1
Raporun saha çalışmasında yer alarak yaptıkları anket, gözlem notları ve uzun yol seyahati ile büyük emek veren, Rize-İstanbul ve Muş-Bursa yolculuğu için Nural Uğur, Kars-Kocaeli yolculuğu için Burhan Arslan, Dersim-İstanbul yolculuğu için Esra Atala, Mardin-İzmir yolculuğu için Derya Göregen, Van-Mersin yolculuğu için Esra Binici, Şırnak-Adana yolculuğu için Dilber Çatıkaş, AğrıAnkara yolculuğu için Berivan Arslan’a çok teşekkür ediyoruz.
Çalışma Ekibi:
İlyas Erdem, Yeter Tan, Zelal Coşkun
Veri Grafiklendirme: Necla Korkmaz
Rapor Yazarı:
Zana Kibar
Birinci Baskı: 2019
Göç İzleme Derneği / Şirinevler, Mareşal Fevzi Çakmak caddesi, No: 5/50 Bahçelievler-İstanbul
2
Bu rapor, Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı kapsamında Avrupa Birliği desteği ile hazırlanmıştır. İçeriğin sorumluluğu tamamıyla Göç İzleme Derneği’ne aittir ve AB’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.
3
Göç İzleme Derneği…………………………………….…………………………………………………………………………………5 Giriş……………………………………………………………………………………………………………………..………………….……6 Çalışmanın Amacı………………………………………..……………………………………………………….………………………10 Çalışmanın Metodolojisi……………………………………………………………………………………………….…………..….11
Tablo 1 Anketin yapıldığı iller……………………………………………………………………………………….. 12 Tablo 2 Yaş…………………………………………………………………………………………………………………… 17 Tablo 3 Cinsiyet……………………………………………………………………………………………………………. 18 Tablo 4 Medeni durum…………………………………………………………………………………………………. 18 Tablo 5 Doğum yeri………………………………………………………………………………………………………. 19 Tablo 6 Anadili……………………………………………………………………………………………………………… 20 Tablo 7 Anadil dışında bilinen diller………………………………………………………………………………. 21 Tablo 8 Eğitim durumu…………………………………………………………………………………………………. 21 Tablo 9 Seyahat sıklığı………………………………………………………………………………………………….. 22 Tablo 10 Seyahatlerde kullanılan araç………………………………………………………………………….. 22 Tablo 11 Seyahatlerinizde neden otobüsü tercih edersiniz…………………………………………………………..26 Tablo 12 Geçici, kalıcı ya da mevsimlik göç mü?................................................................................29 Tablo 13 Geçici göç ise ne kadar süre kalmayı planlıyorsunuz?.........................................................30 Tablo 14 Daha önce isteğiniz dışında göç etmek zorunda kaldınız mı?..............................................31 Tablo 15 Zorunlu göçün nedenleri?....................................................................................................31 Tablo 16 Göç ettiğiniz yeri tercih etme nedenleriniz nedir?...............................................................32 Tablo 17 Yaşadığınız yerden memnun musunuz?...............................................................................33 Tablo 18 Hangi imkânlar olsaydı göç etmeyi tercih etmezdiniz?........................................................33 Tablo 19 Şu an bulunduğunuz yerden memnun musunuz?................................................................34 Tablo 20 Geri dönmeyi düşünüyor musunuz?....................................................................................35 Tablo 21 Geri dönmeyi düşünenlerin yaş kategorisine göre dağılımı……………………………………….…….35 Tablo 22 Geri dönmeyi düşünenlerin cinsiyete göre dağılımı………………………………………………….……..37 Tablo 23 Geri dönmeyi düşünenlerin medeni duruma göre dağılımı……………………………………………..37 Tablo 24 Geri dönmeyi düşünenlerin eğitim durumuna göre dağılımı……………………………………………38 Tablo 25 Geri dönmeyi düşünme nedenleri?.....................................................................................39 Sonuç…………………………………………………………………………………………………………………………………………….40 Tespitler…………………………………………………………………………………………………………………………………………42
4
Göç İzleme Derneği, 2016 yılında çatışma, iç savaş gibi sosyal, ekonomik, politik ya da doğal afetler sebebiyle ülke içinde zorla yerinden edilmiş veya sığınmacı konumunda olan kişilerin, temel haklarına erişimlerini desteklemek, söz konusu alanda hak sahibi kitleler arasında sosyal dayanışmayı geliştirmek ve yerinden edilenlerin taleplerini desteklemek amacıyla İstanbul’da kurulmuştur. Göç İzleme, zorla yerinden edilme ve yeniden yurtlanma sürecinde bireylerin yaşam şartlarına yönelik hak odaklı çalışmalar yürütür. Zorla yerinden etme uygulamalarının yarattığı temel hak ihlalleri ve yeniden yurtlanma sürecinde bireylerin yaşamış olduğu sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlarına farkındalık yaratır ve çözüm yöntemleri geliştirir. Bu rapor, Göç İzleme Derneği’nin spesifik çalışma alanlarından biri olan ülke içinde göç etme ve yer değiştirme hareketlerinin nedenleri ve sonuçları üzerine odaklanmıştır. Rapor Avrupa Birliği Sivil Düşün programı; Savunuculuk ve Kampanya Desteği kapsamında desteklenmiştir. Sivil Düşün ekibinden çalışma aşamalarında verdikleri destek için teşekkür ediyoruz.
5
GİRİŞ Göç, bireylerin yerleşmek amacıyla bir yerden başka bir yere gitmeleri hareketine verilen genel bir addır. Bu yer değiştirme hareketi ülke içinde olursa iç göç, ülkeler arasında olursa dış göç ya da uluslararası göç olarak adlandırılır. Bu raporun konusu olan iç göçler, kırdan kente, kentten kıra, kırdan kıra, kentten kente doğru gerçekleşmektedir. Kişilerin göç etme sebepleri sayısız denebilecek kadar çok ve karmaşıktır. Ancak genel olarak bütün ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de iç göç olgusunun ana nedenleri arasında, dönemsel koşullara göre sıralama değişse de, öncelik olarak ekonomik, sosyal, kültürel, coğrafik, demografik ve siyasi başlıklar altında sıralanmaktadır. Göç, en kısa ifade ile bir yer değiştirme durumudur. Ancak bu kısaca ifade edilen yer değiştirme durumu sayısız ve karmaşık nedenden kaynaklanabildiği gibi süresi de değişebilmektedir. Bireyler yaşadıkları yerden başka bir yere uzun süreli ya da kalıcı olarak yerleşmek suretiyle yer değiştireceği gibi, kısa süreli veya geçici olarak da yer değiştirebilirler. Geçici yer değiştirme hareketi, her yıl belli aralıklarla ve muhtelif sebeplerle tekrarlanabilmektedir. Bu durumda bireyler yılın belirli zamanlarında ve belirli sürelerle birden çok mekânda bulunabilmektedirler. Türkiye’de kısa süreli veya geçici yer değiştirmelere, mevsimlik göç, akraba ziyareti, sağlık, eğitim veya çalışma amaçlı örnekler verilebilir. Ancak, mevsimlik göçler dışında kalan diğer geçici yer değiştirme hareketlerinin göç sayılıp sayılmayacağı tartışmalı bir konudur. Geçmişte, geçici olacağı varsayılan göç hareketleri küreselleşme ile beraber giderek artan sayıda insanı ilgilendirmeye başlarken küresel dünyanın yadsınamaz bir gerçeği haline gelmiştir. Zorunlu yer değiştirmenin dışında, seyahat ve turizm ile en büyük endüstri haline gelmiş olan göç “modern yaşamın temel unsurlarından biri” olarak da tanımlanmaya başlanmıştır. Göçün hacminin büyümesinin yanı sıra biçimi de değişmiştir. Geçmişte, yeni bir yaşama yönelik olarak ve genellikle bir kereye mahsus yapıldığı düşünülen göç hareketleri, artık çok yönlü olmakla beraber turizm ve göç ayrımının da netliğini kaybettiği öne sürülmektedir.1 İnsan ile mekân arasındaki bağın aşınmasında önemli bir etkiye sahip olan göçün kavramsal bir çerçevesinin çizilmesi ve nedenleri ile türlerinin belirlenmesi göçün kısa, orta ve uzun vadedeki etkilerinin anlaşılabilmesi açısından oldukça önemlidir. İnsanların yaşadıkları doğal ve sosyal çevreyle kurduğu bağın zedelemesinin yanında ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel alanda birçok etkisi bulunan göç konusu, farklı boyutlarla ele alınmayı zorunlu kılmaktadır. Göçe neden olan unsurlar göç sürecini ve sonrasını etkileyen önemli bir faktördür. Bir başka deyişle, göçün nedenleri göç sürecinde ve sonrasında meydana gelen gelişmeler üzerinde büyük bir
1
DAHA İYİ BİR HAYATA DOĞRU: “YAŞAM BİÇİMİ GÖÇÜ”, İlkay SÜDAŞ- Mustafa MUTLUER, Ege Coğrafya Dergisi, 19/1 (2010), 31-47, İzmir.
6
etkiye sahiptir ve bu süreçlerde farklı deneyimlerin, pratiklerin ve uygulamaların ortaya çıkmasında belirleyicidir. Örneğin, ekonomik nedenlerle yapılan göç karşısında geliştirilen pratikler ve uygulamalar ile siyasi nedenlerle yapılan göç karşısındaki pratik ve uygulamalar farklıdır. Ayrıca, bu iki göç türünün ortaya çıkardığı ekonomik, sosyal ve siyasi sonuçlar da birbirinden farklı olabilmektedir. Göç, insanların veya toplulukların kendi iradeleriyle gerçekleşen özgür bir seçim olabileceği gibi kendi iradeleri dışındaki gelişmelerin bir sonucu gerçekleşen zorlama bir süreç şeklinde de ortaya çıkabilir. İnsanlar birçok sebeple yaşadıkları yerlerden ayrılabilir veya yerlerinden edilebilirler. Özellikle politik, ekonomik veya doğal afetler gibi sebeplerle göçe tabi tutulabilir. Araştırmamıza, Rize, Şırnak, Muş, Ağrı, Van, Dersim, Kars, Mardin illerinden, İstanbul, Adana, Mersin, Bursa, Ankara, Kocaeli, İzmir illerine otobüs ile seyahat ederken katılan yolcularda, saydığımız tüm bu farklı nedenlerden dolayı yaşadıkları kentlerden bir başka kente seyahat ettiklerini belirttiler. Araştırmaya katılan 159 kişinin %29’u akraba ziyareti, %26’sı ekonomik, %14’u eğitim, %9’u mevsimlik, %4’u sağlık, %1’i ise siyasi nedenden seyahat ettiğini belirtti. Göç, bireysel bir süreç olabileceği gibi kitlesel bir dalga şeklinde de yaşanabilir. Göçün nasıl ve niçin gerçekleştiğinin bilinmesi, göçün etki boyutunun anlaşılmasında yararlı olacaktır. İnsan ve insana dair olan neredeyse her şeyi etkileme potansiyeline sahip bir olgu olan göç, tarihin hemen her döneminde farklı yönleriyle ele alınması gereken bir süreci ortaya çıkarmaktadır. Göçe neden olan etmenler ile göç sürecinin izlediği seyir, göçün etkileri üzerinde belirleyici olmaktadır. Göç, farklı yönleriyle irdelenmesi gereken bir konu olmasının yanında, yansımalarının öngörülmemesi halinde göç sonrası süreçte telafisi zor olan ve toplumun bütününü etkileyen pek çok soruna zemin hazırlama potansiyeli taşıyan bir olgudur. Türkiye’de bölgeler ve iller arasında yaşanan göçün çeşitli sebepleri olmakla birlikte zorunlu olsun veya olmasın hükümetlerin uyguladıkları sosyo/politik ekonomik, kültürel ve eğitsel politikalar nedeniyle bölgeler ve iller arası göç sürekli gündemde olmuştur. Araştırma sahamız 8 ilden hareket eden otobüs yolcularını kapsarken 8 otobüs içinde Irak vatandaşı dâhil olmak üzere 34 farklı il kütüğüne kayıtlı yolcu yer almıştır. Bu durum göçün sürekliliğini gösterdiği gibi iç göç ile dış göçün birbiri ile olan ilişkisini yansıtması açısından da önem arz etmektedir. Ayrıca, seyahat eden 159 yolcunun %35,8’i daha önce kendi istekleri dışında başka bir yere göç etmek zorunda kaldıklarını belirtmiş ve bu zorunlu göçün birçok farklı nedenden kaynaklandığını aktarmışlardır. Daha önce hayatlarında en az bir kez göç etmek zorunda kalanların % 43’ü devlet baskısı, %13 doğal afetler, %7 çevre baskısı, %5 husumetten kaynaklı olduğunu belirtirken, %32’sinin diğer seçeneğini seçmesi çarpıcıdır. Bu durum göç etme nedenlerinin sadece bir alt başlığı olan zorunlu göçün de birçok alt başlığı olabileceğini göstermesi açısından önemlidir. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre Türkiye’de her 100 kişiden 58’i memleketinde yaşarken 42’si farklı illere göç etmişlerdir. Memleketlisi en yüksek oranda olan iller; Urfa, Maraş, Ağrı,
7
Adıyaman, Ordu ve Muş; en az memleketlisi olan iller ise; İstanbul, Kocaeli, Ankara ve Yalova illeri olmuştur. Çalışmanın odak konusu ve cevabını bulmaya çalıştığı soru; iller ve bölgeler arası göçün bu denli yüksek oluşunun nedenleri üzerinde durmaktır. Çalışmanın ana amacı; Türkiye’nin farklı bölgelerinden en fazla göç veren iller olan; Rize, Şırnak, Muş, Ağrı, Van, Dersim, Kars, Mardin illerinden Türkiye’nin en fazla göç alan illeri olan İstanbul, Adana, Mersin, Bursa, Ankara, Kocaeli, İzmir illerine yönelik göçün nedenlerinin araştırılacağı bir hedefe odaklanmaktadır. Çalışmamıza katılan yolcular, seyahat/göç etme gerekçeleri arasında bulundukları yerdeki ekonomik, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yetersiz kalması, bulundukları bölgede güvenlik kaygısı, iklim ve yer şekillerinin olumsuz etkiler yaratması, kentsel alanlarda sanayinin gelişmesi ve böylece buralarda istihdam alanlarının daha geniş olması gibi genel geçer nedenlerle göç etme gerekçelerini belirtmişlerdir. Ancak göç rotasının belli merkezlere odaklanması birçok problemi de beraberinde getirmektedir. Göçün odaklandığı yerlerde ortaya çıkan sorunlara bakıldığında, nüfusun yoğunlaşması sonucu düzensiz kentleşme (Çarpık kentleşme, plansız kentleşme) gecekondulaşma, zamanla kent içinde artan sanayi tesisleri, çevre kirliliği, kentlerdeki konut sıkıntısı, alt yapı hizmetlerinde (yol, su, elektrik, kanalizasyon) yetersizlik, işsizlik oranında artış, kent güvenliğinde bozulma, sağlık, eğitim gibi alanlarda sorunlar oluşması ve bu hizmetlerin yetersiz kalması gibi sebepler etkiler ön plana çıkmaktadır. Ayrıca, ülke genelinde nüfusun dağılışında dengesizlik meydana gelir. Tüm bunlarla birlikte göç edilen yerde aranan refah, huzur ve güvenliğin de bir garantisi bulunmamaktadır. Araştırmamıza katılan görüşmecilerin %61’i, gittikleri yerlerden geri dönmeyi düşündüğünü belirtmiştir. Görüşmecilerin %95’i ise gittikleri yerde aradıkları imkânı yaşadıkları kente erişebilmeleri halinde göç etmeyi tercih etmeyeceklerini belirtmiştir. Bu durum iller ve bölgeler arası göçün nedenini, hak sahibi kişilerin daha iyi barınma, sağlık, eğitim gibi temel hizmetlere ulaşamama ve bunun sonucu olarak da daha ulaşılabilir hizmetlere erişme amacı taşıdığını gösteren bir örnek olmuştur. Politika yapıcılar, kent planlayıcıları, yerel yönetimler, bilim çevreleri, ekolojistler ve meslek odaları çalışanları iller ve bölgeler arasında yaşanan bu göç hareketinin önüne geçebilmenin yollarını aramaktadırlar. Yapılan çalışma, bu çabalara katkı sunmak amacı da taşımaktadır. Göç kır/kent, kent/kent nüfus dengesinin ve hizmetler dengesinin bozulmasına neden olduğu gibi göç eden bireyler, şehirlerde daimi oturanlara oranla daha dezavantajlı bir konumda olmalarına ve çoğu zaman o şehrin istenmeyeni, ezilenleri, yoksullukla baş edenleri olmaktadırlar. Çalışma dezavantajlı konumdaki göç edenlerin sorunlarının görünür olmasına, bölgeler ve iller arası, ekonomik, sosyal,
8
kültürel farklılıkların görünür olmasına, ve kırdan kentlere olan göçün önüne geçilmesi için alınacak tedbirlere katkı sunacaktır.
9
ÇALIŞMANIN AMACI Makro ölçekte diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de göç hareketleri bölgeler ve iller arası sosyal/kültürel ve ekonomik yatırım, istihdam, eğitim güvenlik politikalarının eşit şekilde dağıtılmamasından kaynaklanmaktadır. Çalışma iller arası göçün haklar temelli nedenlerine odaklanarak; barınma, güvenlik, kültürel, ekonomik, eğitsel, sağlık nedenlerine yönelik güncel veriler elde etmekte ve bölgeler ve iller arası göçün itici ve çekici faktörler bağlamında (yaşanan yer ilgili faktörler, göç edilecek yerle ilgili faktörler ve bireysel faktörler gibi) iç göçün güncel sebep ve sonuçlarına odaklanmaktadır. İç göç konusu günümüz koşullarında mültecilik ve sığınmacı krizi nedeniyle çok fazla gündemleşen bir konu değilken, iç göç ve göçmenlik daha çok mültecilik bağlamında ele alınmaktadır. Ancak iç göçle beraber, göç edilen yerlerde nüfusun yoğunlaşması sonucu yeni sorunlar meydana gelir. Türkiye'de her 100 kişiden 58'i memleketinde yaşarken 42’si başka illere göç etmiştir. Göçler bölgeler arası yatırım, sosyal güvenlik, kültürel, siyasal, ekonomik, eğitim farklılıkları vb. nedenlerle oluşabileceği gibi; bölgeler ve iller arasında daha iyi ve kaliteli ulaşılabilir hizmetlere ve yaşama ulaşılabilme amacıyla da yapılabilmektedir. Çalışma iller arası iç göç hareketine neden olan çekici ve itici nedenlere haklar temelli bir yaklaşımla bakar ve akış yönü göç veren illerden göç alan illere yönelik olan göçün güncel neden ve sonuçlarına yönelik örneklem üzerinden araştırılıp raporlamasına odaklanmaktadır. Bu çerçevede çalışmanın amacı; net göç düzeyi pozitif ve negatif olan iller arasında, yaşam endeksini belirleyen 11 boyut (konut, çalışma hayatı, gelir ve servet, sağlık, eğitim, çevre, güvenlik, sivil katılım, altyapı hizmetlerine erişim, sosyal yaşam ve yaşam memnuniyeti) açısından anlamlı bir fark olup olmadığını test etmek, bu boyutlar kapsamında iller arası iç göç hareketlerini göç veren Rize, Şırnak, Muş, Ağrı, Van, Dersim, Kars, Mardin ve göç alan İstanbul, Adana, Mersin, Bursa, Ankara, Kocaeli, İzmir illeri üzerinden açıklayan bir model tahmin etmek ve elde edilen bulgular çerçevesinde iç göçün önlenmesine yönelik öneriler getirebilmektir.
10
ÇALIŞMANIN METODOLOJİSİ Çalışma, Türkiye’de en çok göç veren Rize, Şırnak, Muş, Ağrı, Van, Dersim, Kars, Mardin illerinden en çok göç alan İstanbul, Adana, Mersin, Bursa, Ankara, Kocaeli, İzmir illerine otobüs ile seyahat eden yolcuların göç etme eğilimlerini ölçmektedir. Saha öncesi araştırma sorularının hazırlanması, araştırma metodolojisinin belirlenmesi ve sahada uygulanacak yöntemler üzerine hazırlık yapılmıştır. Çalışma da hem anket ile nicel araştırma tekniği hem de seyahat deneyimi ile gözlem notları kullanılmıştır. Nisan-Mayıs 2019 tarihlerinde araştırma ekibi Rize, Şırnak, Muş, Ağrı, Van, Dersim, Kars, Mardin illerinden İstanbul, Adana, Mersin, Bursa, Ankara, Kocaeli, İzmir illerine giden otobüslerde yolcular ile beraber seyahat etmiştir. Araştırma ekibi seyahat boyunca yolcular ile görüşüp anket çalışması yaparken, yolculuğu deneyimleyip gözlem notları da tutmuştur. Yolcuların sosyo-demografik bilgileri, seyahat etme sıklıkları ve nedenleri, seyahat ettikleri yerde kalma süreleri ve nedenleri ile geri dönme eğilimini ölçen 21 sorudan oluşan bir anket uygulanmıştır. Toplamda 159 yolcu ile görüşme gerçekleştirilmiştir. Anketin yanı sıra yolculuk deneyimi ve yolculuk notları gibi özgün yöntemler kullanılmıştır.
11
Tablo 1 Anketin yapıldığı iller
Şehir 159
26
23
22
25
Muş
Ağrı
Van
9 Rize
Şırnak
13
16
Dersim
Kars
25
Mardin
Total
Çalışma toplamda 8 ilden hareket eden otobüsleri baz alarak yürütülmüştür. Toplamda 159 kişi çalışmaya katılım sağlamıştır. Rize, Şırnak, Muş, Ağrı, Van, Dersim, Kars ve Mardin illerinin örneklem alanı olarak seçilmesinin nedeni bu illerin dışarıya en çok göç veren illerin başında gelmesidir. Seyahat yönü olarak örneklem alanı İstanbul, Adana, Mersin, Bursa, Ankara, Kocaeli, İzmir illerinin seçilme nedeni de bu illerin dışarıdan en çok göç alan illerin başında gelmesinden kaynaklanmaktadır. Yine hareket rotasının belirlenmesinde göç veren illerin öncelik olarak en çok hangi ile göç ettiği esas alınarak belirlenmiştir. Bu nedenle Rizelilerin en çok göç ettiği il olan İstanbul olduğu için Rize’den İstanbul’a yolculuk edilmiş ve Rize-İstanbul yolcuları ile görüşme gerçekleştirilmiştir. Aynı gerekçe ile Şırnak-Adana, Muş-Bursa, Ağrı-Ankara, Van-Mersin, Kars-Kocaeli, Mardin-İzmir rotası örneklem olarak seçilmiş ve görüşmecilerimiz hem seyahat deneyimi yaşamış hem de yol boyunca otobüs yolcuları ile görüşmeler gerçekleştirmiştir.
Aşağıdaki haritalardan örneklem olarak seçtiğimiz Rize, Şırnak, Muş, Ağrı, Van, Dersim, Kars ve Mardinlilerin yaşadığı şehirlerdeki nüfus verileri verilmiştir.2
2
TÜİK; Adrese Dayalı Kayıt Sistemi’ne göre il nüfuslarını ve iller bazında hangi ilde hangi il kütüğüne kayıtlı kaç kişinin yaşadığını yıllık olarak kamuoyu ile paylaşmaktadır. Aşağıdaki harita 2018 yılı Adrese Dayalı Kayıt Sistemi’ne göre TÜİK’in web sitesinde açıkladığı verileri görselleştirenhttps://www.drdatastats.com adresinden alınmıştır. Erişim tarihi. 12.06.2019. https://www.drdatastats.com/rizeli-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor2018-yili/
12
Rize İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)
3
Şırnak İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)
4
3
https://www.drdatastats.com/rizeli-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/ https://www.drdatastats.com/sirnakli-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/
4
13
Muş İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)
5
Ağrı İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)
6
5
https://www.drdatastats.com/muslu-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/ https://www.drdatastats.com/agrili-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/
6
14
Van İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)
7
Dersim İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)
8
7
https://www.drdatastats.com/vanli-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/ https://www.drdatastats.com/tuncelili-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/
8
15
Kars İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)
9
Mardin İl kütüğüne kayıtlı olanların yaşadıkları illerle göre dağılımı (2018)
10
9
https://www.drdatastats.com/karsli-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/ https://www.drdatastats.com/mardinli-hemsehrileriniz-hangi-illerde-yasiyor-2018-yili/
10
16
Tablo 2 Yaş
Yaşınız? 49.1
27.7 16.4 5.7 1.3 18-28
29-39
40-55
56-70
cevapsız
Ankete katılan katılımcıların yaş aralığına bakıldığında %49 oranında sıklık gösteren 18-28 yaş aralığı ile gerçekleştirildiği görülmektedir. %28 oranında 50-45 yaş aralığı, %16'sı 29-39 yaş aralığı ve %6'sını ise 56-70 yaş aralığı oluşturmaktadır.
17
Tablo 3 Cinsiyet
Cinsiyetiniz?
31% Kadın Erkek 69%
Çalışmaya katılanların %69'unu erkek ve %31'ini kadın katılımcılar oluşturmaktadır.
Tablo 4 Medeni durum
Medeni Durumunuz? Evli
Bekar
Diğer
.6
48.4
50.9
Katılımcıların %51'i evli olduğunu %48'i ise bekar olduğunu belirtmişlerdir.
18
Tablo 5 Doğum yeri
Doğum yeriniz? 19
18 16 13
12
8
7
8 5
4 1 1 1 1
1
4 4
4 1
2 2
4 1
2
1
2
4 1 1
4 1
1
Cevapsız Adana Ağrı Ardahan Aydın Balıkesir Bingöl Bitlis Bursa Dersim Diyarbakır Elazığ Erzurum Gaziantep Hakkari Hatay Irak İstanbul İzmir Kars Kırıkkale Kütahya Malatya Mardin Mersin Muş Ordu Osmaniye Rize Sivas Şanlıurfa Şırnak Trabzon Van
2
3
Çalışmanın örneklem sahası olarak 8 ilden otobüse binen yolculardan seçilmiş olmasına rağmen bu yolcuların, içinde Irak vatandaşı dâhil 34 farklı il kütüğüne kayıtlı olması ayrıca irdelenmesi gereken bir durum teşkil etmiştir. Bu durum hem iç içe geçmiş bir göç hareketini bize gösterirken aynı zamanda 159 yolcunun önceki göç deneyimi dâhil olmak üzere göç etme sebepleri farklı nedenlerden kaynaklanmaktadır.
19
Tablo 6 Anadili
Anadiliniz? Kürtçe
Türkçe
Arapça
Diğer
4% 2%
30%
64%
Katılımcıların %64'ü anadilini Kürtçe, % 30'u Türkçe, %4'ü Arapça ve %2'si diğer olarak belirtmişlerdir.
20
Tablo 7 Anadil dışında bilinen diller
Axis Title
Anadil dışında bilinen dillerin dağılım tablosu 120% 100% 80% 60% 40% 20% 0%
Cevap yok
Kürtçe
Türkçe
Arapça
Süryanic Ermenic e e
Kürtçe
1%
0%
96%
5%
1%
Türkçe
14%
50%
4%
21%
Arapça
0%
50%
100%
0%
Lazca
Rumca
Diğer
1%
1%
1%
10%
0%
0%
4%
7%
25%
0%
0%
17%
0%
0%
Anadilini Kürtçe olarak belirten katılımcıların anadilinin dışında %96'ı oranında Türkçe bildiğini, %5'i Arapça bildiğini belirtmişlerdir. Anadilini Türkçe olarak belirten katılımcıların anadilinin dışında %50 oranında Kürtçe bildiğini, %21'i Arapça, %7'si Rumca bildiğini belirtmişlerdir. Anadilini Arapça olarak belirten katılımcıların tamamı Türkçe de bildiğini yanı sıra %50'i Kürtçe %17'si Lazca da bildiğini belirtmişlerdir.
Tablo 8 Eğitim durumu
Eğitim-Öğrenim Düzeyiniz? 28.9 22.0
20.1 15.7
2.5
5.7
4.4
.6
Anket çalışmasına katılan katılımcıların %29'u üniversite mezunu %22'si ilkokul, %20'si lise ve %16'sı ortaokul mezunu olduğunu belirtmişlerdir. 21
Tablo 9 Seyahat sıklığı
Ne sıklıkla seyahat edersiniz? 34.0 29.6 25.8
6.9 3.1 .6 Yılda bir
Altı ayda bir
Ayda bir
Haftada bir
Diğer
Cevapsız
Katılımcıların %34'ü ayda bir, %29'u altı ayda bir ve %25'i yılda bir seyahat ettiklerini belirtmişlerdir.
Tablo 10 Seyahatlerde kullanılan araç
Seyahatlerinizde hangi ulaşım aracını kullanıyorsunuz? Otobüs
Kendi aracım
Köy minibüsü
2.5
.6
Kendi aracım
Köy minibüsü
Uçak
Diğer
87.4
Otobüs
6.9 Uçak
2.5 Diğer
Katılımcıların %87'si seyahat ederken otobüsü, %7'si uçağı, %2'si ise seyahat ederken kendi aracını kullandığını belirtmişlerdir. Katılımcıların seyahat için kullandıkları aracın %87 oranında otobüs çıkması bu çalışma için örneklem alanı olarak otobüsün seçilmesini doğrulayıcı bir gösterge olmuştur. Çünkü hızlı trenler ile demiryolu
22
ve artan havaalanları ile uçak seyahatlerinde artış olsa da hala karayolunun ve otobüsün istatistiklerde de çok yüksek bir oranda seyahat aracı olarak tercih edildiği görülmektedir. Türkiye’de 1950’li yıllara kadar demiryolu ulaşımı ön planda olmuş ancak bu yıllardan sonra Marshall Yardımları’nın etkisi ile üstünlük karayolu ulaşımına geçmiştir. Bu durum nüfus yapısı ve kent-kır dengesinde sarsıcı bir etki yaratmıştır. Türkiye’de ilk nüfus sayımının yapıldığı 1927 yılında toplam nüfusun %84’ü kırsal alanda yaşarken, 1950’lilerde hızlanan ekonomik ve toplumsal dönüşüm süreci kırdan kente göçü teşvik etmiştir. Bu dönem karayolu ulaşımının da geliştiği ve iller arası ulaşım tercihi üstünlüğünün karayoluna geçtiği bir dönem olmuştur. 1950’de nüfusun ancak %19’u kentlerde yaşarken bu oran 1970’te neredeyse iki kat artarak %36 oranına çıkmıştır. 1990’da %56’ya, 2006’da %62,7’ye ve 2016’da %78,3 gibi yüksek bir oranda kent lehine gelişmiş, kır nüfusu azınlık konumuna düşmüştür. Yakın tarihimiz için göç denince akla ilk olarak kırdan kente doğru hareket akla gelmektedir. Ve göç çalışmaları da bu nüfus hareketin yaratacağı denge ve sorunlar üzerine odaklanmaktadır. Ancak göç hareketlerinin yarıdan fazlası şehirden şehre yapılmakta ve kentleşme hızı da azalma göstermektedir. Bu nüfus hareketi ile kentler arasında yaşanan dengesizlik ve nüfusun bir alana yığılması üzerine yapılan çalışmalar sınırlı kalmaktadır.
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) 1965-2000 yıllarını kapsayan dönemde, Türkiye genelinde, doğudan batıya, kuzeyden güneye hareket halinde olan göçlerin profilini çıkartmıştır. ''Türkiye'nin Göç Haritası'' olarak da belirtilecek DPT çalışmasında, ekonomik ve sosyolojik açıdan ilginç, kayda değer sonuçlara ulaşılmıştır. DPT araştırmasının verilerine göre, 1975-1980 döneminde nüfusun yüzde 9,3'ünü oluşturan 3,6 milyon insan göç etmişken, 1995-2000 döneminde nüfusun yüzde 11'ini teşkil eden 6,7 milyon insan göç etmek durumunda kalmıştır. Göçlerin Türkiye'nin doğusunda yer alan bölgelerden, sosyo-ekonomik bakımdan daha gelişmiş batı bölgelerine doğru yönelmiştir. 12 bölgeli istatistikî bölge birimlerinden İstanbul ve Batı Marmara bölgeleri net göç hızı pozitif olan bölgelerin 23
başında gelirken, Batı Karadeniz ve Kuzeydoğu Anadolu bölgeleri de net göç hızı negatif olan bölgeleri oluşturmuştur. DPT çalışması kırdan kente göçlerin daha fazla olduğu şeklinde hâkim olan görüşte kırılma yaratmış şu sonuçlar ortaya çıkarmıştır: ''Göç edenlerin yaklaşık yüzde 70'i iller arasında, yüzde 30'u il içindeki yerleşim yerleri arasında göç etmektedir. Göç edenlerin yaklaşık 58'i şehirden şehire, yüzde 20'si şehirden köye, yüzde 17'si köyden şehire ve yüzde 5'i köyden köye göç etmiştir. Verdiği göçten, aldığı göçün en fazla olduğu ilin başında İstanbul gelmekte ve bu il en fazla Ankara'dan göç almaktadır. Aldığı göçten verdiği göçün en fazla olduğu ilin başında Samsun gelmekte ve bu il en fazla İstanbul'a göç vermektedir. Net göç hızı en yüksek ilin başında Tekirdağ, net göç hızı en düşük illerin başında Ardahan gelmektedir. Göç edenlerin yüzde 55'i erkek, yüzde 45'i kadındır. Genç ve yaşlı nüfus göçü çok az, buna karşılık, göçlerin büyük çoğunluğu orta yaşlarda ve Özellikle göçlerin yaklaşık yüzde 20'si 20-24 yaş grubunda yoğunlaşmaktadır. Genelde hiç evlenmemiş ve boşanmış olanlar, özelde ise hiç evlenmemiş erkekler ve evli kadınlar daha fazla göç etmektedir. Eğitim görmüş olanlardan özellikle ilkokuldan mezun olmuş kişiler daha fazla göç etmektedir. Göç eden erkekler kadınlara nazaran daha fazla istihdam imkanı bulmasına karşılık, daha fazla erkek işsiz kalmaktadır. Göç etmiş kişilerin büyük çoğunluğu hizmetler ile ilgili ekonomik faaliyetlerde bulunmaktadır. Göç etmiş kişilerin yaklaşık üçte biri tarım dışı üretim faaliyetlerinde çalışanlar ve ulaştırma makineleri kullananlardır. Göç etmiş kişilerin büyük çoğunluğu ücretli, maaşlı veya yevmiyeli olarak çalışmaktadır. Hane halkı fertlerinden birine bağımlı göç nedeninden sonra iş arama/bulma, tayin/atama, amaçlı göçler göç olgusunun en önemli nedenini oluşturmakta, kadınların çoğunluğu evlilik, erkeklerin çoğunluğu iş arama/iş bulma nedeniyle göç etmektedir.''11
İller arasındaki göçlerin toplam nüfus içindeki payının değişimi incelendiğinde, 1965-2000 döneminde beşer yıllık dönemler itibarıyla 2,7 ile 4,8 milyon arasında, toplam 21,1 milyon insan göç kervanına katılmıştır. 1965-1970 döneminde her yüz kişiden 10,7'si iller arasında göç ederken, zaman içinde göç hızlarında azalmalar gözlendi ve 1980-1985 döneminde yüzde 6,5'e kadar düşmüştür. Ancak, 1985-2000 döneminde göç oranında 1970'li yıllar seviyesi kadar olmasa da bir yükselme gözlendi ve 1995-2000 döneminde her yüz kişiden 7,9'u iller arasında ikametgahını değiştirmiştir.
Ülke sınırları içerisinde bir yerden diğerine yerleşmek amacıyla gerçekleştirilen nüfus hareketi veya başka bir ifadeyle iktisadi, siyasi, sosyal gerekçelerle ülke sınırları içerisinde bir ilden başka bir ile 11
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Türkiye’de İç Göçler ve Göç Edenlerin Nitelikleri (1965-2000), 2008.
24
ya da kesime doğru akan nüfus hareketleri olarak ifade edilen iç göçün hikâyesi çok derinlere gitmektedir.12 Mekansal ve şehirlerde fonksiyonel değişimlere yol açan ulaşım sektörleri arasında entegrasyonun sağlanması ve hem nicel hem de nitel kalitesinin artırılmasına önem verilmelidir.13
12
Türkiye’de İç Göçler Üzerine Genel Bir Değerlendirme, Öğrt. Gör. Hakan ÖZDEMİR Türkiye’de Ulaşım Sektöründe Yaşanan Değişimler Ve Mevcut Durum, Yrd.Doç.Dr. Taşkın Deniz
13
25
Tablo 11 Seyahatlerinizde neden otobüsü tercih edersiniz?
Seyahatlerinizde neden otobüsü tercih edersiniz? 61.6
6.9 Sağlık koşullarım nedeniyle
11.9
14.5
Yük,eşyam çok fazla
Cevapsız
5.0 Daha ekonomik Daha güvenli olduğu için
2007 Seyahat ederken yolculukta otobüsü kullanan katılımcıların %62'si daha ekonomik olduğu, %12's, yük eşyasının çok olduğu ve %7'si sağlık koşulları nedeniyle tercih ettiklerini belirtmişlerdir. 20 08 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2000 ile 2017 yılları arasında havayolu, denizyolu, demiryolu ve karayolunda taşınan yolcuların yıllara göre istatistik grafiği aşağıda verilmiştir:
(Milyon)1950’li yıllarda yolcu taşımacılığında ön planda olan demiryollarının ve deniz yolunun 2000 ile 2017’de kayda değer bir değişiklik olmadığı görülmektedir. Havayolu yolcu taşıma oranını %1.8’den %9,6 gibi yüksek bir orana çıkarmasına rağmen yolcuların %88,8’i hala karayolunu tercih ettiği görünmektedir. Anketimize 8 ilden katılan 159 yolcunun %62'si otobüsü tercih etme sebeplerini daha ekonomik olarak göstermiştir. Bu istatistikî veri otobüsü tercih edenlerin sosyal sınıfına işaret etmektedir. %62 gibi yüksek bir oranda ekonomik imkânlara erişememekten kaynaklı otobüsü tercih etmek zorunda kalmaktadır. Yolculuk süresinin 24 saati bulan uzak mesafeler düşünüldüğünde ve bu sürenin özellikle yaşlı veya sağlık sorunu olanlara sıkıntı çıkarabileceği göz önünde bulundurulması 26
gerekmektedir. Sosyal devlet ilkesi ile sosyal seyahat formülü üzerinde düşünülmesi gerektiği görülmektedir. Yolcuların %12'si, yük eşyasının çok olmasından kaynaklı otobüsü tercih etmek durumunda kaldığını belirtirken %7'si sağlık koşulları nedeniyle tercih ettiklerini belirtmişlerdir.
Seyahat etme nedenleri? 29%
26%
17%
14% 9%
4%
14
1%
Katılımcıların %29'u akraba ziyareti, %26'sı ekonomik, %17'si tatil ve %14 eğitim amaçlı seyahat
ettiklerini belirtmişlerdir. Katılımcıların %29’unun akraba ziyareti ile yolculuk yaptığı ve 8 ilden hareket eden otobüsün örneklem alanı olarak seçilmiş olmasına rağmen 34 farklı il kütüğüne kayıtlı yolcunun olması iç içe geçen göçün bir örneğini sunmaktadır. Eğer herkes kendi memleketinde yaşasaydı Türkiye bugünkü nüfus yapısından farklı bir yapıya mı sahip olacaktı? www.drdatastats.com sitesi, TÜİK’in Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne göre Türkiye’de herkesin kayıtlı olduğu nüfus kütüklerine göre aşağıdaki haritayı oluşturmuştur. Bu haritada herkes hangi il kütüğüne kayıtlı ise o ilde gösterilmiştir. Site, bu haritanın iki sınırlılığına şöyle vurgu yapmaktadır: Birincisi asıl kayıtlı oldukları kütüklerini başka bir ilin kütüğüne taşıyan vatandaşlarımız yeni kayıt oldukları illerin kütüklerinde gösterilir. İkincisi ise Türkiye’de evlilik sonrası kadınlar eşlerinin kütüklerinin kayıtlı oldukları illerde gösterilir. Bu kapsamda oluşturulan “2018 Yılı Herkes Kendi Memleketinde Yaşasaydı İllerin Nüfusu Ne Olurdu Haritası”na göre; ▪ 15,07 milyonluk İstanbul 2,54 milyon ▪ 5,50 milyonluk Ankara 2,00 milyon ▪ 4,32 milyonluk İzmir 1,97 milyon olurdu!
14
Bu veride çoklu yanıt seçeneği kullanılmıştır.
27
Ayrıca herkes kendi memleketinde yaşasaydı en kalabalık 5 il aşağıdaki şekilde sıralanırdı: 1-Urfa: 2,77 milyon 2-Konya: 2,57 milyon 3-İstanbul: 2,54 milyon 4-Diyarbakır: 2,25 milyon 5-Ankara: 2,00 milyon. Bu durumda Türkiye’nin en kalabalık şehri Urfa olurdu. Aşağıdaki haritada herkes kendi memleketinde yaşasaydı nüfus oranı ne olurdu Türkiye haritası üzerinden ile il sayılarla verilmektedir.
28
Tablo 12 Geçici, kalıcı ya da mevsimlik göç mü?
Göçün türü 63.5
18.9 13.8 3.8 Geçici
Mevsimlik
Kalıcı
Cevapsız
Katılımcıların %63'ü geçici göç ettiklerini, %19'u mevsimlik göçler gerçekleştirdiklerini ve %14'ü ise kalıcı olarak göç ettiklerini belirtmişlerdir. Göç olgusu içerisinde “mevsimlik göç” ayrı bir bölüm halinde değerlendirmeye değer niteliktedir. Mevsimlik göçün başat nedeni bireylerin yaşadığı ekonomik sıkıntılardır ve bu göç hayat standartlarını biraz daha olsa yükseltmek, bir dönemlik de olsa işsizlikten kurtularak iş sahibi olabilmek amacı ile gerçekleştirilmektedir. Türkiye’de özellikle Pamuk, çay, fındık toplama ve turizm alanları mevsimlik göç almaktadır. Türkiye’deki mevsimlik göçleri de Kürt sorunu ve zorunlu göç bağlamından kopuk ele almak eksiklik olacaktır.15 Katılımcıların %14’ü hariç diğer yolcuların geçici olarak seyahat etmesi istatistikî verilerle de uygunluk göstermektedir. Türkiye’de yıllara göre seyahat oranı artmış, her yıl artan sayıda yolcu seyahat etmiştir. 10 yıl gibi bir zaman içinde yolcu sayısı 100 milyondan fazla bir artış göstermiştir. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın 2003-2014 İSTATİSTİKLERLE ULAŞTIRMA DENİZCİLİK VE HABERLEŞME verilerine göre yolcu sayısı:
2003: 164.311 (milyon) 2008: 206.098
2013: 268.178
2004: 174.312
2009: 212.464
2014: 276.073
2005: 182.152
2010: 226.913
2006: 187.593
2011: 242.265
2007: 209.115
2012: 258.874200
15
Dilek Kurban, Mevsimlik İşçiler: Zorunlu Göç Mağdurları. http://bianet.org/bianet/insan-haklari/100867mevsimlik-isciler-zorunlu-goc-magdurlari. Sibel Özbudun, Neo-Liberal Türkiye’nin “En Alttakiler”İ: İşçi Sınıfı Kürtleşirken, 6-7.
29
Tablo 13 Geçici göç ise ne kadar süre kalmayı planlıyorsunuz?
Geçici göç ise ne kadar süre kalmayı planlıyorsunuz? 28%
27% 21%
12% 6%
5%
1% bir kaç gün
1 aydan daha az
1 ay ve üzeri
3-6 Ay arası
6 Ay ve üzeri
1 Yıl ve üzeri
1 kaç hafta
Geçici göç ettiğini belirten katılımcıların %28'i Birkaç gün, %27'si 1 aydan daha az bir süre, %21'i 1 ay ve üzeri, %12'si 3-6 ay arası, %5'i 1 yıl ve üzeri süre aralıklarında göç ettiklerini belirtmişlerdir.
30
Tablo 14 Daha önce isteğiniz dışında göç etmek zorunda kaldınız mı?
Daha önce isteğiniz dışında göç etmek zorunda kaldınız mı? 64.2
35.8
Evet
Hayır
Katılımcıların %64'ü daha önce kendi istekleri dışında göç etmediklerini %36'sı ise istekleri olmaksızın göç etmek zorunda kaldıklarını belirtmişlerdir.
Tablo 15 Zorunlu göçün nedenleri?
Zorunlu göçün nedenleri Diğer
32%
Devlet baskısı Husumet Çevre baskısı
Doğal afet
43% 5% 7%
13%
Zorunlu göçe maruz kaldığını belirten katılımcıların %43'ü devlet baskısı nedeni ile, % 32'si diğer nedenlerden, %13 doğal afet ve %7'si çevre baskısı nedeni ile göç etmek zorunda olduğunu belirtmiştir. Hayatlarında daha önce en az bir kez zorunlu bir şekilde göç ettiklerini belirten katılımcıların %43’ü bu zorunlu göç sürecini devlet baskısına dayandırmıştır. Türkiye’de 1984-1999 yılları arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde PKK ve Kolluk Kuvvetleri arasındaki çatışmalardan kaynaklı 3 milyon kişi zorunlu olarak Türkiye’nin batı metropollerine göç etmek zorunda bırakılmıştır. Zorunlu
31
göçün en önemli nedenlerinden biri güvenlik birimlerinin köyleri ve yerleşim birimlerini güvenlik gerekçesiyle zorla boşaltmalarıdır. Köy yakma boşaltma nedenlerinden biride köy koruculuk sistemini kabul etmeyen kişilerin köylerinden zorla çıkarılmalarıdır. Diğer taraftan Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşanan çatışmalarda kişilerin kendilerini güvende hissetmeme daha güvenli bölgelerde yaşama isteği bölgeler arası zorunlu göçü tetiklemektedir.
Tablo 16 Göç ettiğiniz yeri tercih etme nedenleriniz nedir?
Göç ettiğiniz yeri tercih etme nedenleriniz nedir? Diğer
13%
Akrabalarım. yakınlarım burada
31%
En çok alternatif sunan şehir
13%
Eğitim olanakları daha fazla
13%
İş olanakları daha fazla
31%
Zorunlu göçe maruz kalanların %31 akrabalarına yakın yerleri, %31' iş olanaklarının fazla olması ve diğer katılımcılar %13'lük bir oranla eğitim, iş olanakları ve diğer nedenlerine göre göç ettikleri şehirleri tercih etmişlerdir.
32
Tablo 17 Yaşadığınız yerden memnun musunuz?
Yaşadığınız yerden memnun musunuz? 73.0
15.7
Evet
11.3
Hayır
Cevapsız
Katılımcıların %73'ü yaşadıkları yerden memnun olduğunu, %16 memnun olmadığını ve %11'i ise soruyu cevaplamamıştır.
Tablo 18 Hangi imkânlar olsaydı göç etmeyi tercih etmezdiniz?
İmkanlardan hangileri olsaydı göç etmeyi tercih etmezdiniz? 55%
14% 7%
İş imkanı
Sağlık
12%
7%
Eğitim
5%
Sosyal alan Yine de göç ederdim
Diğer
Katılımcıların %55'i iş imkanları, %14'ü eğitim, %7'si Sağlık ve eğitim %12'si ise imkanlar bulunmuş olsaydı göç etmeyeceklerini belirtmişlerdir. Katılımcıların %73'ü yaşadıkları yerden memnun olduklarını belirtmiş ve bulundukları kentte erişimde zorluk çektikleri iş imkanı, eğitim, sağlık ve sosyal alan imkanlarının sağlanması halinde göç
33
etmeyeceklerini belirtmişlerdir. Sadece %5’lik bir oranda tüm imkânlar sağlansa dahi yine de göç etmeyi düşünmektedir. Sadece herhangi bir baskı aracı ile insanların zorunlu bir şekilde yaşadıkları mekânlardan ayrılmalarının zorunlu göç olarak belirtilmesinin yetersiz kalacağı, aynı zamanda kentin imkânsızlıklarının da zorunlu göçün bir çeşidi olduğunu belirtmek gerekmektedir.
Tablo 19 Şu an bulunduğunuz yerden memnun musunuz?
Şu an bulunduğunuz yerden memnun musunuz? Cevapsız
Hayır
10.7
25.2
Evet
64.2
Katılımcıların %64'si şu an bulunduğu yerden memnun olduğunu %25'i memnun olmadığını belirtirken %11' soruyu cevaplamamıştır.
34
Tablo 20 Geri dönmeyi düşünüyor musunuz?
Geri dönmeyi düşünüyor musunuz? Evet
Hayır
Cevapsız
16%
23%
61%
Katılımcıların %61'i geri dönmeyi düşündüklerini, %23'ü geri dönmeyi düşünmediğini belirtirken %16'sı soruyu yanıtlamamıştır.
Tablo 21 Geri dönmeyi düşünenlerin yaş kategorisine göre dağılımı
Geri dönmeyi düşünenlerin yaş kategorisine göre dağılımı Evet
73%
72%
27%
18-28
Hayır
78%
72%
28%
29-39
28%
40-55
22%
56-70
Geri dönmeyi düşünenlerin yaş grubuna göre dağılımına bakıldığında 56-70 yaş aralığında bulunan katılımcıların %78 bir oranla geri dönmeyi düşündükleri 18-28 yaş aralığının %73'ün geri dönmeyi düşündüğünü, %72'lik bir oranla da 29-39 ve 40-45 yaş aralığında bulunanlar geri dönmeyi düşündüklerini belirtmişlerdir.
35
Geri dönmeyi düşünen yaş aralıklarının yüzdelerine bakıldığında ileri yaş grubu ve genç katılımcıların geri dönme isteğinin daha fazla sıklık gösterdiği dolayısıyla ara yaş grubuna oranla gidilen yerle aidiyet duygusunun gelişmediği görülmektedir.
36
Tablo 22 Geri dönmeyi düşünenlerin cinsiyete göre dağılımı
Geri dönmeyi düşünenlerin cinsiyete göre dağılımı Kadın
Erkek
75% 68%
33% 25%
Evet
Hayır
Geri dönmeyi düşünenlerin cinsiyete göre dağılımına bakıldığında erkeklerin %75 ve kadınların %68’i geri dönmek istediklerini belirtmişlerdir.
Tablo 23 Geri dönmeyi düşünenlerin medeni duruma göre dağılımı
Geri dönmeyi düşünenlerin medeni duruma göre dağılımı Evet
Hayır 100%
75%
72%
28%
25% 0%
Evli
Bekar
Diğer
Geri dönmek isteyenlerin medeni durumuna bakıldığında Evli olanların %72’si, bekar olanların ise %75 geri dönmek istediklerini belirtmişlerdir.
37
Tablo 24 Geri dönmeyi düşünenlerin eğitim durumuna göre dağılımı
Geri dönmeyi düşünenlerin eğitim durumuna göre dağılımı Hayır
Evet
Yüksek lisans/Doktora Üniversite
38%
18%
İlkokul Okur yazar Okur-yazar değil
82% 30%
Lise Ortaokul
63%
70%
21%
79%
19%
81% 83%
17% 33%
67%
Geri dönmek isteyenlerin mezuniyet durumları gösteren tabloya bakıldığında Üniversite mezunlarının %82’si, ilkokul mezunlarının % 81’i, ortaokul mezunlarının % 79, lise mezunlarının % 70’i, okur-yazar olmayanlarının %67’si geri dönmeyi istediklerini belirtmişlerdir. Okur-yazar olanların %83 ve yüksek lisans/ doktora mezunu olanların %63’ü ise geri dönmeyi düşünmediklerini belirtmişlerdir.
38
Tablo 25 Geri dönmeyi düşünme nedenleri?
Geri dönmeyi düşünme nedenleriniz? 23% 20% 14%
13% 7%
6% 3%
16Katılımcıların
5% 1%
3%
4%
%23'ü şehrin pahalı olması, %20'si adaptasyon sorunu nedeniyle, %14'ü kültürel ve
etnik farklılık nedeniyle, %13'ü komşuluk ilişkilerinin olmaması, %7'i nüfus yoğunluğu %22'si yeşil alanların az olması, ayrımcılık, dışlanma, iletişimde güçlük çekmek, trafik ve suç oranlarının fazlalığı nedeniyle memleketlerine geri dönme nedenleri olarak belirtmişlerdir.
16
Bu veride çoklu yanıt seçeneği kullanılmıştır.
39
SONUÇ YERİNE Geçmişte geçici olacağı düşünülen göç hareketleri, giderek artan sayıda insanın gönüllü veya zorunlu olarak gerçekleştirdiği yeni bir ağa dönüşmüş olup, küresel dünyanın yadsınamaz bir gerçeği haline gelmiştir. Göçün hacminin büyümesinin yanı sıra biçimi ve mekanı da değişmiştir. Geçmişte, zorunlu veya gönüllü olarak yeni bir mekana yönelik bir kereye mahsus yapıldığı düşünülen göç hareketleri, artık çok yönlü ve karmaşık bir döngüye dönüşmüştür. Araştırmamızın yapıldığı 8 ilden hareket eden otobüsler, 34 farklı il kütüğüne kayıtlı 159 yolcuyu taşımış ve bu yolcuların seyahat etme gerekçeleri, geri dönme süreleri, ve istekleri birbirinden farklı ve çok çeşitli nedenselliklere dayanmıştır .Kişilerin bir ilden diğerine gitme nedenleri sayısız denecek kadar çok ve karmaşıktır. Seyahat etmek, artık bir yerden bir yere bir kereye mahsus gitmek amacıyla yapılmadığı gibi giderek daha fazla insanın daha fazla süreyle zamanını geçirdiği yeni bir mekâna dönüşmüştür. Ulaştırma bakanlığı verilerine göre 2003 yılında 164 milyon olan yolcu sayısı 10 yıl sonra 2013 yılında 100 milyondan fazla bir artış göstererek 268 milyona çıkmıştır. 2014 yılında bu nüfus 276 milyona çıkmış ve her yıl giderek daha fazla artış göstermiştir. Seyahat etmek, bir başka ifade ile göç artık gidilen bir yer olmaktan çıkmış, göç yolunun kendisi bir mekana dönüşmüştür. Bu yeni mekânın tanımlanmasında çeşitli güçlükler söz konusudur. Bu güçlükler arasında, göç yolunun mekansal olarak nasıl tanımlanacağından, hareketin kalıcılık ya da geçicilik gibi niteliklerinin belirsizliği, göçe katılanların motivasyonları ve demografik özellikler açısından büyük çeşitlilik sergilemeleri ve birbirinden farklı nitelikteki destinasyonlara göç edilmesi öncelikle belirtilebilir. Her ne kadar her bir göç hadisesi neden, işleyiş ve etki açısından kendine ait özellikler taşısa da göç konusunda bazı genellemeler yapabilme olanakları da mevcuttur. Ekonomik nedenler ve güvenlik kaygısı başta olmak üzere pek çok neden insanların bulundukları mekânları bireysel veya kitleler halinde terk etmelerine neden olmaktadır. Ekonomik nedenli göçler, siyasi nedenli göçlerden farklı bir sürecin işlemesine neden olabileceği gibi farklı ekonomik, sosyal ve siyasi sonuçların ortaya çıkmasına da yol açabilmektedir. Siyasi nedenli göçler, bilinçli ve keskin bir siyasallaşma duygusuna, radikal siyasi eğilimlere, güçlü bir diasporanın oluşumuna ve toplumsal entegrasyon konusunda dirençli bir grup psikolojisine sahip olmaya zemin sunmaktadır. Bölgeler arası dengesizliklerin giderilmesinde başarılı olunamaması, ekonomik olarak geri bırakılmış bölgelerin diğer bölgelerin gelişme seviyesine getirilememesi, diasporada politikleşmiş kitleler arasında daha kalın setlerin örülmesi ve kentsel huzursuzluğun daha da artmasına neden olduğu belirtilebilir. Kırsal veya ekonomik olarak geri bırakılmış bölgelerden modern gelişmiş bölgelere yönelen göç beraberinde çarpık kentleşme, alt yapı yetersizliği gibi neden olduğu sorunlar öteden beri dile getirilen problemler olsa da, günümüzde asıl sorun bu nüfus yığılmasının kentleri yaşanmaz bir mekâna dönüştürdüğü gerçeği önümüzde durmaktadır. İstanbul 15 milyonu aşan
40
nüfusu ile bunun en bariz örneğidir. Araştırmamızın sonuçlarında ortaya çıkan sonuç da bu olguyu doğrulamaktadır. Katılımcıların %95’i kentsel koşulların, kentsel erişim olanaklarının artırılması halinde göç etmeyeceğini veya geri döneceğini belirtmiştir. Katılımcıların %73'ü de yaşadıkları yerden memnun olduğunu ancak ekonomik, sağlık, eğitim ve istem dışı gibi nedenlerden dolayı göç etmek durumunda kaldıklarını belirtmiştir.
41
TESPİTLER İnsanlar tarih içerisinde çeşitli nedenlerden dolayı yaşadığı mekândan ayrılmak durumunda kalmıştır. Göç kavramıyla ifade edilen bu ayrılık, insan ve mekân üzerinde çok yönlü bir etkiyi beraberinde getirmiştir. Göç başta birey olmak üzere insana dair olan inanç, düşünce, kural ve yapıların değişim ve dönüşüm yaşamasına zemin hazırlamıştır. Siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik, kentsel ve yapısal olmak üzere birçok nedenden kaynaklanan ve oldukça farklı ve büyük etkileri olan iç göç denilen serüven, irdelendikçe yaşamakta olduğumuz ve kronikleşen sorunların başat nedenlerinden biri olarak değerlendirilebilir. Kentleşme ve bunun beraberinde getirdiği toplumsal sorunların çözülebilmesi, bunlara dönük bazı politikaların geliştirilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması için iç göç olgusu, birbiriyle ilintili olan çok sayıdaki nedensellikle birlikte ele alınarak çözümlenmelidir ve bunun sonunda elde edilen bulgular, karar alıcılarca ve uygulayıcılarca her zaman dikkate alınması gereken birer temel başvuru kaynağı niteliğinde olmalıdır. Ayrıca 1984-1999 yıllar arasında 4 bin köyün boşaltılması ve 3 ile 4 milyon insanın zorla yerinden edilmesinin yarattığı etkiler halen devam etmektedir. Araştırmamıza katılanların %36’sı daha önce zorunlu bir göç sürecini yaşadığını belirtmiş ve yüksek oranda devlet baskısı ile göç etiklerini belirtmiştir. Bu zorunlu göç süreci, kentle tanışıklığı yok denecek derecede az olan büyük bir nüfus kitlesini köylerinden ve köylü yaşamındaki vasıflarından kopararak yer değiştirmek zorunda bırakmıştır. Yine araştırmamıza katılanların %31’inin akraba ziyaretine işaret etmesi, zorunlu göçün yaratmış olduğu devamlılık açısından da önemli bir örnek teşkil etmiştir. Bu durum göstermektedir ki, zorunlu göç bir kereye mahsus yer değiştirme ile sonlanmamakta ve hem göç edenler hem de göç edenlerin akrabalık ilişkilerinden dolayı sürekli bir hareket alanı yaratmaktadır. Diğer yandan, taşıma kapasitesinin üstünde nüfusun kentlere akması ile kentsel altyapının yetersiz kalması, istihdam alanlarının azalması ve düzensiz kentleşmenin artması gibi sorunlar doğurmuştur. Ayrıca, dengesiz gelir dağılımı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan açlık ve yoksulluk gibi önemli ekonomik sorunlar doğrudan göç sebebi olarak ortaya çıkmaktadır. Gelir dağılımındaki adaletsizlik yüzünden, işsiz kalan insanların köyden kasabaya göç etmesi, burada tutunamadığı zaman şehre göç etmesi, orada da umduğunu bulamaması durumunda daha gelişmiş büyük şehirlere ve en nihayetinde yurt dışına göç etmesi bu anlamda dikkat çekici bir olgu olarak önümüzde durmaktadır. Türkiye’de ilk nüfus sayımının yapıldığı 1927 yılında toplam nüfusun %84’ü kırsal alanda yaşarken, 1950’lilerde hızlanan ekonomik ve toplumsal dönüşüm süreci kırdan kente göçü teşvik etmiştir. 1950’de nüfusun ancak %19’u kentlerde yaşarken bu oran 1970’te %36’ya, 1990’da %56’ya, 2006’da %62,7’ye ve 2016’da %78,3’e gibi bir oran ile yükselmiştir. Günümüzdeki göç hareketleri
42
artık kırdan kente yerine kentten-kente gerçekleşmektedir. Bazı kentlerde nüfus boşalırken bazılarında nüfus yığılması yaşanmaktadır. Türkiye’de yaşanan göçün yönü genellikle sosyo-ekonomik nedenlerle Karadeniz, Doğu ve Güney doğu Anadolu Bölgesi illerinden, sanayileşmiş ve kişi başına gelir düzeyi yüksek batı bölgelerindeki illere doğru olmuştur. Başlangıçta kırdan kente olan göç, günümüzde çoğunlukla kentten kente gerçekleşmektedir. Göç alan iller çoğunlukla Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde, göç veren iller ise genellikle Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yer aldığı görülmektedir. Tarihsel süreç içinde iç göç hareketleri önceleri önemli bir sorun olmamasına karşın, zamanla kümülatif bir şekilde artarak, göç veren illerde nüfusun iyice azalmasına, göç alan illerde nüfusun önemli düzeyde artarak sürdürülemez hale gelmesine neden olmuştur. Türkiye’de ortaya çıkan iç göç hareketleri üzerinde, sosyo-ekonomik faktörler önemli rol oynamaktadır. İllerin sosyo-ekonomik gelişme sıraları ile net göç düzeyleri arasında orta düzeyde ters yönlü ilişki vardır. Yani illerin sosyo- ekonomik gelişme sırası yükseldikçe (ilin sosyo-ekonomik gelişme düzeyi düştükçe), net göç düzeyinde azalma olmaktadır. Bölgesel ekonomik gelişim farklılıkları bir taraftan iç göçlerin sebebi iken diğer taraftan da sonucu olmuş ve adeta bir kısır döngüye neden olmuştur. Toplumsal refahın dengesiz dağılımı göçe neden olurken, bu durum var olan dengesizliği daha da keskin hale getirmektedir. Bölgeler arası dengesizlikleri giderici ve gelir dağılımındaki farklılıkları azaltıcı yapısal dönüşümü temin edecek altyapı çalışmaları sadece kalkınma planlarında metin olarak kalmış, uygulanmamıştır. Yaşanan göçler sonucunda tarım ve hayvancılık gibi kırsal alanların ekonomiye yaptıkları temel katkılar da kesintiye uğramıştır. Tarımdaki çözülme kadar önemli olan bir diğer husus da Türkiye’de işgücü planlamasının olmaması ve eğitim sisteminin sanayi ve hizmet sektörlerinde ve bölgesel gereksinimlerin ihtiyaç duyduğu alanlarda kalifiye iş gücü yetiştirmemesidir. Hızlı göç hareketlerinin bir diğer etkisi de kentleri iş bulma ümidiyle dolduran kesimin yol açtığı yüksek oranda işsizliktir. Bir taraftan kırsal kesimde bitkisel üretim ve hayvansal üretim düşerken diğer taraftan kentlerde işsizlik artmakta ve bu durum, sosyal kargaşalara müsait bir ortam sunmaktadır.
43
ÖNERİLER Türkiye’de gittikçe artan bir iç göç süreci çözülmesi gereken bir sorun olarak hala önemini korumaktadır. Türkiye’de illerin sosyo-ekonomik gelişme düzeyleri arttıkça göç etme eğiliminin azalacağı çalışmamızın sonuçlarından biri olarak ortaya çıkmıştır. Araştırmamıza katılanların %95’i ekonomik, sağlık, eğitim gibi olanakların artırılması halinde kentlerine geri döneceklerini veya göç etmeyi düşünmeyeceklerini belirtmişlerdir. Ayrıca katılımcıların %70’nin yaşadıkları yerlerde memnun olduğunu belirtmesi önemlidir. İnsanları göçe etmeye zorlayan ekonomik, sağlık, eğitim, güvenlik gibi etkenler ortadan kaldırılmalıdır. Bugün kadar geri bırakılmış veya yatırım için teşvik programları az uygulanmış göç veren illere yönelik pozitif ayrımcılık ilkesi kapsamında yatırım ve teşvikte öncelik verilmelidir. İç göçün bu olumsuz sonuçlarının ortadan kaldırılması veya minimize edilebilmesi için, iç göç olgusuna neden olan faktörlerin iyice çözümlenmesi ve bunlara yönelik önlemler alınması gerekmektedir. Göçlerin ağırlıklı olarak ortaya çıkmasına neden olan geçim sıkıntısı ve işsizlik gibi ekonomik yönlü nedenlere karşı, bölgelerin çevresel ve sosyo-ekonomik şartlarına uygun yatırımlar kamu kesimince ve özel kesimce yapılarak buralarda istihdam alanları artırılmalıdır. Özel kesimin bu alanlara yönelmesi için desteklenmesi ve sanayi yatırımlarının ekonomik bakımdan geri kalmış bölgelere kaydırılması için ‘kalkınmada öncelikli iller’in sayısı arttırılmalıdır. Doğu ve Güneydoğu’da hala güvenlikli bölgeler ilan edilmesi yüzünden kırsal yaşam etkilenmeye devam etmekte ve 90’lı yıllarda köylerinden zorla göç ettirilenlere dönüş yolu hala kapalı tutulmaktadır. Bu alanlarda geri dönüş yolu açılarak kırsal alanlarda köy tipi sanayi geliştirilerek buralarda yaşayanların üretici kimliğe kavuşması sağlanmalı, kırsal kesimde maliyetlerin azaltılması ve pazarlık gücünün arttırılması için kooperatifleşmenin desteklenmesi gibi uygulamalara gidilmelidir. Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan zorunlu göç probleminin çözümü için; hükümet, yerel yönetim, sivil toplum kuruluşları ve yerinden edilmiş kişilerinde katılımı ile kısa ve uzun vadeli kalıcı politikalar belirlenmelidir. Köy boşaltmalar sonucu yaşanan göç ve insan hakları ihlallerinin açığa çıkarılması için “Hakikatleri Araştırma Komisyonları” kurulmalıdır. Zararların tazmini ve yeniden dönüş için; Birleşmiş Milletlerin Ülkesinde Yerinden Edilmiş Kişilere İlişkin Kılavuz İlkelerini esas alan geri dönüş, yeniden yerleştirme ve yeniden entegrasyon konularına ilişkin ilkelere göre programlar hazırlanmalıdır. Tarım sektöründe faaliyet gösterenlerin son zamanlarda talep gören ve insan sağlığı ve çevre açısından da büyük önem arz eden organik tarım yöntemleriyle üretim yapması teşvik edilmelidir. Kırsal alandaki üretim kooperatifleşme ile desteklenmeli ve kooperatifleşmenin yaygınlaştırılması için somut adımlar atılmalıdır. Kırsal alanlarda sunulan kamu hizmetlerinin yoğunlaştırılması ve altyapı
44
hizmetlerinin iyileştirilmesi gibi adımlar atılmalıdır. Kırsal kesimde sunulan hizmetlerin maliyetini düşürmek ve hizmet kalitesini yükseltmek de önem arz etmektedir. Kentlerde faaliyet gösteren sosyal ve kültürel amaçlı derneklerin kurulması, bunlara katılım ve bunların etkinlikleri devlet tarafından desteklenmeli; halkın sivil toplum örgütleri aracılığıyla taleplerini toplu ve örgütlü bir şekilde ilgili yerlere iletmesi özendirilmeli ve halk bu yönde bilinçlendirilmelidir. Kente göçle gelenlerin marjinal kesim diye addedilen türedi işlerde birikmesini önlemek için bu kişilerin mesleki becerilerini artırmak ve bunların yeni iş alanlarına kaydırılması için mesleki eğitime tabi tutulmalarını sağlayan eğitim faaliyetlerinin ve bunları yürütecek örgütlerin yoğun bir şekilde desteklenmesi de sorunları giderici yönde pozitif katkı sunacaktır. Bu araştırmanın bu alanda çalışan araştırmacılar, politik yapıcılar ve karar vericiler ile zorunlu göç etmek isteyen bireylerin sorunların aşılmasına destek getirmesi ve çözüm yollarına katkı sunmasını dileriz.
45
EKLER
İÇ GÖÇ İLE İLGİLİ BAZI TABLOLAR ek olarak aşağıdaki sayfalarda verilmektedir.
Kır-Kent Nüfusu ve Kentsel Nüfusun Genel Nüfus İçindeki Oranı
46
En çok göç veren iller
47
Yıllara göre iller arası göç eden nüfus, sayı ve oran
48
Yıllara Göre Nüfus Sayıları ve İller
49
En çok göç alan iller istatistiği
50
Refah Göstergeleri Bağlamında Türkiye’de İller Arası İç Göç Hareketlerinin Analizi
Kaynak: TÜİK, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine (ADNKS) göre illerin aldığı göç,verdiği göç, net göç ve net göç hızı.
51