2009 kimin için kötü bir y›l olacak?
‹flsizlik krizin patlak verdi¤i andan itibaren tart›fl›lan önemli konulardan biri. Krizin böylesi bir sonuca neden olaca¤› bilinen bir gerçektir. Tart›flmalar›n oda¤›nda ise ortaya ç›kan ve küçümsenemeyecek rakamlarla ifade edilen bu kesime yönelik nas›l bir politika belirlenece¤i vard›. Kitlelerin mevcut sistemin
çarp›kl›¤›n› çok daha net gördü¤ü böylesi anlar, hakim s›n›flar›n da korkular›n›n yo¤unlaflt›¤› bir süreci ifade eder. Oluflan y›k›m, açl›k, iflsizlik bu korkunun esas nedenidir. Zira patlamas› durumunda, hükümetlerin salland›¤›, sistemin ciddi yaralar ald›¤› çok iyi bilinmektedir.❐Sayfa 9
yapt›. Kanal›n aç›l›fl günü sunuculu¤u ise, daha kanal aç›lmadan önce, “uygun” bir Kürt sanatç› aray›fl›na girildi¤inin duyulmas› ile birlikte “benden light Kürt bulamazlar” aç›klamas› yaparak “göreve” talip olan Rojin üstlendi. Nilüfer Akbal ise Rojin’e efllik eden bir di¤er Kürt sanatç›yd›. ❐Sayfa 9
TC’nin, Kürt halk›na dönük 80 y›l› aflk›n süredir hayata geçirdi¤i imha-inkar-asimilasyon politikas›nda yeni bir sayfa aç›ld›! Devlet televizyonunda “TRTfiefl (6)” ad› alt›nda bafllayan Kürtçe yay›n›n aç›l›fl›n›, Kürt halk›n›n, “keklik soyundan” olarak tan›mlad›¤› afliretlerin, AKP’li milletvekilleri
Özgürlükler kendisine, yasaklar tebaaya
I ÇIKT
‹flçi-köylü
umutyayimcilik@ttmail.com
*9-22 Ocak 2009 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
Say›: 32
Sadaka istemiyoruz! Baflbakan Erdo¤an, kriz konusunda döktürdü¤ü incilere bir yenisini daha ekledi. Ama bu kez gerçek niyetini aç›ktan ilan ederek. Geçti¤imiz dönem, emekçilere geometri dersi vermeye kalkan, tüm dünyan›n gözü önünde olanlar› “ben görmezden gelirsem, sorun kalmaz” yaklafl›m›yla çocuklar› dahi kendine güldüren baflbakan, temsilcisi oldu¤u sömürücü egemenlerin emekçilere reva gördüklerini “Sadaka bizim kültürümüzde vard›r” diyerek aç›k etti. Bugüne kadar emekçilere verilen sadakalar› inkar edegelen egemenler Erdo¤an flahs›nda ilk kez gerçe¤in ad›n› koydular. Öyle ya, havadan suya kadar her fleye zam yap›ld›¤› bugünlerde asgari ücrete yapt›klar› zamm›, sadaka d›fl›nda baflka bir kavram›n aç›klamas› mümkün de¤il. Biz emekçiler ise bugün her zamankinden daha güçlü bir flekilde “Sadaka de¤il hakk›m›z›, bize ait olan› istiyoruz” diye ba¤›rmam›z gerekiyor. Çünkü bizim kültürümüzde de direnifl ve mücadele var!
Kampanyam›z›n ard›ndan ‹ki ay› aflk›n bir süredir çeflitli etkinlikler, eylemler ve buluflmalarla kolektif bir çaba ve emekle sürdürdü¤ümüz kampanyam›z› de¤erlendirirken, kuflkusuz ki içinden geçmekte oldu¤umuz süreçten ba¤›ms›z ele alamay›z. Yine baflar› ve baflar›s›zl›k noktas›ndaki tespitlerimizi de önümüze koydu¤umuz hedeflerle ve d›fl›m›zdaki bir tak›m geliflmelerle birlikte de¤erlendirmek zorunday›z. ‹lk olarak vurgu yapmal›y›z ki, bölgesel bir tak›m farkl›l›klar sonucu kimi yerlerde daha “canl›” ve “hareketli” geçen kampanyam›z, kimi yerlerde ise istenilen, arzu edilen ya da olabilecek canl›l›kta geçmemifltir. Bunda belitti¤imiz gibi faaliyetimizin bölgeler aras›ndaki farkl›l›¤› ve özgünlüklerimiz önemli derecede etkendir. ❐Sayfa 2
“Savra savra hatta nasr” 27 Aral›k Cumartesi günü, Siyonist ‹srail, Filistin’in Gazze kentini, hava sald›r›s›yla bombalad›. Sald›r› sonucunda ve devam eden günlerde, resmi rakamlara göre 500’den fazla Filistinli hayat›n› kaybetti, binlercesi de yaraland›. Gazetemiz bask›ya haz›rlan›rken de ‹srail Gazze’ye karadan sald›r› bafllam›flt›. Bir y›ldan fazla bir süredir abluka alt›nda bulunan Gazze’ye ilaç, g›da gibi temel insani malzemeler zaten ulaflmazken, yaflanan bu sald›r› sonras›nda hayat durma noktas›na geldi. ❐Sayfa 16
❐Sayfa 3
Kriz tar›m› da vuruyor... Krizin tar›m ve köylülük üzerindeki etkilerini daha yak›ndan ö¤renmek için Tar›m OrkamSen Genel Örgütlenme, E¤itim ve Bas›n Yay›n Sekreteri Atilla ‹rey’le görüfltük. ‹rey, krizin köylülük üzerinde etkilerinin önümüzdeki süreçte daha belirgin görülece¤ini söyledi. ❐Sayfa 5
Yerel seçimlere do¤ru hileler...
Bu, iflçi s›n›f›n›n direnifli
Siyonist ‹srail devleti bir kez daha Filistin halk›n›n neden oldu!
Kavga ve direniflin yükseltilmesinde kritik evre: 2009 yerel seçimleri
19 Aral›k’tan bu yana direniflte olan Sinter iflçileri, asl›nda haks›z iflten ç›karmalara dönük tepkilerini, bu s›ralar birçok fabrika direniflinde oldu¤u gibi, geçti¤imiz günlerde çok daha üst boyutlarda gösterdiler. ❐Sayfa 4
AKP Pertek ‹lçe Baflkanl›¤›’n›n, ‹stiklal, Derebafl›, Kaledibi ve So¤ukp›nar mahallelerinde ikamet eden 227 kiflinin ikametgâhlar›n›n ilçede bulunmad›¤› gerekçesiyle seçmenin kayd›n›n silinmesi için ‹lçe Seçim Kurulu’na yapt›¤› itiraz üzerine, 163 kiflinin kayd› silindi. ❐Sayfa 6
bafl›na ya¤d›rd›¤› bombalarla tarifsiz ac›lara
S›n›fsal Yaklafl›m
Sinter’de direnifl var!
Emekçinin gündemi Çal›flma tarz› üzerine -1❐Sayfa 4
Pusula Strateji ve taktik üzerine ❐Sayfa 11
‹flçileri örgütlemekten görece daha zor bir fley varsa o da kad›n iflçileri örgütlemek. Yar›-feodal ülkemizin bariz gerçeklerinden birisi olan bu durum Emine Aslan’›n direniflinde bir kere daha kendisini gösteriyor. ❐Sayfa 12
Evrensel Bak›fl Ezilenler “›slah” olmamakta kararl› ❐Sayfa 13
‹flçi-köylü 2
Kampanya
9-22 Ocak 2009
Kampanyam›z›n ard›ndan Ezen ve ezilenler aras›ndaki uçurumun giderek derinleflti¤i içinden geçti¤imiz gibi kriz, yoksulluk, iflsizlik vb. süreçlerde genifl kitlelere gitmenin, sistemin katliamc› yüzünü teflhir etmenin ve elbette ki bu kitleleri düzene karfl› harekete geçirmenin önemi her zamankinden daha fazlad›r. Buradan bak›ld›¤›nda bizim aç›m›zdan önemli noktalardan birinin kitlelerle iletiflim sorunu oldu¤unu tekrar vurgulamak ve bunun da afl›labilecek bir noktada durdu¤unun alt›-
yaç vard›r. Bu anlamda önemli araçlar›m›zdan birinin de yay›nlar›m›z oldu¤una ve bu yay›nlar›n ayn› zamanda örgütleyici yönüne dikkat çekerek 17-30 Ekim tarihli gazetemizde duyurusunu yaparak bafllatt›¤›m›z “Daha nitelikli bir faaliyet için daha nitelikli bir gazete” fliarl› kampanyam›z› bu say›m›zla birlikte sona erdirmifl oluyoruz. ‹ki ay› aflk›n bir süredir çeflitli etkinlikler, eylemler ve buluflmalarla kolektif bir çaba ve emekle sürdürdü¤ümüz kampanyam›z› de¤erlendirirken, kuflkusuz ki içinden geçmekte oldu¤umuz süreçten ba¤›ms›z ele alamay›z. Yine baflar› ve baflar›s›zl›k noktas›ndaki tespitlerimizi de önümüze koydu¤umuz hedeflerle ve d›fl›m›zdaki bir tak›m geliflmelerle birlikte de¤erlendirmek zorunday›z.
Daha iyisini yapabiliriz…
‹lk olarak vurgu yapmal›y›z ki, bölgesel bir lerimiz fazla fiunu belirtelim ki, eksik ve yetmezlik tak›m farkl›l›klar gösterbize ma çal›fl ve a pany kam bu kte sonucu kimi yerolmakla birli , birlikte çaba lerde daha “canmifltir ki, üzerine kafa yordu¤umuzda kitlelere gitti¤inip güve e imiz kend ve da ›m›z ad›¤ l›” ve “hareketli” harc vadede çözüme geçen kampanmizde yaflad›¤›m›z tüm sorunlar k›sa birçok bölgede yam›z, kimi yerkavuflabilecektir. Da¤›t›m yapt›¤›m›z zamanda ayn› as› sunm ini riler öne ve tiri elefl lerde ise istenikitlelerin a gelmektedir. len, arzu edilen gazetemizi sahiplenmeleri anlam›n narak elde ettiya da olabilecek Enerjimizin sadece bir bölümünü kulla fazdaha ki, dir ekte erm göst bize ›z lar›m canl›l›kta geç¤imiz kazan›m k ad›mlar atmemifltir. Bunla emek, çaba ve kafa yoruflla daha büyü genifl kitlelere daha ile nlar yay› likli nite daha ›z›n, da belitti¤imiz mam gibi faaliyetimiulaflmam›z›n önünde bir engel yoktur. süre a pany kam olan yet faali zin bölgeler bir Yo¤unlaflt›r›lm›fl tbüyü da daha k, tme aras›ndaki farkcinde att›¤›m›z her ad›m› büyü ›d›r. ba¤l za r›m› mala l›l›¤› ve özgünçal›fl bizim n mek tamame lüklerimiz önemli derecede etkendir. n› çizmek gerekmektedir. Bu t›kan›kl›¤› aflmak için öncelikle do¤ru Kampanyam›za bafllarken alt›n› politikalara, sonra da bu politikalaözellikle çizdi¤imiz noktalardan biri r›n en genifl kitlelere aktar›lmas› hat›rlanaca¤› gibi yay›nlar›m›z›n niiçin uygun araç ve yöntemlere ihtiteli¤inin istedi¤imiz düzeyde olma-
d›¤› ve bu s›k›nt›n›n kolektif bir emek ile afl›labilece¤i idi. Bu noktada kampanyam›z süresinde at›lan olumlu ad›mlar oldu¤unu vurgulamak gerekmektedir. Birçok bölgedeki okurlar›m›z bu süre zarf›nda bulunduklar› alanlardaki geliflmeleri, kat›ld›klar› eylem ve etkinlikleri, kampanya dahilinde yapt›klar› faaliyetleri gazetemize aktarm›fl ve bunun yaratt›¤› canl›l›k da gazetemizde gözle görülür bir hareketlilik sa¤lam›flt›r. Bu durum bize bir kez daha kolektif ajitatatör-propagandac› ve örgütleyici olan yay›nlar›m›z›n gelifltirilmesinin, bütünün katk›s› sayesinde olaca¤› gerçe¤ini göstermifltir. Ülkemizde yaflanan önemli geliflmelerle birlikte ele almaya çal›flt›¤›m›z kampanyam›z süresince Bursa’dan Diyarbak›r’a, Dersim’den Çanakkale’ye, Ankara’dan Van’a, ‹stanbul’dan Nevflehir’e birçok ilde okurlar›m›z yürüttükleri faaliyetleri, yorumlad›klar› geliflmeleri bizlerle ve yay›n arac›l›¤› ile binlerle paylaflarak bu gerçe¤in alt›n› kal›n çizgilerle bir kez daha çizmifllerdir. Kampanyam›z›n önemli ayaklar›ndan biri de zaten kendi kitlemiz içinde yay›nlar›m›z› gündemlefltirmek ve bunun sonucunda sahiplenifli art›rmak, okur kitlemizle ba¤lar›m›z› daha da gelifltirerek elefltiri ve önerilerini almak, yay›nlar›m›za yönelik ilgiyi art›rmak ve böylece da¤›t›m a¤›m›z› gelifltirmekti. Çünkü bafllarken de alt›n› çizdi¤imiz gibi yay›nlar›m›z›n en önemli eksiklerinden biri s›n›f mücadelesinin farkl› alanlar›ndaki geliflmelerini etkili ve canl› flekilde dile getirememesidir. Bu, do¤all›¤›nda yay›n›n kendini tekrar etmesini do¤urmaktad›r. Bunu aflman›n en önemli ad›mlar›ndan biri, farkl› alanlarda faaliyet yürüten, eylem ve etkinlikler organize eden, örgütlenen eylemlere kat›l›m sa¤layan, k›sacas› kitlelerle içiçe olan okurlar›m›z›n düflüncelerini, pratiklerini do¤rudan yay›nlar›m›za aktarmas›d›r. Bu çal›flma tarz›n› oturttu¤umuzda daha etkili ve canl› yay›nlar ç›kartmam›z›n önünde hiçbir engel kalmaz. Örne¤in Kürt ulusu, ifl-
Gebze’de okur toplant›s› Gazetemizin bafllatm›fl oldu¤u kampanya çerçevesinde Gebze’de de bir okur toplant›s› yap›ld›. Kampanyan›n Gebze’deki faaliyetçileri olarak örgütledi¤imiz okur toplant›s›n› iki gündemli ele ald›k. 1. gündem maddesi “Kampanya ve buna ba¤l› geliflmeler” olarak belirlendi. 2. gündem maddesini ise, iflçi ve emekçi y›¤›nlar aç›s›ndan büyük bir y›k›m› da beraberinde getiren kriz oluflturdu. Birinci gündemde, kampanyay› nas›l daha ifllevli hale getirebilece¤imizi, daha genifl kitlelere ulaflman›n yollar›n› ve kampanya kapsam›nda bugüne kadar gerçeklefltirdi¤imiz faaliyetleri ele ald›k. Kampanya boyunca yapt›¤›m›z çal›flmalar›, eksiklikleriyle birlikte, yay›n›n kitlesel ve kap› kap› da¤›t›m›, gazetemizi onlara anlatmak vb. olarak s›ralad›k. Toplant›da, gazetenin daha nitelikli hale gelmesi için, bir tak›m öneriler de getirildi. Örne¤in, bulundu¤umuz bölgede de¤iflik kesimlerle çeflitli sorunlar üzerine röportajlar yapmak, bölgelerden bilgi ak›fl›n› daha sistemli hale getirmek için, do¤al muhabirlik görevini üstlenmek gibi. Herkesin kendini bir do¤al muhabir olarak görmesi ve kendi bulundu¤u yerdeki sorunlar› yaz›l› hale getirerek, gazeteye tafl›mas›, daha yayg›n kitleye ulafl›lmas›, gazeteyi daha da canland›racakt›r denildi. Ayr›ca, bölgemizde gerçeklefltirilen direnifl, grev vb. eylem yerlerinde olmam›z gerekti¤i de dile getirildi ve daha örgütlü ve derli toplu hareket etti¤imiz durumda, baflar›l› olaca¤›m›z›n alt› çizildi. Ard›ndan krizle ilgili gündeme geçildi. Krizin en yo¤un olarak hissedildi¤i bölgelerden birinde oldu¤umuz belirtildi. Toplant›, önümüzdeki dönemde düzenli olarak biraraya gelme çabas› içinde olmam›z gerekti¤inin vurgulanmas› ile sona erdi. (Gebze ‹K okurlar›)
çi s›n›f›, gençlik, kad›nlar içinde, yurtd›fl›nda faaliyet yürüten tüm okurlar›m›z›n kitleleri ilgilendiren gündemlerle ilgili haber ve yorumlar›n› hem genifl kitlelerle hem de kendi kitlemizle paylaflmas› bir yandan önemli bir deneyim aktar›m› olurken di¤er yandan da daha canl› bir gazete ç›kmas›na olanak sunacakt›r. Elbette ki sorun bununla yetinmek de¤il, bu katk›y› ve eme¤i daha üst boyutta harcayarak kitlelere daha nitelikli bir yay›nla gidebilmek ve bu çabay› sürekli k›labilmektir. Kampanya dahilinde ele ald›¤›m›z tüm çal›flmalar›m›z› süreklilefltirmek örgütlenme noktas›ndaki sorunlar›m›z›n çözümünde de önemli bir ad›m olacakt›r. Kald› ki bu süreçte tan›flt›¤›m›z ve kendimizi tan›tt›¤›m›z her yeni iliflki ve kurum bizden bu süreklili¤i beklemektedir. Kampanyam›z›n uzun vadeli bir hedefi olarak ortaya koydu¤umuz, “ileri kitleler nezdinde güvenilir ve aran›r bir yay›n” düzeyine ulaflma hedefi de ancak böylece baflar›ya ulaflabilir. Örne¤in kampanya dahilinde birçok bölgede sesli propoganda ile yay›n da¤›t›mlar› örgütlenmifl, semtlerde kap› kap› gazete da¤›t›larak yay›nlar›m›z›n ve siyasal düflüncelerimizin propagandas› yap›lm›flt›r. fiimdi önemli olan tüm bu çal›flmalar›n devaml›l›¤› ve yayg›nl›¤›n› sa¤layarak, faaliyetin süreklileflmesinin ad›mlar›n› atmakt›r. Çünkü her birimizin temel görevleri aras›nda yay›nlar›m›z›n da¤›t›m›n› örgütlemek ve bu da¤›t›m üzerinden ç›kan olanaklar› de¤erlendirerek, iliflkileri saflar›m›za kazanmak bulunmaktad›r.
okur toplant›lar›n›n önemli oldu¤unu belirtmeliyiz. Karfl›l›kl› beklentilerin özetlenmesi, elefltirilerin aktar›lmas› ve önerilerin s›ralanmas›, birlikte kafa yormak ve emek harcamak kuflkusuz ki okur-gazete iliflkisinin geliflmesinin önemli ad›mlar›d›r. Bu iliflkinin geliflmesi de daha nitelikli bir yay›n›n olmazsa olmazlar›ndand›r.
Yay›n-okur iliflkisi
Yine kampanyam›za bafllarken vurgulad›¤›m›z önemli noktalardan biri de maddi sorunlar›m›z olmufltur. Bu noktaki düflüncelerimizi ve s›k›nt›lar›m›z› yapt›¤›m›z okur toplant›lar›nda ve yay›nlar›m›zda ifllemeye çal›flt›k. Ancak yukar›da bahsini etti¤imiz birçok sorun gibi bu da afl›lamayacak bir durum de¤ildir. Ürünlerimizin gelirlerinin düzenli olarak aktar›lmas› durumunda bu sorun ortadan kalkacakt›r. Hatta bu durumda gündemimizde olan yeni kitaplar› yay›mlamam›z, yay›nlar›m›z› daha yayg›n ve aktif bir flekilde tan›tmam›z mümkün olabilecektir. Bu vurgular›n yap›lmas›n›n ard›ndan bu konuda da belli ad›mlar atabildi¤imizi, yay›nlardan dönen miktarda bir art›fl oldu¤unun alt›n› çizmekle birlikte bunun yeterli olmad›¤›n› da belirtmeliyiz.
Kampanyam›za bafllarken alt›n› çizdi¤imiz önemli amaçlardan birinin de yay›n-okur aras›nda nitelikli bir diyalo¤un sa¤lanmas› ve bunun süreklilefltirilmesi oldu¤unu belirtmifltik. Bu noktada önemli ad›mlar at›ld›¤›n›, birçok bölgede yapt›¤›m›z
Yine kampanyam›z›n önemli noktalar›ndan biri de çeflitli alanda etkili olabilmesi için bölgelerin yerel sorunlar›yla birlikte ele al›nmas› idi. Bu noktada yeterince baflar›l› olamad›¤›m›z›n vurgusunu yapmak
Devrimci bas›n üzerine söylefli
Merkezi olarak örgütlenen ‹flçi-köylü gazetesinin kampanyas›n›n Bursa aya¤› “Devrimci bas›n üzerindeki bask›lar ve devrimci bas›n›n kitlelerle buluflmas›” ile sonland›. Ça¤r› ilan›m›z, davetiye kartlar›m›z ile okur kitlemizi ve devrimci, demokratik ve ilerici kurumlar› söylefliye davet ettik. Söyleflinin yap›ld›¤› salona “Devrimci bas›na yap›lan bask›lara sessiz kalmayal›m, sahiplenelim” ‹flçi-köylü imzal› pankart as›ld›. Söylefli merkez büromuzun haz›rlad›¤› sinevizyon gösterimi ile bafllad›. Egemenler 4. güç olarak kabul edilen medya arac›l›¤› ile biz ezilenlerin gündeminin, ilgi alanlar›m›z›n, taleple-
Merhaba dostlar; Sizleri Partizan coflkusuyla selaml›yoruz. Gazetemizin bafllatm›fl oldu¤u “Daha nitelikli bir kitle çal›flmas› için daha nitelikli bir gazete” kampanyas› ile birlikte bizler de Gebze ‹K okurlar› olarak Ulafltepe ve Yavuz Selim mahallelerinde, kitlesel bir da¤›t›m gerçeklefltirdik. Özellikle son dönemlerde gazetemize uygulanan faflist bask›lar› k›nad›k. Ulafltepe’de kitlesel da¤›t›m esnas›nda insanlar›n bizlere olan ilgisi yo¤undu. Özellikle de Ulafltepe Meydan›’nda ve ara sokaklarda, “‹flçi-Köylü senin sesindir, gazetene sahip ç›k” , “Emperya-
rimizin ne olaca¤›n› k›sacas› yaflam tarz›m›z› ve düflüncelerimizi belirlemek istiyor. Egemenlerin bu araçla yaratt›¤› suni gündemle ezilen emekçilerde yaratmak istedikleri bilinç bulan›kl›¤›na karfl› halk›n kendi gerçek gündemi ile yüzleflmek egemenlerin gerçek katliamc› ve sömürücü yüzünü emekçi halka teflhir etmek ve mücadeleye ça¤›rmak görevi devrimci ve sosyalist bas›na düflmektedir. Bundan dolay› egemenlerin bilhassa son y›llarda devrimci ve sosyalist bas›na yönelik sald›r›lar›n› art›rd›¤›n›n dile getirildi¤i aç›l›fl konuflmas›ndan sonra söz alan merkez büro çal›flan›m›z, uluslar aras› ve ülkemizdeki sermaye-medya iliflkilerini, medya patronlar›n›n bankalar ve sanayi alanlar›nda nas›l holdingleflti¤ini örneklerle anlatt›. Ayr›ca medya tekellerinin haks›z savafllar›n ve sald›r›lar›n nas›l destekledi¤ini Irak iflgali ile örneklendirdi. Ülkemizde medya tekellerinin hükümetleri
bile devirdi¤ini, Do¤an Medya Grubu ile AKP hükümeti aras›ndaki ç›kar savafl›na vurgu yapt›. Ezilen emekçi halk›n sesi devrimci ve sosyalist bas›n›n ülkemizdeki tarihi sürecini anlatarak devrimci bas›n›n önemi üzerinde durdu. Ard›ndan geçilen serbest kürsüde devrimci ve demokratik kurum temsilcileri düflüncelerini ifade etti. Devrimci Demokrasi ad›na söz alan arkadafl, devrimci, sosyalist bas›na yap›lan bask›lar›n ancak muhaliflerin ortak hareket etmesi ile bertaraf edilece¤ini belirtti. K›z›l Bayrak ad›na söz alan arkadafl ise, bugün devrimci bas›na bask›lar›n artt›¤› bir dönemde böyle bir etkinli¤in yap›lmas›n› ayr›ca anlaml› buldu¤unu ifade etti. SDP ‹l Baflkan› da burjuva sistemde devrimci bas›na yönelik bask›lar›n do¤al oldu¤unu belirtti. Bursa Tuncelililer Derne¤i Baflkan›n›n kitlelerin devrimci ve sosyalist bas›n› sahiplenmesinin gereklili¤i ve önemi üzerine durmas›n›n ard›ndan etkinlik alk›fllarla sonland›r›ld›. (Bursa)
lizme, feodalizme ve her türden gericili¤e karfl› ‹flçi-Köylü Gazetesi” gibi sloganlar-
zetemizi orada bulunan bütün insanlara verdik. Daha sonra Yavuz Selim Mahallesi’ne do¤ru yol ald›k. Mahalleye geldi¤imizde, mahallede bulunan bir okurumuz kömür tafl›yordu kendi evine. Bizler de kendisine yard›m ettik. Mahalledeki insanlar›n da bizlere ilgisi, her zaman oldu¤u gibi, oldukça iyiydi. Burada megafonla sesli ajitasyon yaparak, metnimizi okuduk ve gazetemizi insanlara vererek, oradan ayr›ld›k. Burada flunu özellikle belirtmek gerekiyor ki, gazetemizi verdi¤imiz insanlara, gazetemizi kavratam›yorsak, sadece kap›dan verip gidiyorsak, k›s›r döngü içerisinde bir faaliyet yürütmüfl oluruz. Gazetemiz bizlerin kitlelere ulaflmas› için önemli araçlardan birisidir. (Gebze’den ‹K okurlar›)
la sesli ajitasyon yap›ld›. Daha sonra ise, kahvehanelere girerek, halk›m›za ‹flçi-Köylü Gazetesi’nin içeri¤ine dair bir bildiri metni okuduk, ga-
gerekmektedir. Zira, kampanyam›z›n gündemde oldu¤u zaman zarf›nda ülkemizde oldukça önemli geliflmeler yaflanm›flt›r. Örne¤in bu süre zarf›nda yaflanan önemli geliflmelerden biri krizdir. Bu anlamda iki gündemi birlikte ifllemek önemli bir yerde dururken istisnalar hariç yeterince baflar›l› olamad›¤›m›z ve önümüzdeki süreçte aflmam›z gereken noktalardan birisi de bu olmufltur. Kampanya sürecinde gazetemizin kapat›lmas› ve toplatma sald›r›s› ile karfl› karfl›ya kalmam›z üzerine yap›lan eylemler ve buna ra¤men organize edilen da¤›t›m, tan›t›m vb. etkinlikler bize kitleler taraf›ndan sahiplenilen yay›nlar›n devletin tüm sald›r›lar› karfl›s›nda misyonunu yerine getirmekte zorlanmayaca¤›n› da göstermifltir.
Gazi Mahallesi’nde okur toplant›s›
Okur toplant›lar›m›z›n bir yenisi 28 Aral›k’ta Gazi Mahallesi’nde gerçeklefltirildi. Saat 15.00’te bafllayan toplant›m›za ilgi büyüktü, çal›flmas›n›n tam olarak yap›lamamas›na ra¤men kitlesel olmas› olumlu bir durumdu. Toplant›m›z›n aç›l›fl konuflmas›ndan sonra tek tek söz alan okurlar›m›z elefltirilerini ve önerilerini sundular. Öncelikli olarak genel da¤›t›mlar›ndan bahseden okurlar›m›z, gazetemizin içeri¤inin daha iyi olmas› gerekti¤ine vurgu yaparak da¤›t›mlarla birlikte yeni bölgelere aç›lmak gerekti¤inden bahsetti. Genel olarak da¤›t›mlarda yaflanan sorunlara de¤inen okurlar›m›z, kitle ile irtibat kopuklu¤u yafland›¤›na, buna ra¤men da¤›t›mlar›n devam etti¤ine ve zamanla bunlar›n afl›laca¤›na de¤indiler. Da¤›t›mlar üzerine eski bir ‹flçiköylü da¤›t›mc›s› olan okurumuz kitle faaliyetinde gazetemizin önemine de¤indi. Gazetemizin özellikle DKÖ’lere verilmesi gerekti¤ini belirten okurlar›m›z çeflitli dernekler içerisindeki okurlar›m›zla gazetemizin tart›fl›lmas› gerekti¤ini söylediler. Yo¤un tart›flmalar içerisinde daha nitelikli kitle faaliyeti noktas›nda gazetemizin önemine de¤inildi. Ayr›ca gazetemizin içindeki yaz›lar›n ve resimlerin daha nitelikli olmas› gerekti¤i belirtildi. Örne¤in kad›n sayfas›nda kad›n hastal›klar› ile ilgili bir bölümün ve kad›nlar›n yaflant›lar›ndan deneyim yaz›lar›n›n olmas› önerildi. Toplant› Ozan Raber’in bir müzik dinletisi ile sonland›r›ld›. (Bir gazete çal›flan›)
KAVGA VE D‹REN‹fi‹N YÜKSELT‹LMES‹NDE KR‹T‹K EVRE: 2009 YEREL SEÇ‹MLER‹ Sistemin merkez üssünde yaflanan depremin büyüttü¤ü ekonomik kriz ile Kürt sorununda yaflad›klar› derin bunal›m aras›nda s›k›flan egemen s›n›flar, belki de tarihlerinde ilk kez bir yerel seçim sonuçlar›ndan bu kadar fazla etkilenmifl olacaklar. Bunun bilincinde olduklar› anlafl›l›yor ki seçimlere yönelik haz›rl›klara eskiye göre çok önceden bafllaman›n yan› s›ra benzersiz hamlelerle a¤›rl›k koymay› da ihmal etmiyorlar. ‹lk iflaret T. Erdo¤an’›n Amed ve Dersim’le (dolayl› biçimde di¤er Kürt illeri de) ilgili kesin ifadelerinde görülmüfl, bölgeye ziyaretleri bunu takip etmiflti. Ama daha önemlisi TSK ile ittifak çerçevesinde gelifltirilen atak ve ‹lker Baflbu¤’un da göreve bafllar bafllamaz yapt›¤› gezi, konuflma ve çal›flmalarla ortaya serilen strateji ile kendisini belli ediyordu. Sorun Ulusal Hareket’e yönelik bir sindirme ve boyun e¤dirme plan› içerisinde, T. Kürdistan’›ndaki yerel yönetimlerin geri al›nmas›n› da hedefleyen bir çal›flma ile örülmekteydi. Bir yandan en son 19 Kas›m’da bafllat›lan görüflmelerde ABD ve Irak’la (merkezi ve bölgesel yönetim) PKK’yi tasfiye planlar›nda belli bir aflamaya gelinirken; di¤er yandan bunun di¤er aya¤› TRT 6 (Kürtçe TV)’n›n yay›na bafllamas› olarak örülmekte; üniversitelerde Kürt dili ve edebiyat› bölümlerinin aç›laca¤›, hapishanelerde Kürtçe iletiflim yasa¤›n›n kald›r›laca¤› vb. bir dizi “aç›l›mlar” s›ralanmaktad›r. Gelinen aflamada ulusal sorunun önem ve hassasiyeti, hakim s›n›f partilerini bölge özgülünde ayn› safta durufl sergileyecek bir konuma getirmifltir. Bunun tüm flehir ve ilçelerde, aç›ktan bir kampanya fleklinde gerçekleflmeyece¤i tabiidir. Ancak flimdiden yap›lan aç›klamalar, bilhassa kritik öneme sahip alanlarda bu ittifak›n sa¤lanaca¤›n› göstermektedir. Amed bu konuya örnek olacak kentlerin bafl›nda gelmektedir. MHP’yi tart›fl›lmaz bir noktada b›rak›rsak, CHP’nin AKP’den daha floven bir çizgi tutturdu¤u ve ›rkç› söylemlerle “çözüm” politikalar› üzerine tart›flma yürüttü¤ü son süreçte, anti-DTP ittifak›n kolayl›kla oluflabilece¤i görülmek durumundad›r. Kald› ki, AKP d›fl›ndaki hakim s›n›f partilerinin T. Kürdistan’›nda bir iki istisna d›fl›nda boy ölçüflebilece¤i pek fazla yerleflim alan› bulunmamas› da baflka bir gerçekliktir. Faflist Türk devleti “Kürt sorunu”nda büyük bir açmaz içerisinde derin bir bunal›m yaflamaktad›r. Meseleye iliflkin güttü¤ü politikalar iflas etmifl, yürüttü¤ü savafl baflar›s›z olmufl, çok a¤›r faturalar ödemifltir. Ulusal Hareket’in yok edilmesine yönelik hiçbir plan› ifllememifl, Kürt ulusunun devrimci dinamikleri da¤›t›lamam›fl, demokratik ve ilerici mevzileri susturulup geriletilememifltir. Ezilen Kürt yoksul köylü kitlelerine mal olan ve büyük bir potansiyel güç haline gelen bu direniflin bast›r›lmas› için yeni planlar devreye sokulmaya çal›fl›lmaktad›r. ABD emperyalizmi Irak iflgaliyle beraber bu soruna daha fazla dahil olmufl, yeni projelerle “çözüm” aray›fl› içerisine girmifltir. AKP’nin baflat görevlerinden birisi, bu sorunla ilgili elle tutulur ilerlemeler göstermesi, önemli mevziler kazanmas›, “çözücü” ad›mlar atmas›yd›. 6 y›l› aflk›n sürede AKP bu konuda baflar›s›z olmufltur. Gerek bölge gerekse de içerideki dengelerin ilk kez bu kadar elveriflli oldu¤u yak›n dönem ve bugünkü koflullarda sonuç al›naca¤› tespitinden hareketle, emperyalistler ve yerli gericilikte büyük bir heves ve hareketlenme görülmektedir. Yerel seçimlerde al›nacak sonuçlarla beraber sürecin daha rahat akaca¤› düflünülmekte, yüklenme buna paralel a¤›rl›k kazanmaktad›r. Son genel seçimlerden itibaren bir yandan askeri sald›r› ve operasyonlar (içeride ve d›flar›da) di¤er yandan provokasyonlar eflli¤inde her türlü bask› ve terör kampanyas›na h›z verilmesinin nedeni budur. Yerel seçimlere kritik bir içerik kazand›ran ikinci husus ekonomik kriz olgusudur. ABD’de finans sektörü kaynakl› bafllayan ancak geliflim süreci ve boyutlar› itibar›yla kaç›n›lmaz biçimde reel sektörü de sarmalayarak ekonomik temele bütünüyle oturan emperyalist-kapitalist sistemin a¤›r krizi; zaten kendi krizini yaflama aflamas›nda olan Türkiye ekonomisini de kuflatarak daha büyük bir bata¤a çekmifltir. De¤il, “te¤et geçer” diye alay edenlerin, “deler geçer” diyenlerin bile gerçekçi olmad›¤› koflullarda, krizin kolay kolay geçmeyece¤i çok geçmeden aç›kça itiraf edilmifl, bedelini kimin ödeyece¤i ise 盤 gibi büyüyen iflsiz nüfusu ile görülmeye bafllanm›flt›r. Yerli, yabanc› sistem ak›l hocalar› ile sözcüleri dahi krizin 2010’dan önce sona ermeyece¤inden söz etmekte, “felaketlerin” yo¤un biçimde yaflanaca¤› y›l olarak 2009 iflaret edilmektedir. Ekonomik kriz, metropollerden yar›-sömürgelere ya da son dönemde tercih edilen tabirle merkezden çevreye h›zla yay›lm›fl (asl›nda büyük oranda tafl›nm›fl), fatura daha büyük bedellerle “geri b›rakt›r›lm›fl” ülke halklar›na ödettirilmeye bafllanm›flt›r. Merkezdeki f›rt›na finans-kapitalin ba¤r›nda, daha sonraki s›çramas›yla önde gelen sektörlerin çerçevesinde iflçi-emekçi cephesiyle iliflkilendi¤i oranda belli boyutlara yay›larak kopmakta
‹flçi-köylü 3
S›n›fsal Yaklafl›m
9-22 Ocak 2009
iken, yar›-sömürgelerde kas›rgaya dönüflmesi için fazla bir zaman geçmesi gerekmeyecektir. Oysa, kendi direktörlerinin de ifadesiyle, esas yükü omuzlamaya aday kitleler (onlar›n da deyimiyle ac›y› çekecek yüzmilyonlar) ezilenlerin daha büyük cendere alt›nda tutuldu¤u ve sömürü mekanizmas›n›n daha elveriflli koflullarda iflletildi¤i ülkelerdeki emekçilerdir. G-20 bunun için G-8’in önüne geçmifltir, IMF bu nedenle yeniden y›ld›z› parlat›larak sahnededir, ilk vartay› atlatan ABD ve AB düne göre biraz daha rahatlam›fl olarak bizimki gibi uflaklar›n›n s›rt›n› s›vazlamakla meflguldür… Tam da bu nedenle Yunanistan’da bafl gösteren “isyan” çok “kötü” bir sürprize imza atm›flt›r. Zamanlamas› düflman aç›s›ndan son derece talihsizdir. Baflta Sarkozy ve Merkel pani¤e kap›lm›fl, bütün Avrupa’ya dehflet havas› yay›lm›flt›r. Fransa’da geliflen ilk ö¤renci eyleminin talebi hiç tereddütsüz kabul edilmifl, büyük bir hassasiyetle süreç gözlenmeye bafllanm›flt›r. Di¤erleri, mayalanmakta olan sürecin ne kadar fark›ndad›r bilinemez ama Yunanistan halk›, korkular›n›n bofla olmad›¤› yolunda önemli bir iflaret göndermifltir. Herkes Yunanistan’da haftalara yay›lan eylem ve direniflin polis cinayetini protesto eden bir grup anarflist gençli¤in sürükledi¤i hareket olmad›¤›n›n ay›rd›ndad›r. ‹flçi, emekçi yoksul kitlelerin emperyalist, faflist, gerici politikalar› “küreselleflme” ismi verilen süreçte özellikle son ony›llarda bütün ülkelerde flu veya bu biçimde belli bir öfke, tepki ve birikim yaratm›flt›r. Bunun reformist, oportünist, revizyonist güçler eliyle boflalt›lmas› yolunda gelifltirilen her türlü politikan›n da bir yere kadar etkili olaca¤›, orta vadede birikimin katlanaca¤› ve bentlerin y›k›laca¤› da baflka bir gerçekliktir. Nitekim Yunanistan’daki “komünist” maskeli revizyonistler devletin derdine çare olmakta aciz kalm›fllard›r. Ülkemizde 2008 yaz›nda kendini göstermeye bafllayan, sonbahar aylar›yla t›rman›fla geçen ekonomik kriz, bütün sektörlerde kendini hissettirmeye bafllam›fl; önceki y›llar›n kârlar› üzerinden büyük birikimler yaratan sanayi dallar›n›n efendileri de dahil olmak üzere bütün sermaye krize göre ortak bir durufl sergileyerek faturay› emekçi s›n›flara y›kmak üzere harekete geçmifltir. Bunun için AKP’nin 12 Eylül hukuku üzerinden güçlendirdi¤i çal›flma yaflam›na iliflkin düzen ve iflçi konfederasyonlar›n›n iflbirli¤i de kolaylaflt›r›c› rol oynamakta, k›sa sürede yüzbinlerce iflçi soka¤a at›ld›¤› gibi, bu süreç h›zla devam ettirilmektedir. Di¤er yandan, temel tüketim maddeleri baflta olmak üzere, elektrikten do¤algaza, kiralardan ulafl›ma yaflamsal her alanda zam furyas› reel enflasyonu iki haneli rakamlar›n s›n›r›na ulaflt›rmakta, hükümet hala bir dönem sahtekarca ilan etti¤i tekli enflasyon oran›n›n propagandas›n› yürütmektedir. Açl›k s›n›r› 800, yoksulluk s›n›r› 2.500 bin YTL’ye dayanm›flken asgari ücret yüzde 4.3 art›flla 527 YTL olarak belirlenmekte, kamu emekçilerine yüzde 4 oran›nda zam yap›lmaktad›r. Krizin iflsizli¤i ve pahall›¤› h›zla t›rmand›rd›¤› günümüz koflullar›nda, asgari ücrete ve kamu emekçilerine verilen zamlarla açl›k ve yoksulluk alabildi¤ine derinleflmifltir. Son iki ay içerisinde bafl döndürücü h›zla yaflanan bu geliflmelerin ortaya ç›kard›¤› ilk sonuç, bir dizi fabrika ve iflyerinde iflgal ve direnifller ile çeflitli sendika flubelerine ait platformlar›n, iflçi komiteleri ve inisiyatiflerin gösteri ve protestolarla soka¤a yans›yan eylemleridir. Bunlarla beraber, çeflitli semtlerdeki yoksul kitlelerin krizin sonuçlar›na dair bütün bu geliflmelere yönelik, paralel nitelikte ortaya koydu¤u gösterilerdir. Bunlar›n gerek 9 Kas›m Alevi mitingi gerekse de D‹SK ve KESK öncülü¤ünde gerçeklefltirilen 29 Kas›m’daki Ankara mitinginin verdi¤i mesajlarla birlikte okunmas› halinde, durum daha iyi anlafl›lacakt›r. S›n›f mücadelesine önderlik bak›m›ndan genel, sendikalar ve demokratik kurulufllara önderlik bak›m›ndan özel aç›dan yaflanan sorun; örgütlenme ve eylem birliklerindeki zafiyetle de birleflince, en elveriflli koflullar dahi devrimci-demokratik mücadelede ileriye do¤ru hamle flans›n› zora sokmaktad›r. Buna karfl›n sonsuzluk içermeyece¤i mutlak bu dezavantajlarda erozyon, baflka bir deyiflle devrim lehine çözülme oldu¤u gibi, devrimci durum çok daha yak›c› gündemlerle kendini dayatarak kitle bas›nc› yaratmaktad›r. Krizlerin f›rsatlara gebe olmas›ndan kast edilen budur… Hakim s›n›flar yerel seçimlere bu atmosferde gitmektedir. Yerel seçimler, her ne kadar kendine ait bir platforma sahip olsa da genel seçimlerle mesafesi oran›nda “güvenoyu” nitelikli bir içerik de kazanm›fllard›r. Sonuçlar, hükümette olanlar›n zaferine göre “yeniden” hareketlenme ve güç kazanma, muhalefetin baflar›s›na göre “yüklenmenin” dozunu art›rma vizesi gibi anlam ve mesajlar içerebilmektedir. Bu durum, yerel yönetimlerin olanaklar› üzerinden merkezi yönetime yönelik hesap ve haz›rl›klarla beraber di¤er hedeflerin gözetilmesi bak›m›ndan seçimlerin kendi bafl›na stratejik önemini hiç kuflkusuz azaltma-
maktad›r. Bu kez de AKP hükümeti cephesinden böylesi bir durumdan söz edilece¤i gerçe¤i, üzerinde durulmaya de¤er bir konum tafl›maktad›r. Zira son genel seçimler üzerinden 20 ayl›k bir süre geçmifl, AKP’nin toplam hükümet etme süresi ise 7 y›la yaklaflm›fl olacakt›r. AKP, a¤›r ihtarl› bir kararla kapat›lman›n efli¤inden dönmüfl, TSK ile kol kola operasyon, bask› ve katliamlarla ördü¤ü dönemin devam›nda Kürt sorununda “yeni” bir sürecin ad›mlar›n› atarak “çözüm” konusunda önemli geliflmelerin müjdecisi koltu¤una oturmufltur. 6 y›ll›k “refah” yan›lsamas› ve aldatmacas›n›n peflinden kitleleri derin bir yoksullaflman›n pençesine atm›fl, özellikle son süreçte azg›n bir polis terörü eliyle iflkence, ölüm, dinleme, izleme, bask›n ve yasaklar› dizginlerinden boflaltm›flt›r. fiimdi, yüzde 47 ile geldi¤i hükümetteki icraatlar›n› devam ettirmek için, gerek ilan etti¤i yeni planlar› gerekse de flu ana kadar uygulad›¤› politikalar›na vize istemektedir. Bu dönemde, CHP ve MHP ile DSP’den ANAP’a ve di¤er hakim s›n›f partilerine kadar tümüne ise AKP’ye koltuk de¤ne¤i olmak, flovenizmde ç›tay› yükseltmek gibi “muhalefet” rollerini oynamak düflmüfltür. Kemalist klikle girilen dalaflta, egemen s›n›flar›n kârl› ç›kt›klar› “laik-‹slamc›” çat›flmas› ekseninde kitlelerin maniple edilmesi sa¤lanm›fl, Ergenekon davas›na uzanan süreçte “darbecilik” olgusu önde tutularak kontr-gerilla faaliyetinin temize çekilmesinde klikler aras›nda adeta rol paylafl›m› (avukat-savc›) yaflanm›flt›r… Parlamentoda temsil edilen hakim s›n›f partileri CHP ve MHP’nin son bütçe (2009) görüflmelerinde de bir kez daha teyit edildi¤i üzere, AKP ile ciddi manada hiçbir al›p veremedikleri husus yoktur. Hatta öyle ki, gerek krize karfl› izlenecek politikalar, baflka bir ifadeyle halka yönelik bask› ve sömürünün alabildi¤ine yo¤unlaflt›r›lmas›, gerekse de ulusal sorunla ilgili plan ve hesaplar konusunda esasl› bir mutabakat sergilenmifltir. Durumun, para-medyadaki birçok flahsiyet taraf›ndan, “ayn›laflma”, “benzeflme” olarak nitelendirilmesi, flafl›rt›c› kabul edilmemelidir. Zira, özellikle her iki konuda gündemlefltirilen politikalar, emperyalist merkezlerden ›srarla dayat›lan özellikleriyle tart›flmaya aç›k olmayan “nitelik” arz etmektedir. Yerel seçimler, egemen s›n›flar aç›s›ndan böyle bir a¤›rl›¤a sahip olmakla beraber, sorunun kitleler nezdinde ald›¤› boyut çeflitli aç›lardan farkl›l›k göstermektedir. Her fleye ra¤men yerel yönetimlerden s›n›rl› da olsa beklentiler bulunmakta, merkez-yerel iliflkisinin derecesi bilindi¤i halde, seçimlere belli aç›dan özgünlük atfedilebilmektedir. Bu durum küçük beldelere inildi¤inde daha fazla kendini göstermekte, iflin içerisine kolektif bazda olanaklarla beraber, konut sorunundan çeflitli altyap› hizmetlerine kadar birçok talep ve ç›kar iliflkisi girmektedir. Bütün bunlara karfl›n, kitleler nezdinde en az aday kadar parti kimli¤i de önemini korumakta ve yerel seçimler genel seçimlerden bu yönüyle kopuk bir zeminde gerçekleflmemektedir. Belediye meclis üyelikleri için kullan›lan oy oranlar› ile baflkanl›k seçimindeki oy oranlar› aras›nda büyük fark görülmemesi bu durumun kan›t› olarak kabul edilmelidir. Bu gerçeklik; kitlelerin, düzenin meflrulaflt›r›lmas›, parlamentonun ifllevli görülmesi, seçim tezgah›na do¤rudan alet edilmesi gibi hususlarda yerel seçimlerin, genel seçimlerden ayr›lmas›n› engellememektedir. Bunlar temelli farkl›l›klard›r. Bu fark, özgün durumlar d›fl›nda, yerel seçimlere gücümüz oran›nda kat›l›m göstermenin önünde önemli engellerin bulunmad›¤› anlam›na gelmektedir. Sorun tamamen koflullar ve gücümüzle, ilkelerimiz ve ittifak anlay›fl›m›zla ilgilidir. Bunlar›n aç›k biçimde ortaya kondu¤u ve hayata geçirildi¤i oranda, yerel seçimlerle ilgili görevimiz, devrim ve halk savafl›na tabi olarak yerine getirilmifl olacakt›r. ‹lk elden alt›n› çizmemiz gereken husus, egemen s›n›f partilerin hiçbir aday›n›n kesinkes desteklenmemesi gerekti¤idir. Aday›n kimli¤i, partisinden ba¤›ms›z olarak kafa kar›fl›kl›¤› yaratabilir, kitlelerde belli oranda bilinç bulan›kl›¤› oluflturabilir, hatta belli ilerici, yurtsever çevrelerden destek de bulabilir, ancak hiçbir koflulda faflist parti listesinden aday olan kifli desteklenmemelidir. Bu prensip edinilmelidir. Bu durum daha çok CHP, SHP vb. sosyal demokrat etiketli partiler cephesinden gündeme gelebilir. Bunlara verilecek her oyun, gerek geçmifl süreçte gerekse de çok aç›k biçimde gelecek süreçte faflizmin mevcut politikalar›na aç›k destek niteli¤i tafl›d›¤› unutulmamal›d›r. Bu ilkesel bir sorundur. Gücümüz oran›nda kendi gösterece¤imiz adaylardan öte kimlerin desteklenebilece¤i hususu bu seçimler özgülünde kritik bir özgünlük kazanm›flt›r. Bunun bafll›ca sebebi Kürt ulusal sorunudur. Savafl›n geldi¤i aflamadan öte faflist Türk devletinin giderek gerilemesi ve düfltü¤ü açmaz yaz›m›z›n bafl›nda da belirtti¤imiz üzere hakim s›n›flar› belli aray›fllara itmifltir. Bu aray›fllar emperyalistlerin planlar›nda kendine yer bulmaktad›r. Nitekim 2005’ten bafllayarak sald›r›lar›n› belli konseptlerle t›rmand›ran, en son 2007’de tekrar ivmeyi yükselten faflist Türk devleti Oramar bask›n›n›n ard›ndan Kara operasyonuna da giriflmifl, Bezele bask›n› sonras›nda ise ifli bir zamanlar›n
“Kürt sorunu benim sorunumdur” diyen Baflbakan› a¤z›ndan “ya sev ya da terk et”li söylemlere kadar vard›rm›flt›r. Kürt kurmayl›¤›na en güvenilir adam› Mir Dengir Mehmet F›rat’›n yerine Savafl A¤as› Abdülkadir Aksu’yu getirmek suretiyle sürece var gücüyle as›lan, ‹mral›’ya ek ko¤ufl inflaat› ile Kürtçe TV yay›n›ndan Irak’taki iflbirlikçilere kadar bütün kozlar› devreye sokan ve sokmaya devam eden AKP ile ona tam destek pozisyonundaki di¤erleri, Kürt illerinden koparabildikleri kadar yeri koparmak derdindedir. Kürt illerindeki yerel yönetim seçimleri, 29 Mart 2009 özgülünde, mevcut “savafl satranc›”nda bir perde olarak tasarlanmakta, “kalelerin” düflürülmesi hedeflenmektedir. Son genel seçimlerde AKP’nin bölge genelinde oy oran›n› art›rarak elde etti¤i moral üstünlükten belli bir süre nas›l yararland›¤› göz önüne al›nacak olursa, yerel yönetimleri elinde bulundurma halinde bunun bambaflka bir silah oluflturaca¤› da hesaba kat›lmak durumundad›r. Bu durum, DTP’li yerel yönetimlerin geçmifli ve gelece¤ine iliflkin muhasebe yapmay› belirleyici bir husus olmaktan ç›karmaktad›r. Pek tabii ki adaylar›n belirlenmesindeki tasarruf hakk›na sayg› gösterilmesi bu tutumun do¤al sonucu olarak görülmek durumundad›r. Politikam›z yurtsever güçlerle dayan›flma içerisinde hayata geçirilmeli, gerekçelerimiz kendi propaganda araçlar›m›zla duyurularak destek faaliyetimiz yürütülmelidir. Türkiye Kürdistan› genelindeki bütün yerleflim alanlar›nda kendi adaylar›m›z› önerdi¤imiz durumlar olsa dahi dayatmac› bir tutum tak›nmamal›, sonuç itibar›yla uzlaflma yoluna gidilmeli ve DTP adaylar› desteklenmelidir. Her türlü politikan›n belirlenmesinde tek k›stas›m›z s›n›f mücadelesinin ilerletilmesi, di¤er ifadeyle karfl›-devrimin geriletilmesi, devrimci mevzilerin güçlendirilmesi, yeni alanlar›n aç›lmas›d›r. Hangi taktik ve politikalar o anda proletaryan›n ç›karlar›na hizmet ediyorsa onu saptay›p uygulamak ve o alanda yarat›c› biçimde tüm gücümüzü o yöne sevk etmekle yükümlüyüz. Türkiye Kürdistan›’nda Halk Savafl›n› gelifltirmeye çal›flt›¤›m›z (gerilla savafl› yürütülen alan) bölge baflta olmak üzere tüm bölgelerde proletaryan›n ç›karlar›; düflman yöneliminin gö¤üslenmesi üzerinden dost güçlerle dayan›flma ve ittifak› getirmekle, hassas bir süreci dayatmaktad›r. Di¤er flehirlerde ve bat›da ise durum elbette farkl›l›k göstermektedir. Bu alanlarda yerel yönetim seçimleri için önceki dönemlerde belirledi¤imiz k›staslar› ve ittifak politikam›z› günümüzde kazand›¤› anlam ve özgünlük ba¤lam›nda özetlemek gerekecektir. Yerel ya da baflka bir ifadeyle yerinden yönetim, eski kullan›l›fl›yla belediyeler; bir co¤rafi alanda, merkezi iktidar›n, denetimini koruyarak, bir tak›m kamu görev ve yetkilerini, yerele aktarmas› üzerinden oluflan idari yap›lanmalard›r. Bunlar çeflitli devlet tiplerinde farkl› flekillenmelere sahip olabilmektedir. Kimilerinde sadece s›radan hizmetlerle s›n›rl› kalmakta, kimilerinde ise siyasi iktidara paralel hizmetlere/yetkilere kadar donat›labilmektedir. Kavram, federatif yönetim ya da “yerel siyasi iktidar” ile kar›flt›r›lmamal›d›r. Bizimki gibi faflist diktatörlüklerin hüküm sürdü¤ü ülkelerde demokratik, kat›l›mc›, halkç›, üretimci vb. niteliklere sahip bir yerel yönetimin kurulmas›, kurulsa bile uzun süre yaflat›labilmesi mümkün de¤ildir. Bu konuda en bilinen örnek olarak tarihteki yerini alan Fatsa deneyi yeterince ö¤reticidir. Çeflitli reformist partilerin (DTP’li belediyeleri anmamak olmaz!) birçok yerel yönetim prati¤i ise s›ralad›¤›m›z vas›flar›n uza¤›ndan bile geçememifl, ya kendi tercihleriyle kötü pratikler sergilemifl ya da merkezi iktidar taraf›ndan bo¤ularak di¤erleriyle ayn› kulvara sokulmufllard›r. Bu nedenle yerel seçimlere girmemek, flartlar› sonuna kadar zorlamamak, yeni (ve daha iyi) Fatsa’lar (bütün eksik ve zaaflar›na karfl›n) yaratmaya çal›flmamak do¤ru de¤ildir. Seçim faaliyetinin kendisi dahi bafll› bafl›na önemli bir kampanyad›r. Kald› ki seçimler yaln›zca baflkanl›kla s›n›rl› de¤ildir. Yörenin/beldenin somut sorunlar› ve talepleri üzerinden yürütülecek çal›flmalar, halkla do¤rudan kitle iliflkisini gelifltirecektir. Yerel yönetim meclisinde yer al›nd›¤›nda bu iliflkinin daha da ilerletilmesinin zemini güçlendirilmifl olacakt›r. Seçimin kazan›lmas›n›n sonuçlar› ise çok daha farkl›d›r. Bu durumda elde edilecek deneyimlerin, iyi etüt edilmesi halindeki getirileri, halk savafl›n›n örgütlenme prati¤i aç›s›ndan önemli de¤erler tafl›maktad›r. Yerel yönetimler, do¤ru iflletildi¤i takdirde kurumsal olanaklar› bak›m›ndan demokrasinin en iyi biçimde uygulanabildi¤i alanlard›r. Halk›n yönetime ve denetime kat›lma prati¤i ciddi kazan›mlar sunmaktad›r. Bu e¤itim sürecinden geçen kitleler belli bir kültürel geliflime aç›k hale gelecektir. Buna uzun süreli halk savafl› mücadelesinde çok büyük ihtiyac›m›z oldu¤u aç›kt›r. Adaylar›m›z, o alandaki s›n›f mücadelesinde eme¤i ve bu nedenle sayg›nl›¤› olan; devrimci, demokrat, yurtsever özellikler tafl›mal›d›r. Bu özellikler ayn› zamanda destekleyebilece¤imiz adaylarda da arayaca¤›m›z k›staslar olacakt›r. Bunun baflka bir ifadesi, aday›n anti-emperyalist, anti-faflist, anti-flovenist bir kimli¤e sahip olmas›d›r.
Emperyalizmin dünya çap›nda gelifltirdi¤i sald›r›lara, ülkemizdeki temsilcilerinin bugünkü AKP hükümeti eliyle uygulad›¤› politikalara ve özellikle Kürt ulusuna yönelik ulusal zulüm ve imha stratejisine karfl› durufl sergileme noktas›nda tutarl› bir tutum içerisinde olmal›d›r. Adaylar›m›z, yerel yönetimlerde, halk›n her aflamada söz ve karar sahibi k›l›nd›¤› tipte bir demokrasiyi (halk meclisleri-kurullar›) tam kat›l›mc›l›k ilkesi çerçevesinde, yönetimde saydaml›k anlay›fl›n› da içeren bir derinlikte savunacaklard›r. AKP’nin önceki dönemde gündeme getirdi¤i yerel yönetimleri güçlendirme (yerellerde reform) yalan›n› teflhir edecek, denetim ve geri ça¤›rma ilkelerini ifllerli k›lan mekanizmalar›n önemi üzerinde duracaklard›r. Son dönem icraatlar›nda rant ve talan amaçl› gecekondu halk›na sald›r› projesi olarak gündemlefltirilen “kentsel dönüflüm” aldatmacas› üzerinde yo¤unlaflacak; kentleflme olgusu, göç sorunu, bar›nma ve konut hakk›/sorunu ekseninde kitleleri bilinçlendirmeye çal›flacaklard›r. Adaylar›m›z›n, yerel bazda belli bir ittifak neticesinde belirlendi¤i durumlarda da sürece yön veren ana ilkelerimiz de¤iflmeyecektir. Bu ilkelerimizi tamamlayan nokta, böylesi durumlarda seçim kampanyas›nda ajitasyon propaganda faaliyetimizden taviz vermeyece¤imiz hususudur. Yerel seçimlerde merkezi ittifak oluflturulmas›na genel olarak karfl› oldu¤umuzu daha önce aç›klam›flt›k. Bu tavr›m›z› mutlaklaflt›rm›yoruz. Tavr›m›z›n birinci nedeni, belli bölgelerin hassasiyeti nedeniyle aday saptanmas›ndaki uzlaflma aray›fllar›nda yaflanabilecek sorunlar›n giderilememesine dairdir. Merkezi ittifaktaki stratejik yönelim çeliflkisinden kaynakl› bu sorunlar›n afl›lmas›nda olumsuz sonuçlar ortaya ç›kabilecektir. ‹ttifak belli bir güç birli¤i oldu¤u kadar ayn› oranda irade k›s›tlamas› olarak da kabul edilmelidir. ‹kinci nedenimiz, ittifaklara ana temadan kopmayan ve hedefe yönelen bir pratik hatt›n egemen olaca¤›na dair asgari bir güvenin duyulmas› flartt›r. Bunun sa¤lanamad›¤› koflullarda ve bu davran›fl kültürü ve sorumluluk duygusu konusunda yeterli bir güvenin tesis edilemedi¤i durumlarda ittifak toplam de¤il toplama bir sonuç do¤urur ki, “hepsi ya da ço¤u bir fley ifade etmiyor”dan, “ayn›laflma” olgusunun alt›n› çizmeye kadar bir dizi sorun kendini kuvvetle hissettirmeye bafllayacakt›r. ‹ttifak kapsam› d›fl›nda kalan bir di¤er sorun, belirleme sürecine hiçbir biçimde dahil olmad›¤›m›z adaylara iliflkin politikam›zla ilgilidir. Yukar›da da de¤indi¤imiz gibi, kendi adaylar›m›zda arad›¤›m›z k›staslar, destek verece¤imiz adaylar için de geçerlidir. Bunlar, reformist partiler ya da devrimci çevrelerin listelerinden seçime giren kifliler olabilir. Destek eylemi soyut bir faaliyet olarak alg›lanmamal›d›r. Bunun için alan özgülünde örgütlü bir çal›flman›n yürütülüyor olmas› gerekmektedir. Destek çal›flmas›, izi belli olmayan, denize düflen bir damla misali olmamal›d›r. Bunun o aday›n temsil etti¤i güçlere deklare edilmesi, destek nedenlerimizle beraber aktif bir çal›flma fleklinde kampanya faaliyetine dahil olunarak hayata geçirilmesi gerekir. Aksi takdirde tak›n›lan tutumun politik de¤eri, anlam ve kazan›m› olmayacak, s›n›f mücadelesine komünistlerin müdahalesi bak›m›ndan hiçbir getiri sa¤lamayacakt›r. Bu tarz bir seçim kampanyas›nda, aday›n seçim çal›flmas›n› gölgelememek kayd›yla, kendi özgür faaliyetimizi yürütmemize k›s›tlama konulmamas›, ilkesel koflulumuz olmak zorundad›r. Yerellerde gereklefltirilecek ittifaklar›n oluflumu ve destek tavr›n belirlenmesi gibi durumlar konusunda proletarya partisi nihai karar› en üst organ›na b›rakmakla do¤ru bir belirleme yapmaktad›r. Kimi durumlarda belli bir zaman sorununa yol açabilecek bu durum, konunun hassasiyeti nedeniyle kabul edilebilir olmal›d›r. Buradaki k›stas s›n›f mücadelesine mevzi kazand›r›lmas›d›r. Düzene yedeklenmeye namzet, kitlelere yabanc›laflma potansiyeli tafl›yan, reformizmin kalesi olmaya aday bir yönetime mi, devrim ve demokrasi güçleri için mevzi oluflturulmas›nda eflik yaratacak bir yönetime mi gidilmekte oldu¤unu tartacak olan, alan örgütünden beslenmek suretiyle en üst organd›r. Görüldü¤ü üzere gerek kendi adaylar›m›z›n saptanmas›, gerek ittifaklar oluflturulmas› gerekse de destekleme politikam›zda sorun dar bir çerçevede tutulmam›fl, en genifl güçlerin birlik ve ç›karlar›, halk›n ve devrimin ç›karlar› perspektifiyle hedeflenmifltir. Yerel yönetim olgusunun özündeki ilkeler hat›rland›¤›nda, bunun demokratik halk devrimi ›fl›¤›nda yoruma tabi tutulmas›, böylesi bir sonucu kaç›n›lmaz k›lmaktad›r. Ama bunun da ötesine taflan durum, yaz›m›z›n bafl›nda de¤indi¤imiz, önümüzdeki yerel seçimlere rengini veren hususlardan bir di¤eri olan krizle ilgilidir. Ekonomik krizin keskinlefltirdi¤i çeliflkiler, s›n›f mücadelesinin çarklar›na büyük bir ivme kazand›rm›flt›r. Bu daha da fliddetlenecek, büyük y›k›mlar, sald›r›lar, çat›flma ve direnifller birbirini izleyecektir. Yerel seçimler, f›rt›nal› günlerin ortas›nda yap›lmaktad›r. Kürt illerindeki cepheleflmenin saflar› büyük oranda netleflmifl olmakla beraber, di¤er bölgeler bak›m›ndan, böyle bir oluflumu “parti adresi” tarz›nda gösterebilmenin koflullar› yoktur. Bunun çat› partisi ile afl›lmas›na yönelik çal›flmalar geç kalm›fl baflka
bir noktaya evrilmifltir. Seçime yönelik faaliyet ise Güçbirli¤i isimli merkezi bir ‹ttifak üzerinden yürütülmeye çal›fl›lmaktad›r. Ekonomik krizle a¤›rlaflan koflullarda en genifl güçlerin eylem birli¤ini sa¤layarak platformlar oluflturmak, kitleleri mücadeleye seferber ederek direnifl cepheleri oluflturmaya çal›flmak öncelikli görev haline gelmifltir. Yerel seçim faaliyeti bu görevin parças› olarak ele al›nmak durumundad›r. Yerel seçimler sona erecek, ancak kriz ve onun yaratt›¤› koflullara ba¤l› olarak keskinleflen çat›flma ve buna yön verme u¤runa devrimci faaliyetimiz kesintisiz biçimde sürecektir. Seçimlerin özgün görevlerini ihmal etmeden, ama krize karfl› mücadelenin ana ekseni için oluflturulacak eylem birliklerini örme sürecini d›fllamadan yürümek durumunday›z. Reformizmin kriz olgusuna yaklafl›m›, gerek sendikalar, gerekse de çeflitli demokratik kitle örgütleri üzerinden gelifltirdi¤i politikalar arac›l›¤›yla yapt›¤› müdahaleler ile kendisini göstermektedir. Seçim ittifak› çok farkl› ç›karlar ekseninde oluflabilmekte, sorun daha farkl› bir çat›flmaya evrildi¤inde zemin kaymaktad›r. Bu husus ihmal edilmeden hareket edilmelidir… Kemalist kli¤in terkisine yedeklenen revizyonistlerden, sosyal-flovenizmle malul oportünistlere kadar bir dizi parti ve çevrenin “emperyalizme karfl› olma, Kürt sorununa duyarl›l›k ve askeri vesayete tav›r” ekseninde baz› devrimci, yurtsever ve ilerici çevrelerle bir araya gelmesi ve DTP’ye aç›ktan destek sunmas› her fleye karfl›n olumludur. Bu nedenle, aday göstermedi¤imiz alanlarda bu oluflumun belirleyece¤i adaylara destek konusunda esnek bir politika izlemek, sürecin gere¤i olarak kabul edilmelidir. Bu koflullarda izlenecek yöntem ve yürütülecek çal›flman›n yukar›da belirtti¤imiz esaslardan ayr›lmamas› gerekti¤i aç›kt›r. Güçbirli¤i ‹ttifak›’n›n geçmifl y›llarda düflülen k›s›r çekiflmelere kurban gitmeden, oluflturduklar› platform ve destek hatt›ndan kopmadan süreci tamamlamas› yararl› olacakt›r. Yerel seçimler bahsinde de¤inmemiz gereken bir di¤er nokta da muhtarl›k seçimleridir. Bilindi¤i gibi gerek köy gerekse de mahalle muhtarl›klar› esasen daha çok kimi idari görevlerle donat›lm›fllard›r. “Hizmet”leri bununla s›n›rl›d›r. Böyle olmas›na karfl›n içlerinden biri olarak seçilmifl olma s›fat›yla bulunduklar› bölgede halkla iliflkilerde küçümsenmeyecek bir role sahiptirler. Mahalle, semt ve köyün bir dizi sorun ve çeliflkisinin paylafl›m ve çözümünde, yine çok yönlü iliflki ve dayan›flmada muhtarlar yerine göre fonksiyonel ve etkin olabilmektedir. Bütün bu ve baflka nedenlerle muhtarlar ve muhtarl›k kurumu, özellikle köylerde, küçük yerleflim birimlerinde ve kentlerin gecekondu semtlerinde a¤›rl›¤›n› korumaktad›r. Ancak s›n›f mücadelesi ile iliflkisi ba¤lam›nda, muhtarl›k seçimlerinin bu önemine paralel bir ilgi gördü¤ü, geçmifl deneyimler ›fl›¤›nda söylenemez. Bu konuya da ayn› duyarl›l›kla yaklaflmam›z gerekti¤i aç›kt›r. Muhtarl›k seçimlerinde; devletin resmi tarifesi d›fl›nda ekstra bir ücret al›nmayaca¤›ndan, ifllemlerin kolaylaflt›r›laca¤›na dair bir tak›m pratik yönetim anlay›fllar›yla ilgili vaatlerden, sorunlara sahip ç›k›laca¤›na ve dayan›flma mesajlar›na dair kimi propagandalardan öte bir kampanya tasarlanamasa da, adaylar›m›z ve desteklenebilecek adaylar hiç kuflkusuz yerel yönetimler için belirledi¤imiz k›staslara uygun olmak durumundad›r. Zira muhtarlar›n s›n›f mücadelesinde düflündü¤ümüz anlamda rol oynayabilmesinin yegane yolu bu vas›flar› tafl›yabilmesinden geçmektedir. Aksi takdirde, ehven-i fler gibi anlay›fllarla, daha az önemli ve ifllevsiz gibi düflüncelerle ilkesiz bir yol tutturman›n olas› kay›plardan öte zararl› sonuçlar›na katlanmak gerekecektir. Yerel seçimler, her ne kadar mevcut düzenin yasalar›, kurallar›, büyük tezgah ve aldatmacalar› içerisinde yap›lmaktaysa da (örne¤in seçmen say›s›ndaki 6 milyonluk art›fl) demokratik halk devrimi mücadelemizde belli kanallar açmak, düzenin teflhiri ve hesaplaflmada yeni mevziler yaratmak için özgün koflullarda gücümüz oran›nda de¤erlendirilebilir özellikler arz etmektedir. Bunu günün öncelikli görevleriyle birlefltirerek kullanmak ve sürecin ak›fl›na yön verme konusunda gayretli olmak durumunday›z. Bu, kitle hareketinin yükseldi¤i koflullarda, ilkeli ve sa¤lam zeminde oluflturulacak militan mücadele sayesinde baflar›labilecek bir olgudur. Bir kez daha alt› çizilmelidir ki, sorun flu veya bu beldeyi kazan›p kazanmamak, flu veya bu kadar encümen üyesi sahibi olup olmak, flu kadar muhtarl›¤› elde edip etmemek sorunu de¤ildir. Hiç kuflkusuz, bunlar› kazanmak üzerinden çal›flma yürütülecek ve bu konuda azami çaba da gösterilecektir. Bilhassa belli alanlarda bu tip kazan›mlar kritik öneme sahiptir. Hakeza, Türkiye Kürdistan›’nda DTP’li adaylar›n desteklenmesi ve bu belediyelerin hakim s›n›f partilerinin (esasta AKP) eline geçmemesi son derece önemli hale gelmifltir. Ancak en az bunlar kadar, yani bunlardan daha önemlisi; seçim atmosferini de kapsayacak ve aflacak bu süreçte yükseltilecek kavga ve direnifl neticesinde, emperyalizme ve faflizme karfl› halk kitlelerinin tek tek alanlar ve ülke genelinde karfl› durufl ve karfl› koyuflu sergilemesini baflarabilme meselesidir.
‹flçi-köylü 4
‹flçi/köylü
Ne ya¤mur ne kar, Sinter’de direnifl var! “Çocuklar inan›n, inan›n çocuklar,güzel günler görece¤iz çocuklar,biz bu sendikayla buraya girece¤iz,zafer flark›lar›m›z› söyleyece¤iz”
Sinter iflçileri,19 Aral›k’ta 39 iflçinin ifl akdinin feshedilmesiyle bafllayan direniflte Naz›m Hikmet’in ünlü fliirindeki dizelerini, kendi pozisyonlar›na böyle uyarl›yorlar. Sinter iflçilerinin direnifli son dönem kriz bahanesine sar›lan patronlar›n gerçeklefltirdi¤i iflçi k›y›mlar›yla birlikte ortaya ç›kan, ancak oldukça ses getiren direnifllerden biri. Sinter direniflinin bu kadar ses getirmesi her fleyden önce, Birleflik Metal-‹fl üyesi iflçilerin kararl› tutumlar›ndan kaynaklan›yor. Bu kararl› tutum, fabrika önünde sürdürülen direniflte ilk göz çarpan fley oluyor. 19 Aral›k’tan bu yana direniflte olan Sinter iflçileri, asl›nda haks›z iflten
ç›karmalara dönük tepkilerini, bu s›ralar birçok fabrika direniflinde oldu¤u gibi, geçti¤imiz günlerde çok daha üst boyutlarda gösterdiler. Sinter iflçileri direnifle bafllad›klar› günlerde fabrikay› iflgal ederek, hak alma mücadelelerinde ne kadar kararl› olduklar›n› ve gerekti¤inde “gemileri yakabileceklerini” ilan ettiler. Ancak bu süreçte gerçeklefltirilen tüm fabrika iflgalleri gibi, bu iflgal eylemi de, patron-
polis-sendika aras›nda yap›lan “görüflmeler” sonucunda bitirildi ve iflçiler, daha geri bir pozisyonda direnifllerini sürdürmeye zorland›.
IBM iflçileri, Çarflamba eylemlerinin dördüncüsünü yo¤un kar ya¤›fl› alt›nda yapt›. 2008 y›l›n›n son Çarflamba eyleminde IBM iflçilerine, Desa Deri’den at›lan Deri-‹fl Sendikas› üyesi Emine Arslan ile Dev Sa¤l›k-‹fl üyesi K›z›lay Çapa Kan Merkezi iflçileri destek verdi. Levent’teki Yap› Kredi Plaza önünde yap›lan eylemde iflçiler ö¤le tatilinde Plazadan ç›kan emekçilere mücadeleye kat›lmalar› yönünde ajitasyon konuflmalar› yapt›. Bas›n aç›klamas›n›, Tez Koop-‹fl Sendikas› Örgütlenme Uzman› Sinan Kahraman okudu. Kahraman, “Sendikalaflarak biliflim sektöründe bir ilki gerçeklefltiren IBM çal›flanlar› ile dayan›flmak için bir
yakt›klar› atefllerin bafl›na befler-onar kümelenmifllerdi. Direniflin bafllad›¤› günden beri, çok say›da kurum ve sendika taraf›ndan gerçeklefltirilen çok say›da dayan›flma ziyareti o gün de sürüyordu. Ayr›ca ö¤len saatlerinde bir de bas›n aç›klamas› gerçeklefltirilecekti. Sohbet etti¤imiz iflçiler iflten atmalar›n, o s›ralar fabrikada gerçeklefltirilen sendikal faaliyette öne ç›kan 38 iflçinin iflten at›lmas›yla bafllad›¤›n› söylüyorlar. ‹flten ç›karmalar duyulunca, 470 iflçinin çal›flt›¤› fabrikada, yaklafl›k 400 iflçi ayn› anda sendikaya üye olmufllar. Bunun duyulmas› üzerine patronun iflten att›¤› iflçi say›s› bir anda 380’e yükselmifl. Fabrikada üretim durmufl, ancak buna karfl›n patron, sendikal› iflçi çal›flt›rmama tavr›n› sürdürmüfl. “Bizi örgütsüz olarak ifle almak, köle muamelesi yapmak istiyor” diyor iflçilerden biri.
“Patron köle muamelesi yapmak istiyor…”
“Hava yeni y›lda bize dönecek!”
Sinter direniflinin sürdü¤ü günlerde, y›l›n son günü olan 31 Aral›k’ta direniflteki iflçilerin yan›na gittik. ‹flçiler so¤uk ve karl› havada ›s›nabilmek için
Söz iflgale ve neden sonland›r›ld›¤›na geliyor. ‹flgal sürecinde, patron-polis ve sendika aras›nda yap›lan görüflmelerin sonucunda sendika avukat› iflçilere
IBM virüsüne karfl› mücadele sürüyor Dünyan›n önde gelen bilgisayar üreticilerinden IBM, sermayesine sermaye katmaya, “baflar›lar›n›n” reklam›n› çarflaf çarflaf yaymaya devam ediyor. “Baflar›lar›n›n” arkas›ndaki as›l güç olan iflçilerinin ise, sendikalaflma mücadelesinin önünde engel olmay› sürdürüyor. Adeta bir bilgisayar virüsünü and›ran IBM, flimdilik kabu¤una çekilmifl bekliyor. Ne zaman ki sendikal mücadele kazanacak, iflte o zaman bu virüsün temizlenmesi için bir ad›m at›lm›fl olacak. IBM iflçileri, 31 Aral›k 2008 Çarflamba günü, “Çarflamba eylemlerine” y›l›n son gününde de devam etti. Tez Koop-‹fl Sendikas›’nda örgütlendikleri için iflten at›lan
9-22 Ocak 2009
kez daha buraday›z” dedi. IBM iflçileriyle dayan›flmak için gelen deri iflçileri ad›na, Deri-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Musa Servi, iflten atmalara, sendikas›zlaflt›rmaya, krizin bedelinin ödettirilmesine karfl› tek çözüm yolunun birleflik mücadeleden geçti¤ine vurgu yapt›. Aç›klamaya destek veren, Çapa Kan Merkezi iflçileri ile Desa Deri iflçisi Emine Arslan da mücadele deneyimlerini anlatt›. Eylemin sonunda iflçiler, Siyonist ‹srail devletinin Gazze’deki katliam›n›, “Katil ‹srail Filistin’den defol” sloganlar›yla lanetledi. (‹stanbul)
Patron tüm kozlar›n› oynuyor DESA Deri’nin, Düzce Fabrikas›’ndan ç›kar›lan iflçilerin 29 Nisan’dan, Sefaköy’deki fabrikadan ç›kar›lan Emine Arslan’›n ise, 3 Temmuz’dan bu yana, Deri-‹fl Sendikas› öncülü¤ünde süren direniflleri, geçti¤imiz günlerde sendika ile patron aras›nda yap›lan görüflmelerle yeni bir aflamaya s›çram›fl bulunuyor. DESA direnifline iliflkin geliflmelerin hangi noktada oldu¤unu ö¤renmek için, patronla görüflmeleri de yürüten, Deri-‹fl Genel Baflkan› Musa Servi ile k›sa bir görüflme yapt›k. Musa Servi, Desa patronunun oluflan kamuoyu ve de uluslararas› bask›lar sonucunda, geri ad›m atmak zorunda kalarak, görüflme talebinde bulundu¤unu aktar›yor. Görüflmelerin, DESA’n›n üretim yapt›¤› dört uluslararas› firman›n siparifllerini kesmesinin ard›ndan geldi¤ini de ekliyor. Görüflmeler, DESA’n›n imzalad›¤› uluslararas› sosyal etik kurallar›na uymama maddesi üzerin-
istediklerini dile getirdiler ve ifl güvencesiz çal›flma koflullar›n› protesto ettiler. 30 Aral›k Sal› günü Basmane’de biraraya gelen iflçiler, buradan ‹zmir Büyükflehir Belediyesi önüne kadar yürüyüfl yaparak Belediye önünde bas›n aç›klamas› yapt›. Tafleron iflçile-
TPAO iflçileri haklar›n› istiyor Batman Türkiye Petrolleri Anonim Ortakl›¤›’ndan (TPAO) ç›kar›lan 85 iflçi, 30 Aral›k’ta haklar›n›n verilmesi için eylem yapt›.
Levent’teki Yap› Kredi Plaza önünde yap›lan eylemde iflçiler ö¤le tatilinde Plazadan ç›kan emekçilere mücadeleye kat›lmalar› yönünde ajitasyon konuflmalar› yapt›.
Emekçinin gündemi
Çal›flma tarz› üzerine -1S›n›flar mücadelesi prati¤inde zaman zaman iniflli ç›k›fll› süreçler yaflanm›flt›r/yaflanmaktad›r. Çal›flmada belli t›kan›kl›klar›n yafland›¤› bu dönemler özellikle de birlikte mücadele, yanyana durma gibi yaklafl›mlar›n y›prand›¤› dönemler olmaktad›r. Esas olan siyasal ve politik ihtiyaçlar yerine daha çok makyavelist yaklafl›mlar böylesi süreçlere damgas›n› vurabilmektedir. Durum böyle olunca yani a¤›rl›k siyasal ve politik sorunlara verilmeyince, bugün birlikte yürüyenler, yar›n politik ve siyasal farkl›l›klar olmamas›na ra¤men ayr›flabiliyor. S›n›f hareketleri içinde de bu tür
olaylara rastlamak mümkündür. Oysa fluras› kesin ki, bu yaklafl›m bugüne kadar büyüten de¤il küçülten ve da¤›tan bir ifllev görmüfltür. Bugün içinde geçti¤imiz süreç bize siyasal düflüncelerimizde netlik, mücadelemizde kararl›l›k, ortak ifl yapmada ise olabildi¤ince esnek davranmay› getirmektedir. Keza s›n›f içinde süreklili¤i sa¤lanm›fl ve do¤ru bir çal›flma tarz› bugüne kadar oldu¤u gibi, bundan sonra da kazand›racakt›r. 1980 AFC sonras›nda ’89’dan itibaren toparlanan s›n›f harekat›, bu süreçte dipten gelen dalgaya, yani s›n›f›n k›p›rdan›fl›na yeteri kadar haz›r olmad›¤›
Hat›rlanaca¤› gibi 2006 y›l›nda Batman TPAO’da iflten ç›kar›lan 640 kifliden 555’i ifle geri al›nm›flt›, ancak 85 kifli al›nmam›flt›. TPAO Bölge
ya da geliflmeleri do¤ru okuyamad›¤› için mücadele seyrini bir üst noktaya s›çratamam›flt›r. Buna karfl›n egemenler bu sürecin kendisi için tehlikeli tüm yanlar›n› görerek sürece müdahale etmifltir. Bu müdahale do¤al olarak s›n›f›n örgütlerini de etkiledi. Bu da¤›t›c› süreç kendi içinde farkl› tart›flmalar› yaratt›. Bugün bu tart›flma konular›ndan biri de dün oldu¤u birleflik mücadele etme anlay›fl›d›r. fiuras› aç›k ki, bizler birleflik mücadeleyi önemsemeliyiz. Bizim birleflik mücadeleden anlad›¤›m›z s›n›f›n da¤›n›k ve etkisiz çizgisini birlefltirerek mücadelesini ortaklaflt›rmak ve di¤er toplumsal katmanlar›n sorunlar› ile ortak bir hatta yürümesini sa¤lamakt›r. Görünen o ki bizim ülkemizde 2009 y›l›nda krizin etkileri biz emekçilere daha fazla yans›yacakt›r. ‹flte birleflik mücadelenin önemini bununla birlikte bakt›¤›m›zda do¤ru anlamal›y›z ve kapitalist sistemin krizinin biz iflçi ve emek-
“Sinter iflçisi sat›l›k de¤il!” ‹flçilerle sohbet etti¤imiz s›rada bir hareketlenme yaflan›yor. Karfl›dan bir grubun sloganlarla yaklaflt›¤›n› görüyoruz. Gelenler “‹MES ‹flçileri Derne¤i” (OS‹M-DER) ve BDSP’lilerdi. Ziyaretçiler, direniflteki iflçilerin “Sinter iflçisi sat›l›k de¤ildir”, “‹flçiyiz hakl›y›z kazanaca¤›z” sloganlar›yla karfl›lan›yor. O s›rada, aralar›nda Birleflik Me-
den yürümüfl. Desa patronu, iflçilerin % 90’›n› ifle almay› kabul etmifl, ancak aralar›nda, ifle geri dönüfl davas›n› kazanan Emine Arslan’›n da bulundu¤u baz› iflçileri geri almaya yanaflm›yormufl. Patron, iflyerine sendikan›n girmesi ve T‹S yetkisi verilmesi noktas›nda ise, ILO sözleflmelerine ayk›r› olan, sendikan›n henüz yetki almamas› gerekçesine s›¤›n›yormufl. Desa patronu iflte tam bu görüflmelerin sürdü¤ü günlerde içlerinde sendikal› iflçilerin de bulundu¤u 23 iflçiyi daha iflten atm›fl. Önümüzdeki günlerde iflten at›lacak iflçi say›s›n›n 300 olarak verildi¤ini söyleyen Servi, iflten atma gerekçesinin, krizin yan›s›ra, uluslar aras› markalar›n siparifllerini kesmesi olarak getirildi¤ini aktar›yor. Patron, sendikay› suçluyor ve “siparifller sizin yüzünüzde kesildi, iflten ç›karmalar›n sorumlusu sizsiniz” diyor, bunu da iflçilere böyle kabullendirmeye çal›fl›yormufl. Görüflmelerin önümüzdeki günlerde devam edece¤ini aktaran Servi, geri ad›m atmamakta kararl› olduklar›n› ise flu sözlerle dile getiriyor: “Patron ya taleplerimizi kabul edecek, ya da tüm yurtd›fl› sipariflleri iptal olacak. Böylece kaybeden kendisi olacak!” (Kartal)
Tafleron iflçiler eylemde ‹zmir Büyükflehir Belediyesi’ne ba¤l› Park ve Bahçeler Daire Baflkanl›¤›’n›n sorumluluk alanlar›nda çal›flan Vira ve Kürflat isimli tafleron flirketlerde çal›flmakta olan iflçiler yapt›klar› bir bas›n aç›klamas› ile tafleron flirketlerde de¤il Belediye’nin herhangi bir flirketinde istihdam edilmek
bir aç›klama yaparak, gerçekte hak alma mücadelesi yöntemi aç›s›ndan meflru olan iflgalin “hukuksuz” oldu¤unu söylemifl! Yani, iflçileri hukuksal çerçevenin d›fl›na “ç›kmamaya” ça¤›rm›fl! Ancak iflçiler umutlar›n› koruyorlar. “Ya kazanaca¤›z, bizi geri alacaklar, ya da fabrika kapanacak” diyorlar ve ekliyorlar “Hava y›lbafl›ndan sonra bize dönecek!” Çünkü, otomotiv sektöründe olan ve yurtd›fl›na flanz›man, difransiyer, kompresör gibi araba parçalar› üreten fabrikan›n müflterilerinin flu an Noel tatilinde oldu¤unu, tatil bittikten sonra ise, üretim olmamas›ndan kaynakl› patronun yurtd›fl› müflterileri karfl›s›nda zora düflece¤ini belirtiyorlar.
Müdürlü¤ü’nün 2. kat›nda toplanan 85 iflçi, eylem yapt›. ‹flçilerin bu eylemini sonuna kadar sürdürece¤ini ve iflçilerden bir kiflinin dahi haklar› verilmedi¤i takdirde eylemlerin devam edece¤ini belirten Genel-‹fl Baflkan› Mehmet Do¤u, “Bizim 2 muhatab›m›z var. çilere yans›yan boyutlar›na (iflten ç›karmalar, düflük ücret, iflyeri kapatmalar› vb.) karfl› yürütülen mücadelelerin ortaklaflmas›n› sa¤layacak birleflik mücadeleyi örmeyi amaçlamal›y›z. Bizler de DDSB’liler olarak kriz sürecindeki mücadelenin müdahalecileri olmal›y›z, bu süreç bize önemli bir sorumluluk yüklemektedir. Çünkü bilinir ki böylesi süreçler ayn› zamanda sistemin en zay›f oldu¤u süreçlerdir. Kriz s›n›flar mücadelesinde bizlere muazzam olanaklar yarat›r. Bizim bakmam›z gereken yan buras›d›r. Bu nedenle bütün DDSB’liler olarak bu olanaklar› küçümsemeden, büyütmenin yolunu aramal›y›z. Her gün onlarca iflçinin iflinden at›ld›¤› ve küçük küçük ancak uzun süreli onlarca direniflin yafland›¤›, ifl yeri iflgallerinin gerçekleflti¤i bu sürece müdahale ederek, direniflleri ve iflgalleri yayg›nlaflt›rmal›y›z. Her gün yap›lan zamlara
ri ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan Kemal Köro¤lu iflçilerin al›nterinin
tal-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Adnan Serdaro¤lu’nun da bulundu¤u D‹SK yöneticileri ve de¤iflik sendika ve kurumlardan bir grup, yap›lacak olan bas›n aç›klamas› nedeniyle direnifl alan›na geliyor. Gelenler aras›nda, direnifli seçimlerde oya çevirmeye çal›flan partilerin temsilcileri de var. S›ra bas›n aç›klamas›na geliyor. Serdaro¤lu iflçilere hitaben bir konuflma yap›yor. Konuflmas›nda, sanki daha birkaç gün önce iflgalin bitirilmesine “arabuluculuk” yapan kendileri de¤ilmiflçesine, baflka fabrikalarda iflgal gerçeklefltiren iflçileri selaml›yor! Serdaro¤lu bir dizi “radikal” söylemle süsledi¤i konuflmas›n›, “hesap sorulaca¤›, mevcut güç buna yetmezse, bu dünyada olmasa da, ‘öbür dünyada’ hesab›n mutlaka sorulaca¤›” sözleriyle sürdürüyor. Ancak, Serdaro¤lu hesab› “öbür dünyaya” havale etse de, Sinter iflçileri hesab› “bu dünyada” sormaya kararl›lar. Çünkü direniflleri hala sürüyor! (Kartal)
Pirelli’de iflten ç›karmalar Lastik iflkolunda iflten ç›karmalar devam ediyor. Geçti¤imiz haftalarda Kocaeli’de bulunan Brisa’da iflçilerin iflten ç›kar›lmas›n›n ard›ndan, yine ayn› bölgede faaliyet sürdüren Pirelli Lastik Fabrikas› da çok say›da iflçinin ifline son verme karar› ald›. 25 Aral›k’ta ‹fiKUR’a baflvuran Pirelli patronu, kriz ve sektörde daralma bahanesiyle, 80 iflçinin ifline son verece¤ini bildirdi. Pirelli patronunun bu girifliminin ard›ndan Lastik-‹fl ile Pirelli yönetimi aras›nda bir görüflme gerçeklefltirildi. Görüflmenin ard›ndan yap›lan aç›klamada, iflten ç›karmalar›n flimdilik durduruldu¤u, ancak fabrikada 25 Aral›k2 Ocak tarihleri aras›nda üretime ara verildi¤i belirtildi. Pirelli iflçileri ise al›nan karara tepki göstererek, patronun ücretleri afla¤› çekmek ve muhalif iflçileri iflyerinden uzaklaflt›rmak için krizi kulland›¤›n› söylediler. (Kartal)
karfl›l›¤› olan ücretin patronlar›n cebine de¤il al›nterini döken, ‹zmir’in park ve bahçelerini temizleyip, güzellefltiren iflçilerin mutfaklar›na yans›mas›n› istediklerini söyledi. Eylem Vira ve Kürflat tafleron iflçilerinin temsilcilerinin yapt›¤› konuflmalar›n ard›ndan sona erdi. (‹zmir) Bunlardan biri siyasetçilerimiz, di¤eri ise, TPAO’dur. Bunlar bizim taleplerimizi kabul edene ve iflçilerin haklar› verilene kadar devam edecektir”dedi. Do¤u, 85 iflçinin flu ana kadar hiç bir haklar›n›n verilmedi¤ini, 6 ay çal›flt›r›p 6 ay iflten ç›kart›ld›¤›n›, bunun iflçileri kand›rma politikas›ndan baflka bir anlam ifade etmedi¤ini söyledi. (H. Merkezi) karfl› genifl emekçi kesimleri, yoksullu¤a karfl› sokaklara ç›kararak sistemin teflhirini aç›ktan yapmal›y›z. Bir yandan bunlar› yaparken di¤er yandan da s›n›f hareketi içinde mücadeleyi örgütleyen ve öne ç›kan öncü iflçilerin örgütlenmesi gerekmektedir. Çünkü s›n›f hareketinin seyrini belirleyen siyasetin üzerinde yürüdü¤ü faaliyetçilerin varl›¤› oldukça önemlidir. Bugün bu eksiklik çok aç›k görülmektedir. Tüm bunlarla birlikte s›n›f hareketi içinde öne ç›kan iflçilerle bir yandan s›n›f›n sürece müdahalesini örgütlerken, di¤er yandan bu iflçilerin siyasal olarak süreci do¤ru görmeleri ve müdahale edebilmeleri için politikleflmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu süreç bizi de yenileyen ve de¤ifltiren bir süreç olacakt›r. K›sacas› bizler s›n›ftan ö¤renece¤iz, s›n›ftan ö¤rendiklerimizi s›n›fa geri götürece¤iz. Bugün yapmam›z gereken bu sistemati¤i kurmakt›r.
Haklar›m›z› istiyoruz kampanyas›na 20 bin imza D‹SK’e ba¤l› Emekli-Sen üyeleri “Haklar›m›z› istiyoruz” fliar›yla sürdürdükleri kampanya çal›flmalar›nda toplad›klar› 20 bin imzay› 24 Aral›k günü Baflbakanl›¤a teslim etti. Ankara Necatibey Caddesi’ndeki Genel Merkezi önünde toplanan Emekli-Sen üyeleri, sloganlar eflli¤inde ‹zmir Caddesi’nden Baflbakanl›k Merkez Binas›na yürüdü. Adalet Bakanl›¤› Ek Binas› önünde barikat kuran polis, kitlenin daha ileriye gitmesine izin vermedi. Bunun üzerine Emekli-Sen Genel Baflkan› Veli Beysülen ve beraberindeki iki kifli, kampanya kapsam›nda toplanan 20 bin imzay› vermek üzere Baflbakanl›¤a gitti. Beysülen, imzalar› teslim ettikten sonra yapt›¤› aç›klamada, AKP’nin, muhalefetteyken karfl› ç›kt›¤› IMF politikalar›n›, iktidar› döneminde “tavizsiz” uygulad›¤›n›, bu politikalar›n ac›s›n› en çok emeklilerin hissetti¤ini, AKP’nin bu süreçte emeklileri ma¤dur eden birçok uygulamaya imza att›¤›n›, bunun sonucunda emeklilerin yüzde 90’›n›n açl›k s›n›r›n›n alt›nda maafl ald›¤›n› dile getirdi. Beysülen, emeklilerin sorunlar›n›n çözülmemesi halinde mücadelelerinin yükselerek devam edece¤ini söyledi. (Ankara)
Asemat iflçisi grevde! Birleflik Metal-‹fl’in örgütlü oldu¤u, Asemat Otomotiv Yan San. ve Tic. Afi fabrikas›nda aylard›r süren Toplu ‹fl Sözleflmesi’nde, patronun % 4’lük zam teklifini kabul etmeyen sendika ile Asemat iflçileri 2008 y›l›n›n son günü fabrika kap›s›na grev pankart›n› ast›. Greve ç›kan iflçilere Birleflik Metal-‹fl Sendikas›’n›n örgütlü oldu¤u iflyerlerindeki iflçiler, KESK fiubeler Platformu, Petrol‹fl, D‹SK Tekstil-Sen yöneticileri de destek verdi. Birleflik Metal-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Selçuk Göktafl yapt›¤› aç›klamada “Bugün e¤er patronlar›n cebinde ve tüm mal varl›klar› varsa iflçilerin eme¤inin art› de¤eridir. E¤er bu koflullarda patronlar bize % 4’lük zam ve düflük ikramiyeleri reva görürlerse bizim de greve ç›kmaktan baflka bir çaremiz yoktur” dedi. Asemat Otomotiv fabrikas› ‹spanyol Türk ortakl›¤› ile kurulmufltur. Otomotiv üretimi yapan fabrikalar kal›p üretmektedir. Asemat iflçileri yaflad›klar› koflullar› flöyle anlat›yorlar: Biz a¤›r koflullarda çal›flmaktay›z. Verilen ayl›k çok düflük, ortalama 600-700 YTL’dir. 2 aya yak›nd›r üretim yapt›¤›m›z halde maafllar›m›z verilmiyor. Her fleye % 50-80 zam yap›l›rken bize % 4’lük zam önermeleri bizim ekme¤imiz ve eme¤imizle oynamak demektir. Onun için ne pahas›na olursa olsun direnece¤iz. Bursa fiube Baflkan› Ayhan Ekinci de “Bursa’da 55 bin iflçi iflten at›ld›. On binlerce iflçi ücretsiz izne ç›kar›ld›. Bu insanlar›n psikolojisi bozuldu. Bu nedenle bizim iflimizi bizim ekme¤imizi elimizden alanlara buradan sesleniyoruz, ne hakk›m›z› verece¤iz ne de ekme¤imizi” dedi. (Bursa)
Kot iflçilerinin dram› Merhaba Son dönemde Telekom iflçilerinin bafllatt›¤› onurlu mücadele ve elde edilen kazan›mlar, Tuzla iflçilerinin katliamlar›na kadar uzanan yolda “gündemde olmayan” kot iflçilerinin ölümleriyle devam etmektedir. Kot iflçileri Mavi Jeans, Rodi, Lake gibi kot firmalar›nda çal›flarak yaflamlar›n› devam ettirmeye çal›flan bir kesim. Bu firmalarda iflçiler kot tafllama bölümünde çal›flt›r›l›yorlar sa¤l›klar›na gereken önem verilmeden. Çal›flma alanlar›nda silikoliz hastal›¤›na yakalanan iflçiler hastal›klar›na “teflhis” konulmad›¤›ndan yüzlercesi öldü. Yüzlercesi sessiz ölümü bekliyorlar. Ve bir o kadar› maddi imkans›zl›klardan dolay› tedavi göremiyorlar. Bu iflçiler T. Kürdistan›’ndan “‹stanbul tafl› topra¤› alt›n” diyerek bir umutla gelen ve ölümün ürkütücü sessizli¤inden habersiz bu iflyerinde çal›flan kesim. Kot iflçileri daha fazla ölümlerin olmamas› için çal›flma alanlar›nda sa¤l›k güvencelerinin olmamas›ndan kaynakl› mücadele yolunu seçti. Kot firmalar›n›n önünde yapt›klar› bas›n aç›klamalar›yla seslerini duyurmaya çal›flt›lar. Kot tafllama iflçileri kendi örgütlülüklerini yaratmak için Kot ‹flçileri Birli¤ini kurarak hakl› mücadelelerini bafllatt›lar. S›n›f bilincinin geliflmesiyle bafllayan bu mücadele kapsam›nda 26 Aral›k 2008 tarihinde Küçükköy Eftelya Dü¤ün Salonu’nda hasta arkadafllar›n›n tedavisi için dayan›flma gecesi organize ettiler. ‹lkay Akkaya, Hasan Sa¤lam, Raber, Nurettin Güleç gibi sanatç›lar›n kat›l›m›yla yap›lan gecede sinevizyon gösterimi yap›ld›. Partizan olarak bizler de kot tafllama iflçilerinin gerçeklefltirdikleri dayan›flma gecesine destek vermek ve hakl› mücadelelerinde yanlar›nda oldu¤umuzu göstermek için geceye kat›larak ve mesaj›m› verdik. Gecede DDSB ve kot tafllama iflçilerinin uzun zamand›r yan›nda olan çal›flmalar›na destek veren BDSP de yer ald›. Tüm devrimci, demokratik, duyarl› kesimlerin kot iflçilerinin bu mücadelesine destek vermesini ve kendi gündemlerine alarak duyarl› olmalar›n› bekliyoruz. (Gazi Mahallesi ‹K okurlar›)
iflçi/köylü
‹flçi/köylü 5
9-22 Ocak 2009
Kriz tar›m› da vuruyor! Köylülük kaderiyle bafl bafla Krizin, dünya genelinde tüm sanayi alanlar›nda kendini hissettirmeye bafllamas›yla iflçi ve emekçi kitleleri baflta olmak üzere orta s›n›flar, küçük esnaf da dâhil halk›n tamam› kapitalist krizden belli derecelerde etkilendi. Kriz, ilk belirtilerini iflten atmalar, yükselen iflsizlik oranlar›, zamlar ve yoksulluk olarak gösterirken çokuluslu tekeller cephesinde düflen kâr oranlar›yla birlikte, tekellerin daha fliddetli rekabete girerek küçük ve orta ölçekli iflletmeleri yutmas›, tröst, kartel vb. flekillerde birleflmeler, hammadde ve sermaye kaynaklar›n›n yeniden paylafl›lmas› fleklinde göstermektedir kendini. Devlet taraf›ndan haz›rlanan tekelleri kurtarma planlar›n›n faturas› ise on binlerce iflsiz ve artan hayat pahal›l›¤› olarak emekçi halka ç›kar›lmaktad›r. Bunun yan›nda krizden henüz etkilenmemifl gibi görünen tar›m ve köylülük, yak›n bir zamanda krizin sonuçlar›n› en a¤›r flekilde yaflayaca¤›n›n sinyallerini vermektedir. Tar›m ve köylülük üretim biçimlerine ba¤l› olarak yaflanan krizden farkl› derecelerde etkilenmektedir. Çokuluslu tekellerin ve tohum flirketlerinin elinde olan tar›m sanayisi küçük köylülerin bitirilmesi, tar›m üreticisinin üretemez hale getirilmesiyle palazlanmaktad›r. En a¤›r bedeli ödeyen
yoksul köylülü¤ün bir k›sm› topraklar›n› terk edip mevsimlik iflçi olarak çok düflük ücretlerle a¤›r koflullarda çal›flmak zorunda kal›rken, büyük bir k›sm› ise kentlere göç ederek iflsizler ordusuna kat›lmaktad›r. Krizin tar›m ve köylülük üzerindeki etkilerini daha yak›ndan ö¤renmek için Tar›m Orkam-Sen Genel Örgütlenme, E¤itim ve Bas›n Yay›n Sekreteri Atilla ‹rey’le bir görüflme yapt›k. ‹rey kriz öncesinde de devletin genel tar›m politikas›n›n zaten tar›m› yok etmeyi amaçlad›¤›n› belirterek flunlar› söyledi; “Yeni dünya düzeni dedikleri yeniden yap›land›rma süreci15–20 y›l› kapsayan ve GATS’la bafllam›fl, IMF, Dünya Bankas› vb. emperyalist kurumlar arac›l›¤›yla bizim gibi ülkelerde tar›m› neredeyse çökertme noktas›na getirmifltir. Tar›m sektörü tarihinin en kötü günlerini yafl›yor. Tar›ma yani köylüye az çok deste¤i olan kurumlar bildi¤iniz gibi kapat›ld›. Et ve Bal›k Kurumu’nun kapat›lmas›, süte dair tüm kurumlar›n kapat›lmas› gibi uygulamalar Türkiye tar›m›n› çökertmifltir.” “Öyleyse krizle birlikte tar›m›n durumu ne olacakt›r?” sorumuzu da flöyle yan›tlad›; “Zaten tar›m sektöründeki toplam nüfus, kentlerin varofllar›na bir yedek ifl gücü olarak kayd›. Buradan muazzam
bir iflsizler ordusu oluflturuldu. S›k›nt›n›n bir tanesi burada. Ama flimdi gübreden tut da mazota kadar emekçi halk› zamlarla vuracak, hayat pahal›l›¤›yla vuracak ve tar›m sektörü de girdilerini daha bir zamla almak zorunda kalacak.” ‹rey konuflmas›n›n devam›nda krizin tar›m sektörüne ve köylülü¤e etkisini belki geç ama daha a¤›r hissettirece¤ini vurgulayarak; “Do¤rudan Gelir Deste¤i uygulamalar›ndan Türkiye çiftçisi yararlanam›yor. Kendi kaderiyle bafl bafla b›rak›lm›fl durumda, her fleyin bu kadar pahal› oldu¤u bir dönemde; mazotun, gübrenin vb. girdilerin pahal› oldu¤u bir dönemde özellikle küçük üretim yapan çiftçiler ürününü ekemez-biçemez duruma getirilmifltir. Tar›m sektöründe kapitalist krizin etkileri daha çok önümüzdeki aylarda hissedilecektir. Sanayi sektöründe birden iflsizlik olarak karfl›m›za ç›kan, günlük yaflam-
da zam ve hayat pahal›l›¤› olarak görünen gerçek ekemedi¤i, biçemedi¤i zaman do¤al olarak hissedilecektir.” Tar›m alan›ndaki tüm bu sald›r›lara karfl› sendika olarak ne yapmay› planlad›klar› fleklindeki sorumuza ‹rey; “KESK olarak krize karfl› mücadele çerçevesinde di¤er toplumsal kesimleri, örgütlü iflçi sendikalar›n› örgütsüz kesimlerinden insanlar›, üretici köylülü¤ü, kad›nlar›, gençli¤i biraraya getirip krize karfl› bir mücadele cephesi açmak istiyoruz” dedi. (Ankara)
‹flgal kervan›na Ünsa iflçileri de kat›ld›! Samand›ra’da bulunan Ünsa Ambalaj Çuval iflçilerinin, iflten ç›kar›lmaya karfl›, 4 Aral›k’ta bafllatt›klar› direnifl sürüyor. Yaklafl›k 2 bin iflçinin çal›flt›¤› fabrika bünyesindeki tafleron firmalardan ç›kar›lan iflçilerden, Do¤a adl› taflerondan at›lan 85 iflçi, fabrika önündeki bekleyifllerini, 31 Aral›k’ta iflgale çevirdiler. Ancak iflgal, jandarman›n fabrika içinde direnifli sürdüren iflçilere sald›rarak, iflçileri gözalt›na almas›yla sona erdi. ‹flgal jandarma zoruyla bitirilse de, Ünsa iflçileri direnmekte kararl›lar. Ünsa iflçileri üzerindeki jandarma bask›s› asl›nda direniflin bafl›ndan beri söz konusu. Ünsa iflçilerinin fabrikay› iflgal ettikleri gün, erken saatlerde yanlar›na gitti¤imizde
nun kendilerinden flikayetçi oldu¤unu söyleyerek, kendilerini tehdit ediyormufl.
Direnifl iflgale dönüflüyor
yapt›¤›m›z görüflmede, süren jandarma bask›s›ndan söz etmifllerdi. “Kar-k›fl-f›rt›na bizi y›ld›ramaz, hakk›m›z› alana kadar buraday›z” sözleri eflli¤inde aktard›klar›na göre, direnifl bölgesinden ayr›lmayan jandarma, ayn› günlerde bask›y› art›rmak için, patro-
Karl› ve so¤uk havada yakt›klar› ateflle ›s›nmaya çal›flarak direnifllerini fabrika önünde devam ettiren iflçiler, kendileriyle görüfltü¤ümüz 31 Aral›k günü saat 14.00 gibi, fabrika içine girip, fabrikay› iflgal ettiler. ‹flgalin hemen ard›ndan fabrikaya gelen jandarma ile iflçiler aras›nda gerginlik yaflanmas›na karfl›n, fabrikadan ç›kmayarak, bekleyifllerini sürdürdüler.
“Emekçilerin yast›k alt›ndan borç senetleri ç›kar ancak!” Krizin etkileri tüm fliddeti ile sürerken Petrol-‹fl’e ba¤l› Mecaplast ‹flyeri Bafl Temsilcisi ile yapt›¤›m›z söylefliyi sunuyoruz. - Krizin iflçileri nas›l etkiledi¤ini anlat›r m›s›n›z? - Ülkemizdeki mevcut iktidar her ne kadar kriz te¤et geçecek dediyse de, biz de ciddi anlamda etkilenmekteyiz. Ortada bir gerçek var, o da, binlerce emekçinin iflinden-ekme¤inden olmas›d›r, ayr›ca ücretsiz izinler ve esnek çal›flma koflullar›yla da karfl› karfl›yad›r emekçiler. Krizin etkilemedi¤i iflyerleri dahi kriz f›rsatç›l›¤›na soyunup benzer uygulamalarla iflçilerin-emekçilerin sofras›na göz dikmektedir. Bütün dünyada krize karfl› paketler aç›klan›rken bizim ülkemizin Maliye Bakan› yast›k alt›ndakileri ç›karmam›z› istiyor. Ama flunu bilmeleri gerekir ki, yast›k alt›nda faturalar ve borç senetleri ç›kabilir ancak. fiimdiye kadar s›rt›m›zdan sermayelerine sermaye katan patronlar flimdi krizin faturas›n› bize ödetmeye çal›fl›yorlar. Bu krizi bizler yaratmad›k. Krizi yaratanlar afl›r› kâr h›rs› olan kapitalist sistemin sahiplerinin ta kendisidir. - Sendikalar›n tutumunu nas›l de¤erlendiriyorsunuz? - ‹flverenler daha krizden etkilenmeden baz› tedbirler almaya bafllad›lar. Ancak sendikalar geliflen olaylar karfl›s›nda herhangi bir strateji belirleyemediler. Birçok iflçi ve emekçi iflinden olduktan
sonra bir Ankara mitingi yapt›lar ve devam›n› getiremediler. Bunun karfl›s›nda sermaye sald›r›lar› devam etti. ‹flçilerin sendikalara karfl› zaten az olan güvenleri giderek azalmaktad›r. Sendikalar›n üzerine düflen görevlerini yerine getirmediklerini düflünüyorlar. ‹flverenlerin bütün dayatmalar›na karfl› eylemsel gücünü ortaya koymak yerine uzlaflma yoluna gitmektedirler. ‹flçi s›n›f›n›n bedeller ödeyerek kazand›¤› mevzileri uzlaflarak terk etmektedirler. - ‹flçi s›n›f› içinde örgütlü mücadelenin temel noktalar› nelerdir? - Bütün iflçiler, iflsizler, yoksul halk, k›sacas› ezilen kesim biraraya getirilerek ve mücadeleye sevk edilerek örgütlenme metodlar› ortaya konulmal›d›r. Örne¤in; birçok iflyerinde sald›r›lara karfl› lokal eylemlikler geliflmektedir. Birincisi bu eylemleri birlefltirecek, güçlendirecek dayan›flmalar örgütlenmelidir. Burada en büyük görev sivil toplum örgütlerine, sendikalar ve devrimcilere düflmektedir. ‹kincisi ileri iflçilerin sendikalar içerisinde aktif rol almas› ve sendikalar›n taban›n› harekete geçirecek iflçi komiteleri kurarak, s›n›f mücadelesinin dalga dalga büyüyece¤i zeminler oluflturmas› gerekir. E¤er iflçi s›n›f›n›n taban› üretimden gelen gücünü s›n›f bilinciyle harekete geçirebilirse karfl›s›nda hiçbir gücün duramayaca¤› aflikard›r. ‹flçi s›n›f›n›n tarihi örneklerle doludur. (Gebze ‹K okurlar›)
‹flgal s›ras›nda yaflanan “ilginç”, ancak bizler aç›s›ndan flafl›rt›c› olmayan bir geliflme ise, ana firmada örgütü olan D‹SK Tekstil Sendikas›’n›n fabrika kap›s›na “iflyerindeki eylemle ilgisinin olmad›¤›” yönlü bir yaz› asarak, patron yanl›s› tutumunu aç›kça ortaya koymas› oldu.
‹flgale jandarma sald›r›s› ‹flgal sürerken, saat 17.00’ye yaklaflt›¤› s›rada, fabrika önüne gelen jandarma çevik gücü, önce kap› önünde destek için bekleyen yaklafl›k 25 kifliyi gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nanlar Samandra Karakolu’na götürüldüler. Çevik güç, saat 18.00’de de fabrika içine girerek, iflgali sürdüren iflçileri ve sendikac›lar› gözalt›na ald›. Jandarman›n bu sald›r›s› ifl-
çiler taraf›ndan sloganlarla cevapland› ve gözalt›na al›nan iflçiler, jandarma kendilerini zorla otobüslere bindirmeye çal›flt›¤› s›rada da sloganlarla karfl› koymay› sürdürdüler. Gözalt›na al›nanlar yeni y›la bir saat kala, saat 23.00’e yaklafl›rken, sa¤l›k kontrolünden geçirilerek, serbest b›rak›ld›lar. Serbest b›rak›ld›klar› saatlerde görüfltü¤ümüz Ünsa iflçileri, direnifllerini fabrika önünde sürdürmeye devam edeceklerini söylediler. Çünkü onlar mücadele etmeden hak al›namayaca¤›na inan›yorlar. Bunu ise, ayn› gün sabah yapt›¤›m›z görüflmede verdikleri yeni y›l mesaj›nda flu sözlerle dile getirmifllerdi: “Tüm direnen iflçi kardefllerimize, mücadele etmeden hak al›namayaca¤›n› söylüyoruz. Bunun için de, herkesin insanca yaflayaca¤›, mücadele dolu bir y›l diliyoruz.” (Kartal)
Tezcan Galvaniz iflçisinin sabr› taflt›! Son günlerde iflçi k›y›m› yaflanan ifl yerlerinden biri de, Kocaeli Arslanbey Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu bulunan Tezcan Galvaniz fabrikas›. Birleflik Metal-‹fl üyesi olan Galvaniz iflçileri, patronun, 83 iflçiyi iflten ç›karmas› üzerine, önce D-100 karayolunu trafi¤e kapatt›, sonraki günlerde de fabrikay› iflgal etti.
kal›nca, iflçiler yürüyüfllerine kald›klar› yerden devam etti. ‹flçileri, kent giriflinde kalabal›k bir grup alk›fllarla karfl›layarak destek verdi. Kendilerine destek için gelenlerle birlikte Sabri Yal›m Park›’na gelen iflçiler burada bir bas›n aç›klamas› yaparak, patronu eylemlerini daha ileri noktalara tafl›yacaklar› yönlü uyard›lar.
Kar ve ya¤mur alt›nda kilometrelerce yürüdüler
‹flten atmalara cevap, fabrika iflgali oldu
Galvaniz iflçilerinin, 26 Aral›k’ta, kar ve Nitekim, iflçiler bu eylemden üç gün sonra, ya¤mur alt›nda, D-100 Karayolunu trafi¤e kafabrikay› iflgal ettiler. Kriz bahanesiyle iflten patarak gerçeklefltirat›lan iflçiler, 29 Aral›k dikleri eylem, patrogünü sabah vardiyas›nda nun çok say›da iflçinin fabrikay› iflgal ederek, iflifline son verece¤inin ten at›lanlar geri al›n›nduyulmas› ve bu durucaya kadar eylemlerini mun patron taraf›ndan sürdüreceklerini aç›klainkar edilmesinin hed›lar. men akabinde iflten 盋flçilerin fabrikay› iflkar›lacak iflçilerin isimgal etmesi üzerine, patlerinin megafonla ronun talebiyle, fabrika 250 iflçinin kat›ld›¤› iflgal eyleokunmas›n›n ard›ndan jandarma taraf›ndan kugeliflti. mi, jandarman›n iki gün bo- flat›ld›. 250 iflçinin kat›l24 km. yürüyerek, yunca sürdürdü¤ü bask›n›n d›¤› iflgal eylemi, jandar‹zmit merkezine ulaflan man›n iki gün boyunca ard›ndan, sendika ile jandariflçilerin yolu defalarca sürdürdü¤ü bask›n›n arma aras›nda yap›lan görüflme- d›ndan, sendika ile janpolis taraf›ndan kesildi. Ancak eylemlerini sürler sonucunda al›nan kararla, darma aras›nda yap›lan dürmedeki ›srarlar›n› görüflmeler sonucunda 31 Aral›k günü sona erdi. koruyan iflçiler, polisleal›nan kararla, 31 Arare tepki göstererek, l›k günü sona erdi. ‹flgal oturma eylemi yapt›. Polis, iflçilerin bu kararsona ermesine karfl›n, Galvaniz iflçileri fabrika l› tutumu karfl›s›nda geri ad›m atmak zorunda önünde direnifllerini sürdürüyorlar. (Kartal)
Denge Azadi
‹flçi-köylü 6
9-22 Ocak 2009
“Kürt halk› özgürleflmeden Kürt dili özgürleflemez” TRT 6’n›n aç›l›fl›na iliflkin günlerdir burjuva-feodal bas›nda devrim niteli¤inde bir geliflme oldu¤una dair yap›lan de¤erlendirmelerle ilgili 1992 y›l›nda kurulan, Kürt dilinin akademik olarak geliflmesine yönelik çal›flmalar yapan ve konunun as›l muhataplar›ndan biri olarak kabul edilmesi gereken ‹stanbul Kürt Enstitüsü Baflkan› Sami Tan’la kanala ve devletin Kürt sorununa yaklafl›m›na iliflkin k›sa bir röportaj yapt›k.
bak›yoruz, bunu bu flekilde yans›tman›z› istiyoruz.” Ama bugün “100 Kürt ayd›n› fiefl TV’yi alk›fll›yor” diye ç›km›fl gazetede. Kürt ayd›n› diye ço¤unlukla Kürt diliyle ilgisi çok s›n›rl› olan insanlar, daha çok AKP’ye yak›n Kürtler ön plana ç›kar›l›yor. Bunlar›n Kürt diline
- 1 Ocak’ta TRT 6 (TRT fiefl)’n›n Kürtçe yay›n yapmaya bafllamas›na dair Kürt sorununun çözümünde önemli bir ad›m olarak de¤erlendirmeler yap›ld›. Siz bu konuda neler düflünüyorsunuz? - Sonuçta ortada bir Kürt sorunu var. Kürt kimli¤i var, Kürt dili, Kürt halk› var. Bir kere bunun kabulünün olmas›, yasal ve anayasal güvenceye kavuflturulmas› gerekiyor. Bunun üzerine ancak bu tür ad›mlar anlaml› olur. fiimdi böyle bir zemin, böyle bir kabul yokken bu tür ad›mlar at›l›yor. Niyet ne olursa olsun -ki biz niyeti çok temiz görmüyoruz.- Yani farz sayal›m iyi bir niyet var ama bu çözüme hizmet etmiyor. Tamamen çözümün yerine ikame etmeye dönük. “Televizyon da verdik, daha ne istiyorsunuz?” mant›¤›n› getiriyor önümüze. Bu da sorunun daha çok kangrenleflmesini, çözümsüzlü¤ün daha da derinleflmesini getiriyor. Bizim bu projeye bak›fl›m›z biraz böyle. Türk bas›n› bunun sadece olumlu yanlar›n› ön plana ç›karmaya çal›fl›yor. Onun için de görüfl ald›klar› kifliyi buna zorlamaya çal›fl›yorlar. Bugünkü Star gazetesinde mesela. Dün arad›klar›nda dedim ki “Bu projeye elefltirel
bir hizmetleri varsa ç›kabilirler, bizim için çok sorun de¤il. Gerçekten bu ifle emek veren, çaba veren enstitümüz ’92’den beri önemli ürünler vermifl bir kurum. Onun d›fl›nda bugün mesela özellikle dil hareketi bünyesinde çal›flma yapan onlarca, yüzlerce insan var. Bu yaz Kürtçe e¤itim üzerine Diyarbak›r’da bir konferans yapt›k. Kürtçe e¤itim veren 150 kifli kat›ld› konferansa. Böyle bir potansiyel ve güç varken bunu elinin tersiyle iteleyip, muhatap almay›p, bu tür insanlar› ön plana ç›kar›p veya insanlar› kendi istedikleri gibi konuflmaya zorlamak ya da söylemediklerini söylemifl gibi göstermek, bunu ahlaki bulmuyorum. Türk bas›n› özellikle bugüne kadar Kürt dilini görmezden gelmiflti. Ama bugün Baflbakan konuflunca hepsi birden Kürtçe manfletle
ç›kmaya bafllad›. Üstelik hepsi de yanl›fl yazd›. Kendilerine de söyledik, yapacaksan›z bundan sonra bu ifli ciddiye al›n ve Kürtçe konusunda eleman istihdam edin diye. Biz hiçbir demokratik geliflmenin karfl›s›nda de¤iliz. Bir televizyon gerçekten çözüme hizmet ediyorsa onun da karfl›s›nda de¤iliz. Ama görünen o ki bu daha çok çözümün yerine ikame etmeye dönük projelerdir. Bunlar da aç›kças› bizi hem Kürt halk› aç›s›ndan hem Türkiye demokratik güçleri aç›s›ndan kayg›land›r›yor. - TRT 6’n›n aç›lmas›n› bölgeye özgü bir seçim yat›r›m› olarak m› görmek gerekiyor? - O çok aç›k bence. Bu proje normalde Newroz’da olacakt›. Diyarbak›r’da yapt›¤› konuflmada Baflbakan öyle söylemiflti. Ama sonra düflündüler herhalde Newroz’da olursa bunun seçim yat›r›m› olmas› biraz güçleflir diye. Çünkü 21’inde Newroz, 29’unda seçim. Onun için biraz öne çektiler. Öne çekince birden bir pani¤e girdiler. Panik bir flekilde eleman aramaya bafllad›lar. Onun için de çok sa¤l›kl›, programl› bir çal›flma da olmad›. Yani bu yönüyle bir seçim boyutu var. Asl›nda görünen o ki Erdo¤an Kürdistan’daki “sevmeyen gitsin” laflar›ndan sonra
onu telafi etmeye dönük bir çaba içerisinde. Kürt halk›na bunu unutturmaya dönük bir çaba içerisinde. Ama Kürt halk› onu nas›l unutacak? Hala kafas›na bombalar ya¤›yor, nas›l unutsun ki? Ya da Newroz’u mu unutacak, Van’da, Yüksekova’da kolu k›r›lan çocuklar› m› unutacak? Bu proje bütün bunlar›n hepsini unutturabilir mi? - Kanal›n aç›ld›¤› andan itibaren kimi Kürt sanatç›lar›n ismi telaffuz ediliyor. ‹ki sanatç› kanal›n aç›l›fl›nda yer ald›. Devam eden süreçte devletin kanal› genifl bir kitleye benimsetmek için ataklar› devam edecektir muhtemelen. Bütünlüklü olarak ne yapmak gerekir sizce? - Bu karar›n ç›kmas› bütün tart›flt›¤›m›z yönlerine ra¤men Kürt halk›n›n bir kazan›m›d›r ve Kürt halk›n›n yürüttü¤ü mücadele sonucu olmufltur. Bunu kimse inkar edemez. Bu projede bu flekilde yer alan insanlar bence kendi sayg›nl›klar›na gölge düflürürler. Biz bu mücadeleye fiefl TV’yle bafllamad›k. fiefl TV’yle de bitmez. Bizim Kürt dilini gelifltirme mücadelemiz sürüyor, sürecek de. Biz Kürt halk›n›n kimli¤inin özgürlü¤ünü istiyoruz. Bu temelde Kürt dilini istiyoruz. Kürt halk› özgürleflmeden Kürt dilinin özgürleflece¤ini düflünmüyoruz. Kürt Enstitüsü olarak da temelde, ilkokuldan üniversiteye kadar Kürtçe e¤itim istiyoruz. Temel taleplerimizden biri bu. Bir dil e¤itimle gelifltikçe yaflayabilir. Kürtçe e¤itim derken seçmeli dersten bahsetmiyoruz. Biz seçmeli ders filan istemiyoruz, bu tuza¤a düflmeyece¤iz. Kürtçe e¤itim istiyoruz. Özellikle bölgede e¤itim dilinin Kürtçe olmas›n› istiyoruz. (‹stanbul)
Üçümüz de ayn› fikirdeyiz! Kim demifl AKP, CHP ve MHP ortak bir noktada birleflmiyor diye? T›pk› halk› sömürmek, Kürt ulusunu inkar etmek konusunda uzlaflt›klar› gibi uzlaflt›klar› bir nokta daha var ki, bu da DTP’li vekilleri dinlemiyormufl gibi davranmalar›. AKP’li vekiller kürsüye ç›k›p herhangi bir konu hakk›nda konuflurken CHP’liler s›rf laf atmak için bile olsa dinlerler. Dinlerken de ba¤›r›rlar, ça¤›r›rlar, aks›r›rlar, t›ks›r›rlar… CHP’li vekiller ç›kt›¤›nda ise ayn› komediyi AKP’liler oynar. Ama DTP’li vekiller söz ald›¤›nda ise sanki önceden sözleflmifller gibi kendi aralar›nda sohbet havas› bafllar. Kimisi yüzünü kimisi de s›rt›n› dönerek, has›l› dinlemiyormufl gibi yaparlar. Bu d›fllaman›n en ilkel ve en
traji-komik yöntemi olsa gerek. Ama bu yalanc›ktan dinlememe oyunu bile ço¤u defa uzun sürmez. Çünkü bu zaman ayarl› sohbet severlerin Kürt kelimesine, bu kelimeye önden ya da sondan eklemek suretiyle oluflmufl herhangi bir kelimeye tahammül üst s›n›rlar› o kadar düflüktür ki fazla sürmez bu ilgisizlik oyunu, bafllar ba¤›rmalar ça¤›rmalar... Edebiyatta Tecahül-ü Arif diye bir söz sanat› vard›r ki bu, bir fleyi bilip de bilmezlikten gelme sanat›d›r. Meclis’teki AKP’li, CHP’li ve MHP’li vekillerin DTP’li vekiller konufltu¤unda yapt›klar› fley ise duymazl›ktan gelmedir. Bu ise bir söz sanat› de¤il bir sayg›s›zl›k göstergesidir.
*** Meclis’te Kürtçe için “anlafl›lmayan dil” tart›flmas› yap›ld›ktan bu yana arkadafl çevremizde bir espridir gidiyor. Normalde Kürtçe konufltu¤umuz arkadafllar›m›z art›k birbirlerini “anlamad›klar›n›” itiraf ediyorlar. Yoksa TBMM yan›lacak de¤il ya(!) Meclis’in gündeme ve güncele kazand›rd›¤› bu kavrama (anlafl›lmayan dil) DTP’li vekiller birçok defa itirazda bulundular. Bu itirazlar 27 Aral›k 2008 günü 2009 Bütçesi’nin tart›fl›ld›¤› Meclis oturumunda Meclis Baflkan› Köksal Toptan’› “duyguland›rm›fl-
Proletarya Partisi militanlar›ndan uyar› eylemi
Yerel seçimlere do¤ru hileler art›yor
Hakim s›n›flar›n iflçi ve emekçilere yönelik sald›r›lar› yaflad›klar› ekonomik ve siyasi krizle birlikte giderek artmaktad›r. Özellikle emekçi semtlerde halk›n yozlaflt›r›lmas›, kimliksizlefltirilmesi, uyuflturucu ve çeteleflmenin bata¤›na çekilmesi bizzat devlet eliyle gerçeklefltirilmektedir. Mafyalaflma ve kolay para kazanma yöntemleri özendirilmekte, özellikle gençler bu oyunun bir parças› haline getirilmek istenmektedir. Bu konu ile ilgili bir eylem yapt›klar›n› email yoluyla duyuran TKP/ML militanlar› “Partimiz düzenin bu sald›r›lar› karfl›s›nda bir direnç yaratma aç›s›ndan kitleleri sald›r›lar karfl›s›nda uyan›k olmaya ça¤›ran bir eylem yapt›” dediler. Yap›lan aç›klamada “Gebze Ulafltepe’de uyuflturucu ve çeteleflmenin bafl›n› çeken unsurlara karfl› bir eylem gerçeklefltirildi. 23 Aral›k akflam› militanlar›m›z uyar› amaçl› bu kirli unsurlar›n kirli ifllerinde kulland›klar› araçlar› hedef olarak yakt›” denildi.
Yerel seçimlerin yaklaflmas›yla birlikte, seçmen listeleri, adaylar ve yap›lan yolsuzluklar gündemden düflmüyor. Bir taraftan medyan›n yanl› ve yalan yanl›fl haberleriyle burjuva partilerin adaylar›n›n reklam› yap›l›rken, bir taraftan da özellikle hükümette olan AKP’nin el alt›ndan seçim oyunlar›, hileleri sürüyor. Özellikle AKP’li belediyelerin oldu¤u yerlerde seçmen say›s›ndaki astronomik art›fl, ölülerin bile seçmen listelerinde gösterilmesi, flimdiden yap›lacak seçimlerin hileli olaca¤›n›n da göstergesidir. Gerçi geçmifl seçimlerde de, çöp bidonlar›ndan ç›kan, yak›lan rakip adaylar›n oylar›na defalarca tan›k olmufltuk. AKP hükümeti yerel seçimlerden yeniden birinci parti olarak ç›kman›n hesab›n› yaparken, adeta namus meselesi yapt›¤› Diyarba-
t›r”. Ve Meclis Baflkan› tutanaklar› tutan kifliye bir ricada bulunmak zorunda kalm›flt›r. “Anlafl›lmayan bir dil” yerine “Türkçe olmayan bir dil ibaresini kullan›rsan›z daha iyi olur.” Gözlerimizi yaflartan bu durum bir devrim niteli¤indedir(!) Çünkü 1991’den bu yana “anlafl›lmayan bir dil” olan Kürtçe art›k “Türkçe olmayan bir dil olacakt›r”. DTP’li bir vekilin; “bunun yerine kullan›lan dilin ad›n› yazsak?” önerisine Meclis Baflkan›’n›n cevab› mant›k iflkencesi niteli¤indeydi; “Onu tutanaktaki arkadafl bilemez ki!” Ey ademo¤lu zaten DTP’li vekillerin kulland›klar› ve Kürtçe oldu¤unu söyledikleri birkaç Kürtçe kelimenin akabinde Türkçe anlam›n› da söylüyorlar, tutanaktaki kiflinin bilemeyece¤i nedir bu durumda? (Erzurum’dan bir YDG’li)
k›r ve Tunceli Belediyeleri için yo¤un çal›flmalar yapmaktad›r. Yo¤un çal›flmalar›n ne oldu¤unu hepimiz yak›ndan biliyoruz. Kömür, makarna, bulgur yard›mlar›... Bir de seçmen say›s›n› kendi lehlerine çevirmek için yap›lan hileler... Bu oyunlardan biri de Tunceli’nin Pertek ‹lçe’sinde yafland›. AKP Pertek ‹lçe Baflkanl›¤›’n›n, ‹stiklal, Derebafl›, Kaledibi ve So¤ukp›nar mahallelerinde ikamet eden 227 kiflinin ikametgâhlar›n›n ilçede bulunmad›¤› gerekçesiyle seçmenin kayd›n›n silinmesi için ‹lçe Seçim Kurulu’na yapt›¤› itiraz üzerine, 163 kiflinin kayd› silindi. ‹lçe merkezinde ikamet ettikleri halde, seçmen kayd› silinenler aras›nda ilçe belediye baflkan›n›n annesi ve k›z kardefli de bulunuyor. Konuyla ilgili aç›klama yapan Pertek Belediye Baflkan› Kenan Çetin, “‹tiraz› yapan kim olursa
olsun, belge sunma zorunlulu¤u vard›r. ‹lçe Emniyet Müdürlü¤ü’nün yapm›fl oldu¤u araflt›rmalarla, söz konusu kiflilerin orada oturmad›¤›na iliflkin al›nan tutanakla vatandafllar›n oy kullanma hakk› engellenmifltir. ‹lginç olan bir baflka yön de, annem ve k›z kardeflimin de kay›tlar›n›n silinmifl olmas›d›r. 15 y›ld›r Pertek’te ikamet ediyoruz. Annemin yeni tafl›nd›¤› ev ise Emniyet Müdürlü¤ü binas›na yaklafl›k 20 metre uzakl›kta. Ancak emniyetin tutanaklar›nda orada oturmad›klar›na dair belge bulunuyor. Kald› ki ben Belediye Baflkan›y›m, ailemin oturdu¤u evin bilinmemesi imkâns›z” fleklinde konufltu. Bilindi¤i üzere Kenan Çetin Pertek’te ba¤›ms›z olarak seçilmifl ve yapt›¤› çal›flmalarla dikkatleri üzerine çekmiflti. Pertek’i de kazanman›n hesab›n› yapan AKP, anlafl›lan kazanman›n yöntemini iyi bilmektedir. Al›flk›n oldu¤u üzere hile ve oyunlarla durumu kendi lehine çevirmek istemektedir. (Erzincan)
TRT fiefl’in Kürtçe okunuflu: Marê b›nê flimbêlê* TRT 6 (TRT fiefl) 2009’un ilk günlerinde flaflal› bir aç›l›fl töreniyle yay›na bafllad›. Kürtçe’nin daha do¤rusu Kürt kimli¤inin TC taraf›ndan resmen tan›nd›¤› yönündeki söylemlerin damgas›n› vurdu¤u kanal›n aç›l›fl›, belli bir kesimde bu izlenimi yaratt›. Ancak gerçekli¤in bu olmad›¤›n› kimi yaflananlar da do¤ruluyor. Bu noktada TRT 6’n›n aç›l›fl sürecinde yaflananlara bakmak gerçe¤i berrak bir flekilde ortaya koyacakt›r. * Ankara Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›, Kürtçe davetiye ve Kürtçe konuflmalar yap›lan kongresi ile ilgili Hak-Par yöneticisi olan 13 kifli hakk›nda dava açt›. * Tevn Yay›nevi sahibi bir savc› hakk›nda “Kürtçe suç duyurusu”nda bulundu. Savc› “Türk Dilinin Kullan›m› ve Korunmas›na ‹liflkin Kanun”a muhalefet etti¤i gerekçesiyle dava açt›. Yay›nevi sahibi 5 ay hapis cezas› ald›. Duruflmalarda Kürtçe savunma yapt›¤› için de aç›lan davalar hala sürüyor. * DTP’nin 25 Haziran 2006 tarihinde yap›lan 1. Ola¤an Büyük Kongresi’nde Kürtçe slogan at›ld›¤› için kongre divan›na dava aç›ld›. * DTP ‹l Baflkan› ‹brahim Ayhan, ba¤›ms›z milletvekili aday› oldu¤u 22 Temmuz seçim çal›flmalar› s›ras›nda anons arac›nda Kürtçe müzik çald›¤› için 5 ay hapis cezas› ald›. * Baflbakan’a Kürtçe dilekçe gönderen DTP Kars ‹l Baflkan› hakk›nda Türk Harflerinin Kabulü Kanunu’na muhalefet suçundan dava aç›ld›. * DTP I¤d›r ‹l Baflkan› 22 Temmuz seçimlerinde Kürtçe “Serçawan” (Hoflgeldiniz) dedi¤i için hakk›nda dava aç›ld›. * Denizli’de vekaletname alabilmeleri için sa¤l›k raporuna ihtiyaç duyan Makbule Timurtafl ve Safiye Özdemir’e Denizli Devlet Hastanesi ve Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Türkçe bilmedikleri için sa¤l›k
raporu vermedi. * DTP’li milletvekilleri seçim çal›flmalar›nda Kürtçe parça çald›klar›, Kürtçe konuflma yapt›klar› nedeniyle haklar›nda dokunulmazl›klar›n›n kald›r›lmas›na dair yüzlerce fezleke haz›rland›. Baflbakan Kürtçe “bi xêr hatin” diyerek selamlad›¤›nda fezlekeleri haz›rlayanlar alk›fl tuttu. * Gençlik dönemlerinde MHP tetikçili¤ini yapan Sinan ‹lhan TRT 6’n›n koordinatörlü¤üne getirildi. ‹lhan, Urfa’da devrimci ve demokrat kimlikli çok say›da faili meçhul cinayetin sorumlusu olarak tan›n›yor. * 27 Aral›k’ta 2009 y›l› bütçe görüflmelerinde Kürtçe’nin Meclis tutanaklar›na “bilinmeyen dil” olarak geçmesini Meclis Baflkan› Köksal Toptan Kürtçe demekten kaç›narak “Keflke ‘Türkçe olmayan bir dil’ denilebilseydi” diyerek “düzeltmeye” çal›flt›. * ‹smi Welat oldu¤u için 18 yafl›ndan küçük bir çocu¤un Atatürk Havaalan›’ndan Türkiye’ye girmesine izin verilmedi. * Kürtçe yay›n yapan Roj TV’nin kapat›lmas›na yönelik Baflbakan, Cumhurbaflkan›, D›fliflleri Bakanl›¤› vb. devlet erkan›ndan Danimarka’ya k›nama aç›klamalar› yap›ld›. * Günlük Kürtçe yay›n yapan Azadiya Welat gazetesi birçok kez kapat›ld›, Özgür Gündem, Haftal›k 7. Gün, Politika, Ayr›nt›, Analiz gazeteleri de 1 ayl›k kapatma cezalar›yla sansüre u¤rad›. Bunlar›n yan› s›ra Türkçe bilmedi¤i içi do¤umhane kap›lar›ndan döndürülen hamile kad›nlar, yine ayn› nedenle hapishanedeki çocuklar›yla görüfltürülmeyen ana-babalar›n özlemleri, Kürtçe konufltu¤u için alenen sald›r›ya u¤rayan insanlar da unutulmamal›. *Hasat zaman› hasad›n› toplaman›n sevinciyle elini bu¤day destelerine uzatan köylüleri ekin destelerinin alt›nda pusuya yatarak zehriyle öldüren y›lan demektir.
Pertek’te yerel seçim gündemli toplant› Yaklaflan yerel seçimlerle ilgili r›n ortak karar› olarak hem yaklaPertek’te ‹flçi-köylü okurlar› olaflan yerel seçimlerde halk›n ç›karrak seçimlere yaklafl›m›m›z üzelar›n› koruyacak halkç› bir yönerine siyasi parti ve demokratik tim anlay›fl›n› savunacak, devrimci kitle örgütlerine bir toplant› ça¤ve demokrat bir belediye yönetir›s›nda bulunduk. 15 Aral›k 2008 mi (Baflkan ve meclis üyeleri) betarihinde yapt›¤›m›z toplant›ya lirlemek hem de ülkemizde ve ilDTP, EMEP, DHF, HÖC, Kad›n çemizde geliflen anti-demokratik Kültür Deruygulamalara Pertek’te Partizan, DHF, ne¤i, Pertek karfl› eylemGençlik ‹nisililikler örgütHÖC, DTP, EMEP, Kad›n yatifi ve ziraat lemek üzere Kültür Derne¤i, Pertek odalar› temiçinde PartiGençlik ‹nisiyatifi, ziraat silcileri kat›ld›. zan, DHF, odalar›n›n bulundu¤u bir Toplant›da ‹flçi HÖC, DTP, platform oluflturuldu. köylü okurlar› EMEP, Kad›n ad›na söz alan Kültür Derarkadafllar›m›z yerel seçimlere ne¤i, Pertek Gençlik ‹nisiyatifi, ziiliflkin düflüncelerimizi anlatt›ktan raat odalar›n›n bulundu¤u, E¤itimsonra di¤er kurumlar da bu konuSen ve SES temsilciliklerinin de d›daki görüfllerini dile getirdiler. flar›dan destek verdi¤i bir platform oluflturuldu. Karfl›l›kl› bilgi al›flveriflleriyle birlikte toplant›da bütün kurumla-
(Dersim-Pertek ‹K okurlar›)
9-22 Ocak 2009 F Tiplerinde yaflananlar› ve tutsaklar›n direnifllerini daha yak›ndan anlamak için Sincan 1 Nolu F Tipi’nden k›sa bir süre önce tahliye olan Kenan Özyürek ile yapt›¤›m›z görüflmeyi yay›nl›yoruz. - Kendini k›saca tan›t›r m›s›n? Kenan Özyürek: 2004 Mart’›nda örgüt üyeli¤i gerekçesiyle tutuklanm›fl ve 5 y›la yak›n bir süreyi hapishanede geçirmifl biriyim. Bu süreçte Sincan 1 ve 2 No’lu F Tipi Hapishanelerinde ve k›sa süreli olarak Tokat Hapishanesi ve Bolu F Tipi Hapishanesi’nde kald›m. - F Tipi (hücre) sisteminin tutsaklar üzerindeki etkilerinden genel olarak bahseder misin? - Hücre sisteminin fiziki ve psikolojik olarak farkl› etkileri bulunuyor. Fiziki olarak tutsaklarda yaratt›¤› sa¤l›k sorunlar› zaman içerisinde kendini gösteriyor. Bu en belirgin olarak duyu organlar›nda özellikle gözlerde kendini gösterse de mekan›n genel yap›s› gere¤i tüm organlar› etkileyen bir nitelik tafl›yor. Bu sistemin psikolojik etkileri daha çok önem tafl›yor. Ki bu fiziksel durumu da do¤rudan etkiliyor. Tecrit sistemi tutsaklar›n politik iradesini ve onun da ilerisinde yaflam iradesini k›rmaya dönük bir sald›r›y› içeriyor. Her tutsak özgülünde bunun etki derecesine göre de sonuçlar› oluyor. Adli tutuklular üzerindeki etkileri saymakla bitmez. Özellikle uzun süre kalanlarda yaflama olan ba¤l›l›¤›n köreldi¤i, içe kapan›kl›¤›n ve bireycili¤in geliflti¤i görülüyor. Devrimci tutsaklar özgülünde de bu ayn› zemin bulunuyor. Bulunulan
Halk›n gündemi
‹flçi-köylü 7
edilmeleriyle ilgili olarak kam-
Üreterek direniyor, direnerek üretiyoruz
malar› oldu, ya da tutsaklar›n bu yönlü ne gibi çal›flmalar› var? - Hapishanelerde hasta tutsakla-
☛ Hücre sisteminin fiziki ve psikolojik olarak farkl› etkileri bulunuyor. ☛ Fiziki olarak tutsaklarda yaratt›¤› sa¤l›k sorunlar› zaman içerisinde
r›n durumu sürekli bir mücadele konusu. Hem kendilerinin hem de di-
kendini gösteriyor. ☛ Bu sistemin psikolojik etkileri daha çok önem tafl›yor. ☛ Tecrit sald›r›s›n›n devrimci tutsaklar› etkilemedi¤ini söylemek do¤ru olmaz.
hapishaneye, baflka bir tak›m koflullara, örgütlü yap› ve mücadelenin gücüne göre kimi farkl›l›klar bulunsa da, devrimci tutsaklar›n insani ve politik de¤erleri, tecrit sistemine karfl› mücadelelerinde belirleyici bir yerde duruyor. Yine de tecrit sald›r›s›n›n devrimci tutsaklar› etkilemedi¤ini söylemek do¤ru olmaz. Burada da tutsaklar›n deneyimleri ve ideolojik donan›mlar› belirleyici oluyor. - F Tipi Hapishanelerde devrimci tutsaklara karfl› gelifltirilen sald›r›lar nelerdir, bu sald›r›lara karfl› tutsaklar nas›l bir mücadele yürütüyorlar? - Genel olarak onur k›r›c› arama ve dayatmalar›, disiplin cezalar›n›, yay›n ve iletiflim haklar›n›n engellenmesini, muayene/tedavi ve savunma
haklar›na dönük gasplar›, eflya yasaklar›n›, hapishane içerisinde da¤›tma, sürgün-sevk ve fiziki sald›r›lar› sayabiliriz. Çok kere bunlar ayr› ayr› gündeme gelse de daha birçok sald›r›yla birlikte tecrit ve tredman politikas› içinde anlam bulurlar. Bu anlamda en küçük sald›r› ve hak gasp›n›n dahi tutsaklar için önemi büyüktür. Ve yine en küçük bir hak için önemli bir mücadele vermek gerekir. Hemen her sald›r› karfl›s›nda devrimci tutsaklar›n da çeflitli tav›r ve karfl› koyufllar› bulunuyor. ‹nsani de¤erlere sald›r› içeren, politik kimli¤i hedef alan her sald›r›da, temelde itaat etmemeyi ve insani talepleri içeren bir tutum benimseniyor. Bu direnifl ve protesto ço¤u kez fiziki sald›r› ve iflkenceleri beraberinde getirse de as›l önemli olan, insani ve politik de¤erlerin ezdirilmemesi amaçlan›yor. Devrimci tutsaklar›n herhangi birine yap›lan bir sald›r› ya da hak gasp›na karfl› tüm devrimciler tav›r alarak o tutsa¤a destek oluyor ve uy-
gulamaya karfl› duruyorlar. Devletin parçalara ay›rarak direnifli k›rma hedefine karfl› ayr› ayr› hücrelerden de olsa ortak tav›rlar›n al›nmas›, devrimci tutsaklar›n as›l etki gücünü oluflturuyor. Tek tek sald›r›lar d›fl›nda da genel olarak tecrit sald›r›s›na karfl›, devrimci tutsaklar›n her gün gerçekleflen çeflitli sald›r›lar› oluyor. Bunlar daha çok da direnifle dair politik vurgular› içeren sloganlar ve kap› dövme eylemleri fleklinde oluyor. Yine tutsaklar›n kendi ideolojik ve kültürel üretimleri kapsam›nda yap›lan birçok çal›flmay›, anma ya da kutlama fleklindeki çeflitli etkinlikleri ideolojik sald›r›lara karfl› mücadele içerisinde belirtmek gerekiyor. Sayfalarca not yazmay›, bunlar› çat›lar üzerinden birbirine ulaflt›rmay›, hapishanenin farkl› yerlerinden ba¤›rarak anlaflmay› gerektirse de bütün bunlar tutsaklar için önemli bir yerde duruyor. fiunu özellikle vurgulamak gerekir ki hapishaneler üreterek direnildi¤i ve direnilerek üretimin gerçek-
‹HD ‹zmir fiubesi K›r›klar F Tipi Hapishanesi’nde bulunan MDS hastas› Abdulsamet Çelik’in tedavisinin yap›labilmesi için serbest b›rak›lmas› talebiyle 31 Aral›k günü Cumhurbaflkanl›¤› ve Adalet Bakanl›¤›’na faks gönderdi. Konak Postanesi önünde “Hasta hükümlü A. Samet Çelik serbest b›rak›ls›n” yaz›l› pankart açan ‹HD’liler, “Hasta tutsaklar serbest b›rak›ls›n”, “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek” sloganlar›n› att›. Burada gönderilecek olan faks metnini bas›n mensuplar›na okuyan ‹HD Genel Merkez yöneticisi Haflim Cem Çelik, yeni y›la girildi¤i bu günlerde hapishanelerde 100 binin üzerinde tutuklu ve hükümlünün çeflitli sorunlarla bo¤ufltu¤unu söyledi. 2 Temmuz’da ailesi arac›l›¤› ile ‹HD’ye baflvuru yapan Abdulsamet Çelik’in ölümcül has-
tal›¤›n› iki defa kamuoyu gündemine ve yetkililere iletmelerine ra¤men hiçbir sonuç al›namad›¤›n› da hat›rlatan Çelik, “Temmuz’dan bu yana yapt›¤›m›z baflvurulara ancak Aral›k ay›nda cevap verildi ve Abdulsamet Çelik Adli T›p’a götürüldü. Bugün burada hasta hükümlü için bir kez daha acil ça¤r›da bulunuyoruz. Bürokratik sürecin uzat›lmas› hastal›¤› geri dönülmez bir noktaya getiriyor. Tedavisinin uygun koflullarda yap›lmas› için serbest b›rak›lmas› gerekiyor” dedi. (‹zmir)
MDS nedir? ‹lik ve kan rahats›zl›¤› olarak yorumlanabilecek MDS özetle; kemik ili¤inin sa¤l›kl› kan hücreleri üretmemesi, blast denilen olgunlaflmam›fl hücreler üretmesidir. Bunlar normal kan hücreleri olan eritrosit, lökosit ve trombositlerin görevlerini yerine getiremeyecekleri gibi kemik ili¤inde birikerek daha ileri rahats›zl›klara yol açarlar. Baz› alt gruplar lösemiye dönüflebilir. Ciltte çürükler meydana gelmesi, yara ve kesiklerin geç iyileflmesi, mikrobik hastal›klara ve enfeksiyonel durumlara s›k maruz kalmak, halsizlik, yorgunluk, nefes darl›¤›, beniz soluklu¤u ve kans›zl›k gibi belirtileri mevcuttur.
Adli tutuklu yak›nlar›ndan eylem gibi a¤›rlarken, adli suçlardan hapishanelerde bulunan yoksullara en insanl›k d›fl› koflullar› dayatmaya devam ediyor. Bu durum, Kartal H Tipi Hapishane’sinde yak›n› bulunan aileler taraf›ndan, 26 Aral›k tarihinde hapishane önünde gerçeklefltirilen bir eylemle protesto edildi. Tutuklu yak›nlar› bu eylemleriyle hapishanede yaflanan sorunlara dikkat çekmeye çal›flt›lar. Tutuklu yak›nlar›, ö¤len sa-
Mufl E Tipi Hapishanesi’nden ‹C‹’ye mektup yazan
Mehmet Yamaç hasta tutsaklar›n durumunu, devletin ve bir gardiyan gibi hareket eden doktorlar›n niteli¤ini bir kez daha gözler önüne sermifl oldu. Mektubunda “bundan iki ay önce cezaevi revirine doktora ç›kt›m. Beni muayene etti ve ‘senin mutlaka ameliyat olman gerekir’ deyip hastaneye sevk yapt›. 1 ay sonra hastaneye götürüldüm. Burada doktor bana, ‘yapabilece¤im hiçbir fley yok, sen niye zama-
atlerinde gerçeklefltirdikleri eylemde, kendilerini hapishane önünde bulunan elektrik dire¤ine zincirlediler. Aileler, hapishane koflullar›n›n insanl›k d›fl› oldu¤unu belirterek, düzeltilmesini ve genel af ç›kar›lmas›n› talep ettiler. Tutuklu yak›nlar› eylem s›ras›nda taleplerini, “Cezaevleri dolup taflt›. Tutuklular art›k nöbetlefle ranzalarda uyumak zorunda kal›yor. Görüfllerde kad›nlar›n maruz kald›¤› onur k›r›c› aramalara son verilsin. Hasta tutuklular›n tedavileri yap›ls›n. Cezaevi koflullar› düzeltilsin. Gerçek adaletin oldu¤u bir yer istiyoruz” sözleriyle dile getirdiler. Tutuklu yak›nlar›n›n bu eylemi, polisin sald›r›s›yla cevapland›. Ailelere sald›ran polis, 4 kifliyi gözalt›na alarak, Çamçeflme Karakolu’na götürdü. (Kartal)
n›nda ameliyat olmad›n’ dedi. Ben hapishane doktorunun söylediklerini anlat›nca ‘cezaevi doktoru sana ameliyat olman gerekti¤ini söyledi diye seni ameliyat edecek de¤ilim’ deyince, ben de bu zihniyet devrimci tutsaklar› ölüme terk etmek oldu¤unu yineledim” dedi. Hat›rlanaca¤› gibi Mehmet Yamaç’›n 19 Aral›k operasyonunda gö¤üs kemi¤i k›r›lm›fl, tedaviyi kabul etmedi¤i için kemik yamuk kaynam›fl ve gö¤üs üstünde çok ciddi a¤r› ve rahats›zl›klar› mevcuttur. Yine ‹C‹’ye mektup yazarak durumunu özetleyen tutsaklardan Sincan 1 Nolu F Tipi’nden Yaflar ‹nce “burada yaflad›¤›m›z, özellikle benim yaflad›¤›m di¤er bir sorun; hastane sevkleri. Bir dizi rahats›zl›klar›m bulunuyor. Bunlardan baz›lar› kronik düzeyde ve tedavi görüyorum” dedikten sonra flöyle devam etti;
¤er politik ve devrimci tutsaklar›n bu konuda uzun bir u¤rafl› var. Ancak bildi¤iniz gibi Ergenekon’un hasta tutuklular›yla birlikte burjuva medya bu konuya ilgi gösterdi. TUYAB ve ‹HD’nin hasta tutsaklar›m›z›
lefltirildi¤i yerler. E¤er bir sald›r› varsa, bu, temelde politik kimli¤imize dönüktür ve direnifl de kendini burada üretecektir. Devrimci tutsaklar›n politik üretimi belirleyici bir yerde duruyor ve uzun y›llar› bulan tecrit koflullar›nda çok daha önemli hale geliyor. - TUYAB ve ‹HD’nin hasta tutsaklar›n tedavileri ve tahliye
gündeme tafl›mas› ve bunu kampanyaya çevirmesi büyük de¤er tafl›yordu. Devrimci tutsaklar da bu süreci, içeriden desteklemeye çal›flt›lar. Adalet Bakanl›¤›’na, TTB’ye, çeflitli odalara, derneklere, gazetelere, duyarl› kifli ve kurumlara yaz›lan dilekçe ve mektuplarla hasta tutsaklar›n durumu d›flar›ya tafl›nmaya çal›fl›ld›.
Ölüm orucu flehitleri an›ld› Ölüm Orucu eyleminde yaflam›n› yitiren Hatice Yürekli, Mahmut Gökhan Özoç ve Gürsel Akmaz 27 Aral›k’ta mezarlar› bafl›nda an›ld›. Anmay› Al›nteri, BDSP, DHP, ESP, Kald›raç, Mücadele Birli¤i Platformu ve Partizan Buca Kaynaklar Mezarl›¤›’nda düzenledi. Mezarl›k giriflinde bir araya gelen kitle, “19 Aral›k Katliam›n› Unutmad›k, Unutturmayaca¤›z” pankart›n› aç›p, sloganlar
Hasta tutsaklar ölüme terk ediliyor
Siyasi tutsaklar› F Tipi hapishanelerde tecrit alt›nda tutarak, burada gerçeklefltirilen çok yönlü sald›r›larla “›slah etmeye”, özde ise iradelerini teslim almaya çal›flan egemen s›n›flar, çete, mafya, uyuflturucu taciri kimi adli ancak “hat›rl›” kiflileri hapishanelerde “krallar”
panyas›n›n içerde ne gibi yans›-
“Tedavi sürecinde istenilen baz› tetkikler oldu. Bunlardan bir tanesi kronik hepatit B vesilesiyle istenen Karaci¤er MR’›yd›. Hapishane idaresi geç de olsa bu tetkik için randevu al›p sevkimi yapt›r›yor. Sevk günü geldi¤inde bizleri hastaneye götürmekle yükümlü olan asker sevkleri iptal ediyor. Son üç ayd›r bu flekilde hem de üst üste üç defa sevklerim iptal edildi. ‹ptal olan sevkler için revir personelinin yeni bir randevu almas› ise ayr›ca bir zaman al›yor. Bu durumda ister istemez tedavi süreci uzuyor ya da engellenmifl oluyor. En son sevkim ise yaflad›¤›m böbrek rahats›zl›klar› içindi, asker onu da iptal etti. Yani üç ayd›r hastaneye götürülmüyorum. Sorumlusu ise askerdir. Keyfi tutumlar›yla, iptale neden olan gerekçeleriyle as›l amaç tutsaklar›n tedavisini engellemek.” (H. Merkezi)
Götürüldü¤ümüz her yere direnifli tafl›yaca¤›z! Sincan F tipi Hapishanesi’nde buörne¤iyle karfl› karfl›ya kal›yoruz… lunan devrimci ve komünist tutsaklar Ancak ne yap›l›rsa yap›ls›n devrimci son aylarda hapishanelerde yo¤unlatutsaklar olarak tecride, iflkencelere, flan bask›lar ve sürgün sevklerle ilgili keyfi uygulamalara, bask›lara ve sal‹HD’ye baflvuruda bulundu. ‹HD d›r›lara karfl› bugüne kadar Ankara fiubesi, 26 Aral›k nas›l direndiysek bundan Cuma günü bir bas›n aç›ksonra da ayn› flekilde di“Hiçbir sallamas› yaparak gelen baflrenmeye devam edeced›r› hakl› ve vuruyu kamuoyu ile pay¤iz. Hiçbir sald›r› bizlemeflru dilaflt›. ri hakl› ve meflru direnme hakSincan 1 No’lu F Tipi renme hakk›m›z› kulk›m›z› enHapishanesi’ndeki siyasi lanmaktan al›koyamayagelleyemez” tutsaklar ad›na; Tahir Lâca¤› gibi sürgün sevkler çin, Erol Zavar, Ercan Akde y›ld›rmayacakt›r. Götüp›nar ve Halil fiahin imzalar›yrüldü¤ümüz her hapishaneye la yap›lan aç›klamada: “Baflta F Tipledirenifli ve bafl e¤mezli¤imizi tafl›yari olmak üzere hapishanelerde 8 y›lca¤›z” dediler. d›r kesintisiz uygulanan tecrit iflkenTutsaklar›n aç›klamas›n›n okuncesinin keyfi uygulamalar, hak gasplamas›n›n yan› s›ra ‹HD ad›na da bir r›, bask›lar, iflkenceler, katletme salaç›klama yap›larak, iflkence gerçe¤id›r›lar› ve sürgün sevklerle sürekli ne, tecrit ve tredmana karfl› duyarl›a¤›rlaflt›r›lmas›n›n her gün yeni bir l›k ça¤r›s› yap›ld›. (Ankara)
atarak, Hatice Yürekli’nin mezar›n› ziyaret etti. Burada Ölüm Orucu eyleminde yaflam›n› yitirenlerin an›s›na sayg› duruflunda bulunan kitle, daha sonra s›rayla Mahmut Gökhan Özoç ve Gürsel Akmaz’›n da mezarlar›n› ziyaret etti. Anma s›ras›nda mezarlara karanfiller b›rak›l›rken, Yürekli, Özoç ve Akmaz’›n yaflamlar›n› anlatan konuflmalar yap›ld›. (H. Merkezi)
Hak ihlalleri bildi¤iniz gibi... Tekirda¤ 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nden tutsaklar yapt›klar› aç›klama ile yaflad›klar› hak gasplar›n› kamuoyu ile paylaflt›lar. 8 Ekim 2008 tarihinde, ‹ran hapishanelerindeki tutsaklarla dayan›flmak ve yap›lan sald›r›lar› protesto etmek için iki günlük Açl›k Grevi yapt›klar›n› ve bundan dolay› hapishane idaresinin A.G yapan tüm tutsaklara disiplin soruflturmas› açt›¤›n›, bunun üzerine sözlü savunma yapmak isteyen kimi tutsaklar›n savunma yapmalar›n›n idare taraf›ndan engellendi¤ini belirttiler. 14 Kas›m 2008 tarihinde Fehmi Kahraman adl› tutsak, haftal›k telefon görüflmesini yapt›¤› s›rada konuflmas›n›n bir k›sm›n› Kürtçe yapmas› nedeniyle görevli gardiyanlar taraf›ndan sözlü müdahaleye u¤ram›fl, “Kürtçe konuflamazs›n yasakt›r, buras› Türkiye, bir daha Kürtçe konuflursan o zaman görürsün” minvalinde tehditvari söylemlerle karfl›laflm›flt›r. Ziyaretçisi taraf›ndan Erkan Altun’a yat›r›lan “Gorki’nin Gitar›” adl› kitap “Ölüm Oruçlar›n› destekleyici ve özendirici ibareler bulundu¤u” gerekçesiyle “sak›ncal›” bulunarak el konulup verilmemifltir. Ayr›ca K›z›l Bayrak, Yürüyüfl, Azadiya Welat, Güney, At›l›m, Devrimci Demokrasi ve Agos gazete ve dergileri çeflitli gerekçelerle tutsaklara verilmemifl, posta yoluyla gelen “Socialist Worker” adl› dergi de farkl› dil ve lehçede yaz›ld›¤› gerekçesi ile verilmemifltir. Ayr›ca tutsaklar taraf›ndan d›flar›ya gönderilmek istenen birçok mektuba da çeflitli gerekçelerle el konulmufltur.
Bursa’da gözalt› furyas› Bursa polisi 24 Aral›k günü sabah› 10 kadar eve efl zamanl› yapt›¤› bask›nlarda aralar›nda Bursa ESP temsilcisi Serpil Aslan’›n da bulundu¤u 9 ESP’li ve 2 SGD’liyi gözalt›na ald›. Ayn› gün ESP Bursa Temsilcili¤i de bas›larak talan edildi. ESP’ye yap›lan bu sald›r›y› aralar›nda ‹HD, Partizan, BDSP, Halkevleri, DTP, E¤itim-Sen, Batis ve Halk Cephesi’nin bulundu¤u kurumlar 26 Aral›k günü Adliye önünde bir aç›klama yaparak protesto etti. Eylemde devletin devrimci, demokratik kurumlara ve çal›flanlar›na karfl› uygulad›¤› bask›lara, gözalt› ve tutuklamalara karfl› tüm emekçi halk›m›z mücadeleye ve dayan›flmay› büyütmeye ça¤r›ld›. Gözalt›na al›nanlar 26 Aral›k günü Savc›l›¤a ç›kart›ld›ktan sonra tutuklama istemiyle Hakimli¤e sevk edildiler. Burada yap›lan sorgunun ard›ndan Serpil Aslan tutuklan›rken di¤er ESP ve SGD’liler ise serbest b›rak›ld›. (Bursa)
Halk›n gündemi
‹flçi-köylü 8
9-22 Ocak 2009
Emekçilerin cebindeki delik büyürken... rat›lm›fl olan ba¤›ml› ülke emekçilerine, kriz dönemlerinde düflen pay daha fazla yoksulluk, daha derin sefalet ve nefer say›s› bu dönemlerde h›zla artan iflsizler ordusuna kat›lmak olmufltur/olmaktad›r.
“Açl›k ücreti” aç›kland› Yaklafl›k iki ay süren bütçe görüflmeleri yeni y›la az bir zaman kala sona erdi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, 3 Kas›m’da görüflmelerine bafllanan 2009 Y›l› Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasar›s›, 16 Aral›k’ta TBMM Genel Kurulu’na geldi ve burada aral›ks›z 12 gün süren görüflmelerin ard›ndan yap›lan aç›k oylamayla kabul edildi. Böylece küresel mali krizin ve (tüm inkar çabalar›na karfl›n) ülkeye yans›malar›n›n damgas›n› vurdu¤u 2009 bütçesi, 117 ret oyuna karfl›l›k, 324 oyla Meclis’ten geçmifl oldu ve bütçe 262 milyar YTL olarak belirlendi. Hükümetin TBMM Baflkanl›¤›’na sundu¤u 2009 Mali Y›l› Bütçe Tasar›s›’nda bütçe gelirlerinin % 90’l›k bölümünün vergilerle elde edilmesi planlan›yor. Gelir ve kazanç vergisinden elde edilece¤i söylenen miktar› ise esas olarak, emekçilerden kesilecek vergiler oluflturuyor. Asl›nda daha bütçe görüflmeleri bafllad›¤›nda bilinen ve (bizler taraf›ndan da) dile getirilen bir gerçeklik vard› ki, o da bütçeye “son halini” IMF’nin verece¤iydi. Daha do¤rusu IMF ile 8 Ocak’ta yap›lacak olan görüflmelerin sonucunda, bütçenin nas›l ele al›naca¤›na dair son nokta konacakt›r.
Emekçilerin cebindeki delik büyüyor Türk egemen s›n›flar› ve onlar›n temsilcileri, IMF ile 8 Ocak’ta yap›lacak görüflmeyle birlikte, IMF’den yüklü bir kaynak al›naca¤› ve de bunun krizle birlikte inifli süren ekonomide “epeyce bir rahatlamay›” getirece¤i yalan›na sar›lmaya devam ededursunlar, IMF gibi emperyalist kurumlar›n, böylesi “büyük buhran” olarak da adland›r›lacak dönemlerde, özellikle de emperyalizme ba¤›ml› ülkelerle yapt›klar›-yapacaklar› anlaflmalar, krizin yükünü bu ülkelerin emekçi halklar›na y›kmay› hedeflemekten öte geçmez/geçemez. Y›llardan beri hayata geçirilen neo-liberal politikalarla zaten büyük bir sosyal y›k›ma u¤-
2009 bütçesine iliflkin tart›flmalar›n sürdü¤ü günlerde, ülke emekçilerini yak›ndan ilgilendiren bir di¤er ekonomik karar daha netleflti. Ayn› süreçte toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2009 y›l›nda geçerli olacak asgari ücret zamm›n› aç›klad›. Buna göre, 2009’un birinci 6 ay›nda 16 yafl üstü çal›flan için yüzde 4.3 ve 2. dönem için yüzde 4.1 zam yap›lacak. Daha da açarsak, 16 yafl›ndan büyükler 1 Ocak 2009’dan itibaren brüt 666, net 527.13 TL, 16 yafl›n› doldurmam›fl iflçiler için ise brüt 567, net 456.21 TL asgari ücret alacaklar. ‹flçi ve emekçilere bir kez daha açl›k s›n›r›n›n çok alt›nda bir asgari ücretin belirlendi¤i görüflmelerde belirleyici olan yine, patronlar›n, kriz bahaneli yaklafl›mlar› ve talepleri oldu. Görüflmelerde patronlar› temsil eden T‹SK’in talepleri aras›nda, 16 yafl›n› doldurmam›fl olanlara uygulanan asgari ücretin “kriz nedeniyle”, 20 yafla çekilmesi gibi, sömürüyü daha da a¤›rlaflt›rma hedefli bir talep de vard›. Görüflmelere sözde emek cephesinden kat›lan Türk-‹fl’e gelince, görüflmelerden, o da göstermelik olarak, “çekilme” tavr›n›n ötesinde bir tav›r, beklendi¤i üzere gelifltirmeyerek, bir kez daha emekçilere açl›k ve sefalet ücretinin reva görülmesine ortakl›k etme tutumunu sürdürdü.
“Emek örgütleri” ne yap›yor? Emek örgütlerinin hak alma mücadelesini belli düzeyde yükseltti¤i ya da kesintisiz olarak sürdürme çabas›nda oldu¤u dönemlerde geçerli olmas› gereken kural, emek örgütlerine ba¤l› de¤iflik toplumsal s›n›f ve kesimlerin, asgari ücret ve/veya bütçelerin haz›rlan›fl sürecinde etkin olmalar› ve yap›lacak harcamalar› kendi lehlerine çevirme çabas›na girmeleridir. Bütçe ve asgari ücret belirleme gibi süreçler, sermaye kesimleri aç›s›ndan nas›l ki, ciddi bir mücadele ve mesai dönemi olabiliyorsa, emek örgütle-
1 May›s Mahallesi’nde krize karfl› sokak yeme¤i Bizler 1 May›s Mahallesi Partizan olarak bu sürece müdahale etmeye çal›fl›yoruz. Bu anlamda bafllatt›¤›m›z çal›flmalar sonucu di¤er devrimci kurumlarla birlikte krize karfl› “1 May›s Mahallesi Halk Platformu” kurduk. ‹lk olarak krize karfl› bir sokak yeme¤i vermeyi kararlaflt›rd›k. Bu amaçla 25 Aral›k Perflembe günü saat 15.00’te bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik. “Krizin faturas›n› emekçiler ödemeyecek”-1 May›s Mahallesi Halk Platformu imzal› pankart
Sendikal ihanet s›n›r tan›m›yor! Mevcut sendikal önderliklerin iflçi s›n›f›ndan ne kadar kopuk olduklar›, gerçekte hangi s›n›f› temsil ettikleri de yine bu süreçte iyiden iyiye gözler önüne serilmektedir. S›n›fa
Sar›gazi’de eylem 4 Ocak Pazar günü Sar›gazi Halk Platformu taraf›ndan saat 15.00’te Demokrasi Caddesi giriflinde bulunan meydanda asgari ücret protesto edildi. Platform bileflenleri çeflitli yerlerden sloganlar atarak meydana geldi. Partizan ve DHF Aksoylar Dü¤ün Salonu önünde
Gülsuyu’nda krize karfl› eylem
aç›larak bas›n aç›klamas› bafllat›ld›. Aç›klamada; “Soruyoruz Baflbakan’a hani kriz bizi te¤et geçecekti?” denildi. Bas›n aç›klamas›ndan sonra krize karfl› dayan›flmay› büyütmek amac›yla planlanan sokak yeme¤ine geçildi. Sokak yeme¤inin da¤›t›m›ndan sonra eylem sonland›r›ld›. (1 May›s Mahallesi Partizan)
Mamak halk› yoksullu¤a karfl› yürüdü Mamak halk› 28 Aral›k günü “Zamlar geri al›ns›n krizin faturas›n› patronlar ödesin” pankart›yla Tuzluçay›r Meydan›’na yürüdü. Tekmezar Park›’nda toplanan Mamak halk› oluflturdu¤u yürüyüfl kortejiyle NATO Yolunu trafi¤e kapatarak buradan Tuzluçay›r Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçti. Miting alan›na girilmesiyle kat›l›m›n ve coflkunun artt›¤› eylem program› Mamak halk› ad›na yap›lan bas›n aç›klamas›yla bafllad›. Aç›klamada;
ri aç›s›ndan da böyle olmak durumundad›r. Ancak bugün ülkemizde emek örgütü olma iddias›nda olanlar›n, gerek bütçe ve asgari ücret gibi iflçi ve emekçiler aç›s›ndan hayati denebilecek önemdeki ekonomik kararlar aflamas›ndaki, gerekse bir bütün olarak eme¤in hakk›n› savunma aflamas›ndaki tutumlar›, büyük bir aymazl›k ve pervas›zl›k içermektedir. Bunun içindir ki, ne bu son bütçe görüflmeleri s›ras›nda, emekleriyle ülkeye en fazla gelir aktaran emekçi kesimlere yönelik devlet harcamalar›n›n en aza indirilmek istenmesi çabalar› karfl›s›nda, ne de “açl›ktan ölün” demeye getirilen asgari ücret belirlenmesinde, iflçi ve kamu çal›flan› sendikalar› (istisnalar ve bir-iki göstermelik ç›k›fl›n d›fl›nda), üretimden ald›klar› gücü harekete geçirmek yerine, her zamanki sessizliklerini korumufllard›r. Bu tutumun en son ve somut örnekleri, Tezcan Galvaniz, Sinter, Philips, Dostel ve daha bir dizi iflgal ve direniflte de çok net olarak görülmüfltür. Açl›¤a ve yoksullu¤a mahkum edilmek istenmelerine ve de krizin faturas›n›n omuzlar›na y›k›lmas›na karfl› iflyerlerini iflgal eden iflçilerin, anlaml› ve s›n›f mücadelesi aç›s›ndan bir o kadar da önemli eylemlerini engellemeye patronlar›n gücünün yetmedi¤i yerde, sendika temsilcileri devreye girerek, bu direniflleri bitirmekte tereddüt etmemekteler. S›n›f›n öfkesinden, sermayeden daha fazla korktu¤u belli olan bu sar›-reformist sendikal önderlikler, sadece iflçilerin eylemlerini bitirmekle kalmay›p, bu tarz eylemlere bir daha “yeltenmemelerini” garanti alt›na almak için olsa gerek, iflçilere, yapt›klar›n›n “hukuksuz oldu¤u” yönlü telkinlerde bulunmakta, iflçi s›n›f›n›n patlayan hakl› ve meflru öfkesini, sistemin s›n›rlar› içine hapsetme çabas›na girmekteler.
“Dünyada yaflanan ekonomik krizin etkilerinin Türkiye’yi de vurdu¤u, fabrikalar›n, iflyerlerinin kapand›¤›, binlerce emekçinin iflsizli¤in kuca¤›na terk edildi¤i, zamlar›n ise arkas›n›n kesilmedi¤i” belirtilerek iflçiler, emekçiler olarak krizin faturas›n› ödememek için bulufluldu¤u söylendi. Mamak’ta Kentsel Dönüflüm bahanesiyle halk›n evlerinin ellerinden al›nmas›na karfl› mücadele eden Mamak Bar›nma Hakk› Bürosu ad›na konuflan Cumhuriyet Abla ise ev-
Krize karfl›, çok say›da ilde oldu¤u gibi, ‹stanbul’un merkezi yerlerinde ve birçok semtinde gerçeklefltirilen eylemlerden biri de, 27 Aral›k akflam› Gülsuyu Mahallesi’nde örgütlendi. Partizan, PDD, Devrimci Komünistler ve HKM taraf›ndan örgütlenen eylem, saat 19.00’da Gülsuyu minibüs ve otobüslerinin son dura¤›nda bafllad›. Burada toplanan kitle “Zamlara, iflsizli¤e ve bask›lara karfl› mücadeleyi yükseltelim, örgütlenelim” yaz›l› pankart açarak, Heykel’e do¤ru yürüyüfle geçti. lerini y›kt›rmayacaklar›n› ve mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Daha sonra do¤algaz, ulafl›m zamlar›, asgari ücret ve yerel seçimler hakk›nda ayr› ayr› konuflmac›lar söz alarak taleplerini dile getirdi. Birlik ve mücadele mesajlar›n›n ön plana ç›kt›¤› konuflmalar›n ard›ndan Mamak Halkevi Çocuk Korosu flark›lar›yla mitinge renk katt›. Pek çok kitle örgütünün, sendikan›n ve yöre derneklerinin kat›l›mc› oldu¤u miting, sloganlar marfllar ve türkülerle son buldu. (Ankara)
önderlik etme yetisinden ve duruflundan yoksun olduklar› noktas›nda zaten flüphe bulunmayan kimi sendikac›lar›n, oturduklar› koltuklara s›k› s›k›ya yap›flmalar›n›n nedenini, kamuoyuna yans›yan mal varl›klar›n›n, hesaplamakta epeyce zorland›¤›m›z miktar›na bakt›¤›m›zda, daha bir net olarak görüyoruz. Gerek genel merkez gerekse flube yöneticilerinin, üyelerin aidatlar›ndan yap›lan kesintilerden ald›klar› maafllar›n, bir iflçinin kazand›¤›n›n veya kazanabilece¤inin birkaç kat› oldu¤u bugüne kadar zaten bilinmektedir. Harc›rah, ikramiye, her kongrede tekrar seçilsin-seçilmesin, al›nan yüklü tazminatlar, sendika kongrelerinde yaflanan yar›fl›n bafll›ca nedenini oluflturmaktad›r denebilir. “S›n›fa hizmet aflk›” de¤il, “cebini doldurma aflk›” genelde daha a¤›r basmaktad›r. Sendika olanaklar›n›n, efl-dost-akraba gibi yak›nlara peflkefl çekilmesi art›k “s›radan” bir hal alm›flt›r. Bunun en somut örne¤i en son Türk Metal Sendikas› Genel Baflkan› Özbek’in dudak uçuklatan mal varl›¤›nda görülmüfl, böylece “sendika a¤al›¤›” tan›mlamas› tam olarak yerli yerine oturmufltur. Bu sar›-reformist sendika a¤alar›n›n, asgari ücret görüflmelerinde, ceplerindeki delik giderek büyüyen emekçilere açl›¤›n reva görülmesine, bütçe belirlenirken, bütçe gelirlerinin, emekçilerden al›nacak vergi ve kesintilerden elde edilmesinin planlanmas›na karfl› ç›kmamalar›, hatta sermayenin iflini kolaylaflt›ran bir tutuma girmelerinin alt›nda yatan da esas olarak budur. Onlar gerçekte ait olduklar› s›n›f›n ç›karlar›n› korumaktalar. Ait olduklar› s›n›f›n ise, iflçi s›n›f› de¤il, sermaye s›n›f› oldu¤unu hat›rlatmakta yarar vard›r. Ait olduklar› s›n›fa giderek daha aleni yaklaflmalar›n›n, ç›karlar›n›n ortak oldu¤unu her vesile ile aç›k etmelerinin nedeni ise, iflçi s›n›f›n›n giderek artan öfkesinin yarataca¤› dalgan›n önünde, temsil etme iddias›nda olduklar› s›n›fa ihanet içinde olan kendilerinin de duramayacaklar›n›, bu dalgan›n girdab› içinde bo¤ulacaklar›n›, hiçbir ihanetin cezas›z kalmayaca¤›n› bilmelerindendir. Engellemeye çal›flt›klar› da budur! toplanarak aç›klaman›n yap›laca¤› yere yürüdü. Yaklafl›k 200 kiflinin kat›ld›¤› aç›klamada, asgari ücretin 4 kiflilik bir ailenin insanca yaflama seviyesine getirilmesi, iflten atmalar›n yasaklanmas› istendi. Ayr›ca Filistin halk›na yönelik katliam sald›r›s› da protesto edildi. Eylem sloganlarla sonland›r›ld›. (Sar›gazi Partizan)
Yürüyüfl boyunca “Zam, zulüm, iflkence, iflte faflizm”, “Susma sustukça s›ra sana gelecek”, “Krizin yükünü halk çekmeyecek” gibi sloganlar at›l›rken, kortej, cadde üzerinde bulunan kahvelerin önüne geldi¤inde, burada beklemeye koyuldu. Bekleyifl s›ras›nda gruptan birkaç kifli kahvelere girerek, kitleyi eyleme ça¤›ran A/P konuflmalar› yapt› ve ard›ndan yürüyüfle devam edildi. Heykel’e gelindi¤inde, burada bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamada, patronlar›n krizle birlikte iflçi ve emekçilere dönük gerçeklefltirdi¤i hak gasplar›na yer verilerek, son dönemde do¤algaz vb. ürünlere yap›lan zamlara de¤inildi. (Kartal)
Kriz emekçileri soka¤a döküyor 27 Aral›k Cumartesi günü, ‹stiklal Caddesi’nde akflam saatlerinde biraraya gelen kitle “Krizin faturas›n› ödemeyece¤iz” dedi. Eyleme D‹SK, KESK, TTB ve TMMOB’un yan› s›ra, ÖDP, EMEP, ESP, Partizan, Tekstil-Sen, Deri-‹fl, SineSen ve Genç-Sen gibi kurumlar da kat›ld›. Binlerce emekçi, “Krizin faturas›n› ödemeyece¤iz, iflten atmalara son” slogan›yla Taksim Tramvay Dura¤›’nda biraraya geldi. Polisin yürütmeme çabas›na, “Emekçilere de¤il, sermayeye barikat”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar› atarak tepki gösteren kitle, meflalelerle Galatasaray Meydan›’na kadar kitlesel bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. Emekçilerin kararl› durufllar› karfl›s›nda polis geri ad›m atarak barikat› kald›rd›. “Krizin faturas›n› ödemeyece¤iz, iflten atmalara son” pankart› aç›lan eylemde kitle, Galatasaray Lisesi’ne do¤ru yürüyüfle geçti. Galatasaray Meydan›’n› dolduran binler ad›na ortak aç›klamay› KESK Genel Baflkan› Sami Evren yapt›. Evren, “Türkiye’nin bütün illerinde krize ve kapitalizmin yaratt›¤› karanl›¤a karfl› meflalelerimizin ayd›nl›¤›yla bulufltuk” dedi. (‹stanbul)
Türk-‹fl’e ra¤men iflçi s›n›f›
30 Aral›k Sal› günü, Türk-‹fl fiubeler Platformu, aç›klad›¤› ekonomik krize karfl› eylem takvimi do¤rultusunda Bak›rköy’de ortak bir bas›n aç›klamas› düzenledi. Bak›rköy Telekom önünde toplanan, Hava-‹fl, Tüm Bel-Sen 1 No’lu fiube, Haber-‹fl 1 No’lu fiube, Belediye-‹fl 2 No’lu fiube, SES Bak›rköy fiube, E¤itim-Sen 1 No’lu fiube, “Kriz bahane iflten atmalara, yoksullu¤a ve zamlara karfl› yürüyoruz” pankart›n› açt›. KESK’e ba¤l› sendikalarla ortak düzenlenen eylem, mücadelenin beraberli¤inin izlemesi gereken yolu aç›s›ndan da bir örnek teflkil etti. Bak›rköy Özgürlük Meydan›’na yürüyüfle geçen kitle, “Krizin faturas› patronlara”, “Zamlar geri al›ns›n”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” vb. sloganlar› att›. Özgürlük Meydan›’nda yap›lan bas›n aç›klamas›n› Belediye-‹fl Sendikas› 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Gülüm okudu. Gülüm, “sermaye s›n›f› bir kez daha, milyonlarca iflçiyi ilgilendiren asgari ücrete yapt›¤› zamla onlara verdi¤i de¤eri göstermektedir” dedi. (‹stanbul)
Mersin’de emekçilere sald›r› 27 Aral›k akflam› saat 16.30’da E¤itim-Sen krizle ilgili kendi binalar› önünden Taflbina önüne kadar eylem planlad›. Bu eylem meflaleli olarak düzenlendi. Fakat eylem bafllamadan polisin biber gaz› ve coplarla sald›r›s› eylemin gerçekleflmesini engelledi. Yaklafl›k 200 kiflinin bulundu¤u eyleme sald›ran polis, 10 kifliyi gözalt›na ald›. Sald›r›da onlarca da insan yaraland›. Sald›r›y› k›namak amac› oturma eylemi gerçekleflti, ancak polis yürüyüfle izin vermedi¤inden eylem E¤itim-Sen önünde gerçekleflti. (Mersin)
IMF bütçesine protesto KESK, D‹SK, TMMOB’un ortak örgütledi¤i birçok devrimci, demokrat, ilerici kurumun da destekledi¤i bir eylemle 2009 bütçesi, TBMM’de onayland›¤› 27 Aral›k günü protesto edildi. Timur Pafla otobüs duraklar›ndan Büyükflehir Belediye Binas› önüne kadar meflalelerle ve sloganlarla yüründü. Burada bas›n aç›klamas› yap›larak AKP hükümeti elefltirildi. Aç›klamada “2009 bütçesi emekçi düflman› bir bütçedir. ‹ktidar emekçilerin giderek yoksullaflmas›n› umursamamaktad›r” denildi. Kitle “Sermayeye de¤il, halka bütçe”, “Zam zulüm iflte AKP”, “Krizin faturas›n› patronlar ödesin” vb. sloganlar atarken eylem alk›fllarla sonland›r›ld›. (Bursa)
Bunlar m› psikolojik? Baflbakan’›n krizle ilgili “kriz mriz yok”, “te¤et geçecek”, “biz al›fl›¤›z” vb. incilerinden sonra son olarak ifade etti¤i krizin “psikolojik” oldu¤u de¤erlendirmesi emekçilerden tepki gördü. 29 Aral›k günü Tunceli Sendikalar Platformu, ESP, HKM, Partizan, Halk Cephesi, DHF ile DTP ve EMEP il örgütleri krize iliflkin Sanat Soka¤›’nda bas›n aç›klamas› yapt›. “Zam zulüm iflkence iflte AKP”, “Savafla de¤il e¤itime bütçe”, “‹MF defol bu memleket bizim” vb. dövizler tafl›yan
kitle, Sanat Soka¤›’ndan sloganlarla fiehit Hüseyin Heykeli önüne kadar yürüyüfl yapt›. Yürüyüflten sonra kitle ad›na aç›klama yapan E¤itim-Sen Tunceli fiube Yöneticisi Mehmet Ali Aslan, küresel kapitalizmin bir kez daha dünyay› ucu belirsiz bir karanl›¤a sürükledi¤ini belirterek Baflbakan’›n yaflanan krizi psikolojik olarak de¤erlendirmesine tepki göstererek flunlar› söyledi: “Psikolojik bir fley varsa o da sizin bu ülkenin temel sorunlar› karfl›s›nda izah edilemez tutumunuzdur.” (H. Merkezi)
9-22 Ocak 2009
Halk›n gündemi
‹flçi-köylü 9
Özgürlükler kendisine, yasaklar tebaaya TC’nin, Kürt halk›na dönük 80 y›l› aflk›n süredir hayata geçirdi¤i imhainkar-asimilasyon politikas›nda yeni bir sayfa aç›ld›! Devlet televizyonunda “TRT-fiefl (6)” ad› alt›nda bafllayan Kürtçe yay›n›n aç›l›fl›n›, Kürt halk›n›n, “keklik soyundan” olarak tan›mlad›¤› afliretlerin, AKP’li milletvekilleri yapt›. Kanal›n aç›l›fl günü sunuculu¤u ise, daha kanal aç›lmadan önce, “uygun” bir Kürt sanatç› aray›fl›na girildi¤inin duyulmas› ile birlikte “benden light Kürt bulamazlar” aç›klamas› yaparak “göreve” talip olan Rojin üstlendi. Nilüfer Akbal ise Rojin’e efllik eden bir di¤er Kürt sanatç›yd›. Böylece, Kürtçe TV projesi yeni bir tart›flmay› da beraberinde getirdi. Daha düne kadar Kürt sözcü¤üne bile tahammül edemeyen çok say›da isim, Kürtçe kanalla birlikte, çeflitli televizyon kanallar›n›n, konuya iliflkin yay›na koydu¤u programlara konuk olmaya ve “bunun asl›nda geç kal›nm›fl bir giriflim” oldu¤unu söylemeye bafllad›lar. Ancak samimi olmad›klar›n› bildi¤imiz bu yaklafl›mlar›n› dile getirirken, do¤ru olan bir fleyi de itiraf etmek zorunda kald›lar. Bu da 80 y›ll›k inkar politikas›yd›. Hemen hepsi söylemlerinde bu inkar›, belki de fark›nda bile olmadan, itiraf etmek zorunda kal›yordu. ❐ “TV6 koruculu¤un bir baflka biçimidir!” Alevilerle bafllayan ve Kürtlerle devam eden “aç›l›m” politikas›n›n bir parças› olarak ele al›nan Kürtçe kanala dönük tart›flmalar, k›sa sürede genifl kesimlerin gündemindeki yerini al›rken, bu “aç›l›m”›n arka plan›n› teflhir etmeye dönük, meseleye temkinli ve bir o kadar da do¤ru yaklaflan, mu-
halif kesimlerden tepkiler gelmekte de gecikmedi. Hakl› tepki verenler aras›nda Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM) yöneticileri ve sanatç›lar› da vard›. Onlar yapt›klar› aç›klamada, Kürtçe yay›n yapmaya bafllayan TRT 6’n›n devam eden koruculuk sisteminin bir baflka versiyonu oldu¤una ve Kürtlerin kimlik ve kültürel haklar› anayasal güvence alt›na al›nmadan sergilenecek hiçbir yaklafl›m› samimi bulmayacaklar›na dikkat çekiyorlar ve devam›nda ise flöyle diyorlard›: “Bir taraftan Kürt dili, kimli¤i ve kültürü üzerinde ak›l almaz bask› ve yasaklamalar uygulanmaya devam edecek, binlerce y›ll›k bölge, flehir, ilçe ve sokak isimlerini yasaklay›p Türkçelefltireceksiniz. Kürtçe isimlere tahammül edemeyip yasaklayacaks›n›z. Bir taraftan da ‘Kürtçe TV aç›yoruz, izleyin’ diyeceksiniz.... Kürt sanatç›lar› ve ayd›nlar› olarak toplumsal bar›fla hizmet etmeyece¤ine inand›¤›m›z bu projeye elbette flüpheyle bakaca¤›z ve orada çal›flmay› ret edece¤iz. Çünkü bizce bu projede cevab› olmayan birçok soru var.” Kürtçe kanalla birlikte Kürt halk›na tepeden inme bir projenin dayat›ld›¤› kesin. Ancak tepeden inme hiçbir projenin hiçbir toplum taraf›ndan benimsenmemesi gibi, bu proje de Kürt halk› taraf›ndan benimsenmeyecektir. Çünkü Kürt halk› kendi vekilleri Meclis’te Kürtçe konufltu¤unda, dillerinin Meclis tutanaklar›na “ bilinmeyen bir dil” olarak geçti¤ini, hapishanelerdeki Kürt tutsaklar›n, aileleriyle kendi dillerinde görüfl yapt›¤› için disiplin cezalar›na çarpt›r›ld›¤›n› ve dillerine dönük bir dizi yasa¤› hala yaflamakta ve görmekteler.
2009, kimin için kötü bir y›l olacak?
❐ Tepeden inme projeler yeni de¤il! ‹nkar politikas›n›n yeni bir versiyonu olarak da adland›r›lmas› gereken bu projenin içeri¤i ve kurgusu bile tek bafl›na Kürt halk›n›n kültürel taleplerini karfl›lamaktan çok uzakt›r. Resmi ideolojinin Kürtçelefltirilmesi, bunun yan› s›ra, yay›na konulaca¤› söylenen, kad›n,
Kürtçe kanalla birlikte Kürt halk›na tepeden inme bir projenin dayat›ld›¤› kesin. Ancak tepeden inme hiçbir projenin hiçbir toplum taraf›ndan benimsenmemesi gibi, bu proje de Kürt halk› taraf›ndan benimsenmeyecektir. gençlik vb. projelerle, Kürt gençlerinin ve kad›nlar›n›n popüler kültür bombard›man›na tutularak yozlaflt›r›lmas› da, kanalla birlikte hedeflenenler aras›nda say›labilir. TC varl›¤›n› sürdürebilmek için, daha kurulufl y›llar›ndan itibaren tepeden inme projelere sar›lm›flt›r. Hemen dibindeki Sovyetler Birli¤i’nin komünizminin ülkede yay›lmas›n› engellemek ve ayn› zamanda da ülkedeki ko-
M. Kemal’in a¤z›na yak›flmayan ve e¤reti duran “yoldafl” sözcü¤ü ne kadar inand›r›c›l›ktan uzaksa, Erdo¤an’›n Kürtçe kanal›n aç›l›fl›n› “kutlamak” ad›na a¤z›ndan dökülen Kürtçe sözcükler de o kadar sahte ve inand›r›c›l›ktan uzak kalm›flt›r. Hükümet oldu¤undan bu yana, kendinden öncekiler kadar, belki de daha üst düzeyde imha-inkarasimilasyon politikas›na sar›lan biri olarak, “özgürlükler kendine, yasak-
bir sorun haline gelmeye bafllad›. Mevcut durumu “f›rsata çeviren” patronlar binlerce iflçiyi iflten ç›kararak, yüklerini bu yolla hafifletmeyi tercih ediyorlar.
den olmaktad›r.
Kriz ve iflsizler ordusu AKP hükümeti krizin a¤›rlaflt›¤› yaflam perdesini her ne kadar yerel seçimlerden sonra kald›rma çabas› içindeyse de nafile… Halka da¤›t›lan kömür, g›da yard›mlar›yla göz boyamaya çal›flsa da, ortal›k daha fazla puslanmaya bafllad›. Ülkenin üstüne da¤›lan sis perdesi Erdo¤an’› k›zd›rsa da, gerçek de¤iflmedi, de¤iflmiyor. Krizin etkisiyle kapanan iflyerleri, iflasa giren flirketler vb. binlerce insan›n iflsiz kalmas› anlam›na geliyor.
“2009 gerçekten çok kötü bir y›l olacak. Bizim tahminlerimiz çok karanl›k, bu yüzden kayg›l›y›m. Toplum çok ac› çekecek.” IMF Baflkan› Dominigue StraussKohn’un 2008’in son günlerinde yapt›¤› bu aç›klama, bir dizi ekonomist, araflt›rmac› vb.’nin de üzerinde durdu¤u ve hemfikir oldu¤u nokta. Dünyay› kas›p-kavuran krizin esas y›k›c› etkisinin 2009 y›l›nda yaflanaca¤› tespitleri mevcut gidiflata da bakt›¤›m›zda gerçe¤i ifade eden bir noktada duruyor. Baflta ABD olmak üzere, AB üyesi emperyalistleri ve ülkemiz gibi ba¤›ml› ülkeleri etkisi alt›na alan kriz, tüm müdahale ve tedbirlere ra¤men geçifltirilemedi. Bu önlenemeyen ak›fl 2009 y›l›ndan beklentilerin de kararmas›na neden olmufl durumda. Bek-
lentilerinin karanl›k olmas› normal çünkü kapitalist üretimin her krizi bir öncekinden daha yayg›n ve daha a¤›r yaflanmaktad›r. Ancak bu kriz dönemlerinden de¤iflmeyen tek gerçek var, o da krizin tüm faturas›n›n ezilenler taraf›ndan ödendi¤i ya da ödettirilmek istendi¤idir. Bu gerçek mevcut durumda da yaflanmaktad›r. ‹flsizlik ve onun do¤urdu¤u açl›k, yoksulluk gibi sonuçlar›n karfl›m›zda durdu¤u bugünler, beklentilerinin kararmas›n›n da di¤er bir nedeni. Gerek dünyada, gerekse de ülkemizde her gün say›lar› artan “açlar ordusu” sistemin kabusu olmaya bafllad›lar. Krizin patlamas›ndan önce de özellikle ülkemizde her gün artan iflsizlik, krizle birlikte sadece, ülkemizde de¤il tüm dünyada ciddi
münist hareketi bo¤mak için “e¤er bu memlekete bir komünist partisi laz›msa, onu da biz kurar›z” diyerek, bizzat M. Kemal eliyle sahte bir TKP kurmufltur. M. Kemal’in Lenin’e hitaben, sahte TKP ad›na “Yoldafl” bafll›kl› mektuplar yazd›¤› ve böylelikle o dönem ihtiyaç duyulan Sovyet yard›mlar›n› almay› hedefledi¤i de bilinmektedir.
Emekçi halk›m›z y›l›n son bayram›na; 27 bini aflk›n yeni iflsizle, 10 bini aflk›n iflçinin ücretsiz ve zorunlu tatile girmesiyle ve 8.5 milyonun da ifl arama telafl›yla geçirdi. Eylül ay› itibariyle h›zl› bir art›fl gösteren iflsizlik 10.3’e yükseldi. ‹flsiz say›s› ayn› ayda 2 milyon 548 bin olarak kayda geçti. Genç nüfustaki iflsizlik ise rekor bir seviyeye t›rmanarak yüzde 20’yi aflt›. Bunun anlam› ülkemizdeki her 5 gençten birinin iflsiz oldu¤udur. ‹nsanlar›n açl›k korkusuyla birlikte yaflad›¤› iflsizlik kabusu bir dizi hak gasp›n› da beraberinde getirmektedir. Ücretsiz izinlerin yan› s›ra, iflçilere k›dem tazminatlar›n›n ödenmemesi vb. sald›r›lar›, düflük ücretle ve a¤›rlaflt›r›lm›fl ifl koflullar›nda çal›flmak gibi bir dizi sald›r› izlemektedir. Sigortas›z, sendikas›z çal›flma koflullar›na raz› edilen iflçilerin % 68’i bu durumu kabul etmeseler de mecbur b›rak›lmaktalar. Zira sokaklar milyonlarca ucuz emekle dolu. Yaflam› her gün biraz daha zorlaflt›ran zamlar ve açl›k korkusu bu a¤›r koflullar›n sineye çekilmesine ne-
Yoksul halk›m›zla dalga geçercesine tüketim istatistikleri üzerinden yap›lan hesaplarda yoksulluk s›n›r› 1392 liraya ç›km›fl. 4 kiflilik ailenin geçim s›n›r›ysa 2 bin 749 lira olarak belirlenmifl. Asgari ücret ve temel tüketim maddelerine yap›lan zamlar› düflündü¤ümüzde bu araflt›rman›n “çarp›c›l›¤›” daha net anlafl›lacakt›r. AKP hükümetinin yerel seçimler öncesi önlemler paketiyle önünü almaya çal›flt›¤› krizin, yoksul ve aç kentlerde öfkeyi bileyerek büyüttü¤ü art›k hiçbir duayla gizlenemiyor. Milliyetçilik zehiriyle uyutulmaya çal›fl›lan halk›m›z, tepkilerini sokakta “art›k yeter” slogan›yla ifade ediyor. ‹flçi ve emekçilerin 29 Kas›m Ankara provas›, Eczac›lar›n 21 Aral›k eylemi, Marafl Katliam›n›n uzun bir aradan sonra kitlesel an›l›fl›, Brisa’da iflten ç›karmaya karfl› fabrikay› iflgal eden iflçiler ve yine irili-ufakl› devam eden direnifller, AKP hükümetine artan güvensizlik 2009 y›l›nda ülkemiz panoramas›n›n anlafl›lmas› aç›s›ndan önemli veriler. Tüm bu kaynaman›n bast›r›lmas›na yönelik artan ve ivmesi kitlelerin tepkisine paralel artacak olan sald›r› dalgas› da h›z kesmemekte.
‹flsizlere yönelik politika ‹flsizlik krizin patlak verdi¤i andan itibaren tart›fl›lan önemli konulardan biri. Krizin böylesi bir sonuca neden olaca¤› bilinen bir gerçektir. Tart›flmalar›n oda¤›nda ise ortaya ç›kan ve küçümsenemeyecek rakamlarla ifade edilen bu kesime yönelik nas›l bir politika belirlenece¤i vard›. Kitlelerin mevcut sistemin çarp›kl›¤›n› çok daha net gördü¤ü böylesi anlar, hakim s›n›flar›n da korkular›n›n yo¤unlaflt›¤› bir süreci ifade eder. Oluflan y›k›m, açl›k, iflsizlik bu korkunun esas nedeni. Zira patlamas› durumunda, hükü-
lar tebaya” mant›¤›n›n hakim oldu¤u takiyyeci zihniyet, bu cümleyle daha bir aç›kl›kla ortaya ç›km›flt›r. ❐ “Eve dönüfl”ün yeni versiyonu sahneleniyor! Birbiri ard›na yap›lan “aç›l›mlar” kapsam›nda gündeme gelen Kürtçe yay›n projesinin, seçimler öncesine denk gelmesi ise, AKP’nin seçim yat›r›m› olarak görülüyor. Neden tek bafl›na bu olmasa da, en az›ndan zamanlama aç›s›ndan bak›ld›¤›nda, bu yönünün de a¤›r bast›¤› söylenebilir. Kürt illerindeki DTP taban›n› çekmek gibi bir düflüncenin de yatt›¤› aç›k olan projenin bir di¤er aya¤›n›, belki de esas yan›n›, bir süreden beri tekrar gündemlefltirilen ve yeni versiyonlarla sahneye sürülmeye çal›fl›lan, Irak Kürdistan›’ndaki Kürt liderlerle bu yönlü yap›lan görüflmelerle hayata geçirilmesi düflünülen, “eve dönüfl” projesi oluflturuyor. Yine bir emperyalist proje olarak, bölgedeki “dengeleri sa¤lama”, böylelikle de bölgesel konjonktüre uygun bir yeniden yap›land›rmay› hedefleyen projeler kapsam›nda ele al›nd›¤› aç›k olan “eve dönüfl” projesiyle birlikte, bir kez daha Ulusal Hareket’in “bitirilmesi”, bitirilemiyorsa “ehlilefltirilmesi” düflünülüyor. Ulusal Hareket’in halk deste¤inin ortadan kald›r›lmas›n› da kapsayan bu projeyle birlikte Kürt halk›n›n düzen s›n›rlar› içine çekilmesi de düflünülmektedir. Kürt ayd›n ve sanatç›lar›n›n devflirilerek, bu projeye dahil edilmeye çal›fl›lmas› da, yine ayn› konjonktürel ihtiyac›n ürünüdür. Ve buna ihtiyaç duyanlar ise Türk egemen s›n›flar›ndan ziyade, bölgeyi yeniden yap›land›rmaya, esasta ise bölge zenginliklerini yeniden paylaflmaya çal›flan bafl›n› ABD’nin çekti¤i emperyalist güçlerdir. Kürt so-
metlerin salland›¤›, sistemin ciddi yaralar ald›¤› çok iyi bilinmektedir. Kitlelerin aray›fl içinde oldu¤u bu dönemlerde do¤ru adresle buluflamad›klar› zaman nas›l bir tehlike oldu¤u da yine baflka bir gerçektir. Anlafl›lmas› aç›s›ndan son y›llarda ivmesi düflürülüp-yükseltilen floven-milliyetçi sald›r›larla, bu potada eritmeye çal›fl›yor devlet; iflsiz ve açlar›. Bu dönemin yaratt›¤› koflullar› iyi de¤erlendirdi¤imizde kitlelerin bu potada daha fazla tutulmas›na engel olabiliriz. ‹flsiz, aç, yoksul halk›m›z açl›¤›n› Türk olmakla övünüp, bast›rabiliyor(!). ‹flçi olmaktan, sömürülmekten, iflsiz kalmaktan önce Türk(!). Milliyetçilik zehiriyle bilinçleri dumura u¤rat›lan kitlelerin, gerçek sorunlar›na sahip ç›kmas›n› sa¤layacak olan bizleriz. Krizin neden oldu¤u bu tablo sadece ülkemizde de¤il, dünyada da yaflanmaktad›r. Krizin merkezi olan ABD’de dev bankalar›n iflas›n›n ard›ndan kriz korkulan noktaya geldi ve otomotiv sanayini de sard›. Bu korku sadece ABD’yi de¤il, tüm Avrupa ülkelerini sarm›flt›. ABD, otomotivdeki rakipleri Almanya ve Japonya’ya yenik düflmemek için haz›rlad›¤› yard›m fonunu itirazlara ra¤men devreye koydu. Bu yard›m paketinin ne kadar zaman soluklanma sa¤layaca¤› henüz belli de¤il. Otomotiv sanayini saran kriz bu alandaki “devlerin” bir dizi ülkede üretim fabrikalar›n› kapatmalar›na ve binlerce iflçiyi kap› önüne koymalar›na neden oldu. Durum bununla da s›n›rl› kalmayarak yan sanayiye de s›çrad›. Örne¤in General Motors, Chrysler ve Ford’a yedek parça üreten Meksikal› Alfa, Meksika’da bulunan 9 fabrikas›nda üretimi geçici süre durdurdu¤unu aç›klarken, ayn› nitelikteki Federal Mogul 4 bin 600 çal›flan›n› iflten ç›karm›flt›r. Bu örnekleri ço¤altmak mümkün.
runu da iflte bu süreçte, bu güçlerin bölgesel ç›karlar›na uygun flekilde ele al›nmaya çal›fl›lmaktad›r. Tabii ki düzen s›n›rlar› içine çekilerek… ❐ “Kürt aç›l›m›”na gereken cevab› Kürt halk› verecektir! Kürt sorunu yine bu süreçte de düzen s›n›rlar› içinde ele al›nmaya çal›fl›lsa da, bu haline bile en büyük tepki yine Türklefltirme politikalar›n›n en büyük savunucusu olma unvan›n› hiçbir kesime kapt›rmayan CHP’den gelmekte gecikmedi. Kürtçe kanala iliflkin CHP cenah›ndan bir aç›klama, daha do¤rusu ›rkç›floven bir tepkinin gelmesi kaç›n›lmazd›. CHP’nin bu yönlü “ç›k›fl›”, bu defa daha üst düzeyden yap›l›yordu. Baykal, devletin olanaklar›n›n “etnik bir grubun dil vb. kültürel ç›karlar› için kullan›lmas›n›n kabul edilemez” oldu¤unun ve daha bir dizi ›rkç›-floven ifadenin yer ald›¤›, bir aç›klama yapmakta gecikmiyordu. Sonuç olarak; Kürt, Türk ve çeflitli milliyetlerden ülkemiz emekçilerine dönük sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤› bir süreçten geçmekteyiz. Bu süreç tüm milliyetlerden ülke halk›n›n ortak mücadeleyi yükseltmesinin acil bir ihtiyaç olarak dayatt›¤› bir süreç olmay› sürdürmektedir. Bunun böyle bilinmesi gerekirken, yine egemen s›n›flar›n, genelde emekçi kesimlere dönük sald›r›lar›n›n, özelde ise Kürt sorununda çözümsüzlü¤ün getirdi¤i Kürt halk›na dönük topyekun savafl›n bir parças› olan ve de TV-fiefl de¤il, gerçekte “Heflt” olmas› gereken kanala da, tüm imhainkar-asimilasyon politikalar›na da Kürt halk›, (Azadi dergisinde, geçti¤imiz günlerde sürece iliflkin, Kürtçe TV’yi de ele alan bir yaz›da da yerinde bir deyimle belirtildi¤i gibi) “Hoflt” demesini bilecektir!
Egemenlerin kabusunu gerçeklefltirelim! Kriz iki aç›dan yeni bir evreye giriyor. Y›k›c› etkisi daha fazla hissedilecek, kitle hareketleri engellenemez bir flekilde patlayacak. ‹flte haftalara yay›lan Yunan halk›n›n eylemi tam da böyle bir noktay› ifade ediyor. 15 yafl›ndaki gencin polis kurflunuyla katledilmesinin ard›ndan patlayan, tüm ülkeyi k›za zamanda saran, sendikalar›n bir günlük genel greviyle buluflan bu “tesadüf” tüm emperyalist ülkelerin korkulu rüyas› durumunda. Askerin k›flladan ç›kamad›¤›, polisin çaresiz kald›¤› bu patlama: Yoksulluk, iflsizlik ve Yunan devletinin uygulad›¤› ekonomik politikalara tepkinin patlamas›ndan baflka bir fley de¤il. Tüm gizleme çabalar›na ra¤men eylemlerin arka plan›nda bu gerçekler yatmaktad›r. Eylemcilerin “Kahrolsun kan, yoksulluk ve özellefltirme hükümeti” slogan›, ifade etti¤imiz bu gerçe¤i göstermektedir. Tüm Avrupa devletlerinin Yunanistan korkusuyla yaflamas› bofluna de¤il. Çünkü hepsinde patlamaya neden olan koflullar fazlas›yla yaflanmakta. ‹talya bir günlük genel grevle hükümeti uyard›. Fransa korkulu bekleyifl içinde. Sarkozy, hükümetinin e¤itim reformuna karfl› tepkilerini sokakta ifade eden ö¤rencilerin eyleminin ard›ndan paket geri çekildi. Korkunun tek nedeni gençli¤in sadece e¤itim politikalar›na de¤il hükümetin uygulad›¤› genel ekonomik politikalara karfl› öfkeli olufllar›. Ve tüm bu kareleri tamamlayan Irak’ta Bush’a yap›lan veda töreni… Ortado¤u’nun sembolü haline gelen ayakkab›lar, Irak baflta olmak üzere Ortado¤u halklar›n›n Bush’a duydu¤u nefretin bir ifadesi oldu. Bu nefret dünyan›n her taraf›nda patlad›¤›nda tahminleri sadece karanl›k olmakla kalmayacak. ‹flte bu yüzden 2009 sadece karanl›k de¤il, cehennem y›l› olacak.
Söylefli
9-22 Ocak 2009
‹flçi-köylü 10
Kurulu sistem ve düzenlerin d›fl›nda alternatif bir yaflam...
Gerilla yaflam› komün, kolektif ve ortak bir yaflamd›r Aç›klama; Elimize e-mail yoluyla ulaflan afla¤›daki röportaj› haber de¤eri tafl›d›¤› için yay›ml›yoruz. TDSK: Türk ordusunun 21 fiubat 2008 tarihinden bafllay›p belli aral›klarla devam eden Kuzey Irak’ta HPG kamplar›na yönelik sald›r›lar›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? - Kürt ve Kürtler sorununa demokratik, siyasal çözümü ön görmeyen faflist Türk devlet yönetimi, inkar ve imha zihniyetiyle yaklaflarak yürütülen savaflta, her türlü ekonomik, siyasal, askeri ve diplomatik gücünü seferber ederek Kürtleri ve onun devrimci direnifl hareketini tasfiye etme, bitirme çabalar›n› çok aç›k göstermektedir.(...) Tüm bu planl› sald›r›lar› büyük direnifller ile karfl›layan Kürt halk› ve onun devrimci hareketine karfl› çaresiz kalan Türk devlet yönetimi, yeni sald›r› planlar› haz›rlayarak ve bunlar› kapsaml› k›larak dünya emperyalist ve sömürgeci güçlerin deste¤ini almak için kap› kap› dolaflarak, yeni sald›r› planlar›n› devreye koymaya çal›flt›lar. ‹çerde de Dolmabahçe Saray›’ndaki hükümet-ordu görüflmesi ile bir uzlaflma içerisine girerek, 2008 y›l›n› ve kapsaml› sald›r› planlar›n› 5 Kas›m’da ABD’ye onaylatarak harekete geçtiler. 2008 y›l›nda yeni savafl konseptiyle ve topyekün imha plan›yla bir yönelim içerisine girdiler. Bu konseptin askeri aya¤› Güney Kürdistan’da Medya Savunma Alanlar›’ndaki gerilla güçleri ve siyasal aya¤› da GAP projesi ile olmaktad›r. Türk devlet yönetimi 2008 y›l›na mutlak anlamda PKK’nin tasfiye edilece¤i, tamam›yla etkisizlefltirilip marjinal bir konuma getirilece¤ine dair haz›rl›k ve planlama ve de çok emin aç›klamalarla yöneldi. Hatta o kadar emindiler ki, operasyon sonras› marjinal duruma düflmüfl PKK’nin üzerine çeflitli hesaplar bile yap›lm›flt›r.
den koparmakt›. Parçal›l›k yaratarak, iliflkileri kopararak daha sonra bu parçalara ayr› ayr› yönelerek imha etmeyi öngörüyorlard›. Tabiî ki bu onlar›n amaçlar› ve hedefleri iken operasyonda ç›kan gerçeklik heveslerini kursaklar›nda b›rakarak, çok çarp›c› sonuçlar ortaya ç›kard›. Belki de flimdiye kadar gerçekleflen s›n›r d›fl› operasyonlardan en sonuçsuz döndükleri ve en aç›k bir biçimde yenilgilerinin ortaya ç›kt›¤› bir operasyondu. Gerillan›n büyük devrimci direnifli ve karfl› hamlesi karfl›s›nda, bozguna u¤rayan Türk ordusu, ancak bir haftal›k gibi bir zaman dayanabildi. Kald› ki, operasyonun ve çat›flmalar›n merkezi ZAP denilse de, Türk ordu güçleri ZAP merkezine girememifltir. E¤er ZAP’a girmifl olsalard› daha geri çekilemez bir durumla karfl›lafl›rlard›. Gerilla güçlerimiz operasyonu s›n›r hatt›nda karfl›layarak ilerlemesine izin vermedi¤i gibi büyük darbeler vurarak bozguna u¤ratm›flt›r. Yüksek teknik ve nicel dengesizli¤e ra¤men, gerillan›n ince savafl taktiklerine ve devrimci iradesine çarpan Türk faflist ordusu panik içinde arkas›nda çok say›da kay›p vererek ve hatta baz›
na yönelik sald›r›lar›n› ABD istihbarat kaynaklar›na dayanarak gerçeklefltirdiklerini ifade etmektedirler. Bu durumu nas›l de¤erlendiriyorsunuz? - ABD Ortado¤u’daki hedeflerine ulaflmak, kendi sistemini oturtmak için Türk devletini kullan›yor ve kullanmaya devam etmektedir. Bu aç›dan bu istihbarat-bilgi-keflif vb. durumlarda Türk devletine destek vermesinin bu yan› anlafl›l›rken, en önemli yan› ise PKK’nin Ortado¤u’daki dik devrimci duruflu ve varl›¤›n›n ABD aç›s›ndan yaratt›¤› tehlike ve korkudur asl›nda. Çünkü PKK gibi devrimci bir hareketin Ortado¤u’da güç olmas› ABD’nin ç›karlar›n› zedeliyor. Kendi Ortado¤u stratejisine alternatif PKK’nin devrimci-demokratik stratejisini görmesi PKK tehlikesinin yaratt›¤› rahats›zl›klardan kayna¤›n› almaktad›r. ABD Irak iflgali ile birçok örgütü-devleti kendi güdümüne alarak ehlilefltirdi. Ama PKK’nin ba¤›ms›z devrimci çizgisinden taviz vermemesi, ABD kontrolüne girmemesi, ABD ve di¤er gerici, sömürgeci güçlerin yaklafl›mlar›na ra¤men dik durma ve yürümesi ile devrimci-demokratik çizgisi ile
... Bu operasyonun hedefi ve amac› görünürde sadece PKK ve onun varl›¤›na dönük bir sald›r› olarak gösterilse de -ki bu da önemli bir amaçlar›yd›- as›l hedef gösterilenden daha kapsaml› ve büyüktü. Operasyonun hedefi, Kürtlük ad›na ne varsa hepsi idi. Kuzey Irak’ta ortaya ç›kan Kürt federal devlet oluflumuna tahammül edemeyen Türk devlet yönetiminin bu sald›r›s›n›n bir amac› da ordaki güçlere gözda¤› verme, ürkütme ba¤›ms›z devlet olma yolundaki düflüncelerden vazgeçirtmedir. Bu aç›dan KDP, YNK deste¤ine baflvurmadan giriflilen ilk s›n›r operasyonu oldu ve nitekim hava sald›r›lar›yla bombalad›klar› yerleflim yerleri köprüler, yollar ile bu niyetlerini gösterdiler. Hatta güçleri yetseydi bir iflgal durumuna gitme, Musul’la Kerkük’e kadar uzanma emellerini tafl›maktayd›lar. Operasyonun di¤er önemli bir hedefi de Zap’taki ana karargah›m›z› imha ederek askeri gücümüzü k›rmakt›. Medya savunma alanlar›n›n merkezi ve orta yerinde bulunan ZAP’› ele geçirip, medya savunma alanlar›n› birbirinden koparma, parçalama, tampon bölge oluflturarak Kuzey Güney iliflkisin-
yerlerde kendi askeri gücünü unutarak kendini s›n›rlar›n içine atabilmifltir. Enver Pafla dedelerinden iyi sonuçlar ç›karamayan torunlar› olan ordu yetkilileri II. Sar›kam›fl hezimetine u¤rayarak birçok askerin karak›fla dayanamadan donmas›na yol açm›flt›r. Tek ses olan Türk bas›n›n›n Genel Kurmay’›n yalan, özel ve psikolojik savafl yönlendirmeleriyle PKK’ye büyük kay›plar verdirildi¤i haberleriyle Türk ve dünya kamuoyunu yan›ltma kendi yenilgilerini gizlemenin d›fl›nda bir gerçekli¤i yoktur... Sonuç olarak 2008 y›l›n›n savafl konsepti ile topyekûn imha plan ve sald›r›lar› gerilla güçlerimiz taraf›ndan bofla ç›kar›ld›¤› gibi askeri sald›r›n›n bofla ç›kar›lmas› bu konseptin siyasi ad›m› olan GAP paketleri ile yap›lan uydurma, avutma giriflimleri de deflifre olarak gerçek niyetlerini a盤a ç›karm›flt›r. Bu aç›dan 2008 y›l›n›n daha bafl›ndan inisiyatifi kazanan devrimci hareketimiz olmufltur. - Türk ordu yetkilileri HPG kamplar›-
Bizim devrimci mücadelemiz ve savafl›m›m›z Türk halk›na karfl› de¤ildir (YJA-STAR DERS‹M sahas›nda bir arkadafl) - Türk halk›na bir mesaj›n›z var m›? - Y›llard›r Kürdistan’da yürütülen terör, kirli özel savafl uygulamalar›na karfl› Türk halk›n›n sessiz kalmamas›n› ve buna karfl› seslerini yükseltmelerini bekliyoruz. Bu savafl›n a¤›r bedelini sadece Kürt halk› ödememektedir. Yoksul, emekçi, iflçi, köylü Türk halk›n›n s›rt›nda yürütülmektedir. Türk halk›n›n eme¤i, al›nteri burjuva taraf›ndan sömürülerek Kürdistan’daki bu kirli savafl› finanse etmektedirler. En ac›s› da bu savaflta ölen, kör-topal olup sakat dönen askerler yine yoksul, emekçiköylü Türk halk›n›n çocuklar› olmaktad›r. Bizim devrimci mücadelemiz ve savafl›m›m›z Türk halk›na karfl› de¤ildir. Türk halk›yla hiçbir sorunumuz yok. Bin y›ll›k kardeflli¤i, daha adil yaflam standartlar›nda yürütmek en temel arzumuzdur. Kardefl say›lan Kürt halk›n›n diline, kültürüne, kimli¤ine getirilen yasalara karfl›d›r, isyand›r savafl›m›z. Türk faflist oligarflisine karfl› devrimci mücadelemiz ayn› zamanda yoksul, iflçi, emekçi
Türk halk›n›n da kurtuluflunun garantisidir. Halklar›n demokratik-devrimci çizgisinde bar›flç›l yaflamalar›ndan korkan faflist Türk devleti halklar aras›na nifak tohumu ekerek düflmanlaflt›rmaktad›r. Son y›llarda Türkiye’de giriflilen linç giriflimleri baz› faflist odaklar taraf›ndan yönlendirilse de esas planlama gücü ve yürütücüsü devletin faflist yönetimidir. Bu linç kültürünün Türkiye halk›n›n öz kültürü olmad›¤›n› biliyoruz. Türkiye halk›ndan beklentimiz Kürdistan’da yürütülen bu insanl›k d›fl› savafl uygulamalar›na art›k yeter dercesine bir karfl› ç›k›fl› yapmalar›, bu kadar duyars›z kalmamalar› temennimizdir. Yoksa bu savafl›n önü al›nmad›¤› müddetçe savafl Kürdistan s›n›rlar›n› aflarak Türkiye merkezine kayma tehlikesini tafl›maktad›r. Savafl›n Türkiyelileflmesi ise herkesi ve her kesimi etkileyerek ac›n›n oca¤›na düflece¤ine iflarettir. Bu aç›dan Türkiye halk› kardefl Kürt halk›na karfl› yürütülen kirli ve haks›z devlet terörüne karfl› duyars›z kalmayarak seslerini yükseltmeleridir.
halklar›n özgür birlikteli¤ini sa¤lamas› bu güçlerin emeline ve ç›karlar›na ters gelmektedir. Bu aç›dan PKK Ortado¤u’da bu güçler aç›s›ndan oyunbozand›r. Yine PKK’nin ABD ile ideolojik farkl›l›klar, anti-emperyalist oluflu do¤al›nda karfl› bir güç konumundad›r. Bu aç›dan ABD Türk devletine destek vererek PKK’nin etkisizlefltirilmesini ç›karlar›na da uygun görmektedir. Kürtler üzerindeki oyunlar›na PKK’yi engel görüyor ve bu biçimiyle Türk devleti ile çat›flt›rarak PKK’yi marjinalize etmek, kendi kontrolüne almak istiyor. Kald› ki ABD, bir taraftan Türk ordusunun operasyonuna aç›k deste¤ini verirken di¤er taraftan da PKK’ye “gel KDP’ye s›¤›n” gibi kap›lar açarak kendi sistemi içerisine çekip marjinalize etmeye çal›flmaktad›r. Bu aç›dan ABD’nin bu tutumu bizler aç›s›ndan anlafl›l›r bir durumdur. - Uzun y›llard›r HPG saflar›nda gerilla savafl› yürütüyorsunuz. Sizce gerilla yaflam› ne anlama gelmektedir? - Kurulu sistem ve düzenlerin d›fl›nda alternatif yaflam olan gerilla yaflam› komün, kolektif ve ortak bir yaflamd›r. Gerillan›n en çok güç ald›¤›, güçlendi¤i ve kendini güce dönüfltürdü¤ü alan yaflam alan›d›r. Eme¤in, paylafl›m›n, ac›n›n, zorun, coflkunun ve samimiyetin temelini kurdu¤u yaflam kutsall›k derecesinde alg›lan›r. Gerilla yaflam› ö¤retici ve gelifltirici bir tarza sahiptir. Bu yaflam› do¤ru okuyan, anlayan ve kat›lan o yaflamdan büyülenir, yenilenir ve hep yeni bafllang›çlara ad›m atar. Tabiî ki bu yaflama verdi¤in anlamla ba¤lant›l› bir durum. Onun için do¤ru okumayan, gereken anlam› biçmeyenler için yaflam tekrardan, çileden ibaret olur. Yaflam tamam›yla amac›n hizmetinde yürümektedir. Gerilla, saflar›nda de¤iflik s›n›flar›n, halklar›n, kültürel ver sosyal kesimlerin yaratt›¤› bir yaflam› da oluflturmaktad›r. Bu kadar farkl› yap›lanmalar›n kurdu¤u gerilla yaflam› ortak amaç, ortak bak›fl›n yaratt›¤› güç birli¤i ile pekiflir, yoldaflça iliflkilerle büyür. Gerillan›n eflit, özgürlükçü, sayg›l› ve mütevazi iliflki tarz› yaflam› daha da çekici k›lan, güçlü k›lan bir yönüdür. Amac›na göre yaflamak gerilla için temel bir ilkedir. Düflüncede komün, yaflamda bireycilik gerillan›n yaflam›na ters gelen olgu olmaktad›r. Bu aç›dan gerillada her türlü davran›fl›, duygusu,
iliflkisi, yaflam›, eylemselli¤i bir uyum içindedir. “Yaflam› bizim olmayan›n, eylemi bizim olamaz” anlay›fl›yla yaflamda baflar› esas›n›n önemine vurgu yapmaktad›r. Gerilla yaflam›nda kendisi için yaflamak ya da kendini yaflatma felsefesi yerine birbiri için yaflamak, yoldafl›n› yaflatmak esast›r. Ölümün, ac›n›n, baflar›n›n, coflkunun ve umudun hiç eksilmedi¤i yaflamd›r gerilla. - HPG’nin gerilla savafl›m›ndaki kazan›mlar›n›n temel etmenleri nelerdir? K›saca bunun s›rr› nerden gelmektedir? - Gerilla ordusu gönüllü halk ordusudur. Bir halk›n veya halklar›n ezilmiflli¤ine, sömürülmesine, katliam›na, iflgaline karfl› baflkald›rm›fl hakl› bir davan›n öncü gücüdür. Kendilerini halk›n kurtulufluna adam›fl, karfl›l›ks›z kendini feda eden topluluktur. Salt bir askeri ve silah kullanan güç olarak gerillay› tan›mlamak çok yetersiz ve eksik bir tan›mlamad›r. En temelinde ideolojik-siyasal ve politik bir güç olup, ideolojisinden ald›¤› güç ile mücadelesini sürdürmektedir. Gerillay› besleyen ideolojik gücüdür ve bunun kazand›rd›¤› güç-inanç ve iradedir. HPG’nin Türk ordusuna karfl› baflar›s›n›n en temel etmenleri bu olurken, savafl alan›ndaki düzenli orduya karfl› hareket, yaflam ve savafl tarz›ndaki gizemlili¤i ile baflaran, darbeleyen, y›pratan bir üstünlü¤e sahiptir. Hantal ve düzenli orduya karfl› hafif bir güç olan gerilla birlikleri h›zl›-atik bir kabiliyete sahiptir. Hafif bir güç olmas› h›zl›l›¤›n› iflaret ederken gizemlili¤i düflman aç›s›ndan bir kabustur. Gerillan›n bilinmezli¤i, gizlili¤i düflman gücünde korku ve kabus yaratmaktad›r. Gerillan›n arazinin derinli¤inde ve geniflli¤inde her yerde ve hiçbir yerde esprisi ile Türk ordu güçlerinin hiç beklemedi¤i an ve yerde gerillan›n flok darbelemesine maruz kalmaktad›r. Geliflen tekniksel geliflmeler karfl›s›nda HPG’nin modern gerilla esaslar›nda tekni¤e hakim, taktikte yarat›c›, nitelikli tim düzeni savafl tarz›yla, gerilla eylem taktiklerini zengin ve iç içe kullanarak düflman Türk ordusunun b›rakal›m gerillay› tasfiye etmesine, HPG gerillalar› karfl›s›nda büyük darbeler almaktad›r. Bu anlam›yla flimdiye kadar HPG’nin meflru savunma savafl›m›nda yürüttü¤ü kontrolü savaflta da kapasitesini tam savafla yans›tm›fl de¤ildir. - Askeri donan›m ve say› olarak bu kadar güçlü oldu¤unu ifade eden, kendisini dünyan›n say›l› güçlü ordular›ndan biri olarak tan›tan Türk ordusunun yürüttü¤ünüz gerilla savafl› karfl›s›nda baflar›l› olamamas›n›, belirledikleri hedefe varamamas›n› nas›l aç›kl›yorsunuz? - Türk ordusunun gerilla gücünü Kürdistan da¤lar›ndan söküp atmas›, tasfiye etmesi asla mümkün olmad›, olamaz da. Türk ordusu sadece kendi öz gücü ile savaflm›yor. Emperyalist, sömürgeci ve gerici güçlerin teknik, taktik, personel, ekonomik ve siyasal deste¤i ile savaflmaktad›r. Az önce belirtti¤im gibi gerillan›n güç kaynaklar› sürekli onu üstün, inisiyatifli k›larak yenilmez k›lmaktad›r. Ancak gerillac›l›¤›n afl›nd›¤›, amac›ndan koptu¤u ve kendini uygulamad›¤› süreçlerde yenilgiye mahkum olur. Türk ordusu haks›z gerekçeleri, teknik, nicelik ve paral› veya zorunlu askeri gücüyle savafl›rken gerilla savafl gücümüz hakl› savafl mücadelesini inançl›, iradeli ve gönüllü yap›s›yla ak›l ile yürütmektedir. Sonuçta savafl ak›l iflidir. Ak›llar›n savafl›d›r. Gücünü, cesaretini ideolojik çizgisinden, halk›ndan almaktad›r. O aç›dan insan akl› ve iradesi her türlü tekni¤i yenecek, bofla ç›karacak niteliktedir. Bu aç›dan Türk ordusu y›llard›r kabar›k askeri gücü ile ve yüksek teknik donan›mla gerillaya karfl› en amans›z mücadele vermesine ra¤men gerillan›n a¤›r darbelerinden halen kendisini korumay› ve savunmay› bile becerecek düzeye sahip de¤ildir. Bu aç›dan da b›rakal›m gerillay› tasfiye etmesini, tasfiye olmaman›n savunmas›ndad›r. Her fleyden önce Türk ordusunun yürüttü¤ü savafl›n hiçbir hakl› ve meflru gerekçesi de yoktur. Hatta savafl› kurallar›na, etik de¤erlerine göre yürütseydi Türk ordusu çoktand›r yenilgiye mahkum olmufltu. Her türlü kirli özel-psikolojik savafl yöntemlerine ra¤men hakl› ilerici davan›n, ezilenlerin kurtulufl ordusu ve umudunu yenme flanslar›n› art›k kaybetmifltir. Çünkü bu dava halkla ve milyonlarca halk›n gönlüyleeme¤iyle yo¤rulan ve yürüyen bir savaflt›r.
Aram›zdaki dayan›flma halk›m›z›n iste¤idir! - Savafl yürüttü¤ünüz Dersim alan›nda TKP/ML T‹KKO gerillalar› da bir savafl gücü olarak bulunmaktad›r. ‹ki savafl örgütü aras›ndaki diyalog ve dayan›flmay› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? - Faflist Türk devleti ve ordusunun halklar üzerinde yürüttü¤ü terör, katliam, sömürü ve bask›ya karfl› güçlerimizi birlefltirmenin, faflizme karfl› ortak mücadele arzusunun tüm devrimci güçler aç›s›ndan önemli oldu¤unun kan›s›nday›z. Emperyalist ve faflist odaklara karfl› Denizlerin, Mahirlerin, Kaypakkayalar›n ve Mazlum Do¤an yoldafllar›n ilk ektikleri direnifl ve özgürlük tohumlar›n›n ve bizlere b›rakt›klar› miras› zafere tafl›ma her devrimci örgütün ve devrimci bireyin boyun borcudur. Hareket olarak PKK’nin ortaya ç›k›fl›nda bu devrimci önderlerden fliddetle etkilenme, an›lar›n› yaflatma, çizgilerini sürdürme temelinde bir yola koyufltur. Türk-Kürt halklar›n›n kardeflli¤ine vurgu yapan bu devrimci önderler fluna da iflaret etmekteydiler; Türk ve Kürt halklar›n›n kurtuluflu beraber sa¤lan›r. Biri olmadan di¤erinin olmas›n›n mümkün olamayaca¤› çok aç›k. Bu perspektifle yola ç›kan PKK’nin ilk mayalanmas›nda Haki Karer-Kemal Pir vb. Türk as›ll› yoldafllar›n bulunmas› çok tesadüfü de¤ildir. Bu da daha bafl›ndan beri PKK’nin temeline-karakterine enternasyonalizmi ifllemifltir. PKK’nin bu karakteri gere¤i saflar›nda onlarca halktan insanlar›n devrimci mücadelesine sahne olmufl ve olacak da. Daha ’80’li y›llarda faflizme karfl› devrimci direnifl ittifak›n› sa¤lamaya çal›flan hareketimiz PKK baz› güçlerin sosyal flovenist, dar örgüt ç›karlar› ve egemen ulus anlay›fl›ndan kaynakl› ifllenmez k›l›nm›fl ve devam›n›n sa¤lanmamas›n› beraberinde getirmifltir. Bu aç›dan da faflist Türk devletine karfl› mücadelede devrimci ve sosyalist güçler ortak bir cephede güç birli¤ini ortaya ç›karmadan bölük-pörçük mücadele ederek ço¤u devrimci hareketlerin marjinalize olmas›na götürmüfltür. Hatta hareketimizin devrimci çizgisine karfl› propagandalar yaparak devrimci çizgimizi milliyetçilik ile suçlam›fllard›r. Hatta son dönemlerde reformist hareket olarak da nitelendirmeler yap›lm›flt›r. Türkiye halklar›n›n kurtuluflu için mücadele eden tüm devrimci güçlerin ortak bir cephe oluflturma ihtiyac› her zamankinden daha acil bir görev olarak önümüzde durmaktad›r. Bugün Türkiye’yi çetelerin, din simsarlar›n›n ne hale getirdi¤i, sosyal-siyasal, ekonomik ve kültürel yozlaflmalar›yla ortadad›r. Bu aç›dan Türkiye iflçisi, emekçisi, yoksulu, köylüsü ve tüm ezilenleri mesihini beklemektedir. Bu kurtar›c› da devrimci sol güçler olmaktad›r. Solun parçalanm›fll›¤› ve yaratt›¤› bofllu¤u AKP gibi tüccar bir zihniyeti Türkiye halklar›n›n bafl›na bela etti. Bütün bunlardan yol ç›karak HPG ile TKP/ML T‹KKO gerillalar›n›n Dersim Savafl Sahas›’ndaki devrimci dayan›flmas› ve güç birli¤ini oluflturmalar›n›, at›lm›fl önemli bir ad›m olarak görmekteyiz. Deneyim ve tecrübelerin paylafl›lmas›, dayan›flman›n sa¤lanmas›n›n, ortak düflmana karfl› ortaklaflman›n her iki savafl örgütünün güçlenmesine vesile olaca¤› kesin. Bu diyalog ve dayan›flmay› daha ilerletmek ve güçlü k›lmak gereklili¤inin bilinci ile yaklaflarak di¤er devrimci hareketler aç›s›ndan da bir örnek teflkil etmelidir. Birbirini y›pratan, u¤raflt›ran ve birbirleri ile z›tlaflma yerine ortak paydalar etraf›nda birleflmek, güç ve enerjilerini halk›n kurtulufl yoluna seferber etmek aç›s›ndan önemli bir dayan›flmad›r da. Halklar›n özlem ve umut olarak gördü¤ü, al›nteri olan eme¤i ile besledi¤i bu devrimci örgütlerin halk›n davas›n›n bilinci ve a¤›rl›¤› ile yaklaflarak, o sorumlulu¤u göstererek dar parti ç›karlar›n› öne ç›karmadan genifl bir ufukla yaklaflmalar› esast›r. Bu diyalog ve dayan›flma halk›n ve halk›m›z›n istemidir de. Bu aç›dan daha genifl yelpazede devrimci güç birli¤ini yaratmaktan yana oldu¤umuzu ve üzerimize düflen sorumlulu¤un gereklerine haz›r oldu¤umuzu da belirtiyoruz. Tekrar flunu belirtmek istiyorum ki Denizlerin, Mahirlerin, ‹brahimlerin ve Haki Karerlerin an›lar›na ba¤l›l›k ve an›lar›n› yaflatman›n en güçlü ve gerçek yolu devrimci dayan›flman›n her alan ve koflulda diri tutarak, birleflik bir güçle Türkiye ve Kürdistan halklar›n› kurtulufla ulaflt›rabiliriz. Ortaya ç›kacak bu güç birli¤i karfl›-devrim güçleri aç›s›ndan büyük korku ve pani¤in getirece¤i çözülme olaca¤› inanc›nday›z.
9-22 Ocak 2009
Onlar toprakta tohum oldular! nun korkusuz erleriydi. Yeri geldi¤inde bitmez-tükenmez bir enerji ve sab›rla kitle örgütlenmesinin birer ustas›, yeri geldi¤inde düflmandan hesap soran birer komutan, birer savaflç›yd›lar.
Ocak’ta kaybettik Alman devriminin sayg›n ö¤retmenleri Rosa Luxemburg’u ve Karl Liebknecht’i. Ocak ay› TKP’nin kurucusu ve ilk Genel Sekreteri Mustafa Suphi’nin ve 14 yoldafl›n›n Karadeniz’de bo¤uldu¤u ayd›r. Önder yoldafl›m›z ‹brahim Kaypakkaya 29 Ocak 1973’te yaral› olarak yakalanmas›n›n ard›ndan iflkencede katledilmiflti. ‹lk flehidimiz Meral Yakar’›, Ali Haydar Y›ld›z’›, önder kadrolardan Atilla Özkan’› Ocak ay› içinde sonsuzlu¤a u¤urlad›k. Ocak, uluslararas› proletarya ve ülkemiz devrimi aç›s›ndan önemle an›lmas› gereken bir ayd›r. Ocak ay›, coflkun bir enternasyonalizm ve yüce komünizm ruhuyla dolu olarak, flehit düflenlerin sayg›yla an›ld›¤› bir ayd›r. Dünyadaki ve ülkemizdeki özgürlük ve ba¤›ms›zl›k savaflç›lar›n›n erdemlerinin sürekli yüceltilmesi gerekti¤i aç›kt›r. Onlar› anmak; u¤runa yaflamlar›n› feda ettikleri idealleri, savunduklar› ideolojiyi derinlikli anlamak demektir. ‹deallerinin hakl›l›¤›n› ve gerçekli¤ini kavramak demektir. Neyi, nas›l, niçin düflündüklerini bilince ç›karmak demektir. Nas›l çal›fl›p, nas›l yaflad›klar›n›, olaylar ve geliflmeler karfl›s›nda nas›l tutum sergilediklerini anlamakt›r. Çeliflkileri çözerken hangi yöntemi uygulad›klar›n› görebilmektir. Devrim ve parti flehitlerinin tarihin hangi kesitinde nas›l bir rol oynad›¤›n›, tafl›d›klar› sorumluluklar›, üstlendikleri görevin a¤›rl›¤›n› kav-
ramakt›r. Savunduklar› ideolojik formasyondaki netli¤i, politik yetkinli¤i, örgütsel tecrübedeki düzeyi görebilmektir. S›n›rl› yaflamlar›n› s›n›rs›z bir davaya adama cüretlerini, feda ruhlar›n› ve cesaretlerini anlamakt›r. Zoru baflarma azimlerini, engelleri aflma yeteneklerini, sorunlardan ve kargaflal›klardan korkmama kararl›l›¤›n› görmektir. Savaflmak, direnmek, boyun e¤memektir. Zor karfl›s›nda y›lmamak, baflar› karfl›s›nda sarhofllu¤a düflmemeyi ö¤renmektir. Özgürlü¤ün ve halk demokrasisinin, savafl›lmadan elde edilemeyece¤i gerçekli¤ini bilince kaz›makt›r. fiarapnel parçalar›yla paramparça olmufl yaral› bedende devrim ve savafl sloganlar›n› hayk›rmakt›r. Her flart alt›nda devrimi savunmakt›r. ‹lkeleri kanla duvara kaz›makt›r. ‹nsanl›¤›, dostlu¤u, sevgiyi yoldaflça yaflamakt›r. ‹lkelerini her fleyin üstünde tutmakt›r. Sokak çat›flmalar›nda düflman kuflatmas›nda, hain bir pusuda iflkence tezgâh›nda ac›n›n en yo¤un yafland›¤› anda, açl›¤› ölüme vard›rmada tereddüdü, ürpertiyi yaflamadan sessizce veda etmektir yaflama. Yoldafllar›na ve halka içtenlikle davranmakt›r. Çal›flmada zoru seçmek, kolay› baflkalar›na b›rakmakt›r. Koflullar ne olursa olsun kendimizi düflünmemeyi ö¤renmektir. Yaflat›lmas›, büyütülmesi, infla edilmesi, savunulmas› gerekenin kolektif oldu¤unu unutmamakt›r. Vazgeçilmemesi gerekenin ilkeler oldu¤unu ö¤renmektir. Emperyalist sald›r›da faflist kuflatmada devri-
Pusula Strateji ve taktik üzerine... Strateji ve taktik kavramlar›n› günlük siyasal tart›flmalar›m›zda ve yaz›nsal faaliyetlerimizde oldukça s›k kullan›r›z. Çünkü, bu kavramlar hedefimizi ve o hedefe ulaflmak için öngördü¤ümüz devrimci hamlelerimizi özlü bir flekilde ifade ediyor. Elbette ki, sorun yaln›z hedefi belirlemekle bitmiyor. Bu hedefe hangi politikalarla, hangi güçlerle, hangi önceliklerle ve dahas› hangi yöntem ve araçlarla ulafl›laca¤› sorununun çözüme kavuflturulmas› gerekiyor. Bunun için bilimsel bir bak›fl ve bu bak›fl aç›s›n›n yön verdi¤i pratik devrimci bir hareket her koflulda ç›k›fl noktas› olmak zorundad›r. Yani, strateji ve taktiklerimiz MLM bir zemin üzerinde yükselerek güçlü bir devrimci pratikle bütünleflmezse, ortaya çözümleyici somut sonuçlar da ç›kar›lamaz. Özet olarak denilebilir ki; strateji,
bir devrim sürecinin bafllang›ç ve bitifl noktas›ndaki dönemi kapsar. Taktikler ise, stratejinin bir parças›d›r. Ve bir devrim süreci, ba¤r›nda onlarca takti¤i bar›nd›r›r. Yani stratejinin bir parças› olan ve ona hizmet eden taktikler de¤iflkendir. Taktikler stratejinin baflar›s› için olmazsa olmazd›r. O halde yerinde ve zaman›nda tespit edilerek uygulanmayan bir taktik, stratejinin yara almas›na neden olur. Peki do¤ru taktik saptamak için nas›l bir yöntem izlenmesi gerekir? Her fleyden önce devrim, iki gücün, iki s›n›f›n çat›flmas›d›r. Dolay›s›yla taktiklerimizi belirlerken, mevcut durumda düflman cephesindeki geliflmeleri, kitlelerin durumu, ça¤r›lar›m›z karfl›s›ndaki duruflu, subjektif gücümüz vb. birçok faktörü göz önünde bulundurmam›z gerekir. Devrimin “kabarma ve alçalmas›na, h›zlanma ve yavafllamas›na” bakarak taktik gelifltir-
mi, halk› ve ideolojimizi tüm güçle savunmakt›r. Feodal-burjuva bask› alt›nda tasfiyecili¤e boyun e¤memektir. Küçük burjuva ideolojisine, düflünme ve yaflam tarz›na prim vermemektir. Rahat›, gevflekli¤i, duyars›zl›¤› elefltirmektir. Ciddiyeti, olgunlu¤u, öngörüyü kuflanmakt›r. Her türden oportünizme, tasfiyecili¤e, ilkeleri yads›yan ve tarihi inkârc›l›¤› soyunanlara karfl› mücadele etmektir. Tarihimizi çarp›tmak, karalayarak sayg›nl›¤›n› küçük düflürmeye çal›flmak isteyen, de¤erlerimize sorumsuzca sald›ranlarla karfl› amans›z olmakt›r. Devrimci düflüncede, kolektif çal›flmada, gerilla savafl›m›nda yo¤unlaflmakt›r. Sömürülen, ezilenlerin bulundu¤u her kar›fl toprak parças›n› bir çal›flma alan›na çevirmektir. ‹flçi s›n›f› ve emekçi halk›n içinde ustaca örgütlenmektir. ‹flçinin, köylünün, emekçinin bilincini devrimcilefltiren propaganda ve ajitasyon çal›flmas›nda yetkinleflmektir. Gerilla savafl›n›, iflçi s›n›f›n› baflta olmak üzere yoksul köylülü¤ün, sömürülen ve ezilenlerin dünyas›nda umutla büyütmektir. Emperyalizme faflizme ve her türden gericili¤e karfl› proleter enternasyonalizm bilincini güçlendirmektir. Irak halk›n›n, Filistin halk›n›n, Kürt halk›n›n, Nepal, Filipin, Hindistan, Afrika halklar›n›n ac› ve öfkelerini savafl sloganlar›m›zda hayk›rmak, proletaryan›n enternasyonalizm bayra¤›nda nak›fl nak›fl ifllemektir. S›n›rl› yaflamalar›n› s›n›rs›z bir
meyen bir önderlik, baflar›s›zl›¤a mahkumdur. Çünkü, burada uygulanan taktikler somut durumla uyumlu de¤ildir. Do¤ru yerde ve do¤ru zamanda yap›lmayan her müdahale s›n›f mücadelesine yarardan çok zarar verir. Örne¤in, düflman›n gücünü, konumlan›fl›n› iyi hesaplamadan yap›lacak taktik bir sald›r›n›n baflar›s›zl›kla sonuçlanma ihtimali her zaman yüksektir. Uygulay›c›lar›n burada ortaya koyacaklar› en yüksek fedakarl›k olgusu da bu gerçe¤i de¤ifltirmez. Çünkü, taktik yanl›flt›r. Ve yanl›fl taktikler ortaya ne olumlu sonuçlar ç›kar›r ne de stratejiye hizmet eder. Do¤ru taktik, somut ana denk düflen taktiktir. Do¤ru taktik, stratejik hedefe hizmet eden taktiktir. Bugün aç›s›ndan bakt›¤›m›zda tüm bunlar› belirlemek bir niyet de¤il, bir nitelik sorunudur. Bu bilimi kavramak, uygulamak ve Bolflevik çal›flma tarz›n› her alanda hakim k›lmak bir zorunluluktur. MLM bir çal›flma tarz›, kitle çizgisi yakaland›¤› oranda niteliksel bir geliflmenin de önü aç›l›r. E¤er bugün dünyada ve ülkemizdeki mevcut durumun, devrimci geliflmelere aç›k oldu¤unu ve zay›f da olsa bunun iflaretleri-
Kavgada ölümsüzleflenler Meral Yakar: Gaziantep Nizip do¤umlu olan Meral Yakar (Kinem) ö¤renimi nedeniyle geldi¤i ‹stanbul’da ö¤renci gençli¤in akademik demokratik mücadelesinden etkilenmifl ve k›sa sürede bu mücadele içinde yerini alm›flt›r. ‹stanbul’da bir yoldafl›n›n silah›n› temizlerken meydana gelen kaza sonucunda yaraland›. Yaras›n›n a¤›r olmas›ndan kaynakl› hastaneye kald›r›lan Meral Yakar’› tan›yan devletin iflkenceci katilleri yaral› haldeyken onu sorguya ald›. Ve 22 Ocak 1973’te katiller hastanede gözalt›ndayken katlettiler.
Onlar, insanl›¤› özgür gelece¤e götürecek olan feda taburu-
Ocak, s›n›f bilinçli proletarya için, anlam› büyük bir ayd›r. Bu ayda kaybettik devrimin usta teorisyeni, s›n›f savafl›m›n›n büyük örgütleyicisi Lenin yoldafl›.
Kavga okulu
‹flçi-köylü 11
davaya adayanlar, her biri bir usta, her biri bir önder, her biri bir ihtilâlci militand›. Ve onlar ki, bizi var eden, gelifltirip bugünlere tafl›yan, devrimimizin teorisi, prati¤i ve siyasi hatt›m›z›n manifestosudurlar. Onlar, insanl›¤› özgür gelece¤e götürecek olan feda taburunun korkusuz erleriydi. Yeri geldi¤inde bitmez-tükenmez bir enerji ve sab›rla kitle örgütlenmesinin birer ustas›, yeri geldi¤inde düflmandan hesap soran birer komutan, birer savaflç›yd›lar. fiehitlerimiz bizlerden neler bekliyor? Buna yan›t olmak, devrimcileflmede örgütleme ve yönetmede yetkinleflmektir. S›n›f savafl›m›nda bitmek tükenmek bilmeyen ›srard›r. Çaba ve emekte sonsuz bir fedakârl›kt›r. Askerileflmede derinli¤i yakalamad›r. Savafl› gelifltirmede ustalaflmad›r. Partiyi infla etmede yetenek ve beceridir. Devrimin ve kolektifin ihtiyaçlar›n› karfl›lamada, ileri derecede bir geliflkinlik çizgisini yakalama noktas›nda kararl›l›kt›r. Adlar› milyonlara, savafl ve özgürlük idealleri, özgür gelece¤i yaratma mücadelemize rehber olan flehitlerimiz ölümsüzdür!
nin görüldü¤ü saptamas›nda bulunuyorsak, buna uygun olarak pratik ad›mlar› içeren genel haz›rl›klar› daha da h›zland›rmak zorunday›z. Dolay›s›yla bugün kitlelerle ba¤lar›m›z›n gelifltirilip güçlenmesine hizmet edecek mücadele araçlar›n›n yarat›lmas› önemli bir sorundur. Merkezi göreve uygun olarak zay›flayan kitle ba¤lar›n›n güçlendirilmesi, ancak bu yönlü yarat›lacak do¤ru araç ve yöntemlerle sa¤lanabilir. Dura¤an, geliflmelere s›rt›n› dönen, her koflulda ayn› takti¤i, ayn› arac› kullan›p duran politikalarla kitlelerle iletiflim kurulmaz. Bu konuda kitlelerin öz deneyimleri oldukça önemlidir. Bunun için geri talepler de içerse, kitle hareketlerine asla kay›ts›z kalmamal›y›z. Bu hareketlerin hakl› ve meflru taleplerini sahiplenip savunmal›y›z. Bu eksenli tart›flmalara ön ayak olmal›y›z. Unutmamak gerekir ki, kitlelerin gündemlerine daha ileri talepler koymak için öncelikle bu iletiflimin kurulmas› ve güvenin sa¤lanmas› gerekir. ‹letiflim ve güvenin olmad›¤› yerde tüm ça¤r›lar yan›ts›z, analizler çözümsüz kal›r.
Atilla Özkan: 1957 y›l›nda Kayseri’de dünyaya gelen Atilla Özkan 70’li y›llarda devrimci düflüncelere ilgi duydu. Lise son s›n›fta okulu terk ederek Zeytinburnu ve Kazl›çeflme’deki birçok fabrikada üretime kat›l›r ve örgütlenme faaliyeti yürütür. Faliyet içerisinde yetkinleflen Atilla Özkan, ‹stanbul bölgesinin önder kadrolar›ndand›. Atilla Özkan’›n Zeytinburnu Veliefendi’de kald›¤› ev bir ihbar sonucu sar›l›r. Evde bulunanlar son mermilerine kadar çat›fl›rlar. Yaral› halde hastaneye kald›r›lmayarak ölüme terk edilen Atilla Özkan 18 Ocak 1976’da ölümsüzleflir. Mevlüt Ç›nar: 9 Ocak 1980 tarihinde ‹stanbul’da çat›flmada flehit düfltü. Mehmet Günalp: 1960 y›l›nda Erzincan Refahiye’de dünyaya geldi. ‹stanbul Y›ld›z Teknik Üniversitesi’nde okurken devrimci düflüncelerle tan›flt›. 16 Ocak 1980’de ‹stanbul fiiflli’de sivil faflistler taraf›ndan katledildi.
Yel Da¤› fiehitleri 1993 y›l›n›n Ocak sonlar›nda üslenme alan›n›n deflifre olmas› ve düflman›n hava taarruzuna maruz kalmalar› üzerine yer de¤ifltirmek zorunda kalan 50 kiflilik gerilla birli¤i Yel Da¤›’nda bir destan yaratt›. Munzur’u aflmak için yola düflen halk savaflç›lar› k›fl koflullar›nda zorlu bir mücadele daha verdi. Bu mücadelede 21 Ocak’ta Zeki Peker, 22 Ocak’ta Erkan Fener ve Ali Demirda¤ donarak flehit düfltü. Yürüyüfl sonland›¤›nda fiubat ay›yd› ve Barbara Anna Kistler, Ali Ekber Batasul ve Ali ‹hsan Yalç›n yakaland›klar› zatürreden kaynakl› yaflamlar›n› yitirerek Yel Da¤› flehitleri olarak tarihteki onurlu yerlerini ald›lar. Zeki Peker: 12 Aral›k 1972 y›l›nda dünyaya geldi. Ekonomik
Öncelikle önümüze koydu¤umuz somut görevleri kimlerle, hangi araç ve yöntemlerle uygulayaca¤›m›z konusunda, uygulay›c›lar olarak aram›zda her alanda ciddi olarak tart›flmal›y›z. Uygulamada kendili¤indenci bir tarza düflmeden, planl›, kolektif ve çal›flman›n her sürecinde denetime aç›k, denetlenen bir çal›flma perspektifine uygun olarak hareket etmeliyiz. Di¤er bir ifadeyle, herkesin her ifle kofltu¤u de¤il, kimin ne yapt›¤›n›n belli oldu¤u bir ifl bölümü planlanmal›d›r. Bu ifl bölümü kolektif bir çaban›n ürünü olmal›d›r. Kolektivizmin yön vermedi¤i bir ifl bölümü, pratik uygulamada yarat›c›l›¤› da zay›flat›r. Yine hesap verme, hesap sorma ve denetimin zay›f oldu¤u bir çal›flma tarz›, her zaman plans›zl›¤a, kendili¤indencili¤e davetiye ç›kar›r. Ve yine tüm planlar›m›z›n uygulanabilir olmas› için: Birincisi; somuta dayanmalar›, ikincisi; bu planlar› uygulayacak nitelikte kadro ve militanlar›n olmas› gerekir. Bugün demokrasi, ba¤›ms›zl›k ve sosyalizm mücadelesi için koflullar istenilen düzeyde elveriflli olmasa da, emperyalist-kapitalist sistemin içine
nedenlerle 1976’da ailesiyle birlikte ‹stanbul’a göç etmek zorunda kal›r. Göç ettikten 1 y›l sonra devrimcilerin öncülü¤ünde kurulan 1 May›s Mahallesi’ne tafl›n›rlar. 1 May›s Mahallesindeki gecekondu y›k›m› ve devlet terörüyle karfl› karfl›ya kalan ailesi yaln›zca Zeki’yi okutabilir. Lise son s›n›fta devrimcilerle tan›flan Zeki Peker okulu bitirip ifle bafllad›¤›nda örgütlü iliflkisi daha da kökleflir. 14 Ekim 1992’de gerillaya kat›lan Zeki Peker 21 Ocak 1992’de Yel Da¤›’nda ölümsüzleflti. Ali Demirda¤: 1966 y›l›nda do¤an Ali Demirda¤, küçük yafllarda ailesiyle birlikte ‹stanbul’a tafl›nd›. Lise y›llar›nda devrimci düflüncelere sempati duyan Ali Demirda¤, üniversite y›llar›nda gençlik faaliyetinin aktif militanlar›ndan olur. Cerrahpafla T›p Fakültesi son s›n›f›na kadar ö¤renim gören Demirda¤, art›k Dersim da¤lar›n›n Doktor Hü’sü olmak üzere gerillaya kat›l›r ve Yel Da¤›’nda ölümsüzleflir. Erkan Fener: 1971 y›l›nda Dersim Dinar köyünde dünyaya gelen Erkan Fener Yel Da¤›’nda ölümsüzleflenler kervan›na kat›ld›. Polat ‹yit: 1964 y›l›nda Dersim Ovac›k Do¤umlu olan Polat ‹yit, 20 y›ll›k devrimci yaflam› boyunca onlarca, belki yüzlerce kez ölümü yenmifl, halka ve devrime karfl› giriflilen her türlü ak›ma, her türlü sald›r›ya karfl› onurluca savaflm›flt›r. 1979’larda ‹stanbul’da polisle ç›kan çat›flmaya girdi¤inde çocuk yafllardad›r. 12 Eylül AFC’sini tutsak olarak karfl›lar. 1982’de zindandan ç›kar ç›kmaz kavgan›n ortas›nda yerini al›r, 1985’te tekrar tutsak düfler. Bir y›l sonra zindandan ç›kt›¤›nda yeniden örgütlenme çal›flmalar›nda önemli görevler üstelenerek birçok ilde faaliyet yürütür. 1996 y›l›nda tekrar tutsak düfler. Devletin topyekün sald›r›s›n›n bir parças› olan zindanlara yap›lan sald››r›lar›n geri püskürtülmesi için bafllat›lan Süresiz Açl›k Grevi direniflinde görev al›r, 69 günlük bu kavga sonunda kanser hastal›¤›na yakalan›r. ‹çeride ve d›flar›da yap›lan eylemlere ra¤men tahliye edilmeyerek faflizmin mahkemeleri taraf›ndan ölümü beklenir. Tüm direncine ra¤men hastal›¤a yenik düflen bedeni daha fazla dayanamaz ve 15 Ocak 1997 tarihinde flehit düfler.
girmifl oldu¤u krizin s›n›f mücadelesi aç›s›ndan yarataca¤› imkanlar› hiç kimse görmezlikten gelemez. Kitlesel iflsizliklerin, yoksulluklar›n artt›¤›, emperyalist-kapitalist sisteme karfl› tepkilerin daha da büyüdü¤ü böylesi dönemlerde, devrim lehine büyük baflar›lar elde etmek için hepimizin bu süreci her bak›mdan karfl›lamaya haz›r olmas› gerekir. ‹flte somut flartlar›n somut tahlilinin anlam› budur. Somut flartlar› gözard› eden, s›n›f mücadelesi aç›s›ndan her dönem f›rt›na bekleyenler nefessiz kalmaya mahkumdurlar. Büyük f›rt›nalar için, küçük esintiler flart. Küçük esintileri de¤erlendirmeyi beceremeyenler, büyük f›rt›nalar› gö¤üsleyecek haz›rl›klar› da yapamazlar. Tüm bunlar için, s›n›f savafl›m›n›n kaç›n›lmazl›¤›n›n, s›n›f savafl›m›n›n yengi ve yenilgilerle dolu oldu¤u gerçe¤inin kavran›lmas› gerekir. Bu gerçe¤i kavramak politik durgunluk dönemlerinde geriye düflmek yerine, yar›nlar› iyi karfl›lamak için günün somut görevlerini ›srarla yerine getirmenin üzerinde yo¤unlaflmay› sa¤lar. Her akflam›n sabah› vard›r misali gibi, karanl›klara asla teslim olunmaz.
Gö¤ün yar›s›
‹flçi-köylü 12
9-22 Ocak 2009
Emine Aslan: “Bu benim de¤il, iflçi s›n›f›n›n direnifli” Desa Deri direniflinde 200. gününe yaklaflan Emine Aslan, özellikle kad›n iflçiler için bir umut ›fl›¤› olmay› sürdürüyor. 24 Aral›k 2008 tarihinde, lehine sonuçlanan ve patronun temyize gitti¤i, ifle iade mahkemesinin ard›ndan, ‹flçi-Köylü Gazetesi olarak kendisiyle bir görüflme gerçeklefltirdik ve sendikal örgütlenme sürecini ve direniflte bir kad›n olman›n zorluklar›n› konufltuk. Bu “zorluklar” o kadar büyük zorunluluklar haline getirilmifl durumda ki, neredeyse konuflulmaz vaziyetteler. Emine abla da bu sorunlara bir kere daha de¤inmifl oldu ve “kad›nlar, sendikaya çok olumlu bak›yorlar, ama ifllerini kaybetmekten korkuyorlar” fleklinde konufltu. Emine ablan›n neredeyse can›na kasta varan sald›r›lar› var Desa patronunun. K›z›n› kaç›rmaya teflflebbüsten, para teklifine, ölüm tehditlerine kadar baflvurmad›¤› yol yok. Emine Aslan 44 yafl›nda ve dört çocuk annesi. Sekiz y›ld›r çal›flt›¤› Desa Deri’den sendikal› oldu¤u ve fabrikada sendikal faaliyet yürüttü¤ü gerekçesiyle at›ld›. fiu s›ralarda 6 ay› geçen direnifline taviz vermeden devam ediyor.
Tek bafl›na, ama asla yaln›z de¤il! Emine abla ilk örgütlenme sürecinden bafll›yor anlatmaya, “koflullar›n çok kötü olmas›ndan kaynakl› örgütlenmeye karar verdik. ‹ki gün bir gece eve gitmedi¤imiz oluyordu bizim” diyor. Bir komflusu arac›l›¤›yla Deri-‹fl Sendika-
s› Genel Baflkan› Musa Servi ile tan›flan Aslan, kendisi sendikal› olduktan sonra iflçi arkadafllar›n›n da sendikal› ol-
malar› için, kendi evinde toplant› düzenlenmesine yard›mc› oldu¤unu anlat›yor. Kad›n iflçilerin en genel s›k›nt›s›n›n yo¤un ve yorucu ifl koflullar›ndan dolay› ne kendileriyle ne çocuklar›yla ne de baflka bir fleyle ilgilenebilmek oldu¤unu vurguluyor.
“Ben kamu vatandafl› de¤il miyim?”
“3. Kad›nlar Kurultay› gerçekleflti” AT‹F 3. Kad›nlar Kurultay› 13-14 Aral›k tarihlerinde Almanya’n›n Duisburg kentinde gerçeklefltirildi. Ulm, Stuttgart, Frankfurt, Koblenz, Duisburg, Köln, Hannover, Hamburg ve Erfurt’dan 23 delegenin ve 70’e yak›n dinleyicinin kat›ld›¤› kurultayda “Emperyalist küreselleflme ba¤lam›nda; cinsiyet ayr›mc› politikalar, aile ve kad›n, genç kad›nlar›n sorunlar› ve politik görevlerimiz” bafll›kl› taslak yaz›s› tart›fl›ld›. Kurultay›n ilk gününde, Almanya’n›n farkl› flehirlerinden gelen kad›n delegeler raporlar sundular ve düflüncelerini belirttiler. Taslak yaz›s›n›n tart›fl›lmas›n›n yani s›ra Almanya Marksist Leninist Partisi (MLPD) üyesi Anna Batalonie bir konuflma yapt›. Batalonie enternasyonal kad›n dayan›flmas›n›n önemine de¤indi. 2010 y›l›nda Kanada’da düzenlenecek 8 Mart’›n ilan ediliflinin 100. y›l dönümü kutlamas› ve 2011 y›l›nda Venezüella’da 8 Mart’›n kutlan›l›fl›n›n 100. y›ldönümü vesilesiyle gerçekleflecek Uluslararas› Dünya Kad›nlar Kongresi’nin ön çal›flmalar› hakk›nda da bilgi verdi. Bu alanlar›n devrimci dayan›flma ad›na büyük f›rsatlar teflkil etti¤ini belirten Batalonie “Yaflas›n enternasyonal dayan›flma” slogan›yla konuflmas›n› noktalad›. Almanya Demokratik Kad›n Hareketi, Yeni Demokratik Gençlik, Almanya Türkiyeli ‹sçiler Federasyonu ve Uluslararas› Politik Tutsaklarla Dayan›flma Komitesi’nden temsilciler de kurultaya kat›larak, dayan›flma mesajlar›n› sundu. Kad›n arkadafllar›n coflkulu tart›flmalar›yla renk kazanan kurultay akflam Gençlik ve Kültür Festivalinde birinci olan Erdal arkadafl›n müzik dinletisiyle devam etti. Kurultay›n ikinci gününde faaliyet raporu tart›fl›ld›. Almanya’da yaflayan göçmen kad›nlar›n yaflad›klar› sorunlar›n yan›s›ra, kad›na yönelik fliddet ve buna karfl› yürütülmesi gereken faaliyetler üzerinde yo¤un bir tart›flma yürütüldü. AT‹K Kad›nlar Komisyonu’nun önümüzdeki faaliyet sürecinde Avrupa çap›nda yürütülecek olan “kad›na yönelik fliddete hay›r” kampanyas›n›n kitlelere daha yayg›n götürülmesi noktas›nda önemli öneriler sunuldu. Bu gündemde kad›n arkadafllar elefltirilerini sunmakla kalmay›p, alternatif yönelim konusunda ciddi önerilerde bulundular. Birçok delegenin ve dinleyicinin söz ald›¤› kurultay baflar›yla sonuçland›.
Sendikalaflma sürecinden haberdar
olan patron, “sen misin sendikaya üye olan” tarz›nda bir karfl› atakla, bir gün içinde defalarca hata yapabilen birisi oldu¤unu keflfetmeye bafll›yor; ay›n eleman› Emine Aslan’›n. Hal böyle olunca direnmek bafla düflüyor; “Ben sadece kendim için de¤il, bütün arkadafllar›m›n hakk› için burada direniyorum” diyor. Emine abla. Sonras›nda yaflanan geliflmeleri hepimiz biliyoruz asl›nda. Emine Aslan gözalt›na al›nd›, kald›r›m iflgali cezas› verildi. Desa patronu, Aslan’› evinin etraf›nda dolaflarak taciz etmeyi sürdürüyor. Uluslararas› alanda kampanya bafllamas›n›n ard›ndan, iflin ciddiyetini anlayan patron, bask›lar›n› daha çok artt›rd› ve bas›nda, sendikay› karalayan çeflitli aç›klamalarda bulundu. “Kamu yerine zarar veriyorsun” diyerek ceza kesenlere karfl› Aslan, “ben kamu vatandafl› de¤il miyim?” fleklinde cevap verdi¤ini söylüyor. Desa patronu nesine güvenerek söyledi¤i belli bir flekilde, “arac›n›za her gün 100 TL ceza keseriz, devlet hastanesinde tedavi olamazs›n›z” tehditlerini savurmaya devam ediyor. ‹flçileri örgütlemekten görece daha zor bir fley varsa o da kad›n iflçileri örgütlemek. Yar›-feodal ülkemizin bariz gerçeklerinden birisi olan bu durum Desa direniflinde de bir kere daha kendisini gösteriyor. Sendikayla olan görüflmelerimizde, “bir kad›n› örgütlemek için evdeki bütün erkekleri örgütlemeniz gereken durumlar var” aç›klama-
Kad›n olman›n her türlü hakareti, fliddeti ve afla¤›lanmay› getirdi¤i ülkemizde Kürt kad›n› olman›n bedeli daha da a¤›r. Buna bir örnek de bafll›k paras› karfl›l›¤›nda “kocaya verilen” Kürt kad›nlar›n›n yaflad›klar›. Özellikle A¤r›, Mufl, Kars, I¤d›r ve Van’dan bat› illerine bafll›k paras›yla “sat›lan” Kürt kad›nlar›n›n dram› bitmek bilmiyor. Bafll›k paras› karfl›l›¤› zorla evlendirilen, taciz ve tecavüze u¤rayan, töre cinayetlerine kurban giden kad›nlar›n yaflad›¤› sorunlardan biri de adeta bir mal gibi al›n›p sat›lmak. Dilinden, kültüründen kopar›larak kendinden yaflça çok büyük erkeklere “sat›lan” bu kad›nlardan biri de Afyon’un fiuhut ‹lçesi Erenler köyüne getirilerek 20 y›l önce kendinden 22 yafl büyük biriyle evlendirilen Naime Ertan. D‹HA’n›n yapt›¤› habere göre 20 y›l önce yani 16 yafl›nda bafll›k paras› karfl›l›¤›nda evlendirilen Ertan, “Benim gibi bu köyde en az 30 kad›n var” de-
lar› buna en bariz örneklerden biri. Kad›n iflçilerin örgütlenmesinde bir baflka büyük engel de Desa patronu. Aslan’›n anlat›mlar›na göre, sendikay› kötüleyen toplant›lar düzenleyen patron, direnifl yerine koydu¤u MOBESSE kameras› ile de sürekli takip alt›nda tutarak, Emine Aslan ile konuflanlar› sorguluyor. Evlerinde toplant› almak isteyen iflçileri takip eden usta bafllar› ise patronun hafiyeli¤ini yaparak, iflçileri iflten ç›karmakla tehdit ediyor. Aslan anlat›yor: “Kad›n arkadafllar›ma anlatt›k sendikan›n faydalar›n›, hepsi çok olumlu karfl›lad›lar. Ben daha önce sendikal› olarak çal›flt›¤›m için nas›l faydalar› var biliyordum. Çal›flma koflullar›ndan sadece ben flikayetçi de¤ildim, hepimiz flikayet ediyorduk ancak iflten ç›kar›ld›ktan sonra patronun bask›s›yla birlikte görüflemez hale geldik. Ar-
di. Ertan, kad›n kimli¤inden, etnik kimli¤inden, dilinden ve kültüründen kopar›l›fl öyküsünü flöyle anlatt›: “Yoksul bir ailede büyüdüm. 16 yafl›ndayken babam ‘seni biriyle evlendiriyorum’ dedi. Sesimi ç›karamad›m. Sonra arac›lar anlaflt›. Bir gün beni otobüse oldukça yafll› bir adam›n yan›na bindirdiler. Bakt›m ki bu adamm›fl benim eflim. Babamdan daha büyük bu adamla birlikte köye geldim. Burada yaflad›klar›m ise getirilifl hikâ-
kadafllar iflten ç›kar›lma korkusuyla görüflmekten çekiniyorlar.” Dayan›flman›n önemine dikkat çeken Aslan, “sendikam›z bizi hiç yaln›z b›rakmad›, kendi imkanlar› do¤rultusunda hep yan›m›zda oldu. Çevre dernekleri, yak›n çevremiz, sendikalar ve çeflitli kurumlar da bizi yaln›z b›rakmad›lar. Hepsine teflekkür ediyoruz. Ben direnifllerin böyle sahiplenildi¤ini bilmiyordum, burada gördüm” fleklinde vurgu yap›yor, biraz flafl›rm›fl ve çokça sevinmifl bir biçimde. Emine abladan bitirmeden önce direniflte olan di¤er iflçilere ve destek veren s›n›f dostlar›na ne mesaj iletmek istedi¤ini soruyoruz. “‹flçi arkadafllara söyleyece¤im; biz direnifle ç›kt›ktan sonra sahiplenmeliyiz/sahiplendirmeliyiz. Bir tak›m oyunlara gelmeyip sonuna kadar direnmeliyiz.” (‹stanbul)
Genç-Sen: “Yaflas›n ö¤renci, iflçi dayan›flmas›!” 3 Ocak Cumartesi günü saat 13.00’de Genç-Sen, Sefaköy’deki Desa Deri Fabrikas›’nda direniflte olan, deri iflçisi Emine Aslan’› ziyaret etti. Genç-Sen ziyaretinde ilk olarak Deri-‹fl Sendikas› Genel Merkezi Örgütlenme Sekreteri Yüksel Mentefle, sözlü olarak bir aç›klama yapt›. Ard›ndan Genç-Sen ad›na bir aç›klama yapan Özge Kahraman, Desa direniflini sahiplendiklerini, iflçi ve ö¤rencilerin aras›ndaki kopuklu¤un giderilmesi için ilk ad›m
leyen Ertan flunlar› söyledi: “Biz, herkesin unuttu¤u ve kaderimizi yaflamaya terk edilmifl kad›nlar›z. Dilimizi kültürümüzü gelece¤imizi para için satt›lar. Geldi¤imiz yerde ise d›flland›k, horland›k. Çal›nm›fl hayat›m›z›n bedelini kimden isteyece¤iz? Çevremizdekiler gibi davranmam, onlar›n istedi¤i gibi giyinmem konuflmam isteniyor.” Yine ayn› köye “sat›l›k gelin” olarak ge-
olarak böyle bir ziyaret gerçeklefltirdiklerini belirtti. Emine Aslan, “ziyaretiniz ve dayan›flman›z bizim için çok önemli. Bizim sendikam›z Türk-‹fl’e ba¤l› ama ne bir bas›n aç›klamas› ne bir ziyaret, hiçbir destek göremiyoruz sadece kendi imkanlar›m›z ve gelen desteklerle devam ediyoruz” fleklinde konufltu. Ziyaret içilen çaylar, çekilen halaylar ve en k›sa sürede tekrar görüflmek dile¤iyle son buldu. (‹stanbul)
k›nt› çekti¤ini, çevre taraf›ndan “sizin anneniz sat›l›k gelin” diye afla¤›land›klar›n› belirtti. Lise birinci s›n›f ö¤rencisiyken yaklafl›k bir y›l önce Mufl’tan kendisinden 18 yafl büyük ve dul biriyle evlendirilerek Afyon’un Dinar ilçesi Muratl› köyüne gelen 16 yafl›ndaki Belk›z K›n›k da okulunun yar›m kalmas›na çok üzüldü¤ünü söylüyor. K›n›k da hikâyesini flöyle anlat›yor: “Ben okumak istiyordum fakat bir tan›d›k arac›l›¤›yla görücü gelip bafll›k paras›n› yüksek verince sorgusuz sualsiz evlendirildim ve tan›mad›¤›m baflka bir hayata bafllamak zorunda kald›m. Bizim oralarda yoksul aileler k›zlar›na mal gözüyle bak›yor. Yaflad›klar› yerlerde efl bulamayan yafll›, dul ya da baflka kusuru olan insanlar, biraz paras› olunca gelip do¤uda Kürt k›zlar›n› sat›n al›yor. Birinin bu gidiflata dur demesi laz›m. Bu ça¤da bu bizim kaderimiz olmamal›.” (H. Merkezi)
› m a r d n e y e m t i b n i r e l ” n i l e g k › l › t “Sa yemden bile ac› oldu.” Ertan, “Aileme çok k›zg›n›m. Çünkü beni satmak için yetifltirdiler. Buralarda efl bulamayan ‘kör, topal, deli, yafll›, içkici, kumarbaz adamlara’ para karfl›l›¤›nda sat›l›yoruz. Hiçbir de¤eri olmayan ve baflkalar›n›n ihtiyaçlar›n› karfl›lamak için dünyaya gelmifl kad›nlar›z” dedi. 3 çocu¤u oldu¤unu ve 20 y›lda ailesini sadece 2 defa görebildi¤ini söy-
len Rahime Öztafl adl› kad›n ise 4 k›z kardefliyle birlikte para karfl›l›¤› evlendirildi¤ini söyledi. 17 y›l önce A¤r›’dan kendinden 16 yafl büyük birine sat›larak geldi¤i fiuhut’a daha sonra 3 k›z kardeflinin geldi¤ini belirten Öztafl, “Benden küçük k›z kardefllerim de bafll›k paras› karfl›l›¤›nda buraya geldiler” dedi. 4 çocu¤unun oldu¤unu ve horlan›p d›fllanan bir annenin çocuklar› olmaktan kaynakl› çocuklar›n›n da s›-
Feodalizme baflkald›ran üç kad›n Feodal de¤er yarg›lar›n›n gerici çark› içinde ezilen kad›nlar›n en yo¤un yaflad›¤› bölgelerden birisi de Türkiye Kürdistan›’d›r. Ancak bu çark›n içinden, tüm bask›lara ra¤men ç›kan kad›nlar da vard›r. Örne¤in gerici de¤er yarg›lar›n›n oldukça kuvvetli oldu¤u fianl›urfa-Hilvan’da bundan tam 30 y›l önce 3 Kürt kad›n›, bu çarka anlaml› ve büyük karfl› duruflla, belediye meclis üyeli¤i görevini yürüttü. Her türlü zorlu¤u yaflayan bu 3 kad›n mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmediler ve flimdi de yaklaflan yerel seçimlerde kad›nlar›n kendilerine güvenmelerini ve kararl› ilerlemeleri istiyorlar. Saadet, Durre ve Emine’nin 30 y›l önce yüklendikleri zorlu görev 1979 y›l›nda fianl›urfa’n›n Hilvan ilçesinde geliflen halk ayaklanmas›na dayan›yor. O dönem belediye yönetimi Süleymanlar Aflireti’nin elinde bulunuyor ve
halka hiçbir hizmet verilmiyordu. Bu durumdan hoflnutsuz olan halk, ayaklanma ile tepkilerini gösterdi. Gericili¤in hakim k›l›nd›¤› ilçede, ailelerini, çevreyi ve sistemi karfl›lar›na alan Durre Kaya, Saadet Yavuz ve Emine Hac›yusufo¤lu adl› kad›nlar belediye meclis üyeliklerine adayl›klar›n› koydu. Bir ç›k›fl yapan 3 kad›n, belediye meclis üyesi olarak seçildi. Seçildikten 4 ay sonra 12 Eylül darbesi gerçekleflti. Önce eflleri sonra çevreleri ile mücadele eden kalan kad›nlar bu kez de sistemle mücadele etmek zorunda kald›. 3 kad›n da gözalt›na al›nd›. fiu an 67 yafl›nda olan Durre Kaya, o zaman erkeklerle konuflman›n bile ölüm gerekçesi oldu¤unu belirtiyor. Buna ra¤men adayl›¤›n› koyan ve seçildikten 4 ay sonra 12 Eylül darbesiyle birlikte gözalt›na al›nan ve yo¤un iflkencelere maruz kalan Kaya, tutuklanarak ha-
pishaneye gönderildi. Kaya, “Diyarbak›r Cezaevi’ne gönderildik. Tüm tutuklular gibi Yüzbafl› Esat Oktay’›n a¤›r iflkencelerinden geçtim” diyor. Kaya’n›n tutuklanmas›n›n ard›ndan ailesi de da¤›ld›. Yaflad›klar› tüm ac›lara ra¤men verdi¤i mücadeleden hiç piflmanl›k duymayan Kaya, “Bizim o dönem att›¤›m›z ad›m çok önemliydi. Bir ilki yaflatmam›z gerekiyordu iflte biz de onu yapt›k” dedi. Belediye meclis üyeli¤ine aday olmas› nedeniyle aile ve çevrenin büyük bir tepkisi ile karfl›laflanlardan biri de Saadet Yavuz’du. Yavuz, mevcut sisteme karfl› ç›kan ve Diyarbak›r Askeri Hapishanesi’nde iflkence sonucu yaflam›n› yitiren efli M. Emin Yavuz’un kendisine destek verdi¤ini anlatt›. ‹nsanlar›n çok k›sa sürede kendilerini kabul etti¤ini kaydeden Yavuz, “Kad›n, bu mücadelenin d›fl›nda b›rak›ld›¤› takdirde bunun bir kazan›m olarak görülmeyece¤ini hal-
ka kabul ettirdik. Yani kad›n sadece duygular›yla özgürlük hareketine gönül vermemeliydi. Faal olarak içinde yer almal›yd›. E¤er kad›n o dönemde kölelik perdesini y›rtmasayd› eflim cezaevine girdi¤inde d›flar›ya ç›kamazd›m ve açl›ktan ölürdük. Eflim cezaevinde yaflam›n› yitirdi ona ra¤men, 5 çocu¤uma hem annelik hem de babal›k yapt›m” fleklinde konufltu. 1977 y›l›nda efli fieyhmus Hac›yusufo¤lu’nun Diyarbak›r’da zab›ta olarak çal›flt›¤› s›rada faili meçhul cinayet sonucu kaybeden Emine Hac›yusufo¤lu da Hilvan’da seçilen 3 kad›ndan birisi olarak Kürtlerin tarihine geçti. Durre Kaya ile birlikte Esat Oktay’›n a¤›r iflkencelerine tan›k ettikten 2 y›l sonra serbest b›rak›ld›. Uzun y›llar fianl›urfa’da yürütülen demokrasi ve cins mücadelesinin en ön saflar›nda yer al›rken geçirdi¤i kalp krizi sonucu sa¤l›k sorunlar› yaflayan Hac›yusufo¤lu’nun hayatla kavgas› devam ediyor. (H. Merkezi)
Tarihte kad›n...
43 y›l önce grevci kad›nlar… Malatya’da 1965’te belediye iflçileri maafllar›na 25 kurufl zam talepleri geri çevrilince greve ç›kt›lar. Türkiye’de ilk “resmi” grev olan ve 20 gün süren greve kad›n iflçiler de kareli çarflaflar›yla kat›l›p haklar›n› arad›lar. Grev resimlerine bakt›¤›m›zda Sümerbank ve Tekel iflçisi erkekler ç›plak ayakla yürürken kad›n iflçilerin de kareli çarflaflar› ile alanda yerini ald›¤›n› görüyoruz. 1965’te grevi organize eden grubun baflkan› olan Alaeddin Elek, Türkiye’nin ilk resmi grevini Malatya Yorum Gazetesi’ne anlatm›fl. Gazete ile yapt›¤› söyleflide grevin geliflimini özetleyen Elek; “O dönemde Malatya’da kimse ‘yasa’ kelimesinin anlam›n› bile bilmiyordu, kald› ki sendikay› bilecek. ‹fl kanunu yoktu, kimsenin ifl güvencesi bile yoktu. O zamanlar Malatya Belediyesi’ndeki iflçiler amirlerinin özel eleman›ym›fl gibi çal›flt›r›l›yordu. Hiç unutmam belediye baflkanlar› temizlik iflçilerine yün y›kat›rd›. Ben bu durumlar› gördü¤ümde üzülüyordum çünkü iflçilerin yapt›¤› ifller yapmalar› gereken ifller de¤ildi. ‹tfaiye iflçileri 15 günde bir eve gidiyordu. Yani iflçi dedi¤iniz zaman o dönemde, hiçbir hakk› olmayan, hakk›n› savunamayan, paras›n› alamayan insanlard›” fleklinde o dönemki koflullar› özetliyor ve ard›ndan da Adana’da Türk‹fl’te görevli olan Hüseyin Kap›k›ran’›n Malatya’ya gelmesi ve söyledikleri üzerine sendika kurma karar› ald›klar›n› belirtiyor. “Genel-‹fl ad› alt›nda çal›flmalar›m›za bafllad›k. Yaklafl›k 300 kifli üye oldu. Belediye teflkilat›, bekçiler, itfaiye görevlileri ve di¤er meslek kurulufllar›ndan üyelerimiz vard›. Genel-‹fl Türkiye genelinde bir genel kurul yapmam›flt›. Vilayetlerden flube aç›lmas›n› istemifller. Biz de do¤u illeri olarak Adana’da toplan›p Ankara’ya gittik” fleklinde geliflmeleri özetleyen Elek ilk resmi grevi de flöyle anlatt›; “‹flçiler dönemin belediye baflkan› Turgut Temelli’den maafllar›na 25 kurufl zam istediler. Temelli bu karar› reddedince grev karar› ald›k. Bu eylem Türkiye’de ilk resmi eylem olma özelli¤i tafl›yor. Yani bizden önce grevler eylemler yap›ld›, ancak resmi anlamda ilk grev Malatya’da yap›ld›. Grevin yap›laca¤› gün Malatya’da sanki ola¤anüstü hal vard›. Dedi¤im gibi yasay› bilmeyen, hakk›n› arayamayan insanlar bugün kalkm›fl grev yap›yorlar, hem de kad›nl› erkekli. ‹stasyon viraj›ndan Atatürk an›t›na kadar yürüyüfl düzenledik. Yol boyunca bir yan›m›zda askerler bir yan›m›zda polisler bizi takip ediyordu. Gözalt›na al›nanlar çoktu ama bizimkiler polis arabas›n›n bir kap›s›ndan giriyor di¤er kap›s›ndan geri ç›k›yorlard›. Öyle ki polis arabas›n› havaya kald›r›yorduk. Çok büyük bir eylemdi… Sonunda belediye talebimize karfl›l›k verdi ve iflçiler zamm› ald›lar, grevi sona erdirdik. Grevde özellikle çarflafl› kad›nlar›n da oluflu bir baflka anlam ifade ediyordu. Çünkü kad›nlar o dönemde hep ikinci plandayd› ama bizim grevimizde erkeklerle yan yana haklar›n› arad›lar. Grev süresince tek bir iflçinin can› yanmad›, yani iflçiler bugünkü gibi fliddete maruz kalm›yorlard›.” (H. Merkezi)
Dünyadan
‹flçi-köylü 13
9-22 Ocak 2009
Filistinli çocuklar yine fleker yiyemedi! Siyonist ‹srail, bir kez daha tüm dünyan›n gözleri önünde, Filistin halk›n›n bafl›na bombalar ya¤d›r›yor. Hamas’›n bir süre önce ilan etti¤i ateflkesin bitifline denk gelen bu sald›r›lar karfl›s›nda ise, insandan, emekten ve de ezilen mazlum halklardan yana olan kesimlerin d›fl›ndaki “uluslararas› toplum” suskunlu¤unu “koruyor”. Hükümetler düzeyinde (ki bunlar emperyalistlerin ve Siyonistlerin ya kendileri ya da yandafllar›) yap›lan aç›klamalar ise genellikle, sald›r›lardan “Hamas’›n sorumlu oldu¤u” yönünde. Filistin halk›na dönük onlarca y›ld›r gerçeklefltirdi¤i katliam sald›r›lar›n›n en kapsaml›lar›ndan biri olan bu sald›r›larda, yüzlerce hava sald›r›s› gerçeklefltiren Siyonist ordu, okullar›, hastaneleri ve daha çok say›da sivil hedefi bilerek bombalamay› sürdürüyor. Arkalar›n›, dünyan›n büyük emperyalist güçlerine ve onlar›n yerli uflak-iflbirlikçilerine dayam›fl olman›n getirdi¤i pervas›zl›kla aç›klama yapan Siyonist ordu yetkilileri, casus uçaklar taraf›ndan belirlenen hedeflere dönük, F 16’larla gerçeklefltirilen bombard›manlar›n, hedefin uça¤›n haf›zas›na kaydedilmesi, pilotun havalanmas› ve bomban›n hedefi vurmas› fleklinde gerçeklefltirildi¤ini söylüyorlar ve “sivil hedeflerin vurulmamas›na özel önem verdiklerini, otomatik uyar› sistemiyle sivillerin uyar›ld›¤›n› ve böylece evlerini boflaltmak için yeterli zaman›n tan›nd›-
¤›n›”eklemeyi de unutmuyorlar. Ancak, her Siyonist sald›r›da oldu¤u gibi, bu sald›r›lar›n bafl›ndan beri kamuoyuna yans›yan görüntüler de, bir kez daha Siyonist katliam› gözler önüne sermekte gecikmiyor. Camileri, okullar›, hastaneleri, al›flverifl merkezlerini ve evleri isabet alan bombard›manlarda, enkaza dönmüfl binalar›n alt›ndan ç›kar›lan Filistinli bebelerin görüntüleri yans›yor ekranlara. 3, 5, 7… Her yafltan, belki de hiç fleker yiyemeden katledilen Filistinli çocuklar›n cans›z bedenleri bunlar… Ve sar›ld›klar› bezler içinde, boyunlar› bükük, gözleri kapal›, ancak o kapal› gözlerle sanki dünyan›n gözünün içine bak›yorlar ve “insanl›k bu zulüm karfl›s›nda ne zaman aya¤a kalkacak?” diyorlar…
Amaç Filistin halk›n› teslim almak! Gazze’de yaflayan Filistinlileri uzunca zamand›r ambargolarla açl›¤a, yoksullu¤a, sefalete mahkum eden Siyonistlerin bu kapsaml› son sald›r›lar›n›n “amac›” Gazze’de hakim olan Hamas’›n, buradaki iktidar›na son vermek olarak dile getiriliyor. Dolay›s› ile hedef Hamas’m›fl gibi gösterilmeye çal›fl›l›yor. Ancak tüm dünya, bu son katliam›n, Filistin halk›n›n direniflini bitirmeye ve Filistin halk›n› teslim almaya dönük oldu¤unu art›k çok iyi biliyor. Baflta iflbirlikçi Abbas yönetiminin ve de M›s›r’›n onay› olmak
üzere, aralar›nda Türkiye’nin de bulundu¤u bir dizi iflbirlikçi-uflak rejimin bilgisi ve onay› dahilinde gerçeklefltirilen sald›r›larda, tüm alt yap›s› neredeyse çökertilmifl olan Gazze’nin hastaneleri bombard›manlar›n bafll›ca hedeflerinden. Hastanelerde görev yapan doktorlar›n a¤›r yaral›lar d›fl›ndakilere bak(a)mad›¤›, acil ameliyatlar›n elektrik kesintisi nedeniyle, cep telefonlar›n›n ›fl›¤›nda yap›lmas› boyutunda bir insanl›k dram› yaflan›yor flu s›ralar Filistin’de. Yaflam›n› yitiren Filistinli say›s› birkaç yüz olarak getirilse de, Gazze’deki hastanelerden birinde gönüllü olarak görev yapan bir doktor, sadece kendi bulundu¤u hastaneye, daha bombad›manlar›n ilk günlerinde, 500’den fazla ölü, 2 bine yak›n da yaral› getirildi¤ini aç›kl›yor. Sald›r›lar süresince, hedefin Hamas’a ait oluflumlar oldu¤u iddias›n› yineleyen Siyonist ordu, sivil ölümlerini ise, daha önceki dönemlerde oldu¤u gibi “Hamas sivilleri kalkan yap›yor” yalan›na baflvurarak “aç›kl›yor”. Yine ayn› Siyonist yetkililer, hastanelere ve camilere dönük bombard›manlar›n “argüman›n›”, Hamas militanlar›n›n hemflire veya doktor k›l›¤›na girerek, buralarda saklanmalar›, camilerin ise Hamas’›n komando yetifltirme merkezlerine dönüfltürülmesi olarak getiriyor ve sald›r›lar›n› bu argümanlar alt›nda sürdürüyor. Siyonist cephe, yeni do¤an bebek
19 Aral›k katliam› lanetlendi 19 Aral›k katliam› sadece ülkede de¤il, Avrupa’n›n birçok kentinde de lanetlendi ve anmalar düzenlendi. 19 Aral›k katliam›n› k›namak için Paris DEKÖP-A bileflenleriyle Odak okurlar› bir eylem örgütlediler. 19 Aral›k 2008 tarihinde saat 18.00’de, polis izni olmamas›na ra¤men mitingin yap›laca¤› alana do¤ru meflaleli bir yürüyüfl bafllad›. Yürüyüfl boyunca kitle marfllar söyledi ve TC’nin katliamc› yüzünü teflhir eden sloganlar att›. Miting devrim ve komünizm flehitleri için yap›lan sayg› durufluyla bafllad›. Ard›ndan, günün anlam ve önemiyle ilgili haz›rlanan bildiri Türkçe ve Frans›zca okundu. Etkinlik öncesinde 14 Aral›k’ta Strasbourg Saint-Denis bölgesinde sesli ajitasyon eflli¤inde, 17 Aral›k’ta da Gare du Nord’da ve nihayetinde etkinli¤in gerçekleflti¤i 19 Aral›k’ta yo¤un olarak da¤›t›lan bildiride TC’nin “Hayata Dönüfl” olarak lanse etti¤i hapishane katliam› ve sonras›nda yap›lan sald›r›lar›n teflhirinin yan› s›ra, halen devam eden sald›r›lara de¤inildi.
Miting alan›nda da, t›pk› yürüyüfl boyunca oldu¤u gibi okunan marfllar ve s›k s›k at›lan sloganlar›n ard›ndan eylem sona erdi. * Hollanda’n›n Den Haag flehrinde de bir anma düzenlendi. HT‹F, VEKSAV, ADHK ve B‹R-KAR kurumlar›n›n oluflturdu¤u DEKÖP-H platformu taraf›ndan düzenlenen anmada katliam marfllar ve sloganlarla lanetlendi. Etkinlik aç›l›fl konuflmas› ve sayg› durufluyla bafllad›. DEKÖP-H ad›na söz alan temsilcinin konuflmas› sonras›nda YDG festivalinde ödül alan bir arkadafl›n fliiri kitleler taraf›ndan coflkuyla alk›flland›. Program›n sonraki bölümünde bir belgesel gösterildi. Bu s›rada s›k s›k “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür” sloganlar› at›ld›. Anman›n son bölümünde sahne alan Grup Ç›¤l›k marfllar›n› kitlelerle birlikte söyledi.
Evrensel Bak›fl Ezilenler “›slah” olmamakta kararl›! Dünya yeni bir y›la, giderek derinleflen mali krizin ve krizin sonucunda ortaya ç›kan geliflmelerin gölgesinde girdi. Ancak ilk bafllarda ›srarla “finans krizi” olarak adland›r›lmaya çal›fl›lan krizin, gerçekte sistemin hem de ciddi bir siyasal krizi oldu¤u, bunu gizleme çabas›nda olanlara inat, üstü örtülemez biçimde ortaya ç›km›fl bulunuyor. Kriz dünyan›n dört bir yan›nda iyiden iyiye hissedilirken, sermaye s›n›f›n›n kendi yaratt›¤› krizin faturas›n› dünyan›n emekçilerine fatura etme çabalar› da krize paralel olarak sürüyor. Milyonlarca iflçi-emekçi, giderek artan bir açl›¤›n, yoksullu¤un, iflsizli¤in ve de sefaletin cenderesine hapsediliyor. Bu tablo ise beraberinde s›n›f çeliflkilerinin giderek derinleflmesini ge-
tiriyor. Derinleflen bu çeliflkilerin, fliddetli s›n›f çat›flmalar›na dönüflmesi ihtimali ise çok yüksek. ‹flte “dünyan›n efendilerini” korkutan da esas olarak budur. Bunun içindir ki, sistemin krizinin derinleflti¤i her dönem, dünyan›n ezilen halklar›n›n, sisteme karfl› hoflnutsuzluklar›, sistemi yerle bir edecek düzeye yükselmeden, her türden fliddete baflvurularak “›slah edilmeye” çal›fl›ld›¤› dönemlerdir. Krizin vurdu¤u tüm ülkelerde toplumsal muhalefete dönük çok yönlü sald›r›lar›n, özellikle de son bir y›ld›r artm›fl olmas› tesadüfi de¤ildir. Ezilenlerin her türden hak arama mücadelesi flu süreçte her zamankinden daha fazla “terör eylemi” ilan edilerek, 2000’lerin bafl›ndan bu yana h›z verilmifl olan “terörle mücadele”nin hedefi ve kapsam› giderek
Güney Kore’de binlerce sendikal› radyo çal›flan›, radyo yasas›nda yap›lmak istenen de¤iflikli¤e karfl› greve gitti. Hükümet, ç›karmak istedi¤i yasayla, büyük TV ve radyo frekanslar›n›n hisselerini büyük flirketlere açmay› düflünüyor. Greve giden radyo çal›flanlar›n›n bafll›ca gerekçesi, medyan›n tekellefltirilmesine karfl› duyduklar› endifle.
Senegal ünitelerini neden bombalad›¤›na dair ise bir “argüman” sunabilmifl de¤il henüz…
çekte kendilerinin bulundu¤u sald›r›lar› durdurma talebinin, ‹srail taraf›ndan dikkate al›nmad›¤›n› söylüyor. Ayn› günlerde Arap Ligi’nde yer alan ülkelerin (ki bunlar bat› emperyalizmiyle ve de onlarla iflbirli¤i halindeki Abbas yönetimiyle birlikte hareket edenler) d›fl iflleri bakanlar›n›n, ateflkes gündemiyle Kahire’de yapt›klar› 12 saatlik toplant›dan da beklendi¤i üzere bir sonuç çakmad›. Siyonistlere katliamlar›n› sürdürmek için zaman kazand›rmaktan bir ifle yaramayan bu toplant›lar›n, Filistin halk›n› teslim olmaya ikna etmekten baflka bir amac›n›n olmad›¤› ise kesin. Ancak Filistin halk› bugün kadar çok say›da kapsaml› sald›r›ya karfl› yükseltti¤i intifaday›, bu sald›r›lar karfl›s›nda da yüksetmekte gecikmeyecek, teslim olmayacak ve mücadelesiyle dünya halklar›na ilham olmay› sürdürecektir!
Filistin halk› teslim al›namayacak! Siyonistlerin Gazze’ye dönük bombard›manlar›, y›l›n ilk günlerinde de sürdü. Bu sald›r›larda Hamas’›n üst düzey bir yetkilisi de dahil, resmi verilere göre yüzlerce, yerel kaynaklara göreyse bini aflk›n Filistinli yaflam›n› yitirdi, 2 binden fazlas› a¤›r olmak üzere, binlerce insan da yaraland›. Uluslararas› politik arenadaki suskunluk ise hala sürüyor. Sald›r›lara gerçekte yeflil ›fl›k yakanlar›n, yine sald›r›lar› sözde bitirme ad›na yapt›klar› bir dizi görüflme de göstermelikten öte geçemiyor. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, çok derinden etkilendi¤ini, ancak ard›nda ger-
Toplu tafl›ma sektöründe grev Brezilya’da, özel bir toplu tafl›ma flirketinde çal›flan floförler ve kontrolörler, 23 Aral›k tarihinde tüm gün ve illegal say›lan bir grev gerçeklefltirdiler. Grevden bir gece önce, bir kontrolör çete mensubu oldu¤u düflünülen bir kifli taraf›ndan katledilmifl, floför ise a¤›r yaralanm›flt›. Ancak bu tür sald›r›lar Brezil-
ya’da art›k “ola¤an” hale gelmifl bulunmakta. Bunun nedeni ise, gençlik aras›nda hakim olan yüksek oranlardaki iflsizli¤in ve alternatifsizli¤in, yozlaflan gençli¤i bu tür eylemlere itmesi olarak görülüyor. Greve giden ulafl›m çal›flanlar›, bölge valisini ve hükümeti hedefleyen bu grevle birlikte, en baflta
toplu tafl›mada çal›flanlar›n can güvenli¤inin sa¤lanmas›n› talep etmekteler. Uluslararas› tekellerin, özellikle de alüminyum vb. metal üretimlerinin yap›ld›¤› ve asl›nda çok zengin bir ülke olan Brezilya’da halk oldukça yoksul ve bu da s›n›f çeliflkilerinin giderek keskinleflmesini beraberinde getiriyor.
Y›l›n ilk eylemi hapishane önünde Stuttgart’ta yeni y›l›n ilk eylemi Stammheim Hapishanesi önünde yap›ld›. Çeflitli Türkiyeli ve Alman gruplar›n oluflturdu¤u 129 a/b Yasalar›na Karfl› Dayan›flma Komitesi’nin yapt›¤› ça¤r› ile y›lbafl› akflam› saat 20.00 civar›nda hapishane önünde yaklafl›k 60 kifli topland›. Burada komite ad›na k›sa bir konuflma yap›ld›ktan sonra kitle hapishane çevresinde yürüyüfle
geniflletilmekte, askeri sald›rganl›k politikalar› düne oranla daha boyutlu hayata geçirilmeye çal›fl›lmaktad›r. ‹flçi ve emekçi y›¤›nlar› ve de ezilen mazlum halklar› “›slah etmeye”, gerçekte ise her türden özgürlük mücadelelerini ezmeye dönük sald›r›lar›n en fliddetlisi flu s›ralar yine bir kez daha Ortado¤u’da yaflanmaktad›r. Ortado¤u’nun kanayan yaras› Filistin, Siyonistlerin bombalar›yla yak›l›p-y›k›lmaktad›r. Siyonistlerin Filistin halk›na dönük bugüne kadar gerçeklefltirdi¤i en a¤›r sald›r›lardan biri olan bu sald›r›larda, binlerce Filistinli a¤›r yaralan›rken, ço¤unlu¤unu çocuklar› oluflturdu¤u yüzlerce Filistinli de katledilmifltir. 2008 y›l›nda 60. kurulufl y›l›n› “kutlayan” ‹srail, Filistin halk›n›n tarifsiz ac›larla dolu tarihine yeni karanl›k sayfalar ekliyor. Siyonist devletin kuruluflu, bir milyondan fazla Filistinlinin zorla yerlerinden sürgün edilmesini de beraberinde getirmiflti. Özellikle de Bat› fieria’da yaflayan Filistinliler, tüm y›llar boyunca, Siyonist
G. Kore
geçti. Yürüyüfl boyunca Almanca ve Türkçe sloganlar at›ld›. ‹çerdeki tutsaklar›n kitleyi duya-
yerleflimcilere yer açabilmek için sürekli yerlerinden sürüldüler. ‹srail kesiminde yaflamak zorunda kalan Filistinliler ise hep ikinci s›n›f insan muamelesi gördüler. Ama dünya halklar› Filistin halk›n› en çok da Siyonistlerin dur durak bilmeyen askeri sald›r›lar› ve bu sald›r›larda yaflanan katliamlarla tan›d›. Ve bir de Siyonist vahflete karfl› yükselttikleri intifadayla! Siyonist ‹srail kuruluflundan bu yana emperyalistlerin, hele de ABD emperyalizminin Ortado¤u’daki jandarmas› oldu. ABD’nin “da¤›tt›¤›” yard›mlardan en büyük pay› da yine ‹srail almay› sürdürdü. Emperyalistler ‹srail’i tüm y›llar boyunca teknolojinin en geliflmifl silahlar›yla donatarak, Siyonist ç›karlar ad› alt›nda, özde emperyalist ç›karlar› korumak üzere baflta Filistin halk› olmak üzere, bölge halklar›n›n üzerine sald›lar. Siyonistlerin bu son vahfli sald›r›lar› da yine ayn› ç›karlar çerçevesinde gerçekleflmektedir. Mali /siyasal kriz içinde debelenen dünya güçleri,
bilece¤i bir bölgede yo¤un olarak slogan, havai fiflek ve maytap at›ld›. Eylem tutsaklar taraf›ndan alk›fl ve demir parmakl›klara vurularak yan›tland›. Eylemin sonlar›na do¤ru izinsiz oldu¤u iddia edilerek polisin müdahalesiyle karfl› karfl›ya kal›nd›. Polisle kitle aras›nda k›sa süreli bir gerginlik yafland›. Gerginli¤in ard›ndan eylem bitirildi. (Stuttgart ‹K okurlar›)
kendi tezgahlar› olan katliam sald›r›lar›yla birlikte tüm dünyan›n dikkatini, krizden Ortado¤u’ya, çevirmeyi baflarm›fl görünmekteler. Filistin halk› bir kez daha “bar›fl getirme” ad›na katledilirken, katliamlardan ç›kar› olan çok say›da ülke, ABD ve ‹srail’in ortak sald›r›lar› olarak görülmesi gereken sald›r›lar› hakl› ç›karmaya dönük aç›klamalar›n› sürdürüyorlar. Arap dünyas› ise bu süreçte de Filistin halk›na ihanet etmeye devam ediyor. Bu son sald›r›larda en kilit rolü ABD güdümlü M›s›r gerici rejiminin oynad›¤›na ise hiç kuflku yoktur. Refah-M›s›r s›n›r›n› kapatarak, ‹srail’in uzunca zamand›r Gazze’ye dönük uygulad›¤› çok yönlü ambargoya dolays›z destek veren M›s›r, bombard›manlar bafllad›¤›nda M›s›r s›n›r›n› geçmeye çal›flan Filistinlilerin üzerine a¤›r makineli silahlarla atefl açmakta da tereddüt etmedi. Siyonist sald›r›lara az bir zaman kala, bundan haberi olan M›s›r rejiminin, Gazze’deki Hamas yönetimini bilinçli olarak ya-
Senegal’in maden bak›m›ndan zengin olan do¤u bölgesi Kedugu’da bulunan maden ocaklar›nda çal›flmak isteyen iflsiz gençler, eylem yapt›. Eylem s›ras›nda maden iflletmelerine ait idari binalara yönelen gençler, çok say›da binada hasar oluflturdu, patronlara ait on civar›nda arabay› da yakt›. Polisin gaz bombalar›yla sald›rd›¤› eylemde bir genç yaflam›n› yitirdi. Çok say›da gösterici de gözalt›na al›nd›.
Ukrayna Ukrayna’n›n baflkenti Kiev’de eylem yapan binlerce sendikac› ve iflçi, iflten ç›karmalar›, ücret kesintilerini ve devlete ba¤l› sosyal hizmetlerde k›s›tlamaya gidilmesini protesto etti. Uluslararas› Para Fonu (IMF), krizden oldukça etkilenen Ukrayna’dan, devletin yapt›¤› sosyal harcamalarda k›s›tlamaya gitmesini talep ediyor.
Çin Hongkong yak›nlar›ndaki Dongguang bölgesinde faaliyet sürdüren bir bavul fabrikas›nda çal›fl›rken iflten at›lan yaklafl›k 300 iflçi, iflten ç›kar›lmalar›n› protesto etti ve içerde kalan alacaklar›n› istedi. ‹flçiler gece boyunca fabrika önünden ayr›lmad›lar. ‹flçilerin eylemi, polisin ertesi sabah gerçeklefltirdi¤i sald›r› sonucunda, zorla sona ererken, polis sald›r›s›nda 12 iflçi yaraland›.
n›ltt›¤›na dair de güçlü emareler var. ‹srail sözcüleri sald›r›lar›n, emperyalistlere ve Siyonistlere teslim olmufl, yani “›slah edilmifl” bir Filistin halk›n› hedefleyen, “Bar›fl sürecinin” devam› olarak gündeme geldi¤ini aç›klamaktan çekinmiyorlar. Ancak Filistin halk›na dönük bu son katliam sald›r›lar›, hem Ortado¤u’da hem de tüm dünyada, ezilen halklar taraf›ndan, çok say›da kitlesel protesto eylemiyle karfl›lanmaya devam ediyor. Bu protestolar ise sadece Siyonistleri ve onlar›n sald›r›lar›n› hedeflemiyor. Gerek Ortado¤u’da gerekse dünyan›n di¤er ülkelerinde Filistin için aya¤a kalkanlar, iflçi s›n›f› ve emekçi kesimlerden baflkalar› de¤il. Ezilenler, dillerinde artan s›n›f çeliflkilerinin ve de bu çeliflkilerin yaratt›¤› bilinç s›çramas›n›n ifadesi olan, emperyalist-kapitalist sistemi hedefleyen sloganlarla, sadece Filistinli kardefllerinin de¤il, kendi kurtulufllar› için de sokaklara dökülüyor. ‹flçi s›n›f› ve ezilen halklar “›slah olmayaca¤›z” diye hayk›r›yor!
Tarihten sayfalar
‹flçi-köylü 14
9-22 Ocak 2009
“Bizim soka¤›m›za da bayram gelecek!” II. Emperyalist Paylafl›m› Savafl› ile Avrupa’n›n pek çok ülkesini iflgal ederek büyük katliamlar gerçeklefltiren Alman burjuvazisinin hedefinde dünyan›n ilk sosyalist devleti Sovyetler Birli¤i vard›. Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Polonya, Danimarka, Norveç, Fransa, Çekoslovakya, S›rbistan ve Yunanistan Alman emperyalistleri taraf›ndan iflgal edilmiflti. Emperyalistler birbirleri ile savafl›rken öte yandan dünya halklar›n›n büyük umudu Sovyetler Birli¤i’ne karfl› ittifak kurmufl, gizli anlaflmalar yapm›flt›. Daha fazla kâr u¤runa dünyay› kana ve gözyafl›na bo¤an emperyalistler, bar›fl ve özgürlü¤ün simgesi Sovyetler Birli¤i’ni de yeryüzünden silmek istiyordu. Emperyalistlerin Sovyetler’e düflmanl›¤›, dünya halklar›na olan düflmanl›¤›n›n da aynas›yd›. Onlar Sovyetler nezdinde sosyalizmin dünya halklar› üzerindeki prestijini yok etmek, böylelikle iktidarlar›n› garanti alt›na almak istiyordu. Alman burjuvazisi, milyonlarca Yahudi, Çingene, Rus, Alman, Ukraynal›, Macar ve Polonyal› emekçiyi katlederek, kitlesel k›y›mlar yaparak yol al›yordu. Büyük askeri gücü ve di¤er emperyalistlerin deste¤i ile Moskova önlerine kadar ilerleyen Almanlar, Stalingrad’› aflmak zorundayd›. Alman Mareflali Friedrich von Paulus, 13 Eylül 1942 tarihinde Stalingrad’› kuflatt›¤›nda savafl›n ak›fl›n› de¤ifltirecek bir dönüm noktas›na da gelinmiflti. Alman komutanlar›ndan Franz Halder zaferden o kadar emindi ki, 3 Haziran 1941’de yapt›¤› bir konuflmada savafl›n sadece 2 hafta sürece¤ini ve Sovyetler’in kesin yenilgisiyle sonuçlanaca¤›n› duyuruyordu. Nitekim Leningrad’› saran Hitler ordular› Moskova’n›n 30 km yak›nlar›na kadar geldi. Faflist Hitler ordular›n›n Sovyetler’i yenilgiye u¤ratmas› için mutlaka Stalingrad’› ele geçirmesi gerekiyordu. Ancak bu hiç de kolay ol-
mayacakt›. Hitler ordular›, 1928’de iç savafl y›llar›nda Stalin’in bu bölgedeki baflar›lar›na atfen ismi Çaritsin iken Stalingrad olarak de¤ifltirilen bu flehirde dünya halklar›n›n en flanl› direnifllerinden biri ile karfl› karfl›ya kald›. Çeflitli milliyetlerden Sovyet halk›, sosyalizmi koru-
leri de¤ildi. fiehri savunan genç-yafll›, kad›n-çocuk bir halk vard›. “Bir ad›m bile geri ad›m atmak yok” fliar› ile sokak sokak, barikat barikat çat›flan Sovyet halk› Alman savafl makinesinin difllilerini Stalingrad’da yerle bir etti. Gerilla savafl› ile her an, her yerden düflman›n karfl›s›na ç›kan ve 6 ay boyunca direnen K›z›l Ordu, halk›n deste¤i ile Alman faflizmine kök söktürdü. 7 Kas›m günü tüm radyolardan Stalin’in sesi duyuldu; “Bizim sokaklar›m›za da bayram gelecek!” Halk›n direnifli, K›z›l Ordu’nun büyük kahramanl›¤› ve Stalin’in askeri dehas› ile Alman faflizminin ilerleyifli Stalingrad’da durduruldu. Bu faflist Almanya için sonun bafllang›c› oldu. K›z›l Ordu, özellikle fliddetli k›fltan zay›flam›fl Alman savunma hatt›n› yararak, çeyrek milyonluk 6. Alman Ordusu’nun etraf›n› kuflatt›. Çember içinde yiyecek ve erzaks›z kalan Alman askerleri, ölmüfl atlar›n› yemeye bafllad›. Yenilmez ilan edilen faflist Alman ordular›n›n moralleri ve savafl azmi k›r›ld›. 3 fiubat 1943’te Meraflal Paulus 24 generali ile birlikte K›z›l Ordu’ya teslim oldu. Stalingrad’da Alman ordular›n›n ald›¤› büyük yenilgi askeri bir baflar› oldu¤u kadar ayn› zamanda çok önemli siyasal bir zafer, sosyalizmin zaferiydi. Stalingrad faflizmin yenilebilece¤ini ve halklar›n gücünü tüm dünyaya gösterdi. Bu zaferin açt›¤› yoldan ilerleyen K›z›l Ordu, Do¤u Avrupa’n›n birçok ülkesini Alman emperyalistlerinin iflgalinden kurtard›. Emperyalistlerin sosyalist ideolojiye karfl› giriflti¤i bu sald›r›, büyük bir bozguna u¤rad› ve sosyalizmin dünya ölçe¤inde sayg›nl›¤› ve prestiji artt›. Bunun sonucunda birçok ülkede k›p›rdanmalar, önemli toplumsal hareketlere dönüfltü. Bu zafer tüm dünyada emperyalizme, faflizme ve her türden gericili¤e karfl› halklar›n aya¤a kalkt›¤› bir süreci bafllatt›.
mak için s›ms›k› kenetlenerek dünya halklar›na bir direnifl destan› arma¤an etti. 330.000 kiflilik bir ordu ile Stalingrad’a sald›ran Alman emperyalizmi tonlarca bomba, binlerce tank ile flehri yerle bir etti. Ancak y›k›lan, yak›lan her apartmandan, binadan insanlar ç›k›yor ve son nefeslerine kadar çat›flarak düflman›n ilerleyiflini durdurmaya çal›fl›yordu. Stalingrad’da savaflan sadece K›z›l Ordu asker* 22 Ocak 1905’te (eski Rus takvimine göre 9 Ocak) 140 bin iflçi, Çar II. Nikolay’a iflgününün 8 saate düflürülmesi ve fazla mesainin kald›r›lmas› taleplerini iletmek amac›yla K›fll›k Saray’a do¤ru yürüyüfle geçti. Çar iflçilerin üzerine atefl aç›lmas› emrini verdi ve binden fazla iflçi öldü, iki binden fazla iflçi de
Tarihten k›sa k›sa...
yaraland›. Bu katliam› protesto etmek amac›yla Ocak 1905’te 440 bin iflçi greve ç›kt›. Bu sald›r› 1905 Devrimi’nin de ateflleyicisi oldu. * Singer Fabrikas›, sat›fl ma¤azalar› ve Anadolu flubelerinde çal›flan T. Maden-‹fl üyesi iflçiler sendikal çal›flmalar› nedeniyle ifl-
Marafl katliam›na TRT yorumu! 19 Aral›k 1978 y›l›nda Marafl’ta gerçeklefltirilen katliamda resmi rakamlara göre 111 insan vahflice öldürüldü, binlerce insan yaraland›. Bir o kadar› da flehri terk etmek zorunda kald›. Sivil faflistlerin, jandarman›n ve polisin gözü önünde gerçeklefltirilen bu k›y›mda evler yak›ld›, bas›ld›, kitlenin üzerine atefl aç›ld›. MHP Milletvekili Ökkefl Kenger katliam yafland›¤› s›rada yapt›¤› aç›klamalarla Alevilerin, devrimci ve demokratlar›n yaflad›¤› mahalleri hedef göstermiflti. Vali Vekili Abdulkadir Aksu ile birlikte ad› katliamla en fazla an›lan Ökkefl Kenger (fiendiller) geçti¤imiz günlerde yeniden gündeme geldi. TRT 1’de 24 Aral›k 2008 tarihinde yay›mlanan “fiahlar›n Labirenti” isimli programda Marafl’› “anlatan” BBP’li fiendil-
Savafl›n önderi Stalin, bu zafer ile dünya halklar›n›n yüre¤ine kaz›nd› ve emperyalizme ve faflizme karfl› direniflin dünya üzerinde sembolleflen ismi oldu. Emperyalistler Stalingrad’da ald›¤› yenilginin mimar› Stalin’i karalamak için birçok yalan uydurdu. Çünkü Stalin’i karalamak sosyalizmi küçük düflürmekti. Dünya halklar›n›n eflit ve özgür bir dünya mücadelesini baltalamakt›. Bunun için türlü yollara baflvuran emperyalistlere ra¤men Stalin dünya halklar›n›n bilincinde, yüre¤inde yaflamaya devam ediyor. Ölümünden sonra daha ten ç›kar›lan arkadafllar› ile dayan›flma amac›yla 31 Temmuz 1967’de direnifle geçti. Fabrikaya girmek isteyen Amerikal› patrona kimlik soran bir iflçinin yüzünde sigara söndürüldü, iflçiler dövüldü. 19 Eylül’de grevin yasalara uygun olmad›¤› aç›kland›, ancak iflçiler direniflini sürdürdü.
ler halk düflmanl›¤›n› bir kez daha tescil etti. “Dink ve arkadafllar›n›n örgütleri bu iflleri yapt›. Zaten ölenlerin aras›nda 6-7 tane sünnetsiz cesedi vard›” sözleri ile Marafl katliam›n› TKP/MLT‹KKO’nun üstüne y›kmaya çal›flan az›l› faflist fiendiller’i ekrana ç›kararak Marafl’› anlatt›ran TRT flahs›nda egemenlerin tarihe bak›fl aç›s›n› gördük. Katliam› devlet ad›na planlayan ve uygulayan az›l› bir faflistin a¤z›ndan kitlelere aktaran TRT, devleti aklamaya çal›flt›. Devletin gerçeklefltirdi¤i di¤er tüm katliamlarda oldu¤u gibi Marafl’ta da tarihin çarp›t›lmas›, gerçeklerin tahrif edilmesi gerekiyordu. Devletin resmi yay›n organ› TRT’den Marafl’›n devlet taraf›ndan organize edildi¤i gerçe¤ini söylemesi beklenemezdi zaten. TRT, Marafl gibi faili genifl kitleler taraf›ndan bilinen bir katliam›n sorumlulu¤unu devrimcilerin üzerine y›kmaya çal›fl›yor. Buna flafl›rmad›k çünkü s›n›fsal gerçekli¤i buna zemin sunuyor. TRT tarihe emekçilerin, iflçi s›n›f›n›n, halk kesimlerinin de¤il bir avuç asala¤›n ç›karlar› penceresinden bak›yor. TRT’nin tarih yorumunun bunun bir sonucu olarak imha, inkar ve çarp›tma üzerinden flekillenmesi kaç›n›lmazd›r.
da fliddetlenen tüm karalamalara inat Stalin, bugün bile Rusya halklar›n›n en sevdi¤i önderler s›ralamas›nda bafl yerlerde. Son günlerde Rus burjuvazisinin yapt›rd›¤› ve bas›na yans›t›lan anketlerde bile Stalin en sevilen liderler aras›nda üçüncü s›rada. Rus halk›n›n Stalin sevgisini gizleyemeyen burjuvazinin ankete hile kar›flt›rarak çarp›tt›¤› da düflünüldü¤üne gerçeklik daha iyi anlafl›lacakt›r. Emperyalistlerin Stalin korkusu sosyalizmden, dünya halklar›ndan duyduklar› korkudur. Stalingrad korkmakta hakl› olduklar›n› gösterdi! Fabrikada çal›flan befl yüz yirmi sendikal› iflçi iflten ç›karmalar› protesto etmek ve haftal›k çal›flma süresinin 48 saate indirilmesi için 11 Ocak’ta iflyerini iflgal etti. Fabrikaya girmek isteyen polislerle befl saat çat›flt›. Çat›flma sonras›nda iflçiler fabrikay› marfllar söyleyerek terk etti.
Kültür-Sanat har Film tan›t›m›: Sonba
“… Bofluna de¤ildi, yine olsa, yine yapar›z” göreceli do¤ruluk ve alg›da seçicilikten do¤an birçok elefltiriyi de tafl›mak zorunda kal›yor. Bu durum filmi yapan kadar elefltiren için de büyük bir sorumluluk anlam›na geliyor. KÜLTÜR-SANAT faaliyetlerinin, toplumsal ayd›nlanma ve toplumsal bilincin a盤a ç›kar›lmas› için bir araç olarak kullan›lmas›, hiç flüphe yok ki ilericidir ve sahiplenilmesi gerekir. 19 ARALIK 2000 Hayata Dönüfl katliam›n› konu alan Sonbahar, asl›nda katliam› de¤il sonras›n› anlatan bir film. Sonbahar’›n yazar› ve yönetmeni olan Özcan Alper’in kendi de¤imiyle “19 Aral›k’› bir bölümüyle” anlatmas› elefltirilerin dozaj›n› daha aza indirgiyor.
“HAP‹SHANELER‹N fabrikalara, okullara, k›fllalara, hastanelere ve bütün bunlar›n da hapishanelere benzemesi flafl›rt›c› de¤il mi?” (Michel Foucault) 19 ARALIK 2008 tarihinde vizyona giren, Özcan Alper’in Sonbahar filmi, birçok ödül almas›n›n yan›s›ra seçti¤i konu bak›m›ndan da, son y›llar›n en çok konuflulan politik filmlerinden birisi oldu. Bugüne kadar ald›¤› elefltiriler ve seyirci yorumlar›yla da be¤eni kitlesini geniflletmeyi sürdüren Sonbahar, belli elefltirilerimizin olmas›n›n yan›nda izlenilmesi gereken politik bir film. TAR‹HSEL politik bir film yapman›n zorlu¤u, flüphesiz izlendikten sonra gelecek tepkilerle ortaya ç›k›yor. Objektifli¤in yan›s›ra,
F‹LM‹N, 19 Aral›k katliam›n›n görüntüleriyle bafllamas›, tutsaklar›n sloganlar› eflli¤inde bir asker taraf›ndan okunan bildirinin, “Her fleye ra¤men yaflamak güzel fleydir” sözleriyle girifl yap›lm›fl olmas› ilk sahnede çarp›c› bir etki yarat›yor. Filmin baflrol oyuncusu Yusuf, 19 Aral›k katliam›ndan sonra, ci¤erlerinin iflas etmesi nedeniyle kald›¤› F tipi hapishaneden tahliye edilir ve memleketine döner. Filmin genelinde hakim olan “detaylar” fleklinde verilen mücadele mesaj›, tahliye olmadan önceki son doktor muayenesine ç›plak ayakla ç›kmas› Yusuf’un mücadele etmekten “vazgeçmeyen” yönüne yap›lan ilk vurgu. Gökhan Birben’in “Hey gidi Karadeniz” türküsünün fon müzi¤i eflli¤inde, Artvin Hopa yolunu tutan Yusuf, kimi yorumlara göre melankolik, kimilerine göre de hakl› bir yorgunluk içindedir. BÜTÜN film boyunca belgesel tad›ndaki manzaralar› seyretmek mümkün. Köye kadar görece ak›c› ilerleyen film köyün içinde, hatta Yusuf’un evinin içinde s›k›fl›-
yor. 10 y›ll›k bir hapislik sürecinin ard›ndan köyüne dönen Yusuf, bir süre kendi içinde an›lar›yla ve gelen geçmifl olsun ziyaretleriyle ilgilenir. Bu arada, annesiyle aralar›ndan Hemflince konuflmalar›n›n, az›nl›klara yap›lan güzel bir vurgu oldu¤unu ifade edelim.
EfiYALARINI kar›flt›r›rken buldu¤u tulumu filmin yar›s› boyunca tamir eden Yusuf, filmin finalinde annesinin iste¤i üzerine tulumu çalmaya bafll›yor. Tek bafl›na ödü-
GECELER‹ öksürerek ve 19 Aral›k görüntüleri eflli¤inde, kabuslarla uyanan Yusuf’a, eski eflyalar›n› kurcalarken de, çeflitli eylemliklerden polis ve kitle aras›ndaki çat›flma görüntüleri efllik eder.
DOKSANLI y›llarda, yükselen devrimci ve yurtsever gençlik mücadelesini anlatan ve yönetmenli¤ini Kaz›m Öz’ün yapt›¤› Bahoz (F›rt›na) filmi 14 Kas›m’da Türkiye’nin birçok sinemas›nda vizyona girdi. “F›rt›na 14 Ka-
ESK‹ arkadafl› Mikail ile birlikte gece e¤lenmek için d›flar›ya ç›kan Yusuf, daha önceden, tesadüfen bir kitapç›da görmüfl oldu¤u Elka adl›, Gürcü as›ll› bir hayat kad›n›yla tan›fl›r. Bundan sonras›, hayata dair umutlar ve “Hayata Dönüfl”ün F tipinden ç›kan bir tutsak üzerindeki etkileri ekseninde flekillenir. YUSUF’UN hayatla olan tek iletiflimi komflunun matematik dersleri kötü olan o¤lu. Komflunun o¤luna ders vermenin d›fl›nda arkadafl› Mikail ile indikleri kasabada, daha önce tesadüfen bir kitapç›da karfl›laflt›¤›, Gürcü bir hayat kad›n›yla olan yak›nlaflmas› var. “Devrimci kiflili¤inden dolay›” kad›nla birlikte olmayan (flimdilik!) daha çok iletiflim kurman›n derdinde olan Yusuf, Elka’n›n hikayesini de dinleyerek, “Rus romanlar›ndan ç›km›fl” ruh haliyle marjinal durufluna devam eder. Aralar›nda geçen diyaloglarda Elka, “sen sosyalizm istedin, en güzel y›llar›n› içerde mi geçirdin?” diye soruyor; kahraman›m›z›n buna cevab› ise düflünceli bir bak›fl oluyor. SONUÇ olarak filmin yazar› ve yönetmeninin Özcan Alper’in de dedi¤i gibi, “umudu gerçek hayatta aramak gerek.” Sonbahar’a iliflkin söylenebilecek özetleyi-
ci bir sözdür bu.
le lay›k bir sahne, final sahnesi. Finale do¤ru çal›yor Yusuf, içinizi titretecek Hemflince bir a¤›t bafll›yor ve en az bafllang›c› kadar etkileyici bir sonla da bitiyor “Sonbahar.” (Bir ‹K okuru)
veya örgüt ad›na yap›yorsun?” fleklinde sorular yöneltildi¤ini belirten Ekinci, her gün onlarca afiflin as›ld›¤›n› ancak hiçbir ö¤renci hakk›nda sorufltur-
a m r u t fl u or s a n › t r › f BAHOZ’a
s›m’da sinemalarda” yaz›l› afifl ise Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’nde as›l›nca soruflturma nedeni oldu. Fen Fakültesi ‹statistik Bölümü ö¤rencisi Baran Ekinci 11 Aral›k 2008 tarihinde Beytepe Kampüsü’nün camlar›na, yön tabelalar›na ve ATM camlar›na filmin afifllerini ast›. Okul yönetimi Ekinci hakk›nda “izinsiz afifl asmak ve pulla yap›flt›rmak” gerekçesiyle soruflturma açt›. SORUfiTURMANIN Koruma ve Güvenlik Müdürlü¤ü taraf›ndan haz›rlanan tutanaklara dayand›r›larak yap›lmas›na tepki gösteren Ekinci, soruflturma kapsam›nda ifadesinin al›nd›¤›n›, sorulan sorular›n suçlamaya yönelik oldu¤unu ve konuyu çarp›tt›¤›n› söyledi. “Afifli hangi kurum
ma aç›lmad›¤›n› söyleyerek “Bütün bunlar göz önüne al›nd›¤›nda, bunun hukuki bir uygulama olmad›¤›n›, siyasi bir karar oldu¤unu düflünüyorum” dedi.
KAMPÜSÜN güvenlik amirinin sürekli ö¤rencilerin foto¤raf›n› çekti¤ini de ekleyen Ekinci “Amirin elinde bir foto¤raf makinesi var, her an›m›z› çekiyor. Bunu nereye servis etti¤ini bilmiyoruz. Sanki üniversite yönetimi ad›na çal›flm›yor. Kampüste yap›lan bütün etkinlik ve afiflleri asan ö¤rencilerin foto¤raflar›n› çekip delil olarak, üniversite yönetimine sunuyor. Yönetim de bu flahs›n söylemleri ile soruflturmalar aç›yor” diyerek üniversitelerde polis idare iflbirli¤ine de dikkat çekti. (H. Merkezi)
2006 y›l›nda operasyonda tutuklananlar bile serbest b›rak›lm›flken, onlar ne yaman olduklar›n› gösterme çabas›na girmifllerdir. Bizler bir dönem ‹flçi köylü gazelatma, kitlelerden koparma sald›r›s›na tesinin ‹stanbul ve çeflitli bürolar›nda paralel oldu¤unu düflünüyoruz. çal›flt›k. Tutuklanmam›za neden de Okurlar›m›z›n gazetemizi daha fazla Fransa’da toplanan gazete, kitap vb. sahiplendi¤i kampanya faaliyeti esnayay›n paralar›n›n ad›m›za yat›r›lm›fl s›nda yaflanan bu tutuklama terörü ‹flolmas›d›r. ‹stanbul Emniyeti’nin Teçi köylü gazetesine yönelik hukuki rörle Mücadele fiubesi’nde tutulduyapt›r›mlar›n yan› s›ra ekonomik ab¤umuz 4 gün boyunca sürekli bu palukan›n da yarat›lmaya çal›fl›ld›¤›n› ralar “örgüte finansman” olarak gösgöstermektedir. terilmeye çal›12 Kas›m sabah› fl›ld›. Gücünü 06.30’da Tekirda¤, , egemenleGelecek y›l halktan alan bir Mersin ve ‹stanat, dünkrizine tez yay›n olan ‹flçi in r bul’da kaleflnikofisyan ›n ›n r la köylü gazetelk ya ha larla, otomatik si›, ¤ t› k a y sinde çal›flmak, lahlarla, onlarca kiatefllerini da¤›t›m›n› yaprküsünün flilik sivil ve resmi umudun tü mak hatta okupolislerle yap›lan te yüksek hep birlik mak bile “suç” bask›nlar›n amac›i¤i bir d n le y ö s olarak yans›t›lsesle n›n ortam› terörize … maya çal›fl›ld›. n u y›l ols etmek oldu¤u apaBizler ise gerek ç›kt›r. Öyle ki sadepoliste gerek ce bizlerin evleri de¤il, ayn› sabah gigerekse savc›l›kta bu çaban›n alt›n› çidip geldi¤imiz arkadafllar›n da evleri zerek gazetemizin meflrulu¤unun albas›lm›fl, yaflad›¤›m›z yerlerde hepit›n› çizdik. mizin “az›l› birer terörist” oldu¤u Son dönem yayg›nlaflt›¤› üzere bikan›s› uyand›r›lmaya çal›fl›lm›flt›r. zim de dosyam›zda gizlilik karar› Türk polisinin “baflar›s›” sadece yevar. Yani henüz tam olarak neyle suçrel ile de s›n›rl› kalmam›fl, Fransa’da land›¤›m›z› bile bilmiyoruz. Gizlilik ka-
aç›klama n a d r la n a iz t r Pa Tutsak Kad›n Merhaba, Bizler Bak›rköy Kad›n Kapal› Hapishanesi’nden Tutsak Kad›n Partizanlar olarak kamuyouna yaflad›¤›m›z hukuksuzlu¤u anlatmak istiyoruz. Biliyoruz ki, bu anlatacaklar›m›z sizleri ve demokratik kamuoyunu flafl›rtmayacak! Polisin sokak ortas›nda rahatl›kla insan öldürdü¤ü, hiçbir iflkencecinin hesap vermedi¤i, tüm demokratik tepkilerin sald›r›larla karfl›land›¤› bir ülkede nedir ki dört kiflinin hukuksuzca, keyfi gerekçelerle tutuklanmas›? Ekonomik kriz her geçen gün iflçi ve emekçileri daha fazla vurup, emekçi halk›n yaflad›¤› iflsizlik ve geçim s›k›nt›s› her geçen gün biraz daha artarken, flafl›rt›c› m›d›r tüm muhalif, sosyalist, devrimci ve ilerici kesimin sald›r›lara ve bask›lara maruz kalmas›? Kuflkusuz ki de¤ildir? Ancak bizler yaflanan hukuksuzlu¤un ve tutuklama terörünün sadece dördümüze yönelik de¤il, son dönem ‹flçi köylü gazetesi üzerinde estirilen kapatma, top-
Gençlik/Okur
‹flçi-köylü 15
9-22 Ocak 2009
Marmara Üniversitesi’nde faflist sald›r›lar Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü’nde 19 Aral›k’ta ilerici ve devrimci ö¤rencilere dönük gerçeklefltirilen faflist sald›r›y› protesto etmek isteyen, devrimci ve demokrat ö¤renciler, bir kez daha faflistlerin sald›r›s›na u¤rad›. Ülkücü faflistlerin gerçeklefltirdi¤i son sald›r›da 6 ö¤renci yaraland›. 25 Aral›k günü gerçeklefltirilen protesto eylemi için kantinde biraraya gelen ö¤rencilere, burada u¤rad›klar› faflist sald›r›n›n ard›ndan, bir de Çevik Kuvvet polisleri sald›rarak, ö¤rencileri gözalt›na almaya çal›flt›. Polis, ö¤rencilerin karfl› koymas›yla geri çekilmek zorunda kal›rken, okulun girifl kap›s›nda toplanarak, arkadafllar›na destek vermek üzere içeri girmeye çal›flan di¤er ö¤renciler ise, kap›y› kapatarak içeri girmelerine izin vermeyen, okulun özel güvenli¤i taraf›ndan engellendiler. Özel güvenlik, ö¤rencilerin karfl› koymas›yla birlikte yaflanan arbedenin ard›ndan, kap›lar› açmak zorunda kald›. Polisin ve ülkücü faflistlerin sald›r›lar›, d›flar›daki ö¤rencilerinde gelmesiyle birlikte say›lar› artan ö¤rencilerin, Rektörlük önünde gerçeklefltirdikleri oturma eylemiyle protesto edildi. Ö¤rencilerin görüflme talebini ilk baflta reddeden Rektör, iki saat süren eylem üzerine geri ad›m atarak, ö¤rencilerle görüflmeyi kabul etti ve faflist sald›r›n›n utanç verici oldu¤u ve cezas›z kalmayaca¤› aç›klamas› yapmak zorunda kald›. Ö¤renciler, rektörle yap›lan görüflmenin ard›ndan, bir bas›n aç›klamas› yaparak, eylemlerine son verdiler. Marmara Üniversitesi ö¤rencilerine dönük gerçeklefltirilen faflist sald›r›lara birçok kesimden tepkiler ya¤arken, KESK ‹stanbul fiubeler Platformu da 2 Ocak günü Üniversite önünde bir aç›klama yaparak, ö¤rencilere dönük faflist sald›r›lar› protesto etti. (Kartal)
Tarih: 8 fiubat 2009Pazar Saat: 19.00 Yer: Simge 1 Dü¤ün Salonu Adres: Fatih Sultan Cd. Erdemir ‹fl Merkezi No: 98 Rammar Market Üstü fiark Kahvesi Yol A¤z› Dura¤› Okmeydan›/‹stanbul
vete ve yolsuzlu¤a bulaflanlar da bu sistemin sahipleri ve ondan nemalananlard›r! ‹flçi köylü gazetesi gücünü ve kaynaklar›n› iflçilerden köylülerden, emekçilerden al›r. ‹flçi köylü gazetesi bayilerde bulanamad›¤›nda bu sesi kitlelere ulaflt›ran da yine ayn› insanlard›r. Bu sistem iflçinin, köylünün, ö¤rencinin, farkl› uluslar›n, farkl› inançlar›n sahibi olanlar›n sistemi de¤ildir, onlar›n yarar›na de¤ildir. Bu yüzden onlar›n sesi olmak isteyen devrimci ve sosyalist bas›na karfl› her türlü sald›r›y› kendinde bir “hak” olarak görmektedir. Onlar›n bu “hak”k› varsa, ezilen emekçi y›¤›nlar›n da her türlü sald›r›ya karfl› ‹flçi-köylü’yü daha fazla sahiplenme, dayan›flmay› yükseltme, sesine ses katma gibi bir haklar› vard›r! Gelecek y›l, egemenlerin krizine tezat, dünya halklar›n›n isyan atefllerini yakt›¤›, umudun türküsünün hep birlikte yüksek sesle söylendi¤i bir y›l olsun… Hepinizi sevgiyle kucakl›yor, gelecek güzel günlerde buluflabilmek dile¤iyle devrimci coflkumuzla selaml›yoruz. Bak›rköy Kad›n Kapal› Hapishanesi’nden Tutsak Kad›n Partizanlar
Hakk›m›z için grevdeyiz
İstanbul Üniversitesi öğrencileri açlık grevinde! “Daha kaliteli sa¤l›k hizmeti alacaks›n›z” vaatleri ile yürürlü¤e geçirilen SSGSS yasas›n›n hangi kesimleri etkiledi¤i flimdiden ortaya ç›kmaya bafllad›. Emeklilik yafl›n›n 65’e yükseltilip, prim ödeme gününün dokuz bine ç›kart›lmas› yine faturan›n emekçilere kesilmek istendi¤ini göstermektedir. Kriz bahanesi ile birlikte artan iflten atmalar hemen hemen her bölgede gerçekleflmektedir. SSGSS yasas›n›n ç›kmas› ile birlikte sa¤l›k alan›nda yaflanan k›y›mlar kriz ile daha da artt›. ‹stanbul Üniversitesi’nde SSGSS yasas› kapsam›nda bini ‹stanbul Üniversitesi olmak üzere 20 bin asistan ö¤renci maafllar› verilmeden iflten ç›kart›ld›. ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ö¤rencileri 25 Aral›k günü iflten ç›kart›lan arkadafllar›na destek amaçl› Beyaz›t Kampüsü’nde bir bas›n aç›klamas› düzenledi. Eylemde aç›klama yapan ‹.Ü. Tiyatro Elefltirmenli¤i ve Dramatoloji bölümü ö¤rencilerinden Birtekin ‹nce yapt›¤› aç›klamada SSGSS yasas›n›n maddeleri gerekçe gösterilerek ö¤rencilerin iflten at›ld›-
Van YDG Partizan fiehit ve Tutsak Ailelerinin düzenledi¤i “S›n›rl› bir yaflam› s›n›rs›z bir davaya adayanlara...” etkinli¤inde buluflal›m!
rar› nedeniyle ilk mahkemesine 2 y›l sonra ç›kanlar›n oldu¤u bir ülkede biz de keyfi gerekçelerle tutuklanm›fl, ne zaman mahkemeye ç›kaca¤›m›z›, neyle suçland›¤›m›z› bile tam olarak bilmeden hapisteyiz. Sonras›nda yak›nlar›m›zdan biz gözalt›ndayken polisin servis etti¤i haberin burjuva–feodal medyada nas›l yans›t›ld›¤›n› ö¤rendik. “Fidyeci örgütten” tutun da “terör örgütüne finansman” söyleminden “Fransa’ya iade edilecekler” ifadesine kadar tutuklanmam›z› hakl› göstermeye çal›flan haberler Türkiye’de burjuva gazetecili¤in “polise ilifltirilmifl halinin” pespayeli¤inin örne¤idir. Öyle ki bu dava ile ilgili Fransa’da tutuklananlar›n serbest b›rak›ld›¤› gerçe¤i kas›tl› olarak dile getirilmemifltir. Geçti¤imiz günlerde Radikal gazetesinde Avni Özgürel Edirne s›n›r›nda M‹T mensuplar›n› uyuflturucu sat›fl› yaparken yakaland›¤›n› ancak sonra serbest b›rak›ld›¤›n› dile getirmifltir. ‹zmir’de hakimin çete liderini serbest b›rakmak için 350 bin dolar fidye ald›¤› da, Üzeyir Garih’in Ergenekon’a fidye vermedi¤i için öldürüldü¤ü ve bunun gibi yüzlerce örnek verilebilir. Bu örnekler de çok iyi gösteriyor ki, kara para aklayan da rüflvet ile insanlardan para s›zd›ran da, her türlü rüfl-
Merhaba Türkiye Cumhuriyeti s›n›rlar› içinde kalan bölge, bütün tarihi boyunca Türk ve Sunni olmayanlar için bir bask› ve asimilasyon cenneti olagelmifltir. Bu bask› ve asimilasyon politikalar›na en çok Kürtler ve Aleviler maruz kalm›flt›r. Kürtler ve Aleviler tarih boyunca yok edilmeye çal›fl›lm›fl ve kendi iradelerinin a盤a ç›kmas› hep engellenmek istenmifltir. Kendilerine sahte temsilciler dayat›lm›flt›r. Bugün AKP Kürtlerin, MHP-CHP gibi faflist düzen partileri ve Cem Vakf› gibi Alevilerin içindeki devletin kolu olan kurumlar kendilerini temsilci ilan etme çabas›na girmifllerdir. 2 Ocak Cuma günü Van’da bir Kültürevi’nde Alevilerin Muharrem Orucu (12 ‹mamlar) dolay›s›yla Yüzüncü Y›l Üniversitesi’nden bir ö¤retim görevlisinin bir etkinlik düzenledi¤ini ö¤rendik ve bunun üzerine etkinli¤in yap›ld›¤› alana bir grup YDG okuru olarak gittik. Gitti¤imizde ilk olarak Alevilikle alakas› olmayan bir Urfa s›ra geceleri görünümlü bir ortamla karfl›laflt›k. Salonda bulunanlar›n durumdan rahats›zl›k duymas› üzerine sahnedeki grup daha k›sa bir süreyle
yen ö¤rencilerin bu çabalar› sonuçsuz kald›. Bunun yan›nda maafllar›n›n da verilmeyece¤i yan›t›n› ald›lar. Bunun üzerine Fen ve Edebiyat Fakültesi ö¤rencileri olarak 29 Aral›k Pazartesi günü dönüflümlü açl›k grevine gitme karar› ald›lar.
Üniversitelerin fakülte ve yüksek okullar›nda 2547 say›l› kanunun 46. maddesi gere¤ince okullarda k›smi olarak çal›flan 20 bin ö¤rencinin SSGSS yasas› gere¤ince iflten ç›kar›lmas›n› protesto etmek amac›yla al›nan açl›k grevi karar› 29 Aral›k Pazartesi günü Çapa T›p Fakültesi ö¤renci kantini önünde bir bas›n aç›klamas› ile bas›na duyuruldu. Hastane bahçesine do¤ru yürüyüfle geçen ö¤renciler ad›na aç›klamay› Çapa T›p Fakültesi ö¤rencilerinden Bura Çelik yapt›. SSGSS yasas›n›n ç›kmas› ile birlikte ‹.Ü. T›p Fakültesi’nde 120, ‹.Ü.’de 1000 ve Türkiye genelinde 20 bin ö¤rencinin ç›kar›ld›¤›n› söyleyen Çelik, burs olana¤›n›n bulunmamas› ve e¤itimin paral› olmas›ndan dolay› çal›flmak zorunda kald›klar›n› belirtti. Eylemden sonra dönüflümlü açl›k grevine bafllayan ö¤renciler, y›lbafl›na direniflle gireceklerini belirttiler. Bo¤aziçi Üniversitesi’nden de açl›k grevine kat›lan ö¤renciler de 2 günlük vardiyalarla açl›k grevine destek verdiler. (‹stanbul)
program›n› b›rakt›. Ard›ndan YYÜ’den bir ö¤retim görevlisi, Alevilikle alakal› bir tak›m fleyler anlatt›, fakat bunlar bugün için Alevilerin gündemi ve sorunlar›n›n çözümüne dair olmayan ve Alevili¤i Türklü¤e dayand›ran bir anlay›fl›n konuflmas›yd›. Ard›ndan sahneye ba¤lama çalabilen arkadafllar ç›karak türküler söyledi. Son olarak sahneye YDG’li bir arkadafl›m›z ç›kt› ve türkülerini söyledikten sonra k›sa bir konuflma yapt› ve Alevilerin TC tarihince hep bask› ve asimilasyonlara maruz kald›¤›n› ve bu bask›lar sonucu 20 milyon oldu¤u san›lan Alevi say›s›n›n ancak çok küçük bir kesiminin kendi kimli¤ini sahiplenebildi¤ini, Kürtlerin ve Alevilerin bu ülkede her daim asimile edilmeye çal›flt›¤›n›, Cem Vakf› gibi kurumlar›n MHP-CHP gibi partilere oy isteyerek Alevilerden kendi katillerine destek vermesini istedi¤ini ve bu durumun bir ihanet oldu¤unu belirtti. Son olarak da Alevilerin ve Kürtlerin kurtuluflunun ortak mücadeleden geçiyor oldu¤unu belirterek sahneden ayr›ld›. Arkadafl›m›za destek vermek isteyen baflka bir YDG okuru da orada bulunan fakat birisi taraf›ndan susturulmak istenmifltir. Ard›ndan sahneye Kültürevi’nin yönetiminden biri ç›karak buran›n Meclis kürsüsü olmad›¤›n› ve siyasetin yap›lmas›n›n yanl›fl ol-
du¤unu söyledi. Bunun üzerine daha önce konuflan arkadafl›m›z kültürlerin ve inançlar›n yasakland›¤› bir ülkede siyaset yapmadan bu inançlar›n yaflat›lmas›n›n imkans›z oldu¤unu belirtmesiyle salonda bir karmafla yafland›. Hemen birilerine fliir okutarak tart›flma geçifltirilmeye çal›fl›ld›. Bunun üzerine biz YDG okurlar› olarak solunu terk ettik ve bizim ard›m›zdan bir DTP üyesi de d›flar› ç›kt› ve tutumumuzun do¤ru oldu¤unu söyleyerek bizi takdir etti. Yine DTP’li arkadafl›n söyledi¤ine göre bu geceyi organize edenler sistem yanl›s› partilerin insanlar›ym›fl. Bilmeden kat›ld›¤›m›z bu etkinlikte karfl›laflt›¤›m›z manzara Alevilerin asl›nda ne kadar büyük sorunlar› oldu¤unu görmemize yol açt›. En temel sorun ise Alevilerin kendilerini gerçekten temsil eden bir irade oluflturamamas› ve bugün bafl›nda olan sistemin sad›k koruyucular›d›r. Aleviler bu statükocu anlay›fl› k›ramad›kça ve kendi üzerinden atamad›kça sisteme yedeklenmekten hiçbir zaman kurtulamayacakt›r. Aleviler, Kürtler, kad›nlar, iflçiler, köylüler k›sacas› bütün halk kesimleri ortak s›n›fsal mücadeleyi yükseltmedikçe her gün kanlar›n› biraz daha fazla emen sömürgeci anlay›fltan kurtulamayacakt›r. (Van YDG)
¤›na de¤indi. Ö¤rencilerin çal›flmak zorunda b›rak›ld›klar›na de¤inen ‹nce, ö¤rencilerin bilimsel araflt›rmalara vakit ay›rmas› gerekti¤ini belirtti. Eylem süresince Rektörlükle görüflmek iste-
“Özür dilemiyoruz, çünkü...” Y›ld›z Teknik Üniversitesi’nde gerici, flovenist çal›flmalar yapmaya çal›flan ‹P-TGB, geçen y›l bu anlay›fllara karfl› mücadele eden devrimcileri kendilerine hedef alm›fl, sald›rm›fllard›r. Bunun ard›ndan Rektör okula Çevik Kuvveti sokmufl, devrimci ve demokrat ö¤rencileri gözalt›na alm›fl, gerici güruhu ise okulun araçlar›yla sald›r›ya karfl› direnen ö¤rencileri elleriyle teflhis için götürmüfllerdi. Bunun ard›ndan okulda devrimci ve demokrat ö¤renciler olarak teflhir çal›flmalar› örgütlemifl, ancak çok geçmeden birçok arkadafl›m›z soruflturma ve ard›ndan uzaklaflt›rma alm›flt›. Ancak çal›flmalar bu sald›r›lar sonras›nda da sürdürülmüfltü. Karfl›laflt›klar› bu iradeden olsa gerek ayn› güruh bu y›l yine YTÜ’de, TGB isminden vazgeçerek, YTÜ Ö¤renci Konseyi imzas›yla “Özür dilemiyoruz! Çünkü…” adl› bir panel örgütlemeye niyetlendiler. Panel afifllerinin panelden iki gün önce yap›lmas›na ra¤men YTÜ’deki devrimci ve demokrat ö¤renciler olarak h›zl›ca bir toplant› alarak duruma karfl› neler yap›labilece¤ini tart›flt›k. Ertesi gün planlamalar›m›z do¤rultusunda, bildiri ve duvar gazetelerimizi yaygn bir flekilde kulland›k. Sabah›n erken saatlerinden itibaren Çevik Kuvvet de okulun içinde yerini ald›. Yemekhanede sesli ajitasyonlarla ve bidiri da¤›t›mlar› yaparak, özür diliyoruz kampanyas›n›n geri yanlar›n› da vurgulayarak bu flovenist çal›flmalar› yapmaya çal›flan güruhun teflhirini yapt›k. Geçen y›l devrimcilere sald›ran bu tayfa yemekhanede iki kez kafl›laflmam›za ve alk›fllarla, ajitasyonlarla karfl› duruflumuza karfl›l›k çareyi sessiz sedas›z yemekhaneyi terkedip, Çevik Kuvvete ve ÖGB’ye s›¤›nmakta bulmufltur. Yayg›n teflhir çal›flmalar›ndan sonra, panel saatinde YTÜ Devrimci, Demokrat Ö¤rencileri imzal› “Türk, Kürt, Ermeni, Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i!” pankart›yla hem TGB’yi, hem ö¤renci konseylerini teflhir eden halklar›n kardeflli¤i vurgulu bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik. Panele kat›l›m ise bu güruhun kat›l›m›yla s›n›rl› kalm›fl, ö¤rencilerin ilgisiyle karfl›laflmam›flt›r. (YTÜ’den bir YDG’li)
Ege Üniversitesi’nde ortak eylem Ege Üniversitesi ö¤rencileri ve ayl›klar›n› alamad›klar› için ifl b›rakan Ege Üniversitesi 1 Nolu Yemekhane iflçileri krize karfl› ortak yürüyüfl yapt›. 25 Aral›k 2008 günü saat 12.00’de Ege Üniversitesi Haz›rl›k Binas› önünde biraraya gelen üniversite ö¤rencileri buradan yürüyüfle geçti ve 1 Nolu Yemekhane önünde maafllar›n› alamad›klar› ve temiz ve ucuz yemek için ö¤renciler ile birlikte bafllatt›klar› boykotu devam ettiren yemekhane iflçileri ile bulufltu. Yürüyüfl Ege Üniversitesi Rektörlü¤ü önüne kadar sürdü. Rektörlük önünde yemekhane iflçileri ve üniversite ö¤rencileri taleplerini bir kez daha dile getirdi ve iflçiler ve ö¤renciler ad›na seçilen temsilciler Rektör Yard›mc›s› Prof. Dr. Atilla Silkü ile görüfltü. Silkü yemekhane iflçilerini üniversite bünyesine alacaklar›n›n, flu an çal›flan iflçileri ma¤dur etmeyeceklerinin, yemekhanenin temizli¤ine dikkat edilece¤inin ve iflçilerin Kas›m ayl›klar›n›n gün içerisinde ödenece¤inin sözünü verdi. Temsilcilerin görüflmesinin ard›ndan gerçeklefltirilen bas›n aç›klamas›nda ö¤renciler harç ve ö¤renim kredisi borçlar›n›n silinmesi, harçlar›n kald›r›lmas›, yemek fiyatlar›n›n 1 YTL’ye indirilmesi gibi taleplerini dile getirdiler. Eylem bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan sona erdi. (‹zmir)
Çanakkale’de eylem ‹flten at›lan ö¤rencilere destek için Genç-Sen taraf›ndan örgütlenen bas›n aç›klamas›nda “Faflizme karfl› omuz omuza”, “‹flten at›lan ö¤renciler geri al›ns›n” ve “Atina’da düflene dövüflene bin selam” sloganlar› at›ld›. Yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan eylem sonland›r›ld›. 21 Aral›k’ta ise 19 Aral›k katliam› ile ilgili bir eylem yap›ld›. YDG, SGD ve DGH taraf›ndan örgütlenen bas›n aç›klamas›nda “Yaflas›n 19 Aral›k direniflimiz”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür” sloganlar› at›ld›. Metnin okunmas›n›n ard›ndan eylem sona erdi. (Çanakkale YDG)
‹flçi-köylü B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
Umut Yay›mc›l›k ve Bas›m Sn. Ltd. fiti. Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mh. ‹mam Murat Sk. No: 8/1 Aksaray-Fatih/‹stanbul Tel: (0212) 521 34 30 Faks: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80
BÜROLAR Kartal: ‹stasyon Cd. Dörtler Ap. No: 4/2 Tel: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60 Ankara: S›hh›ye Mh. Süleyman S›rr› Sk. Yunt Ap. No: 19/7 Çankaya Tel: (0312) 430 67 65 Cep: 0 543 453 89 84 ‹zmir: 856 Sokak, No: 48/203 Kemeralt› Konak, Tel: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03 Malatya: Dabakhane Mh. Turgut Temelli Cd. Bar›fl ‹flhan› Kat: 3 No: 94 Erzincan: Ordu Cd. Ordu ‹flhan› Kat: 3 Tel: (0446) 223 67 18 Cep: 0 536 697 94 19 Bursa: Selçuk Hatun Mh. Ünlü Cd. Sönmez ‹flsaray› Kat: 2 No: 185 Heykel, Tel: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 Mersin: Silifke Cd. Çavdaro¤lu ‹flhan› Kat: 3 No: 1/8 Cep: 0 545 685 25 27 Avrupa Büro: Weseler Str 93 47169 As-Druck Duisburg-Almanya Tel: 0049 203 40 60 958 Faks: 0049 203 40 60 959
“Savra-savra hatta nasr, Direne direne kazanaca¤›z” Siyonist ‹srail’in Filistin halk›na dönük bugüne kadar gerçeklefltirdi¤i en kapsaml› sald›r›lardan biri olan son sald›r›lar sürerken, dünyan›n ve ülkenin birçok yerinde Filistin halk›yla dayan›flma eylemleri gerçekleflmeye devam ediyor. 27 Aral›k Cumartesi günü, Siyonist ‹srail, Filistin’in Gazze kentini, hava sald›r›s›yla bombalad›. Sald›r› sonucunda, devam eden günlerde, resmi rakamlara göre 500’den fazla Filistinli hayat›n› kaybetti, binlercesi de yaraland›. Gazetemiz bask›ya haz›rlan›rken de ‹srail Gazze’ye karadan sald›r› bafllam›flt›. Bir y›ldan fazla bir süredir abluka alt›nda bulunan Gazze’ye ilaç, g›da gibi temel insani malzemeler zaten
‹stanbul * 30 Aral›k Sal› günü 1. Levent Metro ç›k›fl›nda toplanan, Partizan, DTP, SDP, EHP, ESP, DHF, SODAP ve Halkevleri’nin de aralar›nda
1 May›s Mahallesi 1 May›s Mahallesi Halk Platformu taraf›ndan 4 Ocak Pazar günü saat 16.00’da Filistin’e yönelik sald›r› protesto edildi. “Diren Gazze seninleyiz” yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› yürüyüfl Karakol dura¤›nda bafllad›. Bizlerin de Partizan olarak dövizlerle kat›ld›¤›m›z eylemde “Katil ‹srabulundu¤u çok say›da kurum “Gazze’de vahflete son! Katil ‹srail Filistin’den defol” pankart›n› açarak ‹srail Konsoloslu¤u’na kadar meflalelerle yürüdü. “Filistin’de intifada Amed’de serhildan kazanacak”, “Katil ‹srail Filistin’den defol”, “Diren Filistin seninleyiz” vb. sloganlar at›ld›. Yürüyüfl s›ras›nda kitleyi kald›r›mdan
ulaflmazken, yaflanan bu sald›r› sonras›nda hayat durma noktas›na geldi. ‹lk kez bu kadar çok uçakla düzenlenen bu sald›r›n›n yank›lar› ise çok gecikmedi. ABD ve ‹ngiltere Hamas’› suçlad›. AB “demokrat” tavr›n› koruyarak, “afl›r› güç kullan›m›”na “tepki” gösterdi. Rusya ise laf olsun diye yapt›¤› bir aç›klamayla, taraflar› ateflkese ça¤›rd›. M›s›r hükümeti ise aç›ktan iflbirlikçili¤ini sürdürdü. Ülkemizde ise, Kas›mpaflal› kabaday›lar, bofl s›k›p “dolu tutmaya” devam ettiler. Erdo¤an, aldat›ld›klar›n› iddia etti ve sald›r›lar› “k›nad›.” Emekçi halk›m›z ise ülkenin birçok yerinde yapt›¤› eylemler ile Filistinli kardefllerinin yan›nda oldu¤unu hayk›rd›. yürümedikleri için ablukaya alan polis ile k›sa süren bir gerginlik yafland›. Yap›lan aç›klamada ‹srail’in vahfleti karfl›s›nda baflta Arap devletleri olmak üzere dünya devletlerinin sessiz kald›¤› söylenerek ABDTürkiye-‹srail stratejik iflbirli¤i anlaflmalar›na son verilmesi istendi. * 31 Aral›k Çarflamba günü de, SES Aksaray fiubesi, Haseki E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi’nde yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla, ‹srail’in Gazze’ye yönelik sald›r›s›n› protesto etti. * Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu, 4 Ocak Pazar günü Taksim Tramvay Dura¤›nda biraraya gelerek, ‹srail’in Gazze’ye dönük sald›r›lar›n› protesto etti.
il Filistin’den defol”, “Direnen Filistin kazanacak”, “Diren Gazze seninleyiz” vb. sloganlar›yla çeflme dura¤›na kadar yüründü. Burada bir arkadafl bas›n aç›klamas›n› okudu. Bas›n aç›klamas›nda; “Siyonist ‹srail’in Filistin halk›na reva gördü¤ü bu kan ve gözyafl›na karfl› 1 May›s Mahallesi’nden de bir ses olmak istedik” denildi. Ve eylem yine sloganlarla sonland›r›ld›. (1 May›s Mahallesi Partizan)
Bas›n aç›klamas›na yo¤un kat›l›m›n yan› s›ra çevreden de alk›fllarla destekler geldi. Platform ad›na bas›n aç›klamas›n›, ‹stanbul Tabip Odas› Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Demirdizen okudu. Demirdizen, emperyalizmin Ortado¤u’daki maflas› olan ‹srail’in yapt›¤› katliam›n halklar›n direnifliyle yenilece¤ini ifade etti. Aç›kla-
mada Filistin bayraklar› tafl›n›rken, Gazze katliam›n›n da foto¤raflar› tafl›nd›. Arapça slogan ve dövizlerin de yer ald›¤› eylem, aç›klaman›n ard›ndan fiili bir flekilde yürüyüfle dönüfltü. Kitle Tramvay Dura¤›ndan Tünel’e do¤ru yürüyüfle geçti. ‹srail’i lanetleyen ve Filistin direniflini selamlayan sloganlar eflli¤inde yürüyen kitleye çevreden de çok say›da kat›l›m ve destek oldu. * Kartal Krize Karfl› Emek ve Demokrasi Platformu taraf›ndan örgütlenen eylemde bas›n aç›klamas› yap›larak, Filistin halk›na dönük katliam protesto edildi. Aç›klamada, Siyonist ‹srail’in bu katliam boyutundaki sald›r›lar›n›, aralar›nda Türkiye’nin de bulundu¤u çok say›da ülkenin de deste¤iyle sürdürdü¤üne dikkat çekilerek, ‹srail’in iflgal etti¤i tüm topraklardan çekilmesinin yan› s›ra, ‹srail ile yap›lm›fl olan tüm anlaflmalar›n iptal edilmesi talep edildi ve Filistin halk›yla dayan›flman›n büyütülmesi ça¤r›s› yap›ld›.
Erzincan 1 Ocak 2009 günü KESK fiubeler Platformu, Partizan, DTP, Yurtsever Cephe ve Tunceliler Derne¤i’nin örgütledi¤i eylem saat 13.30’da Cumhuriyet Meydan›’nda yap›ld›. “Ortado¤u’daki katliamlara son, Filistin halk› yaln›z de¤ildir” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde, aç›klamay› E¤itim-Sen fiube Baflkan› Nuri Koç yapt›. ‹srail’in sald›r›s›n›n nedenlerinin ortaya konuldu¤u aç›klamada, emperyalistlerin bu katliamdaki rolleri de hat›rlat›ld›. Tayyip Erdo¤an’›n “bar›fl görüflmelerine” de de¤inilen aç›klamada, kendi ülkesinde yaflanan katliamlar, hak ihlalleri, petrol çukurlar›ndan ç›kar›lan infaz edilmifl insanlar hakk›nda k›llar›n› k›p›rdatmayanlar›n Ortado¤u halklar›na bar›fl elçili¤i yapmas›n›n samimi olmad›¤› vurguland›.
Antakya 29 Aral›k 2008 Pazartesi günü saat 17.00’de Antakya Demokrasi Plat-
Derne¤i üyeleri ve Yurtsever Gençlik ise Kuruçeflme Meydan›’na kadar yapt›¤› meflaleli yürüyüflün ard›ndan burada bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Meydanda yap›lan bas›n aç›klamas›nda Gazze’nin çok daha ac›mas›z sald›r›lara karfl› durdu¤u, direndi¤i ve teslim olmad›¤› söylendi ve Filistinlilerin arkas›nda durdu¤u hak talebini tüm bu vahflete karfl› ›srarla savunaca¤›, iflgalci güçlerin ve arkas›nda duranlar›n yar›m as›rl›k bu hakl› davan›n ac›lar›n› sonsuza dek sürdüremeyecekleri belirtildi. Mahalle halk›n›n da s›k s›k alk›fllarla destek verdi¤i eylemde “Katil ‹srail Filistin’den defol” pankart› aç›ld›. Eylem, yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan sloganlarla sona erdi.
Bursa
formu taraf›ndan ABD destekli ‹srail vahfletini k›nama amac›yla bir bas›n aç›klamas› düzenlendi. Eylemde Filistinli bir anan›n konuflma yapmas›yla beraber ‹srail bayra¤› yak›larak “Filistin halk› yaln›z de¤ildir”, “Savrasavra hatta nasr, Direne direne kazanaca¤›z” vb. sloganlar at›ld›. Yap›lan eyleme Partizan, DGH, ESP, TÖP ve Halkevleri destek verdi.
‹zmir * 29 Aral›k 2008 Pazartesi günü saat 17.30’da Basmane Meydan›’nda biraraya gelen Birlikte Baflaraca¤›z Platformu bileflenleri Konak eski Sümerbank önüne kadar yapt›klar› yürüyüflün ard›ndan bir bas›n aç›klamas› yapt›. * Ayn› günün akflam› saat 20.30’da Kuruçeflme Hoca Ahmet Yesevi Yurdu yan›nda biraraya gelen Partizan, DHP, ESP, Al›nteri, Mücadele Birli¤i Platformu, Pir Sultan Abdal
Bursa Halk Meclisi’nin örgütledi¤i Batis, BDSP ve Partizan’›n destekledi¤i eylem 29 Aral›k günü Orhangazi Park›’nda yap›ld›. Aç›klamada ‹srail devletinin derhal Filistin’e yönelik sald›rganl›¤›na son vermesi ve iflgalin bitirilmesi istendi.
Ankara * 29 Aral›k Pazartesi günü saat 18.00’de Yüksel Caddesi’nde Partizan, BDSP, DHF, ESP, Köz ve TÜM‹GD taraf›ndan eylem gerçeklefltirildi. “Katliamlar sonuçsuz kalacak, direnen halklar kazanacak” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde ‹srail ve ABD’yi lanetleyen sloganlar at›ld›. Yap›lan aç›klamada ABD’nin Ortado¤u’ya yönelik politikalar›n› ‹srail üzerinden yaflama geçirdi¤i bunun Filistin halk›na y›llard›r katliam olarak yans›d›¤› belirtilerek emperyalizm ve Siyonizm’in yenilece¤i, Filistin halk›n›n halk› ve meflru mücadelesinin baflar›ya ulaflaca¤› vurguland›. * 31 Aral›k Çarflamba günü ö¤len saatlerinde Yüksel Caddesi ‹nsan Haklar› An›t› önünde buluflan Filistin
Dersim Dersim’de aralar›nda Partizan, HKM, DHF, ESP, Halk Cephesi, EMEP, DTP vb. kurumlar taraf›ndan düzenlenen yürüyüfl ve bas›n aç›klamas› ile sald›r› protesto edildi. Protestolar s›ras›nda ‹srail bayraklar› yak›ld›. Sanat Soka¤›’nda toplanarak sloganlar eflli¤inde, Cumhuriyet Alan›’na yürüyen kitle “ABD, ‹srail Ortado¤u’dan defol”, “‹srail Filistin’den defol” sloganlar› att› ve Yeralt› Çarfl›s› üstünde bir ba-
s›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. EMEP Tunceli ‹l Baflkan› Hüseyin Tunç’un okudu¤u aç›klamada, on y›llard›r Filistin’de iflgalci varl›-
Diren Gazze, dünya halklar› seninle!
Stuttgart Gazze sald›r›s› ile birlikte her hafta Schloßplatz Meydan›’nda yap›lan bas›n aç›klamalar› 2 Ocak Cuma günü yap›lan Büyük Yürüyüfl’le birlefltirildi. Filistinli kurumlar›n örgütledi¤i yürüyüfle çok say›da Türkiyeli ve Alman grup kat›ld›.
Mitinge AT‹K, YDG ve ILPS de kat›ld›. Lautenschlager.straße’de toplanan yaklafl›k 1500 kifli yürüyüfle bafllad›. Burada Türk bayraklar› açan faflist bir grup ile Türkiyeli devrimciler aras›nda k›sa süreli bir gerginlik yafland›. Bunun ard›ndan yürüyüfl komitesinin karar› üzerine Türkiyeli devrimciler yürüyüflün arka k›s›mlar›nda flamalar› ile yürürken Türk bayraklar›n›n ise aç›lmas›na izin verilmedi. Yürüyüfl boyunca ‹srail katliam›n› lanetleyen sloganlar at›ld›. Yürüyüflün belli bir noktas›nda çeflitli provokasyonlara izin vermemek amac›yla Türkiyeli devrimciler yürüyüflten ayr›lma karar› ald›.
Halk›yla Dayan›flma Komitesi üyeleri ‹srail devletinin katliamlar›n› ve efendisi ABD’yi protesto etmek için buradan Amerikan Konsoloslu¤u’na do¤ru yürüyüfle geçtiler. Kavakl›dere’de bulunan ABD Konsoloslu¤u önüne genel kitlenin komite ad›na Konsoloslu¤a temsilci göndermesine polis engel oldu. Burada komite ad›na aç›klamay› okuyan flair Mehmet Özer katliamda ABD’nin rolüne dikkat çekerek bu vahfletin sorumlusu ABD ve ufla¤› ‹srail’in insanl›¤a mutlaka hesap verece¤ini söyledi. Komite ayn› gün akflam saatlerinde Yüksel Caddesi’nden Sakarya Meydan›’na do¤ru bir meflaleli yürüyüfl gerçeklefltirdi. fiair Mehmet Özer ve tiyatrocu Mehmet Demiral taraf›ndan yap›lan konuflmada Filistin halk›n›n direnifli selamland›.
Bunun üzerine kitle miting alan›na do¤ru yürümeye devam etti. Ara ara k›sa süreli gerginliklerden sonra miting alan›na gelindi ve burada yap›lan aç›klamalar ve at›lan sloganlarla eylem bitirildi. (Stuttgart ‹K okurlar›)
Yunanistan Baflkent Atina’da Filistinli ve çeflitli örgütler taraf›ndan organize edilen eylem 29 Aral›k Pazartesi günü ‹srail Konsoloslu¤u’nun önünde yap›lan protesto gösterisi ile bafllad›. Saat 4.30’da bafllayan eyleme onlarca kifli kat›larak katliam› lanetledi. Eylem süresince öfkeli kitlenin konsoloslu¤u tafl ya¤muruna tutmas› üzerine polis gaz bombas› att›. Polisin yo¤un “güvenlik önlemi” ald›¤› eylemde, at›lan gaz bombalar›ndan pek çok kifli olumsuz etkilendi. Eylem alan›na ilk gelen örgütler olan
YKP(M-L) ve Savafl› Durdurun Güç Birli¤i, ABD Konsoloslu¤u’na do¤ru yürüyüfle devam ettiler. Konsoloslu¤a kadar yürüyen kitle, “Yunanistan, Türkiye, Irak, Filistin-Hiçbir Amerikal› Kalmayacak”, “Türkiyeli devrimciler ve ‹ntifada halklara direniflin yolunu gösteriyor”, “Halklar›n korumac›lara ihtiyac› yok, halklar silah elde kazanacak” sloganlar›n› hayk›rd›. ABD Konsoloslu¤u’na ulafl›lmas› ile de eylem sonland›r›ld›. ‹srail Konsoloslu¤u’nda bekleyen ve protestolar›n› sürdüren Filistinliler ise farkl› zamanlarda eylem yapan di¤er örgütleri geç saatlere kadar beklemeye devam ettiler. YKP (Yunanistan “Komünist” Partisi) ve S‹R‹ZA (Radikal Sol Partiler Koalisyonu) da yapt›klar› eylemlerle katliam› lanetlediler. (Yunanistan ‹K okurlar›)
Antep Antep’te, 31 Aral›k’ta ‹srail’in Filistin’e düzenledi¤i sald›r›lar› protesto etmek için yürüyüfl düzenlendi. Yeflilsu’da toplanan kitle sloganlar eflli¤inde yürüyüfle bafllad›. Yürüyüfl s›ras›nda alk›fl ve ›sl›klarla ‹srail protesto edildi. Gaziantep Adliye Saray›’na kadar yap›lan yürüyüfl bas›n aç›klamas› ile son buldu. Yürüyüfle yaklafl›k 250 kifli kat›ld›. Emek Platformu, D‹SK, KESK, Mücadele Birli¤i, ÖDP ve çeflitli demokratik kitle örgütlerinin kat›ld›¤› yürüyüfle Partizan da kat›l›m sa¤lad›. (Antep ‹K okurlar›)
Mersin E¤itim-Sen’in krizle ilgili yapmak istedi¤i eyleme yönelik sald›r› ve Siyonist ‹srail’in sald›r›lar›n› k›namak için 2 Ocak günü saat 14.30’da KESK taraf›ndan bir eylem örgütlendi. E¤itimSen binas› önünden Taflbina önüne kadar yüründü. Yaklafl›k 700 kiflinin kat›ld›¤› eylemde s›k s›k “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Katil ‹srail, iflbirlikçi AKP”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol” sloganlar› at›ld›. Eylem alk›fl ve ›sl›klarla son buldu.
¤›n› sürdüren ‹srail’in, haftalard›r abluka alt›nda tuttu¤u Filistin’de bugün katliamlar›na bir yenisini daha ekledi¤ini belirterek, “Kazanan, direnen Filistin halklar› olacakt›r. Bizler siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri olarak Filistin halk›n›n hakl› mücadelesini destekliyor, direnen Filistin halk›n›n zaferi kazanaca¤›na olan inanc›m›z› bir kez daha yineliyoruz” dedi. Gerçeklefltirilen bas›n aç›klamas› ‹srail bayra¤›n›n yak›lmas› ile son buldu. (Dersim Partizan)
Kad›n tutsaklardan aç›klama Kamuoyuna bir aç›klama yapan Gebze M Tipi’deki DHKP-C, MLKP, TKP/ML ve TKEP/L tutsaklar› Filistin halk›n›n direniflini selamlad›. “Bir halk katlediliyor! ‹flte yine kan! Yine zulüm! Yine ölüm! Dünya yeni bir y›la haz›rlan›yorken, Filistin halk› pervas›zca bombalan›yor. ABD’nin Ortado¤u’daki jandarmal›¤›n› yapan ‹srail Siyonizmi dünyan›n gözü önünde Filistin halk›n› katlediyor. Vahflette s›n›r tan›m›yor” fleklinde bafllayan aç›klama “Filistin’in evlatlar›, flimdi üçüncü intifada diyor! And içiyor! Onlar intifadan›n çocuklar›! Onlar kuflaklar boyu, intifadalarda büyüyorlar.
Onlar ki, iflgale karfl› tanklara, bombalara karfl› sapanla direnen Filistin’in ma¤rur evlatlar›! Kalbimiz onlarla. Dört duvar›, dikenli telleri aflarak Filistin’e ulaflmak istiyor sesimiz. Sesimiz ço¤almal› ki birleflsin eller! Sesimiz ço¤almal› ki, kardefl flafaklara ulaflabilsin 盤l›¤›m›z! Sesimiz ço¤almal› ki bu kadar rahat ve pervas›zca öldürülmesinler! Er ya da geç direnenler kazan›r. ‹flte bunu biliyoruz! Filistin halk› yaln›z de¤ildir! Filistin halk›n›n direniflini selaml›yoruz! Filistin halk›n›n meflru-hakl› direnifline binlerce kez selam! Bin selam! Filistin’de intifada kazanacak!” sözleriyle noktalan›yor.