Bellanin Olumu Georges Simenon

Page 1

BELLA'NIN ÖLÜMÜ Georges Simenon Georges Simenon 1903 yılında Liege'de doğdu. Genç yaşlarda okulu bırakıp gazete muhabirliğine atıldı ve 19 yaşında Paris'e yerleşti, ilk polisiye romanlarını bu dönemde Sim takma adıyla yayımladı. 1945'te Amerika'ya yerleşti ve 20 yıl bu ülkede yaşadıktan sonra önce Fransa'ya sonra da isviçre'ye geçti. 1989 Eylülü'nde Lozan'da öldü. Polisiyeler dışında psikolojik romanlar ve denemeler de yazdı. Polisiyelerindeki psikolojik derinlik, gerilimi sürekli ayakta tutar ve okurun ilgisini sürekli sonuca yönelik olmaktan çıkarır. Birçok romanı sinema ve televizyona uyarlanmıştır. Simenon'un ülkemizde yayımlanan bazı yapıtları şunlardır: Sarı Köpek 1931, Üç Dul Kavşağı 1931, Flamanların Evinde 1932, Kanaldaki Ev 1933, Eminönü'nde Avrenos Meyhanesi 1935, Şehvet Kasırgası 1937, Yasamak Hırsı 1938, Yedi Kızlar 1941, Hâkimin Evi 1942, Cardinaud' nün Bir Haftası 1943, Gerçek Aşk / Manhattan 'da Üç Oda 1946, Mai-gret Arizona'da 1949, Maigret Korkuyor 1953, Maigret ve Muhbir 1971, BİRİNCİ BÖLÜM I Kişinin, evinde gidip geldiği, yalnız kalmanın rahatlığı içinde gevşemiş, alışageldiğince devindiği, her günkü gibi davrandığı, sonra ansızın, başını kaldırınca, perdelerin açık kaldığının, sokaktan gelip geçenlerin kendisini seyrettiğinin farkına vardığı zamanlar olur. Spencer Ashby de, biraz bunu yaşadı işte. Gerçi, tıpkı öyle değil; çünkü, doğrusu ya, o gece kimsecikler ona dikkat etmemiş, ilgilenmemişti, istediği gibi bir yalnızlığa kavuşmuştu; yorgan gibi kalın, dışarıdan tek bir gürültüyü olsun içeri sızdırmayan bir yalnızlığa... Üstelik, lapa lapa yağmaya başlayan kar, sessizliğin daha bir gözle görülür, elle tutulur hale gelmesini sağlıyordu. O gecenin, daha sonra, bir büyüteç tutularak inceleneceğini, kendisine yeniden yaşatılacağını, büyütecin altında duran kendi değil de bir böcekmiş gibi davranılacağını, Spencer değil, kim olursa olsun, usunun köşesinden geçirebilir miydi? Akşam yemeğinde ne yemişlerdi? Çorba yoktu o akşam, yumurta yenmemişti, hamburger de yoktu; Christine'in, çeşitli yemek artıklarıyla hazırladığı, arkadaşlarının da kendisini sevindirmek için nasıl pişirdiğini sordukları yemeklerden birini yemişlerdi. Bu kez, fınhda pişmiş bir kat makarnanın altında çeşitli etlerden artmış parçalar, hattâ birkaç parça jambonla birkaç bezelye tanesi göze çarpıyordu. "Sahi, Mitchell'lere benimle birlikte gelmeyecek misin?" Yemek odası pek sıcaktı. Evlerini çok ısıtırlardı, sıcakta oturmayı sevdikleri için... Yemekte karısının yanakları al al olmuştu. Sık sık öyle olurdu. Hem bu hal ona yaraşmıyor da değildi. Kırkını yeni aşmıştı ama arkadaşlarından biriyle konuşurken yaş dönümü sözü ettiğini, Spencer, işitmişti. Yemekte olup bitenlerin hepsi bulanık bir ışık içinde boğulup gidiyordu da, bu al basmış yanakları niye anımsıyordu? Bella yanlarındayd ı elbette. Yanlarında olduğunu biliyordu. Ama sırtındaki giysinin rengini, konuştuysa sözlerinin konusunu anımsayamıyordu. Kendi sustuğuna göre, iki kadın kendi aralarında konuşmuş olsalar gerekti. Hem sofraya elma geldiğinde bir sinema sözü edilmiş, Bella, bunun üzerine gözden yitmişti. Sinemaya yayan mı gitmişti? Belki de... Evden sinemaya şöyle bir yarım mil ya vardı ya yoktu. Spencer karda yürümeği her zaman sevmişti, hele yılın ilk kan yağdığında... Bundan böyle, uzun aylar boyunca, lastik çizmelerin sokak kapısının sağında, camlığın altında, enli kar küreğinin yanı


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.