AdaletWeb058

Page 1

Ekmek ve

Adalet

‹flçiler, köylüler, ö¤renciler, memurlar, esnaflar, iflsizler, ev kad›nlar›, emekliler...

Haftal›k Dergi / Say›: 58 / Tarih: 27 Nisan 2003 / F‹YAT (KDV Dahil) 750 000

www.ekmekveadalet.com Mail:info@ekmekveadalet.com

Ölüm Orucu Direnifli Sürüyor

Cihan Keflkek ve Eylül ‹flcan Anlat›yor:

IRAK’TA BOMBALAR ALTINDA

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Bayra¤›n› Dalgaland›rmak ‹çin

1 MAYIS ALANLARINA! Alanlarda Haklar ve Özgürlükler Cephesi Kortejlerine Ekmek ve

Adalet

www.ekmekveadalet.com

info@ekmekveadalet.com

1

MAYIS’T A HEDEF‹M‹Z ‹fiGALC‹ ABD, ‹fiB‹RL‹KÇ‹ AKP

Amerika ve iflbirlikçilerine karfl›

B‹RLEfiEL‹M SAVAfiALIM


Seslerle kucaklafl›l›r, seslerle umut büyütülür.

BEN DE TAfi ATACA⁄IM...

1 MAYIS

Yurdumun mutlu günleri Mutlak gelen gündedir

Günlerin bugün getirdi¤i Bask›, zulüm ve kand›r Ancak bu böyle gitmez Sömürü devam etmez Yep yeni bir hayat gelir Bizde ve ülkelerde 1 May›s, 1 May›s ‹flçinin, emekçinin bayram› Devrimin flanl› yolunda ‹lerleyen halk›n bayram› Yepyeni bir günefl do¤ar Da¤lar›n doruklar›ndan Mutlu bir hayat filizlenir Kavgan›n ufuklar›ndan

✹R ÇA⁄ DUYU

I U

many›s’ta ala lara!

1

İSTANBUL’da 1 Mayıs’ta Şişli Abide-i Hürriyet’teyiz

Haklar ve Özgürlükler Cephesi

1 May›s, 1 May›s ‹flçinin, emekçinin bayram› Devrimin flanl› yolunda ‹lerleyen halk›n bayram› Vermeyin insana izin Kanmas› ve susmas› için Kitleyi bilinçlendirin Hakk›n› almas› için Bizlerin ellerindedir Gelen ›fl›kl› günler Gün gelir gün gelir Zorbalar kalmaz gider Devrimin flanl› yolunda Bir ka¤›t gibi erir gider.

Liseli, üniversiteli tüm ö¤renci arkadafllar; bulundu¤umuz her flehirde, alanlar› gençli¤in dinamizmiyle doldural›m!

Gençlik Birlik Koordinasyonu

Grup YORUM

B‹Z VARIZ

ÇIKTI!

Hakları ve özgürlükleri savunmanın yolu mücadeleden geçer. Ekmeği, özgürlükleri gasbedilen tüm kesimler, 1 Mayıs mücadele alanında buluşalım!

TAYAD’l› Aileler

yor, bir yandan coplamaya devam ediyor. Baz› arkadafllar›n elin(Ayfle Yaz›c›, 9. (Zehra de pankart sopalar› var, sopalarla karfl›l›k veriliyor polise. ArkadaflKulaks›z Ölüm Orucu Ekibi lar hemen arabalar› kenara devirip, soka¤› polise kapat›yorlar. ‹nsandireniflçisi)) lar panik havas›ndan kurtulur kurtulmaz, Tarlabafl›'nda kortej oluflturuyorlar. Biraz sakinlefliyoruz. Bize baz› arkadafllar da kat›l›yor.(...) Hiç kimsenin akl›na alan› b›rak›p kaçmak gelmiyor... yüzü-gözü kan revan içinde korteje kat›l›yorlar hemen. Ve ellerinde tafllarla devam ediyorlar yürüyüfle. Kortej hala da¤›n›k, hala disiplin sa¤lanamam›fl, böylece 5-10 dakika geçiyor. Kitlenin disiplini yeniden sa¤land›; insanlar silahlan›veriyorlar tafllarla, sopalarla. Caddeye ç›kmak için kitle yönünü de¤ifltiriyor. Halk balkonlarda, kap› önlerinde alk›fla tutuyor. Y›k›k bir binan›n yan›ndan geçerken taflla doldurdum kuca¤›m› ve yan›mdakilere de sesleniyorum. "Tafl al›n". Önüme gelene veriyorum tafllar›. Kitle yeniden ç›k›yor Tarlabafl›'na, bu defa yönümüz alan›n tersine. Polisler yukar›dan ve çeflitli yönlerden geliyorlar. Kitle caddede de kortej halinde, daha düzenli ama art›k alana do¤ru yürümenin olana¤› yok!.. Art›k yavafl yavafl fiiflhane'ye do¤ru ak›yoruz. Polisle mesafeyi aç›yoruz. Yeniden düzene giriliyor, kortej oluflturuluyor. Bu arada yeniden bir hareketlenme. Afla¤›dan kitlenin önünü kesmeye çal›flan polis tafllan›yor, çareyi kaçmakta buluyor. Yine kortej bozuluyor. “Ben de tafl ataca¤›m” diye herkes kortejden ç›k›yor. Kitle h›nç dolu, h›nc›n› sloganlaflt›r›yor, marfllaflt›r›yor. Mehmet en önde, elinde sopas›z "Yaflas›n 1 May›s" pankart›yla, boyun damarlar› fliflmifl ba¤›rmaktan. Savaflmaktan yorulmayan, öfkeli daha nice insanlar var Mehmet gibi... Sloganlar hiç durmuyor... (Tafl De¤il Yürekti Elimizdeki, sayfa: 228)

Ekmek ve

Adalet

INTERNET adresi: www.ekmekveadalet.com

Ekmek ve Adalet Dergisi Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Ali Ercan Göko¤lu Adresi: ‹nebey Mahallesi ‹nk›lap Caddesi Oto Han 55/54 Aksaray Fatih ‹stanbul

Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i F Tipi hapishanelerdeki direniflin solu¤unu getirece¤iz alanlara. Alanlardaki her yürek, dünya halklar›n›n direnifline soluk olacakt›r.

Birbirini tan›mayanlar sesleriyle tan›fl›rlar. Seslere göre kafalar›na bir tip çizip sohbet edip, türküler söylerler. Umut tafl›r, sevda tafl›r, hasretlik tafl›r sesler birbirine. Seslerle özlem giderilir, sesler1 May›s havas›, günler le kucaklafl›l›r, seslerle umut büyütülür. yaklaflt›kça daha da sard› Duvarlar, kap›lar sesimizden inliyor. beni. Bir sürü duygular› yafl›Gözümüzün görmesini engelliyorlar yor insan. Sevinç, sorumluluk belki, ama sesimizin ç›kmas›n› ve sesimizle birbirimizi kuduygusu ve ald›¤›m görevleri yacaklamam›z›, hasret gidermemizi engelleyemiyorlar iflte. parken olabilecek aksakl›klar›n kayAnlat›m›n gücünün tafl›d›¤›m›z bu duygular› anlag›s›. maya yetmeyece¤ini ve d›fl›m›zdakilerin anlamalaSaat 10.30'a befl var. Emek Sinemas›’r› için mutlaka yaflamalar› gerekti¤ini düflünyon›n soka¤›na giriyorum. insanlar birikmifl sokakta. K›zkardeflimi görüyorum, arkadafllar›yla rum. Bu duygular, öylesine yaflanan yo¤un gelmifl. duygular ki, bu yo¤unluk ancak yürek ve Bir dakika geçti san›r›m, arkadan gelen bir gürülbeyin ahengi sa¤land›¤›nda ortaya ç›katüyle birlikte, polis, coplar›yla ve pankart sopalar›yla bilir, tafl›nabilir. O nedenle bir kez dakitlenin üstüne sald›rd›. ‹nsanlarda bir panik, neye u¤rad›ha kelimelerin kifayetsiz kald›¤› ¤›m›z› flafl›rd›k... Arabalarla doldurulmufl soka¤›n ç›k›fl›nda böyle anlarda bizi yanl›z biz anlainsanlar üst üste birikiveriyor. Polis bir yandan havaya atefl aç›r›z diyorum..."

Devrimci Sanatç›lar 1 May›s’ta Alanlara!

‹rtibat Telefonu: 0212 347 69 66 Faks:0212 347 69 65 Hesap No: 0041310 -4 Y›lmaz Bas. Yay. Da¤. Org. Akbank Yusufpafla fiubesi/‹ST

Ofset Haz›rl›k: Y›lmaz Yay›nc›l›k Bask›: ASPAfi Pazarlama Fiyat›: 750 000 Avrupa: 3 Euro Almanya:3 Euro

Fransa:3 Euro ‹sviçre:3 Euro Hollanda:3 Euro

‹ngiltere: £ 2.5 Belçika: 3 Euro Avusturya: 3 Euro

E-MAIL adresi: info@ekmekveadalet.com

Bürolar›m›z Akcadag Verlag- Odenwaldstr. 72 51105 Köln Tel: 0049 221 6906692 0049 221 6906693 Faks:0049 221 6906694 E-mail adresi: ekmekveadalet@t-online.de Adana- ‹nönü Cad. 7. Sokak K›z›lay ‹fl Han› arkas› Özkan Apt. No:10/2 Telfaks: 0 322 351 97 25 Ankara- GMK Bulvar› Onur ‹flhan› Kat: 6 Daire: 154 K›z›lay Tel-faks: 0 312 417 39 11 Antakya- Armutlu Mahallesi Elmas Sok. fiaban Kanatl› Apt. Kat: 4 D: 6 Telfaks: 0 326 223 87 18 Bursa- Baflak Cad. Gür ‹fl Han› Daire: 25/4 Heykel Tel-faks: 0 224 224 93 97 Gaziantep- Karatarla Mahallesi Gaziler Caddesi Yeniçeri Sokak No:27 Daire:10 fiahinbey Hopa:Hopa ‹fl Merkezi Zemin Kat No:28 HOPA Tel-Faks:0 466 351 42 08

‹zmir- 3. Beyler Cad. 850. Sokak Yaparsoy ‹fl Han› No: 31/501 Konak Tel-faks: 0 232 446 27 96 Kocaeli- Hürriyet Caddesi Gakko Kervan Saray ‹flhan› Kat:7 No:79 Tel-Faks: 0 262 332 41 70 Malatya- Dabakhane Mah. Eskihalep Cad. Kardefller ‹flhan› Kat: 3 No: 15 Tel-faks: 0 422 325 24 61 Mersin- Kiremithane Mah. 4406 sk. Müzeyyen Boro ‹flhan› No: 9 kat: 1 Dair e 13 Samsun- Talimhane Cad. Bozluolcay ‹fl Han› Kat: 3/42 Tel-faks: 0 362 435 25 80 Trabzon- Kemerkaya Mah. Kundurac›lar cad. Dedeo¤lu sokak Pustular iflhan› Kat:1 No:33 Tel-faks: 0462 322 20 88 Zonguldak- Gazipafla Cad. Ofluo¤lu ‹flhan› Kat: 5 Daire: 9


Ekmek ve Adalet Say› 58 ‹çindekiler 3... 5... 6...

8... 9...

10...

14... 16... 17... 18...

20...

23... 25... 26... 29... 30...

32... 35... 36... 37...

39...

41... 45...

47... 48... 49... 50...

Gücümüz birli¤imizdir M. Akif Dalc›’n›n resmi 1 May›s’ta flehitlerimizle birlikte alanlarday›z 1 May›s nas›l 1 May›s oldu? “Taksim” dedin mi girilir! Halk›m›z, 1 May›s Alanlar›na! Alanlarda HÖC Kortejlerine! Irak halk›n›n direnifli yeniden bafll›yor Sömürge valisi Ba¤dat’ta Tekeller Irak ya¤mas›nda Katliam› ve direnifli gördük Onuncu Ölüm Orucu ekipleri haz›rlan›yor Irak’ta iflgale son ‘Türban’da iktidar kavgas›ndalar Kim kimin için “terörist”? TC Bakan› m› Amerikan Elçisi mi? Tekelci burjuvazinin Irak iflgalinde dökülen s›rmalar› Çocuklar›m›z› aldat›yorlar Kirli defterden iki sayfa 1 May›s kavga günü kararl›l›¤›n tarihi... Bölüm-2 Ele geçirilemeyen Filistin! K›r›lamayan direnifl! Tarihimiz onurumuzdur-33 y›ll›k kararl›l›k ve iddia Bölüm-6 Gözalt›, bask›lar ve haklar›m›z “Yasad›fl›” olan kim? Birtan’›n katillerine hala ulafl›lamad› Özellefltirme h›rs›zl›¤› Yoksullaflt›ranlar›n, açl›¤›m›zdan korkular› ‹stanbul Sendikalar Birli¤i üzerine aray›fl do¤ru anlay›fl ne olacak? Milliyetçili¤in sonu! Ayn› safta: Ba¤›ms›zl›k olmaks›z›n demokrasi! Sömürgecilik alt›nda özgürlük! 5 bin yürek Grup Yorum’la cofltu Bu topraklar Ermeni halk›na özür borçludur Kahramanlar ölmez Köyün delisi

Gücümüz Birli¤imizdir 1 May›s Alanlar›nda Gücümüzü Göster elim! “Amerikan emperyalistleri ve onun köpekleri uzun y›llard›r ülkemizi talan edip, ya¤malad›lar. Neyimiz var, neyimiz yoksa al›p götürdüler (...) Geriye bize açl›k... sefalet... cehalet b›rakt›lar. Kendi topraklar›m›z üzerinde de köle bir halk haline getirildik. Bu durum hep böyle sürüp gidecek midir? HAYIR. B‹N KERE HAYIR."(*) Hay›r, bin kere hay›r! Daha güçlü, daha örgütlü, daha kesin hayk›rmal›y›z flimdi bu sözleri. 1970’de emperyalizme ve oligarfliye karfl› savafl bayra¤›n› açan devrimciler hayk›rm›flt› bu sözleri ilk. O günden bu yana, açl›k, sefalet, zulüm ve kölelik daha da pekiflti. ABD ve iflbirlikçileri talanda, katliamda, iflgalde, dünden daha pervas›zlar. ABD, yüzbinlerce askeri, devasa bombalar›yla “Hay›r, bin kere hay›r” diyen halklar›n gözünü korkutmak, y›ld›rmak istiyor. Halklar›n gücünün fark›nda olmayanlar, bu gözda¤›n›n etkisinde kal›yor. Oysa as›l korkan ABD’dir. Korkusunu, halklar› korkutarak dengelemeye çal›fl›yor. Alanlar› dolduran onmilyonlar daha da korkutuyor Amerika’y›. Tüm bask›, zulüm ve imha politikalar›na ra¤men yokedemedi¤i devrimci hareketler, korkutuyor Amerika’y›. Ve daha fazla askeri zorbal›¤a baflvuruyor. 2003 1 May›s’›nda, dünya halklar› bir kez daha alanlarda gösterecek gücünü. Irak’a ya¤d›r›lan bombalar›n, katliam ve iflgalin halklar› sindiremedi¤i bir kez daha görülecek alanlarda. Türkiye’nin 1 May›s’›nda ABD’yle birlikte, iflbirlikçilerine zulmün kar etmedi¤ini, F tiplerinde, gecekondu semtlerinde 106 insan›m›z› katletmesinin devrimci hareketi y›ld›ramad›¤›n›, yolundan sapt›ramad›¤›n›, devrim yürüyüflünü durduramad›¤›n› gösterece¤iz. 33 y›ld›r bu yürüyüflü atefl alt›nda y›lmadan, sapmadan sürdürmek, devrimci hareket için onur, halklar için umut’tur. Ayn› tarihi dönemin di¤er siyasi güçlerine bak›n. Düzen partileri bir yana, eflitli¤i, ba¤›ms›zl›¤›, adaleti savundu¤u iddias›ndaki milliyetçilik, reformizm, islamc›l›k, halklar›, kendi ç›karlar›n›n olmad›¤› ittifaklara, iliflkilere, politikalara çektiler. Afganistan’da, Irak’ta ve ülkemizde bu çizgilerin iflas›na da tan›k oluyoruz. Biz do¤ru çizgimizde yürüyoruz. Dünya halklar›n› yan›ltmayan, aldatmayan, hayal k›r›kl›¤›na u¤ratmayan tek çizgi, devrimci çizgidir. Biz dimdik yerimizde duruyoruz. K›z›l bayra¤›m›z lekesiz dalgalan›yor. Sloganlar›m›z tereddütsüz, hedeflerimiz net. ‹flgalcilerin yönetimi alt›nda özgürlük olabilir mi? AB’yle özgürlük olabilir mi? ABD’yle özgürlük olabilir mi? Onlar›n sömürgesiyken demokrasi, adalet olabilir mi? Y›llard›r “sol” ad›na bu çarp›kl›klar savunuldu. Emperyalizmin, oligarflinin icazeti, deste¤i ve teflvikiyle bu çarp›k anlay›fllar›n uzanmad›¤› alan kalmam›flt›r. Halk›n örgütlenmesi, kültürü, eylemleri dejenere edilmifl, “Avrupal›laflt›r›lm›fl”, “sivil toplumculaflt›r›lm›fl”t›r. Devrimi ve devrimcili¤i yoketmekte, emperyalizmle flu veya bu biçimde ittifak halinde olmufllard›r. 1 May›s’lar›, halklar›n yüzy›ll›k “birlik-mücadele-dayan›flma” gününü “flenli¤e” dönüfltürmek isteyenler de onlard›. Oysa ki, devrimciler bu ülkede y›llarca kavgas›n› ver-


mifllerdi bunun. Oligarflinin, cuntalar›n 1 May›s’› “bahar bayram›” ilan etmesine, devlet sendikac›lar›n›n 1 May›s’› salonlara hapsetmek istemesine karfl› büyük bedeller ödeyerek kazand›k 1 May›s’›. Kavga, yaln›zca 1 May›s konusunda de¤ildir. Kavga her alandad›r. Biz, halk›n söz, karar hakk›n›n olaca¤› meclisleri yaratmaya çal›fl›rken, onlar, oligarfliyle ayn› a¤›zdan bu devrimci örgütlülüklere sald›r›p, kitleleri d›fllayan, mücadeleyi ve örgütlenmeyi “temsili” bir tarza indirgeyen sivil toplumculu¤u yerlefltirmekle meflguldüler. Sald›r›lar karfl›s›nda direnmek yerine, uzlaflmay›, diyalo¤u, özünde boyun e¤meyi önerdiler. Emperyalizmin ve iflbirlikçilerinin tüm halklar› teslim almay› hedefleyen, muhalif tüm kesimleri “düflman” olarak gören politika ve bu do¤rultudaki sald›r›lar›, bu anlay›fllar›n iflas›n› da getirmifltir. fiimdi, dünyam›zda ve ülkemizde tan›k oldu¤umuz katliamlar›n karfl›s›nda, bu anlay›fllar›n hiç bir hükmü kalmam›flt›r. Bu anlay›fllarla var›lacak bir yer olmad›¤› görülmüfltür. Ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizm, bu anlay›fllar›n de¤il, devrimcilerin önerdi¤i yoldan kazan›lacakt›r. Herfleyi yerli yerine oturtuyoruz. ‹kibuçuk y›ld›r F tiplerine karfl› içeride d›flar›da sürdürdü¤ümüz direnifl, bir turnusol gibi, devrimcili¤i ve devrimci olmayan›, demokrat› ve sahte demokMilliyetçilik, rat›, direnifli ve icazetciliAvrupac›l›k, sivil ¤i, kitlelere gideni ve kitlelerden kopan›, mücadetoplumculuk, bir leyi gelifltireni ve gerileteyerde halklar›n ni ayr›flt›r›yor. Direniflimiz, 12 Eylül’ün, idamlabeynini dumura r›n, infazlar›n, sosyalist u¤ratan zehir ifllevi ülkelerdeki karfl›-devrimlerin, yo¤un küreselleflde görüyor. Biz me-globalizm propagandireniflimizle, ideo- dalar›n›n, Avrupac›l›¤›n tozu duman› aras›nda helojik netli¤imizle, yecan›n›, coflkusunu, kendine güvenini kaybeanti-emperyalist den yüreklerde, yeni bir anti-oligarflik umut estiriyor. Tüm sandevrimdeki sür çabalar›na ra¤men, bu rüzgar›n halk›m›z› sakararl›l›¤›m›zla, r›p sarmalamas›n› kimse Türkiye topra¤›na e n g e l l e y e m e y e c e k t i r. Irak’ta Umm Kasr’daki da flu veya bu direniflin sa¤c›s›, solcuölçüde akan bu suyla hemen tüm halk›m›z›n içini nas›l sevinçle

zehri ar›nd›r›yoruz.

doldurdu¤unu hep birlikte yaflay›p gördük. Her hücre, kendi ölçülerinde bir Umm Kasr’d›r. Bu direniflin coflkusu, rüzgar›, 1 May›s alanlar›na, oradan Türkiye’nin dört bir yan›na da¤›lmaya deevam edecektir. Kuzey Irak’ta bir grup Kürt, ABD’nin Irak’taki iflgal valisi Garner’i karfl›larken “Gelece¤imizi size emanet ediyoruz” yaz›l› bir pankart aç›p iflgalciyi alk›fllad›lar. Barzani-Talabani iflbirlikçili¤i burjuva bas›na “Ba¤dat’›n efendisi, Kürtlerin a¤as›”, “Kürtler Garner’i kucaklad›” bafll›klar›n› att›rd›. Bunlar utanç sahneleridir. Bu sahnelerin yarat›c›s› iflbirlikçi milliyetçiliktir. Amerika veya Avrupa emperyalistleri, gizli veya aç›k iflgal yoluyla girdikleri her ülkede iflte böyle karfl›lanmay› hedefliyorlar. Tüm Avrupac›, sivil toplumcu, küreselleflmeci teorilerin amac› budur. Milliyetçilik, Avrupac›l›k, sivil toplumculuk, bir yerde halklar›n beynini dumura u¤ratan zehir ifllevi de görüyor. Biz direniflimizle, ideolojik netli¤imizle, antiemperyalist anti-oligarflik devrimdeki kararl›l›¤›m›zla, Türkiye topra¤›na da flu veya bu ölçüde akan bu zehri ar›nd›r›yoruz. Biz varoldukça, Türkiye topra¤› emperyalizmi “ba¤r›na” basmayacak. Türkiye’nin gelece¤i, halk›m›z›n kaderi, Amerikanc›lar›n, Avrupac›lar›n “alk›fllar›yla”, müdahale davetçili¤iyle de¤il, devrimcilerin mücadelesiyle belirlenecek. Halk›n gücü, sadece çoklu¤undan, hakl›l›¤›ndan de¤il; birli¤inden ve örgütlülü¤ünden gelir. Halk› birlefltiren ve örgütlü bir güç haline getirmeyi hedefleyen de sadece devrimcilerdir. Tüm düzen güçleri, halk› örgütlü hale getiriyor görünürken bile, örgütsüzlefltirir, güçsüzlefltirirler. Halk› birlefltirdikleri görülmemifltir. Tüm birlik demagojilerine ra¤men, tarih boyunca, halk›, milliyetler temelinde, din, mezhep temelinde birbirine karfl› k›flk›rtan, önyarg›larla dolduran, güvensizlik tohumlar› ekenler onlard›r. Biz birlefltiriyoruz, örgütlü hale getirmeye çal›fl›yoruz. Devrim için birlefltiriyor ve örgütlüyoruz. Emperyalizmin iflgaline karfl› ba¤›ms›zl›k savafl›, faflizmin zulmüne karfl› demokrasi mücadelesi için birlefltiriyor ve örgütlüyoruz. Halk›m›z›n ihtiyac› budur. Dünya halklar›n›n ihtiyac› budur. Emperyalizm ve faflizmin teslim alma politikalar› karfl›s›nda aciz bir halk durumuna düflmemenin tek yolu budur. Halk›n örgütlü gücüyle birleflen devrimci mücadele, ba¤›ms›zl›¤›n ve demokrasinin, halk›n iktidar›n›n yolunu açacak tek güçtür. (*) THKP-C Dava Dosyas›, Yar Yay›nlar›, sy. 443



1

May›s’ta

fiehitlerimizle Birlikte Alanlarday›z

Kavgay›, eme¤in mücadele gününü kan›m›zla yazd›k alanlara. Kan›m›zla kavgan›n tarihini yazmaya devam ediyoruz. Yaflam›n her alan›nda eme¤in kavgas›n› verdik. Tutsak düfltük, katledildik, iflkencelerden geçirildik... geriye dönüp bakmad›k. Ufkumuz hep ileriye dönük oldu. Ufukta halk›n iktidar›, eme¤in özgür olaca¤›, ülkemizin emperyalist boyunduruktan kurtulup ba¤›ms›z olaca¤›, gerçek demokrasinin yaflanaca¤› bir Türkiye’nin iktidar›. fiehitlerimiz ufkumuzun kararmamas›n›n en büyük teminat›d›r. Alanlarda ba¤›ms›zl›k, demokrasi, sosyalizm sloganlar›m›z› dolu dolu at›yorsak onlar›n sayesindedir. Kuflat›ld›klar› üslerde, da¤ bafllar›nda, sokaklarda, meydanlarda çat›flan, direnen kahramanlar›m›z sayesindedir.

Say› 58 6 27 Nisan 2003

Alanlar k›z›l bayraklar›m›zla umudu, emperyalizme ve faflizme karfl› öfkeyi hayk›r›yorsa, bu ses, aln›na k›z›l bantlar› takarak tarihte efli görülmedik bir direnifli yaratarak ölümsüzleflenlerin sesidir. 1 May›s alanlar›nda yine onlar›n sesi yank›lanacak. K›z›lbayraklar›m›z yine onlar›n kavgas›n›n, fedakarl›¤›n›n görkemiyle dalgalanacak. fienay’lar yoksul gecekondu halk›m›z›n ellerinde adil bir ülke özleminin ifadesi olacak. Zehra, gençli¤in emperyalizme, faflizme karfl› isyan›n› göklere savuracak. Fidan bütün devrimcilerin kuflanmas› gereken feda ruhuyla alanda alev

alev tutuflturacak zalimleri. 1 May›s alanlar›, flehitlerimize sahiplenmemizin, onlara verdi¤imiz sözü bir kez daha dünyaya hayk›rman›n yerleri haline gelmelidir. Onlara sözümüz mücadeleyi büyütmek, özlemlerini gerçeklefltirmektir. Onbinlerle, yüzbinlerle doldurdu¤umuz her alan o büyük günü bir ad›m daha yaklaflt›ran bir kilometre tafl›d›r. 1 May›s’ta alanlar› doldurmak, mücadeleyi büyütmektir.

Aln› K›z›l Bantl›lar›m›z Bizimle Hücre hücre inanc›n, iradenin zaferini yazanlar, ba¤›ms›z ve demokratik Türkiye’nin umudunu hücrelerde yaflatanlar k›z›lbantlar›yla alanlarda, yan›bafl›m›zda olacak. Ben bu direnifl için ne yapabilirim diyen herkes için 1 May›s alanlar›na koflmak, tan›d›¤›m›z herkesi alanlara tafl›mak, üçüncü y›l›na giren zulme isyana güç katmakt›r. Ölüm orucu direniflçilerine lay›k olmak, bugün onlar›n direniflini alanlara tafl›makla özdefltir. Gecekondulardan, iflyerlerinden, okullar›m›zdan, köylerimizden, kasabalar›m›zdan 1 May›s meydanlar›na, 1 May›s meydanlar›nda Haklar ve Özgürlükler Cephesi kortejlerine akal›m. Dostlar›m›z›n umudunu, zalimlerin korkusunu büyütelim.

HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER CEPHES‹ ALANLARA ÇA⁄IRIYOR:

1

May›s Meydanlar›na

1 May›s'ta Amerika ve iflbirlikçilerine karfl› sesimizi yükseltmek, gücümüzü büyütmek, BA⁄IMSIZ TÜRK‹YE iste¤imizi hayk›rmak, Irak’ta iflgale son demek, taleplerimiz do¤rultusunla mücadeleyi yükseltmek için, 1 May›s 2003 tarihinde,

‹STANBUL’da; PERPA önünde, Saat: 08.30'da HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER CEPHES‹ kortejinde buluflal›m.

ANKARA’da; S›hhiye’de yap›lacak miting için Ankara Gar› önünde saat 10.00’da HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER CEPHES‹ kortejinde buluflal›m.

‹ZM‹R’de; Alsancak Gündo¤du Meydan›’nda saat 15.00’da yap›lacak miting için HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER CEPHES‹ kortejinde buluflal›m. * Dergimiz yay›na haz›rlan›rken bu üç ilde miting yerleri belli olmufltu. Haklar ve Özgürlükler Cephesi Anadolu’nun bütün kentlerinde mitinglere kat›lmakta, halk›m›z› alanlara ça¤›rmaktad›r.


1

May›s

Nas›l 1 May›s Oldu?

Hiç kimse bahfletmedi bugünü bize. 1880’li y›llardan bu yana canlar vererek, kanlar›m›z› ak›tarak kazand›k, dayan›flma ve mücadele günümüzü. ‹flte tarihin tan›kl›¤›n› Howard Fast’›n “F›rt›nadan Sonra” kitab›ndaki kahramanlar›ndan yararlanarak anlatal›m:

"Bu, yerin alt›ndan gelen bir yang›n, onu söndüremezsiniz." Amerikan iflçi s›n›f›, yaln›z sat›lm›fl önderleri, mafya tarz› sendikalar›yla de¤il, direnifl ruhu ve savaflç›l›¤›yla da ünlüdür. 1870’li y›llarda y›llar boyunca Chicagolu, New Yorklu, Baltimorlu iflçiler, Pensilvanya kömür madenlerinde çal›flanlar direndiler; Yenildiler, yarg›s›z öldürüldüler, idam edildiler. Burjuvazi örgütlüydü. Özel ordular kurmufllard›. Pinkerton ismini verdikleri provokatörler ordusu da hizmetindeydi. 1886 y›l›, 70’lerin yenilgisinden dersler ç›kar›ld›¤› örgütlü mücadeleye ad›m at›lan bir y›l oldu Amerikan iflçi s›n›f› için. Tüm bahar grevlerle geçti. Ve Amerikan iflçi s›n›f›, l May›s 1886'y› 8 saatlik iflgünü talebi için genel grev günü olarak saptad›. Ülkenin tüm sanayi merkezlerinde, demiryollar›nda, madenlerde, liman kentlerinde greve gitti iflçi s›n›f›. Chicago grevlerin en örgütlü merkezlerinden biriydi. Mücadelenin öncüleri de buradayd›. Grev ve gösteriler 3 May›s'a dek sürdü. 3 May›s günü aylard›r grevde olan Mc Cormic iflçileri ile grev k›r›c›lar aras›ndaki çat›flmay› bast›rmak bahanesiyle polis grevcilere atefl açt›. Alt› iflçi öldü ve onlarcas› yaraland›. Bu olay› protesto etmek amac›yla August Spies önderli¤inde Haymarket Alan›'nda bir protesto gösterisi düzenlendi. Bar›flç›l bir gösteriydi. Önce Spies konufltu. Sonra Parsons. Miting da¤›lmaya bafllam›flt› ki, Ficiden kürsüye geldi o konufltu. Sonra... Sonras›n› Fast'›n kahraman› marangoz Schilling anlats›n: "Patlama, yani bomba... Ficiden konuflurken ikiyüze yak›n polis, caddeye ak›n etti.. Niçin? Nas›l? Ne sebeple geldi bunca polis? Böylesine sakin, böylesine sessiz bir mitingin, nas›lsa da¤›lmaya bafllam›fl ve kala kala beflyüz kiflisi kalm›fl bu mitinge ne amaçla ak›n etti polis? Ve polis taburunun önünde ilerleyen polis flefi Ward ne demeye ba¤›r›yordu da¤›l›n diye?" Sorular›n cevab› zor de¤ildi. "Bomba at›ld›ktan bir da-

kika sonra olanlar› düflün bir. Polis tabancalar› çekip atefle bafllad›. Öyle bir savafl alan›na çevirdiler ki ortal›¤›... Ç›lg›nlar gibi savuruyorlard› kurflunlar›. ‹flçilere, iflçilerin kar›lar›na, çocuklar›na atefl ettiler. Biz silahl› de¤ildik, bizden silah ç›kmad›. Kalabal›k 盤l›k, 盤l›¤a da¤›ld›, insanlar dört bir yana kofluflmaya bafllad›." Bugün bile bilen yoktur, o k›yamette kaç kifli öldü¤ünü. Patlama oldu¤unda Parsons olay yerinde de¤ildir. "Savafl ilan edilmiflti. Örgütlenmifl emek hakk›ndan çok söz etmifltik; günde sekiz saatten fazla çal›flmama hakk›n› istemifltik. Örgütlemeyi flimdiye dek kimsenin akl›na getirmedi¤i bir y›¤›n› örgütlemekteydik ve o insanlar, açl›ktan ölmek de¤il, yaflaman›n bir hak oldu¤unu yüksek sesle hayk›r›yorlard›; bu yüzden bizi da¤›tmak gerekiyordu; bize unutamayaca¤›m›z bir ders verilmeliydi; la¤›mlara t›k›lmal›yd›k hepimiz, buydu istedikleri. Evet, patlama sesini duydu¤umuzda tepkimiz bu olmufltu.” Önce 30 kifli gözalt›na al›n›r iflçi liderlerinden. Sonra bu say› 12'ye iner. Ard›ndan 8'e... Amaç, 8 saatlik iflgünü mücadelesinin öncülerini yok etmek için kullan›lacak aletler elde etmektir. Hakk›nda dava aç›lan öncüleridir: Baflta enternasyonalist Albert R. Parsons, August Spies, Samuel J. Ficiden, Eugene Schawab, Adolph Fischer, George Engel, Louise Linng ve Oscar Neebe. Dava 21 Haziran 1886'da bafllad›. Göstermelik bir yarg›lamadan sonra, 7 kifli ölüme mahkum edildi. Bir kifli ise 15 y›l ceza ald›. Son sözleri soruldu¤unda Spiels; "Bizi asarak iflçi hareketini yok etti¤inizi san›yorsan›z... As›n! Burada bir k›v›lc›m› yok edeceksiniz. Ama burada önünüzde, arkan›zda, her yerde yeniden alevler parlayacak. Bu, yerin alt›ndan gelen bir yang›n, onu söndüremezsiniz." diyordu mahkeme-

Say› 58 7 27 Nisan 2003


de.

Say› 58 8 27 Nisan 2003

11 May›s 1887'de, Amerikan iflçi s›n›f› tarihine "Kara Cuma" diye geçen günde; R. Parsons, Spies, Engel ve Fischer as›ld›. Cenazeyi binlerce iflçi kald›rd›: Mc Cormic'in, Pulman fabrikas›n›n iflçileri, de¤irmenlerde, mezbahalarda çal›flanlar, iflsizler, bayraml›k elbiseleri içinde köylüler, öküz arabalar›yla millerce ötelerden gelenler... Louise Linng, intihar etmiflti idamdan befl gün önce. Fast yine Schilling'e flöyle anlatt›r›yor bu olay›. "‹ntihar! A¤z›na dinamit lokumu koyup da intihar eden adam olmufl mu flimdiye dek? Aptal m› insano¤lu ölmeden önce yüzünü parçalayacak, binbir türlü iflkenceyle can verecek?” "Linng intihar ettirilmiflti" çünkü ne o, ne de Parsons piflmanl›k dilekçesi imzalamam›fllard›. D›flar›da bayraklafl›yordu isimleri. Parsons dilekçeyi imzalay›p, ölümden kurtulmas›n› isteyen avukat› Captain Black'e flunlar› söylüyordu: "Hakl› oldu¤umu biliyorum. Bu özür dilekçesini imzalarsam hüküm de¤ifltirilecek. Bütün dünya biliyor suçsuz oldu¤umu. E¤er as›l›rsam cani oldu¤umdan de¤il sosyalist oldu¤umdan as›laca¤›m; geçmiflte ö¤retmifl, söylemifl ve yazm›fl oldu¤um fleyler yüzünden as›laca¤›m. Haymarket'e bomba att›¤›mdan de¤il. Vlinois halk›, kendini gönüllü olarak yetkililere sunmufl bir suçsuzun as›lmas› karfl›s›nda suskun kal›rsa, ben de savundu¤um fikirler ve davam u¤runa as›lmay› göze alabilirim." Olay yerinde olmad›¤› halde "adam öldürmeye yard›m" ve "komploculuk"tan yarg›lan›yordu. Spies Parsons da. Ama onlar ne için öldüklerini gayet iyi biliyorlard›. Fischer sözgelimi "...Haymarkete bombay› ben atmad›m Ancak, sosyalist olmam sebebiyle öleceksem bir sözüm yok." diyordu. Ficiden "... Bir yan›m var ki öldüremezsiniz." diyordu. Ve onlar ölmediler. Naz›m’ ›n dedi¤i gibi “ONLAR B‹Z‹M ÖLMEYEN ÖLÜLER‹M‹ZD‹R”. 1889 y›l›nda toplanan II. Enternasyonal'in 1. Kongresi, bir sonraki 1 May›s 1890'da bir miting düzenlenmesi karar›n› ald›. Miting genifl yank› uyand›rd›. II. Enternayonal'in 1891 y›l›nda toplanan 2. Kongresi'nde ise 1 May›s'›n her y›l bayram olarak kutlanmas› kararlaflt›r›ld›. Yerin alt›ndan gelen yang›n bugün de sürüyor. Ve art›k l May›s; iflçi s›n›f›n›n birlik, mücadele, dayan›flma günüdür. Sessizli¤in sözlerden daha fazlas›n› söyledi¤i günlerden ötedeyiz. Yine de baflta bizim egemenlerimiz, yeni Haymarket'ler yaratmaya devam ediyor. Bizse yang›nlar büyütüyoruz.

‘Taksim’ Dedin Mi, Girilir! - Girme niyeti tafl›yanlar Dalc›’n›n elindeki tafla sar›labilmelidir KESK Genel Baflkan› Sami Evren, “kararl›y›z” diyordu. 1 May›s’› Taksim Meydan›’nda kutlama niyetlerini aç›kl›yordu. Sonra, “falanca konfederasyon reddetti, ne yapal›m”a gelindi yeniden. “Yeniden”, çünkü periyodik olarak tekrarlan›r bu sahneler. Sendikalar, hemen her y›l benzer sözleri ediyorlar. 15 y›ld›r dinliyoruz bu masallar›. S›n›f sendikac›s› oldu¤unu göstermenin en ucuz demagojisi haline gelmifltir bu masal. Söylediklerinin kendi gerçekleriyle uzaktan yak›ndan alakas›n›n bulunmad›¤›n› en iyi kendileri bilir. Ama grupçuluk, reklamc›l›k konuflturmaya devam eder Sami Evren’leri. Ama bu mücadele, demeç vermekle olmuyor! S›n›ftan yana olman›n böyle ucuz propagandalar›na da kimse aldanm›yor art›k. Pratik tüm sözleri suya yaz›l› hale getiriyor. Sami Evren’in savundu¤u ÖDP-DY anlay›fl›n›n grupçulu¤unu, reklamc›l›¤›n› 1970’li y›llar›n sonundan itibaren bu hareketi izleyenler çok iyi bilirler. Sami Evren bilmeyenlere masallar anlatmaya, daha do¤rusu “hava atmaya” devam edebilir belki. ‹flbirlikçi konfederasyonlar›n Taksim’e hay›r diyece¤i bir s›r m›d›r? De¤ildir. Hal buyken KESK yönetimi, neden “öyleyse biz giriyoruz Taksim’e” diyemez? “Gönüllerin Taksim’de” olmas›n›n pratik karfl›l›¤› yoksa hiçbir anlam› yok demektir. Taksim dedin mi, girilir. Yasalara, icazete s›¤›n›lmaz. Sorun da burada. Sami Evren’in anlay›fl› bütün politikalar›n›, söyleyece¤i her kelimeyi bu s›n›rlar› hesap ederek belirler ve söyler. ‹cazetin al›naca¤› yerle bir flekilde paralellik kurman›n kompedan› olmufltur ÖDP-DY anlay›fl›. Sami Evren, iflgal alt›ndaki alanlara nas›l girilece¤ini ö¤renmek istiyorsa, tarihimize bakmal›, Akif Dalc›lar› ö¤renmeli, Dalc›’n›n elindeki tafl›n ucundan tutma siyasi cüretini göstermeyi düflünebilmelidir öncelikli olarak. Kayg›lar›n, bin türlü hesab›n kitab›n devreye girdi¤i yerde beyin bu düflünceden uzakt›r. Siyasi cüretin oldu¤u yerde pratik arkas›ndan gelir. Girilir ya da girilemez. Ama Taksim’in önüne örülen duvar› y›kacak büyük bir parçan›n kopar›l›p al›naca¤› kesindir. Dalc›’n›n elindeki tafl herkese ö¤retmelidir.


Dalc›’n›n coflkusuyla, Dalc›’n›n kavga bilinciyle 1 May›s alanlar›n› zaptedelim!

HALKIMIZ, 1 MAYIS ALANLARINA! ALANLARDA HÖC KORTEJLER‹NE! Ülkemiz emperyalizmin iflgali alt›nda, halk›m›z sömürü ve bask› alt›nda oldu¤u sürece, 1 May›s’lar, emperyalizme, faflizme karfl› direnifl günlerimizdir. Sömürü ve zulüm oldu¤u sürece, 1 May›s alanlar›nda kutlayaca¤›m›z de¤il, söke söke alaca¤›m›z haklar›m›z ve özgürlüklerimiz dile getirilecektir. 1 May›s’ta alanlarda dosta düflmana halk›n gücünü gösterelim. 1 May›s’ta alanlarda, tüm halk›m›z görmelidir ki, halk›n hiç bir kesimi yaln›z, çaresiz de¤ildir. 1 May›s alanlar›na onbinleri, yüzbinleri, milyonlar› toplaman›n önemi buradad›r. Rakamlar›n s›n›r› yoktur. Hedefimiz, düflümüz, 1 May›slar› 70 milyonun görkemiyle buluflturmakt›r. Düflümüz, tarihseldir, düflümüz, inanc›m›z›n, kararl›l›¤›m›z›n, coflkumuzun ifadesidir. Düflümüz, gerçek olacak bir düfltür; Her 1 May›s, bu düflümüzü gerçeklefltirmek için bir ad›md›r.

Haklar ve Özgürlükler Cephesi olarak ça¤›r›yoruz: CEPHEM‹ZLE UZAKTAN YAKINDAN, KURUMSAL VEYA GÖNÜL BA⁄I OLAN HERKES, 1 MAYIS ‹Ç‹N GÖREVL‹ VE SORUMLUDUR! 1) Haklar ve Özgürlükler Cephesi’nin devrimci, demokratik mücadelesinin militan›, taraftar› olan, bu hareketle kurumsal veya gönül ba¤› olan, kendini Haklar ve Özgürlükler Cephesi’ne yak›n gören herkes, 1 May›s haz›rl›klar›n›n yürütülmesinde kendini bulundu¤u alanda sorumlu ve görevli olarak görmelidir. Devrimciler, demokratlar, alanlara sadece kendilerini tafl›makla yetinemezler. “Kimse bana bir fley demedi ki”, “burada örgütlü de¤iliz, tek bafl›ma ne yapabilirim ki” mazeretlerine s›¤›nmazlar. E¤er hala bafllamam›flsak, bugünden bafllayarak önce kendimizi harekete geçirelim, ard›ndan yak›n çevremizden bafllayarak bunu bir seferberli¤e dönüfltürelim. 2) Mümkün olan her biçimde, iflyerlerine,

okullara, semtlere, kahvehanelere, derneklere ilanlar, bildiriler, afifller, duyurular asarak 1 May›s ça¤r›m›z›, en genifl kesimlere duyurmal›y›z. Bulundu¤umuz her yerde, tüm araç ve yöntemlerle 1 May›s halk›n gündemine sokulmal›d›r. Her dernek, her okul, her fabrika, iflyeri, her mahalle, her köy, her ev, her kahve, her sokak, 1 May›s toplant› yerleri olmal›. Gizli bir ifl yapm›yoruz; aç›k, meflru, yasal bir hakk›m›z›, 1 May›s hakk›m›z› kullan›yoruz. Bunun ça¤r›s› da en aç›k, meflru biçimlerde yap›lacakt›r. ‹mkanlar›m›z› zorlayarak, okullarda, fabrika ve iflyerlerinde, mahallelerde, evimizde, komflu ziyaretlerinde, kahvehane sohbetlerinde 1 May›s mücadelesinin tarihi ve güncel anlam›n› konu alan tart›flmalar, sohbetler düzenlemeliyiz. “Panel düzenliyoruz kimse gelmiyor...” diye yak›nmak yerine, panelleri, sempozyumlar›, toplant›lar›, kendi evlerimiz, iflyerlerimiz baflta olmak üzere, halk›n bulundu¤u her yere götürmeliyiz. 3) Efl, dost, yak›n, tan›d›k, komflu, iflyeri, okul arkadafl›, mümkün olan en genifl kesimlere tek tek ulafl›p 1 May›s Alan›na ça¤›rmal›y›z. Genel ça¤r›larla, 1. Maddede iflaret etti¤imiz bildiri ve afifllerle kesinlikle yetinmemeli, tüm yak›n çevremize ça¤r›m›z› bizzat iletmeliyiz. 4) Ça¤r›m›z› iletmekle de yetinmeyip, davet etti¤imiz herkesin alana tafl›nmas›n› bizzat organize etmeliyiz. 1 May›s yürüyüfl ve mitinginin nerede nas›l yap›laca¤›ndan ulafl›m sorununa kadar, hiç bir fleyi belirsiz b›rakmamal›y›z. Bu özellikle büyük flehirlerde daha önemlidir. Kad›nlar, çocuklar, yafll›lar, gençler, yürüyebilecek, alana gelebilecek durumda olan herkesi, tek bir kifliyi bile ihmal etmeden alana tafl›mal›y›z. Hepimiz bilincinde olmal›y›z ki, alanlarda bir kifli daha fazla olmak; emperyalizme, ve iflbirlikçilerine karfl› mücadelede daha güçlü olmakt›r. Bir kifli daha fazla olmak, F tiplerinde direnen insanlar›m›za güç vermek, iflgal edilen Irak halk›n›n yan›nda daha kalabal›k olmakt›r.

Halk›m›z! Dostlar›m›z! 1 May›s’ta Birlik, mücadele ve dayan›flma için yürüyece¤imiz, ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizm bayra¤›n› dalgaland›raca¤›m›z Haklar ve Özgürlükler Cephesi kortejlerinde birleflelim!

Haklar ve Özgürlükler Cephesi

Say› 58 9 27 Nisan 2003


Amerikan özgürlü¤ü Irak’ta direnifl yeniden bafll›yor. Çok daha kitlesel ve çeflitli biçimlerde devam ediyor direnifl. Hem de çok h›zl› geliflen bir direnifl. fiii, Sünni milyonlarca halk Amerika’ya karfl› ayakta. Amerika flimdi bu büyük öfkeyi nas›l dizginleyece¤ini düflünmektedir. Direniflin yar›n nas›l biçimlenece¤i Amerika aç›s›ndan da belirsizdir.

Irak Halk›’n›n Direnifli Yeniden Bafll›yor Irak’ta her fleyin bitti¤ini zannedenlerin zafer sarhofllu¤u birkaç gün bile geçmeden yerini sorulara b›rakt›; halk iflgali istemiyor, iflgale karfl› çeflitli biçimlerde direnifller gerçeklefltiriyor, böyle bir ortamda iflgali nas›l sürebilir? Saddam muhalifi olarak bilinen ve halk›n yüzde 60’›ndan fazlas›n› oluflturan fiiiler iflgal karfl›t› hareketin bafl›n› çeker durumdalar, üstelik ‹ran Ayetullah›’n›n liderli¤ini kabul eden gruplar›n etkinli¤i sözkonusu, Amerika bu çeliflkileri nas›l çözecek?.. Ve daha onlarca soru, çeliflki. Evet, Irak direnifl cephesinde hiçbir fley bitmedi. Halklar yenilmedi. Tabloyu yeniden özetlemek gerekirse; Yönetim mekanizmas›nda bir bozgun ve geri çekilme vard›r. Irak halk›yla dayan›flma amac›yla Ba¤dat’ta bulunan Eylül ‹flcan ve Cihan Keflkek’in anlat›mlar›ndan bir örnek dahi bu duruma bir örnektir: Say› 58 10 27 Nisan 2003

“Ba¤dat’›n düflmesinin bir gün öncesinde, 8 Nisan’da sabah Filistin Oteli’ne giderken sokaklarda her fley normaldi, silahl› askerler, milisler bulunuyordu. Akflam yeniden ‘canl› kalkan’ olarak bulundu¤umuz rafineriye dönerken ise sokaklarda bir gariplik vard›, hiçbir asker yoktu, rafinerideki askerler ise elbiselerini ç›karm›fl, silahlar›n› b›rakm›fl, sivillerini giymifllerdi...” Yönetim mekanizmas› direnmemifltir. Hala yer yer süren çat›flmalar çeflitli milis örgütlenmeleri, direnifli sürdüren gruplard›r, halkt›r.

H›zla Geliflen Kitlesel Direnifl Ancak halk iflgale karfl› direnmifl ve halen direnifl içindedir. Yönetimin direnmedi¤i bir koflulda örgütsüz kitlelerin Ba¤dat iflgaline karfl› direnmesi sürpriz olurdu. Halk›n direnifli iflgalciye al›nan tav›rla ortaya ç›km›flt›r. Bugün ise bu tav›r sokaklara yans›yan gösterilerde, kitleselleflen öfkede, sloganlarda kendini çok daha aç›k ifade etmektedir. Üstelik iflgalin üzerinden bir hafta bile geçmeden sokaklara ç›k›p “Amerika defol” diye hayk›rman›n iflgale karfl› büyük öfke, ba¤›ms›zl›¤a büyük bir özlem gerektirdi¤i aç›kt›r. Yoksa Amerika’n›n göstermek istedi¤i gibi “iflte özgürlük geldi, onlar da bu haklar›n› kullan›yor” de¤ildir. Silahl› iflgalcinin karfl›s›na öfkeleriyle ç›karan ba¤›ms›z Irak iste¤inin cüretidir. Amerika’n›nki sadece basit bir demagojiden, iflgale karfl› öfkeyi gizlemeye yönelik bofl bir çabadan ibarettir.

Elbette çeflitli manevralar yapabilir, ama direnifli bitiremeyece¤i kesindir. Fiili olarak vali atamas›n›n hiçbir anlam› yoktur halklar aç›s›ndan. Bu, çok iyi bilinen klasik sömürgecilik yöntemi de geri tepecektir. Sömürge valisinin, “fiiileri ‹ran k›flk›rt›yor, baflka bir ülkenin etkisini kabul etmeyece¤iz” demesi bile aczin göstergesidir. Demek ki, halklara gözda¤› vermek, “diktatörden kurtarmak” onlar› etkilemek için yetmiyormufl.

Yar›n Ad›ndan Sözettirecek Kentler, ‹flgalciyi Alk›fllayanlar De¤il Direnen Kentler Olacakt›r Amerikal› sömürge valisinin ilk ziyaret etti¤i yer Kürtlerin yaflad›¤› bölgeler oldu. Kürtlerin tarihine utanç kareleri olarak geçecek görüntülerin yafland›¤›, iflgalcinin alk›flland›¤› Irak’taki tek bölge de buras›yd›. Sömürge valisi dahi, iflgale tepkinin beklediklerinden fazla oldu¤unu söylerken, “Kürt bölgesi di¤er bölgelere de örnek olacak” sözleriyle de en iyi Irakl›’n›n en iflbirlikçi Irakl› oldu¤unu vurgulad›. Barzani ve Talabani afliretleri hariç herkes direnifl içinde. Güney’deki kentleriyle, Ba¤dat’›yla direniflin çeflitli biçimleri yaflan›yor. Yar›n ad› an›lacak olanlar da buralar olacakt›r. Barzani, Talabani ise aç›k iflbirlikçidir. “Kürt halk›n›n haklar›”, “Saddam zulmü” diyerek hiç kimse hiçbir gerekçe ile bu iflbirlikçili¤in üstünü örtemez. ‹flbirlikçilik yaparak, bir ülkeyi iflgal ettirerek, Amerika’n›n Ortado¤u’daki hakimiyetini sa¤layarak, giderek ABD imparatorlu¤unu dünyada kurmak için destek vererek bir halk›n kurtuluflu sa¤lanamaz. Bunun ad› iflbirlikçiliktir. Amerikan tetikçili¤idir, Amerika’n›n kiral›k katili olmakt›r. Bu Kürt halk›na yap›lacak en büyük tarihsel ihanettir. Halklar›n kurtuluflunu savunanlar, devrimciler, demokratlar bu tavr› hiçbir flekilde hoflgörmez, onaylamaz. Halktan yana olmak, demokrat ve devrimci olmak, öncelikle milliyeti, dini, görüflü ne olursa olsun iflgale karfl› koymakt›r. ‹flgal karfl›s›nda birlik olmakt›r. Bunu yapmayan kim olursa olsun Amerikan iflbirlikçisi demektir.

‹flgalin Simgesi Meydanda fiimdi ‹flgale Karfl› Ç›kan Ba¤datl›lar Var Geçen hafta Cuma günü fiiiler ile Sünnilerin


Amerikan özgürlü¤ü dayan›flma içindeki onbinlerce insan›n kat›ld›¤› bir gösteri düzenlendi. Gösteride “Ülkemizi terk edin, bar›fl istiyoruz” yaz›l› pankartlar tafl›n›rken, Camii imam› Ahmed el-Kubeysi, Amerikal›lar’a "Bugün egemen sizsiniz. Ama sizi uyar›yoruz. Biz sizi atmadan defolup gidin" fleklinde konufltu. Yüzbine yak›n kiflinin kat›ld›¤› bu gösterinin ard›ndan iflgalciye karfl› öfke sürdü. Öfkenin dile getirildi¤i yerlerin bafl›nda ise, iflgalin simgesi haline gelen ve Saddam heykelinin y›k›l›fl›n›n gözda¤› amaçl› tüm dünyaya izlettirildi¤i Firdevs Meydanı geliyor. Her gün yap›lan gösterilerden biri de, fiii din adam› fieyh Muhammed el Fertusi ile üç arkadaflının Ba¤dat'a giderken ABD askerlerince tutuklanmasına karfl›yd›. Üç gün süren gösteriler sonunda Amerika el Fertusi’yi serbest b›rakmak zorunda kald›. Serbest b›rak›lmas›n›n ard›ndan meydanda toplanan binlerce kifliye namaz k›ld›ran fieyh Muhammed el Fertusi iflgalcilerin iflkence yapt›klar›n› aç›klad›, ve iflgale son verin dedi.

Kerbela Yine ‹syan›n Ad› fiii, Alevi inanc› için zulmü simgeledi¤i kadar isyan› da simgeler Kerbela. Yine isyan bulutlar› kaplad› Kerbela’n›n üzerini. fiii, Alevi inanc›na mensup olanlar›n d›fl›nda belki düne kadar kimsenin duymad›¤› kentin ad›n› bütün dünya duydu. fiiilerin kendi adland›rmalar›yla, "Milyonlar›n Gösterisi" vard› Kerbela’da. Kerbela’dan yay›lan mesaj Amerika’n›n iflinin

hiç de kolay olmad›¤›n› tüm dünyaya gösterdi. “fiiileri ‹ran k›flk›rt›yor” diyerek ‹ran’› tehdit etmek de ABD’nin açmaz›na çözüm olmayacak. fiu aç›kt›r ki, sen tonlarca bomba da ya¤d›rsan, heykel devirme flovlar› da yapsan, “demokrasi, özgürlük götürüyorum” masallar› da anlatsan, ne halklar›n gözünü korkutabildin, ne de onlar› kazanabildin. Saddam’a en muhalif kesimlerin bafl›nda gelen fiiilerin Kerbela’daki isyan sesleri bunun aç›k delilidir. Ülkenin yüzde 60’›n› oluflturan, Kerbela’ya 5 milyonu toplanan bir halk seni iflgalci görüyorsa, iflgalin gelece¤i yok demektir. Günlerce Irak’›n çeflitli kentlerinden k›rm›z›, yeflil, siyah bayraklar› ile ak›n ak›n yürüdüler Kerbela’ya. Sadece Ba¤dat-Kerbela arasındaki 110 kilometrelik yolun, milyonlarca insan taraf›ndan yalınayak dalga dalga yüründü¤ünü dile getirirsek, törenin fiii inanc› aç›s›ndan önemi ve görkemi daha net anlafl›lacakt›r. Amaçlar› sadece, yüzy›llara dayanan ac›lar›n› dile getirmek, Kerbela flehitlerinin çekti¤i ac›y› bedeninde hissetmek için vücudundan kanlar ak›tmak, flehitlerini anmak de¤ildi bu kez. Ayn› zamanda iflgalciye defol demek, isyanlar›n› milyonlarla dile getirmek, bize ra¤men, bizi dikkate almadan kimse Irak’› yönetemez demek içindi. ‹ki gün boyunca süren törenler hem geleneksel anman›n, hem de ABD’ye karfl› öfkenin günleri oldu. 5 milyona yak›n fiii ve Sünni "Irak halkının hiçbir zaman iflgali ve iflgalcileri kabul etmeyece¤ini” hayk›rd›lar, "ABD burada kalırsa acı çeke-

‹flgale Öfkeye Dönüflen Dini Bir Anma: Kerbela ler halklar›n birli¤inin, direnifl dinamiklerinin yarat›lmas›nda gözard› edilmemesi gereken etkenlerdir. ‹slamiyetin isyanc› damar›n› temsil eden fiiilerin Kerbela'da Haremeyn Meydanı'nda düzenledikleri anma da iflte bugün üstlendi¤i misyon, verdi¤i mesajla böyle bir örnek oluflturuyor.

Hüseyin’in Kesik Bafl› ve 40. Gün Anmas› Kerbela’da düzenlenen anman›n tarihi yüzy›llar öncesine dayan›yor. ‹mam Ali’nin o¤lu ‹mam Hüseyin’in Kerbela’da katlediliflinin 40. gününe denk gelir anmalar. Halklar›n tarihinde çeflitli direnifllerin, dini ö¤elerin, tarihsel kahramanlar›n önemi yads›namaz. O halk üzerinde ister örgütlenme yap›n, isterseniz tek kelime söz söyleyin, bu ö¤eleri ve bu ö¤elerin yaratt›¤› kültürü, inan›fl› dikkate almak zorundas›n›z. Bu gerçek ülkemiz için de geçerlidir. Çeflitli alanlarda, farkl› din, milliyet, az›nl›klara yönelik örgütlenme çal›flmalar›nda bu ö¤e-

Kerbela’da ‹mam Hüseyin ile 72 kifli Yezid taraf›ndan katledilmesinden sonra bafllar› kesilerek Yezid’e arma¤an olarak sunulmufltur. Katledilenlerin d›fl›nda esir al›nan ‹mam Hüseyin yandafllar› zincirlerle ba¤l› flekilde yaya olarak Kerbela’dan fiam’a, yanlar›nda kesik bafllar olmak üzere götürülür. (Hicri takvime göre, 10 Muharrem 61 Hicret y›l›) Bir süre burada kalan kesik bafllar, katledilifllerinin 40. gününde Kerbela'ya geri götürülmüfl, ve cesetlerin yan›na gömülmüfltür.

Say› 58 11 27 Nisan 2003


Amerikan özgürlü¤ü cek" sloganlar› hayk›rd›lar. Belli bir örgütlenmeleri oldu¤u iflgal sonras› herkesçe görülür hale gelen fiiilerin Kerbela anmas›ndan bir kaç gün önceden Amerikan askerleri kenti terk ederek törenleri helikopterlerle uzaktan izledi. Kentte güvenlik ve sosyal yaflam fiii örgütlenmeleri taraf›ndan yerine getirildi. Amerika’n›n kuraca¤› iktidar› istemediklerini, bunun kukla bir yönetim olaca¤›n› söyleyen fiiilerin “islam birli¤i, islam devleti istiyoruz” sloganlar›n› da hayk›rmas›, ilericilerin, demokratlar›n Amerika’ya karfl› geliflen bu baflkald›r›y› desteklememesini getirmez, getirmemelidir. Bu farkl› bir mücadeledir. Öncelikli olan iflgaldir. Devrimcilerin bu konudaki fliar› aç›k ve nettir: BA⁄IMSIZ, DEMOKRAT‹K IRAK!

Say› 58 12 27 Nisan 2003

Kürt milliyetçilerinin ne dedikleri ayr› bir yaz›da ele al›nd›. Kimileri de, “Ne Saddam Ne Bush Özgür Irak” diyor. “Ayn› Safta” köflemizde de bu slogan›n beslendi¤i ideolojik çarp›kl›¤› anlatt›¤›m›z için detay›na yeniden girmeyece¤iz. Sadece özetle vurgulamakla ve tavr›m›z›n ne olmas› gerekti¤ine de¤inmekle yetinece¤iz. Bu slogan bir flekilde iflgali onaylamak, iflgale karfl› direnifli belirsizlefltirmektir. Aç›k olan iflgaldir. Çözüm halktad›r, halklar›n birlikte direniflindedir. fiimdi devrimcilerin, demokratlar›n yegane slogan› “Ba¤›ms›z Demokratik Irak” olmal› ve bunun için mücadele edilmelidir. “Havay› pusland›rmak”, belirsizlefltirmek, belki birilerine istenen mesaj› ulaflt›r›r, ama halklara kazand›rmaz. Devrimciler aç›kt›r, nettir, dolambaçs›z söyler söyleyece¤ini. Biz devrimciyiz. Hedefimiz ve slogan›m›z da net ve aç›kt›r: BA⁄IMSIZ, IRAK!

DEMOKRAT‹K

Sömürge Valisi Ba¤dat’ta Tekeller Irak Ya¤mas›nda Amerikan imparatorlu¤unun “geçici yönetim” dedi¤i sömürge valisi ifl bafl› yapt›. Emekli General Jay Garner’in bir de ‹ngiliz yard›mc›s› var. Talabani ve Barzani afliretler liderleriyle kucaklaflan, Irak sömürgesinin “Genel Vali”si Garner, yeni yönetimin kimlerden oluflaca¤›na da bu sürede karar verecekmifl. Kim bu Garner ve Irak’› “yönetecek” ekibi, k›saca bakal›m: ‘‹flgal Hükümeti'ndeki isimlerin ço¤u Amerikan silah ve petrol tekelleriyle ba¤lant›lar› resmi olarak bilinenlerden. Bunlar›n bafl›nda da Garner geliyor. Garner, silah tekellerinin Pentegon'daki temsilcisi ve halen Lazer Güdümlü Füze sistemleri teknolojilerinin baflında bulunuyor. Bu füzelere Irak katliam›nda teknik destek sundu. Irak iflgalinin kurmaylar›ndan ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’e yak›n birisi olarak biliniyor. Vietnam iflgalinde de görev alan Garner, 1991’de de Kürtlerle iliflki sürdüren, burjuva bas›ndan bir yazar›n deyimiyle kontrac› “Cem Ersever ile Korkut Eken kar›fl›m›” bir katil. ‹flgal yönetiminin di¤er elemanlar›ndan “ABD barıfl enstitüsü” adlı örgütün baflkanı Richard H. Solomon ise Venezuela'da Chavez’e karfl› darbede ad› geçenlerden birisi. Öteki isimler de bu iki örnekten farks›z. Hemen hat›rlatal›m ki, iflgal yönetimi ABD’nin ‘demokratlar›ndan’ olsa bir fley mi de¤iflirdi? Elbette de¤il. Önemli olan tekellerin ç›karlar›. Nitekim tekeller ya¤maya hemen bafllad›lar.

Kimin Ad›na ‹haleler Veriliyor? ‹lk h›rs›zl›k Umm Kasr'daki li-

man için yap›lan 4.8 milyon dolarl›k ihalenin Cheney’e yak›nl›¤›yla bilinen ABD tekeli Stevedoring Services'e verilmesiyle soygun resmi olarak bafllad›. Amerikan tekelleri köprü ve yollar için davet edildi. Su, telefon flebekeleri, e¤itim iflletmeleri ise ihale kuyru¤unda. Ve elbette petrol tekelleri h›rs›zl›¤›n en büyü¤ünü yapmak için petrol pompalamaya önümüzdeki günlerde bafll›yor. Tv’lerde yay›nlanan ya¤ma görüntülerini düflünün, bir de bu gerçek ya¤maya bak›n. Tabii, o görüntülerin sorumlusunun Amerika oldu¤unu da unutmay›n. Nitekim tarihi eserlerin kimisi Amerikan havaalan›nda, kimisi ABD Tv’lerinin “ilifltirilmifl” gazetecilerinde yakaland›. Tekellerin ya¤mas›, “yeniden yap›land›rma” ad›yla yürütülüyor. Kapitalizm ad›m ad›m böyle gelifltirilecek. Kapitalizm h›rs›zl›kt›r. H›rs›zlar Genel Vali ile birlikte Irak’ta iflbafl› yapt›. Almanya ve Fransa pazardan pay kapmak için BM kozunu kullan›yor, ancak iflgalci “ben iflgal ettim ben soyaca¤›m” diyerek flimdilik onlara pay verme niyetinde görünmüyor. Peki Amerika hangi s›fatla bu ihaleleri veriyor? Irakl›lar›n onay›n› m› ald›, ihalelerin alt›na hangi s›fatla imza at›l›yor? Avrupa Komisyonu “Amerika’n›n ihale yönteminin Dünya Ticaret Örgütü'nün hukuki çerçevesine uygunlu¤unu” araflt›r›yormufl. Niyeti malum, bize de pay verirseniz uygundur! Nitekim, AB sözcülerinden Solana ABD'yi ‘tek yanl› davranmamas›’ konusunda uyar›yor. Birlikte ya¤malayal›m diyor.

Yarg› ve Polis Amerika’dan


Amerikan özgürlü¤ü Aleni olarak sürdürülen ihalelerin d›fl›nda bir de daha geri planda sürdürülen ihaleleri var Amerika’n›n. Yarg› ve polis faaliyetlerini içeren ihale, bu alanda çal›flan Computer Sciences Corporation (CSC) ile anlafl›ld›¤› bas›nda yer ald›. Bu tekele ba¤l› güvenlik flirketi DynCorp, Irak’ta görevlendirilecek 150 Amerikal›’y› polis olarak ifle ald› bile. Bosna’da “Uluslararası Polis Misyonu” ad›yla Bosna polisinin kuruluflunu da gerçeklefltiren DynCorp, bu kez polisin yan›s›ra yarg›y› da ele alacak. Özellefltirilecek yarg› ve polisin Amerika’n›n elinde olmas› anlam›na gelecek bu sözleflme ile, Irak halk›n› adaletsizli¤in, fuhuflun, her türlü suçun bekledi¤ini söylemek için kahin olmaya gerek yok.

Üs Kurma Haz›rl›¤› ‹flgalciler istedi¤i kentin yöneticisini görevden al›yor, istedi¤ini at›yor. ‹ngilizlerin bir hafta önce Basra’y› “yönetsin” diye seçti¤i fieyh Müzahim el Tamimi görevden alıp, yerine, kentin en zengin bankerleri Halib Kubba’y› atamas› sadece bir örnek. En iyi iflbirlikçi kimse, en iyi kukla yönetimi kim sergileyecekse iflgalcilerin tercihi o olacakt›r. Tabii tüm bu iflgal yönetimi Irak halk›n›n iradesi, karar› olmadan gerçeklefliyor. Yar›n “seçim” de yaparlar, ama sistemin nas›l olaca¤›n› belirledikten sonra. Halk›n baflka bir yönetim biçimini istemesinin hiçbir önemi yok. ‹stedikleri düzenin ad› “demokratik, laik” flu bu olabilir, niteli¤i ise bellidir; Amerikan iflbirlikçisi. Ama iflgalci bununla da yetinmeyecektir. Bugünden kurulmas› gündeme gelen dört askeri üs, iflgalin süreklili¤inin garanti alt›na al›nmas› anlam›n› tafl›yor. Amerikan bas›n›nda yer alan habere göre bu üsler, Ba¤dat yak›nlar›ndaki uluslararas› havaalan›nda, güneydeki Nas›riye yak›nlar›ndaki Tallil'de, bat›daki çölde bulunan H-1 Havaalan›'nda ve Kuzey Irak'taki Bashur Havaalan›'nda kurulmas› planlan›yor. Irak’›n dört bir yan› demektir bu. Bu ayn› zamanda tüm bölgenin bu üsler arac›l›¤›yla tehdit edilmesi, denetim alt›nda tutulmas›, iflgalin tüm bölgeye yay›lmas› demektir. Hat›rlanaca¤› gibi, Afganistan iflgalinin sonucunda, Afganistan ve bölge ülkelerinde 9 ülkede 13 askeri üs kurmufltu. Bu üslerin Irak’ta kurulacak üslerle birlefltirildi¤i noktay› Türkiye’deki üsleri de ekleyerek haritada gözünüzde canland›rd›¤›n›zda; Ortado¤u’dan, Kuzey Afrika'ya, Endonezya'ya kadar Amerika’n›n tehdit alanlar›n› görürsünüz. “Stratejik hedef” için Avrupa, Rusya ve Çin'e kadar kuflatma, sald›r›, iflgaller, tehditler sürecektir. Bu arada Amerika, “hani aranan kitle imha silahlar› nerede” sorusuna da cevap vermek için bin Amerikal› “uzman”› bölgeye gönderiyor. BM’nin “biz araflt›ral›m” talebini reddeden ABD’nin “iflte bulduk” diye ortaya ç›karaca¤› her türlü silah›n nas›l bulunaca¤› aç›k. BM tart›flma süreçlerindeki sahte belgeler, uydurma istihbaratlar, a盤a ç›kan yalanlar biliniyor.

‹flgalden Notlar... Irak futbola kavufluyor! Demek ki iflgalde bir aflama tamamland›; Afganistan’da da iflgalcilerin ilk ifllerinden biri stadyumu açmak olmufltu. Futbol, bütün faflist yönetimlerin, iflgalci güçlerin halklar› uyuflturmada en etkili silahlar›ndan biri... ABD’nin yeni tehdidi: Suriye ve ‹ran’›n ard›ndan Amerika “Irak rejiminin yetkililerine evsahipli¤i yapmaması” bahanesiyle Lübnan'ı da tehdit etti. Suriye’ye ‘S›cak takip’! ‹flgalci Suriye’ye “komflu” olunca “s›cak takip” hakk› do¤mufl; ABD'nin Saddam'›n izini sürme bahanesiyle Suriye'ye s›n›r ötesi operasyon düzenleyece¤i öne sürüldü. ABD bunu 's›cak takip' ad›yla meflrulaflt›racak. Oligarflinin y›llarca Kuzey Irak’ta yapt›¤› gibi. Zorban›n küstahl›¤›: Suriye’yi tehdit eden Bush, “Suriye’nin mesaj› ald›¤›n›n belirtileri var.” dedi. Amerika’n›n dünya düzeni; tehdit et, boyun e¤mezse bombala iflgal et, e¤erse IMF ve Dünya Bankas› ile iflgal et. Unesco ya¤maya göz yumdu. Bilim adamlar›n›n baflvurular›na ra¤men Unesco uluslararas› koruma sa¤layacak prosedürü tamamlamad› ve ya¤maya aç›k olarak gözyumdu. fiimdi “tarihi eserlerin sat›lmas›n› engellemeyi” tart›fl›yor. Emperyalistler taraf›ndan finanse edilen “Uluslararas› kurumlar”›n insanc›ll›¤›, kültür savunuculu¤u da emperyalizmin izin verdi¤i kadar! BM asli iflini yap›yor! Irak iflgalini z›mni olarak onaylayan BM, emperyalizmin önündeki engellere yönelik kararlar almaya devam ediyor. Muhaliflerini bombalayan, iflgal eden ABD’nin baflvurusu ile, Küba hakk›nda “muhaliflere karflı baskı uyguladı¤ı” bahanesiyle “kınama karar›” alındı. Karara, ABD’nin yan›s›ra, Almanya, Avustralya, Kanada, Fransa ve ‹ngiltere olumlu oy vererek, sosyalizme karfl› kutsal emperyalist ittifak› sa¤lad›lar. Küba’nın BM Temsilcisi Ivan Mora Godoy, karar›, “Aleyhte oy verenler; ABD, Batılı müttefikleri, Avrupalı takipçileri ve onun isteklerine boyun e¤en Latin Amerikalı yalakaları, ikiyüzlülük ve çifte standartlı davranıfllarını sergilediler ve maskeleri düfltü. Ambargoyu kınamaya yanaflmayanlar, ABD’de üslenip sürekli olarak Küba’ya saldırılar düzenleyen teröristleri de kınamıyorlar” diye de¤erlendirdi.

Say› 58 13 27 Nisan 2003


Katliam› ve Direnifli Gördük Irak halk›yla dayan›flma amac›yla 75 gündür Ba¤dat’ta bulunan Grup Yorum eleman› Cihan Keflkek ve ‹stanbul Gençlik Derne¤i üyesi Eylül ‹flcan tan›kl›klar›n›, yaflad›klar›n› anlatt›. medi¤i say›l› ülkelerden biri Irakt›r bence. Çünkü öyle ne bir ekonomik, ne bir politik ba¤›ml›l›¤› ne de kültürel bir yanaflm›fll›¤› var, tamamen onlara kapal›lar. Onun verdi¤i bozulmam›fll›k var. Yard›mlaflma, dayan›flma var. Bu bize yaklafl›mlar›na da elbette yans›d›. Ayn› fley devlet yetkilileri için de geçerli.

Direnifle Geçeceklerinden Eminim 2,5 ay kald›n›z Irak'ta. Ba¤dat’a girifllerinde neler oldu?

Irak'ta nas›l karfl›land›¤›n›zla bafllayal›m isterseniz? Gerek halk gerekse görevliler... Cihan Keflkek: Irakl›lar gayet misafirperver, kültürlerinde var, bizim gibi. Görevliler ilk karfl›lad› bizi. Yurtd›fl›ndan gelenleri karfl›layan ayr› ayr› görevlileri vard›. ‹htiyaçlar› onlar karfl›l›yordu. Say› 58 14 27 Nisan 2003

Bizi de Sidar Oteli’ne yerlefltirdiler. Bize yaklafl›mlar› gayet iyiydi. Hiçbir flekilde bas›na yans›t›ld›¤› gibi de¤ildi. Biz orada okudu¤umuz haber ve e-maillerden biliyoruz, örne¤in, "Irak hükümeti bask›c›, flöyle yap›yor böyle yap›yor, canl› kalkanlar zorla baz› tesislere yerlefltirilecekler..." deniliyor. Irak hükümetinin “diktatörlük” damgas› oldu¤u için zaten bu demagojiler zemin de buluyordu. Oysa böyle fleyler olmad›. Eylül ‹flcan: Benim en çok merak etti¤im fley buydu, yani Irak halk› nas›l karfl›layacaklard› bizi. Acaba bir yabanc› olarak m› göreceklerdi, içlerinden birisi olarak m›? fiöyle bir durum vard› aç›kcas›, flekil, renk itibariyle farkl› olan insanlarla, bize, yani onlara benzeyen insanlara birazc›k farkl› yaklafl›yorlar, hele Türkiye'den geliyoruz deyince hemen müslümanl›ktan sözediliyordu. Onlar için çok önemli bu unsur. Ama di¤erlerine yönelik bir iticilik de olmad›. Neden orada oldu¤umuzu biliyorlard›. Onlar›n her türlü ac›lar›n›, umutlar›n›, direnifllerini paylaflmak için, omuz omuza dayan›flmak için gitmifltik. Gitmeden önce sizinle yapt›¤›m›z röportajda da “canl› kalkan” meselesine bak›fl›m›z›n öyle “savafl› durdururuz” tarz›nda olmay›p, esasen enternasyonalist dayan›flman›n bir biçimi oldu¤unu anlatm›flt›k. Cihan’›n da belirtti¤i gibi Irak yönetimi ile iliflkilerimiz konusunda emperyalist bas›nda sürekli yalan haberler ç›k›yordu. ‹flte "Irak hükümeti canl› kalkanlar› kullan›yor", "canl› kalkanlar Irak gizli servisine çal›fl›yorlar" gibi. Cihan Keflkek: Irak halk› aç›s›ndan konufltu¤umuzda o halk›n, bilemiyorum ama, Amerikan kültürünün gire-

Eylül ‹flcan: Bizim kald›¤›m›z mahallede ailelerin ço¤u bombalardan daha güvenli bölgelere göçmüfltü. Genellikle erkekler, gençler ellerinde silahlar›yla bekliyorlard›. Sürekli onlarla içiçeydik, sohbetlerimiz oldu. Ö¤renmeye çal›fl›yorduk Irak'›n durumu nedir, düflünceleri nedir. Bombalamalar çok yo¤un yafland›. Alev alev yand› her yer. Sonras›nda iflte iflgal olduktan sonra çok çetin çat›flmalar oldu. Televizyonlarda yans›d›¤› gibi hemen birden teslim olma olmad›, hala flu anda çat›flmalar sürüyor. Ama ilk zamanlardaki gibi tüm halk›n elinde silah yok maalesef. Çünkü silahlar› Amerikan askerleri topluyor. “Ba¤dat düfltü” dediklerinde de böyle bir fley yoktu. Cihan Keflkek: 8 Nisan gecesine kadar her fley normaldi, sokakta silahl› askerler. 8 Nisan gecesi iflgalciler Ba¤dat'a geldiler ve Irak ordusu birden çekildi. fiu anda onu biz de anlamad›k zaten, oradaki halk da çok iyi bilmiyor. Nas›l oldu, niye çekildi, nereye çekildi, bunun arkas›nda ne vard›... Yani o zamana kadarki gerçekten o ruh hali o coflku gerçekten üst düzeydeydi. Bütün insanlarda ve bizde ve herkeste bütün dünyada oldu¤u gibi. Sald›r› bafllad›¤› zaman da ilk dönem çok iyi gidiyordu. Irak direniyor, uçaklar, helikopterler düflürülüyor, küçük yerlerde dahi büyük direnifller yaflan›yordu. ‹flte yafll› amcan›n biri tüfe¤iyle helikopteri vuruyordu, bir tane genç bayan tabancas›yla helikopteri vuruyor bu tip fleyler vard›. ‹nsanlarda hep coflku vard›, o siperlerin kaz›lmas› ak›n ak›n insanlar›n cepheye gitmesi yurtd›fl›ndan baflka ül-


kelerden insanlar›n savaflmak için oraya gelmesi gerçekten çok güzeldi. Filistin'den, Yemen'den, Suriye'den, ‹ran'dan ve di¤er Arap ülkelerinden, hatta müslüman olmayan insanlar vard›. Basra'da iflgalcilerin ilk planlar›n›n bozulmas›, Umm Kasr direnifli, çok büyük rol oynad› savafl›n gidiflat› ve halk›n da silahlanmas› ve herkesin sokak sokak çat›flmay› göze almas› aç›s›ndan. O kararl›l›k etkileyiciydi. Herkese Amerika'n›n iflinin çok zor oldu¤unu düflündürtecek düzeydeydi. Emperyalist medya ise hep Amerikan teknolojisinin reklam›n›, yankilerin reklam›n› yap›yordu. Eylül ‹flcan: Biz Amerika’n›n hiçbir kural dinlemedi¤i bir iflgali yaflad›k. Ama bu iflgal ve direnifl bize çok fley ö¤retti. Katliam›n yan›s›ra bizim tan›k oldu¤umuz bir direnifl vard›. Gerçekten destans› direnifller de gerçekleflti. En son iflgalde de görüldü ki, küçük bir az›nl›k d›fl›nda kesinlikle Amerika’y› sevmiyor Irak halk›, Amerika'y› istemiyor, kendi kültürüne sahip ç›kmay› istiyor. Karfl› olmalar›na ra¤men fleriat› Amerika’ya tercih edeceklerini söyleyenler de oluyordu. Ben orada gördüklerimden yola ç›karak, Irak halk›n›n yeniden aya¤a kalkaca¤›ndan, direnifle geçece¤inden umutluyum, eminim. Tan›k oldu¤unuz katliam oldu mu? Eylül ‹flcan: Pazar yeri bombalanm›flt›. 58 kifli katledilmiflti sabah bombalanm›flt›, biz ö¤leden sonra gittik. Müthifl bir feryat vard›. Ama bu feryat kesinlikle a¤lay›fl fleklinde de¤ildi, müthifl kin dolu, böyle isyankar bir ba¤›r›fl ça¤›r›fl vard›. Adeta kan göletleri vard›. Bunlar› görünce ürkmüyor art›k insan. Irak halk› gibi biz de ayn› kin ve nefreti duyduk. Amerikan askerini durdurmak için ne yapabilece¤ini düflünüyorsun. Bombalardan sonra y›k›lan evlere gittik. Oyuncaklar, çocuklar›n parçalanm›fl giysileri etkiliyor insan›. Kimi zaman a¤lad›¤›m da oldu dayanamay›p, ama duygusall›¤›m da hep kine dönüfltü. Direniflin bir ucundan tutabilmek için neler yapabilece¤ini düflünüyorsun. Katliam görüntüleri, bombalar bunlar› düflündürtmüyorsa zaten bir gariplik var demektir. Beklemek çok a¤›r geliyor. Düflman zalim, öldür emri alm›fl, hayvan gibi her fleyi yokediyor. Kelimelere dökmek gerçekten çok zor. Ve ben hep içimden flöyle diyorum: sonuçta hesab›m›z sorulacak, yani o bebelerin o parçalanm›fl cesetlerin hesab› sorulacak. O görüntüler karfl›s›nda bunlar› düflündüm. ‹nanc› netlefliyor insan›n düflmana karfl›. Düflman› gözünle gördü¤ünde tan›yorsun. Çok daha fazlas›n› Irak halk›n›n hissetti¤ini de gördüm. ‹flte direniflin yeniden yükselece¤inden bu yüzden eminim. Kinleri öfkeleri çok fazla. Cihan Keflkek: Foto¤raf çektik, foto¤raflar› elimizde var, orada ölen kardefllerimizi kald›rd›ktan sonra gitmifltik. Ziyaret ettik, foto¤raf çekimleri yapt›k, insanlarla konufltuk. Oradan ayr›ld›ktan bir gün sonra oran›n bomba-

land›¤›n› ö¤rendik. Yani orada bir tane amcan›n ba¤›r›fl› asl›nda daha çok öyle kafamda kald› da... Pazar yerinde iflte biz böyle toplanm›fl yabanc›lar olarak otobüsle toplanarak gelmifliz oraya, bütün canl› kalkanlar var. Yafll› amca, ba¤›r›yordu; “bizden ne istiyorsunuz, Amerika bizden ne istiyor, bizi niye öldürüyorsunuz, gidin biz sizin düflman›n›z de¤iliz”. Ba¤›r›fl› kula¤›m›zda kald›. Sonra bir hastane vard›, arka taraf›nda, befl ailenin kald›¤› bina oldu¤u gibi yok olmufltu, yerinde yoktu. Orada biri çocuk on iki kifli öldü. Oradan bir teyp kaseti ald›k. Mahmut Hamer diye bir flark›c›ya aitmifl. ‹ran savafl›nda baca¤›n› kaybetmifl ve flu an hayatta olmayan birisi. Bizde bir yandan öyle bir an›s› oldu. 20 günü bombalar alt›nda geçirdik. Bombalamadan sonra çat›flmalar devam etti. O bombalar her an bir yere düflüyor, biz uzaktan görüyorduk. Bir yerler y›k›l›yor, onlarca insan yan›yordu. Belki bizim oraya düflmedi ama sürekli o cesetleri gördük. En son geldi¤imiz güne kadar da bir hastane ziyareti gerçeklefltirdik ve orada da t›r›n içerisinde t›r dolusu ölüler gördük. ‹nsanlar üst üste konulmufl, yanm›fl cesetler var. Kimisininin vücudu patlam›fl, yar›lm›fl böyle, yani hastanenin önünde Amerikan askerleri bekliyor mesela, tankla da güvenlik al›yorlar. Yani ilk önce insanlar› katlediyorlar, sonra da onlar›n güvenliklerini al›yorlar. ‹flte h›rs›zl›¤› engellemek için bulunduklar›n› söylüyorlar orada. Ba¤›rd›k onlara, "bunlar› siz yapt›n›z" diye. Zaten iflgalciler geldi¤inden itibaren sürekli tart›flt›k onlarla. Bizden nefret ediyorlard›. Tan›kt›k her fleye. Filistin Oteli’nin önünde pek bir fley yapm›yorlard›, ama di¤er mekanlarda hiçbir sorumluluk hissetmeden herfleyi yapabilirlerdi. "Sizi flimdi öldürece¤im" diyordu birisi ingilizce. Son olarak flunu belirtmek istiyorum. Irak halk›n›n Amerika’ya karfl› nefretini çok güçlü gözlemledik. Belki ordular› gitti. Ama halk orada. "Onlar› istemiyoruz, eninde sonunda onlar› ataca¤›z, onlar bitecek" sözlerini son güne kadar neredeyse her Irakl›’dan duyduk. * Cihan ve Eylül’ün izlenimlerini kendi a¤›zlar›ndan önümüzdeki say›larda yay›nlamaya devam edece¤iz.

Say› 58 15 27 Nisan 2003


crit’te e T

da ayn› uyar›lar› yapt›lar.

zamana zulme karfl›

direniş 3. y›l... 31. ay 921. gün

106 fiehit Say› 58 16 27 Nisan 2003

Onuncu Ölüm Orucu Ekipleri HAZIRLANIYOR! F Tipi Hapishaneler’de, oligarflinin Nazi kamplar›nda tecrit sürüyor. AKP iktidar›, devrald›¤› katliam politikas›n› oldu¤u gibi sürdürüyor. Hücrelerle, tecritle, zorla müdahalelerle, ölümlerle direnifli k›rma hesaplar›ndan, yanl›fl›ndan vazgeçmeyen iktidar, çok geçmeden karfl›s›nda yeni bir ölüm orucu ekibi daha bulacak: GÜLTEK‹N KOÇ ÖLÜM ORUCU EK‹B‹! Hapishanelerden al›nan haberler, 20 Ekim 2000’de bafllayan ve 2,5 y›ld›r efli görülmedik bir fedakarl›k, kararl›l›k ve cüretle sürdürülen ölüm orucu direniflinde, 106 flehitten devral›nan k›z›l bantlar›n yeni ölüm orucu direniflçilerinin al›nlar›nda dalgalanaca¤›n› gösteriyor. Devrimci tutsaklar, AKP iktidara geldi¤inden bu yana, AKP’yi direnifli zulümle veya baflka manevralarla k›rma hesaplar›na girmemesi konusunda uyard›lar. Ve her seferinde, kararl›l›klar›n› vurgulad›lar. AKP’nin Susurlukçu Adalet Bakan› Cemil Çiçek’in, tecriti, direnifli inkar ve yalanlar›na karfl›

106 flehit, 3. y›l›nda giren direnifl süresi, ve halen ölüm yürüyüflünü sürdüren tutsaklar›n varl›¤›, kararl›l›¤›, ilan edilebilecek en üst düzeyde ortaya koyuyor zaten. Bu direnifl sürecek, bu savafl sürecek, kazanan devrimci tutsaklar›n iradesi olacak. Direniflin iradesi, katliamc›lar›n iradesine boyun e¤direcek. Üç gün, üç ay, ya da üç y›l sonra, ama böyle olacak.

“Ya zafer ya ölüm” yürüyüflçüleri, hücrelerde ve hastanelerde aylara yay›lan açl›k ve zulmü altetme savafl›n› sürdürüyorlar! Halen ölüm orucunu sürdüren direniflçilerin durumlar› flöyledir: Kemal Gömi, Kand›ra F Tipi’nin hücrelerinde, Ümit Günger ve Erkan Bülbül Tekirda¤ F Tipi’nin hücrelerinde ölüm orucunu sürdürüyorlar. ‹zmir K›r›klar F Tipi’nde ölüm orucuna bafllayan Ali K›l›nç, Yeflilyurt Devlet Hastanesi’ne kald›r›lm›fl durumda, bafl›nda Mengele art›klar›, zorla müdahale tehdidi alt›nda ölüm yürüyüflünü sürdürüyor. Sincan F Tipi’nden Mürsel Kaya, Numune Hastanesi’nde. Zorla müdahaleleriyle, ya öldürmesi, ya sakat b›rakmas›yla bir Nazi kamp›n› and›ran Numune’de direniflini sürdürüyor. Kütahya Hapishanesi’nde ölüm orucuna bafllayan Ayfle Sultan Yaz›c› da flu anda Numune’de. Bak›rköy Kad›n ve Çocuk Tutukevi’nde Eylem Göktafl, Manisa hapishanesinde Sibel fiahano¤lu, ölüm orucunu sürdürüyorlar. ‹çlerinde önceki ekiplerden olanlar da var, ancak bir ço¤u Zehra Kulaks›z Ölüm Orucu Ekibi’nin savaflç›lar›. Her fley gösteriyor ki, ne tutuklamalar, ne ölümler, bu direnifli bitiremeyecektir. ‹çeride, d›flar›da direnifl sürecek; zafere kadar!

1 May›s alanlar›nda ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizm bayra¤›n› dalgaland›racak olanlara selam olsun! 2003 1 May›s’›n› hücrelerde karfl›layaca¤›z; Dünya halklar›n›n birlik-mücadele-dayan›flma gününe sloganlar›m›zla kat›laca¤›z. Düflüncelerimizle, coflkumuzla ve direniflimizle alanlarda aran›zda, yan›n›zda olaca¤›z. Özgür Tutsaklar


IRAK'TA ‹fiGALE SON ‘Irak'ta Savafla Hay›r Koordinasyonu’ 20 Nisan günü ‹stanbul Tepebafl›’nda düzenledi¤i eylemle Irak’ta iflgale son” dedi. Koordinasyon bileflenlerinin yerald›¤› eylemde 600 kiflilik kitlenin yar›ya yak›n›n› oluflturan Haklar ve Özgürlükler Cephesi k›z›lbayraklar›, Irak bayraklar› ve "Amerika ve ‹flbirlikçilerine Karfl› Birleflelim” pankart›yla yerini al›rken, Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i de “Irakta ‹flgale Son” pankart›yla yerald›. "Irak Halk› Yaln›z De¤ildir", "Zafer Direnen Halklar›n Olacak", "Kahrolsun ABD Emperyalizmi" sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde 1 May›s’a ça¤r› yap›l›rken, "Amerikan ve ‹ngiliz Ordusu, Irak'tan Derhal Ç›kmal›d›r!" bafll›kl› bildiri okundu. Polisin ABD konsoloslu¤u önünde etten duvar oluflturdu¤u ey-

Yankiler Üniversiteye Al›nmad› ‹stanbul Teknik Üniversitesi (‹TÜ) Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde 22 Nisan günü düzenlenmesi planlanan ve ABD'li konsolosluk yetkililerinin katılaca¤ı duyurulan toplantı, gençli¤in yo¤un protestolar› nedeniyle iptal edilmek zorunda kal›nd›. Amerikal›lar’›n okullar›na gelece¤ini duyan 200 ö¤renci kültür merkezine yürüyerek "ABD Konsolosunu ‹TÜ'den kovaca¤ız", "Yanki kapı dıfları", "Üniversitede Yankiye geçit yok" pankartları açt› ve Deniz Gezmifl, Vedat Demircio¤lu, Harun Karadeniz'in foto¤raflarını taflıd›. ‹TÜ rektörünün toplant›n›n iptal edildi¤ini duyurmas›n›n ard›ndan kampüs içinde yeniden yürüyüfle geçen ö¤renciler, rastlad›klar› iki Coca Cola arac›n› da kovalad›lar ve "ABD Konsolosunu ‹TÜ'den kovaca¤ız" yaz›l› pankart› spreyle "ABD Konsolosunu ‹TÜ'den kovduk” fleklinde de¤ifltirdiler.

Ortado¤u’dan Defol! Aralar›nda ‹zmir Gençlik Derne¤i’nin de bulundu¤u ö¤renciler Amerikan iflgalini 16 Nisan günü Dokuz Eylül Üniversitesi E¤itim Fakültesi'nde yapt›klar› yürüyüflle protesto ettiler. “Katil ABD Ortado¤u'dan Defol” ve “Irak Halk› Yaln›z De¤ildir” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde, ‹zmir’deki iflgal karfl›t› eylemlere sald›ran polis de protesto edildi.

Hatay’da Protesto Hatay Haklar ve Özgürlükler Cephesi iflgali protesto amac›yla CHP il binas›nda bir toplant› düzenledi. Toplant› sonunda Grup Güneyin Günefli marfllar›n› ve türkülerini Irak halk› için söyledi ve grup ad›na konuflan Enis Aras iflgale karfl› mücadele ça¤r›s› yapt›.

22 Mart 2003/ ABD Konsoloslu¤u karfl›s›nda Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i

lemde s›k s›k "ABD Halklara Hesap Verecek", “Katil ABD Ortado¤u’dan Defol" sloganlar› at›ld›.

GENÇL‹K DERNEKLER‹’NDEN... Eskiflehir Gençlik Derne¤i’nin "Savafl›n Faturas›n› Halk Ödemeyecek" kampanyas› sürüyor. 19 Nisan günü belediye önünde oturma eyleminin ikincisini gerçeklefltiren gençlik, buraya dernek binas› önünden pankartlar› ve "Halk›z Hakl›y›z Kazanaca¤›z", "Zam, Zulüm, ‹flkence ‹flte IMF", "Katil ABD ‹flbirlikçi AKP", "Otobüs Zamlar› Geri Çekilsin", sloganlar›yla yürüdü. Eylemin 26 Nisan’da da sürece¤i duyuruldu. Ankara Gençlik Derne¤i üniversite s›nav›na haz›rlanan ö¤rencilere yönelik yapt›¤› panelle e¤itim sistemini tart›flt›. S›nav sisteminin gençlik üzerindeki etkilerinin Gazi Üniversitesi'nden PDR uzman› Sevilay Çal›flkan ve e¤itim uzman› Sevcan Öztürk taraf›ndan anlat›ld›¤› panelin sonunda ‹dilcan Kültür Merkezi Müzik Toplulu¤u bir dinleti sundu. Isparta Gençlik Derne¤i dergimize verdi¤i bilgide faaliyetlerinin polis, bas›n ve yerel yöneticiler taraf›ndan keyfi flekilde nas›l engellendi¤ini örneklerle anlatt›lar. Ö¤rencilere iflbirli¤i teklifi, aileleri tehdit, okuldan atma tehditleri gibi yöntemlerin kullan›ld›¤› bask›larda yerel bas›n da devreye sokuluyor. Yerel "Reform" gazetesinin 17 Nisan tarihli nüshas›nda Tar›k ‹leri isimli yazar›n "Dernek mi Örgüt Türevi mi?" bafll›kl› yaz›s› örnek olarak verildi. Polis yönlendirmesi ile yurtlarda faflistlerin sald›r›lar›na u¤rad›klar›n› belirten gençlik, bu bask›lar›n mücadeleden vazgeçiremeyece¤ini vurgulad›.

Say› 58 17 27 Nisan 2003


Amerikanc›l›kta, sömürü ve zulümde birlikteler

‘Türban’da iktidar kavgas›ndalar Önce Milli Görüfl tart›flmas›. Ard›ndan TBMM Baflkan› Bülent Ar›nç’›n 23 Nisan resepsiyonuna kat›lmama ile AKP ile Genelkurmay aras›ndaki “it dalafl›” yeniden gündeme geldi. TBMM Baflkan› Bülent Ar›nç resepsiyona türbanl› eflini getirecek mi getirmeyecek mi? Tart›flma böyle yans›t›ld›. Önce CHP, resepsiyona kat›lmayaca¤›n› aç›klad›. Arkas›ndan Cumhurbaflkan› Sezer’in ayn› yöndeki aç›klamas› geldi. Ve son olarak bu kesimin (yani devletin) sahibi Genelkurmay konufltu: “Resepsiyona komutanlar›m›z kat›lmayacak”, denildi. Devlet cephesi tam bir uyum ve örgütlülük içinde gözda¤› verdi AKP’ye. Önceki benzer “krizde” de an›nda geri ad›m at›p, Genelkurmay’la “babadan kalma” yak›nl›k kuran Ar›nç, yine çark etti, ama bu devletin karar›n› de¤ifltirmedi. Say› 58 18 27 Nisan 2003

Hani “fiiir Gibi”ydiniz? Çok de¤il, on gün önce Genelkurmay baflkan› Hilmi Özkök, AKP’li milletvekillerinin de bulundu¤u bir toplant› s›ras›nda gazetecilerin “hükümetli iliflkilerine” dair sorusuna "Bir orkestra gibi, fliir gibi uyum içinde çal›fl›yoruz. Türk ordusu, Baflbakan›, Cumhurbaflkan›, D›fliflleri Bakan›, MGK's›yla koordineli bir flekilde çal›fl›yor" cevab› veriyordu. Ertesi gün ise Tayyip Erdo¤an’›n flu demeci yay›nlan›yordu bas›nda: "Genelkurmay ile hiçbir s›k›nt›m›z yok. Geliflmeleri an›nda, sürekli birlikte de¤erlendiriyoruz. " (Sabah 13 Nisan) Her ikisi de do¤ru! Irak iflgali boyunca uyum içinde çal›flt›lar. Amerika “orkestra”n›n flefi olarak iktidar kavgalar›n› bir süreli¤ine dondurdu. Her ikisinin de Amerikanc›l›kta hiçbir ayr› yönleri yoktu, tersine uyum içinde olduklar› kadar yar›fl içindeydiler. Hükümetin tezkeresini ve tezkereyi Hilmi Özkök’ün sahipleniflini hat›rlay›n. Uyumlar› sadece Amerikanc›l›kta de¤il. IMF konusunda farkl› düflündükleri tek bir nokta var m›? Zulüm politikalar›n› “devlet politikas›” diye savunmakta/uygulamakta bir farkl›l›klar›n› gören oldu mu? Zamda, zulümde, Amerikanc›l›kta, katliamc›l›kta, soygun ve sömürü düzeninin sürdürülmesinde tam bir uyum içindeler. ‹fl, iktidar kavgas›na gelince çat›flma halindeler. “Türban krizi” diye yans›t›lan da iktidar kavga-

s›ndan öte bir fley de¤ildir. Bugün çat›flma halindeler, yar›n Amerikanc›l›kta, soygun ve zulümde yine birlikte olmaya devam ederler.

“Türban Oyunu” Evet! Bu bir oyun! Bu “iktidar kim olacak” temelinde süren bir it dalafl›. Ne zaman iflbirlikçilikleri, halka düflmanl›klar› ayyuka ç›ksa, ne zaman meydanlarda verdikleri sözlerin tersine patronlar›n ve Amerika’n›n isteklerini yerine getirseler, bir “türban krizi” ç›k›veriyor. Bu “türban oyunu”dur. AKP “türban oyunu” ile müslümanl›¤›n› kan›tlamaya çal›fl›r. Genelkurmay (Sezer ve CHP de dahil) “türban oyunu” ile laikli¤ini kan›tlamaya çal›fl›r. Müslümanlar, AKP’ye oy veren halk›m›z, islamc›lar; Bu oyuna aldanmay›n, türban oyunu AKP’nin sizi aldatma, oyalama oyunudur. Aldanmay›n bu oyuna! Ruhlar›na bak›n, Ba¤dat’a bak›n, Amerikanc›l›klar›na bak›n, TÜS‹AD önünde verdikleri sözlere bak›n... “Duygusal olmamal›y›z” diyerek ABD’nin önünde nas›l el pençe divan durduklar›na, Irak halk›n›n katledilmesine nas›l ortak olduklar›na bak›n. AKP’nin yalanlar› gün yüzüne ç›km›flt›r. Yalanlar›na aldanmay›n. Bu oyun, AKP’nin halk›m›z›n inançlar›n› istismar etme oyunudur. Ne türban sorununu, ne baflka hak ve özgürlükleri çözebilir AKP, ne de bu konuda samimi bir niyeti sözkonusudur.

Tayyip Sömürge Valisi Mi? Tayyip Erdo¤an’›n ABD gazetelerinden The Washington Post’da bir yaz›s› daha yay›nland›. Türkiye’nin Kore’den Irak’a kadar nas›l bir Amerikan ufla¤› oldu¤unun anlat›ld›¤› yaz›da, Erdo¤an rolünü flöyle özetledi; “demokrasi ve Türk kamuoyunun duyarl›l›klar›yla ABD'yi destekleme ve ulusal güvenlik ç›kar›m›z› koruma aras›nda uzlaflma sa¤lamak.” Erdo¤an’›n “rolü”, bir ülkenin baflbakan›n›n de¤il, ABD’nin sömürge valisinin “rolü” olabilir ancak. Sömürge bir ülkenin ç›kar› ABD ç›karlar›yla uyum içinde olamaz. Bunu gizlemek için “milli ç›karlar›m›z” diye Amerikanc›l›k kamufle edilir. AKP’nin rolünün de bu oldu¤u Irak’ta kan›tland›. Uflakl›k yetmedi, Tayyip kendini yeniden ABD’ye kan›tlamaya çal›fl›yor.


Kim, Kimin ‹çin “Terörist”? Almanya ile yap›lan “teröre karfl› iflbirli¤i” anlaflmas›nda Milli Görüfl’ün de yer almas› üzerine geçen say›m›zda, terör demagojisinin çivisinin ç›kt›¤›n›n yeni bir kan›t› olarak “Milli Görüfl de terör listesine al›n›rsa...” demifltik. Tart›flma sürüyor. Bu kez AKP, kendi taban›na mesaj vermek için D›fliflleri Bakanl›¤› eliyle Milli Görüfl’ün devlet protokolü içinde yer almas›n›, yurtd›fl›ndaki elçiliklerin Milli Görüfl ve Fetullah Gülen kurulufllar› ile iliflki içinde bulunmas›n› isteyen bir genelge yay›nlatt›.

“Terör”ü Kim, Neye Göre Tan›ml›yor? Genelkurmay genelgeden “rahats›z oldu¤unu” aç›k olarak dile getirdi. Çünkü, hem Milli Görüfl hem de Fetullah Gülen Türkiye devleti için “sak›ncal›, fleriatç›” örgütlenmelerdi ve “devletin takip alt›nda tuttu¤u” örgütlenmelerdi. Ayn› flekilde Milli Görüfl, Almanya için de “Almanya’n›n hür ve demokratik düzeniyle ters düflen, bu yüzden de Alman devleti taraf›ndan gözetim alt›nda tutulmas› gereken” (Alman Anayasay› Koruma Örgütü raporundan) bir örgütlenmedir. AKP içinse her iki örgütlenme de devlet protokolünde yer alabilecek, yurtd›fl›ndaki Türkiyelileri devletle bütünlefltirecek örgütlenmeler. AKP’nin “biz teröre bulaflmam›fl örgütlenmeleri kastettik” diye çeliflkiyi gizlemeye yönelik manevralar› anlams›zd›r. Senin “terör” dedi¤inle ilgiliyse zaten sorun hukuksal alana girer, yasalar nezdinde “suçludur”. ‹flte size, “terör”ün nas›l ç›karlara, subjektif tan›mlara göre flekillenen bir olgu oldu¤unun bir örne¤i daha. Peki nas›l çözülecek bu çeliflki? AKP için meflru olan, Genelkurmay için “terörist, fleriatç›”! Çözemezsiniz! Elinde gücü bulunduran, düzenine muhalif olana “terörist” diyor ve her türlü terör yöntemini kullanarak yoketmeye girifliyor. Öyle ki, bu durum ayn› devlet yap›s› içinde bulunan kurumlar aras›nda dahi farkl› tan›mlamalara neden oluyor. Tamamen niyetlere, tercihe ba¤l› bir tan›mlama. Dünyaya bakt›¤›m›zda da ayn› tablo karfl›m›zda. Amerika için Suriye, Irak, Kuzey Kore, Küba... ve Amerikanc› dünya düzenine karfl› flu veya bu biçimde mücadele eden herkes “terörist”,

‹srail için Filistinlilerin tümü “terörist”, Rusya için Çeçenistan’›n ba¤›ms›zl›¤›n› isteyenler “terörist”, uyuflturucu kartellerinin Amerikanc› Kolombiya hükümeti için FARC terörist, oligarfli için “fleriatç› örgütler”, DHKP-C ve KADEK terörist!... Listeyi uzat›n uzatabildi¤iniz kadar. Peki neye göre ve neden “terörist”? Cevap belli asl›nda; “ben öyle istiyorum, çünkü ben her türlü fliddeti, gayri-meflru yolu kullanarak düzenime muhalif olan› katledece¤im, yokedece¤im, sindirece¤im...” ABD’si, NATO’su, Avrupa’s›, oligarflisi, “sen benim istedi¤im gibi olmuyor musun, benim emirlerimi yerine getirmiyor musun, o zaman teröristsin” deyip bombal›yor, yak›yor, y›k›yor, katlediyor....

“Muhalif” Ama, ABD Gibi Düflünüyor Egemen güçler aç›s›ndan art›k bu keyfilik alenileflmifltir. Filistin, Irak, Suriye örnekleri, Amerika’n›n imparatorluk sald›r›lar› “terör” demagojisinin bir anlamda çöküflünün de ilan› olmufltur. Dün, devrimcilerin ›srarla anlatt›¤›n› bugün bütün dünya görmekte, tan›k olmaktad›r. Emperyalizmin, oligarflilerin “terör” dediklerinin milyonlarca halk için meflru güçler oldu¤unu kendi deneyleriyle bilmektedir. Hal buyken, “terör” demagojisinin sahibi Amerika’n›n iflgallerini elefltirenlerin asl›nda beyinlerinin hala Amerika taraf›ndan nas›l yönlendirildi¤ini görüyoruz. “‹flgal, savafllar, hukuk tan›mazl›k, afla¤›lama gelece¤in teröristlerini yetifltiriyor, terörün zemini güçlendiriliyor” deniliyor. “Terörün kayna¤›n› teröre karfl› harekete geçtiklerini söyleyenlerin üretti¤i” üzerine tahliller yap›l›yor. Bir yandan “terörün en etkili kayna¤›” olarak açl›¤›n, adaletsizli¤in dünya tablosu anlat›l›yor, öte yandan bu tabloyu de¤ifltirmek isteyen hareketlere “terör” deniliyor. Aç›k ki, burada niyet ne olursa olsun Amerikan tan›mlar›yla, onun literatürüyle, onun beyniyle düflünme ve konuflma vard›r. ‹flgale karfl› her türlü direnifli yaflama geçirmek neden terör olsun? Açl›¤› yaratanlar milyarlarca insan üzerinde terör estirirken, adaletli bir dünya düzeni yaratmak isteyenler neden terörist olsunlar? Amerika modern silahlar›yla sald›r›yor, halklar bedenleriyle, inançlar›yla direniyor. Halklar›n direnifline, “her türlü fliddete karfl› olmak” ad›na karfl› ç›kmakla, Amerika’n›n, oligarflinin muhaliflerine terörist demesi aras›nda özde bir fark yoktur.

Say› 58 19 27 Nisan 2003


TC Bakan› M›, Amerikan Elçisi Mi? “Irak’a Komflu Ülkeler Toplant›s›”nda AKP, Amerika ad›na Suriye ve ‹ran’› tehdit etti, iflbirlikçilikte Kuveyt ile yar›flt›. Irak’a komflu ülkeler topland› ve toplant› sonucunda bir bildiri yay›nland›. ‹flgalci Amerika için bildirinin k›ymeti harbiyesinin olmayaca¤› aç›k, ancak bu toplant› sayesinde bir kez daha görüldü ki, Türkiye bölgede Amerika ad›na ülkeleri tehdit eden bir güçtür. Önce toplant›dan baz› ayr›nt›lara bakal›m. Toplant› aras›nda D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül, Suriye D›fliflleri Bakan› Faruk el-fiara’ya, sanki Amerikan istihbarat örgütünün bir ajan› gibi, “Saddam nerede olabilir” diye soruyor. Yine Faruk el-fiara ve ‹ran Dıfliflleri Bakanı Kemal Harrazi ile yapt›¤› görüflmelerde Gül, sanki Amerika’y› tehdit eden onlarm›fl gibi, “gerginlik yaratmayın” mesaj› veriyor. Say› 58 20 27 Nisan 2003

‹ran ve Suriye taraf›ndan haz›rlanan sonuç bildirgesi tasla¤›nda yer alan Amerika’n›n iflgaline karfl› “sert” ifadeler ve Suriye’nin tehdit edilmesinin k›nanmas› yönündeki ifadeler Abdullah Gül taraf›ndan “yumuflat›l›yor”. Gül, Türkiye’ye dönüflteki aç›klamas›nda bunu matah bir fleymifl gibi savunup, "O cümlelerin faydal› olmad›¤› kanaatinde oldu¤umuz için de¤ifltirttik” diyor. ‹flgali, halklar›n tehdit edilmesini savundu¤unu itiraf ediyor Gül. AKP’ye göre Amerika’ya direnilmemeli, tehdit varsa, hemen boyun e¤ilmeli.

rika katliam ortakl›¤› her platformda Ortado¤u halklar›na karfl› düflmanl›¤›n› göstermeye devam ediyor. Biraz daha geriye giderek, Ortado¤u’da “bar›fl giriflimleri... ‹stanbul toplant›lar›...” ad›na yap›lan giriflimleri hat›rlayal›m. O zaman da AKP iktidar› hem halka “bar›fl için elimizden geleni yap›yoruz” derken, öte yandan Irak’a “teslim olmas›n›” telkin ediyor, tüm ayr›nt›lar› ile toplant› ve görüflmelerin Amerika’n›n onay› ve bilgisi dahilinde yapt›¤›n› aç›kça anlat›yordu. Suudi Arabistan’›n Riyad kentinde 18 Nisan günü yap›lan son toplant›da da AKP ne yap›yorsa “bar›fl” ad›na yap›yor. Suriye’yi, ‹ran’› Amerika ad›na tehdit ediyor, “herkes akl›n› bafl›na almal›” diyor. Bildirilere müdahaleyi “büyük Türkiye” oldu¤u için yapm›yor elbette, arkas›nda Amerikan füzelerinin, tanklar›n›n gücüyle konufluyor. Amerikan iflgaliyle bölge halklar›n› tehdit ediyor.

AKP, Amerika’n›n Hükümetidir Onurlu bir ülkenin, ba¤›ms›z bir ülkenin bakan› olarak konuflam›yor Abdullah Gül. Böyle bir ülkenin bakan› b›rak›n bildiriyi yumuflatmay›, iflgale karfl› bütün bölge halklar›n› direnmeye, birleflmeye ça¤›r›r. ‹flgal yasad›fl›d›r,

Toplant›dan son not; Türkiye ve Kuveyt dıflındaki ülkeler, iflgalci güçlerin Irak topraklarından çekilmesini istiyor, sadece ikisi “Irak'ın yeniden inflası, toprak bütünlü¤ü” bahanesiyle iflgalin sürmesini savunuyor.

Kuveyt ve Türkiye ‹flbirlikçilikte Yanyana Irak iflgalinin merkez üssü durumundaki Kuveyt’in nas›l bir iflbirlikçi oldu¤unu anlatmayaca¤›z. Biliniyor. Türkiye, öteden beri iflbirlikçili¤i bilinen Suudi Arabistan’› bile geride b›rakarak Kuveyt ile yanyana duruyor toplant›da. Yukar›daki ayr›nt›lara bakan birisi flu soruyu hemen sormuyorsa o da Amerikanc› demektir; Bu toplant›ya Abdullah Gül, kimin ad›na kat›ld›? Türkiye ad›na m›, Amerika ad›na m›? Amerika bu toplant›ya “Ortado¤u’dan sorumlu bakan›”n› gönderse, onun da yapaca¤› Gül’ün yapt›klar›ndan öte olamazd›. ‹srail-Türkiye-Ame-

Tayyip Erdo¤an’›n Amerikan hayranl›¤›n›n son örne¤i “baflkanl›k sistemi” tart›flmalar›nda ortaya ç›kt›: “Benim için ideal olan Amerikan modelidir” diyor Erdo¤an. Amerika, müslüman ülkeler için iflbirlikçi Türkiye rejimini örnek diye sunuyor, iflbirlikçi de kendine örnek diye Amerika’y› al›yor. Ba¤›ms›z, bu ülkeye özgü olan› düflünmek ak›llar›ndan bile geçmez. Haydi bu geçmiyor, “müslüman muhafazakar” olarak bir baflka müslüman ülkeyi de model alm›yor. K›blesi Amerika’dan baflka bir yere dönmüyor Amerikanc› iktidar›n.


Irak’ta Katliam›, ‹flgali De¤il, “Piyasa”y› Görenlerin Ahlak›, Düflüncesi Yoktur Irak, Amerika ve en genelde emperyalist sistem aç›s›ndan sadece bir pazard›r. Orada halklar› de¤il, sadece pazar› görür kapitalizm. Bunun için tekeller birbiriyle de çat›flma içindedir. Bu, bütün yoksul ülkelere bak›fl›n›n en basit ve özet ifadesidir. “‹nsanilik... demokrasi... özgürlük...” gibi demagojiler sadece bu bak›fl›n k›l›flar›ndan ibarettir. Katledilen Irak halk› için “üzüldü¤ünü” söyleyen Tayyip Erdo¤an da Irak’ta “piyasa”y› görenlerden. Ama geliflmifl bir kapitalist olarak da de¤il, iflgalciye özenen, onun önüne ataca¤› pay› dört gözle bekleyen bir tafleron olarak. Bay›nd›rl›k Bakan› Zeki Ergezen, Irak'›n yeniden yap›land›r›lmas› konusunda, hakl› olarak “Bir ülkeyi yak›p y›kan insanlar›n yeniden yap›land›rma çal›flmas›na kat›lmay› içime sindiremiyorum, bu kanl› para” dedi ve TÜS‹ÜD’c›lar, tafleron inflaat flirketleri aya¤a kalkt›. Erdo¤an “düzeltmeyi” bizzat patronlar önünde yapt›.

Ankara Sanayi Odas›’n›n toplant›s›nda patronlar ve kamuoyu önünde kendi bakan›n› azarlayan ilk baflbakan olarak tarihe geçti. Patronlar›n ç›karlar›n› korumakta nas›l pervas›z oldu¤unu da bir kez daha gösterdi bu arada. Ergezen, “duygusal konuflmufl” idi, “asla hükümetin düflüncesi olamaz” idi böyle bir fley. Zaten AKP için “ahlaki öncelikler” ile “siyasi öncelikler” aras›nda da¤lar kadar uçurum da vard›. Öyleyse hükümetin düflüncesi Erdo¤an’›n söyledi¤i gibi olmal›yd›; "Kesinlikle flu anda da Irak piyasas›nda biz yerimizi her yönüyle alaca¤›z” Kan denizine dönmüfl bir piyasa! Yerlebir edilmifl bir piyasa! Hukuk, ba¤›ms›zl›k çi¤nenerek yarat›lm›fl piyasa! Binlerce müslüman halk› katledilmifl bir piyasa! S›rtlanlardan arta kalan› deflelenmek için dört dönen bir akbaba ile Erdo¤an’›n sergiledi¤i ahlaki düflkünlük aras›nda bir fark var m›? AKP’nin ahlak›, düflüncesi en özet haliyle “Irak piyasas›”nda sergilenmeye devam ediyor!

Say› 58

sona erdirilmezse tüm halklar olarak Amerika’ya karfl› savaflaca¤›z, der.

Aç›kça iflgalciye, iflgale destek bölü¤ü göndermeye haz›rlan›yor AKP iktidar›.

27 Nisan 2003

Bunu yapam›yor AKP. Çünkü o Amerika’n›n iktidar›, Amerika’n›n önüne ataca¤› kemikle yetinen sad›k bir uflak. Amerikanc›l›k, “reel politikan›n” gere¤i olman›n ötesinde AKP’nin gerçek ideolojisinin temellerini, varl›k nedenini oluflturuyor, derin Amerikan hayranl›¤›ndan besleniyor, ony›llara dayanan Amerikanc› iktidarlar gelene¤ini kesintisiz olarak sürdürüyor.

BM karar› bile olmayan, dünyan›n gayri meflru ilan etti¤i, hukuksuz bir iflgale destek bölü¤ü ile oligarfli Kore’den, Bosna’ya, Afganistan’a kadar emperyalizmin ucuz askeri olma iflini de sürdürmüfl olacak. Özgürlük için savaflan Kore’ye asker gönderme onursuzlu¤u Menderes’in olmufltu, iflgal alt›ndaki Irak halk›n›n direnifllerinin karfl›s›na “müslüman bir ülkenin askeri olarak” dikilme onursuzlu¤u da AKP iktidar›n›n olacak.

‹flgalciye Destek Bölü¤ü Amerika’n›n iste¤iyle Irak’a asker göndermeye haz›r olduklar›n› aç›klad› AKP iktidar›. Benzer bir aç›klama da Genelkurmay’dan geldi. Tabii, bütün kifliliksiz iflbirlikçiler, kiral›k katiller gibi “para verilirse” demeyi de ihmal etmediler. Peki ne ifle yarayacak Türkiye Cumhuriyeti’nin askerleri; “terörle mücadelede en baflar›l› ülke olarak” tecrübelerini mi aktaracak katil Conilere? Onlar›n katliamc›l›kta daha alas›n› bildi¤ine dünya tan›kt›r. O zaman ne ifl yapacak? Yapaca¤› iflin askeri olmaktan öte siyasi olaca¤› aç›k: “Müslüman bir ülke olarak” Amerikan iflgalini meflrulaflt›rma görevini yerine getirecek.

“Büyük Devlet” Masal›n›n Sonu Oligarflinin yetkililerinin her “büyük devlet” deyiflinde dünya alay ediyor. Amerika karfl›s›nda el pençe divan, AB kap›lar›nda dilenci, IMF karfl›s›nda “olur efendim”ci bir ülkede hala “büyük devlet” masal›n› anlatmaya devam edenler tam bir yalanc› ve utanmazd›rlar. Hala Osmanl› imparatorlu¤u hayalleri kurarak, “Amerika dünyada lider, Türkiye bölgede” teraneleri anlat›yor iktidar. Geçin bu masallar›, kimse yutmuyor art›k lider ülke yalanlar›n›.

21


Hem büyük devletler hem de bugünlerde “Türkiye’nin stratejik öneminin azalaca¤›ndan” paniklemeye bafllad›lar. Madem büyüksün, senin önemini kim nas›l azaltabilir?! Azg›n bir Amerikanc› bas›n; “Bir bu eksikti; ‹ncirlik Üssü Erbil’e tafl›n›yor” diye manflet atm›fl. Öyle ya, ony›llard›r bölge halklar›na ölüm ya¤d›ran üssün öneminin azalmas› bir uflak için büyük bir kabus. “Stratejik önemin” ne oldu¤unu geçti¤imiz haftaki dergimizde anlatm›flt›k; Bu önem Amerika’n›n ç›karlar›ndan öte bir fley de¤ildir.

Say› 58 22 27 Nisan 2003

Irak’a askeri üs kurma haz›rl›klar›, Afganistan iflgali ile Ortaasya ve Kafkaslar’da el edilen üsler, bir yan›yla Türkiye’nin Amerika aç›s›ndan öneminin azalma sürecine girdi¤inin iflaretleridir. Ama bu önem henüz azalm›fl de¤ildir. Amerika alternatiflerini haz›rlamaya devam ediyor, bu bir süreç sorunudur. Ancak oligarfli bofl yere panikliyor, kendini kulland›rmak isteyene, emperyalistler mutlaka yeni görevler verirler, yeter ki, siz “sad›k müttefiklik” ad› alt›nda iyi bir iflbirlikçi olmakta kararl› olun! AKP, bu konudaki kararl›l›¤›n› hiçbir konuda olmad›¤› kadar sergiliyor. Bizden isteyin yeter ki, diye Amerika’ya yalvar yakar olan bir sad›k iflbirlikçinin ruh hali içindeler. Müslümanl›kla ilgisi olmad›klar›n› ise art›k söylemeye bile gerek görmüyoruz, o art›k Amerikanc›l›klar›n›n teflhiri ile birlikte herkesçe bilinen, tescillenmifl bir olgu halini ald›.

Tekelci Burjuvazinin Irak ‹flgalinde Dökülen S›rmalar› Bir zamanlar onlara büyük payeler biçenler vard›; demokrasi paketleri yay›nlar, insan haklar› ve demokratikleflme nutuklar› kaale al›n›rd›. Irak iflgalinin öncesinden bugünlere yaflanan süreç TÜS‹AD nezdinde iflbirlikçi tekelci burjuvazinin bütün s›rmalar›n›n dökülmesine neden oldu. Tüm ç›plakl›¤› ile, tarihsel, siyasal ve s›n›fsal gerçeklikleri ile karfl›m›zdalar. Patronlar yorumlara gerek b›rakmadan, ne kadar katliamc› olduklar›n›, dolar için Türkiye’yi gözü kapal› yakabileceklerini herkese gösterdiler. ‹flgalcilerin yan›nda olmam›z gerekti¤ini ilk aç›ktan söyleyen onlar oldu. Bir ajan örgütlenmesi gibi, Amerikan elçileri ile yal›larda toplant›lar yapt›lar, kulis faaliyetleri yürüttüler, hükümetin karar›nda etkili olmak için güçlerini kulland›lar. Rahmi Koç’un, “Mutlaka ABD’nin yan›nda yer alal›m... En bafl›ndan itibaren ABD’nin yan›nda olmal›y›z çünkü Amerika bütün dünyaya bizim taraf›m›zdas›n›z ya da de¤ilsiniz’ dedi. Bizim baflka alternatifimiz yok” sözleri, Sabanc›’n›n hükümet tezkeresinin geçmemesi sonras›nda “talih kuflunu kaç›rd›k” sözleri, yine TÜS‹AD sözcülerinden Ertu¤rul Özkök’ün tefrikaya dönüflen yaz›lar›... gerçe¤i aç›k eden itiraflar›n ilk akla gelenleridir sadece.

S.Sabanc›

R.Koç

Tekelci burjuvazinin s›n›f karakteridir; ç›karlar› için onmilyonlar›n katledilmesi, ülkelerin iflgal edilmesi, halklar›n irade- B.Eczac›bafl› lerinin yokedilmesi umurlar›nda de¤ildir. ‹ki dünya savafl›, onlarca cunta, milyonlarca insan›n ak›t›lan kan›, iflgaller dünya üzerinde hep onlar›n iktidar› olsun diye olmam›fl m›yd› zaten?! Ülkemizde TÜS‹AD’da temsil edilen iflbirlikçi tekellerin, Irak iflgalinden ciddi bir ç›kar elde edebilmeleri mümkün mü; de¤il. Onlar ancak emperyalist tekellerin verece¤i tafleronluk görevinden ne düflerse onu al›rlar. Bir de ortakl›k yapt›klar›, temsilcisi olduklar› tekellerle birlikte ç›karlar elde ederler. Ama sorun tek bafl›na onlar›n somut olarak ne elde edece¤i sorunu da de¤ildir. Bütün dünyan›n kapitalist zincirin halkalar›, yani pazarlar› haline gelmesi sorunudur. Böyle oldu¤unda mutlaka o pazardan flu veya bu oranda pay alacaklar›n› bilirler. Kapitalist sistem önündeki engellerin temizlenmesi, hangi yolla olursa olsun ifllerine gelir.

A.Do¤an

Ülkemizdeki katliamlar›, bask›lar›, cuntalar› desteklemeleri de bu yüzdendir. Halklar›n mücadelesi ne kadar gerilerse onlar o kadar rahat ederler. Bu geriletmenin hangi yöntemle olaca¤› M.Karamehmet ise onlar› ilgilendirmez. O ifl, iktidarlara, orduya, polise düfler. Tekelci burjuvazi Irak iflgali süresince kendini anlatt› ve anlatmaya devam ediyor. Acaba herkes anlad› m›, gördü mü? Acaba TÜS‹AD’›n ilericili¤i teorilerinin sahipleri de gördü mü, tekelci burjuvazi gerçe¤ini. Sanm›yoruz. Çünkü, “Kürt sorunu”nun çözümünü TÜS‹AD’dan bekleyenler, flimdi Amerika’dan bekleyerek ayn› çizgiyi daha da ileri tafl›yorlar, keza TÜS‹AD’›n paketlerinden demokrasi ç›kaca¤›n› zannedenler de, ayn› demokrasinin bu kez AB’nin paketlerinden ç›kaca¤›n› beklemekten yorgun düfltüler!

T.Özilhan


Çocuklar›m›z› Aldat›yorlar! Utanm›yorlar. Yüzleri k›zarm›yor. Ony›llard›r halk› aldatmaya çal›flt›klar› gibi, safl›¤›n simgesi çocuklar›m›z›n karfl›s›nda da yüzleri k›zarmadan yalanlar söylüyorlar. “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayram›” sözlerinin kendisi bile, yalan! Ne ulusal egemenlik kalm›fl, ne çocuklar›m›z›n bayram yapacak hali. Ama ars›zlar. Egemenli¤in bu kadar yerlerde süründü¤ü bir dönemde, egemenlik nutuklar› at›yorlar kameralar karfl›s›nda. Daha dün, Suriye’ye gidece¤iz deyip, ertesi gün ABD’nin uyar›s› üzerine o geziden vazgeçen kendileri de¤ilmifl gibi; ABD’nin verece¤i 1 milyar dolar için adeta yalvar yakar olan onlar de¤ilmifl gibi; IMF talimatlar›n› uygulayan onlar de¤ilmifl gibi; Irak iflgalinde ABD’nin yan›nda yer alan onlar de¤ilmifl gibi; K›br›s Rum kesimini tek bafl›na AB’ye al›rlarsa bunu ilhak nedeni sayar›z deyip sonra dedi¤ini yapamayan kendileri de¤ilmifl gibi; Kuzey Irak’ta güya k›rm›z› çizgiler çekip o çizgiler paspas yap›ld›¤› halde k›l›n› bile k›p›rdatamayan kendileri de¤ilmifl gibi... Bir belediye baflkan› binlerce çocu¤u An›tkabir’e götürüp Atatürk’ün huzuruna ç›kar›yor. Peki hiç yüzleri k›zarm›yor mu orada? Ne diyecekler çocuklara? “Bak›n burada kabrini gördü¤ünüz kiflinin zaman›nda flöyle flöyle bir ulusal kurtulufl savafl› verildi... sonra...” Evet, sonra? Sonra, nas›l ekonomisinden siyasetine, ordusundan kültürüne, ülkeyi nas›l Amerika’ya ba¤›ml› hale getirdiklerini anlatacaklar m›? Bugün Amerika’n›n, Avrupa’n›n önünde nas›l afla¤›land›klar›n›, nas›l yalvar yakar olduklar›n› anlatacaklar m›? Anlatmazlar sevgili çocuklar›m›z, anlatmazlar. Türkiye gerçe¤ini anlatmazlar size. Ülkemizi nas›l Amerika’n›n uydusu yapt›klar›n› anlatmazlar. Halk› nas›l soyduklar›n› anlatmazlar. Kendi halklar›na karfl› nas›l zulüm uygulad›klar›n›, ilkokul ça¤›ndaki arkadafllar›n›z› bile iflkencehanelere ald›klar›n› anlatmazlar. Nutuklarda yalan söylerler size. Ders kitaplar›nda yalan söylerler. Gerçe¤i söylemeye kalkan ö¤retmenleriniz olursa, onlara sürüm sürüm süründürürler.

Ülkemiz ba¤›ms›z de¤ilken, size ba¤›ms›z bir ülke oldu¤umuz söylenir. Ülkemizde demokrasi de¤il, faflizm varken, size “demokrasiyle yönetilen bir ülke” oldu¤umuz ö¤retilir. Tüm toplum, zenginler ve fakirler, ezenler ve ezilenler diye ikiye ayr›lm›flken, size “s›n›fs›z, imtiyazs›z bir kitle” oldu¤umuz ö¤retilir. Halk›m›z›n çok büyük bölümü açl›k yoksulluk içindeyken çok küçük bir az›nl›¤›n lüks içinde yaflad›¤› gizlenir, adaletsizlik gizlenir, eflitsizlik gizlenir. Herfleyi ra¤men, sizin çocuk gözlerinizin, genç gözlerinizin gördü¤ü gerçekler karfl›s›nda da, “baflka türlü olamayaca¤›”, bu düzenin kurallar›na uyman›z gerekti¤i, bu devlete itaat etmeniz gerekti¤i ö¤retilir. Çünkü sizlerin de, size her 23 Nisan’da “egemenlik” nutuklar› atan yalanc›lar›n kendileri Amerikanc›, iflbirlikçi olman›z, itaatkar, boyun e¤en olman›z isteniyor. Sevgili çocuklar›m›z, sevgili gençlerimiz, onlar›n istedi¤i gibi olmay›n! Bu yalanc›lar›n sözlerine kulak asmay›n. Karfl›n›za geçip nutuk atan düzen politikac›lar›n›n, valilerin, kaymakamlar›n, generallerin, milli e¤itim müdürlerinin her sözünün yalan oldu¤unu bilin. Bilin ki, onlar ne söylüyorsa, tersi do¤ru, tersi geçerlidir. Onlar›n istedi¤i gibi, itaatkar olmay›n; isyankar olun. Onlar›n istedi¤i gibi, her söylenene inananlar de¤il, soran, araflt›ran çocuklar olun. Soru sormay› ö¤renin. Gerçe¤e ulaflman›n yolunu ö¤renin. Sevgili çocuklar›m›z; Bu ülkede milyonlarca kardefliniz, yeterince beslenemiyor. Halen bu ülkeyi yönetenlerin adaletsiz, ahlaks›z politikalar› nedeniyledir.

Say› 58 23 27 Nisan 2003


Say› 58 24 27 Nisan 2003

Bu ülkede, milyonlarca kardefliniz, ilk okuldan sonras›n› okuyam›yor. Bu ülkeyi yönetenlerin adaletsiz düzeni nedeniyle. Milyonlarca kardefliniz, daha 5-6 yafllar›ndan itibaren tamirhanelerde, konfeksiyon atölyelerinde veya sokaklarda çal›flmak zorunda kal›yor. Böyle bir ülkede çocuk olman›n mutlulu¤unu, huzurunu yaflamak bile mümkün de¤ildir. Milyonlarca kardefliniz bu huzurdan, mutluluktan, en temel güvencelerden yoksundur. “Büyüyünce ne olacaks›n?” diyenlere deyin ki; “Ben bu adaletsizlikleri, eflitsizlikleri düzeltece¤im. Bunun için ne gerekiyorsa, onu yapaca¤›m, ondan olaca¤›m.” Deyin ki; “zengin fakir ayr›m›n› ortadan kald›raca¤›m! Hiç bir çocu¤un ülkemizde mutsuz olmamas› için çal›flaca¤›m!”

Sevgili çocuklar›m›z, yar›n›n gençleri; Kulak asmay›n 23 Nisan’›n bayatlam›fl nutuklar›na. Ba¤›ms›z de¤il ülkemiz. Ba¤›ms›z ve demokratik bir ülke, ancak anneler, babalar, çocuklar, yafll›lar ve gençler, hep birlikte mücadele edersek yarat›l›r. Sevgili çocuklar, biz devrimciler, iflte böyle bir ülke yaratmak için mücadele ediyoruz. Bayatlam›fl 23 Nisan nutuklar›nda yalan söyleyenlerin bizim hakk›m›zda söylediklerine de inanmay›n. Biz, güzel ülkemizde, güzel yar›nlara ulaflmak için mücadele edenleriz. Çocuklar›m›za, gençlerimize, yafll›lar›m›za, hep birlikte verece¤imiz mücadeleyle, gerçek bayramlar arma¤an edece¤iz.

Haklar ve Özgürlükler Cephesi

Oligarfli “Yeni Kuvayi Milliye Yasas›” Ç›kar›yor

Devrimcileri Katledenler, ‹flgale Karfl› Direnemez Oligarfli Irak iflgalinin ard›ndan, “Yeni Kuvayi Milliye Yasas›” ç›kart›yor! Varolan yasadaki de¤ifliklikle direnifle kat›lacaklar›n yafl s›n›r›n› geniflletiyor. Daha küçük yaflta olanlardan daha yafll› olanlara kadar herkes ülke savunmas›ndan “yükümlü olacak”m›fl. Halk›n iflgale karfl› direnifli yasalarla, “yükümlü k›lma”larla, emir talimatla olmaz. Halk›n ç›karlar›n› temsil eden, onun içinde örgütlenenler böyle bir direnifl dinami¤ini harekete geçirebilir. Ancak oligarfli böyle bir tehlike mi görüyor? “Stratejik müttefikleri”nin Irak gibi, Suriye’den, ‹ran’dan sonra Türkiye’yi hedef alabilece¤i ihtimalini mi hesapl›yorlar, ee o zaman bu nas›l müttefiklik? Bir halk, bir ulus nas›l direnir? Siz de¤il misiniz “Ba¤›ms›z Türkiye” diye hayk›ranlar› katleden, F tiplerine atan? Ba¤›ms›zl›k fliar›n› hayatlar› pahas›na ony›llard›r savunanlar› katledenler, ba¤›ms›zl›¤› yokedenler siz de¤il misiniz? Ülkeyi haraç mezat satanlar, iflgale karfl› direnmesi için dayanaca¤› vatanseverlikten yoksundurlar. Olmasalar, 1950’lerden bu yana emperyalizmin gizli iflgalini, Ordusu, bürokrasisi, partileri ile kendi elleriyle inflaa etmezlerdi. Ülkemiz bir gün öyle bir iflgal yaflayacak olursa, siz direnmezsiniz, siz Irak’›n Ahmet Çelebisi, Afganistan’›n Karzai’leri olursunuz. “Duygusal olmamak” bunu gerektirir, “ak›ll› olmak” iflgalciyle masaya oturmay› gerektirir, “reel politika” dedi¤iniz bu de¤il midir? Kiminle, nas›l direneceksiniz; yasa gücüyle mi, yoksa “hiçbir fley için ölmeye de¤mez... hayat kutsald›r” düflüncesiyle, “her koyun kendi baca¤›ndan as›l›r” felsefesiyle e¤itti¤iniz insanlar m›? Kapitalizmin yaratt›¤› insan tipi, ayn› zamanda kendi açmaz›d›r. Amerika devasa teknolojisiyle bu zay›fl›¤›n› bir noktaya kadar gizleyebiliyor. Ancak ciddi bir halk direnifli karfl›s›nda o teknolojinin de pefl para etmeyece¤i en iyi Filistin’den biliniyor. Mermilerini bile Amerika’dan alan oligarfli hangi teknolojisi ile kapatacak bu güçsüzlü¤ü? Haydi bunlar› geçtik, oligarfli “Yeni Kuva-i Milliye Yasas›” ile halk içinde direnifl örgütlenmeleri, yeni bir Kuvva-i Milliye yaratabilir mi? Bir tak›m örgütlenmeler yarat›r, ama bunlar, büyük bir vatanseverlikle donat›lm›fl direnifl örgütlenmeleri asla olamaz. Vatanseverli¤i gelifltirmek oligarflinin kendi iktidar› için de tehlikedir. Gerçek vatanseverlik, bir gün döner ve iflbirlikçiyi de vurur. Olas olsa karfl›-devrimci teritoryal birlikleri örgütleyebilir. Ad› ne olursa olsun, devrimcilere karfl› kontra faaliyeti için kullan›r. Sivil savunma, seferberlik tatbikatlar›nda bile, emperyalist iflgalcilere karfl› savaflman›n de¤il, “anarfli ve teröre, bölücülük” demagojileri alt›nda devrimci mücadeleye karfl› kontrac›l›¤›n e¤itimini vermiyor mu?... Bu yasa da yeni kontrgerilla örgütleme yasas› olur.


EMPERYAL‹ST ZULÜM imparatorluklar da yıkılır

Kirli defterden iki sayfa Emperyalizm, demokrasicilik oyunu oynayaca¤› zaman, iflledi¤i suçlar›n üzerinden onlarca y›ll›k geçtikten sonra “ben flu ülkede flöyle katliam yapm›flt›m” diye aç›klar bazen. Tabii bunun için, dünya konjonktürünün müsait olmas›, yani aç›klad›klar›n›n siyasal bir sonuç yaratmayaca¤›ndan emin olmas› gerekir. Aç›klad›klar› gerçe¤in milyonda biridir ancak. Bütün emperyalistlerin defterleri kara sayfalarla, kanl› yapraklarla doludur. En son ayd›nlanan sayfalardan biri ‹ngiltere’ninki. ‹ngiltere'nin en üst düzeydeki polis görevlisi Londra Emniyet Müdürü Sir John Stevens, haz›rlad›¤› bir raporla, ‹rlandal› yurtseverlere karfl› iflbirlikçi Protestan kontra örgütleriyle ‹ngiliz iflgal güçlerinin iflbirli¤i yapt›¤›n› aç›klad›. ‹RA davalar›na giren bir avukat ve bir ö¤rencinin öldürülmesi örne¤inden hareketle haz›rlanan rapor, asl›nda y›llard›r bilinen gerçe¤in resmi a¤›zdan itiraf›ndan öte bir anlam tafl›m›yor. Onlarca ‹RA militan›n›n, ‹rlandal› yurtseverin kan› bu ittifaklarla ak›t›ld›. Yüzy›l öncesinden bu yana ‹ngiliz iflgalcilerine karfl› direnen yurtseverlere her türlü gayri meflru yol ve yöntemler kullan›larak zulüm uygulan›yor. ‹flgaller dünyan›n hiçbir yerinde, hiçbir zamanda, zulüm olmadan, iflbirlikçiler ve kontra örgütleri kullan›lmadan sürdürülemez. Irak’› iflgalle tepki s›rmalar› dökülen ‹ngilizler, flimdi bu tür olaylarla demokrasi flovu yap›yor. Yok ordu içinde “gizli bir birim” imifl; oligarflinin Susurluk’u aç›klamas› gibi bir uydurmaca. ‹nan›rsan›z tabii! *** Bir baflka defter de, tarihin en kanl› sayfalar›ndan bir ayr›nt›. Amerika’n›n Vietnam’da kulland›¤› kimyasal gazlara iliflkin. Profesör James Deuver taraf›ndan askeri kay›tlar üzerinde yap›lan incelemelere göre; “Yaprak dökücü” spreylerin Vietnam savafl› s›ras›nda daha önce düflünüldü¤ü gibi 70 milyon litre de¤il, 100 milyon litre kullan›ld›¤› ortaya ç›kt›. Ormanlar›n seyreklefltirilmesinde kullan›lan bu maddenin yiyecek zincirine kar›flarak milyonlarca insan› etkiledi¤i belgelendi. Profesör Deuver, aç›klamas›nda, kansere neden olan dioksin maddesinin milyonlarca Vietnaml›’y› ve Amerikan askerlerini etkildi¤i ifade edilerek “daha önce tahmin edilenin iki kat› dioksin kullan›lm›fl” dedi. Ayr›ca yak›n zamanlarda yap›lan bir araflt›rma da Vietnaml›lar›n bedeninde normalin 200 kat› dioksin oldu¤unu ortaya koydu. Vietnam’da kullan›lan tonlarca kimyasal silahtan dolay› hala sakat do¤umlar ve kanser vakalar› meydana geliyor. Amerika Vietnam iflgali boyunca, Tabun, Sarin, CS gaz›, Soman, Agent Orange gibi kimyasal gazlar› halk›n üzerine atarak denemifl, sadece 23 bin 607 dönümlük bir arazi üzerine Agent Orange gaz› at›lmas› sonucu a¤açlar, bitki örtüsü yok edilmiflti. Bütün bir savafl boyunca kullan›lan her türlü bombalar›n miktar› ise 2. Dünya Savafl›’nda kullan›lan tüm bombalardan daha fazla idi. Hesaba göre, her bir Vietnaml› bafl›na düflen bomba 150 kilo idi. ‹ki örne¤in yeniden hat›rlatt›¤›; Emperyalizm katliam, zulüm ve her türlü kirli, kanl› iflin ad›d›r, ç›karlar› için yoketmeyece¤i fley, kullanmayaca¤› yöntem yoktur!

‘Terör’ Demagojisi Bask›n›n Gerekçesi 11 Eylül’ün ard›ndan ABD ve Avrupa’da bafllayan “terör yasalar›” ile hak ve özgürlüklerin k›s›tlanmas› Almanya ile sürüyor. Almanya’da, Naziler için ç›kar›lan ancak ‘70’lerden bu yana devrimcilere karfl› uygulanan ve terörizm maddesi olarak bilinen 129a maddesinde yap›lan de¤iflikliklerle cezalar a¤›rlaflt›r›l›yor. Tasarıya göre, bu maddeden yargılananlara 15 yıla kadar hapis cezası verilebilecek. Federal Adalet Bakanı yeni düzenlemenin “uluslararası terörizmle mücadelenin daha etkin bir hale getirilmesini sa¤layaca¤ını” söylerken, tasar›n›n alt›nda “sol” partilerden kurulu hükümetin imzas› var; SPD ve Yefliller. Onlar da tasar›n›n “Avrupa Birli¤i standartlarına ulaflılaca¤ın›” savundu. - “Uluslararas› terörizmle mücadele” denildi¤inde yak›p y›k›lan, iflgal edilen Afganistan ve Irak’a bakmak yeterli. Terör demagojisinde ABD’den farklar› yoktur. - Kapitalist düzeni savunan, tekellerin iktidar›nda yeralan “sol” ve yeflillerin böyle bir tasar›y› haz›rlamas› da anlafl›l›rd›r. Onlar emperyalist demokrasinin resmini çiziyorlar. Her fley AB’ye uyum de¤il mi; bu konuda faflist oligarfli ile ne kadar da benzefliyorlar. - Ülkemizde demokrasinin AB eliyle gelece¤ini savunanlar, Avrupa’n›n özgürlükler demagojilerine inananlar, tekellerin düzeninde özgürlü¤ün, demokrasinin s›n›rlar›n›n ç›karlar›n›n riske girdi¤i yer oldu¤unu görmelidirler.

Say› 58 25 27 Nisan 2003


1 May›s;

2. Kavga günü Bölüm Kararl›l›¤›n tarihi Bedellerle kazanman›n ad›

1993-94; Difle difl kavgan›n sonucu kazan›lan alanlar 1980’lerin sonunda bafllayan kavga, devrimcilerin zaferiyle sonuçland›. Art›k alanlar bizimdi, art›k 1 May›s “yasal”d›! 1 May›s’› salonlara hapsetmeye çal›flanlar, 1 May›s’›n içini bu kez alanlarda boflaltmaya çal›fl›yorlard›. 1 May›s mücadelesinde o güne kadar hiç gözükmeyen Türk-‹fl ve D‹SK, 1993 1 May›s’›nda ayr› ayr› miting baflvurusu yapt›lar. Oligarflinin can›na minnetti. Bu f›rsat› kaç›rmayarak her ikisine de izin verdi. D‹SK, Türk-‹fl’e Abide-i Hürriyet alan›nda izin verilmifl olmas›na ra¤men, ‹stanbul’da ikinci bir alan izni alarak oligarflinin bölme plan›n›n aleti oldu. Say› 58 26 27 Nisan 2003

Oysa daha bir y›l önce, AYNI SALON’da kutlam›fllard› 1 May›s’›. D‹SK’in sorunu 1 May›s de¤il, rekabetti. Devrimcilerin D‹SK mi, Türk-‹fl mi diye bir tercihi olamazd›. Oligarflinin haftalard›r sürdürdü¤ü “1 May›s operasyonlar›”na ek olarak, bir gece önce ‹YÖ-DER’li iki ö¤renciyi, evlerinde 1 May›s pankart› haz›rlarken katletmesi de, devrimcilerin alandaki kitleselli¤ini geriletemedi. Alanlar›n sahibi bizdik, mücadeleyle kazanm›flt›k. Bölücülü¤e prim veremezdik. Devrimciler Abide-i Hürriyet’te 1 May›s’› kutlarken, baz› gruplar ve Kamu Çal›flanlar› Platformu, oligarflinin provokasyonuyla halk›n gücünü bölen D‹SK’i tercih ettiler. D‹SK’in TÜRK-‹fi’ten “farkl›” oldu¤unu düflünüyorlard› hala. Bu oyun da sökmemiflti. 1993’te bariz flekilde hissedilmeye bafllayan kitleselleflme, 1 May›s

1 MAYIS ‘93 fiEH‹TLER‹M‹Z U⁄UR YAfiAR KILIÇ, fiENGÜL YILDIRAN ‹YÖ-DER’li fiengül ve U¤ur, 1 May›s’a haz›rlan›yorlard›. U¤ur katledilmeden bir gün önce okulunda duvarlar› 1 May›s yaz›lamalar›yla süslemiflti. Arkadafllar›na alana götürecekleri pankartlar› anlat›yordu coflkuyla. Ölüm mangalar›, 30 Nisan’› 1 May›s’a ba¤layan gece onlar›n evini bas›p, silahs›z, savunmas›z durumda katlettiler. Polis, halk›n 1 May›s’a kat›l›m›n›, devrimci hareketin alandaki kitleselli¤ini engellemeyi hesapl›yordu. Yan›ld›.

‘94’te sürdü. Yüzbine yak›n emekçi topland› Abide-i Hürriyet’te. On befl y›l sonra, flehitler vererek bu rakama yeniden ulafl›lm›flt›.

1995-96; Devrimin bayra¤› alt›nda onbinleri... Kurflun seslerine kulak t›kayanlar› gördük! 1995’te 1 May›s mitingi için Kad›köy alan›na izin verildi. Reformizm, sar› sendikac›l›k geriliyor, devrim gelifliyordu. Alan›n gösterdi¤i buydu. Yetmifl bin emekçi var alanda. Ciddi bir 1 May›s haz›rl›¤› yapmayan sar› sendikac›lar ve reformistler flaflk›n. Cephe kortejinde onbefl bin kifli yürüyor. Gerillay› sembolize eden bir grup var kortejde. Bir süre sonra herkesin taklit edece¤i bir grup bu. 1995 1 May›s'›nda Anadolu’nun bir çok ili de, o güne kadar ulafl›lamayan bir kitlesellik ve coflkuyla kutlad› 1 May›s’›. Bu geliflmeye oligarflinin cevab›, 1996 1 May›s alanlar›nda s›kaca¤› kurflun olacakt›. 1996 1 May›s sabah›nda 11 bin polis Kad›köy’ü iflgal ediyor. Halk›n kat›l›m› yüzbini afl›yor. Cephe korteji önceki y›lki kitleselli¤ini ikiye katl›yor. Oligarflinin günler öncesinden süren haz›rl›klar›ndan ve alandaki iflgalinden belli ki, zor bir yürüyüfl olacak bu. Nitekim daha toplanma yerindeyken, Hasanpafla'da ilk kurflun sesleri duyuldu. Polis kitlenin üzerine atefl açt›. Dursun Odabafl ve Hasan Albayrak flehit düfltü bu sald›r›da. Devrimciler, polis sald›r›s›na direnir, flehitler verirken, son derece çarp›c› bir geliflme yafland›; legal parti çevreleri, yasalc› reformist sol, kurflun seslerini de, slogan seslerini de duymazl›ktan geldi. Sendika a¤alar›n›n ve polisin icazetinde yapt›lar onlar “kutlamalar›n›”! Mitingin da¤›l›fl›nda yeniden sald›rd› düflman. Kurtulufl okuru Yalç›n Levent katledildi. Polis sald›r›s›na karfl› direnifl s›ras›nda, devrimci demokrat kitle içinden onaylanamayacak biçimde esnafa yönelik sald›r›lar da oldu. Ama oligarflinin ve reformizmin ortak diliyle, 1996 1 May›s’›ndan ak›llarda sadece bu kald›. Katliam unutturuldu. Oligarfli sald›r› ve provokasyonlar›yla, solu bölüp parçalamaya çal›fl›yordu, reformizm de buna


dünden haz›rd›; sonraki 1 May›s’larda bu daha ç›plak olarak ortaya ç›kacakt›.

1 May›s 1997/ fi‹fiL‹

1997-98; Polisle ve sendika a¤alar›yla iflbirli¤i içinde, alanlar› kazananlar›, alanlara sokmamaya çal›flan “icazetci sol”un ihanetini yaflad›k 1996 1 May›s’›ndaki devrimci tablo, oligarfli için de, reformizm için de, 1 May›s’lar› etkisizlefltirmeyi kendi do¤al görevi sayan devlet sendikac›lar› için de “korkutucu”ydu. Ne yap›p edip, bu tabloyu engellemeliydiler. Plan› 1997 1 May›s’›nda sahneye koydular. 1997 1 May›s’› fiiflli Abide-i Hürriyet Meydan›’ndayd›. Oligarfli ve devlet sendikac›lar›, devrimcilerin inisiyatifini k›rmak, yüzbin s›n›r›n› aflmaya yönelen kitleselli¤i engellemek için seçmifllerdi bu alan›. Oligarfli günler öncesinden "1 May›s'›n huzurlu geçmesi için" toplant› üstüne toplant› yapt›. Devrimciler olmazsa 1 May›s "huzurlu" olacakt›. Oligarfliyle MGK sendikac›lar› iflte bu noktada anlaflt›lar. Plan›n uygulanmas›nda; as›l sorumluluk Türk-ifl, D‹SK ve KESK'indir. Reformizm de MGK sendikac›lar›n›n 1 May›s öncesi devrimcileri d›fltalayarak yapt›¤› toplant›lara kat›lm›fl ve hiçbiri "burada olmas› gereken baflkalar› da var" deme cesaretini gösterememifl, MGK sendikac›lar›n›n çizdi¤i çerçevenin d›fl›na ç›kmam›flt›r. Oportünizm ise bu süreçte genel olarak politikas›z kald›. Cephe ve devrimciler iflgal alt›ndaki alana giremediler. Ancak 1 May›s’a devrimci bir damgan›n vurulmas›n› yine de engelleyemedi bu. Oligarfli de, MGK sendikac›l›¤› da, reformizm de devrimcilerin olmad›¤› bir 1 May›s istiyorlard›. Bunu baflaramad›lar. MGK Sendikac›l›¤›n› iflgal alt›ndaki alanda yaln›z b›rakt›k. Burjuva bas›na, sendikac›lara kadar herkesin gördü¤ü ve kimilerinin de aç›kça kabul etti¤i gibi, as›l kitle alan›n d›fl›nda kald›. Alan›n d›fl›ndaki kitlenin büyük ço¤unlu¤u ise Cephe kortejiydi. Oligarflinin 1 May›s öncesi tüm bask›lar›na, provokasyon çabalar›na, demagojilerine ra¤men onbinler Cephe kortejinde topland›. Bir yanda oligarflinin istedi¤i 1 May›s vard›. Bir yanda halk›n istedi¤i 1 May›s. Saflaflma bu temelde oldu. ‹ki 1 May›s vard› 1997’de. 1998 1 May›s'› da fiiflli Abide-i Hürriyet'teydi. Ayn› plan yürürlükteydi yine. Oligarflinin tüm güçleri seferber oldular 1 May›s öncesi. Oligarfli haftalar öncesinden “Size 1 May›s’› yapt›rmayaca¤›z” diyerek sald›r›ya geçti.

Polis yo¤un biçimde gözalt›lar yap›yor, burjuva bas›n demagojilerle, provokatif haberlerle ortal›¤› buland›r›yordu. Amaçlar› 1 May›s’› devletin 1 May›s’›na çevirmekti. Bunun yolu ise devrimcileri, Cephe’yi etkisizlefltirmekten geçiyordu. Sendikac›lar, reformist sol, Kürt milliyetçili¤i hemen hepsi MGK sendikac›l›¤›na yedeklendiler. Kortej s›ralamas› da öyle düzenlenmiflti ki, devrimciler özellikle de Cephe en arkada b›rak›larak sald›r› hedefi haline getirilmiflti. Bunu reformistler de çok aç›k biçimde gördüler ama sessizce hemfikir oldular. Öncesinden belli olmufltu ki, yine ‹ki 1 May›s olacakt›: MGK’n›n 1 May›s’› ve iflçi s›n›f› ile halk›n 1 May›s’›.

Say› 58 27 27 Nisan 2003

ÖDP ve HADEP, bir önceki y›l, alana girmeyerek belli ölçülerde MGK plan›n›n d›fl›nda kalm›fl olmalar›na ra¤men, 98’de bu tavr› da terkederek, MGK’n›n 1 may›s›n›n orta¤› oldular. Polisin beklendi¤i gibi, alana girmemifl durumdaki Cephe kortejine sald›rd›. Tüm tehdit ve provokasyonlara ra¤men, onbinler vard› yine Cephe kortejinde. Sald›r› bafllad›¤›nda miting alan›ndakiler, Bayram Meral’in öncülü¤ünde bölücüler, y›k›c›lar diye küfürlü konuflmalar yap›yor, müzikle e¤lenmeye çal›fl›yorlard›. Ama bunu da tamamlaya-

1 MAYIS ‘96 fiEH‹TLER‹M‹Z Dursun Odabafl, Hasan Albayrak, Yalç›n Levent, Ak›n Rençber Atefl alt›nda yürüdü onbinlerce emekçi o gün Kad›köy’de. Dursun Odabafl, Hasan Albayrak, Yalç›n Levent, Ak›n Rençber de onlar›n içindeydi. Dursun ve Hasan mitingin bafl›nda, Yalç›n ise da¤›l›fl esnas›nda katledildiler. O gün gözalt›na al›n›p iflkencelerden geçirilen Ak›n Rençber'in bir süre sonra gördü¤ü iflkenceler sonucu ölmesiyle 1 May›s flehitlerinin say›s› dörde ç›kt›.


1 May›s 1996/ KADIKÖY

1 May›s alanlar›nda nas›l bir tablo ortaya ç›kaca¤› hemen herkes için büyük merak konusuydu bu yüzden. Özellikle de, 19 Aral›k’tan sonra devrimci hareketin “bitti¤i” fetvas›n› verenler, meydanlarda fetvalar›n›n kan›tland›¤›n› görmeyi umuyorlard›. Umduklar›n› bulamad›lar. “Bitirildi¤imiz” fetvas›n› verenlerin yüzüne tokat gibi çarpt› k›z›l bayrakl›lar gerçe¤i. F tiplerinde yoketmeye çal›flt›klar› alanlardayd›.

mad›lar. Çat›flmay› duyar duymaz program› kesip polis korumas› alt›nda panik halinde alan› terk ettiler. Alan yine devrimcilerindi. 1 May›s devrimcilerindi. MGK’n›n oyunu yine bozuldu. 1998 1 May›s’›, tarihimize, saflar›n netleflmesinde belirleyici dönüm noktalar›ndan biri olarak geçti. O gün netleflen saflaflma, bugüne kadar derinleflerek süren bir saflaflmad›r. Say› 58 28 27 Nisan 2003

2001-2002; cesetlerimiz da¤ gibi olmuflken alanlarda k›z›l bayraklardan denizler oluflturduk 1999-2000 1 May›s’lar› s›n›flar mücadelesinin içinde bulundu¤u durumun bir yans›mas› olarak, ola¤an mitingler biçiminde yap›ld›. 1997-98’deki plan›n devrimcilerin direnifliyle bozulmas›, sonuç alamamas› nedeniyle, oligarfli, MGK sendikac›lar›, reformizm, bu plan› tekrarlayacak f›rsat› bulamad›lar. 2000 1 May›s’› bir çok flehirde kutland›. Devletin, MGK sendikac›lar›n›n tüm çabalar›na ra¤men alanlarda yine en kitlesel kortejleri Cepheliler-devrimciler oluflturdu. Alana girmesini engelleyemedikleri devrimcileri, Cephelileri, televizyonlarda ve gazetelerinde yok saymakla yetinmek zorunda kald›lar. Kürt milliyetçilerinin gazeteleri dahil medya, legal partilerin 1 May›s’› olarak yans›tt›. Oligarfli böyle istiyordu; madem, fiziki olarak alanlardan yokedememifllerdi, o zaman en az›ndan bu flekilde yok saymal›yd›lar. 2001 1 May›s’›n›n öncesi, Türkiye tarihinin en büyük hapishaneler katliam›n›n, en kapsaml› sald›r›lar›ndan birinin gerçeklefltirildi¤i bir dönemdi. 19-22 Aral›k katilam›n›, tutsaklar›n F tipi hapishanelere at›lmas›, kitle örgütleri üzerindeki yo¤un bask›lar izlemiflti.

Ölüm orucu direniflçilerinin sloganlar› onbinlerin slogan›yd›. Büyük direniflin 50’yi aflk›n flehidi alanlardayd›. Devrimci hareketin korteji, cenazelerimizi kald›rmaya hevesli olanlar›n hepsinden kalabal›kt›. Reformizmin kalabal›k, devrimcilerin az olaca¤› tahlilini yapanlar yan›ld›lar. “Aylard›r onlar› (reformistleri) ‘meflgul’ eden bir direnifl yoktu bu ülkede. Onlar›n gündemi yoksulluktu, ‘kriz’di. Ama alanlara getirebildikleri ancak, kendi krizleri oldu.” 2001 1 May›s’› yenilmezli¤in ilan›, devrimci hareketin art›k geri döndürülemez flekilde halklaflt›¤›n›n yeni bir göstergesi oldu. 2002 1 May›s’› bunlar› yeniden dosta düflmana ilan etti. 2002 1 May›s’›n›n ertesinde ç›kan Ekmek ve Adalet’in kapa¤›nda flöyle yaz›yordu: “ABD’yi, NATO’yu, IMF’yi, AB’yi arkan›za al›p, yak›p y›kt›n›z; aç, iflsiz b›rakt›n›z, katlettiniz; halk› sindirdik, devrimcileri bitirdik dediniz; ‹fiTE ALANLARDAYIZ!” Ölüm orucu direniflçilerinin al›nlar›ndaki k›z›l bantlar, binlerin elinde bayrakt› yine. K›z›ldere’den bu yana, bizi tan›yamayanlar, K›z›ldere’den bu yana bizi hazmedemeyenler, bir kez daha görmek ve hazmetmek durumundayd› alandaki tabloyu. Kitlesellik üzerine, direniflin yanl›fll›¤› üzerine ahkam kesenlerin aczi ve sefaleti vard› alanlarda. 2001’den 2002’ye ölmeye devam etmifltik yine. 2002’de, önceki y›la göre iki kat›yd› k›z›l bayrakl›lar›n korteji.

Sonuç olarak; 1 May›s’›n bu özet tarihinin anlatt›¤› aç›kt›r; 1 May›s alanlar›n› devrimciler kazanm›flt›r. 1 May›s’›n yüzy›ll›k birlik-dayan›flma-mücadele fliar›n›n sahibi, önderi devrimcilerdir. Reformizm, bu kavgada, hep haz›ra konmaya çal›flan, haz›ra konarken, 1 May›s’› ehlilefltirmeye çal›flan roldedir. Baflka türlüsü de olamazd› zaten. ‹flte bu k›sa tarih anlat›yor; kimse bofluna heveslenmesin; 1 May›s devrimcidir, devrimci kalacakt›r.


Ele Geçirilemeyen Filistin! Kırılamayan Direniş! Irak’ta direniflin sürdü¤ü günlerde, “Irak’›n ikinci bir Filistin olaca¤›” yönünde yorumlar vard›. fiimdilik gerçekleflmedi bu yorumlar, yar›n gerçekleflmeyece¤i söylenemez. Bu büyük direnifli yaratan, emperyalist-siyonist iflgalin ta kendisidir. Irak’ta iflgal sürdü¤ü müddetçe, Filistin’e dönüflmesi de mümkündür. Irak Filistin olmad› ama Filistin var. Tüm dünya halklar›na direnme coflkusu, azmi, güveni tafl›yan bir örnek olarak Filistin direnifli sürüyor. Emperyalizm rahats›z. Irak’› iflgale giriyor, karfl›s›nda Filistin örne¤i. Dünyan›n dört bir yan›ndaki gösterilerde, direniflin simgelerinden biri olarak Filistin bayraklar› tafl›n›yor. Emperyalizm-siyonizm ittifak›, “Irak zaferi”ni, Filistin’le sürdürmek istiyor. Katliam sald›r›lar›, iflte bu nedenle, bugünlerde yeniden pervas›zlaflt›.

Refah’ta Katliam 20-21-22 Nisan günleri boyunca tanklar, helikopterlerle düzenlenen sald›r›larda onlarca Filistinli katledildi. ‹srail katliamc›lar›, önce Gazze fieridi’ndeki 60 bin kiflinin yaflad›¤› Refah mülteci kampına sald›rd›lar. Kampa giren 35 tank ve havadan sald›ran 5 helikopterin yayl›m atefli içinde 8 Filistinli katledildi. 27 kifli yaraland›. Kuflat›lm›fll›klar›na, askeri güçlerdeki dengesizli¤e ra¤men, yine direndi Filistinliler. Tafl› olan tafl, silah› olan kurflun att› siyonist katillere. Bir ‹srail askeri cezas›n› buldu, üçü de yaraland›. Kelimenin tam anlam›yla difle difl, göze göz sürüyor savafl. Siyonist katliamc›lar, ertesi sabah Refah kamp›ndan çekilirken, yine bir çok Filistinli’nin evini y›kt›lar. Ayn› gün, Filistinli direniflçiler, Yahudi yerleflimlerine yönelik yeni bir eylem daha gerçeklefltirdiler, burada da flehit düflerken, üç siyonisti cezaland›rd› Filistinliler. ‹srail’in Sderot kentine, Filistinlilerin kendi imal etti¤i “Kassam” roketlerinden at›ld›. Feda eylemleriyle, roketleri ve tafllar›yla direniyor Filistin.

Filistin’i tecrit cinayetleri Son zamanlarda ‹srail katliamc›lar›n›n gerçeklefltirdi¤i baz› cinayetler ise, Filistinliler üzerinde tecrit politikas›n› yo¤unlaflt›rmay› hedefliyor. Peflpefle Avrupa’dan gelen “bar›fl gönüllüleri”nin katledilmesinin ard›ndan bu hafta

da Nablus’ta, Filistinli kameraman Nazih Darwazeh, çatıflmaları görüntülerken ‹srail taraf›ndan katledildi. Kimse Filistin’i desteklemesin, Filistin gerçe¤i dünyaya yans›mas›n! Siyonizm, flimdi özellikle bunu sa¤lamaya çal›fl›yor.

Filistin’de Esirler Günü Filistin Özerk Yönetimi Esirler Bakanlı¤ı’n›n, “Esirler Günü” nedeniyle yay›nlad›¤› rapor, Filistin direniflinin ve iflgalin boyutlar›n› bir kez daha görmemizi sa¤l›yor. Raporun ortaya koydu¤u gerçekler, çarp›c›. Rapora göre; Filistinliler'in yüzde 25'i, yani dörtte biri, en az bir kere iflgalci ‹srail tarafından tutuklandı. Halen ‹srail hapishanelerinde, çöl ortalar›ndaki “toplama kamplar›”nda 7254 Filistinli tutsak bulunuyor. Filistinli tutsaklar›n 322'sini (yüzde 4,2'si) çocuklar oluflturuyor. (Uluslararas› hukuk, 18 yafl›n alt›ndakilerin özel flartlarda tutulmas›n› gerektiriyor, ancak ‹srail, 16 yafl›ndakilerin de feda eylemi gerçeklefltirdikleri gerekçesiyle, bu s›n›r› 16’ya indirmifl durumda.) Tutsaklar›n büyük bölümü (yüzde 53’ü) ise, 18-30 yafl aras› Filistinliler. Ama 50 yafl›n üzerindeki Filistinli tutsaklar›n say›s› da binleri buluyor. 63 de Filistinli kadın tutsak bulunuyor. Tutsaklar›n önemli bir bölümü “tafl atmak”tan dolay› tutuklanan tutsaklardan 165’i, ‹srail zindanlar›nda iflkenceyle veya tedavileri yap›lmayarak katledildiler. Filistin iflte bu koflullarda direniyor; iflte bu koflullarda örgütlenmekten, savaflmaktan vazgeçmiyor. ‹flte bu nedenle de iflgal alt›nda, ezilen, sömürülen tüm halklar için bir örnek olufltururken, emperyalistler için öncelikli hedef olmaya devam ediyor. Filistin’i yokedemeyecekler; yeni Filistinler olacak!

Say› 58 29 27 Nisan 2003


33 Yıllık İddia ve Kararlılık 6 D‹REN‹fi YILLARINDAN GEL‹fiME DÖNEM‹NE

Say› 58 30 27 Nisan 2003

‘80’li y›llar›n sonu ise, devrimci hareket aç›s›ndan direnilen y›llar›n sa¤lad›¤› avantajlar sonucunda bir geliflme dönemi oldu. Yeni dönem, bu sa¤lam direnifl gelene¤i ve sa¤lam ideolojik temel üzerinde yükselecekti.” diye bitirmifltik dizimizin önceki bölümünü. ‘80’li y›llar›n sonlar› iflte bu geliflme ve yükselifle tan›k oluyordu. Gençlik mücadelesinde Dev-Gençlilerin, iflçi s›n›f› içinde Devrimci ‹flçi Hareketi’nin ve memurlarda Devrimci Memur Hareketi’nin inisiyatifiyle flekilleniyordu süreç. ‘87’de Devrimci ‹flçi Hareketi’nin önderli¤indeki Migros Grevi, gençli¤in Dev-Gençliler önderli¤indeki Nisan direniflleri, cuntan›n yaratt›¤› pasifikasyonu k›rarak, reformizmin statükolar›n› sarsarak, yeni dönemin habercisi olmufltur. 1989-90, Devrimci Memur Hareketi’nin önderli¤inde memur hareketinin geliflti¤i, örgütlülü¤e kavufltu¤u y›llard›r. Devrimci Sol Güçler’in önderli¤inde yoksul gecekondu semtlerinde de yo¤un direnifller ve örgütlenmeler gündemdedir. Bu önderli¤in kayna¤›nda, cunta y›llar› boyunca mücadele arenas›n› terketmemenin, hapishanelerde can bedeli direnifllerin, oligarflinin mahkemelerinde devrim ve sosyalizm bayra¤›n› yükseltmenin pay› vard›. Öyle ki, Devrimci Sol tutsaklar›n›n cunta karfl›s›ndaki direnifllerinin simgesi olan “Hakl›y›z Kazanaca¤›z” bafll›kl› savunma, iflçi, memur, gençlik, gecekondulu, köylü, tüm halk›n a¤z›nda mücadele slogan›yd› art›k. ‘89-90’da Devrimci Sol önderinin ve ard›ndan bir çok önder kadronun tutsak bulunduklar› hapishanelerden gerçeklefltirdikleri firar eylemleri, 12 Eylül’ün devrimcileri teslim alamad›¤›n›n ilan› olarak, devrimci saflarda büyük bir coflku yaratt›. Devrimci Sol önder kadrolar›n›n firar›, yaratt›¤› bu manevi gücün yan›nda, maddi bir güçtü de. Önderli¤in do¤rudan yönetimi, at›-

l›m›n koflullar›n› olgunlaflt›rd›.

“YOLUN NERES‹NDEY‹Z?”DEN ATILIM’A 1989 sonlar›nda hemen her alandan, tüm kadrolardan rapor istenerek, y›llar›n de¤erlendirmesi ve elefltiri-özelefltirileri yap›ld›. Mevcut durumu görmek ve bu çerçevede neyin nas›l yap›labilece¤ini görmek için at›lan bu ad›m sonucunda, Mart 1990’da al›nan kararlarla, kadrolar yeniden istihdam edilerek, her alanda komiteleflmeye gidildi. 1990 A¤ustos’unda Devrimci Sol Merkez Komitesi imzas›yla yay›nlanan “Yolun Neresindeyiz” bafll›kl› broflür, ‘83 sonras› sürecin bir de¤erlendirmesini yaparak, Partileflme Süreci’ne iliflkin hedefleri ve izlenecek yolu belirledi. Bu tespit ve pratik ad›mlar›, 1990 At›l›m› diye an›lacak olan süreç izledi. Ayak direyen yanlarla hesaplafl›larak devam edilen bu sürecin en temel ihtiyaçlar› cesaret ve at›lganl›kt›. “Daha h›zl› koflmal›y›z”... ve “cesaret, cesaret, daha fazla cesaret” bu anlamda dönemin iki temel fliar› olarak öne ç›kt›. Yeralt› örgütlenmesi, askeri örgütlenmeler yarat›larak savafl gelifltirildi. Yine ayn› süreçte örgütsel yap› yeniden flekillendirilerek, üyelik temelinde bir iliflki a¤›na geçildi. Askeri örgütlenme, halk ordusunu gelifltirme perspektifiyle ele al›nd›, savafl Anadolu’ya yay›lmaya bafllad›. Ayn› dönemde, k›r gerillas› yarat›ld›. Karadeniz, Toroslar, Ege, Kürdistan da¤lar›na gerilla birlikleri ç›kt›. Bu süreçte halk düflmanlar›, iflkenceci katiller halk›n adaletiyle karfl›laflt›lar. 30 Ocak 1990’da 1 May›s flehidi Mehmet Akif Dalc›’y› katleden polis Kaz›m Çakmakç›’n›n cezaland›r›lmas›yla bafllayan eylemler, iflkenceci polislerden katliamc› generallere kadar uzayarak devam etti. Eylemler zaman zaman 12 Eylül suçlular›na, M‹T’çilere yöneldi. 3 Ocak Genel Grevi’nden gençli¤in 6 Kas›m Boykotu’na, memurlar›n Temmuz eylemlerine kadar bir


çok kitlesel eyleme önderlik edildi.

KARfiI-DEVR‹M RÜZGARLARINA KARfiI SOSYAL‹ZM BAYRA⁄I 1990-91’de “Körfez krizi” ve devam›nda gündeme gelen emperyalist sald›r›ya karfl›, aylar boyunca devrimci hareketin önderli¤inde kitlesel ve askeri eylemler gerçeklefltirildi. Her alanda Emperyalist Savafla Hay›r Komiteleri kuruldu. Bu askeri ve kitlesel eylemlerin, hemen tüm dünyada sol örgütlerin silahlar› b›rakt›¤›, emperyalizmin de¤iflti¤ini tesbit etti¤i, bir ço¤unun “beklemeyi” seçti¤i bir süreçte gerçekleflmesi, anti-emperyalizm bayra¤›n› kimin tafl›d›¤›n› çok net biçimde a盤a ç›kard›. Bu karfl›-devrimci f›rt›na alt›nda, sosyalizm bayra¤› da devrimci hareketin elinde dalgand›r›l›yordu. Sosyalist ülkelerdeki karfl›-devrimlerin solun önemli bir k›sm› taraf›ndan “halk hareketi” olarak görüldü¤ü, bu çerçevede emperyalizme direnifllerin sahiplenilmedi¤i dönemde, Romanya Devlet Baflkan› Çavuflesku’nun emperyalist komploculara karfl› direniflini savunarak tarihsel bir örnek yaratt›.

12 TEMMUZ ve 17 N‹SAN KATL‹AMI Devrimci hareketin mücadelesi ve her alandaki örgütlenmesi gelifliyor; hareket emperyalizm ve oligarfli karfl›s›ndaki uzlaflmazl›¤›yla, sosyalizmi savunma kararl›l›¤›yla, emperyalizmin tasfiyecilik politikalar› karfl›s›nda da bir engel oluflturuyordu. ‹flte bu noktada, emperyalizm ve oligarfli, bildikleri tek “çare”ye baflvurarak devrimci harekete karfl› imha sald›r›lar›n› bafllatt›lar. 12 Temmuz 1991’de, içlerinde Devrimci Sol Merkez Komite Üyesi Niyazi Ayd›n, K›r Gerilla Sorumlusu ‹brahim Erdo¤an, ve Devrimci ‹flçi Hareketi Sorumlusu ‹brahim ‹lçi’nin oldu¤u on devrimcinin; 16-17 Nisan’da ise, içlerinde Merkez Komite Üyelerinden Sabahat Karatafl ve Sinan Kukul, fiehir Silahl› Devrimci Birlikleri Genel Komutan› Ahmet Faz›l Ercüment Özdemir’in oldu¤u 11 devrimcinin katledilmesi, bu sald›r›n›n doruk noktalar›n› oluflturdu. Devrimci hareketin kay›plar› büyüktü. Çok de¤erli, tecrübeli kadrolar›yla katledilenler. Ne var ki, kuflatma alt›nda yarat›lan direnifller, oligarflinin hesaplar›n› bofla ç›kard›. Korkuyu ve y›lg›nl›¤› hakim k›lmak isteyen oligarflinin amac›n›n tersine, öfkeyle, hesap sorma kararl›l›¤›yla, direnifllerin coflkusuyla doldu devrimci hareketin

saflar›. Oligarfliyle birlikte “sol”dan da devrimci hareketin bitirildi¤ine, “beyninin da¤›t›ld›¤›na” inananlar, yan›ld›lar.

“DARBE” ‹HANET‹ VE KUfiATMANIN YARILIfiI Devrimci hareket, katliamlara ra¤men partileflme yolunda ilerlerken, 13 Eylül 1992’de, Türkiye devrimi tarihinde görülmemifl türde bir ihanetle karfl› karfl›ya kald›. Darbeci bir çete, devrimci hareketin önderini tutsak ederek hareket yönetimine el koydu. Önderli¤in darbeyi harekete en az zarar verecek bir biçimde çözme çabas›na karfl›, darbeciler ihanetlerini büyüttüler. Hareketin arflivi, para ve silah varl›¤› gasbedildi. ‹leri kadrolar düzeyinde sorun çözülemeyince 1993 bafl›nda darbe olay› aç›kland›. ‹hanet duyulur duyulmaz, Devrimci Sol kadro ve taraftarlar› ezici bir ço¤unlukla darbecileri mahkum ettiler. Oligarfli memnundu, ama garip olan, solun da böyle bir darbeye tav›r almamas›yd›. Bu da bir yana, ihaneti altetme mücadelesi veren devrimci hareketi hayat›n çeflitli alanlar›nda tecrit etmeye giriflmiflti. Hareket, oligarfli, darbeciler ve sol taraf›ndan kuflat›lm›flt› adeta. 16 Ocak 1993’te tüm alanlar›n imzalar›n›n bulundu¤u bir deklarasyonla darbecili¤in mahkum edildi¤i ilan edildi. 3 Mart 1993’te, darbecilerin iddialar› “Deli saçmas› da” tart›fl›laca¤›n›, darbecilerin de bu toplant›lara kat›l›m›n›n sa¤lanaca¤›n› belirten ‘1 No’lu Karar’ yay›nland›. Darbeciler ihanete devam ettiler. Onlar batakl›¤a yol al›rken, devrimci hareket ihaneti altederek devrim yürüyüflünü sürdürdü.

DÜfi, ARTIK GERÇEK! Darbecilik ihanetini alteden hareket, tahrip olan örgütlenmelerini yenileyerek, kadrolar›n›n, taraftarlar›n›n eflsiz sahiplenmesiyle geliflimini sürdürdü. Bu geliflim, Cephelilerin ‘74’den beri düflü olan partinin kurulufluyla taçlanacakt›. Parti Kurulufl Kongresi 1994’te yap›ld›. Oldukça uzun süren, geçmiflin ve gelece¤in her yönüyle ele al›nd›¤› bir kongreydi bu. (Haziran Yay›nevi taraf›ndan yay›nlanan Kongre Belgeleri-1 Rapor, Kongre Belgeleri-2 Kararlar, bafll›¤›n› tafl›yan kitaplar, bu sürecin belgeleridir.) “Kongre tamamland›¤›nda, DEVR‹MC‹ SOL, art›k DEVR‹MC‹ HALK KURTULUfi PART‹S‹’ydi. Art›k umudun ad› DHKP-C’ydi.” - sürecek

Say› 58 31 27 Nisan 2003


GÖZALTI, BASKILAR ve HAKLARIMIZ Av. Süleyman fiENSOY Bir çok vesile ile aç›klanan resmi say›lara, kay›tlara geçmeyen gözalt›lar› da katt›¤›m›zda bu say›n›n çok fazla oldu¤unu görürüz. Gözalt› rakamlar›n›n bu kadar çok olmas› çok suçun ifllenmesinden de¤il, tüm halk›m›z›n devletin gözünde tehlikeli ve suçlu görülmesinden kaynakl›d›r. Büyük bir ço¤unlu¤u da halk›n en demokratik talep ve tepkilerini dile getirdi¤i gösterilerde yaflanan gözalt›lard›r. Bu uygulamaya göre bütün halk suçludur. Suçlulara karfl› yap›lan her türlü muamele -bask›, iflkence vb.- mubaht›r. Ve öyle davran›r. Ve yine biçim olarak gözalt›na al›rken de kendi yasalar›yla belirlenen kurallara bile uymaz ve tam bir terör estirir.

Say› 58

Yasalar›nda der ki; e¤er kiflinin adresi sabit, her an arand›¤›nda bulunur, ça¤r›l›nca gelebilecek durumu varsa savc›l›k taraf›ndan gözalt›na ald›rtma karar› verilir ve bu karar gündüz saatlerinde, hava kararmadan mesai saatleri içinde yerine getirilir.

32

Peki böyle midir uygulamada gözalt›; ilgisi yoktur.

27 Nisan 2003

Çok s›radan kontrol olarak aç›klanan 'huzur operasyonlar›'n› bile gece yar›lar›nda yaparlar. Gözalt›na al›nd›¤›m›z yer ev ise, daha mahalle giriflinden kuflatarak büyük bir operasyon havas›yla gecenin bir yar›s›nda basarlar. Arama ad› alt›nda evin alt›n› üstüne getirirler. Tam bir talanc› zihniyetle ne bulurlarsa çalmadan yapamazlar. Yine okulumuzda, iflyerimizde ya da sabit adresimiz olmas›na ra¤men güpegündüz sokak ortas›nda apar topar bir arabaya zorla bindirilip gözalt›na al›nabiliriz. Ve yine en basit talebimizle soka¤a ç›kt›¤›m›zda polisin gözalt›na al›rkenki tavr› ayn›d›r. Halk› düflman olarak gören bir yaklafl›mda hukuksuzluk hakimdir. Genellikle nas›l yaflan›r gözalt›, en s›k rastlananlar›ndan örnekler verelim: - Afifl as›yorsunuz diyelim veya bir bildiri da¤›t›yorsunuz, polis yaklaflt› yan›n›za -sivil veya resmi oto ile- ‘nerede sizin izin ka¤›d›n›z’; ilk soru budur. S‹Z ‹Z‹N KA⁄IDINIZI YANINIZDA TAfiIMAK ZORUNDA DE⁄‹LS‹N‹ZD‹R. ◆ Afifl baflvurusu yapan B‹R DERNEKSE, DERNE⁄E YASAKLANDI⁄INA DA‹R B‹R TEBL‹GAT YAPILMAMIfiSA ilk yap›lan baflvuruda verilen ALINDI belgesi afifli asmak, bildiriyi da¤›tmak için

yeterlidir. ◆ Afifl veya bildiri e¤er bir derginin bir gazetenin özel say›s› ise ‹Z‹N BAfiVURUSU YAPMAK GEREKMEZ. E¤er yasal bir sorun varsa SAVCILIK ÖNLEM OLARAK TOPLATMA KARARI VER‹R. Bunun d›fl›nda yasal hiçbir iflleme gerek yoktur. Bas›ld›ktan sonra savc›l›¤a bildirme görevi basan matbaan›nd›r. Matbaa savc›l›¤a bildirir e¤er savc›l›k toplatma karar› ç›kartmam›flsa POL‹S‹N H‹ÇB‹R YETK‹S‹ YOKTUR. Buna ra¤men gözalt› uygulamas› KEYF‹D‹R ve GÖZALTINA ALAN SUÇLUDUR. Tüm bunlara ra¤men karakola götürüldünüz ve toplatma veya yasaklama karar› olmad›¤› anlafl›ld›. Tüm afifl ve bildirilerinizi geri almal›, karakolda b›rakmamal›s›n›z. Her 1 May›s öncesi “adettendir” tüm dergi bürolar›, kültür merkezleri, dernekler POL‹S TARAFINDAN BASILIR. Gerekçe haz›rd›r, 1 May›s’ta "...provokasyon yapacaklard›, 1 May›s’› kana bulayacaklard›, yasad›fl› örgüt üyeleri var onlar› ar›yoruz, suç iflleyen buraya kaçt› vs vs ..." Ama tarih tan›kt›r, ülkemizde 1977’den beri ve 1 May›s’›n ilk kez kutland›¤› 1886 y›l›nda Amerika’da, PROVOKASYON yapanlar KUTLAYANLAR olmam›flt›r. Yüz otuz y›ld›r bu provokasyon gerekçesi kullan›l›r, art›k eskimifltir ve inand›r›c›l›¤› yoktur. Belgelerle tespit edilmifltir kimin provokasyon yapt›¤›. Ve bunlar sessiz tan›klar olarak duruyorlar mahkeme tutunaklar›nda. Amerika’da yarg›ç PETER ALTGELD‹N dosyalar›nda ve Türkiye’de 1 May›s 1977 katliam› dosyas›nda... T›pk› 16 Mart katliam› gibi, t›pk› Gazi Mahallesi, Marafl, Çorum katliamlar› gibi. 1 May›s bizimdir. 1 May›s 1886’dan beri dünyan›n bir çok ülkesinde birlik dayan›flma ve mücadele günüdür. 1 May›slar› biz kana bulamad›k. 1 May›slar› biz provoke etmedik.


Amaç arama ise, girecek polis say›s› belirlenmelidir. Arama s›ras›nda kurum görevlileri aramaya efllik etmelidir. Arama sonucunda düzenlenecek tutanak e¤er bizim belirledi¤imiz görevli çal›flan›m›z›n imzas›n› içermiyorsa HUKUK‹ B‹R BELGE N‹TEL‹⁄‹ YOKTUR. 1 May›s 1977’de kimlerin hangi otelin tepesinden nas›l atefl ettikleri ve katliam yapt›klar› biliniyor ve bu atefl açanlar yakaland›¤› halde kim taraf›ndan nas›l serbest b›rak›ld›klar› biliniyor. 1 May›s 1989’da Mehmet Akif Dalc› bir trafik polisi taraf›ndan öldürüldü. 1 May›s 1990’da Gülay Beceren polis kurflunlar› ile felç oldu ve 2003’e gelene kadar yeni flehitler eklendi bunlara. Ve polis, onlarca, hatta abart›s›z yüzlerce polis gelir dayan›r kurumunuzun kap›s›na. Arama izni var m›d›r, e¤er elindeki izin KAMUYA A‹T YERLER‹ ARAMAYA iliflkin bir belge ise bunu kabul etmemeliyiz. Derneklerinimiz veya kurumlar›m›z KAHVEHANE statüsünde de¤ildir. Bu tür bir belge ile aranamaz. Adres olarak belirlenmifl bir belge olmal›d›r. “fiu adresteki flu kurum flu nedenle flu tarihte aranacakt›r” fleklinde kesin, aç›k ve net belirtilmifl bir savc›l›k belgesi olmal›d›r. Bu belgeyi görmeli ve incelemeliyiz. Arama yap›lacaksa e¤er onlarca silahl› polis kap› k›rarak tehdit ve gözda¤› ya¤d›rarak giremez kurumlar›m›za. E¤er amaç arama yapmak ise, kar maskesi ile çelik yelek ile büyük silahlarla bask›n yapman›n anlam› nedir? Biz bu bask›nlar› çok iyi biliyoruz, Ulucanlar Hapisanesi’nde de yapm›fllard› bu aramalar›!.. Amaç arama ise, girecek polis say›s› belirlenmelidir. Arama s›ras›nda kurum görevlileri aramaya efllik etmelidir. Arama ad› alt›nda milyarlarca liral›k bilgisayarlar›n, tarihi ve siyasi de¤erleri olan arflivimizin talan edilmesine izin vermemeliyiz. Arama sonucunda düzenlenecek tutanak e¤er bizim belirledi¤imiz görevli çal›flan›m›z›n imzas›n› içermiyorsa HUKUK‹ B‹R BELGE N‹TEL‹⁄‹ YOKTUR. Arama e¤er bu flekilde olacaksa elbette arayabilir ama BÖYLE OLDU⁄U GÖRÜLMEM‹fi VE YAfiANMAMIfiTIR. Bu flekilde yap›lan aramalar›n H‹Ç B‹R‹S‹NDE TEK B‹R SUÇ DEL‹L‹ BULUNAMAMIfiTIR. Arama biter bu kez kurumda bulunan kiflilerin çal›flanlar›n ve misafirlerin gözalt›na al›naca¤› belirtilir; neden ARANAN K‹fi‹LER OLUP OLMADI⁄I belirlenecektir. Hay›r, bunun için gözalt›na almaya ge-

rek yoktur. Kimlikler tespit edilir ve bir arama karar› olup olmad›¤› çok rahat telefonla bile ö¤renilebilir. Bu nedenle bu gözalt› giriflimi hukuksuzdur. Bir kurumumuz bu flekilde aranaca¤› zaman tüm bunlar› netlefltirmeliyiz. Polis amiri, görevlisi kimse, izni veren savc› ile de görüflerek tüm bunlar netlefltirilmelidir. Aksi takdirde direnme hakk›m›z› kullanmal› ve arama ve kimlik tespitinin yasad›fl› keyfi bir uygulama oldu¤unu bilerek kap›y› açmamal› ve polisi içeri almamal›y›z. Peki polis ne yapar? Balyozlarla kap›lar› k›rar, gaz bombas› atarak, joplayarak, bay›lt›ncaya kadar döverek, merdivenlerden sürekleyerek gözalt›na al›r. Y›llard›r hep böyle olmufltur, bu nedenle izin vermemeliyiz bunlar›n tekrarlanmas›na. ARAMA MI YAPMAK ‹ST‹YORLAR? K‹ML‹K KONTROLÜ MÜ YAPMAK ‹ST‹YORLAR? O zaman belirli say›da polis kurumumuz avukat› ile birlikte içeri girer arama da yapar kimlik kontrolü de. Ama amaç bu de¤ildir, amaç her fleyi terörize ederek korku yaymakt›r. “Derne¤e mi gidiyorsun, görürsün sen bafl›na gelecekleri... Bir dergiye mi gidiyorsun görürsün sen görürsün bafl›na gelecekleri...” ‹flte polisin bu hukuk d›fl› gözalt› terörüne karfl› bizlerin nas›l davranmas› gerekti¤i de önem kazan›r. Çünkü bu tav›r, polisin gözalt›na alma an›ndan itibaren bafllatt›¤› terörü teflhir etmek ve bu terörle ulaflmak istedi¤i amac› bofla ç›kartmak demektir. Polisin estirdi¤i bu terör hiçbir koflulda meflru görülmemeli, karfl› ç›k›lmal›d›r. Çünkü gözalt›na al›nma esnas›ndan sonuna kadar tüm süreç tam bir hukuksuzlukla sürdürülür. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda (CMUK) gözalt›na alman›n ve sorgunun nas›l olmas› ve olmamas› gerekti¤i, gözalt›na al›nan kiflinin haklar› çok aç›k bir flekilde belirlenmifltir. Ancak gözalt›nda kay›plarla, katliamlarla, iflkencelerle ülkemiz gerçe¤inin hiç de öyle olmad›¤›n› bilmeyen yoktur. Yasak Sorgu yöntemleri CMUK’ta flöyle belirlenmifltir: “madde 135/a.(18.11.1992 gün ve 3842 say›yla eklenmifltir) ‹fade verenin ve san›¤›n beyan› özgür iradesine dayanmal›d›r. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, iflkence, zorla ilaç verme, yorma, aldatma, bedensel cebir ve fliddette bulunma, baz› araçlar uygulama gibi iradeyi bozan bedeni veya ruhi müdahaleler yap›lamaz. Kanuna ayk›r› bir menfaat vaat edilemez. Yukardaki f›kralarda belirtilen

Say› 58 33 27 Nisan 2003


‹fade vermemek, susma hakk›n› kullanmak öyle polisin iddia etti¤i gibi örgüt tavr› de¤ildir. Yasal olan SUSMA HAKKININ kullan›lmas›d›r. Emniyetteki sorulara cevap vermemek CMUK MADDE 135/4'e göre belirtilmifltir. Bu hakk› mutlaka kullanmal›y›z. yasak yöntemlerle elde edilen ifadeler r›za olsa dahi delil olarak de¤erlendirilemez.” Evet polisin bizdeki ifade alma yöntemlerine bakt›¤›m›zda tam bir hukuksuzluk içinde ve her aflamas›nda suç ifllenmektedir.

POL‹S NASIL ‹FADE ALIR? Kesin olan fludur, polisin SORGU YAPMA yetkisi yoktur. Sorgu yetkisi savc›n›nd›r.

Say› 58 34 27 Nisan 2003

Sorgu yasal bir ifllemdir ve bu sorgu sonucunda savc› bir fezleke düzenler ve bu fezleke iddianameye esas oluflturur veya takipsizlik karar› verilir. Bu yetki savc›n›nd›r, POL‹S‹N FEZLEKE DÜZENLEME yetkisi yoktur. Buna ra¤men neden yapar polis bunu? Savc›l›¤› ve mahkemeyi yönlendirmek amac› ile yapar. Hatta bu fezlekede, ceza yasas›nda hangi suçu iflledi¤ini bile belirtir kiflinin. POL‹S‹N BÖYLE B‹R YETK‹S‹ YOKTUR. BU SUÇ ATMADIR... B‹R‹NE ‹FT‹RA ATMAKTIR. ÇÜNKÜ YASAL DAYANA⁄I YOKTUR, BU NEDENLE SUÇTUR. SUÇLU OLAN POL‹ST‹R. Polisin düzenledi¤i böyle bir fezleke karfl›m›za ç›karsa BUNUN HUKUK‹ H‹ÇB‹R DE⁄ER‹ YOKTUR. Dosyam›zdan ç›kar›lmas›n› istemeliyiz. Polisin tek ifade alma yöntemi iflkencedir. Bu süreç gözalt›na alma an›ndan sonuna kadar devam eder. CMUK'un 135/a maddesinde belirtilen yasak sorgu yöntemlerinin hepsini uygular. Özellikle son bir kaç y›ld›r gözalt›nda bizzat polisler iflkencenin olmad›¤›n› söyleyip duruyorlar. ‹flkence deyince hep ask›, falaka, elektrik vs. geldi¤inden akl›m›za, bunlar olmay›nca iflkencenin olmad›¤›n› düflünmek do¤ru de¤ildir. ‹flkence sadece bunlar m›d›r? Elbette de¤ildir. ‹flkence, kiflinin kendi iradesi d›fl›nda yapmas› istenilen herfleydir. Demokratik bir kurumda çal›flan, sabit, herkesçe bilinen bir adreste oturulmas›na ra¤men gecenin bir saatinde kap›m›z k›r›l›r ve zorla gözalt›na al›n›r›z; bu bir iflkencedir. Onur k›r›c› aramalardan geçirilirsin; bu bir iflkencedir. Polisin yasad›fl›, keyfi tutumunu protesto edersin, “örgüt tavr› gösteriyorsun” diyerek düzmece delillerine bunu da ekler. Hay›r susma hakk› örgüt

tavr› de¤il Anayasa ile güvenceye al›nm›fl yasal bir hakt›r. Bu nedenle iflkenceye karfl› direnmek herfleyden önce bir HAKTIR. ‹flkence yapmak ise dünyan›n her yerinde suçtur. ‹flkenceciler dünyan›n en afla¤›l›k insanlar› olarak bilinir. Ve yine iflkenceye karfl› direnenler de o derece önemli ve onurlu bir görevi yerine getirmifl olurlar. Kald› ki iflkence yapmak yasalarca da suç olarak belirlenmifl ve zorla ifade almaya karfl› san›¤a susma hakk›n› tan›m›flt›r. Polisin gözalt›nda ifade vermeyenlere, açl›k grevi yapanlara "örgütsel tav›r" diyerek mahkemelerde aleyhte delil olarak kullanmaya çal›fl›rlar. Oysa ortada çok aç›k olan TEK SUÇ VAR, o da kendi yasalar›na bile uymayarak yap›lan ‹fiKENCE SUÇU. Dünyan›n lanetledi¤i, kendilerinin bile savunamad›¤› iflkence suçu. ‹flte biz buna karfl› direnmekteyiz, direnmeliyiz. Herfleyden önce iflkence suçuna karfl› yasal hakk›m›z› kullanmaktay›z. ‹fade vermemek, susma hakk›n› kullanmak öyle polisin iddia etti¤i gibi örgüt tavr› de¤ildir. Yasal olan SUSMA HAKKININ kullan›lmas›d›r. Emniyetteki sorulara cevap vermemek CMUK MADDE 135/4'e göre belirtilmifltir. Bu hakk› mutlaka kullanmal›y›z.

NEDEN SUSMA HAKKIMIZI KULLANMALIYIZ? a- ‹smimiz, adresimiz, evimiz, okulumuz, iflimiz belli oldu¤u halde bir bask› arac› olarak zorla gözalt›na al›nmam›z yasad›fl›d›r. E¤er herhangi bir konuda bilgimize baflvurulacaksa neden tebligat yap›l›p ça¤r›lmay›z yetkili kuruma? Neden yerlerde süreklenerek al›n›r›z gözalt›na? Tek bafl›m›zayken, yolda, otobüste, gece ve korku yayarak. Emniyet binas›n›n ön kap›s›ndan bile al›nmay›z binaya, arka kap›dan, garaj kap›s›ndan, dövülerek, sürüklenerek götürülürüz. Neden? Sadece bu bile susma hakk›m›z› kullanmam›z için yeterlidir. b- Susma hakk›n› kullanmak yasal hakk›m›zd›r. Polisin sorgu yapma yetkisi yoktur. Bu yetki savc›n›nd›r. Ancak savc›n›n sorular›n› cevaplamakla yükümlüyüzdür. Bu bask›nlar ve gözalt›larda yetmezse sonuç almak için, o zaman ailenize okulunuza iflyerine mektuplar yaz›l›r; “Dikkat edin flu derne¤e gidiyor, flu dergiyi-gazeteyi okuyor, flu gösteriye kat›ld›.” Peki ne var bunlarda, suç neresinde? Hiç bir suç yoktur. Derne¤e gitme, dergi-gazete okuma, mitinge kat›lma, hatta soka¤a ç›kma, arkadafllar›nla görüflme, bir türkü bile söyleme hatta dinleme BUNLARIN HEPS‹ SUÇTUR! Hatta yaflamamal›s›n, yaflaman bile suç olur. ‹flte böyle bir ölümdür bu hukuksuzluklara boyun e¤mek. BOYUN E⁄MEMEL‹Y‹Z. Haklar›m›z› bilmeli ve kullanmal›y›z. Sahip ç›kmal›y›z.


gençlik’den

“Yasad›fl›” Olan Kim? Bal›kesir Emniyet Müdürlü¤ü 4 Mart Boykot’u sonras›nda Bal›kesir Gençlik Derne¤i üyelerine soruflturma açt›. Soruflturma bahanesi ise Bal›kesir Gençlik Derne¤i ve Gençlik Birlik Koordinasyonu'nun “yasad›fl›” oldu¤u! Bu zihniyet, Bal›kesir polisiyle s›n›rl› de¤il. Kurulufl çal›flmalar›na bafllad›klar› günden itibaren üzerlerinde bask›, engelleme ve keyfilik eksik olmayan gençlik dernekleri “yasad›fl›” m›? Polis de iyi biliyor ki, Gençlik Dernekleri ve Gençlik Birlik Koordinasyonu, amaçlar› ve faaliyetleriyle yasal bir zeminde kurulmufl, tüzel kifliliklerini kazanm›fl yasal kurum ve kurulufllard›r. Ancak polis için bunun hiçbir anlam› yoktur. Yasall›k, yasal haklar›n kullan›lmas› onlar için ka¤›t üzerinde kalan fleylerdir.

Gençlik Dernekleri’nin kurulufl amaçlar› nedir? Ne yaparlar? Gençlik Dernekleri gençli¤in akademik-demokratik sorunlar›na, sosyal-kültürel ihtiyaçlar›na çözüm bulmak amac›yla kurulmufl, bu amaç do¤rultusunda örgütlenmektedirler. Gençli¤i ilgilendiren her konuda adaletsizliklere, bask› ve yasaklara karfl› sözlü veya eylemlerle tav›r alm›fllard›r. Bu faaliyetler bile keyfi yasakç› engellemelerle karfl›laflm›flt›r. Dernekler kapat›lma, dernek üyeleri gözalt›na al›nma tehditleriyle karfl›laflm›flt›r. Yasad›fl›l›k aranacaksa e¤er, yasad›fl›l›k bu keyfilik, yasakç›l›ktad›r. Çok aç›k ki tüm bu bask› ve yasaklar, tüm yasad›fl› gösterme çabalar› gençli¤in mücadelesinden, örgütlenmesinden duyulan korkunun ifadesinden baflka birfley de¤ildir. Gençlik Dernekleri’nin yayg›nlaflmas› YÖK düzeninin a¤ababalar›nda korku yaratmaktad›r. Ülkenin dört bir yan›nda kurulu bulunan Gençlik Dernekleri’nin faaliyetlerini ortaklaflt›rmak, aralar›nda bilgi al›fl-veriflini sa¤lamak, ortak sorunlara karfl› birlikte çözümler aramak için Mart ay› bafllar›nda Gençlik Birlik Koordinasyonu kuruldu. Gençlik Birlik Koordinasyonu amac›n›n gençli¤in yurtsever, halkç› ve bilimsel temellerde yetifltirilmesini sa¤lamak oldu¤unu aç›klad›. Gençli¤in yaflad›¤› sorunlar ülke sorunlar›ndan ba¤›ms›z de¤ildir. Gençlik ülkenin sorunlar›na gözünü kapatamaz, görmezden gelemezdi. Ülkemiz devrimci demokrat gençli¤i halk›n, ülkenin sorunlar›na karfl› her dönem duyarl› olmas›n› bildi. Tüm dünyan›n ve halk›m›z›n Amerikan sald›rganl›¤›na karfl› öfkesinin doru¤a ç›kt›¤› günlerde, Gençlik Birlik Koordinasyonu da 4 Mart’ta tüm Türkiye'deki üniversite ve liselerde bir günlük ders boykotu ça¤r›s› yapt›. Böyle bir boykot,

hangi zihniyetle “soruflturulur”? Gençlik Dernekleri’nin yapt›¤› hakl› ve meflru faaliyetleri "‹Z‹NS‹Z" diyerek engelleyip suç olarak gösteriyorlar. Soruyoruz, ülkemizi Amerika’n›n savafl karargah› haline getirenler, üslere, limanlara Amerikan askerlerini dolduranlar K‹MDEN ‹Z‹N ALDILAR? Meclisten tezkere geçmedi¤i halde Amerikan askerlerinin ülkemiz topraklar›nda cirit atmalar›na izin verildi; halk›m›z›n, gençli¤in tüm karfl› ç›k›fl›na ra¤men iflbirlikçilikte s›n›r tan›mayarak Amerika’n›n suç orta¤› olundu. As›l YASADIfiILIK, GAYR‹-MEfiRULUK budur.

Biz hakl›y›z, biz meflruyuz! Hakl› ve meflru mücadelemiz karfl›s›nda emperyalistler de, iflbirlikçileri de ayn› a¤›z› kullanmaktad›rlar. Yurdunu iflgalcilere karfl› savunmak, onlara göre "teröristlik"tir. Onlara göre direnmek suçtur. Onlara göre, haklar ve özgürlükler için mücadele etmek, “yasad›fl›”l›kt›r. Halk›n, gençli¤in mücadelesini suç olarak göstermeye çal›flarak kendi suçlar›n› örtbas etmeye çal›flanlar, kimseyi kand›ramazlar. Meflru olan biziz, meflru olan iflgalcilere, hak ve özgürlükleri gasbedenlere karfl› örgütlenmek, direnmek, mücadele etmektir. Yasa, hukuk mu? ‹flte, emperyalistler ve ülkemizi yönetenler için yasan›n, hukukun ne anlam ifade etti¤ini görüyoruz. Ç›karlar› sözkonusu oldu¤unda, bizzat kendilerinin belirledikleri yasa ve hukuku çi¤neyen yine onlar. Ayn› Amerika’n›n uluslararas› hukuku çi¤nemesi gibi, yasalar›nda dernek hakk›n› tan›yan iktidar da, fiiliyatta bu hakk› yok etmek istiyor. Buna izin vermeyece¤iz. Haklar›m›z› sonuna kadar kullanaca¤›z. Bununla da yetinmeyip, haklar›m›z› geniflletmek, ço¤altmak için mücadeleye devam edece¤iz. Hakl› ve meflru mücadelemiz karfl›s›nda kendi yasall›¤›n›, kendi hukukunu bile çi¤neyenlere karfl› meflrulu¤umuza daha fazla inan›p hakl› mücadelemizi büyütmekten baflka yol yoktur.

Say› 58 35 27 Nisan 2003


On iki y›l önce iflkencede katledilen Birtan Altunbafl'› iflkenceyle öldürmekten yarg›lanan polislerin adreslerine hala ulafl›lamad›! 18 Nisan günü Ankara 2. No'lu A¤›r Ceza Mahkemesi'nde devam edilen davaya iflkenceci polisler H. Cavit Orhan, Mehmet K›rt›c› ve ‹brahim Dedeo¤lu kat›ld›. Di¤er san›klar ise “adreslerinde bulunamad›¤› için”(!) mahkemeye gelmedi.

Birtan’›n Katillerine Hala Ulafl›lamad›!

Müdahil avukatlar›n tutuklama ve tebligatlar› ulaflt›rmayan polisler hakk›nda görevi ihmalden dava aç›lmas› talepleri reddedilirken, duruflman›n hakimi dahi, tebligatlar›n yap›lamamas›n› “komik” olarak de¤erlendirdi ve görevli polislere iflkencecilerin getirilmesi için on gün süre verdi¤ini belirtti. Duruflma 20 Haziran tarihine ertelenirken, “zaman afl›m›” süresi iflletilmeye devam ediyor.

Katiller Yarg›lans›n!

Say› 58 36 27 Nisan 2003

19 Aral›k Ümraniye katliam davas›na 21 Nisan günü devam edildi. Katiller hakk›nda henüz hiçbir yarg›lama yokken, katliamdan sa¤ kurtulanlar›n “Jandarma Er Nurettin Kurt'u öldürmek ve isyan ç›karmak”tan yarg›land›¤› davaya tutuksuz san›klar ve avukatlar› kat›ld›. ‹fadeleri al›nan san›klar iddialar› reddederken, operasyonu yapanlar›n yarg›lanmas› gerekti¤ini belirttiler ve planl› bir katliam›n yafland›¤›n› dile getirdiler. Dava, ifadelerin al›nmas›na devam edilmesi için ileri bir tarihe ertelendi. Mahkeme çıkıflında aç›klama yapan avukatlar Özgür Gider, Güçlü Sevimli ve Ahmet Taner, yargılanmanın sadece esası ile de¤il, usul ifllemleriyle de hukuksuzluklar içerdi¤ini belirttiler ve as›l yarg›lanmas› gerekenlerin operasyonu yapanlar oldu¤unu vurgulad›lar. Hat›rlanaca¤› gibi Jandarma Nurettin Kurt’un yine jandarman›n kurflunlar›yla öldü¤ü Adli T›p raporlar›yla kan›tlanm›flt›.

Birtan Altunbafl, ö¤renci gençli¤in mücadelesinde yer alan bir devrimciydi. 9 Ocak 1991'de gözalt›na al›nd›. 9 gün süren iflkencenin ard›ndan katledildi. Sorumlular hakk›nda aç›lan davaya Emniyet katillerin ismini göndermeyerek y›llarca oyalad›. Birkaç y›l sonra olaydan habersiz bir savc›n›n giriflimi ile isimler edinildi ve tebligatlar gönderildi. Fakat pek çok iflkence ve katliam davas›nda oldu¤u gibi yeri yurdu belli olan, polisli¤e devam eden katillere tebligatlar bir türlü ulaflt›r›lamad›. Dava flimdi zaman afl›m›na u¤rat›lmak isteniyor.

TAYAD'l›lar bu hafta da AKP önündeydi. ‹zmir Karfl›yaka ilçe binas› önünde eylem yapan TAYAD'l›lar tecriti ve Amerikan iflgalini protesto ettiler. 19 Nisan günü yap›lan eylemi engellemeye çal›flan polisin provokasyonu bofla ç›kar›l›rken, yap›lan aç›klamada "F tiplerindeki tecrit zulmü yak›nlar›m›z›, çocuklar›m›z› öldürüyor. teslim olmayan› öldüren Amerika

TAYAD’l›lar AKP Önünde gibi katliamc›l›ktan baflka silah›n›z yok mu?” denildi. "AKP Tecritle Bizi ‹flbirlikçilikle Irakl›lar› Katlediyor" pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde "Katil ABD ‹flbirlikçi AKP", "Tecriti Kald›r›n Ölümleri Durdurun", "Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez" sloganlar› at›ld›.

Ankara Tabib Odas› doktorlar›ndan Sinan ...... F tiplerine karfl› ç›kt›¤› için 2911 say›l› kanuna muhalefetten hakk›nda aç›lan davadan ald›¤› ceza onayland›. 5 ay tutuklu kalacak olan Sinan ..... F tipi cezaland›rman›n son örne¤i oldu. Demokrat olman›n sorumlulu¤unu yerine getiren doktorlar de¤il cezaland›r›lan, F tipleri parti kapatmalardan, hukukçular›n tehdit edilmesine, haklar›nda davalar aç›lmas›na, binlerce kiflinin gözalt›na al›nmas›na, yüzlercesinin tutuklanmas›na, onlarca dernek, sendika hakk›nda davalar aç›lmas›na neden oldu. Bu bile F tiplerinin devlet aç›s›ndan önemini ve hak ve özgürlüklerden yana olanlar›n neden F tiplerine karfl› mücadeleye ayn› derecede önem vermesi gerekti¤ini anlat›yor.

F Tipi Ceza Onayland›

A‹HM’deki dört dava daha “dostane” çözümle sonland›r›ld›. Davalar sonucunda Türkiye, 75 bin Euro ödemeyi kabul etti ve hükümet ayn› cürümü tekrarlamama sözü vererek dostane çözüm istedi.

“Dostane” Çözüm Sürüyor!

DÜZELTME: 57. say›m›zda “Ekmek ve ADALET’ten” bafll›kl› yaz›m›zda, “Dostane Çözüm”ün reddedilmesi konusunda ‹rfan A¤dafl Davas›’n›n tek örnek oldu¤u fleklinde yanl›fl anlafl›lmalara yol açacak bir ifade kullan›lm›flt›r. Do¤rusu; “Dostane çözüm”ün reddedilmesi konusunda tek devrimci-demokrat tavr›n Halk›n Hukuk Bürosu’nun izledi¤i davalarda oldu¤udur. ‹rfan A¤dafl davas› bunun en son örne¤i olmufltur.


Emekçiler’den de¤il, ama bu durumda olan Irak’taki soygunu y›llard›r bu ülkede yafl›yoruz. Soygunun ad› özellefltirme. Türkiye’de iktidarlar iflgalcinin yapt›¤›n› kendisi yap›yor. Özellefltirmeyi savunanlar, k›saca bize “b›rak›n çalal›m, talan edelim” diyor, “b›rak›n emperyalistler ülkemizi iflgal etsin” istiyor. AKP’nin “özellefltirmeleri görülmedik h›zla gerçeklefltirece¤iz” derken söyledi¤i de özetle bu.

‹flgalcinin ve AKP’nin Acil Gündemleri Ayn›:

ÖZELLEfiT‹RME HIRSIZLI⁄I Irak’› iflgal eden Amerika’n›n ilk ifli ÖZELLEfiT‹RMELER. Bunu “yeniden yap›land›rma” k›l›f› alt›nda flimdilik “gizli” olarak sürdüren iflgalciler, yar›n görünürde de olsa, yönetimi kukla yönetime devrettiklerinde, ülkenin bütün önemli ekonomik kararlar›n›n, baflta petrol olmak üzere de¤erlerinin özellefltirilmifl olaca¤›n› hep birlikte görece¤iz. Bugünden bu konuda at›lan ad›mlar bas›nda alenen yeral›yor. Petrolün bafl›na getirdikleri iflbirlikçi Irakl› bakan “ülkeye çok büyük miktarda para girmesine ihtiyac›m›z var. Bunun tek yolu sektörü k›s›m k›s›m özellefltirmek” sözleriyle soygunun ad›n› da koyuyor. Irak’ta yaflananlar›, “önce bombala sonra paylafl” diye özetleyen ‹ngiliz gazeteci Naomi Klein ise, “e¤er bu sürece ‘dur’ denilmezse ‘özgür Irak' yerkürenin en çok sat›lm›fl, parsellenmifl ülkesi olacak. Bu kadar çok flirketin Irak pazar›na yönelmesi sürpriz de¤il.” diyor ve devam ediyor; “As›l planlanan onar›m, yeniden yap›land›rma ve rehabilitasyon de¤il. H›rs›zl›k. Yard›m kuruluflu k›l›¤›na girenlerin tüm dünyan›n ve Irakl›lar›n gözü önünde yapt›¤› büyük bir h›rs›zl›k. Ve özellefltirme. Ambargolar nedeniyle açl›ktan ölen ve hastalanan, savaflla mahvolan bir halk bu travmadan uyanmaya çal›fl›p kendine geldi¤inde ülkelerinin ellerinden gidip sat›ld›¤›n› fark edecek.” (The Guardian, 14 Nisan)

Askersiz ‹flgal Ülkemiz emperyalistlerin askeri iflgali alt›nda

Özellefltirmeye Hay›r! Petrol-‹fl Sendikası, 19 Nisan günü, ‹zmir Alia¤a'da 15 bine yak›n emekçinin kat›ld›¤› mitingle “özellefltir meye hay›r” dedi. Çevre il ve ilçelerden kat›l›m yap›lan mitingte konuflan Petrol-‹fl Genel Baflkanı Mustafa Öztaflkın, “Savafl isteyenler ile K‹T'leri özellefltirmek isteyenler aynı" sözleriyle gerçe¤e vurgu yaparken, iflçiler "Özellefltirme açlık ve yıkım demektir", "Kahrolsun Emperyalizm, MGK, TÜS‹AD ve ücretli kölelik düzeni" pankartlar› ile, “‹flçiyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z” sloganlar›yla AKP iktidar›n›n özellefltirme sald›r›s›n› protesto ettiler. Özellefltirilmeye karfl› bir baflka eylem de TEKEL Suma Fabrikas›’nda yap›ld›.

Ekonomimiz iflgal alt›nda. Ekonomisi iflgal edilen ülkenin siyaseti, ordusu denetiminde demektir. ABD'nin Irak'› iflgali ne kadar somutsa IMF'nin ülkemizi iflgali o kadar somut. Özellefltirmeler iflgal edilen ülkenin soyulmas›n›n, emperyalist tekellere ve iflbirlikçilerine peflkefl çekilmesinin öteki ad›. Ony›llard›r sürüyor bu h›rs›zl›k. AKP iktidar›nda ise, “babalar gibi satar›z” kabal›¤›nda cereyan ediyor. Karfl›l›¤› iflsizlik, açl›k, yoksulluk, talan edilen kaynaklar›m›z oluyor. ‹flçi konfederasyonlar›n›n uzlaflmac›l›¤›, s›n›f mücadelesinden kopuklu¤u nedeniyle özellefltirme adeta iyi bir fley, olmas› gereken fley olarak sunulur hale getirildi. Özellefltirmeye karfl› ç›kmak afarozlanmak anlam›na geliyor. Özellefltirmenin bedelini kendi yaflam›ndan bilmeyenler böyle bir ortamda bu h›rs›zl›¤a ya sessiz kalacakt›r ya da onaylayacakt›r. Bu süreci tersine çevirmenin, özellefltirmecilerin genifl kitlelerce vatan haini olarak an›lmas›n›n tek yolu özellefltirmeye karfl› mücadeleyi sözden ç›kar›p prati¤e geçirmektir. fiimdi s›rada Petkim’in ya¤malanmas› var. Petkim iflçisi direniflte. Özellefltirilmeye karfl› direniflleriyle, bütün emekçiler ad›na direniyorlar. Emperyalizm nas›l ki ç›karlar› için binlerce insan›n katledilmesi pahas›na, Irak topraklar›n› iflgal ediyorsa, ülkemizdeki iflbirlikçileri de yine ç›karlar› u¤runa binlerce insan›n iflsiz ve aç kalmas› pahas›na Petkim'i özellefltirmek istiyor. Lafta kalan “özellefltirmeye karfl› mücadele”, prati¤e geçmeyen s›n›f dayan›flmas› flimdi Petkim iflçisinin özellefltirmeye karfl› mücadelesinde ve baflka yerlerde somutlanmal›. Petkim emekçisi kaybederse, bütün emekçilerin kayb›d›r bu. Emekçiler olarak, özellefltirmeye karfl› mücadelenin içinde olmayan sendikac›lara vatan hainlerinin ortaklar›, s›n›f düflmanlar› olarak bakmal›y›z. Patronlarla uzlaflmadan, “sosyal konsey”lerden sözedenleri tabanda örgütlenmemizle aflmal›, uzlaflma diye diye iflten at›lan yüzbinlerin hesab›n› sormal›y›z.

Say› 58 37 27 Nisan 2003


Yoksullaflt›ranlar›n, açl›¤›m›zdan korkular› Yoksullaflt›ranlar, iflten atanlar iflsizli¤imizin, yoksullu¤umuzun derdine düflmüfl! Onlar›n kasas› dolsun diye sofram›zdan her gün bir dilim ekmek daha çal›nmad›¤›n› bilsek belki inan›r›z! TÜS‹AD haz›rlad›¤› bir raporla AKP hükümetini uyard›. "Böyle giderse iflsizlik Türkiye’nin sosyal dengelerini sarsacak" denilen raporda, “‹flsizlik, siyasal bunal›mlar› besleyen bir ortam oluflturur. ‹çeride totaliter, d›flar›da sald›rgan ak›mlar iktidar› ele geçirebilir” denilerek Nazi Almanyas›’ndan örnek verildi.

Say› 58 38 27 Nisan 2003

Öncelikli belirtelim ki, faflizm de tekelci burjuvazinin ç›karlar› için, onlar›n deste¤iyle iktidara geldi Almanya’da. Burjuva demokrasileri ile yönetemez hale geldiklerinde yine faflist partilerin önünü açacak olanlar da yine onlard›r. As›l korkular›n›n zaten faflist olan bir düzende “faflizm gelir” olmad›¤› aç›k. Bu demagojiyi bir yana b›rak›rsak, as›l korkunun iflsizler ordusunun, resmi rakamlara göre dahi 7 milyona yak›n “s›f›r gelire sahip” çulsuzlar›n, sadece kuru ekmekle yaflamaya mahkum edilen gayri resmi aç onmilyonlar›n devrimciler taraf›ndan örgütlenmesi oldu¤u görülür. Yoksullaflt›r›yorlar, sonra yoksullu¤umuzdan korkuyorlar. “Gecekondulardan gelip g›rtla¤›m›z› kesecekler” diyen patronlar›n korkusu sürekli beyinlerini kemiriyor ve her vesileyle dile geliyor. Bu raporun bir yan› bu korkunun dile getirilmesi. Di¤er yan› ise, tekellerin taleplerini yerine getirmesi için iktidar›n bu yolla tehdit edilmesi. Çünkü “tehlike” olarak gösterdiklerinin “çareleri”ni de tekellerin h›rs›zl›k düzeninin aksakl›kla-

r›n›n düzeltilmesi oluflturuyor. ‹flten atanlar›n “iflsizlik art›yor” diye feryat etmesi, “tedbir al›nmazsa 2010 y›l›na kadar iflsizlik oran› yüzde 17’yi bulacak” diye flikayetlenirken, son h›zla iflten atmaya devam etmesi kimilerine çeliflki gelebilir. Ama de¤ildir! ‹flsizli¤in “nedeni” ve “çözümü” olarak sunulanlar patronlar›n derdinin iflsizler olmad›¤›n› gösteriyor. Nedenler flöyle s›ralan›yor: “Ekonomik istikrars›zl›k, düflük büyüme ve yüksek iflgücü maliyetleri...”

Çözüm de nedenlere paralel olacakt›r elbette. TÜS‹AD diyor ki; IMF program›n› aksatmadan uygulay›n ki, ekonomik istikrar sa¤lans›n. ‹flsizli¤in 18 IMF anlaflmas›n›n do¤al sonucu oldu¤unu sokaktaki çocuk biliyor oysa. Baflka ne diyor; ‘büyüme’ ad›na bize daha fazla kaynak aktar›n! Tekellere aktar›lan kayna¤›n daha fazla yoksulluk demek oldu¤unu bilmek için ekonomist olmaya da gerek yok. Baflka,iflçi maliyetlerini düflürün. Yani ucuz iflçili¤i bedava iflçilik haline getirin. ‹stenenin özeti bu. Peki bunlar›n yarataca¤› tabloyu da biz yeniden hat›rlatal›m: Daha büyük bir iflsizlik, daha büyük bir yoksulluk, daha fazla açl›k ve elbette tekellerin kasas›na daha fazla katrilyonlar. Peki böyle bir düzende yoksullar›n isyan› büyürse; o zaman da gelsin bask›lar, katliamlar, gözda¤› operasyonlar›, polis copu, kuflat›lan gecekondular, ablukaya al›nan fabrikalar...

‹ki Ayda 115 Bin Aile Açlar Ordusuna kat›ld› Türk-‹fl’in araflt›rmas›na göre, ‹fl Güvencesi Yasas› uygulanmaya bafllanmadan önce, 1-14 Mart aras›nda sadece Türk-‹fl üyesi 10 bin 327 iflçinin ifline son verildi. Sendikalar›n örgütlü olmad›¤› alanlarda ise fiubat ve Mart aylar› boyunca iflten at›lanlar›n say›s› ise 100 bin. ‹ki ayda 115 bin ailenin kat›l›m› ile büyük ordumuz, açl›k ordusu daha da büyüdü, büyümeye devam ediyor.

Tekellerin Köylüsü Tar›m› ve köylüyü yoketme program› kesintisiz sürüyor. Cumhuriyet’ten Ifl›k Kansu tar›mda yeni bir uygulamay› flöyle aktar›yor: “Çiftçiye banka (Ziraat Bankas›) arac›l›¤›yla pancar yerine m›s›r ekmesi için kredi veriliyor. M›s›r›n tohumunu ki o tohum ço¤unlukla hibrit, yani gelecek y›l çiftçi tohum alam›yor o üründen-, ilac›n›, gübresini de ulus ötesi flirket veriyor ve ne kadar ürün alaca¤›n› belirliyor, ekim öncesi saptanan fiyat üzerinden de hasat zaman› ürünü sat›n al›yor. Sözleflmeli çiftçilikte, kurakl›k ya da bir baflka nedenle oluflacak düflük verimin riski ise tümüyle çiftçiye ait oluyor. Böylece çiftçi, kendi topra¤›nda ulus ötesi flirketin bir tür “ba¤›ml› iflçi”si oluyor.” AKP’nin “tar›m› destekleme” yalan›n›n arkas›ndaki gerçeklerden bir ayr›nt› sadece. Ba¤›ml›l›k iflte böyle flekilleniyor ve köylülük yokediliyor.


‹stanbul Sendikalar Birli¤i Üzerine

Aray›fl Do¤ru Anlay›fl Ne Olacak? Önceki say›lar›m›zda duyurmufltuk; ‹stanbul’da Türk-‹fl, D‹SK ve KESK üyesi baz› sendikalar›n kat›l›m›yla ‹stanbul Sendikalar Birli¤i (‹SB) kuruldu. Mevcut konfederasyonlar›n emekçilerin mücadele ve örgütlenme ihtiyaçlar›na cevap olmad›klar› belli. Bu anlamda farkl› aray›fllar›n olmas› da do¤al. Yeni bir sendikal birli¤e ihtiyaç duyulmas›n›n nedeni en genel anlamda belli. Ama bunu söylemek tek bafl›na belirleyici de¤ildir. ‹stanbul Sendikalar Birli¤i’ne göre mevcut konfederasyonlarda eksik olan nedir? Sendikalar Birli¤i’nin varl›¤› ve rolü, bu soruya verilecek cevapla biçimlenecektir. Bugün varolan konfederasyonlar, iflçileri yönetime katm›yor? ‹SB, katacak m›? Varolan konfederasyonlar, icazeti esas al›yor, ekonomizmin d›fl›na burunlar›n› dahi uzatmaktan uzak duruyorlar. ‹SB, icazet de¤il meflruluk, ekonomizm de¤il devrimci mücadele anlay›fl›n› hakim k›lacak m›? Konfederasyonlar ne yap›yor? Nas›l örgütlüyor, nas›l e¤itiyor? Veya bunlar› neden yapm›yor? Niye etkisiziz, etkili olmak için ne yapmak gerekir? Bunlar masaya yat›r›lmal› ve tart›fl›lmal›d›r. Tabandan örgütlülükler yaratabilecek miyiz? ‹flçileri politize edebilecek miyiz? Demokratik mücadele nedir? Düzen nedir, iktidar kimdir? Mücadelenin niteli¤i ne olmal›d›r? Bu noktalarda farkl› bir anlay›fl gelifltirilmeli. Bu noktalarda konfederasyonlardan farkl› bir aç›l›ma sahip olunamad›¤›nda, birlik, konfederasyonlar›n alt düzeyde bir karikatürü olmaktan öteye geçemez.

Mevcut durumun kayna¤›nda, kifliler, kurumlar de¤il, anlay›fllar vard›r! Belirleyici sorulardan biri fludur: Konfederasyonlara, tek tek sendikalara hakim olan ekonomist mant›kla ciddi, pratik bir hesaplaflma içinde olacak m›d›r ‹stanbul Sendikalar Birli¤i? ‹flçilerin sadece “kendi sorunlar›yla” ilgilendikleri bir mücadele çizgisinin ne ekonomik-demokratik anlamda, ne de siyasi anlamda baflar› getirmesi mümkün de¤ildir. Ülke sorunlar›, halk›n di¤er kesimlerinin sorunlar›,

ilk önce yine iflçi s›n›f›n› ilgilendirir. Mücadeleyi “ücret” mücadelesine indirgeyen, “baflkas›ndan bana ne... ben kendi ücretimi düflünürüm” anlay›fl›, yüzy›l önce mahkum edilmifl baya¤› bir ekonomizmdir. Konfederasyonlar›n bugüne kadar savundu¤u iflte bu anlay›flt›r; bu hale gelmelerinin nedeni de budur. Yöneticiler de¤iflmifl, bu anlay›fl de¤iflmemifltir. Türk-‹fl ve D‹SK gibi iki farkl› ihtiyac›n, iki farkl› sürecin sonunda kurulmufl iki konfederasyon, iflte bu anlay›fl nedeniyle ayn›laflm›flt›r. KESK de ayn› yoldad›r. Tüm ezilen kesimlerin sorununu kendi sorunu kabul etmek yerine, riskli olan olmayan, devletin tepkisini çekecek, çekmeyecek ayr›mlar› yap›larak tav›r belirlenmifltir. Sonuçta o hale gelinmifltir ki, konfederasyonlar olup biten her fleye ilgisiz kalm›flt›r. Terör edebiyat›na, yasad›fl›l›k edebiyat›na destek verilerek, muhalif kesimlerin sindirilmesine, devrimcilerin katledilmesine onay verilmifltir. Bugün de yaflananlar ayn›d›r. ‹flte F tiplerinde yüzalt› insan katledildi. Sokaklarda, evlerde yüzlerce insan öldürüldü. Binlerce insan iflkence gördü ve görmeye devam ediyor, Amerikan sömürgecili¤i tüm fliddetiyle sürüyor. ‹flçi s›n›f› bunlara s›rt›n› çevirip “ücretim de ücretim” diyebilir mi? Sendikac› böyle diyebilir mi? Dese de, bu konuda bile sonuç alabilir mi? ‹flçi s›n›f› da, kendine iflçi s›n›f› devrimcisiyim diyenler de, bütün bunlar› tart›flmak durumundad›r. “Bizim gündemimiz de¤il” anlay›fl› tart›fl›lmak durumundad›r. Mesele sadece sendika a¤alar›yla s›n›rl› olsayd›, çözümü kolayd›. Ama bu anlay›fllar, farkl› iddia ve s›fat sahibi sendikac›lar ve onlar›n bir parças› oldu¤u siyasi partilerin anlay›fl› haline gelmifltir. ‹stanbul Sendikalar Birli¤i bu tart›flmay› yapabilecek mi? Bunlar tart›fl›lmazsa, iflçi s›n›f›na bu tür bir e¤itim verilmezse, mevcut sendikalardan daha farkl› bir mücadele ve örgütlenme ortaya ç›kart›lamaz.

Devlet sendikac›l›¤›n›n, icazetci sendikac›l›¤›n kal›plar› y›k›lacak m›? Yirmi y›l› aflk›n süredir çok sistemli

Say› 58 39 27 Nisan 2003


bir propaganda ve terörle, “örgüt düflmanl›¤›” yarat›lm›flt›r. MGK sendikac›lar› da pay sahibidir bu düflüncelerin yarat›lmas›nda. Sendikas›zlaflt›rma-örgütsüzlefltirme sald›r›s›na karfl› mücadele etmedikleri gibi, düflüncede de örgütsüzlü¤ün savunucusu olmufllard›r. Sendikal örgütlenmeler içinde bile, “örgütlenirsen dahi devletle uyumlu ol” anlay›fl›n› yerlefltirmifl, devletin a¤z›yla, “afl›r› uçlara savrulmama” demagojisi yapm›fllard›r. Sendikalara hakim olan çizgi budur. Bu anlay›fl, bu anlay›fltaki sendikac›lar nas›l hakim oldu? Kim bunlar› yönetimlere getirdi? Bu anlay›fllar, “sol” ad›na kimlerden destek buldu, bunlara nas›l prim verildi? Bunlar da sorgulanmal›. Devrimci, demokrat, sosyalist oldu¤unu söyleyen sendikac›lar nas›l bu MGK sendikac›l›¤› sisteminin parças› oldular? S›n›f olma özelli¤imizi nas›l yok ettiler? Bunlar da iflçi s›n›f›n›n ve iflçi s›n›f›n› savundu¤unu söyleyen herkesin önündeki muhasebe konular›d›r.

Say› 58 40 27 Nisan 2003

Bugün iflçi s›n›f› kendi sorunlar› çerçevesinde bile birlik sa¤layam›yor. Üretimden gelen gücünü kullanam›yor. Neden? Ekonomik-demokratik mücadelenin en temel ilkesi, alfabesi say›lan “Hak verilmez al›n›r” bilinci yok edildi. Adeta her fley tersine döndü. Hükümetlerle, patronlarla görüflülür, onlar diyalogla verirse verir, sonras›?.. Sonras› yok. Sendikac›lar›n art›k hiç bir inand›r›c›l›¤›n›n kalmamas›, meydanlar› y›kar›z, gökkubbeyi bafl›n›za geçiririz, üretimi durdururuz sözlerinin kaale bile al›nmamas›, bafll› bafl›na tart›fl›lmas› gereken bir olgudur. Ayn› güvensizlik, ‹SB’yi oluflturan sendikac›lar için de geçerlidir elbette, bunlarla ciddi bir hesaplaflma yap›p, bunun sonuçlar›n› halka, tüm iflçilere, memurlara aç›klamad›¤› sürece, geçerli olmaya da devam edecektir. K›sacas›; ‹stanbul Sendikalar Birli¤i’nin veya iflçi s›n›f› içinde benzer tarzda ortaya ç›kacak tüm oluflumlar›n ifli zordur, hepsini ciddi bir muhasebe beklemektedir. Bütün bunlar› tart›flmazsak, bir sonuça varmazsak, konfederasyonlar› taklit etmekten, grupçulu¤a hizmet etmekten baflka hiç bir fley yap›lamaz.

Devlet sendikac›l›¤› terkedilip, “ça¤dafl sendikac›l›k” saçmal›klar› reddedilecek, devrimci sendikac›l›k savunulacak m›? Bak›n kendisine “Emek Platformu” diyen bir oluflum da var. Ne yapar bu emek platformu? Ad› güzel ve büyüktür. Peki gücü nedir, gücü üretimdir. Üretimden gelen gücünü hiç kulland› m›? Kullanmad›. Kullanmad›ysa neden? Demek ki üretimden gelen güç ortada yoktur. Olmad›¤› için, geriye bir dernek gibi ifllev gören sendikalar kalm›flt›r.

Ne kendimizi ne de baflkalar›n› aldatmayal›m, bunlar bizim gerçeklerimizdir. Sorun nas›l aflaca¤›m›zd›r. Bu etkisizlik, bu sendika olmaktan ç›k›p dernekleflme (veya sivil toplum örgütü olma) hali çok aç›kt›r. ‹flbirlikçi AKP, Amerika’n›n Irak’taki katliam ve iflgaline ortak oldu. Bu iktidara karfl› iflçi s›n›f› ne yap›yor, politikalar› etkileyebiliyor mu, etkileyemiyorsa neden? Bak›n F tiplerinde ölümler sürüyor, sendikalar, b›rak›n bu konuda bir fley yapmay›, iflçilere bunu duyurmuyorlar bile. Neden? Bak›n 1 May›s geldi, sendikalar hangi e¤itimi yapt›? Türkiye’de 1May›slar›n nas›l kazan›ld›¤›n› anlatt›lar m›? Örne¤in kaç iflçi Mehmet Akif Dalc›’y› tan›r. Kaç iflçi 77 katliam›n›n neden ve nas›l oldu¤unu bilir? Bunlar, ça¤dafl sendikac›l›k diye ambalajlanan Avrupac›l›¤›n, sivil toplumculu¤un sonuçlar›d›r. Yaz›m›z›, ‹SB’nin k›sa süredeki bir kaç “prati¤ine” de¤inerek bitirelim. “‹SB Sekreteryas›” ad›na yap›lan bir aç›klamada garip bir demokratikleflme anlay›fl›ndan bahsedilerek, "...baflta kürt sorununun çözümü olmak üzere ..." fleklindeki o bilinen klifle kullan›l›yor. Türkiye’nin sorunlar› böyle formüle edilemez. Say›lacaksa bu sorunlar bütünlü¤ü içinde say›l›r. Ama böyle bafllad›n m› buradaki demokratikleflme anlay›fl› Kürt milliyetçili¤inin anlay›fl›d›r. Bundan “bugün temel mesele kürt meselesidir, gerisi talidir” anlay›fl› ortaya ç›kar. Herkesi ifade eden bir birlik anlay›fl›yla davran›lmad›¤›nda, asl›nda Avrupa’n›n, flimdi ABD’nin müdahalesiyle sa¤lanacak bir “Kürt sorununa çözüm”den sözeden “demokratikleflme”yle(!) kimi, nas›l birlefltirecek ‹SB? 1 May›s’› Taksim’de kutlama aç›klamas› yap›lmas›, arkas›ndan ise bu aç›klamaya sahip ç›k›lmamas› da, daha ilk ad›mda talihsiz, birli¤in ciddiyetini tart›flt›ran bir bafllang›ç olmufltur. Bu tarz, tam da elefltirilen konfederasyonlar›n tarz›d›r. Bütün fabrikalar, iflyerleri, iflçilerin yaflad›klar› mahalleler, iflçilerin tart›flma,örgütleme-örgütlenme alan› olmal›d›r. Bunun ad› meclislerdir, ama isteyen baflka bir ad da verebilir. Ama bu konular›n tart›fl›lmas› ertelenemez. Sendikalar Birli¤i gerçekten bir birlik olacaksa “biz ülke sorunlar›na sahip ç›k›yoruz, bütün ülke sorunlar› bizim sorunumuzdur ve çözüm yollar› bunlard›r...” diyebilmelidir. Biz iflçi s›n›f›y›z diyebilmek için, iflçi s›n›f›n›n politikalar›n› savunmak gerekir.


Milliyetçili¤in SONU! “Söze gerek yok!”

Barzani-Talabani çizgisinin geldi¤i yerin özeti olan yukar›daki foto¤raf, binlerce sayfan›n anlataca¤›n› bir fotograf karesinde anlat›yor. Bu kare, günümüzde milliyetçili¤in varabilece¤i noktay› tüm ç›plakl›¤›yla ve vehametiyle ortaya koyuyor. Bu çizgi art›k “emperyalizmin icazetinde” olmaktan da ç›km›fl, emperyalizmin askeri olmay›, emperyalizm ad›na baflka halklar› katletmeyi kabul etmifl iflbirlikçilik çizgisidir. Emperyalizme karfl› olmayan bir milliyetçili¤in vard›¤› ve varaca¤› yer görünüyor bu fotografta. Kürt halk›n›n topraklar› parçalara ayr›lm›flt›r, Kürt halk›n›n yüzy›ld›r bu parçalarda maruz kalmad›¤› katliam kalmam›flt›r. Ama bunlar›n hiçbiri, yukar›daki foto¤raf› masumlaflt›ramaz ve meflrulaflt›ramaz. Kürt halk›n›n ezilmiflli¤iyle bu tabloyu meflrulaflt›rmaya kalk›flanlar, gerçe¤i çarp›t›yorlar; çünkü bu tabloda ezilen Kürtlerin ç›kar›na olan bir fley de yoktur. Havaya “zafer” diye kalkan kollar, Amerikan’›n zaferini ve iflbirlikçi Kürt egemenlerinin zaferini simgeliyor. Bir çok kez vurgulad›¤›m›z gibi, “Milliyetçilik mülkiyetçiliktir”; Barzani-Talabani iflbirlikçili¤i “mülkü” için ABD’nin askeri olarak baflka halklar› katletmek dahil, herfleyi yap›yor. Yugoslavya’da UÇK, Afganistan’da Kuzey ittifak›, Irak’ta Barzani-Talabani güçleri; ABD’nin imparatorluk politikalar›nda yeniden öne ç›kar-

d›¤› aç›k iflgallerin iflbirlikçi ayaklar›. Üçünün de benzer rolleri ve benzer özellikleri var. Üçünün ortaya koydu¤u sonucu flöyle özetleyebiliriz: Emperyalizme karfl› ba¤›ms›zl›¤›, egemen s›n›f iktidar›na karfl› halk›n iktidar›n› savunmayan “ulusal” mücadelenin emperyalizmin ve egemenlerin yede¤ine girmesi, (özel koflullar›n getirebilece¤i istisnalar d›fl›nda) kaç›n›lmazd›r. Ulusalc› çizgi, sosyalist sistem varken, belli ölçülerde bir misyon ifade ediyordu. Emperyalizme, ulusalc› temelde vurulan darbe, sosyalist sistemi güçlendirip, emperyalizmi zay›flat›yordu. Etkileri o dönemki kadar olmasa da, bugün de emperyalizme tav›r alan ulusal hareketler, hala ilerici bir özellik tafl›maya devam edeceklerdir. Ama “milliyetçili¤in” emperyalizmin icazetine girdi¤i noktada, bu misyon bitmifltir. Gerçekte orada milliyetçilik bitmifltir. Barzani-Talabani çizgisi için “Kürt milliyetçili¤i” art›k eski bir s›fatt›r, çünkü “milliyetçilik”ten de¤il, iflbirlikçilikten sözedilen noktaday›z.

ABD sopas›yla Türkiye oligarflisine tehdit! Bu vahim tablonun ülkemizdeki Kürt milliyetçili¤indeki yans›mas› da en az bunun kadar vahim. KADEK aç›klamalar›nda, Kürt milliyetçi bas›nda Irak’ta iflgalin “baflar›ya” ulaflt›¤› günden bu yana tekrarlanan bir cümle var:

Say› 58 41 27 Nisan 2003


Say› 58 42 27 Nisan 2003

“Türkiye de demokratikleflmezse, hedef olur!” Denilen aç›k; Demokratikleflmezseniz, bu sorunu çözmezseniz, Irak gibi müdahale ederler... Demokratikleflmeyi istemek, do¤rudur, reddedilemez, ama bu flekilde istemek, ne demokratl›kt›r, ne yurtseverlik. Bunda milliyetçilik de yoktur. Türkiye oligarflisini halk›n mücadelesiyle de¤il, ABD müdahalesiyle tehdit eden kafa, Amerikan imparatorlu¤unun iflgallerini, sömürgecili¤ini, imparatorluk düzenini meflru gören ve gösteren kafad›r! Durumun vehametini flu soruyla daha aç›k görebiliriz. Bu sözün sahipleri, sadece bir “ihtimale” mi dikkat çekiyorlar, yoksa böyle olmas›n› m› istiyorlar? Kürt milliyetçili¤inin yaz›lar›n›, aç›klamalar›n› okuyanlar, böyle bir müdahalenin içten içe istendi¤ini göreceklerdir. Çünkü bu meflru görülmektedir. Bunun teorisi de yap›lmaktad›r. Bir KADEK aç›klamas›nda “Halklar›n demokrasi mücadelesinin zay›f kalmas› askeri müdahaleyi tek seçenek haline getirmifltir." deniyor. Bunun anlam› aç›kt›r. Türkiye’de de halk›n demokrasi mücadelesinin zay›fl›¤›n›, özellikle Türk halk›n›n üzerine düfleni yapmad›¤›n› s›k s›k vurgulayan Kürt milliyetçili¤inin gönlünün bu “tek seçenek”ten yana oldu¤u s›r olmaktan ç›k›yor. Ve burada bir soru daha gündeme geliyor: ABD’nin böyle bir müdahalesinde, KADEK ne yapacak? Bu sorunun cevab› verilmelidir. KADEK, Barzanilerin, Talabanilerin rolüne aday m›d›r? Bu sorunun cevab›n› ö¤renmek Kürt ve Türk halk›n›n hakk›d›r. Medya TV’de "Kürtler Afganistan'daki Kuzey ‹ttifak›, Kosovadaki UÇK gibi rol oynamal›, ABD ile birlikte Ba¤dat'a yürümelidir" diye konuflmalar›n yap›ld›¤› ve bu mant›¤›n Kürt milliyetçili¤i saflar›nda elefltirilmedi¤i noktada, bu sorunun muhtemel cevab› ürkütücüdür. KADEK’in temsil etti¤i Kürt milliyetçili¤i, “milliyetçili¤in sonu”yla hesaplaflmal›d›r. De¤ilse, ayn› son, kendi sonlar› da olacakt›r.

Stratejik ortakl›k; ya emperyalizmle, ya oligarfliyle birlikte! Halk seçene¤i yok! Kürt milliyetçili¤inin bugünlerde dilinden düflürmedi¤i di¤er cümle de “Türkiye’nin en iyi stratejik müttefiki Kürtlerdir!” sözüdür.

Ne anlafl›lmal› bu sözlerden? Türkiye’nin (oligarflinin) müttefiki olmak ne demektir, oligarfli nas›l bir güçtür? “Kürtlerle stratejik ittifak kazand›r›r” derken kazan›lacak olan nedir, kimin ç›karlar›ndan (egemen s›n›flar›n m›, halk›n m›?) sözediliyor? Tayyip Erdo¤an “ABD dünyan›n, biz bölgenin lideriyiz” diyor. Özal’dan Genelkurmay’a, oligarflinin sözcüleri sürekli “bölge liderli¤i”nden sözediyorlar ve KADEK de, “bölgenin lideri olabiliriz” diyor. Ayn› literatür kullan›l›yor. Liderlikten anlad›klar› da farkl› de¤il! KADEK’in önceki aç›klamalar›ndan hat›rl›yoruz; oligarfliye “Kürtlerle ittifak yap›p Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Ortado¤u’da lider ülke olma” önerisi yap›yordu. Emperyalizmin oligarfliye Balkanlar, Kafkaslar ve Ortado¤u’da yüklemek istedi¤i tafleronluk rolünü “oligarfliyle birlikte” üstlenmeye talipti Kürt milliyetçili¤i. Ne Kürt halk›n›n, ne Ortado¤u ve di¤er bölgelerin halklar›n›n de¤il, emperyalistlerin ve iflbirlikçilerinin ç›karlar› sözkonusudur bu “liderlik”te. Kürt milliyetçili¤i oligarfliyle ittifak isterken, ABD’yle de iflbirli¤ine aç›k olduklar›n› söylüyor. Çünkü “ayn› fleyi istiyorlar!” KADEK yöneticilerinden Osman Öcalan flöyle diyor: “Bölgede mevcut devlet biçimlerinin artık tarihin çöp sepetine atılmasının zamanı gelmifltir... bu sistemin aflılması en do¤rusudur. Aynı flekilde bunlar ABD açısından da aflılması gereken güçlerdir. Amerika, ulusal kurtulufl hareketlerine ilgi duymak zorunda. Ulusal sorunları çözmek zorunda.” Böyle olunca da ABD’yle bölgedeki ulusal hareketler do¤al “stratejik müttefik” haline geliyor. Kendi halk›n›n bir parças›n›n bulundu¤u topraklardaki Amerikan iflgaline karfl› ç›kmak yerine tersine, “Demokratik de¤erlere önem vermesi ve Kürt halkının özgürlü¤ünü kabul etmesi durumunda, Amerika ile iliflkiye geçebileceklerini” söylüyor Osman Öcalan. Tüm dünyaya teslim olmay› dayatan, Amerikan politikalar› ve ç›karlar›na ayk›r› davranan herkesi yak›p yoketmekle tehdit eden ABD, “Demokratik de¤erlere önem verecek” ve her nedense tüm halklar› katliamla tehdit ederken bir tek “Kürt halkının özgürlü¤ünü kabul edecek”... Niye? Kürt halk›n› niye bu kadar özel olarak sevsin ABD? ‹ttifak ve iliflkiden kas›t, emperyalizmin ortado¤u düzenine tabi olmakt›r. Milliyetçilik, mev-


cut durumda, siyasi varl›¤›n› bu tabi olman›n oligarfli ve ABD taraf›ndan da kabul edilmesine ba¤lam›fl, halklarla birlikte, halklar›n iktidar› için mücadele seçene¤ini silmifltir.

ABD’nin getirdi¤i demokrasi; demokrasi ad›na sömürgecili¤in meflrulaflt›r›lmas›! “Türkiye veya öteki bölge ülkeleri demokratikleflmezse, ABD müdahale eder”. Söylenen aç›k; demek ki; ABD’nin hedefi, ne imparatorluk, ne sömürgecilik, ne petrol... ABD tüm dünyaya demokrasi götürüyor... Avrupa Birli¤i de ayn› fleyi yap›yordu. O zaman “demokrasi savunucular›” için tart›fl›lacak tek bir konu kal›yor: ülkemizi A ülkesi mi iflgal etsin, B ülkesi mi? Yani baflka deyiflle art›k iyi sömürgeci, kötü sömürgeciyi tart›flaca¤›z!!! KADEK aç›s›ndan bu sorun da afl›lm›fl görünüyor, o “iyi sömürgeci, kötü sömürgeci” de¤il, “güçlü sömürgeci, güçsüz sömürgeci” ayr›m›n› yap›yor; bugün Avrupa Birli¤i “demokrasi için” askeri müdahalede bulunabilecek güçte olmad›¤›na göre, geriye “tek seçenek” olarak ABD müdahalecili¤i kal›yor. Kürt milliyetçili¤i, durmaks›z›n, b›kt›r›rcas›na “demokratik çözüm”den sözederek, emperyalizmin iflgalini, sömürgecili¤ini gizlemeye çal›fl›yor. Son olarak KADEK, Kürtlerin yaflad›¤› 4 ülkeye (Türkiye, ‹ran, Suriye ve Irak) iliflkin bir “çözüm program›” sundu. “Demokratik Birlik Çözümü” ad› verilen bu programda, KADEK, özetle Amerika’n›n dediklerini söylüyor. Bunun ad› da politika oluyor. Bu çözüm program›nda emperyalizmle ilgili tek kelime yok. Bol bol özgürlüklerden sözediliyor, ama bunun “emperyalizmin sömürgesi” Türkiye’de, emperyalizmin aç›k iflgali alt›ndaki Irak’ta nas›l olaca¤› belli de¤il. Emperyalizme dokunmadan demokratik cumhuriyet! Bu siyasi aldatmad›r, Amerika’n›n imparatorluk düzenine tabi olman›n demokrasi denilerek perdelenmesidir. Kimse kimseyi kand›rmas›n. Kimse, en temel tarihsel, siyasal gerçekleri çarp›tmas›n. Kürt halk›na Amerikan flemsiyesi alt›nda demokrasi ve özgürlük vadedenler, ony›llard›r faflizmi demokrasi, yeni-sömürgecili¤i ba¤›ms›zl›k diye yutturmaya çal›flan burjuva politikac›lar›n

yapt›¤›n› bir baflka biçimde tekrar etmektedirler. Emperyalizmin sömürgelerinde, yar›-feodal ülkelerde, veya faflizm koflullar›nda, burjuva demokratik programlar anlafl›labilir. Her hareket bu tür programlar› gündeme getirebilir. Sosyalistlerin kendi programlar› vard›r. Demokratik muhteval› her program› da buna tabi olarak, bunu gerçeklefltirmeye yönelik bir ad›m, aflama olarak ele al›rlar. Ama bu, emperyalizme dayan›larak yap›l›rsa farkl› bir fley olur. KADEK de, Barzani de emperyalizme dayanarak çözmeye çal›fl›yor. Mesele “gerçekçilik” ise, Barzani daha gerçekci. Daha aç›k. KADEK de aç›k olmak durumunda. E¤er ABD’nin katliam ve iflgallerinin “bölge halklar›n›n demokratik geliflmesinin uygun koflullar›n› ortaya ç›kard›¤›n›" söylüyor, ABD müdahalelerinin nedeninin bu ülkelerin “demokratikleflememesi” oldu¤unu ileri sürüyorsan›z, ABD’nin bugünkü program› imparatorluk de¤il, demokrasi program›d›r demek zorundas›n›z. Bunun mant›ksal devam› da, aç›kça ABD’yi Türkiye’ye müdahaleye davet etmektir.

Bu “SON”dan kurtulmak için, emperyalizm, sömürgecilik, milliyetçilik bak›fl aç›lar› de¤iflmek zorundad›r! Ba¤›ms›zl›¤›n sözü edilmiyor. Ve Kürt milliyetçili¤i “Ba¤›ms›zl›¤›n olmad›¤› yerde, demokrasi olur mu?” sorusunu cevaplamaktan kaç›yor. “Demokratik federasyon” denilen fley, nedir, mesela ABD’nin flemsiyesi alt›nda “demokratik bir federasyon” ne kadar demokratiktir, ne kadar halk›n ç›kar›nad›r? “Demokratik federasyon” tan›m› bile esas›nda Amerika’yla paralellik ifade ediyor. ABD’nin Ortado¤u’nun bir çok ülkesi için önerdi¤i sömürgelefltirme reçetesinin bir bölümü bu kavram› ihtiva ediyor. Yani san›ld›¤› gibi, Öcalan’a, KADEK’e özgü bir tan›m da de¤il bu. Y›llard›r “milliyetçili¤in” açmazlar› üzerine yazd›k. Kürt milliyetçili¤ini uyard›k. Açmazdan kurtulman›n tek bir yolu vard›; milliyetçilikle hesaplafl›p devrimci, anti-emperyalist, anti-oligarflik bir çizgiye yönelmek. Bunu yapmayan Kürt

Say› 58 43 27 Nisan 2003


milliyetçili¤i, her gün biraz daha geriledi. Her gün biraz daha emperyalizmin dünya düzenine ve oligarflinin faflist düzenine yaklaflt›.

Kürt halk›n›n ve tüm Ortado¤u halklar›n›n kurtuluflu!

Bugün Irak’taki mevcut iflgal statükosu onaylan›yor. Niye? Çünkü Kürtlerin ç›kar› var. Çünkü Kürtçe serbestçe konuflulacak, TV olacak, hatta Kürtler yönetime ortak olacak. “Gerisinden bana ne” tavr›. Bu “ortakl›k” elbette kendisinin yönetece¤i anlam›na gelmiyor. Örnekleri dünya üzerinde bolca bulunan, ABD’nin sömürge memurlar› olarak görev alacaklar.

Tüm halklarla birlikte anti-emperyalist, antifaflist mücadeleyi gelifltirmekten baflka bir yol yoktur. Devrimci seçenek budur.

Amerika imparatorluk kurmufl, bana ne! Onbinlerce insan› katletmifl, bana ne!

‹flas eden sömürgecilik tezidir! Milliyetçilik temelindeki ayr› örgütlenme, ayr› mücadele, tek bafl›na kurtulufl tezleri, Türkiye’nin gerçe¤ine, Ortado¤u gerçe¤ine çarp›p iflas etmifltir.

Böylesine bencil, böylesine küçük hesaplara dayanan “bananeci” bir tav›rd›r Barzani ve Talabanilerin tavr›. Onu onaylayan, meflrulaflt›ranlar›n da kafa yap›s› ayn›d›r. KADEK, “iflgal” bile diyemiyor. ABD iflgal etti¤i topraklardan çekilsin diye b›rak›n devrimci, sosyalist olmay›, en s›radan “demokrat” bir tavr›, en s›radan bir “yurtsever” talebini dile getiremiyor.

Say› 58 44 27 Nisan 2003

Devrimcilerin emperyalist iflgal karfl›s›ndaki tav›rlar› aç›kt›r, tart›fl›lamaz. Kürt devrimcileri, vatanseverleri Irak’ta ne yapmal›, bunun cevab› da aç›kt›r. ‹flgale karfl› direnilmesi gerekti¤i tart›fl›lmazd›r. ‹flgale karfl› ç›kan tüm kesimlerle birleflerek, iflgale karfl› savaflmaktan baflka bir tav›r sözkonusu edilemez. Ancak o zaman demokratt›r, o zaman yurtseverdir. Ötesi iflbirlikçiliktir. Talabani ve Barzani ne yapmal›yd›? Halklar›n ç›karlar› ve ulusal ba¤›ms›zl›k aç›s›ndan bak›ld›¤›nda bu sorunun cevab› karmafl›k de¤ildir. “Reel politika” gibi gerekçelerle bu cevab›n karmakar›fl›k hale getirildi¤i, “ne yaps›nlar, baflka çareleri yoktu, kader utans›n” söylemleriyle meflrulaflt›r›ld›¤› yerde, politik tavr›n kendisinde de bir sapma vard›r. Emperyalizm ve halklar aras›ndaki saflaflmada net bir tutum tak›n›lmaktan kaç›lmaktad›r. “Gerçekçilik” ad›na, “reel politika” ad›na, “büyük taktik politika”lar ad›na, ülkemizi emperyalistler iflgal edemez! diyerek ba¤›ms›zl›k bayra¤› kald›r›lmazsa, emperyalizmin himayesi kabul edilmifl olur. Ondan sonra her fley, teoriyi daha da karmakar›fl›k hale getirecek, gerçekleri çarp›tacakt›r. Ondan sonra Musul ve Kerkük’ün özgürleflmesinden, serhildanlardan sözedilmeye bafllan›r. Amerikan tanklar› v›z›r v›z›r gezerken, “Musul, Kerkük halk›n eline geçti” diye yaz›l›r. Serhildan falan yoktu orada. Talabani ve Barzani’nin ya¤mas› vard›. Gerçek bu kadar ç›plak ve trajiktir.

Önerilenin bir “yenili¤i” yok kuflkusuz. Ama sorun tam da bu noktada. 20-25 y›l öncesinin tart›flmalar›na döndük. Dönülmesi de gerekiyor. Çünkü o noktada, o zaman flekillendirilen yanl›fl bak›fl aç›lar›, bugünkü sonuçlar› do¤urmufltur.

Kürt milliyetçili¤i de bunu görmüfltür, ama dönüfl yapam›yor. Kah “Türkiyelileflme” teorileriyle, kah bizzat “Türk halk›n› aya¤a kald›racak” örgütler kurmak suretiyle bu dönüflü yapmaya çal›flt›, ama temelde bu milliyetçi anlay›flla hesaplaflmad›¤› için, bunlardan bir sonuç ç›kmad›. Anti-emperyalist, anti-faflist mücadele perspektifi olmal›yd›. Bugünkü açmaz budur. Irak’taki açmaz da ayn›d›r. Milliyetçilik, kah Avrupa’ya, kah Amerika’ya kah oligarfliye “çözün” ça¤r›s› yapmay› politika haline getirmifl, birine yaslan›p di¤erine karfl› ç›k›l›rken, “çözün... çözecek” dediklerinin katliamlara, komplolara baflvurmalar› karfl›s›nda yaslanacak baflka güçler aranm›flt›r. Ba¤›ms›zl›k hedefinden, orak-çekiç amblemlerinden, silahl› mücadeleden, yani kendisini vareden herfleyden vazgeçilmifl, sonuçta tüm geçmifl inkar edilerek, mesele, “kültürel haklar”a, oradan da “dil ve TV’ye” indirgenmifltir. Bir ulusun haklar›n› televizyon ve dilde dondurmuflsan, bunun için öyle binlerce kiflilik gerilla gücüne, büyük örgütlenmelere ihtiyaç yoktur. Bu haklar› savunmak için “ulusal hareket” olmaya da gerek yoktur; herhangi bir demokratik örgütlenme de, savunabilir onlar›. Tüm bu inkarlar, vazgeçifller, Kürt halk›n›n kurtuluflunu “milliyetçi çizgiye”, “ayr› örgütlenmeye” mahkum etmenin sonucudur. Halk›n iktidar› hedefinin olmad›¤› yerde, hiç bir halk›n kurtuluflu sözkonusu de¤ildir. Demokrasinin, ulusal ve s›n›fsal anlamda özgürlü¤ün vücut bulaca¤› yer, ba¤›ms›z, demokratik, halk›n iktidar oldu¤u bir ülkedir. Devrimciler, onlarca y›ld›r, böyle bir kurtuluflu savundular. Milliyetçili¤in iflas›, ayn› zamanda bu yolun kan›tlanmas›d›r.


A yn› S afta

Ba¤›ms›zl›k olmaks›z›n demokrasi! Sömürgecilik alt›nda özgürlük!

Arabesk bir durum tesbiti:

“Kader utans›n!” SDP’li Filiz Koçali, Yeniden Özgür Gündem’de 19 Nisan tarihli yaz›s›nda, Kuzey Irak’taki Kürtlerin durumunu ele ald›¤› yaz›s›nda durumu flu sözlerle özetliyor: “Kader utans›n!” Kuzey Irak’ta yaflan›lanlara, kimileri "emperyalizmle iflbirli¤i", kimileri de "Nihayet, zafer!"... diyormufl. Filiz Koçali’nin ise, durumu özetlemek için zorbela buldu¤u iki kelime ise “Kader utans›n!” Devrimci nettir... Oradaki iflbirlikçi midir, devrimci midir, vatansever midir? Filiz Koçali bunun cevab›n› bilmiyor olamaz. Peki o zaman neden cevaplamaktan kaç›n›yor. Marksist-Leninistler ne zamand›r meseleleri böyle aç›kl›yorlar? Aç›k ve net koyun; nedir bu? Kürt milliyetçili¤inin “kutlad›¤›” zaferle gelen demokrasiye, özgürlü¤e, bu demokrasi de¤il, bu özgürlük de¤il, bu kültürel haklar de¤ildir, diyemiyor musunuz? O kadar m› kar›fl›k kafan›z? Yoksa baflka nedenler mi var? Kürt milliyetçili¤inin bu trajik sonunda, kuflkusuz sizin KSD gelene¤inizin görüfllerinin iflas› da var. Sömürgecilik dediniz, olmad›, olmuyor; iflte flimdi yaflananlar› aç›klayam›yorsunuz. O s›k›nt›n›n sonucunda bugün “kader utans›n”a gelinmifltir. Kuzey Irak ‘ta olan biteni tahlil edemiyorsan›z, flu soruyu sorun kendinize: Yar›n ayn› fley Türkiye’de olursa? ‹flte Talabani-Barzani iflbirlikçili¤ini meflrulaflt›ran veya “kader utans›n” deyip masumlaflt›ran herkesin kafas›n› gerçe¤e çarpaca¤› yer buras›d›r. Evet, ya ayn› fley Türkiye’de olursa, ne olacak, kim ne yapacak, ne savunacak? O zaman Kürt milliyetçili¤inin Amerika’yla iflbirli¤ini meflru, do¤al m› karfl›layacaks›n›z? Yine mi kader utans›n diyeceksiniz? Kürtlere flunu diyecek misiniz; evet, baflka çareniz yok, siz en iyisi Amerika’yla ortak hareket edin, onlar ad›na Türkiye halklar›na kurflun s›k›n... Emperyalizmle halklar aras›ndaki savaflta saflar belirsiz hale getirilemez.

Geçen hafta Irak’ta Savafla Hay›r Koordinasyonu taraf›ndan okunan bir bildiride “Ne Bush, Ne Saddam, Özgür Irak” slogan› vard›. Neden böyle bir slogan seçilmiflti? Irak iflgal edilmifl, Saddam yönetimi Amerikan müdahalesiyle devrilmifl; yani bu yan›yla güncelli¤i bile olmayan bir slogan›n tercih edilmesinde bir neden olmal›. “... Ne Saddam” diye tart›fl›lacak bir durum yoktur flu an Irak’ta. Aç›k ve somut olan iflgal’dir. Ve neden “Özgür Irak” da, mesela neden “Ba¤›ms›z, demokratik Irak” de¤il? Ba¤›ms›z, demokratik Irak ayn› zamanda özgür Irak’t›r. Ama tersi belirsizliktir. Özgürlü¤e yüklenen anlamlara göre, bu slogan›n küreselleflme teorilerinde savunuldu¤u gibi ABD veya Avrupa emperyalizminin getirece¤i bir özgürlü¤ün savunulmas› anlam›na gelmesi pekala mümkündür. Günümüzde burjuva demokrasisi gericidir. Halklar için gerçek bir demokrasi ve özgürlük anlam›n› tafl›maz. Ancak emperyalist iflgalden kurtulmufl bir ülke özgürdür, ancak halk›n iktidarda oldu¤u bir ülke demokratiktir diye doldurabiliyor musunuz kulland›¤›n›z kavram›n içini? Hay›r! “Özgür Irak” slogan›n›n seçimi, sadece “d›fl›m›zdaki” bir olaya iliflkin yap›lan bir tercih de¤ildir. Y›llard›r ülkemizde çeflitli kesimlerin (mesela Kürt milliyetçili¤inin, mesela ÖDP reformizminin) “demokratik Türkiye”yi savunup “ba¤›ms›z Türkiye” sözünü hiç etmemeleriyle yak›ndan ilgilidir. Bu anlay›fl, ba¤›ms›zl›¤›n olmad›¤› yerde, demokrasinin olabilece¤ini savunur. AB üyesi olmakla, demokratikleflmeyi özdefllefltiren bu mant›kt›r. Bu mant›k, halklar›n ba¤›ms›zl›k, demokrasi mücadelesinin zaferine inanc›n› kaybet-

Say› 58 45 27 Nisan 2003


Say› 58 46 27 Nisan 2003

mifl, demokrasiyi “d›fltan müdahaleye” ba¤layanlar›n mant›¤›d›r. Demokrasiyi “d›fl müdahalelere” ba¤lad›¤›n›zda, d›fl müdahaleyi meflrulaflt›rmak için ba¤›ms›zl›ktan da vazgeçmek zorundas›n›z. Slogan da kayna¤›n› buradan, AB solculu¤undan almaktad›r. Emperyalizmin hegomonyas›nda bir özgürlük, onlar›n s›n›rlar›n› çizdi¤i bir demokrasi. Barzani ve Talabani de farkl› bir fley mi söylüyor? Hay›r. Reformizmin dilinde, çok uzun süredir sadece “demokrasi mücadelesi” vard›r. Emperyalizm yoktur, ba¤›ms›zl›k yoktur, iflbirlikçilik yoktur... Yok say›lm›flt›r. Demektedirler ki, emperyalizmin iflgali alt›nda da yeni sömürge ülkede de demokrasi olabilir; bu demokrasi için biz Amerika’yla da, Avrupa’yla da iflbirli¤i yapar›z. Yeter ki demokrasi olsun. Demokrasi dedikleri ise, içinde sivil toplumculuk oynayabilecekleri, Kürtçe dil ve TV’nin serbest oldu¤u bir çerçeveden ibarettir. Demokrasiyi demokrasi yapan “halk›n yönetiminden, halk iradesinden, tüm halk›n sahip olmas› gereken haklar ve özgürlüklerden” hiç sözetmezler. Halk ad›na, sol ad›na böyle bir demokrasi savunulamaz. Çünkü bu burjuvazinin, emperyalizmin yeni-sömürgelere ihraç etti¤i göstermelik

demokrasinin kendisidir. Yani demokratikleflme ad›na istedikleri de, faflizm alt›ndaki demokrasicilik oyununun s›n›rlar›n›n biraz genifllemesinden ibarettir. Amerika’n›n Afganistan’a, Irak’a götürdü¤ü demokrasi iflte böyle bir fleydir. Hiç bir fark yoktur. Kürtçeye hapsedilmifl demokratikleflme anlay›fl›, sivil toplumculu¤a indirgenmifl demokrasi tarifi, sona ermelidir. Bilinçsiz kullananlar terk etmelidir. Emperyalizme ve faflizme karfl› birlik, ba¤›ms›zl›k ve demokrasi için birlik fliar› gelifltirilmelidir. Sadece “demokrasi”den sözeden bir mücadele, emperyalizmin sömürgecili¤ini meflrulaflt›ran, müdahalelere davetiye ç›karan bir anlay›flt›r. Bugün tam tersine Irak’tan sonra emperyalizm gerçe¤ini görüp ba¤›ms›zl›k-demokrasi fliar› birlikte yükseltilmelidir. Ulusal s›n›rlar y›k›ld›, ülkelerin içiflleri kalmad› diye hala eski teraneleri tekrarlamak, iflgaller gerçe¤ine gözlerini kapamakt›r. Emperyalizmin vesayeti alt›nda demokrasi olamaz. Ba¤›ms›z olmayan bir ülkede demokrasi olamaz. Ba¤›ms›zl›¤› savunmayan, ne derse desin emperyalizmin sömürgecili¤ini (gizli iflgali) ve bunun bir ad›m ötesinde aç›k iflgali meflru görür.

Sami Evren, oligarflinin suç ortakl›¤›n› gizlemeye azimli;

Çünkü ÖDP’nin “baflar›ya” ihtiyac› var! AKP’lilerin bir ço¤u bile, Amerikanc› medya bile, Türkiye iktidar›n›n iflgal ve katliam›n suç orta¤› oldu¤unu dile getirirken, bir emekçi örgütünün temsilcisi olan, sol, sosyalist oldu¤unu söyleyen biri, ›srarla bu suç ortakl›¤›n› gizlemeye devam ediyor. KESK Genel Baflkan› Sami Evren, geçen hafta KESK'in 1. Ola¤an Dan›flma Kurulu toplant›s›nda yapt›¤› konuflmada "Irak'taki savafla Türkiye'nin kat›lmas›, iç çat›flmay› yeniden gündeme getirecekti... Ancak, Türkiye bu savafla sokulmam›flt›r." diyerek, dünya alemin bildi¤ini çarp›tmaktan kaç›nmad›. Oligarflinin suç ortakl›¤›n› gizlemek için bu çaba niye? Bu sorunun cevab›, Sami Evren’in savundu¤u siyasi anlay›fltad›r. ÖDP’nin tarihi boyunca hiç bir baflar›s› yoktur. Grupçulu¤uyla, Türkiye solunun hemen tü-

münün yerald›¤› Irak sald›r›s›na karfl› mücadeleden kendine bir baflar› yaratmak istiyor. Grupçuluk, ona yanl›fl analizler veya düpedüz çarp›tmalar yapt›r›yor. ÖDP grupçulu¤unu ve reklamc›l›¤›n› her yerde, amac›n, ittifaklar›n önüne koyuyor. Hemen her platformda, KESK ad›na, Emek Platformu ad›na, Irak’ta Savafla Hay›r Koordinasyonu ad›na ›srarla, Sami Evren’in konuflmas›n›n dayat›lmas› da ayn› kayg›n›n ürünüdür. 1 May›s’ta Taksim’e ç›kma konusunda gere¤ini yapmayacaklar› demeç flovun amac› da ayn›d›r. Herfleyi kendine maletmek isteyen grupçuluk, bu tarz› ortaya ç›kar›yor. ÖDP grupçulu¤u ve reklamc›l›¤›, iliflkileri tahrip ediyor, halka yanl›fl hedef gösteriyor; bilmelidirler ki, bu zihniyetle, hiç bir baflar›ya da imza atamaz, gerçe¤i çarp›tmaktan medet ummaya devam ederler.


Alt› Bin Yürek Grup Yorum’la Cofltu Grup Yorum 20 Nisan günü ‹stanbul Parkorman’daki konseriyle 6 binden fazla kifliyle bulufltu. Yüzlerce insan›n yer olmamas› nedeniyle içeri giremedi¤i konserde coflku doruktayd›. Grup Yorum’un “Biz var›z” marfl›s›n›n büyük ilgi gördü¤ü konserde s›k s›k Amerikan karfl›t› sloganlar at›l›rken, 1 May›s’›n coflkusu yaflanmaya bafllanm›flt› bile. 6 binden fazla kifli türküleri Grup Yorum’la birlikte söylerken, Irak halk›yla dayan›flma amac›yla bombalar alt›nda 75 gün kalan grup eleman› Cihan Keflkek ve ‹stanbul Gençlik Derne¤i Üyesi Eylül ‹flcan gözlemlerini anlat›rken salon "Irak Halk› Yaln›z De¤ildir" sloganlar›yla inledi. Bir Grup Yorum konseri daha, “Parkorman’dan Grup Yorum Geçti” yorumlar›na yak›flacak görkem ve coflku ile gerçeklefltirildi. jektif bir de¤erlendirmeden geçirmifl; sorunun çözümü için ikna edici olmaya çal›flm›flt›r. Sorumluluklar›m›z gere¤i her iki sendikam›za ve ilgili kesimlere ça¤r›m›z net olmufltur. Sorumluluklar sadece sendikal alanla s›n›rl› de¤ildir ve bu durum iki sendika yönetimini de ba¤lamaktad›r. Yoksulluk, iflsizlik, savafl koflullar›nda mücadelemizin hedef› bellidir. Dolay›s›yla taraflar›n istenmeyen olaylara yol açabilecek tutum ve davran›fllardan kaç›nmalar› belirtilmifltir.

‹LGiL‹ KURUM VE KURULUfiLARIN DiKKATiNE D‹SK'e ba¤l› Nakliyat ‹fl ile Türk-‹fl’e ba¤l› TÜMT‹S sendikalar› aras›nda yaflanan ve çeflitli geliflmeler sonucunda 19 Kas›m 2002’de üç ambar iflçisinin ölümü ile sonuçlanan olaylarla ilgili oluflturulan komisyon, araflt›rmalar›n›n sonucunu kamuoyuna duyurdu. Komisyonun 20 Mart tarihli aç›klamas›n› yay›nl›yoruz. “TÜMT‹S ve Nakliyat-lfl Sendikaiar› aras›nda yaflanan, üç iflçinin ölümüyle sonuçlanan ve s›n›f mücadelesini olumsuz etkileyen geliflmeler karfl›s›nda sorunlar›n çözümüne katk› sa¤lamak amac›yla bir komisyon oluflturduk. Örgütsüzlü¤ün dayat›ld›¤› hak gasplar›n›n yo¤un bir biçimde gündeme getirildi¤i sermayenin sald›r›lar›n›n çok yönlü olarak devam etti¤i bir süreçte sendikal hareketin ve emek dostlar›n›n her zamankinden daha fazla iflbirli¤ine ve dayan›flmaya ihtiyac› vard›r. Bu nedenle iki sendikam›z aras›ndaki gerilimin çok daha önceden çözülmüfl olmas› noktas›nda emek örgütlerinin ve emek dostlar›n›n sorumluluklar›n› yerine getirmede yetersiz kald›¤›n› düflünmekteyiz. Bu noktada komisyon bileflenleri olarak her platformda pay›m›za düfleni deklare ettik ve özelefltirel yaklaflt›k. Emek mücadelesi aç›s›ndan kabul edilemez geliflmeler karfl›s›nda komisyonumuz gerilimin t›rmand›r›lmas› yerine iflbirli¤i ve dayan›flmaya aç›k bir zeminin yarat›lmas› konusunda hassas davranm›flt›r. Çünkü gerilimin t›rmand›r›lmas› hem her iki sendikaya hem de emek örgütlerine ve s›n›f mücadelesine yönelik y›prat›c› sonuçlara yol açabilecektir. Bu nedenle komisyonumuz her iki sendikayla da görüflmeler yaparak, taraflar› dinlemifl; Komisyonumuz, her iki sendikam›z›n da verdi¤i bilgileri ob-

Son olarak 12 Mart tarihinde sorunlar›n çözümüne yöneilik yapt›¤›m›z ortak toplant› ça¤r›s›na TÜMTlS sendikas› yönetim kurulu olumlu yan›t verirken. Nakl›yat-‹fl Sendikas› yönetim kurulu kendince hakl› tutumunda ›srar etmifl, yan yana gelme talebine negatif yaklaflm›fl ve kat›lmam›flt›r. Komisyonumuz, her iki sendikan›n ve ilgili kifli ve kurumlar›n, olaylar›n bu noktaya gelmesinde sorumluluk tafl›d›¤› görüflündedir. Ancak gelinen noktada, sorumsuzca yaklafl›mlar›n devam etmesinin bir bütün olarak emek hareketine zarar verece¤i görüflündedir. Hiç kimsenin ya da hiçbir çevrenin s›n›f hareketinde onar›lmaz yaralar açabilecek geliflmelere zemin yaratma, gözyumma, sessiz kalma ve karfl›l›kl› sonu gelmez suçlamalarda bulunma lüksü yoktur. Komisyonumuz çal›flmalar› hakk›nda ve geliflmelere iliflkin yukar›daki görüflünü emek hareketi, devrimcidemokrat kamuoyu, demokratik kitle örgütleriyle paylaflmay› uygun görmüfltür.” Mustafa AVCI (KESK Genel Sekreteri), Atilay AYÇ‹N (HAVA-‹fi Genel Bflk.), Musa SELV‹ (Deri ‹fl Genel Bflk. Vk.), Hasan GÜLÜM (Belediye-‹fl 2 No’lu fib. Bflk.), Erol EK‹C‹ (Genel-‹fl 7 No’lu fib. Bflk.)

Say› 58 47 27 Nisan 2003


Bu Topraklar, Ermeni Halk›na Özür Borçludur 24 Nisan, Türkiye oligarflisi, Osmanl›’n›n ve Cumhuriyet’in kanl› tarihini açmaya yanaflmasa, gerçek karfl›s›nda kafas›n› kuma gömmeye devam etse de, dünyan›n bir çok yerinde Ermeni katliam›n›n y›ldönümü olarak an›l›yor. MGK, Ermenilerle ilgili her geliflmeyi, flovenizmi k›flk›rtmak için kullanma politikas›ndan hiç vazgeçmiyor. Bu y›l da, Fransa’da “Ermeni soyk›r›m›” an›s›na bir heykelin aç›l›fl› vesile yap›ld› flovenizme. Fransa parlamentosu, bundan befl y›l önce 29 May›s 1998’de “24 Nisan” tarihinin “Ermeni Soyk›r›m Günü” olarak ilan edilmesini karar›n› ald›¤›nda, oligarflinin sözcüleri hezeyan halinde Fransa’ya “ekonomik ambargo” uygulamaktan diplomatik iliflkileri gözden geçirmekten sö-

Yurtd›fl›ndan Londra’da Anma Say› 58 48 27 Nisan 2003

Londra Anadolu Halk Kültür Merkezi'nde düzenlenen bir etkinlikle devrim flehitleri an›ld›, Parti-Cephe’nin kuruluflu kutland›. Emperyalizmin tüm sald›r›lar›na karfl› 33 y›ld›r süren mücadelenin ve F tiplerinde 3 y›ld›r süren direniflin anlat›ld›¤› toplant›da, ‹ngiltere’den kavgaya koflup flehit düflen Bülent Dil ve Meryem Altun'un yaflamlar›, vatansever devrimcili¤in örne¤i olarak anlat›ld›.

Emperyalizme Protesto, Direniflle Dayan›flma Yunanistan’da düzenlenen AB toplant›s›, meydanlarda Yunan halk›n›n emperyalizmi protesto gösterileriyle karfl›laflt›. Toplant› boyunca düzenlenen mitinglere, yürüyüfllere Cephe Güçleri de, "Tek düflman emperyalizmdir" pankart›yla kat›ld›. Emperyalizmi lanetleyen Yunan halk›, Irak halk›yla dayan›flmas›n›, en kitlesel ve istikrarl› gösteren halklardan biri olarak eylemlerini de sürdürüyor. Ptolamaida Belediyesi’nin Irak halk›yla dayan›flma amaçl› düzenledi¤i etkinlikte, Grup Sevcan da türkü ve marfllar›yla ölüm orucu direniflçilerini ve Irak halk›n› selamlad›. Yine Halandri ilçesi Bar›fl Derne¤i’nin düzenledi¤i etkinlikte ve Peristeri ilçesi ‹lkokulu’nun ö¤retmen ve velilerinin iflgal karfl›t› etkinliklerinde Grup Sevcan da vard›. Preveza flehrinde Yunan solunun düzenledi¤i eylem ise Ölüm Orucu direniflçileriyle dayan›flma amaçl›yd›.

zetmifllerdi. Bu kez, “büyük devlet” sözlerinin bir palavra oldu¤unun tüm canl›l›¤›yla yafland›¤› flu günlerde, en flovenistleri bile, bu tür sözler sarfetmeye yeltenmedi. Oligarfli, geçmifl katliamc›l›¤›n› inkar ediyor ama bugününü nereye gizleyecek? fiovenizm öylesine yerleflmifl ki, kendi s›n›rlar› içindeki Kürtlerin ulusal haklar›n› gasbetti¤i yetmiyormufl gibi, kendi s›n›rlar› d›fl›ndaki Kürtlerin bile, haklar›n› gasbetmek için u¤rafl›yor. Bask›, katliamc›l›k, öylesine yerleflmifl ki, devletin “resmi” sayd›¤› anlay›fllar, düflünceler, mezhepler, milliyetler d›fl›nda kalan herkes üzerinde, bask›lar, yasaklar hiç eksik olmuyor. Bu flovenist, katliamc› kafa, elbette geçmifle dair iddialar›nda da inand›r›c› olam›yor. Türkiye oligarflisi, 1915 y›l›n›n Nisan’›nda Osmanl› ‹mparatorlu¤u taraf›ndan bafllat›lan ve birkaç y›l süren “Ermeni Soyk›r›m›”n› inkarla hiç bir yere varamaz. Bu topraklar Ermeni halk›na bir özür borçludur. Tarih geriye döndürülemeyecektir ama, en az›ndan, gerçek teslim edilmifl olacakt›r. Ermeniler Anadolu’nun en eski yerleflik halklar›ndan biriydiler. Anadolu’daki yerleflimleri M. Ö. II. yüzy›la uzan›r. Osmanl› döneminde Ermeniler a¤›rl›kl› olarak Anadolu’nun Do¤u’sunda: Sivas, Erzurum, Elaz›¤, Diyarbak›r, Bitlis ve Van illerinde yafl›yorlard›. Nerede flimdi onlar? Oligarfli iflte tarihi gerçe¤i kabul etmedi¤i için bu sorunun cevab›n› da veremiyor. Tarihin garip tecellisi, Osmanl› Devleti, Ermeni katliamlar›n›, iflbirlikçi Kürt afliretlerine kurdurdu¤u “Hamidiye Alaylar›” eliyle gerçeklefltirmifltir. Benzer “alaylar” bugün Irak’ta katliamlara ortak oldu. Tarih, ac›mas›zd›r. Ne katliamlar, ne iflbirlikçilikler unutulmuyor. Unutturmaya çal›flan, eninde sonunda gerçe¤in alt›nda kal›yor.

Katliam Filmine Yasak Halepçe Katliam›’n› anlatan Sar› Günler adl› filmin ‹stanbul Film Festivali’nde gösterilmesi yasakland›. Film iki y›l önce, Antalya Film Festivali’ne kat›lm›fl, iki dalda ödül alm›flt›. Sansür kurulu olarak çal›flan “Sinema, Video ve Müzik Eserleri Denetleme Kurulu”, Türkiye’yle do¤rudan ilgisi olmayan filmde “ordu ve Türkiye aleyhtarl›¤›” keflfetti ve yap›mc›s› Kadir Sözen’den dört sahnenin sansürlenmesini istedi. Yap›mc› bu sansürü kabul etmeyince, film yasakland›. “Diktatör Saddam... Halepçe katliam›...” oligarflinin sözcülerinin dillerinden düflmez. Ancak katledilen Kürt halk› olunca gerçek yüzleri an›nda ortaya ç›kar.


kahramanlar ölmez Hasan KARAGÖZ 28 Nisan 1980 Malatya Tafltepe’de faflistlerin kurdu¤u bir pusuda katledildi.

S›dd›k ÖZÇEL‹K

Güven KESK‹N

30 Nisan 1992 Adana’da bulunduklar› eve düzenlenen sald›r›da katledildiler. S›dd›k Özçelik’in komutanl›¤›ndaki Silahl› Devrimci Birlikler üyeleri, ölüm mangalar›n›n kuflatmas› alt›nda direnerek ölümsüzlefltiler. Üçü de yoksul gecekondu mahallelerinin örgütlenmesinde, mücadelesinde yer alm›fllard›. Kuflat›ld›klar› evde, kurflunlar alt›nda son nefeslerinde örgütlerinin ismini duvara kanla yazarak flehit düfltüler.

Esma POLAT Sadettin Emir ÇINARO⁄LU 1 May›s 1977 Yüksek ö¤renim için geldi¤i Bursa’da devrimci mücadeleyle tan›flt›. Iflçi s›n›f›n›n mücadele günü 1 May›s’ta katledildi.

Mehdi ALKAN 2 May›s 1993 KTÜ Elektronik Müh. Fakültesi’nde okuyan TÖDEF’li Mehdi Alkan’›, ‹stanbul’da 1 May›s mitingine kat›ld›ktan sonra Trabzon’a dönerken geçirdi¤i trafik kazas›nda yitirdik.

Anma Toplant›lar› fiehitlerimiz Onurumuzdur 30 Mart-17 Nisan Devrim fiehitlerimizi anma, umudun kuruluflunu kutlama günleri etkinlikleri sürüyor. Trabzon Haklar ve Özgürlükler Cephesi’nin Sinan KUKUL’un mezar› bafl›nda 17 Nisan günü düzenledi¤i anmaya Devrimci Proleter Gençlik, KESK ve Halkevleri de kat›ld›. Mezarl›k yolunda kimlik kontrolü ile kitleyi sindirmeye çal›flan polis anma boyunca da provokatif davran›fllar›n› sürdürdü. Sayg› duruflunun ard›ndan Sinan Kukul’un mücadelesini anlatan yoldafllar› Sinan Kukul nezdinde flehitlerimize verilen sözlerini yinelediler; “Yolumuz Devrim Yolunda Düflenlerin Yoludur.” Ünye'de flehit düflen DHKC gerillas› Gökçe fiahin'in Ankara’daki evinde verilen yemekte fiahin’in yaflam› anlat›ld›. Gün boyu yeme¤e yaklafl›k 500 kifli kat›ld›. Gökçe fiahin'in mezar› bafl›nda yap›lan anmada ise Ordu-Ünye’deki direnifl anlat›ld›. Gökçe fiahin’in flehitlere iliflkin sözlerine yer verilerek, “fiehitlerimiz yol göstericiydi ona da. Tereddütsüz kufland› halk kurtulufl savaflç›lar›n›n üniformas›n›, bafl› dik devretti bayra¤›” denildi. Karfl›yaka Mezarl›¤›'nda Haklar ve Özgürlükler Cephesi taraf›ndan yap›lan anmada Mahir Çayan’›n mezar› ziyaret edildi. Burada yap›lan konuflmada K›z›ldere anlat›ld› ve “Dirilip dönece¤iz er meydan›na / zaman bu köhne düzenin cellatlar›n› affetmeyecek / gerek kalmaz savafl ilan›na / erlerimiz fazla laf etmeyecek / K›z›ldere son de¤il savafl sürecek” dizeleri okundu. Anma ‹KM müzik toplulu¤u ile birlikte 'Gündo¤du, Bize Ölüm Yok, K›z›ldere ve Adal›lar›n Türküsü' marfllar›n›n söylenmesi ile son buldu. 15 Nisan’da Ankara TAYAD Bülteni'nde yap›lan etkinlikle devrim flehitleri an›ld›, K›z›ldere’nin devrim mücadelesindeki yeri tart›fl›ld›. Ankara’da H‹K-DER'de yap›lan etkinlikle 17 Nisan'da günü devrim flehitleri an›ld›. fiehitlerin yaflamlar›n›n anlat›ld›¤› etkinlikte ‹dilcan Kültür Merkezi Müzik Toplulu¤u dinleti sundu. Umudun Ad›n› Da¤lara Yazanlar An›ld› 23 Nisan 1993’de Çalxane Mezras›'nda ç›kan çat›flmada flehit düflen gerillalardan Cihan Taçy›ld›z ve Haydar Ayd›n’›n Dersim merkezdeki mezarlar› bafl›nda ailesi, flehit aileleri ve arkadafllar›n›n kat›l›m›yla bir anma düzenlendi. Mezar› bafl›nda Cihan'›n annesi Cihan'› ve mücadelesini anlatan k›sa bir konuflma yapt›.


köyün !Delisi Irak’tan çal›nan tarihi eserlerden bir k›sm› Amerikan Fox TV çal›flan›nda yakalanm›fl. ‹lifltirilmifl gazeteci olarak iflgal propagandas› yapt›, flimdi o da talandan pay›na düfleni al›yor. Tabii bu arada “ilifltirilmifl h›rs›z”›n, conilerle anlaflma içinde oldu¤u itiraf›na gerek bile yoktu asl›nda, ona ne flüphe!

“‹lifltirilmifl H›rs›z”

HAFTANIN YALANI

Say› 58 50

Devlet Bakan› Ali Babacan, IMF ‹cra Direktörleri Kurulu'nun 701 milyon dolarl›k kredi dilimini serbest b›rakmas›yla uygulanmaya bafllanan program›n “IMF'nin de¤il AKP hükümetinin program› oldu¤unu” söylemifl. Dünyan›n bildi¤i konularda yalan söylemek de bir maharettir elbette!

27 Nisan 2003

Ç‹ZG‹YLE

E¤itim-Sen’in Gazetecileri E¤itim-Sen, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesinde kendilerini yalnız bırakmayan basın emekçilerine teflekkür plaketi vermifl.

Bakt›k, bir daha bir daha bakt›k, içlerinde bir tek devrimci bas›n›n ad›na rastlayamad›k. Neden acaba? Devrimci bas›n bu mücadelede onlar› yaln›z m› b›rakt›, yoksa onlar da devlet gibi devrimci bas›n›, bas›ndan m› saym›yor?

Üzülürüüüz!.. 12 Eylül cuntas›n›n bafl› Kenan Evren muayeneden geçmifl. Turp gibiymifl; Aman iyi. Onca “beslemeyip de asman›n” hesab›n› vermeden eceliyle giderse, üzülürüz.

Çocuklara örnek devlet adamlar›! 23 Nisan çocuklar›n bayram› idi ya! Devlet büyükleri çocuklara örnek oldular! O gün “devletin tepesinde” kriz nas›l ç›kart›l›r oyunu oynad›lar. Laiklik maskesi takanlar, “bugün 23 Nisan, yasak türban” dediler ve AKP’lilerin tiz elden efllerinden boflanmalar›n› buyurdular. AKP’liler de befl dakika bile dik duramadan efllerini eve kapatarak kiflilik dersi verdiler çocuklara. Ne mutlu çocuklara ülkemiz bunlar›n elinde!


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.