Kürtçe yay›n ve DEP’lilerin tahliyesi üzerine daha geçen hafta yazm›flt›k:
“
Bu göz boyama daha büyük bask›lar›n haz›rl›¤›d›r
”
Ekmek ve
Adalet
Haftal›k Dergi / Say›: 112 / Tarih: 20 Haziran 2004 / F‹YAT (KDV Dahil) 750 000
www.ekmekveadalet.net Mail:info@ekmekveadalet.net
Emperyalizmin Hücrelerinde Tecrite Karfl› Direnifl Sürüyor
Direniflte 112 fiehit
Demokrasi flovunun ömrü üç gün bile sürmedi! ]Ça¤r›lar, Kürt ulusal hareketine de¤il, devlete yap›lmal›d›r. Kürt halk›n›n haklar›n› gasbeden, fliddeti yaratan oligarflidir. ]‹lericilik, demokratl›k, devletin de¤il, Kürt halk›n›n yan›nda saf tutmakt›r. Statükoyu koruma ad›na halklar›n direnme hakk›na sald›r› kabul edilemez! Ekmek ve
Adalet
ISSN: 1304 687X 103
www.ekmekveadalet.net info@ekmekveadalet.net
SAHTE BELGEC‹LERE SUÇÜSTÜ ! ‹stanbul 3 No’lu DGM’de Sahte Belgeyle insanlar› tutuklay›p dernekleri kapatanlar Suçüstü Yakaland›...
Bütün Vatanseverler! Ankara’da Bush’u konuflturmamak, ‹stanbul’da NATO Zirvesi’ni yapt›rmamak için seferber olmal›y›z! dar bunu örgütlenmeye bafllamam›flsak, bugünden tezi yok bafllamal›y›z. Vatansever halk›m›z›n en dinamik kesimlerini o günlerde emperyalistlerin karfl›s›na ç›karabilmeliyiz. Ça¤r›lar, afifller, pankartlar, imza masalar›, eylemlere kitlesel kat›l›m› sa¤lamaya yetmez; her mahallede, her sokakta, her okulda, her iflyerinde, her semtte o günkü eylemlere kat›l›m› organize edecek gruplar, komiteler oluflturulmal›d›r. Mahallelerde, semtlerde, okullarda toplan›p miting, gösteri, yürüyüfl yerlerine ulafl›ma kadar disiplinli bir organizasyon oluflturmal›y›z. K›sacas›, NATO Zirvesi’ne karfl› mücadele ça¤r›s› yapmak yetmez; NATO Zirvesi’ne karfl› mücadeleyi örgütlemeliyiz. Örgütlemek, halk›m›z›n anti-emperyalist duygular›n› a盤a ç›karmakt›r. Örgütlemek, vatanseverlerin gücünü birlefltirmektir. Haftalard›r NATO Zirvesi’ne karfl› sürdürülen eylemler, aç›k ki, varolan örgütlülüklerin, halk›n mücadelesinin sahip oldu¤u kitleselli¤in gerisindedir. Bu durumu aflmay› hedeflemeliyiz. Öte yandan, bir olumluluk olarak pek çok yerde NATO Zirvesi’ne karfl› mücadele birlikleri, platformlar› oluflturulmufltur. Her flehirdeki birlikler, eylemlere sadece kendi s›n›rl› çevrelerini tafl›yan tarz› terkedip, halk›, tüm vatanseverleri, anti-emperyalistleri, ilericileri seferber eden bir tarz gelifltirmelidirler. Yine tüm flehirlerdeki NATO Karfl›t› Birlikler, Ankara ve ‹stanbul’daki eylemlere mümkün olan en genifl kat›l›m› bugünden organize etmelidirler. Mücadelenin her an›, her aflamas› bizim için bir s›navd›r. Ama bu s›nav›n daha özel bir önemi var; dünya halklar›n›n Türkiye, emperyalizmin siyasi, gözü, Türkiye’de olacak; NATO Zirvesi’ne karfl› anti-emperyalist gelene¤imize yarafl›r askeri üssü olmayacak! bir pratik gelifltirmeliyiz. 1960’lar›n ikinci yar›s›ndan ‘NATO ve Bush Karfl›t› Birlik’ eylem takvimi: bugüne kadar sürdürdü¤ümüz anti-emperyalist mücadele, 26 Haziran: Baflta Ankara olmak üzere, ülkemizin her yerinde emperyalist terör örgütü NAdünya ve Türkiye halklar›n›n TO’ya karfl› eylemler... onuru, gururu olabilecek bir kararl›l›¤a ve militanl›¤a sa27 Haziran: ‹stanbul’da merkezi miting hiptir. Bu kararl›l›¤› ve militan28-29 Haziran: Emperyalizmin terör örgütü NATO Zirvesi’ne karfl› meflru eylemler sürel›¤› büyütelim! Vay ne hal olmufl vatan! Güzel yarim ‹stanbul'dan ne haber? Dil-Tarih'ten, Emekçi'den, Sendika'dan? fiiddetin sabah› yak›nd›r Dayan dizlerim dayan... Dayanaca¤›z. Direnece¤iz. Bu onurlu topraklar›, kavgam›z›n baflflehri ‹stanbul’u, emperyalistlerin kanl› ayaklar›yla kirletmelerine izin vermeyece¤iz. Aylard›r konuflulan NATO Zirvesi’ne art›k say›l› günler kald›. Emperyalistlerin dünya halklar›na karfl› yeni ekonomik, siyasi, askeri sald›r› kararlar› alacaklar› bu zirve için ‹stanbul’un seçilmifl olmas›ndan AKP baflta olmak üzere tüm iflbirlikçiler memnun olabilir. Ama vatansever Türkiye halk›, bu memnuniyeti paylaflm›yor. Bu emperyalist zirveyi, topraklar›m›za yap›lm›fl bir taciz, bu ülkenin vatanseverlerine, anti-emperyalistlerine yap›lm›fl bir hakaret olarak görüyoruz. Emperyalistlerin katliam örgütünün zirvesine karfl› mücadelemiz, bu hakarete verdi¤imiz cevap olacakt›r. Türkiyeli vatanseverler, tüm dünya halklar› önünde bir s›navdad›rlar. Zirveyi engellemeli, onlara pahal›ya maletmeliyiz. 26 Haziran’da Ankara’da olaca¤›z. 27’sinde Bush’un TBMM’de konuflma yapmas›na karfl› hem Ankara’da, hem ‹stanbul’daki mitingde olaca¤›z. 28 ve 29 Haziran’da katliamc›lar›n zirvesine karfl› eylemler sürecek. 26-27-28-29 Haziran eylemlerine tüm vatanseverleri katabilmek için örgütlenme yapmal›y›z. E¤er bugüne ka-
✹R ÇA⁄ DUYU
cek...
I U
Vatansever gençli¤imiz! 1960’lar›n ikinci yar›s›ndan bu yana, bu ülkedeki anti-emperyalist mücadelenin içinde ve önünde yeralman›n onurunu tafl›yoruz. Emperyalizme karfl› mücadele bayra¤›m›z›, emperyalist katillerin NATO Zirvesi’ne karfl› mücadele de de dalgaland›rmaya devam edelim. Biz bu ülkenin gelece¤iysek, emperyalizmin olmad›¤› ba¤›ms›z bir Türkiye’yi savunmal›y›z. Gelene¤imizle, gelecek ideallerimizle, coflkumuzla NATO’ya karfl› mücadeleye güç verelim.
Gençlik Dernekleri Federasyonu Giriflimi Tutuklu ve Hükümlü Yak›nlar›na Ça¤r›m›zd›r 1980’lerin ikinci yar›s›nda “Ya düflünce de¤iflikli¤i ya ölüm!” karar›n› alarak F tiplerinin ve tecrit politikas›n›n bafllama iflaretini veren NATO’dur. E¤er 112 evlad›m›z›n tabutlar›n› tafl›mak zorunda kald›ysak, sebebi onlard›r. Bu katiller ülkemizde toplanacaklar. ‹zin vermeyelim. 112 yak›n›m›z›n katilinin onlar oldu¤unu suratlar›na çarpal›m. Tüm tutuklu ve hükümlü yak›nlar›n› NATO’ya karfl› eylemlere kat›lmaya ça¤›r›yoruz.
TAYAD’l› Aileler Ayd›nlar›m›z, Sanatç›lar›m›z Vatanseverler, devrimciler, ilericiler, emperyalistlerin ülkemizde zirve toplamas›na karfl› onurlu bir mücadele veriyor. Bu topraklar›n ayd›nlar›, sanatç›lar› olarak bu mücadelenin d›fl›nda kalmam›z düflünülemez. Ayd›n tavr›m›zla, türkülerimizle, fliirlerimizle, resimlerimizle ve sesimizle, yürüyüflümüzle, NATO’ya karfl› mücadeleye kat›lal›m.
Emperyalist katilleri topraklar›m›zda istemedi¤imizi gösterelim TÜRK‹YE HALKLARI NATO Zirvesi’ni yapt›rtmamal›y›z. Ülkemizin, ‹stanbul’umuzun emperyalist katillerin katliam kararlar› ald›¤› bir üsse dönüfltürülmesine izin vermemeliyiz. Bu bizim için namus borcudur. Bu bizim için onur sorunudur. Dünya halklar›na açl›¤›, yoksullu¤u dayatanlara, “terörle mücadele” ad›na tüm hak ve özgürlüklerimizi yoketmeyi hedefleyenlere karfl›, meydanlara ç›karak halklar›n gücünü gösterelim.
Temel Haklar ve Özgürlükler Dernekleri ‹flçiler, Memurlar, Tüm Emekçi Kardefllerimiz! NATO, dünya iflçi s›n›f›n›n kazan›mlar›na, yani sosyalizme karfl› kurulmufl emperyalist bir örgüttür. NATO’nun silahlar› tüm dünya emekçilerine kan, ac› ve yoksulluk getirmifltir. NATO, IMF’nin Dünya Bankas›’n›n silahl› bekçisidir. IMF, Dünya Bankas›, programlar›n›, arkalar›n› NATO’ya yaslayarak dayatmaktad›rlar. fiimdi bu emperyalist katiller, halklara karfl› yeni kararlar almak için ‹stanbul’da toplanmaya niyetlenmektedirler. Türkiyeli vatansever iflçiler ve memur olarak, bu emperyalist katilleri topraklar›m›zda istemedi¤imizi en güçlü biçimde hayk›rmal›y›z. Tüm emekçileri, NATO Zirvesi’ne karfl› eylemlere kat›lmaya davet ediyoruz.
Temel Haklar ‹flçi Komisyonu Temel Haklar Memur Komisyonu
‹dil Kültür Merkezi Çal›flanlar› Ekmek ve
Adalet
INTERNET adresi: www.ekmekveadalet.net
Ekmek ve Adalet Dergisi Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Mustafa Köflker Genel Yay›n Yönetmeni: Gülizar Kesici Adresi: ‹nebey Mahallesi ‹nk›lap Caddesi Oto Han 55/54 Aksaray Fatih ‹stanbul ‹rtibat Telefonu: 0212 347 69 66 Faks:0212 347 69 65 Hesap No: 0041310 -4 Y›lmaz Bas. Yay. Da¤. Org. Akbank Yusufpafla fiubesi/‹ST
Ofset Haz›rl›k: Y›lmaz Yay›nc›l›k Bask›: ASPAfi Pazarlama Fiyat›: 750 000 Avrupa: 3 Euro Almanya:3 Euro
Fransa:3 Euro ‹sviçre:3 Euro Hollanda:3 Euro
‹ngiltere: £ 2.5
Belçika: 3 Euro Avusturya: 3 Euro
E-MAIL adresi: info@ekmekveadalet.net
Bürolar›m›z Yap›verlag Venloerstr. 507-A 50825 Köln Tel: 0049 221 280 87 74 0049 221 280 87 75 Faks:0049 221 280 90 84 E-mail adresi: ekmekveadalet@arcor.de Adana- ‹nönü Cad. 7. Sokak K›z›lay ‹fl Han› arkas› Özkan Apt. No:10/2 Tel-faks: 0 322 351 97 25 Ankara- GMK Bulvar› Onur ‹flhan› Kat: 6 Daire: 151 K›z›lay Tel-faks: 0 312 419 27 38 Antakya- Armutlu Mahallesi Elmas Sok. fiaban Kanatl› Apt. Kat: 4 D: 6 Tel-faks: 0 326 223 87 18 Bursa- Baflak Cad. Gür ‹fl Han› Daire: 25/4 Heykel Tel-faks: 0 224 224 93 97 Hopa:Hopa ‹fl Merkezi Zemin Kat No: 1 HOPA Tel-Faks:0 466 351 42 08 ‹zmir- Milli-i Kütüphane Cad. No: 17/104 Tepeköylü ‹fl Merkezi Ko-
nak/‹zmir Tel-Faks: 0 232 482 29 54 Kocaeli- Hürriyet Caddesi Gakko Kervan Saray ‹flhan› Kat:7 No:79 Tel-Faks: 0 262 331 66 51 Malatya- Dabakhane Mah. Bak›rc›lar Çarfl›s› Sar›beyo¤lu ‹flhan› Kat:1 No:43 Tel: 0422 323 24 77 Mersin- Zeytinlibahçe Caddesi Petek Apartman› No:26 Kat:1/3 Mersin Samsun- Talimhane Cad. Bozluolcay ‹fl Han› Kat: 3/42 Tel-faks: 0 362 435 25 80 Trabzon- Kemerkaya Mah. Kundurac›lar cad. Dedeo¤lu sokak Pustular iflhan› Zemin Kat No:4 Tel-faks: 0462 321 14 80
Ekmek ve Adalet Say› 112 ‹çindekiler 3...
5... 10... 13...
14... 16... 17... 19... 21... 22... 23... 24... 26... 28... 29...
32... 33...
35... 36... 37... 38... 39... 40... 42...
43... 46... 48... 49... 50...
Faflizmin hukuksuzlu¤una suç üstü ve faflizme karfl› hukuk mücadelesi AKP, emperyalist katillerin suç orta¤›d›r Sahte belgeciler suçüstü yakaland› Örgüt operasyonu oyunu flimdi de D‹HA çal›flanlar›na karfl› AKP, üçüncü gün gerçek yüzünü gösterdi Kimin ne diyece¤i varsa oligarfliye söylesin Herkes yerini belirlemelidir Uluslararas› devrimci tutsaklar günü Cemil Çiçek’in yalan bombalar› fiiirin imhas›na... M‹T’in yasad›fl› dinlemesini Çiçek savundu AKP’nin Allah’› AB ve Amerika Emperyalizmin, iflbirlikçi lerin ve halklar›n gücü Yolsuzlukla mücadele yalan›n›n balonu söndü Halklara karfl› savaflan emperyalist terör örgütü NATO-3 ABD tornas›nda lider e¤itimi ve icazet S›n›f sendikac›l›¤›, burjuvazinin icazetinden ç›kmay› gerektirir Özellefltirmeye karfl› ifl b›rakma TAYAD’l›lar›n mücadele mevzisi hep olacak Suçlu suçunu biliyor! ‹KÖ Zirvesi’nde AKP kimi temsil etti ‹flsizli¤in resmi Ev hayat›, ifl hayat› derken... ‹stanbul Gençlik Derne¤i Lise Komisyonu Geleneksel... ‹flte sahte belgeler -3 Normandiya Ç›karmas› Sosyal k›s›tlamalara tepki, ABD iflbirlikçilerine ceza Ateflkesi bozma karar› ve bas›nda hezeyan halleri Kahramanlar ölmez
Faflizmin hukuksuzlu¤una suçüstü
ve Faflizme Karfl› Hukuk Mücadelesi fiimdilik son rakama göre, “1 Nisan operasyonu”nun sahte belgeleriyle tutuklananlar›n say›s› 73’e ulaflt›. Onlarca kifli aran›yor. Kapat›lan dernekler, kapat›ld›¤›yla duruyor. Bu operasyonda, bafltan sona herfley yalan ve sahteydi. Operasyonun “DHKP-C operasyonu” oldu¤u, operasyonun “Avrupa çap›nda” diye tezgahlanmas›, onlarca insan›n “falan falan flehirlerin, bölgelerin sorumlusu” diye ilan edilmesi, Ekmek Ve Adalet bürosunun “örgütün merkez üssü” oldu¤u, bask›nlarda “örgüt dökümanlar› yakaland›¤›”... herfley yaland›. S›ralamaya kalkt›¤›m›zda bile onlarca sat›r tutacak yalanlarla kurulan bir operasyonla, demokratik mücadeleye sald›r›ld›. Tek gerçek, bunlar›n kan›t› olarak kullan›lan sahte belgelerdi. Fakat bunlara ra¤men, bafl›ndan itibaren dikkat çekti¤imiz gibi, bu “s›radan” bir operasyon de¤ildi. Demokratik kurumlara yönelik pek çok kez örne¤i yaflanan furya halindeki bask›n-gözalt› uygulamalar›n›n bir tekrar› de¤ildi. 1 May›slarda, 30 Mart gibi y›ldönümlerinde eylemleri engellemek için baflvurulan “geçici” operasyonlardan biri de de¤ildi, yani amaç NATO Zirvesi’ne karfl› eylemleri engellemek gibi lokal bir hedefle s›n›rl› de¤ildi. Bu operasyon, demokratik alandaki örgütlenmeyi ve mücadeleyi tasfiye etmeye yönelik bir “vurufl”tur. Devam› gelecektir. Ve devam›, sadece flu an hedefledi¤i kesimi de¤il, demokratik alanda örgütlü tüm güçleri kapsayarak sürecektir. Devrimci mücadele ve örgütlenmeye dair ne varsa tasfiye etmek, “AB’ye uyum”un yaz›l› olmayan parçalar›ndan biridir. AB’ye uyum’un ka¤›t üzerinde getirdi¤i “haklar›n”, devrimcilerin tasfiyesi sözkonusu olunca geçerli olmad›¤›n› da bu operasyon herkese göstermifltir. Bir çok davada, yakalanan disketlerden sözediliyor; bu disketlerin “dava dosyalar›”nda oldu¤u yaz›yor. Ama, bu say›m›zdaki çeflitli yaz› ve aç›klamalardan da görece¤iniz gibi, bunlar›n dava dosyalar›nda de¤il, polisin elinde oldu¤u ortaya ç›kt›. Savc›lar ve polis anlaflm›fl, al gülümver gülüm, yüzlerce y›ll›k hapis cezalar›na hükmediyorlar. Böylece “AB’ye uydurulan” polisin “delilden san›¤a” gitme oyununun içyüzü de ç›k›yor. Delilleri kendisi yaratan, uyduran polis, uydurdu¤u delillerden de istedi¤i san›¤a gidiyor. Yani biraz askeri terimlerle ifade edersek, polis önce “hedef”ini belirliyor. Bu hedef, haklar ve özgürlükler mücadelesini yürüten biridir. Sonra o hedefi suçlayabilecek sahte belgeler yarat›p “delil”leri haz›rl›yor. Sonra da o delilden “hedef” olarak zaten bafltan saptanm›fl “san›¤a” ulafl›yor. ‹yi tezgah! Hem AB’ye uymufl görün, hem istedi¤in keyfili¤i, hukuksuzlu¤u yap. Mahkeme, sanki anormal hiç bir fley yokmuflças›na, rutin olan, normal, hukuki olan buymuflças›na “disketlerin polisten istenmesine” diye karar al›yor. Hukukun en fazla geçerli olaca¤› yerde, hukuk yok. Ve AB’cilik oyunu sürüyor. ‹flte bu oyun a盤a ç›kt›. Oyunu a盤a ç›karmak da yetmiyor. Israrl›, kararl› bir mücadele gerekiyor. “AB’ye uyum” oyununun s›rr› da buradad›r zaten. Ka¤›t üzerinde haklar›n›z vard›r. Ama diyelim ki, sahte belgeleri suçüstü yapt›¤›n›z bu durumda yasal hakk›n›z› kullanarak “suç duyurusu”nda bulundunuz. Kolay› var, iflleme koymayabilirler. Aylarca hatta y›llarca süründürebilirler. Hukuksuzlu¤un “faili bulunamam›flt›r” denilebilir. Yüzlerce polis ve savc› aras›nda “kimin yapt›¤› tesbit edilememifltir” cevab› verilebilir. Osmanl›’da oyun çok. Osmanl›, AB’ye uyum yasalar›yla Osmanl› olmaktan ç›kmam›flt›r. Anlafl›lmas›,
görülmesi gereken budur. Malatya E Tipi’nde tutsaklar›n Kürtçe telefon görüflmesi yapmalar›na izin verilmiyor. DEP’li eski milletvekillerinden Diyarbak›r mitingine iliflkin soruflturmada Leyla Zana’n›n neden Kürtçe konuflma yapt›¤› soruluyor. fiimdi bu ülkede Kürtçe serbest mi, yasak m›? Dernekler sahte belgelerle kapat›l›yor, dernek üyeleri, yöneticileri sahte belgelerle tutuklan›yor; flimdi bu ülkede “örgütlenme hakk›” var m› yok mu? Normal bir hukuk düzeninde, bu kadar sahte belgenin varl›¤› kan›tland›¤›nda, böyle bir dava düfler. Ama bu ülkede düflürülmeyecek, sahte belgelerle tutuklananlara onlarca y›l ceza verebilmek için yeni hukuksuzluklarla dava sürdürülecektir. ‹flte bundan sonras›n› belirleyecek olan mücadeledir. fiimdi bu ülkede hukuk var m› görece¤iz. Bu ülkede hukukçu var m›, görece¤iz. Bu ülkedeki demokratik kitle örgütleri, demokratik varolma haklar›na sahip ç›kacaklar m› görece¤iz. Oligarfli “terör” yaygaras› alt›nda, tüm bas›n›, televizyonlar› seferber ederek “bu kadar adam yakaland›ysa, vard›r birfleyler” diye düflündürtmek istiyor. “Yasad›fl› örgüt operasyonu” deyince, onu kendisinin d›fl›nda gören sol kesimlere böyle düflündürterek, hukuksuzlu¤unu rahatl›kla sürdürmeyi amaçl›yor. Bu oyuna gelinmemeli, terör demagojisinin flartland›rmalar›ndan ç›k›lmal›d›r. Baflta söyledi¤imiz gibi, bu operasyonda herfley yalan ve sahtedir. 73 kifli, evet, sadece ve sadece sahte belgelerle tutuklanm›flt›r. Pervas›zl›¤›n, hukuksuzlu¤un bu boyutlarda olabilece¤ine inanmak istemeyenler, hala ülkemizdeki faflizm gerçe¤ini görmeyenler, AB’cili¤e inanmak isteyenlerdir. Hukuksuzluk sahte belgelerle 73 kifliyi tutuklayacak boyutlarda hüFaflizm, kimseyi çekildi¤i küm sürmektedir. Ve iflte kabuklar›n›n içinde de bu noktada hukuku sarahat b›rakm›yor. vunuyorum, adaleti saHukuksuzlu¤un vunuyorum diyenler, halk›n demokratik alanpervas›zl›¤›, o kabuklar›n da mücadele ve örgütiçindeki statükocu yaflamlara da ulaflacakt›r. lenme hakk›n› savunanlar, sessiz kalmamal›d›rOnun için 盤l›klar›, lar. Elbette, hukuksuzluhayk›r›fllar›, ça¤r›lar› duy- ¤un bu boyutlarda sürmak önemli ve zorunlu- dürülebiliyor olmas› dur. Bu hayk›r›fllar duyul- “korkutucu”dur; polis ve maz olursa, bu hayk›r›fl› AKP iktidar›, bir çok sol, duymayanlar için siyasi demokratik kesime “onölüm vakti gelmifltir. lara böyle yaparlarsa, bi-
ze neleri yapmazlar ki” diye düflündürtmek istemekte, korkuyla teslim almaya çal›flmaktad›r. Hukuksuzluk terörünün sald›¤› korkuya teslim olmayal›m. Bertol Brecht’ten baz› dizeler aktarmak istiyoruz: Ortaya ç›k›yor ve bize yap›lan zulümleri haber veriyoruz. ‹lk kez arkadafllar›m›z›n yavafl yavafl katledildi¤ini bildirdi¤imizde 盤l›klar göklere a¤d›. Yüz kifliydi katledilen. Ama bin kifli katledildi¤inde ve ölümlerin sonu gelmedi¤inde bir sessizlik kaplad› ortal›¤›... Zulümler ya¤mur gibi ya¤maya bafllay›nca "dur!" diyen olmaz art›k, Cinayetler üst üste y›¤›lmaya bafllay›nca görülmez oluverirler. Çekilen ac›lar dayan›lmaz olunca duyulmaz art›k hiçbir 盤l›k... Brecht’in anlatt›¤›, kabaca kan›ksama dedi¤imiz fleydir. Kan›ksamay› ise art›k 盤l›klar›n duyulmaz oldu¤u duyars›zl›k hali izler. Türkiye bunu ne yaz›k ki çokça yaflad›. ‹nfazlarda, faili meçhullerde, kay›plarda yaflad›k bunu. ‹nfazlar, faili meçhuller, kay›plar, birken on, onken yüz, daha sonra binlerceye kadar ç›kt›... Ve devrimci, demokratik muhalefet, infazlar›n, kay›plar›n ço¤ald›¤› kadar büyütemedi tepkisini... Ayn› fleyi F tiplerine karfl› direniflte yaflad›k; ölümler ço¤ald›kça, suskunluk büyüdü. 19 Aral›k’›n arifesinde F tiplerine karfl› mücadele için alanlara ç›kanlar, F tiplerindeki zulüm büyüdükçe, kabuklar›na çekildiler... Ama faflizm, kimseyi o çekildi¤i kabuklar›n›n içinde de rahat b›rakm›yor. Hukuksuzlu¤un pervas›zl›¤›, o kabuklar›n içindeki statükocu yaflamlara da ulaflacakt›r. Onun için “112 ‹nsan Öldü, Duydunuz mu?” 盤l›¤›n› duymak da, “Türkiye’de Hukuk Yok mu? Polis Sahte Belge Düzenleyip, Dernek Kapat›yor, ‹nsan Tutukluyor!” hayk›r›fl›n› duymak da önemli ve zorunludur. Bu hayk›r›fllar duyulmaz olursa, bu hayk›r›fl› duymayanlar için siyasi ölüm vakti gelmifltir. Zulmün F tipleriyle, hukuksuzlu¤uyla, sahte belgelerle sald›¤› korkuya karfl›, direniflleri sahiplenerek, hukuku, adaleti cüretle savunarak direnmeliyiz. Faflizmin karfl›s›nda baflka türlü varolman›n ve ba¤›ms›zl›¤›, demokrasiyi, sosyalizmi dimdik ayakta savunman›n baflka bir yolu yoktur.
AKP, Emperyalist Katillerin Suç Orta¤›d›r NATO için “al›nacak tedbirler” ‹stanbul Valisi Muammer Güler ve Emniyet Müdürü taraf›ndan aç›kland›. ‹stanbul’u yasaklar kenti haline getiren AKP iktidar›’n›n valisi, suçunu bilerek, “Vatandafllar›m›zdan fedakarl›k bekliyoruz” dedi. Katiller için gösterilecek bir fedakarl›¤›m›z yoktur. AKP iktidar›n›n tek suçu, ‹stanbul halk›n›n hayat›n› cehenneme çevirmesi ve demokratik kurumlar› “güvenlik” ad›yla basmas› de¤ildir. As›l büyük suç; emperyalist katillerle iflbirli¤idir, ülkeleri iflgal edenleri, iflkenceler, tecavüzler, katliamlar yapanlar› ülkemize davet etmesi ve onlar›n politikalar›n› uygulamadaki canh›rafl çabas›d›r. AKP, NATO’nun halklara karfl› kurulmufl emperyalist terör örgütü oldu¤unu; tarihi boyunca halklar›n ba¤›ms›zl›k ve özgürlük mücadelesini bo¤mak için kontra örgütlenmelerden aç›k sald›r›lara kadar suçlar iflledi¤ini; ABD’nin flimdi NATO’yu hangi amaçla kullanmak istedi¤ini; destek verdi¤i Amerikan politikalar›n›n büyük bir emperyalist yay›lmac›l›k oldu¤unu bilmiyor de¤ildir. Biliyor ve bilerek iflbirli¤i yap›yor. Bununla da bitmiyor; Ülkemizde NATO üslerinin halklara karfl› tehdit olarak kullan›lmas›na, bu üslerin daha da geniflletilmesine “evet” demesine kadar onlarca suçun alt›nda AKP iktidar›n›n imzas› vard›r. “Filistin halk›n›n haklar›na sahip ç›k›yor” görünerek, bu suçlar›n›n üzerini örtmeye çal›flan Tayyip Erdo¤an, bir
yandan da ABD’nin Ortado¤u politikalar›n›n destekçili¤ini aç›kça yapmaktad›r. Suçlar›n› gizleyerek, halk› aldatarak, göz boyayarak iflbirliklerini sürdürmek istiyorlar. ‹zin vermemeliyiz. Bunun yolu; NATO protestolar›n› AKP iktidar›n›n protestosuna dönüfltürmektir. AKP’nin katillerin iflbirlikçisi oldu¤unu hayk›ral›m meydanlarda. Halk› aldatmas›na izivermeyelim. Üsler, kapat›ls›n, NATO’dan ç›k›ls›n, NATO zirvesi iptal edilsin, iflbirlikçi politikalara son verilsin taleplerini yükseltelim. Anti-emperyalist olmak, önce kendi ülkemizdeki emperyalist iflbirlikçilerine karfl› mücadele etmektir. Bu iflbirlikçili¤in siyasal temsilcisi, bugün AKP iktidar›d›r. Onun Amerikanc› politikalar›, halk›m›za ve bölge halklar›na karfl› düflmanl›¤›n belgeleridir. “Dünya gerçekleri” ad›na aç›klanan bu politikalar, ars›z bir Amerikanc›l›¤›n itiraflar›d›r. Eli kanl› katillerin, halklara karfl› yeni sald›r› planlar›na yatakç›l›k yapmak, bu sald›rganl›k politikalar›na siyasi, askeri, lojistik destek vermek, halklara karfl› ifllenmifl en büyük suçtur. ‹zin vermeyelim; AKP iktidar›n›n emperyalist katillerin suç orta¤› oldu¤unu hayk›ral›m!
NATO Halklardan Güçlü De¤ildir - NATO karfl›t› eylemler 10 HAZ‹RAN; ‹zmir NATO ve Bush Karfl›t› Birlik, Güzeltepe’de 200 kiflinin kat›ld›¤› bir eylem yapt›. O HÖC ve ESP’lilerin yer ald›¤› eylemde, “Katil ABD Ortado¤u’dan Defol” sloganlar› at›ld›. Bursa HÖC, PART‹ZAN, EKB, ESP, SGD ve DPG meflaleli eylem yapt›. Eylem öncesi KesO tel’de kahveleri, dernekleri, evleri gezen devrimciler, halka NATO’yu anlatt›. Ajitasyon-propaganda çal›flmas›n›n ard›ndan k›z›lbayraklar, dövizler ve pankartlarla, sloganlar›n› hayk›ran kitle, meflaleli yürüyüflün ard›ndan Kestel Meydan›’nda bir aç›klama yapt›.
Okmeydan› NATO ve Bush Karfl›t› Birlik, Fatma Girik Park›’nda DKÖ’ler üzerindeki bask›O lar› protesto etti ve “Haziran S›ca¤› NATO’yu Yakacak” dedi. Birlik’i oluflturan gruplar çeflitli yönlerden “NATO’ya Geçit Vermeyece¤iz” sloganlar›yla yürüyerek geldikleri parkta aç›klaman›n ard›ndan Bush maketi idam ettiler.
11 HAZ‹RAN; Emperyalistlerin, Erdo¤an gibi uflaklar›n› da huzura alarak düzenledi¤i G-8 Toplant›s›, O Gençlik Derne¤i'nin de yer ald›¤› Bal›kesir NATO Karfl›t› Gençlik ‹nisiyatifi taraf›ndan AKP il binas› önünde protesto edildi. “G-8’e Geçit Yok, Kahrol-
Say› 112 5 20 Haziran 2004
sun Emperyalizm” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde, emperyalistlerin Ortado¤u’yu paylafl›m pazarl›¤› yapt›¤›na ve AKP iktidar›n›n bunun tafleronlu¤unu kabul etti¤ine vurgu yap›ld›. Ayd›n, yazar ve sanatç›lar, 19 HaziO ran’da, "Uluslararas› NATO
Say› 112 6 20 Haziran 2004
HÖC: NATO YIKILACAK HALKLAR KAZANACAK Haklar ve Özgürlükler Cephesi, ‹stanbul’da AKM önünde 16 Haziran günü yapt›¤› eylemle, güçlü olan›n emperyalistler de¤il, halklar oldu¤unu hayk›rd›. "NATO Y›k›lacak Halklar Kazanacak" pankart›n›n yerald›¤› eylemde k›z›l bayraklar dalgaland›, “Halk düflman› NATO” dövizleri tafl›nd›. HÖC ad›na aç›klamay› yapan Cihan Keflkek, AKP’nin zirve öncesi 'güvenlik' gerekçesiyle estirdi¤i terörü anlatarak, “NATO daha topraklar›m›za ayak basmadan terörlerini yaflamaya bafllad›k.” dedi. Halklar›n öfkesi karfl›s›nda emperyalist efendilerin, zirvelerini halklardan uzak, ücra köflelerde yapmak zorunda kald›klar›n› hat›rlatan Keflkek, “Bu ne pervas›zl›kt›r ki ülkemizde, kavgam›z›n flehri ‹stanbul'un göbe¤inde yapmak istiyorlar. Zulme karfl› direnifl her yerde ve her koflulda meflrudur. Emperyalist efendilerin karfl›s›na bu hakl›l¤›m›zla, meflrulu¤umuzla ç›kaca¤›z" dedi. Aç›klaman›n ard›ndan, "Halk Düflman› NATO Defol" sloganlar› at›ld› ve Grup Yorum "Biz Var›z" adl› marfl› söyledi.
Karfl›t› Konferans" düzenleyeceklerini aç›klad›lar. Aç›klamada, "Bizler, Türkiye'nin ba¤›ms›z ve demokratik bir ülke olmas›n› arzulayan, NATO baflta olmak üzere bu planlar›n bir parças› olmay› reddeden, halklar›n kardefl oldu¤u ülküsünden yola ç›kan ayd›n, yazar, sanatç›lar, bir araya geliyoruz.” denildi. "Emperyalist Tehditlere Karfl› Halklar›n Dayan›flmas›" slogan›yla yap›lan Konferans, Bilgi Üniversitesi Kufltepe Kampüsü'nde yap›lacak.
Bush’a NATO’ya, Emperyalizme Karfl› Ankara Platformu, Ankara Adliyesi önünde toplanarak, Bush’un Türkiye’ye geldi¤inde, “insanl›¤a karfl› ifllenmifl suçlar kapsam›nda olan iflgal, ya¤ma, soyk›r›m, kitle katliam›, iflkence ve gayri insani onur k›r›c› muamelede bulunmak” suçlar›ndan tutuklanmas› için baflvuru yapt›.
O
HÖC, Al›nteri ve ESP’nin oluflturdu¤u 1 May›s Mahallesi NATO ve Bush Karfl›t› Birlik, 11 Haziran akflam› meflaleli yürüyüfl yapt›. “‹flkence ve Tecavüzcü NATO’yu Ülkemizde ‹stemiyoruz” pankart›n›n aç›ld›¤› yürüyüflte, “Tecriti Kald›r›n Ölümleri Durdurun”, “Tu¤ba Gümüfl Yaln›z De¤ildir”, "Halk›z Hakl›y›z Kazanaca¤›z" sloganlar› at›ld›. Yap›lan aç›klamada, NATO zirvesi öncesi estirilen po-
O
lis terörü protesto edildi.
12 HAZ‹RAN; NATOve Bush Karfl›t› Birlik, DGM önünde toplanarak, demokratik kurumlara yap›lan O bask›nlar› protesto etti ve DGM’ye ç›kar›lan D‹HA çal›flanlar›na destek verdi. HÖC ve Kocaeli Gençlik Derne¤i’nin de bulundu¤u Bush ve NATO Karfl›t› Birlik yürüyüfl O düzenledi. Yürüyüfl boyunca "NATO'yu Denize Dökece¤iz, Kahrolsun Emperyalizm” sloganlar› at›ld› ve yaklafl›k 150 kifli Cumhuriyet Park›'nda 1 saatlik oturma eylemi yapt›. Temel Haklar ve ESP bir aç›klama yaparak iflbirlikçi iktidar› protesto etti. O Malatya Ankara’da ÖDP üyeleri ABD büyükelçili¤ine yürümek istedi. Kitleye sald›ran polis, çok saO y›da kiflinin yaralanmas›na neden olurken, 6 kifli hastaneye kald›r›ld›.
NATO Karfl›t› Eylemden Direnifl fiehidini Anmaya Burdur Gençlik Derne¤i, DPG, DGH, BAGEH ve Devrimci Hareket’in oluflturdu¤u ö¤renci insiyatifi, 12 Haziran günü, Cumhuriyet Meydan›’nda, "NATO'ya Geçit Vermeyece¤iz, Kahrolsun Emperyalizm" pankart› açarak eylem yapt›. Eylemin ard›ndan, Ölüm Orucu flehidi Günay Ö¤rener’in mezar› ziyaret edildi. Mezar bafl›nda fliirler, marfllar okuyan kitle, Günay’›n vasiyeti olan mektubu okuyarak, tüm ölüm orucu flehitleri için sayg› duruflunda bulundu ve mezara karanfiller b›rakt›.
Antep’de NATO ve ‹flgal Karfl›t› Platform, Bal›kl› Park›nda bas›n aç›klamas› yapt›. Platform O ad›na aç›klamay› okuyan EMO yönetim kurulu üyesi Kemal Avc›, “insanl›k suçu iflleyen kiflileri k›rm›z› hal›larla karfl›lamak isteyen AKP hükümetini uyar›yoruz” fleklinde konufltu. HÖC'ün de bulundu¤u Hatay NATO ve Kirli Savafl Karfl›t› Platformu kitlesel bir eylem yaO parak, iktidar›n Büyük Ortado¤u Projesinde rol almaya karar verdi¤i belirtildi. "NATO Emperyalistlerin Silahl› Örgütüdür", "NATO'ya Hay›r üsler Kapat›ls›n" dövizlerinin aç›ld›¤› eylemde NATO’nun suçlar› s›raland›. Demokratik kurumlara bask›nlar›n protesto edildi¤i aç›klamaya 200 kifli kat›ld›.
Halkevleri ve liseliler O Adana’da, kitlesel bir bas›n aç›klamas› yapt›. Emperyalizm ve NATO O Tarsus Karfl›t› Birlik, AKP ilçe binas›
önünde yapt›¤› kitlesel aç›klama ile herkesi NATO’yu protestoya ça¤›rd›.
taraf›ndan Göztepe Özgürlük O BAK Park›'nda düzenlenen, "NATO'ya
Hay›r!" konserine Bulutsuzluk Özlemi, Ifl›¤›n Yans›mas›, Kara Günefl, Kardefl Türküler, Mor ve Ötesi, Onur Ak›n, Rojin, Vedat Sakman, Yaflar Kurt ve Zeynep Tanbay kat›ld›. Malatya Bush ve NATO Karfl›t› Birlik, Ofis Caddesi’nde yapt›klar› eylemde, BOP ile, Türkiye’nin müslüman ülkeler içinde ABD’nin Truva At› olaca¤› söylendi. Eylem “NATO’ya geçit yok” sloganlar› ve “Gündo¤du” marfl› ile sona erdi.
O
ÖSS ve NATO Karfl›t› LiO Ankara seli Gençlik Platformu Yüksel
Caddesi’nde yapt›¤› eylemde, “ÖSS’nin kurban›, NATO’nun askeri olmayaca¤›z” pankart› açt›. Ankara Gençlik Derne¤i Tiyatro Grubu’nun sergiledi¤i oyunun ard›ndan, ‹dil Can Kültür Merkezi Müzik Toplulu¤u da bir dinleti sundu. NATO Karfl›t› Gençlik O Ankara Platformu, Yüksel Caddesi’nde,
“‹stanbul’u NATO’ya dar edece¤iz” pankart› açarak yapt›¤› eylemde, zirve sponsoru tekellerin halklar›n ktili oldu¤unu söyledi. Demokratik kurumlara bask›nlar› protesto eden Platform, “NATO terörüne boyun e¤meyece¤iz” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan sloganlarla Sakarya Caddesine yüründü. ‹zmir Buca’daki NATO binas›na yürüyen NATO ve Bush Karfl›t› Birlik, “‹zmir NATO kenti olmayacak” sloganlar› att›. HÖC’ün de bulundu¤u çok say›da siyasi grup ve sendikan›n yer ald›¤› eylemde, 600 kifli TANSAfi önünden sloganlar ve bayraklar› ile NATO üssüne yürüyerek, burada bir aç›klama yapt›. Aç›klamada as›l tehdidin NATO oldu¤u belirtildi.
O
NATO ve Bush Karfl›t› O Alibeyköy Birlik’in meflaleli yürüyüflüne po-
lis gaz bombalar› ile sald›rd›. Cengiz Topel Caddesi’nde yap›lan eylemde emperyalizme karfl› öfke dile getirilirken, 18 kifli gözalt›na al›nd›. Sald›r›ya ra¤men, sloganlar Alibeyköy sokakla-
Alevilerden “Zalimin zulmüne karfl› semah” AKP’nin “NATO heyeti önünde semah yap›n” teklifini reddeden Aleviler, 12 Haziran günü Taksim'de semah döndü. NATO ve Bush Karfl›t› Birlik’in bu haftaki eylemine Pir Sultan Abdal Derne¤i ve Hubyar Sultan Derne¤i üyeleri semahla kat›ld›. Semah ekibi, “Zalimin Zulmüne Karfl› Semah”, “Katillere Semah Dönülmez” gibi Dövizler açt›. Birlik ad›na yap›lan aç›klamada, DKÖ’lere yap›lan bask›lar protesto edildi.
Bu Pankarta Tahammülsüzlük Niye?!! Zonguldak NATO ve Bush Karfl›t› Birlik’in, 14 Haziranda yapt›¤› bas›n aç›klamas›na polis azg›nca sald›rd›. Sald›r› gerekçesi ise, "NATO'YA GEÇ‹T VERMEYECE⁄‹Z" pankart› oldu. AKP’nin polisi olman›n, ayn› zamanda NATO’nun polisli¤ini gerektirdi¤ini gösteren Zonguldak Emniyeti, 30 kifliyi gözalt›na ald›. Sald›r›da, Gençlik Dernekli bir ö¤rencinin burnu k›r›l›rken, akflam saatlerinde adliyeye getirildiklerinde de ayn› slogan› hayk›rd›lar. Gözalt›na al›nanlara destek için Adliye önünde de bir aç›klama yap›ld›.
27 Haziran Mitingi ‹çin Baflvuru Yap›ld› NATO Karfl›t› Birlik 27 Haziran’da yap›lacak “Büyük Buluflma” için valili¤e baflvuru yapt›. Baflvuruya iliflkin bir aç›klama yapan KESK Genel Sekreteri Mustafa Avc›, miting için Vatan Caddesi’ni istediklerini ancak, meflru, kitlesel eylemlerin her yerde yap›larak NATO’yu engelleyeceklerini dile getirdi.
NATO Sponsoru ÜLKER’in Önünde Gösteri NATO sponsoru olarak katliamlara, iflgallere ortakl›klar›n› tescilleyen holdingler önündeki gösteriler sürüyor. NATO ve Bush Karfl›t› Birlik, 16 Haziran’da, ÜLKER’in Topkap›’daki fabrikas› önünde bir gösteri düzenledi. ÜLKER’in suç ortakl›¤›n› hat›rlatan bir aç›klaman›n yap›ld›¤› eylemde, “Katil ABD, ‹flbirlikçi Ülker” ve “‹flgale De¤il, Direnifle Destek” sloganlar› at›ld›, dövizler aç›ld›.
AKP Genel Merkezi Önünde Gösteri “Bush’a, NATO’ya, Emperyalizme Karfl› Ankara Platformu” 16 Haziran’da AKP Genel Merkezi önünde bir eylem yapt›. 250 kifli sloganlarla AKP önüne kadar yürüdü ve burada bir aç›klama yapt›. Eylemde, “NATO’dan ç›k›ls›n, üsler kapat›ls›n”, “Katil ABD, iflbirlikçi AKP” sloganlar› at›ld›.
Özgür-Der: “AKP halka ve ‹slama ihanet ediyor” Özgür-Der’liler, 13 Haziran’da, Fatih AKP önünde yapt›klar› eylemde “Katillerle ortakl›k suçudur, iflbirlikçi hükümet istemiyoruz” dediler. Aç›klamada, “emperyalist odaklara yaranmak ad›na bu kanl› katilleri ülkemize davet eden AK Parti, bu tutumuyla halka ve islam’a ihanet etmekte, ba¤›fllanamaz bir suç ifllemektedir” denildi. Ayr›ca Özgür-Der, 12 Haziran günü Kad›rga Kültür Merkezi'nde bir panel ve 14 Haziran’da Harbiye TRT önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›.
Say› 112 7 20 Haziran 2004
r›nda devam etti. Esenyurt’ta NATO ve ‹flgal Karfl›t› O ‹stanbul Platform üyesi 100 kifli kat›ld›¤› eylemde “NATO’ya Hay›r, Emperyalist ‹flgale ve Savafla Son” denildi. Yürüyüflün ard›ndan bas›n aç›klamas› yap›l›rken, NATO karfl›t› dövizlerin yan›s›ra, "Katil ABD ‹flbirlikçi AKP, Hapishanelerde 112 ‹nsan Öldü Duydunuz mu?, Polis Sahte Belge Düzenleyip Dernek Kapat›yor, ‹nsan Tutukluyor, Irak Halk› Yaln›z De¤ildir" dövizlerinin tafl›nd›¤› eylemin ard›ndan bir
Gazi NATO’ya Barikatla Direniyor Gazi Mahallesi’nde, barikatlar bu kez NATO’ya, NATO’nun silahl› bekçili¤ini yapan AKP iktidar›n›n iflkencecilerine karfl› kuruldu. "Gazi NATO Karfl›t› Birlik" 14 Haziran’da yapt›¤› eyleme polisin sald›r›s› barikat direniflleriyle, çat›flmalarla karfl›land›.
Demokratik Eyleme Sald›r› ve Barikat
Say› 112 8 20 Haziran 2004
Heykel Park›'ndan "‹flgale ‹flkenceye NATO'ya Karfl› Mücadele'yi Yükseltelim" pankart› açan 150 kifli, halk›n deste¤i ve "Katil ABD ‹flbirlikçi AKP", Irak Halk› Yaln›z De¤ildir, Halk Düflman› NATO Defol", sloganlar›yla Eski Karakol önüne kadar yürüdü. Burada bekleyen sivil polislerin sald›r›s› kitlenin direnmesiyle püskürtüldü. Ard›ndan yeni kat›l›mlarla birlikte Dörtyol'a yürüyüfle geçmek isteyenlere sald›ran polis, pankart› almaya çal›flt›. Daha önceden sald›rma karar› al›nd›¤› belliydi. Birlik üyeleri, meflale sopalar›yla karfl›l›k vererek direnme haklar›n› kulland›lar. ‹lk sald›r›n›n püskürtülmesinin ard›ndan Yola¤z› Mevkii'nin girifl ve ç›k›fllar›na barikatlar kuruldu. "Yaflas›n Devrimci Dayan›flma" ve "Umudun Ad› DHKP-C" sloganlar›yla direniflin Gazi gelene¤i oldu¤u hayk›r›ld›. 1 saat barikat bafl›nda sloganlar at›l›rken, baflka barikatlar da kuruluyordu. Z›rhl› Akrep’lerin sald›r›s› da direniflle karfl›land› ve Köfle Dura¤›'ndaki barikata çekilenlere bu kez de askeri panzer ve akrepler sald›r›ya geçti. Gazi’nin yi¤it gençleri, emperyalist katillerin uflaklar›na böyle direnilir diyerek, tafl ve sopalarla panzere karfl›l›k verdi. Caddenin her noktas›nda büyük bir öfkeyle panzerlere tafl ve sopalarla direnildikten sonra Dört Y o l a do¤ru geri çekilindi. O s›rada çevik
kifli jandarma taraf›ndan k›sa süreli gözalt›na al›nd›. Temel Haklar, SODAP, ESP, Ekim, O Esenler SDP ve Halkevleri'nden oluflan NATO Karfl›t›
Birlik, At›flalan›-Cumartesi Pazar›'nda yürüyüfl yapt›.
13 HAZ‹RAN; Kad›n Platformu, Kad›köy ‹skele O Kad›köy Meydan›’nda yapt›¤› eylemle, “tecavüzcüleri
kuvvetin gelmesiyle ara sokaklarda da barikat kuruldu ve Heykel Park›'nda tekrar toplan›ld›. Caddeye ç›kan öfkeli kitle, burada yeniden barikat kurdu, Çevik kuvvet ve panzer sald›r›s›na tafl ve sopalarla karfl›l›k verdi. 3 saate yak›n panzerlere, gaz bombalar›na, plastik mermilere karfl› direnen Gazililer, sloganlarla da¤›ld›. HÖC’lülerin yo¤unlukta oldu¤u eyleme, ESP, Mücadele Birli¤i Platformu, DHP ve ‹flçi-Köylü kat›ld›.
Gazi, Emperyalizmin Uflaklar›yla Çat›fl›yor 14 Haziran’daki sald›r›n›n ard›ndan birer gün arayla eylem karar› alan Gazi NATO ve Bush Karfl›t› Birlik, 16 Haziran günü, sald›r›y› protesto etmek için ‹smet Pafla Caddesi’nde bir eylem yapt›. 250 kiflinin kat›ld›¤› eylemde, “‹flgale, ‹flkenceye, NATO’ya Karfl› Mücadeleyi Yükselt” pankart› aç›larak, panzenlerin takibinde Cemevi önüne yüründü.
Gazi, NATO’ya ve Uflaklar›na Nas›l Direnilece¤ini Gösteriyor Di¤er gruplar burada eyleme son verirken, 150 kifli sapanlar, molotoflar ve tafllarla Heykel Park›na yürüyüfle geçti. Kitle s›k s›k "Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz", "Halk Düflman› NATO Defol", "Umudun Ad› DHKP-C" sloganlar› att›. Burada hesap sorma kararl›l›¤yla panzerlerin karfl›s›na ç›k›ld›. Panzerden halka yalan propaganda yap›lmaya, ailelere “çocuklar›n›z DGM'lerde yag›lanmas›n" fleklinde gözda¤› verilmeye çal›fl›ld›. Oysa Gazililer onlar› tan›yordu. Yeni kat›l›mlarla 200’ü bulan maskeli, fularl› kitle, Dörtyol'a do¤ru yürüyerek 1 saat boyunca sloganlarla öfkelerini hayk›rd›lar. NATO'ya karfl› yap›lan hakl›, meflru bir eyleme halk da alk›fllar›yla, sloganlar›yla destek verdi. Sokaklar molotoflarla ayd›nlat›l›rken, kitle, büyük bir öfkeyle panzerleri bekledi. Ölüm orucu direniflçilerinin kararl›l›¤› 200 insan›n bilincinde, Halklar›n Katili NATO'nun uflaklar›ndan hesap sormaya dönüfltü. Panzerler birkaç kez tacizde bulunmas›na ra¤men, Eyüp’lerin, Ali Haydar’lar›n yoldafllar›na sald›rmay› göze alamad›. ‹ki gün önceki pervas›zl›klar›ndan, "Kurtulufl Kavgada Zafer Cephede" sloganlar› hayk›ranlar karfl›s›nda eser kalmam›flt›. Biliyorlard› ki, Gazi’nin bütün evlerinin, sokaklar›n›n kula¤› bu sloganlardayd›; onlara sald›rmay› göze almak, tüm Gazi’ye sald›rmakt›. Eylem, iradi flekilde "NATO Y›k›lacak Halklar Kazanacak" sloganlar›yla saat 22.00'da sona bitirildi.
ülkemizde istemiyoruz” dedi. NATO askerlerinin gittikleri yere fuhuflu da götürtüklerini, fuhufl flirketleriyle ortak olduklar›n› belirten kad›nlar, “Tecavüzcü ABD Ortado¤u’dan defol” sloganlar› att›lar. taraf›ndan NATO zirvesi karfl›t› topO TKP’liler lanan imzalar, Haydarpafla Gar›'nda düzenle-
nen protesto gösterisinin ard›ndan Ankara'ya götürüldü.
Haklar Platformu, Taksim TÜYAP O Demokratik Park›'nda düzenledi¤i eylemde, “Emperyaliz-
me ve NATO'ya hay›r, yaflas›n yeni demokratik cumhuriyet”, “ABD askeri olmayaca¤›z”, yaz›l› pankart ve dövizler tafl›d›.
NATO Karfl›t› Birlik, 11 haziranda E¤iO Kartal tim-Sen’deki panelin ard›ndan, Kartal Meyda-
n›’nda kitlesel eylem yapt›. HÖC’ün de oldu¤u 17 kurumdan oluflan Birlik, “NATO’ya geçit vermeyece¤iz” pankart› açarak NATO’yu ve iktidar›n, Adana’daki infaz, demokratik kurumlar›n bas›lmas› ve kaç›rma, taciz gibi sald›r›lar›n› protesto etti. Eyleme 250 kifli kat›ld›.
14 HAZ‹RAN; Kirli Savafl ve NATO’ya Karfl› PlatO Antakya form taraf›ndan bas›n aç›klamas› yap›ld›. de içersinde oldu¤u Bahçelievler NAO HÖC'ün TO Karfl›t› Birlik’in, Yenibosna Zafer Mahalle-
sinde NATO Katliamlar›n› ve CHE'nin hayat›n› anlatan sinevizyon gösterimi, polis taraf›ndan engellendi. Gösterimi izlemek üzere gelen 150 kifli bu durumu protesto etti.
Gençlik Derne¤i'nin de bulundu¤u O Sakarya NATO ve Bush Karfl›t› Birlik, Hilmi Kay›n ‹fl
merkezi önünde kitlesel bir bas›n aç›klamas› yaparak, “NATO’yu engelleyece¤iz” dedi.
15 HAZ‹RAN; NATO ve Bush Karfl›t› PlatO Gaziosmanpafla form, düzenledi¤i imza kampanyas›n›n biti-
minde meflaleli bir yürüyüflün ard›ndan Meydan Park›’nda bas›n aç›klamas› yapt›. HÖC ve Gençlik Derne¤i'nin de buO Kocaeli lundu¤u Birlik, “‹stanbul'u NATO'ya Dar Ede-
ce¤iz" sloganlar› atarak meflaleli yürüyüfl düzenledi. 200’e yak›n kiflinin kat›ld›¤› eylemde, iflbirlikçi AKP protesto edilirken, 15-16 Haziran konulu bir aç›khava paneli yap›ld›. Mamak NATO Karfl›t› Birlik, 500 kifliO Ankara nin kat›ld›¤› bir eylemle, “Savafl ve terör örgü-
tü NATO’ya geçit yok” dedi. NATO’yu anlatan konuflmalar›n sonunda ‹dilcan Müzik Grubu marfllar söyledi. Etkinli¤in ard›ndan, HÖC, Kald›raç, ESP, BDSP’liler meflaleler ve “Direnen halklar kazanacak” sloganlar›yla bir yürüyüfl yapt›.
NATO Katliam›n›n Hesab›n› Sormak ‹çin fiehit Düflenler An›ld› Yugoslavya NATO bombalar› alt›nda yak›l›p y›k›lmaktad›r. “S›rp vahfleti” propagandalar› alt›nda süren katliamda, herkes suskun, NATO’nun bir ülkeyi parçalamas›n›, katliam›n› izlemektedir. Ama susmayanlar da vard›r Haziran s›ca¤›nda. Onlar, tarihleri boyunca emperyalizme karfl› mücadelenin nas›l verilmesi gerekti¤ini, enternasyonalist dayan›flman›n nas›l olmas› gerekti¤ini pratikleriyle herkese gösteren Parti-Cephelilerdir. 4 Haziran 1999 tarihinde, silahlar›n› kuflanan Cepheliler, Sad›k Mamati ve Selçuk Akgün, NATO’nun ABD demek oldu¤unun bilinciyle, ABD'nin ‹stanbul Baflkonsoloslu¤u'na yönelik bir eylemin haz›rl›¤›na giriflirler. Konsoloslu¤un karfl›s›ndaki binada, Amerikan emperyalizminin ç›karlar›n› korumak için halk›m›za ony›llard›r zulmeden ölüm mangalar› taraf›ndan katledildiler. Bu katliamdan dolay›, flimdi terör flubesinden sorumlu Emniyet Müdür yard›mc›s› olan fiefik Kul’a, ABD taraf›ndan “flükran flildi” verildi. Ama unutturamad›lar kahraman savaflç›lar›, unutturamad›lar anti-emperaylizmi...
fiehitler An›ld› Sad›k ve Selçuk’un katledilifllerinin y›ldönümü vesilesiyle 5 Haziran günü bir anma yeme¤i verildi Alibeyköy’de. Selçuk Akgün'ün, Alibeyköy-Yeflilp›nar’daki evinde verilen yeme¤e TAYAD'l› Aileler kat›ld›. Yeme¤in ard›ndan mezarl›¤a gidilerek Selçuk Akgün'ün mezar› karanfillerle süslendi. Burada bir konuflma yapan, efli Melek Akgün, Selçuk’un her zaman ilkeli, disiplinli yaflad›¤›n› belirtirken, onun emperyalistlerden hesap sormak için flehit düflmesinden de ayr›ca gurur duydu¤unu söyledi. Selçuk ve Sad›k’›n resimlerinin tafl›nd›¤› anmada, onlar› tan›yanlar da birer konuflma yapt›lar. Yap›lan konuflmalar›n ard›ndan "Cemo" ve "Bize Ölüm Yok" marfllar› söylendi. Bu arada ayn› yerde bulunan, genç komutan Sibel Ya l ç › n ' › n mezar› da karanfillerle süslenerek, baflucunda "Sibel Yalç›n Destan›" söylendi.
Say› 112 9 20 Haziran 2004
Hukuksuzlu¤a karfl› mücadele sürüyor
- Sahte Belgeciler SUÇÜSTÜ Yakaland› -
Say› 112 10 20 Haziran 2004
Halk›n Hukuk Bürosu ve TAYAD’l› Aileler taraf›ndan geçen hafta yap›lan aç›klamalarla, sahte belge düzenleyen polis ve mahkemenin SUÇÜSTÜ yakaland›¤› ortaya ç›kt›. Halk›n Hukuk Bürosu’nun aç›klamas›n›n bafll›¤›, suçüstünü bildiriyordu: “SAVCILIK EMANET‹NDE GÖRÜNEN D‹SKETLER EMN‹YETTEN ÇIKTI!” Halk›n Hukuk Bürosu avukatlar›, 9 Haziran’da ‹stanbul 3 no’lu DGM de, müvekkillerinin suçlar›n›n “kan›t›” olarak gösterilen disket ve bilgisayar ürünlerinin tekrar incelenerek dökümünün yap›lmas› ve bir kopyas›n›n kendilerine verilmesini talep ettiler. Mahkeme incelenmek için disketlerin “Emniyet Müdürlü¤ünden” istenmesine karar verdi. Oysa “dava dosyas›ndaki emanet makbuzunda bunlar›n savc›l›k emanetinde oldu¤u gözüküyordu.” Savc›l›kta olmas› gereken disketler, mahkeme dosyas›nda da savc›l›kta oldu¤una dair kay›t bulunan disketler, polisteydi. Aylarca önce aç›lm›fl, çoktan polisten ç›km›fl davalar›n disketleri hala poliste duruyordu. Hal böyle olunca, tabii “diskette ad›n geçiyor” diye istedi¤in herkesi gözalt›na al›p tutuklayabilirdin. Nitekim de böyle yap›l›yor... Yine avukatlar›n yapt›¤› incelemeler sonucunda ortaya ç›kt› ki; belgelerin mahkeme dosyas›nda olmas› gerekirken halen polisin elinde oldu¤u dava, sadece 9 Haziran’daki dava da de¤ildi: ‹stanbul 2 No’lu DGM’de görülen 2003/312 dosya numaral› Celal Yayla davas›nda, 6 No’lu DGM’de görülen 2003/301 dosya numaral› Fatma Koyup›nar’›n davas›nda, 3 No’lu DGM’de görülen 2003/306 dosya numaral› ‹nan Gök davas›nda, 6 No’lu DGM’de görülen 2003/238 dosya numaral› Kenan Günyel’in davas›nda, 5 No’lu DGM’de görülen 2003/267 dosya numaral› Kaan Kurtulufl’un davas›nda, 1 No’lu DGM’de görülen 2003/266 dosya numaral› Nebiha Arac›’n›n davas›nda hep ayn› sahtekarl›k sözkonusudur. Sahte belge düzenleyicilerinin, ve buna zemin haz›rlayan DGM’nin, bu hukuksuzlu¤a dair bir izahlar› varsa, bekliyoruz.
TAYAD’l› Ailelerin sahte belge düzenleyicilerinin suçüstü yakalanmas›na iliflkin 16 Haziran 2004 tarihli aç›klamas›n› afla¤›da sunuyoruz: Sahte belge düzenleyicileri suçüstü yakaland›. Aylard›r “savc›l›k emaneti”nde diye gösterilen disketlerin Emniyet Müdürlü¤ü’nde oldu¤u ortaya ç›kt›. 2,5 ayd›r, AKP ve AB iflbirli¤iyle haz›rlan›p AKP’nin polisi taraf›ndan uygulanan bir “hukuksuzluk terörü” sürdürülüyor. 1 Nisan’dan bu yana sahte belgelerle onlarca insan tutukland› (Geçen haftaki tutuklamalarla birlikte say› 70’e yaklaflt›). Dernekler kapat›ld›. Hukuksuzluk yeni tutuklamalarla sürüyor. Sahte belgelerle terör estirenlerin sahtekarl›¤›n›n kan›t›n› görmek için önce Halk›n Hukuk Bürosu taraf›ndan yap›lan 14 Haziran tarihli aç›klaman›n bir paragraf›n› aktarmak istiyoruz: “‹stanbul 3 no’lu DGM de süren 2004/306 E. say›l› davada müvekkilimizin suçlulu¤una kan›t olarak gösterilen disket ve bilgisayar ürünleri savc›l›k emanetinde görünmesine ra¤men emniyetten ç›kt›.” Avukatlar›n “disketlerin tekrar incelenerek dökümünün yap›lmas› ve bir kopyas›n›n kendilerine verilmesi” talebini mahkeme yerinde görüyor ve sanki her fley normal prosedürü içindeymifl gibi “disketlerin Emniyet Müdürlü¤ünden istenmesi” karar›n› al›yor. Oysa, dava dosyas›nda, söz konusu disketler “savc›l›k emanetindedir” diye kay›t var. Dava dosyas›nda, delillerin 22 Ekim 2003’te “emniyet taraf›ndan mahkemeye teslim edildi¤i”ni gösteren bir belge de yer almaktad›r. Yani, SORUfiTURMASININ ÜZER‹NDEN TAM 8 AY GEÇMES‹NE RA⁄MEN, D‹SKETLER POL‹STE VE DOSYADA “MAHKEMEYE TESL‹M ED‹LD‹” fleklinde belge yer al›yor. ‹flte bir SAHTE BELGE daha. Dava dosyalar›n›n bile bizzat mahkeme ve polis taraf›ndan düzenlenmifl sahte belgelerle dolu oldu¤u bir ülkede adaletten söz edilebilir mi? Dava dosyas›nda “savc›l›k emanetinde” gözüken disketlerin neden ve niçin polisin elinde oldu¤unu aç›klama gere¤i duymuyor mahkeme. “Delillerin nas›l saklanaca¤›” yaz›l› bu ülke-
nin yasalar›nda. Ama yasa uygulanm›yor; benzer pek çok örnekte oldu¤u gibi. Benzer pek çok örne¤in ortaya koydu¤u sonuç hep ayn› yere ç›k›yor: TÜRK‹YE’DE HUKUK YOK! Hukuk olmad›¤› için sadece ve sadece sahte belgelere dayanarak bu kadar insan F tiplerine at›labiliyor. Hukuk olmad›¤› için sahte belgelerle dernekler kapat›labiliyor. “TÜRK‹YE’DE HUKUK YOK MU?” diye sorduk 2,5 ayd›r. Ve biz, yaflad›klar›m›zdan, gördüklerimizden sonra, belgelerle de kan›tlad›¤›m›z gibi kendi cephemizden bu sorunun cevab›n› veriyoruz: TÜRK‹YE’DE HUKUK YOK! Var diyenler, hukukun varl›¤›n› kan›tlamal›d›r... Hukuk var diyenler, buyursunlar varl›¤›n› göstersinler. Vard›r diyenler, savc›l›k emanetinde olmas› gereken “delil”lerin poliste ne arad›¤›n› aç›klas›nlar! Vard›r diyenler, üç befl sahte belgeyle nas›l onlarca insan›n tutuklanabildi¤ini aç›klas›nlar.
Suçüstü yakalanan sahte belge düzenleyicilerinin yakas›na yap›flal›m! Sürdürülen “operasyonlar”, süren davalar gösteriyor ki, hukuk yok, yasa yok. Peki daha önce hiç oldu mu? Art›k sorulmas› gereken soru bu: Türkiye’yi yönetenler hukuktan anlar m›? Böyle bir gelenekleri var m›? Hiç oldu mu? Polis alm›fl eline disketleri, istedi¤i bilgiyi ekliyor, istedi¤ini ç›kar›yor; örgüt ad›na(!) istedi¤i notu, raporu yaz›p diskete yerlefltiriyor, sonra “D‹SKETTE ADI GEÇT‹⁄‹ ‹Ç‹N” gözalt›lar, tutuklamalar birbirini izliyor. Ayn› disketler, 1 Nisan operasyonunda da kullan›l›yor, kullan›lacakt›r. Ve bütün bunlar da “teröre karfl› mücadele” ad›na yap›l›yor. “Teröre karfl› mücadele”, hukuksuzlu¤u gizlemenin, sahte belgeleri meflrulaflt›rman›n ad› oluyor. Sahte belgeler gerçe¤ini ve bu “SUÇÜSTÜ” olay›n›, hukuku, adaleti savunan tüm hukukçular›n, tüm demokratik kitle örgütlerinin dikkatine sunuyoruz. Bu sahte belgeler gerçe¤i ile birlikte, gerçekte bu davalar düflmüfltür. Hukuksuzlu¤a dur demek için henüz geç de¤il, ama yar›n geç olaca¤› kesindir. Hukuksuzluk üzerine, sahte belgeler üzerine infla edilen “1 Nisan operasyonu” davas›, tüm hukukçular›n hukuku savundu¤u, demokratik kitle örgütlerinin hak ve özgürlüklerimizi savundu¤u bir davaya dönüfltürülmelidir.
TAYAD’l› Aileler
‘1 Nisan Operasyonu’nda Adlar› GEÇ‹R‹LM‹fiT‹...
Tutukland›lar! Geçen Hafta içinde 5 kifli daha tutukland›. Böylelikle 1 Nisan operasyonlar› ad› verilen hukuksuzluk çerçevesinde tutuklananlar›n say›s› 73’e ulaflt›. Okmeydan›’nda ‹stanbul Gençlik Derne¤i’ne yap›lan bask›nda gözalt›na al›nan Gençlik Derne¤i üyesi ö¤rencilerden Serpil Aslan ve Dilber Ayd›n, “1 Nisan Operasyonu”ndan arand›klar› bahanesiyle tutukland›lar. Yine Okmeydan›’nda misafir olarak bulundu¤u Halkevi’nden gözalt›na al›nan Okmeydan› Halk›n›n Sesi Gazetesi çal›flan› Nihat Özcan da ayn› gerekçelerle tutukland›. Ayr›ca, Mecidiyeköy’de “Türkiye’de Hukuk Yok Mu?” yaz›l› kufllama yaparken gözalt›na al›nan Günay Da¤ ve Anadolu Yakas›’nda gözalt›na al›nan Serkan Da¤ da tutukland›lar. Art›k polisin gözalt›na ald›¤› kiflileri tutuklamas› için ek bahanelere ihtiyac› yok; gözalt›na ald›¤› kifliyi tutuklamak istiyorsa, mutlaka onun ad› “disketlerde geçiyordur”... ***
Samsun Temel Haklar’a Polis Bask›n› Halk›n demokratik örgütlenmelerine karfl› uygulanan terörün geçen haftaki örneklerinden biri de Samsun’da yafland›. Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i, 11 Haziran’da TEM ve Dernekler Masas› polisleri taraf›ndan bas›ld›. Arama izinlerini göstererek derne¤e giren polis, her taraf› talan ederken dernekte bulunan, Murat AKTAfi, Merve YAVUZ, Sedat ÇEV‹K, Nurgül ACAR, ‹brahim ACAR, Mehmet DO⁄AN ve Mustafa TURGUT isimli kiflileri de keyfi bir flekilde gözalt›na ald›. Dernekteki 18 adet Mahir Çayan'›n "Bütün Yaz›lar" isimli kitab›na “yasad›fl› yay›n” bahanesiyle el koyon polisin keyfili¤inden ÖSS kitaplar› bile kurtulamad›. Ayr›ca yasal olarak bas›lm›fl bulunan “Türkiye'de Hukuk Yok mu?..” yaz›l› bir çok bildiriyi de gaspetti. Samsun Temel Haklar’dan gözalt›na al›nanlar, bir süre sonra Adli T›p Kurumu'ndan serbest b›rak›ld›lar. Serbest b›rak›lanlar, bask›lar›n sadece kendilerine de¤il tüm halka uyguland›¤›n› belirterek tüm demokratik kitle örgütlerini bu hukuksuzlu¤a karfl› direnmeye ça¤›rd›lar.
Say› 112 11 20 Haziran 2004
üzerine polise tafl ve sopalarla karfl›l›k verildi. Yaflanan çat›flmadan sonra kufllamaya devam edildi.
‹l il, semt semt, sokak sokak sormaya devam ediyoruz:
“Türkiye'de Hukuk Yok Mu?..” Türkiye’nin bir çok il ve ilçesinde, pankartlar as›lmaya, milyonlarca kufllamayla Türkiye gerçe¤i halka duyurulmaya devam ediliyor. Bir çok yerde kufllamalar›n polisin engellemelerine ra¤men aral›ks›z devam etti¤i bildirilirken, çeflitli yerlerde de as›lan pankartlarla ve gösterilerle polis hukuksuzlu¤unun belgeleri anlat›l›yor.
Denizli - Hukuksuzluk Gözler Önünde
Say› 112 12 20 Haziran 2004
14 Haziran’da saat 17.30 s›ralar›nda Denizli'nin Ç›narl› Medan›'nda 8x2 metre ebatlar›nda büyük bir pankart aç›ld›. Pankartta “Türkiye'de Hukuk Yok Mu?.. Polis Sahte Belge Düzenleyip Dernek Kapat›yor , ‹nsan Tutukluyor!” diye soruldu. Ayn› anda meydanda ayn› sorunun soruldu¤u binlerce kufllama yap›ld›. Eylemin gerçekleflti¤i s›rada yüzlerce insan ve polis orada idi. AKP iktidar›n›n komplocu polisi birkez daha gördü ki, direnenler asla susmayacak. Polis gördü¤üne tahammülsüzlü¤ünü Ruhi Coflkun’u gözalt›na alarak gösterdi. Coflkun 1 gün gözalt›nda tutulduktan sonra ç›kar›ld›¤› mahkemede serbest b›rak›ld›.
Elaz›¤ - Devrimci Kurumlar Susturulamaz “Türkiye'de Hukuk Yok mu?” kampanyas› çerçevesinde 1 Nisan terörünü protesto etmek için Elaz›¤ Temel Haklar, 10 Haziran’da Hozat Garaj› önünde bir aç›klama yapt›. Aç›klamada polisin sahte belgeleri deflifre edilirken, Türkiye'nin özünde bir polis devleti oldu¤u vurguland›. “Türkiye'de Hukuk Yok mu?..” yaz›l› dövizlerin aç›ld›¤› eylemde "Devrimci Kurumlar Susturulamaz" slogan› at›ld›.
Gazi’de pankart ve kufllamalar ‹stanbul Gazi’de Su Deposu mevkiinde sabah saatlerinde “Türkiye'de Hukuk Yok mu? Polis Sahte Belge Düzenleyip Dernek Kapat›yor ‹nsan Tutukluyor” yaz›l› pankart as›ld›. Pankart saat 21.00'e kadar as›l› kald›. 11 Haziran akflam› da Gazi Mahallesi kufllamalarla donat›l›rken halka Türkiye gerçe¤i anlat›ld›. Kufllamalar yap›ld›¤› s›rada bir polisin arac›ndan inerek silah›n› çekmesi
Ankara - Mahkemedeki hukuksuzlu¤a protesto
Samsun ve Amasya’da tutuklanan Temel Haklar çal›flanlar›n›n 15 Haziran’da Ankara 1 No’lu DGM’de duruflmalar› vard›. Ama onlar duruflmaya getirilmediler. Hapishanede yapt›r›mlar› reddettikleri için mahkemede kendilerini savunmalar› engellendi. Samsun ve Amasya Temel Haklar çal›flanlar›n›n duruflmaya ç›kart›lmamas›n› protesto etmek Ankara Temel Haklar üyeleri 16 Haziran’da Yüksel Caddesi’nde bir eylem yapt›. Eylemde “Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz” sloganlar› at›l›rken yap›lan aç›klamada DGM’nin duruflmaya kat›lmalar› engellenen Temel Haklar çal›flanlar› hakk›nda karar vermesi de protesto edildi. Aç›klama “Koflullar ne olursa olsun hak ve özgürlük arama mücadelemizi devam ettirece¤iz” sözleriyle bitirildi.
Dersim - Gerçe¤e tahammülsüzlük! Dersim'de polis bir kez daha gösterdi hukuk tan›mamadaki pervas›zl›¤›n›. Dersim Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i üyeleri Ali Demir ve Kaan ‹naç, 11 Haziran akflam› polisler taraf›ndan yar›m saat tekme tokat dövülerek, hakaret edilerek silahla korkutulmaya çal›fl›larak gözalt›na al›nd›lar. Ve gece saat 02:30'da emniyetten serbest b›rak›ld›lar. Gözalt›na al›nma sebepleri ise “Türkiye'de Hukuk Yok mu? Polis Sahte Belge Düzenleyip Dernek Kapat›yor, ‹nsan Tutukluyor” gerçe¤ini kufllamalarla halka duyurmakt›. Polis, t›pk› F tipi zulmünü ve ölümleri duyuranlara tahammülsüzlü¤ü gibi bu gerçe¤e de tahammül edemiyor.
Avrupa meydanlar›nda milyonlarca kufllama “1 Nisan operasyonu” ad› verilen hukuksuzlu¤a karfl› tutsak yak›nlar› taraf›ndan Türkiye’deki kampanyaya paralel olarak Avrupada bafllat›lan kampanya, Avrupa meydanlar›n› kufllamalarla doldurarak sürüyor. “Avrupa’da da duymayan kalmayacak” slogan›yla 10 milyon kufllama yap›lmaktad›r. Geçen hafta yo¤un olarak Almanya’n›n Frankfurt, Hamburg, Köln ve Darmstadt kentlerinde, ‹sviçre’nin Zürich, Basel, Bern, Chur, Avusturya’n›n baflkenti Viyana’da, Insburg, Linz ve Graz flehirlerinde, Fransa’da Paris’in büyük meydanlar›nda yüzbinlerce kufllama yap›ld›. Fransa’da Bush’un gelifline karfl› yap›lan yürüyüfllerde de onbinlerce bu el ilanlar› da¤›t›ld›.
“Örgüt Operasyonu” Oyunu fiimdi De D‹HA Çal›flanlar›na Karfl› 1 Nisan hukuksuzluk operasyonuna iliflkin, “bu oyunu bozmal›y›z, yoksa ayn› yöntemlere herkese karfl› kullan›lacak” demifltik. D‹HA, Özgür Halk bask›nlar›, 1 Nisan’dan sonraki örnekler oldu. Bu bask›nlar›n, al›flmamam›z gereken, ama al›fl›ld›¤› anlafl›lan “s›radan DKÖ bask›nlar›” olmad›¤›, mahkeme aflamas›nda belli oldu. 12 Haziran’da DGM’ye ç›kar›lanlardan DiHA Yönetim Kurulu Baflkan› U¤ur Bal›k ve Özgür Halk Sahibi Bar›fl Güllü “örgüt üyeli¤i”nden tutukland›. Bask›n ve tutuklamalar›n gerekçesi, tan›d›k; “KONGRA-GEL operasyonu”. Demokratik kurumlar› basarak “yasad›fl› örgüt operasyonu” yapan polis, bu kurumlar›n da bilgisayarlar›na, dökümanlar›na el koydu. fiimdi herkes yeniden düflünmeli ve nas›l bir mekanizman›n yerlefltirilmeye, “s›radan bask›nlar” gibi, al›flt›r›lmaya çal›fl›ld›¤›n› görmelidir. Demokratik, yasal kurumlar› bas, istedi¤in sahte belgeyi düzenle (ya da baflka yöntemlerle) -delil yarat-, ve tutuklat. “Demokratikleflme” yalan›yla beyinleri dumura u¤rat›lan, gerçekten faflizmin demokratikleflebilece¤ine inanan “saf” solcular görür mü, bilemeyiz, ama kan›ksat›lmak istenen yöntem tam da böyle bir hukuksuzluktur. “Örgüt üyeli¤i”ne hukuki kan›tlar gereksizdir, ne kadar süre içeride tutarsam, kurumlar› ne kadar çal›flamaz hale getirirsem, kârd›r diye bak›yor polis. 1 Nisan “türünün” en çapl› örne¤iydi, daha küçük çapta da olsa sürdürülece¤i aç›k. Peki flimdi s›ra kimde? Ve “bu ülkede hukuk yok mu?” sorusunu tüm devrimci, demokratlar›n, hukukçular›n sormas› için kaç tane örnek yarat›lmas› gerekiyor?
‘Demokratiklefliyoruz’ Yalan› ve AB’cilikle Üzeri Örtülmek ‹stenen Türkiye Gerçe¤inden..
Polis, kaç›rd›, iflkence yapt›, tacizde bulundu ve ormana att›!
9 Haziran günü saat 20:00 s›ralar›nda, kar maskeli 3 kifli taraf›ndan kaç›r›lan ESP'li Tuba GÜMÜfi, gece yar›s›ndan sonra, bayg›n bir flekilde, Ümraniye’de ormanl›k alana at›ld›. Gümüfl, bu sürede iflkence ve tacize maruz kald›. Olaya, baflta ESP olmak üzere, DKÖ’ler tepki gösterdi. Dikkat edin, demokratiklefliyoruz dedikçe ve kimi AB’ci solcular›n “yap›lanlar›n küçümsemeyin, gerçekten demokratikleflmenin önü aç›ld›” diye iktidara destek verdikçe, kaç›rma, taciz, iflkence olaylar› art›yor. ‹ktidar bask›lar›n› bu sahte “demokratiklefliyoruz” havas›n›n sayesinde daha pervas›zca sürdürüyor. Son aylarda bu flekilde onlarca örnek bas›na yans›d›. Tuba Gümüfl, Üsküdar Cumhuriyet Savc›l›¤›'na polisler hakk›nda suç duyurusunda bulunurken, yaflad›klar›n› bak›n nas›l anlat›yor: "Mustafa Kemal Mahallesi'ndeki evimden, Esatpafla Mahallesi'ne gidiyordum. Beyaz renkli, siyah caml› bir minibüs yan›mda durdu. Biri silahl›, kar maskeli 3 kifli indi. Silah› kafama dayay›p ellerimi arkadan tutarak minibüse bindirdiler. Gözlerim ba¤l› halde yüzü koyun yere yat›r›ld›m. Ellerim ba¤l›yd›... Araç hareket etti. Küfürler eflli¤inde taciz etmeye bafllad›lar. Çok korktu¤um için karfl› koyamad›m. Bay›lm›fl›m.” Sonras› orman... Buyurun size demokratikleflme örne¤i...
Yasal Partiden ‹stifa Ettirmek ‹çin Bask› Hukuka Uygun! HADEP Silopi ‹lçe Yöneticileri Serdar Tan›fl ve Ebubekir Deniz’in kaybedilmesine iliflkin baflvuruyu de¤erlendiren Malatya DGM, sorumlu tutulan fi›rnak Alay Komutan› Levent Ersöz ve Silopi ‹lçe Jandarma Komutan› Süleyman Can’›n “müfltekileri tehdit etmedi¤i, sadece partiden ayr›lmalar› için telkinde bulundu¤unu” belirterek soruflturmaya yer olmad›¤› karar› verdi. Türkiye böyle yönetiliyor, bu ülke böyle bir “hukuk devleti”!!! Yani hukuk diyor ki; yasal bir partiden istifa ettirmek için birine bask› yap›labilir. Peki bask› sonuç vermezse ne olur? Tan›fl ve Deniz’e yap›lanlar olur; kaybedilirler, olmad› iflkencelerden geçirilir, iflten att›r›l›r, bafl›na bin türlü belalar aç›l›r. Yasal bir parti, yasal bir dernek olmas›n›n hiçbir önemi yoktur. Düzenin kurumlar› nezdinde, devlet nezdinde “yasad›fl›” muamelesi yap›l›r. Tercüman Gazetesi yazar› Serdar Arseven’in Gençlik Dernekleri’nin aç›klamas›na iliflkin polis müdürünün cevab›n› hat›rlay›n. “Siz onlar› bilmezsiniz” diye bafll›yor anlatmaya. Çizdi¤i tablo; “yasal olmas›na bakmay›n, falanca örgütün uzant›s›d›r, teröristtir...” Bu kafa demokrasiden, hak ve özgürlüklerden anlar m›? Ama sanmay›n ki, bu, sadece Emniyet Müdürünün, DGM hakiminin zihniyetidir. Aksine devletin politikas›d›r ve bugün AKP iktidar› taraf›ndan sürdürülmektedir. AKP iktidar›n›n “anti-komünist” kafa yap›s›, devrimci-demokratlara karfl› her türlü faflist bask›y›, hukuksuzlu¤u beslemektedir. AKP’nin faflist yüzü de buradan beslenerek yaflam buluyor. fiimdi dönüp düflünün, DGM hakimi yerine Tayyip olsa farkl› düflünür mü? IMF’yi protesto edene “zaten sicilli” diye bakan birinin farkl› düflünmeyece¤i aç›kt›r.
Say› 112 13 20 Haziran 2004
Kürtçe yay›nla, DEP’lilerin tahliyesiyle sergilenen demokrasi flovunun ömrü iki gün sürdü
AKP, 3. GÜN GERÇEK YÜZÜNÜ GÖSTERD‹! “Kimse kalk›p da devleti illegal örgütle ayn› kantara ç›karamaz. ... Düflüncelerini yeniden gözden geçirmelidirler.” Tayyip Erdo¤an
“Ne demek ateflkes?.. Tahliye karar› hak edilmelidir, istismar edilmemelidir.”
Hemen, ilk gün TV’lerden canl› yay›nlanan konuflmalardan farkl› bir fleyin söylenmedi¤i Diyarbak›r mitingindeki konuflmalara iliflkin soruflturma aç›ld›; ard›ndan DEHAP Genel Baflkan›’n›n daha önce de defalarca söyledi¤i ve o zaman hiç de böyle üzerine tantana kopar›lmayan “biz hükümete de, Kongra-Gel’e de eflit mesafedeyiz, arabuluculuk yapabiliriz” sözleri üzerine yine savc›lar görev ça¤r›ld›.
“Türk Silahl› Kuvvetleri, bölücü terör örgütüne karfl› her zamanki azim ve kararl›l›¤›yla bu çabalar› sonuçsuz b›rakacakt›r.”
Tehdit, flantaj, ihbar, ve tabii arkas›ndan gelecek olan bask›lar, yasaklar, katliamlar... ‹ktidar yalakal›¤›yla, AB sarhofllu¤uyla körleflmeyen herkes gördü ki, oligarfli cephesinde de¤iflen hiç bir fley yok!
Cemil Çiçek Say› 112 14 20 Haziran 2004
Hilmi Özkök
di? Oligarfli bir yandan DEP’lileri Kongra-Gel’e karfl› kullanma hesab› yaparken, bir yandan da DEP’lilerin tahliyesiyle bak›n ne kadar demokratiklefltik propagandas›n› sürdürüyor, hak ve özgürlük taleplerinin önünü kesmek istiyordu. Ama hesaplar› tutmay›nca, gerçek yüzlerini gösterip sald›r›ya geçtiler.
TRT’de Kürtçe yay›n›n bafllamas› ve ayn› gün DEP’lilerin tahliye edilmesiyle “demokrasi flovu” zirveye ulaflt›. TV’ler, DEP’lilerin tahliyesini, konuflmalar›n› canl› yay›nlarla verirken, ertesi günkü gazeteler “art›k bizi kimse tutamaz, AB’ye bahane kalmad›” bafll›klar›yla ç›kt›. Demokratikleflme yolunda çoook büyük ad›mlar at›l›yordu... 48 saatli¤ine adeta “demokrasi” rüzgar› estirildi. Ama AKP üçüncü gün gerçek yüzünü a盤a ç›kard›; verilen mesajlar›n özü netti: “O kadar da demokrasi havas›na girmeyin...” Baflbakan Tayyip Erdo¤an, Devlet Bakan› M. Ali fiahin ve Adalet Bakan› Cemil Çiçek, peflpefle tehdit, flantaj dolu aç›klamalar yapt›lar.
Sahte “muhafazakar demokrat”lar›n faflist hezeyanlar› “Ne demek ateflkes? Ateflkes iki devlet aras›nda olur. ‹ki devlet mi var? Tahliye karar› hak edilmelidir, istismar edilmemelidir.” diye hezeyan halinde, adeta a¤z›ndan köpükler saçarak DEP’lileri tehdit eden, hukukun temsilcisi oldu¤u iddia edilen Adalet Bakan› Cemil Çiçek’ti. Hani tahliye karar› “ba¤›ms›z yarg›n›n karar›”yd›? Ba¤›ms›z yarg›n›n verdi¤i karar› hak etmek nas›l oluyor? DEP’liler, Cemil Çiçek ne derse onu yapacak, o zaman m› haketmifl olacak tahliyeyi? Yani, Kongre- Gel’e “terörist” diyecek, katledilmelerini destekleyecek, Kürtler ne verirseniz ona raz› olsun diyecek...
Ard›ndan Genelkurmay’›n “flehit aileleri”nin ziyareti senaryosuyla tehditleri, ordu komutanlar›n›n savc›lar› göreve ça¤›ran aç›klamalar› geldi. Ve onlar› da burjuva medyadaki ihbarlar, tehdit ve flantaj kokan yaz›lar izledi; adeta yeni bir “linç” kampanyas› bafllat›ld›.
Devam ediyor Cemil Çiçek: “Ne demek, devlete de, örgüte de eflit mesafedeyiz? Bir legal parti devletle terör örgütüne eflit mesafede olur mu? Elbette devletten yana olmas› gerekir.”
Oysa bu üç günlük sürede, Leyla Zanalar’›n, Hatip Dicleler’in söylediklerinde muhteva olarak de¤iflen hiç bir fley olmam›flt›. Peki de¤iflen ney-
Sadece AKP’liler mi? AB’yle, ABD’yle “bütünleflmek”ten, kendi statükolar›n› sürdürmekten baflka bir fley düflünmeyen düzenin ufla¤›
Yani, bu devlete, bu düzene karfl› olan, parti kuramaz, öyle mi?
kalemler de ayn› hezeyan içindeydiler. Nazl› Il›cak, Emin Pazarc›, Taha Akyol gibi faflistli¤i, flovenistli¤i tescilli kalemler, “Art›k ifl iyiden iyiye 盤›r›ndan ç›kt›... densizli¤in boyutlar›n› zorlamaya bafllad›lar... Nerede bu Türk milleti?..” diye histerik 盤l›klar atarlarken, güya bunlar›n içinde “demokrat” görünen Milliyet’ten Hasan Cemal de “çizmeyi aflt›lar, z›vanadan ç›kt›lar, ak›llar›n› bafllar›na toplas›nlar...” diye Genelkurmay a¤z›ndan yaz›yordu. Tek bir olayda, bütün faflist, flovenist beyinleri ortaya ç›k›yor. Ne kadar demokrasi flovu yaparlarsa yaps›nlar, gizleyemiyorlar o beyni.
“Ne verirsek ona raz› olun” dayatmas› kabul edilemez! ‹ktidar›, medyas›, ayn› a¤›zdan “Kürtçe yay›na olanak tan›yan ad›mlara, DEP’lilerin tahliyesine ra¤men... hala istekleri bitmiyor” demagojisini kullan›yorlar. Nedir bekledi¤iniz? Komik ölçülerde bir Kürtçe yay›n ve on y›l yat›rd›¤›n›z ve zaten ç›kmalar›na çok az zaman kalan dört kifliyi tahliye edince Kürt halk› tüm taleplerine, geçmifle, katliamlara, köy boflaltmalara, binlerce faili meçhule sünger mi çeksin? Ve hala süren katliamlara gözlerini mi kapas›n? HÖC’ün bu geliflmelerle ilgili aç›klamas›nda belirtildi¤i gibi; “AKP, Genelkurmay, burjuva medya ve onlara eklenen reformist solun, ayd›nlar›n bir k›sm›, koro halinde halklar›n meflru direnme hakk›n› mahkum etmeye çal›fl›yorlar. Ve ayn› koro, Kürt ve Türk halk›na, AB’ye uyum çerçevesindeki “demokratikleflme”yle yetinmeyi, “verilene raz› olmay›”, “daha fazlas›n› istememeyi” dayat›yorlar. Bu tam da Amerikan imparatorlu¤unun mant›¤›d›r: “Verilenle yetinin!”... “Bizim düflündü¤ümüz gibi düflünün!” Bar›fl ad›na, Kürt halk›n›n direnme hakk›ndan vazgeçmesini isteyenler, “AB yolunda bir pürüz ç›kmas›n” ad›na verilenle yetinilmesini ö¤ütleyenler, emperyalizmin halklara karfl› dayatmas›n›n bir benzerini yapmaktad›rlar.” Kürt halk›n›n haklar› hala gasbedilmeye devam edilmektedir. Verilen hak k›r›nt›lar› Kürt halk› ile alay etmektir. Amaç sadece Avrupa Birli¤i’ni aldatmakt›r ve AB de aldat›lmaya haz›r olarak bu oyuna ortak olmaktad›r. Oligarflinin halen Kürt halk›na karfl› sürdürdü¤ü imha, inkar ve asimilasyon politikas› karfl›s›nda, Kürt halk› haklar›n› istemeye, haklar› için direnmeye devam edecektir ve bunun meflrulu¤u tart›fl›lamaz.
Hani AB için de¤il, ‘kendimiz’ içindi? DEP’lilerin tahliyesini hükümetten medyaya herkes “AB’ye uyum tahliyesi” diye verdi... Tahliye karar› “AB için” verilmiflti. Oysa hükümet sözcüleri de, burjuva medyan›n köfle yazarlar› da, bu ülkeyi emperyalizmin talimatlar›yla yönettiklerini gizlemek için s›k s›k “AB istedi¤i için de¤il, kendimiz için yapaca¤›z bunlar›” diyorlard›. DEP’lilerin tahliyesinin ard›ndan burjuva bas›nda kullan›lan bafll›klar, neyin ne için yap›ld›¤›n› pek güzel özetliyordu: Milliyet- AB için önümüz açıldı / HürriyetBahane kalmad› / Radikal- AB yolunda iki dev adım / Vatan- AB'ye uyum tahliyesi / Tercüman- Artık bahane kalmadı / Star- AB'nin bahanesi kalmadı / Zaman- AB yolunda DEP engeli de kalktı / Akflam- fiimdi Avrupa'ya bahane kalmadı... Ayn› kalemden de¤il, ama “ayn› kafa”dan ç›km›fl bütün bafll›klar. Bu kafa, emperyalizmin ufla¤›d›r. Emperyalizmin talimatlar›n› “halk›n ç›kar›na” diye yans›tmay› görev sayar kendine. IMF programlar›n›, Irak’ta iflgal ortakl›¤›n›, Avrupa emperyalizminin tam pazar› olmay›, bu kafa pazarlar hep. Demagoji de hep ayn›d›r; onlar için de¤il, halk›m›z›n iyili¤i için!.. Emperyalizmin ve iflbirlikçilerin ç›karlar› hep böyle gizlenir.
Say› 112 15 20 Haziran 2004
10 AKP'linin DEP bildirisi:
AKP’nin Faflist Yüzü AKP'li 10 milletvekili, DEP'lilerin konuflmalar›na karfl› yay›nlad›klar› bir bildiriyle tüm flovenistliklerini kusarak flöyle dediler: “Bazı demokratik tavırların cesaretlendirdi¤i bu zatlar, geçmiflten ders almayarak, vatana ihanet ve ülkemizin bölünmez bütünlü¤üne göz diktiklerini büyük bir pervasızlıkla söylemekten çekinmeyerek yeniden suç ifllemektedirler. Cezaevinden çıktıktan sonra yaptıkları açıklamalar haince bir tutumdur. Dikkatle takibi gerekmektedir.” Faflist ve flovenist zihniyet tüm ç›plakl›¤›yla s›r›t›yor aç›klamada. “Bu kadar demokrasi fazla” diyorlar. Ama daha önemli olan›, bu bildirinin sadece 10 AKP’linin düflüncelerini de¤il, AKP’nin merkezi düflüncesini yans›t›yor olmas›d›r. AKP yönetimi bildiriye hiç bir tepki göstermedi¤i gibi, AKP Grup Baflkanvekili Salih Kapusuz, bu milletvekillerinin “Baflbakan Erdo¤an'ın aynı yöndeki konuflmalarını teyit ettiklerini” söyleyerek, parti yönetimi olarak bu flovenist, faflist aç›klamay› sahiplenmifltir.
“Kürt Sorunu”nu Yaratan Oligarflidir Çözümün Önündeki Engel De Oligarflidir Kimin Ne Diyece¤i Varsa, Oligarfliye Söylesin! Oligarflinin Kürt meselesindeki “demokrasi flovu” iki gün sürdü. DEP’lilerin tahliyesini, meflru hakk›n› kullanarak ateflkesi bitirme karar› alan Kongra-Gel’e karfl› kullan›lacak bir malzeme olarak gören, TRT’de komiklefltirilmifl Kürtçe yay›n›n› “iflte demokrasi” diye pazarlamaya çal›flan demokrasi sahtekarlar›, bu oyunu iki gün sürdürebildiler. Üçüncü gün, AKP’siyle, Genelkurmay›yla, burjuva medyas›yla faflist, flovenist yüzlerini gösterdiler.
Kürt halk›n›n hak ve özgürlükleri koflulsuz ve s›n›rs›z bir flekilde tan›nmal›d›r!
Say› 112 16 20 Haziran 2004
(...) “O kadar haklar verdik, daha fazlas›n› istemeyin, zamanla olur” deniyor; verdikleri de TRT’de yar›m saatlik bir yay›n komedisi ve DEP’lilerin serbest b›rak›lmas›... Verilen bir hak yoktur. Sadece hak k›r›nt›lar›ndan söz edilebilir. O k›r›nt›lar da, binlerce insan›n kan›-can› pahas›na elde edilmifltir. Ne oligarflinin, ne AB’nin kendili¤inden, “durduk yerde” bir fley vermesi söz konusu de¤ildir. Mücadele edilmifl, oligarfli ve AB bunlar› vermek zorunda kalm›fllard›r. OYUNA SON! Kürt halk› bu oyunla aldat›lamaz. Kürt halk›n›n ulusal talepleri, adalet talebi karfl›lanmam›flt›r ve karfl›lanmal›d›r: - Oligarfli gerek gerillaya, gerekse de halka karfl› fliddete baflvurmaya son vermelidir. - Oligarfli iflledi¤i bütün cinayetlerin, katliamlar›n, iflkencelerin, köy boflaltmalar›n hesab›n› vermeli ve suçlular yarg›lanmal›d›r. - Kürt halk› bir “alt kimlik” de¤il, Türk halk› ve di¤er halklarla eflit olan bir halkt›r. Bu yan›yla kendi anadilinde e¤itimden kendi siyasi gelece¤ini belirlemeye kadar, bütün hak ve özgürlükler Kürt halk›n›n da hakk›d›r ve koflulsuz tan›nmal›d›r. fiimdilik bu haklarla yetinsinler demeye kimsenin hakk› yoktur. Bu hakk› kendinde görenler, iflah olmaz flovenistlerdir.
fiiddeti ortaya ç›karan, çözümsüzlü¤ü, faflizmi dayatan oligarflidir; Kürt halk›n› inkar temelinde ony›llard›r imha ve asimilasyon politikas›n›n sürdürüldü¤ü bir ülkede; haklar› için mücadele eden Kürt
örgütlülükleri de¤il, oligarfli hesap verme konumundad›r. Çeflitli demokratik kitle örgütleri, ilerici, demokrat bilinen ayd›nlar, yazarlar, hatta DEHAP ve serbest b›rak›lan DEP’liler, devletten önce Kongra-Gel’e “ateflkesi bitirme karar›n› ertele, silahlar› b›rak” gibi ça¤r›lar yap›yorlar. Bu tav›r yanl›flt›r. Bu, Kürt halk›n›n ç›karlar›n› savunmak de¤ildir. Bu tav›r demokratl›k, ilericilik de¤ildir. Ve daha önemlisi, bu tav›r, oligarfli taraf›ndan kullan›lmakt›r. Halktan, hak ve özgürlüklerden yana olan herkesin hedefi oligarfli olmal›d›r. Bir ça¤r› yap›lacaksa, oligarfliye, AKP iktidar›na seslenilmelidir. (...)
Devrimcilerin, demokratlar›n, sosyalistlerin tavr› nettir! fiiddet uygulayan “iki taraf” de¤il esas olarak oligarflidir. Halk›n fliddeti, faflizmin zulmüne karfl› zorunlu hale gelmifltir; fliddet, demokratik yollar›n dün de bugün de t›kal› olmas›ndan ç›kmaktad›r. Tüm statükocu güçler, oligarflinin ve AB’nin oynad›¤› demokrasicilik oyunuyla yetinmemizi, üstelik de demokratikleflti¤imize inanmam›z› istiyorlar. Hay›r, gerçekten demokrasiden yana olan hiç kimse, bu oyunu kabul etmez. Etmemelidir de. Sorunu yaratanlar, ony›llard›r çözümsüzlü¤ü dayatanlar belliyken, sanki “neden, sonuç” hiçbir fley belli de¤ilmiflçesine, kim mazlum, kim zalim bilinmiyormuflças›na, kim ezen, kim ezilen unutularak, “iki tarafa” da ça¤r›lar yapmak, bir çarp›tmad›r; daha ötesi egemen s›n›flarla halk aras›ndaki saflaflmada egemen s›n›flar›n saf›nda durmakt›r. Demokrat, ilerici, devrimci kurum ve kifliler, Kürt halk›na ve Kürt halk örgütlülüklerine yönelik faflist, flovenist kuflatman›n parças› olmay›n! Oligarflinin, burjuva bas›n›n kimi yazarlar›n› da kullanarak yapmak istedi¤i, Kürt milliyetçi hareketi bölüp-parçalama politikas›na, soldan “bar›flç›l›k” ad›na destek vermeyin! Oligarflinin halktan yana güçlere karfl› kullanaca¤› tav›rlardan kaç›n›n!
17 Haziran 2004
Haklar ve Özgürlükler Cephesi
Herkes yerini belirlemelidir; “sorun”a halk›n saf›ndan m› bakacak, devletin saf›ndan m›? Pek az konuda, “sa¤”›ndan “sol”una, “liberal”inden “dinci” bas›n›na kadar, ayn› konuya, bu kadar ayn› sözler ve ayn› bak›fl aç›s›yla yaklafl›lm›flt›r. Tüm medya (burjuva medya demiyoruz, çünkü devrimci bas›n d›fl›nda kalan bas›n da ayn› koroya dahil olmufltur), “düflünce fark› gözetmeksizin” Kongra-Gel’e ça¤r› yapmakta birleflmifl görünüyor. Sanki sorunu yaratan onlarm›fl gibi! Ama mesele sadece ça¤r› yapmakla da kalm›yor. Bu vesileyle, halklar›n meflru direnme hakk› mahkum edilmeye, halklara “egemen s›n›flar taraf›ndan verilenle yetinme” dayat›lmaya çal›fl›l›yor. Ve ne yaz›k ki bu noktada da faflistli¤i tescilli “sa¤”la, demokrat, ilerici geçinen reformist sol aras›nda bir fark gözükmüyor. Yap›lmaya çal›fl›lan, bir yandan güncel anlamda Kürt milliyetçi hareketinin alt›n› boflaltmak, yapabilirlerse onu bölmek parçalamakken, di¤er yandan daha uzun vadeli bir hesap olarak, ne yap›p edip halk›n fliddete baflvurma hakk›n›n meflrulu¤unu mahkum etmektir. Irak D›fliflleri Bakan› Zebari bile “silahla bir yere var›lmaz” buyuruyor ve medya onun bu sözlerini de manflete ç›kar›yor. O Zebari ki, 50 y›l› aflk›n süredir silahl› mücadele yürüten bir örgütlenmenin temsilcisi olarak o koltukta oturuyor. Irak’taki küçük-burjuva diktatörlü¤üne karfl› varl›klar›n› silahl› örgütlenme ve mücadeleyle korumufllar, bugün elde ettikleri gücü de yine ayn› silahl› güçle elde etmifl bir gücün “silahl› bir yere var›lmaz” sözlerindeki mant›ks›zl›k, yersizlik bile görülmeyip, bu söz kullan›l›yor. “Sosyalist CHP’li” Zülfü Livaneli, “fliddeti mahkum etme” f›rsat›n› kaç›rmay›p flöyle diyor: “Bugün devlet kendi televizyonunda Kürtçe yayın yapıyor. Yetersiz bile olsa; bölünmeyelim diye yapıyor, iç kavgalara sürüklenmeyelim, birbirimizin diline, ailesine, geçmifline, kültürüne, kimli¤ine saygı gösterelim diye yapıyor. Ve bu adımlarla fliddetin gerekçesini elinden alıyor... Eline silah almak isteyeni haksız çıkarıyor.” (Zülfü Livaneli, 11 Haziran Vatan) Sat›rlar›ndaki buram buram kokan AKP yalakal›¤›n›, devletin TV’de Kürtçe yay›n› “bölünmeyelim, birbirimizin kimli¤ine sayg›l› olal›m” diye mi yapt›¤›n› da bir yana b›rak›yoruz. Sözlerinin sonunda diyor ki, “bu ad›mlarla fliddetin gerekçesi kalmam›flt›r.” Peki bu ad›mlar at›lmadan önce, fliddetin meflrulu¤unu, hakl› bir gerekçesi oldu¤unu mu söylüyordu Livaneli? Ne gezer! O zaman da baflka gerekçelerle sald›r›yordu halk›n fliddetine.
Bir baflka solcu da flöyle yaz›yor: “Leyla Zana'lar da de¤iflti, Türkiye'nin Kürt sorununa yaklafl›m› da. Çünkü koflullar de¤iflti, dünya de¤iflti. Sorunlara, eski kal›plarla de¤il, ülkemizin ve dünyan›n gerçekleriyle çözüm üretmektir do¤ru olan›.” (Oral Çal›fllar, Cumhuriyet 15 Haziran 2004) Herkes tutturmufl bir “de¤iflim” nakarat› Nedir de¤iflen? Halklar›n özgürlüklerini kazanmas› aç›s›ndan mücadele biçimlerininin hakl›l›¤›n›, meflrulu¤unu, zorunlulu¤unu de¤iflterecek ne oldu dünyada? Nas›l AKP Kürt halk›na sunulan hak k›r›nt›lar›n› “demokrasi” demagojisi için kullan›yorsa, bu küçük-burjuva ayd›n tak›m› da “rahatlar›n› bozan” silahl› mücadeleyi mahkum etmek için kullan›yorlar. “Verilen haklar›” demagoji yap›p kullanma mant›¤›nda AKP’den farklar› yok.
Statükoyu korumak için halk›n direnme hakk›na, devrimcilere küfretmek, b›rak›n devrimcili¤i, sosyalistli¤i, demokratl›k, dürüstlük de¤ildir! Tercüman’›n tescilli faflist yazarlar›yla Birgün’ün sözde “sosyalist, demokrat” yazarlar› ayn› ça¤r›lar› yap›yorlar. Herkes devleti b›rakm›fl Kongra-Gel’e sesleniyor. Eylemleri durdur diyorlar Kongra-Gel’e. Sanki devlet sald›rm›yor, sanki devlet öldürmüyor, sanki devlet kurflun s›km›yor... Tam bir riyakarl›k. Ateflkes süreci boyunca, 500 civar›nda gerilla katledilirken, bir kez, sadece bir kez olsun “ateflkesi bozmay›n” diye devlete yönelik bir ça¤r› yapmayanlar, flimdi koro halinde Kongra-Gel’e ateflkesi bozma diyorlar. Bir faflist Tercüman yazar› “bu Kürtler iyice z›vanadan ç›kt›... Türk milleti nerede?” diye yaz›yor; Birgün’den Saruhan Oluç da “sivil toplum örgütleri nerede?” diyor. Ama ikisi de milleti, örgütleri, Kongra-Gel’e karfl› ça¤›r›yor. Devlet diyor ki, kendini inkar et, haklar›n için mücadeleden vazgeç, yoksa ezerim... Birgün yazarlar› diyor ki, kendini inkar et, haklar›n için mücadeleden vazgeç, yoksa sana ne yap›l›rsa müstahakt›r... Düzen içi yaflayan, statükolar›n›n bozulmamas› için devrimci mücadeleye, her türlü radikalli¤e, militanl›¤a, halklar›n meflru haklar›na karfl› ç›kan bu kesim, ateflkesin bitirilmesi karfl›s›nda en az oligarfli kadar telafla düflmüfltür. “AB sürecinin baltalanaca¤›”, statükonun bozulaca¤› endiflesindedirler. Ve kendi statükolar› için, halklar›n direnme hakk›n› rahatl›kla yok sayabilmektedirler.
Kürt milliyetçi hareketi “bölmek”, ilerici, demokrat, sosyalistlerin ifli olamaz! Oligarflinin iflini oligarfliye b›rak›n, ya da saflar›n›z› de¤ifltirin!
Say› 112 17 20 Haziran 2004
Faflist yazarlardan Birgün’ün, Cumhuriyet’in “demokrat” yazarlar›na kadar, hepsinin hemfikir göründü¤ü bir baflka konu, Kongra-Gel’in ateflkese son verme karar›n›n “örgüt için bölünmeyi engellemek için ald›¤›”d›r. Ve hepsi de, “bölünme”yi sa¤lamaya çok heveslidirler. AKP hükümeti de, burjuva medya da, reformist solcu ayd›nlar da, Zanalar›, DEHAP’›, Kongra-Gel’e karfl› tav›r almaya ça¤›r›yorlar. Bunu AKP “terör örgütüyle ba¤lar›n›z› kopar›n” diye yaparken, “solcu” Birgün, Cumhuriyet yazarlar› “bar›fltan yana olanlar ayr›flmal›” diye yap›yorlar. Ama amaç ayn›. Kürt milliyetçi hareketinde bölünme olursa, hepsi çok sevinecekler. Cumhuriyet’ten Oral Çal›fllar yaz›yor: “Leyla Zanalar’›n ç›kt›klar› andan itibaren Ahmet Türkler’le çok yak›n tutum göstermeleri, acaba bir eski dostluktan m› ibaret? PKK'nin silahl› eylemlere bafllamas›na Leyla Zana'lar›n da karfl› ç›kmas› dikkate de¤er de¤il mi?.. ‹lk kez bu kadar aç›ktan PKK'nin uygulamaya çal›flt›¤› bir politika destek görmüyor... Bu ayr›l›k derinleflecek bir siyasi çizgi fark›n›n göstergesi...” (15 Haziran 2004) Birgün’den Ayd›n Engin yaz›yor: Say› 112 18 20 Haziran 2004
“Kandil Da¤›’ndaki "kandil"in fitilini herkes kendi bildi¤ince, istedi¤ince ve ye¤ledi¤ince üflüyor. ... fieflerin, elebafl›lar›n, muhaliflerin, örgüt içi iktidar kavgas›na tutuflanlar›n düflündüklerini, önerdikleri internet sitelerinhde bulup okumak mümkün. Ama Kandil Da¤›’ndaki 5 bin (öyle deniyor) silahl› genç kad›n ve genç erke¤in seslerine ulaflmak mümkün de¤il.” ‘13 Haziran 2004) Klasik bir kontra yöntemi; taban› örgüt yönetimine karfl› k›flk›rtmak. Ayd›n Engin’in “k›flk›rt›c›l›¤›”n›n bir sonuç yaratamayaca¤›, onun öyle bir çap›n›n olmamas› bir yana, böyle bir kontra yöntemini pervas›zca Birgün sütunlar›nda kullanabilmesi çarp›c›d›r. Ayd›n Engin gibileri dost mu, düflman m› belirsizdir. Düflman›n demedi¤ini, yazmad›¤›n› onlar yazmaktad›r. Ateflkesi sona erdirmenin “örgüt içi sorunlar nedeniyle” oldu¤unu yazacak kadar komplocu ve örgüt düflman›d›rlar. Afla¤›daki sözler de Tercüman’dan: “Bu u¤ursuz ihtimalin önüne ancak, fliddet siyasetini reddeden, büyük bir demokratik Kürt siyasi hareketinin ortaya ç›kmas›yla geçilebilir. ... fliddet taraftarlar›na s›rtlar›n› dönmeli ve kendi içlerinden güçlü bir bar›flç› demokratik siyaseti ç›karmay› baflarmal›d›rlar.” (Mustafa Erdo¤an, 17 Haziran 2004) Birgün’den Mehmet Metiner, “Örgüt içi kavga ve tasfiye süreci” diye kar›flt›r›yor ve o da tabii “bar›flç›lar›n” sesini yükseltmesini istiyor. (9 Haziran 2004) Tercüman, Cumhuriyet, Radikal ve Birgün yazarlar› ayn› fleyi istiyorlar. Onlar› birlefltiren ne?
Kürt milliyetçi hareketi, icazetçi politikalarla, emperyalizme yaranma söylemleriyle hiç bir yere varamaz!
Mitinglerde DEHAP’l›lar›n söyledi¤i flu sözlere bakal›m bir de; “bak›n; biz de¤ifltik, devlet de¤iflti, art›k devlet intikam peflinde de¤il...” Bu sözler gerçe¤in ifadesi olmad›¤› gibi, oligarflinin de¤irmenine su tafl›yacak, Kürt halk›n›n kendi mücadelesinin meflrulu¤una gölge düflürecek sözlerdir. Bu sözler, Kürt ulusal mücadelesinin alt›n› boflaltmaktan baflka bir sonuç vermez. Buna amiyane deyimle “kendi kuyusunu kazmak” denir. Ama Kürt milliyetçili¤i, icazetçili¤i içsellefltirmifl siyaset kültürüyle bundan kaç›nam›yor. “Büyük politika” ad›na baflvurdu¤unuz bu tür manevralardan vazgeçin. Osmanl› anlamaz bunlardan, ama kullan›r.
“Tarafs›zl›k” yoktur! “‹ki tarafa” da seslenme politikas›n›n sahipleri, soruna devlet cephesinden bakmaktad›rlar. Özellikle demokratik kitle örgütleri taraf›ndan yap›lan aç›klamalarda “iki tarafa” da seslenme söylemi revaçtad›r. Sanki onlar “tarafs›z”; ne ondan, ne bundan yana de¤iller... Böyle bir demokratl›k örne¤i yoktur. Böyle bir ilericili¤in, sosyalistli¤in hiç örne¤i yoktur. “Kürt sorununun demokratik ve bar›flç›l çözümüne iliflkin yefleren umutlar söndürülmemelidir. Geçmifl süreci yeniden bafllatacak ad›mlardan kaç›n›lmamal›d›r.” deniliyor. “Geçmifl süreç” asl›nda ne zaman bitmifl ki? Sizin geçmifl süreç dedi¤iniz süreçten sonraki ateflkes sürecinde 500 gerilla katledilmifl, sizin umurunuzda m›? Sizin tuzunuz kuru! “Uygulama sorunlar› devam ediyor.. Uygulamadaki sorunlar giderilmeli...” deniliyor. Bu oyunun bir parças› olan Avrupa emperyalizminin a¤z›yla konufluluyor. Ve AB’yle, AKP’yle birlikte ayn› oyunun oyuncusu olunuyor. Demek tüm yasalar demokratiklefltirilmifl, bir tek uygulama sorunlar› var öyle mi? Siz hangi ülkede yafl›yorsunuz baylar? Mesela yeni ç›kar›lan özel A¤›r Ceza Mahkemeleri Yasas›’ndan haberiniz yok mu? Mesela, tasar›s› haz›rlanan yeni Türk Ceza Kanunu’ndan, Yeni ‹nfaz Kanunu’ndan haberiniz yok mu? Bu ülkenin AB’ye uyum denildikçe, tam bir polis devleti yap›ld›¤›n›, hukuksuzlu¤un pervas›zlaflt›¤›n›, infazlar›n, iflkencelerin sürdü¤ünü de görmüyor musunuz? Kürt milliyetçi hareketi de elefltirilebilir, ona da ça¤r›lar yapabilir,, ama bu elefltiriyi ve ça¤r›y› nerede durarak yapt›¤›m›z önemlidir. Halk›n saf›ndan m›, devletin saf›ndan m›? Halktan yanay›m diyenler, Kürt sorunu ve ateflkesin kald›r›lmas› konusundaki tavr›n›, söylemini bir kez daha gözden geçirmelidir. De¤ilse, Birgün, Cumhuriyet vb. solculu¤unun oligarflinin cephesine yaz›lmas› iflten bile de¤ildir.
HÜCRELERDEN
Peru’nun 19 Aral›k’› Uluslararas› Devrimci Tutsaklar Günü 19 Haziran, Uluslararas› Devrimci Tutsaklar Günü’dür. 19 Haziran’›n neden Uluslararas› Devrimci Tutsaklar Günü olarak ilan edildi¤ine gelince; 19 Haziran, Peru’nun 19 Aral›k’d›r.
emperyalizmin ve oligarflinin hücrelerine karfl› direniflte
4. y›l
19 Haziran 1986’da Peru tarihinin en büyük hapishaneler katliam› gerçeklefltirilmifltir. Afla¤›da bu katliam›n geliflimini özetleyece¤iz; okuyunca, 19 Aral›k ve 19 Haziran aras›ndaki çarp›c› benzerli¤e tan›k olacaks›n›z. Her iki katliamda da amaç ayn›d›r; amac›n ayn›l›¤›, kullan›lan araç ve yöntemlerdeki benzerli¤i de aç›klamaktad›r. BAHANELER AYNI; Peru’da üç hapishanede ayn› anda gerçeklefltirilen katliam›n öncesinde tart›fl›lanlar, bizde 19 Aral›k arifesinde tart›fl›lanlarla ayn›yd›. Ko¤ufl sisteminden “flikayet” ediyordu egemen s›n›flar. Ve Ayd›nl›k Yolcu tutsaklar Canto Grande’de yap›lan yüksek güvenlikli bir hapishaneye sevkedilmek isteniyordu. Yalan ayn› yalan: “Ko¤ufllara girilemiyordu”
Gültekin KOÇ Ölüm Orucu Ekibi üç flehit verdi...
üç ölüm orucu direniflçisi Ölüm yürüyüflünü “Ya zafer, ya ölüm!” diyerek
247 Gündür sürdürüyorlar...
“El Fronton Adas›’nda otoriteler Yolcular›n ko¤ufluna üç y›l boyunca, Lurigancho'da ise sekiz ay boyunca giremediler. Mahkumlar›n tam say›s› bile bilinemiyordu.” (Peru’da Ayd›nl›k Yol Deneyimi, Alain Nertoghe, Alain Labrousse, s. 133) “Cezaevlerinin içinde tam bir egemenlik kurmay› baflarm›fllard›... Temel tahrik cezaevlerinin “Devrimin Üniversiteleri”ne dönüfltürülmesi olacakt›r.” (Agk) Perulu devrimci tutsaklar da, Türkiyeli devrimci tutsaklar gibi yafl›yorlard›: “Ko¤uflun içindeki panaroma fantastikti: çat›ya uzanan sütunlar›n aras›na gerilla savafl›n› öven bandroller gerilmiflti. Bir duvarda Baflkan Gonzalo'nun bir portresi yer al›yordu. ... Buras› demin geçti¤im adli mahkumlar›n ko¤uflunun kiri ve pis kokusuyla karfl›tl›k oluflturan bir manast›r ortam›, düzenin krall›¤›yd›. Yolcular erken, gardiyanlardan bile önce kalk›yorlar ve idmanlar›n› yap›yorlard›. fiark› söylüyorlar ve Mao'nun küçük K›z›l Kitap'›ndan parçalar okuyorlard›. Daha sonra bizzat kendilerinin haz›rlad›¤› yeme¤i hep birlikte yiyorlard›.” (Agk) Bu kollektif, örgütlü yaflam› yoketmek istiyordu Peru oligarflisi.
Üç flehit veren Gültekin Koç Ölüm Orucu Ekibi’nin di¤er direniflçileri:
Selami Kurnaz (Tekirda¤ F tipi) Hüseyin Çukurluöz (Sincan F Tipi) Bekir Baturu (Sincan F Tipi)
Bu arada “Biz yakal›yoruz, mahkemeler b›rak›yor” diyordu Peru polisi ve ordusu. (Hat›rlay›n, 1990’lar›n bafllar›nda, infazlar›n en yo¤un oldu¤u dönemde ülkemizdeki polis flefleri de bu sözü çok tekrarlard›.) Adalet Bakanl›¤›’n›n tutsaklar›n bir bölümünü serbest b›rakmaya haz›rland›¤› yolunda söylentiler vard›. Katliam›n zemini tüm bu söylentiler ve “ko¤ufl sistemine karfl›” propagandalarla haz›rlan›yordu... *** 18 Haziran günü, sevk giriflimine karfl› tutsaklar üç hapishanede direnifle geçtiler. Devlet Baflkan› Garcia, hemen Ordu komutanlar›n› da kapsayan geniflletilmifl bakanlar konseyini toplad›. Bu toplant›da s›k›yönetim ilan edilmesi ve “ayaklanman›n bast›r›lmas›” görevinin orduya b›rak›lmas› kararlaflt›r›ld›.
Devlet baflkan› “otorite ilkesini en büyük enerjiyle tesis etme” emrini verdi. (Hat›rlay›n, Ecevit de, “devletin otoritesi tesis edilecektir” diye aç›klam›flt› katliam sald›r›s›n›.) Ordunun katliam birlikleri, üç hapishanede birden sabaha karfl› sald›r›ya geçtiler. Tutsaklar, kahramanca direndi. Lurigancho Hapishanesi’nde 124 tutsak katledildi. Bunlardan 90’› teslim olmalar›ndan sonra subaylar›n huzurunda cumhuriyet muhaf›zlar› taraf›ndan enselerine birer kurflun s›k›larak katledildiler. El Fronton’da ise 152 tutsaktan 118'i katledildi. Tutsaklar›n ço¤u, çat›flman›n durmufl olmas›na ra¤men aç›lan top atefliyle yerle bir edilen ko¤ufllar›n y›k›nt›lar› alt›nda diri diri gömülerek katledildi. Santa Barbara Hapishanesi’nde ise 2 kad›n tutsak katledildi. 19 Haziran’da katledilenlerin say›s› 244’tü. Ama bunun d›fl›nda, say›s› bugün bile netlefltirilemeyen onlarca tutsak da ordunun gizli hücrelerinde kaybedildiler. Ordu s›k›yönetimi gerekçe göstererek tüm sivillerin katliamlar›n yap›ld›¤› yerlere girmesini uzun bir süre boyunca yasaklad›. Ayn› bizdeki gibi... Devlet Baflkan› Garcia, katliam›n ertesi günü Birleflik Komutanl›¤› “hükümetin emrini lay›k›yla yerine getirmifl olmas›ndan dolay›” kutlad›. Ayn› 19 Aral›k ertesindeki gibi... Genelkurmay katliamdan sonra “Y›lan›n bafl›n›n ezilmifl oldu¤unu” aç›klad›. 19 Aral›k ertesinde “Teröre büyük darbe vurulmufltur” diyen Genelkurmay sözcüsü gibi... Ve yine bizdeki gibi, katliam karar›n› verenler, uygulayanlar yarg›lanmad›, mahkum edilmedi, görevinden al›nmad›. (Katliama iliflkin daha genifl bilgi için bkz. Peru’da Ayd›nl›k Yol Deneyimi, s. 133-136 aras›) *** 19 Haziran “Uluslararas› Devrimci Tutsaklar Günü” oldu. 19 Aral›k “Uluslararas› Tecritle Mücadele Günü”... Ve her ikisi de halklar›n KAHRAMANLIK GÜNÜ olarak geçti tarihlere. Halklar ve onlar›n öncüleri, dünyan›n her yerinde ayn› ac›lar›, ayn› katliamlar› yaflam›fllard›r. Bundan dolay› ayn› yüre¤e, ayn› dile sahiptir halklar. Zulmün dili ne kadar evrenselse, halklar›n direnifl dili de o kadar evrenseldir. Peru hapishanelerindeki tutsaklar da direndiler o katliam gecesinde. Peru devrimci hareketi o günü ayn› zamanda Kahramanl›k Günü olarak ilan etmifltir. Biz de 19 Aral›k’ta yaratt›k o kahramanl›¤›. Halklar›n evrensel direnifl dilini daha da gelifltirdik, yeni kahramanl›klarla yeni biçimler ekledik o dile...
“Türkiye'deki Ebu Garib'lerde 112 yoldafl›m›z katledildi” ‹talya’n›n baflkenti Roma’da, 11 Haziran’da Türkiye Büyükelçili¤i önünde, ASP (Proleter Dayan›flma Derne¤i) taraf›ndan bir gösteri düzenlendi. Eyleme DHKC Enternasyonal de destek verdi. Elçilik önüne ASP imzal› “Türkiye'deki Ebu Garib'lerde 112 yoldafl›m›z katledildi. Tecrite ve F tipi hapishanelerine son!” yaz›l› bir pankart as›ld›. 19 Haziran 1986'da Peru hapishanelerinde 300’e yak›n tutsa¤›n katledilmesine atfen tesbit edilen 19 Haziran Uluslararas› Devrimci Tutsaklar Günü çerçevesinde düzenlenen eylemde, bugün tutsaklarla dayan›flma denilince ilk akla gelmesi gerekenin Türkiye F tiplerinde direnen tutsaklar oldu¤u vurguland›. ASP imzal› bildiride de, Türkiye F tipleri, Guantanamo ve Ebu Garib'e benzetilerek, Türkiye'deki "terörist hükümetin" iflkencelerine karfl› tav›r al›nmas›, ayr›ca, DHKP-C nezdinde, Türkiye devrimci hareketinin "kriminal" gösterilmesine karfl› Türkiye'li devrimcilere sahip ç›k›lmas› ve ‹talya'da tutuklu bulunan Zeynep K›l›ç ve Avni Er isimli devrimcilerle dayan›flman›n yükseltilmesi gerekti¤i ça¤r›s› yap›ld›. Ayn› gün yine ASP taraf›ndan düzenlenen bir aç›k hava etkinli¤inde de Ölüm Orucu, F tipleri ve tecrit tart›fl›ld›; F tiplerinde Avrupa’n›n rolü vurguland›. Uluslararas› Devrimci Tutsaklar Günü vesilesiyle, ‹talya baflta olmak üzere, dünyan›n bir çok yerinde de çeflitli eylemler düzenlenecek.
Abdi ‹pekçi Direnifli Sürüyor Önlerindeki döviz sürekli de¤ifliyor: Açl›k Grevinde 250. gün... 260. gün... 270. gün... Ö¤renciler, gecekondu semtlerinden gruplar, sendikalardan iflçiler, memurlar ziyaretlerine geliyor; onlar hep orada. Tutsaklar›n sesi solu¤u olarak, sansüre karfl› bir hayk›r›fl olarak oradalar. Tutsak aileleri, tecrit sürdükçe, sansür sürdükçe, ölümler artmaya devam ettikçe orada ve her yerde tutsaklar›n sesi olmaya devam edecekler.
Cemil Çiçek'in Yalan Bombalar› AKP hükümetinin sözcüleri, içinde yalan›n geçmedi¤i tek bir konuflma yapam›yorlar. Hele Adalet Bakan› Cemil Çiçek; ve üstelik F tipi hapishaneler ve direnifl söz konusu oldu¤unda, yalanlar dizi halini al›yor. Çünkü F tipleri politikas›, tecrit ve sansür'le sürdürülüyor. Adalet Bakanl›¤›'n›n öncelikli tercihi, F tiplerine iliflkin her fleyi sansürlemektir; böyle bir sorun yokmufl gibi davran›yorlar. Eskaza herhangi bir ortamda F tipleri gündeme gelmifl, sansür bir ucundan delinmiflse, YALANLA o deli¤i kapat›yor. 12 Haziran 2004'te CNN-Türk'te "Söz Sizde" program›na kat›lan Cemil Çiçek, bunun yeni bir örne¤ini daha verdi. Wernicke Korsakof hastal›¤› nedeniyle tahliye edilen, yaflamlar›n› ancak baflkalar›na muhtaç olarak sürdürebilen tutuklular›n yeniden tutuklanmas› gündeme geldi¤inde öyle san›yorsunuz ama bilmedikleriniz var havas›nda, "Korsakoflular bombalarla yakalan›yor" dedi. "Bombalarla yakalanan" Wernicke Korsakoflular› aç›klamaya ça¤›r›yoruz Cemil Çiçek'i. Koca bir yalan. Onlarca Wernicke Korsakof hastas› tutuklu, Adli T›p'›n iflkencecileri taraf›ndan F tiplerinin iflkenceli ölüm hücrelerine gönderilmifltir. B›rak›n bombalarla yakalanmay›, fiziki aç›dan da, siyasi aç›dan da devrimcilikle, mücadeleyle hiçbir ilgisi kalmam›fl onlarca insan tutukland›. Çiçek, t›bben ve hukuken bu tutuklamalar› izah edemedi¤i için "bombalar yalan›na" sar›lm›flt›r. Adli T›p'›n Wernicke Korsakof hastalar› için nas›l bilimi, t›bb› ayaklar alt›na alarak "iyileflebilir", "cezas›n› çekmesine engel hali yoktur" raporlar› verdi¤i biliniyor. Adli T›p'›n iflkencecilikle ünlü uzmanlar›, Wernicke Korsakof hastalar›n› karfl›lar›na al›p saniyeler içinde "iyileflebilir" oldu¤una hük-
AKP’yi Korkutan Soru Sorulmaya Devam Ediliyor Kars’ta 3 Haziran günü yap›lan Ferhat Tunç konserinde “112 ‹nsan Öldü Duydunuz mu?” pankart› açan 5 kifli gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nan Manu Demirkaya, Duygu Özdemir, Yahver Cengiz, Onur Bahad›r, Talip Akbulut ertesi günü serbest b›rak›l›rken, tümünün iflkence gördü¤ü raporla tespit edildi. Sald›ran polisler hak›nda ertesi günü yap›lan suç duyurusunda bir aç›klama yap›ld›. Aç›klamaya
medip karar veriyorlar. Günlerce süren t›bb› tahlillerden, fiziki-psikolojik testlerden de¤il, üç dakikadan, befl dakikadan da de¤il, SAN‹YELERDEN söz ediyoruz gerçekten de. Birkaç saniye içinde gerçekleflen ‘muayene’ler sonucu veriliyor o raporlar. T›bben "iyileflemez" olduklar› bilinen hastalar›n iyileflebilir oldu¤u kararlar›n›n alt›nda Adli T›p Kurumu 3. ‹htisas Dairesi Bomba silah gerekçesi Baflkan› Nur Birgen vard›r. Nur Birgen, 1995'te dövülerek gö- gösteremedi¤i her hasta zalt›na al›nan yedi kifliye toptan tutuklu, Cemil Çiçek'in "sa¤lamd›r" raporu veren ve müfterili¤inin kan›t›d›r. bunun için de Tabipler Odas› taraf›ndan hakk›nda ceza verilen bir "doktor"dur. Ama iflkencecileri savunan bu doktor bozuntusu, iflkencecileri aklaman›n ödülü olarak Adli T›p Kurumu 3. ‹htisas Dairesi Baflkanl›¤›’na getirilmifltir. Cemil Çiçek bu gerçekleri anlatamaz. Onun yerine yalan uyduruyor. ‘Ben bakan›m, ben devletim, ben ne diyorsam o’ zihniyeti o kadar yerleflmifl ki, söyledikleri hiç bir fleyin belgelerini, kan›tlar›n› ortaya koymaya ihtiyaç duymuyorlar. Ve tabii bu zihniyet içinde, asla kan›tlayamayacaklar›, belgeleyemeyecekleri yalanlar› da ‘kesin do¤ru’ larm›fl gibi halk›m›z›n gözünün içine baka baka söylüyorlar. Cemil Çiçek bombalarla yakalanan Korsakoflular› aç›klamal›d›r. Hakk›nda tutuklama ç›kar›lan, F tiplerine at›lan her Wernicke Korsakof hastas›nda hangi bombalar›, silahlar› buldu¤unu tek tek aç›klamal›d›r. Bomba silah gerekçesi gösteremedi¤i her hasta tutuklu, Cemil Çiçek'in müfterili¤inin kan›t›d›r.
TAYAD'l› Aileler DKÖ’ler sendikalar ve partiler de destek verirken, “‹nsanl›k Onuru ‹flkenceyi Yenecek” sloganlar› at›ld›. AKP, gerçe¤i dile getiren kim varsa susturmak istiyor, sald›r›yor. Her fley, 112 ‹nsan› katlettiklerini gizlemek için. Ama gizleyemiyorlar. “Hapishanelerde 107 ‹nsan Öldü Duydunuz mu?” diye sorulan soru, “112 insan...” diye soruluyor art›k. Çünkü tecrit sürüyor, tecrit sürdükçe direniflin bitmeyece¤i, ölümlerin son bulmayaca¤› biliniyor. Sansür bu gerçe¤i örtebilir mi?
Say› 112 21 20 Haziran 2004
söz ediyordu... Anlafl›lan tehlikeliydi; amirlerine haber verdiler... fiiirler infaz hakimli¤ine gönderildi. “AB’ye uyum” gere¤i, çoktand›r faflist uygulamalar hukuka uygun yap›l›yordu.
“fiiirin ‹mhas›na...” Sansür, zulmün en önemli silah›d›r. Gerçe¤e dair hiçbir fley duyulmamal›, sansürün kal›n duvarlar› aras›nda bo¤ulmal›d›r. AKP iktidar›n›n Adalet Bakan›na, bürokratlar›na bakarsan›z, yoktur böyle bir fley! Yalan ve inkar da, sansürün ikiz kardeflidir zaten. Say› 112 22 20 Haziran 2004
Karalanm›fl ya da hiç gönderilmemifl mektuplar, kamuoyuna ulaflt›r›lamayan aç›klamalar F tipi hapishanelerin rutin uygulamalar›ndand›r. F tiplerinin son sansürlerinden biri fliire yönelik oldu. Evet, “insanlar›n e¤itiminden, kültürel gelifliminden” söz edenler, fliiri de sansürlediler. Hep korktular zaten fliirlerimizden; Anadolu’ya, ba¤›ms›zl›¤a, halka, emekçilere dair dizeler bir mermi gibi saplanacak diye ürktüler ve yasaklad›lar ozanlar›, yasaklad›lar fliir kitaplar›n›. Sincan F Tipi Hapishanesi’nin idaresi ve infaz hakimli¤i de faflizmin bu politikas›n› sürdürüyor.
BU D‹ZELER‹ SANSÜRLED‹LER Sincan F Tipi Hapishanesi’ndeki tutsaklardan Eyüp Bafl, toplam 86 sayfadan oluflan bir destan/fliir çal›flmas›n› d›flar›ya göndermek istedi. fiiirler önce hapishane mektup okuma komisyonunca (sansür komisyonu) okundu. “Halk” diyordu fliirin dizeleri, “Anadolum seni u¤runda ölecek kadar seviyoruz” diyordu, “zulüm”den
Ankara ‹nfaz Hakimli¤i’nin 2004/37 esas 2004/38 nolu karar› ile, “k›smen sak›ncal›” bulundu fliirler. Demek ki, baz› dizeler sansürlenecekti. Tam alt› buçuk sayfa faflizmin sansürüne tak›ld›. Eyüp Bafl, Ankara 2. A¤›r Ceza Mahkemesi’ne yapt›¤› itiraz baflvurusunda, sansürlenen dizelerin neler oldu¤unu da yazd›.
“Geldiler / ‘hayata dönüfl!...’ diye geldiler / Elleri kanl› / Apoletli, rütbeli / binlerce güruhtular / Bir gece ç›k›p kuytu inlerinden / geldiler.” ‹flte sansürlenen dizeler böyle bafll›yordu. Yaflanan ne ise, adl› ad›nca konulan, gerçe¤in imbi¤inden süzülmüfl, bir tutsa¤›n, gecenin sabaha döndü¤ü o cehennem günlerindeki duygular›n› anlat›yordu.
“Ellerinde ‘Made in USA’ tüfekleri / yanlar›nda silah tekellerinin / bomba dolu torbalar›...” O torbalardan kahkahalar aras›nda ç›kar›lan bombalar de¤il miydi alt› kad›n› diri diri yakan? Ama gerçek sansürlenmeliydi, fliirler gerçe¤i de¤il, börtü böce¤i, içi boflalt›lm›fl aflklar› anlatmal›yd› sadece. Katliam hiç olmamal›yd› dizelerde, hele direnifl, dizelerden f›rlay›p beyinlere ifllememeliydi asla!
“Gerildi gö¤üsler / düfle kalka / vura öle... mapushane yang›n yeri / yang›n yerinde yi¤itler / yi¤itler alev alev / öyle bir atefltir ki / yanar ama / bilmez / yanar ama / görülmez / Saçlar derilere kar›flt› / lime lime / döküldü etler...” Burjuva bas›n›n gerçe¤in üzerini örtmek için tarihinin en kanl› sansürüne imza att›¤› günlerin tan›kl›¤› için gökyüzüne, y›ld›zlara sesleniyordur di-
zeler; hiçbir tan›¤› olmamal›d›r vahflete ve direnifle dair...
“... Heey gökyüzü / heey y›ld›zlar / ay / günefl / tan›k olun / tan›k oldu¤unuz yer cenk yeridir / tan›kl›¤›n›zda bir tarih yaz›l›yor / bir / tarih. / Bir tarafta it sürüsü / kurt sürüsü / vahfletin çocuklar› / Bir tarafta / yang›n yürekliler / sevdal›lar / bu yürekliler halka / vatana, / özgürlü¤e, yaflama sevdal› / Her 盤l›kta / sevdal›lar›n kanatlan›yor / onur / ahlak / ve insana dair / tüm güzellikler. / ‘Halk›m’ diyor / ‘vatan›m’ diyor / ‘seviyoruz seni Anadolum / hem de çok seviyoruz. / Gencecik bedenlerimizi / zulmün en koyusuna / en vahflisine/ k›rpmadan gözümüzü / duraksamadan / can›m›z› verecek / kadar çok seviyoruz...’ / diyor. / Tan›¤›m›zs›n / gökyüzü, yeryüzü, / bütün insanl›k; / Bu tarih senin destan›n... / Öfkeden tir tir titriyor faflist kafa, okudukça dizeleri. Coflkun akan bir nehir gibi, önüne set kurulamayan bir ça¤layan gibi, okyanusa koflar gibi kofluyor diziler...
“... Mapushane yang›n yeri / Hasan, savaflç›lara bakt› / savaflç›lar aya¤a kalkt› / Bir flifle s›v›y› üstlerine sürüp / çakt› çakma¤›. / Hasan bir sevgi yuma¤›. / Atefl, ayd›nl›k / Atefl, uygarl›kt›r. / Atefl, güç / Atefl, ar›nmad›r. / Atefl, silaht›r / Atefl, yaflam kayna¤›d›r. / Prometheus’un uzanan eline / el verdi ‹rfan / Hasan, ‹rfan / gelece¤e hayat tafl›yan bir alev topu flimdi. / Olimpius zulüm yeri / gömmek için ezilenleri karanl›¤a / öldürüyor yediverenleri. / Herkese korku olsun / ölüm olsun / kol gezsin istiyor. / Tutuflan bedenler hayk›r›yor; / “halk›m›z; / zalimin elinde ölümse, / atefl ald›k / özgürlü¤ün / kayna¤› eyledik / Atefl alm›fl bedenlerimizle / kavgan›zda varolduk. / Bundan böyle / zalime karfl› mazlumun / feda savaflç›lar› / olacak ad›m›z...” Ve karar verildi: fi‹‹R‹N ‹MHASINA!!!
M‹T’in Yasad›fl› Dinlemesini Çiçek Savundu
T‹T’in Adresi; KONTRGER‹LLA ‹fiLEY‹fi‹ SÜRÜYOR Emniyet Genel natlar...” denilerek, M‹T’in için- Müdürlü¤ü Gazeteci-yazar Fikret Bila’n›n, 'Sivil Darbe Giriflimi ve Ankara'da Irak Savafllar›' kitab› hakk›nda M‹T’in suç duyurusu ile aç›lan dava, kontrgerilla iflleyiflinin nas›l sürdü¤ünü de gözler önüne serdi. M‹T mahkemeye gönderdi¤i belgede, kitaptaki, ‹ngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Peter Westmacott ile AB yetkilisi Michael Leigh'›n yapt›¤› telefon görüflmesini yans›tan belgenin 'çok gizli' M‹T belgesi oldu¤unu bildirdi. Bu aç›k bir itiraft› ayn› zamanda. Diplomatik dokunulmazl›k s›n›rlar› çi¤nenmiflti. Ama bununla bitmedi. Bas›n, ülkenin Adalet Bakan› olarak, bu yasad›fl›l›¤› Cemil Çiçek’e sordu. Çiçek’in cevab›, tipik bir suçlu geçifltirmesiydi. "Bir belgeyle olmaz. Anayasa ve yasalarda dinleme ihtiyac› söz konusu oldu¤unda istisnalar› bellidir. Dosyaya bakmak laz›m" dedi Çiçek. Ancak as›l önemlisi, M‹T’in mahkemeye gönderdi¤i ve yasad›fl› dinlemesini üstlendi¤i belgenin alt›nda Cemil Çiçek’in de paraf› vard›. Yani her fley onun bilgisi ve onay› dahilindeydi. Bunun sorulmas› üzerine de yine “dosyaya bakmak laz›m” diye geçifltirdi. Birincisi, bütün gizli servisler, ülkeler birbirlerini hukuka, kurallara uymadan dinler, provokasyonlar yapar. ‹kincisi, M‹T kimi, niye dinliyor? Dinledikleri AB’nin her türlü emrini yerine getiren, istedikleri yasalar› ç›kararak ülkemizi Avrupa tekellerinin ya¤mas›na açan bu devlet de¤il mi? M‹T kimi dinliyor; kendisi de zaten ABD ve Avrupa emperyalistlerinin hizmetinde. Ony›llard›r “Almanc›, Amerikanc›, ‹ngilizci ka-
deki emperyalist ajanl›¤› gayet meflru gösterilmifltir. Üçüncüsü; M‹T, “Belge teflkilat›m›za aittir. Devletin menfaatleriyle do¤rudan ilgisi tart›flmas›zd›r” diyor bu yaz›da. Bütün hukuksuzluklar, “devletin menfaatleri” ile aç›klanm›flt›r bugüne kadar. Bu, kontrgerilla devletinin, deflifrasyona karfl› gözda¤› aç›klamas›d›r. Ben hukuksuzluk yapar›m, her türlü kontra yöntemini kullan›r›m, ama bunu deflifre eden olursa, ‘vatan haini’ ilan eder cezaland›r›r›m” demektir. Dördüncüsü; bu olay kontrgerilla devletinin iflleyifline bir örnektir. Yasad›fl›l›k, bizzat devletin en yetkili yerlerinde onay görmektedir. Kald› ki, M‹T’e ve polise, devrimci-demokrat kifli ve kurumlar›n dinlenmesi konusunda s›n›rs›z bir yetki de yine bu kontra devlet mekanizmas› içinde verilmifltir. Tek tek izin alma gere¤i dahi duymazlar. Bir ülke düflünün ki, Adalet Bakan›, adaletsizli¤in, hukuksuzlu¤un organize edeni, yöneticisi konumunda; böyle bir ülkede adaletten, haktan, hukuktan söz edilebilir mi? Susurluk’un bütün kararlar›n›n, “zirve”de, yani MGK’da al›nd›¤› bizzat Mehmet A¤ar taraf›ndan itiraf edilmiflti. Kontra faaliyetleri hiçbir zaman “devlet içindeki bir çetenin faaliyeti” olmad› ülkemizde. Hep devletin tepesinde, hükümetlerin de içinde yer ald›¤› mekanizmalarda kararlaflt›r›ld›. En önemlisi de, kontrgerilla devleti, bir dar örgütlenme ya da eylemlerin ötesinde, politikalar›n, sistemin iflleyiflinin ad›d›r. Bu politikalar ve iflleyifl AKP iktidar›nda da devam ediyor.
Oligarflinin kontrgerilla eylemlerinde s›kça ad›n› duydu¤umuz T‹T’in (Türk ‹ntikam Tugay›) adresi belli oldu. Ankara Emniyet Genel Müdürlü¤ü devrimcilere karfl› kendi ad›n› kullanamayaca¤› faaliyetlerde T‹T imzas›n› kullan›yor. Geçti¤imiz günlerde, DHKC.net internet sitesinin yay›n› “korsan” flekilde engellendi. Sitenin normal yaz› ve bilgileri yerine T‹T imzalar› yer al›yordu. Yap›lan teknik araflt›rmalar sonucunda, T‹T ad›n› kullanan “Hack sald›r›s›”n›n, Emniyet Müdürlü¤üne kay›tl› bir bilgisayardan yap›ld›¤› anlafl›ld›. Bir günde 500 kez siteyi tahrip amaçl› girifl yapan bilgisayar›n ‹P numaras›na bak›ld›¤›nda“post.emniyet.ankara.ttnet.tr” adresine ulafl›ld›. Polis kendi ad›n› bile kullanam›yor, kontra imzas›n› kullan›yordu bu ifl için. Devlete bak›n; devletin resmi polislerine bak›n! Yasal, meflru olan hiçbir fleyi yok. Her fley yasad›fl›, her fley korsan, provokasyon ve gayri-meflru. Devrimci düflünceden öylesine büyük bir korku duyuyorlar ki, bu düflüncelerin yay›lmas›n› engellemek için, her türlü gayri-meflru yolu kullan›yorlar. Site aç›ld›¤›nda, TC bayra¤› ve "devletin ve milletin bölünmez bütünlü¤ünü sarstt›¤›" için siteyi kapatt›klar›na iliflikin bir ibare ve T‹T imzas› yer al›yor. Bafllar›na çuval geçirenlere sesi ç›kmayanlar›n, NATO’yu korumak için halka yaflam› zindan edenlerin, ba¤›ms›z Türkiye diyenleri katledenlerin, ABD önünde secdeye duranlar›n acizli¤i... Son olarak; bu zavall› çaba, ba¤›ms›z demokratik Türkiye’nin sesini k›samaz. Gerçek, kitlelere ulaflmaya devam eder.
Say› 112 23 20 Haziran 2004
A K P ’nin Allah› AB ve Amerika
Say› 112 24 20 Haziran 2004
Hukuksal alanda bir düzenlemeye iliflkin elefltiriler yap›l›r, AKP iktidar›n›n cevab› haz›rd›r: AB’ye uygudur! “Tecrit katlediliyor, 112 insan bu vahflet sonucu katledildi” denilir; cevap yine haz›r: AB onaylad›! Tek Tip Elbisenin kifliliksizlefltirme amaçl› oldu¤u, 12 Eylül cuntas›n›n politikas› oldu¤u söylenir; cevap yine ayn›: AB'ye uygun! Polise elefltiri olur; polisin bütün uygulamalar›n›n AB’ye uygunlu¤u, uymayanlar› da uydurulmak için polisin e¤itildi¤i cevab› verilir. Terörle mücadele ad›na ç›kar›lan yasalar›n hak ve özgürlükleri yok etti¤i dile getirilir; Bu yasalar›n AB ve ABD’deki yasalar dikkate al›narak ç›kar›ld›¤› cevab›, iktidar›n en büyük savunma silah›d›r. Siyasetten, ekonomiye, yasalardan, günlük yaflam›n düzenlenmesine iliflkin hangi konuda olursa olsun, “AB’ye uygunlu¤unu” söyledikten sonra art›k herkes susmal›d›r. Tart›fl›lmas› bile abestir. Mümkünü olsa, “AB’ye uygundur” dedikten sonar hala itiraz edenlere “deli gömle¤i” bile giydirilmek istenir. “AB’ye uygunsa”; soruna nokta konulmufl, hatta sorun yok edilmifl de-
mektir. Gerisi “terör örgütlerinin propagandalar›ndan, k›skananlar›n çekememezliklerinden ibarettir”. ‹craatlar›n› AB ve ABD’ye dayand›rmak, AKP’nin tek meflruiyet zemini durumunda. Halka, kendi inanc›na dayanan bir meflruiyetin zerresi yok. Dikkat edin, YÖK ve türbanda oldu¤u gibi, “kendi inanc› çerçevesinde” denilebilecek uygulamalarda hemen geri ad›m atmaya haz›rd›r, “AB’ye uygundur” silah› elinde de¤ilse, savunamaz. AKP, iktidar olana kadar, ‹slamc›lar›n herhangi bir konudaki referans›n›n Kurân-› Kerim oldu¤unu bilirdik. “Uygunluk” için oraya bak›l›rd›. Art›k AKP iktidar›n›n Allah› AB ve Amerika, kutsal kitaplar› Kopenhag Kriterleri ve ABD’nin Ortado¤u Projeleri... Gerisinin hiçbir önemi yoktur. Bunu anlamayanlar; ça¤›n gerisinde kalm›fl, küreselleflmeye ayak uyduramayan, reel politik nedir bilmeyen marjinal güçlerdir! Allah› AB ve Amerika olanlar, onlar ne derse onu yapar, kul köle olurlar. AKP de öyle yap›yor; Tayyip’i izleyin, Beyaz Saray’a ayak bast›¤›nda zannedersiniz ki Kâbe’yi tavaf ediyor. Yüz sürdü¤ü, flefaat diledi¤i Bush de¤il, bir peygamber. Huzurunda öylesine mutlu ve huzurlu.
“TEK T‹P ELB‹SE AB’YE UYGUN” (Adalet Bakan› Cemil Çiçek)
ABD hukuksuzlu¤unun simgesi Guantanamo tecritinde TEK T‹P’li tutsaklar
Din tüccar› AKP’nin hapishane riyakarl›¤›nda, F tiplerinden sonra TTE’nin de gerekçesi AB Standartlar› oldu. Cemil Çiçek, TBMM’ye gönderdi¤i ve tek tip elbise, zorla çal›flt›rma, suskun protesto dahil her türlü protesto ve direnmeye a¤›r cezalar öngören yasa tasar›s› hükümlerini savundu. Gazetecilerin sorusu üzerine, Çiçek, "Oras›n›n bir ceza ve tutukevi oldu¤unu unutmamak laz›m. Elbette orada da kurallar olacak. Yap›lan AB'ye uygun" dedi. (Radikal, 12 Haziran) Evet Guantanamo’ya da uygun! Çiçek, Guantanamo’dan e¤itimli komutanlar da getirmeli, bu iflin kompedan› onlard›r ve ald›klar› e¤itimi de Ebu Garib’de uyguluyorlar. Oligarflinin “kural”dan anlad›¤›, sadece kifliliksizlefltirmeye, siyasi kimli¤inden soyundurmaya hizmet eden yasak ve yapt›r›mlardan ibarettir. AKP iktidar› bütün zulüm politikalar›n› “AB’ye uygunlukla” aç›kl›yor, AB F tiplerinden TTE’ye devrimcilere yönelik her türlü sald›r›y› destekliyor. Guantanamo’yu elefltiren AB’ciler, AB destekli F tiplerinde TTE’ye karfl› da suskunluklar›n› koruyorlar. Demokratikleflme iflte bu dan›fl›kl› riyakarl›kla sürdürülüyor.
“Yarg›n›n Modernizasyonu ve Cezaevi Reformu”
Demokrasicilik Oyununda Bir Manevra Daha Demokratikleflme aldatmas›, Adalet Bakanl›¤› ile Avrupa Birli¤i (AB) taraf›ndan yürürlü¤e konulan “Yarg›n›n Modernizasyonu ve Cezaevi Reformu Projesi” ile sürüyor. Cemil Çiçek ve AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hansjörg Kretschmer taraf›ndan düzenlenen bas›n toplant›s›nda proje hakk›nda bilgi verilirken, Çiçek, Projeyi “iddial› bir proje” olarak nitelendirdi. Projenin 11 milyon Euro olan maliyetinin 10 milyon 700 binini AB, kalan 300 binini de bakanl›k karfl›l›yor. Adli T›p’tan yarg› sistemine, hapishanelere, gardiyan e¤itimine kadar bir dizi düzenlemeyi içeriyor. K›saca, AB yine “ülkemizin demokratikleflmesi, hukuk devleti olmas› için” Euro’lar› bonkörce ak›t›yor!!! ‹lgisi yok elbette.
Hukuksuzlu¤un Orta¤› AB Nas›l ‘Yarg› Reformu’ Yapar? Avrupa Birli¤i’ni, Türkiye’nin demokratikleflmesi, hukuk devleti olmas› ilgilendirmiyor. “Yarg›da reform” diye istedikleri, tekellerin mülkiyet ve kazanç “hakk›”n›n önünü düzlemek ve “teröre karfl› mücadele” standartlar›d›r. Bunlara eklenmifl “insan haklar›” maskesini tamamlayan yönleri tamamen tali ve pratik karfl›l›¤›n›n olup olmad›¤› da AB’nin umurunda de¤ildir. Kald› ki, Avrupa, Türkiye oligarflinin, gayrimeflru yöntemleri dünyaca bilinen Türkiye polisinin hukuksuzluklar›n›n orta¤›d›r. Kimseye hukuk dersi veremez. Türkiye’de hukuk sisteminin üç befl de¤ifliklikle, yarg›çlar›, gardiyanlar› e¤iterek düzeltilmesi ise mümkün de¤ildir. Kokuflmufl bir sistemin ilertutar hiçbir yan› yoktur.
AB’nin ‹stedi¤i “Cezaevi Reformu” 112 ‹nsan› Katletti! Avrupa’n›n “cezaevlerinde reform”dan ne anlad›¤›n› da Türkiye halk› çok iyi bilir. AB’ye ba¤l› “‹flkenceyi Önleme Komitesi” CPT taraf›ndan Türkiye hapishanelerinde yap›lan incelemelerin ard›ndan bir rapor haz›rland›. Raporda “Cezaevlerinde reform yap›lmas›” gerekti¤i dile getiriliyor, “ko¤ufl sisteminin birey için ne kadar sak›ncal› oldu¤u” anlat›l›yordu. Raporun gere¤ini yapmak üzere he-
AB’nin “Cezaevleri reformunu” çok iyi tan›yoruz. F tiplerini de “cezaevleri reformu” diye yapt›rd›lar. Sonuç: 112 ölü!!! men harekete geçen oligarfli, halktan gizli olarak sürdürdü¤ü F tipi hapishaneleri 2000 y›l›nda uygulamaya soktu. Bu “reform”un sonucunda; tüm hapishaneler yerlebir edildi, kimisi diri diri yak›larak 28 insan katledildi. “Cezaevleri Reformu katliam›” F tiplerinde de sürdü. Bugün itibariyle tam 112 insan bu “reform”la katledildi. Avrupa istiyor, oligarfli reform yap›yordu. AB’nin de “biraz fazla fliddet kullan›lm›fl” olmas›ndan baflka bir itiraz› yoktu böyle bir reforma. Bugün de “cezaevlerinde reform”dan söz edildi¤i günlerde, TBMM’nin gündeminde bir yasa tasar›s› bulunuyor. Bu da “reform”un, AB’ye uyumun bir parças›. Bu tasar› ile de Tek Tip Elbise’den zorunlu çal›flmaya kadar bir çok yeni yapt›r›m, k›s›tlama ve dayatmalar gündeme getiriliyor. Hedef tüm “cezaevleri reformlar›ndaki” gibi; “terörle mücadele” demagojisi ile devrimci tutsaklar› teslim almak, düflüncelerini de¤ifltirmeye zorlamak. Ama baflaram›yorlar, Çiçek, proje ile birlikte “cezaevlerinin e¤itim kurumlar›na dönüfltürmeyi amaçlad›klar›n›” söylüyor hala. Sami Türk de ayn› fleyleri tekrarlay›p durdu, direnifli aflamad›. Hiçbir demagoji, yalan ve hukuk ve insan haklar› kavramlar› ile süslenmifl aç›klama gerçe¤in üzerini örtemiyor. Ayn› bas›n toplant›s›nda gazeteciler “F tiplerinin kald›r›l›p kald›r›lmayaca¤›n›” soruyorlar Çiçek’e. F tiplerinin gereklili¤i üzerine 4 y›ld›r söylemedik yalan b›rakmamalar›na ra¤men neden acaba bu sorular? Hiç kimseyi aldatam›yor, inand›ram›yorlar; çünkü 112 ölümü aç›klayam›yorlar. Söyledikleri tek cümle; “F tipleri AB’ye uygundur”! “Hukuk reformlar›” yapt›ran AB’ye, 112 ölüm de uygundur! Herkes biliyor ki, F tiplerinin, hapishanelerin ad›n›n her geçti¤inde, 112 ölüm akla geliyor. Öyle olmaya da devam edecektir.
Say› 112 25 20 Haziran 2004
Emperyalizmin, ‹flbirlikçilerin
Ve Halklar›n Gücü
Say› 112 26 20 Haziran 2004
Emper yalistlerin 1990’lardan bu yana yapt›¤› propagandalar›n en önemli yan›n›, “kendi güçlerinin ne kadar devasa oldu¤u ve kimsenin hiçbir flekilde önünde duramayaca¤›, karfl› koyamayaca¤›” düflüncesini yerlefltirmek oluflturuyordu. Sosyalist sistemin (esasta kendi iç sorunlar›n› kendi dinamikleri ile aflma yolundan saparak), y›k›lm›fl olmas› bu propaganday› güçlendiren en önemli faktördü. Bir yandan emperyalist politikalar›n özü yalanla gizlenip “halklar›n yarar›na” gibi sunulurken, öte yandan bu politikalara karfl› durman›n, direnmenin mümkün olmayaca¤› da beyinlere kaz›nmaya çal›fl›ld›. Örne¤in, son y›llar›n en s›k kullan›lan cümlesi, belki de “küreselleflme dünya gerçe¤idir, önünde kimse duramaz” olmufltur. Propagandalar, medyas›, e¤itimi, üniversiteleri ile sürdürülen kampanyalar bir çok ülkede sonuçlar verdi. Silahl› hareketlerin silah b›rakmas›, sosyalist, komünist parti isimlerinin terkedilmesi, sosyalizmin simgelerinin örgüt bayraklar›ndan ç›kar›lmas›, “bar›fl” ad›na emperyalizme teslimiyetler hep bu sürecin ürünleridir. Giderek, emperyalizmin gücü mutlak görülmeye baflland›. Emperyalizmin (NATO’suyla, ABD’siyle, Avrupas›’yla) gücünü mutlak görenler, sonuçta kaç›n›lmaz olarak direnmenin gereksiz ve mümkün olmad›¤› sonucuna var›rlar. Politikalar›n› buna göre flekillendirirler. Dünya ve ülkemiz solundaki son yirmi y›ll›k savrulmalar›n kayna¤›nda bu vard›r. Kürt milliyetçili¤inden ÖDP reformizmine kadar hepsi, özünde ABD’nin, AB’nin gücünün mutlakl›¤› önünde boyun e¤menin siyasetidirler. Ortado¤u’da “ABD’ye ra¤men hiçbir fley yap›lamayaca¤›” söylemlerinden tutun da, BarzaniTalabani milliyetçili¤inin ABD’yle iflbirlikçili¤ine kadar, bunlar›n temelinde de bu düflünce vard›r. Reformizmin, teorik olarak ne oldu¤unu bildi¤i emperyalizmden demokrasi beklemesinde, AB’cili¤i siyaset yapman›n tek yolu olarak görmesinde
de ayn› mutlaklaflt›rma vard›r. Emperyalizme ve iflbirlikçi oligarfliye karfl› mücadelede, eylemde, propagandada, hesap sormaktan, radikallikten kaç›fl da bu zemine oturmaktad›r. Güç olan›n karfl›s›na ç›kmama, her türlü çat›flmadan ve çat›flma ihtimalinden uzak durma, icazet içinde politika yapma, her fleyi belirlemektedir. Tek bafl›na sorun, bedel ödemekten kaçma da de¤ildir. Örne¤in, kürt milliyetçili¤i bedel de ödeyen bir harekettir, ama politik olarak emperyalizmin gücünü mutlaklaflt›rd›¤› ölçüde halklar›n gücüne inanmaz, güvenmez hale gelmifl, ne kazanacaksa, o mutlak güçlerden birine yaslanarak kazan›labilece¤inin teorisini yapmaya bafllam›flt›r. Böyle oldu¤u için de ABD’ye ra¤men, oligarfliye karfl› bütün güçleriyle çat›flarak hedefine ulaflabilece¤ini düflünmez. Mutlaka bir yere dayanmal›d›r. Ya, oligarfliye karfl› emperyalizme, ya da oligarfli içindeki güçlerden birine. Ve her seferinde sonu hayal k›r›kl›¤›yla, daha fazla derinleflen bir güvensizlikle, halktan uzaklaflmayla biten süreçler... birbirini izlemektedir.
Küçük-burjuvazinin halklara güvensizli¤i ve halklar›n mücadelesinin mutlakl›¤› Bir küçük-burjuva ayd›n›n ruh halini ele alal›m; hem ABD’yi lanetler, direnifli destekledi¤ini de söyler kimi zaman, ama direnifle ve halklar›n gücüne inanmaz. Amerikan z›rhl›lar›, geliflmifl helikopterleri karfl›s›nda direnen bir Irakl› direniflçide, “beyhude bir çabay›, zavall› bir Ortado¤uluyu” görür ve en fazla “üzülür”, hümanist duygular› depreflir. Bu “sonuçsuz” direniflin, “kutsal yaflamlar› yok etmekten baflka hiçbir ifle yaramad›¤›” sonucuna var›r sonra. Ona göre, ya “demokratik yollar bulmak” gereklidir, ya da ne zaman gelece¤i meçhul olan bir “uygun zaman”› beklemek gereklidir. Sonuçta ikisi de ayn› kap›ya ç›kar. Halklar›n en büyük gücünün insan oldu¤unu unutur, görmek, inanmak istemez. Dünya tarihini, böyle bir kafan›n flekillendirdi¤ini düflünün bir an. Tarihin hiçbir döneminde, halklar›n hiçbir direnifli yaflanmaz, dünya emperyalistlerin gül bahçesi haline gelirdi. Gelin görün ki, tarihsel bütün direnifllere de nostaljik övgüler düzen, yine ayn› küçükburjuva ayd›nd›r, reformizmdir. Küçük-burjuvazi güçler dengesi aç›k olarak halklar›n lehine dönünceye kadar direniflin karfl›s›ndad›r; direnmemenin gerekçesini bulmak için
çok çeflitli teoriler yapar. O, Naziler karfl›s›nda da, faflist cuntalar karfl›s›nda da, emperyalizm karfl›s›nda da büyük bedeller ödenecek bir direnifle kat›lmak yerine “sa¤ kalman›n” önemini vaaz eder. Bugün de küçük-burjuvazi aç›s›ndan de¤iflen fazla bir fley yoktur. Dünkü gerekçelerin yerini bugün “küreselleflme”nin önünde durulamazl›¤› ve ABD’nin devasa gücü alm›flt›r... “Tarihin sonu” diye yazan burjuva teorisyenlere görünürde itiraz eder, ama pratik olarak söyledi¤i budur: Bugün, küreselleflme var, emperyalizm tek belirleyici güç, kimse direnemez! Kimsenin direnemedi¤i, yani baflka deyiflle “s›n›flar mücadelesi”nin sona erdi¤i yer, elbette “tarihin sonu” say›l›r. Ama s›n›flar mücadelesi hiç bitmez. Halklar›n mücadelesinin en büyük terörlerle bast›r›ld› gibi göründü¤ü yerde bile, s›n›flar mücadelesi kendi dinamiklerini biriktiriyordur. Yeryüzünün “mutlak, karfl› durulamaz” gerçe¤i emperyalizm de¤il, s›n›flar mücadelesi gerçe¤idir. Güç dengeleri o gün için nas›l olursa olsun, askeri anlamda herhangi lokal bir muharebenin sonucu ne olursa olsun, tek gerçek, s›n›flar mücadelesidir. ‹flte bunun için halklar›n öncü güçleri, devrimci partiler, umutsuzlu¤u yasak bir duygu saym›fllard›r. Devrimci, küçük-burjuvazinin, y›lg›nlar›n umutsuzluklar›n›, teslimiyet teorilerini reddeder. Güç karfl›s›nda boyun e¤me de¤il, direnifl vard›r onun düflüncesinde. Halklar› teslim almak, sömürüyü tüm dünyada hakim k›lmak için her türlü araçla, silahla sald›ran emperyalistlere ve iflbirlikçilerine karfl›, halklar›n meflru silahlar›yla, her yol ve araçla direnifli örgütlemektir beyninin k›vr›mlar›nda. Bu u¤urda ölür, ama ölümünün bofluna olmad›¤›n› bilir. Tarih böyle yaz›lacakt›r. Çünkü böyle yaz›lm›flt›r binlerce y›ll›k halklar tarihi. Halklara öncülük eden, direnifller örgütleyen kendi süreçlerinin devrimcileri taraf›ndan yaz›lm›flt›r. Kölelerin ayaklanmas›ndan köylülerin senyörlere karfl› savafl›na, Paris Komünü’nden proleter devrimlere kadar binlerce y›ll›k bir tarihten söz ediyoruz. Bugün, tarih unutturulmak, halklar›n o devasa gücü yok say›lmak isteniyor. NATO dev bir askeri örgüttür, bu do¤ru. En geliflmifl teknolojileri, silah gücü ve istihbarat a¤› ile, tüm emperyalistlerin halklara karfl› gövde gösterisidir ayn› zamanda. Bu gücün gösterilmek istendi¤i düzeyde olmamas› bir yana, milyarlarca halk çok daha dev bir güçtür. Teknolojinin karfl›s›na belki yarat›c›l›klar›yla ç›k›yorlar; devasa silahlar›n karfl›s›nda ç›plak elleri ve bedenleri ile çarp›fl›yorlar; ama direniyorlar ve teslim olmuyorlar. Halklar›n direndi¤i, tes-
lim olmad›¤› yerde hiçbir emperyalist politikan›n uygulanma, yaflama flans› yoktur. Zaferler de bu direnifllerdeki kararl›l›kla, uzun soluklulukla birlikte kazan›l›r. Cezayir halk› 100 y›ldan fazla bu inançla direnip kazand›. Fransa, dönemin en büyük askeri gücüydü. Irak en yak›n örnektir. Emperyalist silah teknolojisinin tarihin en üst boyutuna ulaflt›¤› bir süreçte yaflan›yor hem de bu direnifl. ‹flgalciler, tekellerin gelece¤i aç›s›ndan hayati önemde gördükleri politikalar›n› yaflama geçiremiyor, halklar›n Irak’ta kurdu¤u barikat› aflam›yorlar. Bunu biz söylemiyoruz, kendileri itiraf ediyorlar art›k. “Böyle direnifl beklemiyorduk” derken, kendi yalan propagandalar›n› da tekzip ediyorlar ayn› zamanda. Çünkü, ony›llard›r halklar› afla¤›layan, hiçbir halk›n kendi güçleri karfl›s›nda duramayaca¤›n› yayan, onlard›. Güçlü olan›n milyarlarca halk oldu¤u gerçe¤ini hiçbir zaman akl›ndan ç›karmayan, en küçük çarp›flmadan en büyük muharebeye; yenilgiye ve zafere böyle bakanlar, güce tapmaz, güç önünde bo¤un e¤mezler. F tiplerindeki Parti-Cephe tutsaklar›n›n görkemli direnifli, bu bak›fl aç›s›n›n sonucudur. NATO’ya, NATO nezdinde emperyalizme ve yerli iflbirlikçilerine karfl› mücadeleyi de bu tarihsel gerçe¤e olan inançla sürdürmeliyiz. Çeflitli etkenlerle bu mücadele inifl-ç›k›fll› olabilir, kitleselleflti¤i süreçler oldu¤u gibi, s›n›rl› bir kitlesellikle de sürdürülebilinir. Ama unutulmamal›d›r ki, biz halk›z, milyarlar›z. Ne kadar kararl› ve gerçekleri halka ulaflt›rmakta, örgütlemekte bitmek bilmez bir enerjiye sahip olursak, o milyarlar somut olarak da ortaya ç›kar. Dünya tarihi nihai anlamda güçlü olan›n halklar oldu¤unu anlat›r.
Say› 112 27 20 Haziran 2004
Yolsuzlukla Mücadele Yalan›n›n Balonu Söndü
Hortumculara (AKP’liler dahil) Af Yasas›
Say› 112 28 20 Haziran 2004
‹ç-d›fl politikadan hak ve özgürlüklere, halk›n taleplerinden ekonomiye kadar büyük bir riyakarl›k tablosu var. AKP, hangi konuda ne diyorsa, gerçekte tersini yap›yor demektir. Örne¤in: “Ekonomi düzeliyor” diyorsa; yeni borç ve yeni IMF anlaflmas› yapmaktan baflka hiçbir yolu yok demektir. “Hak ve özgürlükleri geniflletiyoruz, demokratiklefliyoruz” diyorsa; daha fazla bask›, yasak ve iflkenceler gündemde demektir. Son örnek, “Hortumla mücadele ediyoruz, hortumu kestik kesiyoruz...” yalan›. Parti üst yönetiminden, milletvekillerine kadar onlarca yöneticisi yolsuzluktan, zimmete para geçirmekten san›k olan bir partinin en riyakar yalanlar›ndan biriydi “hortumla mücadele.” ‹ktidar kavgas›n›n, rakiplerini tasfiye etmenin bir yans›mas› olarak yap›lan operasyonlar, el koymalar halk›n gözünü boyad› bir süre. Daha ilk günden ç›kard›klar› “vergi bar›fl›” ile, “halk›n (devletin de¤il) mal› deniz yemeyen domuz” felsefesini ars›zca benimsediklerini görmeyenler, flimdi görsünler. AKP’nin bu konudaki son icraati, resmen ve yasal olarak hortumcular› aklama haz›rl›¤›. Bu konuda haz›rlanan yasa tasar›s› TBMM Adalet Komisyonu'nda bulunuyor. Üstelik yasa tasar›s›n›n ad›, “Yolsuzlukla Mücadele Tasar›s›”.
“Yolsuzlukla Mücadele Tasar›s›” Hortumculara Af Getiriyor Yasa tasar›s›na AKP’liler taraf›ndan eklenen bir “madde” ile, riyakar islamc›lar›n ayn› zamanda halk› soymakta hiçbir beis görmedikleri ve utanmazl›klar› bir kez daha kan›tland›. AKP'lilerin ekledi¤i, genifl kapsaml› af düzenlemesine göre; “tasar›da yaz›l› yolsuzluk suçunu iflleyenler, ‘edinilen haks›z menfaat ve zarar›n miktar›na ve teflekkül halinde ifllenmifl olup olmamas›na bak›lmaks›z›n’ yasan›n yürürlü¤e girdi¤i tarihten itibaren 3 ay içinde flartl› aftan yararlanmak için baflvuru yapabilecekler. Suçla elde etti¤i fayda dahil, ortaya ç›kan zarar› yasal faizinden afla¤› olmamak üzere devlete ödeyenlerin cezas›n›n infaz› 3 y›l süreyle ertelenecek. Haks›z kazanc›n tamam›n› ödeyenlerin mahkûmiyetine hemen son verilecek. Paray› taksitle ödeyenlerin infaz› taksitlerin bitiminde durdurulacak. Haks›z kazanc› ödeyenlerin
‘mahkûmiyeti vaki olmam›fl’ say›lacak.” K›saca yap›lan flu: hortumlay›p yakalanmam›flsan zaten sorun yok. E¤er ortaya ç›km›flsa, hortumlad›klar›n› ödersin, (hem de taksit kolayl›¤› da gösterilir) böylece cezadan kurtulursun. Üstelik, böyle bir suçu hiç ifllememifl say›l›rs›n. Adalete bak›n! Hortumla mücadele edenlere bak›n! Katliamc›lar›n ve emperyalist tekellerin partisinin hukuku böyle olur! H›rs›zlar›n yönetti¤i parti, hortumla böyle mücadele eder! Halkla resmen dalga geçiyorlar. Yasan›n ad›n› bir daha okuyun ve içeri¤ine dönüp bak›n. Halk›n gözünü boyamak için her konuda ayn› oyuna baflvuruyorlar. Dillerinden düflen gerçek tek bir cümle yok. Peki kim yararlanacak bu aftan? AKP’li bakanlar Abdullah Gül ve Abdülkadir Aksu baflta olmak üzere, milletvekilleri Ali Temur, Mehmet Emin Tutan, Özkan Öksüz, ‹dris Naim fiahin, Akif Gülle ve 23 eski AKP teflkilat› yöneticisi yararlanacak. Ama bunlarla bitmiyor; Sahtecilik mahkûmu Necmettin Erbakan ile Cavit Ça¤lar, Murat Demirel gibi bat›k bankac›lar, 17 bin kaçak Mercedes örne¤indeki gibi kaçakç›lar; k›saca halk›n paras›n› yiyen bütün h›rs›zlar, ars›zlar AKP’nin aff›ndan yararlanacak. H›rs›zlar hortumcular› affediyor; yak›fl›r!
Cargill’in Hükümeti AKP iktidar›; yasalara ayk›r› olarak sanayi bölgesi olmayan alanda fabrika kurdu¤u için mahkemeleri süren Cargill’in sorununu çözüyor. ABD gezisinde Bush’un Tayyip’ten isteklerinden birisiydi bu. Bush’un iste¤i (talimat›) yerine getiriliyor. Bu hafta içinde TBMM’ye gelecek bir yasa ile, tatland›r›c› tekeli Cargill’in bulundu¤u alan “birinci dereceden tar›m arazisi olmaktan” ç›kar›lacak. Resmen, AKP iktidar› Cargill için özel yasa ç›karmaya haz›rlan›yor. Tayyip’in de orta¤› oldu¤u islamc› Ülker ile Cargill’in iliflkisi biliniyor. Bundan da öte; emperyalist efendinin istekleri yerine getiriliyor. Bu hükümet emperyalist ve iflbirlikçi tekellerin hükümetidir. Bu gerçe¤in üzerini örtmek için baflvurduklar› “yoksullar› düflünme” yalan› ne kadar etkili olursa, bu tür hizmetleri daha rahat yap›yorlar.
b›rakarak döndü. Türkiye NATO’ya kabul edildi. Menderes iktidar›, kanl› bedelin karfl›l›¤›ndaki üyeli¤i, “ödül” olarak sundu halk›m›za. NATO üyeli¤ine karfl› ç›kan yine sadece sol hareket oldu. Ödül gibi gösterilen NATO üyeli¤i, sonraki y›llarda ülkemizin askeri olarak ba¤›ml›laflt›r›lmas›nda lanetli bir tarihe dönüflecekti.
3
“NATO'ya en ucuz askeri Türkiye sa¤l›yor. Bir Türk askerinin bize maliyeti 23 cent!” ABD D›fliflleri -eski- Bakan› John F. Dulles ‹lk iki bölümde NATO’nun kuruluflunu, emperyalistlerin askeri sald›rganl›k örgütü oldu¤unu, halklara karfl› sald›r›lar›n› ve kontrgerilla örgütlenmelerinin üssü oldu¤unu ele alm›flt›k. Emperyalist tekellerin ç›karlar› için kurulmufl böyle bir örgüte, ucuz askerler de gerekiyordu. Bu askerlerin bir k›sm›, kapitalist ülkelerin yoksul, göçmen, iflsiz gençlerinden oluflturulmufltu zaten, ama yeterli de¤ildi. Türkiye, Yunanistan gibi sömürgeler de emperyalist pakta dahil edilerek bu ihtiyaç karfl›lanmakla kal›nmad›, Sosyalist ülkelerin hemen yan›bafl›nda füze rampalar›n› yerlefltirebilecekleri, savafl uçaklar›n› konuflland›rabilecekleri üsler elde ettiler. Türkiye oligarflisinin ordusu da, temelde bu ç›karlara hizmet eden bir ordu olarak istihdam edildi.
‹flbirlikçiler NATO’ya girmek için Anadolu gençlerinin kan›n› sat›yor Türkiye iflbirlikçi iktidarlar›, NATO üyesi olmakla bugün bile övünürler. Bu, övünülecek bir durum de¤il, aksine büyük bir utanc›n dönüm noktas›d›r. Bugün ba¤›ml›l›k ad›na ne ac›lar yaflan›yorsa bu sürecin belirleyicili¤i vard›r. Ayn› günlerde bir yandan ekonomik ba¤›ml›l›k gelifltirilirken, öte yandan NATO üyeli¤i ve ikili anlaflmalar ile topraklar›m›z ABD ve NATO üsleri ile dolduruldu. Ordu, “ba¤›ms›zl›k savafl› veren ordu” niteli¤ini kaybederek, emperyalizm ad›na iflgal ordusu haline geldi. Emperyalizmin, komünizmi bo¤mak için Kore’ye sald›rd›¤› günlerde, Menderes baflbakanl›¤›ndaki DP iktidar›, NATO’ya üyelik bedeli olarak Kore’ye asker gönderme karar› ald›. Emperyalizm ba¤›ml›laflt›r›rken bile hizmet istiyordu. Ülkenin ilericileri bu karara karfl› ç›karken, Naz›m, "Büyük vatanseverler memleketi satt›lar... Sat›ld›k kardefller" sözleriyle özetleyecekti bu ihaneti. 3 A¤ustos 1950'de Kore'ye gönderilen 4500 askerden 438’i geri dönmedi. Geri dönenlerin 387’si ise, emperyalist ç›karlar için bedenlerinin birer parças›n› Kore’de
Oligarfli ise hâlâ büyük bir riyakarl›kla Kore menk›beleri ile halk› aldatmaya devam ediyor. “Kahraman Türk askeri”nin, emperyalistler için anlam›n›n, 23 centlik askerden baflka hiçbir anlam› olmad›¤› ise, bizzat Amerikal›lar taraf›ndan dile getiriliyor. Bugün de ayn› kafa yönetiyor ülkemizi; kredi karfl›l›¤› Afganistan’a (NATO flemsiyesi alt›nda) asker gönderiliyor, Irak’a gönderme karar› yine kredi karfl›l›¤›nda al›n›yor. Menderes iktidar›n›n NATO üyeli¤inin gereklili¤i konusunda, ony›llarca bütün iflbirlikçiliklerinin üzerini örtmek için kulland›klar› “komünizm tehlikesine karfl› korunma” propagandas› olmufltu. Ayn› demagojik propaganda ile, ülkemizde birbiri ard›s›ra emperyalist üsler kurulmaya baflland›. Topraklar›m›z, onlarca anlaflma ve üs ile Ortado¤u, Balkanlar ve Kafkas halklar› için bir sald›r› üssüne dönüfltürüldü. Say› 112
“Türkiye, NATO ve ABD'nin hemen her istedi¤ini yapm›fl sad›k bir müttefiktir” Menderes’ten sonra y›llarca ülkemizi yöneten Demirel, ABD ve NATO ile iliflkileri flu sözlerle özetliyordu: "1960'lar›n bafl›nda Türkiye, NATO ve ABD'nin hemen her istedi¤ini yapm›fl, NATO ve ABD'nin sad›k bir müttefiki ve her vecibesini yerine getirmifl bir ülkedir. Sadakat›nda o kadar ileriye gitmifltir ki, Sovyetler Birli¤i'nin yumuflak karn›nda oturmas›na ra¤men kendini topun a¤z›na koymaktan çekinmemifltir..." (C. Arcayürek Aç›kl›yor, Cilt 4, syf.296) Peki, emperyalizmin hemen her istedi¤ini yapar hale nas›l gelinmiflti? Ba¤›ml›l›k, askeri-ekonomik yard›mlarla bafllad›. Al›nan her “yard›m” ülkemizi daha da ba¤›ml›laflt›rd›. Bu “yard›mlar”›n ne anlama geldi¤ini, dönemin ABD baflkan› Kennedy, “Yard›m dünyay› denetleme yöntemlerinden biridir.” (1962) sözleriyle dile getirirken, oligarflinin ordusunun defalarca ald›¤› “askeri yard›mlar”›n ne anlama geldi¤ini de, ABD’li senatör Mc Namara’n›n 1967’de ABD senatosundaki konuflmas›ndan aktaral›m: “Askeri yard›mlar›m›z›n amac›, azgeliflmifl ülke askerlerini ABD ideolojisine göre yetifltirmek ve onlardan, gelecekte, gerekti¤inde o ülke yönetiminde yararlanmakt›r.” Nitekim böyle de oldu. ABD ideolojisi ile yetiflen generaller cuntalar yapt›lar, anti-emperyalistleri katlettiler, provokasyonlar düzenlediler ve NATO’nun
29 20 Haziran 2004
O
1959 y›l›n›n kas›m ay›d›r. Ankara Çankaya'da, yani Türkiye'nin yönetim yerinde, Morrison adl› Amerikal› bir yarbay Amerikan klübünden ç›kt›ktan sonra, toplu halde yürüyen onbir “mehmet”e otomobiliyle çarpar. Askerlerden biri ölür, birkaç› da felç olur. Ama Amerikal› yarbay görevli oldu¤u iddias›yla TC adli makamlar›na verilmez. Devrimcilere, ilericilere, idam kararlar› ç›karan yasalar, yankee karfl›s›nda hiçbir anlam ifade etmez. Çünkü, NATO gere¤ince "kuvvetler statüsü"ne dair imzalanan bir dizi anlaflma vard›r. Buna göre, Amerikal›lar ancak ABD kanunlar› ve makamlar›nca yarg›lanabilirdi. organizasyonu ile kontrgerilla örgütlenmeleri kurdular. Yard›mlar, ikili anlaflmalarla birlikte sürerken, Türkiye ile ABD aras›nda yap›lan ba¤›ml›l›k anlaflmalar›n›n bir ço¤u, Türkiye’nin NATO üyeli¤ine dayand›r›ld›. Amerikan emperyalizmi, stratejik hesab› olan bölge ülkelerine karfl› tehdit ve sald›r› için kullanaca¤› bir “batmaz uçak gemisi” elde ederken, Türkiye’nin h›zla tafleronlaflmas› süreci yafland›. Yap›lan her anlaflmada yeni üsler kuruldu topraklar›m›za. Resmiyette NATO üssüydü bunlar, ama gerçekte Amerikan üssü olarak kullan›lageldi.
Topraklar›m›z›n 35 milyon metrekarelik k›sm›nda dalgalanan ABD bayra¤› Say› 112 30 20 Haziran 2004
O
Türkiye'nin NATO üyeli¤inin ard›ndan ilk anlaflma 23 Haziran 1954’te yap›ld›. ABD ve Türkiye aras›nda imzalanan "Askeri Kolayl›klar Anlaflmas›"na göre ülkemizde üsler kurulmaya baflland›. Bu anlaflmaya iliflkin, CIA ajan› Graham Fuller flöyle diyecekti: “Haziran 1954 tarihinde imzalanan ilk askeri yard›m anlaflmas› daha yayg›n güvenlik yard›mlar› için gerekli zemini haz›rlam›fl ve daha sonra yap›lan say›s›z ekonomik ve savunma iflbirli¤ine dair anlaflmalar›n atas› olmufltur.” (Fuller, Balkanlar'dan
Sald›r› Stratejileri
Sosyalist sistemin y›k›l›fl›na kadar temel hedefi, komünizmin yay›lmas›n› önleme, kuflatma oldu. Nükleer silahlanmada, yeflil kuflak projelerinde, üye ülkelerde “içten gelecek komünizm tehdidine karfl›” kontrgerilla örgütlenmelerinde NATO aktif olarak kullan›ld›. Sosyalist sistemin da¤›lmas›n›n ard›ndan, “flimdi ifllevi ne olacak” tart›flmalar› yafland›. Hatta, NATO’nun da¤›t›laca¤› beklentisine girenler bile oldu. “Tarihin sonunu” ilan edebilselerdi, yani sosyalizmin bir daha asla alternatif olamayaca¤›ndan, halklar›n emperyalist iflgal ve talana boyun e¤ece¤inden emin olabilselerdi, da¤›t›lmas›nda da sak›nca görmezlerdi. Ama, bunun imkans›zl›¤›n› en iyi bilen emperyalistlerdi. Yeni Dünya Düzeni’ne uygun olarak yeni stratejiler belirleme aray›fllar› baflla-
Bat› Çin'e Türkiye’nin Yeni Jeopolitik Konumu) Dönemin iktidar› ve sonraki iktidarlar, emperyalist üs gerçe¤ini gizlemek için buralara “tesis” ad›n› vereceklerdi. Bu “tesislerden” havalanan uçaklar›n bölge ülkelerinin emperyalizm ad›na tehdidinde ya da (1958’de Amerika’n›n Lübnan’› bombalamas› örne¤inde ‹ncirlik’in kullan›lmas›nda oldu¤u gibi), do¤rudan sald›r›larda kullan›ld›¤› da hep halktan gizlendi. Ço¤u NATO üyeli¤ine dayanmak üzere; 1969’a kadar ABD ile yap›lan “‹K‹L‹ ANLAfiMALAR”›n say›s› 97’yi buldu. Ad› “anlaflma”yd› ama Türkiye hep siyasi, ekonomik askeri olarak taviz veren bir iflbirlikçi konumundayd›. 1966 y›l›na geldi¤inde, topraklar›m›zdaki emperyalist üslerin say›s› 112'yi bulmufltu. Ama bununla da bitmeyecekti. Bugün, topraklar›m›z›n yaklafl›k 35 milyon metrekarelik k›sm›nda NATO ve ABD bayraklar› dalgaland›¤›n› söylersek, ihanetin ve NATO üyeli¤inin maliyeti daha aç›k görülecektir. ABD ne istediyse verildi. Yeni-sömürgecili¤in inflaa edildi¤i sürecin do¤al sonucuydu bu onursuzluk. Üsler, ba¤r›m›za saplanan kanl› hançerlerdi. Bu üslerin Ortado¤u baflta olmak üzere bölge halklar› için sald›r› üssü olarak inflaa edildi¤i, ABD taraf›ndan hiçbir zaman gizlenmedi ve çeflitli beyanat ve yaz›larda dile getirildi. Gizleyen hep oligarflik iktidar oldu. 3 Temmuz 1969’a gelindi¤inde yap›lan "Savunma ‹flbirli¤i Anlaflmas›" (S‹A) ile, o ana kadar ki bütün ikili anlaflmalar, tek bir anlaflma olarak toparlan›p yeniden imzaland›. Demirel hükümeti taraf›ndan imzalanan bu anlaflmay› uygulamak 12 Eylül cun-
t›ld›. Bir yanda, Avrupa, kendi askeri örgütlenmelerini yaratarak, NATO arac›l›¤›yla ABD’ye ba¤›ml›l›ktan kurtulma ad›mlar› atmaya çal›fl›rken, öte yandan NATO’nun yeni roller ve stratejilerle sürdürülmesinde giderek uzlaflma sa¤land›. 1991’deki NATO Zirvesinde ABD, da¤›t›lmas› ya da ifllevsizlefltirilmesine karfl› ç›kt›. Bush, “Bir arada kal›nmas› için NATO’nun bir Sovyet düflmana ihtiyac› yok.” derken, yeni ‘düflman’ hep vard›. ‘Düflman’ halklard›. “Rusya’da ve eski sosyalist ülkelerde kar›fl›kl›klar›n sürmesi”, “Ortado¤u ve Akdeniz’in güneyindeki ülkelerden gelebilecek tehditler” yeni gerekçelerdi. Art›k NATO’nun görevinin “Avrupa’n›n korunmas›” ile s›n›rl› olmad›¤› resmen ilan edildi. Zaten hiçbir zaman böyle olmam›flt›. ‘Aland›fl›’ yerlere müdahale edebilece¤i de karara ba¤land›. Yugoslavya sald›r›s›, yeni stratejinin ilk prati¤i oldu. Art›k dünyan›n her
yan›, NATO’nun müdahale alan›yd›. Hem, Kosova’da oldu¤u gibi, müdahaleler için BM karar›na da ihtiyaç duyulmuyordu. Balkanlar, Kafkaslar gibi ‘sorunlu’ ilan edilen bölgelerde ‘bar›fl gücü’ ad› alt›nda operasyon ordular› kurularak NATO’nun etki alan› geniflletildi. Bu bölgelerdeki ordular›n iç savafl ordusu haline dönüfltürülmesi Bar›fl ‹çin Ortakl›k vb. projelerle örgütlenme yoluna gidildi. Kurulufl amac›n› oluflturan “komünizm tehlikesi” pratik olarak ortadan kalkt›kça büyüyor, ilk aç›k askeri sald›r›s›n› da yine bu dönemde Yugoslavya’ya gerçeklefltiriyordu. Bu yeni sürece paralel olarak NATO’nun geniflletilmesi karar› al›nd›. Bu kat›l›mlar eski Sovyet ülkelerindendi. Bu, bir yan›yla sosyalizme karfl› geçici zaferin psikolojik boyutunu gösteriyordu. Öte yandan, emperyalisteler etki alan›n› geniflletiyor ve bu ülkelerin ucuz askerlerine sahip oluyorlard›. Türkiye’nin yan›na, yeni “23 centlik as-
tas›n›n ilk icraatlerinden olurken, eski anlaflmalara ek olarak 12 üs daha verildi ABD’ye. Gerekçe yine NATO üyeli¤idir. Buna göre; Sinop, Pirinçlik, ‹ncirlik, Yamanlar, fiahintepe, Elmada¤, Karatafl, Mahmurda¤, Alemda¤, Kürecik, Belbafl›, Karaburun üs ve tesisleri Amerika’n›n hizmetine aç›ld›. “Terör” demagojisi ile “vatan› kurtarma” ad›na, en büyük “milliyetçiler” olarak yönetime el koyan cunta, topraklar›m›zda dalgalanan ABD bayraklar›n› ço¤alt›rken, yeni anlaflmalarla yeni ABD üsleri kurulmas› süreci devam etti. 1982'de imzalanan "Zincirleme Harekat Üsleri Anlaflmas›" ile Mufl ve Batman’da NATO üsleri aç›ld›. ABD Kongresi Araflt›rma Merkezi Savunma Bölüm Baflkan› Recherd CR‹MMET’in, 1984’teki raporunda Mufl ve Batman üsleri için “Basra Körfezinin istikrar›n› garanti eder” denirken, bu üslere yüklenen misyonu, dönemin ABD Donanma Akademisi Strateji Uzman› Elit Comen, “her ne kadar ka¤›t üzerinde Basra Körfezi ile irtibatland›r›lm›yorsa da müstakbel bir kriz an›nda büyük hizmetleri geçecek." (Aktaran U. Güldemir, Çevik Kuvvet Gölgesinde) sözleriyle ifade edecekti. 1986 y›l›nda imzalanan ‘Savunma ve Ekonomik ‹flbirli¤i anlaflmas›’ (SE‹A) ise, kendinden önceki bütün ba¤›ml›l›k anlaflmalar›n› geride b›rakacak nitelikte tavizler içeriyordu. ABD’nin bugün bile isteklerini dayand›rd›¤› bu anlaflmaya göre, Ortado¤u'ya yönelik sald›r›lar›n en önemli üssü olan ‹ncirlik geniflletiliyor ve kay›ts›z flarts›z Pentagon'un emrine veriliyordu. Bir çok üsse nükleer bafll›k depolar› kuruluyor, “bir kriz an›nda” oligarfli kendi ordusunun olanaklar›n› da sonuna kadar emperyalizme aç›yor-
kerler” eklendi. Yine Rusya ile özel bir statü belirlenerek iflbirli¤i gelifltirildi. ABD Baflkan› Clinton, geniflleme konusundaki flöyle diyecekti: "Geniflletilmifl NATO, Amerika için iyidir." (6 fiubat 1999, Yeni Yüzy›l) 1999’da yap›lan zirvede “istikrars›zl›klar, organize suçlar, kitle imha silahlar›n›n yay›lmas› ve terör” tehdit olarak de¤erlendirildi. Emperyalistler, tümü kendi pratiklerinin ifadesi olan suçlar›, halklara karfl› sald›rganl›kta kullanmaya devam ediyordu. Böylece NATO’nun ABD’nin “teröre karfl› savafl”›nda rol alaca¤› ilk kez ortaya konuldu. Kuruluflundan bu yana de¤iflmeyen çizgiydi bu; ABD’nin stratejik ç›karlar› neyi gerektiriyorsa, NATO buna göre flekillendiriliyor, görevlendiriliyordu. Buna ba¤l› olarak, NATO bünyesinde 3 tugaydan oluflan 21 bin kiflilik Acil Mukabele Gücü oluflturma karar› al›nd›. Bu güç; “dünyan›n her yerindeki flüp-
du. Sonraki y›llarda da anlaflmalar, tavizler sürdü. Örne¤in, 1986 fiubat'›nda ABD ile imzalanan "Ev Sahibi Ülke Destek Anlaflmas›”na göre; üsleri kullan›ma açmaktan, destek filolar› ve personel tafl›ma kolayl›¤› sa¤lamaya, yak›t, su, t›bbi hizmetler, ulaflt›rma araçlar›, iflçi temini, çevirmenler, lojistik ve sivil savunma hizmetleri sa¤lamaktan “ABD askerlerini a¤›rlamak ve memnun etmeye” kadar, Türkiye ABD’nin hizmetinde oldu¤unu yineledi. NATO üyeli¤i ve ikili anlaflmalar, sadece ülkemizi ABD üssü haline getirmiyor, ayn› zamanda orduyu da emperyalizmin ordusu haline getiriyordu. Bütün dünyadaki örneklerden bilinir ki, bu tür ikili anlaflmalar, paktlar, üsler, askeri yard›mlar ve ortak askeri yat›r›mlar hep iflbirlikçilefltirmenin, kendi ülkesini iflgal ettirmenin en temel yollar›d›r. Bunun yan›s›ra, Ordunun e¤itiminde ABD ordusu müfredatlar› kullan›ld›, subaylar e¤itim için ABD’ye gönderildi, iflbirlikçilefltirildiler. Art›k ordu emperyalizme karfl› savaflm›fl Kuva-› Milliye ruhuyla donanm›fl bir ordu de¤il emperyalizmin iflbirlikçisi gayri-milli bir orduydu. Egemen s›n›flar cephesinde yaz›lan tarih, onursuzlu¤un, ba¤›ml›laflman›n tarihidir. Ama bu tarihin karfl›s›nda NATO nezdinde, 6. filolar nezdinde halk›m›z›n emperyalizme karfl› mücadele tarihi vard›r. Bu tarih yüz ak›m›zd›r, onurumuzdur. Bu tarihten belli kesitleri, önümüzdeki say›da ele alaca¤›z.
heli terörist üslere sald›r› düzenleyebilecek... ‘terörist üsler’in bulundu¤u ülkenin onay› da aranmayabilecek... teröristlerin biyolojik veya kimyasal silah saklad›¤› düflünülen bölgelere müdahale için kullan›lacak.. bu konuda ilgili ülkenin NATO’dan yard›m talep edip etmedi¤ine bak›lmayacak”t›. Eflkiyal›k resmileflirken, yeni NATO karargahlar›n›n kurulmas› karar› al›nd›. ‹stanbul Zirvesi ise, NATO’nun, Amerikan Genifl Ortado¤u ve Kuzey Afrika Projesi'nde (GOKAP) alaca¤› rol tart›fl›lacak. Bu zirve öncesinde yap›lan G-8’de emperyalistler aras› pazarl›klar yap›ld›. GOKAP’›n siyasal, sosyal ve ekonomik boyutlar› büyük oranda flekillendi, Ortado¤u’yu kapitalist pazara entegre etmek konusunda uzlaflma sa¤land›. fiimdi s›ra askeri boyutunda. ABD’nin bunu tek bafl›na yapamayaca¤›, Irak’ta kan›tland›. Askeri boyutu ise ‹stanbul'daki zirvede flekillenecek.
Say› 112 31 20 Haziran 2004
-Sürecek-
Ortado¤u ve Kuzey Afrika ülkelerinin “güvenlik iflbirli¤i” yalan›yla do¤rudan NATO’nun (dolay›s›yla ABD’nin) müdahale alan›na dönüfltürülmesi planlanmakta. ABD, bölge ülkelerine NATO arac›l›¤›yla, “e¤itim programlar›, karfl›l›kl› geziler ve ortak tatbikatlar›n gerçeklefltirilmesi” (Cumhuriyet, 14 Haziran) ad›yla yerleflmek istiyor. GOKAP’›n siyasi boyutu “demokrasiyi gelifltirme” demagojisiyle dayat›l›rken, askeri boyutu, “kriz yönetimi, acil müdahele, insani yard›m” ad›yla yürürlü¤e konulmak isteniyor. K›saca ‹stanbul zirvesinde, GOKAP’taki rolü netleflecek. Bu rol, hangi süslü laflarla üstü örtülmeye çal›fl›l›rsa çal›fl›ls›n, halklara karfl› daha sald›rgan bir örgüt haline gelece¤i aç›kt›r. Halklar, emperyalistlerin “yard›m, insan haklar›” dedi¤i her yerde, hep bombalar›, iflgalleri, yapt›r›mlar› gördüler.
ABD tornas›nda lider e¤itimi ve icazet
Mustafa Sar›gül, burjuva siyasetçilerin ABD taraf›ndan nas›l devflirildi¤inin örne¤ini sunuyor. Tayyip de ayn› yolu izledi. Ülkemizi, ABD politikalar›na angaje olan bu Amerikanc›lar yönetiyor. Say› 112 32 20 Haziran 2004
Bir süredir medya taraf›ndan, CHP liderli¤ine parlat›lan fiiflli Belediye Baflkan› Mustafa Sar›gül Amerikan tornas›ndan geçiyor. Bu tornada, Amerikanc› politikac›lar yetifltiriliyor, yeni-sömürge ülkelerin lider adaylar› devfliriliyor. Bu e¤itim, parlatmalar tutar ya da tutmaz, ayr› bir konu. Ancak Sar›gül, burjuva siyasetinde yükselme yolunun nereden geçti¤ini, kimin icazetini almak gerekti¤ini çok iyi biliyor. Zira onlarca y›ll›k tecrübelerle sabittir bu gerçek.
ABD, ülkemizi yeni-sömürgesi haline getirdi¤inden bu yana, burjuva partilerin bafl›na kim geçecek, kim iktidara haz›rlanacak, önce s›navdan geçiriyor, onay veriyor. Sonra destek kampanyalar› bafll›yor. Baflbakan olmadan baflbakan gibi karfl›lanan Tayyipler, CHP’nin bafl›na geçmeden “muhalefet lideri gibi karfl›lanan” Sar›güller böyle ortaya ç›kar›l›yor. Tek örnek onlar de¤ildir burjuva siyasetinde:
Demirel’de gördük bunu, Özal en dolays›z örnekti. Çiller ABD pasaportu ile baflbakanl›k yapt›. Dervifl bizzat ABD taraf›ndan gönderildi, baflar›s›z da olsa M. Ali Bayar “Amerikan onay›n› alm›fl gelece¤in siyasetçisi” olarak alk›flland› ABD’den geldi¤inde. Tayyip FP’yi bir karpuz gibi ortadan bölmeden önce ayn› Sar›gül’ün yapt›¤› temaslar› yapt›, “bu yollardan” geçti. ‹cazet al›n›p parti kuruldu, iktidar yollar› aç›ld›. Mustafa Sar›gül de flimdi bu yolu arfl›nl›yor. CHP liderli¤ine aday olup olmayaca¤› önce orada belirleniyor. Ve Sar›gül bunu gizlemiyor, aksine bizzat kendisi bas›na ulafl›p, “görmediyseniz görün ve herkese duyurun” dercesine mülakatlar veriyor. (12-13 Haziran tarihli Hürriyet’te Yalç›n Bayer’in köflesinde ve 11 Haziran tarihli Vatan Gazetesi’nde)
Bir Burjuva Politikac›s›n›n ‹ktidar Vizesi Aray›fl› Sar›gül ‘WASHINGTON’dan selamlar’ diyerek bafll›yor anlatmaya; “Washington’da ana muhalefet lideri gibi karfl›land›m, dört gün boyunca önemli temaslarda bulundum. ABD D›fliflleri Bakanl›¤›’n›n daveti iki hafta sürecek. Prof. John White’tan hükümet ve seçim sistemleri hakk›nda bilgi ald›m. Temsilciler
Meclisi üyesi Robert Wexler ve yasama direktörü Jonathan Katz ile görüfltüm. Katz, NATO Zirvesi’nde temsilci Wexler’in ‹stanbul’da beni ziyaret edece¤ini söyledi. Politika ve medya konular›nda bilgi ald›m. Senatör John Sununu ve Komisyon Baflkan Yard›mc›s› Jessica Fugate ile görüfl al›flveriflinde bulundum. Güneydo¤u, Avrupa, Akdeniz, Balkanlar ve çevre bölgelerle ilgili politika, ekonomi ve güvenlik konular›nda analiz ve yorumlar› dinledim.” Resmen e¤itiliyor, test ediliyor Sar›gül. O da zaten haz›r buna. Burjuva siyasetin kurallar›n› uyguluyor. Amerikanc›l›k öyle meflru hale getirildi ki, utanç de¤il övünç vesilesi. “Bak›n Amerika arkamda” diyor ars›zca. T›pk› Tayyip’in birbuçuk y›ld›r yapt›¤› gibi. O da muhalefetin Tayyip’i olmak istiyor. Yine Sar›gül’den ö¤reniyoruz ki, devlet baflkan› olduklar›nda en keskin Amerikanc› olan, baflka dünya ülkelerinin liderleri de bu e¤itimden geçmifl. Amerika, anlafl›lan Sar›gül’ü Amerikanc› iktidar alternatifi olarak yedeklemek istiyor. AKP’nin posas› ç›kar›lana kadar kullan›l›p bir kenara at›lmas›ndan sonra ihtiyaç olabilir. ABD yeni-sömürgelerin yönetici adaylar›n› böyle yetifltiriyor, böyle devfliriyor. Ve bunlar ony›llard›r bu ülkeyi Amerika ad›na yönetiyorlar. Sosyal demokrat görünümlü, liberal, muhafazakar, islamc› maskeli, flu bu olmas› önemli de¤il; yeter ki, Amerikan politikalar›n› uygulas›n, kendini ruhuyla, politikalar›yla emperyalizmin hizmetine sunsun. Tayyip Erdo¤an bu e¤itimleri alarak iktidar koltu¤una oturdu. Ve Amerikan politikalar›n› islam› da peflkefl çekerek uyguluyor.
CHP’de Kongre Oyunlar› Muhaliflerine karfl› bir tasfiye harekat› daha bafllatan Deniz Baykal, “bask›n kongre” karar› ald›. Muhalifler uzun süredir, kongre talebinde bulunuyorlard›. Sonucu izleyip görece¤iz, ama flu kesin ki, CHP batan bir gemidir, kimsenin “kurtarmaya” gücü yetmez. Çünkü bu geminin içinde yer alanlar, ad› “muhalif” de olsa, halktan, yoksullardan, faflizmin bask› ve zulmünden, bunlara karfl› ç›kmaktan söz etmiyorlar. Kimisi Dervifl’i, kimisi ayn› onun gibi IMF’ci Hurflit Günefl’i çare olarak sunuyor. Baykal bu tür hizip oyunlar›n›, tasfiye numaralar›n› çok iyi bilir. IMF’ye aç›k tav›r al›p meydanlara ç›kmad›kça, zulmün karfl›s›nda olmad›kça, hep daha sa¤a kaymaktan baflka hiçbir sonuç ortaya ç›kmayacakt›r.
Genel Kurulu Kararlar› Üzerine
S›n›f sendikac›l›¤›, burjuvazinin icazetinden ç›kmay› gerektirir 5-7 Haziran aras›nda yap›lan D‹SK 12. Ola¤an Genel Kurulu’nda al›nan kararlardan ikisinin üzerinde özel olarak durmak gerekiyor. Sözünü etti¤imiz kararlar, “Avrupa Birli¤i” ve “terör, fliddet” üzerinedir. Bu iki karar, tek bafl›na D‹SK Genel Kurulu’nda yap›lan “s›n›f sendikac›l›¤›na dönme” sözlerinin alt›n› boflaltacak nitelikteki kararlard›r.
AB’cilikle s›n›f sendikac›l›¤› ba¤daflmaz! Kararlar›n 7. Maddesinde, Avrupa Birli¤i konusunda “AB’nin sermayenin ç›karlar›na paralel olarak dayatt›¤› politikalara karfl› ç›k›lmas›, sosyal devletin tasfiyesini hedefleyen giriflimlere karfl› mücadele ve AB Anayasas›’nda sendikal hak ve özgürlüklerin güvence alt›na al›nmas›” öngörülüyor; Ekonomik-demokratik mücadele çerçevesinde bu taleplerin dile getirilmesinde bir yanl›fll›k yok; fakat bu talepler, neticede “Emekçilerin Avrupas› için mücadele” gibi bir çerçeveye oturtulmaktad›r ki, bu çerçeve siyasal aç›dan yanl›fl oldu¤u gibi, ekonomik-demokratik mücadele aç›s›ndan da bir yan›lg›d›r. Meselâ, al›nan kararlardan biri de “IMF, Dünya Bankas›, Dünya Ticaret Örgütü gibi emperyalizmin araçlar›yla yürütülen sömürü politikalar›n›n durdurulmas›” için mücadele verilmesidir. Avrupa emperyalizmine cepheden tav›r almayan bir gücün bu mücadeleyi vermesi mümkün de¤ildir. Çünkü IMF, Dünya Bankas›, Dünya Ticaret Örgütü Amerika demek oldu¤u kadar, Avrupa emperyalizmi de demektir. Avrupa Birli¤i bayra¤› alt›nda gerçeklefltirilmeye çal›fl›lan emperyalist tahakküme temelden karfl› ç›kmayanlar, bu birli¤in belirleyici ö¤elerinden biri olan IMF’ye, Dünya Bankas›’na karfl› da kararl› bir mücadele veremezler. Nitekim, veremeyecekleri, D‹SK’in kararlar›n›n baflka maddelerinden de bellidir. “Sermayeye karfl› mücadele” bafll›¤› alt›nda “borçlar›n halk›n ihtiyaçlar›na öncelik verilerek yeniden yap›land›r›lmas›”n› talep ediyor D‹SK. Borçlar D‹SK’in sorunu mu? ‹flçilerin sorunu mu? E¤er sermayeye karfl› s›n›f mücadelesi savunulacaksa, borçlar konusunda söylenecek tek fley, “borçlar›n iptali”dir. ‹flçi s›n›f›, tek kuruflunu almad›¤› borçlar›n “yeniden yap›land›r›larak ödenmesi” sorumlulu¤unu niye üstlensin? Ama, ayn› burjuva partiler gibi, emperyaliz-
min belirledi¤i “finansal” çerçevenin d›fl›nda kal›namayaca¤›n› düflünen reformist D‹SK yöneticileri, oligarflinin borçlar›n› kendilerinin sorunu sayarak, “borçlar›n yeniden yap›land›r›lmas›”ndan sözediyorlar. “Eme¤in Avrupas›” kavram›, utangaç Avrupa Birlikçileri’nin uydurdu¤u bir kavramd›r. Gerçeklikte hiç bir karfl›l›¤› yoktur. Avrupa Birli¤i, emperyalizmin ekonomik-siyasi-askeri birli¤idir. Bir emekçi örgütü olarak D‹SK, tüm emperyalistlerin tahakkümüne aç›kça karfl› ç›kma ça¤r›s› yapmad›¤› sürece, iflçileri bilinçlendirmek yerine, bilinçlerini çarp›tm›fl olacakt›r. Avrupa Birli¤i ve Avrupa Birli¤i savunuculu¤u, s›n›flar mücadelesinin tasfiyesini hedefleyen bir siyasal tutumdur. Avrupa Birli¤i’ni savunan bir D‹SK, s›n›flar mücadelesinin gereklerini yerine getiremez; onun yerine kendine ancak AB’nin öngördü¤ü “sivil toplumculuk” arenas›nda bir yer bulabilir.
D‹SK, “terör demagojisi”nin d›fl›na ç›kmal›d›r! Genel Kurul’da al›nan kararlar›n 8. maddesi ”fiiddete, teröre ve savafla karfl› mücadele”yi öngörmektedir. Peki “hangi fliddete” karfl› mücadele? Peki, sözü edilen “terör”ü yaratan kim? Bu sorular boflluktad›r. Muhtemeldir ki, D‹SK yöneticileri “hangi fliddete karfl› mücadele?” sorusuna “her türlü fliddete karfl› mücadele” nakarat›yla cevap vereceklerdir. Her türlü fliddete hay›r nakarat›, halklar›n yüzlerce y›ll›k ba¤›ms›zl›k, özgürlük, sosyalizm mücadelelerinin inkar›d›r. Ama bunun da ötesinde D‹SK’in kendi tarihini de inkar›d›r. Bunu söyleyen bir D‹SK’linin, kendi tarihinden meselâ 15-16 Haziran’› silmesi gerekir. Çünkü o iki ayaklanma gününde “iflçi s›n›f›n›n fliddeti” de vard›r. “Her türlü fliddete hay›r” diyen bir D‹SK’linin 1970’lerin sonundaki, D‹SK’in de çeflitli biçimlerde içinde yerald›¤› anti-faflist mücadeleyi de tarihinden silmesi gerekir. ‹flçiler, bütün o y›llar boyunca grev çad›rlar›nda silahla nöbet tutmad›lar m›, faflistler sald›rd›¤›nda silahlar›yla cevap vermediler mi? Çünkü baflka çareleri yoktu. “Teröre karfl› olma”, bugün, siyaseti emperyalizmin ve iflbirlikçi yönetimlerin “icazeti” alt›nda yapan herkesin ortak söylemidir. “Teröre karfl› oldu¤unu” deklare etmek adeta emperyalizme ve oligarfliye “ben sizin düzeninizin içinde yeralan bir gücüm” mesaj›n›n arac› olmufltur. “Teröre, her türlü fliddete karfl› olmak” nakarat›, “ak›ll›, uslu”,
Say› 112 33 20 Haziran 2004
emperyalizmin kabul edebilece¤i çerçeve içindeki bir muhalefetin alameti farikas›d›r. Bu çerçevede olmay› kabul edenlerin iflçi s›n›f›n›n ç›karlar›n› kararl›l›kla savunmas› mümkün de¤ildir. Sorunu, “faflist teröre, emperyalizmin terörüne karfl› mücadele” fleklinde ifade edemeyip “teröre karfl›” denildi¤inde bu emperyalizmin söylemini tekrar etmektir. D‹SK de bunu yapm›flt›r. Halk›n ç›karlar›n› savundu¤unu iddia edenlerin “terör demagojisini” papa¤an gibi tekrarlamalar›, kendi bindikleri dal› kesmekten baflka bir fley de¤ildir. Çünkü iflçi s›n›f›n›n ç›karlar› kararl›l›kla savunuldu¤unda, emperyalistler ve oligarfliler, o mücadeleyi de hiç tereddütsüz “terör” olarak niteleyeceklerdir. D‹SK yönetimi, daha geçen y›l, KESK’lilerin eyleminin nas›l “terör” olarak suçland›¤›n›, oligarflinin bu hakl›, meflru eylemlere “teröre karfl› mücadele” diyerek sald›rd›¤›n› hat›rlamal›d›rlar.
‹deolojisiyle, prati¤iyle düzenin de¤il, mücadelenin kulvar›ndaki bir D‹SK, s›n›f›n sendikas› olur!
Say› 112 34 20 Haziran 2004
Genel Kurul’da baz› konuflmac›lar “D‹SK'in say›sal gücüyle de¤il, ideolojik duruflu, muhalif kimli¤i ve devrimci geçmifliyle etkin bir örgüt oldu¤u”na vurgu yapt›lar. ‹lk bak›flta do¤ru gibi görünen bu sözler, gerçekte D‹SK’in ne olup olmad›¤›n› aç›klayam›yor. D‹SK’in say›sal gücü’ndeki düflüflün nedenini de es geçiyor. D‹SK’in say›sal gücü, ideolojik duruflundan, muhalif kimli¤inden ve devrimci geçmiflinden uzaklaflmas›na paralel olarak düflmüfltür. Emperyalizmin ve oligarflinin 12 Eylül’den bu yana sendikalara karfl› aç›k bir tasfiye operasyonu yürüttü¤ü s›r de¤ildir. Ama bu kadar kolay baflar› elde etmelerinin en önemli nedenlerinden biri de sendikalar›n iflçi s›n›f›na güven verecek bir direnifl ve mücadele hatt› ortaya koyamamalar›d›r. ‹flçiler üzerlerindeki tüm bask›lara ra¤men 1980’lerin ikinci yar›s›ndan beri örgütlenme, sendikalaflma mücadelesi veriyor. Ama gerek D‹SK, gerekse de Türk-‹fl, sendikalaflt›¤› için iflten at›lan, bask›lara maruz kalan iflçilere sahip ç›kmam›fllard›r. Yani baflka biçimde söylersek, D‹SK ve Türk-‹fl, örgütsüzlefltirmeye, üye say›lar›n›n her geçen gün düflürülmesine evet demifllerdir. Bunun baflka bir izah› yoktur. Bu sendikac›l›k ise s›n›f sendikac›l›¤› de¤il, iflbirlikçi ve icazetçi sendikac›l›kt›r. Siyasi bir tercihtir. Avrupa Birli¤i üyeli¤ini savunan, destekleyen, emperyalizmle ayn› söylemi kullan›p “teröre fliddete karfl›y›z” kararlar› alan sendikac›l›k, tek tek kiflilerin niyetlerinden ba¤›ms›z olarak iflbirlikçi icazetçi sendikac›l›k kulvar›nda kalmaya kendini mahkum eder. D‹SK, kararlar›nda öngördü¤ü gibi iflçilerin haklar›n› savunmak istiyorsa, emperyalizme, sermayeye karfl› mücadelede samimiyse, bu kulvardan ç›kmal›d›r.
15- 16 Haziran militanl›¤›yla NATO’ya karfl› mücadeleye! 15-16 Haziran direniflinin 34. y›ldönümü eylemleri, iflçilerin NATO’ya karfl› mücadelesiyle birleflti. 1516 Haziran 1970’te önüne kurulan polis-asker barikatlar›n› aflarak iki gün süren bir ayaklanmayla taleplerini kabul ettiren ve üç flehit vererek iflçi s›n›f› tarihine flanl› bir mücadele günü ekleyen direnifl, çeflitli flehirlerdeki eylemlerle selamland›. ‹stanbul’daki eylem, ‹stanbul Sendikalar Birli¤i(‹SB) taraf›ndan Saraçhane Park›’nda düzenlendi. ‹lk önce üç iflçinin flehit düfltü¤ü Yo¤urtçu Park›’nda bir bas›n aç›klamas› yapan ‹SB’li iflçiler, daha sonra Saraçhane’de topland›lar. Belediye-‹fl, TEKS‹F ve Genel-‹fl imzal› pankartlar›n aç›ld›¤› eyleme yaklafl›k 500 iflçi kat›ld›. Eylemde yap›lan konuflmalarda 15-16 Haziran direniflinin miras›n›n bugüne kadar sendikalar taraf›ndan istismar edildi¤i, art›k yeni 15-16 Haziranlar yaratmak zaman› oldu¤u vurguland›. Konuflmalarda ayr›ca NATO’ya karfl› yap›lacak eylemlere ça¤r› yap›ld›. Eylem s›ras›nda da iflçiler a¤›rl›kl› olarak NATO’ya karfl› sloganlar att›lar. ‹zmir’de, 15-16 Haziran direniflinin y›ldönümü nedeniyle D‹SK’li iflçiler Basmane’de Genel-‹fl binas› önünde toplanarak bir eylem yapt›lar. Yaklafl›k 70 iflçinin kat›ld›¤› eylemde de NATO karfl›t› sloganlar öne ç›kt›. “ABD, Ortado¤u’ dan Defol”, “NATO’yu Durduraca¤›z” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde, 15-16 Haziran direniflinin iflçilerin kendi gücünün fark›na vard›¤› bir eylem oldu¤una vurgu yap›ld›. ‹zmir Tekstil-Sen üyesi iflçiler de Çi¤li Organize Sanayi Bölgesi’nde yapt›klar› eylemle 15-16 Haziran direniflini and›lar. “Dünyan›n Bütün ‹flçileri Birleflin/Tekstil-Sen” yaz›l› bir pankart›n aç›ld›¤› eylemde genel grev genel direnifl ça¤r›s› yap›ld›. Ankara’da, D‹SK Genel-‹fl’e ba¤l› flubeler, Sakarya Caddesi’nde yapt›klar› eylem ve Genel-‹fl Merkez binas›nda düzenlenen panelle 15-16 Haziran direniflini selamlad›lar.
Emekçiler’den Özellefltirmeye Karfl› ‹fl B›rakma Telekom iflçileri, 10 Haziran yar›m gün ifl b›rakarak, Telgraf ve Telefon Kanunu’nun TBMM’de görüflülmesini protesto ettiler. Bir süre al›nan karar gere¤i, sektördeki bütün sendikalar›n birlikte hareket etti¤i eylemde, Telekom Müdürlükleri önünde, Haber-Sen, Haber-‹fl, Türk Haber-Sen, Birlik Haber-Sen ve Ba¤›ms›z Haber-Sen’in eylemleri oldu. ‹stanbul’daki eylem, Gayrettepe Telekom Müdürlü¤ü önünde yap›ld›. “Türk Telekom Ülkemizin Gelece¤idir, Gelece¤imizi Satt›rmayaca¤›z”, “Ekme¤imiz, Onurumuz, Gelece¤imiz ‹çin Grevdeyiz” yaz›l› pankartlar›n› Telekom binas›na asan iflçilere memur sendikalar› ve Türk-‹fl’e ba¤l› sendikalar da destek verdi. ‹flçiler, “Telekom halk›nd›r sat›lamaz”, “Tafleronlaflt›rmaya hay›r” yaz›l› önlükler giyerken, yap›lan konuflmalarda, Telekom gibi K‹T’lerin IMF ve Dünya Bankas› talimatlar› ile sat›ld›¤› dile getirildi. ‹flçiler ad›na aç›klamay› okuyan Levent Dokuyucu, emekçilerin taleplerini s›ralad› ve “Telekom’u peflkefl yasas› derhal TBMM’den çekilmelidir” dedi. Adana’da “Kahrolsun IMF Ba¤›ms›z Türkiye” sloganlar› hayk›r›l›rken, Ankara’da 1500 iflçi, Telekom’u peflkefl çetirmeyece¤iz dedi.
BES’ten Eylem Büro Emekçileri Sendikas› (BES) üyesi memurlar ve Devlet ‹statistik Enstitüsü (D‹E) emekçileri, Mecliste görüflülecek olan D‹E Yasa Tasar›s›'n› protesto ettiler. 14 Haziran günü, D‹E Genel Müdürlü¤ü önünde toplanan memurlar, burada bir bas›n aç›klamas› yapt›. BES ‹flyeri Temsilcisi Mustafa Subafl›, AB'ye uyum ad› alt›nda kadrolaflma yap›lmak istendi¤i, y›llard›r kurumda çal›flanlar›n sürgüne gönderilece¤ini söyledi.
“‹flten Atmalara Son” D‹SK/Tekstil Sendikas›’na üyesi Casleblair iflçileri, iflten atmalar› protesto ettiler. 14 Haziran günü iflyeri önünde toplanan iflçiler, 12 kiflinin iflten ç›kar›ld›¤›n› belirterek, arkadafllar›n›n geri al›nmas›n› istediler. ‹flçiler eylem s›ras›nda “‹flten atmalara son”, “‹flçiyiz hakl›y›z kazanaca¤›z” sloganlar› att›.
Alia¤a’da ‹fl B›rakma Eylemi Sonuç Verdi Özellefltirmeye karfl› mücadelesini sürdüren Alia¤a’daki PETK‹M iflçileri, bu kez arkadafllar›n›n iflten ç›karmalar›na karfl› iflbafl› yapmad›. 11 Haziran’dan bu yana 50 kifli iflten ç›kar›lm›fl ve ço¤unlu¤u Petrol-‹fl üyesi olmak üzere yeni ç›karmalar gündeme getirilmiflti. 14 Haziran günü iflyerine gelerek iflbafl› yapmayan iflçiler, Genel Müdürlük binas› önünde topland›. Burada bir konuflma yapan Petrol‹fl Sendikas› Alia¤a fiubesi Baflkan› ‹brahim Do¤angül, patronun aç›klamas›na göre, yeni iflten atmalarla birlikte bu say›n›n 143’ü bulaca¤›n› belirtti. Do¤angönül, karar geri al›nana kadar eyleme devam edeceklerini belirtti. Di¤er vardiyalardaki iflçilerin de direnifle kat›lmas› üzerine, 15 haziran günü, patron iflçilerin talebini kabul ederek geri ad›m att› ve emeklilik gerekçesiyle iflten at›lan bütün iflçiler ifllerine döndüler.
“Umuda Beyaz Yürüyüfl” ‹ki kez ifl b›rakarak taleplerini dile getiren sa¤l›k emekçileri, “Umuda Beyaz Yürüyüfl” bafllatt›. Türk Tabipler Birli¤i (TTB) taraf›ndan yap›lan aç›klamada, 16-18 Haziran tarihlerinde, Türkiye’nin bütün kentlerinden Ankara’ya “Umuda Beyaz Yürüyüfl” bafllat›laca¤› belirtildi. TTB ikinci Baflkan› Metin Bakkalc›, “Bu yürüyüfl hekimlerin, müflteriye hastal›k satan” meslek grubu haline dönüfltürülmesine bir itirazd›r” dedi. Yürüyüfl halen sürerken, sa¤l›k emekçileri, 18 Haziran akflam› Abdi ‹pekçi Park›’nda karfl›lanacak ve 19 Haziran’daki Genel Kurul’un ard›ndan, sonuçlar› Sa¤l›k Bakanl›¤› önünde yap›lacak bas›n aç›klamas›yla kamuoyuna duyurulacak. .
Tamek’te Direnifl Eski Gemlik Yolu üzerinde kurulu bulunan Tamek meyve suyu fabrikas› iflçileri patronun bask›lar›n› protesto için fabrika önünde eyleme bafllad›. ‹flçiler, Öz G›da-‹fl’e üye olduklar› için iflten at›lan arkadafllar›n›n geri al›nmas›n› talep ediyorlar ve ücretlerin yetirsizli¤ini protesto ediyorlar.
Hasan Bal›kç›’n›n Katillerine Ceza Urfa'da bir fabrika müdürünün talimat› ile katledilen Hasan Bal›kç›’n›n katillerinden Zeki Akkoyun ve fieyhmus Taflan'a müebbet a¤›r hapis, Y›lmaz Çakmak'a 6 ay› a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet hapis cezas› verildi. 11 Haziran günü yap›lan duruflmaya DKÖ’ler, EMO yetkilileri de kat›l›rken, “Hasan Bal›kç› Ölümsüzdür” sloganlar›yla bir aç›klama yap›ld›.
Say› 112 35 20 Haziran 2004
3 Y›l Önce Hukuksuz fiekilde Kapat›lan Anadolu TAYAD 2. Ola¤an Genel Kurulu ‹le Faaliyetlerine Yeniden Bafllad›
TAYAD’LILARIN MÜCADELE MEVZ‹S‹ HEP OLACAK 27 Aral›k 2001 tarihinde, ‹stanbul Valili¤i taraf›ndan Üsküdar Cumhuriyet Savc›l›¤›'na gönderilen talimatla kap›s›na mühür vurulan Anadolu TAYAD, 3 y›l boyunca ç›kar›lan bütün engelleri aflarak, 13 Haziran günü düzenledi¤i 2. Ola¤an Genel Kurulu ile faaliyetlerine yeniden bafllad›. Genel Kurul’da bir konuflma yapan dernek baflkan› ‹smail Kara, Anadolu TAYAD'›n nas›l bir keyfilik ve hukuksuzluk içinde kapat›ld›¤›n›n öyküsünü de k›saca anlatt›.
Say› 112 36 20 Haziran 2004
‹smail Kara, Anadolu TAYAD'›n 4 Ocak 2000 tarihinde kuruldu¤unu, hapishanelerde bafllayan açl›k grevi ve ölüm oruçlar› sürecinde tecrit hücrelerine karfl› aktif mücadele içinde yer ald›¤›n› hat›rlatt›. Kamuoyu yaratmak, ölümleri engellemek için yo¤un bir mücadele verdiklerini belirten Kara, yetkililere baflvurduk, “Cezaevlerinde sorun yok dediler” fleklinde konufltu. Bütün çabalar›na ra¤men giriflimlerden sonuç alamamalar› üzerine, tamam› dernek üyesi olan TAYAD’l› Aileler olarak dernek binas›nda açl›k grevine bafllad›klar›n› dile getiren Kara, “her cezaya raz›yd›k, yeter ki çözüm bulunsun diyorduk” dedi. Bilindi¤i gibi, bu açl›k grevinden dolay›, hem dernek hem de eyleme kat›lanlara dava aç›ld›. Bu sürede hapishaneler katliam› yafland› ve Aral›k 2001’de, Anadolu TAYAD, Ümraniye Emniyet Müdürlü¤ü polisleri taraf›ndan mühürlendi.
“Ölmesinler...” Diye Açl›k Grevi Yapt›klar› ‹çin Cezaland›r›ld›lar Devam›n› ‹smail Kara’n›n, genel kurul konuflmas›ndan özetle aktaral›m: “Emniyet Müdürlü¤ü'ne ça¤r›ld›m. Bana bir matbaada bas›lm›fl, alt›nda derne¤in armas› konulmufl bir bildiri gösterildi. Böyle bir bildiriden haberimiz olmad›¤›n›, yaz›lan konular›n dernek konular›
Afifle Hapis! Gerçek, Cezaland›r›lmakla De¤iflmez Dersim'de 21 Ocak 2004 tarihinde TAYAD üyesi olan Derya Ula¤, üzerinde 10. Ölüm Orucu Ekibi'nde yer alan direniflçilerin isimlerinin yaz›l› oldu¤u "Kim Bunlar, Ne ‹stiyorlar, Sorun Ö¤renin" yaz›l› yasal afifli Yeralt› çarfl›s›na asarken, afiflteki yazanlar üzerine kendisine soru soran 3 ö¤renciyle (Serdar Polat, Özcan Do¤an, Özcan Duta¤ac›) birlikte polisce gözalt›na al›nm›fl ve ayn› gün serbest b›rak›lm›fllard›. Gözalt›na al›nan ö¤renciler ve Ula¤, polis-
ile ilgili bir konu olmad›¤›n› belirttim. 2 gün sonra, yani 27 Aral›k 2001’de, ‹stanbul Valili¤ince derne¤imiz mühürlendi. Dava aç›ld›. 4-5 ay sonra yine Emniyet'e ça¤›rd›lar. Mühürü neden açt›¤›m›, eflyalar›n nereye götürdü¤ümü sordular, böyle bir fleyden bilgim olmad›¤›n› söyledim, ikna olmad›lar. Bir süre gözalt›na alarak Savc›l›¤a sevk ettiler, serbest b›rak›ld›m. Dava aç›ld›. Dernek binas›, mülk sahibi taraf›ndan baflkas›na kiraya verilmifl ve ev sahibi sökmüfltü mühürü, bu durumu ispatlad›k. Ancak, açl›k grevi davam›zda Yönetim Kurulu üyelerine 550 milyon TL, eyleme kat›lanlara ise 92 milyon 500 bin TL para cezas› geldi.”
Anadolu TAYAD Mücadele Mevzisinde TAYAD’› susturmak, hapishaneler katliam›na tepkiyi kesmek içindi tüm bu bask›lar. Sonuç olarak Anadolu TAYAD’›n mühürleri, 2 fiubat 2004’te söküldü ve 13 Haziran’daki genel kurul ile yeniden faaliyetine bafllad›. TAYAD’l›lar bir çok kez kapatmalar, yasaklar, bask›lar yaflad› ve halen yafl›yorlar. Hiçbir bask›, TAYAD’l›lar›n demokratik mücadelede mevzisiz kalmas›n› sa¤layamad›. 1 Nisan terörüyle TAYAD kapat›ld›, Anadolu TAYAD yeni mevzi olarak demokratik mücadelede yoluna devam ediyor, tecriti, 112 ölümü anlatmay› sürdürüyor .
ler hakk›nda gözalt›nda bask› ve hakarete maruz kald›klar› için suç duyurusunda bulunmufllard›. Polisler hakk›nda takipsizlik karar› veren mahkeme, Derya Ula¤, Serdar Polat ve Özcan Do¤an'a cezalar ya¤d›rd›. Bu üç kifliye, “Kamuya aç›k alana afifl asmaktan” 1 y›l hapis, 185 milyon para cezas› verilirken, 18’den küçük olan Özcan Duta¤ac›'na da 1 y›l 1 ay 10 gün hapis ve 123 milyon para cezas› verildi. 15 Haziran’da, Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen duruflman›n ç›k›fl›nda, Baro Baflkan› Hüseyin Aygün, karara “adaletsizlik” diyerek tepki gösterdi.
◆Tayyip Hollanda’da Protesto Edildi ◆112 Ölüm Gerçe¤i Karfl›s›nda Cevap Vermek Yerine Yalan Söyledi, Demagoji Yapt›
SUÇLU SUÇUNU B‹L‹YOR! Tayyip Erdo¤an, 17 Haziran’da Hollanda'n›n Rotterdam flehrinde, Erasmus Kongre merkezinde kat›ld›¤› bir toplant›da TAYAD Komite’liler taraf›ndan protesto edildi. Tayyip'in Hollanda'da yaflayan Türkiyelilere yönelik demagojilerle dolu konuflmas› s›ras›nda tam “Kimse kimseyi inanc›ndan dolay› yarg›lamaya kalkmas›n” sözlerini söylemesinin ard›ndan TAYAD Komite üyesi Erdal Göko¤lu, Tayyip Erdo¤an’a flunu sordu: “Peki F tiplerinde öldürdü¤ünüz 112 Kifli için ne diyeceksiniz? Yan›n›zdaki Maksut Karal bir iflkencecidir...” Tayyip Erdo¤an’›n ve dinleyecilerin flaflk›nl›ktan sustu¤u ortamda TAYAD Komite üyesi sözlerini sürdürerek “Maksut Karal, bana iflkence yapt›. F tiplerindeki tecridi kald›r›n” dedi. ‹ki TAYAD Komite üyesi polis taraf›ndan salondan ç›kar›l›p gözalt›na al›n›rken, Göko¤lu’nun sözlerinin a¤›rl›¤› alt›nda kalan Tayyip Erdo¤an’›n bu sözlere vermeye çal›flt›¤› cevaplar ise, bir SUÇLU’nun ruh halini yans›t›yordu. Kendisine “yak›n koruma” seçti¤i Maksut Karal’›n iflkenceci oldu¤unu çok iyi bilen Tayyip, Karal’a dönüp güya “alayc›” bir flekilde, “sen mi iflkence yapt›n” diye sorarak bu suçlamay› geçifltirmek istedi. (Karal, bu göreve getirilmeden önce meflhur Ankara DAL iflkencehanelerinde görev yapm›fl ve gözalt›na al›nan yüzlerce devrimciye bizzat iflkence yapm›flt›r. Koruma müdürlü¤ü, iflkencecili¤inin ödülüdür.) SUÇLU, kürsüde konuflmas›na flöyle devam
Açl›¤›n ve Zulmün Baflbakan›’na Rotterdam’da Pankartl› “Karfl›lama” Tayyip Erdo¤an’›n Hollanda’ya gelece¤ini ö¤renen Haklar Ve Özgürlükler Cephesi’nin ça¤r›s›yla biraraya gelen 60 kadar Türkiyeli, 16 Haziran’da Rotterdam’daki Türkiye Konsoloslu¤u önünde bir gösteri yapt›. Onbinlerce kufllaman›n da at›ld›¤› konsolosluk önünde “Tayyip Erdo¤an: Açl›¤›n ve Zulmün Baflbakan›, Bir Amerikan Ufla¤›” yaz›l› ‹ngilizce bir pankart aç›ld›. Bir saatten fazla süren eylem boyunca “Katil Bush, Katil Blair, Katil Tayyip”, “Kahrol-
etti: “De¤erli arkadafllar... Açl›k grevi yapmak suretiyle zaman zaman olmufl bu hadiselerin flu anki iktidara, bizim yönetimimize maledilmesi yanl›fl bir mant›kt›r. Bizim dönemimizde böyle bir hadise yok...”
Yalana bak›n, kendi dönemlerinde böyle bir hadise yokmufl. 112 ölümün 15’i AKP iktidar›nda gerçekleflti. Ama kitle karfl›s›nda bunu üstlenecek, söyleyecek cesareti gösterememifltir Tayyip. ‹kincisi, “bizim dönemimizde olmad›” diyerek de 112 insan›n öldürüldü¤ü katliam›n sorumlulu¤undan kurtulamaz. Türkiye tarihinde ilk defa, Adalet Bakanl›¤›’n›n bir bürokrat›, bir katliamdaki rolü nedeniyle “devlet madalyas›”yla ödüllendirildi; bu ödülü veren de AKP’ydi. Kitlelerin karfl›s›nda iflte bunu gizledi Erdo¤an. Niye “bizim iktidar›m›z zaman›nda olmad›” deyip suçu üzerinden atmaya çal›fl›yor da, “19 Aral›k bizim iktidar›m›zda olmad› ama, bizim de onaylad›¤›m›z bir operasyondu, yapanlara ödül verdik, 19 Aral›k’ta bafllat›lan tecriti de aslanlar gibi sürdürüyoruz” demedi o kitle karfl›s›nda? Niye yapt›klar›n› savunmad›? Çünkü suçlu suçunu biliyor, bunun için gizliyor. Suçunu gizleyen Tayyip demagojisini flu sözlerle sürdürdü kürsüde: “‹kincisi, açl›k grevini niye yap›yorsun? Bir defa bir insan›n kendisine emanet edilen flu vücuda iflkence yapmaya hakk› yoktur...” Sanki Diyanet ‹flleri Baflkan›! Sen niye insanlar› açl›k grevi yapmak zorunda b›rakt›¤›n› izah et, edebiliyorsan! sun Amerikan ‹flbirlikçileri” sloganlar› at›ld›. Tayyip’in riyakar hayat hikayesini anlatan, din pezevenkli¤ini gösteren bir konuflmayla eylem sona erdirildi.
Say› 112 37 20 Haziran 2004
‹KÖ Zirvesi’nde AKP Kimi Temsil Etti? ‹slam Konferans› Örgütü’nün 31. D›fliflleri Bakanlar› Konferans›, Türkiye’de yap›ld›. Zirve sonucunda yay›nlanan bildiride, ‹ran'la dayan›flma belirtilirken, “Bar›fl sürecinin zarar görmesinden tamamen ‹srail sorumludur” denilerek “Filistin’e destek” verildi. Irak’ta kukla hükümetin kuruluflundan da memnunluk duyuldu¤u belirtilen bildiride, -merkezi ABD politikas› oldu¤u alenileflti¤i halde- Ebu Garib’deki iflkence sorumlular›n›n yarg›lanmas› istendi. AKP aç›s›ndan da, gerçek niyetini gizleyebilece¤i iki geliflme yafland›. Bunlardan biri, ‹KÖ Genel Sekreterli¤i’ne, AKP’nin aday› Prof. Dr. Ekmeleddin ‹hsano¤lu’nun seçilmesi, di¤eri ise, ilk kez KKTC’den “devlet” diye söz edilmifl olmas›.
Say› 112 38 20 Haziran 2004
Zirve süresince, müslüman ülkelerde “de¤iflimin, d›flardan dayatma ile de¤il, iç dinamikleri ile olmas› gerekti¤i” vurguland›. Çeflitli ülkeler, ABD’nin Büyük Ortado¤u Projesine karfl› ç›kt›klar› için bunu ifade ediyorlard›, ancak, bunu en s›k kullanan Abdullah Gül’ün (AKP’nin) sorunu, esas olarak BOP’ta oynanacak rolle ilgiliydi. Elbette bask›c› rejimler de¤iflmeli; ancak kastettikleri “de¤iflim” nas›l bir de¤iflimdir? Bunu net olarak ortaya koydu¤umuzda, AKP’nin müslüman ülkeler karfl›s›ndaki misyonu, ‹KÖ’deki rolü ve Genel Sekreterli¤i bundan sonra ne için kullanaca¤› da daha aç›k görülecektir. “De¤iflim” dedikleri, Ortado¤u ülkelerinin kapitalist pazar ekonomisine eklemlenmesidir. Yani, Irak neden iflgal edilmiflse, di¤er ülkelerde ayn› fleyin “de¤iflim” ad›yla yap›lmas›d›r. Emperyalist tekellere kap›lar›n aç›ld›¤› yerde, iflgal askerlerine gerek yoktur. Bu konuda en somut örnek Türkiye’dir, ba¤›ml›-
Tayyip’den Saçmalamalar Tayyip Erdo¤an, Amerika’da, Chicago'da Ortado¤u üzerine yap›lan bir aç›k oturumda, ABD Kongre üyesi Jane Harmon’un, “Il›ml› ‹slam” tan›m›na karfl› ç›karak, “orta yolcu” olduklar›n› söyledi ve devam etti: “Türkiye ›l›ml› ‹slam'›n egemen oldu¤u bir ülke de¤ildir. Il›ml› ‹slam ifadesi yanl›flt›r. Sadece ‹slam'd›r. Il›ml› ‹slam deyince bunun alternatifi ç›kar, o da ›l›ms›z ‹slam'd›r. ‹slam afl›r›l›klar› reddeder. Ben afl›r› Müslüman de¤ilim. Biz orta yolu bulmufl bir Müslüman›z.” Nerede kullan›ld›¤›ndan ba¤›ms›z olarak, “Orta yolculuk” asl›nda savunuyor gözüktü¤ünü savunmamakt›r, gere¤ini yapmamakt›r. Keza, ayn› za-
laflt›rman›n binbir yolu uygulan›r tekeller taraf›ndan. AKP çok do¤al ve olmas› gereken bir durumdan söz edercesine diyor ki; herkes kapitalist pazar›n parças› olacak, zenginliklerini tekellere açacak, bu arada emperyalist demokrasiyi de kendine halk›n gerçek demokrasi gibi yutturacak... Bunu yapmazsan›z, d›flar›dan müdahale olur, zorla yapt›r›l›r... ABD de ayn› fleyi söylüyor ve yapmak istiyor. Gül’ün, “iç dinamik” ve sözlerle üzerini örtmek istedi¤i; emperyalistlerin G-8 Toplant›s›’na, (tam da aptal ufla¤› p›flp›fllamaya uygun bir kavramla) “demokratik ortak” olarak kat›lan Tayyip’e verilen roldür. AKP de zirvede ABD’nin politikalar›n› temsilcisidir. “K›br›s ve genel sekreterlik zaferi” havas› ile, demagojik “de¤iflim” laflar›yla bu gerçe¤in üzeri örtülmek isteniyor. Arap rejimleri temsilcilerine gelince; ‹stisnalar› d›fl›nda tutarsak, en geneli, Filistin davas›n› satan, Irak’› s›rt›ndan0 hançerleyen, bugüne kadar ABD deste¤iyle ayakta duran ve flimdi ABD’nin yeni planlar› gere¤i tasfiye ile karfl› karfl›ya kalan iflbirlikçi asalaklard›r. Bildirilerindeki “Filistin’e deste¤in” hiçbir pratik karfl›l›¤› yoktur. T›pk›, her gün, her f›rsatta “‹srail’i elefltiri” flovu yapan Tayyip Erdo¤an gibi. ‹srail ile siyasi, ekonomik ve askeri iliflkilerini sürdüren, ‹srail’i büyütmeyi ve güvence alt›na almay› planlayan Büyük Ortado¤u Projesi’ne destek veren Tayyip ne kadar Filistin’i düflünüyorsa, onlar da o kadar düflünüyor. Riyakarl›k ortak özellikleri, çünkü ayn› mayay› tafl›yorlar.
manda, “›l›ml›l›¤›” da içerir. Tayyip’in “orta yolculu¤u” aç›k, çünkü icraatlar› ile ‹slamla, Müslümanl›kla ilgisi olmad›¤› görülmüfltür. En iyi Amerikanc›lar, en iyi “orta yolcu Müslümanlar” ise, buna diyecek yok elbette. Bundan daha ‘vahimi’ Tayyip kiflili¤i: “afl›r› Müslüman de¤ilim” diyor, “›l›ms›z ‹slam”dan söz ediyor. ‘Kasaba politikac›l›¤›na’, kaba demagojiyle cehalete seslenmeye öyle bir al›flm›fl ki, saçmal›yor ama büyük laf etti¤ini düflünüyor. Ne de olsa, Bush s›rt›na vurarak “büyük adams›n” dedi ya!... Dini ABD’nin ç›karlar› için kullanmak hangi islam tan›m›na giriyor acaba; ›l›ml› m›, ›l›ms›z m›? Ya da, hangi ‹slam anlay›fl› ile, ABD’nin verdi¤i “Ortado¤u’ya model olacaks›n” görevine soyunuyor?
D‹REN‹fi‹N ‘KOCA ÇINARI’ MEZARI BAfiINDA ANILDI Ölüm orucu direniflinin “koca ç›nar›”, direniflçilerin “Veli Day›s›”yd› O. Direniflçiler aras›nda “en yafll›” olan bedeniyle, en genç kavga ruhuyla at›ld› ön saflara. Katliamc›lardan kaç›rd›¤› “bu benim incim” dedi¤i hazinesini sol gö¤süne koyarak bekledi ölümü. Ölümü beklerken, yaflatmak için ölmenin büyük erdemiyle gururland›. Ve 14 Haziran 2001 tarihinde ölüm orucu direniflinde flehit düfltü. Veli Günefl’ten söz ediyoruz. Dersim Temel Haklar üyeleri, Veli Günefl'i, 16 Haziran günü mezar› bafl›nda and›. Önce Veli Günefl'in ailesini ziyaret eden Temel Haklar üyeleri, daha sonra mezar› bafl›nda sayg› duruflunda bulundu. Sayg› duruflunun ard›ndan Veli Günefl'in hayat›n›n anlat›lmas› ve okunan fliirle anma sona erdi.
Keyfi Gözalt› ve Yalan Kocaeli Temel Haklar kurucu üyesi Fehmi Ayd›n, 13 Haziran günü Mecidiyeköy'deki Y›lmaz Yay›nc›l›k'tan ç›kt›ktan sonra gözalt›na al›nd›. Ayd›n'›n, polislere gözalt› gerekçesini sormas›, sald›r›yla cevapland›. Ertesi günü savc›l›¤a ç›kart›lmadan serbest b›rak›lan Ayd›n, gözalt›nda, “Ekmek ve Adalet Dergisi okumamas›, derginin yasad›fl› oldu¤u” yalan› söylenerek tehdit edildi.
‹nfaz Yasas›na Protesto Yeni infaz yasas›, ‹zmir Konak’ta protesto edildi. ‹HD, ÇHD ve TAYD-DER'in düzenledi¤i eyleme, HÖC de kat›ld›. Eylemde, "Tecriti Kald›r›n Ölümleri Durdurun, Zindanlar Boflals›n Tutsaklara Özgürlük, Tek Tip ‹nsan Olmayaca¤›z" sloganlar› at›ld›.
‹flsizli¤inResmi Hat›rlayacaks›n›z, Baflbakan Tayyip Erdo¤an bir toplant› s›ras›nda “iflsisiz, ifl istiyoruz” diye ba¤›ran birine “Genç adams›n, tafl› s›k suyunu ç›kar” cevab›n› vermiflti. Ama ortada “s›k›lacak tafl” nerede? Tafl› s›ksa suyunu ç›karacak güçte, kuvvette insanlar da ifl bulam›yor. Sadece 30 bin kiflinin al›naca¤› devlet memurlu¤u s›nav›na 1 milyon 737 bin 737 kiflinin baflvurmas› herfleyi gösteriyor. Üstelik kazananlar›n yerlefltirilece¤inin de garantisi yok. 1999 y›l›nda yap›lan Kamu Personeli Seçme S›nav›’n› 392 bin kifli kazanm›fl, ancak bunlardan sadece 89 bini yerlefltirilmiflti. Tabi, hukuk olmad›¤› için “kazan›lm›fl hak” da yoktur bu ülkede. Yani, geri kalan 300 bin kifli sonraki dönemlerde de yerlefltirilmedi, zaten kazand›klar› bir s›nava yeniden girmekten baflka çareleri yok... Bofl konufluyor bu ülkenin baflbakan›. 10-11 Temmuz'da yap›lacak Kamu Personeli Seçme S›nav›’na (KPSS) neredeyse 2 milyon kifli baflvuruyor. Üstelik art›k herkes “Kamu personeli” olman›n üç kurufl maafla talim etmek oldu¤unu biliyorken... Üstelik “Kamu Yönetimi Reformu” sayesinde memurlar›n da ifl güvencesinin ortadan kalkaca¤› biliniyorken... Yap›lan yeni bir düzenlemeye göre, Kamu Personeli Seçme S›nav›'na art›k ortaokul mezunlar› da giremeyecek; ilk ve ortaokul mezunlar›na art›k bu ülkede “devlet kap›s›nda” ifl de yok. Zaten Tayyip Erdo¤an, “devlet kap›s› ifl kap›s› olmayacak” demiyor muydu? Peki ne yapacak bu milyonlarca insan? Aç kals›nlar, ölsünler! “Tafl› s›k suyunu ç›kar” soytar›l›¤›n› es geçersiniz, tastamam söylenen bundan ibarettir. Kamuda durum buyken, “özel sektör”de farkl› m›? Herkes biliyor ki, en yo¤un iflten ç›karmalar bu alanda yaflan›yor. Patronlar en az iflçiyle en çok ifli yapt›rmak için azg›n ve gözü doymak bilmez bir sald›r› içindeler. Nas›l sald›rmas›nlar; iktidar arkalar›nda, hiçbir isteklerini geri çevirmiyor ve iflgüvencesini yok eden her yaz›y› güle oynaya ç›kar›yor. Nas›l sald›rmas›nlar; iflçinin örgütsüzlefltirilmesi için her türlü bask› patron ve iktidar›n polisi jandarmas› ile yo¤un flekilde sürdürülüyor. Ve nas›l sald›rmas›nlar ki, sendikalar›n bir ço¤u koltuk derdinde, patronla, hükümetle iyi geçinmek için sesini ç›karm›yor. Bir ülkede ekonominin düzelmesinin en somut göstergelerinden biri iflsizlik rakamlar›d›r. Gizlenen, D‹E’nin alavere dalavere ile çarp›tt›¤› iflsizlik rakamlar› böylesi durumlarda nas›l da ortaya ç›k›yor. Bir tek s›nav ve belli flartlar aranarak yap›lan bir s›nav’da milyonlar ifl kuyru¤una giriyor. ‹flsizli¤in bundan daha net bir resmi olabilir mi?
Say› 112 39 20 Haziran 2004
A yn› S afta
Ev hayat›, ifl hayat› derken... Siyasete vakit bulamayan “önderler”!
Burjuva bas›nda “Sol” üzerine yaz› dizileri birbirini izliyor. Kimi solu ar›yor (Radikal, “Sol Nerede?” diyordu örne¤in.) Bir süre önce yine Radikal’da “Sol’da Aray›fl” bafll›kl› bir yaz› dizisi yap›lm›flt›. Kiminin arad›¤› ise solun gelece¤i! Nisan ay›nda Ülkede Özgür Gündem’de “Sol Gelece¤ini Ar›yor” bafll›¤›yla bir dizi yap›lm›flt›. Anlafl›lan Cumhuriyet yazarlar› o aray›fltan tatmin olmam›fl ki, aradan bir ay geçmeden ayn› isimle –Sol Gelece¤ini Ar›yor– bir yaz› dizisi de Cumhuriyet bafllatt›.
Say› 112 40 20 Haziran 2004
Bu dizilerden solun ufkunu geniflleten düflünceler, öneriler ç›km›yor ne yaz›k ki! Çünkü hemen hepsi daha bafltan “düzenin çizdi¤i s›n›rlar içindeki” bir solu esas al›yorlar. Ve asl›nda sola dair çözümlemeler yapmaktan, bir sorunu araflt›rmaktan çok, belli bir sol anlay›fl›, düzen içi solculu¤u empoze ediyorlar. Fakat bununla birlikte çeflitli itiraflara, çeflitli olgular›n ortaya ç›kmas›na, kimin ne kadar sol olup olmad›¤›n›n görülmesine de vesile oluyor bu diziler. Bu yaz›m›zda “sol” hakk›nda yap›lan dizileri de¤erlendirmek de¤il amac›m›z; sadece girifl bab›nda k›saca bu dizilerin genel mahiyetine de de¤indik. As›l olarak ele almak istedi¤imiz ise, Cumhuriyet’teki son yaz› dizisinde ÖDP Genel Baflkan› Hayri Kozano¤lu’nun sözleridir. Kozano¤lu, dizideki sorulara verdi¤i cevaplarda, reformist solun mevcut halini ve yaflad›¤› açmaz› bir biçimiyle ortaya koyuyor. Cumhuriyet’teki röportajda ÖDP Genel Baflkan› Kozano¤lu’na flu soru soruluyor: - ÖDP, neden bindelik oranlar› aflamad›? Kozano¤lu cevap veriyor: “ÖDP 12 Eylül sonras›nda kitleselleflmenin efli¤ine gelen tek sosyalist parti oldu. 18 Nisan 1999 seçimlerinden sonra kitleselleflme yolunda bir duraklama oldu. ÖDP'nin, 12 Ey-
lül öncesinin sol kadrolar›n›n önemli yer tuttu¤u üye taban›nda ifl hayat›na, aile hayat›na da bir çekilme oldu...” (13 Haziran 2004) Ve sözlerini de flöyle tamaml›yor: “ÖDP'yi 'liberal' parti kontenjan›na uygun görenlerde hayal k›r›kl›¤› yaratt›. Geleneksel sol anlay›fllarla da Kürt sorunu, ölüm oruçlar› sürecinde ayr› düfltü. ... ortodoks zihniyetle çat›flt›. ... ÖDP flimdi program›, özgürlükçü sosyalizm anlay›fl› çerçevesinde kendi sosyolojik kitlesine, s›n›f taban›na yönelmek zorunda.” *** fiimdi bir bir bakal›m Kozano¤lu’nun “tezleri”ne. “Kendi s›n›f taban›na yönelmek... kitlelere yönelmek” sözleri önceki ÖDP Genel Baflkan› Ufuk Uras’›n röportajlar›n›n da de¤iflmez sözleriydi. Ama bir türlü gerçekleflmedi. Kozano¤lu da, sonraki ÖDP baflkanlar› da göremeyecek bu sözlerin gerçekleflti¤ini. Çünkü temeldeki açmaz› de¤ifltirecek bir muhasebe yok. Temeldeki açmaz ise, Kozano¤lu’nun “s›radan” bir sorun gibi sözünü etti¤i “üye taban›nda ifl hayat›na, aile hayat›na çekilme”dir. ÖDP Baflkan›, kendi gerçeklerini çarp›t›yor burada. “‹fl hayat›na, ev hayat›na çekilenler”, üye taban› de¤il, bizzat ÖDP’nin önderleri, yöneticileridir. Üye taban› olsa olsa, onlar›n yolunu izlemifltir. ÖDP’yi oluflturan kadrolar, herkesin bildi¤i gibi geçmiflin (Devrimci Yol, KSD, TKEP, TKP gibi) çeflitli siyasi hareketlerinin yönetici kadrolar›d›r. Bu kadrolar, 12 Eylül’de içeride yatm›fl, buralarda ço¤unlukla direniflin de¤il, teslimiyetin, “sa¤ ç›kman›n” teorisini yapm›fl, eski görüfllerini inkar etmifl, ve ç›k›nca da düzene yerleflmifl kiflilerdir. ÖDP, düzene yerleflmifl bu kesimin yeni statükosuna uygun teorilerle kurulmufl bir partidir. Yani Kozano¤lu’nun dedi¤i gibi sonradan “ifl
hayat›na, ev hayat›na çekilme” yoktur; zaten teori bafltan bu düzen içi statükoya göre oluflturulmufltur. Sözü edilen yönetici kadrolar, kendileriyle benzer durumdaki y›lg›n, yorgun taraftarlar›n› da kendi statükolar› içine çekmeyi hedeflemifllerdir. ÖDP’nin üzerinde çal›flt›¤› esas “taban” da bunlar olmufltur baflta. Tabii bu çal›flma biz düzen içine yerlefliyoruz, siz de gelin diye yap›lmam›fl, tersine “devrimci hareketi yeniden örgütleme, toparlanma, sosyalizmi diriltme” gibi söylemlerle yap›lm›flt›r. Bu hareketlerden belli bir umut bekleyen binlerce taraftar, bafllang›çta bunlar›n söylemlerine kanm›fl ve o batakl›¤›n içine çekilmifllerdir. Sonradan küsüp iyice düzen içine çekilenler de ço¤unluklu bu aldat›lan kesimlerdir. *** Kozano¤lu, durumu tarif ederken dürüst davranm›yor. S›radanlaflt›rarak ifade etti¤i ifl hayat›na, ev hayat›na çekilme, asl›nda Türkiye halklar›na, binlerce devrimci kadro ve taraftara karfl› ifllenmifl bir aldatma suçunun sonucudur. Bir örgütlenmenin düzen içileflmesini ve düzen batakl›¤›nda gün gün gün hantallafl›p çürüyüflünün trajik hikayesidir asl›nda ÖDP’nin geliflimi. Kozano¤lu ev hayat›na, ifl hayat›na çekilenlerden flikayet ediyor. Bu tür “flikayetler” yeni de¤ildir ÖDP’de. ÖDP’de kah afifl asacak, kah binalar›n› açacak adam bulamamaktan, yöneticilerinin gerekli dinamizmi gösterememesinden çokça flikayet edilmifltir. Ama bu bir sonuçtur ve bu sonucu yaratan nedeni görmek istememifllerdir. ‹fl hayat›, ev hayat› derken... Partiye siyasete zaman bulamayanlar›n partisi ÖDP! Tablo budur. Bu tablo, ÖDP’lilerin bafl›ndan itibaren teorisini yapt›klar› bir anlay›fl›n sonucudur zaten. “Geceleri rahat uyuyabilenlerin partisi”, “tembellik hakk›n› kullanabilenlerin partisi” deyimleri kendile-
rine aittir. Bu ülkede gece kap›n› polisin çalmas› ihtimali olmadan yap›labilecek bir solculuk, istedi¤i karara uyan, istemedi¤inde tembellik halk›n› kullanan bir solculuk, iflte böyle, ev hayat›n›, ifl hayat›n› esas al›p, arada bir de panellerde, bas›n aç›klamalar›nda boy gösterme solculu¤udur. Zaman zaman örnek vermiflizdir, hat›rlanacakt›r; teorisyenli¤e soyunan biri siyasi faaliyetlerinin yo¤unlu¤undan yak›n›yor, “Evim, iflim, arabam›n tamiri, çocu¤un okulu, kursu...” deyip, her panele yetiflemedi¤inden yak›n›yordu. Evet, bu “kadro, yönetici” tipi böyledir; önceliklerinin bafl›nda evi, ifli gelir. Onun yaflam›nda fedakarl›k yoktur, bedel ödemek, riske girmek yoktur. Ama daha vahimi, bunlar, sol ad›na, devrimcilik ad›na, mücadele ad›na ahkam kesmekte, kendi düzen içi partilerinde statükolar›n› sürdürüp devrimci örgütlere karfl› “sa¤duyu, ak›ll›l›k” dersleri vermektedirler. Asl›nda bu solculuk tipi, “›slah” olmufl solculuk tipidir. Sistem bunu esas olarak da bunlar›n hapishanelerde oldu¤u dönemden bafllatm›flt›r. ‹flte sonuç budur. “Islah etme” de budur zaten. S›n›flar mücadelesinde bir siyasi parti, ya düzenden kopacak, ya düzeni savunacakt›r. Düzenden kopufl da, düzen batakl›¤›na gömülmek de, o örgütün teorisiyle, politikalar›yla, kadrolar›yla bir bütündür. Düzen içindeki bir önderlikle, düzene karfl› mücadele sürdürülemez. Düzenden kopmak veya düzene yerleflmek tercihinde, ÖDP ikincisi tercihin ad›d›r. Bu tek tek ÖDP kadrolar›n›n, üyelerinin kiflisel e¤ilimleri de¤il, ÖDP’nin zaten kendini varetti¤i zemindir. Hayri Kozano¤lu, herkesi ÖDP kuruluflunda neler söylendi¤ini unuttu san›yor anlafl›lan. 12 Eylül sonras› kim anti-örgüt propagandas› yapt›? Kim devrimci disiplini “stalinistlik” diye yerden yere vurdu, kim yoksulluktan, devrimci ahlak ve kültürden sözetmeyi “kaba propaganda” diye küçümsedi? Kim
hala bunlar› yapmaya devam ediyor? Hala, “ortodokslu¤a” karfl› olma ad›na, devrimci, militan, radikal olan herfleye karfl› ç›kmaya devam eden Kozano¤lu’nun ÖDP’si, o y›lg›nlardan, yorgunlardan baflka hangi tabana dönebilir ki? ÖDP’nin “kendi s›n›f taban›”, kaypak, yorgun, düzen içi statükolar›n› kaybetmek istemeyen küçük-burjuvazidir zaten. Yani flu an bulundu¤u taband›r. Kozano¤lu ve ÖDP, “kendi s›n›f taban›na dönecek” derken yoksul halka yönelmeyi kastediyorsa, önce ÖDP’nin tüm teori, politika ve KADROLARINI, onlar›n zihniyetlerini de¤ifltirmek zorunda.
CHP'lilerden F Tipi ‹çin Araflt›rma Önergesi Aralar›nda Hüseyin Özcan ve Hasan Ayd›n’›n da oldu¤u bir grup CHP milletvekili, TBMM Baflkanl›¤›’na bir önerge vererek hapishanelerdeki insan haklar› ihlalleri ile ilgili Araflt›rma Komisyonu kurulmas›n› istediler. CHP milletvekileri, önergelerinde, “Özellikle F tipi cezaevleriyle ilgili olarak devletin konuya sadece güvenlik aç›s›ndan yaklaflt›¤›, insan haklar› örgütlerinin bu odalar›n birer hücre oldu¤unu ve bu hücrelerin birer iflkencehane olaca¤›n› söyledikleri”'ni belirterek hücrelerin, “ikinci ceza” oldu¤unu vurgulad›lar.
Birtan Altunbafl Davas›; “Zaman Afl›m›” için biraz daha oyalan›n! Birtan Altunbafl Davas›’n›n duruflmas› 17 Haziran’da yap›ld›. Davada mahkeme
Say› 112
heyetinin sergiledi¤i tav›r, haftalard›r Temel Haklar taraf›ndan sorulan " Türkiye'de
41
Hukuk Yok mu ? " sorusunun cevab› niteli¤indeydi. Heyet avukatlar›n hiçbir talebini
20 Haziran 2004
kabul etmedi ve mahkemeyi 15 Temmuz 2004 tarihine erteledi. 13 y›ld›r süren davay› 'polisleri bulam›yoruz..' gibi gerekçelerle sürekli erteleyen mahkeme heyeti, bu davada da hukuksuzlu¤unu sürdürdü. Ankara 2. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde yap›lan duruflmada “bulunamayan” iflkencecilerle ilgili Emekli Sand›¤›’na yaz›lan yaz›ya gelen cevap okundu. Gelen cevapta “bulunamayan” iflkenceci polis Ahmet Bafltan’›n emekli maafl›n› Ziraat Bankas› Pendik fiubesi’nden ald›¤› ve ayn› yerde ikamet etti¤inin a盤a ç›kmas› üzerine, bafltan hakk›nda g›yabi tutuklama karar› ç›kart›ld›. “Gere¤inin yap›lmas› için...” ‹stanbul Cumhuriyet Savc›l›¤›’na g›yabi tevkif yaz›s› yaz›lmas›na karar verildi. fiimdi bu g›yabi tevkif müzekkeresi de aylarca polis, mahkeme aras›nda gider gelir... Oyalamaya devam; yarg›laman›n zaman afl›m› süresi 2006’da dolacak! Temel Haklar da mahkemenin hukuksuzlu¤unu protesto etmek amac›yla oradayd›. Temel Haklar ad›na okunan aç›klamada; "Haftalard›r Türkiye'de Hukuk Yok mu? Diye soruyoruz. Tüm aç›klamalara ra¤men, bu dava sordu¤umuz sorunun aç›k cevab›d›r. Ülkemizde hukukun ifllemedi¤inin aç›k göstergesidir. Dün iflkencede katledenler, bugün hukuku ayaklar alt›na alarak, sahte belgelerle dernek kapat›p insanlar› tutuklamaktad›r" denildi. Aç›klamada "Birtan Altunbafl'›n Katilleri Cezaland›r›ls›n" yaz›l› pankart aç›ld›. " Birtan Altunbafl Ölümsüzdür, Katiller Cezaland›r›ls›n, Adalet ‹stiyoruz, Yaflas›n Halk›n Adaleti " sloganlar› at›larak aç›klama bitirildi. Aç›klaman›n ard›ndan Abdi ‹pekçi Park›'nda tecrite karfl› direniflte olan TAYAD'l› Aileler ziyaret edildi. Yaklafl›k yar›m saat süren ziyaret " Yaflas›n Abdi ‹pekçi Direniflimiz, Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz" sloganlar›n›n at›lmas› ve çekilen halaylarla son buldu.
Gençlik’den ‹stanbul Gençlik Derne¤i Lise Komisyonu
GELENEKSEL P‹KN‹⁄‹N‹ YAPTI Liseli Gençlik her y›l düzenledi¤i geleneksel dönem sonu pikni¤ini 10 Haziran günü yapt›. ‹stanbul'un çeflitli semtlerinden liseliler, bask›lara inat gelenekneklerini sürdürme karal›¤›yla, Bolluca'da bir araya geldiler. Ö¤renciler kahvalt› yaparken bölgeye gelen jandarma, "buras› özel mülkiyet, piknik yapamas›n›z." diyerek engelledi. Bunun üzerine Arnavutköy Baraj Korusu’na giden liseliler, programlar›n› burada uygulamaya bafllad›. Aç›l›fl konuflmas›nda flu ifadelere yer verildi:
Say› 112 42 20 Haziran 2004
"Bugün sorunumuz sadece okul-idare de¤il, üniversitelerde abilerimiz ablalar›m›z paras›z e¤itim istedikleri, halay çektikleri için haklar›nda soruflturma aç›l›yor. Dört y›ld›r ölüm orucu 112 flehitle sürüyor. Halklara karfl› aç›lan emperyalist savafl var. Irak'ta ve Filistin’de katliamlar yaflan›yor. NATO Zirvesi’nde halklar›n katili emperyalistler, ülkemizde toplan›yor. Bizim üzerimizdeki bask›lar
da gün geçtikçe artmaktad›r, pikni¤i beraber organize etti¤imiz üç arkadafl›m›z ve Gençlik Dernekli birçok arkadafl›m›z tutukland›, son olarak derne¤imiz bas›ld›. Ama bask›lar bizi y›ld›rmayacak. Onlara karfl› sorumluluklar›m›z büyük. Birleflmeli ve örgütlenmeliyiz." Jandarman›n sorununun “özel mülkiyet” olmad›¤› burada da netleflti. Liselilerin yan›na gelerek, "siz NATO'ya karfl› konuflma m› yapt›n›z, öyle fleyler mi yapt›n›z” dedi. Ülke ve dünya sorunlar›na iliflkin liselilerin söz hakk› hiç olabilir miydi; “öyle fleyler” de¤il, çetecilik, uyuflturucu kullanma, serserilik yak›fl›rd› gençlere. Liseli gençlik ise, tüm bu örgütsüzlük dayatmas›na karfl› mücadelede ›srarl›yd› ve meflrulu¤una inan›yordu. Jandarman›n kamera kayd› yapmak istemesine onlar da jandarmay› kameraya çekerek cevap verdiler. Jandarma bunun üzerine oray› terk ederken, piknik boyunca tacizleri devam etti. Program›n› sürdüren liseliler, konuflman›n ard›ndan müzik dinletisi sundu ve “kazanana” Mahir Çayan’›n Bütün Yaz›lar kitab›n›n hediye edildi¤i yar›flmalar düzenledi. Piknik sonunda NATO protestolar›na kat›l›m ça¤r›s› yap›ld›.
Üstelik, bu isimlerden baz›lar›n›n olay günü, kimisinin o hafta boyunca okulda dahi olmamas› ve hatta okulu uzun zaman önce b›rakm›fl ö¤rencilerin bulunmas› hiç önemli de¤ildir. Çünkü rektör “görmek istemedi¤ini” ilan etmifltir. Gerisinin ne önemi var!!! Soruflturma konusu olay de¤il ki sorun, bu olay olmasa mutlaka bir baflka gerekçe bulacakt› rektörlük ve polis. Cezaland›rmak istedi¤i düflünceydi, halk için bilim halk için e¤itim iste¤iydi. Bütün sald›r›larda oldu¤u gibi, Trakya’da da faflistler devreye sokuldu. Aç›klamada dile getirildi¤i gibi, “olaylardan saatler önce ülkü ocaklar›nda, Trakya Üniversitesi'nde olaylar›n ç›kaca¤›, bunun için haz›rl›kl› olunmas› baz› insanlar taraf›ndan telkin edildi.” Sald›r› bununla da bitmedi. 20 ö¤renci tutukland›, F tipinde ç›r›lç›plak soyuldu, 6’s› “yeterli yer yok” diye tek bafl›na hücrede tutuldu. Gençlik, bu planl› ve oligarflinin tüm kurumlar›n›n kat›ld›¤› sald›r› karfl›s›nda susmayaca¤›n›, mücadeleye devam edece¤ini sonraki günlerde, bu sald›r›lara karfl› gösterdi¤i tepkilerle, ortaya koydu.
Zonguldak’ta Polis Listesiyle Soruflturma Piknik ve Gençli¤in Düflmanlar› Zonguldak Gençlik Derne¤i, 12 Haziran günü, Milli Egemenlik Park›'nda piknik yapt›. 100 kiflinin kat›ld›¤› piknikte, dernekler üzerindeki keyfi bask›lar, eli kanl› NATO'nun ülkemizde yap›lacak toplant›s›, Irak iflgali ve ölüm oruçlar›n› anlatan bir konuflma yap›ld›. fiiir ve müzik dinletisinden sonra tiyatro gösterisi, halaylar ve oyunlarla piknik son buldu. Tiyatronun konusu da, gündemi anlat›yordu ve izleyenleri etkiledi: NATO'dan TAYAD'l› Ailelerden, polisin NATO Zirvesi öncesinde gözünün dönmesinden ve halen yaflanan tecrit ve feda eylemlerinden bahsedildi.
Edirne’de 20 Haziran'da Bahar flenlikleri s›ras›nda gerçekleflen ÖGB, polis, jandarma ve sivil faflist sald›r›s›nda, rektörlük bütün sorumlular› buldu!!! Suçlu, her zaman oldu¤u gibi, susmayan, hakk›n› arayan, tek tipleflmeyi kabul etmeyen, düflünen ö¤rencilerdi. 105 kifliye soruflturma aç›ld›. Konuya iliflkin aç›klama yapan Edirne Gençlik Derni¤i Giriflimi, “listedeki insan say›s› gözlerini doyurmam›fl olacak ki bu listeye duyarl› bir çok ö¤renciyi daha eklediler.” bilgisini verdi.
Ö¤rencileri ‘Okulda Görmek ‹stemeyen’ Rektör Aç›klamada, soruflturma aç›lan isimlerin, “olaylardan üç gün önce rektörlü¤ün okulda görmek dahi istemeyip en k›sa zamanda okuldan fliddetle uzaklaflt›r›lmas›n› istedi¤i ve Emniyet Müdürlü¤ü'ne bir liste halinde yollad›¤› bel ge birebir uyuflmakta.” Faflist YÖK’ün rektörü dedi¤iniz böyle olur; koflulsuz itaat etmeyen ö¤rencilerini okulda görmek istemez ve polise listelerine vererek, “gere¤inin yap›lmas›n›” ister.
‹fiTE SAHTE BELGELER! Bölüm - 3
Bask›nlar, gözalt›lar ve tutuklamalar sürerken; polisin, tutuklamalara gerekçe yapt›¤›, DGM’ye “kan›t” diye sundu¤u sahte belgeleri yay›nlamaya devam ediyoruz. ***
33. BELGE 00336 seri numaral›, yaren üst sayfa kodlu; “15.01.2004; yaflar merhaba, 1- Mustafaya halk›n hukuk bürosu ile ilgili yap›lacak iflleri anlatmaya... -fleklinde bafllayan- “... gaziler hakk›nda yapacaklar›m›z anlafl›ld›...” fleklinde biten not. BÖYLE B‹R NOT YOKTUR. Bir üstte seri numaras› olmayan notu tamamlamak amac› ile yaz›lm›flt›r. Halk›n Hukuk Bürosu, tam ad› ile yaz›lm›flt›r, kesin delil niteli¤i kazand›r›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Bir yerde "manavlar" dendi¤i belirtilmifl avukatlara, bir yerde ise böylesine aç›k ve tam hali yaz›lm›flt›r. Polis iflini tesadüfe b›rakmak istemiyor, bir yandan her kuruma kifliye kod isim kod ezop veriyor, bir yandan da aç›k halini yaz›yor örgüt, böyle bir illegalite olmaz, olamaz. Buna ra¤men arada neredeyse iki ayl›k bir boflluk vard›r, yani Senem öyle yetkili birisi ki örgütsel hiyerarflide iki ay öncesinden her fleyden bilgisi oluyor, senaryo bunun üzerine kurulmufl.
34. BELGE 00236 seri numaral›...sevap 5 üst sayfa kodu ile “15.09.2003... merhaba yaflar ... 1- Ahmet (Kaan) ...ile avukatlar görüfltü durumu iyiymifl...” -fleklinde bafllayan- “...tutuklan›nca durumu ö¤reniriz...” fleklinde biten not. BÖYLE B‹R NOT YOKTUR. A- Hem KOD ad› hem GERÇEK ad› kullan›larak Kaan’a suç at›lm›flt›r. B- AVUKATLAR örgütsel faaliyet yürütüyorlar, hapishaneden örgüte haber tafl›yorlar... yalan›na dayanak yap›lmak için polis taraf›ndan düzenlenmifl bir nottur. C- Öylesine düzmece bir nottur ki, kimden kime yaz›ld›¤› bile içeri¤inden belli de¤ildir: “avukatlar görüfltü, durumu iyiymifl...”; bu sanki Yaflar yazm›fl gibi. Ama hemen ard›nda "ifade verece¤ini sanm›yoruz ama biz yinede tedbirli olmak zorunday›z.... tutuklan›nca durumu ö¤reniriz...”; bunu yazan örgüt olsa gerek, deniyor... Yani burada bir karmafla var, örgüt mü Yaflar'a yazm›fl, Yaflar m› örgüte, o kadar özensiz haz›rlanm›fl ki bu bile belli de¤il.
TÜRK‹YE’DE HUKUK YOK MU! Polis Sahte Belge Düzenleyip Dernek Kapat›yor, ‹nsan Tutukluyor
36. BELGE 00301 seri numaral› yazar üst sayfa kodlu; “05.01.2004... Yaflar merhaba... 1- Mehmet Yayla'y› pasaport almaya gitti¤inde gözalt›na alm›fllar...” -fleklinde bafllayan- “..zula hakk›nda söylenenler anlafl›ld›..” diye biten not. BÖYLE B‹R NOT YOKTUR. MEHMET YAYLA'y› ve HUKUK BÜROSU'nu hedef alan bir belgedir. “Mehmet Yayla ile hukuk bürosu aras›nda bir örgütsel iliflki var... hukuk bürosu önlem al›yor... Mehmet Yayla'dan gelecek bilgileri de hukuk bürosu örgüte iletiyor...” Amaç bu havay› vermektir. Ama nedense dosyan›n devam› yok... Sonras›ndaki geliflmeler yok... Nas›l önlemler al›nm›fl, Mehmet Yayla ne demifl, Hukuk Bürosu hakk›nda bu önlemler ne zaman kald›r›lm›fl... Bunlar yok. BÖYLE B‹R NOT YOKTUR. POL‹S YAZMIfiTIR. Bu tür düzmece notlardaki ortak özellik, çok k›sa olufllar›d›r. Polis k›sa notlar yazarak koymufltur dosyaya. Hakk›nda hiçbir fley bulamad›¤› kurum
Say› 112 43 20 Haziran 2004
Bu tür düzmece notlardaki ortak özellik, çok k›sa olufllar›d›r. Polis k›sa notlar yazarak koymufltur dosyaya. Hakk›nda hiçbir fley bulamad›¤› kurum ve kifliler için çok k›sa ama ad›, soyad› aç›k olarak yaz›lm›fl,üst ve alt iliflkisi olmayan bir örgüt kurmufltur polis. K›sa yazm›flt›r çünkü, uzatsa örgütsel a¤› ayr›nt›l› dolduramayacak ve gaf yapacak... Polis flöyle düflünüyor; aç›k isim, soyisim yazmam yeterli. Akla hukuk mant›¤›na uygun olup olmamas›n›n hiç önemi yok, ben yazar›m isim ve soyismini, mahkeme y›llarca cezay› bast›r›r. Hedef budur.
ve kifliler için çok k›sa ama ad›, soyad› aç›k olarak yaz›lm›fl, bafl› ve sonu olmayan bir örgütsel iliflki kurulmufl. Üst ve alt iliflkisi olmayan bir örgüt kurmufltur polis. K›sa yazm›flt›r çünkü, biraz uzatsa örgütsel a¤› ayr›nt›l› dolduramayacak ve gaf yapacak... Polis flöyle düflünüyor; aç›k isim, soyisim yazmam yeterli, bu ceza almalar› için yeter. Akla hukuk mant›¤›na uygun olup olmamas›n›n hiç önemi yok, ben yazar›m isim ve soyismini, mahkeme y›llarca cezay› bast›r›r. Hedef budur.37.
BELGE 00263 seri numaral›, suluk üst sayfa kodlu, 00265 seri numaras›na kadar- tarihsiz; “merhaba senem, Bu özgeçmifl sorular›n›... bu özgeçmifl sorular›n› ekmek adalet dergisinde görevli herkes dolduracak...” -fleklinde bafllayan“...gün ay y›l olarak yaz›n.” fleklinde biten not. Say› 112 44 20 Haziran 2004
Böyle bir not yoktur. Polis yine iflini sa¤lama al›yor, önceki notlarda, “SENEMLER‹N ORASI DED‹⁄‹M‹ZDE EKMEK ADALET DERG‹S‹ ANLAfiILACAK...” fleklinde not yaz›yor örgüt!!! Her nedense daha sonraki notta DERG‹N‹N ‹SM‹N‹ TAM OLARAK yaz›yor ve her çal›flan›n doldurmas›n› istedi¤i bir özgeçmifl sorular› listesi gönderiyor. BURADA AMAÇ EKMEK ADALET DERG‹S‹’N‹ KES‹N OLARAK örgütsel iflleyifl içine sokmakt›r. Örgüt madem kod isim vermifl oraya, derginin tam ad›n› neden yazs›n, nas›l bir gizli örgüt bu? Peki Senem bu notun gere¤ini yapm›fl m›, bu sorulara göre cevaplanm›fl ve birer resmi gönderilmifl kaç örgüt üyesinin özgeçmifli yakalanm›flt›r dergide? Bir tane bile yakalanmam›flt›r. Ve polis yanl›fl biliyor, s›radan bir ifl müracaat›nda bile özgeçmiflle birlikte iki foto¤raf istenir, tek de¤il.
38. BELGE 00251 seri numaral›, sini 9 sayfa üst kodlu “17.01.2004.. p›nar merhaba, 1- e¤itim program› ile ilgili notunuz anlafl›ld›...” -fleklinde bafllayan- “...çok genifl kat›l›ml› bir kurultay yap›lmas› için çal›fl›yoruz...” fleklinde biten not hakk›nda. Böyle bir not yoktur. Gençlik Dernekleri’ni ve Gençlik Kurultay›'n› suçlu göstermeyi hedefleyen sahte bir belgedir.
39. BELGE 00252 seri numaral› siper sayfa üst kodlu “26.8.2004... senem, 1- bilgi için...” -fleklinde bafllayan- “...genel yay›n yönetmeni sen olacaks›n” diye biten not. BÖYLE B‹R NOT YOKTUR.
“HEM AKDEN‹ZL‹, HEM KEVSER, HEM MET‹N YAVUZ...” NEDEN BÖYLE KULLANILSIN?
40. BELGE 00254 seri numaral›, siper 7 üst sayfa kodlu “26.10.2003 p›nar merhaba 1- kardeflin yakalanm›fl...” -fleklinde bafllayan- “...kurye gönderme” fleklinde biten not. Böyle bir not yoktur. Yine Aysun Akda¤ aç›k ismi soyismi ile yaz›lm›flt›r. Aysun'u ve Zeliha'y› suçlamaya yöneliktir.
41. BELGE 00255 seri numaral› siroz 2 üst sayfa kodlu “22.12.2003... senem merhaba, 1- Bursa gençlik derne¤i...” -ile bafllayan- “...açl›k grevi vs...” fleklinde biten not... BÖYLE B‹R NOT YOKTUR. Hayriye Gündüz'e ve Bursa Gençlik Derne¤i'ne suç atmaya yönelik özel bir çabad›r. Bu iddialarla Hayriye Gündüz gözalt›na al›nm›fl ve serbest b›rak›lm›flt›r. Bursa savc› ve hakimleri ayn› delillerle Hayriye Gündüz'ü tutuklamam›flt›r.
42. BELGE 00257 seri numaral›, sivas 2 üst sayfa kodlu “07.01.2004... merhaba, (isim yok... kime yaz›ld›¤› belli de¤il...) 1- Özgeçmifli güncel olmayan arkadafllar...” fleklinde bafllay›p- “...problem olmas›n.” fleklinde biten not. Alp Seval ve Y›lmaz'a yönelik suç oluflturma amaçl›d›r, bu kiflilere iliflkin yakalad›¤› hiçbir fley yoktur. Peki bu insanlar özgeçmifl yazm›fllar m›d›r? Diyelim ki böyle bir not var, peki bu insanlar yazmak istemezlerse ne olacak? Polis nereden biliyor örgüt üyeli¤ini kabul eden bir özgeçmifl yazabileceklerini, belki yazmay› reddedecekler. Bu iki insan nas›l sadece böyle bir not yüzünden tutuklan›rlar? BÖYLE B‹R NOT YOKTUR. POL‹S YAZMIfiTIR.
43. BELGE 00258 Seri numalar› soba 4 üst sayfa kodlu “02.02.2004... senem merhaba... TAYAD kampanyas› ile ilgili...” -fleklinde bafllayan- “...konufl onunla” fleklinde biten not. BÖYLE B‹R NOT YOKTUR. POL‹S YAZMIfiTIR. Bu kez Senem denen kifliye TAYAD'›n yapaca¤› eylemleri de düzenlemek, koordine etmek görevi verilmifl.
44. BELGE 00259 Seri numaral›, soda 2 üst sayfa kodlu “10.01.2004... Senem merhaba... ‹zmirli (Nurhan Y›lmaz) dergiye geldi¤inde...” -fleklinde bafllayan- “...Nurhan geldi¤inde bunlar› ilet.” fleklinde
biten not. Ve Nurhan Y›lmaz sadece bu notlar nedeni ile tutukludur. Sadece bu nedenle. Bu notlar› tamamlayacak tek bir yan delil bile bulamadan tutuklu¤u sürdürülmektedir.
lu'nu suçlamay› hedeflemifltir. Y›llarca hapis yatt›¤› arkadafllar› bile bu ismi bilmez ve kullanmaz, ancak resmi yaz›flmalarda kullan›lan bir isimdir.
BÖYLE B‹R NOT YOKTUR.
Genel yaflam ak›fl›nda da insanlar iki isimleri var-
45. BELGE
sa sadece birisi kullan›l›r, çevresi sadece bir tane-
“10.01.2004 senem merhaba...” Notun bu bölümü baflka bir bilgisayarda yaz›lm›fl ve eklenmifltir... Harf renklerinden bile bellidir bu. Yani notun tamam› bile iki ayr› bilgisayarda yaz›lm›flt›r. Hakk›nda hiçbir fley bulunamayan Nurhan Y›lmaz'› tutuklama gerekçesi olarak kullan›lm›flt›r. Neden hem “‹zmirli” hem “Nurhan Y›lmaz” kullan›lm›flt›r, Senem denilen kifli o kadar yetkili birisi ise ‹zmirli kodunun kime ait oldu¤unu bilir, neden ona ayr›ca ismi ve soyismi yaz›lm›flt›r? Yine ayn› flekilde Caferi Sad›k Ero¤lu, tüm ismi ile birlikte geçmekte. Caferi ismi kimli¤i d›fl›nda kullan›lmayan bir isimdir, bir çok yak›n arkadafl› bile bu ismi bilmez, ama polis iflini sa¤lama almak
Yurtd›fl›ndan
için kimli¤inde yazd›¤› gibi kullanarak Sad›k Ero¤-
sini kullan›r. Ama polis mutlaka Sad›k Ero¤lu ceza almal› diyor, bu amaçla yaz›lm›fl bir nottur.
46. BELGE 00260 seri numaral› soda 4 üst sayfa kodlu “09.01.2004... p›nar merhaba, Gençli¤in çal›flmalar› ile ilgili...” -fleklinde bafllayan- “...bize acele bildir.” fleklinde biten not hakk›nda. Böyle bir not yoktur. Polis yazm›flt›r bu notu. Gençlik Dernekleri’ni kriminalize etmek amaçl›d›r. - Sürecek -
Bask›lara Protesto, Halklar›n Direnifllerine Destek
12 Haziran’da ‹talya Floransa’da A‹K (Anti-Emperyalist Kamp) öncülü¤ünde yap›lan konferansta, emperyalizmin zindanlar›ndaki iflkenceleri, Kara Listeler ve 'anti-terör' yasalar› ele al›nd›. Çok say›da ‹talyan örgütünün destek verdi¤i konferansa, DHKC Enternasyonal, Yunanistan'dan KKE-ML kat›l›rken, Bask Ülkesinden Behatokia ve Filipinlerden BAYAN isimli örgütler mesaj yollad›.
konferansda 1 Nisan operasyonunu çerçevesinde, ‹talya'da uygulanan 'terör' yasalar›n› anlatt›lar. Irak direniflini destekleyenlerin de 'uluslararas› terör' itham› alt›nda oldu¤unun alt›n› çizdiler. Avrupa'da yukselen 'terörist' ve 'iç düflman' suçlamas›n› teflhir ettiler. Ard›ndan, ‹talya Müslüman Cemaatin baflkan› Hamza Piccardo, Irak direnifline destek nedeniyle, ‹talya’daki Müslümanlara karfl› izlenen ›rkç› yaklafl›mlar› anlatt›.
Bask›lar›n hukuki boyutuna iliflkin Av. Giuseppe Pelazza ve Av. Vainer Burani'nin sözald›¤›
1 Nisan operasyonunda gözalt›na al›nan A‹K yöneticisi Moreno Pasquinelli ise, “Türki-
Tokat fiehitleri An›ld› Tokat’ta flehit düflen DHKC gerillalar› ‹pek Yücel'in Köln'de yaflayan ailesi ve arkadafllar› bir anma düzenledi. Anadolu Halk Kültür Merkezi’nde yap›lan anmada, Tokat flehitleri ‹pek Yücel ve Metin Keskin anlat›ld›. ‹pek Yücel'le ilgili bir sinevizyon gösterisinin ard›ndan, ‹pek’in o¤lu bir konuflma yapt› ve "o inançlar› u¤runa can›n› verdi, biz onunla ne kadar gurur duysak azd›r" dedi. Anma okunan fliirler ve flehitler için verilen yemekle son buldu.
yeli devrimcilere de, Irakl› vatanseverlere de sunulan deste¤in terör de¤il, meflru ve gereklidir” dedi. DHKC Enternasyonal sözcüsü 1 Nisan operasyonunun Türkiye'deki boyutu ve siyasi amac›n› anlat›rken, ‹talya'dan Laboratorio Marxista, Proleter Dayan›flma Derne¤i (ASP), ‹talyan Komünist Partisi (Yeniden Yap›lanma) ve daha önce 1 Nisan operasyonlar› konusunda ‹talyan Meclisi’ne soru önergesi veren bir Yefliller milletvekili, bask›lar› k›nay›p ortak hareket etmenin gereklili¤ini anlatt›lar.
Almanya’da Keyfi Bask›n Tekellerin ç›karlar› için Türkiyeli devrimcilere yasad›fl› bask›lar uygulayan Almanya devleti, ev bask›nlar›n› sürdürüyor. 8 Haziran günü, Nürnberg Halk Kültür Evi’nin Baflkan› Salih Karatafltan'›n evi polislerce bas›ld›. Yasal bir dergiyi okumay› suç gibi göstermek isteyen Alman polisi, "Ekmek ve Adalet Dergisi var m›? Sen DHKP-C için mi çal›fl›yorsun?" gibi sorularla bask› oluflturmaya çal›flt›. 7 adet Ekmek ve Adalet Dergisi’ne ve cep telefonuna el koyan polis, bask›n›n gerekçesini de “flüphe” ile aç›klad›. “fiüphe” oligarfliye rüflvetin bahanesiydi elbette.
Say› 112 45 20 Haziran 2004
Tarih geleceğe giden yolda fenerdir
Avrupa ABD’ye mi Sovyetler’e mi flükran borçlu?
Nor mandiya Ç›kar mas›
Geçti¤imiz hafta, Avrupa’da Bush’un da kat›ld›¤› törenleri yap›ld›, söylevler verildi. Normandiya ç›karmas›n›n 60. y›ldönümünde yine yalanlar tekrarland›: “Avrupa’y› Nazi faflizminden Amerika kurtarm›flt›”. Avrupa ülkelerinin devlet baflkanlar› “Avrupa'y› özgürlü¤üne kavuflturan Amerika'ya flükranlar›n›” sundular!
Say› 112 46 20 Haziran 2004
Avrupa’y› Amerika’n›n kurtard›¤›, emperyalistlerin en büyük yalanlar›ndan biridir. 20 milyon insan›n› feda ederek, Avrupa’y› ve tüm dünyay› Nazi faflizminden kurtaran›n Sosyalist Sovyetler oldu¤u gerçe¤i saklan›r. Ve bu yalan Normandiya ç›karmas› üzerine oturtulur. Normandiya üzerine yap›lan filmler, belgeseller ony›llard›r hep bunu ifller beyinlere. Öte yandan da, bu propaganda filmlerinde, II. Dünya Savafl›n›n, demokrasi, özgürlük, insan haklar› u¤runa, Nazi faflizmine, ›rkç›l›¤a karfl› yap›ld›¤› gösterilir. Böylece, savafl›n emperyalist tekellerin paylafl›m savafl› oldu¤u gerçe¤i gözlerden uzak tutulur.
Naziler ‹lerliyor, Emperyalistler Pusuda Bekliyor Emperyalistler, 2. paylafl›m savafl›n›n, tekellerin pazar savafl› oldu¤unu gizledikleri gibi, bafllang›c›n› da üç y›l ileriden al›r ve Hitler’in 1 Eylül 1939’da Polonya’ya sald›r›s› ile bafllat›rlar. Oysa savafl üç y›l önce bafllam›flt›r. Yalan›n nedeni, “bu üç y›l boyunca neden Hitler’i izlemekle yetindikleri, harekete geçmedikleri” sorusunun cevab›ndan kaç›flt›r. Mart 1935’de Hitler’in “silahs›zland›rma flart›na uymayaca¤›n›” aç›klayarak, iflgalleri bafllat›rken ABD ve Avrupa izlemektedir. (Bu arada, 1. Paylafl›m savafl› sonunda imzalad›¤› anlaflma gere¤i silahlanmas› yasak olan Almanya’y› silahland›ran da ABD ve ‹ngiltere’dir.) T›pk›, Ekim 1935'te ‹talya Habeflistan'a sald›rd›¤›nda; t›pk› Mart 1938'de Almanya, Avusturya'y›, bir y›l sonra Çekoslovakya'y› iflgal etti¤inde, Nisan 1939'da ‹talya, Arnavutluk'a sald›rd›¤›nda seyrettikleri gibi. Polonya'n›n iflgaliyle birliktedir ki, Fransa ve ‹ngiltere de Almanya'ya savafl ilan ederler. Buna karfl›n Hitler’i durdurmay› düflünmemektedirler. Çünkü hesap; Hitler’in Sovyetler’e sald›raca¤›, Avrupa emekçilerini de etkisine alan ve giderek etkisi artan sosyalizmi bo¤aca¤› hesab›d›r. Hitler’in Polonya’y› iflgalini tamamlamas›n› nas›l izledikleri Nazi subaylar›n›n yarg›land›klar› Nürnberg duruflmalar› tutanaklar›na dahi geçmifltir. Nazi toplama kamplar› onlar› ilgilendir-
memektir, Sovyetler’in yok edilmesini bekleyen emperyalistler, bu geliflmeler yaflan›rken, sonradan itiraf ettikleri gibi, “müttefik genel kurmaylar›nda, Almanlarla birlikte Sovyetlere karfl› yürütecekleri savafl›n planlar›n›” yapmaktad›rlar. Savafl, emperyalistler aras›ndaki paylafl›m savafl›d›r. Bu gerçe¤in do¤as› gere¤i, Hitler Avrupa’ya sald›r›r. Danimarka, Norveç, Hollanda ve Belçika’y› iflgal ederek Fransa'ya yönelirler. ABD 1941 sonlar›nda Japonya-‹talya-Almanya ittifak›na karfl› savafl ilan etmesine karfl›n Avrupa’ya ç›k›fl› tam 3 y›l sonrad›r. Yani o “kurtard›¤›” söylenen Avrupa’ya ç›kmak için 3 y›l bekler. Sovyetler Moskova ve Stalingrad’ta Hitler ordular›na karfl› direnirken, Avrupa Nazi çizmeleri alt›nda inlemektedir. ABD ise henüz ortada olmad›¤› gibi, Avrupa’da sa¤c› iktidarlar, politikac›lar Nazilerle iflbirli¤i yaparken, direnen o ülkelerin komünist partizanlar›d›r. Stalin ›srarla “müttefik ülkeler”den Bat› cephesini açmalar›n› istemesine ra¤men, ‹ngiltere Baflbakan› Churchill ve Roosevelt’ten “henüz haz›r de¤iliz” cevab›n› al›r. Ancak ayn› ‹ngiltere o s›rada “petrol kuyular›n›n güvenli¤ini almak” ad›na 2. cepheyi Kuzey Afrika’da açar. Bir kez daha, emperyalistler insan yaflam›na de¤il ç›karlar›na önem verdikleri görülmüfltür. Bir yanda, bu direnifl sadece anayurdu savunmak için de¤il, “Alman faflizminin boyunduru¤u alt›nda inleyen Avrupa’n›n bütün halklar›na da yard›m etmektir” diyen devrimci Stalin; öte yanda ç›kar hesaplar› yaparak, halklar›n toplama kamplar›nda f›r›nlarda yak›lmas›n› izleyen kapitalistler...
K›z›l Ordu Faflist Nazi Ordusunu Berlin’e Kadar Sürüyor 1941’de Nazi’lerin Sovyetler’e sald›r›s› ile bafllayan ve üç y›l kendi topraklar›nda savaflt›ktan sonra Nazileri püskürten K›z›l Ordu, Balkanlar’dan Avrupa’ya, iflgal alt›ndaki tüm ülkeleri kurtararak ilerledi. “K›z›lmeydan'da zafer geçidi” düzenlemekten söz eden Hitler ordular› Berlin’e kadar sürüldü. K›z›lbayrak Berlin üzerinde dalgalan›yordu!. K›z›l Ordu’nun Berlin’e giriflinin ard›ndan Alman yüksek Komutanl›¤›n›n temsilcileri 8 May›s 1945'te Berlin'de kay›ts›z koflulsuz teslim oldu¤unu kabul eden belgeyi imzalad›. Bu sonuca ulaflana kadar; Sovyetler, tarihin gördü¤ü en büyük flehir savunmas› olan Stalingrad’da, Moskova önlerinde yüzbinlerce evlad›n›
Avrupa O’na fiükran Borçlu feda ederek (tüm savaflta 20 milyon) faflizme karfl› savaflm›fl, a¤›r darbeler vurmufltur. Stalin’in bizzat yönetti¤i faflizme karfl› direnifl, Hitler’in ald›¤› ilk büyük darbedir. Bu bozgun, meflhur “y›ld›r›m harekatlar›n›n”, “yenilmez Alman ordusu” efsanesinin de sonudur.
Periflan Olmufl Nazi Ordusuna Karfl› Normandiya Ç›karmas› Normandiya’ya gelinen süreçte, Hitler ordular›n›n tam yüzde 80’i Do¤u Cephesi’nde K›z›l Ordu’nun ilerleyiflini durdurmaya çal›flmaktad›r. Normandiya’ya ç›kan emperyalistler, karfl›lar›nda Nazi’lerin yorgun ve küçük bir bölümünü bulmufllard›r. Bir y›l önce sadece Stalingrad’da 100 Alman tümeni sosyalistler karfl›s›nda saplan›p kalm›flt›r örne¤in, Normandiya bu direniflin yan›nda küçük bir çat›flma gibidir. Tüm bir halk savafl›r, yüzbinler feda edilir burada faflizmi durdurmak için, Normandiya’da ABD-‹ngiliz güçlerin kayb› ise 20 bin bile de¤ildir. Savafl›n as›l kaderi de bir y›l önce belirlenmifltir zaten. Bunu, o gün ABD baflkan› Roosevelt de, Stalin’e gönderdi¤i flu mesajla dile getirmek durumunda kal›r: "fianl› zaferiniz sald›rganl›k dalgas›n› durdurmufltur ve müttefik uluslar›n›n sald›rganl›k güçlerine karfl› sürdürdü¤ü savafl›n dönemeç noktas› olmufltur." fiimdi bunlar hiç yaflanmam›fl gibi gösterilmektedir. Savafl, emperyalistlerin bekledi¤inden farkl› geliflmektedir. Sosyalizmin bo¤ulaca¤›n› düflünürken, Stalin önderli¤indeki K›z›l Ordu, Nazi ordular›n› püskürtmüfltür. “Tehlike kap›dad›r”, faflizme karfl› sosyalizmin üstünlü¤ü kapitalist sistemin gelece¤i aç›s›ndan büyük bir tehlikedir. Ya “kurtar›c› Amerika” ‹ngiltere’yi de yan›na alarak devreye girecek ve “bat› demokrasisini kurtaracak”, ya da k›z›lbayraklar›n tüm Avrupa’da dalgalanmas›n›n da önü aç›lm›fl olacak. Elbette bunu Sovyetler’e karfl› savaflarak yapamayacaklar› için Hitler’e karfl› savaflarak yaparlar. Nazilerin Do¤u Cephesi’nde bozguna u¤rad›¤›, püskürtüldü¤ü günlerde, Fransa da Nazi ordusunun iflgali alt›ndad›r. 6 Haziran 1944 y›l›nda say›lar› 150 bini bulan ‹ngiliz ve ABD birlikleri Normandiya plaj›na ç›karma yapar. “Kurtar›c›”lar›n “Normandiya efsanesi” böyle bafllar; Amerika Avrupa’y› Hitler faflizminden ve Stalin diktatörlü¤ünden kurtarm›flt›r...
Normandiya Ç›karmas› Kime Karfl›? Normandiya ç›karmas›n›n ard›ndan ilerleyen emperyalistler, Almanya’n›n büyük bir k›sm›n› ele geçirerek, (Bat› Almanya) Do¤u’da ilerlemekte olan Sovyetler’i engellemifl oldular. Aslolan da buydu. Hitler özünde, emperyalist tekellerin ortaya ç›kard›¤› kendi çocuklar›yd›. Normandiya ç›karmas›n›n da askeri boyutu Hitler’e karfl› olmas›na ra¤men, siyasi olarak hedef sosyaliz-
“Bu savafl iki ordu aras›ndaki bir savafl de¤ildir. Bu ayn› zamanda Sovyet halk›n›n faflist Alman birliklerine karfl› büyük savafl›d›r. Faflist zalimlere karfl› anavatan› savunmak için verilen bu halk savafl›n›n amac› sadece üzerindeki tehlikeyi kald›rmak de¤il, ayn› zamanda Alman faflizminin boyunduru¤u alt›nda inleyen Avrupa’n›n bütün halklar›na da yard›m etmektir.” (Stalin’in 3 Temmuz 1941’de radyoda yapt›¤› konuflma)
min yay›lmas›n› durdurmakt›r. Savafl›n sona ermesiyle birliktedir ki, gerçek daha bir net ortaya ç›km›fl, kapitalist sistem ile sosyalizm aras›ndaki savafl, alenilefltirilmifltir. Bir yanda, ilk kurflunu Narmondiya’da s›karak emperyalist kamp›n liderli¤ini ele geçirmeyi baflaran ABD’nin öncülü¤ündeki emperyalistler, öte yandan genç Sovyet Cumhuriyeti ve savafl sonras› kurulan halk iktidarlar›. NATO da bu sürecin parças› olarak kurulmufltur. Avrupa, topraklar›na tek bomba düflmeyen, ekonomisi çökmemifl bir ABD’nin hegemonyas›n› kabullendi. Çünkü öte yanda, bütün sömürgelerini, pazarlar›n› kaybetmek, hatta Avrupa’da da iktidarlar›n› kaybetmek tehlikesi vard›r. Zira, Avrupa emekçileri de Sovyetlerden etkilenmifl, Stalingrad, Moskova zaferleri ve faflizme vurulan darbeler, bu sempatiyi art›r›rken, Fransa’da oldu¤u gibi, genç partizanlar “Yaflas›n Stalin” sloganlar›yla Hitler kurflunlar›na karfl› direnmifl ve Avrupa Komünist Partileri’nin de halk nezdinde sayg›nl›¤› yükselmifltir.
ABD Tekelleri Nazilerin Naziler CIA’n›n Hizmetinde Latin Amerika ülkeleri pazar›n›n 1/5’ten 3/4’e ç›karan, Ortado¤u petrol rezervlerinin yüzde 59’una sahip olan, Avrupa emperyalistlerinin bir çok sömüre pazar›n› ele geçiren ABD, Nazileri de korumas›na ald›. Nazilere kar›fl savaflm›flt› güya, ama onun sorunu hiçbir zaman faflizm ya da ›rkç›l›k olmam›flt›. ABD’nin yönetimindeki Almanya’da Naziler bir anda parti de¤ifltirip, devlet yönetiminde istihdam edildiler. Birçok Nazi bilim adam›, Gestapo eleman› nükleer bomba yap›m›nda kullanmak, Sovyetler’e karfl› istihbarat eleman› olarak kullanmak üzere ABD’ye götürüldü. ABD’ye götürülen baflka fleyler de vard›. Örne¤in Nazi arflivleri. Bu arflivlerde bir çok suçun yan›s›ra ABD tekellerinin de suçlar› vard›. Örne¤in, savafltan önce, ve savafl s›ras›nda; Ford, General Electric, Standard Oil, Texaco, ITT, IBM ve General Motors gibi ABD tekellerinin Nazilerle nas›l ifl yapt›klar›, IBM’in Nazi’ler yahudileri daha kolay yok etsinler diye nas›l teknik araçlar yapt›klar› yaz›l›yd›.
Say› 112 47 20 Haziran 2004
Dünya’dan
Sosyal K›s›tlamalara Tepki ABD ‹flbirlikçilerine Ceza Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri AB üyesi ülkelerde yap›ld›. Seçimlerin sonucunda, H›ristiyan Demokrat Grup 273, Sosyalist Grup (PES) 218, Liberal Grup (ELDR) 65, Sol Birlik Grup (EUL) 39, Yefliller 36, Avrupa Milletler Birli¤i Grubu (UEN) 26 ve Demokratlar Grubu (EDO) 18 koltuk kazand›. 1- Avrupa Halklar›; ‹ngiltere’de, Hollanda ve ‹talya'da Irak iflgaline verilen deste¤i cezaland›rd›. Bu ülkelerde iktidar partileri büyük oy kayb›na u¤rad›. Blair ve Berlusconi’nin de, ‹spanya eski baflbakan› Aznar gibi gidici oldu¤u anlafl›l›yor. Hat›rlanaca¤› gibi Aznar, son darbeyi, islamc›lar›n hedef gözetmeksizin gerçeklefltirdi¤i eylemi ETA’ya y›kmak için yürüttü¤ü yalan kampanyas› ile yemifl, Bush’un fino köpe¤i olmas›n›n bedelini ödemiflti.
Say› 112 48 20 Haziran 2004
2- Almanya, Fransa ve Polonya'da, tekeller lehine yap›lan düzenlemeler, ekonomik paketler, artan iflsizlik iktidar partilerinin büyük oy kaybetmesine neden oldu. Halklar sosyal haklar›n k›s›tlanmas›na karfl› soka¤a ç›karak gösterdikleri tepkiyi bu kez sand›kta göstermifllerdir. Bu konuda, en çarp›c› olan Almanya’d›r. SPD hükümeti bir yandan “terörle mücadele” ad›na hak ve özgürlükleri k›s›tlamakta, öte yandan da patronlar›n isteklerini yerine getiren reform paketleri yürürlü¤e koymaktad›r. SPD’nin ald›¤› a¤›r yenilgi bu sald›r›lar›n sonucudur. 3- Kat›l›m AP tarihinin en düflük seviyesinde gerçekleflti. Tüm Avrupa’da halklar›n sadece yüzde 45.3'ü oy kullan›rken, yeni 10 üyedeki kat›l›m oran› ortalama yüzde 26 civar›nda oldu. Slovakya’da ise yüzde 17’de kald›. Bu sonuç; birinci olarak tekeller ad›na politika yapan burjuva siyasetçilerine olan güvensizli¤in bir yans›mas›d›r. ‹kinci olarak, kitlelerin apolitiklefltirilmesinin pay› vard›r. Üçüncü olarak da, AB’den Avrupa halklar›n›n da ciddi bir beklentisinin olmamas›d›r. Birçok ülkede, AB karfl›t› partilerin oylar›n› ciddi oranda art›rm›fl olmas›, Polonya’da oldu¤u gibi “birinci” ç›kmas› bunu destekler niteliktedir.
Tüm Kontralar ABD Desteklidir Meksika - 1971’de gösteri yapan kitleye atefl aç›larak 25 ö¤rencinin ABD destekli kontralarca katledildi¤i Corpus Christi katliam›na dava aç›l›yor. O dönem gösterilere kat›lan bir ö¤renci olan Savc› Ignacio Carrillo, kontralar›n ABD’de e¤itim ald›klar›n›, “flahinler” ad›yla bilinen kontralar›n hükümetin emri ile, yaral›lar›n tafl›nd›¤› hastaneye de bask›n düzenleyerek atefl açt›klar›n› aç›klad›. Latin Amerika’da halklar›n kan›n› döken hiçbir kontra, ABD’den ba¤›ms›z olmad›¤› gibi, iflbirlikçi oligarflilerin emirleri ile hareket etmifllerdir. Üstelik t›pk› ülkemizdeki gibi katlettikçe terfi etmifllerdir. Bu katliamda emri veren Devlet Baflkan› Luis Echeverria, 2 Ekim 1968’de askeri güçlere emir veren ve 500 ö¤renciyi katlettiren ‹çiflleri Bakan›yd›.
Gerilladan Pusu Nepal - 14 haziranda gerillalar taraf›ndan düzenlenen sald›r›da 21 polis öldü. Ülkenin bat›s›ndakki Kharikola flehri yak›nlar›nda bir polis konvoyu gerillalar taraf›ndan döflenen may›na çarpt›, ard›ndan gerillalar konvoya sald›rd›. Konvoyda yer alan 37 polisten 21’i ölürken 12’sinin yaraland›¤› devlet taraf›ndan aç›kland›.
“Birlefl ve Savafl” Güney Kore - Sa¤l›k çal›flanlar›, çal›flma koflullar›n› protesto için soka¤a ç›kt›lar. Onbinlerce emekçinin kat›ld›¤› gösterilerde uzun çal›flma saatleri protesto edilirken, "Birlefl ve Savafl" pankartlar› tafl›nd›.
Genel Grev Sars›yor Nijerya - Dünyan›n yedinci büyük petrol üreticisi olan ülkede, petrol fiyatlar›na yap›lan zam genel grevle karfl›land›. Üç hafta sürece¤i belirtilen genel grev özellikle kamu kurumlar› ve bankalar›n kapanmas›na neden oldu.
Chavez: “Rakibim Bush” Venezuella - 15 A¤ustos'ta yap›lacak referanduma haz›rlanan Devlet Baflkan› Hugo Chavez’e destek mitingleri sürüyor. Sabaneta de Barinas'daki mitingte konuflan Chavez, 5 muhalefet partisinin birleflmesinden oluflan ‘Demokratik Koordinasyon'un kendisine rakip bile olamayaca¤›n› hat›rlatt› ve darbeci muhalefete ABD deste¤ine at›f yaparak, “referandumda benimle ABD baflkan› Bush aras›nda çekiflme olacak, gerçek rekabet bu olacak” dedi.
“Kuzey Kore, Irak De¤il” K. Kore - Emperyalistlerin G-8 zirvesinde ald›¤› kararlar› elefltiren Kuzey Kore, “Zorla yap›lacak denetlemelerle nükleer programdan vazgeçmemizi istiyorlar. Bu, ABD'nin geçmiflte Irak'ta kulland›¤› yöntemdir ve uzun vadede baflka bir Irak krizi yaratmay› hedeflemektedir” dedi. Bunun hayal oldu¤unu belirten Kuzey Kore, G8’in “yay›lmay› durdurma” plan›n›n, K. Kore'nin nükleer savunma gücünü art›rmas›n›n meflrulaflmas› için yeterli oldu¤unu söyledi.
Ateflkesi Bozma Karar› Ve Bas›nda Hezeyan Halleri “Riskli alan”›n bafllad›¤› yerde biten demokratl›k Tehdit, gözda¤›, kalemindan kan damlayan flovenizm rüzgarlar› esiyor burjuva bas›nda. Birgün gibi, reformist cenah›n sesi gazetelerde ise, “bar›fl-fliddete karfl› olmak” ad›na, oligarflinin yaratmak istedi¤i zemine su tafl›n›yor. Yorumsuz olarak birkaç örne¤i aktar›yoruz. Bu tablo, bu ülkede demokratl›¤›n bile nas›l i¤difl edildi¤ini göstermektedir. Hiçbiri Kürt halk›n›n haklar› u¤runa k›l›n› k›p›rdatmayan ve flimdi ders vermeye kalk›flan yazarlar, demokrasicilik oyununun oynand›¤› ülkemizin, demokratl›k oyunu oynayan ikiyüzlülerine en iyi örneklerdir.
Akl›n›z› bafl›n›za toplay›n!!! ✍ “Zana ve arkadafllar›n›n, HADEP genel baflkan›n›n baz› aç›lardan çizmeyi aflt›klar›, hatta Türkiye’yi z›vanadan ç›karabilecek kadar ateflle oynamaya bafllad›klar› bir gerçek... Herkes akl›n› bafl›na toplas›n, en baflta Zana ve arkadafllar›, da¤dakiler ve ‹mral› sakini.” (Hasan Cemal, Milliyet 17 Haziran)
✍ “(Zana’n›n) Kongra-Gel'e yapt›¤› ateflkes ça¤r›s›, kendisine ba¤lanan umutlar› hak edecek bir zihniyet berrakl›¤›n› henüz tam kazanmam›fl oldu¤unu gösterdi.” (Güngör Mengi, Vatan, 14 Haziran)
✍ “Bütün maddi varl›¤›n› ve kanl› fiyakas›n› borçlu bulundu¤u adamlar› da¤larda a¤aç kabu¤u yerken fiam'da kufl sütü ile beslenerek göbe¤ini kafl›ya kafl›ya ahkam kesen... Apo..” (Ömer Lütfü Mete, 15 Haziran Sabah) ✍ “Cesur ad›mlara ayn› biçimde cevap verecek cesur yüreklere ihtiyaç var. Daha fazla hak ve özgürlü¤ü hak etti¤imizi ispatlamak hepimize düflüyor.” (Fehmi Koru 15 Haziran Y. fiafak)
‹hbarlar ya¤mur gibi ya¤›yor ✍ “Leyla Zana ve Hatip Dicle hangi iliflki sebebiyle Apo’dan talimat alabiliyor... Hapisten ç›kan DEP’lilerin mitinglerinde niçin Apo’nun resimleri tafl›n›yor?” (Nazl› Ill›cak, 16 Haziran, Tercüman) ✍ “Art›k ifl iyiden iyiye 盤›r›ndan ç›kt›, densizlik dört bir yan›m›z› sard›. Meydanlarda Türkiye Cumhuriyeti’ne sald›ranlar alk›fllanmaya baflland›... Bu densizli¤e de demokratik hak ad› veriliyor.” (Emin Pazarc›, 16 Haziran Tercüman)
✍ “Hele hele Apo’ya özgürlük istemek; milletin büyük ço¤unlu¤unun vicdan›n› tamamen hiçe sayan tek-benci, hukuka zerre sayg› duymayan, etnisist ve ‘art›k yeter!’ dedirten bir taleptir... Benim indimde DEHAP kendisini tarihe gömüyor.” (Cüneyt Ülsever 16 Haziran Hürriyet)
✍ “Zana'n›n ›l›ml›l›k mesajlar› vermesi çok iyi ama, ateflkes için ‘en az alt› ay’ diye süre tahdidi koyuyor! Belli ki ‘Ben de anay›m’ diyen Zana, gencecik insanlar›n ölmesine 'zamanlama' aç›s›ndan bak›yor!” (Taha Akyol, Milliyet 15 Haziran)
✍ “Laik cumhuriyeti y›kmak isteyenleri iktidara getirdikten sonra, s›ra bölücüleri yüceltmeye geldi.” (Bekir Coflkun 16 Haziran Hürriyet)
✍ “DEHAP sözcü mü, arabulucu mu?” (Mehmet Metiner, B‹RGÜN, 16 Haziran)
✍ “.... Afl›r› özgüven, bir ‘tehdit ve savafl dilini tekrar devreye sokmufltur. Nitekim... Tuncer Bak›rhan'›n, verdi¤i beyanatlardaki rahatl›k, bu rahatl›kla sistemin ve yarg›n›n yasa d›fl› gördü¤ü bir örgütü meflru ilan etmesi, "Biz devlete ve Kongra-Gel'e eflit mesafedeyiz" diyebilmesi, bu politikan›n ve Kürt taleplerinin tekel alt›nda tutulmak istenmesinin aç›k göstergesidir.” (Ali Bayramo¤lu, 15 Haziran Yeni fiafak) ✍ “Bak›rhan da Zana da kulland›klar› sözcüklerin nereye gitti¤i kadar, neleri tetikleyebilece¤ini de hesap etmeli.” (Murat Yetkin 16 Haziran, Radikal) ✍ “‘Demokratikleflmek’ isterken dikiflleri patlatabiliriz... Bu zat, (Zübeyir Aydar) bir zamanlar a¤z›ndan ç›kan› kula¤› duymayan yazarlar›m›z, ayd›nlar›m›z, ifl dünyas› büyüklerimiz gibi ‘siyasal çözüm’ istiyor.” (Oktay Ekfli, Hürriyet 13 Haziran)
✍ “PKK ya da Kongra-Gel, 30 bin vatan evlad›n› katleden bir terör örgütü ise... Gösteriller ‘zafer sarhofllu¤unu’ yans›t›yorsa.. Nerede bu Türk milleti?” (Serdar Arseven, 16 Haziran Tercüman)
Bunlar da “sosyalist”!!! ✍ “‹mral›'daki zat›n, deli saçmas›, fikir fukaras› cümlelerinin aras›ndan ancak c›mb›zla ay›klanarak ç›kar›labilecek mesajlardaki ‘Sald›rmay›n ama kendinizi savunun’ yollu fliddetten kesin olarak ar›nd›r›lm›fl bir politik çizgiye de¤il, özünde hükümeti pazarl›k masas›na oturtma manevralar›na dayanak sa¤layacak üstü örtük ‘Yoksa bar›fl› bozar›m haaa’ tehditleri...” (Ayd›n Engin, Birgün, 12 Haziran) ✍ “... Türkiye ilk kez demokrasisi ad›na umutlan›yor. Ve sizler, "yeniden ölüm" diyenler, bu gerçe¤in fark›nda m›s›n›z? (R›dvan Akar, Birgün 11 Haziran)
Say› 112 49 20 Haziran 2004
kahramanlar ölmez 19 Haziran - 25 Haziran
Mehmet BÜÇKÜN 19 Haziran 1979 Devrimci hareketin kadrolar›ndan biriydi. Adana’da sorumluluklar üstlendi. Sol gruplar aras› bir sorunu çözmek isterken kendine “Devrimci Kurtulufl’çu” diyen biri taraf›ndan öldürüldü.
Kenan AYDEM‹R 20 Haziran 1979 Faflist teröre karfl› sürdürülen mücadelenin militan kadrolar›ndand›. ‹stanbul’da faflist bir oda¤›n yak›lmas› eylemi s›ras›nda a¤›r yaraland›. Kald›r›ld›¤› hastahanede kurtar›lamayarak flehit düfltü.
‹lhami ÇAVUfiO⁄LU 21 Haziran 1979 Kenan Aydemir’in cenaze töreni s›ras›nda, jandarman›n cenazeye kat›lanlara açt›¤› atefl sonucu flehit oldu.
Dersim Ovac›k Yeflilyaz› Nahiyesi Kardere mevkiinde oligarflinin binfiehitlerimiz lerce kiflilik askeri Kenan GÜRZ birli¤i taraf›ndan Zehra ÖNCÜ kuflat›ld›lar. TesDo¤an GENÇ lim ol ça¤r›lar›n› Figen YALÇINO⁄LU çat›flarak cevaplad›lar. 15 saat süren yi¤itçe çat›flma sonras›nda flehit düfltüler. DerCem GÜLER sim ‹brahim Erdo¤an K›r Silahl› Propaganda Birli¤i Mustafa Sefer Müfrezesi’ne ba¤25 Haziran 1995 l› bir gerilla birli¤inde görevli savaflç›lard›. Birlik komutanlar› Kenan Gürz’dü. Kenan GÜRZ, Dersim-Hozat Bileldi Köyü do¤umluydu. 1993’te gerillaya kat›ld›. Zehra ÖNCÜ, Çorum do¤umluydu. Hemflire olarak görev yapt›¤› Kürdistan’da Devrimci Sol’la tan›flt›. Bir çok görevde bulunduktan sonra 1993’te gerillaya kat›ld›. F‹gen YALÇINO⁄LU; Hozatl›, Kürt milliyetindendi. Do¤an GENÇ, Pertek Sö¤ütlütepe Köyü’nde do¤du. 1995 yaz›nda gerillaya kat›ld›. Cem GÜLER, Hozat Koru Köyü do¤umluydu. Elaz›¤’da lise y›llar›nda anti-faflist mücadele içinde yerald›. 1995’te gerillaya kat›ld›. Çat›flarak flehit düfltü¤ünde daha 16 yafl›na bile girmemiflti.
Adalet YILDIRIM 22 Haziran 1996 DYP ‹stanbul Ka¤›thane ilçe binas›na düzenlenen bask›ndan sonra ç›kan çat›flmada flehit düfltü. Adalet’in de içinde yerald›¤› silahl› propaganda birli¤i, eylemden sonra geri çekilirken, kuflat›ld› ve çat›flmaya girdi. Adalet kendini feda ederek di¤er yoldafllar›n›n geri çekilmesini sa¤lad›. Dersim’li olup Kürt milliyetindendir. 1994’te Dersim’de K›r Gerilla Birli¤i’nde savaflt›. 1996’da ise ‹stanbul flehir birliklerinde istihdam edilmifltir.
Recep S‹NAN 24 Haziran 1980 Bursa Gemlik Hamidiye Bölgesi’nde faflistlerle ç›kan bir silahl› çat›flmada flehit düfltü.
Ali YÜCEL 23 Haziran 1995 Dersim da¤lar›nda bir savaflç› olmaya haz›rlan›rken K›r›kkale yak›nlar›nda geçirdi¤i trafik kazas›nda yitirdik.
Süleyman ÖRS An›ld› 12 Haziran’da Karayollar› Cemevi'nde Süleyman Örs için bir anma düzenlendi. Cemevinde devrim flehitleri için sayg› duruflunda bulunuldu. Konuflma yap›lmas›n›n ard›ndan Süleyman Örs'ün flehit düfltü¤ü yere do¤ru sloganlarla yürüyüfle geçildi. Yaklafl›k 100 kiflinin kat›ld›¤› yürüyüfl s›ras›nda "Süleyman Yoldafl Ölümsüzdür”, “Kurtulufl Kavgada Zafer Cephede”, “Umudun Ad› DHKP-C” sloganlar› at›ld›. Örs'ün flehit düfltü¤ü yerde onun mücadelesi anlat›ld›ktan sonra karanfiller b›rak›larak anma bitirildi. Daha sonra Cemevinde Örs’ün ailesinin verdi¤i yeme¤e kat›l›nd›.
Büyük d ireniflte ölümsüzlefltiler Aysun BOZDO (TKEP/L) 25 Haziran 2001 Ölüm Orucu eyleminin 183. günü olan 25 Haziran 2001 tarihinde flehit düfltü. 1976 Adana do¤umlu olan Aysun Bozdo¤an, GESAM (Genç Ekin Sanat Merkezi) çal›flan› ve yöneticisiydi. 12 Aral›k 1999'da tutsak düfltü. 19 Aral›k katliam›ndan sonra Ümraniye’den Kartal Özel Tip’e sevkedildi. Burada Ölüm Orucuna bafllad›. kald›r›ld›¤› Bayrampafla ve daha sonra da Kartal Araflt›rma Hastanesi'nde tüm bask›lara ra¤men tedaviyi kabul etmeyerek, eyleminin 183. gününde ölümsüzleflti.