Haftal›k Dergi Say›: 38
Zehra Kulaks›z Ölüm Orucu Ekibi (9. Ekip):
8 ARALIK 2002 F‹YAT (KDV Dahil) 750 000 EUROPE: 3 EURO
www.ekmekveadalet.com
K‹M ‹KT‹DAR?
TECR‹T KALKACAK! KARARLIYIZ! Halkımız, bağımsızlıktan, demokrasiden, hak ve özgürlüklerden yanayız diyen tüm örgüt ve kurumlar! Bu ülkede, yanıbaşınızda ölüyoruz. Biz direnerek, zulmün önünde barikatlar örerek ölüyoruz. Susanlar; susarak, kendini öldürüyor! Kendi cephenizden, kendi biçimlerinizle zulmün karşısına çıkın.
www.ekmekveadalet.com
info@ekmekveadalet.com
AKP mi? MGK m›? 100. Ölüm Zeliha ERTÜRK
101. Ölüm Feridun Y. BATU
AKP ‹ktidar›nda 4. Ölüm
Foto¤raflarla
TECR‹T; NETAMEL‹ KONU
Topra¤›m›z Amerikan Üssü, ‹nsan›m›z Amerikan Askeri Olmayacak!
Tarih: 23 Ocak 1990
Topra¤›m›z›, kan›m›z› Amerika’ya satanlara alanlardan cevap!
Yer: ‹stanbul TAYAD
“DKÖ’lere yönelik bask›lara son verilmesi” talebiyle açl›k grevindeydiler o zaman. Tam 31 demokratik kitle örgütünden 600 kifli kat›lm›flt› bu açl›k grevine.
❖
Aralar›nda kad›n dernekleri, tutsak yak›nlar› dernekleri, gecekondu yoksullar›n›n dernekleri, gençlik dernekleri vard›. Memurlar›n, iflçilerin dernek ve sendikalar›ndan da kat›lan vard› eyleme. “Sivil toplum örgütleri” yoktu!
‹fiKENCEC‹LER ÖDÜLLEND‹R‹LMEYE DEVAM ED‹L‹YOR!
Ad›yla, san›yla FAfi‹ZM‹N bask› ve terörüne karfl›yd› mücadeleleri. Bugün kazan›lm›fl haklar varsa, iflte bu mücadelelerin sonucudur. ‹nfazlar›n, faili meçhullerin orta yerinde demokratik mevzileri savunma kararl›l›¤›n›n sonucudur.
❖
TAYAD’l› Aileler’den Adalet Bakan› Cemil Çiçek‘e: “Eskiyi devam ettirecek olan›n ak›beti de eskisi gibi olur!”
INTERNET adresi: www.ekmekveadalet.com Ekmek ve Adalet Dergisi Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Ali Ercan Göko¤lu Adresi: ‹nebey Mahallesi ‹nk›lap Caddesi Oto Han 55/54 Aksaray Fatih ‹stanbul ‹rtibat Telefonu: 0212 347 69 66 Faks:0212 347 69 65 Hesap No: 0041310 -4 Y›lmaz Bas. Yay. Da¤. Org. Akbank Yusufpafla fiubesi/‹ST
Ofset Haz›rl›k: Y›lmaz Yay›nc›l›k Bask›: ASPAfi Pazarlama Fiyat›: 750 000 Avrupa: 3 Euro Almanya:3 Euro
Fransa:3 Euro ‹sviçre:3 Euro Hollanda:3 Euro
‹ngiltere: £ 2 Belçika: 3 Euro Avusturya: 3 Euro
E-MAIL adresi: info@ekmekveadalet.com
Ekmek ve
Bürolar›m›z Akcadag Verlag- Odenwaldstr. 72 51105 Köln Tel: 0049 221 6906692 0049 221 6906693 Faks:0049 221 6906694 E-mail adresi: ekmekveadalet@t-online.de Adana- ‹nönü Cad. 7. Sokak K›z›lay ‹fl Han› arkas› Özkan Apt. No:10/2 Telfaks: 0 322 351 97 25 Ankara- GMK Bulvar› Onur ‹flhan› Kat: 6 Daire: 154 K›z›lay Tel-faks: 0 312 417 39 11 Antakya- Armutlu Mahallesi Elmas Sok. fiaban Kanatl› Apt. Kat: 4 D: 6 Telfaks: 0 326 223 87 18 Bursa- Baflak Cad. Gür ‹fl Han› Daire: 25/4 Heykel Tel-faks: 0 224 224 93 97 Gaziantep- Karatarla Mahallesi Gaziler Caddesi Yeniçeri Sokak No:27 Daire:10 fiahinbey Hopa: Kuledibi Mah. ‹nönü Cad. Karaman Apt: Kat. 1 No:1 HOPA
‹zmir- 3. Beyler Cad. 850. Sokak Yaparsoy ‹fl Han› No: 31/501 Konak Tel-faks: 0 232 446 27 96 Kocaeli- Ömera¤a Mah. Atça Cami Cad. No: 30 Kat: 2 Tel-fax: 0262 325 58 06 Malatya- Dabakhane Mah. Eskihalep Cad. Kardefller ‹flhan› Kat: 3 No: 15 Tel-faks: 0 422 325 24 61 Mersin- Kiremithane Mah. 4406 sk. Müzeyyen Boro ‹flhan› No: 9 kat: 1 Dair e 13 Samsun- Talimhane Cad. Bozluolcay ‹fl Han› Kat: 3/42 Tel-faks: 0 362 435 25 80 Trabzon- Kemerkaya Mah. Kundurac›lar cad. Dedeo¤lu sokak Pustular iflhan› Kat:1 No:33 Tel-faks: 0462 321 59 93 Zonguldak- Gazipafla Cad. Ofluo¤lu ‹flhan› Kat: 5 Daire: 9
Adalet
F tipleri ve tecrit: netameli konu! Do¤rudan düzenle çat›flmay› gerektiriyor. S›rf Radikal gazetesi yazarlar›na F tiplerine iliflkin yaz›p çizdiklerinden dolay› aç›lan davalara bak›nca, konunun ne kadar netameli oldu¤u anlafl›l›yor. F Tipi dedi diye bas›lan sendikalar, dernekler... 1 Aral›k eyleminde kimi “muhalif” kesimlerin yine gündeminde yoktu tecrit ve F tipleri. Peki niye? Evet, miting, esas olarak savafla, Amerikan sald›rganl›¤›na karfl›. Bunda bir tart›flma yok. Orada temel ve a¤›rl›kl› sloganlar›n savafla karfl› olmas› gerekti¤i de do¤al. Ama baz›lar›nda tali olarak, taleplerden biri olarak da yoktu bu konu. Dedik ya, netameli konu. Ama netameli konulara dokunmadan, riskli alanlara girilmeden “muhalif” olunur mu? Bir süre önce de benzer bir tart›flma Floransa’da yap›lan “küreselleflme karfl›t›” eyleme kat›l›m s›ras›nda yafland›. Türkiye’den kat›lacak grubun temel slogan› ne olacakt›. “Emperyalist savafla hay›r” olacakt›, bu aç›kt›. Türkiye’nin özgün gündemi de, bu vesileyle dünya halklar›na tafl›nabilirdi. Fakat olmaz dedi o platformdakiler. Floransa, enternasyonal bir platformdu. Tüm dünya halklar›n›n devrimci, çevreci, çeflitli boyutlardaki anti’ci mücadeleleri, oraya tafl›nd›. Türkiye’nin genel talebin d›fl›nda oraya tafl›yabilece¤i ve tafl›mas› gereken özgün gündemi, F tipleriydi. Bu özgün gündem, esas olarak emperyalizmin “küreselleflmifl” politikalar›n›n da bir parças›yd›. Tüm dünya devrimcilerinin, kü-
Tarihimiz reselleflme karfl›tlar›n›n sorunuydu tecrit. Yar›n daha da fazla böyle olacakt›. Dahas›, flu anda, 21. yüzy›lda yaflanm›fl en büyük direniflti sözkonusu olan. Floransa’daki kitlesel direnifle bu direniflin tafl›nmamas› düflünülebilir miydi? Ama düflünüldü. “Emperyalist savafla ve Tecrite hay›r”›n Türkiye grubunun özgün slogan› olmas› kabul edilmedi. Mant›kl› teorik ve siyasal bir izah›n› yapmak zordur bu durumun. Bugüne kadarki prati¤in gösterdi¤i izah ise, esas olarak oligarflinin çizdi¤i “riskli alanlara” girmeme politikas›d›r. Kimi çevreler, bu tür alanlara girmemeyi, düzenin h›flm›na u¤ramama, veya düzen taraf›ndan kabul edilme nedeniyle tercih ediyorlar. “Kabul edilebilir” olmak; onlar›n çizdi¤i s›n›rlara hapsolmaktan de¤il, kendini gücünle, kararl›l›¤›nla kabul ettirmektir! Riskli alanlara girmekten korkanlar›n sonu ne olur? Herkes bunun cevab›n› ‹slamc› medyan›n büyük ço¤unlu¤una bakarak görebilir; bak›n nas›l hemen de iktidara, devlete uyum sa¤lad›lar. Düzen içinde bir yerlere gelmeyi amaçlayanlar korkuyor riskli alanlardan. Tabii düzen içinde bir yere gelince de, o yeri kaybetmemek için art›k daha da fazla icazeti alt›na giriyor sistemin. Sonras› kraldan daha kralc›l›k! Sol muhalif kesimlerin “riskli alanlardan uzak durma” zaaf›n› bilen iktidarlar, bunu kullanmaktan hiç vazgeçmiyorlar. fiimdi ayn› fleyi yeni Adalet Bakan› uyguluyor: direnenler sadece terör örgütü mensuplar›... sak›n onlar›n taleplerine sahip ç›kmay›n... terör destekçisi olursunuz... Tehdit bu kadar kaba, oyun bu kadar aleni. Kapitalizme, faflizme, emperyalizme, mevcut düzene karfl› olanlar, tecrite de aç›kça karfl› ç›kmak durumundad›r. Tersi, düzenin izin verdi¤i kadar “muhaliflik”tir ki, onlar›n yeri demokrasi mücadelesi de¤il, demokrasicilik vitrinidir.
‹çindekiler 3... 5... 8... 10... 12... 13... 14... 17... 18... 19... 20...
21... 22... 23... 26... 29... 32... 33... 35... 38... 40...
41... 42... 44... 45... 46... 47... 48... 49... 50...
Bunun Neresi Demokrasi Olur Efendim! Türkiye gerçe¤i; TECR‹T, ÖLÜM VE D‹REN‹fi “Tecrit Kalkacak! Kararl›y›z” Sendikac›lardan Feride’ye ziyaret TAYAD’l›lar; AKP iktidar›ndan istiyoruz... 19-22 Aral›k 2000 D‹R‹ D‹R‹ YAKTILAR... K›z›lc›k sopas› Beklemek iflsizlik ve açl›kt›r ‹flkence neden bitmez? Sab›k iflkencecilere; “Bir Daha Yapmazlar” aklamas› “Halk Deste¤i” mi, ABD-AB deste¤i mi? Bush Doktrini yay›l›yor Wolfowits Türkiye’de! Türkiye Savaflta! Topra¤›m›z Amerikan üssü, insan›m›z Amerikan askeri... TAYAD’l›lardan Adalet Bakan› Cemil Çiçek’e “Bu eylemlerde ›srar edenler ayn› tip örgüt...” Tecrit Hücreleri Çürütüyor-2 ‹ntifadan›n Partisiyiz Meydandan yans›yanlar Solun Beyni: AKP iktidar›na karfl› “Demokratik bir Anayasa” için! Üç Ambar ‹flçisinin Öldürülmesi Geçifltirilemez Güle Güle Elleri K›nal› Yoldafl Zeliha ERTÜRK Feridun Yücel BATU ‹psala Yürüyüflçüleri ile görüfltük Halayda iki Mendil Kahramanlar Ölmez And›ç versiyonlar› Bas›ndan: Yerini bulan hak
BUNUN NERES‹ DEMOKRAS‹? S
eçimler yap›lm›fl, bir parti, yüzde 34 oran›nda oy alarak düzenin kurallar› içinde mecliste dörtte üçe yak›n bir ço¤unlukla iktidara gelmifl. Ama “iktidara gelmifl” sözü, laf›n gelifli. ‹ktidar AKP’ye verilmiyor. AKP sadece hükümet oldu. Bu sadece AKP’nin “islamc›l›k flaibesi” alt›ndaki bir parti olmas› nedeniyle de¤ildir. Seçimlerden birinci parti olarak CHP de ç›ksa farketmeyecekti. CHP de hükümet olacak ama iktidar olamayacakt›. O zaman bu nas›l seçim, bu nas›l halk›n iradesi, bu nas›l demokrasi?.. fiu kadar oranda oy alm›fl bir hükümetin Baflbakan›, MGK’da generaller taraf›ndan adeta sorguya çekiliyor; ve o baflbakan da adeta yemin billah, kötü bir niyetlerinin olmad›¤›n›, kendilerine güvenilmesini istiyor. Yani, Anayasay› de¤ifltirebilecek üçte ikilik ço¤unlu¤a sahip bir iktidar, esas›nda 5 generale tabi. Bir kez daha soral›m, bu nas›l millet iradesi, bunun neresi demokrasi? Bitmiyor... MGK toplant›s›nda tüm bakanlara imza att›r›larak birer “k›rm›z› kitap” veriliyor. K›rm›z› kitap veya “Milli Güvenlik Siyaset Belgesi” olarak adland›r›lan ve halka aç›klanmayan gizli bir “anayasa”n›n varl›¤› çok daha önce a盤a ç›km›flt›. Bir parti düflünün; seçim meydanlar›na ç›k›yor, halka bir program aç›kl›yor, beni seçerseniz iflte bu program› uygulayaca¤›m diyor. Seçiliyor, hükümet oluyor. Hükümet olarak MGK toplant›s›na geliyor ve orada eline bir “k›rm›z› kitap” tutuflturuluyor, iflte bunun içinde yaz›l› olanlar› uygulayacaks›n diyor. Yine sormak zorunday›z: hani halk›n iradesi, hani halk›n istekleri, hani çok partili demokrasi? u demokrasi de¤il! Bu sistemin demokrasiyle ilgisi yok! Bu sistemin halk›n iradesini yans›tan bir sistem olmad›¤› kesin. Peki öyleyse ne bu? Bu, faflizm! Seçimlerin, parlamentonun, “parti”lerin bir ifllevi de faflizmi gizlemektir. Parlamento, partiler, seçimler arac›l›¤›yla, gerçek manada demokrasi olmayan, ama demokrasiye biçimsel olarak benzeyen “demokrasicilik oyunu” sürdürülmektedir. ‹ktidar, oligarflinin iktidar›d›r. Oligarfli ad›na yürütmedeki belirleyici güç, MGK, daha da dar anlam›yla Genelkurmay’d›r. Mevcut sistemde, hiç bir parti, emperyalistlerin, iflbirlikçilerinin ve Genelkurmay’›n onay› d›fl›nda tek bir ad›m dahi atamaz. Susurluk devleti veya demokrasicilik oyunu tesbitimiz, iflte bu gerçekte ifadesini buluyor. Bu Türkiye gerçe¤i, anlamas›n› bilenler için ayn› zamanda parlamenter hayallere konulan bir noktad›r. Çünkü, yukar›da anlatt›¤›m›z tablo tüm gerçekli¤iyle ortada dururken, TBMM’de sa¤lanacak bir ço¤unlukla “halk›n iktidar›n›”n kurulabilece¤ini söylemek mümkün olabilir mi? Bunun mümkün olmad›¤› bu kadar barizken, bunu iddia etmek, oligarflinin demokrasicilik oyununa “soldan” kat›lmaktan baflka bir anlam tafl›maz. KP, sistemle temelde çeliflkisi olmayan bir partidir. Refah Partisi çizgisinden ayr›l›p siyasi arenaya ç›kmalar›ndan itibaren de emperyalizme ve oligarfliye sadakatlar›n› ispatlamaya çal›flan bir çizgi izlemifller-
B
A
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
3
dir. Hükümet olduklar›nda aç›klad›klar› program da emperyalizmin ve oligarflinin temel ç›karlar›n› savunan bir programd›r. Bu anlamda, taban›, kadrolar› ve baz› söylemleri itibar›yla farkl› ideolojik, dini ö¤eler tafl›yor olsa da, AKP, emperyalizmin ve oligarflinin partisidir. Bu anlamda da, seçimleri kazand›klar›nda hükümet, dolay›s›yla düzenin yürütmesinin belli yetkileri onlara verilmifltir. Ancak bu onlar›n gerçek manada yöneten tek güç oldu¤u anlam›na gelmiyor. Ülkemizde 1950’li y›llar boyunca kurulan sömürge tipi faflizm dedi¤imiz rejimde, faflizm, yukar›dan afla¤›ya, yani esas olarak ordu arac›l›¤›yla kurumlaflt›r›lm›flt›r. Ordunun düzen içindeki belirleyicili¤i, o günden bu yana süren bir belirleyiciliktir. Sömürge tipi faflizm, sadece düzen partilerine güvenmekle yetinmeyen bir sistemdir. Onlar› hükümet yapt›¤›nda da ipleri elinde tutar. Kimilerinin “derin devlet” dedikleri olay da bundan baflka bir fley de¤ildir. Düzen partileri, kitlelerden “oy” almak zorundad›r; dolay›s›yla flu veya bu ölçüde kitlelerden etkilenir, toplumun farkl› kesimlerinin taleplerine de aç›k hale gelirler. Oligarflinin ekonomik ç›karlar›na veya siyasi sistemine ters taleplerin hakim hale geldi¤i partileri, düzen fazla yaflatmaz, e¤er flu veya bu nedenle onu kapatamam›flsa, seçimlerde fazla oy almas›n› engelleyememiflse, TBMM ve hükümette onu tümüyle k›skaç alt›na al›r ve sistemin dediklerini yapt›rt›r. GK, bu iflleyifl içinde önemli bir yere sahiptir. MGK, anayasal olarak yürütmenin “sivil” ve “asker” kesimlerini bir araya getiriyor; ama fiiliyatta Genelkurmay’›n hükümete talimatlar›n› iletti¤i, düzene yön verdi¤i organ durumundad›r. MGK Genel Sekreterli¤i, tamamen Genelkurmay’›n bilgisi ve denetiminde, alternatif bir hükümet gibi çal›flan genifl bir kurumlaflmaya sahiptir. Bu mekanizma ayn› zamanda orduyu “koruyan” bir mekanizmad›r. Generaller her türlü zam, zulüm karar›n› al›yor ve uygulatt›r›yorlar; ama görünürde hiç bir sorumluluklar› yok. 12 Eylül cuntas›n›n, 1982 Anayasas›’yla aç›k faflizmi kurum-
D
M
Demokrasiyi savunuyorum diyen hiç bir örgütün, kurumun bu düzeni “demokrasi” olarak, hatta “kör topal da olsa demokrasi” diye göstermeye hakk› yoktur. Devrimci, demokrat, solcu, ilerici hiç kimsenin, bu düzenin parlamentosu içinde ba¤›ms›zl›k, demokrasi amaçlar›n›n gerçeklefltirilebilece¤ini söylemesi mümkün de¤ildir. Böyle söyleyenler, en iyi ihtimalle aldananlar veya daha büyük ihtimal, aldatanlard›r. 4
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
laflt›rmaya çal›flmas›n›n ana nedeni de buydu; ordunun yönetimdeki belirleyicili¤ini korumak ama ayn› zamanda oligarflinin son ve temel kozu olan ordunun ikide bir darbelerle y›pranmas›n› önlemek. MGK bu çerçevede, hem ordunun hükümet üzerindeki otoritesini meflrulaflt›rmak, hem de ordunun uygulanan politikalardaki sorumlulu¤unu perdelemek amac›na hizmet etmektedir. MGK’n›n bu rolü gözönüne getirildi¤inde, MGK sendikac›l›¤›n›n, MGK solculu¤unun nas›l vahim bir fley oldu¤u da daha iyi görülebilir. emokrasiyi savunuyorum diyen hiç bir örgütün, kurumun bu düzeni “demokrasi” olarak, hatta “kör topal da olsa demokrasi” diye göstermeye hakk› yoktur. Devrimci, demokrat, solcu, ilerici hiç kimsenin, bu düzenin parlamentosu içinde ba¤›ms›zl›k, demokrasi amaçlar›n›n gerçeklefltirilebilece¤ini söylemesi mümkün de¤ildir. Böyle söyleyenler, en iyi ihtimalle aldananlar veya daha büyük ihtimal, aldatanlard›r. Bir ülke düflünün; halk›n›n yüzde 80’i, ABD’nin Irak’a müdahalesine karfl›. Ama o ülkenin yönetimi, ABD’nin Irak’a müdahalesini destekledi¤i gibi, her türlü deste¤i sa¤l›yor. Bir ülke düflünün, halk›n›n yüzde 90’›ndan da fazlas› IMF’ye karfl›. Ama o ülkede hala IMF programlar› uygulanmaya devam ediyor. Hangi parti iktidar olursa olsun, bu temel politikalar de¤iflmiyor. AKP’nin IMF’ye karfl› olmak diye bir tavr› yok. Amerika’ya sadakatini ispatlamak içinse zaten ç›rp›n›yor. Ama varsayal›m ki, seçimler sonucunda IMF’ye, ABD’ye karfl› bir parti hükümet oldu. Ne olacak? ABD geldi¤inde, ben Irak’a müdahaleye karfl›y›m, seninle bu konuda konuflacak hiç bir fleyim yok, diyebilecek mi? IMF’ye hadi güle güle diyebilir mi? Bu düzen içinde iflte bu mümkün de¤il. Erbakan’a ‹srail’le anlaflmalar›n nas›l imzalat›ld›¤›n›, Erbakan’a, MGK’da bizzat kendilerine karfl› olan “28 fiubat Kararlar›”n›n bile imzalat›ld›¤›n› hat›rlay›n. ‹mzalam›yorum da diyebilirdi; o zaman ya burjuva ayak oyunlar›na dayanan bir manevrayla, ya da do¤rudan tanklarla yine düflürülecekti. aflizmin oldu¤u, emperyalizmin adeta iflgali alt›nda olan bir ülkede ba¤›ms›zl›k ve demokrasi, devrim sorunudur. Kimse kendini aldatmas›n. Kimse kendini baflka beklentilere sokmas›n. Ba¤›ms›zl›ktan ve demokrasiden yana olanlar için, devrimle, oligarflinin iktidar›n› y›kmaktan baflka yol yok. Birinin kalk›p “hay›r, var” diyebilmesi için, iflte tüm bu ülke gerçeklerini yok saymas›, yani düpedüz ülke gerçekleri hakk›nda yalan söylemesi, mevcut durumu çarp›tmas› gerekir. “Tek yol devrim!” sözü, Türkiye gerçe¤inin e¤ip bükmeden, çarp›t›p sapt›rmadan, kimseyi kand›rmadan en düz, en k›sa ifade edilmifl halidir.
F
AKP’nin MGK ve IMF önündeki ilk s›nav›;
OLUR EFEND‹M! AKP seçimi kazand›ktan sonraki yaz›m›z›n bafll›¤› fluydu; “yeni bir Amerikanc› hükümet kuruluyor!”... (Ekmek ve Adalet 34) Bir ay bile olmad›, ama bu son bir hafta tespitimizin do¤rulu¤unu tart›flmas›z olarak ortaya koydu. Irak konusunda Amerikal›larla yap›lan pazarl›klar›n›, Wolfowitz’in eski hükümetten de bize daha yak›n övgülerini (ki 57. hükümet Cumhuriyet tarihinin en Amerikanc› hükümetlerinden biriydi) di¤er yaz›lar›m›zda ele ald›¤›m›z için girmeyece¤iz. AKP, Türkiye’de kim iktidar olursa olsun, geçmek zorunda oldu¤u s›navlardan ikisinden daha geçti bu hafta içinde. ‹lki, gerçek iktidar MGK, daha do¤ru ifade ile Genelkurmay, ikincisi IMF. Her ikisi de ne dediyse tamam dedi AKP. Önlerine ne koydularsa “olur efendim” dedi. Verilen sözlerin, onca program›n, vaadin, kendi taban›n›n beklentilerinin tümü birden ya rafa kald›r›ld› ya da sürece yay›ld›, kimi pazarl›klar karfl›l›¤› olarak gündeme al›nmak üzere b›rak›ld›. Korkakl›¤›n, p›s›r›kl›¤›n, büyük gücüz laflar› ard›ndaki büyük güçsüzlü¤ün telafisini yapmak, bozulan morallerini düzeltmekse, Tayyip Erdo¤an’a düfltü. Son grup toplant›s›ndaki efelenmelerinin baflkaca bir anlam› yoktu.
Görünürdeki iktidar AKP Gerçek iktidar MGK sorgusunda Kas›m ay› MGK toplant›s›, AKP’nin de ilk MGK toplant›s› olma özelli¤ini tafl›yordu. Bu toplant›ya de¤inmeden önce toplant› öncesi “türban sorunu” nezdinde yaflanan baz› geliflmelere de¤inmek gerekiyor. Meclis Baflkan› Bülent Ar›nç’›n Cumhurbaflkan› Necdet Sezer’i türbanl› efli ile u¤urlamas›ndan birkaç gün sonra, generaller Ar›nç’a “kutlama ziyareti”nde bulundular. Cumhuriyet tarihinin en k›sa kutlama ziyaretiyle generallerin verdi¤i mesaj› hemen tüm kesimler üç afla¤› befl yukar› do¤ru alg›lam›fllard›. Üs-
telik Ar›nç, meclis baflkanl›¤›na da “inad›na” seçildi¤ini belirterek, sözde 28 flubatç›lara karfl› yapt›¤› ç›k›fl da henüz tart›fl›l›yordu bu günlerde. AKP’nin, yüksekten uçan kartal havalar›ndan, süngüsünün düfltü¤ü havalar›na girmesi Ar›nç ile bafllad›. AKP içinde telafl bafllad› ve Ar›nç’a yönelik elefltiriler bas›na yans›d›. AKP’yi aç›ktan destekleyen islamc› bas›nda da, “gerginlik yaratmayal›m” türü elefltiriler gündeme getirildi. Söylenen fluydu; türban› gündeme getirme... Yoksa? Yoksa iktidardan oluruz... Ar›nç, bir mülakat›nda, “inad›na demeyebilirdim” diyerek AKP’nin bilinen geri ad›mlar›ndan birini daha att› ve nas›l bir iktidar olacaklar›n›n da sinyallerini verdi. Bu arada AKP’nin çeflitli organlar›ndan aç›klama üstüne aç›klamalar yap›larak, generallerin “hassas” oldu¤u konularda mütamadiyen teminatlar verildi. MGK toplant›s›n›n tam bir sorgulama havas›nda geçti¤i, AKP’nin “usulünce” uyar›ld›¤› Genelkurmay taraf›ndan bas›na özellikle yans›t›ld› ve bunlar bas›nda geniflçe yerald›. Halk›n seçti¤i partinin baflbakan› Abdullah Gül’ün, generallere “biliyoruz bizden kuflku duyuyorsunuz” demek zorunda kalmas›, nas›l bir sorgulamadan geçtiklerini, demokratl›k, uyumlu olma arkas›na gizledikleri korkular›n›n ne denli derin oldu¤unu göstermeye yeterlidir. Peki ne demiflti ki generaller Gül, bu savunmay› Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
5
yap›yordu? Konuflma yapan Kara Kuvvetleri Komutan› Org. Aytaç Yalman "geçmiflte türban›n hangi amaçla kullan›ld›¤› kamuoyunca bilinmektedir...” mesaj›yla Ar›nç’› ve türbanla ilgili mahkeme karar›n› hat›rlatm›fl uyarm›fl ve anayasaya iliflkin (bkz kutu) z›lg›t› çekmifllerdi. Yeminler yetmemifl olacak ki, toplant› sonras› Baflbakan Yard›mc›s› Mehmet Ali fiahin, “hiç kimse Anayasa de¤iflikli¤i paketinde Cumhuriyetimizin demokratik, laik, hukuk devleti vasf›n›, anadilini, baflkentini de¤ifltirmek için teklifte bulunamaz. Bulunanlar olursa onlara mani oluruz. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yolda bulmad›k.” aç›klamalar› yapt›. Her icraat, a¤›zlar›ndan ç›kan her söz MGK’ya güven vermek içindi. Arkas›nda güya yüzde 35’lik destek var, ama cunta anayasas›n› savunan generaller karfl›s›nda, evet biz demokratik bir anayasa yapaca¤›z, halkla, demokratik kurumlarla uyum içinde yeniden flekillendirece¤iz, diyemiyor. Çünkü UYUM’dan anlad›¤› MGK ile uyumdan baflka bir fley de¤il. Bir de elbette emperyalistlerle. K›br›s gibi konularda ç›kan farkl› seslerinin, MGK bildirisinde “Denktafl’a tam destek” ifadesiyle susturulmas›, 28 fiubat kararlar›n› imzalayan Erbakan’› hat›rlatt›. Konu farkl› olsa da, islamc› siyasetçi hangi konuda farkl› ne diyorsa, generaller tam tersini böyle imzalatt›r›yorlar. Demek bu konuda da AKP’de bir yenilek yok. Ama MGK toplant›s›n›n tek yans›mas› bu de¤ildi elbette. ‹lk somut sonuçlar›n› “AB’ye uyum yasalar›”ndaki maddelerden, generallerin “flimdilik” istemediklerinin paketten ç›kar›lmas›yla verdi. Dünya alem bilmesine, herkesin gözleri önünde generallerce afla¤›lanmalar›-
MGK’da Baflbakan Sorgusu Afla¤›daki diyalog MGK toplant›s›nda yafland›. Generallerin bir baflbakan› sorgulamas›d›r: Generaller: “Hükümet program›nda ‘Toplumsal meflruiyete dayal› yeni anayasa yap›lacakt›r’ diyorsunuz... Bu cümle mevcut anayasan›n meflru olmad›¤› anlam›na m› geliyor? ‘Toplumsal meflruiyet’ ifadesiyle Cumhuriyet’in temel niteliklerine karfl› bir aray›fl m› var?” A. Gül: “Bizim her söylemimiz ve davran›fl›m›zdan baz› sonuçlar ç›kar›ld›¤›n›n ve kuflku duyuldu¤unun fark›nday›z. Ancak bu kuflkular yersizdir. Biz Cumhuriyet ilkelerine gönülden ba¤l› bir ekibiz. Cumhuriyetin temel niteliklerinden
6
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
na ra¤men, yok ondan de¤il de, flundan bundan da... diye durumu kurtarmaya çal›flmalar›na kendi tabanlar› dahi inanmad›. Baflkaca hangi konularda geri ad›m att›klar›n›, kendilerini ispatlamak için hangi kararlara imza att›klar›n› süreçle birlikte görece¤iz. AKP, ilk MGK toplant›s›nda, kuruluflundaki ç›k›fl noktas›nda, yani kimli¤ini, kiflili¤ini, düflüncelerini reddetme (isterseniz gizleme de diyebilirsiniz, fark etmez) çizgisinde bir ad›m daha att› böylece. Her att›klar› ad›m, kifliliksizleflmeyi kal›c›laflt›racak, her kendini kan›tlama u¤rafl›nda katliamc›l›k dahil halka karfl› her türlü suçun alt›na imza atma yoluna girecektir. Geçmifl hükümetlere dönüp bak›ls›n; generallerin sözünü dinleyen, onlarla çat›flmaya girmekten kaçan bütün hükümetler halk› aç b›rakmaktan, katliamc›l›ktan, Amerikan iflbirlikçili¤inden mahkumdurlar...
Güçsüzler sorun çözemez ‹slamc›lar; AKP hükümeti inançlar›n özgürlü¤ünü sa¤layamayaca¤›n› daha ilk ay›nda gösterdi. Bu düzenin sahipleriyle çat›flmaya girmekten kaçan, daha da ötesi onlara yaranmak için elinden geleni yapan iktidar›n hiçbir sorunu çözüm gücü yoktur. Yar›n, AKP’li bakanlar›n alt›na imza att›¤› yeni yasaklar, onlar›n emirleriyle s›rt›n›za inecek coplara da haz›rl›kl› olun!
“IMF ile görüfl ayr›l›¤› tespit etti¤imiz bir nokta yok” Baflbakan yard›mc›lar›ndan Abdullatif fiener’in IMF ile yap›lan ilk görüflmeler sonras›ndaki aç›klamas› bu.
sapmayacak bir kadroyuz. “ Generaller: “Baz› AB temsilcilerinin ordunun konumu ve ifllevinin de¤ifltirilmesi gerekti¤i yolunda söylemleri var... Kayg›m›z odur ki, flimdi de Türk ordusunu bahane edecekler...” A. Gül: “Genel Baflkan›m›z Tayyip Erdo¤an, Avrupa’da ‘Türkiye’de ordunun siyasete kar›flmad›¤›n›, ancak terörün t›rmand›¤› dönemlerde devreye girdi¤ini belirterek yan›t vermifltir.” Generaller: “Bu aç›klamalar›n Baflbakan ve resmi yetkililer taraf›ndan da yap›lmas›nda fayda vard›r.”
IMF Avrupa direktörü Deppler de teyit ediyor söyleneni; “hükümetin uygulamak istedi¤i program tam bizim istedi¤imiz program.” Bir de seçim meydanlar›nda, IMF ile görüflmezden önceki günlerde söylenenlere bak›n; “pazarl›k yapaca¤›z... bafl›m›z dik olacak... program›n sosyal yönünü isteyece¤iz... faiz d›fl› fazlan›n indirilmesini isteyece¤iz... Üst kurullar› flöyle yapaca¤›z...” liste ve bofl laf uzay›p gidiyor. Görüflmeler sonras›, ayr›nt›lar› girilmedi¤i belirtilse de, IMF program›n›n kesintisiz uygulanaca¤› sözü bile gerçekle yalan›, yaflanacak olan› göstermeye yeterlidir. Tart›flacaklarm›fl... müzakere edeceklermifl... Kredilere ba¤›ml›yken, borç g›rtla¤› geçmiflken pazarl›k yapacaklarm›fl... Ne yapabileceklerini Abdullatif fiener anlat›yor; fiener IMF direktörü Deppler’e: “Hiç bir ülkede istenmiyorsunuz, biz baflar›rsak uluslararas› krediniz artacak”... diyor. Deppler gülerek “çok memnun oluruz” diye cevap veriyor. Aldatmaya al›flm›fllar, dünya halklar›n›n ony›llard›r kan›n›, kaynaklar›n› emerek tecrübe kazanan IMF’ye de masal anlat›yor. Kendi halk›n› kurtard›, flimdi de IMF’yi kurtacak! Hani pazarl›k yap›yordunuz? Hani IMF düflman de¤il, orta¤›n›z idi? Bu nas›l ortakl›k ki, o ne derse sen tamam diyorsun? Bir baflka ekonomi sorumlusu Ali Babacan IMF’nin “sosyal boyuta ses ç›karmad›¤›n›” söylüyor ve nedenini flöyle aç›kl›yor; “Ç›karmaz da. Çünkü onlar›n bakt›¤› toplamd›r.” “Toplam” olan ne; sen benim istedi¤imi yapt›ktan sonra nereden bulup sosyal boyut sa¤l›yorsan sa¤la. Geçin bu masallar›! Durmadan, kaynak nerede diye soranlara faiz d›fl› fazlay› 6.5’dan afla¤› düflürüp oradan yarataca¤›z, halka oradan aktaraca¤›z diyen AKP’nin ekonomiden sorumlu bakanlar›ndan Abdullatif fiener’in IMF görüflmesi sonras›, “IMF ile hemfikiriz? Faiz d›fl› fazla konusunda bir problem yok, niyet mektubunda (önceki hükümetin mektubudur) oldu¤u gibi 6.5 olabilir.” demesi bile, IMF’nin istedi¤i her fleye evet dediklerini, 57. hükümetin devam› olduklar›n› göstermeye yeter de artar. AKP’nin IMF’den “program›n sosyal yan› vs.” diyerek alabilece¤i birfley varsa, o da Amerikan operasyonuna destek vermenin karfl›l›¤› olabilir ancak. Türkiye halk›n›n açl›¤›n›, yoksullu¤unu mu düflünecek IMF?
Sen neden iktidar oldun? Generallere; “olur efendim” IMF’ye; “program›n›z kesintisiz sürecek” Amerika’ya; “yan›n›zday›z, emrinizdeyiz” Patronlara; “ilk iflimiz isteklerinizi karfl›lamak” Halka; “hele biraz sab›r” Hak ve özgürlüklerde; “önce Avrupa’n›n istekleri, bizim ihtiyac›m›z olanlar... Hapishanelerden tabutlar ç›kmaya devam edebilir, ölen biz de¤iliz ya!...” Bir ayl›k iktidar›n›z›n k›sa özeti; var m› fazlas›? Yoktur. Önceki hükümetin bunlardan öte yapt›¤›, yapmad›¤› bir fley var m›? Yoktur. Peki o zaman siz neden iktidar oldunuz? Geçmifl iktidarlar›n politikalar› sürdürülecekse, tek sorununuz o koltuklarda sizin oturman›z m›? Bu sorular gün geçtikçe AKP iktidar›na daha fazla, daha güçlü seslerle sorulmaya devam edecektir. Bofl lafla, demagojiyle sorulardan kaç›fl bir yere kadar mümkün olur, peki sonra? Elbette flunu düflünüyor; yaratt›klar› açl›¤a isyan olmas›n diye, yard›m da¤›t›mlar›, göstermelik projelerle halk› aldatmay› isterler. Bunun için kayna¤›n nereden bulunaca¤› da hükümetin sorunu. AKP de bildi¤i için, t›pk› Erbakan’›n meflhur “havuz” politikas› gibi, flu lojman› sat, üç befl otomobili sat, yast›k alt›ndaki para gelirse masallar› anlat... tamam.
AKP’nin uyumlu olduklar› aç b›rakanlar, zulmedenlerdir AKP’nin siyasi, ekonomik politikalarda uyum içinde olduklar›na bak›n; IMF; halk›m›z› aç b›rakan, yoksullaflt›ran, emperyalist tekellerin ç›karlar› için tar›m› yokeden, milyonlarca iflçiyi iflten att›ranlar... MGK; Cumhuriyet tarihindeki bütün katliamlar›n, zulmün, bask›n›n sorumlusu ordu’nun iktidar arac›. Siz buna Amerika’y›, Avrupa’y› da ekleyin. Onlarla uyum içinde olanlar, onlar›n politikalar›n›n uygulay›c›s› olurlar. Onlar›n politikalar›n› ise, y›llard›r halk›m›z yafl›yor. Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
7
TÜRK‹YE GERÇE⁄‹: TECR‹T, ÖLÜM VE D‹REN‹fi Kartal Hapishanesi’nde 5. Ölüm Orucu Ekibi direniflçisi olarak 3 Haziran’da ölüm orucuna bafllayan Zeliha Ertürk, 30 Kas›m’da flehit düfltü. ‹zmir K›r›klar F Tipi’nde ölüm orucunu sürdüren Feridun Yücel Batu, bir süre önce kald›r›ld›¤› ‹zmir Atatürk E¤itim ve Araflt›rma hastanesinde, 1 Aral›k’ta direniflin 101. fiehidi oldu. Bu Türkiye gerçe¤i. Hiç kimsenin kaçamayaca¤› bir gerçek. Bu, yok say›lmak istenenin hayk›r›fl›. Bu, yokedilmek istenenin direnifli. Mevsimler y›llara dönüfltü, ölümlerin say›s›n› art›k üç haneli rakamlarla ifade edebiliyoruz ancak. Bu “üç haneli rakama geçifl”i herkes iyi anlamal›, iyi kavramal›. Cephe taraf›ndan Zeliha Ertürk’ün flehit düflmesi üzerine yap›lan 284 No’lu aç›klamada, rakamlar üzerine flöyle deniyordu: “Türkiye ölümleri say›yor. Kim sadece say›yor ve seyrediyorsa, sayd›kça ölüyor.
Bedenlerimizi Siper Edece¤iz “Zeliha’lar, ‹mdat’lar, yoksul halk›n k›zlar› ve o¤ullar›d›r” diyen Cephe, Zeliha Ertürk’ün devrimci yaflam›n› flöyle anlatt›; “Kartal Hapishanesi’nde 5. Ölüm Orucu Ekibi direniflçisi olarak 3 Haziran’da ölüm orucuna bafllayan Zeliha Ertürk, 1978 y›l›nda ‹stanbul'da do¤du. Aslen Sivas-Zara'l›d›r. Alevi ve Kürt milliyetindendir. Yoksul bir ailenin çocu¤u olarak ilkokuldan sonras›n› okuyamad›. Çocuklu¤u, gençli¤i, çal›flarak geçti. Konfeksiyon iflçili¤inden tezgahtarl›¤a kadar bir çok iflte çal›flt›. Devrimcileri ve faflizmi Gazi ayaklanmas›nda tan›d›. 17 yafl›ndayd› o zaman. Baflka bir semtte oturuyordu, yak›nlar› oldu¤u için gelmiflti Gazi’ye. Cephelileri ilk orada tan›d›, dergilerini ilk orada gördü ve hemen kan› ›s›nd› onlara. Barikatlarda nöbet tuttu Gazi’de. Faflizmin katlettiklerinin cenazesini
8
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
‹ktidar, muhalefet, demokratik kitle örgütü, sendika, parti, dernek, oda, ayd›n, bilim adam›, sayd›¤›n›z ölüm de¤il, utanc›n›zd›r. Sayd›¤›n›z zulüm gerçe¤idir. Sayd›¤›n›z Türkiye gerçe¤idir. Baflka herfleyi yok saysan›z bile sadece bu rakam “Türkiye’nin bir zulüm ülkesi” oldu¤unu anlatmaya yeter. Baflka herfleyi de¤ifltirseniz bile e¤er bu rakamlar art›yorsa, Türkiye bir zulüm ülkesi olmaya devam ediyor demektir.” AKP iktidar›nda 4. ölüm oldu. Bunu da say›yoruz. Bu say›m, AKP’nin suç dosyas›n› oluflturuyor. Bu say›m, AKP’nin katliamdaki sorumlulu¤unun rakam›n› gösteriyor bize. Katliam› son verecek mi, görece¤iz! TV ekranlar›nda AKP sözcüleri, liderleri hala “herkes için temel hak ve özgürlüklerden” sözederken, orada, F tiplerinde ölümler devam ediyor. IMF politikalar›n› ve zulmü sürdürürken, ikikald›rd› orada. Sonra oturdu¤u semtte Cephelileri aray›p buldu. Semt çal›flmalar›na kat›lmaya bafllad›. 1996 Ölüm Orucu döneminde bu faaliyetlerini sürdürürken gözalt›na al›nd›. ‹flkencelerden geçirildi. Eskiflehir Hücre Tipi Hapishanesi’ne götürüldü. 2000’de yeniden F tipleri ve direnifl tart›fl›l›rken Ölüm orucuna gönüllülük yaz›s›nda flöyle diyordu bu nedenle: “Ben 96 Ölüm Orucu'nun ilk bafllad›¤› zamanlarda d›flar›dayd›m. Belli bir dönemden sonra ise Eskiflehir Tabutlu¤undan kat›ld›m direnifle. Sonuçta 12 flehit vererek zaferi kazand›k. O dönem ölüm Orucunu fazla kavramad›m. Ama hep benim akl›mda Berdan'›n görüntüleri yer etti. fiimdi s›ra bizde. Yine ayn› sald›r›larla karfl› karfl›yay›z. Bizde 12'ler gibi bedenlerimizi siper edece¤iz.” Beden beden direniliyor iflte 772 gündür. Onlar birer rakam de¤ildir. Onlar bu ülkenin onurudurlar. Onlar insanl›¤›n onurudurlar. Onlar, 772 gündür, zulüm cehenneminde ölümleriyle bir destan yaz›yorlar. ‹nançlar›, idealleri, düflünceleri u¤runa, insanl›¤›n bugüne kadar yazd›¤› en görkemli destanlardan biri bu. 772 gündür milyarlarca eriyen hücrenin, topra¤a düflen can›n yazd›¤› bir destand›r.”
Tecrit Öldürüyor... 100. ÖLÜM... Zeliha Ertürk Tecrit Öldürüyor... 101. ÖLÜM... Feridun Yücel Batu AKP tecriti sürdürecek mi? 102. 103. 104. diye DEVAM MI EDECEK ÖLÜMLER! yüzlülükle, demagojiyle mi yönetecekler? Ecevit-Bahçeli-Y›lmaz hükümetinin politikalar›n› m› devam ettirecekler oldu¤u gibi? Ettirebilirler; ama unutmas›nlar, o hükümet, Türkiye tarihinde, halk›n en fazla nefretini kazanan hükümet olarak geçti. Kendilerini bekleyen de ayn› ak›bet olacakt›r. Tutsaklar direniyor. 9. Ekipler bafllad› direnifle. Düflüncelerinden, inançlar›ndan vazgeçmeyi reddediyorlar. Reddediyorlar çünkü, onlar›n düflüncelerinde ba¤›ms›zl›k, demokrasi, adalet, özgürlük var. Bu düflünceleri yoketmek isteyenler, emperyalistler ve iflbirlikçileridir. Bu düflünceleri yoketmek isteyenler faflistlerdir. Emperyalizme, faflizme karfl› olanlar, bu direniflten hiç bir gerekçeyle uzak duramaz. Bu mücadele tek bafl›na içerideki tutsaklar›n mücadelesi olarak görülemez. Herkes, kendi çizgisinde tecrite karfl› mücadele etmek durumundad›r. AKP’nin “iflkenceye s›f›r tolerans” derken, bu
Zulüm Karfl›s›nda Dik Durdu Devrimci Halk Kurtulufl Cephesi, 2 Aral›k 2002 tarihli 285 nolu aç›klamas›nda Feridun Yücel Batu’nun özgeçmifli hakk›nda flu bilgileri verdi: “Feridun Yücel Batu, Eylül 1969 Mufl do¤umludur. Aslen Antalya-Finikelidir. 1990’da, Uluda¤ Üniversitesi E¤itim Fakültesi’nde ö¤renciyken, talepleri hakl› ve do¤ru buldu¤u için 6 Kas›m YÖK boykotuna kat›ld›. Bu onun devrimci mücadeleye ilk ad›m› oldu. Dev-Genç’lilerle tan›flt›. Bundan sonra kendini büyük ölçüde ö¤renci gençli¤in akademik-demokratik mücadelesine verdi. 1991’de bulundu¤u fakültenin UL-DER temsilcisi oldu. Daha sonra TÖDEF toplant›lar›na Bursa ULDER'in temsilcisi olarak kat›ld›. Bu hakl›, meflru mücadelesinin sonucunda 1994’te okuldan at›ld›. Mücadelesini farkl› alanlarda sürdürdü.
ölümleri aç›klayabilmesi mümkün de¤ildir. Gerçek F tiplerindedir. F tiplerinde tecrit sürüyorsa, tecrit öldürmeye devam ederken hiç kimse bu ülkede haktan, özgürlükten, hukuk devletinden sözedemez. Cephe’nin aç›klamas›nda iktidara karfl› flu ça¤r›ya yer veriliyor: “Demagojiye son verin! Art›k hiç kimseyi ikna etmeyen, inand›ramayan çarp›tmalar›n›za son verin. F tipleri, direnmeden yaflanamayacak bir zulüm oda¤›d›r. F tipleri, insan olan herkesin karfl› ç›kmak zorunlulu¤unu ve sorumlulu¤unu duyaca¤› bir Nazi politikas›d›r. Bu politikaya son verilecek, baflka yolu yoktur.” Tecrit sürdükçe direnifl sürecek. Zulmün oldu¤u yerde Zeliha’lar, Feridun’lar biter mi? Türkiye’nin hapishanelerinde direnmek için insan olman›n onurunu tafl›yor olmak yeterli. ‹nsan›n onurunu, kiflili¤ini, düflüncelerini yoketmek üzere kurulu Türkiye’nin düzeni, halk› ve devrimcileri teslim alamayacak. 1994 Eylülünde tutukland›. Bursa Özel Tip’te, sonra Bayrampafla ve son olarak da Ümraniye Hapishanesi’ne konuldu. 19 Aral›k katliam sald›r›s›nda Ümraniye’deydi. Tüm tutsaklarla birlikte direndi. Ard›ndan Kand›ra F Tipine sevkedildi. 2001’de tahliye oldu, ancak k›sa süre sonra tekrar tutukland› ve K›r›klar F Tipine konuldu. Aral›k 2001 tarihi itibar›yla Feridun Yücel Batu’nun örgütümüzle iliflkisi kesilmifltir. Ancak o bu durumuna ra¤men, bulundu¤u K›r›klar F Tipi’nde tecrite karfl› ölüm orucuna bafllam›fl ve flehit düflmüfltür. Feridun Yücel Batu, kendisiyle iliflkimizi kesmemize neden olan baz› olumsuzluklar›na karfl›n, zulüm karfl›s›nda dik durarak, tecrit alt›nda yaflamaktansa hücre hücre erimeyi göze alarak, direniflin flehitlerinden biri olmufltur.”
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
9
“TECR‹T KALKACAK! KARARLIYIZ!” Bu ses, 30 Kas›m’da 9. ekip olarak Zehra Kulaks›z Ölüm Orucu Ekibi’nin direnifle bafllad›¤›n› duyuran, DHKP-C Tutsaklar Örgütlenmesi’nin sesi. Tecrit sürdükçe bu kararl›l›k eksilmeyecek artacakt›r.
da
dire
sa nme vafl›n
3. y›l 781. gün
30 Kas›m’da yeni ölüm orucu ekibinin direnifle bafllamas›yla ilgili olarak bir aç›klama yapan, DHKP-C Tutsaklar Örgütlenmesi, aç›klamas›nda, Zehra Kulaks›z Ölüm Orucu Ekibi’nde direnifle bafllayan tutsaklar›n isimlerini aç›klarken, hem AKP iktidar›na direnifl gerçe¤ini hat›rlatt›, hem de devrimci, demokrat ve ilerici kamuoyuna ça¤r› yapt›. 30 Kas›m’›n direniflin 772. günü, flehit say›s›n›n ise 100 oldu¤unu belirten tutsaklar örgütlenmesi aç›klamas›na flöyle devam etti.
Zehra Kulaks›z’›n kararl›l›¤› “F tiplerinde, kifliliksizlefltirmeyi, düflüncelerimizden soyundurmay› amaçlayan tecrit sürüyor. Hiç bir yalan, demagoji, bu gerçe¤i örtemez. Direniflimizin halen sürüyor olmas› tek bafl›na bunu kan›tlamaya yeter. 9. Ölüm Orucu ekiplerimize, d›flar›da sürdürülen ölüm orucunda flehit düflen Zehra Kulaks›z’›n ad›n› verdik. Yan›bafl›nda 19 yafl›ndaki kardeflini flehit verip F tiplerine karfl› ölüm yürüyüflünü sürdüren Zehra Kulaks›z’›n kararl›l›¤›, direniflimizin her an›na damgas›n› vuran kararl›l›kt›r. Zehra Kulaks›z ölüm orucu ekibimiz, kararl›l›¤›m›z›n tart›fl›lmazl›¤›n›n ilan›d›r.
Koflullar ve talebimiz aç›kt›r Talebimiz çok aç›kt›r. Hücre ifl10
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
kenceli ölümdür. Tecrit, bir Nazi uygulamas›d›r. Tecrit politikas›n› sürdürmek, F tiplerinde katletmeye devam etmektir. Hak ve özgürlüklerden, düflünce, inanç özgürlü¤ünden yana oldu¤unu iddia edenler, bu Nazi politikas›n› sürdüremez. E¤er sürdürürlerse, bu gerçek, onlar›n düflünce, inanç özgürlü¤ü deyifllerinin sahte oldu¤unu göstermifl olacakt›r. Kimse direniflimizi çarp›tmaya kalkmas›n. Kimse, Sami Türk’ün aylar de¤il, iki y›ldan beri söyledi¤i “bunlar örgüt zoruyla yap›yor, bunlar›n amaçlar› baflka...” gibi art›k devletten baflka dinleyeni kalmayan demagojileri ›s›t›p ›s›t›p ortaya sürmesin. F tiplerindeki koflullar ve talebimiz aç›kt›r. MGK m› iktidar, AKP mi görece¤iz! AKP haklar ve özgürlükleri savunuyor mu görece¤iz! F tipleri konusunda alacaklar› tav›r, iflte bunlar›n ölçüsü olacakt›r. 772 gündür ortaya koydu¤umuz sab›r ve kararl›l›k, zulmün yalanlar›n›n s›rt›n› yere getirmifltir. Yalan›n müflterisi yoktur art›k. Bize karfl› yalan silah›n› kullanmay› düflünenler, o silah›n ifle yaramayaca¤›n› bilsinler. Direnifl sürüyor. Çünkü tecrit sürüyor. Tek gerçek bu. AKP, bu gerçe¤in neresinde yer alacak? Mesele de budur.
Evet, bu ölümler bu ülkede oluyor. Afrika’da, Asya’da, Latin Amerika’da de¤il, bu ülkedeyiz. Bu ülkede, yan›bafl›n›zda ölüyoruz. Biz direnerek, zulmün önünde barikatlar örerek Öl ölüyoruz. Siz susarak, kendinizi öldürüyorsunuz. üm e Oruc l i Mevcut gücünüzü, örgütlülü¤ünüzü, duyarl›u Ekibi Direniflç l›klar›n›z›, Zehra Kulaks›z Ölüm Orucu Ekibiyle birlikte, harekete geçirin. Kendi cephenizden, kendi biçimlerinizle zulmün karfl›s›na ç›k›n. Oligarfli, direniflin bask›s› alt›ndad›r. Ne MGK, Kand›ra F Tipi: Kemal Gömi ne de AKP iktidar› kendini bu bask›dan uzak tutaTekirda¤ F tipi: Ümit Günger, Erkan Bülbül m›yor. Görüyorsunuz, ne sansür, ne bask›lar kar etmiyor. Yok sayam›yorlar bu sorunu. Sincan F Tipi: Mürsel Kaya Tecrit ve direnifl devam ettikçe, biz ölmeye ‹zmir K›r›klar F Tipi: Ali K›l›nç devam ettikçe, hiçbir iktidar›n demokratikleflme, Kütahya Hapishanesi: Ayfle Sultan Yaz›c› AB’ye uyum, haklar ve özgürlükler üzerine söyleBak›rköy Kad›n ve Çocuk Tutukevi: Eylem Göktafl diklerinin hiçbir k›ymeti olmayacakt›r. DirenifliManisa Kapal› Hapishanesi: Sibel fiahano¤lu miz, zulmü an be an kan›tlayan, sahte hak ve özgürlük savunuculu¤unun maskesini düflüren tarihi rolünü oynamaya devam edecektir. Haklar›n›z› isteyin yeni iktidardan. Hak ve özZulmü sürdürebilir veya hakl› ve meflru talepgürlüklerin bugünkü en temel ölçüsü olarak F tiplerimizi karfl›lar. Türkiye siyasi tarihine ad› da bulerinde zulme son verilmesini isteyin. na göre yaz›l›r. Kimin iktidar oldu¤unu a盤a ç›karal›m: MGK m›, AKP mi? Zehra Kulaks›z Ölüm Orucu Ekibi Zulmün karfl›s›nda ancak direnerek kazanabiliriz. Bir Ça¤r›d›r: Daha aylar ve aylar önce dedik ki; “fiehitlerimizin say›s› daha da artabilir, aylar›n üstüne aylar BU D‹REN‹fi, BU ÖLÜMLER, eklenebilir, direnece¤iz...” Sözümüz, bugün için BU ÜLKEDE OLUYOR! de geçerlidir. Tüm halk›m›za, ba¤›ms›zl›ktan, demokrasiDirenmeye devam ediyoruz. Çok iyi biliyoruz ki, biz kazanaca¤›z. den, hak ve özgürlüklerden yanay›z diyen tüm örgüt ve kurumlara Zehra Kulaks›z Ölüm Orucu Tecrit parçalanacak, düflüncelerimizle, inançlar›m›zla yaflayaca¤›z. Ekibimizin ça¤r›s›d›r:
ri
a Kulaks› Zehr z
FER‹DE HARMAN’dan ZEHRA KULAKSIZ ÖLÜM ORUCU EK‹B‹’ne
HOfiGELD‹N Nice kahramanlar›m›z›n, Zehralar›m›z›n onurluca ve yi¤itçe b›rakt›¤› bayra¤› eline alan yoldafllar›ma kucak dolusu sevgilerimle merhaba. Direniflimizin 3. y›l›na, y›lmadan, kararl›l›¤›m›zdan taviz vermeden, zafere inanc›m›z›n coflkusuyla girdik. fiimdi sizler de yan›mda, yak›n›mdas›n›z. Yüre-
¤inizdeki coflkuyu yüre¤imde hissediyor ve daha güçlü ad›mlarla ilerliyoruz. fiehitlerimizin b›rakt›¤› bayrak flimdi elden ele dalgalan›yor.
Tek kifli kalsak da direniflimizle, ben de d›flar›da direniflime devam etmenin inanc› ve coflkusuyla Zehralar›m›z›n gelene¤ini sürdüren tüm yoldafllar›m› kucakl›yor, aln›ndan öpüyorum. Yüre¤inizdeki tüm temizli¤i ve pakl›¤› gözlerinize tafl›yan ›fl›lt›ya and olsun ki zafere kadar götürece¤iz.
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
11
Sendikac›lardan Feride’ye Ziyaret
‹çeride bafllad›¤› ölüm orucunu d›flar›da sürdüren Feride Harman direniflinin 504’üncü gününe girdi. Gecekondulardan, gençlikten, emekçilerden ziyaretler sürekli, tek tek ve gruplar halinde gerçekleflirken, duyarl› ayd›nlar›n ard›ndan geçti¤imiz hafta, 3 Aral›k günü KESK, D‹SK, Genel-‹fi ve Belediye-‹fl’ten sendikac›lar direnifl evini ziyaret
Tecrite karfl› eylemler ‹zmir ‹HD, 3 Aral›k günü Adalet Bakan› Cemil Çicek'e, cezaevlerinde tecrit uygulamalar›na son verilmesi, ölümlerin durdurulmas› isteklerini iletmek için mektup gönderdiler. Mektubun içeri¤ini anlatmak için, gönderdikten sonra bir aç›klama yapan ‹HD’liler, tecrit kalkmad›kça ölümlerin sürece¤ini belirttiler. ‹HD Ankara flubesi 3 kas›m günü Yüksel Caddesinde yapt›¤› oturma eylemiyle tecritin son bulmas›n› istedi. Tecritten kaynakl› ölümlerden ikisinin daha ardarda yafland›¤› belirten ‹HD’liler, AKP’ye seslenerek, “öncelikle sorun cezaevlerindeki insanl›kd›fl› koflullard›r” dedi. 4 Aral›k’ta ‹stanbul Adliyesine gelen ‹HD. ÖDP, EMEP, SDP, TKP. Limter-‹fl. Belediye-‹fl, Deri-‹fl ve Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i üyeleri Cemil Çiçek hakk›nda “Adalet Bakan› olarak sorumluluklar›n› yerine getirmedi¤i ve ölüme sebebiyet verdi¤i” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundular. Suç duyurusunda bulunanlar, Çiçek’in TCK’n›n ölüme sebebiyet verme suçunu düzenleyen 455. maddesinden yarg›lanmas›n› istediler. 12
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
ederek desteklerini sundular. Ziyarete D‹SK Genel Sekreteri Musa Çam, KESK Genel Sekreteri Mustafa Avc›, Genel-ifl 2 No'lu Bölge fiube Baflkan› Mehmet Karagöz, fib. Sekreteri Cafer Erdil, 3 Nolu fib. Baflkan› Mevsim Gürlevik, 7 No'lu fib. Yönetim Kurulu Üyesi Erol Ekici, Belediye-‹fl Mezbahalar fib. Baflkan› Hüseyin Ayr›lmaz, Belediye-ifl 2 Nolu fib. Sekreteri Serdar Y›ld›z, Belediye-ifl 1 Nolu fib. Sekreteri Mehmet Aflk›n ve Ba¤c›lar Belediyesi iflyeri temsilcisi Mustafa Kurnaz kat›ld›. Getirdikleri karanfilleri Feride’ye veren sendikac›lar, tecritin insanl›k d›fl› bir uygulama oldu¤unu, tecrite karfl› olduklar›n›, tecritin kald›r›lmas› için Bakanl›k düzeyinde çeflitli giriflimler ve görüflmelerde bulunduklar›n›, ancak buna ra¤men yeteri kadar katk›da bulunamad›klar›n› ve bundan dolay› direniflçilere borçlu olduklar›n› ifade ettiler ve yeni Adalet Bakan› ile de görüflme girifliminde bulunacaklar›n› ve çözüm için ad›m at›lmas›n› isteyeceklerini belirttiler.
‘Kötü düflünceye sevk’ cezas› Kand›ra F-Tipindeki 60 tutsak, içme sular›n›n içilememesi, ziyaret ve avukat görüfllerinde arama dayatmas›, kantin fiyatlar›n›n fahifl olmas› ve mahkeme ile hastane sevklerinde jandarman›n sald›rganl›¤› hakk›nda Adalet Bakanl›¤›’na dilekçe verdiler. Bakanl›¤›n cevab› “ilgileniriz” diye geçifltirmek, dilekçeleri sümen alt› etmek dahi olmad›. Peki ne oldu? “Cezaevinde di¤er tutuklular› kötü düflüncelere sevk ettikleri ve topludilekçe verdikleri” gerekçesiyle 60 tutsa¤a bir ayl›k “mektup almama cezas›” verildi. Düflünceyi, katliamla, iflkencelerle, hücrelerle yokedememenin çaresizli¤i faflizmi dengesizlefltiriyor. Faflist kafa, en küçük örgütlü bir hareketi dahi yoketmek için mant›k s›n›rlar›n› zorluyor. Bu örnek bile, F tiplerindeki politikaya karfl› direniflin ne denli önemli oldu¤unu gösteriyor. En basit sorunlar›n dile getirilmifl olmas›n› dahi, b›rak›n sorunu çözmeyi, sindirmek için kullanan bir politikaya karfl› tutsaklar›n direnmekten baflka bir silah› olabilir mi?
TAYAD’l›lar; “AKP iktidar›ndan istiyoruz, Tecrit öldürüyor, ölümleri durdurun” TAYAD’l›lar "Tecrit Öldürüyor, Ölümleri Durdurun" ça¤r›s›yla 30 Kas›m’da ‹stanbul’daki bütün ilçe binalar›na, il binas›na gittiler ve AKP’li yöneticilerle görüfltüler. ‹zlenimlerini ve görüflmelere iliflkin de¤erlendirmelerini özetliyoruz: Gitti¤imiz ilçe teflkilatlar›n›n yöneticileri -ki baz›lar› görüflmek bile istemediler, sekreterleriyle görüfltük- üç afla¤› befl yukar› ayn› fleyleri söylediler. Anlatt›¤›m›z hapishaneler gerçekli¤i, F tipleri ve tecritti. Yaflanan zulüm ve ölüm oruçlar› konusunda bizleri dinlediler. Sorunu bildiklerini, elbette bu tablonun kabul edilemeyece¤ini, ancak yeni iktidar olduklar›n›, çözümü için partinin yetkili kurullar›na bilgi vereceklerini, ellerinden ancak bunun geldi¤ini ifade ettiler. AKP ziyaretlerinde ortaya ç›kan tablo buydu. Di¤er yandan tan›k oldu¤umuz bir gerçek ise, hemen hemen tüm AKP binalar›n›n çevresinde yo¤un polisiye önlemlerin al›nd›¤›yd›. Polisi biliyoruz zaten, neden böyle yapt›¤›n› anlamak güç de¤il. "Polistir yapar" diyelim... Ama esas olarak anlayamad›¤›m›z olay fluydu; AKP yöneticileriyle görüflürken polisin bu görüflmeleri kamera ile izlemesi ve ne yaz›k ki AKP yöneticilerinin buna sessiz kalmas›yd›. Yani düflünün; Siz vatandafl olarak iktidarda olan bir partinin il-ilçe örgütlerine gidip derdinizi, s›k›nt›n›z› anlatmak istiyorsunuz. Ama polis çekim yap›yor ve partililer de buna sessiz kal›yor. Üstelik de sabah akflam temel haklar ve özgürlüklerden yana oldu¤unu söyleyen AKP'de yaflan›yor bunlar. Yorumu size b›rak›yor, sadece yaz›k diyoruz...
AKP'YE SORUYORUZ: ÖLÜMLER‹ DURDURACAK MISINIZ? Söyleyin ne yapacaks›n›z?‹ki adalet bakan› oturdu 'adalet koltu¤una'. Ama hiç biri adaletli olamad›. Onlar adalet yerine ölüm da¤›tt›. Onlar adalet yerine zulüm da¤›tt›. Onlar›n adaletten anlad›¤› katliamd›!.. Onlar gittiler... Hikmet Sami Türk 93 can›n katili olarak an›lacak bundan sonra. Evet o art›k onlarca insan›n yaflam›n› söndüren, yüzlercesinin sakat kalmas›na neden olan bir katil olarak tarih sayfalar›nda yerini alacak. Ne tarih onu unutacak, ne de öldürdü¤ü, sakat b›rakt›¤› yüzlerce tutuklunun hükümlünün ailesi, efli, dostu, arkadafl›... Kendine insan›m diyen hiç kimse Sami Türk'ü unutmayacak! Herkes onu zalimli¤i ile anacak,
hepsi bu!.. Aysel Çelikel bir anneydi. ‹ki y›ld›r her gün cenaze kald›ran, çocuklar› gözleri önünde hücre hücre eriyen analar›n ›zd›rab›n› anlayacakt›. Hay›r! O koltu¤a oturdu¤unda anal›¤›n›, ayd›nl›¤›n›, hocal›¤›n› yitirdi. Hem de iki ayl›k iktidar u¤runa! O da ellerini kana bulad›. O da gitti... fiimdi; siz geldiniz!.. Siz ne yapacaks›n›z? Üstelik büyük iddialar ve söylemlerle zulmü ortadan kald›raca¤›n›z› söylediniz!... Bir çok konuda acil önlemler paketiniz varm›fl. Ama her nedense biz "F Tiplerindeki zulmü, iflkenceyi" bulamad›k. Yoksa tecrit size göre de mi iflkence de¤il, zulüm de¤il?... Tecriti kald›r›p ölümleri durduracak m›s›n›z? Yoksa siz de mi, iki y›ld›r süren ölüm oruçlar›n› görmezden gelip, yok sayacaks›n›z? Her gün ölüm orucunda ölenlerin tabutlar›na, siz de mi seyirci kalacaks›n›z? Sizin iktidar›n›z döneminde de mi analar, kardefller, babalar, efller göz yafl› dökecek?.. Ne yapacaks›n›z, söyleyin? Di¤erleri gibi, "devlet politikas›" demagojilerinin arkas›na m› s›¤›nacaks›n›z? Yoksa "Avrupal›lar çok be¤endi bizim F tiplerini, adeta hayran kald›lar" m› diyeceksiniz?
AKP'YE ÇA⁄RIMIZDIR!.. Acelemiz var... Hem de çok!.. Çünkü; her fley bekleyebilir, ertelenebilir. Ama insanlar›n ölmesi beklenemez! Bundan daha acil bir fley olabilir mi? 101 insan yaflam›n› yitirdi, 500 kifli sakat kald›... Daha kaç kifli ölsün, kaç› sakat kals›n...? Geciken her gün, her saat; bir, on, belki de daha fazla can›n kayb› demek, daha fazlas›n›n sakat b›rak›lmas› demek... Sizden öncekiler gibi, elleriniz kana bulanmas›n, analar›n, babalar›n ah›n› almay›n... Evlat ac›s› hiç unutulmaz... Çocuklar›m›z, kardefllerimiz, yak›nlar›m›z ölüyor, sakat kal›yor... TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER‹M‹Z‹ ‹ST‹YORUZ!.. ÖLÜMLER‹ DURDURMANIZI ‹ST‹YORUZ!.. fi‹MD‹ SÖZ SIRASI AKP ‹KT‹DARINDADIR: YA BU SORUNU ÇÖZECEKS‹N‹Z YA DA "TEMEL HAKLAR ÖZGÜRLÜKLERDEN YANAYIZ, ‹fiKENCEYE KARfiIYIZ, DEMOKRAS‹ ‹ST‹YORUZ..." SÖYLEMLER‹N‹ B‹R KENARA BIRAKACAKSINIZ. BAfiKA B‹R ALTERNAT‹F‹N‹Z YOKTUR.
TAYAD'LI A‹LELER Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
13
19-22 Aral›k 2000
D‹R‹ D‹R‹ YAKTILAR 19 Aral›k 2000’den 2002’ye
D‹R‹ D‹R‹ TABUTLUKLARA GÖMDÜLER 19 Aral›k, hala devam eden bir katliam sald›r›s›d›r. 22 Aral›k 2000 sabah› 28 olan ölüm say›s›, 9 Aral›k 2002’de 101’dir. 19 Aral›k’ta tutsaklar› “nefes alamaz” hale getiren gaz bombalar›n›n yerini tabutluklar, ya¤an kurflunlar›n yerini “treadman” dayatmalar› alm›flt›r. Ama “ça¤r›” ayn› ça¤r›d›r; 19 Aral›k sabah› megafonlardan yank›lanan “teslim olun” ça¤r›s›, F tiplerinin her koridorunda her gün, her saniye yank›lanmaktad›r. “Teslim mi olacaks›n›z, yoksa ölecek misiniz?” diye F tiplerinin koridorlar›nda dolafl›yor tecrit. Tecrit, teslim olmayan tutsaklar› öldürmeye devam ediyor.
19 Aral›k 2000’de sabah saat 5 sular›nda bafllayan sald›r›, Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en büyük hapishaneler katliam›n›n bafllang›c›yd›. Hapishanelere yönelik bu çapta bir sald›r›n›n dünyada da bir benzeri yoktu. 20 hapishane, ayn› anda bas›lm›fl, devletin kendi hapishaneleri onbinlerce kiflilik asker, polis, özel tim taraf›ndan “ele geçirilmifl”ti ve zaten hapishanede olan tutsaklara da “teslim olun” ça¤r›s› yap›l›yordu. 22 Aral›k akflam saatlerinde sald›r›n›n ilk bilançosu ortaya ç›kt›: 28 tutsak katledilmifl, yüzlercesi yaralanm›fl, bini aflk›n tutuklu iflkenceler alt›nda F tiplerine sevkedilmiflti. 19-22 Aral›k 2000 hapishaneler sald›r›s›n›n bilançosu 28 ölüydü. fiimdi takvimler 2002’nin Aral›k’›n› gösteriyor. ‹ki y›l geçti aradan. Bilanço durmadan büyüdü. Hapishaneler katliam›n›n bilançosu sadece “ölüm say›s›” olarak 101’e ulaflt›. (400’ü aflk›n tutsak da de¤iflik biçimlerde sakat b›rak›ld›.) O gün -19 Aral›k 2000- bafllayan sald›r›, o günden bu yana hiç durmad›. O gün bombalarla, yak›p y›karak yürürlü¤e konulan politika, o günden bu yana hücrelerle, tecrit dayatmas›yla, iflkenceyle sürdürülüyor.
Oligarflinin katliam ittifak› Hücre tipi hapishaneler, cunta y›llar›ndan itibaren gündemindeydi oligarflinin. Cunta ve onun devamc›s› ANAP, hücre tipi bir çok hapishane de yapm›fllard›. Ama hücre statüsü bir türlü yürürlü¤e konulamam›flt›. Direnen tutsaklar buna izin vermiyordu. Tecrit ve treadman politikas›n›n uygulanmas› amac›yla 1990’da yeni bir hamle yap›larak Eskiflehir Hücre Tipi aç›lm›flt›. ‹çerideki ve d›flar›daki direniflle, bu plan da uygulatt›r›lmad›. F 14
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
tipleri, bu plan›n yeni aflamas›yd›. 1990’lar›n ikinci yar›s› boyunca bunun haz›rl›klar› sürdürüldü. 2000’e gelindi¤inde, oligarflinin sald›r› niyeti çok daha aç›k hale gelmiflti. Çünkü, IMF’nin en ac›mas›z politikalar›n›n uygulanaca¤› bir döneme girilmiflti. Halk sindirilmeliydi. Hücreler bunun ilk ad›m› olacakt›. Oligarflinin tüm kesimleri, bu konuda hemfikirdi. Konu devrimci mücadelenin ezilmesi, devrimci tutsaklar›n teslim al›nmas› olunca, ne sivilasker çeliflkisi, ne laik-islamc› çat›flmas›, ne Baykal-Ecevit, ne Çiller-Y›lmaz anlaflmazl›¤›, ne de “demokratikleflme yanl›s›” TÜS‹AD’la Genelkurmay çeliflkisi kalm›flt›. Herkes ittifak halindeydi. Polis, ordu, M‹T, medya, düzen partileri arac›l›¤›yla yo¤un bir kampanya bafllat›ld›. Burjuva medyada hemen her gün “hapishanelerin nas›l terör merkezi”ne dönüfltürüldü¤ü iflleniyordu. Dedikleri fluydu: “Türkiye’nin birinci sorunu hapishanelerdir”... Wolfovitz’in Irak’a sald›r› için Deniz Baykal’la da görüflmesi gibi, Genelkurmay da “muhalefet” etmemesi için Deniz Baykal’la görüflmüfltü 19 Aral›k öncesi. Kuflkusuz baflka kesimlerle de yap›lm›flt› bu görüflmeler. Oligarflik ittifak tamamd›. Kimsenin itiraz› yoktu katliama.
Katliam ititfak›n›n “d›fl” aya¤› Katliam için ittifak›n çap›, ülke s›n›rlar›n› da aflm›flt›; Amerikan ve Avrupa emperyalizmi de ittifaka dahildi. Daha sonralar› daha net olarak ortaya ç›kacakt› ki, Avrupa F tiplerini bizzat öneren, yap›lmas› ve uygulanmas› için destek ve teflvik veren konumundayd›. Daha 1980’lerde NA-
TO’da “ya düflünce de¤iflikli¤i, ya ölüm” karar›n› ald›ran ABD ise zaten bu tür her katliam ittifak›n›n do¤al üyesiydi. Planlar yap›lm›fl, iç ittifak, d›fl destekler halledilmiflti. Muhtemel “zayiat” hesab›” ç›kar›ld›. Ve “dü¤meye bas›ld›”! 19-22 Aral›k katliam›n›n ard›ndan bu onay tüm sonuçlar›yla ortaya ç›kt›. Faflizmin bu ülke topraklar›nda uygulad›¤› bask›, terör hak gasplar› içinde, asl›nda tali say›labilecek bir çok hak ihlali karfl›s›nda bazen ortal›¤› aya¤a kald›ran Avrupa, 19-22 Aral›k katliam›n› sus-pus izledi. Daha sonralar› gönderdi¤i heyetler, F tiplerine onay verdi. Aylar sonra haz›rlad›klar› bir raporda, 20 hapishaneyi kapsayan bir operasyonu, 28 tutsa¤›n öldürülmesini meflru sayd›lar; sadece Bayrampafla C-1 ko¤uflunda “biraz fliddetin dozu kaçm›fl”t›! Sonra onun da üzerine gitmediler zaten.
19 Aral›k, bir gözda¤› sald›r›s›d›r! Buca, Ümraniye, Ulucanlar katilam›, herfleyden önce tutsaklara verilmifl bir gözda¤›yd›. Direnmenin bedelinin büyük olaca¤› gösterilerek, tutsaklar teslim al›nmaya çal›fl›lm›flt›. Ama devrimciler, böyle bir bedel ödeme ihtimali karfl›s›nda da geri ad›m atmad›lar. 19 Aral›k ise, tutsaklar›n katledilmesi, F tiplerine at›lmas› hedeflense de, bunlarla da sonuç olarak amaçlanan, tüm halka gözda¤› verilmesiydi. 19 Aral›k, ABD’nin Afganistan’› yak›p y›kmas› gibi, fiaron’un Cenin’deki katliam› gibi, halka verilmifl bir gözda¤›yd›. 19 Aral›k’›n hala sürdürülüyor olmas›n›n nedeni de budur. Düflünün ki, zaten dört duvar aras›na hapse-
19 Aral›k 2000 sabah›, “ art›k devletle bafledilmeyece¤ini anlam›fl olmal›lar ” diyordu Ecevit, 28 tutsa¤›n cesedinin üzerine aya¤›n› basm›fl muzaffer komutanlar gibi... Aral›k 2002’de “nedamet getirsinler” diyor yeni bir Adalet Bakan›... Yeni olan ne, de¤iflen ne? 19 Aral›k sürüyor... Diri diri yakanlar, diri diri gömdükleri tabutluklarda çürüterek öldürüyorlar. Ama katliam›n komutanlar›, siyasi sorumlular›, hiç muzaffer olamad›lar. fiimdikiler de olamayacak.
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
15
Sadece bunlar bile, operasyonun 70 milyona yönelik bir gözda¤› oldu¤unu göstermektedir.
IMF’ci katliam ittifak› sürüyor
19 Aral›k amac›na ulaflt› m›? Hem evet, hem hay›r! Evet; onlarca tutsa¤› katlettiler. Evet, tutsaklar› F tiplerine sevkettiler. Ama hay›r! Karfl›lar›nda bo¤un e¤en bir tutsak bulamad›lar. Hay›r! Direnifli k›rma amac›na ulaflamad›lar. 19 Aral›k’›n vahfleti ne kadar büyükse, tutsaklar›n kahramanl›¤› da o kadar büyüktü. Kurflun ya¤murlar› alt›nda, alevler aras›nda halaya duran inanç ve kararl›l›k, 19 Aral›k’›n amac›na ulaflmas›n›n önündeki en büyük engel oldu. Tecritte, tabutluklarda 19 Aral›k sürüyor hala. Tabii, 19 Aral›k kahramanl›¤› da... dilmifl, hiç birinin o duvarlar d›fl›na ç›kma imkan›n› olmad›¤› tutsaklara karfl›, 20 bini aflk›n gaz bombas› kullan›ld›. Sadece bir hapishanede -Çanakkale’de- 5 bini aflk›n bomba at›ld› tutsaklar›n üzerine. Düflünün ki, dört duvar aras›nda, ko¤ufllara s›k›flt›r›lm›fl bir kaç yüz tutsa¤› “teslim almak” için binlerce asker, polis, özel tim sevkedildi; hepsi a¤›r silahlarla donanm›fl olarak. Sadece Bayrampafla’daki sald›r›da “30 otobüs jandarma ekibi, 2 otobüs dolusu jandarma timi” kullan›ld›. Düflünün ki, ne askeri, ne fiziki hiç bir gereklilik olmamas›na ra¤men Skorsky helikopterleri uçuruldu hapishaneler üzerinde. 16
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
Bugün hükümet koltu¤unda oturan AKP’nin bu ittifak içindeki yeri neydi? Bu konuda en az›ndan a盤a ç›km›fl do¤rudan bir bilgi yok. Ama AKP’nin bu politikaya z›mnen destek vermifl oldu¤una da kuflku yok. Yüzü aflk›n insan gözlerinin önünde ölürken, AKP yönetiminin buna tek bir itiraz› olmam›flt›r. Önceki dönem TBMM’de bulunan AKP milletvekillerinin de bir itiraz› olmam›flt›r. Ve bugün hükümet olan AKP de ayn› tavr› sürdürmektedir. Ayn› tavr› sürdürmektedir; çünkü IMF politikalar›n›, Amerikan›n tafleronlu¤unu da sürdürmektedir. IMF politikalar›n›, Amerikan tafleronlu¤unu sürdüren herhangi bir iktidar›n hak ve özgürlükler alan›nda daha farkl› davranabilmesi de mümkün de¤ildir. ABD’nin “önceki hükümetten bile daha iyi” dedi¤i bir hükümetin bu ülke halklar› için “iyi bir hükümet” olmayaca¤›n› söylemek için kahinli¤e gerek yoktur. Bu düzen, yalan›n ve terörün üzerinde duran bir düzendir. Hem IMF politikalar›yla halk› yoksullaflt›rmaya devam edeceksiniz, hem ülkenin her kar›fl›n› emperyalistlerin ya¤ma ve talan›na açacaks›n›z, hem Amerikan imparatorlu¤unun sald›rganl›¤›n› destekleyeceksiniz, ve hem de temel hak ve özgürlükleri gerçeklefltireceksiniz! Bu sadece “demokrasicilik oyunu”nun sürdürülmesine yarar. AKP’nin Adalet Bakan›, F tipleri konusundaki ilk aç›klamalar›yla emperyalizm-oligarfli ittifak›n›n bir parças› olduklar›n› göstermifltir. Bir Sami Türk gitmifl, bir baflkas› gelmifltir. Peki ne olacak? Direnifl aç›s›ndan esas›nda farkl›laflan bir fley yoktur. Direnifl bafl›ndan itibaren emperyalizme ve oligarfliye karfl›, IMF’ci, Amerikanc› iktidarlara karfl› sürüyor. Bunlar da ayn› ittifak›n politikalar›n› sürdüreceklerse, direnifl de sürecektir. Direnifl, bu düzenin merhamet ve inayetiyle de¤il, içeride ve d›flar›da haklar kendi kararl›l›¤›yla kazanacakt›r. 19-22 Aral›k katliam›na tav›r almak, onun hesab›n› sormak, bu ülkenin haklar ve özgürlükler mücadelesinin, demokrasi mücadelesinin son derece belirleyici parçalar›ndan biridir art›k. 19 Aral›k, emperyalizmin ve oligarflinin vahfletidir. 19 Aral›klar›n oldu¤u bir ülkede demokrasi yoktur.
çözüm Sorun varsa Çözümü de vard›r
Çözümsüzlük itiraf›: “bayram yard›m›” AKP 18 trilyonluk “bayram yard›m›” da¤›taca¤›n› aç›klad›. Bayram geçmesine ra¤men “aç›klad›” diyoruz, çünkü bu tür devlet bütçesinden yap›lan “yard›mlar” da¤›t›l›r m›, deprem harcamalar›ndaki gibi, amac›n›n d›fl›nda m› kullan›l›r, yoksa hiç kullan›lmadan iktidar›n etraf›nda yuvalanan holdinglerin veya partililerin kasalar›na m› ak›t›l›r, bu belli olmaz. Ancak flunu hemen belirtelim; bu “yard›m” öyle medyan›n yans›tt›¤›, AKP’lilerin vermek istedi¤i mesaj gibi, yeni olan bir fley olmad›¤› gibi, ayn› zamanda AKP’nin halka ifl, insanca yaflam koflullar› yaratamamas›n›n da itiraf›d›r. Y›llard›r yap›l›yor bu yard›mlar. Örne¤in halk›m›z›n yoksullu¤un ac›s›n› en fazla hissetti¤i geçen y›l, 30 trilyondu ve 600 bin aileye g›da yard›m› olarak ulaflt›r›lm›flt›. O zaman burada bir aldatma var. En büyük açl›klar› yaratan önceki iktidar›n yar›s›na yak›n bir yard›m, büyük gürültüyle neden ön plana ç›kart›l›yor? Birincisi, AKP de, medya da, tekeller de halk› flu yalana inand›rmak istiyor; bu hükümet sizin hükümetiniz, bak›n sizin için çal›fl›yor. ‹lk bir ay› bile bunu yalanlamaktad›r. ‹kincisi, halk›m›z dilenci gibi yaflamaya al›flt›r›lmak isteniyor. Yard›mlarla sadece karn›n› doyuran, hakk›n› aramayan, ekmek için, insanca yaflam için örgütlenmeyen bir halk yaratmak istiyorlar. AKP’den patronlara tümü hemfikirdir bunda. ‹ktidarlar›, düzenleri buna ba¤l›d›r. Peki y›llard›r süren bu yard›mlar, ya da flu bu fleriatç› vakf›n, holdingin reklam flovlar›na dönüfltürdükleri “g›da paketleri” kimi kurtard› açl›ktan? ‹slamc› TV’lerden “bugün flu aileyi kurtard›k” türlü yay›nlarla gösterilen programlar da tersini düflünmemiz içindir. Milyonlarca aç insan›n içinden bir aile örne¤iyle, milyonlar› bofl umutlara sevk etmek içindir. Açl›ktan yoksulluktan kurtulman›n bilinen, insanl›k tarihiyle kan›tlanan bir tek örne¤i vard›r; yoksullar›n örgütlenmesi, mücadele etmesi.
K›z›lc›k Sopas› K›z›lc›k sopas› bacaklara inip kalk›yor. Kravatl› memur, elinde sopa yandan yandan vurarak kalabal›¤› s›raya sokmaya çal›fl›yor. S›raya sokulmaya çal›fl›lanlar, 50’sinde 60’›nda yafll›lar, 25’i, 30’unda genç ev kad›nlar›. Yer; devlete ba¤l› bir yard›m da¤›t›m yeri. Ben devletim ruh hali içindeki memurun bütün hücrelerine, devletin bütün gelenekleri de yerleflmifl. Afla¤›l›yor, eziyet ediyor, verdi¤i yard›m› “daha ne istiyorsunuz çapulcular” diye veriyor... Buraya kadar “anormal” bir durum yok. Ancak daha vahim olan›, k›z›lc›k sopas› ve hakaretlere sesini ç›karmayan, bacaklar›n› s›ran›n ip gibi olmas› için geri çeken insanlar›m›z›n ruh hali, tepkisizli¤i. Yard›m kuyruklar›nda utanc›n›, ezikli¤ini gizleyenler, kameralara yüzünü kapatanlar s›kça görülen sahnelerdir. Orada utanç olarak yans›yan ruh halinin asl›nda çok daha derin yaralar›n, çok daha büyük bir çaresizli¤in küçük yans›malar› oldu¤u k›z›lc›k sopas›na boyun e¤iflte kendini gösteriyor. Çaresiz, çünkü çocuklar›na ekmek götürmek zorunda. ‹fli yok, hiçbir geliri yok. Çaresiz, çünkü yaln›z. Örgütlü olmad›¤› için ne yapaca¤›n› bilmiyor, nas›l hakk›n› arayaca¤›n›, nas›l kendi iktidar›n›n yolunu bulaca¤›n› bilmiyor. Halk›n bu ruh hali içinde oldu¤u yerde, iktidarlar da istedikleri gibi sat›yor, soyuyor, talan etme imkan›na kavufluyor.
Yerel Gazetelere Bask› Türkmen ve Asi gazetelerinin Osmaniye Merkez Bürolar› 28 kas›mda polis taraf›ndan bas›larak arfliv ve yay›nlara el konuldu. Gazetelerin her türlü yay›n› belli say›da bulundarma haklar› bulunmas›na ra¤men, "yasad›fl› yay›n bulundurmak" gerekçesiyle gerçekleflen bask›nlar, yerel yay›n yapan gazetelerin halk›n sorunlar›n› yans›tmas›na engel olma amaçl›d›r.
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
17
Beklemek ‹flsizlik ve Açl›kt›r Geçen hükümetin son günlerinde ç›kar›lan ‹fl Güvencesi Yasas› ile elde edilen k›smi haklar›n yokedilmesi için patron örgütlerinin tehdit aç›klamalar› ve giriflimleri h›zland›. T‹SK baflkan› Refik Baydur tüm patronlar›n ortak düflüncesini, ‹fl Kanunu Tasar›s›’n›n, 15 Mart 2003’ten önce ç›kar›lmas› gerekti¤ini söyleyerek dile getirdi. Bu tarih, ‹fl Güvencesi Yasas›’n›n uygulamaya girece¤i tarih. Yani patronlar›n istedi¤i olursa, ilk düzenleme de yeniden ele al›nabilecek ve kazan›lan haklar da böylece gasp edilmifl olacak. Bu haklar›n bafl›nda, bilindi¤i gibi, patronlar› iflten atma konusunda k›smi de olsa s›n›rlayan hükümler getirilmifl olmas› var.
T‹SK Emekçinin Can›n› ‹stiyor San›lmas›n ki, patronlar sadece ifl yasas›yla ilgilidir, istekleri bununla bitiyor. Her hükümetin onlar›n emrinde oldu¤unu bilmenin rahatl›¤› içinde isteklerinde s›n›r tan›m›yorlar. T‹SK Baflkan› Refik Baydur’un hükümete iletti¤i talepler (siz bunlara emirler deyin) tam da bu cinstendir. Patronlar zaten kendi lehlerine olan düzenlemelere yenilerinin eklenmesini, bugüne kadar emekçilerin direniflleri ve çeflitle nedenlerle ç›karamad›klar› yasalar› bu koflullarda ç›kartt›rmak istiyorlar. “Koflullar”›n özelli¤i ne denirse; baflta sendikac›l›k anlay›fl› sonucu yokolma noktas›na gelen iflçi örgütlülü¤ü ve patronlar›n düzenini savunan ve üstelik emekçilerden, yoksullardan oy alan bir hükümetin varl›¤› denilebilir k›saca...
T‹SK’‹N ‹STEKLER‹NDEN... -Özellefltirme h›zland›r›lmal› -Esnek ve atipik çal›flma yöntemleri, ‘geçici’ ve ‘k›smi süreli’ ifller yayg›nlaflt›r›lmal› -K›dem tazminat› karfl›l›klar› Kurumlar Vergisi matrah›ndan düflürülmeli -‹flgücü maliyetleri azalt›lmal› -Alt›n, bor ve toryum madenleri özel sektöre sunulmal› -Nükleer enerji santralleri ivedilikle kurulmal› -Mali Milat kald›r›lmal› -Kay›t d›fl› ekonomi için geriye dönük af -‹flçiye ödenen tüm parasal menfaatler çal›flma süresine ba¤lanmal› -Devlet memurlar›n›n istihdam›nda sözleflmeli sisteme geçilmeli -‹flçi sendikalar›na “check-off” yoluyla üyelik aidat› kesilmesi sistemi sona ermeli. -Sosyal yard›mlar alan›ndaki düzenlemeler iflverene ilave yükler getirmemeli.
18
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
T‹SK’in isteklerine bak›ld›¤›nda özetle söylenen flu; bu ülke bizim, iktidar bizim, tüm kaynaklar› bize aktar›n, istedi¤imizi iflten atal›m, istedi¤imiz kadar ücret verelim, öyle sosyal politikalar flu bu diye bizden para da istemeyin... Baydur, taleplerine AKP’den destek bulurken, bununla da kalmad› CHP lideri Baykal’dan da destek ald›. Baykal görüflmede, “hepimiz ayn› gemideyiz, iflçisi, iflvereni, muhalefeti ile hep çaba harc›yoruz” demagojisine baflvururken, T‹SK’le yak›n iflbirli¤i içinde olacaklar›n› aç›k olarak dile getirdi.
Sendikalar Ne Yap›yor? Peki bu tablo karfl›s›nda sendikalar ne yap›yor? Onlar bas›n aç›klamas› yapmakla meflgul. Emek Platformu ad›na konuflan D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi, “hükümet ifl güvencesi yasas›n› gözden geçirmeye kalk›fl›rsa biz de hükümeti gözden geçiririz” diyor. Peki ne yapars›n? Seçim öncesi buna benzer tehditler, oy vermeyiz mesajlar›yla birlikte aç›klan›yordu. ‹flçilerin bu konuda onlar› dinlememesi bir yana, flimdi böyle bir durum da yok, o zaman Emek Platformu ne yapar? Bir iki bas›n aç›klamas›, üç befl sendika temsilcisi ile Ankara’da yürüyüfl, AKP ve CHP ile görüflmeler... Peki sonra? Hükümet patronlar›n istekleri için ad›mlar atmaya bafllad›¤›nda yüzbinleri soka¤a dökecek, üretimden gelen gücü kullanacak bir haz›rl›k, bir bilinçlendirme ve e¤itim faaliyeti var m›? O zaman yine ayn› senaryolar yaflanacak demektir; c›l›z tepkileri dinlemeyen iktidar patronlar›n ve IMF’nin emekçilerin iliklerini dahi kurutacak yasalar› ç›kar›r, sendikalar “biz size gösteririz...” manas›nda aç›klama yapar... sonra da unutturur. Ta ki, patronlar›n yeni istekleri gündeme gelene kadar. Böyle bir sendikac›l›k anlay›fl›n›n ötesini yapmas› beklenmeyen olur ve ancak bir koflulda mümkündür; emekçilerin tabandan bask›s›yla. Emekçiler olarak, patronlar almad›k bir can›m›z› b›rakana kadar beklemeye hakk›m›z yoktur. Beklemek; iflsizlik, yoksulluk, gaspedilecek haklar demektir. Örgütlenecek, taleplerimizi dile getiren eylemleri örgütleyecek, bu noktada düzen sendikac›lar›n› da zorlayacak olan güç biziz. Ya gücümüzü kullanaca¤›z, ya da iflsizli¤e, hak gasplar›na raz› olaca¤›z!...
‹flkence neden bitmez? “‹flkence devlet politikas› de¤ildir... münferittir... e¤itim sorunudur... e¤itsek de anlamayan polislerimiz olabiliyor...” Bunlar› iflkencenin her gündeme geliflinde, her hükümetten, bürokratlardan dinledik. AKP’li bakanlar da ayn› masala devam ediyor. Dünkü örnekleri hat›rlatmayaca¤›z. Sadece son iki hafta içindeki geliflmelere bak›p, hükümetin “iflkenceye s›f›r tolerans” dedi¤i bir dönemde, medyan›n her gün iflkence gündemli haberler yapt›¤› günlerde, “AB’ye uyum” diyerek iflkenceye en çok “karfl› ç›k›ld›¤›” dönemde iflkenceye kim sahip ç›k›yor, kimler iflkencecileri koruyor ortaya koyal›m. *
Hükümet, iflkence davalar›nda en çok tart›flma konusu olan ve Manise davas› ile birlikte gündemleflen “zaman afl›m›”n›, yani kanunla belirlenen zamanda iflkence davas›n›n sonuçland›r›lmamas› durumunda iflkencecinin otomatikman beraatini sa¤layan durumun ortadan kald›r›laca¤›n› söyledi. Gazetelere manflet oldu. Ancak, ilk MGK toplant›s›n›n ard›ndan, generallerin uyar›s›yla “AB’ye uyum paketi”nden zaman afl›m› ç›kar›ld›. Hükümet, sanki zaman afl›m› süresinin 15 y›l oldu¤unu daha önce bilmiyorlarm›fl gibi, “bakt›k 15 y›l süre var, bu süre yeterli dedik, pakete koymad›k” diye durumu kurtarmaya çal›flt›. Sonuç; MGK iflkenceyi sahiplendi! *
Avrupa’n›n bast›rmas›yla ceza verilmek zorunda kal›nan Manisa davas›ndaki polislerden kimilerine, ki bunlar halen polislik görevlerini sürdürüyor, karar›n tebli¤ edilemedi¤i ortaya ç›kt›. Emniyet ve mahkemeler görev bafl›ndaki memuru bir türlü bulamad›! 6 Kas›m YÖK’e hay›r eyleminde dövülen ö¤renci hakk›nda polis müfettiflleri kameralar önündeki iflkence olay›n› aklad›. Sonuç; ‹çiflleri Bakanl›¤›, bürokrasi ve Emniyet Genel Müdürlü¤ü iflkencecisini korudu! *
Sendikac› Süleyman Yeter’i iflkencede katleden polislerin mahkemesi sonuçland›. Polislerin ço¤u beraat ederken, dört polise 11 ay 20 gün “ceza” verildi, ceza “bir daha suç ifllemeyeceklerine kanaat getirildi¤inden” ertelendi. Sonuç; Mahkemeler iflkenceciyi korudu!
*
Antalya’n›n Serik ilçesinde bir ö¤retmenin dövülmesi olay›na iliflkin ilçe kaymakam›, "Ö¤retmenevi müdürü bafl›n› kap›ya çarpm›fl..." aç›klamas› yapt›. Sonuç; Mülki idare (vali-kaymakam) iflkenceye sahip ç›kt›! *
Özellikle biraraya getirilmedi bu geliflmeler. Kimse, “iflkence neden ortadan kald›r›lam›yor” sorusunun cevab› olsun diye yanyana koymad› bu geliflmeleri. Baflka bir zamanda da görmek isteyen için asl›nda biraradayd›lar. Peki bu tablodan ne ç›kar? Nihai Sonuç; MGK (yani genelkurmay) + bakanl›klar + bürokrasi + emniyet + mahkemeler + valisi kaymakam› ile mülki idare = DEVLET ‹flkencenin neden önlenemedi¤inin cevab› buradad›r. Ne “AB yasalar›”, ne “e¤itim” de¤ifltirmez! ‹ç yönetmenli¤inde “bürosunda alkol içme, amirine tokat atma...” gibi nedenlerin polisliklikten at›lma nedenleri say›l›p, iflkencenin say›lmad›¤› bir polis teflkilat›n› bafltan afla¤› e¤itseniz ne yazar!
“‹flkence E¤itim Sorunu” Demagojisi ‹flkencecileri elefltiren bir gazete soruyor; “bu polisi kim yetifltiriyor” diyor. O zaman bizim sorumuz flu; MGK’y› kim yetifltiriyor? Bakanlar›, bürokratlar› kim yetifltiriyor? ‹flkencecileri aklayan mahkemelerin yarg›çlar›n› kim yetifltiriyor, valiyi, kaymakam› kim yetifltiriyor?.. ‹stedi¤iniz kadar iflkencenin devlet politikas› oldu¤unu inkar edin, gerçekler orta yerde duruyor. Soruyu soran da çok iyi biliyor bu gerçe¤i. Ama mesele bilmekle yetmiyor, iflkenceye karfl› mücadele edenin devleti karfl›s›na almas› gerekiyor. AKP’li devlet bakan› Ertu¤rul Yalç›nbay›r, iflkenceye iliflkin sorulara bak›n ne diyor; “Bitmez ama azaltmaya çal›flaca¤›z...” Öte yandan devlet politikas› olmad›¤›n› da eklemeyi unutmuyor. Sema Piflkinsüt’ün, bir emniyet müdürünün “emir versek an›nda biter iflkence” sözlerini TBMM tutanaklar›nda vard›r. “Münferit... e¤itim sorunu...” gibi saçmal›klar art›k kimseyi ikna etmiyor.
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
19
Sab›k ‹flkencecilere “Bir Daha Yapmazlar” Aklamas›
Süleyman YETER
Gözalt›nda katledilen, D‹SK'e ba¤l› Limter-‹fl Sendikas› e¤itim uzman› Süleyman Yeter'in de bulundu¤u 15 kifliye iflkence yapmaktan yarg›lanan polislerin davas› Susurluk hukukuna uygun flekilde bitirildi. 9 polisten 5'inin beraat ettirildi¤i, 4'ü hakk›nda da 11'er ay 20'fler gün “a¤›r hapis cezas›” verilip ertelendi¤i dava Susurluk devletinin iflkenceye ve iflkencecilerine sahipleniflinin son örne¤i oldu. Yeni örnekleri bekleyin!
“Bir daha yapmazlar!” ‹stanbul 7. A¤›r Ceza Mahkemesi ödül gibi verdi¤i cezay› da ertelemesini bu gerekçeyle dile getirdi. “Ayn› suçu bir kere daha ifllemeyeceklerine kanaat edildi¤i için cezalar›n›n ertelenmesine” denilen karara flerh koyan hakim Mehmet Uysal’›n flerh gerekçesi dahi, mahkemenin iflkencecileri aklamak için alenen yalan söyledi¤inin kan›t›. Uysal flu flerhi koydu; “isimleri geçen san›klar hakk›nda mahkememizde bulunan birden çok dava dosyas›nda benzer iddialarla kamu davalar› aç›lm›flt›r. San›klar›n bu dava dosyalar›na yans›yan e¤ilimlerine göre ileride bir daha suç ifllemekten kaç›nmayacaklar› anlafl›lmaktad›r...” MLKP davas›ndan gözalt›na al›n›p iflkence görenlerin Avukat› Kelefl Öztürk’ün aç›klamas›na göre, iflkenceci polisler hakk›nda sadece ayn› mahkemede görülen 4 iflkence davas› var. Ve “bir daha iflkence yapmaz” kanaatine var›lan iflkencecilerden, B.K., S.S.A. ve Y.Ö. hakk›nda, ayn› mahkemede 25 Eylül 2002 tarihinde 1 y›l 2’fler ay a¤›r hapis ve 3 ay 15’er gün memuriyetten men cezalar› verilmifl, onlar da ertelenmifl durumda. Bu iflkenceciler de, öteki terörle mücadele polisleri gibi en az üçer befler davadan yarg›lanan sab›k iflkenceciler. Peki karar› veren mahkeme üyeleri bunlar› bilmiyor mu? Mahkeme baflkan› Niyazi Ayd›n karar sonras› gezetecilere bilmedi¤ini söylerken, Türkiye’de hukukun bir olaya iflkence demesi için yeni bir k›stas da getiriyor. Diyor ki, “Üstelik polislerin sab›kas› yoktu. San›klar›n daha önce baflka ne gibi suçlar› iflledi¤ini bilemem. Ayr›ca madurlar›n ald›¤› iflkenceye dair raporlar üç 20
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
günlüktü.” Yani üç günlük de¤il de, 5 günlük mü, 10-15 günlük mü olmas› gerekiyordu? Bu kafa diyor ki; ne var yani ölmemifller ya! Ama, ayn› iflkenceciler hakk›nda suç duyurusunda bulunan Süleyman Yeter, yine ayn› polislerce katledilmifl!
Demek Suç Duyurusunda Bulunursun! Süleyman Yeter’e, iflkencenciler böyle dedi ve iflkencede katlettiler. Do¤u’da köyleri yak›ld›¤› için mahkemelere baflvuranlara, çeflitli iflkence olaylar›nda suç duyurusunda bulunanlara, devletin herhangi bir kurumuna karfl› hakk›n› arayan herkese söylenir bu. Ve önceki yapt›¤›ndan daha fazla zulmü yapar. Bafll› bafl›na Süleyman Yeter’in katledilmesi bile, iflkencenin aç›k kan›t› ve üstlenilmesidir. Karar diyor ki; iflkenceye karfl› hakk›n›z› mahkemelerde ararsan›z hem adaletsiz kal›r, hem de daha fazla iflkence görür, katledilirsiniz. Peki, halk adaleti nerede, nas›l arayacak? Bu düzende böyle bir mercii var m›?
Bir “münferit” de Serik’te Antalya Cumhuriyet ‹lkö¤retim Okulu’nda s›n›flara girip ç›kan Serik Emniyet Müdürü Selman Kerimo¤lu'nun polis efli Serpil Kerimo¤lu ile birlikte iki polise “kimsiniz” diye kimlik soran okul müdürü Ergin ‹pteç, “flimdi ö¤renirsin” (öyle ya sen devlete nas›l kimlik sorars›n!) denilerek gözalt›na al›nd›. ‹pteç’in gözalt›na al›nmas›n› Emniyet önünde protesto eden ö¤retmenlerden ö¤retmenevi müdürü Servet Kafl'› içeri ça¤›ran Kerimo¤lu, Kafl’› dayaktan geçirdi. Kafl üç günlük rapor ald›. Serik Kaymakam› Mehmet Ayd›n, olaya iliflkin polisin klasik aç›klamas›n› tekrarlayarak, "kargaflada bafl›n› kap›ya çarpm›fl.” dedi. Bakanl›k soruflturma bafllatm›fl! Akibetini söylemeye bile gerek yok. Olay›n kendisi vaka-i adliyeden oldu¤u gibi, soruflturma da öyle olacakt›r.
Ba¤›ms›z Türkiye
“Halk deste¤i” mi, ABD-AB deste¤i mi? Hakk›n› teslim etmek gerekir; AKP lideri Tayyip Erdo¤an AB üyesi ülkeleri büyük bir h›zla, k›sa zamanda gezdi. “AKP’nin AB’ye üyelik konusundaki gerçek niyeti ne?” tart›flmas› ayr›, ancak gezinin bundan da öte bilinen bir anlam› var. Türkiye’nin gerçek iktidar› Genelkurmay’a karfl› Avrupa’y› arkas›na almak. Avrupa da bunu bildi¤i için, resmen baflbakan olmamas› bir yana yasakl› olmas›na ra¤men “baflbakan gibi” karfl›lad› Tayyip Erdo¤an’›. Tayyip Erdo¤an ayn› flekilde flimdi de Amerika’ya giderek, baflbakanl›k yolunda s›rt›n› daha güçlü olana da dayamaya haz›rlan›yor. Erdo¤an’›n iste¤iyle gerçekleflecek gezide, Bush’un Beyaz Saray’da “baflbakan gibi karfl›layaca¤›” flimdiden duyuruldu. Hemen belirtelim ki, buradan, Genelkurmay’›n Avrupa’ya, Amerika’ya karfl› oldu¤u sonucu ç›kmaz. Tersine emperyalistlerle iflbirli¤inin bafl›n› ony›llard›r ordu çekiyor bu ülkede. Aralar›nda temelde bir çeliflki yoktur. Emperyalizm her iste¤ini yerine getirmeye haz›r oldu¤unu ilk günden ilan eden bir iktidar› içeride güçlendirmek, ifllerini daha kolay yapt›rmak istiyor. Ordu, “laiklik” diyerek iktidar›n› kaybetmek istemiyor ve çeliflki, çat›flma dolay›s›yla AKP üzerinden flekilleniyor. Ancak belirterek geçelim ki, emperyalistler ordu ile iliflkilerinde de, ç›karlar›na uygun dengeyi kurmaya devam ederler. Tayyip Erdo¤an ve AKP’nin hükümette güç olabilmesinde “destek” yüzde 35’lik halk oyu mu, yoksa emperyalistler mi sorusu do¤al olarak gündeme geliyor. Yaz›lar›m›zda s›kça flunu dile getiririz; “iktidar olabilmek için ABD’den icazet ald› vb.” deriz. Elbette bunun anlam› ABD’nin satranç tahtas›n›n tafllar›n› yerlefltirir gibi istedi¤ini iktidar yapma gücüne sahip olmas› demek de¤ildir. Halktan flu ya da bu yalanla oyunu alarak hükümet olanlar›n, hükümette kalabilmeleri, siyasi ekonomik politikalar›n›
uygulayabilmeleri (halk›n muhalefetini ayr› tutarak) Amerika’n›n ve nispeten daha az oranda da olsa Avrupa’n›n, sözünü etti¤imiz icazetine deste¤ine ba¤l›d›r. Özal da, Tayyip Erdo¤an da bu nedenle parti kurmadan, kurduktan sonra Amerika’y› tavaf ettiler, kendilerini anlatt›lar, Amerika’n›n ç›karlar›n› sadakatla sahip ç›kacaklar›n› belirttiler. AKP’nin görünen deste¤i yüzde 35’lik oy olabilir, ama gerçekte s›rt›n› dayada¤› halk de¤il emperyalistlerdir. Bu nedenle de ilk icraatleriyle onlar› memnun etmeye çal›flmaktad›r. IMF direktörünün “hükümet program› tam istedi¤imiz gibi” aç›klamas›, Paul Wolfowitz’in “bu hükümeti eskisine nazaran kendi düflüncelerimize daha yak›n bulduk” aç›klamas› bunun teyididir. * AKP de¤il de baflka bir parti iktidar olsa, bu tablo de¤iflir miydi? AKP, ayr› bir yaz› konusu olan, güçsüzlükleri, kendini ispatlama gayretleri nedeniyle çok daha iflbirlikçili¤e aç›k olmas› nüans farklar yaratsa da, kim olursa olsun, emperyalist sisteme siyasi, ekonomik ve askeri olarak göbe¤inden ba¤›ml› bu düzen de¤iflmedikçe icazet al›nacak, “s›rt dayan›lacak güç” bellidir. Halk Amerika’ya, Avrupa’ya ra¤men baflkas›n› da iktidara getirse, bu yine de¤iflmez. Aksi durumda; kredileri kesmekten tutun da çeflitli alanlarda gündeme gelecek yapt›r›mlarla, krizler, hükümet düflürme operasyonlar› gündeme gelir. ‹flte bu yüzden halk›n “seçimlerle iradesini yans›tt›¤›” sadece bir aldatmacadan ibarettir. Halk bir tercih yapar ya da zorunlu olarak kötünün iyisi diyerek birini iktidar yapar, ama iktidardaki irade halk›n iradesi olmaz. ‹flte bu yüzden, emperyalizme ba¤›ml›l›k sürdükçe ne halk için ekmek vard›r, ne de gerçekten bir demokrasi sözkonusu olur. ‹flte bu yüzden bu düzen temelden de¤iflmek zorundad›r. De¤iflimin bir tek ad› vard›r; devrim. Kim baflka bir de¤iflimden, kurtulufltan sözediyorsa yalan söylüyor, aldat›yordur. Ve, iflte bu yüzden AKP’nin halk› aldatmaktan, oyalamaktan baflka, emperyalistlerin onay› olmadan hiçbir konuda, hiçbir fley yapabilmesi mümkün de¤ildir. Halka verilen sözlerden, vaatlerden, IMF karfl›s›nda çark etmenin nedeni de budur. AKP’nin bunu demagojilerle aç›klamaya çal›flmas›n›n hiçbir k›ymeti olmad›¤› gibi, ekonomik, siyasi sonuçlar›n› çok geçmeden yaflayacak olan halk nezdinde de ömrü k›sad›r. Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
21
“Bush doktrini” yay›l›yor... fiaron yöntemleri “küresellefliyor”! Rusya’dan sonra Avustralya ” da, “terör tehlikeidir n i r t si durumunda dok r baflka bir ülkeye ö ter , önceden sald›ri n tri k may› öngören ‘ero d sh ken önlem’ dokt“Bu rinini benimsedi¤ini” aç›klad›. Tüm emperyalistler ABD’nin açt›¤› yoldan yürüyor. Avustralya’n›n, aç›klamas›nda “terörizme karfl› önlem için” sald›r›y› gerçeklefltirece¤i ülke yönetimlerinden izin almaya da gerek duymayaca¤›n› belirtmesi, emperyalistlerin tüm dünyada aç›k bir terör düzeni kurmaya gittiklerini ortaya koyuyor. Bu “doktrinin” hakim oldu¤u bir dünyay› düflünün. Emperyalistler, falan ülkede, terör hücreleri var, bizim güvenli¤imiz için tehdit oluflturuyor deyip, o ülkede suikastlar, provokasyonlar, katliamlar gerçeklefltirecek... Bunu o ülkenin yönetiminden habersiz yapacak. Buna engel olmaya kalkan ülkelerin kendisi bu defa “terör destekçisi”, “fler ekseni” ilan edilip, tüm ülke emperyalist sald›r›n›n hedefi yap›lacak!
Kontrgerilla eylemlerini meflrulaflt›ran Amerikan hukuku Hat›rlanaca¤› gibi k›sa süre önce Yemen’de bir otonun içinde bulunun 5 kifli, havadan at›lan bir fü-
Avrupa, Irak’a Sald›r›da da Amerika’n›n Yede¤inde Almanya, hava sahas›n› ABD uçaklar›na açt›¤›n› aç›klad›. Bu geliflme, Amerikan›n Irak’a sald›r›s›nda Avrupa’n›n da her zamanki rolünü oynamaya haz›rland›¤›n› gösteriyor. Afganistan’a sald›r›da da, 1991’deki Irak’a sald›r›da da, Avrupa hep ayn› rolü oynam›flt›r. Önce sald›r›ya karfl› ç›kar gibi görünür; BM karar› gerekli, uluslararas› hukuka uyulmal› gibi sözde itirazlar seslendirir. Sonra ad›m ad›m Amerikan dayatmalar›na uyar ve nihayetinde asker göndererek, lojistik destek sa¤layarak, sal-
22
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
ze sonucu katledilmiflti. Daha sonra bu sald›r›y› gerçeklefltirenin CIA oldu¤u anlafl›ld›. Amerikan yönetimi sald›r›y› üstlendi. Terörist ‹srail Devleti taraf›ndan y›llard›r uygulanan bu tür suikastlar, flimdi “hukuk devleti” oldu¤u iddias›ndaki emperyalist devletler taraf›ndan uygulan›yor. Siyonist ‹srail’in Filistin halk›na karfl› uygulad›¤› tüm yöntemler, flimdi tüm emperyalistler taraf›ndan dünya halklar›na karfl› kullan›l›yor. Geçen hafta, Amerikan Kongresi Hukuk Komitesi’nde benzer bir sald›r› tart›fl›ld›. Amerikan Kongresi Hukuk Komitesi’nde savc›, Hizbullah’›n Lübnan’da bulunan yöneticilerine karfl› da ayn› tür eylemlerin gerçeklefltirilmesi için gerekli kurumlara yetki verilmesini istedi. Bir yan›yla tam bir kara mizah. Böyle bir kontra eyleminin tart›fl›l›p kararlaflt›r›laca¤› yere bak›n: Amerikan Kongresi Hukuk Komitesi. Kontrgerilla eylemlerini “Hukuk Komitesi”nde kararlaflt›rmak tam Amerikan imparatorlu¤unun pervas›z sald›rganl›k politikas›na uygundur. Hukuk, sadece ve sadece Amerikan ç›karlar›n›n hizmetindedir. Hukuk, Amerikan›n terör eylemlerini “yasallaflt›rmakta” kullan›l›yor. Ama bu k›l›f, terörü terör olmaktan ç›karm›yor. Bush doktrini denilen fley, ülkelere, halklara, örgütlere ve kiflilere yöneltilmifl bir terör doktrinidir. d›r›ya da do¤rudan kat›l›r. Çünkü ABD’ye karfl› ç›kabilecek gücü zaten yoktur; sald›r›n›n d›fl›nda kal›rsa, sald›r›lan ülkedeki ya¤ma ve talan›n da d›fl›nda kalacakt›r. O zaman ya¤maya ortak olmak için ABD’nin yan›nda sald›r›ya kat›l›r. Almanya’n›n hava sahas›n› açmas› bu aç›dan bir gösterge. Bir süre önce Almanya’da yap›lan seçimlerde, hemen tüm partiler Amerikaya ve savafla karfl› propaganda yap›yordu. Çünkü halk›n e¤ilimi ço¤unlukla bu yöndeydi. fiimdi seçimler geçti; dün Almanya’y› savafla sokmayaca¤›z diyenler, yavafl yavafl bunun haz›rl›¤›n› yap›yor. Yar›n tüm Avrupa emperyalistleri ayn›s›n› yapacakt›r. Kimsenin kuflkusu olmas›n. Irak’›n üzerine Amerikan ve Avrupa bombalar› birlikte ya¤acakt›r.
Wolfowitz Türkiye’de! Türkiye Savaflta! Sald›ran Amerikan imparatorlu¤u ve iflbirlikçileri, Katledilecek olan, mazlum, yoksul halklard›r!
YURTSEVER HALKIMIZ TOPRA⁄IMIZ VE KANIMIZ AMER‹KA’YA SATILIYOR!
AKP hükümeti, Amerikanc›l›kta, kendinden öncekilere rahmet okutmaya kararl›! ABD üs diyor, AKP veriyor; ABD lojistik diyor, AKP veriyor; ABD liman diyor, AKP veriyor... ABD’nin son ve esas iste¤i ASKER! AKP ve MGK onu da vermeye haz›rlan›yorlar! Amerika, öteki emperyalistler, ve Türkiye oligarflisi dahil iflbirlikçiler Irak’a sald›r› haz›rl›klar›n› bitirmek üzereler. Provakasyonlar, demagojiler ara-
s›nda kan dökmeye haz›rlan›yorlar. Halklar›n iradesini kan içinde bo¤maya haz›rlan›yorlar. Ya¤maya, talana haz›rlan›yorlar. Halk›m›z, biz de haz›r olmal›y›z! Sald›r› Irak’a de¤il, tüm dünya halklar›nad›r. Tüm dünyay› Amerikan imparatorlu¤u önünde secdeye getirmek, açl›¤a mahkum etmek içindir. Ya Amerikanc› dünya düzeni önünde boyun e¤ece¤iz, ya ekmek ve adalet için, hürriyet için, bu savafla karfl› ç›kaca¤›z! Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
23
✔ Türkiye topraklar›, ABD’nin savafl karargah› de¤ildir! ✔ Irak’a sald›r›ya son! BM karar›yla Irak’ta “denetim”ler yap›l›yor. fiu ana kadar denetimciler, Irak’› suçlayacak hiçbir fley bulabilmifl de¤iller. Bulacaklar›n›n da bir “garantisi” yok. Ama bütün bunlar ABD’yi ilgilendirmiyor. Emperyalist eflkiya, BM kararlar›n› falan dinlemeden sald›r› haz›rl›klar›n› sürdürüyor. Zaten aç›kça ilan etmemifllerdi; Irak’ta bir fley bulunsa da, bulunmasa da, BM onay verse de vermese de sald›raca¤›z! Bunun d›fl›ndaki tüm manevra ve aç›klamalar, sadece haz›rl›klar›n› tamamlamak için gerekli.
Savafl haz›rl›klar› Türkiye’ye tafl›nd› ABD D›fliflleri Bakan Yard›mc›s› Marc Grossman ve Savunma Bakan Yard›mc›s› Paul Wolfowitz, geçen hafta Ankara’dayd›lar. Ayn› gün, ‹ngiltere D›fliflleri Bakan› Jack Straw da ülkemizdeydi. Onun gündemi de ayn›yd›. Baflbakanla, Genelkurmay yetkilileriyle, D›fliflleri Bakan›’yla, Milli Savunma Bakan›’yla, Cumhurbaflkan›’yla, Tayyip Erdo¤an’la, Deniz Baykal’la görüflmeler yapt›lar peflpefle. Görüflmelerden sonra yap›lan aç›klamalarda, hem Amerikal›lar, hem ülkemizin yöneticileri genel olarak “anlay›fl birli¤i” içinde olundu¤unu belirttiler. Evet, “anlay›fl birli¤i” içindeler. Irak halk›n› katletmekte anlay›fl birli¤i bu, baflka bir fley de¤il. Görüflme ve pazarl›klar›n “Saddam Hüseyin’i devirme plan› üzerine” yap›ld›¤› söyleniyor. Yalan. Sorun “Saddam sorunu” de¤il. Plan, Amerikan imparatorlu¤unun Irak’› ekonomik-askeri-siyasi iflgal plan›d›r. Emperyalizme flu veya bu noktada karfl› ç›kanlar›n sindirilmesidir. Türkiye oligarflisi buna onay veriyor. “BM kararlar›yla olsun” gibi sözde itirazlar›n bir anlam› yok. Emperyalist sald›r›n›n üzerine, katliam›n üzerine “BM karar›yla yap›lm›flt›r” yaftas› as›lmas› neyi de¤ifltirir ki zaten? 24
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
ABD’nin Türkiye’den istekleri: “Tüm Türkiye ‹ncirlik’e dönüflecek!” ABD isteklerini çok önceden Ecevit hükümetine ve Genelkurmay’a bildirmifl durumdayd›. Bu görüflmeler, bir yerde planlar›n sonuca ba¤lanmas› için yap›ld›. ABD, Türkiye’nin katliama deste¤ini istemekle kalmad›; Türkiye’nin do¤rudan sald›r›ya kat›lmas›n› da istiyor. ‹flte ABD’nin istekleri. - Askeri üslerin Amerikan ordusuna aç›lmas›n›; hava sald›r›lar› için, ‹ncirlik’in yan› s›ra Malatya ve Diyarbak›r’daki üslerin de Amerikan ve ‹ngiliz savafl uçaklar›na aç›lmas›n› istiyor. - Kuzeyden kara harekat›na TSK’n›n bizzat kat›lmas›. ABD bu çerçevede Türkiye'den 17-20 bin kiflilik bir tümen asker istiyor. - Yaklafl›k 250 bin ABD askerini Türkiye üzerinden Irak'a sokmak istiyor. - Türkiye'nin yaklafl›k 10 havaalan› ve liman›n›n bildirimsiz olarak Amerikan kullan›m›na aç›lmas›n› istiyor. Türkiye'nin tüm güney limanlar›n› ve daha farkl› planlar çerçevesinde Kafkaslar'daki hedefleri için de Trabzon liman› ayn› kapsama kullanmak istiyor. Bütün bunlar›n sonucunda, Türkiye her kar›fl topra¤›yla bir Amerikan üssü haline, tüm Türkiye koca bir ‹ncirlik haline gelecek.
Topra¤›m›z, kan›m›z üzerine pazarl›k! Amerikan heyeti, çantas›nda 800 milyon dolarl›k rüflvetle geldi. Rüflvet bu kadarla s›n›rl› de¤il tabii; bu ilk elden verilecek miktar. Bu emperyalist sald›r›ya ortak olunmas› karfl›l›¤›nda Kerkük petrollerinden pay ve 5-7 milyar dolarl›k askeri borcun silinmesi de vadediliyor. IMF kredileri de Irak sald›r›s›na verilecek deste¤e ba¤l›... ABD’nin bir baflka rüflveti de, e¤er Irak sald›r›s›nda her türlü kolayl›¤› gösterirseniz, K›br›s ve AB üyeli¤i konular›nda sizi destekleriz. Amerikal› Wolfowitz; “Türkiye'nin muhtemel bir harekât karfl›s›ndaki kayg›lar›n› anlad›klar›n› ve IMF ile birlikte buna çare arad›klar›n›” söylüyor. Irak’ta en az yüzbin kifli ölecekmifl, Türkiye’nin bundan bir kayg›s› yok. Kendi vatandafllar› ölecekmifl, bundan kayg›s› yok. ABD aç›kça dünya çap›nda sömürgeci bir imparatorluk kuruyormufl, bundan kayg›s› yok. Bir tek kayg›s› varm›fl Türkiye yönetiminin: DOLAR! Türkiye’yi yönetmeye soyunan AKP iktidar›,
bu konuda en az Afganistan’da Türkiye’nin askerini pazarlarken aleni dolar pazarl›¤› yapan Ecevit hükümeti kadar utanmaz oldu¤unu iki günde gösterdi. Alenen yaz›yor gazeteler: “Türkiye’nin Amerika’dan Irak için istedi¤i dört maddeden biri 25 milyar dolar. Do¤rudan Amerikan kongresinden... Wolfowitz bu iste¤e ‘biz hem IMF nezdinde hem de ikili olarak yard›mc› olaca¤›z’ cevab›n› verdi.”
✔ Üsler ABD’ye kapat›lmal›d›r! ✔ Türkiye-ABD iflbirli¤ine son verilmelidir!
AKP-Genelkurmay elele Irak’a! Pazarl›k son aflamas›nda. Hem üs, hem asker istiyor Amerika. Genelkurmay taraf›ndan yap›lan aç›klamada söylendi¤i gibi, “görüflmeler, Türkiye ile ABD aras›nda varolan stratejik ortakl›k kapsam›nda ve büyük ölçüde anlay›fl birli¤i içinde geçmifltir.” AKP hükümeti ayn› fleyleri söylüyor. Amerikan heyeti “MGK’n›n muhalefeti”nin lideri Deniz Baykal’la da görüfltü. Onun da bir itiraz› yok. K›sacas›, Türkiye oligarflisi, islamc›s›, MGK’s›, sosyal demokrat› tam bir ittifak halindeler: Dolar karfl›l›¤›nda bu ülkeyi Amerikan›n sald›r› üssü yapmakta anlaflt›lar. Amerikan yönetimi, AKP iktidar›ndan “çok memnun” oldu¤unu aç›kl›yor. Onlar› memnun eden fley; AKP’nin Amerikan uflakl›¤›nda, önceki
iktidarlar› aratmayacak olmas›d›r. ABD’nin Irak’a sald›r›s›, tüm halklara sald›r›d›r. Halklar›n ç›kar› bu sald›r›y› durdurmaktad›r. Amerikan sald›rganl›¤›na karfl› sesimizi yükseltelim. Dolar u¤runa, bir halk› katledilmesine yard›mc› olmak, dünyan›n en afla¤›l›k suçlardan biridir. AKP ve Genelkurmay bu suçu iflliyor. ABD, Türkiye’yi Irak’a sald›r›da bir Amerikan üssü olarak kullanabilmek ve insan›m›z› Amerikan›n askeri yapmak için, havaya milyar dolarlar saç›yor. Oligarfli, milyar dolarlar için her fleyi satmaya haz›r! AKP ve MGK gelecek krediler ve bir miktar borcun silinmesi karfl›l›¤›nda, her türlü ihanete haz›r!
IRAK’TA “DENET‹M” SAHTEKARLI⁄I ABD sald›r› haz›rl›klar›n› sürdürürken “BM Denetçileri” Irak’ta kah saraylara, kah fabrikalara “bask›nlar” düzenliyorlar. “BM Denetim Heyeti” içinde yer alanlar›n içinde ajanlardan sap›klara kadar her türlü provokasyonu yapabilecek tiplerin yerald›¤› a盤a ç›k›yor. Irak D›fliflleri Bakan› Naci Sabri, ABD'nin BM kararlar› do¤rultusundaki “denetim” faaliyetlerini provoke etmeye çal›flt›¤›n›, sürekli müdahalelerde bulundu¤unu aç›klad›. Bush’un kontra dan›flman› ABD Devlet Baflkan› Bush, Ortado¤u ve Kuzey Afrika’dan sorumlu dan›flman olarak Elliott
Abrams’› atad›. Kim bu Abrams diyeceksiniz? Abrams, ‹ran-Kontra olay›n›n bafl aktörlerinden biri. Nikaragua’da Sandinist iktidar›n devrilmesi için kontralara para, silah yard›m› yap›lmas›, ‹ran’a gizli silah sat›m› gibi çok say›da kontra faaliyetinden sorumlu. Abrams daha önce de, “insan haklar›, demokrasi ve uluslararas› operasyonlardan sorumlu” özel dan›flmand›... Amerika’n›n en büyük tekellerinin ortaklar›ndan, dan›flmanlar›ndan ve kontrgerilla fleflerinden oluflan Amerikan yönetimi, tüm dünyaya “çeki düzen” vermeye kalk›yorlar!
Onlar›n verece¤i düzenin bir “imparatorluk” düzeni oldu¤u art›k çok aç›k. Irak’a, “delil olsa da olmasa da sald›raca¤›z” diyen bir yönetimin düzeni eflkiyal›k düzeni olacakt›r. Bombalar› çok olan›n hükmetti¤i bir eflkiyal›k düzeni. Eflkiya kendi vatandafl›n›n sofras›ndan da çal›yor ABD Baflkan› Bush, “terörle mücadelenin gerektirdi¤i bütçe yükü” gerekçesiyle, önümüzdeki y›l, kamu çal›flanlar› için öngörülen yüzde 4.1 oran›ndaki maafl zamm›n› yüzde 3.1’e indirdi. Dünya halklar›na açl›¤› dayatan Amerikan tekelleri, kendi ellerinin alt›ndaki halk› sömürmeden duracak de¤iller elbette.
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
25
yeral›rken Haklar ve Özgürlükler Cephesi, sadece “savafla hay›r” demenin yetmedi¤ini ve do¤ru olmad›¤›n› att›¤› sloganlarla gösterdi. “Emperyalist savafla hay›r” ve “Amerikan sald›rganl›¤›na hay›r” en çok at›lan sloganlar aras›nda yer ald›. Nurtepe, Alibeyköy, Sar›gazi, ve Gazi Halk›, ‹stanbul Gençlik Derne¤i Giriflimi, Kamu Emekçileri, Liseli Gençlik kendi pankartlar›yla Haklar ve Özgürlükler Cephesi kortejindeki yerini al›rken, gecekondulardan, iflçilerden, memurlardan, gençlikten, halk›n her kesiminden, her yafltan insanlar›yla kortej Türkiye halk›n›n emperyalizme karfl› sesinin yans›mas›, disiplini, düzeni ve mitingin içeri¤ine uygun ciddiyetiyle devrimci kültürün yans›mas› oldu. Emperyalizme karfl› öfkesini, emperyalizmin ve iflbirlikçilerinin hücrelerinde süren direniflin coflkusuyla bir-
Irak pazarl›¤› yapanlara alanlardan cevap
Topra¤›m›z; Amerikan Üssü ‹nsan›m›z; Amerikan Askeri Olmayacak! 1 Aral›k günü, ‹stanbul baflta olmak üzere, ülkenin çeflitli kentlerinde alanlara ç›kan onbinler, Irak’a karfl› düzenlenecek olas› Amerikan sald›r›s›na hay›r diyerek, Türkiye halk›n›n sesi oldular.
‹stanbul... 1 Aral›k'ta ‹stanbul'da Irak'ta Savafla Hay›r Koordinasyonu’nun ça¤r›s› ile biraraya gelen 150’den fazla kurum ve 20 bini aflk›n kifli ABD sald›rganl›¤›n› protesto etti. Emek Platformu’nun baflvurusunu yapt›¤› mitingde Ça¤layan Abide-i Hürriyet Meydan›'na iki koldan girifl yap›ld›. Haklar ve Özgürlükler Cephesi Perpa önünde 2 bin kifli ile kortej oluflturduktan sonra sloganlarla yürüyüfle geçti ve alana ulaflt›¤›nda kat›l›mlarla birlikte say› 3 bine yaklaflm›flt›. TAYAD'l› Aileler beyaz baflörtüleri ve "Tecriti Kald›r›n Ölümleri Durdurun", "Tecrite Hay›r", "Emperyalist Savafla Hay›r" dövizleriyle kortejin önünde 26
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
lefltiren Haklar ve Özgürlükler Cephesi, Amerikan karfl›t› sloganlar›n yan›s›ra, umudun sloganlar›n› ve "Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz", "Tecriti Kald›r›n Ölümleri Durdurun", "Filistin Halk› Yaln›z De¤ildir" sloganlar›n› att›. Mitinge kat›lan devrimci hareketlerin, parti, sendika ve DKÖ’lerin meydanda toplanmas›n›n ard›ndan ilk konuflmay› Emek Platformu sözcüsü D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi yapt›. Çelebi, ABD'nin uygulad›¤› sald›rgan politikan›n insanlar›n ölümüne ve yoksullu¤un artmas›na neden oldu¤unu belirtti. Savafla Hay›r Platformu taraf›ndan haz›rlanan (Türkçe, Kürtçe ve ‹ngilizce olarak) bildiriyi sanatç›lar Derya Alabora ve Oktay Kaynarca okudu. Bildiride Irak’a sald›r›n›n gerçek nedeni flöyle ifade edildi; "Irak petrollerine göz dikildi¤i tüm dünyaca biliniyor. ABD yönetimi sald›r›s›na gerekçe uyduruyor, Irak'a demokrasi getirece¤ini söylüyor. 'Irak'ta silah bulmasak dahi sald›raca¤›z' aç›klamas›n›
Bush'un dan›flman› Perle yap›yor." Ortak metnin ard›ndan “‹ngiliz Savafl Karfl›tlar›” ad›na ‹ngiliz ‹flçi Partisi Milletvekili Jeremy Corbyn, konuflurken, flairler fliirleriyle programa kat›ld›lar. fiiirlerin ard›ndan sahneye ç›kan Grup Yorum alandaki kitleye büyük bir coflku katarken, “Kuflatma”, “Haydi Tenruh El Cephe” ve “Da¤lara Gel” türkülerini söyledikten sonra, "Amerika Irak'› tecrit etmek istiyor. Tecrit burada da yaflan›yor. Ve tecrit dün yüzüncü ölümünü verdi. Yar›n yüzüncü ölüm Zeliha Ertürk'ün cenazesine herkesi kat›lmaya ça¤›r›yoruz" dedi. Ard›ndan “Bize Ölüm Yok” marfl›n› söyleyen Grup Yorum’un peflinden Kardefl Türküler de Arapça, Türkçe türküler söyledi. Miting saatlerinde ABD uçaklar›n›n Irak’› bombalama haberi de "Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi" slogan›yla lanetlendi. Mitinge Özgür-Der’liler de türbanlar›yla, Amerikan karfl›t› dövizleri ve "Tecriti Kald›r›n Ölümleri Durdurun" sloganlar›yla düzenli bir kortej halinde kat›l›rken, Amerikan sald›rganl›¤›na karfl› direnifl kararl›l›¤›n›n dile getirildi¤i miting ö¤le saatlerinde sona erdi.
‹zmir... 1 Aral›k’ta kitlesel mitinglerden bir di¤eri de ‹zmir’deydi. Binlerce kiflinin kat›ld›¤› Alsancak Gündo¤du Meydan›'nda yap›lan mitingi “‹zmir Savafl Karfl›t› Platformunu” organize etti. KESK Konak'ta, TÜRK-‹fi Cumhuriyet Meydan› giriflinde, D‹SK Basmane Kap›s› önünde toplan›rken, “Emperyalist Savafla, Yoksullu¤a, Tecrite, ‹flkenceye Hay›r” pankart›yla TAYAD'l› Aileler, “Emperyalist Savafla Hay›r” pankart›yla ‹zmir Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Giriflimi, “Amerikan Sald›rganl›¤›na Hay›r” pankart›yla ‹zmir Gençlik Derne¤i Giriflimi, EMEP, HADEP, SDP, DS‹P, Savafla Karfl› ‹zmir Giriflimi, ‹HD, ÇHD, Al›nterimiz, At›l›m, Devrimci Demokrasi Konak HADEP il binas› önünde topland› ve “Emperyalist Savafla Hay›r”, “Amerikan Askeri Olmayaca¤›z”, “Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i”, “Hücre Ölümdür, ‹zin Vermeyece¤iz”, “Filistin Halk› Yaln›z De¤ildir” sloganlar›yla meydana yürüdü. Sayg› duruflu ile bafllayan mitingte okunan fliirlerin ard›ndan, tertip komitesinin konuflmas›n› yapan Kani Beko savaflta kazanan›n tekeller oldu¤unu söyledi ve “kar için kimsenin dökecek bir dam-
la kan› yoktur” dedi. 10 bin kiflinin kat›ld›¤› mitingde Amerikan karfl›t›, Irak’a sald›r›ya karfl› ç›kan sloganlar›n yan›s›ra, “Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz”, “Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez”, “Zeliha Ertürk Ölümsüzdür” sloganlar› at›ld›. Miting Grup Tufan'›n müzik dinletisiyle sona erdi.
Adana... Adana Savafl Karfl›t› Platformu U¤ur Mumcu Meydan›'nda yapt›¤› eylemle "Emperyalist Savafla Hay›r" dedi. Eylemde çeflitli dövizlerin yan›s›ra "incirlik Üssü Kapat›ls›n", "Savafl Açl›k, Yoksulluk ve Ölüm Demektir" pankartlar› aç›ld›. Yaklafl›k 600 kiflinin kat›ld›¤› eylemde, “Zafer Direnen Devrimci Tutsaklar›n Olacak” sloganlar› at›l›rken, yap›lan konuflmalarda, Amerikan sald›rganl›¤›n›n Ortado¤u’ya ölüm ve açl›k getirece¤i vurguland›.
Elaz›¤... KESK, ÖDP, ‹HD, EMEP, HADEP ve Gençlik Derne¤i Giriflimcilerinin kat›ld›¤› eyleme 150 kifli kat›l›rken, eylemde "Savafls›z, Sömürsüz Bir Dünya ‹çin Elele" ve "ABD Figüran› Olmayaca¤›z" dövizleri aç›ld›, "Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi", "Katil Amerika, Ortado¤u'dan Defol" sloganlar› at›ld›.
Mersin, Kocaeli... Mersin Savafl Karfl›t› Platform taraf›ndan Petrolifl sendikas›nda düzenlenen bas›n toplant›s›nda “Conilerin sefas› için Arap, Kürt. Türk yüzbinlerce insaEkmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
27
n›n ölümüne seyirci olamay›z” diyen 59 kurum ad›na aç›klamay› Adil Alaybeyo¤lu okudu. Aç›klamaya 70 kifli kat›ld›. Kocaeli’nde ise, birçok kurum ‹stanbul’daki mitinge kat›l›rken, Kesk, düzenledi¤i bas›n aç›klamas› ile Irak’a sald›r› haz›rl›klar›n› protesto etti.
Ad›yaman... Ad›yaman Demokrasi Platformu'nun düzenledi¤i bas›n aç›klamas›na yaklafl›k 400 kifli kat›ld›. Bir hafta içinde "Savafl Hay›r" kampanyas› yürüterek 4 bin imza toplayan Demokrasi Platformu Mimar Sinan Park› önünde zincir oluflturarak, slogan ve alk›fllarla Belediye Binas›'n›n önüne kadar yürüdü. "Kahrolsun
Irak’ta ‘küçük çapl›’ katliamlar sürüyor Geçen hafta içinde BM kararlar› çerçevesinde Irak’›n petrol ticaretini yürüten bir flirket binas› bombaland›. Her gün Irak’›n bir bölgesini bombalayan Amerika’n›n aç›klamas› “uçufla yasak bölge... uçaklar›m›za kilitlenen radar” aç›klamalar› yap›yordu. 8 kiflinin öldü¤ü, 27 kiflinin yaraland›¤› sald›r›da bunun inand›r›c› olmayaca¤›n› bilen Amerika, “ben söyledim oldu” gerekçelerinden birini s›ralad› ve 700 iflçinin çal›flt›¤› “Petrol tesisinden uçaklar›m›za atefl aç›ld›” dedi. Art›k gazetelerde küçük haber bile olmuyor bu sald›r›lar. Ama orada kesintisiz bir katliam ABD ve ‹ngiltere taraf›ndan sürdürülüyor. Silah denetiminin sürdü¤ü bir dönemde, BM’den izinli petrol tesisini bombalamak, hem Irak halk›n›n bir kaç kayna¤›ndan birini yoketme, as›l olarak da provokasyon yaratarak haz›rl›¤›n› yapt›¤› sald›r›n›n zeminini olgunlaflt›rma içindir. Ve BM, “en az›ndan bu sürede bombalama” diye bir karar dahi alam›yor. O’nun kararlar› sadece Irak için, Amerika’n›n hedef ald›¤› ülkeler için geçerli. Ne Irak’taki bombalamalar, ölen “sivil halk” ne de Filistin’de katledilenler BM’yi ilgilendirmiyor.
28
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
ABD Emperyalizmi", "Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i", "Kurtulufl Yok Tekbafl›na, Ya Hepberaber, Ya Hiçbirimiz" ve "Biji Afliti" sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde okunan aç›klamada ABD protesto edildi.
Antalya... Emek Platformu taraf›ndan düzenlenen eyleme sendikalar›n yan›s›ra üniversite gençli¤i de kat›ld›. K›fllahan Otel önünden “Savafl istemiyoruz”, “Savafla hay›r”, “Amerikan sald›rganl›¤›na hay›r” pankartlar› ve sloganlarla yap›lan yürüyüflün ard›ndan, Amerikan sald›rganl›¤›n›n protesto edildi¤i aç›klamay› Emek Platformu Dönem Sözcüsü Recep Koç okudu.
Di¤er kentlerde... Anadolu’nun çeflitli kentlerinde düzenlenen bas›n aç›klamalar›yla, eylemlerle ABD protesto edildi. Eskiflehir, Samsun, Zonguldak, Dersim, Malatya, Çorum baflta olmak üzere birçok ilde yap›lan ve yüzlerce insan›n kat›ld›¤› eylemlerde Türkiye halk›n›n Amerikan imparatorlu¤unun karfl›s›nda, Irak halk›n›n yan›nda oldu¤u hayk›r›ld›.
‹ngiliz ikiyüzlülü¤ü Bugünlerde ‹ngiltere yönetiminin haz›rlad›¤› görüntüler ve bir rapor dolafl›yor ortal›kta. TV’lerde de gösterilen bu görüntülerde, “Saddam diktatörlü¤ünün” ne kadar zalim, bask›c› oldu¤u anlat›l›yor. Halepçe katliam›ndan görüntüler yer al›yor. ‹ngiliz hükümeti raporunu inand›r›c› k›lmak için olsa gerek, bilgi ve görüntüleri Uluslararas› Af Örgütü’nün son on y›ll›k belgelerinden alm›fl. Ancak Uluslararas› Af Örgütü bir aç›klama yaparak ‹ngiltere’nin ikiyüzlülü¤ünü deflifre etti. Af Örgütü, ‹ngiliz yönetiminin Halepçe katilam› ve ‹ran-Irak savafl› döneminde haz›rlanan Af Örgütü raporlar›n› yay›nland›¤› günlerde görmezden geldi¤ini, bugün bunlar› Ba¤dat yönetimine karfl› kullanmas›n› ahlaki bulmad›¤›n› aç›klad›. Emperyalistler böyledir iflte. O Halepçe ki, emperyalistlerin deste¤i sayesinde olmufl. O Halepçe ki, emperyalistlerin hepsi susmufl o zaman! Sadece Halepçe de¤il, Basra’da fliileri ayakland›ran, sonra da s›rt›n› dönen de emperyalistlerden baflkas› de¤ildir. fiimdi emperyalist ç›karlar› zedelendi¤i için, Irak petrollerine el koymak istedikleri zaman Halepçe görüntüleri hat›rl›yorlar.
TAYAD’l›lardan Adalet Bakan› Cemil Çiçek’e
ESK‹Y‹ DEVAM ETT‹RECEK OLANIN AKIBET‹ DE ESK‹S‹ G‹B‹ OLUR! Adalet Bakan› Say›n Cemil Çiçek’e 2 Aral›k 2002 tarihli Türkiye Gazetesi’nde yay›nlanan röportaj›n›z› okuduk. ... Sanki Hikmet Sami Türk’ün aç›klamalar›n› okur gibiydik. Talihsiz bir bafllang›ç yapt›n›z, böyle mi devam edecek, bunu görece¤iz, bizi as›l ilgilendiren de bu. Aç›klamalar›n›zda gördük ki, direnifle, F tiplerine iliflkin birçok fleyi ya bilmiyorsunuz veya biliyorsan›z, çarp›t›yorsunuz. ... Belki bu düflüncelerinize kaynakl›k eden bilgileri, hapishanelerde bugüne kadarki tüm zulümlerin, tecritin uygulay›c›s› olan MGK temsilcisi bürokratlardan ald›n›z. Belki her fleyi çarp›tmakta üstüne olmayan holding medyalar›ndan ö¤rendiniz. Olan biteni bir de bizden dinleyin. ... Bu röportajdaki sözleriniz, belki hapishanelere ilgisiz, dört duvar›n arkas›nda neler olup bitti¤ini bilmeyen insanlar› yak›nlar›m›z›n neden direndi¤i hakk›nda flüpheye düflürebilir, belki onlar› bir süre daha kand›rabilir, oyalayabilirsiniz, ama ne geçer elinize? Bu yalan yanl›fl bilgi ve yorumlar› ardarda dizdiniz; sorun çözülmüfl mü olur? Biz neyin ne oldu¤unu en iyi bilenleriz. Bu yüzden sözlerinizi, sizin ad›n›za üzülerek okuduk. O kadar iddiayla iflbafl›na gelen bir iktidar›n bakan›, Sami Türk’ten farkl› tek bir cümle kuramayacak m›?
Kald› ki, F tipleri ve direnifl öyle bir sorun ki, bu ülkenin yönetimiyle az çok ilgili herkesin bir fikri var; ama sizin yok sanki, hala diyorsunuz ki “Talep edilen hak m›d›r de¤il midir, onu da ayr›ca tart›flmak laz›m.” Neyi tart›flacaks›n›z? Tart›fl›lacak ne var? Talep edilenin hiç tart›flmas›z, hiç kuflkusuz bir insan hakk› oldu¤u o kadar aç›k ki! Ama siz bu hakk› teslim etmek yerine “tart›flmak laz›m...” sözleriyle direnifl hakk›nda flüphe, kuflku yaratmay› tercih ediyorsunuz. 101 insan ölmüfl Bakan Bey. 101 insan. Kufl de¤il, böcek de¤il, sinek de¤il, 101 insan. Siz hala talep edilen hak m›d›r diyorsunuz.
“DIfi M‹HRAK”LI OLAN K‹M? Diyorsunuz ki; “Ancak, ölüm oruçlar› dedi¤iniz oruçlar, cezaevi flartlar›n›n düzeltilmesinden ziyade baz› konular›n Türkiye'nin gündemine gelmesi, Türkiye’nin hassas oldu¤u baz› konularla ilgili bir tav›r koymak, d›flar›ya bir mesaj vermek, d›flar›n›n Türkiye'nin ifllerine yerli yersiz müdahalesine çanak tutmak anlam›na geliyorsa o zaman bir hak olmaktan ç›kar bir baflka anlam ifade eder.” Hangi anlam› ifade ediyormufl say›n Bakan, söyleyin hangi anlam›? Kendi Genel Baflkan›n›z Avrupa kap›lar›nda dolafl›rken, bizi AB’ye al›n, her türlü yasam›z› sizin istedi¤iniz gibi düzenleyece¤iz vallahi billahi diye sözler verirken, yapt›¤›n›z demagoji tek kelimeyle komik-
“HAK MI, DE⁄‹L M‹?” Diyorsunuz ki; “‹nsanlar›n ölmelerinden üzüntü duyar›z. ‹nsanlar›n bafllar›na bu ifllerin gelmesinden rahats›zl›k duyar›z. Ancak bu da Türkiye'nin bir vakas›. fiunu anlam›fl olmam›z laz›m ki bu yoldan giderek bir hak aramak, mümkün de¤i1. Talep edilen hak m›d›r de¤il midir, onu da ayr›ca tart›flmak laz›m.” Bafltan söyleyelim ki, “üzüntü duyuyor” olman›z önemli ama, belirleyici de¤il. Çünkü önceki Adalet Bakanlar› “üzülüyorum” diye diye katlettiler. ... Siz iktidara haz›rl›kl› geldi¤iniz iddias›ndas›n›z.
Basitliklerden, yüzeyselliklerden vazgeçin. “Siyaset kurumu çözüm merciidir” diyordunuz. “Masaya oturulacak ki çözülsün” diyordunuz. Çözün o zaman. Gidin konuflun. Tart›fl›n. Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
29
tir. Kimin “d›flar›n›n Türkiye'nin ifllerine yerli yersiz müdahalesine çanak tuttu¤u” herkesin gözlerinin önünde de¤il mi? Bizim yak›nlar›m›z›n, yani devrimciler d›fl›nda hemen tüm kesimler, sizler de dahil Avrupac› olmufl ç›km›fls›n›z. Hal böyleyken ölüm orucunu d›flar›n›n müdahalesine çanak tutmak diye de¤erlendirmekle neyi amaçl›yorsunuz? Üstelik, o “d›flar›s›” dedi¤iniz Avrupa, F tipleri konusunda direniflçilerin de¤il, katliamc› iktidarlar›n yan›ndad›r. Ölüm oruçlar›, aylard›r ayn› zamanda Avrupa’ya karfl› sürdürülen bir direnifltir. Biz TAYAD’l› Aileler, haftalarca Avrupa Birli¤i büyükelçiliklerinin, konsolosluklar›n›n önünde F tiplerine verdi¤iniz deste¤i çekin diye baflvurular yapt›k. Siz bunlar› bilmiyor musunuz, yoksa bile bile mi çarp›t›yorsunuz. Ony›llard›r sürdürülen o “d›fl mihrak” demagojisinin kolayc›l›¤›na sap›p direnifli mahkum edivereceksiniz yani öyle mi? O kadar kolay de¤il. Halk sand›¤›n›z kadar aptal de¤il. Kimlerin “d›flar›n›n müdahalesine çanak tuttu¤u”nu herkes an an izliyor. Bu demagojilerle, sorunu çözme sorumlulu¤undan kurtulmaya çal›fl›yorsan›z bofluna.
ESK‹Y‹ DEVAM ETT‹RECEK OLANIN AKIBET‹ DE ESK‹S‹ G‹B‹ OLUR! Diyorsunuz ki; “F Tipi'nde flu anda üçer kiflilik ko¤ufllarda kal›yorlar. ‹stenen tekrar ko¤ufl sistemine dönmek ise bu kesinlikle mümkün olmaz. Yani cezaevinde ille de örgütlerin Türkiye aleyhine çabalar›na biz kendi imkanlar›m›zla çanak tutmay›z. Bu noktada geçmifl uygulamalar aynen devam eder . Bu konuda en ufak bir tereddüte yer yoktur.” Eski iktidar›n politikas›n› devam ettirecekseniz, siz niye iktidar oldunuz? “Örgütlerin Türkiye aleyhine çabalar›...”yla neyi kastediyorsunuz? Çarp›tmay›n say›n Bakan çarp›tmay›n. Onlar›n ne savundu¤unu dünya alem biliyor. Bu ülkenin ba¤›ms›zl›¤›n› istiyorlar, demokrasi istiyorlar, herkesin karn› doysun istiyorlar, hak ve özgürlükler olsun istiyorlar... Bunlar›n neresi, hangisi Türkiye’nin aleyhine? Bu bir yana; Direniflle ne istiyorlar; iflkenceye, tecrite son verilmesi. Demek ki, hapishanelerde iflkence son bulursa, tecrit kalkarsa, hapishanelerdeki insanlar da insanca yaflarsa bu Türkiye aleyhine olacak? 30
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
Bak›n, “hücre” bile diyemiyorsunuz, “F Tipi'ndeki ko¤ufllardan” sözediyorsunuz. Gerçekçi olun say›n bakan. Katliamc›-yalanc› Sami Türk bile F tipindeki o tabutluklara ko¤ufl diyememifl, “oda” diye bir fley uydurmufltu. F tiplerinde ko¤ufl falan yok. Onu size her kim söylediyse yalan söylemifl. Zaten bu F tipleri “Terörle Mücadele Yasas›”na göre yap›lm›flt›r; o yasaya da bakarsan›z, HÜCRE T‹P‹ oldu¤unu görürsünüz. Bilmiyorsan›z ö¤renmelisiniz. Tecrit var. Tam 24 ayd›r, 19 Aral›k 2000’de F tiplerinin aç›ld›¤› günden bu yana sürüyor. AKP’nin Adalet Bakan› Cemil Çiçek nerede yafl›yor? ...
HAK ALMA MÜCADELES‹ D‹YE B‹R fiEY‹ TANIMAYAN, KABUL ETMEYEN B‹R BAKANIN ‘ADALET’ DA⁄ITMASI MÜMKÜN MÜ? Diyorsunuz ki, “Üstelik de bu neviden ölüm oruçlar›n› hep illegal örgüt mensuplar› yap›yor. Cezaevlerinde 60 bine yak›n insan kal›yor. 60 bin insandan flu veya bu örgütün mensuplar› bu neviden eylemler içerisinde. Bu bile bafll› bafl›na bu ölüm oruçlar›n›n ne anlama geldi¤inin çok aç›k ifadesi. Meseleyi do¤ru koymak laz›m.” Evet say›n Bakan; meseleyi do¤ru koymak laz›m. Bir; bildi¤imiz kadar›yla avukats›n›z siz, hukukçusunuz, yani az çok toplumlar tarihini bilirsiniz. Peki “60 binden sadece flu eylemler içerisinde” demeniz neyi ifade eder? fiu soruya bir cevap verin bakal›m: fiu sizin “namus borcunuz” olan türban, üniversitelerde milyonlarca yüksek okul ö¤rencisi içinde kaç kiflinin sorunu flu anda? Tarih boyunca hep böyle olmufltur; hak ve özgürlükler, önce çok genifl kesimler içinde daha dar kesimlerin mücadelesiyle gündeme gelmifltir. 60 binin 50 binini oluflturan adli tutuklu ve hükümlülerin ne durumda oldu¤unu siz de biliyorsunuz. Onlar›n flu an hiçbir fley yapm›yor olmalar›, hapishanelerdeki düzenden çok memnun oldu¤unu mu gösteriyor? Direnifli mahkum etmek, ölüm orucunu flaibeli hale getirmek, onlar›n gerçek taleplerini gizlemek için, bu kadar demagojiye, yalana baflvurmak zorunda kalman›z ne kadar üzücü! Demek öyle; 60 binden sadece flu kadar› direniflte oldu¤unu göre, haks›zlar, amaçlar› baflka! Bu kadar basit, s›radan, yüzeysel bir mant›kla herkesi kand›r›p ikna edebilece¤inizi düflünüyor
musunuz gerçekten? O zaman flöyle mi mant›k yürütülecek; flu kadar milyon ö¤renci içinde, halen türban direniflini sürdürenler birkaç yüz kifli... DEMEK K‹ NE ANLAMA GEL‹YOR? Demek ki onlar›n niyeti baflka, demek ki onlar›n baflka, gizli amaçlar› var, dertleri türban de¤il... Peki ne?.. ‹flte sizin ölüm orucuna karfl› yürüttü¤ünüz mant›¤›n ayn›s›n› baflkalar› da size karfl› kullan›yor. Siz hakl›ysan›z, demek ki o “baflkalar›” da hakl›. Demek ki, “Tayyip fleriatç›... yasaklanmal›” diyenler de hakl›.
“ÖRGÜT ÜYES‹” OLUNCA KATL‹ VAC‹P M‹ SAYIN BAKAN? S‹Z, ADALET‹ BÖYLE M‹ SA⁄LAYACAKSINIZ? ... Neymifl, zaten bu direnifli yapanlar “örgüt mensuplar›”ym›fl. Söyledi¤inizin mant›¤› var m›? Zaten F tiplerini “örgüt mensuplar›” için yap›lmad› m›? F tiplerine de önce onlar›n karfl› ç›kmas›ndan daha do¤al, mant›kl› ne var? Ama bu mant›ks›zl›ktan daha vahim olan›, ortaya koydu¤unuz zihniyettir. Sözlerinizden flu anlafl›l›yor: “Örgüt mensubu ise katli vaciptir” Bu bak›fl aç›s›yla bak›ld›¤›nda, birilerine göre de sizin katliniz vaciptir. Birilerine “terörist” diye, birilerine “bölücü” diye, birilerine “fleriatç›” diye, birilerine “y›k›c›” diye... her türlü zulüm uygulan›yor bu ülkede ony›llard›r. Bu anlay›fl sizi de vurur.
EVLATLARIMIZ ÖLÜYOR! TUTUKLU YAKINLARI OLARAK YEN‹ ADALET BAKANINDAN fiUNU Ö⁄RENMEK ‹ST‹YORUZ: O KOLTU⁄A “SORUN ÇÖZMEK ‹Ç‹N” M‹, YOKSA fiU ANDA 101 OLAN ÖLÜ SAYISINI DAHA DA YÜKSELTMEK ‹Ç‹N M‹ OTURDUNUZ? Say›n Bakan, inan›n, yukar›da sadece bir k›sm›n› aktard›¤›m›z, tamam›n› zaten sizin de bildi¤iniz sözler, çok bayatlam›fl yöntem ve söylemlerdir. Biz y›llard›r dinliyoruz bunlar›. B›rak›n bunlar›. ‹nsanlar›m›z orada. Hücrelerdeler. Bir deri bir kemik direniyorlar. Gidin konuflun onlarla. Gidin, tecriti kendi gözlerinizle görün. Bir deri bir kemik ölüm yürüyüflünün kimbilir kaç›nc› yüz gününde olan evlatlar›m›zla konuflun. Bak›n bakal›m “Brüksel’den talimatlarla” m› yap›yorlar ölüm orucunu? Sami Türk’ün bile b›rakt›¤›
demagojileri yeniden kullanmak ne kazand›racak size? fiu veya bu örgütün mensubu olmayan yak›nlar›m›z da ölüm orucu yap›p ölüyor. “D›flar›dan yönetiliyorlar” diye Sami Türk, katliam yapt›, hepsini tek tek tecrit etti, bitti mi? Sorun çözüldü mü? Basitliklerden, yüzeyselliklerden vazgeçin. “Siyaset kurumu çözüm merciidir” diyordunuz. “Masaya oturulacak ki çözülsün” diyordunuz. Çözün o zaman. Gidin konuflun. Tart›fl›n. Seçim boyunca sizi de dinledik. O zaman söylediklerinizi unutmad›k. Hani “uzlaflma”yla çözecektiniz? Hani “kat›l›mc›l›k” modelini uygulayacakt›n›z? Size “fleriatç›” diyenlerle mi uzlaflacaks›n›z? “Uzlaflma” sadece “MGK’yla uzlaflma”yla m› s›n›rl›? Sorunlar› çözmek için var›z... uzlaflma... kat›l›mc›l›k... Demek bunlar yalan. Yalan de¤ilse, göstermek durumundas›n›z. Siz sorunu çözmek zorundas›n›z. Niyetiniz birilerine kendinizi kan›tlamaksa, bu riyakarl›k de¤il midir? Farkl› sözlerle halktan oy alacaks›n›z, sonra sözlerden farkl› uygulamalarla birilerine güven vereceksiniz. Bu yol ç›kmaz. Bu yol sizi siyaseten öldürür, bitirir. Bu yol kiflisel olarak da size bir fley kazand›rmaz. 57. Hükümetin Adalet Bakan›’n›n kazand›¤› s›fatlar› siz de kazan›rs›n›z en fazla.
SON SÖZÜMÜZDÜR: ÖLÜMLER‹ DURDURUN! ‹flte say›n Bakan; F tiplerindeki gerçekler özetledi¤imiz gibidir. Ölüm orucunun nedeni, talebi çok çok aç›kt›r. Tecrit öldürüyor, gerçe¤e dönün. Sorunu çözün, ölümleri durdurun. ... Yapt›¤›n›z röportajdan dört ana bafll›k ç›karm›flt› gazete: Birinde diyordu ki, “F Tipi cezaevleri aynen devam ettirilecek.” E¤er bu tecriti, zulmü oldu¤u gibi devam ettirmekse, yeni tabutlar ç›kacak demektir. Bunun vebalinden hiç bir demagoji, hiçbir gerekçe kurtaramaz sizi. Analar›n ah› yakan›zda olur. Ça¤r›m›z› tekrarlayarak bitiriyoruz bu aç›klamam›z›: Tecrite, F tiplerindeki zulme son verin, ölümleri durdurun!
TAYAD’l› Aileler Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
31
Cemil Çiçek: “Bu eylemlerde ›srar edenler ayn› tip örgüt, di¤er örgütler b›rakt›, birisi sürdürüyor.” Böyle diyor yeni Adalet Bakan›. Evet do¤ru, flu anda tek bir örgüt sürdürüyor ölüm orucunu. Peki bu neyi gösterir? Ne demek istiyor Cemil Çiçek? Bir örgüt sürdürünce, taleplerin hakl›l›¤›, meflrulu¤u de¤ifliyor mu? Veya bir baflka aç›dan; bir örgüt olunca, uygulanan tecrit ve zulüm “hakl›” m› oluyor, ne diyor yani yeni bakan? Yeni, ama daha flimdiden hapishanelerde dört ölümün sorumlulu¤u omuzlar›nda olan Adalet Bakan› Cemil Çiçek, Türkiye gazetesinden sonra ikinci röportaj›n› da Radikal’le yapt›. Radikal’den Adnan Keskin’in sorular›n› cevapland›ran Cemil Çiçek “Hepsi örgüt üyeleri... farkl› amaçlar› var...” demagojilerini sürdürüyor. Sami Türk’ünkileri saymazsak, yeni bafllad›, ne kadar sürdürecek görece¤iz.
Yalan söylüyor, çarp›t›yor, yalan› aça¤› ç›k›nca bak›n ne yap›yor? Yeni Bakan, önceki aç›klamalar›nda oldu¤u gibi, yine direniflçilerin taleplerini çarp›t›yor. Diyalo¤un bu bölümünü oldu¤u gibi aktaral›m, herkes okusun: C. Çiçek- Cezaevinde bu eylemi sürdürenlerin talepleri yaln›z cezaeviyle ilgisiyle, taleplere olumlu bak›fl olabilir. Ancak yap›lan bu de¤il. fiimdi siz F tipi cezaevleri kald›r›ls›n, ko¤ufl sistemine dönülsün derseniz biz bu iflte yokuz. Muhabir- Bu kiflilerin art›k F tipi kald›r›ls›n diye bir talepleri yok. C. Çiçek- Yok da... Bunlar illegal örgütlerin eylemi haline getirilmiflse, farkl›. Cezaevi flartlar› üzerinden ad›m at›lmas›n› istemelerine destek olamay›z.” (Radikal, 4 Aral›k 2002) Ne diyor yani Bakan? Cemil Çiçek’in “Yok da...” dedikten (demek zorunda kald›ktan) sonraki cümlesini anlayabilen beri gelsin. Anlafl›lacak bir fley yok zaten. Önce baflka talepleri var diyor. Muhabir, geliflmeleri bildi¤i için hay›r diyor, flu anda dedi¤iniz gibi bir talep yok. Ondan sonra kem, küm... anlams›z cümleler kuru-
32
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
yor Bakan. Çünkü gerçek düflüncesini aç›k aç›k söyleyemiyor. Belki söyleyecek ama AKP’nin “herkesin temel haklar› eksiksiz uygulanacak” vaatleri, AB’ye uyum oyunlar› var bu s›ralar. Gerçek düflüncesinin flu oldu¤u anlafl›l›yor: Onlar örgüt üyesi, onlar›n hakk›, hukuku olmaz!
Bu ses, MGK’n›n sesidir Cemil Çiçek’in söylediklerinden anl›yoruz ki, MGK taraf›ndan “iyi” bilgilendirilmifl. MGK’n›n sesi olarak konufluyor. 101 flehit vermifl tutsaklara kimsenin söyleyemeyece¤ini söylüyor: Mesela, “Peki, nas›l çözülecek” diye soruyor muhabir. ‹flte Çiçek’in cevab›: “Sorunun kayna¤› olanlar›n ad›m atmas› laz›m. Bunun için de bu kiflilerin nedamet duyup eylemlerini sona erdirmesi gerekir.” Malum, Cemil Çiçek eski ANAP’l›. ANAP’taki dönemlerini hat›rlad› herhalde. ANAP s›k s›k “piflmanl›k yasalar›” ç›kar›r, nedamet ça¤r›lar› yapard›. Bakan iyi bilmeli ki, nedamet getirmesi gereken birileri varsa, onlar katliamc›lard›r, katledilenler de¤il. Ve yine iyi bilmeli ki, “sorunun kayna¤›” 19-22 Aral›k’ta katliam yapanlar ve tecriti uygulayanlard›r. Bu nedamet masallar›n› b›raks›n. Ama bu arada sormak istiyoruz. Cemil Çiçek niye ANAP’› b›rak›p AKP’ye geçmifl acaba? ANAP’ta iken savundu¤u, uygulad›¤› politikalardan, düflüncelerden nedamet mi duymufl? Yoksa AKP de ANAP’tan farks›z bir parti mi? Bir üçüncü fl›k yok. Cemil Çicek aç›klamal›, hangisi? E¤er o ANAP döneminden piflmanl›k duyan biri de¤ilse ve AKP’nin ANAP’tan bir fark› yoksa, o zaman Cemil Çiçek niye AKP’ye geçti? Koltuk için mi? fiimdi de o koltu¤u korumak için mi, MGK’n›n sesi olarak konufluyor?
Tecrit Hücreleri Çürütüyor
2
‹lk bölümünü geçen hafta yay›nlad›¤›m›z F tiplerindeki tutsaklar›n, tecrit koflullar›nda ortaya ç›kan sa¤l›k sorunlar›n› içeren TAYAD’›n aç›klamas›ndan bölümler yay›nlamaya devam ediyoruz. Edirne ve Sincan F tipi hapishanelerindeki tutsaklar› kapsayan iki aç›klamadan özetledi¤imiz bu belge, tecrit kald›r›lmad›¤› koflullarda her geçen gün daha da a¤›rlaflacak olan bir tablonun da ilk verileridir ayn› zamanda.
Hücrede Bafllayan Ya Da Hücrede Artan Rahats›zl›klar TAYAD raporu, Sincan F Tipi Hapishanesi’ndeki 85'i siyasi, 20'si adli olmak üzere toplam 105 tutuklu-hükümlüyü kapsayan A¤ustos 2002 tarihli araflt›rman›n sonuçlar›n› flöyle özetliyor; “Göz bozuklu¤u ile ilgili flikayetler: 35 kifli gözlük kullan›yor, bunlar›n 4' ü hücrede kullanmaya bafllam›fl. 15 kiflinin gözlük numaras› ise 0,25 ile 2,75 derece aras›nda artm›fl. 4 kiflide astigmat, 1 kiflide yak›n› görememe ve 1kiflide de gözlerde sinir zedelenmesi hücrede ç›km›fl. Bunlar›n d›fl›nda belirgin bir etki de; gözlerde kanlanma, yanma, a¤r›, çabuk yorulma, afl›r› çapaklanma, görmede zorlanma gibi rahats›zlaklar›n ortaya ç›kmas›. Ki, 54 kiflide bu tür flikayetler burada bafllam›fl. Öncesinden bu tür rahats›zl›¤› olan 21 kiflinin rahats›zl›klar› da, yine burada artm›fl. Gözler üzerindeki bu etki, hücrelerdeki görüfl mesafesinin çok k›sa olmas›n›n bir sonucu. Örne¤in tekli hürelerde bu mesafenin daha da azalmas›, bu tür etkilerin daha h›zl› yaflanmas› sonucunu do¤urmufltur. Ortaya ç›kan di¤er bir nokta da, 26 kifli bu rahats›zl›klara iliflkin bir tedavi görse de sonuç alamam›fl. 8 kifli de, tedavisi engellendi¤i için tedavi olamam›fl. Kulaklar: Kulaklarda ortaya ç›kan en belirgin etki baflta ç›nlama-u¤ultu olmak üzere, duymada zorlanma, zonklama, ak›nt›. 37 kifli de hücrede bafll›yor, 14 kiflide de önceden var olan rahats›zl›k burda art›yor. 7 kiflinin tedavisi engellendi¤inden tedavi olam›yor. Burun: En bariz etki koku alma duyusundaki kay›p, bunun yan›nda kanama ve burunda t›kan›kl›k gibi flikayetler di¤er etkileri oluflturuyor. Bu rahats›zl›klara hücrede maruz kalanlar›n say›s› 14' tür. 19 kiflide de önceden varolan rahats›zl›klar› burada artm›fl. Tedavi görse de, sonuç ala-
mayan 11 kifli var. 7’sinin de tedavisi engellendi. Bo¤az: Kuruma, a¤r› gibi flikayetlerin art›fl› olarak görülüyor. 16 kiflide hücrelerde bafll›yor, 17 kiflide de bunlar art›yor. Difller: Difletlerinin çekilmesiye ortaya ç›kan a¤›z yaralar› belirgin. 37 kiflide bu rahats›zl›klar burada görülmeye bafllarken, 19 kiflide de varolan rahats›zl›klar art›fl göstermifl. 10 kifli hiçbir tedavi görmezken, 13 kifli de sonuç alamam›fl. Difllerde görülen bir di¤er etki de, çürümeyle s›ca¤a ve so¤u¤a karfl› hassasiyet flikayetlerinin 23 kiflide burada bafllamas›, 26 kiflide de artmas› fleklinde. Sindirme Sistemi: Midede a¤r› baflta olmak üzere, yanma, fliflkinlik gibi flikayetleri burada bafllayan 37 kifli var. Bu rahats›zl›klar› yani flikayetleri burada artanlar›n say›s› ise 17. Ayr›ca 21 kifli ifltahs›zl›k, mide bulant›s›, sürekli açl›k-tokluk hissi gibi flikayetlerle burada karfl›lafl›rken, 8'inde burada artm›fl. Ba¤›rsaklardaki en belirgin etki ise, ba¤›rsaklar›n çal›flma düzeninin bozulmas›nda kendini gösteriyor. Sürekli ishal ya da kab›zl›k, bu ikisinin sürekli de¤iflti¤i dengesizlik ve gaz flikayetleri 35 kiflide burada bafllam›fl. 15 kiflide de, önceden yaflad›¤› bu rahats›zl›klar›n artt›¤› görülmüfl. 10 kiflinin hemoroidi burada oluflurken, 15 kiflinin flikayetleri de yine hücrelerde artm›fl. Böbrek-idrar yollar›: A¤r›, yanma, idrar ç›karmada sorun gibi rahats›zl›klar› hücrelerde bafllayan 21 kifli. 11’inin de hücrelerde artm›fl. Solunum: En belirgin etki, nefes darl›¤› flikayetleri. Bunun yan›nda sürekli öksürük, afl›r› balgam gibi flikayetler art›yor. 24 kiflininki burada bafllam›fl, 25' ininki de artm›fl. 17 kifli tedaviden sonuç alamam›fl, 7 kifli malum sebepten tedavi de görememifl... Kas-iskelet sistemi: 35 kiflide kas, eklem vb. a¤r›lar hücrede baflgösterirken, 25 kiflide de Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
33
burada artm›fl. Hürelere getirildikten sonra 41 kiflide görülmeye bafllayan afl›r› yorgunluk, halsizlik, güçsüzlük hissi hücrelerin en belirgin etkilerinden. 14 kiflide de burada art›fl göstermifl. Yine belirgin olan bir etki de, vücudun herhangi bir yerinde hissedilen (a¤›rl›kl› olarak bafl, kollar, ayaklarda) uyuflma ve kar›ncalanma flikayeti. 40 kiflide bu flikayetler hücrelerde bafllarken, 15 kiflide de varolan flikayetler artm›fl. Deri: En belirgin etki olarak tüy ve deri dökülmeleri. 35 kiflide hücrelerde bafll›yor, 17 kiflide de var olan rahats›zl›k art›yor. Vücutta allerjik yaralar, kabarc›klar ya da mantar oluflmas› gibi flikayetler gösterenlerin say›s› 36. 16 kiflide de, varolan bu rahats›zl›klar art›yor. Hat›rlatma... Görülen etkilerin buraya kadar olan k›s›mlar›nda, hücre ve tecrit koflullar›n›n yan›s›ra, kimi flikayetlerin görülmesinde ve artmas›nda; verilen yemeklerin sa¤l›kl› ve yeterli bir beslenme sa¤lamamas›n›n, içme ve kullanma suyunun sa¤l›ks›zl›¤›n›n ve dezenfekte maddelerinin verilmemesinin de katk›s› vard›r. Ama hücre koflullar›n›n ve tecrit flartlar›n›n etkisi, sadece bu sayd›klar›m›zla s›n›rl› de¤il tabi...
F Tipi’nin 2 y›ll›k psikolojik sonucu: Yiten Zaman Kavram›, Sinirlilik, Unutkanl›k, Uyku Düzensizli¤i... Sosyal-Psikolojik sorunlar: F Tipi'nde görülen en belirgin etkilerden birisi de, herhangi bir konuda konuflurken, okurken veya yazarken yaflanan yo¤unlaflamama bozuklu¤unun 45 kiflide burada görülmeye bafllam›fl olmas›. 10 kiflide ise, öncesinden varolan bu flikayetlerin artt›¤› gözlemlenmifl. Tecrit koflullar›nda sosyal uyar›c›lardan yoksunluk, bu flikayetlerin ortaya ç›kmas›n›n en büyük nedeni. Bir sayfal›k metni bile okurken, anlayabilmek için birden fazla tekrar›, konuflurken kullanaca¤› kelimenin-kavramlar›n hat›rlanamamas›, çok iyi bilinen fleylerin hat›rlanamamas› ya da konuflurken-yazarken ifade etmekte zorlanma gibi somut örneklere yans›yor bu etki. Ve 6. aydan itibaren yo¤un olarak yaflanmaya bafllanm›fl. Ayn› nedenin yol açt›¤› belirgin bir etki de, zaman kavram›n›n kar›flt›r›lmas› olarak görülüyor. 47 kiflide bu durum hücrelere getirildikten sonra görülmeye bafllarken, 9 kiflinin varolan durum art›fl göstermifl. Bir gün önce yaflanan bir olay›, bir hafta önce yaflam›fl gibi hat›rlamak, ya da tersi... 34
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
Gün içinde yaflanan olaylar›, yapt›klar›n› olufl s›ras›na göre hat›rlay›p hat›rlayamad›klar›n› incelendi¤inde, 58 kifli olumsuz cevap verirken, 36 kiflide bu durum hücrelerde görülmeye bafllam›fl. Olufl s›ras›na göre hat›rlayamaman›n d›fl›nda, o gün yapt›¤› iflleri, yedi¤i yeme¤i bile hat›rlamakta güçlük çeken, hatta hiç hat›rlamayanlar da var. Hücrelerin yaratt›¤› bir di¤er önemli etki de, sinirlilik hali. Bu durum 16 kiflide hücrelerde bafll›yor, 23 kiflide artm›fl. Sonras›nda düflünüldü¤ünde çok yersiz bulunan, çok küçük olaylar karfl›s›nda sinirlenme, tahammülsüzlük s›kça yaflanan bir durum. 33 kiflide de uyku düzensizli¤i, uyuyamama ya da çok uyuma iste¤i gibi etkiler ortaya ç›k›yor. Ani bir ses karfl›s›nda afl›r› heyecan, titreme, terleme, kalp çarp›nt›s› gibi tepkiler verme durumu 17 kiflide görülmeye bafllam›fl. Bu durumlar› önceden varolup da artan 5 kifli. Bafla¤r›s› ve yan›s›ra bafl dönmesi rahats›zl›klar›nda da büyük bir art›fl görülüyor. 30 kiflide varolan bu flikayetler hücrelerde artarken, 20 kiflide de yine burada bafllam›fl... 5 kifli, sürekli ya da zaman-zaman anti-depresif ilaç kullan›yor. Bunlardan 4' ü adli tutuklu; üçü bu ilaçlar› burada kullanmaya bafllam›fl.
“Beni ç›ld›rtmak istiyorlar” GÜLDEDE ÇEVEN: (Edirne F tipi) 19 Aral›k’ta bafl›ndan kurflun yaras› ile a¤›r yaraland›. Varolan epilepsi rahats›zl›¤› içine kapan›kl›k ve kurgularla kendini gösterdi. Bunun üzerine bir defa 'oda' de¤ifltirdi. Daha sonra kendi iste¤iyle teklilere geçti. Onun durumundaki bir insan›n teklilerde kalmas› göz göre göre rahats›zl›¤›n› derinlefltirmek demekti. Öyle de oldu. Kurgular› derinleflti. Halisünasyonlar görmeye bafllad›. Yoldafllar›n›n kendisine ulaflmaya çal›flmas› ve üçlülere geçmesi için yo¤un çaba göstermesi sonucu üçlülere geçmek için dilekçe verip açl›k grevine bafllad›. Yaklafl›k 10 gün teklilerde kald›ktan sonra üçlüye geçti. Geçtikten sonra yapt›¤› flu anlat›mla anlafl›l›yor; "Beni ç›ld›rtmak istiyorlar, 24 saat gözetliyorlard›. Üst mazgala bir alet koymufllard›. Onunla bak›yorlard›. Hatta tuvaleti bile gözetliyorlard›. Hep benim hakk›mda konufluyorlard›. Seslerini duyuyordum."
Filistin Halk Kurtulufl Cephesi kurucusu Dr. Corc Habafl;
‹ntifadan›n Partisiyiz Arap Milliyetçi Hareketi ve Filistin'in Kurtuluflu ‹çin Halk Cephesi’nin (FHKC) kurucusu Dr. Corc Habafl, sorular›m›za verdi¤i cevaplarla dergimiz arac›l›¤›yla Türkiye halk›na Filistin direniflinin de¤erlendirmesini yapt›. Say›n Dr. Corc Habafl, FHKC 6. Ulusal Kongresi’nde yapt›¤›n›z konuflmada, FHKC Genel Sekreteri olarak yapt›¤›n›z son konuflma oldu¤unu vurgularken konuflman›n sonunda tüm yoldafllar›n›z› bu hakl› davay› omuzlamaya ve birlikte yürümeye davet ettiniz. Bu süre içinde gerek Filistin devrimi ve gerekse FHKC çok önemli aflamalardan geçti. Siz FHKC'nin bu sürecini nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Dr. Corc Habafl: Öncelikle sizi selaml›yorum ellerinizi s›k›yorum... Dost Türkiye halk›na Filistin'in, intifadan›n sesini ulaflt›rma çal›flmalar›n›z için size teflekkür ediyorum. Halk›n›z›n, halk›m›z›n davas›na ve kahraman intifadas›na üst düzeyde bir sempati duydu¤u, destek verdi¤i ve bugün bölge ve uluslararas› düzeyde halk›m›za karfl› yaflanan geliflmelerden dolay› endifleli oldu¤u kuflkusuzdur. Gerçekten, bir taraftan Filistin devrimi di¤er taraftan FHKC geçen sürede önemli aflamalardan geçtiler diyerek, sözlerime bafllamak istiyorum. Zorlu yürüyüflün temel aflamalar›d›r bunlar. Genelle özel aras›ndaki diyalektik ba¤dan kaynakl› olarak, Filistin ulusal mücadelesinin bugün içeri¤ini oluflturan intifaday› anmadan FHKC'nin geçen dönemini ele alabilmek zordur. Çünkü FHKC, Filistin ulusal mücadelesinin temel örgütlerinden biridir(1). Ayn› zamanda Cephe, Filistin toplumunun, sosyal demokrat, ilerici, faal ve etkin bir motorudur.
“Biz FHKC olarak, kendimizi hep intifadan›n partisi olarak gördük, görüyoruz. Bizim için temel konu Filistin halk›n›n kendi topraklar› üzerinde direnmesidir ve siyonist iflgalden kurtulmas›d›r.”
Cephenin rolü, yeri ve tarihine bakmadan Filistin toplumunun manzaras›n› görebilmek mümkün de¤ildir... FHKC'nin 6. kongresinde söylediklerimi bu rolden ve yerden yola ç›karak söylemifltim... Biz FHKC olarak, kendimizi hep intifadan›n partisi olarak gördük, görüyoruz. Bizim için temel konu Filistin halk›n›n kendi topraklar› üzerinde direnmesidir ve Siyonist iflgalden kurtulmas›d›r. Halk›m›z büyük ulusal hedeflerine ulaflacakt›r. Halk›m›z›n hedefi, özgürlük ve ba¤›ms›zl›¤a ulaflmak; baflkenti Kudüs olan ba¤›ms›z egemen Filistin devletini kurmak ve BM, uluslararas› kanun ve insan haklar› kurumlar›nca al›nan kararlara göre Filistinli mültecilerin kendi yerlerine dönmesidir...
Halk Cephesi kavga ateflinin içinde Halk Cephesinin alt›nc› kongresi üzerinden çok zaman geçmeden kutsal intifada patlak verdi; Aksa intifadas›, özgürlük ve ba¤›ms›zl›k intifadas›... Her zaman oldu¤u gibi Halk Cephesi, kahraman intifadan›n ›fl›¤›nda, kavga ateflinin içindeki parti olmufltur. Ulusal kurtulufl mücadelesi alan›ndaki parti... Cephenin mücadelesi, tarihi ve rolü göz önüne al›nd›¤›nda kendini Siyonizm'in bast›rma, kovuflturma ve tasfiye eylemlerinin öncelikli hedeflerinden biri olarak görecekti. Bask› araçlar› baflta cephe önderli¤ini tasfiyeye yo¤unlaflt›. Cephe Genel Sekreteri flehit Ebu Ali Mustafa katledildi. Birçok politbüro ve merkez komite üyesi, önemli say›da kadro ve üye gözalt›na al›n›p, tutukland›. Cephe, Genel Sekreteri Ebu Ali Mustafa'n›n katline cevap verme karar› ald› ve faflist katil Rahbaam Zaevi'yi tasfiye etti. Ard›ndan Halk Cephesinin Yeni Genel Sekreteri yoldafl Ahmet Saadat ve kanl› kasap, kin ve nefretin generali, transferin(2) generaline halk›n, intifadan›n ve devrimin adaletini uygulayan kahraman yoldafllar kovuflturmaya u¤rad›lar ve tutukland›lar. Filistin yönetimi ‹ngiltere, Amerika ve ‹srail'in de¤iflik kurumlar› aras›nda yap›lan sat›fltan sonra -ben buna karargah sat›fl›(3) diyece¤im- bu yoldafllar, ‹ngiltere ve Amerika'ya teslim edildiler. Bununla kalmad›. Cephe Genel Sekreter Yard›mc›s› Abdülrahim Melluh gözalt›na al›nd› ve Siyonist Askeri Mahkemeye ç›kar›ld›... Onlarca flehit verdik. Bütün bunlarla Cephe kavga ateflinin ortas›ndaki bir parti olmufltur, direniflçi(4) ulusal mücadelenin iliklerindeki parti olmufltur dedi¤imizde abartm›fl olur muyuz... Alt›nc› kongredeki bütün çal›flmalara ra¤men baz› Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
35
krizlerini, sorunlar›n› ve bunlar›n bazen zay›fl›k, bazen gerileme biçimine bürünen yans›malar›n› aflamam›flt›r belki de. Ancak tam bir güvenle diyebiliriz ki, bu kongreyle direniflimize do¤ru ilerici, demokrat, yurtsever bir ülke hedefimize do¤ru bir ad›m daha att›k... Cepheyi, prati¤e, kenetlenmeye do¤ru itecek birçok konuda ve tutumda farkl› bir görüflte birleflmeyi baflard›k. Bizim, olaylar›n içinde kalmam›za, bu yolda yürüyüflümüzü sürdürmemize ve en sonunda gelecekte bu olaylar›n yönlendirilmesinde öncü rol almam›za yard›mc› olacak kararlar almay› baflard›k. Cephe kongreyle ve intifadada oynad›¤› rolle gücüne güç katm›fl; yaflam›n› kesintisiz sürdürebilen bir parti oldu¤unu, özgürlük ve ba¤›ms›zl›k gerçekleflene kadar bir direnifl ve intifada partisi olarak kalaca¤›n› vurgulam›flt›r.
Gereken bütün bedeller ödeniyor... ‹kinci intifadan›n gelmifl oldu¤u aflamay› nas›l de¤erlendiriyorsunuz ve gelece¤ini nas›l görüyorsunuz? Filistin intifadas›, Filistin halk›n›n kendi topraklar› üzerinde ve sürgünde, 1948 felaketinden önce ve sonra bir as›rd›r u¤runa mücadele etti¤i büyük ulusal hedefleri için gündeme gelmifltir. Bu aflamadaki en önemli hedefi, iflgalin bitirilmesi ve yerleflim birimlerinin da¤›t›lmas› talebinde temsil edilmektedir. Bu nedenle intifada, özgürlük ve ba¤›ms›zl›k slogan›n› yükseltmifltir. Yaflad›¤›m›z bu dönem, intifadan›n zorlu dönemidir. Ancak stratejik aç›dan bakt›¤›m›zda kavgan›n uzun sürece¤ini ve bu turun kavgan›n son aflamas› olmad›¤›n› görüyorum. ‹ntifada s›ras›nda, toplumda nitel de¤ifliklikler yaflatan birçok kazan›m sa¤lanm›flt›r. En önemlileri; ‹ntifada, halk›m›z›n bulundu¤u her yerde Gazze'de, Bat› fieria'da, 1948 y›l›nda iflgal edilen topraklarda, mülteci oldu¤u ülkelerde halk›n birli¤ini tekrar sa¤lam›flt›r. ‹ntifada, özgürlük ve ba¤›ms›zl›kta somutlaflan ulusal kurtuluflçu söylemi yeniden diriltmifltir. Zira, Oslo felaketi,
36
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
görüflmeler ve Oslo anlaflmalar›n›n Filistin sahas›nda yaratt›¤› bölünmelerden dolay› bu söylem gerilemiflti. ‹ntifada, askeri iflgali ve siyonist yerleflimcili¤i zor bir ç›kmaza sokmufltur. “‹flgalin kaderi bitmektir" söylemiyle ifade edilen yeni bir ufuk çizdi. Filistin intifadas›n›n kendisi ve siyonist düflmana dayatt›¤› çat›flma yöntemi, Filistin mücadelesini öne ç›karm›fl ve bar›fl iddialar›n›n sahtekarl›¤›n› ortaya ç›karm›flt›r. ‹ntifada, Siyonizm'in ve orta¤› Amerika'n›n egemenlik kurma plan›n›n önünde, di¤er taraftan Amerikan-Siyonist planlarla Filistin halk›na ve Arap ulusuna dayatmak istenen afla¤›lama, teslimiyet ve yenilgi flartlar›n›n önünde bir yöntem olarak engel oluflturmufltur. ‹ntifada, Filistin davas›n›, Amerika-Siyonist kutuptan uzaktaki ray›na oturtmufltur. Halk›m›z gereken bütün bedelleri ödeyerek davas›n› koruyabilece¤ini göstermifltir. Ödedi¤i büyük bedellere ra¤men hedefine ulafl›ncaya kadar di¤er mücadele çeflitleriyle birlikte intifada ve direnifl çizgisinde yürümekte ›srar ve inat etmifltir. Manzaray› tam görebilmek için somuta bütün yanlar›yla bakmal›y›z.
Filistin Yönetimi intifada d›fl›nda Oslo tercihine hala sar›lan Filistin yönetiminin temsil etti¤i siyasi metodu nas›l de¤erlendirdi¤ime ve elefltirdi¤ime gelirsek; Filistin Yönetimi, ‹ntifada grubunun d›fl›nda yürümektedir. Burada Filistin Yönetiminin prati¤ini ve intifada gölgesinde yaflad›¤› krizi de¤erlendirmemiz önemlidir. Filistin Yönetimi, kendi içinde flekli olmayan gerçek bir reform ve de¤iflim yapmay› reddetmektedir. Tavr›, büyük fedakarl›klar yapan ve büyük ac›lar yaflayan Filistin kitlelerinin tutumundan farkl›d›r. Arafat önderli¤indeki Filistin Yönetiminin hala Amerikan perspektifine bel ba¤lamas› büyük bir tehlikedir. Daha da fazlas›, bu perspektife kat›lmakta ve Amerikan ‹srail güvenlik flartlar›n› uygulamaktad›r. Bugün Filistin Yönetiminin dan›flma mercii CIA Baflkan› George Tenet olmufltur. Gazze-Beytüllahim anlaflmas› da bu atmosferin d›fl›na ç›kmam›flt›r. Yani Halk Cephesi Genel Sekreteri önder Ahmet Saadat'› tutuklamak, Filistin Yönetimi için bir utanç de¤il midir? Irkç› katil Zaevi'ye idam hükmünü uygulayan dört kahraman› yarg›lamak, Amerikan ‹ngiliz gözetimine vermek Filistin Yönetimi ve Yaser Arafat için bir utanç de¤il midir? Buna Mehd (Nativiti) Kilisesi’ndeki kahraman direniflçilerin sürülmesinin onaylanmas›n› da ekliyorum. Filistin Yönetimi, intifada ve direniflin söylemini büyük oranda zay›flatm›flt›r, kazan›mlar›n› suland›rm›flt›r. Filistin kitlelerini ve direniflçi güçlerini demoralize etmek için çaba göstermektedir. Direnifl ve ‹ntifadan›n durdurulmas› ça¤r›lar› yapt›¤›n› duydu¤umuz gibi, Filistin Yönetiminin tafl at›lmas›n› dahi durdurmak istedi¤ini duyuyoruz.
Ulusal, ‹slami güçler ve direniflçi öncüler ise yönetimi ele alabilecek ve intifadan›n politik söylemini gelifltirebilecek, de¤ifltirebilecek, ilerletebilecek bir konuma, halk›m›z›n bel ba¤layabilece¤i bir düzeye gelmemifllerdir. Arap sahas› düzeyinde ele ald›¤›m›zda -ki bu saha Filistin boyutundan daha az önemli de¤ildir- ‹ntifada, Arap milli halk derinli¤inin “Arap Kucak"›n›n(5) önemini ortaya ç›karm›flt›r. Di¤er taraftan, Arap partilerinin ve siyasi örgütlerinin yaflad›klar› krizden dolay› Arap kitle hareketlerine önderlik etme ve gelifltirme girifliminde bulunamad›klar›n›, bu nedenle kitlesel dayan›flmas›n›n istenen düzeye ulaflmad›¤›n› göz önünde bulundurmal›y›z. ‹ntifadan›n patlak vermesinden itibaren Arap kitlesel boyut kendini bir güç ve etkinlik olarak ortaya koydu, ancak geriledi. Resmi Arap düzenler düzeyinde ele al›nd›¤›nda; ‹ntifada resmi Arap düzenlerinin aczini ve çökmüfllü¤ünü ortaya ç›kard›. Ard›ndan Amerika’n›n kardefl Irak'a bir darbe vurma planlar› ortaya ç›kt›... Siyonizm alan›nda ise; ‹ntifada Siyonist toplum üzerinde net etkiler ve yans›malar b›rakm›flt›r. Krizini derinlefltirmifltir. Kavga tarihinde ilk kez ‹srail toplumu bütün tabakalar›yla alarma geçmifltir. Siyonist partiler ilk kez, Filistin halk›na karfl› soyk›r›m ve direnifli tasfiye etme savafl plan› çerçevesinde sa¤c› bir önderli¤in etraf›nda birleflmifltir. ‹ntifada, bütün dünyaya Siyonist toplumun yerleflimci, askeri, sömürgeci bir toplum oldu¤unu ve içinde sivil topluma yer olmad›¤›n› tekrar göstermifltir. Ayn› flekilde intifada, afl›r› sa¤c› Siyonist partilerle ‹srailli sözde sol partiler aras›nda fark oldu¤u söylemlerinin sahteli¤ini göstermifltir. Bu, iflgale son verilmesi slogan› atan ‹srailli güçler olmad›¤› anlam›na gelmiyor, ancak küçüktür ve etkileri çok s›n›rl›d›r... Di¤er taraftan intifada, uluslararas› davalar›n önünde yer alm›flt›r. Filistin halk›yla dayan›flma hareketleri ve uluslararas› halkç› koruma komiteleri protesto kültürüne insani bir boyut katmay› baflarm›flt›r. Toparlarsak, diyebiliriz ki, intifada yürüyüflüne efllik eden küçük baz› olumsuzluklar› bir kenara b›rak›rsak intifaday› olumlu olarak de¤erlendiriyorum. Tekrar vurgulamam gerekir ki, direnifl ve intifadan›n bütün mücadele araçlar›n› etkinlefltirmemiz zorunludur.
Dünya, Amerikan sopas›yla güdülecek bir koyun sürüsü de¤il Amerikan emperyalizminin imparatorlu¤unu dünyaya dayatmada istedi¤i ölçüde baflar›l› olamad›¤›n› görüyoruz. De¤erlendirmeniz nedir? Kuflkusuz ki, öyle... Yugoslavya ve Afganistan'da oldu¤u gibi flurada burada s›n›rl› ve geçici baflar›lar elde etse de, gelecekte Arap bölgesinde Irak ve Filistin için
planlar› olsa da Amerikan emperyalizmi, dünyaya kendi sahte masal imparatorlu¤unu istedi¤i gibi dayatamamaktad›r. Çünkü dünya, Amerikan sopas›yla güdülecek bir koyun sürüsü de¤il. Hatta tam aksine, Amerika'n›n bu sald›rgan politikalar› ve uygulamalar› dünyan›n er yada geç Amerika'ya karfl› saflaflmas›na yol açacakt›r. Böyle bir durumda, bugün baz› ülkelere sald›rsa da Amerika, bütün dünyaya sald›ramayacakt›r. Halklar›n da kendi kaderlerini tayin etme, ba¤›ms›zl›klar›n›, kifliliklerini ve ulusal özgünlüklerini koruma ilkeleri Amerikan zorunun ve gücünün yenilgisine ve tek kutbun uluslararas› politikaya egemenli¤inin yenilgisine yol açacak küçük, büyük savafllara sebep olacakt›r... Vatanseverlerin, devrimcilerin, sosyalistlerin görevlerine gelince; dünyadaki emperyalist globalleflme karfl›t› hareketlerle güçlü koordinasyonu yapmal›d›rlar. Amaç, vahfli kapitalizme karfl› durma olmal›d›r... Kuflkusuz, beklenen, emperyalist politikalara karfl› durmakta bütün dünyay› kucaklayacak anti-emperyalist, anti-kapitalist bir kutup infla etmeleridir. Bu kutup, ezilen halklar›n emperyalizme karfl› mücadelelerini flarts›z desteklemelidir. Halklar›n güçlerini birlefltirmesi gerekiyor. Böylece dünyada emperyalizmin sald›rgan politikalar›na karfl› flerefli, kahraman direniflçilerin birleflti¤i güçlü bir ak›m oluflturmaya ulafl›lmal›d›r. Bu ak›m, bugün dünyaya karfl› verilen emperyalist savafl›, bütün dünyada gerçek özgürlü¤ü, gerçek sosyal ve siyasal kurtulufla götürecek bir dünya devrimci savafl›na dönüfltürmelidir. Sona gelirken, de¤erli Ekmek ve Adalet Dergisi arac›l›¤›yla Türkiye halk›na derinden gelen s›cak duygular›mla ilerleme, bay›nd›rl›k ve demokrasi temenni ediyorum. Özgürlük ve ba¤›ms›zl›¤› hedefleyen hakl› mücadelemizde yan›m›zda durmaya devam etmelerini diliyorum. 1- FHKC, Filistin halk›n›n yasal ve tek temsilcisi FKÖ'de ikinci örgüttür. 2- Filistinlilerin Filistin d›fl›na göç ettirilmeleri politikas›n› uygulayan kiflilerden oldu¤u için bu flekilde tan›ml›yorlar(çn.) 3- Sat›fl Arafat'›n karargah›nda gerçekleflti¤i için böyle diyor (çn.) 4- Direnifl kelimesi, Filistin ve Arap kamuoyunda as›l olarak silahl› mücadele anlam›nda kullan›l›yor. Habafl'ta hep bu anlamda kullan›yor. (çn) 5- Arap Kucak : Filistin Cephe gerisi anlam›nda kullan›yor (çn)
“Ekmek ve Adalet Dergisi arac›l›¤›yla Türkiye halk›na derinden gelen s›cak duygular›mla ilerleme, bay›nd›rl›k ve demokrasi temenni ediyorum. Özgürlük ve ba¤›ms›zl›¤› hedefleyen hakl› mücadelemizde yan›m›zda durmaya devam etmelerini diliyorum.” Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
37
1 Aral›k Mitingi
Meydandan Yans›yanlar
1 Aral›k’ta, Amerikan imparatorlu¤unun sald›rganl›¤›na karfl› Abidei Hürriyet’teydik. Yaklafl›k 20 bin kifli vard› meydanda. Bu rakam, olmas› gerekenin çok alt›nda oldu¤u gibi, olabilecek olan›n da alt›ndayd›. ‹stanbul'da 150'den fazla kurum 20 bin insan› toplayabiliyor. Bu kadar kurumun bir araya gelmesi elbette olumluluktur. Ancak aylard›r “haz›rlan›lan” bir eylemde ortaya ç›kan tablo, olumsuzdur. Hatta vahim! 1 Aral›k mitingi, uzun süredir kendini daha farkl› alanlarda da gösteren gerçe¤e bir kez daha ayna tutmufltur; Oda’lar, sendikalar ve “sivil toplum kurulufllar›” çökmüfltür. Bir kere herkes, gerçe¤i yerli yerine oturtsun. Bak›n meydana. Meydanda esas olarak örgütlü siyasi hareketler vard›r. muhalefet de, kamuoyu da budur. Varolan kitle flu ya da bu çizgideki siyasi hareketlerin örgütlü ya da taraftar kitlesidir. Yüzbinlerce üyeli odalar›n, sendikalar›n mitingteki durumu ise tek kelimeyle vahimdir. 1 May›slar asl›nda bu tabloyu çok daha çarp›c› biçimde ortaya koyuyordu bir süredir. Kendilerini yere gö¤e s›¤d›ramayan “platform”lar›n, “sivil toplum örgütleri”nin, kendilerini hep “büyük kitle örgütü” olarak görüp, siyasi hareketleri “modas› geçmifl”, “marjinal” bulup dudak bükenlerin durumu, arkalar›ndaki kitle bu kadard›r. Gerçek ne kadar yal›n; bu ülkede ony›llard›r her türlü bedeli göze al›p emperyalizme, oligarfliye karfl› mücadeleyi sürdüren devrimciler olmasa, bu meydan da olmayacakt›r.
Rakamlar: 20 bin kiflinin kat›ld›¤› mitingden baz› rakamlar yaklafl›k olarak flöyledir: Halkevleri 600, ESP-At›l›m 450, K›z›lbayrak 130, EMEP 500, TKP 1000, ÖDP 1000, SDP 900, Al›nteri 140, Devrimci Demokrasi 250, Yüzçiçek açs›n Kültür Merkezi 130, Devrimci Durufl 20, Direnifl 125, Anti Kapitalist Hareket 50, Esenler Kültür Merkezi 50, Proleterya 48, Kurtulufl Sosyalist Dergi 50, Devrimci Yol 40, ‹flçi gazetesi 25, Köz 100, Mücadele Birli¤i 40, Savafla Hay›r Platformu 250, Sosyalist Emek Hareketi 70, Tabib Odalar› 450, Ankara Sosyal Forumu 38
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
250, ÇGD 50, ÇHD 60, ‹HD 30, Özgür-Der 400, Gençlik ‹nsiyatifi 100, Ö¤renci Konfederasyonu 170, Ba¤›ms›z ö¤renci 90, Halk›n Birli¤i 20, DÖP 25, ‹GD 25, Kald›raç 100, Feminist kad›nlar 250, Özgür Hayat (anarflist) 150, Haklar ve Özgürlükler Cephesi 2900. DEHAP ise bir kaç yüz kiflilik bir kortejle adeta sembolik olarak kat›ld›. Emek Platformunu oluflturan, D‹SK, Türk-‹fl, Hak-‹fl ve KESK toplam 500’ü geçmezken, bunun ço¤unlu¤unu KESK’liler oluflturuyordu. Sendikalar içinde Genel-ifl 100, Belediye-ifl 100, Tuzla Deri-ifl 150, Limter ‹fl 100 kiflilik kortejler oluflturdular. Bu rakamlar›, herkesin herfleyi tüm ç›plakl›¤›yla görmesi için yay›nl›yoruz. Yürüyüfl ve miting s›ras›ndaki hareketlili¤e ba¤l› olarak çeflitli gruplar›n say›s› yüz afla¤›, yüz yukar› olabilir. Ama bu durumda esasl› bir de¤ifliklik meydana getirmez, tablo budur.
Rakamlar›n gösterdi¤i: Peki bu tablonun gösterdi¤i ne? B›rakal›m en genelde halk kitlelerinin örgütlenmesini, sözü edilen kurumlar›n kendi üyelerini örgütlemekten dahi uzak olduklar›d›r. Odalar, sendikalar, örgütsüz örgütlülükler durumundad›rlar. Kimlerin, hangi politikalar› yaratt› bu sonucu? Baflkalar›n› “kitleden kopukluk”la mahkum etmeye kalk›flanlar bu tablonun neresinde? Bak›n, iflçicili¤i, kitlelerle ba¤›, kitlerin gündemini kimselere b›rakmayan, Kürt milliyetçili¤iyle girdi¤i seçimlerde al›nan 2 milyon oy üzerine haftalard›r teoriler yapan, kendi d›fl›ndakileri art›k siyaset d›fl›na düfltüler, marjinaller diye afla¤›lay›p duran bir parti, bir kaç yüz kifliyi zor toplam›fl arkas›nda. “Öyle çal›flmaya böyle tablo” diye yaz›yor ama kendisi o çal›flman›n ve o tablonun neresinde belli de¤il. Nas›l oluyor da, “halk›n gündeminden kopuk, kendi gündemine kapanm›fl, marjinal” siyasi hareketler, onlar›n katlarca fazlas›n› topluyorlar meydanda? Nas›l oluyor da oluyor? “Eme¤in te-
orisyenleri”nin buna bir aç›klamas› yok mu? Baflkalar›n› “ Halka ve sorunlar›na karfl› sorumsuz ‘solcu’ çevreler” diyenlerin halk ve sorunlar› karfl›s›ndaki flu sorumlulu¤una bak›n! “Art›k halk hareketinin kimin taraf›ndan temsil edilece¤i belli olmufltur” diyen Blok üyeleri, böyle mi temsil edeceksiniz halk hareketini? Biz, sizlere, hay›r bu blok, bu haliyle halk›n haklar ve özgürlükler mücadelesini omuzlayamaz derken, bizi “sabotaj”c›l›kla suçluyordunuz. E¤er bir sabotaj varsa, demek ki onu blokun kendi içinde aramal›s›n›z. Neredeydi meydanda blok? Adeta “bu memlekette demokrasi mücadelesi bizden sorulur” havas›ndaki koca konfederasyonlar›n, meslek odalar›n›n meydandaki haline bak›n. Onlar›n yöneticileri utanmayacaklar m› bu tablodan?
Çöken “sivil toplum örgütü” anlay›fl› Bireyi, “parti olmayan parti”leri, “sivil toplumculu¤u” yüceltenler, iflte yaratt›¤›n›z sonuç? DKÖ’lere “sivil toplum örgütü” anlay›fl›yla yaklaflanlar, bu anlay›fllar›n›n bu örgütlülükleri ne hale getirdi¤ini görüyordur san›r›z. Zaten “sivil toplum” kavram›n›n da c›lk› ç›kar›lm›flt›r. Ordu, siyasi partiler bile “sivil toplum örgütü” say›l›yor art›k. Yani sivil toplum örgütü demek, hiç bir nitelik belirtmemek oluyor. Belirtilen tek nitelik: vallaha da billaha da bizim iktidar diye bir sorunumuz yoktur, hatta ciddi, etkili, radikal, sonuç al›c›, halk›n yak›c› sorunlar›n› gündeme getiren, bunun için mücadele eden bir muhalefet hareketi de de¤iliz... ‹cazetin karfl›l›¤› olarak verilen bunlar ve daha say›labilecek olan bir demokratik kitle örgütünün ifllevleridir. Denilebilir ki, “sivil toplum kurulufllar›” kavram›, özellikle günümüzde, tümüyle oligarflinin icazetini almak, h›flm›n› çekmemek için kullan›lan bir kavramd›r. Bir tür “s›¤›nma” kavram›d›r. Muhaliflerin, muhalefet ettikleri fleye karfl› direnecek, ondan gelecek bask›y› gö¤üsleyecek güç ve cürete sahip olmad›klar› durumlarda kullan›lan bir kavram. Düzen içi statükolar›n› “politika” haline getirenler, ne kitleleri örgütleyebilir, ne de halk›n mücadelesini gelifltirebilir. Üstelik, bu miting, oligarflinin çok ciddi bir engel ç›karmad›¤›, meydanda da sald›r› ihtimalinin zay›f oldu¤u bir mitingti. Düzen içi statükolar›n› herfleyin üstünde tutanlar, bask› ve terörün biraz t›rmand›r›ld›¤› koflullarda, bu kadar›n› da yapamayacaklard›r. Biz bunun da bir çok örne¤ini gördük. Biz o meydanlara atefller alt›nda geliyoruz. ‹ki
y›ld›r büyük bir direnifli omuzlad›k, aylard›r bu sorumlulu¤u tek bafl›m›za tafl›yoruz. Meydanda, en kalabal›k kitleyi yine haklar ve özgürlükler cephesi oluflturuyor. Bu tesadüf de¤ildir. Bu, kitleler, gündem, flu bu üzerine aylard›r bize verilmeye kalk›lan derslerin iflas›d›r. Bu direnifle yan çizme teorilerinin de iflas›d›r. Meydandaki durumu reformizmden daha iç aç›c› olmayan oportünizmin de kuflkusuz ayn› noktada yapmas› gereken bir muhasebe vard›r.
F tiplerini gündemine almayan solun gündemsizli¤i Direnifle bizim gündemimiz de¤il diyordu kimileri, halk›n, emekçilerin gündemlerinden sözediyorlard›... Tabii bizi de o gündemden kopmakla suçlamay› ihmal etmiyorlard›. Halk›n gündemiyle, daha do¤rusu halk›n kendisiyle ne kadar ilgili olduklar›n› gördük. Tüm bu siyasi hareketler; hangi gündemle meflgul olduklar›n›n hesab›n› vermelidirler. Bize de¤il, halka karfl› vermelidirler bu hesab›. 26 ayd›r ne yap›yorlar, ne yapm›yorlar, ortaya koymal›d›rlar. Örgütsüz halk›n gündemi olmaz. Bunu unutmas›nlar. Do¤ru dürüst hiç bir örgütlülü¤ü kalmam›fl, gündem üzerine ukalal›k yap›l›yor. Halka gitmeyen, halk› örgütlemeyen, sendika bürokratlar›n›n peflinde siyaset yapmaya çal›flanlar›n da hiç bir gündemi olamaz. Sendikalar›n, demokratik kitle örgütlerinin, odalar›n yönetimleri çok büyük bir güçtür. Ama bugünkü anlay›flla bir fley ifade etmiyor. Ne üyeleri sendikalar›n› dinliyor, ne de sendikac›lar›n üyelerini e¤itme, örgütlü bir güç haline dönüfltürme gibi bir sorunu vard›r. Ne de bu sendikalara, odalara yön veren reformizmin mücadeleyi gelifltirme derdi var. Varsa yoksa, seçimler, varsa yoksa düzen içi hesaplar. Bu hesaplardan bir fley ç›kmaz. Aç›kça görülen fludur; katledilen, en büyük bask› ve teröre maruz b›rak›lan biziz, ama eriyen sizsiniz. Bu politikalar de¤iflmedi¤i sürece de eriyifl sürecektir. Statükolar›nda, icazetcili¤inde, direniflten, devrimcilerden kaç›flta ›srar edenler için, bu kaç›n›lmazd›r. Kimlerin, hangi politikalar› yaratt› bu sonucu? “‹flçicilik” bu tablonun neresinde? Kitlelerden kopan kim? Kitleleri örgütsüzlefltiren kim? 1 Aral›k mitingi, bu sorular› getirip herkesin yüzüne çarpm›flt›r. Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
39
Solun Beyni
AKP iktidar›na karfl› “demokratik bir anayasa” için! Açl›k sorunu da, haklar ve özgürlükler sorunu da, düzen ne yaparsa yaps›n, Türkiye’nin gündeminden ç›km›yor. Ama mesele flu ki, bu gündeme, örgütlü halk hareketinin müdahalesi yok. Baflta Anayasa olmak üzere, bir çok yasan›n flu veya bu biçimde tart›fl›ld›¤› bir süreçte, halk›n taleplerinin ifadesi olacak bir anayasa önerisiyle haklar ve özgürlükler mücadelesi gelifltirilebilir. Demokratik bir anayasa, tüm hak ve özgürlük taleplerini içerecek bir çerçevedir. Bu nedenle de, hem solun tüm kesimlerini, hem en genifl anlamda hak ve özgürlük talebi olan tüm kesimleri birlefltirmesi çok daha mümkündür. Böyle bir noktada neden birleflmeyelim? Kim engeller, niye gelmez? Evet, “F tipleri” demiyoruz, çünkü cevab›n›z› biliyoruz. Hadi F tipinden vazgeçtik; kimsenin itiraz›n›n olamayaca¤› bir konu (ki, 12 Eylül Anayasas›’n›n kald›r›l›p demokratik bir anayasa yap›lmas› talebi böyle bir
Demokratik bir anayasa için mücadele edeceksek, ça¤r› yapaca¤›m›z kurulufllar, ne idü¤ü belirsiz “sivil toplum örgütleri” de¤il, ne oldu¤u belli devrimci örgütler, demokratik kitle örgütleridir. Demokratik bir anayasa için mücadele edeceksek, arayaca¤›m›z ittifaklar TÜS‹AD’›n içinde, düzen partilerinin içinde de¤il, örgütlü, örgütsüz halk güçleri içindedir. 40
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
konudur) etraf›nda gelifltirelim ortak mücadeleyi. Kimse, gündemi, talepleri, öncelikleri bahane yapmas›n. Demokratik bir anayasa talebi, kimseye böyle bir gerekçe vermeyecek bir taleptir. Sorun talebin, birli¤in biçiminin ne oldu¤u de¤ilse ve kaç›lan solla, devrimcilerle birlikte olmak ise, bunu da herkes bilsin. “K›rm›z› kitaba karfl›, 12 Eylül Anayasas›na karfl›, demokratik bir anayasa!” “MGK’n›n iradesine karfl›, halk›n iradesi!” Bu taleplerde birleflemeyecek hangi sol olabilir? Kimse, benim flu platformum var, blokum var diye yükseklerde dolaflmas›n. 1 Aral›k meydan›nda herkes kendi boyunu da, bütün olarak ülkemizdeki mücadelenin ve örgütlenmenin boyutunu da tüm ç›plakl›¤›yla gördü. Geçti¤imiz 1 May›s da afla¤› yukar› ayn› fleyleri göstermiflti herkese. Bu tablodan elbette bir çok yan›yla sonuçlar ç›kar›labilir. Biz buradaki konumuz itibar›yla bir kaç noktaya de¤inelim:
✔ Kimse, solun birli¤inin, haklar ve özgürlükler mücadelesi temelinde bir birli¤in tart›fl›ld›¤› yerde, hiç kimseyi marjinal, flu bu diye d›flta b›rakmaya kalkmas›n. “Birlik” denilince dört-befl legal partiyi saymay› al›flkanl›k haline getirenler, bu al›flkanl›¤› terketsin. Çünkü gerçekçi de¤il. Çünkü o say›lanlar, solun sadece ve sadece bir bölümü.
Ne kadar›d›r derseniz, meydanlara bak›n.
✔ Kimse, bir zamanlar ÖDP’nin yapt›¤›, flimdi de “blok”un yapt›¤› gibi, kendisiyle s›n›rl› oluflumlar› gösterip “birlik sorununu çözdük” diye ç›kmas›n ortaya. Blok, seçim blokuydu. Onun ötesinde bir anlaflmas› yoktu. 1 Aral›k’ta blokun meydandaki durumu, bunun ifadesiydi. Tersine iddialar›n bofl bir iddia oldu¤unun kan›t›yd›. O zaman gerçekçi olaca¤›z ve seçim için de¤il, halk›n mücadele ve örgütlenmesini gelifltirmeyi hedefleyen birliklere yönelece¤iz. ✔ Kimse, devrimcilerin yokedilece¤i üzerine hesaplar›n› bu birlikteliklere ve mücadeleye tafl›maya kalkmas›n. Gerçek bizi yokedemedikleridir. Her türlü imha politikas› uyguland› ve uygulan›yor, görülmedik bir kuflatma sürdürülüyor. Ama sonuç ortadad›r. Böyle bir sald›r›n›n uza¤›nda olanlar de¤il, bu sald›r› karfl›s›nda direnenler, kendi gücünü koruyor ve geliflmesini sürdürüyor. Oligarfli bizim nezdimizde yasaklar koyuyor. Oligarflinin korktu¤u bir fley var tabii ki. Biz, düzen içileflmeyi reddediyoruz. Biz, “sivil toplum” maskaral›¤› alt›na sokulmay› reddediyoruz. Devrimi reddetmeyi, düzene tabii olmay› reddediyoruz. Halk›n mücadelesini gelifltirmek isteyen herkesin de bunlar› reddetmesi gerekti¤i art›k tart›fl›lmazd›r. Solculuk, devrimcilik ad›na “sivil toplum” deyip duranlar, Ertu¤rul Özkök’lerin sivil toplum övgülerini okuyor ama yine de “biz kimlerle ayn› fleyi savunuyoruz” diye sormuyor kendine. Çok aç›k ça¤r› yap›yoruz. Devrimciler, demokratlar, demokratik kitle örgütlerine, haklar ve özgürlükler mücadelesinin de¤iflik kurumlar›na sivil toplum örgütü demekten, emperyalizmin, burjuvazinin a¤z›n› kullanmaktan vazgeçin. Bu mant›ktan vazgeçin.
Bu mant›k, bu üslup, bu çal›flma tarz›d›r ki, solu etkisizlefltirmifl, güdüklefltirmifltir. Herkes devrimci propagandan›n gücünü, etkisini neden kaybetti¤ini sorgulamal›. Açl›¤a yoksullu¤a karfl› tepkiler, anti-emperyalist tepkiler nas›l ve neden “sa¤” partilere yönelebiliyor, sorgulamal›d›r. Solun kendi kendine do¤rular› söylemesi birfley ifade etmiyor. Halka neyi nas›l söylüyoruz, ne kadar anlafl›l›yor, mesele bundad›r. Ve tam bu noktada büyük bir deformasyon yafland›¤› ortadad›r. Demokratik bir anayasa için mücadele edeceksek, ça¤r› yapaca¤›m›z kurulufllar, ne idü¤ü belirsiz “sivil toplum örgütleri” de¤il, ne oldu¤u belli devrimci örgütler, demokratik kitle örgütleridir. Demokratik bir anayasa için mücadele edeceksek, arayaca¤›m›z ittifaklar TÜS‹AD’›n içinde, düzen partilerinin içinde de¤il, örgütlü, örgütsüz halk güçleri içindedir. O talepden vazgeç, flu eylem biçiminden vazgeç, barikatlardan vazgeç, çat›flmadan vazgeç, “polisten dayak yenmesi”nin sol aç›s›ndan ne kadar kötü göründü¤üne dair teori yap›p MGK’n›n icazet alan›na s›¤›n, milliyetçi hesaplar›n nedeniyle ABD’nin Irak’a sald›r›s›na aç›kça karfl› ç›kma, aman “teröristleri destekliyorlar denmesin” diye, direniflten uzak dur... Nereye kadar? Bu yol yol de¤ildir. Geri ad›mlar›n sonu yoktur. Sonu uçurumdur. Ve solun önemlice bir bölümü bugün o uçurumun a¤z›nda duruyorlar. Devrimci, demokrat, anti-emperyalist, anti-faflist, ilerici tüm sol güçleri bir araya getirecek bir birlik. bir halk cephesi, bu kesimi o uçurumun a¤z›ndan kurtaracak, solun mevcut durumunun afl›lmas›nda herkes için itici bir güç olacak, açl›k ve zulüm içindeki halk için açl›k ve zulüm iktidarlar›na karfl› kendini savunmak için bir araç sa¤layacakt›r. AKP iktidar›na karfl›, demokratik bir anayasa kampanyas› fleklinde gelifltirece¤imiz bir mücadeleyi de, iflte bütün bunlar için bir ad›m olaca¤› düflüncesiyle öneriyoruz.
ÜÇ AMBAR ‹fiÇ‹S‹N‹N ÖLDÜRÜLMES‹
GEÇ‹fiT‹R‹LEMEZ! TÜMT‹S ve Nakliyat-‹fl sendikalar› aras›nda yaflanan çeflitli geliflmeler sonucunda Nakliyat-‹fl üyesi üç ambar iflçisinin öldürülmesi, iflçi s›n›f› mücadelesine karfl› sorumluluk duyanlar›n, devrimci hareketlerin geçifltirebilece¤i bir sorun de¤ildir. Solun geneline hakim olan, en az›ndan flu ana kadar bu konuda bir tav›rs›zl›k ve duyars›zl›kt›r. Bu, yar›n dönüp yine devrimci mücadeleyi vuracak bir duyars›zl›kt›r. Keza, bu konuda ilgili taraflarca yap›lan aç›klamalar› izliyoruz; bunlarda da ciddi bir muhasebe çabas› görünmüyor. Elbette bu aç›klamalardan ç›kard›¤›m›z kimi sonuçlar vard›r. Ancak burada, kimin ne kadar hakl›, kimin ne kadar haks›z oldu¤u konusunda bir yarg›da bulunmuyoruz. Çünkü tek bafl›na bu fazla bir fley ifade etmeyecektir. Ortada üç ölü var. ‹lgili taraflar, böyle bir geliflmeyi önleyememenin sorumlulu¤unu tafl›yorlar herfleyden önce. Ve yine ilgili taraflarla birlikte tüm sol devrimci, ilerici sendikalar aras›nda neden bu tür sorunlar›n yaflanabildi¤ini, bunlar›n kayna¤›nda hangi anlay›fllar›n yatt›¤›n› tesbit etme sorumlulu¤uyla yüzyüzedir. * Çeflitli siyasi hareketlerin, legalizme, reformizme yönelmelerine paralel olarak, fabrikalardaki, iflyerlerindeki direnifllere, taban örgütlenmelerine dayanan bir iflçi s›n›f› mücadelesi yerine, sendika yönetimlerine dayanan bir “iflçi s›n›f›” çal›flmas›n› geçirmeleri, hem memur hem iflçi sendikalar›nda görülece¤i gibi, reformizmin, düzen içi
politika ve yöntemlerin hakim olmas›n› da beraberinde getirmifltir. Sendikalar da iflte bu çerçevede büyük bir erime içindedirler. Bunun d›fla yans›y›fl biçimleri ise rekabetçilik, sekterlik, grupçuluktur. Do¤ru sendikal anlay›fl›n olmay›fl›, kafa kola dayanan iliflki ve örgütlenme tarz›, kaç›n›lmaz olarak bu tür sonuçlar› ortaya ç›karmaktad›r. Durum ortadad›r. Sonuç vahimdir. Bu nedenle, yaflanan olay karfl›l›kl› suçlamalarla geçifltirilemez. *
Çözüm önerimiz: Bugüne kadarki mücadelesiyle, dürüstlü¤üyle bilinen, adaletinden flüphe edilmeyen devrimci demokrat sendikac›lardan bir kurul oluflturulmal› ve bu kurul, üç iflçinin öldürüldü¤ü olay› soruflturmal›d›r. Elbette kurul, olay›n öncelikli muhataplar› durumundaki TÜMT‹S ve Nakliyat-‹fl’in de onaylayaca¤› bir kurul olmal› ve her iki sendika, ç›kacak sonucu kabul edece¤ini bafltan aç›klamal›d›r. Soruflturma sonucunda herkesin sorumlulu¤unu ne kadarsa ortaya koyan bir rapor tüm iflçilere, halka aç›klanmal›, ve rapor do¤rultusunda özelefltiriler yap›lmal›d›r. Bu sorunun geçifltirilemeyece¤i konusunda herkes hemfikirse, geçifltirmemenin yolu, çözüm için ad›m atmakt›r. Kurul, bunun ad›m›d›r. Türkiye solu, kendi içindeki sorunlar›n sorgulanmas›n› burjuvazinin hukukuna b›rakmak yerine, kendi adaletini sa¤layacak mekanizmalar yaratmay› baflarmal›d›r.
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
41
Zeliha’y› kad›nlar omuzlar›nda tafl›d›...
Güle Güle Elleri K›nal› Yoldafl Ölüm orucu direniflinin 100. flehidi olarak, 30 Kas›m günü flehit düflen Zeliha Ertürk, 2 Aral›k günü Gazi Mahallesi’nde düzenlenen cenaze töreniyle, kahraman yoldafllar›n›n yan›na u¤urland›. Adli T›p morgundan, aralar›nda ölüm orucu gazisi kardefli Ferhat Ertürk’ün de bulundu¤u bir grup taraf›ndan al›nan Zeliha, k›sa bir yürüyüflün ard›ndan otobüslerle Gazi mahallesine götürüldü. Kahraman k›zlar›n›, yoldafllar›n› gözlerinde alevleflen öfkeleri, yüreklerinde bafle¤mez bir iradenin gururu ile bekleyen yüzlerce insan, naafl›n›n Gazi Cemevi’ne getirilmesiyle birlikte, z›lg›tlar›n› gö¤e savurdu. Z›lg›tlar›, “Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez” slogan› izledi, Gazi halk›na bir yi¤itlerini daha yitirdikleri duyuruldu. Beyaz önlüklü iflkencecilerin sakat b›rakt›¤› kardefli Ferhat, iki kiflinin kollar›nda, ölümsüzlü¤e u¤urlad›¤› onlarca arkadafl›na kardeflini de eklerken, direniflin hangi büyük bedellerle, hangi çekilen ac›larla, yüreklerin koru hiç eksilmeden sürdürüldü¤ünün görüntüleri de oluflmufltu. Gazi Cemevi’nde y›kan›rken özellikle dikkat çeken bir fley vard› ki, Zeliha'n›n tüm vücudundan parçalar al›nm›flt›. Gö¤üs kafesi ve karn›n›n aç›l›p otopsi yap›lmas›n›n d›fl›nda kollar›ndan, bacaklar›ndan, s›rt›ndan da parçalar al›nd›¤›n› gösteren dikifl izleri dikkat çekiyordu.
Kalandan gidene k›na... Zeliha son yolculu¤una u¤urlanmadan önce ellerine k›nalar yak›ld›. Bir eline hapishanede dertlerini sevinçlerini paylaflt›¤› bir yoldafl›n›n yakt›¤›, di¤er eline ise bir ölüm orucu gazisinin yakt›¤› k›nay›, d›flar›da ölüm orucunu sürdüren Feride Harman göndermiflti. Zeliha’n›n devretti¤i bayra¤› alan Feride de kahraman yoldafl›n›n dü¤ününe bu anlaml› hediye ve gönderdi¤i mesajla kat›l›yordu. Cemevi önünde, birazdan sokaklar› inletecek sloganlar›n› atmak için bekleyen yaklafl›k 500 kifli sab›rs›zl›k içindeydi. Birazdan Cephe bayra¤›yla kendilerini selamlayacak Zeliha’y› bekliyorlard›. Ancak Zeliha’n›n daha vedalaflacaklar› vard› cemevi morgunda. Bafl›nda "Halk›m›z›n Gelini" türküsünü yumruklar› havada söyleyen ölüm orucu gazileri, sayg›yla Zeliha’n›n aln›ndan öptükten sonra cemevi önünde bekleflenlerin sab›rs›zl›klar› da sona erdi. Üzerine k›z›l y›ld›zl› Cephe bayra¤› örtülmüfl tabutunun görünmesiyle birlikte “Zeliha Yoldafl Ölümsüzdür” sloganlar›, alk›fllar ve z›lg›tlar dalga dalga yay›ld›. Yüzlerce gündür zulüm alt›nda aln›nda tafl›d›¤› k›z›l y›ld›z› üzerine yorgan edip selamlad› Gazi halk›n›.
“Bu güruhlar›, bu ordular› tan›r›m Kan›ma susam›fllar, bilirim Çalmak istiyorlar gözlerimin nurunu Hünerimi ellerimin Çi¤niyorlar postallar›yla tanklar›yla, topraklar›m›z› Çi¤niyorlar kardelenleri ... Pusuda bekleyen apans›z ölümlerdir tarih Ve art›k yaflam sorgulamaktad›r zulmü Sorgulamaktad›r sofradan çal›nan ekme¤i, unutulmufl gülüflleri Ve kahpe ölümleri Art›k direnmektedir Art›k isyand›r yaflam›n tek ad›”
42
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
öndeler. Zeliha’n›n direnifli nas›l ki, bütün kad›nlar›m›za isyan ve direnme ça¤r›s›ysa, tabutun alt›na giren omuzlar da bu ça¤r›ya verilen bir cevapt›r. Zeliha en baflta onlar›n onuru, gururu, kahraman›. Sahte, “kad›n›n kurtuluflu” tart›flmalar›n›n ortas›na direniflleriyle, ac›lar› yüreklerine gömüp isyan ediflleriyle, denize at›lan bir tafl gibi kad›nlar›m›z. Geniflleyen halkalar tüm okyanusu kaplad›¤›nda Zeliha’lar›n, kad›n kahramanlar›m›z› tafl›maktan omuzlar› nas›rlaflm›fl kad›nlar›m›z›n de¤eri de çok daha iyi anlafl›lacakt›r.
K›z›l y›ld›zla Gazi’de tan›flt›, K›z›l y›ld›z›yla Gazi’yi selamlad›
Zelihalar›m›z›n k›z›l kefenleri vatan›m›za k›z›l gelinlik olacak
Zeliha’n›n devrimcilikle tan›flmas› da Gazi’deydi. Gazi ayaklanmas›n› duyunca oturdu¤u mahalleden koflup barikatlara gelmifl, günlerce barikatlarda cephelilerle birlikte beklemifl, direnmiflti. Devrimcili¤e ilk ad›m›n› att›¤› Gazi halk›yla birlikte, devrimcili¤inin en onurlu an›nda yine birlikteydi Zeliha. O günleri flöyle anlat›yordu; “Biz gittikten bir süre sonra çat›flma bafllad›. Amcamlar bizi de al›p bir eve girdiler. Annemler beni onlara emanet etti¤i için yanlar›ndan ay›rm›yorlard›. Ama ben d›flar›da tafl atan, birfleyler için koflturan insanlar› gördükçe onlar›n yan›na gitmek istedim. Kaç›p d›flar›ya ç›kt›m. Birkaç tane yaral›y› polisin elinden ald›k. Onlara pansuman yapt›m. Çat›flt›m. Daha sonra sokak aralar›nda kurulan barikatlarda nöbet tuttum. Orada bizim arkadafllar› ilk kez gördüm. Barikat kuruyorlard›. Nefleliydiler. Ya¤mura çamura ald›rmadan tafl tafl›yorlard›. Onlar›n yan›na gidip biraz sohbet ettim. Bana Kurtulufl Gazetesi verdiler. Eski say›lard›. Ama onlar› okudum, çok fazla anlamad›m ama yak›n hissettim kendimi. Cenazeler kald›r›ld›¤› gün onlar› tekrar gördüm. Sizin yan›n›za gelmek istiyorum dedim.”
Cemevinden slogan ve marfllarla yürüyüfle geçen kitle, bir süre sonra otobüslerle Cebeci Mezarl›¤›’na hareket etti. Burada yeniden oluflturulan kortej, direnifl mezarl›¤›na dönüfleli beri vakurlu bak›fllarla gelenleri selamlayan Cebeci’nin diri topra¤›na, yeni bir kahraman› daha vermeye geldiklerini sloganlarla haber veriyordu. Al büyüt, çatlas›n yüzün, günefle dönder yi¤it bak›fllar›, teslim olmayan iradesinden güç al, tabiat anan›n çetin flartlar›na onlar gibi diren. K›z›l kefene sar›lan Zeliha topra¤a verilirken, öfkesini sloganlarla dile getiren yüzlerce insan›n akl›ndan, o çok bilinen marfl geçiyordu; Gözünde çakan flafa¤›n k›z›ll›¤›nda yumruk silah sesleriyle halaya durur k›z›l gelinlik giydirece¤iz kendi ellerimizle özgür vatana Ellerimiz, halklar›n tarihinin deneyleriyle, isyanlar topra¤› Anadolumuzun direniflleriyle ustalafl›yor. fiehitlerimiz vatan›m›z› özgürlefltirmek için k›z›l kefenlerini kendi elleriyle dikiyor. Ustalaflan ellerimizle, k›z›l kefenlerinden yurdumuzun k›z›l gelinli¤ini dikmek boynumuzun borcu olsun!..
Kahraman kad›n›m›z, kad›nlar›m›z›n omuzlar›nda Kitle, "Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz" ve "Bedel Ödedik Bedel Ödetece¤iz" sloganlar›n› hayk›r›rken, k›z›l tabutun alt›na omuzunu koyan kad›nlar›m›z yüzlerinde Anadolu kad›n›n bin y›ld›r dimdik ayakta duran asaleti, çekilen ac›lar›n çeliklefltirdi¤i bak›fllar›, gö¤üs kafeslerini flifliren gururlar› ile Zeliha’y› en öne ulaflt›rd›lar. Bilmeyenler için flafl›rt›c› elbette bu resim karesi. Dü¤ünde, cenazede, yaflam›n her alan›nda hep geri plandaki kad›nlar en öndeler. Direnifl bayra¤›n› yüzlerce gündür tafl›yan, ac›lar›n› fliirlefltiren Zeliha ile, O’nu omuzlar›nda tafl›yan emekçi kad›nlar›m›zla en
fiehitlerimiz, gazilerimiz... Kardefllerimiz, analar›m›z, babalar›m›z, çocuklar›m›zla, bin y›l da sürse, kan›m›z derya deniz de olsa... direnecek, halk›m›za verdi¤imiz Ba¤›ms›z, Demokratik Türkiye sözümüzü yerine getirece¤iz... Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
43
Z eliha ERTÜRK 2002 Ölüm Orucu Şehidi
Fer idun Yücel BATU 2002 Ölüm Orucu Şehidi
Yurtd›fl›ndan ‹psala yürüyüflçüleriyle görüfltük...
D‹REN‹fi‹N KARARLILI⁄INI TAfiIDIK 18-26 Kas›m tarihleri aras›nda tecriti protesto ve Avrupa kamuoyuna duyurma amac›yla Avrupa kentlerini dolaflarak ‹psala s›n›r kap›s›na yürüyen TAYAD Komite üyelerine etkinliklerini sorduk.. TAYAD Komite Sözcüsü: “Eylemimiz; Brüksel’de AP ve Belçika Parlamentosu’nda görüflmler. Belçika Parlamentosu’ndan iki senatör ve bir miletvekilinin kat›ld›¤› bas›n toplant›s›yla bafllad›. Tecrite karfl› 155 bin imza Avrupa Parlementosu’na verilmek üzere senatörlere verildi. Toplant›dan sonra AK genifllemeden sorumlu baflkan yard›mc›s›yla görüfltük. Frans›zca ölüm orucu ile ilgili dosyay› sunduk. Brüksel’de bildiri da¤›t›k. 19 Kas›m’da Strasburg’da AP önünde 2 saat süren bir gösteri düzenledik. Gösteri s›ras›nda daha önce görüfltü¤ümüz Danimarka miletvekili, TAYAD Komite’den 3 arkadafl›m›z ile birlikte AP’deki di¤er milletvekileriyle görüflmeler yap›ld›, dosyalar verildi, Avrupa’n›n tavr› anlat›ld›. Bu konuda ilgileneceklerini söylediler. 20 Kas›m’da Cenevre’ye geçtik. Orada 3 kiflilik heyet olarak BM ‹nsan Haklar› Komisyonu Baflkan› ve Koordinatörü ile görüflüldü. Yürüyüflümüzün nedenlerini anlatt›k. Neler yapabileceklerine iliflkin önerilerimizi sunduk. Kendileri de neler yapabileceklerini söylediler. Bir heyet oluflturarak F tiplerini incelemeleri ve tutsaklarla görüflmeleri önerisine olumlu bakt›lar. Dosyalar›m›z› BM'nin di¤er kurumlar›na da ileteceklerini ve onlar› da harekete gecireceklerini söylediler. Bu görüflmeler s›ras›nda d›flar›da bir gösteri düzenlendi. ‹sviçre bas›n› bu etkinliklere büyük ilgi gösterdi. Gösteriler s›ras›nda Cenevre Parlamentosu’ndan Pierre Vanek adl› bir milletvekili TAYAD Komite'yi desteklemek amac›yla eyleme kat›ld›. Bir konuflma yapt›. Cenevre merkezinde bildiri da¤›tt›k. 21 Kas›m’da ‹talya’dayd›k. Floransa’da Tuskanya Belediye Meclisinde bir toplant› gerçeklefltirildi. Toplant›ya bizim d›fl›m›zda iki kominist partisi ve G‹OVANN‹ BARBALL‹ (Firenze Eyalet Parlamentosu’ndaki Rifondazione Coministan’›n Grup Baflkan›), Lorenzo Marzullo (Frenze Belediyesi’nin Bar›fl Komisyonu Baflkan›.) ve Enrico Cecchetti (Tuskanya Eyalet Parlamentosu Genel Baflkan Yard›mc›s›) ile Demokratik Sol Parti kat›ld›. ‹talyan kurumlar ölüm orucu gazilerine sahip ç›kmak istediklerini ve bu amaçla resmi baflvuru yapt›klar›n› söylediler. Ayr›ca oradaki 3 parti fiubat 2003’de parlementerlerin, yazarlar›n, gazetecilerin kat›laca¤› ölüm orucuyla dayan›flma yürüyüflü düzenleyeceklerini belirttiler. Roma’da ise elçilik önünde ‹talyanlar›n da kat›ld›¤› 2 saat süren bir gösteri yap›ld›. 46
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
24 Kas›m’da Yunanistan’a ulaflt›k. 2003’de yap›lacak olan Avrupa Zirvesi için tüm sol partilerin sendikalar›n ve bütün DKÖ’lerin kat›ld›¤› toplant›ya kat›ld›k. Yürüyüflümüzün amac›n›, taleplerini anlatt›k. Bütün kat›l›mc›lar ayakta alk›fllad›lar. Ertesi günü, Atina Barosu’nda bir bas›n toplant›s› düzenledik. Yunan bas›n›n ilgisi oldukça yo¤undu. Toplant›ya onlarca parti, örgüt ve kurum kat›larak destek verdi. Sonra Yunan dostlar›m›zla birlikte Avrupa Parlementosu Temsilcili¤i’ne yürüdük, AP Temsilcisi ile görüflme yapt›k. Ayn› günün akflam› Yunan Parlementosu’ndaki tüm partilerin yetkilileri ile görüfltük. ‹mza kampanyas› bafllatacaklar›n› söylediler. 26 Kas›m’da ‹psala s›n›r kap›s›na gittik. Burada yapt›¤›m›z aç›klamay› Yunan bas›n› da izledi. Sonra s›n›r kap›s›na yürümeye bafllad›k. S›n›r kap›s›n› yaklaflt›¤›m›zda Yunan polisi bizi durdurarak bundan sonra yürümemize izin vermedi. Eylemimizi sayg› durufluyla sona erdirdik. Yürüyüflümüzün direniflini ve tecriti duyurma anlam›nda baflar›ya ulaflt›¤›n› düflünüyorum. Elbette bu yetmeyecektir, biz de TAYAD Komite olarak direniflin sesini dünyaya duyurmaya devam edece¤iz.
fiehitler ‹çin Gösteriler Zeliha ERTÜRK ve Feridun Yücel BATU’nun flehit düflmesinden sonra Londra ve Paris’teki Türk konsolosluklar› önünde yap›lan gösterilerle flehitler an›ld›, oligarflinin katletme politikas› lanetlendi. Londra’daki gösteride tecrite karfl› Türkce ve ‹ngilizce pankartlar tafl›n›rken, benzer bir gösteri de Londra’daki Avrupa Parlamentosu Temsilcili¤i önünde yap›ld›. Paris’teki konsolosluk önündeki gösteriyi düzenleyen Tayad Komite frans›zca "‹zolasyona son verin ölümler dursun" pankart› açarken, Türkçe ve Frans›zca sloganlarla AKP hükümeti protesto edildi.
Hamburg Hapishanesinde Eylem Aralar›nda Türkiyeli siyasi ve adli tutsaklar›n da bulundu¤u Almanya Hamburg’daki Santa-Fu Hapishanesi’ndeki tutsaklar, hapishane idaresinin, ziyaret günlerini k›smas›na, hücrelerin aç›k kald›¤› saatleri günde 2 saat düflürmesine, haftan›n 6 günü telefon yasa¤› getirmesine ve özellikle yabanc› tutuklulara karfl› ›rkç› tutumlar›na karfl›, Türk, Kürt, Arap ve daha birçok milliyetten tutsaklar bir gün ifle gitmeme, hücreden ç›kmama boykotu yapt›lar.
HALAYDA ‹K‹ MEND‹L An› / 19 Aral›k fiehitlerinin An›s›na Tutsaklar t›pk› '96 ölüm orucunda oldu¤u gibi, yeni bir ölüm yürüyüflüne haz›rlan›yorlar. Dü¤ün varm›fl gibi, e¤lenceler, turnuvalar, skeçler ve daha neler neler düzenleniyor... Biliyorlar, hissediyorler. Belki bir daha böyle günleri olmayacak. Yan yana gelip, el ele tutuflup halaylara duramayacaklar... Durmak yok yorulmak yok bu k›sa sürede. Herkes birbirine bir fleyler haz›rl›yor. O zor günlerde, ölüm yürüyüfllerinde yoldafllardan yoldafllara “hat›ra” olsun diye... Yar›na dair birbirlerine bir fleyler kals›n istiyorlar. Yar›nlar›n›n ne olaca¤› belli mi? O da ranzalar›n aras›na oturmufl, demir parmakl›klar›n aras›ndan gök yüzünü seyrederken, akl›ndan binlerce düflünce geçiyor. Belki de, birinci ekibe seçilmemesinin nedenlerini düflünüyor kendi kendine. Bir de ölüm yürüyüflüne ç›kan yoldafllar›na ne arma¤an edece¤ini... Birden hareketleniyor. E¤iliyor elbiselerin aras›ndan iki mendil ç›kar›yor. Etraf› özenle ifllenmifl, iki beyaz mendil. Kumafl› da çok güzel görünüyor. Bu mendiller, 1996 ölüm orucu döneminde d›flarda çok sevdi¤i bir arkadafl› taraf›nda yap›lm›fl, "halaylarda elinde bulunsun" deyip ona gönderilmiflti. O da "bir gün laz›m olur" diye y›llarca saklam›flt› bu mendilleri. iflte flimdi laz›m. ‹ki mendili eline al›p, hummal› bir çal›flmaya bafll›yor. Önünde, sar›, k›rm›z› bezler, ayn› renkte iplikler, makas, i¤ne, cetvel... Kesiyor, biçiyor, iflliyor... Ranzalar›n aras›nda onlarca tutsak ayn› çal›flma içinde. Kimisi kalem, kimisi mendil, kimisi çakmak, kimisi tespih tanelerini süslüyor. En güzelini yapmaya çal›fl›yorlar birbirlerine. Yok olmad›. Yapt›¤› mendilleri be¤enmeyip, yeniden, yeniden söküp yap›yor. Ama olmuyor. Kafas›n› kafl›yor, yeni birfleyler ar›yor. Saatlar ilerliyor, zaman h›zla geçiyor. Ve iflte sonunda çok u¤raflt›¤› mendillerin görüntüsü ortaya ç›k›yor. Karfl›l›kl› iki uçta Parti ve Cephe ablemlerini yapm›fl, beyaz saten kumafl›n üzerinde çok da güzel görünüyor. Lamban›n ›fl›¤›na tutuyor, elleriyle yapt›¤› dikiflleri inceliyor. Evet iflte oldu dercesine kafas›n› sall›yor. Mendillere iflledi¤i ablemleri severcesine okfluyor. Sonra ütüleyip katl›yor. Yar›n büyük gün. Ölüm orucu birinci ekiplerinin bant takma töreni var. Bütün tutsaklar yar›na haz›rlan›yorlar. Banyolar yap›l›yor, t›rafl olunuyor, en yeni elbiseler sabaha haz›rlan›yor. C- 14 Ko¤uflunun alt kat› tören için haz›rlanm›fl. Çokta görkemli görünüyor. Yeni bir ölüm yürüyüflünün son sözleri burada söylene-
cek. Buras› ki; Berdan'›n, ‹lginç'in, Yemo'nun hücre hücre ölümü yendi¤i, katafalklar›nda yatt›¤› yerdir. Bu demir kap›lar, kal›n duvarlar, ve demir parmakl›klar bir kez daha kahramanl›klara tan›k olacak. Neler paylafl›lmad› ki bu dört duvar aras›nda. Duygular, düflünceler, idealler, hayaller ve rüyalar... Önce Yazgülü ç›k›yor kürsüye. Peflinden F›rat, Ali ve Aflur... Hayk›r›yorlar kürsüde, "Yaflas›n Tam Ba¤›ms›z Türkiye" diye. Müthifl bir atmosfer. Alk›fllar, fliirler... Kürsüde konuflanlar sanki ölüme gitmiyorlarm›fl gibi. Ölümün o korkutucu yüzü yok burada. Korkunun, tereddütün yerine, coflku, sevinç ve halaylar var burda. Akl› arma¤anlar›nda, k›z›l bantl›lar› kucacaklay›p al›nlar›ndan öpüyor. Sonra Yazgül'ün yan›na gidip sohbet ediyor. Ve cebindeki mendili ç›kar›p Yazgülü’ne uzat›yor, - "Bu direniflimizin bir de zaferi var. Zafer halay›n› çekmeniz için mendil yapt›m size" ‹kisi de duygulu, s›ms›cak bir kucaklaflma... Herfley gözlerinin içinde, paylaflmak ve veda... Bir yönetmen bu sahnenin filmini çekebilir mi acaba? Zor. Çünkü burada duygular konufluyor. Sevgi ve sayg› konufluyor. fiu kesin ki; dünyan›n en zengin adam›, paras›yla, bu duygular›, sevgi ve sayg›y› sat›n al›p yaflayamaz. Çünkü yar›na inanç ve güven var burda. Bunun huzuru sinmifl bak›fllar›na ve yüreklerine. Yar›n! Yar›nlar› ne olacak? Belki de flehit düflecekler. Bu onlar›n umurlar›nda de¤il. Onlar bu atmosferin tad›n› ç›kar›yorlar. Ayn› sahne, di¤er mendili Ali'ye verirken yaflan›yor. Bu sefer gözleri doluyor. Ali "fiimdi a¤lamak olur mu ama?" deyince, ikisi de, gözyafllar›n›n yanaklar›ndan süzülüp inmesine izin vermiyorlar. Günler h›zla ak›p geçiyor. 1. Ölüm Orucu Ekibi’ni, 2. Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
47
kahramanlar ölmez Ölüm orucu ekibi, onu üçüncüsü takip ediyor. Ve 19 Aral›k sabaha karfl› saat beflte, bütün tutsaklar silah ve bombalar›n sesiyle uyan›yorlar. Bu bir oyun de¤il, flaka veya espiri hiç de¤ildi. Evet gerçe¤in ta kendisiydi. Kulaklar› patlatan ses, yüzlerce binlerce, eli kanl› katil sürüsünün sesiydi. Devletin himayesindeki tutsaklar, yine ayn› devletin katilleri taraf›ndan kuflat›lm›fllard›. Bayrampafla’daki bütün tutsaklar, kurflun ve bombalara karfl›, beyinlerini ve yüreklerini siper yap›p direnifle geçiyorlar. Ak›llar›nda bayan yoldafllar› var. Çünkü onlara ulaflam›yorlar. Ne oldu acaba onlar›n tarafta? Bir yandan bunlar› düflünüyorlarken di¤er yanda, ko¤ufl, ko¤ufl, maltan›n koridorlar›nda direniyorlard›. Tarifi mümkün de¤il, kurflunlar, bombalar, gazlar, yaral›lar, ba¤r›fl ça¤r›fl... Ve en son “ölüm halay›” için 15-16 ko¤ufllar›n havaland›rmas›na ç›k›yorlar. Ali'nin elini hiç b›rakmamac›s›na tutuyor. Ali'nin di¤er elinde, onun verdi¤i mendil var. Hep birlikte, türküler eflli¤inde, halaya duruyorlar, Ali mendili sall›yor her ad›m›nda.. Üzerlerine ya¤mur gibi ya¤an gaz bombalar›n›n ç›kard›¤› gazdan göz gözü görmüyor. Bir ço¤u düflüyor. Bir ço¤u ko¤ufllara giriyor. Biraz önce yan›nda duran Ali'nin elini kaybediyor. Ali 15. Ko¤uflun içinde, kurflunlanm›fl. Mendil havaland›rman›n tam ortas›nda öylece duruyor. Arkadafllar›yla birlikte, flehit düflen Ali, Mustafa ve Cengiz'in cans›z bedenlerini kucaklay›p, mendilin yan›nda duran pankart›n üzerine özenle yerlefltiriyorlar. Ali’nin sa¤ kalças›nda büyükçe bir yaras› var. Kalça kemikleri parçalanm›fl, kemik parçalar› elbiselerin üzerinde öylece duruyor. Bir damla kan dahi akm›yor. Diflleri s›k›l› Ali'nin. Yüzünde sert bir ifade. Sanki soluk al›p veriyor. Ama yok yok. Son nefesini vereli hayli zaman geçti. Sa¤ kalan bütün tutsaklar yavaflca e¤ilip al›nlar›ndan tek tek öpüyorlar flehitlerin. Hemen ilerde duran mendil gözüne çarp›yor yine. Akl›na Yazgülü geliyor o anda. Öteki mendil... Ne oldu onlara acaba? Bir an dikkat kesiliyorlar... Sanki bayan tutsaklar›n slogan sesleri geliyor uzaktan. Evet evet bu onlar›n sesi. Herkes susuyor sesi anlayabilmek için... Uzaktan, havaland›rmalar›n üzerinden rüzgar isimleri getiriyor onlara. Bayan tutsaklar önce isimler söylüyorlar tek tek . "Yazgül, fiefinur, Gülser, Özlem, Seyhan ve Nilüfer..." sonra da "Ölümsüzdür" sözü duyuluyor... Yazgül, acaba nas›l, nas›l öldü... Belki en son akla gelecek fley geliyor o an akl›na... Mendil elinde miydi acaba? Sonra, çok sonra ö¤renecek, diri diri yak›lm›fl bedeninin yan›nda o da yanm›fl... Kanlanm›fl, alevlerde kül olmufl mendiller savruluyor hala halay bafllar›nda... Yeni mendiller iflleniyor köfleleri ifllemeli... Bir mendil, açl›¤›n koynunda ölüme yürüyen direniflçinin koynunda gizli...
48
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
Nurettin GÜLER
fiehitlik tarihi: 12 Aral›k 1978 fiehit düfltü¤ü yer: Elaz›¤ fiehit düflme flekli: Faflistlere karfl› gerçeklefltirilen bir eylem sonras› polisle girdi¤i silahl› çat›flmada flehit düfltü. Devrimci hareketin bölgedeki sorumlu kadrolar›ndan biriydi.
fiehitlik tarihi: Aral›k 1977 fiehit düfltü¤ü yer: ‹stanbul Y›ld›z fiehit düflme flekli: ‹DMMA Y›ld›z’da gençli¤in anti-faflist mücadelesinde yer ald›. Gece Bölümünde faflistlerin sald›r›s› sonucu b›çaklanarak Abdülkadir ADANUR katledildi.
fiehitlik tarihi: Aral›k 1979
Mehmet MART
Hüseyin ULU
fiehitlik tarihi: Aral›k 1979 fiehit düfltü¤ü yer: Samsun fiehit düflme flekli: Samsun’da, okudu¤u Antep’te hep anti-faflist mücadelenin en önünde yer ald›. Samsun’dayken bir yaz›lama s›ras›nda faflistler taraf›ndan vurularak katledildi.
bas›n tv
KIRILIR YALANIN ÇARKI
‘And›ç’ versiyonlar› AKP’nin Genelkurmayca sorguya çekildi¤i ilk MGK toplant›s›n›n “amaca hizmet etmesi gereken” bütün ayr›nt›lar› bas›na yans›t›ld›. Kanunen yasak olmas›na ra¤men (ki bugüne kadar bu kadar ayr›nt›n›n yans›d›¤› MGK toplant›s› enderdir) ertesi günü seçilmifl gazetelerde manfletlere ç›kan haberlerin içeri¤ine bak›ld›¤›nda bilgileri kimin yans›tt›¤› da ortaya ç›kmaktad›r. Do¤an Medya’n›n iki gazetesi, Milliyet ve Hürriyet’e verilmiflti temel roller. Milliyet; Genelkurmay’›n cumhuriyetin temel ilkelerini hat›rlatt›¤›n›, Abdullah Gül’ün, “biliyoruz bizden flüphe duyuyorsunuz” dedi¤ini; yine generallerin “anayasay› de¤ifltirmekten sözediyorsunuz, ne demek istiyorsunuz” dedi¤ini, hükümetin “cumhuriyetin ilkelerine ba¤l›l›ktan” sözetti¤ini duyurdu. Hürriyet ise; birinci sayfa manfletinden yay›mla-
d›¤› haberinde, iftar saati geçti¤i halde çal›flmalara ara verilmedi¤ini, ama Orgeneral Özkök 'ün de aralar›nda bulundu¤u oruçlu üyelerin, masalara servis edilen kanape, sandviç ve meflrubat ile oruçlar›n› açt›¤›n› yazd›. 28 fiubat sürecinde gündeme gelen “and›ç” ne idi hat›rlayal›m. And›ç, kelime anlam› farkl› olsa da kullan›lan anlam›, genelkurmay›n bas›n› kullanmas›, yönlendirmesi, denetimi alt›na almas› idi. Bilgilerin genelkurmay kaynakl› oldu¤u yoruma gerek bile b›rakm›yor. Böylece hizaya getirmede and›ç›n bir baflka versiyonu iflledi yine. AKP’nin “burnunun sürtüldü¤ü” mesaj› Milliyet arac›l›¤›yla verilirken, özellikle islamc› tabana da genelkurmay baflkan›n›n “kendilerinden biri” oldu¤u mesaj› Hürriyet arac›l›¤›yla verildi... 28 fiubat gibi, and›çlar›n da “bin y›l sürece¤ini” ortaya konulmufl oldu. Holding medyas›n›n “demokratl›¤›” geçici, 28 flubatç›l›¤› kal›c›d›r. AKP ya¤c›l›¤› yapan medyan›n gerçek yeri ve ç›karlar› da gerçek iktidar›n yan›nda olmas›na uygundur bu durum. Bu noktada kimi islamc› bas›n›n, destekledikleri AKP hükümetinin namusunu kurtarmak için, “kim s›zd›rd› bu bilgiyi... yasakt›” savunmalar›na girmesinin hiçbir anlam› yok. Gerçek iktidar ve gerçek iktidar›n bas›n› yerinde duruyor.
Ç‹ZG‹YLE
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
49
Bas›ndan
Yerini bulan hak Mine K›r›kkanat (Radikal 30/11/2002)
"Adalet, eyleme geçen gerçektir." (Joseph Joubert, 1842) Mehmet A¤ar'›n, fievket Kazan'›n, H. S. Türk'ün Adalet Bakanl›¤› yapt›¤› Türkiye'de, yans›z ve dürüst bir adalet da¤›t›m› kolay de¤ildir. Bu 'üstlere' ra¤men namusuna leke, onuruna gölge düflürmeyen, bask›lara boyun e¤meyen yarg›çlar ve savc›lar, yabanc› meslektafllar›ndan daha derin anlamda sayg›y› hak ederler. Türkiye'nin adli talihsizli¤inde, en 'olmamas›' gereken bakan hangisiydi, A¤ar’m›, Kazan’m›, Türk’mü, bilemiyorum, ama flahsi görüflüm H. S. Türk'ün unutulmaz yaralar açt›¤› yolunda. Çünkü A¤ar'›n 'kim', Kazan'›n 'ne' oldu¤unu biliyorduk, yapt›r›mlar›yla bizi haz›rland›¤›m›zdan daha fazla düfl y›k›m›na u¤ratmad›lar. Oysa H. S. Türk, u¤ursuz 'Mezarl›k yollar› iyi niyet tafllar›yla döflelidir,' sözünü do¤ru ç›kard›. Onlarca cinayetle biten hapishane bask›nlar›, parmak kadar çocuklara iflkence yap›p cezas›z kalan polisler, ölüm oruçlar›, ç›kar ç›kmaz yine adam öldüren katilleri b›rak›p düflünce bile de¤il, pankart yazmak suçlular›n› içerde tutan Af Yasas› rezilli¤i, ç›kar›lmayan trafik suçlar› yasas›, F tipi cenazeler hep onun eseriydi. Ve ticaret hukuku profesörü olan hazret, bir elma çalan› 20 y›l, 1 milyar dolar çalan› 200 milyon para cezas›na çarpt›ran yasay› 'düzeltmek', gecekondu gibi adliyelerde 'sarayl›lar›' yarg›layan adalet temsilcilerinin yaflam koflullar›n› iyilefltirmek yerine, biz gazeteciler, özellikle de Radikal yazarlar›yla u¤raflmay› tercih etti. Salt naçiz yazar›n›za toplam yedi dava açt›. Biri 'kiflisel hakaret', di¤erleri 'Adalet Bakanl›¤›'n›n manevi flahsiyetini tahkir ve tezyiften', yani 159'luk. Ama bana en büyük zevki, bir bakan›n surat›na telefon kapatmak hazz›n›, beflinci dava s›ras›nda tatt›rd›. F tipi cezaevleri konusunda araflt›rma yap›yordum, H. S. Türk, sanki mahkemelik de¤ilmifliz, ondan bilgi istermiflim gibi, flurup sesiyle "Mine han›m, nas›ls›n›z?" diye telefon açmaz m›? "Hangi yüzle..." diye bafllad›¤›m bir tirat var ki hazretin surat›na, ben gururla an›ms›yorum, san›r›m kendisi de unutmam›flt›r! ‹flimden etmeye bile kalkm›flt› beni. Alaattin Çak›c› Türkiye'ye iade edilmifl, H. S. Türk "Fransa koflul koydu, sorgulayamay›z!" diyordu. Frans›z savc›yla konufltum, "Biz yarg›lamay›n dedik, sorgulamay›n de¤il..." dedi, manflet oldu. Ertesi gün, H. S. Türk'ten gazeteye bir faks: "Haber yalan. O adam savc› de¤il, kâtip!" Gazete, "Ya sen gidersin, ya H. S. Türk istifa eder," diye aya¤a kalkt›, ancak daha ben haberimi 50
Ekmek ve Adalet / 08 Aral›k 2002 / Say› 38
savunmak zorunda kalmadan, konufltu¤um savc›n›n kâtip 'olmamakla' kalmay›p, AB nezdinde iadelerden sorumlu baflsavc› oldu¤u anlafl›ld›. 'N'aber Sami?' diye bir yaz› yazd›m, yine dava etti... H. S. Türk, yaln›z bana de¤il, genelinde gazetecilere dava açt›¤›nda flöyle bir yöntem izleniyordu: Ankara'dan ilgili mahkemeye ikide bir telefon ediliyor, önce 'Dava aç›ld› m›?' aç›lmad›ysa 'Niye aç›lmad›?' diye soruluyor, derken 'Nas›l gidiyor?' diye takip ediliyordu, gidiflat (!). Bask› yap›l›yordu düpedüz.... Biz yarg›land›k, s›ram›z› savmak üzereyiz. S›ra ona geliyor, yavafl yavafl. Üstelik, dokunulmazl›¤› da yok art›k!...
Off, of! Türker Alkan, (Radikal, 30/11/2002) (...) Emniyet yetkilileri s›k s›k aç›klama yap›yorlar: '‹flkenceyi e¤itimle önleyece¤iz!' Geçenlerde, "Salt e¤itimle iflkenceyi ve kötü muameleyi önleyemezsiniz. Üst düzeyden bafllayarak iflkenceye karfl› ç›kmak, iflkencecileri mutlaka cezaland›rmak gerekir. ‹flkence yapanlar› yarg› önüne ç›karamad›ktan sonra verece¤iniz e¤itimi kim dinler" diye yazm›flt›m. Polisin bir depoda dayak att›¤› Veli Kaya olay› en yeni örnek. Ama korkar›m bu kafayla gidersek son örnek olmayacak. Olay, milyonlarca kiflinin gözü önünde geçiyor. Polisler genci ite kaka depoya sokup dövüyorlar. Müfettifllerin de¤erlendirmesini okumufl olmal›s›n›z: Ö¤renciyi 'güvenli bölge' oldu¤u için depoya sokmufllar! Ö¤renci döven hakl›, serbest b›rakan suçlu! ... Polisin bu tavr› ne anlama gelir? Nas›l yorumlamal›y›z? ‹flte benim yorumum: "En güvenli yer, polisten en uzak olan bölgedir." "Polis bundan sonra da her önüne geleni sopalamaya devam edecektir. Buna engel olmak mümkün de¤il. Çünkü dayak ve iflkence, polis için bir altkültür haline gelmifl. Belli ki iflkencecileri korumayanlar poliste 'hain' olarak niteleniyorlar." "Polis, Türk halk›n›n aptal ve ebleh oldu¤unu, kendisinin de çok zeki oldu¤unu san›yor. Aziz Nesin yüzde 60'›m›z›n aptal oldu¤unu söylemiflti. Veli Kaya olay›n› soruflturan müfettifller halk›m›z›n kâmilen geri zekâl› oldu¤una inan›yor olmal›."... "Herkesin gözü önünde geçen bir olay için böyle müfettifl raporu verilirse, gizli kapakl› yerlerde pencereden atlayarak, sandalyeden düflerek ölenler hakk›nda verilen müfettifl raporlar› ne kadar güvenilir olabilir dersiniz?" Son yorumum: Off, of!