bin 1000 GÜN Ya Zafer! Ya Ölüm!
Bu zulme karfl›, Kad›n, erkek, ana baba efl kardefl Genç yafll› çocuk Çocuklar›m›z›n çocuklar›, Kaç y›l sürerse sürsün, neye malolursa olsun... Savaflaca¤›z! Her düflen ›fl›¤›m›z, Her kalan, kavgay› sürdüren bayraktar›m›z... Ba¤›ms›zl›k ve özgürlük için Ya son neferimize kadar ölecek, Ya kazanaca¤›z!
Ekmek ve
Adalet Haftal›k Dergi / Say›: 64 / Tarih: 15 Haziran 2003 / F‹YAT (KDV Dahil) 750 000
www.ekmekveadalet.com Mail:info@ekmekveadalet.com
✔ Tayyip’in Galaksisi - IMF’cilik, ABD’cilik - Tuvalette biten demokratl›k!
✔ ✔
Ölüm Orucu Zulme karfl› destanda 970. Gün
Filistin Oyun bozuldu!
bir destan ➤➤➤ D o ¤ r u ç i z g i . . . K u r t u lufl yolu...
destan› yaratanlara selam olsun! Ekmek ve
Adalet
www.ekmekveadalet.com
info@ekmekveadalet.com
anti-emperyalist anti-empe anti-oligarflik anti-olig mücadele!
Gerçe¤in ça¤r›s› karfl›s›nda suskunluk! Önceki say›m›zda bir ça¤r› yapt›k; herkesi basit bir sorunun cevab›n› aramaya ça¤›rd›k: “fiiddetin kayna¤› nerede? fiiddeti yaratan kim?” Pek çok demokratik kurum ayn› ça¤r›y› yapt›. Düzen cephesinde suskunluk sürüyor. Zulmü uygulayanlar, zulüm ve sömürü düzenini savunanlar, gerçe¤i yok saymaya devam ediyor. Kendisini gerçe¤in temsilcisi sayan bas›n-yay›n baflta olmak üzere, ülkenin kaderine yön vermeye çal›flanlar susuyor. Arka arkaya üç olay; Bir, feda savaflç›s› fiengül Akkurt bir feda eylemi haz›rl›¤› s›ras›nda Ankara’da flehit düflüyor. ‹ki, gizlenen, bast›r›lan, yok say›lan bir sorunu gündeme getirmek için ‹stanbul’da DGM hakim ve savc›lar›na yönelik bir eylem gerçeklefltiriliyor. Üç, tutsaklar›n, tutsak yak›nlar›n›n, devrimci bas›n›n ikibuçuk y›ld›r söyleyip yazd›¤› bir gerçek, burjuva bas›nda, Milliyet’te tescil edildi; 19 Aral›k’ta katledilen tutsaklar›n nas›l katledildi¤ini gizlemek için kurflun yaralar› kesici aletlerle geniflletilmiflti. Bu üç olay hakk›nda yaz›p çizen gazetecinin, görüfl bildiren ayd›n›n, çeflitli kurulufllar›n say›s› bir-ikiyi geçmiyor. Gerçe¤inden kaçan bir Türkiye! Türkiye Cumhuriyeti’nin 57. 58. ve 59. hükümetlerinin, yani 2000-2003 aras›nda iktidar koltu¤unda oturanlar›n aç›klamalar›na, Bakanlar Kurulu kararlar›na bakanlar, bu ülkenin hapishanelerinden bu süre içinde yüze yak›n ölü ç›kt›¤›-
✹R ÇA⁄ DUYU
I U
Grup Yorum konserleri: 21 24 25 27 28 29 30
Haziran Haziran Haziran Haziran Haziran Haziran Haziran
Gemlik Manavgat Gazipafla(Antalya) Adana Tarsus Mersin Antakya
n› anlayamazlar. Bu hükümetlere göre, sanki bu ülkede böyle bir olay olmam›flt›r. Bu ülkenin 2001-2002-2003 y›l›na ait gazete ve TV yay›nlar›n› gözden geçirenler de, karfl›laflamazlar bu gerçekle. Bir insan›n 500 gün aç kal›p ölmesi haber de¤eri tafl›maz onlara göre. Türkiye gibi onlarca ülkede, halk›n demokratik, bar›flç›l yollarla hak ve özgürlüklerini elde etmesinin, mevcut iktidar›n niteli¤ini de¤ifltirip sömürü ve zulme son vermesinin önü kapat›lm›fl; halk›n mücadelesini bast›rmak, halk›n öncülerini imha etmek için her türlü zulme baflvurulmaktad›r. Bu koflullar›n oldu¤u her ülkede, fliddetin hem güncel, hem tarihsel nedenleri var demektir. Bu tabloda gördü¤ünüz halk›n fliddetinin objektif koflullar›d›r. Hiçbir halk, bunu kabul edemez. Tarih boyunca da kabul etmemifltir. Yüzlerce, binlerce kez, halklar›n cesetlerinden da¤lar, kanlar›ndan ›rmaklar oluflmufltur. Ama halklar adalet için, özgürlük için savaflmaktan vazgeçmemifllerdir. Tarihe bakan görür; egemen s›n›flar, her zaman fliddeti “kendi tekellerine” almak istemifller, ama o tekel her seferinde bozulmufltur. Gerçek, kimsenin görmezden gelemeyece¤i kadar aç›kt›r: Zulüm, Cesetlerimizden Da¤lar Yaratt›... O Da¤lar fiimdi fiiddeti Do¤uruyor! Tart›fl›n veya tart›flmay›n; gerçe¤i görün veya görmezden gelmeye devam edin; bu gerçe¤i de¤ifltirmez! Zulüm gerçe¤i orta yerde dururken, adaletin esamesi okunmazken, bu tabloyu yok sayarak, zulmü durdurmaya çal›flmaks›z›n “terör”, “fliddet” deyip duranlar›n akl› k›t, gelece¤i yoktur. fiiddeti yaratanlar, tarihe bak›nca görürler ki, asl›nda yokettikleri kendi gelecekleridir.
Duruflmalara kat›lal›m! Hasan Bal›kç› duruflmas› 18 Haziran Saat: 9:30 Urfa A¤›r Ceza Birtan Altunbafl duruflmas› 20 Haziran Saat: 9:05 Ankara 2. A¤›r Ceza Mahkemesi
sen de katıldın bu soylu halaya... Selam olsun sana ey da¤lara sevdal› yürek... Selam olsun sana ay edal›m... Selam olsun sana yüreklere umut, yüreklere onur, yüreklere hüzün ve yüreklere sevda salan›m.. Selam olsun sana da¤lara hasret yüre¤inle zalimlerin yüreklerini da¤ gibi korkuyla da¤layan›m.. Bütün hüzünlü haberleri ya¤murda duyar›m bilirmisin... Ya¤mur ya¤›yordu yine ismini duydu¤umda. fiafl›rmad›m... Onurland›m ama a¤lamad›m da diyemem. Ya¤murla yar›flt› gözyafllar›m... Bulutlar bakt› gözbebeklerime, öyle doluyduki gözlerim, sustu bulutlar yükünü gözlerime boflaltt›.. K›zma sak›n a¤lad›m diye. ‹nsan›m. Ac›n bir kor gibi düfltü yüre¤ime. ‹nsan›m, bir yoldafl›ma yanar›m.. Benim can›m, onlar ki bizim tabutlar›m›zdan korktuklar› gibi gözyafllar›m›zdan da korkarlar. Çünkü kinimizin ifadesidir gözyafllar›m›z.. Çünkü hesab›n› soraca¤›m›z›n ifadesidir gözyafllar›m›z... Sen rahat uyu canyoldafl›m, birgün bizimkiler gezecek bu flehirler-
de... K›z›l tabutlar›n dolaflt›¤› caddelerde birgün bizimkiler gezecek... Ey yüreklerini korkuyla besleyenler Ey uykular› korkuyla bölünenler Tabutlar›m›z›n alt›nda ezilecek Kanlar›m›zda ve gözyafllar›m›zda bo¤ulacaks›n›z fiengüller varoldukca siz yok olacaks›n›z Ne mutlu sana, sen de kat›ld›n sonunda çekilen bu soylu halaya... Zaferin kutlu olsun yoldafl›m, ama sensiz gülmeler de içimi ac›t›yor flimdi. Bir Yoldafl›
Ben adaletin ad›y›m!
‹dil Kültür Merkezi Yeni Adresinde ‹stiklal Cad. Aznavur Pasaj› No:212 Kat: 6 Beyo¤lu / ‹STANBUL ***
Anadolu’nun Sesi Radyosu Yeni Stüdyosunda Adres: ‹stiklal Cad. Aznavur Pasaj› No: 212 Kat: 6 Beyo¤lu / ‹stanbul Pk: 80050 Haber Merkezi Tel: O 212 244 81 00 - 01 Haber Merkezi Faks: O 212 244 81 02
Ekmek ve
Adalet
INTERNET adresi: www.ekmekveadalet.com
Ekmek ve Adalet Dergisi Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Ali Ercan Göko¤lu Adresi: ‹nebey Mahallesi ‹nk›lap Caddesi Oto Han 55/54 Aksaray Fatih ‹stanbul ‹rtibat Telefonu: 0212 347 69 66 Faks:0212 347 69 65 Hesap No: 0041310 -4 Y›lmaz Bas. Yay. Da¤. Org. Akbank Yusufpafla fiubesi/‹ST
Ofset Haz›rl›k: Y›lmaz Yay›nc›l›k Bask›: ASPAfi Pazarlama Fiyat›: 750 000 Avrupa: 3 Euro Almanya:3 Euro
Fransa:3 Euro ‹sviçre:3 Euro Hollanda:3 Euro
‹ngiltere: £ 2.5
Belçika: 3 Euro Avusturya: 3 Euro
E-MAIL adresi: info@ekmekveadalet.com
Bürolar›m›z Akcadag Verlag- Odenwaldstr. 72 51105 Köln Tel: 0049 221 6906692 0049 221 6906693 Faks:0049 221 6906694 E-mail adresi: ekmekveadalet@t-online.de Adana- ‹nönü Cad. 7. Sokak K›z›lay ‹fl Han› arkas› Özkan Apt. No:10/2 Telfaks: 0 322 351 97 25 Ankara- GMK Bulvar› Onur ‹flhan› Kat: 6 Daire: 151 K›z›lay Tel-faks: 0 312 419 27 38 Antakya- Armutlu Mahallesi Elmas Sok. fiaban Kanatl› Apt. Kat: 4 D: 6 Telfaks: 0 326 223 87 18 Bursa- Baflak Cad. Gür ‹fl Han› Daire: 25/4 Heykel Tel-faks: 0 224 224 93 97 Gaziantep- Karatarla Mahallesi Gaziler Caddesi Yeniçeri Sokak No:27 Daire:10 fiahinbey Hopa:Hopa ‹fl Merkezi Zemin Kat No:28 HOPA Tel-Faks:0 466 351 42 08
‹zmir- 3. Beyler Cad. 850. Sokak Yaparsoy ‹fl Han› No: 31/501 Konak Tel-faks: 0 232 446 27 96 Kocaeli- Hürriyet Caddesi Gakko Kervan Saray ‹flhan› Kat:7 No:79 Tel-Faks: 0 262 332 41 70 Malatya- Dabakhane Mah. Eskihalep Cad. Kardefller ‹flhan› Kat: 3 No: 15 Tel-faks: 0 422 325 24 61 Mersin- Kiremithane Mah. 4406 sk. Müzeyyen Boro ‹flhan› No: 9 kat: 1 Dair e 13 Samsun- Talimhane Cad. Bozluolcay ‹fl Han› Kat: 3/42 Tel-faks: 0 362 435 25 80 Trabzon- Kemerkaya Mah. Kundurac›lar cad. Dedeo¤lu sokak Pustular iflhan› Kat:1 No:33 Tel-faks: 0462 322 20 88 Zonguldak- Gazipafla Cad. Ofluo¤lu ‹flhan› Kat: 5 Daire: 9
Ekmek ve Adalet Say› 64 ‹çindekiler 3...
Solda Ayr›m Noktas›: Hedef Ve ‹ttifaklar
5...
Anti-emperyalist Anti-oligarflik Devrim
10...
Emekçi Düflman›, Anti-komünist Tayyip’in Gerçek Yüzü
13...
SOLDA AYRIM NOKTASI: HEDEF VE ‹TT‹FAKLAR
Sezer, Kölelik Yasas›’n›
YA : TÜS‹AD’la “demokrasi”, Genelkurmay’la “ba¤›ms›zl›k” YA DA: DA Halk›n birleflik devrimci savafl›yla anti-emperyalist, anti-oligarflik devrim!
Onaylad›! 15...
Yoksula Masallar
16...
‘Temel Haklar’ Yayg›nlafl›yor
17...
Sald›r›lar Gençli¤in Mücadelesini Engelleyemez
18...
Filistin, Amerikan Haritas›na Teslim Olmuyor
19... 21...
Kim Bunlar? Irkç›, Mezhepçi Oligarfli Konufluyor
22...
Amerikan ‹mparatorlu¤unun Ortado¤u Operasyonu...
26...
Bin Gün-1
29...
F Tipleri Meflru De¤ildir!
30...
Katilleri Yarg›lans›n! Katliama Son!
33...
Kim Yok Ediyor Hukuku?
34...
“Senin De Sonun Volkan A¤›rman Gibi Olabilir”
35...
Hangi Teröre Karfl›? Kim Terörist?
38...
Haberler
39...
Halklar›n Kaderlerini Tayini Hakt›r!
40... 43...
Provokasyon Amaçl› “Haber” AB, ABD ‹zinde Mi Özüne Mi Dönüyor?
45...
ÇHD Genel Kurulu Yap›ld›
46...
Birlik Ve ‹lkeler
48...
‹dil Kültür Merkezi Aç›ld› Grup Yorum Konserleri Sürüyor Yurtd›fl›ndan Haberler
49...
Kahramanlar Ölmez
50...
Köyün Delisi
Türkiye, geçici önlemlerin, k›smi düzenlemelerin hiçbir sorunu çözemeyece¤i bir ülkedir. Ülkenin ekonomisinin, siyasetinin, kültürünün, trafi¤inin, sosyal güvenlik sisteminin, e¤itiminin durumu, “boynun niye e¤ri?” sorusuna “nerem do¤ru ki!” cevab› veren devenin durumuna benziyor. Bafltan afla¤›ya sömürü ve talan üzerine flekillenmifl, bafltan afla¤›ya katliamc› zihniyete göre örgütlenmifl ve ayn› zamanda bafltan afla¤› çürümüfl bir sistemdir. Bu sistemi ne AB’ye uyum yasalar›, ne IMF’den gelecek dolarlar de¤ifltiremez. Tam tersine, “borç” kaleminden dolarlar geldikçe, emperyalizme (ister ABD’ye, ister AB’ye olsun) ba¤›ml›l›k di¤er alanlarda da artt›kça, e¤rilikler ço¤alacak, çürüme derinleflecektir. Böyle bir ülkede, mevcut parlamenter faflizm içinde hükümete kim gelirse gelsin, gelen parti ne kadar “de¤iflimci” sloganlar kullan›rsa kullans›n, mevcut düzeni sürdürecektir. Bugüne kadar hep öyle olmufltur, bundan sonra da öyle olacakt›r. Sol iddial› reformist legal partiler de, bu halleriyle zaten “iktidar›” hayallerinde bile göremezler ama eskaza hükümet olsalar, sonuç farkl› olmayacakt›r. Demokrasiden yanay›m, ba¤›ms›zl›ktan yanay›m diyenler bu ülkede oldukça önemli bir ço¤unluk oluflturuyor. Ama bu ço¤unluk, ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mücadelesinin prati¤ine yans›mayan bir ço¤unluk. Çünkü bu kesimlerin bir ço¤unun ba¤›ms›zl›ktan ve demokrasiden anlad›klar› farkl› fleyler. Her fleyden önce, bu kesimler ba¤›ms›zl›k ve demokrasiyi birlikte telaffuz etmiyorlar. Peki niye kimileri “demokrasi”yi hedefliyor yaln›zca? Kimileri niye yaln›zca “ba¤›ms›zl›¤›n” sözünü ediyor? Burada demokrasi isteyen, ba¤›ms›zl›k isteyen genifl kitleler için bir tuzak var. Tuza¤› somutlamadan önce, devrimciler d›fl›nda, mevcut muhalif güçleri, neyi telaffuz edip neyi etmediklerine göre kategorilere ay›rmakta yarar var. Bu ayr›flt›rma onlar›n demokrasi ve ba¤›ms›zl›ktan ne anlad›klar›n› da gösterecektir. Birinci grup; siyasi hedeflerini “demokratikleflme” olarak belirleyenler. Bunlar sadece “demokrasi mücadelesi”nden sözetmektedirler. Bunlar›n gündeminde ba¤›ms›zl›k yoktur. Bunlar›n baflta gelenleri, ÖDP, HADEP ve onlar›n çizgisinde politika yapan kitle örgütleridir. Demokrasi mücadelesi için seçtikleri yol ise, sivil toplumculuktur. Mücadeleleri bu mant›¤a uygun olarak icazetcili¤i esas al›r. “Sivil toplum örgütlerini” güçlendirip, onlar›n arac›l›¤›yla parlamentoya girecek ve de¤iflimi gerçeklefltireceklerdir. En az›ndan böyle bir planlar› oldu¤u varsay›lsa bile, as›l olarak da umutlar›n› ba¤lad›k-
lar›, “d›fl müdahale”lerle Türkiye’nin demokratikleflmek zorunda oldu¤udur. Bunun için de “d›fl müdahaleyi” davet eden, destekleyen bir politika izlerler. Önemli bir kesimi için demokratikleflmeyi sa¤layacak “d›fl güç” Avrupa’d›r. AB’ye girmeyi savunurlar. Kürt milliyetçili¤inin bafl›n› çekti¤i reformizm bu d›fl gücün AB de¤il de ABD de olabilece¤ini söylemeye bafllam›flt›r. Sonuç olarak, demokratikleflmede Avrupa veya Amerika’ya böyle bir misyon yükledikleri için, birinci gruptaki bu kesimler, ba¤›ms›zl›¤›n, anti-emperyalizmin sözünü fazla etmezler. ‹kinci grup: ‹çinde ayd›nlar›n çokça yer ald›¤›, bafl›n› Cumhuriyet gazetesi yazarlar›n›n ve ihbarc› Perinçek’in çekti¤i bir baflka kesim ise, demokrasinin sözünü etmeden sadece ba¤›ms›zl›ktan sözediyor. Bu kesimler, fiilen herhangi bir mücadele içinde yokturlar genellikle. Emperyalizme karfl›tl›klar› bile prati¤e kolay kolay dökülmez. Demokrasicilerin en güvendikleri müttefiklerinin AB olmas› gibi, bu kesimin en güvendi¤i müttefik de Genelkurmay’d›r. Ülkedeki katliamlar, iflkenceler, sömürü, açl›k, bu kesimleri genellikle ilgilendirmez. Üçüncü grup: Bir de bunlar›n d›fl›nda duran ama sivil toplumculu¤a yak›n duran çeflitli sol kesimler var. Oportünist gruplar yer yer bu kategoriye girip ç›kmaktad›rlar. Legal particili¤i elefltirirler ama ayn› zamanda onlara yönelik bir özenti içindedirler. Bu nedenle gerek ideolojik anlamda gerekse de çal›flma tarz›nda onlardan etkilenmeleri yo¤undur. Bir çok durumda, demokratik alanda devrimcilerle de¤il, reformizmle birlikte olmay› seçerler. Düzen TKP’si gibi, Genelkurmay çizgisiyle “millilik” noktas›nda de¤il ama mesela “fleriata karfl› olma” noktas›nda ittifak kurarak icazet temelinde politika yürütenler de bu grup içinde say›labilir. fiimdi “tuza¤›” somutlayabiliriz. Kendine sol diyen bir çok grubun, ayd›n›n konumlar›na bakal›m; Sadece demokrasi diyenler; AB’ci veya Amerikanc›; sadece ba¤›ms›zl›k diyenler, Genelkurmayc›. Biri sivil toplumcu, di¤eri cuntac›... Her ikisi de emperyalizme ve oligarfliye karfl› difle difl bir mücadeleyi reddetmekte hemfikir. Her ikisi de halk›n mücadelesini reddediyor. Her ikisi de legal alanda yerleflmifllerdir. Demokrasinin veya ba¤›ms›zl›¤›n güvencesini örgütlülü¤ün, mücadelenin, halk›n d›fl›ndaki güçlerde görüyorlar. Yaz›m›z›n en bafl›nda tesbit etti¤imiz durumun, yani ortada bu kadar ba¤›ms›zl›ktan yana, bu
kadar da demokrasiden yana olan varken, bu kesimlerin emperyalizme ve faflizme karfl› mücadelede neden ortal›kta görünmediklerinin cevab› buradad›r. Ve iflte tuzak da buradad›r. Ba¤›ms›zl›k ad›na, demokrasi ad›na kitlelere yanl›fl hedefler gösteriyorlar. Yanl›fl ittifaklara yönlendiriyorlar. Sadece bu kadar da de¤il; ba¤›ms›zl›kç› görünürken emperyalizmin ülkemizdeki bekçisi durumundaki, halk› katleden, cuntalar yapan bir orduyu akl›yorlar. Demokrasici görünenler ise, dünyada ve ülkemizdeki sömürü ve zulmün bafl sorumlusu emperyalizmi akl›yorlar. ‹flte bu nedenle, birinci grup ve ikinci grup diye sayd›¤›m›z bu kesimler, ba¤›ms›zl›¤› ve demokrasiyi savunuyor görünmelerine ra¤men, ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mücadelesinin önünde bir engel haline geliyorlar. Demokrasi mücadelesinin müttefiki TÜS‹AD, ba¤›ms›zl›k mücadelesinin müttefiki Genelkurmay’sa, haklar ve özgürlükler Avrupa Birli¤i flemsiyesinde, ulusal ç›karlar ordunun flemsiyesinde savunuluyorsa, orada gerçek anlam›yla bir demokrasiden ve ba¤›ms›zl›ktan sözedilmedi¤i aç›kt›r. Bu anlay›fl y›llarca kah TÜS‹AD’a, kah Genelkurmay’a “ilericilik” rolleri biçmifl, onlar›n demagojik aç›klamalar›na büyük de¤erler verip onlara dayanan politikalar oluflturmufltur. O politikalara ve sonuçlar›na dair bugün kimsenin hat›rlad›¤› bir fley yoktur; TÜS‹AD’›n, Genelkurmay’›n olmayan ilericili¤i üzerine politika yapmak, su üzerine yaz› yazmak gibidir çünkü. ‹kisinin ak›beti de ayn›d›r. Tuza¤› görmek, tuza¤› bozmak gerekir. Sivil toplumculuk, cuntac›l›k, Avrupac›l›k, Amerikanc›l›k ç›kmazd›r. Bunlar›n hiçbiri ba¤›ms›zl›¤› ve demokrasiyi kazand›rmaz. Ba¤›ms›zl›¤›n ve demokrasiyi engelleyen emperyalizm ve iflbirlikçi oligarflidir. O halde ba¤›ms›zl›k ve demokrasi isteyenler, emperyalizme ve oligarfliye karfl› aç›k, net olarak, icazete s›¤›nmadan, difle difl bir kavgaya haz›r olarak mücadele etmek durumundad›rlar. Anti-emperyalist, anti-oligarflik perspektif, kurtulufl vaadeden tek bak›fl aç›s›d›r. Ba¤›ms›zl›k emperyalizmi kovarak, demokrasi faflizmi y›karak gelir bu ülkeye. Bu nedenle de ba¤›ms›zl›k ve demokrasi, bu ülkede bir devrim sorunudur. Sorunu, anti-emperyalist, anti-oligarflik devrim çözer. Gerçekten ba¤›ms›zl›¤› ve demokrasiyi isteyenlerin saf tutaca¤› yer, iflte bu yüzden, anti-emperyalist, anti-oligarflik kurtulufl cephesidir.
Neyi istiyoruz? Bu hedefe nas›l ulaflaca¤›z? Hedef konusundaki her mu¤lakl›k, o hedefe ulaflmak için seçilmesi gereken yol, gerçeklefltirilmesi gereken ittifaklar konusunda da hatalara yol açacak ve giderek hedef kaybolacakt›r.
Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm ‹çin
Bugün Türkiye solunun önemli bir bölümü aç›s›ndan böyle bir durum sözkonusudur. Sorunu daha da vahim hale getiren, ideolojik mücadele büyük ölçüde terkedildi¤i, pragmatik, icazetci günübirlik politikalar içinde teoriye yer kalmad›¤› için, o saflarda yer alanlar da durumun fazla fark›nda de¤illerdir. Bir çok insan o gruplar›n içinde devrimciyim, devrim için mücadele ediyorum düflüncesiyle bulunmakta, ama o gruplar›n devrime yürümekle uzak yak›n bir ilgisi kalmam›flt›r. Solun bir bölümü, baflta legal parti çevreleri, bugün devrimi, devrim stratejilerini ve hedeflerini, nas›l bir halk iktidar› olaca¤›n›, halk›n iktidar›nda ekonominin nas›l biçimlendirilece¤ini vs. tart›flm›yor. Onun yerine “d›fl borçlar›n nas›l ödenece¤i”, IMF’yle ‘daha iyi’ anlaflmalar›n nas›l yap›labilece¤ini, tekelci burjuvaziden biraz daha fazla vergi koparmay›, Avrupa Birli¤i’ne girmeyi, Amerikan müdahalesiyle gelen demokrasiyi... tart›fl›yor. Partilerin tafl›d›klar› isimleri, fluyuz buyuz diye iddia ettikleri s›fatlar› bir yana b›rak›n; neleri tart›flt›klar›na bak›n. Onun devrim cephesinde mi, düzen cephesinde mi oldu¤unu kesine yak›n bir biçimde tesbit edebillirsiniz.
ANT‹ EMPERYAL‹ST ANT‹ OL‹GARfi‹K
DEVR‹M
Bakal›m legal partilere; biri sosyalistiz diyor (ÖDP), bir di¤eri “komünist” ad›n› koymufl kendisine (TKP). Bir di¤eri hedeflerini demokratik sosyalizm olarak aç›kl›yor (DEHAP) Bir baflkas› iflçi s›n›f› komünistleri olarak “komünizme ulaflma hedefinden vazgeçmeyen bir mücadele yürüttüklerini” iddia ediyor (EMEP)... Bir yana bu s›fat ve iddialar› koyal›m, bir yana sorular›: Aç›klad›klar› bu kimliklere ve amaçlara uygun araçlara sahipler mi? Bu hedefe ulaflt›racak bir stratejileri var m›? Bunlara uygun bir mücadele çizgisi yürütüyorlar m›? Bunlara uygun ittifaklar içindeler mi?.. K›sa bir cevap vermek gerekirse; ilgileri yok! Ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizm devrim sorunudur ve onlar›n devrim ufku kararm›fl, devrim iddias› zay›flam›fl. Temel açmazlar› burada. Hepsi demokrasiyi savunuyor; ama savunduklar› demokrasinin niteli¤i konusunda da, demokrasinin nas›l kurulaca¤› konusunda da rivayetler muhtelif. Demokrasiyi savunuyorum diyenin faflizme karfl› demokrasi mücadelesi içinde, ba¤›ms›zl›ktan yanay›m diyenin anti-emperyalist mücadele içinde olmad›¤› noktada, derin bir çarp›kl›k var demektir. Ülkemizde iflte bu tablo vard›r.
Ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mücadelesi, anti-emperyalist, anti-oligarflik devrim mücadelesidir! Ba¤›ms›zl›¤› ve demokrasiyi savunanlar›n yapmas› gereken ilk ifl, do¤al olarak ba¤›ms›zl›¤›n ve demokrasinin önünde kimlerin engel oldu¤unu do¤ru tesbit etmektir. Kimler ba¤›ms›z ve demokratik bir ülke olman›n önünde engelse, ba-
Say› 64 5 15 Haziran 2003
Say› 64 6 15 Haziran 2003
¤›ms›zl›k ve demokrasiyi savunanlar da ona karfl› mücadele eder, savafl›rlar. Ad›m ad›m somutlayal›m bu genel çerçeveyi: DHKP program›nda çok net belirleniyor: “Devrimimiz, anti-emperyalist, anti-oligarflik karakterde bir devrim olacakt›r. Bu tespite, ülkemizin ekonomik, sosyal, siyasal analizi sonucu var›yoruz... Üretici güçlerin geliflmesini engelleyen sosyal ve siyasal güçler, emperyalizm ve oligarflidir.” Ba¤›ml›l›¤› dayatan emperyalizm, dayatmay› kabul edip imzalayan oligarflidir. Demek ki, ABD ve Avrupa emperyalizmine, onlar›n iflbirlikçisi oligarfliye, (iflbirlikçi tekelci burjuvaziye, toprak a¤alar›na, Genelkurmay’a), düzen partilerinin hükümetlerine karfl› mücadele etmeden ba¤›ms›zl›k savunulamaz. Demokrasiyi engelleyen, tüm kurum ve kurulufllar›yla faflizmdir. Demek ki, faflizme karfl› direnmeden, mücadele etmeden demokrasi için mücadele verilmifl olmaz. K›sacas›, ba¤›ml›l›¤›n ve faflizmin sorumlular›, yarat›c›lar›, uygulay›c›lar› olarak karfl›m›zda Genelkurmay, TÜS‹AD, ABD, AB... vard›r. ‹flte bunun için, devrimciler, ba¤›ms›zl›¤a ve demokrasiye ulaflman›n yolunu anti-emperyalist, antioligarflik devrim olarak formüle etmifllerdir. Ba¤›ms›zl›ktan ve demokrasiden yana olanlar, bütün bu güçleri karfl›s›na alarak kavgay› yürütmek zorundad›r. Bu güçlere veya bu güçlerden herhangi birine yaslanarak siyaset yapanlar›n, böyle bir mücadele yürütemeyecekleri de aç›kt›r. Temel ayr›m buradad›r. Bunlar› karfl›s›na almayan, bunlarla çat›flma içinde olmaktan kaç›nan anlay›fllar, devrimci, demokrat veya yurtsever olamazlar.
“Yaln›z” demokrasi ve “yaln›z” ba¤›ms›zl›k savunucular› Ülkemizdeki ba¤›ms›zl›k ve demokrasi savunucular›n›n büyük bölümünün içinde bulunduklar› tutars›zl›¤› en iyi aç›klayan bu “tek yanl›” ele al›flt›r. Bir bölüm sol; ba¤›ms›zl›¤› hemen hemen hiç anmadan sadece ve sadece “demokrasi mü-
cadelesi”nden sözediyor. Baz›lar› da sanki bu ülkede demokrasi sorunu yokmufl gibi, sadece ba¤›ms›zl›ktan sözediyor. Mesela ÖDP’nin, HADEP’in a¤z›ndan ba¤›ms›zl›k sözünü duyamazs›n›z. Mesela kendilerini Kemalist, ulusalc› diye nitelendiren bir kesimden de demokrasiyi duyamazs›n›z. Elbette tesadüfi veya unutkanl›ktan de¤il bu söz etmemeler. Tesadüfi olmad›¤›n› gösteren olgu ise, ittifaklar›d›r. ‹ttifaklar kimin nas›l bir demokrasi, nas›l bir ba¤›ms›zl›k istedi¤inin de göstergesidir; sadece demokrasi diyenlerin ittifak› Avrupa veya ABD, sadece ba¤›ms›zl›k diyenlerin ittifak› ise Genelkurmay’d›r. “Yaln›z demokrasici”ler Avrupa’n›n icazetinde, “yaln›z ba¤›ms›zl›kc›”lar Genelkurmay’›n icazetinde siyaset yaparlar. ‹cazetin flart› olarak demokrasiciler ba¤›ms›zl›ktan, ba¤›ms›zl›kç›lar demokrasiden sözetmezler.
Nas›l bir demokrasi istiyoruz: Emperyalist demokrasisi mi, halk demokrasisi mi? Reformizmin kastetti¤i demokrasi, emperyalizme ba¤›ml›l›k içinde, emperyalizmin izin verdi¤i ölçülerde bir demokrasidir. Türkiye’nin flartlar›nda bu demokrasi, emperyalist ülkelerdeki kadar bile bir burjuva demokrasisi olmayacakt›r. Tersine, mesela AB’ye uyum, faflizmi ortadan kald›rmadan rötufllar yapma operasyonudur. Türkiye sömürge bir ülkedir, emperyalist ülkeler gibi, sömürgelerinden elde etti¤inin bir k›sm›n› halka vererek çeliflkileri ve tepkileri yumuflatma gücü yoktur. Bu nedenle de sistem burjuva demokrasisine bile dayanamayacak kadar zay›f ve çürüktür. Kitlelere örgütlenme özgürlü¤ü, düflünce özgürlü¤ü tan›yamaz, iflkencesiz, infazs›z, katliams›z yapamaz. AB’ye uyum sa¤layarak, Kopenhag Kriterleri’yle burjuva demokrasisine, demokratik cumhuriyete kavuflacaklar›n› sananlar yan›l›yor ve yan›lt›yor. Emperyalist demokrasinin sömürge ülkelerdeki uygulan›fl biçimi, yine faflizm olacakt›r. Sömürge tipi faflizmde demokrasicilik oyununun biraz daha vitrinin önüne ç›kar›lmas›, bu gerçe¤i de¤ifltirmez. Avrupa Birli¤i’nin, TÜS‹AD’›n “AB’ye uyum”
operasyonunun amac› budur. Reformizm, sömürge tipi faflizmin rötufllanarak sürdürülmesi amac›n› görmeyerek TÜS‹AD’a ilericilik misyonlar› yükleyip, onu “demokrasi güçlerinin” içinde say›yor. Demokrasi mücadelesinin “ittifaklar›” içine bu kesimi koyanlar, daha bafltan mevzilenmede yapt›klar› büyük bir yanl›flla yola ç›km›fl olmaktad›rlar. Bu “ittifak”› esas alarak yürünecek yoldan demokrasiye var›lamaz. Hangi dönemde yafl›yoruz? Milli bir burjuvazi mi var, ilerici bir burjuvazi mi var? TÜS‹AD’› “demokratik mücadelede ittifak yap›labilecek bir güç” olarak görenlerin gerçekte ülke tahlilleri yanl›flt›r. Onlar, ülkemizde varolan düzeni “esas olarak demokratik” bir düzen olarak görmektedirler. ÖDP’sinden Kürt milliyetçilerine kadar reformizmin genel kabulu budur. Bu yan›lg›, yeni ortaya ç›km›fl da de¤ildir. Hakl›y›z Kazanaca¤›z bafll›kl› savunmada devrimciler bu durumu flöyle tasvir etmifllerdi y›llar önce: “Baflta küçük-burjuvazi olmak üzere, nesnel olarak burjuva ideolojisinin etki alan› içinde olan toplumun önemli bir kesimi, burjuva demokrasisinin biçimsel kurumlar›na tak›l›p kalmakta, s›n›fsal özünü ve diktatörlü¤ünü gözden kaç›rmaktad›rlar. Bu etkileniflin, kendilerine ‘proletaryan›n siyasal örgütü’ niteli¤ini yak›flt›ranlar›n önemli bir bölümünü de kapsad›¤›n› belirtelim. Burjuva demokrasisi s›n›rlar› içinde iktidar hayalleri kurmak, bu etkinin yans›mas› olarak kavranmal›d›r.” Bu halde ayr›m flöyle netleflmektedir: ‹yi kötü varolan bir demokrasiyi tamamlama mücadelesi mi verilecek, faflizme karfl› m› mücadele verilecek? Oligarfliye göre, “birden fazla partinin olmas›, genel oy hakk› ve periyodik aral›klarla seçimlerin yap›lmas›, parlamentonun varl›¤›” sisteme demokrasi denilmesi için yeterlidir. Reformizmin de çok farkl› düflündü¤ü söylenemez.
Anti-emperyalist, anti-oligarflik devrim, halk demokrasisini kurar! Biz “demokrasi mücadelesi” deyince, bundan halk demokrasisi için mücadeleyi anl›yoruz. Çünkü bizim gibi ülkelerde, yukar›da k›saca de¤indi¤imiz nedenlerle baflka bir demokrasi mücadelesi de sözkonusu de¤ildir. Bizim gibi ülkelerde klasik burjuva demokrasisi olmaz. Ya faflizm olur, ya halk demokrasisi. Anti-emperyalist, anti-oligarflik devrimin sonucunda yarat›lacak demokrasi, “halk demokrasisi”dir. Meseleye böyle bak›ld›¤›nda, kimlerin demokrasi mücadelesinin ittifaklar› aras›nda yer
alamayaca¤› da netleflir: Halk demokrasisinde, TÜS‹AD patronlar›n›n sözleri, “uyar›lar›” dinlenmeyecek bugünkü gibi. ABD’ye gidip ülkemiz ad›na konuflamayacaklar. Peki o zaman TÜS‹AD niye istesin böyle bir demokrasiyi? (Soru, devrimci, sosyalist oldu¤unu, demokrasi mücadelesini verdi¤ini söyleyen reformistleredir.) “Devrimci Halk ‹ktidar›, halk güçlerinin örgütlenmesinin önündeki her türlü k›s›tlamaya son verir. Baflta iflçi s›n›f› olmak üzere, köylüler, memurlar, küçük esnaf, kad›nlar, gençlik vb. tüm halk s›n›f ve tabakalar›n›n mesleki kültürel, sosyal, siyasal vb. her alanda örgütlenme özgürlü¤ünü tan›r, gelifltirir ve güvence alt›na al›r.” Tekelci burjuvazi veya Avrupa, niye istesin böyle bir iktidar›?
Nas›l bir iktidar, nas›l bir cumhuriyet? ÖDP reformizmi, istedi¤i demokrasiyi “Avrupa demokrasisi, kopenhag kriterleri” vb. diyerek daha aç›k ifade ederken, Kürt milliyetçili¤i “demokratik cumhuriyet” kavram›n› kullan›yor. Ve demokratik cumhuriyet öyle bir anlat›l›yor ki, sanki halk›n yönetimi sözkonusudur! Hay›r, “demokratik cumhuriyet” bir burjuva cumhuriyetidir. Burjuvazinin en çok tercih etti¤i biçimdir. Marks’›n deyifliyle “kapitalist sömürünün ideal bir üstyap› kurumu, s›n›fl› toplumun devlet biçimlerinin en geliflmifli"dir. Yine Marks’›n deyiflleriyle "az çok tam bir demokrasi görünümünde” olmas›na ra¤men, sömürüyü, y›¤›nlar›n ezilmiflli¤ini ortadan kald›rmaz. Bir; devrimciler, 21. yüzy›lda, yeni-sömürge Türkiye’de bunun için mücadele etmezler. ‹ki; burjuva demokrasisinin bu en geliflmifl biçimi, Türkiye koflullar›nda zaten hiç mümkün de¤ildir. Dolay›s›yla, “demokratik cumhuriyet” kavram›yla tam bir aldatmaca sürdürülmektedir. Türkiye’nin seçeneklerini s›ralad›k yukar›da: Ya faflizmin iktidar› devam edecek, ya o iktidar y›k›larak halk demokrasisi kurulacak. Bu iki seçenekten faflizmin iktidar›n› y›k›p halk demokrasisini kurma seçene¤inden yana olmayanlar, objektif olarak oligarflik düzenin ve faflizmin iktidar›n›n devam›ndan yana olduklar› gerçe¤ini gizlemek için bu veya benzer kavramlar› öne sürüyorlar. Bu kavramlar, devrimin ve halk iktidar›n›n sözünün art›k edilmedi¤i yerlerde ortaya ç›k›yor. Devrimciler flöyle koyuyorlar meseleyi:
Say› 64 7 15 Haziran 2003
“... hedefimiz, emperyalizm ve oligarflinin ekonomik, siyasal yönetimini ve faflist devleti y›k›p, yerine Devrimci Halk ‹ktidar›’n› kurmakt›r. Devrimci Halk ‹ktidar›, emperyalizm ve oligarfli d›fl›nda kalan tüm halk s›n›f ve tabakalar›n›n devrimci iktidar›d›r.” Bu anlamda anti-emperyalist, anti-oligarflik devrimle kuraca¤›m›z cumhuriyetin ad› da “Demokratik halk cumhluriyeti”dir. Halk; “Türk, Kürt ulusundan ve tüm milliyetlerden baflta iflçi s›n›f› olmak üzere, yoksul ve orta köylülük, tüm çal›flanlar, flehir ve k›r küçük üreticileri, esnaflar, sanatkarlar, memurlar, ö¤renciler, ayd›nlar, ulusal de¤erlerini kaybetmemifl, ülkesininin ba¤›ms›zl›¤›n› ve halk›n özgürlü¤ünü isteyen sömürü ve zulme karfl› olan herkestir.” Görüldü¤ü gibi, Halk Cumhuriyeti’nin yönetiminde tekelci burjuvaziye, toprak a¤alar›na yer yoktur.
Say› 64 8 15 Haziran 2003
Bunun için de onlar ne böyle bir demokrasiyi, ne böyle bir cumhuriyeti isterler. Genelkurmay›, TÜS‹AD’› demokrasi, ba¤›ms›zl›k müttefiki görenler, hayal dünyas›nda yafl›yor. O hayal dünyas›n› kitlelere tafl›yarak, düzenin aldatma, oyalama politikalar›na güç veriyorlar. Devrimci, sosyalist, komünist, düzene de¤il, DEVR‹ME güç verendir. Hele ki devrimci parti, sosyalist, komünist parti demek, düzen içine yerleflen de¤il, devrimi örgütleyendir.
Türkiye’nin temel sorunlar›n›, anti-emperyalist, anti-oligarflik devrim çözer! Devrimci bir örgüt, iflte bu nedenle “Halk›n günlük, ekonomik-demokratik mücadelesine öncülük ederken bu mücadele ile nihai kurtuluflun sa¤lanamayaca¤›n›n propagandas›n› yap›p iktidar hedefini gösterir.” Bunu yapmayanlar, ekonomist, reformist, düzeniçidirler. Anti-emperyalist, anti-oligarflik devrim, mevcut iktidar› alafla¤› edecek devrimdir. Oligarflinin iktidar›n›n yerini, devrimci halk iktidar› alacakt›r. Ancak böyle bir iktidar, halk›n en temel sorunlar›n› çözecek köklü de¤iflimleri yapabilir: “Devrimci Halk ‹ktidar›, emperyalizm ve oligarflinin bask› ayg›t› olan faflist devleti, ordusu, polisi, bürokrasisi, ideolojik ve kültürel bütün kurumlar›yla y›kacakt›r. “Yeni-sömürgecili¤in ekonomik kurumlar› olan IMF, Dünya Bankas›, OECD vb. emperyalist sald›rgan paktlardan ç›k›lacak, emperyalist-
lerle yap›lan sald›rgan amaçl› ikili antlaflmalar deflifre ve iptal edilecek, ABD ve NATO üslerine halk ad›na el konulacak, ba¤›ml›l›k iliflkilerini güçlendiren askeri teçhizat ve kredi al›m›na son verilecektir.” Yani düzen de¤iflecek. Yani, emperyalizmin ve oligarflinin fabrikalar›na, flirketlerine, bankalar›na, topraklar›na, santral, baraj vb. tafl›n›r ve tafl›nmaz tüm mallar›na, banka hesaplar›na el konulacak ve ulusallaflt›r›lacak! Ba¤›ms›zl›k ve demokrasi ve ekmek, adalet, iflte böyle kazan›l›r. Hiç bir düzen partisi iktidar›, hiç bir reformist güç, bunlar› yapamaz. Yapmak bir yana akl›ndan bile geçiremez. Genelkurmay veya TÜS‹AD, bugün var güçleriyle böyle bir iktidar›n kurulmas›n›, yani devrimi, yani anti-emperyalist, anti-oligarflik devrimi engellemek için çal›fl›yorlar. Bunun için katliamlardan kaç›nm›yorlar. Böyle bir demokratik iktidar› ancak emperyalizm ve oligarflinin d›fl›ndaki s›n›f ve katmanlar ister. Bu nedenle, ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mücadelesi, emperyalizm ve iflbirlikçilerinin d›fl›ndaki halk güçlerinin mücadelesidir. Ba¤›ms›zl›k ve demokrasi için ittifak yap›lacak güçler, halk›n çeflitli kesimleridir. Bunlar› öngörmeyen bir program›n sorunlar› çözmesi mümkün de¤ildir. Topraklara, tekelci burjuvazinin varl›¤›na el koymadan, IMF’yi defetmeden, ba¤›ml›l›k anlaflmalar›n› iptal etmeden, yoksullu¤u, açl›¤›, iflsizli¤i çözece¤ini iddia eden herkes flarlatand›r.
Sosyalizme aç›lan kap›: Biz ba¤›ms›zl›¤› ve demokrasiyi kazand›¤›m›z yerde durmay› da düflünmüyoruz. Anti-emperyalist, anti-oligarflik demokratik halk devrimi, nihai bir hedef de¤il, sosyalist devrime aç›lan bir kap›d›r. Bu anlamda, anti-emperyalist anti-oligarflik demokratik halk devrimi, bir burjuva demokratik devrim de¤ildir. Devrimin s›n›fsal niteli¤i itibar›yla temelden farkl›d›r. Devrimin kuraca¤› burjuva demokrasisi de¤il, halk demokrasisidir. Öte yandan demokratik halk devrimi, sosyalist devrimle de ayn› de¤ildir. Gerek s›n›f ittifaklar›, gerekse de ekonomik ve siyasi uygulamalar› aç›s›ndan farkl›l›klar tafl›r. Ama demokratik halk devrimini sosyalist devrime bir geçifl olarak görmek yanl›fl de¤ildir. Demokratik halk devrimi, kesintisiz olarak sosyalist devrime ilerler. Ba¤›ms›zl›k, demokrasi, sosyalizm; bu üçü
ayr› ayr› hedeflerdir; bunlar›n gerçeklefltirilmesi için gerekli ittifaklar, geçilmesi gereken stratejik aflamalar farkl› farkl›d›r; ama bu üç hedef, esas›nda birbirine ba¤l›d›r; birbirinden kopar›lmas› günümüz koflullar›nda pek mümkün de¤ildir. Ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mücadelesi de devrimci bir mücadeledir; emperyalistlere, egemen güçlere dayan›larak de¤il, halk›n mücadelesi olarark sürdürülebilir. Emperyalizme, ege-
“Devrimci Demokrasi” ve “En Komünistler” Ülkemiz solunun bir k›sm›n›n “demokrasi mücadelesi” anlay›fl›n› yukar›da açt›k. Oportünist ve reformist gruplar›n bir ço¤u, öteden beri devrimci hareketi “devrimci demokrasi” olarak anmay› al›flkanl›k haline getirmifllerdir. Peki neden “devrimci demokrasi”? Çünkü kendileri komünisttir. Kendileri Marksist-Leninist komünisttir. Kendileri proletarya sosyalistidir. Kendileri iflçi s›n›f› devrimcisidir. Ve sanki biz de, burjuva demokratik devrimi savunuyoruz. Yani onlara göre, ufkumuz liberal bir demokrasinin ötesine geçememektedir; baflkaca bir amac›m›z yoktur, ama bunu “radikal” yöntemlerle gerçeklefltirmek isteyiflimiz nedeniyle “devrimci” s›fat›n› da demokrasi s›fat›n›n yan›na ekleme lütfunda bulunmaktad›rlar. Devrimci demokrasi kavram›, Marksist-Leninist literatürde mesela Çin’de burjuva demokratik devrim program›yla mücadele eden Sun Yat Sen hareketi gibi hareketler için kullan›lm›flt›r. Günümüzde, mevcut düzeni y›kmak yerine burjuva demokrasisi s›n›rlar›n› geniflletme mücadelesi verenler için de kullan›lmaktad›r. Peki bu hareketler, devrimci hareketi bu s›fatla anarken neye dayan›yorlar? Garipli¤e bak›n ki, bizimle ilgili olarak bu s›fat› kullananlar›n büyük ço¤unlu¤u, ufku demokrasiyle, hem de burjuva demokrasisiyle s›n›rl› olanlard›r. Kendine sürekli komünist deyince, komünist olunaca¤› gibi bir ruh hali içindedirler çünkü. Biz “hak ve özgürlükler” mi dedik, “halk meclisi” mi dedik, “halk anayasas›” m› dedik, hemen reformizm keflfine bafllarlar. Bizim halk dedi¤imiz yerde o illa “iflçi s›n›f›”n› kullan›r. Böylelikle daha çok iflçi s›n›f› savunucusu olur. Halk kavram›nda hemen bir “küçük-burjuval›k” keflfeder. Devrimci demokrasinin popülizmi üzerine klasik deyiflleri ardarda s›ralan›r. Fa-
men s›n›flara yaslananlar, gerçek anlamda demokrasi ve ba¤›ms›zl›k mücadelesi veremezler. Sözün özü; “yaln›z demokrasici”lerin ve “yaln›z ba¤›ms›zl›kç›”lar›n bize sunduklar› katliamc› ba¤›ms›zl›k veya emperyalist iflgal demokrasisidir. Bunlara mahkum de¤iliz. Anti-emperyalist, anti-oligarflik demokratik halk devrimi seçene¤imiz var. kat onlarca y›ld›r “iflçici”lik yapmalar›na karfl›, ne ideolojide, ne fiiliyatta iflçi s›n›f›yla da fazla ilgileri yoktur. Bizim haklar ve özgürlükler mücadelesi dedi¤imiz yerde, o illa keskinlik yapmak için devrim der. Ama bizim devrim için savaflt›¤›m›z yerlerde yoktur, bizim devrim için öldü¤ümüz yerlerde de yokturlar. Biz sosyalizmin bayra¤›n› kuflatmalar alt›nda dalgaland›r›rken, onlar›n orak çekiçlerini ortada gören yoktur pek. Tüm bu kavram keskinli¤ine ra¤men, reformizmin ideolojik, pratik etki alan›ndan ç›kamayan da onlard›r. En pespaye reformist-burjuva düflünceler, davran›fllar, onlar›n “komünist” saflar›nda en genifl biçimde yank›s›n› bulur. Legalize olmaya hep meyillidirler. Bizi “devrimci demokrasi” kavram›yla tan›mlay›p, kendilerini en komünist, Marksist-Leninist, proletarya sosyalisti olarak tan›mlayan gerek reformist, gerekse de oportünist cephedekilerin ortak özelli¤i, bugünkü çizgilerini ve örgütlülüklerini, geçmiflin inkar› üzerine oluflturmufl olmalar›d›r. Reddettikleri TKP/ML ve THKO nezdinde emperyalizme ve oligarfliye karfl› silahl› mücadeledir. Devrimi reddettikçe, düzene yerlefltikçe, s›radanlaflt›kça, kendilerini en k›z›l keskin kavramlarla, baflkalar›n› ise “geri” kavramlarla” tan›mlayarak durumu idare etmeye çal›flmaktad›rlar. Parti-Cephe çizgisi için “devrimci demokrasi” kavram›n› kullanmalar›, anti-emperyalist, antioligarflik demokratik halk devriminden hiç bir fley anlamad›klar›n› gösterir. Mahir’in yaz›lar›na koydu¤u Kesintisiz Devrim bafll›¤›n›n anlam› üzerine bile bir saniye düflünmediklerini gösterir. O devrimin sosyalist devrime kesintisiz geçifli sa¤layan bir aflama oldu¤unu kavrayamad›klar›n› gösterir. Komünistlik de, devrimcilik de, demokratl›k da, ka¤›t üzerinde yaz›ld›¤› gibi de¤ildir pratikte. Mahir’in güzel bir sözü vard›r; devrim için savaflmayana sosyalist denmez! Kendinize en k›z›l komünist, savaflanlara “devrimci demokrasi” de deseniz, herkesin rengi savafl meydan›nda, mücadele arenas›nda ortaya ç›kar.
Say› 64 9 15 Haziran 2003
Emekçi Düflman›, Anti-Komünist Tayyip’in Gerçek Yüzü Nas›l Da Ç›k›yor Ortaya Yoksullu¤a karfl› mücadele flovlar›n›n yap›ld›¤› “Türkiye ‹srafi Önleme Vakf›” taraf›ndan düzenlenen bir konferans. Kürsüde Baflbakan Erdo¤an “bize güvenin” diyor. “Her fleyi sataca¤›m” 盤l›klar›n›n yükseldi¤i, IMF’nin, ABD’nin, Avrupa’n›n istedi¤i her fleyin yerine getirildi¤i bir partinin genel baflkan›na en do¤al tepkiyi gösteriyor Mehtap Yurtluk isimli bir bayan; “Biz Türkiye’ye güveniyoruz, ama size güvenmiyoruz.” Polis an›nda a¤z›n› kapat›yor bayan›n. A¤z› bantlanan, elleri arkadan kelepçeli, bafl›na kukaleta geçirilmifl Irakl›’ya Amerika nas›l demokrasi götürdüyse, Türkiye demokrasisi de onu yap›yor.
Say› 64 10 15 Haziran 2003
Tayyip, “demokratl›k” flovuna bafll›yor bu kez. “B›rak›n memur arkadafllar” diye sesleniyor. B›rakm›yorlar. ‹stanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerraho¤lu’nun bizzat müdahalesi ile bayan yaka paça bayanlar tuvaletine, onun ard›ndan “hani söz verecektiniz” diyen Ali Ergin Demirhan da erkekler tuvaletine kilitleniyor. Bu arada salonda, ço¤unlu¤u bafl›na türban geçirmifl bir grup insan ç›lg›nca alk›fll›yor. Protestoculara “d›flar› d›flar›” tempolar› tutuyor.
Tayyip Anti-Komünist Kuflaktan Tayyip Erdo¤an’›n, “bunlar komünist dünyan›n kal›nt›lar›, baflka galakside yafl›yorlar” sözleriyle süren konuflmas› yine salondan ç›lg›nca al-
“D›flar› D›flar›” Tempolar› Tutan Türbanl›lar, AKP’liler Toplant›ya alk›fllamak için getirildiniz, biliyoruz. Ama aldat›l›yorsunuz. Beyniniz anti-komünistlikle doldurulmufl, emekçilere düflmanl›k yap›yor, IMF’yi alk›fll›yorsunuz orada. Erdo¤an, “IMF bize gelmedi, biz kap›s›na gittik” diye masal anlat›yor, hem de bütün emperyalist tekellerin müslüman, hristiyan, budist tüm dünyaya anlatt›¤› masal› anlat›yor ve siz bafll›yorsunuz ç›lg›nca alk›fllamaya. Birileri emek diyor, insan diyor, bafll›yorsunuz “d›flar› d›flar›” diye tempo tutmaya. Devletle böyle bütünleflece¤inizi mi düflünüyorsunuz? Aldan›yorsunuz. “Sen medyatik olmak istiyorsun... flovunu baflka yerde yap...” sözlerini o tür toplant›larda daha önce kokana kad›nlardan, faflist MHP’lilerden çok duyduk. fiimdi s›ra sizde mi? Hak ve özgürlükler istiyorsunuz öyle mi; inançlar›n›za, türban›n›za özgürlük diyorsunuz, öyle mi; IMF’ye ve onun propagandas›n› yapan Tayyip’e protestoya bile tahammülünüz
k›fl topluyor. Cofluyor Erdo¤an: “Hanım kardeflimizin özellefltirmeye karflı çıkması, IMF'ye karflı çıkması, bu ifli çok iyi biliyor olmasından kaynaklanmıyor. Tam aksine farklı bir galakside yaflamasından kaynaklanıyor. Ne yazık ki komünist dünyanın kalıntıları Türkiyemizde var. Onlar tekrar silbafltan yapmak istiyor.” Damarlar›nda dolaflan anti-komünistlik depreflmifl halde, gözleri dönmüfl, yüzlerine geçirdikleri “demokratl›k”, “müslümanl›k” maskeleri düflmüfl, bir tek “vurun, öldürün” demedikleri kal›yor. Elbette öncüleri Tayyip Erdo¤an. Aylard›r büyük bir zorlama ile sürdürdü¤ü demokratl›k flovunu bile bir an unutuyor. Çünkü karfl›s›nda solcu, ilerici bir insan var. Üstelik özellefltirmeye, IMF’ye karfl› ç›k›yor. Olacak ifl mi; medeniyetler, inançlar, beyinler, geçmifller o IMF’ye, emperyalistlere teslim edilmiflken nas›l birileri hala itiraz edebilir?! Befl yafl›nda çocu¤u cezaland›r›r gibi tuvalete kapatmak m›; s›radan ifl TAYY‹PLER‹N GALAKS‹S‹’nde. ‹nflaatlar, bodrum katlar› her yer bir sorgu odas›na, iflkencehaneye dönüflebilir o galakside. Erdo¤an’›n “emir verdim gözalt›na al›nmayacaklar” demesi bile, emir vermese, bas›n›n önünde gerçekleflmese, o anda o tuvaletin bir iflkencehaneye dönüflece¤inin itiraf› de¤il mi? 1968’li y›llarda “ba¤›ms›z Türkiye” fliar›yla 6.
yokken, hangi özgürlükten, hangi demokratl›ktan söz edeceksiniz? Bafl›n›za geçirdi¤iniz türban› siz de kirletiyorsunuz bu flakflakç›l›kla. Vazgeçin, AKP’ye inanmak, flakflakç›l›¤›n› yapmak, inançlar›n istismar edilmesine, türban›n ticari bir meta haline getirilmesine onay vermektir. Türban, Ticari Meta Haline Getirildi Bafl›n›zdaki türban bile o AKP’nin, Fetullah Gülenlerin elinde ticari bir metaya dönüfltürüldü. Amerikanc›l›¤a türban giydirildi. Safl›¤›n, inanc›n, temizli¤in simgesi iken, iktidar koltu¤unun kirini, pas›n›, bütün çürümüfllü¤ünü türbanlar›n›z›n üzerine s›çratt›lar. Tayyipler, Fetullahlar, tarikatlar “türban” diye diye esas olarak iktidar savafl› veriyorlar. Onlar›n sorunu inançlar›n›z, özgürlükleriniz de¤il. Kaç kez satt›lar sizi hat›rlay›n. Kaç kez yar› yolda b›rak›ld›n›z. Kaç k›z›m›z okul kap›lar›ndan a¤layarak döndü. Sadece zulmedenler mi döktürdü o gözyafllar›n›? Hay›r, kimi bask›y› görünce, kimi siyasi rüflvetlerle terk etti o k›zlar›m›z›. Ve siz hala masal dinlemeye devam ediyorsunuz. Dinliyor ve alk›fll›yorsunuz. Elleriniz patlayana kadar hem de.
Filolar’›n karfl›s›na dikilen devrimci gençli¤i tafllayanlar›n, Amerikan filosuna dönüp namaz k›lanlar›n, kanl› pazarlar› yaratanlar›n kufla¤›ndan Tayyip Erdo¤an. Sokak ortalar›nda devrimcilere kurflun s›kanlar›n kufla¤›ndan. Kullan›la kullan›la karfl›l›¤›nda oralara gelenlerin kufla¤›ndan O.
‹ktidar Olamad›, Ama Devletin Zihniyetini Çok Çabuk Benimsedi Toplant› ç›k›fl›nda bas›na aç›klama yapan Tayyip Erdo¤an, beyni dönmüfl, emekçi düflmanl›¤›, devrimci düflmanl›¤› bütün faflist yüzünü ortaya ç›karm›fl halde konufltu. Bir gazete ile röportaj›nda, “Hükümet olduk, ama iktidar olamad›k” diyerek bir gerçe¤i yerinde tespit eden Tayyip, asl›nda beyin olarak devlet oldu¤unu, faflizmin bütün argümanlar›n› çok iyi ö¤rendi¤ini ispatlad›: “Bunlar provokatif, tahrik amaçl›... Geçmifli itibarıyla da sicilinden ne yazık ki, emniyet hemen onu da tespit etti, lekeleri de olan bir vatandaflımız, ama buna ra¤men flu anda ne tutukludur, ne gözetim altındadır.” Elefltireni sustur, tuvalete kapat, yaka paça d›flar› at, sonra onlar zaten sicilli... Sicili kim verir
TAYY‹P’‹N GALAKS‹S‹NDEN HABERLER
Üstü ‹stismar, Alt› Burjuva Tart›flt›rmal›(!) tesettür defilesinin ard›ndan bir tesettür defilesi daha düzenlendi. Bu kez AKP ‹stanbul ‹l Kadın Kolları taraf›ndan düzenlenmiflti defile. Yani orada ne görüyorsan›z, AKP yöneticilerinin, bakan ve milletvekillerinin bizzat kendi yaflamlar› demekti. Bu yaflam›n en özet görüntülerini 8 Haziran tarihli Milliyet gazetesinde görebilirsiniz. Defileden resimlerin yer ald›¤› gazete bak›n ve bir ana mankenlerin bafllar›na geçirdikleri türbanlar› ç›kard›¤›n›z› hayal edin! Pekala “erotik” denilebilecek gece k›yafetlerinden tutun, saç telinin d›fl›nda bedenin bütün uzuvlar›n›n sergilendi¤i bir defileden sözediyoruz. Ne alakas› bunlar›n tesettürle, ‹slamc›l›kla? Basbaya¤› burjuva yaflam›n en pespaye hali. Giysilerin tasar›mc›s› (kendisi de türbanl›) Rabia Yalçın bu görüntülerin ne anlama geldi¤ini de anlatm›fl gazeteye: "‹slamcı burjuvazi su yüzüne çıktı!" Baflka söze gerek var m›? Üstte istismar arac› haline getirilen türban, altta burjuva yaflama dair her fley. O burjuvazi asl›nda hiçbir zaman sualt›nda de¤ildi. Yaz›lar›m›zda tarif etti¤imiz ‹slam maskesi takm›fl burjuvaziydi. Tart›flt›rmal› (!) defileye iliflkin yaz›m›zda da bu yaflam›n burjuva yaflam oldu¤unu anlatm›flt›k.
Oligarfliye Mesaj; Bak›n Biz Farkl›y›z ‹lk defilenin “laiklik” diye diye faflizmi savunur ha-
bu ülkede? Neymifl sicilleri; IMF’ye karfl› ç›kmak, ABD karfl›t› eylem yapmak, F tiplerindeki zulme karfl› ç›kmak vb... Bir Enver Örenlerin, Fetullah Gülenlerin, Tayyiplerin, bir de faflizmin suç sayd›¤› fleyler yani. Diyelim ki “sicilli” olsunlar; sicillilerin yoksullu¤a isyan etme hakk›n›n olmad›¤›n› yazan bir kanun mu var? Herkesin dile getirdi¤i gibi, sen de dün fliir okudun diye ayn› sicile sahip olmad›n m›? Ama iktidars›n flimdi de¤il mi?!... AKP islamc›l›¤›n›n demokrat› da böyle tuvalette bitiverir. Anti-komünistli¤in esir ald›¤› beyninin içindeki bütün faflist damarlar bir anda nas›l da herkesin gözleri önüne ç›kt›. Bir tek olay yetti. Emekçi diyen, halk diyen, IMF’ye hay›r diyen bir devrimcinin sesini duymas› yetti bunun için. Asl›nda söyledi¤i flu; b›rak›n, onlar zaten komünist, düflüncelerini aç›klamaya da haklar› yok! Ama serde Padiflahl›k oldu¤u için ba¤›fllam›fl! Kendisi IMF’ye yular›n› kapt›rm›fl, beyni Osmanl› özentisi oldu¤u bilinir Erdo¤an’›n. Halk›n hak aramas›nda, “provokatif” olmayan ne var ki! AKP devlet politikas›na, söylemine çok iyi uyum sa¤lam›fl. Ha gayret, belki böyle iktidar
le gelenlerce elefltirilmifl olmas›ndan panikleyen, genelkurmaya, TÜS‹AD’a fark›n› gösterme ihtiyac› duyan AKP düzenlemiflti defileyi. Di¤erinin hemen ard›ndan yap›lmas›, aç›k bir “fark koyma” olay› idi. Biz farkl›y›z, biz asl›nda sizin gibiyiz, burjuvay›z diyordu AKP’liler. Mesaj al›nm›flt›r, not düflülmüfltür. Ama yetmez. Bugüne kadar yapt›klar› yetmedi¤i gibi bu da yetmez. Ahlaki olarak daha düflkün görüntüler sergilenmeli, mesela kal›nt› halinde de olsa ahlaka dair kal›nt›lar varsa onlar› da att›¤›n›z› ispatlamak zorundas›n›z. Nas›l yapaca¤›n›z size kalm›fl. Ama art›k takiyye devri bitti¤i için ne kadar inand›r›c› olaca¤›n›z da kuflkuludur. Tayyip gibi, takiyye yapmad›¤›n›z›, de¤iflti¤inizi, oligarflinin katliamc›, sömürücü düzenine ahlaki, kültürel, siyasi, ekonomik olarak bütün benli¤inizle tam bir uyum içinde ve hizmete haz›r oldu¤unuzu ispatlama flans›n›z da yok de¤il. Ama belirtelim ki, bu y›l ç›kmazd›r. Çürütür, yok eder, çarklar› içine al›r ve de¤ersizlefltirir, hayvanlaflt›r›r. AKP’nin pefline tak›lanlar›n gitti¤i yol tam da bu yoldur! Dönüfl vard›r!
Say› 64 11 15 Haziran 2003
‹slamc›lar - Özellefltirme ve IMF ‹slamc› kesimler IMF politikalar› hakk›nda, özellefltirmeler hakk›nda ne düflünürler? Karfl› m›d›rlar, taraf m›d›rlar? AKP islamc›l›¤›n› d›fl›nda tutuyoruz. Onlar›n IMF’cili¤i net. Bunu gizlemek için baflvurduklar› demagojilere aldanan varsa ya AKP’den bir ç›kar› vard›r ya da saft›r. Keza, özellefltirme konusunda Maliye Bakan›’n›n en kaba haliyle dile getirdi¤i “babalar gibi sataca¤›m” sözü zaten her fleyi aç›kl›yor. Peki, onlar›n d›fl›ndaki islamc› kesimler ne düflünürler? Türban d›fl›nda bir konu oldu¤u için ilgi alanlar›na m› girmiyor yoksa? Ya da türban›m›z özgür olsun da, memleketi kim nereye satm›fl bize ne mi diyorlar? De¤ilse tav›rlar› ne? Mesela Fehmi Koru Tüprafl’›n ard›ndan gözyafllar› döküyor, ama itiraz› özellefltirilmesine de¤il, ucuza gitti. Yani AKP pahal›ya satarsa memleketi sorun yok mu? Laik CHP de böyle diyor! Evet, mesele kapitalizme karfl› olup olmama melesedir. ‹slamc›l›¤›n ekonomi politikas› yoktur. Kapitalizm makyajland›¤› için özellefltirme pekala savunulur. Bunun iflbirlikçilik, tekellere peflkefl oldu¤u talidir onlar için. Farkl› düflünen var m›, buna iliflkin ciddi bir emare de yoktur. Tayyip’i fluursuzca alk›fllayanlar› düflünün; resmen IMF propagandas›n› alk›fll›yor. Cehalet mi diyelim, ideolojik tutum mu?!.. Say› 64 12 15 Haziran 2003
olmay› becerirsiniz. TÜS‹AD ve Genelkurmay sizi izliyor. ‹spatlay›n kendinizi. Canh›rafl dikilin IMF’yi elefltirenlerin karfl›s›na. Savunun patronlar›n kasalar›n›, savunun emperyalist tekelleri, savunun dünyan›n dört bir yan›nda milyarlar› aç susuz b›rakan, halklar›n iradelerini, inançlar›n›, de¤erlerini, kültürlerini yokeden, afla¤›layan emperyalistleri ve onlar›n kurumlar›n›. Nas›lsa anti-komünistlik, devrimci düflmanl›¤› ortak yan›n›z, ifliniz zor olmayacakt›r.
Müslümanl›kla Ne Alakas› Var? Kendisi d›fl›nda, özellikle sol, devrimci, komünist olan› düflman gören, kinini kusan, “sicilden”, “provokasyondan” söz eden, basbaya¤› emperyalist tekellerin örgütü IMF’yi canh›rafl savunarak, bunu “reel politika” diye taban›na, halka yutturan Tayyip Erdo¤an’›n islamiyetle ne ilgisi var? Bütün inançlarda hoflgörü, adalet, hukuk en temel de¤erler aras›ndad›r. Toplumsal hiçbir kurumlaflman›n, adalet kurumlar›n›n henüz olmad›¤› dönemlerde bu ifllevi de yerine getiriyor olmalar›n›n kazand›rd›¤› bir özelliktir tüm bunlar. Peki, Tayyip’in hangi hoflgörüsü, hangi adaleti, hangi hukuku var? Basbaya¤› despot, ikiyüzlü burjuva hukukundan dahi zerrece nasibini almam›fl. Bu “AKP islamc›l›¤›”. Riyakar, ikiyüzlü, dini, müslümanl›¤›, inanc› yüzüne maske olarak tak›p iktidar›n› korumaya çal›flan, müslüman halk›n saf
temiz inançlar›n› istismar eden bir ‹slamc›l›k bu. Ben ‹slamc›y›m, ya da kendi diliyle ne ad veriyorsa, samimi olarak müslüman›m diyenler, bu ‹slamc›l›¤›, bu riyakarl›¤› reddetmek zorundad›rlar. Reddetmemek gittikçe kendilerini de kirleten bir ifllev görmeye bafllayacakt›r.
Tayyip Sömürü, Zulüm, Riya, ‹stismar Galaksisinden Konufluyor “Bunlar baflka bir galakside yafl›yor” diyor Tayyip. Sosyalizm, bütün sömürücülere, tekellerin iktidarlar›na hep “baflka bir galaksi” görünür. Haks›z say›lmazlar. O galakside onur vard›r, adalet vard›r, hak vard›r, eflitlik vard›r. Amerikan uflakl›¤› yoktur. Bask›, zulüm yoktur. Aldatma, riya üzerine kurulu düzenini korumak için emperyalizmin kuca¤›nda oturulmaz o galakside. Evet biz Amerikan galaksisinde yaflam›yoruz. Evet biz din, ‹slam maskesi geçirip dinle hukukla ilgisi olmayanlar›n galaksisinde yaflam›yoruz. Peki sen hangi galakside yafl›yorsun Tayyip Erdo¤an? Müslümanl›k deyip müslüman halk›n katledilmesi için hava sahas›n› açanlar›n galaksisinde mi? Halklar›n düflman› Amerika’yla ayn› galakside mi? Kendini ispatlamak için inançlar›n, de¤erlerin, geçmiflin haraç mezat pazarlara ç›kar›ld›¤›, bütün de¤erlerin de¤ersizleflti¤i, bunun yerine yapmac›k duygusall›klar›n, yapmac›k halk sevgilerinin doldurulup halk›n aldat›ld›¤› riyakarlar galaksisinde mi?
Kim Bu “Bürokratik Oligarfli” Son günlerde Tayyip’in dilinden, “bürokratik oligarfli” sözü düflmüyor. Her türlü melanet me¤er onlardanm›fl da AKP yeni keflfetmifl... Siyasi hesaplar ayr› bir konu, ancak bu tarz AKP’nin bildik tarz›d›r. Seçim öncesi de s›k s›k oligarfliden söz eder ama somut olarak flunlard›r demezdi. Ayn› “gölgelerle savafl” sürüyor. Bizim bildi¤imiz bir oligarfli var; iflbirlikçi tekelci burjuvazi, toprak sahipleri ve tefeci tüccarlar›n en kodamanlar›ndan oluflur. Bürokrasisi, ordusu, polisi ve devlet mekanizmas›ndaki bütün kurumlaflmalar› onlar›n hizmetindedir. Peki, AKP o oligarflinin partisi de¤il mi? Bürokrasi de oligarflinin hizmetkarlar›, AKP de. Bu sözü söyledi¤i yere bak›n! CarrefourSA aç›l›fl›nda konufluyor Tayyip; oligarflinin en büyük ailelerinden Sabanc› ile Frans›z emperyalist tekelin ortakl›¤› ile kurulan bir marketler zinciri. Ayn› yere hizmet ediyorken neden yak›n›yor? Bürokrasi tavr›n› TÜS‹AD’a, Genelkurmay’a göre belirler, AKP de. Mesele birtak›m ç›kar›lan engellerse, oligarfliye, genelkurmaya ve emperyalizme hizmette kendini ispatlad›kça onlar da düzelir.
Sezer, Kölelik Yasas›’n› Onaylad›! Konfederasyon baflkanlar›n›n elleri bö¤ürlerinde kald›. Çankaya’daki “umut”lar›na kar ya¤an yetim çocuklara döndüler. Oysa D‹SK Çankaya’ya ç›km›fl, TÜRK-‹fi özel mektuplar yazm›flt› ayn› adrese. D‹SK Genel Baflkanı Süleyman Çelebi: “Cumhurbaflkanımızın, ‹fl Yasası de¤iflikli¤ini hukukçu kimli¤iyle de¤erlendirece¤ine inanıyoruz” demiflti. Hak-‹fl Genel Baflkanı Salim Uslu: “Cumhurbaflkanı’nın yasayı yeniden görüflülmek üzere TBMM’ye gönderece¤ine inanıyoruz” diyordu. Gerçekten “inan›yor”lar m›yd›, yoksa bunu sadece iflçileri oyalamak için mi söylüyorlard› bilinmez; ama yan›ld›klar› kesindir. Sezer bir milyondan fazla iflçiyi varolan asgari güvencelerinden yoksun b›rakacak, kölelefltirecek ‹fl Yasas›’n›, patronlar› hiç bekletmeden onaylad›. Emek düflmanl›¤›nda “hukukçu” Sezer’i TÜS‹AD’tan, AKP’den farkl› gören, medet uman sendikac›l›k aldand›¤› ve aldatt›¤›yla kald›. Size oligarflik sistemin Cumhurbaflkan›’n›n
Onu Tan›y›n! ‹flte “o” satt› sizi! Ad› sendikac›d›r. Profesyonel sendikac›. ‹flçilik günlerini unutal› çok olmufltur; y›llar var ki, bir damla al›nteri dökmemifltir. ‹flçi, proleter de¤il, içimizden biri de¤il, “bay baflkan”d›r. “Bay baflkan”›n alt›nda makam arabas› vard›r. Benzin paras› sendika taraf›ndan, yani iflçilerin aidatlar›ndan ödenir. Sendikal çal›flmalar› için tahsis edilen arabas›n› her türlü özel iflinde de kullan›r. Bu konudaki al›flkanl›klar› ve yolsuzluklar›, devletteki yolsuzluklar› aratmaz. “iflçiler için” diye lüks genel merkezler, lüks e¤itim kamplar›, lüks tatil köyleri yap›lm›flt›r; iflçiler de¤il, sadece kendileri yararlan›r. ‹flçileri çal›flt›klar› iflyerlerinde veya oturduklar› gecekondu semtlerindeki evlerinde ziyaret etmek, örgütlenme yapmak, onlara göre de¤ildir. Ayakla-
emekçiden yana tav›r alaca¤›n› kim söyledi? Sezer’in o meflhur “vetolar›na” m› güvendiniz? Oligarfli içi iktidar kavgalar›nda, “laik-fleriatç›” kavgas›nda kulland›¤› vetolar› emekçiden yana kullanaca¤›n› m› sand›n›z?... Sonuç; ‹flçiye, mücadeleye, örgütlülü¤üne de¤il, Çankaya’ya güvenen, yalvaran sendikac›l›¤›n iflas›d›r.
AKP, peflkeflde dolu dizgin! Sendikalar “dostlar eylemde görsün” havas›nda Düzen sendikac›l›¤›n›n “dostlar eylemde görsün” politikas› en aç›k haliyle bir kez daha Petkim sat›fl›nda ortaya ç›kt›. Özellefltirme sat›fl› aylard›r bilinip konuflulmas›na ra¤men, konfederasyonlar ancak herfleyin bitme noktas›nda yerlerinden k›m›ldad›lar; bir kaç eylem yap›ld›, bu arada Petkim de sat›lm›fl oldu ve yapacak bir fley kalmad›! Oyun bu kadar basit ve kaba! Karfl›s›nda direnen bir güç olmad›¤›n› gören r›nda çamur gören olmaz. Sendikac›l›ktan anlad›¤› patronlarla lüks otellerde oturup “toplu sözleflme” pazarl›¤› yapmakt›r. Grev, direnifl örgütlemek onlara göre “belal›” ve “zahmetli” ifllerdir. Grev, direnifl örgütlemek zorunda kalmamak için, sürekli taviz vermeyi önerirler iflçilere; iflçilerin bunu kabul etmemesi durumunda, gizli kapakl› anlaflmalarla ba¤larlar ifli. Bu sendikac› tipi sürekli “uyar›” eylemleri yapar. “Sorunlar›m›z çözüme kavuflturulmazsa, meydanlar› bafl›n›za y›kar›z” der, sorunlar çözüme kavuflturulmaz, o meydanlardan kaçar. Kah Genelkurmay’a, kah bir düzen partisine yedeklenerek, oligarfli içindeki her türlü çat›flman›n yedek gücü olur. IMF anlaflmalar›n›n görünmeyen “güvencesi” onlard›r. ‹flçiyi oyalaman›n “profesörü”dürler. Onu tan›y›n. O bu politikas›yla, bu sendikac›l›k tarz›yla, ayn› zamanda kendini de yoketti¤ini göremeyecek kadar körlefltirilmifl, “sendikac› maskeli” bir iflçi düflman›d›r.
Say› 64 13 15 Haziran 2003
AKP iktidar›, özellefltirmeyi pervas›zca sürdürüyor. Karfl›s›nda düzen muhalefeti de yok. CHP, Petkim’in peflkefl çekilmesi karfl›s›nda ne diyor bak›n: “Satmay›n demiyoruz, çar-çur etmeyin”! Petkim, tüm rakamlar›n gösterdi¤i gibi zarar eden bir kurulufl de¤ildi, “devletin s›rt›nda kambur” da de¤ildi. Böyle bir kurulufl, de¤erinin beflte biri fiyat›na sat›ld›. S›rada TEKEL, TÜPRAfi var. TEKEL’e talip olan tekellerden biri olan Amerikan Phillip Morris flirketi, CHP ve AKP’den on milletvekilini ABD’ye davet etti. “TürkiyeABD diyalogunu gelifltirmek bahanesiyle yap›lan davet, peflkeflte yeni bir aflama. AKP, zincirlerinden boflanm›flcas›na “17 y›lda yap›lamad›¤› kadar özellefltirmeyi bu y›l içinde yapaca¤›z” diyor. Aferin. Patronlar›n,
Amerikan, Avrupa tekellerinin aferinini alacaks›n›z. ‹flçilerin, halk›n ise ah›n›!
Sorun art›k tamam›yle iflçilerin sorunudur; çözümü de onlardad›r! Art›k patronlar da, düzen sendikac›lar› da rahat ederler. Elbirli¤iyle kölelefltirme yasas›n› ç›kard›lar. Faturay› iflçiler ödeyecek. fiimdi iflçileri daha zorlu bir süreç bekliyor. Bir köle gibi oradan oraya sürülüp durulacaklar. Bu yasa ile sendikalaflman›n önüne ciddi olarak bir set çekilmekte; eskiden de zor olan sendikalaflma bundan sonra daha da zorlaflm›fl durumda. ‹flten at›lma korkusu, oradan oraya sürülme tehdidi alt›ndaki iflçiler sendikalaflmaya çok daha ihtiyatl› bakacak. Sorunu daha da vahimlefltiren mevcut sendikalar›n güven vermeyen yap›lar›d›r. ‹fl yasas›n›n
PETK‹M iflçileri: “Alan da satan da vatan hainidir!” Say› 64 14 15 Haziran 2003
PETK‹M iflçileri, 6 Haziran’da Ankara’dayd›lar. 25 otobüsle Alia¤a’dan Ankara’ya gelen PETK‹M iflçileri, yürüyüfl boyunca “PETK‹M’i satan da alan da vatan hainidir” slogan›n› att›lar. ‹flçilerin hedefi PETK‹M ihalesinin yap›laca¤› Hazine binas›yd›. ‹haleye kat›lacak peflkeflçileri ve ya¤mac›lar› korumak için polis her türlü “önlemi” alm›flt›. Yürüyerek Hazine binası önüne gelen iflçiler, burada yapt›klar› aç›klamada iflyerlerini teslim etmeyeceklerini belirttiler. Eylem s›ras›nda bir konuflma yapan Türk-‹fl Baflkanı Salih Kılıç da “Sessiz Türk-‹fl istemiyoruz” slogan›yla protesto edildi, K›l›ç’›n sözleri “Genel greve” sloganlar›yla kesildi.
Tekel iflçileri: “IMF ufla¤ı hükümet istifa” Geçen haftaki özellefltirmeye karfl› eylemlerden biri de TEKEL Genel Müdürlü¤ü önündeydi. TEKEL’in özellefltirilmesine karflı Enerji, Sanayi ve Maden Emekçileri Sendikası (ESM) üyesi iflçi ve memurlar, müdürlük önündeki eylemde “IMF ufla¤ı hükümet istifa” sloganlarıyla AKP’yi protesto ettiler. KESK Genel Baflkanı Sami Evren, burada yapt›¤› aç›klamada “TEKEL’i satt›rmamakta kararl› olduklar›n›” belirtti.
‹zmit’te
Miting: AKP 70 milyona savafl açt›! Petrol-‹fl’in 7 Haziran’da ‹zmit’te düzenledi¤i mitingin hedefi özellefltirmeyi pervas›zca sürdüren AKP hükümetiydi. AKP’nin 70 milyon insana savafl açt›¤›n›n vurguland›¤› konuflmalarda genel grev ça¤r›s› yap›ld›. Yaklafl›k 10 bin emekçi kat›ld› mitinge. Mitingde, son zamanlardaki pek çok iflçi eyleminde oldu¤u gibi, AKP’yle birlikte, "Suskun Türk-‹fl istemiyoruz" slogan›yla Türk-ifl de protesto edildi. Türk-‹fl Baflkan› Salih K›l›ç yuhaland›. Mitinge çeflitli demokratik kitle örgütleri, siyasi hareketler ve legal parti çevreleri de kat›ld›.
Adana TEKEL ‹flçileri: “IMF Emreder, Hükümet Zulmeder" Adana'da Tek G›da-‹fl Sendikas› üyesi iflçiler Tekel'in özellefltirilmesine karfl› olduklar›n›, 5 Haziran’daki faks çekme eylemiyle bir kez daha duyurdular. TEKEL iflçileri postaneye kadar "Tekel Halk›nd›r, Özellefltirilemez”, “IMF Emreder, Hükümet Zulmeder" sloganlar›yla yürüdüler.
ç›kar›lmas›n› engellemek için ne yapt›n›z diye soran bir iflçiye konfederasyon yöneticileri ne cevap verebilir ki? Ayn› sendikalar, bir iflyerine gitse, biz sizi sendikal› yapmak istiyoruz dese, kim onlara güvenir ve arkas›ndan gelir?! ‹flte bu durum tam da patronlar›n istedi¤i ortamd›r. Tam anlam›yla bir güvensizlik ortam›. ‹flçilere yönelik di¤er bir saldr› da özellefltirmelerdir. Özellefltirmelerin önünün kesilememesi, baflta Türk-‹fl olmak üzere bir ço¤unun sendikac›l›k yapamaz hale getirilmesidir. Koflullar›n bu kadar a¤›rlaflt›¤› bir noktada tek dinamik ve moralli güç devrimci iflçiler olmal›d›r. Hiç bir “koltuk” ve ç›kar kayg›s› olmadan, bedel ödeme cüretine sahip olarak sendikal mücadele yapabilecek ve iflçiye güven verebilecek, patronlara kafa tutabilecek tek kesim devrimci iflçiler ve sendikac›lard›r. MGK sendikac›lar› y›llard›r devrimci iflçileri sendikalardan tasfiye etmek için her türlü kirli oyuna baflvurdular. Kolay sendikac›l›k, kolay iflçi mücadelesi yoktur art›k. ‹cazetli sendikac›l¤›n ömrü tamamlanmaktad›r. Gün, devrimci iflçilerin ve devrimci sendikal anlay›fl›n günüdür. Baflafla¤›ya do¤ru gidifli ters yüz edebilecek tek güç devrimci iflçiler ve sendikac›lard›r.
‹LO Standartlar›ndan Kölelik Standartlar›na Övgü Uluslararas› Çal›flma Örgütü (‹LO), haz›rlad›¤› raporda Türkiye’yi bu “y›l çal›flma yaflam›nda baflar›l›” buldu¤unu aç›klad›. Milyonlarca iflçi, haklar›ndan yoksun b›rak›lm›fl, iflten ç›kar›lm›fl, meydanlardaki iflçilerin seslerine kimse kulak asmam›fl, sendikalar›n talepleri dikkate al›nmam›fl, ‹LO bütün bunlar› “baflar›l›” buluyor. Her bafllar› s›k›flt›¤›nda “‹LO standartlar› uygulans›n” diyen sendikac›l›k; iflte size ‹LO standartlar›. “Uluslararas› standartlar”›n nas›l IMF politikalar›yla, emperyalizmin siyasal planlar›yla uyum içinde oldu¤unu görmek için daha ne gerekiyor acaba?
Yoksula Masallar Önce “Hazreti Ömer Fonlar›”, yard›m da¤›t›m flovlar›, flimdi de “Mikro-kredi”. Sistemin, daha do¤rusu ortada bir sistem olmad›¤› için “fikrin” sahibi, Grameen Bank’›n yöneticisi Bangladeflli Muhammad Yunus. Yoksullara küçük miktarda krediler vererek küçük ifl kurmalar›na dayanan bu fikir ülkemizde yoksulluk sorununa çözüm olacakm›fl... Böyle diyor AKP hükümeti! Halka verdi¤i hiçbir sözü tutmayan, yoksullu¤u büyüten AKP, dört elle sar›ld› buna. Pilot uygulama Diyarbak›r’dan bafllat›lacakm›fl... Sorun, k›smi bir yoksulluk olsa, mesela, yüzde 70’lere dayanan bir yoksulluk, yüzde 38’lere dayanan bir açl›k nüfusu sözkonusu olmasa, mesela bir mahalle sorunu olsa anlafl›labilir. Bu da t›pk› milli piyango ile umut yaratmaya benzeyen bir “çözüm”. Emperyalist tekellerin korkunç flekilde ya¤mas›na aç›lan bir ülkede hiçbir sistem, hiçbir “fikir” yoksullu¤a çare olamaz. Çare olmas› demek, emperyalist tekellerin bu ülkeyi sömürmekten, talan etmekten vazgeçmesi demektir. Onu da sataca¤›m, bunu da sataca¤›m diye ortal›kta dolaflan bir Maliye Bakan› var gözümüzün önünde. Kime satacak, belli, tekellere. Sen ülkenin kaynaklar›n› peflkefl çekersen hangi yoksulluk sorununu, hangi kaynakla çözebilirsin? ‹flte gelinen tablo; holdingler aras› al›flsat›fl anlaflmalar› sonucunda, art›k ekme¤i de emperyalist sermaye, Hollanda UNO ekmek firmas› üretecek. Bir süre sonra halk ekmeklerin, mahalle f›r›nlar›n›n bilinçli bir flekilde bat›r›ld›¤›n› görürseniz flafl›rmay›n. Tar›m ülkesiyken, bu¤day ithal eder hale getirilen bir ülkeyiz biz. Baflka türlü, o alana giren emperyalist tekelin ve iflbirlikçilerinin kazanmas› mümkün de¤il. “‹slamc›” holdinglerin “yard›m da¤›t›m” flovlar›ndan umut kesildi anlafl›lan, flimdi bu tür masallar bafllad›. Yeter ki yoksullar umutlans›n, oyalans›n. ‹zleyin, bir süre sonra “mikrokredi”nin ad› dahi an›lmazsa flafl›rmay›n! *** OECD ülkeleri içinde yap›lan bir araflt›rmaya göre Türkiye, iflsizlikte Polonya ve Slovak Cumhuriyeti'nin ardından 3. sıraya yerleflti. IMF politikalar›na devam edildikçe, AKP “her fleyi satma” kararl›l›¤›n› sürdürdükçe, satt›klar› K‹T’lerden at›lanlarla birincilik yak›nd›r.
Say› 64 15 15 Haziran 2003
‘TEMEL HAKLAR’ YAYGINLAfiIYOR ‹stanbul Anadolu yakas› ve Elaz›¤’da Temel Haklar ve Özgürlükler Dernekleri kuruldu! Halk›n hak ve özgürlüklerinin bulunmad›¤›, bunlar›n mücadele ile kazan›lmak zorunda olundu¤u ülkemizde, bu konudaki en temel sorunlardan birinin örgütlenme oldu¤u sürekli dile getirilen bir konudur. ‹flte buna cevap vermek için ilk önce ‹stanbul’da kurulan Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i gibi, ayn› alanda, yani halk›n hak ve özgürlükler mücadelesinin sürdürülmesinde yeni ‘Temel Haklar’ kurulmaya baflland›.
Say› 64 16 15 Haziran 2003
Daha da yayg›nlaflmal›. Çünkü, Elaz›¤’›n aç›klamas›nda belirtildi¤i gibi; Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’nin faaliyet alan›, halk›n demokratik talepleri için haklar ve özgürlükler mücadelesini gelifltiren, birleflilebilecek en genifl zemindir. Bu zemin günümüz Türkiye'sinde halk›m›za yönelik tüm anti-demokratik uygulamalara halk›n siyasi, ekonomik, demokratik talepleri do¤rultusunda çözüm arayan, bunlar› hayata geçirmek için mücadele eden somut bir ça¤r›d›r. Halk›n kendi kültürü, dili, inanc› ile onurluca yaflayabilmesi çat›s› alt›nda toplanabilece¤i bir yerdir Temel Haklar ve Özgürlükler Dernekleri.
Anadolu’nun ‹lk Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Elaz›¤’da Bir süredir “giriflim” olarak çal›flmalar›n› yürüten Elaz›¤ Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i, 10 Haziran günü baflvurusunu yapt› ve tüzel kiflili¤ini elde etti. Dernek taraf›ndan yap›lan aç›klamada, derne¤in amaçlar› ve hangi alanlarda faaliyet gösterece¤i anlat›l›rken, kentin yerel sorunlar›na da dikkat çekildi.
Köye dönüfllerden, köyleri yakan, halka iflkence yapanlar›n yarg›lanmas›na, gecekondu gençli¤inin yozlaflt›r›lmas› politikas›n›n önüne geçmekten, faflist bask›lara kadar halk›n en temel sorunlar›na de¤inilen aç›klamada, örgütlü olunmadan hak alman›n mümkün olmad›¤› belirtildi ve dernek çat›s› alt›nda örgütlenme, birleflme ça¤r›s› yap›ld›. Elaz›¤ Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’nin adresi flöyle: ‹cadiye Mahallesi Sar› Salt›k Sokak Çizmeciler ‹flhan› Kat: 4 No: 11
1 May›s Mahallesinde Anadolu Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Aç›l›fl› Anadolu Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i, 8 Haziran’da düzenledi¤i aç›l›fl etkinli¤i ile faaliyetlerine bafllad›. 1 May›s Mahallesi’nde yap›lan aç›l›fl program›na, halk yo¤un ilgi gösterirken, derne¤in tan›t›m› yap›ld›. Grup Liman, Grup Özgürlük Türküsü’nün türküleri ve Halkoyunu ekibinin gösterisinin yer ald›¤› programda, TAYAD'l› aileler de bir konuflma yapt›lar. Konuflmalar›nda ölüm oruçlar›na, F tiplerine de¤inen TAYAD’l›lar ad›na konuflan Naime Kara, “en temel haklar›m›z› savunman›n bile suç say›ld›¤› bir ülkede yafl›yoruz, bunun için örgütlenmek, birleflmek zorunday›z” dedi. Aç›l›fla yaklafl›k 200 kifli kat›ld›.
Gerçek Katillerin Yarg›lanmad›¤› Bir Dava 19 Aral›k katliam› nedeniyle katliamc›lar d›fl›nda hemen herkese dava aç›ld›. Gardiyanlar da bunlar aras›nda. Gerçek katilleri yarg›lamamak, bak›n devlet memurlar›n› da yarg›l›yoruz havas› vermek için aç›lan davaya 6 Haziran’da Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Katliam an›nda hapishane d›fl›na ç›kar›ld›klar›n› belirten 16 gardiyan›n daha ifadesinin al›nd›¤› duruflmaya müdahil avukatlardan Av.Güçlü Sevimli ve
Av. Deniz K›sako¤lu kat›ld›. Mahkeme, Erzurum ‹l Jandarma Alay Komutanl›¤› emrinde oldu¤u bildirilen Dursun Ertu¤rul'un dinlenmesine, Bayrampafla Hapishanesi Tabur Komutanl›¤›'na müzakere yaz›larak san›k asker, er, erbafl, rütbeli kiflilerin hapishanede bulunup bulunmad›¤›, tayin ya da terhis olmufllar ise adreslerinin sorulmas›na karar vererek duruflmay› 12 Aral›ka erteledi. Müdahil avukatlar›n, san›klar ile
müfltekilerin yüzyüze yarg›lanmalar›, Özel Asayifl Komutanl›¤›'n›n dinlenmesi ve video çekimleri ve baz› belgelerin mahkemeye getirilmesi taleplerinin reddedilmesi dahi bu davan›n göstermelik oldu¤unun kan›t›d›r. Devlet katillerini 3 y›ld›r “soruflturuyoruz” bahanesiyle korumaya, katliam› üstlenmeye, yeni katliamlara da gerekirse baflvururum demeye devam ediyor.
gençlik’den Sald›r›lar Gençli¤in Mücadelesini Engelleyemez ➜ Burdur’da 2 Haziran günü yaflanan sivil faflistlerin devrimci demokrat bir ö¤renciyi tehdidi ve ard›ndan faflistlerin püskürtülmesinden sonra, ony›llard›r gençli¤in karfl›s›na ç›kan sivil faflist-polis iflbirli¤i sald›r›ya geçti. Ayn› gece toplanan faflist güruh ö¤rencilere sald›r›rken, korumal›¤›n› polis yapmaktayd›. Bu sald›r›n›n da püskürtülmesinden sonra bu kez gangaster çeteleri gibi, ö¤rencilerin yolu polis eskortlu¤undaki faflistler taraf›ndan araçlarla kesildi. Amerikan iflgaline g›k› ç›kmayanlar "vatan hainleri" naralar› atarak sald›rd›. Ö¤rencilerin sald›r›ya karfl›l›k vermesi üzerine faflistlerin imdad›na yetiflen polis, sald›ranlar› de¤il 15 devrimci demokrat ö¤renciyi gözalt›na ald›. Savc›l›¤a ç›kar›lan ö¤renciler serbest b›rak›l›rken, mahkeme önünde bekleyen Burdur Gençlik Derne¤i üyesi ö¤renciler polis taraf›ndan taciz edildi. Dernek taraf›ndan yap›lan aç›klamada da, tüm ülkedeki faflist sald›r›lar›n gençli¤in hak alma mücadelesine karfl› yap›lan sald›r›lar oldu¤u dile getirildi. ➜ Burdur Gençlik Derne¤i kurucu üyesi Serkan Ac›bucu'nun ailesi arayan polis, "Çocu¤unuza okulunu bitirtmeyece¤iz, do¤ru yolda de¤il. ilk f›rsatta onu tutuklayaca¤›z" tehditleri savurdu. Savc›, hakim, yasa,
kanun her fley onlar. Yasal olarak kurulan bir derne¤in kurucusuna yap›l›yor bunlar. Yasad›fl›l›k, keyfilik polisin ony›llard›r çal›flma yöntemidir. ➜ Elaz›¤ Gençlik Derne¤i giriflimcilerine rektörlük taraf›ndan verilen bir “ceza”, ABD’yi protesto etmenin “ö¤rencilik s›fat›na yak›flmad›¤›n›” gösterdi. Vatanseverlikle alakalar› olmad›¤› için, ABD karfl›t› etkinliklere kat›ld›klar› gerekçesiyle ö¤rencilere "uyarma" cezas› veren rektörlü¤ün gerekçesi flu: "Ö¤rencilik s›fat›n›n gerektirdi¤i güven ve itibar duygusunu sarsacak nitelikteki üniversite d›fl›ndaki etkinliklere kat›ld›klar›..." Kimin güven ve itibar› sars›l›yor ABD protesto edilince. Rektörün Amerika’ya verdi¤i bir söz mü vard›, “kimsenin sizi protesto etmesine izin vermeyece¤im, siz halklar› katledebilirsiniz” diye? YÖK'ün ve onun rektörlü¤ünün zihniyetini anlatmak için bundan daha iyi bir örnek bulunabilir mi? ‹flbirlikçi, gençli¤in demokratik mücadelesine, örgütlenmesine düflmanl›k derecesinde faflist, her türlü hak aramaya “terör” diyecek derecede devletçi ve antibilimsel, konuflan› susturmaktan baflka bir fley bilmeyen bir despot. Bu rektörün e¤itti¤i gençli¤in ülkeye, halka zerre faydas› olabilir mi?
Liseli Gençlik fienli¤i Liseli Gençlik Umuttur Dergisinin ‹stanbul liselerinde düzenledi¤i "Savafl" konulu öykü, fliir, karikatür yar›flmas›nda dereceye girenlere ödülleri 10 Haziranda düzenlenen bir flenlikle verildi. Örgütlenmeye vurgu yap›lan aç›l›fl konuflmas›nda, ABD’nin karfl›s›na liseliler olarak ç›kmal›y›z denildi. Gençli¤in sorunlar›n›n dile getirildi¤i konuflman›n ard›ndan dereceye girenlere ödüllerini, fliir dal›nda flair ‹brahim Karaca, öykü dal›nda Tav›r dergisinden Gamze Mimaro¤lu, karikatür dal›nda Leman Dergisinden Sefer Selvi verdi. Daha sonra sahneye Cem Kültür Sanat Müzik Grubu, Ekrem Ataer, Grup Liman ve Özgürlük Türküsü ç›karak türküler söylediler. Liseli gençlik türkülere halaylarla efllik ederken, 200 kiflinin kat›ld›¤› flenli¤e ‹stanbul Gençlik Derne¤i mesaj gönderdi.
Isparta Gençlik Derne¤i Genel Kurulu Yap›ld› Isparta Gençlik Derne¤i, 7 Haziran’da 1. Ola¤an Genel Kurulu’nu yapt›. Aç›l›fl konuflmas›nda derne¤in faaliyetleri anlat›l›rken, Gençlik derneklerinin yapm›fl oldu¤u Kurultay hakk›nda bilgi verildi. Dernek yönetiminin seçilmesinin ard›ndan yap›lan konuflmada, "hapishanelerinden 107 tabutun ç›kt›¤›, insanlar›n tek tiplefltirilmeye çal›fl›ld›¤›, emekçiyi kölelefltirmek için yasalar›n ç›kar›ld›¤›, ö¤rencilerin paras›z-bilimsel-demokratik e¤itim hakk›n›n gasp edildi¤i bu sömürü düzeninin yerine payl›fl›m›, özgürlü¤ü koymak için mücadele etmeliyiz" denildi.
Y›lmayaca¤›z! Malatya Akçada¤-Sultansuyu'nda 1 Haziran günü yapt›klar› piknikte jandarman›n keyfi uygulamalar›na maruz kalan ö¤renciler bask›lar› protesto etti. Aralar›nda Gençlik Derne¤i’nin bulundu¤u, 150 kiflinin kat›ld›¤› eylemde, bir kiflinin tutuklanmas› ve jandarma terörü, “Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz" sloganlar›yla protesto edildi.
K›sa... K›sa... ◆ Ankara DTCF'de faflistlerin polis korumal› propaganda flenli¤i 450 kiflinin kat›ld›¤› forum ve yürüyüflle protesto edildi. ◆ Hatay Gençlik Derne¤i üniversite ve lise gençli¤inin kat›ld›¤› bir piknik düzenledi. ◆ Ankara DTCF'de Gençlik Derne¤i, Kald›raç ve K›z›lbayrak okurlar› taraf›ndan düzenlenen ortak flenlikte, Grup Kibele, Ç›¤l›k Sahnesi Oyuncular›, Grup Yön, Can fienli¤i Oyuncular›, Anka Müzik Toplulu¤u ve Grup Yorum sahneye ç›kt›.
Say› 64 17 15 Haziran 2003
Filistin, Amerikan Haritas›na Teslim Olmuyor ABD’nin ve AB’nin bask›s›yla Baflbakanl›¤a Mahmud Abbas’›n getirilmesinin ard›ndan yürürlü¤e sokulan ve “Yol haritas›” ad› an›lan tasfiye plan›, Filistin halk›n›n direnifliyle karfl›laflt›.
kullanmakta gecikmedi. 11 Haziran’da Kudüs’te 18 yafl›ndaki bir HAMAS savaflç›s›n›n gerçeklefltirdi¤i feda eylemi sonucu 17 ‹srail’li öldü.
Filistin ve ‹srail aras›ndaki çat›flmalar, geçen hafta yo¤unlaflarak sürdü.
‹srail feda eyleminin hemen ard›ndan helikopterlerini havaland›rarak Gazze’ye karfl› sald›r›ya geçti. Sadece ilk günkü sald›r› s›ras›nda 10 Filistinli katledildi.
Filistinli örgütlerin Baflbakan Abbas taraf›ndan Akabe’de ‹srail ve ABD’ye verilen sözleri ve yol haritas›n› tan›mad›klar›n› aç›klamalar›n›n ard›ndan, Gazze fieridi’ndeki geçifl noktas› Erez'de, Filistinli savaflç›lar israil askerlerine bir sald›r› düzenlediler. 7 Haziran’da yap›lan bu eylemin sorumlulu¤unu HAMAS, ‹slami Cihad ve El Aksa fiehitleri Tugay› birlikte üstlendi. Filistinli liderler yapt›klar› aç›klamada ''Bu operasyon Akabe propagandas›na ra¤men, iflgal sürdükçe direniflin de devam edece¤ini gösteriyor” dediler.
Say› 64 18 15 Haziran 2003
‹srail, 10 Haziran’da, Mahmud Abbas ‹srail’e verdi¤i sözleri geri al›ncaya kadar Abbas’la görüflmeyece¤ini aç›klayan HAMAS’›n liderlerinden Abdülaziz Rantisi'ye karfl› bir sald›r› düzenledi. Rantisi’nin içinde bulundu¤u araca düzenlenen sald›r›da yak›nda bulunan iki Filistinli katledilirken, 27 kifli yaraland›. Rantisi de sald›r›dan yaral› kurtuldu. HAMAS, sald›r›ya karfl› misilleme hakk›n›
Geçen hafta boyunca Filistinlilerin cenazelerini kald›rmak veya protesto için yapt›klar› her kitlesel gösteride, “‹ntifada sürecek!” sloganlar› duyuldu.
“Yoketme” Emri! Eylemlerin ard›ndan ‹srail hükümeti orduya “HAMAS’› yoket!” emri verdi¤ini aç›klad›. 12 Haziran’da Gazze’de özellikle HAMAS’›n örgütlü oldu¤u semtlere havadan füze sald›r›lar› yap›ld›, ona yak›n Filistinli katledilirken onlarca kifli de yaraland›. Gerçekte ABD, AB ve Rusya’n›n haz›rlad›¤› “Yol Haritas›”n›n da amac› bu. Sadece yoketmeyi, tasfiyeyi daha “kans›z” biçimde gerçeklefltirmeyi amaçl›yordu. Ama ABD’nin, AB ve Rusya’n›n direniflin oldu¤u noktada, bugüne kadar oldu¤u gibi bundan sonra da “kanl› yoketme” sald›r›lar›na da örtülü veya aç›k onay verecekleri aç›kt›r. Filistin’in iflgalden kurtuluflunun Filistinlilerin birleflik savafl›n›n d›fl›nda hiç bir yol haritas› yoktur. Stratejilerinde, ittifaklar›nda bir çok farkl›l›k var. Ama ortak düflmana karfl› ortak mücadele içindeler. Filistin davas›n›n flu anki en önemli meselesinin bu tasfiye plan›n› bozmak oldu¤u aç›k; iflte bu noktada üç örgüt di¤er konular›, di¤er “gündem”lerini ve farkl›l›klar›n› geri plana çekerek bu do¤rultuda birlikte o eylemi gerçeklefltirdiler.
Birlikte direnifl;
Türkiye solunda böyle bir sahneye biz, ancak haf›zam›z› oldukça gerilere götürdü¤ümüzde rastlayabiliyoruz. Mahirler böyle davranabilmifltir. Örgütlerin bu flekilde bir araya gelifllerinin tek örne¤i THKP-C ve THKO önder ve savaflç›lar›n›n K›z›ldere eylemidir.
7 Haziran’daki eylemin ard›ndan sald›r›da flehit düflen üç savaflç›n›n görüntüleri yay›nland›. HAMAS, ‹slami Cihad ve El Aksa örgütlerinden üç savaflç› yanyanayd›lar; arkalar›nda üç ayr› örgütün bayra¤› yanyana as›l›.
Bir yandan tüm emperyalistlerin uzlafl›p yürürlü¤e koydu¤u “yol haritas›”, bir yandan siyonizmin vahfli sald›r›lar›. Filistin davas›n› yoketmek için tüm yollar kullan›l›yor; ve bu koflullarda Filistinliler do¤ru olan› yap›yorlar. ‹mha sald›r›s›na karfl› birlikte direnifli örgütlüyorlar.
Siyonizmin ve Amerika’n›n plan›n› bozmak için birlikte hareket ediyorlar.
Üç örgütün bayra¤›n›n yanyana oldu¤u o görüntü, Türkiye soluna da bir fley anlat›yor mu acaba?
t›klar›n› “AB’ye uyum” paketleri tamamlamaktad›r. Bu yönünün tart›flt›r›lmamas›, ilan› verenlerin ve AB’ci iktidarlar›n iflbirlikçili¤ini gizlemek içindir. fiu 12 patron örgütünün Türkiye’de demokrasi, insan haklar› istedi¤ine kimi inand›rabilirler; 12 Martlardan 12 Eylüllere cuntalar› destekleyen, flimdi gülme s›ras› bizde diyen bunlar de¤il mi? ‹flçilerin kazan›lm›fl haklar›n› büyük bir pervas›zl›kla yok eden bunlar de¤il mi? Ülkede ne kadar hukuksuzluk, adaletsizlik, katliam, iflkence varsa destekleyen, devrimcilerin yok edilmesi için trilyonlar harcayan bunlar de¤il mi?
K‹M BUNLAR? Geçti¤imiz hafta büyük gazetelerde tam sayfa bir ilan yay›nland›. 12 patron örgütünün verdi¤i ilanla, Genelkurmay’a karfl› hükümete destek sunuluyor, bol bol AB’nin nimetleri anlat›l›yordu. AB’nin “nimetleri” külliyen yalan oldu¤u için al›nt› yapmay› gerek duymuyoruz. Peki kim bunlar, ne isterler, neden AB’cidirler? ‹landa imzas› olanlara bakal›m; TOBB, TÜS‹AD, ‹KV, T‹SK, ‹TO, ‹SO, T‹M, UND, YASED, DE‹K, TÜRSAB, ‹MKB. Tümü, halk›m›z› sömüren, aç b›rakan bir avuç asala¤›n kurdu¤u ve burjuva medyan›n “sivil toplum kurulufllar›” ad›n› takt›¤› iflbirlikçiler tak›m›. Bu kez aralar›na “iflçi sendikas›” s›fatl› birilerini alamam›fllar. AB’cilerden Hasan Cemal “keflke TÜRK-‹fi ve D‹SK de olsayd›” hay›flanmas› ile; “böyle olmuyor, gerçek niyetimizi gizleyecek vitrinler laz›m” demeye getiriyordu. Elbette D‹SK’in olmamas› olumluluktur. “Biz TÜS‹AD’la ayn› bildiriye imza atmay›z” demesi de bir olumluluktur, ama bugüne kadar patron örgütleriyle yap›lan toplant›lar›n, emekçilerin haklar›n›n nas›l masa bafl›nda sat›ld›¤›n›n, ifl yasas›n›n nas›l kendilerinin z›mni onay› ile ç›kar›ld›¤›n›n özelefltirisi de¤ildir. Türk-‹fl ise, esas olarak Genelkurmayc›l›¤›ndan kaynakl› olarak bildiriye imza atmad›¤› için, Genelkurmay’›n ba¤›ms›zl›kç›l›¤› ne ise, onunki de odur.
Demokratikleflme Yalan›n›n Arkas›na Gizlenen Sömürü Ç›karlar› Gerçek niyetleri, ülkemizi Avrupa emperyalist tekellerinin sömürü alan› haline getirmek ve buradan kendilerine düflecek payd›r. Avrupa emperyalist tekelleri ile ortakl›klar, temsilcilikler AB süreci ile birlikte daha da yo¤unlaflacakt›r. Bugüne kadar “AB” denildi¤inde sadece “insan haklar›, demokrasi” gibi kavramlar›n ve bu çerçevedeki yasal düzenlemelerin tart›flt›r›lmas› da bu politikan›n bir parças›d›r. Çünkü AB, bu vitrinin ötesinde, ekonomik alanda da bir dizi yasal düzenleme ile tekellerin önünü açt›rm›flt›r. IMF yasalar›, ayn› zamanda AB’nin de istedi¤i yasalard›r. IMF’nin eksik b›rak-
‹flbirlikçilik En Temel Özellikleridir Avrupa ya da Amerika fark etmez, hangi emperyalist önlerine fazla kemik at›yorsa, onun çana¤›n› yalarlar. Amerika’da bir patron örgütünden öte, bir ülkeyi yönetenlerin yapaca¤› görüflmeler yapt›ktan sonra dönen TÜS‹AD Baflkan› Tuncay Özilhan, Türkiye’ye Ortado¤u politikas›nda ne yapmas› gerekti¤ini dikte ettiriyordu. ‹ran’a, Suriye’ye karfl› hangi politikay› izlemesi gerekti¤ini anlat›yordu; “Türkiye, ABD’nin Ortado¤u politikas›yla uyumlu bir politikaya yönelmeli. ‹ran ve Suriye konusunda beklentilerine cevap vermeli. En az›ndan ABD politikas›na ters düflmemeli...” Kim ad›na söylüyor bunlar›; elbette Amerika ad›na. K›saca Amerika ne görev veriyorsa yapmal›y›z diyen TÜS‹AD’la ayn› günlerde, Amerikal› ‘karanl›klar Prensi” Perle konufltu: “‹ran ve Suriye konusunda Türkiye’nin deste¤ini arayaca¤›z, bu deste¤in gelmemesi iliflkiler aç›s›ndan felakete yolaçacak bir dargörüfllülük olur.” Perle ile Özilhan aras›nda fark var m›? Yoktur. TÜS‹AD Amerika ad›na Türkiye’yi tehdit ediyor, iflbirlikçili¤i eline yüzüne bulaflt›ran Genelkurmay ve AKP iktidar›n› uyar›yor.
“Esir fiehrin” fiiflgöbeklerinden TÜS‹AD’›n fiiflgöbeklerine TRT’de bir süre önce "Esir fiehrin ‹nsanları" isimli, Kurtulufl Savafl› y›llar›ndaki ‹stanbul’u, namuslu ve vatansever bir ayd›n›n (Kamil Bey) yaflam›yla anlatan bir dizi yay›nland›. Kemal Tahir’in eserinden filme çekilen dizideki tiplerden
Say› 64 19 15 Haziran 2003
biri de, kendi kar›s› ve k›zlar› dahil her fleyi iflgalci ‹ngilizler’e peflkefl çeken ve bunun karfl›l›¤›nda, ticaret yapma, kasas›n› doldurma ayr›cal›¤› kazanan bir “ifladam›” idi. Kamil Bey’in enifltesi olan bu iflbirlikçi tiplemesini bugün, sözkonusu ilanlar› veren patron örgütlerinde bolca görebilirsiniz. Ayn› iflbirlikçilik, ayn› ahlaki çürüme, yozluk, de¤ersizleflme karfl›m›za “ifladam›” k›l›f›yla ç›kmaya devam ediyor. Dün ‹ngiliz kuca¤›na oturan “eniflte”nin yerinde, bugün Amerika ve Avrupa kuca¤›na oturan Sabanc›lar, Koçlar, Eczac›bafl›lar, Zorlular, Ayd›n Do¤anlar... var! Aralar›ndaki fark; 1920’lerin patronlar›, lüksün, ihtiflam›n göstergesi olarak uzun kürk yakal› paltolar giyen, yedikçe fliflen tiplerdi, bugünküler kürk yakal› paltolar›n üzerine “ça¤dafll›k, demokratl›k” kürkü geçirdikleri için suretleri baflka baflkad›r.
Say› 64 20 15 Haziran 2003
En temel ortak yanlar› olan iflbirlikçilik ise aynen sürmektedir. Hem de 1920’lerdeki kadar kaba ve aleni olarak. Amerikan imparatorlu¤unun iflgalde, hukuksuzlukta kabalaflmas›, al›flt›rmak ve kan›ksatmak için alenilefltirmesi ile birlikte, ülkemizdeki iflbirlikçiler de, alenilefltiriyor. Onlar da kan›ksatmay›, “milli ç›karlar›m›z” demagojisi ile yap›yorlar. O gün de ba¤›ms›zl›k diye yollara düflenler, mapuslarda yatanlar, ölenler; “bir avuç çapulcu, asi” idi, bugün de. O gün de ba¤›ms›zl›¤› savunanlar aptal diye nitelendiriliyordu, bugün de “ça¤› geçmifl ideolojilerin esiri” deniliyor. Ama buna ra¤men ne “Ba¤›ms›z Türkiye” fliar›yla meydanlar› dolduranlar, ölümleri göze alanlar tükeniyor, ne de iflbirlikçili¤i, Amerikanc›l›¤› Türkiye halk›na kabul ettirebiliyorlar. Geçti¤imiz günlerde yay›nlanan, bir ABD kuruluflu taraf›ndan yap›lan bir anket bu gerçe¤i bir kez daha teyid etti. ABD'nin Pew Arafltırma Merkezi'nin yaptı¤ı arafltırmaya göre; Türkiye'de halkın yüzde 82'si ABD'ye olumsuz bak›yor, yüzde 71'i de Amerika'nın Türkiye için bir askeri tehdit oldu¤una inan›yor. Bugün için AB konusunda “AB’ye girersek ifl olana¤› do¤acak... Demokrasi, hak ve özgürlükler geniflleyecek...” gibi aldatmacalar nedeniyle bu oran daha düflük olsa da, AB gerçe¤inin her geçen gün ortaya ç›kmas›yla birlikte fark olmayacakt›r. Bu aldatmacada, “Kamil Bey”in namusunu tafl›ma cüretini gösteremeyen AB’ci mandac› ayd›nlar› katk›lar›n› inkar etmemek gerekir! Ama bu ülkenin “Kamil Bey”leri de ço¤alacakt›r.
TAYY‹P’‹N GALAKS‹S‹NDEN HABERLER
Emperyalist Tekellerin Gözü Ayd›n
AKP Gece Gündüz Sizin ‹çin Çal›fl›yor ''Do¤rudan Yabanc› Yat›r›mlar Yasas›'' 5 Haziran’da TBMM'den geçerek yasalaflt›. Yasan›n en temel hedefi; madenler, ormanlar, su kaynaklar› olmak üzere uluslararas› sermayenin, yani emperyalist tekellerin ihtiyaç duydu¤u “girdi”lerin temin edilmesi. Bu yasaya göre, emperyalist sermaye flu ayr›cal›klar›, daha do¤rusu talan özgürlüklerini elde ediyor: 1- Herhangi bir alanda yat›r›m yapmak istedi¤inde art›k izin flart› olmayacak, sadece “ben fluradaki flu kayna¤› kullanarak, flöyle bir fabrika kuruyorum” demesi yetecek. Araflt›rmalar gösteriyor ki, emperyalist sermayenin en çok ra¤bet gösterdi¤i alanlar, maden, su ve enerji. Türkiye’de bol olan, ama hiçbir iktidar taraf›ndan ülke ç›karlar› için de¤erlendirilmeyen ne varsa, flimdi emperyalistlerin önüne alt›n tepside sunuluyor. Bu kaynaklara, kayna¤›nda sahip olma hakk› elde ediyor tekeller. 2- Karlar›n›n tümünü, hiçbir gerekçe göstermeden yurtd›fl›na nakledebilecek. “Yabanc› sermaye gelecek, ülke kalk›nacak” diyenlerin kulaklar› ç›nlas›n. 3- Baflka ülkelerden personel çal›flt›rabilecek. Yani AKP’nin “insan›m›za ifl sahas› aç›lacak” yalan›na inanmay›n, emperyalist tekel, en ucuz iflgücü neredeyse onu çal›flt›racak. ‹ster Türkiyeli ister Singapurlu. Tabii, buna teknojiyi kullanan nitelikli eleman› yan›nda getirmesini de ekleyin. 4- Emperyalistler hiçbir koflula ba¤lanmadan mülk edinebilecekler. “Vatan bölünmez, bir kar›fl topra¤›m›z› vermeyiz” diye ony›llard›r halk› katledenler, bir kar›fl de¤il, dönüm dönüm satacaklar topraklar›. Tabii o topra¤›n alt›ndaki madenler de hediyesi! Emperyalist sermayeye karl› yat›r›m alanlar› açmak için ayn› süreçte S‹T alanlar›n› sat›fla açan, “Hazineye Ait Tafl›nmaz Mallar›n De¤erlendirilmesi ve Katma De¤er Vergisi Kanunu”ndaki de¤iflikli¤i de eklerseniz, ortada tekeller için sorun kalm›yor, nereyi isterlerse ya¤malama özgürlü¤üne sahipler. Tüm bunlara do¤an›n nas›l tahrip edilece¤ini, Bergamal›lar gibi topra¤›na sahip ç›kanlar›n nas›l terörist ilan edilece¤ini eklemeyi de unutmay›n. Dikkat edin, Meclisten ç›kar›lan tüm bu yasalar IMF’nin istekleridir. IMF’ye karfl› ç›kanlara “baflka galakside yafl›yorsunuz” diyen Tayyip Erdo¤an’›n hangi galakside yaflad›¤› aç›k de¤il mi? O emperyalist tekellerin hizmetkarlar›n›n galaksisinde yafl›yor.
Diyanet’ten Alevi Halk›m›za Hakaret: “Cemevi cümbüfl yeri”
Irkç›, Mezhepçi Oligarfli Konufluyor Diyanet ‹flleri Baflkan Yard›m›c› Necati Tayyar Tafl’›n, “Cemevi cümbüfl yeri” sözleri Alevi halk›m›z›n hakl› tepkisi ile karfl›laflt›. Bu kafa bir dine, bir inanca sahip olabilir mi? Hangi dinde, inanc› farkl› olana hakaret et diyor? Ama bu zihniyet ne sadece Diyanet’e aittir, ne de gericilere. Bu hakaret esas olarak devletindir. Osmanl›’dan bu yana sünni mezhebin temsilcisi olan devletin zihniyetidir bu. Dil diyanetçinindir, ama beyin ona ait de¤ildir. Beyin oligarflinin beynidir. Kendisi gibi düflünmeyen, kendi istedi¤i gibi yaflamayan bütün halk kesimlerini, muhalifleri bask›yla, terörle sindirmekten baflka hiçbir fley bilmeyen oligarflinin zihniyetidir bu. Bin y›ld›r katliamlarla, bask› yasalar›yla, kimi zaman da yok sayarak alevi halk›m›z sindirilmeye çal›fl›lm›fl, alevi oldu¤unu dahi söyleyemez duruma getirilmifltir. Özellikle Gazi ayaklanmas›n›n ard›ndan düzen, sistem içinde kalmak kofluluyla, k›smi bir örgütlenmeye izin verse de, bask›s›n› hiç eksik etmemifltir. Devletin gözünde, alevi halk›m›z›n yaflad›¤› gecekondu mahalleleri her zaman isyan bölgeleri, her zaman terörle susturulmas› gereken yerlerdir.
Sünni devlet anlay›fl› Sünni devlet anlay›fl› hiçbir iktidar döneminde de¤iflmez. ‹ster, alevilikten en çok sözeden CHP, isterse alevi halk›m›za düflmanl›¤› tescilli AKP gibi partiler, hiçbiri örne¤in alevi halk›m›z›n inanc›n› yaflayabilmesinin, ibadetini özgürce yapabilmesinin önündeki engelleri kald›rmay› akl›ndan bile geçirmez. Bu düzenin mahkemeleri, “alevi” ad›yla dernek kurulamayaca¤›n› dahi söylemifltir. Çünkü alevi muhaliftir, tarihi, do¤as› gere¤i zulme karfl›d›r. Ony›llard›r devrimcilerle iliflkilerinden dolay› bu özellikleri kimi zaman s›n›fsal bir bilinçle ortaya ç›kar ayaklan›r, bask›n›n yo¤un oldu¤u kimi dönemlerde gerilese de hep vard›r. Böyle olunca, afla¤›lanmal›, bast›r›lmal›, ezilmeli, susturulmal› ki, özünü unutsun. Devletin bu ›rkç›, mezhepçi zihniyeti Diyanet’te böyle ifadesini buluyor. AKP, bu diyanetçiyi görevden almay› düflünüyor mu acaba? Almaz, çünkü o da mezhepçidir, ›rkç›d›r. Alevi halk›m›za düflmand›r. Bakmay›n siz kardefllikten, halk›n her kesimini kucaklamaktan söz etmesine. Yaland›r.
Alevi Örgütlenmeleri; Laik-fieriatç› Oyunundan Kurtulmal›s›n›z Kimi alevi örgütlenmeleri, Diyanet’in yaklafl›m›n› fleriatç›lar›n tavr› olarak de¤erlendiriyor. Onlarda daha kaba olarak ifadesini bulsa da, ifade etti¤imiz gibi devlet politikas›d›r. Devlet, MGK’d›r, hükümetlerdir, bürokrasidir; egemen s›n›f›n bask› arac›d›r. Bu gerçek görülmedi¤inde ayn› devletin kimi güçlerinden medet umuluyor. Örne¤in, Pir Sultan Abdal Derne¤i Baflkan› Diyanet’e ayr›lan paydan, alevilerin yok say›ld›¤›ndan yak›n›yor ve Cumhurbaflkan› Sezer’den medet umuyor. Ama Sezer “devlet” ve yapmas› gerekeni yap›yor; randevu taleplerini dahi kabul etmiyor. Kabul edip “he, h›, tamam” da diyebilirdi, ama sonuç de¤iflmezdi. Laiklik-fieriatç›l›k ekseninde flekillenen politikalardan, “ideoloji”den kurtulmad›kça bu açmaz sürecektir. Bu çizgi alevileri nereye götürdü; MGK’n›n iktidar kavgas›nda fleriatç›lara karfl› kullanaca¤›, yedekleyebilece¤i “çantada keklik” gördü¤ü bir güç haline getirdi. Alevi halk›m›z katliamc› MGK’n›n politikalar›na alet edildi. Alevi dernekleri baz›nda ise, Kerbela’n›n bombalanmas›n›n protestosuna dahi en fazla 30 kifliyi toplayabilme sonucu yaratt›. Bir halk›n dinamikleri sadece bask›yla, katliamla yok edilmez. Kimi zaman bu yöntemler ters teper, zulme isyan büyür. Ama daha sinsi ve tehlikeli olan, düzenin oyunlar›na aldanmakt›r. Ne MGK’n›n ne CHP’nin alevi halk›n›n haklar›yla, demokratl›kla, laiklikle alakas› yoktur. Tüm bunlar iktidarlar›n› koruman›n, iktidar olman›n basit propaganda araçlar›d›r sadece. ‹flte Dersim’de geçen hafta yaflanan olay; Dersim’deki jandarma terörü, CHP heyeti taraf›ndan "münferit" olarak nitelendi ve “bu olayı unutuyoruz” denildi. Onlar, Marafllar›, S›vaslar›, Çorumlar›, Gazileri de “unutmufllard›”. Ne zaman ki, seçim gelir, birkaç alevi aday› vitrine ç›kar›r, oy ister. Ve Alevi örgütlerinin ço¤u bu CHP’nin ‘oy’a ulaflma arac›na dönüflür. fieriatç›l›k-Laiklik düzenin oyunudur. Bu yoldan alevi inançtan halk›m›z ne en do¤al haklar›n› kazanabilir, ne de zulüm, bask› son bulur. Bu gerçekler görülmezse katledilmeye, yok say›lmaya devam edilece¤iz demektir.
Say› 64 21 15 Haziran 2003
Amerikan ‹mparatorlu¤unun Ortado¤u Operasyonu Sürüyor ✖ Suriye tamam gibi; Bir halk›n iradesi tehditle nas›l teslim al›n›r?
✖ ‹ran için BM Deste¤i; BM Irak’taki rolünü oynuyor!
✖ ‹ngilizler eski kral› Irak’a gönderdi, “demokrasi” Amerika istedi¤i zaman gelecek!
✖ AKP “reel politika”n›n gere¤ine devam; Powell’den Gül’e; “Aferin, Araplar› bizim ad›m›za tehdit etmeye devam et!”
Say› 64 22
Amerikan imparatorlu¤unun Ortado¤u’yu teslim alma operasyonu, iflgalle bitmedi. Suriye’den ‹ran’a, Filistin’den di¤er Arap ülkelerinin teslim al›nmas›na kadar çeflitli yol ve yöntemler kullan›larak sürüyor.
15 Haziran 2003
Bir Halk Tehditle Böyle Teslim Al›n›yor Irak’›n hemen ard›ndan imparatorlu¤un yöneticileri hat›rlanaca¤› gibi her gün yapt›¤› aç›klamalarla Suriye’ye yönelik opearsyonu bafllatm›flt›. Bu operasyonun mutlaka askeri iflgalle sonuçlanmas› gerekmiyordu elbette. Nitekim, kimi geliflmeler Suriye’nin tehditlere boyun e¤me noktas›nda ciddi yol ald›¤›n› gösteriyor. Önce, 5 Haziranda emperyalist petrol tekelleri ile yap›lan bir anlaflmaya bakal›m. Suriye, bu anlaflmayla ilk kez topraklar›n› emperyalist petrol tekellerine açm›fl oldu. Suriye, ABD, Kanada ve AB ülkeleriyle petrol arama anlaflmaları imzaladı. Askeri iflgalin amac› da o ülkenin kaynaklar›n› ele geçirmek, pazar›na hakim olmak de¤il mi zaten? Tekellerin arkas›ndan IMF girecektir. Ve elbette onun meflhur teslimiyet programlar›. Bu anlaflma iflgalin resmi olarak bafllad›¤›n›n göstergesidir. Nitekim Suriye’den istenenlere yönelik aç›klamalar da bu yöndedir. Beflar Esad’›n, “Irakl›lar›n s›n›rdan geçifline izin vermedik. Sizin 50 aranan Irakl› listeniz varsa, bizim 200 aranan Irakl› listemiz var...” aç›klamalar› ve yine Esad’›n, “Lübnan’dan çekilebiliriz...” aç›klamas› buna örnektir. Ki, Lübnan’dan
çekilinmesi konusu, Amerika’n›n bölge gücü ‹srail için hayati önemde bir konuydu. “Saddam’›n sonundan ders al›n” sözleriyle bafllayan tehditler zinciri en az›ndan bugün için sonuç vermifl oldu. Bir halk›n iradesi, böyle yok ediliyor. Sömürü böyle dayat›l›yor. Pazarlar› böyle ele geçiriliyor, yeralt› yerüstü kaynaklar›na tam bir mafya usulüyle böyle el konuluyor.
BM, ‹ran Operasyonunda Yine Devrede ‹ran’a yönelik tehditler sürüyor. ABD yönetiminden yap›lan tehdit aç›klamalar›n›n yan›s›ra, Amerikan bas›n›na siparifl edilen haberler arac›l›¤›yla, ABD ordusunun havadan, karadan, denizden ‹ran’› kuflatma alt›na ald›¤›, Irak’taki 200 bin askerin harekete geçmeye haz›r oldu¤u, Hamaney’e yönelik suikast haz›rl›¤› yap›ld›¤›, ‘halk ayaklanmas›’ ç›karmak için giriflimlerin bafllat›ld›¤›... ve daha onlarca haber tehdit arac› olarak piyasaya sürülüyor. Bu haberlerde kimi noktalar gerçek de olabilir, ama flu an için tehdit gücünü art›rma amaçl› oldu¤unu söylemek daha do¤rudur. Bu arada ‹ran’da da kullan›lacak güçlerin haz›rl›klar›na bafllad› Amerika. Azeriler, Kürtler ve Halk›n Mücahitleri ilk elden Amerika’n›n kullanmay› hedefledi¤i güçler aras›nda bulunuyor. ‹ran içinde kimi reform istekleriyle yap›lan gösteriler de bu noktada Amerikan imparatorlu¤unun amac›yla bütünlefliyor. Elbette ‹ran rejimine karfl› halk›n reform talepleri demokratik taleplerdir, hakl›d›r. Ancak bunun tam da abluka alt›nda ve ABD’nin halk› k›flk›rtmaya çal›flt›¤› bir ortamda gündeme getiriliyor oluflu, hakl›l›¤›na gölge düflürmektedir. Öte yandan malum kurulufl, BM harekete geçti. “Uluslararas› kurumlar” aldatmacas›n›n en boyutlusu olan Birleflmifl Milletler’in, emperyalistlerin, özellikle Amerikan emperyalizminin hizmetinde bir kurum oldu¤u bu sayfalarda en çok yaz›lan gerçeklerden biridir. Bu gerçek art›k genifl halk kitleleri taraf›ndan da görülmektedir. Irak’›n iflgalinin yasallaflt›r›ld›¤› BM karar›n›n ard›ndan bu kez ABD’nin yeni hedefine odaklanan BM üzerine düfleni yapmaya bafllad›. Bahane yine “nükleer-kimyasal silahlar” ve yine BM’nin ikiyüzlü kurumlar› raporlar haz›rl›yor. Klasiktir; BM bu tür raporlarda gerçek yüzünü aç›k etmemek için mu¤lak ifadeler kullan›r ve
yoruma aç›k olan bu tür ifadelerin askeri ekonomik gücü elinde bulunduran emperyalistlerce kendi istedikleri gibi yorumlanaca¤›n› da bilir. Bir nevi halklar› aldatman›n, “objektif” hava vererek iflgallere, sald›r›lara zemin haz›rlaman›n oyunudur bu. BM’ye ba¤l› Uluslararası Atom Enerji Ajansı (UAEA), haz›rlad›¤› raporla, “‹ran’ın, kendilerine bilgi vermeden nükleer materyal iflledi¤ini” söyledi ve yükümlülüklere uymad›¤›n› söyledi. Buna göre, ‹ran’› Nükleer Silahsızlanma Anlaflması’na uymamakla suçlayabilecek. Raporda, söz konusu nükleer materyalin miktarın fazla olmadı¤ını belirterek, “‹ran ile iflbirli¤i halinde sorun çözülecektir” dedi. Ve halen UAEA denetçileri, raporunu açıklad›ktan sonra, ‹ran’a giderek nükleer tesislerde incelemeler bafllatt›. “‹flbirli¤i halinde” ifadelerini Irak ile ilgili raporlardan da biliyoruz. Sonra “aldat›ld›k” aç›klamas› yapt›lar. Sen, bir ülkenin iflgaline zemin haz›rla, pervas›zl›¤›n önünü aç, onbinlerin ölümünün orta¤› ol, sonra da aldat›ld›k; emperyalistlerin katliamlar›n› ony›llar sonra kabullenip özür dilemesindeki riyakarl›k gibi. Elbette politika olarak ABD’nin demagojilerini bofla ç›karmak anlam›nda bunlar da kullan›l›r ama ‹ran’›n, “bu anlaflmayı ihlal edecek hiç bir fley yapmadık” demesi, “programa iliflkin tüm soruları yanıtlayabileceklerini” aç›klamas› da çözüm de¤ildir.
Kitle ‹mha Silahlar› Yalan› Tart›fl›l›yor Dünya bas›n›nda, iflgalin gerekçesi haline getirilen, Irak’›n kitle imha silahlar›na sahip oldu¤u yönündeki Amerikan-‹ngiliz yalanlar› tart›fl›l›yor. Ortaya ç›kan geliflmeler tek kelimeyle en ilkel, kaba haliyle nas›l yalan söylendi¤ini gözler önüne seriyor. BM, “bizi aldattılar” derken, BM silah denetçisi Alman Peter Franck, “Irak'ın kitle imha silahlarına dair ABD'nin sundu¤u kanıtlar›n büyük bir blöf oldu¤unu” aç›kl›yor, denetçilerin bafl› Blix, ABD ve ‹ngiltere'yi yalan istihbarat verdikleri için k›n›yor. Tepkiler bunlarla s›n›rl› de¤il elbette, örne¤in, 1991-98 aras› silah denetçilerinin flefi olan Scott Ritter, “Bush ve Blair yalanlarını itiraf etsin” aç›klamas› yaparken, ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in yalan›n› elefltirerek, Saddam Hüseyin'in kitle imha silahlarını "iz bırakmadan" imha etmesinin mümkün olamayaca¤ını söylüyor. Amerikan CNN’in bir haberi ise, ABD Savunma Bakan yard›mc›s› Paul Wolfowitz’i do¤rular nitelikte. CNN, Pentagon’un, Irak’›n elinde bu silahlar›n olmad›¤›n› Aralık 2002 tarihli bir istihba-
rat raporuyla bildi¤ini duyurdu. Hat›rlanaca¤› gibi Wolfowitz, bir dergideki yaz›s›nda, “kitle imha silahlar› en geçerli iddia oldu¤u için bunu öne sürdük. Irak’› vurmak için sadece bahaneydi. Savafl› hakl› göstermek için büroktarik nedenlerle öne ç›kar›ld›. Herkesin üzerinde uzlaflt›¤› konu oldu¤u için buna yo¤unlaflt›k.” demiflti. Bush’un orta¤› Blair’in, Irak’› suçlayan o meflhur dosyalar› nas›l haz›rlatt›¤› da art›k biliniyor. ‹nternetten çal›nan bir ö¤rencinin tezini BM’ye tafl›y›p “müthifl kan›tlar” sunan emperyalistler, sözkonusu dosyan›n yeterince abart›lmad›¤›n› düflünmüfller ve Blair bizzat 6 kez yeniden haz›rlanmas› emrini vermifl. Elbette tüm bu tart›flmalar, ortaya ç›kan ve ç›kacak olan gerçekler, emperyalistlerin denetimindeki “uluslararas› kurumlar”da Bush ve Blair’in yarg›lanmas› sonucunu do¤urmayacakt›r. Ancak kendi aralar›ndaki çeliflkiler buna zemin oluflturursa bir olas›l›kt›r. Ama emperyalizmin politika tarz› ve ahlak› herkesin gözleri önüne serilmifl durumda. Bu nedenle, “kitle imha silah› var m›yd›, yok muydu” tart›flmas›na s›k›flt›rmak, sanki olsayd› iflgal hakl› olacakt› gibi bir sonucu do¤urur ki, temelden yanl›flt›r. Hiçbir koflulda iflgal hakl› olamaz ve halklar nezdinde mahkum edilmifltir.
KDP Sözcüsü Hangi Dilde Konufluyor? Amerikanca Olmas›n! KDP Sözcüsü Hoflyar Zebari, ABD'ye “fiimdi beyzbol oynama zamanı” mesajı vermifl. Ne demek istedi¤i tam olarak anlafl›lm›yor, ancak bu sözü, ABD’nin hükümet kurmay› erteleyip, “demokrasi, özgürlük” ben istedi¤imde olur, dedi¤i toplant›da söylemifl olmas›ndan, “demokrasi” istedi¤i anlafl›l›yor! Bunun, Kürt diliyle, kültürüyle, Irak halklar›n›n kültürüyle ne alakas› var! Bu dili Amerikan kültürünün tafl›y›c›s› dizilerden tan›r herkes. Ne çabuk ö¤rendiniz Amerikanca konuflmay›, meram›n›z› onlar›n diliyle anlatmay›? Hoflyar Zebari neden, Bremer’in karfl›s›na dikilip, ülkemizi terk edin, biz kendi kendimizi yönetebiliriz, hükümetimizi seçebiliriz, diyemiyor? Diyemez, çünkü sen “özgür Kürdistan”›, iflgalle bütünlefltirmiflsen bunun da bir bedeli olur. En düz ifadeyle ona tabi olursun. O ne zaman haydi demokrasicilik oynamaya derse, sen de sahaya inersin. Amerikanca konuflman›n da faydas› yoktur. Amerikan ç›karlar› neyi gerektirirse o olur. Ya da direnir, iflgalciye karfl› özgürlük, ba¤›ms›zl›k savafl› verirsin.
Say› 64 23 15 Haziran 2003
Irak dünyaya aç›l›yor! ‹ki gün üst üste burjuva medya bir haber verdi; Irakl› 5 genç Rock grubu kurmufl, hem de ingilizce flark›lar söylüyormufl, hayalleri Amerika’da liste bafl› olmakm›fl, saç modelleri, giyimleri ile zaten ça¤dafl dünyaya ayak uydurmufllar... Irak›n ad›n› art›k savafllarla de¤il, müzikle duyurma amac›ndalarm›fl, bunun için bütün zorluklara gö¤üs gereceklermifl... ‹yi; demek ki art›k Irak’ta öyle göstermelik de olsa hükümete gerek yok, böyle 5-10 rock grubu daha ç›kar›p ingilizce flark› söyletirlerse sorun kalmaz. Hatta Türkiye’nin Sertab’› gibi, onlar da Arap kültürünün üzerine ingilizce rock geçirselerdi daha baflar›l› olurlard›. Eh, ne de olsa tecrübeli sömürge ülkenin hali baflka oluyor, onlar da sömürge ülke olmakta ad›m ats›nlar siz görün, Erovizyonlarda nas›l Türkiye’ye rakip olurlar. Ne “demokrasi, özgürlük götürme” ne de “kitle imha silah› vard›” safsatalar› bir ülkenin yak›l›p y›k›lmas›n›n bahanesi olamaz. Tart›fl›lmas› gereken, emperyalizmin ahlak›d›r, iflgalidir, zulmüdür, “bahane olarak kulland›k” diyen zihniyettir. Ve bu zihniyetin iflbirlikçileridir. Say› 64 24 15 Haziran 2003
Emperyalistler tarihleri boyunca hep yalan üzerine kurdular düzenlerini. Farkl› olan, flimdi bunu daha kaba, pervas›z yap›yorlar. O da “al›flt›rma-kan›ksatma” politikas›. ‹flgaller, katliamlar tarihlerine bak›n, tümünde her türlü yalan› görürsünüz. Sorunun as›l önemli boyutlar›ndan biri, bu yalanlar› halklara, halk›m›za pazarlayan Amerikanca konuflanlard›r. Bas›n›ndan, politikac›s›na, askerine kadar ülkemizde, baflka ülkelerde bunlardan bolca vard›r. Mesela Do¤an Medya, mesela AKP iktidar›. Mesela Türkiye Cumhuriyeti’nin D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül...
Bunu, t›pk› Irak iflgalinde ‹stanbul Toplant›lar›, Ortado¤u gezilerinde oldu¤u gibi, ABD’nin iste¤i ve onay› ile yapt›¤› için esasen konuflan Türkiye de¤il Amerikayd›. Amerikanc› burjuva bas›n, “tarihi konuflma” manfletiyle vermiflti Gül’ün konuflmas›n›. Bunda garip bir durum yoktu elbette, onlar için “tarihi” olan Amerikanca konuflulmas›yd›. Ancak ayn› flekilde Gül’ün tarihi bir konuflma yapt›¤›n›n propagandas›n› yapan bir baflka kesim de islamc› bas›n idi. Her cümle üzerine teoriler yap›ld› ve neredeyse AKP hükümetinin islam dünyas›n›n liderli¤i, “abili¤i” rolüne soyundu¤u savunuldu. ‹flbirlikçilik ucube teorilerle mazur gösteriliyordu. “Gül Amerika ad›na konufluyor, onlar›n mesajlar›n›, tehditlerini tafl›yor” dedi¤imizde anlamak istemeyenler Powell’in mesaj›na baks›nlar.
Kraliyet Ba¤dat’a Döndü “Demokrasi” ABD ‹stedi¤i Zaman Gelecek Londra’da yaflayan, Irak’›n son kral› ikinci Faysal’›n varisi olan kuzen fierif Ali Bin Hüseyin, ABD’nin izni ve ‹ngiltere’nin tahsis etti¤i özel uçakla Ba¤dat’a döndü. fierif Ali’nin ilk sözü, “bu an› tüm hayat›m›z boyunca bekledik” oldu. Amerikan iflgalini dört gözle bekleyenler aras›na kat›lan kraliyet ailesi, “bat› demokrasisi”nin simgesidir. Afgan kral›n›n dönüflünü sa¤layan, Bulgaristan kral›n›n devlet baflkan› olmas›n› sa¤layan emperyalizm, hesaplar›n›n ç›kmaza girmifl olmas›ndan dolay›, anlafl›lan krala muhtaç hale geldi. Onlar için bir sak›ncas› yok. Emperyalist demokrasinin iflkembesi genifltir; ister kral, ister diktatör fark etmez. Yeter ki, Amerikan ç›karlar›n›n bekçili¤ini yaps›n.
Powell: “Aferin Gül, Devam Et!” ABD D›fliflleri Bakan› Colin Powell, Abdullah Gül’e, ‹slam Konferas› Örgütündeki konuflmas›ndan dolay› takdirlerini iletti. “Büyük ilgi ve memnuniyetle karfl›lad›k” dedi Powell. “Bu ça¤r›lara devam etmesi” gerekti¤ini de belirtti. Ne demiflti Abdullah Gül islam ülkelerine? Mealen, “yola gelin, yoksa Amerika müdahale eder” dedi. Bak›ld›¤›nda, “demokrasiden, insan haklar›ndan, bask›c› Arap rejimlerinin de¤iflmesi gerekti¤inden söz etmifl olmas› kula¤a hofl gelebilirdi. Ama mesele bunu kimin, neden ve kim ad›na söyledi¤indeydi. Bunu, faflizmle yönetilen bir ülkenin bakan› söyledi¤i için hiçbir samimiyeti olamazd›. Bunu, ABD dayatmalar›yla paralellik kurmak için söyledi¤inden iflbirlikçili¤in devam›yd›.
Yankilerin Tabutlu Dönüflü Bir önceki hafta toplam 10 Amerikan iflgalci askerinin cezaland›r›ld›¤› Irak’ta sald›r›lar sürüyor. Tikrit kenti yakınlarında Amerikan askerlerine düzenlenen saldırıda 1’i öldü, 4’ü yaralandı. Felluce kentinde bask›lar›n› yo¤unlaflt›ran, kente binlerce asker takviyesi yapan ABD sald›r›ya u¤ramaya devam ediyor. 8 Haziran günü bir cami yak›n›ndaki Amerikan askerlerine atefl açan bir grup Felluceli direniflçiyle askerler aras›nda çat›flmalar yafland›. Amerika direnifller karfl›s›nda “Saddam’›n yakalanamam›fl olmas› Baas Partilileri sald›r›lar için cesaretlendiriyor” aç›klamas› yaparken 10 Haziran günü düzenlenen sald›r›da bir Yanki daha memleketine tabutla döndü.
Irak’a “demokrasi” götüren Amerika, bu konuda acele edilmemesi gerekti¤ini aç›klad›. “Irak’ta demokrasiye geçmek için acele etmemek laz›m” diyen ABD Savunma Bakan› Donald Rumsfeld, “diktatörlükten demokratik hükümete geçifl zordur. Adolf Hitler de seçilmiflti. Sonuçta, seçim kesin hüküm de¤il. Hemen seçim, ardından diktatör modeline dönüfl istemezsiniz” dedi. Ne dedi¤i gayet aç›k; demokrasi bahane, demokrasi zannedece¤iniz bir sistem de ancak biz istersek gelir. fiu an durum müsait de¤il. Evet, Amerika aç›s›ndan Irak’ta “durum” henüz “hiç müsait” de¤il. “Hiçbir grubun Irak halk›n› temsil etmedi¤ini” söyleyen Amerika, (en iyi o temsil eder, halklar aptald›r, geridir, onlara medeniyeti, demokrasiyi ö¤retmek laz›md›r ya!) olas› bir seçim durumunda istedi¤i hükümetin oluflmayaca¤›n› biliyor. Krallar Amerikan cephesini güçlendirmek için ça¤r›l›yor. fiiilerin en güçlü örgütlenmelerinden ve ABD iflgaline karfl› ç›kt›klar›n› söyleyen Irak ‹slam Devrimi Yüksek Konseyi’nin Ba¤dat’taki bürosu ABD askerlerince bas›l›p kimi belgelere el konuluyor, gözda¤› veriliyor. Yetmiyor, bu gruba ba¤l› Bedir Tugayları'nın 20 üyesi ABD'ye roketli saldırı suçlamasıyla tutuklan›yor... Anti-Amerikanc›lar› bask›larla geriletme operasyonlar› sürdürülürken, Irak’a “sivil yönetim” hediye etmekten sorumlu ABD'li diplomat Paul Bremer, siyasi gruplar› toplay›p, bir sonraki emre kadar “hükümet kurmay› erteledik, dan›flma konseyi kuraca¤›z” diyor. Be¤enirseniz! ABD, bu konseye “dan›flarak” yönetecekmifl!.. Ne güzel demokrasi, ne güzel kat›l›mc›l›k! Ama halklar aldanm›yor. Irak halk›n›n iflgale karfl› bask›lanmas› alt›ndaki siyasi yap›lar›n kimi gönüllü, kimisi zorunlu olarak Amerika’ya, “atanm›fl de¤il seçilmifl hükümet istiyoruz” diyor. Beyaz Saray’daki hesap Irak sahnesinde nas›l sergilencek görece¤iz. Ama “demokrasi”nin ne oldu¤u aç›k. Demek ki, demokrasi neymifl; Amerikan ç›karlar›n› temsil edecek bir yap› oluflmuyorsa orada ne parlamenter demokrasiye geçilebilir, ne de gruplar halk› temsil edebilir. Ben istemeden sen seçim de yapamazs›n, kendini de yönetemezsin! Emperyalistin demokrasisi, Amerikan ç›karlar›d›r. En genel anlamda burjuva demokrasisi de, burjuvazinin ç›karlar›n›n korunmas› demektir. Irak labaratuvar› emperyalizmin sahte anlamlar vererek, halklar› aldatmakta kulland›¤› bütün kavramlar›n gerçe¤ini göstermeye devam ediyor.
EMPERYAL‹ST ZULÜM imparatorluklar da yıkılır
‹ngiliz ‹flkencecili¤i Basra’ya Ölüm Getirdi “Demokrasinin befli¤i” diye yutturulan ‹ngiltere, Irak’a iflgalle birlikte hünerlerini götürüyor. 1900’lü y›llardan, o topraklara yabanc› olmayan, o gün iflgalini, sömürüsünü do¤rudan sömürge valilerinin yönetiminde sürdüren ‹ngiltere, tecrübelerini kullanmaya devam ediyor. ‹flgalcilik tecrübelerini ilk olarak Umr Kasr’da görmüfltük. Direkteki Irak bayra¤›n› indirerek ABD bayra¤› çeken Yanki’yi ‹ngiliz komutanlar uyarm›fl, “böyle olmaz, iflgal edeceksin, ama direnifli körükleyecek fleyler yapmayacak, halk›, onlar için ülkelerine geldi¤imize inand›racaks›n” demifllerdi. Ama art›k “demokrasi, özgürlük getirdik” büyüsü tümden bozuldu¤u için Irak tam anlam›yla sömürgecili¤in sonuçlar›n› en aç›k haliyle yafl›yor flimdi. Eh, bu konuda da tecrübe sahibi olan ‹ngilizler de bofl durmuyor. Suyunu, elektri¤ini keserek, tepeden bombalay›p, halk› aç b›rakarak teslim ald›¤› Basra’n›n iflgalini iflkencelerle sürdürmeye çal›fl›yor. ‹ngilizler’in Basral›lar’a yapt›¤› iflkenceler evlere tafl›nd›. Direniflçileri ar›yoruz diye evleri basan ‹ngilizler’in, evde bulunanlara hemen orada iflkence yapt›klar› ortaya ç›kt›. ‹flte bu iflkencelerden birinde bir okul müdürü olan Abdülcabbar Musa katledildi. Olay›n tan›¤› Musa’n›n gelini, “‹ngiliz askerlerinin birden evlerine dald›¤›n›, bofl kalaflnikof flarjörleri bulduklar›n› ve dövmeye baflladıklar›n› anlatt› ve flöyle dedi: “Evde neden flarjör var? diye ba¤ırıyorlardı. Babam bilmedi¤ini söyledi. fiarjörlerle en az üç kez baflına vurdular. Babam acıyla ba¤ırıyordu.” Sonras› malum, Musa al›p götürüldü ve ‹ngilizler taraf›ndan “kalp krizi geçirdi¤i” aç›kland›. Biliriz biz bu yalan›. Gözalt›ndaki her ölümün buna benzer yalanlar› vard›r ve san›ld›¤› gibi Türkiye polisine ait de¤il, emperyalistlerin icad›d›r. Bütün faflist rejimler de onlar›n icatlar›n› kullan›rlar. Musa, tek de¤il, sadece bir örnektir, her ne kadar Baas rejiminin nas›l iflkenceler yapt›¤›n› durmadan anlatan bas›n, ‹ngiliz iflkenceci¤ine yer vermiyor olsa da, Basra iflkence kenti haline geldi. ‹ngiltere, “demokrasinin befli¤i” olarak Irak’a demokrasi götüremedi, ama iflkencecili¤ini tafl›d›. Meflhurdur ‹ngiliz iflkencecili¤i. Hat›rlanacakt›r, “iflkence aletleri fuarlar›” ile ünlüdür ‹ngiliz demokrasisi. Ve o fuarda “alet be¤enen” Türkiye polisinin görüntüleri bas›nda yer alm›flt›.
Say› 64 25 15 Haziran 2003
bin 1000 GÜN
“Emperyalizmin ve oligarflinin bu sald›r›s›n› püskürtmek görevi de bizlere düflüyor. Görev gün gün ölümün üzerine giderek yerine getirilecektir.” Ahmet ‹B‹L‹ (Ölüm Orucu flehidi)
Ya Zafer Ya Ölüm!
Say› 64 26 15 Haziran 2003
Kim bilebilirdi 20 Ekim 2000’de bafllayan süresiz açl›k grevinin, bininci günlere ulaflacak bir destana dönüflece¤ini? Kim bilebilirdi, direnifl, ölüm orucu denildi¤inde art›k dünya halklar›n›n tarihinde 20 Ekim 2000’den önce ve 20 Ekim 2000’den sonra diye bir milat oluflaca¤›n›? Cesetlerimizden da¤lar oluflaca¤›n›, tabutlar›m›zdan kervanlar düzülece¤ini kim bilebilirdi? S›n›flar mücadelesinde kahinli¤e yer yok. Bir savafla girildi¤inde, herfley olabilir o savaflta. Aslolan kahinlik yapmak de¤il, haz›r olmakt›r “her fley”e. Tarihin ak›fl›n›, mücadelenin geliflimini iflte o haz›rl›¤›n›z belirler. Yenilgi, bozgun, teslimiyet veya zafer; çarp›flan güçleri bekleyen alternatifler bunlard›r.
F tipleri sald›r›s›, bir bozgun ve teslimiyete de dönüflebilirdi; amac› da buydu iflbirlikçi iktidar›n; bunun için bu kadar vahfli, bu kadar pervas›z davranm›flt›. Ama direnifl destan›na dönüfltü. Çünkü haz›rd› devrimciler! F tipleri konusunda tereddütlü solculara, zulüm sald›rd›¤›nda “aradan çekilen”lere, yalpalayanlara, uzun soluklu maratonlara solu¤u yetmeyenlere karfl›n; devrimciler haz›rd›. Ödenecek bedelin bu kadar büyük olup olmayaca¤› üzerine tahmin yapmam›fllard›; ama bedel ödeyeceklerdi, bunahaz›rd›lar. “Her ne olursa olsun”, zulme boyun e¤meyeceklerdi; bunda kararl›yd›lar. “Her ne olursa olsun” tüm ihtimalleri içerirdi. Ve onlar, asla hiç bir kelimeyi, gerçek anlam›n›n d›fl›nda kullanmad›lar. “Her ne olursa olsun”, her ne olursa olsun demekti. Kay›plar ilk an-
bölüm:1
da düflünülenden fazla olabilirdi, sald›r› kimilerinde beklenmedik ölçüde boyutlu olabilirdi... Nitekim, bunlar›n hepsi oldu. Daha fazlas› da oldu. Direnifl saflar› azald›, ço¤ald›, yine azald›... Cepheli özgür tutsaklar bakt›lar ki, tek bafllar›na kald›lar. Bu da “her ne olursa olsun”a dahildi. Buna da haz›rd›lar. Bin direnifl günü böyle do¤du. Destan böyle yaz›ld›. 800 y›l önce Baba ‹shak't›k. Bin y›l önce Kawa’yd›k. 600 y›l önce fieyh Bedreddin. 500 y›l önce Pir Sultan'd›k. 400 y›l önce Celalilerdik. 200 y›l önce Atçal› Kel Memet Efe, 100 y›l önce Çak›rcal›, 80 y›l önce Mustafa Suphiler, Karay›lanlar, Fatma Bac›lard›k. 70 y›l önce Seyit R›za'yd›k. 30 y›l önce Mahirler, 20 y›l önce Karlangaçlar, 10 y›l önce Sabolar'd›k. fiimdi F›ratlar, Gülsümanlar, Sevgiler, ‹bililer, Gültekinler, Yusuflar, fiengüller olma zaman›yd›. Bin günün destanlaflmas›n› yazaca¤›z bu dizide. Destan› yaratanlar›... Gözlerinizi kapat›n düflünün açl›k, zulüm içinde geçen bin günü... Bin gün... Düflünün... Destan bafll›yor...
F tipi hapishaneler, hücreler aylard›r tart›fl›l›yordu. Lehte ve aleyhte söylenmedik söz kalmam›flt› neredeyse. F tipleri ve hücreler gerçe¤i, devrimci bas›nda yeral›yordu sadece. Burjuva medyada ise, F tipleri reklamlar› vard›. Herkes konuflmufltu; söz s›ras› tutsaklardayd›. Tutsaklar sözlerini açl›klar›yla söyleyeceklerdi.
Birinci günden önce... Neydi mesele?
Baflbakan Ecevit eklemiflti: “Devlet cezaevlerinde otoritesini her ne pahas›na olursa olsun yerlefltirecek...” Devletin otoritesi! T›ls›ml› kavram buydu. Peki ne içindi o otorite? O otorite IMF programlar›n› uygulamak içindi. O otorite Amerikay’la iflbirli¤ini sürdürmek içindi. O otorite, açl›¤a, iflsizli¤e, iflkenceye karfl› ç›kan› sindirmek, susturmak içindi.
Daha, büyük bir katliamla kapanacak o y›l›n (2000) bafl›nda söylemiflti oligarflinin sözcüleri: “Cezaevlerindeki hakimiyet sa¤lanamazsa, bu ülkede kanun hakimiyeti sa¤lanamaz.” (‹çiflleri Bakan› Sadettin Tantan, 21 Ocak 2000, Hürriyet)
Sormufltuk biz de: “‹flkencecileri, katilleri yarg›layamayan devlet, soyguncular›, doland›r›c›lar› yakalayamayan devlet, faili meçhulleri, kay›plar› ayd›nlatamayan devlet, Avrupa’ya giden uyuflturucunun yüzde 80’inin bu topraklardan geçmesini engelleyemeyen devlet, ticaretini, adaletini mafyaya teslim etmifl devlet, sefaleti seyreden devlet, trafik katliam› karfl›s›nda bir fley yapamayan devlet, devletli¤ini tutsaklar› katlederek mi gösterecek?” (Ba¤›ms›zl›k ve Vatan, 23 Ekim 2000)
“Bunu, yapmazsak devletin devletli¤i kalmaz.” demiflti Adalet Bakan› Hikmet Sami Türk. (31 Ocak 2000 Sabah)
Devlet, devletli¤ini tutsaklar› katlederek gösterecekti ki, tüm halka “bak›n böyle yapar›m ha!” diyebilsindi.
Sadece hapishaneler mi? Bütün bu k›z›lca k›yamet hapishanenin “tipi” üzerine mi ç›k›yordu? Mesele sadece devrimci tutsaklar m›yd›? Çok tart›fl›ld›. Oysa tart›fl›lacak fazla bir fley yoktu.
Hiç bir sald›r› bu ideolojik sa¤laml›ktan kaynaklanan inanc›m›z›n, geleneklerimizin, halk ve vatan sevgimizin doruklar›na ulaflamaz. ... ‹flte bu nedenle bugünün dünyas›nda emperyalizm ve iflbirlikçilerinin karfl›s›nda ço¤u kez tek bafl›na kalsakta yine B‹Z var›z. Kimileri ihanet edebilir, teslim olabilir. Ama biz yerimizi daima koruyacak DEVR‹M ve SOSYAL‹ZM fliarlar›n› iktidara tafl›yaca¤›z. ... Söylediklerimizin arkas›nda can bedeli durdu¤umuzu herkes bir kez daha görecektir. Yoldafllar; Zaferi fiehitlerimizle Kazanaca¤›m›z 2000 Ölüm Orucu eylemimizde halk›n onuru ve dev-
ki, t›r r e ›fl l söz z ç›km .” “O ke an.. bir z›m›zd a¤
Birinci günden önce... Tutsaklar bildiriler yay›nl›yor, aç›klamalar yap›yor, sald›r›n›n kendileri nezdinde tüm halka oldu¤unu anlatmaya çal›fl›yorlard›. TAYAD’l›lar onlar›n d›flar›daki sesi olarak bu gerçe¤i her yana yaymaya çal›flt›lar. Kurultaylar, yürüyüfller düzenlediler. Herkese ulaflmaya çal›flt›lar. “Ölümler olmadan” aya¤a kalkmaya ça¤›rd›lar! O yürüyüfllerde, kurultaylarda gerçe¤i anlatmaya çal›flanlar, aylar sonra, ölümleriyle anlatmaya devam edecek, destan›n kahramanlar›ndan olacaklard›.
Birinci gün... Tarih 20 Ekim 2000’di. “Demokratik tepkileri” dikkate alacak bir iktidar yoktu ülkede. Direnifl bafllayacakt›. Bir süre sonra ölüm orucuna çevrilecek Süresiz Açl›k Grevi’ne bafllad›klar›n› ilan etti tutsaklar. Bir ay yine iktidar cephesinin bofl sözleriyle geçti. F tiplerine karfl› oldu¤unu söyleyen sol, demokrat kesimlerin de yerinden k›p›rdamaya fazla niyeti yoktu. Hatta hapishanede-
rim can bedeli savunulacakt›r. Bu görevi yerine getirecek olan ölüm orucu direniflçilerimizle gurur duyuyoruz. Onlar flehit düflmeleriyle kazan›lacak olan zaferi iradeleri, ba¤l›l›klar› ve ölüme giderken pervas›zl›klar› ile daha flimdiden halk›m›za arma¤an etmifllerdir. “Merhaba Zafer, Hoflgeldin Ölüm” sözleriyle ölümü daha flimdiden yenen, “...Bir kefen giymek gerekirse e¤er, bu asla düflman›n bize biçti¤i kefenler olmayacakt›r. Devrim e¤er canlar›m›za ihtiyaç duyuyorsa, k›z›l bantlarla, k›z›l bayraklarla süslenecek kefenleri giymekte tereddütümüz olmayacakt›r...” diyen Ölüm Orucu direniflçisi arkadafllar›m›z› coflkuyla selaml›yoruz. 19 Kas›m 2000 Devrimci Halk Kurtulufl Partisi Cephesi Tutsaklar Örgütlenmesi
Say› 64 27 15 Haziran 2003
ki baz› gruplar da hala “d›flar›da” yap›lacak fleylerden sözedip sorumluluklar›n› omuzlam›yordu. Teoride laf çoktu, ancak içeri ya da d›flar›; her yerde direnifli gelifltirmekten, büyütmekten baflka yap›lacak bir fley yoktu.
Yirmialt›nc› gün... “Ailelerin destan›” bafll›yor... Direnifli büyütmekten baflka yol yoktu. Bu gerçe¤in bilincinde olanlar›n bafl›nda Tayad’l›lar geliyordu. Duyarl›l›kta kimse onlar›n kalbi ve beyniyle yar›flamazd›. Bu nedenle, dünyada bir ilki yaratt›lar daha direniflin bafllang›c›nda. ‹çerideki tutsaklardan önce ölüme yatt›lar. Günler ilerleyecek, onlar baflka ilkleri de yaratacaklard›. Say› 64 28 15 Haziran 2003
14 Kas›m 2000 günü içlerinde Gülsüman Dönmez ve fienay Hano¤lu’nun da oldu¤u Tayadl›lar, k›z›l bantlar›n› kufland›lar. Günlerdir sokaklarda, kurultaylarda F tiplerinin tüm halka karfl› oldu¤unu anlatmaya çal›fl›rken, ayn› günlerde, görüfl kabinlerinde tutsaklara “bu defa kendilerinin de ölüme yatmas› gerekti¤ini” anlatmaya çal›fl›yorlard›. Sözleri ve eylemleriyle, tutarl›yd›lar sonuna kadar. Anadolu bilgeli¤i, devrimci tutsak aileleri hareketinin bilinci birleflmiflti onlarda. Onlar›n bilgeli¤iyle daha da büyüyecekti destan. Mücadeleden gerekçelerle, suni teorilerle kaçmay› al›flkanl›k haline getirenlere karfl› bir kapan gibiydi Tayadl›lar›n prati¤i. “Daha d›flar›da yapacak çok fley var, içeride ölüm orucuna bafllanmamal›” diyenler, d›flar›da Tayadl›larla yanyana de¤ildi. Tayadl›lar, bu tarihi görevin yükünü de omuzlay›p d›flar›da açl›k grevine bafll›yor; bu defa da “d›flar›da ölüm orucu olur mu, içeridekiler yaps›n” bahanesi
duyulmaya bafllan›yordu. Kaç›fl yoktu. ‹çeri-d›flar› diye teoriyle oynay›p duranlar, tarihin kaydedece¤i destan›n d›fl›nda kalacaklard›. Uzun ya da k›sa, destan yaz›lacakt›.
31. gün... 19 Kas›m’da bir çok hapishanede eylem, ölüm orucuna çevrildi. DHKP-C, TKP(ML) ve T‹KP davas›ndan yüze yak›n tutsak direniflin simgesi olan al›n bantlar›n› kufland›lar. Tutsaklar, ölüm orucuna bafllad›klar› günlerde Adalet Bakanl›¤›na gönderdikleri dilekçelerde “zorla t›bbi müdahaleyi reddettiklerini aç›klad›lar. Biliyorlard› Osmanl›’da oyun çoktu. Biliyorlard›, direnifli k›rmak için her yol denenecekti. O yollar› bir bir t›kamal›yd›lar flimdiden. Üç siyasi hareketin tutsaklar örgütlenmesi olarak verilen ortak ilanda “Taleplerimiz karfl›lan›ncaya kadar ölüm orucu direniflimizi ayn› kararl›l›kla sürdürece¤iz” deniyordu. Gerekirse öleceklerdi. Bedel ödemeleri gerekirse, ödeyeceklerdi. De¤ilmi ki, öncüsüydüler halklar›n›n; sald›r›ya en önde gö¤üsleyeceklerdi. Destanlar böyle yaz›lmam›fl m›yd› hep. Her türlü cefaya haz›r, her türlü yoksunlu¤a katlan›r, can denirse, buyrun diyen halk afl›klar› vard› biny›llard›r destanlarda. Sevdalar› o destanlar kadar büyüktü. O kahramanlar kadar büyük bir arzuyla istiyorlard› zaferi; ölüm onsa da ucunda. Sevdalar› halkt›. Vatand›. Adaletti. Ayn›d›r özlemleri direniflçilerin biny›llard›r direnen halklarla. Ayn›d›r kavgalar›. Halk bitmez tükenmez bir deryad›r. Nice kahramanlar ç›kard› ba¤r›ndan; nice destan›n kanl› k›z›l mürekkebi oldu. Bir gelenektir ki, bu topraklar›n her
bin gün’den... dönüm noktalar› ➥ 20 Ekim 2000; DHKP-C, TKP(ML) ve TK‹P davalar›ndan 816 tutsak, Süresiz Açl›k Grevi’ne bafllad›. ➥ 14-19 Kas›m 2000; TAYAD’l›lar ve tutsaklar, ölüm orucuna bafllad›. ➥
29 Kas›m 2000; 2. Ekipler ölüm orucuna bafllad›.
➥
30 Kas›m 2000; Ege Tayad’l›lar ölüm orucuna bafllad›.
➥ 6 Aral›k 2000; Türk-‹fl, D‹SK, KESK ve Hak-‹fl Baflkanlar›, “ölüm orucunu b›rak›n” ça¤r›s› yapt›lar. ➥ 9 Aral›k 2000; Adalet Bakan› Sami Türk, “F Tiplerinin aç›lmas›n›n ertelendi¤ini” aç›klad›. Ayn› gün; Bir grup ayd›n ve TBMM ‹nsan Haklar› Komisyonu Üyesi Mehmet Bekaro¤lu’ndan oluflan heyet, direniflteki tutuklular›n temsilcileriyle görüfltü. ➥ 11 Aral›k 2000; Ecevit “Kamuoyu ilgisi devam ederse bu eylem bitmez” demeciyle direnifle karfl› sald›r› iflaretini verdi. kar›fl›na kök salm›flt›r. Hiç kimse yok etmeyi baflaramaz. Bin y›ld›r ezilen baflak, ekilen tohumduk. Tutsaklar ölüme yatarken, haz›rl›ktayd› düflman; yoketmek için ekilen tohumu. Sald›r› artarak devam edecek, ama sald›ranlar, beklemedikleri kahramanl›klarla karfl›laflacaklard›. Tutsaklara maltalarda s›kt›klar› ilk kurflun, destan›n bafllama iflaretiydi sanki... Destan›m›z devam edecek...
crit’te e T zamana zulme karfl›
direniş 3. y›l... 32. ay 970. gün
107 fiehit
F Tipleri Meflru De¤ildir! Tecrit Meflru De¤ildir! Verdikleri “Ceza”lar Meflru De¤ildir! Hay›r; biz söylemiyoruz. Kendileri itiraf ediyor. Her gün bir baflka itiraf: Baflbakan diyor ki, “ço¤unlu¤u sa¤lasan da iktidar yapm›yorlar”; demokrasisi demokrasi de¤il. Hem de Adalet’in en yetkili koltu¤unda oturan itiraf ediyor ki; “Hukuk devleti oldu¤umuza bin flahit gerekir”! Anayasa Mahkemesi’nin, Yarg›tay’›n baflkanl›k koltu¤unda oturanlar, y›ll›k vaazlar›nda “hukukun ifllemedi¤ini, hakimlerin vicdanlar›yla cüzdanlar› aras›na s›k›flt›¤›n›, adaletin tecelli edemedi¤ini...” söyler dururlar. Peki o zaman bu düzenin verdi¤i “ceza”lar›n meflrulu¤u nerede? Hukuk devleti oldu¤una bin flahit gereken devlet, flahitsiz, kan›ts›z, belgesiz, onlarca y›l
hapse hangi hakla mahkum ediyor insanlar›? Hükümet diyor ki, biz iktidar de¤iliz. Kuflku yok; ayn› iktidar olamama, önceki hükümet için de geçerlidir. Kim yapt›rd› o zaman F tiplerini? Hangi “gizli” güç verdi bu karar›, nas›l uygulatt›rd›? Yasal olarak iktidar olmayan bir gücün teflvik ve talimatlar›yla hapishaneler yap›l›yor ve bu hapishaneleri açmak için onlarca insan katlediliyor. Onlarca insan, bu hapishaneleri kabul ettirmek için öldürülmeye devam ediyor. F tiplerini kimlerin nas›l önerdi¤ini, bunu IMF programlar›n›n uygulanabilmesinin güvencesi için dayatt›¤›n›, “ya düflünce de¤iflikli¤i, ya ölüm” diye nerelerde kararlar al›nd›¤›n› biliyoruz. Bu karar mercileri, AB’dir, ABD’dir, NATO’dur. D›fl güçlerin ald›¤› ve ülkemizdeki iktidar olamayan iktidarlara uygulatt›¤› bir karard›r F tipleri ve tecrit. ‹flte bunun için meflru de¤ildir. Ceza yasalar›, zaman›nda faflist Mussolini’nin yasalar›ndan al›nm›flt›r. fiimdi yerine Avrupa’n›n ceza yasalar› konulmaktad›r. Kendilerine ait hiç bir fley yoktur. DGM’leri meflru de¤ildir. Hukuka uygun mahkemeler olmad›¤›n› kendileri bile k›smen kabul etmifl, DGM’lerden asker üyeyi ç›karm›fllard›r; peki o asker vesayetindeki DGM’lerin verdi¤i kararlar, o kararlarla onlarca y›l hapis yat›r›lanlar ne olacak? Cevab› yoktur. Emperyalistlerle iflbirli¤i içinde yapm›fllard›r, olmufltur. Gayri-meflru bir iktidar›n her uygulamas›, her karar› o gayr›-meflrulu¤u içinde tafl›r. Rastlant› m›; yasalar ayn› yasalar olmas›na ra¤men, bütün infazc›lar beraat eder, bütün soyguncular aklan›r, bütün devrimciler a¤›r cezalara çarpt›r›l›r. Kendi düzenleri içinde bile meflrulu¤u olmayan, ka¤›t üstündeki kendi yasalar›n› bile çi¤neyip, MGK emirlerine ve dolar›n gücüne göre kararlar bir “yarg›” sistemi yürürlüktedir. Bu mekanizma, aleni iflkence demek olan bir sistemi uyguluyor F tiplerinde. Anayasas› “iflkence yasakt›r” demesine ra¤men. Biz söylemiyoruz; kendileri itiraf ediyor! Yolsuzluklar, en yukar›lara uzan›yor. Katliamlar en tepeden “rutin d›fl›na ç›karak” sürdürülüyor. Biz söylemiyoruz; kendileri itiraf ediyor gayri-meflruluklar›n›. K›sacas›; ne devrimcilere verdikleri onlarca y›l cezan›n, ne de o cezay› “çektirme” biçimlerinin hiç bir meflrulu¤u yoktur. ‹tiraflar herkese bir kez daha göstermifl olmal› ki, bizi katledenler, bizi tecrit edenler, Amerikanc›, d›fl güçlerin yönlendirdi¤i gayr›-meflru iktidarlard›r.
Say› 64 29 15 Haziran 2003
19 Aral›k katliam›na ait bir gerçek daha 2 y›l sonra bas›nda Evet; Diri Diri Yaralar›m›z› Kestiler Evet; Diri Diri Kad›nlar›m›z› Yakt›lar Evet; Katliamc›l›k 107 Ölümle Sürüyor Evet; Yüzlerce Kan›t› Yazd›k, Sustunuz
Katilleri Yarg›lans›n! Katliama Son! 19-22 Aral›k katliam› ile ilgili bir gerçek daha burjuva bas›n›n sayfalar›na tafl›nd›. “Ortaya ç›kt›” demiyoruz, çünkü ayn› gerçek, bundan tam iki y›l önce Yaflad›¤›m›z Vatan sayfalar›nda yay›nlanm›fl, burjuva bas›n, hukukçular ve mahkemeler taraf›ndan görülmek istenmemiflti. Nas›l bir hukuksuzluktur, nas›l bir sansür mekanizmas›d›r ki, tüm dünyan›n gözleri önünde gerçekleflen bir katliama ait bilgiler, ancak bir bas›n kuruluflunun (kimi hesaplar›n›n da gündeme gelmesiyle birlikte) ortaya ç›kabiliyor?
Say› 64 30 15 Haziran 2003
T›pk› 6 kad›n›n diri diri yak›lmas› gibi, Bayrampafla ve di¤er hapishanelerde kurflunlanarak, yanarak katledilenler gerçe¤i gibi, Cengiz Çal›koparan, Murat Ördekçi ve Mustafa Y›lmaz’›n vücutlar› kesilerek delillerin yokedilmek istendi¤i de biliniyordu. Hem, katliamc›lar delil yok etme iflini sadece bununla s›n›rl› tutmam›fl, yaratt›klar› kan deryalar›n›n üzerine beton dökmekten tutun da, “Olay yerinin orjinalitesinin bozulmas›na”, kul-
➟
3 Eylül 2001 Yaflad›¤›m›z Vatan Katliam, vahflet gerçe¤ini en aç›k haliyle biz yazd›k, yazmaya devam ediyoruz.
➟ 7 Haziran 2003 Milliyet Gerçe¤in bir ayr›nt›s› bu sadece; “hayata dönüfl” katliam› F tiplerinde sürüyor; 107 ölümü ne zaman yazacaks›n›z?
land›klar› öldürücü gaz bombas› kapsüllerinin toplan›p götürülmesine kadar bir çok yasad›fl› yöntemi kullanm›fllar, delilleri yok etmifllerdi. Bunlar biliniyordu elbette. Ama mesele bilmeleri de¤ildi. Ne zaman yay›nlayacaklar, yay›nlanmas› gerekiyor mu, buna karar verilmesiydi.
Milliyet “Gerçe¤e Dönüfl” Mü Yap›yor!? Bugünlerde AB’cilik bayra¤› dalgaland›ran Do¤an Medya, “nas›l olsa F tiplerine att›k, bu ifli hallettik, flu pürüzleri de giderelim, insan haklar› raconumuz yerine gelsin” hesab›yla 7 Haziran 2003 tarihli Milliyet’te sözkonusu üç kifliye ait otopsi raporlar›n› yay›nlad› ve “Öldüren operasyonla hayata nasıl dönsünler” dedi. Elbette yerinde bir tespit! Ve otopsilerin yorumunda, Milliyet’in kendini tekzip etti¤i bir baflka gerçek daha; “Ölenlerin otopsi raporları, cesetlerine ait foto¤raflar ve video kamera çekimleri sonucu hazırlanan rapor, operasyon sonrası ölümlerin, mahkûmların silahlı direniflinden kaynaklandı¤ı veya bazılarının arkadafllarınca vuruldu¤u iddialarını çürütecek delil olarak gösteriliyor.” Bu iddialar› ortaya atan dönemin iktidar›, Genelkurmay, Adalet Bakanl›¤› idi. Ve ilginçtir ki, bu iddialar› gerçek kabul ederek yay›nlayan “Sahte Oruç Kanl› ‹ftar” manfletleri atan da sizdiniz! Hat›rlayal›m, o “iddialar” 21 Aralık 2000 tarihli Milliyet haberinde nas›l yer alm›flt›: “Cezaevleri örgütlenmesinin karargahı olarak bilinen ‹stanbul Bayrampafla ile Ümraniye cezaevlerindeki operasyonlarda eylemciler, güvenlik güçlerine Kalaflnikof tüfek ve bombayla karflılık verdiler. Resmi olmayan rakamlara göre Bayrampafla'da kendini yakan 12 tutuklu hayatını kaybetti.” Yaz›lanlardan çok emin, “olay yerinden bildiriyor” ve herkesin de inanmas›n› isteyecek kesinlikte bir dil kullan›yor. Hiç de “iddia edildi” veya “flu görevlinin verdi¤i bilgiye göre” diye bir belirtme gere¤i duyulmuyor. Oysa o gün hapishanelerin yüzlerce metre uza¤›na dahi hiçbir gazetecinin yakaflamad›¤›n› en iyi kendileri biliyor, bunlar TV’lerce de görüntüleniyordu. Ama nihayetinde
bir “ayr›nt›” idi ve o gün halk, katliam›n hakl›l›¤›na inand›r›lmak zorundayd›. Bu görev de elbette bas›na düflüyordu. Bofl yere 19 Aral›k’tan bu yana katliam›n orta¤› ilan etmedik bu bas›n›. Kendi arflivlerinden oluflturdu¤umuz B‹NLERCE DEL‹LE DAYANARAK söyledik. Sadece katliam sonras› de¤ildi suç ortakl›klar›, katliama zemin haz›rlamak için de “terör yuvas› cezaevleri” türünden siparifl haberler manfletlerden hiç inmedi. Do¤an Medya’n›n bir baflka gazetesi, Radikal, Bayrampafla’ya iliflkin Adli T›p raporunu yay›nlam›fl ve “Gerçe¤eDönüfl” manfleti atm›flt›. Milliyet de “gerçe¤e dönüfl” mü yap›yor?! Ayn› Radikal’in sayfalar›nda, uzun süredir F tiplerindeki ölümlerin, katliamc›l›k gerçe¤inin sürmesinin haberlerine rastlamay›fl›m›z, ya da öylesine geçifltirilmesi, benzeri bir durumu Milliyet için de düflündürtmekte elbette. Milliyet’in “gerçe¤e dönüfl” yap›p yapmayaca¤›, yay›n politikas›yla, köfle yazarlar›yla, halen süren katliamc›l›k karfl›s›nda alaca¤› tav›ra ba¤l›. “F tiplerinde ölümleri durdurun, tecrite son verin” diyebiliyor mu? ‹zleyip görece¤iz!
2 Y›l Önce Yazd›k Ayn› raporu kaynak göstererek; Cengiz Çalıkoparan, Mustafa Yılmaz ve Murat Ördekçi’nin nas›l katledildikleri, haz›rlanan otopsi raporu ile birlikte, Yaflad›¤›m›z Vatan dergisinin 106. say›s›nda, 3 Eylül 2001 tarihinde, yani yaklafl›k iki y›l önce yay›nland›. O yaz›n›n bafll›¤›nda büyük puntolarla flunlar yaz›yordu: “Vahflet” diyenler; ‹fiTE BAYRAMPAfiA’DA ÖZEL S‹LAHLAR KULLANAN ORDU “Hukuk” diyenler; ‹fiTE DEL‹LLER‹ YOK EDEN SAVCI-JANDARMA Ve bugün Milliyet’te yer almayan, baflka ayr›nt›lar da vard› olaya iliflkin; Yaralar geniflletilerek, otopsi öncesi neden baz› mermi kal›nt›lar›n›n yok edildi¤ini, o günlerde tart›fl›lan ve Adli T›p uzmanlar›n›n verdi¤i bilgiye dayanarak “özel silahlar›n” kullan›lmas› nedeniyle oldu¤unu söyledik. Kullan›lan özel silahlara, bombalara iliflkin 3 y›ld›r, operasyonlar› yapan Genelkurmay ya da Adalet Bakanl›¤› taraf›ndan bir aç›klama yoktur. Mustafa Y›lmaz’›n vücudundan ç›kar›lanlar›n normal mermi parças› olmad›¤›, vücuda girdikten sonra parçalanan özel bir mermi türü oldu¤unu da ortaya koymufltu Adli T›p raporu. Bu tür mermiler kesin olarak öldürme amaçl› olarak kullan›l›r. Daha çok ‹srail, Amerika gibi terörist devletler taraf›ndan imal edilip kullan›l›r. Nitekim 27 A¤ustos 2001 tarihli Radikal’de görüflü
Vahflet Belgesi Otopsiler Avukatlar›n ›srar›yla dosyaya girebilen, üç devrimciye ait otopsi raporunda katliam ve vahflet gerçe¤i belgeli. “fiiddet”, “terör” 盤l›klar› atanlar, iflte size fliddet, iflte size devletin teröristleri: Murat Ördekçi: Kuyruk sokumunun iki santimetre üst kısmında yara kenarlarından kesilmek suretiyle geniflletilmifl ateflli silah yarası mevcut oldu¤u, bu tip müdahalede bulunulmasının baflta atıfl mesafesi tayini olmak üzere birçok de¤erlendirmeyi olumsuz etkileyece¤i, ateflli silah mermi çıkıfl yarası bulundu¤u dikkate alındı¤ında kifliden ölüm öncesi ya da sonrası herhangi bir mermi çekirde¤i çıkartılmamıfl oldu¤u, yaranın geniflletilmesinin ölümden önceki ya da sonraki kısa zaman diliminde yapılmıfl oldu¤u, bunlar arasında mevcut bulgularla tıbben ayrım yapılamadı¤ı kanaatini bildirir ek rapordur. Cengiz Çalıkoparan: Sol uyluk ön yüz, sol uyluk arka yüz ve sa¤ ön kol arka yüzde tespit edilen, kenarlarından kesilmek suretiyle geniflletilmifl ateflli silah yaraları mevcuttur. Mustafa Yılmaz: Vücudunun sa¤ uyluk, sol uyluk ve karın bölgesinde yara kenarlarından kesilmek suretiyle geniflletilmifl ateflli silah girifl yaraları bulundu¤u görülmüfltür. al›nan ‘uzman’ aynen flunu söylüyordu; “Bu mermiler hedefe isabet ettikten sonra fiflekler parçalan›r böylece kesin sonuç al›n›r. Yani öldürür.” 19 Aral›k’›n planl› bir katliam oldu¤unda kuflkusu olan hala var m›?! Yoktur, ama katiller hala ortada, hala görevlerinin bafl›ndalar ve “komuta kademesi” ülkeyi yönetiyor. Türkiye’yi planl› katliamlar gerçeklefltiren katiller yönetiyor! Milliyet’in yazmad›¤› bir baflka gerçek; 3 kiflinin vücuduna sözkonusu müdahale, yani SUÇ, “adaleti”, “hukuku” sa¤lamakla görevli SAVCININ NEZARET‹NDE GERÇEKLEfiT‹R‹LD‹. 20 Aral›k 2000 tarihinde savc› gözetimindeki bu müdahale, tutulan rapora da kaydedilmemifltir. Yani, gizli olarak, resmi belgelere geçirilmeden deliller devletin savc›s› ile jandarman›n iflbirli¤i ile yok edilmek istendi.
Say› 64 31 15 Haziran 2003
Gerçe¤i Sadece Biz Söyledik 19 Aral›k’a, F tiplerine dair kim ne demifl, aç›n bak›n. Bizim daha ilk anda söylediklerimiz, ya burjuva bas›n ve kimi çevrelerce aylar sonra gündeme getirilmifl, ya da hiç getirilmemifltir. Devlet cephesinden ise art›k kimsenin kuflkusu yok ki; ne söyledilerse yalan ç›kt›, onlar›n yalanlar›na karfl› ne söylediysek do¤rulu¤u kan›tland›. 19 Aral›k’›n hemen ard›ndan yay›nlad›¤›m›z bütün aç›klamalara, dergi sayfalar›na bak›n; gerçek hep o sayfalarda yaz›ld›. ‹ktidarlar, Adalet Bakanlar› gerçe¤e düflmanl›klar›n› veciz bir flekilde “e-mail düflmanl›¤›” ile ortaya koydular. Ama gerçe¤in tüm dünya taraf›ndan bilinmesine engel olamad›lar. fiimdi art›k herkes biliyor; 19-22 Aral›k devletin her türlü silah› kullanarak gerçeklefltirdi¤i bir katliamd›r. Katliam, Avrupa ve Amerika onayl›d›r. Bas›n katliam›n orta¤›d›r. Katliam F tiplerinde ölüm oruçlar›yla sürdürülmektedir...
‘Sol Gazeteler’ De Yeni Gördü! Burjuva bas›n, aç›klad›¤›m›z gerçekleri y›llarca görmek istemedi, kaale almad›. Çünkü ifllerine gelmiyor, suçlar›n› teflhir ediyor, savunduklar› devlet gerçe¤ini gözler önüne seriyordu. Say› 64 32 15 Haziran 2003
Peki sol bas›n için durum neydi? Evrensel ve Yeniden Özgür Gündem gazeteleri, Milliyet’in haberini sütunlar›na özetleyerek tafl›d›lar. Sanki böyle bir olay devrimci bas›nda daha önce hiç yaz›lmam›fl gibiydi. Yeni duymufllard› sanki. Katliam Davas›’n› bile izlemiyorlar, onlar› ilgilendirmiyor bu ülkedeki en büyük hapishaneler katliam›. Ölüm oruçlar› derseniz zaten sayfalar›nda bulamazs›n›z. Burjuva bas›n yazmadan görmüyor, yazm›yor. O zaman, “burjuvazi daha m› demokrat” demeye dilimiz varm›yor, ama sorun ne? Devrimcilerin y›llar önce yazd›¤› bir gerçe¤i görmeniz için illa burjuva bas›n›n yazmas› m› gerekiyor?
Yetmez; Çünkü Katliam Sürüyor! Evet, “öldüren operasyonla hayata dönemezlerdi”. Ama yetmez bunlar› yazman›z; dergi sayfalar›m›z› aç›n bak›n, orada daha onlarca gerçe¤i belgeleri, tan›klar› ile görürsünüz. “Hayat Kurtarma Operasyonu” F tipleriyle sürüyor. 107 hayat kurtar›ld› flu ana kadar! “Örgüt bask›s›ndan” kurtard›lar! Hayattan kurtard›lar!... Halk›n haber alma hakk›na zerrece sayg›n›z varsa, “demokrat›z” diyor ve katliama karfl› ç›k›yorsan›z; iflte F tiplerinde yaflanan gerçek. 107 ölüm, 500’e yak›n sakat ve tavizsiz süren tecrit iflkencesi. Tafl›y›n o zaman manfletlerinize; “Katliama Son Verin! Ölümleri Durdurun! Tecriti Kald›r›n!..”
Model Model Hapishaneler Ülkesi Açl›kla, yoksullukla mücadele mi, boflverin hapishane yap›n. ‹flsizlik mi, boflverin hapishane yap›n. Alfabenin her harfi için hem de. F tipinden sonra, flimdi de s›ra “D Tipi Hapishane”de. Hapishanelerin katliamc›l›¤›n› itiraf eden genel müdürü A. Suat Ertosun’un kendi aç›klamas›na göre, Denizli ve Diyarbak›r’da yap›lan bu hapishaneler, “adli tutuklular için yap›lm›fl, ama ihtiyaç olursa” siyasi tutsaklar da konulabilirmifl. “Tek kifliye tek hücre” modeline göre yap›lan D Tipi hapishaneleri Amerikan modeli. Amerikanca konuflan, Amerika gibi düflünenlerden baflka ne beklenirdi ki! F tipleri de Amerika’dan Avrupa’dand›. F tiplerine karfl› mücadele edenleri “d›fl güçlerle ba¤lant›l›” olmakla suçlayanlar›n, kendilerine ait ne bir beyinleri, ne bir politikalar›, ne de bir hapishane modelleri olabilir. Emperyalistler veriyor modeli, iflbirlikçiler uyguluyor, inflaa ediyor, katlediyor...
AKP Milletvekilleri; Adalet Bakanl›¤›’na, Genelkurmay’a Sorun AKP milletvekilleri, Denizli’de yap›lan hapishaneye 50 trilyonluk yat›r›m›n neden yap›ld›¤›n› sormufllar. Bu sorunun cevab›n› Genelkurmay’dan, kabinelerindeki Cemil Çiçek’ten ö¤rensinler, onlara sorsunlar. Devrimcileri katletmeden, hapishanelere atmadan, kilit üstüne kilit, hücre üstüne hücre yapmadan yönetemeyeceklerini anlats›nlar. Halk açken, milyonlarca iflsiz varken, biz fabrika yapmad›k, yüzlerce hapishane yapt›k, ekonomik kriz döneminde bile trilyonlar› F tiplerine ak›tt›k desinler. Emperyalistlerin, “bütün devrimcileri yok edeceksiniz” talimat›n› nas›l uygulad›klar›n›, bu konuda nas›l zaten gönüllü olduklar›n›, Avrupa’dan, Amerika’dan ald›klar› destekle nas›l rahatlay›p tecrit hücrelerini kan revan içinde açt›klar›n› anlats›nlar. “Güvenlik.. terör” demagojileri, devrimcilerin yokedilmesi düzenin hep birinci gündemi olmufltur. Niye flaflk›n soruyorsunuz; zulmün, yoksullu¤un dizboyu oldu¤u bir ülkede sistemin en çok hapishanelere, orduya, polise ihtiyac› vard›r. Yoksa halk nas›l sindirilir! Trilyonlar de¤il, bütün bütçe aktar›lsa düzen bu politikas›ndan vazgeçemez. Ne kadar çok IMF program›, o kadar çok hapishane! Türkiye, hapishaneler, zulümler, ölümler ülkesidir.
D›fl Güçlerin Sözcüsü Çiçek: “Hukuk Devleti De¤iliz”
K‹M YOK ED‹YOR HUKUKU? Bugünlerde en demokrat O! Kimse bu konuda eline su dökemez. S›rt›n› Amerika’ya ve Av r u p a ’ y a dayaman›n güveniyle Genelkurmay’a veryans›n ediyor, Türkiye’nin hukuk devleti olmad›¤›n› söylemek, yasalar›n göstermelik oldu¤unu dile getirmek hep onun ifli. Adalet Bakan› Cemil Çiçek’i dinleyen demokrat bir partinin muhalefet lideri zannedebilir. Denilebilir ki, sistemi elefltiriyor, sistemin çarp›k yanlar›na karfl› mücadele ediyor... Öyle de¤il; o sistem içinde iktidar›n› güçlendirme çat›flmas› veriyor. Bunu yaparken demokratl›k maske. Maskesinin üzerinde de AB cilas› sürülü.
Türkiye Böyle Bir Ülkedir Cemil Çiçek, “Hukuk devleti oldu¤umuza inand›rmak için bin flahit gerekir” (8 Haziran) diyor. Hukuk kurumlar›n›n en tepe noktas›ndaki, Yarg›tay Baflkan›, “yarg› ba¤›ms›z de¤il” diyor. Bir yandan “hukuk, adalet yok” diyorlar, öte yandan birlik içinde katletmeye, infaz, iflkence davalar›nda ölüm mangalar›n›, infazc›lar›, iflkencecileri aklamaya; düflünceyi bask›yla, iflkenceyle yok etmeye devam ediyorlar. Riyakarl›k politika haline gelmifl. Türkiye böyle bir ülkedir, riyakarl›k ve ikiyüzlülük “demokratl›k” olur. Bu ifli en iyi Cemil Çiçek yap›yor. Hatta bu konuda baflar›l› oldu¤u da söylenebilir. Ölümle-
rin üzerinde oturan bir bakan olmas›na karfl›n, kimileri AB’cili¤inden yola ç›karak ona övgüler ya¤d›r›yor. Sami Türk de ayn› yolda yürümüfltü, ama direnifl maskesini düflürmeyi baflard›. fiimdi katliam bakan› olarak an›l›yor. Ve Cemil Çiçek katliamc› bakana büyük minnetarl›k duydu¤unu her f›rsatta yineliyor.
Senin Kan›t›n 107 Ölü Mü? Hukuk devleti olundu¤una inand›rmak için bin flahit gerekir diyor Çiçek. Peki Çiçek’in kendisinin demokrat, hukukçu oldu¤una, onun bakanl›¤›nda bu ülkede adalet oldu¤una kan›t› ne acaba? Ortada bir “kan›t” var; 107 ölü ve iflkenceli ölüm; TECR‹T. Çiçek’in kan›tlar› bunlar m›? Hukuktan söz eden kafa, bir TV program›nda ‹mral›’y›, tecriti soran gazeteciye bak›n ne diyor; “Avrupa da cezaevlerini gündeminden ç›kard›, siz yazmasan›z bir fley olmaz!” Demek ki, Avrupa, Amerika onayl›yorsa, 107 de¤il 1007 insan› da öldürme özgürlü¤ünü kazanm›fl olur. Mesele onun katliamc› oldu¤unu kimse duymas›n, bunun için bas›n da yazmas›n. Sorun çözme yöntemini görüyor musunuz; kimse duymazsa sorun olmaz. T›pk› Erdo¤an’›n “Sorun yok, dersen yok olur” dedi¤i gibi. AB’cilik oyununda demokratl›k taslayan, hak ve özgürlüklerden sözeden bu kafa de¤il mi? Hay›r, bir çeliflki yok; Avrupac›l›k tekellerin hak ve özgürlüklerini savunmak, halklara yasak, bask›, sansür demektir. Bu kafa elbette katliamc› Sami Türk’e minnettard›r. Bu kafa elbette sansürcüdür, bu kafa elbette katletmekten baflka bir fley bilmez.
F Tiplerinin Propagandas› ‹slamc›lara M› Kald›? Geçen haftaki say›m›zda, ço¤unlukla islamc› örgütlerin bulundu¤u, Bolu F Tipi’ndeki en önemli sorunun tecrit oldu¤unu belirten Mazlum-Der raporuna yer vermifltik. Rapor, bu örgütlerden kiflilerle görüflülerek haz›rlanm›flt› ve do¤ruydu, bütün F tiplerinde oldu¤u gibi, Bolu’da da en önemli sorundur tecrit. Ancak rapordan k›sa süre sonra istisnas›z bütün TV ve gazetelerde, Bolu F tipinde bir “futbol turnuvas›” haberi yer ald›. ‹slamc› TV kanal› haberi, “Hizbullah en centilmen tak›m seçildi” diye verdi. Onun için görünen bu olmal›yd›. Burjuva bas›n, F tiplerinin ne kadar güllük gülüstanl›k oldu¤unu iflledi. Onlar için de görünen bu olmal›yd›. Haberin amac› ise aç›kt›; 107 tabutun ç›kt›¤› F tiplerinde hiçbir sorunun bulunmad›¤›n› ifllemekti. Bunun için de ony›llard›r kullan›lan en pespaye yöntem seçilmiflti. ‹ngilizlerin Basra’da yapt›¤› gibi, futbol bulunmaz nimetti. Ve elbette “Karagümrük çetelerinin” kullan›lmas› da do¤al oland›. Peki “Bahar Turnuvası”n›n figüranlar› aras›nda Hizbullah ve ‹BDA-C tutuklular›n›n ne ifli vard›? Bu örgütleri, F tiplerindeki ölümler ilgilendirmiyor mu? 107 cesedin üzerinde propaganda futbolu oynuyorlar. F tiplerinin propagandas›na alet olmaktan rahats›zl›k duymuyorlar m›? ‹steriz ki, bu örgütler de “zulme karfl›y›z” diyorsa, zulüm yuvalar›na karfl› en küçük bir direnifl göstersin ya da direnenleri desteklesin. Yok böyle olmad›¤› gibi, zulüm aklan›yor. Meselenin basit bir “sosyal etkinlik” olmad›¤› aç›kken, flu mu söyleniyor; zulmü uygulayan “islamc› AKP” ise karfl› olmay›z!
Say› 64 33 15 Haziran 2003
kin flunlar› belirtti: “Görüflte tedirgindi. Psikolojisi de¤iflmifl. Her an beni baflka hapishaneye götürebilirler diyor. Bask› yafl›yorum dedi. O¤lumun hayat›ndan endifleliyim. O¤lum görüfl esnas›nda bana, e¤er bana bir fley olursa bunun sorumlusu hapishane müdürü, savc›s› ve gardiyanlard›r dedi. Volkan A¤›rman’›n bafl›na gelenler benim de bafl›ma gelebilir dedi.” K›zkardefli de yapt›¤› aç›klamada flöyle diyordu: “‹ki hafta önce görüfle gitti¤imde hapishane idaresi ça¤›r›p Hüseyin'in iyi halinden dolay› baflka bir hapishaneye nakli ç›kt›. Bundan kimsenin haberi olmas›n dediler. Yalan söylüyorlar iyi hali dedi¤i alt› ay disiplin cezas›, üç ay mektup cezas› vermifller, bu nas›l iyi hal. Zorla bask›yla fliddetle sindirmeye çal›fl›yorlar. Hüseyin ile görüfltü¤ümde yüzü solgun, bitkin bir haldeydi, dayak yemifl, müdür ve gardiyanlar taraf›ndan tehdit ediliyormufl. Senin de sonun Volkan'›n durumu gibi olabilir demifller... Hüseyin belki bir dahaki geldi¤inizde beni burada bulamayabilirsiniz veya sa¤ bulamayabilirsiniz dedi...” TAYAD Baflkan› Tekin TANGÜN de F tiplerindeki koflullara de¤inerek, bir çok tutuklunun psikolojik rahats›zl›klar› oldu¤unu, baz›lar›n›n bask›larla intihar noktas›na getirildi¤ini vurgulayarak, Hüseyin Karao¤lan’la ilgili de suç duyurusunda bulunacaklar›n› belirtti.
“SEN‹N DE SONUN VOLKAN A⁄IRMAN G‹B‹ OLAB‹L‹R!”
Say› 64 34 15 Haziran 2003
F Tiplerinde bask›, iflkence, sindirme politikalar› aral›ks›z sürüyor. Kand›ra F tipi Hapishanesi’nde tutuklu olan Hüseyin Karao¤lan'›n ailesi TAYAD’da yapt›¤› aç›klamada, Kand›ra Hapishanesi’ndeki bask›lar›n artt›¤›n› ve o¤lunun da zorla hücresinin de¤ifltirilerek, hergün iflkence yap›larak iflbirli¤ine zorland›¤›n› bas›na ve kamuoyuna duyurdu. 9 Haziran’da yap›lan aç›klamada, Hüseyin Karao¤lan’›n babas›, annesi, k›zkardeflleri ayr› ayr› söz alarak gözlemlerini aktard›lar. Annesi Nazife Karao¤lan o¤lunun son durumuna ilifl-
TBMM ‹nsan Haklar› Komisyonu Tüm Hukukçular Demokratik Kurumlar Keyfilik, komplo, iflkence, Kand›ra F Tipinde hepsi var. Belgeli, kan›tl›, tan›kl›. Yeni Volkan A¤›rmanlar m› bekliyorsunuz? Tek tek tabutlar›n ç›kmas›n› seyretmeye devam edecek misiniz?
Halk›n Sözünü Dinleyin; TECR‹T‹ KALDIRIN Ege TAYAD'l› Aileler 7 Haziran günü ‹zmir AKP Çi¤li ‹lçe binas› önünde yapt›klar› oturma eylemi ile, "Ölümlerin Sorumlusu Amerika ve AKP'dir, Tecrit Kald›r›ls›n" dediler. K›z›lbayraklar›n ve ayn› slogan›n yer ald›¤› pankart›n tafl›nd›¤› eylemde, daha önceki haftalarda oldu¤u gibi, AKP yöneticileri evlatlar›n› katlettikleri TAYAD'l›larla yüzyüze gelmemek için parti binas›n› polise teslim edip kaçm›flt›. Katletmekten bo¤az›na kadar kana batan AKP iktidar›n›n yerel yöneticileri bu davran›fllar›yla tam bir cehalet örne¤i sergiliyordu. Nereye kadar kaçacaklard›? fiehit olan yak›nlar› için yapt›klar› sayg› duruflunun ard›ndan bir aç›klama yapan TAYAD’l›lar, “Bu bask›, zulüm, katliamlar halk›n direniflini bitiremeyecek. Her zaman katledenler yenilmeye mahkumdur.” dediler. AKP iktidar›na seslenen TAYAD’l›lar, “Tecriti kald›r›n, gelin halk›n sözünü dinleyin” ça¤r›s› yapt›ktan sonra, 5 dakika sessiz oturma eylemi yap›p sloganlarla eylemlerine son verdiler.
Sincan F Tipinde Görüflçü K›s›tlamas› Sincan F Tipi Hapishanesi idaresi 1 Haziran'dan itibaren bafllatt›¤› yeni bir uygulama ile, tutsaklarla görüflemeyecekler listesine, yenge, eniflte, amca, hala, day› çocuklar›... da al›nd›. Uygulaman›n gerekçesi, ziyaretçi ailelerin sorular›na ra¤men aç›klanmad›. Ziyaretçilere yönelik bask› ve kötü muamele ise devam ediyor.
107 Tabutu Görmeyenlerin ‘Teröre Karfl›’ Ça¤r›lar› Katliam Destekcili¤idir
Hangi teröre karfl›? Kim terörist? Akflam Gazetesi yazar› Tuncay Özkan, 5 Haziran tarihli yaz›s›nda, kendisi gibi düflünenlere tercüman oldu. Devrimci Halk Kurtulufl Cephesi’nin DGM savc› ve hakimlerini tafl›yan servis arac›na yönelik eyleminin ard›ndan bir TV program›nda da benzeri yorumlar› yapan Tuncay Özkan, eylem saatler öncesinden bas›n aranarak üstlenilmesine ra¤men, “arkas›ndan bölücü örgüt ç›kacak” diyordu. 5 Haziran’daki yaz›s›na da, bu çerçevede, devrimcilerden çald›¤› sloganla, “Teröre karfl› omuz omuza” bafll›¤› koymufltu. Yaz›, “komplo, d›fl mihraklar...” kurgular› üzerine oturtulmufl, oligarflinin ve emperyalizmin ezberletti¤i tan›m ve söylemlerle ça¤r›lar yap›lm›flt›. Devrimci Halk Kurtulufl Cephesi yapt›¤› özel aç›klama ile sordu Tuncay’a; “Hangi teröre karfl›? Kim terörist?” Bu soruyu kimin beyniyle cevapl›yorsa, tavr›n› da ona göre belirler kifli. Cephe aç›klamas›nda belirtildi¤i gibi Tuncay Özkan gibilerine göre;
infazlar, kaybetmeler, iflkenceler yok, F tipleri yok. F tiplerinin yaratt›¤› 107 tabut da yok... Bu ülkede herfley böyle güllük gülistanl›k oldu¤una göre, e¤er bu ülkede bir eylem yap›l›yorsa, ya AB, ya ABD k›flk›rtm›flt›r, ya da o eylemi yapanlar, deli, psikopat, s›rf fliddet olsun diye eylem yap›yorlar. Özkan’›n, bu kadar aptalca bir “fliddet tahlili”nin sahibi olabilece¤ini sanm›yoruz ama, böyle düflünüyorsa zaten bilimsel gerçe¤in ve yazacaklar›m›z›n o kafaya girmesi mümkün de¤ildir, okumasa da olur! Devrimci Halk Kurtulufl Cephesi aç›klamas›n› flu soruyla sürdürüyor:
Kim terörist? Bir gece kendi hapishanelerini bas›p, insanlar› kurflunlayan, alev makinalar›yla diri diri yakanlar m›, yoksa o zulme bedenleriyle direnenler mi?
107 insan› katledenler de¤il, 107 insan›n katledildi¤i sorunu çözün diyerek meflru misilleme hakk›n› kullananlar teröristti. Demokrat geçinen Özkan, beynini “d›fl güçler” demagojileri ile doldurdu¤u için, belki 107 tabuttan bile bihaberdir. Öyle ya; bu ülkede hiç bir sorun yok onlara göre;
19 Aral›k’› hat›rlamal› Tuncay Bey(ler). Nas›l alk›fllad›klar›n› düflünmeli. Sonra gerçek tabut tabut karfl›lar›na dikilince, katliamc› Sami Türk, maskesini indirince, daha bir gün önce övgüler dizdi¤i Türk’e, “sizi tan›yam›yorum say›n Bakan” deyiflini hat›rlamal›. Anlafl›lan, o çok elefltirdikleri “halk›n haf›zas›zl›¤›”ndan en baflta bu ülkenin yazar› müzdarip.
Bu ülkede açl›k yok, emperyalizme uflakl›k yok,
Bir devletin güvenli¤inden sorumlu oldu¤u in-
✔ Gerçe¤i Tart›flmaya ça¤›r›yoruz
✔ fiiddetin Sorumlusu Zulmedenler
...Bir ülkenin insanlar› hapishanelerde haklar›n› alabilmek için ölüme yatabiliyorsa, orada elbette çok ciddi nedenler vard›r. Peki 'fliddete karfl›y›m' diyenler bu nedenleri hiç tart›fl›yor mu? Bugün için hay›r. Oysa hepimiz, özellikle de bilimle, hukukla ilgilenenler, politikayla u¤raflanlar, ayd›nlar biliriz ki, her olay›n, her geliflmenin nedenleri vard›r. Bu ülkede siyasi iktidar›n halk›n her kesimine uygulad›¤› fliddeti görmezden gelenler, flu veya bu haklar›n› almak için F tiplerinde kendilerini ölüme yat›ranlar› anlam›yor, anlamak istemiyorlar. ... F tipi hapishaneler görmezden gelinirse, yok böyle bir fley', 'duymad›m, haberim yoktu' denilirse tart›flma da olmaz. Tart›flma olmay›nca, siyasi iktidar›n yapt›¤› gibi çözümsüzlük dayat›lm›fl olur. Bu dayatma sürdü¤ü zaman ise ezilenler, haklar›, özgürlükleri gasp edilenler kendi çözüm yollar›n› yarat›rlar. F tipi hapishaneleri yaratan ve insanlar› hücrelere at›p, 107 ölümne neden olan iktidar›n fliddetine karfl›, herkesi gerçekleri tart›flmaya, çözüm yollar›n› bulup hayata geçirmeye ça¤›r›yoruz. 7 Haziran 2003
... Üç y›la yak›n süredir hiç kesintisiz bir flekilde uygulanan bu fliddetin sorumlusu iktidarlar baflta olmak üzere, ne bilim adamlar› ne hukukçular ne de demokrasiden yana olup fliddete karfl› oldu¤unu söyleyen hiç kimse bir gerçek olarak önümüzde duran bu fliddetin nedenlerini tart›flm›yor... 107 tabut ç›km›fl hapishane kap›lar›ndan. Kim görmüyor bu gerçe¤i? Kimler bu gerçe¤i gördü¤ü halde görmezden geliyor? Neden? Her olay›n, her geliflmenin mutlaka bir nedeni yok mudur?... ‹ktidarlar çözmek istemiyor, öldürüyorlar. ... Tart›fl›lmal›d›r, tart›flma konusu F tipleri, F tiplerindeki hücreler ve uygulanan fliddettir. Ölün!.. Biz de bildi¤imizi yapar›z diyenler fliddetin as›l yarat›c›lar›d›r. Ölmeye devam edenlerin, yok say›lan F tipi iflkencesine karfl› farkl› flekillerde çözümler üretmeye çal›flmas›na hiç kimsenin bir diyece¤i olamaz. Diyenler alternatiflerini ortaya koymal›, çözümler üretmelidir. Herkesi fliddetin kayna¤›n› tart›flmaya, F tiplerindeki zulme karfl› ç›kmaya ça¤›r›yoruz. 6 Haziran ‘03
Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i
‹dil Kültür Merkezi, Grup Yorum, Fosem, Özgürlük Türküsü, K.S.Y. Tav›r
Say› 64 35 15 Haziran 2003
sanlar›, büyük bir vahfletle katletmesine terör denilmeyecekse, o zaman yeryüzünde terör diye bir fley olmasa gerek. Bugün herkes 19 Aral›k katliam›n› gerçeklefltirmek için nas›l yalanlar söylendi¤ini, katliam›n zemininin nas›l haz›rland›¤› biliyor. Ve, bunda kimlerin arac› olarak kullan›ld›¤› da arfliverde kay›tl›d›r. F tiplerini “befl y›ld›zl› otel” diye pazarlayanlar aras›nda, bugün “teröre karfl› omuz omuza” diyen Tuncay Özkan da vard›r mesela. fiimdi sormas› gerekmiyor mu; biz ne yapt›k diye. Özkan’lar kendi yazd›klar›n›, yapt›klar› TV programlar›nda söylediklerini herkesin unuttu¤unu düflünebilr, ama yan›l›yor. O, “örgütler hapishanelerden yönetiliyor.... devlet hakimiyeti yok...” palavralar› üzerine nas›l bir terör ve fliddetin yarat›c›l›¤›na hizmet ettiklerinin unutulmas›n› istiyor olabilir. En az›ndan DGM hakimlerine yöneli eylem bu yalanlar› düflündürtmelidir. Ama ayn› kafan›n yapt›¤› ça¤r›lardan anl›fl›l›yor ki, düflünmemeye yeminliler onlar.
Say› 64 36 15 Haziran 2003
Oligarflinin klifleleriyle konufluyor Özkan ve ad›na da “analiz” diyor. Öyle bir havada yaz›yor, büyük tespitler yap›yor görüntüsü veriyor. Oysa bu demagojileri 50 yafl›ndaki bir insan bu ülkede do¤du¤u günden bu yana istisnas›z bütün devlet adamlar›ndan dinliyor.
mevkiinde bulundu¤un gazetelerde, televizyonlarda, AKP ‹stanbul Binas› önünde uzan›p giden 106 tabutun haberi yerald› m›? Almad›ysa niye? Terör mü? Al sana terör; 2,5 y›ld›r, “devletin korumas› ve güvencesi alt›nda” diye tarif edilen tutsak insanlar, yine devlet taraf›ndan kurflunla, yakarak, hücre iflkencesiyle katlediliyor. Bu terör de¤ilse, terör nedir? Ve bu gerçekler ortadayken, eylem üzerine “terör” demagojileri yapanlar, böyle bir eylemin yap›lmak durumunda kalmas›ndan en az oligarfli kadar sorumludurlar. fiöyle bir tabloyu düflünün; ‹ktidar sansür koyuyor, bas›n harfiyen uygulamakla kalm›yor, DGM sansür karar›n› kald›rmas›na ra¤men, otosansürü sürdürüyor. Üstelik DGM karar› kald›r›rken, “ben mal›m› tan›r›m” misali, bas›n›n gerekeni yapaca¤› anlam›nda sözler yerlefltiriyor karara. O zaman istenen flu; 107 insan öldürülecek, üstelik ölümler yok say›lacak, var diyenler susturulacak, biz devletin her türlü fliddeti, vahfleti uygulama hakk› bize aittir denilecek ve böyle eylemler olmayacak, herkes sineye çekecek... Bilime, toplumlar yasas›na ayk›r› de¤il mi? Egemen s›n›flar›n bu dayatmalar›, tarihin hangi döneminde itirazs›z kabul edildi ki!
Sen nas›l bir demokrats›n ki, katliamlar›, insanlar› düflüncelerinden vazgeçirmeyi öngören iflkence yöntemlerini onayl›yorsun? Sen nas›l bir gazetecisin ki, bu ülkenin hapishanelerinden ç›kan tabutlar› görmüyor ve göstermiyorsun! Senin sorumluluk
Özkan, “Türkiye, Kürt ayr›l›kç› terörüyle, AB destekli sol radikal örgütlerle savaflmak zorunda” oldu¤unu söylüyor. T›pk› yalanc› generallerin kuyruklu yalan›; bir tek kan›t gösterilemez ki, bir radikal sol örgüt AB destekli olsun. Tam tersine, AB’ye girmek isteyenin, Amerika’ya iyi geçinmek için k›rk takla atan›n kim oldu¤u bilinir. Bunlar da “ulusalc›-
✔ Tecrit Bitmeden fiiddet Bitmez
✔ 107 Ölümü Tart›fl›n!
... F Tipi hücrelerinde 107 can öldürüldü son B‹N günde: Görmediniz, duymad›n›z, tart›flmad›n›z. Hiç sormad›n›z, neden ölüme yatar, yüzlerce insan? F Tipi hücreler nas›l yerlerdir ki, tereddütsüzce yüzlerce gün hücre hücre eriyerek insanlar gider ölüme?
...fiiddete son vermek istiyorsak öncelikle; ezilenlere fliddet uygulayanlar› mahkum edin. F tiplerindeki tecrit iflkencesi son bulmal›d›r. ... 8 Haziran 2003
... Hapishanelerden cenazeler ç›k›yor, iki buçuk y›ld›r hiç durmadan fliddet uygulan›yor. Ama bugün hiç kimse bu fliddeti tart›flm›yor, tart›flmak istemiyor. Hemen hemen bütün DKÖ’ler, ayd›nlar, hukukçular fliddete karfl› olduklar›n› vurguluyorlar ama yaflan›lan yan›bafllar›ndaki devletin uygulad›¤› fliddeti görmezden geliyorlar... ...Çeflitli aldatmacalar uygulayan iktidar idam› kald›rarak idam etmeden insanlar› hücrelerde öldürece¤im diyor. Bu gerçe¤i görmezden geldi¤imiz, tart›flmad›¤›m›z sürece, iktidar› idam› kald›rd› diye alk›fllayanlar tecrit sorununa çözüm aramad›¤› sürece... ölümler devam edecek. Hem de .. sessizce devam edecek. Ama çözülmeyen her sorun kendi çözümünü yarat›r. ... Bu fliddeti yaratanlar, kayna¤› olanlar zulmü yaratanlard›r. Bu zulme karfl› ç›kmayanlar ise fliddeti meflrulaflt›ranlard›r. ... F tiplerini, F tiplerindeki hücreleri ve 107 ölümü tart›flmal›y›z. Amerika ve Avrupa'dan planlar alarak muhaliflerini öldürmek için F tipleri yapan iktidar›n uygulad›¤› fliddeti tart›flmal›y›z. 6 Haziran 2003
Halk›n Hukuk Bürosu
Gençlik Gelecektir Dergisi
Peki o zaman sormak gerekmiyor mu;
Adli T›p Kurumu raporlar›n› görmezden geldiniz, 19 Aral›k'ta kurflunlananlar›, diri diri yak›lanlar›, canl› canl› yaralar› kesilip deflilenleri görmezden geldiniz. F Tipi hücrelerinde tecrit nedeniyle psikolojik rahats›zl›¤a u¤rayanlar›, intihar edenleri, etmeye çal›fl›p kurtar›lanlar› görmezden geldiniz. Görmek istemedikleriniz, "fliddetin kayna¤›”d›r, “uygulay›c›lar›d›r”. Tart›fl›n, görün art›k! Kifayetsiz muhterisler; 107 can›n ölümü yeterli de¤il mi gerçekleri görmeniz için? fiiddetin kayna¤› siyasi iktidard›r. 107 can›n yitirilmesinden sorumludurlar ve yarg›lanacaklard›r elbet!
l›k” yutturmacas›. Genelkurmay iktidar›n› korumak için bu yutturmacaya baflvuruyor, Özkan gibileri de Genelkurmay’la paralellik kurmak için yineliyor. D›fl güçler; evet! F tiplerini de onlar yapt›rd›. Projesi, finansman›, karar› onlara aittir. ‹flte biz bu güçlere karfl› mücadele ediyoruz. Haydi, ulusalc›ysan›z, ba¤›ms›zl›¤› savunuyorsan›z, birlikte mücadele edelim bunlara karfl›. Birlikte yürüyelim üzerlerine. Yapamazs›n›z. Hangi d›fl güçlerden bahsediyorsunuz? Siz, “ba¤›ms›z Türkiye!” diyebiliyor musunuz? Devrimciler 19 Aral›k günü Sa¤malc›lar’da alevler içinde yanarken, bir de üstlerine kurflunlar s›k›l›rken at›yorlard› bu slogan›. Tuncay Özkanlar bilmez bunlar›, ifllerine gelmez. B›rak›n alevler aras›nda, kurflunlar alt›nda hayk›rmay›, TV ekranlar›ndan hayk›rabilir mi? Diyemedi¤i için “d›fl güçler” sadece bir safsata olarak kalmaya mahkumdur.
Tarihin Hükmü Sürer Susturulmaya çal›fl›lanlar, tarih boyunca seslerini, taleplerini duyuracak bir yol mutlaka bulmufllard›r. Dün Sami Türk, bugün Cemil Çiçek, “bas›n yazmazsa bir fley olmaz” dedi. Medya da ayn› düflüncededir. Ve “terör” diyenler de bunlard›r. Özkanlar, özünde, biz oligarfliden yanay›z, bas›n ahlak›, dürüstlük, demokratl›k gibi fleyleri geçin, demektedirler. fiiddete davetiye ç›karan da iflte bu zihniyettir. Sadece kendine demokrat, baflkas›na despot, sansürcü olan kafad›r. Onlar›n savundu¤u politikalar fliddeti yarat›yor bu ülkede. Özkan’›n ça¤r›s› ayn› zamanda hangi safta oldu¤unun da ilan›d›r; demokratlar›n, ilericilerin de¤il, oligarflinin (ve tabii d›fl güçlerin) saf›ndan “terör” demagojisinin arkas›na s›¤›narak mazlumlara karfl›
✔ Hapishanelerde fiiddete Son! ... 21 Eylül 1995 Buca... Üç tutuklu bombayla, kurflunla, iflkenceyle katledildi... 3 Ocak 1996 Ümraniye... Dört tutuklu bombalarla, kurflunlarla, demir sopalarla kafalar› ezilerek katledildi. Onlarcas› a¤›r yaraland›, sakat kald›. 24 Eylül 1996 Diyarbak›r... On tutuklu bafllar› sopalarla ezilerek katledildi, onlarcas› a¤›r yaraland›. 26 Eylül 1999 Ulucanlar... On tutuklu kimyasal silahlarla, kasaturayla g›rtlak kesmekten, diz kapaklar›na çivi çakmalara kadar uygulanan ve saatler süren a¤›r iflkencelerle katledildi, onlarcas› a¤›r yaraland›, sakat kald›. 5 Temmuz 2000 Burdur...Bombalarla, kepçelerle girildi. Onlarca tutuklu a¤›r yaraland›, Veli Saç›l›k’›n kopan kolu sokaklarda köpeklerin a¤z›nda dolaflt›. 19 Aral›k 2000 Tüm Türkiye...28 tutuklu kimyasal ve ateflli silahlarla, diri diri yak›larak, diri diri etleri kesilerek, kurflunlarak katledildi, onlarcas› a¤›r yaraland›, sakat kald›... Ve tam iki buçuk y›ld›r F tiplerinde süren
TAM ‹SABET! DHKC eylemine hedef olan DGM savc›lar› z›rhl› araçlar› vb. olmad›¤›ndan yak›narak; zenginlerin, Sabanc›lar›n, Koçlar›n yard›m etmesi, ba¤›fl yapmas› ça¤r›s› yapm›fl. Tam isabet; kimin için çal›fl›yorlarsa, onlar yard›m etmeli. Halktan isteyebiliyorlar m›; halk›m›z bizi koruyun, bize z›rhl› araç al›n diyebiliyorlar m›? Diyemezler, çünkü onlar Sabanc›lar, Koçlar, Zorlular, Oyaklar için çal›fl›yor. Onlar›n sömürü ve zulüm üzerine kurulu düzenine karfl› mücadele edenlere onlarca y›ll›k hapisler, müebbetler istiyor. Ve onlara lay›k olduklar›n› göstermek için kendi yaz›l› hukuklar›n› da hiçe sayarak, devrimciler aleyhine hiçbir delile kan›ta dayanmayan kararlar veriyorlar... Onlar da kimden isteyeceklerini biliyor! Merak etmesinler Sabanc›lar gere¤ini yapar! savafl›yor. O zaman flikayetçi oldu¤un fliddetten, ve flikayetçi olmad›¤›n tersine gizlemeye çal›flt›¤›n devletin teröründen, sen de sorumlusun. Hay›r, biz sorumlu de¤iliz diyorsan›z; yapman›z gereken aç›kt›r: Medya olarak tav›r al›n; “Çözün bu sorunu” diye manfletler at›n. Demokrat m›s›n›z, görelim! Feda eylemleri yapanlar, F tiplerindeki sorunun çözülmesini istiyorlar diye yaz›n. O sorunun 19 Aral›k’tan bu yanaki evrelerini anlat›n. Kendi hapishanelerinde insanlar› katleden teröre karfl› omuz omuza olma ça¤r›s› yap›n! De¤ilse, bu d›fl güçler masallar›, sizi ne ba¤›ms›zl›kç› yapar, ne demokrat ne de fliddet sona erer! TECR‹T, bask›, dayak, iflkence... Ve bütün bunlara karfl› süren ölüm orucu... Yitirdi¤imiz 107 can, sakat kalan 500'den fazla insan... Bütün bunlar gerçek. Hiç biri hayal ürünü de¤il, abart› de¤il... Bütün bu yaflananlar›n kan›t›, raporu, tan›¤› var. Gizlenemeyecek, görülmeyecek fleyler de¤il. fiiddet iktidarlar›n bilinçli bir tercihidir. fiiddetle insanlar›n düflüncelerini öldürerek, kendi istedikleri insan kiflilikleri yaratmak istemifllerdir... Bunun için iflkence yapm›fl, katletmifl, TECR‹T etmifllerdir... Ça¤r›lar hep cevaps›z kalm›fl(t›r). Devlet yetkililerine sesleniyoruz, art›k yeter! Dünden bugüne bak›n hapishane politikalar›na, iflkencelerle, dayakla, tecritle, F tipleriyle hangi sorunu çözdünüz? ... Bu sorun böyle çözülmez... Bir kez daha sesleniyoruz; TECR‹T kald›r›ls›n, ölümler durdurulsun. 07 Haziran 2003
TAYAD'l› Aileler
Say› 64 37 15 Haziran 2003
HABERLER TUNCEL‹’DE POL‹S TERÖRÜ Tunceli’de 6 May›s günü saat 21.30’da resmi polisler Volkan Y›ld›z adl› bir genci trafik tabelas›na yumruk att›¤› gerekçesiyle zorla döverek gözalt›na ald›. 5 saat süreyle gözalt›nda tutulan Volkan Y›ld›z’a polisler iflkence yapt›lar. Savc›l›¤a suç duyurusunda bulunan Volkan Y›ld›z ise hakimin “Sen dua etki bugün hakim yok, yoksa tutuklat›rd›m seni” söylemleri ile karfl›laflt›. Hakimin sözleri TC oligarflisinde hukuk kurallar›n›n nas›l iflledi¤ini gözler önüne serer niteliktedir.
Say› 64 38 15 Haziran 2003
KATL‹AMA HAYIR DED‹⁄‹M‹Z ‹Ç‹N YARGILANIYORUZ 9 Mart 2003 günü AKP ‹l Binas› önünde ABD’nin Irak’a yapmay› planlad›¤› sald›r›y› ve Türkiye halklar›n›n yüzde doksan›n›n ABD sald›rganl›¤›na hay›r demesine ra¤men iflbirlikçi AKP’nin bu katliama destek vermesini protesto etmek isterken polisin vahflice sald›r›p gözalt›na ald›¤› ve sekizini tutuklad›¤› Dayan›flma-Der’li 38 kiflinin ilk duruflmas› 11 Haziran günü Adana DGM’de yap›ld›. Dayan›flma-Der’liler mahkemede; “ABD’nin Irak üzerindeki sald›r›s›n› onaylamad›¤›m›z için bas›n aç›klamas› yapmak isterken gözalt›na al›nd›k, tutukland›k. Gözalt›nda ‘AKP’yi yasad›fl› örgüt ad›na iflgal edeceklerdi, bombal› pankart asacaklard›, silahl› eylem yapacaklard›’ gibi as›ls›z tutanaklar› zorla imzalatmaya çal›flt›lar.” diyerek “En meflru ve yasal hakk›m›z olan bas›n aç›klamam›za sald›ran Adana Emniyeti ve bizleri
gözalt›na al›p yarg›layan savc› hakk›nda” suç duyurusunda buludular. Duruflma 20 A¤ustos 2003 tarihine ertelendi. STAR KÜRT HALKINDAN ÖZÜR D‹LEMEL‹D‹R 11.06.2003 tarihinde Haklar ve Özgürlükler Cephesi, ‹HD, ÇHD, EKB, Halkevleri, ÇKM, THAYD-ER ÖDP, EMEP, DEHAP, HAK-PAR, ESP, SEH, BDSP, ‹flçi Mücadelesi, Al›nteri, Barikat ve Devrimci demokrasi’nin kat›l›m›yla, Genç Parti Seyha ‹lçe Baflkanl›¤› önünde Star Gazetesi’nin 20 May›s tarihli Kürt halk›n› afla¤›layan “Kerküt” yaz›l› manfletiyle ilgili bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Eylem s›ras›nda Star Gazetesi yak›larak protesto edildi. ELAZI⁄ POL‹S‹N‹N MEZAR KORKUSU Elaz›¤ Emniyeti’ne ba¤l› sivil polisler 12 May›s günü Ayd›nlar Mermercili¤e gidip, Ölüm orucu ve gerilla flehitlerinin mezarlar›n› kastederek “bu mezarlar› kim yapt›r›yor, kimden para al›yorsunuz, yine elece¤iz, foto¤raflar›n›z elimizde” gibi söylemlerle tacizde bulundular. Elaz›¤ polisi bu tür keyfi uygulamalarla kendi hukukuna uyma›¤›n› bir kez daha kan›tlad›. Elaz›¤ halk›, Elaz›¤ polisini çetecileri beslemesiyle, fuhufl otolar›na eskortluk yapmas›yla çok iyi tan›yor. Bu son yapt›klar› ise ahlaks›zl›klar›n›n sadece bir parças›! Elaz›¤ Ekmek ve Adalet Okurlar› DERS‹M HALKI
KÖYÜNE GER‹ DÖNSÜN Dersim Ovac›k köylülerinin anlat›mlar›n› aktar›yoruz: ...Buzlutepe köyü 35 hane, flu anda hiç kimse yaflam›yor. öy topraklar› yasak bölge olarak jandarma taraf›ndan ilan edilmifl durumda. ayn› durum 25 hanelik Çalbafl›, 27 hanelik Bilgeç, 30 hanelik Halkp›nar köyleri için de geçerli. ...Sadece Ovac›k’ta 17 köy yak›larak boflalt›lm›fl durumdad›r. Valilik ka¤›t gönderiyor köyünüze dönün diye” Jandarma, Vali aç›kl›yor; yol, su, elektrik, ev “devlet” yapacak, edecek. Köylüler hiçbir çal›flma görmüyor. ... Ama delet kenini kamuoyunda akl›yor. Bak›n biz görevimizi yapt›k, köyünüze dönün diyoruz ama onlar dönmüyor. Dönülecek köylerin hiçbirinde 2 tafl üst üste durmuyor. ... Devlet A‹HM’e baflvuranlara “siz mahkeme sonucunu bekleyin, sonca göre dönüp dönmeyece¤inize bakar›z diyor. Jandarma A‹HM’e baflvuran köylüye gördgünde nas›l davran›yor var›n siz düflünün... ... Jandarma niyetini a盤a vuruyor. “Geri dönüp gerilla besleyeceksiniz, de¤iflmemiflsinz, yine teröristleri besleyeceksiniz” diyor. Dersim halk› olarak biz de “Köyü, evi yak›lan, maddi-manevi zarara u¤rat›lan halk›m›z, gücümüzü örgütlül¤ümüzle birlefltirelim. Köyümüze, topra¤›m›za dönelim. Hakk›m›z› örgütlü gücümüzle arayal›m” diyoruz.
Siyah Pantalon Beyaz Gömlek Yarg›lan›yor!
TÜM TÜRK‹YE MALATYA POL‹S‹N‹, DGM SAVCISINI ALKIfiLASIN! 1 May›s günü Malatya'da Haklar ve Özgürlükler Cephesi kitlesinin bir grubuna miting bafllama noktas›na giderken yap›lan sald›r›da gözalt›na al›nan 150 kifliden 36’s› hakk›nda "DHKP-C'ye yard›m ve yatakl›ktan" dava aç›ld›. Gözalt›nda susma hakk›n› kullanan ve savc›l›¤a dahi ç›kar›lmadan serbest b›rak›lan 36 kiflinin ilk duruflmas› Malatya 1 No’lu DGM’de 10 Haziran’da yap›ld›. Polis fezlekesine göre dava açan savc›, “örgütün Türkiye genelinde tek tip elbise giyme karar› ald›¤›n›, giyenleri kamera ve foto¤raf görüntüleriyle belgeleyeceklerini" belirtti. Dava 8 Temmuz’a ertelendi. Ne büyük suç görüyor musunuz?! Ne büyük bir savc›l›k dehas› böyle! Renklere düflmanl›klar› trafik lambalar›n›n dahi de¤ifltirilmesine yol açan faflist zihniyet flimdi de siyah beyazla m› u¤rafl›yor? Buyurun size demokratikleflme masal›n›n gerçek yüzü.
Okul ‹daresi DGM’den H›zl›! Bu arada 36 kifli aras›nda bulunan, demokratik bir eyleme
kat›lma hakk› elinden al›nan Ali ‹LDEN‹Z’in okuma hakk›n› da okul idaresi elinden ald›. Dava henüz yeni bafllam›flt› ama sonuçlanmas›na da gerek yoktu. Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi müdürü 5 Haziran günü ‹ldeniz’i ça¤›rarak, “Sen DHKP-C’ye yard›m yatakl›ktan DGM’de yarg›lan›yorsun, onun için okuldan at›yoruz" dedi. Tam düzenin hukuku! Yarg›lan›yorsan yeter, kanunlarda “cezas› kesinleflmeyen herkes suçsuzdur” gibi ibarelere ne gerek var zaten. Bu ülkenin Baflbakan’› “sicili kirliler” dedikten sonra faflist bir müdür yasalar› takar m›? Takmad›. Ama lütfetti ki, baflka bir okula kayd›n› engellemeyecekmifl?! Dedik ya, faflist müdür devletin zihniyetini tafl›yor, ‹ldeniz’in savunma yapmas›n› almaya bile gerek görmüyor. Polis söylemifl ya yeterli, ne gerek var savunma almaya!
BM Sözleflmesi Tart›flmalar› ve Irkç› Faflistlerin ‹tirazlar›
HALKLARIN KADERLER‹N‹ TAY‹N‹ HAKTIR! BM taraf›ndan 16 Aral›k 1966’da, yani bugünkü BM’den çok farkl› bir BM’nin oldu¤u, sosyalist blo¤un halklar›n kazan›mlar›n›n geniflletilmesinde emperyalist blok karfl›s›nda durdu¤u bir dönemde ç›kar›lan iki sözleflme TBMM taraf›ndan onayland›. “Medeni ve Siyasi Haklara ‹liflkin Uluslararas› Sözleflme” ve “Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara ‹liflkin Uluslararas› Sözleflme” bafll›klar›n› tafl›yan her iki sözleflme de ony›llard›r Türkiye taraf›ndan onaylanmam›flt›. Çünkü her iki sözleflme de “Halklar›n kendi kaderlerini tayin hakk›n›” içeren maddeler içeriyordu. Bugün onayland›. Ancak sözleflmeye “çekince” koymay› da ihmal etmedi AKP hükümeti. Buna göre, “az›nl›k” tan›m›n› “Lozan anlaflmas›ndaki ve anayasam›zdaki anlam›yla uygular›z” dedi. Ancak mesele bununla bitmiyor. Esas tart›flma, onaylanan sözleflmelerin flu maddelerinde: “1- Bütün halklar kendi kaderini tayin hakk›na sahiptir. Bu hak vas›tas›yla halklar kendi statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal geliflmelerini serbestçe sürdürebilir. 2- Kendini yönetemeyen ve vesayet alt›ndaki ülkelerden sorumlu devletler de dahil, bu sözleflmeye taraf olan devletler, kendi kaderini tayin hakk›n›n gerçekleflmesi için çaba gösterir ve Birleflmifl Milletler flart›n›n hükümlerine uygun olarak bu hakka sayg› gösterir.” Faflist Kafalar›n ‹tiraz› Yasaya, “bölünürüz” diyerek itiraz edenler, Kürt halk›n› ony›llard›r yoksayanlard›r. Ço¤unlu¤u ayn› zamanda “ulusalc›” geçinenlerin asl›nda bu s›fatla ilgilerinin olmad›¤›n› çeflitli yaz›lar›m›zda dile getirdik. Kimler örne¤in? Genelkurmay’dan karfl› devrimci Ayd›nl›k çetesine, burjuva bas›n›n demokrat maskeli faflist kalemlerinden, ad›na “bilim adam›” demeye bin flahit isteyen üniversite ö¤retim üyelerine kadar bir k›s›m sahte “ulusalc›”. Mesela Oktay Ekfli, 12 Haziran tarihli köflesinde konuyu ele al›yor, “bindik bir alamete, gidiyoruz k›yamete..” diyor. Faflist kafa yap›s›n› gizlemek için, “karar› okuyucuya b›rakan” bir havada yazsa da, “halklar” ve “kaderini tayin hakk›” kavramlar›ndan nas›l dehflete düfltü¤ünü gizlemiyor. Yine Milliyet’ten Melik Afl›k, Cüneyt Arcayürek gibi, baflka konularda demokrat olan kimileri de, sözkonusu olan Kürt halk› olunca sözleflmelere itiraz etmekte. Yine, YÖK’ün en keskin savunucusu ‹stanbul Üniversitesi Senatosu, bu sözleflmelerin Türkiye’yi bölebilece¤ini söylüyor. Mengele ne kadar bilim adam›ysa, bunlar da o kadar bilim adam› olabilirler ancak. Halklar› ve onlar›n haklar›n› yok sayan, asimilasyonu savunan bir zih-
niyet bilim adam› olabilir mi? ‹ster BM sözleflmeli, ister sözleflmesiz; uluslar›n kendi kaderlerini tayini bir hakt›r ve bu hakk›, itiraz gerekçesi yapt›¤›n›z Kürt halk› dahil olmak üzere bütün uluslar kullanmal›d›r. BM Sözleflmesi ve Irak Bu sözleflmeleri haz›rlayan BM’nin Irak konusundaki aklay›c›l›¤›, onay› biliniyor. Çünkü art›k karfl›lar›nda halklar›n haklar›n› savunan bir sosyalist sistem yoktu. ‹flgaller demagojilerle cilalanarak meflrulaflt›r›labilirdi. Yukar›daki sözleflme maddelerini okuyun ve dönüp Irak’a, Afganistan’a, Filistin’e... bak›n. Sosyalizmin halklara kazand›rd›klar›n› bu örnekten yola ç›karak da herkes yeniden düflünmelidir. Halklar›n haklar›n› koflulsuz tan›yan sadece sosyalizmdir. Bugün burjuvazinin, emperyalizmin “ça¤› geçmifl ideoloji” diyerek sosyalizmi lanetli göstermek istemesinin, sosyalistlere yönelik bask› ve terörünün alt›nda iflte bu kazan›mlar da vard›r. Siyasi, sosyal, ekonomik olarak halklardan yana hiçbir geliflmeye tahammülleri yoktur. Halklar yeniden mücadeleyle, sosyalizmle kazanacaklard›r. Neden Gecikti, Neden Onayland›? Ony›llard›r hiçbir hükümetin neden onaylamad›¤› aç›kt›r. “Bölücülük” yaygaras› bofl yere yap›lm›yor. Irkç› faflist zihniyet kendisi d›fl›nda hiçbir ulusun, milliyetin, toplum kesiminin yaflama hakk›n› tan›mak istemiyor. Asimilasyon ve onu destekleyen katilam-imha üzerine kurulu politikay›, devlet politikas› olarak benimseyen zihniyettir bu sözleflmeyi imzalamayanlar. Peki AKP, onaylad› da, bu tan›mlaman›n d›fl›na m› ç›kt›; halklar›n kendi kaderlerini tan›yan bir demokrat parti oldu¤unu mu kan›tlam›fl oldu? Elbette hay›r! Kürt halk›na karfl› politikas›, devlet politikas›yla ayn›d›r. Yok saymak, bask›yla sindirmek, susturmak. ‹mzalamas›, t›pk› öteki yasalarda oldu¤u gibi, emperyalistlerin önlerine koydu¤u her fleyi imzalayarak onlar›n deste¤ini alma, bu flekilde Genelkurmay karfl›s›nda güç kazanma nedeniyledir. Onun kafas›n› görmek için önceki örnekleri bir yana b›rak›n, AKP’lilerin denetimindeki TBMM ‹nsan Haklar› Komisyonu’nu dinleyin: “Kürtleri entegre edemedik”. Ad› da “insan haklar›” hem de. Bizdeki “insan haklar›” da bu iflte. Bir halka dilini, kültürünü, yaflam tarz›n› unutturamad›k, Türklefltiremedik diye yak›n›yor.
Say› 64 39 15 Haziran 2003
PROVOKASYON AMAÇLI “HABER” - Polis SKY Türk’ü Nas›l Kullanmak ‹stedi, Komplo Nas›l Geri Tepti?3 Haziran günü Bak›rköy Sahilyolu'nda DGM hakim ve savc›lar›n› tafl›yan servis otobüsüne Devrimci Halk Kurtulufl Cephesi Feda Birlikleri taraf›ndan yap›lan eylemin ard›ndan, Hüseyin Fevzi Tekin’in SKY Türk televizyonu ve Akflam gazetesi taraf›ndan hedef gösterildi¤ini geçen haftaki say›m›zda duyurmufltuk. Yalan habere iliflkin suç duyurular›, bas›n aç›klamalar› ile süren geliflmeler sonucunda haber SKY Türk taraf›ndan tekzip edildi. Bu olay, bir yan›yla polisin provokasyonlar›nda bas›n› nas›l kulland›¤›na bir örnek olufltururken, bir yandan da hak ve özgürlükler mücadelesine örnek teflkil etti.
Nas›l Olsa Bir fiey Olmaz Dememeliyiz
Say› 64 40
Bilinir ki, bu tür haberler s›kça ç›kar. Bas›n hiçbir sorumluluk duymadan, haber belgelerle yalanlanm›fl da olsa genellikle tekzip etmez. Ama bunda, hakk›nda yalan haber ç›kan devrimcilerin, DKÖ’lerin düzen hukuku içinde de olsa olay›n pefline düflmemesi, haklar›n› kullanmamas› da etkendir. Geçerli olan mant›k, genel olarak, “nas›l olsa bir fley yapmazlar. Bu düzenin hukuku, ken-
di medyas›n› m› cezaland›racak, bu medya tekzip mi yay›nlayacak”t›r. Bir yan›yla do¤ru gibi görünse de, bu mant›k demokratik mücadelenin kavran›fl›ndaki bir sakatl›¤›n, mevcut yasal haklar›n kullan›lmas›ndaki eksikli¤in de göstergesidir. Yap›lan hiçbir fleyi cevaps›z b›rakmayaca¤›m›z›n bilinmesi anlam›nda dahi olsa tersini düflünmeli, haklar›m›z› kullanmak için sonuna kadar mücadele etmeliyiz. Kald› ki, kimi durumlarda çeflitli nedenlerle sonuç almak da mümkündür. Derneklerden, en basit bir gösteri hakk›na kadar demokratik mücadeleye iliflkin ayn› mant›kla düflünmeli, göstermelik de olsa ç›karmak durumunda kald›klar› yasal haklar› kullanmal›, meflrulu¤umuzla hareket ederek bize yap›lan hiçbir hukuksuzlu¤u, yasad›fl›l›¤› sineye çekmeyece¤imizi göstermeliyiz.
SKY Türk ve Akflam ‹çin Suç Duyurusu Fevzi Tekin ve avukatlar› yapt›klar› suç duyurusu ile SKY Türk ve Akflam’›n sözkonusu haberlerinden dolay› cezaland›r›lmalar›n› istediler. TAYAD, Gençlik Gelecektir Dergisi ve Temel Haklar
15 Haziran 2003
YALAN HABER TEKZ‹P ED‹LD‹ H. Fevzi Tekin’in, avukatlar›n›n ve demokratik kurumlar›n giriflimleri, yalan›n çok çabuk ortaya ç›kmas› üzerine, Tekin’in avukatlar›n› arayan, SKY Türk haber müdürü Adnan, haberi ve Fevzi Tekin ismini bir emniyet müdürünün kendilerine iletti¤ini belirtti ve bu emniyet müdürünün flu ifadelerini aktard›: “Olay an›nda oradayd›, iki üç gün sonra gözalt›na al›p ç›karaca¤›z o zaman görürsünüz"... Polisin onlarca olayda kulland›¤› yöntem, ama bu kez komplo geri tepti. Suçüstü yakaland›. SKY Türk Müdürü de benzer durumda. Avukatlar›n haz›rlayaca¤› bir tekzip metnini yay›nlayacaklar›n› ve özür dileyeceklerini, polisin amac›n›n bu oldu¤unu anlayamad›klar›n› belirten müdür, 5 Haziran 22:00 haberlerinde Halk›n Hukuk Bürosu taraf›ndan haz›rlanan tekzip metnini yay›nlad›. ‹letilen TEKZ‹P METN‹ flöyle: "SKY TÜRK televizyon kanal›n›n 04.06.2003 günü 22.00 ve 24.00 Haber Bültenlerinde ve aradaki sürede alt haber band›nda "03.06.2003 günü sabah› Zeytinburnu Sahil Yolunda DGM Hakim ve Savc›lar›n› tafl›yan servis arac›na bombal› sald›r›y› gerçeklefltiren kiflinin DHKP-C örgütü üyesi HÜSEY‹N FEVZ‹ TEK‹N oldu¤u" yolundaki HABERLER TAMAMEN ASILSIZ VE GERÇEK DIfiIDIR.
Bu yay›nda kullan›lan bilgilerin tamam› yanl›fl ve izleyicileri, halk› bilgilendirme amac› tafl›madan HEDEF GÖSTERME AMAÇLI olarak yay›nlanm›flt›r. SKY TÜRK televizyonu haberin do¤rulu¤unu araflt›rmadan HÜSEY‹N FEVZ‹ TEK‹N'i suçlu ilan etmifltir ve as›ls›z, delillendirilmeyen gerçekd›fl›, iftira niteli¤indeki bu haberi TEKZ‹P ETMEKTED‹R. HÜSEY‹N FEVZ‹ TEK‹N, daha evvel herhangi bir bombalama eylemi nedeniyle yarg›lanmam›fl ve hüküm almam›fl; Cumhurbaflkan› aff› ile tahliye edilmemifltir. Kocaeli Cumhuriyet Savc›l›¤›’n›n infaz›n›n tehirine karar vererek tahliyesinden sonra; ‹stanbul'da tedavisi amac›yla muhtelif doktor ve sa¤l›k kurulufllar›nda t›bbi takip ve tedavi alt›nda tutulmufl olup; gizlenmemifl, kaçmam›flt›r. ... DGM Hakim ve Savc›lar› servis arac›n›n bombalanmas› eylemiyle hiçbir ilgi ve alakas› yoktur. Bu konuda hakk›nda bafllat›lm›fl herhangi bir soruflturma da yoktur. SKY TÜRK, yay›n ilkelerinin pek çok maddesini aç›k olarak ihlal etmifl; dürüst, onurlu habercilik yapmam›flt›r. SKY TÜRK, 04.06.2002 günlü haberlerdeki HÜSEY‹N FEVZ‹ TEK‹N hakk›ndaki yay›nlar›n›n GERÇEKDIfiI VE BASIN AHLAKINA AYKIRI OLDU⁄UNU KABÜL EDEREK KEND‹S‹NDEN ÖZÜR D‹LER."
TEPK‹LER...
ve Özgürlükler Derne¤i’nin de destek verdi¤i suç duyurusunda, Hüseyin Fevzi Tekin'in efli Gülten Tekin ve Halk›n Hukuk Bürosu avukatlar›ndan M. Özgür Gider, Süleyman fiensoy haz›r bulundu. 5 Haziran’da Sultanahmet Adliyesi'ne yap›lan suç duyurusunda, "SKY Türk haber yapm›yor, iftira at›yor” denilirken, haberin yalanlar› efli taraf›ndan flöyle s›raland›: “SKY Türk'ün Birinci Yalan›: Olay günü ve saatinde ben ve eflim akraba ziyaretindeydik. Bunun tan›¤› olan onlarca insan vard›r. SKY Türk'ün ‹kinci Yalan›: Eflim flimdiye kadar hiçbir bombalama olay›na kar›flmam›flt›r. Bundan dolay› ald›¤› tek bir ceza yoktur. SKY Türk'ün Üçüncü Yalan›: Cumhurbaflkan›'n›n aff›yla d›flar› ç›km›fl de¤ildir. Sa¤l›k durumu nedeniyle Adli T›p Kurumu'nun verdi¤i raporla 399. Madde gere¤i cezas› ertelenmifltir. SKY Türk'ün Dördüncü Yalan›: Eflim hiçbir zaman ortadan kaybolmam›flt›r. Adli T›p Kurumu'ndaki periyodik kontroller, resmi ifllemler, tedavi gördü¤ü yerlerdeki kay›tlar ispat›d›r. Her gün onu gören, birlikte olan onlarca insan tan›kt›r.” Ayr›ca Ankara Sulh Ceza Mahkemesi’ne yap›lan suç duyurular›yla da, SKY Türk ve Akflam yetkililerinin “hedef gösterme, suç atma, iftira ve hakaret”ten cezaland›r›lmalar› istendi.
Haberin Kayna¤› ‹stanbul Polisi 10 Haziranda ÇHD’de bir bas›n toplant›s› düzenleyen Fevzi Tekin, haberi yalanlayarak, hedef gösterme amaçl› oldu¤unu söyledi ve flöyle dedi: "Bu eylemi yapmadı¤ım polis ve bu yayın organları tarafından da bilinmekte. Bu haberler, ‹stanbul Emniyeti'ndeki bir takım polisler tarafından kasıtlı olarak, uydurularak, basına sızdırılmıfltır. Bak›rköy Manflet Gazetesi haberinde, basını yönlendiren ve foto¤rafımı da¤ıtanların ‹stanbul TEM fiube polisleri oldu¤unu açıkça yazmıfltır. Amaç, benim 'infaz' edilmeme zemin hazırlamak, tutuklanarak demokratik mücadeleye verdi¤im katkıyı engellemektir. Daha evvel de 17 Mayıs'ta Zaman gazetesi, 'Cezaevinde kalamaz raporu alıp 1 Mayıs'ta eylem yaptılar' bafllı¤ı ile CMUK 399'dan rapor alanları hedef göstermifl, benimle ilgili yazacak bir fley bulamayınca, Park Or-
H. Fevzi Tekin’in hakk›nda ç›kan yalan haber üzerine çeflitli kurumlar taraf›ndan yap›lan aç›klamalarda kontra habercilik lanetlendi. Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i, TAYAD’l› Aileler, Halk›n Hukuk Bürosu, Gençlik Gelecektir ve Liseli Gençlik Umuttur Dergileri taraf›ndan yap›lan aç›klamalarda, SKY Türk’ün iftirac› ve polisin komplolar›n›n hizmetinde oldu¤una vurgu yap›ld›. Tayad’l›lar taraf›ndan 7 Haziran’da yap›lan aç›klamada flöyle denildi: “Yalan söyleyen, iftira atan ve bunu ispatlamayan flerefsizdir... SKY TÜRK'ün habercilikle hiçbir ilgisi yoktur. ‹stese Hüseyin Fevzi Tekin ile görüflebilirdi. Ama görüflmeden böyle bir haber yay›nlad›. Amaçlar› haber yapmak de¤il polise yaltakl›k yapmakt›r. B›rak›n bu polis senaryolar›n› da, do¤rular›, gerçekleri yaz›n. SKY TÜRK televizyonunu bu sorumsuz habercilik anlay›fl› nedeniyle k›n›yor, bu haberi nedeniyle do¤abilecek olumsuz sonuçlardan sorumlu olacaklar›n› duyuruyoruz.” ***
‹ftira Atmak fierefsizliktir! Bir baflka aç›klama da H. Fevzi Tekin’in efli Gülten Tekin taraf›ndan yap›ld›. Gülten Tekin, haberin yalan oldu¤unu, eylem an›nda eflinin nerede oldu¤unu ayr›nt›lar› ile belgeledi¤i aç›klamas›nda flunlar› söyledi: “... Ben söyledi¤im her fleyi ispatlayabilirim, tan›k gösterebilirim. SKY Türk Televizyonu da söylediklerinin arkas›nda durmal›, haberinin do¤rulu¤unu ispatlamal›d›r. Yalan söyleyen flerefsizdir. ‹ftira atan flerefsizdir. ‹steyen istedi¤i gibi, polise yaranmak için, ona buna yaltaklanmak için kimseye iftira atamaz, çamur atamaz. Çamur at izi kals›n mant›¤›yla hareket edemez. Haberciysen, gazeteciysen, gerçekleri yazacaks›n. Haberinin kayna¤›n› göstereceksin, do¤rulu¤unu, yanl›fll›¤›n› araflt›racaks›n. Gazetecilik-habercilik soytar›l›k de¤ildir. Gerçek ortadayken, yalana baflvurursan o zaman sonuçlar›na katlanacaks›n. Daha önce de medyada pek çok benzer haber yay›nland›. ‹nsanlar hedef haline getirilip sorgusuz sualsiz "terörist" denilerek gözalt›na al›nd›. ‹flkencelerden geçirildi, tutukland›, katledildi... Bütün bunlardan haberleriyle zemin haz›rlayan sözümona "gazeteciler" ve as›ls›z haber yapmay› politika haline getiren medya kurulufllar› da sorumludur. Eflim Hüseyin Fevzi Tekin'in de bafl›na bir fley gelirse SKY Türk Televizyonu sorumlu olacakt›r.”
Say› 64 41 15 Haziran 2003
man’da ön sırada konser izledi¤imi yazarak hedef göstermifltir. Hedef gösterilmem nedeniyle bafl›ma gelecek her türlü olumsuzluktan ‹stanbul Emniyeti ve SKY TURK televizyonu ile Akflam ve Bak›rköy Manflet gazeteleri yetkilileri sorumludurlar.” Efli Gülten Tekin ve ablas› Ayfle Karaman da söz alarak o gün birlikte olduklar›n› ifade ettiler.
Polis Bülteni Olmaktan Vazgeçin! Polis istisnas›z olarak ony›llard›r haz›rlad›¤› komplolarda, provokasyonlar›nda bas›n› kullanm›flt›r. Polis, hedef ald›¤› kifliye, kuruma, kesime yönelik yapaca¤› provokasyonlar›n, sald›r›lar›n zeminini böyle haz›rlam›flt›r. Polisin hesab› buyken elbette bas›n cephesinde de çeflitli hesaplar yap›l›r. En genelde polise yaranma, çeflitli kesimlerle hesaplaflmas›n› bu tür haberler üzerinden gerçeklefltirme, devletin düflman gördü¤üne kendisinin de düflman oldu¤unu ispatlama gibi bir çok ç›kar say›labilir.
Say› 64 42 15 Haziran 2003
Örne¤in, son dönemde en s›k kullan›lan Fethullah islamc›l›¤›n›n sesi Zaman ve öteki yay›nlar›d›r. Fethullah, kendini devlete ispatlaman›n bir arac› olarak görmektedir bu yay›nlar›. Tabii, antikomünistli¤ini de buna ekledi¤inizde yapamayaca¤› yoktur. Fevzi Tekin’i konser izlemekten suçlu bile ilan eder bu kafa. Riyakard›rlar, yüzlerindeki islamc›l›k maskesi sahtedir. Ne adalet duygular› vard›r ne de vicdan tafl›rlar. Gerçek yüzlerini gizlemek içinse mide buland›r›c› bir riyakarl›kla gözyafl› döker Fethullah. Mesela ‹SLAMCILAR iflte tam da bu anda, gözyafl› dökerken SORMALIDIR O’NA:
Devletin sakat b›rakt›¤›, geçmiflinden y›llar› silinmifl, organlar›n›n kimi kullan›lamaz hale gelmifl insanlar› hedef göstermenin dinle, adaletle ne alakas› var? Sormal›d›rlar; Sakat da olsalar bu insanlar›n en demokratik haklar›n› kullanmalar›, mitinglere kat›l›p “ölümleri durdurun” demeleri, konser izlemeleri, cep telefonu kullanmalar› neden islamc›lar› rahats›z etsin? Bizi etmiyor, seni neden rahats›z ediyor? Hala Fethullah’a bu sorular› soran yoktur.
Kim Bu Polis Müdürü? SKY Türk haber müdürü oldu¤unu belirten “Adnan Bey”e yay›nlamas› için sözkonusu haberi veren emniyet müdürü kim? Hangi flubede çal›fl›r, kimden emir al›r, neden böyle bir habere ihtiyaç duymufltur? SKY Türk, “haber kayna¤›m›z› aç›klamay›z” gerekçesinin arkas›na s›¤›nmamal›d›r. (Kendileriyle yap›lan ilk görüflmede bu cevap verilmifltir.) Çünkü ortada bir “haber” yoktur. Bir an kullan›lmalar›n›n bilinçli olmad›¤›n› düflünsek dahi, resmen ve alenen yönlendirme, bir insana yönelik düzenlenecek polis komplosuna hizmet vard›r. Haber aç›k bir suçtur! Tekzip edilmesi sadece bir prosedürün yerine getirilmesidir. SKY Türk, “benim suç ifllemeyi planlayanlara yard›m etme özgürlü¤üm var” diyemez. Bu kez amac›na ulaflamayan polisin, yar›n baflka yöntemlerle karfl›m›za ç›kaca¤› kesindir. Bu, suç iflleyece¤ini bilen birinin suç ifllemesini beklemekle ayn›d›r. SKY Türk suçluyu korumaktan vazgeçmeli, “Adnan Bey”, polis müdürünü aç›klamal›d›r.
‹ST‹NYE’DEK‹ ‹fiGALC‹ YUVASI “Uzaktan bak›ld›¤›nda bir kartal yuvas›n› and›r›yor” diyor spiker. Etraf› yerleflimden ar›nd›r›ld›¤›n›, güvenli¤i milyon dolarlar harcand›¤›n› anlat›yor. Tepede Amerikan üssü, tepenin eteklerinde gecekondular; ben gücüm diyen bir görüntü bilinçli bir tercihtir. Tabii bu arada yok konsolosluk sahas›na girdin diye kaç gecekondu gencinin bafl›na ne gelecek meçhuldür. Sonra gelsin bölgeye park yapmalar, an›t dikmeler. T›pk› Irak’taki gibi. Evet, yaflamdan, insandan mümkün oldu¤unca uzak bir yerde Sar›yer ‹stinye s›rtlar›nda yeni yap›lan ve 12 Haziran’da faaliyete geçen ABD konsoloslu¤u bir “yu-
va”. Ama “kartal yuvas›” de¤il, kartala hakarettir, bir asaleti vard›r, mertlik timsalidir. O “yuva”ya ise, kerpiç evlerin üstüne tonlarca bomba ya¤d›ran, namert düflman tünedi. Ama kartal yuvalar›na konufllanmakta hiç de haks›z de¤iller. Dünyan›n dört bir yan›na bu kadar zulüm, haks›zl›k, açl›k tohumu ektikten sonra adaletin nereden gelece¤i belli mi olur?! ‹lk kez bir ABD konsoloslu¤u horon tepilerek aç›lm›fl. Oligarflinin gözü ayd›n! Amerikal›ya da “kültürümüzü” afl›lam›fl oluruz belki! Tabi, ülkeye gelen ABD’lilerin önüne konulan notlarda yazan; “Türkleri öv, istedi¤ini yapt›r” afla¤›lamas›n› unutursak.
Sar›yer halk›, “onlar geldi yolumuz yap›ld›, do¤algaz geldi” diye sevinebilir belki. Gitti¤i yere ölüm ve zulüm götüren “komflular›n›n” hiç de hay›r getirmeyeceklerini onlar da ö¤reneceklerdir. Ama flunu düflünmelidirler; biz burada y›llard›r yaflarken ne yol, ne do¤al gaz yoktu da, Amerikal› gelince ayn› gün neden geldi? Biz insan de¤il miyiz? Bu devlet bizim devletimiz mi, yoksa Amerika’n›n devleti mi? Cevab› bulacaklard›r!
AB, ABD ‹zinde Mi Özüne Mi Dönüyor? Maskeler büyük bir h›zla inmeye devam ediyor. 1990’l› y›ll›rdan bu yana, halklara “demokrasi” diye yutturulan Avrupa emperyalist demokrasisinin s›rmalar›n›n dökülmesinden, “savafl karfl›tl›¤›”, “insan haklar› ve hukuk” demagojilerinin tükenmesinden sonra geriye tüm ç›plakl›¤›yla emperyalizm gerçe¤i ç›k›yor. Avrupa Birli¤i Adalet Bakanlar›, 6 Haziran günkü toplant›s›nda, “terör zanlı ve suçluları”nın iadesi için ABD'yle anlaflma imzalamayı kararlafltırdı.
Hani ‹dama Karfl›yd›n›z? Amerika, idam›n uyguland›¤› bir ülke. Yani, AB’nin savundu¤unu iddia etti¤i ilkelerine, “kriterlerine” göre, hiç kimseyi bu ülkeye iade etmemesi gerekir! Ama mesele tekellerin ortak ç›karlar› olunca, hukukmufl, adaletmifl, kriterlermifl ne önemi var. Bakmay›n siz, anlaflmay› yapan bakanlar›n, “anlaflma idam cezasının uygulanabilece¤i ya da ABD'nin adil bir yargılama sürecini garanti etmedi¤i hallerde AB ülkelerinin suçlunun iadesini reddetmesine imkân tanıyor” demesine. Hukukun “H”sinin bulunmad›¤› Guantanamo hücrelerinde çürütülece¤ini bilseler de, en a¤›r iflkencelerden geçirilece¤ini bilseler de iade ederler. Tabii, klasik, hamasi “terör” demagojisi yine hukuksuzlu¤un k›l›f›. Avrupa Birli¤i y›llard›r “insan haklar›, hukuk” demagojileri arkas›na s›¤›nd›. Bu maske ile sömürüsünü sürdürdü. Ülkemizdeki AB’cilik bu aldatmacan›n sonucu olarak ortaya ç›kt›. Mesela A‹HM, kararlar›n›n siyasili¤inin üzeri örtülerek, adalet arayanlar›n baflvuru kap›s› haline getirildi. 11 Eylül ile birlikte yüzy›ll›k sömürgeci Avrupa
gerçe¤i herkesin gözlerinde giderek netleflmeye bafllad›. Birbiri ard›s›ra “terör yasalar›” ç›kar›ld›. ‹lk kez “terör listeleri” haz›rland›. Herkesin hukuksuzlu¤unu, teröristli¤ini elefltirdi¤i Amerika’n›n ayak izlerine bak›n, dönüp Avrupa’n›nkilere bak›n; fark var m›? Yoktur! Yasal bir parti, Batasuna önce ABD listesine, sonra AB “terör” listesine giriyor; “terör yasalar›” önce Amerika’da sonra Avrupa’da ç›kar›l›yor; mültecilere yönelik bask›lar önce Amerika’da sonra Avrupa’da gündeme geliyor; Irak’›n iflgali bu Avrupa taraf›ndan meflrulaflt›r›l›yor; ony›llarca “idam olan ülkeye kimseyi iade etmeyiz” yalanlar› bir yana b›rak›l›p, Amerikan hukuksuzlu¤una destek veriliyor. Avrupa gerçe¤i hep buydu gerçekte. Bu nedenle asl›nda Avrupa, Amerika’n›n izinde gibi görünse de, kendi izinde yürümektedir. 1800’lü y›llar›n sömürgecilik politikalar›na ve zulmüne “ça¤dafll›k” k›l›f› geçirip, yüzüne “demokrasi, insan haklar›” maskesi takarak yapmaktad›r. Fark buradad›r. Bugün Amerika’n›n Irak’ta uygulad›¤› politikalara bak›n, köklerini Avrupa emperyalizminin 1800’lü y›llardaki sömürgecilik politikalar›nda görürsünüz. Asl›nda tersine, Amerika’n›n sömürgeci Avrupa’n›n izinden daha pervas›zlaflarak yürüdü¤ünü söylemek yanl›fl de¤ildir. Avrupa emperyalizmi sosyalizmin geliflimi sayesinde imparatorlaflamam›fl, sosyalist blokun bask›lanmas›, Avrupa emekçilerinin mücadeleleri sayesinde “sosyal politikalar›” gündemine almak zorunda kalm›flt›. fiimdi onlara da ihtiyaç duymad›¤› için birer birer tasfiye ediyor. Fransa’dan Almanya’ya grevlerin yaflanmas› iflte bu sosyal haklara yönelik sald›r›lardan kaynakl›d›r. Tüm bunlar› yaparken de, adlatma, oyalama oyununu sürdürmeyi de ihmal etmiyor. Mesela, Avrupa Birli¤i’nin bir organ› rapor haz›rl›yor, “11 Eylül’den bu yana Avrupa ülkelerinde insan haklar› ihlallerinin artt›¤›n›, hak ve özgürlüklerin k›s›tland›¤›n›” dile getiriyor. Böylece demokratl›k oyunu sürdürülüyor. Ya da, Türkiye’ye, “demokratikleflme... Genelkurmay’›n siyasetteki a¤›rl›¤›na kald›rma...” vb. yasal düzenlemeleri dayat›yor. Böylece dünyan›n her taraf›na demokrasi, insan haklar› götürme oyununu devam ettiriyor.
Avrupa ‹kiyüzlülük Demektir ‹dam cezas›n›n uyguland›¤› Amerika’yla iade anlaflmas› yapan Avrupa, Küba’ya diplomatik
Say› 64 43 15 Haziran 2003
yapt›r›m karar› ald›. Gerekçe; Küba feribotunu Amerika’ya kaç›rmak isteyen üç kiflinin idam edilmesi ve gazeteci/yazar denilen ama olmad›klar› belgeleriyle ispatlanan 75 karfl› devrimcinin büyük bir aç›kl›k ve hukuk örne¤i sergilenerek yarg›lanmas› ve 28 y›la kadar hapis cezalar›na çarpt›r›lmas›. AB, Küba ile üst düzey resmi ziyaretleri s›n›rlayacak, ayr›ca “Avrupa Ulusal Günleri” kutlamalarına “Kübalı muhalifleri” davet edecekmifl. Hem “insan haklar›, demokrasi” maskesi geçir yüzüne, arkas›nda sosyalizme karfl› düflmanl›¤›n›, Küba’n›n Amerikan emperyalizmi taraf›ndan kuflat›lmas›nda sergile. Böylece herkes Avrupa’n›n ne kadar demokrat, muhalif düflünceye ne kadar sayg›l› oldu¤unu düflünsün. ‹kiyüzlülük öteden beri Avrupa politikas›n›n temelini oluflturur. Ç›karlar› gerekti¤inde en büyük vahfleti, katliam› da savunur, yapt›r›rlar, ç›karlar›na geldi¤inde en keskin demokrat da kesilirler. Bir ülkeye “idam elefltirisi” yaparlar, bir baflkas›na “al›n idam edin” diye iade anlaflmas› yaparlar.
Say› 64 44 15 Haziran 2003
Bu Avrupa’dan Demokrasi, ‹nsan Haklar› Bekleyenler; Aldanmay›n, Aldatmay›n! Türkiye’ye bakars›n›z, Avrupa Birlikçi birileri ç›kar, ayn› olaydan dolay› Küba’y› “k›nar”. Sinyal Avrupa’dan verilmifltir, beyinler AB’nin kararlar›na kilitlenmifltir. Bunun için birilerinin onlara “flunu yap›n” demesine de gerek yoktur elbette, po-
litikalar›, beyinleri Avrupa’ya endekslidir. ‹nsan haklar›n›n, hukukun, demokrasinin kriteri oradad›r. Avrupa, Küba’ya yapt›r›m uyguluyorsa sen de ne yapars›n; k›nars›n! Gözlerine perde inmifl, Avrupa gerçe¤ini görmemek için büyük bir direnç halindedirler. 19 Aral›k katliam›na Avrupa’n›n verdi¤i deste¤in alenileflmesi ile bir an “sars›lm›fl” olsalar da, haklar›n› teslim etmek laz›m, “toparlad›lar”! F tiplerindeki katliama desteklerinin sürüyor olmas› sorun de¤ildi nas›lsa. Onlar da F tipleriyle ilgilenmeyiverirlerdi! Öyle de yapt›lar. Peki, “iade anlaflmas›” gözlerini açar m›? G-8 toplant›lar›nda Amerika ile ortak “terörle mücadelede ortak müdahale gücü” kurma karar› alm›fl olmalar› onlara bir fley anlat›r m›? Ya da, Avrupa ülkelerinde, o hayran olduklar› “sosyal devlet”in emperyalist tekellerin iste¤iyle giderek tasfiye edilmesine sesleri ç›kar m›? Sanm›yoruz! Kendi halk›na, gücüne güvenmeyenlerin, hak ve özgürlükleri halk güçlerinin birli¤ini sa¤layarak mücadeleyle kazanmay› düflünmeyenlerin bunlar› görmesi, görse de dile getirmesi, beynini oradan koparabilmesi ideolojik bir tercih sorunudur. Devrimden, sosyalizmden yana m›, emperyalist demokrasiden yana m› olunacak, bunun tercihidir yapmalar› gereken. Ama merak etmesinler, Avrupa kendi gerçe¤ini göstermeye devam edecektir. Avrupa’y› kurtulufl olarak gösteren, AB’den demokrasi bekleyenler uyan›r m›, aldanmaya ve halk› aldatmaya devam eder mi, görece¤iz!
Fidel: Bir çete, mafya, ABD emperyalistlerine kat›ld› Küba Devlet Baflkanı Fidel Castro, Avrupa Birli¤i’nin diplomatik yapt›r›m karar›na böyle cevap veriyordu. Havana’da 7 bin kifliye seslenen Fidel, “hepimiz sakin olmaya devam etmeliyiz. Çünkü bir çete, mafya, ABD emperyalistlerine katıldı; utanılacak bir biçimde Amerika'nın faflist yönetimine hizmet ediyor" dedi. (9 Haziran, bas›n) Küba’da eksi¤iyle gedi¤iyle yaflayan sosyalizmi yok etmek Amerikan imparatorlu¤unun say›s›z sald›r›, ambargo, suikast, komplolar› yafland› ve halen yaflanmaya devam ediyor. Avrupa, Amerika ile tekellerin ç›karlar› üzerinde bütünlefltikçe, bugüne kadar do¤rudan hedef almad›¤› Küba’ya da yönelmifl
oldu. Gazeteci dediklerinin asl›nda ilgileri olmad›¤›n›, bu sayfalarda Küba elçisinin anlat›m›ndan aktarm›flt›k. “‹damlar, gazeteciler, muhalifler...” gerekçelerini at›n bir kenara, bunlar bahane. Emperyalizm, dünya üzerinde direnen hiçbir gücün kalmas›n› istemiyor. Kimine “terör” diyor, kimine “insan haklar›n› ihlal ediyorsunuz” demagojileriyle sald›r› zemini haz›rl›yor. Sosyalizm düflmanl›¤›n›n bahanesi “insan haklar›” soytar›l›¤›. Küba sadece Amerika’n›n de¤il, emperyalist blo¤un kuflatmas›ndad›r. Emperyalizm diyor ki, sen kendini savunma, ben özgürlük flu bu diyerek senin rejimini yok edeyim. Küba liderli¤i ile halk›yla direniyor. Küba’n›n direnifli, tüm halklar›n direniflidir.
ÇHD Genel Kurulu Yap›ld›
Ezilenlerin Mücadelesi Meflrudur Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i 7. Ola¤an Genel Kurulu, 7-8 Haziran tarihleri aras›nda Ankara Türk Hukuk Kurumu salonunda yap›ld›. "Cezaevleri, ‹nfaz Rejimi ve Avukatl›k; Demokratik Kitle Örgütlerinin Gelece¤i", “DKÖ’lerin Gelece¤i” ve “Piflmanl›k Yasas›” konulu oturumlarda canl› tart›flmalar›n yafland›¤› kongrede, yeni yönetime (GYK) H. Yüksel Biçen, Elvan Onkun, Zeki Rüzgar, Filiz Kalayc›, Selçuk Koza¤açl›, Vedat Aytaç, Sevim Akat, Behiç Aflç›, Özgür Y›lmaz, Cemre Topal, Sarper Gürcan, Mahsum Bat› seçildi. Hüseyin Yüksel Biçen ise baflkanl›¤a getirildi.
TECR‹TE KARfiI MÜCADELE Kongre çal›flmalar› kapsam›nda yap›lan konferans›n ilk oturumunda konuflmac›lar konu hakk›ndaki görüfllerini dile getirirken, avukatlar Vedat Aytaç, Selçuk Koza¤açl› ve Behiç Aflç› ölüm oruçlar›n›n, tecrite karfl› mücadelenin avukatlar›n mesleki gündemleri oldu¤unu belirttiler. Mehmet Bekaro¤lu ise konuflmas›nda ceza infaz rejiminin, zindanc›l›k ile ça¤dafl kölecilik aras›nda bir yerde durdu¤unu belirtti ve bu kavramlar›n küreselleflme ve yeni-sömürge kavramlar›yla iç içe oldu¤unu dile getirdi. Bu süreçte terör demagojinin kullan›lmas›na da de¤inen Bekaro¤lu, “ortaya at›lan terör kavram›n›n yan›nda tecrit var, direnme hakk› ise tam karfl›s›nda yer al›yor.” dedi ve bu mücadelenin sürmesi gerekti¤ini söyledi. Bir di¤er konuk konuflmac› ise ‹HD ad›na Süleyman Turan idi. Turan, tecrit ve buna ba¤l› hak ihlallerinin sürdü¤ünü dile getirdi ve “kurumlar› bir araya getirmek ve mücadele etmek gerekiyor" dedi. TAYAD'l› aileler ad›na söz alan Funda Davran Gök ise, F tipleri, ölüm orucu sürecini anlatarak, "ÇÖZÜN! TECR‹T‹ KALDIRIN, TECR‹T ÖLDÜRÜYOR! F tipi hapishanelerin yaflamdaki karfl›l›¤› tecrittir. Tecrit ise; iflkence, izolasyon ve hak gasplar› demektir.” dedi. Sorunun bu ülkede insan›m diyen, vicdan sahibi herkesin sorunu oldu¤unu belirten Gök, “107 can yetmedi mi diyoruz ve AKP hükümetinin sa¤›r kulaklar›n› açmak için, tecrit sorununu çözmek için herkesi duyarl› olmaya” ça¤›rarak konuflmas›n› bitirdi ve “F tipleri, tecrit, ölüm oruçlar›, çözüm” konulu tebli¤ini ve TAYAD taraf›ndan haz›rlanan bir dosyay› sundu. Konferans›n bir baflka konusu ise “piflmanl›k yasas›” idi. Bu bölümde konuflan Av. Behiç Aflç› perspektifin 'zindanlar boflals›n' fliar› olmas› ge-
rekti¤ini vurgulayarak, hukukçular›n bu yasay› asla onaylamad›¤›n› söyledi. Av. Selçuk Koza¤açl› ise "genel af", "piflmanl›k yasalar›" ile ilgili isim oyunlar›nda tak›l›p kal›nmamas›, as›l olarak bu yasan›n ç›kar›lmas›ndaki niyetin görülmesi gerekti¤ini söyledi.
S‹V‹L TOPLUMCULUKLA MÜCADELE ‹kinci oturumun bafll›¤› olan “DKÖ'lerin Gelece¤i” de canl› tart›flmalar›n yafland›¤› bir platforma dönüfltü. Tart›flmalar sonucunda, emperyalizmin maskeleyip cilalanm›fl hali olan küreselleflmeyle birlikte toplumsal muhalefetin dinamikleri kurum ve mesleklere yöneldi¤i, bunun da emperyalistlerin faflizmle, oligarfliyle birlikte muhalefeti sindirme çal›flmas› amaçl› oldu¤u ve yüzünü halka dönmüfl, demokrasi mücadelesi veren kurumlar yerine, devletle ve egemen ideoloji ile iflbirli¤i içerisinde bir kurumlaflma yarat›lmaya çal›fl›ld›¤›, bunun ad›n›n da sivil toplumculuk oldu¤u düflüncesinde hemfikir olundu. ÇHD’nin bu dayatmay› kabul etmeyece¤i, sivil toplumculu¤a karfl› mücadele edece¤i, sonuç bildirgesinde de yer ald›. Sonuç bildirgesinde, 11 Eylül sonras› süreç özetlenerek, “Burjuva hukuk sisteminin kendi meflruiyet zeminlerini dahi elinin tersiyle itti¤i böyle bir konjonktürde, ezilenlerin mücadele formlar›n› yasalar ve uluslararas› hukuk metinleri ile s›n›rlaman›n mümkün olmad›¤› düflünülmektedir.” ifadeleriyle, ezilenlerin mücadelesinin meflrulu¤una vurgu yap›l›rken, çeflitli konulurda mücadele kararl›¤› dile getirildi. Bildirgenin sonunda, “yeni yönetime, örgütlenme, cezaevi sorunlar› konusunda ve STÖ'leflme tehlikesine karfl› mücadele etme görevi verildi¤i” vurgulanarak kongre bitirildi.
‹flkencecilere “Zamanaflımı” Ödülü 1996’da Ankara Emniyet Müdürlü¤ü taraf›ndan EK‹M örgütüne yönelik yap›lan bir operasyonda gözalt›na al›nan Behzat Örs’e iflkence yapmaktan yarg›lanan Hayati Akça, Osman Mentefle, Rıza Temir, Fikri Vidinli, Kadri Tuncel, Ali Tosun ve Remzi Erçi adl› polislerin davas› “zaman afl›m›” nedeniyle düfltü. Ankara 9. A¤ır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 10 Haziran’daki duruflmasında müdahil Örs’ün adresinin tespit edilemedi¤ini belirten mahkeme baflkan›, savc›n›n talebini dikkate alarak iflkencecilerin yarg›lanmas› oyununa son verdi. “Zamanafl›ml›” beraatleri bekleyin, sürecektir!
Say› 64 45 15 Haziran 2003
A yn› S afta
Birlik ve ‹lkeler
Solun birlik tart›flmalar›n›n en önemli bölümünü, en az›ndan belli bir zamana kadar, birli¤in temel ilkelerinin ne olaca¤› olufltururdu. Solun temel de¤erlerinin, ideolojik ölçülerinin bugünkü kadar dejenere olmad›¤› 80 öncesi dönemde, temel ilkeler denilince de, ilk baflta anlafl›lan birli¤in neye, kime karfl› olmay› temel k›stas alaca¤›yd›. Bu ilkelerden ikisi, hemen tüm solun ittifak halinde oldu¤u ilkelerdi: anti-emperyalist, anti-faflist olmak. Bunlara zaman zaman anti-sömürgecilik, anticinsiyetçilik gibi “ilkeler” eklenmesi önerilmiflse de bunlar genel kabul görmemifltir. Türkiye solunun 80 öncesi birbirleriyle iliflkileri biliniyor. “Sol içi fliddet”in had safhaya ç›kt›¤›, bir kaç siyasi hareketin d›fl›nda hemen tüm solun bo¤az›na kadar bu çat›flmalar›n içine gömüldü¤ü bir dönemdir. Ama buna ra¤men, tek tek illerde, kasabalarda, mahallelerde, okullarda, fabrikalarda solun bir araya Say› 64 46 15 Haziran 2003
gelmesi bugünkünden daha yayg›nd›. Bu oldukça çeliflkili görünüyor. Ama böyleydi. Bunu sa¤layan ise, bu ilkelerdeki netlikti. Solun hiç bir kesiminin (legal, illegal, reformist, devrimci) bu noktada farkl› bir düflüncesi yoktu. Bugün bu ilkeler temelinde bir birlik oluflturmaya kalk›lsa, solun önemli bir bölümü bunun d›fl›nda kalacak! Reformizmin önemli bir bölümü, Kürt milliyetçili¤i “anti-emperyalizmi” kabul etmeyecek veya kabul eder göründü¤ü noktada, herkes bilecek ki, bu ilke temelinde bir mücadele en az›ndan bugün için birlikte örgütlenemez. Anti-faflist ilkede hemfikir olunacak belki ama bu kez, icazet hesaplar› gündeme gelecek. fiu kesimi karfl›m›za almayal›m, bunu küstürmeyelim diye diye, içi boflalt›lacak. Solun bir bölümündeki düzeniçileflmenin sonucudur bu.
Turhan Feyizo¤lu’na: Dev-Genç’in, Denizler’in an›lar›n› kirletemezsin! Mahir, Sinan, ‹bo kitaplar›n›n yazar› Turhan Feyizo¤lu, 10 Haziran tarihli Zaman’da yay›nlanan konuflmalar›nda, Türkiye solunu, “toplumu 30 y›l geriden izlemekle” suçlarken, 30 y›l öncesini ve bugünü de çarp›t›yor. Peki niye yap›yor bunu? Özel olarak araflt›rma yapt›¤› bir dönemi neden çarp›t›yor? Diyor ki, “1970’lerde Dev-Genç’in dile getirdi¤i özgürlük ilkeleri bugün TÜS‹AD tarafından da savunuluyor... Deniz Gezmifl’in henüz fliddet eylemlerine bafllamadan önce savundu¤u bazı görüfllerini bugün de TÜS‹AD, ANAP ve AKP gibi parti ve kurulufllar dillendiriyor...” Diyor ki, “1970’lerde Dev–Genç’in söylemleri ile TÜS‹AD’ın yayınladı¤ı kitaplar arasında benzerlik fark ettim...” Anlafl›lan TÜS‹AD sözcülü¤üne soyunmufl Feyizo¤lu. TÜS‹AD’› aklamak, “ilericili¤ini” kan›tlamak için de uzun y›llar araflt›rd›¤› o onurlu geçmifle dair “engin bilgilerini” kullan›yor. Hay›r Turhan Feyizo¤lu; Dev-Genç’in, Deniz Gezmifl’lerin ad›n› böyle kullanamazs›n. Onlar›n tarihlerini yazm›fl bir yazar olarak, bundan önce sen hicap duymal›s›n. Mahirlerin, Denizlerin, Dev-Genç’in ticaretini yapamazs›n. An›lar›n› kirletemezsin. TÜS‹AD’›n sözcülü¤üne, TÜS‹AD’›n misyonerli¤ine mi soyundun flimdi? E¤er öyleyse yaz›k. Yazd›¤›n kitaplara yaz›k. Bu ülkede yaflayan akl› bafl›nda, geliflmeleri bilen herkes, TÜS‹AD’›n otuz y›l önce de, bugün de ne olup olmad›¤›n› biliyor. TÜS‹AD bugün herkese e¤itim, adil ücret, topraksıza toprak ve herkese ifl’i savunuyormufl. Hadi can›m sen de! TÜS‹AD bile kendisinin propagandas›n› bu kadar kaba yapmaz. Sana m› düfltü! TÜS‹AD’›n sözcülü¤ünü yapabilirsin istersen; onun ilericili¤ini kan›tlama misyonunu da üstlenebilirsin, ama bunu Dev-Genç’in, Denizlerin, Mahirlerin ad›n› kullanarak yapamazs›n.
EMEP’ten Mustafa Yalç›ner’e 10 Haziran tarihli Yeniden Özgür Gündem’de ki “Bir gerçek ve körler” bafll›kl› yaz›da, Haklar ve Özgürlükler Cephesi’nin HADEP kongresine kat›lmay›fl›n› “körlükten gelen bir tutum” olarak de¤erlendirmiflsiniz. Yine ayn› yaz›da “HÖC yayını UKKTH'yi ‘iflbirlikçili¤in kılıfı’ ve onu örne¤in Irak'ta savunmayı oportünizm sayıyor.” diye bir cümle sarfetmiflsiniz. Birincisi; HADEP kongresine kat›lmay›fl›m›z›n nedeni üzerinde bir fikir yürütmeden önce, Blok orta¤›n›z HADEP’e, HÖC’ü kongrelerine davet edip etmedi¤ini sormal›, ondan sonra bir yorum yapmal›yd›n›z. HADEP kongresiyle ilgili taraf›m›za veya hiç bir kurumumuza herhangi bir davet yap›lmam›flt›r. Bu Kürt milliyetçili¤inin yeni bir tavr› veya “istisnai” bir unutkanl›¤› da de¤ildir. Peki neden böyledir? Bunu da HADEP’e sormal›s›n›z. Cevab›n› biz de bilmek isteriz. ‹kincisi; “HÖC, katılım sorunu olabilir belki, ama aflılabilirdi” diyerek neyi kastetti¤inizi tam anlam›fl de¤iliz. E¤er kastedilen, birlik zeminlerinden kaçmak veya birileriyle birlikte olmamak için zaman zaman kimilerinin öne sürdü¤ü yasall›k, tüzel kiflilik gibi fleylerse, elbette bunlar sorun de¤ildir. Devrimciler isterlerse bunlar› halleder. Bunlar iste¤in olmad›¤› yerdeki bahaneler olarak kullan›lmaktad›r. Üçüncüsü, Bir yay›n organ›m›z yoktur. Ancak çeflitli aç›klamalar›m›zda veya düflüncelerini paylaflt›¤›m›z yay›nlarda Kürt milliyetçili¤inin Irak’taki konumuna iliflkin düflüncelerimiz aç›klanm›flt›r. UKKTH’n› iflbirlikçili¤in k›l›f› olarak de¤erlendiren bir görüflümüz yoktur. Ya anlafl›lmam›flt›r, ya da düflüncelerimiz kabalaflt›r›l›rken, çarp›t›lm›flt›r. ‹lkeleri, solu sol yapan karfl›tl›klar› kaybolan solun, birlik yapabilece¤i zemin de daral›r. Bugün birlik konusunda bu kadar s›k›nt› çekiliyorsa, eylem ve güç birliklerini sa¤lamak ancak bir kaç talep çerçevesinde mümkün olabilir hale gelmiflse, bu zemin darald›¤› içindir. Ülkemiz Avrupa Birli¤i’nin “tam pazar”› haline getiriliyor; sol bu konuda “anti-emperyalist” bir tutum tak›nam›yor; çünkü solun bir k›sm› Avrupac›. Sol, Irak’taki iflgale karfl› anti-emperyalist temelde bir ortak tav›r gelifltiremiyor, çünkü sol güçler içinde o iflgalin özgürlük, demokrasi getirdi¤ini düflünenler var art›k. ‹deolojik s›n›rlar› flekilsizleflmifl bir sol elbette bu. Ama ülkemizin gerçe¤i de bu. ‹deolojik olarak temel ilkelerini kaybetmifl, bu anlamda devrimci sol olmaktan uzaklaflm›fl bu güçlerle
Elefltirdi¤imiz UKKTH’n›n iflbirlikçili¤i meflrulaflt›rmak için kullan›lmas›d›r. Bu herhalde UKKTH’n›n bugüne kadar görülmüfl en uç yorumudur. Amerika’n›n askeri olmakla, katliam orta¤› olmakla, baflka halklar› katlederek f›rsatlar elde etmekle bu ilkenin tarihsel ve güncel anlam› aras›nda bir ba¤ bile kurulamaz. Yaz›n›z›n bütünü aç›s›ndan flunu da ekleyelim. HADEP’te temsil edilen gücü yok sayma bizim tavr›m›z de¤ildir, hiç bir dönem olmam›flt›r da. Kürt milliyetçi hareketi, ufku, perspektifi ayr› bir tart›flma olmakla birlikte, bir mücadele gücüdür; ülkemizin en dinamik halk kesimlerinden biridir. Faflizme karfl› mücadele eden bir gücün bunu yok saymas›, kendi yanl›fl› olur. Bu o kadar aç›k bir olgudur ki, istesen de yok sayamazs›n. Hayat›n her alan›nda bu güçle yürüttü¤ümüz ideolojik mücadele de, bu güçle her düzeyde birlikte olma do¤rultusunda yürüttü¤ümüz çabalar da ortadad›r. Yok sayan, böyle bir çaba içinde olabilir mi? Ama do¤rudur; hiç bir zaman böyle bir güç var diye, onlar üzerine faydac›, pragmatik hesaplar da yapmad›k, yapmay›z. Biz ideolojik mücadeleden yanay›z. Solda ise, bundan kaç›fl revaçta. Biz tart›flmay› sürdürmek isteriz. UKKTH üzerine, Irak’taki Kürt milliyetçili¤inin tavr› üzerine, pek çok elefltiri, de¤erlendirme yay›nland›. Bak›n, bunlar› tart›flan var m›? Bu elefltirilerin bir k›sm›nda Blok bileflenleri elefltirildi. Blok da tart›flmad› bunlar›. De¤inmeniz olumluluktur; ama ayn› zamanda geçifltirmiflsiniz; tart›flal›m. UKKTH’nin anlam›n› ve Irak’ta olan biteni tart›flal›m. ‹deolojik var›lam›yor.
mücadeleden
kaçarak
bir
yere
Haklar ve Özgürlükler Cephesi de elbette hala belli birlik zeminleri var; onlar bizimle devrimi gelifltirmek do¤rultusunda birlikte olamayacaklard›r. Fakat biz, onlarla haklar ve özgürlükler mücadelesi çerçevesinde birlikte olabiliriz. Bugünün prati¤i de esas olarak bu çerçevede flekillenmektedir. Reformizm, Kürt milliyetçili¤i, reformizme yedeklenen oportünizm, bu çizgilerin açmazlar›yla karfl›laflt›kça, ya bize, devrime daha çok yaklaflacaklar, ya da iyice uzaklaflacaklard›r. Avrupac›l›k, Amerikan müdahalesini onaylama, Genelkurmayc›l›k, icazetcilik terkedilip, solun ony›llarca birliklerinin ana ilkeleri olarak kabul edilen anti-emperyalist, anti-oligarflik (veya anti-faflist) mücadele çizgisi benimsendi¤inde, birliklerin zemini de geniflleyip sa¤lamlaflacakt›r.
Say› 64 47 15 Haziran 2003
Kültür Sanat ‹D‹L KÜLTÜR MERKEZ‹ AÇILDI
Say› 64 48 15 Haziran 2003
‹dil Kültür Merkezi 1 Haziran Pazar günü ‹stiklal Caddesi, Aznavur Pasaj› Kat: 6' da yap›lan aç›l›fl etkinli¤iyle faaliyetlerine bafllad›. Aç›l›fla kat›lan 200’ü aflk›n davetli, ‹dil Kültür Merkezi'nin yeni yerinde faaliyete bafllamas›n› coflkuyla karfl›lad›. Uzun zamand›r beklenti içinde olan ve sab›rs›zl›klar› yüzlerine yans›yan Grup Yorum, Özgürlük Türküsü dinleyicileri ve Tav›r Dergisi okurlar› aç›l›fl etkinli¤inde halaylar çektiler. Daha önce Ortaköy'de faaliyetlerini sürdüren ‹dil Kültür Merkezi, flimdi 150 kiflilik sinema salonu, kafetaryas› ile ‹stiklal Caddesi üzerinde bulunan yeni mekanlar›nda kültürel ve sanatsal etkinliklerini sürdürecek. Önümüzdeki günlerde söylefliler, müzik dinletileri, film gösterimleri, tiyatro oyunlar›, imza günleri gibi etkinliklerin yan› s›ra, sinema, tiyatro atölyesi, ba¤lama, gitar ve karikatür kurslar› gibi faaliyetlerle çal›flmalar›na devam edecek olan ‹dil Kültür Merkezi 8 Haziran günü Kutsal Evcimen dinletisiyle ilk etkinli¤ini yapt›. 13 Haziran’da "Yersiz Oyuncular" Tiyatro Grubunun Anton Çehov'un eserinden uyarlanan "Sevgili Doktor" isimli oyununun sergilenece¤i kültür merkezinde, 14 Haziran Cumartesi günü ise saat: 19:00'da Vedat Sakman dinletisi gerçeklefltirilecek.
GRUP YORUM Konserleri Sürüyor Grup Yorum’un Anadolu konserleri sürüyor. 11 y›l aradan sonra Burdur Gençlik Derne¤i'nin organizasyonuyla Burdur'da 700 kifliye seslenen Grup Yorum, konser öncesinde de E¤itim-Sen'de söylefli düzenledi. Konser öncesi kimi “sol” gruplar›n ve polisin “konserde sivil faflist sald›r› olaca¤›”, “kavga ç›kaca¤›” ve “gözalt›lar yaflanaca¤›” fleklindeki propagandalar›na ra¤men büyük bir coflkuyla gerçekleflen konserde Grup Yorum marfllar›n›, türkülerini gençli¤in coflkusuna katt›. S›k s›k ölüm orucuna destek sloganlar›n›n at›ld›¤› konserde emperyalizme öfke “Biz Var›z” marfl›yla doru¤a ç›kt›.
Ozanlar›m›z›
And›k Halk›n flairleri Naz›m Hikmet ve Ahmet Arif Antalya ve Kocaeli Gençlik Dernekleri ile Antakya’da Grup fiems-ul Cenubi’nin (Güneyin Günefli) düzenledi¤i etkinliklerle an›ld›. Antalya Gençlik Derne¤i taraf›ndan 31 May›s günü E¤itim-Sen'de yap›lan etkinlikte önce tecriti anlatan "Sessiz Ölüm" filmi gösterildi. Ard›ndan Naz›m ve Ahmet Arif fliirleri okundu ve derne¤in müzik grubunun ozanlar›n fliirlerinden bestelenmifl türküleri söyledi¤i dinleti gerçeklefltirildi. Antakya'da fiems-ul Cenubi'nin haz›rlad›¤› etkinli¤e yaklafl›k 60 kifli kat›ld›. Sayg› duruflunun ard›ndan flairlerin hayatlar›n›n anlat›lmas›yla bafllayan etkinlikte, “Düzen Naz›m Hikmet'in devrimci kimli¤ini yok etmeye çal›fl›yor. Biz buna izin vermeyece¤iz. Çünkü Naz›m Hikmet ve Ahmet Arif halk›n ozanlar›d›r. ‹kisi de gerçek vatanseverlerdir” denildi. Daha sonra ozanlar›n fliirlerinden örnekler sunuldu, türküleflen fliirleri okundu. Kocaeli Gençlik Derne¤i’nin 4 Haziran’daki etkinli¤ine kat›lan 80 kifli, Naz›m’›n hayat›na, mücadelesine iliflkin konuflmalar› dinledi. fiiir dinletisinin ard›nan Yeni Meydan Sahnesi ‹lkay Eser Tiyatrosu taraf›ndan Naz›m Hikmet'in Yalanc› Tan›k adl› oyunundan k›sa bir bölümün oynand›¤› etkinlik Grup Tav›r'›n türküleriyle sona erdi.
Ve Hasret Sona Erdi! Grup Yorum, kuruldu¤u günden bugüne konser yapamad›¤› Dersim’de 7 Haziran’da Dersimliler’le bulufltu. Tuncelililer Derne¤i Dersim flubesinin Kapal› Spor Salonu’nda düzenledi¤i konsere yaklafl›k 3500 kifli kat›ld›. Grup Yorum, Dersimlilerin de hep beraber coflkuyla efllik etti¤i otuza yak›n marfl ve türkü seslendirdi. Yapt›¤› konuflmada, Dersim’e olan hasretini dile getiren Grup Yorum üyeleri, ölüm oruçlar›na, emperyalizmin sald›rganl›¤›na da vurgu yapt›. Konserden sonraki gün Tepebafl›’nda Dersimliler’le imza günü ve söylefli yapan Grup Yorum, söyleflinin ard›ndan flehit ailelerini ve flehit mezarlar›n› da ziyaret ederek çiçekler b›rakt›.
fiENGÜL AKKURT ‹SV‹ÇRE’DE ANILDI Bir feda eyleminin haz›rl›¤›ndayken flehit düflen fiengül Akkurt ‹sviçre’de TAYAD Komite taraf›ndan an›ld›. TAYAD Komite binas›nda gerçeklefltirilen anmada, sayg› duruflunun ard›ndan fiengül’ün son mektubu okunup tart›fl›ld›. fiiirlerin okundu¤u anmada, ölüm orucu direnifli, feda kültürü üzerine konuflmalar yap›ld›.
PAR‹S’TE CEPHE STANDI ‹flçi Mücedalesi isimli Frans›z Partisi’nin 7-9 Haziran günlerinde düzünledi¤i geleneksel flenli¤ine Cephe Güçleri de açt›¤› standla kat›ld›. "Tecrite Son verin Türkiye Hapishanelerinde Ölümler Dursun" pankart›n as›ld›¤› standa Frans›zca direniflle ve F tipleri ile ilgili bildiriler da¤›t›ld›. Kat›ld›klar› bir forumda konuflan Cephe Güçleri, "Türkiye’de toplumsal muhalefet üzerine yap›lan konuflmalarda tecrit uygulamas› ve buna karfl› sürdürülen büyük direniflten söz etmeden kimsenin Türkiye gerçe¤ini göremiyece¤ini” belirttiler.
kahramanlar ölmez Songül ERKUfi Kenan AYDEM‹R 20 Haziran 1979
‹lhami ÇAVUfiO⁄LU 21 Haziran 1979
‹stanbul’da faflist bir oda¤›n yak›lmas› eylemi s›ras›nda a¤›r yaraland›. Kald›r›ld›¤› hastanede kurtar›lamayarak flehit düfltü. Kenan Aydemir’in cenaze töreni s›ras›nda, jandarman›n cenazeye kat›lanlara açt›¤› atefl sonucu da ‹lhami ÇAVUfiO⁄LU flehit düfltü. Anti-faflist mücadelede cüretle, fedakarl›kla görevler üstlenen genç kadrolardand›.
Alp ASLAN
Dursun ÇAKIR
15 Haziran 1998 Dersim Hozat Ard›ç Köyü ç›k›fl›nda devlet güçleriyle girdikleri çat›flmada uzun süren çat›flmadan sonra teslim olmama gelene¤ine bir halka daha ekleyerek ölümsüzlefltiler. Dersim ‹brahim Erdo¤an K›r Silahl› Propaganda Birli¤i’ne ba¤l› bir birlikteydiler. Alp Aslan ve Dursun Çak›r 1989’lardan itibaren gençlik mücadelesi içinde yer alm›fl, tutsakl›klar yaflam›fl, daha sonra SPB’lerde istihdam edilmifllerdi. Songül Erkufl ise 14-15 yafllar›nda tan›d›¤› devrimci hareketten bir daha hiç kopmad›. Kuryelikle bafllad›¤› görevlerini sürekli büyüttü ve sonunda hep hayali olan da¤lara kavufltu.
19 Haziran 1979 Adana’da sol gruplar aras› bir sorunu çözmek isterken kendine devrimciyim diyen biri taraf›ndan katledildi. Devrimci hareketin ileri kadrolar›ndan biriydi, ayr›flmadan itibaren hareketin yeniden örgütlenmesinde yeralm›fl, son olarak Adana’da çeflitli sorumluluklar üstlenmiflti.
Hamit KAYA Haziran 1979
Mehmet BÜÇKÜN
Düzgün AKSAKAL
15 Haziran 1993 Paris’te, biri faflist kökenli, di¤eri devrim kaçk›n› mafyac› iki kifli taraf›ndan yap›lan sald›r›da katledildi. 1988’de devrimci hareketle iliflki kurmufl, 1989’da yurtd›fl›na ç›km›flt›. Bir taraftar olarak yerald›¤› mücadelede, ‘91’den itibaren aktif bir flekilde görevler ald›.
SEVG‹N‹N ÖYLES‹ GEREK Seviyorsan yürekten Gözünü da¤lar›n doru¤una dikeceksin Özün vatan topra¤›nda Seviyorsan ölümüne Parma¤›n silah›n teti¤inde... Yoldafl gözünde aslans›n “Az›l› terörist” gözünde düflman›n Yar yüre¤inde sevda Halka umut olacaks›n. Seviyorsan gönülden Vereceksin ömründen...
köyün !Delisi Madencilik konusunda yatırım yapmak için Türkiye'ye gelen Kanadalı sermayedarlar›n Bergama örne¤inden duydukları tedirginlik, Baflbakan Erdo¤an tarafından giderilmifl. Nas›l gidermifl, ne güvence vermifl olabilir sizce? Bergamal›lara önceki iktidarlar›n yapt›klar›n›n k›rk kat›n› yapma sözü vermifl olmas›n! Baflka türlü nas›l rahatlas›n emperyalist tekel? Mesela flöyle demifl olabilir; köylüler Bergamal›lar› örnek alarak evlerinden ç›k›p, “topraklar›m›z›, bizi zehirlemeyin” diye tatl› karlar›n(m)›z› engellemek isterse; k›rk kere vatan haini ilan edece¤im, k›rk kere coplataca¤›m, k›rk y›l hapislerde çürütece¤im, iç tehdit ilan edip terörist diye bafllar›na k›rk bin türlü ifl açaca¤›m...
“Haydi Hay›rl›s›” ‹ktidar› Say› 64 50
Ulusal Deprem Konseyi Baflkan› Tu¤rul Tankurt, beklenen ‹stanbul depremine önlem al›nmamas›ndan yak›n›yor: “Art›k hay›rl›s› demekten baflka yapacak bir fley yok!” O da, sa¤da solda türkü söyleyip gezen “hovarda” baflbakana havlu atm›fl anlafl›lan.
15 Haziran 2003
Ç‹ZG‹YLE
Osmanl› Zeki AKP’nin Bay›nd›rl›k Bakan› Zeki Ergezen: “Biz baflbakanla kararlaflt›rm›fl›z, köprü yap›lacak. Belediye baflkan›n›n dedi¤i tüp geçidi de yapar›z. Birini alttan, birini üstten yapar›z. ‹zin verseler Çin’e kadar duble yol yapar›z.” Atma Zeki! Osmanl› damar›n m› tuttu? Osmanl› da, “Biz öyle bir milletiz ki, istersek yelkenleri atlastan, direkleri gümüflten gemiler yapar›z” (bir Osmanl› sadrazam›) diye diye fliflinirken batt›.
Oligarflinin KADEK lideri Abdullah Yalan m› Öcalan’› avukatlar› ve ziyaretçileri ile yok? görüfltürmeme, aylard›r “hava muhalefeti” gerekçesine dayand›r›ld›. Eh, yaz geldi ya, yeni yalanlar bulmak laz›m. Devlette yalan m› yok! Hocalar› yalanc› Amerika olduktan sonra. ‹flte bu haftaki avukat görüflünü engelleme gerekçesi: “fiimdi hava iyi ama dönüflte bozabilir!”
Türkiye Buras›; Yüzsüzler Ülkesi TÜS‹AD toplant›s›nda “Hortum ve yolsuzluk” üzerine TÜS‹AD’ç›lar ve Baflbakan Tayyip konufluyor. Biri yolsuzluktan yarg›lanarak gelmifl, ötekiler ise Türkiye’deki bütün yolsuzluk ve hortumun kayna¤› olanlar. Zaten bu ülkede en çok hukuktan bahsedenler de katiller, koltu¤u ceset dolu Adalet Bakanlar› de¤il mi?