Feminist Bir Manifesto İçin Notlar

Page 1

Feminist Bir Manifesto İçin Notlar- (tamamı) Yazanlar: Cinzia Aruzza, Tithi Bhattacharya, Nancy Fraser* Kadın Savunma Ağı için çeviren Gamze Boztepe

2018 baharında, Facebook milyarderi Sheryl Sandberg, kadınlara iş dünyasında sertlik ve başarının toplumsal cinsiyet eşitliği ne giden en rahat yol olduğunu öğütlüyordu.(1) Eğer sadece “tüm ülkelerin ve şirketlerin yarısı kadınlar tarafından yönetilseydi ve tüm evlerin yarısı erkekler tarafından idare edilse”, dünya daha iyi bir yer olurdu ve biz de bu hedefe ulaşana kadar durumdan tatmin olmamalıydık. Kurumsal feminizmin önde gelen bir temsilcisi olan Sandberg, Wall Street'in baş kuralsızlaştırmacısı Lawrence Summers'ın akıl hocalığının da yardımıyla, Harvard’dan Hazine Bakanı’nın ofisi yoluyla Google ve Facebook'ta veri toplama ve reklam hedefleme işlerine uzanan bir kariyerin zirvesinde, kadın yöneticileri şirket yönetim kurulu odalarında “sınırları zorlamaya” teşvik ederek isim yaptı. Aynı bahar, 8 Mart 2018'de, ülke çapında yapılan bir feminist grev, İspanya'yı durma noktasına getirdi. Beş milyon yürüyüşçünün katıldığı la huelga feminista (feminist grev) örgütçüleri, “cinsiyetçi baskı, sömürü ve şiddetten arınmış bir toplum” için, “itaatkar, teslimiyetçi ve sessiz kallmamızı isteyen patriyarka ve kapitalizm ittifakına karşı isyan ve mücadele” çağrısını yükselttiler. Madrid ve Barselona’da güneş doğup neşeli çığlıklar atan kadın kalabalıkları sokakları doldurduğunda, feminist grevciler: “8 Mart’ta kollarımızı kavuşturuyor ve tüm üretim ve yeniden üretim faaliyetlerine ara veriyoruz” diye ilan ettiler. Erkeklerden daha kötü çalışma koşullarını ya da aynı iş için daha düşük ücreti kabul etmeyi reddettiler. Bu iki çağrı, feminist hareket için karşıt yolları temsil etmektedir. Sandberg ve benzerleri, feminizmi kapitalizmin beslemesi olarak görüyorlar. İşyerinde sömürünün ve toplumsal düzende baskının yarattığı nimetlerin egemen sınıfın erkekleri ve kadınları arasında eşit olarak paylaşıldığı bir dünya - bir tür “fırsat eşitlikli egemenlik” istiyorlar. Feminist grevin örgütleyicileri ise bunun tam tersine, kapitalist -ve patriyarkal- egemenliğe son verilmesi çağrısında bulunuyor. Yol ayrımı Bu iki feminizm tasavvuruyla karşı karşıya kaldığımızda, kendimizi bir yol ayrımında buluyoruz. Yollardan biri, bu bir şekilde mümkünse bile, insan hayatının sefilleştirildiği yakıp yıkılmış bir gezegene çıkıyor. Diğeri ise insanlığın hayallerinde daim a tasvir edilen bir dünyaya işaret ediyor: bu, servetin ve doğal kaynakların herkes tarafından paylaşıldığı, eşitliğin ve özgürlüğün birer özlem değil, ilke olduğu bir dünya. Seçim yapmayı bu denli yakıcı kılansa, son kırk yıldır egemen olan yırtıcı finansal neoliberal kapitalizm formu yüzünden, her türlü orta yolun ortadan kalkmış olması – ve bu da her bir toplumsal mücadelenin maruz kaldığı tehlikeleri büyütüyor ve ılımlı reformlar kazanma çabalarını bile kıran kırana bir hayatta kalma mücadelesine dönüştürüyor. Feministler, bu koşullar altında, diğer herkes gibi, bir tutum benimsemeli. Gezegen yanarken “fırsat eşitlikçi egemenlik” peşinden koşmaya devam mı edeceğiz? Yoksa toplumsal cinsiyet adaletini, mevcut kıyımın ötesindeki yeni bir topluma götüren antikapitalist bir biçimde yeniden mi tasavvur edeceğiz?


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.