AYLIK BASKETBOL DERGİSİ
NBA’DE TÜRK KASIRGASI BİR ŞAMPİYONLUK YÜZÜĞÜ DAHA İSTİYOR
San Antonio Spurs
OCAK 2011 SAYI 03
ESKİMEYEN ALMAN TEKNOLOJİSİ
DIRK NOWIZTKI HEDO TÜRKOĞLU EUROLEAGUE FENERBAHÇE ÜLKER + EFES PİLSEN NBA RANKING
BOSTON’IN TEK EFENDİSİ
KEVIN LOVE BASKETBOL OYUNLARI
PAUL PIERCE
SLAMDUNK KASIM VE ARALIK SAYISINI OKUMAK İÇİN YAPMANIZ GEREKEN LİNKLERE TIKLAMAK... http://issuu.com/slamdunkdergi/docs/slam_dunk_dergi_-_sayi_01 http://issuu.com/slamdunkdergi/docs/slam_dunk_dergi_-_sayi_02
JUMP BALL
SLAM DUNK SLAMDUNK DERGİSİ ALLSTAR YAYINCILIK TEPEBAŞI CAD.
CAM PRAMİD. NO: 27
80641 / LEVENT/ İSTANBUL
EDİTO BİLGEHAN ARAS
12 Dev Adam, Dünya Basketbol Şampiyonası’nda tarihimizin en büyük başırısını elde ederek ABD ile final oynadı ve gümüş madalya kazanarak hepimizi gururlandırdı. Finale kadar hiçte kolay olmayan birbirinden zorlu maçlar çıkararak hem de.
E: info@slamdunkdergi.com W: slamdunkdergi.com T: 0 533 552 07 49
MUHTEŞEM 2010
T
akım sporlarında son yılların en başarılı yılını geride bıraktık. 2001 Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda Sırbistan-Karadağ’a finalde kaybetmiş ve ikinci olmuştuk. Yıllar sonra aynı film bu kez daha büyük bir arenada sahnelendi. 12 Dev Adam, Dünya Basketbol Şampiyonası’nda tarihimizin en büyük başırısını elde ederek ABD ile final oynadı ve gümüş madalya kazanarak hepimizi gururlandırdı. Finale kadar hiçte kolay olmayan birbirinden zorlu maçlar çıkararak hem de. Fildişi Sahilleri, Rusya, Yunanistan, Çin, Porto Riko, sonrasında Fransa, çeyrek finalde harika bir basketbol oynayan Slovenya ve ölüp ölüp dirildiğimiz, Kerem Tunçeri’nin son saniyelerde bulduğu turnike basket ve ardından Semih Erden’in o zihinlere kazınan bloğuyla kazanılan Sırbistan maçı inanılmazdı. Belkide görüp görebileceğimiz en muhteşem anlara şahitlik ettik. Dinlenmeye vakit bulamadan hemen ertesi günün akşamında ABD ile finalde karşılaşan 12 Dev Adam,
elinden geleni yaptıysada, gümüşle yetinmek zorunda kaldı. Yine de beklenmedik bir başarıydı desek yeridir. Kevin Durant’in olağan üstü oyunu olmasaldı belkide “Altın Madalya”yı kazanabilirdik. Yılın kayda değer bir başka gelişmesi de Euroleague’de Efes Pilsen ve Fenerbahçe Ülker’in Top 16’ya kalmaları oldu. Fenerbahçe Ülker, H Grubu’nda Yunanistan’ın Olympiakos, Litvanya’nın Zalgiris Kaunas ve İspanya’nın Valencia takımlarıyla eşleşti. Efes Pilsen ise G Grubu’nda İtalya’nın Montepaschi Siena, İspanya’nın Real Madrid ve Sırbistan’ın Partizan Belgrad takımları ile ilk ikiye girme mücadelesi verecek. Oldukça zorlu rakiplerle karşılaşacak iki takımımıza da “Final 4” yolu dikenli ama aşılamaz değil. 2010 iki genç oyuncumuz içinde çok şey ifade ediyor. Semih Erden ve Ömer Aşık. Onların NBA’de ki konumları, iki çaylak oyuncu açısından oldukça verimli geçiyor gibi. Özellikle “play-off”lara kadar daha da fazla süre alabilirlerse. Kısa sürede kendilerini kanıtlayacağı aşikar.
Yayın Yönetmeni
Bilgehan Aras
bilgehanaras@slamdunkdergi.com Art Direktör
Çetin Akdeniz
cakdeni@slamdunkdergi.com Editörler
Sercan Kaya
sercank@slamdunkdergi.com
Bulut Çiftçi
bulucciftci@slamdunkdergi.com Reklam Rezarvasyon
Bilgehan Aras
bilgehanaras@slamdunkdergi.com
T: 0 533 552 07 49
0 212 325 91 25
Katkıda Bulunanlar
Köksal Çiftçi Nuray Çiftçi Baykan Ulutaş Burçin Yalçın Ender Sarıhanlı Mehmet Güleryüz Ahmet Boyacılar
OCAK 2011 SLAM
DUNK 03
LEJYONERLER
BU AY
18
10 I TÜRK USULÜ
Dünya basketbolunun kalbi NBA’de forma giyen altı Türk oyuncusunun performansları her geçen gün artıyor.
BOSTON’IN TEK EFENDİSİ 24 I PAUL PIERCE
34 Numaralı yeşil forması sırtında old-school dribbling hareketleri ve inatçı oyunuyla halen Boston Celtıcs’in tartışmasız lideri. O bir fenomen! İşte karşınızda Pierce.
HEDO YAPAR... 09 I HİDAYET TÜRKOĞLU
68 09
Orlando MagIc son 2 yıldır aldığı kadar eleştriyi uzun zamandır almamıştır. Çünkü 2009 yılında finallerde Lakers’a karşı mücadele etme başarısını gösteren takımı bozdular.
ZOR GÜNLER KAPIDA 68 I EFES PİLSEN...
Turkish Airlines D Grubu’nda mücadele eden Efes Pilsen, ilk tur maçları sonunda elde ettiği 5 galibiyetle Top 16’ya yükselerek Avrupa maceresına devam etme başarısını gösterdi…
BEYAZLAR DA BECERİR
22
CAN YAKIYOR... 62 I San Antonio Spurs
20 I DIRK Nowitzki
Larry Bird’ü geçerek NBA tarihinin gelmiş geçmiş en skorer 25. ismi olan Nowitzki, bu listede daha çok yürür.
62
Soğuk bir aralık gecesinde bilgisayarımı açıp keyifle San Antonio Spurs maçını izlemek gibisi yok.Teksas’ta bütün silahlar dolu ve patlamaya hazır. Aralık ayının ortalarında ligin açık ara en çok galibiyet alan takımı San Antonio Spurs.
overtIme
BASKETBOLUN IVIR ZIVIRLARI
Bulls’dan JR SmIth’e Kanca Kadrosuna uzun bir süredir skorer takviyesi yapmayı planlayan Chicago Bulls’un, Denver Nuggets’da oynayan JR Smith ile ilgilendiği iddia edildi. Takas için iki kulübün görüşmelerde bulunduğu ve Nuggets’ın, bu takas teklifine sıcak baktığı kaydedildi. Ancak Nuggets Yöneticisi Masai Ujiri’nin, bu yıl $6milyon aldıktan sonra kontratı tamamlanacak olan Smith için uzun vadeli bir kontratı kabul etmek istemediği de ifade edildi. 2006/07 sezonundan bu yana Nuggets kadrosunda bulunan 25 yaşındaki Smith, bu yıl 21 karşılaşmada 11.1 sayı- 4.1 ribaund- 1.8 asist ve 1.1 top çalma rakamları yakalamıştı.
Müzmin sakat Oden’ın Dönüş Tarihi Belirsiz Portland Trail Blazers’da oynadığı basketboldan çok yaşadığı sakatlık sorunlarıyla gündeme gelen pota altı oyuncusu Greg Oden’ın ne zaman parkelere döneceği belirsizliğini koruyor.5 Aralık 2009 tarihinde sol diz kapağından ciddi bir sakatlık yaşayan ve bunun üzerine bir dizi operasyon geçiren Oden’ın, yeni sezona hazır olması bekleniyordu. Ancak şimdiye kadar oynanan karşılaşmalarda takımdaki yerini alamayan Oden’ın, ne zaman forma giyebileceği de adeta sır gibi saklanıyor.Geçtiğimiz yıl sakatlanana kadar Blazers’da başarılı bir performans sergileyen 1.numara seçimi Oden, 11.1 sayı- 8.5 ribaund- 2.3 blok ortalamaları yakalamıştı.
Doğu Takımlarının CasspI Arzusu Scaramento Kings bu sezonun büyük bölümünde NBA’in en dağınık ve sıkıntılı takımı olarak dikkat çekmiş olabilir ancak bu takımda yetenekli oyuncular yok anlamına gelmiyor. Bir süredir takımlar problemli çaylak DeMarcus Cousins ve Carl Landry ile ilgilenirken, şimdi de genel menajer Geoff Petrie genç İsrailli Omri Casspi ile ilgilinen takımlardan takas teklifleri alıyor. Bu sezon 8.7 sayı ve 3.5 ribaunt ortalamasıyla oynayan Casspi için genelde ilgi Doğu Yakası takımlarından gelirken, bu sezon 8 maç ilk beş başlayan 22 yaşındaki oyuncu ile en fazla ilgilenen takımların başında Musevi nüfusu çok yüksek olan New York ve Chicago takımları geliyor. Geçen sezona göre aldığı sürelerde azalma olan Casspi için güzel bir teklif geldiği takdirde Kings’in onu takas edebileceği belirtilirken, salary cap’te boşluk yaratmak için Kings’in genç oyuncuyu bir paket takasında bir parçası yapabileceği söyleniyor.
06 SLAM DUNK
OCAK 2011
YAO MING
Rockets’tan Açıklama
NBA Yao Ming’in ameliyatıyla ilgili kulübten bir açıklama gelirken yıldız basketbolcu da yazılı bir açıklamada bulundu. Houston Rockets: Rockets pivotu Yao Ming sol ayağındaki stres kırığından başarılı bir ameliyat geçirmiştir. Ameliyat Memorial Hermann Spor Hekimliği Enstitütüsü’nden Dr. Tom Clanton tarafından yapılmıştır. Yao Ming: Süren destekleriniz için herkese teşekkür
etmek istiyorum.Bunun uzun bir tedavi olacağını biliyorum, ancak düzelmeyi dört gözle bekliyorum.Bu süreyi bütün seçenekler üzerinde düşünmek için kullanacağım ve tedavi sürecimin sonlarına doğru yeni kariyer planımı yapacağım.”
Orlando, Ronny Turıaf’ı İstiyor
Dwight Howard’ın yedeği olarak bir uzun oyuncuyu kadrosuna katmak isteyen Orlando Magic’in, New York Knicks’in Fransız pivotu Ronny Turiaf ile ilgilendiği iddia edildi. Polonyalı Marcin Gortat’ın, Phoenix Suns’a takas edilmesi sonrasında pota altında sıkıntı yaşayan Orlando Magic’in, gündeminin ilk sırasında bir uzun oyuncuyu kadrosuna dahil etmek bulunuyor. Howard’ın dakikalarını azaltmak isteyen Florida ekibinin, New York Knicks’de savaşçı kimliği ile dikkat çeken Ronny Turiaf’ı listenin ilk sırasına aldığı kaydedildi. Bu sezon New York Knicks’de 21 karşılaşmada 4.1 sayı- 2.9 ribaund- 2.1 asist ve 1.3 blok ortalamalarıyla oynayan Fransız oyuncu, $4milyon kazanıyor. Orlando Magic’in, Turiaf karşılığında Knicks’e, yedek oyun kurucu Chris Duhon ya da Quentin Richardson’ı teklif etmesi bekleniyor.
Don Nelson Emekliye Ayrılabilir
Kariyerindeki 1335 galibiyetle, NBA tarihinin en çok maç kazanan koçu olan Don Nelson’ın Golden State Warriors’taki görevinin sona ermesi an meselesi. Nelson’ın koltuğuna getirilecek isim için en büyük aday ise hâlihazırda tecrübeli koçun asistanlığını yapan Keith Smart. Bu değişikliğin gerçekleşmesi halinde Nelson’ın başka bir takıma geçmeyeceği ve emekliye ayrılacağı düşünülüyor. Golden State’in yeni sahibi Joe Lacob’ın Nelson’la çalışmak istemediği zaten bir süredir konuşulan bir durumdu. 70 yaşındaki koçun da 6 milyon Dolar tutarındaki tazminatını alarak 31 yıllık kariyerini sona erdirmeye ve Hawaii’de emeklilik günlerine başlamaya oldukça sıcak bastığı söyleniyor. Kararın, pazar günü yapılacak olan basın toplantısında açıklanması bekleniyor.
Bobcats, Carmelo’nun Peşinde
Charlotte Bobcats Takım Sahibi Michael Jordan’ın, sezon sonunda kontratı tamamlanacak olan Carmelo Anthony’i kadrosuna dahil etmek istediği iddia edildi. Denver Nuggets’da mutlu olmayan ve takımdan ayrılmayı düşünen Carmelo için şuan en büyük iki aday New York Knicks ile New Jersey Nets olarak gösteriliyor. Özellikle Amare Stoudemire ile birlikte oynamak istemesi nedeniyle Knicks’e sıcak bakan Carmelo Anthony’i alarak Jordan’ın, en azından bu sezonu kurtarmak istediği kaydedildi. Nuggets’ın 3 yıllık $65milyon değerindeki kontrat teklifini kabul etmeyen Carmelo’nun, takasın gerçekleşmesi durumunda sezon sonuna kadar Bobcats’de oynaması ve ardından da New York Knicks ile sözleşme imzalaması bekleniyor.
All-Star Oylamasında Son Durum
NBANBA’de All-Star oylamasında son durum dün itibariyle açıklandı.Batıda ve toplamda en fazla oyu alan isim zor günler geçiren Los Angeles Lakers’ın yıldız oyuncusu Kobe Bryant olurken, doğuda işler biraz daha karışık görünüyor.Batı konferansında gardlarda Kobe ve Chris Paul, forvette Carmelo Anthony ve Kevin Durant, pivot bölgesinde ise sakat olmasına rağmen Yao Ming ilk beş durumunda. Doğuda ise ilk beş şu an için şu isimlerden oluşuyor: Boston Celtics’ten Kevin Garnett ve Rajon Rondo, Miami Heat’ten Dwyane Wade ve LeBron James son olarak Orlando Magic’den Dwight Howard.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 07
08 SLAM DUNK
OCAK 2011
NBA
HEDO TURKOG U L DEV TAKAS rlando MagIc son 2 yıldır aldığı kadar eleştriyi uzun zamandır almamıştır. Çünkü 2009 yılında finallerde Lakers’a karşı mücadele etme başarısını gösteren takımı bozdular. O yaz Vince Carter’la yüklü bir miktarda para karşılığında anlaşma yaptılar. Ama aynı dönemde Hedo’nun kontratı bitmişti ve Orlando takımından güzel bir teklif bekliyordu. Böyle olması da çok normaldi, çünkü takımın finaller serisindeki en skorer ismi olmuştu. Ancak Vince Carter’a yüksek ücret ödenmesi sebebiyle Hedo’ya cazip bir teklif yapamadılar. Böyle olunca Hedo da soluğu kendisine 5 yıllık 55 milyon $ teklif yapan Toronto’da buldu. Toronto’daki ilk senesinin sonunda Phoenix’e transfer oldu. Ama Steve Nash’in takım arkadaşlarına şut atması için pas vermekten başka top paylaşımı yapmaması üzerine, Hedo oyun kuruculuk özelliğini gösteremedi. Aralık ayında Miami ve Boston’un doğu yakasını ele geçirmeleri üzerine harekete geçen Orlando Magic yönetimi önce Rashard Lewis’i Washington Wizards’a gönderip karşılığında All-Star guard Gilbert Arenas’ı aldı. Agent Zero son bir kaç yıldır Wizards takımında istenilen performansı sergileyemiyor. Hemen ardından Phoenix Suns takımıyla devasa bir takas yaptılar. Vince Carter, Mikael Pietrus ve Marcin Gortat’ı Phoenix’e gönderip karşılığında Hedo Turkoglu, Jason Richardson ve Earl Clark’ı aldılar. Ayrıca 2011 ilk tur draft hakkı ve bir miktar para
verdiler. Şimdilik takaslar olumlu sonuç vermiş gibi duruyor. Ama bilinmez ilerde bu kadro patlak verir mi? Çünkü Jameer Nelson, Gilbert Arenas, Hedo Turkoglu ve Jason Richardson topu elinde isteyen oyuncular. Hal böyle olunca 24 saniye hücum süresinde top hangi birinin elinde olacak? J-Rich hariç hepsi oyun kurmayı seviyor. Ama işin sonunda egolarından kurtulup başarı için bir takım oluşturmak var. Zaten hepsi de buraya bu bilinçle geldiler. En azından ben öyle umuyorum. Marcin Gortat gitti Dwight Howard yedeksiz kaldı. Bu duruma da bir çözüm arayan yönetim sürekli olarak Dwight Howard’la iletişim halinde. Aslında duyduğumuz haberlere göre Howard bütün takaslara karar verip, yönetimle sürekli temas halindeymiş. Son duyumlara gore Earl Clark, Jason Williams, Chris Duhon gibi oyuncular karşılığı Marcus Camby takası düşünülüyor. Charlotte Bobcats aynı şekilde Camby’nin peşinde. Bunların şu aşamada sadece bir duyum olduğunu belirtelim. Ama Camby’ye takas konusu sorulduğunda “Charlotte’a gidersem emekli olurum, ama Orlando gibi iddialı bir takımda her şey çok güzel olur” dedi. En son takaslar sonrasında Orlando Magic ilk beşinde: Dwight Howard, Brendon Bass, Hedo Turkoglu, Jason Richardson ve Jameer Nelson. “Agent Zero” Arenas ise benchten geliyor. Ama son maçlarda o da performansını arttırdı ve ilk beş başlayan Nelson kadar fazla sure alıyor artık.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 09
10 SLAM DUNK
OCAK 2011
NBA
LEJYONERLER
.
TURK CIKARMASI .
altı oyuncumuzun performansları giderek artıyor. NBA’de play-off’lar öncesi
YAZI: BULUT ÇİFTÇİ FOTOĞRAF: NBA ARŞİVİ
OCAK 2011 SLAM
DUNK 11
hidayet Türkoğlu
Hidayet Türkoglu Phoenix Suns ve Orlando Magic arasında yapılan mucize takasla tekrar yuvaya döndü. Bugüne kadar yakaladığı en büyük başarıları Magic forması altında kazanan Hedo, bir buçuk yıl aradan sonra tekrar Orlando’ya döndü. Yapılan röportajlarda yüzündeki gülümsemeden ne kadar mutlu olduğu anlaşılıyor zaten. Hedo henüz yeni takımıyla 6 maça çıktı. Ama hepsine ilk beşte başladı. Hatırlayacaksınız Phoenix kazma oyuncuları ilk beşte oynatıp Hedo’yu kenarda oturtuyordu (üstelik saçma sapan malubiyetler almalarına rağmen)
12 SLAM DUNK
OCAK 2011
Hedo’nun bu 6 maçta neler yaptığına bakalım: Atlanta Hawks karşısında 8 sayı 3 asist 6 ribaund, Dallas Mavericks karşısında 9 sayı 8 asist 1 ribaund, San Antonio karşısında 11 sayı 6 asist 1 ribaund, Boston karşısında 16 sayı 4 asist 4 ribaund, New Jersey karşısında 20 sayı 5 asist 7 ribaund, Cleveland karşısında 9 sayı 5 asist 6 ribaund Hedo’nun eski takımı Phoenix ve yeni takımı Orlando’daki istatistiklerini bir karşılaştıralım. Phoenix Suns takımında: 9.5 sayı 2.3 asist 4.0 ribaund Orlando Magic takımında: 12.2 sayı 5.2 asist 4.2 ribaund.
ersan ilyasova Bu sezon ilk beşteki yerini tekrar geri alan Ersan’ın Aralık ayı tablosu gayet iyi. Aralık başında Indiana’ya karşı 21 sayı atarak bu sezonki en yüksek rakamını yakaladı. Ayrıca yine bu ay içerisinde iki kez 11 ribaund aldı. Takım doğuda 8. sırada ama sürekli sakatlıklarla boğuşan kadrodan ancak bu kadarı beklenirdi zaten. Ersan’ın istatistikleri: 8.3 sayı 5.4 ribaund 1.0 asist
OCAK 2011 SLAM
DUNK 13
zaza pachulla Zaza Pachulia yıllardır Atlanta’da kenardan gelerek yaptığı katkılarla takımına hayat verdi. Geçen ay da ondan övgüyle bahsettim. Ancak Aralık ayında aldığı süreler gittikçe azaldı. Bunun da sebebi bu sezon Jason Collins’in takıma katılması. Aralık sonlarına doğru coşan Collins iyi performansıyla birkaç maç ilk 5te sahaya çıkmayı garantiledi. Şimdilik en azından hala rotasyonda olduğu için mutluyuz. Ama son maçlara doğru aldığı süreler 20 dakikadan 10a ve yavaş yavaş 5 dakikaya kadar düştü. Zaza’nın istatistikleri: 3.8 sayı 3.4 ribaund 0.8 asist
14 SLAM DUNK
OCAK 2011
ömer aşık
Ömer Aşık Chicago Bulls’ta Carlos Boozer’in iyileşmesinden sonra azalan sürelerini Aralık ayında 10 dakika olarak sabitlemiş gözüküyor. 5 ribaund barajını aşmakta zorluk çektiği için eleştrilerin hedefi olan Milli basketbolcumuz, yaptığı bloklarla herkesi büyülüyor. Sezonun başından beri pota altında rakip oyuncuların beynine vermekte kararlı. Aralık ayında 3 blok yaptığı maçlar bile oldu. Ömer’in istatistikleri: 2.6 sayı 3.2 ribaund 0.5 asist
OCAK 2011 SLAM
DUNK 15
semih erden
Sezon başından beri keyifle Boston maçlarındaki perfomansını izlediğimiz Semih, malesef Aralık sonlarında hem Shaquille O’Neal hem de Jermaine O’Neal’in iyleşmesinden sonra benche mahkum kaldı. Son maçlara doğru aldığı dakikalar iyice azalan Semih, Orlando Magic ve Indiana Pacers maçlarında hiç süre alamadı. Halbuki Aralık ortalarında ilk beşte çıktığı maçlar bile olmuştu. 16 Aralık’ta Atlanta maçında 24 dakikada 10 sayılık performansı akıllarda Semih’in Aralık ayı sonrası istatistiklerine bakalım: 4.0 sayı 2.5 ribaund 0.5 asist
16 SLAM DUNK
OCAK 2011
mehmet okur Aşil tendonundaki sakatlık yüzünden yazın ülkemizde gerçekleştirilen şampiyonayı ve bu sezon Utah’taki tüm maçları kaçıran Memo, sezon ortasında sahalara döndü. Türk basketbolseverleri tekrar Utah maçlarını izlemeye başlatır umarım. Utah koçu Jerry Sloan’un onun için bana söz verdi, ona sakatlıktan sonraki performansı konusunda güveniyorum dedi. Henüz sadece 3 maça çıkan Memo, eski performansını yakalayabilmek için zamana ihtiyacı olduğunu belli etti. Anlaşılan bir süre daha vasat bir tablo çizecek gibi. Memo’nun istatistikleri: 3.7 sayı 2.0 ribaund 0.7 asist
OCAK 2011 SLAM
DUNK 17
face to face
PAUL
PIERCE
OLD SCHOOL YEŞİL CANAVAR h h h h h h h h h h h h h h h h h h h h h h h h h h h
34 Numaralı yeşil forması sırtında old-school drıbblıng hareketleri ve inatçı oyunuyla halen Boston Celtıcs’in tartışmasız lideri. O bir fenomen! İşte karşınızda Paul Pıerce. YAZI BULUT ÇİFTÇİ FOTOĞRAFLAR NBA ARŞİVİ
18 SLAM DUNK
OCAK 2011
OCAK 2011 SLAM
DUNK 19
face to face paul pıerce
Yürüyerek basketbol oynamak
Çoğumuzun Boston Celtics maçlarını izlerken dile getirdiğimiz şeydir ‘Pierce yürüye yürüye girdi pota altına ve sayıyı attı’. Sanki yavaşlatılmış çekimde tekrarını izlermiş gibi hissedersiniz kendinizi. Ama o bu oyun stiliyle her maç 30 sayı atma potansiyeline sahiptir. O’nun diğer bir büyük özelliği de faul aldırmadaki becerisidir. Kendine özgü fake hareketleri ve inatla potaya yüklenerek oynaması sayesinde bolca faul aldırır. Bunu yapmayı da çok sever. Öylesine sevdalıdır ki fake atmaya, kendini savunan rakibini ilk yarıda 6 faulle oyun dışı bırakabilir. Paul Pierce 2010-2011 sezonuna da çok iyi girdi. Celtics, Kasım ve Aralık aylarında doğunun en çok maç kazanan takım durumunda. Kariyerindeki 6. triple-double’ını 19 Aralık 2010’da Indiana Pacers’a karşı yaptı. Pierce bu maçta 18 sayı, 10 ribaund, 12 asist ve 4 top çalmayla oynadı. Miami Heat’in büyük transferleri sonrası Doğu Konferansı’nda neler olacağını heyecanla bekleyen basketbol severler, tam bir Boston Celtics şov izliyorlar. Kendrick Perkins, Jermaine O’Neal, Delonte West ve Shaquille O’Neal’in sakatlıklarına rağmen, NBA’in en çok maç kazanan takımı durumundaki Celtics, yaşlı takım eleştrilerine en güzel cevabı verdi. Bir röportajda Paul Pierce “sürekli maç kazanıyoruz ama çok sakatımız var, onlar da iyileşince çok korkunç bir takım olucaz” dedi. Bence haklı. Pota altında Kendrick Perkins – Shaq – Jermaine O’Neal ve Semih Erden rotasyonuna sahip olduklarını düşünemiyorum. Aynı şekilde Rajon Rondo – Delonte West – Nate Robinson guard üçlüsü de kulağa çok tehlikeli geliyor. Geçenlerde Boston Celtics’in galibiyet serisini abartması üzerine bir okur maili aldım. Arkadaşımız “33 yaşındaki Pierce ve kendinden yaşlı takım arkadaşları bu galibiyet serisini ne kadar daha sürdürebilir?” diye sormuştu. Ben de Rajon Rondo’nun ne kadar önemli olduğunu, ligin asist kralı olmasının yanında Celtics hücumunun yönetmeni demiştim. Yani açıkçası o sakatlanırsa her şey bitebilir gibi bir d ü ş ü n c e m vardı. Korkuğum başıma geldi, Rondo Aralık ayında ayak bileğinden sakatlandı. Ben de Celtics maçlarını daha bir dikkatle izlemeye başladım. Sırf takım onsuz neler yapabileceğini meraktan!
Artık Moda Poınt Forward
90’lı yıllarda efsane Chicago Bulls takımının oyun kurucusu gibi oynayan Scottie Pippen NBA’de bir çığır açtı. Point Forward’ın anlamı, Point
20 SLAM DUNK
OCAK 2011
Guard (1 numara) pozisyonunu oynayabilen Small Forward (3 numara) demek. Şimdilerde ise yeniden popülerlik kazanmasının sebebi, Miami Heat’de LeBron James’in bu şekilde oynaması. Aslında yıllarca Orlando Magic formasıyla Hedo’nun bunu uyguladığıni hepimiz biliyoruz. Rondo’nun sakatlığı konusuna geri dönelim. Bu sakatlık sonrası galibiyet serisi biter diye düşündüm. Ama Paul Pierce son dönemin modası Point Forward pozisyonuna soyundu. Bu görevi yapabileceğini bir triple-double yaparak kanıtladı. Nate Robinson’un basketbol IQ’sunun yerlerde sürünmesini fırsat bilen koç Doc Rivers, Paul Pierce’in oyun kurucu olmasına karar verdi. Şimdilik hiç de pişman gözükmüyor.
The Truth
2001 yılı soğuk bir akşam üstü oynanan Boston Celtics – La Lakers maçında, Paul Pierce’ın muhteşem oyunu galibiyeti getirir. O dönem Lakers forması giyen Shaquielle O’Neal, Boston televizyonuna verdiği röportajda “Benim adım Shaq ve bunu bi’ yere not edin Paul Pierce bir gerçek (The Truth). O’nun oynayabildiğini biliyo’dum ama böyle oynayabileceğini bilmiyo’dum. Paul Pierce is The Truth” dedi. O günden sonra Pierce’ın lakabı The Truth olarak kaldı.
20.000 SAYI
Paul Pierce 3 Kasım 2010’da Milwaukee Bucks – Boston Celtics maçında bir serbest atıştan bulduğu basketle 20.000’inci kariyer sayısını attı. Celtics formasıyla bu onura ulaşan 3. oyuncu olmayı başardı. Diğer oyuncular ise efsane Larry Bird ve John Havlicek
Barda 11 yerinden bıçaklandı
25 Eylül 2005 yılında Boston’daki gözde mekan Buzz Club’ta takım arkadaşı Tony Battie ile eğlenen Paul Pierce, karıştığı kavgada bıçaklandı. Yüzü, boynu ve sırtından olmak üzere 11 kez bıçaklanan Pierce’ın bir de kafasında şişe kırıldı. O zamanki takım arkadaşı Tony Battie ve kardeşi tarafından acele bir şekilde hastaneye götürülmesiyle hayati tehlikeyi atlattı. Hırslı oyuncu karakteriyle tanıdığımız Pierce, o sezon Boston Celtics formasıyla 82 maçın tamamında forma giyen tek isim oldu.
Paul Pıerce’ın başarıları NBA Şampiyonluğu 2008 NBA Finaller MVP’si 2008 8 Kez NBA All-Star NBA Sayı Krallığı 2002 (2144 sayı) NBA 3 Sayı Şampiyonluğu (2010) Elinde bulundurduğu rekorlar Peşpeşe isabetli serbest atış atma (21 kez) 2003 Playoff Doğu ilk tur maçında Bir çeyrekte en çok serbest atış atma (10) 2008 Finalleri 5. maçında
OCAK 2011 SLAM
DUNK 21
22 SLAM DUNK
OCAK 2011
face to face
DIRK
NOWIZTKI
ESKİMEYEN ALMAN TEKNOLOJİSİ NBA tarihinin gelmiş geçmiş en skorer 25. ismi olan Nowitzki, Larry Bird’ü geçerek
bu listede daha çok yürür.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 23
face to face Ona Derler Dino
İsim ve soyadının başharfleri DN olduğu için ve turnikeye girerken Taş devrindeki Dino gibi dilini çıkarttığı için Dino lakabını almıştır. Ayrıca Boogie Nights adlı filme gönderme yapılarak “Dirk Driggler” olarak da çağırılır.
Larry Bird’ün veliahtı MVP
NBA.com sitesinde ‘Race to the MVP’ adlı sayfa her ay en değerli oyuncunun kim olabileceği tahminlerini yayınlıyor. Aralık ayında listenin 1 numarasında tek bir isim vardı. DIRK NOWIZTKI. Aslında Boston Celtics, San Antonio Spurs ve Dallas Mavericks ligin en iyi giden 3 takımı. Ama bu 10 kişilik listede Celtics ve Spurs oyuncuları yok. Bu da bize aslında Nowitzki’nin nasıl tek başına MVP gibi oynadığını gösteriyor. MVP adaylıklarında 2. sırada Amar’e Stoudemire, 3. sırada Derrick Rose, 4. sırada LeBron James, 5. sırada Kobe Bryant, 6. sırada Dwight Howard, 7. sırada Deron Williams, 8. sırada Dwayne Wade, 9. sırada Kevin Durant ve 10. sırada Al Horford var. Dirk Nowitzki 1998 yılında NBA Draftlarında Milwaukee Bucks tarafından 9. sıradan seçildi. Hemen Dallas Mavericks’e takas edildi. Sporcu bir aileden gelen Nowitzki’nin babası bir hentbol oyuncusuydu. NBA’e geldiği günden beri Mavericks forması giymektedir. Çaylak sezonunda koçu Don Nelson, onun çok iyi bir transfer olduğunu söylese de, Dirk 1998 sezonunda vasat bir performans sergiledi. Sadece 8.2 sayı atabilmişti. Kafalarda soru işaretleri bırakan oyuncu çok çalışarak koçunun haklı olduğunu kanıtladı. 1999-2000 sezonunda 17.5 sayı ve 6.5. ribaund ortalamasıyla tamamladı. NBA’in en çok gelişen oyuncu sıralamasında 2. oldu. 2.13 boyundaki Nowitzki NBA’de forvet pozisyonu oynamaktadır. 4 numara pozisyonunda oynarken hem içerden hem de dışardan isabetli şut atabilmektedir. Boyalı alan, orta mesafe veya 3 sayı farketmez top elinde olduğu her an basket atabilme kapasitesine sahiptir.
Orlando Magic maçında Larry Bird’ü geçerek NBA tarihinin gelmiş geçmiş en skorer 25. ismi olmuştur. Önündeki Gary Payton’u da geçmesine çok az kaldı. Zaten listenin yukarılarındaki oyuncuların çoğunun emekli olduğunu düşünürsek, Nowitzki bu listede daha çok yürür.
Vefalı sarışın
2010 yazında kontratı sona eren ve serbest oyuncu konumunda olan Nowitzki’ye takım 4 yıllık 96 milyon dolar teklif etmiş ama o 80 milyon dolar bana yeter demiştir. Şimdi size garip gelecek ama bunun nedenleri var. Diğer takımlarla konuşmaya gerek bile duymadan Mark Cuban’la bir görüşme yapıp ‘kazanmak için ne yapabiliriz’ diye konuşmuş. Bunun üzerine yeni gelecek bir yıldıza “çok yüksek bir kontrat” yapabilmek için kendisine verilen paranın bir kısmını geri çevirmiştir. Takımı için parayı geri çevirmiş, gerçekten adam gibi adam olduğunu kanıtlamıştır. Daha doğrusu gönülden bir Maverick olduğunu herkese göstermiştir. Şampiyonluk için başka bir takıma gidip orada sırf kazanabilmek için sevgilisi olduğu Mavericks’ten ayrılabilirdi. Ama burada kalıp takımını şampiyon yapmak için uğraşıyor. Zaten sırf o kontratı reddetmesi bile o’nun formasının Dallas Mavericks salonunun tavanında asılacağının garantisidir.
dırk nowıtzkı 24.1 sayı 7.4 ribaund 2.4 asist
NBA
RANKING
Eski Toprakların Sesleri
Geçtiğimiz ay içerisinde NBA’de önemli olaylar yaşandı. Ligin yaş olarak en tecrübeli oyunculardan kurulu ekipleri zirve yarışında üst sıralarda yer aldılar. Boston Celtics ve San Antonio Spurs, tecrübeli oyunculardan kurulu kadrolarıyla Doğu ve Batı Konferansları’nın ilk sıralarını aldılar. Sadece saha içerisinde değil, takas piyasasında da geçtiğimiz ay içerisinde hareketli saatler yaşandı. A Milli Takım Kaptanımız Hidayet Türkoğlu, sezon başında takas olduğu Phoenix Suns’dan, kariyerinin en verimli dönemini geçirdiği Orlando Magic’e gönderildi. Bu takasta Milli yıldızımız ile birlikte eski smaç şampiyonu Jason Richardson ve genç uzun Earl Clark da Florida ekibine geçiş yaptı. Halen Steve Nash gibi bir süper yıldıza sahip olan Arizona ekibi ise kontratının son yılında olan bir diğer smaç şampiyonu Vince Carter ile Polonyalı Marcin Gortat’a sahip oldu. Ligde geçtiğimiz ay oynanan karşılaşmalara göre performans sıralamalarını şu şekilde değerlendirebiliriz;
YAZI: MUHARREM ŞAHİN FOTOĞRAF: NBA ARŞİVİ
NBA
RANKING
Boston Celtıcs (19-4)
Son iki yılda bir şampiyonluk ve bir de final yaşayan Boston Celtics, geçtiğimiz ay içerisinde yaşadığı sakatlık sorunlarına karşın ligin en formda ekibi olarak dikkat çekti. Aslında Celtics, yaşadığı sakatlık problemlerine rağmen istediği oyunu ortaya koyarak ne kadar tehlikeli bir ekip olduğunu gösterdi. Shaquille O’Neal, Rajon Rondo, Delonte West ve Jermaine O’Neal bu süreç içerisinde sakatlık yaşayan oyuncuların başında geliyorlar. Tabii bu isimlerin arasına bir de sezon başından bu yana takımdan ayrı kalan Kendrick Perkins’i de eklemek gerekiyor. Bu kadar sakat oyuncunun bulunduğu bir takımda Milli oyuncumuz Semih Erden de aldığı dakikaları olumlu kullanarak gelecekte alacağı rol ile ilgili coach Doc Rivers’a önemli sinyaller verdi. Şu bir gerçek ki Boston Celtics, kadroda sakat oyuncusu bulunmaması durumunda, ligin en tehlikeli takımı durumunda.
28 SLAM DUNK
OCAK 2011
San Antonıo Spurs (20-3)
Sezon başında bu takımın rölantide bir şekilde normal sezonu tamamlayacağını ve play-off’a da daha diri bir şekilde gireceğini düşünenlerin sayısı hiç de az değildi. Ancak Spurs, kafa kafaya getirdiğimizde en az Boston Celtics kadar yaşlı oyunculara sahip kadrosuyla herkesi şaşırtmayı başardı. 23 maçta alınan 20 galibiyetten ziyade, rakiplerine kan kusturan savunma takımının bu sezonki hücum gücü herkese parmak ısırttı. Tim Duncan, Manu Ginobili ve Tony Parker yine coach Gregg Popovich’in sisteminin bel kemiğini oluşturuyor. Ancak bu yıl kariyerinin belki de en verimli sezonunu geçiren Richard Jefferson ile ülkemizde Pınar Karşıyaka forması altında da izlediğimiz Gary Neal’ın katkılarını da unutmamamız gerekiyor. Sezona bu kadar iyi başlayan Spurs’da oyuncuların daha ne kadar bu şekilde ölümüne ter dökeceğini de hep birlikte göreceğiz.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 29
NBA
RANKING
Dallas MaverIcks (19-4)
Organizasyonun son 10 yılına baktığımızda Dallas Mavericks’in bu performansı hiç de şaşırtıcı bir durum değil. Mark Cuban’ın takımı genellikle normal sezonda ortaya koyduğu performansla şampiyonluk adayları arasında gösterilir, play-off’ta ise rakip fark etmeksizin ilginç sonuçlara imza atar. İşte yine benzer senaryonun ilk perdesi ile karşı karşıyayız. Mavericks, süper yıldızı Dirk Nowitzki’nin liderliğinde yine şampiyonluk adayları arasında gösteriliyor. Nowtizki, 2006/07 sezonunda MVP olduğu rakamlara yakın bir oyun ortaya koyuyor. Caron Butler tam olarak istenilen düzeyde olmamasına karşın özellikle Jason Terry ile Shawn Marion, kenardan gelerek önemli katkı sağlıyor. Şayet Brandon Haywood ile Tyson Chandler pota altında biraz daha derli toplu bir hal alırsa, zaten ligin en az sayı yiyen takımı olan Mavericks, yine normal sezonu üst sıralarda tamamlayacaktır.
30 SLAM DUNK
OCAK 2011
LA Lakers (17-7)
LA Lakers’ın bu yıl sezon içerisinde yaşayacağı dalgalanmaları Andrew Bynum’ın performansı belirleyecek. Sezona rehabilitasyon programını uygulayarak başlayan Bynum bu süreçte takımını yalnız bırakırken, veteran Theo Ratliff’in de sakatlanması sonrasında bütün yük Pau Gasol’un sırtına binmişti. Maç başına 38.5 dakika süre alan İspanyol, “MVP” olabilecek düzeyde rakamlar elde etmesine karşın, çok fazla yıprandığı için düşüş yaşamaya başladı. Bynum’ın sağlığına kavuşup süre almaya başlamasıyla birlikte Lakers daha da iyi duruma gelecektir. Bu yıl kenardan gelen oyunculardan Shannon Brown, Steve Blake ve Matt Barnes sezon başından bu yana önemli katkılar sağlıyor ki bu durum en çok ’ın hücumdaki işini kolaylaştırıyor. Geçtiğimiz sezona göre maç başına 6 dakika daha az süre alan Kobe, yine çok iyi bir sezon geçiriyor.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 31
NBA
RANKING
MIAMI HEAT (17-8)
Sezon başında en çok eleştirilen takım olan Miami Heat, sonunda beklenen seviyede basketbol oynamaya başladı. Başkan Pat Riley’nin takımın başına geçeceğini düşünenler büyük bir yanılgı içerisinde kaldı. Coach Erick Spoelstra görevinin başında ve Dwyane Wade, LeBron James, Chris Bosh üçlüsü de ortaya koyduğu performansla dikkat çekiyor. Zaten üç çok önemli süper yıldıza sahip olan ve hücumda bir şekilde skor üretebilen Miami Heat, savunmadaki muhteşem direnciyle de ligin en az sayı yiyen ikinci takımı olma unvanını elde etti. Maçların kazanılması ve galibiyet serisinin yakalanması Spoelstra ve oyuncuların üzerindeki baskıyı biraz olsun azalttı. Şimdi her şey yolunda ve bir sonraki probleme kadar da bir sorun yaşanacağa benzemiyor. Takımın düzlüğe çıktığı bu dönemde Mike Miller’ın sakatlığını atlatarak kadrodaki yerini alması Florida ekibindeki bir diğer olumlu gelişme.
32 SLAM DUNK
OCAK 2011
O.CIty Thunder (17-8)
Kevin Durant ve arkadaşları bu yıl çıtayı bir basamak yukarı koydular. Neredeyse hiç soluk almadan sezona başlayan Durant, sanki bütün yaz dinlenmiş gibi diri durumda. Onun gibi bir diğer Dünya Şampiyonası oynayan Russell Westbrook da geçtiğimiz yılın üzerine koyarak gelişimini sürdürüyor. Durant’ın üzerindeki skor yükünü hafiflettiği gibi, hücum organizasyonlarını da sağlayan Westbrook’un, en büyük iki eksisi ise maç başına 4 top kaybetmesi ve çok çabuk disiplinden kopması. Bu yıl daha da iyi bir takım görüntüsünde olan Oklahoma City Thunder’da Jeff Green ile James Harden, Scott Brooks’un diğer iki kilit oyuncusu konumunda. Özellikle çaylak yılında beklenen seviyede performans sergileyemediği için eleştirilen James Harden, bu sezon kenardan gelerek takıma enerji veren oyuncu durumunda.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 33
NBA
RANKING
Utah Jazz (17-8)
Jerry Sloan’ın elinde yeniden yapılanma içerisinde olan bir kadro var. Takımın bir numaralı skoreri Carlos Boozer ayrılırken, yerine farklı özelliklerdeki bir pota altı oyuncusu olan Al Jefferson kadroya dahil edildi. Milli oyuncumuz Mehmet Okur’un yaşadığı ciddi sakatlık sorunu, Andrei Kirilenko’nun kontrat yılında olması, Wesley Matthews ile Ronnie Brewer’ın ayrılırken arkalarından el sallanılması, ister istemez organizasyonun havasının değişmesine neden oldu. Sloan’ın yıllardır bildiğimiz ve alıştığımız basketboldan farklı bir oyun ortaya konuluyor şuan. Çünkü eldeki malzeme ile ancak bu şekilde bir sofra kurulup yemek hazırlanabilirdi. Deron Williams hem organizasyon hem de bir numaralı skor opsiyonu durumunda. En büyük yardımcısı da undersize olmasına karşın yüreğiyle oynayan Paul Millsap… Bakalım Jazz GM Kevin O’Conner, Al Jefferson’ı takas etmek için daha ne kadar bekleyecek…
34 SLAM DUNK
OCAK 2011
orlando magıc (16-8)
GM Otis Smith belki de sezonu kendi aleyhlerine çevirecek hamleyi yaparak Milli yıldızımız Hidayet Türkoğlu’na yeniden Orlando Magic forması giydirdi. Yanında bir de bonus olarak eski smaç şampiyonu Jason Richardson ile genç uzun Earl Clark’ı alarak. Ancak Gilbert Arenas için bu kadar acele etmenin ne anlamı vardı bunu kimse anlayabilmiş değil. Sezon başında ilk beş başlayan oyunculardan sadece Dwight Howard ile Jameer Nelson takımda. O nedenle Hidayet Türkoğlu, Jason Richardson ve bir dönem pas tutmuş olan Brandon Bass’ın bu oyuncularla birlikte verimli olarak oynamalarını beklemek için zaman gerekli. Coach Stan Van Gundy, oyuncuların birbirlerine alışma sürecini en aza indirecek ve bu süre içerisinde de Orlando Magic kazanması gereken maçlardan olumlu sonuçlar çıkartacaktır.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 35
NBA
RANKING
new york knıcks (16-9)
Yıllar sonra New York Knicks taraftarları sabah ellerine gazeteyi aldıklarında iyi haberler okuyorlar. Takım sahibi James Dolan, Başkanlık görevine Donnie Walsh’ı getirdiğinde, ortaya en kısa zamanda böyle bir tablo çıkacağını adı gibi biliyordu. Mike D’Antoni ile birlikte Knicks şuan zirve yapmış durumda. Amare Stoudemire, Garden’da “MVP” tezahüratları altında serbest atışları kullanırken, Carmelo’nun mu New Yok’a, yoksa Knicks’in mi ona ihtiyacının olduğu tartışılıyor. Şuan hiçbir Knicks yönetici ne Carmelo Anthony ne de Chris Paul için yanıp tutuşuyor... Sadece kendi şartları kabul olursa Denver Nuggets ile New Orleans Hornets ile takaslar için masaya oturulacak. Wilson Chandler, Danilo Gallinari ve çaylak Landry Fields, Mike D’Antoni’nin sisteminde zirve yaptılar. Özellikle de Chandler, ortaya koyduğu performansla Carmelo takasında Denver’a gönderilme ihtimalini sıfıra düşürdü.
36 SLAM DUNK
OCAK 2011
atlanta hawks (16-9)
$124milyon değerinde kontrat yenileyen Joe Johnson’ın sakatlığı bütün hücum düzeninin alt üst olmasına neden oldu. Josh Smith ile sözleşmesi uzatılan Al Horford şuan takımın en verimli oyuncuları durumunda. Her fırsatta “Benim niçin kontratım yenilenmiyor ? ”sorusunu yönelten Jamal Crawford da geçtiğimiz yıl gibi bu sezon da kenardan gelerek rolünü oynamaya çalışıyor. Ancak kocaman bir hayal kırıklığı yaşadığı aşikar. Jason Collins’in ilk beş başladığı, Marvin Williams’ın rolünü kaptırdığı, Jamal Crawford’ın her mikrofon gördüğünde kontratını sorduğu, Mike Bibby’nin artık eski gücünde olmadığı bu takımın yeniden ‘takım’ olabilmesi için Joe Johnson’ın tamamen iyileşmesi gerekiyor. Elbette Atlanta, Doğu Konferansı’nda yer alan bir çok takımdan çok daha iyi durumda. Ancak bu rüzgar onların sezonun ilerleyen dönemlerinde büyük yaralar almalarına neden olabilir.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 37
NBA
RANKING
Chıcago Bulls (14-8)
Carlos Boozer’ın sakatlığından kurtulup takıma dönmesi büyük bir heyecan yaratmıştı ki önce Derrick Rose’un ardından da Joakim Noah’ın yaşadığı sakatlık sorunları Chicago Bulls taraftarlarının heveslerini kursaklarında bıraktı. Sezonun ilk bölümünde takımdaki yerini alamayan Boozer’ın dönmesiyle birlikte Joakim Noah ile ortaya koyacakları performans merakla bekleniyordu. Ancak bu merakı gidermek isteyenlerin bir süre daha beklemesi gerekiyor. Derrick Rose’un sakatlığının ciddi olmaması Bulls için en sevindirici gelişme. Coach Tom Thibodeau’nun uzun oyuncu tercihlerinde ister istemez gözümüz Milli oyuncumuz Ömer Aşık’ı arıyor. Artık kariyerinin sonlarına merdiven dayamış olan Kurt Thomas’ın, Noah’ın yokluğunda ilk beş başlayarak uzun dakikalar olması ister istemez insanı isyan ettiriyor.
38 SLAM DUNK
OCAK 2011
Denver Nuggets (14-9)
Denver Nuggets’da basketbola konsatre olabilen kişilerin var olabilmesi büyük bir başarı. 6 ay sonra kesin olarak takımdan ayrılacak olan Carmelo Anthony, New York Knicks’ten başka takıma takas edilmesi durumunda sözleşme yenilemeyeceğini açıklayarak Nuggets organizasyonunun kucağına kocaman bir bomba bıraktı. JR Smith kontratının son yılında ve sorumsuz davranışları nedeniyle takas edilecek oyuncular arasında ilk sırada gözüküyor. Eski günlerinden çok uzakta olan Kenyon Martin, bu yıl bir maç bile oynamamasına karşın yeni kontrat bekliyor… Shelden Williams uzun yıllar sonra bir takımda kendisini gösterme çabasında ve bu kargaşadan sıkılmış gibi davranıyor… Bu örnekler sadece gündeme gelenler ve bunca problemin arasında Denver Nuggets bir mücadele veriyor. Sadece George Karl’a üç yıllık yeni kontrat vererek bu sezonu kurtarmaları son derece zor gözüküyor.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 39
NBA
RANKING
New Orleans Hornets (14-9)
Atlanta Hawks için yazdığımız giriş paragrafını aslında aynen buraya da iliştirebiliriz. Muhteşem bir sezon açılışının ardından bir anda büyük bir düşüş yaşandı. Aslında hala savunma anlamında Hornets ligin en iyi 5 takımı arasında. Ancak esas sorun olan hücum problemini hiçbir şekilde çözemediler. Chris Paul’un yaratıcılığı ve David West’in de pota altındaki mücadelesi dışında elle tutulan çok bir şey yok ne yazık ki… Ayrıca All-Star oyun kurucu Chris Paul’un de New York Knicks’e takasının gündeme gelmesiyle birlikte ipleri bıraktı ve yeniden ele almaya çalıştı… Coach Monty Williams’ın elinde gerçek bir dış dış skorer olmaması en büyük sıkıntısı. Çünkü İtalyan Marco Belinelli dışında üç sayı çizgisinin gerisinden potaya bakan kimse yok. Orlando – Phoenix takasında üçüncü takım olup Vince Carter’a niçin talip olmadıklarını anlamak çok güç.
40 SLAM DUNK
OCAK 2011
Indıana Pacers (11-11)
Görevde kalması durumunda Jim O’Brien’ın belki de bir ya da iki yıl sonra bu takımı çok önemli yerlere getirmesi kimseyi şaşırtmaz. Danny Granger, Roy Hibbert ve Hornets’dan büyük bir piyango vurgunu olan Darren Collison, bu organizasyonun geleceğini temsil ediyor. Eldeki malzemeye göre doğru basketbol oynandığı gibi, oyuncuların tamamı da maksimum düzeyde verim veriyor. Mike Dunleavy Jr’ın kontrat yılında yine en verimli oyununu ortaya koyduğunu görünce, insan ister istemez bunu TJ Ford’dan da bekliyor. Ancak onun ya kontratının durumundan haberi yok ya da gerçekten takıma iyi katkı yaptığını düşünüyor. Brandon Rush, Josh McRoberts ve bir NCAA efsanesi olan Tyler Hansbrough gibi geleceği olan oyuncuların bulunduğu bu organizasyonun artık doymuş durumdaki James Posey’i elden çıkartması hem ona hem de takıma olumlu yönde etki edecektir.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 41
NBA
RANKING
P. Traıl Blazers (12-12)
Ne kadar saklansa da Brandon Roy ile Andre Miller arasında bir iletişim sorunu bulunuyor. All-Star oyuncu Brandon Roy, süper yıldız muamelesini sadece kontrat anlamında değil, saha içi özgürlüğü alarak da istiyor. Aynı zamanda Andre Miller’ın topu çok elinde tutması nedeniyle de büyük bir rahatsızlık içerisinde. Ya kendisinin ya da Miller’ın takasını isteyecek kadar ileri giden Roy’un bu isteği sonrasında Blazers, hepimizin de ilerleyen dönemlerde göreceği gibi bir karar verecek. Ancak kabağın büyük bir olasılıkla Andre Miller’ın başında patlayacağını şimdiden söyleyebiliriz. Böyle ciddi bir sorunun yaşandığı Blazers’da, LaMarcus Aldridge’ın kariyerinin en verimli dönemini geçirmesi, Wesley Matthews’ın ilk beş rotasyonuna sıçraması ve Greg Oden’dan başka bir oyuncunun sakatlanarak sezonu kapatmaması ise takımdaki olumlu gelişmeler arasında yer alıyor.
42 SLAM DUNK
OCAK 2011
Phoenıx Suns (11-12)
Ligin en iyi hücum eden ikinci takımı durumundaki Suns, 30 takım arasında en kötü savunma yapan ekip durumunda. Maç başına 110.0 sayı yiyorlar. Milli oyuncumuz Hidayet Türkoğlu, Jason Richardson ve Earl Clark ile birlikte Orlando Magic’e verirken, karşılığında da Vince Carter’ı alarak 2011 yazına en azından sözleşmeler anlamında daha rahat girmeyi amaçladılar. Carter’ın, Steve Nash ile birlikte neler yapabileceğini hep birlikte izleyeceğiz. Ancak genel kanı, sezon sonunda sözleşmesindeki opsiyonu kullanılmayacak olan Carter’ın 6 aylık bir süre için Phoenix forması giyeceği yönünde. Bu süreç en çok genç oyunculara yarayacaktır ki Jared Dudley şimdiye kadar bu fırsatı son derece olumlu değerlendirdi… Şayet Josh Childress da, kısa süre içerisinde Phoenix için doğru oyuncu olduğunu gösteremezse, sezonun ikinci bölümünde onu bir başka forma altında izleyebiliriz.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 43
NBA
RANKING
Memphıs Grızzlıes (10-14)
Sezon başındaki tek hedef bu takımın yeniden play-off’a girmesi yönünde. Kağıt üzerinde bunu gerçekleştirebilecek bir kadroya da sahip. Kariyeri boyunca hiçbir takımda dikiş tutturamayan Zach Randolph, bir kez daha AllStar seçilebilecek seviyede basketbol oynamasına karşın, istediği kontratı alamadı. Bunun da en önemli sebebi kendisine güven duyulmaması… Sezon sonuna kadar bu şekilde devam edecek olan Randolph, belki de ilk defa imza atacağı takımı utandıracak. Grizzlies’da benzer bir sorunu yaşayan oyuncu da Marc Gasol… İspanyol yıldız kariyerinin en parlak dönemini geçirmesine karşın henüz yeni bir sözleşme imzalayamadığı için beklemede… Kilit oyuncuların kontrat sorunları nedeniyle mutsuz olduğu Grizzlies’da beklentileri karşılamaktan uzak olan Hasheem Thabeet de gözden çıkartılan bir diğer isim olarak dikkat çekiyor.
44 SLAM DUNK
OCAK 2011
Houston Rockets (9-14)
Ay içerisinde Yao Ming’in sezonu kapattığına dair çok sarsıcı bir haber alan Rockets yönetimi, yaz döneminde kontratı tamamlanacak olan Çinli oyuncunun, takımda kalmak istemesi durumunda her şekilde kapılarının açık olduğu mesajını verdiler. Kevin Martin ve Luis Scola’nın taşıdığı Rockets’da, Kyle Lowry de kariyerinin en verimli dönemini geçirerek büyük katkı sağlıyor. Bu süreçte coach Rick Adelman’ın bir türlü yıldızı barışmadığı tecrübeli oyuncu Jared Jeffries’in takas edileceği iyice su yüzüne çıktı. Ortaya koyduğu performanstan ziyade $7.4milyonluk kontratı nedeniyle Jeffries’i isteyen birçok takım bulunuyor. Yaşanan onca gelişme sonrasında takımın içinde bulunduğu durumu en iyi şekilde özetleyen eski Rockets oyuncusu Tracy McGrady, organizasyondaki yeni günah keçisinin kim olacağını sorgulayarak taraftarlara da bir göndermede bulundu.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 45
NBA
RANKING
Phıladelphıa 76’ers (8-15)
Yaşadığı onca ciddi sakatlık sorununa rağmen hala ayakta kalabilen Elton Brand dışında büyük bir hayal kırıklığından öteye gidemeyen Philadelphia 76’ers’da, Andre Iguodala’nın beklenen sıçramayı yapamamasının ardından nasıl da yavaş yavaş ‘sıradan’ bir oyuncuya dönüşmeye başladığını izliyoruz. Aslında Sixers’ın sezon boyunca irdelenecek tek noktası bu gibi gözüküyor. Iguodala, Allen Iverson’ın ardından bu takımın süper yıldızı olamayacağını bizlere açık bir şekilde gösterdi. Belki üzerindeki baskının artması belki de son dönemde iyice artan aşil tendonu ağrıları nedeniyle değeri günden güne azalan Iguodala, yüklü kontratının da etkisiyle Sixers yönetiminin gözünü günden güne korkutuyor. Genç oyunculardan Jrue Holiday ‘sıradan’ kalırken, ‘sıradışı’ diye tanımlanan Lois Williams da kendini ‘sıradan’ yaparak sezonu geçiriyor.
46 SLAM DUNK
OCAK 2011
Mılwaukee Bucks (9-13)
Maç başına 97.0 sayı atan Milwaukee Bucks, bu rakam ile ligin en kötüsü durumunda. Yedikleri 99.3 ise onların ligde, bu kategoride 7.sırada olmalarını sağlıyor. Bu istatistiklere bakarak, Bucks’ın maç kazanması için bazı oyuncuların ön plana çıkmaları gerektiğini görüyoruz. İşte o oyuncu genellikle Brandon Jennings oluyordu. Ancak onun da yaşadığı ciddi sakatlık sonrasında Bucks, ciddi biçimde potayı görmekte sıkıntı yaşıyor. Pota altında Andrew Bogut’un sırtına binen yükün haddi hesabı yok. Milli oyuncumuz Ersan İlyasova, ilk beş rotasyonuna yerleşti ve en azından hücumda top paylaşımına denge getirdi. Ayrıca savunmaya da direnç kattı. Ancak Maggette’nin %38, Salmons’ın %37 ve Dooling’in de %35 ile şut attığı bir takımın maç kazanması için rakibin de o oranda kötü olması gerekiyor.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 47
NBA
RANKING
Toronto Raptors (9-15)
Savunmayı hiç bilmeyen, hücumda da topu potaya gönderirken sıkıntı yaşayan bir takım olan Toronto Raptors, buna karşın özellikle İtalyan yıldızı Andrea Bargnani’nin sezona iyi başlamasıyla Doğu Konferansı’nda play-off bileti almayı hedefliyor. Elbette yarışılan takımların durumuna baktığımızda Raptors’ın en büyük artısı Bargnani gibi özel bir oyuncuya sahip olmaları. Ancak İtalyan oyuncunun dışında hiçbir oyuncunun beklenen seviyeye yaklaşmaması, organizasyonun ileriye bir adım atmasına engel oluyor. Jarrett Jack ile Jerryd Bayless takası sonrasında kadroya dahil edilen Peja Stojakovic’in, Avrupa uçuşu için şimdiden biletini ayırtması ve All-Star arasına kadar da takımdan ayrılması kimseyi şaşırtmaz.
48 SLAM DUNK
OCAK 2011
Charlotte Bobcats (8-15)
Michael Jordan’ın ne kadar büyük oyuncu olduğunu bu satırlara sığdırmamız imkansız. Ancak Charlotte Bobcats’de yaptığı yöneticilikle ilgili yazacak çok şeyimizin olduğunu düşünüyorum. Coach Larry Brown’ın karşılıklı anlaşılarak emekliliğe ayrılması sonrasında takımın başına getirilen Paul Silas’ın ilk isteğinin LA Clippers’dan Baron Davis olması zaten her şeyi net bir şekilde özetliyor. Raymond Felton’ın ayrılmasına göz yumulması, DJ Augustin’in verilen şansı değerlendiremeyerek sınıfta kalması, Nazr Mohammed, Kwame Brown ve DeSagana Diop gibi uzunlara hiç kimsenin inanmaması sorunların diğer kısmı. Bu sezonu da çöpe atmaya hazırlanan Bobcats’in yine de play-off potasında olması işin bir diğer trajikomik tarafı.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 49
NBA
RANKING
Detroıt Pıstons (7-18)
Başkan Joe Dumars’ın şapkadan tavşan çıkartma taktiği geçtiğimiz sezon büyük bir fiyasko ile sonuçlanmıştı. Bu sezon da aynı fiyasko tüm hızıyla sürüyor. Lige bir dönem damgasını vurmuş eski süper yıldız Tracy McGrady, marketing anlamında Dumars’ın yüzünü güldürüyor olabilir. Ancak sezona felaket bir başlangıç yapan, oyuncularla antrenör John Kuester arasındaki sorunların tavan yapması, Pistons’da işlerin iyi gitmediğinin en açık örneği. Yalnız Başkan Dumars’ın, yaklaşık 1.5 sezondur Rip Hamilton ile Tayshaun Prince’e alıcı bulamaması, Rodney Stuckey’i de Chauncey Billups kıvamına getirememesi apayrı bir konu olarak gündeme geliyor. Kim tahmin edebilirdi ki sezonu kapatan Jared Jerebko’nun bu takımın pota altı savunması için hayati rol oynayacağını ya da Charlie Villanueva’nın bu yıl da savunmada sadece gölgesini kovalayacağını…
50 SLAM DUNK
OCAK 2011
Golden State Warrıors (8-15)
Tartışılmasız Warriors, ligin en keyif veren basketbolunu oynuyor. Ancak tabelaya baktığımızda bunun sonuca hiçbir şekilde yansımadığını görüyoruz. Ligin en kötü ikinci savunmasına sahip olan Warriors, Monta Ellis gibi gerçek bir sayı makinesine sahip olmasına karşın maç kazanmakta zorlanıyor. David Lee’nin, New York Knicks’deki performansından uzakta olması ve Stephen Curry’nin de sakatlığı takımı son derece zor durumda bırakmış gözüküyor. Coach Keith Smart’ın 6-2 ile sezona başlaması sonrasında alınan 2-13’lük mağlubiyet serisine bir çözüm bulması gerekiyor. Ancak Curry’nin sağlığına kavuşması ve Andris Biedrins ile David Lee’nin de uyum sürecini atlatamaması durumunda Warriors’un maç kazanması için mucize lazım.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 51
NBA
RANKING
New Jersey Nets (6-18)
Hücum anlamında çok büyük sıkıntısı olan New Jersey Nets’in, Carmelo Anthony’e ne kadar çok ihtiyacının olduğu açıkça ortaya çıkmış durumda. Pota altında Brook Lopez’in sırtına çok büyük yük biniyor ve kariyerinin en verimli dönemini geçirse de Kris Humphries, hedefi olan bir takımda sadece rol oyuncusu olabilecek yeteneklere sahip olduğunu bir kez daha ispatlıyor. Organizasyonda Devin Harris dışında yaratıcı bir oyuncu bulunmuyor. Sadece Harris’in eline bakan bir takım olan Nets’de, takas yoluyla kadroya ilave edilen Sasha Vujacic, kesinlikle önemli katkı sağlayacaktır. Bu arada takımın en çok kazanan oyuncusu durumunda olan Troy Murphy, halen aktif dinlenmesini sürdürüyor.
52 SLAM DUNK
OCAK 2011
M. Tımberwolves (6-18)
Daha şimdiden lige damgasını vuran Kevin Love, hem skor hem de ribaund konusunda takımının en iyi oyuncusu durumunda. İlerleyen yıllarda Love’ın ne kadar büyük bir oyuncu olarak ses getireceğini şimdiden görüyoruz. Ancak bir oyuncunun takımını tek başına bir yerden bir yere getirmesi de hiç kolay değil. Michael Beasley elbette skor anlamında Love’a en çok yardımcı olan oyuncu. Ancak ilk beş rotasyonunda bulunan diğer oyuncular, hedefi bulunan takımların aranan isimleri özelliklerine sahip değiller. Belki son haftalardaki çıkışı nedeniyle Darko Milicic’i bir kenara bırakabiliriz, ama Luke Ridnour ve genç Wayne Ellington bu takımda sadece benchten gelerek katkı yapabilir. Sezon başından bu yana sakatlığı nedeniyle takımda yer alamayan Jonny Flynn’ın sağlıklı bir şekilde dönüşüyle belki T-Wolves toparlanabilir. Ancak şuan için çok büyük beklenti içerisinde olunmamalı.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 53
NBA
RANKING
LA Clıppers (5-20)
Görüldüğü gibi kötü olmayan ve gelecekte sıçrama yapabilecek bir takım görünümünde olan LA Clippers, aslında takas döneminde yapabileceği birkaç hamle ile daha iyi duruma gelebilir. Çaylak sezonunu geçiren Blake Griffin, şuan pozisyonunda ligin en iyileri arasında yer alıyor. Eric Gordon’un da bu sezona iyi başlamasıyla birlikte takımdaki sorunlu isimler yerine alınacak doğru oyuncularla Clippers, iyi bir iskelete sahip olabilir. Chris Kaman, sakatlığına rağmen takımda kalması gereken bir oyuncu. Ancak Baron Davis ile LA Clippers arasındaki soğuk savaş artık her iki tarafa da zarar vermekte. Yüklü kontratı nedeniyle hiçbir takımın yanaşamadığı ve elde kalan Davis’in yerine ilk beş başlayan Eric Bledsoe, coach Vinny Del Negro’nun güvenini almayı başardı. Sadece 5 galibiyeti olan bir takım olmasına karşın Clippers, ilerleyen dönemlerde bu takım son derece iyimser bir tablosu bulunuyor.
54 SLAM DUNK
OCAK 2011
Sacramento Kıngs (5-16)
Beklentilerin altında bir sezon geçiren Sacramento Kings’de en büyük hayal kırıklığını ise Tyreke Evans yaşatıyor. Geçtiğimiz sezon ligin en heyecan verici ve en yaratıcı oyuncularının başında gelen Evans, ikinci yılında ortaya koyduğu nedeniyle yoğun eleştiri aldı. %37 genel şut, %26 üç sayı ve %75 serbest atışının yanında, 3.2 top kaybeden Evans’ın bu rakamları, kendisinden sezon başında beklenen istatistiklerin çok gerisinde. All-Star arasına kadar toparlanmasını beklenen yıldız oyuncunun bu düşüşü, takımdaki diğer oyuncuları da olumsuz yönde etkiliyor. Lider eksikliği yaşayan Sacramento’da Beno Udrih, bu dönemlerde sivrilen isimlerin başında geliyor. Carl Landry, bu sezonda kendi standartlarında bir oyun ortaya koyarken, çaylak DeMarcus Cousins ise saha dışı sorunlarının kendi oyununun önüne geçmesi nedeniyle eleştiri alıyor.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 55
NBA
RANKING
Washıngton Wızards (6-16)
Gilbert Arenas’ı takas ederken büyük bir yükten kurtulduğunu düşünen Washington Wizards, kocaman bir soru işareti olan Rashard Lewis’i kadrosuna dahil etti. Çaylak oyun kurucu John Wall’ın dizindeki rahatsızlığın oyununu etkilemesi ve takımda yer almamasıyla, bir anda bu pozisyonda sadece Kirk Hinrich’e kaldı. Andray Blatche ve JaVale McGee gibi iki önemli pota altı oyuncusuna sahip olan Washington, belki bu yıl da bu oyunculardan istediğini alamayacak. Ancak ilerleyen dönemlerde hem Blatche hem de McGee, Wizards’ın en önemli isimleri arasında bulunacak. Nick Young’ın ilk beş rotasyonuna dahil olması ve Josh Howard’ın dönüşü elbette takımın üzerindeki ölü toprağının atılmasını sağlayacaktır. Ama daha iyimser olmamak gerekli.
56 SLAM DUNK
OCAK 2011
Cleveland Cavalıers (7-17)
Coach Byron Scott’ın öğrencileri sezona iyi bir başlangıç yapmasına karşın, bir adım daha yukarı çıkamayınca beklentilerin altında kaldı. LeBron James’in ayrılmasıyla bu takımın kimyası tamamen değişirken, mevcut kadrodaki hiçbir oyuncu da sıçrama yapamadı. Kimse Cavaliers’ın bu kadar kırılgan bir takım olacağını düşünmezken, en azından Antawn Jamison’ın liderlik anlamında elin taşını altına sokmasını beklemişti. Mo Williams, Anderson Varejao ve JJ Hickson olmak üzere birçok oyuncuyu ciddi şekilde kadrosunda görmek isteyen takımlar bulunuyor. Buna karşın Cavaliers’ın listesinin ilk sırasında ise Andre Iguodala’nın olması, asıl umutsuzluğun oluşmasını sağlıyor. Yeniden yapılanma için mutlaka düğmeye basılması gerekiyor ki bunun için de ciddi şekilde plan yapılması gerekiyor.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 57
58 SLAM DUNK
OCAK 2011
FACE to face
KEVIN
LOVE
gerçek bir k u rt
YAZI: CANKUT ÖZTÜRK FOTOĞRAF: NBA ARŞİVİ
5’te 5 üçlük isabetiyle
Cleveland Cavaliers karşılaşmasında ki 28 sayıya ulaşan genç kurt 19 ribaundla sahadan ayrıldı. Birsonraki hafta ise
New York Knicks ile yapılan sıkı karşılaşmada ise Love, 31 sayı, 31 ribaund ve 5 asistle geceye damgasını vurdu ve 28 yıl aradan sonra MosesMalone’dan sonra 30-30 barajını aşan ilk oyuncu oldu. OCAK 2011 SLAM
DUNK 59
60 SLAM DUNK
OCAK 2011
FACE to face
KEVIN LOVE
22 yaşındaki Love 2.08 boyunda, uzun forvet ve pivot mevkiinde oynuyor.
Üstün ribaund sezgileriyle, hırslı oyunuyla NBA’de izlemekten keyif alınan oyunculardan biri. Love’ın babası Stan Love’da 70’li yıllarda NBA’de oynamış ve NBA draftında 9. sıradan seçilmişti.
Baba Love Baltimore Bullets, Los Angeles Lakers ve San Antonio Spurs formalarını da giydi. Kevin Love, lise yıllarında birçok MVP ödülü kazandı ve NBA’e draft edilmeden önce bir yıl UCLA Bruinstakımında oynadı.
UCLA Bruins’te oynadığı 2007-2008 sezonunda 17.5 sayı ve 10.6 ribaund ortalamalarıyla başarılı bir sezon geçirdi. Kevin Love 2008 draftında beşinci sırada Memphis Grizzlies tarafından seçildi ve Minnesota Timberwolves’unüçüncü sırada seçtiği O. J. Mayo ile takas edildi.
NBA’de üçüncü sezonunu geçiren Love, geçen sezon 14.0 sayı, 11.0 ribaund olan ortalamalarını 20.8 sayı ve 15.7 ribaunda yükseltti. Kevin Love ribaund liderliğinde ilk sırada yer alıyor. Son üç sezonun ribaund lideri olan Dwight Howard’ın bu yıl işi zor gibi gözüküyor.
1985’den bu yana ribaund liderleri siyahi oyunculardı. Beyaz kurt Kevin Love bu seriyi sona erdirebilecek mi? Türkiye’de düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonası’nda Amerika forması giyen Kevin Love,sınırlı bir süre almasına rağmen önemli katkılar verdi. Amerika kadrosunda kısıtlı bir uzun rotasyonu olmasına rağmen hakettiği süreleri alamadı ama henüz 22 yaşındayken Dünya Şampiyonluğunu kazanan takımda yer almak, kariyeri için çok iyi bir bafları.
Love bu sezon şutunu olabildiğince geliştirdi. Bu gelişim onun sayı ortalamasını yükseltti ve takımınskoreri haline geldi. Minnesota’ya gelecek olursak eğer, çok genç bir kadroya sahip ve yeni bir yapılanmaya girdi, ama playoff’a kalmak isteyen bir takım olamayı hayal ediyorlarsa iyi bir forvet almalılar. Skor yükü Beasley ve Love’ın üzerinde.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 61
NBA
San Antonio Spurs
62 SLAM DUNK
OCAK 2011
BABA OGUL &
KUTSAL
RUH ADINA BİR ŞAMPİYONLUK YÜZÜĞÜ DAHA TIM DUNCAN TONY PARKER MANU GINOBILI
BABA OĞUL KUTSAL RUH
YAZI: BULUT ÇİFTÇİ FOTOĞRAF: NBA ARŞİVİ
OCAK 2011 SLAM
DUNK 63
NBA
San Antonio Spurs oğuk bir aralık gecesinde bilgisayarımı
açıp keyifle San Antonio Spurs maçını izlemek gibisi yok. Teksas’ta bütün silahlar dolu ve patlamaya hazır. Aralık ayının ortalarında ligin açık ara en çok galibiyet alan takımı San Antonio Spurs. En son izlediğim 2 maçında son saniye basketleriyle Milwaukee Bucks ve Denver Nuggets’i mağlup ettiler. Büyük üçlü çok formda ama bu sezon Spurs’ün eski şampiyon kadrosundan bir farkı var. Bruce Bowen tarzı bir savunmacı yerine Richard Jefferson var ilk beşte. Artık takım tam güç ileri. Sahanın her yerinde bir sayı tehditi oluşturuyorlar. Dehşet bi’şey! Ginobili ve Parker pota altını yarıyor, girmeyen topu Tim Duncan alıp dışardaki Matt Bonner’a veriyor, o da üçlük çizgisinin arkasından eline geleni basket yapıyor. George Hill, Tony Parker’ın dinlediği anlarda sahaya girip manyak gibi sayılar atmaya başlıyor. İşte yukarıda anlattığım gibi gelişti her şey. San Antonio Spurs’ün büyük üçlüsü sezona sağlıklı girmenin meyvelerini alıyor. Siyah-beyazlı
ekip, karşısına çıkan takımları basketboldan soğutuyor. Böylelikle Aralık ayını bitirdiğimiz bu günlerde NBA’in zirvesine çiviyi çaktılar. Hatta iki aydır zirvede olduklarını düşünürsek kazık çaktılar desem daha iyi olacak.
Mr. Potalı Atış yaşlanmadın mı sen?
San Antonio Spurs klüp tarihinin bütün şampiyonluklarının altında imzası bulunan Tim Duncan, yıl 2011 oldu ama hala formunda gözüküyor. 2006 Dünya Şampiyonası’ndan önce Türkiye’yle yapılan hazırlık maçlarında ABD milli takımıyla birlikte maçlara çıkan Tim Duncan’ı ilk defa canlı görme fırsatını bulmuştum. Basın toplantısının yapıldığı odaya doğru giderken Abdi İpekçi’nin koridorlarında etrafına bakınan ve kimseden kaçmadan mütevazı bir şekilde takılan dev bir adam gördüm. LeBron, Wade ve o dönemin büyük starı Iverson medya ve seyircilerin ilgisinden koşarak kaçmıştı ama Tim Duncan gayet sakin bir şekilde soyunma odasına giden koridorda aheste aheste yürüyordu. Egonun ne pis bi’şey olduğunu o gün tekrar anladım. Sohbetlerde kişiliği ve oyun tarzını çok sıkıcı bulduğumu söylediğim Tim Duncan hakkında o günden sonra bir daha kötü kelime etmedim. Hep başka bir gözle izledim. O’nun basketbolunun ne kadar akıcı, göze hoş geldiğini farkettim. Biz Türkler’in bu durumlarda develere hürmeten kullandığımız bir deyim vardır: Tükürdüğümü yaladım !
Ray Allen tadında basketbol oynamak.
NBA’in tartışmasız en şık ve göze en hoş gözüken şutuna sahip oyuncusu Ray Allen, oyun tarzı ve centilmenliği ile birçok oyuncudan farklıdır. Bir benzetme yaparsak, Tim Duncan’a ne kadar benzer nitelikte bir oyuncu olduğunu görürsünüz. Tamam, kabul ediyorum, alakasız pozisyonlar. Birisi shooting guard, diğeri power forward. Ama benim bahsettiğim benzerlikler oyun tarzı ve sahadaki duruştan ibaret. Bir de centilmenlik ve beyefendilik var tabii ki.
Garnett Adam Değil !
Kimi zaman yapılan Duncan mı iyi, Garnett mi şeklinde karşılaştırmalara çok kızıyorum. Zaten Tim Duncan 4 şampiyonluk yüzüğüyle yarı çaplı bir kuyumcu dükkanı gibi takılırken, Kevin Garnett’in başarıları ortada. Boston’a gelene kadar, Sultanahmet’te satılan topaçlar gibi aynı yerde dönüp durdu. Ayrıca beş dakikanızı ayırıp Youtube’dan ‘Kevin Garnett Fight’ veya ‘dirty’ veya ‘ugly’ gibi keyword’ler yazarak arama yaptığınızda, yıllardır hayranlıkla izlediğiniz, ayakkabısını aldığınız, t-shirt’ünü giydiğiniz Kevin Garnett’in ne kadar pislik bir oyuncu olduğunu göreceksiniz. Karl Malone gibi oyunculara dirsek atmak, omuz vurmak, ayağına basmak ve kasıtlı sakatlamaya teşebbüs gibi suçlardan yargılanması gereken bir oyuncudur Kevin Garnett. O yüzden sakın ha, Tim Duncan gibi efendi bir adamla karşılaştırmayın.
64 SLAM DUNK
OCAK 2011
SAYI 01 SLAM
DUNK 25
NBA
San Antonio Spurs
Tony Parker Fransız aklıyla ne işlere karıştı?
2007 yılında Desperate Housewives dizisinin ünlü oyuncusu Eva Longoria ile evlendi. Hollywood’un ışıklı dünyasına adım attı. Bir anda yıldızı parladı. Ama kendini kaybetti. Şımardı ve şöhreti kaldıramadı. Yapılmayacak ne kadar şey varsa hepsini yaptı. 2010-2011 sezonuna özel hayatı bir hayli çalkantılı giren Tony Parker, kendisinden beklenenin üzerinde bir performans sergiliyor. Sanırım koç Greg Popovic’in bunda katkısı çok. Ya da bütün bu boşanma davaları ve dedikodularla dolan sinirini rakiplerden çıkarıyor. İyi de yapıyo’.
Büyük çöküş kolay olmayacak
2007 yılında NBA şampiyonluğu ve Finallerin En Değerli Oyuncusu ödülünü alan Tony Parker, o sene ligin en değerli guard’larından biri olarak gösteriliyordu. Hollywood yıldızı Eva Longoria ile evlenince sansasyonel aşk hayatı tavan yaptı. O artık sadece bir NBA yıldızı değil, Hollywood’un kırmızı halılarında baş gösteren bir stardı. Ancak bunu takip eden yıllar Tony Parker için hiç de parlak geçmedi. 2008 ve 2009 yıllarında basketbolda istenen başarıları yakalayamadı. Saçma sapan çapkınlıklar peşinde koşmaya başladı. Takım arkadaşı Brent Barry’nin karısıyla yattığı haberleri gündeme bomba gibi düştü. Bunun üzerine Eva Longoria hemen bir boşanma davası açarak bu evliliği bitirme kararı aldı. Peki Parker bu düşüşün altından kalkabilecek mi? Bana biraz zor geldiyse de, 2010-2011 sezonunda Parker “Daha bitmedim” dercesine basketbol oynuyor. Takımı çok iyi yönetiyor ve şut seçimlerinde seçici davranıp eleştirmenleri susturuyor. Şimdi önemli olan kafasını %100 basketbolda tutması. Bütün bu davalar, evleri ayırma gibi moral bozucu özel yaşantının onun basketbolunu etkilememesini bekleyeceğiz. Şimdilik her şey yolunda. Ama ben ilerisinden şüpheliyim. Greg Popovic ve Tim Duncan’ın bir baba, bir birader gibi kafasına girip onu motive etmeleri lazım. Yoksa San Antonio Spurs’ün eski yıllardaki playoff maceralarından da bildiğimiz gibi, Tony Parker, psikolojisi çok kolay bozulabilen bir oyuncu.
Arjantin’de doğup Teksas eyaletinde başarılı olan bir tanıdığınız var mı?
Benim var. Adı Emanuel ama biz ona Manu diyoruz. Manu Ginobili. Kendisi solak. İsterse pota altında 5 kişi beklesin, o yine de üstlerine üstlerine gidip smaç basmaya çalışır. Biraz psycho ama iyi çocuk! Şimdi aradan 8 yıl geçti ve 25’li yaşlarında adım attığı NBA arenasında o bir büyük oyuncu olarak anılıyor. Aralık ayı MVP (en değerli oyuncu) adaylıklarında ilk 10’da. 33 yaşında ama kariyerindeki en yüksek rakamlara ulaşmış durumda. Kariyer ortamasından 5 sayı daha fazla atıyor ve daha fazla ribaund alıp daha çok top çalıyor. İşin enteresanı, bütün gençlik yılları boyunca 6. adam olarak sonradan oyuna girdi, bu sezon ilk beş başlıyor. Kesin bir gençleştirme hapı yuttu veya bi’şey oldu. Bence 2010-2011 sezonunda anti-aging ürünlerinin reklamlarında oynamayı hak ediyor.
66 SLAM DUNK
OCAK 2011
Şimdi yukarıda Tim Duncan ve Tony Parker’dan bahsettik ama eğer bir başarı tablosu yapacaksak, o Ginobili’ninki olmalı. * 3 Kez NBA Şampiyonluğu * NBA All-Star * NBA Yılın 6. Adamı Ödülü * 2001 Eurolig Şampiyonluğu * 2004 Olimpiyat Şampiyonluğu * 2001 İtalya Lig Şampiyonluğu * 2001 ve 2002 İtalya Kupası Basketbol dünyası için bu başarıların önemli bir yeri var. Çünkü dünya çapında gelmiş geçmiş tüm basketbolcular arasında, hem NBA şampiyonluğu, hem Olimpiyat şampiyonluğu, hem de Euroleague şampiyonluğu yaşamış sadece iki oyuncu var. Birisi Bill Bradley, diğeri de Manu Ginobili. Bu başarılar o kadar önemlidir ki Bill Bradley basketbolu bırakır bırakmaz senatör olmuş ve mecliste yer almıştır. Bill Bradley, 2000 yılındaki seçimlerde Demokrat Parti’den adaylığını koymuş, fakat parti Al Gore’u aday seçmiş ve daha sonra genel seçimlerde George W. Bush başkan olmuştur. Bakarsınız bu şampiyonluklardan sonra Ginobili de ABD Başkanlığı için bi’ şansını dener. Benim yazımı yazdığım sıralarda San Antonio Spurs bir düzine galibiyet serisine ulaştı. Bu seride yalnızca bir maç kaybettiler. Toplamda ise sadece 5 mağlubiyetleri var.
San AntonIo Spurs kilit isimlerinin istatistikleri
MANU GINOBILI 19.4 say覺 3.60 ribaund 4.9 asist TONY PARKER 17.7 say覺 3.10 ribaund 7.0 asist
TIM DUNCAN 13.9 say覺 9.60 ribaund 3.2 asist OCAK 2011 SLAM
DUNK 67
68 SLAM DUNK
OCAK 2011
euroleague .
EFES PILSEN
DEPLASMAN MAĞDURU Turkish Airlines D Grubu’nda mücadele eden Efes Pilsen, ilk tur maçları sonunda elde ettiği Top 16’ya yükselerek
5 galibiyetle Avrupa maceresına devam etme başarısını gösterdi…
ücadele ettiği Avrupa liginde gruptan çıkma başarısı gösteren bir takım nasıl eleştirilir diye birçok kişi söylenebilir. Hatta yine birçok kişi bilgisayarının başına oturup word sayfasını açarak sırf eleştirmek için yazı yazan yazarlar olduğunu bile söyleyebilir Efes Pilsen için. Kimilerine göre haklıdır bu düşünce, kimilerine göre ise değildir. Peki madem eleştirenlerden birisi de benim, o halde ben de neden eleştridiğim konusunda bi’şeyler karalayayım. Bakalım sizler bu yazıyı okuduğunuzda benim söylediklerime ne kadar hak vereceksiniz… Ben sizlere şu an ilk turun hikayesini yazmayacağım. Yazıyı okuyanlar, Efes Pilsen’in ilk turda kimleri nasıl yendiğini ya da hangi takımlara kaybettiğini biliyor, tekrar yapmaya gerek yok. Tekrar yapılacak tek şey, Efes Pilsen’in ilk turda kendi saha ve seyircisi önünde kazandığı maçların bu sefer tekrarlanması durumunda takımı ilk 8’e götüremeyeceği gerçeğidir. Efes Pilsen elbette ki evinde oynadığı beş maçı kazanarak önemli bir işe imza attı. Ama zaten bu, Efes Pilsen gibi Avrupa arenasında saygınlığı olan bir takım için zor bir şey değil ki. Olması gereken oldu. Yani Efes Pilsen yapması gerekeni yaptı. Sezon öncesi Turkish Airlines Euroleague’de ilk turu geçip Top 16’ya kaldıktan sonra bir sonraki tur olan 8’li final belirlediğin yol haritası ise, bu yolda giderken evinde oynadığın maçları kazanmak birinci görevin, deplasmandaki maçları kazanmak ise ikinci görevin. Lacivert-Beyazlı temsilcimiz, ilk görevini başarıyla gerçekleştirirken ikinci görevinde ise sınıfta kaldı. İyi olan tek şey ise iki senedir çıkamadığı gruplardan bu sene çıkıyor olması. Perasovic ve öğrencilerine Avrupa maceralarına devam ettikleri için teşekkür ederiz. Perasovic ve öğrencileri demişken, takımın sergilediği performansa değinmeden geçmek olmaz. Öncelikle en tepeden başlayalım. Efes Pilsen yönetiminin şu konuda kesin bir çözüm üretmesi lazım: Rakocevic’i kazanmak uğruna türlü türlü hatalar yapmaya ne zaman son verilecek? Kabul ediyorum, büyük paralara getirilmiş, kariyeri başarılarla dolu bir oyuncunun oynatılması gerek ama aşı tutmuyorsa bu zorlama niye? Antrenör değişikliği sorunu çözmedi, Rakocevic’in oyun sistemine yatkın zihniyetin temsil ettiği antrenör bile bu sorunu çözmeyi başaramadı.
Israrlı bir şekilde oyunda tutmak da çözmedi. Peki şimdi sırada ne kaldı? Merakla bekliyorum sıradaki çözümün ne olacağını… Takımın patronu Perasovic’in Ender Arslan, Cenk Akyol ve Ersin Dağlı üçlüsünden faydalanmaması ise ayrı bir problem. Bu ay içerisinde Ender Arslan takımdan ayrılmak istediğini açıkladığında herkes bir takım yorumlar yaptı. Kimileri gitmeli derken, kimileri ise kalması gerektiğini söyledi. Ben gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Ender Arslan, Milli Takımımızın ikinci guard’ı. Ve ben 12 Dev Adam’ın ikinci guard’ının kenarda değil, sahada olması gerektiğini savunanlardanım. Bu eğer Lacivert-Beyazlı forma altında olmuyorsa bir başka forma altında mutlaka olmalı. Bu mevkide açılan boşluğa ise hocanın oynatabileceği bir oyuncu alınmalı. Kerem Tunçeri’nin muhteşem performansı her geçen yıl artarken, takımın ikinci guard’ı olarak yer alan Andrew Wisniewski ise hâlâ istenen oyunu yansıtmamakta. Bu durumda bile düşünülmüyor Ender Arslan. İşte bu yüzden ayrılmalı diyorum ben. Ayrıca takımın patronu Perasovic’in, Cenk Akyol ve Ersin Dağlı’dan daha fazla yararlanmak için de yollar bulması gerekiyor. Top 16’da daha güçlü takımlarla mücadele edecek olan Efes Pilsen takımı, ilk turda verilen arayı iyi değerlendirip takıma gerekli olan manevi desteği aşılamalı. İdari ve Teknik kadronun, hedeflere ulaşmak için gereken adımları gecikmeden atması gerekiyor. Zira geç kalmak, eleştiri oklarını tekrar üzerlerine çekmekten başka bir şey getirmez. En son 2001 yılında kaldıkları Final Four’dan daha fazla uzakta kalmak, Efes Pilsen gibi, tarihi başarılarla dolu bir takıma yakışmıyor. Yazımın başında grubundan üçüncü çıkan bir takım eleştriliyor dediğimde şunları göz önünde bulundurarak söyledim: 1993 Avrupa Kulüpler Kupası Finalisti, 1996 Koraç Kupası Sahibi, 2000 ve 2001 yıllarında ise Euroleague’de üçüncülük. Evet, bu yazdıklarım Efes Pilsen’in Avrupa Kupalarında kazandığı başarılar. Aradan geçen dokuz yılda ise yakalanan başarı yok. Bize bunları tattıran Efes Pilsen’in aynı başarıları tekrar yaşatması için evindeki maçları kazanmasının yetmeyeceğini biz biliyoruz. O yüzden de Efes Pilsen’den beklentimiz her zaman daha fazla. OCAK 2011 SLAM
DUNK 69
70 SLAM DUNK
OCAK 2011
euroleague
FENERBAHÇE ÜLKER
zor ama imkansız değil
Turkish Airlines Euroleague’de yer alan bir diğer takımımız Fenerbahçe Ülker ise mücadele ettiği
C Grubunu ikinci sırada tamamlayarak önemli bir başarıya imza attı.
azinde bir tarih yatar, yaşa Fenerbahçe!” marşısını sanırım bilmeyen yoktur. Bu marşa uygun bir başarıyı yaşadı ilk turda Fenerbahçe Ülker. Gerek Ülker, gerekse Fenerbahçe daha önce böyle başarılı sonuçlar almadı gruplarındaki mücadelelerinde. 4 yıl önce gerçekleştirilen birleşme, en büyük meyvesini vermeye başladı bu yıl. Ligde ve Avrupa’da fırtına gibi esiyor Sarı-Lacivertli takım. Euroleague macerasının ilk haftalarında arka arkaya alınan galibiyetler çekirge sıçraması gibi görünüyorken, her geçen hafta izleyenlere “Bu iş çekirge sıçraması değil, özgüvenin, inancın, ciddiyetin ve takım oyununun getirdiği başarı” dedirterek şapka çıkarttırdı herkese. Geçtiğimiz yılın Euroleague şampiyonu Regal Barcelona’yı deplasmanda hezimete uğratmış, bir sonraki maçta ise Montepaschi Siena’yı mağlubiyetle tanıştırmıştı Fenerbahçe Ülker. Alınan bu iki önemli galibiyetin ardından herkes başladı umutlanmaya. Final Four yolunu görüyordu baktığında herkes. Deplasmanda alınan Cholet Basket mağlubiyeti kafalarda soru işareti yaratmadı. “Nazar boncuğu” dendi ve ard arda gelen galibiyetlerle de öyle olduğu anlaşıldı. Ancak Roko Ukic’in sakatlanması, Sarı-Lacivertliler için hiç de hoş olmadı. Onun yerinde oynayan Lynn Greer’in inişli çıkışlı grafiği de Fenerbahçe Ülker için her zaman bir soru işareti oldu. Yine aynı zamanda Engin Atsür’ün en az 3 ay daha takımdan uzakta kalacak olması, “Acaba Fenerbahçe Ülker’in Top 16 için rotasyonda kendine yer bulacak iyi bir şutör guard’a ihtiyacı var mı?” düşüncesini
gündeme getirdi. Bence var. Roko Ukic’in oynamadığı maçlarda Fenerbahçe Ülker oyun kurmakta çok zorlandı. Saha içinde istediği oyunu bir türlü ortaya koyamadı. Hücum yollarında çok etkisiz kaldı ve ilk devre kök söktürdüğü Regal Barcelona ve Montepaschi Sinena maçlarından mağlubiyetle ayrıldı. Son maçta ise gruptaki ilk mağlubiyetini aldığı Cholet Basket’i kendi saha ve seyircisi önünde harikulade bir oyunla yenmeyi başardı ve tarihinde ilk kez grup ikinciliğini elde ederek üst tura çıktı. Top 16’ya ikinci torbadan katılacak olan Fenerbahçe Ülker, ilk turdaki performansını burada da devam ettireceğinin sinyalini son hafta maçında verdi. Gasper Vidmar’ın sakatlanmasıyla yaşanılan panik erken atlatıldı. Vidmar’ın yerine transfer edilen Sean May’in ilerleyen haftalarda takıma daha fazla uyum sağlayacak olması, katkısını da artıracak. Tabii Kaya Peker’in yükselen grafiği de önemli bir detay olarak görünüyor. Gerek hücumda, gerekse savunmada canla başla mücadele ediyor olması SarıLacivertliler’in pota altını bir kat daha artırıyor. Nevan Spahija ve öğrencilerini Top 16’da zorlu bir maraton bekliyor. Maccabi Electra, Olympiacos ve Panathinaikos gibi güçlü takımlardan bir tanesi ile grupta eşleşip liderlik mücadelesi verecek. Ama Unicaja, Lottomatica Roma ve Power Electra Valencia gibi takımlara da dikkat etmesi gerek. Sarı-Laciverliler için zor bir hedef değil Final Four’a kalmak. İlk turdaki performansları, bu hayali gerçekleştirmeye yeterli olacaktır. Seyircisi desteğiyle Top 16 yolunda Sarı-Lacivertli ekibe başarılar diliyoruz.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 71
B E K O B A S K ET B O L L i g i GENEL BAKIS.
YEN襤 Y覺la Yeni Lider
Galatasaray 72 SLAM DUNK
OCAK 2011
YAZI:
y Cafe Crown OCAK 2011 SLAM
DUNK 73
B E K O B A S K ET B O L L i g i GENEL BAKIS.
Beko Basketbol Ligi’nde geride bıraktığımız 13 hafta sonunda zirve mücaledesi veren takımlar arasında ki kıyasıya mücadele hesapları karıştırdı. Yayın hayatına başladığımız Kasım ayında takımları değerlendirdiğimizde Galatasaray Cafe Crown’un sergileyeceği performansa özellikle parmak basarken, Sarı Kırmızılıların Banvit ile birlikte zirveyi zorlayan en önemli takımlar olacağını yazmıştık. Geride kalan 13 hafta sonunda Galatasaray Café Crown’un lider, Fenerbahçe Ülker ikinci Banvit’in ise üçüncü sırada oluşu bizim bu konuda ne kadar iddialı olduğumuzu da gösterdi. Fenerbahçe Ülker, 11. Hafta İzmir deplasmanında aldığı mağlubiyetle hem liderliği hem de namağlup ünvanını kaybederken, 13. Hafta aldıkları Efes Pilsen galibiyeti ile güven tazeledi. Efes Pilsen ise Fenerbahçe Ülker’e kaybetmesine karşsın zirvedeki üç takımın enselerinde nefesini hissettiriyor. Sezona aldığı flaş galibiyetlerle başlayan Ahmet Kandemir’in Antalya Büyükşehir Belediyesi kazanma geleneğini devam ettirken, Allen Iverson’lu Beşiktaş Cola Turka ise kadro takviyesi olmazsa bizden bu kadar mesajını veriyor.
Galatasaray Café Crown
Geçtiğimiz sezon hatalı davranışların cevazını kümede kalma mücadelesi vererek çeken Galatasaray Café Crown, bu sezon ise doğru yatırımlar yapmanın ödülünü zirvede oturarak sürdürüyor. Oktay Mahmuti ve öğrencileri arka arkaya 9 maç kazanarak bu alanda önemli bir başarıya da imza atmış oldular. Sarı kırmızılı takım için dokuz maçlık serinin en önemli galibiyeti ise şüphesiz ezeli rakibi Fenerbahçe Ülker’i kendi saha ve seyircisi önünde harkulade bir oyunla yenerek liderliğe oturmuş olması. Sarı Kırmızılılar, 13. Hafta da ise bir başka ezeli rakibi Beşiktaş Cola Turka’yı deplasmanda zorlansada yenmeyi başararak liderliğini devam ettirdi. Galatasaray Café Crown, bu iki önemli galibiyetlerle hem zirveye oturup, hem de rakiplerine ciddi anlamda göz dağı verdi. Oktay Mahmuti takımın savunmada ki agrasifliğini biraz daha arttırması ve rakiplerini 60 sayı barajında tutmayı başarması durumunda sezon sonuna kadar zirve koltuğunda oturmayı başarabilir. Fenerbahçe Ülker ile oynanan maç Beko Basketbol Ligi’nin ne kadar kaliteli bir lig olduğunu bizlere gösterdi. 67-56 kazanılan maçta her iki takımın yapmış olduğu savunma ve oynadıkları oyun Turkish Airlines Euroleague’de oynanan maçların kalitesindeydi.
Fenerbahçe Ülker 74 SLAM DUNK
OCAK 2011
Ligde ve Avrupa’da fırtına gibi esen Fenerbahçe Ülker’de sakat oyuncuların fazlaşması son maçlarda takımın performansında düşüşe neden oldu. Haftaiçi Turkish Airlines Euroleague’de kaybettiği Regal Barcelona maçının ardından
hafta sonu Pınar Karşıyaka’ya deplasmanda boyun eğen Sarı Lacivertliler, bu yenilgiyle ligde ki namağlup ünvanını da kaybetmiş oldu. Engin Atsür ve Gasper Vidmar’ın sakatlıklarından dolayı boşalan mevkilere yapılan takviyeler Sarı Lacivertlilerin derdine derman olmaya yetmediği gibi Marko Tomas ve Darjus Lavrinovic’in sezon başındaki performasnlarından uzakta olması Fenerbahçe Ülker’I zorlu maratonda iyice zora soktu. Takıma yeni katılan Sean May’in uyum süresinin biraz daha zaman almasının yanına Lynn Greer’in inişli çıkışlı grafiğide eklenince transfer kaçınılmaz oldu. Hangi mevkiye transferin yapılacağı ise merak konusu oldu. Tam bu sırada ligin 12. haftasında ezeli rakibi Galatasaray Café Crown’a 67-56 kaybedilen maç aynı zamanda Sarı Lacivertli takımın liderliğide rakibine devretmesine neden oldu. Bu mağlubiyetin ardından takıma yapılan takviye ise Litvanya basketbolunun en önemli oyuncularından birisi olan Sarunas Jasikevicius oldu. Bu transfer hemen hemen herkes için büyük bir sürpriz olurken, şüphesiz Fenerbahçe Ülker’den beklentilerinde artmasını sağladı. Saras, Beko Basketbol Ligi’nde ki ilk maçına ise imza attıktan hemen sonar Efes Pilsen’e karşı çıktı. İlk maçında çok süre almasada 12 dakika oynadığı maçta 3 asist harika assist yaparak ilerleyen haftalarda beni izlemeye beklerim mesajını da vermiş oldu. Fenerbahçe Ülker, Efes Pilsen’e karşı oynadığı maçı özellikle ikinci yarıdaki etkili basketboluyla kazanırken zirvede Galasaray Café Crown’un ardından ikinci sırada yer alıyor. Sarı Lacivertlilerde Lynn Greer ile büyük ihtimalle yollarını ayırmayı isteyecek. Ancak Amerikalı oyuncunun kontratındaki sertlikler bu ihtimali zorlaştırırken akıllara başka bir formülüde getiriyor. Bu formül büyük ihtimalle Amerikalı oyunucunun sezon sonuna kadar Beko Basketbol Ligi’nde değil de Turkish Airlines Euroleague’de oynaması yönünde olacak.
SAYI 01 SLAM
DUNK 25
76 SLAM DUNK
OCAK 2011
B E K O B A S K ET B O L L i g i
GENEL BAKIS.
Banvit
Beko Basketbol Lİginin üçüncü sırasında yer alan Banvit, farklı oyun sistemiyle maçları kazanmayı başarıyor. Savunma takımlarına karşı daha iyi savunma yaparak maçları kazanan Bandırma temsilcisi, hücum gücü yüksek takımlara karşı ise hücum yönündeki gücünü göstererek maçlarını kazanıyor. Oynadığı takımların özelliklerini zaafa çevirmeyi başaran Banvit, rakiplerine her hafta korkulu anlar yaşatıyor. Beko Basketbol Ligi’nde 11 galibiyet ve 2 mağlubiyetle üçüncü sırada yer alan Banvit, ilk hafta Fenerbahçe Ülker mağlubiyetinin ardından sekizinci hafta Galatasaray Café Crown’a karşı ikinci mağlubiyetini alırken, Efes Pilsen, Türk Telekom ve Medical Park Trabzonspor takımlarına karşı aldığı önemli galibiyetle sıralamada lideri averajla üçüncü sıradan yakın takipte yer alıyor. Banvitte ayın en önemli haberi ise Orhun Ene’nin A Milli Takım’ın başına geceği konusu oldu. Geçtiğimiz ay içinde konu ile ilgili açıklama yapan Orhun Ene’nin görüşmeyi doğruladığı ve Ocak ayı içinde işin resmiyet kazanacağını belirtti. Ene, bu önemli görevi üstlenirken Bandırma ekibini çalıştırmaya ise devam edecek.
Efes Pilsen
Ligin üç sırasında yer alan Galatasaray Cafe Crown, Fenerbahçe Ülker ve Banvit’in ortak özellikleri aynı galibiyet ve mağlubiyet sayılarıyla mücadele ediyor olmaları. Efes Pilsen ise bu üç takımı 9 galibiyet ve 4 mağlubiyetle takip ediyor. Aslına bakarsanız bu son 10 yılda pek alışılagelmiş bişey değil. Belkide o yüzden çok yadırgıyorum Efes Pilsen’in bu durumunu ben. 2000’li yıllardan itibaren Efes Pilsen zirvede ya lider ya da ikinci olmuştur. Ama son iki senedir bu tablodan uzak biracılar. O yüzden bende ısrarla bişeylerin yanlış gittiği konusunda takıntılı adam gibi davranıyorum. Efes Pilsen için benim çocukluk dönemlerimden gelen bariz temel sözler vardır bunlar altyapıdan yetişen oyuncular, sert savunma oyunu ve tabii ki derin kardo yapısı. Bu üç özellikte yok Efes Pilsen’de evet altyapıdan oyuncu yetişiyor Ali Işık, Burak Yacan Yüksel ve Dusan Cantekin bu sezon A takımda yer alan oyuncular ama bunlardan hangisi kaç dakika oyunuyor ki? Yine altyapıdan yetişen takım kaptanı Ender Arslan ve Cenk Akyol ise formalarını unutan iki önemli oyuncu. Lig uzun maraton maçlar ise yedi sekiz oyuncu ile oynanmaz. Madem benchteki oyuncularından faydalanmıyorsun o zaman onları gönderip yerine faydalanabileceğin oyuncular al. Bu sayede oyuncu rotasyonunda fazla olmuş olur. Ben bunu düşündüm ve yazdım. Efes Pilsen’li yöneticiler ve teknik heyet ise eminim benim düşüncemin çok ama çok daha iyisini genişletilmişini düşünüyordur ama neden hayata geçirmiyor işte onuda ben bilemiyorum. Belkide onların penceresinden bakıldığında herhangi bir sorun yok. Ama benim penceremden bakıldığında sorun büyük. Lacivert Beyazlılar’da bence en önemli yapılması gereken hamle iyi bir guard’ın takımın bünyesine kazandırılması. Kerem Tunçeri her hafta oynadığı oyunla izleyenleri kendine hayran bırakırken, onun dışarıda kaldığı dinlendiği bölümlerde yokluğunu aratmayacak bir oyuncunun sahada olması Biracılar için orta vadede iyi bir çözüm olabilir.
Pınar Karşıyaka
İzmir’in en basketboldaki en önemli kalesi Pınar Karşıyaka ligde ve Avrupa da maşallah bu sene çok iyi gidiyor. Avrupa Kupaları’nda bir üst tura yükselen Kaf Kaf, Beko Basketbol Ligi’nde ise sekiz galibiyet beş mağlubiyetle beşinci sırada yer alıyor. Ligin 10. haftası’nda kendi saha ve seyircisi önünde Fenerbahçe Ülker’i muhteşem bir mücadele sonucunda
uzatmada yenerek rakibine ilk yenilgisini tattıran Pınar Karşıyaka bu sonuçla oldukça anlamlı bir galibiyeti de almış oldu. Pınar Karşıya bu galibiyetin sevincini Furkan Aldemir’in ayak bileğinden sakatlanmasından dolayı yaşayamadı. Maçı izlediğimizde ribaund mücadelesinde ayak bileği yerinden çıkan genç pivot’un sakatlığı salonu dolduran binlerce basketbolseveri de göz yaşlarına boğarken, Furkan’ın yapılan kontroller sonucunda birkaç ay içerisinde basketbol parkelerine geri döneceği haberini almak bizleri çok mutlu etti. Özellikle evinde oynadığı maçlarda saha ve seyirci avantajını çok iyi kullanan Pınar Karşıyaka, İzmirde her zaman rakipleri için korkulan bir deplasman olacak.
Antalya Büyükşehir Belediyesi
Ahmet Kandemir önderliğinde sezona muhteşem bir başlangıç yapan Antalya Büyükşehir Belediyesi, göze hoş gelen basketbolunu oynamaya devam ediyor. Sezon başında küme düşme adayları arasında yer alan takımın performansı herkesin büyük takdirini kazanmayı başarırken yaşanan bazı aksilikler son haftalarda mağlubiyet sayısının artmasına neden oldu. Ligin dokuzuncu haftası’nda Beşiktaş Cola Turkaya karşı alınan farklı mağlubiyetin ardından (96-75) oynadığı Olin Edirne ve Medical Park Trabzonspor maçlarını kazanan Antalya ekibi, onikinci hafta Erdemir, onüçüncü hafta ise Pınar Karşıyaka’ya karşı alınan üst üstte mağlubiyetlerle bu sene ilk kez üst üstte iki maç kaybetmiş oldu. Tabii bu mağlubiyetlerde sakat oyuncuların yanı sıra kadrodan gönderilen oyuncuların etkisi fazlasıyla yer alıyor. Tecrübeli antrenör Ahmet Kandemir, özellikle pota altında yaşadığı sıkıntıyı çözmek için sürekli arayışlar içinde yer alıyor. Dar bir oyuncu kadrosuyla ligde mücadele eden Antalya ekibinde Muratcan Güler, John Prince, James Patrick Christopher ve Polat Kocaoğlu 35 dakika ortalamalarıyla mücadele ediyor. Bu oyunculara Gökper Gen 21 dakika ortalamasıyla eşlik ederken, 30 haftalık lig maratonunda oyuncuların bu yüksek performansı ne kadar daha başarıyla devam ettirebileceklerini haftalar ilerledikçe göreceğiz.
Olin Edirne
Edirnenin basketbolda ki temsilcisi Olin Edirne evinde aldığı galibiyetlerle ligde tutunuyor. Gökhan Taştimur ve öğrencileri ligin sekizinci haftasında Beşiktaş Cola Turka’ya yenilerek evindeki ilk ve tek mağlubiyetini almış oldu. Bunun dışında oynadığı altı maçıda kazanan Olin Edirne, rakiplerine ben evimin kralıyım mesajını veriyor. 13 hafta sonunda 7 galibiyetle yedinci sırada yer alan Olin Edirne deplasmandaki tek galibiyetini ligin ilk haftasında Mersin Büyükşehir Belediyesi takımına karşı aldı. Beko Basketbol Ligi’nde ki ilk sezonunu yaşayan takımın son haftalarda ki en büyük sıkıntısı oyuncularının Beko Basketbol Ligi tecrübelerinin az olması. Takımın yükünü taşıyan Sanardsizki’nin son haftalarda düşüşü takımda etkisini falzasıyla hissettirirken, Davut Kamer’in sakatlıktan kurtulmasına rağmen eski gücüne kavuşamamış olması Edirne temsilcisi için sıkıntı yaratıyor. Tüm bunlara rağmen ligin renkli takımlarından Olin Edirne’nin tecrübeli antrenörü Gökhan Taştimur’un ilerleyen haftalarda takımın deplasman fobisini ortadan kaldırmak için yapacağı hamleler ligde daha üst sıralara tırmanmasını sağlayacaktır Edirne temsilcisinin.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 77
78 SLAM DUNK
OCAK 2011
B E K O B A S K ET B O L L i g i
GENEL BAKIS.
Beşiktaş Cola Turka
Allen Iverson transferiyle tüm dünyada dikkatleri üzerine çeken Beşiktaş Cola Turka’da işler hiç de iyi gitmiyor. Aslında bunun bu şekilde olacağı sezon başından beri belli. Kadro istikrarı denilen kavramın en uzak olduğu takımların başında geliyor Siyah Beyazlılar. Geçtiğimiz sezondan bu sezona takımın formasını giyen oyuncular Cevher Özer ve Mire Chatman. Beşiktaş Cola Turka teknik heyetinin Chatman’a olan inancının fazlalığı geçtiğimiz sezon cezalı olmasına rağmen takımda tutulmasına neden oldu. Ancak Amerikalı oyuncu bu güvenin karşılığını disiplinsiz davranış olarak verince ligin 12. haftası’nda süresiz kadro dışı kaldı. 13 haftalık periyot bölümünde 7 galibiyetle sekizinci sırada yer alan Beşiktaş Cola Turka’da diğr bir sorun ise takımın zirve mücadelesi verecek güçte olmaması. Iverson transferi Beşiktaş Cola Turka için prestij’den öteye gitmedi. 13. hafta Galatasaray Cafe Crown’a karşı kaybedilen maçın ardından antrenör Burak Bıyıktay’ın bütçesi 3 milyon avro olan bir takım’dan şampiyonluk beklemek anlamsız olur. Takımın birkaç transfere ihtiyacı var açıklaması genç antrenörün, Beşiktaş Cola Turka macerasını sonlandırdı. Böyle bir değişikliğin yapılacağını basketbol camiasında birçok kişi bekliyordu, hatta yerine gelecek kişinin Ergin Ataman olacağı konusunda da şüphe yoktu. Neticede bu koltuk değişikliği tahminleri pek yanıltmadı. Siyah Beyazlılarartık beyaz bir sayfa açacaklar Ergin Ataman’la. Ataman’ın adı zaten antrenörlük yaptığı takımın zirve mücadelesi veren takımlar arasına girmeye yetiyor. İddasız bir takımın başına gelmesi çok ama çok uzak bir ihtimal. Bu anlaşmadan benim anladığım, takımın gerekli görülen yerlerine takviyelerin yapılmasının ardından, Beşiktaş Cola Turka için Beko Basketbol Ligi yeniden başlamış olacak.
Türk Telekom
Çok enteresan bir sezon yaşıyor Türk Telekom. Sezona teknik ve oyuncu kadroda farklı bir anlayışla devam etti. Zaten bu farklılık alınan sonuçlarla da kendini belli etti. Ardından klasik antrenör değişikliği gerçekleşti. Takımın başına TB2l’de pilot takımın antrenörlüğünü yapan Timuçin Meriç getirildi. Değişim galibiyetler zincirini beraberinde getirdi. Ankara ekibinin başında altı maça çıkan Meriç, bu maçlardan dört galibiyet alarak Ankara temsilcisinin üst basamaklara yükselmesini sağladı. Türk Telekom’da değişim süreci sadece antrenörle sınırlı kalmıyor oyuncu kadrosunda da değişimler yapılıyor. Oyuncular ise camiaya pek yabancı değil, 2006-07 sezonunda Ankara ekibi formasını giyen Almanya basketbolunun önemli yıldızlarında Jan Jagla takımın kadrosuna dahil olurken, Khalid El-Amin’in de geri döneceği dedikodusu her geçen gün fazlasıyla yayılıyor. Bu transferin şu ana kadar gerçekleşemesinde ki tek sebenin Amerikalı oyuncunun takımı Rytas’ın oyuncuyu bırakması. Bir yabancı oyuncu transferinin daha yapılacağı Türk Telekom’da tercihin kim olacağını ise ilerleyen haftalarda göreceğiz.
Bornova Belediyesi
Beko Basketbol Ligi’ne geçtiğimiz sezon yükselen ve ilk senesinde harkulede başarılı bir sezon geçirerek PlayOff’a kalan İzmir temsilcisi, geçtiğimiz sezonki performasından bu sezon uzakta bir görüntü çiziyor. Geride kalan 13 hafta sonunda beş galibiyet ve sekiz mağlubiyetle 10. Sırada yer alan Bornova Belediyesi, son beş maçından galibetle ayrılamadı. Ligin dokuzuncu haftası’nda Tofaş karşılaşmasında alınan 68-63’lük galibiyetin ardından oynadığı beş maçı da kaybeden İzmir ekibi, yabancı oyuncuların performasıyla ayakta duruyor. Yerli oyunculardan sadece Ümit Sonkol, Soner Şentürk’den verim alabilen Bornova Belediyesi’nde antrenör Aclan Kavasoğlu’nun bu durum karşısında takınacağı tavır çok önemli. Basketbolumuzun önemli yeteneklerinden Murat Kaya’nın takımdaki aldığı süresinin az oluşu, ve oyunda kaldığı süre içinde sergilediği performansın nedenleri ise bence İzmir ekibinde çözülmesi gereken problemlerin başında geliyor.
Tofaş
Genç kadrosuyla Beko Basketbol Ligi’nde mücadele eden Tofaş, kendi güç dengesiyle oynadığı takımlara karşı aldığı galibiyetlerle puan tablosunda 11. sırada yer alıyor. 13 hafta sonunda alınan dört galibiyet içinde tek ekstra galibiyetin Beşiktaş Cola Turka’ya karşı alınan galibiyet olarak dikkat çekiyor. Takımda tecrübeli oyuncu olarak sayabileceğimiz oyuncular İnanç Koç, Onur Aydın ve Tomizlav Ruzic. Bu oyuncuların dışında kalan yerli ve yabancıların yaş ortalaması oldukça düşük. Kendi altyapısından yetiştirdiği oyuncuların kazanacağı tecrübeyle geleceğin takımını kuran Bursa ekibinin en önemli yıldızı ise antrenörü Nihat İziç. Tecrübeli antrenörün en büyük özelliği genç ve yetenekli oyuncularla başarılı işler yapması. Altyapı konusunda oldukça deneyimli olan antrenörün kısıtlı imkanlarla yaptığı işler bence çok kayda değer.
OCAK 2011 SLAM
DUNK 79
80 SLAM DUNK
OCAK 2011
B E K O B A S K ET B O L L i g i
GENEL BAKIS.
Medical Park Trabzonspor Basketbol
Beko Basketbol Ligi’nde ki ilk sezonunda çıktığı 13 maçta alınan dört galibiyet Karadeniz ekibi için pek tatmin edilen bir sonuç değil. Bu iç açıcı olmayan durumun faturası dokuzuncu hafta oynanan ve kaybedilen Olin Edirne maçının ardından antrenör Alaeddin Yakan takımdan gönderilmesiyle ödendi. Yakan’dan boşalan koltuğa ise Sırbistan’ın önemli antrenörlerinden Dragon Sakota getirildi. Kariyerinde birçok başarılar bulunan tecrübeli antrenörün başarılarının birçoğu Yunanistan takımlarıyla kazanılması ise dikkat çekici. 1991 yılında Paok’la Kupa Galipleri Kupasono, 2002 yılında AEK ile Lig Şampiyonluğu, 2004 yılında ise Olymoiakos ile Yunanistan Kupasını kazandı. 2006 yılında Kızılyıldız’la Sırbistan Kupasını kazanan tecrübeli antrenör, 2006 yılında Japonya’da düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda ise Sırbistan takımının başında yer aldı. Sırp hocanının bilinen bir diğer özelliği ise genç oyunlarla mücadele ediyor olunması. Karadeniz ekibinin İdari Koordinatörü Doğan Hakyemez’in her fırsatta altyapıya değinmesi ve başarının altyapıdan yetişecek oyuncularla geleceğini vurgulaması ikilinin bu konudaki istek ve arzununu bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak kısa vadede altyapıdan oyuncu yetişmesinin zor olduğunu bildiklerinden olsa gerek ki sezon başından bu yana transfer hareketliliğinin sürdüğü Bordo Mavili ekipte son hamle oyun kurucu pozisyonunda gerçekleştirildi. Sırp oyun kurucu Igor Milosevic ile sezon sonuna kadar anlaşan Karadeniz ekibinde ise statü gereği dışarıda kalacak yabancı oyununun kim olacağını ise antrenör Sakota en kısa sürede belirleyecektir. Bu transfer sonucunda Karadeniz ekibinde Rasic, Cakic, Dragojlovic ve antrenör Sakota ile birlikte 5 Sırp yer alıyor.
Aliağa Petkim
Beko Basketbol Ligi’nin üst sıraları nasıl cadı kazanı gibiyse, alt sıralarda üsttekilerden farklı değil. Puan cetvelinde 11. Sırada yer alan Tofaş ile 13. Sırada yer alan Aliağa Petkim’in galibiyet sayıları eşit. Sıralamadaki farklılıkları ise averajdan kaynaklanıyor. Tabii İzmir ekibinin altında bulunan 3 takımla arasında ki fark ise bir. Aslında kadrosuna baktığımızda kağıt üzerinde oldukça iyi bir kadrıya sahip Aliağa Belediyesi. Beko Basketbol Ligi tecrübesi olan oyunların bir çoğu İzmir ekibinin başarılı olması için ter döküyor ama bu ter daha çok başarı için değil de kümede kalmak için dökülüyor. Hüseyin Beşok, Erdem Türetken, Polat Kaya, Barış Güney, Önder Külçebaş gibi yerli isimlerin yanına Beko Basketbol Ligi’nde 2006-07 sezonunda Galatasaray Cafe Corwn, 2008-09 sezonunda Kepez Belediyesi’nde forma giyen Gerald Fitch geçtiğimiz haftalarda dahil oldu. Pota altında yaşanan sıkıntıyı çözmek için ise yine bir dönem Efes Pilsen ve Fenerbahçe Ülker forması giyen tecrübeli pivot Kaspars Kambala transfer edildi. Geçtiğimiz sezon şapkadan tavşan çıkartarak takımı ligde tutan kurt hoca Halil Üner’in yapılan bu iki transferle takımını çıkışa geçireceği kanaatindeyim. Aliağa Belediyesi, Aubrey Coleman ile yolları ayırdı.
Mersin Büyükşehir Belediyesi
Geçtiğimiz sezon Ahmet Kandemir’in yerine göreve getirilen Mete Babaoğlu 2010-11 sezonunun 12. haftası’nda koltuğunu Ercüment Sunter’e devretti. Başarısız sonuçların ardından yapılan antrenör değişikliğinden nasibini alan Babaoğlu’na kulüp tarafından bugüne kadar yaptığı katkıdan dolayı teşekkür de edildi. Peki biz ne zaman başarısız oldukları için görevden ayrılan yöneticilerin gittiğini öğrendiğimizde onları tebrik edeceğiz? Evet neden böyle dedim. Cevabı çok basit. Geçtiğimiz sezon alınan başarılı sonuçların ardından kadroyu korumak için yönetime teklifte bulunan Mete Babaoğlu’nun aldığı cevap hayır olmuştu. Gönderilen oyuncuların yerine daha düşük maliyetli oyuncuların alınması ve bu şekilde ligde mücade etmek isteyişleri bu sonuçların alınmasına neden oldu. Sonuçta yönetim hata yaptıklarını kabul etmek yerine antrenörü görevden almayı daha doğru bir hamle olarak gördü. Yerine ise tecrübeli Ercüment Sunter geldi. Her takımda olduğu gibi değişim meyvesini verdi ve 12. hafta da koç değişikliği ile oynanan Bornova Belediyesi maçını kazandı Mersin Büyükşehir Belediyesi. 13. hafta Oyak Renault’a karşı alınan galibiyetin anlamı ise Mersin için çok büyük. Alt sıralardan kurtulma mücadelsi veren iki takımın oynadığı maçı kazanarak önemli bir işi başarmış oldular.
Oyak Renault
Alt sıralardan kurtulma mücadelesi veren takımların ortak sorunu bütçe. Malesef ki takımların yöneticileri, antrenörlerine bütçemiz şu kadar bu rakama göre takım kur ve mücade et diyor. Antrenörlerde bu kurala uygun takım kuruyor. Kimi zaman başarılı oluyorsunuz kimi zaman ise olamıyorsunuz. Yücel Platin bu konuda artık bir uzman. Oyak Renault her zaman mütevazi bir bütçe ile ligde mücadele ediyor ve her seferinde de ligde tutulma şansını yakalıyor. Bu ne zamana kadar devam eder bilmiyorum ama bu sezon gerçekten işleri bir hayli zor. İşin ilginç tarafı geçtiğimiz sezonlara göre bütçede kısmende olsa bir artış var gibi görünüyor ama Beko Basketbol Liginin kalitesi maalesef düşük bütçeli takımların yer almasına izin vermiyor. Geride kalan 13 hafta sonunda sadece 2 galibiyet alan Oyak Renault bu galibiyetlerini üçüncü hafta Medical Park Trabzonspor ve sekizinci hafta Erdemirspor’a karşı aldırlar. Bursa ekibi, takımdan gönderdiği Charles Garcia ve Jonathan Gibson ikilisinin yerine Amerikalı oyun kurucu Will Conroy’u getirdi. Daha önce Virtus Bologna ve Olimpia Milano forması giyen oyuncunun göstereceği performans 13 haftada 2 galibiyet alan takımı için oldukça önemli olacak.
Erdemir
Bir maç eksiği ile ligin sonunda yer alan Erdemir için Beko Basketbol Ligi hiç de iyi gitmiyor. Beşiktaş Cola Turka’nın ULEB Cup’ta oynadığı erteleme maçından dolayı maç eksikliği bulunan Ereğli ekibinin 3 galibiyetle son sırada bulunması ilerleyen haftalarda ligin Erdemir için oldukça zorlu geçeceğini gösteriyor. Ahmet Çakı geçtiğimiz sezon takımda kazanılan havanın geri gelmesi adına takımda birkaç oyuncu değişikliğine gitmesi artık kaçınılmaz oldu. OCAK 2011 SLAM
DUNK 81
DİJİTAL ORTAMDA
BASKETBOL
OYUNLARI Spor oyunları
geliştirmek, oyun stüdyoları için birçok açıdan
zorlayıcı bir meseledir.
Gerçek hayatta yaptığınız bir sporun bilgisayarın kısıtlı ortamına aktarılma süreci, programcılar için en
büyük düğümdür.
YAZI: BERK İYBAR FOTOĞRAF: EA GAMES & NBA PHOTO ARCHIVE
oyun d端nyasI
oyun dünyasI
BASKETBOL OYUNLARI onumuz
basketbol
olduğundan doğal olarak şut çekmek, pas atmak, turnikeye girmek, smaç basmaktan bahsediyoruz. Bu hareketleri ve daha fazlasını elimizde bir joypad veya klavye ile bilgisayar oyununa dönüştürmek bir hayli zor bir iş. Ancak spor oyunları belki de tüm bilgisayar oyunları türleri arasında en çok ilerleme kaydedenlerden biri olma özelliğine sahip. 80’lerden beri basketbol oyunları yapıldığını düşünürsek, o dönemin imkansızlıklarından, günümüzün daha ileri teknolojisine dek oyunlar gelişme sağlamış durumda. Kısaca o dönemin unutulmaz oyunlarını hatırlayalım. 80’lerin basketbol oyunları arasında hiç şüphesiz Electronic Arts firması imzalı 1984 tarihli (evet doğru okudunuz)
One on One yer alıyor. Adından da anlaşılacağı gibi Julius Erving ve Larry Bird’ü kapıştıran oyun o dönem için gerçek bir efsaneydi. 1988 senesinde çıkan One on One 2 ise basketbolun efsanesi Michael Jordan’ı ekranlara taşıyordu. Bu sefer Larry Bird ile kapışabiliyordunuz. 1987 senesinde ise o dönemin popüler konusu sokak basketbolu Street Sports Basketball ile karşımıza çıkmıştı. Birçok açıdan 80’lerin en iyi basketbol oyunu olan Street Sports Basketball’da yazı tura attıktan sonra, mahalle çocukları arasından adamlarınızı seçiyordunuz. Hızlı, uzun boylu, şutör gibi özelliklere sahip “çocuklardan” kurduğunuz takımla sokakta maçınızı yapıyordunuz. Çöp kutularına çarpıp top kaybedebiliyor ya da akmış yağa basıp düşebiliyordunuz. Bu oyunlara şimdi baktığınızda belki de hiç tatmin edici olmadığını göreceksiniz. Yine de hayal gücünüzü kullanarak bugün bile yeterince eğlenebilirsiniz. 90’ların en önemli oyunu ise hiç şüphesiz Street Hoop. Atari salonlarının klasiği haline gelen
Street Hoop’ta 3’e 3 maçlar yapabiliyordunuz. Her takımın belirgin bir yönü ağır basıyordu ve maçlar gerçekten kıran kırana geçiyordu. Oyunda Alley-oop yapmak büyük zevkti. Bir de belirli seviyede atışı gerçekleştirdikten sonra kombo seviyeniz doluyor ve yanan topla harika bir üçlük atıyor ya da eşsiz bir smaç basabiliyordunuz.
ler yer alıyor ve siz onları tuşlara atıyorsunuz. Maç esnasında bu tuşlarla aynen takımın guardı gibi set ve savunma hücumlarını belirleyebiliyorsunuz. Bu bakımdan basketbol taktik ve strateji yönünü yaşayabilmek büyük keyif. Yine de oyunun bir süredir kendini yenileyemediğini ve internet üzerinden bağlantı sorunu yaşadığını unutmamak gerek.
TAKTİK VE STRATEJİ
NE KADAR GERÇEK?
Eski oyunları hatırladıktan sonra günümüze geçelim. Piyasada son 10 yıldır NBA 2K ve NBA Live serilerinin ciddi kapışmalarını görüyoruz. Birçok oyuncuya göre üstün olan taraf NBA 2K serisi. İki oyun da artık gerçek denilebilecek grafiklere sahipler. Bu bakımdan hiçbir sorun yok. Animasyonlar akıcı, stadlar gerçeğinden farksız, oyuncular terledikçe formalarının şekil değiştirmesi bile unutulmamış. Geriye oynanış kalıyor. NBA 2K serisi Joypad’i çok özgün biçimde kullanmasıyla bir adım öne geçiyor. Sağ analog tuşunu oyuncunun bileği gibi kullanmamız hem şut çekerken hem de turnikelerde oldukça gerçekçi his veriyor. Oyunun bir diğer artısı da “Playbook”. Birçok oyuncunun es geçtiği bu özelliği gerçek basketbolseverler mutlaka dikkate alıyorlardır. Playbook’da NBA’de oynanan neredeyse tüm set-
Peki basketbol oyunları gerçekten ne zaman “simülasyon” özelliğini kazanacak? İşte bu sorunun cevabı çok zor. Spor oyunları son 30 yılda emekleme aşamasını yeni bitirmişe benziyorlar. Gerçek bir simülasyondan önce belki de bir sonraki adımı düşünmeliyiz. Artık yeni çıkacak bir oyunda belirli atış tarzıyla sürekli sayı bulmanın ortadan kalkması gerekiyor. Çünkü tüm taktiklere rağmen oyunun bazı açıkları hileye dönüşebiliyor. Kontrol sistemlerinin de belki Microsoft Kinect, Sony PlayStation Move ve Nintendo Wii için yeniden uyarlanması gerekiyor. Asıl hedef ise Harun Erdenay gibi bir basketbolcuya yenilmek! Evet, daha önce hiç basket oynamamış bir sporcu, gerçekçi bir oyunda hiç basketbol oynamamış bir oyuncuyu yenebilmeli. İşte bu noktayı yakaladığımızda oyunlar çok farklı bir boyutta konuşuluyor olacak.
DÜKKAN
ZAMANI YAKALA!
TAM ZAMANI!
HOODIE!
KIŞ ARTIK KAPIDA DEĞİL DİREKT OLARAK İÇERDE VE İÇİMİZDE. SOĞUK HAVALARDAN KORUNMAK’IN ÇOK SIKI GİYENEN TİPLERDENSENİZ EĞER SEZONUN HOODIE’LERİNİ KAÇIRMAYIN. ŞIKLIK VE TASARIM KONUSUNDA BİRBİRLERİYLE YARIŞAN SEÇME SWEETLER SİZLERİ BEKLİYOR. HOODIE O ZAMAN ALIŞVERİŞE... MALUM,
PUMA 120 TL
AND ONE 75 TL 86 SLAM DUNK
OCAK 2011
REEBOK 95 TL ADIDAS 115 TL
HUMMEL 65 TL FILA 80 TL
NIKE 105 TL OCAK 2011 SLAM
DUNK 87
SEÇKİN KİTAPÇILARDA
www.arkapencere.com