CIA raporu: “Direnifl yaygın, güçlü ve daha da güçleniyor... Kontrolü kaybedebiliriz...”
Amerika açmazda: “100 bin asker daha” göndermeyi tart›fl›yor... Vietnam’daki gibi...
Tek bir ülkedeki direnifl ABD’nin planlar›n› alt üst etti
Adalet Haftal›k Dergi / Say›: 87 / Tarih: 23 Kas›m 2003 / F‹YAT (KDV Dahil) 750 000
www.ekmekveadalet.com Mail:info@ekmekveadalet.com
✔Gültekin Koç Ölüm Orucu Ekibi Direnişçileri Ölüm Yürüyüşünü Sürdürüyor!
‹stanbul’da Sinagoglara sald›r›:
Tarih Mao’yu bir kez daha do¤ruluyor:
“Emperyalizm ka¤›ttan kapland›r!” Ekmek ve
Adalet
Ekmek ve
www.ekmekveadalet.com
info@ekmekveadalet.com
DÖKÜLEN KANIN SORUMLUSU ABD, ‹SRA‹L ve onlarla iflbirli¤ini sürdüren
AKP’D‹R
“Ölüm bizim, güzellikler sizin olsun.” Belki biz olmayaca¤›z aran›zda ama özlemini duydu¤umuz o sohbetler illa ki yap›lacak. Emin olun ki bizler de o sohbetlerin deryas›nda birer damla olaca¤›z. O günlerdeki sohbetleri sizlere b›rak›p, biz flu anki sohbetimize devam edelim. “Yüksek güvenlikli” hücreler infla etmifl olsalar da, henüz sohbetlerimize engel olabilecek teknolojiye ulaflamad›lar nas›lsa. Hiçbir zaman da ulaflmay› baflaramayacaklar. Tarih bunu söylüyor bize. Hücrelerde olsakta sizlerle böyle bir sohbet yapabilmek için bizler de çok bekledik. ‹flte o gün geldi çatt›. Ve biz de k›zg›n ve k›z›l kor atlar›m›z›n yelelerinden tutup düfltük yola... Dilimizde kurtulufl türküleri... fiimdi bizler de ölümle alay edercesine bizden önce gidenlerimizin ard›ndan gidece¤iz. Soranlar olursa, “neydi onlar› ordan oraya savurup savurup duran fley” diye, Bizim sevdam›z dersiniz. Ne uzun uzad›ya teorileri yapmaya, ne de yeni Amerikalar keflfetmeye gerek yok. Art›k her fley çok daha yal›n ve aç›k. Son iki senede yaflad›klar›m›z›n içerisinde her fleyin cevab› var. Yeter ki görmek isteyelim. Doyas›ya yaflad›k, tüm duygular›, güzellikleri. Biz bugün bir duyguyu daha yafl›yoruz; (Boran olup kanat ç›rpma duygusunu. Ailemiz bu duyguyu bizlere yaflatt›¤› için sizlerden daha bir flansl›y›z.) ... Biz düfltük yola. Ölüm bizim, güzellikler sizin
✹R ÇA⁄ DUYU
I U
KESK’L‹LER 4 ARALIK’TA ‹fi BIRAKIYOR!
KESK’li devrimci, demokrat memurlar, tüm memurlara, emekçilere ça¤r› yap›yorlar: “2004 yılı bütçesiyle yoksullaflmaya, Kamu Yönetimi Temel Kanunu ile kamu hizmetlerinin piyasa koflullarına terk edilmesine karflı gelece¤ine sahip çık!”
olsun. De haydin, Haydin halay çekelim flimdi. “Omuzdan tutun bizi halaya kat›n bizi düflersek bu kavgada loy dosta anlat›n bizi” Hepinizi ‹bomuzun ve Nailimizin s›cakl›¤› ve özlemle s›ms›k› kucakl›yoruz. kendinize iyi bak›n.
Vedat DÜfiKÜNER Gültekin Koç Ölüm Orucu Ekibi Direniflçisi
***
“Büyük düfllerimiz kadar özgürüz.” Bir bayram daha görece¤iz. Kaç bayram geçti hayr›d›¤›n›n o günün üstünden. Kaç mevsimdir eksik olmaz bayram flekerleri yan›m›zdan. Kaç can kayd› y›ld›z kümesinden. Kaç kez yand› yüreklerimiz. Ve daha da yanacak. Çünkü biz buraday›z. Umutlar›n yücesinde yine öyle dik, yine öyle a¤›z dolusu gülüfllerdeyiz. Kör hücrelerde olsa da bedenlerimiz, büyük düfllerimiz kadar özgürüz. Özgür yar›nlar›n coflkun bayramlar› için kahramanlaflan canlar›m›z›n coflkusuyla kucakl›yor, selam ve sevgilerimizi iletiyoruz.
Hüseyin ÇUKURLUÖZ Gültekin Koç Ölüm Orucu Ekibi Direniflçisi boyu halka kan kusturduklar›n› perdelemenin arac› yapt›lar. Bu nedenledir ki, müslüman halk›n bayram›n› kutluyoruz. Zalimlerin dini iman› yoktur. Müslüman maskesiyle dolaflan zalimlerin bayram›n› kutlam›yoruz. Halk› sömürerek yaflayanlar›n inanc› yoktur. Sabanc›lar›n holdingleriyle, tarikat holdinglerinin sömürüsünün özü ayn›d›r. Müslüman maskesiyle dolaflan sömürücülerin bayram›n› kutlam›yoruz. Zalimin zulmüne sessiz kalan dilsiz fleytand›r der islam önderleri. Dilsiz fleytanlar›n bayram›n› kutlam›yoruz. Amerikan emperyalizminin hükmetmedi¤i, eflitsizlik ve adaletsizli¤in yokedildi¤i bir dünyada özgürlük içinde bayramlar yaflamak dile¤iyle halk›m›za sevgi ve selamlar›m›z› sunuyoruz.
Gençli¤in mücadelesi merkezilefliyor Gençlik örgütleri Federasyonlafl›yor FKF’den Gençlik Dernekleri Federasyonu’na uzanan tarih, DEV-GENÇ’lilerin onur, gurur dolu tarihleridir. Gençli¤in merkezi örgütlenmeleri, tüm cuntalar›n, faflist iktidarlar›n boy hedefi oldu. Kapat›ld›lar, tutukland›lar, katledildiler. Ama y›lmad›lar. Gençli¤in içinde umudu yeniden yeniden yeflerttiler. Da¤›t›lan, parçalanan gençli¤i yeniden bir araya getirdiler. Bu tarihsel misyonlar›yla bir kez daha üstleniyor flimdi DEV-GENÇ’liler.
Fikir Kulüpleri Federasyonu Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu Devrimci Gençlik Federasyonu Türkiye Ö¤renci Dernekleri Federasyonu
Ve flimdi, tüm bu miras› omuzlayan
Dünya müslüman halklar›n›n Ramazan Bayram›n› Kutluyoruz! Tüm müslümanlara dinin istismar edilmedi¤i hakl›n›n haks›zdan mazlumun zalimden ay›rdedildi¤i inançlar›n özgürce yaflanabildi¤i bayramlar diliyoruz! Ramazan Bayram› esas olarak sunni halk›m›z›n inançlar›n›n gere¤i olsa da, y›llard›r sunni-alevi, inanan-inanmayan tüm halk›m›z›n çeflitli biçimlerde paylaflt›¤› bir bayramd›r. Ama bu topraklar›n tüm güzelliklerini, tüm de¤erlerini istismar ettikleri gibi, dini bayramlar› da istismar ettiler. Onu zalimliklerini, h›rs›zl›klar›n›, sömürücülüklerini gizlemenin, 365 gün
Ekmek ve
Adalet
FKF 17 Aral›k 1965 DEV-GENÇ Ekim 1969 DGDF Kas›m 1976 DEV-GENÇ 8 Temmuz 1978 TÖDEF 6 Nisan 1991
devrimci, vatansever gençlik
Gençlik
Dernekleri Federasyonu‘yla gençli¤i kucaklamaya haz›rlan›yor... Ekmek ve
Adalet
INTERNET adresi: www.ekmekveadalet.com
Ekmek ve Adalet Dergisi Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Can Erkan Adresi: ‹nebey Mahallesi ‹nk›lap Caddesi Oto Han 55/54 Aksaray Fatih ‹stanbul ‹rtibat Telefonu: 0212 347 69 66 Faks:0212 347 69 65 Hesap No: 0041310 -4 Y›lmaz Bas. Yay. Da¤. Org. Akbank Yusufpafla fiubesi/‹ST
Ofset Haz›rl›k: Y›lmaz Yay›nc›l›k Bask›: ASPAfi Pazarlama Fiyat›: 750 000 Avrupa: 3 Euro Almanya:3 Euro
Fransa:3 Euro ‹sviçre:3 Euro Hollanda:3 Euro
‹ngiltere: £ 2.5
Belçika: 3 Euro Avusturya: 3 Euro
E-MAIL adresi: info@ekmekveadalet.com
Bürolar›m›z Yap›verlag Venloerstr. 507-A 50825 Köln Tel: 0049 221 280 87 74 0049 221 280 87 75 Faks:0049 221 280 90 84 E-mail adresi: ekmekveadalet@arcor.de Adana- ‹nönü Cad. 7. Sokak K›z›lay ‹fl Han› arkas› Özkan Apt. No:10/2 Tel-faks: 0 322 351 97 25 Ankara- GMK Bulvar› Onur ‹flhan› Kat: 6 Daire: 151 K›z›lay Tel-faks: 0 312 419 27 38 Antakya- Armutlu Mahallesi Elmas Sok. fiaban Kanatl› Apt. Kat: 4 D: 6 Telfaks: 0 326 223 87 18 Bursa- Baflak Cad. Gür ‹fl Han› Daire: 25/4 Heykel Tel-faks: 0 224 224 93 97 Gaziantep- Karatarla Mahallesi Gaziler Caddesi Yeniçeri Sokak No:27 Daire:10 fiahinbey Hopa:Hopa ‹fl Merkezi Zemin Kat No: 1 HOPA Tel-Faks:0 466 351 42 08
‹zmir- Milli-i Kütüphane Cad. No: 17/104 Tepeköylü ‹fl Merkezi Konak/‹zmir Tel-Faks: 0 232 482 29 54 Kocaeli- Hürriyet Caddesi Gakko Kervan Saray ‹flhan› Kat:7 No:79 Tel-Faks: 0 262 331 66 51 Malatya- Dabakhane Mah. Bak›rc›lar Çarfl›s› Sar›beyo¤lu ‹flhan› Kat:1 No:43 Tel: 0422 323 24 77 Mersin- Zeytinlibahçe Caddesi Petek Apartman› No:26 Kat:1/3 Mersin Samsun- Talimhane Cad. Bozluolcay ‹fl Han› Kat: 3/42 Tel-faks: 0 362 435 25 80 Trabzon- Kemerkaya Mah. Kundurac›lar cad. Dedeo¤lu sokak Pustular iflhan› Kat:1 No:33 Tel-faks: 0462 322 20 88 Zonguldak- Gazipafla Cad. Ofluo¤lu ‹flhan› Kat: 5 Daire: 9
Ekmek ve Adalet Say› 87 ‹çindekiler
3... 5...
6... 9... 11... 13... 14... 15... 16... 17...
18... 19... 20... 22... 23... 24... 26... 28...
29... 30... 33... 35... 38... 39... 40... 41... 42... 43... 45... 46... 47... 48...
49... 50...
Kim terör demagojisi yap›yorsa suçlu odur! Sorumlusu ABD, ‹srail, ‹ngiltere ve onlarla iflbirli¤i yapan AKP’dir Bombalar kime ne diyor Aksu’ya ve AKP’ye sorun Devrimcileri çok arayacak, ‘Terör’ü de ö¤reneceksiniz! Gizleyerek nereye varacaks›n›z? Açl›k grevindeki TAYAD’l› Ailelere polis sald›r›s› Yunus Güzel’in katledilmesi davas› Mahkeme ne bilir! Polis flefleri, gençlerimize mafyac›, pezevenk, orospu olun diyor! Faflizmin gözalt› tutkusu! Tütün köylüsü 574 bin aile Emekliler Ankara’ya yürüdü ‹flçi haberleri... ‹flgale son! ‹nkarc› Faflist kafa Köyler yeniden boflalt›l›yor “Eylemlerin gerçekleflti¤i dünya ve Türkiye gerçe¤i” ABD’nin, tekellerin, iflbirlikçilerin dini, milliyeti var m›? Yaflas›n Ba¤›ms›z Demokratik Türkiye! Bile bile ba¤›ml›l›k Halk niye güvensin? Yozlaflt›rma “Gençlik Gelecektir gelece¤imiz yarg›lan›yor” Gençlik haberleri Oligarflinin “kitle çal›flmas›” Daha büyük zulüm ‹flgalciden itiraf Kongra-gel neyi hedefliyor? Bu davada hukuk kay›p! Dergimizin Köln Bürosu’na Alman Devleti bask›n› Hikmet Çetin, emperyalizmin iflgal Valisi oldu ‹mparatorlu¤un ve uflaklar›n›n büyük korku ve pani¤i Alternatif aray›fl› dayat›yor Kahramanlar ölmez
Kim terör demagojisi yap›yorsa SUÇLU odur! Befl gün arayla gerçeklefltirilen dört eylemin ard›ndan “Türkiye’nin 11 Eylül’ü” diye yaygara kopar›yor kimileri. Bu yaygaray› koparmaktaki amaçlar› baflka elbette, ama bir noktada do¤ru bir benzetme 11 Eylül’de ABD’yi vuran güç, bir zamanlar Amerikan yönetiminin, tekellerinin besleyip gelifltirdi¤i bir güçtü. Oligarfli de “kendi büyütüp teflvik etti¤i” güç taraf›ndan vuruldu. Eylemi gerçeklefltirenler ister “d›flar›dan” olsun, ister “içeriden”, oligarfli her iki halde de kendi gelifltirdi¤i güçler tarf›ndan vurulmufltur. Oligarfli Afganistan’da SSCB’ye karfl› savaflan “Afgan mücahitleri”nin, Bin Ladin’in bafl destekçilerinden biriydi. Bu konuda hep ABD’yle, Pakistan’la birlikte hareket etti. Sonraki y›llarda da bu islamc› güçlerin Bosna’da ve baflka yerlerdeki savafl›n› destekledi; Türkiye’deki islamc› örgütlerin, tarikatlar›n buralara “savaflç›” göndermesini zaman zaman do¤rudan M‹T, kontrgerilla arac›l›¤›yla organize etti. Baflta Hizbullah olmak üzere, ülke içindeki islamc› örgütlülükler de gerek 12 Eylül y›llar›nda, gerekse de sonraki dönemde oligarfli taraf›ndan teflvik edildi. ‹flte o güçler Türkiye’yi vurdu. ‹ktidarda AKP’nin olmas› bu durumu daha da çarp›c› hale getirmektedir. Çünkü, AKP kadrolar›, bugün bu eylemleri yapanlarla ayn› kökendendir, AKP bakanlar›n›n, yöneticilerinin bir ço¤u, bu islamc› örgütlenmeleri do¤rudan organize edenlerin, destekleyenlerin bafl›nda geliyordu. AKP yöneticilerinin konuflmalar›nda adeta “s›rtlar›ndan vurulmufl” bir ruh hali vard›r; ama kimin kimi s›rt›ndan vurdu¤u, bu islamc› örgütler mi AKP’yi, yoksa AKP mi onlar› s›rt›ndan vuruyor, tart›fl›l›r... Bu eylemler vesilesiyle bas›na da yans›d›¤› gibi, AKP son bir y›l içinde bine yak›n islamc› görüfle, örgütlülüklere yak›n kifliyi, tutuklam›fl, s›n›rd›fl› etmifl veya Amerikanc› yönetimlerin eline iflkenceye teslim etmifltir. Bugün Afganistan’da Amerika iflgaline karfl› savaflan Hikmetyar’›n dizinin dibinde oturan Tayyip Erdo¤an’dan Hikmetyar veya benzerlerinin savaflç›lar›n› faflist dikkatörlüklerin iflkencecilerine teslim eden, ABD’nin yan›nda onlara karfl› savaflmak için can atan Tayyip Erdo¤an’a. En az›ndan bugünün gerçekleri içinde kimin kimi “s›rt›ndan vurdu¤u”nu bu tablo gösteriyor. El Kaide, Hizbullah, veya benzerleriyle AKP ayn› politika anlay›fl›ndand›r. Fakat bugün karfl› karfl›yad›rlar. Çünkü bugün, özellikle Ortado¤u’da saflaflmay› belirleyen Amerika’n›n yan›nda veya karfl›s›nda olmakt›r. Bu noktada ayr›flm›fllard›r. El Kaide’nin savafl› da anti-komünist bir savafl olarak bafllam›flt›r. Afganistan’da ABD taraf›ndan kullan›ld›lar. ‹slamc› örgütlenmelerin bir ço¤unun ülkemizdeki durumu da El Kaide’ye benzerdir. Bütün iktidarlar, düzen partileri, cuntalar çeflitli biçimlerde kullanm›flt›r islamc› örgütlenmeleri. Ve o kullan›lan güçlerden biri olan AKP bugün iktidardad›r. Böyle bir geçmiflten gelerek iktidar olmufllard›r. Dün Milli Türk Talebe Birli¤i, Ak›nc›lar gibi örgütlenmeler içindeyken de Amerika kullan›yordu, bugün iktidardalar, yine Amerika kullan›yor. El Kaide ise bu noktada farkl›d›r. El Kaide, dün bize, sosyalistlere karfl› savaflm›flt›, bugün ABD’ye karfl› savafl›yor. Bu bizim kazan›m›m›zd›r. Halklar›n kazan›m›d›r. Sosyalistlerin hakl›l›¤›n›n kan›tlanmas›d›r. ABD’ye yaslanarak hiç kimse ne haklar, özgürlükler mücadelesi verebilir, ne herhangi bir inanc›n mücadelesini. ABD’nin dayatmas› aç›kt›r; ya bana tabi olacaks›n, ya bana karfl› savaflacak-
s›n. El Kaide ikincisini seçmifltir bugün. Yar›n ne olur, o bilinmez. Çünkü El Kaide veya benzeri örgütler, ABD’ye karfl› savafl›rken de temeldeki anlay›fllar›n› de¤ifltirmemifllerdir, meseleyi din çat›flmas› olarak görmekte, s›n›flar mücadelesini, emperyalizm-halklar saflaflmas›n› reddetmektedirler. El Kaide’yle, AKP bu noktada ayn›d›rlar; ‹kisinin de halka bak›fl› dindar m› de¤il mi noktas›ndad›r. Hatta AKP’ninki bir ad›m daha ileride sunni mi de¤il mi diye flekillenmifltir. Onlar halk› böyle tasnif ederler. Bu kafa yap›lar› nedeniyle, yar›n flu veya bu güç taraf›ndan yine kullan›labilirler. Devrimcilerin ony›llard›r söyledikleri çok ç›plak ve düzdür. Devrimciler, her koflulda emperyalizme, kapitalizme, sömürüye karfl›d›rlar. ‹deolojileriyle, politikalar›yla, beyinleriyle bu sistemin d›fl›ndad›rlar. Böyle oldu¤u için, devrimcilerin adalet anlay›fl›, ahlak› da, bu sistemin d›fl›ndad›r. El Kaide gibileri, sistem içindedir. Bu noktada da adaletleri yoktur. Eylem anlay›fllar› bunun sonucudur. Biz ibadethanelere sald›rmay›z. Suçsuz insanlar› hedeflerimiz d›fl›nda tutar›z. Suçsuz insanlar ölmesin diye kendimiz ölürüz. Dünyada bunun bir çok örne¤i yaflanm›flt›r ve devrimcilerden baflka bunu yapabilen baflka hiçbir kesim yoktur. Bizim için her koflulda aslolan, hangi dinden, hangi milliyetten olursa olsun, halklar›n ç›karlar›d›r. Savafl›m›z, halklar›n özgür olaca¤›, emperyalizmin tahakkümünün, kapitalizmin sömürüsünün yeryüzünden silinece¤i bir dünya içindir. Bütün eylemleri ve siyasi güçleri de bu saflaflmada kime hizmet ettikleriyle de¤erlendiririz. Bu nedenle de, ‹stanbul’daki eylemlerin biçimini, anlay›fl›n› yanl›fl bulurken, eylemlerin ifade etti¤i siyasal gerçeklerin esas al›nmas› gerekti¤ini söylüyoruz. Bombalar sonuçta bir dünya gerçe¤ini, Amerikan emperyalizminin tüm dünya halklar›na karfl› do¤rudan veya fiaron gibi, AKP gibi iflbirlikçileri arac›l›¤›yla uygulad›¤› terör gerçe¤ini, Türkiye oligarflisinin iflbirlikçilik gerçe¤ini anlat›yor. Bunun d›fl›nda eylemlerin pek çok yönü tart›fl›labilir, tart›fl›lmal› da, ama en baflta tart›fl›lmas› gereken bu gerçektir; bunun atland›¤› hiçbir tart›flma, hiçbir çözüme hizmet etmez. Befl gün arayla gerçeklefltirilen dört eylem, AKP’den ABD’ye kadar bir çok kesimi sarst›, eylemlerin biçimi, gerçeklefltirenlerin kimli¤i kimilerinin kafalar›n› kar›flt›rd›. Eylemlerin ard›ndan ekranlar› özellikle iki kesim doldurdu: Komplo teorisyenleri ve terör demagojisinin propagandistleri. Onlar konufltukça, halk›n gözünde herfley daha da karmafl›k hale geldi.
Onlar›n ifli de buydu zaten; bu eylemlerin ortaya koydu¤u, tart›fl›lmas›n› zorunlu k›ld›¤› gerçekleri tart›flt›rmamak. Birinci kesim, AKP’nin Amerika ve ‹srail’li iflbirlikçili¤ini gizlemek için her türlü yalan ve çarp›tmaya baflvurdu. Amerikanca konuflan “Teröre karfl› savafl” propagandistleri ise, Bush’un 11 Eylül’den sonra yapt›¤› gibi adeta a¤›zlar›ndan köpükler saçarak “biz de yeni terör yasalar› ç›karal›m, asal›m, keselim” demeye bafllad›lar. Eylemlerin adaletsizli¤ini de kullanarak, bir kez daha halklar›n hakl›, meflru mücadelelerini, hakl› ve meflru öfke ve tepkilerini mahkum etmeye çal›flt›lar. * Kontrgerilla flefinden Tayyip Erdo¤an’a, Cemil Çiçek’ten emekli polis-ordu fleflerine kadar demokrasiden nasibini almam›fl katliam düzeni temsilcileri, bu eylemleri yeni k›s›tlamalar getirebilmek için malzeme olarak kullanmak hesab›ndalar. En baflta flunu söyleyelim ki, bu eylemleri daha fazla terörle önleyebileceklerini sananlar yan›l›yorlar; fliddeti büyütmekten, yaymaktan baflka bir sonuç elde edemezler. ‹kincisi, herkes biliyor ki, bu tarz eylemler karfl›s›nda polisiye önlemler bir fley ifade etmez. Öyleyse “yeni terör yasalar› ç›karal›m” 盤›rtkanl›¤›n›n amac› nedir? Bunun cevab›, oligarflinin tarihindedir. Hedef yine halk›n mücadelesi ve örgütlülü¤üdür. Bir örnek hat›rlatal›m; Sa¤malc›lar Hapishanesindeki bir mafya çat›flmas›ndan sonra, çat›flmay› soran gazetecilere o zamanki Baflbakan Ecevit’in “hapishanelerdeki terör örgütlerini denetim alt›na alaca¤›z” cevab›n› vermesindeki gibi, oligarflinin tüm kesimlerinin bu tür durumlarda kafas›ndan geçen esas olarak devrimci, demokrat örgütlerdir. Ç›kar›lacak yasalar yine devrimcilere, halk›n demokratik mücadelesine karfl›, veya AKP iktidar›n›n din istismarc›l›¤›na kanmay›p AKP’nin zulmüne, iflbirlikçili¤ine karfl› mücadele eden az say›daki islamc›lara karfl› kullan›lacakt›r. Sonuç olarak; bu kan›n akmas›na hem geçmifl, hem bugünkü politikalar› nedeniyle ABD ve AKP neden olmufltur. Hesap bunlardan sorulmal›, bunlar lanetlenmelidir. Suçlular kendilerini terör demagojisiyle ele vereceklerdir; terör demagojsiyle bu eylemlerin halka karfl› yeni bask›lar›n malzemesi yap›lmas›na izin verilmemeli, alet olunmamal›d›r. * Bunun bir parças› olarak; Amerika’n›n, ‹srail’in, ‹ngiltere’nin terörünü lanetlemeyen, tart›flmayan, halk› bu teröre karfl› alanlara ça¤›rmayan, baflka “terör, fliddet” demagojileri yapanlar, do¤rudan emperyalizme ve oligarfliye hizmet ediyordur. Terör, emperyalizmin terörüdür.
Sorumlusu ABD, ‹srail, ‹ngiltere ve Onlarla ‹flbirli¤i yapan AKP’dir ✔ AKP ‹ktidar› Irak iflgaline verdi¤i deste¤e derhal son vermelidir.
✔ Filistin topraklar›n› iflgal eden,
Eylemi kimin yapt›¤› tart›fl›l›yor. Polisiye tart›flmalar, oligarflinin ve emperyalizmin “terör” demagojisi gerçekleri çarp›tmaya yöneliktir. Dökülen halk›n kan›n›n sorumlular› gizlenemez. Terör yaygaras› ile gerçeklerin üzerini örtmeye çal›flanlar, “terörün mesaj›n› elimin tersiyle iter aya¤›m›n alt›na al›r›m” türünden, anlams›z, zerrece bilimsellik, ülke yönetme, halk›n can güvenli¤i sorumlulu¤unu tafl›ma gibi düflüncelerden uzak, “Kas›mpaflal›l›k” rollerine soyunan Erdo¤anlar, suçlar›n› gizlemek istiyor. Irak’›, Filistin’i iflgal edenler, onlarca ülkede faflist iktidarlar› destekleyen, dünyan›n her yan›na üslerini kuran, tekellerine pazar alanlar› elde etmek için ülkeleri bombalayanlar dökülen kan›m›z›n bafl SORUMLUSUDUR. ‹flgalci Amerika ve ‹ngiltere ile halklara karfl› iflbirli¤ini sürdüren, gelifltiren, ‹srail ile Filistin halk›n›n kan›n›n dökülmesine ortak olan AKP iktidar› dökülen kan›m›z›n SORUMLUSUDUR. Dünya halklar›n›n bafldüflmanlar› ile iflbirli¤inin, uflakl›¤›n›n bedelini halk›m›za ödetmifltir. “Yeflil kuflak projeleri” ile fleriatç›lar› komünizme, Sovyetler’e karfl› kullanan, gelifltiren emperyalizm ile ayn› politikay› ülkemizde uygulayan, dincileri halka ve devrimcilere karfl› kullanan, besleyip büyüten, bütün iktidarlar, cuntac›lar dökülen kan›m›z›n SORUMLUSUDUR.
her gün katliamlar gerçeklefltiren, halk›n evlerini dinamitlerle yerlebir eden, tarihin gördü¤ü en büyük ve sistemli terörü uygulayan ‹srail ile askeri, siyasi bütün anlaflmalar iptal edilmeli, iliflkiler kesilmelidir.
✔ AKP ‹ktidar›, Irak’taki iflgalci güçler, Amerika ve ‹ngiltere ile askeri, siyasi iliflkilere son vermelidir.
✔ D›flar›da emperyalistlerin zulmüne destek veren AKP iktidar›, içeride de hak ve özgürlüklerin olmad›¤›, halk›n açl›¤›n›n sadaka ile unutturulmak istendi¤i bir ülkenin iktidar›d›r. Demokrasinin, hak ve özgürlüklerin olmad›¤›, halka ‘nefes almayacak, düflünmeyecek, yaflamayacaks›n›z’ denildi¤i bir yerde hiçbir fleyi engelleyemezsiniz. Açl›k ve zulüm yaratan politikalara son verilmelidir.
✔ fieriatç› örgütlenmeleri yaratan, halka karfl› kullananlar yarg›lanmal›, halka hesap vermelidir.
Say› 87 5 23 Kas›m 2003
‹stanbul’da eylemler: ‹ki Sinagog, HSBC Genel Müdürlü¤ü ve ‹ngiltere Konsoloslu¤u’na bombal› sald›r›lar düzenlendi
Bombalar kime ne diyor? Bombalar hakk›nda kim ne diyor? 15 Kas›m’da ‹stanbul fiiflli ve Beyo¤lu’ndaki iki Sinagog’a yönelik eylemler gerçeklefltirildi; o güne kadar Türkiye’de gerçeklefltirilmifl en büyük bombalama eylemiydi. Herkes henüz bu eylemlerin tart›flmas›n› yaparken 20 Kas›m’da ‹stanbul iki büyük eylemle daha sars›ld›; bir ‹ngiliz bankas› olan HSBC Genel Müdürlü¤ü’ne ve ‹ngiltere Konsoloslu¤u’na yönelik bombal› sald›r›lar yap›ld›.
Say› 87 6 23 Kas›m 2003
Eylemlerin dördü de inançlar› için kendini feda eden militanlar taraf›ndan “intihar eylemi” biçiminde gerçeklefltirildi. Dört eylemde de bombalarla donat›lm›fl araçlar›yla hedeflerinin üzerine dal›fl yapan savaflç›lar, eylemlerinin sonucunda hedeflerindeki binalar› büyük oranda tahrip ederken, eylemler sonucunda 50’yi aflk›n suçlu-suçsuz insan öldü. Eylemlerin Türkiye s›n›rlar›n› aflan bir yank›s› oldu kuflkusuz. Kimi eylemleri “polisiye” aç›dan tart›fl›r, kimileri bayatlam›fl komplo teorilerini, içindeki yer ve zaman unsurlar›n› de¤ifltirip bugüne uyarlarken, kimileri de eylemin önündeki arkas›ndaki gerçeklere dikkat çekti.
AKP ‹ktidar›n›n tek amac›, kendi suçlulu¤unu gizlemekti AKP çok iyi biliyordu ki, bu eylemlerin bir baflka yerde de¤il de Türkiye’de gerçeklefltirilmesinin bafl nedeni, AKP iktidar›n›n özellikle Irak’›n iflgali konusunda Amerika’yla iflbirlikçili¤iydi. Bunun için bu politikalar›n›n sözünü hiç etmeden, soyut terör demagojileri üzerinden klasik klifleleri tekrarlay›p durdular. ‹slamc› bas›n›n kimi yazarlar›, kimi komplo teorisyenleri de bu konuda AKP’nin hizmetindeydiler: 15 Kas›m’daki Sinagog eylemlerinden sonra “AKP, ABD’nin isteklerini yapmad›¤›... ‹srail’le iliflkilerin limoni oldu¤u... için” bu eylemlerin yap›ld›¤›n› söyleyerek AKP’yi aklamaya çal›flt›lar. Ama 20 Kas›m’daki eylemler bu teorileri k›sa sürede çökertti.
AKP’liler “en iyi savunma sald›r›d›r” diyerek, mant›ks›zca, tutars›zca Avrupa’y› suçlamaya yöneldiler. Cemil Çiçek yapt›¤› aç›klamada “bize taziye gönderdikleri kadar kendi ülkelerinde teröre karfl› çifte standart uygulamas›nlar, de¤ilse bunlar timsah gözyafllar›d›r” diyordu. Ama Çiçek bunlar› söylerken bile kafas›ndan geçen yaln›zca devrimcilerdi. Bu konuflmalar›nda mesela Avrupa’daki çeflitli devrimci örgütlerin derneklerini, enformasyon bürolar›n› örnek veriyor, Fehriye Erdal’›, devrimci hareketin, KADEK’in yönetici kadrolar›ndan sözedip onlar›n “iade edilmeyifli”nden yak›n›yordu. Oysa yap›lan eylemin ne devrimci örgütlerle, ne KADEK’lilerle ilgisi yoktu. Tüm veriler eylemleri islamc›lar›n yapt›¤›n› gösteriyordu. Ama o bu durumda bile mesela Avrupa’daki islamc› örgütlere “tan›nan hoflgörü”ye son verilmesini veya Hizbullah’›n yurtd›fl›nda iltica etti¤i söylenen liderlerini istemeyi akl›ndan da geçirmiyor, sözde de olsa dile getiremiyordu. K›sacas›, nereden baksan›z, suçluydular. ‹flbirlikçilik nedeniyle suçluydular. Bu eylemleri yapanlar› bir zamanlar bizzat kendileri destekledi¤i için suçluydular. Bu durumda ancak Tayyip Erdo¤an gibi “bize mesajsa, elimizin tersiyle iteriz, aya¤›m›z›n alt›na al›r›z” gibi kabaday›l›k gösterileriyle AKP’nin suçunun tart›fl›lmas› belki önlenebilirdi... Emperyalistlerden flikayet etmek, tam bir köylü kurnazl›¤›yd› AKP için. Emperyalist devletler daha ne yaps›n? Halk› ve devrimcileri katledece¤in silah› veriyor, polisinin, askerinin e¤itimini veriyor, kontrgerilla taktiklerini, iflkence yöntemlerini ö¤retiyor, tank›n›, topunu veriyor, cuntan›z› da, Susurluk’unuzu da, faflist iktidarlar›n›z› da destekliyor, F tipleri projelerini bütün ayr›nt›lar›na kadar haz›rlay›p veriyor, tarihinin en büyük hapishaneler katliam›n›, “insan haklar›” maskesini de bir yana b›rakarak destekliyor... Daha bunun ötesinde hangi deste¤i istiyor Cemil Çiçek?
Kendisi, faflist rejimlerden, bask› iktidarlar›ndan kaçan herkesi sessiz sedas›z Amerika’ya, ilgili ülkelere iade etmifl, istiyor ki, herkes hukuku, kendi yasalar›n› bir kenara b›rak›p ayn›s›n› yaps›n. AKP iktidar› istiyor ki, dünyan›n her taraf› Türkiye gibi olsun, herkes benim gibi düflünüp, benim muhaliflerime terörist dedi¤ime terörist desin. Hiçbir ülkenin kendi hukuku, kendi kamuoyu olmas›n, herkes elbirli¤i içinde faflizme hizmet etsin.
“Türkiye’nin 11 Eylül’ü” Onlarca yazar, eylemler sonras› köfle yaz›lar›na bu bafll›¤› koydular. Bu “tesbiti” yapanlar›n tek bir amac› vard›: Biz de ABD gibi hemen “teröre karfl› savafl” ilan edelim. Amerika için ne demekti 11 Eylül? “Teröre karkfl› savafl” gerekçesi. Amerika 11 Eylül’den sonra ne yapt›? D›flta aç›k iflgallerle emperyalizme boyun e¤meyenlere sald›r›ya geçerken, içte kendi ülkesinde hukuku, insan haklar›n› ayaklar alt›na alan yasalar ç›kard›.
Tabii, emperyalizmin icazeti d›fl›nda baflka ülkelere iflgal seferlerine ç›kamazlard› ama içte bask›y› daha da yo¤unlaflt›rabilirlerdi. “Türkiye’nin 11 Eylül’ü” diyen Oktay Ekfli gibilerinin bafl›n› çekti¤i bir kesimin istedi¤i de buydu.
Hizbullah’›n hamileri vahfletten flikayet ediyor! D›fliflleri Bakan› Gül flöyle diyordu: “Birçok insan›m›z› kaybettik, ama y›lmayaca¤›z, pes etmeyece¤iz, teröre karfl› mücadelemizi sürdürece¤iz. Polis ve istihbarat birimlerimiz üstesinden gelecektir.” ‹flte size bir Bush kafas›! Sinagoglar› önleyemedi¤in gibi, onun ard›ndan her yan› aya¤a kald›rd›¤›n halde ‹ngiliz hedeflerine vurulmas›n› da önleyemedin. Demek ki, polisle, istihbaratla olmuyormufl. Olsayd›, senin polisinin, istihbarat birimlerinin e¤iticisi CIA önlerdi. Sen Amerika, ‹ngiltere, ‹srail ile iliflkilerini tarK›z›lay’da YÖK’e karfl› demokratik taleplerini dile getiren ö¤rencileri nas›l ezeriz, bir parkta ev isteyen depremzedeleri nas›l sustururuz, gizlenmek istenen tecriti, F tiplerini dile getiren tutsak ailelerini nas›l y›ld›r›r›z, bununla u¤rafl›yorlard›. Her derne¤in önünde üç befl polis “istihbarat” yapmak için konumland›r›lm›flt›r, mesailerini orada geçirirler, dernek üyelerinin evlerine bask›nlar yapmak, iflyerlerine, okullar›na giderek, “bunlar terörist iflten at›n... okuldan at›n...” bask›lar› yapmak gibi büyük(!) istihbarat ve “güvenlik” iflleriyle u¤rafl›rlar. Soruyu soranlar›n gözard› etti¤i de buydu; O milyonlarca dolarl›k teknoloji harikas› malzemelerle donat›lm›fl, yüzbinlerce personele sahip polisin, M‹T’in, bilumum istihbarat kurulufllar›n›n ifli, halk›n mücadelesini, örgütlenmesini engellemekten ibaretti. Gerçi herkes biliyor ki, onda da 35 y›ld›r yapmad›klar› katliam, baflvurmad›klar› yöntem kalmamas›na ra¤men, baflar›s›zd›rlar. Bir türlü yokedememifllerdir halk›n mücadelesini ve devrimci örgütleri. Onlara karfl› da s›k s›k kendilerini “baflar›l›” göstermek için uydurma zaferler düzenlerler. Eninde sonunda birgün herkes ö¤renecek ki; emperyalizmin, iflbirlikçilerinin böylesine zulmünün, sömürünün oldu¤u, halklar›n böylesine ekmeksiz adaletsiz b›rak›ld›¤› her yerde, halk›n fliddeti engellenemez.
Polisin büyük baflar›s›!!! Sinagog eylemlerini gerçeklefltiren savaflç›lar›n kimliklerinin, kulland›klar› araçlar›n tesbit edilmesi üzerine tüm burjuva medyada mant›ks›z, ölçüsüz bir polis övgüsü ve ya¤c›l›¤› bafllad›. ‹stanbul Valisi Güler: “olay› 12 saatte çözdük” diye yüzsüzce demeçler bile verdi. Oysa polis, M‹T aç›s›ndan tam bir “baflar›s›zl›k” vard›r ortada. “Çözdük...” yaygaras› bunu gizlemek içindi. Adam zaten “intihar” eylemi yapm›fl; onun kimli¤ini tesbit etmekteki baflar› nerede? E¤er bir baflar› varsa, o baflar› polise de¤il, DNA teknolojisini bulanlara aittir. Zaten 20 Kas›m’daki eylemler polisin baflar› balonunu da söndürüverdi. Kimileri yine de bu kadar “donan›ml›” polis ve M‹T’e ra¤men nas›l bu sald›r›lar›n önlenemedi¤ini sorup durdu. Bu soruya en aç›k cevap Cephe aç›klamas›ndayd›: “Kendisi terörist olan polis, M‹T, nas›l “terörü” önleyebilir?” Polis, M‹T, jandarma istihbarat›, ve di¤er bilumum “güvenlik güçleri”, ülkemizin okullar›nda, meydanlar›nda, fabrikalar›nda, da¤lar›nda, gecekondular›nda terör estirmekle meflguldüler.
Say› 87 7 23 Kas›m 2003
t›flabiliyor musun? ‹flgalcilerle bütün siyasi, askeri, ekonomik iliflkilerini kesebiliyor musun? Ülkende zulme, bask›ya, açl›¤a son verebiliyor musun? ‹flte o zaman önlemekten söz edebilirsin. Yoksa, hamasi nutuklar, klasik demagojiler yapmaktan kurtulamazs›n. En fazla yapaca¤›n, ufac›k beynin, Amerikan kölesi olmufl politikanla, halk›n dökülen kan›n› nas›l kendi ç›kar›ma kullan›r›m hesab› yapars›n. Amerika 11 Eylül’de 3 bin Amerikal›’n›n kan›n› kulland›, Afganistan ve Irak’› iflgal etti. fiimdi yaratt›¤› öfkenin sonucunda baflka darbeler yiyor. Ama ne ABD’nin ak›betinden ne tarihten ders almazlar. Kafalar›nda asmaktan kesmekten baflka bir fley yoktur çünkü.
Say› 87 8 23 Kas›m 2003
Cemil Çiçek bir baflka konuflmas›nda eylemleri “vahflet yöntemi” olarak adland›rd›. Vahflet’ten sözedene bak›n. Domuz ba¤lar›yla yüzlerce kifliyi bo¤up öldüren Hizbullah’›n hamileri. Onbinlerce faili meçhulün, kaybetmelerin sorumlusu Susurlukçular›n hamisi... Zaten ayn› konuflmas›n›n bir baflka yerinde de flöyle diyor “vahflet”ten flikayet eden bu kafa: “Terörle mücadelede tecrübeliyiz. Dün, Bingöl’de 13 terörist ölü ele geçirilmifltir.” Bu cümle kafa yap›lar›n› ele veriyor iflte. Bu bombalamalara ne kadar vahflet, insanl›k d›fl› deseler de, o vahflet kendi kafalar›n›n içinde, kendi uygulad›klar›, savunduklar› politikalarda var zaten.
“SUÇLU, KAT‹L
Amerika, ‹srail ve AKP iktidar›d›r” Sinagoglara yönelik eylemlerin ard›ndan Cephe taraf›ndan bir aç›klama yap›larak, suçlunun ABD, `‹srail ve iflbirlikçi AKP oldu¤u belirtildi. 16 Kas›m 2003 tarihli 316 No’lu aç›klamada eylemlerin dünya ve ülkemiz gerçe¤inin tart›fl›lmas›na vesile yap›lmas› gerekti¤i belirtilirken, özellikle “terör demagojisine” dikkat çekilerek flöyle denildi: “‹srail’den Amerika’ya, Türkiye oligarflisine kadar tüm katliamc›lar, bu eylemi kullanarak “terör demagojisini” t›rmand›r›yorlar. Bu eylemlerde halktan insanlar›n ölmesi ‹srail, Amerika ve Türkiye oligarflisi için hiç önemli de¤ildir. Onlar için de¤il 20-30 kiflinin ölümü, yüzbinlerin, hatta milyonlarca halktan insan›n ölmesinin önemi yoktur. ‹flgal ve katliamc›l›k politikas›nda bunu her gün kan›tl›yorlar zaten. Halklar onlar›n umurunda bile de¤ildir. Böyle oldu¤u içindir ki, egemen s›n›flar›n her
“Teröre karfl› uluslararas› iflbirli¤i” Bir k›sm›n›n ise a¤z›ndaki nakarat bu sözlerden olufluyordu. ABD’yle, ‹srail’le iflbirli¤ini, ittifaklar› yeterli bulmuyor, daha fazlas›n› yapal›m diyorlard›. Elbette akl› bafl›nda yorumlar yapanlar, “teröre karfl› iflbirli¤i” gibi sözlerin gerçek anlamlar›n› yazanlar da vard›. Örne¤in zaman zaman “her türlü teröre karfl›” olma söyleminin etkisi alt›nda kalan Cumhuriyet yazar› Oral Çal›fllar flöyle diyordu: “Deniyor ki, ''arkasında flu var, bu var...'' Aslında bütün bu acımasız terörün arkasında en baflta Bush yönetimindeki ABD ve fiaron yönetimindeki ‹srail var. ... Teröre karflı iflbirli¤i'' sözcü¤ünün ne anlama geldi¤i üzerinde ciddi flekilde duralım. Bush ve fiaron'la iflbirli¤i yapılarak teröre karflı iflbirli¤i yapılamaz. Terörün kaynakları konusunda dünyanın ciddi bir flekilde yeniden tartıflmaya gereksinimi oldu¤unu görmeliyiz.” Tesadüfe bak›n; Tayyip Erdo¤an, fiaron, Gül, Bush, Blair ayn› gün, ayn› fleyden, “teröre karfl› uluslararas› iflbirli¤i”nden sözettiler. Biz ne yap›yoruz ki, insanlar bu kadar kolay kendilerini feda ediyor, ne yap›yoruz ki, bu kadar büyük bir öfke birikiyor demiyorlar. Demedikleri sürece, onlar halklara karfl› terörü art›racak, halklar da o teröre karfl› flu veya bu biçimde cevap vereceklerdir. kesimi bu eylemleri “kullanmaya”, bu eylemleri gerekçe göstererek, iflgalleri, iflbirlikçili¤i meflru göstermeye çal›fl›yorlar. Aç›klaman›n sonunda ise, hayat›n› kaybedenlere baflsa¤l›¤› dilenirken, akan kan›n hesab›n›n kimlerden sorulmas› gerekti¤i de flu cümlelerle ortaya konuldu: “Sonuç olarak; Sinagoglara yönelik bu eylemler, dünya ve ülkemiz gerçe¤inin tart›fl›lmas›na vesile yap›lmal›, ucuz terör edebiyat›yla, k›nama edebiyat›yla kimse sorunu geçifltirmemelidir. Hedefi ve biçimi itibar›yla onaylamad›¤›m›z bu eylemde hayat›n› kaybeden halk›m›zdan insanlar›n yak›nlar›na baflsa¤l›¤› diliyoruz. Onlar da bilmelidirler ki, yak›nlar›n›n ölümünün sorumlusu, Amerika, ‹srail ve AKP iktidar›d›r. Yak›nlar›n›n ölümünden onlar› sorumlu tutmal›d›rlar. Halk›m›z, burjuva medyan›n, burjuva politikac›lar›n, iflkenceci polis ve M‹T fleflerinin demagojilerine kanmamal›, “terörü lanetleme” gibi bofl safsatalarla de¤il, halklar› katleden gerçek katil ve teröristleri lanetlemelidir.”
“ K‹M YAPTI?
PKK meselesinin çözülmesi için Bölge’de eli tesbihlilerin say›s›n›n artt›r›lmas› gerekiyordu.
”
(TC. ‹çiflleri Bakan› Aldulkadir Aksu)
Aksu’ya ve AKP’ye Sorun;
Onlar Bilir ve Tan›r!
AKP’nin halk›n dökülen kan›ndan sorumlulu¤u sadece Amerika, ‹srail ve ‹ngiltere ile iliflkileriyle, zulüm politikalar›yla s›n›rl› de¤ildir. Hangi örgüt isimleri telaffuz edilirse edilsin, ortaklafl›lan nokta, “fleriatç›lar” oldu¤u. Suçlu suçsuz ayr›m› yap›lmamas›, halka zarar veren eylemler olmas› gibi yönlere bakt›¤›m›zda, çok da haks›z bir de¤erlendirme de¤il. Peki kim bunlar? Nerede e¤itildiler, kimler destek verdi büyüttü? El Kaide ba¤lant›lar› ya da “piyasadaki” baflka söylemler sonuçtur. Bu sorular›n en baflta sorulmas› gerekenler, ‹çiflleri Bakan› Aksu ve AKP’li kadrolard›r, Erdo¤an’d›r. Ayn› soydand›rlar, kimi kadrolar› bizzat fleriatç›lar› besleyip, büyütenlerin bafl›ndad›r. MGK, cuntac›lar, ülkeyi yöneten bütün iktidarlar da bu güçleri devrimcilere, halk›n muhalefetine karfl› ony›llard›r kullan›yorlar. Bu, kendi beyanlar› ile, da¤lara tafllara att›klar› bildirilerle sabittir. Tümü, halk›n kan›n›n dökülmesinin sorumlusudur, katliam›n as›l sorumlular›d›r.
‘Eli Tesbihliler’ Aksu’nun Adamlar›d›r AKP’liler, bugün panik halinde, aman iliflkilerimiz deflifre olmas›n, nas›l bir kafa yap›s›na sahip oldu¤umuz bilinmesin diye, “caniler” diye feryat ediyorlar. fiu bu “islamc›” örgütün insanlar› davul zurna ile Çeçenistan’a, Bosna’ya savaflmaya gönderilirken, arkalar›ndan el sallayan AKP’li islamc›lar de¤il miydi? Oligarfli bilmiyor muydu bunlar›? fiimdi döndüler ve t›pk› Hizbullah gibi, oligarfliyi vuran silaha dönüflüyorlar. Bak›n, “teröre karfl› savafl” nutuklar› atan ‹çiflleri Bakan› Aksu, ANAP Hükümeti’nin ‹çiflleri Bakanl›¤›n› yaparken ne diyordu; “PKK meselesinin çözülmesi için Bölge’de eli tesbihlilerin say›s›n›n artt›r›lmas› gerekiyordu.” Art›rd›lar! Hizbullah’› (ve elbette baflka tarikatlar›, örgütleri de) beslediler, e¤ittiler, içiçe geçtiler. Özel Tim, J‹TEM karargahlar›, ayn› zamanda Hizbullah karargahlar› haline getirildi. Binlerce faili meçhul, halk› sindirme ad›na Hizbullah arac›l›¤›yla gerçeklefltirildi. Ayn› Aksu,
bugün ihtiyaç oldu¤unda kullan›lmak üzere yeni Hizbullahlar› da örgütleyebilece¤i 81 ilde psikolojik savafl merkezleri genelgesi yay›nlamaktad›r. “Lanetleme” mesajlar› yay›nlayanlar, timsah gözyafllar› dökenlerdir.
‘Din Kardeflleri’ AKP’ye ‹hanet Etti! ‹badet yerlerine sald›ranlar AKP’nin, bu devletin yetifltirdikleridir. Baflta Aksu olmak üzere AKP’liler eylemleri gerçeklefltirenleri çok iyi tan›rlar. AKP kadrolar›n›n sicillerini yay›nlay›n, dökün hepsini ortaya. Göreceksiniz ki; 1950’lerden bu yana ‘Komünizmle Mücadele Dernekleri’nden, Kanl› Pazar’lara devrimcilere, sosyalizme karfl› savaflanlard›r bunlar. Onlar›n bir k›sm› AKP milletvekili olup ülkeyi yönetiyor, bir k›sm› bu tür eylemleri örgütlüyor. “‹deolojileri” AKP ile iktidardad›r. AKP, Kanl› Pazarlar› yaratanlar›n, Hizbullahlar›n devam›d›r. Tayyip, sola, halk›n taleplerine, emekçilere karfl› “ideolojik” diye sald›r›rken de, ayn› kafa yap›s›yla, ‘Komünizmle Mücadele Dernekleri’nden ald›¤› halk düflmanl›¤› ideolojisiyle konufluyor. Halka karfl› savafl›n›, silahla, bask›yla, propagandayla, yalanla sürdürüyor. Tayyip’in k›zg›nl›¤› “din kardefllerinin” böyle bir sald›r›y› kendi iktidar› döneminde yapm›fl olmas›ndand›r. Din kardeflleri ona ihanet etmifl, hezeyan içindedir. Halifeleri Tayyip’den izin almal›yd›lar! Çiçek’in, “teröre destek veren ülkeler var” demesi de, suçlulu¤u ve köylü kurnazl›¤› ile hem dökülen kan› kendi ç›karlar›na kullanma, hem de AKP’nin kanl› çizgisini gözden kaç›rma çabas›d›r.
Kendileri ‹tiraf Ediyor Çeflitli dönemlerde, islamc›, polis, ordu taraf›ndan yap›lan aç›klamalar› afla¤›ya aktar›yoruz. Bak›n görün, fleriatç›lar› kim büyütmüfl, e¤itmifl. Bak›n görün, suçsuz halk› katledenlerle ayn› kafa yap›s›n› tafl›yanlar kimlerdir: *** 1987’de Do¤u’da Askeri uçak ve helikop-
Say› 87 9 23 Kas›m 2003
terlerden atılan bildirilerden: “Vatandafl, bakın yüce ‹slam dini size ne emrediyor? Sizinle savaflanlara karflı siz de savaflın! Vatandafl! Bölücü çete mensupları, seni; dininden, çocuklarından, eflinden, vatan, bayrak ve ahlak gibi kutsal de¤erlerinden koparmak istiyor. Onlara karflı savaflmak senin gibi her müslümanın görevidir.” TBMM Susurluk Komisyonu Baflkan› Mehmet Elkatm›fl: “Hizbullah’› PKK’ya karfl› devlet kurdu, besledi, büyüttü. (...) Örgütü Hüseyin Velio¤lu ile J‹TEM’i kuran Ersever kurdu.” Eski Adalet Bakan› fievket Kazan; “Hizbullah’la iflbirli¤i yapan orduya mensup birkaç kifli hakk›nda aç›lan davalar hep kapat›ld›. General olan kifliler hakk›nda yap›lan flikayetler, izin verilmedi¤inden takip edilemedi.” (26 Ocak 2000, Akit) Batman Eski Emniyet Müdürü Öztürk fiimflek: “Biz Hizbullahç›lar› yakalayam›yoruz, çünkü onlar›n karargah› J‹TEM karargah›n›n yan›nda, engel oluyorlar.” (31 Ocak 2000, Radikal)
Say› 87 10 23 Kas›m 2003
Jandarma Genel Komutanl›¤›: “Hizbullah’›n Batman’da hiçbir faaliyeti yok.” (TBMM’ye bu bilgiyi verdi¤i 1993 y›l› içinde, yine ordunun raporlar›na göre, Hizbullah Batman’da 300’e yak›n sald›r›da bulunmufltu.) M‹T Müsteflar› Teoman Koman: “Hizbullah diye bir örgüt yok... Yerel halk›n PKK’ya gösterdi¤i tepkiye bu ad tak›l›yor.” Diyarbak›r Valisi Nafiz Kayal›: “Hizbullah’›n do¤uflu ilk baflta PKK’yi dengeleyici unsurdu. O bak›mdan biraz hoflgörülü davran›ld›.” Bir gazeteci Diyarbak›r Valisi Cemil Serhadl›’ya “Hizbullah’› devlet destekliyor mu?” diye sordu, Serhadl› “Destek demeyelim, sempati duymufl olabilir.” diye cevaplad›. (24 Ocak 2000, Cumhuriyet) *** AKP’liler ve AKP flakflakç›s›, tarikatlar›n sözcüsü “islamc›” bas›n “dinde fliddet yoktur, bunlar›n müslümanl›kla ilgisi yoktur...” diye feryat ediyor. Baflkaca kan›tlar da sunabiliriz, bu gelene¤in nas›l bir kafa yap›s›na sahip oldu¤unu. Ama flimdilik, AKP ile, eylemi yapanlarla ayn› kafa yap›s›n› tafl›yanlardan baz› al›nt›lar› aktarmakla yetinece¤iz. ‹flte okuyun: Türk-‹slamc› Yazar A. Nihat Asya: “Ölüm cezas› madem ki vard›r, sorar›m: ‹dam› kime sakl›yoruz? fiimdiye kadar bir kaç k›z›l salland›r›lsayd›, k›z›llar bu kadar fl›marmazd›. ‹p ister ip... Kastamonu kendiri... Komünizm az›l›lar›n› ölüm temizler. Bu hakikat kabul edilsin ki, k›z›l Donkiflotlar›n ara s›ra ipi düflünerek enseleri se¤irsin, yahut kurflunu düflünerek kulaklar› ç›n-
las›n!” (Aktaran ‹lhan Darendelioglu, Türkiye’de milliyetçilik hareketleri, s. 268-273)) ‹slamc› ve faflistlerin örgütlendi¤i Türkiye Milli Talebe Federasyonu Baflkan› Kemal Kumkumo¤lu: “Ey kahbe k›z›l! Sen öleceksin!.. K›z›l yobaz sana son ihtar›m›z› veriyoruz. Seni ezece¤iz...” (Türkiye’de Gençlik Hareketleri) ‹slamc› Yazar Mehmet fi. Eygi: “Amerikan düflmanl›¤› bahanedir. Sosyalistler Türkiye’yi Rusya’ya satma hareketine bafllam›fllard›r. Uyumakla kaybedecek tek saniyemiz yoktur. (...) Bundan 100 küsur y›l önce Patrik Grigoryus’un k›flk›rtt›¤› Bizans art›klar›n›n cesetlerinden akan kanlar kald›r›m tafllar›na yay›ld› ve aç köpekler taraf›ndan yaland›. Komünistlerin sonu ayn› olacakt›r...” (Aktaran; Türkiye’de Gençlik Hareketleri, Tanzer Sülker Y›lmaz) “Camiye gitmeyen herkes komünisttir, siyonisttir, dinsizdir. Mahallenizde ne kadar camiye gitmeyen varsa hepsini belleyin. Sizlere harekete geçme emri verilince bunlar› öldüreceksiniz. Bu köpekler öldürülünce hareket kolaylaflacak ve amac›m›za daha rahat varabilece¤iz.” (Eygi, Aktaran, Prof. Neflet Ça¤atay, Türkiye’de Gerici Ak›mlar s. 61) Süleymanc›lar tarikat›n›n bir yönergesi: “Süleymanc›l›k’›n selameti için her fley mübaht›r. Yerinde yalandan, iftira etmekten korkmay›n. Bu harptir ve harpte her fley size helaldir.” (Türkiye’de Gençlik Hareketleri, sf. 68) Nur Cemaati lideri Mehmet Kutlular: “Y›l 1981. Bir zat ziyaretime gönderildi. fiunlar› söyledi: ‘Gelin sizinle çal›flal›m. fiunu flunu yapacaks›n›z. Buna karfl›l›k size her türlü imkan› sa¤layaca¤›z. Reddettim. Aradan 5-6 ay geçti. ‹çimizdeki en büyük bölünme bafllad›. Darbenin lehinde olanlar ve karfl›s›nda olanlar. Bak›n baz› islami gruplara, 12 Eylül’den sonra birden palazland›lar. Acaba kendi güçleriyle mi palazland›lar? Hay›r.” (26 Haziran 1999, Milliyet) ‹slamc› Bugün gazetesi: “Meflru asayifl kuvvetlerinin, yani polis ve ordunun yan›nda anarflist ve vatan sat›c›s› komünistlere karfl› çarp›flmak gerekti¤i zaman bir saniye bile vakit kaybetmeden vazife bafl›na koflmal›y›z... Kutsal vazife bizi bekliyor. Selam, Hak yolda gidenler üzerine olsun...” (Aktaran; Türkiye’de Gençlik Hareketleri, Tanzer Sülker Y›lmaz, s. 160) *** ‹stanbul’da gördüklerimizi, flimdi burada okuduklar›n›zla birlikte düflünün! Suçsuz insanlar›m›z›n cesetlerinin üzerinde; Tayyip’lerin, Aksu’lar›n ve “terör terör” deyip duran oligarflinin katil suratlar›n› görüyor musunuz?!..
Devrimcileri Çok Arayacak, ‘Terör’ü De Ö¤reneceksiniz!
Sadece Devrimciler Suçlu-Suçsuz Ayr›m› Yapar Oligarfli ony›llard›r devrimcilerin eylemine “terör” diye sald›rd›. Halk›n fliddetinin meflrulu¤unu yok etmek, devrimci adaletin halkta yaratt›¤› etkiyi bertaraf etmek için, ‘psikolojik savafl’ dedikleri yalan mekanizmas›n› sürekli çal›flt›rd›lar. Devrimcilerin bu konudaki hassasiyeti, bu yalan propagandalara büyük darbeler vursa da, oligarfli bu demagojiden hiç vazgeçmedi. “Terör” diyerek, muhalif bütün düflünceleri, örgütlenmeleri bask› alt›na almaya, susturmaya, tecrit etmeye ve yoketmeye çal›flt›. ‹stanbul’da yaflanan eylemler, devrimci adaleti de yeniden gündeme getirdi. Devrimcilerin zulme karfl› gerçeklefltirdi¤i eylemlerin hiçbirinde halka zarar verildi¤ine tan›k olunmazken, ‹stanbul’daki duruma tarif gereksizdir. Oligarfli de “terör”ün ne demek oldu¤unu gördü! Daha da ö¤renecekler, hedefi net, halka hiçbir zarar vermeyen devrimcileri daha çok arayacaklar!
Devrimciler ‹nsanla ‹lgilidir Devrimci Adalet, ‹ktidar›m›z›n Adaletidir ‹slamc›n›n ve milliyetçinin ilkesi, adalet anlay›fl› yoktur. Halka zarar veren, vermeyen eylem ayr›m› yapmaz. O kafaya göre, “müslüman olmayan herkes kafirdir, kafirleri katletmek caizdir”. Elbette buradan “kör terör” oldu¤u anlam› ç›kmaz, aksine, siyasi hedefleri vard›r, ama o hedefle birlikte s›radan insanlar›n kan›n›n akmas› onu ilgilendirmez. Çünkü, insanla ilgili de¤ildirler. Nas›l bir sistem istediklerine bak›n, temelinde insan›n olmad›¤›n› görürsünüz. Oligarflinin düzeninde ise zaten insan›, halk›, hukuku hiç göremezsiniz. “Adil düzen”le, “hukuk devleti” yalan› aras›nda özünde hiçbir fark yoktur. Devrimcilerin fark› buradad›r. Devrimcilerin eylemleri halk›n adalet duygusunun tercüman›d›r, halk›n iktidar›ndaki adaletin bugünden yans›mas›d›r. Devrimciler insandan yana bir düzenin, sosyalizmin mücadelesini verirler. Bu nedenle tüm dünyada sadece devrimciler, Marksist-Leninistler halka zarar vermemeye, suçlu-suçsuz ayr›m› yapmaya önem verirler. Terör demagojisi ile halk›n adalet özlemi yokedilemez. Bir halk adaletsiz kalamaz, halk hukuksuz olamaz. Halk›n adaletini temsil eden devrimci adalet vard›r. Mahirler’den bugüne geliflen, güçlenen ve halk›n belle¤inde yer eden bir ada-
Devrimciler insandan yana bir düzenin, sosyalizmin mücadelesini verir. Bu nedenle tüm dünyada sadece devrimciler, Marksist-Leninistler halka zarar vermemeye önem verirler. let anlay›fl›d›r bu. Hiçbir güç, hiçbir yalan devrimci adaleti çarp›tmay›, gölgelemeyi baflaramad›ysa, bu adaletimizin gücündendir. Devrimci adaleti bu kadar güçlü k›lan neydi? En büyük gücünü halk›n gerçek adaletini temsil etmesinden al›r o. Devrimci adalette, halk›n yaflam›, özlemleri, gelenekleri, tarihi, kültürü vard›r. Türkiye halk›n›n tarihinde ne varsa, devrimci adalet de buna göre flekillenir. Halk neyi suç görüyor, neyi lanetliyorsa, devrimci adalette vücut bulur. Halk›n vicdan›d›r devrimci adalet. Türkiye halk›, oligarflinin dahi kabul etmek zorunda kald›¤› gibi, devrimci adaleti, halk içerisindeki sorunlar›n çözümünde, devrimci fliddet eylemlerinde, suçlu suçsuz ay›rm›ndaki hassasiyetiyle tan›r. Halka zulmedenler, affedilmedi¤i gibi, suçla ilgisi olmayanlara da zarar verilmez. Nas›l suçluyu affetmek en büyük adaletsizlik olursa, suçsuza verilecek zarar da en büyük adaletsizliktir. “Parti-Cephe cezaland›rm›flsa bir suçu vard›r” düflüncesinin beyinlere kaz›nmas›, bu hassasiyetle sa¤lanm›flt›r. Hatta Cepheliler, bir devrimci eylem s›ras›nda istemeden, ani geliflen durumlarda, ilgisiz insanlar›n zarar görme durumunda devrimciler bombalar›n üzerine atlayarak ellerinin, kollar›n›n kopmas›, gözlerinin kör olmas› pahas›na halka zarar gelmesini önlediler. Önlenemedi¤i durumlarda da özür dilemekten, zarar› tazmin etmekten çekinmemifltir. Susurluk adaletinde ya da fleriatç›lar›n adaletinde oldu¤u gibi iflkence ile kabul ettirme, cezaland›rma örneklerinin hiçbir zaman, hiçbir flekilde yaflanmam›fl olmas› bile tek bafl›na devrimci adaletin halkta yaratt›¤› sayg›nl›¤› anlatmaya yeterlidir. Cezas› verilen her suç, her suçlu belge-
Say› 87 11 23 Kas›m 2003
lendi kan›tland› ve halka aç›kland›. Hiç kimse, ‹stanbul’daki eylemlere bakarak, “fliddet” demagojisine sar›lmas›n.
Say› 87 12 23 Kas›m 2003
B‹R ÜLKEDE; adalet ve hukuk yoksa; halka karfl› suç iflleyenler “görevlerini yapm›flt›r” denilerek affediliyor, Gazi’de oldu¤u gibi dünyan›n gözü önünde katliam yapanlar cezaland›r›lm›yorsa; iflkencede insanlar› katledenler hükümetlerde bakan dan›flmanl›¤›na yükseltiliyor, durmadan terfi ettiriliyorsa; hapishaneleri yerlebir edip 28 insan› katledenler, tecriti sürdürüp katledenlerin say›s›n› 107’ye ç›karanlar ülkeyi yönetmeye devam ediyor, “devlet üstün hizmet madalyalar›” ile ödüllendiriliyor ve göstermelik dahi olsa katliam operasyonu yapanlar›n yarg›lanmas› ordusu, polisi, valisi ile devlet taraf›ndan engelleniyorsa; halk›n adalet duygusu karfl›l›k bulmuyorsa; açl›k, yoksulluk çad›r önlerinde büyük utanca ve rezalete dönüflüyor ve bu ülkeyi yönetenler tüm halk› çad›r önlerine, sadakalara mahkum etmek, yard›mla yaflar hale getirmek istiyorsa; bu ülkenin meclisi sadece tekellerin ve emperyalistlerin istedi¤i yasalar› ç›kar›p, halk›n sorunlar›na çözüm bulmuyorsa; hak ve özgürlüklerden sözedilemeyece¤i gibi polis devleti ve keyfilik devletin temel politikas› haline getiriliyor, en demokratik hakk›n kullan›lmas›na copla, gaz bombalar› ile, gözalt›larla cevap veriliyorsa; muhalif olan herkes susturulmak isteniyorsa; ihanet ve vatan hainli¤i meflrulaflt›r›lmak isteniyorsa; ve bu ülkenin emperyalizmin sömürgesi olmas› kadermifl gibi bu ülkeyi yönetenler taraf›ndan dayat›l›yorsa... Halk›n fliddetinin olmamas› mümkün de¤ildir. Bunlar›n karfl›s›nda halk›n adaleti de olacakt›r. O adaleti temsil eden de devrimcilerden baflkas› de¤ildir.
Katiller Ekranlarda! -Tantan’›, A¤ar’› Kim, Neden Parlat›yor?Eylemlerin ard›ndan, Sadettin Tantan ve Mehmet A¤ar ekranlarda, gazetelerde ‘terör uzman›’ diye boy gösterdiler. Gerçekleri tart›flmak yerine Susurlukçu A¤ar’›, 19 Aral›k’ta katliamc›l›¤› tescilli Tantan’lar› halk›n karfl›s›na ç›kart›p parlatmaya çal›flanlar, “terör” demagojileri üzerine kurduklar› “çözüm”lerini halka sunanlar, Susurluklar› isteyenler, katliamlar› onaylayanlar, en hafifinden sorumsuzlard›r. A¤arlar›n, Tantanlar›n anlataca¤› vahflet ve katliam tecrübesinden baflka bir fley olamaz. Onlar› ekranlara tafl›yanlar bunlar›n propagandas›n› yap›yor.
Katiller “Zaman›m›z Geldi” Histerisinde Ne diyor A¤ar; “Türkiye terör mesajlarıyla yönetilecek bir ülke de¤il. Bu nedenle son zamanlarda teröre karflı alınan yumuflak tavır de¤iflmeli” diyor. Nas›l de¤iflecek, ne yap›lmas› gerekiyor, belli. Susurluk’un en üst boyutta uyguland›¤› günler gerekiyor! Tayyip an›nda A¤ar’›n sözünü al›p, “terörün Türkiye Cumhuriyeti’ne verebilece¤i mesaj yoktur...” diye tekrarl›yor. Beyinleri A¤ar’›n beynidir. Yok et, ez, Susurluk örgütle! A¤ar’› ekranlara tafl›yan medya, “teröre karfl› herkesi kulland›k” sözünü hat›rlat›p, sormuyor; fieriatç›lar›, Hizbullahlar› nas›l, nerede, kime karfl› kulland›n›z? diye sormuyor. Sormazlar, çünkü A¤ar’a ihtiyac› var düzenin, Susurluklara ihtiyac› var. Peki Tantan ne diyor; “11 Eylül sonras› dünyada terör anlayıflı de¤iflti¤i ama Türkiye'de hiçbir de¤ifliklik olmadı. Aksine Terörle Mücadele Yasası'nın içi boflaltıldı.” Daha fazla bask›, daha fazla yasak, daha fazla F tipleri, daha fazla katliam istiyor Tantan. Böyle olursa “terör” olmayacakm›fl! Biz bunlara, Eski Emniyet Genel Müdürü Cevdet Saral'ın, Ermeni halk›n› afla¤›layan eski OHAL Valisi Ünal Erkan'ın de¤erli fikirlerini de ekleyelim: “'Terör bitti' diyenler bir kez daha düflünmeli” diyor “terör uzmanlar›”. Hepsi, tamam “terör” demagojisi yay›l›yor, s›ram›z geliyor diye düflünüyor. A¤›zlar›n›n suyu bunun için ak›yor, bunun için katil suratlar› ile pis s›r›t›fllar› ile karfl›m›za ç›kar›l›yorlar. “En flanl› Türk” A¤ar, “en büyük ulusalc›” Tantan; ö¤üt veriyorlar. Türk-‹slam sentezi yapanlar, halk› devrimcilere karfl› buna göre flekillendirmek isteyenler, ‹slamc›l›¤› solun panzehiri diye palazland›ranlar bunlar de¤il mi? ABD ve ‹srail’den e¤itimlerini alm›fl, devrimcileri katlettikçe yükselmifl, sistemin katilleridir bunlar. “Terörü” yaratanlard›r.
HÜCRELERDEN Ölüm Orucu Sürüyor! Gültekin Koç Ölüm Orucu Ekibi (10. Ekip) direniflçisi olarak direnifl bayra¤›n› tafl›yan tutsaklar flunlard›r:
Selami Kurnaz, Vedat Düflküner (Tekirda¤ F Tipi) Muharrem Karademir (Kand›ra F Tipi)
emperyalizmin ve oligarflinin hücrelerine karfl› direniflte
Hüseyin Çukurluöz, Bekir Baturu (Sincan F Tipi) Selma Kubat (Bak›rköy Kad›n ve Çocuk Tutukevi) Raziye Karabulut (Kütahya Kapal› Hapishanesi) Günay Ö¤rener (Uflak Hapishanesi)
Gizleyerek Nereye Varacaks›n›z? 107 ölümü gizleyin... 500’ü aflk›n sakattan hiç sözetmeyin... Ölüm orucuna yatan 10. Ekipleri de yok say›n... Tecrit gerçe¤ini günlerdir Ankara’n›n göbe¤inde hayk›ran, “Tecrite Son Verin, Ölümleri Durdurun” diyen TAYAD’l› Aileleri de gözalt›na al›p susturun... Peki sonra? Üç y›ld›r uyguluyorsunuz bu yöntemleri. Ne direnifli k›rabildiniz, ne de tecrit ve direnifl gerçe¤inin flu veya bu biçimde kendini duyurmas›na engel olabildiniz. Sansürünüzün en koyu oldu¤u zamanlarda, biz ölümlerimizle parçalad›k o duvarlar›. D›flar›da feda savaflç›lar› dile getirdi gerçe¤i. Herkes bilmeli, görmeli; devrimci tutsaklar tecrit alt›nda bu koflullarda yaflamaya mahkum edilemez. “Ederiz” diyenler, ölümlerimizden sorumlu olmaya devam ederler. “Ederiz” diyenler, düflünceleri de¤ifltirilmek, sesleri bo¤ulmak istenenlerin düflüncelerini, seslerini hayk›rmak için baflka yollara baflvurmalar›n›n da sorumlusudurlar. Bak›n ne güzel(!) demokrasi; 20 hapishaneye birden operasyon düzenleyecek, 28 tutsa¤› katledecek, yüzlercesini kurflunlarla, bombalarla yaralay›p iflkencelerden geçireceksiniz ve sonra, sanki böyle bir fley bu ülkede hiç yaflanmam›fl gibi onu gömeceksiniz. Katledilenlerin yak›nlar›n›n, yoldafllar›n›n, iflkenceden geçirilenlerin de bunlar› “yaflanmam›fl saymas›n›” isteyeceksiniz. Bir tek katili, iflkenceciyi yarg›lamayacaks›n›z. Bak›n ne güzel(!) çözüm; Binlerce tutsa¤› katliamdan, iflkenceden geçirip F tipi hapishanelerin tabutluklar›na kapa-
tacaks›n, tecrit uygulayacak ve tecrite karfl› 107 kiflinin ölümünü seyredeceksin, sonra kamuoyunun karfl›s›na geçip “hapishaneler sorununu çözdük, hapishanelerimizde sorun yoktur, zaten AB de sorun yok diyor” diyeceksin. Bu çözümün de tecrit alt›ndakiler taraf›ndan kabul edilmesini bekleyeceksin. Bunlar bofl hesaplar. Bu hesaplar›n daha büyüklerini Amerika yapt›, iflte hesaplar›n›n sonuçlar›n› hep birlikte görüyoruz. Herkesin bilmesi gereken fludur: Yok saymakla hiçbir fley yokolmaz. Tecrit var. 107 ölüm var. Direnifl var; ölüm orucundakiler her gün ad›m ad›m ölüme biraz daha yaklafl›yorlar... Gerçek bu kadar aç›k, kesin ve ç›plak. Bu kadar aç›k, kesin ve ç›plak olan bir baflka gerçek ise fludur: Tecriti, 107 ölümü ›srarla, her fleye ra¤men görmüyorsan, birileri de onu sana, bir biçimde gösterir. Kimsenin o zaman yöntemleri, biçimleri tart›flmaya hakk› yoktur. Irak’tan Filistin’e, Afganistan’dan ülkemize kadar her yerde yaflananlar herkes için ö¤reticidir. Ö¤renmeyenler, yaflanacaklardan ö¤renmeye devam edecektir. Ne böyle bir “demokrasi”yi, ne böyle “çözüm”leri kabul etmeyece¤iz. Tecriti, düflüncelerimizi de¤ifltirmeyi dayatan zulme direnmeye devam edece¤iz. Tecriti ve direniflimizi yok saymaya karfl› yine bedenlerimizi ölüme yat›rd›k, kendini feda eden insan› kimse gizleyemez! Fedan›n oldu¤u yerde hiçbir fley gizlenemez.
Say› 87 13 23 Kas›m 2003
Polisin
î
ULV
iflleri
Açl›k Grevindeki TAYAD’l› Ailelere Polis Sald›r›s›
“Kimse görmesin, duymas›n istiyorlar” - Abdi ‹pekçi’de açl›k grevi devam ediyor -
TAYAD'l› Aileler, 64 gündür, Ankara Abdi ‹pekçi Park›'nda açl›k grevindeydiler. 64 gün önce, F tipi hapishanelerde uygulanan tecrit iflkencesini ve Irak'›n ABD taraf›ndan iflgal edilmesini protesto etmek; yaflanan ve devam eden bu sorunlar› hükümetin ve kamuoyunun gündemine tafl›mak amac›yla çad›r kurma talepleri keyfi bir biçimde reddedilmifl, bunun üzerine aileler açl›k grevine bafllam›fllard›.
Say› 87 14 23 Kas›m 2003
TAYAD’l›lar, keskin so¤u¤a, polisin tacizlerine ve vazgeçirme giriflimlerine ra¤men kararl›l›klar›n› devam ettirdiler. Onlarca TAYAD’l› aile dönüflümlü olarak kat›ld› açl›k grevine. Geçen hafta, Gültekin Koç Ölüm Orucu Ekibi direniflçisi Raziye Karabulut'un efli de oturma eylemine kat›lanlar aras›ndayd›. T‹KB Dava Tutsa¤› Erdinç Yücel'in babas› Ertu¤rul Yücel de ailelerle birlikte parkta kal›yor ve tutsaklar›n taleplerini gelen ziyaretçilere anlat›yordu. Parkta 72 gün oturma eylemi yapan Düzceli depremzedelerin keyfi bir flekilde gözalt›na al›nmas›n› takip eden günlerde TAYAD’l› Aileler de, parktaki sivil polis yo¤unlu¤u ile taciz edildi ve bu yolla gözda¤› verilmeye çal›fl›ld›. “Karanl›kta geldiler...” Ve 17 Kas›m günü -ki açl›k grevinin 64. günüydü- hava karard›¤›nda yüzlerce polis inlerinden ç›k›p TAYAD’l›lara sald›r›y› bafllatt›lar. Ertesi gün TAYAD’l›lar›n yine ayn› yerde, sald›r›n›n oldu¤u yerde yapt›klar› aç›klamada belirttikleri gibi: “Karanl›k bast›¤›nda geldiler çünkü haks›z olduklar›n› biliyorlar. Eylemimizin meflru ve hakl› oldu¤unu biliyorlar ve bunun için kimse görmesin, duymas›n istiyorlar d›.” Saatler 19.45'i gösterirken, dört çevik otobüsü, üç zab›ta otobüsü, güvenlik flubeden ve TEM' den gelen sald›rganlar, Bülent Özdemir, Y›ld›z Türko¤lu, Yurdum Ali Tokgöz, Özkan Özgür ve Bektafl Do¤an’› döverek, yaka paça gözalt›na ald›lar. Evet, yukar›daki rakamlar› yanl›fl okumad›n›z. Dört otobüs dolusu çevik polis ve destekgüçleri, sadece 5 TAYAD’l› için gelmifllerdi. TAYAD’l› aileler çeflitli yaralar ald›klar› bu sald›r›n›n ard›ndan iflkencecilerin as›l inine, “Terörle Mücadele fiubesi”ne götürüldüler. TAYAD’l›lar, 64 gün önce, çad›r kurmak iste-
diklerinde de gözalt›na al›nm›fl, ama bu gözalt› da oran›n direniflin sesinin duyuruldu¤u bir yer yap›lmas›n› engelleyememiflti. Peki bu gözalt›yla engelleyebilecekler miydi? “Buraday›z iflte yine!” Ertesi gün, TAYAD’l›lar›n gözalt›na al›nd›¤› yerde, yine TAYAD’l›lar ve Ankara Temel Haklar üyeleri vard›. “‹flgal Ortakl›¤›na ve Tecrite Son”, “Tecrit Ölümdür, Öldüren Meclis ‹stemiyoruz”, “Tecrit Ölümdür Ölümleri Durdurun” yaz›l› dövizleri flimdi gözalt›na al›nanlar›n yerine onlar tafl›yordu. Birlikte “Gözalt›lar Serbest B›rak›ls›n”, “Çözün! Tecriti Kald›r›n!” sloganlar›n›n hayk›r›ld›¤› eylemde Ankara TAYAD temsilcisi Do¤an Karatafltan yapt›¤› aç›klamada flunlar› belirtti: “Bask›, sansür ile, görmezden, duymazdan gelerek bir yere var›lamaz... 20 Ekim’de yeni bir ekip ölüm orucuna bafllad›... Sorun çözülmedikçe de ç›kmaya devam edecek. Geçen 4 y›l bunun aç›k ifadesidir.” TAYAD’l›lar ve Temel Haklar üyeleri aç›klamalar›nda gözalt›na al›nanlar serbest b›rak›lana kadar açl›k grevini sürdüreceklerini belirttiler. Ayr›ca Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i taraf›ndan yap›lan aç›klamada da “Abdi ‹pekçi Park›’nda oturma eylemi yapan TAYAD’l› Aileleri gözalt›na alanlar teröristlerdir!” denilerek, ailelerin serbest b›rak›lmas› istendi. Gözalt›na al›nan aileler ayn› gün akflam saatlerinde ç›kar›ld›klar› savc›l›k taraf›ndan serbest b›rak›ld›lar. Ve yine direnifl yerlerine döndüler. Abdi ‹pekçi Park›’ndaki açl›k grevi sürdürülüyor.
Yunus Güzel’in katledilmesi davas›
Sipariflle Haz›rlanan ‘Bilirkifli Raporu’ ‹ptal Yunus Güzel’i iflkencede katleden polislerin davas› 17 Ekim günü, Fatih Adliyesi 5. Ceza Mahkemesi’nde görüldü. ‹flkencecilerin kat›lmad›¤› duruflmada, Yunus Güzel’in avukat› Behiç Aflç›, bilirkifli heyeti raporunun hücrede yap›lan bir inceleme sonucunda yap›lmad›¤›n› belirterek, tekrar rapor haz›rlanmas›n› istedi. Mahkeme, bilirkifli raporunun geçersiz say›larak yeniden haz›rlanmas›na karar verirken, duruflma 3 Aral›k 2003 tarihine ertelendi. Mahkeme ç›k›fl›nda bir bas›n aç›klamas› yapan TAYAD’l› Aileler, davay›, adalet yerini bulana dek takip edeceklerini, mücadelelerin sürece¤ini belirttiler. Aileler ad›na konuflan Mehmet Güvel, masa bafl›nda haz›rlanan bilirkifli raporuna de¤inerek, Yunus Güzel’in boyunun, ranzan›n boyundan 10 cm. küçük oldu¤unu hat›rlatt› ve “Avukatlar›m›z›n belirtti¤i gibi bilirkifli raporu hücreye göre yaz›lmam›flt›r” dedi.
Birtan Altunbafl’›n katledilmesi davas›
Zaman Afl›m› ‹çin Manevralar Sürüyor 12 y›ld›r süren, Birtan Altunbafl’›n iflkencede katledilmesi davas›na devam edildi. 14 Kas›m günü yap›lan duruflma, iflkencecileri zaman afl›m› yoluyla aklaman›n yeni manevralar›na sahne oldu. Birtan’›n iflkencede katledildi¤i dönemde tan›k olan ve flu anda avukat olan tan›klar›n, “terör örgütü üyesi” oldu¤unu söyleyen iflkenceci avukatlar› bu kez de duruflmadan çekilme oyununa baflvurdular. Davanın karara ba¤lanması için esas hakkındaki savunmalarını yapmaları gereken sekiz polis sanıktan hiçbiri duruflmaya katılmazken, eski Devlet Bakanı MHP’li Faruk Bal'ın danıflmanlı¤ına kadar yükselen iflkenceci katil ‹brahim Dedeo¤lu ve Hasan Cavit Orhan'ın avukatı Özber Duvarcı “davadan çekildi¤ini” bildiren bir dilekçe verdi mahkemeye. Zaman afl›m› için, bu tür oyunlara s›kça baflvuruldu¤u bilinmesine ra¤men, müdahil avukatlarından Oya Ay-
Bilimin Namusu, Katillere Teslim Bilirkifli Prof. Dr. Necati A¤›alio¤lu Yunus Güzel’in katledildi¤i hücreyi görmeden, bilmeden sadece foto¤raflara bakarak rapor haz›rlam›fl ve “kendisini asmas›n›n mümkün oldu¤u” yönünde, polisin bafltan beri yapt›¤› aç›klamalara paralel sonuç bildirmiflti. Bu nas›l bir bilim adaml›¤›d›r, bu nas›l bilim namusuna sahip ç›kmakt›r. Polis devletinin hukuktan, bilime kadar her alana nas›l sirayet etti¤inin örne¤i olan bu raporu haz›rlayana bilim adam› denilebilir mi? Emperyalistler bilimi, halklar› teslim almak, katletmek, sömürüsünü büyütmek için kullan›yor, böyle “Prof”lar da ayn› gelene¤i, iflkencecilere hizmet ederek sürdürüyor. Ama, katilleri hiçbir bilim sahtekarl›¤›n›n, devlet korumas›n›n aklamas› mümkün de¤ildir. Onlar halk›n gözünde çoktan mahkum oldular. dın’›n, bu durumu dile getirip, san›klar›n tutuklanmas› talebi, reddedildi. 2006'da zaman aflımına girecek davada karar için, polisin bulamad›¤› meslektafllar›na önce tebli¤ yap›lmas›, sonra sanıkların savunmalarını yapmaları gerekiyor. Bu arada mahkemeye Gençlik Derne¤i ö¤rencilerinin yan›s›ra, ‹HD, ÇHD, Dev-Maden Sen temsilcileri de kat›ld›. Mahkeme bitiminde bir bas›n aç›klamas› yapan Gençlik Derne¤i ö¤rencileri "Birtan Altunbafl Ölümsüzdür" sloganlar› att›lar ve “biz adalet istiyoruz, hakl› olan biziz ve biz kazanaca¤›z!” dediler. Aç›klamaya ÇHD'li avukatlar ve Dev- Maden Sen de destek verdi.
Gizli Sakl› De¤il, Aleni ‹flkenceciler, emniyet ve avukatlar› hiçbir manevray› flu ana kadar gizli sakl› yapmad›lar. Bulunmayan polisler, hükümette dan›flman yap›lan iflkenceciler, her duruflmada uzatma manevralar› her fley aleni yap›l›yor. Mahkeme ise z›mni olarak bu durumu onayl›yor. Bu dava, iflkencenin bir devlet politikas› oldu¤unun en iyi kan›tlar›ndan biridir. Devlet aç›k olarak tüm kurumlar›yla iflkencecilere sahip ç›k›yor. “Yarg› siyasallaflt›, güvenmiyoruz” diyen AKP, sözkonusu olan devrimciler olunca, yarg›n›n siyasi olarak iflkencecileri nas›l korudu¤unu görmüyor. Çünkü o da bu çark›n difllilerinden biridir flimdi.
Say› 87 15 23 Kas›m 2003
MAHKEME NE B‹L‹R! Yarg› da, infaz da polisten sorulur! Bu ülkede “yarg›”n›n ne durumda oldu¤unu herkes biliyor. Onlar›n “hukuka” göre de¤il de, polis fezlekelerine göre ceza verdi¤i de çok bilinen bir “mahkeme gerçe¤i”dir. Eskaza bir mahkeme polis fezlekesine göre davranmam›flsa da, polis b›rakmaz iflin peflini. O kendi “yarg›s›n›” uygular, o “ceza”n›n bir biçimde verilmesi için infazdan tehditlere, okuldan-iflten att›rmaktan tacize kadar her yolu kullan›r. Son örneklerden biri Malatya’da yafland›.
Say› 87 16 23 Kas›m 2003
‹nönü Üniversitesi Rektörlü¤ü, Malatya polisi taraf›ndan gönderilen bir yaz› üzerine, 1 May›s gösterilerine kat›ld›klar› gerekçesiyle daha önce gözalt›na al›nan 4 ö¤renci hakk›nda soruflturma açt›. Oysa bu ö¤renciler, daha önce polis taraf›ndan gözalt›na al›nd›klar›nda haklar›nda 1 No’lu DGM’de dava aç›lm›fl, 1 May›s eylemi s›ras›nda “polise mukavemet, tek tip elbise giymek” gibi gerekçelerle suçlanm›fllar ve bu davadan “suçun yasal unsurlar›n›n oluflmad›¤›” belirtilerek beraat etmifllerdi. Ama mahkemenin karar› polisi ba¤lam›yor. Güvenli¤i sa¤lamakla, hukukun uygulanmas›n› sa¤lamakla görevli polis, mahkeme karar›n› kaale alm›yor. O ne yap›p edip, ‘ceza’ verdirecek. Mahkeme arac›l›¤›yla olmad›ysa, Rektörlük arac›l›¤›yla. Suç orta¤› da haz›r. Koskoca(!) bir üniversite rektörlü¤ü, ‘karakol katibi’ gibi, polisin talimatlar› do¤rultusunda soruflturmalar aç›p, ifadeler al›yor. “Profesör” s›fat› tafl›yan bir ö¤retim
üyesinin ald›¤› ifade de polis ifadesini hiç aratm›yor: Prof. Dr. Mustafa K›l›ç adl› ö¤retim üyesinin Bedirhan Dönmez, Gökben Akkurt, Zeynel Ede, Volkan Hazdemir adl› ö¤rencilerin ifadesini al›rken sordu¤u sorulara bak›n: “Malatya Gençlik Derne¤i’ne üye misin? DHKP-C örgütüne üye misin? Üye isen ne zamandan beri? 1 May›s’a kat›ld›n m›, flama ve pankart tafl›d›n m›, polise copla sald›rd›n m›?” Soruflturma talimat›n› polisten alan rektörlük, anlafl›lan sorular› da polisten alm›fl! Rektörlü¤ün haz›rlad›¤› suçlama da polis fezlekesinden farks›z: Rektörlük, “Güvenlik kuvvetlerinin megafon ve di¤er usul ve tarzdaki sesli uyar›lar›na ald›rmayarak, sloganlar atarak yürümek, yolu trafi¤e kapatmak ve pankart ile flama sopalar›yla güvenlik kuvvetlerine sald›rmak”la suçluyor ö¤rencileri. “Polis devleti” her alana dal budak salm›fl. fiimdi bu ülkede, polise, “sen mahkemenin beraat ettirdi¤i kifliler hakk›nda üniversiteye hangi hakla yaz› gönderiyor, hangi hakla onlar hakk›nda yeniden soruflturma açt›r›yorsun?” diye sorabilecek bir mercii var m›? Yok! Polis devleti iflte budur. Yasama, yürütme, yarg› ayr›l›¤›, polisin infazlar›n›, iflkencelerini ve halk üzerinde estirdi¤i terörü aklamakta birleflmifltir. Haklar ve Özgürlükler Cephesi
 Yine Polis, Yine
Katletme Özgürlü¤ü Polis öldürme özgürlü¤ünü kullanmaya devam ediyor. ‹zmir'de kapkaç yaptı¤ı iddiasıyla yakalanan Yasin Çiftçi hastaneden kaçmak isterken, 'dur' ihtarına uymad›¤› bahane edilerek, polis tarafından kastedilerek ensesinden vuruldu. Hatay Dörtyol Sincan Köyü korucuları da, ‘dur ihtar›na uymad›’ diye kamyonet sürücüsü Mustafa Çakan’› kurflun ya¤muruna tuttu. Rize’deki olay ise flöyle gerçekleflti. 11 Kas›m günü Pazar ‹lçesi Bölge Trafik Müdürlü¤ü’nde görevli polis Mustafa Ya¤c›, Çay Fabrikas› Müdür yard›mc›s› Suat Ofluo¤lu (55) ve ayn› fabrikada veznedar olarak çal›flan Harun Hac›saliho¤lu’nu (53) tarayarak katletti. Muhabirimizin edindi¤i bilgiye göre, Ofluo¤lu ve Hac›saliho¤lu, bölge trafik karfl›s›nda kendi iflleriyle ilgilenirken, polis Mustafa Ya¤c›, "bana niye gülüyorsunuz..." diyerek atefl açmaya bafllad›. Her ikisini de kanlar içinde b›rakan polis, daha sonra çevreye rastgele atefl açmaya bafllad›. Polisin “psikolojik sorunlar›” oldu¤u aç›klan›rken, bu durumda neden eline silah verildi¤i sorular› cevaps›z b›rak›ld›. Tehditle rüflvetle ifl yapt›ran polis, hem Rize Devlet, hem de Ankara Numune Hastanesi’nden “sa¤lamd›r, silahl› göreve dönebilir” raporu alm›flt›.
Halk›n Öfkesi Korkuttu Katledilenlerin yak›nlar› ve halk, çevik kuvvet polisine, "halk› böyle mi koruyorsunuz" diye tepki gösterirken, polis hastaneden çekilmek zorunda kald›. Tepki ertesi günü cenazenin ard›ndan, Bölge Trafik Müdürlü¤ü önüne tafl›nd›. Burada halk›n karfl›s›nda çaresiz kalan polisler, Trafik Müdürlü¤ü’nü tümden terk ettiler. Ya¤c› ise ilçe d›fl›na kaç›r›ld›. Halen, halk›n hakl› öfkesine karfl›, ilçeye polis takviyesi yap›ld› ve iki panzer sürekli olarak bekletiliyor. AKP’nin polisi, hem katil, hem sorumsuz, hem de halk› sindirmeye çal›fl›yor.
Polis fiefleri, Gençlerimize Mafyac›, Pezevenk, Orospu Olun Diyor! Eskiflehir Emniyet Müdürü Mehmet Alptekin’in bir lisede ö¤rencilerimize ders verirken söylediklerini okudunuz mu? Okumad›ysan›z mutlaka okuyun. Okuyun ki, bu ülkede güvenli¤imiz, gençlerimizin e¤itimi hangi ellere, hangi kafalara teslim ediliyor, görün. fiöyle diyor bu “emniyet müdürü”; "Mafya flerefli bir ifltir. O kadar basit bir fley de¤ildir. Türkiye'de gördükleriniz çakald›r." Kafa yap›s› budur. Susurluk, mafyan›n da içinde bulundu¤u bir örgütlenmedir; Susurluk’u “flerefli” görenlerin ortak kafa yap›s› budur. Nedir bu mafya; dünya çap›nda uyuflturucudan kad›n ticaretine, her türlü pisli¤in organizasyonunu yapan çeteler de¤il mi? Bunlara “flerefli” diyen kafa yap›s›n›n hak, hukuk, adalet anlay›fl› da mafyadan al›nm›flt›r. Emniyet Müdürü, zaten gençlerimizi “e¤itmek” için yapt›¤› konuflman›n devam›nda bunlar› da daha aç›k söylüyor: “Terörle Mücadele'de 20 y›l müdürlük yapt›¤›n› kaydeden Alptekin, tüm sloganlar›n hak, adalet, eflit paylafl›mla bafllad›¤›n› söyleyip, "Sa¤ da, sol da, irtica propagandas› da böyledir. Baflka cümlesi yoktur" deyip, sözlerini flöyle sürdürdü: "Toplumumuzda bir laf vard›r, 'Bu düzen de¤iflmelidir' diye. Bu, 'Mevcut yönetenler yeterince bu halk› düzdü, b›rak›n biraz da biz düzelim’ demektir.” Bu beynin i¤rençli¤ine bak›n. Hak, adalet, eflitlik, b›rak›n bunlar› diyor. Ve daha vahimi; bir ülkeyi, halk› yönetmeyi, iktidar olmay› “halk› düzmek” olarak görüyor. Kendisi de bu ahlaks›zl›¤›n uygulay›c›s› olmakta hiç sak›nca görmüyor.
“Terörle mücadele” dedikleri iflte bu ahlaks›zl›k, soysuzluktur! Kim bu “terörle mücadele” polisleri? Ne yaparlar, nas›l düflünürler? Eskiflehir Emniyet Müdürü bunun tipik bir örne-
¤idir. AKP’nin polis fleflerinin hepsi ayn› tornadand›r. AKP’in ‹çiflleri Bakan› Aksu, bu türleri terfi ettirmeye devam ediyor. Bunlar günlük hayatta “terörle mücadele” diye neler yaparlar, flöyle bir düflünün? Bütün düflünceleri, hak, adalet, eflitlik isteyenleri izlemek, korkutmak, tehdit etmek, sindirmektir. Takip, taciz, iflkence “terörle mücadele” polisinin günlük iflidir. Hatta savc›lar›, mahkemeleri bile bask› alt›na almak, medyada komplo-provokasyon haberleri yay›nlatmak da onlar›n iflleri aras›ndad›r. Günlük mesailerinin önemli bir bölümünü demokratik kitle örgütlerinin kurulmas›n›, örgütlenmesini engellemek için ay›r›rlar. Derneklerin üyelerini tek tek izler, tehdit eder, dernek üyelerinin veya iliflkilerinin evlerine, iflyerlerine kadar giderek taciz ederler. Bina sahiplerinin binalar›n› derne¤e kiraya vermesini engellemekten, demokratik mücadelede yeralanlar› ifllerinden att›rmaya kadar her türlü yöntemi kullan›rlar. ‹nsanlar› mücadeleden, örgütlenmeden al›koymak için sadece iflkencelere gözalt› ve tutuklamalara baflvurmakla yetinmezler. Para teklif etmekten, flantaja kadar her yöntem vard›r onlar›n “çal›flmalar›” aras›nda. Gözalt›na ald›klar›na söylemeyi en çok sevdikleri söz fludur: “B›rak›n bu iflleri, hayat›n›z› yaflay›n!” Hayat›n› yaflamaktan anlad›klar› ise, Eskiflehir Emniyet Müdürü’nün sözlerinde vard›r; mafyac› olun, fuhufl yap›n, çal›n ç›rp›n köfleyi dönün, hayat›n›z› yaflay›n! Halk›n sorunlar›n›, ülke sorunlar›n› düflünmeyin, devrimci olmay›n, vatansever olmay›n, “birey” olun, kendinizi kurtar›n. Bu kadro, bu kafa yap›s›, günde, ayda, y›lda kaç bin kifliyi iflkenceden geçiriyor, kaç bin, yüz bin kifliyi copluyor, tehdit ediyor, bir hesaplamaya çal›fl›n isterseniz. Hesaplayamazs›n›z. Ama kendi verdikleri rakamlar bile iflkencenin boyutunu göstermeye yetiyor: 14 Kas›m tarihli gazetelerde yer alan Emniyet Genel Müdürlü¤ü kay›tlar›na göre, bu ülkede “son 8 y›l içinde 2 milyon 59 bin kifli gözalt›na al›nm›flt›r.” Bir baflka rakam, bu ülkede 7 milyon kiflinin “sab›kal›” yap›ld›¤›n› gösteriyor. ‹flte bütün bunlar, bu “kafa”yla yap›l›yor. Ülkeyi yönetmeyi “halk› düzmek” olarak gören kafan›n baflka türlü davranmas› da mümkün de¤ildir.
Say› 87 17 23 Kas›m 2003
Bu kafay› flu veya bu polise, emniyet müdürüne özgü sanmay›n. Emniyet Genel Müdürlü¤ü Sözcüsü AKP’nin “gözde” polis fleflerinden Feyzullah Aslan, Eskiflehir Emniyet Müdürü’nün sözleri üzerine “sürçü lisan olmufltur” diyerek bu kafa yap›s›n› korumaya, savunmaya devam etmifltir. Hemen burada geçen hafta Baflbakan taraf›ndan yap›lan bir aç›klamay› hat›rlatal›m: “Baflbakan› Tayyip Erdo¤an, sadece ‹stanbul’da 700’den fazla polisin, uyuflturucu, esrar, eroin baflta olmak üzere, kaçakç›larla iflbirli¤inden a盤a al›nd›¤›n› söyledi.” Üstelik bunlar sadece “alttakiler”. Üsttekilere yine dokunulmuyor. Uyuflturucu, fuhufl, kaçakç›l›k flebekelerinin en üst düzeydeki organizatörleri polis flefleri olarak yerlerini koruyor.
Gençlerimizi, düzenin teröründen ve ahlaks›zl›klar›ndan koruyal›m!
Say› 87 18 23 Kas›m 2003
fiimdi bir de flunu sorun kendinize: Bu kafa yap›s›na sahip birini Eskiflehir Atatürk Lisesi ö¤rencilerine “e¤itim vermek” için görevlendiren kim? Biliniyor ki, bu sadece Eskiflehir’de olmuyor. Hemen her ilimizde, ilçemizde, polis müdürleri her y›l çocuklar›m›za “terörle mücadele konusunda bilgilendirmek” ad› alt›nda bu ahlaks›zl›klar›, bireycili¤i anlat›yorlar. Gençlerini böyle e¤iten bir düzen, bafltan bozuktur. Eskiflehir Emniyet Müdürü, terörle mücadele flubesinde “görev” yapt›¤› 20 y›l boyunca yapt›¤› iflkenceler, infazlar sonucunda o göreve getirilmifltir. Düzen hangi polis daha çok iflkence, infaz yap›yorsa, onu terfi ettiriyor. Sonra da o eli kanl› kiflileri, çocuklar›m›z› e¤itmesi, korkutmas› ve ahlaks›zl›¤a teflvik etmesi için görevlendiriyor. “Kafa yap›s›” bozuk olan Eskiflehir Emniyet Müdürü de¤il, bu düzenin kendisidir. O sadece bu düzene uygun bir kafad›r. Çocuklar›m›zdan da böyle olmas›n› istiyor. Bu mafyac›, iflkenceci derhal görevden al›nmal›, iflkencecilerin, eli kanl› katillerin çocuklar›m›za “ders” vermesi uygulamas› durdurulmal›d›r. Çocuklar›m›z› iflkencecilere teslim etmeyece¤iz. Onlar›n beyinlerinin bu ahlaks›zl›klarla doldurulmas›na izin vermeyece¤iz.
Haklar ve Özgürlükler Cephesi
Faflizmin Gözalt› Tutkusu! Yaflad›¤›m›z Vatan Dergisi’nin 17 Aral›k 2001 tarihli 119. say›s›ndaki bir yaz›n›n bafll›¤› flöyleydi: Gözalt›ndaki Ülke... Geçen hafta yap›lan bir aç›klama, bu gerçe¤in hiç de¤iflmedi¤ini gösteriyor. Emniyet Genel Müdürlü¤ü’nün 2003 kay›tlar›na göre, “son sekiz y›l içinde 2 milyon 59 bin 25 kifli gözaltına alındı.” 2001 y›l›nda ‹çiflleri Bakanl›¤› taraf›ndan yap›lan aç›klamada “1995-2001 aras›nda ülke genelinde 1 milyon 740 bin 70 kiflinin gözalt›na al›nd›¤›...” belirtiliyordu. 2001’den 2003’e kadar hiç durmaks›z›n her ay yüzbinleri gözalt›na alarak rakam› 2 milyona ç›karm›fl bulunuyorlar. Burjuva bas›n bile bu rakam› “Gözalt› bilançomuz korkunç” bafll›¤›yla verdi. Evet korkunç! 2 milyonu aflk›n insan sadece 1995’ten bu yana gözalt›na al›nanlar›n say›s›. Geriye do¤ru, 1995’ten önce, mesela 1980’den bugüne gözalt›na al›nanlar›n rakam›n› düflünün. Kaba hesapla 4-5 milyon olacakt›r ortaya ç›kacak rakam. Gözalt›na kurban vermemifl hemen hiçbir aile kalmam›fl demek ki bu ülkede. Bu kadar büyük ve “korkunç” bir gözalt› rakam›, mevcut sistemin halk düflmanl›¤›n›n, zulümle yönetti¤inin kan›t›d›r. AKP’nin ‹çiflleri Bakan›, iktidara geldiklerinde “Huzur operasyonlar›” ad› verilen terör operasyonlar›n›, “çevirme”leri kald›raca¤›n›, gözalt›lar›n usülüne uygun yap›laca¤›n› vadetmiflti. “AB’ye uyum” olacakt› ya! Fakat gözalt› rakamlar› da gösteriyor ki, polisin hükmü sürüyor. Sak›n kimse, polis hükümete ra¤men yap›yor diye düflünmesin. Polis, AKP’nin polisi’dir. Y›llard›r, ANAP döneminden beri Abdülkadir Aksu’nun yerlefltirdi¤i kadrolar kilit noktalardad›r. Alt› y›lda iki milyon kiflinin gözalt›na al›nd›¤› bir ülkede kim hangi demokrasiden, hangi özgürlüklerden, insan haklar›ndan bahsedebilir? 12 Eylül’de gözalt›na al›nan 650 bin kifliden s›k s›k sözedilir. Sonraki AB’ye uyumcu iktidarlar, 12 Eylül’ü geride b›rakm›fllard›r. Faflizmin gözalt› tutkusu bitmez. Çünkü faflizm, tüm halk› fiflleyerek, izleyerek, iflkence tezgahlar›ndan geçirerek ve mümkün oldu¤u kadar›n› da hapsederek yönetir. Mümkün olabilse, tüm ülkeyi bir hapishaneye çevirmek, tüm halk› bir çal›flma kamp›nda toplamak ister.
Emperyalist Tekellere Köle Olacak
Tütün Köylüsü 574 Bin Aile Özellefltirmenin iç yüzünün bütünüyle ortaya ç›kt›¤› flu günlerde, TEKEL’i sigara ve içki olarak ikiye bölüp satmakta kararl› olan AKP iktidar›, bu karar›yla 574 bin aileyi, emperyalist tekellerin karflısında “yalnız ve çaresiz” bırakmaya haz›rlan›yor. Konuya iliflkin bir rapor haz›rlayan Tütün Eksperleri Derne¤i, TEKEL’in özellefltirilmesinin üreticiye, tüketiciye, iflçiye verece¤i zararlar› flöyle s›ralad›: “TEKEL: Yerli tütünden yapılan sigaralar üretilmeyecek. Türk tütünü alımları azaltılacak. TEKEL'in sigara pazarındaki payı düflecek. Çiftçiler: 574 bin aile gelir kaybına u¤rayacak, kente göç yaflanacak. Sözleflmeli tafleron üretici olan çiftçi aileleri, uluslararası flirketler karflısında yalnız kalacak. Kamu Yönetimi: Yönlendirme ve denetim gücünü yitirme tehlikesiyle karflı karflıya kalacak. Dünyadaki stok fazlası tütün ve sigaraların iç pazara girmesi sa¤lanacak. Dıfl satım azalacak, dıflalım artacak. Tarım: Tarımsal üretim planlamasından vazgeçilecek.”
Tekellere Özgürlük, Tütün Köylüsüne Kölelik Özellefltirme ile birlikte, tütün al›m sat›m›n›, emperyalist tekeller, yani piyasa belirleyecek. Üreticilere dayat›lan sözleflmede, emperyalist tekellere hiçbir sorumluluk yüklenmezken, üretici her yönüyle sözleflme imzalad›¤› tekele ba¤›ml› hale geliyor. Buna göre, tütün tekeli düflük fiyat da verse, baflka nedenlerle de olsa,
köylü ürününü üçüncü bir kifliye satamayacak, devredemeyecek, aksi takdirde ürün kazancının yarısın› tazminat olarak al›c›ya ödeyecek. Ürününü, ihtiyaç duydu¤unda teminat ya da rehin olarak gösteremeyecek, üretim için gerekli alet ve hammaddeyi temin edecek, baflka al›c› ile çal›flmayacak, tarlas›na baflka ürün ekemeyecek, do¤al afetten kaynaklanan riskleri üstlenecek... Her sözleflme gibi, yükümlülüklerin karfl›l›kl› olmas›n› düflünüyorsan›z, yan›l›yorsunuz. Ayn› sözleflme, tekeller (ya da tütün tüccarlar›) taraf›ndan devredilebilecek, sat›labilecek. Dolay›s›yla sözleflme ile birlikte köylü de baflka bir tekele sat›lm›fl olacak. Keza, tütün bedelini ödemeyen, sözleflmede belirlenen ödeme zaman›na uymayan tekele de hiçbir yapt›r›m öngörülmüyor.
AKP, Tütün Köylüsünün ‹pini Çekiyor K›saca özetledi¤imiz ve TEKEL’in özellefltirilmesi ile ortaya ç›kacak tablonun sorumlusu AKP iktidar› olacakt›r. Ege’nin, Güneydo¤u’nun, Karadeniz’in yoksul köylüsünden, “sorunlar›n›za çare bulaca¤›z, yoksulluk son bulacak” diye oy alan AKP iktidar›, IMF’nin talimatlar› karfl›s›nda köylüye verdi¤i sözü unutmufl, gelece¤ini, ürününü emperyalist tekellere peflkefl çekiyor. Halk›n tüm kesimlerine oldu¤u gibi, tütün üreticilerinin tekellerin tefeci tüccar›n kölesi haline getirilmesi, AKP’nin umurunda de¤ildir. O, “yabanc› sermayeyi çekmek” sözleriyle allay›p pullay›p, sanki halk›n yarar›na bir durummufl gibi sundu¤u, emperyalist tekellerin ç›karlar›n› düflünür.
Madenci 4 Ayd›r Grevde Amasya Yeni Çeltek’te 520, Sorgun Çeltek'ten de 80 madenci ücret art›fl› için 22 Temmuz’dan bu yana grevde. Madencilerin bayrama grevle gireceklerini belirten Türkiye Maden-‹fl Sendikası Çeltek fiube Baflkanı Gülahmet Güven, iflçilerin, sendika seçimlerinde patronun istedi¤i yönetimi seçmedi¤i için cezaland›r›ld›¤›n› belirtti ve bunu da, iflçilerin istedi¤i ile iflletme müdürü Mahmut Demir’in verdi¤i aras›nda çok az fark olmas› ile aç›klad›. Güven, madencinin yerin 600 metre altında da yerin üstünde de flartlarının çok zor oldu¤unu, asgari ücretle yaflayamaz hale geldi¤ini belirtti.
Sendikalaflma Yasal, Ama Tahammül Yok Diyarbakır Hava Kuvvetleri Komutanlı¤ı 2. Taktik Lojmanları’n›n kap›c›lar› Belediye-‹fl Sendikası’na üye oldu¤u için iflten at›ld›lar. 83 iflçinin at›lmas›na, Lojman Yönetim Kurulu karar verdi. Sendikaya üye olmak yasalarda var, ama patron her türlü yasad›fl› yolu kullanarak bu hakk› yokediyor. Hele patron ordu ise, yasalar› hiç dikkate alm›yor.
Haklar›n› istediler AKP Yarg›l›yor Kayseri’de kapat›lan Çinkur iflçilerinin, ödenmeyen tazminatlar›n› istemek için Abdullah Gül’ün Kayseri ziyareti s›ras›nda yol kesip eylem yapan iflçiler, yarg›lan›yor. Yasal haklar›n›, mahkeme karar› olmas›na ra¤men 4 y›ld›r ödenmeyen kıdem tazminatlarını isteyen emekçiye AKP iktidar›n›n cevab› yarg›lama, gözda¤›, emekçi düflmanl›¤›.
Say› 87 19 23 Kas›m 2003
Emekçiler’den
Emekliler Ankara’ya Yürüdü AKP Emeklilere Hesap Verecek
Say› 87 20 23 Kas›m 2003
- ‹nsanca yaflayabilecek maafl - Toplu tafl›ma araçlar›nda indirim - Huzurevlerinin yeterli hizmet verecek, ça¤dafl donan›ma kavuflturulmas› - Sosyal güvenli¤in özellefltirilmesinin durdurulmas› - Eflit, paras›z sa¤l›k hizmeti - Emekliler Sendika Yasas› ç›kar›ls›n
Emekli-Sen üyeleri, ‘haklar›m›z ve insanca yaflamak için Ankara'ya yürüyoruz’ slogan›yla, 15 Kas›m’da ‹stanbul, ‹zmir, Gaziantep’den yola ç›kt›lar. ‹stanbul Kadıköy’de yap›lan u¤urlamaya, Temel Haklar destek verirken, D‹SK Genel Baflkanı Süleyman Çelebi de kat›ld›. “Banka Kuyruklar›na Hay›r”, “AKP Emekliye Hesap Verecek” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde konuflan, EmekliSen Marmara Bölge Sorumlusu Hasan Kaflgır, sendikalarını, demokrasi mücadelesinden emekli olunmaz sloganı ile kurduklarını belirterek, “iflsizlerden sonra en ma¤dur kesimiz.” dedi.
Kocaeli’de Temel Haklar’›n da bulundu¤u DKÖ’ler taraf›ndan karfl›lanan ve 400 kiflilik bir eylem yapan emekliler 17 Kas›m’da Ankara’ya “Emekliyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z” sloganlar›yla ulaflt›. Toplad›klar› 50 bin imza hükümete teslim edilirken, Abdi ‹pekçi Park›’nda yap›lan aç›klamada, genel baflkan Veli Beysülen sendikan›n taraf olaca¤› flekilde hükümete çözüm ça¤r›s› yapt›. Bu arada parkta açl›k grevinde bulunan aileler ile emekliler güzel bir dayan›flma örne¤i göstererek, birbirlerine baflar› dilediler.
KESK 4 Aral›k’ta Grevde KESK, 15 Kas›m günü, Kamu Yönetimi Temel Kanunu’nu protesto için, Ankara’da eylemdeydi. Ulus Heykel’den Sakarya Caddesi’ne yürüyen emekçiler, “Tüccar Devlet ‹stemiyoruz”, “Özellefltirmelere Direnece¤iz” dövizleri açarak, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak” sloganlar› att›lar. Burada bir konuflma yapan KESK Dönem Sözcüsü Erkan Sümer, bütçeyi ve kamu yönetimi yasas›n› elefltirerek, “e¤er bu tasar› geri çekilmezse 4 Aral›k’ta yine hizmet üretmeyece¤imizi hayk›rmak için buraday›z” dedi. Emekçiler s›k s›k “4 Aral›k’ta Grevdeyiz” slogan› att›lar. Bu arada, TTB Merkez Konseyi, Erdo¤an’›n randevu taleplerine cevap vermemesi ve 5 Kas›m’da dile getirdikleri taleplerin dikkate al›nmamas› üzerine, yeni eylem kararlar› ald›. Aralık ayının ilk 10 günü içinde eylemlerinin bafllayaca¤› belirtilerken, AKP’nin taleplerine karfl›l›k vermek yerine, sa¤lık ocaklarıyla pratisyen hekimli¤ini, iflçi sa¤lı¤ı ve iflyeri hekimli¤ini yok edecek adımlar att›¤›na dikkat çekildi.
Kent-Yol ‹flçileri Sendika Hakk› ‹çin Mücadele Ediyor fiiflli Belediyesi kurulufllar›ndan KentYol A.fi.’nde asgari ücretle çal›flan 800 iflçinin 450’sinin Belediye-‹fl’e üye olmas› ve sözleflme yetkisini almas›n›n ard›ndan belediyenin itiraz› üzerine bafllayan mahkemenin duruflmas› 13 Kas›m’da yap›ld›. Mahkeme, belediyenin T‹S’i engelleme baflvurusunu reddederken davay› 4 Aral›k gününe erteledi. Duruflma ç›k›fl›nda bir aç›klama yapan Belediye-‹fl 3 No’lu fiube Baflkan› Hüseyin Ayr›lmaz, iflçilerin belediyenin temizlikten çevre düzenlemesine kadar birçok ifli yapmas›na karfl›n, açl›k s›n›r›n›n alt›nda bir ücretle ve günde 10-12 saate varan sürelerle çal›flt›r›ld›klar›n› belirtti. Sendikalaflmalar›n›n engellenmek istenmesine tepki gösteren iflçiler, taleplerinin kabul edilmesini istedikleri eylemde, “Direne Direne Kazanaca¤›z” sloganlar›n› hayk›rd›lar.
PTT ‹flçileri Direniyor ‹stanbul'da, PTT Bahçelievler Da¤ıtım Merkezi'nde bir aydan fazla zamand›r kurduklar› çad›rda taleplerini duyurmak için direnen PTT emekçileri, direnifl içinde yapt›klar› çeflitli eylemlerini de sürdürüyorlar. Kadrolu iflçilerle ayn› ifli yapmalar›na karfl›n, daha düflük ücret alan ve tak›m sözleflmesi yapmay› talep eden tafleron iflçiler, direniflin 28. gününde aileleri ile birlikte PTT Baflmüdürlü¤ü önündeydiler. Üniversite gençli¤inin, Sirkeci Postanesi’ne kadar “PTT ‹flçisi Yaln›z De¤ildir” pankart›, "Eflitlik Özgürlük ‹flçilerle Gelecek" yazılı dövizlerle destek verdi¤i eylemde "Köle De¤il ‹flçiyiz, Birleflince Güçlüyüz" pankartı açan iflçiler, hükümete ve PTT Genel Müdürlü¤ü’ne kart gönderdiler. Eylemde, B‹S Genel Sekreteri Yılmaz Emir iflçilerin taleplerini dile getiren bir konuflma yapt›.
Türk-‹fl’te Kongreye Do¤ru...
‹flçiye Hangi ‘Bay Baflkan’ ‹hanet Edecek? Türk-‹fl aralık ayının baflında yeni yönetimini belirlemek için kongre yapacak. “Baflkanlar kurulumuzda sorun olmaz, bu dönem kimi seçelim diye oturup konuflur belirleriz” diyen bir yönetimin, elbette iflçilerin iradesi ile yeni bir yönetim belirlemeyece¤i aç›kt›r. Yine kulislerde, pazarl›klarla, ayak oyunlar› ile baflkan ve yönetim seçilecek. ‹flçi s›n›f›n›n sendikal mücadelesi için de¤il, bu mücadelenin önünde engel olmak için varoldu¤unu kan›tlayan Türk-‹fl, yeni dönemde iflçi s›n›f›na kimlerin ihanet edece¤ini de belirlemifl olacak ayn› zamanda. Türkiye’nin en büyük iflçi örgütünün, k›r›nt› halindeki dinamiklerini de giderek yitirdi¤i, flubeler düzeyinde mücadeleci bir anlay›fl yer yer varolsa dahi, yönetim düzeyinde, mücadelenin, alanlar›n, grevlerin, dayan›flman›n unutuldu¤u bir süreçte gidiliyor kongreye. Devrimci sendikac›lar›n bunun hesaplaflmas›n› ne düzeyde yapabilece¤ini görece¤iz. Ancak aç›k olan flu ki, zerrece coflkudan, heyecandan, iflçi s›n›f› ad›na yeni bir ç›k›fl aray›fl›ndan sözetmek neredeyse mümkün de¤il kongre arifesinde. Kald› ki, kongrede “faaliyet raporu” ad›na yönetimin neleri anlataca¤› da merak konusudur. ‹flçi s›n›f› mücadelesine ve örgütlülü¤üne en büyük darbe olan Kölelik Yasas› (‹fl Yasas›) onlar›n sayesinde sessiz sedas›z ç›kt›. Toplu sözleflmeler özelde patronlar›n, kamuda devletin iste¤i do¤rultusunda bitirildi, bitiriliyor. ‹flten atmalar tüm h›z›yla sürürken sendika a¤alar›n›n sessizli¤i de sürüyor. Ülkede yaflanan hiçbir hak arama eylemine destek, dayan›flma ol-
mad›¤› gibi, konfederasyon üyesi iflçilerin direniflleri de Türk-‹fl’in Salih K›l›ç do¤r udan ya da dolayl› deste¤iyle sonuçsuz b›rak›ld›. ‹flgal ortakl›¤› karar› desteklendi. F Tiplerinden Kürt sorununa kadar hiçbir demokratik talep, zulüm politikas› onlar› ilgilendirmedi. T‹S’e koydurduklar› ve “baflar›” diye sunduklar›, iflçi ç›karmalar›na iliflkin madde dahi, hükümet taraf›ndan birkaç ay sonra kaale al›nmad›. Elbette yine Türk-‹fl’in sessiz onay› ile AKP iktidar› bu kadar pervas›z olabildi. Salih K›l›ç baflkanl›¤›ndaki Türk-‹fl yönetiminin bunlar›n d›fl›nda anlatabilecek hiçbir fleyi yoktur. Hangi ‘bay baflkan’›n bir dahaki seçime kadar iflçi s›n›f›n› aldataca¤›, oyalay›p haklar›n› patronlara sataca¤›n›n belirlenece¤i kongrede, K›l›ç ya da baflka biri, sonuç olarak, sendika baflkanlar›n›n ve iflçileri temsilden uzak kulis delegelerinin seçece¤i bir yönetim, iflçi s›n›f›n›n haklar›na, ülkedeki demokrasi mücadelesine bir katk› sunmayacakt›r. Bu k›s›r döngüye son vermek, taban örgütlenmelerimizi yaratmaktan geçiyor. Devrimci, ilerici, s›n›f bilincine sahip iflçiler, iflçi önderleri mevcut yönetimin teflhiri ile birlikte, devrimci sendikal anlay›fl› s›n›fa tafl›mak durumundad›r. Taban örgütlenmelerinin giderek, bürokratik sendika yönetimlerini kuflat›p, sendikalar› iflçi s›n›f›n›n mevzileri haline getirmesi mümkündür.
Zab›ta Memuru Eylem Yapt› Keyfi bask›lar›, sürgünleri protesto eden Ankara’daki zab›ta memurlar›, Zab›ta Müdürlü¤ü önünde eylem yapt›. Tüm Bel-Sen fiube Baflkanı Burhan Poshoro¤lu, 60 zabıtanın 250 soruflturma ve cezaya u¤rad›¤›n› belirterek, gerekçenin “seyyar satıcılara müdahale etmeme”ye dayand›r›ld›¤›n› hat›rlatt› ve flöyle dedi: “Ankara’da yüzbinlerce iflsizin olması ve bunların seyyar satıcılık yapması zabıtadan mı kaynaklanıyor?”. Bu arada eyleme tahammül edemeyen Zabıta Müdürü Hüseyin Gazi Tamer, memurlara soruflturma açma tehdidinde bulundu. Say› 87
Çukurova ‹flçisine Destek Art›yor ‹flten atılan Çukurova Tekstil iflçilerinin fabrika önündeki direniflleri sürüyor. Mersin ve Adana’dan çeflitli kitle örgütleri, sendikalar ziyaretleriyle iflçilere destek veriyor. TEKS‹F, KESK Adana fiubeler Platformu, Mersin Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Çukurova iflçisinin yanında oldu¤unu ziyaret ve aç›klamalar› ile dile getirdiler.
Tekel’de Eylem Adana Savafl Karflıtları Platformu, 14 Kas›m’da TEKEL Sigara önünde düzenledikleri eylemle özellefltirmeyi protesto etti. ‹flçilerin ve sendikacıların da katıldı¤ı eylemde özellefltirme karfl›t› sloganlar at›l›rken, platform adına yap›lan konuflmada, emekçiler ve ezilen halklar özellefltirmelere karflı mücadeleye ça¤ır›ldı.
21 23 Kas›m 2003
Cam ‹flçisi De Ankara’da
Say› 87 22 23 Kas›m 2003
Eskiflehir Paflabahçe iflçileri Ankara’ya yürüdü. ‹flten at›lanlar›n say›s› 412’ye ulafl›rken, cam patronunun yasa kural tan›maz bask›lar›na karfl›n direnifl kararl›l›kla sürüyor. ‹flçiler bu yürüyüflle bunu bir kez daha gösterdiler. Direniflin 52. günü olan 16 Kas›m’da, “iflveren Anayasa’yı çi¤neme gücünü nereden alıyor? Bunun cevabını aramaya gidiyoruz, Türk-‹fl’e ‘iflçine sahip ç›k’ demeye gidiyoruz” diyerek Ankara’ya yürüyüfl bafllatt›lar. Vardar ‹fl Merkezi önünde toplanan iflçiler, sendika hakkı, ifl ve afl için direndiklerini belirttiler. DKÖ’lerin de destek verdi¤i eylem s›ras›nda, “‹flçiyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z”, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak”, “Geliyor Geliyor, Genel Grev Geliyor” sloganlar› at›ld›. Yak›nda 13 cam fabrikas›nda grevlerin bafllat›laca¤›n›n belirtildi¤i aç›klaman›n ard›ndan, akflam vardiyas›ndan ç›kan arkadafllar› ile buluflan iflçiler Ankara’ya do¤ru yola ç›kt›lar. Köy Hizmetleri’nde önleri polis panzerleriyle kesilen iflçiler, buradan otobüslere bindiler.
‹flçiler De Ankara’da Memurlar, depremzedeler, TAYAD’l›lar, ö¤renciler, emekliler ve iflçiler; sorunlar›m›za çare bulun diyerek geldiler Ankara’ya. Ankara’n›n kula¤› sa¤›r, çözümsüz, çünkü orada oturanlar sadece tekellerin sorunlar›n› çözmek için varlar. Paflabahçe iflçisi de, sorunlar›na çözüm aramak için 17 Kas›m günü Ankara’ya ulaflt›¤›nda ilk hedefleri Türk-‹fl oldu. Aylard›r süren direnifle karfl› ilgisizlikleri, iflbirlikçi Çimse-‹fl de ayn› konfederasyon üyesi olmas›, Türk-‹fl koltuk, ç›kar hesab› yapar-
ken, iflçilerin evlerine ekmek götüremez durumda olmalar› gibi bir çok nedeni vard› bunun.
‘Bay Baflkanlar’ Koltuk ‹flçi Hak Mücadelesinde Paflabahçe iflçilerinin Türk-‹fl önüne geldi¤inde içeride baflkanlar kurulu toplant›s› yap›l›yordu. Tam 5,5 saat tart›flt›lar! Tart›flt›klar› ne iflçi s›n›f›n›n genel sorunlar› ne de kap›lar›na dayanan Cam iflçisinin açl›¤›, sendika mücadalesiydi. Kim baflkan olacak, kim hangi koltu¤u kapacakt› tek sorunlar›. Konutkent'ten Türk-‹fl Genel Merkezi'ne kadar sloganlarla yürüyen iflçiler, Türk-‹fl önünde bir aç›klama yapt›lar. Sendika genel baflkanlar›n›n toplant› ç›k›fl›nda yap›lan eylemde mücadele etmeyen, direnifle destek vermeyen Türk-‹fl, “Türk-‹fl Uyuma ‹flçiye Sahip Ç›k” slogan›yla protesto edilirken, fiiflecam patronunun yasal haklar›n› kullanmalar›na zorbal›kla engel oldu¤unu dile getirdiler. AKP’ye seslenen iflçiler; “Hükümet, devlet kurumları nerede? 53 gündür Anayasa ayaklar altında, Eskiflehir T.C. sınırları içinde de¤il mi? Yoksulun oyu ile ifl-afl diyerek iktidara gelenler flimdi nerede” diye sordular. “Açlıkla terbiye etmeye kalkıflanlar yanılıyor.” diyen iflçiler, “‹nsanlık onuru açlıkla terbiye edilemez. Bu ifl onur sorunudur. Ya insan gibi onurumuzla sendikamızı seçece¤iz, ya da onurumuzu kaybedip kulköle olaca¤ız” dediler. “fiiflecam iflçisi direniflin simgesi” sloganlar› atan iflçiler, aç›klanan programa göre, “Sorunlar›m›z› canl›lar›na ilettik çözüm bulmak, art›k ölülerden medet umuyoruz” diyerek An›tkabir ziyareti, CHP, AKP ile görüflmeler yapacak ve 37 Aral›k günlerinde toplanacak Türk-‹fl'in 19. Ola¤an Genel Kurulu'na kat›larak sorunlar›n› anlatmak için söz hakk› isteyecek. ‹flçiler, sorunlar› çözülene Ankara’da kalmay› düflündüklerini ifade ettiler.
AKP ‹ktidar› ESK Oyununda ‘Genifl Kat›l›m’ Demagojisiyle Kan Tazelemek ‹stiyor! Emekçi düflmanl›¤› tescilli olan AKP iktidar›, iflçi s›n›f›n›n mücadelesini engellemek, sendikac›l›¤› patron-iktidar masas›na, “uzlaflma” söylemlerine mahkum etmek için kurulan Ekonomik ve Sosyal Konsey (ESK) Yasas›’n› de¤ifltirmeye haz›rlan›yor. Hat›rlanaca¤› gibi, D‹SK, TÜS‹AD’›n bu toplant›lara kat›lmas›n›n yasal olmad›¤›n› belirterek toplant›y› terk etmiflti. AKP iktidar› hem TÜS‹AD'ın katılımını yasallaflt›rmak, hem de geniflletme ad›yla bu aldatmay› kan tazeleyerek sürdürecek. Sorun ESK’ya kaç kurumun kat›ld›¤›, patron örgütlerinin mi iflçi örgütlerinin mi ço¤unlukta oldu¤u de¤ildir. ‹flçi örgütleri ço¤unlukta olsa ne olur? ‹flçi s›n›f›n›n gücü, üretimden gelen gücüdür, direnifltir. Bunun d›fl›ndaki aray›fllar›n tümü nihayetinde patronlar›n de¤irmenine su tafl›makt›r. ESK’n›n kuruldu¤u 2001’den bu yana iflçi s›n›f› ne kazand›, ne kaybetti dökümü yapmak bile, bu ESK oyununa son verilmesi gerekti¤ini gösterir. D‹SK baflta olmak üzeri konfederasyonlar, ESK aldatmas›na daha fazla alet olarak s›n›fa ihaneti büyütürler.
‹flgale Son! Irak iflgali ve AKP çeflitli eylemlerle protesto edilmeye devam ediliyor.
 ‹ZM‹R’de Savafl Karfl›t› Platform 14 Kas›m’da "‹flgal Tezkeresi Geri Çekilsin, Irak'ta ‹flgale Son!" içerikli imza kampanyas›nda toplanan imzalar› TBMM’ye göndermesinin ard›ndan 15 Kas›m günü ‹ngiliz Konsoloslu¤u’na yürümek istedi. Polis kitlenin önüne barikat kurarken, Güvenlik fiube Müdürü Celil Taflk›n, "Kesinlikle yürütmeyece¤iz, yürürseniz ne yapaca¤›m› biliyorum. Buras› dingonun ah›r› m›, hadi gelin de görüflelim" sözleriyle, AKP’nin polisinin demokratik haklardan ne anlad›¤›n› da gözler önüne serdi. Bunun üzerine Alsancak Tren Gar'› önünde oturma eylemi yapan kitle, "Emperyalist ‹flgale Hay›r, Kürt Sorununa Demokratik Çözüm, Kölelik Yasas›na Hay›r, Emekten ve Ezilenden Yana Yasalar Ç›kar›ls›n, ‹mral› ve F Tipi Cezaevleri Kapat›ls›n” vb döviz ve pankartlar açt›lar ve bir bas›n aç›klamas› yapt›lar.  MERS‹N’de Emek Platformu taraf›ndan düzenlenen "Y›k›m Yasalar›na, 2004 Rantiye Bütçesine ve Irak’ta ‹flgale Hay›r" mitingine 2 bin kifli kat›ld›. 15 Kas›m günü düzenlenen mitinge Haklar ve Özgürlükler Cephesi "YÖK'e ‹flgal Ortakl›¤›na ve Tecrite Son" pankart› ve k›z›lbayraklar›yla kat›l›rken, direniflteki Çukurova Tekstil iflçileri "‹flimizi ve Haklar›m›z› ‹stiyoruz“ pankart›yla yerlerini ald›lar. Mersin "Zafer Direnen Emekçinin Olacak" sloganlar›yla iflçilerin selamland›¤› yürüyüfl boyunca s›k s›k "Katil ABD Or tado¤u'dan Defol, Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz, Kahramanalar Ölmez Halk Yenilmez, Halk›z Hakl›y›z Kazanaca¤›z" sloganlar› at›ld›. Alanda yap›lan konuflmalarda, ç›kar›lan yasalar ve iflgal elefltirilirken, Haklar ve Özgürlükler Cephesi’nin tertip komitesine bildirdi¤i sloganlardan, kabul edilmeyen sloganlar›n tümünün içerisinde “tecrit” kelimesinin geçmesi, sansürcü zihniyetin bir yans›mas›yd›.
 Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i, Irak'taki ABD iflgalini, 14 Kas›m günü ‹stiklal Caddesi’nde yapt›klar› cüppeli yürüyüflle protesto ettiler. ÇHD ad›na yap›lan aç›klamada, halkların yerinin iflgalcinin yanında de¤il, Irak halkının yanında olması gerekti¤i belirtildi.
“Öcalan üzerindeki tecritin kald›r›lmas›” için eylemler sürüyor. Kendisi eski bir gerilla olan PJA üyesi Fatofl Sa¤lamgöz, 11 Kas›m gecesi ‹sveç'in Göteborg flehrindeki ifllek bir meydanda bedenini atefle vererek flehit düfltü. Sa¤lamgöz, arkasında bıraktı¤ı mektuplarda Öcalan'a yönelik tecriti protesto etti¤ini belirtti. ‘Toplumsal Bar›fl ‹çin Gençlik Giriflimi’, Öcalan’a yönelik tecrit uygulamas›n› protesto etmek için 18 Kas›m günü ‹stanbul Adliyesi’ni iflgal etti. Adliye binas›na “Kürt Sorununa Demokratik Çözüm. ‹mral› Cezaevi Kapat›ls›n” pankart› açan 25 kiflilik grup, “Operasyon De¤il Demokratik Çözüm, Bijî Biratiya Gelan” ve “Bijî Serok Apo” sloganlar› att›lar. Oligarfli medyas›, polisi, hükümetiyle “terör” demagojisiyle, sesini duyurmak isteyen, sansürlenen bir soruna dikkat çekmek isteyenlere sald›rd›. Halk›n tüm kesimleri sesini duyurmak, taleplerini dile getirmek zorundad›r. Siz bunun yollar›n› gaz bombalar›yla terörle bast›r›rsan›z, binlerce insan›n kat›ld›¤› mitingleri görmezden gelir, sansürlerseniz, o da duyurmak için daha etkili yollara baflvuracakt›r. Terör demagojisi yapanlar, halk›n demokratik taleplerini, tepkilerini görmezden gelenler, sansürleyenlerdir, halk› terörle, bask›yla susturmak isteyenlerdir.
Say› 87 23 23 Kas›m 2003
‘Kürtçe Yay›n Genelgesi’ Ve
‹nkarc› Faflist Kafa RTÜK’ün, TV ve radyolarda “Kürtçe yay›n”a iliflkin haz›rlad›¤› genelge, Baflkan Fatih Karaca taraf›ndan 18 Kas›m’da aç›kland›.
Yönetmeli¤in Ad› Bile, ‹nkar›n Belgesi
Say› 87 24 23 Kas›m 2003
RTÜK taraf›ndan haz›rlanan yönetmeli¤in ad› flu: “Türk Vatandafllar›n›n Günlük Yaflamlar›nda Geleneksel Olarak Kulland›klar› Dil ve Lehçelerde Yay›n Yap›lmas›na ‹liflkin Yönetmelik” Bir kere, yönetmelik “Türk vatandafllar›” için haz›rlanm›fl. “Türkiye Cumhuriyeti vatandafllar›” denilmemesi bir “hata” de¤il elbette. Bafltan, Kürt, Arap, Laz herkes Türk oldu¤unu kabul edecek, dilleri ise, Türkçe’nin lehçesi. Oligarflinin, ony›llard›r çeflitli demagojilerle sürdürdü¤ü bu inkarc› politikadan, AB emretti diye, “özgürlük veriyorum” oyunu oynan›rken vazgeçece¤ini beklemek elbette hayaldir. Ancak faflist kafa yap›s›n›n akl› s›ra nas›l “incelikle” ›rkç›l›¤›n› sergiledi¤i böylece yeniden belgelenmifl oluyor. “Böyle bir sorun yoktur dersiniz, sorun yok olmufl olur” diyen Erdo¤an’›n beyni de oligarflinin politikalar›yla tam bir uyum halindedir. “Kürt kardefllerimiz” yoktur beyinlerinde, “ne mozayi¤i ulan” vard›r.
Denetimimde Olmayan Hiçbir Hakk› Vermem! Bu mant›k tüm hak ve özgürlükler için geçerlidir. Yönetmeli¤i haz›rlayan zihniyet de, buna göre hareket ediyor. Yönetmeli¤in yay›nlanmas›, sözkonusu hakk› do¤al olarak ortaya ç›karm›yor. Yani isteyen radyo ve TV’ler bu yay›nlar› yapamayacak. Bunun afla¤›da s›ralayaca¤›m›z, yay›n› kufla çevirme kurallar› olmakla birlikte, önce RTÜK’e baflvuru yap›lacak ve ‹Z‹N ALINACAK. Ben sana bu hakk› vermek zorunda kald›m, ama denetimim d›fl›nd a hiçbir
halk, milliyet dilinde yay›n yapamaz, e¤itim yapamaz deniliyor. Kürtçe kurslar›n›n kap›lar›n›n büyüklü¤ünün bile izin vermeme bahanesi yap›ld›¤› bir ülkede, yay›nlara hangi koflullarda izin verilece¤i s›r olmasa gerek. Yasal olarak var olup, fiili olarak iflletilmeyen, ya da kufla çevrilen haklar s›n›f›na böylece “Kürtçe yay›n” da dahil edilmifl olundu.
Kürtçe Yay›n Var, Kürtçe E¤itimi Ve Kültürü Yasak Yönetmeli¤e göre; - Televizyonlarda günde 45 dakikay› aflmamak üzere haftada toplam dört saat, radyolarda ise günde bir saati aflmamak üzere toplam befl saat, yay›n yap›labilecek. - “Geleneksel dil ve lehçelerdeki” yay›nlar› sadece kamu ve özel ulusal ölçekte yay›n yapan TV ve radyolar yapabilecek. Bölgesel kanallarda yay›n izninin verilmesi için “izleyici ve dinleyici profili çal›flmas›”n›n yap›lmas› beklenecek. - Televizyonlarda program an›nda mutlaka Türkçe altyaz› kullan›lacak... Radyolarda ise yay›ndan hemen sonra Türkçe tercümesi yay›nlanacak. - Yine yönetmeli¤e göre, sözkonusu dil ve lehçelerin Ö⁄RET‹LMES‹NE YÖNEL‹K YAYIN YAPILAMAYACAK! Nas›l haz›rlar›m da, denetimim d›fl›nda, medya tekellerinin TV’leri d›fl›nda kimseye izin vermem, Kürt halk›n›n ve Laz, Çerkez, Arap, Gürcü milliyetlerden halklar›n dilini, kültürünü, e¤itimini gelifltirmesini nas›l engellerim düflüncesiyle bir yönetmelik ancak bu flekilde haz›rlanabilir. Do¤an Medya’n›n, Karamehmet’in, Cinerler’in yapaca¤› Kürtçe yay›ndan ne ç›kaca¤› belli de¤il mi; televole, magazin, devletin yalanlar› ve karfl›devrimci propagandalar› Kürtçe olarak yay›nlanacak. Bölgesel kanallara iznin meçhule ertelenmesi, ya denetimi kaç›r›rsam, ya yerelde istemedi¤im kifli ve kurumlar yay›n yaparsa korkusundan kaynaklan›yor. Kürtçe d›fl›ndaki dilleri konuflan halklar›n en az›ndan belli bir ço¤unluk oluflturdu¤u bölgelerde yapabilecekleri yay›nlar›n önüne de böylece geçilmifl olunuyor. Oligarfli ›rkç›d›r, inkarc›d›r. Bu gerçek bir kez daha belgelenmifltir. Kürtçe yay›n yapt›rmama genelgesi, “vitrin” dahi olabilecek düzeyden uzak, halklarla alay etmektir. Halklar›n dillerini istedikleri gibi özgürce kullanmas›, dilinde yay›nlar yapmas›, e¤itimini yapmas›, kültürünü gelifltirmesi faflist yasa ve yönetmeliklerle, “Türkçe’de olmayan harf” tart›flmalar› ile s›n›rlanamaz.
Köyler yeniden boflalt›l›yor Oligarflinin “OHAL’i kald›rd›k” yalan› her gün yaflanan geliflmelerle yerlebir olmaya devam ediyor. Da¤ tafl operasyonlarla bombalan›yor, yaylaya ç›k›fl yasaklar›, arama noktalar› tüm h›z›yla sürüyor. Elbette OHAL’in en önemli uygulamalar›ndan biri olan köy boflaltmalar da “köye dönüfl projesi” aldatmacas›yla paralel olarak sürdürülüyor. Kimi köyler resmen boflalt›l›yor, kimilerinde halk› göçe zorlamak için her türlü bask› devreye sokuluyor.
OHAL SÜRÜYOR!
Hakkari’nin Yüksekova ‹lçesi’ne ba¤l› Pagenk Köyü boflalt›ld›. Yüksekova Kaymakaml›¤›’ndan ald›klar› izinle, topraklar›na kavuflmak, ekip biçebilmek için, yaflayabilmek için köylerine dönenler, 10 Kas›m günü köylerine gelen askerin talimat›yla boflaltmak zorunda kald›. Jandarmalar köyün iki gün içinde köylerini boflalt›lmas›n› istedi, Köylüler çaresiz, eflyalar›n› yeniden kamyonlara yükleyerek Yüksekova’ya, aç, aç›kta yaflamaya döndüler. Gerekçe malum; gerillaya yard›m. Pagenk 1993’te de ayn› gerekçeyle oligarfli taraf›ndan boflalt›lm›flt›.
OHAL SÜRÜYOR! Siirt’in Eruh ‹lçesi’ne ba¤l› köylerde hayvanlar›n meralara ç›kar›lmas› yasakland›, kimlikler köy girifllerinde karakollara b›rak›l›yor, g›da maddeleri ile hane nüfusu kay›t alt›na al›n›yor. Sözkonusu bask› ve terör uygulamalar› 25’e yak›n köyü kapsayan Miflar bölgesinde E¤lence Jandarma Karakolu baflta olmak üzere jandarma taraf›ndan yo¤un olarak uygulan›yor. Uygulamalar› köylüler flu flekilde anlatt›lar: “‹ki gün önce vaçgeçmifllerdi yine bafllad›lar. Hayvanlar›m›z› otla¤a götüremiyoruz. Sat›n ald›¤›m›z g›dalar, karakolda yaz›l›yor. Evde kaç nüfusun oldu¤u soruluyor, yiyeceklerin kaç kilogram oldu¤u kaydediliyor. O flekilde köye giriflimize izin veriyorlar. Geçti¤imiz gün taziye için Ba¤göze Köyü’ne gittik. Giriflte Ba¤göze Jandarma Karakolu’nda kimliklerimizi ald›lar, niçin köye gitti¤imizi sordular. Sonra kimliklerimizi vermediler, köy dönüflü al›rs›n›z dediler.” Köyler aras›nda yolcu tafl›yan minibüsler ise, her gün tafl›d›klar› yolcular›n listesini karakola bildirmek zorunda.
OHAL SÜRÜYOR!
fiırnak'ın Beytüflebbap ‹lçesi’ne ba¤lı Ilıcak köylüleri, jandarman›n köyün boflaltılması yönünde baskılar›na maruz kal›yor. Köylüler ad›na Diyarbak›r ‹HD’ye baflvurarak yafla-
nanlar› anlatan Kasım Aslan, askerlerin köyü terk etmeleri yönünde tehditlerde bulundu¤unu söyledi. ‹flte köylülerin yaflad›klar›:
“Geceleri silah, uçaksavar ve havan toplarıyla köyün çevresine atıfl yapılıyor. Köy halkı ma¤dur ve periflan durumda. Bizlere 'Siz KADEK'lisiniz köyü terk edeceksiniz ve çadırlarda kalacaksınız' diyorlar. Kıfla girdik. Böyle bir fley köylülerin ölümü demektir. Çok zor günler geçiriyoruz. ‘91-92 dönemi geri getirilmek isteniyor. Yaflanacak olaylardan Beytüflflebap Alay Komutanı ile ‹lçe Jandarma Komutanı sorumludur.”
OHAL SÜRÜYOR!
Siirt'in Eruh ‹lçesi’ne ba¤l› Bölüklü (Kese) köylüleri, köylerinin boflalt›lmas›ndan 10 y›l sonra topraklar›n› ifllemek için gittiklerinde korucular›n silahl› sald›r›s›na u¤rad›. 1993’te oligarflinin paramiliter güçleri korucular›n bask›s›yla köylerini terk etmek zorunda kalan köylülerden Dündar Ailesi 6 Kas›m’da köylerine döndüler. Topraklar›n› ifllemeye bafllam›flken, korucular›n sald›r›s› ile karfl›laflt›lar. Köyün d›fl›na ç›kar›larak köyü terk etmeleri ve Türkçe konuflmalar› için tehdit edilen köylüler, kendilerini dipçiklerle döven korucular› jandarmaya flikayet ettiler. Ald›klar› cevap, "Olaydan haberimiz var. Bizim adımızı kullanıyorlar, arafltıraca¤ız" oldu. Boflalt›lan yüzlerce köyde halk›n topraklar›n› koruculara hizmetlerinin karfl›l›¤› olarak veren oligarflidir. Korucu terörünün sorumlusu da, bu kontra örgütünü hala koruyan, da¤›tmayan, yine ihtiyac›m›z olacak diye besleyen AKP iktidar›d›r.
OHAL SÜRÜYOR! Van’›n Özalp ve Saray ‹lçeleri’ne ba¤l› tüm köylerde yaflayan halk, jandarma taraf›ndan resimleri çekilerek fiflleniyor. Önce muhtarlar› toplayarak, bütün köylülerin aile boyu toplu olarak resimlerinin çekilmesini, 18 yafl›ndan büyüklerin ayr›ca vesikal›k resimlerinin çekilmesini isteyen Özalp ‹lçe Jandarma Karakolu, muhtarlar›n reddetmesi üzerine, resmen foto¤rafç›lara ihale yapt›. ‹haleyi kazanan(!) ‘Murat Foto’ tüm köyleri dolaflarak jandarma emri ve korumas›nda köylülerin resimlerini çekiyor. Reddedenlerin evine ise bask›nlar yap›l›yor. fiu ana kadar Özalp’ta 56, Saray’da 40 köyün halk› fotolan›p fifllendi. Uygulama yasal m›? De¤il! Olmas› da gerekmiyor, oligarfli ony›llard›r bu ülkede milyonlar› fiflledi. Bu da, foto¤rafl› kitlesel, aile boyu fiflleme olarak OHAL’e özgü olan›. Oligarfli bask›da, terörde hukuksuzlukta hiçbir s›n›r tan›maz. “Demokratikleflme” dedikleri, t›pk› yar›s› aç bir ülkede “ekonomi düzeldi” türünden i¤renç bir yalan. Yalan›n yay›c›lar› ise AB’ciler ve islamc› AKP.
Say› 87 25 23 Kas›m 2003
Eylemlerin Gerçekleflti¤i DÜNYA VE TÜRK‹YE GERÇE⁄‹
Say› 87 26 23 Kas›m 2003
15 Kas›m’da ‹stanbul’da iki Sinagog’un önünde patlat›lan bombalar, eylemin çap›n›n ötesinde bir bak›fl› gerektiriyor. Büyük bir ço¤unluk “kim yapt›?” sorusunu tart›fl›yor, kamuoyu bu soruyu tart›flmaya yönlendiriliyor. Oysa bu, gerçekten kaç›fl›n ve kitleleri gerçeklerden uzaklaflt›rman›n bir biçimidir. Hele hele, genifl bir kesimin diline pelesenk ettirilen “terör” demagojisinin bu eylemi anlamakla, aç›klamakla bir ilgisi yoktur. Bu eylemin ve benzeri eylemlerin nas›l bir dünya gerçe¤i içinde gerçekleflti¤i, bu eylemin neden Türkiye’de gerçeklefltirildi¤i, Türkiye gerçe¤i’nin ne oldu¤u tart›fl›lmal›d›r. Bu ve benzeri eylemleri anlaman›n da, önlemenin de yolu buradan geçer.
ünya halklar›n› açl›k ve zorbal›k alt›nda bo¤an dünya gerçe¤i
D
Tüm demagojilerin, kan ve ac› üzerinden yap›lan istismar›n etkisinin d›fl›na ç›k›p flu soru sorulmal› en baflta: “Terör ne, terörü yaratan kim?” Cephe taraf›ndan Sinagog’lara yönelik sald›r›lar›n ard›ndan yap›lan aç›klamada bu sorunun gereklili¤i flöyle ortaya konuluyordu: “Bak›n dünya tablosuna; dünya kan gölüne dönüfltürülmüfl, ülkeler ard› ard›na iflgal ediliyor; bir halk - Filistin halk›- tüm dünyan›n gözleri önünde Amerika ve ‹srail taraf›ndan sistemli bir katliama u¤rat›l›yor... Afganistan’da, Irak’ta, Filistin’de Amerika, ‹srail ve iflbirlikçileri katlediyor. Amerika ve iflbirlikçilerinin tehdit ve terörü, katliamc›l›¤› Nepal’den Kolombiya’ya, Suriye’den Küba’ya dünyan›n her yerinde kendini gösteriyor. “Terör ne?” sorusuna verilecek cevap, Amerika ve ‹srail’in Filistin’de, Irak’ta, Afganistan’da ve dünyan›n dört bir yan›nda hemen her gün yapt›klar›d›r. Bu terör tart›fl›lmadan baflka hiç bir fley tart›fl›lamaz. Bu terör tart›fl›lmadan ne Filistin’deki, ne Irak’taki, ne ülkemizdeki feda eylemleri tart›fl›la-
maz. Bu terörü tart›flmayanlar, “eylemlerin biçimini” de tart›flamazlar.” Terörü yaratan ABD’dir. Bu sistemdir. Yaflamak adeta “suç” haline getirilmifl. Yaflamak bir nevi “ceza çekmek”le özdefllefltirilmifl. Bizzat emperyalist kurumlar taraf›ndan yay›nlanan rakamlara göre, 1.2 milyar insan açl›k çekiyor, 2 milyar insan yetersiz besleniyor, y›lda 11 milyon çocuk açl›ktan ölüyor... Dünyan›n en zengin üç tekelinin geliri, 48 ülkenin toplam gelirinden fazla. Açl›k, susuzluk içindeki yoksullar› hastal›klar k›r›p geçiriyor... Nas›l bir dünya bu, nas›l bir adalet bu? Aç b›rakmakla yetinmiyorlar. Emperyalizm ve iflbirlikçileri sald›r›yor, kuflat›yor, iflgal ediyor, sen flöyle yönetileceksin, seni flunlar yönetecek dayat›yor, flu dili konuflacaks›n, bu inanc›n olmayacak, flu düflünceleri beynine sokmayacaks›n diye devletlerin, halklar›n, bireylerin hayat›n›n her alan›na müdahale ediyor. Bu olgu, Irak’ta, Afganistan’da, Filistin’de çok ç›plakt›r. Bu olgu, ABD’nin hükümetler de¤ifltirdi¤i, meclislerine istedi¤i kararlar› ald›rtt›¤› ülkelerde aç›kt›r. Böyle bir dünyada ve ülkede, baflka ne yapacak insanlar? Nas›l haklar›n› arayacak? Meydanlara ç›kan onmilyonlar›n taleplerine, tepkilerine kulaklar›n› t›kayanlara, ekmek, adalet diyenlerin sözüne sansür uygulayanlara taleplerini nas›l anlatacak? “Amerika, ‹srail ne yap›yor ki, böylesine büyük bir öfke, böylesine büyük bir kini do¤uruyorlar?” sorusu sorulmadan bu eylemlere bilimsel ve gerçekçi yaklafl›lamaz. Tüm dünya, özellikle 11 Eylül’den bu yana feda eylemlerini tart›fl›yor. Feda eylemleri, emperyalizmin artan fliddetine ve kuflatmas›na bir cevapt›r. fiiddetin boyutu yükselmifl, kuflatma yo¤unlaflm›fl, direnenler seslerini duyurman›n, hesap sorman›n baflka yollar›n› gelifltirmifllerdir. Bu gerçek karfl›s›nda “her türlü fliddete karfl› olmak”tan sözedenler tamamen ütopiktir. Gerçekle ba¤lar›n› koparm›fllard›r. Bu nedenle de emperyalizmin dayatmalar›, iflgal ve katliamlar›, insan› ve halklar› hiçe saymas› karfl›s›nda senin reçeten ne, ne öneriyorsun sorusuna verebildikle-
ri bir cevap da yoktur.
isteniyor. Demokrasicilik oyunu isteniyor.
Sinagog eylemlerini El Kaide veya baflkas› yapm›fl; bunun da esas›nda bir önemi yoktur. Bu nesnel koflullar devam etti¤i sürece, devrimci, yurtsever, islamc› örgütler de, baflka El Kaideler de hep olacakt›r.
Bütün bunlara ra¤men “huzur ve refah” içindeyiz diyorlar.
alk›n ba¤›ml›l›¤a, açl›¤a, zulme mahkum edildi¤i ülkemiz gerçe¤i
H
Bir kesim, Sinagog eylemlerinden itibaren günlerce “her fley yolundayd›, tam geliflmeye büyümeye bafllam›flken... yine terör” edebiyat› yapt›. Hangi geliflme, hangi büyüme, hangi ifller yolunda? Kafas›na çuval geçirilen, 8.5 milyar dolar için yalvar›p yakaran bir ülkede hangi büyümeden sözedilebilir? Bunlar safsatalar. Bugün ne var Türkiye’de, gerçek tabloya bakal›m. Ekonomik sorunlar, hak ve özgürlük gasplar›, iflbirlikçili¤in ortaya ç›kard›¤› ulusal onursuzluk tablosu... Her fley da¤ gibi birikmifl. ‹flsizlik on milyona dayanm›fl ve iflsizli¤e yönelik bir çözümün sözü bile edilmiyor. (Tayyip Erdo¤an’›n “tüm TOBB üyeleri bir kifliyi ifle alsalar iflsizlik çözülür” türünden cehalet ürünü saçmal›klar› “söz”den bile say›lamaz.) Açl›k istatistiklerini biz yapm›yoruz. Devletin yapt›¤› açl›k istatistiklerinde, halk›n dörtte birinin aç oldu¤unu söylüyor rakamlar. “Asgari ücret insani de¤il” diyen bu ülkenin baflbakan›, ama 4.5 milyon insan›m›za o ücretle insanl›k d›fl› koflullarda yaflayacaks›n diye dayatan da ayn› baflbakan. ‹nsanl›k d›fl› ücretle insanl›k d›fl› koflullarda yaflamak istemeyenleri “ideolojik” diye suçlayan da ayn› kifli. Polisi memurlar›n, iflçilerin, depremzedelerin, ö¤rencilerin, tutuklu yak›nlar›n›n üstüne sald›rtan da bunlar. AB’ye uyum nakaratlar› alt›nda polis terör estirmeye devam ediyor. Halk›n, gençli¤in örgütlenme hakk› copla, iflkenceyle gasbediliyor. Emniyet Müdürlü¤ü’nün aç›klad›¤› gözalt› rakamlar›na bak›n; 8 y›lda 2 milyon kifli. Peki neden gözalt›na al›nm›fl bunlar? Adi olaylar bunlar›n bir k›sm›d›r, ama büyük bir k›sm›, haklar›, özgürlükleri için mücadele edenlerdir. Demokrasi ve bu rakamlar; tam bir riyakarl›k tablosu. Ayn› tablo hapishaneler konusunda da geçerli. F tipleri güllük gülistanl›k AKP’ye göre. Peki 107 kifli niye öldü? Dernek kurma hakk›n var ama kurmayacaks›n... Farkl› ulus ve az›nl›klar›n hakk› var ama, kullanmayacaks›n... Gösteri ve toplanma özgürlü¤ü var ama, yararlanamazs›n. Böyle bir rejim
Huzur ve refah, emperyalistlerin ve iflbirlikçilerinindir. Halk aç, yoksul ve ezilmektedir. AKP hükümeti diye bir fley yoktur ortada. Ekonomisini IMF’ye teslim etmifl, içte MGK kararlar›n› “sivil” görünüm alt›nda hayata geçiren, ordusunu ABD’nin emrine vermifl, yasal olarak egemen oldu¤u topraklar›n› ABD’nin kullan›m›na açm›fl, kendisi sadece kadrolaflma ve zekat-fitre iflleriyle u¤raflan bir hükümet. ‹flte AKP iktidar›n›n panoramas› budur. ‹flsizli¤i, açl›¤› çözmüyor, çözmek için k›l›n› k›p›rdatm›yor, ben size bol bol imarethane açaca¤›m diyor. Pervas›zl›kla halka tehditler ya¤d›r›l›yor. ‹çte durum buyken, d›flta tam bir acizlik tablosu vard›r. Bu eylemler niye Türkiye’de yap›ld›? Bunu da herkes tart›flmak zorunda. Sorunun bir tek cevab› vard›r: AKP’nin iflbirlikçili¤i. Ekonomiye, siyasete damgas›n› vuran Amerikanc›l›k. “Elbette, böyle bir eylemin flu veya bu ülkede de¤il, Türkiye’de olmas› nedensiz de¤ildir. AKP iktidar›n›n, Amerika’n›n iflgaline destek politikas›, Amerikanc›l›¤› ve siyonizmle ittifak›, bu eylemin nesnel nedenidir. Bu ittifak ve iflbirli¤i politikas› elefltirilmeden bu eylemler elefltirilemez. Bu eylemleri elefltirip AKP’nin iflbirlikçili¤ini elefltirmeyenler, biz ABD’yle, ‹srail’le ittifak halinde katledelim, kimse bize bir fley demesin diye düflünenlerdir. AKP, Filistinlilerin kan›n›n ak›t›lmas›n›n baflta gelen ortaklar›ndan ve sorumlular›ndan biridir. ‹srail’le ekonomik, siyasi, askeri ortakl›k her geçen gün daha da büyümektedir. Yeni anlaflmalar, karfl›l›kl› ziyaretler ve gizli-kapakl› operasyonlarla AKP katliam ortakl›¤›n› sürdürmektedir.” (Cephe aç›klamas›ndan) AKP iflbirlikçili¤ini gizlemek için baz› köfle yazarlar› “ABD’ye mesafeli duruyorduk” diye yaz›yorlar. ‹slamc› bas›n bu eylemlerin nesnel nedenlerinden birinin AKP iflbirlikçili¤i oldu¤unu gizlemek için komplo teorilerine sar›l›yor; “AKP ABD ve ‹srail’e mesafeliydi, AKP’yi ABD ve israil’e yanaflt›rmak için bu eylemler yap›ld›” teorisine s›¤›n›yor. Hangi mesafe? AKP’nin Amerika için yapmad›¤› ne kald›? Bir tek asker göndermedi¤i kalm›flt›, onu da gönderme karar› ald›, fakat ABD istemedi¤i -Irak’taki muhalefet nedeniyle isteyemedi¤i- için kald›. Bir kesim de safça “umar›z bir daha olmaz” di-
Say› 87 27 23 Kas›m 2003
yor. Hay›r, olur. Dünya ve ülkemizde bu nedenler ortadan kalkmad›¤› sürece olacakt›r. Bu, matematikte iki kere ikinin dört etti¤i kadar kesindir.
pal›m, aç b›rakal›m, kimse sesini ç›karmas›n isteniyor. Terör demagojisinin tek amac› budur ve bu demagojiye ortak olanlar, bu amaca hizmet ederler.
merika’y› da, iflbirlikçileri de daha baflka eylemler bekliyor
Amerikan imparatorlu¤una, emperyalizmin “küreselleflme” politikalar›na karfl› halklar›n öfkesi, tepkisi büyüyor. Dipten gelen bir dalga var. Latin Amerika’da, Ortado¤u’da, Asya’da, hatta Avrupa’da. Emperyalizmin terörüyle do¤rudan yüzyüze olan halklar, silahla, fedayla direniyorlar. Filistin, ABD’nin ‹srail’e devasa askeri siyasi deste¤ine ra¤men, ony›llard›r boyun e¤medi. Boyun e¤diremediler. ‹flte emperyalizmin güçsüzlü¤ü. Irak’taki de küçük bir barikat asl›nda. Ama emperyalizmin planlar›n› da, moralini de alt üst etmeye yetti. Emperyalizmin ka¤›ttan kaplan oldu¤unu bundan daha iyi ne kan›tlayabilir!
A
Bu eylemler karfl›s›nda gerçe¤i teslim etmekten flu veya bu nedenle uzak duran birçok kesim, “k›nama”larla geçifltirdi. Tamamen stratejik olgulardan yoksun, sosyolojik olgulardan yoksun k›namalar hiçbir fley ifade etmiyor. K›nayacaksan ABD’yi, AKP’yi k›na. ABD’yi, AKP’yi k›namadan “k›nama” yapanlar, hedef sapt›r›yorlar. Hiçbir sosyalist, ilerici, halktan yana olan hiç kimse, bu eylemi savunmaz. Ama neden, niçin diye tart›fl›r. Tart›flmayanlar, bilerek veya bilmeyerek Amerika’n›n imparatorluk politikalar›na, iflbirlikçilerin ortakl›¤›na onay vermifl, meydan› terör demagojilerine b›rakm›fl olurlar.
Say› 87
‹srail’den Amerika’ya, Türkiye oligarflisine kadar tüm katliamc›lar, bu eylemi kullanarak “terör demagojisini” t›rmand›r›yorlar. Terör demagojisiyle halklar›n mücadelesi, öfkesi, tepkisi gayr›meflru ilan ediliyor. Biz iflgal edelim, katliam ya-
Dünya halklar› her biçimde direnmeye, savaflmaya devam edecektir. Dünya halklar›n›n ve halk›m›z›n, bafltan bu yana anlat›lan dünya ve Türkiye gerçe¤ini sessiz sedas›z kabul etmesi düflünülemez. Bunu umanlar, bunu bekleyenler, zorbal›kla bunu sa¤layacaklar›n› hesaplayanlar, dünya halklar›n›n tarihinden, bugünkü ruh halinden habersizdirler.
28 23 Kas›m 2003
ABD’nin, Tekellerin, ‹flbirlikçilerin Dini, Milliyeti Var M›? Baflta AKP lideri Erdo¤an, katliamc› tecrit bakan› Cemil Çiçek olmak üzere, oligarflinin hükümetinin, polis fleflerinin dilinden “terörün dini, milliyeti olmaz” sözü düflmüyor. Birileri “islamc› terör” diye sald›r›ya m› geçti; AKP hemen bafll›yor “terörün dini milliyeti yoktur” nakarat›na. Oligarfli “terör” demagojisi ile bir ülkeye bask› m› yapacak, bafllar ayn› nakarata. Hiçbir bilimsellik yoktur bu sözde; ne o eylemleri ortaya ç›karan sosyal koflullar, ne açl›k ve zulüm gerçe¤ini tart›flmaz. Tam tersine üstünü örtmek için kullan›r bu demagojiyi. Halklar›n direnifllerine “terörün dini milliyeti yoktur” diye sald›ranlar; peki hizmet etti¤iniz tekellerin dini milliyeti var m›? Amerika’ya hizmet ederken, IMF’nin emirlerini yerine getirirken, Afganistan’da iflgalcinin askerli¤ini yaparken, hangi dini, milli duygularla hareket ediyorsunuz? Evet! Tekellerin, Amerika’n›n, iflbirlikçi oligarflinin, dini, milliyeti yoktur. O, Yugoslavya’da Hristiyan S›rplar’a karfl› Arnavut ve müslüman Bosnal› k›l›¤›ndad›r. O, Ortado¤u halklar›na karfl› “Hristiyan”›, iflbirlik-
çi “müslüman”› ile “haçl› seferi”ndedir. O, fiili halk›n›n adaletli ve eflit bir düzen özlemine karfl› cuntac›d›r. O, Venezuella’da halkç› iktidar› devirmek, petrole el koymak için komplolar tezgahlar. O, Türkiye’de F tipleriyle, cuntalarla, bask› yasalar› ile karfl›m›za ç›kar. O, “yobazl›¤›n esiri Afganl›’ya” da, “komünizmin eline geçmifl Hristiyan Vietnaml›’ya” da, “diktatörün bask›s› alt›nda inleyen müslüman Irakl›’ya” da, “vahfli kabilelerin yönetti¤i Somalili’ye” de, demokrasi, özgürlük ve ça¤dafll›k götürür! Latin Amerika’dan Asya’ya, Ortado¤u’dan Afrika’ya kadar her k›tada, her dinden ve her milliyetten halklara karfl› savafl›r, bombalar ya¤d›r›r, kölelefltirmek ister. Her fley emperyalist tekellerin dünya pazar›na hakim olmas› içindir. Amerika ve Avrupa onun için terör demagojisi yapar, iflbirlikçiler ona hizmet eder, ayn› demagojiye sar›l›r. Dinlerinin de, milliyetlerinin de tek ölçütü vard›r; dolar ve pazar. AKP’nin takiyyeci islamc›s› bu gerçekleri kimse bilmesin, duymas›n diye, ‹stanbul’da ölen insanlar›m›z› kendi iflbirlikçili¤ine, terörüne malzeme yapmak istiyor. O da dini milliyeti tekellerin s›n›f›ndan olanlard›r.
ÜLKEM‹Z‹ SAVAfi ALANINA ÇEV‹REN EMPERYAL‹STLER VE ‹fiB‹RL‹KTÇ‹LER‹ ÜLKEM‹Z‹ TERKED‹N YAfiASIN BA⁄IMSIZ DEMOKRAT‹K TÜRK‹YE Sinagoglara yönelik eylemlerin ard›ndan bugün de Levent ve Taksim’de as›l olarak emperyalist kurumlar› hedeflemekle birlikte halktan insanlar›m›z›n da ölmesine ve yaralanmas›na neden olan iki eylem daha gerçeklefltirildi. Eylemlerin henüz kimler taraf›ndan gerçeklefltirildi¤i belli olmamakla birlikte, neden ülkemizin bir savafl alan›na dönüfltü¤ü aç›kt›r.
si üzerinden petrol kapma hesab› yaparak iflgali, katliamlar› alk›fllayanlar›n terörizm söylemleri demagojidir. Onlar›n ne halk›n katledilmesi ne de ölen insanlar›m›z umurlar›nda de¤ildir, onlar›n tek derdi kendi sömürü ç›karlar›d›r. Onlar y›llard›r devrimcileri katletmekte ve katliamlara alk›fl tutmaktad›rlar.
Ülkemizi savafl alan›na çevirenler, ‹srail’in Filistin iflgaline destek veren, ABD ve ‹ngiliz emperyalizminin Irak iflgaline destek veren iflbirlikçi Oligarfli ve Ortado¤u’yu kana bulayan, iflgal eden ABD, ‹ngiliz emperyalizmi ve ‹srail Siyonizmidir.
K‹MSE TERÖR‹ST‹ BAfiKA YERDE ARAMAMALIDIR,
Bizler Türkiye halklar› olarak. Ne ABD’nin Irak iflgaline ortak olduk, ne de ‹srail’in ony›llard›r Filistin halk›na yönelik katliamlar›na, Filistinin iflgal edilmesine… Ancak ülkemiz halk›n iradesiyle yönetilen bir ülke de¤ildir, ülkemiz ABD emperyalizmi baflta olmak üzere emperyalist karargahlardan yönetilmektedir. Ülkemizde 50 y›ld›r iktidar koltu¤una oturanlar halk›n iradesinden de¤il, emperyalist karargahlardan ald›klar› talimatlarla ülkemizi yönetmektedirler. Ülkemizin iç ve d›fl politikas›n› emperyalist tekeller ve iflbirlikçileri belirlemektedir ve ülkemizde yaflanan her geliflmeden do¤rudan bu güçler sorumludurlar.
ÜLKEM‹Z‹N HER YANI EMPERYAL‹ST ÜSLER, EMPERYAL‹ST SOYGUN TEKELLER‹ TARAFINDAN
‹fiGAL ED‹LM‹fi DURUMDADIR. Bugün patlayan bombalar ‹ngiliz sermayesi ile kurulmufl HSBC Bankas› ve ‹ngiliz Konsoloslu¤unda gerçekleflmifltir. Her iki eylemde de halk›m›zdan da ölenler ve yaralananlar vard›r. Soygunu talan› iflgali gerçeklefltiren emperyalist ve iflbirlikçi tekeller, ölen halk›m›zd›r. AKP ‹ktidar›n›n Baflbakan› Tayyip Erdo¤an halk›n kan› üzerinden ucuz kabaday›l›k yapmaktad›r. Tayyip Erdo¤an ‘kararl›l›k’ aç›klamalar› yaparak, ‹srail’le ve ABD emperyalizmiyle iflgal ve katliam ortakl›¤›na devam etmekte kararl› olduklar›n› aç›klamaktad›r. Tayyip’in uflakl›¤›n›n sonuçlar› açl›k, yoksulluk, Irak, Afganistan ve Filistin halklar› ile halk›m›z›n katledilmesidir. AKP iktidar›n›n halk›m›z ad›na iflbirlikçili¤i sürdürme yetkisi yoktur. ‹flbirlikçi iktidarlar istemiyoruz. Emperyalistleri ülkemizde istemiyoruz. Bugün de eylemlerin ard›ndan yine terör-terörizm demagojisi yap›lmaktad›r. ABD’nin Irak, Afganistan, Filistin iflgali ve binlerce insan›n bombalarla katledilme-
TERÖR‹STLER EMPERYAL‹STLER VE ‹fiB‹RL‹KÇ‹LER‹D‹R. Emperyalistler ve iflbirlikçileri dünya halklar›na karfl› her türlü terörist faaliyeti gerçeklefltirmekte ve kendi yaratt›klar› tablonun sorumlulu¤unu halklara y›karak, teröre devam etmenin zeminini yaratmaya çal›flmaktad›r. Halk›m›z aptal yerine konamaz. Hepimiz yaflananlar›n nedenlerini ve sorumlular›n› çok iyi biliyoruz. Türkiye halk› dünyada yaflanan geliflmelere seyirci kalamaz, ülkemizin iflbirlikçili¤ine seyirci kalamaz. Yaflad›¤›m›z ülkeye sahip ç›kmal›y›z, Emperyalizmin baflta ülkemiz olmak üzere, Ortado¤u’daki varl›¤›na karfl› mücadele etmeliyiz. Ba¤›ms›zl›k onurunu tafl›mal›y›z. Halk›m›z›n dünya halklar› ile, Ortado¤u halklar› ile sorunu yoktur, tersine halklar kardefltir. Bu kardeflli¤i emperyalizmin uflaklar› iktidarlar yaflatamazlar, onlar›n politikas› emperyalizmin politikas›d›r, bu politika halklar› birbirine düflman etme politikas›d›r. HALKLARIN KARDEfiL‹⁄‹N‹ SAVUNMAK ÜLKEM‹Z‹N BA⁄IMSIZLI⁄INI SAVUNMAKTAN GEÇER. HALKLARIN KARDEfiL‹⁄‹N‹ SAVUNMAK ÜLKEM‹ZDE DEMOKRAS‹Y‹ SAVUNMAKTAN GEÇER. BA⁄IMSIZ VE DEMOKRAT‹K B‹R ÜLKE ‹Ç‹N MÜCADELE EDEL‹M… TÜM EMPERYAL‹STLER ÜLKEM‹Z‹ TERKETMEL‹D‹R…
VE
‹fiB‹RL‹KÇ‹LER‹
ÜLKEM‹Z EMPERYAL‹ZM‹N KARARGAHI OLMAKTAN ÇIKARILMALI, ÜLKEM‹ZDEK‹ EMPERYAL‹ST ÜSLER KAPATILMALI, EMPERYAL‹STLERLE YAPILAN TÜM ‹K‹L‹ ANLAfiMALAR ‹PTAL ED‹LMEL‹D‹R… IMF ‹LE KURULAN EKONOM‹K ‹L‹fiK‹LERE, SÜMÜRÜ ‹L‹fiK‹S‹NE SON VER‹LMEL‹D‹R… YAfiASIN BA⁄IMSIZ DEMOKRAT‹K TÜRK‹YE…
TEMEL HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER DERNE⁄‹ (TEMEL HAKLAR)
Say› 87 29 23 Kas›m 2003
IMF AKP B‹LE B‹LE BA⁄IMLILIK
Erdo¤an: “IMF krediyi verir, ülkenin gelece¤ine hükmeder” A. Gül: “IMF’nin flerefini biz kurtar›yoruz”
Bir ülkenin baflbakan›, “IMF krediyi verir, ülkenin gelece¤ine de hükmeder” derse, beklenen ne olur; ülkesinin gelece¤ini IMF’nin eline teslim etmemek için, IMF’ye tav›r almas›, bütün ba¤lar›n› kopar›p kap› d›flar› etmesi. Öyle ya! Bir yanda ülkenin gelece¤i sözkonusuysa, o iliflkiyi sürdürmenin de bir tek anlam› vard›r; bile bile ba¤›ml›l›¤› sürdürmekle kalmay›p, daha s›k› ba¤›ml› hale gelmek. Tayyip Erdo¤an Rize’de yap›lan Karadeniz Ekonomi Zirvesi'nde söyledi bunlar›. Sözün do¤rulu¤u kuflkusuz. IMF’nin el at›p ba¤›ml›laflt›rmad›¤›, zenginliklerini talan etmedi¤i bir tek ülke yoktur dünyada. Bu nedenle bütün dünya halklar›n›n ilk hedefleri aras›nda yer al›r. Say› 87 30 23 Kas›m 2003
Daha seçim öncesinde, hükümet program›nda IMF’ye ba¤›ml›l›k yemini edenlerin, elbette bu sözün gere¤ini yerine getirmesi mümkün de¤ildir. Zaman zaman IMF ile iliflkileri kesmekten sözetmeleri, halk› aldatmak içindir. AKP, siyasi, ekonomik, hak ve özgürlükler gibi her alanda ayn› politikay› uyguluyor; olmas› gerekeni, halk›n taleplerini dile getirip, muhalifmifl gibi davran›yor, kafa kar›fl›kl›¤› yarat›p politikay› sürdürüyor.
Aman Tayyip; IMF Yanl›fl Anlamas›n! IMF’ye karfl› oldu¤unu bildi¤i halka verilecek mesajdan sonra, Tayyip, hem panikle hem de gerçek düflüncesini aç›kl›yor ayn› konuflmada: “Ben IMF ile münasebetler koparılsın demi-
“Fakir Fukara Garip Guraba”... ‹flsizin Paras› Faizcilere!
Onun iflsizli¤i, açl›¤›, AKP iktidar›n›n umurunda de¤ildir
DSP-ANAP-MHP iktidar› depremzedeler için toplanan paralar›, baflta memur maafllar›n›n ödenmesi olmak üzere baflka alanlarda kullanm›fllard›. Hemen herkes, “bu ne ahlaks›zl›k, halk için toplanan paray› nas›l kullan›rs›n›z” dedi. AKP iktidar›n›n da, iflsizler için ayr›lan fonu, IMF’nin istedi¤i “faiz d›fl› fazla hedefinin tutturulmas›” için bu alana aktard›¤› ortaya ç›kt›. Pratikte nas›l uyguland›¤› meçhul olsa da, iflçilerin iflsiz kaldıklarında, en az›ndan ekmek alabilece¤i bir ücret ödemek için kurulan ‹flsizlik Si-
yorum. Ama bu milletin güçlü kaynakları varken, neden 1 - 2 milyar dolara muhtaç hale gelinsin.” (15 Kas›m Milliyet) Pani¤e, korkuya bak›n! Aman dikkat et; IMF ve iflbirlikçileri yanl›fl anlay›p, iktidar›n› tepetaklak etmesinler! Koltuktan vazgeçmektense ülkenin gelece¤ini de, inanc›n› da, dinini, iman›n› da satmaya haz›r bir ruh hali. Ba¤›ms›zl›k düflüncesi yoktur bu kafada. Beynini, ruhunu ve tabi ki ipini IMF’ye teslim etmifl bir ufla¤›n ruh halidir Tayyip’in ruh hali. Elbette bu kafa, ülkenin gelece¤ini IMF’ye teslim etmenin ötesinde bir politika uygulayamayaz. Hem ülkenin kaynaklar›n› peflkefl çekmeye devam eder, hem de sanki böyle bir fley yokmufl, ba¤›ms›z bir ekonomi politika uyguluyormufl, IMF’nin emirlerini yerine getirmiyormufl gibi kaynaklardan, muhtaçl›ktan sözeder. Kald› ki, bu ülkeyi kimin kredilerle yaflamaya muhtaç hale getirdi¤i, nas›l ba¤›ml›laflt›rd›¤› da s›r de¤ildir. Ve AKP, bu ba¤›ml›l›k zincirlerini ilk atan DP’nin, s›k›laflt›ran ANAP’›n yerini almakla, onlar›n yolundan gitmekle övünmektedir. AKP, IMF’nin ülkemizin gelece¤ine hükmetmesinden rahats›z de¤ildir. Aksine, Abdullah Gül’ün sözlerinde oldu¤u gibi, bu durumdan övünç vesilesi ç›karacak kadar ars›z IMF’cidir.
Onursuzluk AKP’nin Övünç Vesilesi Dıfliflleri Bakanı Abdullah Gül Kayseri’de yapt›¤› konuflmada, IMF'nin flerefini biz kurtarıyo-
gortası Fonu için ayr›lan paran›n, faiz d›fl› fazlaya aktar›ld›¤›n›, bütçe görüflmeleri s›ras›nda bizzat Çalıflma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Baflesgio¤lu itiraf etti. IMF’nin yüzde 6,5’lik faiz dıflı fazla iste¤i bak›n nas›l sa¤lan›yor. IMF propgram›n› uygulamaktaki baflar›s›yla övünen iktidar, halktan al›p faizciye, rantç›ya, IMF’ye aktar›yor. Sürekli sözünü ettikleri “hedefler” böyle tutturuluyor! Halk› aç b›rak, iflsizin paras›n› faizciye ver, sonra enflasyonu düflürdük de! Halk› aldatmak için “fakir fukara garip guraba” demagojisi, sonra iflsizin paras› faizcilere. IMF’ci islamc›lar›n gerçek yüzüdür bu. Yoksullar, iflsizler AKP’nin umurunda de¤il. IMF’nin isteklerinin yerine gelmesi için, tüm ülkeyi açl›¤a mahkum etmekten, tepeden t›rna¤a zulme kesecek kararlar› almaktan çekinmezler.
ruz. Eldeki tek bafları hikâyesi Türkiye” diyerek, IMF politikalar›n› övünç vesilesi yapmakla kalmad›, emperyalist tekellerin istedi¤i yasalar› ç›karmakla da övündü: “Yabanc› sermayenin gelmesi için her türlü düzenlemeyi yap›yoruz ama, art›k köhneleflmifl hukuk sistemi nedeniyle sermaye tercih etmiyor. Herkes önce ‘bafl›m belaya girdi¤inde güvenebilece¤im bir hukuk sistemi var m›’ diye soruyor.” (Hürriyet 18 Kas›m) AKP’nin misyonu, emperyalist tekellerin istedikleri gibi talan edece¤i bir ülke yaratmak. Bunun için ç›kar›lan yasalar yetmezse, yenisini ç›kar›r, hukuk sistemini tekellerin ihtiyaçlar›na göre düzenler. Hukuktan ne için flikayet ettikleri de belli; birincisi kendileri için, ikincisi emperyalist tekellerin ve iflbirlikçilerinin istedi¤i gibi soyup, talan edip hiçbir hesap vermeyece¤i bir sistem yaratmak için. Gül’ü dinleyen, IMF politikalar›n›n “baflar›s›n›n”, Türkiye halk›n›n yoksullu¤una, iflsizli¤ine çare oldu¤unu düflünebilir. Yoksa, tüm dünya halklar›n›n “bize açl›k, yoksulluk getirdi, kaynaklar›m›z› talan etti” diye karfl› ç›kt›¤› IMF, riyakar “islamc›lar›n” kara kafl› kara gözü için Türkiye’de tersini mi yap›yor? IMF’de çal›flm›fl ekonomistlerin dahi, ‘girdi¤imiz ülkeyi yang›n yerine çevirdik’ dedi¤i IMF, ülkemizi cennete mi çeviriyor? Türkiye’nin ekonomisi düzelsin, halk› açl›ktan, yoksulluktan kurtulsun, iflsizler ifl bulsun, bir tas çorba için yard›m kuyruklar›nda bekleflenlerin karn› doysun diye mi paketler haz›rl›yor? Elbette hiçbir alakas› yok, AKP utanm›yor, s›k›lm›yor, halk› aldatmaya çal›fl›yor. IMF politikalar› sonucu iflten at›lan yüzbinlerce iflçi, iflas eden esnaflar, yokedilen tar›m, büyüyen yoksulluk, yar›s› aç olan ülke tablosu baflka bir ülkeyi anlatm›yor.
AKP ‹ktidar› IMF’yi Unutturmak ‹stiyor Açl›k, yoksulluk, zulüm gibi, IMF ile iliflkiler de unutturulmak, IMF’nin bütün emirlerini harfiyen yerine getirdiklerini “türban gündemi” ile gizlemek istiyorlar. Önceki iktidar döneminde IMF’ye hay›r sloganlar›n›n hayk›r›ld›¤› meydanlar AKP’nin de kabusudur. Kabusu ne kadar geciktirirse kârd›r diye bak›yor. Halbuki de¤iflen hiçbir fley yoktur. Önceki iktidar da IMF politikalar›n› uyguluyordu, AKP de. Tek farkla k›, AKP özellefltirmeler baflta olmak üzere IMF’cilikte daha pervas›z ve halka karfl› daha yalanc›, takiyyecidir. AKP’nin IMF’nin emir eri olman›n ötesinde hiçbir ekonomi politikas›n›n olmad›¤›n› göste-
Do¤an AKP’ye Deste¤in Ödülünü Al›yor THY’nin, hiçbir ihaleye ç›kmadan, kapitalistlerin propaganda yapt›klar› gibi, rekabete sokmadan, uçaklar›n yak›tlar›n›n teminini POAfi’a verdi¤i ortaya ç›kt›. Bilindi¤i gibi Petrol Ofisi Afi (POAfi) özellefltirilerek, ‹fl-Do¤an’a sat›lm›flt›. Özellefltirme sonras› yeniden ihale yap›lmas› gerekirken yap›lmadan, POAfi’›n bir K‹T iken sahip oldu¤u avantajlar sürdürülmüfl oldu. Üstelik uçaklar›n her tür uçufllar›nda depolar›n›n tam doldurulmas› gibi bir uygulama ile, halk›n cebinden daha fazla hortumlanmas›na da izin verildi. Halk›n paras› böyle hortumlan›yor. Hortumlayan Ayd›n Do¤an, hortumlat›p karfl›l›¤›nda arkas›na Do¤an Medya’n›n deste¤ini alan AKP iktidar›.
Hani ‘Siyasi Koflul’ Yoktu? ABD Büyükelçisi Edelman ile görüflen Abdullah Gül, “ekonomik koflullar olabilir ama siyasi koflullar tepki toplar, 8,5 milyar dolar için siyasi koflullar› kald›r›n.” iste¤inde bulundu. Karar›n ABD Kongresi karar› oldu¤unu belirten Edelman, ‘iletece¤im’ dedi. Önce belirtelim, ‘siyasi koflul’ dedikleri Irak’ta ABD ile iflbirli¤idir. Hat›rlay›n, 8.5 milyar dolar için, “siyasi koflul olmad›¤›n›” söyleyen, asker kan› satmad›k diyen bu iktidar de¤il miydi? Her fley halk› aldatmak için. Aç›kça, asker karfl›l›¤› olarak al›nm›flt› kredi. ABD istemedi, asker gitmedi, ancak Irak’ta her türlü iflbirli¤i sürecek. Bu da d›fl politikan›n dolarla sat›lmas›d›r.
H›rs›z, Spekülatör Telekom S›ras›nda Ünlü borsa spekülatörü, yani spekülasyonla, parayla para kazanan George Soros, peflkefle aç›lan Telekom’a talip. AKP’li Ulaflt›rma Bakan› Binali Y›ld›r›m ile görüflen Soros, hat›rlanaca¤› gibi, “Türkiye’nin en iyi ihraç mal› askeridir” demiflti. Telekom’un baflka müflterileri de var elbette. Sabancı-Koç ortakl›¤›, TSK’n›n OYAK’› ve AIG, APAX, Advent gibi emperyalist tekeller bunlardan baz›lar›. AKP, “babalar gibi satmaya”, “global pazarlama” yoluyla, K‹T’leri peflkefl çekmeye devam ediyor.
Ya¤malanan Ülkenin Mallar›! Bilindi¤i gibi, Japon sigara tekeli JTI, TEKEL'e en yüksek fiyat› vermifl, ancak ihale sonucu iptal edilmiflti. JTI, Özellefltirme ‹daresi'ne TEKEL'i, POAfi’›n özellefltirmesindeki yolla almak için baflvuruda bulundu. Neydi bu yol hat›rlay›n; POAfi, ‹fl-Do¤an’a, borcunu kendi kendine ödemesi yoluyla peflkefl çekilmifldi. Ee! Ayd›n Do¤an’a var da bize yok mu diyor emperyalist tekeller de. Ülkenin ya¤maya, talana aç›lmas›n› ne güzel anlat›yor. Sen her fleyi sat›fla ç›kar›rsan, ç›karlar›n için tekellere bedava satarsan, baflka tekeller de bu tür teklifler yapma cüretini bulur.
Say› 87 31 23 Kas›m 2003
ren iki örnek daha geçti¤imiz hafta yafland›. ‹flsizlik Sigortası Fonu faiz d›fl› fazlaya aktar›larak iflsizin paras›n› yediler, hortumla mücadele flovu yap›p, ‘hortum yasas›’nda IMF’nin itiraz› ile de¤iflikli¤e gitmek zorunda kald›.
IMF ‹stedi ‘Hortum Yasas›’, Kapitalizmin H›rs›zl›k Yasas›na Uygun Hale Getiriliyor Yolsuzlukla mücadele demagojisini dilinden düflürmeyen, AKP iktidar›, demagojisine malzeme olacak “hortum yasas›” olarak bilinen, Bankalar Yasas› ç›karmaya niyetlendi. Ama kolay olmad›¤›n›, IMF’nin “yasay› geri çekin flu flu maddelerini de¤ifltirin” talimat› ile anlad›. Bir tek AKP’linin, “hay›r senin ülkemizin gelece¤ini belirlemene izin vermeyece¤iz” dedi¤ini duyan olmad›. Soygun tarikat› haline gelmifl AKP’nin müridleri ve fieyhleri Tayyip, yasay› flimdi IMF’nin istedi¤i flekle sokmak için ter döküyorlar. Say› 87 32 23 Kas›m 2003
Hemen belirtelim ki, yasa da zaten IMF’nin 6. gözden geçirme flartları arasında yer alıyordu. Ancak, Bankalar Kanunu Yasa Tasar›s›’n› haz›rlarken, AKP, “hortumla mücadele” havas›na kendini fazla kapt›rd›. IMF, hortumculara sahip ç›karak fazla ileri gitme dedi. Hortumcuların izlenmesinden, mallar›na el konmasına elveren maddelere kadar IMF itiraz etti ve gerçekte kapitalist sistemin h›rs›zl›k düzeni oldu¤unu hat›rlatm›fl oldu. IMF’nin itiraz etti¤i h›rs›zl›¤› yapan›n kim oldu¤udur. IMF, “gelifli güzel herkes çalamaz, parti yandafl› flu bu deyip hortumlayamaz, halktan çal›nanlar ancak bizim belirledi¤imiz tekellerin kasalar›na akar” diyor. Önceki iktidardan bafllayarak AKP’ye ç›kart›lmas›n› emretti¤i bütün yasal yasal düzenlemeler özünde bunu hedeflemektedir. Efl dost kapitalizmine son verip, “adam gibi sömürü çark›” kurmak istiyor IMF. Soygun çarklar›n› emperyalist tekellerden ve iflbirlikçilerden yana döndürmek istiyor. AKP’ye düflen de, halk›n cebinden al›p IMF’nin belirledi¤i tekellere aktarmakt›r. Tabi bu arada IMF, AKP’nin bu hizmetleri karfl›l›¤›nda tarikat holdinglerine de “bal tutan parma¤›n› yalar” misali gerekli pay› verecektir. Halk kesimlerinin taleplerine “ideolojik” diye sald›ran Tayyip Erdo¤an’›n ideolojisi budur iflte; soygun, ya¤ma, talan, h›rs›zl›k ideolojisi demek olan kapitalizm. Gerisi halka karfl› takiyyeden ibarettir.
Çad›rlar, Kime Oksijen Pompal›yor? Baflbakan Tayyip Erdo¤an , iftar çadırlarını elefltirenlere karfl›, “‹ftar çadırları oksijen çadırlarıdır!” buyurmufllar!... Soru flu; kimin için oksijen çad›r›? Kimin nefes al›flveriflini sa¤l›yor, kimi yaflatmaya katk› sa¤l›yor? Demagoglar, halk› aldatmaktan baflka hiçbir politikalar› olmayanlar, açl›¤a, yoksullu¤a çare bulmak yerine sadakalarla yaflamaya al›flt›rmaya çal›flanlar›n bu sorulara verecek cevaplar› yoktur. Zekat da¤›t›m izdihamlar›n›n, bu kadar çok iftar çad›r› kuruluyor ve bir o kadar da çok insan›m›z›n önlerinde kuyru¤a giriyor oluflunun, kamyonlardan hayvanat bahçesindeki hayvanlar› besler gibi at›lan yiyecek pofletlerini kapma yar›fllar›ndan yans›yan görüntülerin, bu ülkeyi yönetenler için büyük bir utanç olmas› gerekti¤ini belirtmifltik. AKP’nin politikas›, hayrata dönüfltürülmüfl bir ülke, AKP’nin verdi¤i ile yetinen, hakk›n› istemeyen bir halk yaratmak olunca elbette utanm›yorlar. ‹flsizlerin say›s› 9 milyon olmufl ne gam. O, D‹E istatistikleri ile, bunun ne kadar›n› göstermem hesab› yap›yor. Yoksullar› “yard›mlarla” uyutmaya çal›fl›yor. Evet, çad›rlar, aflevleri ve en genelde tarikatlar, görünenden daha önemli bir iflleve sahipler. Halk›n hak arama bilincinin önüne set çekilmesi, örgütlenmemesi, düzene boyun e¤ip, AKP’nin ve tarikat holdinglerinin pofletlerle da¤›taca¤› g›dalara flükretmesi gibi. Liberal Taha Akyol’un ›srarla, gecekondularda tarikatlar›n yoksullar›n öfkesini yat›flt›rma konusunda generalleri uyarmas› bofluna de¤il. Çad›rlar, daha net deyiflle “yard›m”, soygun düzeninin nefes borular› haline getirilmek isteniyor. AKP, dini, inanç sömürüsünü, h›rs›zl›k düzeninin sürmesi için sonuna kadar kullan›l›yor. Halk çad›rlarda “flükür” dedikçe, AKP ve tekeller, “bugün de koltu¤umuzu, sömürümüzü koruduk flükür...” diyorlar. Yanl›fl anlafl›lmas›n, “flükürler”i, inançlar›ndan, müslümanl›klar›ndan de¤ildir. Tekellerin ve tekellerin iktidar›n›n dini, iman› olmaz. Yoksullar›n bu aldatmaya mahkum olmamas›, devrimcilerin tek tek, her türlü arac› kullanarak onlara ulaflmas›yla mümkündür.
Engin Akçakoca’ya Bask›nlar›n Gösterdi¤i ‘Devletin Hali’
savafl böyle yaflan›r. Sorunun “meçhul telefon ihbar›” olmad›¤›n› Akçakoca çok iyi bilir. “Tarafs›z, baba” diye yutturulmaya çal›fl›lan devlette ifller böyle döner. “Devlete güven” dillerinden düflmüyor, kendileri güvenmiyor. Sonra halka yalan söyleyerek aldatmaya çal›fl›yorlar. Onlar hortumlamaya devam edecekler, ç›kar çat›flmalar›n› sürdürecekler, devlet mekanizmalar›n›, yetkilerini bunun için kullanacaklar, ama halk devlete gözü kapal› güvenecek. Hangi devlete? Akçakocalar’›n, fienerler’in devletine! Yani, bürokrasisi, hükümetleri halk›n ç›kar›na çal›flmam›fl, ç›kar çat›flmalar›n›n, tekeller aras› çat›flman›n adamlar› olmaktan baflka hiçbir ifl yapmam›fl, bu nedenle de güç iliflkilerinin de¤iflmesinden dolay› ayn› çat›flmalarda “bafl›m belaya girmesin” diye güvenmedi¤i devlet. Halk için çal›flan bir bürokrat, bir bakan neden korksun, neden devletin belgelerini kendine arflivleme ihtiyac› hissetsin? Sadece mali bürokraside de¤ildir bu yaflananlar. Hukuk mesela.
Bürokrasinin Güvenmedi¤i Devlete
Halk Niye Güvensin? Siyasi, askeri, polisiyle, ekonomik, yarg› vb. kurumlar›yla bürokrasi, “devlet” dedikleri mekanizmay› oluflturur. Devasa bir güçtür. Hükümetler de¤iflir, o mekanizma ifllemeye devam eder. Her yeni gelen iktidar› (çat›flmalar sürse de) çarklar› aras›na al›r ve ‘devlet politikalar›yla’ uyumlu hale getirir. As›l iktidar olan MGK, politikalar›n› bu mekanizma ile hayata geçirir, ülkenin ekonomi politikas›n› elinde tutan emperyalist kurumlar bu mekanizmaya dayanarak ifllerini yürütür. ‹flbirlikçi tekellerin ç›karlar›n›n korunmas›nda dayand›klar› temel mekanizmad›r bürokrasi. Rant kavgas›n›n, soygunun, hortumlar›n ayyuka ç›kt›¤› ülkemizde; hem bürokrasinin kendi içinde, çeflitli kurumlar› aras›nda, hem de bürokrasi ile hükümet aras›nda sürekli bir çat›flma vard›r. Görüngüleri de¤iflse de, halka farkl› biçimlerde, hukuki k›l›flar geçirilerek yans›t›lsa da, çat›flman›n özünde pastadan pay kapma savafl› vard›r. Mali bürokrasinin en önemli kurumlar›ndan biri olan Bankac›l›k Denetleme Düzenleme Kurulu (BDDK) baflkan› Engin Akçakoca’n›n istifa ettirilmesinin ard›ndan yap›lan bask›nlar, evlerinden ç›kan bat›k banka dosyalar› bu savafl›n göstergesiydi ayn› zamanda.
Bürokrasi Kendi Devletine Güvenmiyor Görevinden ayr›lmas›na ra¤men, BDDK’n›n tüm belgelerinin kopyas›n› al›p evine götürüyor Engin Akçakoca. “Neden?” sorusuna ise “imza att›¤›m›z belgelere iliflkin yar›n bir sorun olursa kendimi savunmak için” cevab› veriyor. AKP’li Baflbakan Yardımcısı Abdüllatif fiener, “Geçmiflte yaptı¤ınız ifllemlerle ilgili kendinizi savunma ihtiyacı hissedebilirsiniz. Ben de Maliye Bakanlı¤ı yaptı¤ım dönemde imzaladı¤ım evrakın suretlerini almıfltım” sözleriyle Akçakoca'ya destek ç›k›yor. Devletin haline bak›n; bürokrasi kendi devletine güvenmiyor. Bakan devletine güvenmiyor. Ya yar›n bafl›ma ifl gelirse diye devletin belgelerini özel mülkiyetine al›yor. Kim kimin gözünü oyacak, kim kimin aya¤›n› kayd›racak belli de¤il. Bunun en iyi o mekanizman›n içindekiler biliyor. Bu konuda “haks›z” olmad›klar› kesin. Binlerce örne¤i yaflanm›flt›r göz oymalar›n. Akçakoca “bana inanm›yor, meçhul bir telefona inan›yorlar” diye yak›n›yor. Neden yak›n›yorsun; mekanizma böyle ifller. Tekeller aras›ndaki
Halk Yarg›ya Güvensin, AKP Güvenmese De Olur! Daha geçen hafta Anayasa-Adalet Karma Komisyonu'nun AKP’li baflkan› Burhan Kuzu: “Milletvekillerinin ço¤una bakıyorsunuz, yargıya güveni yok. Yargı siyasallafltı, diye olsa gerek.” sözleriyle, iktidar›n hukuka güveninin olmad›¤›n› anlat›yordu. Bu söz, dokunulmazl›klar›n kald›r›lmas› tart›flmas›nda gündeme geldi. Kendi dokunulmazlı¤ının kalkmasından ve h›rs›zl›klar›n›n ortaya çıkmasından bu kadar korkan, mekanizmalar› iflletmeyen bir iktidar hortuma, yolsuzlu¤a karfl› mücadele edebilir mi? “Hukuk siyasallaflt›” diyorlar. AKP için siyasallaflan hukuka, halk›n uymas› için, kararlar›n› kutsal kabul etmesi için polisiyle, hapishaneleriyle bask› oluflturanlar da iktidarlar de¤il midir? Yarg› iktidar için siyasallaflt› da, DGM’lerin kararlar› siyasi de¤il mi? ‹flkencecileri aklayan mahkeme kararlar› siyasal de¤il mi? Devrimci Sol Ana Davas›’n› hukuksuz, gayri meflru bir flekilde sürdürmekte ›srar etmek siyasal de¤il mi? Gazi katliam›n›n sorumlular›n›n aklanmas› siyasal de¤il mi?
Say› 87 33 23 Kas›m 2003
Abdullah Gül, adalet sistemini emperyalist sermayenin isteklerine uygun hale getirmek için ç›rp›n›rken, “köhneleflmifl hukuk” diyor. Peki o köhne hukukunuz devrimcilere onlarca y›l cezalar verirken, F tiplerinde tecrite atarken “ça¤dafl” m›yd›? “‹lericili¤i”, “modern” olan› m› temsil ediyordu? Ayn› kafa, sorunlar›n› ülkesinde tart›flm›yor, hak ve özgürlükler sorununu çözemiyor, türban yasa¤ının ‘AB Raporu'nda yer almamasından yak›n›yor. Yarg› siyasallaflm›fl; halk yarg›ya uymazsa as, kes, tutup F tiplerine at, “yarg›m›z ba¤›ms›zd›r” diye bas bas ba¤›r! Demek ki, yarg› AKP’nin elinde olursa “ba¤›ms›z”, de¤ilse siyasal! AKP, kendi ç›karlar›n› koruyacak bir hukuk sistemi istiyor. Sorunu hukukun siyasallaflm›fl olmas›, köhnemiflli¤i de¤ildir, siyasallaflman›n kendi lehine olmas›n› istiyor. Ne yarg›s›, biz herkesi yarg›lar›z, bizi kimse yarg›layamaz diyor. ‹tiraf edilen bir baflka nokta flu; yarg›dakiler baflka güçlerin adam›, bizim adamlar›m›z olmal›.
Say› 87 34 23 Kas›m 2003
“Yarg›n›n ba¤›ms›zl›¤›”, “hukuk devleti” gibi kavramlar, sadece halka karfl› söylenen yalanlard›r. Halk bunlara ne kadar inan›rsa, tekellerin ç›kar›n› koruyan çürümüfl köhne mekanizma da halka karfl› ifllemeye devam eder. Hangi güçlerin memuru olursa olsun halka karfl› ifllemeye devam eder. Bu konuda oligarfli iç güçler aras›nda bir sorun yoktur. ‹flkence çarklar›, DGM’ler, F tipleri, polis, iflkenceyi aklamak için kurulan hapishaneler izleme kurullar›, valiler, emniyet müdürleri... tüm bunlar AKP’nin de memurlar› demek ki! Bu konularda hiçbir itirazlar›n› duyan var m›? Yoktur! Tersine, cansiperhane “devlet politikas›” diye savunuluyor.
Bu Devletin ‹radesine Uymamak Halk›n En Meflru Hakk›d›r Halk›n, sömürü ve zulüm devletinin iradesine uymamas› için birçok neden say›labilir. Ancak, yukar›da anlatt›¤›m›z tablo bile tek bafl›na, böyle bir mekanizman›n kararlar›na, politikalar›na halk›n uymamas›n›n, en do¤al hakk› oldu¤unu gösterir. Devleti yönetenlerin güvenmedi¤i bir mekanizmaya halk neden güvensin? Oligarflinin bürokrasisi, hükümetleri yalanla, demagojiyle, kutsall›k hâlesi yaratarak, daha olmad› bask› mekanizmalar›n› harekete geçirerek bunu sa¤lamaya çal›fl›r. Buna karfl› direnmek de halk›n en meflru hakk›d›r. Bu düzende adaletin olmad›¤›n›, devletin çürümüfl, asalak, birbirinin gözünü oymak için çat›flanlar›n, ç›karlar›ndan baflka hiçbir fleyi düflünmeyenlerin devleti oldu¤unu söylerken, binlerce kan›ta, belgeye, olaya dayanarak söylüyoruz.
AKP’nin “‹nsan Haklar›” Oyunu 2000 yılının kasım ayında tüm il ve ilçelerde devletin emriyle kurulan “insan haklar› kurullar›” AB’nin iste¤iyle sivillefliyormufl! Bir iki göstermelik toplant›yla yapt›¤› flovlar›n d›fl›nda ad›n› kimsenin duymad›¤› kurullar›n üst yönetimi bilindi¤i gibi, Adalet, ‹çiflleri (‹nsan haklar›ndan sorumlu bakanl›k ise, “süs bitkisi”dir.) gibi ülkedeki bütün insan haklar› ihlallerinin, bask›n›n, katliamlar›n sorumlular› bulunmakta. Yeni düzenleme ile kurullardaki asker, polis amirleri ç›kart›l›p “sivil kurulufllar›n” say›s› art›r›lacakm›fl. Ama bunun için yeteri kadar “sivil kurulufl” yokmufl. Ne önemi var, devlet insan haklar› kurullar›n› nas›l kurduysa, her il ve ilçeye de “sivil” insan haklar› kurulufllar› kurar! Nas›lsa kullan›lacak “siviller” bulunur. Devletin, devletin askeri polisi taraf›ndan yap›lan ihlalleri araflt›rd›¤› nerede görülmüfl? Ama faflist devlet kafas›, aldatma oyununu bile oynayam›yor. AB de iflte buna itiraz ediyor; vitrini düzeltin diyor. Oyun sürecek, vitrin düzelecek. AKP de ayn› oyunu vitrini düzelterek devam ettirecek. Kontra örgütlenmelerini 81 ile yayan AKP için de “insan haklar› kurumlar›n›n” basit bir aldatma manevras›ndan öte bir anlam tafl›mad›¤› aç›kt›r. Hapishanelerdeki 107 ölüme dönüp bakmayan, araflt›rmayan, çözmek için en küçük bir giriflimi dahi olmayan TBMM ‹nsan Haklar› Komisyonu bunun en iyi örne¤idir. Kan›tlanm›fl belgelenmifl Buca’da çocuklar› iflkence olay›na “yok öyle bir fley” diyen kafa yap›s› insan haklar›ndan ne anlad›¤›n› bak›n nas›l gösteriyor; Buca’da iflkence gören çocuklara cep harçl›¤› veriyor! AKP islamc›l›¤›n›n “insan haklar›”ndan anlad›¤› bu. Ayn› Komisyonun baflkan› Elkatm›fl, Bolu’da ölüm orucu yapan KADEK tutuklusu Kerem Özdikmenli’yi ziyaret ediyor, ç›k›flta, “konufltuk, ölüm orucunu bıraktı” açıklamas› yap›yor. Anne Sakine Tekelio¤lu feryat ediyor: “O¤lum ölüm orucunu bırakmadı, zorla hastaneye kaldırıld›, gardiyanlar ‘zaten ölecek’ diyerek dövüyor...” Yalan, riyakarl›k politikalar› haline gelmifl. ‹nsan haklar› da riyakarl›¤›n en baya¤› flekilde sürdü¤ü alanlardan biri. Komisyon, insan haklar› ihlallerini ortaya ç›karmak için de¤il, üzerini örtmek, duyulanlar› yeniden duyulmaz hale getirmek, iflkenceyi, bask›y› aklamak için kurulunca, sonucun farkl› olmas› beklenemezdi. Yeter ki, halk› aldats›nlar!
Yozlafl-t›r-ma Mücadele edilmesi gereken bir DÜfiMAN Bölüm 1
Uyuflturucuya, fuhufla, yozlaflmaya karfl› gündeme getirilen çeflitli etkinlikler, bizzat örgütleyenlerin de beklemedi¤i kadar büyük bir ilgiyle karfl›lan›yor. Çünkü sorun istatistiklerin gösterdi¤inin çok ötesinde, sorun yoksul halk›n yaflam›n› daha da büyük bir karabasana çeviren bir yara. Çünkü bu konuda kimsenin çalaca¤› bir kap›, baflvurabilece¤i bir merci yok. Halk bu yaras›n› kendi kendisine sarmak zorunda. Örgütsüz, öndersiz bir halk bunu baflaramaz. Devrimciler, demokratik kitle örgütleri, bu konuda çal›nacak kap›, baflvurulucak merci olmal›d›rlar. Bu onlar›n halka karfl› sorumlulu¤udur. Kap›m›z çal›nd›¤›nda da yaray› saracak merhem olunabilmeli, bu soruna karfl› k›sa, orta ve nihai çözüm yollar› ortaya konulmal› ve bu çözüm, bizzat örgütlenmelidir. Bu girifl bölümü yaz› dizimizin amac›n› da ortaya koyuyor. Amac›m›z, sadece yozlaflman›n çeflitli boyutlar›n›n ne kadar yayg›nlaflt›¤›n› anlatmak, istatistikler vermek de¤il. Bu sorun, uyuflturucu, fuhufl, çeteler, semtlerde artan h›rs›zl›k, yaralama gibi tüm boyutlar›yla yoksul halk aç›s›ndan yaflamsal bir sorun düzeyine yükselmifltir. Devrimci mücadele ve örgütlenme, halk›n sorunlar› etraf›nda flekillenir. Yaz› dizimizde bir yandan yozlaflman›n çeflitli boyutlar›n› ele al›rken, as›l olarak mücadele ve örgütlenme aç›s›ndan tüm devrimcilerin, demokratik kitle örgütlerinin soruna dikkatini çekmeyi amaçl›yoruz.
1-) SORUNUN BÜYÜKLÜ⁄Ü VE BOYUTLARI Hemen tüm yoksul semtlerde uyuflturucu kullananlar›n, çetelerin artt›¤›, halk›n her kesiminin can, mal güvenli¤inin ortadan kalkt›¤›, gençlerimizin, hatta delikanl› ça¤›na gelmemifl çocuklar›m›z›n esrardan tinere, haptan envai
çeflit uyuflturucu kullanmaya bafllad›¤›n›, bunlar için gerekli paray› bulmak için h›rs›zl›k, kapkaç yöntemlerine baflvurduklar›, buna paralel olarak semtlerde silahl›, b›çakl› sald›r›larda ola¤anüstü bir art›k oldu¤u art›k kimsenin görmezden gelemeyece¤i bir tablo durumundad›r. Demokratik bir kitle örgütü, kitlelerin ekonomik, demokratik, sosyal, kültürel sorunlar›yla ilgilenmek zorundaysa e¤er, bugün iflte bu sorun en baflta gelen güncel sorunlardan biri halindedir. Gecekondu semtlerinde bali çeken de, fuhufl yapan da, çete kuran da neticede bizim insanlar›m›z. O batakl›¤›n yay›lmas›n› engellemek, batakl›¤a düflmüfl olanlar› o batakl›ktan çekip kurtarmak da bizim görevimiz. Sadece semt örgütlülükleri de¤il; iflçi memur sendikalar›, ö¤renci gençlik örgütlenmeleri de bu sorunu gündemlerine almal›lar. Çünkü onlar da içinde bu tablonun. Fuhufl, uyuflturucu, memurlar›n içinde de, iflçiler aras›nda da, üniversitelerde de de¤iflik boyutlarda, farkl› biçimlerde de olsa, var. K›sacas›, sorun bizim sorunumuzdur, sorun halk›n sorunudur. Yap›lan bir araflt›rmaya göre uyuflturucu ba¤›ml›lar›n›n yüzde 38.8’i 16-30 yafl aras› gençlerden olufluyor. Yine ba¤›ml›lar›n yüzde 42.1’inin düzenli bir ifli yok. Uyuflturucuyu en çok yüzde 57,2’lik bir oranla ilkokul mezunlar› kullan›yor. Uyuflturucuyu kullananlar›n yüzde 51.9’u orta gelirli ailelerden, yüzde 43.6’s› da düflük gelirli ailelerden geliyor. (Rakamlar, Milliyet 5-10 May›s 2000) Evet burjuvazi de kullan›yor uyuflturucuyu. Fakat onlar bir avuç oldu¤u için istatistiklerde görünmüyorlar. Dahas›, onlar›n “zevk” için kulland›¤› nesneler, halk için ölümcül bir çürümeye dönüflüyor.
Uyuflturucunun bir ‘devlet politikas›’ oldu¤unu görmek önemlidir! Bu görülmeden, bu zehirin “halka karfl› bir silah” olarak kullan›ld›¤› tam olarak kavranamaz. Bu mücadelenin nas›l ve kimlerle yürütülmesi gerekti¤i do¤ru tespit edilemez. Fuhufl ve uyuflturucu, dünyan›n tüm ülkelerinde yoksullaflman›n büyümesiyle art›fl gösterir. Ülkemizde de böyle olmaktad›r. Birincisi, “yozlaflt›rma” bu yönüyle oligarflinin politikalar›n›n bir sonucudur. Oligarfli, yoksullaflt›rarak yozlaflt›r›yor. ‹kincisi, oligarfli buna ra¤men “yozlaflt›rma”y› kendili¤indencili¤e b›rakmaz. Bunun için mafyalar› teflvik edip kullanmaktan “kültür” politikalar›na, polis terörüne kadar her yöntemi
Say› 87 35 23 Kas›m 2003
devreye sokarak yozlaflmay› büyütür. Uyuflturucu yozlaflt›rma politikalar›n›n en önemli ayaklar›ndan biridir. Uyuflturucuyu hemen tüm emperyalistler ve iflbirlikçileri iki türlü kullan›rlar. Birincisi, halka karfl› savafl›n, kontrgerilla faaliyetlerinin finansman› için iyi bir kaynakt›r (ki yaz› dizimizin sonraki bölümlerinde devletlerin uyuflturucu ticaretini ayr›ca açaca¤›z); ikincisi, halk› uyuflturma arac›d›r. Fuhufla itilen genç k›zlar›n, çetelere kat›lan delikanl›lar›n pek ço¤u ayn› zamanda uyuflturucuya da al›flt›r›lm›fllard›r. "Uyuflturucu baflta ABD olmak üzere tüm emperyalist ve onlar›n iflbirlikçisi olan devletler taraf›ndan halklara karfl› yürütülen savafl› finanse etmek için kullan›lmaktad›r. Uyuflturucu hem halka karfl› yürütülen savafl›n ekonomik olarak getirdi¤i yükü hafifletmek hem de halklar› uyuflturucu ile zehirleyerek mücadele etmesini engellemek aç›s›ndan kullan›lmaktad›r." ( Kurtulufl, say›; 89)
Say› 87 36 23 Kas›m 2003
Uyuflturucunun yayg›nlaflt›r›lmas›n›n (ve genel anlamda yozlaflt›rman›n) egemen s›n›flar›n iradi bir politikas› oldu¤unu görmek için Avrupa’dan aktaraca¤›m›z flu rakamlar çarp›c›d›r: Birleflmifl Milletler’e (BM) ba¤l› Uluslararas› Uyuflturucu Denetim Merkezi (INCB) taraf›ndan yay›nlanan bir raporda Avrupa’da özellikle esrar kullan›m›n›n artt›¤›, özellikle gençler aras›nda yayg›nlaflt›¤› ve bunun da ortaokul ve lise ö¤rencilerine kadar indi¤i belirtiliyor. fiu rakamlara bakal›m: Fransa’da ortaokul ve lise ö¤rencilerinin üçte biri, ‹ngiltere’de 13 yafl›ndaki çocuklar›n yüzde 25’i de¤iflik s›kl›klarda esrar kullan›yor. Raporda bunun “esrara yönelik esnek ve hoflgörülü tutum ve kolayl›kla bulunmas›ndan” kaynakland›¤› belirtiliyor. “Düflük fiyatlar” nedeniyle kokain kullan›m›n›n da gençler aras›nda artt›¤› saptan›yor. ‹dari ve polisiye anlamda hayat›n her alan›n› denetleyebilen mekanizmalara sahip Avrupa devletleri buna göz yummadan, hatta teflvik etmeden böyle bir tablo ortaya ç›kabilir mi? Üstelik Avrupa ülkelerinde “do¤al bir yayg›nlaflt›r›c›” olan yoksulluk da bizim ülkemizdeki gibi de¤ilken...
Sorunun ana halkalar›: - Yozlaflt›rma, uyuflturucu, fuhufl, çeteleflme, hangi biçimde olursa olsun, emperyalizmin ve oligarflinin politikas›’d›r. Tüm iktidarlar, bu politikay› bir biçimde sürdürür. - Yozlaflmaya karfl› mücadele, mevcut iktidarlara ve düzene karfl› bir mücadeleyle içiçe bir mücadeledir. Aksi takdirde bu mücadele, “lions klüpleri”nin, burjuva çevrelerin faaliyetlerinden farks›z hale gelir. - Yozlaflmaya karfl› mücadele, “sorun devrimle çözülür” kolayc›l›¤›yla da ele al›namaz; halk›n sosyal yaflam›nda giderek kangrenleflen bu sorunlara karfl›, örgütlülük-dayan›flma-uzmanl›¤› bir araya getirerek somut, k›sa vadeli çözümler de yaratabilmeliyiz. r›ld›¤› “operasyonlar” yap›l›r. Yine kameralar önünde "uyuflturucuya karfl› nas›l mücadele edilir" panelleri yap›l›r. Ama rakamlar boyuna büyür. Uyuflturucuya bafllama yafl› küçülür. Okul önlerinde önlem al›r güya polis. Peki ama, ortaya ç›kan uyuflturucu, çek senet, fuhufl hangi türden olursa olsun, bir tek çete var m› içinde polis olmayan? Zaman zaman gündeme gelen "uyuflturucu operasyonlar›", "uyuflturucuya vurulan darbe"lerin üç nedeni vard›r: Birincisi, devlet bu konuda bir fleyler yap›yor görünmek durumundad›r. ‹kincisi, çeteler aras›ndaki pay kavgas› bazen bu tür operasyonlar› do¤urmaktad›r. Üçüncüsü de oligarflinin denetimi d›fl›ndaki kesimlere yöneliktir. Di¤er taraftan özellikle “okul önlerindeki” operasyonlar ise polisi temiz, masum, gençlerimizi koruyan bir güç olarak göstermeye hizmet eder. Neticede, her y›l bakan›ndan polis flefine, okul yöneticisine kadar ezberlenmiflçesine çekilen bu nutuklara karfl›n, ortaya ç›kan tablo tersini gösteriyor: Bafllama yafl› 16'dan küçük olanlar, uyuflturucu kullan›c›lar› içinde yüzde 7.3 gibi büyük bir orandalar.
Bu konuda s›k s›k kampanyalar aç›l›r. Özellikle liseli, üniversiteli gençli¤imizi uyuflturucudan korumak için adeta “pervane” olurlar.
Bak›rköy Ruh ve Sinir Hastal›klar› Hastanesi Alkollü Madde Araflt›rma ve Tedavi Merkezi (AMATEM) ve Özel Okullar Derne¤i'nin 62 lisede toplam 6800 ö¤renci üzerinde gerçeklefltirdi¤i bir anket, ö¤rencilerin yüzde 62'sinin bir uyuflturucu olan esrar› “tehlikeli görmediklerini” ortaya ç›karm›flt›.
‹llerin Emniyet Müdürlükleriyle Üniversite yönetimlerinin iflbirli¤i yapt›¤› aç›klan›r büyük flaflayla. Okul önlerinde TV kameralar›n›n ça¤-
“Terör tehlikesi” konusunda ö¤rencileri ve ailelerini bilgilendirmeyi(!) hiç ihmal etmeyen okul yönetimleri ve polis, acaba bu konuda ni-
Uyuflturucu tüccarlar›n›n uyuflturucuyla mücadele yalan› hiç bitmez!
ye ö¤rencilerini e¤itmiyorlar. Bir çarp›kl›k yok mu bunda?
Polis kimleri denetler, neyi engelleyip neyi teflvik eder? Bir Emniyet Müdürü “Küçük yafltaki k›zlar kahvelere, barlara gidiyor. Orada her türlü uyuflturucuya al›fl›yorlar” diyor. Ülke çap›nda binlerce derne¤e, sendikaya kimlerin girip ç›kt›¤›n› kaydeden polis, uyuflturucu tacirlerinin buralara girip ç›kmas›n› niye önleyemiyor dersiniz. fiu soruyu sormak hakk›m›z de¤il mi: Derneklerin kap›s›nda “nöbet” tutan, tek tek her dernek üyesinin pefline adam takan polis, nas›l oluyor da, uyuflturucu da¤›t›m› yap›ld›¤›n› herkesin bildi¤i yerleri denetleyemiyor? Personeli mi yok, niyeti mi? Çünkü önlemek diye bir derdi yok. ‹nsanlar›, b›rak›n dernekleri, kültür merkezlerinden bile kaç›rtarak barlara, her türlü ahlaks›zl›¤›n, uyuflturucunun cirit att›¤› mekanlara yönlendiren ve o mekanlarda da uyuflturucu sat›fl›n› “özgür” b›rakan kendileridir. Yozlaflmay› teflvik eden bizzat oligarfli ve oligarflinin polisidir
1998-1999 e¤itim y›l› bafllarken ‹stanbul Narkotik fiube Müdürlü¤ü "Uyuflturucu Sorunu ve Mücadele Stratejileri Sempozyumu" düzenlemifl ve bu sempozyumda, ‹stanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir flöyle demiflti: “Uyuflturucu kullanma yafl›n›n 15'e düfltü¤ünü tespit ettik... Bu amaçla sokak timleri oluflturduk, Bunlar okul önlerinde ve e¤lence merkezlerinde görev yap›yorlar. Bu ö¤retim y›l›nda okul önlerinde önlemleri artt›raca¤›z." Bu sözleri tüm Emniyet Müdürlerinden duymuflsunuzdur. Ama ayn› emniyet müdürleri, flu veya bu hak arama eyleminden, demokratik dernekten gözalt›na ald›klar› gencecik lise ö¤rencilerine, “b›rak›n bu iflleri, hayat›n›z› yaflay›n, kar› k›z peflinde koflun” nasihat›n› da yapanlard›r. Ne yaz›k ki, benzer düflünceler, ailelerin de birço¤unda vard›r. O¤ullar›n›n k›zlar›n›n devrimci olmas›ndansa öyle yaflamalar›n› tercih etmektedirler. Bu yaflam tarz› ise, her türlü ahlaks›zl›¤a aralanan kap›d›r. - sürecek-
Say› 87 37
Alibeyköy’de Panel:
“Uyuflturucuya hay›r! Fuhufla hay›r!” ‹stanbul Alibeyköy’de bir dü¤ün salonunda toplanan yaklafl›k 600 kifli, uyuflturucunun semtlerinde kazand›¤› boyutu ve buna karfl› kiflisel olarak, semt halk› olarak ne yapabileceklerini tart›flt›lar. Kimileri mahallelerdeki demokratik kitle örgütleri taraf›ndan davet edilmifl, kimileri ise, caddelere as›lan afiflleri görerek gelmiflti. Bu sorun onlar›n sorunuydu çünkü, can
al›c› bir sorundu. 16 Kas›m’da Alibeyköy Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i taraf›ndan düzenlenen panele konuflmac› olarak Gürbüz Çapan, Dr. Kenan Eren ve Av. Behiç Aflç› kat›ld›. Dernek ad›na fievket Avc›’n›n yönetti¤i panelde, konuflmac›lar›n hemen arkas›nda as›l› pankartta yaz›lan “Gençli¤imiz gelece¤imizdir sahip ç›kal›m!” sözü, panelin amac›n› da özetliyordu. Panelde belirlenmifl konuflmac›lar›n d›fl›nda halktan birçok insan söz alarak konufltu, alkolden, uyuflturucudan zarar gören kad›nlar söz ald›, esrar, hap kullanan çocuklar sorunlar›n› anlatt›lar. Alkol ba¤›ml›s› bir efli olan kad›n›n okudu¤u fliir, herkese sorunun trajik boyutlar›n› k›saca özetledi. Gürbüz Çapan ve Behiç Aflç›, sorunun sosyal, hukuki boyutlar›na dikkat çekerken, Dr. Kenan Eren ise konuflmas›nda, uyuflturucu nedir, nas›l belirtileri olur, kriz an›nda neler yap›lmas› gerekir, çevredeki insanlar ba¤›ml›lara nas›l davranmal›lar, ba¤›ml›lar›n tedavi prosedürü nedir... konular›n› anlatt›. Konuflmas› zaman zaman ba¤›ml› gençlerle do¤rudan diyaloga dönüfltü. Panelin ard›ndan da kat›l›mc›lar doktoru uzun süre b›rakmak istemeyip, sorular›na devam ettiler.
23 Kas›m 2003
gençlik’den
"Gençlik Gelecektir Gelece¤imiz Yarg›lan›yor" 12 Ekim 2001 tarihinde Ülkemizde Gençlik Dergisi'nin bas›lmas›yla tutuklananlar›n duruflmas› 17 Kas›m günü yap›ld›. Mahkeme, tutuklu¤u uzatma manevralar›na devam edip 3 y›ll›k keyfi tutsakl›¤›n sürmesine karar verirken, duruflma 8 Mart 2004’e ertelendi.
Say› 87 38 23 Kas›m 2003
Mahkeme öncesi DGM önünde bir aç›klama yapan ‹stanbul Gençlik Derne¤i, arkadafllar›n›n serbest b›rak›lmas›n› istedi. Ölüm orucunda flehit düflen DEV-GENÇ’liler Özlem Durakcan, Zehra Kulaks›z ve Canan Kulaks›z'›n foto¤raflar› ve "Arkadafllar›m›z Serbest B›rak›ls›n", "Ö¤renciyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z", "Gençlik Gelecektir Gelece¤imiz Yarg›lan›yor" yaz›l› dövizler aç›larak yap›lan aç›klamada, ülkemizdeki bask›lar dile getirilerek, "8'i tutuklu 24 arkadafl›m›z da ülkemizde yaflanan bu haks›zl›klara karfl› ç›kt›klar›, daha demokratik bir ülke için mücadele ettikleri, F tipi hapishanelere, tecrite karfl› ç›kt›klar›, ABD ve IMF'nin sömürüsüne karfl› olduklar› için yarg›lan›yorlar. Ve d›flar›da iken kapat›lmas› için mücadele ettikleri F tipi hapishanelerde tecrit ediliyorlar.” denildi. Aç›klama, "Ö¤renciyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z", "Sansüre ve Tecrite Son", "Tutuklular Serbest B›rak›ls›n" sloganlar› ile bitirildi.
 Soruflturma Terörü Gençli¤i Susturamaz AKP’nin polisi meydanlarda sald›r›yor, YÖK’çü üniversite yönetimleri soruflturmalarla gençli¤i y›ld›rmak istiyor. Elaz›¤ F›rat Üniversitesi Bilgisayar Programc›l›¤› ö¤rencisi Sercan Zülal hakk›nda, 1 Ekim’de TBMM önünde yüzlerce ö¤rencinin kat›ld›¤› protesto eylemine kat›lmaktan soruflturma aç›ld›. Sözkonusu eyleme iliflkin hiçbir adli soruflturma dahi olmamas›, eylemin demokratik bir hak olmas›, faflist rektörlü¤ün soruflturma terörünü gençli¤in mücadelesi karfl›s›nda bask› arac› olarak kullanmas›na engel olmad›. Zülal soruflturma komisyonuna verdi¤i savunmas›nda, demokratik ve yasal hakk›n› kulland›¤›n› belirterek, rektörlü¤ün ö¤rencinin bütün yaflam›na müdahale edemeyece¤ini, etse bile düflünceyi aç›klama özgürlü¤üne, talep sunma hakk›na müdahale etmifl olaca¤›n› dile getirdi. Çukurova Üniversitesi Rektörlü¤ü, üniversite açılıflında alternatif aç›l›fl yapan 25 ö¤renci hakk›nda soruflturma bafllatt›. “Müzik eflli¤inde halay çekerek protesto eylemi düzenledikleri, derslerin ifllenmesini engelledikleri” gerekçesiyle aç›lan soruflturmada Kürtçe ve Arapça türküler, yöresel k›yafetler de suç delili say›l›rken, eyleme kat›lan E¤itim-Sen Adana fiube Yöneticisi Güven Bo¤a için, ‘dıflarıdan getirilen bir flahıs’ ifadesi kullan›ld›. Ö¤renciler 18 Kas›m günü düzenledikleri bir yürüyüflle soruflturmalar› protesto etti, rektörü istifaya ça¤›rd›.
 Zincirli Eylem Tutuklular› Serbest 13 Ekim’de iflgal ortakl›¤›n› ve tecriti protesto etmek için ‹stanbul Üniversitesi kap›s›na kendilerini zincirleyen, Gençlik Derne¤i üyesi 4 ö¤renci 13 Kas›m günü yap›lan duruflma sonras›nda serbest b›rak›ld›lar. Gençlik Dernekleri Federasyonu ö¤rencileri, arkadafllar›n›n serbest b›rak›lmas› için duruflma öncesinde Sultanahmet Adliyesi önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Hasan Selim Gönen’in okudu¤u aç›klamada, AKP iktidar›n›n, iflbirlikçilik ve halk düflmanl›¤›n› sürdürdü¤ü belirtilerek flöyle denildi: “AKP hükümeti kuruldu¤u ilk günden bu yana her türlü hak talebine sald›rarak; gençli¤i, iflçi ve emekçi memurlar›, çiftçileri ve bir bütün olarak halk› susturmaya çal›fl›yor. Bizler bu ülkenin gençli¤i olarak iflgal ve tecrite karfl›y›z.”
 6 Kas›m Sald›r›lar› Protesto Edildi Kayseri ve Antakya’da düzenlenen 6 Kas›m eylemlerine yönelik sald›r›lar protesto edildi. Kayseri’de, Gençlik Derne¤i Giriflimcilerinin bulundu¤u 24 kiflinin dövülerek gözaltına alındı¤ı eyleme yapılan saldırı ‹HD’de yapılan basın toplantısıyla protesto edildi. Antakya’da ise, 6 Kas›m’da MKÜ-ÖDER’li ö¤rencilerin eylemine sald›ran, havaya birden fazla kere atefl açan Özel Güvenlik Birimleri hakk›nda suç duyurusunda bulunuldu. 17 Kas›m’da yap›lan suç duyurusunda, bir bas›n aç›klamas› ile yaflananlar anlat›l›rken, “yasal hakk›m›z olan bas›n aç›klamas› fliddet kullan›larak ö¤rencileri tekme tokat döverek engellemeye çal›fl›lm›flt›r” denildi. Eyleme Antakya Gençlik Derne¤i Giriflimi de kat›ld›.
Polisin
î
ULV SA⁄IM SOLUM ÖNÜM ARKAM KAMERA Hayat›m›z›n her alan›na girmeye bafllayan kameralar, en son ‹zmir'de Atatürk Anadolu Ticaret Meslek Lisesi’nde, geçen y›l yaflanan h›rs›zl›k bahane edilerek uygulanmaya baflland›. "Kameral› e¤itim" dört katl› okulun her kat›nda birer, okulun girifline ise iki kamera ile uygulan›yor. Koridor bafllar›na kurulmufl kameralardaki tüm görüntüler müdür taraf›ndan izleniyor. Müdür “tepki gelmedi” derken, bu uygulamaya itiraz eden ‹ngilizce ö¤retmeni hakk›nda soruflturma aç›p, en son sürgüne gönderdi¤i gizlenemiyordu. E¤itim sistemi tart›flmas› bir yana okullar›n baflka ihtiyaçlar› yerine neden kameraya bunca para yat›r›l›r? Amaç ö¤renciler üzerindeki bask›y› artt›rmak, her an denetim alt›nda tutmakt›r. Gözümüz her an üzerinizde sizi iziliyoruz diye tedirginlik yaratmakt›r. Defalarca örnekleri yafland›. Yanyana gelen iki-üç ö¤renci oldu¤u zaman hemen idareye ça¤r›l›p "Siz ne konufluyordunuz" diye polis gibi sorguya al›yorlar. Ya da "Senin flu ö¤rencinin yan›nda ne iflin var bir daha onunla konuflma, kötü olur" tehditleri ya¤d›r›yorlar. Bireylefltirme, tecrit, bask› ve dayatmalar, ezberci e¤itimle birleflip, robot gençlik böyle yarat›l›yor. Ama her fleye ra¤men tüm bunlara karfl› ç›kan bir gençlik var ve varolacak.
Muhabirlerimize ‹flkence
iflleri
Herkes, ‹stanbul’daki eylemlere iliflkin “Polis ne yap›yordu, istihbarat niye yoktu” diye soruyor. Olur mu? Polisin daha ulvî iflleri, büyük u¤rafllar› var. Demokratik kurumlar bas›lacak, devrimciler yasad›fl› flekilde gözalt›na al›nacak, sindirilmek istenecek... Antakya ve Adana muhabirlerimiz iflte bu ulvî ifller sonucu gözalt›na al›nd›, tehdit edildi, iflkence yap›ld›. Adana muhabirimiz Erhan Bingöl 15 Kas›m günü dergi sat›fl› yapt›¤› Gülbahçesi Mahallesi'nde 01 UL 724 plakal› sivil araçtaki polisler taraf›ndan durduruldu. Polisin kimlik sormas›na, “polis kimli¤inizi gösterin” diye, yasal hakk›n› kullanmas› üzerine tekme tokat küfürle gözalt›na al›nd›. Araçta kafas›n› ayaklar› alt›na alarak bafllayan iflkence, siyasi flubede sürdü. Cinsel taciz, tehdit, küfür, el ve ayaklar› ezme, bay›lana kadar dövme fleklinde saatlerce süren iflkenceler, daha sonra götürüldü¤ü Da¤l›o¤lu fiehit M. Ali Aslan Karakolu'nda da devam etti. Muhabirimiz, do¤al olarak mahkemeden serbest b›rak›ld›. Yasal bir dergi sat›fl›na karfl› polisin terörü, AKP iktidar›n›n ‘iflkenceye s›f›r tolerans’ yutturmacas›n›n da ne demek oldu¤unu gösterir niteliktedir. Antakya muhabirimiz Niyazi Harnubo¤lu da 13 Kas›m günü yine dergi satarken, Sümerler Mahallesi’nde 31....6139 plakal› Renault 9 markal› arac› kullanan sivil polisler taraf›ndan hiçbir fley söylenmeden tehdit, küfür ve dayakla gözalt›na al›nd›. Bo¤az›n› s›kma, dayak, tecavüz tehditleri orada da araçta bafllay›p emniyette sürdürüldü. Muhabirimiz bir süre sonra, “seninle yeniden görüflece¤iz” diye tehdit edilerek, al›nd›¤› gibi hiçbir gerekçe gösterilmeden serbest b›rak›ld›.
Gençlik Dernekleri Federasyonu Giriflimi Uflak Gençli¤ine Sald›r›y› Protesto Etti
 Zonguldak Gençlik Derne¤i Kongresi
Gençlik ve özelde Gençlik Dernekleri üzerinde bask›lar›n artt›¤›n› belirten GENÇL‹K DERNEKLER‹ FEDERASYON G‹R‹fi‹M‹, 13 Kas›m tarihli aç›klamas› ile, bu bask›lar›n son örne¤inin Uflak’ta yaflanan silahl› faflist sald›r›, polis ve jandarma bask›s› oldu¤unu belirtti. 86. say›m›zda yer verdi¤imiz Uflak’ta yaflanan sald›r› sonras›nda da, gençlik üzerinde polis, faflist, jandarma ve okul yönetiminin bask›s›n›n sürdü¤ü belirtilen aç›klamada, kentteki Kürt iflçilerine de polis sald›r›lar› yafland›¤› dile getirildi. Gençlik Derne¤i üyesi Yahya ve ‹smail isimli ö¤rencilerin tehdit ve taciz edildi¤i, Dernek Masas› polislerinin sivil faflistlerle birlikte gözda¤› vermeye çal›flt›¤› örnekleri verilen aç›klamada bask›lar flu flu ifadelere anlat›ld›: “Okullarda, yurtlarda, sokakta, kafede derneklerde polis terörize etmek istiyor. Derne¤imize gelen misafirler takip ediliyor, telsiz seslerini açarak, binam›z önünde bekleyip operasyon izlenimi vererek bask›lar›n› artt›rd›lar.” “Gözalt›, soruflturma, faflist sald›r›lar gençli¤in mücadelesini engelleyemeyecek” denilen aç›klamada, Uflak’taki devrimci demokrat ö¤rencilerin kentteki demokratik kurulufllar›n da kat›l›m› ile valilik, rektör ve dekanlarla görüflme yapaca¤› belirtildi.
Zonguldak Gençlik Derne¤i 16 Kas›m günü toplad›¤› 1. Ola¤an Genel Kurulu’nda oybirli¤i ile federasyonlaflma karar› ald›. Dernek binas›nda yap›lan ve ba¤›ms›zl›k ve özgürlük mücadelesinde flehit düflenler için yap›lan sayg› duruflu ile bafllayan Genel Kurul’da geçici yönetimin faaliyet raporunun okunmas›, gençli¤in mücadelesinin tart›fl›lmas› ile birlikte genel kurula sunulan Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun kurulufluna kat›lma önerisi ele al›nd›. Genel Kurul’un oybirli¤i ile federasyona kat›lma karar› coflku ile karfl›lan›rken, yeni yönetim belirlendi.
Say› 87 39 23 Kas›m 2003
Oligarflinin “Kitle Çal›flmas›” Dersim’in Hozat ‹lçesi’nde onlarca eve, iflyerine, geçti¤imiz günlerde imzas›z mektuplar geldi. “Hozatl› hemflerim” diye bafllayan mektuplar yaklafl›k 15 gün önce “yard›m ve yatakl›k” suçundan tutuklanan üç DEHAP’l› hakk›nda karalamalar içeriyor, onlar hakk›nda flaibe yaratmay› hedefliyordu. Ertesi gün, baflka mektuplar da geldi. Bu kez mektup “Halk›m›za sayg› ile duyurulur” diye bafll›yordu. ‹flte yazd›klar›ndan bir cümle: “Aileler, anneler, babalar sizlere sesleniyoruz. Çocuklar›m›za sahip olal›m. Bak›n sizlere ac› bir örnek; Tokat’ta yaflanan son olayda ölen dört teröristin cenazesini aileleri dahi almak istememifltir. Ne kadar ac› bir durum de¤il mi?..”
Say› 87 40 23 Kas›m 2003
Mektuplar imzas›z, ama kimin gönderdi¤i belli. Polis, halk›n oradaki DEHAP’l›lara güvenini sarsmak, devrimci mücadele hakk›nda güvensizlik yaratmak için üflenmiyor, onlarca yere mektuplar gönderiyor. Bu mektuplar›, oligarflinin nas›l, hiçbir fleyi ihmal etmeden çal›flt›¤›n› örneklemek için aktard›k. Bunu hayat›n bir çok alan›nda görebilirsiniz. Evet bu devlet çürümüfltür, kokuflmufltur, ama bir yan› “diri”dir; halk›n mücadelesine, örgütlenmesine karfl› oligarfli kurmayca çal›flmaktad›r. Mesela polis Gençlik Derneklerini etkisizlefltirmek, üyelerini y›ld›rmak için nas›l çal›fl›yor, dergimizde de yay›nlanan yöntemlerini hat›rlayacaks›n›z. Kimi yerde tek tek tüm dernek üyelerinin ailelerine gidiyor. Onlara dernek hakk›nda olumsuz propagandalar yap›yor, yalan söylüyor, iflin içine tehdit kat›yor, ailelerin çocuklar› üzerinde bask› yapmas›n› sa¤l›yor... Bir de flu yan›n› düflünelim iflin; acaba, o derne¤in kendisi, üyelerinin ailelerine yönelik o kadar yo¤un bir çal›flma yapm›fl m›d›r? Veya polis, dernek üyelerinin tek tek ekonomik durumlar›n› inceliyor, onlar›n zorluklar›n› kullan›p tehdit, flantaj, rüflveti devreye sokuyor. Kimbilir, acaba o dernek, kendi üyelerinin ekonomik durumlar›na, dertlerine o kadar vak›f m›? Örne¤i Gençlik Dernekleri üzerinden verdik; ama siz bunu mahallelerdeki örgütlenme çal›flmalar›na da, sendikal örgütlenmelere de uyarlayabilirsiniz. Tablo birço¤unda farkl› de¤ildir. Bir semtte çal›flma yapan devrimci, demokrat bir dernek, o semtte kim kimdir, ne nedir, ço¤u kez vak›f de¤ildir; polis, semtin insanlar›n›, kimin ne yapt›¤›n› daha fazla bilebilmektedir.
fiuras› aç›kt›r; flehrine, semtine, okuluna, mahallesine, iflyerine, çal›flt›¤› fabrikaya, sendikas›na vak›f olmayan, sa¤l›kl›, sistemli ve yeterli bir kitle çal›flmas› yapamaz. Bu iflin bir yan›. Di¤er bir yan› ise fludur. Diyelim bir dernek kuruluyor; polis hele bakal›m ne yapacaklar demeden, hemen ayn› gün, semtte dernek aleyhine propagandaya bafll›yor. Bunu bildiriyle yap›yor, semtteki iliflkileri ve iflbirlikçileri aracal›¤›yla yap›yor, gözalt›lar arac›l›¤›yla yap›yor, ama yap›yor. Veya ülke çap›nda hemen her olay› kullan›p, bunu devrimcilere karfl› bir propaganda malzemesine dönüfltürme bak›fl aç›s›yla hareket ediyor, medyay› bu konuda yo¤un biçimde kullan›yor. Hergün haberler imal ediyor bu savafl› yürütmek için. Mücadele ve örgütlenmeyi, dernek açmak, dergi ç›karmak, eylem yapmaktan ibaret gören tüm devrimcilerin kavramas› gereken fludur; ideolojik mücadele, propaganda savafl› süreklidir. Hiçbir konuyu, hiçbir alan›, hiçbir olay›, hiçbir kifliyi ihmal etmeye gelmez. Biz de ihmal etmeden, semtimizdeki, okulumuzdaki, iflyerimizdeki, ülkemizdeki her geliflmeyi bir vesile sayarak, bu savafl› sürdürmeliyiz. Oligarflinin propagandas›n›, yöntemlerini küçümsemek, düflülebilecek en büyük yan›lg›lardan biridir. Bafltaki örne¤i gözönüne al›rsak, ne olacak 20-30 eve mektup göndermifllerse, ne olacak okuldaki ö¤rencilerin ailelerine mektup gönderilmiflse diye düflünmemeliyiz. Semtimizde örgütlenme yapan falan kifli hakk›nda flaibe ç›karm›fllarsa, onu herkes tan›r bunlar etkili olmaz diye düflünülmemeli. Karfl›-devrimin yapt›¤›ndan daha fazla kitlelere gitmeli, onlardan daha fazla anlatmal›, daha fazla yazmal›, daha çok propaganda yapmal›y›z. Tek tek her yalana, demagojiye cevap vermeliyiz. Çal›flt›¤›m›z alandaki her kurumla birebir iliflkiler kurmal›y›z. Tek tek tüm insanlara bir biçimde ulaflm›fl olmal›, onlar› tan›m›fl olmal›y›z. Halk düflmanlar›n›, ba¤›ms›zl›¤›n, demokrasinin önündekileri, hem ülke çap›nda, hem tek tek iller, ilçeler, semtler özelinde teflhir etmeliyiz. Bunlar için yaz›l›, sözlü her yolu kullanmal›y›z. Kastetti¤imiz kurumlar, örgütlenmeler taraf›ndan bu konularda hemen “merkezi aç›klamalar” yap›lmas› de¤ildir. Bu elbette gereklidir, ama tek bafl›na çok fley ifade etmez.
Yaz›lan bildirilere, bas›n aç›klamalar›na bak›n; bir çok fleyin herkes taraf›ndan bilindi¤i varsay›larak yaz›lm›flt›r. Esas olarak bafll›¤›na “halk›m›za” diye konulmufl olsa bile, “içe dönük”tür; kendi çevresine seslenmektedir. Oysa o bildirilerin aç›klamalar›n ço¤unda geçen kavramlardan, olaylardan, tarihlerden genifl kitlelerin haberi bile yoktur. Mesela kimi, ço¤u insan›n aç›l›m›n› bilemeyece¤i k›saltmalarla yazar; onun aç›l›m›n› yazmaya ihtiyaç duymaz, mesela kimi, örne¤in 19 Aral›k hapishaneler katliam› demek yerine, 19 Aral›k der geçer, herkes herfleyi biliyor ya! Tabii bu bildiri ve aç›klamalar, zaten genifl kitlelere ulaflt›r›lmad›¤› için, bu çarp›kl›k da fazla hissedilmiyor. Ama kitlelere götürülse, o zaman nas›l kitlelere yabanc› gelen bir dil kullan›ld›¤› da a盤a ç›kacak. Birincisi, yazd›¤›n›z bildirinin, bas›n aç›klamas›n›n dili, herkese olguyu, olay› anlatacak aç›kl›kta olmal›. ‹kincisi, o bildiriyi yay›nlam›fl olmak yetmez, bulundu¤umuz alanda en genifl kitleye onlar› sürekli da¤›tabiliyor muyuz? Oligarfli, mesela, Tokat yöresinde k›rda radyo kurmufl; sadece gerillaya ve gerillan›n dolaflt›¤› bölgeye yay›n yap›yor. ‹llerde, ilçelerde ç›kar›lan yerel gazetelerin ço¤u, polisin çok yo¤un kulland›¤› organlar durumundad›r. Ama bak›n bu ülkenin koca koca konfederasyonlar›n›n en az›ndan kendi üyelerini bilgilendirmeye yönelik ne bir gazeteleri, ne bir radyolar› vard›r. Ondan sonra da “medya yazm›yor”. Yazmaz, o karfl›devrimin, oligarflinin medyas›. Kitle çal›flmam›z›n devletin kitle çal›flmas›ndan ne kadar geri oldu¤unu hemen herkes bulundu¤u alanda k›sa bir araflt›rmayla test edebilir. Bulundu¤umuz alandaki kitleyi, gündemimizdeki konular hakk›nda ne kadar bilgili olduklar› konusunda bir test edin bakal›m. Ço¤u geliflmeden habersizdirler. Okumuyorlar, ilgilenmiyorlar gibi aç›klamalar geçersizdir. Haberdar ettik mi ki haberli olsunlar? Bizim soraca¤›m›z soru budur. Polis bizim insanlar›m›z›n ailelerini etkileyebilece¤ini düflünüyorsa, bu bizim bu alandaki zay›f yanlar›m›z› gösterir. Öyle ya, bizim ideolojimiz güçlü, bizim sözlerimiz hakl›, biz iyi güzel fleyleri savunuyoruz... O zaman eksik olan ne? Polisin terörü, yoksulluk gibi sorunlar bir yere kadar aç›klay›c›d›r. Ama herfleyin aç›klamas› bunlar de¤ildir. Oligarfli halka ulafl›yorsa, biz de ulaflabilmeliyiz. Oligarfli tüm haks›zl›¤›na, teröristli¤ine, sömürücülü¤üne ra¤men etkileyebiliyorsa, bu bizim kitle çal›flmas›n› yeterince ciddiye almad›¤›m›z› gösterir. Yöntemlerimiz, araçlar›m›z farkl› olacakt›r, ama yo¤unlukta ondan geri kalmak bir yana, çok daha büyük bir yo¤unlukla çal›flmam›z gerekti¤ini gösterir.
EMPERYAL‹ST ZULÜM imparatorluklar da yıkılır
Daha Büyük Zulüm Ölümcül darbeler alan, bütün stratejileri çöken Amerika, klasik iflgalci politikalar›n› katmerli bir flekilde uygulamaya bafllad›. Daha büyük zulüm, halka daha fazla bask› ve gözda¤›, daha vahfli katliamlar. Demokrasi götürme, özgürlük getirme masallar›n›n bitti¤i, direnifl karfl›s›nda aczin ortaya ç›kt›¤› koflullarda, sald›r›n›n bafllad›¤› ilk günlerdeki gibi, kentler bombalanmaya baflland›. Direnifl merkezlerinden Tıkrit uçak ve tanklarla bombaladı. 1 Mayıs'tan beri ilk güdümlü füze kente at›ld›. 220 ve 900 kiloluk bombalar devreye sokuldu. Düfltü¤ü yerde nas›l bir katliam yaratt›¤› ise, t›pk› iflgalin ilk günlerindeki gibi “s›r”. B-52’ler s›rada. Peki kime karfl›? Cezaland›r›lmak istenen halkt›r. Ve baflta Avrupa olmak üzere “uluslararas› kurumlar” sessizdir. fiaron’un Filistin’de uygulad›¤› vahflet ve terör politikas›, hukuksuzluk tüm dünyaya yay›lmak, kan›ksat›lmak isteniyor. Hangi halk, hatta hangi köy, kasaba, mahalle içinden bir direniflçi ç›kar›rsa, oradaki tüm halk a¤›r bombard›man uçaklar›yla cezaland›r›l›yor. Bu, örne¤in Armutlu’daki bir direnifl evine bask›n düzenleme hukuksuzlu¤unu b›rak›n, tüm Armutlu’yu bombalamak gibi bir fley. Tıkrit’i bombalay›p tanklar›yla kentte gövde gösterisi yapan iflgalcilerin komutan› Yarbay Steven Russel'›n, “Onlar atefl açan tanklarımızı gördü. Neler yapabilece¤imizi biliyorlar" sözleri, esas olarak tüm Irak halk›nad›r. *** Nazi kafas› operasyonlar›na verdikleri isimle de görüldü. Savafl uçaklar› da kullanarak yapt›klar› operasyona “Demir Çekiç” ad› verildi. Bu ismin Almancas›, Nazilerin Sovyetler’e karfl› 2. Dünya savafl›ndaki bir operasyona da verilmiflti. *** ABD, büyüklü¤ü nedeniyle “bombaların anası” adı verilen cephaneli¤indeki en büyük nükleer olmayan bombanın son geliflme denemesini 20 Kasım günü yapaca¤ı açıklandı. Bomban›n 9 bin 800 kilogramlık uydu güdümlü oldu¤u belirtildi. Hep daha büyük bomba, emperyalizmin halklar için ölümden, zulümden baflka hiçbir fley veremeyece¤ini anlat›yor. Umar›z bu büyüklükteki bir bomba, “emperyalizm de¤iflti” diyenlerin beyinlerinde bir etki yapar!
Say› 87 41 23 Kas›m 2003
‹flgalciden ‹tiraf:
“Irak halk› iflgalcilerin yenilebilece¤ini düflünmeye bafllam›flt›r” Avrupa emperyalist tekellerinin kurulufllar›ndan Fransız Uluslararası ‹liflkiler Enstitüsü’nün danıflmanlar›ndan Dominique Moisi'nin Financial Times'daki flu sözleri Irak’taki durumu özetler niteliktedir: “ABD yüzünden, dünya Irak'ta bataklı¤a saplandı.. ABD pisli¤e battı, biz de battık.” Önce bir “düzeltme” yapal›m, “dünya” dedikleri kendi dünyalar›d›r, tekellerin dünyas›, iflgalcilerin dünyas›d›r. Halklar yoktur o dünyada.
Say› 87 42 23 Kas›m 2003
Ama halklar, bu dünyada yaflad›klar›n› ve dünyay› emperyalistlere b›rakmayacaklar›n› en yak›c› flekilde Irak’ta gösteriyor. Amerika’n›n “güçlülük” havas› yerlebir olmaya devam ederken, CIA taraf›ndan haz›rlanan bir rapor, emperyalistlerin içine düfltükleri bata¤›n, yans›t›ld›¤›ndan daha derin oldu¤unu da gözler önüne serdi.
CIA: “Kontrolü Kaybedebiliriz” Ba¤dat’taki CIA flefinin yazd›¤› rapora göre, direniflçilerin say›s› flu anda 50 bin ve bu giderek art›yor. Halk›n deste¤i yayg›nlafl›yor. Rapor, “Direniflin yaygın, güçlü ve daha da güçlendi¤ini” belirtirken, “rotamızda hızlı ve keskin bir de¤ifliklik yapmamamız halinde kontrolü kaybedece¤iz” sözleriyle iflgalcinin içine düfltü¤ü açmaz› çarp›c› flekilde ifade ediyor. Raporda ayr›ca, kukla hükümetin iflgali meflrulaflt›rma konusunda hiçbir ifle yaramad›¤›ndan, fiiilerin Sünnilerle birleflerek, ABD iflgaline karflı ayaklanma bafllatma olasılı¤ına kadar, iflgalcinin açmazlar› s›ralan›yor. ‹flgalci Amerikan güçleri, daha düne kadar reddettiklerini, bugün direnifl karfl›s›nda kabullenme aflamas›na geldiler. Direniflçilerin bir avuç Baasç›dan, eski rejim kal›nt›s›ndan ibaret oldu¤u, yak›nda ezip geçecekleri, Irak’› yeniden inflan›n büyük bir baflar›yla sürdü¤ü ve daha onlarca yalan yerlebir oldu, bizzat Amerikal›lar kendi a¤›zlar›yla itiraflar yapmak zorunda kald›lar. Ayn› geri ad›m, Avrupa emperyalistleri ile iliflkiler de sözkonusu. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danıflmanı Condoleezza Rice, kontrolü Iraklılara daha çabuk vermekten sözetmeye bafllad›, iflgal komutanl›¤›n›n BM’ye ya da NATO’ya devredilmesi de önümüzdeki süreçte yak›n tart›flmalar aras›na girece¤e benziyor. Tüm bu geliflmeler direniflin gücünün siyasi
iliflkilere yans›mas›d›r. Askeri alana yans›mas› ile, düflürülen helikopterlerle, yol boylar›nda parçalanan z›rhl› araçlarla, her gün üçer befler Amerika’ya tabutla dönen yankilerle herkesin gözleri önündedir. Direniflçiler stratejik, askeri, taktik olarak aç›k bir flekilde üstünlü¤ünü herkese göstermektedir. Bir yandan ABD’ye sistemli bir flekilde vurufllar sürerken, öte yandan iflgalcinin müttefikleri ‹ngiltere, ‹talya, Polonya gibi ülkelere vurulan ölümcül darbeler, Amerika’n›n giderek yaln›zlaflaca¤› süreci de h›zland›racakt›r. ‹flgalciler, direnifl karfl›s›nda düfltü¤ü aczi daha fazla katliamla örtmeye çal›fl›rken, bu güçsüzlükten kendi iflbirlikçileri de yararlanma hesab›nda. Geçici Hükümet Konseyi’nin Amerikan planlar›ndaki de¤ifliklikleri tart›flacaklar›n›, bakacaklar›n› “de¤ifliklikleri kabul etmeyebileceklerini” söylemeleri bunun sonucu. Bush’un, "Dünyada uzun süreli barıfl için gerekirse bir kez daha savafl açarım" demesinin, bu aflamadan sonra, halklara yönelik gözda¤› mesaj› tafl›mas› zordur. Zira, CIA’n›n da “en kötüsü” diye itiraf etti¤i gibi, “Irak halk› iflgalciye direnilebilece¤ini, yenilebilece¤ini” anlam›flt›r. Irak halk›n›n anlad›¤›n›, tüm dünya halklar› da görmekte, anlamaktad›r.
“Ölmeye devam edecekler”: Saddam Hüseyin, bas›n kurulufllar›na gönderdi¤i bir ses kasetinde, “iflgal sürdükçe ölmeye devam edecekler” dedi. Bremer’in mesaja cevab› ise, acizlik ifadeleri içeriyordu. “Bu çölden gelen bir ses. Bu, küçük bir katiller grubunun takipçisi oldu¤u bir adam. Onu yakalamamız ya da öldürmemiz gerekiyor.” Saddam’› yakalayabilir, öldürebilirler de; peki direnifl bitecek mi? Dolay›s›yla iflgal güçleri art›k ölmeyecek mi? Irak direnifli bu aflamay› geçmifltir. CIA raporunda da belirtildi¤i gibi, “Irak halk› iflgalcilerin yenilebilece¤ini düflünmeye bafllam›flt›r.” Hakl› ve iflgal gibi bir olguya karfl› oldu¤u için halktan destek bulan direnifl, her koflulda kendi dinamiklerini yaratacakt›r. Bremer’in ki, çöle saplanm›fl bir ay›n›n ç›rp›nmas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Direnifl Konuflturuyor! ‹flgale ortakl›k için gönderdi¤i askerlerinden 19’unun direniflçiler taraf›ndan cezaland›r›lmas›n›n ard›ndan ‹talya Baflbakanı Silvio Berlusconi’nin “dili çözüldü”! Brüksel'de konuflan Berlusconi, “ABD'nin her hareketini desteklemedim. Onları askeri müdahalede bulunmamaları konusunda ikna etmeye çalıfltım. Ancak, bir yol kalmadı¤ını görünce, ABD'ye destek verdim” (15 Kas›m, bas›n) dedi. Halklardan özür diledikleri, iflgallerinin katliamlar›n›n hesab›n› verecekleri günler de gelecek.
A yn› S afta
KONGRA-GEL NEY‹ HEDEFL‹YOR?
Örgütlenmeyi Yenilemek, Tek Bafl›na T›kan›kl›klar› Aflmaya Yetmez. Politika Yenilenmeli! ABD’nin Dünya Düzeni Çerçevesinden Ç›k›lmal›d›r! KADEK’in 26 Ekim’de tek gündem maddesiyle yapt›¤› kongreyle kendini feshetti¤ini aç›klamas›n›n ard›ndan Kürdistan Halk K o n g r e s i (KONGRA-GEL) kuruluflunu ilan etti. 27 Ekim-6 Kas›m tarihleri aras›nda Güney Kürdistan’da gerçeklefltirilen kongre sonucu kuruldu¤u aç›klanan KONGRAGEL’in Genel Baflkanl›¤›na Zübeyir Aydar seçildi. Kendini fesheden KADEK’in Baflkanl›k Konseyi Üyeleri de KONGRA-GEL’in çeflitli organlar›nda yer ald›lar. Halktan yana her oluflumu selamlar›z, baflar› dileklerimiz onlarlad›r. Bu dileklerimiz KONGRA-GEL içinde geçerlidir. Fakat herkes bilir ki, bu bir dilek-niyet meselesi de¤ildir. Siyasi sahneye giren bir örgütlenmenin halk›n mücadelesini, ba¤›ms›zl›k, demokrasi mücadelesini gelifltiren bir rol oynamas›, onun program›yla, kurulufl amaçlar›yla ilgilidir. KONGRA-GEL’in kurulufl kongresi sonucunda yay›nlanan bildiri, pek çok demokratik talebe yer vermekle birlikte, amaçlar›na ulaflma konusunda çizdi¤i do¤rultu ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mücadelesini gelifltirmekten çok, emperyalizmin Ortado¤u düzenine ve oligarflinin icazetine yaslanm›fl görünmektedir. KONGRA-GEL, sonuç bildirgesinden görünen odur ki, politik olarak KADEK çizgisini sürdürmektedir.
Yanl›fl bir “süreç ve dünya” tahlili Kurulufl gerekçeleri olarak aç›klanan nedenler, sonuç bildirgesindeki maddeler üzerinde pek çok fley söylenebilir. Fakat bunlar içinde en belirleyici olan›, dünya çap›nda yaflan›lan süreci nas›l tahlil ettikleri ve somut olarak da bugün Ortado¤u ve ülkemizdeki hemen her geliflmeyi belirleyen-etkileyen Amerikan politikalar› karfl›s›nda ne düflündükleridir.
Kongra-Gel’in Sonuç Bildirgesi’nde ABD politikalar›na iliflkin flöyle denilmektedir: “Bildirgede... ABD’nin Saddam rejimine müdahale ederek Ortado¤u’da yeni bir süreci bafllatmas›n› olumlu oldu¤u belirtilerek, bu yaklafl›m›n yap›c› bir boyuta ulaflmas›n›n Kürt sorununun kal›c› çözümüyle mümkün olabilece¤i ifade edildi. Bildirgede ayr›ca KONGRA-GEL’in kuruluflunun ABD’nin bölgeye yönelik düzenlemelerine katk› sa¤layaca¤›na iflaret edildi.” Halktan yana oldu¤unu, demokrasiden yana oldu¤unu iddia eden bir örgütlenme için, son derece yanl›fl ve talihsiz bir bafllang›ç. ABD’nin “bölgeye yönelik düzenlemeleri”nin ne oldu¤u konusunda bugün bir avuç Amerikanc› d›fl›nda herkes hemfikirdir. ABD bölgeyi teslim almak istiyor. En aç›k gerçek bu. Ekonomisini, yönetimini ben belirleyece¤im diye dayat›yor. Böyle bir amaca “katk› sunmak” halk örgütlenmelerinin ifli de¤ildir; tersinden söylersek, böyle bir amaca katk› sunmay› en temel misyonlar›ndan biri olarak tan›mlayan bir örgütlülük, Ortado¤u halklar›n›n yan›nda de¤ildir. Sonuç bildirgesi yanl›fl bir süreç ve dünya tahlili üzerine oturmakta, dolay›s›yla onun üzerinden önerdi¤i fleyler de yanl›fl› devam ettirmektedir. KONGRA-GEL’in Sonuç Bildirgesinde bugünkü dünya koflullar› flöyle “tahlil” ediliyor: “Egemen sistemle karfl›tlar› aras›nda insan haklar›, demokrasi, kad›n özgürlü¤ü ve ekolojik konularda genifl bir konsensüs oluflmufltur...” Bu hayali bir dünya tahlilidir. B›rak›n bir konsensüs oluflmas›n›, egemen emperyalist sistemle, halklar aras›ndaki çeliflkilerin her düzeyde derinleflti¤i, keskinleflti¤i bir süreç içindeyiz. “Dünyan›n egemenleri”nin, Amerika’n›n, Avrupa’n›n insan haklar›ndan ne anlad›¤› “Guantanamo’da” görülmüyor mu, F tiplerinde görülmüyor mu, ‹mral› tecritinde görülmüyor mu? Hangi uzlaflma? Ekolojik konularda uzlaflma varm›fl? 1.2 milyar insan›n aç, susuz b›rak›ld›¤› bir dünyay›, bu “egemenler” de¤il de baflkalar› m› yaratt›? Çevreyi kirleten de, in-
Say› 87 43 23 Kas›m 2003
Say› 87 44 23 Kas›m 2003
sanlar›n g›dalar›n› genlerle bozan da, bunlardan baflkas› m›? Bunlar›n herbirini ayr› ayr› ele alabiliriz. Ama gereksiz. E¤er biri bunlar› görmezden geliyor, yok say›yorsa, orada çarp›tma, yalan, aldatma vard›r. KONGRA-GEL’in Yürütme Konseyi’nde de yeralan biri de flöyle diyor: “Günümüzde fliddetin koflullar› tamamen de¤iflti. fiiddet politik araç olmaktan uzaklaflt›. Dünya bar›flç› yollarla sorunlar›n› halletmeye gidiyor. Böyle bir süreçte KADEK kendini la¤vederek en do¤ru olan› yapt›.” (Haydar Ifl›k) Afganistan’›n, Irak’›n iflgal edildi¤i, bu iflgallerin “örnek” gösterilip Amerika’n›n önünde boyun e¤meyen ülkelerin tehdit edildi¤i, aç›k iflgal koflullar›n›n yeniden yafland›¤› bir dünyada, halklar›n belki de tüm tarihin en kitlesel gösteriler yapt›¤› ama buna ra¤men tek bir taleplerinin egemenler taraf›ndan dinlenilmedi¤i bir dünyada kalk›p deniyor ki, “Dünya sorunlar›n› bar›flç› yollarla halletmeye gidiyor.” Burada aç›k ki büyük bir yalan, çarp›tma vard›r. Yalan bir dünya tahlili üzerine iflbirlikçilik politikalar› infla edilip Kürt halk›na kabul ettirilmek isteniyor. KONGRA-GEL’i böyle bir amac›n örgütü yapmak, en baflta onun sahip ç›kt›¤›n› söyledi¤i yirmi y›ll›k mirasa haks›zl›kt›r.
S›n›f yok, devrim yok, iktidar yok; Da¤lardan sivil toplumculuk! KONGRA-GEL, kurulufl aç›klamas›n› merkezi bir flehirde, bir kapal› salonda de¤il de, s›rt›n› da¤lara vermifl bir kürsüde yapt›. Kuflkusuz kendi gerçeklerine uygun olan buydu. Fakat ne var ki, da¤larda aç›klanan politika, hiç de “da¤lar›n politikas›” de¤ildir. KONGRA-GEL hedefleriyle, örgütsel yap›s› ve iflleyifliyle adeta bir “sivil toplum örgütü” tarifi yap›yor. KADEK’in fesih gerekçelerini aç›klayan Baflkanl›k Konseyi üyesi Cemil Bay›k’›n belirtti¤i noktalardan biri de fluydu: “Örgütsel yeniden yap›lanma devlet ya da iktidar olmadan toplumu de¤ifltirip dönüfltürecek bir zenginlik ve iflleyifle kavuflturulmak durumundad›r.” KONGRA-GEL, iflte bu anlay›fl do¤rultusunda kurulmufltur. Abdullah Öcalan’›n “Özgür ‹nsan Savunmas›”nda teorisini yapt›¤› sivil toplumcu anlay›flt›r bu. Mevcut devlet mekanizmas› parçalan›p yeni bir anlay›flla yeniden kurulmadan, iktidar olmadan, K‹MSE H‹ÇB‹R fiEY‹ DE⁄‹fiT‹REMEZ! Bu, devrimcilerin, hatta b›rak›n devrimcileri, az çok tarih bilgisi olan herkesin üzerinde tart›flmayaca¤› bir gerçektir. O zaman geriye ne kal›r; emperyalizmin ve oligarflik devletin izin verdi¤i, kabul etti¤i kadar bir “de¤iflim”. KONGRA-GEL’in girdi¤i yol da budur. Böyle bir “de¤iflim”in ise Kürt halk›n›n temel ulusal, s›n›fsal, sosyal taleplerini karfl›lamayaca¤› aç›kt›r. Sonuç Bildirgesi’nde de “S›n›fsal esaslara dayal›
bir örgütlenme olmayaca¤›” belirtiliyor. S›n›flar› reddetmek, burjuva politikan›n alan›na girmektir. Burada da kendini gösteren sivil toplumculuktan baflka bir fley de¤ildir. KONGRA-GEL’in kuruluflunun “Leninist örgütlenmenin ‘mahkum’ edilmesi”yle aç›klanmas› da üzerinde durulmas› gereken bir baflka yand›r. KADEK’in fesih gerekçeleri aras›nda yer alan bir maddede de “Leninist parti etkilerini aflan yeni bir yap›lanmaya yol açmak”tan sözedilmekteydi. Cemil Bay›k fesih gerekçelerini aç›klarken flöyle diyor: “KADEK’in iflleyifl yönetim ve çal›flma tarz› reel sosyalist örgüt yap›s›yla Ortado¤u’nun dogmatik kültürünün izlerini tafl›maktad›r.” Hay›r, sadece “dogmatik kültür”den de¤il, yine Ortado¤u’nun “pragmatik kültür”ünden de sözedilmeliydi. E¤er bu gerçek kabul edilseydi, bugün peflpefle yap›lan bu de¤iflikliklerin de asl›nda pragmatizmin bir tezahürü oldu¤u görülebilirdi belki. Do¤rudur; PKK, siyasetiyle de, örgütsel iflleyifliyle de “reel sosyalist” dedikleri SSCB’den etkilenmifltir. SSCB’nin güçlü oldu¤u dönemde, sosyalistli¤e daha fazla vurgu yapm›fl, uluslararas› siyasette SSCB’ye paralel söylemleri tercih etmifltir. SSCB’nin y›k›ld›¤› koflullarda ise, “hakim olan ABD’dir, ona ra¤men bir fley yap›lamaz” düflüncesi teorilefltirilerek ABD’ye (zaman zaman da AB’ye) paralel teori ve politikalar gelifltirilmeye bafllanm›flt›r. ABD’nin Ortado¤u’daki rolünü “olumlu” bulmak da iflte bu politikan›n, bu pragmatizmin devam›d›r. Bölgede kim güçlüyse, ona göre politika gelifltirilmifltir. Sivil toplumcu teoriler ve örgüt anlay›fllar› da ayn› zamanda zaten AB’ye mesajlar vermeye yöneliktir. PKK, milliyetçi ve pragmatik çizginin sonucunda bir çok açmazla karfl› karfl›ya kalm›fl, fakat bunlar› aflmak için devrimci teoriye yönelmek yerine, “hakim olan” güçlere yönelmeyi tercih etmifltir. Kah AB’yi, kah ABD’yi “çözüm” gücü olarak görmüfl, oligarfli içinde kendine ittifaklar aram›flt›r. Bütün bunlar yap›l›rken, elbette bunlar›n teorisi de yap›lm›flt›r. Ama bu teorilerin hepsi iflas etmifl teorilerdir. ABD’nin 1991’den bu yana gelen bir sürecin sonucu olarak bugün Irak’ta Kürtlere tan›d›¤› statünün bile güvencesi yoktur. Yar›n “ABD’nin Ortado¤u’ya müdahalesini olumlayan” teoriler de, “dünyan›n fliddetten bar›flç› yollara yöneldi¤i” teorileri de iflas edecektir. Geriye ise sadece, kaybedilen y›llar, kaybedilen mevziler, çarçur edilen bir mücadele miras› kal›r. KONGRA-GEL, AB’ye girmeyi savunarak, ABD politikalar›na katk› yapmak isteyerek halklar›n ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizm mücadelesine hizmet etmez! Halklar›n cephesi, emperyalizmin ve oligarflinin karfl›s›ndad›r.
Devrimci Sol Ana Davas›
Bu davada HUKUK kayıp! Hakl›y›z Kazanaca¤›z - 100 Dosya kaybolmufl çok mu? Devrimci Sol Ana Davas›’na ait 100 Dosya kayboldu! 23 y›ld›r 1243 kifliyi hapishanelerde tutman›n, hak ve özgürlüklerinden mahrum b›rakman›n “kan›t›belgesi” oldu¤u ileri sürülen 100 Dosya kayboldu! Ne olacak flimdi bu davan›n ak›beti? Geçen say›m›zda bu konudaki geliflmeleri aktarm›fl ve bu soruyu sormufltuk. Bu soruya verebildikleri bir cevap yok. Verebilecekleri bir cevap da yok. Yapabilecekleri tek fley, hukuksuzluklar›n› itiraf edip bu davay› düflürmektir. Bu dava, bafl›ndan sonuna hukuksuzlu¤un hüküm sürdü¤ü bir davad›r. 12 Eylül askeri mahkemelerinin, DGM’lerin bakt›¤› tüm davalarda oldu¤u gibi... *** Her fley o kadar hukuksuz, o kadar keyfi ve o kadar “siyasi”dir ki; davan›n gidiflat› tan›klar, belgeler, kan›tlar de¤il, siyasi iktidar›n talimatlar›yla belirlenir. Devrimci Sol Ana Davas›’ndan rakamlara bakal›m: - Savc›n›n iddianamede istedi¤i idam say›s› 285’dir. Savc›n›n esas hakk›ndaki mütalaada istedi¤i idam say›s› 179’a düfler. Tam 106 kifli hakk›ndaki iddias›ndan “vazgeçmifltir”; yani 106 kifli hakk›nda elinde hiçbir kan›t, belge olmadan idam istemifltir. Dahas›; Savc›, 35 kiflinin de önce idam›n› isteyip, sonradan da beraatini istemifltir. Savc›n›n mütalaada idam›n› istedi¤i ancak o güne kadar hiç tutuklanmam›fl san›k say›s› da 5’tir. Savc› idam›n› istiyor ama de¤il onlar hakk›nda bir kan›t, tan›k, mahkemenin onlar› tutuklamas› için bir “bahanesi” bile yok. ‹nsan yaflam›n›n, bir insan›n hapishanelerde onlarca y›l geçirmesinin hiçbir önemi yoktu cunta için. Delil yok, hukuk yok, cunta merkezlerinde esen havaya göre, cuntan›n mahkemeleri insanlar› dara¤açlar›na ç›kar›p indiriyor. Bu sadece askeri mahkemelere özgü de¤ildir, DGM’ler, sivil mahkemeler, ayn› flekilde çal›fl›r. ‹ktidar›n bask› politikalar›n›n art›p azalmas›na paralel uygularlar hukuku. Çünkü hukuk, zulüm makinas›n›n parças›d›r. *** Anadava’dan rakamlara devam ediyoruz. Ana Dava’dan iki tutsak flubede ifl-
kencede katledildiler. ‹flkence sonucu sakat kalan tutsak say›s› 11. Tam 45 tutsak gözalt›nda iflkence gördü¤üne dair rapor ald›. 100 tutsa¤›n ise, Cezaevi girifl kay›t defterinde iflkence izlerine rastland›¤› kaydedildi... Peki bu kadar aç›k iflkence kan›tlar›na ra¤men ne oldu, davaya bakan savc›l›k ve mahkeme heyeti bunlarla ilgili ne gibi ifllemler yapt›? Cevap, bu davada “hukukun kayboldu¤unun” bir baflka kan›t›d›r. Tutsaklar›n tüm baflvurular› cevaps›z kald›. 100’lerce iflkence raporuna, kan›t›na ra¤men, iflkenceyle ilgili yarg›lanan polis say›s› 10’da kald›. Onlardan da 5’i göstermelik cezalara çarpt›r›ld›. *** Devrimci Sol Ana Davas› sürerken, 12 Eylül Anayasas› gündeme geldi. Tutsaklar, bu anayasaya hay›r dediklerini aç›klad›lar mahkeme salonunda. Sadece bu protesto eyleminden 86 y›l 8 ay ceza ald›lar. Ana Dava’da yarg›lanan tutsaklar›n dava boyunca savunmalar› ve çeflitli konularda verdikleri dilekçeler nedeniyle haklar›nda toplam 266 y›l ceza kesildi! Savunma hakk›n›n ceza tehditleriyle ortadan kald›r›ld›¤› bir mahkemede hukuku ara ki bulas›n! *** Bir yandan cunta generallerinin, cuntay› sürdüren “sivil” iktidarlar›n bask›lar›, bir yandan Devrimci Sol tutsaklar›n›n mahkeme salonlar›ndaki direnifli, yarg›layan tav›rlar› nedeniyle bu davada hakimlik yapmak kolay de¤ildi. Sadece 1986 y›l›na kadar mahkeme heyetinde yap›lan de¤ifliklik say›s› 46’yd›. Ço¤u hakim, onbinlerce sayfal›k dava dosyalar›n›n kapa¤›n› bile açmadan bir süre için davaya bak›p, ayr›l›yordu. Böyle bir yarg›lamada hangi hakim dava dosyas›na vak›f olabilirdi? 100 Dosya kay›p! Peki kay›p olmayan dosyalar› kim ne kadar incelemifl acaba? *** Hukuk “kay›p”t› bu davada. Kaybolmayan ve kaybolmayacak tek fley ise, tutsaklar›n yarg›layan hakl›l›klar›yd›: Savunma’da söylenen flu sözlerle noktalayal›m yaz›m›z›: “... Bu davan›n karar› yasalarla verilemez. Karar tarihindir. Bu davaya yasalarla bakmak basitliktir... Hiçbir tarihsel olay, yasaya uygun olup olmamas›yla tarihe geçmemifltir. Her büyük olay, hakl›l›¤› ve haks›zl›¤›yla tarihte kendine yer bulur.”
DEVR‹MC‹ SOL ANA DAVASINDA YER ALANLARA ÇA⁄RIMIZDIR! Devrimci Sol Ana Davas› 23. y›l›nda Yarg›tay taraf›ndan bozuldu. 1243 kiflinin yer ald›¤› dava 1981 y›l›nda aç›ld›. 1991 y›l›nda S›k›yönetim Askeri Mahkemesi’nin verdi¤i hükümle yarg›lama sona erdi. Bir idam, 33 müebbet hapis ve yüzlerce kiflinin yüzlerce y›l› bulan de¤iflik hapis cezalar› ile cezaland›r›lmas›na dair hüküm, Üsküdar A¤›r Ceza Mahkemesi’nce tüm san›klar aç›s›ndan yarg›taya gönderildi. Yarg›tay 11. Ceza Dairesi yapt›¤› inceleme sonucunda 400 klasörden oluflan dava dosyas›nda 100 klasörün bulunmad›¤›n› tespit etti. Ve dosyay› eksik klasörler nedeniyle inceleyemeyece¤ini, eksik belgelerin dosyan›n esas›na iliflkin iddianame, ifadeler gibi belgeler oldu¤unu belirterek dosyay› bozdu. Bozulan dosya Üsküdar A¤›r Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Elbetteki Devrimci Sol Ana Davas› bu kadar k›sa, özet ve kuru anlat›lamaz. Bu davay› yaflad›klar›yla, tan›kl›klar›yla en iyi sizler anlatabilirsiniz. Bu davada yer alanlar aylarca süren iflkenceli sorgulardan geçirildiler, düflüncelerinden dolay› tutukland›lar. Y›llarca idam sehpalar›n›n gölgesinde yarg›land›lar. ‹ddianameler polisin, jandarman›n, savc›lar›n as›ls›z suçlamalar›yla haz›rland›. Bu davan›n tutuklular› 2.5 y›l boyunca aileleri ve avukatlar›yla görüfltürülmediler. Yüzlercesinin savunma yapmas› engellendi. Savunma yapanlar hakk›nda on y›llara varan cezalar verildi. Yine duruflmada savunmalar› için kalem ve ka¤›t talep ettikleri için dövülerek duruflma salonundan at›ld›lar. Tutuklular›n neredeyse her talebi bask›, iflkence ve yasaklarla karfl›land›. Bu dava sürerken 1984 y›l›nda tek-tip elbise dayatmas›na, süren iflkencelere ve savunma hakk›n›n gasp edilmesine karfl› ölüm orucu yap›ld›. 4 Kifli öldü. Davan›n her duruflmas› hak kazanma mücadelesi ve 12 Eylül hukukunun yarg›land›¤› geliflmelere tan›kl›k etti. Savunma hakk›n›n engellendi¤i ve y›llarca süren bu davada cezalar ya¤mur gibi ya¤d›. Tüm bunlar hangi iddia ve somut delillerle desteklenmiflti? 23 y›ld›r süren yarg›lama neyin üzerinde yükseliyordu? Daha bu sorular›n cevaplar› verilmemiflken kay›p olan 100 klasörden bahsediliyor. Peki 23 y›l›n hesab› ne olacak? Hepimizden, hepinizden al›nan 23 y›l›n hesab› kime sorulacak? Her f›rsatta hukuk devleti oldu¤u iddia edilen bir ülkede yafl›yoruz. O zaman birileri bu 23 y›l›n bedelini ödemelidir. 23 y›lda yaflanan iflkencenin, bask›n›n, sakatl›klar›n, yaralanmalar›n, ölümlerin bedelini ödemelidir. Ama bu bedel ödeyecekler asla bir mahkeme kaleminde çal›flan birkaç memur olmamal›d›r. Haklar›m›z var. A¤›r bir haks›zl›¤a maruz b›rak›ld›k. Her türlü yasal yollardan hakk›m›z› aramal› hesap sormal›y›z. 12 Eylül hukukunu yarg›lamal›y›z. Bunun için; Devrimci Sol Ana Davas›’nda yer alan herkesi Halk›n Hukuk Bürosu’na ça¤›r›yoruz. Afla¤›daki adres ve telefonlar›m›zdan bizlere ulaflabilirsiniz. HALKIN HUKUK BÜROSU Abide-i Hürriyet Cad. Arkan-2 Apt. No: 210 Daire: 8 fiiflli/‹STANBUL Tel-Faks: 0 212 231 61 92 / 231 72 94 E-mail: halkinhukuk@e-kolay.net
Say› 87 45 23 Kas›m 2003
Dergimizin Köln Bürosuna Alman Devleti Bask›n›
Emperyalist Demokrasi Faflizmle ‹flbirli¤i ‹çinde Düflünceyi Yoketmek ‹stiyor Almanya Köln büromuz 18 Kas›m Sal› günü, Koblenz Savc›s›’n›n emri ve gözetiminde onlarca polis taraf›ndan bas›l›p talan edildi. Çal›flanlar›m›z›n zorla gözalt›na al›nd›¤› bask›nda büromuzda bulunan arflivimiz, dergimize ait 1541 Euro, 470 ‹sviçre Frank›, 30 Dolar para, bilgisayar, scaner, yaz›c› ve teknik aletlerimiz, yaz›l› bütün evraklar›m›z ve dergimizin 2700 adet nüshas›, hatta telefonumuzun kutusu dahi sökülüp al›nd›. “Terör soruflturmas› için delil topluyoruz” diyen Koblenz savc›s›, böylece nas›l delil toplad›¤›n› da göstermifl oldu. Koblenz Savc›s›, arama izninde, “delil toplama” yazmas›na karfl›n talana dönüflen aramaya müdahale eden temsilcimize, “ifl yapman›za yard›m eden her fleye el koyaca¤›m" cevab›yla, sosyalist düflüncelerimizin aç›klanmas›na karfl› düflmanl›¤›n› dile getirmifltir.
Say› 87 46 23 Kas›m 2003
Al›n Size Avrupa Demokrasisi: Avukat›m›za Ç›r›lç›plak Soyularak ‹flkence Bu keyfi arama s›ras›nda, aramaya kat›lmak isteyen Avukat Vesile Yücel yakapaça sürüklenerek bürodan at›lm›fl, saatlerce arkadan elleri kelepçelenerek bekletilmifl, sözlü ve fiziki iflkenceye maruz kalm›flt›r. Büromuzun avukat› daha sonra gözalt›na al›nm›fl, Alman polisi, ç›r›lç›plak soyarak sözlü küfür ve iflkencelere, gözalt›nda kald›¤› 2 saat boyunca devam etmifltir. Müdahale etmek isteyen temsilcimize de polisler sald›rm›fl, zorla arkadan kelepçelemifl ve 2 saat boyunca bu vaziyette bekletmifltir. Avrupa emperyalist demokrasisinin hayranlar›; bu sahneleri ülkemizdeki faflizmin uygulamalar›ndan çok iyi tan›rs›n›z! Hak ve özgürlüklerin muhalifler için yok edildi¤i, yok edilmek istendi¤i, “bana muhalifsen yok olacaks›n” denildi¤i bir ülkenin manzaras›d›r bunlar. Tekellerin demokraksisi, halk için demokrasi de¤ildir. O, tekellerin özgürlü¤ünün öteki ad›d›r. Tekellere karfl› de¤ilsen, adalet, eflitlik, özgürlük istemiyorsan, bu demokrasinin nimetlerinden yararlan›rs›n, aksi durumda susturulursun!
Kimseyi Aldatamazs›n›z; Alman Tekellerinin Faflizmle ‹flbirli¤i Büromuza yap›lan bask›n Alman tekellerinin ç›karlar› içindir. Sald›r›, dergimiz flahs›nda as›l olarak bütün bas›n yay›n kurumlar›na ve düflünce özgürlü¤üne yap›lm›flt›r. Koblenz Savc›s› ‘terör’ demagojisiyle kimseyi aldatamaz. Amerika’n›n ‘terör’ demagojisiyle Irak’›, Afganistan’› iflgali neyse, ayn› demagojiyle yap›lan bask›nlar, talanlar yapmas›, iflkenceleri yönetmesi de ayn›d›r;
muhalif olan› yok etmek. Ama çarp›c› olan, dergimizin önce Türkiye faflizmine muhalif olmas›d›r. Faflizme karfl› mücadele edenleri, Alman ve Avrupa kamuoyuna faflizm gerçe¤ini anlatanlar› hedef alan savc›, Alman tekellerinin isteklerini yerine getirmektedir. ‹çiflleri Bakan› Aksu Almanya’ya gidiyor, dergimiz, devrimci-demokrat kurulufllar bas›l›yor. Adalet Bakan› Cemil Çiçek Alman hükümeti ile görüflmeler yap›yor, yine ayn› flekilde birkaç gün geçmeden bask›nlar gerçeklefltiriliyor. Koblenz Savc›s› iflte bu oyunun bir parças›d›r. Ne “terörü”; kimseyi aldatamazs›n›z! Türkiye faflizmine yaranmak için, faflizme karfl› mücadele edenleri her türlü bask›, yasak, terör yöntemlerini kullanarak susturmaya, örgütlenme özgürlü¤ünü yok etmeye çal›flacaks›n, sonra ad›na “terör” diyeceksin. Almanya, tekellerin ç›karlar› için Türkiye’de bütün cuntalar› desteklemifl, bütün Susurlukçu iktidarlara arka ç›km›fl, faflizmi bir gecede demokrasi ilan etmifltir. Ülkemizi kan gölüne çeviren, devrimcileri katleden, kitle katliamlar› gerçeklefltiren oligarfliye silah, e¤itim, istihbarat deste¤i Almanya’ya aittir. Oligarfli, ülkemizi mezarevlerine dönüfltürdü¤ü ortaya ç›kan Hizbullah’› büyütür kullan›rken, Alman devletinin deste¤i yine kesilmedi. MGK’n›n halka ve devrimcilere karfl› sürdürdü¤ü savaflta da en bafl destekçileri Almanya ve ABD oldu her zaman. Koblenz Savc›s› kimseyi aldatamayaca¤› gibi, hak ve özgürlüklerden, bas›n özgürlü¤ünden, düflünceyi aç›klama özgürlü¤ünden ne anlad›¤›n›, “‹fl yapman›za yard›m eden her fleye el koyaca¤›m!” sözleriyle aç›k olarak dile getirmektedir.
Ne “Terörü”; El Kaideleri, Hizbullahlar› Siz Yaratmad›n›z M›? Kendi terörünü unutturmak, yeflil kuflaklarla, Hizbullahlar› e¤iterek katliamlar yapt›rd›¤›n›n üzerini örtmek isteyen Cemil Çiçek, ‹stanbul’dan konufluyor; “terörü destekleyen ülkeler var, taziyeleri timsah›n gözyafllar›d›r” diyor. Dökülen kan› kendi ç›kar›na kullanmaya çal›fl›yor. Baflbakan Erdo¤an, ayn› flekilde, “nezaketin ötesinde atılması gereken adımlar var. Ortak mücadele platformunu hassasiyetle dünya genelinde gelifltirmemiz gerekiyor” diyor. Ve iki gün sonra Koblenz savc›s› “terör” diyerek büromuzu bas›yor. Koblenz savc›s› dünyan›n en ak›ll›, en zeki “hukuk-
çusu” herhalde! Amerikan neoconlar›n›n beyni de böyle çal›fl›r. ‹stanbul’daki eylemleri Ekmek ve Adalet mi yapt›? Ekmek ve Adalet mi “terör” uyguluyor? Var m› gösterece¤iniz tek bir örnek? Yoktur! ‹flgalci olarak Afganistan’das›n›z; kerpiç evleri bombalayan, Afgan halk›na “bir bomba bir yiyecek paketi” atarak dünyan›n yoksul halklar›yla alay eden, zulmeden Amerika’n›n müttefikisiniz.
Haydi “teröristleri” yakalasan›z
‹fliniz bitti¤inde yoketmek istediniz ve flimdi size döndü.
Hay›r! Aksine ony›llarca “Komünizme karfl›”, hepiniz tüm islamc›lar› kulland›n›z. Sovyetler y›k›lacak, komünizm yokolacak, bu ülkelerin bütün pazar alanlar›n› ele geçirecektiniz. Tekelleriniz bunu istiyordu, Nazileri iktidara getiren Alman tekelleri, bu kez El Kaide’leri, Hizbullah’lar›, Taliban’lar› kullanarak sömürüsünü büyütmek istiyordu.
Amerika bu gerçe¤i unutturmak için “terör” demagojisi yap›yor. Koblenz savc›s› “yeflil kuflaklar›”n üzerini örtmek için devrimcilere “terör” diye sald›r›yor. *** Baflta Avrupa demokratik kamuoyu olmak üzere, faflizme destek için yap›lan, düflünceye, bas›na, örgütlenme özgürlü¤üne yönelik bu sald›r›lar›n karfl›s›na dikilmelidir.
ya!
Kulland›n›z!
Halklar›n Kardeflli¤i fienli¤i
Politeknik Direnifli’nden Ölüm Orucu’na... 17 Kas›m 1973’de Politeknik Üniversitesi'nde bafllay›p yay›larak bir y›l sonra cuntan›n y›k›lmas›na yolaçan direniflin y›ldönümünde Atina sokaklar›nda çat›flmalar ve ölüm orucu direniflinin sloganlar› vard›. Üç gün süren etkinliklere Cephe Güçleri de standlar›, Grup Sevcan'›n türküleri, ölüm orucu direniflini anlatan kitap ve bildirileri ile kat›ld›. Etkinliklerin son günü olan 17 Kas›m’da ABD Elçili¤i’ne gerçeklefltirilen ve 30 bin kiflinin kat›ld›¤› yürüyüfle, "Hücrelere Hay›r, Türkiye'nin Irak Savafl›nda ABD ‹le ‹flbirli¤ine Hay›r" pankart›yla kat›lan Cephe Güçleri, Selanik ile Girit'teki yürüyüfllerde de yerlerini ald›lar ve ölüm orucunu anlatan bildiriler da¤›tarak halklar›n faflizme karfl› direnifli sürüyor dediler.
Hikmet Çetin, Emperyalizmin ‹flgal Valisi Oldu ‹flgalci Amerika ve ‹ngiltere Baflbakanlar›, Irak’ta “yeni model” aray›fl› içinde oldu¤u gün, bu “yeni model” ne oldu¤unun bir örne¤i ortaya ç›kt›. Eski TBMM Baflkanı ve eski Dıfliflleri Bakanı Hikmet Çetin, emperyalistler taraf›ndan NATO'nun Afganistan'daki siyasi temsilcisi olarak görevlendirildi. Yani Afganistan’daki iflgalci güçler koalisyonu Uluslararası Güvenlik Destek Gücü'nün (ISAF) komutasını üstlenen NATO'nun, en üst düzey siyasi temsilcisi olacak. Bas›n manfletten verdi¤i haberde, Çetin’in “Bremer'a benzeyece¤ini”, yani Bremer Irak’ta ne yap›yorsa, Çetin’in Afganistan’da onu yapaca¤›n› yazd›. “Yeni model” bu; iflgal et, sömürgecili¤i derinlefltirmek için bir ufla¤› sömürge valisi ata ve yönet! Hikmet Çetin, “sayg›n kiflili¤i” nedeniyle seçilmifl bu göreve! Emperyalizme uflakl›¤›n ne sayg›nl›¤› olur! Emperyalist tekeller için sayg›n olan, halklar›n gözünde basit bir uflak, halklar›n iradesini yokeden, toprak-
Almanya Köln’de yap›lan ‘2. Geleneksel Halklar›n Kardeflli¤i fienli¤i’nde 2 bine yak›n kifli kat›ld›, türkü ve marflarla coflku doru¤a ç›kt›. Anadolu Halk Kültürevi taraf›ndan düzenlenen flenli¤i, Grup Yorum, Suavi, Arzu, Köln Halk Sahnesi, Grup Baran, Haydar Güray, Ozan fiahin, Hasan Mansuro¤lu ve Abidin kat›ld›. 16 Kas›m’da yap›lan flenlikte fliir dinletilerinin yan›s›ra, ‘Ölüm Orucu (umut)’ adl› oyun, direnifl coflkusu ile hüznün birbirine kar›flt›¤› bir duygu seli yaratt›. Direnifle iliflkin konuflmalar›n yap›ld›¤›, sloganlar›n at›ld›¤› gecede binlerce kifli Grup Yorum’un türküleriyle halaya durdu.
lar›n› iflgal eden emperyalistlerin bir askeridir. “Sosyal Demokratlar” Utanmayacak M›? Çetin, 1987'de SHP'den Diyarbakır milletvekili seçildi, genel sekreter olarak görev yaptı. fiimdi emperyalistlerin iflgal valisi! Kendisine sosyal demokrat diyen bir partinin bu durumdan büyük bir utanç duymas› gerekmez mi? Utanmazlar ama; çünkü onlar da emperyalizme nas›l hizmet ederiz hesab› yaparlar. Bunun için AKP’yi elefltirirken bile, uygulad›¤› emperyalist politikalara, IMF programlar›na seslerini ç›karam›yorlar. “Milletin ‹radesi” TBMM’ye Baflkanl›ktan, Emperyalistlerin ‹flgal Sorumlulu¤una Çetin, ayn› zamanda 1997-1999 tarihleri arasında 2 y›l TBMM Baflkanlı¤ı görevini üstlendi. TBMM “milletin iradesi” idi. “Sayg›n”d›. O’nu elefltirmek “halk›n iradesini elefltirmek” demekti. ‹flte size bir TBMM baflkan› kiflili¤i. Ama sanmay›n ki, Çetin, TBMM baflkanl›¤›n› b›rakt›ktan sonra uflaklaflt›. Hay›r, bu görevi yürütürken de uflakt›. Sadece emperyalistlerin ç›karlar›n› TBMM baflkanl›¤› göreviyle yürütüyor, emperyalist tekellerin istedi¤i yasalar›n “mevzuata” uyumu için kafa patlat›yordu.
Say› 87 47 23 Kas›m 2003
‹mparatorlu¤un ve Uflaklar›n›n Büyük Korku ve Pani¤i
etmedi. O bile, “olmaz böyle fley” dedi. Ancak ayn› Blair’in, Irak’ta ABD’nin istedi¤i gibi katletme özgürlü¤üne yard›m için kofltu¤u biliniyor. ‹ngilizler iflkencede istedikleri gibi Irakl›lar› katlediyor. Demek ki, öldürülen Arap olursa, gözlerden uzak olursa meflhur ‹ngiliz demokrasisi için sorun yok. Peki bu korku niye, kimden? Sadece “El Kaide eylem yapacak” diye mi?
Londra, ‹stanbul ve Amerika... ‹mparatorlu¤un halklar›n öfkesi karfl›s›ndaki büyük korku ve pani¤ine tan›k oldu. Üç ülkeden yay›lan görüntüler, yans›yanlar emperyalizmin devasa teknolojisi ve “gücünün”, Mao’nun deyifliyle “ka¤›ttan kaplan” gerçe¤ini gizleyemedi¤ini gösterdi.
‹ngiltere’de Bush’un Büyük Korkusu Blair ile, halklara karfl› sald›r›n›n nas›l sürdürülece¤ini görüflmek için ‹ngiltere’ye giden Bush için günler öncesinden al›nan “güvenlik önlemleri” ve ABD’nin talep etti¤i önlemler, emperyalizmin nas›l bir korku içinde oldu¤u ve kendi cangüvenlikleri için halk›n hak ve özgürlüklerini, can Say› 87 güvenliklerini nas›l yok saymak istediklerini göz48 ler önüne serdi. 23 Kas›m 2003 Amerika, ‹ngiltere’den, sa¤lanan önlemlerin d›fl›nda flu taleplerde bulundu: - Bush'un 250 korumasına “ihtiyaç halinde” bireylere karfl› silah kullanma yetkisi. - Buckhingam Saray›’na güvenlik takviyesi. - Londra merkezinin insandan ar›nd›r›lmas›. - Londra metrosunun tamamen kapat›lmas›. - ABD jetleri ve helikopterlerinin havadan güvenlik sa¤lamas›. - Bush’un konvoyuna (bir at›fl›nda onlarca insan› öldürebilen) ‘mini top’ yerlefltirilmesine izin verilmesi... Bush’un Londra ziyareti onbinlerce insan›n kat›ld›¤› yürüBunlar, zaten al›nan yüfllerle protesto edildi. 200 bin ola¤anüstü önlemlere kiflinin, iflgalcilerin Saddam ek olarak istenen talepheykelini devirme sahnesini lerdi. dünyaya izlettirmesine misBlair bile, Bush’un illeme olarak, Bush’un dev korumalar›n›n istedi¤i heykelini devirdi. Bu, dünya ‹ngiliz’i istedi¤i zaman halklar›n›n özlemi olan bir öldürme yetkisini kabul görüntüydü. Elbette emperyalizm de, sömürüsü, zulmü ile o heykel gibi yerle bir olacakt›r.
Hay›r! Bir yanda Bush’un ‹ngiltere’ye gelmesini protesto eden yüzbinlerce ‹ngiliz var. Öte yanda Amerika’n›n dünyan›n dört bir yanda yaratt›¤› zulme, iflgallere duyulan büyük öfke var. Bu öfke El Kaide olmaz da baflka biçimlerde de ortaya ç›kabilir. Sadece halklara zulmedenler, halk›n bulundu¤u her yerden uzakta yaflamak için Gettolar yapar, etten duvarlara s›¤›n›rlar. Ama mümkünü yoktur bunun; çünkü dünya üzerinde halklar›n yaflamad›¤› hiçbir alan yoktur. Beyaz Saray’dan ç›kmad›klar› sürece! Ki orada da kendi içlerindeki ç›kar çat›flmalar›, suikastler bilinir. Emperyalistler ne kadar çok halka zulmeder, aç b›rak›r, iflgaller yaparsa, korkular› da o düzeyde büyümektedir. Bu korkunun ve pani¤in bir yans›mas›n› da ‹stanbul’daki eylemler s›ras›nda gördük.
‹stanbul’da Patlayan Bombalar, Tüm Emperyalistleri ve ‹flbirlikçilerini Pani¤e ve Korkuya Sevketti Bombalar Türkiye’de patlam›flt›. Eylemin biçimi, halka verdi¤i zarar ayr› bir tart›flma, ancak emperyalistlerde ve iflbirlikçilerinde nas›l bir panik ve korku yaratt›¤› da gizlenemedi. Elbette en büyük panik, “terörde tecrübeli” olmakla övünüp duran oligarflininkiydi. Tüm “tecrübeleri”nin devrimcileri ve yurtseverleri katletmekten ibaret oldu¤u ortaya ç›kt›. ‹ngiliz Konsoloslu¤u ve ‹ngiliz bankas›na sald›r›n›n oldu¤u gün, birkaç saat sonra, “Beyaz Saray’›n önlem olarak tahliye edildi¤i” haberleri yer ald› medyada. Onu Bush’un ‹ngiltere gezisini iptal edip etmemesi tart›flmalar› izledi. Ard›ndan NATO Konseyi ola¤anüstü toplant›ya ça¤›r›ld›. Daha fazla bask›, katliam, halklara karfl› emperyalist saflar› s›k›laflt›rma d›fl›nda yapabilecekleri hiçbir fley yoktur. Bunlar› da bugüne kadar yapt›lar, halklar› teslim alamad›klar›, yaflad›klar› büyük korku ve dünyan›n dört bir yan›nda yaflanan direnifllerle de sabittir.
Paris’te Yüzbinler Emperyalizmi Protesto Etti
“Alternatif” Aray›fl› Dayat›yor 2. Avrupa Sosyal Forumu, Fransa’n›n baflkenti Paris’te 12-15 Kas›m tarihleri aras›nda çeflitli etkinliklerle gerçeklefltirildi. Yüzlerce forumun, panelin, tart›flman›n gerçeklefltirildi¤i, protesto eylemlerinin yap›ld›¤› forumun en büyük yürüyüflü 15 Kas›m günü yap›ld›. Yüzbinlerin kat›ld›¤› yürüyüflte kapitalist sömürü politikalar›, emperyalizmin iflgalleri, ‹srail iflgali protesto edildi. En büyük öfke elbette ABD’ye idi. Pankartlar, dövizler, sloganlar Amerika’y›, iflgali hedef ald›. Tafl›nan Filistin ve Irak bayraklar›yla, sadece protesto ile s›n›rl› kal›nm›yor, direnen halklara verilen destek ifade ediliyordu. Frans›z, ‹talyan, ‹ngiliz, ‹spanyol, Portekiz, Alman iflçi, emekçi, küreselleflme karfl›tlar›, Komünist Partiler ve anti-emperyalistlerin kat›ld›¤› yürüyüfl, ayn› zamanda Avrupa’da kapitalizme karfl› duyulan büyük öfkenin de bir yans›mas› idi.
Küreselleflme Karfl›tlar› Alternatif Aray›fl›nda Gerçeklefltirilen seminer ve toplantılarda Avrupa’daki sosyal hakların kısıtlanması, Irak iflgali ve emperyalizmin saldırganlı¤›, göçmen hakları, Avrupa Anayasası, kadın hakları, gençlik, kültür vb. birçok konu tart›fl›ld›. Tart›flmalar, Seatlle ile bafllayan sürecin nas›l flekilenece¤i, küreselleflme karfl›t› hareketin bundan sonras›n›n ne olaca¤› üzerinde odaklan›yordu. Evet, as›l sorun da burada. Harekete önderlik eden reformizm, “küreselleflmenin insanilefltirilmesi”, Kapitalist politikalar›n “sosyallefltirilmesi” gibi, bugünkü dünya gerçe¤ini, s›n›f gerçe¤ini, ezen-ezilen gerçe¤ini gözard› eden noktalara odaklamak istemektedir.
Yap›lan tart›flmalar bunu aç›k olarak gösterirken, halklar›n emperyalizme karfl› öfkesinin nas›l bir kanalda bo¤ulmak istendi¤i de görülüyordu. Merkezi örgütlenmeler, çeflitli isimlerle bir araya gelifller yaflanmaktad›r. Ancak, hareketin temel politikalar›ndan, örgütlenme ve eylem anlay›fl›na kadar köklü bir de¤iflim olmadan, kendisini tekrar etmekten kurtulmas› mümkün de¤ildir. Ancak, Avrupa emekçilerinin dinamikleri bu tart›flmalar› aflma potansiyelini de tafl›d›¤›n›, meydanlarda at›lan sloganlarla, pankartlarda ifade etti¤i sosyalizm vurgusuyla dile getirmifltir. Ezilen halklar›n Kolombiya’dan Irak’a, Afganistan’dan Nepal’e, Filistin’e kadar direniflleri ve Avrupa iflçi s›n›f›n›n hak gasplar›, sömürünün yo¤unlaflmas›na paralel olarak kapitalizm gerçe¤ini daha ç›plak halde görmesiyle birlikte gelifltirece¤i mücadele, bu hareketi de etkileyecek ve yönünü belirleyecektir. Sovyetler’in y›k›l›fl› ve “sessizlik” sürecinin ard›ndan, kendisini kitlesel olarak “Küreselleflme Karfl›tl›¤›” fleklinde ifade eden halklar›n uyan›fl›, kapitalist devletlerin icazetine ba¤l› anlay›fla mahkum olamaz.
‹srail planımızdan vazgeçmezsek ve bizim utanç verici flekilde davrandı¤ımız, acı çeken bir di¤er halkın oldu¤unu kabul etmezsek, bir felakete do¤ru sürükleniriz". Direnifl, iflgalci saflarda da seslerin yükselmesini sa¤larken, ‹srail terörü BM Filistinli Mültecilere Yardım Programı sorumlusu Peter Hansen’in aç›klamas›yla bir kez daha görüldü. Buna göre, 3 milyon Filistinli’nin yafladı¤ı topraklarda, sosyal ve ekonomik durum her geçen gün daha vahim hale gelirken, ev y›kma terörü sonucunda 10 bin Filistinli’nin evsiz kald›¤› aç›kland›.
“‹flgal bizi felakete sürüklüyor” Filistin: Bu itiraf, ‹srail gizli servisi fiin Bet'in eski liderlerine ait. Pilotlardan sonra, onlar da iflgale karfl› ç›kt›lar ve fiaron'u uyardılar. fiin Bet'in, çeflitli tarihlerde baflkanlı¤ını yapan 4 eski lideri, Yediot Aharonot gazetesine yapt›klar› aç›klamada, “Filistin topraklarındaki iflgalin sürmesi halinde ‹srail'in bir felakete sürüklenece¤ini” söylediler. fiin Bet'in 1980-1986 yılları arasında baflkanlı¤ını yapan Avraham fialom Yahudi yerleflim birimlerinin en kısa sürede kapat›lmas›n› isteyerek flöyle dedi: "Büyük
Say› 87 49 23 Kas›m 2003
kahramanlar ölmez 22 Kas›m - 28 Kas›m fiehitlerimiz
24 Kas›m 1995 1992’de tutsak düfltü. Ayd›n Hapishanesi’ndeyken rahats›zland›. Bilinçli olarak tedavisinin geciktirilmesi sonucunda flehit düfltü. 1975 Mufl Bulan›k do¤umluydu. Babas› Çerkes, annesi Terekeme milliyetindendi. Ümit Do¤an GÖNÜL 90 At›l›m› sonras› ‹zmir’de mücadeleye bafllad›. ‹zmir Liseli DEV-GENÇ’in kurucular›ndan ve yöneticilerinden biri oldu.
26 Kas›m 1993 Hasköy’de D o ¤ a n ailesinin evinde ölüm mang a l a r › taraf›ndan s i l a h s › z , Selma DO⁄AN Erol YALÇIN savunmas›z bir haldeyken katledildiler. Erol, 1965 K›rflehir do¤umluydu. Devrimci mücadeleye 1988’de Y›ld›z Üniversitesi’nde kat›ld›. DEV-GENÇ’in radikal eylemlerinde en önde oldu, çeflitli sorumluluklar üstlendi. 1993 Ekim’inde ‹stanbul DEV-GENÇ siyasi sorumlulu¤una atand›. Selma, bir sempatizan olarak, Devrimci Harekete yard›mc› olan bir taraftard›.
28 Kas›m 1979 ‹stanbul Hasköy’de, faflist sald›r›lara karfl› nöbet tutarken, kurulan bir pusuda katledildiler. Kubilay YEfi‹LKAYA A n t i - f a fl i s t Enver ER mücadele içinde, mahalli birimlerde görev yap›yorlard›.
D‹REN‹fi‹N SES‹N‹ SUSTURAMAZSINIZ! Dergimizin 86. say›s›, devrim mücadelesinde flehit düflenleri and›¤›m›z ve k›saca da olsa anlatt›¤›m›z Kahramanlar Ölmez ve yine bu sayfam›zda yeni yer vermeye bafllad›¤›m›z Ölüm Orucu direniflçilerinin an›ld›¤› “Büyük Direniflte Ölümsüzlefltiler” k ö fl e l e r i nedeniyle toplat›ld›. Ölüm orucu direnifli dört y›ld›r devam ediyor. Bu direniflte 107 flehit verildi ve 500'den fazla insan sakat b›rak›ld›. Ölüm orucu direnifli hiç kimsenin gizleyemeyece¤i ve gizlememesi gereken bir gerçekliktir. Oligarfli ilk günden itibaren ölüm orucu direnifline sald›r›lar›n› sürdürmektedir. Hem tutsaklar üzerinde hem de d›flar›da her alan ve kurum üzerindeki bask›lar›yla direnifli bitirmek için her yolu denemifl ama baflaramam›flt›r. Ölüm orucu direniflini k›rmak, yapam›yorsa “bo¤mak” çerçevesinde gelifltirilen bask›lar›n bir parças› da Ekmek ve Adalet Dergisi olarak bize uygulanmaktad›r. Direniflin ve direnenlerin sesi solu¤u oldu¤umuz, ülkemizde yaflanan gerçekli¤i yazd›¤›m›z için onlarca say›m›z toplat›ld›, kapatma cezalar› verildi. “Kahramanlar Ölmez” ve “Büyük Direniflte Ölümsüzlefltiler” bafll›klar› alt›nda ne anlat›yoruz? Bu ülkenin ba¤›ms›zl›¤›, halk›n özgürlü¤ü için flehit düflenleri. Kendini halk›, vatan› için feda edenleri. Onlar bu ülkenin an›lmaya ve anlat›lmaya en fazla lay›k insanlar›d›r. “Herkesin düflüncesini özgürce ifade etme hakk› vard›r” diyen oligarfli, bunu söylerken ne kadar yalanc› ve riyakar oldu¤unu, dergimizin 86. say›s›n› toplatarak bir kez daha ispatlad›. Bizim ülkemizde e¤er oligarflinin düflüncelerini savunuyorsan›z düflüncelerinizi ifade etme özgürlü¤ünüz vard›r. "Oligarflinin düflüncelerini, politikalar›n› savunmayan her düflünce suçtur, yasaklanmas› gereklidir." Oligarflinin mant›¤› budur. Bu nedenle de yasaklar, bask› uygular. Fakat biz düflüncelerimizi aç›kça ifade etmekten asla vazgeçmedik. Bu ülke, bu halk için flehit düflenleri anlatt›k 70 milyona. Yine halk›n ve hakl›n›n yan›nda olmaya, hakl›y› savunmaya, direnenlerin sesi solu¤u olmaya, flehitlerimizi halk›m›za anlatmaya, onlar›n ›fl›¤›n› yaymaya devam edece¤iz.
Büyük direniflte ölümsüzlefltiler