Samanyolu n 49 7 aralık 1972

Page 1

HAFTALIK MECMUA

PARASIZ

ELBİSE

PATRONLARIMIZI M Ü V E Z Z İ İ N İ Z DE N İSTEYİNİZ...

7 ARALIK

1972


İRİ

M AM si N O L A B İ L İR M I'ıLM ? M. A. Ankara Yavrum verdiğiniz ölçülere göre vucudünüz iy i. Manken olmamanız için bir sebep yok. Bu durumda en iy is i manken okuluna yazılm aktır. Oradan çıkınca da istediğiniz gibi bir terzihane veya moda evinde çalışm a imkanını bulur­ sunuz. Size başarılar dilerim . UZUN YÜ Z VB ÇIKIK KARİN DERDİME ÇARE, E re ğ il Yavrum, geçen sayılarım ızda yüz biçim lerine göre saçları verdik. Bunlardan yararlana­ bilirsiniz. Yüz uzun olduğuna göre tepede ve şakaklarda saç­ la rı kabartmanız lazım . Ku­ lak altlarından yüze doğru b ir iki perçem de size yakışır. K a lçla n eritm ek için d e r­ gim izde verdiğim iz hareketlerden yararlanabilirsiniz. Karnınızın çık ­ ması ise bu kısımdaki kasların gevşek olduğunu g österiyor. B ir kaç karın hareketi yapm alısınız. Bu arada karnınızı içine çekip nefes alın ve içinizden ona kadar sayıp nefesinizi verirken karnı çıkarın. İlk günü bu hareketi on defa yapın. Yavaş yavaş e lli defaya çıkarın. Böyİece karnınızı içe riye çekmesini de öğrenm iş olursunuz hem karın kasları kuvvetlenir. Size başarılar dilerim . SAÇ LAR IM IZ KIR ILIYO R YONCA ÜÇLÜSÜ, Karabük Çocuklar saçların u çlan çatal çatal olunca en iy i çare bunları kestirm ektir. Kısa kestirin demiyorum. Sadece kın kların ayıklanması lazım . Saçların can­ s ız lığ ı bunlara iy i bakamadığnızı b elirtiyor. Her şeyden evvel iy i b ire r şampuan alm alısınız. İkidefa ılık su ve şam­ puanla saçları yıkayın ve sonra durulayın. Saçlar canlanacak ve parlak duracaklardır. Bu arada her yemekte yani günde üç defa A vitamini almanız da saçlan n can­ lanm asın ve gürleşm esini sağ­ lar. K irp ik leri uzatmak için her gece kirpik diplerine hintyağı sürün. Ç illerin g id e r il­ m esi imkansız gibi b ir şeydir,

A İLE A N LA Ş M A Z L IK L A R I D ER TLİ YAVRU, Gebze Yavrum, yaşımz küçük o l­ duğu ve büyük kardeşleriniz bulunduğu için anlattığınız du­ rum lar meydana gelm iş sanırım . Sizi küçük gördükleri için arzularınıza kulak ve rm iy orla r sanırım . Fakat böyle keder­ lenmenize de lüzum yok. Hayatın iy i taraflarım g örm e­ ye çalışın. Hep bu yaşta kalacak değilsiniz. B ir iki yıl sonra aileniz sözlerin ize kulak verm ek zorunda kalacak­ tır. Hatta şimdi bile is te r ­ seniz onların ilg isin i çeke­ b ilirsin iz. Annenizin yorgun o l­ madığı b ir günde kendisiyle yalnız kalmaya çalışın. K a r­ şısına oturarak bütün d e rtle­ rin izi anlatın. Sakin ve mantıklı bir şekilde konuşursanız önce şaşacak ve sonra karşısında k işiliğ i bulunan b ir çocuğu olduğunu anlayacaktır. Sızlanma, ağlama, şikayet gibi şeylerin faydası olmayacağım bilin. En iy i neticeyi karşım zdakilerin kafasına hitaf etmekle a la b ilir­ siniz. Bence dertlerin izi ve istek lerin izi sırasıyla bir ka­ ğıda yazın. Bu konularda iyice düşünün ve sonra uygun şekilde durumu annenize açın. Bakın nasıl netice alacaksınız. Burnunuzun uzun olmasına bu kadar üzülmeyin. Onsekiz yaşınıza geldiğiniz zamanplastik am eliyat­ la bu dertten kurtulabilirsiniz. İstediğiniz gibi b ir burna sa­ hip olursunuz. Bana yine yazın yavrum. Mektubunuzu bekliyeceğim . Size başarılar d ilerim .

Vücudunuzun yumuşaklığını elbiseleriniz sayesinde korursunuz. Peki, ya yüzünüzün ? Yüzünüz daima çıplaktır. Cildiniz zamanla eskir, bozulur. Yüzünüzü, cildinizi korumanız gerekir. Tokalon, güzellik alanında getirdiği yenilik ve bol çeşitlerle, size cildinizin ihtiyacı olan bakımı sağlamaktadır. Herkesin erişebileceği imkânlar, üstün kalite ve değişik mamûl çeşitleri ile Tokalon yüzünüzün, cildinizin hizmetinde. • Yağsız veya normal ciltler için Hygroplexli yağsız “ Tokalon Hydratante" • Kuru ciltlerin düzeltilmesi için besleyici "Tokalon au Biocel" • Kırışıklıkların meydana gelmesini önleyen hayat, gençlik ve güzellik kaynağı krem "Tokalon Piacente” 9 Buruşuklara karşı besleyici ve yumuşatıcı lanolinii, canlandırıcı “ Güzellik Sütü" • Buruşuklara karşı besleyici ve yumuşatıcı Biocelli “ Mayi Krem "

T ö k c d o n

Sahibi S A M A N Y 0 L U - H a f t a lık Mecmua - Her h a ft a Perşem be Ç ık a r 49 200 K rş. y a z ı İ ş l e r i M üdürü, Erdoğan EGELİ - B a s ı l d ı ğ ı Y e r: CEYLAN YAYINLARI MATBAASI - C a ğ a lo ğ ltı, T a s v ir S ok. N o: 1 - İSTANBUL - T e l : 26 50 50 - 26 50 S İ - İ lâ n t a r i f e s i : Arka Kapak I R e n k li> 3 .0 0 0 ,-T L Kapak İ ç l e r i ( R e n k s iz ) l.S O O .r TL. - t ç S a y fa la rd a : 1 .5 0 0 ,- T L . ___________________________ ___

Türkiye Mümessili: LEDA TİCARET T. A.O.

İLANCILIK C 4/72

A yrıca ç ille r çok da beğenilir, fakat bu kadarşikayetciyseniz b ir kinin dövün ve bir şiye gül suyuna katın. Yüzü tem iz­ ledikten sonra göz etrafı hariç gül suyunu yüzünüze sürün. Bacaklarınızın gevşek olm ası bu kısımdaki kasları çalıştırm adığınızı gösteriyor. Bu durum da en iy is i yürümektir. Her gün hızlı hızlı bir, iki saat yürüyün. Kısa bir süre içinde bacaklar sık ışır. A yrıca bir konsol veya şifonyere iki elin izle tutunun ve çömelip kalkın. Başlangıçta bacaklarıma biraz ağrıyacaktır. Fakat sarkma diye b ir şey kalmadığını g ö ­ receksiniz. Hepinize başarılar dilerim çocuklar. ___________

GÖĞÜSLÜK

ispari? D LİRDİM BÜYÜK, Sevgili yavrum vucut ölçü le­ rin izi verm em işsiniz. Verseydiniz daha iy i olurdu. Göğüsleri küçültmek için günümüzde -plastik ameliyattan yararlanılm aktadır. Fakat, bence sizin böyle bir şeye ihtiyacınız yok. Size uyan sütyenler ve kılığınızla bu durumu dü zeltebilirsiniz. B ir kere tam göğsünüzün büyüklü­ ğünde sütyen kullanın. Küçük sütyenler göğsü daha ir i ve biçim siz g ö s te rir. A ltı t e lli fakat içinde kavuçuk olmayan ince sütyenler seçin. Giyimde de bol elbiselerden kaçının. En iy is i koyu renk üstler ve daha açık renk, kareli, desenli eteklerdir. M esela siyah bir buluzla içinde siyah ve başka renkler olan desenli bir etek sizin göğüslerinizi daha küçük g ös­ te r ir . Dar kazaklardan, büzgülü, fazla süslü, robalı üstlerden kaçımn. Çekerlerinizin belleri sım sıkı oturmasın. B ir iki santim bolluk kalsın. Yine belinizi ince gösteren kalın kem erlere de rağbet etmeyin. Şömizye elb iseler, önü dümdüz, belden kesik veya prenses tipi elb ise ler size iy i gider. Pantolon takmlanndan da dar üstlerden de kaçının. D ediklerim i b ir deneyin. Memnun kalaca­ ğınızdan eminim. B aşan lar dilerim yavrum.



YILDIZINIZ : * diyor

*

KOÇ

BOCA

İKİZLER

YENGEÇ

ASLAN

( 21 MART - 20 NİSAN >

(2 1 N İS A N -2 1 M A Y IS )

(22 MAYIS-21 HAZİRAN)

(22 HAZİRAN-23 TCMMUZ)

(24 TIM M U Z-23 ACUŞTC

GENEL DURUM: Merkürinin Akrep burcunda doğru yolu­ na girm esiyle siz de artık eski bir konudan para ala­ bileceksiniz. B ir m i­ ras m eselesi de hallolabilir. Bolluktan şaşırmanız ihtimali de var. Yalnız iki tek­ lif arasında kalarak iki gün bocalamanız ihtimali de kuvvetli. SAĞLI K: Bu dev­ rede dişlerinize bak­ tırmanız çok faydalı olacaktır.

AŞK HAYATI:

Bu hafta hislere kapılarak büyük hatalar yapa­ bilirsiniz. Ne olursa olsun mantığınızı kul­ lanmalısınız. Aksi halde ortaya düzel temiyeceğitıiz bir du­ rum çıkabilir. Bir davette çok eğlene­ cek

TERAZİ ■04 lYLÜL-23 EKİM)

GENEL

DURUM:

Zeka ve Hareket yıldızının Akrepte doğru yoluna g ir ­ mesi ve Güzellik Sanat yıldızının ahenk­ li etkisiyle bu hafta çok kazançlı durum­ larla karşılaşacaksı­ nız. Hatta hiç bek­ lemediğiniz yerlerden paralar ve hediyeler gelm esi ihtimali de epey kuvvetlidir. SAĞLIK: Bu hafta ayakları ve sırtı üşütmemeye çalışınız. AŞK HAYATI: Sev­ gide çok büyük bir hata yapabilirsiniz. Onun için İlişlerin iz­ den çok kafanızın sesini dinlemeye ça­ lışın ız. İnat, kıskanç­ lık ve fazla has­ saslık iyi netice verm ez. Büyük bir davet sizin gelecekte başarı kazanmanız için bir vesile reş. kil edecektir. Dikkat.

GENEL DURUM: Bu

hafta ortak­ lık, işb irlik leri ve evliliklerde daha iyi bir durum var. Fakat boş sözler vermekten kaçının. Size yaklaşan kim­ selere de biraz dikkat edin. Çünkü elinize geçecek olan bir kısmetin peşinde üç kişi var. Bu durumda ihtiyatlı dav­ ranmanız şarttır. SAĞLIK: Boynunuzu ve boğazınızı üşütmemeye çalışm alısınız. AŞK HAYATI: Sev­ gi ve güzellik y ıl­ dızıyla Cazibe ve Savaş yıldızının seksi tem sil eden aksi burcunuz Akrepte bu­ luştukları bu devrede nişanlanmalar ve e v ­ lenm eler artacaktır. Kalbi boş olanlar bu ara aşık ola­ b ilirler.

GENEL DURUM: Bu hafta toplum bazı dehayatınızda ğişik likler göreceksiniz. Size vaad olan bazı edilm iş olaşeyler hakikat bilecektir. Ancak yeni düşünerek gayeleri kendinizi fazla yormamaya çalışm alısınız. Z ira heyecan yüzünden sonunda sigönirleriniz zarar re bilir. SAĞLIK:: Sinir• sisbu teminizi hafta korumanız şarttır. AŞK HAYATI: Bu hafta yabancı biri hayatınıza g ire b ilir. Ancak sizi çok he­ yecanlandıracak olan durumlardan sonra ha­ ta yaptığınızı anlar­ sınız. Kısacası bu hafta sevgi konu­ sunda karar v e re ­ cek durumda d eğil­ siniz.

GENEL DURUM: Bu hafta yara­ tıcılık gücünüz arta­ caktır. Ayrıca yapa­ cağınız işlerden de büyük zevk alacak­ sınız. Sözleriniz bile eskisinden tatlı ola ­ cak. B ir parça gay­ ret gösterm ekle bu hafta çok büyük bir em elinize kavuş­ manızın kabil

SAĞLIK: Fazla he­ yecan veren şey ler­ den kaçınmaya bakın. AŞK HAYATI: Bu hafta sevgide kıskanç­ lık, arzu, büyük zevk ve sevinç gözükü­ yor. Bu hafta pek çok kimse evlen­ meye karar ve re­ b ilir. Ayrıca top­ lum hayatınız da çok canlanacaktır. Y a l­ nız kıskançlığınız tu­ tarsa bunu belli etmemeye çalışm anızı da tenbih edeceğiz.

,

GENEL DURUM: Zeka ve Hareket yıldızının doğru yo­ luna dönmesiyle siz de evdeki problem­ lerden kurtulacaksınız. Fakat yine de aile arasındaki tartışm ala­ ra karışmayın. Bek­ lemediğiniz bir k ıs­ met sizi ve yakınlarnızı sevindire­ cek. SAĞLIK: Bu hafta m idenizi yormamaya çalışm alısınız.

AŞK HAYATI: Sev­ gi konusunda çok dikkatli olun. Küçük bir söz yanlış an­ laşılabilir. Bu yüz­ den de çok ' sevdi­ ğiniz birinin uzaklaş­ masına sebep ola­ bilirsiniz. Uzaktan g e ­ lecek olan bir ya­ bancı da hayatınıza girecektir.

AKREP

YAY

OĞLAK

KOVA

İ24 tK İM -22 KASIM)

(23 KAStM-22 ARALIK)

(23 ARAUK-20 OCAK)

(21 OCAK-18 ŞUBAT)

GENEL DURUM: Burcunuzda topla­ nan Sevgi, Güzellik yıldızı, Zeka Ha­ reket tem silcisi ve Cazibe Savaş yıldızı yüzünden hayatınız çok renkleniyor. B aşarılar büyük olacaktır. Y'almz ısrardan kaçının. Z ira hislere kapılırsanaz çok büyük bir kısmeti fark etmemeniz de kabil.

SAĞLIK: Bu hafta başınızı pek yorm a­ maya çalışm alısınız. AŞK HAYATI: Sev­ gide inanamıyacağmız kadar büyük bir başarı var. Cazibe ve Sevgi yıld ızla rı­ nın burcunuzda bu­ luştukları bu gün­ lerin değerini bi­ lin. Sevgi konu­ sunda her isted i­ ğiniz yapmanız ka­ bildir.

GENEL DURUM:

GENEL DURUM:

GENEL DURUM:

Akrepte doğru yo­ luna giren Zeka yıldızıyla Cazibe ve Sanat yıldızlarının iç alem inizi ait üst ettikleri muhakkak. Fakat bu arada sizi çok seven bi­ rinin fevkalade des­ teğiyle çıkmaza g i r ­ miş bir m eseleyi halledecek ve böylece biraz da hu­ zur duyacaksınız.

Birden kendinizi çok neşeli ve cesur hissedeceksiniz. Güçlü dostların da yardı­ mıyla çok olumlu bir adım atabilecek­ siniz. Para konu­ sundaki endişeleriniz giderecek bir haber geliyor. Yeni bir konuda karar ver­ meniz gerekecektir. Bunun sonu da kazançlı olacaktır. SAĞLIK: B ilekle­ rinizi burkabilirsiniz. A ğır eşya kaldırmayın. AŞK HAYATI: Bu hafta hislerinize kapı­ la bilirsiniz ama neyse dostluklar sayesinde her şey yoluna g i r i ­ yor. Ayrıca bu ara ahbaplarınıza önem verin. Davet ed ilece­ ğiniz y erlere muhak­ kak gitm elisiniz. Çün­ kü ilişk ilerin sağlamlaştırılm asıyla çok daha olm anız kabildir.

Zekâ ve Hareket yıldızının dönmesiyle siz de başarılı bir hamle yapacak ve bu arada dik­ kati de çekeceksiniz. Lielki hayatınızı değişolacaktır. Bu arada bazı yollardan gele­ cek olan kısm etler de kıskançlık uyan­ dıracak ve konuş­ malar olacaktır. SAĞLIK: Kem ik­ lerin izi koruyun ve dizlerinize dikkat edin.

SAĞLIK: rın ızı pek kınız.

Ayakla­ koruyunuz ve yormamaya ba­

AŞK HAYATI: İç aleminizdeki karışıklık sizi olmıyacak bir harekete sürükleye­ b ilir. Bu hafta iradenizi kullanmalı­ sınız Kendinize güvenemiyorsanız o zaman çok yakın bir dos­ tunuzdan yardım, is te ­ yiniz.

AŞK HAYATI:: Son derece dik­ kati çektiğiniz bir devredesiniz. Hatta bu ara cazip iki kişi arasında kalma ih­ timali devar. Siz çabuk karar değiş­ tiren bir tipsiniz. Fakat önce kafanızı kullanarak karşınız­ daki kim selerin mak­ satlarını anlamaya ça­ lışmanız

BAŞAK (24 ACUSTOS-23 (YLCJl)

GENEL

DURUM:

Zeka ve Hareket tem silcisi yıldızınızın Akrepte doğru dönme­ siyle dostlar ve ya­ kınlarla daha iyi anlaşma imkanı or­ taya çıkıyor. Ayrıca önem verdiğiniz birini de etkileyebileceksi­ niz. Fakat konuşur­ ken hislerinize ka­ pılmayın ve mantı­ ğınızla hareket e t­ m elisiniz. SAĞLIK: Kol, bo­ yun, omuz ve el kaslarını korumanız şarttır. AŞK HAYATI: Çok beğendiğiniz, önem verdiğiniz ve gözü­ nüzde büyüttüğümiz biriyle aranızda bir yaklaşma olacaktır. Veya onunla tam manasıyla anlaşabile­ ceksiniz. Yalnız iğ ­ neli sözlerden kaçı­ nın.

BALIK GENEL DURUM: Kısm etiniz alabil­ diğine açılıyor. Y o l­ dan gelecek haberler de kim seler de sizi sevindirecekler. Um­ madığınız bir teklif ise s izi hem şa şır­ tacak hem memnun edecek. Bundan böyle huzur duyacağınızı ka­ bul edeceksiniz. O karamsar düşüncele­ rin izi de artık unutabileceksiniz. SAĞLIK: Bacak kaslarınızı soğuktan ve yorgunluktan koruyun. AŞK HAYATI:: Dost Akrepteki Cazibe y ıl­ dızı ile Sevgi y ıl­ dızı haftayı son de­ rece mutlu g e ç ir ­ menizi sağlıyacaktır. Bu arada istediğiniz sö zleri işitecek veya haberi de alacak­ sınız. Fakat başka­ larının etkisinde kal­ ma ihtimali de var.


Bu hafta da Yay burcunun, bağımsızlığına düşkün, şirin, cazibeli ve çabuk karar değiş­ tiren kadınından bahse­ deceğiz. On iki burç içinde erkeklerle en iyi geçinebilen tip Yay onda kadınıdır. Çünkü her şeyden evvel anlayış vardır. ve dostluk İ 1a i Yay burcu kadını hayata karşı çok büyük b ir ilg i duyar. Onun için her yeni şey son derece değerlidir. Yeni konularla karşıla­ şan kadın bir anda ken­ disini ilgilendiren eski şeyleri de unutabilir. Onun için Yay kadınının her şeyden evvel biraz sebatlı olması gerekir. B ir konuya anlamadan veya halletmeden bir diğerine geçmek hatalı olur. Yay kadını eşini severse onun işiyle de ilg ile n ir. Bunu ade­ ta bir vazife kabul eder. Onun için de Yay kadınıyla evli erkek eşine dertlerini kolay­ lıkla açar. Ondan fik ir sorar. Üstelik Yay kadını sorulmadan akıl veren tip de değildir. Onun için hiç bir zaman boş sözlerle kocasını sıkmaz. Onun gururunu kırmaz. Fakat erkek her ihtiyaç duyduğu an eşinin yanında olduğunu ve yardım edeceğini b ilir. F l ö r t Yay kadını bir çok konuyla ilgilenmeyi sev­ diği gibi bir çok kim­ seye karşı alaka duya­ b ilir. Fakat bu ilgiyi flö rtle karıştırmamak la­ zımdır. Yay kadını yeni kimseleri, yeni çehre­ leri merak eder. Onlarla konuşmaktan zevk a lır. Fer yeni insan onun için halledilmemiş bir bilmece gibidir. Bu yüzden oe pek çok kimseyle

ahbap olur. Fakat kısa bir süre sonra da ilg isi geçeceği için bu ahbaplıklara nihayet ve rir. Bu arada bazı Yay kadınları da hisleri konusunda aynı şekilde davranırlar. Yeni tanışb ir erkek bir tıkları anda onları cezbedebilir. bazı durumlarda Hatta kadınları hemen Yay olduklarını da aşık sanırlar. Ama çoğu zaman kısa süre sonra hata yaptıklarını anlar ve beğenmiş oldukları kim ­ seden uzaklaşırlar. N i ş a n Yay kadını birden beğendiği için karşı­ sındakini fazla incele­ meye lüzum görmeye­ b ilir. Onu ilgi çekici ve cazip bulduğu için de evlenmeyi düşünür. Hatta hemen nişanlana­ b ilir de. Fakat aslında Yay ç ift karakterli burçlardan b irid ir. Tıp­ kı Balık ve ik izle r gibi Yay insanı da çabuk karar değiştire­ b ilir. Onun için de Yay kadını kısa süre sonra nişanlısını sev­ mediğini anlıyarak a y rıl­ maya kalkabilir. Nişan­ lıdan en fazla ayrılan kadınlar bu burçtan çı­ karlar. Fakat bina karşılık e vlilik konu­ sunda durum değişir. Yay kadını evlenene kadar erkeği iyice in­ celer. O ancak her bakimden kendisine uyğun bir eş seçtiği zaman evlenir. Onun için de Yay kadınları arasında boşanan pek azdır. M u t l u l u k Yay kadını kararını verip evlendikten sonra eşini mutlu etmek için elinden geleni yapar. Onun işinden başka ilgi duyduğu bütün konuları da öğrenmeye çalışır. Eşinin kendisini beğen­ mesi için uğraşır. Ko­

casının bütün zevklerini paylaşmak ister. Fakat Yay kadını bu arada fik irle rin i de açık açık söylemeye alışıktır. Onun için zaman zaman çok sevdiği eşini yüzüne karşı tenkid ettiği göBuna şaşmamak rülür. lazımdır. Zira Yay içine b ir şeyi kadını kendine dert atarak istemez. Bu etmek açık tenkidler de onun kocasından soğumasına en­ gel olur. Ç

o c u

9" : ' .

i , -

İ

rnılian /eheî

k

Yay kadını çocuk­ larına çok düşkündür. Ayrıca onlarla arkadaş olmasını da b ilir. Daima genç ruhlu olan Yay kadını çocuklarla çocuk olabilen tip tir. Onları fazla sıkmadcn y e tiş tirir. Fakat tıpkı eşine yaptığı gibi çocuklarının hata­ larını da yüzlerine vur­ maktan geri kalmaz. Hem kızdığı zaman ço­ cuklarına haşinleşmesi ka­ b ild ir. Fakat Yay ka­ dınları çocuklarınca çok sevilen ve daima genç kalan annelerdir. A ç ı k H a v a Doğum başka yıldız ve burç etkileri al­ mamışsa Yay kadını açık havaya çok düşkün olur. O spor yapmayı da sever. imkânları dahilinde bütün spor kollarında talihini dener. Yay burcundan çok ünlü kadın tenisçiler, yüzücüler, golfcüler çıkar. Spor yapamayen Yay kadını da hiç olmazsa açık havada dolaşır. Evine bağlcnıp kalmayı sevmez. Evdeki işle ri b itir ir bitirm ez hava soğuk da olsa hemen sokağa çıkar. T a l i h O y u n l a r ı Bu arada b ir tip Yay kadını da talih oyunlarına meraklıdır.

MAXİMİLLİAN SHELL

O spor yerine oyun kartlarını tercih eder. Aslında Yay kadını ahbaplığı sever ve bu yüzden de kulüplere üye olur. Üye olduğu kulüplerde de talih oyunlarıyla ilg ile n ir. Yay insanları kumarbaz değil­ dir. Fakat onlar birer çocuk gibi oyun severler. Tabii meraklarının bir neticesidir bu. Ayrıca yıldızları Bolluk ve Neşe tem silcisi Jüpiter onlara yardım eder. Bu yıldız talih oyunlarında da Yay insanına yardımcıdır. K

ı s k a n ç l ı k Hareketli b ir hayat sürmeyi ve dostluğu seven Yay kadını çok canlı b ir tip tir. Sevgi konusunda da kendisine has fik irle ri vardır. Aşık olduğu zaman fazla hassaslaşır ve hatta kıskançlığa bile tutar. Fakat Yay kadını için kıskançlık utanı labir cak şeydir. Onun de sevdiğini ne için kadar kıskanırsa kıskansın kadın hissini açığa bu vurmaz. Kafasını kullarak beğendiği kimsenin başkalarıyla olan İliş k i­

Yay kadınında yamazsınız. G

rastlı-

ü v e n i l e n

T i p Yay kadını doğum anında kötü yıldız etki­ leri almamışsa çok güvenilecek b ir tip tir. O İyi b<;# arkadaş, eş ve anne Oıur. Ayrıca kafası iyi çalıştığı İçin de başkalarının hatalarını çabuk görür. B ir dostu ona baş vurunca yol gösterir. Bu arada da asla kendi menfaat­ lerini düşünmez. İyi niyetli, dürüst ve yar­ dım sever Yay kadını gibi b ir dçst az bulunur. Onlar kendilerini beğenen tip le r de değillerdir. Yaptıkları yardımlardan dolayı övünmezler. On iki burç İçinde çok ko­ lay dostluk edilen kadın tiplerinden b iri de mu­ hakkak Yaydan çıkar. hafta Yay Gelecek burcunun para, iş, aşk durumunu ve sağlık anlatacağız.

lerine nihayet vermeye ça lışır. Bazı burçlarda gözüktüğü gibi kıskançlık kavgası yapmak, şüphe­ lenmek gibi özelliklere

2


X<£C £C O

YILDIZLARA DAİR YAY BURCU Jüpiter kendi burcu olan Yaya girince dünyada daha fazla huzur, bolluk, ne­ şe olur. Bu arada kitap neşriyatı artar. Biitüı dünya kitap ve dergi­ lerle ilg ile n ir. Onun için de naşirler için en uğurlu devre Jüpiter in ken­ di burcu olan Yay’ a girdiği zamandır. Yay burcu aynı zamanda fe l­ sefe, din ve büyük t i­ careti de temsil eder. Onun için Jüpiterln Yay­ da bulunduğu devrede bu konular da çok önem kazanırlar. Ticaret çok hızlanır. Diğer yıldızları da ahenkli olcn tüc­ carlar bu devrede çok büyük servet yapabilir­ ler. OĞLAK BURCU Aslında Oğlak burcu da cömert sayılmaz. Bu burç insanı çok çalıştıran ve ancak o zaman karşı­ lığını veren b ir karak­ tere sahiptir. Onun için de Jüpiter Oğlağa geç­ tiği zaman insanlar çok daha fazla ça lışırla r ama bunun karşılığını da gö­ rü rle r. Şimdi Jüpiter Oğ­ lak burcunda bulunmak­ tadır. Bu yıldız daha bir-' yıla yakın bu burçta ka­ lacaktır. Oğlak aynı zaman­ da hesabı da temsil eder. Onun için hesap kafasını kullanan kimse­ ler bolluk yıldızından ko­ laylıkla faydalanabilirler. Yalnız her hesap işinde çok dikkatli oimak ve teferruata da dikkat et­ mek lazımdır. Eğer planımzı İyi yapar, sabır­ la , çalışır ve şikayet de etmekseniz Jüpiter'in Oğlakta bulunduğu bu devreden kazançlı çık­ mamanız için sebep yok­ tur. Bu arada Oğlak burcu kemikleri de tem­ s il eder. Kemikleriiı en rahatsız olan kimseler de yine bu devrede dert­ lerine derman bulabilir­ ler. / KOVA BURCU Kova burcu da gerek cömert gerek neşell-

I

Boğa burcunda doğmuş olan Tom Jones Jüpiter'i kuvvetli bir san'atçıdır.

di. Jüpiter bu hava gu­ rubu burcuna girince in­ sanlar daha mutlu olu rla r. B irb irle rin e yar­ dım eder ve daha hu­ zurlu b ir hayat sürmeye çalışırlar. Sıkıntılar ve dertler azalır. Dostluk­ lar kuvvetlenir ve in­ sanlar daha iyi anlaşma imkanlarını elde eder­ ler. Bu arada Kova bur­ cu elektrik, modern bi­ lim ve geieceği de tem sil eder. Jüpiter bu burca girince insanlık için çok faydalı büyük buluşlar olur. Yine atom sahasında da ilerlem eler görülür. Jüpiterln Kova’da kaldığı her devre i l ­ ginçtir. Her sefer insan­ lığı hem memnun hem de şaşırtan yeni bu­ luşlar görülür. İnsanlar, endişe, kıskançlık ve üzüntülerden s ıy rılırla r ve dünyada daha büyük bir huzur olur.

BALIK BURCU Balık su gurubunun en cömert burcudur. Za­ ten Jüpiter de bu bur­ cun ikinci yıldızı sayı­ la b ilir. Jüpiter Balık bur­ cuna girince yine bol­ lukla karşılaşılır. Hayat daha rahat b ir hal a lır. Bu arada hastalar çok daha çabuk iy ile ş irle r.T ıp sahasında yenilikler ve buluşlar görülür. Bazı has­ talıklar tamamiyle orta­ dan kalkar. Yardım Der­ nekleri de Jüpiterln Ba­ lıkta bulunduğu devre­ lerde daha faydalı o lu r­ lar. Bu derneklere bu devrelerde daha da faz­ la yardım yapılır. Fa­ kat Balık biraz zevkle­ rine düşkün b ir burçtur. Onun için Jüpiter bura­ ya girmesiyle İnsanlar her zamankinden fazla yemeye ve içmeye başlarlar. Bu da şişmanlığa sebep o la b ilir.

Güzel kadınlara dikkat edin, burçları ne olursa olsun muhakkak V en üs'le­ ri çok kuvvetlidir. Güzel lik ve Sevgi y ıld ız ı B i­ rinci burca, İ2'inci burç­ ta veya T erazi yahut Boğa'da olursa k a rşı­ nızda son derece cazip ve güzel bir kadın bu lursunuz. XXX

HASTALIKLAR Bolluk ve Neşe yıldızı Jüpiter karaciğer, atar da­ m arlar, bacak üstleri ve koku alma duygusunu , tem sil eder. Jüpiter! kuv­ vetli kimselerin burun­ ları çok hassas olur. Yalnız Neşe ve Bolluk veren Jüplterin daima Iyi davranacağını sanmak da hatalıdır. Disiplin y ıl­ dızı Satürn veya Savaş Cazibe yıldızı M ars'la ahenksiz b ir hale geldiği zaman Jüpiter karaciğer bozukluklarına sebep ola­ b ilir . Bu yüzden Jüpi­ terln b e lirli burçlara g ir­ diği devrelerde yıldız­ larla olan ilişkilerin e dik­ kat etmek gerekir. Ay­ rıca bu yıldızın insa­ nı fazla şişmanlatacağı­ nı da unutmamak ge­ re kir. JÜPİTER) N UĞURLARI Bolluk ve neşe yıldı­ zının taşı turkuvaz, renk­ leri yeşilim si mavi ve turkuvazdır. Jüpiter özel­ likle Perşembe günleri gücünü gösterir. Yani Perşembe onun uğurlu günü sayılabilir. Bu arada 3 sayısı da bu yıldızın uğurları arasın­ dadır.

Buna karşılık Venüsü kuvvetli erk ek ler çok dik­ kati çeken tip ler olu rlar. Hele Venüs Boğa burcu­ na g ir e r s e erkek yakı­ şıklı olm asa bile, kadın­ la r tarafından çok beğe­ n ilir. xxxx E ğer doğduğunuz anda D eğişiklikler, Ani Baş­ langıç ve Sonuçlar y ıl­ dızı birinci burçtaysa s i­ zin çok renkli ve ha­ rek etli bir hayatımz ola ­ cak dem ektir. Fakat bu arada kim seye huzur verem iyeceğin izi de ilave edelim . Çünkü D eğişiklik y ıld ızı Uranüs birinci burç­ ta bulunduğu zaman in­ san çok canlı, çabuk ka­ r a r değiştiren ve hemen harekete geçen b ir tip olur. E trafindakileri çok fazla etk iler. Bu arada D eğişiklik y ıld ızı gerek erkek ve gerek kadınla­ ra çok fazla cazibe ve­ r ir . Bu yıldızda adeta miknatıs gibi b ir çeki­ cilik va rd ır. Fakat Uranüsü birinci burç­ ta olanlar, uzun süre asla rahat ve huzur içinde yaşayam azlar.

Bazen sebepsiz yere içinize b ir sıkıntı çöker. Ne yapacağınızı b ilem ez­ siniz. O gün muhakkak D isiplin y ıld ızı Satürn, Ay veya Savaş, Cazibe yıld ızı M a rs'la ahenksiz­ dir. Ne yaparsanız yapın. Bu karam sar etkiden kur­ tulam azsınız. Onun için böyle günlerde kendinizi oyalayacak bir şe y ler bul­ mak ve ciddi konuşma ve tartışm alara g ir iş ­ memek lazım dır. XXX

Cazibe ve Savaş y ıl­ dızı M ars insanlara y a r­ dım ed er. Onlara cesaret ve en erji v e r ir ve ham­ le yapmalarını da sağlar. Ancak M a rs’ın A y 'la ahenk­ siz günlerinde insan canlı d eğil s in irli veya hiddet­ li olur. Böyle ünlerde yeni iş le r e atılmak doğ­ ru değildir. XXX

Cazibe ve Savaş y ıl­ dızı ile Güzellik ve Sev­ g i y ıld ızı b irb irle riy le ahenkli olduğu günlerde büyük aşklar doğar. Seviş en le r aradıkları mutlu­ luğa kavuşurlar. XXX

Cazibe ve Savaş y ıl­ dızı ile Venüs'ün ahenk­ siz günlerinde ise se vg i­ li l e r b ir hiç yüzünden kavga edip d a rıla b ilirle r. N eyse bu etki uzun sür­ m ez.. XXX

"Durgun sular derin akar" d e rler. B söz özellik le su gurubu burç­ la rı için çok doğrudur. H isli, iç li, kıskanç Yen­ geç insanı düşünceleri­ ni g iz le r ve sevdikle­ rinin onlannı anlama­ sını arzu lar. A teşli, şüp­ heci, Akrep inşam ise için için sevdiğini k ıs­ kanır. Bu hissini de bel­ li etm ez. Fakat ani kav­ g a la r hep bu aşk ve kıskançlık yüzündendir. Balığın, hassas, iç li, se vim li insanı ise hep se vilm eyi arzular. Ancak bunu açıklamaktan da ç e ­ kinir. Balık burcundan b i­ rin i seven kimse sık sık ona olan aşkım b elli e t ­ m elid ir.

SAYIN OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE! Karakter ta h lili köşemize çok sayıda mek­ tup gelm ektedir. Bunlara ta rih sırasına göre cevap v e rilm e k te d ir. Acele cevap isteyen okuyucularım ız BİR LİR A L IK posta pulu ile açık isim ve ad­ re s le rin i aşağıdaki adrese g ö n de rm elidirle r. SAMANYOLU MECMUASI KARAKTERİNİZ SÜTUNU T a svir Sokak No. I Çaça loğ lu - İSTANBUL.


PUSSY CAT ÇANKAYA, ANKARA Sayın okuyucumuz siz Boğa burcunda doğmuş­ sunuz fakat yükselen yani birinci burcunuzda Yay bulunmaktadır. Onun içinde ahbaplığa düşkün, yeniliklerden hoşlanan, meraklı, hayattan zevk almıyı isteyen, maddeye, lükse düşkün, güzel bir evi olmasını arzu­ layan hoş bir tipsiniz. Bazı hayallerinizin hakikat olmaması şimdilik sizi üzüyor. Fakat zamanla istediklerinize kavuşacak­ sınız, Yalnız düşman­ larınız olduğunu bilin ve ona göre davranın. Çünkü bu kimselerden zarar görebilirsiniz. Sev­ gide çok talihlisiniz. Yine yaratıcı konular­ da da başarılı ola­ bilirsiniz. Çocuklarınız da sizi mutlu ede­ cektir. Yalnız miras ve başkalarının • para­ ları konularında dikkatli olmalısınız. Çünkü bun­ larda hem sürpriz var hem. de zararını göre­ bilirsiniz. Uzak yollar, yabancı memleketler s i­ zin için kısmetlidir. Bu sayede bol paraya ka­ vuşma imkânınız da vardır. Siz bir avukat yazıhanesinde tanışacağı­ nız biriyle evlenebi­ lirsiniz, Bu insan ne­ şeli, kültürlü, bilgiye, edebiyata önem veren konuşkan bir tip ola­ caktır. Ancak siz sevgi konusunda kıskançsınız. Bu yüzden eşinizi fazla sıkmanız ihtimali mev­ cuttur. Bu konuda ihti­ yatlı* davranmalısınız. Eğer çalışacak ve iş kura­ caksanız evleneceğiniz kimse sizin iş ortağınız olabilir. Sizi Koç, İkiz­ ler, Başak, Terazi burç­ larından veya bu burç­ larda kuvvetli yıldızları olan biri mutlu ede­ bilir. Fara konusunda biraz maddisiniz. Onun için varlıklı biriyle izdivaç yapmanız sizi daha mutlu eder. Sevgilinize gelince ken­ disi sandığınız gibi Aslan burcunda değil­ dir. Güneşi Başakta bulunmaktadır. Ayrıca Te­ razi burcunda kuvvetli üç yıldızı bulunmaktadır. Bu da kendisinin çok zevkli, güzelliklere düş­ kün ve biraz da çapkın ruhlu olduğunu göster­ mektedir, Para yıldızının Oğlakta olması kendisinin maddeye çok önem ver­ diğini de belirtiyor. Bu da aranızda bir anlaşma konusu olabilir. Yalnız sevgilinizin Cazibe ve Savaş yıldızı Yengeçte

bulunmaktadır. Bu onun kolay kolay kendisini koruyamadığını ve başı sıkışınca da kabahati başkasının üstüne ata­ cağına delalet ediyor. Onun için kendisini ez­ memeniz ve tam ak­ sine oha destek olmanız gerekir. Sizin gibi biriyle mutlu olmaması için sebep yok. Başarılar dileriz.

GELECEĞİM GÖK VE DENİZ, İzmir Sayın okuyucumuz siz Aslan burcunda doğ­ muşsunuz fakat yükselen burcunuz Terazidir. Böylece çok zevkli, haya­ tın tadım çıkarmıyı is ­ teyen, güzelliklere düş­ kün, lüksten hoşlanan, önde gelmeyi arzula­ yan, sevdiklerine bağlı, romantik, bir hayli ca­ zibeli bir tip olmuş­ sunuz. Para konusunda tuhaf bir tutumunuz var. Hesabınızı bilmenize rağ­ men, lüks olan şeyler uğruna rahatlıkla para hareıyabilirsiniz. Bu ara­ da Ayın kendi burcu olan Yengeçte olması daha sizi fazla etki­ lemektedir. Onun için de çok hassa, içli, biraz şüpheci, kinci ve kıskançsınız. Sizin, için yuva ve sevdik­ leriniz son derece önem­ lidir. Bolluk ve Neşe yıldızının dördüncü evde bulunması yuvanızda ve çevrenizde mutlu olaca­ ğınızı gösteriyor. Uzak­ lara gitmeyin. Ömrünüzün sonuna kadar bolluk içinde yaşıyacaksmız. E v­ leneceğiniz kimse size yabancıdır. O uzak bir yoldan gelebilir. Hatta yabancı olması ihtimali de vardır. Ken­ disiyle bir telefon ko­ nuşması, mektuplaşma so­ nucu tanışabilirsiniz. Ve­ ya bir yakın yahut bir arkadaş da onu sizinle tanıştırabilir. Sizi Kova, Koç, Boğa, burç­ larından veya bu burç­ larda kuvvetli yıldızları olan biri mutlu edebilir. Çalışacaksanız güzellikle ilgili konularda büyük başarı elde edebilirsiniz. Sizi seven ve yardım edecek dostlarınız ola­ caktır. Fakat bu arada yaşlı bir akrabanız da sizi çekememektedir. Ona dikkat edin. Kendisini hayatınıza karıştırmayınız. Haftalık ve yıllık falla­ rımızda Yengeç, Aslan ve Terazi'yi okuyunuz. Size başarılar dileriz.

BEN GAMLI .HAZAN Zonguldak Sayın okuyucumuz y ıl­ dız haritanızı sabah altıya göre çıkardık. Siz Pazartesi günü doğ­ muşsunuz. Oğlak burcundansınız ve birinci bur­ cunuzda da Oğlak var. Böylece tam bir Oğlak oluyorsunuz. Fotojenik o l­ duğunuz da anlaşılıyor. İnatçı, herkese güvenemeyen, hesap kafası iyi, maddeye önem veren, çalışıp yükse­ lecek ve çok zengin olabilecek bir insansı­ nız. Yalnız şüphecilikten vaz geçin. Çünkü bunun zararını görebilirsiniz. Neşeli • olduğunuz da anlaşılıyor fakat iç ale­ miniz pek karışık. Bu yüzden çok üzüldü­ ğünüz günler de var. Hayatın daima iyi yön­ lerini görmeye çalışın. Çünkü sizi güzel bir gelecek beklemektedir. Sevgi konusunda biraz düşüncelisiniz. Fikrinizi değiştirme ihtimaliniz var. Bu konuda sebat etmek gerekir. Evleneceğiniz kimse de sizin gibi maddeye önem veren biri olacaktır. O neşeli okumaya, edebiyata, ah­ baplığa önem veren şirin bir tiptir. Kendisi bankacı olabilir. Veya mali bir mohuşya iygiyehlemkerin. Sizi İkizler, Yengeç, Akrep burçlarından veya bu burçlarda kuvvetli yıldızları olan biri mutlu edebilir. Dört, beş ço­ cuğunuz olması normaldir. Bu arada ikiz çocuk­ larınız da olabilir. Yalnız yuvanızda daima mutlu olmak için ver­ diğiniz kararlarda sebat etmelisiniz. Karar deği­ şiklikleri sizin için iyi olmaz. Haftalık ve y ıl­ lık fallarımızda sadece Oğlak burcunu okuyunuz. Bu arada çevrenizi ge­ nişletip yeni ahbaplar edinmeye de çalışınız Başarılar dileriz.

NE ZAMAN EVLECEĞİM? H.E. Karabük Sevgili okuyucumuz bi­ ze doğum saatinizi vermemişsiniz. Onun için sadece yıldızlarınızın yer­ lerine bakabildik. Harita­ nızı çıkarmamız kabil olmadı. Siz Kova bur­ cunda doğmuşsunuz. Ayınız da Koçdadır. Bu arada su gurubunda dört kuv­ vetli yıldız bulunmakta­ dır. Bu duruma göre bir hayli hisli, düşün­ celi, dostluk ' sever, kıskanç, şüpheci, biraz da kinci bir tip olu­ yorsunuz. Yeniliklerden çok zevk alıyorsunuz. Yükselmeyi, dikkati çek­ meyi arzuluyorsunuz. Bu istediğinize de kavuşacak­ sınız. Evleneceğiniz kimse evde hakim olacaktır, O az konuşan, hislerini

belli etmeyi sevmeyen, olgun bir insandır. Sizin yapmaya kalkışacağınız ye­ nilikleri kabul* etemeyeceğini bilin. Bize saat verseydiniz size daha fazla yardımcı olmaya çalışırdık. Haftalık ve yıllık fallarda sadece Kovayı okuyun. Eğer saati bildirirseniz o za­ man size birinci bur­ cunuzla diğer özellik­ lerinizi de yazarız. Bu iki yıl içinde ev­ lenmeniz ihtimali çok fazladır. Başarılar dileriz, N. Ç. Kasımpaşa Sayın okuyucumuz siz Asi atı burcunda doğmuş­ sunuz fakat yükselen burcunuz Akreptir. Ha­ yatta ilerlemeyi isteyen, lükse, maddeye düşkün, paranın kıymetini bilen, dostluktan hoşlanan, gu­ rurlu, dostların yardı­ mına koşan fakat aynı zamanda kendilerini kıs­ kanan sevdiklerine çok bağlı, şüpheci, cana yakın bir tipsiniz. Bu arada aşka gereğinden fazla önem verdiğinizi de belirtelim. Yüzünüzde veya bacağınızda iri bir ben, leke veya iz olduğunu sanıyoruz. Siz hayatta kolaylıkla ile r­ leyip yükselebilecek bir tipsiniz. Evleneceğiniz kimseyi de kendiniz seçeceksiniz. O evine çok düşkün, güzellik­ leri seven, size çok bağlı biri olacaktır. Emlâk, toprak çiftçilikle ilgili olabilir. Mimar olması da kabildir. Çevrenizde mutlusunuz. Uzaklar sizin için fa z­ la sürprizlidir ve pek de mutluluk getirmez. Yuvanızda çok mutlu olacaksınız. • Ayrıca dost­ lar daima sizi destek­ leyeceklerdir. Eğer ça­ lışırsanız iş hayatınız ında başarılı geçeceğini bilin Yaşlı kimselerden daima yardım göre­ ceksiniz. Bu arada mi­ ras ve başkalarının pa­ ralarından yararlanacak­ sınız. Bu hususta da talihiniz açıktır. Sizi Koç, Boğa, Yengeç, Başak burçlarından veya bu burçlarda kuvvetli yıldızları olan biri mutlu edebilir. İç ale­ miniz çok zengin. Bir bakıma faydalı ama sakın iç aleminizin mantığımzı etkilemesine izin vermeyin. Haftalık ve yıllık fallarımızda Aslan ve Akrebi izleyiniz. Başarılar dileriz. SEV BENİ, SEVEYİM SENİ, M. P. Samsun Sayın okuyucumuz siz Oğlak burcundan olmakla beraber yükselen yani birinci burcunuz Aslandır. Böylece tezatlar içinde bir insan haline gelmiş­ siniz. Hem ciddi, hem güler yüzlü, hem cömert

hem tutumlu, lükten hoşlanan fakat bir ta­ raftan sadeliği seven, inatçı, gururlu, herkese güvenemeyen, insanların iyiliğini isteyen, biraz da kıskanç bir tipsiniz. Hemen dikkati çekiyor­ sunuz. Kardeşler ve yakınlar konusunda biraz dikkatli olun. Çünkü bazı geçim sizlikler gö­ züküyor. Buna karşılık yuvanızda mutlusunuz. Sev­ gi konusunda ise inadı bırakın. İnat etmezseniz istediğiniz gibi mutlu olmanız kabildir. E v li­ lik hayatınız sizin ina­ dınız yüzünden biraz çe­ kişmeli geçeceğe benzer. Fakat bir bakıma da renkli ve zevkli bir hayat olacaktır bu. E v­ leneceğiniz kimse çok kültürlü, kafalı, iyi ni­ yetli, yeniliklerden hoş­ lanan, zevkli bir insan olacaktır. Fakat onun inada ve kaprise taham­ mülü yoktur, kendisiyle bir büroda karşılaşabilir­ siniz. Eğitimle de ilgisi olabilir. Hayatınızda her istediğinizi elde edece­ ğinizi bilin. Fakat bu arada ideal sandığınız bazı şeylerin iç yüzü­ nü anlıyarak bunlardan vaz geçmeniz gereke­ cektir. Sizi Yay, Balık, Koç burçlarından veya bu burçlarda kuvvetli yıldızları bulunan biri mutlu edebilir. Para konusunda kendini 21i boş kuruntulara kaptırmayın. Her istediğinize kavu­ şacaksınız. Haftalık ve yıllık fallarımızda Aslan ve Oğlak burçlarını okuyunuz. Size mutlu­ luklar dilerim.

* EKSİK SAYILARINIZI BİZDEN İSTEYİNİZ!SAMANYOLU Okuyucu­ larımızdan aldığımız mek­ tuplardan, okuyucularımızın bazı sayılarımızı bula­ madıklarını öğrendik. Okuyucularımız eksik, sayılarını her sayı için 250.’Jçrş. pul göndermek suretiyle Müessesemizden temin edebilirler. ADRES: SAMANYOLU Mecmuası Cağaloğluf Tasvir Sok. NO: I . İSTANBUL

*


midi ile kendini Lord Patrick'in kızı olarak tanıtır ve şatoda yaşamağa başlar, Liz kısa zamanda değişmiştir. Suç ortakları bu işe sinirlenmektedir, Liz bir gün arkadaşı ile bahçede münakaşa ederken, Patrick pencereden orada olan konuş maları duyar,

Adını söylemedi ama gerçek bir bey. Sanki b ir Lord.


1

itirazın yok sanırım


BARDAKTAKİ PATRİCK’ İN FIRLATIR.. H

VİSKİYİ YÜZÜNE

PATRICK TAŞ KESİLMİŞTİR ADETA. NE KONUŞACAK NE DE KIMILDAYACAK GÜ­ CÜ BULAMAZ KENDİNDE.

V »

B ir

dakika Liz!


fakat

bu

sedme

NİN ŞİDDETİYLE Lİ; BAŞINI DUVARA ÇAR PAR..

Yaralandın mı?

Seni ilk götüreyim.

yardıma İlk yardıma sen git ve bir daha çıkma oradan!. ----------i /------


DENGELİ BESLENME VE VİTAMİNLERİN CİLT ÜSTÜNDEKİ ET­ KİLERİ Sevgili okuyucularımız dengeli beslenme ve v i­ taminler bahislerinde size vucudünüzün sağlığını ko­ ruyacak besinleri anlat­ mıştık. Bu sefer de aldığınız besinlerin c ilt üstündeki etkilerinden bah­ sedeceğiz. Beslenmenin c ilt üstünde direkt etkisi vardır. Bazan kadife gibi fevkalade bir c ilt gö­ rerek sahibine gıpta edebilirsiniz. Bu cilde hangi pahalı losyon ve kremler sayesinde sahip olduğunu düşünebilirsiniz. Evet, bu güzel cildin sahibi muhakkak yüzün her sabah ve akşam dikkatle temizliyordu. Ama sandığınız gibi c ilt güzelliğinin baş sebebi de kremler değil dengeli beslenmedir. CİLT GÜZELLİĞİ VE SİNDİRİM SİSTEMİ Yüzünüzün güzelliğinin sindirim sistemiyle yakın­ dan ilgisi vardır. Eğer cildinize yararlı be­ sinler alıyorsanız bu sayede kadife gibi pü­ rüzsüz, berrak ve güzel b ir tene sahip o la b ilir­ siniz. Fakat cilde do­ kunan besinleri yemeyi adet edinmişseniz o zaman yüzde pütürler, sivilceler, kızartılar, ka­ şınma, donukluk ve hatta akne bekleyebilir­ siniz.

V5

CİLDE ZARARLI BESİNLER C ilt için en zararlı sayılcn besinler kızart­ malar, baharatlı, biberli yiyecekler, turşular, tuzlu balıklar, her türlü al­ kollü içki, fındık, fıstık gibi ağır kuru yemişler, her türlü patlıcan ye­ mekleri, çikolata, kakao, havyar, balık yumurtası, hardal, fazla sirkeli yiyeceklerdi. Bu arada fazla kahve de cilde zarar verebilir. Bu say­ dıklarımızın çoğu son derece lezzetlidir tabii. Güzelliğine çok önem veren bir kadın bile zaman zaman iradesini kullanmıyabllir. Zaten cildi güzel tutmak için bütün bu yazdıklarımızdan ömür boyunca mahrum olmak gerekmez. Sadece böyle cildi bozan besinlerden sonra sindirim sistemini temizlemek be bu kötü etkileri gidermek gerekir.

SİNDİRİM SİSTEMİ Saydığımız besinler ka­ raciğere ağır gelmekte ve bu yüzden gerek suratta gerek vucutte bazı c ilt kusurlarına sebep olmaktadır. Bu tip ağır besinlerden son­ ra karaciğeri b ir tonikle takviye etmek yerinde olur. Eğer bir müshil almıyorsanız o zaman bir iki şişe tabii soda içmenizi tavsiye edeceğiz. Eğer tadı sizi rahatsız etmezse ağır yiyeceklerden sonra ertesi sabah aç karnına iç i­ lecek bir Karlsbad Tuzu

gibi kuruluğu geçmiyorsa o zaman vitamini tablet halinde almanız doğru olacaktır. B Compleks vitam inleri içinde B2 bulunur. Bu arada al­ kollü içkiler cildi bir hayli kuruturlar. Eğer cildiniz çok kuruysa bir süre alkollü içki iç­ memeniz de yerinde olur. cildin çok güzelleşmesini ve kötü etkilerin gi­ derilmesini sağlar. Yine ağır yemekler yenilen veya içki içilen bir gecenin sabahında 2 adet B Kompleks vitamini hem karaciğeri korur hem de cildinizde kusurlar o l­ masını önler. VİTAMİN EKSİKLİK­ LERİ Bazı vitamin eksik­ likle ri dolayısıyla yüz cildinizde bazı kusurlar gözükebilir. Siz bunun farkında olmadığınız için cildinizi güzelleştirmek üzere türlü çareye baş vurabilirsiniz. Halbuki ge­ rekli vitamini almakla cildi düzeltmek kabildir.

KURU CİLTLER C ilt çok kuruysa o zaman vucutte B2 vitamini eksikliği olduğu anlaşılır. Bu vitaminden 'Güzellik Yaratan’ diye de bahsedilir. B2 ciltten başka saça da iyi gelir. Saçların kuruma­ sını, dökülmesini önler. Bu vitaminin en fazla bulunduğu besinler şun­ lardır. Süt, tereyağ, taze yumurta, dana ciğeri, bakla, kuru fasulye, mercimek, bezelye, taze fasulye, buğday ekmeği, çavdar ekmeği, her türlü taze sebze ve meyva. Bu besinleri almanıza rağmen cildinizin kâğıt

YAĞLICİLTLER Aslında cilt, saç ve diş ailemizden aldığımız şeylerdir. Anne veya babmızın gür saçlarını, yine onlardan birin cildini ve dişlerini a lırız. Yani cildiniz muhakkak bunu anne veya babadan alm ışslnızdır. Yine kuru c iltli b ir genç kızın annesinde hatta büyük annnesinde aynı tip c ilt vardır. Ancak bu arada aileden aldığımız bu özelliklere biz de beslenme ve yaşayış tarzımızla bazı şeyler katarız. Cildiniz çok yağ­ lıysa bunu c ilt bakımıyla düzeltmeye çalışırsınız. Lâkin bu arada besin­ lere de dikkat etmek gerekir. Çünkü yağlı ciltle re yağlı besinler yaramaz. Her türlü hayvani yağlar, tavalar, ağır ta tlıla r, nişastalı yemeklerden kaçınmak, bol taze eyva, ve kabilse çiğ sebze yemek ge­ re kir. Domates, portakai suları da yağlı ciltlere çok iyi gelir. A vitamini de bu ciltle r için çek yararlıdır. A vitaminin en çok havuçtan sağ­ layabilirsiniz. Fakat inançiarın aksine çiğ değil haşlatmış havucın çok daha yararlı olduğu da anlaşılmıştır. Bu arada cildi bozan ağır besinlerden de kaçınmak gereklidir tabii.

AKNELİ VE SİVİL­ CELİ CİLTLER Yüzde akne olması cildin yağı:, mesamatın açık olduğunu ve ağır besinler yemi laiğini gös­ te rir. Bu durumda ağır besinleri kesmek ve bol A vitamini almak gerekir. Yine C vitamini de cildin berraklaşmasına yardımcı olur. İçinde A vitamini bulunan besin­ ler şıkla rd ır. Süt, yumurta sarısı, limon, portakal, greypfrut, mandoline, domates, ma­ rul havuç, hıyar, semizotu, karaciğer, ıspanak. Akne için ayrıca günde ijç adet A v i­ tamini almak da çok faydalıdır. PÜTÜRLÜ CİLTLER Pütürlü çitle r eğer iyi temizleniyor ve bu kusur geçmiyorsa o zaman yine besinlerinizde yeteri kadar A vitamini olmadığı anlaşılır. Yağlı ciltlerde yazdığımız be­ sinlerden bol bol yeme­ niz yerinde olur. Özel­ likle haşlanmış havucu zeytinyağ ve limonla salata gibi y iy e b ilir­ siniz. Veya bunu haş­ layıp tereyağla sote yapabilirsiniz. Devamlı havuç yemekle cildiniz berraklaşacak ve pürüzler de yok olacaktır.


EĞER CİLDİNİZDE m KIRMIZI HAKİMSE Günümüzde c iltle rin renklerini değiştiren fon­ dötenler çıkm ıştır. Ancak bunların y e rlile ri bulun­ mamaktadır. Yeşil, ef­ latun, sarı, vs. gibi siklamen ve renkleri yüze sürerek zaman dudak boyası kul­ cildi beyaz göstermek rubi Yüz fazla bile kabildir artık. Fa­ lanmayın. kat bunları temin ede­ sarıysa pembe bej tonun mediğinizi düşünerek k ır­ daha koyucasından fondöten mızı yüzlüler için bazı ve pudra kullanın. Nar tavsiyelerde bulunalım. çiçeği, kızılcık rengi Fondöten ve toz pud­ rujla r sürün. Yine koyu ranızı sarı ve bej mercanımsı allıklar c il­ tonlardan seçin. Asla din rengini daha hoş pembe renkleri kullan­ hale koyacaktır. mayın. Çünkü yüzünüzü daha kırmızı gösterir. BUĞDAY TENLİLER İÇİN Dudak boyanız kıpkır­ Fondöten ve toz mızı olmalıdır. Bu yü­ pudrayı şeftali veya zün daha açık durmasını sağlıyacaktır. Ama nar kayısı renklerinden seçin. Dudak boyaları tuçiçeği al değil, koyu runcunumsu kırmızı, sa­ kiraz ve açık vişne kırmızı olmalıdır. rengi yüzünüze daha rımsı iyi gider. ESMER TENLİLER İÇİN PEMBE CİLT İÇİN Fontöten ve toz pud­ Raşel fondöten ve rayı içinde pembe bulun­ toz pudra kullanın. mayan açık bej ton­ Allıkla dudak boyanız tonda olm alıdır. lardan seçin. Dudak aynı kırmızısı du­ boyası içinde mavi Portakal size iyi bulunan kırmızı, sik­ dak boyası Tezat renk ola­ lamen ve rubi ton­ gider. mercan pembesi larda veya koyuca pem­ rak de esmerlere yakışır. be olmalıdır. CİLTTE MAVİ RENK PEMBE BEYAZ HAKİMSE CİLT İÇİN Bütün beyaz renk­ Pudranız ve fondö­ pembe beyaz­ teniniz için de pembe lilerde, mavilik bulunur. bulunan bejimsi bir larda pembe fondöten tonda olm alıdır. Ya­ Açık naklarınıza pembelik sü­ rün. Dudak boyanız pem­ be veya açık kırmızı GÜZELLİĞİN olabilir. BEYAZ TEN İÇİN Dupduru beyazlık artık makbul bir şey sayıl­ mamaktadır. Cildinizden hiç olmazsa iki ton koyu ve hafif pembemsi yahut bejimsi tonda fon­ döten ve pudra kullanın. Dudak boyasının pembe tonlarda olması yerindedir. Yanaklara da toz pembe allık sürün. Kırmızı rujdan kaçının cildinizi daha beyaz gösterir. FİLDİŞİ TENLİLER İÇİN Bej rose denilen pembemsi bej pudra cildinize iyi gidecek­ tir . Fondöteni de aynı renkten seçin. Dudak boyaları kırmızı, tu­ runcu ve mercan ren­ gi olmalıdır. Hiç bir

renginiz

Y ukardaki r e s i m l e r ­ de k ü ç ü k le r i ç i n h a z ı r la n m ış i k i d e ğ i ş i k k ı ­ y a f e t v e r iy o r u z ' K ü ç ü k le r de g i b i bu y ı l modaya uyu­ y o r la r ve k ı y a f e t l e r i n i k a r e l i kum aşlardan ha z ır lıy o r la r , Ç i z g i l i ku m a şla r da k ü ç ü k le r i ç i n i d e a l sa y ıla b ilir ,

ve toz pudra kullan­ mak uygundur. Sarı pudradan kaçının. Yanak­ lara pembe allık gerek­ lid ir. Dudak boyasını da pembe tonlardan seçin. Parlak kırmızı ve turuncu renkler size gitmez.

AHENKLİ MAKYAJ Cildinizin renginden memnun olabilirsiniz. Bel­ ki de cildiniz ve ve saçla'iniz güzel bir ahenk medana getiriyor ve yaptığınız makyajla daha da güzel olmayı başarıyorsunuz. O zaman mesele yok tabii. Ancak ci İt renginizden memnun değilseniz veya üunur saçlarınıza uymadığını dü­ şünmekteyseniz bazı ça­ relere baş vurarak bu problemlerinizi hallet­ mek de kabildir tabii. Başka bir sayımızda c ilt ve saç rengine uygun makyajı verece­ ğiz. Ancak şimdi de yüz renklerine göre yapabileceğiniz şeyleri kı­ saca anlatalım.

YARDIMCIS

H e r g en ç k a d ın , k a ş la ­ r ı n ı n muntazam o lm a s ın ı , i s t e r . Bunun en b a s i t ça. r e s i n i s i z l e r e yu kard aki r e s im le r d e g ö sterm eğ e ça lış tık . B ir ka lem a l ı n , ve bu nu burnunuzun ü z e r in d e , t u tu n . K alem in ç i z d i ğ i , k ı s ım la r k a ş ı n ı z ı n y e r i , o la c a k t ır :


KAYBOLAN KOPEK B ir adam k a r ıs ın ın kaybolan k ö p e ğ in i bulm ası i ç i n D e d e k tif P o i r o t 'a mektup ya _ z a r . 0 adamla görüşen P o ir o t beşyüz S te r l i n g k a r ş ılığ ın d a köpeğin ia d e e d i l d i ğ i n i ö ğ r e n ir .

Poirot sadece gülümsedi. -"Tabii kocam bu işe fe v ­ kalade sinirlendi. Daha doğrusu müthiş kızdı'." Poirot mırıldandı. "Parayı yol­ lamadan evvel onun fikrini sor­ madınız m ı?" Kadın kaşlarını çattı. "Ne münasebet'." Poirot soru sorar gibi, ba­ kınca kadın anlattı. "Köpeğimin hayatını bir an için bile teh­ likeye atamazdım, Jacob polise gitmemizde ısrar edecekti. Za­ vallı sevgili Nanki Poo. Kocama durumu daha sonra anlatmak zorunda kaldım, Çünkü bankadan çekmiştim parayı," Poirot mırıldandı. "Haklısınız.,, Haklısınız," -"Onun bu kadar kızdığını hiç bilmiyorum," M rs. Samuelson bileğindeki zümrütlü bileşiği düzeltti. "Erkekler paradan başka bir şey düşünmüyorlar doğrusu." XXX 5

Hercule Poirot, asansöre binerek Sir Joseph Hoggins'in bürosuna çıktı. Kartını gönderince kendisine beklenmesi söylendi. Milyoner meşguldü ve kendisini biraz sonra kabul edecekti. Nihayet Sir Joseph'in odasından kibirli bir sarışın çıktı, Genç kadın elindeki kağıtları bir masaya bırakıp Hercule Poirot'u da kurumla süzdükten sonra ağır ağır uzaklaştı. Bir dakika sonra da dedektifi Sir Joseph'in odasına aldılar. Adamın çenesinde hafif bir ruj izi vardı. -"Oturun Mösyö Poirot. Bana v e ­ receğiniz bir haber var mı? Dedektif, "İş son derece basit,” dedi. "Her sefer paranın bir pan­ siyona veya ufak bir otele gönde­ rilmesini istem işler. Oralarda bir kapıcı veya müracaat memuru da yok. Giren çıkan da pek belli de­ ğil. Bu durumda hırsızın içeriye girerek holde duran zarf rafından para dolu mektubu alıp gitmesi çok kolay. Sonra zarfa boş kâğıtlar ko­ yarak yine aynı yere bırakmış. Onun için her tahkikatın sonu çık­ maza gird i." -"Yani siz hırsızın kim olduğu­ nu anlıyamadmız m ı?" -"B azı fik irlerim var. Bunları anlamak bir kaç günümü alacak."

AGATHA CHRISTEE

Sir Joresph merakla ona bak­ tı, "İyi. O halde bir şey öğrendi^ ğiniz zaman bana haber v e rirs in iz." -"Evinize gelip durumu anlata­ cağım ." Sir Joseph, "Eu işin iç yüzünü anlarsanız fevkalade olacak," diye mırıldandı. Hercule Poirot gülümsedi, "Ba­ şarısızlık söz konusu değil, Hercu­ le Poirot asla başarısızlığa uğ­ ramaz . Sir Joseph Hoggins, ufak tefek adama bakarak sırıttı. "Kendinizden çok eminsiniz değil m i?" -"E vet, fakat haklıyım." -"Öyle olsun." Adam arkasına yaslandı, 'İnsan yenilgiye uğradığı zaman bir daha gururlanamaz." XXX Hercule Poirot elektrik soba­ sının önüne oturmuş uşağına em ir­ ler veriyordu, "Anladın değil mi Georges?" -"E vet efendim." -"B ir daire veya belki de kü­ çük bir ev olabilir. Bunun yeri de belli bir sınır içinde kalıyor., Park'ın Güneyi, Kensington K ilis e ­ si, Knightsbridge Yolu ve Fulham caddesi arasında kalan bölge.” -"Çok iyi anlıyorum efendim." Poirot mırıldandı. "İlg i çekici küçük bir olay. Anladığım kadarı biri bu işi çok iyi tertiplem iş. Onun çok zeki biri olduğunu ka­ bul ediyorum. Keşke müşterimden hoşlansaydım. Fakat o Liege'de ta­ nıdığım bir sabun tüccarına benzi­ yor. Adam sarışın sekreteriyle ev ­ lenebilmek için karısını zehirle­ di ydi," George ciddi ciddi başını salla­ dı, "O sarışınlar insanın başına bela açıyorlar," XXX

7

George üç gün sonra dedektife gelerek, "İşte adres efendim." dedi. Hercule Poirot uşağının uzattığı kağıdı aldı. "Fevkalade bir başarı bu George. Peki hangi gün." -"P erşem b eleri efendim." -"Perşem be ha. Bugün de P e r ­ şembe. Talihimiz var, O halde hi gecikm eyeceğiz." Y irm i dakika sonra Hercule P o i­ rot, kibar bir caddenin arkasında kalan sessiz bir sokakta bir bina­ ya giriyordu. Asansörü olmayan es ­ ki apartmanda üçüncü kata çıktı dedektif. Üst kata gelince durup bir ne­ fes aldı. O sırada on numaralı daireden bir ses aksetti. Bir köpek

havlıyordu. Hercule Poirot kendi kendine gü­ lümseyerek zili çaldı. Köpek daha yüksek sesle havlamaya başladı. B i­ ri yaklaştı ve kapı açıldı, Miss Amy Carnaby, dedektifi gö­ rünce elini göğsüne götürerek öyle kaldı. Hercule Poirot, 'İçeriy e girmeme izin v e rir m isiniz?" diye sordu. Fakat müsaadeyi beklemeden eve daldı. Sağ taraftaki oturma odasının kapısı açıktı. Dedektif doğru oraya gitti. Miss Carnaby de sanki uyku­ da gezerm iş gibi Belçikalının pe­ şinden geldi." Oda çok küçük ve eşya doluydu. Yaşlıca bir kadın şöminenin önündeki divanda yatıyordu, Poirot içeriye girince bir pekinuva köpek divan­ dan atlıyarak havlaya havlaya. yak­ laştı. Dedektiften şüphelendiği bel­ liydi. Poirot, "Ah, oyunun baş aktörü" dedi. "Seni selamlarım küçük dos­ tum." Miss Carnaby kendisini biraz toplar gibi olmuştu. Hafif bir ses­ le mırıldandı. 'Demek anladınız?" Hercule Poirot başını salladı. ”Evet anladım." Divandaki kadına bak­ tı. "Ablanız galiba," Miss Carnaby düşünmeden ko­ nuştu. "Evet, Emily.. Sana Mr, poirot'u tanıştırayım ." Emily Carnaby dehşetle içini çek­ ti. "Oh." Amy Carnaby emretti. "Euraya gel Augustus." Pekiniuva köpek Poirot'a saldırmaktan vazgeçerek, kuyruğunu hafifçe sallayarak dön­ dü. Dedektif, eğilip küçük köpeği aldı. Bir koltuğa yerleşerek Augustus'u da dizine oturttu. Sonra, gülümseyerek, 'Demek sonunda baş aktörü ele geçirdik." dedi, Amy Carnaby'nin yüzü kireç göbiydi, "Sahiden her şeyi biliyor mu­ sunuz Mösyö Poirot?" Dedektif başını salladı. "Bildiğimi sanıyorum. Bu işin beyni sizsiniz. Augustus'un yardımıyla bu oyunu tertiplediniz. Sahibinizin köpeğini her günkü gibi dolaştırmaya çıkardı­ nız. Onu buraya getirdiniz. Sonra onun yerine Agustus’u alarak geri döndünüz. O dadıyı bulacak olsak kendisiyle konuştuğunuz s ıra ­ da yanınızda bir pekinuva köpek olduğuna yemin edebilir sanı­ rım . Siz dadıyla konuşurken ka­ yışı kestiniz. (Devamı v ar)


iim m iii m

. i

Bu sayfam ız da s îz le r e e ş i

kazak örülmekte d ir. Önündeki , araba m otifi la cive rt olarak işlen m iş tir. Araba mo-

mümkündür.. Bu m otifi

lüzum

yokara~ aynen o ebadını


İ.T

müzik dünyamız

Füsun Önal Atilla Özdemiroğlu Tekrar beraber yaşamaya başladı B ir süre önce Atilla'nın karısından ayrılamayacağı için tekrar evine dönmesi ile yalnız kalan Füsun Önal şimdi çok mutlu. Z ira Atilla tekrar ona döndü. Ev­ lilikten kimse bahsetmiyor. Biz böyle de mesutuz diyorlar. Her sabah Mecidiyeköy sakinlerinin gözleri önünde kocasını işe gönderen ev hanımları edası ile Atilla'ya el sallayan Füsun Önal artık böylesine de razı olmuş. A tilla ise kara bahtım kem talihim de­ yip, her akşam Füsun'a geliyor. Öte yandan Füsun’un şansı ansızın açılıverdi. Saf prodüksiyon yani, sevgilisinin hesabına doldurduğu "F lö rt" kuruldan geçip de şansı açılınca sevinen şarkıcı son plağı "Senden Başka" ile listelerin sırasına çıkıverdi. Şu günlerde aşkta keybediyoruz bari işte kazanalım dercesine çalışan Füsun'un is­ tikbali artık Al

TANSU Şirin b ir kız Tansu.. Neşeli, gönlü her güzel­ liğe aşık hayat dolu bir insan. Öyle büyük tutkula­ rı, erişilm esi imkânsız is­ tekleri yok yaşamında. Sa­ dece tek şey istiyor: İyi bir şarkıcı olabilmek. Ve onun içindir ki git­ miş taa İtalya'ya. Ve onun içindir ki çifter ç if­ ter atlıyor sınıflarını. Çok değil gelecek se­ ne müzun olmuş göre­ ceğiz onu sanırız. Bü­ tün bunlardan sonrası için bakın ne diyor kendisi: "Tahsilim bittikten sonra İtalya’ da kalıp as solist olmayı hayal etmiyorum. Ancak böyle bir imkân bu­ lursam, ya da bir fırsat çıkarsa tabii ki yararlanı­ rım bundan.." Geçenlerde ta tili için yurda döndü Tansu. Ayağının tozu ile de girdi stüdyoya. Sabahın erken saatlerine kadar da çalıştı en iyisini, daha güzelini yapabilmek için. Zaten onun hayat düsturu.. Daima en iyiyi yapmaya çalışmak. Ulaştığınla yetinmeyip daha büyük aşamalara , girmek. Daha doğrusu kendi kendini aşmaya çalışmak. Doğa sevgisi önemli bir yer tutuyor Tansu'nun hayatında. "İnsan kendini buluyor oralarda. Daha hür olduğunu hissediyor, bir başkalık geliyor kişiye.." B ir başka merakı da antika. Fırsat buldukça topl«dığı eserlerle iddiasız fakat oldukça zengin bir koleksiyon yapmış. Spor giyimden, sadelikten hoşlanı­ yor. Makyajı hiç derecesinde, o da mecbur kaldıkça yapıyor. Ve ökçeli ayakkabıdan da nefret ediyor., işte b ir çırpıda TANSU sîzlere..

Kurtalan Ekspres tek­ rar çalışmalara başla dı.. Yakında izinli ola­ rak gelecek olan Barış Manço'ya eşlik edecek olan Kurtalan Ekspres'te bazı değişiklikler oldu.

^ E s k i şarkıcılardan Öz­ kan Kaymak tekrar müzi­ ğe döndü. Şarkıcı ilk çıkışını plaktan yaptı. Ya­ kında sahneye çıkacak. £ Ayla Dikmen uzatmalı sevgilisi ile evlenmeye hazırlanıyor. Genç şarkıcı bir süredir hiç bir çalışma yanmadı.

...................................... FÜSUN ÖN AL 2. Avuçlarımda hala sıcaklığın v a r.... Z A F E R DİLEK 3. Kozan Dağı .................................................... ERSEN 4. Ağlıyormuşsun .................. ...................... ÖMÜR GÖKSEL 5. Öyle sarhoş olsam ki ...................... TANJU OKAN 6. Askoros deresi ............................. CEM KARACA 7. Düşenin dostu olm a z...... AĞRI DAĞI EFSANESİ 8. Sıla Güneşi ..................................... TİMUR SELÇUK 9. B ir Garip Y olcu ..................... YURDAER DOĞULU 10. Aşkın beni neyledi ...................................... TANSU

Ç — tür mı—m

..........

Ersen-Kardaşlar toplu­ luğu ilk çıkışlarında ol­ dukça şanssızdılar. Top­ luluk büyük üm itler ile gittiği ankara'da gazino­ nun iş yapmaması yü­ zünden lo günden fazla çalışamadı. Aslında mu­ kaveleleri 3o günlüktü. Ve bir de konser vere­ ceklerdi. Boş salonlara , söylemektense İstanbul’ a , dönmeyi tercih ettiler ve öyle de yaptılar. Şimdi İstanbul’ un ünlü gece ku­ lübü Playboy ile temas halindeler. Şayet anlaşabi­ lirle rse showiara çıka­ caklar. Öte yandan Ersen-Kardaşların eski arkadaşları Cem Karaca ve Moğollar'da ikinci solo kon­ serlerini v e rd ile r.İlk kon­ serlerinde çok boşa­ n sız görülen topluluk bu konserde biraz daha dü­ zelmiş görüldü. Ama y i­ ne de isim lerine yakışır b ir müzik ortaya koya­ madılar. Bu konserleri de hayra oldu yine para alamadı lar.

J D O

IiT T T

S T J IL ıE

Dönüşüm Grubu geçen hafta Türk Hafif Batı müziği tarihinin en ilginç olayının kahramanı oldu. Esin Af­ şar’ ın sebebiyet verdiği olayda Dönüşüm, Ankara'da hayatlarının en kötü anlarını yaşarken İstanbul’ daki konserleri için de büyük bir intikam programı hazır­ ladılar. Olayın gelişimi ve nedeni şudur: Rusya gezisinde b irb iri ile çok iyi anlaşan Esin Afşar ile Dönüşüm dönüşlerinde de birlikte çalışma kararı a lırla r. Beraber konser turne ve gazino ça­ lışmaları için anlaşırlar. Ne var ki Rusya dönüşü da­ ha hiç bir iş yapmadan Esin Afşar Tokyo’ya gider. Bu arada 3 büyük şehirden 3 konser teklifi a lırla r. Dönüşüm Esin ile daha önceki anlaşmalarına güvene­ rek teklifi kabul eder İlk konser Ankara'da olacak­ tır. Ve Kasım ayının 27'sinde. Esin Afşar yurda dönüp de konseri öğrenince sanki daha önce anlaşan o değilmiş gibi büyük bir s in irlilik ile ben çıkmam Ankara’ da diye d ire tir. Sonra tekrar razı olur ve Dönüşüm otobüs tutarak bütün aletleri ile Ankara'ya gider. Tam konserin başlayacağı bir sırada Esin Afşar yine ben çıkmam diye d ire tir. Halka rezil ol­ mamak için Sıkı Yönetime giderek onlar vasıtası ile konseri tehir e ttirir. İşte Dönüşümün kötü alın yazısı da bu anda başlar. Konserden para alacağını tahmin eden grup Ankara’ da beş parasız kalıverir. Karınları aç, otelsiz ve kendilerinden para isteyen bir otobüs ile başbaşa ka lırlar. Şoför alacağı paraya karşılık aletleri rehin alıp gider. 24 saat Ankara ayazında otobüs garajlarında borç para arayan 7 genç birisinden (hiç tanımadıkları) 25o lira bulup İstanbul'a döner. Şimdi büyük bir nefret ile Esin Afşar'ı arıyorlar. Ve İstanbul’ daki konserleri fçin neler düşünüyorlar neler... t


C E M

G

Ö

K M

E N

Sizin İçin Sonsuz mutluluklar ve bu haftaki müzik köşem ize hoş geldiniz. B ir Türk m üzis­ yeninden söz etmek is t i­ yorum bu yazımda s iz le r e .. İsm i Şefik Uyguner. Evet tam anlamıy­ la komple bir müzisyen olan U yguner'i övmek için önce onu tanımak v dinlemek gerek. Hatırladığım kadarıyla y ıl­ lar önce Oryantal is im ­ li bir restoranda piya­ nosu başında günün po­ püler şarkılarını söyle­ yerek etrafm dakileri co ş­ turan Şefik Uyguner bu­ gün için ülkemizde her tür müziği yapabilecek kapasitede "Tek Adam” dır. Bu tek adam de­ yimini B atılılar "Oneman-bad" diye isim len­ d iriy orla r. Türkçesi bir kişilik orkestra. Oysa, The Who, Tyrannorous Rex, Stones gibi tek müzisyenlerin parladığı topluluklar bile gerilerin de çalışan arkadaşları olmadan değil tek baş­ larına müzik yapmak, sahnede bile kalam ıyor­ lar. Şefik Uyguner, bu haftaki konuğumuz ise ancak insanın görerek ve dinleyerek inanabileceği bir ustalıkla tek başına mü­ zik yapıyor, şarkılar söy­ lüyor ve sahnesini d o l­ duruyor. Uyguner'in en büyük ö z elliğ i de her yaşa rahatlıkla hitap e debilm esi. B ir bakıyorsu­ nuz orgunu Türk m üziği­ mizin gözde parçalarıyla konuşturuyor, bir bakıyor­ sunuz günün gözde batı müziği eserlerine g e ç i­ yor ve solo çalıyor. İşte Şefik Uyguner böylesine inanılmaz ve din­ lenmesi son derece zevkli bir süper san'atçı. Org'unu çalmaktaki ustalığının yanı sıra bir de yardım cı c i­ hazı va r yanında. Bu cihaz Şefiğe çaldığı her parçada eşlik edi yor ve mükemmel bir tempo tutuyor, ritmin a-kışıpı sağlıyor. Türk müziğinin s e vi. len eserlerinin m odernize edilm iş şek illeri ise Şefik Uygunerin yaratıcı kişiliğinde nefis bir hava kazanıyor. Şefi­ ği 7'den 70’ e tüm m üzikseverlere ve hatta müziği sevm eyenlere b i­ le hararetle tavsiye ede­ r iz . Ne yazık ki, he­ nüz piyasaya çıkm ı^ bir plağı yok. Fakat dîılt£-yenler onu Elmadağ'da­ ki Sevillanas'da doyasıya din leyeb ilirler. Sonsuz mutluluklar. CEM GÖKMEN

Fairport Conventiorı Trevor Lucas ile guru­ bu takviye etti. İngilizlerin en güzel sesli şarkıcısı Sandy Denny’ nin solistlik yaptığı bu topluluk eski prodüktör ye­ ni gatirist Trevor Lucas ile çalışmalara başladı. Gerry Donahue da bu arada solo itara geç­ ti. fa irp o rt Convention Country/rock stille rin i o rjinal ritim le rle süsle­ yen ve orta yaşlı din­ leyicilerin hayranlığını kazanan bir topluluk olarak dikkati çekmekte.

Y A Z I Y O

R !

G ilbert O’ sullivan'ın 4 yıldızlık albümü "Back to Front" MAM şirketinden piyasaya çıktı. Melodik olarak son derece etki­ li olan 33’ lükte "C lair en başarılı tema ola­ rak göze çarpıyor. Ay­ rıca O'Sullivan "İm ın love with you" ve "İm Leaving" de nefis rock balladlar sunuyor. Albü­ mün içinde G ilbert'in hay­ ranlarını memnun eden bir de büyük boy resmi yer NaturaI Acousjic band i a lıyo r eksantrik müziğiyle dik­ kati çeken topluluklar­ dan b iri. İsimlerindeki Akustik kelimesini müzik­ lerine döken ve tü r­ lerindeki orjinaliteyi de gurubun bünyesine geti­ İ N G İ L T E R E ’ DE ren Natural Acoustic Or­ kestrası yeni bir t3 3 'L U K ransfer yaptı. Band'in Do­ 1 (D 1 (3) SIM O N ANDG ARFUNKEL'S GREATEST H ITS CBS ğu ülkelerinden gelen 2 O CATCH B U U . A T FOUR Cal Stcvcns, [sland 3 ( I ) NEVER A DL’U . M O M E N T ... Rod Sıcwan, Mercury bu yeni elemanının adı 4 (6) SING A LO N G W IT H M A X ......... Bygraves, Pye 5 (7) BLACK SABBATH Vol. 4 ...... Black Sabbalh, Venigo Amin Mohammet. Böylece 6 (9) 20 A L L TIM E HITS OF TH E 50s Various Arlists. M FP 7 |4> CLOSE T O TH E EDGE ..................... Yes. Allaulic bir Portekiz kolonisin­ S (51 SI. A DE A L IV E ..................................... Sladc. Polydor den gelen bu doğulu müzisyenle ilk kez A M E R İ K A ’DA pop-dünyasına doğulu bir müzisyen girm iş oluyor. 1 (2 ) (1) SÜPER FLY Curtis Mayfield. Soundtrack Macaulu bu müzisyenin 2 (3) (2) DAYS OF FLÎTCRE PASSED ... Moody Blucs, Dcram 3 (I) 141 C A TCH B U U . A T POUR ..... Cal Slevens, A & M ülkesindeki "Brezilya tipi 4 (5) <5) A L L DIRECTIONS Tcmplalions. Gordy 5 (6) 6 (7) (3) NE VER A D IİL L M O M E N T . Rod Slenart, Mercury müzik" ise Acoustic Bund 7 (8) ı6) CHİC AGO V ............................................. Columbia 8 (4) (7) C A R N E Y ..................................... Lcon Russcll, Shelıcr ın son albümü olan 9 (12> İ l i ) ROCK OF AGES .......................... The Band. Capilol 10 ( I I ) "Branching İn" de ol­ dukça belli oluyor.

Osmands kardeşlerin poyülaritesi hızla artıyor. Özellikle İngiltere ve Amerikada çok tutulan ve Lüksemburg radyosunun yayınlarıyla başta Fransa olmak üzere tüm Avrupaya sesini duyuran Osmonds, yepyeni b ir 45’ lik çıkardı. "Crazy Horses".. Osmonds'ların ayrıca , "Osmonds Phase III" ve "The Osmonds Live" al­ bümleri de satış rekorla­ rı kırmakta devam edi­ yor. Gurubun tatlı sesli minik solisti Donny Osmond (Michael Jackson'un bir numaralı rakibi) kar­ deşleriyle birlikte kay­ dettiği bu plaklardan başka solo çalışmalarda da bulunuyor. Danny Osmond’un son 45'liği "Why" ve iki albümü "P o rtra it" ve "Donny Osmond Albüm" şimdi tüm pop-müzik mer­ kezlerinde aranan plakların başında geliyor.

Peter Frampton B ritanyanın konser gözdesi seçildi. Frampton'un kon­ serlerindeki müzik ve gös te rile r İngiliz gençli­ ğini son derece etki­ liyor. Mick Gallagher’ in keyboard lordaki desteğiyle Frampton geçen haftalar­ da Coliseum salonlarında nefis bir konser verdi. Davulda Mick Keliie, bas­ ta Ricky Wi i Is da , Frampton'u müzikleriyle desteklediler.

Gözde PlâM ar M O U LD Y OLD DOUGH Lieutenant Pigeon, Decca IİO N N A ...................................................10 cc. OK C LA İR ................. ......... Gilbert O’Sullivan, M A M ELECTED .................... Alice Cooper. Warner Bros. IN A BROKEN DREAM Python Lee Jack.son, Young Biood BURNINCİ I.OVE Elvis Presley. RCA THERE AR E MORE OLE STIONS T H A N ANStt'ERS .................................. Johnny Nash, CBS

NIG HTS İN VVHITE SATIN Moody Blues, Oeram BU RNING I.OVF. ........................ Elvia Prcsley, RCA D IN G -A -LİN G .............................. Chuck Bcrry, Chese G AR D E N P A R T İ ....................... RİO: Nclson, Dccca FI.L BE A R O C N D ........................... Splnncr.. Allanlic I CAN SF.F. C LE A R LY NO W .. Johnnv Nach. Epıc FREDDIE’S DE A D ............ Curtis Mavficld, Curtom BEN ..................................... Michael Jackson, Motown LİSTEN TO TH E M USIC Bortbic Brorhcrs, Warner GOOD T IM E C H A R LIE ’S G OT TH E BLLES Danny O’Kcefe, Sigı


yorsu n u z, Bu m o d e lle r in k a l ı p l a r ı ­ n ı BEDAVA PATRON İLAVEMİZDE a y n ı n u m a ra la rla b u la c a k s ı­ n ız , B azı k ıy a fe t le r in

b lu z la


I


kısa © İra Fürstenberg 17 Aralık'ta m isafir olarak ülkemize geliyor. F iliz Akın ile film çevirmesi düşünüldüğü halde işle­ ri olduğu için eleme­ yen İra, m isafir olarak Türker İnanoğlu’nun davet­ lisi oluyor. © Sevinç Pekin Kaybol­ du. Film çevireyim der­ ken, şarkıcılıktan da olan Pekin 2 aydır hiç bir yerde görülmüyor. Bu yazın başında tek­ rar sinemaya dönen Se­ vinç Pekin bir türlü maddi rahata kavuşama­ mış ve borçlarını öde­ yememişti. B ir zamanla­ rın ünlü yıldızının iyi kalbi ve açık eli yü­ zünden bu duruma düştü­ ğünü bilen san'atçılar Pekin'e yardım etmek is­ tiyorlarsa da Pekin o r­ tada yok.

TÜRKAN

SO R AV

sakatlandı Türkân Şoray geçen halta da ”C em o'’nun galası i le dikkatleri üzerine çekti. Yok şunu dedi, yok bunu dedi. Ama aslında gala gecesi geçen olaylar bambaş­ ka idi. Z ira olaylar o akşam Türkân Şoray ile V e ­ rem Savaş derneği arasında değil, Şoray ile F ikret Hakan arasında geçm işti. Kimsenin anlayamadığı bu durumda Şoray-Hakan sin ir harbi bütün açıklığı ile patladı ve sinemamız belki de en güçlü İkilisini kaybetti. Galaya Ak-ün film in sahibi ve Rüçhan A tlı ile gelen Türkân Şöray'ın sahneye çıkmayacağı bir gün önce belli olmuştu. Günseli Başar'a bütün film ekibi­ ni neden galaya çağırm adınız. Ben de gelm eyece­ ğ im ," diyen Şoray davetiyelerin basılması ve v a li­ nin dahi geleceğini söylem eleri üzerine mecburen geldi. Kapıda F ikret Hakan’ la basın mensuplarının İs ­ rarı ile el sıkıştı ve resim çektirdi. Sonra da y e ­ rine yalnız oturdu. Çünkü birazdan g izlic e Rüçhan Adlı gelecekti ve öyle oldu. Y ıldızın salonda oturup alkışlandığı bir sırada Hakan ise büfede içki yudumluyordu. Yanyana otururlarken resim çekmek is ­ teyen basın mensuplarının ve Günseli Başar'ın İ s ­ ra rı ile salona zorla adeta kolundan tutulup çeki­ lerek sokulan Hakan, bu kez de Şoray'm yanma oturmayıp ayakta bir elini öptü ve ön sıraya oturtu. Cemo'yu Türkân Şoray'a mal etmek isteyenlere, onu" Türkân Şöray'ın rejisörlüğünü yaptığı bir film de oynatmak isteyenlere müthiş kızan Hakan salona g i­ rip alkışlandığı an bile yanındakilerin duyabileceği şekilde, "Eeni niye alkışlıyorsunuz. Babanız, evlad ı­ nız, kraliçeniz burada,” diyordu. Daha sonra Günseli Başar'ın bile bile sahneye davet ettiği Şoray sahneye çıkm ıyor ve herkesi hayal kırıklığına uğratıyordu. Ama esas konu o de­ ğil çünkü, o bilinendi. Fikret Hakan-Türkân Şoray b ir daha az görüşür, film ç e v ir ir le r ... Bu olayların geçtiği sıralarda Türkân Soray yö­ netmenliğini kendi yaptığı "Dönüş" film inin çekim i­ ne devam ediyordu. Bilindiği gibi bir köyde geçen bu film de Şoray köylü bir kadını canlandırıyordu. Sevilen yıld ız bu defa da film çekimi esnasında kucağında sekiz aylık bir bebek ile yere düştü. Sol bacağı sakatlandı. Eu günlerde Türkan Şoray'm tedavisine devam ediliyor,

İlle d e f a

© İzzet Günay uzun bir aradan sonra nihayet bir film çevirdi.

tatil

yaptı

Tarık Akan bir senedir ilk defa bu ay 10 günlük bir tatil yaptı. Devamlı film çeviren aktör Emel Sa­ yın ile oynadığı film biter bitmez soluğu eski mahalle arkadaşlarının yanında aldı ve 10 gün Ba­ kırköy'de bilardo oynadı , maç seyretti ve bir ke­ resinde de kendi film ini seyretti. Henüz adı hiç bir aşk skandalına karışmayan ak­ törün baş zamanlarında eski arkadaşları ile buluş­ ması iyi oluyor. Zira isminden faydalanmak için fı r ­ sat kollayan sayısı 10’a yakın şöhret meraklısı ka­ dın Akan'ı adım adım takip ediyor. Akan bir kulü­ be gittiği an yanına oturup resim çektirmek iste­ yen bu kadınlar arasında bazıları herkes tarafından tanınıyor. Tarık Akan bu isimlerden öylesine bıkmış ve kaçıyormuş ki, evindeki telefonu bile iptal ettirm iş. Gerekli yerlere köşedeki bakkaldan telefon ediyormuş.

© K a rta l Tibet, "Tarkan serisinden yeni bir film e başladı. Aktör Rumeli Hi­ sarı burçlarında bütün gün kılıç sallıyor.

Tanju Gürsu'nun film F iliz Akı.n - Ekrem S şirketi sahibi olduğunu Bora'nın oynadığı "Küçük b ilirsin iz? Eski rol arka­ Şahit" film inin yönetmeni d a ş la r ın a ucuza, bedavaya İtalyan Guido Z u rli ani­ film ç e v ir tir ve bir den hastalanınca film in şey ler yapmaya ç a lı■ ş ır. Rejisörlükten anlamıçekimi yarıda kaldı.

( İ ( I I { { { ( |

S

=

i

yor rak

ama prodüktör ola ­ başarılı sa yılır, Şimdi yeni bir film yapmak istiyor ama artist bulamıyor. Hiç film yapmamış, kaprissiz o lm alı ama şöhret olm a­ lı. 4 kadın büyük, fazla para geliyorm uş. Erkek ise kendisi ida­ re ederm iş. Bu niyetle bir ara Seçil H eper'i düşündü. Ama şarkıcıyı sahnede görünce bu kadın dansöz olamaz, deyip fikrinden caydı. Lanse edecek yıldızcık lara da güvenmiyor. Kadrosunu yaptığı an film e başlıyacak 15o bin­

den başlıyan Hülya, Tü rkân, F iliz , Fatma dört| lüsünden başka iş y a p a - î cak kadın y ıld ız buldu­ ğu an tabii. Bu aralar başkaları b irile rin i m eş- r hur etse de bir kaymağını yesek diyor. B ir I ara az kaldı Şükran 1 Yamakoğlu isim li genç ;, bir oyuncu ile film ya­ pacaktı. Son anda v a z ­ geçti^ r_ [_ , , , —J j :


-

İC 1 S S L

^ Genç oyuncu Merci Zeren ehliyet aldı, haf­ tasına da Murat oto­ mobil satın aldı.

EMEL

SANER **■■«*>

..Jş Belgin Doruk Avrupa gezisinden döndü ve Sadri Alışık ile oynayaca­ ğı film in hazırlıklarına başladı.

9 Aliki Vuyuklaki ülke­ mizde oynayacak bir f il­ mi için ülkemize geli­ yor. Aliki beraberinde 7 Yunan gazetecisini de getirecek.

ÇALIŞM AYACAK

Bilindiği gibi plâk şirketi olarak da Saner'e bağ­ lı olan Emel Sayın, Hulki Saner'i oğlu Adnan'ı çok beğendiği için ondan ayrılm ak istem iyor. Adnan Sa­ ner başka bir şirket kuracak ve yine Emel Sayın'a plâk yapacak. Adnan babası gibi düşünmüyor. Çok Avrupai genç. Plâkları da gayet kaliteli. Eaşka bir şirkete geçm eyi düşünmüyorum diyen Sayın, şu gün-1 lerde E tile r ’ de 950 bin liraya mal olan katı ile! meşgul oluyor.

O m eo

ffOO

dûûoddO

f e o ö S o ’ tilS

Son iki yılın en süper ismi Orhan Gencebay ikinci film in i de b itirdi. "Sev dedi Gözlerim" isim li . filmde ünlü bir şarkıcıyı canlandıran Gencebay, iki kardeşe de aşık oluyor, sonun­ da ablasının intiharı ile kardeşiyle evleni­ yor. "Sev dedi Gözlerim" film inin müziğini şu günlerde plağa alacak Gencebay sahneye çıkmadığı için yılda bir film çevirmeyi kabul ediyor. Seyirci ile kontağı ancak böyle temin edebiliyormuş. Filmdeki san'at gücü pek başarılı değil ama herhalde şirketin ticari gücü iyi ola­ cak. Bol reklamı yapıldı ve şimdiden Ana­ dolu'dan bir yığın alıcı buldu. Orhan Gencebay filmde rol arkadaşlığı Perihan Savaş ile gezdiği şeklindeki ha­ berleri yalanlıyor ve çok sevdiği karısı Azize Gencebay ile mutlu olduğunu açık­ lıyor. Günahı boynuna ama ateş olmayan yerden duman çıkmaz da derler.

Feryal Koçyiğit nişan­ lanmaktan son anda vaz­ geçti. Ortanca Koçyiğit sahneye de çıkmayacak. ^C üneyt Arkın, Fatma Belgen ile rolle rin i pay­ laştığı "Okkeşoğlu" isim li bir filme başladı. Aktör filmde kasap dükkanı iş­ leten kabadayı rolünde.

FİRM ASIYLA

Emel Sayın, Hulki Saner'in protestoyu g e ri alm a­ sına, mahkemeden vazgeçm esine rağmen bundan böyle "Saner” firm a sı ile çalışmayacak.

itfc Prodüktör Ümit Utku İstanbul film festivali için uğraşıyor. Cumhu­ riyetin 5o. yılı müna­ sebeti ile düzenlenecek festivalde 20 ülkenin film ­ leri davet edilecek. 0 Zeynep Aksu hapishane­ de bir film çevirecek. Suçlu bir kadını filmde canlandıracak olan Aksu bu nedenle 3 gün Sağmalcılar Cezaevinde suçlu kadınları incele­ di.

S A YIN

Osman Feridun Seden film i bir türlü bitiremeyince Zeynep Değirmencioğlu da İsviçre’deki lisan okuluna geç kaldı. Çeki­ mine 1,5 aydır devam edilen filmde bazı sah­ nelerin zor olması ve Osman Seden'in titiz ça­ lışması yüzünden okuluna yetişemeyen Zeynep De­ ğir mencioğlu bir ihtimal bu sene gitmeyip seneye devam edecek. Z ira okulu açılalı bir ay oldu ve epey dersten geri kaldı. Bu arada babası Hamdi Değirmencioğlu'nun yaz­ dığı değişik bir senar­ yoda Zeynep'e rol a r­ kadaşı 17 yaşında bir genç erkek oyuncu ara­ nıyor.

Şarkıcılıkta oldukça , başarı kazanan Ferdağ sinemavönce ikinci plâna alm ış sonra da ara sıra oynamaya baş­ lam ıştı. Şimdi ise yılda iki film den fazla oyna­ mam diyen Ferdağ bü­ tün güıı kendini as so­ listliğ e h a zırlıy or. İrfan Doğrusöz'den Türk müziği d e rsleri a lıyor. Geçen yıl çıktığı as solistlik çok hoşuna gitm iş. Ankara’ da idare ettik ama bir de İstambul'da idare edebilsek,” diyor. Sesi ve fiz iğ i ile sahnede tutu­ nan Ferdağ böyle bir durumum varken ne diye Y eşilça m ’ da bono ala­ cağım , diye uğraşayım Paraysa para şöhretse şöhret, hepsi gazinolar­ da ," diyor.

BAHAR

Bahar Erdeniz kocasın­ dan ayrıldı ama bir gün olsun buluşmamazlık et­ m iyorlar.. İzm ir Fuarında bol reklamlı ..ıvgadan sonra Bahar'ın mankenlik için gittiği İtalya gezisi sı­ rasında mahkemece ayrılan ç ift son günlerde her gün beraberler. Film set­ lerine kocası Yalçın getiriyor ne zaman evi­ ne telefon, edilse kocası çıkıyor. Sorulduğu zaman eski işleri takip edi­ yoruz. Bazı üzerimdeki belgeleri Bahar'a devre­ diyorum," diyel Yalçın ile sadece arkadaşız diye Bahar'ın dedikleri doğru mu, bilmiyoruz ama gerçek olan bera­ ber olduklarıdır. Şu gün­ lerde şarkıcı olmaya hazırlanan Bahar E rdeniz'in bu tutumları bir türlü anlaşılamıyor.

Perihan Savaş, Yıldırım Gencer evliliği suya düş­ tü. Gencer'e kızlarını vermeyen Savaş ailesi böylece sinemada çok kısa sürebilecek evliliği şimdiden önlüyor. Aslında Gencer’de bu­ na aldırmıyor. "Bana kız verecek ailenin aklı mı yok? Normaldir." - ~~diyör~ Arada Perihan Savaş kal­ dı şimdi. O da saklı­ sı gizlisi kalmıyan aş­ kına devam ediyor. Film çalışmaları derken tiyatro­ dan da atıldı. Neyse ki piyasası iyi. B iri b iti­ yor öteki başlıyor film ­ lerin. Sivrilen kızların iiçinde en aklı başında olanı Ayrıca iyi de resim eriyor.

B ir Kız Sevdim" ilm i­ ni bitirdi ve uzatmalı sevgilisi Memduh Ün'e bir film yapıyor. Yeni evini de bu arada dö­ şemeye devam ediyor.


C e l i a e v l e n m e l e r i n e i k i gün k a l a n i ş a n l ı s ı n ı n b i r b a ş k a k a d ı n l a e v l e n d i ğ i n i ö ğ re\ n i r , N i ş a n l ı s ı n ı n e n sa m im i a r k a d a ş ı g e n ç k a d ı n ı a r a b a s ı i l e e v i n e k a d a r a e t i r i r

Delice b ir şey yap­ mayacağıma dair söz vermemi istiyor.. Nasihat vermek çok kolay. Konrad’ ın o kadınla evli oldu­ ğunu düşUnmeğe bi­ le tahammül ede­ miyorum.

Bu olanlara rağmen onu seviyorum. Konradsız yaşayamam. Frank*ın yapmamdan korktuğu deliliğe başvurmaktan başka çarem yok.

FRANK, İNTİHARI HATIRLATMAMIŞ OLSAYDI MUHAKKAK Kİ CELİA’ NIN AKLINA BÖYLE BİR ŞEY GELMEYECEKTİ. KARARLI BİR HAREKETLE HAVAGAZI BORUSUNU SÖKTÜ.


il *

0 GÜN DE FAKÜLT EDEN 1 SONRA PARKTAN GEÇMİŞTİ H

ÇIKTIKTAN

AYAĞA KALKTIĞI ZAMAN YEŞİLLİKLERİN ARASINDAN SESLER DUYMUŞTU. S F #

Yere düştüğüm zaman da film im i çektiniz değil mi?i

Orada gizlenip, beni seyre­ diyordunuz değil mi?

-e mm

Yanılıyorsunuz. Sizi gözetlemiyordum. Film çekiyordum. Karşıdan gelişinizi uzaktan gör­ düm. Ağaçların ve çimenlerin arasında çok güzel b ir görünüşünüz vardı.

Tabii. O kadar güzel ba çoklarınız var ki.


F ilm i hemen ba na v e rin .;

*«,***-* '" * * " « * *" * i

Üzgünüm.. Buna imkan yok. Bobinin içinde sizden daha başka şeyler de var., Düşmeyle odada kesip.

g iii olan kısmı, ancak karanlık çıkartabilirim J |

Dün ilgi çekici manzaraların film in i çek­ tim . Size a it kısmı çıkartmak için, hepsi­ ni mahvedemem. Benimle evime gelmelisiniz Beni seks manyağı mı sanıyorsunuz? Tek manyaklığım, film çekmektir. Makinemi siz düşmeden çalıştırmağa başlamıştım. Bacak­ larınızın film in i tesadüfen ç e k t im . f iB B jj

ö Idükten sonra, Annem, İsveçliydi. 0 CELİ A ONU ISTEMIYEREK TAKIP ETMİŞ­ Evet. aradım. Evli geldim. Babamı Tİ. İÇERİYE GİRDİĞİ ZAMAN EVİN DAĞI­ İngiltere’ye taşıyan soyadını öğrendim. -Kendi olduğunu NIKLIĞI DİKKATİNİ ÇEKMİŞTİ. . var. üç çocuğu

Siz, aynı soyadını ta şımıyor musunuz?


1

' Hayır. M itfort ad m taşımamı kabul etmemiş. İsmim Konrad Lagerson. Annem, onun içir, kısa süreli bir macera olmuş. Mesleği i cabı b ir çok ülkeyi dolaşırken, kim bilır böyle kaç macerası olmuştur. s \ Suratına

Benim birdenbire meydana çıkışım, hoşuna gitmedi. Karısıyla arasının açılmasından kork­ tu. Ortadan kaybolmam için para verdi. gg*

Kabul

7

ettiniz mi? .

Bu aşağılık adamın parasını annemin ruhuna saygısızlık

Öyleyse babanızı çin aradınız?

kabul etseydim, etmiş olurdum

ni

KONRAD BU SÖZLERDEN SONRA KARANLIK ODAYA GİRMİŞTİ. ~— Henüz karşılaştığı bir insana niçin bunları , |$ anlatıyor?

Anneme ihanet ettiğini bilmiyordum. Annem, daha önce bana ondan bahsetmemişti. Ancak öldükten sonra, kağıtlarının arasında "M itford" adına rastladım. %M

( Devamı var !


‘T İ i ı r k ç G t t e l i a , n i ş a n l ı s ı . T a l l y M e n a yrılm a k i s t e r . T a l l y i s e o b i r b a şk a s ı i l e nişan, lanmadan ön ce, Jean i l e n iş a n la n ır . G a z e te le r d e n bu h a b e ri öğrenen K e l i a , hemen . T a l l y ’ y e t e le f o n ed er ve n iş a n ı bozm asın ı i s t e r ! Genç kadının, gururu k ı r ı l m ı ş t ı r . D iğ e r t a r a f t a is e J e a n 'i r e s im le r i ç e k i l m i ş t i r . T a lly , n iş a n lıs ı i l e İs v i ç r e ’ ye g itm e ğ e k a ra r v e r i r . A n n es in i de y a n la r ın a a la c a k la r d ır .

Betty, elini Jean'e uzatarak, genç kızı hole çekti, "Hoş geldiniz. A, eliniz buz gibi. Üşüdünüz galiba? C-erald, ka­ pıyı kapa. Gelin şöminenin önüne gidelim. "Genç kızı hol­ den oturma odasına sokarak memnun bir tavırla ilave et- . ti, "Benimle kalacağınıza o kadar seviniyorum k i..." Oturma odasındaki masaya bembeyaz bir örtü serilm iş, bunun üzerine çay takımları yerleştirilm işti. İki küçük ma­ sanın başına geçm işlerdi. B i­ ri beş yaşlarında gürbüz bir oğlan çocuğuydu,, diğeri ise ikisinde güzel bir kız. Boyunlanna önlük E ltakılmıştı. le ri ağızlan reçel içindeydi, Betty, ihtar etti. "Onlara dokunayım demeyin. Zamk g i­ bi onlar. Bir yapıştınız mı, bir daha kurtulamazsın." ' Çocuklar Gerald'ı kapıda gö­ rünce sevinçle haykırdılar. "Da­ y ı’. Dayım gelmiş'." T ally'i görünce de ilave ettiler. "A, merhaba Tally amca'." Tally, "Merhaba canavarlar," diye cevap verdi, "Bütün çö­ reklerim i yemiş olduğunuzu duy­ dum'. Eğer bu doğruysa ben de sizi yiyeceğim'." Bu sözleri sevinçli çığlık> 1ar izledi. Betty, çocukların Tally'nin boynuna atılmalarına "Çazorlukla engel olabildi. Tally, ym ızı bitirin bakayım'. onları heyecanlandırma. Sen buraya geldiğin zaman deliye dönüyorlar," "E eTally, "Saçma," dedi. ganim çocukların üzerinde yet faydalı bir etkim vardı." Betty, bir kahkaha attı. "D eli... Haydi şu pastalardan al. Yoksa onları da Gerald bitirecek. Öyle obur ki,., O yemeğe geldi mi, muhakkak yemek parası yetm iyor," Masanın bir ucuna y erle­ şen Jean, "Betty şimdiye ka­ dar tanıdığım insanların en şekeri," diye düşündü. Genç kadın çok neşeli ve cana ya­ kındı. Gözlerinin iç i gülüyor­ du adeta. Küçük kızı da ken-

disine benziyordu, Jean, oğ­ lanın ise babasının eşi o l­ duğunu tahmin etti. Küçük Jim, şöminenin üzerindeki resimden onlara gülümseyen genç De­ niz subayına çok benziyordu. Betty, oğluna, "Sütünü iç,. Jim ," dedi. "L iz z ie , seri de ellerini sil bakayım." L iz z ie , sandalyesinden indi. "Ben Tally amcanın kucağı­ na oturacağım." Betty, itira z etti, "T ally amcanın bundan memnun ka­ lacağını hiç sanmıyorum," Tally, güldü, "Sen annene aldırma, L iz z ie ," Çocuk ağır ağır genç adama doğru gitti. O sırada Jim gözlerini Jean'e dikmiş, genç kızı süzüyordu. Sonra tombul parmağıyla onu işa ­ ret etti. "Bu kim?” Betty, "Birini parmakla gös­ termek ayıptır, Jim ," diye başını salladı. "Jean teyze o -".

A.

Jim, "Jean teyze" diye tekrarladı, . "Sen bizimle mi oturacaksın?" Jean, başını salladı, "E vet," Jim, 'İşte buna çok se­ vindim ," diye bağırdı. D iğerleri kahkahalarla gülerken, genç kız da usulca, "Ben de çok seviniyorum," diye mırıldandı... XXX 7

Jean, "Onlar erm iş rçıurad m a „" diye anlattığı masalı sona erdirdi. Ufak karyolasında oturmakta olan Jim, neşeyle el çırptı "B ir masal daha söylesene, Jean teyze... N’ olur?" Yatağında yuvarlanmakta olan tombul L izzie'd e bağırdı. "E ir masal daha..." Betty, kapıdan, "Başka ma­ sal yok, çocuklar," dedi. "Se­ ni telaşlandırmak istemiyorum, Jean. Fakat Tally’ e yedide ha­ z ır olacağını söyledin. Halbu­ ki daha bavullarındaki eşyala­ rı bile çıkarmış değilsin."

Gönül

S

İ :

S W E R JEJV

Jean, duvardaki büyük mavi saate baktı. "A, zaman da ne çabuk geçmiş. Hemen hazır­ lanmam lazım ... Ama doğru­ sunu istersen, Betty burada kalmayı tercih ederim ." -"Dansa gitmeyip evde kal­ mayı mı tercih ederdin?" Bet­ ty, güldü. "Ne acaip kızsın," Jean, ciddi bir tavırla, "Şim­ diye kadar hakiki, sıcak bir yuvada hiç bulunmadım," diye cevap verdi, Betty'nin yüzünde memnun bir ifade belirdi. "Demek evim hak­ kında böyle düşünüyorsun.,, "E ir an durdu. "Hakikaten çok mut­ luyum... Artık John da gelse saadetim büsbütün artacak." Jean, sordu, "O gideli ne kadar oldu?" Betty, "Hemen hemen bir y ıl," diye cevap verdi. "T a ­ bii bu bana yirm i yılm ış g i­ bi geliyor «artık. John, uzak doğuda..." Eğilerek, çocuklarını öptü. Jean de dayanamıyarak, küçüklere doğru eğildi. Daha sonra Betty'nin peşi sıra odadan çıkarken, "Bence dünyanın en şanslı kadını şen­ sin," diye mırıldandı. -"Bunu çocuklar yüzünden mi söylüyorsun? John'umu görünce­ ye kadar bekle. O zaman ha­ kikaten dünyanın en talihli ka­ dını olduğumu anlayacaksın," Yüzünde öyle mutlu bir ifade vardı ki. Jean, "A rtık hakiki aşkın ne olduğunu anladım," diye dü­ şündü, "Şimdiye kadar hiç j i y şık olmadığımı da anlıyorum..." Küçük yatak odasına girdi, Bet­ ty de yanındaydı. Jean, Michael Sorrel'in eseri olan mavi yünlü elbise­ nin fermuarını açtı, Betty, "Ne güzel esvap bu, dedi. "Geldiğinden beri gözü­ mü ondan ayıramıyorum," Jean, bir an bir şey söy­ leyemedi, Sonra aynadaki ha­ yaline bakarak, "Ağabeyin Ge­ rald sana benden bahsetti m i?" diye sordu, Betty, 'T azla bir şey söy­ lemedi o ," dedi, "Eana bu sa­ bah telefon ederek gazeteleri görüp görmediğimi sordu. Ta­ bii ben gazetelere bakacak va­ kit bulamamıştım. Onun üzerine


bana senin Tally'le nişanlan- ~ dığmı anlattı. Bir kaç gece seni m isafir edip edemiyeceğimi sordu,,. Doğrusunu is te r­ sen bir an bayağı endişelen­ dim,.. Şey — senin Melia M elccher gibi bir kız olduğunu sa­ nıyordum, Ukala kendini beğen­ miş. Fakat Gerald dünyanın en tatlı kızı olduğunu söyledi. Hakikaten seni iyi tarif etm iş." Jean, kızardı. , "Teşekkür ederim .,. Şimdiye kadar hakkım­ da bundan daha güzel sözler hiç söylenmedi, "B ir an tered­ dütle durakladı, "Sana kendim­ den istediğim kadar bahsedemeyeceğim. Çünkü başka biriy­ le ilg ili bir sır bu . Yalnız,., Bu elbiseler benim için de çok yeni. Sakın onlara baka­ rak hakkımda karar verme. Ben aslında Kuzeyden gelmiş olan Jean MacLeod adlı, önem­ siz silik bir kızım, "Birden­ bire sesi titremeye başlamıştı. Nedense bu müşfik ve iy i genç kadının kendisini sevmesini is ­ tiyordu, Betty, ona anlayışla baktı. "Başka birşey söylemene lüzum yok. Ben insanların dış görü­ nüşlerine bakarak karar ver­ mem. Seni ilk gördüğüm za­ man da kıyafetin değil, yüzün dikkatimi çekti Jean. Çehren­ den çok iyi bir kız olduğun belli. Seninle arkadaş olaca­ ğımızdan da eminim," Jean, fısıldadı. B ir dosta o kadar ihtiyacım var k i." Betty, "Onu buldun artık," diye cevap verdi, "Haddim o l­ mamasına rağmen sana bir şey daha söyleyeceğim, Tally'den korkma. Herkes onun hakkında türlü şey anlatıyor. Ama as­ lında Tally çok iyi bir insan­ dır, Fakat onu çok şımartmış­ lar, İstediği her şeyi de v a r­ mış. Daha doğrusu dünyanın değer verdiği önemli bulduğu şeyler. Ama ben Tally'nin as­ lında kendisini mutlu edecek şeylere sahip olmadığını düşü­ nürüm," Jean, düşünceli düşünceli m ırıldandı. "Belki de haklısın,,. Bunu anlamak çok zor. n "Çocuklarım T a lly'i çok Betty, severler, " diye etti. Gözilave bir lerinde muzipçe p ırıltı öelirm işti. "Buna karşılık Melia Melchester'den hiç hoşlanmadıla r ," Jean, hafifçe güldü,. Sonra da çekine sordu. "Sen Melia çekine dan hoşlanıyor musun?" Betty, itiraf etti. "Açıkçası pek hoşlanmıyorum. f Tally’ nin hatırı için onu sevmeye çok çalıştım, Gerald’ in çocukluk arkadaşı o. Bir bakıma benim de öyle. Bu yüzden M elia’yla dost olabilmek

için uğraştım. Ama korkarım M elia’ yla müşterek hiç bir tara­ fım ız yok. Melia beni pek s ı­ kıntılı buluyor,. Ben ise onun insanca taraflarının pek az o l­ duğunu düşünüyorum,., Melia, p ı­ r ıl p ırıl, göz alıcı, güzel bir yaratık. Ama işte o kadar. Ona bakarken sık .sık bir film seyrediyomuş gibi bir hisse kapılıyorum," Jean, "Ah, Betty, ömürsün," diye güldü, -"Hakikat bu, Anlıyacağm Tal­ ly'nin M elia'yla değil, seninle evlenmeye karar verm esi beni çok sevindirdi." Jean, hemen cevap verecek­ ti. Fakat sonra kendisini tu­ tarak, döndü, Betty’ e yalan söy­ lemek hoşuna gitmiyordu. Fa­ kat ona T ally'le neden nişan­ landıklarını anlatması da im ­ kânsızdı, Betty, birdenbire, "Saate bak'." diye bağırdı. "Çabuk ol, Jean, Tally beklemekten hiç hoşlan­ maz, Herhalde kabahati de ba­ na bulur," Jean, telaşla bavuldan su yeşili şifondan bir gece e lbisesi çıkardı. Bu, genç kızm ince vücudunu sarıyor, onu o lduğundan uzun gösteriyordu. E lbisenin rengi, cildinin berraklığını, saçlarının pırıltısını büsbütün ortaya koymaktaydı. Jean telaşla kirpiklerine rim el de sürdü. Madam Marie'nin öğrettiği şekilde. Dudaklarını boyamayı da unutmadı. Hakikaten pek hoş olmuştu, Genç kız, aynadaki z?,ıf hayaline bakarken büyük halasınm sert ve haşin sesini duyar gibi oldu. -"Saçlarını yüzünden çek. A rkaya doğru sıkıca tarayıp, topuz yap. Senin bu kılıkta ,or) tada dolaşmana göz yumamam’. Kötü kan var sende bunu hiç bir zaman unutma'," Jean, bir türlü uyuyamadığı o uzun gecelerde halasının bu sözlerle ne demek istediğini kendi kendine sorduğunu hala hatırlıyordu. Artık bu sert hük­ mün ne manaya geldiğini b ili­ yordu, Bu yüzden de birdenbire müthiş bir korkuya kapıldı. Du­ daklarındaki boyayı silm eyi, saç­ larını sıkıca tramayı bile dü­ şündü. Fakat sonra içinden bir ses, "Ahlaksızlık dış görünüş­ le boyayla ilg ili d eğild ir," de­ di. "Tem iz insan daima te­ m izd ir... Küçük Jim seni na­ sıl sevgiyle öptü,,." Genç kız, elini usulca küçük çocuğun öptüğü yanağına götür­ dü. Aynı anda aşağıya inmiş o lan Betty, seslenmeye * başladı. (Devamı v a r)

BADEM: Rüyada çiçek açmış Bir badem ağacı görmek: B ir genç tarafından beğenilip zevileceğinize, M eyveleri olmuş badem ağacı g ö r­ mek: Zenginliğe ve refaha kavu­ şacağınıza, Badem yemek: Çok se­ vinçli bir hadise ile karşılaşa­ cağınıza. Badem kırmak: Yeni bir işe atılacağınıza veya nişanlanıp evleneceğinize, Üzerinize badem kabuğu saçıldığını görmek: Yeni elbiseler yaptırmak imkamm e l­ de edeceğinize, Badem yaprağı yemek: B ir büyük zatla münasebet kurarak kendinize mevki ve şöh­ ret yapacağınıza işarettir. BADEM: R: Rüyada bahar ç i­ çekleri toplamak: Keder ve ıs tı­ raplarınızın artık son bulacağı­ na, ticari işlerinizde kazancını­ zın artacağına, ve aşk istekle­ rinizin gerçekleşeceğine delildir. BAL: Rüyada bal görmek: Dost­ larınız arasında taklı sözleriyle sizi kandıran ve fakat hakikatte kalbinizde derin yaralar açmaya çalışan kimselerin mevcut bulundu­ ğuna, Bal yalamak: Tez zamanda kısmetiniz çıkarak evleneceğinize işaret sayılır. BİBER: Rüyada acı biber yemek hafif bir hastalık geçireceğinize, Tatlı biber yemek: Yaptığınız iy i­ liklerin karşılığını bir gün göre­ ceğinize delildir. -BİSİKLET: Rüyada bir bisikle­ te bindiğinizi görmek: Kısa sürecek bir seyahate çıkacağınıza: Bisiklet­ ten düşmek: Seyahatte bulunduğunuz esnada kötü bir haber alarak he­ men geriye dönmek zorunda kala­ cağınıza işarettir. BUKET:: Rüyada bir çiçek buke­ ti görm ek: Büyük bir sevince nail olarak, fakat bu sevinciniz uzun sürmeyecek demektir. B ir genç kı­ za buket vermek: Sevdiğiniz insan­ dan aynı mukabeleyi görem eyece­ ğinize veya yeni aşkınızın size sadece keder ve ıstırap g etire­ ceğine yorumlanır. BULVAR: Rüyada bir bulvarda dolaşmak: Yeni bir arkadaş edi­ nerek beraberce güzel günler g e ­ çireceğinize işarettir. BUHAR: Rüyada su buharıyla bi lerinizin yandığını görmek: Kendini­ ze en yakın bildiğiniz bir kimseden hayatınız boyunca unutamayacağınız bir kötülük göreceğinize ve bel­ ki de evlenmenizi engelleyecek bir harekette bulunacağına, yahut da hakkınızda haysiyet ve şerefinizi zedeleyici bir dedikodu çıkaraca­ ğına. Buharla işleyen bir makine görmek.: Hayatınız boyunca çok yorcu ve yıpratıcı iş le r yapmak ve başarmak zorunda kalacağını­ za delildir.

2 ; i


Berto MaurelH, hayatı boyunca hiç b ir konuda başarıya ulaşamamış b ir adamdı. Bunun sebebini şanssızlıkta aramak doğru olamazdı. Berto MaurelH, çalışma­ sını sevmeyen, tembel rahlu b ir adamdı. Sevebildiği tek şey, resim yapmaktı. Fakat, bina da fazla b ir kabiliyeti olduğu söylenemezdi. Kaldırım kenarına dizdiği tablolarına nadiren müşteri bulabiliyordu. Buna rağmen, yenilgiyi asla kabul ede­ miyor, başarısızlığına sebepler aramağa çalışıyordu. Manila

ona,

açlıktan

baygınlık

geçirdiği

bir sırada rastlamıştı. Uzayan sakallarına ve saçlarına rağmen, yakışıklı bir adamdı. Berto MaurelH... Bilhassa, ağır sıklet güreşçilerine benzeyen ir i vücudü, dik­ katini çekmişti... Böyle b ir adamın aç kalması yazık olmaz mıydı? Manila, çok zeğgin ve çok çirkin bir kadındı. Fakat Berto MaurelH, aç kalmaktan bıktığı için, kadının çirk in ­ liğine aldırış etmedi. Onu evine kadar takip etti. Verdiği elbiseleri giydi. Verdiği yemekleri yedi. Aladığı malze­ melerle, yeni tablolar yapmağa başladı. Fakat, bunları satmayı düşünmüyordu.

Sadece, zevki İçin çalışıyordu. Tekrar kaldırıma dönmek ihtim ali aklına geldikçe, ruhunun derinliklerine kadar titriyordu. Berto'yla Manila, karşılıklı b ir anlaşma yapmışlardı. Berto, onunla evlenmeyi kabul edecekti. Manila da, ona parasıyla destek olacaktı. İlk iki yıl, bu e v lilik her iki tarafı da memnun edecek tarzda geçmişti. Fakat daha sonra Berto, karısının hırçın­ lıklarına tahammül edemez olmuştu. B il­ hassa Manila’ nın kendisi gibi olan arka­ daşlarına, Berto’yu damızlık b ir hayvan gibi teşhir etmesi, onu müthiş sarsı­ yordu. Berto, sık sık tekrarlanan bu kadın toplantılarında, muhakkak kendini göstermek zorunda kalıyordu. Diğer günlerde ise, Berto’ nun dilediği gibi hareket etmesi­ ne hakkı olamıyordu. Hatta, resim yapmak için bile, Manila’ nın gönlünü almak zo­ runda kalıyordu. Kısacası Manila onu, satın alınmış bir eşya gibi gördüğünü her fırsatta belli ediyordu. En sonunda Berto, karısını öldürmeğe karar verdf. Bu manevf işkenceden başka türlü kurtulamıyacağına inanıyordu. Berto için karısını öldürmek çok kolaydı. Manila, her akşam yatarken uyku ilâcı almak adetindeydi. Üstelik bu, en kuvvetli cinsinden b ir ilâçtı. Manila’ nın ikinci b ir zaafı da, yaz­ dığı mektupları b ir defada tamam layamamaktı. Başladığı mektupları daima ya­ rım bırakırdı. Bu şekilde yazılıp, gön­ derilmemiş pek çok mektup vardı. Berto, karısının bu iki alışkanlığından faydalanacağını biliyordu. Beklediği ^fırsat, çok beklemeden be­ lird i. Manila'nın o gün kızkardeşl Nietta’ ya mektup yazdığını görmüştü. Omu­ zu üzerinden bakıp okuyunca, bundan daha mükemmel mektup buiamıyacağını düşünmüştü: "Sevgili Nietta! Berto'yu ne kadar sevdiğimi asla tahmin edemezsin. Y ıl­ larca bekledikten sonra, sevebileceğim bir erkeğe rastladım. Eğer bu sevgiye karşılık görmezsem, yaşayamam. B ir süreden beri, Berto’ nun değiştiğini his­ sediyorum. Acaba, hayatına başka b ir kadın mı girdi? Fakat, evden hiç ay­ rılmayan b ir erkek, başka b ir kadınla nasıl İlişki kurabilir? Belki de, arka­ daş toplantılarına glttğim zaman, o da evden kaçıyordur. Bunu muhakkat öğre­ neceğim. Sevdiğim erkeği başka b ir ka­ dınla paylaşmaktansa, ölmeyi tercih ede­ rim ................." Bu mektup da diğerleri gibi yarım kalmıştı. Hatta, çalışma masasının üze­ rinde açık b ir durumda bırakılıverm işti. Berto, bufırsatı kaçırmadı. Uyku İlâcı tabletlerinin hepsini ezerek toz haline getlrdncten sonra, yemek üstüne yemeyi adet edindiği pastanın içine ustaca ka­ rıştırd ı. Karısını kaderiyle başbaşa bırak­ mak için de, b ir kavga çıkartarak, sine­ maya g itti. Fakat geriye döndüğü zaman, karısı hâlâ ölmemlşti. Yarı baygın b ir halde, derin derin uyuyordu. Berto, yastığı ağzına b ir süre bastırıp onu boğabilirdi. Fakat, buna cesaret edemid. Tembel olduğu kadar, yüreksiz bir adamdı. Ertesisabaha kadar ölebileceğini düşülerek, salona g itti. B ir kanapenin


üzerinde uyudu. Ertesi sabah gözlerini açtığı zaman, b itişik odadan zayıf bir ses duydu. Sanki, adıyla çağrılıyor gibiy­ di. Odaya girdiği zaman, Manila’ nın kendisine baktığını gördü. Nefes kadar hafif b ir sesle: "Doktor Moranl’yi çağır! Haydi! çabuk ol! Aptal aptal yüzüme bakma!" Berto, bir gece önce yapamadığını o anda yapabilir, yastığı karısının yüzü­ ne bastı rablirdi. Manila'nın karşı koya­ cak gücü olmadığını görüyordu. Fakat Berto, itaat etmeğe öylesine alışmıştı ki... Başka bir şey yapmayı düşüne­ medi. Başını öne eğerek, telefona g itti. Doktor Maruni’ ye çok acele gelmesini söyledi. Yıllardan beri Manila'nın doktoru olan Morani, süratle geldi. Berto ise, odada bulunmağa cesaret edemedi. On beş dakika sonra dışarı çıkan doktor Morani, Berto'nun yüzüne garip garip bakarak: "Karınız şans eseri olarak kurtuldu," dedi. "Her gece yatarken uyku ilâcı aldığı İçin, vücudu bu zehire tahammül edebildi. Fakat, b ir daha sefere kurtulabileceğini sanmıyorum. Yanına g i­ reb ilirsin iz. B ir kaç gün istirahat etmesini söyledim. Şimdilik hayatı tehlikede değil." Berto, yatak odasına girdiği zaman, karısının yüzüne bakmağa cesaret ede­ medi. Kapının önünde durdu. Manila: "Gel, şöyle otur," dedi. Sırtını bir kaç yastıkla destekleye­ rek, oturmuştu. Berto, yatağın ucuna eğreti olarak iliş ti. Manila: "Niçin beni öldürmek istedin?" diye sordu. "Benden bu kadar mı nefret ediyorsun?" Sesi son derece sakindi. Berto, cevap verme ihtiyacını hissederek: "Buna nefret demek doğru olmaz,” diye m ırıl­ dandı. "Yaptıklarına tahammül edemi­ yordum." -"Uyku ilâcını nasıl içirebildin?" -''Pastanın içine karıştırdım ..." -"Tabir... Bunun b ir intihar oldu­ ğuna herkesi inandıracaktın, değil mi? Hatırladığıma göre, yarım kalan bir mektup da vardı. Senin bu kadar kurnaz olduğunu asla tahmin etmezdim." Berto, çekingen b ir sesle sordu: "Polise haber vermeyecek misin?"

-"Bunun bana ne faydası ola b ilir ki? Ancak yanımda bulunursan, bana yararlı olabilirsin. Beni tekrar aynı tuzağa düşürmemen için, gerekli bütün tedbirleri alacağım." Berto, Manila'nın nasıl tedbir alacağını merck ediyordu. Onun gibi boğazına düşkün, obur b ir kadının pasta veya çerez gibi şeyleri yemekten vazgeçe­ ceğini düşünmek, hayal kurmak olurdu. Manila’ ya iki gün istirahat kâfi gel­ mişti. Evin içinde dolaşırken, eskisinden daha sıhhatli görünüyordu. Üstelik, daha kavgacı ve saldırgan b ir insan olmuştu.

Her fırsatta Berto’ya çatıyordu. Berto detli b ir kavga yapmıştık. Tablolarını ise, bunun bir sindirme politikası olduğunu parçalamış, malzemelerini imha etmiştim . O da, evi terketm işti. Onun yokluğuna düşünüyordu. Alacağını söylediği tedbir acaba bu muydu? dayanamayıp intihara teşebbüs edince, B ir kaç gün sonra dışarıdan dönen kendisini suçlu hissetti. Vicdan azabı Berto, resim atelyesini bir savaş alanı çekmeğe başladı. Bunun te s iri altında halinde buldu. Tablolar parçalanmış, kalarak, size geldiğine eminim. Sinir­ fırçalar kırılm ış, boya tüpleri ezilm işti. lerinin çok zayıf olduğunu da söylemek Gözleri yaşararak bu manzarayı bir süre zorundayım." seyreden Berto: "Niçin bunu yaptın?" Komiser F o rri: "Kadın, kocasının diye mırıldandı. hafifçe deli olduğunu söylemek is tiy o r," Saldırmağa hazır durumda olan Manila: diye düşündü. Manila İse, komiseri resim "Çünkü... Resim yapmanı istemiyorum!" atelyesinegötürdü. Parçalanan tablolar, diye bağırdı. "Zaten yaptıkların b ir şeye kırılan fırçalar, ezilen tüpler hâlâ aynı benzemiyor... Bütün vaktini bana ayıracak­ yerde duruyorlardı. Sonra genç kadın, sın! Boşu boşunakarnını doyuracağımı mı yarım kalan mektubu gösterdi. Komiser sanıyorsun?" F o rri, Manila'nın intihara teşebbüs e tti­ -"Ben... Damızlık b ir hayvan değilim !.." ğine kesinlikle kanaat getirerek: "B ir -"Yanılıyorsun! Seninle bunun için daha sefere, uyku ilâcınızı dikkatli kul­ evlendim... İyi bir damızlık olduğunu lanın!" dedikten sonra, oradan ayrıldı. sezmiştim..." Hapishaneye girme imkânını kaybeden, -"Eğer bu fikirlerinden vazgeçmezsen Berto, evinde kalmağa mecbur oldu. ve resim yapmama müsaade etmezsen Fakat, karısının manevf işkencesi daha burada b ir saniye bile kalmam!" çoğaldı. Hapishaneye girmeyi bile başa­ -"Nereye gidebileceğini sanıyorsun? ramadığını söyleyerek, onunla alay ediyordu. Elinden hiç b ir iş gelmez ki... Hatta, Berto ise, balyoz gibi yumruğunu bu doğru dürüst resim bile yapamıyorsun... çirkin surata vurmamak için, kendini Sana rastladığım zaman, açlıktan ölmek zorlukla tutuyordu. üzereydin. . Unuttıaı mu?" Böylece, aradan b ir kaç ay geçti. -"Yanılıyorsun, Manila!Karnımı do­ B ir gün Berto, tekrar Emniyet Müdür­ yurmanın çaresini bulurum!" lüğüne gidip, komiser F o rrl'n in karşısına -"Resim yapmana asla izin vermiyedikilerek: "Bu sefer karımı gerçekten ceğim!" öldürdüm!" dedi. "Geçen defa b ir tüp Artık, bu kadarı fazlaydı. Berto, ilâç az geldiği için, iki tüp„ iç ir dim ..." hırsla kapıdan fırladı. Ne yapacağını Komiser F o rri, Berto'nun yüzüne şüp­ biliyordu. Polise gidip, teslim olacaktı. heyle baktıktan sonra, b ir polis memuru Cinayete teşebbüsten dolayı kendisini hapse çağırdı. Berto'nun evine gitmesini emretti. atacaklarından emindi. Hapishanede verilen Eğer, orada b ir ölü bulacak olursa, yemekler muhakkakki evdekilere benzemiyekendisine telefon etmesini istedi. Yarım cekti. Fakat, bedavadan karnını doyura­ saat kadar sonra, polis memuru amirine bileceği tek yer orasıydı. Belki, biraz telefon ederek gönderildiği evde b ir boya ve bir kaç fırça alarak, resim kadın cesedinin bulunduğunu bild ird i. Ko­ bile yapabilirdi. miser F o rri, Berto’ yu da yanına alarak, Kesinkararını vermiş olan Berto, tam b ir ekiple olay yerine g itti. Uz­ Emniyet Müdürlüğüne giderek, her şeyi manlar, her şeyi tetkik e ttile r. Fotoğ­ anlattı. Komiser F o rri, garip olaylarla rafını çektiler. Su bardağının ve ilâç karşılaşmağa alışkındı. Berto'nun hikâye­ tüplerinin üzerindeki parmak izle rin i sini yadırgamadı. Buna rağmen, bu hikâ­ inceleyen uzman polis, şefinin yanına yede aksayan taraflar seziyordu. Sükû­ gelerek, raporunu sözlü olarak b ild ird i: netle sordu: "Karınızın doktoru niçin "Su bardağındaki ve ilâç taplerinin üze­ bize bilgi vermedi?" rindeki parmak iz le ri, kadına ait... -"Bunu ancak ondan öğrenebilirsiniz..." Başkasına a it b ir tek iz bile yok..." -"K arınız da şikâyet etmedi..." -"Bundan emin m isin?" -"Bunun sebebini daha önce izah -"Tam am iyle..." etm iştim ." Berto’ya acıyarak ve şüpheyle bakan Komiser F o rri, doktor Morani'ye tele­ komiser F o rri: "Kendinizi b ir uzman fon etti. Kısa bîr süre konuştuktan hekime gösterseniz iyi olacak,” dedi. sonra, telefonu kapattı. Berto'ya: "Doktor "Böyle devamlı olarak başkasını öldürdü­ Morani, bunun basit b ir kaza veya in­ ğünüzü İddia etmeniz, doğru b ir şey tihara teşebbüs olayı olduğunu söylüyor," değil. Günün birinde başınız derde dedi. "Karınızın sin irle rin in çok zayıf g ire b ilir." olduğunu da ısrarla b e lirtiyor... B ir Sonra, adamlarına dönerek: "Bu ka­ kere de karınızla konuşmak iste rim ..." dının intihar ettiği belli b ir şey," Manila, komiseri karşısında bulunca diye devam etti. "Cesedi morga götürmeğe çok şaşırdı. Fakat, kendini süratle top­ bile lüzum yok. Kadının aşırı miktarda layarak, kocasıyla beraber komiseri salona uyku ilâcından ölmüş olduğu belli.. aldı. İçki ikram etti. Komiser F o rri, Artık, bizim için yapılacak b ir şey yok... hiç b ir başlangıca lüzum görmeden, sualini Kocas, cenazeyle meşgul o lu r..... " sordu: "Kocanızın anlattıkları doğru mu? Bu sözlerden sonra komiser F o rri, Sizi uyku ilâcıyla zehirleyerek öldürmeğe adamlarını alarak, evden ayrıldı. Berto'nun teşebbüs ettiğini söylüyor..." bardaktaki ve taplerdeki kendi parmak iz­ Manila, tebessüm ederek:"Kocam, lerini silerek, karısının parmağını bastır­ her sanatkâr gibi,- hayali geniş, hassas dığını aklına bile getirm emişti. ruhlu bir adamdır," dedi. "O gün şid­ - SON-


GENÇ BİR ADAM KÖŞKE GELEREK BACAĞININ SAKATLANMASINA SEBEP OLAN AURELİA’DAN İŞ İS­ TER, AURELİA ONA ŞOFÖRLÜK TEKLİF EDER. EVİN KIZI ŞOFÖRÜ ÇOK BEĞENMEKTEDİR, BİR GÜN AURELİA ARABAYA BİNMEDEN ÖNCE BACAĞINI SAKATLAR, BİR KAÇ GÜN SONRA DA AURELİA’NIN, KOCASI SEYAHATTEN DÖNER. AURELİA HAVA ALMAK İÇİN DENİZ KIYISINA GİTMİŞTİR,

Ne yapıyorsunuz?

LUİS DALMASSO’ NUN ÖLDÜĞÜ GÜNDEN* SONRA BİR KAÇ DEFA KARŞILAŞMIŞLAR­ DI. FAKAT ANCAK BİR İKİ KELİME KO­ NUŞMUŞLARDI . | | Eskiden yalnız olduğumuz zaman, bana "Sen" diye ,

Bu kadar samimiyet sebep göremiyorum. Evet, bir sebep var. B ir kadınla erkek öplişürse, kadın kraliçe, erkek uşak olsa bi­ le b irb irle rin e sen diye hitap ederler

için

Yoksa olanları unuttun mu?


Buna

AURELİA TARAÇAYA ÇIKTIĞINA PİŞMAN­ DI. ORADAN KAÇMAK İSTİYORDU. FAKAT, BACAKLARI KENDİSİNE İTAAT ETMİYOR­ DU. Fazla cüretkâr ke­ lim eler kullanmama­ nı tavsiye ederim. Kocam bu söyle­ diklerini öğrenecek olursa, seni ö ld ü rü r.j

inanamıyorum

Yaklaşma.. Dokunma.. Bu­ na izin vermiyorum


AURELİA BÖYLE SÖYLEMESİNE DUDAKLARINI KAÇIRMADI.İT

RAĞMEN1

-

im

Tahminlerim doğruymuş. Aurelia, şoförle tam bir aşk hayatı yaşıyor. Sonra, bana ahlak dersi vermeğe kalkışıyor.


İVİ B İ R A R K A D A Ş M I S I N I Z 1. BİR ARKADA­ ŞINIZ SEVGİLİSİNDEN AYRILDI: a. Üzülmemesi için onu barıştırmaya mı çalışırsınız? b. Uzun uzun anlat­ tıklarını mı dinlersiniz? c. Bu bahisten sı­ kılıp konuyu değiştir­ meye mi çalışırsınız? d. içinizden onun akılsız olduğunu mu düşünürsünüz? 2. SEVDİĞİNİZ BİR ARKADAŞINIZIN GÜ­ ZEL OLDUĞUNU SÖY­ LEYİP ONU ÖVERSE: a. Buna memnun mu olursunuz? b. Kendisinin aslında pek güzel olmadığını mı düşünürsünüz? c. Aslında kendi­ nizin daha cazip o l­ duğuna mı karar ve­ rirsiniz? d. Arkadaşınızı öv­ dükleri zaman kıskanç­ lığa mı kapılırsınız? 3. SEVGİLİNİZLE GEZ­ MEYE GİDECEĞİNİZ BİR GÜN BİR AR­ KADAŞINIZ GELİRSE: a. Onu da yanınıza alıp gezmeğe mi gö­ türürseniz? b. Gezmekten vaz geçip evde mi oturur­ sunuz? c. Gelmekle kabalık ettiğini mi düşünürsünüz? d. Kendisine sev­ gilinizle baş başa kal­ mayı istediğinizi mİ oelirtirsinlz? 4. REJİM YAPMAYA KARAR VERDİNİZ: s. B ir arkadaşınızın ısrarıyla işmanlatacak sir şeyi yer misiniz? a. Yememenizin daha uygun olduğunu mu cmSatırsınız? etmemesini İsrar c. mi söylersiniz? da böyle Ontn d. besinka lorili fazla geçmesini vaz lerden yapmasını rejim ve edersiniz? tavsiye mı Her Her

'a* •c’

için için

5 puan 3 puan

Her

V

için

5 puan

Büyük küçük' her yaşta insanın zevk ve lezzetle yediği çikolatayı kim yapmıştır. a) Meksika’ nın yerli halkı mı? b) Meksika fatihi Fernando Kortez mi? c) Lyon kardinali Bonaventure d’ Argonne mu? CEVAP: 1528 tarihinde Meksika’ yı fetheden İspanyol Fernan­ do Kortez, yerli halkın koyu esmer bir bulamacı pek sevdiğini gördü ve bıinun ne ile yapıldığını sordu. Meksika’ lılar, kendisine baklaya benzer ve üstü kırm ızımtrak bir zar kaplı olan bir bitkiyi göstererek, bu­ lamacı bununla yaptıklarını söylediler. Yapılan araş­ tırmada bir milyon kilodan fazla kakao çekirdeği bu­ lundu ve vergi yerine bunlara el konuldu. Bu su­ retle, Meksika'da bu çekirdeklerin öğütülmesi ve bu­ lamaç haline getirildikten sonra içine kurutulmuş meyvalar konulması suretiyle ÇİKOLAT adı verilen yemeğin meydana geldiği de anlaşılmış oldu. Şu var , ki, İspanyollar buna şeker de ilave ederek bu­ günkü çikolatayı yaptılar. Kısa zamanda Hollanda, İtalya ve Fransa'ya da yayılan çikolata I6 0 6 yılın­ dan sonra bütün Avrupa'da tanındı ve sevildi. O kadar ki, Lyon kardinali Bonaventure d'Argonne’ ya göre kardinal Alphonse Richelieu dalak krizlerini ya­ tıştırmak için çikolata yermiş. 1661 tarihinde de F -. ransız tıp fakültesi çikolatımn sağlığa zararlı olma­ yan bir besin olduğunu resmen kabul ve tasdik et­ miştir.

için 3 puan Her V Her ’ c’1 için 2 puan Her 'd* için o puan veriniz. ArkaPuan: 17-20 daşlarınız: çok sevdiğiniz anlaşılıyor. Fakat onlar bu sevginizden yararlana­ rak sizi istism ar et­ meye de kalıyorlar. Kendinizi ezdirmemelisiniz. 12-16 Puan: Dostlar sizin için çok değerli. Zaman zaman onların tutumlarını beğenmiyor­ sunuz ama yine de pek ses çıkarm ıyor­ sunuz. Dostlukların kar­ şılıklı olduğunu onlara hatırlatın. 8-11 Puan: Siz dost­ luğa önem veriyorsunuz

ama bu arada kendinizi de düşünüyorsunuz. Zaten iyi b ir dostun insanı asla rahatsız etmiyeceğini de biliyorsunuz. A r­ kadaşınız az ama on­ larla iyi geçiniyorsunuz. 5-7 Puan: Dostluk konusunda biraz bencil­ siniz. Neticede dostla­ rınız da sizden yardım isteyecekler tabii. Onlara böyle davranmanız biraz hatalı. 0 -4 Puan: Siz dost­ lara pek önem verm i­ yorsunuz ve bu arada dostlarınızı da iyi seç­ memişsiniz. Onlar ve siz tutumunuzu değiş­ tirmezseniz kısa süre sonra bu bağların ko­ pacağını da bilin.

Yarım Paket kalın makarna 2 adet ir i domates (Veya b ir bardak domates suyu) 1 orta boy soğan 2 çorba kaşığı m argarin veya tereyağ 2 kahve kaşığı k ırm ızı biber 1 tatlı kaşığı tuz yarım demet maydanoz Y arım diş sarmısak 1. B ir büyük tencereye bol su koyup tuzu atın ve suyu kaynatın. Paketten çıkarınca makarnaları orta­ dan kırın. Makarnayı daha küçük parçalar halinde i s ­ tiyorsanız bunları tekrar ortadan kırın ve kaynar suya atın. Makarna haşlanınca bunu k evgir kepçeye alın. Bol suyla çalkalayın. 2. Soğanın kabuklarını soyun ve rendenin en ince tarafıyla rendeleyin. Soğanın sadece suyunu alın. Sarm ısağı soyup iyice dövün. 3. Tavaya iki kaşık yağı atın. Dom ateslerin kabukla­ rını soyup sekiz on parçaya bölün. Dom atesler beş, on dakika sonra iyice yumuşayıp salça gibi olacak­ tır. Soğan suyunu ve iki kaşık kırm ızı biberi de ilave ederek beş dakika kadar orta hararetli ateşte pişirin. Salçaya b ir bardak sıcak su ilave ederek sarm ısağı da atın ve on dakika kadar pişirin. 4. Makarnayı b ir tencereye alın. Üstüne salçayı döküp karıştırın. Sonra makarnayı toprak veya k ır ıl­ maz cam bir kaba koyarak orta sıcaklıktaki b ir f ı ­ rında on dakika bırakın. 5. Servis yapacağınız zaman kabun yanlarını m ay­ danozla süsleyin. (Yem ek 4 k iş ilik tir).


S7,

NEREDE?

Yukarda gördüğünüz noktalı kı­ sımları boyarsanız güzel bir şe­ kil elde edersiniz.

Yukardaki üç şe kilde, düz çizgiler mi yoksa eğri çizgiler mi daha fazladır?

Yukarda sağ köşede gördüğünüz - şekillerden bir tanesi büyük resimde gizlidir. Bunun hangi şekil olduğunu ve nere­ ye gizlenmiş bulunduğunu bir kaç dakika resime dikkâtle baktıktan sonra bulabilir misiniz? Yukardaki şe­ killerle beş ay­ rı çeşit eşya meydana getire bilir misiniz?

Yanda gördüğünüz bekçi­ lerin hepsi ilk bakışta bir­ birinin aynı gibi duruyor. Oysa bunlardan sadece iki tanesi birbirinineşidir. Bun­ ların hangileri olduğunu bu­ labilecek msiniz?

İ T E

A L H Z S ?

Bu resimde, im ­ kânsız olan bir şey mümkün gi bi gösterilmiştir. Bunun ne oldu­ ğunu bulabilir mi siniz?

•eqnx - 9 ‘ eiiepj -i ‘aıanı3uı -9 ‘ep -ueı-ıj -g jbuseSbpeiv - fr ‘ nödEf -e ‘ BpUBİZJ ~Z 'eâtBJTUsnAV - l

••avtv av

•jt^ımBmîmEi jâtj

azpd nnuoj£zîA9iax

:zıSNrç:»ra •TS

-BqBJB 13 -g *ajnqBX -fr

Bu adala­ rın isim leri­ ni hiç düşün meden sayabi lir misiniz? Bu dairenin, içine her bö lümünde iki­ şer nokta ka lacak şekilde üç küçük dai re daha ç i­ zebilir m isi­ niz?

‘ ue}qeue znî3uı-g

snqoıo-Z ‘BqtUBi-ı

••Tiaağ §aa *§nuiB

iquiq

h- d

Jaıı5naq

^ 'V

ubio

:HaııöHaa •JipJBA

jS zj ö

pı|a

iz

8A

ZDP 98 •JipBizBj Bq -ep Jaıt3zj5 2na

:rç>zı5 zna •ÛipilZlâ 5)BJE10 UBX EpUISBJE OZBA ait t|tib^jb tu -aiuıaiist nâıvun} ututp bii mtsau npoM g

•aaaaaa Elektrikçi dükkanına giren genç kız bura­ dan bir şey alarak çıktı. Acaba ne aldı?

nAoÂ

-pBJ ptBpuııiB unuoz -BA PIB1JB.I pupil :§IW1V 3N •JiptuAB UJUJJ

vxâa


-"Bahçe kapısına Köpeğe dikkat diye levha asmışsın ama köpeğini göre­ medim.." -"B ak masanın , altında yatıyor..." -"Ama bu mi nicik finonun kor kulacak nesi var?" -"Korkmaktan de ğil, üzerine basıp hayvanı çiğnemesin­ ler diye astım.."

-"İhtiyaten

m ücevherlerim in

foto-kopilerini

taşıyorum ..

-"Babam odasında

rahat edemedi galiba.."

-"Sen beğenmiyorsun ama ş iir ­ lerim i kime okudumsa ağladı.." -"A ğ la rla r tabii. Şiirin hale

düştüğünü

gören

ne

ağlamaz

mı?”

* YAZISIZ

İ k i e s k i a rka d a ş k a r ­ ş ı l a ş t ı l a r . Ç o c u k lu k a r ­ k a d a ş ın ı p e r i ş a n v a z iy e t t e g ören s it e m e t t i ; -"B ab a n büyük y e h a t ı ra . s a y ı l ı r adamdı m s e n , b i r b a lt a y a sa p olama dm . " Ö t e k i ce v a p v e r d i ; - " H a k l ı s ı n k a r d e ş im . S e n in baban da k i b a r v e "Bunun için de üzülirıür mü? Sığmazsa z a r i f b i r adamdı d e ğ i l garajı g en işletiriz.." mi ? "

"Plajda fındık fıstık satmanın olduğunu

"Hey

sen ne arıyorsun

bilm iyor

yasak

musunuz?

orada?"

-"P rensip bir

hatıra

olarak a lır ,

her

m isafirimden

sak larım .."

-"B u sabah deniz harikulade. Yakışıklı

gençlerle

dolu.."

"Yalnız

s ırtım ı

sin

keseleyecek­

tamam mı?"

"B iraz sabret şekerim . İşte ceviz kıracağını getiriyorum ."


SEBZELİ YAHNİ Kullanılacak malzeme: (6 kişi için) !5oo gram koyun eti (kuşbaşı) !5oo gram patates 1 pırasanın beyaz kısmı 2 soğan I diş sarmısak / I demet maydanoz Kafi miktarda tuz, karabiber ve un Eti yıkadıktan sonra iyice haşlayınız. Suyundan çıkararak ayrı bir tencereye koyunuz. Üzerine yuvar­ lak dilimler halinde patatesleri, aynı şekilde doğra­ yacağınız pırasa, soğan, sarmısak ve maydanozları ilave ediniz. Üzerine tuz ve biber ekiniz. (Bu yahni­ nin bir güveçte pişirilmesi tavsiye edilir.) Etin üze­ rine bir miktar et suyu dükünüz. Diğer tarafta unu su ile n karıştırarak bir hamur eide ediniz. Tencere­ nin içine koyduğunuz etin etrafına bu hamuru düşe­ yiniz. Orta dereceli fırında 45 dakika kadar pişiri­ niz ve sıcak sıcak servis yapınız-.

HAMSİ TAVA l5oo gram güm üş veya hamsi balığı 5oo gram süt I büyük demet maydanoz Kafi miktarda tuz, un ve karabiber Alacağınız balık, bir parmaktan küçükse içlerini temizlemeyiniz. Büyücekse, başlarını ayırmadan temiz­ leyip güzelce yıkayınız ve bir -kevgir içinde sula­ rının süzülmesini bekleyiniz. Sonra, balıkları çiğ veya kaynatılmış sütün içine yatırınız. Zeytinyağı tavada iyice kızdıktan ve dum anı çıkmağa başla­ dıktan sonra, sütten çıkaracağınız balıkları unlaya­ rak kızgın yağda kızartınız. Kızaran balıkları çıkara­ cağınız tabağın içine yağını emebilecek bir kağıt seriniz ve kızarttığınız balıkları bu kağıdın üzerine sıralayınız, üzerlerini hafifçe tuzlayınız. Beri tarafta, maydanozu yaprak yaprak ayıklayınız, yıkayınız ve suyunu çekip kurumasını bekleyiniz. Başka bir kapta zeytinyağını kızdırınız ve dumanı çıkmağa başlayınca ocaktan indirerek maydanozları bunun içine atınız. Kısa bir süre kendi kendine haşlan­ dıktan sonra süzerek çıkarınız ve yağını emebilecek bir kâğıt üzerine alınız. Kızarmış balıkları çıkar­ dığınız tabağı maydanozla süsleyerek sıcak sıcak servis yapınız.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.