddci yüksek lisans
dcrs^to ^la^tf ve daha sonra eUlslânm
Akidenin ve er'ia (fsMm Akide ve eriatta) dcreedilcn ders ntllarnda
Bcyrwm
kapsay-
kimse -bildiim kadanyla- Ezhcr Üniversitesi
iy3Q"M yllarda Kahire Hukuk
VCSCk^ktora talebelerine
Muhammet!
hericcsi
hususî bir olay ve kimseyi ilgilendireni konusunu, bu
eyhlerinden merhum
Siinne:
bu
adl eserinin
içine
aynm dile getirmitir.
Esed'in bu eseri Arap^y olarak ef-hlâmu alâ Müfteraki'l -Tunik adyla
yaymîmfflitte
Mn
Arapça'ya tercüme edenler Or.
Dr. Mustafa d-Haiid'dir. lgili fconu için eserin «in
396
ayrmn
sMuJinkbükHUuk birbirinden müstani olamayacaklan da açktr,
SütMî
c
Aslnda hu
etkisi problemidir.
konusu olmaktan
bir
ayrlmas vc bu
ifef
(mcr
Ferrüh
torna baktabitn-.
ile
Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu
c>h
clût'lun stsmapdc ^)k
yîp !*ünncllc î|Ui
t^da âlin% (iw tiu uynmu bcümsc-
filolarnda byna
Benim burada
yer vermi#cpdir*
kastdtigim. bu âlimlerin cltût'tn bü ayifrnift aslnda sadece
na/mun
vc muhteva olarak bunu dile gctinnili.
b.
Abdurrahîm
(ö.
I
Reîd R-
âh
Vcliyyullah cd-Dihlcvî diye mâruf
176) bu
aynm yapmi^lr^ mâm gfcni'l-Abbâs
/a'dan (;ok ünce ise -XII. Asrda-
âtaol
ofei-,
daha önce. Allûmc Rcîd Rza. el-Menâr
rak aîdklan gerdeidir. Zira
adl lelsirindc
M
ihîaxxMîn cl-Karâlî de m, 684) sünnetin
^ ^mc %tt
belli bir olay,
büfeân^^ttti hususi ytinünc temas c^miör
ki.
bütün bunlar ileride gclec^-
tir.
lkh bilginlerinden haslklar allnda larU .müna-scbcMcrlc de alanlar da vardr.
Öle yandan
konuyu dt^i^ik
selcl"
vc halci âlimlerinden, usûl ve
beyan edilmitir
Kiîmca sahahedcn îibanen konu etrafnda
ki,
bu da
ileride /.ikrcdilccektir.
Sünnetler Konusunda
tmâm bn KutcyH^nî GSrOicri
Bildiimi/, kadanylsu iBiUekaddim âlimler
hükümlcnn
tpk
çeitti
ksmlanla olduu noktasna
aibiî^'n Ps^teîlc'yî
yapm
awnda, sümuün
savunduu
olan ansiklopedik âîim
mâm
gibi
ilk
Ehl4
Um^*
dikk^ SfKifteHn
aflWligmi
bn
Kulcybc'dir (Ö.
kavulurman^
olsa da. Te'vilii
Ebu Muhammcd
276/K89). O. meseleyi kâll derecede tahkike
getirdii
Muhtelifi'l-Hadis adl eserinde, bu konuya yer vermitir.
bn
Kuleybe'nin
konuyu yeterince tahkike kavuturamanvuA nedeti^ pnun ansiklopedik
ar
basmas ve bunun neticesi olarak, konunun uzman bir mltochasss gibi m^teyr cic alanmmasdr. Bundan dölaydr ki ba^m'i
yönünün
tarafndan
o.
"cdebiyai<;!annn fakîhi" ve "fakîhlcrin edebiyal(;sr' olarak
vasllandntmir! Bbu Muhammed bn Kuteybc cîyle demitir: Bi/c göre hadisler üç
ksmdr: I.
Cebrail'in Allah'tan alarak H/.
asllann oluturan sünnetler
ki,
nan sünnetleri kastetmektedir.
Peygamberce indirdii vc dinin
bn Kulcybe bu .sözüyle, esas vahye dayaBu çeit hadislerden bazlar unlardr:
397
Sünneti AnlamadâYiMitem
"Kadm,
hakm ve tevzm tlzcrite nikâhkmantaz.
"Neseb tibarîyle haram olan, süt kardelii sebebiyle de haram o-
"Bir ve iki d^a süt emme haram hlmaz. '*Diyet,
âkile (baba tarafindan akrabalar) üzerinedir.
Allah Tcâlâ'nn H/. Pcygamber'c kentli içtihaUu»
2.
açklamasn
koymasn rauM kîlâ£it de ö/ör ve illet sahiplerinden dMiii knBete mh^
emrettii VG ktauUnden bir sünoct Oltaya RcsÛlülfeih (s^,vyin
vGfC^
sPnnetk^: Hx. Pej^ambcf^in ipei srf^cptcn
Yine
gibi.
kopantmaz.
dolay Abdurrahman
H/.
aac
b.
eMcto team ktM# Avfn
giymesine
Mekke hakknda.
Pcygambcr'in
buyurduunda, Abbas
kesilmez"
mz
vardr" dt^inee, H/. Peygamberin, "Peki, izhir
om
hariç olsun
"
aaçlarnn bülününü yasaklam olbu genci hükmün dnda tutulmas için bir Allah, uygun gördüüne ruhsat verme konu-
Allah Tcâlâ. Mekke'nin "i/.hir'In
bulunamazd. Fakat
Jîunda
çünkü ona evlerimizde ihtiyac-
böyledir."'''*'
sayd. Hz. Ahbas lalcpte
Abdülmutlalib'in,
b.
Resûlcllah. i/hir oiu*'^ hariç olsun,
Eer
vermesi
izin
"Orann ya^ dal
"Yâ
buyurmas da
hâle
Pçy^rfî^ ^elki
vermitir ki 0(sm^v) dc
kt)pan1ma.'îma onlarn fej^alan
"tîhtf'in
kesUj)
dc^usunda nh.^ vt^rnitk.
Buhürî, NikSh. 27; Müslim. Nikâh. .17-39. Hadi.s
Ebu Hüniynî'den
rivayet olun-
nuur. Buhârî. Telsir (9).
3.1;
Nikâh. 27: Edeb. 93; Mpslim. Radâ.
S.
Hadis
bn
Abbus
"lan rivayet edilmitil'i
Ebu Dâvûd. Nikâh, nnrimî. Nikâh. 49:
10:
Tîrmzî,
Ahmcd
b.
1^*,
3; Ncjs»,
mm. $\\ Ihflîifâ^ Nikâh. 35:
Hanbül. Müsned. IV, 4: VI, 31. Hadis Hz,
Âi^
ve
H/. Ziibeyr'dct rivayci edilmitir, '"^
Kasânc.
."10-38;
ayn manaya sahip rivaycUcr i(;in bk. Buhârî. Diyât. 26; Müslim. Ehu Oâvd, Diyât". 19: Tirmi/î. Fcrâi/. K: Diyât. 18; bn Mâce.
Diyât. 7,
L*î.
Bu
hadisler göstermekledir ki H/. Peygamber, diyetin katilin akrahala-
Farkl ial/larla
rt
(3kile) lürafndîin ödenmesine hükmetmitir (bk. Elbânî. Irvâul-alil, -Beymt
Mcklebii'l-slâmî baskjsa- Hadis '"^
ntr.
22î)5).
ü/ol kttkusuyh bilinen birbtki olup Mekke'nin Alla otu diye bilinir. hn Ahbas ve baka sahabîlcrden rivayH edilmi olan bu hadis içn bk. Buhârî. zhir:
Cenâi/. 76; lim. 39; .Sayd 9. 10; Büyü. 28: Lukata. 7: Maslim. Hac.
398
44.5.
.
.
"Her imdi
Hz. Pcyg:mbcr umre hakknda.
yapacak olsaydm, tnvte
Tejrit
(Hukukî) Boyutu
yaptm
ii yeniden
Sünnetin
de ihrarm,ir^dim" buywnîulur,'"^ Yals
için
namaz hakknda da O (s.a.vK "Eer ümmetime zor gelmeyeceini hil-, sey^rn^ ht namazm vaktini hu {gecenin en geç vaktÜ \'akit olarak tayin ederdim
"
buyurmulur.**"
Hz. Peygamber önce kurban etlerinin ü; günden fazla süreyle birikliriimcüini^ kabir /.iyareiini
vc kaplar içindeki nchi/i yaiiaklam sonra da
öyle buyurmulur: "Sizi
kurhan etlerinin
nehyetmifjlim.
Sonradan insanlarn hu
do olmayan (yakmlon)
için
eti misafirleri
yin.
ÇiiM
giderir.
Armk^mtl^ m^k^& ^âe^
Ve yine kaplarda heklettiiniz
ey içmeyiniz.
hir
anda yanlarm-
kaMr siyaretüuk^ nehyetmitim:
Ikma aikâr olduuna göre kahir
holuk veren
ve o
sakladklarn} anladm; hu etlerden yiyiniz
m M^^i^mz .süre için akk^Hn^^ kahirleri ziyaret ediniz.
Jirikdrmckien
üç gitndcn fazla sürcvle
ray
zi\W4it^,
EylemekalMh katltm ancak sar-
içebilirsiniz:
""'^
£bu Mubmvmed (tm Kulübe) öyle dcniiir: "BiUün bu hadi^, psaklamas konuîUinda Hz. Pcygambcr'c Allah Tcâlâ'nm. baz nhsaf verd^ifH. bireyf team kildiklan ^mm da dikd}^ Mt^@r l^n
^M
istisna
etme iznine sahip olduunu göstermekledir.
ayet Hz. Peygambcr'in bu
gibi lasarrullarda
ma 0}^^!^ t(p4a# MMdiM âurpsintn
bulunmas
caiz olma-
kadmiv ki^f^ hakknda, ''/.!hûr''m hükmünü sormas vc Hz» î^^^tnbcf in de herhangi bir mukabelede bulunmayp sadece. "Allah hu tmm^ HnkmnU bildirecektir"'"''
diyerek tevakkul" etmesi gibi. bu meselede de tevakkuf ederdi.
Huhârî. Hac. (r.a.)
lukuL üGbebi olan
(^'S.
7S:
Müslim. Hac, 132; Ebu Dâvûd, Mcnâ-sik.
2.^.
Hadis Cûhir'dcn
rivayci cdiimilir.
Hadisi
Bhâ-î
(bk.
mân.
m
2(>;
Taharci. 42: MesScid. 219) ise.
Müsnm, Cot^-
350. "^^K Ees'dcn
Mcvâkît, 24: Savn. 27).
Abbâs'lan.
Müslim
(bk.
bn (")ncr vc Âie'den rivayet elmilir,
Ertbe. 63
(r.a.)
bn
(Btr^ hadisi): Ahraed b. «lartbel. mnted.
rivayet edilen
"Miicâtlilc hadisi" diye bilinen
bu
bu
hadisi
rivayeti
aynca Hâkim
Ahned
b.
uthric
V.
ctniii
Hanbel. Ruhârî -rmiaüak
Mûcc, bn Ebî Hatim. bn Cerir gbi âlimlerden bazlar muhtasar. ha/.!ar da u/un olarak rivayel etmilerdir. Bu konuda bn Kesîr'in Tcfs'ni'nm Mücâdele sûresi telsirinn bama baklabilir. olarak- Nesâî.
bn
399
Yine, ihramn Üzerine yün hir cûbbe
sürünmü
Hz. pcygamber'e gelip bunun fclvasm sormutu.
bir bcdcvî.
Rcsûlüllah (s.a.v) ona
hemen cevap vcrmcmiii. Daha sonra
hrltl
ne bürünerek ha/.
gi^> ayn zammda koku da
çkarm, ardndan
sesler
ise elbisesi-
da bedcvînin soru-
suna fetva vermilir/^^
Hz. Pcygamber'in
3.
faziletli bir
Pcygamber'in ri
ve tavsiye kabîlîndcn hclirlcdiî ve cger
i yapm olacamz, ancak yapmazsak herhangi günah ilemi saylmayacam/ sünnetler: Bu çeit sünnetlere Hz.
yaparsak hir
ögü
ile
sarn
boyundun
atii hayvanlar) vg h»^ma( ^peftan faei almasn y^akîamast^^
"ccllâlc'nin (pislik yiyip
elinin yenmî^Hini'*^'
konusundaki
aaya sarkilmas konusundaki emirle-
sünnetleri
bu pisliin dc etine
tesir
örnek olarak gösterilebilir.^"^
Ihn Kutcybe'nin hu çeit sÜnndfcri. usûlcülcrin "iradî"
olarak deerlendirdikleri sünnetler
balamnda
ele
almak
(öül
verici)
i.stcdii anla-
lmakladr.
mam el-Karâfî'nin D<^crlcndirmcsi VII.
asrda
yaam
Maliki ailamctenndcn olan
mam
ihâbcddîn
Karâlî cl-Msrî. Hz. Peygamhcr'in imamet, kaz4i. Iclva ve Allah'tan bir
icbli etme söz
kmula^d^ im
ile ilgili
umum
tasamjllann
\«
W ^^rnflarmn
hmm ohrak
bn
hadisin mcini öyledir: "Rcsûlillah (s.a.v) 'ccllâlc'nin "cellûle" kelimesi,
^imk^
hüküm vermede vc^
Müslim. Kac. 6. lk. ['hu nüvûd. Cihâd. 46: Tirmi/Î. El'imc. 24.
saklad" Hadisle geçen
ihtilali}
Ömer'den
d
ilp
cl-
ey bu
meseteyi
rvLiycl edilen hu
ve süiiiniin yenmesini ya-
pislik yiyen huyviinian ilade eden bir
M
tdMr»^ kaijpmSsevR ^siIe yemeleri etlerine vc .sütlerine icsîr eder. tbn Kuleyhe kmdald nsiyln ten^hen met^uMik ^lî^ âçfcç» ifRieçtltffg muftsu. buynldugu kanaat ndedir.
irut kabilinden irad
tbn Mi'ce. Ticârâl. eserini lahkik
eden
10.
bn
Mâce'nin /cvâidi konusunda eseri olan
/.aln belirttiine göre hadis Buhârî'nin
art üzere
Bû-sîrî'nin
senedi sahih,
sikadr. (>yle görülüyor ki buradaki nehy. lenzihen mekruhluk veya irat H/. Pcygamber'in de hacamal yapana ücretini verdii rivayet edilmitir.
râvileri de,
içindir.
mm.
mmon^
m ms^^âs. ^ tants ^«s^ ^hk etmi.
lerdir.
bn Kmcyhc. YeVfffi Muhtefifi'l-Hadîs.
m
s.
196^8.
Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu
mullak-mukayycd balanmda
ilID^fnU;
Q
almada nc dcrccc
cic
hu mtsiclc^i* kcnduuuicn önce hiç kirr^cnin
ekilde oklukça geniçe bu^kun^ vc konuyla
TemytVt'Fe^m M'mel-Ahkâm
H/. Pcyuaiîibcr'in ka/âî (yarn). tctvaî let
bakan
ifalyla ortaya
5cyan eden açklamalan
"^frmeMr W,
ile
koyduu
lahî
iki
eser trtaya koy-
fark" olarak /JkrcUigi
vc icblîî (iral-ahlâk)
(iltfO
sünnetler konusundaki temci krilerlcri
d^löf bîikam. (indcri.
risâlcl va/iCesi
ha k-ad
vc en hilgit müftü olan Hz.
kads vc dinî makam
bütün kadlarn
süresince bütün
Allah Teâlâ O'na ihsan etmitir. Buna göre kyameic kadar
leri konuundu Nir makatn «ahibi olan
Hiç bir dinî
sahiptir.
makamda ondan dir.
makam
bakanl
vc mevkileri
O
herkc^^ dulm iUlün
vc mevki yoktur
(s.a.v).
hir
din
makâma
RcsÛlüllah (s.av). bu
ki
çounluu,
gerei olarak teblii-
ilahî risâlctinin
H/. Pevgamber'in diücr tüsanullun da unlardr:
fetva igercn.
bütün âlimle-
UMOn mrmlarla muftasf olmasn. Ahcak teiÛlüflâ
lasarrullarmn
(s.a.v)'in
dev-
ile
yciinmck istiyoruz. <>ylc demitir;
Peygamber, bütün imamlarn rin âlimidir.
almc
"olu/,
yapmad
Furûk ve el-îhkâm f
ilgiH,
adh. sahasnda esiz
mutur. Biz burada. O'nun Fun'k'mda
olduunu
cikisinin
insanlarn yurg
ile ilgili
konusu (ka/aî) olarak
tasanulîan ile
teen da dig^yiinü
iki
vc
^a
ç()k yi|nü
ttil'akla lehliü
ve
birletikleri, devlet
W
iigjjefl^M^
ar basan vc âlmlerin ki usarmlu ayrma notenda
kîmrsz kaklktan ^fulamaiar. H/. Pcygamber'in bu vasllar haiz lasarrulTarnn dindeki farkl olmaktadr.
dii ve
yapt
hukmü Uade
geleni
Buna göre Resûlüilal
her
ey.
etmekledir.
kendisi
y^nc
insanlar
ve cink^
Eer cmiedk;r ^îrir.
Tpk
k^nmnda ise.
bakan
mubah
kyamöe
^
kl
olarak ortaya
y%q^s
için^
kadar
lamna liir
ay^ mubah
yasak-
koyduu tasam*lan
ken^i 4@vl^ te^^^ffîîn
Çünkü Hz. Peytebli olmayp devlet ha-
caiv:
konudaki tasarrufunun sebebinin
kiinlnn gerei olmas, bunu
tebli maksadyla söyle-
gerekir.
R^UUlajh'a|^.a.v} uymak
izB olmakszn kimsenin bir
gambefln
i^^in
de
mahiyette olursa her ktmsc onun
lanm olursa, herkesin ondan kaçnmas Hz. Pcyganher'in devlet
(s.a.v)'in
tesirleri
olma/-
gerektirmekledir.
401
,
Sünneti Anlamada Yöntem
Hz. Peygamber'tn hukukla
nnar konusunda olmakszn
(kazaî) olarak ortaya
ilgili
da, Rcsûlöllah'a (s.a.v) ittiba için de, bir hâkimin karan
hiç kimsenin
öne çkntes
cate deildir. Zira Hz, Peygambcr'i
kad sfatyla böyle bir lasarrula sevk eden
le bunlar, ele
Mesele:
âmil bunu gerektirir.
bu üç kaide arasndaki farklar olup ancak dört meselede
amrsa belli oranda I.
l@^i# tasar-
bir
vu/oha kavuur
savalmas
Kâfirler. Haricîler ve
gerekenlerle
savamak
üzere ordu göndermesi, hcyiülmâl için gelir toplamas ve bunlar yerli yciinc hareaiTias. çeitli höige ve ehirlere vali ve kadlar atamas, ga^-
nimeikri paylatrmas vc
m bj^lüik anlamalar imy^-
kâfiri
b^^ran ^/a7^Mmî l)iinlanür. Hk P^gamber de hangisini y^maa biliriz ki Rcsûlffllah (sa.^ bunu,
lamam.^ Bir devlet bu
ç(^it ilerden
btka Ifirsfktla deil Ne zaman
Resûlüllah
(s.a.v),
yemin veya eezaolarak
da, bir delil,
O
ki
de devlet frrakanl sfatyla
yapmtr.
mal-mülk ve insanlara dair konulariki
e^i
birbirinden
ayrmsa biliriz
bu konuda ijgvlet bakam vb. olarak d^îi k&d sfatyla hareket etmitir. Çünkü böyle damnmak feklann ii olup kadln
ki
(s.a.v).
gerei de budur. Hz. Peygamber bir
in ibadetler
konusundijU
.^lü veya
fiilî
olarak sUnî
mesele hakknda soru soran biriüc vcrdJ^ j^vaptaki la«Euflar
fetva
ile ilgili
ve tebli görevinin kapsamna giren tâsarruflandr.
Sa^rtusu
edilen bu gibi konularda herhangi bir
Asl kapallk, imdi I I.
ise,
Mesele:
kapallk yoktur.
zikredilecek olan meselelerdedir.
'*Ktlt
^^mmmi bir araziyi diriltirse bu arazi
onun olur"
hadisi
Hz. Peygamber'in "Kim bir araziyi diriltirse o arazi arlk onundur" hadisi'^''*
-
hakknda:
Buharî. Hare, 15:
Ebu DâvÛd, maret,
MtkMmeâ brlMd* msned. Suîr'indc de lur.
Bütün bu
>t,T
iilmakladr.
OTcrdc
aynca Câbit'dcn
Muvai/a'.
Akdiyc
MÜnâS de;^^WgM;fe*as*uMseteltfSai^|^
etmi vc
Câhir'den rivayet edilen bu hadi.s.
402
Trmm. Ahkâm. 38: Mâlik.
III, 303. 304, 327. Aynca haüs SuyûlTnn, el-Camht's-
h:dîs, Saîd b.
rivayet
37:
Zeyd
"hasen
Ahmed b.
rivayeti olarak geçmektedir.
-^-Mh" degerii3idirme.sint
TmMm^t
yapmtr. Aynca
Haibel lanlndan da tahric edilmitir (bk. 111.
Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu
Bu mesele hakknda
âlimler,
bunun devlet
bakan
i/in versin
vcrmc-
m
"ki iumi U>yu~eUcn herkes için ge^rtû fiuva ilgüi tui' uisamf bu Mite ve anrnin gürüOdürdlmaks/m d^vlG^ bapUhilua
MQ»
bir
M
hi^ânhg
arazi ihya
etmenin caiz ohnatl^ dcvlci
oldrgu
bu 4a Ebû Hanîfiî^in görtiüdUi^kttfttsurtda
-ki
man Mâlik'in. eklindeki ayifirm.
bu
it;in
bir lasîirruf
ititîlâf
imara yalkn ara/inin ihyasnn dcvlcl
imar edilmekten u/.ak arazinin ihyas
ile
ile ilgiU
eimife^f.
hakann
izne gerek
u an s^îzkonusu cttiiraK nncscîe
mu
ile ii§Ui
i/ni
ohad t»lmj^?^
baka bir kaideye mebnitlir. mm^^k^n ara/ilerin ih^^^tmtm^ fitne yc zamf'Ziyana sdep olaeî^mdan. daha önce de belirtîy^ tetc^ müh*^ temel bir ihtilaf ve
hmrnm^n^ ^&mm(
Htkanihtn görüüne bavurulmas arazilerin
iman
i<;in
ise
^in^
W k(înuda
devlet
mara yalknh olmayan
gereklidir.
böyle biri/nc gerek yoktur.
Ara/i imar konusunda
mam
Mâük
ile
alu'nin görüleri tercihe
Maha ayandr.'"^ Çünkü H/. Pcygambcr'in lasarruflar
içerisinde, müj'lü
ve mübelli olarak yafUiklan dierlerine oranla daha la/ladr. Nadir bîr
^s^ kere olan tasarruf konusunda» ^^nlukla olandan tavr almnm daha evK olduu kirîdesi gereince. Iw mcscbde laüamr
ile
^
JunUkla yaplan lasarrulum yana tavr konulur.
**k&dine ve çocuum yetecek kadar at** hadi^
Kbu Sülyan'm Süryân ytk cimri
hanm
Hind ne
hiri:
Binli
Ufbe
H/..
Peygambcr'e
gelip.
"Ehu
bana ne de (gocuuma yetecek geçimi
salamyor" dediinde Resûlüllah (s.a.v) ona. 'Mârufu gözeterek Ehu Süjy-a'n ma/uuim kendin ve çtHuttnun nzkm temin edecek kadar al' buyurmutur."'*""
Ocr'üo nk.'\knl' nlank. llmrf \e Rtktf K \/. Âi^-Vk-n. "Kim \ahlpsiz hir araziyi imar iayc (c'mura) o m inde kimse ini arazinin sahihi olnuna ilaha knUr" kl/yk ri\ livc clni?lir. M^y
.^Sîl,
lîlu'n" liiulK ili
"-^
lirAî giEtetk^
lKt
hu Inl'/l Kiirhül-mii/fnKi'd;!. \
i
Etlffffl^i goii^ü icrcIK* dahii ,s;wa"di'.
M^^^MtzM na^j^â ve
Dm
s^t-'iî
ihyasna
»,^k
rir.
/ll
Çünkü umunî
maslahiit. iilü
lâiHâ£ti^d3ME»nc j^kiMitin. devlete âh »t^»sm ^gfdt^
\c lx.'i/cr^fflaçk>rl; belli
II/.
klhnlan hiijLkn
jantr m^^^aK>Il^L*
arii/ilcr
vardr
ki dcvlcl
huralann
/i vuc^Tzin vcnifls^'Uchdli htrsnriiça
Vlllf.
Bhân.
Hiiji' 9.^;
NalaknU
V. 14;
Ahkâm.
2S. Müslim.
Akdyc,
7.
403
Âlimler fÜAi gerek bit
ofeiffi
ihlilaf
Mu
Fe^^^tnber'in bu
hakti^^^kss hasmnn
bilgisi
fclva olup oliöAtt^mt,
olmadan hangi yolla olursa
almasmn caz olup otmayaca^ konusunda bu konudaki daha mehur olun görüü. ca/. caiz olaca yönündedir. H/. Peygambcr'in
yolunu bulann bun
etmilerdir. Mflik'in
olmayaca. ûfî'ninki
ise
sö/.konusu lasarrut'unun yarg
zorhnan
lasâmfunun
birinin
iic ilgili bir
tasarruf olup., borcunu almakla
bu borcuyla ayn miklan borçlunun malndan, hâkimin
olmadan almasnm ca^ olup olmad^ konuumda
tzni
isç,
Hattâbfnin
I^mun ynrg ile lgili bir tasarruf olduunu söyleyenlerin delili, onun muayyen bir malla ilgili bir iddia olduu, dolaysyla yargdan bakasnn buna karamayacadr. Çünkü fetvalar genellikte umumîdir. Bunun bir ifta/fetva tasarrufu olduunu savunanlann delili ise, Ebu Süfyan'n o srada Medine'de olmas vc herhangi bir bildirimi bulunmadan yarg ile ilgili bir hûküm nâkline
giSrc,
âlrmlcrn ha!«ga
^ki göriiii btrmrrmlcllfftrf.
vermenin ca/ olma^aef^r. Burate haroMe, Hz* P^^TrtfserA edilen hadisindcki tasarrufunun fetva
"Kim
IV. Mesele:
bir
ile
düman
olduu açkla kavumu
öldiiriirse ganimetleri
^Q
olur.
onundur"
hadisi
'Wîm
W- dalmam
Öldürürse
ganimeti
ommdur"
Resûlüllah'n (s.a.v) tasarrufunun keyfiyeti konusunda âlimler lir.
Buna göre
mam
ganimet olarak
hadisindek ihtilaf
Mâlik, bu tasarrufun, öldürülen kimsenin
alnmasnn
devlet
hakanmn
izni
eimi-
mallarnm
olmakszn kimsenin
bakan Wrfufij (^^ görüündedir. Ancak M^^ Ut ara/înin iman konusumM usûlüne bu Iconuda muhalcft cttnthakk olana^^a^
lir.
Çünkü
nnn
bir
ara/inin
devl^
iman meselesinde
fetva tasarrufu
o,
Hz. Peygamber'in
çou tasarmfla-
olduunu ve sözkonusu meselenin de çounlukla
yaplana hamledilmcsi gerekliini söylemiti. Mâlik'in yukardaki a.
içindir"
sebq)k;ri unatxlr.
Esasen ganimet. "E/e geçirdiiniz ganimetin bete '
âyeli
'-'el-Enlal.K/4i.
biri Allah'
gerei, onu elde edenlerindir, Ganimctin(sctbin) bu kap-
samdan çkarlmas
404
görüüne muhalif davranmasnn
âyetin /ahirine
uykndr.
.
Sünnetti Terii (Hukulû)
Bir kimseyi öldörenin onun gartnieini almas, mücalUlcrin sava-
K taki
BtOu
samimiyet ve ihlasm
ve onlann "îl%- I^UmctuUah*' için
azaltabilir
deil de ganimet elde etmek
için
savamalania
yol akabilir.
Yine bunun, dier dümanlar brakp da ganimeti olan kimseyi
c.
ordu içinde ayrdk ve 3u gaüma malma sahip olanmtu bozguna sebep olabilir. Zira dümann Müslümanlar için çok daha /arar verici olma mOif^^r.
öldürmeye yol açmas ihtimal dahili;dedic
le
büiün bu sebeplerden dolay Mâlik, ölü araziyi diriltme meselesin-
vazgeçmiin
ddki iM^sibindcn burada
Bu
kaide ve tarklarla birlikte, H/. Pcygambe^in cr'î es^ferte"
plan lasarrutlan iic
ksm nihayete ermi bulunmaktadr."
ilgili
mâm bn Kayyim*in G6r0fl Zâ(JO'I~MeâJ ddh eserinde
mâm bn
Kayyim cl-Cevziyye, Huneyn
Ga/.vesi'nden çkarlaeak fkhî hükümlerden bahsederken,
konuyu da ele
dilen
alm ve öykî demitir:
gamber öyle buyurmutur: "Kim
birini
a/,
önec zikre-
"Bu gazve srasnda Hz. Pey-
âhtörû^e ve öldüren kimsenin de
onu oidiirdüüne M^iE^ varsa ganini (nmukm."^^ H/..
Peygamber hu
hadisi
hyurmuiur. Bum^ice ctorak
aimmasmm
<sclb),
ai^ ^p
olduLi konusunda,
görü
Ahmed
b.
gazve srasmda da îrâd
öldürülenin
mahnm
ganimet
m ytlm^Btt feitU «toO^ W W-
görü
üzere
MMciMMik Bu hör
iki
biruid
förOe fîte d&vki bakam art kosun
komasm, ötdürUIcn kimsenin ganimeti öldürene aiUir.
Bk. KiirâiT, cl-Frûk.
*
iki
bir
Hanbcl'dcn nakledilmitir.
alînin beninasedii veya
baka
fakihJtef, bttra^îiki
küm mü de
daha önce
I.
2().S-20) (lieymt. Dâru'l-Marir;
basks otup
Kahire,
cl-
Halcbî basksndan olseilir). Aynca bk. KaraR. el-fltkamf Temyti'l-FetâvâMheHb^için Halep AsÜ Ahkâm ve Tasarrufaü'-Kâdi ve'l-mâm. lgili
ksm
m ve Abdulfetiah Ehu Göddc lahkiki hüknz. Daha önce dc
zikri
Ma^^
ola bu eserin XXV. sual ksmna (s. ^1^)
gc<?a bu hadis çin bk. Buhâri. Hums* 18:
Mç^î.
54;
Müs-
lim. Cihâd. 42.
405
Sünneti Anlamaâ^ntem
Bhu
Hanîl'e'nin Junaaiini
yanstan
kimseye ancak ücvlct bakannn Mâlik'in
görüü
komas durumunda
baknmm
bunu Huneyn'dcn baka
bir
ise.
bu ganimet o
ile helâl olur.
bunu savan sonunda art
olaca
ganimetin helâl
önce) caiz oimayacar yönündedir, bcr'in
görüe göre
bunuan komas
devlet
ise.
ikinci
aksi
takdirde
MUik ^yte donitir:
y^ söylediine
"Hz.
(savatan
Pey^m-
dair bir bi^i bize
ulamamtr. Ancak Onun (.s.a.v>m^tMâttm sonra ganimet mallanm
mk^m etlifi birtnen bîr^crçektir.'^'" Bu meselede
alimler arasndaki
ganhcr'in risâlcllc gömvli olarak
hem
görü
ayrlnn
sebebi. Hz. Pcy-
bakan hem hâkim-kad ve Nsm <fe möftü olmas, dolaypjfla bazen risâlet görevinin Ht ^e^ olarak ba/cn da fciva ve devtel bakanl makamnn yetki ve sorumluluuyla hîHcam vermesidir. M^. Peygamber eer risâlcl vazitesi gereince bu söz. kyamclc kadar gcgcri cr'î bir
bir sö/ söylerse
Tpk u
hadislerde
%im
bu
kip dikenin
olduu
olmakszn
ondan olmayan
bir
dc
olur.
bir hiâ'at ortaya koyarsa^
kavmin arazisine ekip
dikerse,
mahstlû
e-
olmayp om njck e/mesi gerekir.
Apfi ekilde Resûüllah'n (s.cv%
^ %^mi
hüküm
gibi:
k'ifttizde (din)
"Kim, izni
dçvJet
yaplmam
^hî
hökn^tes^^ hakkn pmmcsl
ve yeminle
malda iiPa (satta öncelik)
böyledir.''-^
Bu
u demektir; Suvan gevemesi ve soumaya yüz tulmasndan sonra mücahit-
l^^k vii cesarellcndirmek îMffbt kimsenin nmlhm iSf
için
Mmm
Mâlik bunu söylemitir. Sanki a bu ÜMrumda. GamlUn gaiifme olarak alnmasn câiz gör-
mektedir. Buhflrî. Sulh. 5:
Müslim. Akdiye.
Ae'den rivayet editniiir. "^'^ Ebu Dâvd. Büyü. 32: Ihn Mâcc. IV. 141.
Bu kaynaklarda
sin senedinde yer alan
17:
Ibn
I^ühûn. 13:
hadis. RalV b.
Hadîe
Möcc Mukaddime.
Ahmed
2.
Hadis Hz.
Miisned 111.415; tlaak nakledilmitir. Hadiedilmi ve "seyyiü'l-hlV" b. HLinbel.
rivayeti
erik, hafza yönünden lenkil
olarakMr^to^iHImitir. MttsÖBt Mdiye. ,1 Müslim klladisi. "yeminle Mlcûm vmm' ktmu bal^ altnda zikretmitir. ahitle ilgili olamkda îbn Abbas hadisi delil olarak gösterilir. Buhârî. erike. 8-9; Hayl. 14; Ebu Dâvûd. Büyü'. 73. Hadis. Câbir b. AbdUlah ,
rivayeti olarak nakledilmitir.
406
Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu
tpk kocas Ebu Sül'yan'n s^n dmrî bîri nafakasn temin mtte^^ konusunda ikâyette bulunan
H/. Peygamber bazcn de olup kendilinin
Hî^d
Btoli Utbc'yc hifâben söyledii, "îyilikle
sam v ^m^mm ymec^k
hadis irad eder. Burada Hz.
olduu gib. illâ görevi gerei Peygamberin bir hüküm deil. Iclva verdii
agklr. Çünkü Rcsûlüliah
(s.a.v)
kadar (omm malndan)
Stilyân' (dcliî)
çarp
hadisinde
al*^'^^
ne Ebu
olarak,
ikâyeiinm ne olduunu strmu ne dc Hind'dcn karînc
taraftan Rcsûl-i
rumda ümmetin Müslümanlar
olduu
her
Ekrem bazen da
bir
için
maslahat
devlet
bakant ftfomr
olan hadisleri, o /aman, /emin ve du-
Onun bu sfala
söylemekledir.
Öyleyse Asr- saâdet'len sonraki
içindir.
Rcsûlüllah"n (s^.v) gii/jClüi bu maslahatn mevcut
zaman vc durumda. Onun
{s.a-vi
bu lasarrutunun gcx;incc
etn^ gerckîr.
amel
te
buradan hareketle âlimler,
kimseyi öldürürse biSidMlîd^
maln
tpk
ganimet olarak almas kendisine helâl olur"
I^an
ois^ ^^M^
hükmü kyamete kadar göi^i
s(iziinün
sö/k(înusu etliimi/ "Kim bir
oidugu gibi, H/^ Pt^ygamberin bu sUü. verdii hüküm devlet
b'^âHiyla da triil^l
gerei mi söyledii konusunda.
risâlel
ederse o arazi
Rc.sûlüllah'lan (s.a.v) varit olan
sin, devlet
omm ohu'^^^ hadisinde
bakannn
kes çin geçerli
gwl
ara/iye anuak devlet
hakanmn
Birinci
görü,
f^afiî
gören görüüdür. kincisi
âlimliESr, iki
mc/hcbi
ise.
Çünkü bu
hadi-
bir
«pra
olmad
ihya edenin, o
Hbu
ile
görü
ü?aetts
ihtilaf mm\%-
Hanbclî mezhebinin daha kabul
Hanîlc'nin görüüdür. Mâlik ise geni,
vc insanlan rabet elncdii. çounlukla çöl olan ara/iler
tanii
rabcinio oidMu
ln Buna
g(îre
insanlarn
Hadisin lahrici yukarda
Bu
arazileri
haüi.sin luhrici
her-
î/ni iic sahip otabilcccini bildiren bir
hüküm mü olduu konusunda da lerdir.
imar
de durum ayndr.
hüktU» mÜ, yoksa
bir
pek çok
(ölü) bir araziyi
vermemesinin öneminin
i/in verip
y^k^
jl'atyia mt«
ve peygamheriik vazifesi
hakknda ihtilaf emilerdir. "Kim çorak
hadis
'"^
ilgili
talebinde bulunmuluf-
Dicr
açk
bu meseleyle
hüküm bakmntjan
B#f^ ettikteri
ile
birbirinden
topraklarn îhya ve
insan-
ayrma-
man
devlet
yaplmtr.
daha üntc geçmitir.
407
1
Sünneti Anlamada Yöntem
huk.annn
t%ni ile
Kayym
Ibn
âlim de.
burada KarâtTnin nx;Uxlunu lakip ctmilir. Ancak her iki
balaycl
lamamen
bulunan vahiy
ni
bclinmck
ilgili
bn
Allâmc
bir
gerekir.
er'î bir
ile
hükümle iniball olmayp
ve çevre arllarmda kazanlan Iccrübclcrle ala-
llral. ört-âdel
kal hadisler hakknda lerinde
'^"^^
olup dierleri böyle deildir
hir
görü bcIirimcmiUr. Ancak
yine dc
Kayyim'in, yeri geldikçe bu konulara
baz
eser-
ksmen deindii-
Onun Miftâhu Dân'sSaâde'smde dik
^^Rii
konuyla
ksm bilgiler ise ileride /.ikredilecckiir.
âh Vd^nlUh cd-tmevTm Sâmeffier KonusmdaldTâkteatt
R konuda kapsaml ve anlalr den sonrakilerin
ühn lan
istifade
bir
ekilde sö/ stiyicycn ve kendisin-
edebilecei iar/da gü/cl biraynmla konuyu ele
w
ûUm. ûh Veliyyullah cd-Dihlcvî namyla maruf olan HiiKî^ Biilgcsî'ndc slûm'n ylmaz savunucusu Allâmç Ahtncd b.
ilk
Abdurrahîm'dir
böyle
0n«yam
Biî/icj
76% Büyöfc maâ, sihmetin terît (htrfmkî) ekm te konusunda güzel bir aynma gitmitir. Hik-cetullâhi'l-
(ö.
1
adl esiz eserinde
o.
meseleyi
"Risûlct'in tchiiiyle ilgili sünnetler
Risâlct'in
d^flFtîr:
allnda ele
almtr:
ve böyle olmayanlar."
P«g^^»=nbea^^ rivayet edilip hadis
musanncfatnda yer alan sünnetler
iki
ksmdn
"Peyganîher size ne getirdiyse onu aln
de ondan sakmn'^'^'^ âyetinde sünnetler...
bahk
Tebliine Yönelik Varld Olan Sünnetler
^la^t^le Birincisi,
u
sizi
neden nehyetmise
belirtildii üzere, risâlelin teblii ik: ilgili olan
Âhiid ve âlemin srlan
ile ilgili
vahye dayanan sünnetler bu
ksma gircr.'^^'* kincisi detler, irtifak
rin bir
ksm
ise,
önceki sayfalarda zikredilen artlar muvacehesinde iba-
haklan vh. konulardaki sünnetlerdir.
vahiy mahsulü, bir
*'"tel^cm.^»£^.M£
ksm
ise ittihat
Bu ksma
giren hadisle-
ürünüdür. Hz. Pcygam-
nU4^#i^scsetü'r-Risâlc neri)
]'V*l-Har,SW7. Yani ^;lihadn kunusu dltnayan hususlardr kî daha çok gaybîyyâlla ilgi ktnülan kapsamakladr. Bu sebeple akâid âlimleri bunu baka br eye di^l. vahye dayanan
manasnda "scm'iyyûl" diye
406
nitelemilerdir,
Sünnetin Teriî (Hulcukî) Boyutu
bcr'in
ivUhi^l^
^attbcr'in
ise.
vahiy mtsabesindcdir. Çünkü Allah Tcâlâ, H/. Pcy-
çllhadmn
nedîldigi gidi,
m.
hala üzcrc maifâBçnmcsinücn
Peygamberin îçtiftadmn
onu kofumulur. Zan-
«^kanlmt olmas
nasslairdan
çou. Allah Tcâlâ'nn Ona (s.a.v) Orcitigi c'î nakâsd, lüküm koyma, kolaylatrma vc dier ha/ hükümlerle
gerekme/. Bilakis onlarn
kanunlar olup H/. Peygamber de bu kanunlarla, vahivle elde edilmi
ilgili
makâsd açklamtr. Rfc^laîn teblii (s.a.v) genci
amacn myart
hadislerden üçüncüsü
#itîîk^kla
anlamdaki güzel ahlâk
ilgili
ise.
Onun
agtklamalan
gb.
vo smrlan hclli olmayan maslahat vc hükümlerdir. Bunlarn
/aman
da>'anak noktalan mumiycllc"^'* içlihallr. Yani Allah Teâlâ. H/.
da
Pcygam-
hu irtUak haklannm yöniemlcrini öretmi. H/. Peygamber dc buna göre hüküm vermitir. Yuni küllî kaideler olarak ortaya koymutur. bcr'e
Yine hu
a'mH)
ile
lür
hatlislcre
(jmck olarak, amellerin
bu amelleri yerine getirenlerle
gö.slerilebilir.
Bi/e göre bunlarn bir
içtihaddr. Bunlarla
ilgili
le bu son ksm,
ksm
vaatlerle alSkal hadisler
mahsulü, ba/.s da
vahiy
risâtetl
ey emrerfiim zaman
gcçmi-
burada açklanmas istenen btMümdür.
^bfi
Olmayan Hadisler
mm tmaana
yclnclik
olmayan hadîsMir
H/. Peygamber'in. "Ben ancak bir beerim. Size dininiz
ki
(rczâilû'1-
hükümler, DihlcvTnin eserinde daha önce
Risâletin Teblii le lgili
Mt\^â
ilgili
fa/ilcttcri
onu derhal aln. kendi
re 'yimle
hmumnâa hir
7r :fey emrettiimde
huralarm alanmas hadi.sesinde toCUüHah'n* "Ben sadece zanntmt dile getirdim, hu zannmdan ötüii beni kmarm^m. Ancak size Allah'tm ^ir ey bUdimsem* derka mm aln. rsnad etmem" buyurduu hadis bu kabildendir.^^' ^m lm ise.
1%'n
ancak
m- beerim"
hadisi
ile
Mâ^y^n
Tbb-
nebevi
ile ilgili
hadisler
de böyledir (Bç da
gösumud^ir
d ed*
tem^ surene hu hakümlcr îv^bal mrtlsulü olrtwyi|if sadece hî^Utr
vghiy
mahsulüdür. '
Dalu ontv
tahrif edildii ii/ea-
hu hadislerin her
iki.'^ini
de Müslim rvayci
clmi^ir.
409
SünneH Antamda Yömero
Oihtevî.
ubb- nebevi
dâhil clmcmcktcdir.
ila îî^iH varit
Dier bir
saymamaktadr. Çünkü ona
Yine RcsÛlülIah'm. edûfim
ifadeyle o,
giirc
"Size siyah ve
hadisinde
olduu
olan hadisleri, risâJelin tebî^ konusuna
bu
bu gibi
hadisleri teriî hadislenJen
dayanmaktadr).
hadisler, lecriibcyc
alnnda biraz beyaz olan atlan
tavsiye
dayanan hususlar da bunun
gibi, tecrübeye
gibidir;^-*'
RcsÛlülIah'm ibadet kastyla deil, genel âdeti üzere yaptklar ten
d^il de
dii
rasigele
yaplklan da bunun
gibidir.'^""
tarzda. Hz. Pcygambcr'in dc zikrettii
gihi hadisler,
buna ömck
gösterilebilir.
kas-
Kavminin yapp söyle-
Ümmü
Buna göre
ile
Zer' vc Hurafe hadisi
bir
grup Zcyd
b.
Sabit
gelerek. "Bi/e RcsÛlülIah'm (s.a.v) Uadlislcrindcn haber ver!" dediklerinde
Zeyd'in söyledii
u sözfcrdc bunu gösterin
ResÛlüllah'n komusuydum. Vahiy geldiinde hana haber vc ben de gider vahyi ya/ardm. Runun dmdaki vakitlerde, biz
"Bert
gönderir
dünyadan sö/ edince o da bizimle beraber dünyadan söz eder; biz âhiretle ilgili bir ey söylediimiz zaman bizimle biriikte o da âhifcti anad. Biz
bn Mâce, Cihâd. 14: Ahmcd b, Hantel (bk. Mümed, V. 300). Hanbel Katüdc'den ri\ayet etniiiir. Trmizî de hadis hakknda "hasen-garib-satih" deerlendirmesinde bulunmutur BüUin bu rivayetlerde tadis nBaââB gaçcr: "Atlann en hayrls, siyah vc alnnda bira/ beyaz olan burun v& dudaklar da hey^ i)M^^**^^v^ng(le'Zfkri geçen oldukça siyah
-
Tirmizî, Cihâd 20;
tladisi
Ahmed
Eb
b.
u
*M^f^"
renkli
ohn
"cl-akrah". sakar denecek kadar
olmteafî. aim alnmfâkl HaSf yazlk: "cl-erem" de burnu ve duda beyaz olan at demektir. "Size krmz, alm sakar, ayaklan beyaz veya ko\n krmz, aln sakar, ctvaklan hcvaz va ila siyah, aln .sakar, ayaklar hcyaz olan alan tavsiye ederim" hadisi için de bk. Ebu Davûd. al:
Cihâd. 42: Tirmizî. Cihâd. 20; Nesâî. HayI,
Afmm ^ mm. "k\im^\
am,
3. 4;
msm^, v.
bn
Mâce. Cihâd.
14;
Dârimî.
345; v. 300.
Bu hadKte geçen <^pEâffîl^(fo \atnm\ik nlan at ^k. Ebu 3 m.la dipnot), "el-egarr". ainmda beyazlk olan a(: "el-muhaccel". ayaklanma tamamn^ veya üçünde beyazlk olan at demektir. Bu. Ebu Vehb el-Cucmmî'den rivayet edilmitir fe,
Mesela.
"Kullandnz
güçlendirir" hadisi gibi. 22, 23: sirû
A
Tb.
9) ve
€^m
sürmelerin en hayrls.
Bu
hadisi Tirmizî
onu "hasen-garib" diye
çünkü
Abbas'tan rivayet
etmi
o,
görmeyi
(bk. Libâs.
"smid" ile sürmelenin; girmeyi güçlendirir" hadisi de_ böyledir. Aynca bu hadisin dier hadis
Û&m
'
bn
"ismid"dir:
nitelemitir. Yine.
musanncrain^kî tahrici t^n Ebu mvûd. Lîbâ.s.l3smi* l**^iffit^ Hz. Peygamberin giyim kuam konusunda yapt ki. fbn Kuyytm'n Meâd'û-A Resûliillah
in küllelsi/
ve
rettii rivayetler bunlara örnektir.
410
^M^%
k*ilay giyilen elbiseleri ICftrh ettiine dafr zik-
^nne6n Teriî (Hukukî) Boyi^ 3^îî3eU*;rtien
iinmcl
11
ivin
izünün
;rlhrua
O (s.a.v) dc, yemeklerden
yaplmas
gerekli
hüUn
cü/î hir masLihtln kaslcciUlii vc
olmayan iler dc bunun
bakanmn rdunm hazrlanmasn
dcvicl kti""'
hi/imlc birlikle
BflUln bunlann hepsini size nasl haber verebilirim?"*^^
bal^crtH. Yine
^m/^ y'm
iU
gibi hususlar bunlurüandr,
Meselâ
yibidir.
cmrcimcsi. parola belirleme-
^mm içindir
ki H/..
Ömer.
"Bmm Om
^rlan remel île ne ilgimi/ alabilir kjl O î^amünlar Alliil'irt î mfltk )mtm gösteri yapycîfdük!"'"^ demi vc sorm bimutt
csna&mda>
^»^f bir
baka
sebebinin olabileceini düünerek, remeli (erk etmemilir.
FLtnun gibi pek <;ok
hükmün
cü/î maslahata hamledildigini görmekteyiz.
Tpk
(s.a.v).
"Kim
Resûlüllah'n
gmümeti öldüren Yiîie
M
gibi halleide.
kimsenindir"''^'^
buyurduu
onun
hadisle t)lduu gibi.
vate tMw ve yarglar da kmm giMdt. <JKnkÖ h Resûlüllah'n Ha Ali'ye S()ykxiii. "ohîf olan kimse ora-
»larak
lpk
ilnniiivtn
da
hir dii^mau askerini öldürürse
t^yih)
olduu
<iöremc\vce<;ini ^örm''^'" hadisinde
üzcrp, dejil ve yeminlere güre hü^^üm verilir."*^
ah
Veliyyultah cd-Dhlevînin burada st)/.k()nusu ettiimi/., sünnetin
icriî (yasal) olant
ile
^'^^g^JN/StHt'in hu
olmayan: ya da onun kendi
ifadesi, "hîlfi&n
^nfem
tabiriyle, risâletîn
tebliine
»a»; anlafamaffC* demeti*, ttö
rt^^t-
ge^ft "Fc küllü ha/3" ifadesi, aslnda "VSc küllü h;/â" demek olup bu hatylc stilKin- inkirîcÜr. Mtdisi Hcyscnî nakletmekte olup (bk. Mccma'z-'/.fvâkl. X. 17) rMi>ein ükabitulc n övto tletnilir: "Hu hadisin isnad hascn olup Tabcrûnî
(e
ed hniijlir." savaijilankrla dümaulan
laralndan da ri\ayel Parola, birlikle
'
birtirindeu
ayrlp tannmas
(;n
kuttankn alâmele denir. k<v%'6tl( tM(i|Btntum 'i^ Mdta imkAfü 0i^ Yîmi 0 /nnnnlaf mti|rikleri mir eitiklori gibi Medine slnasnn hi/lcri /ayf düürmediini zJarcttnck vin bunu ynpa\lk. "kemer', ksa admlarla h/l l/lt >iitinek k-mekir.
''"^
liharî ve Müslim'in ri\ayei ellii hu hatlisit i;lriei thla ünce i!et;niii. Hadisi Ahncd b. Ilanhel. \\/- Ali'nin (r.a.) Mn.sn'J'i bolCmiintlc zikretmitir.
isnadnda bulunan inkiUKan dolay eyh âkr onun zayf bir rivayet olduunu bclirmiir. Ayrca fenii^^Ü Ete Nuaym Hilyc'sindfe Bt^t £#v^ &£yyU^W tim Mende de Ma^0' ^Sioh^^^^^ sn^^Ûmycl etmilerdir. Öte yandan hu rivaj^ctin. Kudâî'nin ihâh'rnda Enes'ten rivayet edilen bir ahidi bulunnukluür. Ru sebepledir ki Elbânî S^hiim'iCâi}nfi's-SLi<î,ir'(le /ikrclmiijlir (bk. Hadis no:9()4).
Ancak
rivayelin
mma^
T^^^M^f^M^
o^
Bk. I>ihle\î. lULLelUalii'l-Bali^a,
I.
128-129.
411
'
SQtnetiAnlana^Y5ntem
yönelik olarak varit olan sünneler
böyle olmayan sünnetlerin taksimi
ile
konusunda dile g^rdtkM konusunda bir
Rcîd Rza*nn Hz.
Hz. Peygamberce
Pcygamb^e
ele alrken
Allah Tcâlâ'nn, "O'na uyun
deinmi
saylr.
Uyma (ttiba) Meselesini Ele Al
konusunu ve bu husustaki
töiba
MOceddid Allâmc Rcîd
bu meseleye
ilk
ki.
j^nl
R^ ^ mesele}^ tcUtlk dffl^fr. O.
hidâyete eriesiniz" âyetini
ve öyle demilir: "Allah Tcâiâ'nn bu âyetteki 'Ona
Nr'a
ittiba
sö/.ündcn daha geneldir. Zira bu, Kur'an'a itlibaya iaret ederken
dieri, ittiba
ederken
tefsir
uyun' sözü, bir önceki ûycttc bulurm, 'Onunla birlikte inen edin'-
anlamalan
Peygambcr'c kendi içtihad Ue teri'
kkl^ |Mi|4@n^
etmeyi muhtevidir. Zira Yüce Allah*n RcsÛlüHah'a hu
dii g§#ste göre,
(s.a.v) vermitir.
arada nikâh nikâh altna
ver-
ge^ içiilrâdyla gerekse Ku'anÜflî hOkün* Mlibatmda
bulunarak, hükümlerini ortaya
da Ona
de
koyduunda
Tpk
kendisine
uyulmas
Kur'an'da zikri gc(;cn
iki
ayrcaln
k/ kardei
bir
alma almak ile bir kadnn, halas veya icyz^ile bir atada alnmasnn ResûUiilah iarat'mdan haram klnmasnda olduu
gibi.
davranlar
Resûlüllah'in âdeti ü/crc olan söz ve
çen Hz. Peygamher'e
bn
ittiba
kapsamna girmez.
ise,
yukarda
Tpk Ahmed b
zikri
ge-
Hanbel vc
Mâce'nin tahric ettii ve ayrca Hâkim'in de sahih addettii "Zeytin ya^^
yiyin,
zikri
amniaye^hmm çün^ a j^zelve mükaf^ektir" geçen musanniHcrden bakalar da.
rivayet etmilerse de.
^' IbR
baz
Mm
gibi«
BiH^
lafz deiiklikleriyle haJiM
s&tousu bu tîy^^&Mtt
senetleri
Mte Wnie,4*: Dârimî. Et'hne. Kfe Ahmed ^ Nanbet
zayftr.^'
»1^491.^
Mâce'nin ZevâiJ'indc öyle denilmitir: Bu hadisin isnadnda "me^uk^ Âh^U lah b. Saîd cl-Muîî vardr, ttâkm bu rivaydin sahih olduunu siiyletnise de. Zehebî Abdullah'n /yl' bir rüvi olduunu g«z Onütic* alarak bunu n^ddclmitir. Feyzii'l-Kadh'dc (bk. V. 43) râkî de onun
Tirmizî
hem
zayf bir râvi olduunu bildirmilir. hem de Ahmed ve Hâkim ile birlikle Ebu Saîd'den u etmitin "Zeylin yiyin, onunla valamn; çünkü o. mülmrek Jr
Hz. Ömer'den,
mks rivayet
ya
Bu livayâi MÖEîmSafiffi ts^mkm^^mSf, ^rfel»*^«ms«u^ fakat etmitir. bn Abdîlberr ise hadisin iki tarikinden gelen sencdîndetîtosp vaf)^
aaçtamtti^"
demilir
(bk.
Feyzii'l-Kudh:
Çâmiu'S'Sa 'dc
412
V. 43).
Dier
taraftan Elbanî i.«
/.ikrctmilir(bk. Hadis no: 4498).
,
bu
rivayfet
^-
Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu
bn Mâcc
Ncsâî.
ve Hâkim'in H/. Âio'dcn rivaycl edip sahih addelliklc-
hmm^Mffv Immm Ue yiy
ri,
normal ûdellcrlc ilgilidir.
Ahmcd
Hanhcl
h.
vc lâkiin'in Khu Saîd vc Kalâdc h. Nu'mân'dan
sahih bir scncilc rivayet ellikiciû
"Ktubmt et!criy yiyin vc
ibadet
tersi bir
0m
liu^han
hiriklinck do
ayci hu hir cmfr olsayd, kurbann bayram ile ilgisi Alla TcâUTnm müminlere hir /.iyarci vc ikram olma-
cai/.dir.
vc bayram günlerinde
sndan dolay, onun haram veya mekruh olduu Teri', ya vacip veya
mcndup
knlamakla emrolundugumuz
dokunmayaca
l^^llnek
ad
Mr
J^tdnra
halkasna upnmak. Allah'tan
bakas
hn Mâcv hk.
iinladiüitn
ü/crc
nchyotunmu
bakasn
bîr mcfsedcIlir.
g^Mm
Veyahut gibi,
ehl
cmrdlundumuz veya a^Ji^ ye^îMS gS^r^ Hrkim
El'imc. 40) vc
kadaryla tc
daymdynu
da öylece
va^j kamu mcntaati
bir efcflit
iyi
hn Mâcc
M/. Âic'dcn n\aycl cui^lerdir.
c Uc Hâkiii. bu hadisi sahih olarak dcgcr-
IciHircni^ilcrdir. feyzVI-KiUir'imc Mtlnvî. ZSikeyr'e
Mftm
gibi dine. akJ^» bedene, mala,
daieri'. miraslar, nalakalar. elerin
Ancak
da insanlara hî?
anlarak yüeelliiiyorsa. Allah'tan
olanlara icvdî etmekle
Allak Tellâ'ya $%•
yemek. hay\;nlar keserken veya yemin ederken
adma zararndan sakmmak
H:disi.
/.anncdilcbilirdi.
t>larak kendisiyle
bir ibadet; ya
hakle. Allah'lan
kesilen ellerden
nasl Allah'n
-
hiriktirin"''^'^
durum sii/koaasudur. Çünkü kesilen kuctaîaf, niymiye kesilir ve bu ctienlen yemek sünnettir. ResÛlÜllah'n tm eÖi^ kcsenlcn? yönelik bi f^firi mi^4n£ ^fâ\f. BtBm lam
badisîdde
adna
Uc"" hu cürnkUcnUir. Bu
hadisi
icril gerektirecek bir hukukun hu-
yaknlk veya
pibi hadisler. Allah'a
lunmad
in,.. "'
omnl^H lariklcriylo birlikte Ebu
söylemi. Ihr Hibbân'. onunla
Mvm (j«fi0HWJ*öce#iA m-
bcliniigini söylemitir. Ukaylî IrnmttMim mgmm Olumla affldt^efncj-^ vc htmn ancak ile., j«î nsaycli dcslcklcyccck "niil;bî"ni <lnuKhn soylcns
hnn
mikcr br 'nda ise /chchî. hadis ldunu. lashillc c\ck ulan llfkiiiin nnt ri\ayclinc raûcn. saiih görsebeptedir ki lhnü'l-C c\/, bu ri\aycli Mcvzuâi'na almUr mediini sn\lcn^iir. (bk, f\yzii'}'KaJir. V. 441. Elhaî de hu rvaycli mcv/u nlaak Zaifu't-Cûmkt^
otum \asitaM\la bilinvcyini
hclirimi^iir.
\fi:itt'
K
Saii-
ikili
eserinde /.ikrmmilir
mnmvimm
l'iMt^-^^iF
nüUr.
Ilâlbuki Suyûli'nin bu eserinde neler
Hadisin lahricindc lar
Rcîd R/a
2').
vardr
Suyûiî'yc i!ii\cnmi
barndrmaktadr. Hâlbuki bu
(bk. l-Aâhî.
RcM
StigJröürt ^lno: 4204). fazlaca ibar cincsindcn dolay bu hataya <lü-.
thfe. tfeilîs
pcIlt...!
>Up onun
yuriiicri
ba/
kusur-
hadisi. Buhârt. ScIlmik- b. cl-Kkva'dan Miisiim
M), .^h ise, t-bu .Saki. (Tbir
\
e
II/.
Aileden
ri\ayci elniilir.
413
"
muamelelerin muhara/iLSi için balanmakla cmrolunduuifmiis n^^dî-
mancvî haklardr. Hâlbuki müstehap vc tcn/Jhen mekruh olan hükümleri.
Icriin
alanna sokmakla, biraz sonra söyleneceklerden dc
ü/.crc. âdetler
ÂMt^,
anlalaca
sivkonusu olunca onun hükümlerini gcniicieccklir.
arapnna^
ve
sanatlar, ziraat, tecrübe
^l
bitimler
vc
teknik nitelikli sahalar gibi. Allah Teâlâ'nm veya insanla^n haktan ÎTe
bulunmayan, yine herhangi
ilgisi
dc dcrcimeycn hususlar
eklinde
chiyicr
ise
turi'den
bir
maslahat ccibctmcyip
yaplmas
gerekli emir.
Bu
saylmaz.
bir mcfscdcli
saknlmas
gerekli
emir
ve
nchiylcri âlimler, teri" olarak deil, irad diye isimlendirmilerdir.
Nc
var
ipek gl^mek
ki
gereken
rüllcr.
gibi,
hususlarla
hakknda yasaklama olan vç
bir
kar çkmasn
ie
maktan vazgeçmilerdir. Nc var
Hz. Pey^mbcr'c
deil
kendi
giyenlere oe^^a
bundan müstesnadr.
Sahahîlerdcn bazlar. Rcsûîüllah'n hurma
dayal dünyevî
ilgili
teri"
hurmalar kuru ve kötü olunca, annda
ki
f
re'yi
gibi tecrübeye
zannetmiler ve bunu yap-
ba vurmyJar w O M-V) ^
/ann vc
alama
onlara,
bunu te0'
olarak sfiylcdlini bildirmi ve
krak buyur-
mutur: ''Siz
tiimyamzn
idlerini
daha
/'v
hUirsmiz.
Oaha önce p^t$ Vimm bu badis. Müslim'in Skhh'im^ tahti^ edim^ feteHsin hîkmcir isc,bu gft» dünyaya ait ilerle ziraat vc sanat gibi geçim lemininc yinclik ilerin ö/c! bir teri' gibi ilerin
ile
ilgisinin
insanlarn bilgi vc tecrübelerine
bulunmadn;
brakld
bilakis
bu
konu.sunda insanlar
uyarmasdr. Yine sahabe,
tpk Huhâh
*in
scçiii karargâh yeri
ati
vc dünyevî
br
b. cl-Mün/.ir'in
hakknda sormas
içtihad
Bctfirgünü Hy-
gibi.
ResûlüHab'n kiisel kana-
m yokSa. yüce Allah'tan gelen
böyle deilse, teri' olmayacaktr-
P^gsmbc^-
bir
emir
ini
-eer
kartracaklarna inandklar hususlar-
da Hz. Peygambcr'c bavuruyorlard. Buna göre Hubâh. Bedir günüRcsûlüllah'a. geri
"Bucm mii
Allah'n konaklatt ve dolayiMyla ikri veya
ycfimâM dcitifomcyceeimi^ bir yer mi^ yoksa bir
(«kiîk
mî?" tüye (»rmu vc Resûlüllah'm. bunun htt imslahal vc
414
sava
stratejisi
ns'y.
harb ve
M m'y
olduunu söylemesi
Sünnetin Terii (Hukukî) Boyutu
Hubâb, Ona baka bir yer göslcrmi vc H/. Pcygachcr dc
ü/.crinc
bum
muvafakat etmitir.
Bu
dndakilere daha knrnuk gelmesi
ashiihn
kark
birtakm hususlar ashaptan ba/lanna
gibi
gelen hususlar Resûlüllah onlara
bile
kark
gelmise:
()lduk;a iabiidir. Sahahîlere
i/.ah
edip açklamaklayd, peki
daha smraki asrlardaki insanlara bunlar kim i/ah edecek?
Bgcr insanlar Rcsûlüllah'tan sonraki gerekli
br
din gibi telakki eimcsclcrdi.
i
bir içtihad,
oldukça kdlay olurdu. Fakat bu
skntlar da beraberinde
içtihadn din gibi alglanmus. hirlakn zorluk vc gelirdi
trtrtm
Müslümankr. H/. Pcyganhcre iuiba edilmesinin dumura
ve
urad
zamanlarda büyük zorluklara duçar oldular vc davGildklan
iMilara
zorluk
ar
oldukça
ar gelen
kendilerine
dolay
sknt kendi
edip.
Ptkahann
Vc
meru kîmm
huknnayan
mîras
içcrîsintlc
vc yaffrtmasmJa
hsLiskn
somu
hertrangî
Hr
eire
eesareiini
hu. ba/. kimselerin dini
lananyla
lerk
hile
dndakileri dc buna davci cimcye kadar vard!
s^
i<ç'lihaUanna
yamalarm pr^îi
giircn
üiktya
tkh
bunu
bulunduranlar
^htu^
iiml^^
lakliiçilcrindcn llkrî
son dcn,vc kötü sonucu idrak edemedikleri elirtde
bu
neticede
hususlar bir bh* terk etmeye baladlar. Bundan
w»far. fcesîn oîm-ak
ve
gcMi.
gösterebilmilerdir. Hatla daha lerk
edilmesi
iiiiba
kendilerine
gibi,
4ini
bu ekilde
donuk kimseler, bu
slahatçln mealesini
anlaltklannda
aldr
da buna
etmeyip kllarn kprdatmadlar!
Rcîd Rza
öyle sürdürmütür: "Onlardan bazlanmn alnlklarnm cn tipik ömckicrindcn biri. beyaz saçlar siyaha boyama konusundaki aîrilklandr. Hâlbuki Hu. maKah olan TÎHet îfc nII normal Wr lasarrullur. Zira
Teââ veya
sözlerini
bunun laahbudî herhangi
insanlar
sö/ktjnusu deildir.
kâtifte mahsus lardan hir
ksm,
tiir
Ne
ilgilendiren
var
mtulayla
kânrlcrc
ki.
bir
boyulu
herhangi
yaplmas
\'cya
hir
olmad hukukla
gibi.
da
Allah
alakas
yaplmamas dumunda
ka> karya ^ittecekse,
yani Müslüman-
benzeme kaslyla bunu yapacaksa veya yaptk-
te"iis^t«nlardan ayri edilemeyecek ekilde onlara benzeyecek lerse. gayei tabiîdir ki
burada, toplumdaki sosyolojik dalgalanma
vc deiiklikleri
gizleyenler ne/dinde bir siyasî ve manevî /arar bulunur. Zira lierhangi bir
415
Sünneti Anlnadd Yöntem
kavme bcn/eycn di miltet
kimsenin,
o kavmi
kendi gÖ/jJmk:
yik:cluttc.sî
hr yana
ken-
ve tplumuyla olan laglan da zayi Hami demektin Be^m mn^m
ht>yama konusunda,
hir
NMümü
taahhüt^ »larak olmasa da, âdet kabilinden
bunun müsichap olduunu göslcrcn hirUikm
-siyah bilcOlsa-
rivayetler
bulunmakladr. Bu rivaycilcrdcn hareketle ba/. âlimler, beyaz saçlar bo-
yamann cr'an müsichap olduunu söylerken, dier bazîan da hcya/ sa<; siyah ile boyamanu rncknh olacan hcyan cimilcrdlr. Maua ha/ âimlcr btra/ daha '^n giderek onun haramhgna hükmetmilerdir. Bu sebeple 0ffkn
t£dcTt
edenlerde, heya/. Kaçlarn «tyaha boyayana
davranlarnn Allah Tcâlâ'ya bunu yaparken
hakknda
ihtilal"
Ûmû
d
u/atm
aykr
Ancak
bu meselede lakp ellii yol
bulunan iclihudî konularda kimseye
kar
ile
tç'iklmamas
hareket etmilerdir."
ve neticede i)ylc demitir: "RcsÛlüIlah'n. Arafat ve
konumunda olduüu jb. ba/
uygulanalarnn ha/snda dii^nuluc
U
isi.i\.\ )
tan ve AJlah i/in
Onun
teri"
ibadellcri verine belirirken
kastetmedii yönünde ümmetini uyar-
bu u^nyu ümmainin buniaro^din adna ^lmnm-
^em^ii hakle din adna hQkûmlcr tntaya koymtnatan
amacyla yapmtr. Öyle dolay.
söyleyebilmilerdir.
Rt^ m^ûn hof&m ve hutta bal mö^elctdc s^m Mr
Mü/dcIifc'doki olan
olduunu
onlar. sclcf- sâlihînin
eklindeki genel prensibe
hayli
isyan
kar çka^k^fnj
M hsr
Peygamba%
feltj
olan sevgisinden
hayatn hatrlayarak, dinden olduuna
(s.a.v) erefli
mayarak insanlar da böyle
bir
yanlgya düürmcycrck. cr'an
inan-
bir /.arara
u^amaks/n ve er'î olarak /.cmmedilmi bulunan öhret sebebi olmakszn Onun (s.a.v) ha/ âdetlerine uymaya gayret etse: bu ûtibas o kiinin imann k^le erdirecek takdim bir lavr olup, bu mvtt sj^biylc o. Resûlüllah'
dîU^^ hatrlayacak. Om taa.v) olan .sevgisini daha da güç-
Icndircccklî*'.
amellerine.
î*^ît^îm sahahîcrdcn
Onun
olarak da veda
(s.a.v)
ftrt
Ömer
(r.a.).
Rci^töllal^
fidet
ve
yolculuk anndaki hâl ve hareketlerine, ö/e!
hace srasndaki hareketlerine aynyla uymas ve bütün
Ona (s.a.v) illiba elme aray içerisinde olmasyla münferit kalmtr^ mmnlarm bunu t^i' ji^Kmamalan i^in^iger sahatûicen ^yle bunlarda
yapm^dfn dîne
416
^^^
^rOyoru/.
bu. dine
kar
cütfim
îfe «î^. ^sta bir eyi çtk^mâ^
^l^mek
olurdu, ^i^kfl ÎM4
a, Aaft
S'Jnnetin îotii
(Hukkil Boyutu
Tcûlû'nn. 'Bu^'m size tlininti kcmilc erdiniim'^'^^ âyelnin yalanlanmas
anlamna
gclirdi."*^^^
Üstad cltutHn, Sünneti
Asnmtü^
criî vc
I
bal
konuda ya/.dklarndan
koyan
Rcîd
eltût'ur. O. daha önco Dihlcvî.
Olmayan Uiyc Ayrm
hamda da beÜsladm/ eyh Muhammcd
R/.a vc Karalî gihi âlimicnn bu
aada nakledeceimi/
islifadc clni^ vc siinncli.
O öyle ücmiiir; mQB*m cm^^A. fiil w.^rirfe5jrin-
luunuUr.
ü/xrc, «Ü/a:! hir taksi nK* labi
IPs^mMta
dcn olmak
crii
bu hususa ehemmiyet veren ve -konunun
Iif1tiim^/ gibi- hali ha/rdaki
"Mi.
I
musannci'atm^
ti/ere hadis
5®rini alan her hadisin
u fcjsm-
lam avrddm dikkate alnmaldr:
Ycmc-ivmc. uyuma, yiinic. karlkl /iyarellcmc. toplumda
1.
yardmyla
yerleik örllor
iki
verile pazarlkla bulunma
alyaplan davran-
kiinin araMin huima. araclk etme vc
beerî hiiyaglar yoluyla
gibi.
lar.
2 varil
Zîraai.
olan
lp ve
elbisenin u/.un veya
riva\ ellerde
olduu
alkanlklar yoluyla yaplan
X
tecrübe,
n^. hücum
dmc
m^M\ kmVaeak hilakn eilime Hu
ûi;
m^^dardanna orduatt e\kL bu
RcsOlillah'm
v^rrlenie
vc gtri çekilme nokialamn cspii vc yertbt^n
veya
toplumsal
imf Hrtukuu t^>i^kr >^>lt^yla
^\imi
*!ihi.
ordtdun «izk-
ian/anii. hîffpte kii*
içerende tulunulan tutlam
wtet
tlayanai nsgulamalar hu kabildendir.
lsusiii^ uakledilenlcrden hiçbiri,
cdilrtcM
kiisel
gibi hususlarda
lüller.
Qjii\ \c istisuü (^ruulurdtt iilnai
yaplanJur. Sav^^
lerk
gibi.
ksa olmas
islom^}
ler
er'î
bir
dmm
yaplmas emredilen
deildir.'^
olaruk heritangt hir etkisinin
BilakJj»
bulunmad,
veya
bunlar^
tcri'e
ktynak da ohnayun hcetf ündendir.
"'Vl-MûiJc. ''''
Rl-ÎiI
eyh
R/a. Tcfsn 1-Menar. IX. J?clûi
un bu
kmyla
3
ilgili
1
7 \d.
görüleri h;kkndaki deerlendirmemi/ biraz
sonra /ikrcdik'Lcklir.
417
Sünneti Anlamada
Yöntem
Genel ve Özel Teri* Teri' yoluyla
4.
varil
Bakmndan Sünnet olan hadisler
bunlar da ^ciili
ki
ksmlara
ay-
rlmakladr: a.
RcsûlÜUah'tan "ResCU"
mMyla
vc tebli yîinUyle sadr olanlar.
Hz^P^^urAv^n. Kur'an'n mücmelini bej^t, umumunu tahsîs, muUakm lakyîd cimcsi vcy ibadcllcrdcn. hcIâl-h aramdan, inanç csaslan île ahlâktan vcyahul da yanlar
zikri
gc^en hu hususlarla alâkal açklamalar
kyamcic kadar genel
nchycdilmise.
leri'
aillK herkesin kendini
ifade elmckiedir.
gibi.
Eer
Bu
lür be-
bunlardan
ondan sakndrmas vc bu hufiuMa-
bilcmk onu yerine gctirmcklcn geri durmamas ^rckîf.
ki nehyi
Müslüman toplumun
b.
Resûlüllah'lan
sâdr
olan
idaresi
hatlister.
vc
devlet
Sava
it^in
bakanl
konûsunda
ordulan
sevkeimek.
bevlülmâlde bulunan mallar uygun giirülcn yerlere sarfclmek ve alnmas
fsidl^m ycricrto de almak, hâkim vc
valileri layin
sim etmek vc antlamalar yapmak
gibi, devlet
kamu yararn temin ile tIgfli Bu
gibi hususlar, genel teri'
dt^dir.
bam
'Ifesûtüllab
bakanl, yünetm
hüknuindo
(»Imaü izni
gibi, devlet
ler.
Hakimlik ve
kadlk
Buna gore Resûlüllah
bir elçi
kadar.
Müslümanlarn
ayn
balayan
)^|8nt| ve^a ptal etimde' diycnck.
deildir.
bm
iiîianlar
m^
caiz.
yoktur.
(s.a.v). Allah'tan
ilerini
ald
hükümleri tebli eden
tanzim edip düzenleyen bir önder olduu
birtakm cczalaria davalar hükme
kaddr.
Bütün hu hususlar,
hükmünde
hiç
slatyk» H/. Peygamber'den sadr olan rivayet-
/itfnanda deliller, yeminkîrvc
bir hâkim ve
bakannn
olmadan hu ileri yapmak
kimscmn kt^dtlîînden Knlan uygulamaya ktîyma hakk c.
vÇ
hususlar bu kabildendir.
-veya onun taralndan layin edilen yöneiieicaiz
etmek, ganimetleri tak-
Bu
tpk daha ilibaria
öncekimle olduu
gibi genel teri'
herhangi hir insanm. Hz. Peygamber'in
hakknda verdii bu hükümlerine bakarak ayn hükmü verdebidir. Aksine mükellef, hâkimin o konutk kend^i hakknda'
ife^p hiSkmâ yorîm girmekte mesuldür. ResÛltlTlah'm bu sfatyla yapm olduu tasarrullar, mükellefi benzer hükümleri yerine getirmekle ilzam cimcz. Kimin bir baka kimsede hakk olur vc o kimse de bunu inkâr
4â
Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu
ederse: haklu olun kimsenin
lc bu konuda delili var^ o
ptn^/.m bu
inin- hâkimin hükmü
Rcsûlüllah (s.a:v) döneminde
alnmas, bu
yolla
h&\skm
karlkt
takdialc
bu ki-
tm
âtm Mkf ^kim
nkâr vuku bukUunda Itaklann
salanmaklayd.
Pcygambcr'dcn sâdr olan lasamllarn hafgi cihcUcn oltluu-
H/.,
mnttUnmpsi^ oi^j^ l'aydaKr. ^m* çounlukla KcsOUtlI^b'Uin mkt olan
{>«.a.v}
sö/^
i^^â ^M^Mnaka
dunm
bu
tanarruflarda
vc
ûoh^m^â Onun
VG lakirtcrinc yaln/ca Rcsu olmad yönüyle bak takta-
lifi
dr. Buradan harckcUc biz, RcKÛüllah'lan teri' veya din, sünnet veya
mcndup eklinde
nakledilen rivayetlerden
çounun,
dyla sadr
olmadn
ye
eden davranlar yoluyla Ondan
islinad
gimneklcyi/.
Beer
hakikatle teri' tnaksa-
sfatyla veya âdcl ve Iccrübc-
sadr olan fuUcnlc, bu
(s.a.v)
durum daha da belirgin olarak görülmektedir. yandan yine
()le sil
sadr
atyla
(ilan
bakan
Peygambcr'den devlei
H/..
ba/en
da.
lasarrul'lar
yenci
veya hâkim
teri' .olarak
kahl
giivbiineklc ve hu sebeple verilen hükümler ve,olaya konan meseleler
kuEimnda
gi>sterilcn
yaklumiar kanklk
^Im Migrk^ndc bmcn her
fiil.
sadtr
olduu
bt yön
hÇitOn
arz edebilmektedir. Rivayei
a^kl^l
ytine göre lakyîd cdilcbîlmcktedir.
^l^iht^ta ve Baz dummlanta
H/. Pcygambcr'dcn ne vasfla sadr olduu, bu
se sö/koniisu
Milin
Icikik cdcnicr
laratndan kanlnlmakladr. Bu durumda da. tcri'in sadr
olduu yün
hususundaki
ulema aPismda
ihlilalu binaen,
ihtilaflar
s()/kousu
teri' keyl'yoii
meydana ^mcklcdir. Bu
Ililt
hakknda
tür lasarru carn i^ice
açkla kavumas için ba/ ömeklçr verdim: a tirse,
H/. Peygambcr'in. "Kim
fliti
hir
foprag ileyerek ihya edip
artk o toprak onuru/tr" hadisi sahih
âlimleri,
bunun
^enel
tebli ve (elva amacyla
ayci t^yî^ vefmi^tt.
bir
m
,#|n* t>{^M$><^
var
ki
slâm
#V@l b|#Wi
veya yönetici
i/Jn versin
veya
Utmtâ^ ibya^i^ (l^n) kimse oraya sahip olur ve baka
bakanl
genel bir
Ne
hüküm ohnas için H/,. Peygumher'dcn sadr olduu hususunda ihtilaf etmilerdir.
kimsenin artk o ara/idc hakk olmaz. devlet
bir hadistir.
diril-
Yok eer bu
hadis.
Rcsûlüllah'n
ve yöneticilii dolaysyla sâdr olmusa, hu
hüküm olma/ vc
devlet
bakannn
izni
olmakszn
durumda
sözkonu.su
419
.
Sünneti Anlamada Ydrtem
âi^Jnin il^mngs) hiç kimsüyc cm. olnw~ Fakihlcril
EHu
HunTI'c ise ikinci
Hint
h.
h.
icmin
gezimini
birinci.
bcnimsaütir,^'^^
IJhc H/. Pcyyambc'c.
,\)cuunun
vc
MÜ
v^unluu
"Eh
edecek
Sülyûn cimri
nitUiikii
birisidir:
vermiyor"
benim
dediinde
HesAUIah'n (s.a.v) om hiuiben, "Smm ve fmtma yek^ hmkr mikmn îtfe m-gtm olacak ekilde al" buyurdu^ hadis^'^'* sahîh bîr rivayctlir.
slfm ulemas. H/. Pcygamhcr'in hu sii/ünü Iclva vc tebli yoluyla m. yoksa bir hüküm vcrnx; maksadyla îrad buyurduu konusunda ihtilaf
m
Buna g^n
Ibva wî tebli amagtyi» mtJ etnüstî, bir hukk ku/4Mi birinlt, bM fudckn atâc^ M^nin i/ni olmaksiKin almas cum olmakta; buna kailk ^cr H/. Pcygambâf bt^E^na hOkCHn v^fHe kMpt cimilerdir.
irad
buyurmusa. bu takdirde
hakku
nusa.
bir
kimse box;ludan
hükmü
ancak hâkimin
ile
alabllccckir.
iKsele. lakihler arasnda "mcsclctü'/-zarer"*'^''
lususia onlarn birçok c. H/..
gOrU
P(^^mbcr%,
e:i,yatan (ganimeti)
Bil
L'
liîili
Tkh
bakn/
birlikte
bu
düman amerini öl<Mrürse. sahihtir.
üzerindeki
Bu
hadisle
askerinin üzerinde bulunan elbise vc
lpk yukardaki
ihtilafa
hadislerde
dümülerdir. Buna
olduu
gibi
bu
giHic pnlardan
kil;i|il;rnda 'ihyûii'l-tnevâr" (iiKi ;rü/îlerin ihya ctliincsi)
hnlünlcrdc cic
dirmelerine
'tr
düman
hüküm hakknda da
konu. HancIÎ
Bununla
adyla bilinmekle vc bu
omtn olur" buyurduu hadis dc
eyalar demcklir. slâm âlimleri budisicki
almakla zorla-
vc tevcihleri kaynaklarda yer almaktadr.*^'*'
%m h
geçen "sclb". öldürülen
zikri
alacan
aimnir. Ayrca
bu knnuda Zcylaî'nin erh vc deerlen-
(bk. \ashi'r-Rüye. IV. 288-9.^).
Dah» »neetöhf^i geçtii
ü/enJk
HtM Bkd^ %iftH^mm ^s^\ b«lM^Ke
hu
H/. Âic'dcn rivayet einiiîr. Hiidt!i{«ynt
^M\c Müslim dc tahric ctüitîr.
Huun mânas
udur: "Bakasnda hakk (ilan knse. bu hakkn aynyla veya onun malndan buna eijil oranda almaya eii^' yclirirsc. bu kimsenin sö/konusu hakkn bu yolla almas caiz midir, deyii midir Fakihler bu konuda hlilala dümüler ve onlardan bir ksm line ^e re/illi;e sebebiyet vermemek kouluyla, alnan isler ayn maln cinsinden olsun, isler olmasn, isler bilsin veya hmesn. bunun eaiz oldu'
unu
hiiknK'imilerdir.
Dier
hir
ksm
t'akihler Lse
bunu. men etmiler. tKi/tan da
nK'sel^yl^ayh ola^e^almur. Bu meseleyle ilgili olarak. bn Kayyim'in Îâsctü'l-Lahfân. Sanânî'nin se Siihüh'i'sScli adl eserinin "Âriyc" bölümünde detayl hilgi tulunmaktadr. Eer geni '
bilgi ar/u edilirse buralara baklabilir.
420
.
.
Sünnetin
(Hukuki)
hokunlt vui'ylu sâdr olduJaysylu sav^ meydannda ntmk dcvlc hakanmttt ^^^ya
ha/lan. Rcsûlüllah'n hu lusarrurunu devla
dugunu.
vckiHnin-siylcmcsiylc. iUönûn ü/critdck cibisc vh
Oigcr
ni söyler.
hir
ksm Alimler ise. bu ladisi lebliin bir parças
Jlaysyh
görmekle vc
eyay hak cdehitegi-
dcvlc h;^k;n
askerini öldüren her kinsenin.
hn
elsin
olarak
vcy; elnesin. tUiijman
onun ü/erinde bulunan eyaya hak ka/a-
nabieçq^ni söylemekledirler.
Kemâleddîn
^Ummm**^"* üphe
shhati ktnusunda
tttdisihîn
öylc tot^în
'^nr.
Peygambe^n b«
yoktur. Burudaki tari^tna. H/.. Pey
gamher'in hunu her halükarda ve /amanda geçerli, genel cr'î hir
m.
olarak
yoksa
belli
hadiselere
mahsus olarak
leijvik
maksadyla
söyledii komsundadr. ullî'yc ^örc bu. cr'î bir bclirlcapdir. PeygambfcT'ifl ^itteiuufc asal «»lan. crîlik tlup
dc
csîlsen budur..."
Yine hu meseleyi, -genel rinde (bk.
Huneyn
1. 2(>5-2i)i9),
Ie^^î
wX\\
terl
mâm
Karalî
el-Funk adl
ese-
mâm Ib Kayym d<,ev4yy4^^^«i^y-A/£'«t/'//;t/(*
sözktnusu cdcrittm ^^k. HI. 489î icikik ctmile-dîr.
âyti ekilde rukahadaii
s^igu. Resûlüllah'm lasaiTullannn hangi yön-
den sâdrr t)lduu hususundaki
arasnda
Ha.
bak açsyla ele almur.
ekilde-
hir
/.ira
m
crnun (sauv) gadcrili pipM
Ibnü'l-Hümûm hu meseleyi Fefim'l-Ka(Br
IV. Ciltfi^n "TenHI" bölümünde hu
hüküm
ihlilala
hagl
olarak,
me/hcp imamlar
larlL-jmal olan lali/cü/î meselelerden bahsederken,
hu hususu
da gündeme je lir inilerdir.
görüldüü
Burada
ii/erc
Takhferln
lamniu
H/..
Peygamberdin
«mtirtermn kayna lusu»mi!da orluya çkaft îk lafkl yön ant^Hhkî ayrln balangcn onaylama konusunda hemlîkirolup hu duum. onlar ''''
laral'ndan ikrar edilmilir.
Buntya
kad4»r
hariyle )veftclcr
örencilerine*
0«Vi^ eUui'ian Ikihafs î?uî§îlsî/
.
üctlil
esas ii-
önce Kahire Üniversiiesi'ndeki dokora ve yiik^
oluan
derslerden
Y:/at KcnTÛIttkHt lfefî#{.M(tt#fl*fW
'
ksm, onun
îîlmitTi
cklrulc \mnittr. Ancak mciitdo
"f'kbu'l-Kur'âu
l^trada «âate'.
Vmm
vc's-SiUmc:
'tîîMUR^ft^'^^K^tmM
zikri gfc%x'n l-'rihi'l-Kadr isinili
csL-nder!
;nla!acaû ü/cyc buhn inaksal, llanolî lakihî Kfnflcdtlîn htu'l'Uüniânrdu' ^cllûl. cl-sl;"m. AkKelün \l- ^ria. s. 427-4.1
(fc
1
421
' ,
el-Ksâf" adl eserinde dîle getirdii, daha sonralan h&^-slâmÜ ve
erm adl eyh
gihi
ald
kitabna
Ancak daha Önc& de Mirl^iim
hususlardr.
cllul'un burada dile getirdii ba/.
kaynarolarak örmcdigi
icijri'
sö/lcri. özellikle
Itsmdaki görüleriyle
birinci
AMde^n
dc sünneti ba/. de-
ilgili
erlendirmelerde bulunmadan geçemeyecei m.
^m
Ben
ki:
Ycmc-içrae, uyuma, yürüme, oturma, zy^^^tte^c
beerî
gibi hususlarla ilgili bütün tasarruflar
ihtiyaçlardan kaynaklanan
davranlar deildir. Bilâkis burada. Hz. Peygambcr'in bi//,al sö/.üylc sabit
de /ikrctlihniz gibi len
baka
bir
eye
olan birbirinden fiil,
uyrmamz
sti/.konusu tasarrufun
delâlet etme/.
Tpk
tsl
gerekir. Zira
ile
daha oncc
meru" oluunu gösierrr^k-
yemek yeme
ile
olan
fiiliyle sahil
vb. meselelerde
d ile yemek yeme fiiH, bu tin vacip veya müstehap olduum dclâbt etme/. Fakat her kim. RcsÛlütlah-a hernsme telyla* Ö&âm j^.a.V) okjugu gibi
ki
sâdr olan her eyi severek yaparsa, daha önce de belirttiimiz
gibi
o kimse,
i yapm olur vc bu niyetinden dolay çerini aaeakur. Yukarda Rcîd R/a da bu duruma ve sözkonusu ellii hususlar muvacehesinde bunun, kiinin gönlünde yapaca güzel tesirlere iarette bulunmutur. Hx. Peygambcr'in yapt ba/ lüllcrc uyma konusunda bn Ömer'in ^r.a.) davrannda olduu gibi. gü/.cl bir
T^
Bu konuda
söylencnlcns gelince,
Tef.sfni'l-
söyledii ve usulcülerin dikkat çektii edebilir.
lua
Bazen da
bu.
delâlet 4@debilir.
gibi,
Menâr
bu
haram olmaya
allm-gümü
bazen irada delâlet
(lül)
emirde müsichapia, nchiy hususunda da mekruh-
Ayn
ekilde emirdeki
katîlik.
nehiy hususundaki
delâlet edebilir. Sol el ile
yeme ve içme
gibi. hadislerin
liniii meselelerdcki
durum bundan
iharciiir.
ilgili
vc elbisenin u/unluk veya
bad^tMe^^duu
ü/x^re,
yulmk
ksaU
haram olduunu bc-
hakknda
nakkxlilen
hena^t
ve
f@tit41^!n
birtakm alkanlklar neticesinde örenilen hususlar konusunda
varit olan hadislerin bir
olduunu düünmek her
^îd
ycme-içme. ipek elbise giyme,
kaplarda
Tp
Rcîd Rza'nm
bittakm karînclere ha:^ 0an^, emirde v^iplie nchtyde dc
(tchdiO
Tpla
snhibi
gerekir.
dummda uygulanmas
Bu
ksmnn,
için
de
söylenebilir.
bizzal tecrübeyle sabit
nedenle bu kabil hadisler, herkes
gerekli
gene)
gc<^r
bir
hüküm
için
ve
utarak
Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu
tU^leiHirilmez. Nitekim
Me^inâa bu durums
bn
Kayyira gibi muhakkik
iarcuc bulunmu otup.
ileride
âlim ZâdiVl-
bir
bunu ayrca ele
ala-
maksadyla
îrad
caz. Bu
tür ha/1 hadislerin dc, Icri' vc icvcih (y()nlcndirme)
buyrulduuna
hamledilir. Meselâ. "Ey Allah'n kullar! Tedavi olunuz.
Çimim Allah Jeâlâ hiç Ancak
sin.
hir hastalk
yawtmamur ki,
onun ifmtm verme-
yhbk" bunâm mmesmttkr^^ hadfeâ tte "Tedavi okm, aneak
fmwn He f&dd^ olmt^m*^ hadîsleri bünui gibidir. Elbiseler kunusuidaki hadisler dc böylcdii-. Nitekim erkeklerin ipek elbise giymesini
-ayn ekilde alln lakmasn-yasaklayan
laril^Jlmt^n Hakknda «Iduk^ja iddetli vaîdbuUmtm ^rfiklianc hiföusund^i hadislerin bütünü
dc )mem
ûh\&t& vurgulanan hasm. «younlukla hangi hir
illeie
ba/. hadisler
elbiseyi
gibidir. Zira
itlctincdir.
kim
H/..
hu iür ha-
Ba/s
ise
hait olmaksr/n mutlak ifadeler tamakladr. Burada mut-
Ne
olann, mukayyed olana hamledilceci kolayca anlahr.
lak
u/aima vc
Peygamher'c uyma kast
ile
elbisesini
kisallm
olsa.
var ki her
daha önce dc
kamr. Bununla birlikte tpk ycme-i(;mc hususunda old^ fîM, elbi.^ kpmMsdtii feîinn'm, din^ âttU^kî* i^imave4e%nsl ^etm^^imiy. «iiyascttc ^lti birtakm hcdcllcri vc t aync vasi ilan bulunmaktadr ki. inallah br baka münasebetle bu konubclimigimi/ iizcn; o. bundan çcjt
ya üa temas ederi/.
Tâhir b. Ââr*an CdrOleri
Asnm/da
hu
konuya
önemli
misallcndircn âlimlerden birisi de.
hammcd
Tabir
b.
dctaylandnp
getiren,
i/ahlar
TunuH ulqQWjnm üstad, allâmc Mu-
Âûr'dur. Üsiad. KMâsidu^-ertatil-slâmnye^^ Odh
Eb
Ahncd h. Mahcl. Milsned. Dâvfd. Tb. bn MÛec. Tb. 111. 156: IV. 27S, Onh nncc dc lahrici ycçlii ü/.ea- hadisi hn Ihhhân vc Hakim dc (;sûmc b. crîk'ücn rivayc clniicrdir. Ayrea bk Elbanî. Sahh'l-Câmiu'S' Siigir. Hadis no: 2934 Tirmi/Î.
Tb.
2:
Bu hadis, Ebu I3»mtt^ bistûm».
I
:
B»û'd^D»a^a*cfcn tahric
I
:
eu^^ Tb,
I
î) bir
hadisin bir
'
slâm Hukuk Fchcfcsi -Gaye Problemi- adyla Vecdi Akyiiz-Mchnel Erdoan tarahndan Türkçe'ye tercüme edilmi vc X Basks Rabet Yaynlar larahndan IVyy'duyaymlanmtr. Bil eser.
423
eserinde, (ine© muhtasar bir ekilde konuyla ilgili Karuffnin ef-Fw:M'ta 4\\e
^Urdigi
si)/.forini
u dcericndrmclcri yapmakladr:
verdikten smra.
"Rcsûlüllah'n (s.a.v) birtakm statlur vc
den sadr olan
s(>z
h'M itmnUn
sknza
yaksfâ»
llillcr
o sfatlara
isiinad eder.
O
ki.
kendisin-
halde bi/Jm
hu^
Hokan çeitli pmbbmlcri aydnlatacak bir
k
^tckir. Nitekim sahabîlcr. ResÛIüIlah'tn teri' maksadyla
si>yle#kW larnda da
vc
dummlan vardr
olmayanlarn ayrmakla,
île teri' i(;in
Ona
(s.a.v)
Meselâ sahih
tiinde Bcrîre.
müracaat edip st)rmaklayd.
hir hadiste hclrtildiine göre, sahibi kendisini
MuÎN adiflda bir MHesR Hanmyd.
m bu konud^îpjkisini çok 0 m
kullanarak fcocasmfcn ajrtiM.
sevmekte,
görülü vc
Rcsfliillah ile
karlatk-
birgü*,lükle
Mupto O
(s.a.v)
k(K-asna tkinnesini söyledi. Bcrîre.
Hürriyetim
azâd
et-
kav^n-
MMki Kftgfe mm
holanmamaktayd. Sonunda
da bu hususta Bcrîre
ile
"Yâ Rcsûlcilah! Bu bana
Muîs
konuarak ona bir
emir mi?"
diye sorunca Resûlüllah (s.a.v). "flaytr,
ben ancak
amalk ^mmt**
Bcrîre.
koeasma dîimncyi kabul etmedi.
(s.a.v)
de Müslümanlar da knamadlar.
Bu Onun bu davrann, buyurdu.
Bhârî'njn Sahih'mck Câhir b, Abdillah'tan 4%t; "€âbir'ifl
\mm\
îf^)
eim^ti, Üâhir.
mhasnda alaca
(s.a.v).
Resûlüllah
u hadis nakledilil^te|@-
âb^ak % Amr b. Harara bovlu olarak vefa
geçmtWkiîrm!mftU görümesi Resûlüllah
duyal
bulunmtUtrtn bö âlaeBktarmdmt vaz-
için
Hz. Peygamber'c müracaat etmiti.
hu kimselerden bunu talep
etti
aneak onlar bunu ver-
meye yanamadlar. Câhir öyle demektedir; "Resûlüllah hu hususu onlarla
Ne
koninea.
vür ki
onlar sanki hira/ bana
Müslümanlar bu
k/^lar vcs»uk- davrandlar."
seb^e «mlan knamamlardr.
nekler ileride de gelecektir. Usul âKmterî, rNîbt^ sünnetle ler
iverisndc.
.RcsÖltilIah'n
(cihillî) riillcrini
teri'
incelemilerdir.
yarallinn. O'nun
Hcn/cr ör-
ilgili
mesele-
alanna girmeyen yaratlla
Bunu yaparken dc
ilgili
onlar. Rcsûlüllah'n
ve irat alanna girmeyen bir
takm hallerinde rolünün huiunduu konusunu da ihmal etmemilcnlir. Ne var k onlaf* ResOimial'* deve üzerinde hace^mcsi gibi* hem cihillî hem ic^rîî
p\mm 424
teri'
ibîimal dâhilinde olan railerinde ise
tsmim ^^(nj^^t;
'
Baz
âlimler ise.
sadr okluunu
s^plc
Peygamberin birtakm lasarmnannn hangi
H/..
lespil
vc tayin etmeden. bu tasarruHan ktyaiOart çin birer
aslniîj gihi görerek halaya dü:jnnilexlir."
Tâhir
devamla
Â.sûr
b.
sürdürmüLür:
öyle
sii/.lcrini
Resûlüllah'n sö/ vc lillerinUcn oluan laHan-ullaruim,
m
feî
"Ben.
W* durumda
sadr olduunu bclirledim. Bunlardan ba/tlar. KaralTnin s&rktimk geç-
mise de omm
/.ikrelmedikleri tlc
vaxlm tafem
tye sralamak mümkün-
dür: Teri". L'lva. yarg, idarecilik, rehlvrlik. arahuliiculuk.
asih.l.
nc\"is
ve c^Uii
Tîvliir b.
Âûr. Knlann
kailp ba/larma da u/adya
bilgi
ise
örclmc.
hepsini i/ah letmîf
katlmadmz
\cnn^.ir
ki.
icrbiyc vc slah
^ b/im dc bazsna
birtakm örnekler /lkfö«l@ttk
dileyen onun zikri geçen eserindeki bu
ksmnn
bakabilir. Ö/elle o. stinioün bir
ksmnn
uc\-cklcri
olmayan dier durumlar,
ilgili
Üslad
uUÎ
ic/kiyc \c tchiyc>i.
danmanlk,
hiç bir surefle leri' alanna
bfc/im tle yukitrda /iknetlifimi/ âlimlerle
devaml
genel \c
girmedii gtiriiünü savunun,
ayn görüü paylajnakladn Onun
dummktukm
dier durumktr" ismiyle
zikrettiklerini aklarniakla iktilaetl^*cim.
sonuneusu. yani "irafUa
bulunmavan lasarruHar
ic/kiye ve (erlû^si ve de toplum dü/eni ile
ilgili
bir
yapt
karklk
bulunnumaklatlr.
dnmnlar olmayp
Zim ev ^kfî
tüer ilerde ResflM Kkren^n.
i/inden gitlilmesi gibi hir
teri'
ilei dc ynklur.
giM
Fkh
ilgili
hususlar
ise, (esriî-dinî
maddî luiyatm prekürdii birtaknn ilea? yijaliW t^^,
ha^i
ksma
bir leri'. bir
blrada sîvzkonus enii
Irsalla iLîisi
Uîsun
Usf
^
(»Irtayan
ile
nefsin
eihillî
ve
btW).Mnia i|§iU h*^-
fütlî^ t«(i|^t^
IHühî
olmad
gibi,
usûlü eserlerinde de degi-
niklii ü/ere. Resûliillal'n eibillî nlelikli Inllerinin ben/erlerinin ümmet-
ya|ilmasmn islenmesi sözkonusu deildir. Aksine lerkes kendi du-
ten dc
nmuna uygun
gl^m
yatmîL yürüiK.
davranlar
nda
bir ysal sc
isler
lam bcnimcychiUr. Bu
Nnme
vb. olarak
yolculukta yürümek
ulsun: isler hacda deveye
bira/ kilo ellerini
alnca
yapln
ekilde.
kabul eden
Resûîüllah'm
kususUn. ^fcmc,
sralamak mümkündür. Bu
W tünmek
gibi
crl
binmek veya Rcsûlüllah
bacaklarndan önce koymak
Ayn
gihi
-Kb
afnell^itt
ts.a.v)
d-
yalanp
Hanîle'ye göre- secdeye giderken
gibi dini lülleroLsun,
(s.a.v)
gibi
sonuç ayndr.
Veda Haca esnîisnda Kinânc-
425
Sünneâ Anlamada YSntnn
Muhassab -Ebtah da
baliinde kon^latnasyla lg^i rîvayt» d^? bui^ ^lidir. Hz. Pt^mbcr orada öle, ikindi akmt ve Mma/lann klm, sonra bir n^lar uyumu vc ardndan beraberinde pgullan'na
ait
bulunanlarla
Ömer
(r.a.)
denilir-
veda tavafn yapmak ü/cre Kabe'ye gitmitir.
birlikle,
bn
hae esnasnda bu mekânda konaklamay Icrk eimcyenik bunu
sünnet olarak görüyor ve Resûiuilah orada ne
yapmsa aynsn yapya
du. Hâlbuki Buhârîdcki bir rivayete göre Hz.
Âic "Muhassab'da lwtk-
Om ^\mm toÛKîUah'n
^kli Mr ey di^Uin çjfcîüâs f^n tfalta ete^B ttlrftm
lam^k* hacda uyulmas
tf^imV*^ yola
sebebiyle
konaklad
Bu ifadesiyle Hz. Âic. hu yerin insanlarn bir araya mekân olduunu söylemek istemitir. Nitekim Mâlik b.
bir yerdir" demitir.
geldii geni bir
Encs vc
bn Abbas'm da bu görüü benimsemesi, namazndm sonra sa taraf
Yine sabah
O
mtHr" hadislerinde okluu
da biledin
bir
hökmü
bildirip
Omni döeinde
onu
hadisînj^
oldu^ ^H,
taS^ttuftttt
fe^*
konuyu herkese
küllî kaide
eklinde ortaya koymas, sözkonusu
gösteren delillerdir.
"Sam ym ymm^ Mr ^mdan sonfa ^^mpmnm''
^m^m int
ki,
» uygulama konM^ srar etmemek
o
M; etmediini gösteren iaretlerdendir.
bn Ahbas öyle 'Allah' in
yakk
bir
iken Hz. Pcygamber'in*
^ 4m Mr
takdim edin vc
Pcygambe'n
mu pratie ditme konusunda srarii Ûmtm-
olduunu
bu lasarrunann teri'
ha/s,
Pcygam-
vc imalar iyice ortaya koymaktr. "Dik-
üzere, Hz.
biklirmeyc itina gasierme&i^
etmek
Ü7X!rinci£sanTimk
mirasçya vasiyetjxjkWr" ve "V&lâ ^mmhlk^ ancak azâdedme
kat eü'm,
^
gösterir.
halde lakihin görcvi. bütün bu durumlar incelemek vc Hz.
ber'in tasarrullanyla ilgili iaret
mas,
bunu
demitir: "Bu konuda sahabe
KUib't
h7£
sizin için
kâfidir' dcrkofi;
ihtilaf
teilar
mu ^mn, RcsûlUKah'm
etmi ve onlardan
da, 'Ona islediini/i
huzurunda
münakaa
atma/' dedte. Âshabsn ba ihtilafna ahit olan Hz. Pey-
gamber. Beni brakn, içei'h^ik
kâmâium
hâl daha hayrldr' bu-
yurdu." ResûlUllab'a
Mlerdcn 0*na (s^avî en ozgû olandr. Zira Allah Teâlâ'nn O'nu peygamb^ ol^k
Bmhsus
otahi, leri' ile ilgili
göndmncsinin temel
426
zikrcttigûnüt itt
mim
feü 0lup,
Allah
(c.c.)
O^mm
bu durumlmîm.
Sünnetin T^i {Hukukî) Boyutu
Muhammed
" fyctindc ö/cllcmili-. sack'ce Allah'n hir elçisu/ir"
H/. Pcygambcr'den sadr olan
i^-cUIi hallerle ilgili
nilGikli lüsarrullarolamk
Bu
flimlcri.
Sâd
hahcri kabulde icmâ clmilcrdir; "'Sâd.
ta^^
Peygiimber'c siirmu.
H/..
Mkf^zMf'hüyunm^ur" Bu
fMs
Miîrten
\^^ye«
zcn^^in ohrafi
rakmndm istiarede
h.
vc
fiilleri, tc^jri'
Ebî Vakkfs'lan nakledilen
malnn
kadarn
nc
vasiyol edebi-
O £s^.v) da* '£4v^ kkini. kma iKtc Nri
nedenle âlimler, varislerin
ksM mmmâ^m^.
hmhmu.
siî/.
deerlendirmek gerekmektedir.
slfm
yii/dciKir ki
vc ef e^tr
bulumna
lasihauc
her ne kadar RcsûlUtlah
ile
malar durumunu gö/ önüne alank buna
izîn
ve onun
ResOlüllah (s.a.v) biiylc
yapm,
nc de Sâd
b.
muhüç
kimse bunu söylememi oLsa da,
varisleri
nW4
isp Mriû^ fazlasn vanîye
etmesine
hir halde bulun-
Hâlbuki ne
vermitir.
Ebî Vakkâs'm bu ekilde
Vârisi bulunma/^sa.
/enuin
daha fazlasna da
görüü benimsemi olduunu
görüüne aykr)
bir
belirtir.
izin verilebilir
tanmam/
âz
vfe
Veyahut
N^rf^
Ur grup
(âlimlerin
mai-
m
fen
âlîmi#
W
cumhurunun
Ayntnlmas
K önemli usûl pnblemi hakknda
bini/ dü-
görülere müraeaal ederek, bu hususta açklanan
g('>rülc-
Bütün bu nakillerden sonra. ilgili
ise.
kimselerin,
görütür."
Meselenin Deerlendirilip
konuyla
Bu
lan
i/in vcrikbiüiv
Ha/m. sahabî îbn Mc^tfd vc Obeydc cs^Sdn^nT
gerekmektedir.
Bunu yaparken
kaideler, prensipler vc maksatlar (gaye)
fM ^Mi» l^yo^pi ^'
bile.
rivayet eimilerdir. Öyleyse, lakihlerden hi; biri ve ehl-i ilimden
hiç
ri
ht-
Bu karlkl
Sâd arasnda geçmi lsa
an
ünüp
M^
huLinnas eklindeki Usarrullanna lanle-
varislerinin
fîpitn
P^
daha hanrhdr" buyürnasi. hu hükmün, H/. Pcygamber'in
l^fö^âmilâH telltkte
yapUn
hariq. Üçle
totWlahtnv "Mmm-iktrmt
mhfaç
onlar insanlara
mm
dilmesinc uygun ise dc« âlimler bunu ona hamlcUncmiIcrdir.
kpnuma
kurlat
bulunmliJü^a. üronjçlin
sebeple*, akjiini gösteren bir aIcIü
Bu
de. meseleyi
ilgili
nasslar.
nda ayrtrarak oradan
Allah Teâlâ'dan bi/e
bir
doruyu ilham
Al-i Imrân. 3/144.
^Tahirb. Aûr. MLisdü'^-i'riaindsUmiyy^^^
s. .'^()-39.
427
etmesini, ecir vc scvaplanndan bizi
mahrum bifakmamasifi, ncflsloHn^ taassup, laklil. he%^ vc hevese kaplma vc bakalanna sû-i zanda bulunma hasialmdan halSs eylemesini diliyoru/,. I
üzerinde htilaf Edilmemesi Gereken ki Hakikat
Bu konunun
n sandm
tahkike kavuturulabilmesi için. üsscrinde Mlafn
veya olmamas gerekli
iki
hakikati
olmad<$naya koymak lazm-
dr. Bunlar unlardr:
l sler
^cr
tül
isis^m
MMn
dç
büA
«younluu, icrr rçmdir ve bu hususlarda Allah
^^ mâ^ k^^"
âyciiylc.
Tc^iâm '^m wtm M hidâyete ertncmi?* kendisine ittibaya bal
kld H/. Peygambere uyulmas islenmekledir. 2.
Bir
ksm sünncilc de icri' söxkonusM»lmayp^îî!tdeasdail^lGh
Mlmasodan dolay» Hx.P«9^nböj% îi^ ^mck de gerekli deildin Daha zikri geçen. "Si/ cA7mw i^kn'nmi thha iyi bilif^imz" rmt^ riyk
i%ili
lTRtekî sahih biidtîîlc b(iylc hir
ayet
sö/.kunusu bu
iki
durum sö/konusudur.
hakikai ü/crindc ililak edilirse, geriye sa-
dece bu prensibin baz hadisler ilebirUikm konulara lalbikindc meydana gck>n ihiiallar k^ln^kfta^r. ^i^il
^
^a^£^^ g5^ zînö,
sömc
^kme- «p. birtakfm ilaçlarn l^jf^î leoeüMa ilgili l^ster vml^fir. Buna g(teî(^ bu aknlarla ilgili konular, bizim daha iyi bilebileceimiz vc bi/c
braklm
dünyam/la
ilgili
ilerden inidir? Zira vahiy, bu gibi
husnsiada insanlar il/am edecek, emir vc nehiy olarak gciirmcmiiir. Y()ksa bunlar, vahiy ürünü
ve
iiaai
cimemi/ isicno dinimi/le
ilgili
bir
sommluluk
olduunu düünmemi/ gereken
hususlardan mdr'.^
BStÖn btfnhn. Hz. Fcygamber'den sadr olan umumîlik vc devamllk nitelii bulunmayan teri' ile ilgili dier hususlar lamamlamuktadr. Aksine Rcsûliillah bunlarla, belli
anlar muvacehesinde ba/ hususlar (;özmeyi
amat;lamtr. Hz. Peygamber'den dcvicL hîMSk^nMii. idTOtüK VC hâkimlik sfatyla sadr oMu^ bildipit^ husus bundan ibarettir. Bu konunun
csasmda
428
ittifak, ijncak
muh^M mi mm^tt^m
taM»%lt^ 'm,
ihtilaf
Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu
frat vc Tefrit Arasnda Bocalamak
Asnm/n
birtakm problemler karsnda
izclirdii
problemlerde- genellikle yani
ikî
bu büyük meselede dc
l'ikrî
ifral-iclrii,'
öyle kimsetef varfei* g^tsk yöfeanda zîkri geçen ileic ge-
rekse hu dünyadaki
baka
iyi hilirsiniz'"
elbisesini
çkarmak
muamelelerle lgili olsun. "Siz cfünya
istemektedir. Yine öyleleri de vardr
eyin sünnet oldfu iddiasndadrlar. Bu
nasslar ve
kma ile sübul
edilemeyeceini
Sahabe vc
idlerinizi
hadisini kendisine kalkan edinerek, sünnetin teri'
WM ^^eUm;.UUba etmekle emrolunduumu/u to
dc
an uç arasnda bocalayp durmaklayz..
Aram/da daha
yapim/. gibi.
-()/clliklc
bultkklan stmm^
ki, H/..
Peygam-
söyleyerek, sünnetle olan
kintseler, Rcsûlütlah'a illiba.
^ute^îteak
sünncUen
bir
söylerler.
Sclvl'-i
Sâlihînin Sünnet
Burada /.ikrcmck islediim
Anlam
bir hijsuü da. gerek
sahabe gcn:k.sc en
güzel ekilde sahabîlcrin yolundan giden tabiîn ÛîMcrîfl. siizkonusu btî
problemin larknda okluklar: Malla hu konunun
No
gayret gösterdikleridir.
var
onlar hu konuyu, sünnetin leri'
ki
veya olmayan eklinde ele
<lan!
l^^iiUllih'tpi^.f J ^ii#lim bu
almamlardr.
Ü
SMiM*ft
Sünnet
i)larak
nakledilen
asr âlimlerin "teriî degiI" diye
bi. bir
dtr.
stlah olarak sünnet,
niteledikleri
^jc;^l*;d|r
sö/.
fl ve
ve bu, sü^ndin
^att^ sahabe dc« sünnet ifadesi
knuyu
onlar.
*
imî.
oldukça önctnli
iki
ken davranlar sünnet
tabiri ile
hususlar, sünnet deildir.
Mu-
ey dc ile budur. onavladû
Islâmî ilimlerin
takrirler olarak H/..
t^-
Peygamhcr'den
lü^ mânasndan çk daha ummnîmutlak ul^^ küUantldgmda bunu
Ulamakta ve ^^^Mrtl'^ gctcn vc
Bunun
baz
üorisinde vatan mercek udur:
edilen
ile ilgili
görülen ey. kendisine uyulmas istenilen hususuir.
k B/» Beyfambcr'dcn Bunun
Bilâkis
biHül
pi4tk4e^l ^i'.' ^klindc,
ba^a Hr balk altnda d^rlendirmilerdîr. Bu
a.
aratrlmasnda
illl^ edilip
örM alnmas
gere-
ifadelendirmekleydi.
sebebi ise. sünnei kelimesinin sö/lük
anlam
-ki
onda aslolan
429
0QReti Anlamada Yöntem
itmr
söi^ük anlamdr- iuU^ edilen yol,
vc bu da
Nc
kastedildi^ durumlarda sö/kcmusu olabilir. ehlinin terim
tma
olamk ©itaya kt>yduu ÛTCre
olmaz- sünnetin mânas.
an^
iuibM
var ki daha fumralan ilim
kavramlar konusunda
-kî
Pcygiimbcr'dcn söz,
H/..
^rit
tar-
slat
lül. lakrir.
vc sîrci olarak rivayet edilen bütün eylere intikal cdinec. sünnetin genelinde
bulunan teri'
eylerle
ile ilgili
birlikte,
az bir miktar da olsa teriî
olmayan hususlar da bulunmakladr.
^
lelttikcli
tavrlardan
biri -ki
çou
zaman bu tavr, a-
ralrmacMlan dalâlete düürür- önceki (mülckaddim) âlimlerin
stlahlarn sonraki (mülcahhir) vc
Buna
meleridir.
misal
müekaddim âlimler,
müt^hhlrâyiMn dc bunun
O
olarak
çada
ibare vc
âlimlerin tabirlerine hamlet-
"ncsh"
kelimesi
Zira
gösterilebilir.
"ncsh" kelimesini mutlak olarak kullanmi^ta ve linunla
kasiclidpn kasiclmcmektedtrlcr.
te
"sünnet" l^limcsi
gibidir.
halde tekrar meseleye diinersek
zini sünnet diye
öyle
diyebiliri/.:
Sahabe, bugün
bi-
bahsettiimiz konuyu, "bu teriî mi yoksa teriî deil mi?"
bal aUnda dep 0^ '%mmmm mu d^l mT bal alunda aratnbütün
uMte
Mmcd h.
Hanbcnn MTmed'imk rivayet cUÇ açklyla bu güriiflirr ^neyc ve T6ms -Hwm^ K Seteme
yordu. Nitekim
Âsim cl-Anc\^ - Ebu't-Tulcyl
-
fen
mrikiylc nakledildiine g()rc Ebü't-Tulcyl
bn
Abbas'a ()yle dediini bildirmitir:
"Senin kavinin* Resûlüllah'iî Kpe'yi la%^* rtricmim^
yapu^m
ve
bunun da s&mci uldauni kdia cdiyot nc dciiiin?" Ibn Ahhas.
"Hem doru hem "Neyi
de
yanl
cevabn
vermitir. Ona,
dom neyi yanl söylüyorlar" dediimde,
"Do|u yüfMi^
îUylüyorian zira Rcsûlüllah (s.a.v) tavaf esmasnda heybetli
¥îmt «C)ylüyorlar;
çünkü böyle yapmak sünnetten deildir" de-
mitir. Hudcybiyc musalahas
vc
söylüyorlar"
ashabn brakn
da. tipik
srasnda KureyIi mürikler. "Muhammed deve ve koyunlarn burunlarnda bulunan
kurtlarn tildüü giii ölsünler" demirlerdi.
Daha
st)nra
gelecek yl tekrar
gelmek vc yalm/^ üg gün kalmslarrg^yia ypljama yaptlar^^ R^lilM
umre yiapmak üzere tekrar ^di. Mekke tepesine v
430
nîîiriklerî ise,
bu
esm^ Ktiaykan
to^^. Bumm nm^m UMllâf (s.a.v) Mmu,
Sünnetin T^riî (Hukukî) BajfUtu
ki
hu sün-
Merve
arasmi'
"Khc'yi üç kere tvmel yaparak tavafedin" buyunlu; nc var net deildir.
Daha
sonra
tbn
îse
'^^in,
Abbas'a.
Rcsûlülah'n. devesinin ü/erindc
sa'y ettiini
Saft
ile
ve bunun sünnci
olduunu
bn
iddia ediyor, ne dersin?" diye ickrar sorunca Ebu'l-Turcyl'c hitaben
Abbas,
don
hem 31^^ ^Iearffle*" (öye mvn^ vermitir. Ona, "Doru söyledikleri n^fc y^anl söyl^kte rrcdîr?" diye «^m^^^ ""Hem
karl vermitir: "Doru
söylemilerdir; j!r: gerçekten de Resûlüllah (s.a.v) Safa
Ûa^^
Mcrv© atlasm da
sünncticn
deildir.
konnnuyorhal ve Ona neJiindcn
Zira (s.a.v)
etmiür^ Yanl^ ü^iylcniGF; ^ünkü bu
it^in
R^pmbcr^ tol
H/.
sahabe
yaklamak
hcn Ona u/aan
olacak,
iyice iiiebilnelevi
fâvajL'
ile
elleri
olarak
isteyen insanlar da geri çcvril-
Cmlenck.
hem de Onun sö/ünü
Ona
deve ü/erindc laval etmitir."
tekrar ciylc
denildi:
"Kavmin. Rcsûlüllah^m
Ma
îte
Mcrve msifltk m'y
nun sünnel olduunu iddia ediyor, ne dersin?" "U*j|öi .süyftoiMcrdir. Zira Hz.
brahim )mi
m bu-
Ahbas.
mmmki ite ^r^MJJunM*.
bnhin dc timi |^i#r. ^mra Cebrail <mu alp Akabe
önOne ge*p^H/. cemresine
bn
elliini
u(">türmü^<
ilim (a.s.i Liiincsini
\
c
eytan yîfi^tersna
salamak
için
eytana
ke/ orta cemrede gürUnmülür. brahim
çkmtr
yedi
laij
(a, s.)
olunu)
alm,
îtttia^
ancak eytan bu
la atmin'. yalrnlr. Bu rivayetin
lekrar yedi
Daha sonra (kurban edecei olunu) yan üzere ravilerindcn Yûnus. "(kAirfeanhk
Bütttm tls^te
omk pm i^mm
^ctniltr.
H/. I.smairin üzerinde bu srada beyaz hir gömlek bulunmaklayd vc
bitesma öyle demitir:
"Babacn!
Benim, kelen olabilecek bundan baka elbisem yoktur.
Üzerimdeki bu elbiseyi çkar
'
Müslim. Hae.
M: Et>u
ki.
bana onu kelen yapasn." Bu soz üzerine Hz.
Dîivûü, Menâsik. 51: Ahnctl
K
llanbcl.
MüseJ.
I.
3^7,
431
brahim
elbiseyi
balamt ki. aricasndan. "Ey hrahim! Rûp0t bir im iiimiiir. Baktnda bir dc ik görsün,
çkarmaya
^^^^nm*^
diye
boynuzlu, kocaman beyaz bir koç orada durmakladr..."'"'*
Hacla
ilgili
Fiillerden
Bilindii a?îMÇ hac birlikte
Bazlar Sünnetten Deildir
ile ilgili
Hz. Peygamberin hacla
len ve hac mcnâsikindcn sayhr
fiilte-
ilgili
m
dsto ziyade taahhüd».
baz
konusunda. "Bu sünnci-
füllcri
m?"
saylma/
Bumnk
diye ashabn
ihtilal'
elliini görüyoruz.
Ming'te inUf "Mw^hab"ta konaklamak^ bu kabil fillcnkmdr. "Ebüh" diyc de isimlcndirikm NtoMfâb. R«ke îfe Mto
^^da
düz ve geni
bir arazidir.
Nâfi'in
bn Ömer'den
naklctliie giMc
Mlsahhab denen yerde konaklamann sünncl olduunu söylemekle. dc hunu
ÖîTier'in
yaptn
tarafndan lahric c\li|miiir.
helirlmckledir.
Bu
in dc burada konaklamas vc omd^iîgîc. ikindi,
delili,
H/.
Müslim
rivycl, Buhârî vo
Bu konuda bn Ömer'in
o.
Hz. Peygamber-
akam ve yais namazlar-
n klm olmasdr. Nc
"
var ki H/.
Âic
Ahttga b. BartM.
isnd
vc
bn
»m^.
X, 'Bl. A.M.âfcif
îsnadUa bulunan
sahihtir.
Abbas, bu konuda
Eb Asm
laikli
birgörtic
sahipli-;
öyle dcmckicdin "Bu
cl-Ancvî
hadisin
t^m^. \\m
silta bir
onun yüvcnilir olduunu belirtmitir. Buhârî dc cl-Kiina adl L-scrindc (hk. no: 527) onun hiyoizralsinc vlt vermi gi--nel LKclindc oîdugn gibi. bu hadisicki detaylara da iarctL' hlun;r:k Oylc demitir: "Ehu Asn. hn Abbas'an "c/-/ebîh" dedi. Haccâc b, Minhâ da Hatnmâde h. Seleme'den gelen bir senello demitir. Hadisi
Hylz bn Kcsîr Tefsir'huie (bk. VII. 149) nakldmiiir ki, gc. "Hâ. Ibrjhim hac menfeiki ile emraftmrfî
rivayeiin buradaki
mm
bmâ&
balan-
zikri get^igi
lleysenî de Mema'z-Ze\'âid'(Je (bk. «f. 2(X)-200 feÖyö ya^K*. Abbasa dedim ki. ka\ min. RcsûlÜllah' Sata ile Merve arasnda sa'y elliini ve bunun sünnet olduunu iddia ediyor..." iladesînin banda nakleUai. ilk ksmda. "Onu Ahned ve vl-Mu'ccmii'l-Kcbr'hde Taberânî lahric elmi olup. ric;li sikadr" ilemilir, kinci bölümde ise. "Onu Ahmed rivayet etmitir ve ricalinin. F.bu Âsim el-
gibidir
Anevî
dnda
o da sikadr- Sahîh'in nivileri gibi olduunu söylemitir. Dier taraftan Suyûiî de hu hadîsten bir kts^m ^-mrtû^^y^^ ^k-. letmi ve onu bn Cerîr. bn Hbî Halim. bn Menkiveyh ve <f^'i4nm^a^ -ki
^ m. %
Bcyhakî.
Müsnanndc
lim'in Sahih'imtj
432
(no: 2029. 2077. 26«8.
Hae bölümüne
27K3)
Ahmöl
(hk. 237) nishel etmitir.
b.
Hanbcrc VC MKs-
Sünnetin Teriî (HtM|
BuluVî >ttr
bn Abbas'n
Oras
mîinas) yokiur.
"Musahhub da kiinaklumaniT
^iylc dediini nîiklcdcr:
Bu rivaycc bulunan
yaln/cîi Rcsûliilluh'n
"bîr
mtms yokiur"
konaklum olduu yerdin
iradesi, "yani
burada konaklamak
uyulacak bir siinnci deildir" anlamndadtr. M/. Ai.c*nin öc ^övlc dedii
berin, sudete
"Musahhah. H/. Peygam-
y^M -»iikmaya Uaha uym^ oIUhm
Müslim
dr",
naklcdiliii^viii":
Hz.
Âîc'dn
Me»w
l«»UMkW
bir
yc^
u sö/önü nakleder: "Ebiah'a nî sünnetten
deUdiî^..."
H/.
ma
Ai:^.- I'i
ba^-ka
i\aycUc H/. Pc\uahcr'in M>ahiah'ia konakla-
Buna göre Ahmed
sebebini dc i/ah etmektedir.
Âi^
bu rivaydiG
ellili
ti".iu)
Hanbe'in
b.
lahric
^>ylc d*aiiir: "Allahla ^Krain olsun ki
Bu
ResötülUl tN.a.v\ liraya uncak benim i^Mn inmitir."
Bmr fe^iIMH^mk >9*teffli^ir.'"'
bn Kayyim
rivayeti Hat'/. ise
bn
^i#?rMWda
tH'le demektedir: "Selel
ulemas, Musahlab'da konaklamann siinncHei mi yoksa
euluu gen^ r^^^e pri^
^kn
â/cre ihilaf etmilerdir:
ko^Jama m olduu konu^undîi iki Bîr gmp âlim onu. sünnet olarak kahuf
bir
elmi^lir. Zira onlara göre. Sahîhayn'cfa
hadisle.
Ehu Hürcyrc'den
rivayet edilen bir
Mina'dan hareket etmek istedii sradt H/. Pcviianhor ^öyle
buyurmulur:
'Biz
Kimmco^îdhn
Hüimogunan
yarn, nnkriklerin bir zamanlar
küjîirdt'
Jcastctmekleydi^ ile
Kurey
Çünkü
kur
Abdulmulialîift^lhm'na
yemmle.likleri
Peygamber bu
t/üzli^finck' kanak/ayacaz.''^^' H/,.
Müsabhab'
\q
yol-
m
sö/.üy-
Kii]âna^uiiar.
onlarla nikSb yaptm-
mak. Res01üMah'V%cndlerif«e tatlîti t2dîm?eyg al^'veri^le
htlunnamak ü/ere
tirada
bfr
yeminCmilerdi. Bu sebeple H/.
Peygamber. geçm:jle kütVün sembllerinii i/har lü'ne
diitaln
ilan
Allah ve Resf-
edildii bu yerde. slâm'n sembollerini göstermek
ist<îm*Sli^.
Zm H/.
mesel^l
yipt phu külîir ve irkin
rini
edlp
Peygamber,
tpk
fiil
ve U//.a pullarnn yerine
Tâil'
bulyndtgu yerlere tevhidin scmbolkî-
dikneyi âdei edinmiti.
öyle Uk,
h
domilertlir: Müslin'in Sahh'incU-
liiitv.
r,'///// /-/;</>/,
Hulâi. Hac. -J^ Müslim,
bn Ömer'den
naklen.
H/..
1II.5'>I.
llae.
U.-M.S: AlmcU
h.
Ihmhcl. MihniiL
II.
H7.2f>'
433
Peygamber, Ebu Bekir ve Ömerlin
ora^ konaklad
(r.a.)
rivayet
edilmekledir. Müslim'in bir rivayetine göre de Ibn Ömer, Musahhab'da
konaklamay sünnet
olarak görmckicydi.^^^ Buhârî dc. !bn Ömer'in
iikam vc yals nama/lann orada
ikindi,
Rcsûlüllah'm da bi)ylc
Bu
yapun söylediini
konudaki û%ar göriî
olmad
ve
rivayet etmektedir.*^^^
ve tbn Abbas
sahâbîlcrdcn nakledilen görütür. Onlar, Musahhab'da netten
uyuduunu
klarak, orada
MjB
Hz.
ise,
öle.
görüünü benimsemektedir.
dier
gibi
konaklamann sün-
Nitekim Sahfhm'fi'da
bn
Abbus'n öyle dedii nuklcdilmcklcdir; "Musahhab'da konaklamann (dinî) hir
anlam
yoktur.
Oras yaln/ca Hz. Peygamber'in, yola çkmaya
uUuu için konaklad bir yerdir. "'^^ MMm'in mmn^ (fe Ebu Râmt öyle dedii
daha clveri^U
"Rcsûlüllah
(s.a.\
)
bana.
yanmda
bildirilmitir:
bulunanlarla birlikte Ebiah'da
emretmedi. Ancak ben yine dc önceden gelip Rcsûlüliah'n
oraya kurdum ve
t)
konaklamay
(s.a.v)
çadrn
da gelip orada konaklad."'"'' Netice itibariyle tcvfik
mür^km f^ mamim' l^r Üzere yemmletiklei Kînâne^ahn d&M^de komîdayacaiz'' sözüve
inayctiyle. Allah Tcâiâ«
nün bk 0"na
tasdiki olarak.
(s.a.v) hir
"Yarm hizkr,
0*nun
(s.a.v)
muvafakat olarak Resûlüllah' orada konaklatlrmtr.'^^^
Tavaf yaparken remel yapmak
dUm tavafnn
azmettii eyi gerçekletirerek ve dc
ilk
da,
buna benzemektedir. Remel,
üç avttnda biraz hzlca yOümektir. Hz. Peygamber bunu
j^t^ m yaplmasn emetmi okb^unte dolay âlinâerin bu uygulamann sünnetten olduu
hur),
yapp dileyenin de yapmayabileceim
Buhârî tarafndan *in
nvayd
edilen
bn Abbas ise -daha olmadn, dileyenin
belirtmektedir.'"*
u hadiste bn Abto, Ife. P^gamber-
^ls \mk Emektedir '^K^lUllf^ ve Mürikler, "Siz Medine'nin scann zayf
remeli emretmesinin sebeHni
hab.
(Kfefcfce'ye)
Müslim. Hac.
gelmilerdi.
IO..W.
3.^8
Buhârî, Hac. 148
Buh&î,
Hac 147
bn
Kyyini. Zâdii 'l-Meâd
Bk.
bn
III.
(cum-
kanaatindedir.
önce Müsned'den naklettiimiz ü/crc- onun sünnet rcnci
lo^^
294-95
HiH:a. Felhu l-Bâi, 111.471.
(uâyb el-Arnavûd tahkikli
n^ir).
SOnnetfn Teriî (Hukukî) Boyutu
düÜnJüU kimseler goli^i^jr' ilk iMi
Bunun
Ü/çrinc H/.
avtnda cme! y^rhalann (koar adtm yemelerini). ki köe
arasHtliââ
onlara
doüilcr.
da yürümelerini emretmi;
emretmeye
ise.
tHitün*
avtlarda reme) yaprmtarm
bunun öylece kalverccci endiesi mani olmu-
ur.
H/. Ömer dc mmci yapmay daha sonra bundan
uim crit dmcyi düOnmti, aneak Buhârfde nakledildifîap göre yine
bir un
va/g^^0r.
ftwfra4* îilaeert'î'-Esyed)
k()esîne*eslemaTcfc. '*VaîlaW. iyi
feîHyomm
br tasn: nc zarar verirsin, ne de Tayda lemin edersin. Eer hcn Resûlüllah'n seni selâmladn görmemi olsaydm. seni selamlamaydm" demi vc sonra da onu sclâmlamur. Daha sonra ise. "Bi/im remelle ki sen,
sadece
ne iimi/
olabilir ki?!
mck Ktcmitik: ancak
Biz o ^sanum remelle müriklere (kuvveilii görüiiAllah onlan hclâk
elti"
diyerek (>yle
devam ekmi-
tir:
"Ancak Rcsûlüllah'u
(s.a.v)
Fethii%BâtV(k' de belirtildii husus. H/. Ömer'in, lemelin için.
lavaf
yapi
ü/ce bu
yapl
annda remel yapmay
bir
evi
terk
etmek isteme-
hadîsten ra^^s 0^fttk antâttan
kaktn
sebebinin ortadan
terk etmeyi
bildii
düünmesi ve sebebin
orta-
dan kalkmasyla bunun terk edilmesi gerektiini anlamas; ardmdan da, hu uygulamada kendisinin bilemedii lini
gii/ önüne^iUarsk.
nay
itibara alarak.
mih mül^if,
Ihii
hikmetin bulunabilecei ihtima-
bu g^it^Ur^l^ #niTicHdir. Sonu!|^>Mk
Ha %^mhcr'e IHaecr
K'pIcri hatrlaynca. Allah itç'i
bir
%
bu^^
tl^^
laibann daha evla oldtUu
öyle dcshl^e^ft
'*Hif. Ötftcâ*.
harta
dki cdît !^
Terhînn slâm vc Müslümanlar erellendirmek
gönderdii nimetlerini düünerek
btiylc
davranmtr,"
^babcnin uygukmas da. Hz. Ömer'in bir ad için düiindüpnü dcîiekk:r. Buna güre enlat mOrikJerc kar yapm oldukla^ ktmâ fdift^Hsindc. müriklerin
h/.l yürürken.
Huhârî. Huc.
bulunduu
bn Abhas
taraf olan sadece
am
taral'ndaki
köede
Yemen
tarafna
hadisinde dc belirtildii üzere
Ayrtcahk. bnHaccr.Frtfe/'Afiâ/-/. IIJ.294.95.
BiûiHau.')?.
435
SÖnnef Anlamada Yöntem i
düen
klielere
umdkiurnda. normal
RcsOliilluh'a itaat
ramen
ve sünnetine
itlihu
etme konusunda
ha/ zamanlar O'nun
hi/. saluibcnin
kesinlik vc
ekilde yürümülerdir.
bir
halayclk
ifade elmetlitni
olmalanna
emir ve yasaklarnn
(s.a.v)
veya bunun dünya ilerinde larl-
lahilecck. O'na mulalcreltc hulunulabilccck bir
veya
rc'y
od^ ^tmm
olduklarndan vcyuhai 4a
titiz
içtihat
ve 4avlcl
olduunu
için itsylet
N^tolgl ve idiirccîlik v^f^lâ sadr olup da bunun kt^amelc kadar Ümm^in her ferdi için gcnd v& esmt& fifr Icri'yc ha%^lai@m^ Anmuncla.
dklann
H/..
ise
Pcygambcr'in ba/ emirlerine muhalclcl eUiklcrini yasakla-
yuplklarn görncktcyi/. H/. Pcygamber'in savm-i visalden
salabcyi nchycunesi. bunun cn gü/el örneidir. Bununla beraber sahabe.
H/. Peygamber'
iîi
bu yasaklanmasnn -Büyük Üslad Rcîd R/a'nn da söyle-
dii ü/(^v k(^i}crine merhani^ etmekle için.
oUthilü^ini düündükleri
hüm oruçlarn tutmu hem dc nama/larm klmlardr. Ra/
kereler de sahahîlerin.
lerini göi'üyoru/..
*îstWMU!La(fU(; ler
ilgili
hakknda.
ba/
/orluk olmasna
konularla
ramen
ilgili
/anlarnda hala
sahabeden hu/larnn yoleuluk
mnrt srurl «malar ve Hz. Pcygamber'in bu gibi kiniJ»> buyurmas, bunu |^e$bmnektcdir.
'^Ûnht- âmhier"'^'^^
H/. Peygamber. NfetKne mahsuftertt^n Üçle birini afmalan vc
lk Medine'yi kuatmaktan vazgeçmeleri le
anlamaya varmak islediinde
lunmular, halta Sâd
dr.^-
ellik-
b.
karlnda.
sahabîlcr
Muâ/ ve Sâd
b.
0"nu
Yit»:
buna fcar-
Galafan Kabilesiy-
(s.a.v)
muhalcrcllc bu-
Ubâde bu hususla ayak diretmiler-
.
Bcya/laan
saç-safeâ1kri Noyâtjlll^/boyamak suretiyle
liyanlara muhalefet etmeyi
emreden nebevî emir
'
Yahu^
dc bunun
W
Miris-
Bu
gibidir.
emre ramen salil olarak nakledilen haberler dikkate alndnda, sahabeden pek onlar,
çou heya/lam
tpk
olan saç ve sakallarn
Bedir Gazvesinde
Hubâb
b.
boyamamlardr.
Zira
cl-Münzir'n, "Ya R^sÛcllah! Bu-
Müslim. Styâm. W). Bk. Ihn Kayym. /uk/t'l-MeM III. 273. **** Htmida. "Yahmiilcr vc Hnîstiyanm- ktyamazim': öyt&m? Xz (hoyamak svfiyle) onlara mhalvleite hulumm" hadisine ;ia,i vardr. Hdis çn bk. Buhfrî. Enhiyâ. 50: l.ibfs. 07: Müslim. Ltâs. X(): Hl>n I):ivik!. TcrL-ctrül. l8:Nesaî. Zînci. 14; bn ^-
MÛcc. Jhâs.
436
.^2:
AhnK-d
b.
Hanhel,
Müsm-d
N. 240. 260.
Sinnptin Teriî (Hukukî) Boyutu
ras seni Allah'n konaklatt
wus(nda l^^nc Dhp (iltTKKgn
veya tuzak sulu vc
hir yer mi.
Umnclin (r.a4, chlî
(ince hahsi
hir re'y,
sava
laktii
giN, Kiylc hir uu^rrurun vahiy
m?"'''^^
mulardr. Daha
yoksa bu
mhr
daha hay^tâ^to H/. Pe^mhcr'c sor-
geçen Bcrîrc vc Mugîs'in durumlar dahiyledir.
bilgini. "lercümanu'l-Kur'ân" diye nitelenen Ibn Abbits
merkeplerin elinin yenilmesiyle
Haybcr günü H/, Pcygam-
ilgili
^r olan yasaklamann. ^^^ ^ m^sus hr yasuklam^y mliini #yicra^ ve bo nehyî Mü h\r maslahata hamkam^îf. Bu
hcr'dsn ifatte
olduu halde kesilip yenilerek lükekomma amacdr. Dolaysyla bu da, genel hir ya-
maslahîil ise. hinck olarak ihlya^-lar
lilmcktcn nK-rkcpIcri sak,
devaml
bir
lc:;^ri'
ruC H/.. Peyganbcr'den.
mutur:
letva
le âlimler vc muhakkklann. "Bu lasardcvicl bakanl vc önderlik vasfyla sadn" ol-
deildir.
^^ep AUab Tcâlâ'dan aldt^
deil" ifackMylc kasUHtjl ^udur. Bu
iliharla
dediini 1vay@t etmektedîn ^RetÛMl^h binek hayvanlarna olan ihtiyaçlarn nin yok
haram
Bn
olmasn istemedii
için
m kld bilmiyDium/'
hüdis. Ihn
shak'um naklen
bir
vahym
tcbUgi amacyla
Buhût? Ibn Ahhas'm
0y\c
@hit mcrkcpleti. Hi!»nkfif(
g(i/ iînünde bulundurarak, binekleri-
mi yasaklad, yoksa Hayber günü
ellerini
"
hi
lliauVa
ail
Shv'cte yer
:lmaklad
(bk. 11,272),
"^I^^^öH^r^î^^fr fe/ kimsrküln h;ma hahcr verfUbih" eklinde gevmekledir, Muh;nnncd Cja//u!î"nin F/kht\s-Src
îbn tshâk ^iyL' dctiE^^fr^ dî^nie giirc
Flbnn. hu hiKisin tahriciyle ilgili öyle eler: "Bu hadis, senedinde hulnnan 'Selemcnyulan'ndaîi ha/ kimseler ile (ki bu kimselerin kindcr ulduklan vc Hubâb ile muasu' nUp ilmadiklan meçhuldür) bn îslak arasnda hlunan râyiterin hilînnicmesindcn dolay /ajHu. Hakim Müsiaink indc adlî eserinin hadislerinin liihricindc
w
MU 427) hu ktoî rnmtaNi t ^ar&k lâhrk tffaü^sîne ratnen ^ttM a^d^mt^ ml#T. hmsssk &hchi buna çkmam Kmonlâ MHik^ îteîr W/vcî/e'sinde fbk. 427» bn shak'n Si/v'</< buknun farikiyle ri\aye1i nnllasl olar rak naklederek iiyle deni:^lir: Hana Ye/îd b, Me\an rr\eden \e Redir kssaspn-
0ik.
I,
da huhnan pek
enel
sahihlir.
ise onuTi
mm. «na
mma
kimseden ri\ayol elerek Iluhâb'r /ikeüi..." Ur\eyc dayanan hu Çünkü Hubâh- 11/. (»merin hilfreli duneminde velal emn:>. l'iAe ^'ok
döneminin sonlarnula
h:*Her A^ermcd^'
olup
\e ununla gi>rüenem!>Iir-
M
Haeer.
I
cihî
\
Ne
\ar
ki
ks-
Ha kîttlKel^^/\^ ti^^ierlâlM ^s^klaifa^dcltrFar- *îl»^ hölmas ttmm Ktkviycsi unla-
bn
llaeerin el-sabe'sinde ve îbn
isnada da olsa ^ahiden bnkmnakîadTV. Sîre
bu haberini nakletmiler
bn
my^
gelr. Yine bu rivayetin
zayii" bir
^
dognn
iLVve ye ycli$iT% au^âlk^ âirmmcte
ile
i
Igi
li
ahinin
eserinde
cscrkT dc Hlhâh'm
e ünunel de bunu kabul oimilir,"
Uiari VIL 4X2,
437
Buhârfnin BncK delâlet
b. Mûlik'lcn rivayet etlii
u haber, birinci ihtimale
etmekledir "RcsÛlÜllah'a %jlv) bîr kimse gelerek, "Motelleri
yeme hususunda nc buyurursunuz?" dedi. Hz. Peygan#îer
kesip
(s.a.v) her-
hangi bir cevap vermeyerek suslu. Sonra ikinci bir kimse gelip yine,
"Merkepleri kesip yeme hususunda nc buyurursunuz?" diye sordu. Hz.
Peygamber yine
bir
cevap vermedi. Daha sonra üçüncü bir kimse gelerek,
"Merkepler yok olmakta!" dedi. Bunun ü/crinc Hz. Peygamber,
bir
münadî
^S^smk insanlara unu iletmesini emretti: "Allah vc Rosûlü. chlî merkepleri kesip ycmcni/.i dr."
hal
Bunun
.si?_c
yasaklamakla-
merkep
ü/erinc onlar, ka/^anlunnUa kaynayan ehli
ellerini der-
a^tnOlçrdif."^ Yine Buhâri, konuyla
vayet etmitir:'**"
merkepleri
Amf.
i
Igi
cmt
I
i
b.
Amr b.
DüüfiMtft D^ledilen
u haberi
Zeyd Ebl'-âsâ'ya, "Resûlüllah'm
ri-
mt
yemeyi yasaklad iddiasnda bulunuyorlar, ne dersin?"
deyince, Câbir
u karl
vermitir: "Basra'da cl-Hakcm
b.
Amr
cl-
Glârî bi/e böyle söylemekleydi. Ancak "cl-Bahr" diye nitelenen büyük âlim
bn Abbas buna kar çkarak "De
-ki
ki:
u âyeti okumutun
Bana vahyohmanda. le veya
aktlm
kan yahut domuz
bakas adna
pisliin kendisidir- ya da günah imlenerek Allah'tan
silmi bir hayvandan baka, yiyecek kimseye haram
mim^f^^0._ Bakastna zarar ^mnemek ve (bunlardan)
yem^ zorunda kahrsa,
Buradaki
bn Abbas'n
itira/,
biism
fl,
hm^ Hz.
Rabbvt
olduunu
bir
ke-
ey
üzere kim
k^^c^n v@ es^"-
bulmadma deildir.
itiraf
etmekledir.
Ne
var
Peygamber'den devamllk «0 tmumîlii gcreklâr@qk bir
^Imi^an t^bdus
bn
smr amamak
nchyin vuku bulup
Zira o, bunun H/. Peygamber'den sadr ki
ki,
kimm
eti
insanlarn maslahatlOM
P!^^I#-
mmm iktetei^ &^mk
îte
VH, 4&7. Ayncabu ve ehlî merkeplerin etlerinin yenilmesinin yîtöâklMgt Buhârrdeki dier hadisler i^n hk. Zebâih, 28: Humus. ^; Hacer, a.g.e.
Nikâh. 31.
bn
Haccr.a.g.e. IX. 654.
el-En'âm. 6/145.
438
'
Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu
ilgili
Ucvlci
bakanl
ü man ahalinin
ise.
bn Abbas% gte buradaki
Mas-
bmck hayvanlanm kcsilcfck tâketm^kieff korumakür.
Bizler
bn Ahhas'n
haram ohnadgt eklindeki görüü-*
ehli ncrkcplerin elinin
nc kallalm \cya kailiîiayalm. mc/hcp âhmlcri bu konuda
ayrca cumhurun görücü de. asl
ilgilcndiasn
hn
Alhas'a muhalif olmutur.
ihlilal
etmi:
Bi/,i
burada
H/^ P^^asnNr'i» birisiyim yas^klarmi
husus,
Abbas'm unpum- ve chcdî.nchîylcr olarak gfifncrHesl vc bimu
Mmflti maslahaim lahakk^ lasanut
olarak
görmesidir.
içfö
iUidccC
<^
Fkbn'z^^kMt adlr eserimi teîf e^erte, slalyla deil de. devlet ba-
aldm
ve idarecilik vasfyla sadr olan f)ck çok hususu ele
nisap miklarlari ile
bn
^^fe fe^ÎKUnm tasamnail^n bir
Rcsûlülhh'lan lehii. lelva vc pcygamherlik
kanh
bir
ilgili
masîahai,
kurar t)Iduunu söylemektedir. 1
KÜm^'ûi^c
tüsarmnanndat^ hir lasaml*.
baz mallardan /ckâlm alnmamas
ve /ckâl
konularda
gibi
nakledilen birçok rivayetteki pfol^kîmi çtizümc kavulurmîi b]üsws*Wi£da
ayrmn vii/üm gctird^ittt f@rdüm. Bu hususla ü/crindc erj i0fL durduum konular ise. hay\*anlm' ve hayvansal kaynakîann /ekStyla ilgili bu
çanda
olanlardr. Zira nübüvvet
kaynayd. Bu buradan alnmtr.
lav\anelk. Araplarn en önemli geçim
ve servel
schcple. /ekflla ilili
ç(iu.
Zekâl hadisleri
lit
/.ikrcuiim
birtakm
görü
sîi>âonu*a einrtoku; hcrhar^j bir
iic
hüküm
uenel olarak üç konu etrafn-
dc^Ui^irmelerimi, burada <k
vc
sakmea görmüyorum. Hz. P^^^ite'-
den sadr olan bu en^V vc yasîAlantî. en <^ O'nun vc idarecilik vasfyla
ilgili
olmas
ve prensiplerin pek
sebebiyle, bu
nn, pek çok problemi halledecek en
iyi
(s.a.v»
ayrm
dcvkH gö/.
balilttîl|t
önüne alma-
çö/üm yolu olduu
kanaatini
lamaklaym. Bu konular unlardr: a.
SMim fârîf ve tahdidi hususunda, rivayet kitaplarndaki
ihilanarla
alakal olanlar. b.
Srlarn
nisap miktar ilç
ilgili olanlar.
£lUimT/@M \h ll^i olanlar. Hadis Kitaplanndaki ZckâHa
lgili
htilafn izah
Burada Hz, Pcy^mbcr vç Hulcia-i Râj^tBn^dco riva^adilip dis
kiiaphtnnn sockâ bölütmlcinde naklcdikîh
Hriâkm
tie
ha-
rivaycder üzerinde
439
durmam/
îcup çimektedir. Zira. sö/konusu hu hadîsler iinsula
m da osa
ha/T htilaflr yönler KrluntKiktadr.
Burada "livaycUcr" deyince, makbul
^tî ve
kastcinckteyi/. (Yani
hir scncilc nakledilen hahcrlcri
reddedilen rivayetlerle ilgilenmiyon/,). Hz.
Ali'nin zekâtla lgili nckluhundaki. "Sadaka Ct^F^yaft \^il'eti (muKaddk).
hvanlardan Hr
^
hfl^k olann alacak
gcnekir" eklindeki emri
Hncs
hunun
Mâlik'tcn
h.
un dirhem
geri
vcrmcM
gibidir.
rivayci edilen
Ir.a.)
imlim
Fcygamber'in
olursa,
île
f (Vnilerdii ya/l emirde Onun
il^iii
îki
hadisle gc;lii ü/.crc. H/..
belirledi^ vc H/.
Ebu
fîde-^in
kcç veya yinnî dirhem vermtKîînî
durum da h%cdîr. Aym ^\\tk U% Alî'nitt t^th cminuurtesinde de. Kbu Bekir ve Ömer'in (r.anhüm) cmim:melcri-
bildiren haberdeki ilgili
nc mhaiir hususlar
Pcyganbc'c nielikli bir
buiunnaktadr. H/. Ali'nin bu emirnamesinin
cdilcdii dorudur ve esasen hu emirname, mevkuf haberdir. Ancak mevkuf bile olsa. H/.. Ali. Resûltillah'm nisbcl
belirledii bir
eme
muhalclet
^tm^l a^aha na)
^^e^iluiilr'^
leysc biz burada birkaç* sahih uriktcn sabîl olan. Hz.
Ehu Bekir vc Ht
Ömer'in yazl emirlerini mi tenkil edeceiz? Yoksa Hz.
dmdaki ya/l
emirlerin ncshcdildiini mi
nin de bunlar ncshclliine mi
mi
olursak. H/.. Ali'nin
lelkrt diincmindc
düünmekle ve
s^msuyla
neiicc ise
^dur:
ka^an/.. Öyleyse
bakanl durumu
ifal
için
devlei ise.
kkam
biilûn
H/..
Peygamber, zekâtla
deil
de.
ilgili
bü-
sö/konusu dö-
ve idanx'isi olarak helirk;mitir. Dcvla
içiinde bulunulan
en faydal olan neyse onu
emreder. Bazen da. bu devlei
hila-
ihtimallerdir.
tün bu miktar ve öl(;üleri. peygumberiik ifalyla
nemde ümmetin
kendi emri-
bunu neden Hz. Ehu Bekir ve H/. Ömer'in
mümkün olmayan
çkardm
Ali. kendisinin
inanmaklayd diyecei/.? ayci böyle de-
açklamad
bunlar, kabul edilmesi
Benim
Hz.
mnm* itibara alarak hir i^ loplunnttt,
vc u anki
yaf^lmaKin
bakanl slai bir ortamda bunu emrederken,
zaman, mekân vc i^erisindc bulunulan artlarn deimesiyle, daha bir
ey
emredebilir: hatla bu emri
nübüvvet sfatyla sadr olan emirler metin
440
tamam için balayc
tamamen ise.
deilirebilir.
baka Buna karlk
bütün /aman vc zeminlerde, üm-
hir teri' niteliindedir.
Sünnetin Teriî (Hukuki) Boyut»
âj^M^ yiJl*: tenuatinc gi^r. /ckât okrak verilecek hayvanlar arasndaki yaij liirkm (madan kaldrmak için bcUrlcHiJn iki koyun veya yirmi dirhem snirlandrniiLst da, bu cümleye dOlildir. Çünkü bu hallerdeki' lark. donuk (Cîimid) hir Ick deerle sabilIenenK/.. Zira ko^EOj^H ilc ik^ a iisiKki oran sahil kalm olsa blc. îk k(K;/koyurm kar$iUk iEiftmk»Icncn yirmi
diic
sahil
kaiama/.
arlabileceöi uibi. dirhemin satn
ü/dc
13u
alma
herkesin hüdigi ü/ere, hu
''
rmda
de düebilir. Yahul da. günü-
iiiicü
dmmun
koyun/kt><;larn deerleri
lam
aksi
O
de gerçekleebilir.
laldc H/. Peygamber, koyunlarn deerini yirmi dirhem olarak helirlerk^, <>l«u 4uvl*Miu^nh ve yoncUci slalyla ve kendi /.amann ilihara
akmk 0]WÛ, t
Ahmm
w fijsakrdaki deinçlccc uygun
Öyleyse
lakdir tHmitîr.
bi/lcrin
Tariti
de Iraka dtîldc lak#*ettlirt^
ek hiç bir mani bulun nframakiadr.
ya
arasndaki lark.
lîntn
iki
le bu esasa istinaden
kovtnlann
Ya/h yukardaki
/ckrtt
gili
H/..
iki
takdir eimitir. hilâfeti
döne-
Peygamberin emrine
.
etnimamcterindcki
baz
detaylarda görülen bu ihtilaikn.
\()nmlayp gerokçtMiim ortayökt^msk.?*»!'^^^^^
rcddeftek snuNiylc lamamcn ledir ki
Ali'nin
H/..
minde ucu/lam olduu ve dolaysyla onun, nuhulcIvivMi^diidir.
M/- Alî dc.
koyun veya on dirhem eklinde
bi/e «jösierliüi husus ise.
^^Ap-
'nan Yahya
b.
lertc
cimt*fem taliM ki
d^evladf.
Maîn. develerin yalan vc saylar
fiu
î^ep-
ile ilgili belir-
lann ve dc srlarn nisaplarn kastederek öyle dcmi"/ckâl miklarlann belirleyen sahih hiç hir hadis bulunmamakladr."
lenen nisap mikuu lir:
bn Ha/.m'n Yahya'ya oldukça sel bir ekilde kar çkmasna sebep atW»wn /ki hn Ha/JTîU^îiim bu iddia, tamamen reddi gereken Bu
M/,.
dcinsiz bir kidiadr. \\& i%î11 H/,.
J.
Schacht
f^^bcr'dcn
pM bir t«ia?3jl^m da* slâm zekai sistemi ^ok
nakledilen
sarih vc sahih hadis hak-
knda üphe uyandrmaya çalrt^t da böyMr.'*^
Srlarm /.ckâtlia Dair Burada inceleyeceimi/ ilgilidir.
ikinci
Buna göv srlarn nisab
mcv/u
da. snlariri flisap miklon
ile
mtî^akl^ üzcnx otuz miHur.
441
Sânneti Anlamada Y6ntem
yoKsa dir*?
utetmmJiin
selel
Bu
benimsedii veçhile on veya
ba/ dföge^l^h'mc ve
hususla
Anladma
oörc Rcsûliillah
bakam
devlet
toiannn
vc
lespitlerdc
imkân vermek
eline
yönetiminde hMluiHyOan toplumlar
bulundum. öyle
mi-
kî:
Müslümanlarn bandaki bulunan
(s.a.v).
idarecilerin
be
için.
mmm,
ve
m^kâa ve
bu
yolla
içerisinde
olann scçmcl^i için. zekâtm miktar ve nisabj mtt olarak betirkîmcmi vc bunlarn nisaplarn
bulunuian duruma cn uygun ile lgili
birtakm husustan
Mlerck terk etmitir.
feeîîrj^Tie)^
Mesela ba/. dönemlerde, birtakm devlet bakanlan vc
Ç^m/da dünyanm
muhielir bölgelerinde
spr Ginîîl^nde olâ#a giN, ipn daha bol
sül veren,
ysyla hu
daha
çolc
bHluWs^ mani oian birtakm
deveden daha kymetli,
Unsym hk hayvan
bölgelerdeki devlet
bakam
idareciler,
veya
d^ ^rarf vc
ti^amk gerebilirler. Dola-
be^ deve olarak takdir edebilir ve buna bir k>(;/koyun. on deveye yun, yirmi deveye
döt koyun
alnabilir.
nisab
idareciler, sö/.konusi
Bundan sonras
ise
iki
ko-
Muû/. hadisinde
sr cinsinin sahipleri, eer önde gelen /^inkr<km&. ^^ntm hu gir^ tercih Yine nisaba on sgr Qmk olduu
gibi
alnr. Bu
edilebilir.
itibari ehr b. Havcb'in göföünü almak da iml^ ilindedir. Ancak
ba/, hölgclcTxle.
srn, be
on ianesine sahip olanlarn bile
saylamayaca kadar deeri de, faydas da a/, ise, oralarda makul olan mehur görüte olduu îi/ccc, rû^ ©lHB^adr, te bu, nfâm Züte-Î'nia iiinabn msA olmk belirlenmesi hakkndaki. "Bu /engin
jgnk»m«
YcmctllifcT
hakknda
bir hafilletme idi" mealindeki ifadesini i/ah
etmek-
doru olmas durumunda, daha sonra sllah haline gelen anlamda burada bir nesihten sö/ euiK'k mümkün deil demektir. Bu durumda H/.. Peygamber bunu. deiebilen vc bu deiime bal
ledir.
ZÖhrTnîn dediinin
hükmü dc deiebilecek olan. dönemin maslal^na onlar hakkndaki hükümleri idare eden Müslümanlarn bir olarak
%0m jf^^ür. yapp
Resûiüllah'n {s.a.v) cfevtet
söylediklerine gdhtfc bunlar.
teblide bulunma- slalyla
arasnda büyük
Karadav.
442
fark
ü.<i.t'.
yapp
rdarceîsi sfa-
ve idanx"ilik vasfyla
Onun peygamberiik
-veya Allah'ian
stiyledklcrindcn farkldr ve her
bulunmaktadr.**
I.2{)3.
bakanl
m^m o»rak,
ikisi
Sîînnetn Teriî (Hukukî] Boyutu
Atlarn Zckâdna Dair Atlann /ckâl bahsinin sonunda bu mevzuya (ckmr döndüm vc atlardan
fMit
Bunü
inceledim.
lar
olmad konusunda âlimler arasmduki
verilmesinin far/ olup
/.ikrcttikicn st)nra
affcftim" hadisini
orada ö^^lc dcmilim: Burada Icrcih elLiim giirüü,
srlann
daha önce
"irden arlarn zekâtn
göre.
ihiilaf-
miklannn
nisap
cmimâmelcneki küçük
gibi, zckâl ile ilgili yasEil
d<^erkmdimemde de söylemitim. Bu Hz. Peygamber
(s.u.v)
ihtilaf
hakkndaki
bir ihtilar
udur
hunu ümmetine vc
lanmak maksadyla kasdî
olduu
belirlenmesi konusunda
idarecilerine bir genilik
olarak terk cimitir.
H/..
Peygamber bunu
uys^
ancak ümmciin vc milletin o dönemdeki maslahatnn g(M\;^tac cmrpdcn-j^sakkyan.
balayc
N(>ylûmttif^ Nitekim
o dönem, atlann /^kâttan muaf tutulnfi^»
klan-aiTcdcn bir dcvld
bakam
sfatyla
gmk-
iîrmitir.
Bu durumda Hz. Peygamhcr'in pcygamhorlik sfatyla ile
devlet
yolu nc
bakanl|^ vc
idarecilik vasfyla s()ylediklerini
ayn
tahkiki vc birbirinden
dehllerinin bilinmcsiyle olabilir. Hadisin
nomik, askerî,
ötasyla
edilmesi ancak,
Bir
fiil
^ir âlyMU
devlet
/.ikri
ni
dc
delil
umumî
Karafî ve
bir le^ri'
mam
a/
çeli-
kasledilmcdii anlaijiln
Dihlevî'nin
uyulduu. olur.
dabu önce naklettiimiz
Daha
sözleri-
olarak zikrettim vc ardndan ^Sy\c dedim:
Bana göre -eer sahih mas,
vc
nassn. halta birkaç nassn bir arada bulunmasdr. Buradan
onunla ebedî ve
mam
b^kan-
geçen bir na^la
harekcUc. o hususla helirli /amanda, geçici cii/î bir miislahala
sonra
eko-
mnm
Smilkmicn Hii de. /aman.
Versnde bulunulan durumlarm deimesiyle,
baka
siyasî,
maslahata isiinad eden bir durum
ve^ sö/ün» Ife. pGypmbcf'dcn
g^O^
dummlann
ilgili
mcv/uunun. devletin
idarî gibi ileriyle alakal,
bilinebilir.
sUauyta
bir
ayrt etmenin
olacaktr*.'
Bunun
en
söyledikleri
önce bahsi geçen
mindeki cü/î
bir
maslahat
ise-
H/. Peygamber
ksma -ki
girer,
in
allan /ckâllan
/ia H/. Peygamber,
bu maslahat,
muaf tut-
kendi döne-
cihat için at edinip
binmeye
443
SOM Anlamada Ydmem icvik clmcklîr^ kastcimîlir. Hz. Pcygambcr'in,
f^t^ buyurduu hadis dc buna verilmesi gerekli nullar
huih/at
''Sizi
va/£C(;ilncsi.
stmra
dcfâlcl çimekledir. Zira.
kapsamma girmemi olsayd.
muaf ttum" buyunna/dl. Çünkü
aek
^*Sizi
bir
hun^ ayet H/..
eyin
Ht-
atlar zckîil
Peygamber,
ondan
alTcdilip
ve ancak sö/konusu eyin istçjimcyi hak cUncsinden
ulemann da
(}^ali>ittr.
ücdîgi gibi burada. üö?iumu.su iin Hz.
PcygarTWc bmkHl|wa dair tma vardr. ^ildc Hz. Peygamber'4n mmm pfe^ ammi Jd^mleifl dslamu yararnn gerektirdii hallere bakarak, allardan zckal alma veya affesMp
almama
yciki vc salahiyetleri
vardr.
ba/
beldelerde allar tiahiplcri
laratu^
rîieUtf
MI^Mi
)^iliriHyorsa vc bu dcliylc dcvclert; oranla daha büyük vc ancmlî bir servet
dummtttm gelmise,
arasnda hiç
suretiyle zenginler
ksmrftdan alp
f^f
bir
hr ksmndan almamak
lakhlik gö/cimcksi/.in, allardan da
/ekâl almak, devlcl ha:îkan veya idareeinin hakk, halta vazifesi olur,
le. eer
sahihse. H/.
FVygamher
allardan zekât
almay
aflaiigi
hate
daha sonra H/. Ömer'in atlardan ieklLalma.smn makul yorumu hu olsa gerektir. Yine dc dorusunu Allah Tbâta hilir.*"'
m
Sktkla
Ncsft
Gdrfi;fieStmn»mk Gerekir
Sünncie. yukarda nakillerde kiih ve
aj^klmmlm
^nda
maksadyfe pîî snmktöftl^s^kttrtîmcîig sühul bulma/.
eyehilmek
i(;in.
okluunu hilnck lardan
hu
Çünkü iki
benimsemi tldugu kanaatini tamaktaym. Zira âlimin
iki
ntâ^ ¥if
i^iyaseri
mensûh olduii hükmü
mensûh deildir. Aksine,
beli] scbeiî
ve anlar altnda
temsil etmektedir.
Hükmün
vc artka dciinee. bu sebebin sonucu olan
Kiiradavî.
444
«.jj.c. I.2.V)-.^.^
ncsh. ihtimal-
nassdan hangisinin önee. hangisinin sonra sadr
*^^.^r<^e konuda,
nesh görüüne
nassdan birinin öbürünü ncslelliini söy-
gerekir. Hâlbuki,
belirli bir
^^U 4ii«lte
lahkijt
bakfe«^* t^ter ajandaki çelikilerden
kurtuliîMik
lerle
bulunduumuz
verilen husus-
bir husustaki iki nass.
îsaEbr
ölniö bufenan
c^-
verilmesine yol açan sebep
hüküm de deiir.
Sünnetin Te$h (Hukuki) Boyutu.
Kurban
ellerinin hiriklirilmcsinin
yasaklanp sunra ickrar mubah k-
ba/Unnn söyledikleri, bunun en güzel iimeklcrimlcmlir. VJm,^*mm'Uslân aül cscriiKc de açkladgîM. H/.. Pcyfumbcr. Krhan btynunndan sonrasndaki üv ^,^n olmalgyla
iinniKillMl nesli
inamlanJan
ilyili
m
sonra kurban mlcrinî HHktnncyi nchyci inili. Çtnkü. insanlar o günlerde
sknt
Ayrca dardan
ve zorluk iverisindeyiiiler \e eie muhtaellar.
ihtiyac bulunan ba/. delegeler geii^li. Bu sebeple U/. IVy^anber.
bakuuj plraas vc loplunia önderlik çinKsi
ele
ttevlel
hasebiyle, etleri birikiincyi
yasaklarm emrini vermîir.
^feme l. cl-RtaUm
Buhârî'nin
rivayetine gCH^
krhan kcMnisc. iiç '^hukn sonra hir ey hraknasm" bu\urnuu. Hi lesi sene sahabe.
milir; "H/. Pcyiiamber. 'Sizlen kim
omlar
(ellen) evinde
"Ya ResuUîüah! Yine diye
sormu 'Yivin,
vc H/. Peygamber öyle
har^t
(ü<,'!k
firier si'ht'im fe
W.
men
'
"Ben
Cnnlldügü ü/cre bu \e
yasaklamasnn
sizi
etmitim'*
illeiii
kalkmtr.
Kald
ki.
mubah
okluunu
avkt;a
mi yapaca/,?"
Imie yapmanzn olmalarml
buudaih (Akdine
r>necki rivayet. H/.
ulan
"Sizi
onhn
nehyeimitim: artk
si'ne
ve zorluklar!
akudr. Buna
tasarnt'u. ^;arilann getirdii gemici hir
hükme medar
gibi
vc ben böyle
e!mii:tim. "
dndan)
selk'iit,
Bu
hadisin
^elen miso-
bynlmuUt.
(maya ktn
yöneliktir ve
^eçen
bulunmanz mra!
sizin onlara yardnnda
W^nllucindu
yapin/
buyurnuir:
vedirin \v hirikfirin! /.im
insanlarn o zaman skmiuia
yapmakla
geven sene
(elleri)
illet
h^yan
g('»re
H/. Peygamberin bu
problemin ^ö/üme kavuijlurulmusna
onadan kalknca. hüküm de orladan
kurHmlann
yiyin,
Pcyganbcr'in buradaki
bU^tmekten
etlerinin
yedirm \v hirlktiin" eklinde, bunun eden
hir
M
hadi$
^mtsâm imi
buyruimuîjiur.
Pek çok
lakih,
buKHi^i mübahhgm. ö%"eki yasakhunay (nehy)
dunm ^if^ *âciil4îc- Bu ktJiUKfe anim. îmam K^uH^it Temri*/^ ^ Meitp
nesheK^ini zannet mî^erak yaplaüîîk Hir
ki.
esasen
bunun nesh kapsanua girmediini gösterecektir Kurtubî "Aksine bu. mensûh
kalkm
olduu
i;in deil, illetin
orladan
olan bir hükümdür. Zira ueshel ilerek bir
#öylc demitir
kalkm
ohnasyla
hükmün kalkmasyla. 445
Sttnned' Anbmada Yöment
Ul«Un lik
ortadan kalkm^^ dolaysyla ortadan kalkan hUkÜin
bulunmaktadr. Çünkü nesh
ile
ortadan kalkan bir hükümle îlS-nttye
liökfnedîfömcT:. Hâlbuki ÎTIetin ortadan
dönüüyle Ickar
nnda
geri gelir.
ihtiyaç sahibi insanlar
larn
ihtiyaçlarn
üpk
Hz. Pcygambcr'in
kalkmasyla kalkan hüküm. ldin
bir bölge
halkna kurban kesilme /.ama-
gelmise, bu bölge halknn gelen hu iasan-
kurbanlar
FîKa bt^lctnumielçT
yapt
haricinde gibi
gerckir.'^^
gid^n^ g^Jkjri
onlann da kuri^at
&^-RL*iâlM^
daki
»kriPiflîg
etlerini
illdlerle
nin,
etleri
ü fünden
namaz kddnp
insanlara hitap
etU^ mttmt
so-
haber Hz. Ali'ye
ile ilgili
reken gtl%^ onun bunu, insanimin ihtiyac
dailmasyla
bir
giderilecek olsa,
beklclilmcmcsi
ant baz haramlk.
kalkm
vakadr. Aksi
eer
bu durumda
var
dolay
idi.
ki illetin geri
XII. 47-48.
Hacüf. F^fhul-Bâri. XII. I2<VI2S
Hk. aiîî. Risak:
jbn Haccr,
ge^
etlerin
gece dahi olsa hiç
etlerin bir
llet ortadan kalknca,
kan^tindedirkM-.'^'*'
bn
ancak bütün
ihtiyaç
a^^f.e,
s.
239.
XII. 120-125.
hüküm de
dönmesi, hükmün de
dcsleklcmise de. dier âfiler bu görüün uzak
KurtuM.Te^M
ufe^i oldAiU-
doiî^u^ s@5^»^ okUgudur.
gerektirmemektedir. Her ne kadar Fethu'-Bâri 'sinde
"
mam
^aîîneln öyle dediklerini nakletmektedir: "Bu konudaki
Ne
-
Hâlbuki
gerckirdi.'^'^^
hir illetten
oldu.
takdirde,
Hz. Ali'nin hu
W& ^tA^si
u
ilgili
sureliyle
inml^
Ahmcd, bu konudaki mühahlgn da ruhsaln da Hz. Ali'ye nu j^lklGca] habcrbrc yer v^rm^Un ImUto {3Ur#l
durumla
Ife, Ar^
menetmsl de^ hu görüü f<^t:^m burada bir ncsh olduu kanaatinde olanlar. "Belki fazla birikirmcktcn
ulamamtr" diyerek, uygulamas karsnda aknlklann izhar etmilerdir.
de ncsh
446
kmmn
bu konudaiu Hz, Pcygambcr'in yasaklamasn hatrlatmak
dcstcktemekiedîr.
^
ilgili
üç günden
ftjiftîs
Bir bayram günü
ü
bulunmam,
balamnda mam afiî de, kesin olmasa da bu konuyasaklamann dardan gelenlerle ilgili olduuna iaret etmitir.'*'
numla
li
Eer
^mda Mil-
bn
geri
ortadan
dönmesini
^u görü-
bir ihtimal
Olclt^
.
5'jnnetin Jç^f' fHukukî) Boyutu
Eer unlar, bu konudaki nebcvî yasaklan^. halkndan mesul hir devlet bakan vcî^ idaFecinin tasamjdtmndan vc o günkü anlarla ilgili er'î
|^^ olarak
Kiyasetin
bah olan
bir
klmaktan
gOncbilscIcTtli,
rahallam olacaklanl. Zira hu, mu-
eyi snrlamaktan, artlarn gerektirdii
öle bir
DoluyMyia
ey
bir
yardm
gerekli
deildi.
Allah'a ükürler olsun ki burada da problem Ickil ede-
cek bir durum btlunmamaktadr.'*''^'
Bu konuyla dnlatiLi
olarak.
ilgili
Alânc Ahmcü Muhammed
hr deerlendirmeye rjsliadm. O.
man
nR mübahi hakknda /.ikrcttii hususlan
ay-
ait
afiî'nin cr-Risâlc'si
yasaklamadan sonra kurban
hfiUyî'l-JlcHîs'ifulc.
âkir'c
ile
etlerinin biriktirilncsi-
naklettikten sonra
öyle demi^
görüünde
tereddüt ge-
tir:
mam
"Görüldüü ü/cre
görüünü benimsemekle, ba/en da
tirmitir. Zira o ba/en nesh
mann
gerekli deil, ihtiyari
w
afiî, bu konudaki
olduunu söylemekle; ba/cn
lulviis
sabit
tîlacagn siiybmcktcdir. Hâlbuki bana göre tercihe
udur:
Etleri
unottü
bir iLisaiTurtur.
dandan
olan
görü
P^^m^
gelen misafirleri itibara alarak ortaya
koyduu
O halde bu. genel
Mfiktm^^m
ilerle ilgili bir lerî' yoluyla
larn masiuhatlann görüp gö/eten bir de\ bir tasîUîite.
ayan
n^fy^ H/.
üg günden Ta/la bir sörtî
ber'in yaln/.ea
nehyi bir mâ-
anun ortaya çkfuriluuu durumunda n(%in
na^a
ctmoklâ
ise
yasakla-
CKlaysyla buradan
let
hukan
deil
de. insan-
vc idarci sfatyla sadr
hareketle, bir yöneticinin ben/,cr
durumlarda emir ve nehiy salahiyetinin bulundu^ vc onun bu emrine
olduu vc kimsenin kendisine muhalcfcl edcmcj^ia^i sonucunun çkarlmas mümkündür. Bunun delili ise. sâmMlerin bu feonudaki sîkmly atlatp tekrar H/. Peygamher'e sorduklannda H/. Pcyganv itaatin gcn^kli
her'in.
hususla
"Bunda ne var ki?" buyurmu olmasdr. Onlar H/. Peygamher'e bu ilgili
yasaklamasn haürlauklanndii. onlara bu
illetini
bîr
hükmün vaf olduunu
onlara
'
at^klamtr. ayet bu nehiy
söylerdi.
Bu kontt geni
Halbuki
bilgi için
kiiabm/.a baklabilir (bk.
s.
fakat «ionradan
Hz.
erhti ü
icri'
konutlaki nchyinin
olsi^d. ResûlüUah böyle
ncslediMl@ni mutlak surette
Pcygambcr*in sadcöç «ehiydcki ilütî
'l-s!
dm {\i^'T\.\\
el-Mcklcbü'I-.slâmî nc^ri) adl
149-l.so).
I
A47
Sinnpfi Anlamada
Yöntem
açklamas, bu lahata
gÖc
tür hususlarn
ücvla
çi^/üldi^rtO vc bu gi^
h;^^.
i^areçiij)
gÖPtUiü mas-
duniMnla ona imik ^mk\i olduunu
ögrctneji murat ctt%lnl gösterir. Dolay«myla bu konudaki emir, ihtiyarlk
deil, gereklilik (far/iyct) ifade eder. Fakat bu. yalnzca bcHi bir zamanla
snrl
olup hususî bir
mânas
hi naslahalian öle geçmeyen
Nc var ki
bu, oldukça dikkat gcrclaircn, asrinde
m;1nahrn da bilmeyi
ald
itibara
w J^îtW^î
icap cUircn
bir
düünelim^ muh-
yamnda mimn ncselc olduu kadar. Allah îyî 1«3tmeftin
Tcâlâ'nn kendilerine hidâyet ellii kimselerden bakalar lede
da
bir Tarzdr.
görülü olmaj» ve Kitap
taç, îbri
bakannn
olan ve dcvicl
mese-
için birgok
uygulamas oldukça zor bir durumdur."'™^
Hz. Pcygambcr'in çtihatlar Usûl ve kelâm âlimleri. Resûliillah'n
nusunda
ihtilal
etmilerdir.
(s.a.v) içlihalla
Buna göre onlardan ba/lar.
Hz. Pcygambcr'in içtihadnn olamayaeagm,
bulunmas
cr'î hususlarda
Unun tovi
*;iinkü
ko-
vahiy
alnayt imiktedir olduunu, Uolay.syla vahye göre daha al derecedeki i^îh^Sda
bavurmak
surclyte dalra üstün bir kaynak
Zanna bavurarak yakînden müstani
Nccm
lar \
kalamayacan
dan
VfMj^
belirtmilerdir.
On-
sûresinde bulunan. "O arzusuna göre kom.'jmaz. o ^bildikleri}
ahyedikn(Jen halkas
deildir'^'*''
g()stermilerdir. Zira onlara göre
âyetlerini
hu
âyel.
de hu görülerine
Onun
(s.a.v)
delil
olarak
ancak vahye daya-
konutuunu haber vermektedir. çtihadndan sadr olan büküralcr ise. vahiy olmayp buradaki olumsuzluun (nely» kap.samna da gîrmemcktc-
narak
üir.
Dicr
âlimler
ise.
bu görüe Kur'an. Sünnet vc aklî ha/ deliller ge-
linnek suretiyle cevap \etx:rck
bu
fvycl.
öyle demilerdir: "Onlarn
lehlerine bir delil deildir. Zira
delil getirdikleri
bu âyel Kur'an'dan bahsetmekledir.
Kaiâdc'den nakledilen bir rivayete g(>rc de anlam, "Kur'an'da
sundan
alî.
ssöitf
Risale,
Hcdis'inJcn
'on-Nccm.
448
olan bir
(hV.
s. s.
.'i.V.l-a.
ey
yoktun
bWs
o,
mm rnm-
Allah tarafndan kendisine
241-242 -A. Mthaiîiim ^ir'ift notu- {allfnin !ktiimi% l.lf)-37) naklen).
^nnetin Teriî (Hukuki) Boyutu
bunu Kutubî dc Tejkir'mde-
bir vahiydir" eklindedir ki,
gönacrîimi
evkânî de bu konuda
/.ikrcimitir.^
ayetini delil getirenlere.
"Bu Syeöe
Immm^-"
arzusuna
''O
mürikler
kastedilen Kur'an'dif; zira
'Om bir he^îc-r öretiyor..."'^' demekleydiler. Onlarn dedikleri bir an* olumayacait;in doru kabul edilse biic. bu H/. Peygamher'in it,-tihadnn ^na delâlet cimu. Zira O (s.a.v). i(^lihal ile de vahiy ile dc müleabbid iken armsu
ile
bilakis yine. vahye istinad etmekledir"
k^mumamakta.
eklinde
t&mp vermekledir.'""' Bu
Peygamher'in içtihadnn
âlimler. H/.
Onun
hahcmm borcu
(s^.v). "Peki,
kail olanlara,
vakalar zikrederek eevap vermiler-
hi//al H/. Peygamher'in içlihai ellii dir* IVkseiâ
olamayacana olmu:^
olsayd
Int
hususta
mrmk oru*; öncesi Hie. Ömer'^ hil^m "^/kznmayapm ve 0km m^Amsk^ " demesi. bn Abbas'a, "zMr otu hariç o^n ne derdin?"
"Bu
nihayet.
öklürmezdik"
ifadeleri,
Bu sebepledir nin caiz
ve
edebilir
Onun
pek çou. H/. Peygamher'in
birçok davada
(s.a.v)
O
fiilî
olarak
H/. Peygamber,
bu hatasn
(s.a.v). asla
karsndaki hususi
^lo bükümleri
d^M.
^itmi^
onu
hu cümledendir.
Ote
ruyu atmklar. Böylece müçiehiller
nmrmesden Mme
ki âlimlerin
olduuna vc
S()ylemi§lettBn
da
mv
,v/VW
(k
hala ü/ere
bâtm"
etmesi-
bulduunu
zaman ba/en
bata
etmek üzere vahiy inerek
braklma/. Bu. Onun dier
bir me/iyelidir.
usûieüler. "vahy-i
\mm vuku
içtihat ettii
tashih
igiihai
Bunun
(gi/li
i^in, i(,-ihat
yoluyla
vahiy) olarak isimlcndir-
milcrtfir ki bu, her ne kadar vahyin kendisi deil.se dc, vahye bcn/cmek-
Ancak H/. Peygamher'in bu içtihad mah/,a dünya
olduu zaman, bu
iki
gmp âlim
arasndaki giirü
^mim^i^ Hîlî
ileriyle alakal
ayrlnn
daha da
H/. Peygamher'in
belir-
içiihailan ile
âlimler arasnda var olan ihtilaf zikrcdildiklon sonra iiylc dçtifniür:
*'Âlimleritî
iamam.
öma tovj
kendi rc'yiyle amel etmesinin caiz
vc dc
dü^ ^sü
hmm^
olduu kiHusmda lUMt haliöM«rler.
84 (Dâm'l-Kifübîl-Msnyyc basks)
Bk. Kurtubî, Tefsir, XVII. """'en-Nahl. 16/10,\
%Q\)f^u\JaaUm-Fuhül,
s.
238 (Msr. Saâde
327 neri).
449
Stinneti Afilamada
Yine
sava
onlar,
koymasnn
/3
iicnlc Hz. Po^^mbcr'in içlihül ve ro> öriaya
olduunda
savatan va/gevmclcri
vermek islediinde
)
ittilak etlikleri gibi.
bu
tür hususlarda
Afm
etmitir.
Hubilb
b.
karlnda Sâd (Sâd
iki
ckiîdc Bedir
fftHfil
b,
Medine hurmalannn üçle Muâ/. vc Sâd
Ubâdc)
b.
n)ubii((^«t
ordu karargâhmm yeri kjnt^öflite da
edilmesinden
Beîre. kiK;aM Muîs'c dönmesi
suniii
konusunda H/. Pcyjanherin arabuluculuuna muhalclci
kmmi mm
»kiukça
bal olmaHim ^mcn
o.
elmi§4it.
Zira
kocauîtndtfl
hiç
bolanmydifdu. H/. Pey^nher, onunla kocasma dönme hususunu kendisinin yalnzca bir
ihtiyacm yok" dcmilir. Bu
Sünnct'tc
amc
varit
olan
rivayet, sahih
kaynaklarda sabiuir.
Allah'tafn
hmsimdan Mrl^. sevap almak \c
ka/annak ar/usyla yaptinas veya /ak
dumnas
dan olmamas meselesidii. iiaiu hu taleplerden bir
sasnda gelseler 4ik:,, durum ir;^" va^ imâ* onlar, btffvianma
Hz. Peygambcr'-
Onun
(c.c.)
r/.asm
islenilen dinî konular-
ksm,
emir ve nchiy
4îwkülk ar/clmcz. Usûk:üiqr bUüM, "emr-i
îs^telltîri^. Eminteki
âyeindc Ailah TcÛia'nin.
mm* nehiydeki irîida
ho.'fjmuza }i'HmcYccck olan cv/cri tedirler.
Ne \arki onlarn
ise.
"Ey iman edcnhr'. Açklanrsa
sornuyn"""" nehyini örnek gösionrek-
h lususu.
ilgili
ba/
hadi.slerle
nisâilcndirmeleri
daha uygun olurdu. /ra hu konuda hadislerdeki i*al. daha at;k ve tlata barii^Uir,
nx^(nhluk
m
rad Yoluyla Gelen Emir vc Nchiylcr
h:/ konilann.
y^fmmtm^^'^
görti-
olduun»! bîldrtn^ Bcffec, ^'Bcmim
Burada bilnKitiz gcvkcrt Muli dcn
birini
e-Mfln/ir Hz. Peygamberce muhaGfelic bulunmutür."^'^
C)ic viiiKhn. a/ü'd
üp
Ona
(»Idunda da görü birlii i;crisinNiickim H/. Peygamber. Hendek sava srrasmda Gütalan Kabî-
dcdilcr.
(I
caiz
gibi
muhalclclle bulunmann. c;i/
(s.a.v)
lesi'nc
YMm
ÇünM
Kr'an'm
emirleri,
mendupluk ve irud. nehiykri de
v^^ \t^\d iftik? ctnvsi yönüyle lartdaNlir.
cl-lillârî. Kc:ifii'l~i:snr ah}
""'V'l-MALk'. 5/101. " oi-Hiik:r. 2/2K2.
(;ok
lisVi'l-mâm el-Pezhvi. IL 626.
Apt f^îldc
onim; fteUb
ile
i^ amsnda da
scv^ elde etmeye, iradn
demilerdir: "Bu konudaki Tark. tcdhin âhircUc ise
dUnya menftmtinl temhc y^nefik
tnmay
ahit
lork
etmekle
gti^cierck iiyle
larts
bon^ianmalarda
çrfmîisdtr. Btina göre
sevah eksilmeyecei
âhirci
gibi.
bunun
yerine gelirilnKsiyle Uc sevapla bir artma olmaz."
^
durum
bî/c.
mO^tchaplk ifade cimcdifîsl.
M
ba^a Hr görüe
edip
yönelik bir irat
baz
Pcygumbcr'in
H/..
emiricrinin
de bu konuda çtihat
bilakis kendilcrinirt
tml^
ölmalarma
olduunu anadkhrmdu
vücup ve
tanyan dünyevî
salabîlcrin
nmWlefe
Resûlüilah'm ba/.
emirlerini nasl lerk edebildiklerini gösterir.
ffft^m^' W sakûfhtrmi} &mm^^w^" i^mse ^mmuk sn-efiyit*^ niz tmUm hu hmmU9
^nm misâli. H/. PypmNr'tt ecm"^
mhalcfef
aarm
mealindeki,
Hal/ bn
emridir.
ilgili
"Yahudi
mayanlar bulunmaktadr
Encs
ki.
ilerisinde sat; ve
Ali b. F.hu Talip,
Mâlik gibi birçok sahabî
b.
Hal/ bn
bu hususla
flacer.
saç ve sakallarm bt)yanmas!yla
Hacer'in Fcfhn'l-Bâri'i/c bclintii gibi -H/. Pey-
gamberin hu hadisine ramen- sahabe
Bk\a'.
\'e
sclcî"
Übey
boyamay
sakallarn boya-
b. Ka'b.
Seleme
terk edenler
fümleinin kna
ile
b. el-
ar4smda-
boyama hakkn-
boyamay icrk ölmelerini /.ikrcderek ijtiylc demitir. suretle kna kuUamimas dala evladr. Zira knada. Ehl-î
daki ihtilariarn ve de
"Ancak nutlak
upi^ Hî^fm^t^^ kar kommuk da mümköndüf. Ne var k,
kitaba mutmjteiî^ emrine
\h p^em
^t^h ^^^^^ t^ hir bçltein \^-
imm gibi HKHrt>'e^tînfîito1iTast,twrtdiitT möstesrtadif. Çönköbayh; W durumda toplumdan ayr
hareket eden kimse, öhret
makamnda
olur
ki,
o
kimsenin bunu lerk ölmesi, kendisi i^in çok daha evladr."
\h(ltil;/r/ cl-lîuhfrî. o.i'.c.
I.
IVKi
C
fibit
ovkânî.
hk. Mahsûl.
(/- \hls)rii>hlc>! iKikIt'initir
us. Ol
107
II.
/r^(hfii'l-rtluf'i\m\c
hülüm.
I.
.'iS
ri\;nî (alkiki-i: Anidî. cl-hkâm
buu.
Rf/Î'nin
-Riynl vru/lük nutha-
//
IJsnli'l-Ahkâm.
II.
207
(lîcynt. Drri'l-Kilühil-tnivvc basks).
P.!Kidîsin-Rhivû.'5():
Teiret^aU 2-(),
2H).
lîk
bn
tîfe
?^^\î. Zrnci. 14: tlw
Ijbâs. 67:
MUv. Lihfs.
Müslim. Ubâs. 80: Ebu DâvûU. .12:
Ahmed
H. Hitttbcl. Ateffe^,
II.
IIiKvr. Fcilnri-liân. X..\^.*i"
^""MhnlLtcc../..-.'.f.
X..V\V
451
1
Sünneti Anlamada Yöntem
QijrüUlüü
gibi.
bu tür bir «nvi UHÜumuii örf vc âdetine brakp mede almftKk Haft/. bn Haccr -Allah ona mhmetiyle
müsamaha ile muamele cisin- SOnnet'e îltiba adna günfimOzde baz larndan çok daha insall bir görü ortaya koymutur. seleyi
Ayn
ekilde. hadisi
"Olunu Rebâh,
Yesâr, Eflah ve
kimselerin yaptk-
N0' (üye ramen
4e \m kabildeadir. Zîm bu hadise
ismim-
sahabe dö-
neminden bu ymn. Müslümanlar çocuklarm bu isimlerle isimlendir-
mc^cdrl^. Hâ^ki bunda larm bu
dinî bir kerahet
Bmu olsayd, onlar çocuk-
isimlerle smlcndirmc/.lcrüi.
Tpla
lgili Hadisler
Kanaatimce, tbbî MiteHk arx eden veya bir tür sürme veya
belirli
türden yiyeceklere veyahut da giyeceklere tevik etmek suretiyle böyle bir
mâna
iladc
eden hadisler de bu cümledendir. Yani
rumunda sevabnda
eksiklik olmayan,
terk edilmesi du-
yaplmasyla da sevab artmayan
iratlar kubilindcndir.
Buna
göre, bir
hadi^ de
birine Rcsûlüllah'm (s.a.v).
buna uyanm sevap ka/.anp
geçtii Û^sre, siyatik
"Arap koyununun kuyruunu" önermesi,'**'" terk
Arap toplumunun tecrübesiyle cümlesindcndir.
Bu
itibarla
hastalna tutulmu
edenin de ilgili
kmanaca
dünyevî
bir
dinî ilerden deil;
i hususundaki irad
günüm^^e bir^itöUimaateu^
ederek
ibtwMIH W Mlorun yamnda tedavi olup onun f^finü alabilir vc bu durumda da Sünnet'c muhidir davranm ^mm. Hz. Pcygamber'in, tavsiye ederim; zira o.
"Uyuyacanz zaman
size
'ismid/antimuvan'
gözü güçlendirir ve saç da büyütür"'*"' hadisini
de böyic anlamak gerekir.
""^ Müslim, Âdâb.
"""bn Mâcc. Tb,
1
14. Bû.sirî
«izlerinden sonra bu hadis
hu hadisi sahih addetmitir.
hakknda deeriendirme aynca
"mgtfndâ ^^a^yyt!^" diye geçen tercim).
gelecektir.
metimte 'Vlâbiyye
^
Abhas'tan lahric etmitir. I
452
ksm orijinal
Kayyim'in konuyla
'
ilgili
Öte yandan
cklnMTM-
Mâcc Câbir ve bn Ömer'den (bk. Tfti Hâkim îbn Ömer'den: Ebu dc ////ir sinde, inde'n-n^vm" (uyuyacaauz zemm) fadesi olmakszn bn
Hadîsi Ihn
Naym
bn
.
Sünnetin Teriî [Hukük) Boyutu
H/„ Pcygambcr'den nakledilen "Size 'ismid' tavsiye ederim: zira o xaçt
sga^e^f giderir ve
bitirir,
görmeyi
netletirir"'"'~ gibi. "ismid" ile
lamam
süntelcnmcyi tavsiye eden hadislerin
irat ytluyla irad edilmi-
u halde Müslümanlarn gö/ doktorlarnn tehis vc reçetesine uyma-
tir.
snda
hit;
bit"
Kcr
saknca yoklur.
iltmul edilir hir
man'a, "smid sana münasip deil vc sana
Müslüman'm i^mM^en mwJh^' davranm
durmas
lizak
doktor bir Müslü-
yaran da yoklur" dese. bu
bir
gerekir vc bununla da sünnete
bu \Ç\xm^ her alanda ilim vc ehliyet sahilM kiilcm müracaat eimcnift gerekti olâjlir ^îjttieü btto^Ht göstcriciligM Nstamtl: ^Mmm^vmm^ htrt mmkt^^ik vermek yakntr"""'^ mealindeki hadis gereince de amel etmi olur. Zira Rcsjlüllah
v\ttm.. Bilâkis
(s.a.v). cisimlerin
;ünkü hu ihbn
tir:
akl ve gönüllerin
bulunmaktadr. Bilakis
ehli olan kimseler
tbb
o. kalp.
(tedavisi) için gönderilmitir.
Güntimüzde hakknda
cn
tbbini ikame cunck ü/crc gönderilmemi-
ytun
sinein lamancn batrlmas
müftakaalarn
ile ilgili
yapld,
hadise bu
bir
kaba
«Kl-
açdan baklrsa, hem
hcn de bakalar rahatlam olacak. Buna göre hadis, dünyevî bir konutla, gda maddeleri az vc smirl bir çevreye yönelik irad temsil
biz
Mu
cd€r.
iUtala çtKuklanm
ve
hayat
^ayat
duumuna 0m p^ren bir I^ÜUIÂ i<;^risim mçk yc mcin tûfmrmm dfifenlek g^^fe^eyiöEi^lf
teyakkuz pten
Bununla
dnda
birlikle hadisin,
iscpan/chir
olduunu
sinein
bir
kanadnda
bildirmesi, gerek
dier kana-
dier toplumlarn gcrcksC
Araplarn ^'rübcvsinin fevkindeUir, Bu sebeple,
gcrck^^0c bu
/ehir.
dümü
srt'
mümkün görmeme
hadiste bildirileni rcddctme veya yalanlama yoluna git-
memeliyi/.
Ru
hadisi Tabcrânî \e
Ebu Nuayn
H/.. Ali'den rivayci
etmilerdir. F.lhanî
se onu "hascn"
addcdc;k. Salîlu'l-C 'âmiu'.\-Sa0r'inde (bk. Hadis no: 3934) zikrelmilir.
mm, m Mmmt.Bukyc, m-, MmaEâh Mb^mmâ % ffi tfa&ü Hofbd se yaünzca Il» ^iU^ thn^îi^telhn AbbâK ^ tlNlâs^^ Ahmetf ve ge^vn pek Kuran vc Chc yandan aî kaide hükünlertlcn alnm mânas u Ibn Mâcc.
h.
etmilerdir.
hadisin.
olan
Siinnct'tc zikri
ise katidir.
»,x>k cii/î
sebeptedir ki hadis, iuitakla
nass
bir
haline gelmitir.
453
.
"
Mnneti Anlamada Yöntem
Hâm dar
âlimlerinin "Tbb'i Nehcvî" diye
4u3^a^ duyalm^
gurur
kabul
ilUrakta
Peygamber, thhf konulan bildiini iddia
adlandrdklun cyic no ka-
|pe m.
edildiine
amemi. bunun
gönderil-
dii iddiasnda da bulunmamtr. Bildiim kadaryla, görülerine
itibar
edilen âlimlerden hiç birisi dc. sahih hadislerde zikri geçen muhtelif iciavi
olduunu söylcmemilir. Bilakis-baz
ekillerinin genel vc mutlak
umumî
olsa da- söyleni
lalV/.larla varit
zaman, mekân vc
belli
kereler
dummlara
mahsustur,
bn Kayyim'in Tbb- Nehcvî le lgili Baz Hafijsicl Yorumu Asnnn
"Tbb- Ncbevî"
ilmî ölçülerine göre
hikmetlere oldukça
önem vermi olmakla
birlikte.
vc ondaki fayda ve
Zûdü'l'Meüü
fî
Hedyi
bn Kayyim (cl-Cevziyyc). bu çounun bütün insan ve toplutrlar
Hayri'l-hâd adl eserinde muhakkik
ko-
nudaki Ncl>evî emir ve iratlarm
için
genel oinmyp. bilakis söylenilen çevreye mahsus
olduuna
dikkatleri
ekmekledir. Meselâ. Hz. Peygamber'în siyatiin tedavisi
hn
burada ele alalm.
Mûcc'nin Siinen'inde
Mâlik'in Hz. Pcygamher'dcn
yal
öyle
Muhammed
ilgili
h.
tavsiyesinin
îrîn. Encs
b.
iittiini bildirmitir: "Siyatiin tedavi-
kuynundadn: Kuyruk hm^ ^m sade i^amk bîr^ içilir, si,
ile
çöl koyununun
üç parçaya ayrdr. sonra
Kayyim öyle der: "Sî^^, yluk mafsalnda baIS^ Hv a|ri oup, uyluun arfe^ tismRifHJari. halta bîsert topua kâdarAfn^lA. SÜ^ îbn
u/adkça inmesi de göre hu hadiste,
m,
arlar
hem
vc bu artlâ hiHikte diz ve ayak zayf düer. Buna
lügat
hem de
bu ekilde adlandrmaya
itbbî (sllahî)
kar çkanlarn
"rku'n-nesa" eklinde "siyatik" olarak bir delildir. Bir kimse, "ncsa" ile
'dumur'
^^^na
geldi|ii ve
meyeceini
I.
216) hadisin
464
hastaln simlendirimesinin caiz olduuna
da
l^ndisinu izafe
dölî^sya bj^^ ti£ ^in ekiMecevap
kabul edile-
w^îîfe
bu hadisi bn Mâcc sivaiigin !odu\isi ktnsnda hndisn rfvüci '\ik;rdr. i^-^m. cZ'Zi-'\md''iudc ihk-
ii/crc
nliip
aksine o, bu
W ^io
siiyleycbfHf I^Lfeöttü ^iyieycnc iki
Daha Once dc jrcçiigi lahric etmi (bk. Tp. 14)
anla-
"rk" kelimelerinin her ikisisin dc
taun
edilmesi ânlâ^ffla ji^^gecgini vc
anlam vardr. Lügat
Lsudnn sahih oidunu tKlmni^lir.
Sünnetin
Birincisi:
'ncsa'dan
'Irk',
hVIIiû' (diriaîikrin
daha büyük olup hu.
lumau
tpk
Tejriî
(Hukui()}^yutii
'küHü'd-dcrrUim cv
veya bir k^ou) kyllütuunda olduu
gibi.
ummî tFunn hususî olmu nishct edilmesi kubilîndcndir. (kincisi;
Umlama.
binic bir
Bu
ijckildc
lUrmasi
Ncsa'.
hir ^cyin yer
adlandrlmastnn
kapsamnda
onun
arsnn
uyluk marsaludan
gi/li
ilalî) anlaiTl ise.
(
olup. daha
bu unhunda
iki
önce dc
/.iktvdildii üzere
îi^îmn. iTickan. îîlns ve tlüîiHtlara
2.
Bu
hususlar
si^Hlik
ile
hunlardan
liivsulimn mh\isi
ha/sm
itv
rcnei
olduu olaya
ha.suin
p^knt* ve
(;kar.
ledavisi de.
yum^ama
oihmd
w
ilebilir.
iki
ise.
P/elh'kle kuy
tabii
büljüBjfltiafetadtr.
güt,'lüdür.
;i siUle
de
bazen
özere
d^ alma
bu koyunlarn
hulunmamakladu-.
Buna göre
itibarla
kdü-
alklarnn
Ipis)
ile
bir
oliad
(;öl
a/
yerlerin
hayvan bu otlardan
d üak yumuak hak;
birlikte kuyruktaki
Bu
iy/elîî|î
scak bölge iklimlerinde bulunan
hayvanlarn sülüne olan
Bununla
hem
Yani
olarak etinde de hu ollarm ö/clliklcri
ruu olmak
lerde bulunan oiiann
daha
ii/cllikle
hale rmhlaçlr. Burada hi//ul
Zira hu koyunlar,
kuru ollardan oilanmakiadr.
/aman.
H/. Peyganv
^ra. kuruma
tlmas. eitssesiin kin^uklüü. övünün yunnu^akl
hitakn
(ftîtrtliH-.
onlar iein en faydal vc gcgerl teda-
gibi iki ()/c1Hi
belirlilmesinin sebebi
gösle
(s.a.v)
Bu durumda kurumadan dolay meydana yumuumakir. Koyunun kuyiî^amu i;,
Hu haslaln ledami dc bu
öiy'ellikleri
ki.
MpsJeâle y^ayan-
pi^t^^j|Etilalnna hem de meveui hasialg
koNunnnn
O'nun
vc
ûm ik bu ksnu dâhildir. ÇiMikü
jlc il^li
alndnda,
sarlan dikkate
yöntemi
balam
madde dolaysyla /ulr eden hu haslahgn. bedevi-
eiaslikî hir
lerin hayal
lUtrkî.
kemii
liHelîkli
uöre 'vel olanlar
VtVklc hayal sOren betlevtk^re yiîndik bîr hatapln*.
gelen bu
babyar^
unul-
türlüdür
hu. Araplar ile fliea/ ahalîsi ve eivar
vi
dier arlar
ResüUinah'n sözlerinin
1.
da kaim
durumda
arasnda bulunan sag urpugun arkasndan ayak arkasna kadar
Bunun lhhî
|)u')'in
haslalk olup, hu
bir
ve malnllinc nisheli peklinde olmakladr.
gerclcvt-'si ise.
Bu daman
!iM3Gfeîylc4if^
ile siniri
s()/.leri
damarda onaya ^tka
rmpim fellr
gefîr.
îît ttr îHin-
billül etkisi, ellerine
olandan
yunu:jatma vc piirme
dala tmce de /ikrcdiidii
niteli-
gibi. mulaçlii"
455
.
Sünneti Anlamada Yöntem
milletler ile
he^viMn
gen&l olamk kullandktan
ilaçlar,
herhangi bir
katks olmayan sade ve tcrkipsi/ ilaçMr. MyrmWntAk KM^â^le^ rinin
uygulad tbbî yöntem de budur. Rum/Bi/ans vc Yunanl
oluturulan crkipli ilaçlara
mkm mpûmn
tabipler ise, birkaç
önem
verip onlan tavsiye
birlii içerisinde
olduu
kanmyla ed^-lar* Ne var ki
maddenin
nokta, bir tabibin hOneri-
mm
öm^Hkte diyet tedavisindcm geçtii; eer o bu tedavi ySmetninde dümüse McpsT: olamk yahîizea bir madde ile tedavi edecei, bunda nin
da aciz kalrsa cn az crkipli olun tedavi yöntemini
tcrcii
edecei hususu-
dur.
0s^
Daha önce de gjU ve bedewler. genel olanak basit hastalklar ile bu hastalklara münasip sade ve basil ilaçlara alkn idiksr. biisil
Ayn
/amanda
bu. onlann yiyip içtikleri
olmasndan kaynaklanmaktayd.
Kark
gda
maddelerinin sade ve
vc kompleks hastalklar
ise.
genel olarak çeit çcil gdalarn bilemesinden meydana gelmekle ve tabiatyla da bu hastalklarn tedavisi için bilcimli kompleks ilaçlar tercih
edilmekleydi.
En
iyiyi
Allah bilir."'""
bn Kayym ayn metodu Medine hutmasndan mektedir. Sahihayn'da Sâd Resûlüllah (s.a.v)
b.
Ebî Vakkas'tan nakledilen
öyle buyurmutur;
''Hsr
zamm
mm m^îKir,"
Hadîsin
her kim Medim'Hin
iki
baka
bir hadise
pimm^ ne z^r m ^
bir rivayethde se.
karatasl""*'
"SahahMtt
ammna yetien fntrmak^
0mcaya kadar ona zehir zarar
dem yedi tanei^me.
göre
^Jmbahhn. Medine civarnda
bulunan hurmalardan yedi hurma yersBr sihir hir
sö/ ederken de sürdür-
veremez""*^^
huyrul mutur.
bn
Kayyim. ZmUVl-Meâd. IV. 1\-12. Bumda "kuntialk" ttlarak tercüme edilen
ifade, "lâbeteyhâ" ifadesidir ki bu, "gfba" vcv.riindeki ""lâbe" kelimesinin lesniye.si olup. Medine'yi iki tarafndan kualan siyah laar ile krater lalannn aras için kullanlmaktadr.
"
Buhâfî. a'ime. 43:
Tb.
52. 56: MOslîm, Erit»e, 154, 155:
Ahm^ b. Hanbel. Xmtned.
456
1 .
18 1
Ebu Dâvûd, Tb,
12;
Sünnetin Teriî (HukuM) Boyuta
Kendi vc (^11411 ilmi ölçüterinle hurma ve hurmann f$)^lannda, flzollilclc
dc Medine halkmn cn öncmti lutt vc hcKinkâyna^ölan Medine
Kayym öyle demektedir:
hurmasndan bahseuiktcn sonra bn "Bu
hadis. \Tcdinc
hususî bir
ey
halk
olmak
ile civarndakiicr
kendisiyle
ii/crc.
kastedilen hir tiiap lar/.dr. Hiç ;?üphe yoktur
ki.
muhlclif
muMMarda bulunmayan vc kendilerine n^huiH^klukça faydal itaçart bulunmaktadr. Buna gÖc bir hi^^ gg^litirîlen bir ilaç, ö^da ba gösteiBti Mr tiE^Ml^ cdavi cdclccn: baka hir belgede gelitirilt)(}l^eleân*
diinde toprak veya hava vcyahul da her lamayabilir.
Çünkü, tpk insanlarn
topraklarn da tabiai farkllk
gda
ar/,
ayn yarar saiarkl olmas gibi
ikisinin tesiriyle,
karakterlerinin farkl
gok
eder. Pek
bitki türü,
ba/
bölgelerde
maddesi olarak yenilirken, dier ba/ yörelerde öldürüeü bir zehir ola-
bilmektedir^ Bir bölge
insanlar için
gda
halk için
ilaç
olabilmekledir.
hastalktan tedavi etmek için
bir t^ldc
Ayn
pek
<^Tk
madde» b^ka bölgelerin
ekilde niee halklarn, muhtelif
bulmu okluu
ilaçlar,
baka
halklann farkl
kulland ilaçlar, halknn kullanmna münasip olmayaca gibi fayda da
hastalklar iin kullandktan hir ilaç
baka
«Un
olabilir.
Bir beldenin
salamayabilir-
Bu rumda
geçen
itibarla. :^îkri
hadis,
umumî olann
huma hm ^ifl^
faydal otabtHr vc bu du-
tahsisi kabilinden olur ki.
ye vc bu topraklara mahsus her lürlü
valn/ca bu helde-
/.ehire pan/.eliir <.)labi!ir.
Ne
var
ki
burada açklanmas gereken bir nokta vardr: Bir ilaen hastaya faydal olabilmesi SI,
için,
o hastann sözkonusu bu ilac kabul edip yararna inanrm-
bünyesinin de ilac kabullenmesi ve bi>ylelikle hastal^
ondan yardm beklemesi arttr. yi
kabullenmeyle vc
eder.
u kadar
mükemmel
ki
umut besleme ile fayda temin
Nitekim ba/. kimselerin hu konuda önemli
ar
için
pek çtk tedavi, inançla, tedavi-
rtrânada bir
lunmaktadr. Zira insan tabiul. onu
t^la^ilm^
tespit
vc gö/lemlcri bu-
bir istekle kabul
etmek
i.sicyip
tmunla sevinmek arzusundadr. Böylece hastann kendisine hir güç ve kuv-
pir v@ bu
kuvvpi
mm tabiatm
hatdcetlendirir. Nebice tUbariylc
ât^^tmna yaatae hastaln
güçlendirecek meyil vc içgüdüsOnU
de bUtün bunlar» ha.stann rahaLsztm
ohr. Buftun aksine
@bn ^mm£»4^
tedavisinde oldukça faydal vc etkili olan bir
ilaç,
ke.
b^ W
hasln
bu
457
i^nneS Anlamada Yöntem
hususm lifâiicmn bo/Aik olmas ve bünyesinin biyc ilaç Ona bîr yarar salamaz.'"'**
Kayyim
Ibn
burada, meselenin psikolojik yönü ve bunun
ichis ve tedavisindeki (ineni
lcmniycinc telkin
iiac kabullenmemo&î
hastaln çabucak Günümü/dc ise hu,
ile
dikkaiicrî ^^îkcr.
ye motiv^yon" olarak
bilinir
ve
il'a
hastaln
bulnasndaki
"hastîjya pikolojik
mdcm tp imrttm& M dmiûl-
inc uygulanmaktadr. Kayyim'in ZckUVI-Meâd'mda, muhtelif vesilelerle tekrarlayp
Ibn
durduu
alnmas
iradelerinde itibara
konularda
varil
pnto
Oisa" bir
taus m.A\^
olat bijdi^b^ çounun, gcnci ve mutlak olarak
gibi
anlaima-
5^aj4r. ^mmm bü teid^aF, kcrc bdlî art. mckis <mmlarla ilgili olup, baka dummlar için geçcrîî addedilmesi uygun düme/.
w
f^f^m
Afesine.
B^ttS'-SiHide adl eserinde zikrettii gibi bu hadisler. H/.
Pcygambcr'in srf beerî görü^ ve leerübeierindcn sadr olmutur bu kitaptaki görüünü ileride nakledecei/. I
Oylcy.sc imdi. '%ze if^n' tf/
yat ^r ^^^.
e/em,
tarikiyle
Fakat etinden sakmm: çünkü onun
Hâkim bu
naklctmilcrdir.
eri
uytm^m
Solnbt 'i-Câmiu's-Saîr'inde yer vermitir.
Bu
iMMîffitv^ Bbü Nuaym
ya deva Miileyke
e/i ise
Binli
Nuaym bn
Elb^î
ise
olduupa riva^te
rivayetin bir benzeri,
e adetim: zira orntn sutül
kmahktir^ eklînde, Suhej^s kanalyla
Buna hen/er baka
hask/ktr
rivayetin "sahih"
hükmetmi, Zehehî de bu hükmünde ona
sr m ^ .^S^m
tahric
hastalktr
Amr
im
rivayet edilmitir ki.
etmi. Elbanî
"Sim
ise "sahih"
bunu da
addetmitir.
"Srn
sütü
0,
Bunu da Taberânî eI-Mu'cemü%Kelm
'imie
bir rivayette "
onun
mvey^m mmfye e^rim: 2ira onun sd-
(hastalk ihvfir)" Bu hadisi. Hâkim. hnü's-Sinnî ve Ehu
Mesûd
ki.
tarikiyle
de (>yle geçnx:ktedir;
naklctmitir.
Bu
rivayet
de Sahihul-
Câmiu's-Saîr'de yer almakladr.""'^
bn KayytK.»fe*^5l^ IV. 98-99.' Hu nu:
hadislerin lahrici için
m.
m^).
461
bic.
Elbanî.
Sahm%Câmm%Sair ve Zmdm^m.
(Reyrui. el-Mckicbifl-slâtf nci), Ayttea hk. Miinftvt Fyzii'l-Kadiy ^erlm'l-Câmnt's-Sar. IV. «43.
458
Teriî {Hukukî) Boyutu
s u n netin
Sahih Addedilen
Kr'an vc
Bu Hadisk ri Nasd
Sünnci'tcki delilcri»
V
orumiamak Gerekir?
yamula vakayla da
(çeliki ar/ elli-
i"*^' gerekçesiyle vc ö/e!lik!c de HâkinVin hadisleri sahih addelne konu-»
sundaki gev^ckliini dikkale alarak, bülün hu rivayellerin sahih olarak dcerlcmiirilmcsini kabul eincyip onian reOsfcUmdt raümkündür. Akl. nakil ve usûle nuftalir »Isa Ua.
almaks/.m sadece
tarîklerinin
bu rivaydlcri Klbaaî. nclnlcrinî Uihara
(^okluunu dikkate
akmk
sahih .^inakta-
dr.
Dier
larallan
bu nvayctlcrn sencllcrindc hMunai
râvilerin de. çc-
Uh yönkriylc tenkil edildî|i gö/ önünde bulundumlmadr. Hîlkim vc Flbanî^m bu rivay^lM *!mhür addemnSJfeSîlff memi/.
dummunda. sözkunusu bu
srlarn
öyledir; Acaba,
hadislerle
ili^ili
ellerinin haslalk
fe#füJ
bi/im yorumumu/,
olduunu haber
iso,
veren bu
konumayan H/. Peygamber'den sadr olan dini vc teriî nitelikli miUir vs tle vakaya uygun dümekle midir? ayet hu tefciainSen afs^ bülün yonlorrylstî vatoya u^u" dümesi v0 ^^ft haULskr, heva vc hevesinden
saylp
ü/erinc sorumluluk terettüp etmesi gerekirdi.
olarak addedilen
su"
elinin yenilmesi de.
Aynca hastalk
/ararndan saknmak iin haram
veya cn a/ndan lahrimen mekruh olurdu. Zira /arar vermek dc /arara
karlk vermek dc yoktur. Ancak yukarda tinde. "Sizi xn' utinchn Makmdumt"
zikredilen iladcsiylc
bn
Mcs'ûd rivaye-
a^li
bir
ekilde
nchyedilmilir.
Bu ri\avcilcr. Kmm ile scüki ohmaeakim- difimhi^
ar/ cucklcdir:
/ra Allah Teflf. "...{Aj/ü^i she
In^m^sm %fe fe^ M»»*^. " tel-MûidC. -Vl
yttftif.
Yniî.
^t^\ mmAwk Oifc, hfiMi geçen.
''Dt'Vc'<k'it
de
iki.
srdan
I
da
buiki
[vk çok :\\c\w Aîlnh Tcâlâ. huyv:ml:rt kcruiilerl için yaratl kullarna bu niiKilcniK-n hlsak-r. lîn rivayellerin ahit sünnete kurbn elyönüytedir: liilindiü ü/erc H/. l'eyyanher. «lan icnaku/.u ise da ipk "helcne" gibi yedi \e kurh:n ulnast nK^u niisorlak taralndan kurhan edilebileceini holinmilir. Bu rivayetler vakaya du (v«fv///r üyelinde
okluu
i:ibi.
sr
u
klm
srn
diinK'ktcdir: zira -MSstîfinait
^m
srn
gayrintislim tîtsm- insanlar,
sr
»airti
y^R-
Ancak sun /amanlarda ba vtu>mn(Mîden herhangi MîliaBrtalkkapm glHercn "deli dana" haslal hariviir ki. bu hastaln da lamanen "riraillah 'm dna vtkp srlara sunî hinakm besinlerin ycdirilmesiyle dlutuu bilinmektö
ledir.
459
*.
^reti Anlamada YöDtem
sim 4ü^wdâbU dünyann her ys^na yenilmekte-
Hâlt:)Mki dir.
Asrlardan beri Müslümanlar bu &d yemi, yenme^nâe
görmemi aynca
da, omte hefhangi bir
baz
sahih olarak nakledilen
Mr ssümm
hastala rastlamamlardr. Hatta
hadislere göre. Hz.
Peygamberin kendisi de
sr kurban etmitir. Yine Peygamber, hacda ve kurban bayramnda sr kesmeyi mem klm ve onu yedi orta|n kurban edebiailesi
adna
H/..
leceini bildirmitir.
0haMe, bufttan
îbn Kayyim'in Zâda'I-Mead'
ile
Miftâh'nda
dile ge-
tirdii hususlar dorultusunda nasl
yorumlamalyz? Yani bütün bu hadisleri H/. Peygamberin, cinslerinin tamam hakkmda deil de, muayyen bir cinsi hakknda ve özel bir durum için îrad buyurmu olmasn kastediyorum. Msi ta^^ bu hadislor, Mâide, En'âm ve dier
sr
sr
sur^@^ sur
etinin helâl
olduunu
ifade
eden Ku^an ây^erine to^
düecektir.
Tbbî NitcUkU Hadislerle lgili bn Haldun'un Görüü
u
Bana göre Allâme bn Haldun sözünde dorudan sajnnam^r "eriatn kaynaklarma ^^ml Sünnefte- tbbî hadisler de,
^ted^
Dihlcvrnin de belirttii
gibi, risffett'n
teblti kabilinden deildir. Bilakis
ancak, âdet ve yaratltan kaynaklanarak dendir.
"
bn
Haldun daha sonra, en
(cibillî)
mehur
eseri
meydana gelen eyler-
MukacUiime\\n^c öyle
demitir;
•^Öde yaayanlarn da, ço^nlukteMakmr kin^lee ve snri
icc-
rübefârtîMftaa «Stdikleri ve bulunduklan mahallin önde gelenleri
ile kt)ca-
kanlanndan
tür
icvatiis ettikleri bir
bilgiler içerisinde
doru
Haris b. Kelede
sahiplirier.
mi;^
temlerdir. Hz.
nakledilirken.
özellikteki
tp oldukça yaygnd ve
«(te bulanmaktayd.
460
onlar arasnda
erî
istinad
kaynaklarda
eden bir
ey
Araplann mutad bir ekilde uygulayageldikleri yön-
Peygamberin âdet ve
Onun
tbbî
ve karaktederine de uygun dümez.
n^ledilen tp da. bu eOmledendîr ve bu hususta vahye yoktur. Onlar sadece
Bu
olanlar bulunsa da, onlar, tabii bir kurala dayan-
mamasjnitt yannda, insanlann
Ara^af n^ffKto: bu
çeit tbbî bilgiye
tpla alakal
tabii
hayalyla
ilgili
baz hususlar
baz hususlan da anlatlmtr ki
bunlar.
meru olmas veya ayn tarzda uygulanmas yönüyle nakledilmemitir. Zira Hz. Pcygamlw fe^ere, ip ve dier tabiî ilimleri öretmek için öretmek ü/ere
deil, cr'î esaslar
de
eiralltca tetkik edildii üzere-
besinden sonra.
'Siz
dünya
hurmalarn
daha
ilerinizi
halde sahih hadislenJenakledilen tpla getirilmesi istenmi)
buna
hadislerde
(tchcrrük) ve
îmann
eden tar yiin
yenilenmesi
hadisesindcki tecrü-
hususlann.
tesiri
durum deil,
O'nun
olduu
{s.a.v)
#
meru
(yani yerine
pfctur. Pfe var ki nriibtMiGk
Ancak
olur.
kam aryan
bu
ki
sayma
düftmtunâa
\m
bu, labii tpta bulunan bir bir
kimseye bal yemesini
imann mesajndaki
gibi,
O
buyurmutur.
iyi bilirsiniz'
Ts^M kutalhm^i
de büyük
tayda temin eder vc
tavsiye etmesinde
ilgili
alanmas
eylere hamledilmesi gerekmemektedir. Kald
delâlet
bilâkis.
-daha Önce
gönderilmitir. Nitelcim
ula^nada bizlere hidâyet eden Allah'tr ve Ondan
etkidir. (c.c.)
En doruya
baka da
ilah
yoktur.-"^'
Olmas Gerei Tasamflan
Ptiygambâi^ Hz. Peygamber'in^ melek
ve
risâlcti
Onun \m
bir
beer olduunda üphe yoktur
beer olma özelliini ortadan i^aktanttmtr. olmas fe^i sadr olmaktadr. Meseîî^z'^ Mleri. mif
Onun
lâ,
koyunlarn kol
u
gibi ki,
lar
olmayp
(s.a.v)
etini
ve
kaba
sevmesinin
anlatld
bu ve benzeri durumlar, insanlarn mizaçlar
rivayetlerde olduile
alakal husus-
olup mi/açlardaki farkllklara göre deiiklik arz eder. Buna göre
eer bir Müslüman
mm olmad
sakncas da yoktur. Kezâ kabak sebze çeitk^rinden holanmasnda da. durum ayndr.
o dnHSsye herbangi
sevm^^
kalelini deil de srt" et veya buttan holanjrsa. bunun gibi,
Yine Hz. Peygamber, beer olmas gerei
holanmad
gibi bazen
da
kar kastetmedii söz Bu durumda ilim ehline 4Mi»la.r Ondan S^v) sadr olabiliyordu. p^l^n, bunu t^mm atp bu gibi durumlar, teri' ve hüküm istinbat etme ölkelcnebiliyordu.
Öfke halinde
ise.
baz
insanlara
^
^hf^^lCAe dâhil ^memeleridir. îbn Haidun. Mukaddime.
LecinetüVBeyâni'l-Arabî
II.
liK
1243.
î244 (AU
Abdülvâd
Vâft tahkiklü
bask).
461
SfifMalanada yöntem
Buna g(>c. Müslim. Ahmcd h. Hanbcl ve dier baz musanniflerin Abbas lurikiylc lahrîc ettii bir hadiste Hz. Pcygambertn, Muâviye
Ibn
ler
kamm dtmtrmayascar hadisini birtakm âlim-
hakkndaki "Âliah
(r.a.)
hu esas ü/crc
MüsUm'jn
cuniicrtlir.
Icl'sir
bn AMjas
rivayetine göre
bu
hadisi
öyle nakleuni^r:
"Ben çocuklarla oynuyordum vc birdenbire Rcsûlüll^ (s^.v) çkageldî.
Bunun Vmx\mhm kap^icî^m sakladm; ancak MesâRîtlaft
srtma vrarakJ'* döndüm
vc 'O
"
yemek
(s.a.v) gelip
hana Muâviye'yi çar!' buyurdu. Ben
'Git
gidip geri
yiyor dedim." RcsûJüHah tekrar.
'üU bma Mmvm^'yi <tmt*'t' buyürdu. Ben tekrar gidip geldim ve 'O dedim. Bunun ö/crinc ftcSûM Ekrem, yemek ^Alah onun
kamun kmrmasm!' buyurdu.""*^^
Ba/. âlimler.
plm^tp^ Araplarn
t^nmi bif dklün
Pcygamber'dcn sadr olan bu bedduann, kasten
H/..
ifade $cklî
olduunu
s£iyk;mifcrdir.
ramen Muû/
Cchel'e.
b.
Muâz!" buyurmas vc "Sen dindar olan gibi ö/Jeri
bir
hvr
^Râ
yorumu vardr.
hadislerinde
olduu
gibi.
O
öyle
mk^famadm mksr
H/..
dar
ha^
bir
seç
çknca,
demitir:'""*
biri de. H/..
ki,
em hevketemin!'*
iki
"Bunu pek çok mütcvâtir
beer oluu yönüyle söylemi
Âic'den
adam
Mkmda
rivayci edilen
u hadis-
vc ne dediklerini
girdi
si^ior.öyjeyeek, O'nu öfkeMkdilcc.
Peygamber onlara
Bundaki "katedcni
lAnci ederek
"Hy Altal'n RcsÛlü!
kalVk'"'
i>nm/Un iirasu Müslim. Birr. %.
ekilde
\
Kilnut \rduî
uulnu.s'
i)laruk
ta'ltk (tlarak zikrîlmilir.
pc^
Min
bedduada bulufdu. Bu kim-
Bu kisinin kavumu olduu il'ndesîni
rûvilerdcn
biri.
"elin
a<,'ik
iHjiklanlr.
Peygamberin Mtâviye'yî kmtîdcn^i ^Aifth
4&2
annen dü^ürseydi ya ey
H/. Pcygambcr'in
hu/umna
"Resûlüllah'm (s.a.v)
U^erinc
"Seni
PfiMiMdfît ^^Elbafffn^n ha hadnt
olmas mümkündür. Bunlardan tir:
Uursuz, to^.'* demesi, çok
de bu kabildendir,
W^ ^mlâf baka
sn»^ Imlan-
Yine H%. Peyganifer'in, hamm-
haazm anfsm!
lanndan ba/lanna. "Alhh
sevmesine
^/m.
âdeti
8(iy-
mm kammt tn^ttmmMt"
tiâdîsiâe
Sünnetin TeriîfHticukî) Boyutu
hayra, acaha
kim ulaabilir
inde
'Bu
iki
Bunun Q/crnc O
dedim. H/. Peygamber. 'Ne var ki?' dedi-
ki?'
kimseye tâna edip bedduada bulundunuz' dedim.
(s.a.v),
'Bilmez misin ki hen
Rabbimc
:föyk' hir .arr ko-^rum:
Allah
m!
Ben
ancak hir hcyerim: Miislimanlardan kime lanet elmi^ veya bedduada
btm
bulunm^sam,
o kimse hakknda hir
annoa
ve ecir vesileni kl!' bu-
yurdu."
M!felîm% 5"(fi/M/f W)? bu ve bundan hemen önce gcgen hadis. "Hak etmedii hakle. II/. Peygamberin lanetledii veya bedduada ellii kimseler için
bu
konu
iânel
bal
almda
u
naklcdikii
yannda
veya bedduann
bir
bir
arnma ve sevap
/ikcudilmiiir.
vesilesi
Daha sunra da
ile ilgili
finçs b. Mâlik tarikiyle
hadise yer verilmitir: "Encs'in annesi
yelim vard. Bir keresinde RcsÛlÜllah
olduu"
Ümmil
(s.a.v)
Sülcyniln
bâi^}n^^r<|fli
ve ona hil^h. 'O yetim sen misin'/ Kendin hiiyünni^sih. bari ya^m büyümesin!' hnyurdu.
Bunun
ü/crine yelim k.^ alayarak
ÜmmÜ
^d
yanna Câriye Vyic dedi:
Sülcym'in
Üm^Ü 3iteym. 'K/ca/m neyin var"?' diye sordu. 'RcsÛlÜllah ebediyen yamm Kl^mmaâ ^n hana «dduada
VS
Bvt
bulundu.'
sM du^tm Ünmii Siileym baörtüsünü alarak alelacele çkt ve Rcsûl-i
Ekrem'e yetiti. Rcsûlüllah
(s.a.v) ona.
Qmmü Siileym tmin m'/' f^m «Hunca Ümmü 3ül^fm^ Y.c^im.k^ «1. hi^mmm^ içm ma beddua aU|ifii iddia cdiyt»' dedi Bmun üzerine H/. R^g^ber ichessOm ederek i'^lc buyunlu: 'Ev
gili
l
Ben ancak
'mmii Siileym!
ho^nl
olur.
beerin
kzd ^ihi de kzanm.
etmedii hakle her kime ttî
tmttisitmm
hir he:<erim. hederin ho.^nut
w k^ymnet
'Ümmetim
be^hm mmi^sm, hum o kime gtiml onu Athh'a
yaklama
olduu
içerisinde için
hirm^m
\H*silesi
eyler diye
Rahhim 'e .yar kmfUtmm bilmiyor mmm'/"
an Müslim hu Mtâviyc
(r.a.l
^mher'n
rivayetin
ardndan, ayn mânaya geldiini belimii
hadisini ^jkrcdca'k
yetim
k>^
yapm
konuya stm verjiUr."*"'^ Yani Hz. Pey-
olduu beddua <ma
zanu* vcrmcyctsjlçsc.
MJisli(Hiir.Sy\d
463
'
Sünneti An^maifo Yöntem
mam.
için
Muâviye^ye
(r.a.)
hatta
annma ve Allah'a yaknlama vesilesi olacaksa» yapt^ beddua da azmidir. mam N&v&/î ö&^A^isiim bir
j^
öyle demektedir. "Hz. Peygamber'in Muâviye'ye olan bedduas hakknda iki tür yommâa tmtutulabiiir W^ knlardan bîrincM, bu ^Mln olduudUt. Ikîl^ bir fcasrt olmafcszfn Hz. Peygante'fe «^mdan
hi*nde
çkm
cisi ise. H/..
bir
Peygamber kendisini çagmhgnda geciktii
için
bu Muâviye için
Muâv iye'nin bu bedduay hak etmediini bu konuda lahrc etmitir. Dier musannif-
cezadr. Müslim bu hadisten
anlam
ve dolaysyla hadisi
ler ise hadisi,
tâhric
Hz. Muâviye'nin menkbeleriyle
ilgili
^Ui]iMir« ^ra hakikatle bu, Muâviye'nin
rivayetler
lehine
arasmda
yaplm bir dm
halini alacaktr."
Dier
taraftan
olarak zikredilen
ci
bu, Hz.
Zehebî de. Siyeru A'lâmVn-Nühelâ adl eserinde,
ikin-
mânaya iarette bulunarak c>ylc demitir: "Belki de
Pcygambcr'in, 'Allah'm, ben kime lanetle
beddua etmisem, bunu o kimse
için bir
annma
bulunmusam veya
ve rahmet vesilesi eyle!'
sözü sebebiyle Muâviye'nin lehinde bir menkbedir denilebilir.
bu ^bi had^lecde, 'Ben ancak
tmlidir ki^ Hz. Peygamber'in
u
bilin-
bir hederim,
kzd
kzarm... homtt ol<k^ gH>î honut olur, beerîn be^&n: ne mua^ büyütme k\\sk 'MMPnm, 'De M: yar ki bana vahyolmuyor...''^^ âyetinin açklamasdr.""^
^
b&ferin
Heva ve heyecan bu
tür ifadeleri
hadisleri
sahibi
birtakm kimseler, Hz. Peygambcr'e tâzim ve
Onu
kullanmaktan
çabucak inkâr cihetine
(s. a. v)
tenzih
gidebilirler.
etmek gayesiyle, böyle
Hâlbuki bu tür hadisleri
intta kalk^mamn iml^ ^km^. Çünkü hadis sahih, hatta mütevâtirdir. Zîra bctirtitymiz üzere bu hadisi mam Mü^îm, aynca Ebu iram$ii&. Câbir, Selmân, \m^tyU tahHe ^i^ir.
m ÜmM Mmm
WbM
Bnes, Semürc. Ebu*t-Tûfeyl, tarikiyle
de
Ebu Said (r.anhum) ve daha baka
sahabiler
nakledilmitir.'"^''
Hz. Peygamber'e olan tâzimin slâm'a uygun olmas, öncelikle it^âîüitab'ifi rektîrit
Bu
girmi oldt^ sahih
lsc«
ve
frat ve tefrite dümeksizin.
'el-Kehf. 18/110. '
Zehebî. Syeru A'lâmi'n-Niibclâ,
^
BkAüii-MüBaklAkM3rAaw7ii',U,
464
abK <^i^
X,
124.
171.
h^^ kuamay ^«
Onun
<s.a.v)
hem
kul,
hem
Sünnetin Teriî (Hukukî) Boyutu
de Rcsûl (ilduuna inanmakla ki
H/. Pcygan:l:>cr.
(s.a.v).
beeriyetin
eft
Ona
ermemi
ahlâk güzellikleri
bunu gösterse
Bütün
ile
'
Ayh
ekilde Allah
hiç bîr
beerde kemâle
hasletlerin
Onda bulunmas,
Onun hakknda. "üphesiz sen
Teâlâ
O
hüyiik
de bunu dorulamaktadu".
âycli
bunlar. Hz.
kadaryla
l^i^efdigi
ve efendisidir;
övgüye layk
mutlak
sjthih hadislerin
bulunmu olmas vc baka
gerektir. Allah
bir ahlâk üzeresin"
hem hayatmu
(».».v)
ikziletliüî
Tcâlâ'nrn
ihsandift
Sünnci ahitlik etmektedir
beerdir, ne var ki
.bir
hem de Onun
ifadclcrinlu
olur. Kilap vc
Pey^robcr'ikn rivayet edilen hadislerin
bir
ktsn-
AU^te HT mhîy olmadgitn ^^M^ fibi. RaN^ite t0hM| ^mityîa s^^jNîdikcri kapsamma da girmediin! gösterir. Aksînc O (s.a.v) n%,
btmfari, vöh>1h hcftiifiE^^ bir ffiölahîrt^
mi
ve
mMvyU
ölmteft.
söyle-
yapmtr.
Hz. Peygambcr'i Verdii Haberlerden Bir
Ksm
Vahiy Kaynakl Deildir
Bt taus. bcricri
knda
sudece ahkâma dair (mh" ve nehiyle^ ilgiH
olmayp
dc kapsamakladr. Buna göre Hz. Peygamber bazen vahiy eseri deil de. kendi görüü, beerî bilgisi ve
bir
itkinde
gevrenin teeriihcsiylc hir haber verebilir. Meselâ hurmalarn
hususunda verdii haber dc olduu
memesinin yannda, o haberin Zaten Hz.
gibi.
irad edilmesi için
Hastalklarn
bulamas
îrad
yaad
alanmas uygun dü-
dc bir zamrci yoktur.
"ilk
olmadn bildirmitir.
ile alakal olarak
haberler dc bu kabildendir.
hîa.^mast olmaz" ve
mu;
hak-
Pe3^mbar dc Mtnradan bunun kendi zann ^ldt^nu vc Allah
Tcâlâ'dan gelen tcvktft (gaybî) bir emir
duu
bu haber mahalline
ey
ha^
Buna göre
Hz. Pcygamber'in vermi
O (s.a.v) önce.
ol-
"'Hasialklarn
olarak hastal^} hukiKtran kimdir?"'"'^" buyur-
uncuk sonradan bunu
baka
hadislerle destekleyerek
u hadislerini
buyurmutur:
" cl-Kal^i^/4.
%â adm^ •'miillcrakun
" tmtnsi. I^es ve
Hürcyrc
:leyh'r (bk. Bhârî. Tb.
Tirni/Î. Kader.');
bn Mâce. Tp.
4.^1.
IHiircjc hadisi dc "nuiltcrokun alcyh
lâm. 101.
|()2;
Ebu Oavûd. Ttb.
"
^liyUî
tivaiym cdftsökfö
19. 25. 4.^-45. 5.1. 54:
Fc
'tir
n7en a'clc'I-evrclc.^"
(bk. Buhûrî.
Tb.
MiisUn. Tb. 24: ^ckVmöc gdcn Ebt
25, 53-54; Mü.slim. Se-
24).
4fiR
"Anlandm k<Kttm gibi cûzzamDdan kaç!"'"^'
salkl olann yanna
"Develeri hastalkl olan kimse,
vaklasma-
sn! Yine Hz. Pc^gju^r'in, laun hulurian
mas kgnusunda
Buhârî vc MüHim'in
bir
beldeye girilmesini yasakla-
ittifak
etlii
v
cya tek
tefc
taMe
mikM hadislerin tamam bu ekildedir. lk
badatrmak ha/.lan,
için.
muhtelil'
"Hîimii^o
oljtm (tecHinin
bulacln olmu
slâm
devirlerden bu yanu
âlimleri,
bu husustaki
hadisleri telif edip
yolkm bavumulardr. Meselâ âlimlcskn
Mmm ^tt^^
varln
cto
ifade
varlndan bahseden
s^tesf^ hîidîslerirt. bulac ha^sTer M^fînrfm teshcdîl^^i: hadisler dierlerinden sonra varil
olup. sonraki (incekini neshcder" demilerdir. Hâlbuki ilk olarak
geçen hadisler, "haher'^dir ve haberler arasmda ncsh sözkonusu
zikri
deildir. Zira haberler, ya
bn Kayyim.
dorudur ya da yanl ve
yalan.
Dâri's-^^ adl eserinde bu hadislerin tclff etmek maksadyla âlimlerin bavurduu yöntemlerin lamann Miftahu
milir. Burada bizi ilgilendiren, onun
baka
bir
¥aihiy
iki
kaynakl ^arak verdii halrfist^ Bo
olarak halasz
k H/.
u sözleridir: "Âlimlerden bazlar da
(^^iuin
zihnin dahilinde gerekse zihin
mutabk
zikret-
yönteme bavurarak öyle demilerdir: H/. Pcygambcr'dcn
gelen haberler â.
anisini
tfir
haberler, gerek
dnda olmak üzere, her yönden haberi
(masum)
verene
haberlerdir,
Pe^^mbor'in dün^ii
t^^m^ ^sJ^ll
olarak
m^ ^Mî
ha-
dier insafitar hu hususla Ondan daha bilgilidir. Bu tür harfler, h^ îlk ktaki haberier dcrecesiftte deildir, hem de bunlaria herhangi bir hüküm sabit olmaz. berlerdir ki.
Bhârî. Tb,
I'J;
Ahmcd
h.
Hanhcl. Mûsned.
11,
443 (Ebu Hüroyrc'dcn
rivayci
edil mi iir).
Buh0f,m. ^-54: MasHm. MâsSL fO. Mt^ti Mâcc. Tb, 24. 53; Ahmcd b. Harthel, ^Msmâ, IK406.4M. M3tî vc MisKm Ehtt IttB^c laîkîyfö fâk
MM
leimilcrdir. Hadisti: geçen
"cl-nusihh"
466
ise.
salkt
"cl-mümnz". uyuz haütaligna yakâlanm dcve sahttî, deve sahibi demektir.
Sünnetin Terii
H/. Pcygumhcr. hu
kmumu hakkmla duyunca.
"Bit
lür
iki
hahcr
amnâa aymna gklc çk kendi ^ü^e
vcrmiiir. Hfflromtom
^ti^
nedir?" diye somfiii. bu tailanfi
îffi^lR^
i^i
\mtm OJi^lkkn
bindi-
"On/arn hutn yapmaktan vazgeçmelerinin hurmaîanna zarar
rilince de.
a
verecvi kamutidc deilim" huyurnu^lur. Bunun ü/crinc
hrmlann alamay
hraknulardr. Fakal sonuçla iurmalar
heim Alah
'tart
haber verdiklerimi yerine getirin. " rnchtrolup. nühii\VLMin dc
hadis, sahih vc oldukça
nctlefiml^dir. Çünkü, s(inra bir
ht^yteîii
beerin bilncsi
dün3^
iliden
lan hir vahiyle ücidigi vönündedir.
âdeti,
delil
vc
alf-
tutesi/. alan himi* 4uha
mkans/ olan ba/ bîlgi
yism. AllöH TeâhTnm hü husustaki genel
ndan.
vc
zayii"
mnmmh haber verdim ve aiz, i^^^0m0 $^^0
tlt^ith Ancfik
R
yapanlar,
Bu durumu güren Hz. Peygamber öyle buyurdu:
kiilü oldu.
*'B^
(HMt^^^
vc limlerden haber vcri-
bu
bilgilerin
ancak Allah'-
Âlemdeki hülün mahlûkaln varail-
ccnneliik olanlarn eonncle. cehennemliklerin de
cehenneme
ji-
riecye kadar olmu, olmakla vc olacak olan her ey. yer ve göklerdeki gayhî
Xmm
bilgiler,
m.
1U lcH
insiinlann matematik,
^rxm elde
konusunda
ctnfic
tfet*^
mühendislik, sanat, yeryüzünün
^ilgUi (»fc^klar
bedbahtlna
^ âînj!^ Ny-
yollan vc ikmal cdiimesi hususundaki Mt^fiâ1« H;^.
gambcr'in bilgisinden daha çok olmasna
veya
dünp
vesile olan
ramen
dünya-îihirct mutluluk
küçük-büyük büün sebepler
âhirel maslahat vc sebepleri ile ilgili
ile
dünya vc
lamam
bu
olduu bü humlar^ ^ramt;,
id*
vermi t)iduu
haberlerin
cümledendir.
ayM lekkür,
H^. Peyptmte'in getirmi
aratrp inceleme
elde edilebilecek eyler çckielirirler ve
gibi
olmu
dier insanlann da yapabilecei (ilsayd. si'/konusu bu insanlar
yollarla
bunu
hu hususla H/. Pcyganbcr'in önüne geçerlerdi. Zira
ya/. hesap, aratrp inceleme gibi muhlelil" sanallara
onlar, likir.
gcr-
bulunu>orMii 3u durum. Rcsûlüllah'n (!Ulv) E^gamherl^nin «m
.sahip
b%ük
doruluunun da en (önemli gM^fgeCtindendir. Onun gelirmi olduu haberlerde beerin herhangi bir müdahalesi olmad gibi.
dcinkrinden,
tdckkür edip çalmakla elde edilen hususlar da deildir. Nitekim. "O (hildikleri)
vahyeddenden halkas deildir. Çünkü onu güçlü kuvvetli ve
467
Sünnet! Allamada Yöntem
üstiirt
yaratüth hPi
fû^$ ^>mir"'^^^
âyeti
buna
delildir.
O Cebrail
yer vc göklerdeki bütün srlan biir ve Onu, gaybî bilgilerin mutlak
ki,
hâkimi (Allah) indirmi olup, ra/
gayb
olduu
elçiler
dnda du kimseye Allah
bildirmez.
Ba/ âlimler ^yM j^fi^^dîn "Tpk burmalan alamann tesiri olmayacama dar vermi olduu haber giM, tetalgn bulamasnn C\mar yacagn
ifade eden haber de, Hz. Peygamber'in
iurm
llli/.lerindcn
bunun
tesiri,
bu
istinad etmektedir.
bal
altndadr. Çünkü
bu ikisi yakn ve halta ayn konu
Zira, özellikle
ile
zannna
erkek lohunun diisiylu bite^li ilmesi sonucunda
ayn hastal bulatran
ve hastalk kendisine bulaan kimse
hs^ln ona etki^ giUdir* ^h@
kümle alakas
Q\m^m
Teâlâ'nn Mfat,
Mi m
âM^
^
kw
itoi
<le
^
bir hü*
erinden öiü^ bu haberler. AHah hUkümM^len bahseden haberler tftrM^ 4^il-
dir.
pirbiiyle ügii bM itE^^^ler çerçevesinde, âd^Mlaha da uygun olara^
^Ummn
tesiri, devleri hastalkl ttm (At^m kims^in, salam olann yanma yakla^nasmn tesiri gibi, dOoya)^ ait ilerin hakiki durumu ortaya çknca, Hz. Peygamber onlann hurmalar alamasn onaylarken, develeri hasta olann salam olann yanna yakla-
ttl^vel^n
îyi
masn yasaklamtr. Onlar
#â{musu
yinsi^Jete^latÜn "^ü^ bu agdm meseleye yak^landc hsâkfm'
mfltni^ mûm ^kla
1^kt# mâi
ka-
vumu
etmi demektir ve isimlendirme yani görüntü üzerinde tartma gerei yoktur. Bu sebeple hadisin râvisi Ebu Selem b. Abdurrahman öyle demitir: "Acaba
nesh mi
etti
Ebu Hüreyre mi
unuttu,
yoksa hadislerden
biri
dierini
bilmiyorum?..."
u Mide Wm S^eme. W Mer old^ hdâe ba konuda tes^ görmektedir
ki bu.
Netice olarak
en-Necm
meselenin bizim ifade ettiimiz' yönü hibariyledir.
bn Kayyim de, "Bu yaklam
,s:^/4-5.
bn Kayyim, Miftâhu Dâri's-Sadde,
4^
II.
267-68.
tar/ güzeldir" demitir.'"^
SünneSn Tenl (Hukuki} Boyutu
Ulalan Sonuçlar Bu aralrmam? sonucunda, icriin
kapsamna girmeyen
bi/e
ulaan Ncbcvî
sünnetlerin dc
siinnci it^crisindc
bulunduu
çkmUr.
ortaya
m i:Mm
^tcak Nnlar, idam ve^^ çevirmiîM Ims^iî» hi^rD aJal braklm -ki biz bu tOr ileri daha iyi biliriz- hususlanir. Sünnetin hir ksm ise, bütün zaman ve zeminlotte insanlâm hitap eden, dainî ve umumî bir teri' nitelii
durumlarla devlet
tamamakta;
lundumn
VG.
bir
ve yöneticilik
nih^^ yasama, yürütme vc yag
yetkisini
ûukçd geni
uhdcîundG bu-
t)lan
mirasm/
fkhî
bak at;syla aratrp leikik etmek, içerisindeki pek
Mmi^ sm^
katlanlar
arasn^ Nu^tn
savanda
islemesi vc
bu
arazilerin
elde
W»
haü^*
mer'în Irak arazisini taksim etmeyip, g&lirlerini mücahitler vc
koruyucu kuvvetleri
ol-
yek pa)blcmi dc çözü-
kavuuracaktr. Bunun mn^i, Hz. Peygj^nbç^ Haybcr
^t^n
idarecisi,
mevkiyc sahiptir.
Sünneti hu ekilde dikkatli bir
cdl\m
belli
Bu da. Onun (s.a.v) MfaUylu îad buyurduu sü/. ve nilleridir.
Peygamber aym zamanda, Müsümaniann devlet bakan,
Itdm
me
Peygamber bu sünnetiyie
hususî halleri kastetmi olmaktadr.
ilgili
bakanl
Zira H/.
bilâkis Hz.
0-
tlâm dcv-
dier baz kimselerin mal-mülk edinmesini
ile
kontrolünün dc gelecek Müslüman nesillerinin
maslahatlarna braklmas görüünü benimsemi olmasdr. Bu sebeple
Ömer (r.a.),
"Öncekiler için dc sonrakiler için de hayrl olacak bir
sUîdim" demitir. Esasen
Muâz
b. Cehcl'in iarette
i yapmak
bulunduu
ey
dc
budur.""'
Ancak H/. Ömer'in bu yorumlanamaz. Zira
H/,.
tasarrufu,
Resûlüllah'a
ayn ekilde
Pcygamber'in. uygulamalarnda da
Müslümanlarn hayr vc maslahai öne ^karlmtr. adl eserim^
muhalclct olarak
"Sm^ yoluyla
istila vesilesiyle vakfolunur**
bn Kudüme el-Mum
l@Uodifçn ^paklar^ sahabenin
ittilieJc^la^
bu
s5z0nü deerlendirirken üylc demitir: "Hz.
Pcygamber'in Hayber arazisini taksimi. slâm'n balangç dî^neminde v© ihtiyacn çok
olduu
gerektiriyordu.
hir
diincmdc olup. o gün
Daha sonralan
Karadâvî. Mlm'z-Zckas.
1.
ise
bu
için
maslahat böyle
maslahat,
arazinin
407-418 (MÜrascscUrr-Risûtc. X. hask).
yapmay
sahiplerine
Sünneti
Mtta^lMiA
^rujkUmusnn uygun olaca eklinde t£/ahür elli
ki,
yaplmas gerekli
olan
dabiidi."'"-''
Bunun
bir bcn/.cri dc.
Ahncd
u
Cebel kiinlyla nakleUikleri vali tlarak giinderdii
#mT
veya buna
"flieâilf"
b.
Peygamber Muâ/' Yemcn'c
haberdir: "H/..
/aman. ondan bulu çdgt)^
m^i
Muâ/
Hanbcl. Tirmi/Î vc Ncsâînin
h.
erimi
her kiiden bir
Yetmi^km ataM^m »-
ad \m\m
cuü'^;''"'^ Buna kalplk H/. Omcr'm kendi djincmifidc
ciT0W» fmi^
^M\t elliini efeye «eflncsi gcrelM^ (M#tfB»iflanna göre ksma ayrdn görmekleyiz. Ebu Ubeyd ve Beyhakrnin rivayetine
bif ölçfl
üç
gcirc o.
smrl
zengin olanlara senede 48 dirhem, orta hallilere 24 dirhem, gelirleri
olanlara ise 12 dirhem ci/yc
verme yükümlülüü .getirmitir. t-
üphesi/ hu. RcsOtülah'n gelmeyip içinde bulunulan
s'ünnctinc muhalcfcl
(s.a.v)
/amann k;aplunn
gö/ctmcdir. Zira.
anlamna
amllarla
Irakhiann durunar. Yemenlilerin durumu gibi olmayp, bunlar birbirinden farkldk ar/ etmekledir. H/. Ömer'in
yapt
da bu
larkll
gö/.ci
lerek
hükmünü ona göre vermekten
Nüeeyh'ten i>yie
M
im
W
haber nakleder;
itel^
mesinin hîkmei nedir?" /jcnginligini
mam
bn
Bu
sebeple Buhârî.
W Nü^b-
edilirken,
Ycmeninere
sotlum
u cevab
(tiye
bn
Ebî
Mücâhide, "amil-
bir
ûifm tiMr
vcndi:
"O,
edil-
amhl^
dikkate alarak böyle takdir etmitir."
evkânî öyle
dcr:'"^''
"Hz.
Ömer
ve dier sahabîlcrin bir dinar-
mh nüloartk my; almaicu-am sshA imlam mmMcyi H?» Pey-
dan
gan^erlfl cî/ye konusunda
yukun^ durum dr."
"'^'^
ibarettir.
MIM
dkri geçen
için
belli bîr
olmas, ci/ycnin
bir tür sulh
miktar tayin etmemesinin yannda,
mmm ttb «imcyip.
hmi0
olduu eklinde anlam olmalar-
,
bn Kudâme. Muni.
598 (Msr. Matbaulu nerüs-Sckâre'l-lslâmiyye neri). Ebu Dâvûd. Harüf, 29: Trmizî. Zekât. 5 (Trmizî hadisin "hasen" olduunu söylemitir); Nesâî. Zekât 8. Öte yandan bazlan rivayeti münse) olarak nakletmitir II.
""^
kî^
mtel Mm s^faâr.
Aynca
.m^ mnB0Bâf^Uhâe eSââ nin sözkonusu
mttetnf
Kara^ &u lv^^ltm l^teM âe âs, m3k1^sm tltm Mm âyeti-
Umm^ m
eniimi/ bu rivayciiîmlan olarak
karlamadnt ve olduk^ fald-
lk ar?, ettiini göslernilir. evkânî. Nevlü'l'Evtâr. VIII. 217 vd. (Bcyrul. Dâru'l-Ol basks). evkânî. ag.c. VII. 1.217vd.
470
Sünnetin Teriî (HuN^ Bojrut^
Yine öyle söylemek de imkân dahilindedir: Bu, ResûUijiy'^
UpTOlin
lînderi. y()neiieisi
vc aysi olmas hasebiyle cnla^t fg^0^
l^arruHiu: nçvindcndir. S(i/ktmusu düncmdcki arllann
klmtr. Bu
maslahatlar böyle yapffltyt /iirunlu
hcr'dc st>nn gelen ikv\&
mslahatn gereini
tov)
ha^an
ve
gcrcKtM^
durumda. Hz. Pcygam-
y^înclieilcr,
kendi dönemlerindeki
uygulayabilir vc bununla da H/. Pcygamhcr'c
muha-
da\ranni! olma/lar. Aksine, /aman mekân vc insanlarn durumlarna göre maslahuun gereini yapUkiar için, Hz. Peygamber'in rehberlik ve lil
iradna
riâyci
eimi olacaklurdr^
Zi^^te
mW
ktm^^m^d. karsntîa, zîta ee?^
ttiimkitc
zas vt^ilmejiim öngören hadis
^
yti
olarak Kor*an'da
b^MMfu ^'^d^" ile hffIîfele if^gffn cczasmn ayn anda verilemeyecei gt)rüönii benimseyen Hanelilerin
görüü
de.
burada ar/ clliklerini/le
örlümekieiir. H/. f*cygamher'in sürgün ee/as vermesini Hanelîlcr. /.aman.
/emin ve ariknn deiimiyle deiebilecek
yorumiamlarüM'. Buna
g(>re devlet
bakan
bir "lâ/ir" ve "siyasel" olarak
veya yönctici^y-inn^^isua baka
ûm
okun lâ/ircu buau uygs^ft^ilir. M^Jâ* te«mIann vc fesada dümesine vesile ohn Nasr b. Haccâc' Hz. Ömc'in Mcdineto sürmesi, buna mis^k Haf^lcr aynea bu görülerini. Hz. Ali'den nakledihususlarda
len.
"O
ik3sîn& Hine olarak sürgün yeler!" sö/üylc de desteklemilerdir.
Yine Hz. Ömer.
udum
içki içen birini
Hristiyan
olmu
ve
Ömer. "Vallahi! Bir daha hiç demiiir.*'^
ceza olarak Hayber'c Hirakl'e bir
sürgün
kaulmlr. Bunun
edince,
üzerine
H/..
Mü.siuman' sürgün etmeyeceim"
Baka Bir Tembih Bu aratrtîian/n
düündüümü/
,
bir
sonunda, insanlarn dikkatini çekmemiz gerekliini
dier husus da udur; Sünnetin
Icjd' için
olan
ile
böyle,
olmayan, genel, mutlak vcdiumît^teP le öylçalraayan, dcvlcl bakan vc itiareci slan ile m. ^^mbiirto sadr olan îie olmayann birbirin-
den ayrîîbilmek
bu sünnetlerin
iyi bir
feâklke
^
Ujiulup gü/elec
arî^irlmas zorunludur.
btui'l-Hünân. rcihuU-KaciU: IV,
135^36 (Bulak
ha.ski.si);
bn
Âhidîn. tfasive,
ili 147,
4T1
SUm\ Anlamatia Tûnrm
Bu val^tWi7-da gMlsrini nakMgurü?. ^ki /.ikrcuiklcri taksimi esas olarak ortaya
csaMn samctte huhman lasamfla^ meselesi kalîiakiatir Iclrilc
düüichilccek
ki.
ve
çada
âUmterin
koyduktan sarn^ f@Hye saâ/m
mfst\ âs^Hi
Hrekikfe
tathik
edilec^
aslnda bu nokla. ayaklann kayabilecei vc
kritik hir
alandr.
noktay temsil eden
ifral-
ifrat-tcfrit
çi/gisindcn ancak. Allah'n kendilerine basîrci verdii vc eriatn maksat
vc mânalar
ite kiiUt-cü/î
kunvlabilir.
Bu kurtulu
nmthima yn^aktan
kaid^ler
ise,
ammnda
irtibal
HaMIannit ^^nifiMhÜnc v^î olmalda^ ma^ts^ «ifeiyiat tt^k*â vc gayreti gösftm^fe
titizlik
^
vasl olma ar/usuyla hadislerin sahih vc sakîmini ayrtrmakla
Tpk
H/. Peyganbe'in, "Allah kim hakknda hayr
küar"'"" buyurduu
imlar
kiinin kendi nefsi yamncfa
kmm^K
incelemede gerekli olan
kucatüto
dilerse,
olabilir.
onu dinde fakîh
gibi.
An-^WBii^k{iRmhkta6nomCM>t^dmkttâc^ hirnurihsm^^ edebilme melekesi bahet;
la^jitmas /(ir meseleleri icnvi/
Hakk'a
isabet
meydana gelen
ctienin her .sürçiK-
^ipyteya ^vcya
iki
ecrini tic ver; llkir ve
içtihat
ederek
kalemimi/ sebebiyle
ve hatalarm/dan dolay bi/i mallrel eyle; gö/,
bundan daha
a/,
bir süre
de
an-
olsa- bi/bri
açp
nefsimin ye-
nacdüürmeî Allahümme âmîn!
Buhâri. lim. H): 'tisâm. 10: Müslim, tnârc, 175: Zekât. 98: Tirmia lim, 4: bn Mâco. Mukaddime. 17: Oârimî. MukiiddiiHc. 24: Mâlik. Muvalla'. Kader, 8:
Ahncd
m
b.
tahcL
Müsned.
I.
My.
II.
H; IV, 92. 93.
%. 97. 98.
Sonuç
u
aralrmann sonunda
Müslümanlarn
y^anm. yarg
hidayeti ile
tekrar pekitirmemi/, gereken i(;in
ikinei
korunmu kaynak
udur:
ve gerek
l'kh alunluraUa vc gerekse duvcu eilim
rchbcriik alanlannda Allah'n kilahmdan sonra ikinci
havuru
ite
kayna
olduu konumuna ve Hkat IS* asnn balannasnn arclcsindc slâm ümmciinin anna uygun bir hizme-
msbevî sünnei: sahip
olâilr-
da- Miladî 2
Bu,
malâ^
1
.
duymaktadr.
te Ihti^'uç
ter,
ey
MmS iM ti|ta«^@rin karlkl
Ü7J:r^
geekr
olgun
bir hi/mctttr. Böylelikle
mey veler ve koyu
gölgeler
^mâ y^^^k-
bütün âlem
çkm
yafdmla-
ol«afl.
Sünnet konusunda, uydurmaclar ve yalanclar da dâhil olmak üzere bütün
lîrttkleri ty
lanmm. kiilikleri veya güvcnivc ssayfhklan hakknda siiylenilen her eyi kapsayacak kapsam^kmH Am^^gm^lsi'^c ihi)^ duyulmakladr.
raviteri içine alacak
hlr
hliyaç
duyduumu/
ve her birinin
asrn sonlarna kadar,
isler
baslm
ve
geli yollaryla. Hicrî
5.
y^.ma^ ölisuns
bulunmas mümkün olan her kaynaklan
içinde
ve hütün
hir h;t^ka Ltisiklopedi ise. scnedleri
islerse el
sünncii ve
Kesûl'e nspci edilen her rivayeti içine alan bir *^Hadis Metinleri AmUt-
Bu
iki
ansiklopedi, bu
büyük
çalmann ardndan
olan üçüiKü bir ansiklopediyi ha/.rl ayacaktr.
Bu
da,
ar/.u
edilen hedef
ümmetin geçmi
473
^lîÜ^OtamadaYöDten
muhakkik olarak,
alimlerinin kurallann
çada
ümmetin
koydöü
ince ilmî ölçütlere uygun
âlimleri içerisinde yer alan ilim ve ihtisas ehli
iarafmto
^ onaylanmas gereken vc kapsaml
**Sahih ve
Hasen Hadisler Ansikhpedisrdk.
^M
Bu
ansiklopediden sekilmi
kapsaml ^iMUn ^îdcn hablara ayrlarak smflandnlmas. yeni kapsaml bir Hhrisiinin çkanimas; dint atsiklopcdinin. daha
insanî, toplumsal
ht/mci edecek, nlle dc
bütün ilimlcrc ve sünnetin deindii dier ilimlere
(çeitli
sahalardaki
snnandnimasi
aratrmucdara iaydal olacak
gerekir.
Bütün bunlara yardmc olacak ey Rîögi vç lijiun emrine amade rtn
kullanlmas
hîî*frrîfl
gelir ki,
Dorusu
Çünkü -eer
dir.
Allah'n insana bu aströa
bu elha/lann en önde
%
cîhffi^â-
gelehi. kardelerimizin
isimlendirdii
bilgisayar, hâli/
u
'compulcr' veya
kiiden daha ^ok
i
görmekle-
i>ndan gereklii ekilde istifade etmesini bUeyhiliriick^
bilgisayar, bi/e. öntx'kiGrin
meyecek
ise;
kId^^lIî^letMiî ve gelimi
"asrmzn haf/" eklinde
bilgisayar'dr.
bir tas-
çeitli, ince vc
yükl^mym^ vs^^ hülrlüfina dahi gel-
büyük ilmî hizmetler verebilir.
Katardaki "Siimet ve Siref müesseseler ve merkezlerle de
Aratrmalar Merkezrnm, ben/cri karlkl yardmlamalar sureliyi*^ bu
dorultuda kendisinden hcklcnibn rolü yerine getireceini ümit ediyorum.
tmha sonra aydnlatacak,
îs^ Jîönnctin: olaylar yorumlayacak,
yanl anlaylar
tashih edecek,
kapal olan
üpheler
iie
yerleri
bâtl eylere
cevap verecek, hu asrn insanlarna gerekli a(;klamalar yapabilmek onlarn dili vc mantyla ya/lm yeni erhlere ihtiyac yarfr.
Asnm/da Kur'am Kur'an'n gün yüzüne çkarlmasna yöneten, edebilen ve insanlar en
-hak ettii
lefshine, mesajlar ile cevherlerinin bilgi
ve küliürüyle modern akla hitap
geni kaplardan akllara vc ekilde- büyük âlimlere kavumutur
Bmm
için
kalplere girdirebilcn
Ift^ammcd Reîd Rza. C^teârffn «1-Kâsmî, Tâhir b. Âûr. Ebul-A'â cl-MevdM£ Scyyid Kutup. Mahmûd ellûl ve bakalaüBffi tersirlcrindc
474
göldük.
Sünnpl kitaplar -ö/clliklcdc Buhârî sir kimptüfi gibi rini
gelenek
ile
Müslim'in ''es-Sahîh*"\-
icf-
hirlciiren etkili âlimlerden nasiple-
almamlardr. Burada
mehur dön
".ViVh*'/!"
Uin ve Pakistan âlimlerinden tur.
miHomi
ile
kiuplaruun erhi hususunda. Hindis-
ha/ kardelerimizin
Fakat bu erhlerde, nakileilik ve
Dolayrstyta da hu erhler, kültürlü ve
taklil(;ilik
»;ada
etkili gayretleri
yünü
ar
olmu-
basmakladr.
bir insana hitap etmerra:fc-
itHir.
Umulur
ki
Allah,
lim'in "^ffftf/ricri la Lslamî kültüre
it;in
büyük dâvclçilcrdcn huzsn; Buhûrî ilmî ve
i!c
Müs
t^ada hr erhe muvalTak klar da bunun-
üstün bir hizmet edilmi olur.
\>mmm\ mm^
hürmt'^in. âlemlerin
Rabbi olan Allah'a
ail
olduu
eklindedir...
Prof. Dr,
Yusuf el*Karadâvt
475
SÜNNET ANLAMADA YÖNTEM Prof. Dr. Yusuf
Bu
cI-KARADÂVÎ
eserimde; tdkih olsun, dâvetçi olsun, daha çok sünneti ele
alrken
uymamz
gereken teme! prensipler
olarak anlayabilmemiz
i(,4n
ile
sünneti
'sahih'
gerckü esaslar vc kurallan açklama
Üzerinde durdum. Yalnz hunu yaparken; sünnetin zahirine
sanldg halde (r/ünü ihmal etmek suretiyle
(lafzna)
hai-fi
(ekilci)
yaklamlanndan uzak kalmaya kaplarndan deil de baka yerlerden giren,
hareket eden kimselerin dar
çaltm. iyi
Yine evlere
yapamayaeag
hakknda
ilere
burunlanm
s<)k.n, Allah ve
Resulü
(s.a.v)
bilmedikleri eyleri S()yic)'en ve sünneti küçimse\vnlc-in
sulandrmalarndan da uzak durmaya çaltm.
Kitabmn
ilmî vc güvenilir
dayandmaya ve eserlerinde
sadece
kar
'sahih'
ler iddia\
olmasna, her sözü sahibine
çktm durumlara
veya 'hasen' hadisle
bakalann kendim dümeyeyim diycj
desteklemeye,
delili\ le
delil
getirmeye ve nurlaryla
avdnlanmak vc metotlarndan yararlanmak için, özellikle selcfi sâlihin bata »lmak üzere ümmetin deerli âlimlerine de
ba\ urmaya çaltm.
Dorusu masum
alnabilir de, terk edilebilir de.
dümanlarndan
görüü Sünneti, gerek azgn vc ihiislarna ramen- iyi
olan Nebî (s.a.v)'dcn
ve gerekse
-iyi
yaptklarn zanneden, gerçekte
niyet i.sc
baka
herkesin
utiklarnn darig nedeniyle
kar kötülük vapan sünnet taraftarlarnn tttumlarna kar ins.fl olmaya çalttm. sünnete
Prof. Dr.
da
yanl
Tnsnf el- KnrMavi