Slam Dunk Dergi - Sayi 25

Page 1

SLAMDUNK HAFTALIK BASKETBOL DERGİSİ

AVRUPANIN EN İYİ

100 OYUNCUSU

12 - 18 KASIM 2012 / SAYI: 25

OVERTIME HABERLER NBA / NCAA THY EUROLEAGUE

BÖLÜM 7: 39 - 30

ELVEDA

MEMO


ONLINE HAFTALIK BASKETBOL DERGİSİ

SLAMDUNKDERGI.COM APPLE STORE’DA

SLAMDUNK DERGİ app store’da . Kendi aplikasyonuyl a da yayında . IPad ve IPhone’unuzl a Türkiye’nin tek onlIne haftalık Basketbol dergisini istediğiniz zaman, istediğiniz her yerde okuyabilirsiniz. Tek yapmanız gereken app store’dan “Sl amDunk’ı ücretsiz indirip, keyifle okumaya başl amak ...


E D İ TÖ R

SLAM DUNK SLAMDUNK DERGİSİ BARAS PRO YAYINCILIK TALATPAŞA CAD. CAM PRAMİD. NO: 27 80641 / Gültepe / İSTANBUL

E: info@slamdunkdergi.com W: slamdunkdergi.com T: 0 533 552 07 49 Yayın Yönetmeni

Bilgehan Aras bilgehanaras@slamdunkdergi.com bilgehanaras76@gmail.com Yazı İşleri Müdürü

Burçin S. Yalçın burcyalc@slamdunkdergi.com Art Direktör

Çetin Akdeniz cakdeni@slamdunkdergi.com Editörler

Utku Ulutaş utku@slamdunkdergi.com

Bulut Çiftçi bulucciftci@slamdunkdergi.com

AVRUPA’NIN EN İYİ 100 OYUNCUSU BÖLÜM 7: (39 - 30)

E

uroleague tarihinin gelmiş geçmiş en iyi 50 oyuncusu 3 Şubat 2008 tarihinde FİBA tarafından İspanyanın başkenti Madrid’de açıklandığında, bir çok ismin aslında bu listede yer alması gerektiği ve bu sayının tanımlama için yetersiz olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum. Yirmibeş yıldır basketbol izleyen ve araştıran biri olarak, çok alışılmış bir klişe olacak belki ama kimler geldi kimler geçti hayatımızdan demek geliyor içimden. Biz Slam Dunk Dergi’si olarak küçük bir araştırmayla bu sayıyı 100’e çıkardık. Avrupa liglerinde oynamış en iyi 100 oyuncuyu sizleri için derledik. Ayrıca bu oyun-

Reklam Rezarvasyon

Bilgehan Aras

bilgehanaras@slamdunkdergi.com

T: 0 533 552 07 49 0 212 325 91 25 Katkıda Bulunanlar

culara “coach”luk yapmış en iyi 10 antrenör de önümüzdeki sayılarda sizlerle buluşacak. Bu haftadan başlayarak listeyi biraz daha geliştireceğiz ve haftalar ilerledikçe siz basketbolseverlerde görecek ki, gerçekten olağanüstü isimleri izlemenin keyfini yaşadığımızı düşüneceğiz ve nostaljik bir keyif alacağız. Bunların bir kısmı ülkemizede uğradı. Bugünün Euroleague selefi olan FIBA Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası, kuruluşundan bu yana ellinci yıldönümü vesilesiyle böyle bir seçki yapmıştı. Umarız siz de basketbol anılarınızı yeniden canlandıracak bu isimlerle lezzetli bir yolculuğa çıkarsınız.

Köksal Çiftçi Nuray Çiftçi Baykan Ulutaş Ender Sarıhanlı Mehmet Güleryüz Ahmet Boyacılar

12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 03


OV E RT I M E H A B E R L E R / N BA

LA LAKERS Brown’I KovDU! Los Angeles Lakers’ta belirli bir kesimin beklediği hamle yapıldı ve antrenör MIke Brown’ın işine son verildi. ligin başlamasıyla birlikte ardarda alınan yenilgiler brown’ın kovulmasını hızlandırdı. 04 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012

S

ezon öncesi hazırlık karşılaşmalarının tamamını kaybeden LA Lakers, sezona da 1-4 başlayarak büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı. ABD’de televizyonların flaş haber olarak duyurduğu Mike Brown’ın LA Lakers’tan kovulması haberi, ülkede de büyük yankı uyandırdı. Lakers’ta asistan antrenörler Bernie Bickerstaff ile Chuck Person’ın geçici olarak takımın baş antrenörlük pozisyonunda görev yapması bekleniyor. SD

D

iğer yandan Mike Brown, Los Angeles Lakers tarihinde bir sezon içerisinde işine en erken son verilen antrenör olarak da tarihe geçti.


Garnett’ten Sullinger’a İltİfat

B

Danny Granger 3 Ay Yok

I

ndIana Pacers’ın All Star oyuncusu Danny Granger, dizindeki sakatlık sebebiyle 3 ay takımdan ayrı kalacak. Bu sakatlık sebebiyle sezonun ilk maçlarını kaçıran Granger’ın dizinin beklendiğinden daha kötü durumda olduğu anlaşıldı. Sezon öncesi ağrılarına rağmen hazırlık maçlarında forma giymeyi deneyen Granger, sezonun başlamasına kısa bir süre kala ağrıların dayanılmaz boyutlara geldiğini söylemiş ve sezona sakat girmişti. Granger’ın sakatlığında ilk beşe Sam Young’ı yerleştiren ve Paul George’u orijinal mevkisi olan 3 numara pozisyonunda oynatan Frank Vogel’ın, George’tan istediği verimi aldığını söyleyebiliriz. Paul George özellikle savunmada ve ribaundlarda Danny Granger’ın gösterdiği performansın üzerine çıkarken, Indiana sayı atacak bir dış oyuncu bulamamaya başladı. SD

oston CeltIcs’in yıldız oyuncusu Kevin Garnett, takıma bu yıl katılan çaylak oyuncu Jared Sullinger hakkında çok ilginç şeyler söyledi. Geneli veteranlardan oluşan Boston Celtics’te 19 dakika ortalama bulan Jared Sullinger, şimdilik izleyenleri etkileyecek bir performans göstermiş değil. Ancak koçu Doc Rivers ve takımın lider oyuncularından Kevin Garnett, Sullinger’dan hayli memnun. Boston Celtics resmi internet sitesine konnuşan Garnett, genç oyuncuyu Kendrick Perkins ile kıyasladı. ‘’Bana Perk’ün buradaykenki halini anımsatıyor. Tabi ki Perkins gibi savunması yok ama topu hareket ettirmesi, IQ’su ve bencil olmaması... Adamım, o çok iyi bir takım arkadaşı.’’ Garnett’in söyledikleri ilginç çünkü Kendrick Perkins’ten savunmasını çıkarttığınızda geriye neredeyse hiçbir şey kalmıyor. Bu, bir oyuncuyu överken söyleyeceğiniz türden bir şey değil. ‘’Savunması olmayan Perkins’’ NBA’de değil Dünya’nın hiçbir yerinde profesyonel basketbol oynayamaz. Sanıyorum (umuyorum) Garnett, Sullinger’ın savunma yapabildiğini ama Perkins seviyesinde olmadığını söylemeye çalıştı. Yoksa bu sözler iltifattan çok eleştiri sınıfına girer. SD

12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 05


OV E RT I M E H A B E R L E R / N BA

Gallinari Belİrsİzlİğİ

N

BA yönetimi, Sacramento KINGS’IN çaylak forveti Thomas Robinson’a Jonas Jerebko’ya dirsek atması nedeniyle iki maç ceza verdi. Robinson, takımının Detroit Pistons ile oynadığı karşılaşmada bir pota altı mücadelesi sırasında İsveçli forvet Jonas Jerebko’nun boğazına dirsek atmıştı. Bunun üzerine hakemler tarafından derhal oyundan ihraç edilen İsveçli oyuncunun bu hareketi, NBA yönetimi tarafından da cezasız kalmadı.

Bulls Evİnde Kayıpsız

C

hIcago Bulls, sahasında ağırladığı yenilgisiz Orlando Magic’i son çeyrekteki etkili oyunuyla 99 - 93 mağlup etti ve ilk yenilgisini tattırdı. Derrick Rose’un sakatlığı devam ederken, Chicago Bulls kazanmaya devam ediyor. Özellikle yaptıkları savunmayla ve hücumda topu iyi paylaşarak 4. maçında 3. galibiyetini alan Bulls’ta her maç başka bir oyuncunun ön plana çıkması dikkat çekiyor. Orlando Magic ise sürpriz şekilde 2’de 2 ile başladı. Howard takasından eli boş çıktığı düşünülen ve Doğu Konferansı’nın dibinde sezonu bitirebileceği konuşulan Magic, yeni koçu Jacques Vaughn’un oturtmaya çalıştığı sistemi oynayabilecek parçalara sahip olduğunu ilk iki maçta göstermişti. Bu maçta da Bulls ile maçın son çeyreğine kadar kafa kafaya oynadı Magic. Aaron Afflalo, Glen Davis, Nicola Vucevic ve JJ Reddick’in etkili oyunları ve nispeten iyi savunma, takımı maçın içinde tuttu. SD 06 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


Brandon Rush Sezonu Kapattı Golden State Warriors’ın altıncı adamı Brandon Rush, diz çapraz bağlarının kopması sonucunda sezonu kapattı.

W

arrIors’ın kenardan gelerek ikinci beşine skor liderliği yapan skorer guard Brandon Rush, daha önce de yaşadığı çapraz bağ kopması sebebiyle sezonu kapattı. Geçtiğimiz Cuma günü MEmphis Grizzlies karşısında sakatlanan Brandon Rush’ın menajeri Mark Bartlestein, bir açıklama yaptı; ‘’Bu yıkıcı bir durum. Ama Warriors sağlık ekibiyle bir plan yapacağız ve onu %100 seviyeye getireceğiz. Bu sakatlığı yaşayan oyuncular genelde 9 ay ile bir yıl arası salondan uzak kalır ama Brandon çok çalışkan ve güçlü bir oyuncu. Sizin de

tahmin edeceğiniz üzere kendisi üzgün ama iyi olacaktır.’’ Kişisel twitter hesabından sevenlerine bir mesaj gönderen Rush : ‘’Bunu daha önce de yaşamıştım. Süreç, beni daha çok yönlü ve iyi bir oyuncu yapacak.’’ sözlerini kullandı ve daha güçlü döneceğini belirtti. Rush’ın yokluğunda kenardan gelerek skora katkı yapması beklenen ilk isim Carl Landry olacak. Jarett Jack’in de aldığı sürelerin artması ve zaman zaman Klay Thompson dinlenirken Stephen Curry’nin iki numaraya kayması bekleniyor. SD 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 07


OV E RT I M E H A B E R L E R / N BA

Minnesota SakatlIk BelasınDA Sezona KevIn Love ve RIcky RubIo’suz başlamasına rağmen oynadığı basketbolla herkesin sempatisini kazanan MInnesota, sahasında konuk ettiği Orlando MagIc’i 90 - 75 mağlup etti. 08 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012

R

ICk Adelman yönetiminde bir Euroleague takımını andıran ve sezona çok iyi başlayan Minnesota Timberwolves, yoluna Orlando Magic galibiyetiyle devam etti. Veteran oyunkurucusu Luke Ridnour’un etkili oyunuyla rakibine üstünlük sağlayan ev sahibi ekip için can sıkıcı gelişme maçın son çeyreğinde oyun kopmuşken JJ Barea’nın sol ayağından sakatlanması oldu. Hakem masasının önünden dışarı çıkmak üzere olan bir topu kurtarmak için hızla masaya hamle yapan Barea, sol ayağının tabanını masaya çok sert

basınca bir gerilme yaşadığı görüldü. Hali hazırda Ricky Rubio’dan da faydalanamayan Rick Adelman’ın elinde tek oyunkurucu olarak Ridnour kaldı ve rotasyonu da iyice zayıfladı. Yapılan ilk açıklamada Barea’nın bir veya iki maç kaçırabileceği ancak durumun yapılacak tetkikler sonucu netleşeceği belirtildi. Maçın en skoreri 19 sayıyla Luke Ridnour olurken Orlando’da JJ Reddick 16 sayıyla mücadeleyi tamamladı. SD


“Gelmİş geçmİş en İyİ oyuncu”

M

IamI Heat’in süper yıldızı LeBron James, basketbolu tüm zamanların en iyi oyuncusu sıfatıyla bırakmak istediğini söyledi. İstatistikleriyle göz doldursa da geçtiğimiz seneye kadar şampiyonluk yüzüğünü parmağına takamadığı için fazlasıyla eleştirilen LeBron James, bu konuşmaların hala sürdüğünü söylerken, “Şimdi de ikinciyi kazanıp kazanamayacağım konusunda kafa yoruyorlar. Ben tüm zamanların en iyi oyuncusu olmak için çalışıyorum ve bunun için de elimden geleni yapacağım. Hedeflerim hala değişmedi; bu sene de şampiyonluk için ter dökeceğim” dedi. SD

Thunder’dan Alternatİf Forma

S

on finalist Oklahoma CIty Thunder, belki takımın renkli yüzü James Harden’ı kaybetti ama yeni formasıyla bir kez daha dikkatleri çekmeyi başardı. Thunder’ın yeni forması klasik görüntüsüyle ön plana çıkıyor. Lacivert ve beyaz renkler hakim ve son derecede iyi dizayn edilmiş bir forma. Diğer yandan bu yeni formanın cuma günü oynanacak Detroit Pistons karşılaşması öncesinde satışa çıkartılacağını da belirtelim. SD 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 09


OV E RT I M E H A B E R L E R / N BA / N CA A

“Bİz Sİyahileri Sevmeyİz” NCAA’de BowlIng Green State Üniversitesi’ni çalıştıran LouIs Orr, geçtiğimiz günlerde ırkçı bir saldırıya maruz kaldı.

10 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012

A

BD’de Afrika-Amerikalı insanlara karşı olan ırkçı söylem ve hareketler geçmişe kıyasla büyük ölçüde azalmış olsa da tam anlamıyla bitti diyemeyiz. Geçtiğimiz aylarda 17 yaşındaki Trayvon Martin’in sırf şüpheli olarak görülüp öldürülmesi ve adaletin de buna bir anlamda göz yumması hala hafızalardaki yerini korurken, başka bir ırkçılık olayı da Bowling Green State Üniversitesi’nin antrenörü Louis Orr’un başına geldi. Bu durumlarda benzer nefret söylemlerini yaygınlaştırmamak için ABD polisi tarafından detaylı bir bilgi almak mümkün

olmasa da Orr’un evine spreyle AfrikaAmerikalı olmasını hedef olan bazı sözler yazıldığı ve olayın araştırılmaya devam edildiği belirtildi. Polisin ise bu suçu Vandalizm’le örtmeye çabalamasının ne kadar gerçekçi bir yaklaşım olduğu tartışılsa da olayın asıl nedeni önümüzdeki günlerde açığa çıkacak.


Muhammad, AÇILIŞ Maçına Hazır

2

013 NBA draftinde ilk üç sıradan seçilmesine kesin gözle bakılan UCLA Üniversitesi’nin en önemli yıldızlarından Shabazz Muhammad’in, sezon açılışında takımdaki yerini alabileceği belirtildi. Antrenör Ben Howland yaptığı açıklamada, “O bizimle iyi bir şekilde çalıştı. Herhangi olumsuz bir duruma rastlamadık” dedi. Sağ omzundaki problemi günden güne iyiye giden genç oyuncunun, takımdaki yerini alması bekleniyor. 1993 doğumlu yetenekli oyuncu, Nevada’daki Bishop Gorman Lisesi’nin formasını giymişti. SD

Calipari’den Noel’e Övgü

K

entucky WIldcats’in tecrübeli antrenörü John Calipari, 2012 NBA draftinde ilk sıradan seçilen Anthony Davis’in yerine takıma dahil edilen Nerlens Noel’e övgü dolu sözler sarfetti. 1994 doğumlu ve 2.08 boyundaki Noel’in çok yetenekli bir uzun olduğunu kaydeden Calipari, “O çok çalışkan ve çok heyecanlı bir oyuncu. Antrenmanlarda onu takip ediyorum ve gerçekten de bizim ona ne kadar ihtiyacımız olduğunu bir kez daha görüyorum” dedi. Transylvania ile oynanan hazırlık karşılaşmasında çok iyi bir oyun ortaya koyan Noel, 32 sayı- 15 ribaund ve 5 blokla maçı tamamladı. SD 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 11


OV E RT I M E H A B E R L E R / E U RO L E AGU E / E U RO CUP

Papaloukas, Cantu Yolunda Geçen sezonu İsrail’in MaccabI Tel AvIv takımında tamamlayan Theodoros Papaloukas, İtalya’nın Pallacenestro Cantu ekibi yolunda.

12 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012

O

yun kurucu pozisyonuna takviye yapmak isteyen İtalyan ekibi, Maccabi Tel Aviv’den ayrıldıktan sonra ülkesi Yunanistan’da özel olarak çalışmalarda bulunan Theodos Papaloukas’ı gündemine aldı. Bir zamanlar Yunan milli takımının da as oyuncularından biri olan 35 yaşındaki Papaloukas, geçtiğimiz sezonu İsrail ekibinde 3.5 sayı- 1.1 ribaund ve 1.6 asist ortalamalarıyla tamamlamıştı. Eski formundan ve oyun zekasından oldukça uzak görünen yıldız oyuncunun İtalya’da ne yapacağı merak konusu. SD


/ E U RO C H A L L E N G E CUP

Olympiacos’ta Powell DÖNEMİ

T

Morrison’dan ‘U’ Dönüşü

Ü

urkIsh AIrlInes Euroleague’de bu yıl çalkantılı günler geçiren son şampiyon Olympiacos’ta geçtiğimiz yıl şampiyonlukta önemli rol oynayan Joey Dorsey takımdan ayrılırken, Josh Powell organizasyona dahil edildi. Joey Dorsey, hem takım içerisinde yaşadığı sorunlar hem de Dusan Ivkovic’in ayrılmasıyla gelişen olaylar nedeniyle ayrılma kararı alırken, Josh Powell ise sezon sonuna kadar sözleşme imzaladı. 29 yaşında ve 2.06 boyundaki Powell, NCAA’de North Carolina State forması giymiş ve sonrasında da Dallas Mavericks, Indiana Pacers, LA Clippers, LA Lakers, Golden State Warriors ve Atlanta Hawks takımlarının kadrolarında yer almıştı. Olympiacos’taki amacının takıma katkı yapmak olduğunu söyleyen Powell, “Hem savunma hem de hücum anlamında elimden geleni yapacağım. Umarım herşey istediğimiz gibi gelişir” dedi. SD

lkemizde Beşiktaş forması altında da izlediğimiz Adam Morrison’ın, oyunculuk kariyerini noktalama kararından vazgeçtiği ve gelen teklifleri değerlendirmeye aldığı kaydedildi. Gonzaga Üniversitesi’nin önemli oyuncularından biri olan Morrison, 2006 draftinde de üçüncü sıradan seçilmişti. NBA kariyeri boyunca beklenen performansı sergileyemeyen yetenekli forvet, yaz döneminde de antrenmanlarına katıldığı Portland Trail Blazers kadrosuna dahil edilmemesi durumunda basketbolu bırakacağını açıklamıştı. Morrison’ın menajeri Brad Ames yaptığı açıklamada, “Euroleague’de mücadele eden bir takımın kadrosunda yer almak istiyoruz. Kamp sırasında bazı teklifler almıştık. Şimdi yeniden bu teklifleri zamanımız geldi. Kararımızı kısa süre içerisinde vereceğiz” dedi. 28 yaşındaki Morrison ile Yunan ekipleri Olympiacos ile Panathinaikos’un yanı sıra Alman temsilcisi Bamberg de ilgileniyor. SD 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 13


10

17 - 23 EKİM 2011 / SLAMDUNK


BİR KAHRAMAN DAHA SALONLARA VEDA EDİYOR!

ELVEDA

MEMO SLAMDUNK / 10 - 16 EKİM 2011

07


N BA M E H M E T O KU R Mehmet Okur basketbolu bıraktı. Son dönemdeki sakatlıkların ardından eski günlerine dönemeyeceğini anladığı için kariyerini sonlandırdığını duyuran yıldızın basketbol kariyerine bakalım.

İ

stanbul’dan Bursa’ya uzanan

yolda küçük bir sahil kasabası olan Yalova’da, 26 Mayıs 1979’da doğdu Mehmet Okur. Okur çiftinin ilk çocuğu, Mehmet’ten 7 yıl önce, 1972’de doğan kızları Yasemin’di. Mehmet’ten 7 yıl sonra, 1986’da ise çiftin ikinci kızı Seda dünyaya geldi. Bu beş kişilik ailenin kökleri bir taraftan Bosna’ya diğer taraftan ise günümüzde büyük bir bölümü Gürcistan sınırları içerisinde bulunan büyük Kafkasya’ya ve Ukrayna’ya dayanıyordu. Mehmet Okur’un ismini aldığı kişi olan büyük büyük babası Mehmet Bey, Bosna-Hersek’te imamlık yaparken Türkiye’ye, Adapazarı’na göç etmiş. Onun oğlu Mahmut ise Zehra adında bir kızla evlenmiş ve Abdullah’ı dünyaya getirmişler. Nimet Okur’un ailesi ise dünyanın farklı bölgelerinden gelmişler. Annesi Fatma Hanım Ukrayna vatandaşı iken, babası Süleyman Baştimur ise bir Kafkasyalı imiş. Kısacası Abdullah ve Nimet Okur’un kaderlerini birleştiren ve bir aile kurmalarını sağlayan, dünyanın farklı bölgelerinden Türkiye’ye göç eden ve onları burada dünyaya getiren ataları olmuş. Onlara göre sahip oldukları genler, birlikte yarattıkları yeni jenerasyonun geleceğinde büyük etkiye sahip. Örneğin Mehmet’in sahip olduğu güç ve dayanıklılık büyükannesi Fatma’nın kişiliğinin mükemmel bir yansıması niteliğinde. Halen hayatta ve sağlıklı olan Fatma, gençliğinin büyük bir bölümünü II. Dünya Savaşı sırasında Polonya’daki Alman toplama kamplarında geçirmiş. Bugün Ukrayna olarak adlandırılan topraklarda gerçekleşen Nazi istilası sırasında esir alınan Fatma Hanım tam anlamıyla

“Mehmet’in sahip olduğu güç ve dayanıklılık büyükannesi Fatma’nın kişiliğinin mükemmel bir yansıması niteliğinde.” 16 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


cehennemi yaşamış. Çoğu günler kuru bir ekmek parçası ile yaşamını devam ettirmek zorunda kalmış. Ancak hayatta kalacak kadar zeki ve dayanıklıymış. Kısa zamanda Almanların çoraplara ve saçlara ekstra dikkat ettiğini fark eden Fatma Hanım, çoraplarını olabildiğince temiz ve saçlarını mümkün olduğunca toplu tutmuş. Bu sayede ve kampta görevli onbaşıya ölmüş olan kızını hatırlatıyor olmasının da sayesinde Fatma Hanım kampta diğer mahkumlara oranla çok daha özgür hareket etme şansını yakalamış. Kampı çevreleyen dikenli tellerin altından gizlice geçerek ve nöbetçileri atlatarak kampın yanındaki patates tarlasına giderek patates toplayan Fatma Hanım, büyük zorluklarla taşıdığı patatesleri kamptaki kömür ocağında pişirerek diğer mahkumlara dağıtacak kadar cesur, akıllı ve merhametliymiş. Gerçek bir beyefendi olan Süleyman Baştimur ise Akdeniz Olimpiyatları’nda güreş dalında şampiyonluğa ulaşan bir sporcuymuş. Müthiş bir güreşçi olan Süleyman Bey hiç kuşkusuz farklı koşullar altında sonraki yıllarda Dünya ve hatta Olimpiyat şampiyonu olabilecek yeteneğe de sahipmiş. Abdullah Okur, ailesi buraya taşındıktan sonra Yalova Belediyesi’nde çalışmaya başlayan bir memurdu. İş konusunda oldukça becerikli olan Abdullah Bey, ucundan tuttuğu her işin altından kalkabilen ve ailesi için her zaman elinden gelenin en iyisini yapan bir adamdı. Sıfırdan başlamak hiçbir zaman kolay olmadı. Diğer birçok göç etmiş aile gibi Okur’lar da hayata sıfırdan başlamak zorunda kalmışlardı. Bu nedenle de Mehmet ve kız kardeşleri için hayatın ilk yılları pek de kolay olmadı. Mal varlıkları yoktu, ancak aile içerisinde her zaman sevgi ortamı hakimdi ve aile üyeleri birbirlerine destek olmak konusunda fazlasıyla cömertti. Nimet Okur büyük kızları Yasemin’i de, Mehmet’i de evlerinde bir ebe yardımıyla doğurmak durumunda kalmıştı. Belediye için çalışan Sevim adındaki ebe Nimet Hanım Mehmet’e henüz bir aylık hamileyken kendisine sağlıklı ve iyi bir erkek çocuk sahibi olacağını söylemişti. Ebeler 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 17


18 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012



N BA M E H M E T O KU R

arasında yaygın bir yöntem olan bu tahmin konuşması hem annelere yardımcı olmak, hem de doğum bittiğinde iyi bir bahşiş almak için yapıldığından, Nimet Hanım ebe’nin sözlerini pek de dikkate almamıştı. Fakat ebe’nin ısrarlı kehaneti, Mehmet’i ilk kez doktora götürdüklerinde halen Nimet Hanım’ın kulaklarında çınlıyordu. Mehmet tam 63 cm. boyundaydı. Karamürsel’de bir A.B.D. Donanma Üssü vardı. Orada Mehmet’i muayene eden bir doktor Abdullah ve Nimet Okur çiftine, oğullarının Amerikan standartlarının dahi üzerinde bir büyüme göstereceğini söyledi. I. Dünya Savaşı sırasındaki zorlu yıllar sonrasında II. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Türkiye’de yaşanan kıtlık; bebekler, genç erkekler ve bayanlar için “Amerikan Standartı” kavramını Türk aileleri için son derece önemli bir ölçü birimi haline getirmişti. Bu olaydan yıllar sonra, aynı doktorun bir tatil sırasında Okur ailesiyle karşılaşması ve boyu 2 metreyi aşan Mehmet’i gördükten sonra Nimet Okur’a dönerek “Ben size söylememiş miydim?” demesi ise çok ilginç bir tesadüf ve unutulmayacak bir olaydı. Bugünkü haline bakarak Mehmet’in kolay bir bebeklik 20 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012

dönemi geçirdiğini ve çabucak büyüdüğünü düşünmek büyük bir hata olur. Neredeyse 1 yaşına kadar Mehmet oldukça kötü bir öksürükle boğuştu. Doktorların bronşit teşhisi koyduğu bu rahatsızlık, Mehmet’in geceleri uyumasını güçleştirirken, anlaşılamaz bir şekilde öksürük gecenin karanlığı çöktükçe ve zaman geçtikçe daha da kötüye gidiyordu. Ebeveynlerin çok iyi bildiği üzere uyumayan bir bebek aynı zamanda uyumayan aileler demektir. Abdul

“Doktorlar Mehmet’in astım olduğunu söylemişti. AMA Nimet Hanım buna rağmen yılmadı ve oğlunu bu hastalıktan kurtarabilmenin arayışına girdi.”


E R E C N E P A ARK ! R A N U S A L R A H İFTİ

2 0 1 1 S İ N E M A YILLIĞI İKİ K APAK SEÇENEĞİ İLE

TÜM KİTAPÇILARDA

!


22 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012



N BA M E H M E T O KU R lah Okur’un yoğun ve yorucu iş temposu nedeniyle Mehmet’in yatağının başında 1 yıl boyunca her gece beklemek anne Nimet Okur’a düştü. Bebeğini uyutabilmek için akla gelebilecek her türlü yöntemi deneyen Nimet Okur denemelerinden bir tanesinde bir nebze olsun başarıya ulaştı. Mehmet neredeyse 2 yaşına geldiğinde doktorların verdiği bir haberle sarsıldı. Doktorlar küçük Mehmet’in astım olduğunu söylemişti. Derin bir üzüntü yaşayan Nimet Hanım buna rağmen yılmadı ve bir an önce oğlunu bu hastalıktan kurtarabilmenin arayışına girdi. Aile çevresinde astımı olan bir akraba bulan Nimet Hanım, ondan saf zeytinyağına yatırılmış “damla sakızının Mehmet’e iyi gelebileceğini öğrendi. Saf zeytinyağında tam sekiz gün dinlendirdiği damla sakızını dokuzuncu gün koca bir kaşıkla küçük Mehmet’ine verdi. Bu mucize iksirin yarattığı sonuç ise formülü veren kişiyi dahi hayrete düşürecek nitelikteydi. Mehmet’in vücudu mümkün olan her şekilde solunum yollarındaki balgamı dışarı atıyordu. Nimet Okur o günü oğlunun yeniden doğduğu gün olarak ilan etti. Artık sağlık problemlerinden kurtulmuş olan Mehmet, günde ortalama 4 litre taze süt içiyordu. Mehmet’in her geçen gün artan iştahı da heybetli bedenine ihanet etmiyordu. Sürekli büyükannesine giderek annesinin hazırladığı porsiyonların kendisine yetmediğinden yakınan Mehmet, daha fazlasını istiyordu. Fatma Hanım ise onun favorisi olan tostu mümkün olan en büyük şekilde hazırlamakla meşgul oluyordu. Büyükannesinin iki, üç ve hatta dört katlı dev tostlarını büyük bir afiyetle yiyen Mehmet, ne var ki kazandığı enerjiyi derslerine kafa yorarak değil, atari salonlarında vakit geçirerek harcıyordu. O dönemde Türkiye’nin büyük şehirlerinde mantar gibi çoğalan atari salonlarına diğer tüm çocuklar gibi büyük ilgi duyan Mehmet, gününün büyük bölümünü atari oynayarak ya da futbol oynayarak geçiriyordu. Ama çocuklar atari salonlarında değil, ders başında vakit geçirmeliydi. Küçüklüğünden itibaren pratik ve kes-

“Büyükannesinin dev tostlarını büyük bir afiyetle yiyen Mehmet, ne var ki kazandığı enerjiyi atari salonlarında harcıyordu.” 24 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


kin bir zekaya sahip olan Mehmet de bunun pekala farkındaydı. Bu yüzden haylazlıklarını örtbas etmek için okul konusunda elinden gelenin en iyisini yaptı. Okul tarafından eve gönderilen uyarı mesajlarını postacının posta kutusuna atmasını sabır ve dikkatle bekleyen Mehmet, anne ve babası görmeden bunları ele geçirerek imha etmek konusunda uzmanlaşmıştı. Okul çareyi her gün Mehmet’i okula getirmesi için atari salonuna bir çocuk göndermekte buldu. Ancak Mehmet çocuğu karşısında her gördüğünde sinirlenmeden önce orayı terk etmesini istiyor ve amacına da ulaşıyordu. Devamsızlığının 19. gününde neyse ki okuldan gelen uyarı mesajı Abdullah ve Nimet Okur çiftine ulaştı. O gün mesajın eve ulaşması hayati önem taşıyordu çünkü Mehmet okulu bir gün daha kırmış olsa, bir dönemde 20 gün devamsızlık yaptığı için okuldan atılmış olacaktı. Abdullah Bey ve Nimet Hanım, küçük Mehmet’in okula ve derslerine olan ilgisini canlandırmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Aslında Mehmet son derece zeki bir öğrenciydi ve şayet okula biraz olsun vakit ayırabilmiş olsaydı hiçbir problem yaşamayacaktı. Sonunda ailesi Mehmet’in gerçek dünya ile tanışması gerektiğine karar verdi. Bu şekilde Mehmet’in okulun kıymetini anlayacağını ve okula daha bir tutkuyla bağlanacağını düşünmüşlerdi. İlk önce Abdullah Bey, eski Dodge kamyonetinin arkasında plastik araç-gereçler satacak bir akraba buldu. Henüz 13 yaşında bile olmayan Mehmet kamyoneti kullanacak olan kişiydi. Her ne kadar ailesi onun iş hayatının yoruculuğu ve acımasızlığı karşısında yılarak okul hayatına dönmek isteyeceğini düşündüyse de Mehmet yaptığı işten ve kariyerinden son derece memnundu. Direksiyon arkasında, genç Mehmet ileride Formul 1 şoförü olabilecek gelişmeyi gösteriyordu. Bu durumun Memo için bir eğlenceye dönüştüğüne kanaat getiren Abdullah Okur amacına bu yolla ulaşamayacağını anlayınca taktik değiştirdi ve Mehmet’i Yalova Belediyesi için çalışan bir çay bahçesinde işe koydu. Mehmet burada saatlerce çalışacak ve çay bahçesine gelen 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 25


26 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012



N BA M E H M E T O KU R müşterilere sıcak çay servisi yapacaktı. Abdullah Bey’de, sağdan soldan emir almaya alışık olmayan Mehmet’in bu işten sıkılarak kısa bir süre içerisinde okula dönmek isteyeceği yönündeki düşüncesi hakimdi. Bu arada kaçınılmaz bir gerçekse Mehmet’in boş zamanlarında oynadığı futbola olan düşkünlüğü idi. Yalova Acar Spor Kulübü altyapısında kalecilik yapan Mehmet gelecek vadeden bir oyuncu olarak gösteriliyordu. Ancak zamanla küçük bir sorun, aslında bir boyut sorunu ortaya çıktı. Futbol kalesi Mehmet’in önünde durması için çok küçük kalmaya başlamıştı. Hayat çoğu zaman insanın doğru zamanda, doğru yerde olmasından ibarettir. Mehmet’in ilk kez doğru zamanda doğru yerde oluşu, o yaşına kadar çok az ilgi gösterdiği bir sporu yaparken gerçekleşti. O dönemde popüler olmaya başlayan NBA maçlarını seyretmeye ve gelişmeleri takip etmeye çalışıyordu. Devlet televizyonu “TRT” bazen NBA maçlarını ekrana getiriyor ve Mehmet de bu maçları izliyordu. NBA maçlarını izlemesine rağmen gerçek bir basketbol maçında yer almak Mehmet için birbirinden çok farklı iki olguydu. Ancak Mehmet televizyondan öğrendiklerini bir gün sokakta uygulamaya çalışırken Orhan Gazi Göktaş fabrikaları basketbol antrenörü Ahmet Bey’in dikkatini çekti. Mehmet’te büyük bir potansiyel olduğunu fark eden tecrübeli antrenör Mehmet’in takımıyla birlikte idmanlara çıkmasını sağladı. Yeteneğinin yanı sıra, 14 yaşına basmaya hazırlanan Mehmet’in neredeyse 1.92 metreyi bulan boyu da fark edilmeye başlandı. Abdullah Okur da artık futbolun sadık bir Fenerbahçe taraftarı olmanın ötesinde Mehmet’in geleceğinde bir yere sahip olamayacağını anlamıştı. Diğer yandan Mehmet’in okula olan ilgisizliğini ve onun bir alim olmayacağı gerçeğini de kabul eden Abdullah Bey, oğlunun basketbol ile daha ciddi bir şekilde ilgilenmesinin zamanının geldiğine karar verdi. Doğrusu ailelerin çocuklarını basketbol öğrenmeleri için eğitimli antrenörlere 7-8 yaşında emanet ettikleri gerçeği düşünüldüğünde

“Yeteneğinin yanı sıra, 14 yaşına basmaya hazırlanan Mehmet’in neredeyse 1.92 metreyi bulan boyu da fark edilmeye başlandı.” 28 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


14, basketbola başlamak için pek de ideal bir yaş değildi. Buna rağmen Abdullah Okur oğluna duyduğu büyük güven ve inanç ile hareket ederek, Mehmet’in tıpkı yapmaktan hoşlandığı diğer aktivitelerde olduğu gibi (futbol oynamak, araba kullanmak vb.) basketbolda da başarılı olacağından emindi. Abdullah Bey birçok alanda çevresinin geniş olduğunu iyi bildiği teyzesinin oğlu Cevat Pilav’a telefon etti. Cevat Bey’den kuzenine gelen öneri ise Bursa’da faaliyet gösteren Türkiye Birinci Basketbol Ligi kulüplerinden Oyak Renault’un genel menajeri Atilla Tapşın’ı ziyaret etmesi oldu. Bu noktada Mehmet için bir başka olumlu gelişme de Oyak Renault’un şampiyonluk hedefleyen bir takım olmaktan çok, altyapısına önem veren bir kulüp olmasıydı. Bursa’nın, Yalova’dan araba ile sadece 1,5 saat uzaklıkta oluşu da Okur ailesinin küçük oğullarını ziyaret edebilmesi ve onun maçlarını seyredebilmesi için elverişli bir durumdu. Oyak Renault 1. Ligde iyi bir durumdaydı ve kulübün başkanı da yakın bir akrabanın arkadaşıydı. Sonuç olarak Mehmet’in basketbol kariyerine başlaması için her şey hazırdı. Böylece kale çizgisinden serbest atış çizgisine geçiş de tamamlanmış olacaktı. Aslında okul hayatının sona ereceği düşünüldüğünde, basketbol Mehmet için kutsal sayılabilecek bir fırsattı. Okula döndü ve sonunda Cem Sultan Lisesi’ni bitirdi. Mehmet, Oyak Renault kulübünün evinden uzak olan altyapı oyuncuları için kurduğu yurtta kaldı. Basketbola çok geç yaşta başlamış olmasına karşın büyük bir yeteneğe sahipti. Şayet bu yetenek zamanında işlenir ve doğru ellerde şekillenir ise Mehmet çok iyi bir 1. Lig oyuncusu olabilirdi. Hatta biraz şans ile Türk Milli Takımı’nın kilit oyuncularından bir tanesi dahi olabilirdi. Ancak hiç kuşkusuz önünde daha çok uzun bir yol vardı ve ne kadar iyi olacağını belirleyecek kişi de yine kendisiydi. İlk antrenörü yıldızlar kategorisinde İsmail Doğrutekin oldu. Fakat, A Takım antrenörü Mete Babaoğlu’nun Mehmet’i fark etmesi de uzun sürmedi. Belki henüz çok hamdı ama bu sevimli çocukta farklı bir şeyler vardı. Faruk 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 29


N BA M E H M E T O KU R

Akagün’ün Oyak Renault antrenörü olarak göreve geldiği sıralarda Türkiye Yıldız Milli Takımı’nın antrenörü Nihat İziç de Mehmet’in varlığından haberdardı. Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel’in o dönemdeki rüyası ve hedefi 2001 yılında düzenlenecek olan Avrupa Şampiyonası’nı İstanbul’a almak ve bu önemli şampiyonada madalya kazanmaktı. O zamana kadar Türk basketbolunda duyulmamış nitelikteki bu hedef doğrultusunda Turgay Demirel, Galatasaray’dan eski takım arkadaşı ve bir Bosnalı olan Nihat İziç’e güvendi. Demirel tarafından yeni oyunculardan oluşan bir grup yaratmakla görevlendirilen İziç, bu amaçla yola çıktı. 1979 doğumlu oyuncuların bu grubun iskeletini oluşturmasına karar verilmişti. Demirel ve İziç ikilisi 1994 yılında; San Antonio Spurs’ten Hidayet Türkoğlu, Efes Pilsen’den Kerem Tunçeri ve Ülkerspor’dan Arda Vekiloğlu gibi oyuncuların bu grubun çekirdeğini oluşturmasına karar vermişlerdi. Şimdiyse İziç, Mehmet’in de bu gruba dahil olmasını istiyordu. Durmaksızın uzayan boyu nedeniyle sona eren kalecilik günleri Mehmet’in ayaklarını çabuklaştırmış ve ona basketbolda çok değerli bir özellik olan ayaklarına çok hakim olma ayrıcalığını 30 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012

kazandırmıştı. Bu vasıf özellikle uzun oyuncularda ayrı bir önem taşıyordu. Ayrıca, bir kaleci olarak Mehmet çok yumuşak ellere ve önüne atılan her topu yakalayabilme becerisine sahipti. Bu da onun için çok değerli bir başka vasıftı. Basketbolda tecrübeli değildi ama çabuk öğreniyordu. Sıçrama ve yükselme konularında kendisini geliştiriyor ve arkadaşlarıyla arasındaki mesafeyi hızla kapatıyordu. Mehmet aynı zamanda karakter olarak

“Demirel ve İziç ikilisi 1994 yılında; Hidayet, Kerem Tunçeri ve Arda Vekiloğlu gibi oyuncuların MİLLİ TAKIMIN çekirdeğini oluşturmasına karar vermişlerdi.”


ROCK FM 94.5 7. CADDE

SİNEMA VE SOUNDTRACK DÜNYASINA KEYİFLİ BİR YOLCULUK

BİLGEHAN ARAS’LA 7. CADDE HER PAZAR 22.00-00.00 ARASI 94.5 ROCK FM’DE


32 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012



N BA M E H M E T O KU R da olgunlaşıyordu. Geleceği hakkında fikir sahibi olmaya başlayan ve görmeye başladığı ilginden son derece memnun olan, iyi görünümlü bir genç adam olarak arkadaşları ona “yakışıklı” lakabını takmışlardı. Mehmet oyuncu ve insan olarak olgunlaşmaya ve gelişmeye devam ederken Oyak Renault A Takımı’nda işler pek de iyi gitmiyordu. O sezon 1. Lig’den, 2. Lig’e düşen Oyak Renault’un bir sonraki sezon yeniden 1. Lig’e dönmesine yardımcı olan 17 yaşındaki A Takım oyuncusu Mehmet, böylece üst seviyedeki takım başarısının verdiği tarifsiz hazzı da ilk kez tadıyordu. Takımının 2. Lig’de mücadele ettiği 1996-97 sezonunda yedek soyunan Mehmet, buna karşın oyuna her girdiğinde olumlu bir şeyler yapıyordu. 1996-97 sezonu aynı zamanda Mehmet’in Oyak Renault Yıldız Takımı’nı, Türkiye Şampiyonası’nda Efes Pilsen ve Tuborg’un ardından 3.’lüğe taşıdığı sezondu. 1997-98 sezonu ise Mehmet’in 1. Lig’de oynadığı ilk sezondu. Basketbol oynamaya sadece 4 yıl önce başlamış 18 yaşındaki bir çocuk için oldukça iyi bir performans sergileyen Mehmet o sezon aldığı kısıtlı dakikalarda 4.4 sayı3.3 ribaund ortalamaları ile oynadı. Şampiyonluklar ve kupalar mevzu bahis olduğunda çok az oyuncunun ismi akıllarda hemen çağrışım yapar. Ancak Oyak Renault’tan, 1998-99 sezonuna geniş bir bütçe ve büyük hedeflerle giren Tofaş’a transferiyle birlikte Mehmet Okur gerçek bir kupa koleksiyoncusu olmaya başlayacaktı. Bursa’da bulunan bir başka 1. Lig takımı olan Tofaş birkaç yıl verilen mücadelenin ardından, o sezon “Şampiyon ol, ya da yok ol” parolası ile yola çıktı. Takımın yeni antrenörü Hırvat teknik adam Jasmin Repesa, Mehmet’in potansiyeli karşısında şaşkına döndükten hemen sonra Tofaş yönetimine bu oyuncuyu kesin olarak kadrosunda görmek istediğini belirtti ve onunla uzun vadeli bir kontrat imzalanmasını tavsiye etti. İşin transfer kısmı pek güç olmadı, ancak uzun vadeli kontrat kısmı gerçekleşmedi. Çünkü bu tarz uzun vadeli kontratların oyuncuların geleceği açısından büyük tehlike

“Repesa, Mehmet’in potansiyeli karşısında şaşkına döndükten hemen sonra Tofaş yönetimine ONU İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ.” 34 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


yarattığı bir gerçekti. Şayet yetenekli bir oyuncu uzun vadeli kontrat imzaladıktan sonra büyük bir çıkış gösterir ve potansiyelinin üst noktalarına kadar tırmanırsa, var olan kontratı nedeniyle yüzbinlerce hatta milyonlarca dolardan olabilirdi. İşte bu nedenle Mehmet Okur adımlarını yıldan yıla atma kararı aldı. Eski NBA oyuncusu David Rivers, eski NCAA yıldızı Steve Rogers, güçlü pivot Rashard Griffith ve Hırvat keskin şutör Slaven Rimac’ı kadrosuna katan Tofaş o sezon kaliteli yabancılara sahipti. Kulüp ayrıca Bosna doğumlu Türk Milli pivot Asım Pars’ı da günümüzde halen rekoru kırılamayan bir transfer ücreti karşılığında son şampiyon Ülkerspor’dan almayı başarmıştı. Repesa, Mehmet’in potansiyelini ve yapabileceklerini farkında olmasına karşın büyük paralara alınan Asım Pars’ı oynatmak ve ona daha fazla şans tanımak konusunda ısrarcıydı. Çünkü bu seçim yönetimi de mutlu ediyordu. Mehmet o sezon maç başına 12.4 dakika forma şansı buldu ve 4.6 sayı-4.3 ribaund ortalamalarına ulaştı. Tofaş’ın, şut yetenekleri ve şut mesafeleri çok sınırlı olan ve bu nedenle de pota altında neredeyse birbirlerinin ayaklarına basmak zorunda kalacak kadar yakın oynayan iki uzunu Rashard Griffith ve Asım Pars’ın arkasında kalan Mehmet buna rağmen sahip olduğu %52.6’lık üç sayı şut yüzdesi ile takım için taze bir nefes gibiydi. O sezon sonunda Tofaş; Türkiye Kupası, Türkiye Ligi, Türkiye Play-off’ları ve de Cumhurbaşkanlığı Kupası’nda şampiyonluğa ulaştığında, Repesa’nın her fırsatta farkını gösteren Mehmet’i artık kenarda çok fazla tutamayacağı da açıkça görülüyordu. O yaz, sezon biter bitmez Mehmet Okur Amerika’da bazı kamplara katılmak için planlar ve hazırlıklar yaptı. Bunlardan en önemlileri uzun oyuncu kamplarıydı ki burada Mehmet Avrupa dışındaki bir platformda kendisini görme ve yeteneklerini ölçme şansını yakalayacaktı. Kendi takımında dahi ilk 5 başlamayan bir oyuncu için belki bunlar abartılı adımlardı, ama o yaz Mehmet kendisinin ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu anladı. Katıldığı kamplarda karşısına çıkan rakiplerden kimileri ondan daha 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 35


N BA M E H M E T O KU R geniş, kimileri daha uzun, kimileri daha çabuk, kimileri daha iyi sıçrayan ve kimileri de daha tecrübeliydi. Ama o hepsiyle başa çıkmanın bir yolunu buldu. Her ne kadar antrenörlerinin kendisine daha fazla sorumluluk verecek kadar güven duygusu bulunmasa ve halen takım arkadaşlarının arkasında kalıyor da olsa Mehmet, Türk Milli Takımı’ndaki yerini sağlamlaştırıyordu. Tofaş için 1999-2000 sezonu da bir öncekinden farklı olmadı. Bursa ekibi Türkiye’de kazanılması mümkün olan tüm kupaları müzesine götürmeyi başardı. Bununla birlikte o sezon Mehmet için farklı olan birçok şey vardı. Sezonun ortalarını biraz geçmişken, antrenör Repesa takımının Euroleague’deki başarısızlığı nedeniyle istifa etti. Onun yerini alan ise genç yardımcı antrenörü Tolga Öngören oldu. Genç antrenör Mehmet ile antrenmanlar öncesinde ve sonrasında özel olarak ilgilendi ve onun kendisini geliştirebilmesi adına düzenli olarak ona zaman ayırdı. Takımın Öngören’in kontrolüne geçmesiyle birlikte sahip olduklarını ve yeni öğrendiklerini gösterme fırsatını yakalayan Mehmet o sezonu özellikle de play-off’lardaki üstün performansı ile 6.7 sayı5.3 ribaund ortalamaları ile tamamladı. Eurobasket sitesi tarafından Türkiye Ligi’nde “en iyi ikinci beş”e seçilen Mehmet, Türkiye Kupası Dörtlü Finali’nde ise “En değerli oyuncu” seçildi. Sezon bittiğinde ve yaz geldiğinde ise yine Amerika’ya gitme zamanıydı. Genç oyuncusu, o yaz erken aday olarak NBA Draftı’na girmeye karar verdi. Seçmeler öncesinde NBA takımlarının izleyeceği özel idmanlardaki performansına göre ise ya bu karardan vazgeçecekti, ya da seçmelere katılacaktı. Mehmet kendisine olan güvenini arttırıyor ve oyununu geliştirmeye devam ediyordu. Ancak seçmelerin hemen öncesinde Mehmet , en azından bir sezon ilk beş oynama tecrübesini yaşamak için Tofaş’ta kalmaya, en doğru tercihin bu olduğuna ve seçmelere bir sonraki yaz girmeye karar verdi. Bu mükemmel planda sadece bir şey ters gitti. Türkiye’de spor camiasını şok eden bir kararla Tofaş kulübü basketbol

“Eurobasket sitesi Türkiye Ligi’nde “en iyi ikinci beş”e seçilen Mehmet, Türkiye Kupası’nda ise “En değerli oyuncu” seçildi.” 36 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


şubesini kapatma kararı aldı. O sezon ilk beş başlayacak olmanın heyecanı içerisinde olan Mehmet de böylece bir anda takımsız kalmış oldu. Avrupa’dan üst düzey takımların ilgilendiği Mehmet, NBA seçmeleri sadece 1 yıl uzaktayken Avrupa’da yeni bir maceraya atılmanın riskli olacağına karar verdi. Türkiye’deki takımlar da Mehmet’e yakın ilgi gösteriyordu. Ve sonunda Mehmet, Efes Pilsen ile 1 yıllık kontrat imzaladı. O sezon Efes Pilsen’in tek bir hedefi vardı: Suproleague’de Final-Four oynamak. Mehmet de bu hedef doğrultusunda Efes Pilsen’in önemli kozlarından bir tanesi olacaktı. Ancak bu önemli koz, antrenör Oktay Mahmuti tarafından her nasılsa derhal kenara alınıverdi. Mehmet Suproleague’de 8.9 sayı-6.2 ribaund ortalamaları ile oynarken, Efes Pilsen de Final-Four hedefine ulaşıyor ve Avrupa’da 3. oluyordu. Diğer yanda ise Türkiye Ligi Şampiyonluğu finalde Ülkerspor’a kaybedildi. Ancak Türkiye Kupası Dörtlü Finali’nde üstün bir performans sergileyen Mehmet, hem ardı ardına 3. kez Kupayı havaya kaldırıyor hem de üst üste 2. kez Dörtlü Final’in “En değerli oyuncu”su seçiliyordu. Sezon bittiğinde Mehmet’e yine tatil yoktu. Yorucu bir deneme idmanı (workout) trafiğinin ardından görüldü ki Mehmet’in ilk turda seçilme şansı, Efes Pilsen’de ilk beş başlamamış olmasından dolayı önemli derecede azalmıştı. Ancak idmanlardaki ve denemelerdeki başarılı performansı o’na hep hayalini kurduğu rüyanın ilk turda olmasa dahi gerçekleşeceği güvencesini veriyordu. Bir dizi çok yorucu ancak bir o kadar da etkileyici ve başarılı geçen deneme idmanının ardından Mehmet Okur Türkiye’ye dönmeye hazırdı. Detroit Pistons takımının uluslararası yetenek avcısı Tony Ronzone eski bir NBA yıldızı olan kulüp başkanı Joe Dumars’ı, Mehmet’i seçmelerin yapılacağı günün sabahında özel bir idmanda izlemeye ikna etti. Ronzone bir süredir Mehmet’i oldukça yakından takip ediyordu ve o da birçok NBA gözlemcisi, genel menajeri ve başkanı gibi Mehmet’in nasıl olup da Efes Pilsen’de ve Milli Takım’da ilk beş başlamadığına anlam verememişti. Uzun lafın kısası, Mehmet o sabah Joe 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 37


38 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012



N BA M E H M E T O KU R Dumars’ı, John Hammond’ı, antrenör Rick Carlisle’ı ve de kendisine bu fırsatı yaratan Ronzone’yi kaçırılmaması gereken bir yetenek olduğuna ikna etmeyi başardı. Mehmet o kadar etkileyici bir performans sergilemişti ki bu özel idmanı seyreden eski “Bad Boy” Rick Mahorn, idmanın 15. dakikasında Dumars’a giderek “Öyle görünüyor ki, adamını buldun” demekten kendisini alamadı. Mehmet aynı akşam New York’daki ünlü Madison Square Garden Salonu’nda yapılan Draft gecesine katıldı. İlk turda 9. sıradan seçme hakkına sahip olan Detroit Pistons Rodney White’ı seçti. Pistons’lı yöneticiler ikinci tur 38. sıradaki ikinci seçme hakları geldiğinde Mehmet’in çoktan seçilmiş olacağından eminlerdi. Ancak ne zaman ki; Boston Celtics 11. sıradan Kerick Brown’ı, Orlando Magic 15. sıradan Steven Hunter’ı, Charlotte Hornets 16. sıradan Kirk Haston’ı, Toronto Raptors 17. sıradan Michael Bradley’i, New Jersey Nets 18. sıradan Jason Collins’i ve de Houston Rockets 34. sıradan Terence Morris’i seçti, Pistons da 38. sıradaki hakkını halen boşta olan Mehmet için kullanma şansını yakaladı. NBA Seçmeleri tamamlandıktan sonra Mehmet ertesi gün Detroit’te Başkan Joe Dumars ve Pistons’ın ilk tur seçimi Rodney White ile birlikte bir basın toplantısına katıldı. Detroit kulübünün Mehmet ile derhal sözleşme imzalamak ve o’nu bir sonraki sezon Pistons forması giyerken görmek istediği açıktı. Ancak Mehmet bu kez gerçekten ilk beş başlayacağı bir sezonun kendisine büyük artılar getireceği inancıyla hareket ederek Efes Pilsen ile 1 yıllık kontrat imzalamak üzere Türkiye’ye döndü. O yaz Türk basketbol tarihi için unutulmazdı. Türkiye ev sahipliği yaptığı 32. Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda, tam 10 yıldır Turgay Demirel’in hayal ettiği, planladığını gerçekleştirdi ve Sırbistan-Karadağ’ın ardından 2. oldu ve gümüş madalya kazandı. Mehmet, Hırvatistan maçında ayak bileğini burkmasına rağmen turnuva boyunca iyi oynadı. Milli Takım kariyerinde ilk kez Ankara’daki İspanya maçında sahaya ilk beşte çıkan Mehmet,

“Mehmet o kadar etkileyici bir performans sergilemişti ki idmanı seyreden eski “Bad Boy” RIck Mahorn, ONU TAKIMDA GÖRMEK İSTEDİ” 40 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


Joe Dumars’ın da izlediği ölüm kalım maçında Pau Gasol’a karşı inanılmaz bir performans sergiledi. Dumars’ı kendisini seçerek doğru tercih yaptığına ikna eden Mehmet, o’nun İstanbul’daki ikinci tur maçlarını izlemesine gerek bırakmadı. Dumars o günlerde ulusal bir kanalımıza verdiği demeçte “Buraya görmeye geldiğimi gördüm” diye konuştu. Gümüş madalyaya olan katkısının ardından Mehmet, Efes Pilsen’de sonraki günlerde Türk basketbol tarihinin en iyi pota altı ikililerinden bir tanesini oluşturacağı yeni takım arkadaşı Kaspars Kambala’nın yanındaki ve ilk beşteki yerini garanti altına aldı. Türkiye Kupası’nı ve Lig Şampiyonluğunu kazandıkları o sezon Mehmet 13.5 sayı-8.5 ribaund-1.5 asist-1.0 top çalma ortalamalarına ulaştı. Her ne kadar Efes Pilsen’in Avrupa’da bir kez daha Final-Four oynama hedefi gerçekleşmediyse de, Mehmet Euroleague’de 12.1 sayı-6.6 ribaund-1.1 blok ortalamalarıyla oynadı. O yaz Indianapolis’te düzenlenecek olan 14. Dünya Şampiyonası Türkiye için çok önemliydi. 2001 Avrupa Şampiyonası’nda kazanılan gümüş madalyanın ardından Türkiye şimdi gücünü tüm dünyaya göstermek istiyordu. Ancak Türkiye şampiyonayı ilk 4 içerisinde bitirme hedefine ulaşamadı. Milli Takımımız şampiyonun hemen başında Porto Riko ve Brezilya’ya karşı kılpayı kaybettiği maçlar sonrasında tam anlamıyla toparlanamadı. Özellikle Brezilya maçında galibiyeti avucunun içerisindeyken kaçıran Millilerimiz bu iki maçı kaybetmenin moral bozukluğunu uzun süre üzerlerinden atamadılar. 12 Dev Adam’ın Indianapolis’te hedefine ulaşamamış olduğu gerçeğine karşın Mehmet Okur bireysel anlamda büyük bir başarıya imza attı. Genç oyuncu maç başına 17.3 sayı-6.6 ribaund üreterek ve %55’lik isabet yüzdesi ile Dünya Şampiyonası’nın en iyi 10 oyuncusundan bir tanesi olarak gösterildi. O yaz Mehmet, Orlando Yaz Ligi’ndeki etkileyici performansının ardından Detroit Pistons ile 2 yıllık ve $2.1 milyon değerinde bir kontrat imzaladı. NBA’deki ilk sezonunda 72 maçta görev yapan, toplam 1366 dakika forma giyen, 9 maça ilk beşte başlayan ve maç başına 6.9 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 41


N BA M E H M E T O KU R

sayı, 4.7 ribaund, 1.0 asist üreten Mehmet takımıyla birlikte Doğu Konferansı Finalleri’nde mücadele etti. Memo artık NBA çevrelerinde de konuşulduğu üzere 50 galibiyet ile sezonu Merkez Grubu lideri olarak tamamlayan Detroit Pistons takımının en önemli parçalarından bir tanesiydi. Mehmet ve çaylak takım arkadaşı Tayshaun Prince sergiledikleri performans ve gösterdikleri potansiyel ile başkan Joe Dumars’ı ve genel menajer John Hammond’ı 2003-04 sezonunda daha fazla sorumluluk alabilecekleri konusunda ikna etmişlerdi. O yaz Türk Milli Takımı İsveç’teki 33. Avrupa Şampiyonası’nda yeniden kendisini gösterme fırsatına sahipti. Ancak yine çok etkileyici göründüğü bir anda 12 Dev Adam, Yunanistan’ın geriden gelerek maçı kazanmasına engel olamayınca bir kez daha demoralize olmaktan ve düşüşe geçmekten kurtulamadı. Sonuç olarak Millilerimiz ardı ardına ikinci kez katıldıkları bir şampiyonada belirlenen hedefe ulaşmayı başaramadı ki, bu kez hedef ilk 3 içerisinde yer alarak 2004 Atina Olimpiyatları’na vize alabilmekti. Ancak Mehmet Okur, tıpkı Indianapolis’te olduğu gibi burada da karanlık bir gökyüzünde yükselen bir yıldız olmayı başarmıştı. 3 NBA oyuncusu Pau Gasol 42 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012

(İspanya), Andrei Kirilenko (Rusya) ve Dirk Nowitzki’nin (Almanya) ardından şampiyonanın en skorer 4. oyuncusu olan Mehmet maç başına 18.8 sayı atmıştı. Tam 135 kez giydiği Ay-Yıldızlı forma için varını yoğunu ortaya koyan Mehmet; Kirilenko ve Eurelijius Zukauskas’ın (Litvanya) ardından 1.9 blok ortalaması ile Nowitzki ile birlikte şampiyonanın blok krallığında da 3. sırayı elde etmişti. Artık Mehmet’in ikinci sezonu için zorlu NBA’e geri

“Memo artık NBA çevrelerinde de konuşulduğu üzere GruP lideri DetroIt PIstons takımının en önemli parçalarından bir tanesiydi.”


dönüş zamanı gelmişti. Bu arada Mehmet’in o yaz ünlü bir manken ve oyuncu olan Yeliz Çalışkan ile başlayan arkadaşlığı kısa süre içerisinde farklı bir boyut kazanmış ve çift daha sonra 2004 yazı için evlilik kararı almışlardı. 2003-04 sezonu Mehmet ya da artık NBA’de anılmaya başlandığı adıyla “Memo” için çok da kolay olmayacaktı. Takımda yaşanan antrenör değişikliği sonrasında Rick Carlisle’ın yerini Larry Brown almıştı ve bu Mehmet için yeni bir uyum süreci anlamına geliyordu. Tecrübeli pivot Elden Campbell’ın takıma katılmasıyla birlikte Memo’nun ilk beş hayalleri yine çabucak suya düşmüş gibi görünüyordu. Fakat Memo kenardan gelmeyi kabullenerek ve çalışmaktan bir an olsun vazgeçmeyerek azmini korudu ve kendisini kısa bir zaman sonra da ilk beşte buluverdi. Pistons kulübünün tarihine altın harflerle yazılan 13 maçlık galibiyet serisi de Mehmet’in ilk beş oynadığı dönemde yakalandı. Ancak sezon ilerledikçe takımın hedefi de değişmeye başladı. Yıldızları her geçen gün biraz daha parlayan Mehmet ve Tayshaun Prince’e, ve de 2004 NBA Seçmelerinde 2. sıradan seçilen Sırp pivot Darko Milicic’e tecrübe kazandırmak, sorumluluk vermek ve onları geleceğe hazırlamak anlayışı sezon ilerledikçe yerini yavaş yavaş daha büyük hedeflere ve beklentilere bıraktı. Rasheed Wallace, Lindsey Hunter ve Mike James’i almak için yapılan takas takımın en azından Doğu Şampiyonluğu için mücadele edeceğinin ve NBA şampiyonluğunu umut ettiğinin habercisiydi. Wallace x 2 kombinasyonunun yaptığı ani etki ile takım bir başka önemli rekora imza attı. Pistons, ardı ardına 7 maçta da rakiplerini 70 sayı barajının altında tutmayı başarmıştı. Memo bu durumda yeniden yeni olduğu kadar da eski rolüne soyundu ve kenarda beklemeye başladı. Takımda işlerin yolunda gitmesi o’nun için de bu durumu biraz olsun kolaylaştırdı. 54 galibiyet kazandıktan ve Merkez Grubu’nu Indiana Pacers’ın ardından 2. sırada tamamladıktan sonra Detroit Pistons, gözünü play-off’lara dikti. Sezon içerisinde 71 maçta görev yapan Memo 33 maçta sahaya ilk beşte çıkmış 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 43


44 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012



N BA M E H M E T O KU R ve maç başına 9.6 sayı, 5.9 ribaund, 1.0 asist, 0.9 blok üretmişti. İstatistiklerinde görülen hatırı sayılır yükselmenin yansıra; şut, serbest atış ve de 3 sayı şut yüzdelerini de etkileyici düzeyde yükseltmeyi başaran Memo, bu performansıyla birçok takımın da dikkatini çekmeyi başardı. Her ne kadar eski antrenörü Rick Carlisle, Memo’nun dış şutlardaki başarısını dikkate alarak o’nun bu özelliğinden çoğu zaman faydalanma yoluna gittiyse de, Larry Brown neredeyse Memo’ya 3 sayılık şut atmasını yasaklayan ve o’nu daha çok sırtı dönük oynamaya iten bir anlayış içerisinde oldu. Birbirinden çok farklı iki mentalite arasındaki bu geçişi yapmak Memo için pek de kolay olmadı. Çünkü Oyak Renault’taki ilk günlerden itibaren dış şutlar o’nun en büyük silahlarından bir tanesi olmuştu. Bununla beraber Memo kariyeri boyunca 2. Lig’den Türkiye’nin en iyi takımlarına ve Milli Takım’a kadar nerede oynadıysa oynasın her zaman “önce takım” zihniyetine sahip olmuştu. Memo işte tam da bu nedenle, 3 uzatmaya giden bir maçta, üstelik de rakip takımın 4 uzunu birden faul limitini doldurarak oyun dışında kalmış olmasına rağmen, sadece 8 dakika süre alıyor olsa dahi, halen antrenörünün kararına saygı duyduğunu söyleyebiliyor. Böylesine bir durumda dahi doğruları konuşacak bir kişiliğe sahip olmasının yanı sıra, aynı zamanda takımının iyiliği ve çıkarı için doğru olduğuna inandığı şeyleri söyleyebilecek ve yapacak kadar olgun ve sadık olduğunu da en güzel şekilde gösteriyor. NBA’deki kontrat sistemleri gereği; Rasheed Wallace’ı kadroda tutan Detroit’in Mehmet’e yapacağı teklif hayli düşük kalacaktı. Sonuçta; Detroit onu elinde tutamadı ve Mehmet 2004/2005 sezonu başında Utah Jazz ile 50 milyon dolar bedelle 6 yıllık sözleşme imzaladı. Utah Jazz kariyeri Mehmet için iyi başlasa da takım olarak playoff’a kalacak dereceyi elde edemediler. Carlos Boozer ve Andrei Kirilenko’nun sakatlıkları nedeniyle çok maç kaçırdığı son iki yılda maç kaçırmadan istikrarını koruyan Mehmet, ilk sezonunda 12.9 sayı, 7.5 ribaunt ortalamalarıyla oynadı.

NBA’deki kontrat sistemleri gereği; DetroIt’in Mehmet’e yapacağı teklif hayli düşükTÜ. Sonuçta; MEMO UTAH’IN YOLUNU TUTTU.” 46 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


İkinci sezonunda gözle görülür bir gelişme yaşayan temsilcimiz elde ettiği 18.0 sayı, 9.1 ribaunt gibi istatistiklerle bu gelişmeyi rakamlarına da yansıttığını gösterdi. Mehmet yakaladığı bu istatistikler ve oyunundaki gelişiminin de yardımıyla takımı Utah Jazz’ı Playoff’a sokmak için elinden geleni yapmaktadır, Mehmet Okur, Steve Nash’in sakatlığı nedeniyle kadrodan çıkartılması üzerine 2007 NBA All-Star maçı Batı Konferansı kadrosuna dahil edildi. Okur bu karşılaşmada 4 sayı, 2 ribaund 1 de asist performansı ile oynadı. Mehmet Okur, NBA tarihinde All-Star seçilen ilk Türk 10. Utah Jazz’lı oyuncusu oldu. Indiana maçında 43 sayı atarak kariyer rekoru kırdı. 15 Mart 2012’de, Shawne Williams ve korumalı birinci tur draft hakkı ile Okur, kısa forvet Gerald Wallace karşılığında Portland’a takas oldu. 22 Mart 2012’de, NBA’de takas döneminin son gününde New Jersey Nets’ten Portland Trail Blazers’a takas edilen Mehmet Okur, yeni takımı tarafından serbest bırakıldı. Fakat sakatlığından dolayı takım bulamayan Mehmet Okur, 8 Kasım 2012 tarihinde basketbolu bıraktığını açıkladı. “www.memo13.com”dan derlenmiştir.

12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 47


48 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


E U RO L E AGU E

FARMAR ZİRVEDE

THY Euroleague’de 5. haftanın ardından Anadolu Efes oyuncusu Farmar, ‘’En Değerli Oyuncu’’ sıralamasında liderliğini sürdürdü Basketbol THY Euroleague’de 5. haftanın tamamlanmasının ardından Anadolu Efes’in ABD’li oyuncusu Jordan Farmar ‘’En Değerli Oyuncu’’ sıralamasında liderliğini sürdürdü. Anadolu Efes’in evinde Litvanya’nın Zalgiris Kaunas takımına 77-64 yenildiği maçta 13 sayı, 1 ribaunt, 4 asist ve 4 top çalmayla oynayan Farmar, en değerli oyuncu sıralamasında, 5. hafta sonunda ortalama 22.60 indeks puanıyla ilk sıradaki yerini korudu. Jordan Farmar, 27 asiste ulaşarak, bu alanda da beşinci sırada yer alırken, 3 sayılık atışlarda da yüzde 61.11’lik (18-11) başarı oranıyla üçüncü, top çalmada ise maç başına 2 ortalamayla yine üçüncü oldu.
THY Euroleague’nde ‘’Sayı Krallığı’’nda ise Beşiktaş’ın ABD’li oyuncusu Curtis Jerrels, 5. hafta sonunda 2. sıraya yükseldi. Litvanya deplasmanında Lietuvos Rytas karşısında 25 sayı üreten Jerrels, maç başına ortalama 18.60 sayı (Toplam 93 sayı) ile ikinci sıraya yerleşti.
 THY Euroleague’nde ilk 5 haftanın ardından oyuncu istatistiklerinde ilk 3 sıradaki oyuncular şunlar:
 
 EN DEĞERLİ OYUNCU:
 1- Jordan Farmar (A.Efes)...: 22.60 (Ortalama) (113) (Toplam)
 2- Bobby Brown (Montepaschi Siena): 21.40 (107)
 3- Bostjan Nachbar (Brose Baskets): 20.80 (104) 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 49


50 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


E U RO L E AGU E

THY EUROLEAGUE’DE 5. HAFTADA TAKIMLARIMIZ Kartal Jerrells’la GÜZEL THY Euroleague’de Beşiktaş, D Grubu’ndaki 5. maçında deplasmanda Lietuvos Rytas ile karşılaştı. Grupta ilk 2 maçını kazandıktan sonra üst üste 2 maç kaybeden Beşiktaş, rakibini Jerrels’ın skorer oyunuyla 73-67 mağlup etti. Euroleague’de ikinci deplasman galibiyetini alan siyah beyazlılar grupta önemli bir avantaj yakaladı. Ev sahibi Lietuvos Rytas, karşılaşmaya hızlı başladı. İlk bölümde 4-0’lık seri yakalayan Rytas, ilk 5 dakikayı 6-5 önde geçti. İki takım da skor üretmekte zorlanırken, Litvanya temsilcisi Nemanja’nın sayılarıyla farkı 7 sayıya kadar çıkardı. Temsilcimiz Falker’ın hücumda sahne almasıyla birlikte farkın açılmasına izin vermedi ve ilk

12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 51


52 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


E U RO L E AGU E

çeyreği 20-17 geride kapattı. İkinci çeyreğe Tutku Açık’ın 3 sayılık basketiyle başlayan siyah beyazlılar skora 20-20 eşitlik getirdi. Serhat Çetin’in de devreye girlmesiyle birlikte oyunun kontrolünü ele geçiren Beşiktaş, 5 sayılık avantaj yakaladı: 20-25. Ancak dış atışlardan yüksek bir yüzde yakalayan Rytas, arayı kapattı ve 31-29 öne geçti. Temsilcimiz rakibine Dasic’in turnikesiyle cevep verirken, takımlar soyunma odasına 33-33 eşitlikle gitti. Karşılaşmanın ikinci devresine Beşiktaş, 8-0’lık seriyle başladı ve skoru 41-33’e getirerek maçtaki en yüksek farkı yakaladı. Ancak üst üste kolay sayılar bulan ev sahibi takım, farkı 2 sayıya indirdi. Siyah beyazlılar farkı açmaya çalışsa da Litvanya temsilcisi 3 sayı çizgisinin gerisinden bulduğu basketlerle aranın açılmasına izin vermedi. Temsilcimiz son çeyreğe 1 sayılık avantajla 4948 önde girdi. Son çeyreğe Jerrels’ın 3 sayılık basketiyle hızlı başlayan Beşiktaş, son 10 dakikaya da 8-0’lık seriyle girdi ve skoru 57-48’e getirerek 9 sayılık avantaj yakaladı. Rytas’ın içerinden kolay sayı bulmasına izin vermeyen siyah beyazlılar, dış atışlarda rakibini durduramayınca Litvanya ekibi maçtan kopmadı. Ancak oyunun kontrolünü elinde tutan Beşiktaş, son 3 dakikaya 67-59 üstün girdi ve maçı da 73-67’lik skorla kazandı.

Beşiktaş’ta son bölümdeki oyunuyla maça damga vuran Jerrells 25 sayı, 7 ribaund ve 3 asistle salondan ayrılırken, Damir Markota da 13 sayı, 6 ribaund, Dasic de 10 sayı ile galibiyette büyük pay sahibi oldu. Ev sahibi ekipte Babrauskas’ın 14 sayı, 3 ribaundu ile Nemanja’nın 11 sayısı mağlubiyeti engelleyemedi.


E U RO L E AGU E

THY EUROLEAGUE’DE 5. HAFTADA TAKIMLARIMIZ Fenerbahçe Ülker İtalya’da kabus GÖRDÜ THY Euroleague A Grubu 5. maçında Fenerbahçe Ülker deplasmanda Mapooro Cantu ile karşılaştı. Geçtiğimiz hafta sahasında Panathinaikos’u mağlup etmeyi başaran Fenerbahçe Ülker, rakibine deplasmanda 82-58 yenilmekten kurtulamadı. Grupta 3 galibiyeti bulunan sarı lacivertliler, 2. yenilgisini aldı. Fenerbahçe Ülker, NTV Spor canlı yayınlanan karşılaşmaya 4-0’lık seriyle hızlı başladı. İlk 5 dakikalık bölüm 8-8’lik eşitlikle geçilirken, Tyus-Cecchini ile üst üste sayılar bulan Cantu, arayı açmaya başladı. Kolay sayılar bulmaya devam eden ev sahibi takım farkı çift hanelere taşıdı ve ilk çeyreği de 23-12 önde kapattı. Karşılaşmanın ikinci çeyreği karşılıklı basketlerle başladı. Ancak oyunun kontrolünü elinde tutan Cantu, bulduğu kolay sayılarla skoru 35-20’ye getirerek 15 sayılık bir avantaj yakaladı. Sarı lacivertliler skor üretmekte zorlanırken, Tyus-Cecchini ile skor üretmeye devam eden ev sahibi takım, farkı 19 sayıya kadar çıkardı. McCalebb ve Andersen’in sayılarıyla aranın daha fazla açılmasına izin vermeyen temsilcimiz, soyunma odasına 41-27 geride gitti. İkinci devreye hücumda etkili başlayan Cantu, Fenerbahçe Ülker’in kolay sayı bulmasına izin vermedi ve arayı açmaya devam etti. Sarı lacivertlilerin savunmasını geçmekte zorlanmayan ev sahibi takım, ilk 3 dakikada skoru 49-29’a getirerek farkı 20 sayıya taşıdı. Ömer Onan ve Sato ile ayakta kalan temsilcimiz, fark bir ara 21 sayıya kadar çıkmasına rağmen oyundan kopmadı ve son çeyreğe girilirken farkı 16 sayıya indirdi: 57-41. Son çeyrek de karşılıklı basketlerle başladı. Savunma sertliğini artıran temsilcimiz, rakibini kötü tercih yapmaya zorlandı ve ilk bölümde skoru 59-46’ya getirerek farkı 13 sayıya indirdi. Ancak hücumda kontrolü yeniden ele geçiren Cantu, yeniden kolay sayılar bulmaya başladı ve farkı yeniden 20 sayıya taşıdı: 74-54. Kalan 3.5 dakikalık bölümde de ipleri elinde tutan ev sahibi takım salondan 82-58 galip ayrıldı.

Cantu’da Jonathan Tabu 16 sayı ve 7 asistle galibiyetin mimarı olurken, Marco Cusin ve Jeff Brooks 15’er sayıyla oynadı. Fenerbahçe Ülker’de Romain Sato’nun 10 sayı, 3 ribaundu ile David Andersen’in 8 sayı ve 3 ribaundu galibiyet için yeterli olmadı. 54 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 55


E U RO L E AGU E

THY EUROLEAGUE’DE 5. HAFTADA TAKIMLARIMIZ Anadolu Efes, Evinde Kaybetti Turkish Airlines Euroleague C Grubu’nda yer alan temsilcimiz Anadolu Efes, 5.hafta mücadelesinde Abdi İpekçi Spor Salonu’nda konuk ettiği Litvanya ekibi Zalgiris Kaunas’a 77-64’lük skorla mağlup oldu. İlk dört maçının tamamını da kazanan Zalgiris Kaunas, bu sonuçla beşinci haftayı da galibiyetle kapatmış oldu. Temsilcimiz Anadolu Efes’in ise üç galibiyeti ve iki de yenilgisi bulunuyor. Lacivert Beyazlılar, daha önce ilk hafta karşılaşmasında İtalya deplasmanında EA7 Emporio Armani’ye 80-75’lik skorla kaybetmiş, sonrasında ise sırasıyla son şampiyon Olympiacos’u 98-72, Cedevita Zagreb’i 85-66 ve Caja Laboral’i de 76-64 ile geçmişti. Abdi İpekçi Spor Salonu’ndaki karşılaşmada Zalgiris Kaunas, maç boyunca 13/26 üç sayı isabetiyle oynadı. Marko Popovic, 7/10 üç sayı isabetiyle 21 sayı kaydederken, 3 de ribaund aldı. Tremmell Darden 16 sayı- 4 ribaund- 2 asist ve Darjus Lavrinovic de 15 sayı- 6 ribaund ile mücadeleyi noktaladı. 3/15 üç sayı isabetinde kalan temsilcimiz Anadolu Efes’te ise Semih Erden 20 sayı- 6 ribaund ile oynarken, Jordan Farmar 13 sayı- 1 ribaund- 4 asist- 4 top çalma ve Sinan Güler de 9 sayı- 2 ribaund- 1 asistle maçı tamamladı. Tempolu başlayan mücadelenin ilk bölümlerinde iki takımda hücumda skor bulmakta zorlanmazken, 4.dakika 9-9 eşitlikle geçildi. Sinan Güler’in hücumdaki etkinliği karşısında özellikle Tremmell Darden ve Marko Popovic ikilisinin skor bulan Zalgiris Kaunas, ilk periyotu 23-25 önde tamamladı. İkinci periyotun ilk dakikalarında Jordan Farmar, Josh Shipp ve Semih Erden üçlüsüyle basketler bulan Anadolu Efes, 29-25’lik skorla öne geçti. Semih ile Darden’in karşılıklı basketleriyle 18.dakika 37-37’lik eşitlikle geçilirken, devre de bu skorla tamamlandı. Üçüncü periyotta Zalgiris Kaunas, üç sayı çizgisinin gerisinden Ibrahim Jaaber ve Marko Popovic ikilisiyle bulduğu isabetlerle 25.dakikada farkı 9 sayıya çıkarttı (43-52). Litvanya temsilcisi, son 10 dakikalık bölüme de 51-60 üstün giren taraf oldu. Mücadelenin final periyotunda Lavrinovic ve Kaukenas ile basket bulan konuk ekip, farkı da 10 sayıya çıkarttı (55-65). Mola alan temsilcimiz Anadolu Efes, aranın ardından alan savunma 56 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 57


58 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


E U RO L E AGU E

sına dönen rakibine Semih Erden’in basketleriyle yanıt verdi. Ancak Zalgiris Kaunas, son bölümlerde oyunun kontrolünü kaybetmedi ve maçtan da 64-77 galibiyetle ayrıldı. Oktay Mahmuti (Anadolu Efes) “Rakibimiz Zalgiris Kaunas’ı tebrik ediyorum. İstediklerini yaptılar. Biz ise saman alevi gibiydik. Bazen çok kritik yerlerde sayılar yedik ve acele atışlar denedik. Geçen maçta söyledim. Biz bir kimlik oluşturmak istiyoruz. Bu kimliğe henüz taktik ve teknik olarak da ulaşamadık” Joan Plaza (ZalgIrIs Kaunas) “Bu maçı kazanmak bizim için önemliydi. Birçok da sebebimiz vardı. Ankara’daki eğitim semineri için Türkiye’ye gelmiştim ve buradaki basketbolun gelişimi beni çok etkilemişti. Turkish Airlines Euroleague’deki en güçlü rakiplerimizden birine karşı oynadık. Anadolu Efes’in birkaç ay sonra daha güçlü olacağını düşünüyorum. SALON: Abdi İpekçi Spor Salonu HAKEMLER: Christos Christodoulou – Vicente Bulto Marius Ciulin ANADOLU EFES (64): Jordan Farmar 13 (1 ribaund4 asist), Sasha Vujacic 4, Semih Erden 20 (6 ribaund), Kerem Tunçeri 4 (1 ribaund- 6 asist), Joshua Shipp 4 (3 ribaund), Kerem Gönlüm 2 (8 ribaund), Esteban Batista (2 ribaund), Dusko Savanovic 2 (1 ribaund- 2 asist), Jamon Gordon 4 (3 asist), Ermal Kurtoğlu 2, Sinan Güler 9 (2 ribaund- 1 asist) ZALGİRİS KAUNAS (77): Tremmell Darden 16 (4 ribaund- 2 asist), İbrahim Jaaber 6 (3 ribaund- 2 asist), Marko Popovic 21 (3 ribaund- 1 asist), Darjus Lavrinovic 15 (6 ribaund), Paulius Jankunas 4 (2 ribaund- 2 asist), Mario Delas 2 (1 ribaund), Mindaugas Kuzminskas 1 (2 ribaund), Oliver Lafayette 2 (3 asist), Rimantas Kaukenas 4 (4 ribaund- 2 asist), Jeff Foote 6 (3 ribaund- 2 asist), Ksistof Lavrinovic 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 59


14

17 - 23 EKİM 2011 / SLAMDUNK


E U RO L E AGU E

A GRUBU G-M 1 Real MadrId 4-1 2. BC Khimki 3-2 3. Fenerbahce Ülker 3-2 4. Mapooro Cantu 2-3 5. Panathinaikos 2-3 6. Union Olimpija 1-4

C GRUBU G-M 1. ZalgIrIs Kaunas 5-0 2. Anadolu Efes 3-2 3. Olympiacos 3-2 4. EA7 E. Armani 2-3 5. Caja Laboral 1-4 6. Cedevita Zagreb 1-4

B GRUBU G-M 1. MaccabI Electra 5-0 2. UnIcaja Malaga 4-1 3. M. SIena 2-3 4. Alba Berlin 2-3 5. Elan Chalon 1-4 6. Asseco Prokom 1-4

D GRUBU G-M 1. FC Barcelona R. 5-0 2. CSKA Moscow 4-1 3. Beşiktaş 3-2 4. Brose Baskets 2-3 5. Lietuvos Rytas 1-4 6. Partizan mt:s 0-5

12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 61


AVRUPA’NIN GELMİŞ GEçMİŞ EN İYİ

100 OYUNCUSU BÖLÜM 7 : 39 - 30



64 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


B Ö LÜ M 7: 3 9 - 3 0

39

Wayne Brabender İSPANYA: (1967 - 1982) Wayne Donald Brabender 6 Ekim 1945’de Minnesota-ABD’de doğdu. 1968 tarihinde İspanyol vatandaşlığına geçti. 1991 yılında FIBA tarafından tüm zamanların en büyük 50 oyuncusu arasında gösterildi. 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 65


B Ö LÜ M 7: 3 9 - 3 0

38

İBRAHİM KUTLUAY TÜRKİYE: (1990 - 2008) 1973’de İstanbul’da doğdu. 13 yaşında, Fenerbahçe altyapısında basketbola başladı. 1990’da Fenerbahçe koçu Murat Özgül tarafından A takıma alındı. 1998 - 1999 sezonunda 21 ,4 sayı ortamasına ulaştı ve Euroleague’de birinci sıradaya yerleşti. Efes Pilsen’de 1999 - 2000 sezonuyla sadece bir sene forma giyen Kutluay, 2000 yılında Yunanistan’ın AEK takımına transfer oldu. AEK’ya transferi Yunan takımında oynayan ilk Türk basketbolcu ünvanını beraberinde getiriyordu. 2001 - 2003 seneleri arası formasını giyeceği Yunanistan’ın ve Avrupa’nın en değerli takımlarından biri olan Panathinaikos’a transfer oldu. Panathinaikos’la, 2002 yılında Bolonya’da “Avrupa Şampiyonluğu”nu kazandı. 2003 yılında Ülkerspor’la sözleşme imzalayarak Türkiye’ye döndü. Çok geç sayılabilecek bir yaşta 22 Eylül 2004 Tarihinde, 31 yaşındayken, Seattle SuperSonics ile sözleşme imzaladı. NBA’e Mirsad Türkcan, Hidayet Türkoğlu ve Mehmet Okur’dan sonra giden 4. Türk oyuncu oldu.

66 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 67


68 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


B Ö LÜ M 7: 3 9 - 3 0

37

Žarko Varajić SIRBİSTAN: (1961 - 1980) Yugoslavya’da 26 Aralık 1951 doğudu. 1976 Yaz Olimpiyat Oyunları’nda Yugoslavya Milli Takımı’nda yer aldı. 1979 da İtalyan Emerson Varese’ye attığı 45 sayılık performans ile takımına Avrupa Şampiyonluğunu kazandırdı. 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 69


B Ö LÜ M 7: 3 9 - 3 0

36

Valdemaras Chomičius LİTVANYA: (1972 - 1988) Valdemaras Chomičius 4 Mayıs 1959 da Kaunas, Litvanya’da doğdu. Sovyet ve Litvanya Milli Takımları’nda yer aldı. Kaunas’ın uzun yıllar kaptınlığını ve yöneticiliğini yaptı. Halen Litvanya Milli takımı yardımcı antrenörlük görevini başarıyla sürdürüyor.

70 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 71


72 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


B Ö LÜ M 7: 3 9 - 3 0

35

Manuel Raga MEKSİKA: (1965 - 1982) Manuel (“Manolo”) Raga 14 Mart 1944 de Meksika’da doğdu. 1968’den 1973’e kadar İtalya Ligi’nde Varese için oynadı. “Uçan Meksikalı” lakabı ile tanınırdı. 3 kez Avrupa şampiyonluğu yaşadı. 1970 yılında Atlanta Hawks tarafından seçilse de hiçbir zaman oynama fırsatı bulamayan değerli bir oyuncu olarak kaldı. 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 73


B Ö LÜ M 7: 3 9 - 3 0

34

Mike D’Antoni ABD: (1963 - 1984) Mike D’Antoni 9 Mayıs 1951’de Mullens, Batı Virjinya’da doğdu. NBA’de Denver Nuggets, Phoenix Suns ve New York Knicks, İtalya’da da Benetton Treviso, Olimpia Milano takımlarını çalıştırdı. 2004– 05 NBA sezonunda Phoenix Suns’ı çalıştırırken “Yılın Antrenörü” seçildi. Aynı zamanda İtalyan vatandaşılığıda bulunmaktadır. Marshall Üniversitesinden sonra 1973 NBA Seçmeleri’nde 2. Tur 2. sıradan Kansas City-Omaha Kings tarafından seçildi. Ertesi yıl San Antonio Spurs’e geçen D’Antoni bu takımda sadece 2 maç oynadıktan sonra on iki yılını geçirecği İtalyan takımı Olimpia Milano’yla anaştı. Lig de tüm zamanların en iyi oyun kurucuları arasında yer alan Mike D’Antoni, 5 İtalya şampiyonluğu, 2 Euroleague şampiyonluğu, 2 İtalya kupası, bir Koraç Kupası, ve bir de kıtalararası şampiyonluk kazanmıştır. Aynı zamanda 1989 yılında düzenlenen Avrupa basketbol şampiyonasında İtalyan milli takımının kadrosunda yer almıştır.

74 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 75


76 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


B Ö LÜ M 7: 3 9 - 3 0

33

Dornell Magee ABDE: (1977 - 1994) Dornell Magee 24 Ocak 1959’da ABD’de doğdu. Maccabi Tel Aviv halen en uzun süreli oyuncusu olarak tarihe geçti. Kaliforniya Üniversitesi’nden mezun oldu. 1980’lerin başında AllAmerikan seçilme başarısını gösterdi. Magee, 1982 NBA draftında 2. turda Phoenix Suns tarafından seçildi. Ama İspanya’da oynamayı tercih etti. Zaragoza ile 1984 yılında Kral kupasını kazandı. Aynı yılda Koraç Avrupa Kupası’nda yarı finalist oldu. Daha sonra Maccabi Tel Aviv forması giyen ve 6 İsrail Şampiyonası (1985, 1986, 1987, 1988, 1989, 1990) ve 5 İsrail Devlet Kupası (1985, 1986, 1987, 1989, 1990) kazandı. Maccabi ile 2 kez Euroleague’in yarı finalisti (1985, 1986) ve 3 kez Euroleague finalisti (1987, 1988, 1989) oldu. 2003 yılında bir araba kazasında hayatını kaybetti. 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 77


B Ö LÜ M 7: 3 9 - 3 0

32

Johnny Rogers ABD: (1981 - 2001) John (Johnny) Bernard Rogers Bakker Fullerton, Kaliforniya’da 30 Aralık 1963’de doğdu. İspanyol vatandaşlığına geçtikten sonra bir çok Avrupa takımında oynadı. Panatinaikos ile büyük başarılar yakaladı. 78 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 79


80 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


B Ö LÜ M 7: 3 9 - 3 0

31

Mihovil Nakić-Vojnović HIRVATİSTAN: (1974 - 1988) Mihovil Nakić-Vojnović 31 Temmuz 1955’de doğdu. Hırvat efsanesidir. 1987 yılında Saporta Kupası, 1985 ve 1986 yıllarında da Avrupa Şampiyonluğu yaşamış bir oyuncudur. Kariyerinin büyük bir kısmını Cibona’da geçirdi. Nakić 1980 Olimpiyat Oyunları’nda altın madalya ve 1984 Olimpiyatlarında bronz madalya kazanan Yugoslav Milli Takımı’nda da yer aldı. 12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 81


B Ö LÜ M 7: 3 9 - 3 0

30

Anthony Parker ABD: (1993 - 2012) Michael Anthony Parker 19 Haziran 1975 ABD doğumludur. NBA’de bir çok takımda oynadıktan sonra Avrupa’nın kalbur üstü takımlarında oynadı. Bradley Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra 1997 NBA Draftlarına girdi. NBA’de kısa bir süre oynadı. Daha sonra Maccabi Tel Aviv ve Lottomatica Roma takımlarında yer aldı. İki kez Euroleague’de MVP seçildi. 82 / SLAMDUNK / 12 - 18 KASIM 2012


12 - 18 KASIM 2012 / SLAMDUNK / 83



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.