İKTİDAR DIŞINDA HERŞEY HİÇBİR ŞEYDİR
. Gaipten Sendikacılara . İzmir’in Direnişçi Sorular
. Sosyal
Güvenlik
. Newroz ve Kadınları
Sivil İtaatsizlik
Merhaba Yýllar önce yazdýðýmýz “1 Mayýs’ta Taksim’de olmanýn kaçýnýlmazlýðý” yazýmýz, bugün süreç tarafýndan vücud buldu. Bir zamanlar, 1 Mayýs’ta Taksim’de olmanýn hayalperestlik, marjinallýk olduðunu söylemek modaydý. 20 yýl boyunca her sene tüm bu gürültü içinde “buzu kýrýp yolu açanlar” olarak Taksim’de olmaya devam ettik. Yolu unutturmamýþ olmaktan elbette memnunuz. Her sayýmýzý dünyadan gelen yeni bir ayaklanma haberi ile karþýlamýþtýk. Þimdi de Suriye, Bahreyn ve Yemen ayaklanmalarýna tanýk oluyoruz. Devrimler çaðýnda eskiden yýlda bir kez karþýlaþacaklarýmýzla neredeyse ayda, hatta haftada bir kez karþýlaþýr olduk. Zaman daralýyor. Saldýrýlar ve bu saldýrýlara verilen cevaplar sertleþiyor. Yoðun bir ayý geride býraktýk ve daha yoðun gündemleri izlemekte bile güçlük çekiyoruz. Ülkelerimizde ve dünyada tüm emekçiler ayný dalgalanmanýn etkisinde benzer hareketler gösteriyor. Bu sayýmýzý daha aðýrlýkla iþçi, emekçi eylemlerine ayýrdýk. Daha sayý hazýrlanýrken bile yeni haberler gelmeye devam ediyordu. Mücadelenin yeni deneyimlerini yeniden paylaþmak üzere. zaferedek@gmail.com
. Sağlık Eylemi . Dünya
.
Yeni Eylemler Doğurdu
Siz de mi Memurlaştıramadıklarımızdansınız
Devrimi Yayılıyor
.
. Dünya Emekçi . Kadınlar Günü
-DEK’in ÇALIŞMA DEFTERİNDEN-
Esnek Üretim Esnek Çalışma-4 -BELLEK-
Zafer Savaşan Emekçinin Olacak
RÖPORTAJ
Emek Haberleri
Batýgül TUNÇ bir aydýr CHP il binasýnýn önünde geceli gündüzlü direniþini sürdürüyor. Bazen Konak belediye iþçileri ile birlikte eylem yapýyor bazen bireysel... 2 Nisan Cumartesi günü kendini Konaðýn merkezinde elektrik direðine kilitlemeye çalýþýrken polis tarafýndan kilidini takamadan engellendi. Ancak daha sonra zincirleri ile birlikte yere yattý ve yaklaþýk 20 dakika eylemini bu þekilde sürdürdü. Orada bulunan Ýzmir halkýnýn þaþkýn bakýþlarý arasýnda “CHP il yöneticilerinin kendisine söz vermesine raðmen kendisini kandýrdýklarýný, kendisine yalan söyleyerek oyaladýklarýný, çocuklarýnýn evde yalnýz ve kendisinden ekmek beklediklerini” haykýrdý. Bu haykýrýþlarý birçok yayýn kuruluþlarý kaydetti.
2
İZMİR’İN DİRENİŞÇİ KADINLARI
EKA: Öncelikle Emekçi Kadýnlar ve Devrimci Emekçi Komiteleri adýna eylemini selamlýyoruz. Bu eylem Buca direniþiyle baþladý. Önce o süreçte baþýnýza neler geldi sonra tabi ikinci olarak sen neler yaþadýn. Bu süreçte ne tür mesajlar vermek istiyorsun senin gibi mücadele etmek isteyenlere. Önce istersen Buca sürecinden bugüne neler oldu bize kýsaca özetleyebilir misin? Batýgül Tunç: Ben Buca direniþinden Batýgül Tunç. Buca direniþinden önce ben bir ev hanýmýydým, bir anneydim. Ýki çocuðumla ilgileniyordum, ev temizliði gibi bildiðiniz þeyler. Çalýþma arkadaþlarýmdan teklif geldi. Çalýþma yapalým diye. Ben o zaman çok düþündüm. Çünkü kendimi çok eksik hissediyordum. Okumamanýn ezikliði... Sürekli evde, çocukluktan beri ezilen kadýndým. Bayan gidemez, bayan gelemez, bayan erkek iþlerine karýþmaz, erkeklerin içine giremez... Ama ben yapabileceðimi düþündüm ve kendimi geliþtirmeye karar verdim. Arkadaþlarla görüþtüm. Onlarla birlikte çalýþmalara baþladýk. Buca’da temizlik iþlerinde çalýþýyordum. EKA: Ýþe baþladýðýnda ev hayatýnda sorunlar oldu mu? Çocuklar açýsýndan, eþin açýsýndan. Batýgül Tunç: Aile açýsýndan sýkýntý yaþamadým. Daha önce de çalýþtýðým için. Ama tabi zor oldu. Çocuklarýn psikolojisi bozuldu. Çocuklarýn sürekli yanýndayken bir anda ayrýlmýþ oldum. Ýþe parti aracýlýðýyla girdim. CHP’nin ön seçim çalýþmalarýný ben yaptým. Mahalle sorumlusuydum. Çocuklarý komþulara býraktým, eþim bu konuda yardýmcý oldu. Ev, çocuklar ve iþler arasýnda hep bocaladým. Ama yavaþ yavaþ o bocalamayý atlattým. Bir anne olarak kendimi daha iyi hissettim. Çocuklarýma istediklerini daha rahat alabiliyordum. Çocuklar da bunu hissetti. Annem çalýþýyor, her istediðimizi alýyor diye düþündüler. Önceden yeri geliyordu çocuðumu bir parka götüremiyordum. Eþimin kazandýðý ancak evi çeviriyordu. Partinin çalýþmalarýna iþteyken de devam ettim. Eve geç saatlerde gidiyordum tabi bir bayanýn eve geç vakit gitmesi toplum açýsýndan yanlýþ. Bayan geç vakitlerde eve gidemez. Tabi aile tarafýndan tepki aldým. Sen bayansýn evinin kadýnýsýn, çocuklarýnýn yanýnda dur. Niye gidiyorsun çalýþmalara diye... EKA: Üstelik ailenin neredeyse tümüyle CHP’li ve CHP’nin aktif çalýþanlarý olduðu halde? Batýgül Tunç: Evet. Onlar bir kadýn olarak benim evimde çocuklarýmýn baþýnda durmam gerektiðini düþünüyorlardý. Ama ben bunlarý aþmayý baþardým. Eþimin ailesine de kendi aileme de anlattým durumu. “Ben de dokuz aylýðým, siz de dokuz aylýksýnýz, sonuçta erkek baþarabiliyorsa kadýn da baþarabilir, aramýzda ne fark var” dedim. Ben parti çalýþmalarýma devam ettim. O zaman CHP’nin üç mahallesinin sorumlusuydum. Ýnsanlar bana deðer veriyordu, her þeylerine ben koþturuyordum. CHP’li yöneticiler bir toplantý olacaðý zaman bana telefon ederler “mahalleleri topla” derlerdi. Ben toplardým. Zaten ben CHP’ye DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
karþý çýktýðým için iþten çýkarýldým. Çünkü faal bir insandým, benden hiç itaatsizlik beklemiyorlardý. Sendika çalýþmalarýna baþladýðýmýzda bana Ercan Tatý “sen bu iþi býrakacaksýn, iþçiler için çalýþmayý býrak, seni ben kadroya alýrým” dedi. Ben bu konuþmayla kendisinin iþçiye bakýþýný öðrendim. “Kesinlikle hayýr” dedim. Bana “kesinlikle ben iþçileri sendikalý yapmam sendikalý iþçinin maaþý bin beþyüz lira taþeronun iþçisine verdiðim maaþ altý yüz lira. Bu benim zararýma” dedi. Ben ona “ sen emekten yana bir insan deðilsin, emekten yana olsan böyle düþünmezdin. 360 kiþiyi seçimlerde arkana alýrdýn” dedim. Ama onlarýn bakýþlarý öyle deðil. Bana “sonuçta çekileceksin” dedi, ben “çekilmeyeceðim” dedim. “Beni karþýna mý alýyorsun” dedi. Ben de “evet, karþýma alýyorum” dedim. “iþçilerin yanýnda olacaðým” dedim. Oradan öyle çýktým. Ýþçi arkadaþlarla konuþtuk. 4 gün içinde kararýmýzý verdik. Ýþçilerin içindeki tek bayan bendim. Tabi bu onlarýn mücadeleyi daha fazla önemsemelerine neden oluyordu. (“Ýþçi Öðrenci Elele Mücadeleye” sloganlarýyla gelen DÖB’lü öðrencilerin ziyareti ile röportaja ara verildi. Hemen arkasýndan BDP kadýn kollarýnýn ziyareti gerçekleþti.) EKA: Bir iþçi, bir kadýn olarak eylemini bize deðerlendirir misin? Neler yaþadýn? Batýgül Tunç: Kadýn olarak mücadelenin içinde olmak çok zor. Buca eylemimizin baþýnda “erkekler Batýgül için eyleme gitti” dedikodularý çýkarttýlar.. Etrafýmýzdakiler çadýrda erkeklerle birlikte eylemde olmam dedikodulara yol açtý. Büyük kýzýma “annen delirdi mi, size önem vermiyor” gibi laflar söylediler. Annemle ve kýzýmla konuþtum. Burada onurlu bir mücadele yürüttüðümü, ekmeðim için savaþtýðýmý onlara anlattým. Çok stres yaþadým. 24 saat burada yatabiliyorsam bunlarý aþabilirim. Mücadeleme devam edeceðim. Konak iþçileri ile herþeyi paylaþýyoruz. Yediðimiz içtiðimiz bir. Konak iþçileri saldýrýlardan sonra her gün benim yanýmda nöbet tuttular. Cahil olmadýðýmý, mücadele edebileceðimi anladým. Konak iþçilerine saldýrý olduðu zaman sabah 5.30 da buraya da saldýrdýlar. Eþyalarýma zarar verdiler. Kýzýmýn resmini yýrttýlar. Karþý koydum. Daha çok kinlendim. Tansiyonum 18 e çýktý, hastaneye kaldýrmak istediler kabul etmedim. Konak iþçilerinin yol kapatma eyleminde saçlarýmý yoldular, dayak attýlar, taciz ettiler. Mücadele eden kadýnlar kesinlikle geri adým atmasýnlar. Onlarýn yanýndayým saygý duyuyorum. Biz kadýnýz, yapamayýz, baþaramayýz demeyin. Ben de öyle düþünüyordum ama þimdi kadýnlarýn mücadeleyi baþarabileceklerini gördüm, inanýyorum. Mücadeleme devam edeceðim. Kazandýktan sonra da iþçiler için elimden geleni yapýp mücadeleye devam edeceðim. EKA: Öncelikle Emekçi Kadýnlar ve Devrimci Emekçi Komiteleri adýna eylemini selamlýyoruz. Sen ayný zamanda iþçi temsilcisisin. Bir eylemci, bir kadýn ve bir temsilci olarak eylem ve tabi ki senin sürecin nasýl baþladý, bize anlatýr mýsýn? Gülbeniz Dönmez: Öncelikle hoþ geldiniz. Teþekkür ediyoruz desteðiniz için. Biz iki yýldýr taþeron firmada çalýþýyoruz. Ýki aydýr maaþ alamýyorduk. Erteleniyordu, yok evraklar tamamlanmadý, yok imzalar falan… Konak bölgesinde çalýþan çocuðu hastalanmýþ bir arkadaþ soruyor maaþlar yattý mý diye. Her seferinde ayný gerekçelerle, bugün yarýn diye iki ayý doldurdular. Arkadaþýmýz “yeter artýk bugün yarýn diye bizi oyalýyorsunuz” diyor ve üniformasýný çýkarýp masanýn üzerine býrakýyor. Onun arkasýndan diðer arkadaþlarýmýz ve bu bütün mýntýkalara yayýlýyor. DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
KonakBelediyesi iþçileri geçtiðimiz hafta içerisinde ilginç ve zekice bir eylem yaptýlar. Önce eylemde olduklarý belediyeyi iþgal edeceklerini basýna haber verdiler. Bütün emniyet yüzlerce çevik kuvvet ve robokoplarla konak belediyesini korumaya çalýþýrken, iþçiler belediyeye girmek için yükleniyor. Tam o sýrada 4 iþçi, önceden planladýklarý eylemi gerçekleþtiriyor. Montrö fuar kapýsýnýn önünde bulunan dünya sembolüne çýkýyor ve kendilerini dünya içinden sembolün demirlerine kilitliyor. Polisiye önlemlerle oradan indirilemeyen iþçiler ancak iki saati aþkýn bir süre boyunca bütün basýnýn önünde sloganlarýný ve taleplerini haykýrýyorlar. Daha sonra itfaiye aracýnýn gelmesiyle zincirler kesilerek ancak zorla indirilebiliyorlar.
3
Hiçbir radikal eylemden çekinmeyen Konak iþçileri, CHP il binasýný iki taraflý kuþattýlar. Saatler süren bir arbede neticesinde belediye binasýnýn hayatý iþçilerin elinden kurtarýlabildi. Bir de daha ne þekilde olduðu kimse tarafýndan tespit edilemeyen, Konak belediyesinin çatýsýna çýkýp pankart açan ve güvenlik güçlerine kök söktüren konak belediyesinin Ýsmail Ýsimli iþçisi polisin duyacaðý þekilde baðýrarak þunlarý söyledi. “Bizim ölümüzü buradan kazýrlar. Konak belediyesi baþkaný, yetkilileri ve CHP nin Ýzmir il baþkaný ile diðer yetkililerine Ýzmir’i dar edeceðiz dar. Arkasýna polisleri alýp dayýlanmasýnlar. Kimseden korkumuz yok, asýl onlar bizden korksunlar”
4
EKA: Toplam kaç kiþi? Gülbeniz Dönmez: Toplam 68–70 civarýndayýz. Biz ikiye bölündük maalesef. Bir de þirketlerde çalýþanlar var, onlarýn da birçoðu çýkarýlmýþ. Bunun yanýnda parayla tutulan yeni elemanlar var. Biz asgari ücret alýyorduk Onlara bin lira maaþ verilmiþ, þu an süpürgede çalýþtýrýlýyorlar. Bize katýlmayan birkaç arkadaþ var birçoðu da çýkarýlmýþ maalesef. Biz 23 gündür burada direniþteyiz. Sendika istiyoruz, iþ güvencesi istiyoruz. Gece gündüz, kadýn erkek, ailelerimiz, yakýnlarýmýz, sizler gibi bize manevi destek veren birçok gruplar var. Yüreklerine saðlýk, sizin de yüreðinize saðlýk. Görüþmelerimiz devam ediyor. Kesin bir sonuç yok açýkçasý. Hep toplantý halindeler ama bize net bir þey sunulmadý henüz. Yani bize dönülen hiçbir þey yok. 23 gündür o kadar çok þey yaþadýk ki, belki daha da çok þey yaþayacaðýz. Belki daha yeni baþlýyoruz bilmiyorum. Aslýnda dünya genelinde kadýnlar hep zoru baþarýyor. Kadýn olmak zaten zor. Ýþçi olmak çok daha zor. Türkiye standartlarýnda çok çok zor gerçekten. Sað olsun erkek arkadaþlarýmýz arbedelerde, saldýrýlarda bize kol kanat geriyorlar. Gerçekten onlarýn haklarýný ödeyemeyiz. Çevik kuvvet bizi ablukaya aldýðýnda arkadaþlarýmýzýn dediði þey; “aman kadýnlarý dövmesinler, aman kadýnlar darp yemesin” tabi ki biz burayý canla baþla kurduk. Darp da oluyor ister istemez, hakarete de uðruyorsunuz ama sonuçta yýlmadýk, yýlmayacaðýz. Biz sendikayý alacaðýz. Ýyi bir gelecek için, evli olan arkadaþlarýmýzýn çocuklarý için, bekar olan arkadaþlarýmýza iyi bir gelecek için. Ne iþ yaparsak yapalým gerçekten hiç önemli deðil. Önemli olan iþ güvencesi. Ciddi anlamda çok önemli. Ýnþallah biz de öncü oluruz. Ýzmir’de öncü oluruz. Bizimle birlikte birçok taþeron firma çalýþanýnýn bizim cesaretimizden esinlenerek, özgüven kazandýklarýný düþünüyorum. Buca belediyesindeki arkadaþýmýz Batýgül Tunç haným tekrar hem de tek baþýna eyleme baþladý. Bu gerçekten çok zor bir þey. Ciddi anlamda zor. Ama biz onun sonuna kadar yanýndayýz. Onu yalnýz býrakmýyoruz elimizden geldiðince. O da saðolsun desteðini her zaman bize gösteriyor, hissettiriyor. Her zaman bizim yanýmýzda. Yani alacaðýz. Kazanacaðýz. Baþka yolu da yok. Gerçekten yok. Birkaç gün önce yaþanan arbedede 12 saat boyunca gözaltýnda kaldýk. EKA: Eyleminizi ve gözaltý sürecinizi isterseniz kýsaca aktaralým. Gülbeniz Dönmez: O gün basýn açýklamasý için oturma eylemi yaptýðýmýz alandan ayrýldýk. Geri döndüðümüzde, eylem alanýmýzýn çöp kamyonu ve bir su tankeri ile kapatýldýðýný gördük. Belediye biz oturmayalým diye bunlarý buraya koymuþ. ( Eylem alanýnda röportajýmýz sýrasýnda da bu araçlar orada durmaktaydý) görüþmelerimiz ýlýmlý geçmiþti ve bu alan boþtu, biz burada oturmaya devam ediyorduk. Basýn açýklamasýna giderken de biz bu konuyu konuþtuk açýkçasý. Bunlar fýrsattan istifade böyle bir þey yapabilirler diye. Yaptýlar. Biz de dedik ki “lütfen çekin. Biz çöp deðiliz, bizi hiçe sayamazsýnýz. Bizi ezip geçemezsiniz.” Bunun üzerine yolu trafiðe kapadýk. Görüþmeler yapýldý fakat o arada ambulans geçti. Biz ambulansa yol verelim istedik. Çünkü bu insani bir sorumluluk. O sýrada emniyet müdür yardýmcýsý “bir þerit açalým bir araç geçsin” dedi. Biz de iyi niyetle açtýk. Çünkü bir saatten fazla trafik kitlendi. Trafiði bir araçlýk yola açtýðýmýz esnada çevik kuvvet bizi ablukaya aldý. Bu sýrada zaten emniyet amiri “sarýn” dedi. Biz birbirimize kilitlendik ve yere yattýk. Bizi götürmesinler diye. EKA: Bu sýrada elektrik verildiði ve ciddi yaralananlarýn olduðu söylendi iþçilerce. DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
Gülbeniz Dönmez: Evet, (kulak arkasýný göstererek) þuralarýna verildi. Bir kaç arkadaþýmýz maalesef ciddi yaralandý. Hem bayan hem erkek arkadaþlarýmýzdan. Bunlar bizi yýldýrmak için. Biz yýlmýyoruz, yýlmayacaðýz, bu gözaltýlar, baskýlar bizi yýldýramayacak. Bizi birbirimize düþürmeye çalýþýyorlar. Tam tersi biz daha da çok kenetleniyoruz. Yorulmadýk, hiç yorulmadýk. Tam tersine daha da çok güçlüyüz. Mutlaka sendika hakkýmýzý alacaðýz. Çünkü bize verilmiþ olan sözler var. CHP genel baþkanýnýn kendi sözü var. “CHP belediyelerinde taþeron kalmayacak.” Artý Hakan Tartan’ýn kendisinin verdiði sözler var. Biz bekliyoruz bu sözlerin tutulmasýný. Belediye baþkaný bizi hiçe sayýyor. “Siz benim elemanlarým deðilsiniz, belediyeyle alakanýz yok” diyor. “Siz taþerona baðlýsýnýz” diyor. Bu Hakan Tartan’ýn projesiydi. Basýna bizim için “Konaðýn çiçekleri, Konak sokaklarýna kadýn eli deðdi, Konaðý kadýnlara teslim ettim” diyerek gazetelere reklam yapýyordu. Bunlarýn hepsi reklamdan ibaretmiþ. EKA: Senin bir kadýn olarak mücadele sürecin nasýl oldu? Bundan sonra mücadele etmek isteyen kadýnlara neler söylemek istersin? Gülbeniz Dönmez: Dediðim gibi biz burada bir amaç için, iþ güvencesi ve sendika hakký için bir araya geldik. Aslýnda çok büyük adým attýk. Kadýn olarak sokakta çalýþmak zor. Ýþ güvenceniz yoksa, her an her þey baþýnýza gelebilir diye çalýþýyorsanýz gerçekten zor. Konak belediyesi bizi iþe alýrken söz verdi. Ýki yýldýr bu sözün yerine gelmesini bekliyoruz. CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu basýnda “taþeron iþçi kalmayacak” diyor. Tersine Konak Belediyesi baþka bir taþeron þirketle anlaþtý bile. Kadýn olarak eyleme gece gündüz devam etmek zor. Erkek arkadaþlarýmýz bize destek oluyor. Saldýrýlarda bizi koruyorlar. Yolu trafiðe kapattýðýmýzdaki saldýrýda erkek arkadaþlarýmýz bizim üzerimize kapandý. EKA: Siz ayný zamanda eylemin iþçiler tarafýndan seçilmiþ üç temsilcisinden birisiniz. Temsilci olarak neler söylemek istersiniz. Komiteniz nasýl oluþtu ve nasýl geliþti? Gülbeniz Dönmez: Eylem baþladýðýnda hakkýný arayan, doðruyu söyleyen arkadaþlar orda hemen komiteyi oluþturdu. Ýþçilerin her birinin seviyesi birbirinden çok farklý. Bir arada tutmak zor. Temsilciler herkesin içinde tartýþarak karar alýyor. KENT AÞ iþçisi bir aðbimiz bize hep destek oldu ve deneyilerini aktardý. Tek amacým görevi doðru bir þekilde üstlenip, doðrularý ifade edip, karar verip, genel ifade etmesini saðlamak. Hiçbir siyasi partiden destek almýyoruz. Böyle bir talebimiz de yok zaten. 23 gündür ayaktayýz. Pekçok sivil toplum örgütü yanýmýzda ama bizi yönetmiyorlar. Sadece yanýmýzdalar ve destek veriyorlar. Biz yönetmelerine müsade etmiyoruz. Konak belediye baþkaný Hakan Tartan Yeni Asýr’dan gelme ve bu yayýn onun sözcülüðünü yapýyor. Bu yayýn olaylarý çarpýtýyor. “Eylemin iþçilerle alakasý yok. Provakatörlerle alakasý var” diyor. Dýþ güçler vb... Tekrar diyorum, biz 70 kiþiyiz. 23 gündür kimseden destek almýyoruz. Hiçbir partinin vb. bizi yönetmesine izin vermiyoruz. Evliler daha da zor durumda. Arkadaþýmýz eylemdeyken eþi doðum yaptý. Ailem beni destekliyor ama tabi ki arbedeler onlarý üzüyor. 23 günde ciddi tecrübeler kazandýk. Saldýrýlar karþýsýnda, parayla tutulmuþ olan sopalý saldýrganlar ve eyleme katýlmayýp çalýþmaya devam edenler karþýsýnda daha çok birbirimize kenetlendik. Bu saldýrganlarýn arkasýnda kalabalýk bir grup geziyor. Sivil polisler, özel güvenlik vb. gece gündüz, kadýn erkek farketmiyor. Durakta saldýrýya uðrayan kadýn arDEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
10.04.2011 tarihinde saat 12 de iþçilerle birlikte otobüslerle Toros mahallesinin tepesine gittik. Orada önce bizleri merakla bekleyen halka iþçilerin eylem komitesinden Mehmet arkadaþ iþçilerin haklý eyleminden ve Konak belediyesi tarafýndan iþten atýldýklarýný bu nedenlerle de eylemde olduklarýný megafonla anlattý. Kýsa bir halaydan sonra ikiþerli sýralar halinde düzenli ve disiplinli bir þekilde yürüyüþ baþladý. Yürümemiz gereken mesafe en az 10 kilometre... Eylem, yol boyunca iþçi yakýnlarý ve bize katýlan emekçi halk ile yüzlerce kiþilik fiili bir miting þekline dönüþtü. Evlerinden, iþ yerlerinden, kahvelerde oyun onayan ve bizi görünce avuçlarýný patlatýrcasýna alkýþ tutan emekçilerin coþkusu gerçekten görülmeye deðerdi. Yürüyüþ esnasýnda bizi yuhalayan CHP’li bir kiþi, iþçiler tarafýndan linç edilmekten zor kurtarýldý. 12 Eylül 1980 yýlýndan bu yana Ýzmir’de böyle görkemli ve fiili oluþan ilk eylem olduðu Ýzmir’de yýllardýr ikamet eden arkadaþlarýmýz söyledi. Üç kez dinlenerek þehir merkezine gelindi. Kapýlar semtinden yürürken, birahanelerde çalýþan konsomatris emekçi kadýnlar da bizi alkýþlayanlara katýldýlar.
5
YGS’deki þifre skandalýný protesto eylemleri gittikçe büyüyor. Son yapýlan YGS sýnavýnda þifre kullanýldýðý iddiasýna karþýlýk ÖSYM tarafýndan yapýlan açýklama ne öðrencileri ne de velileri tatmin etmedi. Hemen her þehirde lise ve üniversite öðrencileri ve eðitim emekçileri tarafýndan protesto eylemleri gerçekleþtiriliyor. Yükseköðretime Geçiþ Sýnavý (YGS) maðdurlarý, eylemlerini sosyal paylaþým sitesi facebook üzerinden örgütlenerek gerçekleþtiriyor. Ýnternet üzerinden daha da kitleselleþerek sýnavýn iptali ve ÖSYM baþkanýnýn istifasý için eylemlerine devam ediyorlar. Eylemlerden biri 6 Nisan günü liselilerin, Galatasaray Lisesi’nden Taksim Meydaný’na doðru protesto yürüyüþüyle gerçekleþtirildi. Ayný gün içinde KESK Eðitim-Sen þubelerindeki eðitim emekçileri de sýnavý protesto için Beyazýt Kampüsü önünden Ýl Milli Eðitim Müdürlüðü’ne yürüyerek basýn açýklamasý gerçekleþtirdiler. Ýstanbul, Sarýgazi’de bulunan Mehmetçik Lisesi öðrencileri de YGS sýnavýnda yaþanan yolsuzluðu protesto etmek ve eðitim sistemine tepkilerini dile getirmek için 08 Nisan günü okul bitiminde bir yürüyüþ ve basýn açýklamasý gerçekleþtirdiler. Mehmetçik Lisesi öðrencileri daha önce Tekel, UPS vb iþçi eylem ve direniþlerinde destek ziyaretleri yaptýklarý için gözaltýna alýnmýþ ardýndan okuldan uzaklaþtýrýlmýþlardý. Taksim’de gerçekleþtirilen eylemlerden biri de bugün, 10 Mart günü gerçekleþti. Bu eylemde facebook üzerinden örgütlenmiþ ve daha kitlesel gerçekleþmiþtir.
6
kadaþlarýmýz var. Basýn da sürekli eylemimize saldýrýyor. EKA: Bugün eylemlere katýlan ya da mücadele etmek isteyen iþçilere, kadýnlara mesajýnýzý alabilir miyiz? Gülbeniz Dönmez: Hayat çok zor. Ýþçi, emekçi olmak, kadýn olmak daha da zor. Bizi bastýrmaya, sindirmeye çalýþýyorlar. Umudumuzu, cesaretimizi yitirmeyelim. 23, 43 olabilir. Biz iþ güvencemizi, sendikamýzý alacaðýz. Emekçi kadýnlara söylüyorum; bir adým attýðýnýzda sivil toplum örgütleri ciddi destek veriyor. Farklý yönde çalýþanlar da oldu, ard niyetli olanlar da oldu. Bizim birlik ve beraberliðimizi yitirmemize neden de oldular. Ama eylemimizi bitiremediler. Biz sendikalý olsak da her eyleme destek vereceðiz. Greve katýldýðýmýzdan beri þunu konuþuyoruz, sendikalýlarýn da ciddi sorunlarý var. Sendikalý olsak da bugünkü örgütlülüðümüzü devam ettireceðiz. EKA: Size ve eylemdeki arkadaþlarýnýza baþarýlar diliyoruz. Emekçi kadýnlar olarak her zaman yanýnýzda olacaðýz. Gülbeniz Dönmez: Teþekkür ederiz. Size de çalýþmalarýnýzda baþarýlar diliyorum. EKA: Merhaba. Sizin eylemin baþýndan beri buradan ayrýlmadýðýnýzý anlattý arkadaþlar. Bize süreci anlatýr mýsýnýz? Sevil Kaplan: Önce baþladýðýmýzda paralarýmýz yatmýyordu. Sonuçta biz kiracýyýz. Ýþverene gittik, telefon açtýk. Derdimizi anlattýk. Ha bugün ha yarýn bizi oyaladýlar. En son bir arkadaþýmýz geldi aðladý. “Ben çocuðumun yüzüne bakamýyorum” dedi. Çocuklarým bana “baba neden odun almýyorsun, biz donuyoruz burada” diyorlar dedi. Böyle olaylar oluyordu ve biz çok üzülüyorduk ama bir þey yapamýyorduk. Yaþamak için, çoluk çocuk için çalýþýyoruz. 12 kiþi yola çýktýk. Duyarlý arkadaþlar geldi. 2. gün belediye Baþkaný geldi. “Arkadaþlar siz benim iþçi deðilsiniz Efekent þirketi alt iþvereniniz” dedi. Biz de ona “madem öyle formalarýmýzda neden ‘Konak Belediyesi’ yazýyor” dedik. Herkes gerildi. Taþeron olarak süpürge iþi yokmuþ, güya hayrýna iþ vermek için kadro açmýþ. Biz de ona “ siz bize iþ verdiyseniz biz de sana koltuk verdik, verdiðimiz gibi almasýný da biliriz” dedik. EKA: Bazý saldýrýlarla karþýlaþmýþsýnýz. Onlarý bize aktarýr mýsýnýz. Sevil Kaplan: Bir eylem gününde sivil çalýþanlarla karþýlaþtým. Belediye’de paralý olarak çalýþýyorlar. Ellerinde sopalarla, bizleri dövmek için 150 þer liraya tutulmuþlar. Beni saçlarýmdan tutup hýrpaladýlar. Þirketin müdürü köþede arabayla bekliyor. Baðýrdým. Arkadaþlar geldiler. Sopalýlar arabaya binip kaçtý. Yine birgün börek almaya gidiyorum. Takým elbiseli 20-30 kiþi beni vitrin camýnýn önüne sýkýþtýrdý. Alsancak’ta, durakta, karþýma arabayla çýktýlar. Duraktakiler çekti kurtuldum. EKA: Bugün heryerde kadýnlar direniþlere katýlýyorlar. Onlara mesajýnýz var mý? Sevil Kaplan: Birbirlerini desteklesinler. Cop da yesek, dayak da yesek, sokaklarda sürükleseler de ekmeðimizin peþindeyiz. Ýþçiler, kadýnlar, kendilerini ezdirmesinler, boyun eðmesinler. Bugün grev kýrýcý, satýlýk olan herkesi kýnýyorum. Yanýmdaki tüm erkek ve kadýn arkadaþlara, öðrencilere, bize destek veren devrimcilere, Beldiye-İþ 5 No’lu þubeye, tüm arkadaþlara teþekkür ederim. EKA DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
EYLEMSÝZLÝÐÝN EYLEMÝ YA DA SENDÝKACILARA GAÝPTEN SORULAR
Bu gürültünün içinde, aðýzlar ne kadar kalabalýk olursa olsun aslýnda herkes birbirini anlýyor. Sendikalarda çalýþma yapan iyi niyetli, ilerici, devimci insanlarý çileden çýkartan burjuva sendikacýlar, iflah olmaz reformistler ve oportinistler ve tabi ki sendikalizmin dibine vuranlar… Aþaðýdaki test bir sýnav ya da kiþilik testi deðil. Amacýmýz sendikalarýn neden uzun tartýþmalar sonucu bir türlü ileriye gitmeyen kararlara imza attýklarýný, hak alýcý eylemleri örgütleyemediklerini bir kez daha ortaya dökmek. Tüm yaþadýklarýmýz tamamen politik, ideolojik. Birleþik mücadele için alýnan 3 Nisan Ankara eylemi kararý yine ölü doðdu. Konfederasyonlar içinden sýyrýlýp gelen 20 “muhalif” sendika bir araya gelerek Ankara’da büyük bir mitingin basýn açýklamasýný yaptýlar. Bazýlarý yoldan döndü. Eylemin bir grubun etkisinde yapýldýðý gerekçe gösterildi. Sonra Ankara özelinde bir basýn açýklamasý ile de sonuçlandý. Bu eylemin ve diðerlerinin perde arkasýný bir kez daha aralamak istedik. Sorular çoðaltýlabilir. Önemli olan sendika çalýþmalarýný gericileþtirenlere verilecek cevaplarý çoðaltmak diye düþünüyoruz.
çin.
1- Sizce neden kitlesel eylemler örgütlenir. a) Kitlelerin enerjilerini boþaltmak ve hayal kýrýklýðýný aþýlamak i-
b) Pasif olan kitlelerin günlük sorunlarýný sahiplenmelerini saðlamak. c) Burjuvaziyle pazarlýkta sendika yöneticilerinin elini güçlendirmek için. d) Kitlelerin nicel ve nitel gücünü kendileri ve burjuvazi açýsýndan açýða çýkarmak için. 2- Neden temsili (katýlýmcýlar açýsýndan sýnýrlanmýþ, yönetici ve/veya temsilcilerin çaðrýldýðý) eylemleri tercih edersiniz. a) Daha örgütlenme aþamasýnda bile geniþ kesimlerin harekete katýldýðý eylemlerin sýnýrlanmasý zor olacaðý için. b) Dostlar alýþveriþte görsün, bir þeyler yapýldýðý düþünülsün diye. c) Kitlesel eylemlerin örgütlenmesinin çok maliyetli ve çok zaman alýcý olduðu için d) Eylemlerin temsili olmamasý, kitlelerin eyleme katýlmalarý için bilgilendirilmesi gerekir.
Ýþten çýkarýlan taþeron PTT iþçileri, Topkapý ve Sarýyer PTT iþletme-
leri önünde baþlattýklarý direniþlerini kararlýlýkla sürdürüyorlar. PTT Genel Müdürlüðü’nün Topkapý ve Sarýyer PTT iþletmelerinde iþten çýkardýðý iþçiler direniþlerinin 76. gününde 22 Mart Salý günü saat 12.00’de PTT’nin Ýstanbul Sirke-
ci’deki Genel Müdürlüðü’nün giriþindeki demir kapýya zincirlediler. Hiçbir gerekçe gösterilmeksizin iþlerinden atýldýklarýný ve iþlerine geri dö-
nebilmek için 76 gündür iþyerleri önünde direniþte olduklarýný belirten PTT iþçileri Rýza Soylu, Cafer Kalað, Celal Ünlütürk darp edilerek gözaltýna alýndýlar. PTT Ýþletmelerinde personel eksikliði nedeniyle aðýr iþ yüküyle, güvencesiz ve insanlýk dýþý koþullarda çalýþmak zorunda kalan posta emekçileri taleplerini dile getirmek için 26 Mart Cumartesi günü Taksim’deydi. Ýþçiler adýna açýklama yapan posta daðýtýcýsý Ferhat Apsin, PTT iþçilerinin dayanacak gücünün kalmadýðýný, iþten çýkarmalarla birlikte iþ yüklerinin arttýðýný ifade etti.
3- Kitlesel eylem kararlarýnýn son anda haber verilmesinin ya da örgütlenme çalýþmasý için zaman, materyal ve araç saðlanmamasýnýn sizce nedeni nedir? a) Eylem kararý alýnýrken zorunlu kalýndýðýndan alýnmýþtýr. Ancak daha karar alýnýrken eylemin tehlikeli sonuçlarý görünerek tedbirler de alýnmýþtýr. b) Kitleleri daha sonra pasiflikle suçlayabilmek için. c) Eylemi örgütlemesi gereken kiþiler kulis faaliyetlerinden dolayý meþgul olduklarýndan. Sendika bütçesi eylemlerde kullanmak için deðildir. d) Hepsi eylemsizliðin eyleminin gerekçeleridir. 4- Sendikalarda temsilcilik sisteminin iþletilmemesini neye baðlýyorsunuz. DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
7
a) Kitlelere fazla inisiyatif tanýyan, yöneticilerin hareket kabiliyetini kýsýtlayan bir sistem olduðu için. b) Küçük olsun benim olsun. c) Biz toplanýp onlar adýna karar veriyoruz ya ne gerek var. Hem iþletilmesi için de çok çalýþma yapmak lazým. d) Temsilcilik sisteminin sendikalarda hâkim duruma gelmesi için çalýþma yapýyorum. 5- Ýþçilerin ve emekçilerin ortak örgütlenmesi hakkýnda ne düþünüyorsunuz. a) Birbirlerini her yönden tamamlayacaklarý ve daha güçlü eylemlere sürüklenme tehlikesinden dolayý tehlikeli buluyorum. (ama tabi bunun tersini savunuyorum) b) Savunuyorum ama nasýl yapýlýr, sonu nereye varýr bir fikrim yok. c) Bunun sonucunda koltuðumu kaybeder miyim? Hesaba göre savunurum. d) Ýþyeri birliðini ve ortak örgütlenmeyi geliþtirmek için çalýþma yapýyorum. Devrimin örgütlenmesi için bunun þart olduðunu düþünüyorum.
Daðýtýma çýkan posta emekçilerinin postalarýn geç daðýtýlmasý nedeniyle hakaretlere ve dayaða maruz kaldýklarýný belirten Apsin, “Personel eksikliðini; fazla çalýþtýrma, hak gasplarý, cumartesi ve bayram çalýþmalarý ile çözmeye çalýþan PTT yönetimini bir kez daha uyarýyoruz” dedi. PTT Bank adý altýnda yeni bir yapýlanmaya gidildiðini hatýrlatan Apsin, bu yapýlanmanýn tüm giderlerinin kefalet sandýðýndaki paralardan karþýlandýðýný dile getirdi ve kefalet sandýðý paralarýnýn hak sahiplerine ödenmesi gerektiðini söyledi.
Topkapý PTT AVPÝM ve Sarýyer Daðýtým Merkezi önünde direniþlerini sürdüren PTT iþçileri iþlerine ge-
ri dönünceye kadar mücadeleyi sürdürme kararlýlýklarýný ifade etti.
6- Sendikalarda politika yapýlmasýyla ilgili düþüncelerinizi açýklar mýsýnýz? a) Sermayenin politikalarý evet, iþçi sýnýfýnýn politikalarýna hayýr. b) Kitleleri ürkütmeyelim… c) Sendika, politika yapma yeri deðildir. Hak arama yeridir. d) Sendikalarda iþçi sýnýfýnýn politikalarýný etkin kýlmak için çalýþýyorum. 7- Sendikalarýn faaliyet alanlarýný sýnýrlandýrmalarýný, mesleki, ekonomik mücadele sýnýrlarýnda ýsrar etmelerini nasýl açýklýyorsunuz. a) Ýyi ya iþte. Ýstediðimiz de buydu zaten. b) Sendika baþka ne yapabilir ki? Ýþlevi bu. Hele þu kaybettiðimiz hakký alalým da… c) Böylesi daha güvenli. d) Sýnýrlandýrýlmalarýn kaldýrýlmasý ve toplumun tüm kesimleriyle mücadele birliðini örmek için çalýþma yapýyorum. 8- Bu ayaklanmalar çaðýnda ülkelerimizde ayaklanmalar baþladýðýnda ne yaparsýnýz? a) Kitlemi sükunete ve saðduyuya çaðýrýrým. Her türlü taþkýnlýðý engellemeye ve bunu yaratanlarý ortaya çýkartýp cezalandýrýlmalarýný saðlamaya giriþirim. (daha önce de olduðu gibi) b) Ayaklanma anýnda onun bir ayaklanma olduðunu nasýl anlayacaðýz? Ayaklanmanýn yürütmesinde olacak mýyýz? c) Ayaklanma sýrasýnda eylemlere devam edersem, bastýrýlýrsa sonra ne kadar ceza alýrým? Ya kazanýlýrsa neleri kaybederim? Ýyice hesap yaparým. d) Ýþçi ve emekçilerin iktidarý ile sonuçlanmasý için emekçileri ayaklanmaya çaðýrýr, katýlýrým. ……. Anlaþýldýðýný biliyoruz ama yine de bilmeyenler ve anlamamakta ýsrar edenler için hangi maddelerin kimleri temsil ettiðini yazalým. a) Burjuva sendikacýlar, b) Reformist ve oportünistler, c) Sendikalistler, d) Devrimci çalýþma yürütenler.
8
DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
YOKSA SÝZ DE MÝ BÝZÝM MEMURLAÞTIRAMADIKLARIMIZDANSINIZ?
“Öðrencilikten memurluða nasýl geçilir?” diye sorulsaydý bir gün bana, büyük ihtimalle: “Nasýl geçilecek caným, sýnava gir, kazan, torpil bul, memur ol; mantýk bu” gibi bir cevap verirdim. Tabi “haþmetlu devletimizde” devlet iþlerinde saydamlýk ve eþitlik esas olduðu için(!) yakinlerimiz hamilimize kart yazmýyor artýk, her þey “eþit rekabet” ortamýnda atama usulü. O yüzden verdiðim cevapta, anlaþýlacaðý üzere torpil bulmak gibi yanlýþ bir söz öbeði gizli. Okuyanlardan özür dilerim. Ama iþte, sorulsa böyle cevap verirdim dediðim gibi olmuyormuþ, memur olmak. Ya da biz buna memur olmak deðil de, memurlaþtýrýlmaya zorlanmak diyelim. Ýþe ilk baþladýðým gün, her þey o kadar saçma gelmiþti ki, ben nerdeyim, ben ne yapýyorum sorusunu sormadan edemedim çoðu zaman. Aslýnda aklý selim bir insanýn beþ dakikada yapacaðý iþin kimi koltuklar kabarsýn diye nasýl beþ günde yapýldýðýný gördüðüm zaman, burjuva devletinin bürokrasisi ne menem þeymiþ yahu deyip durdum. Ýnsanlarýn birkaç sýfat elde etmek, o “asil” kýçlarý daha rahat etsin diye sünger sandalyelerden ortopedik koltuklara sahip olmak için nasýl delik yað fýçýlarý gibi yað akýttýklarýný görünce, pes dedim. Evet ilk geldiðimde tüm bunlara pes dedim, sürekli okuduklarým, dinlediklerim þimþek gibi çakýp durdu beynimde. Ve devrimin kendini ne kadar dayattýðýný ve günün en gerekli, en acil çözümü olduðunu yaþayarak bir kez daha anladým. Ýnsanlarýn bu önü alýnmaz çürümüþlüðünü, tamamen yitirdikleri insan olma bilinçlerini tekrar kazanmasý için, bir an önce devrimin olmasý gerektiðini anladým. Daha öðrenciyken tam olarak idrak edemediðim komite-konsey örgütlenmesinin önemini de iþe baþladýðým þu kýsa zamanda çok çabuk kavradým. Ama nasýl? Çürümüþlüðün had safhalarýný geçiren KESK’in aslýnda nasýl hiçbir þey yapmadýðýný görünce. Sadece bundan dolayý mý, elbette hayýr! Ama komite-konseylerin önemini idrak etmemde bir iþaret fiþeði oldu bu durum. KESK’in çalýþma alanýnda sadece bir metrekare bir panoda faaliyet yürütüyor olmasý çok gülünç geldi. Bu iþin, sendikaya bel baðlamakla olmayacaðýný bir kez daha yaþayarak anladým. Mesai saatleri geliyor geçiyor, geliyor geçiyor, geliyor geçiyordu. Ýþ yerinin açýk cezaevinden farký yok bence. Ýnsanlarýn düþünmemesi, üretmemesi ve pasifize olmasý için –kýsaca þuna memurlaþmasý için diyelim- dört bir yandan kuþatmanýn olmasý, içimdeki isyan ateþini gittikçe körüklüyor. Aklýma iþçiler geliyor sürekli, onlarýn emeðinin yanýnda hiçbir þey olan bir emek gücüne karþýlýk hak etmediðim bir mebla alýyor olmam kendimden utandýrdý bir süre. Kapitalizmin tüm iðrençliðini, saçmalýðýný biliyor olmak, görüyor olmak ve bilince çýkarmýþ olmanýn yetmediðini anladým; yaþarken bunca sinirlenmemden, þok olmamdan, þaþýrmamdan. “Cuma namazý”na gitmediðim için adýmýn önüne “alevi” eki koyarak beni onurland@rma ihtiyacý duyuluyor olmasý çok komiðime gitti, hala da gidiyor. Tüm insanlar garip davranýyor, sýrf bu yüzden. Ne bileyim, kimi “devlet büyüðümün” çayýný karýþtýrmadan getirdiðim için azar iþitiyor olmam –azar demek az kaçar, bir zurba laf iþitmem- ne derece sinirimi bozduysa, namaza gitmedim diye alevi oluyor olmam da o kadar cahillikle bağdaş@r ve komikti. Sindirmek ve nato kafa nato mermer bir insan olmam için sistem dört bir yandan saldýrýyor. Bir tek bana deðil elbette, yeryüzünü aþkýn yüzü haline getirmeye çalýþan her insana bu saldýrý var. “Çýkabilir miyim efendim” deðil de “ben çýkýyorum ….. bey” dediðim için ayak üstü ciðeri beþ para etmez kimselerden laf iþitiyor olmak, açýktan “biz seni memurlaþtýracaðýz, direnme” uyarýsýdýr benim için. Ama istedikleri kadar çabalasýnlar, kendileri yorulur. Bu tip somut olaylar saymakla bitmez elbette, tek tek aðaçlarla uðraþýrsak koca bir ormaný kaybedebiliriz. Sizlerin yýllardýr, milyonlarca defa karþýlaþtýðýnýz bu saldýrýlarla ilk kez karþýlaþýyor olmanýn hýncýný paylaþmak istedim sizlerle sadece. Komite ve konseylerde örgütlenmenin, emekçilerin mücadelesinde birliði oluþturmak açýsýndan ne kadar önemli, kapitalizmi paramparça etmek ve yýkmak için ne kadar acil olduðunu genç bir DEK’li olarak ben de biliyorum. Ve tüm emekçileri, en içten devrimci duygularýmla kucaklýyorum. Zafere DEK, daima! DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde saðlýk emekçilerinin 1 Nisan Cuma günü performans sistemine karþý baþlattýðý grev 5 Nisan günü kazanýmla sonuçlandý. Grevin baþlamasýnýn ardýndan geliþen etkiyle asistan hekimler Saðlýk Bakaný Recep Akdað ile görüþtüler. Görüþmede asistan hekimlerin talepleri kabul edildi. Talepler, hastanedeki tüm saðlýk emekçileri için geçerli olacak þekilde kabul edildi. Saðlanan anlaþma gereðince saðlýk emekçilerinin ücretleri, performans sistemi uygulamasýnýn baþlatýlmasýndan önceki dönemde uygulanan sisteme göre ödenecek. Çalýþanlar hakkýnda üniversite yönetimi soruþturma açmayacak. Saðlýk çalýþanlarýnýn da içinde yer aldýðý bir komisyon kurularak, hastanedeki çalýþma þartlarý ve hizmetlerinin iyileþtirilmesi için adýmlar atýlmasýný saðlayacak þekilde çalýþmalar yapýlacak. Asistan hekimler, grevin kazanýmla sonuçlanmasý nedeniyle 5 Nisan gününü “Asistan Hekimler Günü” ilan ettiler.
9
Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri’nde çalýþan Saðlýk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasý (SES) üyeleri, performansýn çalýþanlarýn ücretlerinde yarattýðý eþitsizlikleri, 18 Mart’ta bir saatlik iþ býrakmanýn ardýndan yürüyüþle protesto etti. Performans uygulamasý ile ayný iþi yapanlar arasýnda yaþanan eþitsizlikler, bazý bölümlerde ise yasalara aykýrý olarak döner sermaye ödenmemesi bir saatlik iþ býrakma, yürüyüþ ve basýn açýklamasý ile protesto edildi. Ýstanbul öðretim üyeleri, Saðlýk Bakanlýðýnýn ve YÖK’ün uygulamalarýný protesto etmek için 28 Þubat’ta Ýstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Kampüsü önünde bir araya gelmiþlerdi. Ýstanbul Üniversitesi Ýstanbul Týp ve Cerrahpaþa Týp Fakültelerinin öðretim üyeleri, uzmanlarý, asistanlarý ve öðrencileri olarak, bu geliþimlere seyirci kalmayacaklarýný, sözleþmeli çalýþmayla özlük haklarýnýn ellerinden alýnmasýna karþý seslerini yükselteceklerini dile getirmiþlerdi.
10
13 MART SAÐLIK EYLEMÝ YENÝ EYLEMLER DOÐURDU
Saðlýkta özelleþtirmeye karþý 13 Mart Pazar Günü onbinlerce saðlýk çalýþaný, Ankara’da toplanarak büyük bir miting gerçekleþtirdi. Eyleme Türk Tabipler Birliði’ne baðlý saðlýk örgütleri, TMMOB, TEB, Devrimci SaðlýkÝþ, Genel-Ýþ, Sosyal-Ýþ, Saðlýk Emekçileri Sendikasý, çeþitli üniversitelerde ve yüksekokullarda saðlýk bölümlerinde okuyan birçok öðrenci de katýldý. Performans sistemine, güvencesiz çalýþmaya, saðlýk sektörünün özelleþtirilmesine ve piyasalaþtýrýlmasýna, niteliksiz saðlýk hizmetine karþý “Çok Ses Tek Yürek” olan emekçiler ellerinde “Doktor Che’nin Yolundayýz” dövizleriyle yürüdüler. Parasýz ve nitelikli saðlýk hizmeti vermek istediklerini söyleyen emekçiler, hastalara müþteri muamelesinin yapýldýðý performans sistemini ve taþeronlaþmayý reddettiler. Miting boyunca “Grev” diye haykýran saðlýk emekçileri, bu eylemin bir baþlangýç olduðunu dile getirdiler. Taleplerinin karþýlanmamasý halinde hiç vakit kaybetmeden grev hazýrlýklarýna baþlayacaklarýný belirttiler. Saðlýk çalýþanlarý, 19–20 Nisan tarihlerinde saðlýk hizmeti sunamayacaklarýný açýkladýlar. Mitingin ardýndan TTB, Saðlýk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasý, Türk Diþhekimleri Birliði, Türk Hemþireler Derneði, Devrimci Saðlýk Ýþ Sendikasý’nýn katýlýmýyla, 6 Nisan’da basýn toplantýsý düzenlendi. Toplantýda basýn açýklamasýný yapan TTB Merkez Konseyi Baþkaný Dr. Eriþ Bilaloðlu, konuþmasýna 9 Eylül Üniversitesi’nde 1 Nisan’dan bu yana sürdürdükleri grevi, Saðlýk Bakaný Recep Akdað ile yapýlan görüþmeden sonra sonlandýran asistan hekimlerin mücadelesini selamlayarak baþladý. Asistan hekimlerin, sürecin devamýnda, 19–20 Nisan tarihlerinde gerçekleþtirilecek etkinliklere katýlacaklarýný bildirdiklerini belirten Bilaloðlu, “5 Nisan Asistan Hekim Bayramý olsun” çaðrýsýný da aktardý. Saðlýk çalýþanlarýnýn uzun bir süredir giderek artan oranda, gerçek anlamda saðlýk hizmeti sunmak yerine sadece ve sadece hastalarýna “bakmaya” zorlanan koþullarda olduklarýný belirten Bilaloðlu, bu yöndeki taleplerinin de ne yazýk ki dikkate alýnmadýðýný kaydetti. Bilaloðlu, içinde bulunduklarý ve giderek olumsuzlaþan koþullar nedeniyle saðlýk çalýþanlarýnýn seslerini yükselteceðini ve 19–20 Nisan tarihlerinde çalýþmayacaklarýný bildirdi. Grev’e katýlacak saðlýk örgütleri ise þunlar:
Türk Tabipleri Birliði (TTB) Türk Diþ Hekimleri Birliði (TDB) Saðlýk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasý (SES) Türk Medikal Radyoteknoloji Derneði (TMRT-DER) Devrimci Saðlýk Ýþ Sendikasý (DEV SAÐLIK ÝÞ) Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneði (TÜM RAD-DER) Saðlýk Hizmetleri Sýnýfý Çalýþanlarý Derneði Saðlýk ve Sosyal Hizmet Çalýþanlarýnýn Sözü (SÖZ-SEN) Sosyal Hizmet Uzmanlarý Derneði (SHUD), Týbbi Laboratuar Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneði
DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
ULUSAL SORUN
newroz ve sivil itaatsizlik
Newroz bu yýl da Amed, Ýstanbul, Mersin ve Ýzmir’de baþta olmak üzere birçok ilde coþkuyla kutlandý. Kürt halký için baþkaldýrýnýn ve özgürlüðe yürüyüþün sembolü olan newrozu kutlamak için yüz binlerce Kürt, rengarenk, geleneksel kýyafetleri, zýlgýtlar, sloganlar ve coþkulu alkýþlarla miting alanlarýna taþtý. Nevroz alanýna gelen sadece Kürtler deðildi. Newroz alanýna siyasi partiler, dernekler, devrimci örgüt ve kurumlar, pankartlarý, bayraklarý ve Kürt halkýyla dayanýþma, kardeþlik ve birlik sloganlarýyla yürüyerek girdiler. Kutlamalarda konuþmalar Kürtçe ve Türkçe yapýlýrken, sloganlar, zýlgýtlar ve alkýþlarla coþku doruktaydý. Binlerce insanýn devrim yolunda ölümsüzleþenler için saygý duruþunda bulunmasýyla her yerde mitingler baþladý. Ýstanbul’daki Newroz kutlamalarýna BDP Eþ Genel Baþkaný Selahattin Demirtaþ, Ýstanbul milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Ufuk Uras, yayýncý yazar Ragýp Duran, TGDP Sözcüsü Necati Abay, Sabri Topçu, sanatçý Zeynep Tanbay, DÝSK Yönetim Kurulu üyeleri de katýldý. Miting, BDP Eþ Genel Baþkaný Selahattin Demirtaþ ve Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in Newroz ateþini yakmasýyla baþlatýldý. Newroz coþkusunun sloganlar, marþlar, dalgalandýrýlan bayraklar, zafer iþaretleri, halaylarla paylaþýldýðý mitingde direniþteki iþçiler, siyasi partilerden temsilciler de kýsa konuþmalarla kitlenin Newroz’unu kutlarken, bütün illerde Ýmralý’dan Abdullah Öcalan’ýn gönderdiði mesaj okundu. Halaylar kuruldu, bayraklar dalgalandýrýldý, kitleler slogan atarak halaylar çekti. Mitinge katýlanlar yine sloganlarla ve zafer iþaretleriyle yürüyerek alandan ayrýldý. Newroz kutlamalarýnýn barýþ yürüyüþleriyle bitirileceði duyuruldu. Yürüyüþler sýrasýnda kimi yerlerde izdihamlar yaþanýrken Diyarbakýr, Hakkari, Urfa, Þýrnak, Aðrý’da çatýþmalar yaþandý.
Sivil Ýtaatsizlik Eylemleri Kürt Ulusal Hareketi “Anadilde eðitim”, “Siyasi tutuklularýn serbest býrakýlmasý”, “Seçim barajýnýn düþürülmesi”, “Askeri ve siyasi operasyonlarýn durdurulmasý” talepleri için 23 Mart gününden itibaren “Demokratik çözüm çadýrlarý kurarak sivil itaatsizlik eylemlerine baþladýlar. Diyarbakýr, Mardin, Urfa, Batman, Ýstanbul, Ýzmir, Mersin ve daha birçok ilde bu eylemler kitlesel bir þekilde gerçekleþtirildi. Siyasi partiler, dernekler, devrimci kurum ve yapýlar, demokratik kitle örgütleri, sendikacýlar, yazarlar, sanatçýlarýn yoðun ziyaretleriyle destek buldu. Eylemler çoðu yerde polisin saldýrýlarýna maruz kaldý. Pek çok kiþi gözaltýna alýnýrken kimileri de tutuklandý. Sivil itaatsizlik eylemleri yurtdýþýnda da kimi merkezlerde gerçekleþtirildi. Kürt Ulusal Hareketi’nin eylemleri tüm saldýrýlara karþýn geniþleyerek devam ediyor. Kürt halký mücadelenin her zaman olduðu gibi örgütlü ortak hareketini kolayca yakaladý. Ana dilde eðitim eylemlerinde olduðu gibi görkemli eylemlerini her gün baþka bir alandan yükseltiyorlar. Uluslarýn Kendi Kaderini Tayin Hakký’ný koþulsuz þartsýz aktif bir þekilde savunmasý gereken tüm devrimcilerin ulusal mücadelenin eylemlerine destek vermesi kaçýnýlmaz görevleridir. Kürt halký kendi kaderini tayin edebilecek güçte ve örgütlülüktedir. Hedeflerin bugünkü nicelik ve niteliðine göre yükseltilmesi de ancak Kürt iþçi sýnýfýnýn ve yoksul köylülerinin taleplerinin öne çýkarýlmasý ile mümkün olacaktýr. Sivil itaatsizlik eylemlerinin taleplerinin tümü Kürt ve Türk emekçilerinin iktidar yürüyüþünde kazanýlabilecek yan ürünlerdir. Bugün “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük” sloganý Tunus ve Ortadoðu eylemleriyle vücut bulmuþtur. Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
11
12
AYAKLANMALAR YÜZYILI
Canbebe, Helen Harper, Canped markalarýný üreten Ontex fabrikasýnda çalýþan iþçiler, 17 Þubat sabahý vardiya giriþinde iþten çýkartýlmýþ, 18 Þubat günü fabrikalarýnýn hemen karþýsýnda çadýr kurarak eyleme baþlamýþlardýr. Ontex iþçileri, ilk etapta iþlerine geri dönmek bunun yaný sýra kölece çalýþma koþullarýna ve düþük ücretlere karþý fabrikanýn 2011–2013 toplu iþ sözleþmesi sürecinde sendika yöneticilerinin ve temsilcilerinin sorumluluklarýný yerine getirmeyip iþçilerin talepleri ve iradeleri hiçe sayýp sözleþme imzalamalarýna karþý eylemlerine devam ediyorlar. Ontex iþçileri, iþlerine geri dönmek, tüm sendika yöneticileri ve temsilcilerinin istifa etmesi, baþta temsilcileri olmak üzere tüm yöneticilerinin demokratik seçimlerle belirlenmesi, iþçi iradesini yok sayan sözleþmenin iptal edilmesi ve TÝS taleplerinin kabul edilmesi için eylemlerine fabrika önünde bekleyiþlerini sürdürmenin yaný sýra her cumartesi PTT iþçileriyle Galatasaray Lisesi’nden Taksim Meydaný’na yürüyüþ gerçekleþtiriyorlar.
Dün ya Dev ri mi Ya yý lý yor
Dünya devrimi Latin Amerika’da yol açtýðý zincirleme devrimlerden sonra, þimdi de Kuzey Afrika ve Ortadoðu’da zincirleme devrimlerle yayýlýyor. Arap ülkeleri ve Ortadoðu’da tarihin en büyük olaylarýndan biri gerçekleþiyor, halklar ayaklanmalarla, devrimlerle burjuva diktatörlükleri yýkýyor. Daha doðrusu ekonomik ve politik gücü elinde tutan egemen burjuva kesimin egemenliðini yýkýyor. Halk yýðýnlarý, devrimi bir halk egemenliðiyle henüz taçlandýramasa da, kendi egemenliðini kurmak için son derece avantajlý bir ortam ve konum elde ediyor. Biz belli bir noktaya kadar gelmiþ olan Mýsýr ve Tunus devrimlerinin çeþitli yanlarý üzerinde duracaðýz. 1- Mýsýr’da devrim Hüsnü Mübarek’i devirecek kadar güçlü, fakat orduyu, polisi, bürokrasiyi, devlet aygýtlarýný daðýtamayacak kadar güçsüz olduðu için askeri yönetim iktidara geldi. Askeri yönetimin ilk uygulamasý da devrimin sembolü Tahrir’e saldýrmak oldu. 2- Burjuvazi, karþý-devrim, askeri yönetim döneminde toparlanmaya ve devrimin kazanýmlarýný yýkmaya çalýþacaktýr. 3- Gerici parti (burjuva dinci parti) bir taraftan geçiþ dönemi iktidarýyla anlaþmaya çalýþýrken, diðer taraftan devrimin yarattýðý gücü kullanmak için sokaktan da çekilmeyecektir. Meydaný sosyalizme býrakmak istemiyor. 4- Bu demektir ki, çatýþma bundan sonra, halk kitleleriyle, devrimci güçlerle devlet aygýtý ve burjuvazi arasýnda olacaktýr. Bu ise ikinci bir devrimin þartlarýný hazýrlayacaktýr. Ýkinci bir devrim, birincisinin ikinci bir baskýsý olmayacaktýr. Hem istemler yönünden, hem de bileþimi yönünden, birincisinden farklý olacaktýr. Ýkinci devrim emekçilerin kurtuluþunu hedefleyecektir. 5- Proletarya ve emekçi kitlelerle burjuvazi arasýndaki sýnýf savaþý bundan böyle çok daha hýzlanacak, yoðunlaþacak ve yayýlacaktýr. Devrimin yarattýðý yeni güçler dengesi ve bu iliþkinin belirlediði politik ortam emekçilerin kurtuluþu için çok uygun bir duruma gelmiþtir. Kitleler hem devrim deneyimine sahip oldu, hem de devrimle yeni bir itiþ noktasý kazandý Artýk devrim eðitiminden geçmiþ ve savaþ kapasitesi artmýþ bir konumda giriyor yeni dönemdeki sýnýf kavgasýna. Emekçi kitleler özcesi daha ileri bir konumla hazýrlanýyor gelecek savaþa. 6- Mýsýr ve Tunus örnekleri göstermiþtir ki, demokrasi sorunu bir devrim sorunudur. Demokrasi sorununu burjuvaziyle uzlaþma içinde çözebileceklerini sanan reformist ve oportünist gruplarýn bu konudaki görüþleri ya da kuruntularý çökmüþtür. Oradaki kitleler sadece demokrasi istemiyle ayaklanmadýlar, ekonomik istemleri de vardý, fakat tam da ekonomik istemlerini karþýlamak için, demokrasi sorununun, politik iktidar sorununun çözülmesi gerektiðini anladýlar ve bu bilinçle tüm taleplerini ikti-
DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
dar sorununun çözümüne baðladýlar. Ekonomistler bunu hiç anlayamaz. 7- Gençlik özellikle de iþçi gençlik ve iþsiz gençlik her iki devrimde de hareketi ateþleyici, hýzlandýrýcý ve örgütleyici bir rol oynadý; devrimin vurucu gücü oldu. Burjuvazi Mýsýr ve Tunus devrimlerinin kapitalist düzenin kendisinden kaynaklandýðý, ekonomik ve politik durumun derinliklerinden oluþup gelen ayaklanmalarýn sonucu olduðu temel gerçeðinin üstünü örterek olayý sadece bir politik gençlik hareketi ve “Gençlik Devrimi” olarak çarpýtmaya çalýþýyor. O, bunu, devrimin sýnýfsal temelini, sýnýfsal çeliþkilerinin ve sýnýf savaþýmýnýn üstünü örtmek için yapýyor. Gençliðin buradaki devindirici rolü þuradadýr ki, burjuva topluma karþý, onun emekçiler üzerindeki sömürüsüne ve politik baskýlarýna karþý, kitlelerde birikmiþ olan öfke, hoþnutsuzluklar ve kini eylemlerle açýða çýkarmýþ ve cesaretle devrime yöneltmiþtir. Devrimlerin gençliðin devrimci potansiyeline iliþkin ortaya çýkardýðý önemli sonuç: Gençliðin devrimci enerjisi, devrimci gücü ve etkin devrimci rolü ancak devrimci eylemlerde, sokaklarda, devrimci çatýþmalarda açýða çýkar. 8– Muhalif burjuvazi bu devrime neden katýldý. Bu, her iki ülkenin somutunda aranmalýdýr. Ýktidarý elinde tutan bir avuç burjuva güç, iktidar olanaklarýna dayanarak büyük bir servet biriktirirken iktidar dýþýnda kalan burjuva güçler ise önlerine konan engellerden dolayý tam bir geliþme gösteremediler. Üzerlerindeki iktidar basýsý ve engeller kalkmadan serpilip geliþemeyeceklerini biliyorlardý. Bu durum diðer Arap ülkeleri için de geçerlidir. Buralarda servet sahibi olmak için iktidar güçleriyle iliþkide olmak gerekiyor; bu iliþki ise sadece dar bir çevrenin girebileceði þeklide düzenlenmiþtir. Yani bu demektir ki, iktidar dýþýnda kalanlar için, iktidar olanaklarýndan yararlanma imkaný hiç yoktur. O nedenle orta sýnýflar, çeþitli isimler altýnda, çeþitli politik toplumsal vb. motifler kullanarak iktidara ve egemen burjuvaziye karþý bir ayaklanmayla amaçlarýna ulaþabileceklerini bildikleri için büyük bir istekle devrime katýlan kitlelerin yanýnda yer aldýlar. 9- Devrimler ve ayaklanmalarla birlikte bölgedeki komünistlerin de etkin bir güç olarak öne çýkma koþullarý, olanaklarý ve malzemesi oluþtu. Devrimci giriþim ve devrimler hepsine bir canlýlýk bir dinamizm ve ileri atýlma cesareti verdi ve onlarý ateþledi. Eðer deðerlendirebilirlerse bu, onlar için, sosyalizmin geleceði için yeni bir tarihsel dönemdir. Komünist hareket bölgede çok eski olmakla birlikte uzun süredir etkin ve önde görülmedi. Olduðu ülkelerdeki egemen burjuva güçlerle girdiði iliþkiler bu partileri büyük ölçüde yýprattý, zayýflattý ve çürüttü. Baðýmsýz bir hareket olarak davranmadan, burjuvaziye karþý, iktidarlara karþý mücadele etmeden, onlara karþý halk içinde düþmanlýk duygularý uyandýrýlmadan etkin bir güç olunamaz. Devrimler bu dersi onlara çok açýk olarak göstermiþtir. 10- Ýþçi sýnýfýnýn çeþitli burjuva çevrelerle devrimde yan yana gelmesi artýk sona ermiþtir. Burjuva güçler düzeni devam ettirme ve devrim gücüne dayanarak çeþitli ekonomik ve politik imtiyazlar elde etme peþinde. Proletarya kesin olarak baðýmsýz bir politika izlemeli devrime katýlan burjuva güçlerin durumunu, politikasýný teþhir etmeli ve emekçilerin kurtuluþ hedefine devrimci bir çizgi izleyerek varmayý hedeflemelidir. DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
12 Mart 1995’te üç kahvehane ve bir iþyeri kurþunlandý. 3 kiþi yaþamýný yitirirken 5’i aðýr 25’ten fazla kiþi yaralandý. Katliamý yapanlar polis korumasýnda ellerini kollarýný sallayarak çekip gittiler. Bu katliamda kullanýlan gasp edilmiþ taksinin sürücüsünü de öldürüp bagaja attýlar ve aracý ateþe verdiler. Bu katliama eylemlerle cevap veren halk, Gazi Karakolu’na (bugün Eski Karakol olarak anýlan yer) doðru yürüyüþe geçti. Bu sefer resmi polisin halkýn üzerine ateþ açmasý sonucu bir kiþi öldü ve birçok kiþi yaralandý. Ertesi gün ise Ýstanbul’un her yerinde binlerce insan, Ýstanbul’u eylem alanýna çevirdi. Gazi Mahallesi ve 1 Mayýs Mahallesi’nde yine polis halký taradý. Bu sefer 15 kiþi daha katledildi. Türkiye eylem alanýna döndü. Ankara’da eylemcilerin üzerine ateþ açan polis, 36 kiþiyi daha yaraladý. Gazi halký ve devrimciler, ilk andan itibaren kurulan komite ile taleplerini kabul ettirdi ve eylem bitirildi. 2011 Gazi Ayaklanmasý ve Katliamý Anmasý için de binler Gazi’de, sabahýn erken saatlerinde Ýstanbul’un dört bir yanýndan gelerek sokaklarý doldurdu. Gazi Mezarlýðý’na doðru “Gazi Faþizme Mezar Olacak”, “Yaþasýn Devrimci Dayanýþma”, “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Devrim Savaþçýlarý Ölümsüzdür”, “Ýdamlar Bizi Yýldýramaz” sloganlarý ile yürüyüþe geçen kitle, mezarlýða ulaþtýðýnda ortak açýklama metni okundu. Platform adýna yapýlan açýklamada “Þimdi mahallemizi korumak ve omuz omuza ileriye taþýmak hepimize düþüyor. Bunun için kenetlenelim ve bize zulmedenlerin karþýsýna daha güçlü bir sesle çýkalým! Ve unutmayalým! Ýþçilerin köylülerin ve tüm emekçilerin insanca yaþadýklarý, kendi geleceklerini belirledikleri bir düzen kurma mücadelesi, halk düþmanlarýna verilecek en büyük ceza olacaktýr” denildi. Gazi Mahallesi’nde ve Ümraniye’de ayaklanmada katledilen kiþilerin mezarlýðýna çiçekler býrakýldý.
13
Metal Sanayicileri Sendikasý’nýn (MESS) düþük ücret, ücret sistemindeki adaletsizlik ve kýdem tazminatýndaki belirsizlik dayatmasýna karþý Birleþik Metal-Ýþ Sendikasý, 22 Mart’tan itibaren bir çok iþyerinde greve çýkma kararýný hayata geçirmeye baþlamýþtý. Greve baþlayan iþyerlerinde ya grevin baþlamasýndan kýsa bir süre sonra ya da grevin baþlayacaðý günde anlaþma saðlanýyor. Birleþik Metal-Ýþ Sendikasý’nýn grev takvimi ise þöyleydi: 30 Mart 2011- Bekaert (Kocaeli Þube) 1 Nisan 2011- Bosal Mimaysan (Gebze Þube) 4 Nisan 2011- Çimsataþ (Anadolu Þube) 6 Nisan 2011- ABB Elektrik (Ýstanbul 1 Nolu Þube) 8 Nisan 2011- Arfesan (Gebze Þube) 11 Nisan 2011- RSA (Ýstanbul 2 Nolu Þube) 24 Mart günü greve baþlayan Standart Depo iþçileri grevlerin altýncý gününde kazanýma ulaþýrken, Gebze’deki Areva iþçileri de 29 Mart’ta greve baþlayacaklarý gün sabah erken saatlerde anlaþma saðlamýþlardý. 31 Mart’ta greve çýkacak olan Bekaert iþyerinde greve çýkýlmadan anlaþma saðlandý.
14
11- Ayaklanmalarýn ve devrimlerin böylesine kýsa bir sürede derin bir etki yaratmasý, zincirleme olarak gerçekleþmesinin ortak nedenleri var. Ekonomik nedenler: Bu ülkeler kapitalizmin egemenliðine girmiþ ülkelerdir; kapitalist üretim temel üretimdir. Kapitalist üretimin tüm yasalarý ve sonuçlarý buralarda kendini göstermiþtir. Üretimin temeli ücretli emek sömürüsüdür. Üretici güçlerle iliþki biçimi arasýndaki çeliþki toplumun esas çeliþkisidir. Bütün sýnýf çatýþmalarý, bütün ayaklanma ve devrimler bu temelde ortaya çýkar. Bu ülkelerde emekçilerin ekonomik koþullarý ortaktýr, aynýdýr. Emek-sermaye çeliþkisi buralarda aynýdýr. Politik olarak... Bu toplum bir baský toplumudur. Baský en iðrenç þeklinde halk kitleleri üzerinde uygulanmýþtýr. Tüm bunlara karþý sürdüren sosyalist ve komünist mücadeleler çok aðýr biçimde bastýrýlmýþ ve devrimcilere yönelik þiddetli saldýrýlar yapýlmýþtýr. Ýþçi sýnýfýnýn örgütlenmesi ve mücadelesi kesintisiz olarak baský altýna alýnmýþ ve engellenmiþtir. Sonuçta bu ülkelerde büyük bir öfke, hoþnutsuzluk ve devrimci güç birikmiþtir. Þimdi ayaklanma ve devrimde büyük bir patlamayla ortaya çýkan kitlelerin büyük öfkesi, gücü, özlemleri ve istemleridir. 12- Halk bu ülkelerde burjuva düzene karþý burjuva ölçütlerle yaþamaya karþý ayaklandý. Kitleler burjuva düzeni yakacak yeterli bir bilinç ve örgütsel düzeye sahip deðildi, fakat bu yolda büyük bir sýçrama yapmýþtýr. 13- Tarihteki her büyük toplumsal olayda, her devrimde olduðu gibi kadýnlar Arap ülkelerindeki devrimlerde de etkin bir rol oynuyorlar. Kadýnlar katýlmadan ayaklanma ve devrim bu denli tutkulu, coþkun ve etkin olmazdý. Kadýnlarýn ayaklanmalarda ne kadar tutarlý ve içten davrandýklarý görüldü. Devrimlerin baþarýya ulaþmasýnda kadýnlarý kesin rolü var. 14- Kuzey Afrika devrimleri ve Ortadoðu ayaklanmalarý bir gerçeði gözler önüne sermiþtir. Tunus’ta baþlangýçta bir olayla baþlayan devrim ateþi kýsa sürede tüm ülkeye yayýldý ve devrime giden yolu açtý. Baþka zamanlar küçük bir olay büyük bir devrime yol açmaz; ama eðer tüm nesnel koþullar bir araya toplanmýþsa, küçük bir çatýþma büyük bir devrime yol açar. Tunus’ta olan koþullar Mýsýr’da, Libya’da ve Ortadoðu’da var. Ekonomik ve politik koþullarýn bir devrime yol açmasý için, bir olay hýzlandýrýcý bir rol oynayabilir. Burada önemli olan patlamaya hazýr bir durumun oluþmuþ olmasýdýr. Tunus’taki ilk devrimci ayaklanma, Mýsýr’daki devrime ve bölgedeki diðer ayaklanmalara bir ivme verdi, çabuklaþtýrdý. Eðer bu ülkelerde devrimin koþullarý ortaya çýkmamýþ olsaydý, Tunus’taki ayaklanma diðer yerlerdeki ayaklanmaya ve devrime yol açmazdý. Bu ülkelerde devrimin öznesi devrimci gençlik, iþçi kitleleri ve emekçiler oldu. Durumu çok iyi deðerlendiren devrimci kitleler son derece pratik davranarak hemen ayaklanmaya giriþtiler ve kýsa sürede eylemlerle büyük kitleleri devrime yönelttiler. 15- Devrim çok kýsa süre içinde geniþ kitleleri büyük bir dönüþüme uðrattý, koþullarý deðiþtirdi. Koþullar ve insanlarýn yaný anda dönüþüme uðramasý devrimle gerçekleþti. Mücadele Birliði Dergisi S:185
DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
3 NİSAN ANKARA KESK, DÝSK, Türk-Ýþ’e baðlý sendikalar ile emek ve meslek örgütlerinin çaðrýsýyla binlerce iþçi ve emekçi Ankara’da “Güvencesiz Çalýþmaya Hayýr” demek için mitingde bir araya geldi. Eskiþehir, Ýstanbul, Konya baþta olmak üzere birçok ilden emek ve meslek örgütünden emekçinin katýldýðý eylemde, taþeron iþçilerin, iþten atýlan ve mücadele eden iþçilerin dile getirdikleri “Taþeron Yasaklansýn” ve “Mücadeleyi Yükselterek Sürdüreceðiz”, “Birleþe Birleþe Kazanacaðýz” söylemleri öne çýktý. Ankara ve dýþýndan gelen iþçi ve emekçiler, Dikimevi’ndeki Metro duraðýnda toplanarak “Güvenli Gelecek, Birleþik Mücadele” pankartý ile Kolej Kavþaðý’na alkýþlar ve sloganlar, ýslýklarla yürüyerek “güvenceli iþ ve güvenli bir gelecek” taleplerini dile getirdi. “4/B, 4-C, 50/D Sözleþmeli, Taþerona Hayýr” dövizlerinin birleþtirilerek en önde taþýndýðý yürüyüþte aralarýnda siyasi parti temsilcilerinin de bulunduðu emek ve demokrasi güçleri destek verdi. Mitinge, TTB, KESK, SES, Hava-Ýþ, Deri-Ýþ, Birleþik Metal-Ýþ, Dev Saðlýk-Ýþ, Hakevleri, Mücadele Birliði Platformu, Güvencesiz Öðretmenler, GençSen, Devrimci Demokrat Sendikal Birlik, Emekli- Sen, ÖDP, ESP, EHP, EMEP, Ankara Tabip Odasý, Sine-Sen sendikalarý ile bazý meslek odalarý, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütlerinin genel baþkanlarý katýldý. KESK Genel Baþkaný Döndü Taka Çýnar, TTB Merkez Konseyi Baþkaný Eriþ Bilaloðlu, Birleþik Metal Ýþ Genel Baþkaný Adnan Serdaroðlu, Hava Ýþ Genel Baþkaný Atilay Ayçin ve siyasi partilerden temsilciler kitlenin önünde yürüyüþe katýldý. Eylemde yerini alan Mücadele Birliði Platformu da eyleme “Kapitalizmi Yýkalým, Dünya Emeðin Olacak” yazýlý bir pankartla katýldý. Saat 12:00’ye doðru baþlayan yürüyüþ boyunca, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak”, “Katil ABD Ortadoðu’dan Defol”, “Dünya Emeðin Olacak”, “Yaþasýn Devrimci Ýþçi Komiteleri”, “Savaþan Ýþçiler Yalnýz Deðildir” gibi sloganlar attý. Alana gelindiðinde ise Yeni Evrede Mücadele Birliði, Önsöz ve Zafere Kadar Genç Yoldaþ dergisinin satýþý ve bildiri daðýtýmý yapýldý. Binlerce iþçi ve emekçinin “Güvencesiz Çalýþmaya Hayýr”, “Ýþgal, Grev, Direniþ”, “Ýþverenin Kölesi Olmayacaðýz”, “Ýþçilerin Birliði Sermayeyi Yenecek”, “Güvenceli Ýþ Güvenceli Gelecek Ýstiyoruz”“Yaþasýn Örgütlü Mücadelemiz”, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak”, “Güvenceli Ýþ, Ýnsanca Yaþam Ýstiyoruz”, “Taþeron Çalýþma Engellensin”, “Kadrolu Ýstihdam Ýstiyoruz”, “Enkaz Deðil, Geleceðimizi Ýstiyoruz” vb. sloganlarýný attýðý ve bu talepleri dile getiren dövizlerin taþýndýðý mitingde 21 yýl sonra grevlere çýkmaya baþlayan Birleþik Metal-Ýþ sendikasý üyelerinin, Dev Saðlýk-Ýþ üyelerinin, Hava-Ýþ, Tümtis Sendikalarýnýn ve Türkiye Deri-Ýþ Sendikasýna baðlý Grup Suni Deri, Kampana ve Desa iþçilerinin kitlesel olarak katýldýklarý gözlemlendi. Direniþteki Ontex, Canbebe ve PTT taþeron iþçileri de mücadelelerinin süreceði vurgusunu yaptýlar. Selçuk Üniversitesi taþeron iþçileri de pankart ve dövizleriyle taþeronun son bulmasý için seslerini yükseltti. Hava Ýþ üyeleri, Sabiha Gökçen Havalimaný’ndaki iþten atýlan iþçiler, atýlan iþçi sayýsýnýn 241+110 olduðuna pankartlarýnda yer verirken, “Yaþamlarý parçalanýrken, kaderleri birleþenler” pankartý da açtý, iþe dönüþ mücadelelerinin güvenceli çalýþma haklarýný elde edene kadar süreceðini belirtti. Metal sektöründe grevleriyle gündemde olan Birleþik Metal-Ýþ’e baðlý iþyerlerinden Casper iþçileri de “Ýþten Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn, Sendika Haklarý Tanýnsýn” pankartlarý ve dövizleri ile alandaydý. Selçuk Üniversitesi taþeron iþçileri, Polatlý Duatepe Devlet Hastanesi taþeron saðlýk iþçileri de “Taþerona Hayýr” diyerek eylemde yer aldý. Saðlýk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasý (SES), birçok ilden geniþ katýlýmla eylemde yer alýrken, döviz ve sloganlarýyla, Saðlýkta GüDEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
Gebze’de bulunan ve 1 Nisan 2011 günü greve gitmeyi tasarlayan Bosal Mimaysan’da ve Bekaert’te anlaþma saðlandý. Standart Depo’da 100 üyeyi ilgilendiren sözleþme kapsamýnda sendika 51 kuruþ artýþ isterken, 48 kuruþta anlama saðlandý. Standart Depo’da saat ücreti ortalama 5. 72 TL.’ye çýktý. Sosyal haklarda yüzde 15 artýþ saðlandý. Bekaert’te 37,7 kuruþ teklif edilirken, sendika 51 kuruþ istemiþti. Burada da 48 kuruþta anlaþma saðlandý. Ortalama saat ücreti 4. 80 TL, en yüksek ise 10 TL. Sözleþmelerin MESS imzaladýktan sonra yürürlüðe gireceði açýklandý. Ýki yýllýk sözleþmenin diðer altý aylýk dilimlerinde de enflasyon oraný ve fabrika ortalamasýna göre artýþ yapýlacaðý bilgisi verildi.
15
Gebze’de bulunan Bericap Kapak San. Ltd. Þti çalýþan ve Petrol-Ýþ Sendikasý’na üye olduklarý için iþten çýkarýlan ve 24 Aralýk 2010 da fabrika önünde eyleme geçen Bericap iþçileri eylemlerini sürdürüyor. Bericap Fabrikasý’nda çalýþan iþçiler daha önce fabrikalarýnda örgütlü olabilmek için mücadele etmiþ uzun mücadeleler sonunda fabrikada örgütlendikleri Petrol Ýþ Sendikasý ile çoðunluðu kazanýp 2009’da TÝS ( toplu iþ sözleþmesi) yetkisini kazanmýþlardý. Ýþçiler TÝS yetkisini kazandýktan sonra patron yaptýðý oyunlarla sendikanýn yetkisini düþürmek için, 23 Aralýk’ta sendikalý 4 iþçiyi disiplin kurulu aracýlýðýyla 25. maddeden iþten çýkartmýþtý. TÝS yetkisini kaybeden sendika, 24 Aralýk’ta 1 günlük iþ býrakma eylemi yaparak iþten çýkartýlan 4 iþçi arkadaþlarýnýn iþe geri alýnmasýný ve patronun sendikalý iþçilerin üzerindeki baskýlarý býrakmasýný istemiþti. 1 günlük iþ býrakma eylemine katýlan iþçilerden 98’i çeþitli bahanelerle tazminatsýz bir þekilde iþten çýkarýldýlar. Bunun üzerine 24 Aralýk’ta eyleme geçen iþçiler, iþe geri alýnmak ve insanca çalýþma koþullarý için eylemlerine devam ediyorlar. Ýþçiler iþe geri alýnmalarý için sonuna kadar mücadele edeceklerini belirtiyorlar.
16
vencesizliðe, Taþerona Ve Performans Uygulamasýna Hayýr” dedi. SES üyeleri “Saðlýkta Yýkýmý Durduralým”, “Saðlýk Haktýr Satýlamaz” dövizleri ve sloganlarýyla katýldýlar. Sinema emekçileri de Sine-Sen olarak “Ýnsanlýk Dýþý Çalýþma Koþullarýna Son”, “Sinema Emekçisi Köle Deðildir”, “Kuralsýz, Güvencesiz Çalýþtýrýlmaya Hayýr” diyerek taleplerini dile getirdiler. Atamasý yapýlmayan ve güvencesiz olarak sözleþmeli çalýþan öðretmenler de “Atama Yoksa Ýsyan Var, Tüm Öðretmenlere Güvenceli Ýþ Ýstiyoruz” taleplerini haykýrdýlar. Çevreye duyarlý kitle örgütleri ve enerji emekçileri ise “HES’lere Ve Nükleer Santrallere Hayýr” diyerek taleplerini ifade ettiler. Mitingin açýlýþ konuþmasýný SES MYK Üyesi Köksal Aydýn yaptý. Tertip Komitesi adýna kitleyi selamlayan Aydýn, “Kölelik düzenine, iþsizliðe, taþeron ve geleceksizliðe karþý mücadele edeceðimizi bir kez daha ilan ediyoruz” dedi. Aydýn’ýn konuþmasýnýn ardýndan konfederasyon, sendika, oda ve siyasi partilerin genel baþkanlarý iþçileri selamladý. Mitingde Dev Saðlýk-Ýþ Genel Baþkaný Arzu Çerkezoðlu, “Ekmeðimizi, emeðimizi çaldýklarý yetmiyormuþ gibi onurumuzu da almak istiyorlar. Ama bizler binlerle onurumuza, emeðimize ve ekmeðimize sahip çýktýk, çýkýyoruz” dedi. Ýþçilerin AKP’ye boyun eðmeyeceðini belirten Çerkezoðlu, “Bakanlar, baþbakanlar 13 yaþýndaki çocuklarýný sigortalý yaparken, iþçileri güvencesiz çalýþmaya zorluyor. Biz, hukuku Fetullah’a, dýþ politikayý Amerika’ya, demokrasiyi AB’ye havale edenlere güvenmiyoruz. 12 Haziran’ý kendilerine dönüm noktasý sayanlara güvenmiyoruz” dedi. Çerkezoðlu, diyerek, AKP’nin emekçileri köleliðe mahkum eden politikalarýna karþý mücadele edeceklerini vurguladý. Ardýndan HavaÝþ Genel Baþkaný Atilay Ayçin, “Bu ülkede artýk kimin ne yaptýðý ne yapacaðý konuþulmamalýdýr. Biz bu ülkenin yarýnlarýnýn nereye götürülmek istendiðini biliyoruz. Biz, iþ kazalarý adý altýnda iþ cinayetlerinde öldürülmek istemiyoruz. Yetmez ama evet diyerek AKP’nin havuzuna su taþýyan patronlarýn iþ yerlerinde ölmek istemiyoruz” dedi. “Biz bugüne kadar gelen iktidarlara dair ne söylediysek çýktý. Özelleþtirmeler olacak dedik, oldu. AKP Kürt açýlýmýyla puan toplamak istiyor dedik. Ýþte açýlým ve sonuçlarý ortada. Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türkiye’si gitti, AKP-C oldu” diyen Ayçin, “Ateþ çemberi sarýyor, her geçen gün daralýyor. Ya ölüp yok olacaðýz. Ya adam akýllý mücadele edecek var olacaðýz” diyerek konuþmasýný tamamladý. SES Genel Baþkaný Bedriye Yorgun ise Türkiye’de yoksulluðun alýþkanlýk, iþsizliðin statü, diktatörlüðün rejim haline geldiðini, seçimlerde emekçilerin karþýsýna iþsizlik ve yoksulluða karþý bugüne kadar çözüm olmayan reçetelerin sunulacaðýný belirten Yorgun, “Bizler de TEKEL iþçileri gibi kendi çözümümüzü yaratacaðýz. 12 Haziran’da, bize çözüm bulmayanlar, sandýða gömülecek” dedi. Nisan ayýnýn ikinci haftasý saðlýk emekçilerinin greve gideceðini belirten Yorgun, alana yansýyan dayanýþma ve kararlýðýn “Beyaz Grev’e” de yansýyacaðýný ifade etti. Mitingde Kartal Koþuyolu Hastanesi’nde çalýþan Dev Saðlýk-Ýþ üyesi taþeron iþçi Ziya Ýncedere bir konuþma yaptý. Ýncedere, AKP hükümetinin güvenceli hale getirdiði tek þeyin güvencesiz çalýþtýrma cehennemi olduðuna dikkat çekti. Güvencesi çalýþtýrmayý kader olmaktan çýkarmak için büyük bir adým attýklarýný ifade eden Ýncedere, “Bilin ki büyük bir mücadele yolunun baþýndayýz. Mücadelemiz yeni baþlamadý ama yol yeni açýlýyor” dedi. 1 Mayýs’a deðinen saðlýk emekçisi, “Ýþçi sýnýfýnýn birlik mücadele ve dayanýþma günü 1 Mayýs’ta 1 Mayýs alanýnda olacaðýz. 1 Mayýs alanýnda güvencesiz çalýþmaya karþý mücadelemizin temel talepleri yankýlanacak” dedi. Miting, Karadeniz müziði eþliðinde horona durulamasý ve çekilen halaylarla son buldu.
Mücadele Birliði Platformu - Ankara
DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
SOSYAL GÜVENLİK
MALÜLEN EMEKLİLİK VE SAKATLIK NEDENİYLE EMEKLİLİK KOŞULLARI
Merhaba emekçiler, Bu sayýda malulen emeklilik ile sakatlýk indiriminden yararlanarak emekli olmanýn koþullarýný paylaþacaðýz. 193 sayýlý Gelir Vergisi Kanunun 3689 sayýlý kanunla deðiþik 31. maddesinin 3. fýkrasýna göre çalýþma gücünün en az %40’ýný kaybetmek suretiyle sakatlýk indiriminden yararlanmaya hak kazanmýþ durumda bulunan sigortalýlar en az 15 yýllýk sigortalý süresi ve 3600 gün malullük, yaþlýlýk ve ölüm sigortalarý pirimi ödeme þartlarýný yerine getirmeleri halinde yaþlýlýk aylýðý baðlanmasýna hak kazanmakta idiler.(506 SK.M 60/C-b) Ancak 01.10.2008 tarihinde yürürlüðe giren 5510 sayýlý yasa bu durumu oldukça net bir þekilde iþçilerin aleyhine deðiþtirdi. Þöyle ki: 06.08.1991 tarihinden sonra iþe baþlayan sakatlar da kademeli emeklilik koþuluna tabi tutuldu. Yasadan önce klasik %40 rapor 15 yýl ve 3600 gün olan koþullar þu þekilde deðiþti: 07.08.1991—06.08.1994 arasý, 16 yýl 3760 gün. 07.08.1994—06.08.1997 arasý 17 yýl 3920 gün. 07.08.1997—06.08.2000 arasý iþe baþlayanlar 18 yýl 4080 gün. 07.08.2000—06.08.2003 arasý 19 yýl 4240 gün. 06.08.2003—01.10.2008 arasý 20 yýl 4400 gün çalýþmalarý gerekiyor. Bu verdiðim tablodan da anlaþýldýðý gibi, 506 sayýlý SSK’nýn kuruluþ yasasý ile 01.10.2008’de yürürlüðe giren yasasý arasýnda bir kýyaslama yapýldýðýnda, sakat ve kýsmi özürlü olan iþçinin 800 gün ve beþ yýl daha fazla çalýþmasý gerekiyor 01.01.2008 tarihinde yürürlüðe giren 5510 sayýlý yasa ile malulen emekli olma koþullarý, bu tarihten öncesine göre yine çalýþan hasta iþçinin aleyhine deðiþti. Daha önce; hasta iþçinin malulen emekli olabilmesi için en az, 5 yýl en az 1800 gün ve çalýþma gücünün 3/2 sini yani %70 sini kaybetmesi gerekirken, þimdi en az 5 il ve en az 1800 günden malulen emekli olabilmesi için tam teþekküllü hastane tarafýndan, “hayatýný idame edebilmesi için baþkasýnýn yardýmýna ihtiyaç vardýr” ibaresinin olmasý gerekiyor. Yoksa en az 10 yýl en az 1800 gün koþulu getirildi. Þimdi ise çalýþma gücünün en az % 60’ýný kaybetmesi gerekiyor. Görünürde on puan düþüþ var, oysaki tek bir rahatsýzlýktan %60 olmasý gerekiyor yani; bir gözü kör olmuþ ve baypas ameliyatý geçirmiþ o kiþiye maluliyet yok. Baypasýn oraný %40 ile 45 arasý tek gözün görmemesi %30 ile 35 arasý toplamda en az % 70 yapar, ancak malulen emekli olamaz. Sebebi ise, bir gözü kör olmuþsa diðer gözünün de kör olmasý gerekir. Bir ayaðý kesilmiþse diðer ayaðýnýn da kesilmiþ olmasý gerekiyor. Ya da felç, kanser, siroz vs. Yani halk arasýnda denilir ya “allah biletini kesmiþ” aynen öyle olmasý gerek. Yani þunu anlatmak istiyorum: Ýþçinin malulen emekli olabilmesi için önce allahtan öbür tarafa bilet almasý gerek. Aksi takdirde malulen emekli olmayý aklýndan bile geçirmesin. Ýþçi sýnýfýnýn ihbar tazminatý, kýdem tazminatý ve emeklilik, þah damarýdýr. Bu konu iþçileri mendirek deðil direk ilgilendirir. Emeklilik sosyal güvence, ayný zamanda çalýþan için, saðlýk demektir. Çalýþanýn sosyal güvencesi yoksa saðlýðýna da pek tabi ki baktýramaz.Yaþlanan iþçi emekli olamamýþsa saðlýðýna baktýramaz. Yaþlanan insan daha fazla hastalanýr. Bir kat daha sosyal güvenceye ihtiyacý vardýr. Diðer sayýda sosyal güvenliðin baþka bir baþlýðýnda buluþmak dileðiyle. DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
Bericap Türkiye 1988 yýlýnda üretime geçti. Hak ettikleri ücreti alamayan ve çalýþma koþullarý çok zor olan iþçiler 2009 yýlýnýn temmuz ayý sonlarýnda Petrol-Ýþ Gebze Þubesi’nde örgütlenmeye baþladý. Patron, toplusözleþme masasýna oturana kadar geçen 6 aylýk sürede 6 öncü iþçiyi iþten çýkarttý. 2010 yýlý Ocak ayýnda toplu iþ sözleþmesi imzalandý, ancak iþverenin sendikalý iþçiye olan tahammülsüzlüðü sona ermedi. Patron sendikanýn üye sayýsýný yüzde 50+1’in altýna düþürmeyi ve sözleþmenin sona ereceði 31 Aralýk 2011’de sendikadan kurtulmayý planlýyordu. Bunun için iþçiye tuzak hazýrlandý. Toplusözleþme hükümlerine aykýrý olarak, sendikaya ve iþçiye bilgi vermeden vardiya sistemi deðiþtirildi. Bu oldu bittiyi kabul etmeyen iþçiler eski vardiya sistemine göre çalýþmayý sürdürdü. Ýþveren bu durumu, “izinsiz iþe gelmeme” olarak deðerlendirdi. Vardiya deðiþikliðini kabul etmeyen 16 iþçiden 4’ünün iþ akdi tazminatsýz olarak feshedildi, 12 iþçiye ise yevmiye kesme cezasý verildi. Bunun üzerine, iþçiler 24 Aralýk 2010 tarihinde fabrika önünde direniþ baþlattý.
17
18
DEK’İN ÇALIŞMA DEFTERİ
(BTS) Birleþik Taþýmacýlýk Çalýþanlarý Sendikasý’nda örgütlü demiryolu emekçileri TCDD’da yaþanan siyasi kadrolaþmalarý, haksýz ve hukuksuz yapýlan atamalarý dile getirerek, kadrolaþma sonucu yetkin olmayan kiþilerin getirildikleri görevler nedeniyle demiryollarýnda yaþanan kazalara davetiye çýkarýlmasýný kamuoyuna bildirmek amacýyla 5 Nisan Salý günü saat 12.30’da Haydarpaþa Tren Garý önünde bir basýn açýklamasý ve oturma eylemi yaptýlar. Kamu yönetiminin temel ilkelerinden olan kariyer ve liyakat ilkelerinin bir tarafa býrakýlarak yapýlan atamalarda siyasi yandaþlýk ve AKP’ye yakýn olan sendika üyeliði göz önüne alýnarak atamalarýn yapýldýðýna deðinerek TCDD bünyesinde personel atanmasý uygulamalarýnda da ülkenin gündeminde olan sýnavlardaki usulsüzlüklere dikkat çekildi. Eylem sýrasýnda “Birleþik Taþýmacýlýk Çalýþanlarý Sendikasý Ýstanbul 1 Nolu Þube” pankartý açan demiryolu emekçileri, “Bir kez daha TCDD Genel Müdürlüðü yönetiminin hiçbir haklý gerekçesi olmayan tamamen keyfi kayýrmacý, çalýþma huzurunu ve barýþýný bozan, kurum çalýþanlarýný kuruma ve iþine karþý yabancýlaþtýrmaya yol açan uygulamalarýna son vermesini istiyoruz” diyerek yarým saatlik oturma eylemiyle yaþanan usulsüzlükleri protesto ettiler.
VI. BÖLÜM Esnek Üretim / Çalýþma ve Örgütlenme Sorunlarý Y.E. Mücadele Birliði Sayý:13/2004
Kapitalizmle birlikte, basit elbirliðiyle manifaktürlerde çalýþan zanaatkarlar, fabrikalarda proletarya ordusunu yaratmaya baþladýlar. Üretim bandýnýn baþýnda çalýþan her iþçi, ayný makinenin birer parçasý, ayný yaþam biçiminin ayný çýkarlarýn birer ortaklarý oldular. Kapitalist için daha fazla artý-deðer, iþçilere daha fazla çalýþma ve daha az ücreti dayatýyordu. Aðýr rekabet koþullarýnda kapitalist için bu “zor”, yaþamsal deðerdeydi. Ýþçi için ise insanca yaþayabileceði bir ücret ve sosyal geliþimi için ihtiyaç duyduðu fazla zaman, ölüm kalým mücadelesiydi. Bu uzlaþmaz çeliþki kapitalizmle birlikte doðdu ve bugün iç savaþlar, çatýþmalarla sürüyor. Ýþçi sýnýfýnýn iki yüzyýllýk savaþý, sayýsýz grevler, çatýþmalar, iktidar mücadeleleri ve örgütlenme modelleri, ona aðýr bedeller ödetti, ama karþýlýðýnda azýmsanmayacak bir birikim kazandýrdý. Burjuvazi de ayný þekilde saldýrýlar, katliamlar, savaþ, yok etme, yýldýrma vb. yöntemlerle kimi zaman geri adým atmak zorunda kaldý, kimi zaman saldýrýlarýný yoðunlaþtýrýp daha fazla taviz koparmaya çalýþtý. Sýnýflar mücadelesi, burjuvaziye de iþçi sýnýfýna da pek çok deneyim kazandýrdý. Ýþçi sýnýfý, iþ hukukunu kazanýrken, burjuvazi de bu kazanýmlarý nasýl daðýtýp, lehine çevirebileceðini öðrendi. Kapitalizm, varolduðu sürece de her iki sýnýf açýsýndan bu amansýz savaþýn dinmesi beklenemez. Burjuvazinin tüm bu deneyimlerinin sonucu 70’li yýllarla birlikte esnek üretim/çalýþma iþçi sýnýfýna dayatýldý. Týpký teknoloji gibi, esnek üretim modelleri de üretimin nitelik geliþiminin bir sonucu olsa da, kapitalizmin elinde birer saldýrý aracýna dönüþtüler. Burjuvazinin esnek üretim/çalýþma modelleriyle sýnýfsal çýkarlarý açýsýndan ulaþmayý tasarladýðý baþlýca hedefler þöyle sýralanabilir: — Ýþçilerin fiziki ve moral gücünü parçalamak, kitlesel bir aradalýktan doðan üstünlüklerine son vermek. — Ýþçilerin örgütlülüklerini daðýtmak, iþçiyi eve ya da küçük bir grubun içine hapsederek sýnýftan koparmak, öncülerin iþçilerle buluþmasýný zorlaþtýrmak. — Sýnýfýn içerisinde farklý çýkar katmanlarý oluþturarak (çekirdek iþçi, taþeron iþçi, sözleþmeli iþçi vb.) güçleri bölmek ve sýnýf içi çatýþmalar yaratarak hedefi þaþýrtmak. Burjuvazi tüm bu saldýrýlarý hayata geçirebilmek içinse aþaðýdaki araçlarý kullanýyor: — Ýþ içinde birbirini denetleyen iþçi gruplarý oluþturmak suretiyle çýkar çatýþmalarý yaratýyor. Örneðin performans ya da parça baþý ücretlendirme yoluyla iþçileri birbirine rakip hale getiriyor. Ýþçi, ancak diðer grubun üyelerinden fazla çalýþýrsa yaþayabileceði bir ücret kazanabilir hale geliyor. Böylece en yakýndaki sýnýf yoldaþýný düþman olarak görmeye zorlanýyor. Kapitalist zor, bu ve benzeri pek çok yöntemle daha fabrikalarda/atölyede baþlýyor. — Sarý sendikalar, reformist ve oportünist hareketler yo-
DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
luyla iþçilerin pasif, uzlaþmacý, sýnýrlarý belirlenmiþ, yasal kurumlar içinde yer almalarýný saðlayarak yakýn tehlikeden kurtulmaya çalýþýyor. — Ýþçilerin örgütlerine, önderlerine saldýrýyor; onlarý sýnýftan uzaklaþtýrmanýn her yolunu deniyor. Hapsetme, katletme, marjinalleþtirip uzaklaþtýrma… — Devletin kolluk güçlerine, sivil faþistlere yüksek maddi kaynaklar ve geniþ yetki alaný saðlýyor. Saldýrýlar ve katliamlarla her türlü hareket bastýrýlmaya çalýþýyor. — Eðitim ve basýn yoluyla çürümeyi, yozlaþmayý ve yabancýlaþmayý derinleþtirerek, iþçilerin kendi kültürlerini ve yüksek insani deðerlerini oluþturmalarýna engel oluyor. Tüm bu saldýrýlar karþýsýnda iþçi sýnýfý da iki yüz yýl öncesine oranla daha birikimli olduðunu eylemlerinin nitelik yükseliþiyle gösteriyor. Tüm bu saldýrýlar karþýsýnda iþçi ve emekçilerin sahip olduklarý birikim, tüm dünyada ve ülkelerimizde iktidar mücadeleleriyle iktidar mücadelelerini daha da sertleþtirecektir. Son olarak, esnek çalýþma ve esnek üretim saldýrýlarýna karþý iþçilerin yapmalarý gerekenleri sýralayalým. — Ýþçiler tüm mücadelelerini iktidara yönlendirmeliler. Kapitalizmin her saldýrýsýna karþý varolan mevzileri savunma mantýðýyla hareket edenlerin ne kadar geriye düþtüklerine tanýk olduk. Kapitalist mülkiyet iliþkileri sürdüðü müddetçe hiçbir kazaným kalýcý olmayacaktýr. “Ýktidar Dýþýnda Her Þey Hiçbir Þeydir!”. Sýnýfýn enerjisini sistemi onarmak, sorunlarý çözmeye çalýþmak ya da uzlaþma noktasý aramak için harcamak, daha büyük katliamlar için kapitalizme zaman kazandýrmaktan baþka bir iþe yaramaz. — Ýþçilerin, toplumun tüm kesimlerinin mücadelelerini birleþtirecek birikim ve öngörüleriyle onu iktidara taþýyacak proletaryanýn devrimci sýnýf partisini, iþçi sýnýfý partisini tanýmalarý ve etrafýnda birleþmeleri ancak zaferi olanaklý kýlar. Tarih, örgütsüzlüðü nedeniyle katliamlarla bastýrýlmýþ pek çok ayaklanma örneði ile doludur. — Kapitalizme karþý mücadele, iþçileri oyalamaya, dolayýsýyla sistemi kurtarmaya kilitlenmiþ tüm yasalcý, reformist, oportünist, sendikalist, ekonomist anlayýþlara karþý mücadeleyle birlikte yürür. Ýþçiler için reformizmin teþhir ve tecridi yaþamsaldýr. — Ýþçiler önderlerine sahip çýkmadýkça kurtuluþ yüzü göremezler. Tüm devrimlerin ilk adýmý olan devrimci tutsaklarýn özgürleþtirilmesi, iþçilerin iktidara giden yollarýný açmalarý anlamýna gelir. — Ýþyerlerinde her türlü ayrýmcýlýða karþý mücadele verilmeli, toplumun tüm diðer sýnýf ve katmanlarýnýn sorunlarýna sahip çýkýlmalýdýr. — Ýþçilerin öz denetim, mücadele ve iktidar organlarý komiteler, her mahallede her iþyerinde zaman kaybetmeksizin örgütlenmelidir. Üretim ölçeðini küçültüp parçalara ayýrarak ve birbirinden uzaklaþtýrarak örgütlenmenin önüne geçmeye çalýþan burjuvaziye karþý en etkili silahlarýmýz, yasalarla sýnýrlandýrýlmamýþ, yaratýcý eylemleri hemen harekete geçirebilen, proletaryanýn devrimci sýnýf partisi önderliðindeki komite ve konseylerimiz olacaktýr. Mücadele, ayaklanma ve iktidar organlarý komiteler, her koþulda ve her yerde örgütlenme esnekliðine sahiptirler. Komiteler iþçi ve emekçilerin varolan örgütlenmelerini de devrimin hizmetine sokacaklardýr. Tüm dünyada ve ülkelerimizde emekçilerin daha yaratýcý, iþçi sýnýfýnýn kendi yasalarýndan baþka yasa tanýmayan, daha sert ve kitlesel eylemlerine tanýk olacaðýz. Ýþçi sýnýfý ve emekçiler burjuvazinin korkularýný boþa çýkartmayacaktýr. Gelecek sayý: Dünya devrim deneyimlerinde Komite Konsey deneyimlerinden notlar. DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Kampana Deri Fabrikasý’nda 21 Mart’ta iþten atýlan iki kadýn iþçi Dilek Göl ve Gaye Eraslan fabrika önünde eyleme baþlamýþ ardýndan 14 iþçi daha iþten atýlmýþtý. 14 iþçinin daha iþten atýlmasý üzerine Deri-Ýþ Sendikasý tarafýndan fabrika önünde bir basýn açýklamasý gerçekleþtirildi. Sendikanýn yetkileri tanýnýncaya kadar ve iþten atýlan iþçiler geri alýnýncaya kadar eylemlerini kararlýlýkla sürdüreceklerini ifade eden Deri-Ýþ Sendikasý Tuzla Þube Baþkaný Binali Tay, Kampana Deri patronunun sendikal faaliyeti engellemek amacýyla taþeronlaþmaya gittiðini ifade etti Kampana Deri’deki iþçiler, mücadelelerini sürdüreceklerini, Kampana patronu sendikayý kabul edene kadar Deri Ýþ kolunda baþlayan görüþmeleri askýya alacaklarýný dile getirdiler. Eylem sürerken iþçilere destek büyüyor.
19
20
BELLEK
DÝSK, KESK, TMMOB ve TTB, “1 Mayýs’ta 1 Milyon Kiþiyle Taksim’de” olacaklarýný açýkladýlar. 30 Mart günü DÝSK Genel Merkezi’nde saat 11.00’da düzenlenen basýn toplantýsýnda yapýlan ortak açýklamayý DÝSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün okudu. Açýklamada “Kendi örgütlerimizde karar alarak, bu sürecin önümüze koyduðu tarihsel sorumluluðu, 1 Mayýs’ýn anlam ve önemine uygun bir biçimde, tüm halkýmýzýn katýlacaðý bir geniþlikte ve kapsamda gerçekleþtirmek üzere örgütlemek için , görüþ birliðindeyiz. Ýstanbul Taksim Meydaný (1 Mayýs Meydaný) olmak üzere, Türkiye’nin dört bir yanýnda kutlamalarla birleþik, kitlesel ve özüne uygun bir 1 Mayýs için çalýþmalarýmýzý yürüteceðiz” dedi. Tayfun Görgün, son zamanlarda yaþanan Kürt halkýna karþý yapýlan baskýlar, basýn özgürlüðüne ve güvencesiz bir þekilde çalýþan iþçilere dikkat çekti. Görgün; “1 Mayýs 2011 kutlamalarýnda kaybettiklerimizin anýsýna, Taksim Meydaný’ný 1 Mayýs Alaný olarak iþçi sýnýfýna, birlik, mücadele ve dayanýþma günü olarak yeniden kazandýrmamýzda, bizimle birlikte kararlý bir mücadele veren, sýnýf dostlarýmýzla, devrimcilerle, demokratlarla, sosyalistlerle, yurtseverlerle yeniden yan yana, omuz omuza olacaðýz. Bu ses, iþsizliðe, açlýða, yoksulluða, en güçlü cevap olacaktýr, bu ses, baskýya direnenlerin, teslim olmayanlarýn haykýrýþý olacaktýr. Bu ses, ülkemizde ve Ortadoðu’da emperyalist saldýrganlýða karþý haykýrýþ olacaktýr. Bu ses, kapitalist sistemin yaratýðý, ekolojik tahribata, açlýða, yoksulluða, iþsizliðe karþý emeðin haykýrýþý olacaktýr” dedi.
ZAFER SAVAÞAN EMEKÇÝNÝN OLACAK Mücadele Birliði 32 Aðustos 1999
24 Temmuz 1999, devrim cephesinin birliðinin güç gösterisi olarak tarihe geçecek. 15 ve 17 Temmuz’lardaki illere yayýlan eylemler durmaksýzýn devam ediyor. 24 Temmuz’da yönünü Ankara’ya çeviren iþçi ve emekçiler, iki yüz bine varan nicelikleriyle kendilerini gösterdiler. Bu eylemin herkes tarafýndan çok kapsamlý deðerlendirilmesi gerektiði kanýsýndayýz. Burjuva basýnýn bile dudaðýný uçuklatan bu devasa ordu görünürde kararlý bir suskunluk içindeydi. Eylem öncesi iþ yerlerimizde görüþtüðümüz iþçi ve emekçilerle eylemden sonra da bir araya gelip deðerlendirme yaptýk. Emekçiler siyasi görüþü ne olursa olsun, kendilerinin ve devletin sýnýfýnýn karþýt sýnýflar olduðunun farkýnda. Sosyal reform yasasýyla bütün haklarýmýzýn gasp edilip bizden yapýlan kýsýntýlarýn sermayenin cebine akýtýldýðýnýn da farkýnda. Emekçilere tepkisiz diyen ve böylece devrimin sorumluluðundan kurtulmaya, kendi hantallýklarýný emekçilere yüklemeye çalýþan reformistler, kitlelerle dürüst bir bað içine girecek olsalardý bu tepkileri görebilirlerdi. Eylem illerdeki organizasyonlarla baþladý. Gelebilenler sendikalarda yer aramaya koyulurken, gelemeyenler maddi desteklerini sunmakta hiç tereddüt etmediler. Ancak bazý sendika yöneticileri illerden kalkan sendika araçlarýna yabancýlarý (?) almaktansa, boþ koltuklarla yola çýkmayý tercih ediyorlardý. Sendikalardaki duyarlý iþçilerin çabalarýyla yanlarýna 3’er 5’er kiþi alarak arabalarda eylemi sahiplenmek ve destek vermek isteyenlere yer bulundu. Sendika aðalarýnýn “yabancýlarý yanýmýza almayacaðýz, güvenlik görevlilerimiz (polis) yeterli önlemi almýþlardýr, provokasyonlara (?) izin vermeyeceðiz” vb açýklamalarý, sarý sendikalarýnýn kýzýllaþacaðý korkularýndan baþka bir þey deðildi. Bazý sendika araçlarý ise devrimci-yurtseverleri Ankara’ya götürmek için seferber oldu. Böylece eylem iþçi si, emekçisi, öðrencisi, mahallelisi, devrimci basýný ile bir bütüne ulaþtý. Türk-Ýþ, DÝSK, KESK, Hak-iþ, Kamu-Sen ve Memur-Sen’le birlikte 7 meslek örgütünün organizasyonu bu eylem, otobüslerde türküler ve marþlarla baþladý. Mücadele Birliði Platformu; DÝK (Devrimci Ýþçi Komiteleri), “Artýk Kapitalistlere Servet, Kendimize Sefalet Biriktirmeyeceðiz!” DEK (Devrimci Emekçi Komiteleri), “Yaþasýn iþçi ve Emekçilerin Mücadele Birliði” ve Mücadele Birliði Dergisi olmak üzere 3 pankartla eyleme katýldý. DÝK ve DEK’i sadece bir siyasi çevre gibi gören onlarý emekçi ve iþçilerin öz örgütleri olarak görme bilincinden yoksunlar, kortejimizi sendikalarýn içinden çýkartmaya çalýþtýlar. Sendika görevlileriyle yaptýðýmýz tartýþma sonucu doðru yerimizde iþçi ve emekçilerin kortejlerinin içinde yürümeye baþladýk. Bir savaþ ordusuna yakýþýr disiplin, düzen, kararlýlýk ve coþkuyla iþçi ve emekçilerin desteklerini kazandýk. Kâh sloganlarýmýza katýlarak kâh kortejimize girip bizimle yürüyerek bizimle mücadele birliðine girdiler. Biz de devrimcileri, demokratik kitle örgütlerini sloganlarýmýzla selamladýk. Kürt analarýný kesintisiz sloganlarýmýzla destekledik. Eylemde atýlan genel sloganlar hükümete ve kapitalizmin demokratikleþmesine(?) yönelik daraltýlmýþ hedeflere kilitlenmiþti. “Kahrolsun IMF Baðýmsýz Türkiye”, “Kurt, Kuþ Arý, IMF iktidarý”, “Emekçi Uyuma Kurda Kuþa Yem Olma”, “Ýþ-Ekmek Yoksa Barýþ da Yok”, “iþçi Memur El ele DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
Genel Greve” vb. Faþizm, tekelci kapitalizmin bir tercihi deðil, zorunlu kaldýðý bir devlet biçimidir. Dolayýsýyla faþizm yýkýlmadan barýþýn koþullarý yoktur. Buna raðmen öyle bir düþünecek olursak, iþ ve ekmek verse sömürüyü baðrýmýza mý basacaðýz? Türkiye tekelci kapitalizmi emperyalizme baðýmlý deðil de bizzat baþka ülkeleri sömürerek iþçi ve emekçilerine kýsmý ekonomik imkânlar sunacak güçte olsaydý boyun mu eðecektik? O hükümet bu hükümet ne fark eder kurt, kuþ, arý deðil onlarýn efendisi sermaye bizim hedefimiz. Faþizmin tüm kalelerini yýkmak ta ki dünyada tek bir sömürülen kiþi kalmayýncaya kadar... Sosyal reform yasasý tümüyle geri çekildiðinde -ki bu reformistler ve iþbirlikçi sendika aðalarýnýn engelinde mümkün görünmüyor- sömürüyü alt mý etmiþ olacaðýz? Genel grev sloganý atanlar genel grevin, silahlanmýþ iþçilerin devrimin son kozu olduðunu bilmiyorlar mý? Bunun için iþçilerimizin örgütleri hazýr mý? Biz devam edelim. Eylem beþ koldan Kýzýlay’a yürüyüþle devam etti. Türk-Ýþ, Hak-iþ ile DÝSK, KESK ile Memur-Sen, Kamu-Sen bir araya getirilmemeye özen gösterilerek. Çünkü tepede uzlaþmýþ bu sendikalar tabanda bu uzlaþmayý gerçekleþtiremediklerinin farkýndaydýlar. Bu güne kadar teþhir ve tecrit için mücadele ettiðimiz Hak-Ýþ, Kamu-Sen, Memur-Sen gibi konfederasyonlar ESK (Ekonomik Sosyal Konsey) ile birlikte sendikalarýmýzýn yönetimleriyle boy göstermiþ, böylece kitle gözünde meþruluk kazanmýþlardý. Eyleme Türk bayraklarýyla katýlan bu gerici devlet sendikalarý kitlelerine yetmemenin ve onlarý tabanlarýnda tutamamanýn sýkýntýlarýný yaþýyorlardý. Bu eylemle birlikte söylemlerin KESK ve DÝSK’in söylemlerine yaklaþtýðýna/yaklaþmak zorunda kaldýðýna tanýk olduk. Böylece kitleselleþmelerinin önündeki týkanýklýk aþýlmýþ oldu. Týpký CHP gibi emekçilerden yana bir maske takýnýp, emekçilerin içinde kendilerini meþrulaþtýrmalarýnýn oyunuydu bu. Eylemden önce açýklamalarýyla devlete ve polise sýrtýný dayadýklarýný, hatta onlarla el ele olduklarýný, dolayýsýyla iþbirlikçiliklerini her zamanki gibi açýða vurmuþlardý. Ancak emekçiler hangi sýnýftan olduklarýný ve hangi sýnýfa karþý savaþmak zorunda olduklarýný biliyorlar, sezinliyorlardý. Kortejler 10.00’da oluþturulup yola çýkýldý. Kýzýlay’a 12.00’de vardýk. 12.30’da bir açýklama kitlenin coþkusunu býçak gibi kesti. “Arkadaþlar eylemimiz burada bitiyor lütfen sessizce!!! daðýtalým”. Daðýlma beklendi, kitle daðýlmadý. Tekrar kortejler oluþtu geldiðimiz yoldan ayný disiplinle sloganlarýmýzla döndük. Emekçiler düzenli kortejlerle arabalarýna doðru yürüdüler. Yüzler sýkýnDEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
Samsun’da kurulu bulunan British American Tobacco (BAT) firmasýna ait Samsun-Ballýca Fabrikasý’nda çalýþan 120 iþçinin iþten atýlmasýnýn ardýndan baþlayan eylemleri fabrika iþgaliyle devam ediyor. Ýþçilerin, iþten atýlmalarý ve ücretlerinin ödenmemesi üzerine yaptýklarý iþgal eylemlerinde sonuç alýncaya kadar fabrikayý terk etmeyeceklerini söylüyorlar. Dýþarýda kurulan çadýrlarda ise soðuk havaya raðmen gece gündüz nöbetleþerek destek eylemleri sürüyor. Bu arada BAT patronu, Tek Gýda-Ýþ Sendikasý yöneticileri ile görüþerek iþçilerin ücretlerini artýrabileceklerini söyledi. Sendika yöneticileri ise eylemin nedeninin ücretler olmadýðýný söyleyerek, iþten atýlan iþçilerin derhal iþe geri dönmesini istedi. Patronun bu talebi kabul edemeyeceðini bildirmesi üzerine görüþme sonuçsuz kaldý.
21
Tepe Klima iþçileri 4 ay boyunca ücretlerini alamadýklarý için baþladýklarý eylemlerinin 37. gününde, 7 Mart tarihinde fabrikayý iþgal ederek kendilerini fabrikaya kilitleyip kapý önlerine barikatlar kurdular. Dýþarýdan açýlmasýný engellemek için kapýlarý kaynak makinalarýyla kapattýlar. Ýþçilerin eylemlerini büyütmesi üzerine patron, görüþmeyi kabul etmek zorunda kaldý. Tepe Klima patronu, görüþmeyi Pendik Emniyet Müdürü, Limter-Ýþ Genel Baþkaný Kanber Saygýlý ve Genel Sekreteri Hakký Demiral ile iþçi temsilcileriyle yaptý. Görüþme sonunda, iþçilerine ücret alacaklarýnýn tümünün ve direniþte geçen günlerinin ücretlerinin (46gün) için 16 Mart’ta ödenmesi üzerine anlaþmaya varýlarak sözleþme imzalandý.
22
týlý, öfkeli ve düþünceliydi. Dönüþte otobüslerde bildirilerimiz ellerdeydi. Emekçilerin bildirilerimizi yolda giderken okumalarý yere atmamalarý doðruya yönelme sezgilerinden mutluluk ve umut duymamýza neden oldu. Bize yasaklanan Taksim alanýný 17 Temmuz’da açtýðýmýz gibi ayný kararlýlýkla bu kez de Kýzýlay alanýný emekçilere açmýþtýk. Tam bir sýnýf dayanýþmasý ve bütünlüðü alana hâkimdi, ancak ihanet bir kez daha karþýmýza çýktý. Otobüslerde, döndüðümüzde iþyerlerimizde emekçiler “Anlaþmýþlardý, bizi kullanýp sattýlar, geri dönmeyecektik, sendika yöneticileri kendi güç gösterilerini yaptýlar biz bu kadar insaný sokaða dökeriz diye meclis kulislerinde inisiyatif kazandýlar. Bu kadar emekçi bir araya gelince neler yapýlmaz ki, meclise bile yürünür” þeklinde konuþuyorlardý. Bütün bu konuþmalarda emekçilerin tek güçsüzlüðünün örgütsüzlüðü olduðuna tanýk olduk. Böylesine bir devrimci durumda Ýç savaþ saflarý bunca keskinleþtirmiþken komite ve konseylerimizi yaymanýn birinci hedefimiz haline gelmesinde hemfikir olduk. Ya kanlý kavgalý savaþ ve devrim, ya çürüme yok olma ve ölüm. Sendikalarýmýza komite ve konseylerimizin denetim ve çekimini taþýyamazsak emekçiler ihanetten kurtulamayacaklar. Tam iþyerlerimizde bunlarý konuþuyorduk. Bayram Meral’in satýn alýnmýþ sözleri duyuldu: “Uzlaþma zemini doðdu” 29 Temmuz’da alýnan grev kararýnda Türk-Ýþ grev kýrýcý olarak yerini aldý. Emeklilik yaþý 58–55 olarak geri çekilmiþ. Tek hedef buydu sanki. Sosyal Güvenlik yasasýnýn diðer gasplarý, sömürünün sefalete ulaþtýðý iþçiler, emekçiler, iþsizler ordusu, çocuk iþçilerin sömürüsü bitti mi? Hayýr! Bayram Meral ve iþbirlikçilerin ta kendisidir biten. 29 Temmuz Saraçhane Eylemi: 29 Temmuz’da yarým günlük iþ býrakmada ve mitingde “Ýhanetin Hesabý Sorulacak” sloganý yükseliyordu. “Ýþçiler Burada Bayram Meral Nerede”. Sosyal güvenlik yasasýna karþý bir sendika yöneticisinin, “Eðer konfederasyonlarýmýz eylem kararý almazsa biz de konfederasyonlarýmýza yürürüz” tavrýný tam burada yerine getirmek gerekiyor. Emekçiler, iþçiler sendika ve konfederasyonlarýna yürümeli, iþbirlikçileri ve satýlmýþlarý alaþaðý etmelidirler. Türk-Ýþ’in 24 Temmuz’da SES aracýna yazdýðý “Türk-Ýþ Laik Devletin ve Demokratik Cumhuriyetin Koruyucusudur” sloganý kendisini yeterince tanýtýyor. Laik aldatmacasýndaki devlet hiçbir zaman demokratik olmadý. Kurulduðundan bu yana Kürt halkýnýn, devrimci ve emekçilerin düþmaný ve katili oldu. Bu devleti korumak ancak emekçilerin karþýsýnda durmak demek, çünkü bu devlet emekçinin düþmaný… Geliþen eylemlilikler bitirilebilecekmiþ gibi görünmüyor. Devletin göstermelik tavizleri de fazla tatmin edici deðil. Tavandaki pazarlýklar emekçilerin tarzý deðil, emekçiler daha radikal tavýrlar bekliyorlar. Devrimci iþçi ve emekçi komitelerinin çekim alaný oluþturmasý da bundan kaynaklanýyor. Oskam’ýn usturasý emekçinin elinde. Sadece, kangrenleþmiþ dokuyu söküp atmasý için örgütlenmesi gerekiyor. Çok sýký korunmuþ, katýlýmcý, demokratik, kendi yasalarýný koyabilen bu örgütlenmeler emekçiler tarafýndan tanýndýkça devrimin yolu açýlacak, halk devriminin iktidarý emek yönetimi ele alacaktýr. Önümüzde duran çok önemli bir görev var. Devrimciler örgütüyle, kitle örgütü komite ve konseyleri buluþturmak. Bulunduðumuz her yerde komitelerimizi, konseylerimizi örgütleyip yaþamý yeniden yaratmaya baþlayalým. Sendikalarýmýzda, iþyerlerimizde, mahallemizde, köyümüzde, okulumuzda... Önümüzde zorlu bir kavga var. Eðer hazýr olamazsak faþizmin önünde çürümek ve yok olmak iþten bile deðil. Dostumuzu düþmanýmýzý iyi seçelim. YA DEVRÝM YA ÖLÜM! ZAFER SAVAÞAN EMEKÇÝNÝN OLACAK! DEK BÜLTEN
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
Devrimci Emekçi Komiteleri
8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü, 6 Mart’ta Kadýköy’de coþkulu bir mitingle kutlandý. 5 Mart’ta yapýlan feminizmin etkisindeki mitingin tersine alanda kadýn ve erkek emekçiler yan yanaydýlar. 6 Mart Pazar günü, binlerce kiþi, Kadýköy Meydaný’na hareket etmek için Tepe Nautilus’ta saat 11.00 itibarýyla toplanmaya baþladý. EKA olarak bizim de hazýrlýklarýnda yer aldýðýmýz yürüyüþün baþladýðý saate kadar ve yürüyüþ boyunca sloganlar, marþlar ve ajitasyon konuþmalarý yapýldý. Alanda açýklama Türkçe ve Kürtçe okundu. “Tarihimizden güç alarak diyoruz ki ‘Vardýk, Varýz, Sýnýfsýz ve Sömürüsüz Bir Dünyayý Yaratana Kadar Var Olacaðýz!’” denilen konuþmanýn ardýndan, “Ýnancýn Sýnandýðý Zor Mekânlar: Hücreler” adlý kitabý nedeniyle cezaevinde olan sosyalist yazar Nevin Berktaþ’ýn gönderdiði mesaj okundu. Berktaþ, mesajýnda “hapishane duvarlarý ardýnda olmam aranýzda olmamý engellemiyor” diyordu. Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde direniþte olan KDS iþçileri, Ev Ýþçileri Dayanýþma Sendikasý Giriþimi, Ontex’ten kadýn iþçiler, direniþte olan PTT iþçileri ve direniþini zafere ulaþtýrmýþ olan Paþabahçe direniþçisi Türken Albayrak artarda konuþmalarýný yaptýlar. Ýþçi Kültürevi’nden Tanyeri Þiir Topluluðu, Tanya’yý yeniden alana taþýdý. Sahnede konuþmalarla birlikte ezgiler de yer aldý. Emeðe Ezgi’nin parçalarýna tüm kitle bayraklarýný sallayarak eþlik etti. Saatler 15.00’i geçerken, direniþteki tüm iþçiler sahneye çýkýp kadýn ve erkek emekçileri selamlayarak 8 Mart mitingi sona erdirdiler. 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü kapsamýnda çeþitli eylem ve etkinliklerde bulunan EKA’lý kadýnlar olarak biz de 8 Mart 2011 akþamý saat 19.00’da Taksim Tramvay duraðýnda “Yaþasýn Dünya Emekçi Kadýnlarýnýn Kapitalizme Karþý Savaþ Günü – EKA” pankartý açarak yürüyüþ yaptýk. Coþkulu bir þekilde sloganlarla Galatasaray Lisesi önüne geldiðimizde basýn açýklamamýzý okuduk. Basýn açýklamasý, “Bizler biliyoruz ki, tarihsel ezilmiþliðimizin nedeni salt cinsel deðil, sýnýfsal- ulusal temele dayanmaktadýr. Sömürü ve ezilmenin kaynaðý özel mülkiyete dayalý kapitalist sistemin varlýðýdýr. Cinsel, ulusal ve sýnýfsal sömürüye son vermek ancak kapitalizmi ortadan kaldýrmakla mümkündür. Bunun için tüm dünyadaki sýnýf kardeþlerimizle, kadýn erkek elele mücadeleyi örmeliyiz” sözleriyle bittikten sonra Enternasyonal Marþý ile eylemimizi bitirdik. Enternasyonale etraftaki turistlerin de kendi dillerinden katýlmasý enternasyonalin anlamýný bulduðunun iþaretiydi. Yaþasýn Emekçi Kadýnlarýn Kapitalizme Karþý Savaþ Günü DEK BÜLTEN
EKA
SAYI 5/ MART-NİSAN2011
Beyoðlu’nda Ýstiklal Caddesi’nde toplanan Gazetecilere Özgürlük Platformu üyeleri, Taksim Meydaný’na yürüyüþ gerçekleþtirdi. 92 meslek örgütünün oluþturduðu GÖP yaptýðý basýn açýklamasýnda hiçbir fikir ayrýlýðý gözetmeden tüm yayýn kuruluþlarý ve gazeteciler için toplandýklarýný, gazetecilerin kendi özlük haklarý için deðil, halkýn haber alma hakkýný kullanabilmesi için burada olduklarýný belirttiler. Gazetecilere Özgürlük Platformu gazetecilerin tutuklanmasýný protesto etmek için 20 Mart’ta Ankara’da basýn açýklamasý düzenleyecek. 13–20 Mart tarihleri arasýnda da gazeteci cemiyetleri tarafýndan her gün farklý illerde basýn açýklamalarý yaptýlar.
23
ÞİMDİ MİLYONLAR HALİNDE TAKSİM’E AKMA ZAMANIDIR
Dünya Halklarý Devrime Yürüyor... Tunus’tan Mýsýr’a, Yemen’den Bahreyn’e, Yunanistan’dan Türkiye ve Kürdistan’a tüm dünyada sokaklarda eylemcilerin adýmlarý yankýlanýyor, meydanlar dolup taþýyor. Yeryüzü bir kez daha isyancýlarýn ayak sesleriyle sarsýlýyor. Kulaklarýmýzý çýnlatan, doðmakta olanýn özgürlük çýðlýðýdýr. Özgürlüðün kanat çýrpýþlarýný duyuyor musunuz? Emek ordusu yürüyor... Kendinden çalýnanlarý geri almak için, tarihin yargýsýný sömürücülerin suratýna çarpmak için... Ýsyanlar isyanlarý, ayaklanmalar ayaklanmalarý, zaferler zaferleri körüklüyor. Dünya devrim ordusu ilerliyor! Ýþçiler, Emekçiler, Yoksul Kürt Halký, Kadýnlar ve Gençler, Kan ve gözyaþýndan baþka insanlýða verebileceði bir þeyi kalmayan bu sömürü çarkýnýn dönmesine izin verecek miyiz? Yaþamdan kovulan bizleriz. Ýþsiz, aþsýz, güvencesiz, geleceksiz býrakýlan bizleriz, istemediðimiz savaþlara sürüklenen bizleriz... Ellerine ve dillerine kelepçe vurulan, dört duvar ardýna konulan bizleriz... Dünyayý yaratan, yaþamý ilmik ilmik dokuyan da bizleriz. Üreten ve vareden bizim ellerimiz, bizim beynimiz... Dünyayý deðiþtirecek olan da bizim ellerimiz ve beynimizdir. Ellerimizi, yüreklerimizi ve seslerimizi birleþtirelim. Açlýk, yoksulluk, iþsizlik, iþ kazalarý kader deðildir. Baþýmýzýn üzerinde dönüp duran, bizi soluksuz býrakan bu sömürü düzeni deðiþmez deðildir. Biz milyonlarýz, onlar bir avuç asalak... Tunus’ta iþsiz bir gencin kendisini yakmasýnýn ayaklanmanýn fitilini nasýl ateþlediðini, birikmiþ öfkeyi nasýl patlattýðýný hep birlikte gördük. Bir kývýlcýmýn bozkýrý nasýl tutuþturduðuna tanýk olduk. Grev grev, çadýr çadýr binbir emekle büyüyor kavga... Dövüþe dövüþe yürüyor emek ordusu... Kürt halkýnýn özgürlük soluðu sarýyor her yaný. Halklar kendi geleceklerini özgürce tayin edebilmek için ayaða kalkýyorlar. Ve þimdi Tahrir artýk Taksim’dir. Taksim devrimdir. Þimdi milyonlar halinde Taksim’e akma zamanýdýr. Milyonlar halinde dünyayý deðiþtirme zamanýdýr. Dünyayý iþçi sýnýfýnýn yaratýcý ellerine alma zamanýdýr. Kürt halkýnýn özgürlük çýðlýðýnýn zafer çýðlýðýna dönüþme zamanýdýr. Zindanlarý yýkýp tutsaklarý özgürleþtirme zamanýdýr. Zincirlerimizden baþka kaybedecek hiçbir þeyimiz yok. Kazanacaðýmýz koskoca bir dünya var. O halde ellerimizi, yüreklerimizi ve seslerimizi birleþtirelim. Gün artýk bizimdir. Taksim 1 Mayýs Alaný’dýr, 1 Mayýs Alaný devrim alanýdýr diyen Leninistler sizleri 2011 1 Mayýs’ýnda Taksim’in yolunu açanlarýn yanýnda saf tutmaya, Mücadele Birliðini büyütmeye çaðýrýyor. Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak
Denizleþenlerimizle Yürüyoruz!
6 Mayýs 1972’de devrimimizin üç öncüsü idam edildi. Deniz Gezmiþ, Hüseyin Ýnan ve Yusuf Aslan... Onlar, üç yiðit komünist önder... Onlar, zora dayalý devrim anlayýþýnýn öncüleri... Onlar, mücadele birliði bilincini bugüne taþýyanlar... Burjuvazi onlarýn hayatlarýný devrimden kopartarak, iþçi ve emekçileri öncüsüz býrakacaðýný zannediyordu. Onlar yaþamlarýyla olduðu kadar ölüme meydan okuyuþlarýyla da devrimimize öncülük etmeye devam ediyorlar. Onlar, hayatlarýný Türkiye ve Kürdistan devrimine adadýlar. Siyonizme karþý direnen Filistin halký hala onlarýn adýný haykýrýyor. Yoksul köylüler onlarýn adýný veriyor çocuklarýna. ODTÜ’nün gizli geçitleri onlarýn ayak sesleriyle yankýlanýyor. Dünya halklarý 6. filoyu onlarýn öncülüðünde kovuyor topraklarýndan . Ezilen Kürt ve Türk emekçi halklarý onlarla uyanýyor umut dolu günlere. Bugün İşçiler, emekçiler, gençler Denizlere akıyor, Devrim Denizlerin öncülüğünde büyüyor Onlarýn anýsýnýn 39. yýlýnda devrime yürek veren tüm emekçileri, devrimci-demokrat ve aydýnlarý Denizler’le buluşmaya çaðýrýyoruz. Yeni Evrede Mücadele Birliği Dergisi / Özel Sayı: 530 / Nisan 2011 / Yaygın Süreli Dağıtım /Sahibi: Yeni Dönem Yayıncılık Basın Dağıtım Eğitim Hizmetleri Tanıtım Org.Tic.Ltd. Şti. Adına: Saime KAVAK / Adres: Sofular Mah. Sofular Cad. No: 8/3 Fatih - İSTANBUL / Tel-Fax: 0 (212) 533 32 57 / Sor.Yazı İşl.Müdürü: Saime KAVAK / Baskı Yeri: Estet Ajans Matbaa, Merkezefendi Mah. Fazılpaşa Cad. 4. Zer Sanayi Sitesi No:16/26 Topkapı-Zeytinburnu / E-posta Adresi: mucadelebirligi@hotmail.com / www.mucadelebirligi.com